You are on page 1of 1146

I

Orhun Yaztlarndan Gnmze Trkiye Trkesinin Sz Varl

Y A A R A B A Y IR (a-den)

OTUKEN

YAYIN NU: 683 KLTR SERS: 336

ISBN 978-975-437-623-4 (Tk. No) ISBN 978-975-437-624-1

T.C. KLTR ve TURZM BAKANLII SERTFKA NUMARASI 1206-34-003178

TKEN NERYAT A.. stikll Cad. Ankara Han 65/3 34433 Beyolu-stanbul Tel: (0212) 251 03 50 293 88 71 - Faks: (0212) 251 00 12 Ankara irtibat brosu: Yksel Caddesi: 33/5 Yeniehir - Ankara Tel: (0312) 431 96 49 nternet: www.otuken.com.tr E-posta: otuken@otuken.com.tr

Kapak Tasarm: grataNONgrata Dizgi - Tertip: skender Tre Bask: enyldz Matbaas Cilt: Yedign Mcellithanesi stanbul - 2007

-: '

.-

'B -

'?'

............

v ':- - '

. >'*& j ''4

'

!x ;.> >

S M

'

.."

'

' '

'

*1 1 /

*'

' :

"

l!

-;v

. ^

- a

r '

'

' 1 "

'

. -d

h M f --{Ar. *A.lri '

s?:

"

.S r<, V . ! * 3j 1 ., '.<.i2 ..I, ----- .'.

-i i .

.............

Bu eserin otuz be yldr kahrn eken hayat arkadama


"

SME~ M&SM

mm.
jU A ji 4 m \po \ j i U o l 'U<J C U j y ^ y r a j j

. _ l* < 5jl / u ts*" *S^^s "-^J? ^ jU-j' _"-> J* 5 *^


_ )'j? a i ^ > - j 3 '_!as~ w i ->j' a i l j l t l_5'*1 J 1

~ ^^ y j

oUolc>Lo\y

V j

'J -' _5^ > ''


j* '~ ) IJ' '

cs^ 3^*
J J p ^ J-y J

l5^ J'" -? '^ * 5**y'*


j V j l i^Xi

i)

S? Jy > a 0.'jl (jV\ '~ .^ *j

jl*vi

>~ ' _jlJ )j a ' > l

> )'

jU jl W p

Lgati ve kavidi mazbut olmayan lisann hibir vakit elsine-i edebiyeden addolunmak iddiasna salhiyeti olamaz; zira bu iki kitap edebiyatn esasdr. Bina-yi edebiyat ancak bunlar zerine tesis olunabilir. Lisann tedennisine kar bir set yerini tutacak dahi ancak bu iki kitaptr. Mkemmel bir kamusu olmayan lisan seryet-i tabiiyesi demek olan lgatlerini gnden gne kaybederek, kendi sermayesiyle bir ey ifade edemeyecek derecede dar olur; ve muntazam bir sarf ve nahiv kitab olmayan lisan doru sylenmeyi temin edemeyip, gittike daha yanl sylenir ve nihayet bsbtn galat bir lisan hlini alr.

emsettin Sami (Kamus-i Trk, fade-i Meramdan, 1900)

Szl ve dilbilgisi salam olmayan dilin hibir zaman edeb dilden saylmak gibi bir iddiaya yetkisi olamaz; nk bu iki kitap edebiyatn temelidir. Edebiyatn yaps ancak bunlar zerine kurulabilir. Dilin gerilemesine kar bir set grevini stlenecek olan ancak bu iki kitaptr. Yetkin bir szl olmayan dil, doal zenginlii demek olan kelimelerim gnden gne kaybederek kendi varl ile bir ey anlatamayacak derecede dar kalr; ve dzgn bir dilbilgisi kitab olmayan dil, doru kullanmay salayamayp gittike daha yanl sylenir ve bsbtn yanllarla dolu bir dil hlini alr.

emsettin Sami (Kamus-i Trknin n Sznden, 1900)

NDEKLER
N S Z .....................................................................................1 1 S Z L K T E N Y A R A R L A N M A ............................................ 15 Kelimelerin Sra lan ...........................................................15 Madde i Szlk Birimlerinin Sra la n ............................. 16 Kelimelerin Y a zm .............................................................. 16 evriyaz...............................................................................17 G nderm eler........................................................................ 17 E Sesli K elim eler................................................................ 17 ok Anlaml K elim eler.........................................................18 E ve Yakn Anlam llk......................................................... 18 Alnt K elim eler....................................................................18 Sreksiz ve Tonsuz nszler(, k, p, t)'in Tonlulamas... 19 Kelime Sonunda Bulunan ikiz nszlerden Dm Olan nszn Tekrar Ortaya k (edde belirm esi).............. 19 Son Hecedeki Dar nllerin D m esi................................ 19 nce nszlerle Biten Kelimelere Getirilen E k le r..............19 nl ile Bitmesine Karlk Dorudan nl ile Balayan Bir Ek Alan K elim eler.............................................................20 Belirtisiz sim Tamlamas Biimindeki Birleik isim ler.... 20 Arapa Nispet 'si ile Biten S fa tla r .................................... 21 E k le r .....................................................................................21 Yerel K elim eler................................................................... 21 Kelimenin Kkeni.......................................................... . 21

Szcn S yle n ii............................................................ 22

ki nszle Balayan Alnt Kelimelerin S yle n ii......... 23 Szcn Ait Olduu D nem ......................................... 23 Geni Zaman E k i............................................................. 23 imdiki Zaman ekimi Srasnda Geriye Benzeme .... 24 Fiillerin a ts.................................................................. 24 Kelimelerin Gramer Kategorileri.................................... 24 Yansmalar (Onomathopie / Ses Taklidi).......................25 Kelimelerin Dilbilgisi zellikleri.......... ........................... 25 Kelimelerin Toplum Yargsna Gre Tad D e er..... 25 T e rim ler...........................................................................25 Arapa ve Farsadaki oul Sfatlar.............................. 26 Arapa ve Farsa Tamlamalarn Y azm ........................26 E ve Yakn Anlaml Saylan Aklam alar......................26 Arapadaki Diillik / Erillik Durum u...............................26 Osmanlca Dizin...............................................................26 ARAP ASILLI TRK ALFABESNN EVRYAZI KARILIKLARI.. 27 KISALTMALAR...................................................................... 29 KAYNAK KISALTMALARI........ .............................................. 30 ARETLER........................................................................... 30 KAYNAKLAR..........................................................................31 MAKALELER......................................................................... 36 SZLK veya DZNLERNDEN YARARLANILAN ve KISMEN TARANAN ESERLER............................................ 37

N SZ

Bir dilin kelimelerini alfabe srasna gre toplayan ve bunlarn tr, kken, tanm, kullan ve syleyileri ile ilgili bilgileri veren retici kitap demek olan szlk, ounlukla rencilerin ellerinden drmedikleri kaynak kitaplardandr. Ama ve alan bakmndan olduu kadar bir ya da birden ok dile ilikin olmak gibi zellikleri ile de olduka ok sayda ve deiik nitelikte szlkler vardr. Bugn piyasada var olan Trke szlkler ya u anda kullanlmakta olan ortak dilin ya belli bir alann ya da Trkenin belli bir tarih dnemine ilikin kelimeleri iermektedir. Elinizdeki szlk, bugne ka dar karlatnz Trke szlklerden farkllklar arz etmektedir. En belirgin zellii tarih ve etimolo jik nitelik tamasnn yannda ortak dille birlikte yerel kelimelere de arlk vermi olmasdr. Trk dilinin yayld alan gz nne alnd zaman kaba izgileri ile douda Pasifik Okyanusu kyla rndan batda Baltk Denizi kylarna, kuzeyde Kuzey Buz Denizi kylarndan gneyde Basra Krfezi k ylarna kadar uzanan geni bir corafya akla gelir. Bu kadar geni bir corafyaya yaylm bulunan by le bir dilin birbirinden farkl kol ve dallarnn bulunmas ok doaldr. Ana Trkeden ayrlarak lehe ve bamsz dil durumuna gelmi olan bu dil ve lehelerin bir takm birbirine komu topraklarda kul lanlmasna ramen pek ou da birbirinden uzak alanlarda konuulmaktadr. Bu alanlardan birisi de Trkiyedir. Anadolu, Trakya, Kbrs, Kerkk ve Balkanlar ile Trkiyeden ii alan Avrupa lkelerinde konuulan Trkeye, Trkiye Trkesi ad verilmektedir. Trkiye Trkesi ile dier Trk dil ve lehelerinin tarihte ortaklklar vardr. Bu ortaklk ayn kkene bal olmaktan kaynaklanmaktadr. Trkiye Trkesinin geliiminde, bu dili konuan Trkiye Trkle rinin Orta Asyadan kp Anadoluya gelilerinde izledikleri yollarda karlatklan kltr ve medeni yetlerle, mparatorluk dneminde yayldklar Avrupa ileri ile Akdeniz ada ve kylannda kurulmu bu lunan kltr merkezleri ve yaygn kltr ortamlarnn etkisi grlr. Yakn zamanlara kadar Trkenin bilinen yazl belgeleri 8. yy.a ait Orhun ve ona yakn alara ilikin Yenisey yaztlan olarak biliniyordu. Ancak 1969 ylnda Kazakistanda Issk Gl yaknndaki Esik kur ganndan kan Altn Elbiseli Prensin mezar ile ilgili olduu grlen drt bin kadar eya arasnda yer alan bir anakta yazl 26 harflik bir yaz Orhun alfabesiyle benzerlik gstermektedir. Bu mezarda yap-

IM
\ m

S2LH

IM
rn m

lan radyo-karbon incelemesi sonucunda bu prensin milattan nce be ya da drdnc yzylda yaad anlalmtr. Trke ile ilgilenen bilim adamlar bu veri karsnda Trk dilinin, en iyimser tahminle bin yllk bir gemie sahip olduu kansna varm bulunmaktadrlar. Trkenin ilk devirlerine ilikin kaynaklar gn getike artmakta ve pek ok konu yava yava aydnla kavumaktadr. Orta As yada yeni kazlar yapldka ve bu kazlarda elde edilen veriler sergilendike Trkenin tarihi daha da aklk kazanacak demektir. Gemii, sz edilen dneme kadar uzanan Trkiye Trkesi, Malazgirt savandan sonra Anadoluya yerlemi bulunan Ouz boylan ile Trkmenlerin bu yeni corafyada gelitirdikleri yeni yaz dilinin de vamdr. nceleri Seluklu Devleti ve Anadolu Beylikleri ile ktada egemenlik kurmu bulunan Osmanl Devletinin ve en son olarak da Trkiye Cumhuriyetinin resm dili olmutur. Kltr dili kadar yerel konumalarla, halkn byk bir ksmnn anlama gereksinimini karlayan az lara ilikin kelimeler de bir dilin sz varl iinde yer almaldr kansnda olduumuzu da belirtelim. Bu sebeple yerel azlara ilikin kkeni akla kavumu kelimelerle kkeni aklanamayan fakat yay gn kullamma sahip olanlar da szlmze alnd. Szlmzde Orhun Yaztlarndan gnmze uzanan vadide Trkiye Trkesinin sz varln sergi lemeye altk. Bilim dnyasnda daha deiik adlandrma ve daha geni blmleme ile ele alnmasna ramen biz bir szlk iin fazlaca karkla sebep olmamak iin yle bir snflama yaptk: 1. Eski Trke: Orhun yaztlarndan On nc yzyla kadar. 2. Eski Anadolu Trkesi: On nc yzyldan stanbulun fethine (ksmen 16. yy.a) kadar. 3. Osmanh Trkesi: On Beinci yzyldan Cumhuriyete kadar. (Arapa, Farsa, Trke karmas) 4. Trkiye Trkesi: Cumhuriyet dneminde kullanlan kltr dili. 5. Azlar: Bugn Anadolunun deiik blgelerinde, Kbns, Kerkk, Trakya, Balkanlar ve ksmen Ka radenizde kys bulunan lkelerde yaayan Trkler tarafndan konuulan Trke yerel szler.

SM

Bu szln akademik olmak gibi bir iddias yoktur. Bir teknisyen edas ile hazrlanmtr. nk ni versitelerde yaplan akademik aratrmalarn sonulannm yksek okul rencileri ile ortaretim ve il kretim retmenlerinin dzeyine indirgenmesinin gereklilii uzun meslek yaammz boyunca hisse dilmitir. Bu aratrmalann bir ouna teknik olarak bir ksmna da madd olanaklann elverisizlii y znden ulamann zorluunu yaamzdr. Trke Szlk akademik almalar, retmen ve renci lerin seviyesine indirgemektedir. Bu da demektir ki mevcut bilimsel verilerden olanaklar erevesinde yararlanlmtr. Bilimsel inceleme ve aratrmalar gzden geirildike grld ki pek ok konu henz bilim adamlar arasnda yeterince akla kavuturulmu, gr birlii salanm deildir. Byle kelimelerde her gr e de yer verilmek durumunda kalnd. Bu szlk hazrlanrken Trk dilinin Cumhuriyet dneminde girdii sadeleme akm dnda, eitli ideolojik arenalara ekilen zleme-yozlama tartmas gibi yapay akmlarda yan tutulmamtr. Kul land dil yazann kendi yetitii dnem ve edindii kltrn rn olarak alglanmaldr. Yazm ko nusunda lnl olmak kaygs ile Trk Dil Kurumunun Yazm Klavuzuna uyulmutur. Kelimeler yeni-eski, uydurma-yapma gibi ltlere baklmakszn alnmtr. nk szlk, kiinin sz daarc nn dndaki kelimelerin anlamn bulabilmek iin vardr. Bu anlayn sonucu olarak kelimelere eit li ideolojik akmlarca yklenen kavramlar da akland. Bu szln dierlerinden bir fark da arama ve bulmada kolaylk salamas iin madde balarna tek bir kelime alm olmasdr. Ayn yazlan birleik kelimelerle, ikilemeler, terimler, deyimler i madde ola rak aklanmlardr. maddede yer alan baz kelime gruplarnn szlksel (leksik) birim nitelii ta d bir gerektir. Aranan kelime ya da kelime grubunun kolay bulunmas amalandndan i madde lerin sralannda arada boluk yok saylarak alfabetik sralamaya gidilmitir. Bu durum kelime ya da kelime grubunun aranma ve bulunmasnda karlalan gl ortadan kaldrmaktadr. Esas olarak, yelenen szcn kullanmn yaygnlatrmay amalamaktan ok, okuyucunun karlat kelime daarc d bir szcn anlamm doru alglamasna yardmc olmak yolu gdlmtr.

Bu szlkte bulunan btn kelimeler yazarna ayn mesafededir. Biri dierine tercih edilmemitir. Kul lanlan dil ise yazann yetitii ortam ve dneme ilikin kltrel edinimlerin rn saylmaldr. rencilik ve retmenlik yllarmda Trk dilinin, zellikle Trkiye Trkesi-nin btn sz varln ieren bir szln ihtiyacn derinden hissetmiimdir. Mevcutlar iinde byle bir ve btn szl bu lamadm iin yllar nce bu ii kendim yapmaya karar verdim. Sonra da yava yava fileme almalanna giritim. Koliler dolusu fileri ev deitirdike en deerli eyalanmla birlikte korudum. Bilgisayar knca -yine fisiz olmamakla birlikte- i epey kolaylat. Tamam otuz sekiz yllk bir almay gerek tiren bu szln sadece bilgisayar ortamna aktanm bile gnde sekiz-on saat almak suretiyle tam sekiz ylm ald. Uzun ve yorucu olmasna ramen olduka byk zevk duyduum bir almann rn olan bu Sz lk bavuranlarn yararland lde bana mutluluk verecektir. almamn her evresinde bana her trl destek, ilgi ve sevgiyi esirgemeyen, zaman zaman kapldm skntlara gs germemi tleyen ve bana en byk destei veren sevgili eim Gnl'e minnettanm. Bu eser, onun destei ve anlayl tu tumu olmasayd belki de meydana gelemezdi. Yine bu eserle ilgili bavurularda yer alan ngilizce me tinlerin evirilerini zaman zaman oullanm ODT mezunu Mimar alayan ve naat Mhendisi a lar abayr yapmlardr. Kendilerine mteekkirim. Szlmzn emsallerinden nemli bir fark da sonunda eski alfabemiz nazar- dikkate alnarak alfa betik bir Osmanlca Dizin verilmi olmasdr. Bunda, birka trl okunabilen, her okunuu deiik an lamlar tayan Osmanl Trkesindeki kelimelerin hangi sayfalarda getiini gstermek suretiyle, ihti ya duyanlara byk kolaylk salanmas hedeflenmitir. Burada Dizinin hazrlanmasnda byk gay ret gsteren ve Osmanl Trkesi yazmlann yapan skender Treye ve eser bittikten sonra batan so na kadar imla hatalann dzeltmek ltfunda bulunan tken Neriyattan Erol Klm ile zellikle bu eserin basmn stlenen tken Neriyat yetkililerine ve alanlanna teekkr ederim. Bu eserde grlen eksiklikler tamamen bana aittir. Trk dili uzmanlarnn ve bilim adamlarnn eleti ri ve yardmlarna tamamen ak olduum gibi yaplacak her trl eletirinin Trkeye katk olaca inancn tadmn bilinmesini isterim.

Ske, 3 Mays 2006

Yaar ABAYIR

SZLKTEN YARARLANMA

Bir kimsenin kelime daarcndaki kelimeler ikiye ayrlr. Bunlardan birincisi, duy duunda ve okuduunda anlamn tam olarak kavramakla birlikte ihtiya duyduu zaman doru olarak kullanabildii kelimeler. kincisi ise kendisinin kullanmad ancak duydu u ve okuduu zaman anlamn karabildii kelimeler. Bunlarn dndakiler kiiye ya banc olan, daha genel sylemi ile bilmedii, kelime daarcnn dnda kalan kelime lerdir. Kii bu trden kelimelerle karlatnda szle bakmak ihtiyacn duyar. Bu yzden, Trke Szlkn gtt ama, kiiye karlat fakat kendisine yabanc olan szcn anlamn kavramakta yardmc olmaktr. Belirli bir dil ynlendirmesi yapmak, bir gr benimsetmek gibi bir ama gdlmediinden hemen her szcn anlam aklanm; gndermeler en aza indirilmeye allmtr. Kelime yelemesine yer veril memi, bir baka syleyile yelenmeyen kelimeler iin e anlamllarna gndermeler yaplmamtr.

1. Kelimelerin Sralan
Kelimeler Trk Alfabesindeki harf srasna uygun olarak dizilmilerdir. Szlklkte, yaygn eilim yledir: Her szlk birimi (bir kavram karlayan ke lime, ikileme, terim vb. kelime gruplar) madde ba yaplr. Snflardaki uzun deneyim lerden sonra vardmz tespit udur: renci bu dzendeki szlklerden yararlanrken ayn kelimelerden olumu ayr yazlan ve bitiik yazlan szlk (leksik) birimlerinin aranmasnda glk ekmektedir. Bu yzden szlkte, madde ba olarak tek kelimeler ile bitiik yazlan birleik keli meler ve ekler alnmtr. Madde balar dz ve koyu harflerle yazlm ve aklamalardan virgl ile ayrlmtr.

kam, kamba, kamkuyruk, kamlamak,

SZL KTEN YA R A R LA N M A

OrMTlifflKHL

2. Madde i Szlk Birimlerinin Sralan


Szlmz akademik olmaktan ziyade uygulamaya dnk hazrlandndan kelime grubu nitelii tayan ikileme, deyim, terim ve tamlamalar hangi tr kelime birimi zelli i gsterirse gstersin, o grubun ilk szcnn getii madde iine alnd. Bunlar da alfabe srasna alnarak akland. Burada da yaygn olan anlayn tersine grubu olutu ran kelimelerin ekimli veya yaln olmalarna baklmakszn alfabe srasna alnd. Bu durumun, aranan kelime grubunun kolaylkla bulunmasna yardmc olacan sanyoruz.

madde ba szlk birimi

S madde ii szlk birimleri trne baklmakszn alfabe srasna dizilmi olarak deyim, terim, ikileme, kelime grubu vb.

bar2, -r ................................................ ........................................ S bar gemek, bar ilii, bar inesi, bar yelei, bara basm ak, bara ta basm ak, bar ak, bar bada olmak, bar bal, bar bitiik, bar btn, bar kl olmak, barna basm ak, barna ta basm ak, barn delmek, barn yerden kaldrm ak, bar yank vb.

bamsz tek kelimeler [szlk (leksik) birimleri] r

asit, -di [Fr. acide] is. kim. 1. Suda znd zaman H3() iyonlar veren, bazlar ve metaller zerine etki ederek tuz oluturan yakc sv; ekit; hamz. 2. s f Asit zellii gsteren. S asit alkol, kim. H em asit hem d e b a z nitelii tayan asit baz dengesi, biy. K a n d a uygunpH 'yi devam ettirm ek zere a sitle rin b a z la ra o ran n d aki denge.\\ asit borik, kim. B ord an treyen H3B 0 3form l ile g sterilen az etkili, s e d e f grnm nde bey az b ir toz. | asit fenik, kim. B o y a c lk ve baz p lastik lerin retim inde kullanlan | m aden km r katrann dan eld e ed ilen o ksijen li benzin trevi b ir sv; f e n o l .| asit kaya, miri. G ranit | gibi, y a p sn d a y zde altm beten f a z la silis bulunan en dojen kaya. | asit toprak, pH 'si 6.5'ten kk | o la n toprak. | asit yam uru, H avann nem i ile birleen f a b r ik a ba ca la rn d a n ka n slfrik ve nitrik | a sit iyonlarnn oluturduu b itk ilere z ara rl yam u rlar.

3. Kelimelerin Yazm:
Madde ba olan kelimelerden; Gnmz Trkesindekiler Trk Dil Kurumunun Yazm Klavuzuna uygun ola rak, Osmanlca, Eski Anadolu ve Eski Trke ile azlara ilikin olanlar imdi kullan dmz alfabe olanaklar erevesinde en yakn syleyie gre yazlmlardr. Eski Trke (1 3 . yy. ncesi) kelimelerin yazlnda bugnk kullandmz alfa be esas alnmtr. Ancak keli parantez iinde bugnkne en yakn ve en uygun olabilen biim kullanld. Ayn szcn deiik kaynaklarda ve otoritelerde farkl biimlerde yazld gzlenm itir. Bunlar iinden en ok tercih edileni almay yele mekle birlikte, m evcut alfabe sistem im iz ve teknik olanaklarn elverdii ller iin de kaldk. Bilimsel inceleme iin belirtilmi olan ana kaynaa gidilmesinde yarar umulur.

S I H H l f f i C E m O K .1 7

SZL KTE N Y A R A R LA N M A

4. evriyaz:
Osmanl Trkesi evriyaz ile keli parantez iinde, orijinalinden nce ayrca ve rilmitir. Eski Trke ve Eski Anadolu Trkesine ait olan kelimelerin ksmen evriyaz lar verildi.
baz, [Ar. buz (nefret) > baz / baiz j l;] (ba:g z) {OsTf sf. Herkesten nefret eden. bagi, [Ar. bay (serkelik) > bi / bi (b a :g i) {OsTJ sf. Ba kaldran; asi.

bae, [Far. b-e i*Ju] (b a : e ) {OsTj is. 1. Kk ba. 2. Bahe.

Eski Trke kelimelerin uzun sylenenleri zellikle belirtildi. Uzun seslerin anlam sal ayrmlamaya yaradklar dilcilerin genel kabullerindendir. nk uzun ses bir biimbirim esidir.
bod1, [bd] (b o :d ) {eTf is. 1. Boy; vcut; kamet; gvde. [EUTS] [DLT] [Yknek] [KPy.] 2. Kurumlam topluluk; boy; halk; airet; kabile; cemaat. [EUTS] [ETY] [Gabain] [KPy.] 3. ttihat; birleme; birlik. [ETY] bod2, [bd / boy] (b o :d ) {eT} is. ok az bir misk kullanlarak yaplan makyaj malzemesi. [DLT] S bod moncuk, {eT} C ariyelerin taknd boncuk. [DLT] bod, [bod] {eT} is. Toy kuu. [DLT]

Dier dillerden gelen kelimelerin evriyazlar verilmedi. Ancak Latin alfabesini kul lanan lkelerin dillerinden (Latince, talyanca, Franszca, ngilizce, Almanca, spanyolca vb.) alman dn kelimeler asllarna uygun olarak keli parantez iinde verildi.
bagaj, [Lat. baga (sandk) + Fr. -age] is. 1. Yolcunun beraberinde gtrd giyim vb. eyalar. 2. Tren, otobs, uak ve gemilerde yolcularn beraberinde gtrdkleri eyalarn konulduu zel yer. 3. Oto mobillerde eya koymaa mahsus blme. 4. argo. Kala. S bagaja verm ek, (Yolcu iin) b era b e rin d e gt rm ek istedii eyalarn n tatn b a g a j blm ne konulm asn sa lam ak.

5. Gndermeler:
Gndermeler en aza indirildi. Yazmlarnda farkllk bulunan kelimelerin hepsi sradaki yerine alnd. Bunlardan en yaygn olan akland. Dierleri iin -* ile ilgili olduu madde bana gnderme yapld.
alamuk, -u [ala-muk] {az} is. -+ alamk.

6. E Sesli Kelimeler:
Yazllar ayn olmakla birlikte anlamlar farkl olan kelimelerin tm szle aln d. ok kullanlandan az kullanlana ya da gnmzden eskiye doru bir sralama ile e sesli kelimeler st karakter olarak (J-2' 3 ) gibi rakamlarla birbirinden ayrld. Dzeltme iareti ( ^ ) , anlamsal ayrm yarattndan iinde ( ^ ) bulunan grnte e sesli kelimeler numaralandrlmadan dizinin en bana alnd.

S Z L K T E N YA R A R LA N M A

i m t s M . s

alaf1 [Ar. elf (bin) > alaf jilT] (a :la :f) {OsT} is. Binler. , alaf2, [Ar. alef > a laf jiU I] (a -la :f) {OsT} is. 1. Ot ve saman gibi kuru hayvan yemi. 2. Otlar; samanlar. alaf3, [alav > alev / alaf] {az} is. Alev, scaklk, ate. S alaf getirmek, {az} Suyu ek ilm ek ; y a n kuru mak.

Kesme iareti (') ile yazlmak durumunda olan kelimelere de ayn kural uyguland.
k a ra, [Ar. kara j>] {OsT} is. bot. Su kaba.

k a ra 1, [eT. kara] sf. Siyah. k ara2, [Ar. krra%_,Ui ? / T. kara] is. Yeryznn denizler dnda kalan toprak blm; toprak. k ara3, [kara] (k a ra :) {eT} sf. Sradan halk; sade vatanda kara4, [eT. karak (haydutluk)} {az} is. 1. Su. 2. ftira; leke. [DS] k a ra 5, [kara] {az} is. Gece bekisi; jandarma. [DS]

7. ok Anlaml Kelimeler:
Kelimelerin ncelikle temel anlamlar verildi. Eer bir szcn birden ok anlam varsa bunlar 1. 2 . 3. gibi koyu rakamlarla belirtildi. Madde iinde ak, eik rakamlar (1.
2 . 3 . )

kullanld.

bakla, [Ar. baki (sebze, yeillik) > bkl 5UL] (b a :k la :) is. bot. 1. Baklagillerden yurdumuzun hemen her yerinde yetien, taneleri bad iinde bulunan bir yllk bitki, (V icia fa b a ) . 2. Bu bitkinin yeil veya ku ru olarak yenilen tohumu. 3. gnl. Zinciri oluturan halkalardan her biri; zincir halkas; {az} (aym). [DS] 4. {az} Fasulye. [DS]

8. E ve Yakn Anlamllk:
Szcn aklamas yapldktan sonra; ayn aklamay yapan baka kelimelerle ku rulu anlatmlar varsa bunlara da yer verildi. Ve aralarna (;) konuldu. Bundan sonra o szce ilikin e ya da yakn anlaml kelime, ikileme, deyim, kelime grubu varsa onlar da (;) ile ayrlarak verildi.
baki, [Sansk. bhiksu (m rebbi; mrit) / in. pak shi] {eT} 1. Muallim; retmen. [EUTS] 2. stat; usta. [EUTS] 3. Hekim; doktor; tabip. [EUTS] 3. Eski Trk topluluklarnda fala bakan, hastalan iyi eden ve aym zamanda kopuz alp iir syleyen bir eit din adam; ozan; kam; algc; falc; trkc; air.

9. Alnt Kelimeler:
Trkeye yabanc dillerden girmi kelimelerin alnd dil keli parantez [...] iinde en bata ksaltma halinde belirtildi.
baak, [Sod. pmak (korunm ak) > p > ba-a / ba-ak] {eT } is. 1. Oru. [Gabain] [EUTS] 2. Hristiyanlarn orucu; perhiz. [DLT] bafur, [t. vapore (buhar)] {az} is. Buharla alan gemi; vapur.

M IIC t S02JI.

19

S ZL K TE N Y A R A R L A N M A

Kelimelerin hangi dilden geldii bilinmiyorsa ba tarafa (?) konuldu.


baduka, [? baduka] {az} is. Patates.

10. Sreksiz ve Tonsuz nszler(, k, p, t)'in Tonlulamas:


Birden ok heceli kelimelerin sonunda bulunan / / , /k /, /p /, / t / nszleri iki nl arasnda kalnca tonlulaarak / c / , / /, /b /, / d / ye dnrler. Bu olaya, nszlerle biten bir kelimeye nl ile balayan bir ek geldiinde rastlanr (geriye benzeim). Tek heceli ke limeler genel olarak bu kuraln dndadr. Ancak tek heceli olduu hlde nl ile bala yan bir ek aldnda sonunda bulunan sreksiz, tonsuz nsz tonlulaan kelimelerimiz de vardr. Bunlar da dier tonlulamalarla birlikte Trk Dil Kurumunun Yazm Klavuzud belirlenen ltlere gre gsterilmitir. Byle bir kelimeye dar nl getirildii var saylmtr:
gk, - arpack, - but, -du avurt, -du kap, -b urup, -bu u, -cu aa, -c

11. Kelime Sonunda Bulunan kiz nszlerden Dm Olan nszn Tekrar O rtaya k (edde belirmesi):
Trkede, Araplarn edde adn verdii ikiz nsz bulunmaz. Arapadan alnm olan sonu ikiz nszle biten kelimelerin sonundaki bu ikiz nszlerden biri der: hak (hakk), his (hiss), ret (redd) gibi. Bu tr kelimelere nl ile balayan bir ek getirildiinde dm olan ikiz nszn tekrar ortaya kt grlr: hak -* hakk-, his hiss-i, ret -* redd-i gibi. Bu durum szlkte belirtilmitir.
hak, -kk his, -ssi ret, -ddi ek, -kki

12. Son Hecedeki Dar nllerin Dmesi:


kinci hecesinde dar nl bulunan baz kelimelerimize nl ile balayan bir ek geti rildiinde bu dar nl der: az > az, beyin > beyninde, gs > gsmz, oul > olu gibi. Bu tr kelimeler szlkte belirtilmitir.
az, -z beyin, -yni gs, -s oul, -lu

13. nce nszlerle Biten Kelimelere Getirilen Ekler:


Dilimizde hem kaln, hem de ince sylenii bulunan / ! / , /k /, /g /, / t / , / d / nszleri hecedeki nlnn kaln veya ince oluuna gre sylenirler. Yani nl kaln ise bu nsz ler de kaln, nl ince ise bu nsz de ince olur: arkada, kedi, leylek, alabalk, karga, gelin cik, topal, tnel gibi. Ancak dilimizdeki baz alnt kelimelerin sonlarndaki hecenin nls kaln olmasna ramen ona bal nsz ince olabilmektedir: sem bol, saat, harf, idrak gibi. Bu tr kelimelere getirilen Trke ekler ince sradan olmaktadr. Bu durum szlkte belirtilmitir.
idrak, -ki am iral, -li saat, -ti harf, -fi

S ZL K T E N YA R A R LA N M A

M K E HUR.

14. nl ile Bitmesine Karlk Dorudan nl ile Balayan Bir Ek Alan Kelimeler:
Dilimize Arapadan girmi baz kelimeler Arapada bir grtlak nsz olan ayn ile bitmektedir: bayi, cami, memba, msra, sanayi. Bu szcklerden sonra iyelik eki (-i) gelirse araya (-s-) yardmc sesi girmez, menba, msra, sanayii gibi. Ancak cami ve bayi kelimeleri her iki hlde de yazlabilir; kyn camii / kasabann camisi, ila bayii / ila bayisi gibi. Bu kelimeler ismin hl eklerini alnca araya (-y-) yardmc sesi girebilecei gibi, do rudan iki nl yan yana da yazlabilir: camiye / camie, camiyi / camii, bayiye / bayie, bayiyi / bayii, membay / memba, membaya / membaa, msray / msra, msraya / msraa, sanayiye / sanayie, sanayiyi / sanayii gibi. Bunun dnda bu grtlak nsz kelime sonlarnda erimitir: cz, def, men gibi. Yaln hlde iken bu nsz gsterilmez. Ancak iyelik eki aldklarnda bu nsz ortaya kar. Bunu da () iareti ile gsteririz; hastaln nevi, cemaatin bir cz, belann d efi, tecavzn meni gibi. Bu durum szlkte belirtilmitir.
nev, -vi cz, -z def,- f i men, -n i

15. Belirtisiz sim Tamlamas Biimindeki Birleik simler:


Dilimizde kelime yapma yollarndan birisi de birletirmedir. Birletirme ounlukla sfat tamlamas veya belirtisiz isim tamlamas biiminde olmaktadr. Belirtisiz isim tam lamas biiminde olan ve bitiik yazlan birleik isimler sonlarna ek alrken bir takm deiiklik gsterirler. a) nl ile balayan bir ek getirildiinde belirtisiz isim tamlamasnda olduu gibi dorudan -n- yardmc (kaynatrma) nszn almas gerektii hlde kimi zaman -yyardmc nszn alanlar da olmaktadr.
balkaba > balkaba-n-, ebegmeci > ebegmeci-n-i

dayba > dayba-n- / dayba-y-

Bu zellikler szlkte madde bandan sonra belirtilmitir.


denizalt, -y, -nm [deniz+alt-c] is. Denizaltnda grevli subay ve erlere verilen isim, denizalt, -y, -nn [deniz+alt-] is. as. Dalm durumda seyretmek zere yaplm sava gemisi, denizar, -y, -s [deniz+ar] sf. Denizlerin tesinde bulunan.

b) Bu tr birleik isimlerin okluklar da ayn biimde belirtisiz isim tamlamas ku rallarna gre yaplmaktadr.
balkaba > balkabak-lar- ebegmeci > ebegme-ler-i

Bu zellikler szlkte madde bandan sonra belirtilmitir.

n u ra h

SZL KTE N Y A R A R LA N M A

denizanas, -n, -a la n [deniz+ana-s] is. zool. Selenterelerden, yass bir diske benzeyen, saydam, ser beste yzebilen bir deniz hayvan; medz, denizaslan, -n, -nlar [deniz+aslan-] is. z oo l. ri kulaklgillerden, Byk Okyanus ve gney denizle rinde yaayan ksa ve kaba kll postlarnn altnda ikinci bir kll ve ince tabaka bulunan kvrak yapl bir deniz memelisi, (E u m etopias ju batu s). denizat, -n, -tlar [deniz+at-] is. zool. Ba at bana benzeyen, suda dik duran, kuyruk yzgeci olma yan, on be santim kadar boyunda bir deniz hayvan; {eAT} (ayn), (H ippocam pu s hippocam pus).

16. Arapa Nispet 'si ile Biten Sfatlar:


Bilindii gibi nispet si ( <-s= iyy / ) Arapada isimden, mastardan aidiyet (ilikinlik) sfatlar yapar: m ill, din, vb. Arapa nispet si (y-y nisb) ile biten sfatlar (ism-i m en sup / aidiyet sfatlar) TDKnun Yazm Klavuzun d aki esaslara uygun olarak belirtildi. yle ki, bu tr bir szcn ismin belirtme durumu ve iyelik ekiyle karmasn nle mek iin ( ~ ) kullanld. Uzun sylenmesine ramen byle bir karkln sz konusu olmayan hllerde sz konusu aidiyet sfatlarnda (i)nin zerine ( ~ ) konulmad. TDK'nun koyduu kurallara uyuldu. rnek olarak, a h la k deil ah la k i, a h s deil ah si biiminde yazld. nk a h la k ve ah s kelimeleri belirtme durumu ve iyelik eki alnca a h la k ve ah s eklinde yazlmaktadrlar. Farsadan geen ve Arapa nispet sine benzerlik gsteren y-y vahdet (tekillik) ve y-y masdariyet (eylem ad) yapan () belirtilmemitir. Ancak szcn telaffuzunda bu y uzun sylenmesi gerektiinden (i:) biiminde gsterilmitir.
dameni, [Far. dmen ] (da:meni:) {OsT} is. 1. Eteklik. 2. Kadn barts.

17. Ekler:
Trke, Arapa, Farsa, Latince, Yunanca ekler alfabe srasndaki yerlerinde madde ba olarak verildi.

18. Yerel Kelimeler:


Anadolu, Rumeli, Kbrs ve Kerkk azlarndan kkenleri aklanabilenler szle alnd. Bunun yannda kkeni aklanamayan fakat yaygn kullanma sahip olanlara da yer verildi. Bu kelimelerin kullanld blge belirtilmedi. Bu konuda akademik aratrmada bulunmak isteyenler, belirtilen kaynaa bavurmaldrlar.

19. Kelimenin Kkeni:


Madde bandan sonra gelen keli parantez ii szcn kken bilgisini iermekte dir.
kelam, [Ar. kelm] atein, [Far. tein] aygr, [eT. adr]

Szcn kkeni bilim dnyasnda yaplm olan aklamalar dikkate alnarak bura da belirtildi. Trke kelimelerde bilinen kkler ve onlara getirilen ekler aralarna kk

S ZL K TEN Y A R A R LA N M A

1MI1CES0M.22

izgi (-) konularak ayrld. Tretme srasnda deien sesler ise ( ) iine alnarak dei mi ekli verildi.
gidermek, [git-mek > gi(d)-er-mek] artklk, - [art-k--lk]

ki ayr yabanc dilden alnma kelimelerle yaplm birleik kelimeler arasna + iare ti konulmutur.
beyanname, [Ar. beyn + Far. nme (mektup)']

Yabanc bir dilden girmi olan kelimeden Trke bir ekle tretilmi olanlar da kk izgi ile ayrld. Bu tr kelimelerde kkn hangi dilden geldii ilgili maddede belirtildii iin tekrar yazlmad. Bir bakma Trkelemi sayld.
balerin, [Fr. ballerine] balerinlik, -i [balerin-lik]

Osmanl Trkesi ile alma yapacak olanlara yardmc olmak dncesiyle Arapa ve Farsa ile dier dillerden girmi Osmanl Trkesine ait kelimeler, Arap alfabesi ile keli parantez iinde evriyazdan sonra belirtildi. Madde ii aklamalarda hacmi artr mamak iin buna yer verilmedi.
enkaz, [Ar. nukz (yknt) > enkaz ^Ul] (en ka:z) {OsT} is. 1. Yknt; knt; dknt. 2. Bina ykntlar. 3. Eski hayvanlarn kalntlar. S1 enkz- beer, {OsT} nsan dk ntleri; kopm u o rg a n la r ve p a r a la r .| enkz- rem me, {OsT} K a z a y a uram ve a sl e le r i dalm tekne paralar.\\ | enkz- mmd, {OsT} mit yknts. ennihayet, [Ar. fn-nihyeti ii^dl ^j] ( e nnihayet) {OsT} zf. En sonunda; nihayet.

ki ve daha ok ayr kelimeden olumu birleik kelimelerin arasna da + iareti ko nulmutur:


[bey+aa+bey] helvacyan, [Ar. helva + T. - c + Far. (y)-n]

ki ayr kkenden geldii sanlan ya da hangisinden kaynakland aklanamayan durumlarda her iki kken de belirtilmi ve araya ( / ) konulmutur,
bngl, [bng (yans) / eT. ban-l (gekin m eyve) / bng-l] nl.

2 0 . Szcn Sylenii:
Alfabemizdeki harflerle uzun sylenen nller ve vurgulu heceler belirtilememektedir. Uzun nllerle vurgulu heceleri belirtmek iin ayr iaretlerin kullanlmas doaldr. Uzun heceler keli parantez iinde evriyaz sistemi ile, ayrca keli parantezden sonra parantez iinde eik yazyla gsterildi.
atein, [Far. atein] (a:tei:n ) rneinde birinci ve nc hece nllerinin uzun okunacan gsterir. rneinde ise ilk hece nls uzun sylenecektir.

tarih, [Ar. trih] (ta:rih)

Syleyile ilgili iaretlerde genel uygulama esas alnd. (:) uzun nly, () vurgulu heceyi,

. 23

SZL KTEN Y A R A R LA N M A

(-) ise Arapa kelimelerdeki grtlak nsz olan _(ayn) harfinin syleniini belirtmektedir: Trke kelimelerde ilk hecenin sonunda bulunan nsz arkadan gelen hecenin nlsne kayar. (gel-+-en => ge-len) Arapa kelimelerde ise ayn _() nsz olduu iin hece ayrd m nceki nszde biter. Yani nsz kendisini takip eden heceye kaymaz. >

e'ar (e-ar), an'ane (an-ane) k t'a (kt-a) k u r'a (kur-a)

21. ki nszle Balayan Alnt Kelimelerin Sylenii:


Dilimize bat dillerinden giren baz kelimeler asllarnda iki nsz ile balamaktadr. Bu tr Bat kkenli alntlar, bataki bu iki nsz arasna nl konulmadan yazlrlar. Bunlarn sylenileri de eik olarak parantez iinde verilmitir. Ne var ki bu iki nsz arasnda belli belirsiz olarak karlan nl st karakter ile gsterilmitir.
francala, [t. frangiula] ( f r a n cala) plan, [Lat. planum (dzlem) > Fr. plan] (p'ln)

tren, [Fr. traner (srklem ek) > train] (t'ren)

2 2 . Szcn A it Olduu Dnem:


Byk parantez iindeki ksaltma, o szcn hangi dneme ait olduunu
{eT } {eA T } {O sT } On nc yzyldan ncesi dneme ilikin. On nc yy. ile 15. yy. arasna ilikin, On beinci yy.dan itibaren Cumhuriyete kadar Arapa ve Farsadan girmi olan kelimelerdir). geen dneme ilikin (ounlukla

belirtir.

{ az}

Bugn Trkiyede yer alan blgesel azlarla Rumeli, Trakya, Kbrs, Kerkk, ks men de Krm etkisindeki azlara ilikin kelimeleri belirtmektedir.

Hibir aklama konulmam olanlar ise bugn Trkiye Cumhuriyetinde kullanlan lnl Trkenin kelimeleridir.

2 3 . Geni Zaman Eki:


Bilindii gibi Trkiye Trkesinde geni zaman eki -rdir. Kk veya gvdesi nl ile biten fiillerin ekiminde bu ek olduu gibi kullanlr: oku-mak > oku-r, ta-mak > ta-r gibi. Ancak sonu nszle biten kimi fiillere -er / -ar gibi geni sradan, kimi fiillere de -ir / -r / -ur / -r gibi dar sradan olan biimi getirilir. Bununla ilgili geni aratrmalar yaplm olmasna ramen bu konu henz dilbilgisi kitaplarnda yerini alm deildir. Bu konuda da klavuzluk yaplmtr. Fiilin ald geni zaman ekim eki [-r], [-ar], [-er], [r], [-ir], [-ur], [-r] eklinde belirtilmitir.
gelmek, [gel-mek] gsz. f . [-ir ] yazm ak, [yaz-mak] gl. f . [ - a r ]

S ZL K TEN YA R A R LA N M A

i m i ic e m .

2 4 . imdiki Zaman ekimi Srasnda Geriye Benzeme:


Trkiye Trkesinde imdiki zaman kipinin ekimi -yor" eki ile yaplr. Bu ekin ses bilgisi bakmndan baz zellikleri vardr. nl uyumu kurallar dnda kald gibi ek lendii fiil kk veya gvdesinde geriye benzeim yapar. Geni nl ile biten fiil kk veya gvdelerine getirildii zaman son nly darlatrr. [-(i)-yor] [-()-yor] [-()-yor] [-(u)-yor] O fiilin imdiki zaman kipi ekilirken keli parantez [ ] iindeki biimi alacan belirtir.
anla-mak > anl()-yor [-l()-y o r] dile-mek > dil(i)-yor [-(i)-y o r] homurda-mak > homurd(u)-yor [-d (u )-y o r] ktrde-mek > ktrd()-yor [-d( )-y or]

imdiki zaman ekim biimi yalnzca fiil kk veya gvdesi geni, dz nl (/a /, /e / ) ile bitenler iin verildi.

2 5 . Fiillerin ats:
Fiillerin at bakmndan gsterdikleri zellikler de belirtildi.
gl. geili (nesne alan) fiil, gsz. geisiz (nesne almayan) fiil, edil, edilgen fiil, ite, itelik fiili, drtl. dnl fiil.

Buradan,
a) geili fiillerin hem etken olduklar hem de nesne aldklar; b) geisiz fiillerin etken olmakla beraber nesne almadklar; c) edilgen fiillerin znesiz kullanldklar; d) ite fiillerin birden ok eyleyicisi bulunduu; e) dnl fiillerde ise zne ve nesnesinin ayn kii olduu anlalmaldr.

Karkl azaltmak iin ettirgen ve oldurgan gibi ikinci dereceden geililik terimle rine yer verilmedi. Fiillerin en sonuncu yaplar dikkate alnd.

26. Kelimelerin Gramer Kategorileri:


Kelimelerin tr aklamalara balamadan nce verildi:
is. (isim), f . (fiil), 7,m. (zamir), sf. (sfat), zf. (zarf), e. (edat), ba . (b a la ) nl. (nlem).

Madde aklamalarnda, kelimenin gramer kategorisi kelime ile ilgili etimolojik ve telaffuz bilgilerinden hemen sonra ksaltma olarak verilmitir. Birden ok anlam olan kelimelerde takip eden gramer kategorisi ksaltmasna kadar nceki kategori srmekte-

dik", [in. chih /diak / Mo. ike ?/ eT. ting (a y a a kalkm a) > dik] sf. 1. Yatay bir eksene gre yer eki mi dorultusunda duran; eik olmayan. 2. (Yol, yama iin) eimi ok az olan; ok yoku. 3. Sert. 4. Aksi, ters. 5. mat. Aralarnda 90 aklk bulunan. 6. zf. Dik olarak; dik a yapar biimde. 7. Hrn ve ters biimde. 8. is. mz. Trk mziinde nne geldii perde adn bir veya koma tiz yapan terim.

n s a z u i f .*

SZL KTE N Y A R A R LA N M A

2 7. Yansmalar (Onomathopie / Ses Taklidi):


Her dilde olduu gibi Trkede de tabiattaki ses ya da olaylardan yknme yoluyla edinilmi kelime says olduka fazladr. zellikle azlarda bu say daha da oktur. Yan smal kelimelerin kknde ok defa ses taklidi yer alr. Bu kkn zerine fiil, sfat, isim gibi kelimeleri kurmak dilimizde olduka kolaydr. Szlkte madde ba olarak bu kklerin hangi ses ve durumlar yanstt belirtildi.
c rt1 [crd / crt / crt (yans)] nl. Bir yerde tutulan, sktrlan sv ve dier akkanlarn veya domates , vb. meyvelerin ezilmesiyle iindeki svlarn darya kmalar, frlamalar, tepilmeleri srasnda kan sesi anlatan kk. crt, crt-a-t-m ak, crt+ at-an , crt-da-m ak, crl-da-k, crt-la-m ak, crt-la-k, crt-lambuk, crt-la-m k, crt-la-n, crt-la-v-uk, crt-la-m a, crt-tr'-mak. crt2, [crt (yans)] is. Kt, kuma gibi eylerin yrtlrken kard ses. crt3, [crt (yans)] nl. Anszn yrtlma ve bu biimde kabaca ses karma, barma, tme srasnda kan sesi anlatan kk. crt-k, crt-m ak, crt-an, crt-la-m k, crt-lak.

Daha sonra da bu kkle kurulmu gvde ve kelimeler (yans) eklinde kken bilgisi blmnde verildi.
crtlak, - [crt (yans) > crt-la-k] sf. 1. (Meyve iin) olgunlamak ya da ok beklemekten dolay yumu am, atlam. 2. {az} (Hayvan ya da ocuk iin) sk sk pisleyen. 3. (Ses iin) kula rahatsz edecek derecede ince ve trmalayc. 4. {az} Kendini beenmi; mark. 5. {az} Her sze karan. 6. {az} (Kii iin) biimsiz, kuru ve ince yapl. 7. {az} is. Kt cins erik, crtlam a, [crt-la-ma] is. Crtlak duruma gelme eylemi. crtlam ak, [crt (yans) > crt-la-mak] g s z .f. [-r ] [-l()-y o r] 1. (Sebze ve meyve iin) olgunlamak ya da ok beklemekten dolay yumuak bir hal almak veya atlamak. 2. (Kt, kuma iin) ses kararak yr tlmak. 3. {az} (Ku ve kmes hayvanlar iin) pislemek. 4. {az} Fkrmak. 5. {az} Dnmeden konumak. 6. {az} (At iin) drtnala kamak.

2 8 . Kelimelerin Dilbilgisi zellikleri:


Kelimelerin yaplarm ilgilendiren birletirme, pekitirme ve grupsal zellikleri belir tildi:
ikile, (ikilem e), p ek t. (pekitirm e), is. t. (isim tam lam as), sf. t. (sfat tam lam as) vb.

2 9 . Kelimelerin Toplum Yargsna Gre Tad Deer:


Kelimelerin toplum yarglarna gre tad deerler aklama numaralarndan he men sonra italik olarak verildi, argo. kaba. vb.

3 0 . Terimler:
Terimlerin hangi bilim, meslek ya da sanat dal ile ilgili olduu belirtildi: mim. tekst, spor. tp. as. dnz. vb.

S ZL K TEN Y A R A R LA N M A

I H I l M t S O M . 26

31. Arapa ve Farsadaki oul Sfatlar:


Arapa ve Farsada oul sfatlar bulunmasna ramen Trkede byle bir ey yok tur. Sfatlar oul olduklarnda isimleirler. Onun iin bu tr kelimeler isim olarak gste rildi.
bsre, [Ar. bsre] fOsT} sf. Taze. bisar, [Ar. bsre > bisr] (bisa :r) {OsT} is. Tazeler. bzrg, [Far. bzrg] {OsT} sf. Ulu; byk. bzrgn, [Far. bzrg > bzrgn] (bzrg:n) {OsT} is. Bykler; ulular.

3 2 . Arapa ve Farsa Tamlamalarn Yazm:


Arapa ve Farsa tamlamalarn gnmz Trkesinde kullanlmayanlar madde iin de 5 den sonra akland. Bunlarn yazmnda Yazm Klavuzu esaslar dna kld. Uzatlan nller (, , , ) ile belirtildi. Dier evriyaz iaretleri kullanlmad.
bedayi, -i i [Ar. bedia (gzel ey) > bedayi1] (b ed a.y i) {OsT} 1. Gemite grlmemi, yeni icat edilmi gzel eyler. 2. Gzel konumalar. S1 bedyi-in, {OsT} G zellii tanyan; gzellikten anlayan. | | bedyi-i sr, {OsT} E serlerin g zellikleri.| bedyi-i lfziye, {OsT} ekil g z ellik leri; s z g zellikleri.| | | bedyi-i mneviye, {OsT} K a v ra m sal gzellikler.\\ bedyi-perver, {OsT} S a n a tk r.| bedyi-pesend, | {OsT} G zelleri ve g zellikleri sev en .| bedyi-ins, {OsT} G zellii tanyan; g zelden anlayan. |

3 3. E ve Yakn Anlaml Saylan Aklamalar:


Farkl ortam ve kesimden kiilerin anlad, bildii kelime ve anlatm farkl olaca dncesi ile kavramlar aklanrken ayn anlama gelen kelime, cmle, deyim ve benzeri aklamalar aralarna (;) konularak sraland.
5 bil-ihtr, {OsT} H atrlatm adan ; ikaz etm eden ; uyarm adan. bildirilmek, [bil-dir-il-mek] edil. f . [-ir ] Bakas tarafndan bildirme ii yaplmak; haber verilmek; duyu rulmak. bildirim, [bil-dir-im] is. . Yazl aklama. 2. Yazl bildirme; tebli. 3. Yazl duyurunun yapld k t; ihbarname. S bildirim dencesi, huk. S zlem e g e r e i h a b e r v erm eden y a p la n b ir tica r uygula m adan k a r tarafn urad z a r a r k a r la m a k zere y a p la n d em e; ih b a r tazminat.

3 4 . Arapadaki Diillik / Erillik Durumu:


Arapa isimlerde diillik (mennes) ve erillik (mzekker) sz konusudur. Aklamalar erillere aittir. Diiller ancak ayr bir anlamda kullanlm ise ayr bir madde ba yaplarak aklanmtr. Dier hallerde diil biimi kken bilgisi iinde / (eik izgi) ile ayrlarak verilmitir.
hafd, [Ar. hafd a*=-] (h af:d ) is. ocuun erkek ocuu; erkek torun, hafide, [Ar. hafide (h a f:d e) is. Kz torun.

3 5. Osmanlca Dizin:
Osmanlca alma yapacaklara kolaylk olmas bakmndan szln sonuna Osman
lIca Dizin konulmutur. Dizin Osmanl Trkesi alfabe srasna gredir.

ARAP ASILLI TRK ALFABESNN EVRYAZI KARILIKLARI


Temel ekil
T

Ad
elif (medli) elif (treli) elif (esreli) elif (stnl) hemze elif+vav (bata) elif+ye (bata) be pe

evriyaz
, i a 3

Temel ekil
a*

Ad
sad dad

evriyaz
z/d t z c

I
'l f j'

i i t

t z aym gayn fe kaf kef gef sar kef (kef-i nn) lm mim nun vav uzatan vav he gzel he ye uzatan ye

0, , u, ,
1, , 1 b p t s c h h d z

t
l

g f k k g n g /fl 1 m n V , h e, a

3 il S S J

O c c c i i J j 3
lT

te se (peltek) cim ha h (hrltl) dal zel (peltek) r ze je sin n

r
z j s

A 4 . iJ Lf *

y I

J 1

Eski Trke kelimelerde yukardakilerden farkl olarak kullanlanlar: (ift dudak v si = w) v (suv, ivmek) i (D/Z aras Y ) d (budun, adak)

KISALTMALAR

{az} akust. Alm. anat. antr. Ar. Arg. Arn. as. ayn. Az. b. ba. e. ba. balk. bank. baynd bil. biy. biy-kim. bol. Brez. bsy. ev. co. a. ocuk d. ok. darl. dbl. diplms. dm. dnl. [DS] dy. e. ecz. ed. edil. eit. ekon. elkt. elktron. Erme. {eAT} {eT} f Far. fel. fiz. fizy. folk.

azlar akustik Almanca anatomi Antropoloji Arapa Arguca Arnavuta askerlik ayn anlamda Azerice birleik balama edat bala balklk bankaclk bayndrlk biliim biyoloji biyo-kimya botanik Brezilya yerli dili bilgisayar evre bilimi corafya aatayca ocuk dili. okluk (oul) anlam daralmas dilbilgisi diplomasi denizcilik dnl fiil Derleme Szl demiryolu edat eczaclk edebiyat edilgen (pasifi fiil eitim ekonomi elektrik elektronik Ermenice Eski Anadolu Trkesi Eski Trke fiil Farsa felsefe fizik fizyoloji folklor

fot. Fr.

fotoraflk Franszca geili fiil gi geisiz fiil gsz. geom. geometri anlam genilemesi gnl. gk bilimi gk b. Grcce Gre. gz/, sntl. gzel sanatlar hattatlk hat. havaclk havc. Hint dilleri Hint. Hristiyanlk hrist. hukuk huk. bra. branice ikile. ikileme iletiim ilet. ngilizce Ing. in. inaat rlanda dili (Kelte) ri. isim is. isim tamlamas is. t. si. fel. slam felsefesi spanyolca Isp. istatistik. istk. ite fiil ite. talyanca t. jeol. jeoloji ksalt. ksaltma klt. kltme ktphanecilik ktp. hat. Latince Macarca Mac. maden. madencilik mal. maliye mantk man. matematik mat. matbaaclk matb. mecaz. mecaz anlam mekanik mek. meteoroloji meteo. metalrji metlj. meyve. meyvecilik mimarlk mim. mineraloji min. Moolca Mo. muhasebecilik muh. mzik mz. Norv. Norvee nkleer fizik nkl. olumsuz otsuz. org-kim. organik kimya

orm. {OsT} oto. z. pekt. Port. psikol. psyk. rady. res. Rts. Sagay. Sansk. sany.

ormanclk Osmanl Trkesi otomobilcilik zlk ismi pekitirme Portekizce psikoloji psikiyatri radyoculuk ve radyo teknii resim Rusa Sagayca Sanskrite sanayi sfat sf sfat tamlamas sf. t. Sinemaclk sin. siyaset siy. Slavca Slav. Sodca Sod. sosy. sosyoloji spor. spor standart stand. sslemecilik ssl. Trke T. tarihle ilgili tarih tasvf. tasavvuf teknik tek. tekstil tekst. telkom. telekomnikasyon terz. terzilik tp tp. Tibete. Tib. ticaret tic. tiyatro tiy. teklifsiz tkz. Toh. Toharca topografya topg. televizyonculuk tv. Ukrayna dili Ukr. ulatrma ula. uzay uz. nlem nl. vet. veterinerlik Yansma (onomatophie) yans. yar d. f. yardmc fiil ynetim ynt. Yun. Yunanca zarf z/ zamir zm. zooloji zool.

KAYNAK KISALTMALARI
(Kitap bilgileri iin KAYNAKLARa baknz.) [AAS] Aydn Az ve Szl. [ARAT] Eski Trk iiri [AVP] Lehce-i Osman [Bahayi] Bahayi Lgati [BERKE VARDAR] Aklamal Dilbilim Terimleri Szl [Brockelman] Osttrkische der islamischen Litteratursprachen Mittelasiens [Brhan- Kat] Mtercim sim Efendi [Clauson] An Etymological Dictionary of PreThirteenth-Century Turkish [DD] Derleme Dergisi [Deny] Grammaire de la Laguage Turque [De] Farsa-Trke Szlk, Amasyal Dei Mehmet Efendi [DK] Dede Korkut Kitab [DLT] Divan Lgat-it-Trk [DS] Derleme Szl [EG] Erzurum li Azlar [EREN] Trk Dilinin Etimolojik Szl [ETY1 Eski Trk Yaztlar [EUTS] Eski Uygur Trkesi Szl [Eyubolu] Trk Dilinin Etimoloji Szl [Fatihin Yarl] Fatih Sultan Mehmedin Yarl [Gabain] Eski Trkenin Grameri [KPy.] yi Kt Prens yks [Kad Burhaneddin] Divan- Kad Burhaneddin [KB] Kutadgu Bilig [L.V. Dmitrieva] The Language of Barabin Tatars [L] / [ML] Meydan Larousse Byk Lgat ve Ansik lopedi. [Miran] Alfabetik Yaz Balangc, Prototrke Ya ztlar Hakknda Konferans, Alfabetik Yaz Balan gc [Mhenn] bn-i Mhenn Lgati [Nama] Naima Tarihi [Nevy] Muhakemetl-Lgateyn [Nianyan] Szlerin Soyaac [OKD] Ouz Kaan Destan [Olcay] Erzurum Az [Starostin] Turkic Etymology [T. GLENSOY] Makaleler [Tekin] Orhon Yaztlar [Tietze] 1. Tarih ve Etimolojik Trkiye Trkesi L gati 2. Anadolu Trkesindeki Yunanca, slavca. Arapa ve Farsa dnlemeler Szl [TS] TDK, Tarama Szl. [Tzitzilis] Griechische Lehnwrter im Trkischen [ tigsizler] tigsizler [Vsf] Divan- Vsf [YE] Yunus Emre [Yknek] Atabetl-Hakayk [Zlfikar] Trkede Ses Yansmal Kelimeler

ARETLER
S Madde banda aklanan kelimeyle balayan de yim, terim, ikileme ve eitli kelime gruplarna balang yeri. Deyim, terim, ikileme ve eitli kelime gruplar aras aklama sonu. ; : : Madde ba ya da aklamalarla ilgili e anlaml ve yakn anlaml kelime ve kelime gruplar ayrm Uzun hece (bu iaretten nceki nl uzun syle nir.) Vurgulu hece (bu iaretin bulunduu nly ta yan hece vurgulu sylenir.) Vurgulu ve uzun hece (bu iaretin bulunduu n ly tayan hece hem uzun hem de vurgulu sy lenir.) -* Aklamas iin gnderme yapdan szce bak nz. > ....den gelmitir. (eski > yeni) (ad > ay) ay, kelimesinin eski bi imi addr. (Yabanc dil > ayn yabanc dil) (Ar. bb (kap) > bevvb) bevvb szc Arapada bb sz cnden gelmedir. (Yabanc dil > baka yabanc dil) [Lat. baccalarius (gen adam) > Fr. baccalaurat] bakalorya sz c Latinceden Franszcaya, oradan da alnt ola rak dilimize gemitir. => Baka dilden alnan ve ses deiikliine uram kelime (Far. culahm => ulha) [ ] fiilin geni zaman ve imdiki zaman ekimlerinde ald ek.

KAYNAKLAR
Aklamal Dilbilim Terimleri Szl, Prof. Dr. Berke VARDAR ve ark. ABC Kitabevi, 2. b. s tanbul, 1998 Aklamal-Notlu Divan iiri Antolojisi, H. Erdo an CENGtZ, Aydn Kitabevi, Ankara, 1967 Az Aratrmalar Bilgi leni, TDK. y. 1999. VI+138 s. Alfabetik Yaz Balangc, Kzm Miran, 1994 Anadilden Derlemeler, [Derleyenler] Hamit Zbeyr [KOAY]- shak Refet [IITMAN], Ankara, 1932 Anadilimizin Sz Denizinde, Prof. Dr. Doan AK SAN, Bilgi y. ubat 2002, stanbul. Anadolu Azlarnda sim ekim (Hl) Ekleri. Ahmet BURAN, TDK. y. 1996. XVII+326 s. Anadolu Azlarnda Sfat-Fiil Ekleri, Ahad STNER, TDK. y. 2000. XXIII+196 s. Anadolu Azlarndan Toplamalar, Ahmet CAFEROLU, TDK. y. 1994. XXIV+269 s. Anadolu Azlarnn Snflandrlmas, Leyla KARAHAN, TDK. y. 1996. XVII+203 s. + har. Anadolu Dialektolojisi zerine Malzeme I, Ahmet CAFEROLU, TDK. y. 1994. XIII+216 s. Anadolu Dialektolojisi zerine Malzeme II , Ah met CAFEROLU, TDK. y. 1994. VI+171 s. Anadolu lleri Azlarndan Derlemeler, Ahmet CAFEROLU, TDK. y. 1995. XXIII+288 s. Anadolu lleri Azlarndan Derlemeler. Ahmet CAFEROLU: 2. bs. TDK y. Ankara 1995. Anadolu Trkesindeki Yunanca, tslavca, Arapa ve Farsa dnlemeler / Wrterbuch der griechischen, slavischen, arabischen und persischen Lehnwrter im Anatolischen Trkisch, Andreas Tietze, Derleyen Mehmet lmez, Simurg, Istanbul, 1999 [TIETZE] An Etymological Dictionary of Pre-ThirteenthCentury Turkish, Gerard CLAUSON, Oxford, 1972 [Clauson] Anlambilim - Anlambilim Konular ve Trkenin Anlambilimi, Prof. Dr. Doan AKSAN, Engin y. Ankara 1998 Ansiklopedik Hadis Terimleri Szl, Do. Dr. Mcteba UUR, Trkiye Diyanet Vakf Yaynla r: 76, Ankara 1992 An Uyghur-English Dictionary, Henry G. SCH WARZ, Bellingham, 1992 Arapa-Trke Szlk, Hikmet zdemir-Suat Ce beci, Alca y. 1996 Arpaay Kylerinden Derlemeler, Selahttin OL CAY - A. Bican ERCLASUN - Ensar ASLAN, 1988.398 s. Ataszleri ve Deyimler Szl II, Deyimler Sz l, mer Asm AKSOY, Trk Dil Kurumu 325/2, Ankara, 1976 Atebetl-Hakayk, Edib Ahmet b. Mahmud Yknek, haz. Reit Rahmeti ARAT, TDK y. 2. bas. Ankara, 1992 [Yknek] A Turkish and English Lexicon, J. W. REDHOUSE, Constantinople, 1890 Aybast Az (nceleme-Metin-Szlk), Mehmet AYDIN, TDK. y. 2002. XVIII+167 s. Aydn Az ve Szl, Arif A. UYG U, Aydn, Eyll 2005 Azerbaycan Dilinin Dialektoloji Lgeti, (Red.) R. E. RSTEMOV, M. . RALYEV, Bak 1964. Azerbaycan Dilinin zahl Lgeti, (Red.) E.E. ORUOV, 4 c. Bak, 1964-1987 Azerbaycan Trkesi Szl I-II, Seyfettin ALTAYLI, Mill Eitim Bakanl Y. 2468, Bilim ve Kltr Eserleri Dizisi: 640, Szlk Dizisi: 1, stanbul, 1994 Bahayi Lgati (Eski Ouzca Satraras Tematik Szlk), Fikret TURAN, Bilimsel Akademik Y a ynlar, stanbul, 2001 Bartn ve Yresi Azlar, Zeynep KORKMAZ: TDKy. Ankara 1994. Balangcndan Gnmze K adar Byk Trk Klasikleri, Tarih, Antoloji, Ansiklopedi, 1-10, tken- St Y. stanbul, 1985-1990 Bat Dilleri Kelimelerine Karlklar Klavuzu, Ke mal DEMRAY, TDK Ankara, 1972 Biyoloji Terimleri Szl, [haz] Prof. Dr. Sevin KAROL - Prof. Dr. Zekiye SULUDERE - Prof. Dr. Cevat AYVALI, Ankara, TDK, 1998 Blge Azlarnda Ataszleri ve Deyimler (I)-II, mer Asm AKSOY ve ark. TDK Ankara, 1996 Budunbilim Terimleri Szl, Prof. Dr. Sedat Veyis RNEK, TDKy. 1973 Burhn- Kat, MTERCM SM EFEND: (Tr kiye Trkesi Szlkleri Projesi Eski Szlkler Dizisi: 2) (hzl.). Prof. Dr. Mrsel ZTRK-Dr. Derya RS. TDK y. Ankara 2000. Byk Franszca-Trke Szlk (Grand Dictionnaire Franais-Turc), Tahsin Sara, Adam y. 1994/ 1999 Byk Larousse Szlk ve Ansiklopedisi, Milliyet Gazetesi Byk Trk Lgati, I (1927) MEB, II (1928) MEB, III (1943) TDK, IV (1945) TDK yay Hseyin Kzm Kadri, stanbul. Byk Trk Szl, (Hayat) (evket RADO), s tanbul, tarihsiz.

KAYNAKLAR

T IUlCtSM M .
Eski Trkede sim-Fiiller, Do. Dr. Kemal ERASLAN, .. Ed. F. y. stanbul, 1980 Eski Trkenin Grameri, A. Von GABAN, ev. Mehmet AKALIN, TDK. y. Ankara, 1988 [Gabain] Eski Trkenin zlerinde, (Prof. Dr.) Doan AK SAN, Simurg y. stanbul, 2000 Eski Trk Edebiyatnda Mazmunlar, Ahmet Talat ONAY, haz: Do. Dr. Cemal KURNAZ, TDV y. Ankara, 1992. Eski Trkiye Trkesinde Edatlar ve Zarf-Fiiller, Kamil TKEN, TDK. y. 2004. XX+177 s. Eski Trkiye Trkesi XV. yzyl. Gramer-metinszlk, Faruk K. TlMURTA, stanbul: .. Edebiyat Fakltesi y. 1977. Eski Trk iiri, Reid Rahmeti ARAD, TDK y. Ankara, 1965 [ARAT] Eski Trk Yaztlar, Hseyin Namk ORKUN, TDK. Ankara, 1987 [ETY] Eski Uygur Trkesi Szl, A. CAFEROLU, TDKy. stanbul, 1968 [EUTS] Esml-Hsn erhi, Ali Osman TATLISU, Anka ra, 1963 Eanlamllk Sorunu ve Trk Yaz Dilinin Eskili inin Saptanmasnda Eanlamhlardan Y a ra r lanma, Prof. Dr. Doan AKSAN, Trkoloji Der gisi, VI/1, Ankara: DTCF, 1-14 (Bu yaz ayrca I. Trk Dili Bilimsel Kurultayna Sunulan Bildiriler 1972 [Ankara: TDK, 1975, 531-542] iinde ya ynlanmtr). Et-T uh fet s-Seniyye il H azretil Haseniyye, (Farsa-Trke Szlk), Amasyal Dei Mehmet Efendi, (1580). (TDK Tarama Szl nden) Fatih Sultan M ehm edin Yarl, Prof. Dr. R. Rahmeti Arat, Makaleler C. l.'T K A E , Ankara 1987:s.738 [Fatih in Yarl] Felsefe Terimleri Szl, Prof. Dr. Bedia AKAR SU, g. 3. bs. Sava y. Ankara 1984 Franszca-Trke / Trke-Franszca Bilge Byk Szlk (Okunulu, rnekli, Aklamal), Ah met etin Ertrk, Kendi y. 1999 Griechische Lehnwrter im Trkischen (mit besonderer Bercksihtungung der Anatolischen Dialekte), Christos TZTZLS, sterreiche Akademie der Wissenschaften, philosop hisch-historische Klasse. Shiriften der Balkan kommission, lingustusche Abteilung 33. Wien, 1987 Gney-Bat Anadolu Azlar, Zeynep KORKMAZ, TDK. y. 1994. XXXVII+130 s. Gneydou llerimiz Azlarndan Toplamalar, Ahmet CAFEROLU, TDK. y. 1995. XVIII+ 318 s.

Byk Trke Szlk, D. Mehmet DOAN ve ark. Birlik Yaynlar, Ankara, 1986 uva Szl, H. Paasonen, TDKy. stanbul, 1950 Dede Korkut Kitab II, ndeks-Oramer, Do. Dr Muharrem ERGN, TDK. y. Ankara 1963 [DK| Dede Korkut Ouznameleri zerine Notlar, Semih Tezcan, Yap Kredi Yaynlar, 1. bs. stanbul, Ni san 2001 Derleme Szl 11+ Ek e. 2. bs. TDK y. Ankara 1993. [DS] Derleme Szl ve Kavramlar Dizini I. Tomris TUN, TDK. y. 1995. 985 s. Derleme Szl ve Kavramlar Dizini II. Tomris TUN, TDK. y. 1995.991 s. Derleme Szl ve Kavramlar Dizini III. Tomris TUN, TDK. y. 1994. 945 s. Dictionnaire Larousse Ansiklopedik Szlk, Milli yet Gazetecilik A.. 1993-1994 Dilbilgisi ve Dilbilim Terimleri Szl, Dr. Meh met HENGRMEN, Ankara 1999 Dilbilimin Temel Kavram ve lkeleri, Prof. Dr. Berke VARDAR, Multilingual, stanbul, 1998 Divan Lgat-it-Trk Dizini, TDK y. Ankara 1972. Divan Lgat-it-Trk Tercmesi I-IV. Besim ATALAY, 3. bs, TDKy. Ankara, 1992 Divn- Vsf, Vasf Osman Bey (Enderunlu), Takvim-i Vekayi, (stanbul), 1841. Diyarbakr li ng ve ermik Yresi Az, Sadettin ZELK-Erdoan BOZ, TDK. y. 2001. X + 252 s. Dou llerimiz Azlarndan Toplamalar, Ahmet CAFEROLU, TDK. y. 1995. Dou Rodop Trk Azlar Szl, Mefkre MOLLOVA, TDK. y. Dou Trakya Yerli Az (nceleme-Derleme-Dizin), Selahattin OLCAY, TDK. y. 1995. 92 s. Edebiyat Lgati, Tahir ONGUN, stanbul, 1936 Edebiyat ve Tenkit Szl, Mustafa Nihat ZN, nklap, stanbul, 1954 Edirne li Azlar, Emin KALAY, TDK. y. 1998. 268 s. Elaz Yresi Azlarndan Derlemeler I . , TDK. y. Tuncer GLENSOY - Ahmet BURAN, TDK. y. 1994. 239 s. Erken-Trk Devletleri ve Trk Bil, Kzm Miran Erzincan ve Yresi Azlar (nceleme-MetinlerSzlk), Mukim SAIR, TDK. y.. 1995. XIII+ 435 s. Erzurum Az, Selahattin OLCAY: (nceleme-Derleme-Szlk). TDKy. Ankara 1995. Erzurum li Azlar, 3 c. Efrasiyap GEMALMAZ. Atatrk . y. Ankara 1978. [EG]

H M N S X M .

KAYNAKLAR

Gzel Sanatlar Terimleri Szl, Adnan TURA NI, TDK. y. Ankara, 1968 G ram m aire de la Language Turque (dialecte Osmanli), Jean Deny, Paris 1921, Bibliotque de l Ecole des Langues Oriantales Vivantes Griechische Lehnw rter im Trkischen, (mit besonderer Bercksichtigung der anatolischen Dialekte) Wien, 1987. (Linguistische Abtei lung) Halkbilim Terimleri Szl, Prof. Dr. Orhan ACIPAYAMLI, TDK y. Ankara, 1978 Hayeran Parkirk (Ermenice Szlk - Trke Karlklaryla) Armenian Dictionary, Keam Kerovpyan, Aras y. 2002 bni-Mhenn Lgati, Abdullah Battal TAYMAS, TDKy. Ankara 1997. 3. bs. imla Klavuzu, Trk Dil Kurumu, Ankara, 1996 2000 ngilizce - Trke Szlk, Hamit Atalay 2 Cilt Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1999 slm Bilgiler Ansiklopedisi, Selahaddin AR, s tanbul, 1964 slm, lm, Edeb, Felsef Yeni Lgat, Abdullah YEN, Hizmet Vakf Yaynlar, stanbul, 1992 tikaknm Kesi, inasi TEKN, Simurg, stan bul, 2001 yi ve Kt Prens yks, (Dunhuang Maarasnda Bulunmu Buddhacla likin Uygurca El Yaz mas yi ve Kt Prens yks) HAMLTON, James Russel, ev. Vedat KKEN, TDK. Anka ra, 1998 [KPy.] zahl Divan iiri Antolojisi, Necmeddin Halil ONAN, stanbul, 1940 zahl Edeb Sanatlar Antolojisi, Mehmet KARA CA, stanbul, 1960 Kamus- Osmn, Mehmet Salah, stanbul, 1313 Kamus-i Trk, emseddin Sami, ar y. 7. b. stanbul 1996 (Dersaadet kdam Matbaas, Babali Caddesinde daire-i mahsusasnda, 1317, sahip ve nairi: Ahmed Cevad) tpkbasm, Karaay-M alkar Trkesi Szl, Ufuk TAVKUL, TDK. y. 2000. VIII+510 s. Kars li Azlar (Ses Bilgisi), Ahmet B. ERCLASUN,TDK. y. 2002.VIII+386s. Karlatrmal Trk Leheleri Szl I-II, Kl tr Bakanl Yaynlar, 1371, Kaynak Eserler Dizisi: 54, Babakanlk Basmevi, Ankara Keban, Baskil ve An Yresi Azlar, Ahmet BU RAN, TDK. y. 1997.224 s. Krehir ve Yresi Azlar (nceleme-MetinlerSzlk), Ahmet GNEN, TDK. y. 2000. XXIV+506 s. Ktahya Yresi Azlar, Tuncer Glensoy, TDK. y. 1988. X X X +257 s.

Kazak Trkesi Szl, Tere. Hasan ORALTAY, Do. Dr. Nuri YCE, Saadet Pnar, Trk Dnya s Aratrmalar Yayn: 8, stanbul, 1984 Krgz Szl, 1 Prof. K. K. YUDAHN: (A-J) (ev. Abdullah Battal TAYMAS. TDK y. Anka ra 1945. Krgz Szl, II Prof. K. K. YUDAHN: (K-Z) ev. Abdullah (Battal) TAYMAS, TDK y. Anka ra 1945 Kular- Trkiyenin Av ve Yaban Hayvanlar, 2. kitap, Nihat Turan, OGM Ankara, 1990 Kutadgu Bilig III ndeks, Reid Rahmeti ARAT, Haz: Kemal ERASLAN, Osman F. SERTKAYA, Nuri YCE, Trk Kltrn Aratrma Enstits Yaynlar, stanbul 1979 [KB] Kuzeydou llerimiz Azlarndan Toplamalar. Ahmet CAFEROLU: 2. bas. TDK y. Ankara 1994. Kuzeydou Bulgaristan Trk Azlar zerine Aratrmalar, Hseyin DALLI, TDK. y. 1991. 201 s. Latince Trke Szlk, Sina Kabaaa - Erdal Alova, 1995. Lehce-i Osman, Ahmet Vefik Paa, (tabcedit) s tanbul, 1306 (1888/1889) Lehce-i Osman, Ahmet Vefk Paa, Haz. Prof. Dr. Recep TOP ARLI, TDK Ankara; 2000 Lehcetl-Lgat, EYHLSLAM MEHMED ESAD EFEND: (Trkiye Trkesi Szlkler Proje si Eski Szlkler Dizisi: 1) (hzl.). Do. Dr. H. Ahmet KIRKKILI. TDKy. Ankara 1999 Lgat- Nci, Muallim Nci, stanbul. Lgat-i aatay ve Trki-i Osman, Sleyman (eyh Sleyman Efendi-yi Buhar), stanbul, 1298 (1881) Makedonya ve Kosova Trklerince Kullanlan Ataszleri ve Deyimler, HAMD HAAN, TDK. y. 1997. Malatya li Azlar, Cemil GLSEREN: (nceleme-Metinler-Szlk ve Dizinler). TDK y. Ankara 2000 . Mantk Terimleri Szl, Do. Dr. Teo GRNBERG- Dr. Adnan ONART, TDK. y. Ankara 1976 Matematik Terimleri Szl, Hilmi HACISALHOLU - Akif HACIYEV - Varga KALANTAROV - Arif SABUNCUOLU - Lawrecne M. BROWN - Ertan BKL - MSC SEVM BROWN, TDK y., Ankara 2000. Meydan Larousse Byk Lgat ve Ansiklopedi, stanbul, 1973. 12 c. Muhakemetl-Lgateyn (ki Dilin Muhakemesi), Ali r Nevy, TDK, Ankara 1998 (Haz. F. Se ma BARUTU ZNDER) [Nevy]

KAYNAKLAR

M M SOM. M
Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Szl IIII, Mehmet Zeki PAKALIN, MEB, stanbul 1971. Osmanl Trkesi Grameri. Eski yaz ve imla Arapa-Farsa- Eski Anadolu Trkesi. Faruk K. TMURTA, .. Edebiyat Fakltesi, stanbul, 1979. Osmanl Trkesinde Yeni Farsa Alntlar Szl , S. Stachowski, Simurg y. 1998 Osttrkische der islamischen L itteratu rsp rachen Mittelasiens, Brockelman, Carl, Leiden, 1954 Prototrke Yaztlar Hakknda Konferans, Kzm Miran. Resimli Trke Kamus, Raif Necdet Kestelli, Hazr layanlar: Prof. Dr. Recep TOPARLI, Belgin Tezcan AKSU, Canan Selvi KANOLU, Seyfullah TRKMEN, Trk Dil Kurumu Yaynlar: 842, Ankara 2004, XI+741 s. Rize li Azlar, Turgut GNAY, TDK. y. 2002. 335 s. Rusa Temel Szlk (Rusa-Trke / TrkeRusa), Tamara Ribaenko, Multilingual Y. Dil. y. 2004 Sanat Terimleri Szl, Adnan TURANI, Remzi K. 7. b. stanbul, 1998 Sevda Lgati, Mehmet Celal, stanbul, 1330 Sivas ve Tokat lleri Azlarndan Toplamalar. Ahmet CAFEROLU: 2. bs. TDK y. Ankara 1994. Sosyoloji Szl, Gordon MARSHALL, ev. Os man AKINHAN-Derya KMRC, Bilim ve Sanat y. Ankara, 1999 Taram a Szl I- VIII, TDK 2. b. Ankara, 1996 Tarih ve Etimolojik Trkiye Trkesi Lgati, Andreas TETZE, C. 1, A-E, Simurg, sterreiche Akademie Der Wissenschaften, Istanbul-Wien 2002 [Tietze] Temel Toplumbilim Terimleri Szl, Prof. Dr. zer OZANKAYA, g.3.b. Sava y. Ankara, 1984 Temel Trke Szlk, Kemal DEMRAY, nklap ve Aka, stanbul, 1982 Temel Trke Szlk, Sadeletirilmi ve Genile tilmi Kms- Trk, Tercman Gazetesi/ Yap Kredi Bankas, stanbul, 1985 The Language of
6apa6n H C K H X T aT ap )

Naima Tarihi, Mustafa Nama Efendi, Zuhuri Da nman Yay. (t. ?) [Nama] Nevehir ve Yresi Azlan, Zeynep KORKMAZ: TDK y. Ankara 1994. XVI+ 230 s. Nkleer Enerji Terimleri Szl, Mazhar BOY LA-Ylmaz CANKYER, TDK, Ankara, 1995 Ouz Destan, (Reideddin Ouznamesi, Tercme ve Tahlili), Ord. Prof. Dr. A. Zeki Velidi TOOAN, 2. bs. stanbul, 1982 Ouz Kaan Destan, W. Bang-G.R. Rahmeti (Ouz Kaan Destan, stanbul, 1936dan ayr bas.) MEB, stanbul, 1970 [OKD] XV . Yzyl Balarnda Yaplm Satr Aras K uran Tercmesi, kinci Cilt (Szlk), Mu hammet Bin Hamza, Haz. Dr. Ahmet TOPALOLU, Kltr Bakanl, 300, Aratrma ve n celeme Eserleri: 5, stanbul, 1978 X I. Yzyl Trk iiri, Divan Lugatit-Trkteki Manzum Paralar, Prof. Dr. Talat TEKN, Trk Dil Kurumu Yaynlar: 541, Ankara 1989 X III. Asrdan Gnmze K adar Kitaplardan Toplanan Tanklaryla Taram a Szl, T.D.K. y. 5 c, stanbul, 1943-1957 XIII. Yzyldan Beri Trkiye Trkesi ile Yazl m Kitaplardan Toplanan Tanklaryla Ta rama Szl, T.D.K. y. 8 c, Ankara, 1963-1977 [T.S.] Ordu li ve Yresi Azlar (nceleme-Metin-Szlk), Necati DEMR, TDK. y. 2001. 359 s. Orhon Trkesi Grameri, Talat TEKN, (Yay: Mehmet lmez) Trk Dilleri Aratrmalar Dizi si, Ankara 2000 Orhon Yaztlar, Prof. Dr. Talat TEKN - TDK. An kara, 1988 [Tekin] O rta Anadolu Azlarndan Derlemeler, Ahmet CAFEROLU: 2. bs. TDKy. Ankara 1995. O rta Asya'da Bulunmu Kur'an Tefsirinin Sz Varl (XII.-XIII. Yzydlar), A K. BOROVKOV, (ev.) H. . USTA-E. AMANOLU, TDK. y. 2002. 366 s. Osmaniye-Tatar Az, Fatma ZKAN, TDK. y. 1997. VI11+152 s. Osmanlca - Trke Ansiklopedik Lgat, Ferit DEVELLOLU, (Y. hz. Aydn Sami Gneyal) Aydn Kitabevi, Ankara, 2000 Osmanlca-Trke Szlk, Mustafa Nihat ZN, nklap Kitabevi, stanbul, 1959 OsmanlIlardaki Tp Eserlerinin Tbbi Terminoloji Asndan Ksa Bir Deerlendirilmesi, Esin KAHYA, Journal of Turkish Studies (Trklk Bilgisi Aratrmalar) Dosya: In Memoriam Agah Srr Levend 3 (Hatra Says) Say: 24 / 3, 2000 Harvard University

Barabin T atars, (33MK L. V. Dmitrieva, Lening

rad, 1981 Trabzon-Maka Etimoloji Szl, Kudret EMROLU, 1989 Trk Atalar Sz Hzinesi, . Hilmi SOYKUT, lker Yaynlar, stanbul, 1974 Trke Bitki Adlar Szl, Prof. Dr. Turhan BAYTOP, 2. b. TDKy. Ankara, 1997

r a i n t i i i i . 35 Trkede Eklerin Kullanl ekilleri ve Ek Kalp lamas Olaylar, Prof. Dr. Zeynep KORKMAZ, TDK. Ankara, 1994 Trkede Fiilimsiler, Nesrin BAYRAKTAR, TDK. y. 2004. XVIII+397 s. Trkede Fiillerden Tretilmi simlerin Morfolo jik ve Semantik Ynden ncelenmesi, Gler MUNGAN, Simurg y. stanbul, 2002 Trkede Ses Yansmal Kelimeler, nceleme-Szlk, Prof. Dr. Hamza ZLFKAR, TDK Ankara, 1996. [Zlfkar] Trkedeki Yabanc Kelimeler Szl, Gkdal Okay, 2001 Art Basn Yayn Trkede Yakn ve K art Anlamllar Szl, zcan YALIM, 1. b. mge y. Ankara 1998 Trke - Franszca Byk Szlk, Yaln Kocabay kendi y. 5. bs. Trke lk Kur'an Tercmesi, Karahanl Trkesi, Prof. Dr. Aysu ATA, TDK. y. XXXVIII + 964 s. Trkenin Byk Argo Szl, (Tanklaryla), Hulki AKTUN, YK Y. stanbul 1998 Trkenin Ekleri, Prof. Dr. Vecihe HATBOLU, TDK y. Ankara, 1974 Trke / Osmankca-ngilizce Redhouse Szl, Sofi Huri, V. Bahadr Alkm, Robert Avery, Fa hir z, Nazime Antel, Janos Eckmann, Mecdud Mansurolu, Andreas Tietze Redhouse Y. 18. bs.
2000

KAYNAKLAR

Trkisch-Deutsches Wrterbuch, Trke- Almanca Szlk, von Karl STEUERWALD, Otto HARRASOWiTZ Verlag, Wiesbaden, ABC Yaynevi, stanbul. Trkiyede Halk Azndan Sz Derleme Dergisi IIII, Trk Dil Kurumu, stanbul, 1939-1940-1942 [DD) Trklerde Halcdk Terimleri ve Halcln Men ei, Lydia RSONY, Trk Kltr, s. 103, s. 614(46). Trk Sznn Asl, Hseyin Namk ORKUN, TDK. y. 2004. 36 s. Urfa Az. URFALI KEMAL EDP: TDK y. Ankara 1991. 2. bs. Urfa Merkez Az, Sadettin ZELK, TDK. y. 1997. XIX+271 s. Uak li Azlar (Dil zellikleri-Metinler-Szlk), Grer GRSEVN, TDK. y. 2002. XV+396 s. Uygur Szl. Birinci blm A-K. Ahmet CAFEROLU, stanbul: .. Edebiyat Fakltesi, 1934. Uygur Szl. kinci blm K-S. Ahmet CAFEROLU, stanbul: .. Edebiyat Fakltesi, 1937. Uygur Szl. nc blm S-Z. Ahmet CAFEROLU, stanbul: .. Edebiyat Fakltesi, 1938. tigsizler, F. Sema BARUTU ZNDER (Abidarm knlg koavarti astirtak nkirt yrtiglerning kingrsinden) Giri-metin-tercme-notlar-indeks-xxx levha, TDK y. Ankara, 1998. [ tigsizler] Versuch eines etymologischen Wrterbuch der Trksprachen, Martti Rsnen, Helsinki 1969 Yabanc Kelimelere Karlklar, Trk Dil Kurumu, 631, Ankara, 1995 Yabanc Kelimelere Karkklar- kinci Kitap, TDK, Ankara, 1998 Yaban Bitkiler Szl, 1. [Haza Fihrist-i Risale-i Feyziye f Lugat- Mfredatit-Tbbiye], Hayati Zade Mustafa Feyzi Efendi, (Sadeletiren, Hadiye TUNCER) Gda Tarm ve Hayvanclk Bakan l y. Atak Matbaas, 1978 Yeni slam Dini Ansiklopedisi, A. Zuhur DANI MAN, stanbul, 1964 Yeni Taram a Szl, Cem DLN, Trk Dil Kurumu Yaynlar: 503, Ankara, 1983 Yeni Trke Lgat, M. Bahaeddin, 2. b. stanbul. Yunanca - Trke, Trke - Yunanca Szlk, Az mi Aksoy, Alfa. Y. 2003 Zonguldak-Bartn-Karabk lleri Azlar, Emin EREN, TDK. y. 1997. 196 s.

Trk Dilinin Etimoloji Szl, smet Zeki EYUBOLU, 4. bs. 1998 Trk Dilinin Etimolojik Szl, Haan EREN, Ankara, 1999 Trk Dili ve Edebiyat Ansiklopedisi 1-7, Devirler / simler / Eserler/ Terimler, Dergh Yaynlar, 1977 Trk Dillerinde Akrabalk Adlar, Yong-Sng Li, Simurg y. stanbul, 1999 Trk Hukuk Lgati, Trk Hukuk Kurumu, Ankara, 1944 Trk Leheleri zerine Denemeler, Prof. Dr. Saadet AATAY, Ankara niversitesi Dil ve Tarih-Cografya Fakltesi Yaynlar No; 279, An kara 1978 Trke Tbirler Szl I (A-D), Mustafa Nihat ZN, stanbul, 1943 Trke Yabanc Kelimeler Szl, Mustafa Nihat ZN, nklap Kitabevi, stanbul 1962 Turkic Etym ology, The Tower of Babel, An In ternational Etymological Database Project, Sergei Anatolyevich Starostin, 1998-2005

MAKALELER
ASLAN, Sema (2002) Trkiye Trkesinde K ltme ve Pekitirme Kavramlar ve -CIK Eki zerine, Trk D ili, TDK, 603:224-228 BURAN, Ahm et, Derleme Szlne Katklar, Trk D ili, Say: 535, Cilt 1996/2, s. 38-43. C A FE R O L U , A. (1969), Milletleraras Kltr Szlndeki Baz Trke Unsurlar, Trk D i li A ratrm alar Yll, B elleten , 1969:25-53 A A TA Y, Saadet (1977), Trkede ocuk Kavram Trk D ili A ratrm alar Yll, B e l leten, 1977:1-16 D EM R , Do. Dr. Necati (2002) Deirmen Ke limesi zerine, Trk D ili, TDK, 607:209-213 E R C LA S U N , A hm et B. (1979-1983), Geni Zaman Ekine Dair Baz Dnceler, Trk Kltr A ratrm alar, X V II-X X I/1-2:115119 E R E N , Haan (1958), Trke Folluk Kelimesi zerine, Trk D ili A ratrm alar Yll, B e l leten, 1958, 2. bs. 13-15 E R E N , Prof. Dr. Haan (2004), Anadolu Az larnda Aa Srgn, Trk D ili, Nisan 2004 E R E N , Prof. Dr. Haan (1960), Anadolu Az larnda Rumca, slavca ve Arapa Kelimeler, Trk D ili A ratrm alar Yll, B elleten , 1960: 295-371 E R E N , Prof. Dr. H aan, (1993), Balklava, T rkD ili, 500:111-117 G LEN SO Y, Do. Dr. Tuncer (1984), Divan Lgatit-Trk ve Kutadgu Biligdeki Moolca Kelimeler zerine, Trk Kltr A ratrm a lar, X X II/l-2 :9 0 -1 0 3 G LEN SO Y, Prof. Dr. Tuncer (2004), Bir Eti molojik Szlk zerine Notlar, Trk Dili, 627:204-222 GNGRD, D r. E ro l (2003), tu- Fiili zeri ne, T rkD ili, 622:475-483 H A T B O LU , Prof. D r. Vecihe, (1972) Aa ve I, B ilim sel B ild iriler,T D K , 1972:165-171 H A T B O L U , Prof. Dr. Vecihe, (1972), Aa ve Su, Trk D ili A ratrm alar Yll, B e lle ten, 1972:263-281 K A L A Y , Em in, Edime li Azlarndan D erlem e Szl'ne Katklar, T rk Dili, Say: 547, s. 25. K A R A R S, M etin, Kayseri, sparta, Adana lle rimizden Derlemeler, Trk Dili, Say: 505, s. 65-67. S Z B L C , aban (2002) At Kelimesinin Kkeni, TDK, 604:325-332 T rkD ili AN LI, Cevdet, Anadolu ve Rumeli Azlarn dan D erlem e Szl n e Katklar II, Tiirk Di li, Say: 572, s. 670. AN LI, Cevdet, Krkkale, Erzurum ve Artvin llerimizden D erlem e Szl'ne Katklar, T rkD ili, Say: 552, s. 542. T E K N , T alat (1960), Amca ve Teyze Keli meleri Hakknda, Trk D ili A ratrm alar Yl l, B elleten , 1960:283-294 T E Z C A N , Semih (1977) Eski Trke buyla ve baa Sanlar, Trk D ili A ratrm alar Yll., B elleten , 1977:53-69 T U R G U T E R , Necip (2002) Demirba Kelime sinin Kkeni zerine, Trk D ili, TDK, 602: 166-168 Z E M E , P. (1968), Trke Bir Mani iiri, Trk D ili A ratrm alar Yll, B elleten , 1968:45-51

SZLK veya DZNLERNDEN YARARLANILAN ve KISMEN TARANAN ESERLER


(T aram ada ekilen glk yznden yeni harfli eserlerin toplam sayfa saysnn sekisiz onda biri, eskilerin sekisiz on sayfas taranm tr. T aram a sonucu bulunan kelim eler K a y n a klard a verilen szl klerle karlat rlm, ayrl y o ksa herhangi bir kayt dlm eden olduu g ibi alnm ; anlam farkll n n bulunmas duru munda ise ayr m adde ve kay n ak notu ile belirtilm itir. D izin ve szl bulunanlarda ise taram a yaplm akszn dorudan dizin veya szlk ksm ndan y a ra rla nlmtr. Y azm da ok deiik biim lerle karlald iin ncelikle Trk Dil Kurumu Yazm Klavuzu, Trke Szlk; O sm anlca m etinlerde Ferit D evelliolunun Ansiklopedik Osm anlca Lgat bata olm ak zere srasyla Trke / Osm anlca - ngilizce Redhouse Szl, Kamus-i Trk ve T D K nun Tanklaryla Taram a Szl referans o la ra k alnm tr. A zlarla ilgili olan kelim elerde ise herhangi bir dzenleyici yazm a bavurulm adan sylenie en y akn bi im esas alnm, ounlukla Derlem e Szl ve Derlem e Dergisinde yer alan biim lere uyulmutur.)

Abdal, Divan- Abdal, stanbul, tarihsiz, (es.h.). Abdullah Cevdet, Masumiyet, stanbul, 1311, (es.h.) Abdiilbki Glpmarl, Divan, M evln Celleddin; (evr.), nklap ve Aka kitabevleri, stanbul, 1974 Abdiilbki Glpnarl, Divan, Yunus Emre, Ahmet Halit Kitabevi, stanbul, 1948 Acarolu, M. Trker, En nl Dnya Yazarlar- H a yatlar, Sanatlar, Eserleri, Kaya Yaynevi, stan bul, 1988. Acarolu, M. Trker, Ozanlar ve Yazarlar, 3. bs. r gn Yaynlar, stanbul, 1982. Advar, Halide Edib, A kile Hanm Soka, stanbul, 1958. Advar, Halide Edib, Ateten Gmlek, stanbul, 1957. Advar, Halide Edib, D a a kan Kurt, stanbul, Remzi Kitabevi, 1963. Advar, Halide Edib, D n er Ayna, stanbul, 1954. Advar, Halide Edib, Handan, stanbul, 1963, Advar, Halide Edib, H ayat P aralar, stanbul, Rem zi Kitabevi, 1963. Advar, Halide Edib, K alp Ars, stanbul, Remzi Kitabevi, 1962, 263 s , , Advar, Halide Edib, Mev'ut Hkm, stanbul, Atlas Kitabevi, 1968. Advar, Halide Edib, Raik'in Annesi, stanbul, Atlas Kitabevi, 1967. Advar, Halide Edib, Seviyye Talip, stanbul, Atlas Kitabevi, 1967. Advar, Halide Edib, Sinekli Bakkal, stanbul, Mual lim Ahmet Halit Kitabevi, 1942. Advar, Halide Edib, Son Eseri, stanbul, Ahmet Ha lit Kitabevi, 1944.

Advar, Halide Edib, Sonsuz Panayr, stanbul, Rem zi Kitabevi, 1946. Advar, Halide Edib, Trk'n A tele imtihan: Kurtu lu Sava Anlar. 10. bs. Atlas Kitabevi, stanbul 1992. Advar, Halide Edib, Vurun Kahpeye, stanbul, Rem zi Kitabevi, 1963. Advar, Halide Edib, Yeni Turan, 3. bs. Atlas Ki tabevi, stanbul 1967. Advar, Halide Edib, Yolpalas Cinayeti, stanbul, 1957. Advar, Halide Edib, Zeynonun Olu, stanbul, Rem zi Kitabevi, 1967. Aaolu, Ahmed, Kuvay Milliye Ruhu, stanbul 1944. Aaolu, Ahmed, Medeniyet, stanbul 1927. Aaolu, Samet, H credeki Adam, stanbul, Aaolu Yaynlar, tarihsiz. Aaolu, Samet, Katrn lm, Aaolu Yaynevi, stanbul 1965. Arnasl, Niyazi, Elem Kayna, stanbul, 1941. Ahmed Cevad, Yabanclara G re Eski Trkler, stan bul. (?) Ahmed Cevdet, B elagat-i Osmaniyye, stanbul, 1310. Ahmed Fakih, Kitabu Evsaf M esacidi '-erife, yay. Hasi.be Mazolu, Ankara, Trk Dil Kurumu Ya ynlan, 1974. Ahmed Ltli, D ivane-i Vakaniivis Ahmet Ltfi, stan bul, 1302. (es.h.). Ahmed Rza, Batnn Kltr Politikasnn Ahlaken fls, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1988. Ahmed-i Yesev, Divan- Hikmet'ten Sem eler, haz. Kemal Eraslan, Kltr Bakanl, Ankara 1991. Ahmet Haim, Ahmet Haim'in iirleri, stanbul, 1933.

Y A R A R LA N ILA N ESER LER

IMIK M . 3 6
Ahmet Mithat Efendi, Yeryznde B ir Melek, stan bul, 1296, (es.h.). Ahmet Mithat Efendi, Zabit, stanbul, 1308, (es.h.). Ahmet Rasim, Fuh-i Atik ve H am amc lfet, stan bul, 1958. Ahmet Rasim, Ham amc lfet, stanbul, 1338, (es.h.). Ahmet Rasim, ki Gnahsz Sevda, stanbul, 1339, (es.h.). Ahmet Rasim, ik i Gzel Gnahkar-Bedia-Eleni, s tanbul, 1338, (es.h.). Ahmet Rasim, stibdaddan Hakimiyet-i Milliyeye, stanbul, 1342 Ahmet Rasim, Romanya Mektuplar, stanbul, 1333, Ahmet Talat, Trk iirlerinin Vezni, stanbul, 1933. Ahmetbeyolu, Ali, Avrupa Hunlar, Trk Dnyas Aratrma Vakf, stanbul. Aka Gndz, Bozgun, M ill Vatani iirler, stanbul, 1918, (es.h.). Aka Gndz, apkn Kz, stanbul, Ahmet Halit Kitaphanesi, 1930. Aka Gndz, Dikmen Yldz, Toker Yaynevi, stan bul 1990. Aka Gndz, ki Sng Arasnda, stanbul, 1929. Aka, smail, Timur ve Devleti, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1991. Aka, smail, Timurlular, Trkiye Diyanet Vakf, An kara. Akansel, Mustafa Hakk, Trk'n Kitab, Akbaba Yaynevi, stanbul 1943. Akansel, Mustafa Hakk, Yurt in, Ankara 1933. Akba, Ali, M asal a, Ocak Yaynevi, Ankara 1983. A. K. Borovkov, Orta Asya'da Bulunmu Kur'an Tefsirinin Sz Varl (XII.-XIII. Yzyllar), (ev.) H. . Usta-E. Amanolu, TDK y. 2002. Akura, Yusuf, Osmanl Devletinin D alm a D evri (XVIII. ve XIX. Asrlarda), 2. bs. Trk Tarih Kuru mu, Ankara 1985. Akura, Yusuf, Trklk, Toker Yaynevi, stanbul. Akura, Yusuf, Trklk, Trkln Tarihi Geli imi, Trk Kltr Yayn, stanbul 1978. Akura, Yusuf, Yeni Trk Devletinin ncleri, Haz. Nejat Seferciolu, Kltr Bakanl, Ankara 1981. Akda, Mustafa, Trkiye'nin ktisad ve tim a Tari hi, 2 C., Cem Yaynevi, stanbul. Akdemir, Rza, D in ve M ill iirler Antolojisi, Trki ye Diyanet Vakf, Ankara 1991. Akdemir, Rza, Trk Genliine Mektuplar, Derya Yaynevi, stanbul 1979. Akengin, Yahya, a Srgn, Ankara, Hisar Yayn lar, 1977.' Akengin, Yahya, Dn Aclar, Birlik Yaynlan, Ankara 1983.

Ahmet Haim, B ize G re; G urebhnei Lklkn; Frankfurt Seyahatnamesi, haz. Mehmet Kaplan, 2. bs. Mill Eitim Bakanl, Ankara 1989. Ahmet Haim, Btn iirleri, Bugnk D ile eviriler, Szlkler ve Notlar, haz. Asm Bezirci, Cem Yay nevi, stanbul 1983. Ahmet Midhat Efendi, A caib-i lem, stanbul, 1293, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Ahmet Metin ve irzad, stan bul, 1309, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Beliyat- Miidhike, stanbul, 1298, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Cellad, stanbul, 1301, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, engi, stanbul, 1294, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Dnyaya kinci Geli yahud stanbul'da N eler Olmu, stanbul, 1291, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, D rdane Hanm, stanbul, 1299, 123 (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Edvar- Askeriye, stanbul, 1308, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Esrar- Cinayet, stanbul, 1301, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Felatun Bey ile Rakm Efendi, stanbul, 1292, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, F en n B ir Roman yahud A m erika Doktorlar, stanbul, 1305, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Frs-i K adim de B ir F a cia yahu d Siyavu, stanbul, 1301, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Gnll, (es.h.). stanbul, 1314,

Ahmet Midhat Efendi, H ace-i Evvel, stanbul, 1287, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Hall'l-ukad, stanbul, 1307, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Haydut Montari, stanbul, 1305, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Hayret, stanbul, 1302, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Henz On Yedi Yanda, stanbul, 1298, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Hikmet-i Peder, stanbul, 1316, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Ilham at ve Tagligat, stanbul, 1302, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, J n Trk, stanbul, 1326, (es.h.). Ahmet Midhat Efendi, Karnaval, stanbul, 1298, (es.h.). Ahmet Mithat Efendi, Pariste B ir Tiirk, stanbul, 1293, (es.h.). Ahmet Mithat Efendi, Sevda-y Sa'y Amel, stanbul, 1296, (es.h.). Ahmet Mithat Efendi, T aaff f stanbul, 1313, (es.h.)

lO M liR M .a s

YA R A R LA N ILA N E S ER LER

Akengin, Yahya, K im selere Anlatmadm, Ankara, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, 1988. Akengin, Yahya, Saatler ve ehreler, Ocak Yaynevi, Ankara 1982. Akn, Glten, Atlar ve Trkler, stanbul, Cem Yaynevi, 1976. Akko, Hseyin evket, Atatrk'n Vefat Milletin Feryad, stanbul, 1938. Akko, Hseyin evket, Felaketzedegna Yardm, stanbul, 1940. Akkutay, lker, Enderun Mektebi, Gazi niversitesi Gazi Eitim Fakltesi, Ankara 1984. Aksal, Sabahattin Kudret, izgi, Yaynevi, 1976. stanbul, Cem

Alptekin, Mahmut, Bamszlk Bekisi, Atatrk'e i irler, stanbul, 1981. Altan, etin, Byk Gzalt, Ankara, Bilgi Yaynevi, 1972. Altayl, Enver, Komnist Teoriler ve Sovyet Yaylma Siyaseti, Yeni Yaynlar, stanbul 1980. Altkula, Tayyar, Yce Kitabmz Hz. Kur'an, Trki ye Diyanet Vakf, Ankara 1986. Altnay, Ahmet Refik, Anadolu'da Trk Airetleri, Enderun Yaynlar, stanbul 1989. Altnay, Ahmet Refik, K afkas Yollarnda - H atralar ve Tahasssler -, Haz. brahim Demirci, nc Kitabevi, Ankara 1992. Altnay, Ahmet Refik, Osmanl Zaferleri, Tima Y a ynlar, stanbul. Altner, Hakan, Seilmi M ill iirler Antolojisi, Bak Yaynlar, stanbul 1982. Altnta, Hayran, Tasavvuf Tarihi, Ankara niversi tesi lahiyat Fakltesi, Ankara 1986. Altunbay, Mehmet, Hrriyete Uan Trk, haz. Melhat Altunbay, Azerbaycan Kltr Demei, Ankara 1989. Amicis, Edmondo de, ocuk Kalbi, haz. brahim Alaettin, stanbul, 1930. Amri, Divan, haz. Mehmed F. avuolu, stanbul, 1979, .. Edebiyat Fakltesi Yaynlar. Anday, Melih Cevdet, Gizli Emir, Ankara, Bilgi Ya ynevi, 1970. Anday, Melih Cevdet, Gnete, stanbul, Adam Y a ynlar, 1989. Andrich, Ivo, D rina Kprs, tere. N. Mstakimolu, H. A. Ediz, Altn Kitaplar, stanbul 1963. Ann Bridge, zmir A teler inde, ev.: Emel Bilge Azizolu, stanbul, Milliyet Yaynlar, 1972 Apaydn, Talip, Yoz Davar, stanbul, Cem Yaynevi, 1972. Arat, Reid Rahmeti, Eski Trk iiri, Ankara, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, 1965,. A rat, Reit Rahmeti, Kutadgu Bilig, Yusuf Has Hacib, Trk Tarih Kummu, Ankara 1994. Araz, Nezihe, D ertli D olap - Yunus Emre'nin H ayat H ikayesi ve iirleri, Atlas Kitabevi, stanbul, 1979. Arel, Hseyin Sadettin, Trk Musikisi Kimindir?, Kltr Bakanl, Ankara 1988. Arca, Erdoan, Gnein Utanc, stanbul, 1977. Ar, Sabahattin, M asonlarn Dnyas, Tekin Yay nevi, stanbul. Ark, Mustafa Arif, Gzeller Treni, Ankara 1959. Ark, Remzi Ouz, Corafyadan Vatana, 3. bs. Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1986. Ark, Remzi Ouz, d ea l ve deoloji, Burhan Ki tabevi, stanbul 1965.

Aksal, Sabahattin Kudret, iirler, Trkiye Bankas Yaynlar, Ankara, 1979. Aksan, Doan, Trkenin Gc - Trk Dilinin Zengin liklerine Tanklar, Trkiye Bankas, Ankara 1987. Akseki, Ahmet Hamdi, slm Dini, Diyanet leri Bakanl, Ankara 1970. Akseki, Ahmet Hamdi, Namaz Surelerinin Trkeye Tercme ve Tefsiri, 13. bs. Diyanet leri Bakan, l, Ankara 1992. Aksoy, Yaar, Atatrk ve Kurtulu Sava iirleri, zmir, 1981. Akn, mer Faruk, Trk D ili K arsnda Trk M nevveri, Kubbealt Neriyat, stanbul. Akyol, Taha, Azerbaycan, Sovyetler ve tesi, Burak Yaynevi, stanbul 1990. Akyz, Kenan, Ahmet Flaim - iirler - Babakanlk Kltr Mstearl, stanbul, 1973. Akyz, Kenan, Bat Tesirinde Trk iiri Antolojosi, 1860-1923, stanbul, nklap Yaynevi, 1986. Akyz, Kenan, ada Trk Edebiyatnn Ana izgi leri, nklp Kitabevi, stanbul. Alasya, Halil Fikret, Tarihte Kbrs, Kbrs Trk Kl tr Demei, Ankara 1988. Ali Sha, kinci Genlik, stanbul, 1923, (es.h.). Alkan, Ahmet Turan, Ate Tecrbeleri, tken Ne riyat, stanbul. Alkan, Ahmet Turan, Noktann Syledii, nsan Yaynlar, stanbul. Alphonse Baudet, Ja ck, ev. Nebil Otman, stanbul, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, 1948. Alptekin, Erkin, D ou Trkistan'dan Hicretimizin 40. Yl, Erciyes Dergisi, Kayseri 1990. Alptekin, sa Yusuf, D ou Trkistan Davas, Marifet Yaynevi, stanbul 1981. Alptekin, sa Yusuf, E sir Dou Trkistan in, Der. M. Ali Ta, Dou Trkistan Neriyat Merkezi, stanbul 1985.

Y A R A R LA N ILA N ESER LER

IM IM M .
k Hdai, Yaam, Kiilii, Sanat ve iirler, haz. Zeynep Baaran, stanbul, 1980. k mer, Divan- Ak mer: ah sm ail ile Glizar D erdi Yok ile Zlf Siyah Vasf Gazeliyat, stan bul, tarihsiz, (es.h.). k Veysel, D ostlar B eni Hatrlasn, Trkiye Ban kas Kltr Yaynlan, Ankara, 1970. k Veysel, Hayat ve iirleri, stanbul, stanbul Maarif Kitaphanesi, 1963. k Zlkifar Divani, Evreninde B ir Nokta, stanbul, 1973. Akm,Vehbi 1937. Cem, Merzifon airleri, Merzifon,

Ark, Remzi Ouz, K y Kadn- M em leket Paralar, Hareket Yaynevi, stanbul 1967. Ark, Remzi Ouz, M eseleler, Hareket Yaynevi, s tanbul. Ark, Remzi Ouz, Milliyetilik, Hareket Yaynevi, stanbul 1974. Arsoy, M. Sunuilah, Deste, Yeni Tiirk iiri, Ankara, Kaynak Yaynlar, 1953. Armaolu, Fahir, XIX. Yzyl Siyas Tarihi, Trk Ta rih Kurumu, Ankara 1996. Arpaeminizade Mustafa Sami, Divan- Sami, stan bul, 1253. (es.h.). Arsal, Sadri Maksd, Milliyet Duygusunun Sosyolo j i k Esaslar, stanbul 1965. Arslangiray, Ahmet Suha, Krm Hanl- Menei, Kuruluu ve Osmanl im paratorluuna Balanm a s, Krm Kltr Demei, stanbul 1959. Artan, Atill, Trk Cumhuriyetlerinin Sosyo-Ekonom ik Analizleri ve Trkiye likileri, Trkiye Mill Kltr Vakf, stanbul. Arvasi, S. Ahmet, leri Trk Milliyetiliinin lkeleri, Doan Gne Yaynevi, stanbul 1965. Arvas, S. Ahmet, Size Sesleniyorum, Model Y aynevi, stanbul 1989. Arvas, S. Ahmet, iirlerim, Berekt Yaynevi, stan bul 1989. Arvas, Seyit Ahmet, Trk-slm lks, 5. bs. Burak Yaynevi, stanbul 1990. Asarckl, Hayreddin, G erek H ayat H ikayesi ile akc M ehmet Efe, stanbul, Yamur Yaynevi, 1973. Asimov, Isaac, Kan D am arlarnda Yolculuk, ev. Reha Pnar, stanbul, Okat Yaynevi, 1971. Aslanolu, brahim, Kul Himmet stadm, Sivas, 1976. Asya, Arif Nihat, Basam aklar, Didakta Yaynlar, Ankara, 1971. Asya, Arif Nihat, B ir B ayrak Rzgar Bekliyor, stan bul, 1967. Asya, Arif Nihat, D ualar ve Aminler, stanbul, tken Yaynevi, 1976. Asya, Arif Nihat, K ova Burcu, Ankara, Defne Yayn lar, 1967. Asya, Arif Nihat, K kler ve Dallar, stanbul, tilken Yaymevi, 1976. Asya, Arif Nihat, Kundaklar, Ankara, Didakta Yayn lar, 1969. Asya, Arif Nihat, iirler, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1971. k Demmani Baba, Hayat ve iirleri, haz. Adil Ali Atalay, Can Yaynlar, stanbul, 1982. k Gevheri, Mehmet Halit Bayr, stanbul Maarif Kitaphanesi, stanbul, 1958.

Atabinen, Reit Saffet, Trklk ve Trklk zleri, Trk Ocaklar lim ve Sanat Hey'eti, Ankara 1930. Ata, Nuruah, ik i Gelinin Hatralar, Honore de Balzac, eviri, Ankara, Milli Eitim Bakanl Ya ynlar, 1953. Atagn, S. rfan, Osmanl P adiahlar, hls A.., stanbul 1983. Atalay, Besim, B a B elalar, stanbul, 1926 (es.h.). Atalay, Besim, Divan Lugat-it-Tiirk Dizini - endeks Ankara, 1943, Trk Dil Kurumu Yaynlar. Atalay, Besim, Divan Lugat-it-Tiirk Tercmesi, Kagarl Mahmut, Ankara, 1992, 1998. 4. cilt. Atatrk Kltr Dil ve Tarih Yksek Kurumu. Trk Dil Ku rumu Yaynlar Atatrk Ak, nar Yaynlar, Samsun, 1960. Atatrk iirleri Antolojisi, stanbul, Kltr Kitabevi, 1968,. Atatrk, Eitim Politikas zerine Konumalar, Yay. haz. Kemal Ayta, Ankara niv. Trk nklp Ta rihi Enstits, Ankara 1984. Atatrk, Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, Ankara, 1927, (es.h.). Atatrk, Gazi Mustafa Kemal, Nutuk, Ankara, 1927, Ek.l: Vesikalar, (es.h.). Atatrk, Mustafa Kemal, Nutuk, Trk Tarih Enstit s Yaynlar, (c. 1. 1919-1920; c. 2. 1920-1927; c. 3. Vesikalar) stanbul, 1967. Atatrk, Nutuk, bugnk dille yay. haz.: Zeynep Korkmaz, 3 C., Ankara 1983. Atatrk'n Maarife Ait Direktifleri, M ill Eitim Bakanl, Ankara 1990. Atay, Falih Rfk, Taymis Kylar, Ankara, 1934. Atay, Hseyin, Kur'an'a G re slmn Temel K uralla r, Mill Eitim Bakanl, Ankara. Atlhan, Cevat Rifat, Trk, te Dmann, Uur Yaynlar, stanbul 1971. Atsz, 900'nc Yldnm: Devletimizin Kuruluu, stanbul 1955. Atsz, H. Nihal, Bozkurtlar Diriliyor, stanbul, Trki ye Yaymevi, 1969.

! .

Y A R A R LA N ILA N E S ER LER

Atsz, H. Nihal, Bozkurtlarn lm, stanbul, Trki ye Yaynevi, 1958 Atsz, H. Nihal, anakkale'ye Yry, Baysan Basm ve Yayn A.., stanbul 1992. Atsz, H. Nihal, D eli Kurt, Baysan Basm ve Yayn, stanbul 1992. Atsz, H. Nihal, Ruh Adam, stanbul, tken Yayme vi, 1972. Atsz, H. Nihal, Trk Edebiyat Tarihi, Baysan Basm ve Yayn A.., stanbul 1982. Atsz, H. Nihal, Yollarn Sonu, stanbul, Barman Ya ynevi, 1946. Atsz, Yamur, Gnlerimiz, stanbul, Yarn Yaynlar, 1986. Attil, Osman, Balangtan Bugne Trk K ahram an lk iirleri Antolojisi, Ak Yaynlar, stanbul 1967. Attil, Osman, Batan baa iirler, Ankara, 1950. Attil, Osman, Byk M em leket iirleri Antolojisi, stanbul, timat Kitabevi, 1964. Attil, Osman, M emleket iirleri Antolojisi, Selek Yaymevi, stanbul 1958. Attil, Osman, Trk K ahram anlk iirleri Antolojisi, Ak Yaynlar, stanbul, 1967. Atun, . Hakk, Babozumu, iirler, Ankara, 1985. Austen, Jane, Gurur ve Ak, ev. Beria Okan, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, Ankara, 1950. Austruy, Jacques, Kapitalizm, Marksizm ve Islm, ev. Agh Oktay Gner, 2. bs. Hlbe Yaynlar, Ankara 1975. Avc, Talat, Mustafa K em al Destan, zmir, 1987. Ayaz, Ahmet, Antep iirleri, Antep in Yazdlar Antep iin Sylediler, 1998. Ayaz, Hayrettin, Harputlu A bdlham id Hazmi Diva n, stanbul, 1998, Elaz Kltr ve Yardmlama Dernei Yaynlar. Ayda, Adile, B yle diler Yaarken, Ankara 1984. Aydemir, evket Sreyya, T oprak Uyanrsa, stan bul, Remzi Kitabevi, 1963. Aydn, Grel, Bu Topran Gneleri, zmir, 1977. Aydn, Mehmet, Aybast Az (Inceleme-M etin-Szlk), TDK y. 2002. Aygen, Reat Enis, T oprak Kokusu, stanbul, Semih Ltf Kitabevi, 1944. Ayka, Fazl Ahmet, kinci Sis, stanbul, 1951. Aymutlu, Ahmed, Fatih ve iirleri, stanbul, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, 1992. Aymutlu, Ahmed, Sleyman elebi ve M evlid-i erif stanbul, 1958. Ayni, Divan- Ayni, stanbul, 1258. (es.h.). Ayn, Mehmet Ali, slm Tasavvuf Tarihi, sad. Hse yin Rahmi Yananl, Akabe Yaynevi, stanbul.

Aytmatov, Cengiz, Dii Kurdun Ryalar, ev. Refik zdek, tken Neriyat, stanbul 1991. Aytmatov, Cengiz, T oprak Ana, ev. lk Tamer, s tanbul, Gn Yaynlar, 1968. Aytmatov, Cengiz, Gm Olur A sra Bedel, ev. Refik zdek, tken Neriyat, stanbul 1991. Aytmatov,Cengiz, Kazanm ak ve Kaybetmek, ev. Zeyyat zalpsan, stanbul, Gnce Yaynlar, 1973. Ayvazolu, Beir, Defterim de 40 Suret, tken Ne riyat, stanbul 1996. Ayverdi, Samiha, brahim E fendi Kona, stanbul Fetih Cemiyeti, stanbul 1964. Ayverdi, Smiha, M ill Kltr M eseleleri ve M aarif Dvamz, Kltr Bakanl, Ankara 1976. Ayverdi, Samiha, Trk Tarihinde Osmanl Asrlar, 2 C., 2. bs. Damla Yaynevi, stanbul 1977-78. Azb Msr, Divan- AzbM sr, stanbul, 1294, (es.h.). Aziz Mehmed Efendi, Divan- Aziz M ehm ed EfendiTarikatname, yayn yeri ve tarihi yok. (es.h.). Babinger, Franz, Osmanl Tarih Yazarlar ve E serle ri, ev. Cokun ok, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1982. Bbur, Zahirddin Muhammed, Bburnm e, yay. haz. Reit Rahmeti Arat, Mill Eitim Bakanl, Ankara, 1986. Bac, Sinem, Dnden Bugne Ak hsani, stanbul, May Yaynlar, 1976. Bahauddin Nakibendi, Divan- h- Nakibend, stanbul, 1282. (es.h.). Bakiler, Yavuz Blent, Duvak, Ankara, Hisar Yayn lar, 1971. Bakiler, Yavuz Bent, Karsl Ak Hasreti / Sadi D eer, Ankara, Esengr Matbaa, (tarihsiz). Bakiler, Yavuz Blent, iirimizde Ana, Ankara, 1967. Bkiler, Yavuz Blent, Trkistan, Trkistan, Trkiye Diyanet Vakf, Ankara. Bkiler, Yavuz Blent, skp'ten Kosova'ya, Trkiye Diyanet Vakf, Ankara. Bala, Mirza Mehmetzade, M ill Azerbaycan H areke ti, Azerbaycan Kltr Dernei, Ankara 1991. Baltacolu, smail Hakk, Trke Doru, Atatrk Kltr Merkezi, Ankara 1994. Balzac, Honore de, Albay Chabert, ev. Yaar Nabi Nayr, stanbul, Maarif Vekaleti Neriyat, 1944. Balzac, Honore de, G oriot B aba, ev. Nahid Srr rik, Maarif Vekaleti Neriyat, Ankara, 1943. Balzac, Honore de, K y Hekimi, ev. Nasuhi Baydar, Maarif Vekaleti Neriyat, stanbul, 1945. Balzac, Honore de, Vadideki Zambak, ev. Nahid Srr rik, Maarif Vekaleti Neriyat, 1941. Banark, Nihad Sami, D evlet ve D evlet Terbiyesi, Kubbealt Neriyat, stanbul 1985.

YA RARLANILAN ESER LER

D IC E S H I*
Hitabe, Beyanat, H asbhal, haz: Nazmi Sevgen, s tanbul, 1951. Bayar, Celal, C elal Bayar'n Sylev ve D em eleriD em ob-at Parti'nin Kuruluundan ktidara K adar Politik K onum alar 1946-1950; topl. zel ahingiray, Trkiye Bankas Yaynlar, Ankara, 1956. Bayar, Celal, C elal Bayar'n Sylev ve D em eleri- D Politika 1933-1955, topl. zel ahingiray, Trkiye Bankas Yaynlar, Ankara, 1956. Bayar, Celal, C elal Bayar'n Sylev ve D em eleriE konom ik K onulara D air 1921-1938, topl. zel ahingiray, Trkiye Bankas Yaynlar, Ankara, 1955. Bayar, Celal, C elal Bayar'n T.B.M. M eclisinde Yap t Kanun Tekliflerinin E sbab M ucibeleri, 19201938, topl. zel ahingiray, Trkiye Bankas Yaynlar, Ankara, 1955. Bayburtlu (es.h.). Zihni, Divan- Zihni, stanbul, 1263.

Banarl, Nihad Sami, Kltr Kprs- Sleyman elebi'den M ehm ed A k if e, Kubbealt Vakf, stanbul 1985. Banarh, Nihad Sami, Resimli Trk Edebiyat Tarihi, 2 c Mill Eitim Bakanl, Ankara. Banarh, Nihad Sami, Tarih ve Tasavvuf Sohbetleri, Kubbealt Neriyat, stanbul 1984. Banarh, Nihad Sami, Trkenin Srlar, 10. bs. Kubbealt Neriyat, stanbul 1987. Bang, W., Ouz K aan Destan, ev. Reit Rahmeti Arat, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1970. Banguolu, Tahsin, D il Bahisleri, Kubbealt Neriya t, stanbul. Baranus, Osman Numan, Gnberi, Ankara, zn Yaynlar, 1985. Gkalp, Mehmet, Bardzl Ak Nihani, Kltr ve Turizm Bakanl Milli Folklor Aratrma Dairesi Ankara, 1988. Barthold, V.V., slm M edeniyeti Tarihi, haz. M. Fuat Kprl, Diyanet leri Bakanl, Ankara. Barthold, V.V., M ool stilsna K a d ar Trkistan, haz. Hakk Dursun Yldz, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1990. Basri mece, K ooperatifilik iirleri Antolojisi, Anka ra, 1967. Bagil, Ali Fuat, Din Nedir, Din Hrriyeti Ne D em ek tir? stanbul 1954. Bagil, Ali Fuat, Din ve Liklik, 6. bs., Yamur Yay nevi, stanbul 1991. Bagil, Ali Fuat, G enlerle B abaa, Yamur Yayne vi, stanbul. Bagz, lhan, k Ali zzet zkan, Yaam, Sanat, iirleri, Trkiye Bankas Yaynlar, Ankara, 1979. Bagz, lhan, K aracaolan, stanbul, Cem Yaymevi, 1977. Battal-Taymas Abdullah, Kazan Trkleri: Trk Ta rihinin Hazin Yapraklar, gen. 3. bs. Trk Klt rn Aratrma Enstits, Ankara 1988. Bayar, Celal, Atatrk Gibi Dnmek: Atatrk'n M etodolojisi, deri. smet Bozda, stanbul, 1998. Tekin Yaynlar. Bayar, Celal, Atatrk'ten Hatralar, stanbul, Sel Ya ynlar, 1955. Bayar, Celal, Atatrk'n M etodolojisi ve Gnmz, deri: smet Bozda, Kervan Yaynlar, stanbul, 1978. Bayar, Celal, Bavekilim Adnan M enderes, deri: smet Bozda (tarihsiz). Bayar, Celal, Ben de Yazdm, stanbul, 1965, (c. 1, 2, 3, 4: Milli Mcadeleye gidi; c. 5, 6, 7, 8: Milli Mcadeleye giri). Bayar, Celal, C elal B ayar D iyor ki; 1920-1950 Nutuk,

Baydur, Midhat Efendi, Milliyetilik, Aa Yaync lk, stanbul. Baykurt, Fakir, Can Paras, stanbul, Remzi Kita bevi, 1973. Baykurt, Fakir, Kygren, stanbul, Remzi Kita bevi, 1973. Bayraktar, Nesrin, Trkede Fiilim siler, TDK y. 2004. Behram, Nihat, Hayat Tututuran Aclar, stanbul, May Yaynlar, 1978. Behram, Nihat, Hayatmz zerine iirler, stanbul, Cem Yaynevi, 1974. Behramolu, Ataol, Drtlkler, stanbul, Varlk Ya ynlar. Behramolu, Ataol, B ir Gn Mutlaka, stanbul, De Yaymevi, 1970. Bekir, lhami, Altn Destan M ustafa K em al Atatrk, Maarif Kitabevi, 1973. Belli, emsi, B aehir Soka, stanbul, Kltr Kita bevi, 1975. Belviranh, Ali Kemal, slm Prensipleri, Nedve Ya ynlar, stanbul 1979. Bener, Hikmet Erhan, B ah arla Gelen, stanbul, Aa olu Yaymevi, 1969. Benice, Etem zzet, B e H asta Var, stanbul, 1932. Berfe, Sreyya, H ayat le iir, stanbul, Hr Yayn, 1980. Berin, aziye Baybie, stanbul, Milli Eitim Vekaleti Yaynlar, 1933. Berk, lhan, Atlas, Ada Yaynlar, stanbul, 1976. Berk, Ilhan, Kl, stanbul, Adam Yaynlar, 1992. Berkz, Haydar, kinci Ergenekon, stanbul, 1965, 2 cilt.

5 I ffiliru W tlM .4 3

YA R A R LA N ILA N E SE R LER

Bernardin de Saint-Pierre, Paul ile Virginie, ev. Ali Kami Akyz, Maarif Vekaleti Neriyat, Ankara, 1944. Beyatl, Yahya Kemal, 24 iir ve Leyla, 1932. Bey atl, Yahya Kemal, Aziz stanbul, 1964. Beyatl, Yahya Kemal, Bitmemi iirler, stanbul, 1976. Beyatl, Yahya Kemal, E ski iirin Rzgaryla, Yalya Kemal Enstits, stanbul, 1962. Beyatl, Yahya Kemal, Kendi G k Kubbemiz, stan bul, Yahya Kemal Enstits Yaynlar, 1961. Beyatl, Yahya Kemal, Rubailer, stanbul, Yahya Kemal Enstits, 1963. Beyaz, Zekeriya, slam a G re Milliyetilik, 4. bs. Sancak Yaynevi, stanbul 1980. Beytur, Midhat Bahari, Divan- Kebir'den Sem e iirler-Mevlana Celaleddin Rumi, stanbul, Maarif Vekaleti Yaynlar, 1959. Bezirci, Asm, Dnden Bugne Trk iiri, Antoloji, stanbul, May Yaynlar, 1968. Bezirci, Asm, Halkmzn D iliyle B ar iirleri, stan bul, Su Yaynevi, 1986. Bezirci, Asm, Haluk'un Defteri, ermin, Son iirler (Tevfk Fikret) stanbul, Can Yaynlar, 1984. Bice, Hayati, Divan- Hikmet- H oca Ahmet Yesevi, Ankara, 1993 Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar. Bilbaar, Kemal, Ay Tutulduu Gece, stanbul, Tekin Yaynevi, (tarihsiz). Bilbaar, Kemal, B aka Olur Aalarn Dn, stanbul, Cem Yaynevi, 1972. Bilbaar, Kemal, Cemo, stanbul, Evren Yaynlar, (tarihsiz). Bilbaar, Kemal, Yeil Glge, stanbul, May Yaynla r, 1970. Bilge, Rifat, Divan Lugat'it Trk ve Emiri Efendi- B ir Kitabn Hikyesi, Ankara, Onur Yaynclk, 1992, Kilis Kltr Demei Yaynlar. Bilgi, Emin, M aa rif Davamz, Boazii Yaynevi, stanbul 1986. Bilgin, smet, Trkiye'de Sa ve Sol Akmlar ve Tatbi kat, stanbul 1969. Bilmen, mer Nasuhi, Byk slam lmihali, sad. Ali Fikri Yavuz, Bilmen Yaynevi, stanbul 1992. Binat, Tark, M ill Kltr ve Ahlk, stanbul 1972. Birinci Ankara Halk Ozanlar iir Yarmas, 4-5 Haziran 1983, Ankara, 1984. Birinci, Necat, Kahram anlk iirleri Antolojisi, stan bul, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, 1987. Birsel, Salah, Btn iirleri, stanbul, Ada Yaynlar, 1986. Birsel, Salah, K ekeler, Ankara, Trkiye Bankas Yaynlar, 1980.

Bolay, Sleyman Hayri, Trkiye'de Ruhu ve M adde ci Grn M cadelesi, Aka Yaynevi, Ankara 1991. Boratav, Pertev Nail, Anadolu Destanlar, deri. Ah met kr Esen, Kltr Bakanl, Ankara 1991. Bostanc, M. Naci, Kltr ve Deime, Hamle Yay nevi, stanbul. Bonakolu, Haan, stiklal Mar airimizin stiklal H arbindeki Vaazlar, stanbul, 1981. Boyunaa, Ylmaz, Hazin G, Tima Yaynevi, s tanbul 1988. Boyunaa, Ylmaz, Malazgirt'in Atls, 3. bs. Berekt Yaynevi, stanbul. Boyunaa, Ylmaz, Tiirk-slm Sentezi, Yamur Y a ynevi, stanbul 1970. Boztepe, Halil Nihad, Ayine-i Devran, stanbul, 1924, (es.h.). Brion, Marcel, Hunlann Hayat, ev. M. Reat zmen, Orkun Yaynevi, stanbul 1981. Bura, Mehmet Emin, D elhi K onferans ve Tibet, Ankara 1960. Bura, Mehmet Emin, Dou Trkistan Tarihi, 2. bs. Ankara 1987. Bura, Mehmet Emin, Dou Trkistan'n Hrriyet D vas ve in Siyaseti, stanbul 1954. Bura, Mehmet Emin, Takent Konferansnn yz ve Komnist M em leketlerdeki Yazarlarn Durumu, Ankara 1959. Bura, Mehmet Emin, Tibet ve D ou Trkistan H akknda Bilinmeyen Siyas Konular, Ankara 1959. Bura, Tark, Dnem ete, tken Neriyat, stanbul 1980. Bura, Tank, Firavun man, 3. bs. tken Neriyat, stanbul 1983. Bura, Tark, Genliim Eyvah, tken Neriyat, s tanbul. Bura, Tark, H ikyeler, Mill Eitim Bakanl, An kara 1969. Bura, Tark, Kk Aa, Yamur Yaynlar, stan bul, 1963. Bura, Tark, Osmanck- Cihan Devletini Kuran rade, uur ve K arakter, tken Neriyat, stanbul 1983. Bura, Tark, Yamur Beklerken, 2. bs. tken Ne riyat, stanbul 1987. Buran, Ahmet, Anadolu Azlarnda sim ekim (Hl) E kleri, TDK y. 1996. Buran, Ahmet, Keban, Baskil ve An Yresi Azlar, TDK y. 1997. Burdurlu, brahim Zeki, Atatrkiim, Ankara, 1959. Bursal Mehmed Tahir Efendi, D ivane-i Tahir, stanbul, 1318, (es.h.).

Y A R A R LA N ILA N ESER LER

I M IM S M .

Bursav ffet Seyit Emin, Divan- Bursav ffet Seyit Emin, stanbul, 1257, (es.h.). Bykarkm, Bekir, B ir Sel Gibi, 5. bs. Arkn Ki tabeyi, stanbul 1980. Bykarkm, Bekir, Bozkrda Sabah (Kurtulu Sava mzn Roman), Hakan Yaynevi, stanbul 1969. Bykarkm, Bekir, Kutlda, Arkn Kitabevi, stan bul 1979. Bykarkm, Bekir, Son Akn, Arkn Kitabevi, stan bul. Bykarkm, Bekir, Sularn Glgesinde, 4. bs. Arkn Kitabevi, stanbul 1981. Caferolu, Ahmet, Anadolu Azlarndan Toplama lar, TDK y. 1994. Caferolu, Ahmet, Anadolu D ialektolojisi zerine Malzeme, TDKy. 1994. Caferolu, Ahmet, Gneydou llerimiz Azlarndan Toplam alar, TDK y. 1995. Caferolu, Ahmet, Sivas ve Tokat lleri Azlarndan Toplam alar, TDKy. 1994. Caferolu, Ahmet, Anadolu D ialektolojisi zerine Malzeme, TDKy. 1994. Caferolu, Ahmet, Anadolu lleri Azlarndan D er lem eler, TDK y. 1995. Caferolu, Ahmet, D ou llerimiz Azlarndan Top lamalar, TDKy. 1995. Caferolu, Ahmet, Kuzeydou llerimiz Azlarndan Toplam alar, TDKy. 1994. Caferolu, Ahmet, Orta Anadolu Azlarndan D er lemeler, TDKy. 1995. Caferolu, Ahmet, Trle D ili Tarihi, Enderun Kita bevi, stanbul. Caferolu, Ahmet, Tiirk Kavimleri, Enderun Kitabevi, stanbul. Cahen, Claude, Trklerin Anadolu'ya lk Girii- XI. Yzyln lk Yars, ev.: Yaar Ycel, Bahaeddin Yediyldz, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1988. Cahit Klebi, Yaam, iiri, Yaptlar, Sem eler, haz. Muzaffer Uyguner, stanbul, Altn Kitaplar Yay nevi, 1991. Cahiz, Amr b. Bahr, H ilafet Ordusunun M enkbeleri ve Trklerin Faziletleri, ev.: Ramazan een, 2. bs. Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1988. Cahun, Leon, Gkbayrak, Yamur Yaynevi, stanbul. Ca, Nurullah, iir Gzeldir, stanbul, 1990. Cansever, Edip, Ben Ruhi B ey Naslm, stanbul, Koza Yaynlar, 1976,. Cansever, Edip, lk)>az ikayetileri, stanbul, Adam Yaynclk, 1984. Cansever, Haan Ferit, Trklk Nedir?, Toprak Dergisi, stanbul 1959.

Castagne, Joseph, Trkistan M ill Kurtulu H areketi: Ekim 1917 - Ekim 1924. Orkun Yaynevi, stanbul 1980. Cebesoy, Ali Fuat, stikll H arbi H atralar. Cemil Cahit, B ir Kedinin Devrilemi, stanbul, Te feyyz Kitaphanesi, 1931. Cenap ahabettin, Afak- Ira k - Kzldeniz'den B a dat'a H atralar- haz. Blent Yorulmaz, stanbul, Dergah Yaynlar 2002. Cenap ahabettin, Avrupa 1335. (es.h.). Mektuplar, stanbul,

Cenap ahabettin, H ac Yolunda, stanbul, Kanaat Ktphanesi, 1341. (es.h.). Cenap ahabettin, N esr-i H arb N esr-i Sulh ve Tiryaki Szleri, Dersaadet, Kanaat Ktphanesi, 1334. (es.h.). Cenap ahabettin, Tiyaki Szleri, haz. Orhan F. Kprl, Reyan Erben, stanbul. Kervan Kitap lk, 1978. Cenap ahabettin'in Btn iirleri, Kaplan (ve ark), stanbul, 1984. haz. Mehmet

Cengiz, Halil Erdoan, Divan iiri Antolojisi- Ak lamal, Nottu, Aydm Kitabevi, Ankara, 1967. Cervantes, Miguel de, Don Kiotn M aceralar, stanbul, Akam Kitaphanesi, 1933. Cillov, Halk, Trk Ekonomisi, stanbul 1970. Cokuner, Kemal Fedai, Neriyat, zmir 1970. Vatanda Gurbet, Fedai

Crossman, Richard, Aldatan Put, ev. Emine Gedik, Tur Yaynlar, Ankara. Cumah, Necati, Susuz Yaz, Cem Yaynlar, 1968. Cumhuriyet Dneminde Trk iiri, haz. lhan Ge er, 2. bs. Kltr Bakanl, Ankara 1990. Cnbur, Dr. Mjgan, K aracaolan, Btn iirleri, stanbul, 2001. Cunbur, Mjgan - Neriman Duranolu, Trk K ad nnn iiri, Kadmm Sosyal Hayatn Tetkik Kuru mu Yaynlar, Ankara. Cunbur, Mjgan, Atatrk ve M ill Kltr, gen. 2. bs. Kltr Bakanl, Ankara 1981. Cunbur, Mjgan, B aaklarn Sesi, deri. Poyraz Rek lam Yaynlar, Ankara, 1968. Cunbur, Mjgan, K aracao lan -iirler - Babakanlk Kltr Mstearl, Ankara, 1973. aatay, Neet, B ir Trk Kurumu Olan Ahilik, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1989. aatay, Tahir, Gnn Sosyolojisine Giri, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1987. aatay, Tahir, Kzl Emperyalizm, stanbul 1967. aatay, Tahir, Trkistan Kurtulu H areketi ile lgili O laylardan Sahneler, stanbul 1959. alar, Behet Kemal, Benden eri, Ankara 1966.

i i B

r a i C

t B

i .4 5

Y A R A R LA N ILA N ES E R LER

alar, Behet Kemal, Erciyastan K opan , stan bul, Ahmet Halit Kitaphanesi, 1932. alar, Behet Kemal, Kur'ar-t Kerim'den lham lar, stanbul, Minnetolu Kitabevi, (tarihsiz). alar, Behet Kemal, Trk iirinde Ak, Baki Sha Edibolu, stanbul, 1968. akc, Ltif, Tiirk Ekonom isi zerine Dnceler, Ankara 1984. akmak, M. Srr, M areal M. Fevzi akmak, lmnde iirler ve D nceler- Ankara, 1970. amlbel, Faruk Nafiz, B ir mr B yle Geti, nk lp ve Aka Kitabevi, stanbul 1966. amlbel, Faruk Nafiz, Han Kitabevi, stanbul, 1978. Duvarlar, Atlas

okum, Sevin, Rozalya Ana, tken Neriyat, stan bul 1996. okum, Sevin, Zor, 3. bs. Trk Edebiyat Vakf, s tanbul 1978. ubuku, brahim Agah, Bahar, Ankara, 1986. ubuku, brahim Agah, Dilek, Diyanet leri Ba kanl Yaynlar, Ankara, 1984. ubuku, brahim Agh, slm Dnrleri, Geni. 2. bs. Ankara niversitesi lhiyat Fakltesi, An kara 1983. ubuku, brahim Agh, Islm m Temel Bilgileri, Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi, Ankara. Dadaolu, Nebi, Gardalarm Ellerim iz Gll ark, stanbul, 1979. Dac, Cengiz Yurdunu K aybeden Adam, stanbul, Varlk Yaynevi, 1966. Dac, Cengiz, Gen Temtin, tken Neriyat, s tanbul. Dac, Cengiz, K olhozda Hayat. stanbul, Kaan Ki tabevi, 1966. Dac, Cengiz, Korkun Yllar. 6. bs. tken Neriyat, stanbul 1991. Dac, Cengiz, O T opraklar Bizimdi, tken Neriyat, stanbul. Dac, Cengiz, Onlar d a nsand, tken Neriyat, stanbul 1990. Dac, Cengiz, lm ve Korku Gnleri, 2. bs. tken Neriyat, stanbul 1991. Dac, Cengiz, Yanslar, 5 C., tken Neriyat, stan bul 1988-1994. Dac, Cengiz, Yurdunu Kaybeden Adam, 4. bs. tken Neriyat, stanbul 1991. Dalarca, Fazl Hsn, stiklal Sava, Samsun'dan Ankara'ya, stanbul, Varlk Yaynevi, 1951. Dalarca, Fazl Hsn, Antkabir, Yenilik Yaynevi, stanbul, 1953. Dalarca, Fazl Hsn, Asu, Doan Kitap Yaynlar, stanbul, 1999. Dalarca, Fazl Hsn, anakkale Destan, stanbul Fetih Destan, stanbul, nklap Kitabevi, 1987. Daiarca, Fazl Hsn, ocuk ve Allah, 1935-1939 Kitap Yaynlan, stanbul, 1966. Dalarca, Fazl Hsn, ukurova K oaklam as, Cem Yaynevi, stanbul, 1979. Dalarca, Fazl Hsn, D aha, Doan Kitap Yaynla r, stanbul, 1999. Dalarca, Fazl Hsn, D rt Kanatl Ku, Seilmi iirler, Varlk Yaynevi, stanbul 1970. . Dalarca, Fazl Hsn, Gazi M ustafa K em al Atatrk, Ankara, Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1973. Dalarca, Fazl Hsn, H avaya izilen Dnya, s tanbul, zgr Yaym-Datm, 1985.

amlbel, Faruk Nafiz, Zindan Duvarlar, stanbul, 1967. ankaya, Ali, Yeni Mlkiye Tarihi ve M lkiyeliler (Mlkiye e r e f Kitab) 1759- 1967, 8 C., Ankara 1968-1971. antay, Haan Basri, Kr'an Hakim ve M eali Kerm, stanbul 1965. apanolu, Mnir Sleyman, stanbul airi Yahya Kemal, stanbul, 1958. atak, Ali, Derdin Derdim Anadolu, der. Abdullah Satolu, stanbul, 1985. avuolu, Zekeriya, Anadolu Destan, anakkale Destan, Kurtulu Sava Destan, Samsun, 1986. ay, M. Abdlhalk, Ul Trkistan, Orkun Yayne vi, stanbul 1980. elebi, Asaf Halet, Divan iirinde stanbul, stanbul Fethi Dernei Yaynlar, stanbul, 1953. elik, Mustafa, Adn K ald Bir, Akabe Yaynlar, stanbul, 1986. etin, Osman, Anadolu'da slmiyetin Yayl, 2. bs. Marifet Yaynevi, stanbul 1990. narl, Mehmet, Gzelliklere Doymam, Ecdd Yaym-Pazarlama, Ankara 1995. narl, Mehmet, H alkm z ve Sanatmz, Hisar Y a ynlar, Ankara 1970. narl, Mehmet, Zaman Perdesi, Dergh Yaynevi, stanbul 1983. rak, Osman, Acpayam, stanbul, 1979. ifti, Hseyin, Gn D alnda Gzel, Sivas, 1979. okut, Sevin, Bizim Divar, tken Neriyat, stan bul 1996. okum, Sevin, H ill Grnnce, tken Neriyat, stanbul 1991. okum, Sevin, K aranla D irenen Yldz, tken Neriyat, stanbul 1996. okum, Sevin, Onlardan Kalan, tken Neriyat, stanbul 1996.

Y A R A R LA N ILA N ESER LER

0 H I M S K J 1 .4 6

Dalarca, Fazl Hsn, Horoz, Cem Yaynevi, stan bul, 1977. Dalarca, Fazl Hsn, Trk Olmak, Kitap Yaynlan, stanbul, 1963. Dalarca, Fazl Hsn, ehitler Destan, stanbul, Kitap Yaynlar, 1964. Dalarca, Fazl Hsn, ehitler Destan, M alaz girt Ululamas, Yedi Memetler, Yurdana (Nene Hatun Grnts), Kubilay Destan, stanbul, n klap Kitabevi, 1988. Dal, Abay Mirza, Balam B alam Destan, Ankara 1958. Dall, Hseyin, Kuzeydou Bulgaristan Trk Azlar zerine Aratrmalar, TDK y. 1991. Damar, Arif, Gnden Gne, Cem Yaynevi, stanbul, 1986. Danman, Zuhuri, B alak Gazi, stanbul, 1957. Danman, Zuhuri, K ahram anlar Geidi, stanbul, 1958. Danman, Zuhuri, Lala Mustafa P aa Kbrs nle rinde, stanbul, 1957. Danman, Zuhur, Osmanl m paratorluu Tarihi, Ankara. Danman, Zuhuri,Z afrenin Olu, stanbul, 1958. Danimend, smail Hmi, Bat M enbalarna G re slm Medeniyeti, 9. bs. Yamur Yaynevi, stan bul 1989. Danimend, smail Hmi, Garp M enbalarna G re Eski Trk Seciye ve Ahlk, 3. bs. stanbul Kita bevi, stanbul 1982. Danimend, smail Hmi, zahl Osmanl Tarihi Kronolojisi, 4 C., Trkiye Yaynevi, stanbul 1947-61. Danimend, smail Hmi, Trklk M eseleleri, 3. bs. stanbul Kitabevi, stanbul 1983. Danimend, smail Hmi, Trklk ve Mslmanlk, Okat Yaynevi, stanbul 1959. Darendeliolu, lhan E., Trkiye'de Komnist H are ketleri, 2 Cilt, Toprak Dergisi, stanbul 1963. Dede Korkut Hikyeleri, Bugnk Trkemizle, haz. Cevdet Kudret, stanbul, 1970. Dede Korkut Kitab, (Kitab- Dede Korkut Al Lisan Taife'i Ouzan) haz. Cevdet Kudret, stanbul, 1977. Defne, Zeki mer, Denizden alnm lke, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1971. Dehri, D ivane-i Dehri, stanbul, 1330, (es.h.). Demir, Necati, Ordu li ve Yresi Azlar (ncelem eMetin-Szlk), TDK y. 2001. Demirci, Fazl, Irak Trklerinin Dn-Bugiin, Anka ra 1991. Demirci, Mehmet, Trkistan Notlar, Kubbealt Ne riyat, stanbul.

Demirci, Rasih, Ekonominin Temelleri, Trkiye Di yanet Vakf, Ankara. Demirel, Hamide, Trk Destanlar, tken Neriyat, stanbul. Demirel, J. .Yb. brahim - J..Kd.Yzb Yksel Al, iirlerle Jan darm a, Jandarma Genel Komu tanl Eitim ve Okullar Daire BakanlYaym Kurulu, Ankara, 2001. Deniz, Sadk, Divan iiri-Bugnn Diliyle, stanbul, 1983. Denkta, Rauf, Kur'andan lham lar, Yeni Asya Yay nevi, stanbul 1986. Deny, Jean, Trk Dili Grameri, (Osmanl Lehesi), ev. Ali Ulvi Elve, Maarif Vekaleti, stanbul, 1941. Dertli, Divan- Dertli, stanbul, tarihsiz (es.h.). Devlet, Nadir, Rusya Trklerinin M ill M cadele Tarihi, 1905-1917. Trk Kltrn Aratrma Ens tits, Ankara 1985. Devlet, Nadir, SSCB'deki Trkler Arlkl ada Trk Dnyas, Marmara niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi, stanbul 1989. Devletin, Tamurberg, Sovyet Tataristan, ev. Mehmet Demircan, Kltr Bakanl, Ankara 1981. Dido Sotiriyu, Benden Selam Syle Anadolu'ya, ev. Attila Tokatl, Sander Yaynlar, stanbul 1970. Dilin, Dehri, Divanii Lugat-it-Trk Dizini, , Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara, 1957. Dilin, Dehri, Yusuf ve Z eliha / eyyad Hamza, stan bul, Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1946. Dilibal, Hilmi, iirlerle Atatrk, stanbul, Renk Yay nevi, 1967. Dinamo, Haan zzettin, Ate Yllar, stanbul, Ararat Yaynlar 1968. Dinamo, Haan zzettin, Kutsal Bar-U lusal Kurtu lu Sava Sonrasnn G erek Hikyesi, stanbul, Yurt-Yayn, 1971. Dinamo, Haan zzettin, Kutsal syan-M ill Kurtulu Sava'mn G erek Hikyesi, May Yaynlar, stan bul, 1966. Dinamo, Haan zzettin, Sava ve Alar, stanbul, 1968. Dinamo, Haan zzettin, Tyular, Gerek Sanat Ya ynlar, stanbul, 1990. Divane-i Sleyman Fehim, stanbul, 1262, (es.h.). Divan- Arif Hikmet Beyefendi, (es.h.). stanbul 1283,

Divan Muhasebat Vezaifine Mteallik Baz K a nunlar, Nizamnameler ve Talimatnameler ile M kerrerat- Mliyeyi Muhtevi Mecmua, stan bul, 1926. (es.h.).

i m

p k

.4 7

YA R A R LA N ILA N ES E R LER

Divan- Osman Nevres, stanbul, Matbaa-i Amire, 1290 (es.h.) Divan- Refi, stanbul, 1284 (es.h.) Divan- Sabr, (Deri.): Hdayi Yaz, Ankara, 1984. Divan- Seyit Nigari, stanbul, 1301. (es.h.). Divan- Sleyman Sadi, stanbul, 1325, (es.h ). Divan- eref Hanm, stanbul, 1292. (es.h.). Divan- Yunus Em re, stanbul, tarihsiz, (es.h.). Divan Lugat-it-Trk Tpkbasm, Trk Dil Kuru mu Yaynlar, Ankara, 1941, Dizdarolu, Hikmet, Cenap ehabettin, Hayat, Sa nat, Eserleri, Varlk Yaynlar, stanbul, 1964. Djilas, Milovan, Stalin'le Konumalar, tken Neri yat, stanbul. Doan, Avni, Btn iirleri, Ankara, 2003. Doan, D. Mehmet, B atllam a haneti, 2. bs. Beyan Yaynevi, stanbul 1986. Doan, D. Mehmet, Dil, Kltr ve Yabanclama, Be yan Yaynevi, stanbul 1990. Doan, D. Mehmet, Kltrel Sava ve Sava Kltr, Nehir Yaynevi, stanbul, 1992. Doan, Mehmed, Kur'an ve Tarih nnde Trk'n M uhasebesi, 4. bs. Ankara 1983. Doan, Mehmed, Tiirk'im G K ayna: D evlet B ab a Gelenei, Ankara 1983. Dora, Cell, K o re Savanda Trkler, stanbul 1963. 1950-1951,

Elin, kr, ocuklarm za iirler, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, Ankara, 1986. Elin, kr, -Muhtar Tevfikoh, Yeni Trk N esri Antolojisi, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1987. Elin, kr, iirle Selm, Trk Kltrn Aratrma Enstits Yaynlar, Ankara, 1984. Elgn, Abdullah ar, Dten teye, Kayseri, 1983. Elolu, Metin - Tansel, Ouz, B ektai D edikleri, Tr kiye Bankas Kltr Yaynlar, stanbul, 1970. Emin Osman, Hadikat'l E diba -Edibay- Asrn Asar Bergzidelerini Muhtevi M ntehibat M ecmuas dr- deri. stanbul, 1299, (es.h.). Emine Insu, Ak Topraklar, tken Neriyat, stan bul 1971. Emine Insu, Azap Topraklar, 13. bs. tken Neri yat, stanbul 1993. Emine Insu, Sanc , 10. bs. Tre-Devlet Yaynevi, Ankara 1980. Em ir Osman el Haimi, D ivane-i Haim, stanbul, 1329, (es.h.). Em ir Seyyid mer Han, Divan- Emir, stanbul, 1299, (es.h.). Enisdede, Divan- E nisdede Tercme-i Hali, stanbul, (tarihsiz), (es.h.). Eraslan, Kemal, Divan- H ikm etten Sem eler, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlan, Ankara, 1983. Ercilasun, Ahmet B., K ars li Azlar (Ses Bilgisi), TDK y. 2002. Ercilasun, Ahmet Bican, D ilde Birlik, Ecdad Yayne vi, Ankara. Ercilasun, Ahmet Bican, M oolistan ve in Gnl, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1991. Ercilasun, Ahmet Bican, Trk Dnyas zerine M akaleler - ncelem eler, Ankara 1992. Erdem, Galip, Mektuplar, tken Neriyat, stanbul 1979. Erdoan, Bekir Stk, D ostlar Bana, stanbul 1965. Eren, Emin, Zonguldak-Bartn-Karabk illeri Azla r, TDK y. 1997. Ergin, Muharrem, D ede Korkut Kitab, Trk Dil Kurumu, Ankara 1989. Ergin, Muharrem, Orhun bideleri, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1970. Ergin, Muharrem, Trkiye'nin Bugnk M eseleleri, 3. bs. stanbul 1975. Ergun, Sadettin Nzhet, Bektai airleri, Maarif Ve kaleti Yaynlar, stanbul, 1930. Ergun, Sami, Manzum N asreddin H oca F kra ve H ikayeleri, Ankara, 1950. Ergven, Abdullah Rza, Gnee Almak, Yeditepe Yaynlar, stanbul, 1978.

Dostoyevski, Fyodor, K aram azov K ardeler, ev. Nihal Yalaza Taluy, Maarif Vekaleti Yaynlar, s tanbul, 1958. Dranas, Ahmet Muhip, iirler, Kltr ve Turizm Ba kanl, Ankara, 1988. Duygulu, Melih, A levi-Bektai Mziinde Deyiler, stanbul, 1997. Dlgerzade Rzaettin, Divan- Rzaettin, stanbul, 1262, (es.h.). Dndar, Glsn, Trkln Alfabesi, Su Yaynlar, stanbul 1979. Ebubekir Rfat, Divan- Rfat Efendi, stanbul, 1254. (es.h.). Ebulkemal Kemah, Divan- E bulkem al Kem ahi, s tanbul, 1326, (es.h.). Ebuzziya Tevflk, Nunune-i Edebiyyat- Osmaniyye, stanbul, 1308. Ecevit, Blent, Ecevit'in iirleri, haz. Mehmed Ke mal, stanbul, May Yaynlar, 1976. Edibolu, Baki Sha, Bizim K uak ve tekiler, 36 air stne Anlar ve iirler, stanbul, 1968. Ege, skender Cenap, B ir Yaprak Dedi, (yayn yeri ve tarihi yok) Ege, skender Cenap, Ege'den Esintiler, Ankara, 1994.

Y A R A R LA N ILA N ESER LER

IMIMt S M .
Ertrk, Selahattin, Kkreyi, Kars, Ayl Kurt Yayn lar, 1950. Ertzn, Fikret, ktisat Politikas M odelleri, stanbul niversitesi iktisat Fakltesi, stanbul 1984. Erzurum, Haan Basri, Kur'n K erim e G re Sac lk ve Solculuun M anas ve Solcu Yazarlara C e vap, Trk M illiyetilerinin E l Kitab, stanbul 1968. Erzurumlu Emrah, Divan- Emrah, stanbul, 1332. (es.h.). Erzurumlu Emrah, D ost Elinden Gelen Turna, Erzu rumlu Emrah, Hayat, iirleri, Hrriyet Yaynlar, stanbul, 1976. Erzurumlu brahim Hakk, Divan- brahim Hakk Erzurum, stanbul, 1263. (es.h.). Esendal, Memduh evket, Ayal ve K iraclar, 4. bs. Bilgi Yaynevi, Ankara 1988. Esendal, Memduh evket, Otlak, 5. bs. Bilgi Yay nevi, Ankara 1989. Esin, Emel, Trk Kltr Tarihi- Asya'daki Erken Safhalar, Atatrk Kltr Merkezi, Ankara 1985. Esit, Emel, Trkistan Seyahatnamesi, Trk Tarih Ku rumu. E srar Dede, Divan- E srar Dede, stanbul, 1257. (es.h.). Es-Seyyid Osman Hulusi Ate, Divan- Hulusi-i Darendevi, hazlr. Muhsin Kalkm, Ltfi Alc, Ahmet Yeikale, Es-Seyyid Osman Hulusi Efendi Vakf Yaynlar, stanbul, 1997, 2 c. (ikinci c .de eski harfli metin var). Eteni zzet, On Yln Roman, Maarif Vekaleti Yayn lar, stanbul, 1933. Evliya elebi Seyahatnamesi, haz. Zuhuri Danman, stanbul, 1969. Evliya elebi Seyahatnamesi, stanbul, 1314, (1-8. ciltleri eski, dierleri Latin harfli). Evliya elebi Seyahatnamesi, sad. Tevfik Temel Kuran, stanbul, dal Neriyat, 1975-78. Evliya elebi Seyahatnamesinden Semeler, haz. H. Nihal Atsz, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, s tanbul, 1971. Evliyagil, Necdet, Altnkm Vapuru, stanbul iirleri, Ajans-Trk Yaynlar, Ankara, 1975. Evliyagil, Necdet, ocuklarn Grkemli D ve Ac Gl, Ankara, Ajans-Trk, 1979. Evliyagil, Necdet, D ve Gerek, Ankara, Ajans-Trk Matbaaclk, 1978. Evliyagil, Necdet, stanbul D, Ankara, 1982. Eyubolu, smet Zeki, Divan iirinde Sapk Sevgi, stanbul, 1968, Okat Yaynlar. Eyubolu, smet Zeki, Hz. Ali'nin iirleri, stanbul, Pencere Yaynlar, 1997.

Erh at, Azra, Mavi Yolculuk, stanbul, 1962. Erkal, Mustafa, 101 Soruda Az Gelimilik, Der Ya ynevi, stanbul. Erkal, Mustafa, Sosyal M eselelerim iz ve Sosyal D e ime, Maya Yaynlar, Ankara 1984. Erkent, Dr. M. Kazm, Gaziantep Azyla Nostaljik, Folklorik Deyiler, Gaziantep, 2000. Erm an, Nzhet, Anadolu 1970, Ceylan Yaynevi, s tanbul, 1970. Erolu, Hamza, Atatrk ve Milliyetilik, Atatrk Aratrma Merkezi, Ankara 1992. Erol, Safiye, Cierdelen, stanbul 1946. Erz, Mehmet, D ou Anadolu'nun Trkl, 2. bs. irfan Yaynevi, stanbul 1982. Erz, Mehmet, Hristiyanlaan Trkler, Trk Klt rn Aratrma Enstits, Ankara 1983. Erz, Mehmet, M ill Kltrmz ve Meselelerimiz, Dou Yaym ve Datm, stanbul 1983. Erz, Mehmet, Trk Ailesi, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1972. Ersava, Fahri, H am as Trk iiri Antolojisi, Ankara 1965. Ersava, Fahri, K brs iirleri Antolojisi, Yamur Yaynlar, stanbul, 1965. Ersen, Cavid, Hrriyet M cadelesi, Ankara, 1972. Ersoy, Mehmed Akif, M ehm ed A k if Klliyat, Aklam al ve Liigateli- haz. smail Hakk engler, stanbul, 1990. Ersoy, Mehmed Akif, Safahat, haz. Mehmet Ertunl Dzda, stanbul, Gonca Yaynevi, 1987. Ersoy, Mehmed Akif, Safahat, haz. mer Rza Do rul, nklap Kitabevi, stanbul, 1943. Ersoy, Mehmed kif, Safahat, stanbul, 1933, (es.h.). Ersoy, Mehmet Akif, Safahat, haz. Orhan Akay, Mustafa sen, Diyanet leri Bakanl, Ankara 1991. Ertaylan, smail Hikmet, Huruf Edebiyat rnekleri, - c. 1. G encnam e-i Re.fi'i, c. 2. M esnevi-i Penahi.. Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul, 1946. Ertekin, Fazl, B ir Teselli Aradm, stanbul, stanbul Matbaas, 1976. Ertem , Ali, N am k Kemal'in iirleri, stanbul, stanbul Kitabevi, 1957. Ertepnar, Cokun, Gzel Dnya, Ankara, 1969. Ertepnar, Cokun, Kk Dnyamn inden, Anka ra, 1982. Ertepnar, Cokun, iir klim inde B ir mr (Hepsi B ir Arada), Ankara 1995. Ertrk, Selahattin, Mehmetiin syan, zmir, 1946. Ertrk, Selhattin, Kkreyi, 2. bs. Tanr da Yay nevi, stanbul 1952.

.4 9

YA R A R LA N ILA N ES E R LER

Eyubolu, smet Zeki, Yedi Ask, A rap iirinin lk P arlak Dnemi, stanbul, Adam Yaynlar, 1985. Eyubolu, Sabahattin, P ir Sdtan Abdal, stanbul, Cem Yaynevi, 1977. Faik Ali, F ani Teselliler, Bursa, 1324, (es.h.). Fakir Baykurt, Kaplum baalar, stanbul, Remzi Ki tabevi, 1967. Fatin, Divan- Fatin, stanbul, 1288, (es.h.). Fazl Necip, Kiilhani Edipler, stanbul, 1930. Feraizci Mehmet akir, M enazr-l-Letaif Evhami - haz. Cevdet Kudret, stanbul, 1974. Ferid, Vahdet-i Vcud, stanbul, 1331, (es.h.). Feyzullah Sacit, Hayyamm R ubaileri ve Manzum Tercmeleri, stanbul, Cihan Ktphanesi, 1929. Fndkolu, Ziyaeddin Fahri, Sosyalizm; Efltun'dan M arks'a K adar, stanbul 1965. Firuz Ahmet, ttihat ve Terakki; J n Tiirkler, stanbul 1971. Fitnat Zbeyde, Divan- Fitnat, (es.h.). stanbul, 1286,

Ankara, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, 1963. Gen, Reat, Karahanl D evlet Tekilt: XI. Yzyl Tiirk Hkimiyet Anlay ve K arahanllar, Kltr Bakanl, Ankara 1981. Gen, Reat, Trk nanlar ile Mill G eleneklerinde Renkler ve Sar, Krmz, Yeil, Atatrk Kltr Merkezi, Ankara 1997. Genosmanolu, Niyazi Yldrm, D estanlar Burcu, stanbul 1990. Genosmanolu, Niyazi Yldrm, D estanlarda Uyamak, stanbul, Cnk Yaynlar, 1984. Georges-Gauli Berthe, Kurtulu Sava Srasnda Tiirk Milliyetilii, ev. Cenap Yazansoy, Rado Yaynlar, stanbul 1981. Gezen, Mjdat, Acayip iirler Antikalojisi, stanbul, 1987. Giridi Ali Aziz Efendi, Muhayyelat- Aziz Efendi, Aka Yay. Gocul, Basri, Trk M ill Destan Ouzlama, 1950 Goethe, Johann Wolfgang von, Faust, ev. Recai Bilgin, stanbul, Remzi Kitabevi, 1966. Gorki, Maksim, Ana, stanbul, May Yaynlar, 1971. Gkalp,Ziya Trk Tresi, haz. Yaln Toker, Toker Yaynevi, stanbul 1987. Gkalp, Ziya , Trkln Esaslar, haz. Yaln Toker, Toker Yaynevi, stanbul 1989. Gkalp, Ziya, Trklemek, slmlam ak, M uasrla mak, sad. Yaln Toker, 2. bs. Toker Yaynevi, s tanbul 1992. Gkalp, Ziya, Yeni Trkiye'nin H edefleri (Hikmet Tanyu'mm B ir ncelem esi ile), Hr Basm ve Ya ynevi, Ankara 1965. Gkalp, Ziya, naralt Konumalar, Diyarbakr' Tantma ve Kltr Demei, Ankara 1966. Gkalp, Ziya, Kzl Elma, stanbul, 1941. Gkalp, Ziya, iirler ve H alk M asallar, haz. Fevziye Abdullah Tansel, Trk Tarih Kurumu, Ankara, 1977. Gkalp, Ziya, Yeni Hayat, stanbul, 1918 (es.h.). Gkalp, Ziya, Yeni Hayat, stanbul, kbal Kitabevi, 1941. Gkalp, Ziya, Eski Tiirk Din Tarihi, stanbul 1988. Gkalp, Ziya, Husus M ektuplarna Gre Ziya Gkalp'in H ayat Gr, Der.: nder Ggn, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1992. Gkalp, Ziya, Terbiyenin Sosyal ve Kltrel Tem elle ri, haz. Rza Karda, Mill Eitim Bakanl, An kara 1973. Gkalp, Ziya, Trk Ahlk, haz. Yaln Toker, Toker Yaynevi, stanbul 1989. Gkalp, Ziya,Trk Medeniyeti Tarihi, haz. Yaln To ker, Toker Yaynevi, stanbul 1989.

Flaubert, Gustave, M adam e Bovarv, evl. Nurullah Ata, Sabri Esat Siyavugil, stanbul, Remzi Kitabevi, 1967. Fuat Bayramolu'nun Rubaileri, stanbul, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar,1976. Fuzuli Divan, haz. Abdlbaki Glpnarl, stanbul, n klap Yaynlar, 1985. Fuzuli, hazl. Nazm brahimov -Yaar Garayev, Ankara, Trk birlii ve Kalknma Ajans Yayn lar, (tpkbasm ekli), Azerbaycan. Fuzuli, Divan- Fuzuli, stanbul, 1331. (es.h.). Fuzuli, Fuzuli Divan, bas. hazl. Kenan Akyz [ve dierleri.], Ankara, Aka, 2000. Fruzan, Kuatma, Ankara, Bilgi Yaynevi, 1973. Garaudy, Roger, slmn Vadettikleri, 3. bs. Pnar Ya ynevi, stanbul 1983. Garaudy, Roger, Sosyalizmin Byk Dnem eci, Mil liyet Yaynlar, stanbul 1970. Garibi, Divan- Garibi, stanbul, tarihsiz (es.h.). Gazali, hyy- Ulm d-din, tere. Ahmet Serdarolu, rfan Yaynevi, stanbul. Gazeteci, Haan, 23 Nisan ocuk iirleri, stanbul, timat Kitabevi, 1975. Gelibolulu Mustafa Ali, Cami'u'l-Buhur d er M ecalis-i Sur, edisyon kritik ve tahlil Ali ztekin, Trk Ta rih Kurumu Yaynlar Ankara, 1996, Index. Gemalnaz, Efrasiyap, Erzurum ili Azlar I-II-III, TDK y. 1995. Gemuhluolu, Fethi, Dostluk zerine, Boazii Ya ynevi, stanbul 1978. Gencosman, Mehmed Nuri, Hayyam'dan Rubailer,

YA RA R LA N ILA N ESER LER

DMCE SOM. 5 0
Glensoy, Tuncer, Ktahya Yresi Azlar, TDK y. 1988. Glensoy, Tuncer, Orhun'dan Anadolu'ya Trk Dam g a la r: D am galar, mler, Enler. Trk Dnyas Aratrmalar Vakf, stanbul 1989. Gler, Abdlkadir, Harran'da Atatrk iei, zmir, 1986. Gler, Abdlkadir, Mardin Folkloru G elenekler G renekler, 1998. Gler, Abdlkadir, Ske airleri Antolojisi, Ske, 1990. Gler, Halit, Tuna N ehri Konusayd, Trkiye Diya net Vakf, Ankara. Glpnar Taranolu, Gzide, B ir D alda Bin iek, iirlerimin Demeti, Ankara, 1997. Glpnar-Taranolu, Gzide, Huzur a, Ankara, 1981. Glseren, Cemil, Malatya li Azlar, TDK y. 1
2000 .

Gkdemir, Sevgi - Ayvaz, Yunus Emre, Gldeste, Kltr Bakanl, Ankara 1990. Gktrk, M. Gndz, Buras 27 Mays Ankaras, Bursa, 1963. Gkyay, Orhan aik, B irka iir, stanbul, Hilal Mat baas, 1976. Gkyay, Orhan aik, Bugnk D ille D ede Korkut, Remzi Kitabevi, stanbul 1963. Glpnarh, Abdlbki, 100 Soruda Trkiye'de Mez h epler ve Tarikatlar, Gerek Yaynevi, stanbul 1969. Glpnarh, Abdlbki, Divan- M evlana Celaleddin Rumi, ev. stanbul, 1971, Milliyet Yaynlar. Glpnarh, Abdlbki, Divan iiri, e. 1. XV-XVI. yy. c. 2. XVII. yy. e. 3. XVIII. yy. c. 4. XIX. yy. c. 5. X X . yy. stanbul, 1954. Glpnarh, Abdlbki, Divan- K eb ir - giildesteM evlana C elaleddin Rumi, stanbul, 1955. Glpnarh, Abdlbki, Divan- Kebir'den Sem elerM evlana Celaleddin ifa/m'Kltr Bakanl Yaynlar,, Ankara, 1995. Glpnarh, Abdlbki, Fuzuli Divan, stanbul, 1961. Glpnarh, Abdlbki, Hayyam ve Rubaileri, nklap ve Aka, stanbul, 1973. Glpnarh, Abdlbki, Nedim Divan, stanbul, nk lap Kitabevi, 1972. Grkem, Rauf, Heyecanlarm, Ankara, 1970. Gze, Ergn, Bulunmu D efterden Cuma Dnceleri, Boazii Yaynevi, stanbul 1989. Gzler, H. Fethi Edebiyatm zdaki Din, Tasavvuf ve Hikmetli Manzum Szlerden B ir Demet, Kltr Bakanl, Ankara 1989. Gzler, H. Fethi, Vatan ve Kahram anlk iirleri An tolojisi, stanbul, nklap ve Aka Kitabevleri, 1965. Gzler, H. Fethi, Yunus'tan Bugne Trk iiri, Defie Yaynlar, Ankara 1964. Gfta, Dr. Hseyin Divan iirinde lim, Ankara, 2004. Gl, Muhsin, H alk Ozan Sdki B ab a Hayat ve iirle ri, Ankara, 1984. Glahmedolu, Azmi, Yemin, stanbul 1952. Gldeste, Trk Edebiyatndan Seilmi Beyit ve Ms ralar, Ankara 1991. Gle, Azmi, Austos Gnei, Destan, Defne Yaynlar, Ankara 1967. Gle, Azmi, Azmi'den Rubailer, Defne Yaynlar, Ankara 1970. Gle, Azmi, Fetih Yldz, Destan, Ankara 1958. Gle, Azmi, Kapsz Sokaklar, Ankara 1962. Glensoy, Tuncer, - Buran, Ahmet, E laz Yresi Azlarndan D erlem eler I, TDK y. T 994.

Gmlcineli Esad, H alk iirleri, (es.h.).

stanbul,

1339,

Gnay, Turgut, Rize li Azlar, TDK y. 2002. Gndz, Aka, Bu Topran Kzlar, stanbul, 1973. Gner, Ahmet, Tarikatlar Ansiklopedisi, haz. Milliyet Yaynlar, stanbul 1991. Gney, Eflatun Cem - Gney, etin Eflatun, Ak Mesleki, stanbul Maarif Kitaphanesi, stanbul, 1953. Gney, Eflatun Cem - Gney, etin Eflatun, k Ruhsati, Hayat ve iirleri, stanbul Maarif Ki taphanesi, stanbul, 1963. Gney, Eflatun Cem, Erzurumlu Emrah, Hayat ve iirleri, stanbul Maarif Kitaphanesi, 1960. Gney, Efltun Cem, H alk iiri Antolojisi, 6. bs. Varlk Yaynevi, stanbul 1980. Gngr, Erol, Dnden Bugnden Tarih, Kltr, Mil liyetilik, 4. bs. tken Neriyat, stanbul 1988. Gngr, Erol, slm Tasavvufunun M eseleleri, t ken Neriyat, stanbul. Gngr, Erol, Kltr D eim eleri ve Milliyetilik, 2. bs. tken Neriyat, stanbul 1984. Gngr, Erol, Sosyal M eseleler ve Aydnlar, tken Neriyat, stanbul. Gngr, Erol, Tarihte Trkler, tken Neriyat, s tanbul 1983. Gngr, Erol, Trk Kltr ve Milliyetilik, tken Neriyat, stanbul 1978. Gnen, Ahmet, K rehir ve Yresi Azlar (nceleme-Metinler-Szlk), TDK y. 2000. Gn tekin, Reat Nuri, Acmak, stanbul, 1957. Gntekin, Reat Nuri, Akam Gnei, stanbul, 1928, (es.h.).

o i n i K

i i .5 i

Y A R A R LA N ILA N E S ER LER

Gntekin, Reat Nuri, Ate Gecesi, stanbul, nklap Kitabevi, 1953. Gntekin, Reat Nuri, B ir Kadn Dman, stanbul, nklap Kitabevi, 1958. Gntekin, Reat Nuri, alkuu, 37. bs. nklp Ki tabevi, stanbul 1992. Gntekin, Reat Nuri, alkuu, stanbul, (es.h.). 1928,

Grpnar, Hseyin Rahmi, E kya ninde, stanbul. 1963. Grpnar, Hseyin Rahmi, Gulyabani, stanbul, Hil mi Kitabevi, 1960. Grpnar, Hseyin Rahmi, ffet, stanbul, 1966. Grpnar, Hseyin Rahmi, nsanlar Maymun muy du? stanbul, 1982. Grpnar, Hseyin Rahmi, Kaderin Cilvesi, stanbul, Pnar Y aynevi, 1964. Grpnar, Hseyin Rahmi, K adnlar Vaizi, stanbul, 1966. Grpnar, Hseyin Rahmi, Kaynanam N asl Kudur du?, stanbul, 1964. Grpnar, Hseyin Rahmi, K esik Ba, 1963. stanbul.

Gntekin, Reat Nuri, Damga, stanbul, nklap ve Aka, 1968. Gntekin, Reat Nuri, Deirmen, stanbul, nklap Kitabevi, 1958. Gntekin, Reat Nuri, Dudaktan K albe, stanbul, 1932. Gntekin, Reat Nuri, Eski Hastalk, stanbul, 1958. Gntekin, Reat Nuri, Gizli El, stanbul, nklap ve Aka Kitabevleri, 1969. Gntekin, Reat Nuri, Gkyz, stanbul, nklap Kitabevi, 1958. Gntekin, Reat Nuri, Kan Davas, nklap Kitabevi, 1960. Gntekin, Reat Nuri, K zlck Dallar, stanbul, 1957. Gntekin, Reat Nuri, M iskinler Tekkesi, stanbul, nklap Kitabevi, 1958. Gntekin, Reat Nuri, Son Smak, stanbul, nklap Kitabevi, 1961. Gntekin, Reat Nuri, Tanr Misafiri, nklp ve Aka Kitabevleri, stanbul 1970. Gntekin, Reat Nuri, Yaprak Dkm, stanbul, Ahmet Halit Kitaphanesi, 1930. Gntekin, Reat Nuri, Yeil Gece, stanbul, nklap ve Aka Kitabevleri, 1968. Grgen, Ali Gndz, Mevlana'dan Gnmze K a d ar Dini iirleri Antolojisi, Konya, 1966. Grpnar, Hseyin Rahmi, Ak Bata, B ir M uadelei Sevda, stanbul, 1983. Grpnar, Hseyin Rahmi, Ben D eli miyim?, stan bul, 1965. Grpnar, Hseyin Rahmi, Billur Kalp, stanbul, 1967. Grpnar, Hseyin Rahmi, Cad, stanbul, 1967. Grpnar, Hseyin Rahmi, Can Pazar, stanbul, 1968. Grpnar, Hseyin Rahmi, Cehennemlik, stanbul, 1966. Grpnar, Hseyin Rahmi, D eli Filozof, stanbul, 1964. Grpnar, Hseyin Rahmi, Dirilen iskelet, stanbul, 1984. Grpnar, Hseyin Rahmi, Efsuncu B aba, stanbul, Atlas Kitabevi, 1966.

Grpnar, Hseyin Rahmi, K okotlar Mektebi, stan bul, 1981. Grpnar, Hseyin Rahmi, Kuyruklu Yldz Altnda B ir Evlenme, stanbul, 1969. Grpnar, Hseyin Rahmi, Metres, stanbul, 1965. Grpnar, Hseyin Rahmi, M ezarndan K alkan e hit, stanbul, 1966. Grpnar, Hseyin Rahmi, Mrebbiye, 1960. stanbul,

Grpnar, Hseyin Rahmi, Namuslu Kokotlar, stan bul, 1984. Grpnar, Hseyin Rahmi, Nimetinas, stanbul, 1965. Grpnar, Hseyin Rahmi, k, Ktphane-i slam ve Asker, stanbul, 1336, (es.h.). Grpnar, Hseyin Rahmi, k, stanbul, 1964. Grpnar, Hseyin Rahmi, psevdi, stanbul, 1965. Grpnar, Hseyin Rahmi, Tesadf, stanbul, 1984. Grpnar, Hseyin Rahmi, Tutumu Gnller, s tanbul, 1968. Grpnar, Hseyin Rahmi, Utanmaz Adam, stanbul, 1984. Grsevin, Grer, Uak li Azlar (Dil zellikleriMetinler-Szliik), TDKy. 2002. Grtunca, Mehmet Faruk, Bu Arslana Dokunmayn, stanbul, lk Kitap Yurdu, 1939. Grn, Kmuran, Trkler ve Trk D evletleri Tarihi, 2. bs. Bilgi Yaynevi, Ankara 1984. Gipnar Taranolu, Gzide, Ak Yllara Yenilmez, Ankara, (tarihsiz). Haceminolu, Necmettin, Trkenin K aranlk Gn leri, stanbul. Haceminolu, Necmettin, Yeni B ir Dnya, TreDevlet Yaynevi, Ankara 1976. Hafz Mehmet Sabatddin, Divan- Hafz Mehmet Sebatddin, stanbul, 1309. (es.h.).

YA RA R LA N ILA N ESER LER ______________________________

_____________________ m e n iiC E M .
Hazik Mehmed, Divan- Hazilc Efendi, stanbul, 1318. (es.h.). Hector Malot, Bilgi Kz, ev. Ahmet Midhat Efendi, stanbul, 1305, (es.h.). Helaki, Divan, (Haz.) Mehmed F. avuolu, .. Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul. 1982. Hemingway, Ernest, anlar Kimin in alyor, ev. Nurettin zyrek, Varlk Yaynlar, stanbul, 1966. Henry, Paul, M illiyetler M eselesi, ev. Fehmi Balda, Kanaat Kitabevi, stanbul 1939. Hersekli Arif Hikmet, Divan- A rif Hikmet, stanbul, 1335, (es.h.). Heyd, Uriel, Trk Ulusuluunun Temelleri, ev. Kadir Gnay, Kltr Bakanl, Ankara 1979. Hz, Salih, Atatrk B aba, Samsun, 1961. Hilmi, Divan- Hilmi, stanbul, tarihsiz, (es.h.). Hire, Jean de La, ik i ocuun Devrilemi, stanbul, 1924, (es.h.). Hisar, Abdlhak inasi, Fahim B ey ve Biz, Varlk Yaynevi, stanbul, 1966. Hugo, Victor N otre-D am e d e Paris, ev. Nizamettin Nazif Tepedelenliolu, 2 c, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1947. Hseyin evket, K a ra (es.h.). Gnlerde, stanbul, 1926,

Hafz Ulvi, Divan- H afz Ulvi, stanbul, 1290. (es.h.). Halc, Feyzi, -Ahmet zdemir, P era P alas Gnl Sohbetleri Gldestesi, Ankara, 1999. Halc, Feyzi, Dinle Neyden, Konya, 1984. Halc, Feyzi, Konya iirleri, Konya Ticaret Odas Kltr ve Eitim Yaynlar, Konya, (tarihsiz). Halc, Feyzi, Parlam enter airler, T.B.M.M. Kltr Sanat ve Yayn Kurulu Yaynlar, Ankara, 1990. Halc, Feyzi, Yaama Sevinci, Ankara 1983. Halikarnas Balks, Aganta Brina Brirata, stan bul, 1946. Halil Rd, H adikat- M arifet Teranelerim, stanbul, 1312, (es.h.). Halim Giray, Divan- H alimgiray Sultan, stanbul, 1257. (es.h.). Halit Efendi, Divan- Halit Efendi, stanbul, 1257. (es.h.). Halman, Talat Sait, Eski Uygarlklarn iirleri, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, stanbul, 1974. Hamamizade hsan, Divan- hsan, stanbul, 1928. (es.h.). Hamdi Haan, M akedonya ve K osova Trklerince Kullanlan Ataszleri ve Deyimler, TD K y. 1997. Hamidullah, Muhammed, slm a Giri, Beyan Ya ynlar, stanbul 1996. Hamii Amidi, Divan- Hamii Amidi, stanbul, 1272, (es.h.). Hammer, Byk Osmanl Tarihi, yay. ev. Mmin evik, Erol Kln, 2. bs. dal, kra ve Okusan Yaynevleri, stanbul 1989. Hamsun, Knut, Dm, ev. Hseyin Tztin, Milliyet Yaynlar, stanbul, 1971. Hanhan, Ziya, Baltaolu Bizans'ta, Trkiye Yaync lk, stanbul, 1971. Hanhan, Ziya, E feler ahlanyor, G ken Efe, Yeni stanbul Yaynlar, stanbul, 1969. Hanyavi efik Efendi, D ivane-i Hanyavi efik E fen di, stanbul, 1293. (es.h.). Haan Hilmi, Divan- Haan Hilmi, stanbul, 1290, (es.h.). Haek, Jaroslav, Aslan A sker vayk, ev. Ayegl Gnkut, stanbul, 1964. Hatem Ahmed, Divan- Hatem, stanbul, tarihsiz, (es.h.). Hatipolu, Aydn, Beynim Yreim, stanbul, 1978. Hatipolu, Aydn, m e Gelin, stanbul, 1966. Hayt, Baymirza, E sir Trkler, ev. ekip Engineri, Kiisel Kitaplar, Ankara, (tarihsiz). Hayreti, Divan, (tenkidli basm) haz. Mehmed F. avuolu, M. Ali Tanyeri, .. Edebiyat Faklte si Yaynlar, stanbul, 1981.

Hseyini, Hseyin Mirza Baykara, Divan- Sultan Hseyn Mirza B aykara, haz. smail Hikmet Ertaylan, .. Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stan bul, 1946. Hzni, Divan- Hzni, stanbul, 1310, (es.h.). lgaz, Rfat, Karadenizin Kycnda, Cem Yaynevi, stanbul, 1969. Ik, hsan, Kltrmzn Kimlii, Beyan Yaynlar, stanbul 1982. dil, M. Ayas shak, yge Taba (Eve Doru), tken Neriyat, stanbul 1965, lhan, Attila, Ayrlk Sevdaya Dahil, Bilgi Yaynlar, Ankara, 1993. lhan, Attila, Byle B ir Sevmek, Ankara, Bilgi Yayn lar, 1977. lhan, Attila, Duvar, Bilgi Yaynlar, Ankara, 1977. lhan, Attila, Zenciler Birbirine Benzemez, Yaynlar, Ankara, 1957. Dost

mril Kays, Mallakat, ev. Mehmed erefeddin Yaltkaya, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stan bul, 1989. nal, Ayhan, Dostlarm, Ayyldz Matbaas, Ankara, 1977. nal, Ayhan, lmszlk Trks, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1987. nal, bn'l-Emin Mahmud Kemal, Son Asr Trk

I B

I K

YA R A R LA N ILA N ES E R LER

airleri, -Kemal'-uara- haz. Hidayet zcan, Atatrk Yksek Kurumu - Atatrk Kltr Merkezi Yaym, Ankara, 2000. nal, bnlemin Mahmut Kemal, Son Sadrazamlar, 3. bs. Dergh Yaynevi, stanbul 1982. an, Abdlkadir, Eski Trk Dini Tarihi, Kltr Ba kanl, Ankara 1976. nan, Abdlkadir, M akaleler, ncelem eler, 2 e. 2. bs. Trk Tarih Kurumu, Ankara 1987. nan, Abdlkadir, M anas Destan, Kltr Bakanl, Ankara 1985. nan, Abdlkadir, Tarihte ve Bugn amanizm, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1954. nn, smet, Lozan B ar Konferans- Konuma, Deme, M akale, Mesaj, An ve Syleileri, haz: l han Turan, Atatrk Kltr, Dil ve Tarih Yksek Kurumu- Atatrk Aratrma Merkezi, Ankara, 2003. nn, smet, Millet ve insaniyet (smet nn'nn nutuklarndan sem eler), deri: Herbert Melzig, Kanaat Kitabevi, stanbul, 1943. nn, smet, Mill e f Cumhurreisi ism et nn 'nn Trkiye Byk M illet Meclisinin J.n ci ntihap Devresinin 2 'inci Toplanm a Yln A Nutku 1.11.1944, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekre terlii Yaynlar, Ankara, 1944. nn, smet, Aziz Atatrk, , Milli Eitim Bakanl Yaynlar, Ankara, 1963. nn, smet, Cumhuriyet H alk Partisi snomal Biiyk Kurultayda G enel Bakan nn Tarafndan Sylenen Nutuk 26.12.1938. nn, smet, D efterler: 1919-1973, haz: Ahmet Demirel, [nsz Erdal nn], stanbul, 2001, 2 c. Fotorafl. Yap Kredi Yaynlar (c. 1. 1919-1955 - c. 2. 1956-1973). nn, smet, D evlet Kurucusu Atatrk, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara, 1969. (Belleten, Cilt XXXIII, Say 129 (Ocak 1969)'dan ayrbasm). nn, smet, E bedi e f Atatrk'n lm D olaysyla Milli e f ism et nn'nn Trk M illetine Beyan namesi, Ankara, 1938. nn, smet, H atralar: B irinci Dnya Harbi, haz: Nurer Uurlu, Ankara, 1999, Cumhuriyet Gazetesi Yaynlar nn, smet, Hatralarm, Gen Subaylk Yllar: 1884-1918, haz: Sabahattin Selek, stanbul, 1969. nn, smet, htilalden Sonra sm et nn: Konum a lar, Dem eleri, M esajlar, Sohbetleri ve Yazlary la, deri: Sabahat Toktam, stanbul, 1962. nn, smet, nn'nn Sylev ve D em eleri, c. 1. Trk Devrim Tarihi Enstits Yaynlar [T.B.M. Meclisinde ve C.H.P. Kurultaylarnda (19191946)] stanbul, 1946. nn, smet, ism et nn'nn H atralar: Byk Za

ferd en Sonra Mudanya M tarekesi ve Lozan Ant lamas, 1998. (Cumhuriyet gazetesinin armaan dr). nn, smet, sm et nn'nn T.B.M.M.'deki konu m alar 1920-1973, deri: Ali Rza Cihan, Ankara, 1992. T.B.M.M. Kltr Sanat ve Yayn Kurulu Yaynlar: 56 (c. 1. 1920-1938, c. 2. 1939-1960, c. 3. 1961-1973, E -l: Dizin). nn, smet, M ill efin ylev, D em e ve M esajlar, deri: Kadri Kemal Kop, Akay Kitabevi, stanbul, 1945. nn, smet, M uallimler B irlii K ongresinde sm et P aa Hazretlerinin Nutuklar, Ankara, 1341, (es.h.). nn, smet, Muhalefet'te ism et nn: Konumalar, D em eleri, M esajlar, Sohbetleri ve Yazlaryla, deri: Sabahat Erdemir, stanbul, 1956. pekten, Haluk, Divan Edebiyatnda E d eb Muhitler, stanbul, 1996, Milli Eitim Bakanl Yaynlar. smail Hakk Bursev Divan, (Haz.) Dr. Murat Yurt sever, Arasta Yaynlar, Bursa, 2000. smeti, Divan- smet, stanbul, 1291, (es.h.). stiklal Urunda iirler Mecmuas, Azerbeycan Ne riyat, stanbul, 1928, (es.h.). z, Mahir, Tasavvuf- Mahiyeti, Bykleri ve Tarikat lar, stanbul Kitabevi, stanbul 1990. zbudak, Veled elebi, Divan- Tiirki-i Sultan Veled, Musahhihi Kilisli Rfat, stanbul, 1341, (es.h.). Johnstone, H.A. ve Butler, Muuro, Tiirkler: K a ra k terleri, Terbiyeleri ve... ev. Hseyin Kl, Trki ye Diyanet Vakf, Ankara. Kabakl, Ahmet, Kltr Emperyalizmi, Toker Yay nevi, stanbul 1971. Kabakl, Ahmet, M bet ve Millet, Toker Yaynevi, stanbul 1970. Kabakl, Ahmet, Mslman Trkiye, Toker Yaynevi, stanbul 1970. Kabakl, Ahmet, Trk Edebiyat, 5 c., Trk Edebiyat Vakf, stanbul. (1. c. 1965, dierleri deiik tarih li) Kad Burhaneddin, Divan- K ad Burhaneddin, stan bul, 1922. (es.h.). Kafesolu, brahim, Bulgarlarn Kkeni, Trk Klt rn Aratrma Enstits, Ankara 1985. Kafesolu, brahim, H arzem ahlar D evleti Tarihi, 3. bs. Atatrk Kltr, Dil ve Tarih Yksek Kurumu, Ankara 1992. Kafesolu, brahim, Kutadgu B ilig ve Kltr Tarihi mizdeki Yeri, Kltr Bakanl, Ankara 1980. Kafesolu, brahim, Trk B ozkr Kltr, Ankara 1987. Kafesolu, brahim, Trk M ill Kltr, dzl. ve gen. 14. bs. Boazii Yaynevi, stanbul 1996.

Y A R A R LA N ILA N ESER LER

IMMESM.54
K ara, Mehmet, Gn D om ak zerine, Koza Yaynla r, Ankara, 1990. Karaaliolu, Seyyit Kemal, Edebiyatm zda air ve Yazarlar, 3. bs. nklp ve Aka Kitabevleri, stan bul 1984. Karaaliolu, Seyyit Kemal, Resimli Trk E debiyat lar Szl, genl. 2. bs. nklp ve Aka Kitabevleri, stanbul 1982. Karaaliolu, Seyyit Kemal, Trk E debiyat Tarihi, nklp Kitabevi, stanbul. Karabekir, Kzm, stikll Harbimiz, stanbul 1988. Karabekir, Kzm, stikll Harbinin Esaslar, der. Nihat Uzcan, stanbul 1982. Karabulut, Halil, D am lada D erya Gizlidir, Kltr ve Turizm Bakanl Milli Folklor Ara., Ankara, 1988. Karacaolan, Btn iirleri, haz. Cahit ztelli, Milli yet Yayn Ltd. ti., stanbul 1978. K araer, Mustafa Necati, Gvercin Uurmak, stan bul, 1977. K araer, Mustafa Necati, K ular ve nsanlar, Ankara, 1982. Karagz, M. Berdan, Gne Yzlm, Ankara, 1989. Karahan, Abdlkadir, irazl Hafz ve iirlerinden Sem eler, Ankara, 1988. Karahan, Leyl, Anadolu Azlarnn Snflandrlma s, TDK y. 1996. Karakan, Hseyin, iirimizin Cumhuriyeti, stanbul, 1958. Karakan, Hseyin, Trke Hayyam, stanbul, 1962. Karako, Abdurrahim, Btn iirleri, Fetih Yayne vi, stanbul, 1973. Karako, Abdurrahim, D osta Doru, Ankara, Ocak Yaynlar, 1984. Karako, Abdrrahim, Vur Emri, 15. bs. Ocak Yay nevi, Ankara 1990. Karako, Bahattin, lkyazda, stanbul, Cnk Yaynla r, 1984. Karako, Bahattin, K ar Sesi, Ocak Yaynlar, Anka ra, 1983. Karako, M. Sezai, H ikyeler, 2 c., 2. bs. Dirili Yaynevi, stanbul 1988. Karako, Sezai, Alnyazs Saati, stanbul, Dirili Ya ynlar, 1989. Karako, Sezai, Ate Dans, Dirili Yaynlar, stan bul, 1987. Karako, Sezai, Hzrla K rk Saat, Dirili Yaynlar, stanbul, 1989. Karako, Sezai, iirler, Dirili Yaynlar, stanbul, 1978. K arakurt, Esat Mahmut, lnceye K adar, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1969.

Kafesolu, brahim, Trk Milliyetiliinin M eseleleri, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1970. Kafesolu, brahim, Trk-lslm Sentezi, Aydnlar Oca, stanbul 1985. Kafesolu, brahim, Trkler ve Medeniyet, stanbul Yaynlar, stanbul 1957. Kahraman, Mehmet Divan Edebiyat zerine Tar tmalar, stanbul, 196. Kahramanlk iirleri Antolojisi, Varlk Yaynlar, stanbul, 1972. Kahun, Leon, G k Bayrak, ev. Galip Bahtiyar, s tanbul, 1970. Kakn, Tark Dursun, Denizin Kan, Cem Yaynevi, stanbul, 1968. Kakn, Tark Dursun, D eve T ellal P ire B erb er ken, Milliyet Yaynlar, stanbul, 1970. Kalay, Emin, Edirne li Azlar, TDK y. 1998. Kamil, Divan- Kamil, stanbul, 1325, (es.h.). Kandemir, Feridun Kudret, Kendi Azndan Rza Tevfik, -Hayat, Felsefesi, iirleri- Remzi Kita bevi, stanbul, 1943. Kank, Orhan Veli, Btn iirleri, 34. bs. Adam Ya ynevi, stanbul 1991. Kansu, Ceyhun Atuf, Sakarya Meydan Sava, D es tan, Bilgi Yaynevi, Ankara 1970. Kanuni Sultan Sleyman, Divan- Muhibbi, Kanuni Sultan Sleyman'n iirleri, haz. Vahit abuk, s tanbul, 1980, 3 c. Tercman Yaynlar. Kaplan, Mehmet - Birinci, Necat, Atatrk iirleri Antolojisi, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 1990. Kaplan, Mehmet, Byk Trkiye Ryas, stanbul 1969. Kaplan, Mehmet, H ikye Tahlilleri, 4. bs. Dergh Yaynevi, stanbul 1991. Kaplan, Mehmet, Kltr ve Dil, 4.bs. Dergh Yay nevi, stanbul 1986. Kaplan, Mehmet, Nesillerin Ruhu, 5. bs. Dergh Ya ynevi, stanbul 1991. Kaplan, Mehmet, iir Tahlilleri, Yaynevi, stanbul 1991. 11. bs. Dergh

Kaplan, Mehmet, iir Tahlilleri, A kif Paa'dan Yahya Kem al'e Kadar, .. Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul, 1954. Kaplan, Mehmet, iir Tahlilleri, stanbul, Dergh Yaynlar, 1975. Kaplan, Mehmet, Tanpnar'n iir Dnyas, Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul, 1963. ..

Kaplan, Mehmet, Tiirk Millletinin Kltrel D eerleri, Kltr Bakanl, Ankara 1987. Kaplancal, Kemal, Bir Fikrin Adamlar, stanbul, 1946.

i M

i . 5 5

Y A R A R LA N ILA N E S ER LER

K arakurt, Esat Mahmut, lk ve Son, inklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1969. Karal, Enver Ziya, Osmanh Tarihi, 9 c., Trk Tarih Kurumu, Ankara. K araman, Hayrettin, slm Hukukunda Mezhepler, rfan Yaynevi, stanbul 1971. Karaosmanolu, Yakup Kadri, Ankara, Ankara, 1934. Karaosmanolu, Yakup Kadri, Hkm Gecesi, s tanbul, 1927, (es.h.). Karaosmanolu, Yakup Kadri, K iralk Konak, stan bul, 1974. Karaosmanolu, Yakup Kadri, M ill Sava H ikye leri, haz. Atill zkrml, letiim Yaynevi, s tanbul 1990. Karaosmanolu, Yakup Kadri, Panoram a, stanbul, 1971. Karaosmanolu, Yakup Kadri, Sodom ve Gomore, Ankara, 1966. Karaosmanolu, Yakup Kadri, Yaban, Ahmet Halit Kitaphanesi, stanbul, 1932 Muallim

Kemal Tahir, Yedinar Yaylas, Bilgi Yaynevi, An kara, 1970. Kemal Tahir, Yol Ayrm, Sander Yaynlar, stanbul, 1971. Kemal Tahir, Yorgun Sava, Remzi Kitabevi, stan bul, 1965. Keskiolu, Osman, Kur'an Tarihi ve Kur'an H akkn d a Ansiklopedik Bilgiler, Nebiolu Yaynevi, s tanbul 1953. Keskiolu, Osman, Siyer-i N eb: H azret-i P eygam be rin Hayat, 12. bs. Diyanet leri Bakanl, An kara 1991. Kethiidazade Arif, Divan- K ethdazade Arif, stan bul, 1271, (es.h.). Klk, Hseyin Hsn, Trk Sz, M alta'da Esir ken Yazdklarm, Ankara, 1930. Krmer, Cafer Seydahmet, M efkure ve Trklk, deri. brahim Otar, Emel Yaynlar, stanbul 1965. Krmer, Cafer Seydahmet, lkii ve Trklk, Ham le Yaynevi, stanbul. Krml, Hakan, Krm Tatarlarnda M ill Kim lik ve M ill H areketler, Trk Tarih Kurumu, Ankara. Krkh, H. Ahmet, Sultan nc Murad, Hayat, Edeb i Kiilii, E serleri ve Divanndan Sem eler, Kltr ve Turizm Bak., Ankara, 1988. Ksakrek, Necip Fazl, Ben ve tesi, Shulet Ktp hanesi, 1932. Ksakrek, Necip Fazl, ile, 18. bs, Byk Dou Yaynevi, stanbul 1992. Ksakrek, Necip Fazl, le nen Nr; le ve Btn Zaman ve Mekna. 6. bs. Byk Dou Y a ynevi, stanbul 1979. Ksakrek, Necip Fazl, H esaplam a, Byk Dou Yaynevi, stanbul 1985 Ksakrek, Necip Fazl, Hikyelerim, Byk Dou Yaynevi, stanbul 1983. Ksakrek, Necip Fazl, O ve Ben, 8. bs. Byk Dou Yaynevi, stanbul 1992. Ksakrek, Necip Fazl, Son Devrin Din Mazlumlar, haz. M. Kemaleddin Keeci, Toker Yaynlar, s tanbul, 1969. Ksakrek, Necip Fazl, Trkiye'nin Manzaras, To ker Yaynevi, stanbul 1968. Kitap, Zekeriya, Yeni slm Tarihi ve Trkistan, Ota Yaymevi, stanbul 1986. Kocagz, Halil, Btn Eserleri, iirler, zmir, 1986,. Kocagz, Samim, Kalpakllar, Ata Kitabevi, stan bul, 1962. Kocagz, Samim B ir ift kz, Ararat Yaynlar, stanbul, 1970. Kocatrk, Vasfi Mahir, Divan iiri Antolojisi - ter cm eleriyle- stanbul, 1947.

Karay, Refik Halid, Bugnn Sarayls, inklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1965. Karay, Refik Halid, Gurbet H ikyeleri, Semih Ltfi Kitabevi, stanbul, 1940 Karay, Refik Halid, stanbul'un B ir Yz, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1972. Karay, Refik Halid, K adn lar Tekkesi, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1964. Karay, Refik Halid, Sonuncu Kadeh, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1965. Karay, Refik Halid, Srgn, Semih Ltf Kitabevi, stanbul 1941. Kayacan, Isa, Aa ve Ormanla lgili iirler, Ankara, 1980. Kayacan, sa, Aa ve Orman Kltr, Orman Bakan l Yaynlar, Ankara, 1997. Kayacan, sa, M akale ve iirlerle eitleme, Ankara, 1983. Kayral, S. Sami, D enem eler, stanbul, 1970. Kazm Paa, D ivane-i Kazm P aa, stanbul, tarihsiz, (es.h.). Kefeli, Seyfettin, Gl Yamurlar, Ankara, 1990. Kemal Tahir, D evlet Ana, Bilgi Yaynevi, Ankara, 1967. Kemal Tahir, E sir ehir, Sander Yaynlar, stanbul, 1974, (c. 1. Esir ehrin nsanlar c. 2. Esir ehrin Mahpusu) Kemal Tahir, G l nsanlar, Bilgi Yaynevi, Ankara 1970. Kemal Tahir, Kurt Kanunu, Bilgi Yaynevi, Ankara, 1969.

YA RA R LA NILA N ESER LER

O ira i M tS M .
Koksal, Ahmet, lkokul nitelerine G re ocuk iir leri, stanbul, 1973. Kprl, M. Fuad, Osmanl Devletinin Kuruluu, Trk Tarih Kurumu, Ankara, 1988. Kprl, M. Fuad, Trk Edebiyat Tarihi, 2. bs. tken Neriyat, stanbul 1980. Kprl, M. Fuad, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvf lar, 5. bs. Diyanet leri Bakanl, Ankara 1984. Kprl, M. Fuat, Trk Saz airleri, Mill Kltr Yaynlar, Ankara 1962. Kprl, Orhan F., Trk K lasikleri - Yunus Emre'den k Veysel'e - stanbul, 1984. Kprlzade Mehmet Fuad, M ill E debiyat Ceryannn lk M ibeirleri ve Divan- Tiirki-i Basit, s tanbul, 1928. Ksolu, Nevzat, Trk Dnyas Tarihi ve Trk M ede niyeti zerine Dnceler, tken Neriyat, s tanbul 1990. Ksolu, Nevzat, Trk Kim lii ve Trk Dnyas, t ken Neriyat, stanbul 1996. Kymen, Mehmet Altay, Byk Seluklu m parator luu Tarihi, 5 C., Trk Tarih Kurumu, Ankara 1991-93. Kymen, Mehmet Altay, Seluklu D evri Trk Tarihi, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1993. Kuddusi, Divan- Kuddusi, stanbul, 1291, (es.h.). Kudret, Cevdet, Divan iirinde Bykler, stan bul, 2003. 3 c. [1. Fuzuli, 2. Baki, 3. Nedim]. Kudret, Cevdet, Eref, Hayat, Sanat, Eseri, Varlk Yaynevi, stanbul, 1977. Kudret, Cevdet, E debiyat B ilgileri -rneklerle-, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1980. Kudret, Cevdet, Abdlhamit D evrinde Sansr, Aaolu Yaynevi, stanbul, 1977. Kudret, Cevdet, Ahmet Mithat, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara, 1962. Kudret, Cevdet, Bat Edebiyatndan Sem e Paralar, stanbul, 1972. Kudret, Cevdet, Benim Olum Bina Okur, stanbul, 1983. Kudret, Cevdet, D illeri Var Bizim D ile Benzemez, Ankara, 1966. Kudret, Cevdet, Divan iirinde Bykler, stan bul, 1985.. Kudret, Cevdet, Eref, -hayat, sanat, eseribul, 1977. stan

Kocatrk, Vasfl Mahir, Divan iirinde Mehur B e yitler, Edebiyat Yaynevi, Ankara, 1963. Kocatrk, Vasfi Mahir, H ayat arklar, Ankara, Edebiyat Yaynevi, (tarihsiz). Kocatrk, Vasfi Mahir, N am k Kemal'in iirleri, 3. bs. Edebiyat Yaynevi, Ankara 1966. Kocatrk, Vasfi Mahir, Nedim Divanndan Seilmi En Gzel iirler, Edebiyat Yaynevi, Ankara, 1968. Kocatrk, Vasfi Mahir, mer Hayyam'n Rubaileri, Bulu Yaynevi, Ankara, 1962. Kocatrk, Vasfi Mahir, iir Defteri, Yunus Emre'den Bugne K a d ar Trk Edebiyatnn H er eitten En Gzel iirleri. ? 1954. Kocatrk, Vasfi Mahir, Trk Edebiyat Tarihi, B a langtan Bugne K ad ar Trk Edebiyatnn Tarihi, Tahlili ve Tenkidi, Edebiyat Yaynevi, Ankara, 1970. Koak, Aur, Ak K ul Atr D iyor ki, stanbul, 1977. Koer, Haan Ali, Trkiye'de Modern Eitimin D ou u, 1773-1923. Ankara 1982. Koman, Glgn, B ir B ah a r Akam, Ankara, 1977. Kou, Reat Ekrem, E rkek Kzlar, Kou Yaynlar, stanbul, 1962. Kou, Reat Ekrem, F orsa Halil, stanbul, 1962. Kou, Reat Ekrem, Trk Zaferleri, Nebiolu Yay nevi, stanbul 1966. Korkmaz, Zeynep, Bartn ve Yresi Azlar, TDK y. 1994. Korkmaz, Zeynep, Gney-Bat Anadolu Azlar, TDKy. 1994. Korkmaz, Zeynep, N evehir ve Yresi Azlar, TDK y. 1994. Korkmazgil, Haan Hseyin, Acy B a l Eyledik, Bilgi Yaynlar, Ankara, 1983. Korkmazgil, Haan Hseyin, Kzlrmak, Yaynlar, Ankara, 1966. Bizim

Koryrek, Enis Behi, Miras ve Gnein lm, Ankara, 1951. Koay, Hmit Zbeyr, Etnografya, Folklor, Dil, Ta rih vd. Konularda M akaleler ve incelem eler, An kara 1974. Koay, Hamit Zbeyr, Yuvakta, stanbul, 1947. Kouku, Ali Cemal, H ayal Gc, stanbul, 1984. Kozanolu, Abdullah Ziya, Atl Han, stanbul, 1946. Kozanolu, Aptullah Ziya, Patronallar, stanbul, 1962. Kozanolu, Abdullah Ziya, Byk Tiirk Roman, Gltekin, Trkiye Yaynevi, stanbul, 1958. Kozanolu, Abdullah Ziya, H ilal ve Salip, Trkiye Yaynevi, stanbul, 1961. Kozanolu, Abdullah Ziya, Kzl Tu, stanbul, 1950.

Kudret, Cevdet, Fuzuli, -hayat, sanat, iirleri- s tanbul, 1974. Kudret, Cevdet, H alk iirinde Bykler, 1. Ymus Emre, stanbul, 1985. Kudret, Cevdet, H alk iirinde Bykler, 2. Pir Sultan Abdal, stanbul, 1985.

l i .

57

Y A R A R LA N ILA N E S ER LER

Kudret, Cevdet, H alk iirinde Bykler, 3. K aracaolan, stanbul, 1985. Kudret, Cevdet, Hseyin Rahmi Grpnar, -hayat, sanat, eserleri- Varlk Yaynlar, stanbul, 1975. Kudret, Cevdet, K aragz, Bilgi Yaynevi, Ankara, 1968. Kudret, Cevdet, Ortaoyunu, Trkiye Bankas Kl tr Yaynlan, Ankara, 1973. Kudret, Cevdet, rnekli Trk Edebiyat Tarihi, balangtan 15. yy. ortalarna kadar- Kltr Ba kanl, Ankara, 1995. Kudret, Cevdet, P ir Sultan Abdal, Yedi Tepe Yayn lar, stanbul, 1965. Kudret, Cevdet, S n f Arkadalar, nkilap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1976. Kudret, Cevdet, Trk Edebiyatnda H ikye ve Roman, c. 1. Tanzimattan Merutiyete k ad a r 1859-1910, Bilgi Yaynlar, Ankara, 1971. Kudret, Cevdet, Tiirk Edebiyatnda H ikye ve Roman, c. 2. Merutiyetten Cumhuriyete kadar, Bilgi Ya ynlar, Ankara, 1971. Kudret, Cevdet, Trk Edebiyatndan Sem e P aralar, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1973. Kudret, Cevdet, Ziya Gkalp, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara, 1963. Kukul, M. Halistin, Ayiek'le Nurdede, Kltr Ba kanl Yaynlar, Ankara, 1989. Kukul, M. Halistin, iirlerle Nasreddin H oca F k ra lar, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, Trk Edebiyat, Ankara, 1989. Kuntay, Mithat Cemal, Trkn ehnamesinden Se meler, haz. Faruk K. Timurta, Milli Eitim Ba kanl, stanbul, 1971. Kuntay, Mithat Cemal, Trk'n ehnamesinden, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1970. Kuntay, Mithat Cemal, stanbul, Sander Yaynla r, stanbul, 1976. Kuran, Ercment, Trkiye'nin Batllam a ve M ill M eseleler, Trkiye Diyanet Vakf, Ankara 1995. Kurat, Akdes Nimet, Trkiye ve dil Boyu, Ankara niversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi, An kara 1966. Kurat, Yulu Tekin, Osmanl mparatorluunun Pay lalmas, 2. bs. Turhan Kitabevi, Ankara 1986. Kurban, lkil, ark Trkistan Cumhuriyeti, 19441949, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1992. Kurdakul, kran, A clar Dnemi, Cem Yaynevi, stanbul, 1977. Kurtkan-Bilgiseven, Amiran, slm m Kltrel zel likleri ve slm Kavramlar, Filiz Yaynevi, stan bul 1989. Kushner, David, Trk Milliyetiliinin Douu, 1876-

1908. ev. evket Serdar Tret, Rekin Ertem, Fah ri Erdem, Kervan Yaynlar, stanbul 1979. Kuolu, Mehmet Zeki, Dnk Sanatmz, Kltr mz, tken Neriyat, stanbul, 1994. Kutay, Cemal, Tarihte Trkler, Araplar- H ilafet M e selesi, stanbul 1970. Kutay, Cemal, Trk Nedir, Ne Deildir?, stanbul 1986. Kutkan, evket, Kaynn Ryas, Toprak Dergisi, s tanbul 1960. Kutlu, Mustafa, Yokua Akan Sular, Dergh Yayne vi, stanbul, [1979?] Kutlu, emsettin, Balangtan Gnmze K a d ar Trk Romanlar, genl. 3. bs. Toker Yaynevi, s tanbul 1980. Kutlu, emsettin, Divan Edebiyat Antolojisi, Remzi Kitabevi, stanbul, 1983. Kutlu, emsettin, Divan Edebiyat Antolojisi, Remzi Kitabevi, stanbul 1983. Kuyucuklu, Yusuf, ktisad O laylar Tarihi, stanbul niversitesi Siyasal Bilimler Fakltesi, stanbul 1982. Kuzey Kbrs Trk Cumhuriyeti'nden Ulusal iir ler, Lefkoa, 1985. Kkavclar, Abidin - Yerlikaya, Ahmet, K onya airler Antolojisi, Konya, 1982. Klebi, Cahit, Btn iirleri, 5. bs. Adam Yaynevi, stanbul 1992. Klebi, Cahit, Btn iirleri, stanbul, 1982. Leskofal Galip, Divan- Galip, (es.h.). stanbul, 1335,

Levend, Agh Srr, Divan Edebiyat - K elim eler ve Remizler, Mazmunlar ve Mefhumlar, Nide Hal kevi Yaynlar, stanbul, 1941. Levend, Agah Srr, Divan Edebiyat, K elim eler ve Remizler, Mazmunlar ve Mefhumlar, Enderun Kitabevi, stanbul, 1984. Levend, Agh Srr, Trk Edebiyat Tarihi, 3. bs. Trk Tarih Kurumu, Ankara 1988. Lewis, Bernard, Modern Trkiye'nin Douu, ev. Metin Kratl, 2. bs. Trk Tarih Kurumu, Ankara 1984. Ligeti, Lajos, Bilinmeyen Asya, ev. Sadrettin Karatay, 2 C., Mill Eitim Bakanl, Ankara 1970. Loti, Pierre Aziyade, ev. Nahid Srr rik, Hseyin Hilmi Kitabevi, stanbul, 1967 Lker, Erhan, B eer Alemin R asathanesi O larak Trkiye, Ankara timaiyat Enstits, Ankara 1955. Lker, Erhan, Dnya Sosyolojisi, Ankara 1953. Lker, Erhan, Trk Milliyetiliinin M eseleleri, An kara Altnk Yaynlar, Ankara 1952.

YA RA R LA NILA N E SER LER

IM TKE S flM . 5 8
Mengi, Mine, Divan iirinde Rindlik, Ankara, 1985. Meril, Erdoan, G azneliler D evleti Tarihi, Trk Ta rih Kurumu, Ankara 1989. Meril, Erdoan, Mslman Trk D evletleri Tarihi, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi, stanbul 1985. Meri, Cemil, Kltrden rfana, nsan Yaynevi, s tanbul 1986. Meri, Nezihe, Korsan kmaz, Ankara, Dost Yayn lar, 1961. Meriboyu, A. Kadir, Bugnn D iliyle Hayyam, merHayyam, stanbul, 1964. Meriboyu, A. Kadir, Bugnn Diliyle Mevlana, Hilal Matbaaclk, 1976. Mete, zzettin, Dnyaya Hkmetmek in Gelmi Olan Yce Trk Ulusuna, stanbul, 1976. Mete, zzettin, Tarihimizin htiam ve Cihandaki Ye rimiz, stanbul 1967. Mete, zzettin, Trklk En Yce Gayemizdir, stanbul 1965. Metin, Meretiko, A dige P rae / erkez Kz, Memle ket Yaynlar, Ankara, 1989. Mevlana Celaleddin Rumi, A klam alar le Mesnevi Ummanndan 18 H akikat ncisi ve Trke Nazmedilmi Sem e Beyitler, haz. Kemal Snmez, Anka ra, 1968. Mevlana Celaleddin Rumi, Divan, ev. Abdlbaki Glpnarl, nklap ve Aka, stanbul, 1957-74. Mevlana Celaleddin Rumi, R ubailer, ev. Feyzi Halc, Konya, 1986. Mill Egemenlik Halk iirleri, T.B.M.M. Kltr, Sa nat ve Yayn Kurulu Yaynlar, Ankara, 1985. Mill Egemenlik ve Bar iirleri, T.B.M.M. Kltr, Sanat ve Yayn Kurulu Yaynlar, Ankara, 1987. Mill Tetebbular Mecmuas, 1. c. Asar- slmiye ve Milliye Tetkik Encmeni, 1331, (es.h.) Mill Tetebbular Mecmuas, 2. c. Asar- slmiye ve Milliye Tetkik Encmeni, 1331, (es.h.) Miyasolu, Mustafa, Devran, stanbul, 1978. Miyasolu, Mustafa, D neme, Suffe Yaynlar, s tanbul. Molla M urat, Divan- M olla Murat, stanbul, 1290, (es.h.). Mollova, Mefkre, D ou R odop Trk Azlar Szl , TDK y. Morkaya, Burhan Cahit, Gurbet Yolcusu, stanbul, 1934. Muhammed Emin Sabri, Divan- Sabri, Hdavendigar, 1292, (es.h.). Mustafa Acz, Divan- E drem idi M ridzade Mustafa A czAa, stanbul, 1280. (es.h.).

Mahmud Celaleddin Paa, Divan- Asaf, stanbul, 1314, (es.h.). Makal, Tahir Kutsi, Trk H alk iiri, stanbul, Toker Yaynlar, 1978. Malazgirt ve Alparslan iirleri, Seluklu Tarih ve Medeniyeti Enstits Yaynlar, Ankara, 1971. Mantki, D ivane-i Mantk Efendi, stanbul, 1284, (es.h.). Manya, lkin, H alk iirinde Ana Sesi, Kadn H alk Ozanlar Antolojisi, nan Yaynlar, 1983. Marx, Karl, Kapital, ev. Mahmut Selek, 1966. Mazolu, Hasibe, Fuzuli ve Trke Divanndan Se meler, Ankara, 1992. Mc Gahan, Henry, Trkmenlerin Destan, stanbul 1970. Mefharet Nazmi, ki Can Yolda, stanbul, 1930. Mehmed Ata, ktitaf, stanbul, 1328, (es.h.). Mehmed Celal, Fatih Sultan M ehm ed Han Sani Yahut stanbul Fatihi, stanbul, 1308, (es.h.). Mehmed Cevdet, Resim li Asar- Nefise, Fevziye Ktphanesi, stanbul, 1335, (es.h.). Mehmed Emin Beli, Divan- Beli, stanbul, 1258. (es.h.). Mehmed Emin Hilmi, Divan- M ehmet Emin Hilmi Efendi, Trabzon, 1294. (es.h.). Mehmed Esad Paa, D ivane-i E sad Paa, stanbul, 1268, (es.h.). Mehmed Esad, Divan- Esad, stanbul, 1337, (es.h.). Mehmed Memduh Paa, Divan- Ear, stanbul, 1332. (es.h.). Mehmed Niyazi, Yazlamam Destanlar, Neriyat, stanbul 1995. Mehmed Rauf, Eyll, nklap K. 2003 Mehmed Sreyya, Tarikat- Aliyye-i Bektaiyye, (Y ce Bektai Tarikat), sad. Ahmet Grta, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara, 1995. Mehmet Emin Sabri, Divan- Sabr, stanbul, 1292. (es.h.). Mehmet Emin, stanbul'dan Orta Asya'ya Seyahat, haz. Rza Akdemir, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1986. Mehmet zzet, Milliyet N azariyeleri ve M ill Hayat, haz. Halil Akgz, 3. bs. tken Neriyat, stan bul 1981. Mehmet Rauf, eyh Divan Tarama Szl, stan bul, 1317, (es.h.). Mehmet Sadk, Ergenekon Yollar, stanbul, 1935. Melville, Herman, Moby Dick, Beyaz Balina, evl. Sabahattin Eyubolu, Mina Urgan, Cem Yaynevi, stanbul, 1972. Menemenlizade Tahir, Osmanl Edebiyat, stanbul, 1314. tken

I H

. 5 9

YA R A R LA N ILA N ES E R LER

Mustafa Eref Paa, Divan- E r e f -uara, stanbul, 1278. (es.h.). Mustafa Rona, 50 Yllk Trk Musikisi, B estekarlar ve B esteleri Gfteleriyle, Trkiye Yaynevi, stan bul, 1960. Mutafiyeva, Vera, Cem Sultan olay, ev. Naime Ylmazer, May Yaynlar, stanbul, 1971. Mutluay, Rauf, Tanzimattan Gnmze K a d ar Trk iiri, Milliyet Yaynlar, stanbul, 1973. Mutluay, Rauf, Trk H alk iiri Antolojisi, Milliyet Yaynlar, stanbul, 1972. Mftolu, Ahmed Hikmet, alayanlar, stanbul, 1338 (es.h.). Mftolu, Ahmed Hikmet, Gnl Hanm, haz. Fethi Tevetolu, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, s tanbul, 1971. Mftolu, Ahmed Hikmet, Haristan, stanbul, 1324, (es.h.). Mnif Mustafa Hezari, Divan- Mnif, stanbul, ta rihsiz, (es.h.). Msellem, Divan- Msellem, stanbul, 1326. (es.h,). Nabi, Divan- Nabi, Msr, 1257. (TBMM ktphane si mikrofilm no. 78(1216) (es.h.). Nabizade Nazm, H eves Ettim, stanbul, 1302, (es.h.). Na'ili-i Kadim, N aili-i Kadim Divan, haz. Haluk pekten, stanbul, 1970. Namk Kemal, intibah, Ali B e y in Sergzetini havi dir, stanbul, 1291, (es.h.). Nasrattnolu, rfan nver, A klardan Yce Ata trk'e Deyiler, Doumunun 110. Yldnm D o laysyla, Atatrk Kltr Dil ve Tarih Yksek Ku rumu, Ankara. Nayr, Y aar Nabi, dem ve Havva, Ahmet Halit Kitaphanesi, stanbul, 1932. Nayr, Y aar Nabi, Balangcndan Bugne Trk iiri Antolojisi, Varlk Yaynlan, stanbul, 1974. Nayr, Y aar Nabi, Kahram anlar, Ahmet Halit K tphanesi, stanbul, 1929. Nayr, Y aar Nabi, Trk iiri Antolojisi, Balangcn dan Bugne, Varlk Yaynevi, stanbul, 1968. Nazm Hikmet, 835 Satr, Muallim Ahmet Halit Kitaphanesi, stanbul, 1932. Nazm Hikmet, B enerci Kendini Niin ldrd? (ya yn yeri ve yaymc yok) 1932. Nazm Hikmet, Bu M em leket Bizim, Bilgi Yaynevi, Ankara, 1974. Nazm Hikmet, D estanlar, hazl. Sleyman Nebiolu, stanbul, 1974. Nazm Hikmet, F erh at ile irin, Bir Ak Masal, An kara, 1965. Nazm Hikmet, Gnein Sofrasnda Sylenen Trk ler, haz. Asm Bezirci, Sanat Emei Yaynlar, s tanbul, 1979.

Nazm Hikmet, Henz Vakit Varken Glm, zgn Yaynlar, stanbul, 1976. Nazm Hikmet, Kan Konumaz, Pnar Yaynevi, s tanbul, 1965. Nazm Hikmet, Kurtulu Sava Destan, stanbul, 1979. Nazm Hikmet, Kuvayi Milliye, Bilgi Yaynlar, An kara, 1968. Nazm Hikmet, Memleketimden insan M anzaralar, De Yaynevi, stanbul, 1966. Nazm Hikmet, Taranta Babu'ya M ektuplar ve Simavna K ads Olu eyh Bedrettin Destan, stan bul, 1974. Nazm Hikmet, Yaamak Gzel ey Bekardeim , Gn Yaynlar, stanbul, 1967. Nazif, Divan- Nazif, stanbul, 1266, (es.h.). Nazif, Sleyman, B atarya ile Ate, Mill Hareket Y a ynevi, stanbul 1969. Nebiolu, Haan, G eycekli Ak H aan Nebiolu'nun iirleri, Kayseri, 1985. Necatigil, Behet, Divane, ["Evler", "Eski Toprak", "Yaz Dnemi", "ki Bana Yrmek", "En/cam", "Zebra"], De Yaynevi, stanbul, 1968. Necatigil, Behet, Atatrk iirleri, deri. Trk Dil Ku rumu Yaynlar, Ankara, 1963. Necatigil, Behet, Edebiyatm zda sim ler Szl, 12. bs. Varlk Yaynevi, stanbul 1985. Necdet, Ahmet, Tekke iiri, Dini ve Tasavvuf iirler Antolojisi, nklap Kitabevi Yaynlar, stanbul, 1997. Necmeddin Veysi, B ir M uaakann Sonu, Amasya, 1931. Necmeddin Veysi, Mavi Alevler, stanbul, 1934. Necmi, Divan- Necmi, stanbul, 1289. (es.h.). Nedim, Nedim Divan, haz. Muhsin Macit, Ankara, 1997. Nefi, haz. Ebzziya Tevfk, Kitabhane-i Ebzziya, stanbul, 1311, (kitapta 5 eser bir arada olup eski harflidir). N efi, N efi Divanndan Semeler, haz. Abdulkadir Karahan, Ankara, 1992. Nemeth, Gyula, Attil ve Hunlar, ev. erif Batav, Ankara niversitesi Dil ve Tarih-Corafya Fakl tesi, Ankara, 1982. Nev'i, Divan, (hazl.) A. Mertol Tulum, M. Ali Tanyeri, .. Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul, 1977. Neyzen Tevfik, Hi, stanbul, 1919, (es.h.). Niyazi Divan, -Tam ve Tekmil Yeni lavelerle-, stan bul Maarif Kitaphanesi, 1963. Niyazi, D ivane-i Niyazi, stanbul, 1291, (es.h.). Nizami Gencevi, nciler, TT. akt. Orhan Tan, Kltr Bakanl -Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Mat

Y A R A R LA N ILA N ESER LER

i m ib ic e m .
Ensar, A rpaay Kylerinden D erlem eler, TDK y. 1988. Onan, K , Hiciv stadlar Neyzen Tevfk, air E r e f Biyografileri, H atralar, iir ve H icivleri - stan bul, 1961. Onan, Necmettin Halil, Divan iiri Antolojisi- izahl, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1991. Onan, Necmettin Halil, zahl Divan iiri Antolojisi, Maarif Vekaleti Yaynlar, 493, stanbul, 1940. Oraltay, Haan, Hrriyet Urunda- Dou Trkistan K azak Trkleri, zmir 1961. Orhan Kemal, 72'nci Kou, stanbul, 1967. Aaolu Yaynevi,

buat Komitesi, Kltr Bakanl Yaynlar, Anka ra, 1994. Nizami, Hsrev ve irin, ev. Sabri Sevsevil, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1967. Numan Mahir, Divar- Nman, (es.h.). stanbul, 1288.

Nur, Rza, Trk Tarihi, 14 o., Hazrl: E. Kl, Toker Yaynevi, stanbul. Nur, Dr. Rza, Arap iir B iligi Yahut El-Aruz, Sinop, 1926 (es.h.). Octave Fouillet, B ir F a k ir Delikanlnn Hikyesi, ev. Ahmet Midhat Efendi, stanbul, 1298 (es.h.). Ouz Destan, Reideddin Ouznamesi, ev. ve haz: Zeki Velid Togan, 2. bs. Enderun Yaynevi, s tanbul 1982. Ouzba, Turhan, spanyol M eyhanesinde Seni Ara dm, stanbul, 1968. Ouzcan, mit Yaar, Aclar Denizi, stanbul, 1977. Ouzcan, mit Yaar, En Eski Yalnzlmdr Ak Benim, stanbul, 1978. Ouzcan, mit Y aar, Halktan Yana, D ost Bildikle rim, stanbul, 1969. Ouzcan, mit Y aar - Elolu, Metin, Garip iirler Antolojisi, stanbul, 1968. Ouzcan, mit Y aar, Rubailer, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, stanbul, 1972. Ouzcan,mit Y aar - Kakn, Tark Dursun, ii rimizde Ak ve Kadn, mit Yaar Yaynlar, s tanbul, 1961. Ouzcan,mit Y aar - Kakn, Tark Dursun, ii rimizde lm, mit Yaar Yaynlar, stanbul, 1961. Ouzcan,mit Y aar - Tark Dursun Kakn, iiri mizde Tabiat, stanbul, mit Yaar Yaynlar, 1962. Ouzcan,mit Y aar - Kakn, Tark Dursun, iiri mizde Talama, mit Yaar Yaynlar, stanbul, 1962. Ouzcan,mit Yaar, Mihriban'a iirler ve Mektup lar, stanbul, 1976. Okay, Haini Nezihi, k Smmani Hayat ve iirle ri, stanbul Maarif Kitaphanesi, stanbul 1963. Okay, Haini Nezihi, Bolulu D erdli Divan (17721845), Hayat ve iirleri, stanbul Maarif Kitap hanesi, stanbul, 1960. Okay, Haim Nezihi, Develi'li (Everekli) Seyrani, stanbul Maarif Kitaphanesi, stanbul, 1963. Olcay, Selhattin, D ou Trakya Yerli Az (ncelem eDerleme-Dizin), TDK y. 1995. Olcay, Selhattin, Erzurum Az (ncelem e-D erlem eSzlk), TDK y. 1995. Olcay, Selahttin, - Ercilasun A. Bican- Aslan,

Orhan Kemal, Mfettiler Mfettii, Varlk Yaynevi, stanbul, 1966. Orhan Kemal, Sokaklarn ocuu, Altn Kitaplar Ya ynevi, stanbul, 1970. Orhan Kemal, B ereketli Topraklar zerinde, 10. bs. Can Yaynlar, stanbul 1989 Orhan Kemal, nce Ekmek, 4. bs. Tekin Yaynevi, Ankara 1988. Orhan Ural, Cumhuriyet D nem i Trk iiri, 19231983, Trkiye Bankas Yaynlar, Ankara, 1984. Orhan Veli, Btn iirleri, Can Yaynlar, stanbul, 1981. Orhan, Muhterem, Ergin Glgeler, zmir, Ticaret Matbaas, 1977. Orhon, Orhan Seyfi, Frtna ve Kar, stanbul, 1335, (es.h.). Orhon, Orhan Seyfi, Gnlden Sesler, stanbul, 1928, (es.h.). Orhon, Orhan Seyfi, stanbul'un Fethi, -Be Yznc Yldnm in- stanbul Fethi Demei Yaynlar stanbul, 1953. Orhon, Orhan Seyfi, Orhan Seyfi Orhon'dan iirler, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1970. Orhon, Orhan Seyfi, iirler, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1970. Orkun, Hseyin Namk, Eski Tiirk Yaztlar, Trk Dil Kurumu, Ankara 1986. Orkun, Hseyin Namk, Trk Dnyas, Muallim Ah met Halit Kitaphanesi, stanbul 1932. Orkun, Hseyin Namk, Trk Sznn Asl, TDK y. 2004. Orkun, 3fseysa Namk, Trk Tarihi, 4 c. Akba Kitabevi, Ankara 1946. Orkun, Hseyin Namk, Trkln Tarihi, Berkalp Kitabevi, Ankara 1944. Orkun, Hseyin Namk, Yeryznde Trkler, naralt Yaynlar, stanbul 1944. rw ell, George, 1984, ev. Haldun Derin, Maarif Ve kaleti Yaynlar, Ankara, 1960.

m ilt lM M .6 1

Y A R A R LA N ILA N E S ER LER

Orwell, George, Hayvan iftlii, ev. Halide Edib Advar, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1954. Osman Nevres, Divan- Osman Nevres, stanbul, 1290. (es.h.). Osmay, Nvit, Dostlarn Yannda, Serbest Nazm D e nemeleri, Ankara, 1979. Oyat, Fazl, Trk Yiitlemesi, Ankara 1960. Ozan, Hseyin Avni, zmir airleri Antolojisi, zmir, 1934. Ozan, Hseyin Avni, Kalbim in klar, zmir, 1933. Ozankan, Cenab, Atatrk, Zaman Aan Adam, nk lap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1981. Ozankan, Cenab, Destan Adam Atatrk, nklap ve Aka, stanbul, 1972. Ozankan, Cenab, Mustafa Kem alin A nafartalar D es tan, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1981. Ozansoy, Halit Fahri, Cenk Duygular, stanbul, 1333 (es.h.). Ozansoy, Munis Faik, K aybolan Dnya, Hisar Yayn lar, Ankara, 1971. cal, Cemal Ouz, H erey Vatan in, Eskiehir 1953. cal, Fazlolu Cemal Ouz, B ir M illet ahlanyor, stanbul, 1968. gel, Bahaeddin, Byk Hun mparatorluu Tarihi, Kltr Bakanl, Ankara 1980. gel, Bahaeddin, Trk Kltr Tarihine Giri - Gktiirklerden Osm anllara - 9 C., Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1985-1986. gel, Bahaeddin, Trk Kltrnn G elim e alar, gnl. 3. bs. Trk Dnyas Aratrmalar Vakf, s tanbul 1988. gel, Bahaeddin, Trk Mitolojisi, 2 c., Trk Tarih Kurumu, Ankara 1993-1995. gel, Bahaeddin, Islmiyetten nce Trk Kltr Ta rihi, 9 c., Trk Tarih Kurumu, Ankara 1991. gel, Bahaddin, Trklerde D evlet Anlay, 13. yzyl Sonlarna K adar, Ankara 1982, mer Bin Mezid, Mecmu'atii'n-Neza'ir, haz. Mustafa Canpolat, Ankara, Trk Dil Kurumu Yaynlar, 1982. mer I Sayvam, Btn Drtlkleri, ev. Sabahattin Eyubolu, Cem Yaynevi, stanbul, 1977. mer Hayyam, Rubailer, ev. Hamamizade hsan, s tanbul, 1966. mer Hayyam, Rubailer, ev. Rt arda, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1966. mer Seyfeddin, D il Konusunda Yazlar, haz. Muzaf fer Uyguner, Bilgi Yaynevi, Ankara mer Seyfeddin, M ill Tecrbelerden karlm Am el Siyaset, Gktu Yaynevi, stanbul 1971.

mer Seyfeddin, Turan Devleti, 3. bs. Su Yaynevi, stanbul 1980. mer Seyfeddin, Trklk lks, haz. Yaln Tolcer, Toker Yaynevi, stanbul 1990. mer Seyfeddin, Yarnki Turan Devleti, Mill Hareket Yaynevi, stanbul 1971. zcan, Salih, Siyonizmin Gayeleri, Hill Yaynlar, Ankara 1961. zelik, Sadettin - Boz, Erdoan, D iyarbakr li ng ve ermik Yresi Az, TDK y. 2001. zelik, Sadettin, Urfa M erkez Az, TDKy. 1997. zdek, Refik, Ocamz Snmesin, tken Neriyat, stanbul, 1989. zdek, Refik, Vietnam kmaz, Yamur Yaynevi, stanbul. zdemir, Mehmet Niyazi, Trkiye'nin M eseleleri, 2 c., Marifet Yaynevi, stanbul 1992. zdemir, Nurettin, Yamur Sonras, stanbul Yay nevi, stanbul 1955. zden, Yekta Gngr, B ir Gn Belki, Ankara, 1981. zdenolu, inasi, Acsyla Yanmak Trkiye'nin, An kara, 1975. zdenolu, inasi, M emleketi Sevmek Suu, Erolu Yaynevi, Ankara, 1978. zdenolu, inasi, zgrlk in lmek, Erolu Y a ynevi, Ankara, 1974. zde, Ouz, afak Skerken, 7. bs. Tekin Yaynevi, stanbul 1984. zde, Ouz, Vatan Borcu, 7. bs. Tekin Yaynevi, s tanbul 1983. zde, Ouz, Yavuz'un Penesi, Tekin Yaynevi, s tanbul, 1973. zfatura, Mustafa Necati, Unutulan Vatan D ou Trkistan ve sa Yusuf Alptekin, Sinan Yaynevi, stanbul 1996. zgedik, Orhan Gkalp, Tanr Trk' Korusun, Bur han Basm ve Yaynevi, stanbul 1951. zgl, Metin Kayahan, Yeniehirli Avni H ayat ve Eserleri, Kltr Bakanl Yay., Ankara, 1990. zkan, Fatm a, Osmaniye-Tatar Az, TDKy. 1997. zkan, Hnfr, Aynal arlar, Yeni Pan Yaynlar, stanbul, 1988. zkan, Hakk, Gneli, stanbul, 1983. zker, Yat, M ehm etik Kbrs'ta, stanbul, 1960. zkrml, tM, Trk Edebiyat Ansiklopedisi, 4 e., Cem Yayraevi, stanbul 1982. zkii, Baaaeddin, G Zamsm, tken Yaynevi, stanbul, 1975. zkii, Bahaeddin, K se Kad, 3. bs. tken Neri yat, stanbul 1988. zkii, Bahaeddin, Sokakta, tken Yaynevi, stan bul, 1975.

YA RA R LA N ILA N E SER LER

o r u M T M M .
Porter, Eleanor H., Pollyanna- Mutluluk Yolu- ev. Glten Suveren, stanbul, 1967. Puzo, Mario B aba, ev. zay Ssoy, stanbul, 1969. Plten, Selim Sabit, E zberlen ecek Atatrk iirleri Antolojisi, Plten Ajans Yaynevi, Ske 1984. Pskllolu, Ali, 10 Kasm Atatrk in iirler, ocuk iirleri Antolojisi, stanbul, [tarihsiz], Pskllolu, Ali, Yaar K em al Szl, Ankara, 1974 Radloff, W ., Sibirya'dan Sem eler, ev. Ahmet Temir, Kltr Bakanl, Ankara 1986. Ragp Paa, Divan- Ragp Paa, stanbul, 1276, (es.h.). Rasim, Divan- Rasim, stanbul, 1272, (es.h.). Rasonyi, Lzl, Tarihte Trklk, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1971. Refi Kalayini, Divan- R efi Kalayini, stanbul, 1284. (es.h.). Resimli, Haritah, Mufassal Osmanl Tarihi, skit Yaynevi, stanbul 1957. Resulzade, Mehmet Emin, Azerbaycan Kltr G ele nekleri ve ada A zerbaycan Edebiyat, Azer baycan Kltr Demei, Ankara 1984. Resulzde, Mehmet Emin, M ill Tesaniid, Azerbay can Kltr Demei, Ankara 1978. Reat Ekrem Kou, P atron a Halil, Kou Yaynlar, stanbul, 1967. Reat Enis, Kanun Namna, Shulet Ktphanesi, stanbul, 1932. Reat Enis, K a ra Toprak, Ararat Yaynevi, stanbul, 1969. Reit Sreyya, B ir Tlsmn Naklar, Sudi Kitapha nesi, stanbul, 1929. Reit, Muzaffer, Atatrk iirleri Antolojisi, Varlk Yaymevi, stanbul, 1961. Reit, Muzaffer, En Gzel Kom alar, Varlk Yayme vi, stanbul 1962. Rfat, Oktay, obanl iirler, Adam Yaynlar, stan bul, 1983. Rodinson, Maxime, Baty Btnleyen Islm, ev. Cemil Meri, Pnar Yaymevi, stanbul 1983. Saati, Suphi, K erkk Gldestesi, tken Yaynlar, stanbul, 1997. Saba, Ziya Osman, Btn iirleri, G een Zaman, N efes Almak, Varlk Yaynlar, stanbul, 1991. Sabahattin Ali, Deirmen, D alar ve Rzgar, Varlk Yaynlan, stanbul, 1965. Sabahattin Ali, im izdeki eytan, Varlk Yaynlar, stanbul, 1966. Sabahattin Ali, Kuyucakl Yusuf, Varlk Yaynlan, stanbul, 1965.

zmen, smail, Alevi-Bektai iirleri Antolojisi, An kara, Kltr Bakanl Yay., 1998. ztelli, Cahit, Bektai Glleri, Bektai-Alevi iirleri Antolojisi, zgr Yaynlar, stanbul, 1985. ztelli, Cahit, B elg elerle Yunus Emre, Matbaas, Ankara, 1977. Ayyldz

ztelli, Cahit, K aracaolan, Btn iirleri, Milliyet Yaynlar, stanbul, 1970. ztelli, Cahit, K rolu ve D adalolu, -Hayat, Sanat, iirleri - Varlk Yaynlan, stanbul, 1977. ztuna, Ylmaz, Osmanl Devleti Tarihi, 2 c., stanbul 1986. ztuna, Ylmaz, Tarih Sohbetleri, tken yaynevi, stanbul 1988. ztuna, Ylmaz, Trk Tarihinden Yapraklar, Mill Eitim Bakanl, Ankara. ztuna, Ylmaz, Byk Trkiye Tarihi, 14 c. tken Yaynevi, stanbul 1977-79. ztuna, Ylmaz, D evletler ve H anedanlar, 5 c. Kltr Bakanl, Ankara 1996. ztrkmen, mer, Bilimden Damlalar, tken Ne riyat, stanbul, 1995. ztrkmen, mer, Gzya Medeniyeti, tken Ne riyat, stanbul, 1994. ztrkmen, mer, Zihniyet nklb, tken Neri yat, stanbul, 1995. P., Sales, A k Kum ral Sa, ev. Nzhet, stanbul, 1307, 295 (es.h.). Pala, skender, A nsiklopedik Divan iiri Szl, s kender Pala, Ankara, 1995. Pala, skender, Divan Edebiyat, stanbul, 1992, Pala, skender, Divane Gzeller, stanbul, 2004. Par, Arif Hikmet, K artal Bakl D eha, stanbul, 1981. Parmakszolu, smet, Tarih Boyunca Trkkrtleri ve Tirkmenler, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1983. Parmakszolu, smet, Trklerde Devlet Anlay (m paratorluk Devri, 1299-1789), Ankara 1982. Paazade Kemal, Divan- K em al Paazade, stanbul, 1313, (es.h.). Pazarl, Osman, Islm da Ahlk, Remzi Kitabevi, s tanbul. Perim, Mehmet Behet, Geit Ver Kam, zmir, 1960. Pertev Paa, Divan- Pertev Paa, stanbul, 1256, (es.h.). Pir Sultan Abdal, Hayat ve iirleri, stanbul Maarif Kitaphanesi, stanbul, 1966. Pir Sultan Abdal, Btn iirleri, haz. Cahit ztelli, Milliyet Yaynlar, stanbul, 1978.

l M I l K M .e a
Sabahattin li, Krk Mantolu M adonna, Varlk Ya ynlar, stanbul, 1966. Sbis Ali hsan, H arp H atralarm -Birinci Cihan H ar bi, Nehir Yaynevi, stanbul 1991. Sabri akir, Divan- Sabri akir, stanbul, 1296, (es.h.). Sabri, Sinan, B elasn a Sevdalandm B ebek, Komal Yaynlar, stanbul, 1976. SadriEthem , k-klar Durunca, stanbul, 1930, Safa, Peyami, Attila, stanbul, 1931. Safa, Peyami, B ir Teredddn Roman, tken Yay nevi, stanbul, 1968. Safa, Peyami, Din, nklp, rtica, deri. Ergun Gze ve Nevzat Ksolu, tken Yaynevi, stanbul 1971. Safa, Peyami, Dou-Bat Sentezi, Yamur Yaynevi, stanbul 1963. Safa, Peyami, Dokuzuncu H ariciye Kouu, 13. bs. tken Neriyat, stanbul 1987. Safa, Peyami, Fatih-H arbiye, tken Yaynlar, s tanbul, 1968. Safa, Peyami, Maher, stanbul, tken Yaynevi, 1973. Safa, Peyami, M atmazel Noraliya'nn Koltuu, t ken Yaymevi, stanbul 1972. Safa, Peyami, Nasyonalizm, Bbli Yaynevi, stan bul 1961. Safa, Peyami, Osmanlca, Trke, Uydurmaca, t ken Yaynevi, stanbul 1970. Safa, Peyami, Sanat, Edebiyat, Tenkit, tken Yay nevi, stanbul 1971. Safa, Peyami, Sosyalizm, Bbli Yaynevi, stanbul 1961. Safa, Peyami, Yalnzz, Milli Eitim Bakanl Yayn lar, stanbul, 1971. Sar, Mukim, Erzincan ve Yresi A zlan (ncelem eMetinler-Szlk), TDK y. 1995. Sait Faik, M edar M aiet Motoru, Bilgi Yaynevi, Ankara, 1970. Sakaolu, Prof. Dr. Saim, K onya zerine iirler, Konya Ticaret Odas Yaynlar, Konya, 2002. Saliholu, Mehmet, B an a ensin Yaamak, Ankara, 1966. Smanolu, Gltekin, Alacakaranlk, Hisar Yaynlar, Ankara 1970. Samanolu, Gltekin, Uzun Vuran Glge, stanbul, 1983. Sanar, Nejdet, Tarihte Trk-ltalyan Savalar, stan bul 1942. Sanar, Nejdet, Trk K ahram anlan, Afin Yaynlar, Ankara 1965. Sanar, Nejdet, Trklk Sevgisi, Tanrda Yaynlar, stanbul 1952.

Y A R A R LA N ILA N ESER LER

Sara, Tahsin, Gvercin Kasaplar, Cem Yaynlar, stanbul, 1978. Saray, Mehmet, Atatrk ve Trk Dnyas, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1995. Saray, Mehmet, Rus gali D evrinde Osmanl Devleti ile Trkistan H anlklar Arasnda Siyas M nase betler, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1994. Saray, Mehmet, Trk Dnyasnda Eitim Reformu ve G aspral sm ail Bey, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1968. Saray, Mehmet, Trkistan Trkleri: Rus ve in d a re sinde Yaayan Trklerin M ill M cadele Tarihleri, Veli Yaynevi, stanbul 1984. Sarhan, Zeki, Dnyann Btn iekleri, retmen Yaynlar, Ankara, 1984. Sarolu, Sezai, Gne le Mendilime, Emek Yayn clk, stanbul, 1988. Sartre, Jean-Paul, Akl a, Hrriyetin Yollar, ev. Glseren Devrim, Nobel Yaynlar, stanbul, 1964. Sartre, Jean-Paul, ten Geti, ev. Zbeyir Bensan, Varlk Yaynlar, stanbul, 1966 Satolu, Abdullah, H alk airi Molu'lu Revai, Ankara, 1980. Satolu, Abdullah, M imar Sinan iirleri Antolojisi, Ankara, 1988. Saylgan, Alan, nkr Frtnas, stanbul 1962. Saylgan, Alan, Komuna, Mill Hareket Yaynevi, stanbul 1968. Sem e Rom anlar: Yazarlar, zetleri, Eletiriler, Kaynaklar, Haz. Refika Tamer, Asm Bezirci, 3. bs. Varlk Yaynevi, stanbul 1983. Seferciolu, M. Nejat, D ivane-i Seferi, stanbul 1997. Seferolu, kr Kaya ve Babu, Hayri, M illet ve M ill Birlik Bilinci, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1985. Selami, Divan- Selami, stanbul, 1287, (es.h.). Selat, Azmi, Bingller, Ankara, 1945. Semih, Mehmet, Trk iirinde Hiciv, Talama, Yergi, stanbul, 1983. Sepetiolu, Mustafa Necati, ... ve anakkale 1: Geldiler, 2. bs. rfan Yaynevi, stanbul 1990. Sepetiolu, Mustafa Necati, ... ve anakkale 2: Grdler, irfan Yaynevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, ... ve anakkale 3: Dndler, rfan Yaymevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, Anahtar, rfan Yayme vi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, Bu Atl G eide Gider, rfan Yaymevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, Can O canda Pien A, rfan Yaynevi, stanbul.

Y A R A R LA N ILAN ESER LER

I M IlftS M .

Sepetiolu, Mustafa Necati, Cevahir ile Sadk avu un Buday Kamyonu, rfan Yaynevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, at, 12. bs. rfan Ya ynevi, stanbul 1989. Sepetiolu, Mustafa Necati, D araac, 5. bs. rfan Yaynevi, stanbul, 1989. Sepetiolu, Mustafa Necati, Fatih lemesi: Ebem Kua, 4. bs. stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, G ece Yars Gn D nm, rfan Yaynevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, Geitteki lke, 6. bs. rfan Yaynevi, stanbul 1989 Sepetiolu, Mustafa Necati, Gnein Drt Kesi, rfan Yaynevi, stanbul 1983. Sepetiolu, Mustafa Necati, Kap. rfan Yaynevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, Karanlkta Mum I, rfan Yaynevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, Karlatrm al Trk Destanlar, rfan Yaynevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, Kilit, rfan Yay. stan bul. Sepetiolu, Mustafa Necati; Konak, rfan Yaymevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, Sabr, rfan Yaymevi, stanbul. Sepetiolu, Mustafa Necati, ler, Yediler, Krklar, 11. bs. rfan Yaynevi, stanbul 1989. Sepetiolu, Mustafa Necati, Yaratl ve Treyi, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1969. Serbestzade Ahmet Hamdi skilibi, Divan- Hamdi, haz. Dr. smail Gle, Pan Yaynlar, stanbul, 2004. Sermet, Divan- Sermet, stanbul, tarihsiz, (es.h.). Sertelli, skender Fahreddin, Smer Kz, Akam Kitaphanesi, stanbul, 1933. Sertkaya, Osman Fikri, Gktrk Tarihinin M eselele ri, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1995. Sertolu, M urat, eyh amil, timat Kitabevi, stan bul, 1972. Sevilen, Muhittin, Karagz, M.E.B., stanbul, 1969. Sevim, Ali ve Meril, Erdoan Seluklu D evletleri Tarihi, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1995. Sevim, Ali, Anadolu'nun Fethi: Seluklular Dnemi, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1988. Sevim, Ali, Suriye-Filistin Seluklu Devleti Tarihi, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1989. Seyfeddin, mer, Btn Eserleri, 2 C., Bilgi Yayne vi, Ankara 1970. Seyid Mehmed Nesib, Divan- Seyid M ehm ed Nesib, stanbul, 1261. (es.h.).

Seyyid Mustafa Haem el skdari, Divan- Haim Efendi, stanbul, 1252, (es.h.). Seyyid Yusuf Hakk, Divan- Hakk, haz. Haan Mo ol, Ankara, 1996. Sezayi-i Gleni Divan, haz. ahver elikolu.; stanbul, 1985, Stk Kesriyeli, D ivane-i inaver, stanbul, 1330, (es.h.). Sinanolu, Oktay, Bye Bye Trke, B ir New York R yas, Otopsi Yaynlar, 2000. Sofuolu, M. Cemal, slm Dini nan, badet, Ahlk Esaslar, zmir 1996. Soysal, lhami, 20. Yiizy! Tiirk iiri Antolojisi, Bilgi Yaynlar, stanbul, 1973. Soyuer, Halil, Anlarla iirler Albm, Ankara, 1982. Soyuer, Halil, Liman, Gerek Yaynevi, Ankara, 1950. Steinbeck, John, G azap zmleri, ev. Ergn lgin, Halk Yaymevi, Ankara, 1974. Stendhal, Henri K zl ile K ara, ev. Nurullah Ata, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, Ankara, 1966. Sultan Beyazd, Divan- Adli, stanbul, 1308, - (es.h.). Sultan Veled, Divan- Sultan Veled, haz. Feridun Nafiz Uzluk, stanbul, 1941, (metnin Osmanlcas var). Sultan Veled, Divan-i Trki-i Sultan Veled, stanbul, 1341 (es.h.). Sutven, Mustafa Seyit, Btn iirleri, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, stanbul, 1976. Suud Saffet, iiri Hayal, stanbul, 1339, (es.h.). Sleyman elebi, Mevlid, haz. Faruk K. Timurta, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1970. Sleyman Nazif, Firak- Ira k - M esaib-i Vatana Alayan B irka Neide-, Dersaadet, 1918, (es.h.). Sleyman Nazif, M alta G eceleri, F irak- Ira k ve Galiya, haz. hsan Erzi, Tercman Yaynlar, s tanbul, 1979. Smblzade Vehbi, Divan- Vehbi, stanbul, 1287, 77 (1216) TBMM Ktphanesi Mikrofilm Blm, (es.h.). Smer, Faruk, K ara Koyunlular, Balangtan Cihan ah'a Kadar, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1992. Smer, Faruk, Ouzlar (Trkmenler), Tarihleri, Boy Tekilt, Destanlar, Trk Dnyas Aratrma Vakf, stanbul. Smer, Faruk, Seluklular D evrinde Dou Anadolu' da Trk Beylikleri, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1990. Sreya, Cemal, Mlkiyeli airler, stanbul, 1966. Sreya, Cemal, vercinka, De Yaynevi, stanbul, 1966. apolyo, Enver Behnan, Ayim, Ankara, 1934.

r a i.e s

Y A R A R LA N ILA N E S ER LER

apolyo, Enver Behnan, Seluklu mparatorluu Ta rihi, Ankara 1972. apolyo, Enver Behnan, Yayla Gl, Ankara, 1944. arda, Rt, K lasik Divan iirimiz, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1976. arda, Rt, air Sultanlar, Trkiye Bankas Ya ynlar, Ankara, 1982. atrolu, k Veysel, D ostlar Beni Hatrlasn, B tn iirleri, 9. bs. der. mit Yaar Ouzcan, zgr Yayn-Datm, stanbul 1991. atim, Mustafa, M ehur air E refin Hayat, zmir, 1943. emseddin Sami, Taauk- Talat ve Fitnat, haz. Se dat Yksel, Ankara niversitesi Dil ve TarihCorafya Fakltesi Yaynlar, Ankara, 1964. emseddin Sivasi Divan, deri. Recep Toparl, Gurbet yay., Sivas 1984. enol, Erol, Giilden Gle Dam lalar, Gemiten G ele ce e H alk Ezgilerimiz ve Anlar, Ankara, 1985. ensoy, Ferhan, Gndete, Ortaoyuncular Yaynlar, stanbul, 1986. entrk, Ahmet Tufan, Gazi Mustafa Kemal Atatrk, Ankara, 1988. erefli, Ahmet erif, Trk Doduk, Trk ldk, Kl tr Bakanl, Ankara 1990. een, Ramazan, slm C orafyaclarna G re Trkler ve Trk lkeleri, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1985. eyh Galib, eyh Galib Divan, haz. Muhsin Kalk m, Ankara, 1994. eyh Galip, Eserlerinin D il ve Sanat Deeri, haz. edit Yksel, Ankara, Trkiye Bankas Yaynla r, 1980. eyh Galip, Sem eler, haz. Abdlbaki Glpmarl, Mil li Eitim Genlik ve Spor Bakanl Yaynlar, s tanbul, 1986. eyh Suzi Ahmet, Divan- Suzi, stanbul, 1290. (es.h.) eyh Zekai Mustafa, Divan- Zekai, stanbul, 1258. (es.h.). eyhi, Divan- eyhi, basm yeri ve tarihi yok, (TBMM. Kt. Mikrofilm no. 76(1203). eyhlislam Arif Hikmet, Divan- eyhlislam A rif Hikmet Bey, yayn yeri ve tarihi yok. (es.h.). eyhlislam Asm, Divan- Asm Efendi, stanbul, 1268, (es.h.). eyhlislam Yahya, Divan- Yahya, stanbul, 1334, (es.h.). iir Defteri, deri. Fahri Kurtulu, 1931, (eski yazl). imir, Bill N., Bulgaristan Trkleri, 1878-1985, Bilgi Yaynevi, Ankara 1986. inasi, Divan- inasi, Kitabhane-i Ebzziya, stanbul, 1303, (7 eser birarada, eski harfli).

inasi, Mntahabat- E'ar, haz. Sheyl Beken, DnBugn Yaynevi, Ankara, 1960. inasi, Mntahabat- E'arm, Divan, Akba Kitabevi, stanbul, 1945. Elin, kr, iirle Selam, Antoloji. Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1984. kfe Nihal, lde S abah Oluyor, stanbul, 1951. Tahirolu, Tayyar, Krknc Bahar, zmir, 1988. Tahirolu, Tayyar, Sonbaharn Getirdikleri, zmir, 1985. Tamer, lk, Varlk iirleri Antolojisi 1933-1966, Yarlk Yaynevi, stanbul, 1966. Tan, M. Turhan, Cengiz Han, Kitabevleri, stanbul, (tarihsiz). nklap ve Aka

Tan, M. Turhan, Tarihi M uhasebe, stanbul, 1937. Tan, Nail - zkubat, Tevfk Borlu K em ali B a b a Ak Kem ali, Ankara, 1975. Taner, Haldun, Hikyeler, Bilgi Yaynevi, Ankara 1970. Taner, Haldun, ihaneye Yamur Yayordu, Bilgi Yaynevi, Ankara. Taneri, Aydn, Harezmahlar, Trkiye Diyanet Vakf, Ankara. Taneri, Aydn, Trk Kavramnn Gelimesi, Ankara niversitesi Trk nklp Tarihi Enstits, Ankara 1983. Tanpnar, Ahmet Hamdi, 19'uncu Asr Trk E d eb i yat, 7. bs. alayan Kitabevi, stanbul 1988. Tanpmar, Ahmet Hamdi, B e ehir, Genlik ve Spor Bakanl, Ankara 1985. Tanpnar, Ahmet Hamdi, Btn iirleri, stanbul, Dergah Yaynlar, 1976. Tanpmar, Ahmet Hamdi, E debiyat zerine M akale ler, Mill Eitim Bakanl, Ankara 1969. Tanpmar, Ahmet Hamdi, H ikyeler, 2. bs. Dergh Yaymevi, stanbul 1991. Tanpmar, Ahmet Hamdi, Huzur, stanbul, 1949. Tanpmar, Ahmet Hamdi, M hur Beste, Dergh Ya ynevi, stanbul. Tanpnar, Ahmet Hamdi, N am k K em al Antolojisi, Ahmet Halit Kitabevi, stanbul, 1944. Tanrver, Hamdullah Suphi, Gnebakan, haz. Fethi Tevetolu, Kltr Bakanl, Ankara 1987. Tansel, Fevziye Abdullah, Atatrk H akknda Aydn S n f airlerimizin Yazd iirler 1915-38, Anka ra, 1981, (Belleten 45. Cilt, 177. Say, Ocak 1981'den Ayr Basm). Tansel, Fevziye Abdullah, ocuklar in Dini iirler, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1961. Tansel, Fevziye Abdullah, M ehm ed Emin Yurdakul 'un Eserleri, Atatrk Kltr Dil ve Tarih Yksek Kurumu Yaynlar, Ankara, 1989.

Y A R A R LA NILA N ESER LER

MIKCESM.86
Tarlan, Prof. Dr. Ali Nihat, Fuzuli Divan erhi, Aka Yay. Taad, Ahmet, Gk-Trkler, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1995. Taer, Suat, H ara Mezat, Seilmi Hikayeler Dergisi Kitaplar, Ankara, 1954. Taer, Suat, kinci Kurtulu, Bilgi Yaynevi, Ankara, 1960. Talcal Yahya Bey, Yahya B ey ve Divanndan r nekler, hazl. Mehmed avuolu, Kltr ve Tu rizm Bak., Ankara, 1983. Tat, Mustafa, Yunus Em re Divan, Kltr Bak., An kara, 1990. Tat, Mustafa, Yunus Emre, Yunus E m re Divan- Risalet'n Nushiye, (tenkitli metin) Kltr Bakanl, Ankara 1991. Tat, Yard. Do. Dr. Mustafa, Yunus Emre, Divan ve Risalet 'n-Nushiyye, (Sahaflar Kitap Saray, st. 2005 Tavkul, Ufuk, K araay-M alkar Trkesi Szl, TDKy. 2000. Tecer, Leyla, Ahmet Kutsi Tecer'in Btn iirleri, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 2001 Tekin, Yaln, Gazi'nin Destan, nklap Tarihi, Mual lim Ahmet Halit Kitaphanesi, stanbul, 1932. Tepeyran, Ebubekir Hazm, Kk Paa, stanbul, 1326, c, (es.h.). Tepeyran, Ebubekir Hazm, K a r iekleri, stanbul, 1932. Terci-i Bend-i Ruhi ile Sami'nin ve Ziya Paa'nn Nazireleri, Kitabhane-i Ebzziya, stanbul, 1304, (es.h.). Tevetolu, Fethi, Atatrk'le Samsun'a kanlar, Kl tr ve Turizm Bakanl, Ankara 1987. Tevetolu, Fethi, M ill M cadele Yllarndaki Kuru lular, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1991. Tevfik Fikret, Btn iirleri, haz. Prof. Dr. smail Parlatr, Do. Dr. Nurullah etin, Trk Dil Kuru mu Yaynlar, Ankara, 2001. Tevfik Fikret, Haluk'un Defteri, stanbul, 1327, (es.h.) Tevfik Fikret, Rbab- ikeste ve Btn Eserleri, nklp Kitabevi, stanbul. Tevfik Fikret, Haluk'un Defteri, stanbul, 1945. Tevfik Fikret, Rubab- ikeste, stanbul, 1945. Tevfik Fikret, Tarihi Kadim - Doksan B ee Doru, s tanbul, 1928. Tevfik Fikret, Tarihi Kadim D oksan B ee Doru, eklemelerle yayna haz,- Canan Ycel Eronat, An kara, 1998. Tevfikolu, Muhtar, H ikyeler, Kltr Bakanl, Ankara 1980. Thomas A. Gaddis, Alkatraz Kuusu, ev. Naci Serez, stanbul, 1965.

Tansel, Fevziye Abdullah, Mehmet Emin Yurdakul, iirler - Trk Tarih Kurumu, Ankara, 1969. Tansel, Fevziye Abdullah, Servet-i Fnun ve Son D evir Edebiyatnda Dini iirler, Diyanet leri Bakanl Yaynlar, Ankara, 1962. Tansel, Fevziye Abdullah, Tanzimat D evri E debiya tnda Dini iirler, Diyanet leri Bakanl Yayn lar, Ankara, 1962. Tanyu, Hikmet, Atatrk ve Trk Milliyetilii, lv. 2. bs. Tre-Devlet Yaynevi, Ankara 1981. Tanyu, Hikmet, nsan ve Dnya, iirler, Emel Yayn lar, Ankara, 1978. Tanyu, Hikmet, slmlktan nce Tiirklerde Tek Tanr nanc, 2. bs. Boazii Yaynevi, stanbul 1986. Tanyu, Hikmet, Tevfk Fikret ve Din, rfan Yaynevi, stanbul, 1972. Tanyu, Hikmet, Trklk ve G erek D emokrasi, stanbul 1945. Tanyu, Hikmet, Ziya G kalp ve Trk Milliyetilii, stanbul 1962. Taranc, Cahit Stk, Btn iirleri, Can Yaynlar, stanbul, 1983. Taranc, Cahit Stk, Otuz B e Ya, Varlk Yaynlar, 1946. Taranc, Cahit Stk, Otuzbe Ya, Biitn iirleri, der. Asm Bezirci, 7. Bask. Tarhan, Abdlhak Hamid, Btn iirleri, Dergah Yaynlar, stanbul, 1979. Tarhan, Abdiilhak Hamid, lham - Vatan, stanbul, 1334, (es.h.). Tarhan, Abdlhak Hamid, M akber ve l, stanbul, 1922, (es.h.). Tarhan, Abdlhak Hamid, Tark Yahud Endls Fethi, stanbul, 1335, (es.h.). Akaln, Mehmet, (ev.) Tarih Trk iveleri, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1988. Tarlan, Ali Nihad, Divan Edebiyatnda Tevhidler, .. Yaynlar, stanbul, 1936, Tarlan, Ali Nihad, Ahm ed P aa Divan, Milli Eitim Basmevi, stanbul, 1966. Tarlan, Ali Nihad, Divan Edebiyatnda Muamma, . Yaynlar, stanbul, 1936. Tarlan, Ali Nihad, Divan iiri, Rahmi ve Fevri XVI. ve XVII. asr, .. Edebiyat Fakltesi y., stanbul, 1948. Tarlan, Ali Nihad, Genceli Nizami Divan, Ahmet Halit Kitabevi, stanbul, 1944. Tarlan, Ali Nihad, kbal'den iirler, arktan H aber ve Zebur- Acem - Muhammed k ba l - Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, stanbul, 1971. Tarlan, Ali Nihad, N ecatibeg Divan, Milli Eitim Basmevi, stanbul, 1963.

M K E S O I .
Tietze, Andreas, The Kom an riddles an d Turkic fo lk lore, Berkeley, University of California Press, 1966. Tiken, Kamil, E ski Trkiye Trkesinde E datlar ve Zarf-Fiiller, TDK y. 2004. Timurta, Faruk K , Yunus Em re Divan'ndan Sem e ler, 3. bs. Kltr Bakanl, Ankara 1989. Timurta, Faruk Kadri, D il D avas ve Ziya Gkalp, stanbul 1965. Timurta, Faruk Kadri, M ehm ed k if ve Cemiyeti miz, Yamur Yaynevi, stanbul 1962. Timurta, Faruk Kadri, eyhi'nin H arnamesi, stan bul, 1981. Timurta, Faruk Kadri, Tarih inde Trk Edebiyat, 2. bs. Boazii Yaynevi, stanbul 1990. Togan, Zeki Velid, H tralar, stanbul 1969. Togan, Zeki Velid, Ouz Destan, Kay Yaynevi, s tanbul 1972. Togan, Zeki Velid, Umum Trk Tarihine Giri, 3. bs. Enderun Kitabevi, stanbul 1982. Tolasa, Harun, Ahmet Paa'nn iir Dnyas, Atatrk niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar, Ankara, 1973. Tolga, Osman, Ziya G kalp ve ktisad Fikirleri, s tanbul niversitesi ktisat Fakltesi timaiyat Enstits, stanbul. Tolstoy, Lev, Genlik, ev. Rana akrz, Cengiz Ekinci, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, Ankara, 1947. Tolstoy, Lev, H ac Murat, ev. Nihal Yalaza Taluy, stanbul, 1966. Tolstoy, Lev, H arb ve Sulh, ev. Ali Kami Akyz, Hilmi Kitabevi, stanbul, 1938. Tolstoy, Lev, lk Genlik, ev. Rana akrz, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, Ankara, 1946. Topalolu, Bekir, slm da Kadn, Yamur Yaynevi, stanbul 1970. Topu, Nurettin, A hlk Nizam, Hareket Yaymevi, stanbul. Topu, Nurettin, Byk Fetih, Hareket Yaynevi, s tanbul 1968. Toplu, Abdlhdi, Tarih iin de Anadolu Sakinleri ve syanlar-Ayaklanmalar, Ocak Yaynlar, Ankara 1996. Toprak, Burhan, Yunus Em re Divan, Eskiehir Odunpazar Belediyesi, Eskiehir, 2004. Toprak, Yunus, Yunus Em re Divan, Trkiye Ban kas Yaynlar, Ankara, 1966. Toros, Taha, D adalolu, X IX . Asr ukurova Sazairi, Adana, 1940. Toroslu, Abdullah, K aracaolan, Maya Matbaas, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara, 1979.

Y A R A R LA N ILA N ES E R LER

Toy, Erol, mparator, May Yaynlar, stanbul, 1973. Tu, Salih, slmiyet ve Millet Gerei, Aydnlar Oca, stanbul 1990. Tuncalp, Enver, Balyz Atatrke, Ankara, 1981. Tuncor, Ferit Ragp, 19 Mays, 23 Nisan, 30 Austos ve 29 Ekim iirleri, nklap ve Aka Kitabevleri, s tanbul, 1980. Tuncor, Ferit Ragp, Atatrk iirleri, haz. Ankara, 1958. Tuncor, Ferit Ragp, Atatrk ve K ahram anlk iirleri, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1981. Tun, Tomris, D erlem e Szl ve Kavram lar Dizini I, TDK y. 1995. Tun, Tomris, D erlem e Szl ve K avram lar Dizini II, TDK y. 1995. Tun, Tomris, D erlem e Szl ve Kavram lar Dizini III, TDK y. 1994. Tuner, Vahap, B ir Eski, B ir Yeni, iir Antolojisi, Bolu, 1950. Turabi, Divan- Turabi, stanbul, 1291, (es.h.). Tural, Sadk K., Kltrel Kimlik zerine Dnceler, Kltr ve Turizm Bakanl, Ankara 1988. Turan, Osman, Dou Anadolu Trk D evletleri Tarihi: Saltuklular, Skmenliler, D ilm a Oullar ve Artuklularn Siyas Tarihi ve Medeniyetleri, 2. bs. Naklar Yaynevi, stanbul 1980. Turan, Osman, slm iyet ve Seluklular, Turan Ne riyat Yurdu, stanbul 1971. Turan, Osman, Seluklu Tarihi ve Trk-slm M ede niyeti, Turan Neriyat Yurdu, stanbul 1969. Turan, Osman, Seluklular D evrinde Trkiye, Turan Neriyat Yurdu, stanbul 1972. Turan, Osman, Seluklular ve slmiyet, Naklar Y a ynevi, stanbul 1980. Turan, Osman, Tarih Ak inde Din ve Medeniyet, Naklar Yaynevi, stanbul 1980. Turan, Osman, Trk Cihan Hakimiyeti M ejkresi Tarihi: Trk Dnya Nizamnn Mill, slm, nsan E saslar, 2 C., 4. bs. Naklar Yaynevi, stanbul 1980. Turan, Osman, Trkiye Seluklular H akknda Resm Vesikalar, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1988. Turan, Osman, Trkiye'de M anev Buhran: Din ve Liklik, 2. bs. Naklar Yaynevi, stanbul 1978. Turan, Osman, Trkiye'de Siyas Buhrann K aynakla r, Naklar Yaynevi, stanbul 1979. Turan, erafettin, Trk Kltr Tarihi, Bilgi Yaynevi, stanbul 1994. Turanlolu, Ulu, Trk Ozanlar Antolojisi, stanbul, Olu Y aymevi, 1971. Turgenyev, Ivan Sergeyevi, K aderci, ev. Nihal Y a laza Taluy, stanbul, 1967.

YA R A R LA N ILA N ESER LER

OlMIIttlM.SS
Trk stiklal Sava Destanlar, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 1982 Trk ve Trklk, Trk Standardlar Enstits, Anka ra 1984. Trk, Cezmi, Dnyann ats Turan ve Rus Kafas, Toprak Yaynevi, stanbul 1964. Trk, Cezmi, M illiyetilik Anlaymz ve Komnistlik, Toprak Dergisi, stanbul 1959. Trk, brahim, Trk Toplumnda Sosyal Snflar, nc Kitabevi, stanbul 1970. Trklk Armaan, Akademi Kitabevi, zmir. Trkdoan, Orhan, A vm pa'daki ilerim iz ve o cuklar: kinci Neslin Dram, Orkun Yaynevi, s tanbul 1984. Trkdoan, Orhan, Aydnlktakiler ve K aranhktakiler (Toplumumuzun Dram), dal Neriyat, stanbul 1982. Trkdoan, Orhan, Deime, Kltr ve Sosyal zlme, Trk Dnyas Aratrmalar Vakf, stanbul 1988. Trkdoan, Orhan, D ou Anadolu'nun Sosyal Yaps, Azerbaycan Kltr Demei, Ankara 1987. Trkdoan, Orhan, K em alist M odelde F ert ve Devlet likileri, 3. bs. stanbul Kitabevi, stanbul 1982. Trkdoan, Orhan, Niin M illetleme? Trk Dnyas Aratrma Vakf, stanbul. Trkdoan, Orhan, Ziya G kalp Sosyolojisinin Tem el lkeleri, Kltr ve Turizm Bakanl, Anka ra 1982. Trkistan ile lgili Makaleler, Kltr Bakanl, Ankara 1971. Trkiyat Mecmuas, 1925 l.C. stanbul, 1925 Trkiyat Mecmuas, 1926 2.C. stanbul, 1927 Trkiyat Mecmuas, 1934 4.C. stanbul, 1934 Trkiyat Mecmuas, 1926 3.C. stanbul, 1935 Trkiyat Mecmuas, 1935 5.C. stanbul, 1935 Trkiyat Mecmuas, 1936-9 6.C. stanbul, 1939 Trkmen, Ahmed Faik, M ufassal H atay Tarihi, 4 c. Antakya, 1939. Trkz, Halil Kemal, Osmanl ve Erm eni B elg ele riyle Erm eni Mezalimi, haz. Trk Kltrn Ara trma Enstits, Ankara 1982. Uurlu, Nurer, Anadolu'nun Trks, Ok Yaynlar, stanbul, 1984. Uluay, aatay, lk Mslman Trk Devletleri, Mill Eitim Bakanl Ankara 1965. Uraz, M urat, Kadn air ve Muharrirlerimiz, Tefey yz Kitabevi, stanbul, 1941. Urfal Kemal Edip, UrfaAz, TDK y. 1991. Uaki-Zade Halid Ziya, Ak- Memnu, stanbul, 1316 Halil Nihad, Ayine-i Devran, Y .Y , 1342.

Turgenyev, Ivan Sergeyevi. lk Ak, ev: Haydar Rifat Yorulmaz, stanbul, 1931. Turgut, Mehmet, Takent'e Doru, laveli 4. bs. Bo azii Yaynevi, stanbul 1988. Turhan, Mmtaz, Kltr D eim eleri: Sosyal P siko loji Bakmndan B ir Tetkik, Marmara niversitesi lhiyat Fakltesi Vakf, stanbul 1987. Turhan, Mmtaz, Maarifimizin Ana D valar, Ya mur Yaynevi, stanbul. Turhan, Mmtaz, niversite Problem i, Yamur Ya ynevi, stanbul 1967. Tlbenti, Feridun Fazl, stanbul Kaplarnda, n klap Kitabevi, stanbul, 1954 Tlbenti, Feridun Fazl, stanbulun Fethi, nklp Kitabevi, stanbul 1984. Tlbenti, Feridun Fazd, K ahram anlar Geiyor, 8. bs. 4 C., nklp ve Aka Kitabevleri, stanbul 1984. Tlbenti, Feridun Fazl, Osmanoullar, nklap Ki tabevi, stanbul, 1958. Tlbenti, Feridun Fazl, Serhadlerin ocuu Yld rm Bayezid, Akba Kitabevi, Ankara, 1947. Tlbenti, Feridun Fazl, Sultan Yldrm Bayezid, stanbul, 1957. Tlbenti, Feridun Fazl, Sultanlarn Ak, nklap Kitabevi, stanbul, tarihsiz. Tlbenti, Feridun Fazl, ah smail, nklap Ki tabevi, stanbul, 1956. Tlbenti, Feridun Fazl, Turgut Reis, nklap Ki tabevi, stanbul, 1958. Tlbenti, Feridun Fazl, Trk Tarihinden Sayfalar, nklp Kitabevi, stanbul 1986. Tlbenti, Feridun Fazl, Yavuz Sultan Selim Alyor, Akba Kitabevi, Ankara, 1947. Trk Mill Btnlnde Dou Anadolu, haz. Bahaeddin gel, vb. Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1985. Trk Dil Kurumu, Trk iiri zel Says, Divan iiri, Ankara, 1986, Trk Dili Dergisi'nin 415-416417/Temmuz-Austos-Eyll 1986 zel Says. Trk Dil Kurumu, Trk iiri zel Says, Eski, Trk iiri, Ankara, 1986, Trk Dili Dergisi, Ocak 1986 zel Says. Trk Dili ve Edebiyat Ansiklopedisi, 8 C., Dergh Yaynevi, stanbul 1976. Trk Dnyas El Kitab, 3 C., 2. bs. Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1992. Trk Edebiyatnda Kahramanlk Hikyeleri, Anto loji, Der.: emsettin Kutlu, stanbul 1981. Trk Halk Edebiyat Antolojisi, haz. Cemil Yener, 2. bs. nklp Kitabevi, stanbul 1989. Trk Hikye Antolojisi, haz. Seyit Kemal Karaaliolu, nklp ve Aka Kitabevleri, stanbul 1984.

m u n asM .
Uakl, mer Bedrettin, Btiin Eserleri, haz. nci Enginn, Trk Dil Kurumu Yaynlar, Ankara, 1988. Uakl, mer Bedrettin, Btn iirleri, der. nci Enginn, Trk Dil Kurumu, Ankara 1988. Uaklgil, Halid Ziya, Alc- Memnu, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1963. Uaklgil, Halid Ziya, K rk Kayatlar, nklap ve Aka Kitabevleri, stanbul, 1968. Uaklgil, Halit Ziya, M ai ve Siyah, yay. haz. emset tin Kutlu, nklp Kitabevi, stanbul 1988. Uyarolu, smail, Giil Sana, stanbul, 1976. Uzunarl, smail Hakk, 14 ve 15. A srlarda Ana dolu B eyliklerinde Toprak ve H alk daresi, stan bul, 1937. Uzunarl, smail Hakk, Alem dar M ustafa Paa, Mehur Rumeli Ayanlarndan Tirsinikli smail, Y lk Olu Sleyman Aalar, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara 1942. Uzunarl, smail Hakk, Anadolu B eylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, 4. bs. Trk Tarih Kurumu, Ankara 1985. Uzunarl, smail Hakk, Anadolu B eylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1937 Uzunarl, smail Hakk, andarl Vezir Ailesi, An kara, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, 1974. Uzunarl, smail Hakk, K aresi (Balkesir) Vilayeti Tarihesi, stanbul, 1928. Uzunarl, smail Hakk, K aresi M eahiri, stanbul, 1341. Uzunarl, smail Hakk, K itabeler ve Sahip, Saruhan, Aydn, Mentee, inan, H am itoullar H ak knda Malumat, stanbul, Maarif Vekaleti Yaynla r, 1929. Uzunarl, smail Hakk, Ktahya ehri: Bizans ve Selukilerle Germiyan ve Osman Oullar Zama nnda, Maarif Vekaleti Yaynlar, stanbul, 1932. Uzunarl, smail Hakk, M ekke-i M kerreme Emirleri, Ankara, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, 1972. Uzunarl, smail Hakk, M idhat P aa ve T aif Mahkumlar, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Anka ra, 1950. Uzunarl, smail Hakk, M idhat ve Rt P aala rn Tevkiflerine D air Vesikalar, Trk Tarih Kuru mu Yaynlar, Ankara,1946. Uzunarl, smail Hakk, Osmanl D evleti Tekila tna M edhal, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, stan bul, 1941. Uzunarl, smail Hakk, Osmanl D evleti T ekila tna M edhal: Byk Selukiler, Anadolu Selukileri, Anadolu Beylikleri, Ilhaniler, Karakoyunlu ve Akkoyunlularla M em lklerdeki D evlet Tekilatna

Y A R A R LA N ILA N E S ER LER

B ir Bak, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1984. Uzunarl, smail Hakk, Osmanl D evleti Tekila tndan Kapuklu Ocaklar, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1944. Uzunarl, smail Hakk, Osmanl Devleti'nin M er kez ve B ahriye Tekilat, Trk Tarih Kurumu Ya ynlan, Ankara,1948. Uzunarl, smail Hakk, Osmanl D evletinin Saray Tekilat, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1984. Uzunard, smail Hakk, Osmanl D evletinin Saray Tekilat, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, Ankara, 1985. Uzunarl, smail Hakk, Osmanl Tarihi, 4 C., Trk Tarih Kurumu, Ankara 1994-1995. Uzunarl, smail Hakk- Karal, Enver Ziya, Osmanl Tarihi, Ankara, Trk Tarih Kurumu Ya ynlar, 1961. Uzunarl, smail Hakk, Sivas ehri: Anadolu Trk Tarihi Tetkikatndan, Rdvan Nafiz, Maarif Veka leti Yaynlar, stanbul, 1928, (es. h.) Uzunarl, smail Hakk, Vezir H akk M ehm ed Paa, VlInci Cilt, Trkiyat Mecmuasndan a.b. s tanbul,1939. ftade, Divan- ftade, stanbul, 1328, (es.h.). lken, Hilmi Ziya, tim a D oktrinler Tarihi, stanbul 1941. lken, Hilmi Ziya, Toplum Yaps ve Soya ekme, Doruktekin Yaynevi, stanbul 1971. lken, Hilmi Ziya, Trkiyed e ada Dnce Tarihi, 3. bs. lken Yaynlar, stanbul 1992. lkfisal, Mstecip, D obn ca ve Trkler, Trk Klt rn Aratrma Enstits, Ankara 1987. lksal, Mstecip, Krm Trk-Tatarlar: Dn, Bu gn, Yarn, stanbul 1980. nal, Tahsin, 1700'den 1958'e K ad ar Trk Siyas Tarihi, ilav. 2. bs. Ankara 1958. nal, Tahsin, Karam anoullar Tarihi, Ankara 1957. nal, Tahsin, OsmanlIlarda F azilet M cadelesi, Sebil Yaynevi, stanbul 1968. nsel, Kemal Edip Fatih'in iirleri, Ankara, Trk Tarih Kurumu Yaynlar, 1946, (eski harfli metin de var). nver, Bekir Sami, Kadndan Yana, Ankara, 1969. skbl shak elebi, Divan, haz. Mehmed F. avuolu, M. Ali Tanyeri, Mimar Sinan niversite si Fen-Edebiyat Fakltesi, stanbul, 1989, skdarl Mustafa Ma'nevi, D ivane-i lahiyat, haz. Dr. Mustafa Tatc, Kakns Yaynlar, Istanb'd, 2003. stn, Nevzat, H ey Sen Amerikal, Var Yaynevi, s tanbul, 1967.

YARARLANILAN ESERLER

KMC S Z . 7o I E E L K
Yavuz, Orhan, Kansu Gavri'nin Trke Divan (Metin-ncelem e-Tpkbasm ) Seluk niv., Konya,
2002.

stner, Ahad, Anadolu Azlarnda Sfat-Fiil Ekleri, TDK y. 2000. zgr, Tahir, Fehim -i Kadim, Hayat, Sanat, Divan ve Metnin Bugnk Tiirkesi, AKM, Ankara, 1991. Vahabzade, Bahtiyar, Gn Var Bin Aya Deer, Nil Yaynevi, zmir 1993. Valdemar Bonsels, Ar Maya ve Bandan Geenler, ev. Nihat Adil, stanbul, 1932. Vasf, Divan, (tenkitli basm) haz. Mehmed F. avuolu, stanbul, 1980. Vecdi, Divan- Vecdi Efendi, stanbul, 1291, (es.h.). Washington, Booker Tagliaferro, Klelikten Kurtu lu- B ir Zencinin Hikyesi, ev. Aye (Pertev) Aknc, stanbul, 1968. Yacolu, Halim - Dil, ahinkaya, Trk Kadn a irleri Antolojisi, Ankara, 1966. Yacolu, Halim, Destan Trk, Mustafa K em aller Tkenmez, Trkiye Kemalist Yazarlar ve Sanat lar Demei, Ankara, 1974. Yaz, Sleyman, B erenekli Ak Mahzuni, May Yaynlar, stanbul, 1976. Yahy Bey, Divan, Hazrlayan, Mehmed avuolu, Tenkidli bsm, stanbul nv. Edebiyat Fak., stan bul, 1977. Yahya Kemal, Tarih M usahebeleri, 2. bs. Yahya Ke mal Enstits, stanbul 1991. Yahya Kemal, E debiyata Dair, stanbul Fetih Cemi yeti, stanbul 1971. Yahya Kemal, Kendi G k Kubbemiz, 8. bs, stanbul Fetih Cemiyeti, stanbul 1987. Yahya Kemal, Siyas Hikyeler, stanbul Fetih Cemi yeti, stanbul 1968. Yamakolu, Cihan, nsan likileri: Ailede, Toplum da... B eer Mnasebetler, 2. bs. Ankara 1987. Yaa, Dursun, K ahram anlk iirlerimizden B ir Demet, Ankara 1984. Y aar Kemal, Arda Efsanesi, Cem Yaynlar, s tanbul, 970. Y aar Kemal, akrcal Efe, Ararat, stanbul, 1972. Y aar Kemal, nce Memed, Remzi Kitabevi, stan bul,1960. Yaar Kemal, Yer D em ir G k Bakr, Ant Yaynlar, stanbul, 1968. Yan, zker, Kbrs Benim Vatanm, stanbul, 1986. Yan, zker, K brs Mektubu, Varlk Yaynevi, s tanbul, 1958. Yavuz Sultan Selim Divan, haz. Ali Nihad Tarlan, Ahmet Halit Kitabevi, stanbul, 1946. Yavuz, A. Fikri, slm Fkh ve Hukuku, rfan Yay nevi, stanbul. Yavuz, Hilmi, Bedrettin zerine iirler, Cem Yayne vi, stanbul, 1975.

Yeniterzi, Emine, Divan iirinde Na't, Trkiye Diya net Vakf Yaynlar, Ankara, 1993. Yeti, Kzm, Trkenin Naklar, Kubbealt Neriya t, stanbul 1993. Yetkiner, Ayhan, A khsan i Kimdir? stanbul, 1967. Yldz, Ali, B eyaz Hrriyet, Ankara, 1964. Ylmaz Gney, Boynu Bkk ldler, Dost Kitabevi, Ankara, 1971. Ylmaz, Ali, Kanuni Sultan Sleyman'a Yazlan K asi deler, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, 1996. Ylmaz, Durali, Akrebin Dans, Yedi klim Yaynevi, stanbul 1989. Ylmaz, Kaif, III. Selim (lhami),Hayat, E debi Kii lii ve Divann Tenkitli Metni, Trakya niv., Edir ne, 2001. Ylmaz, M. Kemal, Denizin Getirdii l Asker, s tanbul, 1975. Ylmaz, M. Kemal, Umurlu iekleri, iir Demeti, Denizin Getirdii l Asker, Toprak Soyu, Ya mur, Aydn, 2001. Ylmaz, Nahide, iirlerle l l Trkiye, zmir, 1997. Ynan, Mkrimin Halil, M ill Tarihimizin Ad, Ha reket Yaynevi, stanbul. Ynan, Refet, D ulkadir Beylii, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1989. Yrcal, Stk, Kilitlenmi Dnya, Ankara, 1958. Yolsal, Tayfun, H ayat Sevince Gzel, stanbul, Hsn Tabiat Matbaas, 1976. Yuan-Xin,W ang, in deki Trk D iyalektleri Aratr m alar Tarihi, TDK y. 1994. Yunus Em re, Divan ve Risalet'n-Nshiyye, haz. Abdlbaki Glpmarl, Der Yaynevi, stanbul, 1991. Yurdakul, Mehmet Emin, D icle nnde, stanbul, 1332, (es.h.). Yurdakul, Mehmet Emin, H asta B akc Hanmlar, stanbul, 1333, (es.h.). Yurdakul, Mehmet Emin, Turan'a Doru Ey Trk Uyan, Ergenekon Yaynevi, stanbul, 1973. Yurdakul, Mehmet Emin, Trk Saz, stanbul, 1979. Y u rt Duygular, Antoloji, Trk Kltrn Aratrma Enstits, Ankara 1990. Yceba, Hilmi, Btn C epheleriyle Rza Tevfk, iir ler, M akaleler, stanbul, 1950. Yceba, Hilmi, F ilo z o f Rza Tevfk, Hayat, iirleri, H atralar, stanbul, 1958. Yceba, Hilmi, Rza Tevfk, -Hayat, Hatralar, iir leri- stanbul, 1968. Yceba, Hilmi, air E r e f -Btn iirleri ve 80 Yllk H atralar- stanbul, 1978

le H C E M .n

YA R A R LA N ILA N E S ER LER

Ycel, Can, iir Alay, stanbul, 1981. Ycel, Can, Altsbiyerde,stanbul, 1988. Ycel, Can, Kuzgunun Yavrusu, stanbul, 1990. Ycel, Haan Ali, Allah Bir, Ankara, 1961. Ycel, Yaar, Anadolu B eylikleri H akknda Aratr malar, 2 C., Trk Tarih Kurumu, Ankara 1989. Ycel, Yaar, M acaristan ve Bulgaristan'daki Trk Sanat Eserleri, Trk Tarih Kurumu, Ankara 1991. Ycel, Yaar, Timur'un Ortadou-Anadolu Seferleri ve Sonular, 1393-1402, Trk Tarih Kurumu, An kara 1989. Yksel, Nevzat, Trkiye'de G enlik Sournlar ve zm Yollar, Bayrak yaynevi, stanbul 1988. Zati, Divan- Zati, stanbul, 1257, (es.h.). Zelyut, Rza, H alk iirinde Bakaldr, stanbul, 1989. Zelyut, Rza, H alk iirinde G erekilik, stanbul, 1982. Zeren, Mehmet, Divan iiri I- Aklamal, stanbul, 1986. Zeybek, Namk Kemal, M ill Kltr Meselemiz, s tanbul 1989.

Zeytinolu, Erol, Ekonom ik Doktrinler, genl. 2. bs. Marmara niversitesi Eitim ve Yardm Vakf, s tanbul 1986. Zihni ermiki, Divan- Zihni, stanbul, 1291. (es.h.). Ziya Paa, Edibi Muhterem Merhum Ziya P a a nm Ryas, stanbul, 1932. Ziya Paa, M ukaddeme-i H arabat, Kitabhane-i Ebzziya, stanbul, 1311, (es.h.). Ziyaettin Halit, Divan- Ziyaettin Halit, stanbul, 1260, -(es.h.). Zola, Emile, D l Bereketi, ev. Hamdi Varolu, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1945. Zola, Emile, B ir Ak Sayfas, ev. Hamdi Varolu, Maarif Vekaleti Neriyat, stanbul, 1944. Zola, Emile, Hakikat, ev. Reat Nuri Ontekin, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1945. Zola, Emile, Hlya, ev. Hamdi Varolu, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 1945. Zorlutuna, Halide Nusret, Bykanne, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, Ankara, 1971. Zorlutuna, Halide Nusret, Ellerim Bom bo, Kr Y a ynlar, stanbul, 1967.

a, [a / A] is. dbl. Latin asll Trk alfabesinin ilk harfi. Ses bilgisi bakmndan geni, dz, orta da mak nlsdr. k annda ses yolu gerilmez. Ses yolu aklnda yedinci sradadr. Az biraz alr, kk dil geniz yolunu kapatr, dil hafife alalr ve ne doru kayarak ses tellerinden gelen titreim li havaya yol verir. Titreimli hava hibir engele uramadan az boluunda a s e s i meydana gelir. Orta uzunlukta, boaz yaknndan ve donuk olarak telaffuz edilir. Az boluu geni, dudaklar dz hlde iken azn arka blmnden kt iin g e ni, dz, kaln olarak nitelendirilir, fi1 a dan z ye, B atan s o n a kadar, btiinyle.\\ a takm, S em e oyunculardan kurulm u oyun takm. a, [Ar. T] (a :) is. Arap asll Trk alfabesinin ilk harfi olan elif, a, [Ar. a is. Arap asll Trk alfabesinin yirmi bi rinci harfi olan ayn harfi. Grtlak nszdr. - a - , [-a- / -e-] yap. e. 1. simden fiil tretir: b o a m a k (bo-a-m ak), oyn am ak (oy-ur-a-m ak) {eAT} (aym). bengiz-e-m ek, k a n -a-m ak 2. Fiile durum, nicelik anlamlar katarak zarf yapar: g ee , g le gle. 3. Yeterlik, srerlik ve yalcnlk bildiren birleik fiil lerde esas fiil ile yardmc fiil arasnda bir zarf fiil eki olarak yer alr: y a p a b ilm ek (yap-a-bilm ek), k a g elm ek (k-a -g el-m ek), b a k ad rm ak (bak-a-du rm ak), g id ed u rm ak (gid-e-dur-m ak), d eyazm ak (dii-e-yazm ak). 4. Trettii zarflar zamanla kalp laarak isim yapma eki durumunu almtr; tamam lanm bir iin, tarzna bal olarak ortaya km olan rn anlam katar: o y a (oy-a), ev r e (ev-ir-e), k o a (k o-a "binalarn stne kon ulan kaln y u var lak m erte k ). 5. Fiil at deiimlerinde ettirgen ve oldurgan fiillerin kuruluunu salayan -r ekinden nce gelerek balant nls grevini stlenir: gite-r-m ek, gst-e-r-m ek, kot-a-r-m ak. 6. {e l } simden fiil tretir, a t-a -m a k (a d verm ek) -a-2, [-a- / -e- / -- / -i- /-u- / --] feT} yap. e. Fiilden fiil yapma eki; pekitirmede kullanlr, k a l-a -m a k (saklam ak).

- a 1, [-a / -e / -y-a / -y-e] ek. e. smin hl eki; ad durum eki. smi ekimli fiile, fiilimsiye veya edat lara balayan isim ekim eki; asl szckteki anla ma dnii, y n elm e kavram salar; iin, ile edatlarnn grevini stlenir; ynelme durumu eki; e hli eki. {eT'} (ayn). -a2, [-a / -e / -y-a / -y-e] ek. e. 1. stek, niyet, arzu kavramlarn ifade eder, istek kipi ekimini olu turur; (eAT} (aym): gel-e-y-im , al-a-snz, yapaym (bak-a-y-tm ), g id esin (git-e-sin), y a z a (yaz-a). 2. Kk veya gvdesi nsz ile biten fiillerin geni zaman ekiminde balant nls olarak grev alr: git-e-r, g e-e-r, yaz-a-r. 3. art kipi ikinci teklik ya da okluk kii ekimli fiillerin sonuna gelerek uyar anlam katan nlemler yapar; gel-se-n -e, bak-sa-n a, tut-sa-nz-a. -a3, [-a / -e / -y-a /-y-e] {eAT} e k e. 1. imdiki zaman ekim eki. 2. Geni zaman ekim eki -ar, -r de erinde kullanlr. K ayn atsa, syn ise m idesin a rd a (a rtr). Mfredat- bni Baytar Tercemesi 3. Emir eki -sn deerinde kullanlr. K im in gn l var ise bnda du ra (dursun). " Sheyl Nevbahar. 4. Ula eki -arak ve -p deerinde kullan lr, Sen bu ev e u a (u arak) gelm i olasn. Mantkuttayr. 5. -rsa, -arsa anlamnda kullanlr. Sevdiin kim g e le (gelirse) o d a n a sevin ey le g nl. Divan- Trki-i Basit 6. Orta eki -acak de erinde kullanlr. "Bilm ezem bundan so n ra b a la rn a n e g e le (gelecek). Saadetname. 7. Ba fiil maa deerinde kullanlr. "Yedi kii, P ey g a m b er H azretin g r e (grm e e) geldk. Yz Hadis Ter cmesi. 8. Dilek ert eki -sa deerinde kullanlr. stim an dan n o la h a y y o la la r (hay olsalar). S -a m? {eAT} -a r m? -r m ?- a c a k m? -a -b ilir mi?\\ a yoru r, {eAT} On bein ci yzyldan so n ra im diki zam an ekim ek i o la r a k kullan lm aya balam tr; bugnk -iy o r; -m aktadr; -m akta g rev iy le kul lanlm tr. -a4, [-a /-e] {eAT} ek. e. 1. Ykleme durum eki (-) olarak kullanlr. "Sen m e er bu dine (dini) inkr ey ledin. Vahdetname. 2. Bulunma durum eki -da

A olarak kullanlr. B ir bunun ek lin e (eklinde) kii grm edim . Mantkuttayr. 3. ..ile anlamnda kul lanlr. B iz m allarm za, tavarlarm za m egu l idik. Mnteha. 4. ... a dein anlamnda kullan lr. n eden ipli e lem leri gzden geirip... Al Divan. -a5, [-a / -e] {eAT} ek. e. Anlam pekitirmek iin emir kipinin tekili sonuna eklenir. E y d il g e le (g el de) sen K a le n d e n ol. Tazarruname. -a6, [-a / -e] yap. e. 1. Fiilden isim treten ek. Fiilin belirttii eyleme bal olarak oluan, ortaya kan durum veya nesne, yer, yre kavram katarak isim ve sfatlar yapar: dize, doa, evre, te, sap a, y ara. 2. Fiilden isim yapma eki. Zamana bal veya za man kavram tayan isim yapar: {eT} (ayn), oz-a (nce), g e c e , sre. 3. Fiillerden ulalar yapar: a la y-a, b a t-a k-a. 4. Baz kelimelerin pekitirmesin de grev alr: sa p -a + sa la m , dp-e+dz. 5. Eski Trkede zarf fiil eki olan bu ek Eski Anadolu Trkesinde kalplaarak edat yapar, gr-e, t-e. -a7, [eT. -a /-ge > -a / -e] y a p e. Geili fiillerden sfat yapar, {eAT} (ayn). k s- a > ks-a. -a8, [-a /-e] yap. e. simler ve isim soylu kelimelerden isimler treten ek. lgili olma, dayanaklk etme kavram katarak isimler yapar: gze, tze, ilke, e r ke. gz-e, g-e, uc-a. -a9, [-a / -e / - / -i / -u / - / -y-a / -y-e / -y- / -y-i / -yu / -y-] {eAT} yap . e. 1. Fiillerden hl zarf fiilleri treten ek. 2. Kurall birleik fiillerin kuruluunda yer alan tasvir fiillerin bana getirilerek yeterlik, srerlik, yaklama kavramlar tayan birleik fiil ler kurar, a l-a + b ilm ek, b a k -a+ k alm ak , d -e+ yazm ak. N e g el r n e h o d g id e bilr te. MiftahulFerec. 3. kilemeler kurar. K a n a k an a itim. Tbb- Nebev. 4. Grmek tasvir fiilinden nceki fiile gelir ve istek kipi deerinde kullanlr. U lular gitdgi y o lc a g id e g r. 5. Bugnk -maya g reviyle edeerdir. "... zr id e b a la d la r... Miftahl-Cenne. 6. Bugnk -arak ve -p zarf fiilleri gibi kullanlr. "... evvelki g kten g e e ikinci g g e iriecek... Miftahl-Cenne. {eT}(aym). sev -e ba k t (sev erek bakt) -a+dur, {eAT} 1. G e le c ek zam ann kesinliin i bildiren k o a -o ca k tr " -ar, - r d e erin d e kullanlr. M azlum a sen kyarsan A llah s a n a kyadu r (kyacaktr). Niyazi Divan. 2. " -m ak tad r g rev in d e kullanlr. E c e l k en i basu ba n kov a d u r (kovm aktadr). Saltinname.|| a+durm ak, {eAT} S rerlik (-m akta olm ak, -m ak) an lam veren ek. A n cak b a k c a k tem am a ta s g redu ru r (grm ektedir) sanurdu. Yz Hadis Ter cmesi.]! -a+dmek, {eAT} T ezlik --verm ek, -tr-v er-m ek" anlam veren ek. C ezire karu dan g rneddi (grnverdi). Solakzade Tarihi.|| a+gelmek, {eAT) 1. G em iten b eri olag elm ek, d a im a g r lm ek an lam verir. N ie sencileyin taze fid a n n /A la n g lleri solagelm itir. Ktib. 2.

B iis g .
m a a b a la m a k . A k denizinin m evci bam dan a a g eld i (a m a a balad ). Erefolu.|| -a+grmek, {eAT} 1. -m a a devam etm ek. 2. - m a a a l m ak .| -a+kom ak, {eAT} -v e r m e k ; -p brakmak.\\ | + turur, {eAT} S ey rek o la r a k kullanlan im diki zam an ekim eki. -a 10, [Ar. / y T/L] (a :) nl. Ey! a- [Fr. a-] nek. Bama getirildii Franszca kelime lere (-siz, -sz) anlam katar, a-n orm al, a-priori, a-politik, a -s o s y a l a 1, [a (yans.)\ is. 1. ksrme, balgam karmay an latan kk. 2. Anrma, haykrma ve barmay anla tan kk. a -g r-m a k (anrm ak) a2, [a] (a :) nl. 1. Sevgi ve efkat ifadesi katarak a rma, seslenme bildirir. A yi idin gen ci, ben a d am gz nden tanrm . Efltun Cem Gney 2. Azarlama ifadesi katarak seslenme bildirilir. A uursuz, y in e kimin evini b a n a yktn d a dnyor sun? Efltun Cem Gney 3. Yazklanma ile bir likte bir hatrlatma bildirilir. A Icuzucuum, sazm y o k ki szm dinlensin. E. Cem Gney 4. nan mazlk veya ama bildirir. 5. Kabullenememe, ret bildirir. a3, [e / a] {eT} nl. 1. Seslenme nlemi; ey! [EUTS] a n d a sakntm a ! (o zam an dndm i te !) 2. armay anlatr. [DLT] a4, [aha / ] (a :) {az}] e. te. [DS] a5, [Far. / y] (a :) {OsT} nl. Hitaplardan sonra ey! anlamnda kullanlr. A. [A] ksalt. 1. as. A lay kelimesinin ksaltmasdr. 2. g k b. A lp h a y ld z la r gru bu 'nun semboldr. 3. Avusturyann uluslararas trafik iaretidir. 4. biykim. Yada znen bir vitamin grubunun ad. (A vitam ini) 5. fiz . Elektrikte a m p e rin ksaltmasdr. 6. kim. Atomda ktle saysnn semboldr. 1 . mz. Harfli notada la sesinin iaretidir. 8. Bir kt boyu (A 4:21cm x29,7cm ) standard. 9. tp. Bir kan grubu ad. 10. Madde sralamalarnda birin ci yi belirtir. A kim. A rgon 'un semboldr. A.S. [Ar. aleyhis-selm] nl. Peygamberlerin adn dan sonra S elam onun zerine olsun. anlamnda sylenen duann ksaltmas, aaa, [aaa] (a a :a :) nl. Gl bir ama, inanmama anlatr. aah, [aah] nl. 1. {az} Olumsuzluk ve ret bildiren halk ifadesi. [DS] 2. Pimanlk bildirir. 3. Acma bildirir. 4. stek, dilek bildirir. 5. Kzgnlk bildirir. ab 1, [ab /ap (yans.)] is. Dzensiz adm atma, sende leme, emekleme, imanlktan yryememe du rumlarn bildiren kk. a b -a l abal, a b -l abl. ab2, [b / aw] (a :b ) {eT} is. Av. [EUTS] [ETY] ab3, [Far. b ^T] (a :b ) {OsT} is. 1. Su. 2. m ec. arap. 3. Kanl gz ya. S ba dmek, {OsT} Suya

r a i

. 75

AB
l; h a n er vb. 4. B illu r; kristal; ije.|| b- gerdende, {OsT} 1. D nen su (billur). 2. G k kubbesi.\\ b gt, {OsT} E t suyu.| b- gade, {OsT} 1. A l | m su. 2. Sulandrlm a r a p ; kt a r a p ; bey az a ra p . 3. R a k.| b- gvre, {OsT} im i g zel ve | sindirim i k olay s.|| b- haclet, {OsT} Utan suyu; utanmann verdi i sknt ile kan ter. | b- h r | bat, {OsT} 1. H ara b elerin suyu. 2. M eyhanelerin suyu; a r a p .| b- haram , {OsTf 1. H aram su; y a | s a k su. 2. arap.\\ b- hasret, {OsT} 1. H asret su yu ; 2. m ec. A yrlk g z y a .| b- h tr, {OsT} 1. | An suyu. 2. G zel d.\\ b- hayt, {OsT} 1. H zr ? itii sylen en lm szlk suyu; bengisu. 2. m ec. Yumuak ve tatl su .| b- hayt- lal, {OsT} | 1. D udan dirilten suyu. 2. D udan c a n a can k a tan nitelii.| b- hayt- tesliyet, {OsT} Avuntunun | can lan d rcl ,| b- hayvn, {OsT} -* ab- hayat; | bengisu.|| b- hazn, {OsT} S o n b a h a r suyu; gz yam u ru.| b- faufte, {OsT} 1. Uyuyan su. 2. D ur | gun su. 3. D onmu su ; buz; kar, kra, iy. 4. B il lur; kristal; ca m ; b a rd a k ; ie. 5. K n n da duran kl vb.| b- Hzr, {OsT} H zr'n itii sylen en | lm szlk suyu; bengisu.| b- hrd, {OsT} 1. | Gnein suyu. 2. Gn . 3. Sonsuz ca n llk veren su. | b- huk, {OsT} 1. Kuru su. 2. B illu r; ca m ; | kristal. 3. Cam b a r d a k veya kadeh. 4. ie. | b- | skender, {OsT} 1. sk en d er suyu. 2. Abhayat.\\ b iret, {OsT} 1. ret suyu. 2. arap. | b- kr, | {OsT} 1. in suyu. 2. B a a r ; refah. | b- kebd, | {OsT} 1. M avi su. 2. in D enizi.| b- kevser, | {OsT} C ennet'te b ir su. | b- la l, {OsT) 1. K zl su. | 2. arap. 3. G zya.| b- ltf, {OsT} 1. Ltfn | suyu. 2. L tufkrlk,| b- M eryem , {OsT} 1. M er | yem suyu; M eryem em esi. 2. Hz. M eryem in d o ruluu ve iffeti. 3. ra; a ra p . | b- meygn, | {OsT} i . a ra p ren kli su. 2. arap. 3. G zya)] b muallak, {OsT} i. B olu kta asl duran su. 2. Gkyz. 3. G zellerin enesi.\\ b- musaff, {OsT} Artlm .sw | b- m nakid, {OsT} 1. D on .| mu su ; buz. 2. K l, h a n er vb. 3. ie; cam ; bil lur. | b- mncemid, {OsT} i . D onm u su. 2. B il | lur; cam . 3. H an er; k l.| b- m rde, {OsT} A k | m ayan su ; durgun su.\\ b- miirgn, {OsT} i. K u larn suyu. 2. Suyu, gtrld y e r d e iinden kan s rck kularnn ev r ed e k i ek irg ele ri y ed i i efsan ev i b ir em e)] b- m rvarid, {OsT} i. n ci suyu. 2. Aksu; katarakt. | b- nb, {OsT} 1. S a f su. | 2. a ra p .| b- nlt , {OsT} i. Yararl su. 2. a | rap.]] b- nr, {OsT} i. Atein suyu. 2. K rm z a rap.]] b- nrdan, {OsT} i. E ki n ar suyu. 2. K r mz a ra p . 3. Kan. 4. Gzya. | b- net, {OsT} | i. N ee suyu. 2. Sperm ; meni.]] b- puhte, {OsT} 1. K ayn am su. 2. E t suyu. 3. P e lte .| b- pt, {OsT} | i. B e l suyu; meni. 2. Omurilik.]] b- rengn, {OsT} 1. R en kli su. 2. arap. 3. Gzya. | b- revn, | {OsT} i. A karsu. 2. m ec. H ayat.| b- rez, {OsT} 1. |

dmek, b o a km ak.| b-bz, {OsT} Su ca m b az .| | | b-bern, {OsT} Su k ylarn da g r len oyuklar.\\ b-cm e, {OsT} Su kab. | b -er, {OsT} K ahvalt, jj | b-n, {OsT} l ykay clarn kulland kuru la m a bezi; p e tem a l.| b-dde, {OsT} Su verilm i. | | | b-dn, {OsT} 1. Su kab. 2. S idik to rb a s; m esa n e.,| b -dr, {OsT} 1. Sulu; taze. 2. P arlak. 3. S a | lam bnyeli. 4. Nkteli. 5. H o; z a rif; gzel. 6. Su veren kim se; su cu.| b-dendn, {OsT} 1. akn; | s a f; bn. 2. Yenilm i; m alup.| b-dh, {OsT} G | z ellik ve in celik katan. | b-emdz, {OsT} Su m | h en disi,| b-gne, {OsT} 1. Billur. 2. ie; srahi. | 3. Ayna. 4. E lm as. 5. Sevgilinin kalbi. 6. arap. 7. Gzya. 8. K l; k a m a ; bak.\\ b-gr, {OsT} 1. Su biriken y e r ; havuz. 2. D oku m ac fr a s . | b-gn, | {OsT} 1. Suya benzer. 2. M avi renk. 3. Gkyz. 4. (K l vb. iin) p a rla k . 5. N iasta. | b-gh-kafes, j {OsT} Gkyz. | b-hz, {OsT} Ykselen su d a lg a | s.| b-hrde, {OsT} Su ien.\\ b- bisten, {OsT} | 1. Sperm . 2. B itkileri bytp besley en su veya yamur).\\ b- adalet, {OsT} D oruluun verim li lii.| b- ahtrer, 1. Krm z su. 2. arap. 3. M az | lumun gzya.\\ b- m, {OsT} 1. ile b ilir su.\\ b- tein, {OsT} 1. A teli su. 2. arap. 3. M azlu mun gzya.\\ b- te-m izc, {OsT} 1. A te y a r a dll su. 2. arap.\\ b- tenk, {OsT} 1. A teli su. 2. arap. 3. M azlumun gzya.\\ b- tep re, {OsT} 1. A te p a r a s g ib i su. 2. arap. \ b- \ tenm, {OsT} 1. A tei g steren su. 2. arap. | | b- te-reng, {OsT} 1. A te ren kli su. 2. a ra p .| | b- te-sy, {OsT} 1. A telendiren su. 2. arap. | | b- te-zede, {OsT} 1. Ate vurmu su. 2. arap. | j b- zer-s, {OsT} 1. A te g ib i su. 2. a ra p .| b- | bde-reng, {OsT} 1. a ra p ren gin deki su. 2. Karl g zy a.| b- b rn , {OsT} 1. Yam ur suyu. 2. | Yamur.\\ b- bek, {OsT} 1. Sonsuzluk suyu. 2. -* abhayat.|| b- beste, {OsT} 1. D onm u su ; buz; dolu ; kra. 2. m ec. K rista l; billu r; ie.| b- | bn, {OsT} A a k a r a s ; a a r.}] b- cvid, {OsT} 1. Sonsuzluk suyu. 2. - * abhayat.|| b- cvidn, {OsT} 1. Sonsuzluk suyu. 2. - * abhayat.|| b- cevn, {OsT} 1. G en lik suyu. 2. -* abhayat.|| b- cier, {OsT} 1. C i er suyu. 2. Gzya.\\ b- cierhn, {OsT} 1. C i eri kan ayann dkt su. 2. zntden dk len g zy a .| b- eni, {OsT} | G zya.| b- dehn, {OsT} Az suyu; sa ly a .| b| | dehen, {OsT} A z suyu; salya.\\ b- dendn, {OsT} 1. D i suyu; sa ly a ; tkrk. 2. Tkrlp atlm nesne. 3. D iin g z elli i. \\ b- dde, {OsT} 1. G zya. 2. A la k gnll b a k . \\ b- dde-i cm, {OsT} 1. K a d eh in gzya. 2. m ec. a ra p .| b| engr, {OsT} 1. zm suyu; ra. 2. a ra p .| b- | ergavn, {OsT} 1. E rguvan ren kli su. 2. arap. 3. Mazlumun gzya.\\ b- eyym, {OsT} 1. Gnlerin suyu. 2. Gn . 3. Ay .| b- fsrde, {OsT} | 1. D onmu su ; buz; d olu ; kar. 2. P elte. 3. m ec. K

AB

M I

I T O M .76

A sm a ktnden dam layan su. 2. arap.\\ b- ab5, [Ar. ab (a ;b ) {OsT} is. Ayp; kusur; eksik rezn, {OsTj 1. A sm a ktnden dam layan su. 2. lik. arap. | Sb- r, {OsT} 1. Yz suyu. 2. N am us; e j ab6, -bb [Ar. 'abb _~p] {OsT} is. Ik. re f; haysiyet.\\ b- rflen, (OsT) 1. P a r la k su ; 2. ab a1, [aba] {eT} is. Ay. [DLT] S aba ba, {eT} m ec. Yz suyu; nam us; e r e f; haysiyet; izzetinefis; D a la r d a y etiip b ir tr h y ar g ib i y em len dikenli rz; iffet; ik b a l; itib ar; m evki.| b- ry, {OsTj 1. | b ir ot; y e r m rveri; ed e n e ; ken dirik; ken dir otu, Yz suyu. 2. N am us; e r e f; haysiyet.| b- sebiik, | (C am abis sativa). [DLT] { OsT} 1. H a f i f su. 2. Sindirim i k olay y iy ec e k veya iecek.\\ b- siyh, {OsT} 1. K a ra su. 2. Tufan. 3. aba2, [eT. aba / apa 1/0 {az} is. 1. {az} Abla; byk arap. 4. K a ra su ; g lo k o m .| b- surh, (OsT} 1. | kz karde; {eT} (ayn). [DS] 2. {az} vey anne. K rm z su. 2. arap.\\ ab- akayk, {OsT} 1. a k a [DS] 3. {az} Byk anne; {eAT} (ayn). [DS] 4. y k suyu. 2. arap. 3. Gzya.\\ b- eng, {OsT} 1. {az} Kaynana. [DS] 5. {az} Teyze. [DS] 6. {eT} H avuz suyu. 2. B an y o .| ab- engerf, {OsT} 1. Al | {eAT} Ana. [DLT] 7. {eT} Baba. [DLT] ren k li su. 2. arap. 3. Gzya\\ b- rn, {OsT} aba3, - a i [Ar. lab / aba (stlk) > U ] (a b a :) {OsT} 1 .Tatl su. 2. erb et.| b- r, {OsT} 1. A c su. 2. | is. 1. Ynden dvlerek yaplan cppe, hrka, po Tuzlu jw.II b- r, {OsT} Tuzlu s/.j| b- tarab , tur, akr, kaln ve terlik yapmnda kullanlan {OsT} 1. Sevin, coku suyu. 2. arap. | b- telh, | kaba ve kaln kuma; uha; kepenek; barak; ul; {OsT} 1. A c su. 2. arap. 3. G zya.| b- t, | kee; ayak. 2. Bu kumatan yaplm, yakasz {OsT} K lcn suyu.\\ b- ykt, {OsT} 1. Yakut uzun ve bol st elbisesi. 3. Bu tr kumatan yapl ren k li su. 2. a ra p .| b- yeh, {OsT} I. E riyen bu | m n ak, bol dervi hrkas. 4. sf. Bu kumatan zun suyu. 2. Buzlu s.|| b- zehre, {OsT} 1. Safra. 2. arap. 3. a fa k aydnl\\ b- zer, {OsT} 1. Altn yaplm olan (elbise ve eya) B ata a b a n sark, ten de h il li g m lek ; / B e ld e lhu r al, stnde o suyu; yaldz. 2. S afran suyu. 3. Altn ren kli a ra p . j | som srm a y elek . Mehmet Akif Ersoy 5. mec. b- zerd, {OsT} 1. Sar su. 2. K e d e r gzya.\\ b- Yoksulluk sembol. A ba d a b ir k e b e d e b ir g iy e zindegn, {OsT} D irilik suyu; bengisu. j b- zin| n e / G zel d e b ir irkin d e b ir sev en e. Atasz. S1 deg, {OsT} D irilik suyu; bengisu. | b- zr-i kah, | aba altnda er var, Giyim kuam insann g e r e k {OsT} 1. F a rk n a varlm akszn szan su. 2. Gizli d e e ri iin b ir l olamaz.\\ aba altndan denek y ete n ek ; tannm ayan kabiliyet. 3. kiyzl. 4. D gstermek, 1. st k a p a l o la r a k tehdit etm ek. 2. z en ; d o la p ; entrika. | b- zlal, {OsT} 1. B e r r a k su. | G r n rdeki uysalln a uym ayan gizli p la n la r 2. B illu r; cam . 3. Altn ren kli arap.\\ b-kend, bulunmak.\\ aba atm ak, {az} 1. K en disin i kurtar {OsT} 1. Su g e id i; dere. 2. Havuz.\\ b-kr, {OsT} mak. 2. B irin e y k olm ak. [DS]|| aba gibi atm ak, P is s u y o lu veya ukuru.| b-nk, {OsT} 1. Sulu. 2. | {az} 1. B yk s z s y lem ek ; m b ala a l konu Is la k ; nemli. | b olmak, Erim ek, su hlin e g elm ek ; | mak. 2. P a la v r a a tm a k; yksekten atm ak. 3. iintvbeyi bozm ak. | b -rh , {OsTj Su yolu. | b-rhe, | | nek. 4. (K a r iin) la p a lapa, iri p a r a la r h lin de {OsT} Su yolu.\\ b-rne, {OsT} Su m hendisi.j| byam ak. [DS]|| aba giymek, D ervili e soyun m ak.| | seyr, {OsT} Su g ib i akan. | b-svr, {OsT} 1. Su | aba grei, spor. K e ed en yap lm y e le k giym ek stnde yzen. 2. Su y zeyindeki kabarck.\\ bsu retiyle y a p la n b ir g re tr.| aba kebe, {az} | svrn, {OsT} Su veya a r a p zerin deki kp k Uygunsuz; densiz. [DS]|| abas yank, m ec. k, le r ,| b -r, {OsT} Su arlts; e la le .| b-b, | | sev d a l.| abaya brnm ek, m ec. lm ek.| aba ye | | {OsTj D ere g ib i a a la r a doru a ka n su; akarsu . | | ninden atm ak, {az} nmek. [DS]|| aba yenin b-ins, {OsT} 1. Sudan anlayan. 2. Su y o lu y a p an den yldz gstermek, K an drm aya a lm a k .| a| kim se. 3. G em i klavuzu.| b-tb, {OsT} G zellik; | bay atm ak, Ykmllkten kurtulm ak; y ap m ak p a r la k lk ,| b-tbe, {OsTj 1. Su k ov a s; bahvan | zoru n da olduu ileri d ev retm ek veya brakmak.\\ ibrii. 2. Gne biim in de y a p la n m cevher. | b | abay sermek, T eklifsizce y er le m ek ; p o stu s e r dne, {OsT} Su ve ek m ek.| b kil, {OsT} 1. Su ve | m ek .j| abay yakm ak, A k olm ak, birin e tutulmak. k il; yer. 2. F a n i vcut.\\ b hev, {OsT} 1. Su ve h a v a ; 2. B ir yerin sa lk asn dan tad y a a aba4, [Ar. eb (b a b a ) > ba U ] (a :b a :) {OsT} is. 1. n a b ilir iklim zellikleri.\\ b tb, {OsT} 1. Gzel Babalar. 2. Atalar; erkek atalar. 3. m ec. Bykler; lik ; p a r la k lk ; tazelik. 2. Yol; usul. 3. Austos.\\ bileri gelenler. S b-i ulviye, {OsTj E sk i f e l s e f e ile vend, {OsT} Su k a b ; m ara p a; b a rd a k .| b-verz, | yld z bilim inde, toprak, su, hava, a te g ib i y e r yz {OsT} Suda oynayan ; su da yzen; yzge.\\ b-yr, g leri ile insanlarn talih lerin e hkm ettii sanlan {OsT} 1. Sulayan; sulayc. 2. mec. B ollu k g etiren ; y ld z la ra verilen a d ; p ed e ra n - blend. | ba ve | b ereketlen d iren ,| b-yr, {OsT} 1. Sulayclk. 2. | ecdd, {OsT} A talar; b a b a la r ; dedeler. m ec. Yardm.\\ b-yr-i himmet, {OsT} H im m et a ba5, [Ar. ab L^l] (a -b a :) {OsT} is. 1. Ykler; ay a rd m .]| b-zh, {OsT} 1. Su sznts. 2. Gzya. rlklar. 2. Sorumluluklar. 3. Bir ift sandk veya ab4, [Ar. b > Far. b *_jT] (a ;b ) {OsT} is. Austos ay. denk.

ABA
abab, [Ar. ab'ab (a b -a :b ) {OsT} is. Sz kar bad ehrinde retilen ak sar renkli yar mat, kaim tarih ipek kt tr, abaft, [Far. bft o i U ] (a :b a :ft) {OsT} is. ok sa lam ve sk dokunmu bir tr kaln kuma, abaga, [Mo. abagka / abaka] {eT} is. Babann aa beyi; babann kk kardei; amca. [Nevy] [Mhenn] abahan, [? abalcan / abahan] {az} sf. 1. Tembel; u~ yuuk. 2. akm. 3. Kaba adam. [DS] ab ajur, [Fr. abatre (krm ak) > abat-jour] is. 1. Lamba nn gze dorudan gelmemesi iin zerine ge irilen buzlu cam, kt gibi maddelerden yaplm huni' biimindeki rt. 2. Abajur siperlii bulunan masa veya ke lambas, abajurcu, [abajur-cu] is. Abajur reten, satan kii, ab ak , - [abak] {az} is. ocuk oyunlarnda say; kama; gol. [DS] S abak atm ak, {az} Oyunda g o l a tm a k; say kazan m ak; kam a basm ak. [DS] abak2, [abak] {eAT} is. Put; suret; heykel. abak% [abak] {eAT'} is. Koku kutusu. abak4, [Lat. abacus > Fr. abaque] is. -* abaks, abak, [aba-k] {eT} is. Bostan korkuluu. [DLT] abaks, [Yun. abaks > Lat. abacus] ( a b a kus) is. 1. mim. Eski Yunan mimarisinde Dor slbu stunla rn zerindeki kare eklinde, profili yayvan anak biimli balklar. 2. Birimlere gre stunlara b lnm tablodan ibaret basit parmak hesab yap mada kullanlan say tablosu, abaks, [Yun. abaks / Lat. abacus] is. mat. Drtgen bir ereve iine onarl sralar hlinde dizili say boncuklar. abal, [Ar. bl JM ] (a :b a :l) {OsT} is. Develer. abalak, - [ab (yans.) > ab-a-la-k] {az} sf. 1. Tom bul; iman; etli. 2. is. Meme ocuu. [DS] abalam ak1, [aba-la-mak] {az} g l . f [ - r ] [-l()-y o r] Yeni elbise giydirip kuatmak. [DS] abalam ak2, [ab (yans.) > ab-a-la-mak / apalamak] {az} g s z .f. [ -r ] [-l()-y o r] 1. (ocuk iin) emek lemek; arada srada yrmeye almak; ilk adm larm atmaya balamak. 2. Yerde srnmek; sr nerek yrmek; eilip emekler gibi yrmek. [DS] abalayp gitmek, A p al a p a l yrm ek; p a y ta k p a y ta k yrm ek; to p a lla y a ra k yrm ek. abalam ak", [aba-la-mak] {az} gsz. f. [-r ] [-l()y o r ] Korkmak. [DS] abalanm ak, [aba-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] Bi rinin zerine ullanmak; abanmak. [DS] abal1, [abal] {eT} iinl. Bir eyi azmsama srasnda sylenir. [DLT] abal2, [aba-l] sf. 1. Aba sahibi, aba giyen. 2. m ec. Tasavvufa giren kimse; dervi. 3. Yoksul. 4. (az} Kyl. [DS] 5. Becerikli; yiit. S abal frenk, {az} K urnaz; cin fik irli. [DS]

nndan syler gibi konuan adam, abab, [Ar. ebb > abb (a b a :b ) {OsT} is. Otu ok olan yerler; ayrlar; meralar, ababil, [Ar. ebabil] {az} is. 1. Krlang. 2. Krlan g yavrusu. [DS] ababiyet, [Ar. ab'biyyet (a b -a:b iy et) {OsT} is. Sz kamndan sylermi gibi konuabilme. ab-absrdo, [Lat. ab-absurdo (sa m a y o lu y la a n la tm)] is. man. Olmayana ergi, abac, [aba-c] is. 1. Aba yapm, retim ve satm ii ile uraan kimse. 2. m ec. Bedavac, bakalarnn srtndan geinen; bedavadan yiyip ien; asalak. 3. {az} Yalan syleyen; atc. [DS] S abac kebeci, 1. Olur olm az kim seler. 2. {az} U zak y akn a k r a ba, tam dk ve dostlar. [D S]|| Aba kebeci, ya sen neci? 1. H i ilgisi bulunm ayan kim se. 2. ",Sen b r a k d a ilg ililer konusun; sa n a d a n e olu yor? an lam larn d a k m sem e y o llu uyarm a. aback, - [aba-ck] {az} is. Anne. [DS] abacdk, - [aba-c-lk] is. Aba yapm, retim ve giyecek yapm, satm ii. aba, -c [aba-] {az} sf. (ocuk iin) annesi gibi; annesine eken; annesi ahlaknda. [DS] aba, [aba-] {eTj is. 1. ocuk korkutulan hayal bir varlk; umac. 2. Ar basma; kbus. [DLT] a bad, [Ar. abd > a'bd ^ ' ] (a -b a:t) {OsT} is. K leler. abad1, [Ar. ebed > bd jIjT] (a ;b a :d ) {OsT} is. Son suz gelecek zamanlar. abad2, [Far. bd ibT] (a :b a :d ) {OsT} sf. 1. (Y er iin) bayndr; imar edilmi, mmur; enlikli. 2. is. Yer, ehir, kent. 3. (K elim e so n la rn a getirildiin de) okluk, arlk, doluluk, bolluk bildirir. erefabat, S a d a b a t. S1 abad etmek, Mutlu klm ak, n e elendirm ek, donatm ak, gnendirmek.\\ abad ol mak, Mutlu klnm ak, neelendirilm ek. abadan1, [aba-dan] {az} is. 1. Sofra rts. 2. Bir tr ince battaniye. 3. Geni omuz rts. 4. Kaln kumatan yaplma ilemeli ve cepkene benzer bir tr ceket; aba. [DS] abadan2, [Far. bdn jb tT ] (a :b a :d a :n ) {OsT} sf. 1. Mamur; bayndr. 2. Zengin. abadan3, [Far. habbe (kpk) > aba-dan] {az} zf. (Konuma iin) mesnetsiz; dayanaksz; aslsz. [DS] abadan4, [hop / ab (yans.) > ab-adan] {az} zf. Ans zn; habersiz; birdenbire. [DS] abadani, [Far. bdn ^yblT] ( a :b a :d a :n i:) {OsT} is. Bayndrlklar; mamurluklar; enlikler, abadi, [Far. bd pljT] (a :b a :d i:) {OsT} is. 1. Bayn drlk; mamurluk; enlik. 2. Hindistann Devleta-

ABA ab am 1, [aba-m] {eT} zf. 1. imdi. [Gabait] 2. Eer; ayet. [EUTS] fi3 abam birk, E e r; a y et; b ir d e f a . [EUTS] abam 2, [Far. bm jU (a ;b a :m ) {OsT} is. 1. Kule. 2. T] Gvercin kulesi. 3. Burlarla ilgili bir iaret, abam ak, [aba-mak] gl. f . [ - r ] [-b ()-y o r] 1. (irkin ve kusurlu bir kz iin) birini kandrarak o kz ile evlendirmek. 2. Kusurlu bir mal, maln kusurunu gizleyerek ya da baka yollarla kandrmak suretiyle birine satmak. 3. Bir eyi birine zorla yaptrmak. 4. Bir suu, ilgisi olmayan birine yklemek, iftira et mek. 5. Birini iten, almaktan alkoymak. 6. Gi yilecek bir nesneyi omzuna atmak, abamu, [? abamu] {eT} sf. Daimi; ebed; lmez; meng; beng; sonsuz. [EUTS] abamulug, [abamu-lu] {eT} sf. Daimi olan; ebed; beng; lmez. [EUTS] aban, [Far. bn OU] (a :b a :n ) {OsT} is. 1. ran tak viminde Gne ylnn sekizinci ayna verilen ad. 2. ran mitolojisinde bu ayda olacaklara hkmeden melein ad. fi1 bn-gh, {OsT} Gne ylnn onuncu gn. 2. Ira n m itolojisin de bu onuncu gn le g rev li m elek. ab an a1 [Far. b-ne] is. 1. Suyu bol memleket. 2. , Ana su. abana2, [Yun. a-pona] {az} sf. Bedava. [DS] abandrm a, [aba-n-dr-ma] is. Abandrmak ii. abandrm ak, [aba-n-dr-mak] gl. f . [-r ] 1. Birinin abanma iini yapmasn salamak. 2. {az} Deveyi yere kertmek; htrmak; diz ktrmek. [DS] abandone, [Fr. abandone] is. spor. Boksta taraflar dan birinin dviiemeyecek duruma gelip ma terk etmesi. abang, [abang] (aban ) {eT} e. art edat; ayet; eer. [DLT] [EUTS] abanges, [Yun. apangios] {az} sf. Beceriksiz; akl sz; akl kt. [DS] abani, [Ar. bm (a b a :n i:) (OsT} is. 1. Krem rengi pamuklu dokuma zerine turuncu ipekle kas nakta ilenmi kuma. 2. sf. Bu tr kumatan ya plm elbise, sark, boha, yorgan yz ve kundak, abanlam ak, [aban-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()y o r ] 1. Yrrken admlarn uzun atmak; geni admlarla yrmek; arnlamak. 2. Bir engelden ve ya arktan atlayarak gemek; uzun atlamak. 3. Emeklemek; emekleyerek yrmek. [DS] abanm a, [aban-ma] is. Abanmak fiili ve durumu; ardlma. abanm ak, [eT. abm-mak > aban-mak] dnl. f. [-r] 1. B ir eyin zerine kapanmak, gvdesinin byk bir blm ile zerini kaplamak; ullanmak; da yanmak; istinat etmek; yaslanmak; yastanmak; yu mulmak. 2. B ir nesnenin zerinden eilip uzanarak sarkmak; eilmek. 3. Birinin veya bir eyin zerine

I M I IC E S M .7 8
arlnn byk blmn verecek ekilde yas lanmak. 4. {az} Birinin srtndan geinmek; asalak yaamak; geimini bakasna yklemek. [DS] 5. {az} Yz st dmek. [DS] 6. Yz st yere uza np yatmak. abannam ak, [aban-la-mak / abannamak] {az} gsz. f [->'] [-n()-yor) 1. Abanlamak. 2. Komak. 3. Bo yere bir i yapmakszn gidip gelmek. 4. Emekle mek. 5. Geni admlarla bir yeri lmek; admla mak. 6. Bir ie hzla girimek; ie koyulmak. [DS] abanoz, [Yun. ebenos / Ar. abns] (a b a n o z ) is. bot. 1. Hindistanda yetien sert, siyah ve ar keresteli bir aa (D iospyros ebenum ). 2. Uzun sre su iin de braklmak suretiyle siyahlamas salanan aa. 3. argo. Genelev (stanbul'un A ban oz sem tinden) 4. sf. (Abanoz gibi) sert ve siyah olan. 5. sf. Aba nozdan yaplm olan. S abanoz kesilmek, 1. Aban oz g ib i sertlem ek. 2. K irden veya gneten aba n o z g ib i kararmak.\\ abanoz yrekli, A cm asz kii. abanozgiller, [abanoz-gil-ler] is. bot. Scak lkelerde yetien 350 kadar tr bulunan kerestesi sert ve siyah aaklar familyas, (D io sp y ra cea e). abanozlam a, [abanoz-la--ma] is. Abanozlamak ii. abanozlam ak, [abanoz-la--mak] dnl. f . [-r ] 1. (Kereste iin) uzun sre suda brakldnda sert lemek ve siyahlamak. 2. Gnete yanmak; plaj larda gnelenme yznden deri kalnlamak ve esmerlemek; bronzlamak. abansz1, [aban-sz] sf. Davranlar kaba, zensiz olan. abansz2, [ap+a/n-sz > aban-sz] {az} zf. Anszn; birdenbire; apansz. [DS] abanlanm ak, [Ar. ahbb + T. -la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] Tanmak; arkadalk, dostluk kur mak. [DS] abapu, [Ar. aba + Far. p (a b a .p u .) {OsT} sf. 1. Aba giyen; dervi. 2. Yoksul. 3. Keyif ehli; rint. a b a r1 [Ar. bir > br jU ] (a :b a :r ) {OsT} is. Su ku , yular. ab ar2, [Far. br jU ] (a :b a :r ) {OsT} is. Hesap defte ri. 0 b r-gr, {OsT} H esa p defterin i tutan; m uha s e b e c i; saym an. a b a ra 1 [Ar. abre] {az} is. 1. Buday ambar. 2. , Hayvan yemlii. 3. Geni delikli kalbur. 4. Bu dayla kark saman. [DS] ab ara2, [Ar. (Suriye) abbra] {az} is. 1. Su deir menlerinde, suyun basncn artrmak amacyla ya plm huni eklindeki byk aa oluk. 2. Tarlada suyu aktmaya yarayan st ak aa oluk; kanal. 3. ift srerken sabann toprakta at arklar; izi.

1 M K 5 S M .7 9

ABA

4. Ahap ky evlerinin tavanlarnda iki direk aras boluk. [DS] abark, [abar-k] (a b a n :k ) {az} is. Tela ve heyecan bildirir. [DS] ab arm ak 1, [ab (yans.) > abar-mak] gsz. f . [ -r ] 1. Kabarmak. 2. iirilmek; abartlmak. 3. {az} Ken dine gvenmek. [DS] ab arm ak 2, [eT. apar-mak > abar-mak] {az} g l . f [r] 1. Almak; alp gtrmek. 2. Alvermek. [DS] abart, [ab (yans.) > abar-t-] is. 1. Bir eyi olduun dan byk ve ar gsterme. 2. ed. Arlk sanat; mbalaa. 3. nl. {az} Korkutma barts. [DS] S abarty basm ak, {az} K arsn d akin i korku tm ak iin ba rm ak. [DS] abartc, [ab (yans.) > abar-t--c] is. ve sf. Olaylar abartarak anlatmay alkanlk edinmi kii; palav rac. abartclk, - [ab (yans.) > abar-t--c-lk] is. Bir eyi veya olay olduundan daha byk veya ar gsterme huyu; mbalaaclk, abartl, [ab (yans.) > abar-t--l] sf. 1. Bytmede lszce davranlm; ok ar bytlm; m balaal. 2. Allmn dma taan, yadrganacak lde. S1 abartl rol, tiy. Oyun esn a sn d a j e s t ve m im iklere, s e s e a r r o l y k lem e; m etne a r e k lem elerd e bulunma. abartlm a, [ab (yans.) > abar-t-l-ma] is. Abartma iine urama. abartlm ak, [ab (yans.) > abar-t-l-mak] edil. f . [-r ] Birisi veya bir olay hakknda abartmada bulunul mak; abartmak ii yaplmak; mbalaa edilmek. K onu m ed y a d a a b a rtld . ab artm a, [ab (yans.) > abar-t-ma] is. 1. Ar nem vermeden dolay olduundan byk veya stn gsterme; mbalaa. 2. ed. Anlatm daha etkili ve gzel klmak iin bir olay, bir dnceyi veya ger ei ar bytme veya kltme eklinde yaplan edeb sanat; mbalaa sanat. 3. Bir metni okurken dinleyicilerin ilgisini ekebilmek iin sesi ykselt me, alaltma yannda baz ses ve heceleri uzatma gibi ses oyunlarna bavurmak. 4. Yazarken oku yucunun ilgisini ekmek iin kelimelerle ar ss leme yapmak sanat; tumturak, ab artm a sanat lar, 1. o k sk kullanlm a k la yatkn a b a rtm a la r (T ebli ); 2. o k se y rek kullanlm a k la yatkn ab a rtm a la r ( rak); 3. A kla yatkn olm ayan ve h i bir kim se tarafn dan kullanlm am a b a rtm a la r (Gulv). abartm ac, [ab (yans.) > abar-t-ma-c] is. Bir olay olduundan daha byk ve ar gstermeyi huy edinmi kii; abartc; mbalaac, abartm aclk, - [ab (yans.) > abar-t-ma-c-lk] is. Bir olay olduundan daha byk ve ar gsterme tutumu; abartclk; mbalaaclk. ab artm ak 1, [ab (yawj.j>obar-t-mak / abar-t-mak ?

g l.f. [-r ] 1. Bir eye olduundan ok nem vermek; ar bytmek; byksemek; b ytmek; dallandrmak; izam etmek; mbalaa et mek; iirmek. 2. Bir olay aktarrken ar davran mak; ly karmak. {eAT} (ayn) 3. Allmn dnda gerekletirmek. 4. {az} Yalan sylemek. [DS] 5. {az} Ar vmek; pohpohlamak. [DS] ab artm ak 2, [apar-t-mak / abartmak] gl. f . [- r ] 1. Armak; almak. 2. Takas yapmak; deitirmek, abartm al, [abar-t-ma-l] sf. ve zf. Abartlm olarak; abartl; ilaveli; mbalaal, abartm asz, [abar-t-ma-sz] sf. ve zf. 1. Ar ve lsz bir durumu bulunmayan; gerekte olduu gibi. M akalelerd e, ileri srlen g r le r a b a r t m asz e le a ln m a ld r. 2. nanlmas mmkn ol masa bile gerekte olduu gibi; mbalaasz; hilaf sz. U lu da d a k i k a r abartm asz iki m etre v a rd . abas, [aba sub > aba-s] {eT} is. Eski Trk inancnda kt ruhlara verilen ad. aba, [aba- / aba] {az} nl. Sevgi ifadesi ile sy lenen kz karde sz. [DS] abao, [t. abasso (aa )] (a b a 'o ) sf. dnz. Gemi yelkenleri iin "Aa indir! komutu, abat, [Far. ibt > bt JU] (a :b a :t) {OsT} is. Koltuk altlar. abay, [Ar. kaba / aba (stlk) > abay] (a ba :y i) {OsT} is. Kei klndan yaplan bir dokuma ve giye cek. ab aytaran , [Ar. abaysarn jlJ ^ ] {OsT} is. Kekik gibi gzel kokulu bir ot; biberiye; mercankk, abayt, [? abayt] {az} sf. 1. irkin. 2. Kt huylu. [DS] abaz, [? abaz] {az} sf. 1. Fesat. 2. ddiac; inat. 3. Dangalak. 4. iman; etli; grbz. 5. is. Ay yav rusu. [DS] S abaz abaz olmak, R en gi so lm a k ; benzi um ak; kan sz h le gelm ek. | abaz abaz ye | mek, Azn d old u ra d o ld u ra y em ek ; obu r g ibi yutm ak. | abaz abaz yrmek, Byk a d m la r a ta | r a k yrm ek; sa lla p a ti yrm ek. Abaza, [abhaz] is. 1. Bir Kafkas kavmi. 2. Bu ka vimden olan kimse; Abhaz. A bazaca, [Abaza-ca] is. Abazalarm konutuu dil. 56 eit sesleri vardr. Tamlama ve cmle yaps bakmndan Trkeye benzer, abazan, [ing. habe (yiyecek) > abazan ?] is. argo. 1. Uzun sre cinsel ilikide bulunmad iin id detli bir arzu iinde bulunan erkek. 2. A ve yoksul kimse. S abazan kalmak, Uzun s re cin sel iliki d e bulunam am o lm a k .| abazan olmak, K a d n a | kar istekli olm ak. abazanlk, - [abaz-an-lk] is. Uzun sre cinsel ili kide bulunamama hli, abazmak, [abaz--mak] {az} gsz. f. [ - r ] 1. (Aa

ABA

O T M I f C tS M .B o
ri dervileri. 3. {az} Dnlerde davul zuma al mak suretiyle insanlar elendiren kimse; abdal davulcular. [DS] 4. Perian klkl kimse. 5. {az} Dilenci. [DS] 6. (15. yy.dan sonra) dervilerin kl na brnerek dolaan akl hastas; deli; meczup; mecnun; divane; tilbe; ahmak; bn. {az} (ayn) [DS] 7. Temiz yrekli, hile bilmez; safderun. 8. {az} ingene. [DS] 9. {az} Serseri. [DS] 10. {az} Snneti. [DS] 11. {az} Avare. [DS] 12. {az} Tembel. [DS] 13. {az} Beceriksiz. [DS] 14. {az} tibarsz. [DS] 15. {az} Tamahkr. [DS] 0 Abdala malum olur, B ir iin o la ca n baz k i iler n c e den sezince, onun d oru bildiin i y a n a k a ile ifa d e etm ek. (T rke a p ta l k elim esi ile kartrlarak)\\ Abdal ata binmi, bey oldum sanm, L a y k o l m ad b ir m ak am a g e e n kim senin kendini o ra y a layk g rm esi.| Abdal dili, A n a d o lu d a A bdal, | G ey g el ve C a rc a r a d verilen Yrklerin ken di a r a larn d a konutuklar g izli dil. | Abdaln karn do | yunca gz pabularnda olur, K en d i karm dnen kim selerin dostluu a n ca k ii bitinceye k a d a r srer.\\ abdal otu, {az} A fyon; esrar. [DS] abdalan, [Ar. abdl > abdln j^JoT] (a b d a :la :n ) {OsT} is. Abdallar, abdallanm ak, [abdal-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] Dilenmek. [DS] abdan, [Far. b-dn OI-bT] (a :b d a :n ) {OsT} is. Su ka b. abdar, [Far. b-dr (su tutan) _>JuT (a :b d a :r ) {OsT} ] sf. 1. (Meyve iin) taze ve sulu. 2. Suyu bol; sulak. 3. (Mcevher iin) renkli ve parltl. 4. m ec. (Sz ve iir iin) gzel nkteli, ince ve zarif anlaml. 5. (Kl, kama vb. iin) keskin, parlak ve zal, abdendan, [Far. b-dendn {OsT} is. akn; saf; bn. abdeslik, -i [abdest > abdes-lik] {az} is. 1. Evlerde el yz vb. ykanan yer. 2. Banyo. [DS] abdest, [Far. b (su) + dest (el) o-.jbT] {OsT} is. 1. El suyu. 2. slamiyette ibadetten nce Kuranda emredildii gibi dirseklere kadar elleri, yz ve ayak lar ykamak, ba ve kulaklar meshetmekten ibaret olan temizlik. 3. rtm ece. Dk; idrar. S1 abdest alm ak, b a d e t n cesin d e fa r z ve s nn etlerine riayet e d e r e k tem izlenm ek. A bdest aldlar, nam az k ld lar, tek b ir ektiler, h ela lletiler. m er Seyfettin.| | abdest bozmak, K k veya byik tuvalet ihtiya cn giderm ek.]] abdesti bozulmak, A bdestin a rt larn dan birin i kaybetm i olm ak, yen iden a b d est a lm a g e r e i olm ak]] abdesti gelmek, Tuvalete gitm e ihtiyac duymak.]] abdestinde namaznda, b a d eti ile m egu l d in d ar (kii).| abdestinden | phe olm amak, K en disin e gveni tam olm ak}] abdestsiz yere basm am ak, D in em ir ve y a s a k la r a (a :bd en d a :n )

iin) kabarmak; imek. 2. (Yara iin) imek. [DS] abazrm ak, [aba-z-r-mak] gsz. f . [-r ] {az} 1. Uzun sre yorucu ilerde almaktan dolay yorgun, hlsiz dmek. 2. i boalmak; ii rmek; kof lamak. [DS] abba, [Aramca. abba (b a b a )] is. 1. Dou kilisesinde piskoposlara verilen ad. 2. {az} Dede; byk ba ba. [DS] 3. Yabanc byk kadn veya kz. abbak, - [ap+a/k / abbak # 1] {az} sf. 1. Bembe yaz. {eAT} (ayn) 2. Beyaz tenli; sarn. 3. Kel; sa sz. [DS] abbas, [Ar. abbs ^ L ^] (a b b a :s ) {OsT} is. Aslan. Abbasi, [Abbs (Hz. M u h am m ed in am cas) > Ab bas (a b b a :s i:) sf. 1. Hz. Muhammedin am cas Abbasm soyundan gelen halife ailesi ile ilgili. 2. slam tarihinde Emevilerin yerini alan halifeler hanedan. 3. is. Bir mecidiye deerindeki eski bir ran paras. abbaz, [Far. b (su) + bz (oynayan) jU <_>!] (a :b b a :z ) {OsT} is. Su cambaz, abbi, [Ar. habbe] {az} is. Dar. [DS] S abbisi ba na, D ars bana. abca, [ab-ca / abu-ca] {az} is. Amca. [DS] abcal, [ap / ap > ap-al > abcal ?] {az} sf. Bir sakatl olmad hlde topal gibi yryen. [DS] S abcal abcal yrm ek, {az} k i y a n a o k a e ile r e k y r m ek; rd ek g ib i yrm ek. [DS] abcalak, - [abcal-a-k] {az} sf. -* abcal. [DS] abcalam ak, [abcal-a-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()y o r ] Bacaklarn ayrarak yrmek. [DS] abcallam ak, [abcal-la-malc] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] 1. Sk ve telal admlarla yrmek. 2. Boca lamak; armak. 3. Byk admlarla yrmek. [DS] ab, [ab (av) > ab- / aw-] {eT} is. Av hayvanlar n bir yere doru sren; avc. [ETY] [KPy.] abd, [Ar. abd -u*-] {OsT} is. 1. Allaha gre insan. 2. Kle; bende. 0 abd-i sim, Sulu kul. | abd-i dl, | K astsz o la r a k yolunu k ay b ed en ve sahibin in evini bu lam ayan kle. | abd-i m ahcur, N ikh, alm s a | tm, bor, rehin g ib i bir takm k iisel tasarru flar yapm aktan y a sa k l kle. | abd-i m asur, D m ana | e s ir den kle. | abd-i mezun, M utlak y a d a b e d e l | k arl n d a azat ed ileb ilm esi iin ticaret y a p m a s na izin verilen k le .| abd-i miiter, P a r a ile satn | alnm kle. abdal, [Ar. bedel / bedii (tank) > abdl Jl-M] (abd a :l) {OsT} is. tasvf. 1. Nefsini terbiye etmek zere dnya ilerinden uzaklaarak Allaha ibadet ve zik re ynelmi kimse; abit; zahit; veli; sofu; dervi. {eAT} (ayn) 2. B ir eye akl yormaz, kalender yaa yl gezgin derviler; Kalenderiye grubunun serse

0H R M .81
uym akta titiz davranmak.\\ abdest tazelemek, A b desti bozu lm ad h ld e tek ra r a b d es t alm ak. M escit odasn n nn deki ta y a la kta , iki bklm, abdestin i tazeliyordu. m er Seyfettin.| abdest | vermek, B irin i kusurlu davran veya dikkatsizlii yznden azarlam ak, uyarm ak, dikkatini ekmek', a b d est aldrm ak. {eATj (ayn) | abdest virmek, | {eAT} iy ic e d a rlm a k ; halam ak. abdesta, [Far. bdest-n OU-JuT] (a :b d esta :n ) {OsT} is. Su ibrii. abdestbozan, [abdest+boz-an] is. Tenya, kl kurdu. 0 abdestbozan otu, bot. G lgillerden g zel k ok u lu kan krm zs i e k le r a a n b ir ot, (Poterium spinosm). abdestdan, [Far. bdest-dn {OsT} is. Su ibrii, abdesthane, [Far. bdest-hne .U^juT] (a b d esth a:ne) {OsT} is. 1. Abdest almak iin zel olarak ya plm yer. 2. Doal boaltm ihtiyalarnn gideril dii yer; ayakyolu; hela; kenef; memiane; mema; tuvalet; yznumara; W C; 00. abdestli, [abdest-li] sf. (Kii iin) abdest alm ve ab desti bozulmam olan, abdestlik, -i [abdest-lik] is. 1. Abdest almak iin zel olarak yaplm yer. 2. Eskiden abdest almak iin giyilen kollar kolayca svanabilen geni ve hafif elbise. 3. {az} Eski din adamlarnn en ste giydikleri n ak boy elbisesi. [DS] abdestsiz, [abdest-siz] sf. 1. (Kii iin) abdesti bo zulmu olan, ibadet edebilmek iin abdest almak zorunda olan. 2. m ec. Gnaha girmi olan. 3. {az} Korkmaz, ekinmez; senli benli; saygsz. [DS] abdi, [Ar. abd (kle, kul) > abd _S-^] (a b d i:) {OsT} sf. 1. Kleye ait. 2. Hizmetkra ait. abdiciz, [Ar. > Far. abd ciz (a bd ia:ciz ) {OsT} sf. Aciz kul; (A lak g n ll l k ifa d e etm ek zere sylenir.) abdiyet, [Ar. abd > abdiyyet] {OsT} is. Tanrya kul luk etme; ibadet etme; kulluk, abdlbatn, [Ar. abdHil-batn bur. abdlleziz, [Ar. habbl-lezz 1.JUJI ] {OsT} is. 1. Akdeniz evresi ile Afrikann kumluk alanlarnda yetien, eskiden papirs yaplan ok yllk bir ot, (Cyperus esculentus). 2. Bu bitkinin yenebilen, tatl ve bol niastal kk yer alt yumrular; yer bade mi. abdsselam, [Ar. yabruhu-anem j-jjh.] {OsT} is. bot. Kk kk bir adama benzer bitki; adamo tu, (M an drogora offcin aru m ). abe, [a (yans.) + be (yans.)] {az} ( a be) nl. Hey anlamnda kullanlan bir seslenme ve dikkati ek me sz. [DS] -ut] {OsT} sf. O(a :b d estd a :n )

ABE

abece1 [A-Be-Ce] is. Alfabe; elifba. (A lfabem izdeki , ilk harfin okunuu a ln a ra k y aplm y en i k eli m e.) abece2, [Ar. abece {OsT} is. Ahmak kimse, abecesel, [a-be-ce-sel] sf. 1. Alfabe ile ilgili. 2. Alfa betik. 3. Alfabedeki harf srasyla, abeci, [? abe-ci] sf. argo. 1. Aptal. 2. {az} Palavrac. [DS] abede, [Ar. bid > abede J-^] {OsT} is. badet edenler; tapanlar. S abede-i esnam , P uta tapan lar. | | abede-i evsn, P uta tapanlar. abefan, [Far. b-efn ulisl <_jT] (a :b e fa :n ) {OsT} sf. 1. Su saan. 2. {OsT} eyen. S abefm etmek, {OsT} em ek. abeft, [Far. beft cui] (a :b eft) {OsT} is. ok salam ve sk dokunmu bir tr kaln kuma, abek, [Far. bek (a :b e k ) {OsT} is. 1. Sulu eyler; ii su dolu nesneler. 2. Cva. 3. Sivilce; ban; ka barck. a bel, [Ar. a'bel J ^ l] (a-bel) {OsT} sf. 1. (Ta iin) ok sert. 2. is. Talk da. abendam, [Far. bendm ^_jT (a:ben d m ) {OsT} ] is. Gzel ve yakkl boy bos; dzgn endam, aberasyon, [Lat. aberare > Fr. aberration] is. fz . 1. Sapma; inhiraf. 2. mec. Saptma. 3. g k b. Yer y zndeki bir gzlemcinin n hzna gre gz ard edilemeyecek bir hzla yer deitirmesi sonucu meydana gelen optik kayma; sapn. aberat, [Ar. abre > abert o ljs-] (a b er a :t) {OsT} is. Gzyalar. abes, [Ar. abes t^p] {OsT} sf. 1. Akla ve saduyuya aykr olan; mantk d; sama. 2. Gereksiz, bo yere; lzumsuz; malayani. 3. Yersiz; mnasebetsiz. 4. Kark; dzensiz. S1 abese irca, mant. O lm aya na er g i metodu.\\ abes-g, B o s z sy ley en ; sa m a sa p a n kon uan.| abes kam ak, Uygun dm eyen, | yersiz ve g erek siz szler, davranlar. | abesle iti | gal etmek, G ereksiz ve bo e y le rle zam an h a r c a ma} 1 | abesle uram ak, G ereksiz ve b o ey lerle .1 zam an h a rca m a k, {eAT} y e l kov m ak; y e l kom ak. abese, [Ar. abese {OsT} is. Yzn ek itti an lamnda Abese Suresinin ilk kelimesi. S Abese Suresi, K u r an- K erim in seksen in ci suresinin ad. abesen, [Ar. abe-en 1 ^ ] (a b e sen ) {OsT} zf. Bou na; lzumsuz yere, abesi, [ebe-s-i / abesi] {az} is. Bir iin ustas. [DS] abesiyat, [Ar. abeiyyt o l i ^ ] (a b esiy a :t) {OsT} is. 1. Bo ve gereksiz eyler. 2. Akla ve manta aykr eyler. abeslik, -i [abes-lik] is. 1. Abes olma durumu. 2. Akla, manta aykr olma durumu.

ABE
abe1, [? abe] {az} sf. 1. Dnek; hileci. 2. irkin; kt. 3. Gln. 4. Sama sapan. 5. Sz dinlemez; aksi. 6. (Hayvan iin) insana yakn olmayan; yaba ni. [DS] abe2, [Ar. abra => abe ?] {az/ is. 1. Kula rengin de at. 2. Ak pembe renk. 3. Aln aktmal hayvan. 4. Derisi alacal hayvan veya insan. [DS] abeivermek, [aba-mak > aba--mak > aba-+vermek] {azj gsz. f. [-r] Sarmamak; kucaklamak. [DS] abet, [Rus. obat] {az} is. le yemei. [DS] abgh, [Far. b-gh ot&T] (a:bg:h) {OsT} is. 1. Su biriken yer; havuz. 2. anat. Kamn st blm, ka burgalarn hemen alt ksm, abgine, [Far. b-gne a-^T] (a:bgi:ne) {OsT} is. 1. Cam; kristal; billur. 2 . Kadeh; srahi; ie. 3. A y na. 4. Elmas. 5. Kl; haner; bak. 6. mec. arap; n gzya; n kalbi. abgn, [Far. b-gn OjSj] (a:bg:n) {OsT} sf. 1. Su rengi. 2. Mavi; gk mavisi, abhane, [Far. b-hne US-T] {OsT} is. 1. Tuvalet; abdesthane. 2. Lam ukur, abher, [Ar. abher j^s-\ {OsT} is. bot. Nergis, abher, [Ar. abher cS _^ ] (abheri:) {OsT} sf. Nergis kokulu. abherin, [Ar. abher > Far. abhern y . j ^ ] {OsT} sf. Nergise benzer; nergis renginde olan, abhord, [Far. b-hrd

O I M I I I C ME S . 3 2 o
abm ak, [ab-mak] gl. f. [-r] ocuu arkasna al mak; srtna bindirmek, abdk, [? abd-k] {az} sf. Beceriksiz; elinden i gelmeyen. [DS] abdmak, [ab-t-mak / abd-mak] {eT} gl. f. [-ur] Saklamak; gizlemek. [DLT] abhayat, [Far. b- + Ar. hayt U i_jT] (a:bha~

ya:t) {OsT} is. 1. Hayat suyu; dirilik suyu; bengi su; meng suyu; {eAT} (ayn). 2. enleri lmszle
kavuturaca sylenen efsanevi su; bengi su. 3. tasvf. mec. Sonsuz hayat kazandran lah ak; ilm-i ledn. 4. sf. mec. (Sz iin) ince; gzel; ho. 5. sf. mec. (ecek iin) ferahlk verici; dinlendirici zel lii olan; serinletici, canlandrc ve tatl. S abha yat emesi, {eAT} lmszlk suyu akan eme. | | abhayat imi, (Kii iin) ok yal olmasna ramen din ve gen grnen.\\ abhayat gibi,

(ecek iin) iene fera h lk ve canllk veren.


abk1, - [eT. ab-mak > ab-k] {az} sf. 1. Bozuk. 2. (Hayvan iin) erbezleri kamnn iinde olan. [DS] 0 abk sabk, {az} Sam a sapan; gelii gzel; ileri geri; bo sz; abuk sabuk. [DS] abk2, - [Ar. bk JjT] (a:bk) {OsT} is. 1. Bir sebep olmakszn efendisinin yanndan kaan kle. 2. C va. abkevser, [Far. b Ar. kevsero T] (a;bkevser)

{OsT} is. isi. Cennette bulunduuna inanlan, Kev


ser rmann suyu, abla, [abla > abla] {az} is. 1. Abla. 2. Kar; zevce. 3. Grmce. 4. vey kz karde. 5. Umac. [DS] ablabut, [abulabut / ablabut] {az} sf. 1. irkin; gsterisiz. 2. ri; iman. 3. ki tarafna sallanarak yryen. 4. Kaba ve anlaysz. 5. Geveze; enesi dk. [DS] abldanm ak, [ab-l-da-n-mak] {az} dnl. f. [-r] (ocuk iin) emeklemeye hazrlanmak. [DS] abm ak, [ab--mak] {eT} gl. f. [-r] rtmek; gizle mek. [DLT] abn, [ab-m] {eT} sf. Tane; adet. [EUTS] abm , [ab-m / av-n] {eT} is. 1. Teselli; avun; avunma; sevin. [Gabain] [EUTS] [ETY] 2. Rahat; sknet; rahatlk; refah. [EUTS]. [ETY] abnu, [ab-m-mak (avunmak) > abm- / ab-m] {eT} is. 1. Avunma; teselli; sevin. [EUTS] 2. Cari ye. [ETY] abneat, [Far. b- + Ar. net iL _T] (a:bnea:t)

(a:bho:rd) {OsT} is. 1.

Sulak yer. 2. Su ien kimse. 3. Su iecek kap. 4. mec. Ksmet. abhorde, [Far. b-hrde Su imi; su ien, abhun, [Far. b-hn o^-T] (a:bhu:n) {OsT} is. 1. Ada. 2. Sel suyunun oyduu yer; ukur. 3. Orman iindeki bataklk. 4. eme; su yolu, abhurd, [Far. b-hrd

(a:bho:rde) {OsT} sf.

y^~\] (a:bhu:rd) {OsT} is. 1.

Sulak yer. 2. me suyu bulunan yer. 3. Su ien kimse. 4. Su iecek kap. 5. mec. Ksmet, abhurde, [Far. b-hrde oJj^S-T] (a:bhu:rde) {OsT} sf. Su imi; su ien, abhust, [Far. b-hst c~_j3-T] (a:bhu:st) {OsT} is. 1. Ada. 2. Sel suyunun oyduu yer; ukur. 3. Orman iindeki bataklk. 4. eme; su yolu, abca, [aba (baba) > abca 4^1] {eAT} is. Amca. ab, [ap- / ab-] {az} is. ki bacak aras; ap. [DS] S ab kurm ak, Bada kurup oturmak. abka, [aba /apa (baba) > aba- (baback) > abka] {eT} is. Yal insan. [KPy.]

is. Sevin suyu; arap,


abneet, [Far. b- + Ar. neet l _ > ] (a:bme-et) _T

{az} is. Meni; er suyu; dl; sperma. [DS] abnk, [ab-m-mak (avunmak) > ab-m-k] {eT} sf. Dlek; sakin; mutlu; huzurlu. [EUTS]
abnm ak1, [ab-m-mak] {eT} dnl. f. [-ur] Avunmak. [ETY]

83
abidane, [Ar. abid + Far. ane

AB
(a :b id a ;n e)

abnmak2, [aba-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] De yazmak; yrrken aya kaymak. [DS] ab r1, [? abir / abr] is. Kk ocuklarn piiklerini nlemek iin kask ve koltuk altlarna srlen nane, mersin, kekik, gl ve cennet sprgesi yapraklar nn dvlmesinden elde edilen toz. abr2, [Far. b- r j j o Tl {OsT} is. 1. Yz suyu. 2. Utanma; hicap. 3. Haysiyet; namus, abrcn, [? abr-cm] {az} sf. 1. Memnun. 2. Sersem; seme. 3. zf. te abukluk, gayret bildirir. [DS] 0 abrcn olmak, {az} 1. U sanm ak; bkm ak. 2. Mi s a fir e fa z l a ikram d a bulunm aya a lm a k; ikram iin a b a la m a k . [DS] abrevan, [Far. b- revn j l j j o ] {OsT} is. Akarsu. abru, [Far. b- r / b- ry lSjj oT / j j >_jT (a :] bru :) {OsT} is. 1. Yz suyu. 2. m ec. Gurur; onur; eref; haysiyet. S brfi dkmek, {OsT} Yalvarp y a k a rm a k ; yz suyu dkm ek. ab, [ap / ab] {az} is. 1. Ap; iki bacak aras. 2. Bacan diz kapandan yukars. 3. Adm. [DS] abka, [aba / apa (b a b a ) > aba- (b a b a ck ) > abka] {eAT} sf. Yal; ihtiyar,

{OsT} zf. badet edenlere yakr biimde, fi1 abida ne yaam ak, D nyadan elini ete in i e k e r e k k en dini yaln z ib a d ete vermek. abidat1, [Ar. bide > bidt oJuT (dorusu evbid) Juljl] ( a b id a .t ) {OsT} is. Abideler; antlar. S bidt- atka, {OsT} E ski antlar. abidat2, [Ar. bide > bidt ol-L.lt] (a :b id a :t) {OsT} is. badet eden kadnlar; inanm kadnlar, a bide, [Ar. abd > abide oJupI] (a-bide) {OsT} is. Kleler. abide1, [Ar. bid > bide (diil) oJuU] (a :b id e)

{OsT} is. badet eden kadn; dindar kadn.


abide2, [Ar. ebed > bide .ijT] (a :b id e ) {OsT} is. 1. Bir olay veya tannm rnek bir kiiyi gelecek nesillere tantmak, hatrlatmak iin yaplm eser; ant. O rhun a b id e le r i bin yz y l n cesin den biz g e n le r e h a y krm ak ta d r. 2. Bir zelliin a rl dolaysyla rneklik edecek kimse veya nes ne. D oru lu k abidesi, kfr a b id e s i. 3. Herhangi

bir deeri dolaysyla gelecek alara kalacak eser. abmak, [ap--mak / ab--mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. Apmak. 2. Afallamak; armak; susmak. 3. 4. m ec. Bykl ve deeri mukayese kabul edil meyen ey. (ocuk iin) srta binmek. 4. Eyersiz veya semersiz bir hayvana binmek. 5. Bir ey zerine bacaklarn abideleme, [abide-le--me] ( a b id e le m e ) is. Abide lemek ii; abide durumuna gelme, aarak oturmak. [DS] abtgan, [abt-an] {eT} sf. Daima gizleyen; sakla abidelemek, [abide-le--mek] (a :b id elem ek ) dnl. f . [ -ir ] 1. lke ve toplum iin yapt iler veya yan. [DLT] kiilii dolaysyla byk takdir toplamak, herkes abtmak, [abt-mak / abd-mak] {eT} gl. f . [-u r ] 1. tarafndan beenilmek. 2. Ad unutulmaz bykler Saklamak; gizlemek. [DLT] 2. Teskin etmek; avut arasna karmak. 3. Yapt eserleri uzun yllar mak. [EUTS] ayakta kalan sanat, abzlal, -ii [Far. b- zll J ij k-J] {OsT} (a b z abideletirilme, [abide-le--tir-il-me] ( a b id e le t ir il l:l) is. Duru su. m e) is. Abideletirilmek ii. abi1, [aabey > bi] {az} (a :b i) is. Aabey. [DS] abideletirilmek, [abide-le--tir-il-mek] ( a b id e le t i abi2, [Far. b ^T] (a :b i :) {OsT} sf. 1. Sulu; suland rilm ek) edil. f . [ -ir ] 1. Abide durumuna getirilmek. 2. Birisi tarafndan abidesi yaplmak. 3. mec. B a rlm. 2. Suda yaayan. 3. Akc. 4. Ak mavi. 5. kalar tarafndan ok yceltilmek, ok vlmek, is. Ayva. abi3, [Ar. ib > b ^T] (a :b i:) {OsT} sf. 1. ekinen; saknan. 2. Tiksinen. 3. Nazlanan, abii, [Sansk. abijit] {eT} is. Bir yldz ad. [EUTS] abid1 [Ar. bid Ju l] (a :b id ) {OsT} is. Yanltma; me , sel. abid2, [Far. bid J^T] (a .b i.d ) {OsT} is. Kvlcm. abid3, [Ar. cabd > 'abd Ju^] (a b i.d ) {OsT} is. Kullar; kleler. abid4, [Ar. 'ibdet > bid / bide JjU / juU] (a :bid) {OsT} sf. is. badet eden; kulluk eden; tapman, abidan, [Ar. bid > bidn jJ^p] (a :b id a :n ) {OsT} is. badet edenler; abitler. abideletirme, [abide-le--tir-me] (a b id e le tir m e ) is. ok fazla deer verme, yceltme, abideletirmek, [abide-le--tir-mek] (a b id e le t ir m ek) gl. f [-ir ] 1. Uzun yllar hatrlanacak bir ya p hline getirmek. 2. m ec. ok ar yceltmek, ok fazla deer vermek, abidemsi, [abide-msi] (a b id e m s i) sf. 1. Abide gibi, abideyi andracak ekilde; abidevi. 2. ok byk ve gsterili. abidevi, [Ar. bidev lsj-jT] ( a b id e v i:) {OsT} sf. 1. Abide gibi, abideyi andracak ekilde; abidemsi. 2. m ec. ok byk ve gsterili, abidik, -i [? abidik] {az) is. 1. Dalavere. 2. Atak; acul. 3. Klhanbeyi; haylaz. [DS] S abidik ku-

AB

IO W T fflT O S O M .8 4

bidik, a rgo. 1. T em bellik; i g rm ez lik ; d algaclk. 2. Sam a sapan. abidn, [Ar. bid > 'bidn is. badet edenler; tapmanlar. abil, [Ar. bil J-J] (a :b il) {OsTf sf. 1. (Kii iin) s rye iyi bakan adam. 2. (Hayvan iin) ayrda ot lad iin suya muhta olmayan, abile, [Far. bile 4jT] (a :b ile) {OsT} is. 1. Su ka barc. 2. Kk ban; sivilce. S bile-i pistn, {OsT} M em e ucu.| bile-i rh-i felek, g k b. Yldz | lar. | bile-i rz, {OsT} Giine. | a b ir1 [Ar. bir ^U ] (a :b ir) {OsT} sf. Bir yerden ge , en; geici. abir2, [Ar. 'abr _& (a bi:r) {OsT} is. Eskiden safran, *] amber ve misk karmndan elde edilen bir tr g zel koku. abirn, [Ar. birn enler; geip gidenler, abirun, [Ar. birn ojjjU-] (abi:ru :n ) {OsT} is. -* abirin. abis1, [Ar. abis i~)W] (a :b is) {OsT} sf. Alayc; say gsz. abis2, [Ar. 'bis (a :b is) {OsT} sf. Ask suratl; yz eki. abis3, [Yun. abyssos (dipsiz)] is. dnz. Okyanuslardaki iki bin metreden daha derin ve karanlk olan yerler, abisal, [Fr. abyssal] sf. Okyanuslarn k grmeyen derin ksmlar ile ilgili, abist, [Far. ab isteJ ] (a:bist) {OsT} sf. Gebe, abistan, [Far. bistn O U -J] (a :bista :n ) {OsT} sf. 1. Gizli. 2. Gebe, abisten, [Far. abisten (a:bisten ) {OsT} sf. 1. Gebe; ykl. 2. m ec. htiva eden; bulunduran; sak layan; ieren, fi1 abisten-gh, {OsT} 1. G e b e lik y e r i; rahim . 2. D nya; lem . (abi:ri:r) {OsT} is. Ge (a :b id i:n ) {OsTJ

abit, -di [Ar. 'ibdet > abid JuU] (a:bit) {OsT} is. 1. Bir varla tapan; ona kul olan. 2. isi. Allahn emirlerini yerine getiren; Allaha kulluk eden; Al laha tapan. 3. Kendini tamamen ibadete veren, abita, [Sansk. amitbha] {eT} is. Burhan; tank; delil. [EUTS] abiye1, [Ar. biye ^Lp] (a :b iy e) {OsT} sf. (Kz veya kadn iin) gzel; zarif. abiye2, [Ar. biye <toT] (a :biy e) {OsT} sf. (Kadn veya kz iin) yzn utanla rten. abiye3, [Fr. habill (resm giyinm i o la ra k )] sf. (Elbi se, kyafet iin) bir trene veya davete uygun k ve gsterili. abiyogenez, [Fr. a-biogense] ( a biyogenez) sf. (Teori iin) hayatn, cansz maddeden kendi kendi ne meydana geldiini savunan, abiyotik, -i [Yun. abiatikos] sf. 1. (Ortam iin) hayatn, canlln mmkn olmad. 2. (Hint fa kirlerinin durumu iin) btn hayati ilevlerini en aza indirgeyerek yaayan, abkm e, [Far. bkme -ulSLT] (a :b k :m e) {OsT} is. Bir tr turu veya salata; piyaz, ab kr, [Far. bkr jlST] (a :b k :r ) {OsT} is. 1. Sucu; saka. 2. Kadeh sunucu; saki. 3. arap tccar. 4. arab ok ien; ayya, abkri, [Ar. 'abkr (Y em en d e b ir kent) > 'abkr tSjlSLp] (a :b k :r ) {OsT} s f (Kuma iin) ince ve ok gzel. abke, [Far. b-ke jiSo] {OsT} is. 1. Tekkelerde su ekenlere verilen ad. 2. Kevgir. 3. Sucu; saka. 4. Kadeh sunan; saki. 5. arap alkanl olan; ayya, abkn, [ab-kn ?] {az} sf. 1. Atlgan; giriken. 2. A gzl. [DS]

abla, [aa+bala > abla ?] ( a b l a ) is. 1. Ya bakmn dan byk olan kz karde. 2. Kardelik ilikisi ol mamakla beraber abla saylacak yataki kadna sylenen sayg sz. 3. Meslekte kdemli kadn; abisten, [Far. bisten ( / s - J ] (a :bisten i;) {OsT} is. okulda ileri snflarda bulunan kz renci. 4. nl. Genel yerlerde halk adamlarnn kadnlara hitap Gebelik. ederken kullandklar seslenme sz. 5. nl. Eski abihor, [Far. bi-hr (a :b i h o :r) {OsT} is. den, stanbulda zenci kalfalara hitap ederken kul 1. Hayvan sulama yeri. 2. ecek kab. 3. Gnlk lanlan seslenme sz; bac. 6. {az} Ahlaksz ka yiyecek. 4. Dinlenmek iin ksa sre duraklama, dn. [DS] S abla olmak, 1. (Kz ocuuiin) yen i abitengh, [Far. biten-gh (a ;b iten g :h ) b ir k a rd ei dom ak. 2. B e b e k lik y a dn a km o lm a k ; a b la d e n ile c e k y a a g elm ek, bymek. {OsT} is. 1. Gizli yer; gizlenecek yer. 2. Aptesane. abitgh, [Far. bit-gh ol5xioT] (a :b itg :h ) {OsT} ablac, [abla-c] {az} sf. 1. Ablasna ok dkn olan. 2. Sevici kadm. [DS] is. 1. Gizli yer; gizlenecek yer. 2. Aptesane. ablak, - [Ar. eblak (a la ca )] sf. 1. ki renkli; beyaz abitgeh, [Far. bitgeh &u] (a:bitg eh ) {OsT} is. ve siyahl. 2. (Yz iin) geni, yuvarlak ve dolgun. -* abitgh. 3. (Kii iin) byle bir yze sahip olan. 4. m ec. abiik, [Sansk. abhiseka] {eTf is. Takdis etmek; kut (Yz iin) kaba, kocaman ve ahmak grnl. 5. samak. [EUTS] {az} ok beyaz. [DS] 6. {az} (Aa iin) budak-

M R M . 8 5
sz; dz. [DS] 7. {az} Ak; geni; belli. [DS] 8. {az} Koyulatrlm eker. [DS] 9. {az} Ty te mizlemekte kullanlan ada. [DS] 10. {az} Cevizin mobilyaya uygun i tahtas. [DS] ablaka, [ablak-a] sf. ve zf. Ablak bir duruma ya kn, ablak gibi grnen; ablak gibi, ablalk, - [abla-lk] is. 1. Abla olma durumu veya nitelii. 2. Abla gibi davranma durumu. ablalk etmek, 1. A b la lk g rev in i y er in e g etirm ek ; 2. A b las o lm a m a kla b e r a b e r b ir a b la g ib i koruyp g zetm ek. ablamak, [ab (av) > ab-la-mak] {eT} gl. f . [- r ] A v lamak. [ETY] ablatif, [Lat. ablativus > Fr. ablatif] is. dbl. smin ayrlma hli; kma hli; uzaklama hli; -den hli; m e f ul anh; m e f ul minh. ablatya, [Yun. apladia] ( a b l a tya) is. Lfer avlamak iin kullanlan geni gzl a. abli, [Yun. aple] (a'bli) dnz. is. Yelkenli gemilerde serenleri rzgrn ynne gre ayarlamaya yarayan dzenek, fi1 abliyi brakm ak, (a rg o) Sou kkan ll n kaybetm ek. | abliyi karm ak, akn lk iin de | ne y a p a ca n bilememek.\\ abliyi koyuvermek, pin ucunu karm ak. abluka, [t. ablca] (a b lu k a ) is. 1. Bir lkeyi, bir ehri veya bir liman daryla ilikisini kesecek ekilde kuatma. 2. Bir limana giri ve klar kontrol altnda tutma. 3. Bir kimsenin serbest hare ket etmesine engel olma. S abluka etmek, A blu ka altn a almak.\\ abluka filosu, L im an d aki ablu kay kon trol altn d a tutan deniz g c .| abluka hatt, | A blu ka ed ilen lim an veya lkenin giri ve k kontrolnn y a p ld sn r izgisi.\\ abluka ilan, A bluka altn a a lm a iinin btiin d ev letlere duyu ru lm as.| abluka kaa, A b lu ka hattn a a n .| | | ablukay bozmak, Z or k u lla n a ra k a b lu k a hattn gemek.\\ ablukay kaldrm ak, A blu kadan vaz g em e k a r a r alm ak. abmak, [ab-mak] {eT} gsz. f . [ - a r ] Fkrarak k mak; akmak; flamak. [EUTS] abname, [Far. b-nme u b l] (a .b n a .m e) {OsT} is. ed. Suya, suyun gzelliine ilikin yazlm olan kaside. abnus, [Far. bns (a :b n u :s) {OsT} is. bot. Abanoz. 0 abnus ok, 1. A ban oz a a cn d a n yaplm ok. 2. m ec. K irpik. abnusi, [Far. bns! (a :b n u :si:) {OsT} sf. 1. Abanoz gibi sert ve siyah. 2. is. Abanozdan yapl m eya. abnusiye, [Far. bnsiyye is. bot. Abanozgiller, abo, [aboo (yans) / abuu / abuv] {az} nl. 1. ama, korkma gibi duygular ifade etmekte kullanlan sz. [DS] 2. Sknt, usan ve bkknlk bildirir. (a:bn u :siy e) {OsT}

ABR
abone, [Fr. abonn] is. 1. Gazete ve dergi gibi belirli aralklarla kan yaynlar ktka edinmek zere nceden para veren kii; srdrmc. A ylk d er g i lerin abon esi, g n l kyayn larn kin den o ktu r. 2. Belli artlarla kabul edilen hizmet mterisi; srd rmc. T elefon , su, havagaz, d o a l g a z a b o n e le r i. 3. Alkanlk edinme; dadan m a. A dam sa n k i kahvenin abon esi. S abone etmek, Birinin a b o n e olm asn sa lam ak, a b o n e kaydetm ek.| abone ol | mak, A b on e s z lem esi ile b a lan m a k ,| abone c | reti, A b on e olunan yayn ve hizm et iin d en en p a r a .| abone yapm ak, A bonm an a rtlar iin de b ir i | nin a bo n eli in i k ab u l etm ek. | aboneyi kesmek, | T ek tarafl o la r a k a b o n e szlem esin i s o n a erd irm ek. | aboneyi yenilemek, A b on elikle ilgili s z le | m eyi b elirli b ir s re d a h a uzatmak. abonelik, -i [abone-lik] is. 1. Abone olma hli; srdrmclk. 2. sf. Belirli sayda abonenin yararna ayrlm bulunan. B e bin a b o n elik telefon sa n tra l. abonman, [Fr. abonnement] is. 1. Abone olma du rumu. 2. Bir rn veya hizmeti belirli sre iinde sabit fiyat garantisi ile dzenli olarak sunmak ama cyla yaplan szleme; srdrm. 3. Abonelii belgeleyen kt, aborda, [t. abbordo] (a b o rd a) is. dnz. Bir geminin iskeleye veya baka bir gemiye yann vererek bor dasndan yanamas. S aborda etmek, 1. G em ile rin y a n lam a sn a yan am as. 2. Vcudunu y a sla m a k veya bedeninin byk b ir ksm ile dayanm ak. abore, [Yun. appore] {az} sf. 1. Beceriksiz. 2. De ersiz. [DS] abosa, [t. abozza] nl. Brak! S1 abosa etmek, dnz. 1. i brakm ak. 2. Stop etm ek; durm ak. 3. a rg o. Zorunlu o la r a k durmak. aboimas, [Yun. apohimaso] {az} is. Frtnaya tu tulma. [DS] 0 aboimas olmak, {az} E kilm i ta r lann yam u rdan z a r a r grm esi. [DS] abokevaris, [Yun. apokeveriso] {az} is. Etraf toplayp eki dzen verme. [DS] abov, [a-buu / a-bovv] (a b o w ) {az} nl. Korku ve aknlk bildiren nlem. [DS] a b ra 1 [abra] {eT} is. 1. Arpa. [EUTS] 2. Eski Trk , dini olan Gk Tanr inancna gre yer altndaki b yk denizde yaadna inanlan timsah andrr efsanevi canavar. ab ra2, [Erme, apray] {az} is. 1. Dara. 2. Karlkl mal deiiminde maddi deer bakmndan eitlii salamak iin ste verilen para veya mal; st. 3. Bir terazinin kefelerinin denkliini salamak iin hafif gelen tarafa konulan arlk. 4. Denge; muva zene. 5. Uurtmann terazisi; rzgrn itme gc ile ekme ipini karlayarak belirli ada kalmasn salayan saakl kuyruk. 6. Yk; angarya. 7. Min net. 8. Kifayet; yeterlik. [DS]

ABR
abrac, [abra-c] {az} is. dare eden; zor durumdan kurtaran; arac. [DS] ab rak adab ra, [Yun. abrasaks] (a b ra 'k a d a b ra ) is. lk ada baz hastalklar iyi etmek iin kullanlan, byl ve tlsml olduuna inanlan kabala sz, abral, [abra-l] {az} sf. 1. (Terazi iin) dengesi salanm; dengeli. 2. (Terazi iin) dengeyi sala mak iin arlk konulmak zorunda olan. [DS] abram a, [abra-ma] is. Abramak durumu, abram ak, [Mo. abura-mak > abra-mak / eT. opramalc] g l . f [-r ] [-r()-y or] 1. Frtnal havalarda bir deniz tatn gemicilik kurallarna ve havann de ikenliine gre kullanmak. 2. {az} Becermek; hakkndan gelmek; baarmak; stesinden gelmek. [DS] 3. {az} Bir eye hakim olmak. [DS] 4. {eAT} {az} Korumak; muhafaza etmek; kollamak. [DS] 5. {az) Zor durumdan kurtarmak. [DS] 6. {az} dare etmek; kullanmak. [DS] 7. gsz. f . {az} Eksi i tamamlamak. [DS] 8. {az} Becermek; stesin den gelmek. [DS] 9. {az} Kendini koruyacak kadar bymek, gelimek; kendini kurtarmak. [DS] 10. {az} Ancak yetmek. [DS] abran, [? abran] is. Hayvanlarn yemlerinden yiyemeyip ayrdklar kaim paralar; kes. abra, [Ar. abra (a :b r a :) {OsT} sf. 1. Alaca renkli. 2. (At iin) vcudunda alaca benekleri bulu nan. 3. {az} Sanda, yznde veya gzlerinde beklenilen rengin dnda beyazlk veya ok ak sar benekler bulunan kiiler iin halk arasnda kul lanlan bir sz. [DS] 4. Tekstilde boyama srasnda kumata enlemesine eritler hlinde kalan boyan mam ksm veya deiik renkler. 5. pek kuma larda zg ipliinin kalitesizliinden dolay mey dana gelen renk deiiklikleri. 6. {eAT} Ala tenli. 7. {az} (At, inek vb. iin) alnndaki beyazlk st du dana kadar inen. [DS] 8. {az} Doru at. [DS] 9. {az} A laca bulaca; kark renkli. [DS] 10. {azf Haldaki renk bozukluu nedeniyle ortaya kan alacalk. [DS] 11. {az} Biimsiz; irkin. [DS] 12. {az} arpk. [DS] 13. {az} a. [DS] 14. {az} Sert huylu; ters; kaba; grg kurallarn bilmez. [DS] 15. Sz hoa gitmeyen; patavatsz. S ' abra oturm ak, {az} Yan oturm ak. [DS] abram ak, [abra--mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. Ol duu yerde kalmak; kalakalmak. 2. Bacaklar a mak. [DS] ab raz, [? abraz] {az} sf. (Kadn ve dii hayvan iin) ksr. [DS] ab re, [Ar. abre o>^] {OsT} is. Gzya, ab ret, [Ar. abret j^] {OsT} is. Gzya. abrk, - [abr-k j^T] {eAT} sf. Birbirinin stne eilmi; st ste ylm, ab rd , [Yun. abrilios Jj.^1] {Os T} {eAT} is. Nisan.

ll l i r a m o n . abrdm ak, [abr-l-mak] {eAT} dnl. f . [-u r] Bir eyin zerine kapamrcasma eilmek; yaslanmak; aban mak. abr, [Far. ebr-ve] {OsT} is. Okulukta idman yapmak iin kullanlan havada yava seyreden ok tr; ibri; ebru; ebruve abrm ak, [eT. op-mak > abr--mak] dnl. f . [-r] {az} 1. (ocuk iin) annesinin arkasna sarlmak; srnamak; direnmek. 2. Birden hcum etmek; sal drmak. [DS] abril, [Yun. apriles > Erm. april] is. Nisan, abrile, [t. imbroglia] nl. d m . "Yelkeni s a r m a la ! komutu. abrin, [Far. aferin > abrin] {eT} nl. Aferin. [ETY] abris, [Erme, abril (yaam ak) > abris] {az} nl. 1. Bravo; yaa. 2. Dnlerde oynayanlarn heyecanla ektikleri bar. [DS] abriz, [Far. b-riz jjjiT] (a :b ri:z ) {OsT} sf. 1. Su d ken. 2. is. brik; kova; testi. 3. Abdesthane; lazm lk. abroan, [Far. ab- ren > abroan] {eT} is. Aydn latma; tenvir. [ETY] abru, [Far. b-r jy. T] (a :b r u :) {OsT} sf. En bata yer alan; en nemli; zel; ekstra, abrud, [Far. b-rd Smbl. 2. Nilfer, absal, [Far. b-sl JL^T] (a :b s a :l) {OsT} is. 1. Bahe. 2. Koru; park, absalan, [Far. b-sln 1. Bahe. 2. Koru; park, abse, [Fr. abcs] is. {OsT} -* apse absent, [Yun. absinthion / Lat absinthium > Fr. absinthe] is. bot. 1. Pelin otu; melek otu; anjelik. 2. Pelinden yaplan sert bir alkoll iki, absentizm, [Fr. absinthisme] is. tp. ok miktarda absent imekten ileri gelen hastalk; pelin zehir lenmesi. absimisa, [Yun. apsimitza] {az} is. Ate bcei. [DS] absolsyon, [Fr. absolution] is. hrist. Gnah karan kimsenin papaz tarafndan balanmas, absorbe, [Fr. absorber] is. Emme, yok etme; sour ma. fi1 absorbe etmek, K oku, k, gaz, sv g ib i g eim e, y a y lm a zelli i bulunan ey leri d oku lar a ra sn a a lp ortam dan kaldrabilm ek. absorpsiyon, [Fr. absorption] is. 1. me; emme. 2. Sourma; imtisas; mas. 3. fz . Bir gazn kat ya da sv bir madde iine girmesi, abstre, [Lat. abstrahere (b ir eyden k a rm a k ; so y m ak) > Fr. abstrait] sf. 1. Gerek varl olmakszn zihinde tasarlanabilmi olan; soyutlamann sonucu. 2. Soyut. S abstre sanat, Duyu o rg a n lar ile kav ran an g er ek le rin d e il d e ses, ren k ve m addenin (a :b s a :la :n ) {OsT} is. (a :b ru :d ) {OsT} is. 1.

D ie i R S o M . 8 7

AC

bilinen fo r m la r dn da ekillen d irilm esi gr.\\ abstre say, nne b ir v a rlk a d getirilm em i, h e r hangi b ir okluun m iktar ile ilgili olm ayan s a y ; soyut say. , beten kktr. abak, [ap-mak / apk / ab-a-k j^ T ] {eAT} sf. 1. (Kii iin) bacaklar ayrk, ayaklar birbirine yakn olan. 2. {az} Tembel. [DS] 3. {az} Beceriksiz. [DS] 4. {az} Paytak; ap ayrk. [DS] abar, [Fr. b-r j U j ] (a .b a .r ) {OsT} is. alayan; elale. abt, [Ar. 'abt i^ ] {OsT} is. 1. Yalan. 2. Kuku veren davran. abu, [Far. b j J ] (a :b u :) {OsT} is. Nilfer, abu, [abo / abuu / abov y~\\ (abu :) {az} nl. 1. a knlk, korku ve hayret anlatr; aboo; abov; abuu; abuv. {eAT} (ayn) 2. Hayr; ret. [DS] abuka, [aba / apa (b a b a ) > aba- (b a b a ck ) > abka / abu-ka] {eT} is. Koca; ihtiyar; kocam kimse. [EUTS] abudane, [Far. b (su) dne (buday) b j _,T] (a :b u d a :n e) {OsT} is. Ekmek ve su gibi bir insann zaruri ihtiyalar; azk; nzk. abuhava, [Far. b hev Ija j oT] (a :b h a v a :) {OsT} is. 1. Bir yerin su ve hava bakmndan zel likleri. Altnda m stnde m idir cen n et-i l ? / E lh a k bu n e hlet, bu n e h o b u hev d r. Nedim 2. klim. 3. m ec. Bir yerin insan etkisi altna alan durumu. H o g eld i b a n a m eygedenin b u havs, / B illh g zel y e r d e y a p lm y klas. Bki abuk1, [abu / abuk] {az} is. Umut; gven. [DS] abuk2, -u [eT. ab-uk JjjI] {eAT} is. 1. Avurdu iirip parmakla vurarak karlan ses. 2. sf. Anlalama yan. 3. {az} Sersem; kt adam. [DS] S abuk sa buk, 1. (Dnce, i ve s z iin) a ra sn d a m antki b a kuru lam ayan; an lam sz; sa m a sapan . 2. (H a reket, d avran iin) yersiz, lsz, dzensiz. abukat, [avukat > abukat] {az} sf. 1. Geveze. 2. ok bilmi. 3. is. Avukat. [DS] abuklandrm ak, [abuk-la-n-dr-mak] {az} gl. f . [r] Umutlandrmak. [DS] abuklanmak, [abuk-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] Gvenmek; bel balamak; mitlenmek. [DS] abul1 [ab (yans) > ab-ul / ap-ul] {az} zf. 1. Yava , yava; ar ar. 2. (Yrmek iin) iki yana sallana rak. [DS] abul2, [abul] {az} sf. 1. Aptal. 2. Kemiksiz et. [DS] 0 abul st, D rt a y a k st; y e r e e ilm i durum da. abulavut, [? abulabut / abulavut] {az} sf. 1. Bece riksiz; dangalak. 2. Yolda iki yana sallanarak yr yen. 3. Yolda nne ardna bakmadan giden. [DS]

abuli, [Fr. aboulie] is. fe l. 1. rade kayb. 2. p sik ol. Ne yapmak gerektiini dnebildii hlde yapa mamak veya yapmak iin harekete geememek eklinde ortaya kan bir ruh hastal, abullabut, [? abullabut] sf. Duygularndaki kabalk ve olumsuzluklar davranlarna ve d grnne de yanstarak insanlar zerinde itici etki brakan (kimse); anlaysz; kaba saba; hantal; yontulma dk; ahmak; budala; sersem; aptal. ab u r1, [Erme, abur / apur (o rb a )] {az} is. Kara lahana, msr unu ve fasulye ile yaplan bir yemek. [DS] abur cubur, 1. u bu ; te b e ri; u fak tefek eyler. 2. B esin de eri, tad ve lezzet sra s b irb iri ne uym ayan y iy e c e k eidi. 3. m ec. Yersiz, aslsz sz. 4. Sradan, basit, kltrsz (kiiler). abur2, [? abur] {az} sf. 1. Namus; eref. 2. Klk kyafet. 3. vme. [DS] abus, [Ar. ubset (som urtkanlk) > 'abs ^ j ^ ] (abu :s) {OsT} sf. 1. (Kii iin) ask suratl; somurtkan. 2. (Yz iin) ask, dargn. 3. m ec. is. Sert, kzgn, atk yz. 4. m ec. (Zaman iin) felaketin meydana geldii. Abus y llar. absl-vech, {OsT} S o m urtkan yzl kimse. abuskal, [Yun. aposkalin] {az} is. Sonradan ta mamlanmak zere yarm braklan i. [DS] abuak, - [ap-mak > abu--ak] {az} sf. Becerik siz; baarsz. [DS] abuka, [aba / apa (b a b a ) > aba- (b a b a ck ) > abka > abuka] {eAT} sf. Yal; ihtiyar, abut, [abut] {az} sf. bilmez; sersem. [DS] abuv, [abuvv] {az} nl. 1. ama ve heyecan bildi rir. 2. Ac bildirir. [DS] abuzam bak, [Ar. eb zamzak] {az} sf. 1. Sama sapan, geliigzel konuan. 2. Eek ars. [DS] ab, [Fr. abus] is. Arlk; ifrat, abtab, [Far. b tb (parlaklk) u t j l_>T (a :b ] ta:b) {OsT} is. 1. Tazelik; canllk. 2. Parlaklk; ih tiam; gsteri. 3. m ec. Gzellik; letafet, abyari, [Far. byr ^ jL ;!] (a :b y a :r i:) {az} is. 1. Sulayclk. 2. m ec. Yardm. 3. Bir tr ince kuma. [DS] abzen, [Far. b-zen l)jjT] (a:bzen ) {OsT} is. 1. Kk havuz. 2. Banyo, abzrft, [Far. b-zrft cjjJoT] (a:bzrft) {OsT} sf. (Kavun, karpuz vb. iin) bozulmu, A c, [Fr. actinium] ksalt, kim. Atom numaras 89 olan ve A c227 ve Ac228 olmak zere iki izotopu bu lunan radyo aktif element olan aktinyumun sembo l. a c 1 [a / ac ^1] {eAT} sf. A . S ac dirilmek, {eAT} , A y a a m a k .| ac itmek, {eAT} A b rakm ak .| ac | | tutm ak, {eAT} A brakm ak.

AC

I M

. e o

ac2, [Far. c j ] (a :c ) {OsT} is. bot. Ilgn. ac3, -cc [Ar. acc ^c-] {OsT} is. Barma; nara. ac4, -cc [Ar. C cc / cce * t *=-U] (a :c) {OsT} is. Kalabalk. ac5, [Ar. c ^U ] (a :c) {OsT} is. Fil dii, acab, [Ar. aceb v - ^ 1 {OsT} zf. - * acep. acab, [Ar. a'ceb v - ^ ] {eAT} {OsT} sf. Daha da a knlk uyandran; ok acayip; pek acayip. 0 grmek, {eAT} am ak; h ayrete dmek. acab

-acaksz, [-acak-sz / -ecek-siz / -y-acak-sz / -yecek-siz] {eAT} ek. e. Gelecek zaman okluk ikinci kii eki (-acaksnz). acal, [Ar. ecel > cl JU-T] (a :c a :l) {OsT} is. 1. Va deler. 2. Eceller; doal mrlerin sonlar, acale, [Ar. icle / acle J M ] (aca. le) {OsT} is. Do latrma; gezdirme; dolandrma; cevelan ettirme, acalet, [Ar. acele > clet / aclet i)U ^] (a ca:let) {OsT} is. 1. Acele ile yaplan i. 2. El kitab, acaleten, [Ar. acele > cleten / acleten Uj-] (ac a : l e ten) {OsT} zf. Acele olarak; abucak; ara buk. acalm ak, [ac-al-mak] d n l.f. [ -r ] {az} 1. (Makine dilileri iin) fazla kullanmaktan dolay anmak. 2. aptan dmek. 3. Ackmak. [DS] A cam , [Ar. acem > acm (a -ca:m ) {OsT} is.

acaba, [Ar. acib (a la c a k ey) > acab Lp] (a'~ c a b a :) zf. 1. arma ve tereddt ifade eden soru edat; acayip; acep; bakalm; ister misin; sakn; yoksa.. A ca b a m eyl-i tea li n e d em ek on larca? Mehmet kif Ersoy 2. {eAT} Ola m? 3. is. phe. S acabada kalmak, {az} K ara rsz o lm a k; p h e d e kalm ak. [DS] acablam ak, [acab-la-mak] {eAT} {OsT} g s z .f. [-r ] [l()y or] Hayret etmek; amak, acabola, [Ar. aceb + T. ol-a] (a c a 'b o la ) {az} zf. Acaba. [DS] acac, [Ar. acc jr W ] (a c a .c ) {OsT} is. 1. Bulut. 2. **1 Duman. acafet, [Ar. acfet c j U t ] (a ca:fet) {OsT} is. Zayf lk; elimsizlik. -acagn, [-aca-m / -eceg-in / -y-aca-n / -y-eceg-in] {eAT} ek. e. Gelecek zaman teklik birinci kii eki. a c a ib, [Ar. aceb > acib (a c a .ib ) {OsT} s/olc artc; ok tuhaf; ok acayip; anlalmaz, a c a ibat, [Ar. acibt oLsU^t] (a c a :ib a :t) {OsT} is.

1. Araplara gre Arap olmayan halklar. 2. Acem ler; ranllar; Persler. acam , [Ar. ecme > cm j>U-T] (a :ca :m ) {OsT} is. Meelikler; aalklar; kamlklar, acarn, [acemi > acam] {az} sf. 1. Eli ie alma m; toy; tecrbesiz. 2. Gen; delikanl. 3. rak. 4. Bir yerin yabancs. 5. ifte almam tosun. 6. Binee almam tay. [DS] -acan, [-a-can / -e-cen / -can] yap. e. Yaknlk, ben zerlik anlamlar katan sfat ya da isimler tretir. b a b a -ca n , ev-e-cen , sev-e-cen . acan, [Far. cn OU-T] (a :c a :n ) {OsT} is. Polis. acan ta, [acente > acanta] sf. (Makine, otomobil vb iin) yepyeni,

acaplam ak, [acaip > acap-la-mak] {az} gl. f. [-r ] 1. Acayip eyler. 2. Olaanst yaratklar incele [-l()-y o r] Knamak; ayplamak. [DS] yen bilim. 3. Olaanst yaratklar, a c a r 1 [Ar. ecr > cr jU-T] (a :c a :r ) {OsT} is. 1. Ki , a c a iz, [Ar. acz / acze > aciz ^Wp] (a ca:iz ) ralar. 2. dller; mkfatlar. {OsT} is. Kocakarlar. -a c a k 1 [-acak / -ecek / y-acak / -y-ecek] ek. e. Ge a c a r2, [Ar. V c r _>U^I] {az} sf. 1. Becerikli, tuttu , lecek zaman kip eki; fiillerin gelecek zamana bal olarak ekimini salar: oku yacam (oku -y-acakm), g id ecek-sin (git-ecek-sin), d u ra ca k (dur-acak) {eAT} (ayn). -acak 2, [-acak / -ecek / -y-acak / -y-ecek] yap. e. 1. Fiil kk ve gvdelerinden belli bir amaca tahsis olunma, ilgili olma anlamlar ile sfat ve isimler yapar: y iy ecek, iecek, y iy ece k (ekm ek), g elec ek , g e le c e k (konuk). 2. Fiillerden, eylemin belirttii ile ilgili ara ve gere isimleri yapar: tutacak, s ile cek, a a ca k . 3. {eAT} Fiillerden gelecek zaman sfat fiili yapan ek; ilektir; eski Trkede yoktur, eski Anadolu Trkesi devresinde ortaya kmtr. Bu y k l- a k ev d e un yok. Dede Korkut Kitab, acak, - [Far. ckdU-T] (a .c a .k ) {OsT} is. Toprak. unu koparan, hamarat, i bilir. 2. Cesur; kabaday; atlgan; yiit; takn; atak; gz pek; cesur. 3. e vik; enerjik; tez canl. 4. Yeni, 5. Besili ve semiz hayvan; iman; etli. 6. Taze. 7. Kuvvetli; grbz; din; iriyar. 8. Akgz; zeki. 9. apkn. 10. Kes kin; sert. 11. Acms. 12. iddetli. [DS] S acar ayakl, Uzun boy lu ; iriyar. | a c a r tav, {az} 1. | S r lecek tarlann b a t ay iin deki tav. 2. Tam tav. 3. Yeni sklm tarlann ilk ekim tav. 4. in san larn en glii oldu klar d elikan llk ve olgunluk a. [DS] acarcan a, [acar-ca-n-a] {az} zf. 1. Olduka sert. 2. Olduka atik. [DS] acark , - [acar-k / acar-uk] {az} sf. 1. Yoksul; yar a; plak; sefil. 2. Zayf; clz; hastalkl. [DS]

i H

I I f M

. 8

9
aceb, [Ar. aceb

ACE
{OsT} is. alacak ey; garip (a c e b a :) {OsT} e. -*

acarlam ak, [acar-la-mak] {az} g l . f [ - r ] [-l()-y o r] Yenilemek. [DS] acarlam a, [acar-la--ma] is. Acarlamak ii. acarlam ak, [acar-la--mak] dnl. f . [- ir ] 1. Acar olmak, acar duruma gelmek. 2. {az} Kuvvetlen mek; grbzlemek; gelimek. [DS] 3. {az} Terbi yeli, ar, uslu olmak. [DS] acarl, [acar-l] {az} sf. 1. Sert; keskin. 2. Yaramaz; haar. 3. {OsT} Yeni. [DS] acarlk, - [acar-lk] is. A car olma; acarca davran ma. acarlk etmek, S abrsz davranm a, hem en atlm a. acat, [Ar. hacet > acat] {az} is. 1. Alet; aygt. 2. Ev eyas. acayip, -bi [Ar. aceb / acibe > acib (a c a :yip) sf. (A rapa a c e b kelim esin in ou lu olm asn a ram en T rke'de tekil o la r a k kullanlr.) 1. Al lmn dnda, alacak, garip karlanacak dav ranlar; garip; tuhaf; acaip; acibe; acip; garibe; garip; gayri tabii; alas; tuhaf; ucube; yabans. 2. nl. ok beenilen, abartl olarak beenilen. 3. zf. Kukulu bulma. S1 acayibe kalmak, {eAT} H ayret etm ek; a rm a k .| acayibine gitmek, A llm am | ve a rtc bu lm ak; b y le b ir durum veya d a v ra n beklememek.\\ acayip acayip, A llagelm iin dnda a la c a k b ir durum kaz an m a k acayipe, [acayip-ce] ( a c a .y i e ) zf. Yadrgatc op larak. acayipleme, [acayip-le--me] (a ca.y ip lem e) is. Acayiplemek durumu, acayiplemek, [acayip-le--mek] (a c a y ip le m e k ) dnl. f . [-ir ] Allagelmiin dna karak art c, yadrgatc bir duruma gelmek, acayipletirme, [acayip-le--tir-me] (a c a y ip le t ir me) is. Birini veya bir eyi acayipletirmek duru mu. acayipletirmek, [acayip-le--tir-mek] ( a c a y ip le tirm ek) gl. f . [-ir ] Birini veya bir eyi tuhaf ve ya drganacak bir hle getirmek, acayiplik, -i [acayip-lik] (a c a y ip lik ) is. 1. arta cak ekilde garip olma nitelii; tuhaflk; gariplik; 2. p sikol. izofren birinin karsndaki kimsede brak t davran ve konuma tutarszl izlenimi, acaz, [Ar. acz (gszlk) > ciz > acz ca:z) {OsT} is. Acizler, accac, [Ar. accc (a c c a :c ) {OsT} sf. 1. Grl tl; frtnal. 2. (At iin) soylu; has kan. acck, - [azck > acck] {az} zf. Biraz; azck; pek az. [DS] ace, [Ar. ce 4^-U] (a :c e ) {OsT} is. Bir tek fil dii. aceb, [Ar. aceb {OsT} is. Daha garip; pek a (a-

lik. fi1 acebe kalmak, {eAT} aakalm ak. aceba, [Ar. aceb > aceb acaba. aceblemek, [aceb-le-mek] {eAT} gsz. f . [ - r ] [-l(i)y o r ] Hayret etmek; armak; aakalmak, a cef, [Ar. a 'c e f^ J^ I] {OsT} sf. Zayf; ince, a cel, [Ar. acel aceleci. acelaca'ib, [ Ar. acebl-'acib => acel-ac5ib (a 'c e la c a :ib ) {OsT} zf. ok acayip, acele, [Ar. acl > acele is. 1. Bir eyi yapmak {OsT} sf. ok acele eden; pek

veya bitirmek iin abuklanma; abukluk; sabrsz lk; ivme; ivedi; tez; hemen. 2. lem grmede ve cevaplandrmada ncelii olan resm yaz ve ya zma tr. 3. sf. abuk yaplmas gereken. 4. A ce lesi olan. 5. zf. abuk olarak, fi1 acele acele, H zl hzl, a b u k o la r a k .| acele etmek, a b u k d av ran | m ak, a b u k y a p m a a davran m ak; | acele ile, a| buk.\\ acele ie eytan karr, Yeteri k a d a r d nm eden, iyi p lan la n m a d an bala n a n iten isteni len olum lu sonu aln am az.| acelesi v ar, Birinin | a b u k d avran m a zorunda, b ekley em ez durum da oluu. | acelesi yok, H em en yaplm asn n g e r e i | yok, b ek ley e b ilir durumda.\\ acele telgraf, Yerine u latrm ada d i er telg ra fla ra g r e n c elik sra s olan telgraf. | aceleye gelmek, Zam an d arl s e | b eb iy le y a p la n b ir i iin y ete ri k a d a r zam an ve em ek harcayamamak.\\ aceleye getirmek, 1. B ir ey i k sa s re iin de g erek ti i k a d a r e m ek ve z a man h arca y am ad a n yapm ak. 2. Zam an yetersizli i yznden karsndakinin y ete ri k a d a r in celey em em esi, dn em em esi durum undan y a r a r la n a r a k kan drm ak, aldatm ak. aceleci, [acele-ci] is. 1. Bir ii yapmakta abukluk gsteren, sabrsz. 2. sf. (Kii iin) tela iinde a buk i grme alkanlnda olan, acelecilik, -i [acele-ci-lik] is. Bir iin yaplmasnda, bir eyin gereklemesini beklemekte sabrsz dav ranma durumu, aceleletirme, [acele-le--tir-me] is. Aceleletirmek durumu. aceleletirmek, [acele-le--tir-mek] g l f . [-ir ] Bir iin yaplmasn, bitirilmesini abuklatrmak; hz landrmak; ivediletirmek, aceleten, [Ar. aceleten larak; ivedilikle. Acem , [Al', acem (Arap olm ayan ; A r a p a kon u y am ayan ) |*^] {OsT} is. 1. Yabanc; tat. {eAT} (ay n) 2. {eAT} ranl; Tat. 3. Araplarn, Arap rk d nda olanlara verdikleri isim. 4. Fars rkndan ol mayan ran yerlisi. 5. ran lkesi; ran topraklar. 6. (a celeten ) zf. Acele o-

rtc; ok garip. S a cebl-acib, {OsT} o k a rtc ve gln olan.

ACE
Azerbaycandaki i Trkler. 7. mz. Musikide bir makam ismi. S A cem az, D ou A n adolu 'da ran A zerilerin in syleyiin i taklit e d e r e k trk sy lem e edas.\\ A cem aslan, S ahte kah ram an (E ski Iran b a y ra zerin deki a slan resm in den dolay). | A| cem bahesi, E traf y k sek d u v a rla rla evrili, i e risin de e it eit g ller bulunan havuzlu ve f s k i y e li ran baheleri.\\ Acem adr, O sm anl sultan larnn atl g ez ile re ktklarn da ku llan dklar a dr. | Acem apkn, E skiden eh irlerin etrafn da | gezin ti y a p m a k iin kiralan an at. | Acem gmlei, | g m le i.| Acem hals, r a n d a doku nan ip ek | hal. | A cem ii, R en kli ip ek le ilenm i ve zeri a l | tn, gm p u l veya bon cu k la rla sslenm i d em e lik kum alar. | Acem kamas, n ce keskin kam a. | | | Acem klc, ki y a n d a keskin k l .| Acem klc | gibi, K im den y a n a olduu belli olm ayan, ikili oy nayan veya tuttuu ta ra fa dm anlk edebilen.\\ A cem komas, A n ad o lu d a k i sa z airlerin in dz v ey a cin asl o la r a k s y led i i ve A zerilere h a s bir m ak am la sylen en k om a tr. l o la r a k aruzun filt n , f il t n kalb kullanlr.\\ Acem kstei, E sk i y azm a k ita p la r ciltlendikten so n r a kitabn a r k a sn a y aptrlm ince deri. | Acem lalesi, bot. ir i | s a r veya turuncu ren kte i ek le ri bulunan b ir ss bitkisi; a te topu.\\ Acem makam , A cem p e r d e s in d en b a la y a r a k a rg h p e r d e s i zerin deki a rg h drtlsnn sra rla kullanld k la sik Trk mzii makam.\\ Acem manisi, B iim ve ezgi bakm ndan A zerbay can a zg olup D o u A nadolu d a d a s y len en b ir cin asl m ani tr. | Acem mbalaas, | A b artm a a rl ; p a la v r a .| Acem oca, {az} | M altz; zgaral d em ir o cak . [DS]|| Acem perdesi, Trk m ziinde tiz sekizlid eki fa . | Acem eytan, | {az} Zayf, esm er adam . [DS]|| Acem ikestesi, H azin ve doku n akl bir trk ezg isi.| Acem tra, | B an iki taraf ile tep esin d eki sa la r kesip s a d e c e a rk a sn d a b ra k m a k su retiyle y a p la n tra ekli. | | Acem yahnisi, (eATj S alm a a. A cem , [Ar. 'cem mayan kimse. A cem ane, [Ar. acem + Far. -ne (a cem a;n e) {OsT} zf. 1. Acemlere yakr biimde; ran tarzn da. 2. m ec. lsz derecede abartl; ok mbala al. acem airan, [Ar. acemar + Far. -n *-^] (acem a i:r a :n ) {OsT} is. mz. Klasik Trk mziinde bir makamn ve perdenin ortak addr. S acem a irn makam , A cem m akam na, a cem airan p e r d e s i zerin deki a rg h belisinin eklen m esiy le eld e edilmitir.\\ acem airn perdesi, O rta sekiz lid ek i fa acem borusu, -nu [acem+boru-s-u] is. Genellikle austos ve eyll aylarnda boru eklinde turuncu sar renkte iekler aan kaln gvdeli aalara trma nan sarmak, (B igon ia radicam s). {OsT} is. Arap halkndan ol acembuselik, -i [Ar. acem + Far. buselik li] (a cem bu ;selik ) {OsT} is. mz. Acem makamnn buselik drtls veya belisi ile sona eren birleik bir Trk mzii makam. Acem ce, [acem-ce] ( a c e m ce) is. Farsa, acem rak, [Ar. acem -rk j {OsT} is. mz. Bir makam ad. A cemi, [Ar. a'cem ,j^ -\ \ (a-cem i:) {OsT} sf. 1. Y a bancya ait. 2. Araplara gre Araplar dndaki halktan olan. 3. Araplara gre Arapadaki yabanc kelimeler. 4. {eAT} Arapadan baka dilde olan. 5. Cahillii vb. nedenlerle doru ve dzgn konua mayan. 6. Dilsiz; tat; ahraz. acem i, [Ar. acemi (a cem i:) {OsT} sf. 1. Bir i te henz ustalamam, iin gerei olan ustal ve beceriyi kazanamam; deneyimsiz; beceriksiz; toy. 2. {OsT} Saraya yeni alnm, slam rf ve adetleri ni, okuma ve yazmay, saraydaki grevinin ne ol duunu henz renememi cariye. S acemi aa s, O sm anl sa ra y n d a h arem hizm etlerin den s o rumlu z en ci hadm a a la r d a n b ir blm.\\ acemi aydanlk, D eneyim siz; beceriksiz. | acem i aylak, | B ir ie y en i girm i, den eyim i ve b e c e r is i olm ayan kim se. | Acem i aylak bu k ad ar u ar, B ilg i ve d e | neyim i kt o la n la rd an f a z l a b e c e r i g erektiren i beklen m ez; (A cem i b lb l b y le ter.) | acemi er, | A skere y en i alnm ve tem el a sk erlik eitim ini ta m am lam am e r .| Acem i nalbant gvur eeinde | renir, H enz m esle in in g erek tird i i b e c e r i ve ustal kazan am am kii tem rin m alzem esi o la ra k d e e r verilm em i ey leri kullan r; b ir ustann y a p t ite iyi m alzem e kullanm am as veya g er ek li titizlii gsterm em esi. | Acem i nalbant gibi kh | nalna vu ru r, kh mhna. H ib ir ii dzenli ve ku raln a uygun o la r a k y a p am am ak, b ecerik siz lik .| | acem i oca, im p a ra to rlu k d ev ri d ev let tekilatnda kapku lu o c a k la rn a a ln a c a k erleri yetitiren a s k e r kurum. | acemi olan, O sm anl dev let tekilatn | d a esirlerd en veya devirm elerden Y enieri o c a na aln m a k zere e itilm ek ve y etitirilm ek iin a cem i o c a n a g n d erilen g en ler; to rb a o lan ; adi. | acemisi olm ak, i . B ir ii y a p m a k ta veya a le | ti kullan m akta b e c e r is i bulunm am ak. 2. B ir yerin y a b a n cs olm ak. acem ice, [acemi-ce] (acem i ce) zf. 1. Ustaya yak mayacak ekilde, ancak acemilerin yapabilecei biimde. 2. Dnp tanmadan, krn ve zararn hesaplamadan, n aratrma ve planlama yapma dan. acemileme, [acemi-le--me] is. Acemilemek ii. acemilemek, [acemi-le--mek] d n l.f. [ -ir ] 1. Usta ve tecrbeli bir kimsenin eitli sebeplerden gerek tii ekilde ustaln, becerisini gsterememesi. 2. Bocalamak. l (a cem ra;k)

I M I K S .9 1 M

ACI

acemilik, -i [acemi-lik] is. 1. Deneyimi ve ustal oJL^iS"] (a cem zi:rkei:d e) {OsT} is. mz. Bir makam bulunmamak; tecrbesizlik; deneyimsizlik; toyluk. ad. 2. Beceriksizlik. 3. rkeklik, ekingenlik. 4. Y a acene, [Far. ajana (delgi)] {az} is. Trpann sap ge banclk. 5. Osmanl sarayna alman cariyelerin ilk ecek deliini delmeye yayan elik alet; zmba. hizmet dnemi. 6. Osmanl saraynda i olanlarna [DS] ilk alndklar zaman verilen para. 7. Silahtarlk, acente, [t. agente] ( a c e nte) is. 1. Ticar konularda uhadarlk ve bostanclk kethdalklarna atanan belirli ileri stlenen ve kendisine verilen yetki er lara ilk ihtiyalarn karlamak amacyla verilen evesinde araclk eden kurum veya kii. 2. Tama para. S acemilik ekmek, Yeni g ird i i ile veya irketi veya banka gibi yaygn kurulularn ubeleri gittii y a b a n c b ir y e r d e bilg i v e becerisin in ek sik veya temsilcilikleri. 3. Bu ubenin banda bulunan liinden dolay sknt ekm ek, bocalamak.\\ acemi kimse; temsilci. 4. Bir kuruluun ticar ilerini y lik etmek, Yeteri k a d a r bilg i ve b e c er iy e sa h ip o l rten ticarethane. S acenteden kma, (M otorlu duu h ld e d n cesizce i y a p m a k ; sa h ip olduu a r a iin) y en i alnm ; ikinci e l deil. ustal veya b eceriy i g sterem em ek ; g a fle t g sacentelik, -i [acente-lik] is. Acente ile ilgili ileri term ek. | acemilik gstermek, A cem ilik etm ek. | yrten kurum, kii veya bu ilerin yapld bina, Acem istan, [Ar. acem + Far. -istn OU (a cebro gibi yerler, m ista. n) {OsT} is. ran lkesi, acep, [Ar. aceb (am a) ( a cep) zf. 1. Acaba acemiyan, [Ar. acem > acemiyn j L ^ t ] (acem iy a :n ) {OsT} sf. 1. Acemiler; toylar; deneyimsizler; tecrbesizler. 2. is. Yenieri ocana giren acemi olanlar. 3. z. is. (Ba harfi byk yazlr) ranlI lar. acemkrdi, [Ar. acem + Far. krdi tp ^ - ] {OsT} is. mz. Klasik Trk mziinde Acem makamnn sonuna bir krdi drtl eklenerek meydana getiril mi bir birleik makam. Acemleme, [acem-le--me] is. Acemlemek ii; ranllama. Acemlemek, [acem-le--mek] d n l.f. [-ir ] 1. ranl gibi olmak; ranlya benzemek; ranl gibi davran mak. 2. ran kltr ve medeniyeti iinde eriyerek kendi mill benliini yitirmek. Acemperest, [Ar. acem + Far. perest A ^s-\ {OsT} sf. 1. Klasik Trk edebiyatnda biim ve s lp bakmndan ran taklit eden. 2. Sanat ve ede biyatta ran hayran ve ran kltrne dkn olan. Acemperestlik, -i [Acemperest-lik] is. ran hayran l. Acemperest, [Ar. acem + Far. perest ^ -] (a cem p eresti:) {OsT} is. mparatorluk dneminde, sanat ve kltrde ran hayranlna verilen ad; Acemperestlik. acempuselik, -i [Ar. acem + Far. pselik <^ (soru). A cep g eld i m i? 2. Nasl, nasl da... (kuv vetlendirm e). P ilavn y an n d a h o a f a c e p g id e r . 3. Yoksa (tereddt). A cep bu lam ad m ? 4. Kim bilir (m erak). A cep kim inle g ez ip tozu yor. 5. sf. Tuhaf; garip; acayip; alr. Bu k a d a rc k m a l dnya p a r a , a c e p e y ! S aceb degl, G arip d e il; alm az; a lr m ?| acebe kalmak, {eATf | H ayrette k alm ak ; aakalm ak. aceplemek, [acep-le-mek] gsz. f . [-r ] [-l(i)-y o r] {az} amak. [DS] acepleme, [acep-le--me] is. Aceplemek ii. aceplemek, [acep-le--mek] dnl. f . [ - ir ] amak; garip karlamak, acer, [Ar. 5acer => acer] {az} sf. (Eya iin) kullanlmam; eskimemi. [DS] a cez, [Ar. acez j>*s-1 (a-cez) {OsT} sf. ok ciz ve ] gsz. aceze, [Ar. ciz > aceze {OsT} is. Gszler, zavalllar, dknler; beceriksizler; zayflar. S aceze-i eytam, D kn v e korum as olm ayan y e timler.\\ aceze-i kttb, O kulda ren im g rm ed en dev let d a iresin e girm i a cem i m em u rlar.| aceze-i | mttslimn, K oru m as olm ayan dkn M slm anlar. ac1, [eT. - > ac] is. ve sf. 1. Bir yiyecein veya bir maddenin dilde brakt yakc, kavurucu tat. 2. Tad yakc, kavurucu yiyecek, iecek. 3. Bir d etkenin veya mikroorganizmalarn vcudun her hangi bir yerinde meydana getirdii ezilme, yrtl ma, sktrlma veya dokularn tahribi gibi sebep lerle meydana gelen dayanlmas g duyu; ar. 4. m ec. nsana byk znt veren olay; dert; keder; elem; azap; strap; kahr. lk sev g iy e benzeyen ilk ac, ilk ayrlk! / Yreimin yakt a tele h a v a lk. Faruk Nafiz amlbel. 5. mec. iddetli ve sert. Ac p o y ra z yzmz kavurdu. 6. Krc,

i] (a cem p u :selik) {OsT} is. mz. -* acembuselik, acem rast, [Ar. acem+ Far. rast c j ^ s - ] {OsT} is. mz. Bir makam ad. acemuak, [Ar. acem-'uk J l i t |V=^] {OsT} is. mz. Bir makam ad. Acemzade, [Ar. acem+ Far. zade o-slj acemzirkeide, [Ar. acem + Far. zrkede (acem za:d e) {OsT} is. Acemolu; ranl atalardan gelme,

ACI
hrpalayc. Onun a c szlerin i ek m ek zoru n da m ym ? 7. Hzn verici ve dokunakl; kederli; h znl; elemli. K o c a Ali, y in e cev a p verm edi. A c a c glm sedi. mer Seyfettin. 8. arpc; gz alc. 9. Istrapl; pahalya mal olmu, fi1 ac ac, zldn belli e d e c e k e k ild e o k keskin ve dokunakl. | ac acy bastrr, H er y en i fe la k e t, insan | b ir ncekin den d a h a o k y p ra tr veya n cekin i unutturur. \ ac aa, bot. Odunu h a lk hekim liin de \ tentr h lin d e tonik ve itah a c o la r a k kullanlan b ir a a k, kav a sy a (Q uassia amara).\\ ac ba dem, G lgillerden bir m eyve a a c (Amygdalus a m a ra ) ve acm trak, keskin kokulu m eyvesi. | ac | badem kurabiyesi, H azrlan an ham uruna h a fi f b ir a c lk ve koku verm esi iin a c ba d em ezm esi k a r trla ra k y a p la n k u rabiy e cin si.| ac badem ya, | A c ba d em koku su n da p a rf m erid e kullanlan nitrobenzen.\\ ac bakla, bot. Tohumu veya otu in sa n ve hay v an lar iin z eh irli olan b ir eit ss bit k isi; kurt b a k la s; Yahudi b a k la s; M sr baklas, (Lupinus termi).|| ac bal, D eli b a l.| ac balk, | zoo l. A vrupa d a v e A n adolu 'nun kuzey ta raflarn d a y a a y an eti a c b ir tr tatl su ba l ; grdek, (R hodeu s amarus).\\ ac basm ak, D erde, ked ere, skn tya uram ak. | ac ekmek, 1. Ar sz duy | m ak, ca m yanm ak. 2. B an dan zntl o la y la r g em i olm ak. 3. Yokluk ve sknt ekm ek. | ac | idem, bot. Tad a lk a lo itler yznden zehirli olan, tohum lar ve yum ru k k le ri rom atizm a a r larn g e ir m e d e kullanlan bir i dem tr; gz i d em i; m ahrut; srincan (C olchicu m autumnale). | ac dil, 1. K on u m alarn da karsn dakin i | kran, kt leyen ve ineleyen kim se. 2. {eAT} Ac s z ; dedikodu.\\ ac dil virmek, {eAT} A c s z s y lem ek ,| ac ekmei, {az} l evine kom u larn | g n d erd i i yem ek. [D S]|| ac elma bot. E lm a byk lndeki m eyveleri m shil o la r a k kullanlan b a k lag illerd en srngen b ir bitki; eb u c e h il karpuzu; k a r a dle i, (Citrullus colocynthis). | ac fndk, is. | bot. S o n b ah a rd a n k a k a d a r i e k aan, bu s e b e p le b a h e le r d e s s o la r a k yetitirilen, y a p ra k la rn d an ve kabu klarn dan d a m a r h a stalkla rn d a y a rarla n la n a l tr a a k, (H am am elis virginiana).\\ ac gelmek, H o a gitm em ek, znt y a ra t m ak]] ac geyrek, {az} M ide ek im esi ve sindirim zorlu u yznden kan geirti. [D S]|| ac gici, {az} A c tatl h e r ey. [DS]|| ac gnek, {az} bot. H in diba. [DS]|| ac haber, lm, yangn, deprem g ib i insan derin den zen olayn bildirilm esi, duyu ru lm as.| ac hyar, bot. E lm a byklndeki | m ey v eleri m shil o la r a k kullanlan b a k la g illerd en srngen b ir bitki; eb u ce h il karpuzu, k a r g a dlei. (Citrullus colocynthis)]\ ac kahve, 1. ek er siz, s a d e kahve. 2. m ec. D avette alakgn ll dav ra n a ra k y ap lan ikram. Buyurunuz, bir a c k a h vem izi iin iz.| ac kavun, bot. K a b a kg illerd en |

S IM M S M

.,2

trm anc, y a b a n i otsu b ir bitki; e e k hyar (E c ballium elaterium)]\ ac kuvvet, K a r kon ulm as z o r ez ici favve/.|| ac m arul, bot. G vdesin den y a ttrc ve uyuturucu st ka n sa r iek li ve dili y a p ra k l tad a c b ir y a b a n i m aru l e id i; hindiba, (L actu ca virosa). {eAT} (ayn)| ac ot, bot. B ileik | g illerd en sa r i e k li y o l k en a rla rn d a ve k rla rd a biten b ir ot; dvlm av rat otu, (Tom us com m nis). | acs km ak, D a h a n ced en yap t haksz | ln veya ktln son u cu olsun veya olm asn ken d isi d e zntl ve skn tl g n ler g eirm ek .| | acs iine kmek (ilemek), B ed en en veya m anen y a a d byk bir zntnn skntsn btn b en liiyle hissetm ek. | acsna dayanam am ak, ok | sev ilen birinin lm nden, rahatszlndan duydu u zntden d olay sa l bozu lm ak veya lmek.\\ acsn alm ak, 1. A c tadn g id erm ek. Acsn a l m a k iin satn ald m zeytini bira z su ya slattm . 2. A r ve szsn dindirm ek. P ansum an aya m d a k i yaran n acsn a lv erd i.|| acsn barna basm ak, ikyetlen m eden zntsn gizlem ek, stra b a katlan m ak.| acsn ekmek, Yapt kt | ve y a n l davran larn cezasn ilerid e grmek.\\ acsn karm ak, 1. E ld e bulunm ayan s e b e p le r yznden y a p la m a y an b ir ey i b a k a e k ille rd e tela fi etm eye alm ak. 2. K en d isin e z a r a r veren kiiy e d a h a so n r a fr s a t g eti in d e m u kabil b ir z a r a r verm ek, intikam alm ak. 3. jkesini veya hrsn ken disin e z a r a r v eren v ey a buna s e b e p olan dan d e il d e gcnn yetti i kendisin den d a h a z a y f k i iler e kt d a v ra n a ra k ra h a tla m a k ; (bir p s ik o lo j i k rahatszlktr)]] acsn grm ek, S evilen birinin liim ile p s ik o lo jik sarsn tya girm ek. | acsn ii | ne gmmek, znt ve a c la r a szlanm adan, y a kn m adan katlan m ak,| ac sylemek, Birinin yan l | ve olum suz d av ran lar s e b e b iy le g e r e k le r i old u u g ib i syleyip uyarm aya alm ak. D ost a c s y le r . | ac sz, K rc v e o k fa z l a zntye s e b e p o la c a k sz]] ac su, 1. ile c e k nitelikte o lm a y a n (tuzluluk oran 0.50 ile 17 a rasn d aki) su. 2. {az} M aden suyu. [DS] 3. Yara y a d a yann iin d ek i sa r su ; iltihap]] ac tatl, S evinli ve hznl b ir a ra d a . u rada a c tatl b e ylm z geti. \ ac \ tecrbe, Istrapl, ziic, p a h a ly a m al olm u ve sknt iin d e g e e n den eyim ler ve b y le y aan an gnler. | ac verm ek, 1. B irin in cann y akm ak, a c | ek m esin e y o l am ak. 2. zmek]] acya koymak, {eAT} Istra b a so k m a k ; z ah m et verm ek.| ac yav | an, {eAT} {az} Yavan o tu ;p e lin ; veron ica. [D S]|| ac yeri, {az} l evi. [D S]|| ac yeil, {az} K oyu y e il; y a p r a k y eili. [D S]|| ac yitimi, tp. B ed en sel b ir acn n a lg lan m a sn d a ve tepki g sterm e g c nde a z a lm a eklin d e b eliren b ir sin irsel rahatsz lk ; h ip oa lji]] ac yonca, bot. Y apraklar tpta kul lan lan o k a c ve kt kokulu b ir bitki; su yon cas. ac2, [ac-ck] {eAT} s f Azck; pek az.

0 1 1

S M . 93

ACI

acca, [ac-ca] sf. Tad acya yakn; acms, acck, - [az-ck] {az} zf. Pak az; azck. [DS] acdc, [ac-t-c] {eAT} sf. Elem verici; ackl; id detli. acg, [ac- / ac-k / a- / a-k / a-uk j=rT] {eT} {eAT} sf. Ac; dert; strap. [Yknek] S an al mak, {eAT} ntikam m alm a k .| an karm ak, | {eAT} ntikam m almak.\\ acg tutm ak, {eAT} fke lenm ek]| acg itmek, {eAT} Istrap verm ek; znt iin de brakmak.\\ acg olm ak, {eAT} C am acm ak. acgan, [ac-an jU ^ T ] {eAT} sf. ok acyan; ok zlen. ack1, [eT. ac- / ac-k / a-uk j^-T] {eAT} is. Ac; dert; sknt; strap. S ack etmek, {eAT} A c v er m ek; strap verm ek; znt iin d e brakm ak. ack2, [eT. ak] {az} is. fke. [DS] ack3, [az-ck] {az} zf. Pek az; azck. [DS] ackdurm ak, [ack-dur-mak] {eAT} gl. f . [-u r] 1. Ackmasna yol amak. 2. A brakmak, acklma, [ack-l-ma] is. Ackma durumu, acklmak, [ack-l-mak] edil. f . [-r ] Yemek ihtiyac duyulmak.

aclanm a, [ac-la-n-ma] is. Ac olma durumu, acl hle gelme. aclanm ak, [ac-la-n-mak] dnl. f . [-r] 1. Tad ac hle gelmek. 2. {az} zlmek, kederlenmek. [DS] aclam a, [ac-la--ma] is. Ac hle gelme durumu, aclam ak, [ac-la--mak] dnl. f . [-r ] 1. Ac bir tat kazanmak, tad bozulmak. 2. Konumalarnda kr c ve sert bir ifade kullanmaya balam olmak. 3. Sesinde hznl ve kederli bir hava belirmek, aclatrm a, [ac-la--tr-ma] is. Ac duruma getirme ii. aclatrm ak, [ac-la--tr-mak] gl. f i [ - r ] Ac hle getirmek. acl, [ac-l] sf. 1. (Yiyecek maddesi iin) iine ac katlm. Acl A dan a k fte s i. 2. (Yiyecek iin) acs fazla olan. 3. zntl ve skntl. o k a cl g n ler g e ir d i. 4. (Kii iin) bir yaknnn lm n yaam olan. Acl gnnde bu o n a y a k r m yd? acl gicili, A c ile d i er b a h a ra t ve s o s lar konulm u (yem ek). O na im di a cl g icili y e m ek ler d oku n u yor. aclk, - [ac-lk is. 1. Tat bakmndan ac ol

ackl, [ac-k-l] sf. 1. Acma duygusu uyandran; ac verecek nitelikte. 2. Kendisi iin znt ve acma duyulmasn isteyen kimsenin tutumu; acndrc; acndrmaya alan. 3. Dokunakl; alatc; hazin. acm a, [ac-ma] is. 1. Acmak ii. 2. Bakalarnn 4. (Edeb eser iin) ac olaylara dayal; dramatik. 5. mutsuzluklar, kederleri ve zntleri karsnda Bir urama ve abann boa kmas ile ortaya insan zlmeye iten duygu; merhamet. kan gln durum; garip. 6. A c ve keder iinde acm ak 1, [ac-mak] gsz. f . [-r ] 1. Bedeninin bir ye kalm kimse; yasl; matemli, rinde fiziksel bir etki veya mikrobik bir yaradan ackma, [a()-k-ma] is. A hle gelme, dolay ac hissetmek. A m eliyat yerim o k a c y o r . ackmak, [eT. -k-mak] gsz. f . [ -r ] 1. Midenin 2. (Yiyecek ve iecek iin) tad bozulmak; ac bir boalmas ve kandaki eker miktarnn azalmas hl kalmak; aclamak; aclk kesbetmek. T erey a sonucu besin alma, yeme ihtiyac ortaya kmak; nn tad bozulmu, tuzlam adm z iin a c m . alk duymak. 2. m ec. Bir eye kar iddetli istek 3. Birine yakn, sevecen ve hogrl davranmak; duymak; ok arzu etmek, merhamet etmek; rahmetmek; yazklanmak. Y ok acksnmak, [ac-k-s-n-mak] dnl. f . [-r ] Mtees su l kadnn h lin e acyan o lm a d . 4. Birinin gr sir olmak, zlmek, d zarardan veya bana gelen bir felaketten do acktrm a, is. [ack-tr-ma] A hle getirme, lay zlmek. D eprem son ras evsiz yurtsuz k alan acktrm ak, [ack-tr-mak] gl. f . [-r ] 1. Alk duy D in arllara acyan, y a rd m a k otu . 5. (Olumsuz masna sebep olmak. 2. Uzun sre yemek yemesini ekimiyle) Cimrilik etmemek, masraftan kanma engelleyerek ok a kalmasn salamak; a koy mak. P a ra y a acm ad an b ir g zel b o y a m . 6. mak. 3. (Yiyecek vb. iin) itahn amak, Kk grmek; yazklanmak; teessf etmek. B ir acla, [ac--la / a-la tU-T] {eAT} zf. A iken, koltuk iin bu k a d a r kldim . A cyorum s a n a . 7. aclaca, [ac--la-ca a- aU-T] {eAT} zf. A olarak; a acna. aclama, [ac-la-ma] {az} is. 1. Aclamak ii. 2. algam yemei. [DS] aclam ak1, [ac-la-mak] gl. f i f - r [-l()-y o r] ine ac koymak; acl hle getirmek. aclamak2, [ac-la-mak] gl. f i [ - r [-l()-y o r] Hrpa layarak sevmek; hrpalamak. {az} Sevmek; okamak. [DS] acm ak2, [eT. aT-mak > ac-mak j^ ^ T ] {eAT} gsz. fi. [- r ] Eziyet grmek; strap ekmek; ac duymak, acmakl, [ac-mak-l] sf. (Ses iin) ackl, dokunakl, hazin. acm an, [ac-man] {az} is. Anlarn petek gzlerine doldurduklar ac madde. [DS] acmasz, [ac-ma-sz] is. v e s f. 1. iine ve yarglarna

ma durumu. 2. Ac miktar. i k ftey e a c lk verm ek iin bira z d a h a b ib e r koyunuz. 3. Buruk luk, dokunakllk; kederlilik. 4. {eAT} Istrap; ezi yet; sknt.

ACI sevgilerini ve insani duygularn kartrmayan; kendinden af dileyene duyarsz kalan; kat; merha metsiz; zalim; ceberut; gaddar. 2. Deerlendirme lerinde hibir kusuru, boluu affetmeyen; kat; insafsz. 3. Sebep sonu ilikisinin kesinliini ifade eden zarf. B ilm eyen e tabiat acm aszdr. acmaszca, [ac-ma-sz-ca] (acm as z ca ) zf. Acma duygusu tamadan; gaddarca; zalimce; insafszca, acmaszlk, - [ac-ma-sz-lk] is. 1. Acmasz olma durumu; acmasz olan kiinin tutumu; merhamet sizlik; gaddarlk; insafszlk; ta yreklilik. 2. zf. Bir eyin acmaszca gerekletirilme durumu, acmazlk, [ac-maz-lk] is. Acma duygusu tama ma hli; gaddarlk; merhametsizlik, acmk, - [ac-m-k] is. bot. 1. Karanfilgillerden yapraklar karlkl pembe ve mor iek aan ya bani ot; belemir; delice; karamuk. 2. {az} ok sk dall, ac ve fena kokulu bir yabanc ot. [DS] 3. {az} Stleen. [DS] 4. Merhamet. 5. nsana sms k sarlan srnak kimse. S acmk torbas, {az} anat. S a fra kesesi. [DS] acmkt, [ac-mk-l] {az} sf. Yufka yrekli; mer hametli. [DS] acm sam ak, [ac-msa-mak] gsz. f . [-r ] [-s()-y or] A cr gibi olmak; biraz acmak, acms, [ac-ms] sf. 1. Tad acya yakn, biraz ac olan; acmtrak; az ac; acya alan. 2. Duygusal ynden dokunakl, acm trak, - [ac-mtrak] sf. Tad acya yakn biraz ac olan; acms, acm trakkk, [ac-mtrak-lk] is. Acya yakn bir tat bulunma durumu, acn, [ac-n ^ T ] {eAT} zf. A olarak; alkla; alk tan. S acn lmek, {eAT} 1. A lktan lm ek. 2. A o la r a k lm ek. acnacak, - [ac-n-acak] sf. Acma duygusu uyand racak biimde; ackl; znt verici, acnakl, [ac-n-ak-l] {az} sf. Kederli; zntl; acl; elemli. [DS] acnas, [ac-n-as] zf. Acnacak, merhamet edilecek durum. acndrm a, [ac-n-dr-ma] is. Acndrmak ii. acndrm ak, [ac-n-dr-mak] gl. f . [ -ir ] 1. Bakala rnn kendisine acmasn salamak. 2. Bir kimseyi merhamete getirmek; yumuatmak. 3. Kendisini zavall durumda gstermek suretiyle karsndaki nin merhamet duymasn salamak, anlma, [ac-n-l-ma] is. Anlmak ii. anlmak, [ac-n-l-mak] edil. f . [-r ] Bir kiiye veya canlya bakalar tarafndan acnmak: merhamet edilmek. (Bu f i i l c m lede zresiz o la r a k kullanlr.) Onun bu durum una an lm az m ? acnma, [ac-n-ma] is. Acnmak ii. acnm ak1, [ac-n-mak] edil. f . [ -r ] 1. Keder ve

BKE H

znt duyulmak. 2. Teselli edilmek. 3. dnii. f . Bir olay karsnda kendi kendine zlmek; hayflan mak. acnm ak2, [ac-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] Dert yan mak; bakasnda merhamet uyandrmaya almak; szlanmak. [DS] acnm ak3, [ac-n-mak] dnl. f . [-r ] Birine acmak; merhamet duymak, acr, [Ar. acr => acr >=-T] {az} is. bot. Buruuk kabuklu, ak renkli bir tr hyar; acur, (Cucum is an guria). [DS] a crak 1, - [ac-rak 3j=-T] {eAT} sf. Acms, acmt rak; az ac; hafif ac. acrak 2, - [a-()rak] {az} sf. Biraz a; iyice doy mam. [DS] acrga, [Mo. acrga] is. bot. Yaban turpu, turp otu. acrm ak, [ac-r-mak / ac-ur-mak Jv?-T] {eAT} gl. f i [-u r ] 1. Acktrmak. 2. Bal ve metbu durumda bulundurmak, acsz, [ac-sz] sf. 1. ine aclk verecek herhangi bir ey katlmam olan. A csz A dan a k ftesi y e d ik . 2. m ec. Hibir znts, derdi, kederi olmama. 3. Ar, sz duyulmadan olan; ac vermeyen; actma yan. A csz a m eliy a t. acklk, [ac--k-lk {eAT} is. Ac; ar.

acrnak1 [ac--mak iy ^ r T] {eAT} dnl. f i [-r ] , [eAT.. -ur] 1. Armak; szlamak; iin iin acmak. 2. {az} zlmek; ac duymak; kederlenmek. [DS] 3. Can yanmak. 4. ite, f . {az} Birisinin lm ne, felaketine hep birlikte zlmek. [DS] acm ak2, [ac--mak] {az} ite f i [-r ] Sevimek. [DS] actrm ak, [ac--tr-mak] {az} gl. f i [-r ] Act mak; cann yakmak. [DS] actgan, [ac-t-an / ac-t-kan ctan; ok strap veren, actc, [ac-t-c] sf. A c veren; ar, sz veren, actkan, [ac-t-an / ac-t-kan j ^ T ] {eAT} sf. -* actgan. actm a, [ac-t-ma] is. Actmak durumu, fiili, actm ak, [ac-t-mak] gl. f i [-r ] [eAT, -ur] 1. Canm yakmak, fiziksel olarak ar sz vermek; artmak; szlatmak. 2. Tadn ac hle getirmek; aclatr mak. 3. {eAT} ncitmek, acyc, [ac-y-c] sf. Acyveren, merhamete gelive ren; acyan. aciz, [Ar. ciz => ciz] {eAT} sf. Gc yetmeyen; ciz. S ciz eylemek, {eAT} Gsz ve a resiz b ra k m a k .| ciz eyleyici, {eAT} Gsz ve a resiz | b ra k a n .| ciz olm ak, {eAT} Gc yetm em ek ; aciz | g sterm ek. {eAT} sf. ok a-

o b iiiic e

szm. M
deimi su; bozuk su. (aacin, [Ar. acm

ci

aci, [Ar. c ^ U ] (a:ci:) {OsT} sf. . Fildii ile ilgili. 2. Fildiinden. 3. Fildii satcs, acib, [Ar. aceb (hayret, g a rip lik ) > acb _-

acin2, [Ar. cin ^ 1 ] (a;cin ) {OsT} is. Rengi ve tad (a ci.n i:) {OsT} sf. 1. Hamur (aci:n iyet) {OsT} is.

ci:b ) {OsT} sf. Allm olann dnda; garip; tu haf; acayip; alacak; hayret verici, t? acblkyfe, {OsT} Giyimi a ca y ip olan. acib, [Ar. aceb (hayret, gariplik) > cib cak ey. acibane, [Ar. acb + Far. -ne acibe, [Ar. acb / acbe L (a c i:b a :n e) {OsT} zf. alacak tarzda; hayret verici biimde, (a c i:b e ) {OsT} is. Allmn dnda, bugne kadar hi grlmemi ey; tuhaf; garip; acayip; anormal. S acibe-i hil kat, A cayip yaratk. acibleda, [Ar. acbl-ed acil1 [Ar. acele (abu k) > cil , (a ci;b le(a :cil) {OsT} d a :) {OsT} sf. Gzelliiyle hayrete dren. sf. ok acele, beklemee zaman ve tahamml olmayan; derhl yerine getirilmesi gerekli olan; bekletilemez. S acil durum , H em en m dahaleyi veya ted b ir alm ay g erek tiren kritik durum. | acil | vaka, 1. Z a b taca zam an kay b etm ed en m d ah ale edilm esini g erek tiren g ven lik tedbiri. 2. H ekim lik e hem en g e r e k li tedavi ilem inin y aplm asn g e rekli klan sa lk problemi.\\ acil servis, H astan e lerd e hem en tedavi altn a aln m as g e r e k li h a sta la r k ab u l ve tedavi ed en blm.\\ acil ifalar dile mek, H asta olan birinin k sa zam an d a sa l n a kavum as iin du a etm ek, d ilekte bulunm ak; g e mi olsun dile in d e bulunmak. acil2, [Ar. ecel > cil / cile J=rT] (a :cil) {OsT} sf. 1. Vadeye bal; vadesi geldiinde yaplacak olan. 2. Erteli. acilane, [Ar. cil + Far. -ne (a :cila :n e) (a ~

gibi; hamur kvamnda. 2. kim. Hamurumsu, aciniyet, [Ar. acniyyet

Hamur gibi olma; macunlama, acir, [Ar. ecr (kiraya verm ek) > cir yr-T] (a :cir) {OsT} sf. Kiraya veren; kiralayan; mucir, aci, [Far. c (a :c i: ) {OsT} is. me.

ci:b) {OsT} is. Allmn dnda olan ey; ala

acitato, [t. agitato] is. mz. (alnmak ii iin) canl ve cokun, aciyo, [t. aggio] (a cyo) is. -+ acyo, ciz, [Ar. acz > ciz (a:ciz) sf. 1. Bir ii ya

pabilecek gc, becerisi ve yetenei olmayan; g sz; iktidarsz; aresiz. 2. Zavall; zayf. 3. Yoksul; dkn. 4. Himayesiz; kimsesiz. 5. arm. S ciz brakm ak, B irin i b ir i y a p am az veya iin iinden kam az h le so k m a k; b u n a l t m a k . ciz kalmak, Btn a b a la rn a ram en bir ii y a p am az durum a dm ek; a resiz kalmak.\\ cizleri, (eski) Yazma ve k on u m alard a kendisinden b a h setm ek g erek ti i zam an a l a k gnlllk ve sa y g g ster m ek iin "ben y erin e kullanlan k elim e; cizan e. aciz, -czi [Ar. acz is. 1. Gszlk, yetersizlik;

{OsT} zf. 1. Acele olarak; acele ile. 2. Acele edenle


re zg; aceleci kimselere yakr biimde. acilen1, [Ar. cil > cilen (a :ci'len ) {OsT} zf. 1. Acil olarak, geciktirmeden, hemen; ivedilikle; gecikmeden. 2. Vakti zaman geldiinde yaplmak zere. acilen2, [Ar. cil > cilen >-T] ( a c i len) {OsT} zf. Zaman geldiinde yaplmak zere; ertelenmi ola rak. aciliyet, [Ar. ciliyyet c~U-U] (a:ciliy et) {OsT} is. vedilik. acin1, [Ar. acn (yourma) > acn

iktidarszlk; 2. Beceriksizlik. 3. tic. huk. deme gn gelmi olan borlarn deyemeyecek duruma dmek. 4. Bir eyin son blm; arka taraf. 5. anat. Vcudun arka taraf; k; (insan ve hayvan iin) kala; sakrum. 6. ed. Beyitte ikinci msran son ksm. S aciz hli, fla s h lin d e birisinin m ah k em ey e b a v u ra ra k durumunun tespitini istem e durumu.\\ aciz belgesi, A cze dm b ir tccarn h acizli m allarn n p a r a y a evrilm esin den so n ra ala ca n n tam am n alam am bulunan a la c a k ly a icra d a ir esi tarafndan verilen a la ca n n k alan m iktarn belirten belge. cizan, [Ar. ciz > cizn is. Acizler; zavalllar, cizane, [Ar. ciz + Far. ne (a :ciz a ;n e) (a ;ciza ;n ) {OsT}

{OsT} sf. ve zf. 1. ciz kimselere yakr ekilde. 2. Konuma ve yazmalarda karsndakine sayg duy duunu belirtmek veya alak gnll davranmak iin kendisinden bahsederken kullanlan ifade. ciz1, [Ar. ciz + Far. - tsyr^ ] (a :ciz i:) {OsT} is. 1. Acizlik; gszlk; yetersizlik; beceriksizlik. 2. Al ak gnlllk. ciz2, [Ar. ciz + Far. - iSyr lt] (a ;ciz i:) {OsT} sf. 1. Alak gnll kimseye ait. 2. Alak gnlllk gstermek iin bana ait, benimki yerine kullan lr.

(aci:n) {OsT}

is. 1. Hamur ya da macun hline getirme; yourma.


2. Macun; hamur. 3. sf. Yorulmu; hamur veya macun hline getirilmi.

C
ciziyet, -ti [Ar. ciz! > aciz-iyyet coj-U ] (a:ciziy et) {OsT} is. 1. Yeteneksizlik; cizlik. 2. Yoksul luk. 3. Alak gnlllk, cizlik, -i [ciz-lik] (c:cizlik) sf. 1. Aciz olma hli; dknlk; yoksulluk. 2. Beceriksizlik, gszlk; iktidarszlk. 3. Yetersizlik, am ak, [c-mak / -mak Ackmak. acmiy, -yyi [Ar. acmiyy anlayl. 2. nce dnceli, acn, [Ar. acn y * * ] {OsT} is. Yourma; macun kva mna getirme, aco, [eT. aa] {az} is. Amca. [DS] acube, [Ar. ucbe (a cu :b e) {OsT} is. - * ucube, -acuk, [-a-cuk] {eAT} yap. e. Sfatta dereceyi dren isimden isim yapma eki. az-acuk. acuk, [eT. ak] is. Dert, acuk, [a-uk / ac-uk Jj-T] {eAT} sf. Ak, acul, -l [Ar. acele > acul Jj= ^ ] (acu :l) {OsT} sf. (Kii iin) iini yaparken ok acele eden; aceleci; tez canl; ii tez; sabrsz; evegen; tela. (a cu :la :n e) {OsT} sf. 1. Akll; {eAT} gsz. f . [-a r ]

n m u K H .M acyo, [t. aggio] ( a cyo) is. 1. Bankalarn yaptklar ilemlerden dolay aldklar komisyon ve cretlerin toplam. 2. Bonolarn bankalarca nakde dnt rlmesi srasnda verilen para ile zerinde yazl olan miktar arasndaki fark; krm; skonto, acyocu, [acyo-cu] is. Borsa ilemleri yapan; borsac; komisyoncu. acz, [Ar. acz {OsT} is. 1. Beceriksizlik. 2. ed. Dz yazda bir blmn son cmlesi. 3. Manzume de bir beytin ikinci dizesinin son yars. S acz-i ikdam, alp a b a la y p b ir e y yapam am a. -a 1 [-a / -e / - / -i / -u / -] yap. e. -* -. , -a2, [-a / -e] yap. e. 1. Fiil kk ve gvdelerinden iinde bulunulan duram kavram katarak sfatlar yapar: g le. 2. Fiillerden, eylemin belirttii ile ilgili ara ve gere isimleri yapar: byte, k ald ra, rete. 3. Benzerlik kavram ile isimlerden isim yapan ek: boza, topa, k p e k k kp . 4. {eT} Fiilden isim yapma eki. k m -e (kl p id esi) 5. {eAT) Fiilden isim yapan ek; alet isimleri yapar. ksa. -a3, [-a, / -e] {eT} yap. e. simden isim yapma eki. b e g - e (beyceiz)

aculane, [Ar. acl + Far. ne

-a4, [-a] {eAT} yap. e. Renk adlarndan o sfata yaknlk bildiren isimler yapan isimden isim yapma {OsT} sf. ve zf. ok acele olarak; aceleci kimsenin eki. boz-a. davranna uygun, a 1, [eT. -mak > > a] sf. 1. (Kii, hayvan iin) acun, [Sod. cn] {eT} is. Dnya; lem. [Mhenn] yemek ihtiyac iinde bulunan; ackm. {eT} (a :) (ayn). [DLT] [Gabain] [Tekin] [EUTS] [ETY] 2. Yeme a c u r 1, [Ar. acr j .^ ] is. 1. Kabakgillerden hyara ime, giyinme ve barnma gibi en doal ihtiyacn benzer bir eit sebze; (Cucum is flex u o su s). {eAT} karlayamayacak derecede yoksul kimse. 3. Ne (ayn) 2. arg o. Mnasebetsiz, belal, irret. 3. {az} kadar ok kaznrsa kazansn bunlarla yetinmeyen Olgunlam tohumluk hyar. [DS] 4. {az} San ve srekli kazanma ve biriktirme arzusu iinde olan; uzun bir tr kavun. [DS] 5. {az} Ham kavun. [DS] 6. {az} Bir tr pancar otu. [DS] 7. {az} Yemee agzl; haris; gz doymaz; tamahkr. 4. Kurak lktan dolay kurumu, kavrulmu durumdaki top konulan ya, soan, sala gibi eyler. [DS] ran hli; susuz. 5. ok istekli, zlem eken; do acu r, [acur] {eAT} sf. Kurtlanm, yumsuz. 6. {az} Yoksul. [DS] 7. {az} A gzl. acurm ak, [ac-r-mak / ac-ur-mak {eAT} gsz. [DS] S a ak, Yoksulluk iinde, evsiz barksz.\\ a f . [-u r] -* acrmak. ak kalm ak, E vsiz ba rk sz ve y o k su l durum a d acuz, [Ar. acz (acu:z) {OsT} is. Kocakar, m ek]| a acna, A o la ra k, a olduu h lde. | A | | ay oynam az. creti verilm eyen iiden y ete ri k a acuze, [Ar. acz > acze o ^ \ (acu :ze) {OsT} is. 1. j.y d a r i y a p m a s beklen em ez. | a brakm ak, 1. Ye | Kocakar, ihtiyar kadn. 2. Huysuz ve geimsiz ka m ek v erm em ek veya verm ekte gecikm ek. 2. H aksz dn. 3. irkin; suratsz. 4. m ec. Byc, ara bozucu lk y a p a r a k birin i y o k su l h le drm ek]] a bila, kadm; cad. B akm sz, kim sesiz; yoksu llu k iinde. ]\ a boaz, acl, [Far. cl J^-T] (a:c l) {OsT} is. Geirme, {az} 1. A g zl ; gz doymaz. 2. Yiyip im esi ken din e ait o la r a k tutulan gn deliki. [DS]|| a a c r, [Ar. cr yrT] (a:c r) {OsT} is. 1. Kiremit. 2. ard ak , {az} H ela. [DS]|| a plak, Yoksulluk ve Tula. 3. Kerpi, ihtiya iin d e.| a dirilmek, {eAT} A y a a m a k .| | | acri, [Ar. cr Zj=r~\] (a :c ri:) {OsT} is. Kiremiti; A doym am, tok ackm am sanr, nsan iinde tulac. bulunduu durumun h i d e im ey ece in i sanr. | a | doyurm ak, Y oksullara p a r a ve y iy e c e k g iy ece k acssin, -nni [Ar. cs-sinn ^Lt] (a:c ssin ) v er ere k y a rd m d a bulunm ak]] a gezmek (dola {OsT} is. Fil dii, mak), Yiyecek, i e c e k ve barn m a g ib i zorunlu ihti acve, [Ar. acveoj^t] {OsT} is. Hurma ezmesi. y a la rn k ard ay a m ad a n sknt iin de y aam ak]]

im iw a i.9 7 A gezmektese tok lmek yedir. Yoksulluk lmden daha zor dur.\\ a gz, 1. D oym ak bilmez bir itah sahibi. 2. htiras sahibi; muhteris .| a | gzl, Az ile yetinmeyen, ihtiyacndan ok fa zla s

AI
aasya, [a-a-s--y-a] {az} zf. Amadan nce; ancaya kadar. [DS] aavele, [t. braccia in vela] is. dnz. Serenlerin son derece prasye olunma durumu, aelerando, [t. accelerandum] zf. miiz. (almak iin) gittike hzlanarak, adurm ak, [a-mak > a-dur-mak / a-tr-mak] gl. f. [-ur] Birinin bir ey amasna yol amak: ama sn salamak; atrmak, ag, [a-g] {az} is. Hal, kilim gibi yayg. [DS] agu, [a-u] {eT} is. Anahtar. [Miihenn] aguu, [au-u] {eT} is. Kan alc. [Miihenn] a 1 [a-] is. mat. 1. Balang noktalar ortak iki , yar doru arasndaki aklk. 2. mec. Anlay ekli; olaylar anlama, ele alma biimi; gr; fikir; d nce. S a aldanmas, Alarn deeri ile ilgili olarak gz yanlmas.\\ a lm, A lme ku

n isteyen; haris; ingene; doymaz; hrsl; muhte ris; tamahkr.\\ a gzllk, Aza kanaat etmeme, a gzlii davranma hli .| andan lmek, 1. ok | ackmak. 2. Byk bir yoksulluk iinde olmak. | a | itmek, {eAT} A brakmak.\\ a kabaday, {az} 1. K abadaylk yapan yoksul kimse. 2. Yoksul olduu hlde bakalarna yardm eden. [DS] | a kalmak, ] Yiyecek bir ey bulamamak; karnn doyuramamak; skntya dmek. \\ a karnna, A iken, henz y e mek yemeden. | a koymak (brakmak), Yiyecek | vermemek .| a k urt gibi (saldrmak), 1. Ar bir | istekle... 2. Byk bir itahla...\\ a susuz, Byk bir yoksulluk ve sknt iinde. \\ A tavuk kendini dar am barnda sanr. nsan ok fa zla ihtiya duyduu eyler iin olm adk hayaller kurar.\\ a tutm ak, {eAT} A brakmak. a2, [a] {eT} is. Birini armakta kullanlan nlem;
arma; nde. [DLT] aa, [aa] {eT} is. -* e. [ETY] aacak, - [a-mak > a-acak] is. 1. ie ve konser ve kutusu gibi yiyecek iecek maddelerinin konul duu kaplarn kapaklarn amaya yarayan ara. 2. Kitap ve zarf kenarlarn kesmeye yarayan kt ba. 3. {az} Anahtar. [DS] 4. {az} Bilmece. [DS] aag, [a-a] {eT} sf. Ac. [EUTS] aagatk, [ak-a+kat-k > aalcatk] (a:agatk) {az} is. Yasz ve szlm yourttan yaplan pey nir. [DS] aagram ylan, {eT} is. zool. Boa ylan. [EUTS] aaz, [a-k + az] (a:az) {az} s f Boboaz; ukala. [DS] aalya, [Lat. azalea] (aa lya) is. bot. Gzel ve gs terili iekleri dolaysyla sakslarda yetitirilen orman gl, (Rhododendron indicum).

ral ve teknikleri.
a2, [eT. a] {eT} sf. A c; ac olan; eki. [DLT] S a su, {eT} Tuzlu sw | a teniz, {eT} Suyu tuzlu .| olan deniz. | a tiniz, {eT} -* a teniz, | a, [eT. a > a ^ ] {eAT} Ac; dert; keder; s trap. a4, [e / a] {eT} is. Yal kadn; hanm nine. [DLT] ac, [a-c] sf. 1. Ama iini srekli yapan. 2. mec. Artran; ferahlatan. tah ac, gnl ac, zihin ac. 3. Bir lkeyi aan, alan; fetheden; fatih. 4. is. Gmrklerde kontrol gerekli bavul, sandk, anta, paket gibi eyalar amakla grevli kimse. 5. Am a iinde kullanlan alet. 6. Kt hamuru hazr lama srasnda liflerin paralanarak sv iinde asl olarak kalmasn salayan ara. 7. Tekstilde balya hlinde gelen pamuk veya yn zp datmaya yarayan makine. ag1, [-] (a:g) {eT} sf. 1. Ac; strap. [ETY] [Gabain] [Yknek] [EUTS] 2. Hiddetli; gl; pek [Gabain] [Yknek] 3. Eki; acmtrak. [EUTS] 4. is. fke; kzma; hiddet, fi1 ag a, N e ac!

aan1, [a-mak > a-an] is. 1, anat. Oynak kemikler ag2, [a-mak > a-] {eT} is. 1. Bolluk iinde ya arasndaki ay geniletmeye yarayan kaslar; bst. 2. mat. Bir eri zerine sarlm ve bir ucundan ama; nimet iinde yaay; bolluk. [DLT] [KPy.] 2. Hediye; armaan. [EUTS] [Gabain] 3. Devlet b bal ip ekildiinde br ucunun izdii eri. yklerinin bahii; hann verdii bahi. [KPy.] aan2, [eT. kaan > haan] {az} zf. O zaman; yley [DLT] se. [DS] agl, [a--l] {eT} sf. Ak; alm olan. [EUTS] aani, [Sansk. jneya] {eT} is. 1. Soy; rk. 2. Soylu aglg1, [a-l / ag-lk] {eT} sf. 1. Ekili. 2. ine kk. 3. mtiyaz. 4. sf. Soylu. [EUTS] konulan ekiten. [DLT] aar1, [a-mak > a-ar] {az} is. Anahtar. [DS] aghg2, [a--l] {eT} sf. Bolluk iinde bulunan aar2, [a-mak > a-ar] {az} is. Turu; aperatif. [DS] (kimse). [DLT] fi1 aghg tutm ak, yi gdalar ile aar3, [Erme, aar] {az} is. Yeni domu erkek bu beslenmek. [DLT] za. [DS] aglk, [a-lk] {eT} is. Aclk. [DLT] aari, [Sansk. crya] {eT} is. retmen; hoca; stat. agsam ak, [a-sa-mak] {eT} f. Can eki istemek. [EUTS] [Gabain] [DLT] aasna, [a-a-s--n-a] {az} zf. Ak olacak biimde; ak olarak. [DS] a, [a-] {eT} sf. Ac. [Mhenn] S1 a su, {eT} Ac su; tuzlu su [Mhenn]

I M I IC tS M .9 8
ak1 [e > a-k ?] {e l } is. Byk karde. [DLT] , ak2, - [eT. a-uk > a-k sf. 1. Alm olan; katl, sanl, rtl, kapal durumda olmayan. 2. Herhangi bir kukuya, tartmaya meydan verme yecek ekilde belirgin ve kesin olan; belirli; aikr; grnr. 3. m ec. Kolay anlalabilir olan; sarih; sade; vazh. 4. almalarn srdrebilir durumda olmak. 5. Grevlendirilmi sorumlusu bulunmayan makam; mnhal; bo. 6. Dz ve engebesiz arazi. 7. Gizli, sakl bir dnce ve planlar bulunmayan. 8. n yarg beslemeden yenilikleri ve olumlu deiik likleri kabullenebilir olan; benimsemee, anlamaya yatkn. 9. (Toplant veya grme iin) girilmesi, geilmesi serbest; herkesin katlabilecei, izleyebi lecei. 10. (Y er vb. iin) rahata girilip klabilir; engelsiz; geie uygun. 11. Grenlerin cinsel a dan tahrik olmasna sebep olacak ve utanma duy gusunu yaralayacak ekilde cinsellii ileyen; ero tik; pornografik; mstehcen. 12. Renk bakmndan koyu olmayan. 13. (Gkyz, hava iin) gneli ve bulutsuz. 14. (Elbise iin) vcudu yeteri kadar rt meyen; plak; ryan; dekolte. 15. (Yara iin) iyile ip kapanmayan, aknts veya kanamas bulunan. 16. (Yzey, alan iin) oldurulmam; bo. 17. Biti ik veya yakn durumda bulunmayan; aralkl ve genie; seyrek. 18. Rzgr veya frtnaya kar bir engeli bulunmayan. 19. ten karlm. 20. Korunaksz olan, muhafazas bulunmayan, ambalajsz. 21. (Y er iin) st kapal, rtl olmayan; atsz. 22. inde gizli bir maksat bulunmayan, samimi. 23. Usuz bucaksz, engin. 24. ac, ferah, nee li, mutlu. 25. Duyurulmu, bildirilmi ve ilan edil mi olan. 26. (Radyo ve televizyon iin) sesi ok yksek. 27. {eAT} Serbest; laubali. 28. {az}] Uzak; rak. [DS] 29. {az} Kzl bozulmu. [DS] 30. is. Denizin kydan olduka uzak yeri. 31. Muhasebe kaytlarna gre sorumlusunun elinde bulunmayan para veya mal. 32. {az} Kahve cezvesi. [DS] 33. Kusur, su, zaaf. 34. {az} Orman iindeki aasz, plak yer. [DS] 35. zf. Ortada, meydanda, aleni. S aa alnma, H akkn da a a a lm a ilem inin uy gu lan m as,| aa almak, 1. H akkn da kam u d a v a | s alm bulunan dev let memurunu d a v a so n u la n n caya k a d a r g rev d en uzaklatrm ak. 2. B ir d e niz tatn kydan denizin iin e doru bira z uzaklatrm ak. | aa ekmek, K ydan u zaa doru | seyretmek.\\ aa karm a, 1. daren in tekilatta d e iik lik y a p a rk en baz k a d r o la r kaldrm as s e b e b iy le baz m em urlarn k a d ro d kalm as. 2. Toplum u ilgilen diren gizli ve y a s a k olan b ir ii d e lilleriy le birlikte kam uya duyurm ak; h erkesin b il m esini, tanm asn sa lam a. | aa karm ak, U| u cu b ir kim yasal rn tutunduu ve olutuu ortam dan ayrm ak. Suyun elektrolizin den hidrojen ve oksijen a a k a r. | aa kmak, 1. kim. | K im y a sa l b ir ilem sonu cun da d i er m ad d e veya elem en tlerden ayr o la r a k olum ak, en erji olum ak, b elirm ek; olu m ak; m ey d an a gelm ek. H idrojen ile oksijen tepkim eye g ir e r e k suyu m eydan a getirirken byk b ir en erji a a k a r . 2. K im y a sa l tepkim e son u cu n da h a v ay a karm ak. 3. G izli y a n k a lm a m ak; h erk es tarafn dan ren ilm ek. 4. B ir geitten, b ir k an ald an d a ry a kmak.\\ aa imza, K iileri hukuken b a la y a c a k b ir sen et veya s z lem e g ib i belg elerin m etin ksm y a zlm ad an k a r d a bulunan kim seye g vendiin i belirtm ek iin b ir k d n alt blm n e atlan im za.| aa vurm ak, Gizli tutu | lan b ir o lay veya b ir duyguyu, dnceyi fa r k n a varm adan ipu lar v e r e r e k b e lli etm ek. | a k | m ak, Zim m etinde bulunan m a l veya p a ra n n ek sik olduunun anlalmas,\\ an kapatm ak, 1. M al veya p a r a o la r a k zim m etinde g r len eksikli i g i derm ek. 2. B ir iletm enin g e lir ek sik li i ile g id er fa z la l a ra sn d a k i d en g ey i sa la m a k ; z a r a r et m ekten k u rta rm a k 3. B ilg i v e b e c e r i bakm ndan eksikli in i g id erm ek ; u stal n daki ek sik lik leri ta m am lam ak. 4. B akasn n kusurunu g izlem ek; a n rtm ek.| an yakalam ak (grmek, bul | mak), Birinin eksiini, kusurunu veya zaafn bul m ak, o rtay a karmak.\\ ak ak, H ib ir ey g iz lem eden , g e r e k te oldu u g ib i; d o sd o ru ; doru o la r a k ; a k a .| ak az, 1. Aptal, sersem ; h er | o la y d a ve durum da h akk o la n ka rla rn koru m a sn bilem eyen. 2. {az} B o b o a z ; geveze. [DS] | | ak azl, 1. A hm ak, sersem . 2. {az} Tem bel. [D S]|| ak ak, Sv ve g azlarn bo ru la rd a n h ib ir en g elle (vana) k a r la m ad a n a kp gemesi.\\ ak alnla, H ib ir kanunsuz ve a h la k d tutumu o lm a dan, y aptklarn n doruluundan em in o la r a k ; erefle.\\ ak arazi, as. D m an tarafndan g r l m eyi en g elley ec e k b ir strenin bulunm ad arazi. | | ak artrm a, A lc o lm a k isteyenlerin g zleri nn de a k a fiy a t n e r e r e k ve en o k fiy a t veren kiiye y a p la n sat ilem i. | ak ate, S ip ere g ir | m eden dm an a a te etm e. | ak at, H ed efi g r e | r e k y a p la n a t. \\ ak ayak, {az} B ir tr tulum b a c yry. [D S]|| ak bilet, B elirli b ir s re iin d e ku llan lm ak zere satn a lm a sra sn d a h a re k e t tarihi y azlm am a n c a k h a rek et gnnn y a zlm asyla g e e r lik kazan an y o lcu lu k bileti.| ak | bono, 1. d en ecek p a r a m iktar y azlm adan dzen lenm i ve im zalanm senet. 2. m ec. Snrsz gven ve y etk i.| ak boyam ak, R en k bakm ndan biraz | d a h a ay d n l a k a a n ton ile b o y a y apm ak. | ak | blge, 1. D ev letler a ra s ticaret ilikilerin de h er han gi b ir kstlam ann bulunm ad alv eri b lg e si. 2. G iri ve klarn h erh an g i b ir kstlam a ve kon trole ta bi tutulm ad yer.\\ ak brek, {az} O rtas a k b r a k la r a k p iirilen brek. [D S]|| ak bte, G eliri g id erin i karlam ay an bte. | ak | bte politikas, lkede gr len ek o n o m ik dur gun luk z am an larn d a devletin tam istihdam s a

AI
rl. 2. D ndklerini oldu u g ib i syleyen.\\ ak ekin, {az} Atn sk ve ev ik a d m larla y r y. [DS]|| ak fikirlilik, A k fik ir li olm a h li.| | ak finansman, lkedeki iktisadi durgunluk d nem inde hkmetin g elirlerin d en fa z l a h a rca m a d a bulunm asyla o rtay a kan b te a.\\ ak ge mek, (G em i iin) b ir kydan, b a k a b ir g em id en veya b ir y erd en uzak seyretm ek. | ak giyinmek, | Yakasn, gsiinii, omzunu, srtn ve kolunu n o r m al saylan l ler dn da a k ta b r a k a c a k e k il d e giyinm ek. | ak gr, C ezaev lerin d eki tutuklu| larn y a kn la ry la a r a d a h erh an g i b ir en g el o lm a d a n ,b ir a r a d a o la r a k grebilm eleri.^ ak hava, 1. K a p a l y erlerin dnda, a tm o sferle iliii k e s il m em i; kr, p a r k ve b a h elik y er. 2. Bulutsuz, a y dn lk ve p a r la k g n eli hava. | ak halka dizilii, | fo lk . O yunlarnda oyuncularn a ra la rn d a a k lk b r a k a r a k m eydan a g etird ik leri h a lk a eklin d eki dizili.\\ ak hava mzesi, Rzgr, yam ur, k a r ve g n e g ib i ta b ii etken lerden z a r a r g r m e y e c e k ta rih eserlerin serg ilen d i i st rtiil olm ayan m ze. | ak hava okulu, D erslik leri ve d i er bl m | leri ren cilerin gneten ve d i er ta b ii o rtam lar dan y ararlan m alarn sa la m a k zere y a p la n d rl m eitim kurumu.\\ ak hava oteli, G eceleyin pa rk ta , s o k a k ta yatan larn g e c e le d ik le r i bu tr y e r le r e v erd ikleri isim. | ak hava sinemas, st | k a p a l olm ayan, y a z lk sin em a.| ak hava tiyat | rosu, A m fiteatr eklin d e dzenlenm i iistii rtl olm ayan tiyatro sahn esi. | ak hece, Son sesi nl | o la n h ece. (Aruz l s nde k s a h e c e denir.) | ak | iletme, M aden cilikte m aden y a ta n a u la a b ilm ek iin stte bulunan topran b a k a y e r le r e atlm as su retiyle alm a. | ak isiz, G e erli cretle p i | y a s a d a i bu lam ayan kimse.H ak isizlik, Az g e lim i lk elerd e gizli isizlik kart o la r a k ku l lan lan ek o n o m ik terim ; gizli isiz o lm a durumu. | | ak kalp ameliyat, K a lb in g r e v i y a p a y bir k a lb e d ev red ilm ek su retiyle kan dolam sa lan dktan so n r a kalp zerinde y a p la n c erra h i ilem . | ak | kalpli, Samimi, drst, hogr l d avran an ; a k yrekli-H ak kalplilik, Sam im ilik, drstlk, ho gr l davran ; a k y rek lilik .| ak kap, 1. | D avran serb estli i sa la m a durumu. 2. Btn artlarn olum suz ve aley h te g ib i grnd du ru m larda olum lu kiik b ir ihtim alin o rtay a k m a s. 3. {az} M isafiri b o l ev. [DS] 4. {az} H erk es e a k olan m isafirh an e; ky odas. [DS]|| ak kap brakm ak, Tartlan b ir kon u da g r ile ilgili o la r a k son ve kesin sz sy lem ed en g er i dn im kn b ra k m a k; kestirip atm am ak. | ak kap | brakm am ak, 1. Tartlan kon u da iddiasndan v a z g e ec ek b ir im kn b ra k m a m a k 2. H er trl tedbiri a la r a k rakibin iine y a r a y a c a k ip cu b rakm am akt a !k kap siyaseti, B ir devletin ken d i to p raklarn d a d i er d ev letlere s e r b e s t ticaret h akk

lam a k iin e k kam u h a rc a m a la r y a p a r a k g e lir a r trm a ekli.\\ ak celse, M ah k em elerd e taraflarn dn da sey irci ve basn mensubunun d a bu lu n abil dii durum a ekli. | ak ciro, T ahsil e d e c e k a h | sn a d y azlm ad an ciro edilm i senet. | ak cezae | vi, 1. H km llerin s e r b e s t e d o la a b ild i i, k a m aya kar h erh an g i b ir m addi en gelin bulunm ad cezaevi. 2. m ec. K o la y k a la n vey a idaren in h a tas yznden o k f i r a r o la n cezaevi. | ak ek, 1. | zerine d en m esi g er ek en m iktar yazlm ad an d zenlen m i ve im zalanm ek. 2. Tam an lam yla g ven duyma.\\ ak deniz, 1. lkelerin k a r a su lar dn da k alan ve btn lkelerin kullanm a hakk bulunan deniz. 2. K a ra y a y akn olm ayan, k arad a n o k uzakta bulunan, karan n gr n m edii byiik den iz; en gin ; okyanus. 3. Savunm asz deniz. | ak | deniz teknolojisi, D en izd e p e t r o l a r a m a k iin ku rulan p la tfo r m la r v e kuyu am a, p e t r o l ka rm a konusunda g elitirilen teknoloji.\\ ak devre, 1. in den akm g e m e y e c e k e k ild e b ir y a ltka n la k e silm i devre. 2. Term ik sa n tra llerd e bu harn - su devresin in ssn den ize vey a rm a a b ra k an s o utm a sistem i tr.[| ak dilltt, (eATj K ek elem ed en syleyen ; dzgn konuan.\\ ak dizi, oyunlarnda oyuncularn a r a d a a k lk b r a k a r a k oluturduklar dizi; a k oyun. | ak dolam sistemi, E k lem b a | c a k lla rla b ir ksm yu m u akalarn b ir a ta r d a m a r ve kan boluu ndan m eydan a g elen d olam sistemi. | ak durm ak, K en d isin i ilgilen dirm em ekle | b e r a b e r a r a c lk e d e b ile c e k veya ta raflar y att ra b ile c e k kom m d a iken k arm a m ak ; m esa feli durmak.\\ ak durum a, M a h k em elerd e d av al ve davac ta raflard an b a k a basn ve izleyicilerin d e bu lunabildii durum a ekli. | ak dme, G rete | knn stne d m ek su retiyle yen ilm ek. | ak | dmek, 1. (P ehlivan iin) y a l g rete rakibin in oyunu veya ken d i h a tas yznden srt st dm ek, (grete m alup o lm a se b e b id ir .) 2. H e d e fe g r e fa r k l m esa fed e bulunmak.\\ ak e, Yaz dilin deki / e / ile / a / s e s i a ra sn d a k i yaygn ve g en i b ir az ha rek etiy le sy len en / e / s e s i: e.| ak eretileme, | ed. B ir varl ken d i a d y erin e h erh an g i b ir b a km dan ben zetildi i b ir b a k a nesnenin a d y la a n m a sanat. (B enzetm e elerin d en y a ln z ca ken d i sin e benzetilen kullanlr.) a k istiare; istiare-i m usarraha. | ak ekmek, {az} 1. P id e ; in ce tan | dr ekm ei. 2. Yufka ekm ei. [DS]|| ak ekonomi, U lu slararas ticari ilik ileri bulunan lkelerin e k o nom ik sistemi.\\ ak eksiltme, Satn a ln a c a k m al iin eitli kii veya fir m a la r n karlkl o la r a k fiy a t indirm ek y a r ek lin d e y a p la n alm ekli. | | ak el, {az} C m ert kii. [DS]|| ak elbise, G s, srt, om uz veya k o lla r a k ta brakan kadn elbisesi. | ak elli, C m ert davran an ; y a rd m se | verli ak ellilik, C m ertlikli ak fikirli, 1. Yeni likleri k olay benim seyen, tutucu olm ayan ; ileri g

I M IM M . o
tanm as; a k k a p politikas.\\ ak k art verm ek, 1. B ir kim seye b e lir li b ir kon u da tam y etk i vermek. 2. Tutar yazlm am e k verm ek. | ak ka, (Kii | iin) k ala r a ra sn d a ki m esa fe fa z la o la n .| ak | kefalet, R ehin ve ip otek istem eden k a b u l edilen kefllik\\ ak keide, K anunen y azlm as g er ek li o la n ksm lar a la c a k l tarafndan dzenlenen p o li e veya bon o. | ak kredi, ahsn s a d e c e im zasna | g v en ilerek a la n kredi.\\ ak koy, 1. Rzgra, frtn ay a k ar koru n akl olm ayan d em irlem e yeri. 2. D m an sa ld rsn a k ar korunm asz dem irlem e yeri.\\ aklar alay, {az} isiz gsz, b o g ez en le r takm. [DS]|| aklar livas, siz gsz takm ; b o ta gezenler.\\ ak liman, 1. Btn gem ilerin gm r e ta bi olm ad an m a l tadklar lim an. 2. R zgr ve frtn ay k e s e c e k b ir tabii en g ele sa h ip olm ayan liman.\\ ak maa, A a alnm b ir dev let m em uruna a k ta k ald s rece d en en te iki oran n d aki m aa. | ak mavi, R en k tonu b a k | m ndan b ey a z a y a kn m avilikte o la n ; h a v ai m avi.| | ak mektup, Kam uoyunun bilg i edinm esini ve deste in i s a la m a k a m a cy la b ir y etk ili kiiye s e s len en m ektup eklin d e k a le m e a ln a ra k b a sn d a yayn lan an makale.\\ ak okumak, D uyulur b ir s e s le o ku m a k.| ak olmak, Sam im i ve drst dav | ran m ak .| ak ordugh, A k arazide, sa h ra d a, | d a d a kurulan a d rl ordugh.]] ak oturum , G n cel kon ularn ve p ro b lem lerin d e iik g r lerd e k i k i iler tarafndan d in ley iciler nnde tart ld toplan t;pan el.]] ak oy, K ullanann kim lii ve oylanan konu h a kk n d ak i gr b e lli o la n oy. | | ak oynam ak, F u tb o l g ib i takm oyu n larn da s a vunm aya f a z l a n em verm eden oynam ak. | ak | retim , D erslerin h a b er le m e a r a la r ile takip e d ilere k baarn n b elirli z am an lard a toplu ca y a p lan sn a v larla lld retim ekli. | ak z, | tok sz, Olduu gibi, ekin m eden s y lem ek ; z sz bir.\] ak p azar, 1. S erb est p iy asa. 2. Gmrk vergisi alnm ayan, h e r d ev let veya irk et tarafndan alm satm y a p la b ilen e h ir veya lke]] ak piya sa ilemleri, E kon om ik a rtla ra g r e ban kalarn likidite hacm in i dzenlem ek, arz ve talep yolu yla p a r a p iy a sa sn d a f a i z h a d lerin i d zen lem ek g ib i b a n k a c lk fa a liy e tle ri]] ak polie, K anunen d o l durulm as zorunlu olan ksm lar y azlm ad an ilgili y e istedii m iktar, tarihi veya ism i y azm a s e rb est li i tannan p o li e ]] ak pozisyon, F iyatlarn yk s e le c e i um uduyla o k sa y d a m enkul kym et satn a la n bir b o rsacn n fiy a tlarn dm esi sonucu iin d e bulunduu skntl durum, z arar]] ak rejim, Ynetim fon ksiyon larn n kam uoyuna a k o la r a k h i b ir ba sk altn da kalm akszn yrtld d e m okratik ynetim . (Kart dikta rejim i veya d ikta trlk)]] ak rey, H erkesin g r e b ile c e i v e tan y a b ile c e i e k ild e verilen oy. | ak sak, 1. Vcu | dun gizli k alm as g er ek en y erlerin i rtm eyen kya fe t. 2. C in sel ilik ileri a rtran , yz kzartc ifa d e le r bulunduran s z v e yazlar, resim ler; m steh cen ; edepsiz. | ak sar, U uk sar, bey az katlm | sar. | ak saym, Sem en oylarn kam uoyunun | g r e b ile c e i b ir e k ild e sa y p d e erlen d irm e]] ak seik, H erhan gi b ir yoru m vey a a k la m a g e r e k tirm ey ecek nitelikte a n la lr o la n ; vazh; aydn lk; tereddtsz; belirli.]] ak senet, K anunen dold u rulm as zorunlu olan ksm lar yazlm ad an ilgiliye istedi i m iktar, tarih veya ism i y a zm a serb estli i tannan sen et]] ak srt, K itap ciltlem ed e kitabn srt k arto n a tutturulduktan so n r a taklan sa b it k a p a k .| ak szltt, 1. G er e k ler i v e dn celerin i | gizlem eyen. 2. Sziinii ekin m ed en s y ley en ; sz n esirgem ez. 3. D nd kleriyle s y led ik leri ve y a p tk la r birbirin i tutan; z sz bir.]] ak szl lk, A k szl o lm a hli.]] ak ehir, 1. Savunm a ted b irleri bulunm ayan, d m an a kar k oy am ay a c a k durum da olduunu ta ra fla r a ilan ed en ehir. 2. S av ata askersizletirilen , iin d e h i b ir a s k e r h e d e f (a s k e r kuvvet, a s k e r tesis, a s k e r depo, sa v a levazm ve m himm at, ve bunlarn y a p ld f a b r i k a la r ile bu nlar y a p a n la r ve a s k e r a m a la ku lla nlan ulatrm a y o lla r) bulunm ayan tarafsz e hir]] akta brakm ak, E vsiz barksz kalm asn a s e b e p olm ak]] akta kalm ak, 1. E vsiz barksz kalm ak, s n a ca k ve b a rn a c a k b ir y e r i o lm a m a k 2. ten karlm ak, isiz kalm ak. 3. B elirli say d a a ln a c a k elem a n la r a ra sn a katlam am ak.]] ak tan, (K azan iin) em eksizce, h es a p ve p la n d]] aktan aa, D o ru dan doruya, dpedz, s a k lam akszn]] aktan alm ak, B ir a r a c kullanan srcnn b ir viraj g en i b ir kavis iz e rek g e m e si]] aktan kazanm ak, E m e k v e serm a y e koy m a dan kazan m ak]] aktan p ara alm ak, B ir i veya m a l iin a n lala n m iktarn dn da fa z la d a n p a r a a lm a k ; rvet almak.]] aktan p ara verm ek, B ir m a la veya ie k a rarla trla n m iktar dn da f a z l a dan e k p a r a verm ek; rvet verm ek. | aktan ta | yin, B ir dev let m em urluu g rev in e allm usul le r dnda, alt k ad em elerd en y k se le re k gelm i o la n la rd an d e il d e g e r e k li a rtla r tam am o la n la rd an a ta m a y a p lm as]] aktan uydurmak, D oru dan y a la n sy lem ek]] ak tarlalar, Ayr ayr iletm elere a it o lm a sn a ra m en a ra la rn d a it v e buna ben z er en g ellerin bulunm ad bitiik tar la la r ,| ak tat, st rtlm em i ara.]] ak | tekne, G vertesiz gem i]] ak teekkr, Birinin ilgi ve y ardm d o la y sy la ken disin e basn yolu yla duyurulan teekkr]] ak tohum lular, Tohum lar a k o la r a k y a p r a k la r zerin de bulunan bitkiler]] ak tribn, A k a la n la rd a y a p la n sp o r m saba k a la rn d a zeri rtlm em i yam ur, g n e ve rz g r g ib i d o a l etk en lere m aruz k aln a bilen seyirci y eri]] ak tutm ak, B ir d ev let g rev i kadrosu n a a tam a y a p m a y a r a k b o tutmak. | ak vagon, K e |

AI
n arlar veya st k a p a l olm ayan, h a v a a rtlarn mak, 1. Ayrntl bilgi sunm ak; izah etm ek; izah at dan z a r a r g rm ey ec e k y k leri tam aya y a ra y an verm ek; izahatta bulunmak. 2. Yanl duyulan, y a n vagon. | ak verm ek, 1. B ted e veya tuttuu mu | l bilinen b ir olayn dorusunu s y lem ek ; y a n ll dzeltm ek; tavzih etm ek. h a seb e ve k a s a kaytlarn da ek sik p a r a bulunmak. 2. Gizli, sa k l ilerin i b a k a la rn a sezd irm ek ; k en aklam ak, [a-k-la-mak Ja-U^T] gl. f . [ - r ] [~l()~ dini e le verm ek. | ak yaka, B oyun ve en se ksmn | y o ] 1. {18. yy.} Ak duruma getirmek; ortaya gere in den fa z l a a k ta bra k an e lb is e y a k a s .| | koymak. 2. (Bilinmeyen veya anlalmas g bir ak yeil, K oyu olm ayan, sa rs veya beyaz biraz konu iin) kolayca renilmesini, kavranmasn d a h a fa z l a olan y e il tonu. | ak yir, {eAT} F e z a ; | salamak amacyla anlatmda bulunmak; amla boluk.| ak yiv, {az} 1. st d u dakta byklarn | mak; izah etmek. 3. Gizli tutulan, saklanan bir ger ortasnda, burun altn a d oru uzanan ukurluk. 2. ei sylemek; itiraf etmek. S an k m a h k em ed e E lbiselerin diki yeri. [DS]|| ak yrekli, Duygu ve h e r ey i a k la d . 4. Kamuoyuna duyurmak. 5. dncelerini olduu g ib i s y ley en ; iki yzllk Belli etmek. 6. (Gizli kalmas gereken belgeler ve etm eyen; ii d b ir; sam im i; driist.\\ ak yrek bilgi iin) sorumlu kamu grevlisi tarafndan ba lilik, A k y rek li o lm a hli.\\ ak zincir, ki ayr kalarna duyurmak; ifa etmek. 7. Bir toplantda ucu olan k a rb o n zinciri. veya karar verme yetkisi olan makamda alman ka akaz, [ak+az] is. bot. Turpgillerden bir bitki, rarlar duyurmak; ilan etmek. 8. Hkm aka an (H esperis acris). lalmayan bir kanun, tzk veya ynetmelik mad aka, [a-k-a] (a k a ) zf. Meydanda olan, ikar desini daha anlalr hle getirmek. 9. Anlalama olarak; alenen; aikre; yrekten, yan bir olay iin kendine gre izah tarz bulmak; akas, [ak-a-s-] zf. Daha dorusu; aslnda, yorumlamak; tabir etmek; erh etmek, ak, [a-k -] is. Borsada tahvillerin dmesinden aklamal, [a-k-la-ma-l] sf. Aklamas bulunan; yararlanarak ok miktarda tahvil satm alp deer izahl. A klam al D ivan iiri A n tolojisi. lendii zaman sat yapan borsac; speklatr, aklanm a, [a-k-la-n-ma] is. Aklama yaplmak akgz, [ak+gz] sf. (Kii iin) frsatlar deerlen ii. dirmesini bilen karc; uyank, aklanm ak, [a-k-la-n-mak] edil. f. [-r ] 1. Ak akgzlk, [ak+gz-lk] is. Ak gz olma duru lamak ii yaplmak. Snav son u lar henz a k mu. lanm ad. 2. Ak ve anlalr hle getirilmek; ale akgzlk, [ak+gz-l-lk] is. 1. Akgz olann nilemek; ayan olmak. 3. Duyurulmak; ilan edil durumu. 2. Akgze yakacak davran, mek; anlalmak, aklama, [a-k-la-ma] is. 1. Aklamak ii. 2. aklar, [ak-lar] is. tar. mparatorluk dneminde Geni bir kitleyi ilgilendiren konuyla ilgili olarak Tuna nehri zerinde kardan karya yk ve yolcu aratrma neticesinde elde edilen bilgilerin yetkili tayan st ak deniz tatlarna verilen ad. S biri tarafndan kamuoyuna duyurulmas; bilgilen aklar aas, tar. Tuna nehri zerinde ta m a clk dirme; izahat. 3. Bir yazda anlalmas g olan ta kullanlan st a k tatlarn bakm ve don at ksmlar anlalr hle getirme; yorum; tefsir. 4. m yla g rev li kimse. Birbiri ile sebep sonu ilikisi iinde bal olan an aklam a, [a-k-la--ma] is. Aklamak ii. lalmas herkese mmkn olmayan olaylar veya aklamak, [a-k-la--mak] dnl. f . [ -r ] Bir nes problemleri zme kavuturduktan sonra aydn nenin renginin koyuluunun gitmesi; tonu biraz latma. 6. Bir kitab deerlendirmek, tenkit etmek, almak; rengi ak hle gelmek; rengi almak, aklamak ve yorumlamak iin daha anlalr hle aklatrm a, [a-k-la--tr-ma] is. Aklatrmak getirmek suretiyle meydana getirilmi eser veya ii. yazlar; erh; amlama. 7. Yanl anlalmaya m aklatrm ak, [a-k-la--tr-mak] gl. f . [-r] Bir sait davranlar iin gerekli dzeltmeyi yapmak nesnenin renginin tonunun ak hle gelmesini sa veya bu konuda hesap vermek. 8. Bir kitap veya lamak; amak, makalede asl metinden ayr bir blm hlinde ve aklatm a, [a-k-la-t-ma] is. Birine yaptrlan ak rilen aydnlatc, tamamlayc bilgiler; notlar. S lama ii. aklama cmlesi, B ir c m led e, b ir en in duru munu veya niteliini a k la m a k iin eklen en cm le aklatm ak, [a-k-la-t-mak] gl. f . [-r ] Bakasna aklama iini yaptrmak. retm en sn avda b a n a veya s z le r; a r a s z ; a r a cm le. Bu ez a n lar -ki Su K a sid esV ni a k latt. ahadetleri dinin temeli- / E b e d yurdum un stnde benim inlem eli. M ehm et k if Ersoy\\ aklam ada bulunmak, 1. Ayrntl b ilg i su n m ak; izah etm ek; izahat verm ek; izahatta bulunm ak. 2. Yanl duyu lan, yan l bilin en b ir olayn dorusunu s y lem ek ; yanll dzeltm ek; tavzih etm ek.| aklam a yap | aklattrm ak, [a-k-la-t-tr-mak] gl. f . [ -r ] Ak lamak iini birine, baka birisinin aracl ile yap trmak. aklayc, [a-k-la-y-c] 1. sf. Aklamaya yarayan; aydnlatc. Bu a ra cn e l kitabn d a y ete ri k a d a r

AI
a k lay c bilgi y o k . 2. is. Aklama yapan ldmse; aklayan; izah eden, aklay, [a-k-la-y-] is. 1. Aklama ii; Bunu a k lay h o o lm a d . 2. Aklama biimi, aklk, - [a-k-lk T] is. 1. ki nesne arasn

B K E S U . i Almadka. 2. sf. (Tomurcuk iin) almam. 2. ed. (Sevgilinin duda iin) mini mini. alm ak, [a-l-mak edil. f . [-r ] 1. (Kapal, katl, rtl, sarl ve dolak durumda bulunan bir nesne iin) ak duruma getirilmek; kapal olma hli kaldrlmak; alm olmak. {eT} {eAT} (ayn). [EUTS] [Mhenn] [DLT] 2. {eAT} Fetholunmak. 3. (Yapk nesneler iin) birbirinden ayrlmak. F e r m uar a lm . 4. Faaliyete geirilmek. F a b r ik a y en i a ld . 5. (Kadro iin) boalmak. 6. Soyul mak. irketin k a s a s a lm . 7. dnl. f . Ak ve berrak hle gelmek. H av a a ld . 8. (Sis, duman, efkr vb. iin) dalmak veya younluunu kay betmek. Sis a ld . 9. {eAT} Zahir olmak; aikr olmak. 10. Genilemek. A yakkablarm a ld . 11. Uzaklamak, deniz yolculuuna balamak. 12. Dalmak, yol vermek. Aln, p a d i a h g eliy o r ! 13. Balants olmak. K apm z doru dan a n a c a d d ey e a ly o r . 14. Rengi solmak. H alnn rengi a lm . 15. Hastaln verdii sknty atlatmak. Kom unun g etird i i hlam ur ayn iin ce biraz a ld . 16. Srrm aa vurmak, derdini dkmek. A nnesine a lm ay b ir trl a k l ed e m e d i. 17. Sklganlktan, utangalktan kurtulmak, serbest lemek. G e le li b ir h a fta olm ad a m a bizim ra k m aallah iyi a ld . 18. Tutukluluu gitmek, al mak. O tom obili y en i ald, d a h a m otoru b ile a l m a d . 19. Konunun dna kmak. 20. Belirlenen istikametten uzaklamak. A vclar s a a doru a ld la r . 21. Fazla borlanmak. T atilde o k a ld k . 22. Ynelmek. T an zim atla birlikte bat y a a ld k . 23. {eAT} Ortadan kaybolmak; grn mez olmak. 24. {eAT} Yanlmak. 25. {eAT} zl mek. S A la al! {eAT} ekilin ; savulun! | alp | salmak, A k e lb is e le r giym eye balam ak. alm, [a-l-m edilmi. am, [a-m] is. Bir eserin veya kanun maddesinin anlalmas zor ksmlarn aklamak; erh. am ak 1, [a > a-mak] {eT} gsz. f . [-r ] 1. A c mak; ekimek [Gabain] [EUTS] [Mhenn] 2. (Vcut ve organ iin) acmak. [DLT] am ak2, [a-mak (m erham et duym ak) > a--malc] {eT} gsz. f . [-r ] Acmak; merhamet etmek. [KPy.] am lam a, [a-m-la-ma] is. 1. Bir konuyu derinle mesine aratrp gerei ortaya karma. 2. ncele mek maksadyla cesedi yarma, kesip paralara ayr ma; otopsi; terih. 3. Aklama yazs, metni; erh yazs. am lam ak, [a-m-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()-y o r] 1. En ince ayrntsna kadar incelemek ve anlatmak. 2. lm nedenini aratrmak amacyla cesedi kesip {eAT} sf. Aklanm; erh

daki uzaklk; mesafe. 2. zerinde bina, aa bu lunmayan dz, geni, bo saha; alan; meydan. 3. Kr, 4. Renklerin koyu olmamas durumu. 5. Bulut suzluk. 6. m ec. Netlik, anlalrlk; vuzuh; fasihlik; fesahat; aleniyet; bedahet; belginlik; belirginlik; {eAT} (ayn). 7. Objektiflerde n getii deliin genilii. 8. Gizli olmayan, kamu ilerinin halkn bilgisi dahilinde yaplmas. 9. ffet bakmndan ol duka serbest davranma. 10. g k b. Bir yldz ile gzlemevinin bulunduu yerin deyinden meyda na gelen dzlem ile gzlemevinin boylam dzlemi arasndaki a; azimut. S akla kavum ak, An lalm o lm a k .| (olanca) aklyla, H ib ir ey | g izlem ed en ; a p ak. | aklk getirmek, D orusu | v e g e r e i y eterin ce an lalam ay an tartm al bir konuyu aydn l a kavuturm ak; tavzih etm ek. | a| klk kazanm ak, B erraklam ak, a n lalr olmak.\\ aldk m astar, D em iryollarn da raylarn h a t g e niliini d en etlem ek iin kullanlan gabari.\\ ak lk yer, B in a la r veya o rm an la rla rtl olm ayan g en i ve b o alan. aklkler, [ak-lk+l-er] is. Bir mikroskobun akln lmeye yarayan aygt, akm ak, [a-k-mak] {eT} gsz. f . [-u r] Ackmak. [DLT] aksmak, [a-k-s-mak] {eT} gsz. f . [- r ] Acla mak; ekimek. [DLT] alam a, [a--la-ma] is. K eif ve aratrma, alam ak, [a--la-mak] gl. f . [- r ] [~l()-yor] Asker hedeflerin topografk lm alarn tespit iin yaplan keif, alm, [a-l-m] is. 1. Almak iinin sonucu; yeni boyutlar kazanma, genileme. 2. Bugne kadar ge erli olan biimlerin ve konularn dna k, al, [a-l-] is. 1. Alma biimi. 2. Yeni kurulan bir iletme veya binann hizmete balay. 3. Belir li bir sra veya dzen iinde bulunan asker tim ve ya sporcu dizisinin birbirinden dengeli bir biimde uzaklamas. 4. Muhasebe kaydnn balamas. S al konumas, A l tren in de kurumun y a p l , v erece i hizm etin n em i ve yap m n d a hizm eti g e e n ler h akk n d a y ap lan konuma.\\ al treni, Tren d zen leyerek y a p la n al.\\ aln yap mak, B ir kurumu tren d zen leyerek hizm ete s o k mak. alma, [a-l-ma] is. 1. Almak fiili ve eylemi. 2. Bitki tohumlarn koruyan kozalaklarn atlamas, kanatlarnn birbirinden ayrlmas; atlama. adm adcak, [a-l-ma-dcak {eAT} zf. 1.

o m

l e t K M I . 103

paralamak; otopsi yapmak. 3. Yorumlamak, erh etmek. amlanm a, [a-m-la-n-ma] is. Amlama yaplma ii. amlanm ak, [a-m-la-n-mak] edil. f i [-r ] Am ve ya otopsi yaplmak, an, [a-m] {eT} zf. A olarak. andrm a, [a-m-dr-ma] is. 1. Gelitirme; inkiaf ettirme. 2. fo t o . Film zerindeki resmi zel kimya sal maddeler konulmu sv iinde banyo ederek grnr hle getirme; developman. 3. Geometrik bir cisme ait bir yzeyi bir dzlem zerine serme, andrmak, [a-n-dr-mak] gl. f . [ -r ] 1. Gelitir mek; inkiaf ettirmek. 2. fo to . Fotoraf filmi ze rindeki resmi grnr hle getirmek; develope et mek. 3. Cisimlerin yzeyini dzlem zerine ser mek. anlmak, [a-m-l-mak] {eAT} dnl. f . [-u r] Al mak; toplanp svanmak, anm, [a-n-m] is. 1. Teknik resimde geometrik bir cismin btn yzeylerinin izdmn alarak grnn bir tek dzlem zerinde gstermek. 2. Geliim; inkiaf, anma, [a-m-ma] is. 1. Anmak fiili. 2. Tohumun imlenme ortamnda gelimesi. 3. zerinde bulu nan rtlerin almas. U yurken an m a g ib i bir huyu v a r. 4. Ak giyinmeye balama. M od a d e nilen ey an m a ve rtnm e telan dan b a k a bir ey d e ild ir. anm ak1, [a--n-mak] {eT} dnl. f i [-u r] 1. A c mak; ihtimam etmek. [Gabain] 2. Temizlenmek; arlanmak; arnmak. [EUTS] anmak2, [a-n-mak j ^ - T ] dnl. fi. [ -r ] 1. To humun imlenme gelimesini tamamlamak. 2. U y kuda zerindeki rtleri atmak. 3. Ak giyinmeye balamak. 4. Aa vurmak; aklamak; itiraf et mek; ikrar etmek. {eT} (ayn) [Gabain] [EUTS] 5. {eT} {eAT} Almak; grnmek. [DLT] 6. {eT} Aar gibi grnmek. [DLT] anmak3, [a-mak (m erh am et duym ak) > a--mak > a--n-mak / a-()n-mak] {eT} dnl. fi. [-u r ] 1. Bakmak; beslemek; yiyecek vermek. [KPy.] [DLT] 2. Bakmak; tedavi etmek. [KPy.] 3. Kayg lanmak. [KPy.] 4. zen gstermek; byk ilgi gstermek; megul olmak; zenmek; itina etmek; ihtimam gstermek. [EUTS] [KPy.] ansama, [a-m-sa-ma] is. Bir yerin corafi zellik lerini belirlemek amacyla yerinde yaplan ayrntl aratrma ve inceleme; istikaf, ansamak, [a-n-sa-mak] gl. fi. [-r ] [-s()-y o r] Bir yerin corafi zelliklerini belirlemek amacyla ye rinde ayrntl olarak aratrma ve inceleme yap mak; istikaf etmek, aortay, [a-+orta-y] is. Bir ann tepe noktasn

dan karak o ay iki eit aya blen yar doru; ik i kom u y a r dorunun ao rta y bu nlardan eit u zaklkta bulunan n oktalarn k m esidir. fi1 aor tay dzlemi, k i dzlem li b ir an n k e n a r ayrtn dan kan ve o ay iki eit dzlem liye b len y a r dzlem. aler, [a-+l-er] is. A lmede kullanlan aletlerin genel ad; iletki; gonyometre. argam ak, [a-r-a-mak] {eAT} gl. f i [ - r ] Acmak; acnmak. arganm ak, [a-r-a-n-mak] {eAT} dnl. fi. [-u r ] Piman olmak, asal, [a--sal] sf. A ile ilgili; a trnden olan. fi1 asal blge, B ir a ile onun k ap sam olduu alan n kesim esin den m eydana g elen dzlem p a r a s.| asal ap, Gne ve Ay g ib i g k cisim lerinin | g zlem ciy e g r e veya n ced en b elirlen en bir dz lem e g r e a s a l uzaklklar.\\ asal hz, S abit bil eksen etrafn d a dn m e h a rek eti y a p a n cism in birim uzaklktaki bir noktasnn b elirli bir zam an iin d e a ld y o l veya bu noktay ek se n e ba lay an d oru p a a sn n birim zam an d a tarad a.\\ asal hz birimi, R adyan / san iye (rad/sn) dir. B ununla ilgili o la r a k dn m e hzlar d ev ir (360 lik a ) ile h e s a p lan r: devir/saat, devir/san iye gibi. | asal ivme, | A sa l hzn birim zam an da de ien nitelii veya a s a l hzn d e im e hz. | asal yol, H arek et h | lin deki b ir cism in s a b it bir n oktad aki g zlem ciy e g r e ald yol. a, [a-] is. 1. Ama ii. 2. Am a biimi, ama tarz. 3. Bir kuruluu hizmete sokma, iletmeye ama. 4. Bir faaliyeti, gsteriyi harekete geirme. 5 1 a konumas, B ir kuruluun hizm ete g em esi, bir enliin toplu ca kutlanm as veya eylem in b a lam as iin y a p la n ilk konum a. am ak1, [a--mak "I {eT} ite, f i [-u r] 1. Birlikte amak; amakta yardm ve yar etmek. [DLT] 2. {eAT} Birlikte amak; mavere etmek; danmak. am ak2, [a--mak] {eT} dnl. f i [-u r] Aclamak; ekimek. [DLT] at, [a-t] is. naatlarda kap ve pencere iin du varda braklan boluk. S at dikmesi, A tlarn iki y a n n d a bulunan tayc ve koruyucu dikm eler. | | at tepelii, B ir a t zerine veya aln l n a y e r letirilen h a fi f gen duvar. atgan, [a-t-an] {eT} sf. Daima ekiten; actan; ekitici. [DLT] atm ak 1, [a--t-mak] {eT} {eAT} gl. f i [-u r] 1. Actmak; artmak. 2. Gnl krmak. 3. A c duymak. [EUTS] [Yknek] atm ak2, [a-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] Ekitmek; actmak. [DLT] aita, [Sanslc. aita] {eT} is. Semavi algc; gksel algc. [EUTS]

AK
aka, [a-ka] {eT} is. Anahtar [Gabain] akah, [Erme, ak] {az} is. Gzde kan arpack. [DS] ak, [a-k / a-ku] {az} is. 1. Bir yzeyi dz ve kaygan hle getirmek ilemi; perdah. 2. Metal ii liinde delikleri geniletmek iin kullanlan alet. 3. Anahtar; aacak; aar. 4. Cila; perdah. 5. Oklava ile alm hamur; yufka. 6. Hah; kilim gibi yere serilen eyler. 7. Tahtalar birbirine eklemek iin kullanlan marangoz aleti. 8. Tabaklanm derinin yzn parlatmaya yarayan kaim camdan silindir biimindeki alet. 9. Oklava. [DS] S ak am ak, Yufkayapmak.\\ ak aleti, D ericinin zerinde d eri leri yum uatt yarm d a ir e eklin d e tablas bulu nan seh p a. | ak ba, D erinin p rt klerin i y o k | etm ek iin kullanlan k r b a kla r]] ak ubuu, D ericilikte, tabaklan m d erileri p a rla tm a y a y a r a y a n dz cam silindir]] ak makinesi, D erinin yu m u ak tarafn d aki p r zleri alm a y a y a ra y an ark.]] ak tahtas, 1. K uyum cularn altn v a ra k y apm ve p a rlatm n d a ku llan dklar sert, bdaksz im ir a a cn d a n tahta m asa. 2. zerinde y u fka a la n y a d a ham u r ileri y ap lan y u v a rla k dzgn tahta ta b la. akc, [a-k-c] is. 1. Ak yapan kimse; perdah. 2. Anahtarc. aklam a, [a-k-la-ma] is. 1. Bir yzeyi sert cisim lerle srterek parlak ve kaygan hle getirme. 2. Al tndan yaplm paralar veya altnla ilenmi ss leri ak tahtas zerinde mhreyle parlatma ii. aklam ak, [a-k-la-mak] gl. f. [- r ] [-l()-y o r] Sert cisimlerle srterek bir yzeyi parlak ve kaygan hle getirmek; perdahlamak; parlatmak; cilalamak, aklanm a, [a-k-la-n-ma] is. Aklanmak ii. aklanm ak, [a-k-la-n-mak] edil. f . [-r ] Aklama eylemine uramak; perdahlanmak; cilalanmak, akl, [a-k-l] sf. Parlatlm, perdahlanm; per dahl. aklk, - [a-k-lk] {az} is. 1. Yufka amak iin kullanlan un, niasta vb.; ura. 2. Hamur amaya yarayan zl un. [DS] akna, [a-k-na] {eTj zf. Anca. [EUTS] aksz, [a-k-sz] sf. Parlatlmam, perdahlanma m. aku, [a-ku j^=-T] {eATf is. 1. Aacak, parlatacak ey; cila. 2. Anahtar, aku, [a-ku] {eAT} is. Anahtar, ala, [a-la / ac-la 2. {eAT} A iken, / iU-T] {eT} zf. 1. A olarak.

ID M I K K C M .
Reat Nuri Gntekin 2. nsan kalabalklarn tehdit eden ktlk veya yetersiz yahut dengesiz beslenme durumu. 3. Bir eye kar ar istek; itaha. S a lk beynine (bana) vurm ak, A ln iddetin de davran larn k on trol ed e m e y ec e k durum a g elm ek ; e k ersiz kalm ak]] alk ekmek, 1. A r y oksu llu k ek m ek 2. K tlk ek m ek vey a y etersiz beslen m ek]] alk grevi, A k a lm a k y o lu y la g sterilen direni]] aln bastrm ak, Tam doym adan a n c a k a lk duygusunu h a fifle te c e k k a d a r y em ek]] alktan ne fesi kokmak, A sg ari a rtla rd a b ile karnn doyura m a y a c a k k a d a r y oksu llu k iin de bulunm ak]] a lktan lmek (ba dnmek, baylmak), D ayan l m as mmkn o lm a y a c a k d e r e c e d e ackm ak]] a lktan lmeyecek k adar kazanm ak, A n cak tem el ihtiyalarn k arla y aca k , hayatta k a la b ile c e k k a d a r kazan m ak]] alktan lmeyecek k adar ye mek, A n cak tem el ihtiyalarm karla y aca k , h a y a tta k a la b ile c e k k a d a r y em ek]] alk ile tokluun aras yarm yufka, A g zl ve h rsl olm ayan lar ihtiyalarn g id erm ek iin o k ey istemez. aInmak, [a-()l-m-mak] {eT} f . Almak, [DLT] almak, [a-()-l--mak] {eT} dnl. f . [-u r] Al mak. [DLT] am a, [a-ma] is. 1. Amak iini yapma; kapal bir eyi ak hle getirme. 2. Mayal ve yal hamurla yaplan tekerlek biimli bir simit veya rek eidi. 3. Ormandan bir ksm aalar kesilerek tarla hli ne getirilmi yer. 4. Ham topraktan, meradan ile yerek ekime elverili bir tarla edinme. 5. Renklerin tonunu biraz daha ak hle getirme. 6. Cerrahide yzeye yalcn bir toplar daman meydana karma. 7. Eldivenleri kalba geirme ilemi. 8. Kt sa nayiinde kt ve kartonlar sv iinde eriterek kat maddeleri asl bir vaziyete getirme ii. 9. {az} Erik, kays kurusu. [DS] 10. {az} Atn hzm ar trma. [DS] 11. {az} Sabahtan leye kadar devam eden kadn hamam. [DS] am ac, [a-ma-c] is. Ama yapan veya ama satan simiti. am ah, [a-mah] {eAT} g l.f. [ - a r ] Amak. am ak 1, [eT. a-mak] gl. f . [ - a r ] 1. Kapal, sarl, bal, katl, drl veya buruuk vaziyetteki bir nesneyi ak, dz hle getirmek; zmek; dzelt mek; aralamak; aralk etmek. 2. Engeli kaldrp t kankl gidermek; geilir hle getirmek. 3. Bir ye ri geniletmek veya gr nleyen engelleri orta dan kaldrmak. 4. Delmek, oymak, kazmak. 5. Do lak, kark veya ilikli bir eyi zmek. 6. ki nes neyi veya iki ucu birbirinden uzaklatrmak. P en senin azm bira z d a h a a . 7. Ucunu sivriltmek, keskinletmek. K a lem i a t. 8. Aa vurmak; ortaya koymak; sylemek. {eAT} (ayn) Size d er dim i a a b ilir m iyim ? 9. Derinletirmek, yeniden balatmak. B u m eseley i bira z a a lm . 10. Anla

alh, [a-lh] {eAT} is. Alk. alk, - [a-lk] is. 1. Midenin boalmasyla birlikte yeme ihtiyacn hissettiren biyolojik olgu; yemek yeme istei; ackmak hli; ezinti; kynt. B ir g e c e d e alktan len insan tarih kaydetm em itir.

n a m c E a z M i .i H lr duruma getirmek, izah etmek. 11. Savaarak almak; fethetmek; almak; zapt etmek. {eT} {eAT} (ayn) [DLT] K ay boyu B izan s 'la m ca d ele e d e r e k St ev resin i a t ve yu rt k a z a n d . 12. Sknts n gidermek, ferahlatmak. B u g zel b a h e bizi a t. 13. Balatmak; lcat etmek. G azi, 9 ubat 1924 gn Trk O ca S k e u besini a t. 14. Uygulamay balatmak. H km etin y en i at usul, sn fta kalm ay ortad a n k a ld ry o r . 15. Ge rekli hazrlklar tamamladktan sonra almaya veya iletmeye balamak. retm en evi bu y l ba n d a a la c a k . 16. Yakmak. B u takm sen i o k iyi a t. 17. Dzenlemek; Alt E yl l'de S k e Tarm F u ar a ld . 18. Ayrmak, vermek; tahsis etmek. Siiit od ay b a k a n a a t k . 19. Bir aracn sesini ykseltmek. R adyoyu biraz d a h a a . 20. Renklerin koyuluunu azaltmak. u y e ili biraz d a h a a . 21. Bozmak, fitne sokmak. A ralarn a m a k istem em . 22. Arzu ve istek duyar hle gel mek. tah a ld . 23. Sz etmek, srrn syle mek. Skntlarnz h ek im e a a b ilirsin iz . 24. Tbb ilem iin bir organ kesmek, meydana karmak. D oktor, y aran n etrafn a t. 25. z mek, yaymak. 26. gsz. ieklenmek. G ller a t. 27. {eT} {eAT} zmek; yaymak. [EUTS] [IKPy.] [ETY] 28. {eT} Ak syleyip anlatmak. [Mhenn] 29. {eT} Aramak. 30. {eAT} Parlatmak; perdahlamak. 31. {eAT} Uzaa srmek. 32. {eAT} Yaymak. 33. {eAT} Amak. 34. {eAT} Bol bol ver mek. 35. {eAT} Uzaklatrmak; gidermek. 0 aa grmek, {eAT} A m aya b a k m a k ; a m a y a a l m ak,| A azn yum gzn. G en ellikle o c u k la | ra srpriz y a p m a k iin g zlerin i k a p a ta r a k azn a o k holan d b ir y iy ec e i verm ek iin s y len ir.| | A gzn, a arlar gzn. Y aplm akta o la n ite daim a dikkatli ve uyank bulunm al, y o k s a y ap lan hata unutulmaz b ir z a r a r v ereb ilir. \\ A t azn, yumdu gzn. A zarlam a ve sv m e nevinden a zna g elen i s y led i; o k s y len d i; o k a zarlad. amak2, [a-mak] {eT} gsz. f . [-u r] Merhamet duy mak. [KPy.] amak3, [a-mak (a :m ak ) {eT} {eAT} gsz. f . [-u r] Ackmak; a olmak. [DLT] [ETY] [EUTS] [Ga bain] [Tekin] amalk, - [a-ma-lk] is. Kir karmaya yarayan katk maddeleri; sabun, deterjan cinsi maddelerin genel ad; temizlik maddesi. amaz, [a-maz jU^-l] is. 1. Kararsz ve aresiz du rum; kmaz. 2. argo. Oyun, dalavere. 3. Satran ve dama oyununda rakibe kesin yenilgiyi kabul et tiren hamle. 4. sf. Azndan sr kmaz; ketum. 5. Sahilden iddetli rzgr estii zaman gemilerin aa srklenmemesi iin sahilden dikine verilen halat, 6. m ec. Sz tuza, mantk oyunu. S am aza

ALI
dmek, 1. iin d en klm as g b ir durum a d m ek; 2. argo. Birinin oyununa gelmek.\\ am aza getirmek, argo. Oyuna g etirm ek .| am az komak, | {eAT} Yzst b ra k m a k; olduu g ib i terk etm ek.| | am az vermek, Ortaoyunu v e tuluatta k arsn d a kinin nkteli b ir s z ed eb ilm esi iin uygun b ir s z veya c m le sylem ek. am azdan, [a-maz-dan tini belli etmeksizin; gizlice, am azlanm ak, [a-maz-la-n-mak {eAT} d n l.f. [-u r] Almak istememek, amazlk, - [a-maz-hk] is. Sr saklama, az sk olma; ketumluk, amegu, [Erme, ar (ay) + meu (ar)] {az.} is. Eek ars. aril, [Gre, aril] {az} is. Kesilmi st; kesik. [DS] asam ak, [a-mak > a-sa-mak] {eT} f Amak iste mek; amay arzulamak. [DLT] ask, [-sk] (a ;sk ) {eT} sf. 1. A [Gabain], 2. is. Acksama; alk; ackma. [ETY] [EUTS] 3. Acka cak olma; mutlak ackacak olma; a olma; ackma. [ETY] [Tekin] asz, [a-sz] {eT} sf. Tok; tokluk. [EUTS] atrm a, [a-tr-ma] is. Atrmak ii. atrm ak, [a-tr-mak] g l .f . [ -r ] 1. Birisine amak iini yaptrmak. 2. Amaa zorlamak. S A trm a kutuyu, syletme kty. B irisinin f a z l a ileri g it m esi d o la y sy la h akkn d a h o olm ayan g e r e k le r i s y lem ek zoru n da kaln aca n ikaz etm ek. (Seninle ilgili baz ey leri s y lem ey e ben i m ecbu r etm e.) atrtm ak , [a-tr-t-mak] gl. f . [ -r ] Birine, bir eyi atrma eylemini yaptrmak; amak iini biri arac l ile bir bakasna yaptrtmak, aturm ak, [a-tur-mak] {eT} f i Atrmak. [DLT] au, [a-u] {eAT} sf. Ak, auh, [a-uh] {eAT} sf. Ak. auk 1, [a -u k ^ T ] {eAT} is. Ac; dert; strap. auk2, [a-uk {eT} sf. 1. Ak. [Gabain] [DLT] {eAT} zf. Asl niye

[EUTS] 2. {eAT} Gler yzl; en. S auk boya mak, {eAT} B ir ii a k a yapmak.\\ auk gnll, {eAT} Tem iz kalpli.\\ auk okmak, {eAT} 1. A n la lr b ir d ille oku m ak; tan e tan e s y ley er ek okum ak. 2. A r a r okum ak. aukluk, [a-uk-luk {eAT} is. Saflk; temizlik, auklug, [a-uk-lu] {eT} is. 1. Aklk. [DLT] 2. G zel huylu; koak. [DLT] aurgan,[a-ur-an] {eT} sf. ok acktran; abuk acktran. [DLT] aurm ak, [a-ur-mak] {eT} f i 1. Acktrmak. 2. A brakmak. [DLT] -ad- [ad-mak (b a k a o lm a k ; fa r k l olm ak) > -ad- / ed-] {eT} yap. e. Kkn anlamndaki dnceye, duruma gelmek, getirmek; o ynde deitirmek, o

AD
durumu kazandrmak, klmak, etmek anlam ka zandran isimden fiil yapma eki. ku d -ad -m ak (mut lu klm ak) ad1, [ e l t > ad] is. 1. Bir varl cins veya zel olarak dier varlklardan ayrt etmeye yarayan ke lime; isim. 2. Kiilerin ilk adlar. 3. {eT} {eAT} n; hret; av; san; nam. [EUTS] 4. {eT} yilik ve uur belgisi. [DLT] 5. {az} Anlacak deer; nem. [DS] S ad alm ak, K en disin e b ir isim se m ek .| ad ba | lamak, {eAT} A d o la r a k a lm a k .| ad bolmak, {eT} | y ilik getirm ek. [DLT] j ad cmlesi, Yklemi isim | ve isim soylu olan cmle. | ad ekici, {az} 1. ifti j ra c ; mzevir. 2. Yaygarac. [DS]|| ad ekimi, isim leri isim ekim ek leri g etire rek sra y la sylem ek. | | ad ekme, K u ra ek m ek ii. | ad ekmek, 1. ze | rin de isim yazl k tla r ek m ek su retiyle b a vu rulan ku ra ilem i. 2. {az} B ir kii veya a ile iin kt e y le r s y lem ek ; ded ikod u etm ek. [DS]j| ad ektirm e, K u ra ek tirm ek ii. | ad karm ak, {eAT} | n sa lm a k ; h ret kazanmak.]] ad durum u, sim le rin c m lede y k lem e ba lan rken kazan dklar zellikler ve so n la rn a a ld k la r ekler.]] ad eri, {eAT} yi a d la tannm olan.]] ad eylemek, {eAT} A d verm ek; adlandrm ak.]] ad gvdesi, Yapm eki alm ve y en i k elim e tretm ede kullanlan isim ler.| | ad anlmamak, Sz edilm em ek, unutulmak,| ad | batm ak, Unutulmak, sz ed ilm em ek; soyu k esil m ek ( ocu klara h ep atalarn n a d la r verildii iin, adn v e r e c e k ocuunun olm am as dolaysyla.)]] ad belirsiz, N eseb i a k o la r a k bilinm eyen, k ar k.]] ad belli, {az} 1. yi. 2. A k; b e lli; a ikr. 3. T am am en; bal b a n a ; tem elli; b a ri oldu o lacak. [DS]|| ad belli olmak, {az} B ir eyin m iktar ve d e eri bilinm ek. [DS]|| ad bellisiz, {az}] Verem. [DS | ad bellfi, {eAT} M ehur; nl.| ad ekil | | mek, {az} (K adn veya kz iin) h akkn d a olumsuz s z le r sy len m ek; a d kt ye km a k; dedikodu su yaplm ak. [DS]|| ad kmak, 1. (K ii iin) b elirli b ir nitelii ile m ehu r olm ak. 2. K t h re t k a zanmak.]] Ad kt dokuza, inmez sekize. nsan b ir k e r e n a sl tannrsa hep y le bilinir.]] ad geen, nceden sz edilen.\\ ad gemek, K en disinden s z edilmek.]] ad gezmek, Hkm g em ek ; sz dinlenmek.]] ad ile yaasn, H oa giden, be en ilen b ir s z ed e n ler iin iyi d ile k sz. | ad kaale aln | m am ak, ahsn a nem verilm em ek,| ad kalmak, | S a d ec e a d ile an lr olm ak. | ad karm ak, Uy | gunsuz b ir olayn kiileri a ra sn d a bulunduu s a n lm ak vey a bizzat olayn iin de y e r alm olm ak. j | ad ktrlm, {eT} k tid a r sahibi. [EUTS]|| ad ktye km ak, K t bir h ret s a h ib i olmak.]] ad lazm deil, Adnn sylen m esi g erek m iy o r.| ad | na, H esabn a. | adna glge drmek, anna | uygun davran am am ak. ]] adna ne derse, {eAT} ann a n e y a k rs a .| adn ekmek, {eAT} Adn | sa y m ak ; an m ak; sylem ek.]] adm almak, B a k a

O l M I l H R C E S M .1 0 6

birinin adn ken disin e a d o la r a k sem ek.]] adn anm ak, B irin den bahsetm ek, ha trla m ak ,| adn | anm am ak, Unutmak, y o k saym ak, d e e r verm e mek.]] adn balam ak, N ezaket g e r e i birinin adn ren m ek iin sy len en sz. Ltfen adnz s y ler m isiniz? | ... adn daknm ak, {eAT}.... adn | a lm a k ; ... a d y la anlmak.]] adn koymak, Fiyatn belirlem ek.]] adn silmek, Yok sa y m ak .| adn ta | mak, A talarn dan birinin a d y la y a a m a k ; sah ip oldu u adn sorum luluunu bilm ek. | adn yire | brahm ak, {eAT} erefin i drmek.]] ad olmak, H aksz o la r a k tannmak.]] ad san, Kim lii, soyu ve h retiy le.| ad stnde, B e s b e lli.]] ad stne, | N am na, nam n o rtay a k o y m a k suretiyle.]] ad ya man, {az} 1. Adnn sy len m esin d e sa k n ca g r len ey lerd en s z ed ilirken kullanlr. 2. eftali. 3. B adem . 4. ncir. 5. Ay. 6. Domuz. 7. D eri altn daki m or lek eler. [DS]|| adyla anlmak, B a k a birinin ism iyle tannp a rlm ak. | adyla sanyla, Btn | y n leriy le.| ad issi, {eAT} M ehu r; nl.]] ad itmek | (etmek), {eAT} A d brakm ak.]] ad kazanm ak, {eAT} h ret bu lm ak; n sa lm a k .| ad kontak, {eAT} A d | verm ek; a d koymak.]] ad koym ak, B ir varla, bir o cu a b a k a la rn d a n ayrt etm ek zere isim vermek. | ad kk, dbl. H i b ir y ap m ek i alm am y en i | k elim e y a p m a k ta ku llan lan isim ler. | adl adyla, | Olduu gibi, btn akl yla. | adl sanl, ok | tannm, o k m ehu r olmu.]] ad san, {eAT} n; hret. | ad takmak, B irin e belirgin z ellikleri d o | laysyla ikinci b ir a d verm ek. | ad tam lam as, dbl. | B ird en o k isim ile m eydan a g etirilen tam lam alar; isim t a m la m a s ,| ad urm ak, {eAT} A d verm ek; a d | koym ak. | ad urunm ak, {eAT} A d taknm ak; ... a d | n almak.]] ad verm ek, A dlandrm ak, isim koy mak.]] ad virilmi, {eAT} B e lli edilm i; takdir ed il mi.]] ad virinilmek, {eAT} A dlan drlm ak; isim verilmek.]] ad virm ek, {eAT} A dlan drm ak; isim vermek.]] ad vurm ak, {eAT} A d koy m ak; a d verm ek .| ad yapm ak, B ir kon u da b a a rl olm ak, a d | n bu b a a rs sa y esin d e duyurm ak; kendini otorite o la r a k k a b u l ettirm ek.| ad yavuzlug, {eAT} A d | ktl; kt adllk. ad2, [ad] {eT} is. pekli kuma ve benzeri dokuma cinsinden sanat eseri olan her ey. [DLT] a d , -ddi [Ar. add -lp] {OsT} is. 1. Say; sayma; 2. (yle) kabul etme. ad, [Ar. d j U] (a:d) {OsT} is. detler; gelenekler. A DA1, [lk kadn programc saylan Lord Byronun kz Adanm adndan alnmtr.] z. is. Saysal ve rilerin ilenmesi, temel yazlmlarn paralel olarak almas esasna dayanan byk iletmelerin kul land standart bilgi ilem dili. ADA2, ksalt, kim. Adenozin di-fosforik asidin k saltmas.

ADA

a d a1 [Ar. acd j-Lcl] (a -d a :) {OsT} sf. Pek zalim; en , acmasz. ada2, - a i [Ar. advv > ad s IjipI] (a -d a :) (OsT) is. Dmanlar, fi1 a d -i dn, {OsT} D in dm anlan. ad a1, [ada] {eT} is. 1. Tehlike; felaket; musibet; bela. [Gabain] [EUTS], [KPy.] 2. Bask. [EUTS] ada2, [ada] {eT} is. Gereksinim; ihtiya. [EUTS] ada3, [ada] {eT} zf. Bakas; dieri; teki. [EUTS] ada4, [ata / ada] {eT} is. Baba; ata. [EUTS] ada5, [eT. ata [Rsnn]] is. 1. Drt taraf da deniz ile evrili kara paras. 2. ehir planclnda so kaklarla ayrlm birbirine bitiik bulunan parseller topluluu. 3. Kmeler hlinde bir arada ylm nesneler topluluu. O rm an da grd n u siyah a d a c k la r yangn y e r le r i o lm a l. 4. {az} i d den, bataklk ve sazlklarla kapl, kenarlan kovalk ve ayrlarla kapl otlak. [DS] ada bal, zool. G en ellikle y a (isperm eet) iin avlan an tro p ika l ve a stro p ika l b lg e den izlerin de rastlan an yirm i m etreye varan b o y d a ve 100 k ilo a rl n d a b ir dili ba lin a tr; a m b er b a l ; kaalot. | ada ay, | bot. B a llb a b a g ille r fa m ily a sn d a n fera h la tc , g s yum uatc etkisi d o la y sy la y a p ra k la r a y g ib i d em len erek iilen b ir ifal bitki, (Salvia offcinalis). | ada dd, {az} 1. A atan yap lm u| zun kaval. 2. St d aln dan yap lm ddk. [DS]|| ada leylei, {az} o k uzun boylu adam . [DS]|| ada soan, bot. 1. Z am bakgillerden s o n b a h a rd a mavi, beyaz, eflatun, p e m b e ren kli i e k le r a a n so an l bir Akdeniz bitkisi; ikil; a k so a n ; ay so a n ; b e yaz so a n ; loteir so a n ; nuteir so a n ; l s o an ; (U rgin ea Scilla). 2. Bu bitkinin h ekim likte id ra r artrc ve k alp kuvvetlen dirici o la r a k kullan lan z eh irli soan.\\ ada tavan, zool. K rk ve d e risi iin avlanan, tavan gillerden k k y a p l ve kulaklar k k b ir tavan tr, (O ryctolagus cuniculus). | ada yavrusu, sta n b u ld a B o a z ii b a j lklarnn kulland iki veya ifte k rekli bir tekne tr. adab, [Ar. edeb (terbiye, iyi a h la k) > db v*'M] (a :d a :b ) {OsT} is. 1. Toplumun deerlerine uygun olan, ahlakllk. 2. Bir ii yapmann kurallar; usul ler; yollar; metotlar. 3. huk. Herhangi bir ahlak ku ralnn uyulmasn mecbur sayd; bir toplumdaki drst insanlarn ounluunun kabul ettii ahlaki esaslarn btn. S adaba aykr, (D avran iin) toplum da a h la k a aykr saylan.\\ db- asr, {OsT} Zamann u su lleri.| adb- m uaeret, {OsT} -* ada| bmuaeret.ll db- m utavaat, {OsT} taa t usulle ri,| db- m nazara, {OsT} K on u m a ve tartm a | kurallar. | adabna uygun, O lm as g erek ti i e k il | de, ku rallarn a uygun o la ra k . | db- ummiye, | {OsT} G en el a h la k ve dav ran kur allar.\\ db- ummiye aleyhine crm ler, Trk C eza Kanunu

nun g e n e l a d a p ve a ile nizam a ley h in e ilen en su lar k apsayan blm.\\ dbuT-bahs, {OsT} T ar tm ada ra k ib i susturm ann usullerinin retild i i m an ta dayal kon um a bilg isi.] db ve erkn, {OsT} D oru ve yerin d e d avran m a; m etot; yn tem ; sra ve sayg. adabm uaeret, [Ar. db- mu'eret o y U ^bT] (a :d a :b m u a : er et) {OsT} is. 1. Toplum iinde in sanlarn birbirleriyle ilikilerinde uymalar gereken kurallar; grg kurallar. 2. Herhangi bir toplantda benimsenmesi ve uyulmas gereken ahlak, grg ve nezaket kurallar, adack, - [ada-ck] is. ok kk ada. adacyo, [t. adagio] ( a d a cyo) zf. mz. 1. Yavaa. 2. is. Bu hzla alman mzik paras. 3. Ar hareket lerle yaplan altrmalar veya bir balenin ar ola rak oynanan blm. a dad1, [Ar. aded > add JJtl] (a -d a :d ) {OsT} is. 1. Saylar; rakamlar. 2. Cari hesap ve faiz hesaplan masnda ana parann faiz getirecei gnlerin says ile arpmndan elde edilen rakamn muhasebecilik terimi. S a dd- asliye, {OsT} mat. A sl sa y la r; tam sa y la r.| a dd- kesriye, {OsT} mat. K esirli | saylar. | a dd- mtebyine, {OsT} mat. A sal s a | y la r; o rtak b len leri olm ayan sa y la r,| a dd- | rtbiye, {OsT} dbl. S ra saylar.\\ a dd- tevziiye, {OsT} dbl. letirm e say lan . a dad2, [Ar. adad > add iU itl] (a -d a :d ) {OsT} is. 1. Kollar; pazlar. 2. Havuz kenarndaki dzgn talar veya duvarlar. a dad3, [Ar. a'dad -uatl] (a-dad) {OsT} sf. (Kii iin) ince ve ksa kollu, adadiyoz, [Yun. o tetoios (filan)] sf. argo. Kabaday kyafetinde; kopuk klkl, adag, [ada] {eT} is. Ada. [Mhenn] adagide, is. [demiin Adagide (Ovakent) bucan da el tezghlarnda dokunduu iin byle adland rlmtr.] Bordo zemin zerine beyaz izgili pa muklu veya ipek karml brmcek, adagietto, [t. adagio] ( a d a g ietto) is. mz. ten ve ar tempolu ksa sren mzik paras, adagio, [t. adagio] (a d a io ) is. mz. Bir parann g ar tempoyla seslendirileceini belirten terim; adacyo. adagde, [ada+gde] {az} zf. (nsan ve hayvan vcudunda grlen ilik iin) ar derecede. [DS] adahi, [Ar. udhiyye > adab ^ U o l] (a d a :h i:) {OsT} is. Kurbanlar. adahik, [Ar. adahik dl^Uil] (a d a:h ik ) {OsT} is. G lnecek eyler; akalar, adahlu, [ad-ahlu / ad-ak-lu jl^ol] {eAT} sf. Nianl; yavuklu.

ADA

-ad ak, [-a-da-k / -edek] yap. e. Ses yansmal kkler den isim treten bir ektir; tretilen zarflar hareket tarz ifade eder. Bu ekin nsz+nl+nsz (bab) yapsndaki kklerden trettii kelime says azdr: p a ta d a k . Buna ramen nsz+nl+nsz+nsz (babb) yapsndaki kklerden tretmeye olduka elverilidir: hartadak, zn gadak. Birinci hlde ek ncesinde nsz tremesi grlr: a p a d a k > a p padak. ad ak 1, - [ada-mak > ada-lc] is. 1. Bir dilei gerek letii takdirde yerine getirilmek zere Allaha ve rilen sz. 2. Adanm olan ey; sungu; nezir. 3. {az} Yal rek. [DS] 4. faz} El byklnde kk ekmek. [DS] 5. (az} Kk ocuklara per embe gnleri datlan eker, zm, badem ii vb. erez. [DS] t5 adak a, fo lk . Yam ur d u as n c e sin d e ev lerd en toplan an y iy ec e k ler le y a p la n y em ek .j adak ocuklar, K urban v e R am azan b a y | ram a rife le rin d e evlerden h ay r o la r a k y em i ve y iy ec e k to p la m a k iizere d o la a n o c k topluluu.\\ adak etmek, {az}!. A dam ak; v a at etm ek. 2. A d a y erin e getirm ek. 3. H ayr y a p a r a k ksz ve y o k su llar doyurm ak. [DS] | adak kurban, A d a k o la | r a k k esilen koyun, kei, s r ve d ev e cinsinden hayvan. | adak mevlidi, fo lk . D oum, evlenm e, ev | v e i sa h ib i o lm a g ib i du ru m larda kr ifa d esi o la r a k okutulan mevlit. adak2, [ya-mak (yaymak, serm ek) > ya-d-malc > yad-ak > ad-mak > ad-ak (yere y aylan ey)] (adhak) {e l '} is. 1. Ayak [KJPy.] [Gabain] [Tekin] [Yknek] [EUTS] [DLT] [ETY] 2. {az} ocuun ilk admlar. [DS] S1 adak kam atm ak, K a rklk karm ak. [Gabain] adak3, [adak] {eT'} is. Kap. [Mhenn] adak4, [Far. dkilbl] (a :d a :k ) {OsT} is. Ada. adak5, -kk [Ar. adakk J-il] {OsT} is. Daha ince; en ince; ok dakik, adaklam ak, [adak (ayak) > adak-la-mak] g s z .f. [-r ] [-l()-y o r] {az} 1. (Kk ocuklar iin) yrme ye balamak; ilk admn atmak. [DS] 2. {eT} Ayak ile vurmak. [DLT] adaklanm a, [adak-la-n-ma] is. Nianlanma. ad aklanm ak1 [adak-la-n-mak] {eT} dnl.. f . [-u r] , Ayak sahibi olmak; ayaklanmak. [DLT] adaklanm ak2, [adak-la-n-mak] dnl. f . [-ir ] Nian lanmak adakl, [ad-a-lc-l] sf. 1. Adak adam olan. 2. {az} Varl kutsal bir ey uruna feda edilmi; adan m; nezredilmi. [DS] 3. {az} Nianl kz; szl; yavuklu. [DS] adaklg, [ adak-l] {eT} sf. Ayakl. [ETY] [DLT] [EUTS] adaklk1, [adal-lk] {eT} is. zm ardaklarna ayak yaplacak aa. [DLT] adaklk2, - [adak-lk] sf. 1. Adak olarak seilmi

hayvan; 2. Nian ve sz kesmek zere dnlen (kii). 3. is. Tapmaklarda adak sunulan yer. adaklu, [adak-lu] {eAT} sf. Nianl; yavuklu, a dal, [Ar. 'dl > a'dal Jl-isl] (a -d a :l) {OsT) is. 1. Denkler. 2. Eitler, adal, -Il [Ar. adali J-il] {OsT} sf. 1. Doruluktan, doru yoldan pek uzak olan; ok saptm olan; ok kt yol tutmu olan. 2. Pek ok yanl bulunan. adaiam ak1, [ada-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] {az} (Yamur sular tarafndan) bir yerin etrafn doldu rarak ada hline getirmek; ada grnm vermek. [DS] adaiam ak2, [ada-la-mak] gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] Tar tmak; mnakaa etmek, adalanm ak, [ada-la-n-mak] {eT} f . 1. Tehlikeye d mek; tehlikeli duruma dmek; kt hlde olmak; [Gabain] 2. Kt duruma sokmak. [EUTS] adalat, [Ar. adale > adalt (ad ala. t) {OsT} is. Kaslar; adaleler, fi1 adalt- inebiye, {OsT} anat. G z b eb e i k a s la r .| adalt- mcevvefe, {OsT} a | nat. K a lp kaslar. adale, [Ar. adale (fare) a U^\ {OsT} is. Vcut hare ketlerini salayan sinir ve boyuna liflerden olu mu doku; kas. S adale-i cebhiye, {OsT} anat. Aln k a s .| adale-i cildiye-i unk, {OsT} anat. Boyun d eri | k a s .| adale-i dliye, {OsT} anat. D elta k as.| ada | | le-i fahziye, {OsT} anat. Uyluk kas. | adale-i hi| cb- haciz, {OsT} anat. D iyafram kas. | adale-i | kalb, {OsT} anat. Yrek kas. | adale-i madgye, | {OsT} anat. inem e kas.\\ adale-i medriye, {OsT} anat. ev re k a s .| adale-i mels, {OsT} anat. | Yalz t e . | adale-i m uassra, {OsT} anat. Bzgen | kas. | adale-i mudhike, {OsT} anat. Gldrc | k a s .| adale-i m uhatta, {OsT} anat. izgili kas.\\ | adale-i mukabile, {OsT} anat. K a rt k a s.| adale-i | mutiye, {OsT} anat. T arak kas.\\ adale-i m rabb a- m nharife, {OsT} anat. Yamuk kas.\\ adale-i msennene, {OsT} anat. D ili k a s .| adale-i n aliye, | {OsT} anat. N alns kas.\\ adale-i rahm iye, {OsT} anat. R ahim k a s ; d ly ata kas. | adale-i sadriye, | {OsT} anat. G s k a s .| adale-i savtiye, {OsT} | anat. Ses k a s .| adale-i eddadiye, {OsT} anat. T| kay c k a s.| adale-i evemiye-i sakiye, {OsT} anat. | B a ld r ikiz kas. | adale-i ztttr-r s-i selse, | {OsT} anat. b a l kas. adaleli, [adale-li] sf. Kaslar gelimi ve gl olan, adalesiz, [adale-siz] sf. Kaslar yeterince gelimemi, gc kuvveti olmayan, adalet, [Ar. adi > adalet cJJlp] (a d a:let) {OsT} is. 1. nsanlar arasnda hakk koruyup eziyet ve zulm olgularn kaldrma ii; dad; denkserlik; hakkani yet. 2. Hakszlk eden suluyu cezalandrmak ve hakk gasp edilen madura hakkn iade etme rg

O M

IIK E H

109

ADA

t. 3. Devletin yarglama yetkisi ve gc. 4. Hakka saygy esas alan ahlak ilkesi. 5. Doru ve drst olmak, insafl davranmak, vicdanl olmak, herkese hakkn vermek erdemlilii. 6. Ynetimi ve gze timi altndakilere kar adil, insafl ve merhametli davranma. 7. Adliye kuruluu. 3 adalet bakan, A dalet B akan lnn g rev lerin i y rtm ekle g rev li hkm et yesi.\\ adalet bakanl, Trkiye Cum huriyeti devleti iin d e a d a le t ilerinin yrtlm esi iin g erekli, y a sa l, p a r a s a l ve ynetim artlarn d zen lem ekle g rev li bakanlk.\\ adalet datmak, K anunlarn sa la d h a k la r sa h ip lerin e verm ek, tanmak.\\ A dalet Divan L a h ey A d alet D ivan y e rine 1946 y ln d a B irlem i M illetler y ayasn n 92. m addesin e g r e kurulm u b ir u lu slararas y a r g lam a kurulu. | adalet em ri, H a lk a zulm y a p lm a | m as iin sa d ra za m tarafn dan v a lilere g n d erilen yazl em ir. | adalet kaps, H a k ve hukukun k o | runm as iin b a vurulan kurum ; m ah k em e; ad liye. | adalet em ri, H a lk a zulm ve haksz m u am ele | y aplm am as iin sa d ra z a m la r tarafn dan v a lilere g n d erilen em ir. | adalete teslim etmek, Suluyu | y a rg la n m a k zere m ah k em ey e teslim etm ek. | ada | lete teslim olm ak, (Sulu, s a n k vb. iin) y a r g lan m ak zere ilgili m ak am lara kendiliinden teslim olm ak. | adaletine snmak, B irinin ken d isi hak| km d aki k ararn d a ba layc, d il ve m erham etli olm asn d ilem ek; in safn a smmak.\\ adlet-i hd, {OsTj T anklarn adil, drst ve g ven ilir o l m a zellikleri.\\ adalet mahkemesi, huk. d a ri y a r g dn da y e r a la n k i iler a ra s hukukla ilgili y a rg kurmlar.\\ adlet-nm e, Y neticilerin h a lk a zu lm ve h a ksz lk etm em elerin i n lem ek iin p a d i ah larn tahta ktklar zam an k a d la ra g n d erd ik leri em ir; a d a le t ferm a m . | adalet saray, huk. B | tn y a rg kurum larn iin d e toplayan m ah kem e bin as.| adaletten kam ak, (Y arglanm as g er ek en | sulu veya zan l iin) m ah k em ed e yarglan m aktan kan m ak; teslim olm am as. | adalet yl, 5 E yll ile | 20 Temmuz tarih leri a ra sn d a k i y a rg la m a dnem i. adaleti, [adalet-i] (a d a ;le ti) is. 1. Adalet taraftar, 2. Adalet Partisi taraftarlar, bu partiden olan siya siler. adaletkr, [Ar. 'adalet + Far. -kr k :r) {OsT} sf. Adil davranan, adaletli, adaletkrane, [Ar. adalet + Far. -kr-ne (a d a ;le tk ;r a ;n e ) {OsT} zf. Adilce, adilane, adaletli olarak, adaletkri, [Ar. adalet + Far. -kr letk. ri;) {OsT} is. Adillik; adil olma, adaletli, [adalet-li] (a d a d etli) sf. 1. Hak ve hukuk gzeten, hukuk kurallarna gre davranan; adalet duygusu tayan; dil; drst. 2. Hukuk kurallar ile hakkaniyet ls asndan yerinde olan. 3. zf. (a d a :(a d a .le t-

Hukuk kurallar ile doruluk ilkelerine uygun ola rak. adaletlilik, -i [adalet-li-lik] (ada.Tetlilik) is. Adaletli olma vasf. adaletpenah, [Ar. adalet + Far. penh (ad a :letp en a :h ) (OsT) sf. Adaletli, adil, adaletin ken disine snd, adaletperest, [Ar. adalet + F. perest] (a d ad etp erest) {OsT} sf. Adalete bal, adaleti ok seven, adaletsiz, [adalet-siz] (ad ad etsiz) sf. 1. Adalet ve hu kuk kurallarna aykr davranan; hak gzetmeyen. 2. Hak ve hukuka aykr, drstlk ve doruluk ilkelerine ters davranan; eit muamelede buluna mayan. 3. zf. Adalet ve drstlk ilkelerine bal olmadan. adaletsizlik, -i [adalet-siz-lik] (ada.letsizlik) is. 1. Adalet noksanl, adil olmayan kimsenin veya adi lane olmayan eyin zellii. 2. Doru ve drst olmayan karar ve i. adal, [ada-l] is. ve sf. 1. Ada halkndan olan kimse. 2. Adadan gelen (kimse) adalg, [ada-l] {eT} sf. Tehlikeli; korkulu. [EUTS] adal, [Ar. adal L J S (a d ali:) {OsT} sf. 1. Kaslarla ilgili olan; kas doku. 2. Adaleli. Adam , [Ar. dem joT] {eT} z. is. Hz. Adem. [EUTS] adam , [Ar. dem joT] is. 1. (Cinsiyeti dikkate aln madan) insan; kii {eAT} (ayn). 2. Bir tek kii. 3. Cinsiyeti erkek olan kii. 4. Yetikin erkek. 5. Yksek makam sahibi, tannm kii. 6. nsana ya kr olumlu nitelikleri bulunan, erdem sahibi ol mu, kendisine gvenilir, drst kii. 7. Mesleinin hakkn veren, alma alan ve kiisel davranlar ile tannan, iinin ehli olan kii. 8. Grevli, alan, mstahdem, hizmetli. 9. (Kadna gre) Erkek e, koca. 10. Desteki; koruyucu. B ak an lk ta adam n y o k s a senin i y a t a r . 11. Birinin tarafn tutan, tarafsz olamayan, yardaklk eden. O na gven olm az, patron u n a d a m d r. 12. Kar taraf veya rakip (okluk hlde). A dam lar bizi p e s tile ev ird i le r . 13. Belirsiz ahs; gayri muayyen kimse. A dam n tep esi a ty o r. 14. Birinin koruduu kii. 15. (Kii iin) alakgnlllk gstermek amacyla kendisinden bahsederken kulland sz. "Adamn ii p a r a la n r yahu buna. 16. iinl. Alay ederek bir teklifi reddetmede kullanlr. A dam (sen de), eski d elile r d e k a lm a d !" Ahmet Rasim. S adam a ben zemek, D zelm ek, ken disin e e k i dzen verm ek. | | adam adam a savunm a, B a s k e tb o l v ey a fu t b o l g ibi takm oyunlarnda, kar takm oyuncularnn h er birinin b a n a b ir oyuncu g rev len d ir er ek onun h a rek etlerin i kar savunm a ile en g elley ip say y a p m a sn a izin vermemek.\\ adam alm ak, 1. Sevdi i erk e i g iz lice evine k ab u l etm ek. 2. y erin d e

ADA a ltrm a k zere ii alm ak. | adam alm am ak, | o k kalabalklamak.\\ adam ardnca yavuz syleyici, {eAT} D edikodu cu ; ekitiren.\\ adam ayr m ak, in sa n la r a ra sn d a eitli s e b e p le r le fa r k l davranm ak, eit davranm am ak.]] adam azman, N orm al l lerin dn da o k iri insan.| adam ba | na, H er kiiye, h e r birin e.| adam beenmemek, | H erk este kusur bulm ak, kusur a ra m a k ; b a k a la rn d a ek sik lik bulm ay huy edinm ek. | adam boyu, B ir | a d a m y ksekli in d eki k ab ata slak , o rtala m a l. \ \ adam dan saym ak, A dam y erin e konulm ak, d e e r verilmek.\\ adam deil cdam , in sa n y erin e koy m ay a de m ez; insanlktan n asibin i almam.\\ ad am deilim, (Sznde d u raca n a veya dediinin o la c a n a dair) y em in sz.\\ adam eti yemek, D e dikod u etm ek. | adam etmek, 1. Yetitirmek, e it | m ek ; i ve m eslek s a h ib i y apm ak. 2. K t durum da o la n bir y e r i y a a n lr veya kt b ir ey i kullan lr durum a getirm ek ; iyi b ir h le koymak.\\ adam ev lad, yi d a v ra n la ra sahip, soylu .| adam gibi, 1. | n san a y a k r tarzda, efen d ice; 2. stenilen ekilde, ie y a r a r b ir biim d e.| (bir eyin) adam olmak, | B ir iin ustas o lm a k .| (birinin,) adam olmak, B ir | kim senin hizm etinde bulunmak.]] adam na atm ak, A ksi ve beceriksiz, karlalm as arzu edilm eyen b irin e rastlamak.]] adam na dmek, 1. yi, b e c e rik li ve u sta bir kiiy le i g rm ek ; 2. A ksi ve b e c e riksiz bir a d a m la i y a p m a k .j adamna gre, n | s a n la r a ra sn d a ayrm y a p a r a k .| adamn biri, r | n eklen d irm ek iin isim verm ek istem ediim iz z a m an anlattm z olayn kah ram an .| adamn | bulmak, iin ehlini, ustasn; arabu lu cu kiiyi bul mak.]] adam tanm ak, n san la r h a kk n d a b ilg i ve deneyim sa h ib i olmak.]] adam iine kam am ak, Toplumun h o k arlam ad bir tutum veya sutan d o la y in san lar a ra sn a karam an ak, o n la r a g rnememek.]] adam iine kmak, H alkn a ra sn a katlm ak, bakalarn n d e erlen d irece i b ir i y a p m ak. | adam ister, B ir ii h erkesin b a a ra m a y a c a | n, taliplilerin in b elirli z ellik lere sa h ip olm as gerek ti in i ifa d e iin kullanlr.]] adam kaldrma, B irin i z o r ku llan m ak su retiyle k a rm a k ; z o r la a l koymak.]] adam kayrm ak, T a r a f tutmak, iltim as gem ek. | adam ktl, A ranan nitelikte kii bu la | mamak.]] adam kollamak, B irin i takip etm ek; k k h a talarn a g z yum m ak. | adam kullanmak, | ilerin i b a k a la rn a yaptrm ann y o lla rn bilmek.]] adam olmak, 1. Yetiip m evki ve m akam sa h ib i o l m ak. 2. (E rk ek o c u k iin) bym ek; ergin lik a a n a gelm i olm ak. 3. (Eya, y e r iin) onarm ve b a km y a p la r a k k u llan lab ilir ve y a a n a b ilir h le g elm ek .| adam ldrme, Silah la veya b a k a usul | le r le birini ldrme.]] adam sarraf, n san lar ve insan p sik olojisin i iyi bilen, iyi ve kt k iileri h e m en tanyabilen kii. | adam sen de, H i umu | ru m da deil, n em i y o k ! an lam n da b ir nlem .| |

0 I M

I R

S M

.1 1 O

adam sendeci, K en d i karn d an b a k a h i b ir eyi ken din e d ert edinm eyen; nem elazm c. | adam sra | sna girmek, 1. H atr sa y lr kiilerd en olm ak, iti b a r g rm ey e balam ak. 2. (E rk ek o c u k iin) y eti kin e r k e k olm ak. | adam testi, T este tabi tutulacak | ocuun yap t insan resm in e g r e zih in sel duru munu in celem e teknii. | adam yerine konmak, | D e e r verip say g g ster m e k ; ad am d an saym ak. adam a, [ad-a-ma] is. Adak dileme ii; nezretme. ad am ak 1, [eT. ad > ad-a-mak g l .f . [-r ] [-d ()y o r ] 1. (eT) {eAT} Ad koymak; adlandrmak; sy lemek. [EUTS] 2. Allaha bir dilei gerekletii takdirde yerine getirmek amacyla vaatte bulun mak; nezretmek; {eAT} (ayn). 3. Yemin niteliinde sz vermek; harcamak; feda etmek; balanmak; hasretmek. 4. {eAT} Vaat etmek. adam ak2, [ad-a-mak] {eT} gl. f . [- r ] Birisine zarar vermek. [EUTS] adamakll, [adam + akl-l] ( a d a m akll) sf. 1. M kemmel olarak, yerli yerinde; esasl; gzelce; laykyla; mkemmelen. 2. zf. Kmsenemeyecek kadar; gereinden ok 3. Tamamyla, iyice; alabil diine; bsbtn, adam ca, [adam-ca] ( a d a m ca) zf. 1. Adam olarak, adam bakmndan. 2. nsan says olarak, adam caz, [adam-caz] is. nsanda acma ve sevgi duygusu uyandran erkek, adam casna, [adam-ca-s-na] zf. Adam gibi, adama yakr biimde, adam ck, - [adam-ck] is. 1. Kendisine acma ve sevgi duyulan erkek kii. 2. nsan yerine konmaya cak derecede ktlk dolu kimseler; aalk kii. adam cl, [adam-cl J ^ T ] sf. 1. {eAT} (Hayvan iin) insana saldran. 2. nsandan kaan, insan arasna katlmaktan holanmayan kimse. 3. [O lum lu ve olum suz iki zt an lam b ir a r a d a bulunduran bu kelim en in olum lu an lam so n rad a n o rtay a km tr. E sk i an lam y a v a y a v a unutulm aktadr.] n sanlar seven, onlara merhamet besleyen, insan ara sna karmaktan holanan kimse, adam cllanm ak, [adam-cl-la-n-mak l] {eAT} dnl. f . [-u r] Adam gibi grnmek; adamlk taslamak. adamcllk, - [adam-cl-lk] sf. Adamcl olma du rumu. adam et, [Ar. admet o-oJt] (ad a.m et) {OsT} is. Aklszlk; aptallk; budalalk, adam i, [Ar. 'demi] ( a :d a m i :) is. nsan; beer, fi1 dam dak p err, {eAT} n san la r ve cinler. adamkk, -n, -kleri [adam+kk-] is. Adamotu bitkisinin kk, adamlk, - [adam-lk jU^T] is. 1. nsana yakr hl

O M lM M U in ve hareket. B rak, a d a m lk se n d e k a lsn . 2. sf. Halk arasnda bayram ve trenler iin giyilen elbi seye verilen isim. G riicii g e lec e in i duyunca, a d am lklarm g iy d i. 3 . {az} i pamuklu erkek hr kas. [DS] 4. {eAT} Olgunluk; erginlik. 5. {az} Ev lerde erkeklerin oturduu yer; sedir. [DS] 6. {az} Misafir odas. [DS] adamotu, -nu, -tlar [adam+ot-u] is. t. bot. Kkleri insan vcudu biiminde oluundan dolay byc lkte, yumrular ise halk hekimliinde ila olarak kullanlan, Akdeniz evresinde yetien bir bitki; abdsselam, (M an dragora offcin ariu m ) adamsz, [adam-sz] is. 1. Yardmcsz, hizmetisiz. 2. sf. (Kadn iin) kocasz kalm, adamszlk, - [adam-sz-lk] is. 1. Personel azl; yetimi eleman yokluu; kaht- ricl. 2. (Kadn iin) ei olmama durumu, adan, [adan] {eT} zf. Bakas; dieri; baka trl; bundan baka. [EUTS] adanat, [Yun. anadoti] {az} is. Ekin demetlerini kanya yklemekte kullanlan atal azl ara. [DS] adanlmak, [ad-an-l-mak] {eAT} edil. f . [-u r ] Tayin ve takdir edilmek, adanm, [adan-l-m] {eAT} sf. Tayin ve takdir edilmi. adanlu, [ad-a-n-mak > ada-n-lu ^ b l ] {eAT} sf. ... ad l;... adn taknm, adanm a, [ad-a-n-ma] is. Adak dileinde bulunulma ii. adanm ak1, [ad-a-n-mak J ^ ] {eAT} dnl. f . [-u r] 1. Ad almak; ad taknmak. 2. edil. f . Ad taklmak; la kap taklmak. adanmak2, [ada-n-mak] edil. f . [ -r ] Adak dileinde bulunulmak; adak edilmek, adanm, [ada-n-m jiijT ] {eAT} sf. Muayyen; be lirli. S1 adanm vakt, {eAT} M uayyen zam an. adaptasyon, [Fr. adaptation] (a d ap ta syon) Bir eyin baka bir eye uydurulmas; bir varln bir baka varlk ile veya ortam ile badamas; uyarlama; intibak. adapte, [Fr. adapter > adapt] sf. 1. Uymu. 2. (Bir eser iin) yazld toplumun gelenek ve grenekle rinden farkl bir toplumunkine uydurulmu olan. 3. (Bir tre uygun olarak yazlm bir eser iin) baka bir tre uyarlanm olan, adapte etmek, Uyarlam ak.| adapte olm ak, 1. U yarlanm ak. 2. Uymak. | adaptr, [Fr. adaptateur] is. Bir i iin retilmi bir alet veya paray l ve standard deiik baka bir alet ile kullanmak iin arada uyumu salayan ara para; uyarlayc; uyarla. ad ar1, [? adar] {az} is. Olgunluk. [DS] adar2, [Ar. adar / Far. adar] (a d a :r) {az} is. Mart. [DS]

ADA ad ar, -rr [Ar. adarr ^ 1 ] {OsT) s f En zararl. S ad arr- mskirat, {OsT} kilerin en zararls. ad ara, [ada-r-a] {eT} is. Ayrntl; inceden inceye; te ferruatl. [EUTS] ad arm ak , [ad-ar-mak] {eT} gl. f . [-u r ] Ayrmak. [EUTS] adartm ak, [ada-r-t-mak] {eT} gl. f . [-u r ] Zarar ver mek; tehlikeye atmak, ad artu , [adar-t-u] {eT} sf. Tehlikeli. [ETY] a das, [Ar. ades > a'ds ler. ' adaz, [ada-sz] {eT} sf. Korkusuz; tehlikesiz; bask olmadan; basksz. [EUTS] ada, [ad-da > ada] is. 1. Ayn ad tayanlardan birine gre dieri. 2. {eT} Dost; arkada; e; yolda. [Gabain] [ETY] [DLT] [EUTS] 3. {az} Karde edi nilmi olan. [DS] S ada kada, {eT} A rkad a; d o st; a h b a p ; so y sop. [EUTS] adalk, - [ada-lk] is. 1. Ada olma, ayn ad tama durumu. 2. {eT} Arkadalk; dostluk. [DLT] adam ak, [ad-a-mak] ite, f . [-r ] (ocuklar iin) oyuna balamadan ad seerek elemek, adat, [Ar. det > dt o b U ] (a :d a ;t) {OsT} is. detler; alkanlklar; grenekler; usuller ve tabiat lar. 0 dt- medeniyet, {OsT} U ygarlk g e le n e k leri.,| dt ahlak, {OsT} Tre. | adatm ak, [ad-a-t-mak] gl. f . [ -r ] Birinin bir adakta bulunmasn salamak; adama iini yaptrmak, adavet, [Ar. adavet ojI-lp] (ada:vet) {OsT} is. D manlk; kin. aday, [ad-ay] sf. 1. Bir i, bir grev veya siysi ma kama gelmek iin istekli olan; namzet; gnll; talip. 2. Belirli staj dnemini geirdikten sonra ie alnacak olan; yetitirilmekte, eitilmekte olan; stajyer. 3. Bir greve getirilmesi beklenen. 4. is. Nianl; szl. ? aday aday, lk elem ey e k a tla ra k seild i i takd ird e a d a y o la c a k kii. | (birini, bir ese | ri) aday gstermek, A dayl uygun g r e r e k n er m ek.| aday olmak, K en disin i uygun g r e r e k istekli | o lm a k ; talip olm ak. | aday yoklam as, G en el s e | im lere k a tla c a k m illetvekili adaylarn tespit et m ek zere p a r t i ku ru llarn ca y a p la n seim ii. adayavrusu, [ada+yavru-s-u] is. stanbulda Boazi i balklarnn kulland iki veya ifte krekli bir tekne tr, adaylk, -, [ad-ay-lk] is. Aday olma durumu; namzetlik. S adaylk eitimi, B elirlen m i a rtla n tayan kiilerin b elirli bir d a ld a unvan kazan m a lar v e y etim eleri iin y a p la n s reli hazrlayc alm a. | adaylk sresi, B ir ie veya m esle e | g irm ek iin a d a y o la n kiinin eitim i ve yetitiril m esi iin g e r e k li o la n zam an dilim i. | adayln | {OsT} is. Mercimek

ADA

D M C E S 2 M . 1
aded-i gayr-i muntak, {OsT} mat. O ranlanam az sa y ; irrasy on el sayi.|| aded-i hakik, {OsT} mat. G e r e k say.\\ aded-i kesr, {OsT} mat. K esirli s a y]] aded-i menfi, {OsT} mat. Sfrdan kk say; n e g a t if say.\\ aded-i mevhum, {OsT} mat. S an al say.\\ aded-i m untak, {OsT} mat. O ran lan abilen sa y ; ra sy o n el say. | aded-i m retteb, {OsT} mat. | Tam say. | aded-i msbet, {OsT} mat. Sfrdan b [ y k sa y ; p o z it if say.\\ aded-i rtb, {OsT} dbl. Sra bildiren sa y .| aded-i rs, {OsT} huk. K ii says.\\ | aded-i silsile-i alel-vil, {OsT} mat. Aritm etik dizi.| aded-i tm m , {OsT} mat. Tam sa y .j aded-i | | tevzi, {OsT} mat. letirm e bildiren say. adlg, [ad-l] {e l } sf. 1. Adl; sanl; nl; tannm kimse; ad alm. [EUTS] 2. Atl; sipahi; svari. [EUTS] adeden, [Ar. adeden jip] ( a d e den) {OsT} zf. Say olarak; sayca; miktarca, aded, [Ar. aded! tp .it] (a d ed i:) {OsT} sf. Say ile ilgili; saysal. adedim rettep, -bi [Ar. aded-i mretteb ^ y n*-] ( a d e d im rettep) {OsT} is. Bir meclisi, bir kurulu meydana getiren yelerin belirlenen says; ye tam says. adediyat [Ar. adediyyt oU^Jip] (ad ed iy a:t) {OsT} is. 1. Say ile ilgili olanlar. 2. Saylabilen eyler. S adediyt- mtefvite, {OsT} B irim leri a ra sn d a d e e r fa r k bulunan eyler.\\ adediyt- m tekaribe, { OsT} B irim leri a ra sn d a d e e r fa r k bulun m ayan eyler. a del, [Ar. a'del J-lpI] (a-d el) {OsT} sf. Daha adil; en adil; pek adil; ok doru. S a dell-diln, {OsT} 1. A dillerin en adili. 2. Allah. dem, [Ar. / br. dem joT] (a:d em ) {OsT} is. 1. nsan, adam; kii. 2. m ec. nsanda bulunmas gereken er demlere sahip (kimse) 3. z. is. lk yaratlan insan; insanln babas; Hz. Adem, fi1 Adem baba, argo. 1. A fyonke, uyuturucu alkan l olan. 2. H ap is h a n eler d e h a r a la r a y a rd a k lk ed en .| Adem | elmas, anat. in san boynunun n blm nde y e r a la n g rtlak knts.| Adem evlad, nsan zellik | leri ken disin de toplayan ca n l; insan. | dem -hr, | {OsT} nsan yiyici.\\ dem-kii, {OsT} nsan ldren .| Adem olan, {eATj nsanolu.\\ Adem ogl, | {eAT} n san o lu ,| dem -pir, {OsT} B ilgili a d am ; | olgun insan.| Adem tonna girmek, {eAT} nsan | kln a girm ek. adem, [Ar. adem {OsT} is. 1. Yokluk; hilik; lm. 2. -s iz lik anlam vermek iin baz kelime lerin bana getirilmitir: a d em -i dikkat (dikkat sizlik), a d em -i im kn (im knszlk), a d em -i sa la h i y et (yetkisizlik) adem -abd, {OsT} I. Yokluk l kesi. 2. lm. | adem-i basiret, {OsT} U zak g r |

koymak, S eilm e y eterlili in e sa h ip b ir kiinin a d a y lk iin bavurmas.\\ adaylktan ekilmek, A daylar a ra sn d a bulunm asna ram en ken d i istei ile seim e katlm aktan vazgetiini ilan etm ek, s e im e katlm ay istem em ek. adayu, [ada-yu] {eTj sf. 1. Sevimli; aziz; deerli. 2. Yavru. [EUTS] adc, [ad-c] sf. fe l. Adclk retisine bal olan; nominalist; ismiye. adclk, - [ad-c-lk] is. fel. 1. Grnen eylerin kendi balarna birer varlklar bulunmadn an cak bunlarn zihnimizde canlandrdmz grnt leri ile var gibi sandmz savunan felsef gr; nominalizm; ismiyyun. 2. Bu felsefi grn etkisi ile para biriminin aslnda bir deerinin bulunmad n savunan ktisad gr. addar, [Ar. addr jI-lp] (a d d a:r) is. Denizci; gemici, addedilme, [Ar. add + T. edil-me <1^.1 dilm e) is. (yle) saylma, addedilmek, [Ar. add + T. edil-mek iJu.l J*-] ( a ddetm ek) e d il.f. [ -ir ] (yle) saylmak, addetme, [Ar. add + T. et-me is. (yle) sayma, addetmek, [Ar. add + T. et-mek -u] ( a d d et m ek) gl. f . [~ (d)-er] [~e(d)iyor] 1. (Bir eyi, bir ey) saymak; bilmek; farz etmek; telakki etmek. 2. m ec. yle kabul etmek; tutmak. H er ey a p a k o rta d a iken o bunu y o k a d d ed iy o r . 3. Sanmak. B u n lar d a ken d ilerim p o litik a c addediyor, y le m i? addn, [ad-dn] {eT} zf. 1. Dier; baka; bakas. 2. sf. Yabanc, yad. [EUTS] addng, [ad-d-n] feT} sf. Baka; bakaca; eit li; zel; sekin; mmtaz; stn derecede; hayrete deer; artc. [EUTS] addnk, - [ad-dr-k?] {az} sf. Kahpe; orospu. [DS] addrm ak, [at-tr-mak] {az} gl. f . [ -r ] 1. Bir svy fkrtmak. 2. (Kk ocuklar iin) sidii ileri doru fkrtarak iemek. [DS] addolunma, [Ar. add + T. ol-un-ma <u-jl detm ek) is. (yle) kabul edilme, addolunmak, [Ar. add + T. ol-un-mak l jp] ( a ddetm ek) e d il.f. [-u r] (yle) kabul edilmek, ade, [Ar. det > de coU] (a :d e) is. Arapa kurallara gre yaplan birleik kelimelerde usul, y o l anlam na gelen det kelimesinin ald biim, fev k 'a l- d e , a le l-de. aded, [Ar. aded j-lp] {OsT} is. -* adet, aded-i sam , {OsT} mat. K esirli sa y ; rasy on el say. | aded-i | asl, {OsT} mat. A sl 7}7.|| aded-i r, {OsT} mat. O nluk sa y .| aded-i ferd, {OsT} mat. T ek sa y .| | |
j j -\

] ( a d d e-

jp] ( a ddetm ek)

( a d

8 R M . 113 M

ADE

g :h ) {OsT} nsan olan yer; insanlarn yerletii sa h ibi o la m a m a ; basiretsizlik,| adem-i dikkat, | yer. {OsT} D ikkatsizlik.| adem-i emniyet, {OsTj Gven | lik yokluu.\\ adem-i if, {OsT} Yerine g etirem em e; ademlik, [dem-lik] {eAT} is. nsanca davran; yu yapamama.\\ adem-i ihtiml, {OsT} Olamamazlk.\\ muaklk. adem-i iktidar, {OsT} 1. Gc y etm em e; gsz ademimerkeziyet, [Ar. adem-i + merkeziyyet lk. 2. C in sel g yoklu u ; iktidarszlk,| adem-i | cojS ( a d e m im erkeziyet) {OsT} is. siy. Ynetimin y:] imkn, {OsT} O lam azlk; im knszlk.j| adem-i bir merkezden deil de yerinden yaplmas gerekti imtiza, {OsT} 1. U yuam am a; ba dam azlk. 2. ini savunan siyasi gr; yerinden ynetim, Geim sizlik.| adem-i inkta, {OsT} Kesilmezlik.\\ | adem-i inzibat, {OsT} T ertipsizlik; dzensizlik,| ademimerkeziyeti, [adem-i+merkeziyyet-i] (a d e | m im erkeziyeti) sf. Yerinden ynetim grn sa adem-i irtibat, {OsT} mant. B a lan tszlk; ay rk vunan (kimse), lk,| adem-i istikrar, {OsT} K a ra rsz lk .| adem-i | | istim , {OsT} huk. (D ava iin) d in lem e yokluu.\\ ademimdahale, [Ar. adem-i+mdhale 4 JJ-I.U adem-i itih, {OsT} tahszlk.| adem-i itaat, | ( a d e m im da:hale) {OsT} is. siy. Dorudan ilikisi {OsT} B uyruk d in lem ezlik; itaatsizlik.\\ adem-i ihti olmadka bir devletin, baka bir devletin i ileri laf, {OsT} U yum azlk y oklu u ; an lam azlk y o k lu ne karmamas. u.\\ adem-i itim t, {OsT} G vensizlik.| adem-i | demiyan, [Ar. dem + Far. -yn ol^oT] (a :d em i:kabili, {OsT} K a b u l etm em e durum.\\ adem-i ki y a:n ) {OsT} is. nsanlar, fayet, {OsT} Yetmezlik. | adem-i levn, {OsT} biy. | A knlk; albin izm .| adem -i lzum, {OsT} G e rek demiyane, [Ar. dem + Far. -yne -uL-oT] (a :d e | sizlik.| adem-i merkeziyet, {OsT} 1. M erkez y o k lu | m i:ya:n ) {OsT} zf. nsanca; adamca; erkeke. u. 2. K urulularn m erkezden d e il d e ken di k en dem iyet1, [Ar. demiyyet o-^o] (a.dem iyet) {OsT} dilerini yn etm esi sistem i; y erin den ynetim . | j is. 1. nsanlk. 2. Erkeklik. 3. Terbiyeli insan olma. adem-i mes liyet, {OsT} Sorum suzluk.| adem-i | nevcfldiyet, / OsT} Yokluk; bulunm am a durumu.\\ ademiyet2, [Ar. cadem > demiyyet c~oj^] {OsT} sf. adem-i m utbakat, {OsT} U yum azlk; uymazlk.\\ 1. Yoklukla ilgili. 2. lmle ilgili, adem-i m uvafakat, {OsT} O lursuzluk; raz o lm a demizad, [Ar. dem + Far. -zd joT] (a ;d em a durumu.| adem-i muvaffakiyet, {OsT} B aar| m iza:d) {OsT} is. nsanolu; insandan domu, szlk.\\ adem-i m dhale, {OsT} K a rm az lk.| | demlenmek, [dem-le-n-mek] {OsT} dnl. f . [ - ir ] adem-i msade, {OsT} zinsizlik.| adem-i ms| 1. nsanlamak. 2. nsanlk taslamak, vt, {OsT} E itsizlik; den g esizlik.| adem-i nezfet, | demolu, -nu, -ullar [Ar. dem + T. o(u)l-u] {OsT} Tem izlik yoklu u ; p is lik .| adem-i riyet, | (a:dem o lu ) is. 1. nsan tr, 2. m ec. Drst ve iyi {OsT} Saygszlk; k u ra lla ra uymazlk.\\ adem-i insan. selhiyet, {OsT} Yetkisizlik.| adem-i sebat, {OsT} | abu k bkp usan m a durum u; d iren m ezlik; s e b a t demotu, -nu, -tlar [Ar. dem + T.ot-u] (a:dem otu ) is. bot. - * adamotu, (M an d rag ora officinarium ) szlk; s e b a t yokluu.\\ adem-i tbiiyet, {OsT} B a adenalji, [Fr. adnalgie] is. tp. Lenf dm mer m szlk.,| adem-i ta kib, {OsT} huk. K ovuturm a | kezlerinde bulunan ar, yokluu ; takipsizlik:| adem-i tecvz, {OsT} S a l ] drm azlk:.| adem-i tediye, {OsT} dem em e duru adenandra, [Lat. adenandra] is. bot. Sedefotugiller | familyasndan Gney Afrika kkenli idrar sktrmu; d em ezlik.| adem-i tenzur, {OsT} Sim etrisiz | c ve uyarc olarak halk hekimliinde kullanlan lik; bakm szlk.| adem-i temyzl-elvn, {OsT} | bir bitki, (R utacae). R enk indisi.| adem-i teslm, {OsT} E v ra k vb. teslim | adenantera, [Lat. adenanthera] is. bot. Baklagiller etm em e durumu. den, tohumlarndan ya elde edilen bir tropik bitki; ademan, [Ar. demn OLiT] (a d em a:n ) {OsT} is. AAmerikan baklas, damlar; insanlar. adenaz, [Fr. adnase] is. fzyol. Adeninin paralana Ademcilik, -i [dem-ci-lik] (a :d em cilik ) is. Ortaa rak sindirilmesini salayan bir eit pankreas salg Avrupasnda Adem ile Havvay taklit ettiklerini s. iddia ederek plak yaamay savunan tarikat; bo adenektomi, [Fr. adnectomie] is. tp. 1. Lenf bezi hem. nin ameliyatla alnmas. 2. Bez dokularda oluan dem1, [Ar. dem (a :d em i;) {OsT} sf. 1. n zararsz urlarn alnmas ameliyat, sanla ilgili. 2. demle ilgili. adeni, [Fr. adnie] is. tp. Lenf bezlerinde lenfoit adem2, [Ar. adem / ademiyye m i:) {OsT} sf. Yoklukla ilgili. ademigh, [Ar. dem + Far. -gh *\S joT] (a .d em i:(a d e dokunun blnp oalmas ile ortaya kan hasta lk. adenilik, [Fr, adnylique] sf. biy-kim . Kaslarn ka

ADE slmasnda rol oynayan fosforik asidin bir eit t revi; adenozintrifosforik. adenilsiklaz, [Fr. adnylcyclase] is. biy-kim. Gliko jenin yapm ve ykmnda, ayrca yalarn para lanmasnda rol olan zar enzimi, adenin, [Fr. adnine] is. biy-kim , org-kim . Nkleik asitlerin birleimine girerek adenozin ve dezoksiadenozin oluumunda grev alan prik baz; form l: C5H5N 5 adenit, [Fr. adnite] is. tp. Lenfatik damarlarn lenf dmlerine balandklar yerlerde meydana gelen iltihapl hastalk. ad e r1, [Ar. der jjT] (a :d er) {OsT} sf. (Kii iin) ka sk ft olan. ad er2, [Far. der _pT] (a :d er) {OsT} is. Ate, ades, [Ar. ades {OsT} is. Mercimek,

orMictsez. m
m edii, iten g e le r e k y a p m a d h ld e ; b a k a la r y a p y o r d esin ler diye. adet, -di [Ar. aded jj^] {O s T} is. 1. Say. 2. Birim olarak kabul edilmi eylerden her biri; tane, deta, [Ar. det > det ta it] (a ;d e ta :) {OsT} zf. 1. Allageldii gibi. 2. Neredeyse; hemen hemen; sanki. 3. is. Atn, sa arka ile sol n, sol arka ile sa n ayaklarn e zamanl olarak kaldrp basa rak en yava yry, dete, [det-e] {eAT} zf. Allageldii gibi; det zere; dete uygun, adete, [adet-e] ( a d e te) zf. Sayca; miktar bak mndan; adeten. deten, [Ar. det-en s^U] ( a . d e ten) {OsT} zf. Adet zerine; det olduu gibi, detullah, [Ar. detAllah > detuJllh 4 c o lt] JJI {OsT} is. Allahn koyduu deimez dzen ve ka nunlar; snnetullah. detperest, [Ar. det + Far. perest] (a:d etp erest) sf. Adetlere bal; muhafazakr, adevan, [Ar. devn oljAt] (a :d ev a ;n ) {OsT} is. Hz la koma. adezyon, [Lat. adhaesion > Fr. adhsion] is. fz . Birbi rine demekte olan iki kat veya katilarla svlar arasndaki molekler ekim kuvveti, adgansz, [ad-an-sz] {eT} sf. Bana buyruk; z gr; hr; serbest. [EUTS] adgangu, [ad-a-nu] {eT} is. Temyiz; tefrik; ayrt et me; ayklama. [EUTS] S adgangu tr, huk. [EUTS] A yklam a t resi; tem yiz tresi. [EUTS] adganm ak, [ad-an-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Ba lanmak. [EUTS] adgar, [ad-ar] {eT} is. Aygr. [EUTS] adgas, [Ar. das > ds ^IJlp] (a d a ;s) {OsT} is. Rya karkl, adgr, [ad-r] {eT} is. Aygr. [Gabain] [Tekin] [DLT] [EUTS] [ETY] adgrak, [ad-r-ak] {eT} is. Kulaklar beyaz vcudu nun dier taraflar kara olan erkek geyik; da kei sinin erkei; da tekesi. [EUTS] [DLT] adgrg, [ad-r-] {eT} sf. Aykr. [ETY] adgrlanm ak, [ad-r-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] 1. Aygr almak; aygr sahibi olmak. 2. Aygrlamak. [DLT] adgrlk, [ad-r-lk] {eT} sf. 1. Aygr olacak; aygr olabilecek. [ETY] 2. is. Aygrlk; hara. [Gabain] 3. Ylk. [EUTS] adguk, [ad-uk] {eT} is. Kim olduu belli olmayan snt kimse. [DLT] adha, [Ar. adh U ^ l] (a d h a :) {OsT} is. Kurbanlar; kurbanlk hayvanlar.

adesat, [Ar. adese (m ercim ek tanesi) > adest oL-Jlc-] (a d esa :t) {OsT} is. 1. Mercimekler. 2. Mer cekler. adese, [Ar. ades (m ercim ek) > adese 4-ap] {OsT} is. fz . Mercek. S adese-i ayniye, {OsT} fz . G zlem e m erc e i; ok ler. | adese-i m eriye, {OsT} fz . N esn e | m erc e i; objektif.\\ adese-i mtekarib, {OsT} fz. Y aknsak m ercek. ades, [Ar. ades > ades &] (a d esi:) {OsT} s f 1.

Mercimekle ilgili. 2. Mercimee benzeyen; merci mek gibi. 3. Mercekle ilgili, det, -ti [Ar. de > Far. det co U ] (a :d et) {OsT} is. 1. Allm faaliyet. 2. Toplum iinde yapla yapla allm olan; usul; kaide; anane; gelenek; gre nek; rf; teaml; tre; yaplageli. 3. Bir kimsenin sk sk tekrarlamak suretiyle edinmi bulunduu davran deiiklikleri, yapsnda var olan huy ve tabiat; huy; tarz. 4. eski. Vergi. 5. rtm ece. Kadn larn ayba durumu. S det karm ak, Yeni bir dav ran eid i balatmak.\\ det edinmek, B ir davran so n rad a n a lk an lk h lin e getirm ek. Ye ni bir huy sa h ib i olm ak. | det etmek, B ir davran | so n rad a n a lk an lk h lin e getirm ek. Yeni b ir huy s a h ib i olm ak. | det grmek, K adn larn ay h li | olmalar.\\ det-i agnm, {OsT} Koyun v e keid en aln an vergi. | det-i gulmiye, {OsT} D evlet ileri | ni g rd rm ek iin altralan insanlarn cretleri | ni d em ek iin aln an vergi.| deti vehiyle, A l m oldu u ekliyle. | det olduu gibi, A llm | ekliy le.| det olduu zere, A llm ekliyle.\\ | det olm ak, B ir davrann g e le n e k hlin e g elm esi.|| det rom an, G ren ekleri tem a o la r a k alm bulunan rom an. | detten kesilmek, K adn larn bir | d a h a ay h li durum una gelmemeleri.\\ detullh, A lla h n tresi.| det yerini bulsun diye, Arzu et |

M CE S M . 115

AD I

adtaam, [Ar. adham ^ i> \] {OsT'} sf. (Kii iin) iri yapl. -ad, [-ad / -edi] {eAT} e k e. stek kipinin hikye a-y-d ve art kipinin hikye sa-y-d deerinde kullanlr. Z iyaret ed p cem alin g r e d i (g rsey di). Velyet-i Hac Bekta. ad, [adi > ad] {az} sf. 1. Serseri; ahmak. 2. nsan iine girmeyen; yabani. [DS] adg, [ad-] {eT} is. Ay. [ETY] [DLT] [EUTS] S adg merdegi, Ay yavrusu. [DLT] adg, [ad-] {eT} sf. Ayk. adglamak, [ad-la-mak] {eT} gsz. f . [ -r ] aala mak. [DLT] adglg, [ad-l] {eT} sf. Ays ok olan yer. [DLT] adl, [ad-l] is. dbl. Kendisi isim olmad hlde ismin yerini tutan ve isim gibi ekimlenebilen ke lime; zamir. adllurak, [Ar. dil => adl-lu-rak] {eAT} sf. Daha doru; adalete daha uygun, adlmak, [ad-l-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Aylmak. [DLT] adm, [at-mak > ad-m] is. 1. Yrmek veya komak iin bir aya dierinden belirli bir uzakla gtr me hareketi. 2. Yrme srasmda iki ayak arasn daki uzaklk. 3. Eskiden kullanlan bir uzunluk l s birimi (75.711 cm .) 4. Teebbs, hamle. 5. Yeryzndeki ksa mesafeler iin yaknlk anla mnda kullanlr. k i adm ted ek i b a k k a la g id em iyorm u . 6. Yaplan bir ite geilen basamaklar dan her biri. 7. zf. as. (Yry iin) admlarna belirtilen biim verilerek. S adm adlmak, {eAT} Adm atlmak.\\ adm adm 1. A r ar, 2. D ikkat le, 3. B elir li a a m a la r g e e re k , 4. Israrl ve s rekli bir e k ild e]] adm adm ak, {eAT} Adm atm ak]] adm atlam aca, Yere izilen b ir izgiye b a s a r a k bir a d m d a ileriy e s r a m a eklin d e oynanan bir o cu k oyunu.\\ adm atm ak, I. Yrm ek iin g e r e k li olan h a rek eti yap m ak. 2. T eebb s etm ek, g iri m ek..| adm atm am ak, Yrm em ek; ram am ak .| | | adma vu rm ak, {az} B ir y e r i a d m la y a ra k l mek. [DS]|| adm ba, I. H er adm da, 2. Sk admn am ak, A dm larn uzun a tm ak veya hzl yrm ek. | admn atsan p ara, H er ey p a r a y a | dayanyor, p a r a s z h i b ir e y y a p m a k mmkn d e il]] admn dek atm ak, {az} T edbirli d av ran mak. [DS]|| admn denk atm ak, T edbirli ve uya nk o lm a k .| adm kalgmak, {eAT} 1. Adm atm aya | alm ak. 2. A y a a k alkm a y a a b a la m a k ,| admla | r gri geri gitmek, B ir y e r e g id erk en isteksiz d a v ran m ak; g itm ek istem em ek. | admlarn am ak, | Hzl y r m ek.| adm larn seyrekletirmek, Hzl | yrm ekte iken y a v a la m a k .| admlarn skla | trm ak, K s a f a k a t hzl yrm ek]] () admlk yer, B elirtilen y erin o k u zak olm ad n ifa d e iin

kullan lr,| adm sekitmek, {az} 1. D urduu y e r | den s r a y a r a k uzaklam aya kalkm ak. 2. D urdu u y erd en srayp u zaklam asn a m eydan vermek. [DS]|| adm uydurm ak, /. B e r a b e r y r m ek iin ayn z am an d a adm atm ak, 2. Ayn a y a a y a b il m ek iin ayn a lm a la r y a p m a k ve ayn baary gsterm ek]] adm yirde, {eAT} Adm ban a. admak, [ad--mak / ad-a-mak ja>T] {eAT} f . Adlan drmak; ad vermek, adm lam a, [adm-la-ma] is. Bir yeri adm adm dolama veya admlar ile lme ii. admlamak, [adm-la-mak j*-boT / j/d o l] g l.f. [ - r ] [-l()-y o r] 1. Bir uzakl eit admlar atarak adm cinsinden lmek. 2. Bir yerde gayesiz dolamak, gezinmek. 3. {eAT} Yrmek, admlk, - [ad-m-lk] sf. 1. Bir yerin yaknln , be gibi kk saylarla ifade etmek iin kulla nlan sfat. 2. Adm ile ilgili, adn, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-n] {eT} s f 1. B a ka; dier; ayr. [DLT] [ETY] [ tigsizler] [Yknek] [Gabain] [KPy.] 2. Bakas; yabanc; yad. [EUTS] S adn adn, Ayr ayr [Gabain] adna, [ad--n-a] zf. (Biri iin) hesabna; onu temsilen; vekaleten; yerine; onun azndan, adna, [Far. dna] {eT} is. Cuma. [EUTS] admagu [adm-au / adnau] {eT} zm. Bakas. [EUTS] [Gabain] t? admagun, B akasn . [EUTS] adnaguka, [ad-n-au-ka] {eT} is. kiiler; ayr ayr kimseler. [EUTS] Baka baka

adn, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-n] {eT} is. Se me; seim; sekinlik. [KPy.] adm g, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-m-sg > adm-()g] {eT} zf. Benzersiz; olaanst. S adng b ark , a las bir an t m ezar. adng [ad-mak (farkl olm ak) > ad-n-- / admk / adns] {eT} sf. 1. Seilmi; olaanst; zel; se kin; mmtaz; stn derecede; hayrete deer; ar tc; harikulade [KPy.] [Tekin] [EUTS] [Gabain] 2. Baka; dier; ayr; baka trl; bakaca; eitli. [EUTS] [Gabain] [ETY] adnsg, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-n-s] {eT} zf. Benzersiz; olaan st. [ETY] adnm ak1, [ad-n-mak] {eAT} dnl. f. [-u r] Admn atmak; kendi gitmek; yrmek. adnm ak2, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-m-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] Deimek, iyilemek; bakalamak; ayrlmak. [Gabain] [EUTS] adnm ak3, [adm-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] Taaccp etmek; hayret etmek; amak. [EUTS] adnsg, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-n-s] {eT} zf. Baka; bakaca; eitli; zel; sekin; mmtaz; s tn derecede; hayrete deer; artc. [EUTS] adm ta, [adn-ta] {eT} Dier yandan; dier taraftan. [EUTS] [Gabain]

ADI a d r1, [Sansk. Ardr] {e l } is. Ardra yldz. [EUTS] adr2, [Krt, dr] {az} is. Ate. [DS] ad ra, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-ra] {eT} zf. 1. n ceden inceye; derinden derine; etrafl. [EUTS] 2. tede beride; orada burada. [EUTS] S adra dr, {eTf teye b e riy e; o r d a bu rad a. [Gabain] adrguluk, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-r-u-luk] {eT} sf. Ayrlacak; ayracak. [EUTS] adrlmak, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-()r-l-mak > ad-r-l-mak] {eT} dnl. f i [-u r ] 1. Ayrlmak. [ETY] [EUTS] [ tigsizler] 2. m ec. lmek. [ETY] [EUTS] adrlmaklg, [adr-l-mak-l] {eT} sf. Ayrlmakl olan. [EUTS] adrnm ak, [adr-m-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Ayrl mak. [ETY] adrm ak, [adr-mak / edirmek / drmek / udurmak / iidrmek] {eT} gl. f . [-u r] Ayrmak; tefrik etmek. [EUTS] [ETY] [DLT] [ tigsizler] [Gabain] [KPy.] ad rt, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-r-t] {eT} is. 1. Farkl; fark; ayrlk; ayrma; ayrt. [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] 2. Tpk; ayn. [EUTS] adrtk, [ad-r-t-k] {eT} is. Ayrlk; fark. [EUTS] adrtlam ak, [ad-r-t > ad-r-t-la-mak] {eT} gl. f . [-r ] Ayrt etmek; blmek; tefrik etmek; ayrmak; ayk lamak. [ tigsizler] [Gabain] adrtlayu, [adr-t-layu] {eT} zf. nceden inceye; derin; teferruatyla; ayrntlaryla. [EUTS] adrtlg, [adr-t > adr-t-l] {eT} sf. Ak; ayrntl; kesin; belli; sarih. [Gabain] [ itigsizler] adrtsz, [adr-t-sz] {eT} zf. Ayrt etmeden; ayrlma dan. [EUTS] admak, [ad-mak > ad--mak] {eT} dnl. f i [-u r ] 1. Apmak. 2. Ayrlmak. [DLT] adtit, [Toh. / Skr. adhisthia] {eT} is. Mukadderat; kader; alm yazs. [EUTS] adi, [Ar. d p U ] (a :d i:) {OsT} sf. 1. det olan. 2. Hibir stnl olmayan, her zaman grlebilen cinsten; sradan; olaan; basit; alelade. 3. Kibarlk tan uzak, incelikten yoksun; baya; basit. 4. Ah laka dk, niyeti ve davranlar kt, tiksindi ren, utanma duygusunu inciten; aalk. 5. (Niteli i dk mallar iin) kalitesiz. 6. Hain, fi1 adi adm, 1. N orm al yry adm . 2. A skerlikte ra h a t yry, a y a k uydurm adan y a p la n yry.\\ adi defter, B ir ticarethanen in yapt a lv erileri b tnyle kaydettii, fa k a t h erhan gi b ir resm iyeti o l m ayan defter. | adi gn, B ayram ve tatiller dn | d a k i gnler.\\ adi kesir, mat. B ay a kesir. | adi | mektup, Taahhtl, uak, a c e le (aps) veya eksp res kayd konulm am mektup.\\ adi senet, B ir i g r drm ek, b ir i y a p m a k veya yapm am ak, b o r veya hakkn kurulm as iin dzenlenen ve s a d e c e soru m lu tarafndan im zalanm senet.| adi sulu, huk. | A r cezay gerektirm eyen b a sit su lar ileyen

I H I I K Q 1 1 D I K E E S M I .il
kim se. | adi irket, tic. huk. T escil zorunluluu o l | m ayan, tzel kiili i bulunm ayan, ortaklarn o rtak lk b o rla rn d a n m teselsilen sorum lu oldu klar ortaklk. | adi tono, B ir uan uu yn b o | zulm akszn k a n a tla n zerin de d n er ek yapt h a va m an evras. | adi toplant, R esm kurum veya | kurulularn tzkleri g er e in c e h e r zam an y a p tk lar toplant. | adi yarglam a, h u k K anunlarn z e l | bir y a rg la m a usulne ta bi tutmad, g en el y a rg lam a k u rallarn a b a l o la r a k y a p la n y arglam a. adice [adi-ce] (a :d i: c e ) zf. 1. Adi saylacak ekilde; adi biimde. 2. Ahlak d, hoa gitmeyen ekilde. adid1, [Ar. add / 'adde hOj-ip / Juj^] (adi:d) {OsT} sf. 1. ok sayda. 2. Birbirine denk. adid2, [Ar. add (a d i:d ) {OsT} is. 1. Lokma. 2. Isrma. 3. Arkada. 4. Dman, adidas, [ng. adidas (A m erikan tic. kuruluu)] is. Bir tr hafif spor ayakkabs. Adige, [adige] (a d i g e) z. is. erkez. Adigece, [adige-ce] (a d ig e c e) z. is. erkezce. adil1, [Ar. adi > adl J a ^ ] (a d i:l) {OsT} is. E; denk; benzer. adil2, [Ar. adi > dil / dile / J^U] (a:d il) {OsT} sf. 1. Hareketlerinde, kararlarnda hak, hukuk ve eitlik ilkelerine bal kalan (kimse); adaletli. 2. Hukuk kurallarna, hak ve eitlik ilkelerine uygun olan (ey). 3. zf. Hak. hukuk ve eitlik ilkelerine bal kalarak; adaletle, adilane, [Ar. dil + Far. ne 'iblt] (a :d ila :n e) {OsT} zf. Adilce. adilce, [adil-ce] (a :d ilc e ) zf. Adalete uygun ekilde, dorulukla; haka; adilane, adile, [Ar. dil > dile <JjU] (a :d ile) {OsT} is. Ada letli kadn; doru kadn, adileme, [adi-le--me] (a :d i:le m e ) is. Adilemek ii. adilemek,[adi-le--mek] (a :d i:lem ek ) dnl. f i [-ir ] Kendini kk drecek, baya hle gelmek, adiletirme, [adi-le--tir-me] (a :d i:letirm e) is. Bir kimseyi kk ve baya gsterme, adiletirmek, [adi-le--tir-melc] (a :d i:letirm ek) gl. f i [-ir ] Birini kk ve baya gstermek, adil, [Ar. dil + Far. - let; doruluk. adilik, -i [adi-lik] (a. di. lik) is. 1. Adi olma durumu, bayalk. 2. Aalk birinden beklenebilecek bir davran. adilimit, [ak dirmit [TETZE]] {az} is. Bir zm t r. [DS] adim, [Ar. adem > adm (H.-^] (adi:m ) {OsT} sf. 1. Bulunmayan; yok; namevcut. 2. (Bir eyi) olma yan; o eyden yoksun olan. 0 adnl-imkn, (a :d ili:) {OsT} is. Ada

lM It S IM .

117

ADL

{Os T} m knsz; olam az. | adm heder eylemek, adlam ak2, [ayt-la-mak > adla-mak] {az} g l . f [-r ] | fOsT} y o k etm ek; ziyan etm ek.| admet l-cenh, [ [-l()-y o r] Ayklamak. [DS] {OsT} zool. Yeni Z e la n d a d a y a a y an b ir ku ; a p te adlandrlma, [ad-la-n-dr-l-ma] is. 1. Adlandrl riks. | adm etl-ercl, {OsT} z oo l. A yakszlar. | | | mak ii; ad verilme. 2. O ekilde deerlendirilme; admetl-tveyc, {OsT} bot. Taszlar.\\ adm nyle saylma. nazr, {OsT} E i olm ay an ; esiz. adlandrlmak, [ad-la-n-dr-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. Ad verilmek. 2. yle saylmak; o ekilde deerlen adine, [Ar. dn (a :d i:n e) {eAT} {OsT} is. Cuma dirilmek. gn. adipoliz, [Fr. adipolyse] is. Vcutta yedek olarak depolanm olan yalarn paralanmas, adiposit, [Fr. adipocyte] is. Vcuttaki ya hcreleri, adipoz, [Fr. adipose] is. Dokularda gereinden ok ya birikmesi, adipsi, [Fr. adipsie] is. Su ime arzusunun kaybol mas eklindeki rahatszlk, adisababa, [Addis Ababa (H a b eista n n bakenti)] is. 1. Bir kt oyunu; kaptkat. 2. Bir pasta tr, adisyon, [Fr. addition (toplam a)] is. Lokanta ve gazino gibi yerlerde deme yaplacak miktar gs teren dkml hesap pusulas; hesap, adi, [Ar. d j - o l ] (a :d i: ) {OsT} is. Ate. aditya, [Skr. ditya] {eT} is. 1. Yldz; gne. [EUTS] 2. Cuma gn. [EUTS], adiyabatik, -i [Fr. adiabatique] ( a d iyabatik) sf. 1. (Is iin) deniz dibinde, su basncnn etkisi ile olu an. 2. ( Eri iin) ykselen hava katmannn scak lk deiimini gsteren. 3. Termodinamik bir or tamda dar ile s alverii olmayan. S adi yabatik dnttm, T erm odin am ik b ir sistem d e d ortam la h i s a lv erii olm akszn m eydan a g elen dnm. adiyat, [Ar. diye > diyt oIjJl*-] (a :d iy a:t) {OsT} is. Her zaman olagelen eyler; olaanlklar; allmlklar. S adiyt- um ur, {OsT} Gnlk, ola an iler. adiye, [Ar. diye edilmi; allm, adiye, [Ar. diye > diyen .j^] ( a :d i en ) {OsT} y z f 1. Her zamanki gibi. 2. Baya; basbaya, adi, [Ar. adi Jjlp] {OsT} is. Adalet; adillik. S adi eylemek, {eAT} A daletli o la r a k d av ran m ak.| adi | eyleyici, {eAT} A dil d a v ra n a n ; a d a letle h a rek et eden. | adl-penh, 1. A daletin barn d y er. 2. A d a | lete sm an k em se.| adi saklamaktk, {eAT} H akk | gzetm e; a d a le tle h a rek et etm e.| adi u dd, {OsT} | Adalet. adla, -a [Ar. dil5 (ken ar) > adl jOLil] (a d la :) {OsT} is. 1. Kenarlar. 2. dbl. Say kkleri. 3. Ka burgalar. adlam ak1, [ad-la-mak JM ] {eAT} g l . f [- r ] Ad ver mek; adlandrmak. j^] (a :d iy e) {OsT} sf. Alkanlk adlandrm a, [ad-la-n-dr-ma] is. 1. Bir eye ad ver me eylemi; tanmlamann ters ilemi. 2. yle de erlendirme; yle nitelendirme. adlandrm ak, [ad-la-n-d-mak] g l .f . [-r ] 1. Yeni bir nesneye ad koymak. 2. Bir nitelie uygun ola rak deerlendirmek. Bunu a p tallk o la r a k a d la n drrlar. adlanm a, [ad-la-n-ma] is. Adlanmak durum ve ey lemi. adlanm ak, [ad-la-n-mak edil. f . [ - r ] 1. Ad verilmek; anlmak; denilmek. 2. dnl. f . Ad sahibi olmak. 3. Mehur olmak, tannmak; n kazanmak; hret kazanmak; nam salmak; {eAT} (ayn). 4. Ad ktye kmak. adl, [(eT. ad-l > ad-l] sf. 1. Ad olan. 2. nl, mehur; tannm. 3. (Belirtilen biimde, nitelikte) ada sahip olan. S adl adnca, 1. G e r e k ism ini s y ley erek ; (Ad sy len in ce ay p olan ve k a b a k a an durum lar ve varlklar iin kullanlr.) 2. sim lerin e g re. 3. A dlarm bir b ir s a y a r a k | adl sanl, | (K ii iin) n sa h ib i; h e r k e s e tannan; tannm, m ehur. adlg, [ad-l] {eT} sf. Adl; sanl; hretli; nl. [EUTS] adl, [Ar. adi > adl ^ J ^ ] (a d li:) {OsT} sf. 1. Ada letle ilgili; adalete ait. 2. Adalet tekilatn ilgi lendiren. S adl am ir, G rev a la n la r iin d e a s k e r m ah k em eler kurabilen , ilk ve so n soru tu rm alar y aptrabilen , verilen c ez a la r uygulayabilen k u m an dan.| adl evrak, Sulularn y arg lan m as ile | ilgili o la r a k balan g tan itibaren hkm k esin le in cey e k a d a r tutulan b e lg e n iteli in deki h er trl y az ve karar. \ adl hata, huk. H akim in verdii k a \ rarda, hkm ne es a s tuttuu su u oluturan m addi unsurun varl, zelli i veya a rtla rn d a yanlm olm as h li.| adl idare rejimi, Ynetim e a d li a y r | cal n tannm ad ynetim biim i. | adl ilem. | huk. D avann alm asn dan k a r a r kesin lein cey e k a d a r y ap lan d a v a ile ilgili o la r a k y a p la n h er tr l ilem ; a d li m u am ele.| adl m erci, A dliye ile ilg i | li ileri yrten kurum.\\ adl muamele, hu k.-* adli ilem.|| adl mzaheret, huk. M addi gcnn z a yfl dolay sy la d a v a a a m a y a c a k v e kendisin i sa v u n am a y aca k durum da y o k su l o la n la ra devletin yap t maddiyardm.\\ adl sicil, huk. B ir kim senin a d li b ir su ileyip ilem edii, b y le b ir sutan d o

ADL

S O U .

lay kesin lem i b ir hakim k a r a r bulunup bulun m ad hususunda tutulan kayt.\\ adl subay, as. huk. Alay kom utanlarnn y an n d a hakim g ib i g rev y a p a n subay.\\ adl tabip, huk. A dli tp sa h a sn d a ihtisas y a p m olan hekim . | adl tatil, huk. K an u | nunda belirtilen o la y la r dn da a d li ilem y a p l m ayan (20 Temmuz ile 5 Eyll tarih leri a ra s) dev re]] adl tp, huk. H ekim liin hukuku ilgilendiren kon u lard a a la n bilim dal.\\ adl tevbih, H a k i min su luya hkm y olu y la verdii szl c e z a .| | adl yardm , M ahkem elerin birbirlerin e, zabtann m ahkem e veya sa v clk la ra k ar sorum lu oldu klar ibirlii. | adl yl, huk. M ahkem elerin y l iin de | a d l tatil dn da a lm a k zoru n da oldu klar d nem .| adl zabta, huk. Su ilen m esi durum unda | h a rek ete g een , d eliller i ve su lu lar soru tu rarak tespit eden ve koru m a altn a alp a d l m akam lara bildiren gvenlik grevlisi. adliye, [Ar. adi > adliyye] fOsT} is. 1. Hukuk ve yarg grevini yerine getiren devlet tekilat. 2. Hukuk ve yarg ilerinin yerine getirildii resm bina. S adliye aleyhine ilenen sular, huk. Yar g la m a ilem inin yrtlm esini zorlatrm a ve y a r g la r yan ltm a su u.| adliye encmeni, huk. | TBM M n de A dalet B akan lnn g rev ler i ve a d a letle ilgili kon u lar gr en alt kurul; a d a let k o m isyonu; a d a le t encm eni. | adliye mahkemesi, | huk. A n ayasa m ahkem esi, a s k e r m ah kem e v e dar m ah kem elerin g rev ler i dn da k alan btn d a v a ve an lam azlklar y a rg la m a k zere kurulan m ah k em eler; um um m ah k em eler; a d i m ah k em eler.| | adliye nezareti, ynt. O sm anl devletin de bat usu lnde kurulan a d a le t ilerinin yrtlm esi iin g e rekli, y a sa l, p a r a s a l ve ynetim artlarn dzen le m ek le g rev li b a k an lk ; A d alet B ak an l ; A dliye Vekaleti. adliyeci, [adliye-ci] is. huk. Adliye tekilatnda al an devlet memuru. adlu, [ad-lu jbT] {eAT} sf. Mehur; nl. adm a, [ad-ma] {eT} sf. Braklan; salverilen; ba bo. [DLT] adm ak1, [ad-mak] {eT} gsz. f . [ - a r ] Farkl olmak; deiik olmak. [ETY] adm ak2, [ad-mak] {eT} gsz. f . [ - a r ] 1. afak sk mek; tan atmak. [EUTS] 2. Hedefe silah atmak; ni an almak. [EUTS] 3. Fkrmak, akmak; alamak. [EUTS] 4. g l . f Vurmak; dvmek. [EUTS] adm ak3, [at-malc J^ T ] {eAT} g l .f . [-u r ] (Adm iin) atmak; yrmek; ayak basmak. adn, [br. dhen > Ar. cadn Ojui] {OsT} is. 1. Konut. 2. Cennet. adna, [Far. dna] {OsT} is. 1. Cuma gn. 2. Per embe.

adnagu, [ad-na-u] {eT} sf. Yabanc; bakas. [DLT] [EUTS] adnam ak, [ad-na-mak] {eT} gsz. f . 1. Rengi atmak. [Mhenn] 2. Deimek; bozulmak. [DLT] ad ra, [ad-()r-a] {eT} sf. Ayrlm. [EUTS] ad ras, [Ar. drs > adrs ^.1j~i>I] (a d ra :s) {OsT} is. 1. Diler. 2. Az dileri, adrah, [Far. adrah ^^->>1] {OsT} is. 1. imek. 2. Yldrm. 3. Gk grlts, adrenalin, [Lat. ad (zerinde) + ren (b b rek ) > Fr. adrnaline] is. biy-kim . Bbrek st bezlerinin ret tii difenolik aminoalkol; OH2C6CaH2-CHOHCH2NHCH3 adrenalinemi, [Fr. adrnalinmie] is. tp. Kanda ad renalin bulunmas, adreng, [Far. adreng <_pl] {OsT} is. Sknt; mihnet; keder. adres, [Fr. adresse] 1. Bir kimsenin arandnda bu lunabilecei yer; oturduu yer. 2. Posta maddeleri nin gnderildii kimsenin eline ulaabilecei yeri belirten bilgiler; bu bilgileri tayan yazlar. 3. Bil gisayar hafzasnda bir bilginin kotlanm olduu yer. S adres brakm ak, K en disin i arayan larn b u la b ilece i veya g n d erilen p o s ta m addelerin in u la a b ile c e i y e r i b ild irm ek; a d res gsterm ek. | | adres defteri, A dreslerin y a zl oldu u defter. | ad | res deitirmek, a rgo. lm ek; b r dnyaya git m ek]] adresini deitirmek, arg o. ldrm ek]] ad res k art, A dreslerin a lfa b e tik s r a d a y a z la ra k dizildii bilg i fi le rin d e n h e r biri]] adres kitab, B ir ala n ilgilendiren m eslek ve i sahiplerin in a d reslerin in yazl olduu kitap]] adres makinesi, A d resleri o tom atik o la r a k h zla b a sa n b ro m aki nesi.]] adres rehberi, A lfab etik o la r a k dzenlenm i a d res kitab vey a defteri. adresleme, [adres-le-me] is. bsy. Bilgisayar hafza snda bilgi iin bir yer kotlama ii. adreslemek, [adres-le-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] bsy. Bir bilgiyi bilgisayar hafzasna kotlamak ve bu bilgiye nasl ulalabileceini tanmlamak, adreslenebilir, [adres-le-n-e-bil-ir] sf. bsy. Bir bilgi nin arandnda bu bilgilerin konumunu belirten adreslerin kullanm suretiyle ulalabilen (hafza), adresli, [adres-li] sf. zerinde adresi yazl olan, adressiz, [adres-siz] sf. zerinde adresi yazl olma yan. a d n , [ad-()r-mak > adr-] {eT} is. Buday saplarn kartrmak iin kullanlan ara; yaba; dirgen; atal; atal denek. [DLT] adr budlug, A yrk b a c a k l; e ri b a ca kl. [DLT] adrlguluk, [adr-l-mak > adr-l-uluk] {eTjis. Ayr lk [Gabain] adrdm ak, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-()r-l-mak] {eT} f . Ayrlmak. [EUTS] [DLT] [KPy.] S adrl-

m m c E x i i i i x .i i . mak yanglmak, A yrlm ak ve ihan et etm ek. | ad| rdm ak slinmek, A yrlm ak ve se ilm ek ; lmek.\\ adrdu barnak, A yrlp gitm ek. adrm , [ad-r-m] {eT} sf. Eyerin altna, iki yana konu lan kee; teelti. [DLT] adrnm ak, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-r-mak > ad()r-m -m ak ]/ Ayrlmak. [ETY] adr, [ad-()r-] {eT} is. 1. Ayrl. 2. kiye ayrlan yolun ba. [DLT] adrm ak, [ad-()r--mak] {eT} ite f . [-u r ] Ayr mak; birbirinden ayrlmak. [DLT] adruda, [ad-()r-u-da] {eT} sf. Ayrc; ayran. [EUTS] adrudm ak, [ad-()r-ud-mak] {eT .} g l. f. [-u r ] Ayr mak. [EUTS] adruk, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-()-r-uk / ar-t-uk] {eT} sf. 1. Farkl; eitli; baka; bundan baka; ba ka baka; ayr; eitli; ayr ayn; eitli trden. [EUTS] [KPy.] [Gabain] 2. stn; sekin; stnlk; vasf. [DLT] [ tigsizler] [KPy.] 3. Artk; baka. [EUTS] 4. Olduu gibi; tamamyla. [EUTS] S adruk adruk, Ayr a y r; h e r trl; trl trl. [EUTS] adruklug, [adru-k-lug /ar-t-uk-lug] {eT} sf. Fevkala de; parlak; stn. [EUTS] [Gabain] adrum ak, [adru-mak] {eT} gl. f . [ - r ] Semek. [Gabain] [EUTS] adruta, [adru-ta] {eT} sf. Ayrc; ayran. [EUTS] adrutm ak, [adru-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] Ayrmak. [EUTS] adsz, [eT. t-sz > d-sz ;~oT] sf. 1. Ad konulmam

AER
adudi, [Ar. adud! / adudiye ^ y is -] (ad u ;d i:) {OsT} is. Kolla ilgili; paz kemiine ait. adug, [ad-u / adl] {eT} is. Ay. [EUTS] adugun, [ad-u-gun] {eT} is. A t (srs); ylk [Ga bain] aduk, [ad-uk] [DLT] {eT} sf. Tannmayan; bilinmeyen.

aduklamak, [ad-uk-la-mak] {eT} f . 1. Tannmamak. 2. Garip grmek; yadrgamak. [DLT] adunsuz, [ad-un-suz] {eT} sf. Deimeyen. [EUTS] adurt, [adur-t] {eT} is. Avurt; yanak ii. [Gabain] [EUTS] ' adut, [adut] {eT} is. 1. Avu. [Gabain] 2. sf. Avu dolusu. [EUTS] adutlam ak, [adut-la-mak] {eT} g l .f . [ - r ] Avulamak. [DLT] adttv, -vvii [Ar. advv j-i*] {Os T} is. Dman. S advv-i can, Can dman. adyende, [Far. dyende ojubi] {Os T} is. Gkkua. aerob, [ng. aerobe] sf. biy. Yalnzca serbest oksijen bulunan ortamlarda yaayabilen bakteriler (mikro organizmalar), aerobik, [ng. arobics] is. spor. Solunumu hzland rarak dokulara daha ok oksijen gitmesini sala mak amacyla mzik eliinde hzl bir ritimle ya plan jimnastik, aerobiyoloji, [Fr. arobiologie] is. biy. Hava akmla ryla srklenerek atmosferde yaayan mikroorga nizmalar inceleyen biyoloji dal, aerobiyoz, [Fr. arobiose] is. biy. Serbest oksijenli ortamlarda yaayabilen bakterilerin yaama biimi,

olan (kimse). 2. Fazla tannmayan; nl olmayan. 3. {eAT} - * adsuz. fi1 adsz kahram an, Byk k a h aerodinamik, -i [Fr. arodynamique] is. fz . 1. Gazlar, zellikle hava iinde hareket eden cisimlere ra m an lk la rd a bulunm u o lm a sn a ra m en a d bu etki eden kuvvetleri ve etkilerini inceleyen bilim gne k a d a r duyulmam, unutulmu k im se.| adsz | dal. 2. sf. Hzla yol alabilmesi iin hava tarafndan parm ak, S e r e p a rm a n yan n daki, batan d r en az diren gsterebilecek ekilde tasarlanm dnc p a r m a k ; yzk p a rm a . (uak, oto vs.) 3. Havann, hareket hlindeki cisim adsorpsiyon, [Fr. adsorptione] is. 1. Kat veya sv ler zerindeki direnci ile ilgili olan. A erodin am ik maddelerin gazlar emip datmas. 2. Hcre iine sarsnt. veya organizmann iine dtan gelen maddelerin girmesi. adsuz, [ad-suz >oT] {eAT} sf. 1. Adsz. 2. Kt tann m; erefsiz. 3. hretten dm; unutulmu. 4. Aalk; namert, adsuzlk, [ad-suz-lk {eAT} is. hretsizlik. aerodinamiki, [aerodinamik-i] is. Gazlarn hareket eden cisimler zerindeki etkilerini inceleyen bilim adam. aerodinamiktik, -i [aerodinamik-lik] is. Hava iindeki hareketli bir cismin havann gsterdii direnci yenmedeki uyumluluk biimi, aerofaji, [Fr. arobhagie] is. tp. Havann yutulmak suretiyle yemek borusuna gitmesi sonucu mide ve barsaklarda meydana gelen ikinlik, aerogastri, [Fr. arogastrie] is. tp. Sindirim bozuk luuna ve arya sebep olan midede hava bulunma s hastal. aerokoli, [Fr. arocolie] is. tp. Sindirim sisteminde ar derecede gaz birikimi rahatszl.

adu, [Ar. advv j - l& (ad u ;) {OsT} is. Dman. ] adud1, [Ar. adud -uat] {OsT} is. 1. Kol. 2. Paz. 3. Yardmc. S adudd-devle, D evletin kolu (devlet ad am larn a verilen b ir unvan). adud2, [Ar. add (ad u :d ) {OsT} sf. 1. Bir lokma; bir srmlk. 2. (Durum iin) ackl; strap verici. 3. Zalim.

AER

O T M M C E S M . , ,
affn za ilticaen. | af kanunu, hk. TBM M tarafn | dan ka rlan han gi su la r a ait han g i tr cezalarn a ffed ilece in i belirten kanun. af3, -ff [Ar. aff -is-} {OsT} is. Namus; iffet. af4, -ff [Ar. 'aff / affe in) namuslu; iffetli, afacan, [Far. fet-i cn => afacan] (a fa 'can ) is. ve sf. 1. (ocuk iin) yerinde duramaz, zeki ve sevimli; yaramaz; haar; azgn; bastbacak; haylaz; kudu ruk; yumurcak. 2. {az} Zehir gibi ac. [DS] 3. {az} (Kesici alet iin) ok keskin. [DS] afacanlam a, [afacan-la--ma] is. Bir ocuun git tike yaramaz duruma gelmesi, afacanlam ak, [afacan-la--mak] dnl. f . [-ir ] Git tike yaramaz duruma gelmek, afacanlk, - [afacan-lk] is. Sevimli fakat yaramaz olma nitelii. afaf, [Ar. afaf Uus-] {OsT} is. 1. Temiz olma; temiz lik. 2. Gnah ilemekten kanma, afafet, [Ar. afafe / afafet slip / o iU t] (a fa .fet) {OsT} is. 1. Temiz olma; temizlik. 2. Gnahtan ka nma. afaif, [Ar. 'afife > afaif ^ s li-] (a fa :if) {OsT} is. Na muslu, iffetli kadnlar, afak, [Ar. ufk > fak jliT] (a :fa :k ) {OsT} is. 1. Ufuklar; gk ile yerin birlemi gibi grnd yer ler. 2. Kenar; snr; etraf; evre. 3. m ec. nsann dnda gzle grlebilen btn varlk lemi; dn ya. S gfk-gr, 1. U fuklar tutmu. 2. A lem e y a ylm . 3. D nyay fetheden.\\ afaki tutm ak, (Ad veya hreti) h e r ta ra fa yaylm o lm a k; h erkes tarafndan bilinm ek. afakan, [Ar. hafakan (arpntj] ( a f a kan) is. 1. S knt; i daralmas; yrek oynamas; fenalk; hafa kan. 2. {az} fke; sinirlilik. [DS] 3. {az} Nefesi kesen srekli ksrk. [DS] S afakan kalkmak, arpnts tutmak.| afakanlar basm ak, S klm ak; | bunalmak.\\ afakan tutm ak, {az} K zm ak; sin ir len m ek; fkelen m ek. [DS] afaki, [Ar. fak > fak! JSliT] (a :fa :k i.) {OsT} sf. 1. (Sz, konuma vb. iin) belirli bir konudan uzak, darmadank; dereden tepeden. 2. (Dnce iin) dayana olmayan. 3. Nesnel; objektif. 4. (Kii iin) da dnk karakterde. 5. is. Mekkeli olmayp da hac iin dardan gelenler, afakilik, -i [afaki-lik] (a :fa :k i:lik ) is. Objektiflik, nesnellik. afal, [Krt, aval > afal] sf. akn; aptal; bn. S afal afal, N e y a p a ca n bilem ed en ; akn akn ; bn b n ; a v a l aval. | afal tafal, A p ar topar. | afala, [Yun. falla] {az} is. Yunus bal. [DS] / <-&-] {OsTj sf. (Kadn i-

aerolik, -i [Fr. araulique] is. fz . Gazlarn borular iindeki doal akn inceleyen bilim dal, aerolit, [Fr. arolite] is .je o l. Silikatt gkta, aeroloji, [Fr. arologie] is. fz . Atmosferin yeryz engebelerinin etkilerinin dnda kalan 3000 m. den yksek katmanlarn inceleyen bilim dal, aerolojik, -i [Fr. arologique] s f fz. Atmosfer artlaryla ilgili. S aerolojik dUzeltme, as. B ir silahn at izelg elerin d e rzgr, scaklk, basn g ib i a tm o sfer etkileri d olay sy la y a p la n dzeltme. arosol, -l [Fr. arosol] is. fz . Sv ve kat parack larn basnla svlatrlm gaz iindeki aslts, aerostatik, -i [Yun. aer (hava) + statikos (den ge) > Fr. arostatique] is. fz . Gazlarn denge kanunu, aeroterm ik,-i [Fr. arothermique] sf. fz. ok byk bir hz ile akan havann sebep olduu s ve diren etkisi. aeroterm odinam ik, [Fr. arothermodynamique] is. fz. ok yksek hzlarda hava aklarnn yol at s ve s duvarnn olutuu yksek hz alanndaki s geii olaylarn inceleyen bilim dal, aerotren, [Fr. arotrain] is. Hava yast denilen zel sistemle tek ray zerinde byk bir hzla ilerleyen tren. af1, [af (yans)] is. 1. Havlama ve havlarcasma bar ma bildiren kk. af-kr-m ak, af-gr-m ak. 2. Rzgr, soluk sesini vb. bildiren kk. a f-l afl, a f-l uful. af2, -ff [Ar. afv y s- => af] is. 1. lenen bir su karlnda ceza vermekten vazgeme; balama. 2. zrn kabul etme; mazur grme. 3. Bir i veya grevden karlma; azil. 4. huk. Kamu yarar gze tilerek karlan veya daha nce karlm bulunan bir kanunla sank hakkmdaki hukuk kovuturma dan vazgeilmesi; hkm giymi olan mahkmun cezasnn bir ksmn veya tamamnn kaldrlmas, af buyurun, B irinin yanln dzeltm ek, g r n e kar km ak, k a b a b ir sz s y lem ek zoru n da k a la n k ib a r kiilerin m u hatabn a k ar s y led ikleri b ir n ezaket ifadesi.\\ af kmak, B ir a f kanununun v ey a kararn n yrrl e girm esi.| af dilemek, 1. | B ir su v ey a kusurun ba lan m asn istem ek. 2. B ir ii veya g rev i y ap am ay a ca n veya reddetti in i sayg ile bild irm ek,| affa uram ak, C ezalan | m a sz konusu iken cezas, uygulam adan kaldrlm ak .| aff- lh, {OsTj A lla h n ba lam as. A l | lah 'in 99 ism inden birisi A fvvdr. Allah, b a la y c d r; m utlak b a lay c olm asnn y an n d a kul larn d a a ffe d ic i olm alarn em re d er . \\ affn iste m ek, B ir g rev i y a p a m a y a ca iin istifasn ince lik le ifa d e etm ek. | affnza m aruren, {OsTj "Affe | d ece in iz e in a n a ra k ve sizin bu byklnzden gu ru r d u y a ra k an lam n da eskiden kullanlan bir n eza k et sz.\\ affnza snarak, "M erham et e d e ce in ize g v en erek ; an layla karlay aca n z d n erek an lam n da kullanlan b ir n ezaket sz ;

1 M IC 1.121
afalak, - [apa-la-k / afalak] {az} sf. riyan, salla pati adam. [DS] afaUahanh, [Ar. a f allh- anh

AFE

4JJI

(a fa l

la :hanh) {OsT} nl. Allah onu affetsin! afallam a, [afal-la-ma] is. Ne yapacam bilememe; arma. afallam ak, [afal-la-mak] gsz. f . [ - r ] Beklenmedik bir olay karsnda ne yapacan armak, afallamak, [afal-la--mak] dnl. f . [ - r] Beklenme dik bir durum karsnda ne yapacan bilememek, ok armak, afallatrm a, [afal-la--tr-ma] is. Birini artma, afallatrm ak, [afal-la--tr-mak] gl. f. [ - r ] Birini aknlktan ne yapacan bilemez duruma dr mek, ok artmak, afallatm a, [afal-la-t-ma] is. Ne yapacan bilememe durumuna drme, afallatm ak, [afal-la-t-mak] gl. f . [ -r ] Birini art mak. afana, [Yun. afanos] {az} sf. Hareketsiz. [DS] S afana etmek, aru r etm ek; ziyan etm ek. afanitik, [Fr. aphanitique] is. j e o l. plak gzle kris tali seilemeyen pskrk kaya dokusu, afara, [Ar.- afare (b a a kla m a )] {az} is. Ana rn alndktan soma harman yerinde kalan ta, toprak ve saman karm artklar. [DS] afarac, [afara-c] {az} is. 1. Harman yerindeki ka lntlar toplayan kii; baak. 2. Harman iisi. 3. Ba ve bahelerde, hasat sonu kalan dknt mey veleri toplayan kimse. [DS] afaralam a, [afara-la-ma] is. Afaralamak ii; baak lama. afaralam ak, [afara-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] {az} 1. Harman yerinde kalan ta, toprak ve kesmikli rn kalntsn toplamak. 2. Harman yerini sprmek. 3. Bahede kalan dknt meyveleri toplamak. 4. Bir eyin irisini ufandan ayrmak. [DS] alaret, [Ar. afaret OjUp] (a fa :ret) {OsT} is. Kt ni yet ve kt dnce; eytan dnce; ifrite niyet, afarit, [Ar. ifrit > afart c-._>Up] (a fa :r i:t) {OsT} is. eytanlar, ifritler, afarna, [Yun. phalaina (balin a)] [a z is. Yunus ba l. [DS] afaronto, [t. affront] is. Kt muamele, afartm ak, [abar-t-mak / afar-t-mak] gl. f . [-r ] a z} Abartmak. [DS] afat1, [Ar. fet> afat o s l] (a :fet) {OsT) is. Felaket. afat2, [Ar. fet > afat o lil] (a ;fa :t) {OsT} is. Felaket ler. fi1 ft- arzye, {OsT} D eprem , yangn, to p rak kaym as g ib i yeryz felaketleri.\\ ft- semaviye, {OsT} im ek, yldrm , tufan g ib i gkyz afetleri.

afatlam ak, [afat-la-mak] is. fke ile kfretmek, afazi, [Fr. aphasie] ( a fa z i) is. tp. Dilin iki ynn ilgilendiren anlama ve anlatma bozukluu has tal; sz yitimi; zy- kelam af, [af-] is. argo. 1. Genel af kma olasln dnerek su ileyen kimse. 2. kacak olan aftan yararlanacak durumda olan tutuklu ya da hkml, afen, [Ar. afen ji c ] {OsT} is. rme, afend, [Far. fend -ijT] {OsT} is. Kavga; dv; sa va. afendak, [Far. fendakJI-usT] {OsT} is. Gkkua, a fer, [Ar. a'fer y ip] {OsT} sf. Pek ak; bembeyaz, aferide, [Far. ferde oJo.yT] (a :fe r i:d e ) {OsT} sf. Yaratlm; meydana getirilmi; mahlk, aferidegr, [Far. ferde-gr {OsT} is. Yaratc; yaratan; Tanr, aferidegri, [Far. ferde-gr ^jlS'.byT] (a .fe r i.d e g :r i:) {OsT) is. Yaratclk; Tanrlk, aferidekr, [Far. feride-kr jlS'-byl] (a :fe r i:d e k :r ) {OsT} is. -* aferidegr. aferidekri, [Far. ferde-kr (jjlS'ju.yT] (a :fe r i:d e k :r i:) {OsT} is. -* aferidegri. aferidgr, [Far. ferd-gr jlif-b /l] {OsT) is. -* aferidegr. aferidgri, [Far. ferd-gr ( sJ U> _ JoJs]] (a :fe r i:d g :ri:) {OsT} is. Yaratclk; Tanrlk, aferidkr, [Far. ferd-kr jli'jojT] (a :feri:d k :r ) {OsT} is. -* aferidegr. aferidkri, [Far. ferd-kr ri:) {OsT} is. -* aferidegri. a fer im, [Far. aferin T] {az} nl. -* aferin. [DS] -] (a .fe r i.d k :(a :feri:d g :r) (a :fe r i:d e g :r )

-aferin, [Far. ferlden (yaratm ak) > aferin

(a :feri:n ) {OsT) son ek. Osmanlcada eklendii ke limelere a r a t a n anlam vererek birleik sfatlar y yapan son ek. aferin, [Far. aferin (a: fe r in ) nl. 1. Olumlu ve beenilen bir davrantan dolay sylenen beenme sz; bravo; yaa; berhudar ol; bin yaa; ceddine rahmet; diline salk. 2. (a .fe r i: n) (Deiik bir vurgu ile) yakk almayan bir i dolaysyla azar lama veya alay sz; ak olsun; canna yandmn; helal olsun; kutlarm; tebrikler. 3. {OsT} Eskiden rencilerin baar derecelerini gsteren belge; te ekkr belgesi. d e fa a ferin a la n a b ir tahsin v erilir. fi1 aferin almak, 1. B ir b a k a s tarafn dan be en ilm ek, vc s z le r duymak. 2. {OsT}. B a a r b e lg e si alm ak. aferinende, [Far. aferin > ferinende oJcujjiT] (a :feri:n en de) {OsT) sf. 1. Yaratc. 2. Yaratan.

AFE aferinhan, [Far. fern-hn jU - jjjiT] (a :feri:n h a :n ) {OsT} sf. Aferin diyen, aferini, [Far. ferni (a :feri:n i) {OsT} is. 1. Yaratl; hilkat; ftrat. 2. Hz. demin ve lemin yaratl. 3. Yaratlmlk; lem, aferist, [Fr. affairiste] is. Srekli kendi karm d nen; kar salamak iin frsat kollayan kii; karc; dalavereci; dzenbaz; vurguncu. afet1, [Ar. a'fet cOtl] {OsT} sf. 1. Solak. 2. Aptal; aklsz. 3. En g ey. afet2, [Ar. fet oiT] ( a fe t ) {OsT} is. 1. Byk madd zararlara, ok sayda can ve mal kaybna yol aan olaand olay; felaket. 2. m ec. nsan iin ok kt bir durum; musibet; bela. 3. ok sayda insan ve hayvann lmne yol aan salgn hastalk. 4. Ola anst gzellie sahip kadn, S fet-i b, {OsT} 1. Su afeti. 2. Su kz; deniz kz. | fet-i cn, {OsT} | 1. Cann bela s. 2. m ec. G zelliiyle insan etk ile yen kadn.| fet-i cn- cihan, {OsT} D nya g ze | li,| fet-i devrn, {OsT} an en g zeli.| fet| | nmfin, {OsT} B e la g steren .| fet-resn, {OsT} | B e la getiren. | afet teorisi, Yeryznde m eydana | g elen byk d e im eleri ve bu a r a d a ca n lla r a r a sn daki d e im eleri a fe tle rle a klay an teo ri; k atastrofzm. afetzede, [Ar. fet + Far. -zede oi^T] (a fe tz e d e ) {OsT} is. ve sf. 1. Afete uram; bir afet olayndan zarar grm olan kimse. 2. sf. m ec. Manen bir be laya, felakete uram. S fetzede-gn, {OsT} B e lay a u ram lar; afetzed eler. affedilme, [Ar. afv => aff + T. e(d)-il-me i Jul ys-] is. A ffa urama, balanma, affedilmek, [Ar. afv => aff + e(d)-il-mek dUjjl ys.] edil. f . [-ir ] Affetmek fiiline konu olmak; affa u ramak; balanmak, affetme, [Ar. afv => aff + T. et-me fetmek ii; balama, affetmek, [Ar. afv => aff + T. et-mek y e ] gl. f . [(d )-er ] 1. Sonu itibariyle bir cezay gerektiren su, kusur, kabahat veya gnah iin ceza vermek ten vazgemek, balamak. 2. Kendine kar kt, krc veya kaba bir davran olmam saymak; zrn kabul etmek; mazur grmek. 3. Birini her hangi bir sorumluluktan ayr tutmak veya grevin den almak, iine son vermek. S affetmisin, "Hi d e yle deil, y an ly orsu n an lam n da n azik bir itiraz sz. affetmemek, [Ar. afv => aff + T. et-me-mek y* y^\ is. Af

Dli)IltM ES M .i2 2
affettirm e, [Ar. afv => aff + T. et-tir-me is. Affettirmek ii. affettirmek, [Ar. afv => aff + T. et-tir-mek ysy^\

gl. f i [ -ir ] Affedilmeyi salamak, ba latmak; aff gerekletirmek, affeyleme, [Ar. afv = > aff + T. eyle-me u-LJ y*\ is. Affetme; balama, affeylemek, [Ar. afv => aff + T. eyle-mek gl. f i [ - r ] Affetmek, balamak, affolunma, [Ar. afv => aff + T. ol-un-ma is. Affa urama; affedilme; balanma, affolunmak, [Ar. afv => aff + T. ol-un-mak ysys-] ys-]

edil, f i [-u r ] A ffa uramak, affedilmek; ba lanmak. afgan, [Far. efn] is. Uzun tyl bir kpek cinsi, afgurm ak, [af (yans) > af-gur-mak] {az} gsz. f i [ur] (Kpek iin) havlamak. [DS] afi1 [Ar. f , (a :fi:) {OsT} sf. 1. Silen. 2. Silin mi. 3. Balayan; affeden. 4. Balanm; affe dilmi af!2, [Yun. afi] is. a rg o. 1. Gsteri; alm; caka. 2. Kabadaylk; klhanbeylik. 3. Yalan. S1 afi atm ak, Yalan s y lem ek ; g steri y a p m a k ; bb rlen m ek; k a b a d a y c a d a v ra n lard a bulunmak.\\ afi kesmek, B b rlen m ek ; stnlk ta slam ak ; k a b a d a y lk tas la m a k ,| afi yapm ak, G steri y a p m a k ; c a k a sa t | m ak; fiy a k a yapmak.\\ afisi skmez, "Fiyakas, gsterii, k a b a d a y d av ran lar etkilem ez" a n la m n da ihtar ve tehdit sz. afif, [Ar. iffet > afif ^ L it] (afiv.f) {OsT} sf. 1. Temiz, doru, drst; ekingen. 2. Namuslu, iffetli. 3. Say gdeer. afifane, [Ar. afif + Far. -ne -bU^it] (a f.fa .n e) {OsT} zf. ffetli olarak; namusluca, afife, [Ar. afif > afife ^ ] ( a fi f i) {OsT} sf. (Kadn iin) iffet sahibi, namuslu, temiz ve saygdeer. afik1, [Ar. fk JiT ] ( a fi k ) {OsT} sf. Yalanc. afik2, [Ar. afik j ^ ] (afv.k) {OsT} sf. ok aptal, afil, [Ar. uful > fl JsT] ( a f i l ) {OsT} sf. Batan, kay bolan; grnmez olan, afili, [af-li] sf. arg o. Afisi olan; afi ile yaplan; fiya kal; gsterili, afir, [Ar. afir
ys-] {OsT}

sf. ok kt niyetli,

dU^.1] gl. f i [-m ez ] Karsndakinin kusurunu, an iyi kollayp deerlendirmek; msamaha gstermemek. T ra fik hatay a ffetm ez.

afi, [Fr. affche] is. 1. Herkesin grebilecei bir du vara veya ilan yerlerine yaptrlan zel olarak ha zrlanm resimli veya sadece yazl duyuru ktla r. 2. argo. Hile; dalavere; yalan. S afi asmak, D u v a rlara veya ilan p a n o la rn a a fi yaptrm ak.^ afi olm ak, a rg o. K t b ir yn, b ir suu, gizli b ir

iraiR E 1.123
yn, ii o rtay a km a k.| afite kalmak, (Sinem a | ve tiyatro iin) uzun s re oynam ak, sa h n elen m ek ,| | afiten inmek, (Sinem a veya tiyatro iin) g steri m e ve sa h n elen m esin e son verm ek. afii, [af-i] is. 1. Afi hazrlayan sanat; afi grafkeri. 2. Duvarlara afi yaptran kimse, afiilik, -i [af-i-lik] Afi hazrlama veya asma iini kendisine meslek edinmi kimse, afie, [Fr. affcher] sf. Duyurulan; ilan edilen. B u dayn a fi e fiy a t ile p iy a s a fiy a t o k f a r k l . ff afie edilmek, G izlilii o rtad an k ald rlm ak ; duyu ru lm ak; ilan edilm ek]] afie etmek, Gizli kalm as g er ek en b ir ey i a k la m a k ; duyurm ak; ilan etm ek; a k la m a ; ifa etm ek. | afie olmak, G izledii ey | m eydan a km a k; teh ir ed ilm ek; aklan m ak. afileme, [afi-le-me] is. Afi yaptrma ii. afilemek, [af-le-mek] gl. f . [-r ] 1. Duyurusu ya placak bir haberi afi hline getirmek; afi yap mak. 2. m ec. (Birinin) gizli sakl veya bilinmeyen ktlklerini aa vurmak. afitab, [Far. f (gne) + tb (aydnlk) ta:p) {OsT} -* afitap. afitap, [Far. f (gne) + tb (aydnlk) >_>U (a ;fisT] ta;p) {OsT} is. 1. Gne; gne . 2. m ec. Gzel, dilber; gzel yz. S fitb- K urey, {OsT} 1. Kurey gnei. 2. Hz. Muhammed.\\ fitb-itihr, nl; naml.\\ fitb-perest, 1. G nee tapan. 2. zool. K a y a keleri. 3. bot. m ec. A yiei. | fitb-ru, | Gne g ib i ay dn lk ve g zel yzl.\\ fitb-svr, S a b a h lar p e k erken kalkan. afiyet, [Ar. 'afiyet c~sU] ( a fiy e t) is. 1. Salk; sh hat; esenlik. 2. ifa. 3. Bahtiyarlk, mutluluk; az tad. S afiyet bulm ak, yilem ek, sa l n a k a vum ak]| afiyet olsun, (Y em ek y iy en lere) az | tadyla, ifa niyetine y iyesin iz" an lam n d a iyi d ile k sz. | afiyette bulunmak, S a lk durum u iyi ol| m ak.| afiyet zre olm ak, S a lkl ve rahat | y erin d eo lm a k; huzurlu olm ak. afkalamak, [eT. uv-mak (sktrm ak) > avk-mak > avk-ala-mak] {az} gl. f i [ - r ] f-l()-y o r ] 1. Kar trmak; alt st etmek; kabartmak. 2. Elle rsele mek; buruturmak; hrpalamak. 3. Ovalamak. 4. (Kiiyi) dvmek; hrpalamak. 5. gsz. f . Dayaktan sersemlemek; sarslmak; afallamak. [DS] afkalanmak, [avk-ala-n-mak] {az} edil, f i [-r ] 1. Sersem edilmek. 2. Isrlmak. [DS] afkn, [Erme, albm / albun > afkm / ahbn / ahbun] {az} is. 1. Gbre. 2. Gbreli toprak. [DS] afknlamak, [afkn-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l(l)yor) Topra gbrelemek; gbreyi topraa kar trmak. [DS] aflak, [afla-k-?] {az} sf. Yalanc; dzenci. [DS] afoni, [Fr. aphonie] is. tp. Grtlak rahatszlndan ( a fi-

A FR

veya psikolojik bir sebepten dolay sesin tamamen yok olmas, konuamama. aforizm , [Lat. aphorismus / Yun. aphorismos (tanm lam a) > Fr. aphorisme] is. ed. Bir konu zerinde bilinmesi gerekenleri ana fikir hlinde birka keli me ile zetleyebilen szler; zl sz; z deyi; ve cize; aforizma. aforoz, [Yun. aphorizein] is. 1. Yahudilik ve Hristi yanlkta din kurallara uymayanlara verilen toplu luk dnda brakma cezas. 2. argo. Darya atma; ilgisini kesme. S aforoz etmek, 1. K ilise huku kunda k ilise birliin den ka rm a cezas. 2. gnl. B ir topluluun, b ir grubun dn a k a rm a k ; dar a t m ak. Kulp b ir oyuncuyu d a h a a fo ro z etmi. aforozlam a, [aforoz-la-ma] is. Aforoz etme, aforozlam ak, [aforoz-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] Aforoz etmek, aforozlu, [aforoz-lu] sf. Aforoz edilmi olan, dlan m (kimse) afra, [Ar. tavr => tafra / afra] {az} is. Barp a rma; etraf korkutma. [DS] S afra satm ak, {az} alm satm ak. [D S]|| afra tafra, {az} alm ; s tnlk taslay; fiy a k a ; caka. [DS] afragar, [Ar. alzancr] is. Simyaclarn bakr yeiline verdikleri ad. afrab, [afra-l] {az} sf. Afras olan; alml. [DS] S afral tafral, alm l, stnlk taslayan ; fiy a k a l; cakal. afraze, [Far. frze j'yT] (a :fra :z e) {OsT} is. 1. A y dnlk; k. 2. Mum veya kandil fitili. Afrika, [Lat. africa / Ar. ifrikya] ( a r ik a ) z. is. f Be byk ktadan birinin ad. S Afrika domuzu, zool. A fr ik a nn E kv a toral b lg elerin d e y a a y an k a b a postlu, byk azl b ir domuz, (H ylochoeru s meinertzhageni).\\ Afrika menekesi, bot. Y aprak lar tyl ro z et hlinde, koyu mavi, m o r veya p e m b e ren kli i ek le ri in ce sa p larn ucundan d em et h lin d e sa rk an bir sa k s ie i. (Sainpaulia ion an tha).|| Afrika smbl, bot. Geni, etli, ucu sivri y a p ra k l; yazn uzun b ir sa p zerin de an biim li az a a b a k an s a rk k i e k le r aan , z am b a kg il lerden bir p a r k ve b a h e i e i; y a z smbl, (C alton ia can dicam ) Afrikal, [Afrika-l] sf. ve is. Afrikada doup by yen veya Afrika halkndan olan (kimse). A frikaner, [Alm. afrikaner] sf. ve is. Gney Afrika Cumhuriyetinin eski HollandalI smrgecilerine verilen ad. afrikat, [ng. affricate] sf. dbl. (nsz iin) yar kapantl. afrit, [Fr. affrite] {az} sf. Zevkle yaanan. [DS] afriyolant, [Fr. affriolant (o k lezzetli)] sf. 1. lgi ekici; cazip. 2. Ba dndrc, afrodizyak, [Fr. aphrodisiaque] is. ve sf. Kullanld

FR nda cinsel arzuyu artrd sanlan baharat tr maddeler veya haplar; kuvvet macunu; mesir ma cunu. afrue, [Far. fre helvas. afruze, [Far. frze ojjjsT] (a ;fru ;e) {OsT} is. - * afraze. afs, [Ar. af {OsT} is. 1. Maz. 2. sf. Kekre, (a ;fru ;e) {OsT} is. Un

n K i u M K s a . k im se.| fts-perest, {OsT} 1. G nee tapan. 2. | N ilfer. 3. A yiei. 4. z oo l. K a y a keleri. | ftb| r, {OsT} 1. Gne yzl. 2. Sevim li; dilber. 3. G n ee kar olan. | ftb-ruh, {OsT} G iine yzl. | | | ftb-svr, {OsT} Gn d o m ad an kalkm ay a l k an lk h lin e g etirm i olan. aftabe, [Far. ftbe <uLsT] (a :fta :b e ) {OsT} is. 1. Su kab. 2. Gne biiminde yaplan mcevher, aftabe, [Far. b-tbe / ftbe <4^1 / -bU ^T] {eT} is. Kova; gm. [DLT] aftave, [Far. ftve ojl^T] (a :fta :v e) {OsT} is. Su kab, aftos, [Yun. aftos (o, bilinen)'] is. argo. 1. Bir erkein evlilik d iliki kurup gnl elendirdii kadn; metres; oyna; nikhsz kar; kapatma. 2, Bir kad nn nikhsz olarak yaad erkek; dost, fi1 aftos piyos, Yun. (Bu kim ?) argo. 1. (K ii iin) nem siz; d e ersiz ; uyduruk. 2. B u d a kim olu y or? " a n la m n da kullanlr. afur, [Ar. afur j j i ^ ] (a :fu :r) {OsT} is. Bela kasrga s. 0 alm , g ster i .| afura tafu ra gelmemek, | Birinin alm satm asn dan h o lan m a m ak ; byle d a v ra n lara k ar g elm ek. afv, -vv [Ar. afvv y ] {OsT} sf. 1. Merhametli; daima su balayan. 2. Allah, afv, [Ar. afv y a ] {OsT} is. 1. Birinin suunu ba lama. 2. zr dileme. 3. Grevden alma. S afv eyleyici, {eAT} 1. B a lay a n ; affeden . 2. o k b a lay an (Allah)]| afv olmak, {eAT) A ffedilm ek.| | afv olunmak, {eAT} A ffedilm ek. afyon, [Yun. opion / Lat. opium / Far. efyn] is. ecz. Haha bitkisinin kapsllerinden elde edilen, ecza clkta kullanlan bileiminde morfin, kodein gibi alkaloitler bulunduran uyuturucu madde; haha; kodein; morfin. S afyon ekmek, Afyon dum ann k e y if v erici m ad d e o la r a k s ig a r a g ib i iin e ek m ek]] afyon ruhu, Sulandrlm sa fra n l a lk o l iin d e afyon eritilerek e ld e ed ilen zelti. | afyon | sakz, H enz olgu n lam am h a h a bitkisinin k o z a la k la r b a k la izildi in de kan bey az f a k a t h a va ile tem as ettiin de esm erleen a s l afyon m ad d e si]] afyonu bana vurm ak, K en din i bilm ez d e r e c e d e fk elen m ek; fk ed en n e yaptn bilem ez h le g elm ek .| (birinin) afyonunu patlatm ak, argo. | K en di hlin d e sakin birin i rah atsz ed ip fk elen dirmek.^ afyon yutm ak, Afyonu k k p a r a c k la r h lin e g etirip uyuturucu o la r a k azdan alm ak]] afyon yutmu gibi, Uyuuk, dalgn ve s n epe bir hlde. afyonke, [Far. efyn-lce ^SjjJI] {OsT} is. ve sf. Uyuturucu olarak afyon ien, afyon dumann ii ne eken ve bunu alkanlk hline getiren, afyonkelik, -i [afyonke-lik] is. Afyon yutma ve ekme alkanl.

afsun, [Far. efsun] {OsT} is. nsanlar ve dier canllar zerinde sz ve iaretle iyi veya kt bir etki b rakma ii; by; sihir. S1 afsun eyleyici, {eAT} B y c ; hastay by ile tedavi eden. afsuncu, [afsun-cu] is. Byc, frk, afsunlama, [afsun-la-ma] is. 1. Doa st veya do al gler ile ruhlar zerinde etkili olduu ne s rlen ezgili veya ezgisiz bir takm szler sylemek suretiyle by yapma ii. afsunlamak, [afsun-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l(u )-y or] 1. By yapmak, bylemek. 2. m ec. Etkisi altnda brakmak. afsunlanma, [afsun-la-n-ma /afsun-la-n-ma] is. Af sunlanmak ii. afsunlanmak, [afsun-la-n-mak] edil. f . [ -r ] 1. Biri tarafndan bylenmek; by yaplmak. 2. dnl. f . Bylenmek; kendine by yaptrmak, afsunlu, [afsun-lu] sf. 1. (Hazine, eya, insan vb. iin) yabanclarn dokunmasna ve yaklamasna kar afsunlanmak suretiyle korunan; byl; tl sml. 2. (Kii iin) zehirli hayvanlarn sokmalarna kar afsunlanmak suretiyle baklk kazanm olan; erbetli. A far, [Kazan, av-mak (itaat etm ek, m saad e et m ek) > af-ar] ( a f a r ) z. is. Ouzlarn 24 boyun dan en kalabalk olan, afar, [af-ar] sf. 1. ini tez yapan. 2. taatli. 3. is. Muhafz. 4. {az} Bir eyin zdd, aksi. [DS] afar, [afar+ Ar. -] {az} is. Bel ba; kama. [DS] afarsz, [afar-sz] {az} sf. Geliigzel. [DS] aft1, [aft (yans.)] is. Havlama ve havlarcasma bar ma bildiren kk. aft-l-de-m ek. aft2, [Yun. aphthe (yanm ak) > Fr. aphte] is. tp. Yanaklarn i ksm, dudaklar ve dil etraf gibi az ii mukozasnda krmz izgili kabarcklar hlinde oluan bir mikrobik hastalk, aftab, [Far. f-tb <_jbsT] (a.fta. b) {OsT} is. 1. Gne. 2. Gne . 3. Gzel yz. 4. arap. 5. sf. (Kadn iin) gzel, S ftb-gerdn, {OsT} 1. Gneten koru n m ak iin giyilen balk. 2. Avc kulbesi]] ftb-gerdek, {OsT} 1. A yiei. 2. zool. K a y a k e leri]] ftb-gerd, {OsT} 1. Yeyz. 2. sf. Gne g ren y er. 3. z o o l K a y a k e le r i.| ftb-gr, {OsT} 1. | em siye. 2. G neli yer.\\ aftb- marib, {OsT} Kl]\ aftab-itihar, {OsT} Byk ve o k tannm

IIK E 1.125
afyonlama, [afyon-la-ma] is. 1. Afyonlamak ii. 2. Salkl dnmeyi engelleme. 3. Afyonla uyu turma. afyonlamak, [afyon-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Afyon maddesi kartrmak. 2. m ec. Bir kimseyi, bir topluluu etki altna brakarak doru dnme sini, gerekleri bulmasn nlemek, afyonlanma, [afyon-la-n-ma] is. Afyonlanmak ii; afyon alma; afyon katlma, afyonlanmak, [afyon-la-n-mak] edil. f . [-r ] 1. Af yonlu hle getirilmek. 2. m ec. eitli etkiler altnda kalarak doru dnemeyecek, gerekleri greme yecek hle gelmek, afyonlu, [afyon-lu] sf. 1. ine afyon kartrlm; afyon ieren. 2. is. Afyon kullanm olan. 3. m ec. (Kii iin) uyuuk. 4. z. is. Afyon ilinden olan kimse. Ag. [Lat. argentum] ksalt, kim. Parlak beyazms gri renkte, kolay ilenebilen, tel hline getirilebilen; oksitlenmeyen, atom says, 47, atom arl 107.88, younluu 10.5 olan, 960C de ergiyebilen bir element olan gmn sembol. ag1 [ag /a (yansj\ is. Alama, inleme eylemi, ar, , sz durumlar bildiren kk. ag-la-m ak. ag2, [a M] {eT} {eAT} is. ki bacak arasndaki ak lk; iki bacak arasndaki boluk. [EUTS] [ETY] [DLT] ag\ [a j j ] {eAT} sf. 1. Ak; beyaz. 2. Duru; berrak. O ag ban iv, B yk a d r ; ota. | aga karm ak, | {az} Tem ize karm ak. [DS]|| aga km ak, {az} Temize km ak. [DS]|| ag karas, {eAT} yisi, kt s; h er trden olan. ag4, [a j j ] {eAT} is. A. S ag kurd, {eAT} zool. A kurdu; a ren b c e k ; trtl. aga, [aa UT] {eT} is. 1. Byk erkek karde; aabey; aka; {eAT} (ayn). [Nevy] [EUTS] 2. {eAT} Baba; ata. 3. {eAT} Byk; amir; efendi. 4. {az} Aa. [DS] B aga kadn, {eAT} B yk k ad n ; h an m efen di. agac, [eT. a > aa j-UT / {eAT} is. -* aa. S agac delegen, {eAT} Aakakan.\\ agac delen, {eAT} A a ka k an .| agacla ldrilmi, {eAT} (H ay | van iin) odun d a r b e s i ile ldrlm.\\ agac kavun, {eAT} Turun.| agac kpgi, {eAT} A a | zamk. aalamak, [aac-la-mak Sopa ile dvmek; dayak atmak, aalanmak, [aac-la-n-mak j*-ds-lpT] {eAT} edil. f . [-ur] Sopa ile dvlmek; dayak atlmak; dayak ye mek. aga, [eT. a > aa / ^Ul] {eAT} is. 1. Sopa; denek. 2. Aa yukar bir kilometre gelen uzun {eAT} gl. f . [-r ]

AGA

luk ls. 3. Uzunluk ls arac olarak 68 cm boyunda aa; arn. S aga anak, {eAT} A a k a p .| aga ev eylemek, {eAT} K ovan yapmak.\\ a| ga ev yapm ak, {eAT} A hap ev y a p m a k .| aga | karas, {eAT} rk ceviz a a c kk n de bulunan siyah y a p ka n m ad d e.| aga pus, {eAT} A a | zam k.| aga psi, {eAT} A a zam k.| aga | | urm ak, {eAT} S o p a ile dvm ek.| aga yarc yil, | {eAT} A alarn tozlam asn sa la y a n r zgr.| | agadan yap rak indrmek, {eAT} A atan y a p r a k drm ek. agadelegen, [aa+del-egen] {eAT} is. zool. A a kakan. agadelen, [aa+del-en] {eAT} is. zool. Aakakan. agalu, [aga-lu] {eAT} sf. Aal. agh, [Far. agh / geh *S~ / ol?T] (a :g :h ) {OsT} sf. \ 1. Uyank. 2. Bir konuda bilgi sahibi olan; bilgi sahibi; haberdar; farknda. 3. Bir eyin derinliine anlamn, srrm, hikmetini kavram olan. S agh olmak, 1. B ilg i edinm ek, bilg i sa h ib i olm ak. 2. tasvf. M evlevi d erg h n d a s a b a h nam az iin uyan drlm ak. aghan, [Far. ghn Bilenler. aghi, [Far. gh (a ;g ;h i;) {OsT} is. 1. Bir (a :g :h a :n ) {OsT} is.

eyden haberi olma. 2. Uyanklk; basiret. -agan, [-a-an / -e-gen / -y-a-an / -y-e-gen / -a-an > -e-gen / -een / -aan] yap. e. 1. Fiil kk ve gv delerinden sreklilik kavram katarak isimler ya par; {eT} {eAT} (ayn): gez-egen , ak-agan , yat-a an . 2. Elverililik, uygunluk, abukluk kavramlar ka tarak sfatlar yapar: ola an , p ie en . 3. Huy, tabiat kavramlar katarak sfatlar yapar: kseen, g e z e en, k el-eg en (gelm eyi a lk an lk edinen) , b a r a a n (s rekli giden, gitm eyi a lk a n lk edinm i olan ) 4. Fiilden "o eylem i o k a y a p a n anlamnda sfat tretir, ol-agan , yi-y-egen. agan 1, [aan] {eT} is. Ceza; cezaya arpma; hkm giyme; kefaret. [EUTS] agan2, [aan] {eT} sf. Genizden konuan. G enizden kon u an ; gen zek. [DLT] agan er,

aganigi, [Ar. ani (bundan an lalan udur) > Ku dili, a-ga-ni-gi] is. argo. Sevime; cinsel iliki, aganta, [t. agguanta] (a g a nta) nl. dnz. Akan halat veya zinciri bir mddet tutmak, brakmamak iin verilen emir; tut! agar, [a-ar / a-r] {eT} sf. 1. Ar, deerli; erefli; oturakl. [EUTS] [Gabain] 2. Derin; fevkalade; ola anst. S ag ar ayagm , D erin hrm etle. [EUTS] agarager, [Malayca, agar-agar] is. Uzakdou deniz lerinde yetien bir tr krmz su yosunundan elde edilerek eczaclkta, kozmetik sanayiinde ve a lkta kullanlan bir eit jle.

AGA agardca, [a-ar-d-ca 1] {eAT} zf. Aarrken.

I M I IC E M .m agende, [Far. genden (doldu rm ak) > gende o-u?T] (a :g en d e) {OsT} sf. Doldurulmu; tkal; dolu, agendegu, [Far. gende-g J - ojj^T] (a :g en d eg :) {OsT} sf. 1. Sar. 2. m ec. Sz dinlemez; asi; gnahkr. agene, [Far. gene T] (a :g en e) {OsT} sf. Doldurul mu; dolu; dolmu, agenezi, [Fr. agenesie] is. tp. Embriyonun gelime sinde doku farkllamalar srasnda bir takm ak saklklar sonucu baz organlarn meydana gelme mesi. ageste, [Far. geste T] (a .g e te) {OsT} sf. 1. Is lanm; slak. 2. Yourulmu. 3. Bulam, agete, [Far. geteT] (a .g ete) {OsT} sf. 1. Is lanm; slak. 2. Yourulmu. 3. Bulam. ag1, [a- ytT] {eT} is. 1. Servet; varlk; ok deerli

agarlag, [a-ar-la] {eT} sf. Saygdeer; hrmete layk; erefli. [EUTS] aarm ak, [ (su) > a (su beyaz) > ak-ar-mak] {eT} g s z .f. [-r ] Beyazlamak. [ETY] agartgu, [a-ar-t-u] {eT} is. Budaydan yaplan bir iki; bir eit buday biras. [DLT] aga, [aa > aa] {eAT} is. Aa, agayl, [ak+a-l > aayl JjliT / Jj.U-I] {eAT} is. 1. Al. [DK] 2. Koyun srs, agaz, [aaz] {eT} is. Az. [EUTS] agazlam ak, [aaz-la-mak / az-la-n-mak] {eT} gl. f . [ - r ] Sylemek. [Gabain] aca, [ak > -ca (a : ca ) {eAT} sf. 1. Aka; beyazca. 2. is. Atn alnndan burnuna doru inen beyazlk; aktma, agcam , [ak > -ca-m {eAT} sf. Aka; beyazca,

mal mlk; hazine. [KPy.] [EUTS] [Gabain] 2. (inden gelen) ipekli kuma; in ipei. [ETY] [Te kin] [KPy.] {eAT}. S1 ag b arm , 1. Var y o k ; s e r Biraz ak; beyaza alar, vet; varlk. [EUTS] 2. Altn veya gm ile ilenmi, agdarm ak, [a-()d-ar-mak ja jjiT ] {eAT} g l . f [-u r] srm al ip ek kum a. [DLT] 1. Altm stne getirmek; aktarmak. 2. Y ere ykag2, [a-] {eT} is. Gz ya. [EUTS] mak; devirmek; yenmek; alt etmek, ag3, [ak / ahi > a-] {eAT} sf. Cmert; eli ak, adk, - [a-dk J-u-T] {eAT} sf. 1. Kark. 2. Ters. ag, [a--] {eT} is. 1. pek kumalar muhafaza eden kimse. [DLT] [EUTS] 2. Hazine bekisi; hazi 3. Kusurlu; eksik; aksak. 4. Bozuk, neci. hazinedar. [KPy.] S ag ulug, B a hazi agdnmak, [a-d-n-mak / a-()d-m-mak] {eT} nedar. [EUTS] dnl. f . [-u r] Kalkmak; kalknmak; ykselmek. agcarak , [ak > -ca-rak j ^ T ] (a : ca ) {eAT} sf. [EUTS] adrm ak, [a-dr-mak / j^ jip T ] {eAT} gsz. f . [-u r] 1. Yukar karmak; ykseltmek; kaldr mak. 2. (Hayvan iin) iftletirmek; atrmak, agduk, [a-du-k / aduk / aduk jjJlpT] {eT} {eAT} sf. 1. Kusurlu; rk; bozuk; harap; fena. [KPy] [Gabain] 2. Deiik; belirsiz; garip; kark. [DLT] 3. Aalk. [KPy.] 4. Yoldan km. [KPy.] 5. {eAT} Ters; aksak. 6. Aka; beyazca. S1 agduk kii, K im olduu belli olm ayan snt kii. [DLT] agduklk, [a-duk-lk jJJiT] {eAT} is. Terslik; aksi lik. 2. Eksiklik; kusur, agdurlm ak, [a-dur-l-mak jljJ-c-T] {eAT} edil. f . [u r] Yukar karlmak; ykseltilmek, agdurm ak, [a-dur-mak {eAT} g l . f [-u r ] 1. Yukar karmak; ykseltmek; kaldrmak. 2. (Hay van iin) iftletirmek; atrmak, ageh, [Far. geh4?I] (a :g eh ) {OsT} sf. -* agh, agel, [Ar. ikl] is. Arap erkeklerinin balarna rttk leri kefiyenin dmemesi iin zerine geirdikleri ynden yaplma ember, agen, [Far. gen ^~\] (a:g en ) {OsT} is. Yastk, min der gibi doldurulmu eyler. al, [a-l JiT ] {eT} {eAT} is. 1. Al; koyun yata. [ETY] [EUTS] 2. Koyun pislii. [DLT] 3. {eAT} (Ay ve Gne iin) evrelerinde grlen beyaz halka; hle. S al eyleyici, {eAT} H ayvan aln dzen leyen. agam ak, [a--la-mak] {eT} gsz. f . [-r ] Alamak. [EUTS] aglk, [a--lk] {eT} is. 1. Devlet hzinesi. [Gabain] [KPy.] 2. Deerli eyalarn sakland yer; hazi ne. 3. Depo; antrepo; ambar. [EUTS] [KPy.] 4. Badisatva unvanlarndan biri. [EUTS] allanmak, [a-l-la-n-mak / a-ul-la-n-mak ji^ L iT ] {eAT} dnl. f . [-u r ] (Ay iin) hlelenmek; harmanlanmak, agllk, - [al-lk] {eAT} is. Aym evresindeki be yazlk; hle. am, [a--m] {eT} is. Ykselme; km; ykselim. [DLT] agm ak, [a-mak (am ak) > a--mak] {eT} gl. f . [r ] Pskrtmek. [ETY] an, [a-n ^ T ] {eAT} sf. 1. Cimri; pinti; hasis. 2. Zorba; haydut, am am ak, [a-()n-a-mak / a-na-mak] {eT} gsz. f . [ - r ] Arkas st yere srnmek; debelenmek; a namak; yuvarlanmak. [Gabain] [EUTS]

oku i r

1.127

AG I

agnsz, [a--n-sz] {eT} sf. 1. Yerinden oynamaz; sabit; salam; sarslmaz. [Gabain] [EUTS] 2. Salam seciye. [Gabain] [EUTS] anmak, [a-m ak> a-n-mak] {e.AT} d n l.f. [-u r] Yukar kmak; ykselmek; amak, agnanmak, [a-mak > a-n-a-n-mak] {eA T} dnl. f [-u r] Yukar kmak; ykselmek; amak, andrmak, [a-mak > a-m-dr-mak] feAT} gl. f . [-u r] Yukar kartmak; ykseltmek, agnga, [a-mak > a-m-a] feAT} is. Merdiven, agmg, [a-mak > a-n-] feAT} is. Merdiven, agngu, [a-mak > a-n-u] {eAT} is. Merdiven. ar1, [a-r / a-ar j-~\\ {eT} sf. 1. Ar; etin. [ETY]

itibar etmek; ikram ve ihsanda bulunmak; ulula mak; yceltmek. [DLT] [EUTS] 2. erefli tutmak. 3. Byk tanmak; tazim etmek. arlanm ak, [a-r-la-n-mak >T ] {eT} {eAT} edil, f . [-u r] 1. kram edilmek; arlanmak; sayg gste rilmek; ululanmak; yceltilmek. 2. Pahal bulun mak. [DLT] 3. dnl. f . Arlamak; zerine arlk kmek. arlanm , [ar-la-n-m] {eAT} sf. Sayg gren; itibar edilenen; saylan, arlatm ak, [a-r-la-t-mak] {eT} gl. f . [-u r ] Ar latmak; hrmet ettirmek; saydrmak. [EUTS]

agrlg, [a-r-l] {eT) {eAT} sf. 1. Muhterem; sayg ya deer; deerli; kymetli; erefli; saygn. [KPy.] [DLT] [EUTS] 2. nemli; deerli. [ETY] 3. anl; 2. Arlanm; arlanan. [EUTS] [Gabain] [DLT] 3. saygdeer; erefli; deerli; itibarl. [EUTS] [Gabain] Gebe; hamile. [EUTS] [Gabain] [Tekin] 4 {eAT} stn; deerli; tercih edilir. 5. {eAT} (ki vb. iin) sert; keskin. 6. {eAT} Kalaba arlk1, [a-r-lk {eAT} is. 1. {eAT} Nikhta lk; ok; bol. 7. {eAT} Arlk.8. {eAT} Zahmetli; kz tarafna verilen hediye, para; balk. 2. {eAT} Ev etin; zorlu. 9. {eAT} Kaim dayankl. S ar ar, eyas. 3. {eAT} Karlk; bedel. {eT} P e k cid d i; a rb a l; tem kinli; erefli. [EUTS] | | arlk2, [a-r-lk > T] {eT} is. 1. kram; arlay. ar ba, {eAT} 1. A r bal. 2. V akar; tem kin.| | [DLT] 2. {eAT} sf. Ar; deerli. 3. {eAT} Saygnlk; ar dmek, {eAT} Arlamak.\\ ar eylemek, itibar; deer. 4. {eAT} Vakar; temkin, arlk {eAT} 1. A rlatrm ak; a rlk la kertm ek. 2. Yk bulm ak, {eAT} Sayg g rm ek ; ken disin e hrm et altnda zorlam ak. | ar kelmek, {eAT} stn tu | edilmek]\ arlk etmek, {eAT} Arlamak; ikramda tulm ak; tercih edilmek.\\ ar knlli, {eAT} K o r bulunmak; sayg gstermek. kak.\\ ar olnm, {eAT} A r y k altn a girm i.| | arlk3, [ar-lk jjJ>T] {eAT} is. Karabasan; kbus. ar olmak, {eAT} 1. A r g elm ek ; a r basm ak. 2. (G eb e iin) doum u y a k la m a k ; a rlam ak. 3. agrhk4, [agr-lk] {eAT} is. 1. Yk; arlk. 2. Byk T em bellik ed ip y a v a davran m ak.| ar yk, {eAT} | sorumluluk; ar yk. 3. Az iitme; sarlk. 1. Arlk. 2. Yerine g etirilm esi g teklif; byk agrlklu, [a-r-lk-lu {eAT} sf. Saygdeer; sorumluluk. 3. G nah; vebal. | ar yklenmi, | sayn; deerli, {eAT} 1. A r y k altn a girm i. 2. A r yklenm i. agrm ak, [an-r-mak > a-r-mak > T] {eAT} g s z .f. ar2, [a-r j^T / T] {eA T .} is. Karabasan; kbus. S

ar basan, {eAT} K b u s.| ar basm a, {eAT} K | bus]] ar basm ak, {eAT} K b u s g rm ek. ar3, [a-r js !>T] {eAT} sf. Can skc. S ar kel mek, {eAT} Can sklm ak. agrak, [a-r-a-k] {eT} is. Arak. [ETY] ar, [ar- ^ T ] {eAT} sf. 1. Arlnca. 2. zm. Arl. agrlmak, [an-r-mak > a-r-l-mak jiy-T] {eAT} ed il.f. [-u r] (Boru iin) yksek sesle alnmak. arn1, [ar-n ... arlmdakini. arn2, [ar-mca {eAT} sf. Arlnca, agrnmak, [a()r-n-mak] {eT} d n l.f. [-u r ] 1. Sz lamak; hafife armak. [EUTS] 2. Yalvarmak; hn gr hngr alamak. [EUTS] agrlalmak, [a-r-la-l-mak] {eT} edil. f . [-u r ] kram olunmak. [DLT] arlamak, [a-r-la-mak {eT} {eAT} g l . f [- r ] 1. Arlamak; sayg gstermek; saymak; ihtiram ve {eAT} sf. ... arlnda olan;

[-u r] 1. Anrmak. 2. Haykrmak; kkremek, arak, [eT. agr-ak > ar-ak {eAT} is. 1. plik erilecek ie taklan tahtadan yarm kre ek linde veya deirmi arlk; arak. 2. Diz kapa. 3. Ak kemii. araklanm ak, [arak-la-n-mak >T] {eAT} dnl. f . [-u r] (Erginlik andaki kzlar iin) g sler kabarp yumrulanmak. agrtm ak, [an-r-t-mak > a-r-t-mak ji> T ] {eAT} g l .f . [-u r ] 1. Anrtmak. 2. (Boru iin) yksek ses le almak, ags, [a-z / a-s] {eT} is. Az. [EUTS] a1, [a- (ipekli kum a) > a--] {eT} is. 1. Servet; mal mlk. [Tekin] [ETY] 2. Hazine. [ETY] 3. Deerli eya. [ETY] a2, [a-mak (am ak) > a-] {eT} is. 1. Ykseli; k. [DLT] [ETY] 2. Yoku. [ETY] agmak, [a--mak] {eT} ite, f . [-u r] 1. Yksel mekte, kmakta yar etmek. 2. Kovmakta yar etmek. [DLT]

A GI

i r a i fflftE S M .

agtc, [at-c

{18. yy.} is. l iin tutulmu

az5, [ya-z / anz > a-z y\ {eAT} is. (At iin) yaz. azlanmak, [a-z-la-n-mak / a-az-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] 1. Aza vurmak [DLT] 2. Az a mak; telaffuz etmek; sylemek; konumak. [Gabain] [DLT] azlk, [a-z-lk JljiT ] {eAT} is. 1. Balang. 2. Gemde atn azna yanlamasna giren para. 3. Do kuma tezghlarnda mekik atabilmek iin zgnn alp kapand yer. agzmak, [a-mak (akm ak) > ag-z-mak] g l . f [-r] [eAT, -u r] {eAT} {az} (Fasulye, nohut, mercimek gibi taneli eyler iin) aktmak. [DS] agin, [Far. gn jJfT] (a :g i:n ) {OsT} sf. Doldurulmu; dolu. -agin, [Far. gn yS\ -] (a ;g i;n ) {OsT} son ek. Ek lendii Farsa kelimelere d olm u " anlam katarak birleik sfatlar yapan son ek. agist, [Far. giste i^ S\ ] (a :g iste) {OsT} sf. Smsk balanm; dmlenmi, agi, [Far. gden (ilitirm ek) > g J^ T] (a ;g i;) {OsT} sf. 1. liik; yapk; sarkk. 2. Uzatlm, agitato, [t. acitato] ( a g itato) zf. mz. Bir parann hzl biimde alnacan belirten terim, aglagan, [a-la-an jU iil / {eAT} sf. ok alayan; sk sk alayan. aglak1 [a-lak] {eT} sf. 1. Issz; oturulmayan yer; bo , ve ssz yer. [EUTS]. 2. orak. [DLT] S1 aglak yer, B o yer. [DLT] aglak2, [Ar. alak > alak jll] {OsT} is. 1. Kilitler. 2. Kapal, anlalmaz eyler. alam ak1, [a-la-mak / y-la-mak] {eT} {eAT} gsz. f . [-r ] Alamak [Gabain] [ETY] 0 aglam aglara urmak, {eAT} A la r gr n m ek.| alam yzl, | {eAT} E ki suratl. alam ak2, [a-la-mak {eAT} gsz. f . [- r ] Ak saklk gstermek; aksamak. alam ak3, [a-la-mak] {eT} gsz. f . [ - r ] 1. Yalnz ol mak. 2. Bo olmak. [DLT] alam ak4, [ag (ak) > ag-la-mak] {az} g l . f [ - r ] [l()-y or] Ayklamak; ayklayarak temizlemek; ak lamak. [DS] aglam asm ak, [a-la-mas-mak j* /

cretli alayc kadn; at; yas, agtgan, [a-t-an] {eT} sf. Daima kartan; yksel ten. [DLT] agtm ak1, [a-t-mak / ak-t-mak] {eT} g l . f [-u r] 1. Aktmak [Gabain] 2. Kovmak; kartmak; srmek. [ETY] [Tekin] [Gabain] 3. Hezimete uratmak. [ETY] 4. karmak; belirtmek. [ETY] agtmak2, [a-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] 1. Yksel mek. 2. karmak; ykseltmek; adrmak. [DLT] 3. (eAT} Datmak; savurmak. az1, [a-z / a-z jiT] {eT} {eAT} is. Az. [ETY] [KPy.] [Gabain] [Yknek] [DLT] [EUTS] S agza su virmek, {eAT} Az su ile y k a m a .| az bir ey | lemek, {eAT} Sz birli i yapmak.\\ az bir itmek, {eAT} Sz birli i y a p m a k .| az birikdrm ek, | {eAT} 1. Sz birli i yapm ak. 2. Ayn dnce etra fn d a toplanmak.\\ az buca, {eAT} Avurt.| az | akm ak, {eAT} H o a g id e c e k s z s y lem ek .| az | emek, {eAT} M innet etm ek; y alv a rm ak .| az it | mek, {eAT} O y ala y aca k s z le r s y lem ek ; az y apm ak .| az koklamak, {eAT} Az a ra m a k .| az | | la ra dmek, {eAT} H erk es e duyulup bilin m ek; d iller e dm ek.| az olmak, {eAT} Az a rsn a | tutulmak.\\ az ot, {eAT} 1. Az a rla rn d a kul lan lan ila. 2. Tfein azn a kon ulan baru t; a te lem e barutu.| az tfei, {eAT} 1. B ir tr esk i t | f e k . 2. {az} K uru tehdit. [DS]|| az tfengi, {eAT} B ir tr es k i tfek.| az rm ek, {eAT} Az birli | i etm ek.| az yar, {eAT} S alya.| az yel, {eT} | | B ir tr a z hastal. [EUTS]|| az ak, {eAT} H in d istan d a y etien z a m b a k biim in de iek le ri o la n b ir bitkinin ila o la r a k kullanlan nohut b ykln deki tan eleri.| az auk, {eAT} -* az | ak-H az bozuk, {eAT} (At iin) n e tr g em vuru lu rsa vurulsun b ir trl z ap t edilemeyen.\\ az e likli, {eAT} en esi g l ; dzgn s z syleyebilen.\\ az kutlu, {eAT} Azndan h ep hayrl s z le r k an ; h ep iyi e y le r syleyen.\\ azna alm ak, {eAT} A zna vurm ak.| aznn dadn virmek, {eAT} | H addin i bild irm ek; aznn p ay n verm ek. | a | znn ka, {eAT} 1. B ir kim senin y a p a b ile c e i; o kim seye y a k a n ; ken din e uygun gelen . 2. H erkesin ha kk n d a ileri g e r i konutuu kim se. | agzm poy | raza am ak, {eAT} B ir eyden yoksun k alm ak ; eli b o a km a k; azn h a v ay a am ak. | azn yile | am ak, {eAT} B ir eyden yoksun k alm ak ; eli b o a km a k; azn h av ay a am ak. | aznn tadn vir | mek, {eAT} H addini bildirm ek; aznn p a y m ver mek. az2, [a-z y -T] {eAT} is. Snr; u; hudut. az3, [a-z / a-z >T] {eAT} is. Defa; kere; kez. a Slz4 [a-z i*Tl (eATf is. Douran hayvann ilk st.

{eAT} gsz. f . [- r ] 1. Alar duruma gelmek.

2. Alar gibi yapmak, aglam sm ak, [a-la-ms-mak ,3* - ^ !] {eAT} gsz. f . [-r ] 1. Alar duruma gelmek. 2. Alar gibi yap mak. aglam snmak, [a-la-msn-mak {eAT} dnl. f . [-u r] 1. Alar duruma gelmek. 2. Alar gibi yapmak.

im mm a .129
alanmak, [a-la-n-mak JaLpI / f . [-u r] in iin alamak, aglasmak, [a-la-s-mak {eAT} gsz. f . [ -r ] 1. Alar duruma gelmek. 2. Alar gibi yapmak. {eAT} dnl.

AGR dirmek. 2. Dili buruturmak; dili arlatrmak. [DLT] agnostik, -i [Fr. agnostique] sf. fe l . nsan zeksnn m utlaka eriemeyeceini, dolaysyla bilinmezlik iinde bulunduumuzu savunan; Tanr konusunda bir ey bilmenin olanakszlna inanan; bilinmezci. agnostisizm, [Fr. agnosticisme] is. fe l. Eyann z ta biat, kayna ve kaderi konusunda insan zeksnn yeterli olmadn ileri sren felsefe retisi; bi linmezlik. agnozi, [Fr. agnosie] is. tp. lgili organ salam olmaspa ramen o organn ilettii duyguyu alglayan beyin zarndaki dokunun blgesel bozukluu se bebiyle duyu organlar araclyla edinilen bilgileri tanyamama hastal; bilmezlik. Agop, [Erme, hakob / hagop (Yakup)] zl. is. Erme nice erkek ad. S A gopun kaz gibi dnmek, Uzun s re a resiz lik iin de dnm ek; afallamak.\\ A gopun kaz gibi yemek, O bu rca yemek.\\ A gopun kr kaz gibi tknmak (yutmak, tkn mak), O bu rca yem ek. agora, [Yun. agora] is. 1. Vatandalar meclisinin top land yer. 2. Eski Yunanda din, devlet, siyaset, ticaret gibi toplum ilerinin icra edildii etraf ka mu binalar ile evrili geni meydan; kent meydan, agorafobi, [Fr. agoraphobie] is. p sik ol. Byk mey danlarda bulunma korkusu, agra, -a i [Ar. ar <Iji-l] (a g ra :) {OsT} sf. ok se vimli; ok yakkl, agraf, [Alm. krap > Fr. agrafe] is. 1. Kopa; kanca. 2. Bro; yaka inesi. 3. tp. Kesiklerin iki karlkl kenarn bir araya getirmeye yarayan zel bir pens ile kullanlan metal yara diki malzemesi,

ala, [a-la- jM-\ /


Alay.

{eAT} is. 1. Alama. 2.

agladrmak, [a-la--dr-mak jaj-LiJil / ^jju^U ] {eAT} gl. f . [-u r ] Birok kiiyi hep birden alat mak; alatrmak. alatm ak1, [a-la-t-mak] {eT} gl. f . [-u r ] 1. Sav mak; uzaklatrmak; raklatrmak. 2. Boaltmak. [DLT] alatm ak2, [ala-t-mak] {eAT} g l.f. [-u r] Alatmak, alayc, [ala-y-c] {eAT} sf. Alayan, aglg, [a-lk > a-l] {eT} is. -* aglk. alk1 [a--lk > a-lk] {eT} is. - * aglk.aglk2, [a , lk / ak-lk jJiT ] {eAT} is. 1. Aklk; beyazlk. 2. Ka dnlarn yzlerine srdkleri dzgn; stbe; pud ra. agluda, [alu-da] {eAT} is. Komu, agltinasyon, [Fr. agglutination] is. 1. tp. Antikorla.rn hastalk yapan bakterileri toplamak suretiyle hastaln nlenmesi. 2. dbl. Kmeleim, agltttinin, [Fr. agglutinine] is. tp. Kan serumunda yer alan bakteri, yabanc madde ve yabanc alyuvar gibi bir antijeni toplayarak etkisiz klan antikor. amak, [ (su) > -mak > a-mak T] {eT} gsz.

f. [ - a r ] 1. Su gibi akp gitmek; kaymak. [ETY] 2. Amak; kalkmak; yukar kmak; ykselmek; tr manmak; binmek; {eAT} (ayn). [Tekin] [DLT] [ETY] [EUTS] [Gabain] [DLT] 3. Amak. [DLT] 4. Yana yatmak; bir yana eilmek; bklmekaa inmek; agrafaj, [Fr. agrafage] 1. tp. Krk kemikleri agraflar yardm ile birbirine tutturmak. 2. Sac kenarlarn ar gelip aa meyletmek; dnmek. [DLT] [KPoluk biiminde kvrarak st ste getirip sktr y.] {eAT} (ayn). 5. Belirmek. 6. kmek. [KPy.] 7. Deimek; bakalamak; bozulmak. [DLT] [KP mak suretiyle birletirme, y.] 8. {eAT} Kaplamak; brmek. S1 aas yir, agrafi, [Fr. agraphie] ( a graf) is. p sikol. Yazma ye teneinin kaybolmas hastal, {eAT} Y kselecek y e r ; ykseklik. agrag, [a-()r- / a-()r-a] {eT} is. Sz; ar. agnagan, [a-na-an {eAT} sf. (Hayvan iin) [EUTS] ok yuvarlanan; ok anayan. agrandism an, [Fr. agrandissement] is. fo t o . Fotoraf agnak, [a-na-k J^ T ] {eAT} is. Hayvanlarn yatp yu filmindeki grnty bytme ii; bytme, varlandklar yer; anak. agrandisr, [Fr. agrandisseur] is. fo to . Fotoraf fil anamak, [a-mak (yana yatm ak, bklm ek, k mindeki grnty mercekler dzenei ile byte rek kt zerine aktarmaya yarayan ara, m ek) > a-()n-a-malc T] {eT} {eAT} gsz. f . [-r ] 1. (Hayvan iin) yatp debelenmek anamak; yerde yuvarlanmak; kvranmakarkas st yere srn mek. [EUTS] [KPy.] [Gabain], 2. Kekemelemek; dili tutulmak. [DLT] 3. {eAT} Bolluk iinde rahat yaamak. agnatm ak, [a-na-t-mak T] {eT} {eAT} gl. f . [u r] 1. Hayvann debelenmesini salamak; debelen agranlositoz, [Fr. agranulocytose] is. tp. Kanda granlosit denilen ok ekirdekli akyuvarlarn azalmas. agreb, [Ar. arib > areb v J-\] {OsT} sf. En garip; pek tuhaf, fi1 agrebl-garib, a la c a k eylerin en a rtcs; g erip lerin en garibi. agreje, [Fr. agrg] is. eit. Baz lkelerde baz

AGR
dallarda retim yelii iin yaplan yeterlilik s nav. agreman, [Fr. agrment] is. Bir devletin kendi lke sindeki bir yabanc elilie atanan grevliyi tand n ve greve baladn belirten belge. ar1, [eT. a()r-- > ar ^ > {eAT} is. Ar; ac; 1] sanc; strap; illet; dert. ar2, a()r-] {eAT} is. 1. 96 miskal (yaklak 405,5 gr) tutarnda bir arlk ls birimi. 2. Para; dir hem. agrdc, [ar-t-c] {eAT} sf. Ac verici; actc; ack l; iddetli. agrg, [a()r--] {eT} {eAT} is. Hastalk; ar; sz; sanc. [EUTS] [Gabain] [DLT] agrglanmak, [ar-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Fenalamak; arlar artmak. [EUTS] agrglg, [ar-l] {eT} sf. Hastalkl; arl. [EUTS] agrk1, [a()r--k l?>T] {eT} {eAT} is. 1. Hasta; has talk. [EUTS] 2. {eAT} sf. Arl; aryan. agrk2, [a()r-k S J- ] {eAT} is. Ev eyas; eya; arlk. agrkanm ak, [ar-k-an-mak] {eT} d n l.f. [-u r] A rsndan ikyeti olmak. [DLT] agrkl, [ark-l {eAT} sf. Acyan; strap ve

fll M I RS M . 33 agsag, [a-mak (yana yatm ak, bklm ek, lanek) > a-sa-] {eT} sf. Aksak; topal. [EUTS] asak, [a-sa-k j-i-T ] {eAT} sf. Aksak; topal, agsaklk, [a-sa-k-ll / a-ak-lk {eAT} is. Aksaklk; topallk. agsam ak 1 [a-mak (kaym ak, akm ak) > a-sa-mak] , {eT} gsz. f . [ - r ] 1. Amak istemek. 2. kmak is temek. [DLT] agsam ak2, [a-mak (yana yatm ak, bklm ek, k m ek) > a-sa-mak / ak-sa-mak / a-a-mak & T/ {eT} {eAT) gsz. f . [-r ] Aksamak; / jL ljJ]

topallamak. agsanm ak, [a-sa-n-mak] {eT} f . Konumak; telaffuz etmek. [EUTS] agsrk, - [as-r-mak > asr-l ^ .jtT] {eAT) is. Aksrk. agsrm ak, [as (yans.) > as-r-mak > asr-mak / ahsr-mak / asur-mak / ahsur-mak {eAT} gsz. f . [-u r] Aksrmak, agsurm ak, [as (yans.) > as-r-mak > asr-mak / ahsr-mak / asur-mak / ahsur-mak l -i-T] {eAT} ^_r gsz. f . [-u r ] Aksrmak, agam, [a + Far. m > aham |v-'] {eAT} is. A k

ren; aryan. am . armak, [()r--mak] (a:g rm ak) {eT} gsz. f . [-r ] agta, [Ar. akide => ata aLpI] {eAT} is. Ada. 1. Armak [Gabain] [DLT] 2. Hastalanmak hasta agtarlm ak, [a-ta-r-l-mak / atlmak] {eT} e d il.f. [olmak; sayrlamak. [EUTS] [Tekin] [ETY] u r] 1. Yere vurulmak. 2. Sarslmak. [DLT] 3. Dn arnm ak1, [()r--n-mak] {eT} dnl. f. [-u r] A mek; eilmek. [EUTS] rmak; ac duymak. [DLT] agtarm ak, [a-ta-r-mak / ahtarmak] {eT} g l . f [-u r] arnm ak2, [ar--n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] hti Aktarmak; devirmek; yenmek. [DLT] mam etmek; nem vermek; zen vermek. [EUTS] agtaru, [atar-u] {eT} sf. abuk; ivedilikle; acele; agrm ak, [ar--mak] {eT} dnl. f . [-u r] Arsratle. [EUTS] mak; szlanmak. [DLT] atlmak, [a-()t-l-mak / atar-l-mak] {eT} edil. f . artm ak, [ar-t-malc] {eT} gl. f . [-u r] Ar ver [-u r] 1. Yere vurulmak. 2. Sarslmak. [DLT] mek; artmak; actmak. [EUTS] [DLT] agtnmak, [a-mak (yukar km ak) > a-()t-magrug, [our-mak > o(u)r-u [Clauson] / aru mak] {eT) dnl. f . [-u r] 1. kmak; ykselmek. 2. [DLT]] {eT} is. Kemiklerin ek yerleri; eklem, fi1 Binmek; ata binmek. 3. gl. f . karmak; ykselt agrug snggi, {eT} O m urga kem iklerinin birin ci mek. [EUTS] [Gabain] s i; birin ci omur. [DLT] agturm ak, [a-mak (yukar km ak) > a-tur-malc] agru k 1, [ag-()r-u-k] {eT} is. Hasta. [EUTS] {eT} gl. f . [-u r ] 1. Daa adrmak. [ETY] 2. Yk agruk2, [a-()r-u-mak (ar olm ak) > ar-u-k >T] see kartmak; atrmak. [ETY] {eT} {eAT} is. 1. Yk; arlk; pl prt; yol eyas. -agu, [-u / -g / ku / -k / -a-u / -e-g] {eT} y ap. e. [KPy.] 2. Masrafl olan ey; arlk. [KPy.] 3. sf. --g u . Ar. [K P y.] agruk ekmek, {eT} A r h ld e agu 1 [agu (yans.)\ (agu :) is. Bebeklerin neelendik , bulunm ak; arlam ak. leri zaman kardklar keyiflenme sz. agruklanm ak, [a-()r-uk-la-n-mak] {eT} dnl. f. [agu2, [a-u jpI] {eT} is. A; zehir [KPy.] [Gabain] u r] (Bir i veya yk) ar saymak; arsmmak. [Yknek] [EUTS] [DLT] S agu aac, {eAT} Zak[DLT] kum. | agu kurd, Kuduz b ce i. | agu kunduz, | | agrum ak, [a-()r-u-mak] {eT} gsz. f . [-r ] Arla mak. [DLT] {eAT} A ksrtc bir ot. agru, [a-()r-u] {eT} is. Hastalanma; ar; azap; agucuk, -u [agu-cuk] is. Bebekleri severken ve on strap. [EUTS] [Gabain] lar neelendirmek iin sylenir. S agucuk bebek,

131

Byd h ld e b e b e k li e zen en ; b e b e k g ib i dav ran an ,| agucuk yapm ak, (B e b e k le r iin) n eelen | d ikleri zam an agu s e si k a rm a k ; agulam ak. aguj, [a-uz / aguj] {eT} is. Memeli hayvanlarn do urduklarnda verdikleri ilk st. [DLT] agujlug, [auj-lu] {eT} sf. Azl, ilk st bulunan. [DLT] agukmak, [a-u-k-mak] {eT} gsz. f . [-u r ] Zehirlen mek; alanmak. [Gabain] [DLT] [EUTS] agul1, [a-ul JjpI] {eAT} is. Al. agul2, [aul] {eAT} is. 1. Gr tarz; zihniyet. 2. G nl. aglama, [agu-la-ma] is. Bebeklerin neeli anlarnda agu sesi karmalar; agulamak ii. agulamak1, [au-la-mak] {eT} gl. f . [-r ] Alamak. [DLT] agulamak2, [agu (yans.) > agu-la-mak] g s z .f. [-r ] [l(u)-yor] (ki ile dokuzuncu aylar arasndaki bebek iin) kendiliinden sevin belirtisi olan agu eklin de ses karmak, agullanmak, [aul-la-n-mak {eAT} dnl. f . [-u r] (Ay iin) hlelenmek; harmanlanmak, agulug, [au-lu] {eT} sf. Al; zehirli. [EUTS] [ETY] agumak, [au-mak] {eT} gl. f . [ - r ] Alamak; zehir lemek. [EUTS] agun, [Far. gn ^T] (a:gu :n ) {OsT} sf. 1. Ba aa; ters. 2. Uursuz, agunde, [Far. unde J-iT] ('a:gnde) {OsT} sf. (Pa muk yuma, yn iin) halla elinden km; atlm. agur, [Far. gr j j ? ! ] (a :g u :r) {OsT} is. 1. Tula. 2. Kerpi. 3. Kiremit, aguruk, -u [aur-uk] {eAT} is. Satran, agurak, [aur-a-k] {eT} is. Arak. [DLT] aguz, [a-uz j^pl] {eT} {eAT} is. Memeli hayvanlarn dourduklarnda verdikleri ilk st; az. [DLT] ags, [Far. gs u^T] (a:g s) {OsT} is. Ta kalemi, agz, [a-z] {eT} is. Az. [KPy.] agzanmak, [a-()z-an-mak / a-az-la-n-mak] dnl. f [-u r] Telaffuz etmek; sylemek; konumak. [Gabain] [EUTS] agzanm savg, Sylenm i sz; telaffuz etm ek. [EUTS] a1 [ag /a (yans.)] is. Alama, inleme eylemi, ar, , sz durumlar bildiren kk; a -la-m ak. a2, [eT. a > a] is. 1. p, tel vs.den dmlemek suretiyle gz gz yaplm rg; ince iplik rgs; ablatya; olun; rp; rp. 2. rmcek cinsi hay vanlarn salgladklar iplikiklerle rdkleri av yuvalar. 3. gnl. Kanal, yol, tel balantlaryla oluturulmu sistem; ebeke. D em ir y o lu a. T ele fo n a 4. m ec. Tuzak. K u rtlara a k u rm a k. 5. spor. Tenis voleybol gibi oyunlarda oyun alannn

ortasna, akrobasi hareketlerinde havadaki jim nastik aletlerinin altna, futbolda kale direklerinin arkasna gerilen file. 6. {eT} Kafes eklinde seyrek rg [Mhenn] 7. {az} Ay al; hle. [DS] 8. {az} Ara; i. [DS] 9. {az} Aa dal ve yapraklar arasna a rerek yuva yapp yaprak yiyen bcek; trtl; a kurdu. [DS] 10. {az} Tel rg. [DS] 11. {az} Tarlalar snrlayan dikenli al ve aalar; al it. [DS] fi1 a atak, B a lk tutm ak zere a la r suya indirmek.\\ aa vurm ak, (B alk iin) a g zlerin e taklmak.\\ a ayklamak, An g zlerin d e bulunan y a b a n c m ad d eleri karm ak, a tem izlem ek. | a biimi, Z a r if ve k o la y b irlem elere uy | gun dikdrtgen prizm as eklin d ek i ta la rla y ap lan sslem e. | a atm ak, K ay d rm a y a p a r a k an g z j lerin i kltm ek; a daraltmak.\\ a ekmek, A a taklm olan b a lk lar to p la m a k iin a sudan k a r m a k . | a donatm ak, B a lk y a k a la m a k iin ku l | la n la c a k a, kyda hazrlam ak. | a dkmek, B a | lk tutm ak iin tekneden suya a indirm ek. | a d | emek, B a lk tutm ak iin a suyun d ibin e indir m ek .| a gemileri, Sava z am an larn d a dm an [ gem ilerinin g iriin i en g ellem ek iin tadklar e lik a la r lim anlarn azn a g e r m e k iin kullanlan savunm a gemileri.\\ a gz, An dm leri a r a sn daki byklk.\\ a inesi, A rm ekte kullan lan tahta veya p la s tik i. | a iplii, A y a p m a kta | kullanlan d e iik liflerden rlm ip ler.| a ka | y, B a lk a d km ey e veya top lam ay a uygun a r kas d a h a g en i b ir k ay k eidi.\\ a kepe, B a lk larn kulland ad an y a p lm a se p et eklin d eki kepe.\\ a kurdu, zool. rdkleri a iin e g izlen e r e k beslen en m eyve a a la r zararls, (ITyponomeuta). | a kurm ak, B ir ku veya a v hayvann | y a k a la m a k iin a y erletirm ek. \ a kurunu, B a \ lk a la rn suyun iin de d ik o la r a k tutmak iin an alt ucuna g eirilen d elikli arlklar. | a | m antar, B a lk alarnn su iin de d ik durm asn a sa la m a k iin an st ksm na b a lan an ve su s tnde kalan ii h av a dolu ortas oyuk p la s tik h a lk a lar.,| a m an tarlar, rem e e k ille ri ve sistem atik ] teki y e r i kesin o la r a k bilin em eyen ve in san larda eitli h a stalkla ra s e b e p olan ilk el bir m an tar t r. (Hyphomycetes).\\ a rmek, A retm ek zere ipleri usulne g r e d m lem ek | a reisi, B a lk | alarn n su ya atlm as veya toplan m as sra sn d a g er ek li m an evralar yn eten kii. | a sermek, A, | e k e r e k g z leri b irb irin e k a rm a y a ca k ve d o la m a y a ca k biim d e tekneye y erletirm ek. | a serp | mek, E lle atlan d a ir e biim in deki a m erk ez y e rinden tu tarak arlkl ksm a la c a k biim d e a t m ak v e toplamak.\\ a ebeke, Btn u lar a n a su boru larn dan beslen en p a r a le l ba lan tl e h ir suyu eb ek esi. j a tabaka, Gz yu v arla n d a g rm e | sin ir ularnn m eydan a g etird i i zar. | a tonoz, | A biim in de p a r a l k esim elerd en m eydana g e ti

A rilm i g o tik m im ar tarz ton oz.| a toplam ak, b a | lk. A denizden k a rp tekneye alm ak. | a vin | ci, B alk tekn elerin d e an su dan ekilm esin i k o laylatran vin. | a yatak, F ile eklin d e rlm | ve karlkl iki a a c a b a la n a ra k kullanlan y a ta k ; ham ak. a3, [eT. a] is. Pantolon ve don gibi giyeceklerin iki bacak arasndaki gen kuma dikilerinin meyda na getirdii ekil; aplk, fi1 a am ak, {az} (K a dn lar iin) d et so n ras h am am a g id ip tem izlen mek. [DS]|| a alk, K yl kadn larn i y a p a rk en g iydikleri g en i a l uzun p a a l, ukurlu alvar. a4, [a / ak] {az} sf. Ak. [DS] aa, [Mo. ka > aa] is. 1. Toplum ve aile iinde kendisine sayg duyulan erkek. 2. Byk erkek karde; aabey. 3. (Kadn iin) e; koca. 4. Yardm eden, cmert kimse. 5. Okumas yazmas olmayan fakat kyn veya kasabann ileri gelen saygdeer kiileri. 6. Krsal kesimde byk arazi sahipleri ve zengin kimse. 7. gnl. Zalim kimse, istismarc, hak yiyen. 8. mparatorluk devrinde byk konaklarda alan hizmetilerin bakan. 9. mparatorluk d nemi devlet tekilatnda belirli mevkilere gelmi olan kiilere verilen unvan. Y en ieri a a s . 10. {az} eyh. [DS] 11. {az} Hz. Peygamber soyun dan gelen kimse; seyit. [DS] 12. {az} Sevgili. [DS] 13. {az} Kayn baba; kaynata. [DS] S aa b ayra , Y en ieri a a sn a ait b a y ra k la rd a n birisi.| aa | bl, Y enieri tekilatnda stan bu l aasnn o d a s .| aa blkleri, Y enieri tekilatn da dev | irm elerd en kurulu birlikler.\\ aa ra, D evirm e k u raln a aykr o la r a k y en i eri o c a n a aln an s a n a tk rla r^ aa divan, Y enieri aasn n b a k a n l n da toplan an kurul. | aa gediklileri, Y enieri | aasn n k a ra rg h n d a g rev li 19 kii. | aa ima | m, Y enieri o ca n d a m ed rese ren im i grm imam.\\ aa kaps, 1. Aann evi. 2. Y en ieri a a larnn a ltklar resm daire. | aa kaps zinda | n, Azl su lu larla sulu y en ierilerin h a p sed ild i i zindan. | aa ktibi, A a kapsnn y azm alarn | dzen leyen grevli. | aa paa, Vezir r tbesi ve | rilm i bulunan y en i eri aasn n unvan.| aa ya | ma, Y enieri aasn n hizm et erlerin den en dk rtbelisi. aababa, [aa+baba] is. 1. Bykbaba; dede. 2. Aa ocuklarnn babalarna hitap ekli. 3. Genel an lamda kendisi kskanlan yal ve zengin kimse. 4. Emsalleri arasnda daha gl ve kymetli olan. 5. Uygunsuz bir ite ustalk kazanm kii. H rsz larn a a b a b a s . S aababas, m p arato rlu k s a ra y tekilatn da h arem a alarn n ba. aabanu, [Ar. abn / aabn^Lil] {OsT} is. Sark iin kullanlan ince beyaz ipekli kuma; abaniye. aabei, [aa+beg-i] is. Aabey. aabey, [aga > aa+bey] is. 1. Aile iinde yaa b

n e m c E S E ii.m yk erkek karde; abi. 2. Tandk ve akrabalar ara snda yaa byk olanlar. 3. Hitaplarda bir ka ya byk erkeklere sayg ifadesi. 4. Bir meslekte, bir kurumda daha eski olanlar. 5. Bir okulda st snf larda bulunanlar, aabeylik, -i [aa+bey-lik] is. Aabey olma hli; aabey durumunda bulunmak. S aabeylik et mek, A a bey g ib i davran p birin i koruyup g zet mek. aacalk, [aa-ca-lk] (a a a lk ) is. 1. Olan evi ta rafndan gelinin erkek kardeine alman hediye elbi se. 2. Uzun sre alan iilerin ve obanlarn sz leme sreleri dolduktan sonra da cretsiz olarak almalar. 3. Bir ite alana cretinin dnda verilen bahi, aacat, [aa+at] {az} is. Tabut. [DS] aa, -c [eT. (bitki) > -a [TETZE]/ aa] is. 1. Boyu olduka yksek, dallar ve gvdesi ile geni alan kaplayan uzun yllar yaayan odunsu bitki. 2. Kereste. 3. Tahta. 4. Odun. 5. Sopa; denek; srk; direk. 6. {eT} 12.000 adm gelen uzunluk birimi; denek; fersah [Mhenn] 7. {eAT}Erkeklik organ. 8. sf. Bu tr bitkiden kesilen odun, tahta ve keres teden yaplan; ahap; tahtadan. 0 aa bal, Erik, kays, kiraz g ib i a a la r n g v d elerin d en akan y a p ka n sv; kedi bal.|| aa bask, A a k a lp la r zerin e resim ve d es en le ri k az y a ra k b a sm a k su re tiyle e ld e ed ilen b a sk ij7.|| aa bayram , lke m izde a a lan d rm a y yaygn latrm ak, a a sev gisin i a la m a k iin h e r y l dzenlenen tren. | aa | bakm, in san eliy le yetitirilm i o la n p a rk , b a h e vb. a a la r n budam a, g b re le m e ve z a ra rlla ra k ar koru n m as ilem leri. | aa bilimi, bot. B o ta | niin a a la r ilgilendiren dal. | aa biti, Yarm | kan atllard an sr a m a k su retiyle g ez en a a p a r a ziti,| aa ilei, bot. Ilm an iklim k u a n da y eti | en g lg illerd en b ir bitki ve bunun krm z ren kli ve h o kokulu m eyvesi; ahududu ; frambuaz.\\ aa de len, zool. {az} A akakan . [DS] 1 aa denizi, K o 1 c a e li ile B olu D a a ra sn d a k i g r orm an lar. | aa | engeli, A skerlikte dm an g eiin i en g ellem ek iin p a tla y c d estek li devrilm i a a la r la yol, kpr tnel v e g e it g ib i y erlerin kapatlmas.\\ aa ful, bot. B a h e le r d e y etitirilen iri bey az i ek li a a k, (Philadelphus)\\ aa gs, {az} K k n a r a a cn d a biten v e y en en b ir m an tar tr. [DS]|| aa ham uru, K t retim inde kullanlan lifli m ad d e .| aa hatm i, bot. E b eg m eci fam ily asn d an | g sterili i ek le ri s e b e b iy le p a r k ve b a h ele rd e y etitirilen k s a boylu a a k, (H ibiscus syriacu s).| aa iilii, A haptan y a r a r la n a r a k kap, | p en c er e, tavan ve m ob ily a la rd a y a p la n s sle m e c i l i k aa k abartan, {az} 1. I lk ilk b a h a r rzgr. 2. A a kab u klarn yiyen ve un h lin e g e tiren b ir kurt. [DS]|| aa kaplam a, n ce ah a p lev h a la r y a p tr la ra k y a p la n s slem e z'ji.|| aa

133

AA

karas, B az a a la r d a n szan koyu zam k.| aa | kavunu, bot. B uruuk ve kaln kabu klu m eyvele rinden r e e l ve e k e rlem e y aplan , y a z k y e il y a p ra kl olu p A kdeniz kys bulunan lk elerd e y e tien o rta boylu b ir a a , (Citrus m edica). | aa | korunmas, A alarn z a r a r g rm esin e s e b e p olan taban suyu, to p rak sktrm as, y a ra la n m a ve z a ra rlla ra kar aln an tedbirler.\\ aa km r, Odunun y a klm a s su retiyle eld e ed ilen y a k a c a k maddesi.\\ aa kulak, {az} 1. K a r a sa ba n n iki yan n a taklan ve kazlan top ra iki y a n a atan a a p a r a s. 2. H ayvan a y k s a rlr k e n ip g e ir i len sem erin iki yan n d a bulunan a a kntlar. [D S]|| aa kurbaas, zool. A a la rd a y a a y an kk yapl, uzun b a ca kl, kuyruksuz b ir ku rb a a tr, (H yla a rb o re a ).|| aa kurdu, A alarn s e llozunu k em ir ere k beslen en kurtuklar. | aa | m antar, A a la r zerin de y etien bazitli m an tar tr. | aa minesi, bot. B a h e le r d e y etien y a p r a | oyuklu ve k arlkl eflatun veya m avi iek li trm anc trl bitki, (Lan tan a camara).\\ aa ol mak, 1. B irin i uzun s re a y ak ta beklem ek. 2. Uzun s re a y ak ta durm ak. | aa sakz, Reine.\\ aa | snr, Y kseklere ve kuzeye d oru g id e r e k a a la rn azald ve boylarn n k sald c o r a fi n okta lardan g eti i varsaylan izgi. | aa akay, | bot. lk b a h a r d a koru lu k y e r le r d e krm z ve beyaz i ek le r a a n y a b a n ie i. (A nem one coronaria).\\ aa ua, {eATj al rp .| A a ya iken eilir. | nsan a lk an lk la r k k y a la r d a kazanr, eitim i d e bu d n em d e b alam ald r. | aa yong, {e l } | Dlger. [Mhenn] aa, [aa-] {eAT} is. A a kesen; oduncu, aak, - [aa-ck] is. Sap dibinden itibaren dal lara ayrlan, boyu bir metreyi amayan odunsu bit kiler. aalk, - [aa--lk] is. A a yetitirme ii. aadelen, [aa+del-en] is. Aakakan, aakakan, [aa+kak-an] is. zool. Aa kabukla rndaki bceklerle beslenen gagas gl ve trma nc bir ku, (Picus). aakesen [aa+kes-en] is. zool. Trtl biimindeki larvas bitkilerin yapraklarn kemirerek zarar veren kara gvdeli, sar karnl, zar kanatl bcek, (H ylotoma). aalama, [aa-la-ma] is. 1. Aalandrma. 2. Ham bakr, inko ve kalayn tane kltme ilemi sra snda odun koyma ilemi, aalamak, [aa-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()-y o r] 1. Aalandrmak. 2. Tahta ile kaplamak. 3. {eAT} So pa ile dvmek, aalandrlma, [aa-la-n-dr-l-ma] is. Aa diki lerek yeillendirilme, aalandrlmak, [aa-la-n-dr-l-mak] edil. f . [-r ] Aa dikilerek yeillendirilmek.

aalandrm a, [aa-la-n-dr-ma] is. Yangn ve ke sim gibi sebeplerle yok olmu orman bitkileri yeri ne yeniden aa dikerek yeillendirme ii. aalandrm ak, [aa-la-n-dr-mak] gl. f [-r ] Bo ve plak araziyi, yol ve bahe gibi yerlere aa dikerek yeillendirmek, aalanm a, [aa-la-n-ma] is. Aal hle gelme ii; aala kaplanma, aalanm ak, [aa-la-n-mak] dnl. f . [-r ] Aal hle gelmek, aalarla donanmak, aalam a, [aa-la--ma] is. 1. Aalamak ii. 2. Don olduu zaman cam zerinde aa eklinde dal l kristallerin olumas. 3. Metalrjide maden filiz lerinin yzeyinde veya iinde grlen aa ekilli desenler. aalam ak, [aa-la--mak] dnl. f . [- r ] 1. Aa hline gelmek. 2. A a kadar bymek. 3. (Yeil tketilen bitkiler iin) kartlamak, aal, [aa-l] sf. Aac bulunan, zerinde veya kenarnda aalar bulunan, aalk, - [aa-lk] is. 1. Aa kmesi; koru. 2. zeri aalarla rtl yer. aas, [aa-s] sf. ve is. Ykseklii ok olmayan, dibinden dallanan odunsu bitki, aasl, [aa-sl] sf. 1. Aala ilgili; aaca ilikin. 2. Aalardan meydana gelen, aasz, [aa-sz] sf. (Y er iin) aa bulunmayan; plak. aabet, [ak + Ar. 'akbet (son)] {az} is. Hayrl son; iyi biti; akbet. [DS] aal1, [al / aal] {azjis. Aa yaplan al. [DS] aal2, [Far. l JliT] (a :g a :l) {OsT} is. 1. Darltma. 2. Kkrtma. 3. Al. 4. Ar kovan. 5. inemeden yutma. aalam ak, [aa-la-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [-l()-y o r] Zenginlemek. [DS] aalanm a, [aa-la-n-ma] is. Byklenme, aalk tas lama. aalanm ak, [aa-la-n-mak] dnl. f . [ -r ] Bbrlenip caka yapmak; aalk taslamak, aalk, - [aa-lk] is. 1. Aa olma hli. 2. Aa olan kimseden beklenen davran; balama, cmertlik, koruyuculuk, olgunluk. 3. {az} Dn zaman, kz babasna olan tarafnn verdii para. [DS] 4. {az} Hamamlarda zenginlerin soyunaca kafesle b lnm bir kiilik blme. [DS] 0 aalk etmek, 1. B irin e iyilik etm ek, byklk g sterip c m erte davranm ak. 2. {az} B ah i verm ek. [DS]|| aalk hakk, m p arato rlu k d evrin de has, z ea m et v e tm ar g ib i d irlik sah ip lerin d en birinin lm zerin e ta s a r r u f hakk b a k a birin e d ev red ilirken a lm an p a ra]] aalk taslam ak, A a olm ad h ld e a a g ibi davran m ak; bb rlen m ek,| aalk tevcihi, m p ara | torlu k d n em in de d ev let g rev lilerin e veya sav a ta

AA y a ra rl olm u b ir a s k e r e b ir tm ardan a a lk veril m esi. aali, [Far. li jilL i] (a :g a :li ) {OsT} is. Sald rya kkrtma, aan aac, [? aan + aa()-] is. t. bot. Zakkum, -aan, [-a-an > -e-gen / -een / -aan] yap. e. -* agan. aande, [Far. ande ojuil] (a ;g a n d e) {OsT} sf. 1. (Yastk, minder vb. iin) tepip sktrlarak doldu rulmu. 2. is. Bir tr zehirli rmcek; by. aani, [Ar. uniyye > an ^U-l] (aa.ri:) {OsT} is. arklar; trkler; nameler; melodiler, aant, [ak > a-(a)nt] {az} is. Stn stnde top lanan kaymak. [DS] aar, -rr [Ar. aarr] {OsT} sf. 1. Ak tavrl, sami mi. 2. (At iin) alnnda beyaz benei olan, aar, -rr [Ar. urre (atn aln n daki bey az lek e) > aarr J-\] {OsT} sf. 1. (At iin) alnnda beyaz benek bulunan. 2. Beyaz; ak. 3. Davranlarnda ak ve samimi olan. 4. Asil; erefli; alicenap, aaran, [ak > aar-mak > aar-an] {azf is. 1. St ve st rnleri. 2. Uzaktan ok az seilebilen beyazlk ya da k. [DS] aaranlk, [ak > aar-an-lk] {az} is. Kei, koyun gibi st veren hayvanlar. [DS] aargan, [ak > aar-mak > a-ar-gan] {az} sf. 1. Rengi umu; aarm; solmu. 2. Aarmaya ba lam. [DS] aark, - [ak > aar-k] sf. Rengi solarak aklam, aarm a, [ak > a-ar-ma] is. Renk solmas, aklama, aarm ak, [ak > a()-ar-mak] gsz. f . [-r ] 1. Beyaz lamak; aklamak; bembeyaz olmak; beyazlanmak; beyazlamak. 2. Rengi solmak, umak; krlla mak; krlamak. 3. (Gne iin) domadan nce Dnyay aydnlatmaya balamak. 4. {az} (Ekinler iin) olgunlamaya balamak. [DS] aart, [aar-t] is. 1. Bir yerde veya eya zerinde beliren aklk; hafif beyazlk. 2. {az} St ve st rnlerinin genel ad; ayran; katk; kesmik; 'kay mak; kurut; st. [DS] 3. {az} Uzaktan ancak sei lebilen beyazlk ya da k. [DS] 4. {az} Yara ya da bann zerinde grlen beyazlk. [DS] aartm a, [aar-t-ma] is. 1. Rengini ama ii. 2. Kim yasal maddeler kullanarak dokuma ve kt rn lerinin rengini giderip beyazlatma ii. 3. {az} Sa rmsak, tuz, eki ve zeytinya karm ile hazrla nan sos. [DS] 4. Aartlm nesne, aartm ak, [aar-t-mak] gl. f . [-r ] Aarmasn sa lamak, beyazlatmak. aate, [Far. aten (bu lam ak) > ate *xT] (a :g a te) {OsT} sf. 1. Bulam; bulak. 2. Islanm; slak. aavat, [T. aa Aalar.

ie i M iS M .

Ar. t

oljli-T]

(a g a:v a:t) {OsT} is.

aayan, [aa + Far. yn > yn o^ U l] (a :g a :y a :n ) {OsT} is. Aalar, aayan, [T. aa + Far. -n OLIM] (a g a :y a :n ) {OsT} is. 1. Aalar. 2. Eskiden saray, tarikat gibi kurulu lardaki yneticiler. S agayn- Bektaiyn, K a p kulu ask erlerin d en p iy a d e snf olan y en ierilerin st r tbed eki kum an dan larna, a a la r n a verilen ad. aayane, [T. aa + Far. -yne ^.U-T] (ag ay a:n e) {OsT} zf. Aaya yakr; aa gibi; aaca, aaz, [Far. ziden (ba la m a k) > z jl i - T ] (a :g a :z ) {OsT} is. 1. Balama. 2. Balang. S aaz etmek, (Sz, m usiki vb. iin) balamak.\\ aaz- destan, D esta n a b a la m a ; m esn ev ilerd e s e b e b - i t e lif bl m nden so n r a g elen a s l kon uya b a la m a ; hikyeye balam a. aaze, [Far. ze jltT] (a :g a :z e) {OsT} is. Mzik balangc; fasl ncesi giri, aazgh, [Far. zh olifjliT] (a :g a :z g :h ) {OsT} 1. Balama yeri ve zaman; mene. 2. g k b. Eskiden, dokuzuncu gk; felek-i atlas. 3. Her eyin balan gc olarak Tanr, aazkr, [Far. z-kr jlS 'jlt l] (a :g a :z k :r ) {OsT} is. Balang. aba, [Ar. b Lil] (a g b a :) {OsT} sf. 1. Daha koyu; en koyu. 2. Daha kt; en kt. aban, [ak / a + Far. ban (dam )] {eAT} is. Ak adr. fi1 agban iv, {eAT} Byk a d r ; ota. abani, [Ar. abn ^ L ^] (a b a .n i;) {OsT} 1. oun lukla sark iin kullanlan ince ipekli kuma; abani. 2. Bu kumatan yaplm giyecek, aba, [ak-ba / a+ba] {az} is. Hastalk nedeniyle tanelerinin ii dolmayan, ilenmemi buday baa . [DS] abenek, -i [ak+benek > abenek] is. zool. Arpa yapraklarnda grlen kahverengi a biiminde grnts olan askl mantar hastal, (P yrenoph o ra teres). abeneklilik, -i [a+ben-ek-li-lik] is. Abenekli ol ma durumu, aber, [Ar. ber _*!] {OsT} sf. ok tozlu, abes, [Ar. bes <j~^\] {OsT} sf. Kl rengi, abiya, [Ar. gabi > biy LJ>I] (a g b a :) {OsT} is. Ka ln kafallar; ahmaklar; budalalar, abrek, [a+brek] is. Yrk uvallarndaki drt gen motiflerin ounlukta olduu bir ssleme tr, aca, [a-ca] {eAT} sf. 1. Aka; biraz ak. 2. is. Atn alnndan burnuna doru inen beyazlk; aktma. 3.

1 H 0 H W ( .1 3 5

AF nn direnci; akmazlk; adallk; viskozite. 4. {az} rahane. [DS] adam, [a-dam] {eT} is. Boyunduruk [Mhenn] adk, - [a-dulc > a-dk] is. 1. Eksiklik; hata; kusur. 2. {az} Minnet. [DS] 3. Ktlk. 4. sf. B o zuk; hatal; kusurlu. 5. etin; sarp; ar. 6. {az} (Kii iin) yaramaz; srnak; densiz; mnasebetsiz; nadan. [DS] 7. {az} (Ayakkab, orap vb. giyimi iin) yanl; deiik. [DS] 8. {az} (Sz iin) yak ksz; yersiz. [DS] 9. {az} Dengesi bozuk; bir ta rafa doru eik. [DS] 10. {az} (Koku iin) ar; pis. [DS] adk adk konumak, {az} Yksek sesle, bararak konumak. [DS] | adk boaz, | {az} Obur; pisboaz. [D S]|| adk gelmek, {az} Yksek gelmek. [DS] adrk, - [a-dr-lc] {az} sf. 1. (Yk iin) denge siz; dengesi bozuk. 2. Kusur. 3. Tepenin arkas; grnmeyen yan. 4. Ne oldum delisi; mark; ki birli. [DS] fi1 adrk olmak, Birine y k olmak;

Siyah ve beyaz beneklerin meydana getirdii alaca renkli. [DS] S aca ferikler, E rzurum-Kars y re

sinde kzlar tarafndan oynanan bir trkl bar.


acam, [a-ca-m] {eAT} sf. ve is. - * aca, acarak, - [a-ca-rak] {eAT} zf. Beyaza yakm; be yazms; aka, ac, [a-c] is. 1. A yapan veya satan kimse. 2. Balk teknelerinde a atan veya toplayan kimse. 3. Ala balk avlayan kimse, ack, - [a-ck] is. 1. Kk a. 2. bot. Palmiye lerde yaprak ve iek knn saran lifler, aclk, - [a-c-lk] is. A yapma veya a ile balk tutma ii. ada, [Ar. akide => ada] is. Pekmez veya ekerli suya limon katlarak kaynatmak suretiyle yaplan macun. 0 ada yapm ak, Vcuttaki istenmeyen

kllar veya tyleri ada yaptrarak koparmak, temizlemek. adac, [ada-c] is. 1. eker, tatl ve helva gibi yi
yecek maddelerini i yerinde kendisi hazrlayan kimse. 2. Vcut kllarn ada ile temizleyen kii. 3. mec. nsana ikence edercesine can skan kii, adalandrma, [ada-la-n-dr-ma] is. 1. Adal hle getirme. 2. Abartma; mbalaa etme, adalandrmak, [ada-la-n-dr-mak] gl. f. [-r] 1. Bir tatlnn erbetini adal hle getirmek. 2. Abar tl anlatmak, mbalaa etmek, adalanma, [ada-la-n-ma] is. 1. Adal hle gelme. 2. Ada bulama. adalanm ak1, [ada-la-n-mak] e d l . f [-r] 1. Adal duruma getirilmek. 2. dnl. f. (Tatl veya erbet iin) koyu ada hline gelmek; koyulmak; kvam artmak. 3. {az} Bbrlenmek; kendini naza ek mek; ar satmak. [DS] adalanmak2, [ada-la-n-mak] dnl. f. [-r] Ada bulamak. adalama, [ada-la--ma] is. Adal hle dnme, adalamak, [ada-la--mak] dnl. f. [-r] (Tatl ve erbet iin) kaynatma srasnda koyuluu artarak ada hline dnmek, adalatrm a, [ada-la--tr-ma] is. Ada durumuna getirme. adalatrm ak, [ada-la--tr-mak] gl. f. [-r] Tatl larn erbetini bilerek koyulmak suretiyle ada du rumuna getirmek, adal, [ada-l] sf. 1. (Tatl erbeti iin) koyulap ada hline gelmi. 2. dbl. (Anlatm iin) sk kulla nlmayan kelimelerle veya mantk asndan zor anlalr cmleler kullanlarak yaplan. S adal kfr, ok ar hakaretler dolu svme; okkal k

ar grev stne bir de kendi iini yaptrm aya kalkmak. adrkl, [a-dr-k-l] {az} sf. 1. (Yk iin) denge
si bozuk. 2. (Kii iin) aksak; topallayarak yr yen. [DS] adrm a, [a-dr-ma] is. Adrmak ii. ad rm ak 1, [eT. a-malc (eilmek, sarkmak, inmek) > a-dr-mak] gsz. f. [-r] 1. (Yk iin) yk hayvan larnda bir taraftaki ykn dierinden daha ar olmas sonucu o tarafa doru yatmak veya devril mek. 2. (Terazi kefesi iin) tart srasnda kefeler den birinin daha ar olmas sebebiyle aada kal mak; ibre dengede olmamak. 3. {az} Topallamak. [DS] 4. gl. f. {az} Bir eyi emek; bir yana doru meylettirmek. [DS] 5. {az} Ar basmak; kert mek; bozmak. [DS] 6. {az} (Su iin) bakasna yklemek. [DS] S adran yandan aslmak, Gn

lk hayatn skntlar iinde bunalm hlde iken birisi yeni bir sknt daha ortaya karmak. Anne oyuna gitm ek iin spor ayakkablarn soran ocu una kr: -Akam a yem ek yetiecek; adran yandan aslm a. | adr dr yrm ek, {az} | Topallayarak glkle yrmek. [DS] adrm ak2, [eT. a-dur-mak (ykseltmek) > a-drmak] gl. f. [-r] 1. Bir destek veya serene bala
mak suretiyle yukarlara trmanmasn salamak. Asmalar ardaa adrd. 2. {az} Havaya do ru kaldrmak; ykseltmek; omuzlara almak. [DS] 3. {az} (Sr iin) otlatrken yamaca doru salver mek. [DS] 4. {az} Yneltmek; ynlendirmek; tev cih etmek. [DS] adiye, [Ar. d > adiye <v.-Ltl] {OsT} is. Gdalar; yenilecek iilecek eyler, afer, [Ar. afer y il] {OsT} sf. Affeden. S agferlgafirn, Affedenlerin en ok affedeni; Allah.

fr; sunturlu kfr.


adalk, - [ada-lk] sf. 1. Ada yapmaya ayrlm olan. 2. Yalnzca pekmez retilebilecek nitelikteki zm. 3 .fz. Dzgn alcl ve trblanssz bir sv

AI

IHIIMS SOM. e
allanma, [al-la-n-ma] is. Ala girme veya bir araya toplanma, allanmak, [al-la-n-mak] dnl. f. [-r] 1. (Sr iin) toplanarak ala girmek. 2. (Sr iin) ala girmi gibi bir arada toplanp beklemek. 3. (Ay iin) etrafnda beyaz halka olumak; hlelenmek. 4. {az} bann evresi ember biiminde kzarmak. [DS] am, [a-m] {az} is. Ayan parmaklar ile bilek arasnda kalan tmsek ksm. [DS] aml, [a-m-l] {az} sf. (Ayak iin) st ok tmsek, am fazla. [DS] an, [a-n] {eT} sf. 1. Dilsiz. [Mhenn] 2. {az} Yal; ihtiyar. [DS] 3. {az} Daha fazla. [DS] 4. {az} is. Ak; sevda. [DS] anma, [a-m-ma] is. (Hayvanlar iin) ayr veya yumuak toprak zerinde yatp yuvarlanma ii; a nama. anm ak1, [a-mak > a-m-malc] {eT} dnl. f. [-ur] Yukar kmak. [Mhenn] anmak2, [a-m-mak] dnl. f. [-r] {az} 1. (At ve eek vb. iin) ayrlk veya yumuak toprakl yer lerde yatp yuvarlanmak suretiyle srtn kamak; anamak. 2. (Soukta donan ve birden scaa tutu lan eller iin) ok szlamak. 3. Rengi umak; benzi solmak. [DS] anmak3, [a-m-mak] dnl. f. [-r] {az} Alktan lmek. [DS]

-a, [-a- > -a / -ei] yap. ek. sim kk ve gvde lerinden isim treten ek: a-a, ka-a, kz-ei >

ks-ei.
a'1 [a-] {eT} is. 1. briim giyim; ipek elbise [M, henn] 2. Altn ve gm srmal ipek kuma. a2, [eT. au > au > a] is. Zehir; baldran; sem; siyanr; toksin; zkkm. S a aac, {az} Zak kum. [D S]|| a barda, {az} Sinirli; aksi; titiz. [D S]|| a bcei, amkesen bcei .| a als, | {az} Zakkum. [D S]|| a alm ak, {az} 1. Zehir

lenmek. 2. Aclamak; bozulmak; zehirlemek. 3. Bir eyin zerine zehir srmek. [DS]|| a iei, {az} Zakkum. [DS]|| a gibi, 1. ok ac, keskin (yiyecek). 2. nsan ar derecede zen (sz). | a ] imek, 1. Zehir imek. 2. ok ac bir ey imek .| | a kurdu, spanyol sinei (Lytta vesictora ).|| a otu, bot. Maydanozgillerden gvdesi mor benekli, ok paral byk yaprakl, emsiye biiminde k k beyaz iekler aan, tohumlarnda zehirli bir alkaloit bulunduran yksek gvdeli otsu bir bitki; baldran, (Conium maculatum ),|| asn almak, {az} Acsn gidermek; szsn dindirmek. [DS] ack, - [a-ck] {az} is. bot. Zakkum. [DS] al, [eT. a-l / eA T a-ul] is. 1. Koyun ve kei s
rlerinin etraf it evrili gece barna; aal; avul; ayil. 2. Ayevi; hle. 3. gnl. Sr. 4. {az} Eve ya kn yerde etraf itle evrili sebze bahesi. [DS] S al tutm ak, {az} 1. Tarlann kenarlarm dikenli

allarla evirmek. 2. Hayvanlar iin ak havada barnak hazrlamak. [D S]|| al olanlar, m para torluk dneminde kasaplara ve celeplere yardm eden esn a f grubu.\\ al yapm ak, Biilen ekini, ya da msr st ste demetler hlinde koyarak ay gibi yerletirmek. alama, [a-la-ma] is. A vererek zehirleme, alamak, [a-la-mak] gl. f. [-r] 1. Zehirlemek. 2.

ar, [eT. a-mak (ar gelmek) > a-ar > a-r > a r] sf. 1. Hafif olmayan; yerinden zor oynatlan; tart bakmndan arl ok olan; battal; sakil. {eT} (ayn) [Mhenn] 2. Tanmas, kaldrlmas g olan. 3. (Hz iin) yava. 4. (Kii iin) hareketleri yava olan. 5. ( iin) yaplamayacak derecede g. 6. (Sz veya davran iin) nezaket kurallar dna kan; onur krc; yaralayc. 7. (Hastalk iin) salk asndan tehlikeli olan; vahim. 8. (Ki Yiyecek ve iecek maddesinin iine zehir koymak. i) davranlar dengeli; ciddi; olgun; terbiyeli; otu 3. Bitkileri ve hayvanlar zararllara kar ilala rakl; akl banda. 9. (Yemek iin) sindirilmesi mak. 4. mec. Aldatmak, yanl ynlendirmek, g. 10. (Eser iin) anlalmas zor ve karmak alanma, [a-la-n-ma] is. Zehirlenme, olan. 11. (Eya iin) deeri ok; pahal. 12. (Koku alanmak, [a-la-n-mak] {az} dnl.f. [-r] 1. Ze iin) keskin ve rahatsz edici. 13. Younluu yk hirli olduunu bilmedii bir eyi yiyip imek su sek. 14. ap ve boyutlar byk. 15. (Uyku iin) retiyle zehirlenmek. 2. edil. f. Biri tarafndan zehir derin; evreden habersiz olan. 16. (Kulak iin) lenmek. [DS] iitme gl olan. 17. etin. 18. {az} (Kii iin) alatm a, [a-la-t-ma] is. Alama ii yaptrma, saygdeer; erefli; itibarl. [DS] 19. zf. Arln alatm ak, [a-la-t-mak] gl. f. [-r] 1. Zehirleme hissettirecek biimde. 20. Kiinin dayanma gcn iini bir bakasna yaptrmak. 2. lalama yaptr aacak derecede. 21. Yava olarak. <5 ar ar, mak. Yava yava; sakin sakin. | ar aksak, P ek yava; | ab, [a-l] sf. Yapsnda zehir bulunan veya iine dzensiz olarak; gecikm eli .| ar aksak sema, | zehir katlm. S al bitkiler, Yapsnda bulunan Trk mziinde dokuz zam anl alt vurulu yava zehirli madde ile yiyenleri zehirleyen bitkiler.\\ al tempolu kk bir usul. | ara satm ak, ok naz | bcek, Knkanatllardan m aden parla k renkte etil lanmak, deerini olduundan fa zla gstermek.\\

bir bcek. (Carabus).


allamak, [al-la-mak] {az} gl. f. [-r] Sry samak zere ala kapamak. [DS]

ar ayak, {az} 1. D oumu yakn hamile kadn. 2.

Tembel; vurdumduymaz. 3. Yava yava; ar ar. [D S]|| ar ayak gn, {az} K utsal gn. [D S]|| ar

O l M M S flM .1 3 7

AI

basm ak, 1. Yk o la r a k d a h a a r g e lm e k 2. E tkisi d a h a o k olm ak. 3. Nfuzlu olm ak. 4. stn g e l m ek.| ar canl, {az) 1. (K adn iin) dou rm as | yakn. 2. Tem bel, uyuuk; g e d av ran an ; ihm alkr. [D S]|| ar canllk, T em bellik; yuukluk.\\ ar ekim, G sterim sra sn d a asln dan d a h a y a v a o y n a taca k e k ild e z e l ekim y n tem i.| ar ek | mek, T artda d a h a a r gelm ek. | ardan almak, | 1. B ir ii gnlsz y apm ak. 2. Nazlanmak.\\ ar davranm ak, Yeteri k a d a r nem verm em ek. | ar | deniz, D a lg a la r a ra sn d a byk u ku rlu klar m ey d an a g etiren ve g em iyi y p ratan fr tn a l denizin durumu. | ar dil kullanmak, K rc, sert ve kl | tc s z le r sylemek.\\ ar divan rah t, Altn ile m eli uzun ey e r rts. | ar dolu, (K rek eki | iin) k rekleri su ya d erin ce d a ld r a r a k y a v a y a v a vcut h am lesi ileyaplan.\\ ar duym ak (iitmek), itm e o rg a n larn d ak i rahatszlktan d olay az iit m ek.| ar elli, 1. Vurduu zam an etkisi fa z l a olan. | 2. {az} B orcun u g e d ey en ; elinden k olay k olay p a r a km ayan. [D S]|| ar ellilik, E li ile vuruldu unda etkisinin fa z l a o lm a durumu. | ar endam | fstk m akam , a rg o. Yava ve a c e le etm eden ; s a l lan arak ; istifini bozmadan.\\ ar engini, {az} Nezle. [D S]|| ar gel, arg o. Yava ol, haddin i bil; ayan d en k al. | ar gelmek, 1. Sz ve dav ran | lardan onuru y a ralan m ak. 2. Gcnn stnde bil ile karlamak.\\ ar gitmek, N orm al tem posun dan d a h a y a v a a lm a k ; y a v a y a p m a k ; a k s a m ak,| ar gn, {azj K u tsal gn. [D | S]|| ar hapis cezas, huk. Alt ay g e e n btn hrriyeti ba lay c cezalar.\\ ar hastalk, Durum u cid d i ve tehlikeli hastalk.| ar hidrojen, ek ird e in d e b ir ntron | bir p ro to n bulunan ve D teryum a d verilen H id ro jen in izotopu.\\ arna gitmek, Z oruna gitmek, krlm ak, gcenm ek. | ar i, alm a a rtla r z o r | ve tehlikeli !.|| ar ii, 1. Z or ve teh likeli ilerd e alan ii. 2. arg o. G en elev kadn.\\ ar ka mak, Sayg snrn a a c a k d e r e c e d e krc kon u m ak,| ar kanl, D av ran lar insan b e z d ire c ek | k a d a r y a v a olan. | ar konumak, Birinin onuru | nu k r a c a k veya onu k k d recek s z le r s y le m ek; h a k a ret etm ek. | ar kayp, o k f a z l a lm | ve y a ra la n m a olmas.\\ ar kre, je o l. Dnyay m eydana g etiren k atm an lardan en ite bulunan sc a k ve a r ksm .| ar lokma, Altndan k alkl| mas ve b a a rlm a s g b ir .|| ar misafir, nem verilen, s a y g d e er misafir.\\ ar otlatm a, B ir m era otunun y arsn d an ounun hay v an lara yedirilmesi.\\ ar para cezas, huk. M iktar f a z la olan p a r a cez a s.| ar sanayi, ekon. retim a r a | larn, m akin e y a p a n m ak in eleri reten sanayi. | | ar semai, miiz. K la s ik Trk m ziinde birinci, ikinci ve drdn c m sralar ayn, m eyan a d v eri len nc m sra d e iik m ak am d a b esteli a r b ir usul. | ar sklet, B az s p o r d a lla rn d a k ilo c a en |

st k a d e m e d e bulunan kategori. | ar sz, S ayg | snrm a a c a k d ereced e, krc, g cen d irici s z ; hakaret.\\ ar su, kim. H idrojen in izotoplarn dan olan D teryum ile O ksijenden m eydan a g elen su ren k ve kvam n da bileik ; D20 | ar su, huk. | Crm. | ar taban, {az} T em bel; vurdum duy | maz. [D S]|| ar tav, {az} S rerken topra s a b a n a y a p a c a k k a d a r am u r h lin d e olan tav. [D S]|| ar top, 1. ap 105 mm 'den byk o la n a teli s i lah. 2. m ec. Toplum da sz g een , etkisi olan k ii; nfuzlu k ii.| ar toprak, Srlm esi z o r bnyesin | d e y zd e otuzdan f a z la kil bulunduran toprak. | a| r uyku, K o la y c a u y an lm ayacak k a d a r dalgn ve derin uyku. | ar ya, Gres. | arbal, [ar+ba-l] sf. 1. (Kii iin) ll davra nan, olgun; ciddi; vakur; dingin; dlek; efendi; mteenni; rabtal; temkinli; vakarl; vakur. 2. (E l bise iin) klasik llerde olan, gze batc, yadr gatc olmayan, arballk, - [ar+ba-l-lk] is. Saygnlk, soylu luk kazandran, olgunluk duygusu veren davran lll; vakar; onurluluk; ciddiyet; arlk; cid dilik; oturakllk, aruk, [aur-ak > ar-uk] {eT} is. Arak. [Mhenn] ardan, [ar-dan] zf. Yava ve dikkatli olarak, arkanh, [ar+kan-l] sf. ve zf. Yava hareket eden, uyuuk. arkanllk, - [ar+kan-l-lk] is. Yava davran ma; uyuukluk, arlam a, [ar-la-ma] is. 1. Misafire ikramda bulun ma; sayg gsterme; itibar etmek. 2. Baz halk oyunlarnn ar oynanan ilk blm. 3. mz. Klasik Trk mziinde Yrk aksak olan ritmik biim. 4. Halk mziinde, dnlerde gelin veya damat kar lamalarnda alnan kvrak hava. 5. Orta oyunun da, oyun balamadan nce zurna ve ifte nara ile alman para, arlam ak, [ar-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l() -yor] 1. Misafire itibar edip ikramda bulunmak; elendir mek; ikram etmek; izaz etmek; kabul etmek; konuk etmek; konuklamak; misafir etmek; ululamak. 2. Sayg gstermek, arlanm a, [ar-la-n-ma] is. 1. Arlanmak ii. 2. Kendisine ikram edilme, arlanm ak, [ar-la-n-mak] edil, f i [-r] 1. Arla mak ii uygulanmak. 2. Misafir olduu yerde sayg ve itibar grmek; kendisine ikramda bulunulmak, arlam a, [ar-la--ma] is. Arlamak ii; ar du ruma gelme. arlam ak, [ar-la--mak] d n l.f. [-r ] 1. Arl artmak. 2. m ec. Hz ve temposu yavalamak. 3. ler ba edilemez hle gelmek. 4. (Hasta iin) du rumu ktlemek. 5. (Hamile kadn iin) doumu yaklamak. 6. Hareketlerinde dikkatli ve ll

AI

T M llC tS O M .
arsak2, - [arak > arsak] {az} is. Koyunlarm dourmaya yakm ien memesi. [DS] arsam a, [ar-sa-ma] is. Arsamak ii. arsam ak, [ar-sa-mak] gsz. f . [ - r ] [-s() -y o r] 1. Birine istemediini belli edecek ekilde souk dav ranmak. 2. Yava davranmak; savsaklamak. 3. Kendi grevi olmadn dnmek; yksnmek. 4. {az} (Yiyecek iin) kokmaya, bozulmaya yz tutmak. [DS] arsm m ak, [ar-s-n-mak] {az} dnl. f. [-r ] 1. Bir ii ar bulmak; ar saymak. 2. Yksnmek; angarya saymak. 3. Hakaret saymak; arna git mek; alnmak. [DS] arak, - [e l ar-ak > ar-alc] is. 1. Her trl yass ve deirmi nesne. 2. Deirmen, kirman, ka n, adr gibi alet ve dzeneklere arlk merkezini aa indirmek amacyla taklan ortas delik arlk diskleri. 3. Meme ucunu evreleyen koyu renkli dairesel ksm. 4. bann etrafnda beliren yuvar lak sertlik. 5. adr direinin tepesine konulan de irmi balk. 6. Diz kapa kemii. 7. Emzik ile ie arasna konulan plastik yuvarlak. S arak ta, S a a tlerd e ba lan s stndeki m aay la ba lan t y sa la y a n itm e trna. araklanm a, [arak-la-n-ma] is. Araklanmak ii. araklanm ak, [arak-la-n-mak] dnl. f. [-r ] 1. Arakl hle gelmek, arak taklmak. 2. bann etrafnda yuvarlak bir sertlik olmak. 3. (Ergenlik dnemine giren kz ocuklar iin) gsleri by meye balamak, a, [a-] is. Ama, yukarlara kma ii ve biimi, atrm ak, [an-mak > an--tr-mak > a-tr-mak] {az} gl. f. [-r ] 1. st kapal anlatmak; ima et mek. 2. Dolaysyla duyurmak. [DS] at1, -d [a-mak (alam ak) > a-t] is. 1. lnn ardnda onun iyiliklerini sayan vgl iir; alama; deme; mersiye; sau. 2. Toplum zerinde byk etkisi olan felaketler iin yazlm iir. 3. gnl. A layp szlama; dvnerek feryat etme. 4. Gelin gi den kzm ardndan alaarak sylenen iir. 5. Be bein yksek sesle ve uzun uzun alamas. 0 at etmek, {az} B ir lm dolay sy la s rekli alam ak. [D S]|| at koparm ak, B ir lm d olay sy la s rekli alamak.\\ at tutm ak, lnn ardndan m akam la vc s z le r sylemek.\\ at treni, r a n d a Hz. P eygam berin torunlar H aan ve H sey in in katli y l dnm lerin de dzenlenen dvnm e tren leri. | | at yakm ak, B ir lm veya a ck l o la y iin iir sylemek.\\ at yitirm ek, {az} A ckl bir olay a la y a a la y a anm ak. [DS] at2, [an > a-t] {az} is. ki tarlay birbirinden ay ran set; an. [DS] at, [ang-ut] {az} is. zool. Bir tr rdek; angt. [DS]

davranr olmaya balamak. 7. (Hava, ortam vb. iin) skc ve bunaltc hle gelmek. 8. i karar mak, karamsarlamak. 9. (Yiyecek iin) bozulmaya yz tutmak. 10. (nsan organlar iin) grevini ya pamaz hle gelmek, arlatrma, [ar-la--tr-ma] is. Ar hle getirme eylemi. arlatrmak, [ar-la--tr-mak] gl. f . [ -r ] 1. Ar hle getirmek; arlamasna sebep olmak. 2. m ec. Yavalatmak; hzn azaltmak, arlatma, [ar-la-t-ma] is. Arlatmak ii. arlatmak, [ar-la-t-mak] gl. f [-r ] Arlanmas n salamak. arlay, [ar-la-y-] is. Arlamak ii ve biimi, arlk, - [ar-lk] is. 1. Yerekiminin bir cisim zerindeki etkisi. 2. Ar olma hli; sklet. 3. Ky metli olma hli. 4. Saygya deer olu; vakar; hr met. 5. Skntl ve bunaltc durum. 6. Organlarda ki uyuukluk, hlsizlik veya ar gibi hller. 7. Toplum iinde etkisinin fazla olmas durumu. 8. as. Sefere kan ordunun donatm iin gerekli olan cephane, yiyecek, giyecek vb. malzemelerin tm. 9. Arbal olma hli; vakar. 10. Olan tarafnn gelin olacak kza eyiz hazrl iin verdii para. 11. Yk; sorumluluk; klfet. 12. nem. 13. Yava davranma hli; betaet. 14. {eAT} kram; atiyye; he diye. 15. {az} Btn ev eyas. [DS] 16. {az} Yaylaya karlan eyann tm. [DS] S arln ca altn etmek, Kusursuz ve d e erli olm ak. | ar | ln koymak, stein i e ld e etm ek iin, d iledi i k arar a ld ra b ilm e k iin yetkisin i v e nfuzunu kul lanm ak^ arlk basm ak, U ykuda k b u s grmek.\\ arlk bitirmek, {az} D nden n ce kz ve o lan taraf b ir a ra y a g e le r e k y a p la c a k ileri g r m ek, k a r a r a ba lam ak. [D S]|| arlk kmek, zerine b ir uyuukluk, bir h lsizlik g elm ek, uykusu g elm ek. | arlk kazanm ak, nem bakm ndan ilk | sra la r a gemek.\\ arlk merkezi, 1. fz . B ir cis min biitn n oktalarn a etki eden y e r ekim i kuvve tinin bilekesinin uygulam a noktas. 2. zerinde durulan konunun en n em li noktas, z; a n a fikri.\\ arlk olmak, Yiik olm ak. | arlk verm ek, Btn | dikkatini ve g ayretin i younlatrm ak. arlkl, [ar-lk-l] is. 1. nemi olan. 2. Younla trlm. F e n a rlkl p ro g ra m uygulanyor. arm ak, \eT. kr-mak [T.Tekin] > ar-mak] {eAT} gsz. f. [ -r ] (Hayvan iin) barmak; brmek; anrmak. arra, [Ar. arr > arr I >1] (.a g r ra :) {OsT} is. De neyimsizler; tecrbesizler; acemiler, arrak , - [ar-rak] {az} sf. Az ar; ar sayla bilecek; arca. [DS] arsak 1 - [ar-sa-k] {az} sf. 1. Ar davranan; , yava giden. 2. Topal koyunlardan ibaret sr. [DS]

..........

.139

AI

at, [at-] is. 1. len kiinin ardndan at ya kan ve bu yolda para kazanan kimse; alayc; yas ; saucu. 2. {az} Gelin giden kzn ardndan me ziyetlerini sayp dkerek at yakan ve orada bulu nanlar alatan kimse. [DS] atlama, [at-la-ma] is. len bir kimseyi anmak iin dzenlenen trenlerde yaplan vc szler ve len hakknda yazlan yazlar, atlamak, [a-t-la-mak] [az} g l .f . [ - r ] [-l()-y o r] El kol ve vcut hareketleri ile karsndakini sakn drmak. [DS] atm ak1, [a-t-mak] {az} gsz. f . [- ir ] len kii nin iyiliklerini sayp dkmek. [DS] atmak2, [an-t-mak] {az} gsz. f. [-ir ] Hi grme dii ve bilmedii bir evrede aknlktan ve yol bilmezlikten dolay kendinden gemi gibi evreye baknmak; hayranlkla seyretmek. [DS] aye, [Ar. aye ^ T ] (a:g y e) { OsT} is. ine su bi riken ukur; glck. az1, -z [eT. a-z / a-z > az] is. 1. Vcudun ba ksmnn n alt tarafnda bulunan sindirim sistemi nin balangc, tat alma, nefes alp verme ve ko numa gibi fonksiyonlar yerine getiren organ. 2. gnl. Dudaklarla beraber azn d snr. 3. ine bir ey konup karlan nesnelerin giri ksm; ak lk. K fenin a z . 4. Nehirlerin denizlere dkl dkleri yer. 5. Yollarn birletii yer. 6. Kesici alet lerin keskin taraf. B a n a z . 7. Balang ksm. V adinin a z . 8. Kenar; ky. 9. Defa; ke re; kez; parti. 10. Bo ve ciddi olmayan szler. 11. Konuma biimi, bir meslek mensubunun ifadesi. B rak bu p o litik a c a z la rn . 12. dbl. Bir dilin farkl blgelerde deiik syleyilere dayanan he nz yaz diline gememi konuma biimlerinden her biri. Aydn az. K astam on u az. Erzurum a z . 13. naatlarda kesik koni biimindeki bo luklar. 14. j e o l. Bir volkann krateri. 15. {az} Or mandan alm boz tarla. [DS] 16. {az} Bir hav zaya bakan da yamalar; aklan. [DS] 17. {az} Ekin bierken orak ya da trpancnn bimeye ilk balad yer. [DS] 18. {az} Birka tarlann bir arada bulunduu tarm blgesi. [DS] 19. {az} U ; kenar; ky. [DS] 20. {az} Budanan ba ubuunun gze kadar kuruyan ksm. [DS] 21. {az} miiz. Mu siki makam; ezgi. [DS] S az aza, H i b o y e r k alm ay a cak k a d a r dolu olm ak. | az akl, dbl. | Sesleri ka rrk en a lt ve st en en in birbirinden ayrlm a durum u; s e s yolunun a k lk d erecesi. | | az aks, B alklarn o lta i n elerim ka rrk en balklarn azn a m a kta ku llan dklar y a y l tel. | | az ars, tp. o cu k la rd a g r len az yaralar.\\ az aza verm ek, 1. B irbirin e y a kn durup gizli gizli konum ak. 2. {az} en e yartrm ak. [D S]|| az alkanl, o k sylem ekten vey a b a k a p s i kolojik etk iler altn da bellen m i b ir sz, dnce

m ahsul olm akszn y er li y ersiz tek ra r etm e duru m u; d il pelesen gi.]] az aram ak, Tuzak so ru la rla birinin niyetini, srrn r e n e c e k e k ild e kon u m ak,| aza tat, boaza feryat, Y iyeceklerin a z l | ]] az atm ak, vnmek]] az avlam ak, {az} Birinin b ir kon u da n e dndn ren m ek; az aram ak. [D S]|| az ayrm ak, {az} A ptal a p tal bakm ak. [D S]|| az ba, {az} 1. uval azn b a lam ak ta kullanlan ip vey a sicim . 2. H arm an d a ki kzlerin sa p y em elerin i n lem ek iin a z la rn a b a lan an ip. 3. G relerd e dev elerin a z la r n ba lam ak ta kullanlan ip. 4. Yalanc a h id e v eri len cret, rvet. 5. stenilen b ir kzn verilm esin e k ar kan y a kn la rn a e r k e k ta rafn ca verilen h e diye. [D S]|| az birlii etmek, A n laarak, o rta k la a davranm ak]] az bozukluu, H ak aret etm e, kfr etm e, ayp say lan s z le ri sy lem ey i a lk a n lk edinm i o lm a hli]] az burun birbirine ka rm ak, Yznde yorgun lu k v e fk e izleri bulun m ak]] az dabts, {az} K on u m a biim i; a n la tm tarz. [D S]|| azda dalmak, (Y iyecek m a d d e si iin) o k taze ve yu m u ak olm ak. | az dad, | {az} B kkn lk; usan. [D S]|| az datmak, {az} A zna g elen i s y lem ek ; k fretm ek; a z bozm ak. [D S]|| az dala, K arlkl atm a; szl k a v g a ; k rc s z le rle y a p la n kavga]] azdan aza, Szl o la ra k, h erk es birb irin e s y ley er ek yaylm ak]] azdan aza dmek, {az} H erk es tarafndan duyulm ak; d ile dm ek. [D S]|| azdan dolma, (T fe k , top vb. sila h iin) baru t v e sam an n namlunun azndan sra y la y erletirild i i ve sktrld tr den olan. | azdan gububuk akm ak, {az} ok | irkin, i ren s z le r sylem ek. [D S]|| azdan kapm a, D in ley erek bilg i edinm e]] az davts, {az} K on u m a biim i; anlatm tarz. [D S]|| az deiiklii, Uzun s red ir y en ilen y em ek lerd e bir d e iik lik yap m a]] az deitirmek, Yerine ve zam an n a g r e sy led iklerin i deitirm ek, y a la n sylem ek. | az dil verm em ek, A r h a stalk d o la | y sy la kon uam am ak]] az dolusu, A zdan k a b ile c e k kadar, azn a la b ild i i kad ar]] az emek, {az} B ir kiinin szlerin i a la y l biim d e sylem ek. [D S]|| az ellemek, {az} Birinin b ir kon u da ne dndn ren m ek; a z aram ak. [D S]|| az eskitmek, B o y e r e ayn e y le ri tek ra r ed ip du r mak.]] az etmek, {az} G e re i s y lem em ek ; i ten konum am ak. [D S]|| az gevelemek, {az} S z c e s a r e t g sterip d e tam o la r a k syleyem em ek. [D S]|| az geveklii, Sr tutam am ak, b o b o a z lk]] az khyas, B akasn n kon u m asn a karp onu istedi i g ib i kon um aya yn len dirm eye a l an]] az kalabal, K an d rm ak iin birbirin i tutmaz ve a b u k a b u k sylen en szler]] az ka labalna getirmek, abu k a b u k k o n u a ra k b iri ni kan drm aya y elten m ek]] az karas, K on u m ak su retiyle y a p la n bozgunculuk, fitn e]] az kavaf,

AI

O l M I f C t M .4 0
A z bolu u n da m eydan a g elen nller: lal, lel, ll, lil, lol, ll, lul, ll.| az yoklam ak, 1. Sylen | m esi g er ek en ey leri s y letec e k e k ild e konum ak. 2. {az} D nce y o k la m a k ; az aram ak. [D S]|| az yorm ak, B o y e r e konum ak. | aza alnma | dk, o k ar, irkin. | aza alnm am ak, B a h si | gem em ek, s z edilm em ek]\ aza alnmaz, Sy lenm esi ayp, o k k a b a v e irkin sz, kfr.\\ aza almak, Anmak, szn etm ek. | aza almam ak, | B ahsetm em ek, szn etm em ek. | aza dmek, | H erk es tarafn dan h a k k n d a konuulur o lm a k; d e dikodusu yaplmak.\\ aza ip lmek, {az} Birinin b ir kon u da n e dndn ren m ek; az a r a m ak. [D S]|| aza kom ak, {az} Yemek. [D S]|| az ak, 1. S a f; a k n ; b u d a la ; a v an ak ; aptal. 2. B o b o a z ; g ev e z e ; s r tutnaz. 3. K a p ak sz du var d o la b. 3. {az} H rsz. [DS] 4. {az} K erpeten . [D S]|| az ak ayran delisi, G rd h er ey i akn lk la sey red en ; a lk la a n .| az ak kalmak, akn | lktan a p ta la d n m ek; h a y r e t etmek.\\ az aya, gz aya bakm ak, Yaplan ite elem a n lar d zensiz y erletirm ek ; r a s g e le yapm ak. | az ayrl | mak, {az} B ir ey i hayran hayran d in lem ek veya seyretm ek. [D S]|| az bir, B ir k on u d a ayn ey i s y lem ek iin an lam o la n kim selerin ifa d e birli i.| az bir kar ak kalmak, aknlktan d o | nup kalm ak. | az bouna, {az} B o y e r e ; fa y d a | sz ; bou bouna. [D S]|| az bozuk, Kfrbaz, s vp saym ay a lk a n lk edilm i]] az bozulmak, K a b a ve kfrl kon u m aya balamak.\\ az b ur nu yerinde, Yakkl, g zel.| az byk, K endini | o k m etheden, a r vnen. ||az iri anana dnmek, Az kuruyup aclamak.\\ az dili ba lanmak, K orku, h ey ecan ve znt g ib i eitli etki le r altn d a k a la r a k kon u am az olm ak]] az dili kurum ak, U sanncaya k a d a r b ir ey i tek ra rla m ak.| az dolu, {az} K a b a kon u an ; svm eyi huy | edinm i. [D S]|| az esenli, {az} Azndan d u a e k s ik olm ay an ; tatl dilli kim se. [D S]|| az eri, Uursuz]] az gevek, Sr sa k la m a z ; geveze. | az | gzel, {az} K ib a r kon u an ; terbiy eli konuan. [D S]|| az havada, Olup biten den habersiz]] az k ara, I. {az} F itn eci; a r a bozu cu ; ded ikod u cu ; kovcu. 2. K t h a b e r le r veren ; b y le h a b er le ri ulatrm aktan zev k alan. 3. K a v g a c; dvken. 4. Yalanc. 5. iftirac. 6. E vlen m e a n d a o lu p d a ev len em em i kim se. 7. Toy; henz olgunlam am . 8. Yabanc. 9. T arikat dn da o la n kim se. 10. S o f ta; m utaassp. 11. T opran yzn deki a tla k la rd a biriken su. [D S]|| az k ara olmak, {az} S zle b o zu lm ak; susturulm ak; utandrlm ak. [D S]|| az ke netli, S r sa k la m a sn bilen ]] az keli, {az} 1. Yerli y ersiz kon u an ; tatsz s z le r s y ley en ; can sk c s z le r eden. 2. B ob o a z . 3. B ecerik siz ; bu d ala. 4. K onuurken aznn iki y an n a tkrk top lan an kim se. [D S]|| az kilitlenmek, {az} Sz

{az} G ev eze; a len e. [D S]|| az kaba, {az} Testiye su k oy m ak iin huni y erin e kullanlan su k a b a p a r a s . [D S]|| az kaval, B irin i k an d r m ak iin o k kon u an . \\ az kavgas, S a d e c e s z lerle y a p la n kavga. | az kiras, {az} R am azan da | y e m e k veren kim senin, d a v etlilere y em ek son u n da v erdi i p a r a ; di kiras. [D S]|| az kokusu, 1. B i rinin ekilm ez, sknt veren s z leri ve istekleri. 2. {az} K f r; iren ve kt sz. [D S]|| az kul lanmak, T a r a f tu tacak biim d e veya k a r s a la y a c a k e k ild e g e r e i sa p tra ra k konum ak. | az | kuruluu, tp. ou nlukla y a lla rd a ve p sik o p a t la r d a g r len tkrk salgsn n azl. | azlan | uymak, F a rk l kiilerin ayn o la y h akk n d a s y le d ik leri birbirin i tutmak, d estek lem ek,| az m arj, | m atb. K itap la rd a d k en a r boluu. | az nian, | S z le y a p la n nian ; s z kesme.\\ az retm ek, {az} t verm ek; a k l verm ek. [D S]|| az knm ek, {az} B ir kiinin sz lerin i a la y l b iim d e s y lem ek. [D S]|| az persengi (pelesengi), Zaman z am an y ersiz o la r a k tekrarlan an sz. | az salla | m ak, B o a zam an h a rca m a k ; oyalan m ak. | az | satm ak, vnmek, yksekten atm ak. | az suyu, | S alya, tkrk.\\ az akas, S zle taklm a.| az | tad, 1. D irlik dzen lik iin d e y a a m a k ; ra h a t; hu zu r; afiyet, sa lk ; enlik. 2. {az} fo lk . N ian ve d n lerde olan tarafnn kz evin e g n d erd i i tatl, e k e r ve er ez cinsi hediyeler. [DS] 3. B a y ram larda, nianlnn o la n tarafn a g n d erd i i hediyeler. 4. lm gn, l evin e g elen k ad n la ra verilen helva, ekm ek, e rb et vb. eyler. 5. {az} f o lk . G z aydna, teb rike g e le n le r e tutulan eker. [DS] 6. {az} En o k sev ilen ve y en m esi iin en s o n a braklan yem ek. [D S]|| az tad ile satmak, {az} Uygun fiy a tla satm ak. [D S]|| az tad ver mek, {az} yi b ir ey v aat etm ek. [D S]|| az tady la, Huzur ve gvenlik iinde.\\ az tam buras alm ak, 1. S zle o y alam a y a a lm a k; b o b o a z lk etm ek. 2. Souktan en esi b irb irin e v u racak ek ild e titrem ek.| az tatll, {az} N ian treninden | so n r a o la n tarafn dan a rlla r a iirilen erb et y a d a e k e r li kahve. [D S]|| az ttn, A zda i n em ek iin retilm i ttn. | az vermek, {az} 1. | t verm ek; a k l verm ek; kkrtm ak. 2. Sz ver m ek ; v aatte bulunmak. 3. B ye kar g elm ek ; k a r lk verm ek. 4. Sr verm ek; a a vurmak. 5. B itkilerin kkn e to p rak doldurm ak. 6. K es ic i a le tin azn a yen iden elik koydu rtm ak; elikletm ek ; azlatm ak. [D S]|| az yanam ak, {az} B ir kii nin szlerin i alayl biim d e sylem ek. [D S]|| az yapm ak, 1. K arsn d akin i kan d rm ak iin dn d klerin den fa r k l konum ak. 2. (K ye eh ird en d nen kii iin) dzgn d ille konum ak]] az yar, A z suyu; tkrk.\\ Az yer, yz utanr. Rvet a la n kii m uhatabnn ricasn ken din e a r d a g e l s e y erin e g etirm ek zorundadr]] az nls, dbl.

I M I I t l M .1 4 1

A I

syleyem em ek. [D S]|| az kilitli, 1. Sr saklam asn bilen. 2. {az} Alt ve st du da beyazl at. [D S]|| az ky emesi, o k konum ay sev en ; kfrl ve irkin s z le r ed en .| az kulana yakn, {az} | U yank; a kl b a n d a ; an lay h [D S].|| az kulakla rna varm ak, o k sevinm ek, sev in ci d av ran la rndan b e lli olm ak. j az liman, {az} A zna k a | d a r dolu. [D S]|| azm kurusun, S ylediklerin den o k p im an olm ann ifad esi. | (birinin adm) azna | abdestle alm ak, B irin den say g ile bahsetmek.\\ azna bakakalm ak, K on u an birin i hay ran lkla dinlem ek. | (birinin) azna bakm ak, 1. K a rsn | dakinin s y ley ece i sz m era k la beklem ek. 2. B i rinin direktiflerin e g r e h a rek et etm ek .| azna | baktrm ak, K en disin i z ev k ve h ey e ca n la dinlet m ek; etkili ve g zel konumak.]] azna bir p a r mak bal alm ak, H ou n a g id e c e k v a atlerle kan d rp oyalam ak. | azna bir ey koymam olmak, | ok a o lm a k ; h ib ir e y y em em i olmak.]] azna bir zeytin verip ardna tulum koymak, Verdii az bir e y e k a r lk byk b ir k a r b e k lem ek ; az verip o k ummak.]] azna bir zeytin verip altna tulum tutm ak, Verdii az b ir e y e k a rlk byiik bir k a r b e k lem ek ; a z verip o k ummak.]] azna deve tepmek, {az} B ir tartm ada g er ek en k a r l verem em ek ; susm ak. [DS]|j (bir ey) azna dmek, {az} H ad d in e d m ek; y a p ab ilm ek . [DS] | azna etmek, B ir kim seye kar k a b a ve saygsz | davranmak.]] azna geldii gibi, Szn kim lere d oku nacan veya n eye m al o la ca n dnm e den; dnp tanmadan.]] azna geleni syle mek, D nm eden konumak.]] azna gem vur mak, Susturmak, konum asn en gellem ek. | azna | gre olmak, B a ed e b ilec ek , b a a r a b ile c e k du rum da olmak.]] azna k adar, y ic e d olu ; tka b a sa.]] azna kemik atm ak, R vete alm kiiye az bir ey v er ere k b ir m ddet oyalan m asn s a la mak.]] azna kilit vurm ak, K on u m am ak; sr v er memek.]] azna kira istemek, S ylen m esi istenen eyi sy lem ek te n azlan m ak; kendini a ra satm ak. | | azna layk, Z evk ve d a m a k tadn a uygun lezzette bir yiyecek. | azna yknmek, Birinin kon u | m alarn a la y l b iim d e tekrarlam ak.]] Azna sa lk! o k g zel syledin. an lam n da be en m e s z.]] azna sakz olm ak, S ylem ekten v e d ed ik o dusunu yapm aktan vazgem em ek.]] azna srm e mek, H i yem em ek, tadn a b ile bakm am ak]] az na ta almak, Sylem eyip s a b r la su sm ak.| azna | tat bulamak, nceden y a p t b ir iten kazan l km ak ve ayn ii y a p m a y srdrmek.]] azna tkrmek, Kfretm ek, svmek.]] azna verilme sini beklemek, H az ra k on m ak istem ek; h azrlk srasn da em ek v erm eden y a ra rlan m a y ummak.]] azna vur lokmasn al, (K ii iin) o k uysal ve sessiz; ciz .| azna yakm am ak, K on u an kim | senin toplum iin deki y erin e g re, itibarn a uygun

d ec e k e k ild e konum adn belirtmek.]] azna yzne bulatrm ak, B ecerik siz lik gsterm ek.]] aznda bakla slanmam ak, S r saklayamamak.\] aznda bymek, S evm edii iin v ey a b a k a olum suz se b ep lerd en dolay b ir y iy ec e i azn da i n em ek f a k a t yutam am ak.]] aznda gevelemek, B ir e y le r an latm aya alm ak, f a k a t b ir trl a s l konuyu sy ley em em ek .| (birinin) azndan, 1. | Duyduu kim senin ifad esin e g r e konum ak. 2. B ir bakasn n adna.]] azndan baklay karm ak, S abrszlk ed ip g izled i i ey i sylem ek. | azndan | bal akm ak, o k h o kon u m ak; dinleyenlerin s klm adan zev k le d in ley eb ilece i slpta kon u mak.]] azndan burnundan getirmek, Yaptna pim an etm ek; o k d a h a p a h a ly a detm ek. | a | zndan kan kula duymamak, Tartm adan, dnm eden kon u m ak; h a k a ret etmek.]] azndan t km am ak, H ib ir ey sylem em ek, kon um a mak.]] azndan dklmek, 1. S y lem ek istem edii eylerin kon um alarndan anlalm as. 2. D n dklerin i doru drst ifa d e edem em ek. | azndan | drmemek, Sk sk tek ra r etm ek.| azndan gi | rip burnundan kmak, k n a etm ek, raz etm ek iin o k d il dkmek.]] azndan karm ak, S y le m ek istem edii h ld e b o bu lu n arak s y ley iv er mek.]] azndan konumak, B irin i taklit e d e r e k veya onun ad n a konumak.]] azndan laf alm ak, lg isi olm ayan e y le r konuurken a sl ren ilm ek istenen ey i syletiverm ek. | azndan la f kapm ak, | Birinin sy led iklerin d en u stalkla y a ra rla n p g iz le dii ey i ren m ek.| azndan lafn dirhemle | kmas, K onum as iin byk g a y ret edilm esin e ra m en o k nazl kon u m ak; z o r la konuturmak.]] azndan lokmasn almak, H akkm elinden a l m ak, g a sp etmek.]] azndan yel alsn, Kt bir ihtim alden ba h sed ild i i zam an "Olayn vuku bu l m am as ve s a d e c e s z d e k a lm a s" dile in d e bu lunmak.]] Aznda torba m v a r? N iin konum u yorsun?]] aznda tkr kurum ak, U sanncay a k a d a r tek ra r e d e r e k sy lem i olmak.]] Azn fal ola! fazf G e le c e e ilikin o la r a k sylen en b ir d i lein y a d a szn doru km as iin sylen en b ir tem enni sz. [D S]|| Azn aacana, gzn a! Uyank bulunm ay em retm ek iin sylenir. | azn | ap gzn yum m ak, fkeden sylediklerin in sonunu dnm eden konum ak, b a r m a k | azn | am ak, 1. K onum aya b alam ak. 2. A zarlam ak. 3. F rsa t deerlen direm em ek, a p ta l a p tal seyretm ek. | | azn am am ak, K onum am ak, tek k elim e s y le m em ek, susm ak. | (birine) azn atrm ak, i. G iz | ledi i ey leri syletm ek. 2. Birinin h o a g itm ey ecek e y le r sy lem esin e s e b e p olm ak. | azn atrm a | mak, B irinin kon um asna h i fr s a t vermemek.]] (birinin) azn balatm ak, {az} Byletm ek. [D S]|| azn bak am am ak, zntden ve en d i ed en k o n u a ca k durumu o lm a m a k; kon u am a-

AI

I M

I M

.:

m a k .| azn bozmak, I. K a b a ve irkin s z le r sy | lem ek. 2. {az}] H e r ey i a a vurmak. [DS 3. (At iin) g em in e ald r etm eden d iled i i y e r e gitm ek. 4. {azj Tatlnn zerine ek i bir ey yem ek. [D S]|| azn aram ba pazarna evirm ek, D v erek azm , yiiznii y a ra la m a k . | azn dilini bala | mak, K on u am ayacak, cev a p v erem ey ecek durum a getirm ek. | azn gegelemek, {az} 1. Birinin sy | lediklerin i alayl b iim d e tekrarlam ak. 2. K e k e le mek. [D S]|| azn geveletmek, {az} L a f k artr m ak; sz g evelem ek. [D S]|| azn h ayra am ak, K t s z le r s y lem ey e ba la y an birin e iyi s z ler s y lem esi iin ikazd a bulunmak.\\ azn slatmak, k i im ek.| azn kapam ak, 1. (Konuan ken disi | iin) susm ak. 2. (K ar t a r a f iin) susturm ak. 3. Rvet v er ere k susm asn sa lam ak. [ azn kiraya | vermek, K on u m a ortam n da suskun du rm ak; s r a r edildi i h ld e b ir trl kon um am akta diren m ek .| azn koklamak, Yalvarm ak, m innet et| m ek.| (birinin) azn kullanmak, B aka sn a ait | fik ir le r i kendisininm i g ib i s y lem ek .| aznn a | olmamak, Sz ed ilen kiiyi k k grmek.\\ az nn iine bakm ak, Birinin konum asn dikkatle dinlemek.\\ aznn iine baktrm ak, E tkili ve g z e l kon um ak; kon u m as se v iler ek dinlenmek.\\ aznn iine girmek, o k y a k la m a k ; y a kn dur m ak^ aznn kalayn verm ek, argo. H a k ettii cev a b verm ek; l l davran m aya m ecb u r etm ek. | | aznn ka olm amak, 1. Szn b ile ed em ey e c e i k a d a r d e erli nesn e olm ak. 2. B ec er em ey e c e i nitelikte b ir iy.|| aznn kaytann ekmek, argo. 1. Kt s z le r sylem eyi kesm ek. 2. G evezeli i b ra k m a k .| aznn kokusunu dinlemek, Birinin | dayan lm az davran larn a katlan m ak,| aznn | mhryle, Orulu olarak. | aznn payn almak, | H a k ettii cev a b alm olm ak. | aznn payn | verm ek, B irin e h a k ettii cev a b vermek.\\ aznn perhizi yok, A zna g elen i s y ler; s y ley ece k ler i nin seim in i y ap m az.| aznn suyu akm ak, ok | im renm ek, id d etle arzu etm ek. | aznn suyunu | aktmak, ok imrendirmek.\\ aznn tad bozul mak, R ahat, huzur ve dzeni k alm am ak .| aznn | tadn alm ak, K t bir deneyim y a a m a k \ aznn | tadn bilmek, H er eyin iyisini ve gzelini bilip bu lm ak ve bu nlardan zev k alm ak. | aznn tad | kam ak, Rahat, huzur ve dzeni kalm am ak. I A I zn peyim. Sevin dirici bir h a b e r verdiin iin teekk r ed e r im . an lam n da kullanlr.'^ azn poyraza am ak, argo. 1. Umduunu bu lam am ak. 2. Zrt kalmak.\\ azn sangtmak, {az} ki tarafn a akn akn baknm ak. [D S]|| azn sk tutmak, Sr saklamak.\\ azn silmek, {az} B ir konu hakkn da s z sy lem em ey e veya ie barm am aya k a r a r verm ek. [D S]|| azn sulandrmak, im ren dirm ek^ Azn topla! D ikkatli konu, kt s z sylyorsu n." an lam n da uyar.| azn tu ta )

m am ak, 1. Szn d o u ra ca so n u lar dnm e den konum ak. 2. Sr saklay am am ak. \ azn tut \ mak, leri g e r i kon u m am ak; dikkatli kon u m ak veya h i kon u m am ak^ azn yaym ak, {az} Yer siz ve o k konum ak. [D S]|| azn yaya yaya ko numak, S y led ikleriy le vndn belli e d e rek konum ak. | azn yorm ak, B o y e r e kon um ak; | sylediklerin in etkisini grem em ek . | azm yu | mak, {az} B ir konu h akkn d a s z sy lem em ey e veya ie k arm a m ay a k a r a r verm ek. [D S]|| azn kurusun, K t sy ley en lere, o la y la r kt ye ek en le r e bedda.\\ azn laf yapm as, G zel ve etkili kon um a,| Azn souya! l, g e b e r " anlam nda | b ir beddua.\\ Azn v ar olsun! Birinin iyi konutu unu, doruyu sy led i in i ifa d e iin s y len ir.| az | oynam ak, A ralksz o la r a k b ir e y le r y em ek. | az | paa olmak, argo. o k n eeli v e keyifli olmak.\\ az pek, Sr sa k la m a sn bilir; ketum. | az pis, | A k s a k konum ay ve kfretm eyi a lk an lk edinm i.| az sk, Sr sa k la m a sn b ilir; ketum.\\ | az sulanmak, m ren m ek; can ekm ek, | az st | kokmak, G en, toy, deneyim siz olm ak. | az tene | keyle kapl olm ak, o k a c ve s c a k y iy ec e k ler e kar duyarsz olmak.\\ Az torba deil ki bze sin. K on u m asn a ve d ed ikod u y a p m a sn a en g el o lm a k mmkn deil.\\ az var, dili yok, Sessiz, sakin, uyumlu; y u m u ak huylu. | az varm am ak, | S ylem eye ii elv erm em ek; a k la m a y a gnl raz olmamak.\\ az yanm ak, o k z a r a r g rm ek ; p i m an o la c a k e k ild e z a r a r g rm ek ve bundan ders alm ak. | (birinin) azyla konumak, B akasn n | s y led i i s z leri tek ra rla m a k veya onun fik rin i ken di fik riy m i g ib i kommak.\\ azyla ku tut mak, H er trl b e c e r i ve hneri gstermek\\ az yonlu, {az} Az uurlu; sz hayrl kim se. [D S]|| az yukar, 1. Srt st. 2. {az} S ataca m ala o k p a r a isteyen; p a z a rl y u k a rd a tutan. [D S]|| az yumuk, {az} 1. i kym al b ir tiir b rek. 2. Sessiz; sa k in ; g eim li. 3. Sr saklam asn bilen ; ketum. [D S]|| az yumulu, 1. Sr sa k la m a s n bilen. 2. {az} S klgan ; s z syleyem eyen. [DS] az2, [eT. auz] is. Memelilerde doumu takip eden gnlerde st bezleri tarafndan retilen baklk elerince zengin sarmtrak st; yeni douran hayvann ilk st; {eT} (ayn) [Mlenn], azdan, [az-dan] zf. (Haber, bildirmek iin) szl olarak; ifahen, azlama, [az-la-ma] is. 1. Azlamak ii. 2. {az} Tarlada kazlacak yer ile kazlan yerin balangc arasndaki genilik. [DS] azlamak, [az-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()-y o r] 1. Birine bir konuda talimat vermek, tte bulun mak. 2. Balanan ii bitirmeye yaklamak; kolay lamak. 3. Biri dierinin iine girecek iki nesneyi gemeyi kolaylatrmak iin kar karya getir mek. 4. Bir boaza, bir koya girecek olan deniz

S M . 143

AL

tatn girii ortalayacak ekilde ynlendirmek. 5. {az} Hazrlamak; hazr etmek. [DS] 6. Bir aa veya kereste zerinde balta vb. kesici arala, kesi lecek yeri belirlemek iin hafif birka vuru yapa rak entik amak. 7. {az} Birine bir i balamak. [DS] 8. {az} Hazrlamak; hazr etmek. [DS] 9. {az} Yolcu etmek; uurlamak. [DS] 10. {az} S ry otlaa, yaylaya srmek. [DS] 11. {az} Sula ma suyunu ynlendirmek; bir baka yne evir mek. [DS] 12. {az} t vermek; gerekli eyleri sylemek. [DS] 13. {az} Yemein stnden ye mek. [DS] 14. {az} Bir aracn az ksmm onar mak. [DS] 15. {az} gsz. f. (Bitki iin) yeermek; bymeye balamak. [DS] azlandrma, [az-la-n-dr-ma] is. 1. Azlandrmak ii. 2. ki damarn veya sindirim kanal para snn birlemesi, azlandrmak, [az-la-n-dr-mak] gl. f. [-r] Azlanmasn salamak; azlanmasna neden ol mak. azlanmak, [az-la-n-mak] {eAT} dnl. f . [-r] A za almak. azlama, [az-la--ma] is. 1. Azlamak ii. 2. tp. ki damarn i ie gemesi, iki sinir lifinin bir birine yaslanmas. azlamak1, [az-la--mak] dnl. f. [-r] 1. Az durumuna gelmek. 2. tp. Ameliyatla iki damar ve ya mide ve barsak balants birbiri iine ge mek. azlamak2, [az-la--mak] {az} ite, f . [-r] 1. Szlemek; anlamak. 2. ( iin) bitmesi kolay lamak; sonuna yaklamak; az kalmak. 3. Zaman; sras gelmek. [DS] azlatma, [az-la-t-ma] is. Azlatmak ii. azlatmak, [az-la-t-mak] gl. f. [-r] 1. Keskinlii kaybolmu bir kesici aleti bilemek. 2. {az} Kesici aletin azna yeniden elik kaynattrmak; elikletmek. [DS] 3. {az} Denk getirmek; yoluna koymak. [DS]

{az} Bir eyin balad yer. [DS] 11. {az} Yayk mleinin altna konulan deri kapak. [DS] 12. {az} St szerken huni iine konulan ince bez. [DS] 13. {az} Kuzu ve olaklarn emmemeleri iin azlarna taklan tel veya kirpi dikeninden yapl m kafes; burunsalk. [DS] 14. {az} Emzik. [DS] 15. {az} Su arknn sulanan yere alan ksm; ark ba; su yolu. [DS] 16. {az} Bellenirken belin top rakta at ilk ukur; belleme derinlii. [DS] 17. {az} Fidan dikmek iin alan ukur. [DS] 18. {az} Odun ktn paralarken alan yark. [DS] 19. {az} Dokumaclkta, mekiin ilemesi iin braklan boluk. [DS] 20. {az} Hazrlk. [DS] 21. {az} Be ile ipliin hepsi. [DS] 22. {az} Dzgn konuma; laf etme. [DS] 23. {az} Sra; dzen. [DS] 24. {az} sf. (Sulama suyu iin) bir kiinin sulamada ynetebilecei miktarda l bi rimi. [DS] S azlk am ak, {az} B ir eye ba lang yapmak. [D S]|| azlk almak, {az} Tarla ya, tavalara su yolu amak. [D S]|| azlk denei, {az} D okuma tezghnda arlar ayrmakta kul lanlan tahta. [D S]|| azlk erisi, {az} Dokuma tezghnda ipliin bir tarafnn gerilip dier taraf nn geveyip sarkmas durumu. [DS] azlk, [az-lk-] is. Azlk yapan veya satan
kimse. azlklamak, [az-lk-la-mak] {az} gl. f. [-r] [-l()-yor] Doru yolu gstermek. [DS] azotu, [az+ot (ate) > az+ot-u] is. Eskiden azdan dolma silahlarn atelenmesi srasnda falya deliine konulan ve atelemeyi salayan madde, azs, [az-s] sf. 1. Aza benzer; az gibi. 2. dbl. (Ses iin) art daman kalkarak geniz boluunu kapatmas suretiyle n damak, azn yan eperleri, dudaklar ve dil ile evrili bolukta meydana gelen, azsl, [az-s-1] sf. dbl. Az boluunda meydana gelen sesler. azslama, [az-s-la--ma] is. dbl. Geniz sesinin az sesine dnmesi,

azl, [az-l] sf. 1. Az bulunan; az sahibi olan. azslamak, [az-s-la--mak] dnl. f [-r] dbl. 2. Belirtilen nitelikte aza sahip olan. ki azl Geniz sesi olmaktan kmak, tfek, kei azl, susak azl, om azl. azsz, [az-sz] sf. 1. Az olmayan. 2. {az} Sz sylemesini beceremeyen. [DS] azlk, - [az-lk] is. 1. Sigara veya puro imek iin kullanlan aa veya kehribardan yaplm ii azszlk, - [az-sz-lk] is. tp. Doutan az delikli ara; ubuk; takm; zvana. 2. Nargile mayokluu. pucunun aza gelen ksmndaki para; emzik. 3. ail, [Far. l J-iT ] (a:gi:l) { OsT} is. Gz ucuyla Kuyu azlarna konulan yuvarlak ta, beton veya bakma. metal bilezik. 4. Hayvanlarn srmamas veya za aite, [Far. aten (bulanmak) > ate uAiT] (a:rarl ot yememeleri iin azlarna geirilen tel ka fes veya torba. 5. Telefonun konumalar aktaran gate) {OsT} sf. agate. ksm; ahize. 6. Borularn veya hortumlarn ucun ala, [a-la] {az} (a la ) is. Tarla, ba, bahe gibi daki metal para. 7. Meyve kfelerinin stne ko yerlerin etrafna hayvanlarn girmemesi iin al nulan dal ve yaprak paralarndan yaplan rt. 8. rpdan veya srklarn uzunlamasna konulmasyla Ekmek piirilirken frnn azna konulan bir mik yaplan engel. [DS] tar odun paras. 9. Sv koymaya yarayan huni. 10. alak, [a-la-k] {eT} sf. 1. Eksik. [Mhenn] 2. {az}

AL

IHUffliffSKb.

Olur olmaz her eye alayan; sulu gzl. [DS] 3. {az} Oyunbozan; mzk. [DS] 4. {az} Asma budanrken ubuun kesilen yerinden akan su; asma zsuyu. [DS] 5. {az} Issz; tenha; bo. [DS] alal1, [Ar. alel > all alar arasndan akan sular. alal2, [Ar. ull > all

(agl:l) {OsT} is. A(agl.l) {OsT} is. Eski

alant, [ala-n-t] is. Alak sesle hafif hafif alama durumu. alarca, [ala-r-ca] {az} is. 1. Sahip olduu eyleri olduundan daha az gsterip kendine andran kimse. 2. Olur olmaz her eye alayan kimse. 3. Tenha yerlerde yaadna ve aladna inanlan grnmez varlk; bir tr eytan. [DS] alam a1, [a-la--ma] is. 1. A hline gelme duru mu; a oluturma. 2. kim. Zincirleme olarak polimerlerin birbirine balanmas. alam a2, [ala--ma] is. Alamak ii; birlikte ya plan alama ii. alam ak1, [a-la--mak] dnl. f. [-r] A durumu na gelmek; a oluturmak; bir a oluturacak ekil de birbirine balanmak. alamak2, [ala--mak] ite, f. [-r] 1. Birlikte alamak. 2. dnl. Durumundan srekli bir yakn ma iinde olmak. 3. gsz. mec. Alama sesine ben zer sesler karmak. alat, [Ar. galat > alat i M (agl. t) {OsT} is. Yan fcl] llar; hatalar, alat, [ala-t-] is. tiy. Ackl sahneleri bulunan ti yatro eseri; trajedi, alatc, [ala-t--c] sf. (Durum iin) alamaya sebep olacak. alatm a, [a-la-t-ma] is. Alatmak ii. alatm ak, [ala-t-mak] gl. f. [-r] Birinin alamas na yol amak. alayan1 [ala-y-an] is. Alama iini yapan. , alayan2, [ala-y-an] {az} is. Dolu yamadan bir ka dakika nce duyulan uultulu ses. [DS] alayc, [ala-y-c] is. Bir lnn arkasndan para ile tutulmu yaslar; at kadn; yas, alayk, - [ala-y-k] {az} sf. 1. Alad hlinden belli olan; kederli. 2. Yerli yersiz ok alayan. [DS] alay, [ala-y-] is. 1. Alama eylemi. 2. Alama biimi. 3. mec. ikyet etme; szlanma; feryat, alaz , [ala-mak > ala-z] {az} sf. 1. Olur olmaz eylere alayan kimse; sulu gz. 2. Oyunbozan; mzk. [DS] alaz2, [Ar. alz (kaba) > alz] (agla:z) {OsT} sf. ok irkin; pek kaba; pek yakksz, alazlam ak, [ala-z-la-mak] {az} gsz. f. [-r] [-l()yor] Mzklk ederek alamakl olmak. [DS] alazlanm ak, [ala-z-la-n-mak] {az} dnl. f. [-r] Mzklk etmek. [DS alazlk, - [ala-z-lk] is. Mzklk; oyunbozan lk. aleb, [Ar. lib > aleb {OsT} sf. 1. Daha kuv vetli; en kuvvetli. 2. Daha ok; pek ok; en ok. S agleb-i ihtiml, En yksek olaslk. | agleb-i zu | hur, Olaan. alebiyet, [Ar. aleb > alebiyyet o - J i l ] {OsT} is. 1.

den mahkm veya klelerin boyunlarna ve bilek lerine balanan demir halkalar; kelepeler; pranga lar. alam a, [a-la-ma] is. 1. Alama eylemi. 2. Bir znt, korku ve acdan tr duygusunu gzya dkerek veya sesle ifade etme. 3. Hlinden ikyet i olma; yaknma; dert yanma. S alam a duvar,

K uds n Romallarca yklndan dolay Yahudilerin her Cuma gelip nnde aladklar Harem '-erif yaknndaki kmaz sokakta bulunan du var.\\ alam a duvarna dnmek, H erkesin gelip dert yanmasndan yakasn kurtaramamak. alam ak1, [eT. -la-mak > a-la-mak > a-la-mak] gsz. f. [-r] 1. Bir acdan, zntden dolay inleye
rek, hkrarak veya gz ya dkerek duygularn aa vurmak. 2. ok sevindirici bir olaydan tr gz ya dkmek. 3. mec. zlmek. 4. Yaknmak, dertlenmek. 5. ok yalvarmak. 6. (Kesilen aa iin) z suyu damlamak; akmak, fi1 alaya alaya,

Alayarak.
alam ak2, [an (snr, an) > a-la-mak] gl. f. [-r] [l()-yor] Tarlay it ile evirmek, alam akl, [ala-mak-l] sf. 1. Alamaya hazr; a lamak zere. 2. Alamay andrr biimde. 3. zf. Alayacakm gibi. 0 alamakl olmak, Alaya

cak hle gelmek.


alamal, [ala-ma-l] sf. Alama zelliini tayan; alar gibi; alayacak durumda, alam, [ala-m] sf. 1. (Gz iin) alad belli olan. 2. (Yz ifadesi iin) kederli; zgn; ask, alam sam ak, [ala-msa-mak] {az} gsz. f . [-r] [s()-yor] Alamakl olmak; alayacak gibi olmak. [DS] alams, [ala-ms] {az} sf. Alayacak duruma gel mi; alamakl. [DS] S alams olmak, Alayacak g ibi olmak; alamakl olmak. | alams alams, |

Alayacak hle gelm i bir durumda; alayacak g i bi. alan, [ala-n-] {eT} s f abuk alayan [Mhenn] alanm a, [a-la-n-ma] is. Alanmak ii. alanm ak1, [a (tor) > a-la-n-mak] dnl. f . [-r]
A sahibi olmak; a edinmek. alanm ak2, [ala-n-mak] edil. f. [-r] 1. Bir ey veya biri hakknda alama eylemi yaplmak. 2. dnl. in iin, kendi kendine alamak. 3. Hlinden memnun olmamak ve bu hlini darya hissettir mek.

lM

lK M

.u s

AR

Daha ok olma; pek ok olma. 2. ok olma; ok luk. S1 aglebiyet zre, {OsT} o k d e fa ; ounluk la ; ekseriya. alef, [Ar. alef _ill] {OsT} sf. 1. Sandkta kapal. 2. Siinnetsiz. 3. m ec. (Kalp iin) katlam; duygu suz. alez, [Ar. alz > alez JU-1] {OsT} sf. Daha kaba; pek kaba; ok irkin. al, [a-l] sf. 1. A bulunan. 2. (alvar iin) a byk ve sarkk. alime, [Ar. ulm > alime {OsT} is. Olanlar.

yumuak toprakl veya ayrlk yer. 2. {az} Keklik ve tavuklarn einmesi iin dklen toprak ya da kum. [DS] 3. {az} Eilip debelenmekten ukurla an tozlu yer. [DS] 4. {az} Scak kum; plaj kumu. [DS] 5. {az} Mandann yatt su birikintisi. [DS] 6. {az} Balklarn yumurtalarm brakmak iin suyun dibinde srtnerek atklar ukur. [DS] 7. {az} Baln glde yzmek iin setii ksm. [DS] 8. {az} Balklarn yumurta dkme zaman. [DS] 9. sf. {az} Eik. [DS] S anak vermek, (zi srlen av iin) gittii yn kay b ettirm ek iin izleri k a r trmak. anam , [Ar. anem > anam ^Ui-I] (an a:m ) {OsT} is. 1. Koyunlar. 2. {az} Hayvan vergisi. [DS] S a nam vergisi, im p a ra torlu k dn em in de koyun ve k eid en alnan vergilerin btn. anam a, [a-na-ma] is. Hayvanlarn yerde yatp yuvarlanarak kanmalar. an am ak 1, [eT. a-n-a-mak > a()n-a-mak] gsz. f . [-r ] 1. (Hayvanlar iin) yere yatp srtm kamak; debelenmek, kvranmak. 2. {az} (Balk iin) ken dine zg hareketler yapmak. [DS] 3. {az} (Direk, duvar, yk gibi belli bir konumda veya dengede durmas gereken eyler iin) eilmek; bel vermek; yana meyletmek. [DS] 4. {az} (Kii iin) sevinten koup oynamak. [DS] anam ak2, [an-la-mak] {az} gl. f. [ - r ] [-n ()-y or] Anlamak. [DS] anam c, [anam-c] is. mparatorluk dneminde koyun ve kei vergilerini toplamak zere grevlen dirilen tahsildar, ank, - [an-lk] {az} is. Sral, dizili odun yn. [DS] aniya, [Ar. an > aniy Li-I] (an iya:) {OsT} is. 1. Zenginler. 2. Gz gnl tok olanlar, aniye, [Ar. n (ark) > aniye klar; trkler, aram ak, [a. aramak] is. Krm Tatarlarnn saf kan atlar. a rar, [Ar. rr > arr jlJ-\\ (a g ra :r) {OsT} is. 1. Deneyimsizler. 2. aknlar; aptallar; beceriksizler, aras, [Ar. ars > ars(a g ra :s) {OsT} is. Di kili aalar; dikili fidanlar, araz, [Ar. garaz > arz jlJ-l] (ag ra:z) {OsT} is. 1. Maksatlar; niyetler. 2. Kt ve gizli niyetler. 3. Dmanlklar; kinler; husumetler, fi1 arz- nefsniye, N efsin niyetleri. | arz- ahsiye-i keyfiye, | stee, key fe ba l k iisel a m alar. areb, [Ar. arb > areb ^jJ-\] {OsT} sf. ok tuhaf; artc; acayip. S arebl-garib, a la ca k ey lerin en a la s olan. a r1 [eT. r-mak > ar > ar] is. 1. Duyu sinir , {OsT} is. ar

am a, [a-ma] is. 1. Yukar doru trmanma; tutuna rak uzayp ykselme ii ve eylemi. 2. {az} Akan yldz. [DS] amad, [Ar. md > amd (ag m a.d ) {OsT} is. Kl ve bak kn. S agm d- syf, K llarn knlar. amak, [eT. -mak > a-mak] gsz. f . [ - a r ] 1. Su gibi akp gitmek; kaymak. 2. Yerden ge doru ykselmek; yukar kmak. 3. Sarkmak, yere doru eilmek. 4. (Terazinin kefelerinden birisi iin) ar basmak. 5. (Hayvanlara iki tarafl olarak yklenmi olan yk iin) bir taraf dierinden daha ar gele rek aa doru baslmak; adrmak. 6. {az} A mak. [DS] 7. {az} Trmanmak. [DS] 8. {az} (Yamur iin) inmek; dmek; yamak. [DS] 9. [DS] {az} (Ylan vb. [DS] iin) kaymak. [DS] 10. {az} (Yldz iin) akmak; kaymak. [DS] 11. {az} Toplanmak; ylmak; mek. [DS] 12. {az} (Gne iin) batmak. [DS] 13. {az} Oturmak; melmek; kmek. [DS] 14. {az} Yatp yuvarlan mak; debelenmek; anamak. [DS] 15. Bir kimseye ullanmak; yklenmek. aman, [a-man] {az} is. 1. Hata; kusur; eksik ta raf; organ eksiklii. 2. Sebep; frsat; bahane. 3. En gel; yk; bela. 4. Ar taraf; arlk. 5. Bir ykn hafif taraf. [DS] am ar1, [Ar. amr > amr 1. Byk kiiler; ulular. 2. Seller. am ar2, [Ar. umr > amr jU-tl] (ag m a:r) {OsT} is. Cahiller; bilgisizler; bn kimseler. amamak, [a-ma--mak / a-m-a-mak] d n l f . [-ir ] {az} 1. Ykselmek. 2. ite, f . ullanmak. [DS] amaz, [Ar. amz > amaz (agm a:z) {OsT} is. 1. Gz krpmalar; gz yummalar. 2. Gz yumma lar; msamahalar; hogrler; kolaylk gsterme ler. ana, [Ar. ani > an ^ 1 ] (a g n a :) {OsT} sf. Daha zengin; ok zengin; en zengin. anak, [a-na-k] is. 1. Hayvanlarn yatp yuvarlana rak srtlarn kadklar ve parazitleri dktkleri (ag m a:r) {OsT} is.

AR
ularnn iddetli uyarlmasyla ortaya kan, ac dan daha srekli, szdan daha iddetli beden st rap; ac; buruntu; kulun. 2. Doum ncesi duyulan strap. 3. Manevi olarak duyulan znt, strap. S ar eii, insann grltye en fa zla dayanabildii noktadaki sesin iddeti. | ar kayb, Arlara kar | duyarszlk kazanmak. | ar kesen, Ary kesen | (ila ).|| a r kesici, Ary kesen, y o k eden ila.\\ a r kesinli, Arnn dinmesi.\\ ar kesilmesi, A

U H K f f S H .1 4 6 olan. 2. Ars, strab olan. S arl nokta, nsan

vcudunda kendiliinden veya zerine bastrld zam an aryan snrl blge. Arl2, [Ar-l] (a rl) is. Ar ilinden olan kii, arm a, [ar-ma] is. 1. Armak ii. 2. Vcudun
herhangi bir yerinde duyulan srekli acma. 3. Memeli hayvanlarda kenelerle bulaan bir asalan alyuvarlara yerlemesi sonucu meydana gelen ate li hastalk; babesiyoz. S arm a asalaklar, Sr,

ry veya acy duymaz olmak; ar veren durumun ortadan kalkm olm as. | ars tutm ak, 1. Doum | sancs balamak. 2. (Bir organda zaman zaman beliren arlar iin) tekrar ortaya kmak. | ar | sz, Arm a ve szlam a biiminde kendini gsteren rahatszlklar.\\ ar tutm ak, Doum ncesi sanc lar balamak.\\ arya yatm ak, {az} 1. Tifo has talna tutulmak. 2. Aleyhte bulunmak; ekitir mek; yermek. [D S]|| ary dindirmek, la vererek arlara kar duyarszlatrmak ,| ary kesmek, | la vererek ar duyulm az hle getirmek. ar2, [a-ar] {az} zf. 1. Tarafndan; ... ynnden;
...-den doru; ...ya doru; ...-m boyunca. 2. ... -den beri; ...-den sonra; ...-den itibaren. 3. Dolay; tr; dolaysyla. [DS] arcak, - [ar-cak] {az} is. Gzde srekli apak yapan bir gz hastal. [DS] arcaklanm ak, [a-r-cak-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] (Gz iin) hastalanmak. [DS] arcakl, [a-r-cak-l] {az} sf. 1. (Kii iin) hasta lktan kurtulamayan; hastalkl; arl; szl. 2. (Hayvan iin) hastalkl. [DS] ark 1, [ar-k > ar- / aru- > ar-k j > ' ] is. 1. Vcudun belli bir yerinde duyulan ar, sz; sanc; yel; {az} (ayn). [DS] 2. Hastalk, hasta. 3. {az} Srde yryemeyecek ya da zor yryebilecek durumda olan hayvan. [DS] ark2, - [a-rk / a-dk / a-duk] {az} sf. D kn; mptela. [DS] ark3, - [a()r-k] sf. (Yiyecek, zellikle et iin) bozulmaya, kokmaya yz tutmu; arlam. ark4, - [ar > a()r-k] {az}] is. 1. Yolcu eya s; arlk; yk. 2. Bir yere giderken yola kmadan nce gnderilen eya. 3. G zaman, dnte alnmak zere bir yere braklan eya; arlk. 4. Angarya i. 5. Manevi yk. 6. Engel; mani. [DS] arkl, [ark-l] {az} sf. 1. (Kii iin) hastalktan kurtulamayan; mzmin hastala tutulmu; hasta lkl; arl; szl. 2. Saraya benzer bir tr hastal a tutulmu. 3. Belal; ileli. [DS] arlanm a, [ar-la-n-ma] is. Bir yerinde ar, sz belirme. arlanm ak, [ar-la-n-mak] dnl. f. [-r] 1. Vcu dunun herhangi bir yerinde ar belirmek. 2. (Ha mile kadnlar iin) doum sanclar balamak. arl1, [ar-l] sf. 1. (Organ iin) aryan, armakta

koyun ve kpek gibi hayvanlarda asalak olarak yaayan kenelerin bulatrd bir eit alyuvar asala (Babesiadae). arm ak, [ar-mak] gsz. f. [-r] 1. Vcudun her
hangi bir yerinde rahatsz edici ar duymak; ac mak; sancmak; szlamak; arya duar olmak; bur mak; burulmak; sancmak; zonklamak. {eT} (ayn) [Mhenn] 2. Hasta olmak, hastalanmak. 3. {eT} n cinmek. [Mhenn] 4. {az} (Hayvanlar iin) sca n etkisi ile hastalanmak. [DS] arnm ak, [ar-n-mak] dnl. f [-r] 1. Birinin krc davranna gcenmek; alnmak. 2. {az} Bir eyden incinerek szlanmak; yaknmak. [DS] 3. nem vermek, ihtimam gstermek, zenmek, arnt, [ar-nt] {az} is. Yk; manevi yk. [DS] S arnt olmak, {az} Birine y k olmak. [DS] agrg, [ar] {eT} is. Ar [Mhenn] agrrm ak, [ar-r-mak] {eT} gsz. f. [-ur] enip arlamak. [Mhenn] arsz, [ar-sz] sf. 1. (Ameliyat, hastalk, doum vb. iin) ar ve ac vermeyen. 2. mec. Dertsiz, ta sasz; sorunsuz. 3. zf. Artmadan, actmadan; ar sz olarak. arsz bana kabast balamak, H i yoktan kendisine problem li bir i karmak. | | arsz ba m ezarda gerek, Yaayan her insann

kendine gre bir derdi vardr; dertleri ve problem leri ancak lm temizler.\\ arsz ba yastk iste mez, Problemi olmayan insan ok rahattr, uyku sunu karacak herhangi bir ey yoktur. arak, - [agr-ak / arak] is. - * arak, artm a, [ar-t-ma] is. Armasna sebep olma. artm ak 1, [ar-t-mak] gl. f. [-r] Vcudun bir
parasnn armasna sebep olmak, actmak. artm ak2, [ak > a-ar-t-mak] {az} gl. f. [-r] -* aartmak. [DS] aribe, [Ar. urb > aribe t] {OsT} is. 1. Karga lar. 2. Eski Araplarda, siyah anadan domu olan koyu renkli kiilere verdikleri isim. S aribetlA rap , 1. Arap kargalar. 2. Derilerinin koyuluu

dolaysyla Sudanllara verilen ad. 3. Siyah Araplar. asak, - [ak-sa-k / a-sa-k] {az} sf. -* aksak. [DS]
asan1, [Ar. un > an O U il] (asa:n) {OsT} is. Dallar. asan2, [Ar. un > an OU^I] (asa;n) is. Aa dallar.

I M lu M M

147

AH {OsT} is. Beyaz, siyahndan {OsTj is. 1. Boz ve esmer renk a, [Far. au Jiji-'] (a:g u :) {OsT} is. 1. Kucak. 2. m ec. Yatak. 3. Snlacak yer. S g be g, K u c a k k u ca a .| gunu am ak, Sevgiyle k a r | lam a k; k u ca k am ak. aute, [Far. te 4 i y J ] (a .g u .te) {OsT} sf. Bu x latrlm; kirletilmi. auz1, [a-uz] {az}] is. -* az. [DS] auz2, [ak+yz > auz] {az} sf. Namuslu. [DS] ava, [Ar. v I^pT] (a ;g v a :) {OsT} sf. Sapkla en ok den; en sapk, avas, [Ar. av > v ^ly^T] (a :g v a :s) {OsT} is. Yardm iin barmalar, avat, [Ar. vt (a :g v a :t) {OsT} is. 1. Ayakyollar; tuvaletler; aptesaneler. 2. Pislikler. 3. u kurlar. ayar, [Ar. gayr (dier) > ayar jU l] (ag y a:r) {OsTj is. 1. Bakalar. 2. Tamdk olmayanlar. 3. Rakipler. 4. Yabanclar. 5. Dmanlar. 6. tasvf. Allaha nis petle insanlar; Tanr olmayanlar, ayaz, [Ar. ayze > ayz ^ U l ] (agya:z) {OsT} is. Aalklar; meelikler, ayed, [Ar. ayed -uil] {OsT} sf. 1. Esner vcutlu. 2. Tembel; uyuuk; uykucu, ayer, [Ar. gayret > ayer j^l] {OsT} sf. Daha gay retli; pek gayretli; ok gayretli, aza, -a i [Ar. az > aza 5 >\y-\] (a z a :) {OsT} is. Dmanla savamalar; gazalar, azeb, [Ar. azab > azeb _~^pt] {OsT} sf. Pek fke li; ar gazapl, azef, [Ar. azef ^ l ] {OsT} sf. (Hayvan iin) uzun ve sarkk kulakl, azel, [Ar. gazel > azel J - ^ '] {OsT} sf. 1. Pek kane. 2. is. En iddetli stma, aziye, [Ar. z > aziye 4 jpI] {OsT} is. Yenip ii lecek eyler; gdalar. ah 1, [ah (yans.)] is. ksrme, balgam karmay an latan kk. a h -r-ak -l (ksrkl, balgam l), ahm uk (balgam ). ah", [ah (yans.)] is. Derinden bir soluk verme eylemi ile birlikte pimanlk, beenmeme, yaknma vb. duygulan ifade eden kk. ah-la-m ak. ah3, [ah] (a :h ) is. lenme, beddua, kt dilek. S1 aha gelmek, B ed d u ay a u ram ak.| ah alm ak, B iri tara | fn d a n bed d u a edilmek.\\ ah etmek, B ed d u a etm ek, ilenmek.\\ ahi gklere km ak, Yaknm alar son sn rn a gelmek.\\ ahi kalm ak, B irinin zerine kti d ile k veya b ed d u a d a bulunmak.\\ ahi (yerde) kal m am ak, B ed d u a edilen, ilenilen birin e istenilen kt l k g elm i olmak.\\ ahi k r etmemek, D ert

asem, [Ar. aem aser, [Ar. aser

daha ok sa veya sakal, li, kaba tyl kilim veya aba. 2. Kurbaa yosunu. 3. Karabatak kuu. 4. sf. (Kii iin) aalk; baya as, [a-s] sf. 1. A gibi rlm. 2. Grnm aa benzeyen. S as oluum, B eyin kk n de bulunan n ron larn u zan tlarn dan m eydan a gelm i, uyank lk, yn, a y ak -g z h a rek et uyumu, k a s g er ilm eler i nin denetim i, solunum, k alp kaslm as ve da m a r basn c g ib i fon ksiy o n la rn y n etild i i sin ir a. | | as tabaka, e m e d e byk r o l oynayan id ra r tor basn d aki a eklin d ek i k as dem eti. aslama, [a-s-la--ma] is. Baz yaptrclarda uygun bir sertletiricinin etkisiyle meydana gelen tersinmez dnm, aa, [Ar. a Ll] (a g a :) {OsT} sf. 1. (Kii iin) pek baygn. 2. (Hayvan iin) bedeni kara yz be yaz. aak1 - [a-()--ak > a-alc] {az} 1. Herhangi , bir cismin dnmesi iin taklan arca para; volan. 2. Arak. [DS] aak2, - [aak /aa] {az} sf. Alak. [DS] aiya, [Ar. > aiye perdeler. 2. Zarlar, ata, [Ar. ata gzl. atye, [Ar. t > atye *J^I] {OsTj is. Perdeler; r tler. au, [au] is. a. aul1 [Kaz. avl / avul > al / aul] {az} is. 1. Ak , alanda yaplan al; aal. 2. Eve yakn yerde etraf itle evrili sebze bahesi. [DS] aul2, [Far. fl J y - ] (a .g u .l) {OsT} is. fkeli fkeli gz ucuyla bakma, aulamak, [au-la-mak] {az} g l . f [ - r ] [-l(u )-y or] - alamak. [DS] allanmak, [au-la-n-mak] {az} e d il.fi [-r ] a lanmak. [DS] austos, [Lat. Augustus (R om a im paratoru )] is. Yln sekizinci ay, otuz bir gndr, fi1 austos bcei, 1. Z ar kan atllard an bitkilerin b e si suyu ile beslen en , g en ellik le y a z a y la rn d a o rtay a kan, erk ek leri karn altlarn d a ki z a r la r titreterek kula rahatsz e d e c e k e k ild e crlt ka ra n b ir b cek , (C icad a p leb e ja ). 2. m ec. G eveze, y e r li y ersiz o k konuup k afa iiren kii. | austos bcekleri, z oo l. Austos | b ce ig iller takm ndan k s a duyargal, e kanatl, ayaklar p a r a l b c e k le r alttakm , (C icadidae).\\ austos cevizi, Yuvarlak, sa r ve ince kab u k lu f a k a t y a l b ir ceviz eidi. | Austosta suya gir | se balta kesmez buz olur. T alihsizlik bildirir. {OsTj sf. 1. Karanlk. 2. Zayf I] {OsT} is. 1. rtler;

AH lenmesi, iky eti ve bed d u a s b ir trl y erin e g elm em ek. | ahm ahm, (K ii veya n esn eler iin, | olumsuz an latm larda) b e e n ile c e k b ir yan o lm a yan ; orta h ili; y le byle.\\ ahm alm ak, Birinin beddu asn a uram ak. | ahini ekmek, B ed d u a ed i | le c e k b ir hatan n karl n g rm ek ; ald bed d u ann b ed eli o la c a k kt l klere uram ak. | ahi tut | mak, B ed d u a eden birisinin dilein in y erin e gelm i olm as. ah4, [ah] (a :h ) nl. 1. Kendi bana anlam bulun mamakla beraber kullanld yere ve sesin tad tona gre; ac, zlem, beenme, hayret, korku, beddua, znt, dert, keder duygularm ifade eden edat. 2. Feryat; inilti. S ah ekmek, D erin b ir k e derin veya zlem in etkisi ile derin b ir n efes eli in d e A h!" sesin i karmak.\\ Ah deme, ayar duyar da O h! der, Olumsuz bir olay k arsn d a yan p yaklm an n y a ra r olmamak.\\ ah etmek, F e ry a t etm ek, i ekm ek. | Ahi gitmi, vahi kalm. E sk i | den g zel v e ek ici olan birinin bu zelliklerin i y i tirdiinin ifadesi. | ah ile, vah ile, ikayet ve dert | len m elerle. ah5, [Ar. ah T] (a :h ) {OsT} is. 1. Erkek karde. 2. Arkada; dost. S ah bil-libn, St kardei.\\ ah lieb, B a b a b ir an a ayr k a r d e.| ah li-ebeveyn, Ana | b a b a b ir karde. ah6, [Far. h ^T] (a:h) (OsT) nl. Aferin. ah7, [ak > ah] {eAT} sf. Ak; beyaz. aha1, [aha] ( a ha) {az} e. 1. ite orada! anlamnda halk arasnda gsterme edat; ite {eAT} (ayn). [DS] 2. nl. Hayret; korku; kzgnlk; alay; sevin vb. bildirir. 3. {az} Evet. [DS] aha2, [Ar. h U-T] (a :h a :) {OsT} is. 1. Karde. 2. Dost. ahab, -bb [Ar. ahabb {OsT} sf. Daha ok sevi len, en ok sevilen; pek sevilen, ahabir, [Ar. haber > ahbr (h a b erler) > ahbir y . ^ ] (a h a:b ir) {OsT) is. Haberler; rivayetler. Ahabi, [Ar. ahbe > ahbi ^ U -l] (a h a :b i) {OsT} sf. Habeistanl; Habeistanllar, ahack, [aha-ck] ( a h a ck) e. te, hemen orackta! anlamnda gsterme edat. ahad1, [Ar. ehd > hd jL^T] (a :h a :d ) {OsT} is. 1. Birler. 2. Fertler, halktan olan kiiler, sade vatan da. 3. mat. Birden dokuza kadar olan saylar. S hd hnesi, {OsT} B ir le r b a sa m a .| hd- ns, | {OsT} H alk ta b a k a s; avam . ahad2, [Ar. ehad j^I] {OsT} is. 1. Bir; tek. 2. Fert; ki i; birey. 3. mat. Birler hanesi. S alad-hma, {OsT} kiden biri.| ahadl-ahadeyn, {OsT} E siz; | ben zersiz; em salsiz. ahad3, [Ar. ahad -^1] {az} is. Pazar gn. [DS]

I M I IC E M .1 4 8

ahad4, -dd [Ar. hadd > ahadd -^-1] {OsT} sf. Daha keskin; pek keskin; ok keskin, ahadid, [Ar. hdd > ahdd Jj.iU-T] (a :h a :d i:d ) {OsT} is. Vcutta kalan sopa veya kam izleri, ahadis, [Ar. hadis > ehds ^ .j'j-1] (a h a :d i:s) {OsT} is. Hadisler. 0 ahdis-i nebeviye, {OsT} isi. Hz. M u ham m edin szleri. ahadiyet, [Ar. ehdiyyet oj.:U I] {OsT} is. 1. Birlik, teklik anlamnda sadece Allahn (sfat) isimlerin den. 2. isi. Gvenilir birok kii tarafndan deil de yalnz bir tek kiinin naklettii hadisin durumu, ahaf, -ff [Ar. hafif > ehaff ^M-\] {OsT} sf. Daha hafif; en hafif; pek hafif, ahail, [Ar. ahil Js^-I] (a h a .il) {OsT} is. ri yapl ve kibirli kiiler. ahak, -kk [Ar. halk > ehald js-l] {OsT} sf. 1. En hakl; daha ok hakl; pek hakl. 2. En fazla yetki verilmi bulunan, ahal, -li [Far. hl JU-T] (a :h a :l) {OsT} is. Bir ie yaramad iin atlacak olan ey; erp. ahali1, [Ar. ehl (m ensup) > ehll J U l ] (a h a :li:J {OsT} is. 1. Bir lkedeki, ehirdeki insanlar; ortak zellik leri yalnz bir yerde oturmak veya bulunmak olan insan topluluu. 2. Bir yerde toplanm insan gru bu; kalabalk. 3. Uyruk. 4. Cemaat. ahali2, [Ar. ehil > ehl J'-* !] (a h a :li:) {OsT} sf. yi bilenler; uzmanlar; eksperler. a h a r1 [eT. akur] {az} is. 1. ay; dere; akarsu. 2. , Hayvanlarn su itii aa, ta ya da beton yalak; eme yala. 3. Hayvan barna; ahr; tavla. 4. Hayvan yemlii. 5. Tahta dibek. [DS] ah ar2, [Ar. ahar >-T] (a .h a r) {OsT) sf. 1. Baka; di er.

2. kinci; bakas.

ah ar3, -rr [Ar. harret > aharr j^t] {OsT} sf. Daha s cak; ok scak; en scak. ah ar4, [Far. hr jUT / jl^T] (a h a ;r) {OsT} is. 1. Hat tatlarn kdn yzeyini kayganlatrmak iin kul landklar yumurta ve niasta karm cila maddesi. 2. Kahvalt. 3. Bir tr elik, ah arlam a, [ahar-la-ma] (a h a :rla m a ) is. Przl bir kt zerine ahar srerek parlatma ii. aharlam ak, [ahar-la-malc] (a h a :ia m a k ) g l . f [-l()y o r ] Ypranm veya yzeyi przl bir kd yaz yazlabilecek hle getirmek iin ahar srerek par latmak, kalemin kaymasn salamak zere cilala mak. ah arh , [ahar-l] (a h a :rl) sf. (Kt iin) ahar srerek parlatlm. ah as1, -ss [Ar. ha > eha {OsT} sf. 1,

01M { S I l I . 1 4 9 Daha zel; en zel; pek zel. 2. Daha yakn; en ya kn; pek yakn. 3. zf. Balca; belli bal. ahas2, -ss [Ar. hasis > ehass ^-=-1] {OsT} sf. 1. Daha cimri; en cimri; pek cimri. 2. (Kii iin) daha baya ; en baya. ahasn, [ak-mak > ah-a-s--n- akacan. ahasif, [Ar. ehsf (a h a :si:f) {OsT} is. Top ra tasz, yumuak ve kumlu olan yerler, ahasin, [Ar. ahsen ( o k gzel) > ehsin *>1^1] ( a h i sin) {OsT} sf. ok gzel olan (eyler), ahat, [Ar. 'ahd] {az} is. ou zaman kendi kendine verilen sz. [DS] ahavat, [Ar. uht > ahavt olji-l] (alava:t) {OsT} is. {eAT'} zf. Nasl

AH
ahbari, [Ar. ahbr > ahbr lSjM-'] (a h b a :ri:) {OsT} sf. 1. Haber verici; rivayeti. 2. Tarihi, ahbas, [Ar. habs > ahbs (a h b a :s) {OsT} is. 1. Hapishaneler; zindanlar. 2. Su bentleri. 3. Su bent lerinin oluturduu havuzlar. 4. Herhangi bir kou la bal olmakszn vakfedilen araziler, binalar vb. ahbaz, [Ar. hubuz (ekm ek) > ahbz jM -'] (a h b a :z ) {OsT} is. Ekmekler. ahbel1 [Ar. ahbel J ^ l ] {OsT} is. Brlce tanesi. , ahbel2, [Ar. ahbel J {OsT} sf. Deli; kak; divane, -I] ahben, [Ar. ahben ^ 1 ] {OsT} sf. Kamna su toplanan kimse. ahbes, [Ar. hab > ahbe c-^1] {OsT} is. ok kt;

en kt; mundar, 1. Kz kardeler. 2. Bayan arkadalar. 3. m ec. Bir ahbeseyn, [Ar. ahbes > ahbeseyn j ^ ~ '] {OsT} is. birine benzeyen eyler. S ahavt- Hud, isi. H d ok kt olan iki ey. S u resi ve benzerleri. {OsT} Ahbe, [Ar. habe > ahbe J^=~\] {OsT} is. Habe; Habeistanl. ahbn, [Erme, ab(in)] {az} is. Gbre. [DS] S ahbn tarla, {az}l. G brelenm i tarla. 2. T opra kuvvetli tarla. [DS] ahbiye, [Ar. hb > ahbiye -u^] {OsT} is. Kl bedevi adr. ahbun, [Erme, ab(m)] {az} is. -* ahbm. [DS] ahbunlam ak, [ahbun-la-mak] {az} gl. f. [ - r ] [l(u )-yor] Topra gbrelemek; gbre dkmek. [DS] ahbunluk, -u [ahbun-luk] is. Gbre konulan yer; gbrelik. ahcal, -li [Ar. hacl > ahcl JU ^ I] {OsT} is. 1. Topuklar. 2. Zincirler, ah car, [Ar. hacer (ta) > ahcr is. Talar. ahcen, [Ar. ahcen ahceste, [Far. ahceste {OsT} sf. (Sa iin) kvrck, {OsT} is. Kap eii, (a h ca .r) {OsT} is. ki karde.

ahaveyn, [Ar. aha (karde) > ehaveyn ahavi, [Ar. ahi > ahv

(a h a :v i:) {OsT} sf. 1.

Kardee; karde gibi. 2. Ahilik rgtne ilikin, ahaz, -zz [Ar. ahaz J-I] {OsT} sf. Daha mutlu; en mutlu; pek mutlu, ahba, [Ar. haba1 > ahb1 Ls~l] (a h b a :) {OsT} is. Saray adamlar. ahbab, [Ar. habb > ahbb oL ^ I] (a h b a :b ) {OsT} is. -* ahbap. ahbap, -b [Ar. habb (dost) > ahbb (dostlar) u U I ] is. (T rke'de teklik o la r a k kullanlr.) 1. Bildik; tandk; dost; arkada. 2. sf. Senli benli. 3. nl. Ta ndk olmayan birisine seslenmek, onun dikkatini ekmek iin kullanlan seslenme sz. S ahbap avular, H er zam an ve h e r y e r d e birlikte bulu nan lar.| ahbap olmak, B ir kim sey le dost, a rk a d a | olm ak. ahbapa, [ahbap-a] zf. Samimi bir ekilde, dosta, ahbaplk, - [ahbap-lk] is. Dost, arkada olma du rumu; dostluk; arkadalk, fi1 ahbaplk etmek, A r k a d a lk etm ek; undan bundan konum ak. ah b ar1 [Ar. haber > ahbr jM -'] (a h b a :r) {OsT} is. 1. , Haberler, bilgiler. 2. Hikyeler, rivayetler. 3. Tarih ler. 4. yilikler. 5. Yaz mrekkepleri. ahbar2, [Ar. hibr (bilm ek) > ahbr jl^ l] (a h b a r) {OsT} is. 1. Bilginler; alimler. 2. Yahd. Tevrat h kmlerine uygun biimde itihatta bulunan Yahudi bilginlerine verilen ad. ahbar3, [Erme, epayr] is. 1. Erkek karde. 2. nl. Ermeni erkeklerden sz ederken ya da onlara ses lenirken sylenir. 3. {az} Orta yal kimse ile alay etmek iin sylenen sz. [DS]

ahciyh, [Erme, aig (kz)] {eAT} - * ahik. aha, [ak-a] {eAT} sf. 1. Beyazmtrak; aka. 2. gen . Para. ah1, [a- > ah-] is. Yemek piirme ve yapmay meslek edinmi olan kimse. S ah ba, M utfak e fi.| ah dkkn, M utfanda tek kiinin g r e v | ald k k lokanta.\\ ah gzeli, Y em eklerin ze rin e dk len kzdrlm krm z b ib e r ve s a l a l y a ; 505.11 ah yam a, Y iyecek ayklam a, tem iz lem e ve bu lak y k a m a g ib i ilerd e aban n yardm cs. ah2, [ah-] {az} is. ou zaman yank yank ah eken kimse. [DS] ahlk, - [a()--lk] is. Yemek yapma ii ve mes lei.

AH ahik, [Erme, ailc] is. 1. Ermeni kz. 2. argo. Yabanc kadn, kz; bayan turist. ahd1 [Ar. ahd (yazl sa y fa ; verilen sz) j**] {OsT} , is. - * ahit, t? ahd balam ak, {eAT} Sz verm ek; an tlam ak; szlemek.\\ ahd eylemek, {eAT} Sz lem ek ; antlamak.\\ ahdi smak, {eAT} A nlam ay bozm ak. | ahd peymn, {OsTf S zlem e; a n tla | m a; m ukavele. ahd2, [Ar. ahd j^p] {OsT} is. Devir; zaman. S ahd-i ahdetme, [Ar. ahd+ T. et-me

I H I I H I I C E S O Z lli.
( a hdetm e) b. is. Ahdetmek ii; sz vermi olma, ahdetmek, [Ar. ahd+ T. et-mek iUsjIJljp] ( a hdetm ek) gsz. b . f . [(-d )-er ] 1. Kararlatrp kendi ken dine sz vermi olmak. 2. Szn tutacana dair Allaha yemin etmek. 3. Szlemek; antlamak. 4. (Kz iin) kocaya vermek; evlendirmek, ahd, [Ar. ahd > ahd s-i**] (ah d i:) {OsT} sf. Szle

meye dayanan. evvel, lk a. | ahd-i kadm, {OsT} E sk i zam an. | | | Ahdiatik, [Ar. ahd-i atk (eski szlem e)] (ah d iati.k) ahd-i karb, {OsT} Yakn zam an. {OsT} is. 1. Hristiyanlarm Kitab- Mukaddesinde ahda1, -a [Ar. ahda' {OsT} sf. Daha alak sadan nceki zamanlara ilikin branice veya gnll; en alak gnll. Aramice kitaplar. 2. Tevrat. ahda2, -a [Ar. hud'a > ahda' {OsT} sf. 1. En Ahdicedit, [Ar. ahd-i cedt (yeni szlem e)] (ahdi aldatc; ok aldatc. 2. is. anat. nsann ensesine c e d ir ) {OsT} is. Flristiyanlarm Kitab- Mukadde yakn iki damar, s inde sann zamanna ve daha sonrasna ilikin ahdak, [Ar. hadeka > ahdk {OsT} is. Gz be ksmlar; ncil, bekleri. ahdname, [Ar. ahd + Far. -nme (ah d n a:ahdan, [Ar. hadin / hadn > ahdn {OsT} is. Dert ortaklar; dostlar; yoldalar, ahdar, [Ar. hazar (yeil olu) > ahdar jU-l] {OsT} sf. Yemyeil. ahdariyet, [Ar. ahzar> ahdariyyet cojU -l] {OsT} is. (ahda;n ) m e) {OsT} is. mparatorluk dneminde, yabanc bir devlet ile yaplan szlemenin yazl rnei, ahe, [Ar. h (kardeim ) / eT. ak (cm ert)] {eAT} is. Sevilen kimse; dost; {az} (ayn). [DS] ahek, [Far. hek dUT] (a :h ek ) {OsT} is. Kire. S

hek-i siyah, {OsT} D ayan kl b ir tr imento.\\ Yeil olma durumu; yeillik, hek-i tefte, {OsT} Snm em i kire. ahdarm ak, [aktar-mak / ahtar-mak] {az} gl. f . [-r ] ahen, [Far. hen ^ T ] (a ;h en ) {OsT} is. 1. Demir. 2. 1. Devirmek; toplamak. 2. Kartrmak; altst et mek; evirmek. 3. Dolu olan bir eyi boaltmak. 4. Kl, kama gibi silahlar. 3. Zincir. 4. sf. m ec. Sert; Batan sonuna kadar okuyup bitirmek; hatmetmek. kat; merhametsiz. S hen-iyn, {OsTf D iki 5. Aramak; aratrmak; soruturmak. 6. Arayp yks.| hen-be, {OsT} ulhalarn d o k u y a ca k la | bulmak. 7. armak. 8. Tarlay ikinci kez srmek; r bezin iki y a n n a k oydu klar dem irli a a . | hen| aktarmak. [DS] ce, {OsT} D oku m aclarn burum ay n lem ek iin d o ku y aca kla r bezin iki tarafn a koydu klar dem irli ahdas, [Ar. hade > ahds (a h d a:s) {OsT} is. a a .| hen-cm e, {OsTf 1. D em ir e lb is e ; zrh. 2. | 1. Yeni meydana gelen olaylar. 2. m ec. Talih dei Sandklara, f la r a taklan dem ir ember.\\ henimleri. 3. Fenalklar; belalar; musibetler. 4. Gen cn, {OsT} 1. D em ir canl. 2. m ec. S a b rl; taham ler. m ll; cefa k e. 3. Katyiirekli.\\ hen-flb, {OsTf 1. ahdeb1, [Ar. ahdeb {OsT} sf. 1. Kambur. 2. D em ir u bu k; i. 2. Kepe.\\ ahen-dest, {OsT} 1. mec. artc; zor; mkl. D em ir elli. 2. E li d em ir g ib i kuvvetli. | hen-des| ahdeb2, [Ar. ahdeb {OsT} s f (Kii iin) ba tne, {OsT} E li dem ir g ib i o la n a y a k rca sn a .| [ hen-dg, {OsT} D em ir kazan .| hen-dil, {OsT} 1. | kalarnn dncesine hi deer vermeyen, uzun D em ir y rek li; k ah ram an ; cesur. 2. A cm asz; m er boylu ve ahmak, ham etsizdi hen-ger, {OsT} D em irci.| hen-geri, | ahdebiyet, [Ar. ahdebiyyet {Os T} is. Kam {OsT} Demircilik.\\ hen-h, {OsT} G em i azya alan burluk. sert ba l a t.| hen-hy, {OsT} G em i azya alan | aliden, [Ar. ahd > ahden fj^t] ( a hden) {OsT} zf. sert b a l a t.| hen-i cft, {OsT} S aban dem iri.| | | hen-i gv, {OsTf S aban dem iri.| hen-i nerm, | Szleerek; taahht ederek. {OsT} Yumuak dem ir. \ hen-i sebz, {OsT} yi ile \ ahder1, [Ar. ahder {OsT} sf. a. n ebilen e l i k | hen-i serd, {OsT} 1. S o u k dem ir. | ahder2, [Far. ahder {OsT} is. Karde ocuu; 2. m ec. n safsz kalp. | hen-i ter, {OsT} yi ilen e | yeen. bilen elik .| hen-ke, {OsT} 1. D em ir eken . 2. | M knats.| hen-pre, {OsT} D em ir paras.\\ | alderiy, - y y j [Ar. ahderiyy {OsT} is. zool. hen-pye, {OsT} D em ir a y ak l.| hen-p, {OsT} | Yaban eei.

H IK E SOR. m

AHF

D em ir kuanm ; zrh giymi.\\ len-reg, { OsT} 1. ahenkletirme, [ahenk-le--tir-me] (a ;h e;n k letirm e) D em ir d a m a rl; sa la m ; dayankl. 2. K uvvetli at. | | is. Ahenkli hle getirme, hen-rb, {OsT} Mknats.\\ hen-s, {OsT} 1. ahenkletirmek, [ahenk-le--tir-mek] ( a h e n k le tir E e ; b ile i ta. 2. Trp.| hen-sy, {OsT} -* a| m ek) g l . f [-ir ] Uyum salar hle getirmek, hen-sa. ahenkli, [ahenk-li] (a:hen kli) sf. Uyum iinde bulu nan; uygun, denk dm, ahene, [Far. hen > hene <n*T] (a ;h en e) {OsT} is. Demir halka. aheng, [Far. heng T] (a;h en g ) {OsT} is. -* ahenk. heng-dr, {OsT} Uyumlu; dzenli; ahenkli. | | heng-i esvt, {OsT} dbl. nl uyumu.\\ heng-i ezel, {OsT} fe l. ncel dzen .| heng-i savit, | {OsT} dbl. S esli uyumu.\\ heng-i selset, {OsT} ed. Akclk. | aheng-i taklid, {OsT} dbl. Yansm al | sz c k ler; onom atopi. ahenger, [Far. hen-ger Demirci. ahen, [Far. hen > hen ^ T ] (a :h en i:) {OsT} sf. 1. Demirden yaplm. 2. m ec. Sert; kat. ahenn, [Far. hen > henn j^T] (a ;h en i;n ) {OsT} sf. 1. Demirden yaplm. 2. Demir gibi; sert; kat; salam. 0 henn-cn, {OsT} K at y rek li; m erham etsiz.| henn-cier, {OsT} 1. D ayankl. 2. C e| sur.| henn-dl, {OsT} 1. D em ir y rek li; cesu r; | kahram an . 2. K at y rek li; merhametsiz.\\ henndu, {OsT} K uvvetli; m etin.| henn-kb, {OsT} | D em ir c p p e; zrh. | henn-kem er, {OsT} 1. Stun. | 2. Can p e k yi it; cen gver. | henn-reg, {OsT} | B a s e rt at. ahenk, -gi [Far. heng (a. hen g) is. 1. Uyum. 2. Seslerin uyumu. 3. Birbiri ardna gelen kelimelerin sese uyumu. 4. Ayn anda duyulan seslerin ba datrlmas sistemi; uyum; armoni; akort. 5. Bir btnn paralar arasndaki uyum. 6. Duygular arasndaki uyumun verdii rahatlama. 7. Mzikli toplant, elence. 8. ed. iir veya dz yazda, sz ck ve szck beklerinin ses ve yap benzemesin den doan gzellik. 9. fe l. Evrende grlen dzen. 10. mim. Bir eserin boyutlar ile dier eleri ara sndaki uyum. 11. mz. Sazlarn ve sesin belli bir ekilde dzenlenmesi. 12. mz. Bir paradaki nota lar arasndaki armoni. S ahenge uymak, A lm ak; katlm ak; in tibak etm ek. | ahengi bozulmak, D irli | i dzeni kalm am ak, huzursuz olm ak. | ahengini | bozmak, Huzurunu bozm ak, rahatn karmak\\ ahenk etmek, Sazl szl, ikili e len c e tertiple m ek,| ahenk eylemek, Sazl szl, ikili e len ce | tertiplem ek.^ ahenk kaidesi, dbl. nl uyumu.\\ ahenk katm ak, B ir toplantnn skcl n g id er mek, neelendirmek.\\ ahenk kurm ak, Uyumak, anlamak.\\ ahenk salam ak, D zene sokm ak, b ir lik salamak.\\ ahenk tahtas, mz. T elli sa z la rd a tellerin stne g erild i i k a p a k tahtas. | ahenk ye | ri, {az} Oyun yeri. [DS] (a :h en g er) {OsT} is. ahenklilik, -i [ahenk-li-lik] (a:hen klilik) is. Uyum ve denge iinde bulunma durumu, ahenksiz, [ahenk-siz] (a:hen ksiz) sf. Uyum iinde bulunmayan; uygunsuz, denk dmemi, ahenksizlik, -i [ahenk-siz-lik] (a:hen ksizlik) is. Uyumlu olmama durumu; dzensizlik; karmaa, ahenktar, [Far. heng-dr (a :h en kta :r) {OsT} sf. Ahenk bulunan, ahenkli; uyumlu, aher, [Ar. uhur (dier) > her > - T] (a ;h er) {OsT} sf. Baka; dier; gayr. S hern-nehr, g k b. G k yznn gn ey yarm k resin de y e r a la n en -N ehr adl burcun en p a r la k yld z; A chern ar. aheste, [Far. aheste 4 x~*T] (a :h este) {OsT} is. 1. Y a va, 2. Sakin, durgun. 3. Yumuak, mlayim. 4. (Ses iin) alak; hafif. 5. mz. Bir mzik parasnn yava alnmas ve sylenmesi. 6. zf. Ar ar, ya vaa. S aheste aheste, 1. A r ar, sakin sakin. 2. A zar azar, ted rici o la ra k. | aheste beste, alay. | K rla dkle, nazl nazl.| heste-ry (rey), {OsT} | Yargsnda itidalli; g r lerin d e m utedil olan h a kim. | heste-rev, Yava yiiryen.\\ heste-suhn, | {OsT} A la k s e s le ; y a v a y a v a konuan. ahesteg, [Far. heste-g (a :h es teg i;) {OsT} is. 1. Yavalk. 2. Durgunluk; sakinlik. 3. Yumu aklk; mlayimlik. 4. (Ses iin) hafiflik; tatllk, ahfa, [Ar. hafi > ahf <_y-T] (a h fa :) {OsT} sf. En gizli; pek gizli; ok gizli, ahfad, [Ar. hafd > ahfd ahfat. ahfas, [Ar. hfs > ahfas oUs-l] (a h fa ;s) {OsT} is. kembeler. ahfat, -di [Ar. hafd > ahfd (a h fa ;t) {OsT} is. 1. Torunlar; oul oullar; ocuklarn ocuklar. 2. Gelecek nesiller. 3. m ec. Yardmclar, hizmetiler. ahfaz1, [Ar. hfz > ahfaz {OsT} sf. 1. Kuvvetli hafz. 2. Kuran- Kerimi en gl bir ekilde ez berleyen. ahfaz2, [Ar. ahfaz ahfe, [Ar. hafe > ahfe {OsT} sf. 1. (Y er iin) alak {OsT} is. 1. Gzleri ve ukur. 2. m ec. (Kii iin) alak gnll, doutan kk olduu iin iyi gremeyen kimse. 2. Yalnz gece grebilen. S Ahfein keisi gibi ban sallam ak, H er f ik r i k a b u l ed ip dnm eden, yoru m lam adan k ab u l etm ek; din lem edi i h ld e mu (a h fa :d ) {OsT} is. -*

AHF

O T M T ! f S M . ,

hatabn dinliyorm u veya anlyorm t grnm verm ek. ahflye, [Ar. hfa > ahfye -u-l] {OsT} is. 1. Gizli ey ler. 2. bot. Aalarn iek tomurcuklarm rten d kabuklar. ahger, [Far. ahger 1 {OsT} is. 1. Kor hline gel ]

ahrlatm ak, [ahr-la-t-mak] gl. f . [-r ] {az} Playvan ahra altrmak. [DS] ahrm ak, [ak (yans.) > ah-r-mak f. [-u r] Tkrmek; tkrk atmak. Ahska gl, is. fo lk . Karsta tek ya da ift olarak bayanlar tarafndan oynanan halk oyunu. ahtmak, [a-t-mak > ah-t-mak J * - ^ l ] {eT} {eAT} gsz. f. [-u r] Aktmak. [EUTS] ahi, [eT. ak (cm ert) / Ar. h (kardeim ) > ahi] {OsT} is. 1. Bir kimsenin en ok sevdii yakm; ar kada; dost. 2. Cmert. 3. Yiit. 4. Ahilik ocan dan olan kimse, ahibba, [Ar. habb > ahibba L^l] (a h ib b a :) {OsT} is. 1. Sevgililer. 2. Dostlar; tandklar. ahid, [Ar. ahd J ^ ] {OsT} is. -* ahit. S ahd ba lam ak, {eAT} Sz vermek.\\ ahid-iken, {OsT} Sz lem eyi b o z an .| ahd peymn, {OsT} Sz ve y e | min]] ahd vef, {OsT} Sz ve vefa. ahidname, [Ar. C ahd+Far. nme Szleme. ahiha, [Ar. hha yemei. ahihte, [Far. hhte (a :h i:h te) {OsT} sf. (Kl iin) knndan syrlm; ekilmi, ahikka, [Ar. hakik > ahikk U^l] (a h ik ka :, h kaln ] (a h i:h a ) {OsT} is. Bulama {OsT} is. 1 {eAT} gsz. ]

mi ate; ate kz. 2. m ec. Akn yakc scakl. S ahger-i szn, {OsT} Yakan k o r ; y a k c kz. ahgiil, [Far. ahgl {OsT} is. Arpa ve buday

baaklarnn st ksm; baak kl. ahi1, [ahi / ak] {eT} sf. Cmert. [Yknek] ahi2, [Ar. h (kardeim ) ^ T ] {OsT} is. 1. Arkada; dost. 2. Cmert; yiit. 3. {eAT} Bir kimsenin sevdi i; en yakn. ahi3, [eT. ak > ahi] {eAT} is. On drt ve on beinci yzyllarda Anadoluda yaygn bir sosyal gvenlik kurumu olan Ahilik ocandan olan kimse. S> ahi baba, E s n a f lon calarn n b a n d a bulunan kim se. ahi4, [ahi] {eAT} {OsT} e. 1. Kuvvetlendirme edat. 2. {az} nl. Oh olsun. [DS] 3. {OsT} Oysa ki. ahc, [ak-mak > ahc Lf^ l ] {eAT} sf. Akc; seyyal. ahl, [Ar. hil (yerleik)] {az} sf. Grm geirmi, yal kimse. [DS] ahlgan, [? ahlgan] is. Arlarn, kavak ve kzl aa gibi bitkilerin taze tomurcuklarndan toplayarak kovan iindeki atlaklan, delikleri kapatmak ve petekleri kovana tespit etmekte kullandklar rei neli ve zamkl madde; pirebolu.

sylen ir) {OsT} sf. Daha ok yetkili; en yetkili, ahilenmek, [ahi-le-n-mek] dnl. f . [-ir ] Ahi gibi davranmak; ahilik etmek, ahilik, [ahl-lk / ak-lk J ^ - l ] {eT} {eAT} is. Cmert ahilik, -i [ahi-lik] is. 1, On be ve on altnc yzyl lik. [Yknek] larda, esnaf ve sanatkrlarn kendi aralarnda ku ahmsa, [Sansk. ahmsa] is. 1. iddete bavurmama. rumlaarak oluturduklar bir sosyal gvenlik rg 2. Zarar vermeme. 3. Hint dinlerinde saldrmazlk t. 2. Ahi olma durumu ve nitelii. 3. s f Cmertlik, prensibine dayanan ahlak ve siyasi davran, yiitlik. ahr, [Far. hr / e T ak-ur j^-T] is. 1. Bykba hay ahilla, [Ar. hall > ahill ^-1] (a h ill:, h kaln s y vanlarn kapatld, barnd yer; dam; arka; iten; gelembe. 2. m ec. Kirli, bakmsz, dank veya ok grltl yer. 3. {eT} Yemlik. [MhennjS1 ahr ak tarm as, Tarlann ilk b a h a rd a ilk d e fa srlm e si. | ahra ekmek, H ayvanlar a h r a kapam ak. | | | ah ra evirm ek, m ec. Bakm sz, p is ve d a n k h le g etirm ek .| ahra gelmek, Almak.\\ ahr ev, | {az} K y ev lerin d e a h ra bitiik olan oda. [DS] ahrlam a, [ahr-la-ma] is. Ahrlamak ii; hayvanlan ahra kapatma ii. ahrlam ak, [ahr-la-mak] gsz. f. [-r ] 1. (Hayvanlar iin) ahrda kapal kalmak; bir sre ahrda tutul mak. 2. Ahrda uzun sre kapal kalma yznden hamlamak; zayflamak. 3. {az} (Hayvan iin) ah ra almak. [DS] ahrlanm ak, [ahr-la-n-mak] dnl. f . [-r ] {az} Ev cillemek. [DS] lenir) {OsT} is. Sadk dostlar; candan arkadalar, ahille, [Ar. hall > ahille 4 UI] {OsT} is. 1. uvaldzlar. 2. iler. a h ir1, [Ar. uhur (geri) > ahir ^ 1 ] (ah i:r) {OsT} sf. 1. En sondaki, en sonuncu. 2. huk. Bakasnn nikh ls ile cinsel ilikide bulunan. ahir2, [Ar. uhur (geri) > hir ^-T] (a.h ir) {OsT} sf. 1. Son; sondaki; en sondaki. 2. Allahn sfatlanndan biri. 3. zf. Sonunda, nihayet, hasl. S ahir gz, K asm ay.| lir-i aram ba, {OsT} S e fe r aynn | son a ra m b a s.| hir-i k r, {OsT} 1. Son u ; se m e | r e ; m eyve. 2. En nihayet; iin sonunda. | ahir ne | fes, Son n e fe s.| h ir l-em r, {OsT} N ihayet; en | sonunda. | ahir vakit, Son zam an, m rn k alan son | y lla r .| ahir zam an, 1. K y am ete y akn zam an. 2. | D nyann sonu na doru. 3. Dnyann sonu.\\ ahir

I M R S M .

AHL

zam an peygam beri, 1. En son p ey g a m b er. 2. Hz. M uhamm ed. ahirbin, [Ar. hir + Far. -bn (a :h irb i:n ) {OsT} sf. Yapt her iin sonunu nceden dnen; tem kinli; tedbirli; uyank; akll. ahire, [Ar. hir / hire v-T] (a : h r e, h kaln sylenir) (OsT) sf. Son. ahire, [Ar. hire den. 2. Kahpe. ahiren1, [Ar. ahiren _*=-'] (ah i:ren ) {OsT} zf. Son zamanlarda; u yaknlarda; yakn gemite. ahiren2, [Ar. ahiren fjo-l] (a :h iren ) {OsT} zf. Sonra dan; en son olarak, ahiret, [Ar. uhur (geri) > ahiret o^J-T] (a:hiret) {OsT} is.-*- ahret. S ahiret ogl, {eAT} E vlatik. ahiretlik, -i [ahiret-lik] is. -* ahretlik, ahirin, [Ar. hir> hirin (a:hiri:n , h kaln s y lenir) {OsT} zf. Sonrakiler; en sonda olanlar; niha yette bulunanlar. ahirun, [Ar. hir > hirn jjjs-T] (a:hiru :n, h kaln sylenir) {OsT} zf. - * ahirin, ahissa, [Ar. hasis > ahiss L^-l] (a h issa :) {OsT} Cim riler. ahit, -hdi [Ar. ahd J4] is. 1. Sz verme. 2. Yemin. 3. Antlama, ittifak. 4. Emir, buyruk. 5. Nikh. ahde vefa, Sznde durma.\\ ahitleme, [ahit-le--me] is. Szleme; antlama, ahitlemek, [ahit-le--mek] ite, f . [-ir ] Szlemek; antlamak. ahitname, [Ar. ahid + Far. -nme (ahitna:m e) {OsT} is. Taraflarca gerekli yerleri imza lanm ve onaylanm olan yazl szleme metni, ahiyane, [Far. hiyne ?L^T] (a :h iy a:n e) {OsT} is. 1. Damak. 2. anat. Boaz. 3. B eyin kem ii. ahiye, [Ar. hiyye u=-T] (a:hiye, h kaln sylenir) {OsT} is. 1. Ucu yere berkitilip halkasna hayvan balanan ip. 2. Srekli felaket; musibet. ahiz1, -hzi [Ar. ahz M] {OsT} is. Alma; kabul etme. (A rapa ve F a r s a kelim elerin b a tarafn a g etiri lerek ta m lam a la r y ap lr.) ahiz2, [Ar. ahz > hiz i-T] (a:hiz, h kaln sylenir) {OsT} sf. Alan; alc; kabul eden, ahiz, [Ar. ahz > ahz 1^-1] (ahi:z, h kaln sylenir) {OsT} sf. Esir; tutsak, ahize, [Ar. hiz > hize (a:hize, h kaln s y le nir) {OsT} sf. 1. Alc; alan. 2. is. Telefonun ses al c ksm; alma. (a :h ire) {OsT) sf. 1. Zina e-

ahkab, [Ar. hukb > ahkab t_>L=-l] (a h k a :b ) {OsT} is. Uzun zamanlar, ahkad, [Ar. hukd > ahkd Kinler; dmanlklar; garezler, ahkaf, [Ar. hukfe > ahkf _sU=-l] (ahka:J) {OsT} is. Kum ynlar; kum tepeleri, ahkm , [Ar. hkm (yarg) > ahkm (ahk.m ) {OsT} is. 1. Bir konuda yle veya byle olduu kansna varma ve bunu sz ve yaz ile bildirme. 2. huk. Yarg kararlar; hkmler. 3. Uyulmas gerekli kararlar, hukuk kurallar; kanunlar. 4. gnl. Yldz larn hareketlerinden veya baz tabiat olaylarnn olu biimlerinden bir takm gelecek tahminleri. S ahkm karm ak, 1. K en d in e g r e baz n etic eler k a r m a k 2. Yersiz zan da bulunm ak. | ahkm - | adalet, {OsT} H ukuk hkmleri.\\ ahkm - adliye, {OsT} 1. A d alete ait hkm ler; hukukla ilgili dzen lem eler. 2. m p arato rlu k d n em in de A d a let B a k a n lnn ad.\\ ahkm - m ire, {OsT} E m red ici hukuk ku rallar.| ahkm - nahiye, {OsT} Y asaklayc hu | ku k kurallar.]] ahkm - nusret, {OsT} 1. Z afer h km leri. 2. Yasalar. 3. G k cisim lerinin h a rek etle rinden karlan kurallar.\\ ahkm - ahsiye, {OsT} K ii h a k la n ile ilgili kurallar. | ahkm - eriye, | {OsT} M ecelle hukukunda itikat, ibadet, m uam elat, nikh v e c e z a la r a ait hkm ler. | ahkm - tefsi| riye, {OsT} A klayc ku rallar)] ahkm kesmek, Yetkisizce, g e r e e aykr kesin y a rg d a bulunmak.]] ahkm yrtmek, Yetkisi dn da k a r a rla r v er mek.]] ahkm defteri, R esm d a ir e le r c e tutulan, iin e em ir ve talim atlarn y azld defter. ahkm km, [Ar. ahkm (yarglar) + kum (sizin) piLolis-l] is. Tek sz sahibi, ahkar, [Ar. hakaret (horlam ak) > hakir (hor, baya) > ahkar yis-1] {OsT} sf. En alak; en ciz; en aa; (a h k a ra :n e) {OsT} sf. 1. En ok en hakir olan, ahkarane, [Ar. ahkar + Far. -ne ahkem, [Ar. hkm > ahkem {OsT} zf. Zavall ve deersizlere yarar biimde, hkmeden. 2. Daha kuvvetli. S ahkem l-hkimn, {OsT} H akim lerin en ku dretlisi; Allah. ahker, [Far. ahker / ahger J j ~ / \ hline gelmi ate; ate kz, ahkk, [Far. ahkk iJjS-l] (ahk :k) {OsT} is. Ham zerdali. ahla, [Ar. hulv (tatl) > ahl >UI] (a h l :) {OsT} sf. Daha tatl; en tatl; pek tatl, ahlab, [Ar. hlb > ahlb u t l ] Trnaklar; peneler. ahlaf1, [Ar. hlf > ahlf l5U-I] (a h l :f) {OsT} is. Bir lemi olanlar; mttefikler; ittifak edenler. (a h l :b ) {OsT} sf. {OsT} is. Kor (a h ka :d ) {OsT} is.

AHL

M T M E S M .
veya ahlakla uygun olan. Y azarn hikyelerin i a h la k b ir y a k la m la d e erlen d ird i im iz d e... ahlaklk, - [ahlak--lk] (a h l :k lk ) is. nsanla rn btn davranlarm ahlak kurallarna gre yn lendirmeleri gerektiini; ahlakn ara deil de ama olduunu savunan idealist bir dnce sistemi; mo ralizm. ahlaken, [Ar. ahlk > ahlken ( a h l :ken, k kaln sylen ir) {OsT} zf. Ahlaki ynden, ahlak a sndan; ahlaki deerlendirme bakmndan, ahlakyat, [Ar. ahlk > ahlkyyt oL^U-l] (a h l :kya:t) {OsT} is. Ahlak bilgisi, ahlakla ilgili konu lar, grler. ahlakyet, [Ar. ahlki > ahllpyyet c-^U-l] (ahl:kyet) {OsT} is. 1. Ahlakllk. 2. fe l. Trelilik. ahlakyun, [Ar. ahlk > ahlkyyn (ahl:kyu :n ) {OsT} is. Ahlak zerine kitap yazan, g r ortaya atan bilginler; ahlaklar, ahlaki, [Ar. ahlk > ahlk (a h l :k :i, k kaln sylen ir) {OsT} sf. Ahlaka ait, ahlak ile ilgili; ahlak kurallarna uygun, fi1 ahlaki hkmler, B ir Ms lm an n A llah a, kendisin e, m illetine, lkesin e ve d i er in san lara k ar g rev lerin i ve soru m lu lu kla rn belirley en la h em ir ve y a sa klar. ahlakl, [ahlak-l] (a h l :k h ) sf. Hl, hareket ve tavr lar ahlaki ilkelere uygun (kimse), ahlakllk, - [ahlak-l-lk] (a h l :k llk) is. 1. Ahlak kurallarna bal olu. 2. Bir hl ve hareketin ahlak kurallarna uygunluk derecesi. 3. Toplumda iyi ka bul gren adet ve geleneklere uygunluk, ahlaksz, [ahlak-sz] (ah l:ksz) is. 1. Ahlak kuralla rna uymayan, bu kurallar hie sayan kimse. 2. m ec. Toplumun ahlaki deerlerini, edep ve hayy ineyen kimse; hayasz; iffetsiz; karaktersiz; ter biyesiz; utanmaz, ahlakszca, [ahlak-sz-ca] (a h l :k s zca) zf. Ahlaksz biimde; hayszca; terbiyesizce; utanmadan, ahlakszlk, - [ahlak-sz-lk] (ahl:kszlk) is. 1. Ahlak kurallarna uymama. 2. Ktlk. 3. Ahlaksz kimsenin zellii. S ahlakszlk etmek, Ahlak kurallarna aykr davranlarda bulunmak; ahlaksz davranmak. ahlal, [Ar. hll > ahll J }U-I] (a h l :l) {OsT} is. ten dostlar; samimi arkadalar, ahlam , [Ar. hulm (rya) > ahlm (ahl:m ) {OsT} is. 1. Dler; ryalar. 2. Ak sak ryalar. 3. Hayaller. 4. D azmalar, ahlam a, [ah (yans.) > ah-la-ma] is. Ahlamak, i ek mek ii. ahlam ak, [ah (yans.) > ah-la-mak] g s z .f. [-r ] [-l()y o r) Sknt ve znt sebebiyle A h! sesi kara rak i ekmek; gs geirmek. {eT} (ayn) [DLT] 0

ahlaf2, [Ar. halef > ahlaf J^U-l] (a h l :f) {OsT} is. 1. Yaayanlarn arkasndan gelecek olan nesil; halef ler. 2. Bir makamda, mevkide bulunan kiinin yeri ne geecek olan kimseler. ahlak, [Ar. hulk > ahlk (a h l :k ) {OsT} is. 1.

nsann doutan getirdii huylarla sonradan ka zand manevi yapsn sergileyen bir takm dav ran ve tavrlar; aktre; edep. 2. yi zellikler; g zel huylar; fazilet; erdem; hsnhl. 3. Allahn insan yarat ftratna uygun davranlar btn; tabiat. 0 ahlak bilimi, A h la k kavram nn konusu nu ve tabiatm in celeyen bilim .| ahlak bozukluu, | yi, g zel saylan davran larn terk edilmesi.\\ ah lak dersi, A h la kla ilgili kon u lar benimsetme.\\ ah lak d, A h la k k u ra lla rn a aykr olan. | ahlak d| clk, Btn toplu m larda var olan a h la k k u ra lla rn reddetm e. (N ietzsch ein f e l s e f i gr). \ ahlak \ duygusu, A hlak k u ra lla rn a uygun o la n la o la m a y a n s e m e yetisi. | ahlak dknl, Birinin a h | la k d tutumlar iin de bulunmas.\\ ahlak hocal etmek, B irin e a h la k d ersi verm eye kalkmak.\\ ah lak mazbut, A h lak asn dan ken disin e g venilir kimse.\\ ahlaki vazife, K anun zoru o lm a m a kla b e r a b e r a h la k a sn dan d oru k a b u l ed ild i i iin y a p lm as zorunlu iler.| ahlk- fzla, y i ahlak, | erd em li h l ve tavrlar. | ahlk- hamde, vlme | y e d e e r huylar.\\ ahlk- hasene, yi huylar, g zel ta v rla r.| ahlk- zemme, K tlenen, b e en ilm e | y en huylar, d av ran lar,| ahlak kurallar, Toplu | mun iyi ve g zel o la r a k k a b u l ettii ve kendisin i gelitiren , iyiletiren k u ra lla r. \\ ahlak ve adaba aykr muameleler, T oplum ca benim senm i a h la k k u ra lla rn a ve t reler e aykr a n lam a ve ilem ler. | | ahlak ve adap, B ir toplum da kiilerin uym ak z o ru nda oldu u dzen, k u ra l ve h a rek etler . \\ ahlak yasas, f e l . nsann m utlulua ulam as iin uym as g er ek li k u ra lla r btn. M utlulua lyk olm ann yolunu gsterm ekten b a k a b ir n ed en e dayan m a y a n y a sa y a a h la k y a sa s diyorum . K a n t | ahlak | zabtas, Byk e h ir halknn a h la k i d e e r le r a sn dan sa lk l b ir hayat s rd rebilm esi iin ku rulmu z a b ta tekilat. ahlakan, [Ar. ahlk > ahlkan Is'iU-l] ( a h l : kan) {OsT} zf. Ahlaka, ahlaka, [ahlak-a] (a h l : k a ) zf. Ahlak ynnden, ahlak bakmndan, ahlak, [ahlak-] (a h l :k ) is. 1. Ahlaki konulan ve ahlaki deerleri ele alp inceleyerek elde ettii bulgulardan bir senteze varan filozof; ahlakiyim. 2. Edebiyatta, insann ahlak yapsn inceleyen ve ku surlarn dzeltmek amacyla eser veren yazarlar. 3. evresinde meydana gelen her eyi ahlaki adan deerlendirip dnce ve hareketlerini ahlaki esas lara gre dzenleyen kimse. 4. sf. Ahlaki esaslara

S H

S M . 155

AHM

ahlayp oflamak, D ertlenm ek, ik y et etm ek, sz lanm ak. ahlas, [Ar. hul (temiz, katksz) > hli (saf, iyi ni yetli) > ahla {OsT} sf. 1. (Madde iin) en

ahmakslatan, [ahmak+s-la-t-an] is. nce ince ise leyerek yaan yamur, ahmaki, [Ar. ahmak! (ah m a.ki:, k kaln s y (ahlenir) {OsT} is. Ahmaklk; aklszlk; bnlk, ahmakiyet, [Ar. ahmak! > ahmkiyyet m a:ki:, k kaln sylenir) {OsT} is. Aklszlk; ah maklk. ahm aklam a, [ahmak-la--ma] is. Ahmaklamak ii; ahmak durumuna gelme, ahm aklam ak, [ahmak-la--mak] gl. f . [ - ] 1. Bir an iin armak; bocalamak. 2. Akl, zeks gide rek ilemez duruma gelmek; aptallamak, ahm aklatrm a, [ahmak-la--tr-ma] is. Ahmakla trmak ii; ahmak hle getirme, ahm aklatrm ak, [ahmak-la--tr-mak] gl. f. [ -r ] Birini, akl ilemez ve zeksn kullanamaz hle getirmek; ahmaklamasna neden olmak; aptalla trmak. ahmaklk, - [ahmak-lk] is. 1. Anlama ve kavrama yeteneklerini kullanamama durumu; aptallk; kafa szlk. 2. Ahmak kimselerin davran biimi, ahm al, -li [Ar. hami (yk) > ahml JU ^I] (ah m a:l) {OsT} is. Ykler; arlklar, ahm as, [Ar. humus > ahms (a h m a :s) {OsT} is. Bete birler. S ahmsttl-kadem, {OsT} anat. A yak taban. ahmed, [Ar. hamd > ahmed -u^-l] {OsT} sf. 1. ok vlm; methedilmi; en ok minnettarlkla anl maya deer. 2. z. is. (B a h a rfi byk yazlr) Hz. Muhammedin adlarndan biri. S ahmed avu, argo. Rvet. ahmedek, -i [Far. ahmedek i-u^~l] is. 1. kale. 2. Asl kalenin dnda kk bir kale (?). Ahmed, [Ar. ahmed > ahmed! (ah m ed i:) {OsT} sf. 1. Mslman. 2. Hz. Muhammed ile ilgili nitelikler; onunla ilgili eyler, ahmediye, [Ar. ahmediyye 4j-u^I] {Os T} is. Eski bir kuma tr. ahmend, [Far. ahmend j-u-T] (a:hm en d) {OsT} sf. Yalanc; dzenbaz, ahm er, [Ar. humret > ahmer y>^l] {OsT} is. Krmz; kzl. S ahm er-i safra, {OsT} biy. d sars. ahm eran, [Ar. ahmer > ahmeran jl_ ^ l] (a h m era:n ) {OsT} is. 1. Krmzlar; kzllar. 2. arap ile et. 3. Altn ile safran, ahm ereyn, [Ar. ahmer > ahmereyn ki krmz; ahmeran. ahmes, [Ar. ahmes ,j~ ^ l] {OsT} sf. kuvvetli; en yiit. 2. (Y er iin) kat, ahmet, [Ar. ahmed -u^l] sf. -* ahmed. {OsT} is.

saf; hi kar olmayan. 2. (Kii iin) ok temiz yrekli; iyi niyetli. ah lat1 [Ar. halt > ahlat .kU-l] {OsT'} . ok kark; , karmakark; en kark. ahlat2, [Ar. hlt > ahlat 5U-I] (a h l :t) {OsT} is. 1. Bir karm oluturan paralarn her biri; eler; un surlar. 2. Kark eyler. 3. Beden yapsn olutu ran eler, mizalar. S ahlt- erb aa, {OsT} E ski den, tpta on dokuzuncu yz y la k a d a r yaygn olan b ir g r e g r e aln an besin lerin insan vcudunda m eydan a g etird ik leri k a b u l ed ilen kan, sa fra , b a l gam, se v d a g ib i d en g eli d rt unsur. | ahlt- faside, | {OsT} 1. B ozu k ve uyumsuz eler. 2. m ec. B ozu k m iza.| ahlat- m ahmde, {OsT} 1. B ed en d ek i d rt | unsurun d en g eli oluu. 2. m ec. A hen kli m izalar. ahlatJ, -t [Yun. ahlad] is. 1. Krsal alanlarda yeti en, glgillerden yaban armudu (Pirus elea g rifo lia ) ve bunun kk meyveleri. 2. arg o. Davranlar kaba kimse; bilgisiz; duygusuz. 3. {az} (Kii iin) ufak tefek. [DS] S ahlat aa, K a b a kim se. | A hla | tn iyisini aylar yer, y i e y le r lay k olm ayan kim se le r elin d e h a rca n r; a h m a k la r an sl olur.\\ ahlat kurusu, Uzun boylu, z a y f ve a p ta l kii. ahlef, [Ar. ahlef-ii^l] {OsT} sf. Solak, ahles, [Ar. ahles {OsT} is. Srtnda kzl benek

ler bulunan siyah tyl koyun, ahliya, -a i [Ar. hli > ahliya >U4-l] (a h liy a:) {OsT} is. Bo eyler. ahma1, [Ar. hamiyyet > ahm Ia^I] (ah m a:) {OsT} sf. Daha milliyeti; en ok milliyeti; en milliyeti. ahma2, -a i [Ar. ahm 3 >U^I] (ah m a:) {OsT} is. K a yn biraderler. ahmak1, [ak-mak > ah-mak JJ-I] {eATf g s z .f. [ - a r ] Akmak. ahmak2, [ak-mak > ahmak] {eAT} gsz. f . [ - a r ] Y a ma iin akn yapmak. ahmak3, - [Ar. humk > ahmak j ^ - l ] {OsT} sf. An lama ve kavrama yetenekleri gelimemi; aptal; ebleh; kafasz. S ahm ak hlden, {az} n ce ve srekli y a a n yam ur. [D S]|| ahm ak yaartan , {az} Gne varken y a a n h a fi f yam ur. [DS] ahmakane, [Ar. ahmak + Far. -ne <gU^-I] (ahm aka:ne) {OsT} zf. Ahmakasna; ahmaa yakr suret te. ahmaka, [ahmak-a] ( a h m a k a ) sf. 1. Biraz ah mak. 2. zf. Bir ahmaa yakr ekilde; bnce; anla y kt olarak.

1. (Kii iin) en

AHM ahmez, [Ar. ahmez ahna, -ai [Ar. ahna ahna, -a [Ar. ahnac alak gnlllk eden, ahnas, [Ar. hanes (kvrm) > ahns ol-l] (ahn a:s) {OsT} is. Kvrmlar; bklmler, ahnas, [Ar. hn > ahns oUi-l] (ahra:s) {OsT} is. 1. Yalan yere edilen yeminler. 2. Yeminden dnme ler. ahnef, [Ar. ahnef ^ - 1 ] {OsT} sf. Ayaklar arpk, e ri br olan, ahnes, [Ar. ahnes Lr^\] {OsT} sf. (Kii iin) bask ve sivri burunlu, ahpn, [Erme, ab(in)] {az} is. 1. Gbre. 2. Gbre lenmi tarla. 3. Ekime elverili tarla. [DS] ahpunlam ak, [ahpun-la-mak] gl. f i [-r ] [-l(u )y or] Gbrelemek; gbre atmak, ah ra, [Ar. ahr sj>(a h ra :) {OsT} sf. Daha uy gun; en uygun; pek uygun, ah rab , [Ar. ahrab ^>-1] {OsT} sf. 1. (Kii iin) kula yark. 2. is. Kulaktaki kpe delii, ah rac, [Ar. hrc > ahrc j-l] (a h ra :c) {OsT} is. Hayvanlarn palan, yular, tasma vb.lerine dikilen boncuklar. ahrad, [Ar. ahrad pinti. ah rak , [Ar. ahrak J j~\] {OsT} sf. Snepe; miskin. ahram , [Ar. harem > ahrm M (ah ra.m ) {OsT} is. {OsT} sf. Pek tamahkr; ok {OsT} sf. 1. ok salam; (a h n a :) {OsT} is. 1. ar{OsT} sf. (Kii iin) ok ahraz2, [Ar. ahraz ahre, [Ar. ahre

M l i l f f S o M . s e y~\] {OsT} sf. (Kii iin) kirpik {OsT} sf. Borla; veresiye,

ok dayankl. 2. is. biy. Denizanas, paz ve aykr iler. 2. arpk ve eri eyler,

leri dklm; ipil gzl,

ahreb, [Ar. harab > ahreb _ > {OsT} sf. 1. ok ha rap; en harap; daha ykk. 2. ed. Rubai vezinlerin den m e f l ile balayan ilk on iki cze verilen ad. ahrec, [Ar. ahrec J~\] {OsT} sf. (Krk, deri, post vb. iin) alacal; benekli. S ahrec don, A tlarda beyaz ve krm z y a d a k a r a ve koyu ren kli kllarn k a r m asn dan m eydan a g elen don. ahrem , [Ar. ahrem j~\] {OsT} is. 1. Gz kapa, ku la yrtk ya da burun direi krk olan kimse. 2. ed. Rubai vezinlerinden m e f l cz ile balayan on iki bahir; bu bahirlerden her biri. 3. anat. Omuz ucu. ahrem i, [Ar. ahremi ^ y - l ] (a h rem i:) {OsT} is. Omuz ucuna ait; omuz ucu ile ilgili, ahres, [Ar. ahres ^>-1] {OsT} sf. (Nesne iin) eski, ahre, [Ar. hara > ahre J v - ' ] {OsT} sf. 1. Kabuk gibi sert ve przl. 2. Balk pulu gibi; pul pul. 3. Deve srt gibi yamr yumru ve sert. 4. (Yeni para iin) sert ve keskin przl, ah ret, [Ar. uhur (geri) > ahiret / ahret 1 {OsT} is. ] lm ile balayan hayat; lmden sonra gidilen yer; br dnya; kabir hayat; arasat; maher. S ahiret ogl, {eAT} E vlatlk.| ah ret adam , B u dn | y a y a a y ile ilgisini hem en hem en kesm i, ken d i sini ib a d ete verm i kim se.| ahrete gitmek, lm ek.| | | ahrete intikal etmek, lm ek. | ah ret hakk, Bu | dn yada iken b ir b a k a insann hakkn yiyenlerin b r dn yada h es a p gn d ey ec e k ler i m addi ve m an evi kul hakk. | ah ret kardei, B irb irin e din | inan yn yle b a l olan, bu b a ll a h rette d e devam ettirecek lerin e inanan kim seler. | ahreti | boylamak, lmek. | ahretini kazanm ak, M sl | m anln em ir ve y a sa k la r n a uygun y a a y a r a k b r dnya iin cen n etle d llen dirilm ek,| ahretini | yapm ak, D n yadaki iyilikleri ile b r dnyada iyilik o la r a k ken d isin e v er ilec ek sev a p kazanmak.\\ ah ret korkusu, B u dn yada iken iledi i su lar dan d olay b r d n yada cez a g rm ekten duyulan korku. | ah ret suali, 1. ldkten so n r a insann bu | hayatta yaptklarn n tek tek h esabn n sorulm as. 2. gnl. C evap verm esi g, u san drc bktrc s o ru lar; a h ret sorusu. | ahrette iki eli (on parma) | yakasnda olm ak, Bu dn yada g rd b ir haksz lktan d olay b r dn yada A lla h n huzurunda d a v ac o lm a k; hakkn b a lam am a k ,| ah ret yol | culuu, lm. ahretlik, -i [ahret-lik is. 1. Kk yatan itibaren yetitirilmi hizmeti kz; besleme; evlat

1. Yabanclara girmesinin, grmesinin, bilmesinin uygun grlmedii ortamlar, yerler; yasak blgeler. 2 . Bir evde bulunan kadn, kz, hizmeti ve kadn ziyaretiler topluluu. 3. Mukaddes topraklar. ah rar, [Ar. hrr > ahrr j W 1 (a h ra :r) {OsT} is. 1. zgr olanlar; hr olanlar; kul veya kle olmayan lar. 2. zgrlkler; zgrlk taraftarlar; hrri yetiler. ah raran e, [Ar. ahrr + Far. -ne j^l] (a h ra :ra :n e) {OsT} zf. zgr olanlara yakr biimde; zgrce. ah ras1, [Ar. haris > ahrs ^ _,s-l] (a h ra :s) {OsT} is. Korumalar; koruyucular. ah ras2, [Ar. ahras ,^>-1] {OsT} sf. Dilsiz. ah raz1, [Ar. ahres ^ > - 0 {az} is. ve sf. 1. Konua mayan kimse; dilsiz; dilsiz ve sar. 2. Aklsz; ahmak. [DS] fi1 ahraz olmak, D ili tutulmak, konu am az h le g elm ek.

1 M

IM

.1 5 7

AH ahsent, [Ar. ahsent ( a h s e nt) {OsT} nl.

lk. 2. Birbirlerine karde gz ile bakacana, ah rette birbirlerinin lehine ahitlik edeceine dair sz vermi iki kadndan birine gre dieri. 3. Bu dn yay terke hazr kimse. 4. {az} Kendinden gemi kimse. [DS] 0 ahretlik yoklamas, {az} B ir tr kan kardelii. [DS] ahrim an, [Zendce. (eski F a r.m n leh esi) angra mainyu] is. Zerdt dininde, iyilik ilkesi saylan Ahura-mazda (Hrmz)nm dman olan iblisler top luluunu yneten ktlk ilkesi. ahriyan1, [Yun. ahreinis (aa lk) / Far. ahriyn (aptal, cah il) l Rus. ohreyan] {a z .} i s : 1. Dou Karadeniz blgesi halknn Kzlbalara verdii ad. 2. Orta Rodoplarda yaayan dili Bulgarca olan Mslman; Pomak. 3. {eAT} sf. irkin; kaba; pis. ahriyan2, [Far. ahriyn (ahriya:n ) {OsT} is. Hediye iin elverili, deerli kuma ve kuma par as. ahru, [ah-r / ak-ru] {eT} sf. Yava. [Mhenn] ahruf, [Ar. harf > ahruf < J 1 ] {OsT} is. 1. Ular; ke narlar. 2. Leheler; iveler, ahsa, [Ar. ahsa L_-l] (a h sa :) {OsT} is. ok kumlu, tal arazi. ahsak, [ah-sa-k] {eT} sf. Aksak, topal [DLT] [M henn] S ahsak buhsak, T op a l ve o la k. [DLT] ahsamak, [ah-sa-mak ahsar, [Ar. ahar sa; daha ksa. ahsas, [Ar. hiss > ahss lar; hisler. ahsatm ak, [ah-sa-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] Aksatmak; topallatmak. [DLT] ahseb, [Ar. ahseb {OsT} sf. 1. ok iyi hesap edilmi; mnasip; uygun. 2. m ec. ok cimri; pek hasis. 3. Esmer; koyu san. 4. Czaml, ahsem, [Ar. ahsem pi-!] {OsT} sf. 1. (Burun iin) yas s ve geni. 2. (Kii iin) yass ve geni burunlu. 3. (Kl iin) geni yzl. 4. is. Aslan. ahsen, [Ar. hasen > ahsen {OsT} sf. Daha g zel; en gzel; pek gzel. 0 ahsen-i takvim, {OsT} 1. En uygun l le rd e ; en uygun biim de. 2. nsan. | ahsen-i vech-i ebeh, {OsT} ed. B enzetm e | y n lerin den en uygun v e en g z el olan. j ahsenI| halildn, {OsT} Y aratclarn en g zeli; A llah.| | ahseniil-ksas, {OsT} K ssalarn , hikyelerin en g zeli; K u r an - K e r im d ek i Y usuf hikyesi. | | ahsenl-vecheyn, {OsT} k i y o ld a n ; iki m etottan in iyi olan. ahsent, [Ar. ahsente (iyi ettin) iyi; ok gzel; mkemmel! {OsT} nl. Pek (a h sa :s) is. Duygu i-l] {eT} {eAT} gsz.f[-r] Ak {OsT} is. sf. En ksa; pek k samak topallamak. [Mhenn] [DLT]

Aferin; bravo! ahsrm ak, [as (yans.) > as-r-mak / asr-mak / ah sr-mak / asur-mak / ahsur-mak {eT} {eAT} g s z .f. [-u r] Aksrmak. [Mhenn]ahsum, [? ahsum / ahsung] {eT} sf. Sarholukta kavga eden. [DLT] ahsurm ak, [as (yans.) > as-r-mak > asr-mak / ahsr-mak / asur-mak / ahsur-mak gsz. f . [-u r] Aksrmak, ahsttme, [Far. ahsme a h a ',,-a i [Ar. h > aha5 {OsT} is. Boza. (a h a :) {OsT} is. {eAT}

1. nsan ve hayvanlann i organlar. 2. Taraflar, blgeler. aha2, [Ar. ah (a h a :) {OsT} sf. Daha kor kun; en korkun; ok korkun, ahab, [Ar. haeb (a a cn odun ksm ) => ahb _~-l] (a h a :b ) {OsT} is. - * ahap. aham 1, [ak + Fa. -m > aham / Sod. aham / j>L-l] {eT} {eAT} is. Akam [Mhenn] [DLT] aham 2, [Ar. haem> ahm aham n, [aham-m vakti; akamleyin, aham lam ak, [aham-la-mak jjaJLoL-I] {eAT} g s z .f. [ - r ] 1. Geceyi geirmek. 2. Akama yaklamak, ahap, -b [Ar. haeb (a acn odun ksm ) > ahb ljI -I] is. 1. Kereste, tahta, aa. 2. Aatan ya plm bina vb. eyler. 3. sf. malat malzemesi ola rak tahta kullanlm; tahtadan yaplm. 0 ahap bina, Yap m alzem esi o la r a k a a kullanlm bina. | ahap at, zeri k ereste ile kapatlm dam . | | | ahap iskele, B in a yap m n d a alan iiler iin k ere ste k u lla n larak y aplm g e ic i kpr. | ahap | i, Yapnn a a ksmlara.\\ ahap iilik, A na m alzem e o la r a k a a kullanlan y a p sanat.\\ ah ap kpr, A yaklar, taban k ap lam a s vb. yerlerin byk b ir ksm a a ta n yap lm olan kpr. | ah | ap yap, A na m alzem e o la r a k a a kullanlan y a p biim i. ahef, [Ar. ahef t-i-l] (ahef) {OsT} sf. (Kii iin) uyuz. ahen, [Ar. ahen j - l ] {OsT} sf. 1. Daha sert; en sert; pek sert. 2. (Kii iin) geimsiz, ahic, [Far. ahc gunsuz. ahican, [Far. ahcn Ztlar. ahig, [Far, ahg tiL-l] (ah i:g ) {OsT} sf. Zt; uy gunsuz. (a h i:ca :n ) {OsT} is. (a h i:c) {OsT} sf. Zt; uy (ah a.m ) {OsT} {eAT} zf. Akam

is. Maiyetler; bir adamn maiyet erkn,

AH ahigan, [Far. ahgn & j-I] (a h i:g a :n ) {OsT} is. Ztlar. ahian, [Ar. ahn jU ~ -l] (a h i:a :n ) {OsT} is. Pek kat. ahme, [Far. ahme -u--t] {OsT} is. Boza. ahta, [Far. hte / Mo. ahta / akta] {eT) is. 1. di edilmi at. [Nevy] 2. Burulmu manda. ahtab, [Ar. hatab > ahtb Odunlar. ahta, [ahta-] {eT} is. Seyis; nc. [Nevy] ahtal, [Ar. ahtl JIL^I] (ah ta:l) {OsT} sf. 1. (Kii iin) abuk yryen. 2. Boboaz, ahtam , [Ar. ahtam (a h ta .b ) {OsT} is.

IMIMCtSflM. ter-ins, G k bilim i ile u raan ; m neccim . | | ahter-m r, {OsT} 1. Yldz sayan, m neccim . 2. m ec. A k belasn d an d olay g e c e le r i uyuyamayan, uykusuz. ahteran, [Far. ahter-n Yldzlar. ahterios, [Lat. october (sekizin ci a y ; y lb a m art) / Yun. ohtovres] {OsT} is. Ekim ay. ahtetmek, [Ar. ahd + et-mek dU^jj^p] g s z .f. [-(d)e r ] {az} Nikh kymak. [DS] ahu', [ahu (yans)] {az} is zool. 1. Geceleri uan bir ku; puhu kuu. 2. Sevimli hayvan. [DS] ahu2, [Ar. ahi (erk ek kard eim ) > ah js-l] (ahu:) (ah tera.n ) {OsT} is.

{OsT} is. (Kii iin) bumu

uzun; uzun burunlu, ahtan, [Ar. hatan > ahtn] (ahta:n) {OsT} is. Damat lar.

{OsT} is. I . Karde, 2. Arkada; dost. 3. {eAT} Bir kimsenin sevdii en yakn. 4. {az} Ak sakall, saygdeer yal adam. [DS] 5. {az} Sevgili; se vimli kimse. [DS]

ahu3, [Far. h 5*1] (a :h u :) {OsT} is. 1. Ceylan; ka ahtapot, [Yun. octo (sekiz) + podos (ayak)] is. zool. raca; maral. 2. m ec. Zarif, latif delikanl. 3. m ec. I. Kafadan bacakllardan, eit uzunlukta sekiz kolu Gzel, ho ve ekici kz, kadn. 4. Kadife ibi yu bulunan deniz canls; kalamar; mrekkep bal; muak, parlak, gzel bakl gz. S ahu bakl, 1. supya. (O ctopus vulgaris) 2. tp. Daha ok burun C eylan bakl. 2. Tatl y u m u ak bakl. | h-be| zar zerinde grlen bir eit ur; polip. 3. argo. e, {OsT} 1. C eylan yavrusu. 2. m ec. ekingen, r Srnak. 4. argo. karc; asalak. S ahtapot gibi, k e k gzel.\\ h-bere, {OsT} C eylan yavrusu. | h| 1. o k srarc, srnak, yapkan , arsz, yzsz. 2. bere-i felek, {OsT} G ne.| h-erende, {OsT} | G z koyduu ey i m utlaka e le g eirm ey e alan, O tlayan ceylan. | h-em , {OsT} C eylan gzl. | | | hrsl, agzl, k a rc .| ahtapot gibi kann em | h-dil, {OsT} C eylan y rek li; korkak.\\ ahu gibi, mek, B irin i etkisi altn a a lp iyice sm rm ek; onun {OsT} o k g zel ve zarif. | ahu gzl, {OsT} K a d ife j m addi ve m anevi y n d en varln tketmek. g ib i yu m u ak ve p a r la k bakl. | h-gzet, {OsT} | ah tar, [Ar. hatar > ahtr jUai-1] (ahta:r) {OsT} is. Ceylan g e ti; fr s a t eld en gitti.\\ ahu-m ade, {OsT} Tehlikeler. D ii g ey ik.| h-nigh, {OsT} 1. C eylan bakl. 2. | ahtarlm ak, [ah-ta-r-l-mak {eT} {eAT} dnl. Yaknlktan, y akn lam aktan k a a n gzel. | h| itab, {OsT} Ceylan g ib i seyirden gzel. \ hfi-p, f . [-u r ] 1. Devrilmek; alt st olmak; kendi kendine {OsT} C eylan a y a k l; ay a n a ev ik .| h-py, | yklmak. [Mhenn] 2. {eAT} Yz evirmek; baka {OsT} Ceylan g ib i a y a k l; ay a n a evik. | h-y | yana dnmek. 3. {eAT} Bakas tarafndan ykl ten, {OsT} Scak, y a k c cey la n . \\ h-y tenmak; drlmek, dem, {OsT} A te n efesli cey la n .| h-y bezm, | ahtarm ak, [ah-ta-r-mak / atar-mak {eT} gl. {OsT} M eclisin cey lan ; b ir toplulukta bulunan en f . [-u r] 1. Aktarmak; altn stne getirmek. {eAT} g zel. \ h-y n, {OsT} in k a r a c a s ; in m isk (ayn) [DLT] 2. {eAT} {az} Yere ykmak; devirmek; cey la n .| h-yi dnble-dr, {OsT} Gzelin sih ir | alt etmek; yenmek. [DS] 3. {az} Yiyip ieceini li gz.\\ h-y dmble-keide, {OsT} Kuyruklu vermek; beslemek. [DS] g z ; gzelin kuyruklu gzii.\\ h-yi felek, {OsT} ahte, [Far. hte a i - T] (a :h te) {OsT} sf. 1. (Kl vb. G ne.| h-yi harem , {OsT} 1. K b e sn rlar | iin de bulunan b ir tr ceylan. 2. m ec. E le g em e iin) dar karlm; ekilmi. 2. (Erkek hayvan yen g z el.| h-yi hver, {OsT} G ne.| h-yi | | iin) er bezleri karlarak idi edilmi, Hoten, {OsT} H oten cey la n . \\ h-yi leng-giriften, ahtem, [Ar. ahtem ^ 1 ] {OsT} sf. Kara; siyah. {OsT} 1. T op al cey lan tutmak. 2. m ec. D knlere, ah ter, [Far. ahter P - 1 {OsT} is. 1. Yldz. 2. m ec. ] z a v a llla ra kar insafsz d av ran m ak; o n la ra mu s a lla t o!mak.\\ h-yi ner, {OsT} 1. E rk ek ceylan. 2. ans; talih; uur. S ahter-bn, {OsT} Yldza bakp A la cal e lb is e .| h-yi sifd, {OsT} Sekin g z el.| | | g elec ek ten h a b e r veren k ii; m neccim. | ahter-i | h-yi simn, {OsT} ed. m ec. Saki. 3. Sevgili.]] hdn-ble-dr, Kuyruklu yldz.| ahter-g, Yldz | yi r-efgen, {OsT} 1. A slan avlayan ceylan. 2. ok la r la kon uan; mneccim.\\ ahter-pre, {OsT} Yl ek ic i ve g zel kz veya delikanl.]] h-yi r-gr, dz parac.\\ ahter-suhte, {OsT} 1. Yldz Gne 1. A slan avlayan ceylan. 2. o k e k ic i ve g zel kz n da y o k olm u. 2. m ec. Talihsiz, bed ba h t:J ah-

1.159 t

AHY

veya erkek. | h-yi T a ta r, {OsT} T atar ceylan ; | g be in d en m isk e ld e ed ilen k a ra ca . | h-yi manj de-giriften, {OsT} 1. T o p a l cey lan tutmak. 2. mec. D knlere, z av a llla ra k ar insafsz davran m ak; o n la ra m u sallat o lm a k.| hfl-yi sefid, {OsT} Sekin | ve m stena gzel. | h-y smn, {OsT} 1. Gm | kollu gzel. 2. m ec. k i sunan g zel; saki. | hfl-yi | zerrn, {OsT} Altn yaldzl cey la n ; Gne. ahubaba, [Ar. hi+baba L>lyi-T] (a ;h u b a b a ) is. 1. Ba bacan ihtiyar; sevimli yal. 2. ok sigara ien ihti yar; ahbaba; 3. {az} Esnaf birlii bakan. [DS] ahududu, [Far. h (ceylan) + tt (dut) + T. -u j i y>T] (a:hududu) is. bot. Ilman iklim kuanda yetien brtlene benzer krmz meyveleri olan glgillerden bir al; aa ilei; frambuaz, (Rubus idaeus). ahun, [Far. hn jj^T] (a:h u :n ) is. 1. Delik; gedik; yark. 2. Lam. S hn-ber, {OsT} D uvar d elici; y e r kazc. 2. m ec. M aden arayc. 3. H rsz. | hn| br, {OsT} D elik a a n ; y e r k az an ; lam c. ahund, [Far. hnd (a:hu ;n d) sf. 1. (Kii iin) byk; efendi. 2. is. iilerin din adam; hoca. 3. retmen. ahur, [Far. hr j^-T] {OsT} is. -* ahr, ff ahur-i erb, 1. B o l b o l yiyip im e ahr. 2. B o l b o l yiyip ime. Ahuram azda, [Yesta d. (eski ran dilinin b ir leh esi) ahura mazda] is. Zerdt dininde kutsal saylan en yce varlk; Hrmz, ahuri, [Far. h r i (a .h u .ri;) is. bot. Hardal, ahvad, [Ar. ahfad => ahvad torunlar. ahval2, -li [Ar. hl > ahvl J l (a h v ad ) {OsT} is. 1. is. Yksek aileden

K iilerin m ed en durum larnda kanunla belirlen m i d e iik likler: evlenm e, boan m a, o cu k sa h ib i o lm a vs. | ahvl-i airne, {OsT} a irc e tutumlar,| ah ! | vl-i trihye, {OsT} T arih olaylar.]] ahvl-i um u mye, {OsT} G en el durumlar.]] ahvl erit, D u ru m lar ve artlar. ahval2, -li [Ar. hl > ahvl Annenin erkek kardeleri; daylar, ahvas, [Ar. ahv iin) bir gz kk, ahvat, [Ar. havt (griip gzetm e) > ahvat {OsT} is. 1. ok ihtiyatl 2. Pek uygun; pek mnasip. 3. ok kapsaml; btnyle iine alan. ahvaz, [Ar. ahvz lar. ahvec, [Ar. ahvec ahvef, [Ar. ahvef (ahvec) {OsT} sf. ok muh (ahvef) {OsT} sf. 1. (Kii i(ahva:z) {OsT} is. Havuz (ah v a:s) {OsT} sf. (Kii (ahva:l) {OsT/ is.

ta; en muhta; pek muhta; daha muhta, in) en korkak. 2. ok korkun, ahvel, [Ar. havel > ahvel J y~\] {OsT} sf. 1. a; gz a olan. 2. m ec. Her eyi ters gren; kurnaz; hilekr. ahver, [Ar. ahver jjs-l] {OsT} sf. 1. (Kii iin) beyaz yzl; gzel gzl. 2. (Gz iin) ala ak, karas ka ra, iri ela. 3. (Kii iin) zeki; akll. 4. z. is. Jpiter gezegeni; Mteri, ahves, [Ar. ahver man. ahya, -a i [Ar. hayy (canl) > ahy (ah y a:) {OsT} is. Yaamakta olanlar; canllar; diriler, fi1 ahy v emvt, D iriler ve ller. ahyaf, [Ar. hayf > ahyf (ahya:f) {OsT} is. 1. Birbirinden farkl, ok eitli eyler. 2. St karde ler. ahyal, [Ar. hayl > ahyl JU -I] (ahya:l) {OsT} is. 1. At srleri. 2. Atlar. 3. sf. Atl birlikler, alyan, [Ar. hn (zam an; sra ) > ahyn o l^ l] (ahy a :n ) {OsT} is. Zamanlar; vakitler, ahyana, [Ar. ahyn UL^I] (a h y a:n a :) {OsT} zf. Za man zaman; ara sra, ahyanen, [Ar. ahynen Zaman zaman; ara sra, ahyani, [Ar. ahyn (ah y a:n i:) {OsT} zf. Ara sra; zaman zaman; vakit vakit, ahyar, [Ar. hayyir > ahyr jU -l] (ah y a:r) {OsT} is. yi, hayrl ve erdemli olanlar, ahyat, [Ar. hayt > ahyt iU -l] (ahya:t) {OsT} is. plikler; ipler. (ahya'm en ) {OsT} zf. {OsT} sf. Cesur; yiit; kahra

Hller, durumlar, vaziyetler. 2. Tavrlar, davran lar. 3. Olaylar, hadiseler. 4. artlar. S ahvl-i lem, {OsT} Dnyann g id ii; d n yada m eydan a gelen olaylar, bu o lay larn ak.\\ ahvl-i askeri ye, {OsT} A sker durum .| ahvl-i belediye, {OsT} | B eldenin durumu, ileri ve artlar.\\ ahvl-i hz ra, {OsT} u a n d a ki artlar, durumlar.\\ ahvl-i hususye, {OsT} zel hller.\\ ahvl-i hususye muharebeleri, {OsT} as. zel harekt.\\ ahvl-i isn, {OsT} sm in hlleri.\\ ahvl-i millye, {OsT} Ulusal durum, ulu sal a rtla r.| ahvl-i m utde, | {OsT} A lla g elen o la y la r; h e r zam an rastlan r gnlk olaylar. | ahvl-i pern, {OsT} zc olaylar. ] ahvl-i pr-m ell, {OsT} o k zc olay| lar.| ahvl-i ruhiye, {OsT} R uhi hller, p s ik o lo jik | durum lar.| ahvl-i shhiye, S a lk durumlar.\\ ah | vl-i siyasiye, {OsT} S iyasi durum lar.| ahvl-i si| ysiye-i dveliye, D ev letlere ilikin siy a si ortam lar veya durum lar,| ahvl-i ahsiye, {OsT} huk. |

AHY

H I V E X U . i
ahzetme, [Ar. ahz + T. et-me 4*^.1 ls-1] (a'hzetm e) {OsT} is. Kabul etme; alma, ahzetmek, [Ar. ahz + T. et-mek ahzita, [Ar. ahz it5 is. Al veri. ahzkabz, [Ar. ahz kabz ve kabul etme, ai, [ay] {eT} is. Ay. [EUTS] a ib, [Ar. ib _*iT] (a :ib ) {OsT} sf. Geri dnen, a id, [Ar. avdet (geri dn m ek) > id
a s U ]
j

ahyaz, [Ar. hayiz > ahyaz jM -'] (ahya:z) {OsT} is. Kapal yerlerin blmleri; odalar; blmeler, ahyer, [Ar. ahyr > ahyer je-l] {OsT} sf. En hayrl; daha hayrl; pek hayrl; fazla iyi olan, ahyun, [Far. ahyn (ahyu:n) {OsT} is. bot. Y lanba denilen bir ot, (Arisarum vulgare). ahz, [Ar. ahz j-I] {Os T} is. - ahiz. S ahz- asker, {OsT} A sker alm a. | ahz- asker ubesi, {OsT} A s | k e r lik ubesi.\\ ahz- intikam, {OsT} ntikam alma.\\ ahz- intikam etmek, {OsT} ntikam a lm a k .| ahz- | istifa, {OsT} Tam am en bitirm e; tket.me.\\ ahz- m evki, {OsT} Yer a lm a.| ahz- mevki etmek, | {OsT} Y erlem ek; y e r alm ak. | ahz- sr, {OsT} | alm a. | ahz- sr etmek, {OsT} alm ak. | ahz | | grift, {OsT} Tutma; y a k a la m a ; e le g e ir m e.| ahz | it, {OsT} 1. Al v eri; alm satm. 2. m ec. D ostluk a lv erii; dostluk ilikileri.\\ ahz kabz, {OsT} B e lli bir p a ra n n aln m as ve h e s a b a yazlm as. | | ahz sirkat, ed. B a k a birinin yazdm , s y led i in i biraz d e itirerek veya deitirm eden a lm a v ey a ken din e m al etme.\\ ahz siyset, Y akalam a v e ldrm e. ahza, [Ar. ahz I>-1] (ah za:) {OsT} sf. (Kii iin) daha alak; ok alak; en alak, ahzab, [Ar. hizb (blk) > ahzb (a h za :b ) {OsT} is. 1. Ktleler. 2. Blkler; ksmlar; zmre ler; hizipler. 3. Kuran- Kerimin czlerinden her birinin drtte birlik ksm; beer sayfalk blmleri. 4. Kuran- Kerimin otuz nc suresinin ad. ahzad, [Ar. ahzd bklebilen; esnek, ahzak, [Ar. hazakat (m aharet) > ahzk z a :k ) {OsT} sf. (Hekim iin) en usta; en mahir, ahzan, [Ar. hzn > ahzn ah zar1, [Ar. ahzr ahzar2, [Ar. ahzr ahzeka, [Ar. ahzek (ahza:n ) {OsT} is. zntler; skntlar; kederler; tasalar; hznler. (ahza;r) {OsT} sf. Yeil. (ah za:r) {OsT} is. Uyanklk (a h zek :) {OsT} (k kaln (ah(ah za;d ) {OsT} sf. Eilip

-u-l] (a'hzet-

m ek) g l . f [-(d )-e r ] Almak; kabullenmek, j -U-l] (ahz i:ta:) {OsT} i-l] {OsT} is. Alma

(a:id )

{OsT} sf. 1. lgili; ilikili. 2. Geri dnen. 3. Bir has tay ziyaret eden, a idat, [Ar. 'aide (gelir) > 'idt ol-tfU] (a :id a:t) {OsT} is. -* aidat, aidat, [Ar. 'aide (gelir) > idt o IjjU ] (a :id a :t) is. 1. Gelirler, krlar; kazanlar. 2. Vergi; har. 3. huk. Demeklerin ve baz kurulularn yelerinden belli miktarlarda aldklar paralar; denti, a ide, [Ar. 'aide ojjU] (a :id e) {OsT} is. 1. Ait olan ey. 2. Gelir; kazan; kr. 3. Yarar; fayda. 4. Ba; ihsan; ltuf. 5. huk. Birine ait olan hisse, a idiyet, [Ar. id > 'idiyyet c-j.jjU] (a:idiyet) {OsT} is. -* aidiyet. aidiyet, [Ar. 'id > 'idiyyet OiJJU.] (a:idiyet) is. likin olma durumu; ilikinlik; aitlik; ballk; men supluk. S aidiyet eki, A itlik e k i; ilgi e k i; -ki. ADS. [ng. acquired immune deficiency syndrome] is. Edinilmi baklk yetersizlii sendromu; let. a iffa, [Ar. 'aff > a'iffa tl] (a iffa :) {OsT} is. ffetli ler. a iffe, [Ar. 'afif > a'iffe <upI] {OsT} is. 'ffetliler, aig, [ay] {eT} is. Sz. [EUTS] a ik, [Ar. avk > ik jsU ] (a:ik, k kaln sylenir) {OsT} sf. 1. Alkoyan; engel olan; geciktiren. 2. is. Engel; mania, a ika, [Ar. 'a ik > 'a 5ika<Blp] (a :ik a ) {OsT} is. 1. En gel. 2. sf. Zor; mkl, a il, [Ar. ' il J-sLc-] (a :il) {OsT} sf. 1. Ailesinin gei mini salayan; ailesine bakan. 2. Ailesi kalabalk olan. 3. Yoksul. 4. (Terazi iin) dengede olmayan, tart birimi taraf ar basan. 5. Sapm; yoldan km. 6. Yetersiz; ehliyetsiz. 7. is. tp. Kalp sk trmas; arpnt. 8. zf. Pek ar olarak; fazlasyla, a ilat, [Ar. ' ile > ' ilt o^bU ] (a :il :t) {OsT} is. Aileler. a ile, [Ar. 'yl (b ir kim senin b a k m a k zoru n da old u u kim seler) > ' ile <dsU] (a :ile ) {OsT} is. -* aile

veren kukular; ihtiyatllldar. okunur) sf. (Kii iin) bodur ve byk karnl, ahzel, [Ar. ahzel J_^l] {OsT} sf. (Kii iin) beli krk. ahzem, [Ar. ahzem I {OsT} sf. 1. (Kii iin) ii s ]

k tutan. 2. Tedbirli; ihtiyatl. 3. (Y er iin) yksek. 4. (nsan veya hayvan) gs byk, ahzen, [Ar. hzn > ahzen y~\] {OsT} sf. ok zntl; ok kederli, ahzer, [Ar. ahzer jji-l] {OsT} sf. 1. (Kii iin) kk gzl. 2. Srekli gzn krpan.

oma i r e . s
aile, [Ar. yal> aile asU] (a :ile ) is. 1. Ayn kan,

AJM

aitlik, -i [ait-lik] (a:itlik) is. dbl. Ait olma, ilgilen dirme hli, fi1 aitlik eki, E klen d i i kelim ey e aitlik, ayn soy ve ayn atadan gelen kiilerin hepsi. 2. b a llk ve iin de bulunm a an lam katan bir isim Ayn at altnda yaayan anne, baba ve ocuklar. den zam ir ve sfa t tretm eye y a ra y an e k (-ki) tir. 3. Hanedan. 4. nsanlar dndaki varlklardan bir E vdeki h esa p a ry a uym az. birine yakn olan gruplar. 5. huk. Aralarnda kan, {OsT} sf. 1. Karlk olarak ve yaknlk veya szleme ile birbirine ballk bulu a iz, [Ar. iz nan ve ilikileri medeni yasa ile dzenlenmi toplu ren. 2. Karlk olarak verilmi, luk. S1 aile ad, B ir kim senin ken d i k k adn dan a izze, [Ar. azz > a'izze oy-1 {OsT} is. Azizler, ] so n ra g elen soyun a a it o la n a d ; soyad. ( o cu k la r aj, [Far. j jT] (a :j) {OsT} is. Dinlenme; istirahat. babalarn d an , k ad n la r d a d ile rler se k o ca la rn d an g elen a ile adn kullan rlar) | aile arasnda, A ile ajan, [t. agente > Fr. agent] is. 1. Bir kurulu veya | birey leri ve o k y akn b ir k a kii a ra sn d a y ap lan devlet hesabna gizli bilgiler szdrmak iin alan nian, dn, e len ce, kutlama.\\ aile bahesi, A ile kii; casus; at. 2. Bir kii veya kurulu adna i o la r a k g id ilip otu ru labilecek, m eru bat i ile b ile c e k gren kimse, temsilci; mmessil. 3. Devletin haber yer. \ aile boyu, 1. ( e c e k iin) b irk a kiiy e y e te \ alma rgtnde alan kii. 4. Sporculann, artistle c e k byklkteki. 2. A ile yelerinin tm.\\ aile rin ve mzikle uraan sanatlarn temsilcileri; doktoru, A ile bireylerin in sa lk durum larn takip menajer. S ajan provokatr, K krtc a ja n ; b ir eden, hastalklarn tedavi eden, sa lk p r o b le m le kurulu veya d ev let iin d e id d ete d ay al bask y a rini yakn dan bilen hekim .| aile dostu, A ilece tan | ratm ak iin yelerim veya a la n la r su ikast ve lan ve g id ip g elin eb ilen y a kn a rk ad a . | aile ef | d i er tedhi y o lla rn a b a vurm alar iin kkrtan rad, A ileyi m eydan a g etiren bireyler.\\ aile facias, kim se. A ile b irey leri a ra sn d a m eydan a g elen katil, y a r a ajanda, [Lat. agenda (y a p la c a k ey ler )] ( a j a nda) is. lam a veya fa c ia la r . | aile hastal, N esilden n esle | Yaplacak eylerin gn gnne not edildii tarihli g een ayn ailen in fe r t le r i a ra sn d a g r len kalt defter. s a l hastalk.\\ aile kurm ak, E vlen ip o lu k o c k ajanlk, - [ajan-lk] is. Ajann yapt i, casusluk, sa h ib i o lm a k .| aile oca, A ilenin kurulduu, y e r | ajans, [Fr. agence] ( a a n s ) is. 1. Belirli bir alanda j letii veya g eliti i ev.\\ aile planlam as, E vli ift mterileri ile bilgi ve insan kaynaklar arasnda lerin d o a c a k o cu k la rn saysn ve zam ann k en ticari adan araclk eden kurulu. H a b er ajans, di isteklerin e g r e d zen lem ek iin doum kontrol ilan ve reklm ajans, m an ken lik aja n s vs. 2. uygu lam alar.| aile reisi, A ilenin m addi v e m anevi | (Radyo ve televizyon iin) haber program, haber sorumluunu tayan s z sa h ib i kii. | aile saadeti, | saati. E vde kar k o c a a ra sn d a g e e n b a r ve mutluluk. ailece, [aile-ce] (a . i l e ce) zf. Aile fertlerinin hepsinin ajeh, [Far. jeh y i ] (a ;jeh ) {OsT} is. Siil, katlmyla, ailecek, [aile-cek] ( a :ile cek ) zf. Ailece, ailelik, -i [aile-lik] (a :ilelik ) is. 1. Aile olma duru mu. 2. sf. Belirtilen sayda aileyi alabilecek lde olan. a ilevi, [Ar. aile > ailev Aile ile ilgili olan, a ili, [Ar. aile > il <sJLsU (a :ili:) {OsT} sf. Ailevi, _ -] ain, [ayn] {eT} is. Korku. [EUTS] ainne, [Ar. mn (dizgin) > a'inne ^ 1 ] {OsT} is. Diz ginler. (a :ilev i:) {OsT} sf. ajende, [Far. jende JJjT] (a .jen d e) {OsT} is. Bina s vas olarak amur; har, ajeng, [Far. jeng (a.jen g) {OsT} is. eitli se beplerden yzde beliren buruukluk, aji, [Far. j gjT] (a :ji: ) {OsT} is. 1. Gcenme; k rlma. 2. Kskanlk. 3. Kin; dmanlk; nefret, ajih, [Far. jh j^jT] (a :ji:h ) {OsT} is. 1. Kir; pas. 2. apak. ajine, [Far. jlne ^jT ] (a .ji.n e ) {OsT} is. Ta dieisi; diengi. ajir, [Far. jr ^jT] (a :ji:r) {OsT} is. 1. Su ukuru; havuz; gl. 2. Kalabalk; izdiham. 3. Bart; nara. 4. sf. Hazr; amade. 5. ekingen. 6. Akgz; akll, ajirak , [Far. jrk (a :ji:r a :k ) {OsT} is. G rlt; bar ar, ajitasyon, [Fr. agitation] is. p sik ol. Tutarsz davran larla kendini gsteren bir ruhi rahatszlk, ajm uk, [aj-muk] {eT} is. Ak ap. [DLT] ajm uk taz, B a a p la svanm g ib i k e l olan. [DLT]

a i, [Ar. y (yaam a) > 'a 3i jjU ] (a :i) {OsT} sf. 1. Yaayan. 2. Rahat yaayan, (a : ie) {OsT} sf. (Bayan a ie, [Ar. ci > ie iin) iyi yaayan; yaayan, ait, [Ar. avdet (g eri dnm ek) > id -ul*] (a:it) sf. 1. Bir kimseyle veya bir eyle ilgili olan; alakal; ba lantl; bal. 2. is. Sahibi ve mal olma. 3. e. Dair; hakknda; degin; iliik. 4. e. lgili. S ait olmak, lgili olm ak, ilgisi bulunm ak, birinin olm ak.

AJU
ajun, [Sod. zwn (hayat) > ajun] {eT} is. 1. Varlk bi imi; hayat. [ tigsizler] [Gabain] 2. Dnya; lem. [Miihenn] [Ytiknek] [EUTS] [DLT] S bu ajun, Bu dn ya.| ol ajun, Ahret. [DLTJajun, [ajun-] {eT} | is. Dnya iyesi; dnya sahibi [Mhenn] ajunlug, [ajun-lu] {eT} sf. Dnyevi; dnya ile ilgili. [EUTS] ajur, [Fr. jour] is. 1. Kumalardan iplik ekme vb. yollarla alan delikleri sarma tekniiyle meydana getirilen ileme. 2. Mimarlkta, aa ve metal ii liinde, oyma ve delme suretiyle meydana getirilen sslemeler. ajurlu, [ajur-lu] sf. 1. Ajuru olan. 2. Her yan gze nekli biimde ilenmi olan. A ju rlu y elek . ajg, [Far. j j j l ] (a.j ) {OsT} is. 1. Aa bu dama. 2. Hurma lifi. -ak 1, [-ak / -ek] {eAT} ek. e. stek kipinin okluk birinci kii eki -alm deeriyle kullanlr, g id -ek (gidelim ). -ak2, [-ak / -ek] yap. e. 1. Fiilden isim ve sfat treten ek. Fiilin belirttii eyleme youn biimde uraya rak oluan sonu kavram katan isimler ve sfatlar yapar: erek, yn ak, k a a k (eya), b itek (top rak lar), siirek. 2. Fiil kknn belirttii eylemle ilgili olarak yer, yre, mekn adlar yapar: atak, s nak, barnak, durak, kavak. 3. Eylemi yapan veya yapmaya yarayan ara, gere adlar yapar: uak, lek, san cak, bak, b a y ra k (< bat-r-ak), yatak. 4. Eylemin belirttii ii srekli yapan, huy ve tabiat hline getirmi anlamnda sfatlar yapar: k o r k a k (tccar), d n ek (bakan ), rkek (kz). 5. Fiilin be lirttii hareket eylemine hzllk, seri olma anlam katarak sfatlar yapar: a k a k (aylar). -ak3 [-ak / -ek]y a p . e. 1. simden isim yapma eki. Bir yerde, bir noktada toplanma ve younlama anlam katarak isimler yapar: baak, topak, odak. 2. Ek lendii kelimeye darlk, kklk anlamlar kata rak yeni isimler yapar: y o la k, o la k (< oul-ak), k s r a k (< ksrak). -ak4, [-ak / -ek] {eAT} yap. e. 1. -c anlamnda sfat treten ek. 2. Organ isimleri treten isimden isim yapma eki. bg()r-ek, yan g-ak. 3. Geisiz fiiller den yer isimleri yapar, tur-ak, yat-ak. 4. Geisiz fiillerden sfatlar yapar, yu m u -ak -ak5, [eT. -gak > -k / -ak/ -ek] {eAT} y ap . e. -* -k. -ak6, [-k / -ak / -ek] yap. e. -* -k. ak 1, [eT. a (su beyaz) > k jT] sf. 1. Gn nn btn renklerini yanstan; st renginde olan; beyaz. 2. mec. Temiz; lekesiz. {eAT} (ayn) 3. gnl. Sknt sz, huzurlu. 4. (a :k ) {eT} Kr; beyaz. [DLT] [ETY] [Gabain] [Tekin] [Mhenn] [Yknek] [EUTS] 5. is. {az} Ba rts; tlbent; beyaz yamak. [DS] 6. {az} amar. [DS] 7. {az} Gz bebeine inen beyaz leke; glokom. [DS] B ak aa m paratorlu k d n em i sa ra y n d a m abeyin d a ir eleri ile h arem b

I M I T O M . lm lerini koru m akla g rev li Alm an ve M aca r esir lerin den s a r a y a aln p yetitirilm i hadm a a la r. | | ak ake, Gm p a r a . | ak alaca, B ey a z b e n e k ; | b ey az la k ark benekli. {eAT} (ayn)| ak alem, S el | uklu sultan tarafn dan O sm an B ey e g n d erild i i rivayet ed ilen sa ltan at san ca . | ak altn, P latinin | b ir b a k a a d .| ak altun, {eAT} H alis altn; d e erli | altn.| ak A rap , A rap kelim esin in z en ci an lam n da | kullanld y e r le r d e A ra p la ra verilen ad. | ak a, | Stla.| ak aygr, {eT} k i k a r d e le r takm yldz | [Mhenn]|| ak baht, {az}. yi talih. [D S]|| ak bak la, {az} B eyaz kuru fasu ly e. [D S]|| ak bal, {eAT} B ey a z b a l; ar b a l.| ak basm a, tp. G zlere beyaz | lek e inm esi; aksu ; katarakt.\\ ak basm ak, {az} G zlere bey az lek e in m ek [D S]|| ak ba, {az} Ta n e tutmam a v d a r b a a . 2. K a rn a ba h a r. 3. (H ayvan iin) aln veya b a beyaz. [D S]|| ak ba ak, S o n b a h a rd a ekilen, k a dayan kl ve yu m u ak b ir bu day tr.| ak bay, {eAT} B ey a z zengin.| ak | | benek, tp. Gziin saydam ta b a k a sn d a b ir y a r a veya ban d an so n r a gr len p o rse le n beyazln d a k i le k e ; lkom . | ak benizli, Solgun, kan sz kim | s e .| ak bez, {az} B ey a z p a tis k a ; kap u t bezi. [D | S]|| ak bi, {eT} K r a t; b ey az at. [EUTS]|| ak biti, {eAT} yi h l k d ; iyi a m e l d efteri; berat.\\ ak boz, {eT} D onu btn a k o la n at. [Mhenn] | ak brk, B eyaz | k eed e n y a p la n b ir tr b a lk .| ak buday, bot. | B ey a z kabuklu, k a ve s rm eye dirensiz, ku ra a v e p a s a dayan kl f a k a t tan eleri o k dk len bir ek m ek lik bu day tr. | ak bulut, {az} 1. Kn | g r len y a m u r bulutu; p a m u k bulutlar. 2. Bulutlu h a v a la rd a k i bu naltc scaklk. [D S]|| ak burun, {az} Burnu bey az o la n kpek. [D S]|| ak cinni (cin li), {az} R ak. [D S]|| ak akr, {eAT} A k d o a n .| | ak al, {az} it y a p m a k ta kullanlan d iken li bir al. [D S]|| ak albasan, B ir bu day eid i.| ak | eltik, K lk la r bey az b ir p irin tr. | ak dalak, | {az} bot. 1. Yol k en a rla rn d a biten srgan otu. 2. A kurdu. [D S]|| akdan karadan, {eAT} Olumlu veya olum suz n e o lu rsa olsun.| ak dar, {az} 1. | B ey a z msr. 2. Kk, beyaz, p a t la k msr. [D S]|| ak dem ir, D v lm ek zere kzgn a tete k o r hlin e getirilm i dem ir.| ak dikmeler, {az} K ire li top | ra k ta k i dzenli s e l yarn tlar. [D S]|| ak don, {az} 1. S o u k g e c e le r d e donm u iy; kra. 2. I p a n to lonu. [D S]|| ak doncak, {az} Yar giyin ik; i p a n tolonu ile. [D S]|| ak dut, {az} B eyaz dut. [D S]|| ak dmek, A arm aya balamak.\\ ak ev, K o n a r g e r Y rklerde soylu larn adr.\\ ak fatm a, 1. {az} L o r tatls. 2. ekerp a re. [D S]|| ak gice, (eAT} Mutlu g e c e .| ak gk, {az} 1. (Sebze, m eyve iin) | iyi kt ; y a r olm u, y a r olm am . 2. B ir tr incir. 3. eitli sebze. [D S]|| ak gz, E g e b lg esin d e y e titirilen b a s k ve e k illi y uvarlak, eti beyazm trak sar, g z leri b ey az verim li ve tutulan b ir p a ta tes tr.| ak gzleme, {az} Yasz ek m ek ; p id e. [D | S]||

l l l l f f i 1 .1 6 3

AKA

ak gzl, zool. T ropik a la n la rd a y a a y an k a h v e rengi, sa r v e y e il tyl, gzlerin in etrafn d a beyaz bir h a lk a bulunan tc b ir ku tr (Zasterop).\\ ak gn, {az} Mutlu gn. [D S]|| ak gnek, {az} K rd a y etien v e y en en b ir tr ot; hindiba. [D S]|| ak gnlk, A rd zam k; a rd rein esi. | ak grgen, | Kayn aacn n odun veya k erestesin e verilen ad. | | ak haba, {az}] Ynden dokunm u b ir tr kilim. [DS | ah hardal, {eA l} T ere tohum u.| ak kara, | | karay ak gstermek, O laylar ters anlatm ak]] ak karadan semek, iy i ile kty, doru ile yanl birbirinden a y rab ilm ek . | ak kan, biy. L e n f d a m a r | larn da d o la a n renksiz b ir sv olu p kan p laz m as ile len fositlerden olu an k an a g r e d a h a o k su, re f a k a t d a h a az p rotein , m in eral ve fb rin o jen bulunduran sarm s saydam sv ; vcut svs; p la z ma.,| ak kanat, {az} 1. Kuyruu ve y e le s i beyaz | at. 2. E sk i a s k e r rgtte en so n a s k e r e a r la c a k yal grup. [D S]|| ak katk, {az} L o r ile kartr la r a k kurutulmu yourt. [D S]|| ak kavuk, {az} B eyaz ynden y a p la n ve f e s e b en z er bir tr balk. [D S]|| ak kaya blbl, {az} Grgsz, k a b a kim se. [DS]j| ak kei, {az} Tiftik keisi. [D S]|| ak kr, {az} Btnyle bey az o la n at; st beyaz. [D S]|| Ak koyun k ara koyun geit banda belli otar. K i min ne olduu n em li b ir d en em e sra sn d a a n la lr.,| ak kozak, {az} B ey a z i ek li afyon bitkisi. | [D S]|| ak kk, {eAT} M en eke kk ; ssen kk A ak kulak, {az} B ey a z m antar. [D S]|| ak ku, 1. B eyaz gvercin. 2. {azj A tm aca. [DS][| ak kuak, E lle rlm bey az yn kuak. | ak kuyruk, {eAT} | Siyah kanatl, bey az kuyruklu b ir g v ercin ]| ak kf, iek tozu bulunan p e t e k le r d e b ir tr m an ta rn y o l at hastalk]] akla karay semek, G lk ekm ek, o k sknt ekm ek. | ak m adde, anat. | Beyni m eydana g etiren iki m ad d ed en biri. | ak | m antar, {eAT} B eyaz, k k b ir tr mantar. | ak | mk, {eAT} B oza. | ak oda, G elin odas, z if a f o d a | s]] ak olmaklk, {eAT} A arm a; beyazlam a]] ak ot, {eAT} B ey a z iekli, bey az tohum lu b ir tr h a ha]] ak y, {eTj A k k e e li ev ; yurt. [Nevy]|| ak paflak, {az} B ey a z ve im an yzl kim se. [D S]|| ak pak, Tertemiz. | ak pas, bot. L a h a n a cinsi s e b | zelerin y a p r a k ve g v d elerin d e y er le e n yosunum su zararl m an tar (A lbugo candida).]] ak pullu, {az} K en ar ilem eli b a rts; evre. [DS]j| ak pr ek, {az} htiyar kadn. [D S]|| ak prekli, {az} (Kii iin) s a sa k a l aarm . [D S]|| ak salu, {eAT} ok y a l; ihtiyar]] ak sakal, 1. {eT} htiyar; sa sa k a l a a rm ; ihtiyarlam . [DLT] 2. Kyn veya kabilen in ba. 3. {az} E rm i; evliya. [DS]|j ak sakal er, {eT} S a sa k a l a arm adam . [DLT]|| ak sakarca, {az} D a tep elerin d e gr len beyaz bulut. [D S]|| ak sarm ak, {eAT} A k asm a. | ak sa | ya, {az} 1. B ey a z g m lek. 2. G em ici g m le i. 3. Yakas, k o l ve ete i ilem eli b ir eit bey az ceket.

[DS]|j ak sere, {az} B o z renkli, beyaz b en ekli b ir tr sere. [D S]|| ak scak, K avurucu ve iddetli g ne]] ak sva, {az}] B eyaz badan a. [DS | ak soy | muk, {az} D alg a la rn den izde m eydan a g etird i i bey az kpk. [DS]|j ak su, I. tp. G z m ercein in saydam ln k a y b ed er ek beyazlam asn dan m eyda na g elen b ir g z h astal ; a k ba sm a ; k ata ra kt; p er d e. 2. {az} K a y alard an szan tatl v e b e rr a k su. [D S]|| ak sunkur, {eAT} D o an cinsinden bir k o ; a k doan ]] ak st, N am uslu ve iffetli anne]] ak st emmi, S oy ca a h la kl ve nam uslu a iled en g elen .| | aktan karadan, {eAT} {az} E vet v ey a h a y r; olum lu veya olum suz; iki eyden birisi. [D S]|| A k tan karadan haberi yok. Cahil, dnyadan h a b e r siz, oku m a y a zm a bilm iyor]] ak ta, {az} 1. K ilo m etre ta. 2. K ire ta; m erm er. [D S]|| at tavan, {eAT} A da tavan .| ak tavuk, {az} 1. G vercin e | ben z er bir ku. 2. ilk b a h a r d a aar b ir tr idem iei. [DS]|j ak tra, S a sa k a l a arm adam ]] ak tilki, Yumuak krk zellikle g e c e elb is elerin d e kullanlan b ir cins tilki]] ak top, {az} K a r topu. [D S]|| ak toprak, {az} 1. T op rak evlerin svasn da k ir e y erin e kullanlan b ir tr bey az teb eirli to p rak. 2. P ekm ez topra. 3. Killi, k ireli beyaz to p rak. [D S]|| ak tutm a, {az} tp. d ra rd a albm in bulunm as durum u; albiim ineri. [D S]|| ak ya, {az} E ritilm i in ek ya. [D S]|| ak yalavu, {az} Tatl d illi; c a n a yakn. [D S]|| ak yam ur, {az}l. ir i tan eli ve hzl y a a n yam ur. 2. D olu. [D S]|| ak yan, {az} Yalnz kilim lerd e kullanlan bir m otif. [D S]|| ak yamak, {az} D rt k e b ey az bart s; tlbent. [DS]J| ak yavan, {az}] G ereksiz kon u a n ; m n asebetsiz kim se. [DS j ak yel, {az} K im i | y e r d e gneydoudan, kim i y e r d e kuzeyden es en r zg rlara verilen ad. [D S]|| ak yem, B a lk tutm ak iin o lta la rd a y em o la r a k kullanlan izm arit ve is tavrit g ib i k k balk]] Ak Yldz 1. g k b. o ba n y ldz; olp an ; Vens 2. bot. em siyeye b en z er sa r veya bey az i e k le r aan z am ba kg illerd en k k so an l b ir bitki; k p e k so a n ; tkrk otu, (O rnitho galium)\\ ak yzl, {az} Tem iz; do ru ; drst. [D S]|| ak yzlk, {az} ffet; nam us; e ref. [DS] ak2, [in. k (kt; n efret eken )] {eT} sf. ren; kt; alak; fena. [EUTS] [KPy.] ak3, -kk [Ar. ukk (isyan etm e) > kk jU ] (a :k ) {OsT} sf. Dik bal; inat; asi; serke. ak4, -kk [Ar. ukk (isyan etm e) > akk j t ] {OsT} is. Anaya babaya kar durma. aka, [Mo. aa / aka] {eT} is. 1. Byk karde; aa bey. [EUTS] 2. Aa. 3. Bilgin. 4. {az} Baba. [DS] a kab, [Ar. akab > a'kb cjpI] (a k a :b ) {OsT} is. E v latlar; torunlar. akab, [Ar. akb > akab *_^ ] {OsT} is. 1. Topuk; k

A KA

O TUM K C t S M . 164

e. 2. Son; netice. 3. Arka; art. 4. Bir olayn ya da zamann hemen sonras; hemen ard. 5. mec. Evlat; torun; zrriyet; dl. S akab-gr, {OsT} Birini veya bir eyi kovalayan; ardna den. || akab-grn,

akagan, [ak-aan OLt T] { eAT} sf. ok akan. akaa, -c [ak+aa] (a kaa) is. Karaaagiller den beyaz kabuklu hu aac, (Betula alba). akaid, [Ar. 'akide > 'akid Ju U&] (aka:id) {OsT} is. -* akait, fi1 akid-i diniye, {OsT} Din inanlar; din esaslar. || akid-i slmiye, {OsT} slam dini nin esaslar. akaik, [Ar. 'akika > akik jiU t] (aka:ik) {OsT} is. ocuk iin kesilen adaklar. ak aim 1, [Ar. akvam (kavimler) > akim f-ilil] (aka:-

{OsT} Takip edenler; kovalayanlar; peine den ler ,|| akab- leker, {OsT} Bir asker kt'ann veya kolun hemen gerisi. || akab-rev, {OsT} 1. Arkadan gelen. 2. Ardna den; takip eden.
akabat, [Ar. 'akabe > akabt o U it] (akaba.t) {OsT}

is. 1. Almas zor dalar tepeler, srtlar, geitler. 2.


Korkun olaylar; tehlikeli durumlar; korkulu daki kalar. akabe, [Ar. 'akabe vi&] {OsT} is. 1. Almas zor ge it; dik yoku; sarp yol; tepe; yoku yer. 2. Bir du rumun ya da hastaln en tehlikeli devresi. 3. mec. Tehlike; muhatara. 4. Nilde alan bir tekne tr, akabi, [Ar. 'akabi

itn) {OsT} is. Kavimler; milletler.


akaim 2, [Ar. 'akamet (ksrlk) > 'akim |*sUt] (a-

ka;im) {OsT} sf. (Kiiler iin) ksr olan,


akair, [Ar. 'akar > 'akir _^U&] (aka.ir) {OsT/ is. Ge lir getiren mlkler, gayrimenkullar; akarlar, akait, -di [Ar. 'akide > 'akid JJU t] (aka. it) {OsT}

(akabi;) {OsT} sf. nceye ait.

akabince, [akab-i-nce] {OsT} zf. Hemen ardndan, akabinde, [akab-i-n-de] (aka.binde) zf. Hemen ar dndan, bir olayn arkasndan, ak a, -c [ak-mak > ak-a] is. 1. Birikmi svy e itli teknikler kullanmak suretiyle uzaklatran boru veya boaltan, aktan sistem. 2. Kanal, ark gibi su yolu. 3. ok nemli arazide taban suyunu aktmaya yarayan yer alt oluu, akalam a, [ak-a-la-ma] is. 1. Tarlada biriken suyu atmak iin toprak iine delikli knkler demek veya toprak iinde suyun akaca galeriler aacak ekilde srme ii; drenaj; tefcir. 2. Vcudun her hangi bir yerinde birikmi olan svy borular vas tas ile boaltma, akalam ak, [ak-a-la-mak] gl. f. f-r] [-l()-yor] stenmeyen bir svy bulunduu ortamdan eitli teknikler kullanarak uzaklatrmak, atmak; tahliye etmek. akade, [Ar. 'kid > 'akade =-ut| {OsT} is. 1. Bala yanlar; dmleyenler. 2. Szleme yapanlar, akadem i, [Yun. akademos (Pltonun ders verdii bahe) / Lat. academia] is. 1. Bilim, kltr ve sa natla ilgili olarak sz sahibi kiilerin topland kurul, demek. 2. Uygulamal yksek okul, akadem ici, [akademi-ci] is. Kendi zgn grleri yerine akademik grlere veya yerlemi gelenek lere bal kalarak eser veren sanat, akademicilik, -i [akademi-ci-lik] is. Genel kabulle re veya resm grlere uygun bir estetik anlayna ballk. akadem ik, -i [Fr. acadmique] sf. 1. (Eser, konfe rans, takvim vb. iin) bilimsel niteliklere sahip. 2. niversitelerle ilgili olan, akademisyen, [Fr. acadmicien] is. niversite re tim grevlisi veya bir akademik kurulun yesi olan kii.

is. 1. man ve itikatlar. 2. badet dnda itikat ve imanla ilgili din esaslarn, kaidelerin btn. 3. isi.
Usul ilmine giri olarak kabul edilen, imana ait s lm esaslarn, kurallarn tm, fi1 akaid kitab,

Dini inanlardan, esaslardan bahseden kitap.


akaju, [Port. acaju] is. 1. Tropikal iklim kuanda yetien meyvesi yenilebilen, kzl kahve renkli ke restesinden mobilyaclkta yararlanlan orman aa c; maun. 2. sf. Bu tr aatan yaplm olan, ak ak, [Ar. 'ak'ak <* ^ ] {OsT} is. Saksaan. 3 akak, - [ak-mak > ak-ak] is. 1. Eimi ok akarsu yata; mecra; yatak. 2. Irmak; dere; ak; kk akarsu. 3. {az} Irmak ve dere suyunun hzl akt yer; suyun ivinti yeri; alayan. [DS] 4. Eimi ve inii fazla yer. 5. {az} Kuru sel yarntlar; dere yata. [DS] 6. {az} Cereyan; aknt. [DS] 7. {az} sf. abuk meyleden; sebatsz; maymun itahl. [DS] akakr, [Ar. 'akkar > 'akkir ,* 5 ^ ] (aka.ki.r, k ler

kaln sylenir) {OsT} is. Hekimlikte ila ve ila re


timinde kullanlan bitki kkleri. akal1, -li [Ar. 'akl (bilme, anlama) > akal J-itl]

{OsT} sf. Daha akll; en akll; ok akll.


akal2, -li [Ar. kllet > akall Jil] {OsT} sf. 1. Daha az; en az. 2. Deer bakmndan hi nemi olmayan; nemsiz. S akall-i kalil, {OsT} Azn az; pek az.| | akall-i myekn, {OsT} En az muhtemel; olmas en az mmkn.\\ akall-i mddet, {OsT} En ksa zaman

paras.
akal3, [Far. kl JT] (a;ka;l) {OsT} is. er p. akala, [Akala (Meksikada bir kent)] is. Amerikan pamuundan Trkiye artlarna gre gelitirilen uzun elyafl bir pamuk cinsi, akalim, [Ar. iklim (memleket) > aklim (v^ll] (aka:-

merumtt s o m u 16 5
lim) (OsT} is. klimler; memleketler; diyarlar. S aklim -i seba, {OsT} Yedi iklim.
akalli, [Ar. akall > akall Jl '] (akalli:) {OsT} zf. Hi olmazsa; en azndan, akalliyet, [Ar. akall > akalliyet o J il] {OsT} is. 1. Kk grup. 2. Bir topluluun egemen eleri d nda kalan, ounluk oluturamayan etnik grup; aznlk; ekalliyet. akan1 [Ar. akam ,

AKA

Bir uyuz bceinin larvas yznden armut ve as ma aalarnda oluan maz.


akarat, [Ar. akr > akrt ol_,Up] (aka:ra:t) {OsT}

is. Ba, bahe, tarla gibi arazi cinsinden mlk par


alar; gayrimenkul mlk, 6 1 akrt- mevkfe, {OsT} Cami, medrese, ifahane gibi din amal

vakflar iin balanm tanmazlar.


akarca, [ak-mak > ak-ar-ca] {az} is. 1. Akarsu. 2. Srekli olarak akan eme. 3. Kaplca. 4. tp. S rekli aknt yapan yara; ban; fstl; sraca. 5. Bel soukluu gibi srekli aknt yapan hastalk. 6. Kemik veremi. 7. Hayvanlarda grlen bulac beyin hastal; deli dana hastal. 8. Kaplca. [DS] fi1 akarca su, {eAT} 1. Akarsu. 2. Gler yzl. akarcal, [ak-ar-ca-l] {az} sf. 1. (Kii iin) bakas nn malna zarar veren. 2. Bnyesi zayf; hastalkl. [DS] akaret1 [Ar. akr > akrt o ljU t] (aka.ret) {OsT} ,

{OsT} is. Ksrlk.

akam2, [Ar. 'akm j>Ut] (aka:m) {OsT} sf. 1. Ksr. 2. (Hastalk iin) tedavisi mmkn olmayan, akamber, [ak+amber] sf. t. bot. Amber bal (kaa lot) i yandan elde edilen bal mumu rengindeki kokulu madde, akamat, [Yun. akamatos (gen)\ {az} sf. Verimsiz toprak; ilenmemi, genlemi toprak. [DS] akamet, [Ar. ukm (ksr olma) > akamet oj>Up]

(aka:met) {OsT} is. 1. Ksrlk; verimsizlik. 2. Y an


yolda kalma; sonusuzluk. t? akamete uramak,

1.

( iin) sonu alnamamak. 2. Kesilmek.

is. 1. Gelir salayan ev, arsa, bahe, iftlik gibi mlk. 2. Kiraya verilmi gelir getiren ev, dkkn vb.
akaret2, [Ar. akret o jU t] (aka:ret) {OsT} is. Ksr olma hli. ak arib 1 [Ar. akreb > akrib ojU p] (aka.rib) {OsT} ,

akan, [ak-mak > ak-an] sf. Akmakta olan. S Akan sular durur. Herkese kabul gren ve bilinen bir

gereke ortaya konduunda aksini iddia etmek yer siz olur. || akan toprak, Sel sularnn alp gtrd toprak\\ akan yldz, gk b. Uzayda uuan ka yalarn yer ekimi etkisiyle atmosfere girdikten sonra srtnme scaklyla ergiyerek genleme sonucunda tekrar atmosfer dna kmas ile gr len k izgisi. akana, [aka+ana] is. 1. Byk anne; nine. 2. vey
ana; analk. [DS] akap, -b [Ar. akb > akab {OsT} is. -* akab.

is. zool. Akrepler.


akarib2, [Ar. akrib balar. akarlar, [Lat. acarus] is. zool. Dik toparlak gvdeli meyve aalar ve insanlar iin asalak olan krmz rmcekler alt snfn oluturan zararllar, (Aca-

(aka:rib) {OsT} is. Akra

rina).
akarm ak, [ak-ar-mak ^ jil] {eT} {eAT} gsz. f. [-ur] Aarmak. [Mhenn] akarsu1 [akar+su >^jlT] {eAT} sf. Gler yzl; g , le. akarsu2, [ak-mak > ak-ar+su] is. 1. Belirli bir yatak iinde akan ay, dere, rmak ile yeraltnda akan btn sular; rmak; nehir; ay; dere. 2. El tezghla rnda dokunan srma ve gm izgili kadn kuma . 3. Tek sra elmas veya prlantadan ince platin levhalarla birbirine tutturulmu gerdanlk. 4. sf. mec. Srekli; kesintisiz; aralksz. S akarsu a,

akar1 [ak-mak > ak-ar] is. ve sf. 1. Sv; akc. , Akaryakt, akarsu vs. 2. {az} Irmak; dere; ay; kk akarsu. [DS] 3. {az} eme; pmar; kaynak; su oluu. [DS] 4. {az} eme yala. [DS] 5. {eAT} Akan. akar akll, {az} Duygusu ile hareket eden kimse; iradesiz; dnek. [D S]|| akar amber,

bot. Salam keresteli, kabuundan aselbent svs elde edilen Asya kkenli byk bir scak blge aac (Liquidambar oriantalis).\\ akar bakar, {az} 1. Bakml. 2. Topran eimi. [DS]|| akar rm ak, {eAT} Akan rmak.|| akar kokar, abuk bozulan, ryen yiyecek, iecek maddeleri.\ A k a \ r, kokar yok. Grnte belli bir kusuru yok.\\ akar oluk gibi, Arkas kesilmemecesine, bol bol, srekli.|| akar su, {eAT} 1. Pnar. 2. -* akarsu.
akar2, [Ar. akr jU t] (aka:r) {OsT} is. 1. Ev, dk kn, arsa, ba, iftlik ve tarla gibi gelir getiren mlk. 2. Bu mlklerden elde edilen gelir; haslat. 3. Ksrlk. akar3, [Lat. acarus] is. zool. Kene, fi1 akar mazs,

Bir akarsuyun kollar ile birlikte meydana getirdii su ak. || akarsu az, Akarsularn denize veya gle dkld yer.
akartm ak, [ak-ar-t-mak j ^ y l ] {eAT} gl. f. [-ur] Aartmak; beyazlatmak, akaryakt, [ak-ar+yak-t] is. Yakt veya yakacak olarak kullanlan sv petrol rnleri ile alkoln or tak ad. akaryakt gemisi, Akaryakt tamak zere imal edilmi gemi.|| akaryakt ikm ali, Ara-

AKA la rd a k u lla n laca k akary akt ulatrm ak, ek sik leri ni tam am lam ak. akas, [Ar. aka {OsT'} is. Pis kokulu olma, {OsT} sf. Pek k

eiiiesM .
akbel, [Ar. akbel J J ] {OsT} sf. En ok beenilen; gzde. akbn, [Erme, ab(in) > akbm / akbun] {OsT} is. Fkl sulama suyu ile sulanan tarla. akbiye, [Ar. lab5 (stlk) > akbiye <l~SI] {OsT} is. stlkler; ste giyilen elbiseler; kaftanlar, akbun, [Erme, ab(in) > akbm / akbun] is. Su basan, gbreli, verimli tarla, akburak, - [ak+burak] is. bot. Bir metre kadar boylanabilen bir eit burak; Kanada mercimei. ak a1, [ak-ca aS1] {eAT} is. Aksu; katarakt. aka2, [ak-ca / ak-a 4^1] {eAT} is. -* ake. akclrak, - [al-l-rak] {eAT} sf. Beyaza alar; be yazms. akcier, [ak+cier] is. anat. Dorudan havayla solu num yapan canllarda ve zellikle insanda oksije nin kana karmasn salayan temel solunum or gan. S akcier gbei, A kcierin i y a n yznn o rtasn d aki bron, a k c i e r atard am ar, bron a ta r d am ar ve sinirlerin girdii, a k c i e r top lard am ar ile akk an dam arnn kt y e r .| akcier kesecik | leri, A k ci er lopuunun p ira m it biim inde, 1-2 mm. gen ili in d eki paralar.\\ akcier lopuu, S a a kci erin iki y a rkla, s o l a kci erin bir y a rk la b e p a r a y a bl n m esi ile olum u p a r a la r ; alveol. | akcier petei, K an n g a z alveriin i yapt, | ii ve d p e k o k u ku r ve k a b a r c k la r la dolu a k ci erin en k k blm olan k e s e c ik le r . \\ akcier zar, A kci eri dtan k ap lay a n s e r z m a d d e; p lev ra. akcierliler, [ak+cier-li-ler] is. zool. Karada ve tatl sularda yaayan, solunumlarn ilkel akcier say lan solunum keseleri ile salayan karndan bacakl yumuakalarn bir takm. ak a1, [ak-a / *>sl] ( a ka) sf. 1. Beyazms; beyaza yakn renkte. 2. {az} Siyahl beyazl; ala ca. [DS] 3. {az} Pamuk ipliinden dokunmu ul. [DS] 0 aka bardak, bot. {az} K a rd elen ; k a r i e i; idem . [D S]|| aka katk, {az} Tuzlanp d eri tulum iin d e sa k la n a n yourt. [D S]|| aka ka vak, {eAT} B ir tr st. | aka koca, {az} Sa | sa k a l beyazlam ihtiyar. [D S]|| aka paka, E li yz temiz, bey az tenli, g zel.| aka r zgr, {az} | K uzeybatdan esen yel. [D S]|| aka yel, Gney d o udan esen lk r zgr, keileme. aka2, [eT. a! (servet, m al) > a-a > ak-a 4j|] is. -* ake. S aka assya virmek, {eAT} F a iz le p a r a verm ek.| aka asss, {eAT} P a r a g e lir i; f a i z .| aka | | assya almak, F a iz le p a r a almak.\\ aka kaldr mak, {eAT} P a r a to p lam ak; avu dolusu p a r a edinmek.]] aka kesmek, {eAT} P a r a b a sm a k; sik k e kestirm ek.]] aka saylm kul, {eAT} P a r a ile ed i nilm i kle.

akasr, [Ar. cakar > 'akr salar.

akasi, [Ar. ak > 'aka L~ ^ ] (a k a .s i:, s kaln s y 5 lenir) {OsT) is. ok uzaklar, akasim, [Ar. ksm (blm e) > aksam > aksm *--131] (a k a .si.m ) {OsT} is. 1. Ksmlar; paralar; blmler. 2. Ksmetler; nasipler; hisseler, akasma, [ak+as-ma] is. bot. Dn ieigillerden bahelerde ss olarak yetitirilen filbahar, meryemana, yaban asmas gibi trmanc odunsu gvdeli ieklerin ortak ad. (C lem atis). akasya, [Yun. akakia / Lat. acacia > Fr. acacia] is. bot. 1. Kstm otugiller (M im osa-ceae) familya sndan ok deiik trleri bulunan, ou trleri yapran dkmeyen dikenli, ieklerinin gzelli iyle tannan aaklar. 2. Baklagillerden bir aak, (R obin ia p s e u d o a c a c ia ). akavil, [Ar. kavi (sz) > alvll (a ka :v i:l) {OsT} is. Kaviller; szler; lakrdlar. S akvil-i b tla, {OsT} B a tl szler.]] akvil-i kazibe, {OsT} Ya lan szler. akavim, [Ar. kavm > akvam > akvm (*jll] (ak a.v i.m ) {OsT} is. Kavimler, akay, [aka / akay] {az} is. Adam; erkek. [DS] akazdr, [Ar. al-hadr jfJ&jJt] {OsT} is. Simyaclarn kalaya verdikleri ad. akbaba, [ak+baba / Ar. ulcb] ( a k b a b a ) is. zool. Kayalk yksek dalarda yaayan, hayvan llerini yiyerek beslenen, ba ve boynu plak, iri ve yrt c bir ku cinsinin genel ad, (Vultur). S akbaba lar gibi mek, P aylam an n s z konusu olduu y e r e zam an kaybetm eden kou p toplam ak. akbabagiller, [akbaba-gil-ler] is. zool. Akbaba trle rini iine alan kular familyas, (Vulturidae). akbah, [Ar. kubh (irkinlik) > akbeh {OsT} sf. Daha irkin; en irkin; en uygunsuz; ok yakk sz. akbakan, [ak+bak-an] {az} sf. Beceriksiz; budala. [DS] akbalk, - [ak+balk] is. zool. Ba koyu renkli, levree benzer, kemikli 3-5 kg arlnda bir cins gl bal (P araru tilu s frisii). akbalkl, [ak+balk-l] is. zool. reme mevsimin de ssl tyleri kan, beyaz veya kl rengi gr nmnde byk bir su kuu. (E gretta a lb a). akba, [ak+ba] is. 1. bot. Baklagillerden iki yllk yem bitkisi, (M elilotus alba). 2. zool. Yazlar souk blgelerde yaayan, klar lk kylara g eden ince gagal bir kaz tr; deniz kaz (B ern icla).

m o n . 167

A KD

akaagac, [ak-a+aac

4^51] {eAT} is. Akaa

aakaaa, -c [ak-a+aa] is. bot. Ilman blgelerde yetien kerestesi salam ve hafif bir orman aac, (Acer). akaaagilller, [ak-a+aa-gil-ler] is. bot. Yaprak lar karlkl dizili ve paral, rnei akaaa olan yaklak yz elli trn ortak ad, (A ceraceae). akakavak, - [ak-a+kavak] is. bot. Dnyann pek ok yerinde yetien park ve baheleri ssleyen, yapraklarnn alt yz beyaz tyl 20- 25 metre kadar boylanabilen bir aa, (P opu los alb a). akakr, [ak+alc-r] {eAT} is. zool. Ak doan, akalamak, [ak-e / ak-a-la--mak] ite, f . [-r ] {az} Pazarlk etmek. [DS] akal, [aka-l] sf. -* akeli. akalk, - [aka-lk] {eAT} is. Para kesesi, akamuk, -u [ak-a-muk] {az} is. 1. Btnyle alm pamuk kozas. 2. Bir tr sakran hastal. [DS] ake, [eT. a! (servet) > a-a > ak-a / ak-e] is. 1. Kk gm para. 2. Her eit maden para. S1 ake etmez, D eersiz. | ake kesmek, M ad en p a | ra basm ak. | ake krts, P a r a h aberi, p a r a m i | di.| akesi ucuz olmak, C m ert, e li a k olm ak. | akeli, [ak-a-l] sf. Paral, para ile ilgili, parasal. S akeli iler, TBM M tzne g r e b te ve h er trl d en ekli iler. akl, [ak-l / J^>T] sf. Rengini atm, yer yer beyazlklar olan; beyazmtrak, {eAT} (ayn). akllanma, [ak-l-la-n-ma] is. Rengini atma, sol ma. akllanmak, [ak-l-la-n-mak] dnl. f . [-r ] Rengi ni atmak, beyazlanmaya balamak, akllama, [ak-l-la--ma] is. Akl hle gelme, akllamak, [alc-l-la--mak] dnl. f . [ -r ] Rengini atmaya yz tutmak, akllk, - [ak-l-lk] is. Akl olma hli, akn, [ak-n] sf. -* akn, aknlk, - [ak-n-lk / akn-lk] is. -* aknlk, akpleme, [ak+p-le-me] is. Zambakgillerden iri yaprakl, beyaz salkm iekli zehirli, bir otsu bitki (Veratrum albm ). akd, [Ar. akd (dm atm ak) -iit] {OsT} is. - * akit.

zimmet, {OsT} huk. slam olm ayan larn slam d ev letinin tbiiyetini k a b u l etmesi.\\ akd hal, {OsT} ed. K la s ik Trk E d ebiy atn d a n esri nazm a ev irm e y e akd, nazm n esre evirm eye d e h a l a d verilir. akdah, [Ar. kadeh (su k ab ) > akdh ^-il] (a kd a :h ) {OsT} is. Bardak, marapa, kupa gibi su ve iki ie cek kaplar; kadehler, akdam , [Ar. kadem > akdm j>Jil] (akd a:m ) {OsT} is. l Ayaklar. ak dar, [Ar. ladr (de er) > akdr jJil] (a kd a :r) {OsT} is. 1. Deerler; kymetler. 2. Kudretler, ak dara, -c [aktar-mak > aktar+aa] {az} is. -* aktara. [DS] akdar, [ak+dar] is. bot. Tohumlar ku yemi olarak kullanlan budaygillerden bir yllk otsu bitki, (Panicum ). akdanlm ak, [aldar-l-mak jij-isl] {eT} {eAT} dnl. f . [-u r] Yz evirmek; baka yana dnmek, akdarm ak, [adar-mak / akdar-mak {eAT} gl. f [-u r] 1. Yere ykmak; alt etmek; devirmek; yenmek. 2. Altn stne getirmek; aktarmak, akdem, [Ar. kadem ( n ce olm a) > aldem ?Jil] {OsT} sf. 1. nce. 2. Daha nce; ilk nce; en nce. 3. n de ve ilk planda olan; nemli. S1 akdem-i efkr, {OsT} D ncelerin en n em lisi.| akdem-i umflr, | {OsT} ilerin en nem lisi. akdemin, [Ar. akdem > akdemin oe- '] (akdem i:n ) {OsT} is. 1. nceden olanlar. 2. Gemiler. 3. nce yaam olanlar. 4. Eksikler, akdemiyet, [Ar. akdem > akdemiyyet c~o-l] {OsT} sf. 1. Zaman bakmndan eskilik; ncelik. 2. Deer ve liyakat bakmndan ncelik; stnlk. akder, [Ar. kadr > akder j-l] {OsT} sf. 1. ok gl; en kudretli. 2. Ksa boylu. 3. Ksa boyunlu, akdes, [Ar. ltudds (kutsal) > akdes Daha mukaddes; en mukaddes, akdetme, [Ar. akd+ T. et-me Yapma; dzenleme, akdetmek, [Ar. akd+ T. et-mekdU^I .U&] {OsT} gl. f . [-(d )-er] [-e(d )-iy or] Dzenlemek; yapmak, akd, [Ar. 'akd > akdi j - t ] (akd i:) {OsT} sf. Sz {OsT} is. {OsT} sf.

S akd-i encmen, {OsT} huk. E ncm en kurm a. | | leme ile belirlenmi; szlemeden doan. S akd akd-i istikraz, {OsT} huk. B o r a lm a s z lem esi.| | faiz, {OsT} M iktar s z lem e ile belirlen m i o la n akd-i ittifak, {OsT} huk. D ev letlera ra s antlama.\\ f a i z .| akd mesuliyet, {OsT} S zlem e koullarnn | akd-i meclis, {OsT} huk. M eclis kurm a; kon um ak y erin e g etirilm esi sorum luluu,| akd tazm inat, | zere toplanma.\\ akd-i muaveza, {OsT} huk. Ta {OsT} S zlem e k ou llarn a uym ayan kim senin ra fla rca ivaz k a rl n d a y a p la n szlem e. | akd-i | d em ek le ykm l olduu ve s z lem e ile b e lir nikh, {OsT} huk. E vlen m e s z lem esi; nikh.\\ aklenm i olan tazminat. din inikad, {OsT} huk. Szlem enin kurulm as. | | akd-i pey, {OsT} huk. Sat szlem esi. | akd-i akdiken, [ak+dik-en] is. bot. Meyveleri hekimlikte |

AKD
kullanlan bir al aac tr; geyik dikeni; karaa l; (Rhamrus). akdirmit, -di [ak + Yun. drimitis] {az} is. Kk taneli bir tr zm. [DS] akdiye, [Ar. akad (dm lem e) > akdiyye 4iJte] {OsT} is. anat. Eklemlerdeki boumlar, dmler, akdoan, [ak+do-an] is. zool. Kuzey yarm krenin btn blgelerinde yaayan, deniz kular ve ke mirgenlerle beslenen ve yalyarlara yuvalarn ku ran yrtc bir ku cinsi, (F alcoru stu cols). akduk, -u [eT. aduk] {az} is. Kt; fena; irkin. [DS] akdurm ak, [ak-dur-mak Aktmak. akef, [Ar. akef _iSLpl] {OsT} sf. ok aklsz; pek sersem. akese, [Far. kese aS \ ] (a :k ese ) {OsT} sf. 1. Bir eye yapm, ilimi. 2. kse, akfa, -a i [Ar. kafa (ense) > akta *liSl] ( a lfa :) {OsT} is. Ban arka taraflar; enseler, akfal, [Ar. kufi > akfal JUsl] (a kfa:l) {OsT} is. Kilit ler. ak far, [Ar. kufr > akfar jUsi] (a k fa .r) {OsT} is. l ler. akfas, [Ar. kafa > akfa ^ IS t] (a k fa .s) {OsT} is. 1. Hamal kfeleri. 2. Kafesler. akfer, [Ar. akfer yl] {OsT} s f ok ksr, en ksr. akgz, [ak+gz] {az} sf. 1. Korkak; budala; ahmak. 2. Her eyde gz olan; a gzl. 3. Fesat; hrn. [DS] akgnlk, - [ak+gn-lk] is. tp. Bosvellia cinsi aalarn kabuundan szdrlmak suretiyle elde edilen, ifal, beyaz renkli, koyu kvaml bir tr reine (O libanum ). akhaf, [Ar. lhf > akhf ^iUsl] (a k h a .f) {OsT} is. 1. Kafataslan. 2. Aatan yaplm kaplar, akhardal, [ak+hardal] is. bot. Turpgiller familyasn dan tohumlar sofra hardal olarak kullanlan, taze yeil yapraklan ise salata olarak yenen sar iekli bir yllk otsu bitki, (Sinapis alba). akher, [Ar. kahr > akher ^ 1 ] {OsT} sf. ok kahredi ci; en kahredici. ak1, [ak-] {eT} {eAT} sf. 1. Cmert; eli ak. [DLT] [EUTS] [Gabain] [Yknek] 2. Yiit; koak. ak2, [ak-mak > ak-] is. fiz. Bir kuvvet alannda, belli bir dzlemin belli bir ksmndan getii varsaylan kuvvet izgileri; seyelan. ak3, [Ar. akk > k JiU ] (a :k :) {OsT} s f syan eden; ba kaldran; asi. {eAT} gl. f . [-u r]

H K H .1 6 8 akbet, [Ar. akbet c J l t ] (a :k b et) {OsT} is. t. Son, bitim; sonu. 2. Gelecek; istikbal. 3. Daha nce yaplan ilerin sonucu; netice. 4. lm. 5. z f So nunda; neticede. S kbet-bn, {OsT} Sonucu n ced en g r e b ile n ; u zak grl.\\ kbet-bn, {OsT} U zak grrllk.]] kbet-end, {OsT} Sonunu d nen.]] akbeti hayrola, Sonunun iyi olm asn di lem ek iin sylen en s z veya dua. | kbetl-em r, | {OsT} 1. B ir iin sonu. 2. iin son u n da; neticede. akc, [ak-c] sf. 1. Kolay akan; sv. 2. m ec. Rahat, tabii, uyumlu. 3. Dil ve dnce bakmndan g lk karmadan, dncenin ve anlamann akm durdurmayan, kolay anlalr ve zevk verir bir ifade biimi. ? akc nsz, A kc b ir s y len ii o la n L ve R nszleri. akclk, - [ak-c-lk] is. 1. Akc olma hli. 2. mec. Kolaylk; dzenlilik; rahatlk; selaset. akdak, - [ak-t-ak] is. 1. {az} Lazmlk; oturak. 2. Sidik. [DS] akdk, - [ak-t-lc] {az} sf. 1. Her yere ieyen kimse. 2. Kararsz; ikiyzl; sebatsz; dnek. [DS] akdlmak, [akt-mak > ak(t)-l-mak] {eAT} edil. f . [ur] Aktmak ii yaplmak; aktlmak, akdlm, [akdl-m] {eAT} sf. Akp dalan, akdnlmak, [akd-n-l-mak] {eAT} edil. f . [-u r ] 1. Aktlmak. 2. Fkrtlmak, akg, [ak-] {eT} is. 1. Ak; akma. [ tigsizler] 2. Aknt; cereyan [Gabain] [EUTS] 3. Gz ya. [EUTS] akglg, [ak--l] {eT} sf. Akan; akc; cereyanl [Gabain] [ tigsizler] [EUTS] akgsz, [ak--sz] {eT} sf. Akc olmayan; akmayan; akntsz; cereyansz. [EUTS] [Gabain] [ tigsizler] akik, - [ak-mak > ak-k] sf. 1. Sulu. 2. apakl, kil, [Ar. akl (kstek) > kil JU-] (a:kl) {OsT} sf. 1. Akll. 2. Anlayl. 3. Bilgin. 4. Mantkl. 5. D nen; mantkl. 6. huk. Bir adam ldrme olaynn kan bedelinin denmesine katlan akraba veya ar kada. S kil bali olm ak, B ula erm ek ; ergen o lm a k ; reit o lm a k .| kll-ukal, {OsT} A kllla | rn aklls; en alall. akl, -kl [Ar. akl (kstek) Js-] is. 1. nsann kendi davranlarn tanmasna, bilmesine ve deerlen dirmesine yarayan kabiliyeti; anlak; beyin; derk; dima; havsala; izan; kafa; kavray; kiyaset; nat ka; us. 2. yiyle kty, doruyla yanl, gerekle yalan ayrt edebilme gc; ufuk. 3. Bellek; hafza. 4. Dnce ve kanaat. 5. drak; anlay; fahime; fetanet; feraset; basiret; mdrike; mfekkire. S akl alm ak (danmak), Birinin tavsiyesini alm ak. | | akl alm az, in an lm as mmkn olmayan.]] akl elmek, B irin i y o ld a n karm ak, saptrm ak]] akl da kalmak, H atrlam ak, unutmamak.]] akldan karm ak , Unutmaya alm ak]] akldan zmek,

169

AKI

H erhan gi bir a r a c a g e r e k kalm ad an zihnen h e s a p lam ak.,| akldan geirm ek, K sa b ir zam an d | nm ek]| akldan gitmemek, Unulamamak]\ akl | danmak, Birinin tavsiyesini alm ak. \ akl defteri, \ Birinin nem verdi i baz ey le ri h a trla m ak iin tuttuu not d efteri; ajan da. | akl delisi, {az} Zeki | fa k a t o k y a ra m a z ocuk. [D S]|| akl d, M evcut bilg ilerle s a d e c e a k l yrtm ekle aklan am ay an durum]\ akl dii, On y e d i ile otuz y a la r a ra sn d a kan nc az d ii.| akl doktoru, A kl h a sta la | rn tedavi ed en hekim . | akl durdurucu, artc, | hayret uyandrc]] akl eksiklii, M uhakem e y e tersizlii,| akl erdirem emek, Srrm zem em ek; | se b e p son u ilikisini kavrayam am ak. | akl erm ez| lik, {az} Cahillik. [D S]|| akl etmek, H erh an g i bir durum k arsn d a b ir a r e bu lab ilm ek ,| akl fka| ras, B akasn n yardm olm ad an doruyu bu la m ayan.| akl gitmek, {eAT} B aylm ak]] akl hasta| hanesi, Ruh ve a k l h a stalkla ry la ilgili hastan e. | | akl hastal, Ruhi fon ksiy o n la rn s rekli bozuk luu,| akl hocas, H erk es e a k l retm ey e y e lte | nen kim se. | akl iin yol birdir, D oru dnld | zam an h erk es ayn k a n a a te varr. | akl kr, | A kla yatkn. | akl kethdas, H erk es e a k l verm e | m erakls olan kim se.| akl kumkumas, K k | olm asn a ram en a kll ve b ilg i ocu k]] akl kutu su, K k o lm asn a ra m en a kll ve b ilg i o cu k .| | akllara durgunluk verm ek, D n em eyecek du ruma getirm ek, o k etkisiyapmak.\\ akllara z a ra r, A kllar m u hakem eden a lk o y a c a k k a d a r m anta aykr. | akl retm ek, Yol gsterm ek, tavsiyede | bulunmak.\\ akl satm ak, B ilg i g e in e r e k b a k a s na a k l verm eye kalkm ak]] akl terellelli, D en g e siz kim se. | akl v ar, izan v ar, D a h a o k b e lg e y e ve | dnmeye g e r e k yok.\\ akl yorm ak, D nmek, hatrlam ak iin kendini zorlam ak]] akl zayfl, Salkl dn em em e; bunam a. | akla dammak, | {az} A kla g elm ek ; sezm ek. [D S]|| akla dokunmak, artm ak]] akla gelmedik, Dnlm eyen, s rp riz]] akla gelmek, D nm ek; an m sam ak.| akla | hayale gelmez, n an lm as g, d eh et v erici.| ak | la sinmek, {eAT} A kla y atm ak]] akla yakn, K a b u l edilebilir, m akul]] akl alm am ak, O la bilece in i dnem em ek, kav rayam am ak]] akl bana gel mek, D oruyu bulm ak, aykm ak]] akl banda kalmamak, arm ak]] akl banda, U yank ve tedbirli]] akl bandan gitmek, arm ak, kendini kaybetm ek. | akl baka yerde olmak, Yapt i | lerden b a k a kon u lar dnm ek]] akl bulanmak, {eAT} Akl k arm a k ; zihn i k arm ak]] akl kmak, ok korkm ak]] akl dalmak, D ncelerini bir konu zerinde to p la y am a m a k ,| akl durm ak, D | nememek, ha y ret etm ek]] akl eren, A nlayp id ra k edebilen ]] akl erm ek, B az kon u lar a n lay a b i lec e k y eten ek te olm ak]] akl fikri (bir eyde) ol mak, D ncesini y aln z o konu zerinde top la

m ak]] akl gitmek, arm ak]] akl gznde, An c a k g z yle g rd k lerin e inanr. | akl rlmak, | {eAT} Akl gitm ek; baylm ak]] akl karm ak, N e y a p a ca n bilem em ek.]] akl kesmek, Y a p a b ilece in i dnmek.]] akl kt, A nlay ve id ra ki snrl]] aklna dmek, B ir ey i hatrlam ak]] aklna eseni yapm ak, in den g eld i i g ib i ani d a v ra n lard a bulunm ak]] aklna gelen bana gelmek, O lm a sndan korktuu b ir ey olm ak]] akima hiffet ge tirm ek, D elirm ek]] aklna koymak, B ir eyi y a p m a a k a r a r verm ek. | aklna sdram am ak, | nanm am ak, tasavvur edem em ek]] aklna amak, B irinin fik rin i veya davrann beenm em ek. | ak | lna turp skmak, a rg o. B irin in fikrin i, yaptn been m em ek. | aklna uymak, Birinin uygunsuz b ir | teklifini, grn k a b u l etm ek, on a uymak.]] akl na yer etmek, H i unutm am ak]] aklndan zoru olm ak, A kl d d av ra n lard a bulunm ak]] akln dan zoru olmak, A klszca i y apm ak. | akim al | mak, Akln m egu l etm ek]] akln bozmak, S ap t m ak]] aklnn terazisi bozulmak, D engesiz iler yapm ak.]] akln peynir ekmekle yemek, A kllca dav ran m ak g erek irk en a k l d d avran ta bulun mak.]] aklnla ok yaa, 1. sa b e tli b ir ikazdan ve y a hatrlatm adan dolay vg sz. 2. O lm ayacak b ir e y s y ley en e sylen en a la y sz.]] akl oyna mak, K orkm ak]] akl saplanmak, D evam l o la r a k b ir ey i dnmek]] akl sra, D ncesine g re. | | akl am ak, {eAT} D nem ez durum a g elm ek .| | akl taklm ak, B ir ey i s rekli o la r a k dnm ek]] akl tepesinden bir kar yukarda, Saduyudan u zak davranan]] akl yatm ak, Uygun bulmak.]] akl zvanadan km ak, K en din i k on trol ed em ey e c e k d e r e c e k z m ak aklam ak1, [ak-()-la-mak] {eT} gsz. f . [-r ] Ala mak. [Gabain] afallamak2, [ak-la-mak] {eT} gl. f. [ - r ] Cmert saymak; cmertlie nispet etmek. [DLT] aklan, [Ar. kil > aklan Akll kiiler; aklllar, aklane, [Ar. kil + Far. -ne (a :k la ;n e) {OsT} zf. Akllca; akll bir kimseye yakr biim de. aklat, [Ar. kil > klt Aklllar. aklc, [akl-c] sf. 1. Akl ve mantk verilerine daya nan. 2. fe l. Doruluu, akla uygunlukla aklayan grten yana olan; rasyonalist. 3. {az} Akl ve ren. [DS] aklclk, - [akl-c-lk] is. fe l. Doruluk ls olarak ancak akl ve mant esas alan felsef gr; rasyonalizm. akldak, - [akl-dak] {az} sf. Ayn aklda olan; ka fa dengi. [DS] (a :k la ;t) {OsT} is. (a .k la .n ) {OsT'} is.

AKI
akldane, [Ar. akil + Far. dn] (a kld a :n e) sf. ok akll. akile, [Ar. kil >(diil) kile ^isU] (a :k le) {OsT} sf. (Bayan iin) akll, aklga, [ak-mak > ak-l-ga] is. Sznt ya da yamur sularnn akmas iin ounlukla istinat duvarlarn da dikine boydan braklan yark. aklgan1, [ak-l-gan] {az} s f 1. Akntl, hzl akan su; akntl su kanallar. 2. Aacn kabuu ile gv desi arasndaki ince tabaka. [DS] aklgan2, [Ar. akl + T. -gan ?] {az} sf. Bilgi; ok bilmi. [DS] aklk, [ak-lk] {eT} is. Cmertlik; seleklik. [Yknek] [DLT] akllandrma, [akl-la-n-dr-ma] is. Eiterek doru ve kurallara gre davranmasn salama, akllandrmak, [akl-la-n-dr-mak] gl. f . [ -ir ] Us landrmak, terbiye etmek; yola getirmek, akllanma, [akl-la-n-ma] is. 1. Akllanmak ii. 2. Olaylarn kazandrd tedbirlilik, uyankllk, akllanmak, [akl-la-n-mak] dnl. f . [ -r ] 1. Bana gelen olaylardan ders alarak daha tedbirli davran mak, olmas gerektii gibi doru hareket etmek. 2. Y ola gelmek; uslanmak, akllanmaz, [akl-la-n-maz] sf. Dzelmesi olanaksz; sz anlamaz; t dinlemez, akll, [alcl-l] sf. 1. Doruyu yanltan, iyiyi ktden ayrt edebilecek durumda olan; kil. 2. Akl olan. 3. Zek seviyesi yksek olan. 4. Doru dnen; sa duyu ve anlay sahibi; arif. 5. Ar bal; dikkatli; temkinli. 6. alay. Frsat dkn, akll dav ranm ak, Akln k u lla n a ra k ted b irli o lm a k .| akll | geinmek, B aka la rn k an d rab ilece in i sanmak.\\ akll kr, A n cak b ir akllnn y a p a c a zj.|| akll uslu, T erbiyeli, a r bal. akllca, [alcl-l-ca] zf. 1. Akla uygun gelecek ekil de. 2. Doru. aklllk, [akl-l-lk] is. Akll olma durumu. S aklllk etmek, Yerinde ve en uygun k a r a n verm ek. | aklllk taslam ak, Akll olduunu se z d ire | r e k byklenm ek. akllulk, [akl-lu-lk] {eAT} is. Aklllk. aklm ak1, [ak-l-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Akmak; yrmek. [ tigsizler]aklmak2, [ak-l-mak] {eT} g l . f [-u r ] artmak; aalatmak. [DLT] aklsz, [akl-sz] sf. 1. Doruyu yanltan, iyiyi ktden ayrt edemeyen; ahmak; aymaz; basiretsiz; beyinsiz. 2. Zek dzeyi dk; idraki yetersiz; alk; aptal; avanak. 3. Unutkan. 4. {eAT} Baygn, aklszlk, - [akl-sz-lk] is. 1. Akl eksiklii. 2. Dnmeden i yapma; aptallk. S aklszlk et mek, D n cesizce davran m ak; isa betli k a r a r ve rem em ek.

le r iM

aklsuz, [akl-suz] {eAT} sf. 1. Baygn. 2. Ahmak; alclsz; beyinsiz. ak m 1 [ak-m] is. 1. Bir akkann ve enerjinin belirli , bir ynde hareketi; cereyan. 2. Sanatta, politikada, dnce hayatnda gruplamaya sebep olan gr; r; dalga; hareket; moda. 3. Meyil; suya ak im kn veren eim; aknt yn. 4. {az} Ayan st. [DS] S1 akm ata, {az} K k sellerin birlem e yeri. [DS] akm2, [ak-m] {eT} sf. Bir defada akacak kadar olan; akm. [DLT] akm3, [Ar. akamet (ksrlk) > km piU] (a:km ) {OsT} sf. Ksr; verimsiz, akm toplar, [ak-m+top-la-r] is. retilen elektrik enerjisinin fazlasn kimyasal enerji hlinde toplayp depolamaya yarayan ara; akmlatr, akn, [Harizm. ak-mak (baskn y a p m a k) > ak-n] is. 1. Sr hlinde kesintisiz, hzl ve youn bir ak hareketi. 2. Bir yere me; ok sayda akarak gelip toplanma; tehacm. 3. Asker hcum. 4. Dman topraklarna, sindirme ve korkutma ama cyla hzla gerekletirilen talan ve yama saldrs. 5. lkeden lkeye durmakszn, akarcasna yaplan saldr, sava ve asker yrtme. 6. G. 7. {eT} is. Aknt; sel. 8. {eAT} Dalga. S akn akn, A rd a r kas kesilm ez k a la b a lk la rla . | akn apm ak, {eAT} | Akn etm ek; hcum etm ek; baskn yapmak.\\ akm etmek, 1. Sr h lin d e m ek, yrm ek. 2. B a s kn tarznda dm an lkesin e sa ld rm a k ; s e fe r eylem ek.| akm eylemek, {eAT} A km etm ek; hcum | etm ek; baskn y a p m a k .| akn munduz, {eT} B ir | d en b ire g elen s e l; d eli sel. [DLT] 1 akn saldrm ak, 1 {eAT} A km etm ek; hcum etm ek; baskn y a p m a k .| | akm salmak, {eAT} Akn etm ek; hcum etm ek; baskn yapm ak. akncak, - [ak-m-cak] {az} is. Bayr; yama. [DS] aknc [ak-m-c] is. as. Akm yapmak amacyla d man lkesine at sren zel olarak yetitirilmi sa va; komando; zel harekt grevlisi, aknc beyi, m p arato rlu k dn em i Trk akn c beylerinin kum an dan ,| aknc kads, S eferlerd e ord u d a bu | lundurulan b ir eit a d l hakim . akn, [ak-m-] {eT} is. Gece baskn yapan asker; aknc. [DLT] aknsz, [ak-m-sz] {eT} sf. Sabit; yerinden oyna maz; salam; muhkem. [EUTS] aknu, [ak-m-u] {eT} is. Aknc. [ETY] aknd, [ak-m-d] {eT} is. Aknt. [DLT] akndrk, - [ak-n-drk] {az} is. 1. Reine; am sakz. 2. Erik, zerdali, badem gibi aalarn dal ve gvdelerinden szan yapkan kvaml madde; aa pz. [DS] akngan, [ak-m-gan] {az} is. Su yrm aa. [DS] aknm ak, [ak-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. zen mek. 2. Gnl vermek; meyletmek; sevmek. 3.

lffil fllK SELK.

171

AKI

Kaymak. [DS] fi1 akn akn gitmek, {az} Siirne

siiriine, yzst gitmek. [DS]


aknt, [ak-m-mak > ak-n-t] is. 1. Sv hldeki bir maddenin akmas, szmas durumu. 2. Byk su ktlelerinin srekli olarak ayn ynde ve ayn yol dan akarak yer deitirmesi ile oluan hareket. Labrador scak s aknts. 3. Vcutta yer alan her hangi bir yaradan dolay darya szan sv. 4. Ka pal bir yerdeki svnn kapak, tapa veya bir atlak tan akan sznts. 5. Gllerin suyunu boaltan ka nallar, dereler; menfez. 6. Yamur ve sel sularnn akmasn salayan meyil. atya yeterli aknt ve rilmemi. 7. {az} Bir iin normal gidii. [DS] 8. {az} Kadnlarn det grme hli. [DS] 0 aknt aanozu, argo. 1. Vcudunda gzle grlr bir

akkan, [ak-kan] sf. 1. Normal s derecesinde sv hlde bulunan; akan. 2. is. fiz. Bulunduu kabn eklini alabilen, moleklleri birbiri zerinden kaya rak yer deitiren gaz ve svlarn fizikteki genel ad; seyyal. akkanlama, [ak-kan-la--ma] is. Akkanlamak ii. akkanlamak, [alc-kan-la--mak] dnl. fi. f-r] Akkan duruma gelmek; sv ya da gaz durumuna gemek. akkanlatrc, [ak-kan-la--tr-c] sf. ve is. Bir maddeyi akkan hline getiren zel madde, akkanlatrm a, [ak-kan-la--tr-ma] is. Akkan latrmak ii. akkanlatrm ak, [ak-kan-la--tr-mak] gl. f i [r] Akkan duruma getirmek; akkan olmasn salamak. akkanlk, - [ak-kan-lk] is. l.f iz . Akkan olma durumu; seyyaliyet. 2. ekon. Arz ve talebin birbiri ne uyabilmesi, akl, [ak-l] sf. 1. Ak olan. 2. Belli bir yne, yere doru ak bulunan, akllk, [ak-l-lk] is. Akl olma durumu; akabilme; darya yolu olma, akm a, [ak-ma] is. 1. Akmak ii. 2. dbl. Seslerin uygun biimde birbirine balanmas, akmak, [ak-mak

arpkl olan. 2. Diiiik omuzlu kimse. 3. Ayakta duramayacak kadar sarho olup saa sola yalpa yaparak yryen.\\ aknt hatt, Akntl bir yzeyin eim derecesini gsteren izgiler.\\ aknt vermek, Durgun veya bir yerde birikinti hlinde bulunan suyu aktmak iin tabanndan daha alt dzeyde ka nal, ark vb. anak.\\ (kendini) akntya brakm ak, Bir taktik belirlemeden olaylarn akna gre ha reket etmek.\\ akntya kaplmak, Akntnn etkisi ile srklenmek; kar koyamamak; akntnn etkisi altna girmek.\\ (kendini) akntya kaptrm ak, Akntnn etkisi ile srklenmek; kar koyam a mak .| akntya krek ekmek, Baaramayacan | bildii hlde bo yere uramak, direnmek. akntl, [ak-n-t-l] sf. Aknts olan, akler, [ak-+l-er] is. fiz. Manyetik endksiyon
alsndaki deimeyi lmeye yarayan aygt. akr, [Ar. 'alret (ksrlk) > kr 3. (Kadn iin) ocuksuz, akrdak, - [akr-dalc] {az} is. Kaim dilme; direk. [DS] akrgan, [ak-r-gan] {az} is. 1. Tomruun iinden kan yal cra. 2. Cereyan; akm. 3. Mecra; yatak. [DS] akrlamak, [ak-r-la-mak] {eT} g l . f [-r ] Arlamak. [EUTS] akrmak, [ak (yans.) > ak--mak] {eT} gsz. f. [-ur] Anrmak [Mhenn] akis1, [Ar. ak ,_^Lp] (a:ks) {OsT} sf. inat. akis2, [Ar. akis

ite, f i [-r] [eT. -ur] 1.

{az} Hep birlikte bir yne doru topluca yrmek.


[DS] 2. {eAT} Sel gibi akmak; saldrmak; mek. 3. {eT} Birlikte akmak. [DLT] 4. {eT} Caymak; s znde durmamak. [EUTS] 5. {az} Anlamak; kay namak; arkada olmak. [DS] aksz, [ak-sz] sf. Ak olmayan, akta, [? ahta / akta] is. Halay veya manay deni len oyunlar oynanrken beer altar kiiden oluan iki grubunun karlkl olarak bayat tarznda sy ledikleri sorulu cevapl deyi tr, akt, [ak-mak > ak-t] {az} is. 1. Ta kemer; kubbemsi ta tavan. 2. Sala. [DS] aktgan, [ak-t-an] {eT} sf. Aktan. [DLT] aktlma, [akt-l-ma] is. Aktlmak ii. aktlm ak, [akt-l-mak] edil, f i [-r] 1. Aktmak ii yaplmak. 2. zerinde aktmak ii uygulanmak, aktm a, [ak-t-ma <u^sT] is. 1. Aktmak ii. 2. Byk ba hayvanlarn bandan burnuna doru olan be yazlk. 3. Birka sra hlinde altn zincir gerdanlk. 4. amlardan elde edilen reine. 5. {az} Hamuru dorudan tava ya da sac zerine dkerek piirilen bir tr pide ya da rek; aktma. [DS] 6. sf. {eAT} (Demir iin) dkme. 7. {az} Aldan yaplan tavan ssleri. [DS] 8. {az} Tarlann yalnz ekilecek k smlarn gbreleme. [DS] 9. argo. Yankesici tara fndan birinin elbisesini fark ettirmeden keserek czdan vb. eyasn alma.

(a.kr) {OsT}

sf. 1. (Kadn iin) ksr. 2. (Toprak iin) verimsiz.

(a:ks) {OsT} sf. Pis kokulu.

ak, [ak-] is. 1. Akmak hareketi ve biimi. 2. mec. lerleme; devam etme. Trafiin ak yavalad. 3. e ileyi; nfuz edi. G nlme bir ak akt ki... S ak ak, {az} Akn akn; toplu hlde. [D S]|| ak ak gitmek, {az} A km akn gitmek; toplu hlde gitmek. [DS]|| ak aa, Akntnn ol duu yne doru. | ak yukar, Akntnn tersi y n |

de.

AKI
aktmack, - [akt-ma-ck] i az} is. Kilim, heybe ve yn oraplara ilenen bir motif. [DS] aktm a, -c [akt-ma] is. Un, st, ya ve eker ile yorulan hamurun kzgn sa zerine dklmesiyle elde edilen tatl; yass kadayf, aktmak, [ak-mak > ak-t-mak jj*T] gl. f . [ - r ] [eT. -u r ] 1. Akmasn salamak; {eAT} (ayn). 2. Dk mek. 3. m ec. ekinmeden, acmadan bol bol har camak. 4. (az) iini karmak; iemek. [DS] 5. {az} Hayvanlar sulamak. [DS] 6. {eT} Gnder mek. [DLT] 7. Akn ettirmek. [ETY] 8. {eAT} Alan akn ekmek; celbetmek. 9. {az} Meylettirmek; ekmek; evirmek. [DS] 10. {az} Drmek; d rerek kaybetmek. [DS] 11. {eAT} Fkrtmak. S akta akta, A ktarak; aktm a suretiyle. aktmal, [aktma-l] sf. 1. Aktmas olan; aktma taknm olan. 2. (At iin) alnnda aktmas olan, aktmalk, - [aktma-lk] is. naatlarda birleme izgilerindeki kurun eritle rtl ksm, akttrm a, [ak-t-tr-ma] is. Akttrmak ii. akttrm ak, [ak-t-tr-mak] gl. f . [ -r ] Aktmak iini yaptrmak; aktmak iini bakasna yaptrmak, akyagak, [al-+ya-ak] {eT} is. ceviz; ceviz ii. [DLT] akzmak, [ak-z-mak] {eT} gl. f . [-u r ] Akm ettir mek. [ETY] ak, [Ar. akk > k JiU ] (a :k i:, k kaln sylenir) {OsT} sf. syan eden; ba kaldran; asi. akib1, [Ar. akb akib2, [Ar.akb zf. nce. (aki:b, k k aim sylen ir) {OsT}

E 172 S

Akide ekeri. akidesi bozuk, (K ii iin) im am z a y f veya im an es a s la r er ev e si dn a kan.\\ akidesi zayf, n an larn n g erek tird i i biim de d a v ra n lard a bulunmayan.\\ akidesi pak, m am sa la m ; inancnda h erh an g i bir tereddt ve phe bulunmayan.\\ akide ekeri, e k e r adasn n sitrik a sit ve koku v erici b o y a r m a d d e le r k a tla ra k kesti rilm esi ile eld e ed ilen a z d a z o r eriyen e k e rlem e eid i. | akideyi bozm ak, D in inancn gevetm ek; | inan kon usu nda tered d tlere dmek. akideyn, [Ar. kid > kideyn ji-U ] (a:kideyn, k kaln sylen ir) {OsT} is. Anlama, szleme yapan taraflarn her ikisi; szleme yapan taraflar. akidn, [Ar. kid > kidn (a;kidi;n , k kaln

sylen ir) {OsT} is. Anlama yapan taraflar. akif, [Ar. akf (vakfetm e) > kif tJS'U] (a:kif) {OsT} sf. 1. Bir ite sebat eden; zerinde srarla duran. 2. Bir yerde uzun sre oturan. 3. Bir yere ekilerek ibadet eden. akik1, -i [Ar. akile (a ki:k ) is. 1. Bunaltc bir

scak. 2. Bunaltc scaklk. akik2, -i [Yun. akhates (S ic ily a d a bir n ehir) > Ar. akk (aki;k, k le r kaln sylen ir) is. 1. Yanar da ate toplarnn denize dmesi ile oluan, ke sildiinde ok sayda e merkezli erit ve damar grnts veren kuvars tr, silisli bir ss ta. 2. Akik taklidi damarl bir cam eidi. S akik-i nm, {OsT} arap. akika, [Ar. akka (a ki:k a, k le r kaln sylen ir)

sf. Hemen arkadan gelen; izleyen; takip eden. akib3, [Ar. 'akab > kib v-sU.] (a :k i:b , k kaln s y lenir) {OsT} sf. 1. Bir bakasnn ardndan giden ya da gelen. 2. (Btn peygamberlerden sonra geldii iin) Hz. Muhammed. akibinde, [Ar. akb + T. -i-n-de] (aki.b in d e) {OsT} zf. Hemen ardndan. akid1, [Ar. akd J-St] is. 1. Balama; dmleme. 2. Balanma; dmlenme. kid2, [Ar. akd > kid -U] (a :k id ) {OsT} sf. 1. Ba layan; dmleyen. 2. Toplant yapan; dzenleyen. 3 . kit. akid3, [akd (ba lam a) > akid -ifc] {OsT} sf. 1. Ph tlam; phtlatrlm. 2. Koyulatrlm; dondu rulmu; adalatrlm, akide, [Ar. akd (dm lem ek) > akde (aki:d e) {OsT} is. 1. nan; itikat. 2. Bir inancn forml hlinde zetlenmi hli. 3. Prensip. 4. Tartmas bile kabul edilemeyecek biimde benimsenmi g r; iman; nas. 5. Doktrin. 6. Bir din iinde farkl inan sistemlerinin yol at ayrlk; mezhep. 7.

is. ocuk iin kesilen adak. akil, [Ar. akl (kstek) > akl J-t] (aki.T, k kaln sylen ir) {OsT} sf. 1. Akll, mantkl. 2. Anlayl, anlalabilir. 3. Bilgin, bilge. 4. Dnceli, fi1 akil bali, {OsT} Reit, soru m lu lu k ta y a b ilece k y a a g elm i; bu la erm i. akil2, [Ar. ekele (yem e) > kil JS"T] (a;ldl) {OsT} sf. Yiyen. S kil-l-beer, Yamyam .| kill-cerrd , | {OsT} ek irg e ile beslenen.\\ kilttl-ekbd, C i er ler yiyen.\\ kill-esm k, zool. Balkl.\\ killhayi, zool. Otul.| kill-haert, zool. B | cek il. | kill-hevm, {OsT} H a a r a tla beslen en .| | | kill-hubfibt, zool. T an elerle b eslen en .| ki| ll-kl, {OsT} H em o t hem d e etle beslenen.\\ kilttl-lahm , {OsT} E t y iy en ; et ile beslen en . | kill| lhfim, zool. Etil.\\ kiltt n-nebt, {OsT} O tla b e s len en ,| kill-nemel, zool. Karncayiyen.\\ ki| ls-semek, {OsT} zool. B a lk yiyen ; b a lk la b e s lenen. akilane, [Ar. akl+Far. - n e i^ U ] (a k i:la :n e ) {OsT} zf. Akl sahibi kimseye yakacak tarzda; akllca.

r o m m u

i .

173

A KK

akile, [Ar. akil > akile aJlS"T (a :k ile) {OsT} is. tp. 1. ] Yenirce ad verilen yara. 2. Kemirici lser; kanser, akilik, -i [ak+ilik] {az} is. 1. anat. Omurilik. 2. Beyaz dme. [DS] akim, [Ar. akamet (ksrlk) > akm (aki:m , k kaim sylenir) {OsT} sf. 1. Ksr. 2. Verimsiz. 3. [" k a lm a k eylemi ile kullanldnda] (Eylem ve giriim iin) sonu getirmeyen; sonucu alnama yan. 4. (Arazi iin) plak; bitkisiz; verimsiz. 5. is. ounlukla yamur getirmeyen rzgr. <5 akim brakm ak, B ir iin, giriim in son u lan m asn eng ellem ek. | akim kalmak, B a a r y a u laam am ak; | sonulanm am ak. akinc, [Far. kinc (a :k in c) {OsT} is. 1. engel. 2. Bumbar dolmas, akinezi, [Yun. a-kinesis > Fr. akinesie] is. tp. Kas larda bir g azalmas sz konusu olmad hlde baz hareketlerin yaplamamas. akir1, [Ar. akaret (ksrlk) > akr (aki.r, k k a ln sylen ir) {OsT} sf. 1. (Erkek iin) ksr. 2. (Arazi iin) verimsiz; kra. 3. Rehine konulmu; rehinde bulunan. 4. Kesik; yaral. 5. nl. Hakaret sz. akir2, [Ar. akar] {az} is. 1. Eritilen yan dibinde kalan tortu. 2. Y a ve yourt gibi maddelerin eki tortusu. 3. Bir svnn dibindeki birikinti; tortu. [DS] akire, [Ar. akre] (aki:ri, k kaln sylen ir) {OsT} is. 1. ark syleyen, bir ey okuyan ya da alayan kimsenin sesi. 2. Tepesi kesik hurma aac. 3. sf. (Hayvan iin) yaral. akis1 -ksi [Ar. aks] is. 1. Geri evirmek; geri dn , drmek. 2. fz . Yansma; ses dalgasnn veya k demetinin bir yanstc yzeye apmak suretiyle geri gelmesi. 3. Bir cismin ayna gibi parlak bir y zeydeki grnts. 4. m ec. Bir eyin veya olayn dolayl etkisi. H alkn y a a y n d a sa v a yllarnn aksini bu labilirsin iz. 5 ed. Bir msran sondan bir parasn dierinin nne getirmekle yaplan edeb sanat. M mkn deil, H u d b ilm ek d e b ilm e y m ek d e / B ilm ek d e bilm em ek d e mmkn d e il H u d a . M. Naci 6. mat. Noktasal geometrik dn y m. S akis brakm ak, Etkisi, izi g r lm ek ; iz brakmak.\\ akis bulm ak, E tki uyandrm ak; takdir edilm ek; olum lu h a v a estirm ek. | akis uyandrm ak, | Kam uoyunu ilgilendirm ek, zerin de tartlr o l mak.

akit, -kdi, [Ar. akd (ba lam a, dm lem e)] is. hk. 1. ki ve daha ok kiiden meydana gelen taraflar arasnda birbirlerine sorumluluk ykleyen ve hak dourucu sonulan bulunan anlama; szleme; mukavele. 2. Evlenme szlemesi; nikh. S akde muhalefet, huk. S zlem e ile belirlen m i k o u lla ra aykr davranm a. | akit benzerleri, huk. H ukuka | aykr olm ayan b ir eylem son u n da b a k a sn a b o r lanm a, b a k a sn b o r altna so k m a durumlar.\\ akit serbestsi, huk. T araflarn d iled ik leri kon u da s z lem e y a p a b ilm esi durumu. | akit serbestis hu | dutlar, huk. T araflarn s z lem e y a p a rk en uym ak zoru n da oldu klar kurallar.\\ akitten doan b or lar, huk. H ukuki b ir ilem den d o a n ykm llk ler. | akit vaadi, huk. T araflarn akit d zen lem ek | zere y a p tk la r s z lem e; n szlem e. | akit yap | ma mecburiyeti, huk. S zlem e y a p m a zorunlulu uakitin, [Ar. akdln {OsT} 1. ete reisleri; B e deviler. 2. {az} sf. Yiit; cesur. [DS] akkm , [Ar. akm (ynelm e) > akkm (d ev e src s) plt] (akk;m ) {OsT} is. 1. Deveci; katrc. 2. mparatorluk dneminde, Mekkeye gnderilen srre alaynn hizmetilerine verilen ad. 3. Kervan sahibinin emrinde alan hizmeti. 4. Osmanl or dusunda grevli yksek rtbeli subaylarla vezirle rin byk adrlann kuran hizmetilere verilen ad; adr mehteri. 5. Yollarn onarlmas ve benzeri ilerde alan azapllara verilen ad. S akkm b a , S rre alaynn ba. akkarnca, [ak+kannca] is. zool. Tropikal blgelerde koloniler hlinde yaayan aa sellozlar ile bes lenen, yumuak vcutlu zararl karnca; termit; di vik. akkarncalar, [ak+kannca-lar] is. zool. rnei ter mit olan be yz kadar, yumuak vcutlu, e kanat l, koloniler hlinde yaayan tropikal bcek trleri, (Isoptera). akks, [Ar. aks (g eri dndrm e) > akks (a k k ;s) {OsT} sf. 1. Yanstc; aksettirici. 2. is. Fo toraf. akkse, [Ar. aks (geri dndrm e) > akkse 4-lSU] (a k k ;se ) {OsT} is. Sayfa kenarlar eitli renklerde yaldzlarla sslenmi, tezhipli yazma kitap. akka1, [ak+ka] {az} is. hret; lakap. [DS] akka2, [Ar. haha] {az} is. Afyon; haha. [DS] akkavak, - [ak+kavak] is. bot. Stgillerden dz, beyaz kabuklu; st parlak, alt beyaz tyl, dili ve yuvarlak yaprakl bir kavak tr; telli kavak; Hollanda kava; akakavak, (Populus a lb a ) akkefal, -li [ak+kefal] is. zool. Sazangillerden gri renkli bir tatl su bal, (Alburnus). akkelebek, -i [ak+kelebek] is. zool. Pul kanatllar

akis2, [Ar. aks > akis j-S V ] (a ;k is) {OsT} sf. Akse den; yansyan, akise, [Ar. akis > kise *~S\s-] (a :k is e) {OsT} is. I yanstan ara; reflektr; yanstc, kit, -di [Ar. ald > kid] (a:kit) {OsT} is. Szleme yapan; akit yapan, anlama dzenleyen taraflardan her biri.

AKK

ira T M M .

sitte, {OsT} H at san atn d a sls, nesih, reyhan, takmndan siyah izgili beyaz byk kanatl, trtl m uhakkak, tevk ve r i k a a d la r verilen alt tr yaz meyve aalarnn tomurcuklarna zarar veren bir eidi. kelebek tr, (A poria crataegi). akkn, [ak-mak > ak-km] sf. 1. (Yol, arazi vb. iin) aklam a, [ak-la-ma] is. 1. Temizleme; beyazlatma; arlama. 2. m ec. Temize karma; ibra; tebriye, ff az meyilli; dzgn; engebesiz. 2. (Toprak iin) s aklam a belgesi, Susuzluu an lalan kim seyi veri rlmesi, ilenmesi kolay. 3. (, giriim iin) yo lunda giden; yoluna girmi; olurunda. 4. ( iin) len b e lg e ; ibranam e. kolaylkla yaplan; abuk yaplan; akc. 5. (Aa, ak lam ak 1 [ak-la-mak] g l . f [-r ] . Beyazlatrmak; , kereste vb. iin) ilemesi kolay; dzgn; budaksz. aartmak. 2. Kirden arndrmak; temizlemek; an 6. (az) Akntl. [DS] 7. stekli; gnll; tutkun; lamak. 3. m ec. Birinin zerine atlan su iddiasnn sevmi. 8. {azf (Kii iin) anlayl; akll. [DS] 9. geersizliini ortaya koymak; beraat ettirmek; ibra is. Akarsu yata; mecra. 10. is. Meyil; eim, etmek; tebriye etmek. 4. m ec. Bir kuruluun yne akkor, [ak+kor] sf. Istlarak k saacak beyazla tim kurulunun almalarnn yasa v e belirlenen ulam bulunan, kararlara uygun altna dair verilen olumlu oy; akkorluk, -u [ak+kor-luk] is. fiz . Cisimlerin ok ibra etmek. 5. {az} Toplamak; ayklamak; devir yksek derecelerde stlmas ile elde edilen k mek. K ira z a k la d k [DS] 6. Beyaz belirti koymak; sama durumu, ak iaret koymak. S akla takla, {az} a lt st; akkur, [ak+kor ?] {az} sf. Bembeyaz; tertemiz. [DS] k arm a k a rk ; dank. [DS] akkuyruk, -u [ak+kuyruk] is. 1. bot. ayn har aklam ak2, [in. k (kt) > Brahm. k-l-mak] {eT} manlanmas srasnda lezzet vermek iin katlan gl. f i [ - r ] 1. Reddetmek; nefret etmek; kt bul beyaz renkli bir ay eidi. 2. {eAT} zool. Kanatlan mak; tiksinmek. [KPy.] [Gabain] 2. Ktlemek; siyah, kuyruu beyaz bir tr gvercin, fenalamak; gc yetmemek; muktedir olmamak. akkuzatif, [Lat. accusativus] is. -* akuzatif, [EUTS] akl, [Ar. all (ba lam a) J i * ] {OsT} is. -* akl. S a k i aklan, [ak-lan] is. co. 1. Da sralarnn iki yandaki eimli yzeyleri; vadinin iki yanndaki eimli ara delili, {eAT} A kla dayan an s z ; hikmet.\\ akl git zi; yama; mail. 2. Sularm bir denize gnderen mek, {eAT} K en dinden g em e k .| akl- bali, Ergin | akarsularn kaplad alan. E g e aklam . 3. Bir vadi k ii; bu la erm i kim se. | akl- beer, nsan akl. | | | nin taban izgisini doruk izgisine birletiren eik akl- evvel, {OsT} 1. Y aratl n ces i var o la n a kl; yzey. 4. {az} Su ark. [DS] 5. {az} Yeil kabuu Allah. 2. o k akll. 3. m ec. A kll ve b ilg i g eikolay soyulan iyi cins ceviz. [DS] 6. {az} sf. Tom n en.| akl- fal, iley en a k l; y a p c a k l.| akl- | | bul; beyaz. [DS] 0 aklan dz, B ir a klan d a iki hayvan, g d ; insiyak; sevkitabii. | akl- lh, | sert m eyil a ra sn d a k alan h a fi f ini veya dzlk.\\ Tanr z eks. | akl- nsan, {OsT} in sa n c a a k l; in | aklan yarnts, K ii k b ir akarsuyun at derin sa n kavray.\\ akl- kl, {OsT} 1. lk y a ra tlan ev y a ta k y a d a a la n ; sa rp vadi. ren sel akl. 2. E vren de gr len g e n e l uyum ve denge.|| akl- m aad, {OsT} A hrete dn k a k l; g e le c e i k avrayan a k l.| akl- m aa, {OsT} D nya h ayatn a | dn k a k l; g eim kaygsn a y n e lik akl. | akl- | nefsn, {OsT} g d lere ba l a k l; kendini k o ru m a igds.\\ akl- selm, {OsT} yiyi ktden ayrt ed e b ilm e y etisi, saduyu. | akl- eytan, | {OsT} eytan ca a k l; eytan i z ek .| akl tamamlg, | {eAT} E rg en lik a ; g en lik -akla- [-ak-la- /-ekle-] yap. e. Fiilden fiil yapan bir leik bir ek; arka arkaya yaplan youn hareketleri ifade eder; tartaklam ak, duraklam ak, srklem ek, diirtklem ek, sayklam ak, kazklam ak, m zklam ak. akla, [ak-la] {az} is. Akan suyun yatanda oy duu ukur. [DS] ak lam 1 [alc-la-m / ak-lan] {az} is. 1. Mecra; yatak. , 2. Meyil. [DS] aklam 2, [Ar. kalem (kam ) > allm *5151] (akl;m ) {OsT} is. 1. Yaz aralar; kalemler. 2. m ec. Kalem sahipleri; yazarlar. 3. gnl. Resm dairelerin yaz i lerini yrten brolar; yaz ileri. S aklm- dev let, {OsT} D evlet d a ir eleri; resm d a ireler. | aklm | aklanm a, [ak-la-n-ma] is. 1. Temizlenme, paklanma. 2. m ec. Temize kma; beraat etme, aklanm ak, [ak-la-n-mak] dnl. fi [ -r ] 1. Temiz lenmek; kirden arnmak; ykanmak. 2. m ec. zeri ne atlan sulardan temize kmak; beraat etmek; tahliye olmak, aklant, [ak-la-nt] {az} is. 1. Meyil; eim. 2. Akar su. 3. Saak oluu. [DS] aklam a, [ak-la--ma] is. Ak hle gelme, aarma, aklam ak, [ak-la--mak] dnl. f i [-r ] 1. Gne veya suyun soldurmas sonucu rengi beyazlamak, sol mak. 2. (Sa ve sakal) Beyazlanmak, krarmak. aklatm ak, [ak-la-t-mak] {eT} fi. 1. ne sevk etmek. [ETY] 2. Savmak; uzaklatrmak. [ETY] aklect, -d [Erme, aklor (horoz) + ud (civciv)] {az} is. Gen horoz. [DS] aklen, [Ar. all > aklen 5U&] ( a klen) {OsT} zf. 1. Akl gereince; akl icab. 2. Dnme yoluyla; akl ile. 3. Akla gre. 4. Akldan yana. 0 aklen ve nak len, {OsT} A kl ve duyum yoluyla.

M I ff if J E S M . 1 7 5

AKM

-akl, [-ak-l / -ekli] yap. e. Fiilden isim yapma eki olan -ek ile isimden sfat yapma eki olan -li ekleri nin kalplamasyla meydana gelmi bir fiilden s fat yapma ekidir, -n ile biten dnl ve edilgen atl fiillerden, o fiilin belirttii eylemi yapmaya yeterli gc ve imkn bulunduran kavramn kata rak sfatlar yapar: okunakl, dokunakl, konuakl, acn akl. Kimi zaman bataki geni nl daralarak ikli, -kl, -uklu, -kl biimlerini alr: dayankl. akl, [ak-l] sf. zerinde beyaz lekeler ve benekler bulunan. S akl karal, st bey az ve siyah b en ek li v ey a izgili; a la ca . aklk, - [ak-lk jliil] is. 1. Beyazlk; ak olma du rumu; beyazlk; parlaklk. {eATj (ayn). 2. {eAT} Ka dnlarn yzlerine srdkleri dzgn; stbe. 3. {az} Pudra; dzgn. [DS] aklnca, [akl-n-ca] (akl nca) zf. Kendi akima gre; dncesine gre, aklmak, [ak-()l--mak] {eT} ite, f . [-u r] Akmak. [DLT] akli, [Ar. akl > akl J ^ ] (a kli:) {OsT} sf. 1. Aklla ilgili. 2. Akla ve manta dayanan. 3. Duygularyla deil, hislerine gre hareket eden. 0 akli ilimler, E skiden mantk, m atem atik g ib i zih n fa a liy e tle r e ve a k l yrtm e ilem in e dayan an bilim lere verilen a d .| akli m alliyet, A kldan h a sta o lm a .| akli | j meleke, Akln ku lla n a bilm e y etisi; akl, id ra k y etisi. | akli muvzene, S a lkl d n ebilm e; a k l | dengesi. aklilik, -i [akl-lilc] (a kli:lik ) {OsT} is. Akli olma du rumu; akl zerine kurulan, akla dayanan bir durum veya zellik. akliyat, [Ar. akl > akliyyt oLIa^] (akliya.t) {OsT} is. Aklla elde edilenler; akl yoluyla elde edilebi len bilgiler; akla dayanarak kazanlanlar, akliye, [Ar. akl > aklyye aJlc-] (a k liy e ) {OsT} sf. 1. Aklla ilgili; akla ait. 2. Hastanelerde akl hasta lklarnn tedavisi ile ilgilenen blm; psikiyatri. 3. Rasyonalizm. akliyeci, [aklye-ci] (a k li.y eci) is. 1. Rasyonalist. 2. Akl hastalklar uzman; psikiyatrist. akliyun, [Ar. akl > akliyyn j J ^ ] (akli.yun) {OsT} is. fe l. Olaylar akl yoluyla aratran ve de erlendiren felsefe akm; aklclar, akn, [Ar. akm {OsT} is. Ksrlk. akma, [ak-ma] is. 1. Akmak ii. 2. Atmosfere giren kayalarn srtnme ile meydana getirdikleri akp giden ate topu. 3. {az} am sakz, reine; katran. [DS] 4. Asmalarda zm tanelerinin byyememe hastal. 5. {az} Meyve aalarnn dallarndan szan zamk. [DS] 6. {az} Tepe ve yarlardaki kaya paralar. [DS] 7. {az} Gnl verme; aldanma. [DS] 8. {az} Bir tr kuma. [DS] S akm a haner,

{eAT} N am lusuna o lu k alm h a n er.| akm a ol | m ak, {eAT} K a p lv erm ek ; uyuvermek. ak m ak 1, [eT. a-mak > ak-mak ^ I/ T] gsz. f . [ - a r ] 1. (Sv gibi moleklleri veya tanecikleri ko layca yer deitiren maddeler iin) bir yerden daha aada bulunan baka bir yere doru gitmek. 2. Szmak; szlmek; damlamak. Yam urda baz ev lerin dam akt. 3. (Kapal yerdeki svlar iin) da r kmak. A k a c a k kan d a m a rd a durmaz. 4. (Zaman iin) kolayca geip gitmek. mrm den bu n ca y l a kp g em i. 5. Birbiri pei sra kalabalk bir hlde gitmek. Yaz g elin ce A n kara s a h ille r e akyor. 6. Kayarak gitmek. Otlarn arasn dan b ir ylan akt. 7. Duygusal ynden meyletmek; sevmek; ak ol mak. K zn d a gnl bizim kine akm . 8. {eT} {eAT} Akm etmek. [ETY] 9. argo. Ortadan kaybolmak. 10. [yznden, gznden vb. ile birlikte] (Uyku, yorgunluk, sersemlik, aptallk vb. iin) oka bu lunmak; dayanlmaz durumda olmak. 11. {eAT} Meyletmek. 12. {eAT} Syrlp kmak. 13. {eAT} Komak. 14. {eAT} Akm akm gitmek. 15. {az} Aalara su yrmek. [DS] aka turm ak, {eT} A kp gitm ek; a k p durm ak. [DLT] | akp gitmek, | K o la y c a g em ek, gitm ek. akm ak2, [Harizm. ak-mak] {eT} gl. f . [ - a r ] 1. Y a malamak. 2. Baskn yapmak, aknalk, - [ak-na-lk] is. 1. Binalarda scak hava, duman gibi akkanlarn ynlendirildii baca, boru, hava delii gibi ksmlar. 2. Sokaklarda yamur sularnn akp gitmesini salamak iin yolun iki tarafna yaplm st ak yayvan oluklar, akm an, [ak-man] sf. 1. ffetli; temiz. 2. {az} Temiz; beyaz; gzel. [DS] 3. {az} htiyar. [DS] 4. {az} is. Alm beyaz sr. [DS] ak m an tar, [ak+mantar] is. bot. Lezzetli ve besleyici bir mantar tr; kei mantar, (A garicus cam pestris) ak m ar, [Ar. akmr jUil] (alan a.r) {OsT} is. A y ve yldzlar. akm az, [ak-maz] is. 1. Bir akarsuyun yatak deitir dikten sonra eski yatanda kalan birikinti sular; azmak. 2. {az} Bir yere aknts olmayan kk gl[DS]. 3. Kullanl srasnda atk ve zg bo yunca yrtlmayan kuma. akmed, [Ar. akmed -uil] {OsT} is. Ensesi uzun ve kaln. akm er, [Ar. kamer (ay) > akmer ^ il] {OsT} sf. 1. So luk mavi; gri. 2. (Yz iin) ay beyazlnda aydn lk olan. akm k1, - [at-mak > ak-mk] {az} is. Atmk; sper ma. [DS] akmk2, [ak-mk] {eAT} is. Boza, akmn, [Erme, ap(in)] {az} is. 1. Gbre. 2. Gbre

AKM ve benzeri eyleri tamak iin kannn yanlarna konulan tahta kanatlar. [DS] akmi, [Ar. akm Anlalmaz. akmise, [Ar. kam > akmie sylenir) {OsT} is. Gmlekler, akmie, [Ar. kuma > akmie 4i*sl] (akm i:e) {OsT} is. 1. Kumalar. 2. Ynden veya pamuktan yapl m dokumalar. akna1, -a [Ar. knf > akna kanaat eden; en ok kanaat eden. akna2, [Ar. akna ^ 1 ] (akn a:) {OsT} sf. (Kii iin) in ce ince yumru burunlu, aknan, [Ar. kum > aknn jbsl] (akn a:n ) {OsT} sf. Kullar; kleler, akne, [Yun. akme (u) > Fr. acn] is. tp. Deride g rlen kl dipleri ile ya bezlerinin iltihab; ergenlik sivilcesi. aknuna, [Kp. aknuna] {eAT} is. Kan arabas, akoli, [Fr. acholie] ( a koli) is. tp. Safra salgsnn azl veya yokluu hastal, akolrik, [Fr. acholurique] sf. tp. Safra pigmentleri nin idrarda deil de kanda bulunmas eklinde g rlen bir sarlk eidi, akonitin, [Fr. aconitine] is. tp. Kurtboan otu k knden elde edilen ve dk dozlar ar kesici ola rak kullanlan zehirli bir alkaloit, akont, [Fr. acompte] is. Borca kar yaplan ksm deme; avans, akordeon, [Fr. accordon] is. miiz. 1. Bir krk ve buna bal maden dilciklerin titremesi iin supap tan ap kapayan bir klavyeden meydana gelmi haval alg. 2. Elbisede piliden daha ince krma. S akordeon kap, Srldnde k r k g ib i katlan p top lan abilen kap. | akordeon olm ak, E zilm e son u | cu kr k g ib i katlanm ak, burum ak. akordeoncu, [akordeon-cu] is. miiz. Akordeon alan kimse. akort, -du [Fr. accord] is. mz. 1. Seslerin armoni meydana getirecek ekilde birlemesi. 2. alglarda doru ses verme dzeni. 3. Bir arada bulunan alg lar topluluunda btn mzik aletlerinin verdii seslerin birlemesi ve kaynamas; armoni. 4. mec. Bir i yerinde niteler arasndaki ujom. S akordu bozuk, 1. M zik aletinin verm esi g er ek en seslerin dnda s e s verm esi; akortsuz. 2. Tutarsz davranan kim se. \ ak ort anahtar, M zik a letlerin i a y a r la \ m aya y a ra y an a ra . | ak ort etmek, 1. B ir mzik | aletin i d oru se s v er ec e k biim d e ayarlam ak. 2. argo. (Birini a k o rt etm ek) s z le haddin i bildirm ek; dayaktan km ldayam az h le getirmek.]] ak ort yap mak, B ir o rk estra d a k i btn a lg la r ayn d iy ap a z on a getirm ek. {OsT} sf. Daha ok (akm i.se, s kaln (akm i:) {OsT} s f 1. Eskimi. 2.

I M U l f C E S M .

akortu, [akort-u] is. mz. Piyano ve org gibi yaps kark mzik aletlerini ayar etmekle geimini sa layan kimse, akortlu, [akort-lu] sf. Akordu olan, uyumlu, akortsuz, [akort-suz] sf. 1. (Mzik aleti iin) akordu bozuk olan; ses uyumu bulunmayan. 2. (Gr, dnce vb. iin) birbirini tutmayan; tutarsz, akot, [ak+ot] {eAT} is. bot. Bir eit haha, akozlam ak, [Yun. akousa (iitm e) + T. -la-mak] gl. f [~rl [-l(u) - y rJ argo. 1. Bir eyi birine gizlice sylemek; kimse duymadan anlatmak. 2. Haber vermek. akrt, [ak+rt-] is. anat. Katlgan doku liflerinden meydana gelmi beyaz, parlak ve dayankl zar; akzar. akpaflak, - [ak+paf-la-k] {az} sf. (Kii iin) beyaz yzl ve iman. [DS] akpaklak, - [ak+pa(k)-la-k] {az} is. 1. Beyaz kabarckl yank; ak patlak. 2. Patlam msr. [DS] a k ra 1, -a i [Ar. kara > akra * y] {OsT} is. Arkalar; srtlar. ak ra2, - a [Ar. akra' jSI] {OsT} sf. 1. (Kii iin) daz lak. 2. (Da iin) plak, ak rab , [ Ar. akreb] {eAT} is. Daha yakn; daha uy gun. ak rab a, [Ar. kurb (yaknlk) > akrib *l>yl] (a kra b a :) is. 1. Kan veya evlilik yoluyla birbirine bal olan kiiler; hsm. 2. m ec. Birbirine benzer zellik leri bulunan nesneler. S ak rab a km ak, Ayn soydan oldu klar anlalm ak.]] ak rab a olmak, E vli lik y o lu y la a iley e d a h il olmak.]] ak rab a diller, dbl. K ken bakm n dan ayn dilden kayn aklan dklar k a b u l ed ilen diller.]\ ak rab a saylmak, A k ra b a o l m am akla birlikte alcraba im i g ib i y a kn lk duy mak.]] ak rab a ve taallukat, A k ra b a la r ile onlarn yakn lar. akrabalk, - [akraba-lk] is. Kan ba, evlilik, evlat edinme veya daha baka yollarla kiiler arasnda kurulan ve toplumca kabul gren balayc iliki ler; soy birlii; hsmlk; dnrlk; karabet; shri yet; yaknlk; kan ba, ak ra, [ak-ra-] {az} is. Derelerin dneme yeri; bklm. [DS] ak rah , [Ar. akrah j-yl] {OsT} is. Aln beyaz at. ak ran , [Ar. karn (yakn) > akran 01y] (akra:n ) is. 1. Ya bakmndan birbirine e ve denk olanlar; yat; yata. 2. Rtbe, mevki bakmndan birbirine denk olanlar. 3. E; denk; benzer; muadil, akranclk, - [akran-c-lk] is. Yalnz kendi akran lar ile iliki iinde bulunma durumu, akraniyet, [Ar. akran > akrniyyet c~tJ\] (akra:n iyet) {OsT} is. Akran olma durumu; akran olu; ak ranlk.

im

r it e

s o a .

177

AKR

akranlk, - [akran-lk] is. Akran olma durumu; ya tlk. akrap, [Ar. akreb o s-\ {az} is. 1. Akrep. 2. Siyah renkli bir tr kertenkele. 3. Binek hayvanlarnn yularnn yan tarafna taklan ve hzl yrmesi iin uyarmakta kullanlan drt dili demir paras. 4. Kpeklerin baka kpekler ya da kurtlar tarafndan boulmasn nlemek iin boyunlarna taklan sivri derili tasma. [DS] akras, [Ar. kar > akr ^ l l] (a k ra :s) is. Yuvarlak eyler; daireler; emberler; kurslar, akre, [Ar. krat (oku m a) > akre ^51] {OsTf sf. Kuran- Kerimi en gzel ve en doru biimde okuyan. akreb1, [Ar. kurb (yaknlk) > karib (yakn) > akreb ojl] {OsT} sf. En yakn; daha yakn. akreb2, [Ar. 'akreb ^ j* - ] {OsT} is. 1. zool. Akrep. 2. Saatin ksa ibresi. 3. g k b. Gkyznn kuzey ya rm kresinde grlen byk bir bur. 4. m ec. Sez dirmeden insann canm yakan kimse, akreba, [Ar. 'akreb > akreba I is. Dii akrep, akrebe, [Ar. akreb > akrebe {OsT} is. 1. Dii akrep. 2. evik, zeki bir cariye. 3. Kazan veya ten cereyi ate stndeki destee asmaya yarayan S biimindeki kanca. 4. Ayakkab ba. akrebek, [Ar. akreb + Far. ek {OsT} is. zool. j (a k r e b a :) {OsT}

akrepler, [akrep-ler] is. zool. Yaklak sekiz yz kadar eidi bulunan rmceimsiler (A rachn ida) snfnn zehirli bcekler takm (Scorpionida). akret, [Ar. akret o &\ {OsT} is. Ksrlk, akri, [Gre, arki] {az} is. bot. Krmz ve dayankl kerestesi olan bir aa, (Betula). [DS] akriba, -a i [Ar. akriba (a k rib a :) {OsT} is. Akraba. akridin, [Lat. acer (eki) > Fr. acridine] is. kim. Ta kmr katranndan retilen bir bazik trev, akriflavin, [Fr. acriflavine] is. Akridinden elde edi len, baz mikroplara etkin san boyar madde, akriha, [Ar. akriha < -l] {OsT} is. 1. Aasz tarla. 2. = Temiz su. akruban, [Ar. akrubn jljyfc] (akru ba:n ) {OsT} is. Erkek akrep. akrilik, -i [Fr. acrylique] sf. kim. Akroleinin oksit lenmesiyle elde edilen etilenik bir asit; CH2=CHC 0 2 s akrilik lif, A krilik nitrilin p o lim erlem esin den e ld e ed ilen lif. akrobasi, [Fr. acrobatie] is. Yerde, tel, at, bisiklet s tnde tehlikeli atlamalar yapma sanat; cambazlk, akrobat, [Yun. akro (sivri) + bat (yrm ek) > akrobates > Fr. acrobate] ( a k ro b a t) is. Bedenin es nekliinden yararlanarak sirkte tehlikeli atlamalar yapan kimse; cambaz, akrobatlk, - [akrobat-lk] is. Beden esnekliine dayanan tehlikeli sirk hareketlerini yapma ii. S akrobatlk etmek, Z or b ir durum dan kurtulm ak iin teh lik e le rle syrlp kabilm ek. akrom atik, -i [Yun. a-khorama (renksiz) > Fr. ach romatique] (a krom atik) sf. fz . Bilinen boya mad deleriyle boyanamayan; boya tutmayan. S ak ro m atik i iplik, H cre bl n m elerin den mitozun ilk ev resin d e btn h crelerd e beliren ve h cre b o y a sn a uym ayan ren kte isi oluum lar. akrom atin, [Fr. aehromatine] (a'krom atin) is. biy. Hcre ekirdeindeki kromozomlar boyayan kro matin iplikikleri, akrom atopsi, [Fr. achromatopsie] ( a krom atizm ) is. tp. Retina bozukluundan kaynaklanan, gzn an cak siyah, beyaz ve gri dndaki renkleri ayrt ede meyii ile kendini gsteren kaltsal bir hastalk, akrom egali, [Fr. acromgalie] ( a krom eg ali) is. tp. Hipofiz bezinin, byme hormonunu (som atorm on) an salglamas sonucu el, ayak ve bata g rlen ar byme; tedahhum-i nihayat. akropol, -l [Yun. akro (uta) + polis (ehir)] is. Eski Yunan site ehirlerinde aa kente gre daha hakim bir mevkide yaplm bulunan saray ve tap naklar topluluu; i kale, akrosti, [Yun. aero (uta) + stikhos (satr) > Fr. ac rostiche] is. ed. Msralarmn ilk harflerini yan yana getirince bir isim kacak ekilde yazlm iir.

1. Kk akrep; akrep yavrusu. 2. Saatin kk ib resi. akreb, [Ar. akreb > akrebi Akrebe benzer; akrep gibi, akrebiye, [Ar. akreb > akrebiyye zool. Akrepler, akreditif, [Fr. accrditif] sf. 1. Kredi aan. 2. is. thalat ve ihracat firmalar arasnda araclk ede rek yurt dndaki muhabir banka adna parann tahsil edildiini bildiren mektup; itibar mektubu. 3. hk. Bir bankann sat bedelinin btn veya bir ksm iin mteriye kefil olmas, akren, [Ar. akren I J\] {OsT} sf. atk kal. akrep, -bi [Ar. kurb (yakn) > alreb o is. zool. {OsT} is. (a k re b i:) {OsT} sf.

1. Ta altlarnda, duvar diplerinde, kurak topraklar da yaayan; ba ve gvdesi tek, vcudunun en ucunda zehirli bir inesi bulunan; yeni lm veya canl bceklerle beslenen; bir yl kadar gdasz ya ayabilen rmceimsi bcek; kuyruklu, (Scorpio). 2. Saatin ksa ibresi. 3. a rg o. Polis memuru. S ak rep gibi, S zleri ile ba k a sn s rekli inciten. | ak | rep kuyruu byk, U lar yu kar doru kvrlm byk.

AKR akru, [ak-ru] {eT} sf. Yava. [Mhenn] [DLT] S akru akru, Yava yava. [DLT] akrun, [ak-ru-n] {eT} sf. Yava. [DLT] akrut, [? akrut] {az} sf. Dzenci; bilgi; kurnaz. [DS] aks1, [Ar. aks {OsT} is. arpma ve geri gelme; akis; yank; yansma. S aks endz, {OsT} arpp d u ran .| aks-i d a v, {OsT} Zt teo rem .j| aks-i | m dde, {OsT} K a r id d ia; atk.\\ aks-i mlevven, {OsT} Derkliyansma.\\ aks-i sed, {OsT} Yan k ; s e s yansm as. | aksl-amel, {OsT} Tepki. | aks2, [Fr. ahe] is. oto. Otomobilde hareketi ileten ve bir eksen etrafnda dnen ubuk; mil; dingil; eksen, aksa, [Ar. lav (u zak olm a) > al Uaisl] (a ksa :) {OsT} sf. 1. ok uzak; en uzak. 2. U ; nihayet; son; ileri; son had; son basamak. <3 aksl-m ertib, {OsT} R tbelerin en by.\\ ak sl-gye, {OsT} E n son g a y e .| aksa-y bilad, {OsT} B ir m em leketin | en utaki y e r le r i; hudut blgeleri.\\ aks-y emel, {OsT} lk; id ea l; mefkre.\\ aks-y garb, {OsT} U zak bat.\\ aks-y m erm , {OsT} A rzularn son haddi.\\ aks-y m ertib, {OsT} R tbelerin en y k se i. | aks-y m urd, {OsT} En so n ; y e g n e arzu; | m aksat.| aks-y ark , {OsT} U zak dou.\\ aks-y | eb, {OsT} G ecen in son dem leri. | aks-y terakki, | {OsT} G elim enin en son basam a , en st sev iy e s i,| aks-y um rn, {OsT} K a s a b a veya kylerin en | k e n a r m ah allelerin d en en g r s e s le duyu lam ayacak k a d a r u zak y e r le r .| aks-y yemin, {OsT} P a r la | mentonun en s a ve sa n en s a ucu. | aks-y | yesr, {OsT} P arlam entonu n en s o l ve solun en so l ucu. aksab, [Ar. kub > akb ^UaSI] (a k sa :b ) {OsT} is. Byk barsaklar; kaln barsaklar. aksad, [Ar. akd .^Ussl] (a ksa :d ) {OsT} is. Krk ey. aksade, [ak + Ar. sde] {eAT} is. Beyaz stlk; beyaz elbise. aksak, - [eT. ahsa-malc > aksa-k] sf. 1. {eAT} Baca nda bulunan hafif bir zrden dolay hafife to pallayan; aksayan; seken; topal. 2. (, giriim vb. iin) dnld ekilde yrmeyen; dzenli git meyen; bozuk; kesintiye uram. 3. Klasik Trk mziinde kullanlan dokuz zamanl, alt vurulu kk bir usul. S1 aksak sema, mz. K la s ik Trk m ziinde on zam anl, alt vurulu k k b ir usul. aksakal, [ak+sakal] is. 1. htiyar. 2. Kyn, kabile nin ba. 3. {az} Evliya; ermi. [DS] aksaklk, [aksa-k-lk] is. 1. Fiaff topallk. 2. dze nindeki geri kalmalar, gecikmeler, aksam*, [Ar. ksm > aksm ^Lil] (aksa:m ) {OsT} is. 1. Bir btn meydana getiren paralar; ksmlar. 2. Ara, gere ve malzemeler. S aksm - kelm, {OsT} sim, fiil, h a r f g ib i s z b l k leri.| aksm- |

M H I I C E SZLK. 1

rihve, {OsT} Vcuttaki yu m u ak ksm lar. \ aksm- \ seba, 1. Yedi ksm . 2. dbl. A rap dilb ilg isin d e k e lim elerin sahih, m isl, m z a f l e f f naks, m ehmz, e c v e f" bl m lerin e verilen ad. aksam 2, [Ar. kasem (yemin) > aksm j>l_il] (aksa:m ) {OsT} is. Yeminler. aksam 3, [Ar. akam | ai>!] {OsT} sf. 1. Krk; krlm. w 2. ed. (Aruz kalb iin) m efailetn (.-..-) cz kr larak fa ilet n (-..-)e dntrlm olan, aksam a, [aksa-ma] is. 1. Aksamak ii. 2. Hafife topallama. 3. m ec. lerin dzenli yrmemesi, geri kalmas. 4. Bir makinenin e zamanl alma d zensizlii. aksam ak, [eT. ahsa-mak > ak-sa-mak] g s z .f. [ - r ] 1. Yrrken hafife sekmek; topallamak [Mhenn]. 2. m ec. ( ak iin) duraklamak ve gecikmek; arza lanmak; battal olmak; bozulmak; teklemek, aksaya aksaya, T opallayarak, du ra kalka. aksan, [Lat. ac (eklenen) + cantus (ezgi) > Fr. accent] is. dbl. 1. Bir dilde kelimelerin baz hecelerini daha baskl syleme biiminde grlen kendine zg kurallar; vurgu. 2. gnl. Telaffuz. 3. ive. S aksam bozuk, B a k a dil veya iin de bulunduu blgen in syleyi zelliklerin e kaplm aktan dolay konutuu d ili y eterin ce ve doru o la r a k vurgula yam ayan . ak sar, [Ar. kar (ksm a) > akar ^ I] {OsT} sf. Daha ksa; en ksa; pek ksa. S ak sr- eyym, E n k sa gn. | aksr- tarik, En kestirm e y o l; en k s a yol. | ak sat1, [Ar. aksat ia*JI] {OsT} is. 1. Kuru ayakl hay van. 2. Pek doru ey. aksat, [Ar. kist > akst JLil] (aksa:t) {OsT} is. Pay lar; hisseler; nasipler, aksata, [Ar. ahz i5 > aksata] ( a h a t a ) {azf is. .t Alveri. [DS] aksatm a, [aksa-t-ma] is. 1. Aksatmak ii. 2. Engel leme; geciktirme, aksatm ak, [aksa-t-mak] gl. f . [-r ] Bir iin dzenli yrmesine engel olmak, geciktirmek, aksay, [aksa-y-] is. Aksamak ii ve biimi, akse, [Fr. acces] is. tp. Hastalk nbeti; kriz, aksedir, [ak+sedir] is. bot. Mobilyaclkta kaplama olarak kullanlan ak kahverengi ve sert keresteli bir orman aac (Thuya occiden talis). akselerando, [t. accelerando] zf. mz. (almak, sylemek iin) gittike artan hzla, akselerograf, [Fr. accelerographe] is. fz . Hareket hlindeki cisimlerin hzlarnda meydana gelen de imeleri yazan ara; ivme yazar, akselerom etre, [Fr. accelerometre] is. fz . Hareket hlindeki cisimlerin hzlarnda meydana gelen de imeleri len alet; ivme ler.

n e m e m . 1 9 7
aksendaz, [Ar. aks + Far. -endaz] (aksenda:z) { OsT}

AKS

sf. Srekli yanklanan; srekli yansyan; nlayp duran. S1 aksendaz olmak, 1. (Ik iin) srekli yansmak. 2. (Ses iin) nlamak; yank vermek. 3. mec. Etki uyandrmak; tepki yaratmak. akseptans, [ng. acceptance] is. 1. renimini ya
banc lkede yapmak isteyen rencilere gnderi len kabul belgesi. 2. Polielerin kabul edildiini be lirten aklama ve imza, akser, [Ar. kar (ksma) > alar y J i I] {OsT} sf. -* ak

aksrkl, [aksr-k-l] s f Sk sk aksran, fi1 aksrkl tksrkl, Hastalkl ve bnyesi z a y f yal. aksr, [aksr-] is. Aksrma ii. aksrm a, [aksr-ma] is. Aksrmak ii. aksrm ak, [as (yans.) > eT as-ur-mak > aksr-mak] gsz. f. [-r] st solunum yollar mukozasnn ya banc cisim veya yakc duman tarafndan uyarl mas ile ani refleksle az ve burundan grltl ekilde itici hava karmak; haprmak, aksrtm a, [aksr-t-ma] is. Aksrmaya sebep olma, aksrtm ak, [aksr-t-mak] gl. f. [-r] Aksrmasna sebep olmak; aksrmasn salamak,

sar. aksesuar, [Fr. accessoire] is. 1. Yan eler; vrzvr. (aksi:) (OsT) sf. 1. Bili 2. Bir aracn veya makinenin ana elerinden ol aksi, [Ar. aks > aks mayan, ancak ikinci derecede yardmc olan para nen ve bulunulan konum ve durumun ters ynnde lar. 3. tiy. Tiyatro eserleri sahnelenirken, sinema bulunan; zt; aykr; eliik; mbayin; mtitenakz; veya televizyon filmi ekilirken konunun gerei ters. 2. Uygun olmayan; nmsait. A ksi bir zam ana sahnede bulunmas gereken eya. 4. Kadn giyi denk geldi, ekleri karlayamadk. 3. Huysuz ve minde elbiseyi renk ve biim ynyle tamamlayan inat; muannit. 4. Beklenenin dnda gelien; ayakkab, anta, apka, eldiven ve ss taklar cin olumsuz. 5. Beklenmedik bir zamanda ortaya sinden eya. 5. argo. (Evli iftler iin) oluk ocuk, kan; mnasebetsiz. S aksi aksi, Olumsuz ve sert aksesuarc, [aksesuar-c] is. tiy. Sahne oyunlar veya bir ifadeyle.\\ aksi gibi, Ne ya zk ki .| aksi gitmek, | sinema, televizyon ekimleri iin gerekli aksesuar Umulan ekilde gelimemek. | aksi hlde, Yoksa, | lar hazrlamakla grevli kimse, yle olmazsa .| aksi tesadf, ansszla bak!" | anlamnda kullanlr ][aksi tesir, Beklenenin tam aksetme, [Ar. aks + T. et-me 4*^.1 (a'ksetme)

is. Aksetmek ii, yanklanma,


aksetmek, [Ar. aks + T. et-melc *iU^.I

tersi bir tepki. ( a ksetaksilenme, [aksi-le-n-me] is. Gereksiz yere huysuz luk etme. aksileme, [aksi-le--me] is. Huysuzlua balama, aksilemek, [aksi-le--mek] dnl. f. [-ir] Olumlu ve uysal davranlar terk ederek huysuzluk etmek, aksilik, -i [aksi-lik] is. 1. Aksi olma durumu. 2. Ters davranma. 3. Huysuzluk. 4. natlk. 5. ans szlk. 6. Ortamn uygunsuzluu. S aksilii tut m ak, natlk ederek direnmek. | aksilik bu ya, |

mek) gsz. b. f. [-(d)-er] 1. (Ses iin) bir engele


arpp geri gelmek; yanklanmak. 2. (Cisimler iin) yanstan dz ve parlak yzeylerde aynen g rnmek; yansmak. 3. mec. Birileri araclyla du yulmak. 4. gnl. Ulamak, yaylmak, aksettirilme, [Ar. aks + T. et-tir-il-me -djl lr t] _

(a lettirilm e) is. Aksettirilmek ii.


aksettirilmek, [Ar. aks+ T. et-tir-il-mek tilijul

(a ksettirilmek) edil. f. [-ir] Aksettirmek ii yapl


mak; yanstlmak, aksettirme, [Ar. aks + T. et-tir-me ju l (a 7c-

settirne) is. Aksettirmek ii.


aksettirmek, [Ar. aks + T. et-tir-melc dUjul

(a ksettirmek) gl. b. f [-ir] 1. zerine den ses dalgalarn yanklatmak. 2. zerine den k de metini yanstmak. 3. mec. Duyurmak, aklamak. 4. Yaymak, ulatrmak,
aksma, [Yun. oksina (eki ot) <u-il] {eAT} is. Sar holuk veren eki erbet, aksrak, [al-sra-k] (eT) sf. Mkemmel; la. [ETY] aksrk, - [aksr-mak > aksr-k] is. Nefes borusun daki bir gcklanmadan dolay nefes verdirici kasla rn ani kaslmasyla azdan ve burandan kan iddetli, grltl ve itici hava k; haprk; tk srk. 5 1 aksr cinli, abuk kzan. | aksrk tut | mak, Birbiri p e i sra aksrm a nbeti gelmesi.

Olmamas gerekirken bir terslik olur. anlamn da ,| aksilik etmek, Uyumamak, inat davran | mak. aksine, [aksi-n-e] zf. 1. Tersine; bilakis. 2. stelik. e aksine gitmek, Yaplmas gereken bir hareketin veya uygulanmas gereken bir taktiin tam tersini yapmak. aksiniyen, [Yun. aksine (balta) > Fr. ahinien] sf.
lkel topluluklarn balta yapmakta kullandklar ye im ta. aksiseda, [Ar. aks-i ada I ^ - S ^ ]

(a ksiseda:)

{OsT} is. 1. Ses dalgalarnn bir yzeye arpp geri dnmesinden oluan ikincil ses; yank. 2. mec. Bir
olayn veya aklanan fikrin toplum zerinde brak t etki; tesir, aksiseirdim, [Ar. aks-i T. seirdim jofL Geri ekilme; irkilme, aksiems, [Ar. aks-i ems { OsT} is. Gne yansmas.

is.

(a ksiems)

AKS

T MK I t t S Z l i li. o
g e ile c e k zamanda.\\ akam erifler hayr olsun, y i akamlar.\\ akam karanl, A la ca karan lk]] akam kavil, sabah savul, V erdii szd en a b u k ca y m a.| akam kuu, {az} Yarasa. [D | S]|| akaml sabahl, H er akam ve s a b a h o lm a k zere. | akam | namaz, A kam vakti klm an nam az.| akam otu, | {az} A kam ezan n a on b e yirm i d a k ik a n c e b a layan ve ez a n la biten sre. [DS]|| akam oturu, {az} A kam zeri. [D S]|| akam pazar, P a z a r y er le rin d e toplan m a sa a tin d e y a p la n ucuz a lv e ri.| akam piyasas, B u lv ar veya c a d d e le r d e a k | am zeri y a p la n gezinti. | akam saati, A kam | zeri, akam ley in ,| akam sabah, {az} B ir tr | iek. [D S]|| akam simidi, A kam vaktinde sa ta ka rlan simit. | akam st, A kam n yaklat | b ir s r a d a ; tam a kam oldu u sra d a ]] akam ze ri, A kam vaktinde.]] akam yeli, A kam zeri d e nizden esen r zgr; meltem . akam c, [akam-c] is. 1. Her akam alkoll iki imeyi alkanlk edinmi kimse. 2. Akam erken den uyumay alkanlk edinmi kii. 3. sf. alma saatleri gece vaktine denk gelen, akam ck, - [akam-ck] is. Akam. S akam ck kuu, {az} Y arasa. [DS] akamclk, - [alcam-c-lk] is. Akamc olma du rumu. akam n, [Ar. akam + T. -m] zf. Akam vakti; ak am akam. akamki, [akam-ki] sf. Akam zeri olan, akam yaplan. akam lam a, [akam-la-ma] is. 1. Akama kadar za man harcama. 2. Geceyi geirme, konaklama, akam lam ak, [akam-la-mak] gsz. f. [- r ] 1. Bir i iin akama kadar uramak; akam etmek. 2. Ge ceyi evinden baka bir yerde geirmek; konakla mak. akam lar, [akam-lar-] zf. 1. Akam vakitlerinde; akamleyin. 2. Her akam. 3. Sadece akam zeri, akamleyin, [akam-leyin] zf. Akam olduunda; ak am zeri; akam vakti; akam akam, akamlk, - [alcam-lk] sf. 1. Akama mahsus, ak amlar kullanlan. 2. Belirtilen saydaki akama yetecek kadar. a k a m lk y iy ec e k k a ld . 3. {az} Akam yemei. [DS] S akamlk sabahlk, S a lk durumunun ktye gitm esi d o la y sy la l m tahmin edilen. akamsefas, [akam+saf-s-] is. bot. Akamlar a lan gsterili krmz, sar, pembe iekleri ile ss bitkisi olarak bahelerde yetitirilen ok ylk bir bitki; gece sefas, (M irabilis j a l a p a ) . aker, [Ar. aker yl] {OsT} sf. (Kii iin) krmz yzl. akn, [ak-n] sf. Derisinde ve tylerinde boya mad desi yokluundan dolay beyazlklar bulunan; akar; albino; apar.

aksiyom, [Yun. aksioma > Fr. axiome] is. man. 1. spat ve kanta gerek kalmayan doruluu kesin nerme. 2. Herkes tarafndan doruluu kabul olu nan gr; belit, aksiyon, [Fr. actione] is. 1. Etki. 2. Bir gr, bir fikri ortaya koyabilme. 3. Bir kimsenin yapt i, eylem. 4. Bir edeb eserde gelien olaylarn btn. 5. Hisse senedi, akson, [Fr. axon] ( a kson) is. Sinirsel uyary ileten sinir hcrelerinin lif uzantlar; sinir teli, akson, [Yun. aksoni] {az} is. Deirmen arknn dndrd mil. [DS] akst, -d [ak+st] is. bot. Dallarndan sepet yaplan, su kenarlarnda yetien yirmi otuz metre kadar byyebilen bir st tr (Salix alba). aksu, [ak+su] {az} is. tp. Katarkt. aksuna, [? aksuna] {az} is. d m . Su altnda fel olarak kan dalgcn iyilemesi iin onu tekrar deni ze indirme ilemi. [DS] aksunkur, [ak+sunkur] {eAT'} is. zool. Doan trn den bir tr yrtc ku. akslamet, [Ar. aksl-'amel a -5'*] ( a kslm el) {OsT} is. Zt eylem; tepki; reaksiyon, akslmen, [ak+slmen] is. Cva ile klorun birle iminden meydana gelen zehirli, beyaz bir toz. akam , [T. ak + Far. m / Far. hap (g ece) [Rsnen] / Sod. > e T aham [Clauson]] is. 1. Gnn ikindiden sonraki, geceden hemen nceki vakti. 2. gnl. Gece; eb; tn. S akam a doru, Gnein batm asn a y akn zam an da. | akam ahra, sabah | ayra, B ir sorum luluk duym adan, gailesiz, ra h a t yaam a. Yiyip im ekten b a k a b ir e y dnmez.\\ akam a k adar, Gn boyunca, a r a verm eden. | ak | am a kalmak, G e kalm ak. | akam akam , A k | am n olduu d a r vakitte.| akam a sabaha, N ere | deyse, hem en hem en. | akam ayaz, K m evsim in | d e a kam zeri ka n dondurucu souk.\\ akam dan akam a, st ste, h e r akam . | akamdan | kalm a, G e c e o k itii iin sarholu u henz g e m em i olan. I akam dan kavur, sabaha savur, I B yk a b a la r la kazan lan p a r a o k k olay h a r c a nabilir. I akam dan sonra m erhaba, iten geti, I akln ba n a y en i m i g eld i? sa b a h e r ifle r h ay ro la ! I akam dar, {az} A kam ezanna on b e yirm i I d a k ik a n c e ba la y an ve ezan la biten sre. [D S]|| akam demez sabah demez, Gnn h er vaktinde.\\ akam ezan, Gnn drdnc n am azna davet eden ezan.\\ akam gazetesi, leden so n r a kan gnlk gazete. | akam gnei, 1. A kam a doru | y a k clk etkisi azalm gn . 2. P em b e ve sa r karm b ir k arm a renk. 3. m ec. Yalln so n demi. y akam Hac M ahm ut, sabah eskici Yahudi, Drst gr n r a m a kandrr. | akam bulmak, | o k oyalanm ak.]] akamn d ar vakti, A kam n a maznn klnd k s a zam an ; aydnlktan k a r a l a

e r * ; fS E i i. i8 i

AKT

aknlk, - [ak-n-lk] is. Akn olma durumu; albinizm; aparlk. akit, [ak+it] {az} sf. Kutlu. [DS] akt, [Ar. akt c il] {OsT} is. Zamann belirlenmesi; vaktin tespiti. akta, -a [Ar. kat' > akta' j l] {OsT} sf. (Kii iin) eli kesik. akta, -a [Ar. kat' > akta' ^Uasl] (a kta :) {OsT} is. 1. Kesilmeler; krlmalar. 2. Krmalar; kesmeler 3. Hayvan srleri. 4. Beylik araziler; ikta. aktab, [Ar. kutb (mil) > aktb _>U asl] (a kta :b ) {OsT} is. 1. Kutuplar. 2. m ec. Bir topluluk ya da grubun balar; sahipler; efendiler; reisler; ulular, aktadis, [actadis (tescilli isim)] is. Tketilen elektrik enerjisini gece ve gndz tarifelerine gre ayn ayr kaydeden saya, aktaeyn, [Ar. kat > aktaeyn kin iki ey. 2. m ec. Kl ve kalem, aktan, [Ar. kutn > aktan jlLsI] (akta.n ) {OsT} is. Pa muklar. ak tar1, [Ar. katre > aktar jliasl] (akta.r) {OsT} is. Damlalar. aktar2, [Ar. 'attr (gzel k o k u la r satan ) => aktr](ak ta :r) is. 1. eitli baharatlar ve gzel koku larla ine iplik cinsinden kk eyalarn satld dkkn. 2. Bu cins malzemeyi satan kii. aktar3, [Ar. kutr (yre) > aktar jUal] (a kta .r) {OsT} is. 1. Ynler; taraflar; hudutlar. 2. lkeler; blge ler. 3. aplar; kuturlar. S 1 ak tr- cihn, {OsT} Dnyann d rt buca. aktara, [aktar-mak > aktar+aa] {az} is. Sac zerinde pimekte olan yufkay evirmekte kullan lan ara. [DS] aktaraa, [aktar-mak > aktar+aa] {az} is. 1. Yemeni dokumaclnda yemenileri evirmekte kullanlan uzun kollu ve yuvarlak bir aa. 2. Sac zerinde piirilen ekmei evirmekte kullanlan demir ya da aa aygt. 3. Frn krei. 4. Ayakka bnn ucunu dna evirmeye yarayan aygt. [DS] aktarc, [aktar-c] is. 1. Eski kiremitleri yenisiyle deitirmek suretiyle at bakmn yapan kii. 2. Ana vericinin dalgalarn alamayan blgeler iin daha dk gte ve baka frekansta yayn yapan radyo-televizyon vericisi, aktarlm a, [akta-l-ma] is. Aktarlmak ii. aktarlm ak, [aktar-l-mak jij l] edil. f . [ -r ] 1. Ak tarmak ii yaplmak. 2. {eT} {az} Devrilmekba aa evrilmek; yuvarlanmak. [EUTS] [IKPy.] [DS] 3. {eAT} Drlmek; bakas tarafndan y klmak. 4. {eAT} Kendi kendine yklmak. 5. {eAT} Yz evirmek; baka yana dnmek. 6. {az} Alt st {OsT} is. 1. Kes

olmak. [DS] S aktarlp inmek, {az} B ay lp d m ek. [DS] aktarm , [aktar-m] is. Aktarmak ii; geirme, e virme ii. aktarm ak, [aktar--mak {eAT} ite, f . [ur] (Savata) birbirini yere ykmak, aktariye, [Ar. 'attriyye > aktriye] (akta:riye) {OsT} is. Aktarlk. aktarlk, - [aktar-lk] is. 1. Aktarn ii ve meslei. 2. Aktar dkknnda satlabilecek nesne, ak tarm a, [aktar-ma] is. 1. Yerini, ynn, yolunu deitirme. 2. Altn stne getirme. 3. letme. 4. ed. Bir eserden bir blm olduu gibi alp kul lanma; iktibas. 5. evirme; tercme etme. 6. Ekim yapmakszn tarlay srmek. 7. Bir dilin yabanc bir dilden kelime almas. 8. Kaltm; irsiyet. 9. {az} Batan savma; bakasma havale etme. [DS] 10. {az} alma. [DS] 11. {az} Ganimet. [DS] 12. {az} Kepenek. [DS] 13. {az} Tarlay ilkbaharda srme zaman. [DS] 14. sf. Bir eserden aktarlm. A ktarm a p a ra g ra f. S1 ak tarm a etmek, 1. B ir tat taki y o lcu la r b a k a b ir tata geirm ek. 2. B ir y e r d ek i eyay b a k a b ir y e r e koym ak, y erletirm ek. | | ak tarm a gemisi, L im an a g irem ey e cek k a d a r byk b ir g em id en m allar lim an a tayan d a h a k k gemz.||aktarma yapm ak, 1. B ir blm den d i er bl m e g eirm ek. 2. Yolculukta b elirli b ir du rakta a r a deitirm ek. aktarm aclk, - [aktar-ma-c-lk] is. 1. Aktarma ii. 2. Bakasnn bir cmlesini veya fikrini alp kul lanma. ak tarm a, [aktar-ma] {az} is. Yollarda birdenbire kan dnemeler. [DS] ak tarm ak , \eT. a-mak (bir y a n a e ilm ek; k m ek ; b e l verm ek) > atar-mak / ahtar-mak > aktar-mak j j j j i l / jijb s l] gl. f [-r ] 1. Bir yerden baka bir yere gtrmek; tamak; germek. 2. Bir eyin yolunu veya ynn deitirmek. 3. Topra sr mek; bellemek; {eAT} (ayn). 4. Altm stne getir mek. 5. atdaki krk kiremitleri yenisi ile deiti rerek bakm yapmak. 6. Bir kitabn iinde bir ko nuyu bulmak iin batan sona aramak; taramak. 7. Bir kitab batan sona bir defa okuyup devretmek; hatmetmek. 8. Tercme etmek; evirmek. {eT} (ay n) [EUTS] [Gabain] 9. Bir metni kendi yazsnda aynen kullanmak. 10. Ulatrmak; bildirmek. 11. Sahip olduu bilgileri retmek. 12. Elde mevcut olan bilgi ve belgeleri bir baka ortama kaydetmek. 13. Duygu ve dncelerini deiik sanat rnlerini kullanarak ifade etmek. 14. Gre gibi sporlarda rakibini yere ykmak; devirmek; yenmek. 15. {eT} Dnmek; evrilmek. [EUTS] [Gabain] 16. {eAT} Y e re ykmak; devirmek; alt etmek; yenmek. S ak tar denei, {az} D ikili a y ak ka b lar ev irm ey e y a rayan tahta aygt. [DS]|| ak tar dnder etmek,

AKT {az} 1. Altn stne g etirm ek; tarlay srm ek. 2. E ld en e le iletm ek. [DS] aktarm al, [aktar-ma-l] sf. 1. (Yolculuk iin) belli duraklarda ara deitirerek yaplan 2. (Ara iin) belirli bir istasyonda yolcular aktarma yaparak gi den. 3. zf. Aktarma yaplarak, aktarm asz, [aktar-ma-sz] sf. (Yolculuk iin) ak tarma yaplmadan; tat deitirmeden yaplan, ak tartm a, [aktar-t-ma] is. Aktartmak ii. aktartm ak, [alctar-t-mak] gl. f. [ -r ] Aktarmak iini bir bakasna yaptrmak, aktavan, [ak+tavan j l i j L jT]ls. zool. 1. Bir eit l faresi; crboa, (Jacu lu s jacu lu s). 2. {eATf Ada tavan. akt, [Ar. cakd > akd ?] {eAT} is. 1. ; alma. 2. Elii. 3. Malumat; bilgi. 4. {az} Gtr yaptrlan bir i karlnda denen cret; toptan pazarlk an lamasna gre verilen cret; el emei. [DS] aktnm ak, [ak-()t-m-malc] {eT} dnl. f . [-u r ] Ak mak; suya batmak. [Gabain] [EUTS] aktif, [Fr. actif] sf. 1. alr durumda; faal. 2. Hare ketli, canl; giriken. 3. Bizzat etki yapan; etken; malm. 4. nemli yerde, karar verme ve uygulama durumunda olan. 5. (letmenin varlklar iin) para ile deerlendirilebilen. S aktif akm, /2z. K en disini m eydan a g etiren gerilim ile ayn f a z d a olan a lter n a tifa k m . | aktif fiil, dbl. znesi doru dan y apc, | k lc olan fiille r. | aktif metot, eit. rencilerin | eitim faa liy etlerin in b ir ksm n da r o l a ld k la r e i tim m etodu.| aktif nfus, alan nfus.| aktif | | p a ra , B izzat p iy a s a d a d o la a n p a ra . | aktif rol oy | nam ak, Y aplm akta olan ite birin ci p la n d a g rev alm ak. aktifleme, [aktif-le-me] is. Etki eder durumda bu lunma. aktiflemek, [aktif-le-melc] dnl. f i [ -ir ] Etki eder bir duruma gelmek, aktinit, [Fr. actinides] is. kim. Atom numaras 89 ile 103 arasnda kalan tabii ve yapay (aktinyum, tor yum, protaktinyum, talyum, pltonyum, amerik yum, kriyum ve berkelyum) radyoaktif elementle rinin ortak ad. aktinon, [Fr. actinon] is. kim. Aktinyumun paralan mas ile meydana kan ktle numaras 223 olan radon izotopu, aktinyum, [Fr. actinium] ( a k tinyum) is. kim. Atom numaras 89, atom arl 227 ve 2 2 8 in yan sra atom arl 209 ile 232 arasnda yer alan yirmi iki yapay izotopu bulunan radyoaktif element; sembo l: Ac. S aktinyum serisi, Uranyum 2 3 5 'in p a r alan m asn d an d o a n ekird ekler. aktivizm, [Fr. activisme] is. siy. 1. Bir siyasi parti veya sendikann hizmetinde yaplan eylem. 2. id deti ho gren siyasi doktrin; eylemcilik.

IH T M M . aktolga, [ak+tolga] is. Eskiden savalarda giyilen zrhl mifer. ak tr, [Lat. actor (i g ren ) > Fr. acteur] is. tiy. 1. Sahnede veya filmde kiileri canlandran erkek; oyuncu. 2. m ec. Taknd tavrlarla karsndakini ustaca kandrmay beceren kii; dzenbaz, aktre, [ak+tre] is. yi ahlak, aktrlk, - [aktr-lk] is. 1. Aktrn yapt i, meslek; oyunculuk. 2. m ec. Dzenbazlk. t5 aktr lk etmek, B irin i k an d rm a k iin olduundan b a k a tavrlar takn m ak; dzenbazlk. aktris, [Lat. actor (i g ren ) > Fr. actrice] is. tiy. Sinema veya tiyatroda rol alan kadn oyuncu; artist, aktrislik, -i [aktris-lik] is. tiy. Aktrisin yapt i ve meslek. aktu, [ak+tu] is. At klndan yaplma, altn ve g m ile ssl hkmdarlk alameti, akturm ak, [ak-()t-ur-mak] {eT} gl. f i [-u r] 1. Yk seltmek. [EUTS] 2. Aktmak [Gabain] 3. Akttrmak. [EUTS] [DLT] aktalite, [Fr. actualit] is. 1. u ana uygun olma nitelii. 2. u andaki durum ve koullar. 3. Son gnlerin toplumu etkileyen olaylar ile ilgili olma; gncellik. aktalizm, [Fr. actualisme] is. j e o l. Gemi devirler jeolojik olaylarn gnmzde grlen benzerleri ile aklamaya alan doktrin; giincelcilik. aktel, [Lat. actulis > Fr. actuel] sf. 1. u anda nem tayan; imdiki. 2. (Olay iin) gnmzde olan ve kamuoyunun ilgilendii; sz konusu edi len; gncel. aku, [Far. ak jS"T] (a :k u :) {OsT} is. zool. Bayku; puhu. akuarel, [t. acqua (su zerine) > acquarella > Fr. aquarelle] is. Suluboya resim. akub1 [Ar. cakb , (aku :b) {OsT} is. Toz. (aku :b) {OsT} is.

akub2, [Ar. akb > akb

Halef; varis. akuka, [Rus. okko] {az} is. 1. Kk pencere. 2. Camekn. [DS] akuk, [Ar. akkjt] (aku .k) {OsT} sf. 1. Anasna babasna itaat etmeyen. 2. (Hayvan iin) gebe, akuka, [Erme, aua / akuka] {az} is. Kapal su oluu; knk. [DS] akulug, [au > aku-lu] {eT} sf. Al; zehirli. [EUTS] akunduz, [Yun. akantos] {az} is. Ak pleme, (Veratrum album ). [DS] akupunktur, [Lat. acus (ine) + punctura (batrm a) > Fr. acupuncture] is. tp. Hayat enerjisinin kayna saylan kuvvet izgileri boyunca vcutta bulunan noktalara altn ine batrmak suretiyle uygulanan in kkenli bir tedavi metodu. ak u r1, [ak-ur] {eT} is. Ahr. [DLT]

m et

so m

. i* ,

AKZ akpunktr, [Fr. acupuncture] is. tp. - * akupunktur, akva, [Ar. kav > alv (akv a;) {OsT} sf. Daha kuvvetli; en kuvvetli; ok salam, akval, [Ar. kavi > akvl Jljl] (akva:l) {OsT} is. 1. Szler. 2. gnl. Dnce; fikir; hkm; mtalaa 3. Dedikodu; bo szler; rivayetler. S akvl-i haki mane, F ilo z o f a szler. akvam, [Ar. kavm > akvam pljil] (akva:m ) {OsT} is. Kavimler; milletler; halklar, akvm - beer, n san kavim leri. akvarel, [Fr. aquarelle] is. Suluboya, akvaryum , [Fr. aquarium] ( a kvaryum ) is. inde su bitkileri ile zellikle balk beslenen yapay ortan, akvas, [Ar. lavs (yay) > alvs (akva:s) {OsT} is. 1. Yaylar; kavisler; eriler. 2. Dnemeler. 3. mat. Yaylar. akvat, [Ar. kut (yiyecek) > akvt oljl] (akva:t) {OsT} is. Yiyecekler; yenilecek eyler; azklar, fi1 akvt- yevmiye, {OsT} Gnlk y iy ec e k ler ; geim . akvaz, [Ar. lavz > akvz jljl] (akva:z) {OsT} is. Kum tepeleri, akve, [Ar. aleve lc alan; avlu, akvem, [Ar. kavim (doru) > alvem piit] {OsT} sf. Daha doru; en doru; pek doru, akverin, [Ar. alvern jo jil] (akveri:n) {OsT} is. B yk belalar. akveriyat, [Ar. alveriyyt oLjjj] (akveriya;t) {OsT} is. Byk belalar, akves, [Ar. lavs (bklm e) > akves {OsT} sf. 1. (Kii iin) yallk ya da hastalk nedeniyle beli bklm. 2. (Gn, vakit iin) skntl; zor; etin, akviya, -a i [Ar. kav! (gl) > alviy5 *1^1] (akviya:) {OsT} is. Gl kuvvetli kimseler, akya, [Yun. atias] {az} is. zool. Bir balk tr, (Lich ia aia). [DS] akyad, [Ar. kayd (ba) > alyd ^Lit] (akya:d) {OsT} is. Balar; bukalar, akyarm a, [ak+yar-ma] is. bot. Austos banda ol gunlaan, ak renkli mayho tatl, keskin kokulu yerli bir eftali eidi, akyava, [ak+yava] {az} sf. 1. (nsan ya da hayvan iin) sinsice hareket eden. 2. (Kii iin) ar kanl; tembel. [DS] akyise, [Ar. lys > alyise {OsT} is. Kyaslar. akyuvar, [alc+yuvar] is. tp. Kanda bulunan mikrop lara kar vcudu savunan, iri ve yuvarlak yapl, beyaz ve ekirdekli lenf hcresi (lkosit). a kza, [Ar. laz (yarg) > alz (a kz a:) {OsT} sf. {OsT} is. Evin nndeki st a-

akur2, [Ar. alur jy**-] (aku :r) {OsT} {az} sf. 1. A z gn; kudurmu. 2. (Hayvan iin) kuduz. [DS] akurJ, [eT. al-ur-mak > al-ur] {az} is. 1. Yam ala ra yaplan dz ve yan yol. 2. (sim tamlamas bii miyle, tamlanan akur ise) tamlayan olan nesne nin oka bulunduu yer; O ras am okurudur. 3. Hayvan yemlii. 4. sf. Dz; doru. [DS] akurane, [Ar. alr + Far. -ne (a ku :ra :n e) {OsT} zf. Kudurmu gibi; kudurmuasna. akurka, [Ar. larka'a (yans)\ {az} is. Kurbaa. [DS] akurm ak, [ak-ur-mak] {eT} gsz. f . [-r] Yava dav ranmak. [Gabain] akuru, [ak-ur-u] {eT} sf. 1. Yava. [Gabain] 2. {az} Dz; doru. [DS] S akuru akuru, Y avaa; s e s siz ce; y a v aack . [EUTS] | akuru turkuru, D o | ru; mstakim. [EUTS] akustik, -i [Yun. akoustikhos (ses bilgisi) > Fr. acoustique] sf. 1. Sesle ilgili; sese ait; iitmeye da yanan; iitme ile ilgili. 2. is. fz . Sesin oluumu, yaylmas, iitilmesi ve zellikleriyle uraan fizik dal; yank bilimi. 3. gnl. Bir yerin ses yaylm ile ilgili tad nitelikler; yank dzeni, akustik alan, fz. S es titreim lerinin ulat uzaysal b l ge]] akustik anak lar, E ski tiyatro bin alarn d a oyuncularn seslerin in d a h a g r duyulm as iin binann uygun y er le rin e y erletirilen to p rak veya tuntan yap lm an biim in deki kaplar.\\ akustik mayn, as. D eniz dibin e y erletirilen ve yaknndan g een gem inin p er v a n e grlts ile p a tla y a n m a yn. | akustik siniri, anat. ku la beyin e b a la | yan sin irler dem eti. akuka, [Rus. okko] {az} is. - * akulca. [DS] akut, [Lat. actus (bilenm i) > Alm. akut / ng. acute] sf. tp. (Hastalk iin) iddetli balayp abuk ilerleyen. akuz etmek, [Yun. kuse (dinle) + T. et-mek] argo. Haber vermek, akuzatif, [Lat. accusativus] is. dbl. znenin yapt i ve hareketten dorudan etkilenen varln (nes ne) bulunduu hl; ismin belirtme hli; ismin -i hli; ismin ykleme durumu; m e f uln bili, ak, [Fr. accumulateur > accu] is. Akmlatr. S ak doldurmak, a rg o. 1. (E rk ek iin) cin sel gc artrc e y le r y em ek veya kullanm ak. 2. i k i i m ek]] aks bitmek, argo. 1. B ir n cek i ilikiden dolay teb 'a r cin sel ilikiye g irem ey e c ek durum da bulunmak. 2. Y allktan d olay cin sel gc tken mek. 3. Gc tkenm ek; iyice yorulm ak. akgl, [ak++gl] is. bot. Baklagillerden dallar yerde srnen, kurakla dayankl, maystan tem muza kadar iek aan ok yllk bir yem bitkisi (Trifolium repen s) akm latr, [Lat. accumulare (ym ak) > Fr. accu mulateur] is. fz . Enerjiyi istenildii zaman iade et mek zere depolayan cihaz.

AKZ 1. (Yargda bulunmak, hkm vermek iin) en yet kili. 2. (Fkh, kadlk iin) en yetkin; en bilgili, akzambak, - [ak+zambak] is. bot. Zambakgiller den bir metre kadar boylanabilen iri, beyaz ve g zel kokulu bir ss bitkisi (Lilium ccmdium). akzel, [Ar. akzel JjSl] {OsT} sf. Pek aksak; ar topal, akziye, [Ar. kaza (yarg)> akziye W^l] (akza:) {OsT} is. Hkmler. -al-1, [-al- / -el-] yap. e. sim kk ve gvdelerinden fiil retir. {eT} {eAT} (ayn)', o a lm a k (ok-al-m ak), y o k -a l-m a k (yok olm ak), a l a lm a k (alak-al-m ak), azalm ak, yn elm ek, yufka-l-m ak, diri-l-m ek, y ce-lm ek, bung-al-m ak. -al-2, [-1- / -al- / -el-] yap. e. -* -1-. -al, [-al / -el] yap. e. simlerden sfat yapan bir ektir: yan -al, gen -el, z-el. Al. [Fr. aluminium] is. kim. Atom numaras 13, kt lesi 26,98 olan, hafif, yumuakl dolaysyla ko lay ilenebilen, havadan ok az etkilenen parlak beyaz bir metal olan alminyumun sembol. al1 [l J l ] {eT} {eAT} is. 1. Hile, aldatma, tuzak; do , lap; dzen. [DLT] [Gabain] [KPy.] EUTS] 2. {eT} Sava oyunu; hile. [KPy.] {eT} 3. kar yol; are; metot; vasta, usul. [KPy.] [EUTS] [Gabain] [ tigsizler] 4. {eT} Ara. [KPy.] S5 ala dmek, {az} T uzaa d m ek; h iley e g elm ek .| ala getir | mek, {az} H ileye g etirm ek ; tuzaa drm ek. | ala | tutm ak, {az} 1. Gzn boyam ak. 2. H ile y a p m ak ; k a rk l a getirm ek]] al dil, {az} K urnazlk; hile.\\ al etmek, {eAT} H ile yapm ak, dzen krm ak, aldatm ak]] al eylemek, {eAT} H ile yap m ak]] al gemek, {eAT} H ile y ap m ak]] al itmek, {eAT} H ile y apm ak. al2, [eT. l] sf. 1. Alev rengi parlak krmz. 2. gnl. Al renk; krmz, kzl; pembe. [Gabain] [DLT] [EUTS] [Yknek], 3. (At iin) donu kzla alan; ak doru. 4. {eT} (At donu iin) kl renkli; yelesi kuyruu kzl. 5. is. {eT} Hanlara bayrak, devlet adamlarnn atlarna eyer rts yaplan turuncu renkli kuma. [DLT] 6. {az} Dnde gveyin boynuna taklan mendil byklndeki krmz bez. 7. {az} Kadnlarn alnlarna baladklar ye illi krmzl ipek rt. 8. {az} Gelinlerin bana rtlen uzun krmz rt. 9. {az} Lousa kadnla rn stne kerek onlar boduu sanlan al giy mi hayal bir grnt; al kars; al kz. S al al olm ak, fkeden veya utantan kpkrm z olm ak]] al balam ak, 1. B an a a l yazm a ta k a ra k mutlulu unu ifa d e etm ek. 2. mec. Mutlu o lm a k ; sevin m ek; m u rada erm ek]] al basm a, {az} S on radan g rm e lerd e k i gurur, kibir, m arklk. [DS]|| al basm ak, (Yeni doum y ap m kadn iin) a teli b ir h astal a y a ka la n m a k]] al bayrak, Trk bayra]] al elme, Yrk ve Trkmen kadnlarnn bart s zerine

M B n m iM .m
a ln dan b a la d k la r v erev katlan m earp ]] al evre, {az} E rk ek lerin kulland byiik krmz mendil.]] al duvak, G elinlerin yzne rtlen k e n a rla r srm al krm z ip ek li kuma.]] al gmlek, {az} 1. K zl hastal. 2. K zam k; kzam kk]] al giymedim ki alnaym, Bu ile ilgim y o k ki neden alnaym ? eklin d e kendini savunm a]] al al moru m or, Tela, h ey ecan veya k orku dan dolay n efes n efese, yz kpkrm z olm u b ir hlde.]] alm al drm ak, {az} G zellik ve gen li in i kaybetm ek.]] al kanlara boyanmak, Vurularak eh it olmak.]] al kars, am anizm d e lo u sa la ra m u sallat olduuna inanlan y er su la r (kt ruhlar, cinler)]] al taz, Al kars]] al kiraz stne k ar yam ak, Bu g r l r ey d e il; olm as mmkn d e il; a k la ters olay]] al kuak, {az} D n ve ba y ra m la rd a k y kzlarnn b ellerin e d o la d k la r o k ren kli kuak]] al kuakl rd ek zool. rdekgillerden altm san tim etre b o yu n da ky h a lilerin d e ve i su la rd a y a a y an k a buklu hayvan, b a lk ve y o su n la rla beslen en siyah ba l krm z g a g a l b ir tr r d e k (T adorn a tadorn a)]] allar giymek, M utluluk ifa d esi o la r a k a l ren kli e lb is e giyinm ek. | al petemal, {az) 1. R en k | ren k izgili nlk. 2. P ekir. [D S]|| al tam ga, {eAT} 1. Tura. 2. Tura ekilm i fe r m a n .| al yanak, | {az} 1. in c e kabuklu, tatl v e krm z b ir kiraz tiirii. 2. B ir tiir zerdali. 3. B ir y a n krm z ren kli elm a. 4. K afasn n y a n lar krm z k e fa l bal. [DS]j| al ya naklar, Sa lkl olm ann ifa d es i o la r a k y an aklarn krm zl]] al yemeni, fo lk . B u rsa y res in d e o y nanan g v en d e triinde trkiilii b ir kadn oyunu. | ) al yonca, bot. {az} H ayvanlarn s e v e r e k y ed ikleri, krm z i ek li b ir ot. [DS] al3, [al] {eT} is. 1. Alt; bir eyin alt taraf; alt taraf. [EUTS] [Gabain] 2. Yan. [Gabain] 3. {eT} Elbisenin n ksm. [Mhenn] 4. {az} n; n taraf. [DS] al4, -li [Ar. l JT] (a :l) {OsT} is. 1. Akrabalk yoluyla birbirine bal olan kimseler; aile. 2. Evlat. 3. Sla le. 4. Hkmdar slalesi; hanedn. <3 I-i aba (ne bi, resl), Hz. M uham m ed(sa) 'in a iles i (kz F atm a, d a m a d Hz. Ali, torunlar H aan ve Hseyin).|| Al-i Osman, O sm anl hanedn. al5, -li [Ar. ulvv (ycelik) > l JU ] (a :l) {OsT} sf. En yce; pek yce. al6, -li [Ar. l JT] (a :l) {OsT} {eAT} is. 1. Serap. 2. Sabah ya da akamst ken sis tabakas; buu. -ala-, [-a.-la- / -e-le-] yap. e. Fiil kk ve gvdelerin den eylemi srekli tekrarlama kavram katan fiiller yapar: itelem ek, silkelem ek, a a lam ak , tap -alamak. l, [Ar. l (yce) > al J&\ / 5UI] (a :l ;) {OsT} sf. 1. En yksek, daha yksek. 2. ok iyi; mkemmel. 3. Gzel, iyi ve uygun; mkemmel. 4. nl. Peki; tamam; kabul. 5. zf. Daha iyi. S lnn ls, yi nin d e iyisi.

M M K S i . 185

A LA

ala', [? ala] iinl. aknlk bildiren nlem. ala2, [eT. l-a <JT] sf. 1. Y er yer siyah, yer yer de be yaz ksmlar bulunan renk; siyahl beyazl. 2. {eT} {az} Kark renkli; ok renkli; alaca alacal. [EUTS] [ETY]^/a u v a l. [DS] 3. {az} Kahveren gi ile krmz aras bir renk. 4 {eAT'} {az} (Gz iin) ak kestane rengi; ela. [DS] 5. {eT} Czaml. [Gabain]. 6. {eT} Teninde deri hastal sebebiyle beyazlklar olan; ala tenli; abra. [DLT] 7. {eT} (At iin) ala renkli. [EUTS] 8. {az} (Meyve iin) ol gunlamam; yan ham. [DS] 9. {az} Yarm; yar. [DS] 10. is. {eAT} {az} Kark renk; alaca. 11. {eT} Czam. [Gabain] 12. {az} Kekliin boynundaki siyah halka. 13. {az} Deiik renk ipliklerle do kunmu pamuklu bez ya da rt; kareli bez. [DS] 14. {az} Keklik avnda kullanlan eitli renklerde boyanm bezden tuzak. [DS] 15. {az} Avclarn, av hayvanlarm yuvalarndan karmak iin kullandklan bir tr mzik aleti. [DS] 16. {eT}. nsann iinde olan gizli eyler. [DLT] 17. {az} Emekli. [DS] S ala a, {az} Yar a .| ala az, {az} 1. | A ra bozucu ; b o b o a z ; geveze. 2. kiyzl; dnek.\\ ala azlk, {az} B o b o a z lk ; g ev ez elik ; a r a b o zuculuk.\\ ala ala bakm ak, {az} 1. A ptal a p ta l b a km ak; a lk a lk ba k n m a k ; bn bn bakm ak. 2. aresizlik iin de y a lv a r a r a k bakmak.\\ ala at, {eT} A la ca ren kli a t; a la k r at.\\ ala avcl, {az} A la ile y a p la n k ek lik avcl. | ala bacak, {az} B a | ca klar bey az y a d a ben ek li hayvan. | ala b ahar, | {az} ilk b a h a rn ilk g n leri; ba h a rn g eld i in i m jdeleyen g n ler.| ala ba, {az} 1. B a b en ekli | hayvan. 2. K arsnn, b a k a la r ile iliki kurm asna g z yum an erkek. 3. Ahlaksz.\\ ala bele, {az} 1. A la ca; k a r k renkli. 2. iekbozu u. 3. B e lli b e lirsiz; yarm y am alak. 4. ( iin) stnkr; a le la c e le ; dzensiz.\\ ala bicik, {az} M em eleri beyazl hayvan. | ala boncuk, {az} y i v e kt h ller i h er | y erd e bilinen, tannan kim se. | ala boz, {az} I. | B en ekli hayvan. 2. E kild i i h ld e btnyle y e e r m eyen tarla. | ala brlce, {az} Siyah ben ek li bir | tr fasu ly e. | ala brtm e, {az} 1. o k a z pim i. 2. | K lbast; k e b a p .| ala brtk, {az} Gneten h e r | taraf y an m s e b z e y a d a m eyve. | ala buuk, {az} | B atan sa v m a; yarm y a m a la k ; y a r bal. | ala bu | la, {az} 1. A la c a ; k a r k renkli. 2. K rm zm s ve karam s ren kli eya. 3. B u lan k; biim siz. 4. B atan savm a; a c e le ; yarm y a m a lak . [DS]|| ala bulank, {az} 1. Yar b e r r a k y a r bu lan k su. 2. H asta y z l; renksiz. [DS]|| ala bulak, {az} Yarm ; ta m am lanm am ; kirli b ra k lm .| ala bulut, {az} | 1. G kyznde y e r y e r toplanan beyaz, k a b a bulut lar. 2. Yamur bulutu. [D S]|| ala canl, {az} 1. Ya r canl, y a n lm ek zere olan. 2. Yar pim i, y a n i. [DS]11 ala cahre, {eAT} S ar ren k v erm ekte kul lanlan b ir k k ; cehri. | ala diri, 1. Yar l, y a r j can l; henz y en i lm (av hayvan vs.). 2. Yar

p im i y a r p im em i (yem ek). \\ ala dmek, {az} 1. ( zm ler iin) tan elerin de bazs olgunlam ak. 2. Vcutta beyazl siyahl le k e le r olum ak. [DS]|| ala gaz, {az} K m r y a n a rk en kan g a z ; k a r b o n d ioksit.| ala getirmek, {az} (H ayvan iin) y a | lan m aktan d olay k llar beyazlam ak. [DS]|| ala gnen, Suyunu iyice alm am toprak. | ala gt, | {az} Tem bel, i tutmaz adam . [DS]|| ala gz, 1. H a fif ak, m avim si g z ; ela. 2. {az} C esur; yiit. [DS] 3. Korkak.\\ ala gck, {az} B atan sa v m a; yarm . [DS]|| ala gn, {az} 1. Yazn y a r bulutlu h a v a la r d a gnein buluta girm esi ile olu an g lg e li haya. 2. Yar ak, y a r bulutlu hava. [DS]|| ala gne, {az} Yar gneli, y a r g lg e li yer. [DS]|| ala kabak, {az} 1. S aksaan. 2. G vercin irili in d e siyahl beyazl b ir ku. 3. P alam ut, m sr y i y en ve sesler i taklit ed en b ir ku. 4. A akakan . 5. B o b o a z ; sznde durmaz. 6. Serseri, isiz g sz; b o gezen . [DS]|| ala k ar, {az} Yar karl. [DS]|| ala k ara, {az} 1. D ev e ynnden dokunan kilim. 2. H ile; ktlk. [DS]|| ala k arga, {az} 1. S a k sa a n ; {eAT} (ayn). 2. B o b o a z ; a r a bozucu. [DS]|| ala karl, {az} K a rlarn erim esi ile y e r y er a k y e r le r i bulunan. [DS]|| ala kei, {az} 1. Si y a h l beyazl k l keisi. 2. A ra bozu cu ; bo b o a z. [DS]|| ala kepir, {az} 1. Yar a, y a r tok. 2. T a lk, fu n d a lk y er. [DS]|| ala kr, {az} 1. S a lar y e ni a a rm a y a ba la m adam . 2. S iyahl beyazl kr dm s a sa k al. [DS]|| ala krk, {az} 1. Kurnaz, a k a c kii. 2. Yasa d ilikiden d o a n o cu k ; pi. [DS]|| ala k, {az} Az yal, b o l g n eli g e e n k. [DS]|| ala kilim, {az} R en kli k e ed e n y a p lm a yayg. [DS]|| ala koruk, {az} Yar olm u zm. [DS]|| ala kur, {eAT} Az kurum u; y a r kuru.| ala | kuru, {az} 1. (T op rak iin) y a r tavl. 2. Yan kuru y a r ya. 3. (Atlarn beslen m e ek li iin) kim i z a m an o tla m a kim i zam an d a kuru y em ile. [DS] 1 ala 1 ku, {az} 1. P a la v r a c ; y a y g arac. 2. B a rts. [DS] 3. {eAT} Tavus kuu .j ala kuak, {az) G k | kua. [DS]|| ala kuluk, {az} leden n cek i zam an. [DS]|| ala palaz, {az} G ag as v e a y a k la n y en i krm zlam aya ba la m k ek lik yavrusu. [DS]|| ala pilav, {az} M ercim ek ve p irin le y a p la n bir tr p ila v . [DS]|| ala sark, {az} K t; d n ek adam . [DS]|| ala seme, {az} Yar uyur y a r uyank; uyku dan grltyle uyanp sersem lem e hli. [DS]|| ala srck, {eAT} -* alaca srck.|| ala sulu, {az} 1. (M eyve iin) ham ile olgun aras, y a n olgun. 2. yi p im em i; y a r sulu yem ek. 3. Uluorta, yersiz sz syleyen . [DS]|| ala tavuk, D a la r d a y a a y an bir eit ku.| ala tenl, {eAT} A b ra .| ala ton, m | | A la ca giyim. [Mhenn]|| ala torba, {az} eitli ren kte y n lerden dokunan sap l torba. [DS] alaJ, [ala] {eT} zf. 1. Acele etmeden; yava. [DLT] 2. nl. {az} ama ve hayret bildirir. [DS] S ala ala, {eT} 1. Yava yava. 2. Toplu y a p la n ilerd e birlik

ALA
ve h ey ecan uyandrm ak iin sylen en tekerlem e (a la a la hey!). 3. Grltl, am atal, e len celi toplant.\\ Ala ala bey! a rgo, {az} Yuha" a n la m n da kullanlr. ala4, -a i [Ar. l p-'Ip] (a l :) {OsT} is. Rtbece yk seklik; ycelik; eref; an. a l d-devle, a l d-din ala5, [Far. ely > l ^T] ( :l :) {OsT} sf. Kirleten. ala6, [Ar. ely > l ^T] ( :l :) {OsT} is. Bahiler; ihsanlar. 2. Nimetler; yiyecekler. ala7, [Ar. al / ale / aley (a l .) {OsT} zf. zere; zerinde; zerine. S al bahtek, {OsT} ansnn g etird i in e; bahtn a.| al ceryil-de, {OsT} A l | lm b iim d e; d e t olduu gibi. | al eyyi-hl, | {OsT} H er n asl o ls a ; h er h ld e .| al hlihi, {OsT} | Olduu g ib i; b ir d e iik lik olm akszn. | ala hide, | {OsT} T ek b a n a ; a y rca .| al k adril-hl, {OsT} | D urum a g r e ; durum ve o la n a k derecesinde.\\ ala k ad ril-imkn, {OsT} O lan aklar l s nde]] al k ad ril-istita, {OsT} E linden g eld i in ce; gc y etti i k a d a r .| al kadril-kifye, {OsT} E lv erili | lik lsnde.^ al k adrit-tka, T akat yettiin ce. | | al kavi, {OsT} (Birinin) sz n e g r e ; iddiasn a g r e .| al kavlin, {OsT} Sylendiine g r e ; s y len | tiye d a y an arak .| al kilet-takdireyn, k i s e e n e k | ten h er birin e g re. | al kll-i hl, {OsT} N e e k il | d e olu rsa olsun; olduu k a d a r ; y le veya byle. | | al kll-i eyin kadr, {OsT} H er e y e giic y eten ; A llah .| al melein-ns, {OsT} H erkesin iin de; | h erkesin k arsn d a ; a k olarak. | al m ertibi| him, {OsT} M ertebelerin e g r e ; r tbe sra s ile; d zeye g re. | al rivyetin, {OsT} Sylentiye g r e ; | rivayet ed ild i in e g re. | al tark il-icml, {OsT} | K sa lta ra k ; zetley erek.| al tark il-istidll, {OsT} | arm y o lu ile ; dedksiyon y olu ile ; kon sltas y on sistem i ile.\\ al tarld l-istihd, {OsT} Tank g s te r e r e k .| al tark il-kys, {OsT} k a rla tra | r a k ; kyas y o lu ile.\\ al tark il-kinye, {OsT} A sl a m a c g iz ley erek ; kin aye y o lu ile .| ala tark il| mnvebe, {OsT} N b etlee re k .| al tark i-e| hde, T an klk yolyla.\\ al tark it-tevil, {OsT} B a k a trl a k la m a y a a l a r a k ; tevil ed erek . | | al tilke n-niam, B u nim etlerin k arl n d a .| al | vechi, {OsT} zere.| ala vechil-icz, {OsT} K s a | ca ]] al vechil-ihta, {OsT} in e a lm a k zere; iin e a la c a k su rette; k a p s a m a k kaydyla.\\ al vechil-isticl, {OsT} A cele e k ild e; ivedi o la ra k]] al vechil-tafsil, {OsT} Ayrntl o la r a k ; inceden in cey e.| al vechil-tedkk, {OsT} A ratrm a, in ce | lem e yolu yla]] al vefk, Uygun olarak. alabacak, - [ala+bacak] is. Bacaklarnda beyaz le keler bulunan at. alabalk, - [ala+balk] is. zool. Alabalkgillerden 20 ile 100 cm boyunda 1 ile 25 kg. arasnda dei en, daha ok yksek yerlerdeki akarsulara remek

I M

l C S

iin giden, kemikli ve lezzetli bir balk tr, (Salm o trutta). alabalkgiller, [ala+balk-gil-ler] is. zool. Srt yzge cinin arkasndaki ya dokusundan ikinci bir yzge kan, tatl sularda reyip baz trleri denizlerde yaayan kemikli balklar familyas, (Salm onidae). albana, [Yun. alamana] is. - * alamana, alabanda, [t. alla banda oJal"i!T] ( a la b a nda) is. 1. Gemilerin borda kaplamalarnn ite kalan ksm. 2. Geminin yan toplar ile yapt at. 3. Gemi dme ninin sa ya da sol tarafa alabildiince krlmas. 4. argo. Azarlama; paylama. 5. argo. ok ilgi duyan kimse; asknt. 6. a rgo. Yaknlk; yaknlk kurma. S alabanda ate, S ava g em ilerin d e yaln z bir y a n d a k i toplarn a te etm esi; m eze b o r d a ate]] alabanda etmek, D m eni tam s o la (iskele) veya tam s a a (san cak) krm ak. | alabanda iskele, G e | minin b a tam s o la d n e c e k e k ild e dm en e ba sm a kom utu.| alabanda olmak, argo. 1. Asknt olm ak. | 2. D knlk gsterm ek]] alabanda sancak, D m eni gem inin b a taraf sa a d n ec e k e k ild e bas komutu. | alabanda verm ek, argo. G zda v er | m ek, kuru grlt ile korku tm ak]] alabanda virmek, {eAT} G z d a verm ek; kuru grlt ile k o r kutm ak]] alabanda yemek, a rg o. yi b ir ek ild e a za rlan m a k,| alabanday ekmek, argo. A r bi | im d e a zarlam ak]] alabanday yemek, a rgo. Ar b iim d e azarlan m ak. alaban, [Yun. alamanos] {az} sf. 1. Ak kalpli. 2. Cmert. 3. zf. Erkeke; merte. [DS] alaba, [ala+ba] is. bot. Kuzey Avrupada hemen her mevsimde yetitirilebilen, yapraklarnn ikin yerleri yenilen turpgillerden bir lahana tr, (B ross ic a o le ra c ea ). alabildiine, [al-a+bil-dii-ne] zf. 1. Bir eylemin ve niteliin ok fazla olduunu bildirir; ar derecede. 2. Kendini tutmadan, alabora, [t. albura (yukar kaldr)\ ( a la b o ra) is. dnz. 1. Yukar kaldrmak ii. 2. Geminin yan yat mas. 3. Bir teknenin ters dnerek batmas. 4. Bir serenin yatay durumdan dey duruma getirilmesi. 5. Selam iin filika krelerinin yukar kaldrlmas 6. Balk toplamak iin dalyan ann yukar aln mas. 7. m ec. Yolunda giden bir iin bozulmas, aksamas. "5 alabora etmek, 1. G em iyi batrm ak. R zgr tekneyi a la b o r a etti. 2. m ec. Ters ev ir m ek, b o z m a k . K redin in g ec ik m esi iletm eyi a la b o r a etti. | alabora olm ak, Ters ev rilm ek; devrilm ek. | alaborina, [t. alla borina] ( a lab orin a) zf. dnz. Yelkeni rzgra yaklatrarak, alabros, [Fr. la brosse] is. Fra gibi dik kesilmi sa biimi. alaca, [ala-ca 4-1 / 4=rsll / 4s-'s!T / 4 -] sf. 1. Akl koyulu ok sayda desenleri, renkleri birbirine ka rm; kark renkli; tek renkli olmayan. 2. Esas

G M 1 R S M .1 8 7

A LA

zemin rengi zerinde beyaz veya beyaza yakn be nekleri bulunan. 3. {eAT} ki yzl; mnafk. 4. is. Akl koyulu ubuk ubuk dokunmu kuma veya kilim. 5. Bitki yapraklarnda grlen beyaz lekeler. 6. Avclarn kulland kark renk ve desenlerin bulunduu bir pusu rts. 7. m ec. Kt huy; iki yzllk. 8. {az} zme den ben. [DS] 9. {az} Sraca hastal. [DS] 10. {az} iek bozuu yz; opur. [DS] 11. {az} Tahta parmaklkl bostan, bahe ve al kaps. [DS] 12. {az} Hastahane. [DS] S alaca a, {az} P irin ve bulgurdan y a p lan bir tr pilav. [DS]|| alaca av, A vclarn a la c a adn verdikleri rt k u lla n larak y a p la n bldrcn veya k ek lik av. | alaca bakla, {az} B ir tr br l | ce. [DS]|| alaca balkl, zool. S a z lk la rd a yaayan , zerinde siy ah beyaz b e n e k ler bulunan, kl rengin de, y a k la k elli san tim etre boyu n da b ir b a lk l tr, (Ardeolaralloides).\\ alca bandak, {az} Ya rm y a m a la k ; tek tk; seyrek. [DS]|| alaca basm a, {az} o k ren kli b ir tr basm a. [DS]|| alaca bay ku, zool. ounlukla orm an larda, n adiren d e in sanlarn bulunduu o rtam lard a eski, terk edilm i y kk lkla rd a yaayan , g e c e le r i kem irg en leri a v la y a r a k beslen en , tyleri a la c a l kzl ile kl ren gin de, tarm a fa y d a l iri bir bayku tr (Strix aluco).\\ alaca bayrak, im p a ra to rlu k dn em in de hkm da rn m uhafz birliklerin den olan kapku lu s v arile rinden s o l ulufeciler, s o l g a r ip le r ve s a g a rip lerin g en el a d .| alaca belece, {az} S iy ah la bey az k a r | k yer. [DS]|| alaca belece grm ek, {az} B u lan k g rm ek ; g rd klerin i iyi seem em ek. [DS]|| alaca bulaca, R en kleri k a rm a k a rk olan. | alaca orap, | E ld e rlm o k ren kli uzun yn orap.\\ alaca orba, {az} B ulgur ile m ercim ekten y a p la n o r ba. [DS]|| alaca dizi, oyu n larn da kadn ve e r k e k kark o la r a k dizilme.\\ alaca dmek, 1. (M eyve iin) olgu n lam aya b a la m a k ; a r a d a b a z la r veya baz tan eleri olgu nlam bulunm ak. 2. (K a r iin) erim eye balamak.\\ alaca esnaf, A laca tr kum a dokuyan veya satan k iiler; alacaclar.\\ alaca gne, {az} Gnein a a y a p ra k la r arasn dan szlm esi ile y a r aydn lanan y er. [DS]|| alaca kar, {az} K arn y e r y e r erim esi ile olum u akl k aral grn en yer. [DS]|| alaca karanlk, 1. S a b a h ve akam vakitlerin deki y a r aydnlk, y a r karan lk. 2. g k b. Gnein ufuk izgisinden 18 a a y a indii zam an ; p la k g z le o k z a y f yldzlarn grn d zam an .| alaca k arga, {eAT} {az} zool. S a k sa | an. [DS]|| alaca karlam a, K adn e r k e k birlikte oynanan k a rla m a tr oyunlar. | alaca m erm er, | Ufalanm deniz hayvan kab u klarn d an m eydana gelm i b ir eit m erm er.| alaca sere, {eAT} sp i | noz,| alaca srck, {eAT} ek irg e ile beslen en b ir | tr s rck kuu. \ alaca tane, B ulgur ve m ercim ek | le y aplm b ir p ila v tr. | alaca tav, {az} ok | kurumu to p rak tav. [DS] alacak, - [al-acak] is. 1. Hak edilmi fakat henz

ele gememi mal veya para; kar tarafn borcu. 2. Biilmi ekin demetlerini yerden kaldrp ykleme ye yarayan atall ara. 3. {az} Aatan meyve toplamaya yarayan ucu atall srk. [DS] 4. sf. Satn alnmas veya alnmas gereken. P az ard an a la c a k larm bitm edi. A la c a k listesini kaybetm i. S alaca olmak, 1. B irin den a la c a k p a r a s o lm a k ; a la c a k l olm ak. 2. m ec. ciin a la ca n tehdit y ollu ifa d e etme. 3. H erh an g i b ir n eden le ilcram k ib a r c a r e d detm ek veya so n ray a brakmak.\\ alacana ahin vereceine k arga, A la cak la rn iyi takip edip g nnde tahsil eden, borlarn d a mmkn olduu k a d a f erteley eb ilen kii. | alacana tutm ak, B ir | bo rcu ayn kiiden olan a la c a n a k a r lk saym ak, m ahsup etmek.\\ alacan almak, 1. H a k ettii p a r a vey a m al alm olm ak. 2. m ec. Azarlanmak.\\ alacak verecek meselesi, A n lam azlk hlin d eki b o r konusu. alacakl, [al-a-cak-l] is. ve sf. Birinden alaca olan kimse; kendisine borlu olunan kii; mukriz; dn veren. 0 alacakl kmak, (K arlkl o la r a k b ir b irleri ile ilgili a la c a k ve borlarn n dkmn y a p a n iki kii iin) birinin d i erin den a la c a k a lm ak. | alacakl olmak, B irin de a la c a bulunm ak. | alacalam a, [ala-ca-la-ma] is. Alacalamak ii; alacal hle getirme. alacalam ak, [ala-ca-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Renk renle boyamak; alacal hle getirmek, alacalandrm a, [ala-ca-la-n-dr-ma] is. Alacalandr mak ii. alacalandrm ak, [ala-ca-la-n-dr-mak] g l. f . [-r ] 1. Alaca bir durum kazanmasn salamak. 2. Alaca adl veya nitelikli bir eye sahip olmasn sala mak. alacalanm a, [ala-ca-la-n-ma] is. 1. Alacalanmak ii. 2. Alaca bir eye sahip olma, alacalanm ak, [ala-ca-la-n-mak] edil. f . [-r ] is. 1. Alaca hle getirilmek. 2. dnl. Eyann zerinde pul gibi lekeler belirmek. 3. (Kar iin) yer yer eri yip alacal hle gelmek. 4. Alaca bir eye sahip ol mak. alacalatm a, [ala-ca-la-t-ma] is. Alacalatmak ii, alacalatm ak, [ala-ca-la-t-mak] gl. f . [-r ] Birine bir eyi alaca hle getirtmek, alacal, [ala-ca-l] sf. 1. Kark renkli. 2. zerinde beyaz lekeler bulunan. 3. m ec. (Dnce iin) yete ri kadar ak olmayan; bulank ve kark. 4. {az} Cmbl. [DS] 5. is. Alaca renkli pamuklu doku ma. 0 alacal bulacal, B irbirin i tutmayan k arm a k ark ren k lerle sslenm i.| alacal karpuz, st | a la ca l, kaln kabuklu, o v a l ve lezzetli b ir karpuz tr. alacalk, - [ala-ca-lk ^ 4=-fT] is. 1. Alaca olma durumu; ok ve kark renklilik; alaca olan eyin nitelii. 2. Akam karanl. 3. m ec. {eAT} ki yz

ALA

O llf f ltI M S M .1 8 8
alafak, [? alafak / Ali Fakih ?] {az} is. Bir iin ustas; uzman. [DS] alafalm ak, [alaf-al-mak / alaf + al-mak ?] {az} gsz. f . [ -r ] 1. Kzmak; fkelenmek. 2. Telalan mak; heyecanlanmak. 3. Zor duruma dmek; ba dara gelmek. [DS] alafat, [Ar. almet] {az} sf. alacak kadar byk; ok byk. [DS] alafdar, [Ar. alf (ot, sam an ) + Far. -dr jJi^Ut] {az} is. Her tr hububat satcs; zahireci, alafr, [Yun. agnafos ?] {az} is. 1. Terbiye edilmi fakat boyanmam deriden yaplan ayakkab astar. 2 . sf. Batan savma; acele yaplan. 3. (Ekilen to hum iin) seyrek kan. 4. (Toprak iin) az tavl; yar kuru. [DS] alaflam a, [alaf-la-ma] {az} is. Yzde ban eklinde kan bir hastalk. [DS]

llk; dneklik; hilekrlk. 4. Alaca ad verilen ku man dokuma iplii. 5. {az} lkbaharda karlarn erimesiyle tarlalarn akl karal grlen yerleri. [DS] 6. {az} Ekilmi tarlada tohumun yeermedii yer ler. [DS] alacameneke, [ala-ca+meneke] is. bot. Herci me neke. alacasan sar, [ala-ca+sansar] is. z oo l. Kuzey Ame rika ormanlarnda yaayan, koyu kahverengi postu gmi izgili, genellikle ku, sincap ve farelerle beslenen yrtc bir hayvan; Amerika sansan, (Mustelid ae) alaca, [ala-ca + a] is. Aure, alacehri, [ala+ Ar. cehri <j^ r s (a la c eh r i:) is. bot. i] Boyaclkta sar renk vermek iin kullanlan ilekgillerden bodur bir aa (R esed a luteola). alack, - [eT. alak (kulbe) > alak-uk > alau > ala-ck ^ IM ] is. 1. Basit yapdaki bostan arda

alaflam ak1, [alaf-la-mak] {az} gl. f . f - r ] [-l()yor] veya hasr adr. 2. Keeden yaplm Yrk adn. Hayvanlara ot ve yem vermek. [DS] 3. Orman iindeki aasz alanlar. 4. {az} Vcutta alaflam ak2, [alaf-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [-l()-y o r] grlen ok kk leke. [DS] 1. Alevlemek; tututurmak; atee vermek. 2. K alacuk, [ala(k)-cuk {eAT) is. -* alack, krtmak. [DS] alaam , [ala+am] is. 1. Bilinen kara amn slah ile alaflanm ak, [alaf-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. retilmi, el ayas byklnde alaca kabuk at Kzmak. 2. Tutumak; alevlenmek. [DS] laklan ile dikkati eken bir am tr (Pinus nigra). alafl, [alaf-l] {az} sf. 1. Alevli; ateli. 2. Kzgn; 2. fo lk . Tokat dolaylannda, yalnz kadnlann veya fkeli. 3. stekli; arzulu. [DS] yalnz erkeklerin davul zuma eliinde oynadklar alaflk, - [alaf-lk] {az} is. 1. Atei kolayca yak bir oyun; yelleme, mak iin kullanlan tututurucu eyler. 2. Yorgun alau, [ala(k)-uk] {eT} is. Alack; adr. [DLT] [Eluk gidermek iin yenilip iilen eyler. [DS] UTS] alafortanfoni, [alev rten huni] ( a l a f o rtanfoni) is. alauk, [ala(k)-uk j j ^ ' ] {eAT} is. -* alack, arg o. alay. Adnn sylenmesi zor ve karmak ey. alaulanm ak, [alau-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] alafranga, [t. alla-franca] ( a la fr a nga) sf. 1. Avrupa adr edinmek. [DLT] tarznda; Avrupa slbunda. 2. is. Bat tarznda ve alad, [Gagavuz, alat ? => alad- [TETZE] / Uyg. terbiyesinde yetimi kimse. 3. Zppe; Avrupa tak aldra-mak ( a c e le etm ek) [T.Tekin]] {az} is. 1. litisi. S alafranga mzik, B at mzii. | alafran | Acele; ivedi; abuk. 2. lk rn. [DS] S alad et ga nal, Oluklu ve iki p a r a l nal. | alafrangann | mek, A c e le etm ek. | alad gelmek, A ce le y e g e l | bebesi, Toy ve bilgisiz. | alafranga saat, Bugn | m ek.,| alad appak, ok a c e le ; abu cak. | kullandm z b ir gn 2 4 s a a t k a b u l eden ve g e c e aladm ak, [alad--mak] {az} gsz. f . [- r ] Acele et y a rs ba la y an s a a t sistem i. | alafranga tuvalet, | mek. [DS] K lozetli tuvalet. aladlam ak, [alad-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-1(0alafrangac, [alafranga-c] is. Alafranga taraflar oy o r ] Acele etmek [DS] lan. aladu, [alad- > alad-u j ^ l ] {eAT} zf. Acele; ivedi. alafrangaclk, - [alafranga-c-lk] is. Alafranga ta alaf1, [alav > alev / alaf] {az} is. Alev, scaklk, araftar olma. te. [DS] S alaf getirmek, {az} Suyu ekilm ek; alafrangalam a, [alafranga-la--ma] is. Alafranga y a n kurumak. [DS] yaay benimseme, alaf2, [Ar. elf (bin) > lf ei'slT] (a :la :f) {OsT} is. Bin alafrangalam ak, [alafranga-la--mak] dnl. f i [-r ] ler. Bat tarz yaamaya balamak, a laf3, [Ar. alef > alf os^UI] (a la :f) {OsT} is. 1. Ot alafrangalk, - [alafranga-lk] is. Avrupa adet ve ve saman gibi kuru hayvan yemi. 2. Otlar; saman lar. alafa, [Yun. agnafos] {az} is. Sumaklanm, henz ilemi tamamlanmam deri. [DS] geleneklerini benimseyip onlar taklit ederek yaa ma. alafransez, [Fr. la franaise] {az} zf. Fransz yn temiyle. [DS]

ruHHRCEM.189
alag, [Grc, alagi] (az} is. Tepelerde rzgr gren ak yerler. [DS] alaganta, [ala + ? > alaganta] (az} is. Domates. [DS] alagarson, [Fr. la garon] sf. (Sa iin) olan ocu u gibi ok ksa kesilmi, alageyik, -i [ala+geyik] is. atall boynuzlu ve srt benekli gevi getiren bir yaban hayvan; sn (Cervus dam a). alagrek, -i [Fr. la grecque] sf. (Sakal iin) Yunan usul. alaaz, [Yun. logas] {az} sf. Geveze; boboaz. [DS] alahazret, [Ar. al hadret ahma hitap sz, alaif, [Ar. alef > alif U ^U] (a l .if) {OsT} is. Ulfeler. alaik, [Ar. alka5 > alik (a l :ik , k kaim sylen ir) {OsT} is. lgiler; balar; alakalar. S1 alik-i dnyeviye, D nyaya ait b a la r ; dnya ili kileri. alaim, [Ar. almet > alim ^ Ut] (a l .im ) {OsT} is. Belirtiler; iaretler; izler; alametler. S alim-i cevviye, {OsT} G kyzne ilikin o la y la r.| alim-i | ruhiye, {OsT} P sik o lo jik b elirtiler; ru h deliller.\\ alim-i sem, - alaimisema.|| alims-sem, alaimisema. alaimisema, [Ar. alim-i sem (g k alm etleri) el*. (a l .im is em a :) {OsT} is. Gneli ve {OsT} nl. ran

ALA

alak3, - [yal-ak / yalk / alak] {az} is. Kzana gelmi kpek. [DS] alak4, [Ar. alak jJu>] {OsT} is. 1. Phtlam kan. 2. Dllenmi yumurta. 3. Slk. alak- dem, K an phts. | Alak Suresi, isi. K u r an -K erim 'in d oksan | altnc su resinin ad. alak5, [Ar. a l k j^ p ] (a l .k ) {OsT} is. Sakz, alaka, [Ar. alk (asm ak) > alka (a l :k a )

{OsT} is. 1. ki ve daha fazla ey arasndaki bal lk; karlkl ilgi. 2. Dikkat; tecesss. 3. Duygusal ba; ak. 4. ed. Gerek anlamdan mecaz anlama geirme sebebi. S alka-bah, {OsT} lg i ekici.\\ alaka beslemek, S rekli o la r a k ilgilenmek.\\ alaka ekmek, E traftan m era k e d ile r e k izlenmek\\ alkad rn , {OsT} - * alakadaran.|| alaka grm ek, K en disi ile ilg ilen ilm ek; ra b e t g rm ek ; itibar ed il m ek.| alaka gstermek, Yaknlk g s te r e r e k ilg i | lenm ek]] alakas kesilmek, lg isi ve ilikisi k a l m am ak .| (onun) alakas yok, (O na) a it deil, (onu) | ilgilendirm ez,| alaka toplam ak, E traftan m era k | e d ile r e k izlenm ek. | alaka uyandrm ak, E traftan | m era k e d ilere k izlenm ek]] alakaya ay demlemek, a rg o. B ah sed ilen konu dn daki b ir konu a ra y a g irin ce bu szn sa h ib in e konum uzla ilgisi y o k a n lam n d a " a la y etm ek.| alakay kesmek, M na | s e b e te son verm ek, grm em ek. alakadar, [Ar. alka + Far. -dr _>b 4^U] (a l :k a d a :r ) {OsT} sf. 1. lgisi, ilikisi bulunan. 2. is. Bir konuda sz hakk bulunan kimse. S1 alak adar et mek, i . lgilen dirm ek. 2. Ait olm a k .| alak adar ol | mak, 1. Y aknlk gsterm ek. 2. lgilen m ek. 3. A k olm ak. 4. B ir e y le uram ak. 5. B ak m a k alakadaran, [Ar. alka + Far. -drn oljb <5U] (al :k a d a :r a ;n ) {OsT} is. Bir konuda, bir meslekte il gisi bulunanlar; ilgililer, alakalandrm a, [alka-la-n-dr-ma] (a l .k ala n d rm a) is. ki nesne veya kii arasnda ba kurma, alakalandrm ak, [alka-la-n-dr-mak] ( a l k a la n d r m ak) g l . f [ -r ] 1. lgilendirmek. 2. Aralarnda ba kurmak. alakalanm ak, [alka-la-n-mak] (a l :k ala n m ak ) dnl. f . [-r ] 1. lgilenmek; yaknlk duymak. 2. Bir eyi ekici bulmak. 3. Gnl balamak, ak ol mak. alakal, [alka-l] (a l :k a l) sf. 1. lgili; ilgisi ve balants bulunan. 2. stekli. 3. Bir ite sz sahibi olan, fi1 alakal m akam , Yetkili v e ilgili m akam .| | alakal m erci, Yetkili ve ilgili m akam . | alakal a | hs, B ir ii yrtm ekle g rev li kimse]\ alakal ze vat, B ir ii y r tm ekle g rev li kim se. alak arga, [ala+karga] is. zool. Kargagillerden kahve rengi, beyaz, siyah tyl, kanat tyleri parlak mavi, hemen her eyi yiyen iri ve tc bir orman kuu; kestane kargas; saksaan, (G arn lu s g lan d ariu s).

yamurlu havalarda, gne nn yamur damla cklar tarafndan krlmas ile meydana gelen k tayf; alkm; ebemkua; gkkua, alajapone, [Fr. la japonais] ( a lja p on e) sf. Japon usulnde. -alak, [-al-ak / -elek] yap. e. 1. Fiil kk ve gvdele rinden sfat yapar: y a talak , a s a la k (asl-ak?). 2. Birbiri ardnca, sk sk veya srekli yaplan i ve hareket kavram veren isimler yapar: k-elek, y a t alak, gez-elek. alak1, [ala-k j^JI] {eAT} sf. 1. Karm. 2. {az} Ka rk tyl. [DS] <3 alak belek, {az} 1. (G rm ek iin) bu lan k; kark. 2. y le b y le; b e lli belirsiz; yarm y am alak. [DS]|| alak bulak, {eAT} {az} 1. A llak b u lla k; k arm a ka rk ; a lt st. 2. B u lan k; si lik; h a y a l m eyal. [DS]|| alak bulak klmak, {eAT} A llak bu lla k etm ek; d a rm ad a n etm ek .| alak fa| lak, {az} Yarm y a m a la k ; karm akark. [DS]|| alak m alak, {az} 1. B elli belirsiz; h a y a l m eyal. 2. Altst; k arm akark. [DS] alak2, - [? alak] {az} is. 1. Bataklk yer. 2. Ba, bahe kulbesi. 3. Kk; ba kulbesi. 4. nilerde kzan hzm kesmek iin nne balanan takoz. 5. At eyeri. [DS]

ALA alakart, [Fr. la carte] ( a lkart) is. 1. Bir lokantada yemekleri listeden seerek ve yemek trne gre ayr fiyat demek suretiyle yemek. 2. zf. Yemek listesinden seerek, alakasz, [alaka-sz] (a l :k asz ) sf. 1. lgisi ve ba lants bulunmayan. 2. steksiz; merak duymayan; ilgisiz. 3. hmal edilmi, ilgilenilmemi. 0 alaka sz kalmak, 1. lgilen m em ek, ek im ser davranm ak. 2. K en d isi ile ilgilenen biri bulunm am ak. alakavi, [Ar. alkav Sempatik. alakesa, [ala + Yun. kissa (saksa an )] {az} is. Sak saan. [DS] alakaszlk, - [alaka-sz-lk] (al:kaszlk) is. lgi sizlik, isteksizlik, ak krmak, [ala (yans.) > ala-kr-mak] {eT} gsz. f. [u r] 1. Haykrmak; barmak; armak; grltye getirmek; ateli konumak. [Gabain] [EUTS] 2. Ko numak. [EUTS] 3. Dzensiz duruma dmek. [EUTS] alakmak, [ala (yans) > ala-k--mak] {eT} ite, f . [u r] Barmak; armak. [EUTS] alaki, [Ar. alak (alaki:, k kaln sylen ir) {OsT} sf. 1. Phtya benzer; phtms. 2. Slk gibi; slms. alakiye, [Ar. alakiyye 4^iU] (alaki:ye, k kaln s y le nir.) {OsT} is. zool. Slkgiller. alaklamak, [alak-la-mak / arak-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. almak; armak. 2. Kartrmak; datmak. [DS] alakmak, [alak-mak / yalak-mak] {az} gsz. f . [-r] 1. (Kanck kpek iin) kzmak; erkek istemek. 2. (Mide iin) alktan sancmak; kaznmak. [DS] alakok, [Fr. la couque (kabu k iin de)] sf. (Yumurta iin) kaynar suya atlarak bir ka dakika sonra karlmak suretiyle d tarafndaki ak biraz, iteki sars ise ok daha az pimi; rafadan, alaktrm ak, [alak-tr-mak] {az} gl. f . [-r ] 1. De dikoduyla ortal kartrmak; ara bozmak. 2. D kp samak; datmak. [DS] alaktrc, [alak-tr-c] {az} sf. Ortal birbirine ka tan; ara bozucu. [DS] alakuduru, [ala+kudur-u] {az} sf. Batan savma; stnkr. [DS] alakuru, [ala+kum] {az} sf. 1. (Toprak iin) yar tavl; alatavl. 2. Yar kuru, yar ya. 3. (Atn bes lenme biimi iin) kn hem yaylarak hem de sa man yiyerek. [DS] alaku1, [ala+ku] {eT} is. Tavus kuu. alaku2, [ala+ku] {az} sf. Yaygarac; palavrac. [DS] alakllihal, -li [Ar. al klli hlin k iilli-h a:l) {OsT} zf. Her hlde.
JS "

IMIEIM.
a lal, [Ar. illet > a'll bepler. 2. Hastalklar, alala, [Far. 'all V5U] {OsT} is. Barma, alalam a, [ala-la-ma] is. Alalamak ii; kamuflaj, alalam ak, [ala-la-mak] gl. f . [- r ] 1. Boyayarak, zerine eitli leke ve izgiler yaparak eyann g rnn deitirmek; alal hle getirmek. 2. Ne olduu uzaktan anlalamayacak biimde bir eya nn zerine deiik renklerde izgi veya ekiller yaparak gizlemek; kamufle etmek, alalanm ak, [ala-la-n-mak] d n l.f. [-r ] 1. Alal hle gelmek; alal bir grnm almak. 2. (Dalardaki kar iin) yer yer erimek, alal, [la > la-l] (a :la l) {eT} s f 1. Abra; alaca tenli. [Mhenn] 2. {az} eitli; kark. [DS] alalk, - [ala-lk jJ^T] is. 1. Ala olma durumu; ala calk. 2. Ala; ala olan ey. 3. {eAT} Bulank grme hastal. 4. {eAT} Alacalk, alalm ak, [al-ar-mak / al-al-mak ji'sH] dnl. f. [-r] 1. {az} Al renk kazanmak; kzarmaya balamak; alarmak. [DS] 2. {eAT} Renkten renge girmek; bo zulmak. 3. {eAT} Alacalanmak, alalm an, [Fr. lallemand] (a'llm an ) zf. Alman yntemine gre, a lam, [Ar. alem > alm f ^ l ] ( a l:m ) {OsT} is. 1. Belirtiler; izler; iaretler. 2. Bayraklar, sancaklar. 3. Yksek dalar. 4. Bir milletin ileri gelenleri. 5. zel isimler. alarm, [Ar. elem > lm (a :l :m ) {OsT} is. Ke derler; straplar; zntler. 0 lm - llkr, {OsT} F ikrin zntleri.| alam - gurbet, {OsT} Yurdun | dan u zak kaln a cla r. | lm u askam , {OsT} | zntler v e h astalklar. alam a, [al-mak > al-a-ma] {az} is. 1. Elle tutulup atlabilecek byklkte ta paras. 2. Sert aatan yaplma, gece gezerken elde taman sopa; cop. [DS] alan a, -c [ala-ma ?] {az} is. 1. Yksek alev; al, ot atei. 2. Yars yanm odun paras. [DS] Alam an, [t. alamanno] is. Alman, fi3 Alaman pla , B ir tr tabanca. alam an, [ala-man ?] {az} sf. 1. Byk; iri; koca man. 2. (Koyun, inek, kz vb. iin) alaca renkli. 3. (Koyun iin) her kuzuya st veren. 4. is. kelekle kark peynir. [DS] alam ana, [t. / Yun. alamana ?] ( a la m a na) is. 1. dnz. ki veya direkli, yk tamak veya balk lk yapmak iin kullanlan yelkenli tekne. 2. {az} Alamana a. [DS] 0 alam ana a, k i tekne tara fn d a n e k ile r e k kullanlan, uzunluu 200-250 ku la, d erin li i d e 7-75 k u la olan ba lk a. atam anda, [t. alla banda (dm eni sonu na k a d a r e vir) > alamanda] {az} is. 1. Hiddetli azar; payla ma. 2. Komut. [DS] (a -l :l) {OsT} is. 1. Se

(a l :k a v i:) {OsT} sf.

(a l :-

iU m

ALA

alam am , [? alamam] {az} zf. Erkeke; merte. [DS] alam arga, [t. a rimorchio] ( a lam arg a) is. dnz. Y e dee alp ekmek, alam at, [Ar. almet > almt o U }U ] (a l .m a .t) {OsT} is. zler; belirtiler; iaretler; alametler; nian lar. alame, [Ar. alem (iz) > alme <l}U] (a l :m e) {OsT} is. Nian; iz; iaret; belirti, alameleinnas, [Ar. al (stne) + melein-ns ^Ll s^iU] (a l :m elein n a:s) zf. Herkesin gz nnde. alameratibihim, [Ar. al (zere) + mertibihim (_ s1p (a l :m era:tib ih im ) zf. Mertebelerine gre, alamet, [Ar. alem (iz) > almet c~5U] (al:m et) {OsT} is. 1. z; nian; belirti; iaret. 2. Bir nesnenin ya da kimsenin tannmasn salayan zellikler. 3. Bir fikri veya inanc temsil eden ey; sembolik bi im. 4. isi. Bir eyin olacan nceden haber veren olaanst iaret ve olay. 5. mparatorluk dne minde padiahn imzas saylan tura. 6. sf. ala cak kadar byk; kocaman; iri. t? alam et eylemek, {OsT} a re t verm ek.| alm et-i farika, {OsT} Sata | sunulan b ir m al d i erlerin d en ayrm aya y a ra y an iaret veya resim ; m arka .| almet-i mmeyyize, | {OsT} Ayrt ed ici zellik.\\ alm et-i sadret, {OsT} H km darln mhr o la n sa d ra z a m lk iareti; mhr- hmyun.\\ alm et-i erfe, {OsT} P ad ia h turas. | alam et kyamet, o k byk; ar. | alamk, - [ala-mk] {az} is. Rzgrl havada g nein bulutlar arasna girip kmas ile oluan az ak hava. [DS] aleminas, [Ar. al (stne) + mele (okluk) + inns (insan)] (a l m elein n a :s) {az} zf. Herkesin g z nnde. [DS] alamint, [Fr. la minute] sf. ve zf. arabuk, bir rpda hazrlanan; dakikalk; ipak, alamsz, [alam-sz ?] {az} sf. Habersiz; anszn. [DS] alamuk, -u [ala-muk] {az} is. - * alamk. [DS] alan1, [al-an] sf. 1. Alma iini yapan; alc. 2. Alacak olan. S alan palan, {az} 1. Yer y e r ; p a r a p a r a . 2. Ylbanda, o cu k la rn ev ev d o la a r a k y iy ec e k toplam a deti. [DS]|| alan talan, D arm adank, alt iistne getirilm i. | alan talan etmek, 1. Ya | m alam ak; kapm ak. 2. Yam alanm g ib i k arm a kark h le g etirm ek ; altst etm ek. | alan talan | olmak, (Yer iin) k arm a k a r k h le g etirilm ek. alan2, [eT. alan > alan o"i!T / il^T] is. 1. Ak, dz ve geni arazi; dz ve ak yer; dzlk; meydan; saha. 2. Dalar veya dier doal engeller arasndaki ge ni ve ak dzlkler; ova; yayla; koyak; plato. 3. Yerleim birimlerinde binalarla evrili kamuya ait geni boluklar; meydan; aklk; agora. 4. Futbol

benzeri spor karlamalarnn yapld, kendileri ne gre belirli lleri bulunan geni oyun yeri; saha. 5. Geometrik ekillerin yzey ls. 6. m ec. Belli bir meslek veya ihtisas kapsam. E d ebiy a t a la n n d a ilerlem ek istiyor. 7. Bir kii veya kurulu un yetki ve sorumluluu iinde bulunan i. P olisin g r e v ala n iin d e olduundan ja n d a r m a k arm a d. 8. {az} Orman iindeki ak ve aasz yer. [DS] 9. Fotoraf makinesi, drbn gibi aralarda objektiften bakldnda grlebilen btn noktala r iine alan uzay paras. 10. {az} ki tarla arasn daki snr. [DS] 11. {az} Kr; ova. [DS] 12. {az} Dar; ak; ortalk yer. [DS] 13. {az} ayr; i menlik. [DS] 14. {az} Ufuk. [DS] 15. {az} Ekin tarlalarnda tohumun bitmedii yerler. [DS] S alanda kalmak, {az} A kta kalm ak. [DS]|| alan yaz, {eT} D z ova. [DLT]|| alan korkusu, A k a la n la rd a ve k a la b a lk m ey d an lard a bulunm aktan do a n ru h sal b ir rahatszlk; a g o r a fo b i. | alanlar | kanunu, Gne etrafn d a dnen g ez eg en leri g n e e b a lay a n n eit z am an lard a eit a la n la r s p rr. | alan rneklemesi, statistik verilerinin doru | derlen di in i d en etlem ek iin y ap lan z e l bir d en etim. | alan savunmas, B asketb old h e r oyuncunun | ken d i a la n iin deki ra k ip oyuncuyu b a sk altn da tutm asna dayan an b ir oyn taktii. alanck, - [alan-ck] {az} is. Kk dzlk. [DS] alang, [alan] (alan) {eT} sf. Zayf; ark. [Clauson] alangadm ak, [alan-ad-mak] (alah ad m ak) {eT} gl. f i [-u r] Zayflamak [Gabain] alangadturm ak, [alan-ad-tur-mak] (alanadturm ak) {eT) gl. fi. [-u r ] Arklattrmak; zayflatmak; d rmek. [EUTS] [Gabain] alangr, [alan-r] (alanr) {eT} is. Tarla faresi; geleni. [DLT] alangz, [alan-z / alan-z] {az} sf. Yaramaz; mzk . [DS] alangle, [Fr. langlais] ( a ln gle) zf. ngiliz ynte miyle. alangumak, [alan-u-mak] (alahum ak) {eT} gsz. f i [r ] Yorulmak. [Gabain] [EUTS] alangurm ak, [alan-u-r-mak] (alahu rm ak) {eT} gl. f i [-u r] Yormak; zayflatmak arklatmak; gten d rmek. [EUTS] [Gabain] alan, [Ar. 'alniyet (m eydanda olm a) > ln ^^U-] (a l :n i:) {OsT} sf. Aka; herkesin gz nnde; meydanda. alaniyet, [Ar. alniyet o.o'iU] (a l :n i:y et) {OsT} is. Bir eyin ak ve grnr olmas; meydanda oluu; gizli olmamas durumu. alaniyeten, [Ar. alniyeten *s5U] (a l :n i:y e ten) {OsT} zf. Aka; ortalkta, alantin, [Yun. amanitis] {az} is. bot. Beyaz renkte yenebilir bir tr mantar. [DS]

ALA alantoit, [Fr. allantoide] sf. 1. (Mantar sporlar iin) ular yuvarlak ve kvrk silindir eklinde. 2. is. biy. Gelimi omurgallardaki embriyon eklentisi, alantopu, [alan+top-u] is. spor. Tenis, alanyari, [Yun. alanyaris] (a la n y a :ri:) sf. 1. Klhanbeyce. 2. k ve kstah (?). 3. is. Kek (?). alanyaz, [alan+yaz] {az} is. Gz alabildiine uzanan geni dzlk; ova. [DS] alaportekiz, [t. alla portughese] ( a lportekiz) zf. 1. Portekiz yntemiyle. 2. dnz. ki halat ince bir iple birletirerek. alapap, [yalap+ap / alap+ap] {az} zf. ok acele; arabuk; zentisiz ve tezden. [DS] a la r1, [ol > a-lar jiT] {eT} {eAT} zm. Onlar. alar2, [al-a-r _>^T] {eAT} sf. Ala. alar sabah, {eAT} a fa k s k m ed en n cek i y a la n c aydnlk.\\ alar tang, {eAT} -* alar sabah, alardu, [alar-t-mak > alardu j i / i i ] {eAT} zf. -* alan. S alardu bakm ak, {eAT} -* alan alan bakmak. ala rg a 1 [t. alla larga] ( a l a rg a) is. dnz. 1. Bir gemi , nin, bir iskelenin, kynn veya koyun ak deniz taraf. 2. Bir gemiden, rhtmdan uzakta bulunma hli. 3. m ec. Karmamak, uzak durmak. 4. iinl. Aktan ge! komutu, alarga durm ak, 1. (G em i iin) kydan uzakta durm ak. 2. m ec. ekin g e n d avran m ak; k arm a m ak ; ilgi gsterm em ek. 3. a rg o . U zak du rm ak; y a n n a yaklam am ak.^ alarga etmek, 1. A lm ak, a k den izlere doru gitm ek. 2. m ec. U zak du rm ak; k en a ra ekilmek.\\ alarg a gel mek, a rg o . U zanda du rm ak; y a k la m a m a k ,| | alargaya km ak, K y d a dem irli gem inin tehlikeli fr tn a la r d a g ven lik iin kydan u zaklap den ize alm as. alarg a2, [? alarga] {az} is. 1. Orman iindeki aklk yerler. 2. Aklk; dzlk; boluk. 3. Kenar; ke. 4. (Yap iin) rtlmemi; st ak. 5. Genlerin oyun oynamak iin oluturduklar halka. [DS] a la n , [alar-mak > alar-] {eAT} zf. Dikkatli; dik dik. fi1 alan alar bakm ak, {eAT} D ikkatli dikkatli b a k m a k ; d ik d ik bakm ak. alark a, [t. alla larga] {az} is. Odann sobaya veya ocaa uzak olan yeri. [DS] alarlam ak, [alar-la-mak] gsz. f . [- r ] [-l()-y o r] {az} (Yar bulutlu hava iin) bir alp bir kapan mak. [DS] alarm , [t. alfarm e (silah ban a) > Fr. alarme] is. 1. Tehlikeli durumlarda, tehlikeyi halka duyurma. 2. Beliren tehlike durumu. 3. as. Dman ya da her hangi bir tehlikenin yaklatm bildiren ve orduyu silah bana aran emir, alarm a gemek, Yak laan tehlikeyi n ley eb ilm ek iin h azrlk y a p a r a k beklem ek. | alarm durum u, Savata ve b a rta teh | lik e durumu. | alarm halinde, T ehlikeye k ar o r | dunun veya p o lisin hazr, sila h b a y a p a c a k du

oTuM IlfES M .,92 ru m da beklemesi.\\ alarm verm ek, T eh likeli duru mu duyurmak. alarm ak ', [al-ar-mak] {eT} g s z .f. [-r ] 1. (Gz iin) kamamak. 2. {az} Kzarmak; al olmak. [DS] 3. Ala olmak; alacalamak. [DLT] 4. m ec. Utanmak. 5. (rnler iin) olgunlamaya yz tutmak. alarm ak2, [ala-r-mak] {az} gsz. f. [-r ] Gzleri aarak dik dik bakmak. [DS] alartm a, [alar-t-ma] is. 1. Alartmak ii. 2. Ara sra alan yamurlu ya da karl hava, alartm ak, [alar-t-mak] {eT} gl. f . [-u r ] 1. (Gz iin) belertmek. 2. Yan bakmak, alartu , [ala-r-tu] {az} is. Alacakaranlktaki belirti; karalt. [DS] alaru, [alar-u] {eAT} z f -*- alan. alas1, [yalaz / alaz [Deny]] {eAT} is. 1. Alaz; alev. 2. Aleve tutarak temizleme; alaz. alas2, [Far. ls ^ T ] (a :l ;s ) is. Odun kmr. alasabah, [ala+sabah / Ar. 'ale-abh j-U * afak vakti; alacakaranlk; sabahleyin, alasya, [al-as-y-a ^"if] {eAT} zf. (Satn almak iin) paras pein denmesine ramen mal ileride teslim almak zere. alassabah, [Ar. ale-abah j -U J I J ^ ] {OsT} zf. Sabahleyin; afak vakti, ala, [ala-] {az} sf. 1. (Hayvan iin) alaca. 2. ki yzl; ara bozucu. 3. ok yemek yiyen; obur. 4. is. Kpekleri uyarmada kullanlan bir alg. [DS] alaa, [Mo. alaa (b ir a t cinsi) *^1] is. 1. yi eitilmemi binek hayvan. 2. zerine semer veya eyer vurulmak iin eitilmeye allan hayvan. 3. {az} di olmayan huysuz at. [DS] 4. sf. {eAT} (At iin) sert bal; huysuz; haan. 5. {az} (A t iin) zayf ve elimsiz. [DS] 6. (A t iin) az ve burnu beyaz olan. 7. {az} (Kpek, boa, at iin) azgn. [DS] 8. {az}[ (Kadn iin) kt; orospu; oynak; cilveli. DS] 9. {az} ok ssl; all pullu. [DS] 10. {az} Herkese beenilen; ho grlen; yakkl. [DS] 11. {az} kiyzl; arabozucu; yaltaklk eden. [DS] 12. {azf (Ev, dam vb. iin) alak; engin; ba sk. [DS] 13. {az} ok acele eden. [DS] 14. {az} Yaramaz; hrn; yaygarac. [DS] alaa, [al+aa] zf. Aaya; yere. S alaa et mek, 1. G re ve k av g a g ib i durum larda birin i tu tup y e r e ykm ak, indirm ek. 2. Ynetim de bulunan birinin y a s a l veya y a s a d y o lla r la y etkisin i elin den a lm a k ; koltuktan indirm ek. alaah, [alaa-l] {az} sf. (Hayvanlar iin) cilveli; oynak. [DS] alak1 - [ala-k] is. 1. Ypranmay nlemek veya , ss iin elbiselerin eteklerine geirilen bant. 2. {az} Ereti; geici. [DS] alak2, - [ala-ck] {az} is. 1. Yaylalarda st zf.

{ B

U alaten, [ala+ten] {az} sf. Czaml. [DS]

ALA

korumak, kaymak dondurmak iin yaplm it; kam adr. 2. zeri ulla rtlen adr yerine kul lanlan 16 ubuktan yaplm barnak; kara adr. [DS] alam, [al-a-m] is. Bir metale bir veya daha fazla metal veya ametal element katlarak elde edilen metal niteliindeki yeni metal; halita, alamlama, [al-a-m-la-ma] is. Alamlamak ii. alamlamak, [al-a-m-la-mak] g l . f [- r ] [~l()-yor] Metal ve elementleri kartrarak alam elde et mek. alaka, [? alaka] {az} is. Alay; aka. [DS] alalamak, [ala-la-mak] gsz. f . [-r ] [-l()-y o r] h tiyarlamak. alaman, [ala--man] {az} sf. Kark; melez. [DS] alaur, [ala+ Far. or] {az} is. Bulut sca; boucu hava. [DS] alat1 [ala-t] {az} is. 1. Dnlerde pilavn zerine , konulan s et. 2. Karanfil, zencefil, tarn gibi baharlarn karm. 3. Bulak. [DS] alat2, [? alat] {az} is. Azgn ve tehlikeli kpek. [DS] alat3, [al-ad-u / al-ad- / al-at] {az} sf. vedi; acele. [DS] S alat sam at, {az} 1. o k a c ele. 2. Yarm yam alak. [DS] alat4, [Ar. hil'at] {a z.} is. 1. Elbise. 2. Sarya ya da krmzya boyanm yn iplik. [DS] alat5, [Ar. let] {az} is. Bez dokuma tezgh. [DS] alat6, [Ar. let > lt o^T] (a :l :t) {OsT} is. 1. Bir ii

alatengirek, -i [ala+(t)engerek] {az} is. Ksa boy lu, benekli ve zehirli bir ylan; engerek. [DS] alatlam ak, [al+at-la-mak] g l . f [ - r ] [-l()-y o r] Yeni domu bebekleri albasmasna kar allara atlat mak. alatsam ak, [ala-t-sa-mak] g l . f [ - r ] [-s()-y or] A ce le ettirmek; acele etmeyi istemek, alaturka, [t. alla Turca] (a la tu r k a ) sf. 1. (Giyim kuam, moda, mimari ve yaay iin) Trk usul; Trk tarz. 2. is. ark musikisi. 3. zf. Btnyle doulu. S alaturka mzik, Trk miizii.\\ alatu r ka nal, O rtas d elik tek p a r a nal. | alaturka saat, | Gnein batn da 1 2 .0 0 e a y arlan an sa a t; ez a n y saat. | alaturka takvim, Yl ban 1 M art o la r a k | k a b u l ed en esk i Trk takvimi. | alaturka tuvalet, | T aban d elikli tuvalet ta d eli k e r e k ihtiya g id erilen tuvalet. | alaturka yemek, Trk y em ek le | ri, Trk mutfa. alaturkac, [alaturka-c] sf. Trk sanat mzii daln da beste yapan veya ark syleyen (sanat), alaturkaclk, - [alaturka-c-lk] is. Giyim, kuam, moda, mimari ve yaayta Trk usul olan sevme ve benimseme, alaturkalam a, [alaturka-la--ma] is. Alaturkala mak ii; Trk usul yaamaya balama, alaturkalam ak, [alaturka-la--mak] dnl. f . [-r ] Trk usul yaamaya balamak ve bu yaay tar zna almak. alaturkalk, - [alaturka-lk] is. Yaayta Trk usu ln, Trk tarzn benimseme durumu; doululuk; arkllk. alatya, [Yun. alati] is. zool. Ankara keisinin kah verengi veya siyah tyl bir tr,

yaparken kullanlan aralar; aletler. 2. argo. Erkek cinsel organ. S lt- basariyye, fOsT? G zle ilgi li gzlk, diirbiin, g zl k g ib i o p tik aygtlar.\\ lt- cinsye, {OsT} C in sel organlar.\\ lt- h arp , {OsT} Sava a r a la r .| lt- kata, {OsT} K es ic i a le tle r .| | | lt- naht, {OsT} Oyma, yon tm a ilerin d e kullan alav, [Far. lv / lve {eAT} {OsT} is. lan d lger aletleri.\\ lt- nriye, {OsT} A teli si Alev; ate, lahlar,| lt- rasdye, {OsT} G kyz g zlem | alavan, [alavan] {eT} is. Timsah. [DLT] a ra la r.| lt- tab iye, {OsT} B asm a r a la r .| | | alavant, [t. al avanti] {az} is. 1. Tela. 2. Hiddet. lt- tensliye, {OsT} rem e o rg a n la r .| lt- | [DS] ziyiye, {OsT} fz . A ydnlatm a a ra la r. alavazda, [? alavazda] is. Mahsul hasat edilirken alata1, [? alata] {az} sf. Karik; toplama. [DS] dklen tohumlardan ertesi yl baka bir rn iin alata2, [? alata] {az} is. 1. Uurum. 2. Yksek. [DS] de erkenden kan seyrek bitkiler; alaza; halaza, alata3, [? alata / aluta / alta] {az} is. 1. Srye ka alavere, [t. il dare e levere (a la ca k -v er ece k ) ? / al tlamayacak kadar zayf ya da hasta hayvan. 2. Ne mak + ver-mek > al-a+ver-e] (a la v e re) is. 1. Elden kahet devresindeki itahllk. [DS] ele gei; alveri. 2. Borsa oyunu. 3. Bir gemiden alataras, [ala+ Yun. dalassa] {az} is. 1. Yar nemli bir gemiye veya karlkl iki apartman arasna ge toprak; tavl toprak, 2. Topraa tav verecek kadar rilen ip vastas ile eya veya posta maddeleri ak yaan yamur. [DS] tarmaya yarayan makaral dzenek. 4. Bir eyi el alatav, [ala+tav] {az} is. 1. Topran bitki imlen den ele geirerek aktarma ii. 5. Para ekme ve mesine yetmeyecek kadar az olan nemi. T oprak verme ii. 6. m ec. ok byk karklk, grlt ve alatavl a m a y in e d e ektik. 2. yice pimemi ye amata. 7. Emme basma tulumba. 8. argo. Avu mek. 3. Biraz kzdrlm demir. 4. Biraz scak. iindeki zar deitirme. S alavere dalavere, H er [DS] trl oyun, hile, dzen uygu layarak.| alavere da | alatk, - [ala-uk > alatk] {az} is. 1. adr di lavere evirm ek, K irli ve h ileli i y apm ak. | alave | rei. 2. ingene adr. [DS] re dalavere K rt Mehmet nbete, Sorum luluk

ALA g erek tiren b ir ii eitli oyunlar sonu cu ayn kii zerin e y k a r a k syrlp kurtulmak.\\ alavere tu lumbas, E m m e b a sm a tulumba. alavereci, [alavere-ci] sf. Fiyatlar dkken mal top layarak stok yapp ykselince piyasaya sren tc car; karaborsac; speklatr. alavrt, [ala+vrt (yans.)\ {az} sf. (Toprak iin) yar tavl; alatav. [DS] alav, [Far. alyi] {az} is. 1. Grlt patrt; ama ta. 2. Yaygara. 3. Bouma. 4. Abartma; mbalaa. [DS] alavi, [Ar. ilve > alv lveler, ekler. alavur, [? alavur] {az} sf. Az tavl; yar kuru, yar ya. [DS] alavuz, [yalb (yans.) > yalab-uz > alav-uz / yalavuz] {az} is. Isnacak kadar yaklan ate; alev. [DS] S alavuz etmek, Alevlendirmek; yalaza vermek. alay1, [Yun. allaegon > allayi => T. alay > Far. ly lS^T] (O s T. a :l :y ) is. 1. nsan topluluu; gruh; ce maat. {OsT} (aym). 2. Gsteri grubu. 3. Resm-i ge it; ge treni. 4. as. Orduda ayn ii yapan, aym snftan, ayn silah, ara ve gereleri kullanan, tu gaydan kk, taburdan byk, bamsz numara lar bulunan ihtisas birlii. 5. Dnden sonra, ge linle beraber giden kz tarafna mensup kadn ve kzlar. 6. Gelini almaya giden topluluk. 7. Halay. 8. gen l. Ses tonu, sz ve mimikler dahil her trl vasta ile bir kii veya dnce ile elenme, aa lama veya gln duruma dm e; hiciv; istihza; dalga geme; ironi; espri; komiklik; kmseme; hafife alma; tezyif; yergi. 9. aka; latife. 10. zf. Hep; btn; hepsi; top; tm. S alaya almak, E lenm ek, d a lg a g em ek. | alaya alnmak, B irisi ta | rafn dan elen tiye alnm ak, ken disiyle d a lg a g e ilm ek ,| alaya karm ak, K a la b a l a g irm ek .[] | alay alay, K a la b a lk , bir o k insan. | alay arabas, | im p a ra torlu k d n em in de hkm darlarn resm a r a b a la r ,| alay balam ak, {eAT} E skiden dman | karsn d a s a f h lin d e dizilm ek; sa v a dzenine girm ek]] alay bey, B at T rakya T rklerinde davul zurn a eli in de erkeklerin oynad b ir dizi oyun.\\ alay beyi, I. im p a ra torlu k dn em in de a lb a y (m ira lay) r tbesindeki ja n d a r m a kom utanlarna verilen isim. 2. Tanzim at 'a k a d a r zea m et sa h ip lerin e v eri len unvan. | alay bindalks, K a d ife zerine srm a | ve klaptan ilem eli kaftan. | alay bozan, B irlikte | k ararla trla n iten v azgeen ; oyunbozan. | alay | bozmak, G ru pa k ararlatrlan b ir iten v azg e m ek ; oyu n bozan lk etm ek. | alay ekmek, fo lk . H a | lay ek m ek .| alay disiplin mahkemesi, A skerlerin | disiplin su lar ile ilgili d a v a la r a bakan biri b a kan d i er ikisi ye o lm a k zere kiiden kurulu a s k e r mahkeme.\\ alay dzmek, {eAT} A skeri s a f s a f dizm ek; a la y dzen lem ek.| alay etmek, 1. B iri | (a l :v i:) {OsT} is.

I H D ESR COE M . m
nin d av ran lar veya kiili i ile elen m ek. 2. a k a etm ek. 3. K k g rm ek, h a k ir grmek.\\ alay ge mek, A lay etm ek.| alay gibi gelmek, nanlm as | g gelm ek, a k a zannetm ek. | alay gstermek, | {eAT} T ren y a p m a k ; g steri y apm ak, j alay gn, | {az} fo lk . D nden b ir h a fta so n r a dam adn a r kad alarn n ky m eydan n da e len c e yap tklar gn. [DS]|| alay havas, fo Ik . H a lk a o la r a k oynanan b ir oyun; halay.\\ ly- hmyun, m paratorlu k dnem inde, p a d ia h n s e fe r e g id i veya dnnde sa ra y ile D avu tpaa a ra sn d a dzenlenen tren. | | ly- vl ile, K a la b a lk ve g sterili t ren lerle; g rk em li o la ra k. | alay kanunu, m p arato rlu k d | nem in de y a p la n t ren lerd e vezirlerin, bilgin lerin ve p r o to k o ld e bulunm as g er ek en d i er kiilerin kyafetlerin i ve sra larn tanzim ed en kanun. | alay | k arargh, A lay kom utam , k a r a rg h ileriyle g revli su b a y la r ve d i er p erso n eld e n m eydan a g elen ekip.\\ alay kopmak, Anszn b ir insan k ala b a l b irikm ek,| alay m alay, 1. H ep b irlikte; b e ra b e rc e. | 2. G eliig zel; olduu kadar.\\ alay sanca, H er alayn on u r sem b ol olan z e l bayrak. alay2, [Ar. alye] {az} is. 1. Arka. 2. fo lk . Kna ge cesinde kadnlarn oturduklar ykseke yer. [DS] alayc, [alay-c] sf. 1. Alay etmeyi alkanlk hline getiren. 2. (Sz, ifade, bak vb. iin) alay zellii tayan; mstehzi. 3. is. Gelin getiren erkekler, alayclk, - [alay-c-lk] is. 1. Alay etmeyi alkan lk hline getirme durumu. 2. Alay edenin nitelii, alaye, [Ar. a l > alye ** ^ ] ( a l y e ) {OsT} is. Yk sek yer; ykseklik, alay, [alay- / alay--s-] {az} zf. Hepsi; btn. [DS] S alay pazarlk, Toptan pazarlk. alayif, [Ar. alef > alif is 5U] (al.y ij) {OsT} is. Ulfeler. alayik, -k [Ar. alka1 > alik & 5L& (al:yik, k k a ] ln sylen ir) {OsT} is. lgiler; irtibatlar; alakalar, alayi, [Far. lden (bu lam ak) > alyi j ^ T ] (a :l.yi) {OsT} is. 1. Bulaldk; bulama. 2. gnl. Gsteri, gz kamatrclk; debdebe; atafat; tan tana. S lyi-i dny, {OsT} n san lar ah reti d nm ekten alkoy an dnyann ssleri, e len celeri, ekicilikleri.\\ lyi-i kinat, {OsT} nsan lar a h reti dnm ekten alkoy an dnyann ssleri, e len celeri, ek icilikleri. alayili, [alayi-li] (a. l.yili) sf. Gsterili; ssl. alayl1, [al-ay-l] sf. 1. Gsterili; mutantan; tantanal. 2. Alay ieren; kmseme dolu. 3. zf. Hafife ala rak, kmseyerek; alay ederek. A layl s z leri y znden m terileri kaybetti. S alayl alayl, A lay ed erek , h a fife a la ra k. alayl2, [alay-l] is. Harp okuluna devam etmeden k tadan yetiip gelen subay.

0 R .1 9 5
alayl3, [al-ay-l] {az} is. 1 .fo lk . Dne veya bay rama gidenlerin toplu yry. 2. Gz alc ve geni etekli elbise. 3. sf. (Kadn iin) bilgi. 4. (Y ry iin) alml. [DS] alaylkl, [alay-lk-l] {az} sf. atafatl; gsterili. [DS] alays, [al-ay-s] sf. Alay andrr, alay zannedilen. alaz1, [ala-z j'slT] {az} is. 1. Aalar seyrek veya hi olmayan orman alanlar. 2. Seyrek bitmi ekin, ot vb. 3. Yar karl toprak. 4. Sa bitmeyen ba; kel. 5. Yarm yamalak; stnkr. 6. Souk vurmu meyve ve sebze. 7. Yazn anszdan kan yel; hzl esen yel. [DS] 0 alaz alaz, 1. {az} D a lg a d a lg a ; y o l yol. [DS] 2. {eAT} A la ca bu laca. | alaz alaz ol | mak, {az} D a lg a d a lg a ; y o l y o l olm ak. [D S]|| alaz ataz, {az} B atan sa v m a; a c e le ile y aplan . [DS]|j alaz belez, {az} 1. Yar k arl toprak. 2. y le b y le; bulank. [D S]|| alaz bulaz, {az} 1. S ey rek; y e r y e r ; tek tk. 2. Yar k arl toprak. [DS] alaz2, \eT. al-as > al-az / yalaz [Deny]] is. 1. Alev, ate dili; yalaz. 2. {az} Ucu ateli odunun sallan mas ile oluan kl izgi. [DS] 3. El yz ve vcut ta kan krmz sivilce, ban ve krmz lekeler. 4. Elence; cmb. 0 alaz alaz, P a r la k ; a lev alev. | j alaz alaz olmak, {az} A levlen m i g ib i p a rlam ak . [D S]|| alaz etmek, {az} B ira z a te yakm ak. [DS] alaza, [yalaz-a > alaz-a] is. Aydnlk; avk; yalm, alaza, [Ar. (Sur.) harze] is. Mahsul hasat edilirken dklen tohumlardan ertesi yl baka bir rn iin de erkenden kan seyrek bitkiler; alavazda; kendi gelen; halaza, alazdamak, [alaz-da-mak] gsz. f . [ - r ] [-d ()-y o r] Alevlenmek; yanmak, alazmak, [alaz--mak] {az} gsz. f . [ - r ] (Yamur, kar iin) dinmek; hava almak. [DS] alaztmak, [alaz-t-mak] {az} gsz. f . [- r ] 1. (Y a mur, kar iin) dinmek; hava almak. 2. gl. f. A y dnlatmak; avktmak. [DS] alazlama1 [alaz-la-ma , is. 1. Alazlamak ii; aleve veya scak bir metale tutarak hafife yakma ii; tleme. 2. tp. Vcutta kzartlarla kendini gsteren ylanck hastal. alazlama2, [alaz-la-ma] {az} is. 1. Kt, al rp vb. ile yaklan ate. 2. Birdenbire yanp geiveren kaba alev. 3. Kpek nefesi ile pislendii sanlan kaplan ykayp sonra iinde alevli bir ey yakp ttsleyerek ve etrafmzda dndrerek uygulanan ilem. [DS] alazlamak1, [alaz-la-mak] gl. f . [ r ] [-l()-y o r] 1. Aleve tutarak hafife stten yakmak. 2. (Yara vb. ey iin) tedavi amacyla kzgn demirle dalamak. 3. Yolunmu bir tavuun kalan tylerini yok etmek iin aleve tutmak. 4. Kzartlan bir tavuk veya et zerine kzdrlm tereya dkerek gevretmek. 5. mec. Mihnet altnda olgunlatrmak. 6. Kara baru

ALB

tun kullanld zamanlarda topun veya tfein namlusunu kuntmak iin az otu koyarak boa atelemek. 7. {az} al rp gibi eyleri tututura rak ate yakmak. [DS] 8. Alazlama hastaln teda vi etmek amacyla atee tutmak ya da kzgn demir uygulamak. 9. {az} m ec. Dvmek; can yakmak; korkutmak. [DS] alazlam ak2, [alaz-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] Ozentisiz ve batan savma i yapmak. [DS] alazlanm a, [alaz-la-n-ma] is. Alazlanmak ii; alevde tlenme. alazlanm ak, [alaz-la-n-mak] edil. f. [- r ] 1. Alevde yanmak. 2. Alevde hafife yanmak, tlmek. 3. dnl. f . {az} (Vcut iin) scaktan kzarmak. [DS] 4. {az} Hafife snmak. [DS] 5. {az} yanmak; kavrulmak. [DS] 6. {az}] Alevlenmek; tutumak. [DS] alazlatm ak, [alaz-la-t-mak] gl. f . [-r] 1. Alevde ha fife yaktrmak. 2. Kzgn bir demir paras ile da lamak. 3. {az} Alazlama hastalm tedavi iin alazlama ilemini uygulatmak. [DS] albag, [al+ba j4JI] {eAT} is. Ferace. alban, [? alban] {eT} is. Hizmetle denen bir tr ver gi. [EUTS] albasm a, [al+bas-ma] is. 1. Albasmak ii. 2. Albast. 3. {az} Somadan gnnelerdeki gurur, kibir ve marklk. [DS] albasm ak, [al+bas-mak] gsz. f . [-a r ] 1. Doumdan soma lousa kadnda ateli bir hastalk belirmek. 2. (Lousa iin) kbus ya da bir sknt basmak, albast, [al+bast] is. 1. Yeni doum yapm kadnla rn mikrop kapmas sonucu yakalandklar ateli hastalk; lousa hummas. 2. {az} ok alama sonunda oluan bir tr baylma hli. [DS] alb atr, [Fr. albtre] is. Vazo ve seramik eya yap mnda kullanlan, iinde al ta bulunan yan ef faf kaymak ta, albatros, [Ar. al-atts (dalg) > Port. alcatraz] is. zool. Frtna kuugillerden, gney yarkrede yaa yan kanat akl metreyi bulan, gagas eri ulu ve kuvvetli, tyleri gri, beyaz ve siyah, balk ve yumuakalar ile beslenen byk bir deniz kuu, (D io m ed ea exulans). albay, [al(ay)+bay] is. as. Trk ordusunda yarbay ile tugeneral arasnda, alay komutanl grevini ye rine getiren bir sembol ve yldzla belirlenen rtbeyi tayan st subay; miralay, albaylk, - [al+bay-lk] is. Albayn grevi ve rtbe si. albeni, [al+ben-i] is. ekici gzellik; alm; cazibe; ekicilik; grk; gsteri; gzellik; hsn; seksapel; sevimlilik; cana yaknlk; irinlik. 0 albeni kv rak , {az} ig z a r; ham arat. [DS] albenili, [al+beni-li] sf. ekici gzellii olan.

ALB
albez, [al+bez] {az} is. 1. Bayraklk kuma; krm zya boyanm kuma. 2. Gkkua. 3. Kaynvali de tarafndan rtnlen krmz rt. [DS] B albez tartm ak, (K ayn valide iin) a lb ez rtnmek. albz, [Ar. iblis] {az} is. eytan. [DS] albino, [Lat. albus (beyaz) > Fr. albinos] sf. tp. Melanin pigmentinin doutan eksiklii sebebiyle de risi, sa veya vcut tyleri beyaz, gzndeki iris tabakas pembe bir renk alm olan; akn; apar; abra; akar. albon, [Yun. aulos > avlon] {az} is. 1. Kaval. 2. m ec. Gebelerde grlen ve ikinlik yapan bir has talk. [DS] alborata, [t. alboro-eto] {OsT} is. dnz. Yelkenli ge milerde direin tepesine konulan ilave direk, albugo, [Lat. albugo] is. tp. 1. Gzn saydam taba kasnda oluan beyaz leke; lkom. 2. Beslenme bozukluu sebebiyle trnaklarda grlen beyazlk, albuhara, [Far. l-buhr] {az} is. Sar erik kuru su. [DS] albm, [Lat. albus (ak) > Fr. albm] is. Eski Rom ada zerine resm ilanlarn yazld al kapl beyaz duvar pano, albura, [t. albura] ( a lbu ra) {az} is. dnz. Yukar kaldr komutu; alabora. [DS] albm, [Lat. albm (liste) > Fr. albm] is. 1. Foto raf, pul vs. koleksiyonu yapmak amacyla zel ola rak hazrlanm kaim dosya. 2. Resim, iir vb. ie ren basl dergi, albmin, [Lat. albumen (yumurta a k) > Fr. albumine] is. Hcrelerin ana birletiricilerinden biri olan beyazms yapkan madde; protein. S alb min usul, m atb. R tu lara ve g ren li ta ram a k o p y a la rn a elv erili b ir o fset lev h a yapm teknii.\\ albmin zamk, K an albm inini am o n y a k ve k i re li su ile k a rtra ra k e ld e ed ilen tutkal. albttminli, [albmin-li] sf. inde albmin bulunan. B albminli su, C va tuzlarnn p a n z eh iri o la r a k kullanlan yum urta a k kartrlm su. albminri, [Fr. albuminurie] is. tp. drarda alb min bulunmas, albmoz, [Fr. albumose] is. biy-kim . Proteinlerin peptik ve pankreatik sindirimi srasnda meydana gelen polipeptit. alcem, [Ar. alcem sf. Uzun boylu; uzun, alc, [Ali-ci] {az} is. Alevi mezhebinden olan. [DS] alck, [el-cik] {az} is. Kuyu krn evirmeye yarayan kol. [DS] alckar, [al-c+kar] {az} is. 1. Alkars. 2. sf. (Ka dn iin) irret; edepsiz. [DS] ala, [Yun. altsa / t. alzo] {az} is. 1. Aln. 2. Ayak kab kalplarnn n tarafna konulan keli mu kavva. [DS] alack, - [al (alt, a a taraf) > al-a-(k)-ck] ( a l a ck ) sf. ok alak; daha alak. alagrm ak, [al-a-r-mak ur] Alalmak; alaklamak,

I M

I l ;3 f S {6

{eAT} gsz. f . [-

alagrak , [al-a-rak 3 y -M '] {eAT} sf. 1, Alak; ba sk. 2. Aa dereceli. 3. Kcek. alagrtm ak, [al-a-r-t-mak [-u r] 1. Alaltmak. 2. Hafifletmek, alak, - [eT. alak / JU J] sf. 1. Yksek olma yan; yerden ykseklii az olan; aada olan. 2. Ba sk, ksa. 3. (B oy iin) ksa. 4 m ec. (Kii iin) ah lak asndan kt saylan; aalk; namert; adi; ahlaksz; baya; daltaban; deni; habis; hain; haya sz; haysiyetsiz; herif; kansz; karaktersiz; lain; muhannet; namussuz; onursuz; rezil; soysuz; sefil; silisiz; erefsiz; tynetsiz; yezit. 5. {eT} ltifat eden; hayrhah; mlteft. [Gabain] 6. {eT} {eAT} Alak g nll; yumuak huylu; uslu; ince; nazik; mtevaz; yava; sakin. [DLT] [EUTS] 7. is. Yksek olmayan yer; aa. 8. is. m ec. Ahlak kt kimse; namert. 9. (Eski gk bilimcilere gre) yeryz. 10. {az} Dere boyu; dz otlak yer; vadi. [DS] B alak asllu, {eAT} Soysuz.| alak basn, K t h a v a artlarn | ifa d e ed en ve b a ro m etre basn c 1015 m ilibarn altn da olan h a v a basn c. | alak frekans, itile | bilir s e s le r dzeyinde bulunan se s frek a n s. | alak | gerilim, P ota n siy el fa r k az o la n elek trik en erjisi. | | alak gnll, Byklk taslam ayan ; kendisini ba k a la rn d a n stn g rm ey en ; kibirlen m eyen ; m tevaz; g sterisiz; iddiasz; kasn tsz; kibirsiz; ken d i h lin d e; y alm a l a k ; yz y erd e. | alak | hll, {eAT} Uyruk.| alak k abartm a, H a fif tm| se k lik le r le y a p lm k ab artm a heykeller. \ alak od, \ {eAT} H a f i f ate. | alak olmak, {eAT} A la k gn l | l olm ak. | alak ses, Z o r iitilecek k a d a r h a fi f s y | lenen s e s ; fs lt.| alaktan almak, fkeli birin e | kar y a ttrc b ir tarzda k a rlk verm ek. | alak | tan grm ek, K ib ir etm em ek; tevazu gsterm ek. | | alak tekne, Su stnde kalan ksm y k sek o lm a y a n deniz a ra c. | alak top srm e, B asketb old | oyuncunun topu y erd en az z p la ta ra k gtrm esi. | | alak uu, Yere y akn y a p la n uu. {eAT} gl. f .

alaka, [alak-a] sf. 1. Biraz alak; pek yksek de il. 2. (a l a k a ) zf. m ec. Onur, cesaret ve saygnlk gibi nsan deerlere aykr; zelil, alaklam ak, [alak-la-mak gl. f i [ - r ] Tahkir etmek, alaklam a, [alak-la--ma] is. 1. Alaklamak ii. 2. Drstl, gvenilirlii yitirme; adileme, alaklam ak, [alak-la--mak] dnl. f i [ -r ] 1. Al ak duruma gelmek; alalmak. 2. m ec. evresinde kiler arasnda saygnln, gvenilirliini yitirtecek nsan deerlere aykr onur krc davranlar ile nefret edilir hle gelmek; adilemek; zelil olmak, alaklk, - [alak-lk jlJT ] is. 1. Az yksek olu; Jl / jjU sJT ] {eAT}

AT} gsz- % ak olma durumu. 2. m ec. nsanlar arasnda nef:t uyandran davranlar. 3. {eAT} Alak gnll de. S alaklk etmek, 1. B irin e kar h o k arla . 1, A a >ijmay a c a k kt d a v ra n lard a bulunm ak; hain lik m ek; k a llelik etm ek. 2. {eT} A la k gnll davn f eAT} gm m ak; tevazu g sterm ek]] alaklk itmek, {eAT} \ak gnlllk gsterm ek. v i ek 0V lanlak [ala-(k)-la-mak] {az} gl. f [-r ] [-l() ,r] Sindirmek; hakaret etmek; yenmek. [DS] >da olan. 2 - , n^ [aia_mac > alal-an] sf. Alalmak iini :. (Kii pan; aa doru inen. alalan titrem , dbl. k; namert, atm da duygu ve d n celere g r e a za la n titabis; hain; \ .araktersz, ( [alal-] is. 1. Alalmak ii ve biimi. 2. d; soysuz ineklik kaybetme; alaklara inme. 3 . nsanda . Junmas gereken drstlk, iyi ahlakllk, iyilik

mak, K rlan b ir kem iin dzgn ve a b u k k ay n a m as iin a l ile kap lan m as.| al kalp, D kiim | hlin d e retilen ey a la r iin n ced en o eyann zerini a l m acunu ile k a p la y a ra k karlm k a lp]] alta, min. T abiatta d o a l o la r a k bulunan kalsiyum hidros lfat; jip s , C a S 0 4 2 H 2 O. al3, [Mo. alu ^ T ] {eAT} {az} is. Ak kemii nin dikine yzlerinden birisi; dz taraf; ktn kar s. [DS] alc, [al-c] is. 1. Alnn karlmas, piirilmesi ve tlmesi gibi al imalat ile uraan kimse. 2. Al ticareti yapan kii. 3. Aly su ile yourup inaatlarda tavan ve duvar sslemesi ileriyle ura an usta. al, [al] {eT} is. Al. [Mhenn] al, [al-] {eT} is. Alc. [Mhenn] allam a, [al-la-ma] is. Allamak ii. allam ak, [al-la-mak] gl. f . [ - 1] 1. Bir eyin ze rine al srerek kaplamak. 2. Bir eyin iine al katarak kartrmak, allanm a, [al-la-n-ma] is. Allanmak ii. allanmak, [al-la-n-mak] edil. f . [-r ] 1. ine al kartrlmak. 2. zerine al srlmek. 3. dnl. f . Al sahibi olmak; al edinmek, allarm , [al-la-r-m] is. ocuklar arasnda oyna nan sraya dizilmi aklar vurarak bir kar uzaa frlatmak suretiyle ak kazanma oyunu, all, [al-l] sf. 1. ine al kartrlm olan; iin de al bulunan. 2. (Organ iin) allanm; alya alnm. 3. Al sahibi olan; als bulunan, alm, [? alm] {az} sf. 1. Sert; sarp. 2. is. eit; tr. [DS] alda, [eT. l (hile) > al-da jJT] {eAT} is. Pusu; hile; tuzak, aldaya dmek, {eAT} A ldanm ak; h iley e kaplm ak. alda, [alda-] {eT} is. lm ruhu; len kiinin ru hunu karlayan, o kiinin daha nceden lm bir yaknnn ruhu, aldagan, [alda-mak > alda-an jiljJT ] {eAT} sf. ok aldatan. aldaguc, [alda-uc j-j^IjJT] {eAT} sf. Aldatc, aldaguclk, [alda-u-c-lk {eAT} is. Aldatclk; hilekrlk, aldagu, [alda-u gi-'JJI] {eAT} sf. Aldatc, aldak, - [eT. l (hile) > alda-k] {az} is. Avutacak, kandracak, gnl alacak sz; aldanca. [DS] S aldak buldak, A ld a tara k ; kan drarak. aldam ak, [eT. l (hile) > al-da-malcjol-iJT] {eT} {eAT} {az} gl. f . [- r ] [-d ()-y o r] Aldatmak; bir kimseyi kandrmak; oyun etmek; yanltmak. [Nevy] [DLT] [DS] S aldam ak sz, {eAT} A ldatc sz. -aldan, [-al-dan / -el-den] {eAT} ek. e. -aldan; aldan beri; -al. ^ ^ tjJT ]

1
n a z ik ,

mte1 yksek deerleri kaybetme hli, m u^^, | aja_j.maj ^ j Alalmak ii; aalara in-

Jc ii. 2. nsanlar arasnda nefret uyandracak kimse, na^y^ar^ iarda buunmaya balama. Z fl alak a1 4 [ala-l-mak] 1. Bulunduu yerden daha V *13* " h ava artB 1 seviyelere inmek. K y la ra doru g id ild ik e 1015 m ilfiarn a la ld n gryoruz. 2. m ec. (Kii iin) k frekans, i p nu> gururunu yitirecek kadar bayalamak; f ekans | tzz^ etmek. 3. (Ses, grlt vb. iin) azalmak; | n elek trik enemak. am ayan ; kert, [alal-t] is. Kk dme; alalma; zillet. m' kib irlen n m , [alal-t-c] sf. Kk dren, aalayan, kasntsz; kt kran. yz yerde. | ma, [alal-t-ma] is. 1. Aa, seviyelere indir| b artm a, H afi boyunu veya yksekliini azaltma. 2. m ec. eykeller.\\ alrunu ve erefini yok etme. S alaltm a tavan, . {eAT} A la k pdann veya yapn n tavan y ksekli in i azalte c e k k a d a r haj iin a s l tavan la a ra sn d a bo lu k k a la c a k elm ak, jkeli j eklenen ikinci b ir tavan; a sm a tavan. hk vermek.\\ nak, [alal-t-mak] gl. f . [-r ] 1. Uan veya k; tevazu gbek te bulunan bir eyi aa seviyelere indir in ksm yksek 2. Boyu uzun veya yksek olan bir nesnenin srm e, Bos^ekliini kesmek veya koparmak suretiyle :p la tarak grtnak. 3. m ec. Onur ve erefini hie sayarak inm uu. r arasnda hoa gitmeyen veya nefret uyandalak; pek ykir duruma sokmak. ur, cesaret ve sac, - [ala(k)-rak] sf. Boyu biraz ksa, az alselil. [al+el-me] is. 1. Yrk ve Trkmen giyi5 kadnlarn ba rts zerine alndan verev M katlanm rtye verilen ad; krep. 2. s. 1. A a ydouda erkeklerin kulland byk krmz tirme; adileme.^ B B * k] d n l f- [ K | aj+evrej js Alelme. ^gvenilirliini y1 (hile) > ^ sf- Hileci; hilekr [M-

nr krc dvrK k- zelil a- yalu] is. 1. Piirilmi al tann tl1 le elde edilen inaat malzemesi. S al ii, Sj is. 1- Az yu v y a p j h f u in a a tla ilgili iler.| alya al n |

ALD
aldanca, [alda-n-a] {az} is. Avutacak, kandracak, gnl alacak ey. [DS] aldancak, - [alda-n-cak] {az} is. -* aldanca. [DS] aldanck, - [alda-n-ck] {az} is. Tuzak olarak ha zrlanm kar ukuru. [DS] aldan, -c [alda-n] sf. 1. Kolay aldanan. 2. {az} (Kii iin) uysal. [DS] aldangan, [alda-n-an jUi-JT] {eAT} sf. abuk alda nan; daima aldanan, aldang, -c [alda-n-g] is. 1. Aldanma arac; oya layc, aldatc ey. 2. Ot veya samanla gizlenmi tuzak ukuru, aldanglk, - [a-da-n-g-lk] {az} is. Aldanma; yanlma. [DS] aldanguc, [alda-n-uc {eAT} is. 1. Aldanma arac; oyalayc, aldatc eyler. 2. {az} Avutacak, kandracak, gnl alacak ey. [DS] aldan, [alda-n-] is. 1. Aldanmak ii ve biimi. 2. Kanma; yanlma, aldanm a, [alda-n-ma] is. Aldanmak ii. aldanm ak, [alda-n-mak] dnl. f . [ -ir ] 1. Hataya dmek; yanlmak. 2. Birinin hilesine veya yalan na kanmak; tuzana dmek; aldatlmak; alet ol mak; avlanmak. 3. Hayal krklna uramak. 4. Oyuna gelmek; bo yere gvenmek; kaplmak; ka zklanmak. 5. Avunmak, oyalanmak. 6. (Bitkiler iin) ilkbahar gelmeden bastran scaklar dolaysy la uyanmak; iek veya yaprak amak. S aldan m yorsam , B ir g r a k lam ay a b a la rk en y a nlm a p a y b ra k m a k iin sylen en g iri sz. aldam ak, [alda--mak j^-iJJT] {eAT} ite, f . [-r ] Karlkl birbirini aldatmak. S aldam ak itmek, B irin i aldatm ak. aldatc, [alda-t-c] sf. Yanltan, kandran, aldatlm a, [alda-t-l-ma] is. Aldatlmak ii. aldatlm ak, [alda-t-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. Kendisine oyun yaplmak; kandrlmak. 2. Yanltlmak. 3. Al verite fiyat veya kalite bakamndan zarara u ramak. 4. (Evli eler iin) ei baka biri ile ilikide bulunmak. aldat, [alda-t-] is. Aldatma ii ve durumu, aldatm a, [alda-t-ma] is. Aldatmak ii. aldatm aca, [alda-t-maca] is. Aldatc oyun, hile; tu zak. aldatm ak, [alda-t-mak] gl. f . [-r] 1. Hataya y neltmek. 2. Yalan sylemek. 3. Al verite kt ve ucuz mal, iyi diye pahal satmak; kandrmak. 4. Kar cinsten birini batan karmak; ifal etmek. 5. Evlilikte einden baka birisi ile ilikide bulun mak; ihanet etmek. 6. Avutmak; oyalamak. 7. La des oyununda taraflardan birinin dierine ladese tututuklarn unutturup bir ey vererek oyunu ka zanmak. 8. (Kendi iin) olmayacak bir eye inana rak oyalanmak; teselli bulmak; oyalanmak. 9. (Nef si iin) aln geici olarak yattrmak. aldavu, [alda-u] {eAT} is. Hile,

l M lffS M .
aldayc, [alda-y-c ^ . - J / .LT] {eAT} sf. 1. Al datc. 2. Hilenin cezasn veren. 3. Sznde dur mayan; ahdini bozan; hilekr. 4. is. eytan, alday, [alda-y- jjIjJI] {eAT} is. Aldat. aldehit, -di [Fr. alcool+dhydrogenatum > aldhy de] is. kim. 1. Etil alkoln hidrojeni giderilirken oluan uucu bir sv; etanol, CH 3-CHO. 2. Benzer likleri yznden ayn ad verilen [R -C H =0] grubu organik bileikler (a set aldehit, a setik aldehit, adi aldehit, etanol). ald, [al-d] {eT} is. Alt. [EUTS] aldn, [alt-tm > al-dm [Clauson]] {eT} is. Alt; aa. [ tigsizler]aldrayaz, [al-dr+ayaz] {az} is. 1 . Her taraf ak ve souk yer. 2. rlplak ya da giyimi bozuk kimse. 3. Yldzl, ak gece. [DS] aldrk, - [al-dr-k] {az} sf. mark. [DS] aldrlma, [al-dr-l-ma] is. Aldrlmak ii. aldrlmak, [al-dr-l-mak] edil. f . [-r ] 1. Aldrmak ii yaplmak. 2. Bir yerden baka bir yere aktarl mak. 3. lgilenilmek; nem verilmek, aldr, [al-dr-] is. 1. Aldrmak ii ve biimi. 2. lgi; nem. S aldr etmek, lg ilen m ek ; nem verm ek; d ikk ate alm ak. aldrsz, [al-dr--sz] sf. Umursamaz; kaytsz ka lan. aldrm a, [al-dr-ma] is. Aldrmak ii. aldrm ak, [al-dr-mak JjjJJT] gl. f [-r ] 1. Birisine almak iini yaptrmak. 2. Birini veya bir eyi bir yerden baka bir yere getirtmek. 3. Vcuttaki her hangi bir yaral veya hastalkl organ veya ksm cerrah mdahale ile kartmak. 4. Bir tandn veya yaknm yanna getirtmek. 5. Nfuz ve yetki sini kullanarak birini bir ie veya yere kabul ettir mek. 6. Sevdii veya nem verdii birini bakasna kaptrmak; elindekini baka birisine kaptrmak. 7. (Bir nesne iin) bir kap veya yere sdrmak. 8. nem vermek; deer vermek; ilgilenmek; stnde durmak. A dam aldrm a, g e g it diyem em , a ld r rm. M. Akif. 9. (Gnl iin) k olmak; tutul mak. 10. (Meyil iin) gnln kaptrmak; k ol mak. 11. (Nefes iin) rahat brakmak; dinlendir mek. 12. Avc kua, av yakalatmak. 13. (ocuk iin) krtaj yaptrmak. 14. gsz. f . ark sylemeye balamak. 15. {az} Kendi kendine ark, trk sylemek; bir trk tutturmak. [DS] aldrm am a, [aldr-ma-ma] is. Aldrmamak ii. aldrm am ak, [aldr-ma-mak] gsz. [-z ] 1. Deer ve nem vermemek. 2. Oral olmamak; tnmamak. 3. Dikkat etmemek; stne dmemek. 4. gl. f . A l drmak iini yapmamak; almak iini yaptrmamak. fi1 aldrm a! "D eer v erm e; nem v erm e; dem ez. an lam n da kullanlan teselli sz. aldrm az, [aldr-maz] sf. 1. Vurdum duymaz; kayg-

r u

f f i l f t

SO EbU H .
ALE

sz; tasasz. 2. Ola, yan. --------------------------------aldrmazc, [al-dr-maznlan ciddiye almagrlnden yana olan k. aldrmazlk, - [al-dr-mazVldrmazlk zgisizlik, vurdumduymazlk; ;nizm kart, sizlik veya bilinli bir tutum ytytszlk; illar, olaylar, retiler karsnda', f e l lgikaydiye. S aldrmazlktan geln\durum-

ale r-re si vel-ayn, {OsT} Tam am ; etm ek zere. | | ale r-rtts, {OsT} B a sa y sn ca m a l b a stne!\\ a v i ( {OsT} ve insandan aln an vergi.\\ ale s-sabh, alessabah.|| ales-seher, {OsT} S a b a h erken d en ; {OsT} gn m ad an ; s e h e r vaktinde.\\ ales-seviye,

E it o la r a k ; h ep si ayn d e r e c e ve d e e r d e o lm a k zere.| alet-ta cl, {OsT} A c e le e d e r e k .| alet-taf| | sl, {OsT} Ayrntl ve g en i o la r a k ; tafsilatl o la r a k alet-tahkk, {OsT} phesiz; k esin olarak.\\ aldrtm a, [al-dr-t-ma] is. Aldrtmak ii. n a ~ ale t-tahm n, {OsT} Y aklak o la r a k ; tahminen.\\ aldrtm ak, [al-dr-t-mak] gl. f . [-r ] Birine alet-tahss, {OsT} zellikle; bilhassa.\\ alet-tak iini yaptrmak, rb, {OsT} Y aklak o la r a k ; a a yukar.\\ aletaldil, [eT. l (hile)+ dil] {az} is. Kurnazlk; hile. temadi, {u s / > r,r.7pnu bir biim ted rc, {OsT} Y ava y a v a ; d e r e c e derece.\\ ale taldosteron, [Fr. aldostrone] is. biy.-kim . Bbre^fl^; srekli.\\ alet-tertb , {OsT} u u alet-tetem di, {OsT} A rkas kesilm eksizin ; a ralksz o la sodyumun tutulmas, potasyumun atlmasn sala,, ku ral ve tekn iklere uygun biim i e " ' - - tn r D z, yan bbrek st bezi kabuunun salglad hor- \ {OsT} E it o la r a k ; eitlikle.\\ ale t- eva , mon. neden ; birb iri arkasn a. aldun, [altun] {eT} is. Altn. [EUTS] 31 alle] is. Aalkl yol. hfelle / lek <J] (a :le ) {OsT} is. bot. Eskiden aktarm ak, [al-dur-mak JjjjjJT ] {eAT} gl. f . [-u r ] 1. m ek, nem verm ediini sezdirm ek, Va ? la_ m ak. ttm eKaptrmak; aldrmak. 2. dnl. f . {az} Kendini beenmek; kibirlenmek. [DS] alduruk, -u [al-dur-uk] {az} sf. Kendini beenmi; kibirli. [DS] alduzmak, [al-duz-mak] {eT} gl. f . [-u r] Maln elinden aldrmak; soyulmak. [DLT] ale-, [Ar. ala (zere) {OsT} zf. Arapa kelimeler den beraberlik ya da stnlk anlatm katmakta kullanlan n ek. a le la c e le , a le la d e. 0 aled-derect, {OsT} D er e c e le r in e g r e ; sra sy la .| ale d| devm, {OsT} D evam l o la r a k ; boyun a.| alel-am | y, {OsT} K rc es in e; dnm eksizin,| alel-ekser, | {OsT} o k a s; ek seriy etle.| alel-fevr, {OsT} D er | h l; hem en .| alel-gafle, {OsT} B ek len m ed ik b ir e | k ild e; anszn; birdenbire.\\ alel-hdise, {OsT} B aka b ir o la y a katlan f a k a t o o la y zerin de etkisi olm ayan ; ep ifen om en ; g lg e olay. | alel-hesb, | {OsT} H e s a b a sa y a rak . | alel-husfls, {OsT} zellik | le; b ilh a ssa .| alel-my, {OsT} K r kr n e.| | | alel-tlk, {OsT} 1. G en ellikle; um umiyetle. 2. R astg ele.| alel-icm l, {OsT} K s a c a ; zet o la r a k .| | | alel-ihtisar, {OsT} K sa lta ra k ; zetley erek ,| alel| infird, {OsT} Ayr ay r o la r a k ; b ir e r b ire r .| alel| isticl, {OsT} v ed i o la r a k ; a c e le ile.| alel-istim| rr, {OsT} A ralksz; s rekli o la r a k .| alel-itirk, | {OsT} O rtak o la r a k ; itirak e d e r e k .| alel-ittifk, | {OsT} A n la a ra k; zerin de b irlik s a la y a ra k .| | alel-ittisl, {OsT} A rd kesilm eksizin ; devam ed e rek.| alel-kide, {OsT} K u ra la uygun biim d e; | k aid esin ce.| alel-kys, {OsT} K a rlatrm a y o | luyla; k y a slay a ra k ^ alel-kifye, {OsT} Yeterli m iktarda; y e te c e k kadar.\\ alel-umfim, {OsT} 1. G en ellikle; g e n e l o la ra k . 2. T am am ; btnyle.\\ aler-ram , {OsT} K asten k k d rerek h a k a ret ila yapmnda kullanlan ve Hint smJ atam Li\en jjjj. soanl bitki, (N ardostahys aie3, [Ar. mura kar (a : e) {OsT} is 1. Gne ve yagkirlik. 'i yer;; smak. 2. Yoksulluk; faalebat, [OsT. a. Yemi kapklar!-!*-] (a leb a :t) {OsT} is. bot. alebe, [OsT. alebe ^ar; kapsller, kapsl. Tl is- bot. Yemi kap, {OsT} is. bot. Yemi En teklifsiz; ok , alebi, [OsT. alebi L 4 t ] (l 5 kap ile ilgili. cana yakn. alef1, [Ar. lef t-iT] (a ;lej) {Os alef2, [Ar. alef UA*] {OsT} is. Ha,

kullanlan ot, saman, yulaf. 0 acalet^6 a, , 11. y em i; klcn ld rd} alef olmaK*^r Yem olm ak. 2. ldrlmek. v grevlerine belli bir sre iin verilen cret. [Dk alefi, [Yun. alif] {az} is. Deri cilalamakta k u k ^ lan mermer tozu. [DS] alegori, [Yun. allegorein (resim ler a ra cl ile k o num a) > Fr. allgorie] is. 1. Bir fikrin resim veya canl varlklar yoluyla anlatlmas. 2. Bu ekilde meydana getirilmi edeb eser, alegorici, [alegori-ci] is. Bir metni, bir yazar alegori yntemi ile yorumlayan kii, alegorik, -i [Fr. allgorique] sf. Alegoriye dayanan, alegori ile ilgili. K utadgu B ilig adalet, saad et, a k l ve k an a a t kavram larn n hkm dar, vezir, ve zirin olu ve a bit g ib i a h sla r la can lan drld a le g o r ik b ir eserdir. alefe, [Ar. alfe] {az} is. imam, oban gibi

ALE

H
I] (a :lek ) {OsT} is. bot.

l i f t SZLK, oc

alek1, [Far. aie / alek J l /

Eskiden hekimlikte ila yapmnda kullanlan ve Hint smbl de denilen bir soanl bitki, (Nardostahys jata m a n si). alek2, [Ar. alak (yapm ak) j U ] {OsT} is. -* aleka. aleka, [Ar. alak (yapm ak) -uU] {OsT} is. 1. Kan phts. 2. Balk; yapkan amur. 3. Slk, aleki, [Ar. alak > alak <_jl*] (aleki:, k k aim s y le nir) {OsT} sf. 1. Yapkan. 2. Pht hline gelmi. 3. Slklerle ilgili. 4. Slk cinsinden olan. alekiye, [Ar. alakye > alakiyye !&] {OsT} is. zool. Slkgiller. aleksandren, [Fr. alexandrin] is. ed. Fransz iirinde kullanlan on iki hecelik dize, aleksi, [Fr. alexie] is. tp. Hastann grmesinde bir kusur olmamasna ramen okuma yetisini kaybet mesi; okuma yitimi; okuma krl, alel, [Fr. allle] is. ve sf. biy. Bir kromozom ifti zerinde ayn nokta zerine yerlemi genlerden her biri. alelacayip, -bi [Ar. ale'l-'acib (a lela ca :y ip ) {OsT} sf. ok acayip; ok yadrgatc; ok garip. alelacele, [Ar. alel-acele acele, arabuk, ivedilikle, alelade, [Ar. alel-de (a le l :d e ) {OsT} sf. Sradan, her zaman rastlanr nitelikte; baya, aleladelik, -i [alelde-lik] (a 'le l :d e lik ) is. Baya lk, sradan olu, alelittifak, [Ar. 'alel-ittifak JU V ! {OsT} zf. Birleerek; az birlii ederek, alelumum, [Ar. alel-'umm alelusul, -l [Ar. alel-usl ^^U] (alelu (alelusu:!) m u:m ) {OsT} zf. Genellikle; umumiyetle, {OsT} zf. 1. Kurallarna uygun olarak; usulnce. 2. Adet yerini bulsun diye; stnkr; geliigzel, a lem, [Ar. ilm (bilm ek) > alem | p {Os T} s f 1. *A I] Daha ok bilen; en ok bilen. 2. is. Bilgin. S a leml-ulem , B ilgin lerin en bilgini. lem, [Ar. lem U-] (a:lem ) {OsT} is. 1. Yeryznde ve gkyznde var olan yaratlmlarn hepsi; ev ren; kinat. 2. Gne ve gezegenlerin meydana ge tirdii topluluk; gne sistemi. 3. Dnya; yeryz; cihan. 4. Btn insanlar. 5. evre; toplum. 6. Ken di iinde bir btn oluturduu tespit veya tahmin edilen varlklar veya soyut kavramlar topluluu. H ayvan lar lem i. R uhlar le m i. 7. m ec. Elen ce. 8. m ec. Kendine zel bir yaay ve dnce biimi olan. Alem adam dr, v es sela m . 9. mec. (alelittifa:k) ^Ip] {OsT} zf. ok

Durum; vaziyet. K ey ifler n e le m d e ? 10. Gerek; lzum; anlam. S lem -r {OsT} D nyay s sle y en .| lem-efrz, {OsT} Btn dnyaya k s a a n ; | lem i aydn latan ,jj lem -gr, {OsT} 1. D nyay tu tan; btn dnyaya yaylan . 2. D nyay alan. | | lem-i b {OsT} k i m eclisi; ikili e le n c e.| lem-i | hiret, {OsT} teki dnya; ahret. | lem-i ansr, | {OsT} U nsurlar lem i (esk ilere g r e varln drt tem el e s i olan su, hava, to p ra k v e ateten ib a ret olan m ad d e dnyas).\\ lem-i asgr, {OsT} K k dnya (insan).|| lem-i azam et, {OsT} E n y k sek gkyz ta b a k a s.| lem-i btn, {OsT} le m .j | | lem-i beka, {OsT} E b e d lem , ahret. | lem-i be | rin, {OsT} En y k sek lem .| lem-i berzh, {OsT} | R uhlarn b ed en k alb n a g irm ed en n ce bulunduk lar m an ev lem ile m ad d lem a ra sn d a k i yer.\\ lem-i bern {OsT} En y k sek lem . | lem-i ee| berrflt (melekt), {OsT} 1. A r- ln n en alt fa k a t gkyznn en st tabakas. 2. A llah 'in btn var lk lar zerin deki kudreti. | lem-i dier, {OsT} | A hret, b r dnya.\\ lem-i ecsam , {OsT} C isim ler lem i.| lem-i eflk, {OsT} F e le k ler , g k le r lemi.\\ | lem-i ekber (kebr, kbr), {OsT} En byk dn ya, kin at.| lem-i em r, {OsT} H ib ir a rta ba l | olm ayan dn ya.| lem-i ervah, {OsT} R u h lar le | m i.| lem-i esbb, {OsT} S e b e p le r lem i, dnya.| | | lem-i fak r fen, {OsT} Yoksulluk ve y o k lu k le mi, yeryz. | lem-i fni, {OsT} Sonlu dnya; bu | dnya.| lem-i fen, {OsT} G eic i lem , dnya, | y a la n dnya.| lem-i gayb, {OsT} G rlm eyen, | gizli dnya.| lem-i hb, {OsT} Uyku lem i.J lem| | i halk, {OsT} Btn dom ular, y a ra tlm la r le mi. | lem-i his, {OsT} D uyu larla an lalan lem ; | m ad d e lem i. | lem-i imkn, {OsT} H er eyin | mmkn olduu lem . | lem-i istirak, {OsT} | dnya; kiinin kendinden g e ip d a ld dnce lemi.\\ lem-i kevn, {OsT} Varlk lem i. | lem-i | kevn fesd, {OsT} Var o lm a ve bozulup dalm a dnyas.| lem-i kitmn, {OsT} Sakl, gizli dnya.| | | lem-i kuds, {OsT} K u tsal lem , A llah'n kat.\\ lem-i lhut, {OsT} M anevi lem , A lla h n kat.| | lem-i m a n, {OsT} G rlm eyen lem , rya.| | lem-i melekt {OsT} A llah in m utlak egem en o l duu lem .| lem-i menm, {OsT} G rlm eyen | lem , rya.\\ lem-i misl, {OsT} Ruhun lah lem den cisim ler lem in e inerken g eti i varlklarn h a y a lleri ile dolu le m ] | lemin azna sakz ol mak, H erkesin konutuu, dedikodu sun u yapt b ir kim se durum una g elm ek .| lemin az torba | deil ki bzesin. n san larn d ed ikod u yapm alarn , o lu r olm a z ey le ri sy lem elerin i engellem enin mmkn olm ad n an latm ak iin s y len ir.| lem| i nakayis, {OsT} E ksik lik ler lem i.| lem-i nr, | {OsT} A te dnyas.\\ lem-i nast, {OsT} nsan lk le m i.| (kendi) leminde olmak, B a k a la r ile ili | kiyi k e s e r e k ken d i i dnyas ile h esa p la m a duru-

r a m et m .

201

ALE
em2, [Ar.alem > alem ^ l * ] (a d em i:) {OsT} sf. (nsan iin) dnyaya ait; dnya ile ilgili; dnyevi, alemida, [Yun. alemida] {az} {OsT} is. plik ilele rini zg kalemlerine sarmaya yarayan ara; k rk. [DS] lemin, [A r.lem > lemin a\J.^] (a:lem i:n ) {OsT} is. Alemler; dnyalar, alemit, -di [Yun. anemidi] {az} is. plik ilelerini zg kalemlerine sarmaya yarayan aygt; dolap. [DS] lemiyan, [Ar. lem > lemiyn OLIU] (a d em i:y a :n ) {OsT} is. Dnyaya ait olanlar; insanlar, lemiyane, [Ar. lemi + Far. ne ^LU] (a d em i.y a :ne) {OsT} zf. 1. nsana yakr biimde; insanca; insan gibi. 2. Akllca; kurnazca, alemiyet, [Ar. alem > alemiyyet c~-U] {OsT} is. dbl. Bir szcn zel isim olma durumu, lemli, [lem-li J U] (a d em li) {OsT} is. Halnn bir tarafnda bulunan mihraba benzer ss elerinin tm. lem m edar, [Ar. lem + Far. medr jl-u ^U] (a :lem m ed a:r) {OsT} is. Alemin merkezi, lemnma, [Ar. lem + Far. nm ti ^U] (adem n iim a:) {OsT} sf. 1. Dnyay gsteren. 2. Byk s kenderin skenderiyede yaptrd deniz fenerinin tepesine koyduu btn dnyay gsteren ayna, lempenah, [Ar. lem + Far. penh oto 1U] (a :lem p en a:h ) {OsT} sf. (Padiah iin) lemin sna olan. lemmul, -l [Ar. lem-ml ^U] (a :lem m u.l) {OsT} sf. Dnya lsnde; dnyay kap sam; dnyay iine alan, lemtab, [Ar. lem + Far. -tb >_jIj J.U] (a :lem ta :b ) {OsT} sf. Dnyay stan; dnyay aydnlatan, lemun, [Ar. lemn 0>U] (a:lem u :n ) {OsT} is. Dnyalar; lemler, alen, [Ar. alen {OsT} is. Ak ve meydanda ol ma; aikr olu, alenik, -i [eT. ala-cuk] {az} is. ardak; adr. [DS] alenen, [Ar. alenen tiu] (a'lenen ) {OsT} zf. 1. Her kesin gz nnde; aka; meydanda. 2. Grlebi lir, ak olarak; gizlemeden saklamadan, alengirli, [Ar. lem + Far. -gir (tutan) + T. -li > alengir-li ?] sf. argo. Gsterili, fiyakal, dalavereli, aleni, [Ar. alen > alen l5ji] (alen i:) {OsT} sf. 1. Herkesin gz nnde; ak; herkesin iinde. 2, zf. Herkesin grp bildii ekilde; aka; ak olarak. S aleni celse, H alk a a k o la r a k y a p la n oturum ;

murda bulunmak.]] lem-i siyset, {OsT} P olitika dnyas.]] lem-i sr, {OsT} Grnen, a h it olunan z a h ir lem.]] lem-i sabvet, {OsT} ocu klu k dn yas.]] lem-i sfl, {OsT} B ay a lem , dnya.]] lem-i ahadet, {OsT} tasvf. Yaratln drdnc basam a. | lem-i ems {OsT} Giine ve g ez eg en | ler.]] lem-i ulvi, {OsT} 1. Yksek lem , gkyz. 2. R uhlar lemi]] (... in) lemi v ar m? Uygun d m yor; y a k k almyor.]] lem-nm {OsT} - * lemnma.|| lem-penh, {OsT} -* lempenah.|| lem-pesend {OsT) H erkesin b e en d i i,| lem -pir, | {OsT} D nyay ssleyen.]] lem-sz, {OsT} Dnyay y a k a n .| lem-ml, {OsT} - * lemmul.|| lem| tb, {OsT} - * lemtab.|| lem yapm ak, ikili, sazl szl e len c e dzenlem ek. alem1, [Ar. alem (yark, snr) jvU] {OsT} is. 1. Bir dncenin, yce ve stn bir gcn, bir toplulu un sembol; alamet; iaret; sembol; timsal. 2. Bayrak; sancak. 3. Kubbelerin, minare klahlarnn veya bayrak direklerinin tepesine konulan maden ay ve yldz. 4. Snr iaretleri; snr talar. 5. Sark iin dokunan bir kuman iindeki altn teller. 6. mec. Sfat; unvan. 7. nder; lider; temsilci. S alem-efrahte, {OsT} B ay ra k ald rm ; bay ra ykseltmi.]] alem -efrz, {OsT} B ay ra kaldran , bayra ykselten]] alem-i hm yun, {OsT} S alta nat san ca ]] alem-i Neb, {OsT} m p arato rlu k d nem inde g a z a la r d a a la n Hz. M u ham m edin bay ra]] alem olmak, B ir fik r e , b ir toplu lu a lid er olm ak. alem2, [Ar. alem (Up] {OsT} is. zel isim, f? aleml-cins, {OsT} zel isim den retilen cins ismi. lemane, [Ar. lem + Far. -ne 4 iliU] (a :lem a :n e) {OsT} sf. Dnya ile ilgili; dnyevi, alemci, [alem-ci] is. Cami kubbelerine, minarelere alem yapan veya takan kimse, alemdar, [Ar. alem + Far. -dar jl-ul*] (a lem d a :r) {OsT} is. 1. Bayrak tayan. 2. m ec. Bir ite nder olan. 3. Yenieri ocann eitli bayraklarn ta yanlardan biri. 0 alem dr- hssa, {OsT} Saltan at san caklarn tayan g sterili kii.]] alem dr- re sul, {OsT} Hz. M u ham m edin sa n ca n tayan. alemdari, [Ar. alem + Far. -dr ^jIJuJlp] (alem d a :ri:) {OsT} is. Bayraktarlk; sancaktarlk. alenderan, [Ar. alem + Far. -dr-n (alem d a :ra :n ) {OsT} is. 1. Bayrak tayanlar; sancak tarlar. 2. m ec. nderler; ileri gelenler, aleme, [Yun. anemi] {az} is. plik ilelerini zgye sarmaya yarayan ark; dolap. [DS] lemeyn, [Ar. lem-eyn Dnya ve ahret; iki lem. alen1 [Ar. alem ( z el isim) > alem , {OsTI sf. dbl. zel isimle ilgili. (alem i:) (adem eyn ) {OsT} is.

ALE

I M I M i SZLK.
ite birisin e y a rd m c olm ak. | alet verici, A m eliyat | sra sn d a g er ek en a r a la r o p e r a t r e veren a sep tik giyinm i ve eldiven takm o la n y a rd m c elem an. aletilik, [alet-i-lik] (a :letilik ) is. fe l. Dnce ve teorileri eylem iin gerekli gren felsef sistem, aletli, [alet-li] (a d etli) sf. Bir alet yardm ile yaplan. S aletli jim nastik, A tlam a beygiri, kulplu beygir, halka, d en g e a leti g ib i a le tle rle y a p la n jim n a stik hareketleri. aletlik, [alet-lik] (a d etlik ) sf. ( iin) alet kullanmay gerektiren. alev, [eT. yal-mak (yanm ak) > yal-av > alav > alev] is. 1. Yanmakta olan cisimlerden kan, dil eklin de kzl turuncu renkli, akkor hlindeki yanc gaz ktlesi. 2. Ate, scaklk, kvlcm. 3. Mzrak veya gnder ularna taklan krmz flama; tu. 4. gnl. iekleri alev renginde ve alev grnmnde olan bir tropikal kereste aac (Sterculia) ve bir ss i ei, (P hlox). 5. m ec. Ak atei; sevda. S alev al mak, 1. Tutumak, y a n m ay a balam ak. 2. P a r la m ak ; ldam ak. 3. m ec. H ey ecan d an telalanm ak. 4. m ec. fkelenmek.]] alev alev yanm ak, A teler a le v le r iin d e yanmak.\\ alev borulu kazan, B oru larnda. y a n m a g azlarn n dolat kazan tipi. | | alev dnl kazan, Yanm a rnlerinin o c a a g elm ed en n ce b ir boru dem etinden getikten so n ra a r k a p la n d a k i frn d a n kp n y ze g eld i i k a zan]] alev-gr, {OsT} 1. A levlenm i, tutumu. 2. iddetlenm i, hiddetlen m i.| alev-gn, {OsT} A lev | ren g in d e.| alev-hz, {OsT} 1. A levlenen, p arlayan . | 2. m ec. Kzgn, hiddetli.]] alev kesilmek, o k sin ir lenmek.]] alev-ke, {OsT} A levden k o p a n ; alevden sray a n ; kvlcm.]] alev makinesi, D m an zeri ne y a n a r h ld e g a z y a d a sv psk rten sila h .]] alev-nk, {OsT} Alevli, ateli. | alev-rz, {OsT} A lev | saan.]] alev saa sard, T ehlike o k ilerledi, n len em ez h le geldi. alevcik, [alev-cik] is. Kk alev. Alevi, [Ar. ali > alev SjJ^] (a lev i:) {OsT} is. ve sf. 1. Drdnc halife Hz. A linin soyundan gelen. 2. Hz. A liyi dier halifelerden daha ok seven, daha stn tutan; Hz. Ali taraftar. Alevilik, -i [Alev-lik] (a lev id ik ) is. Hz. A liyi dier halifelerden daha stn tutan ve sevenlerin gr ve mezhebi. alevlendirme, [alev-le-n-dir-me] is. 1. Alevlendir mek ii. 2. in iin yanan bir eyin alevi grnr ekilde yanmasn salama, alevlendirmek, [alev-le-n-dir-mek] gl. f . [-ir ] 1. Tututurmak. 2. m ec. Unutulmu bir konuyu tekrar gndeme getirip ortal kztrmak. 3. Bir tart may iddetlendirmek. 4. m ec. ok fkelendirmek, sinirlendirmek, alevlenirlik, -i [alev-le-n-ir-lik] is. Alev alarak yanabilme zellii.

a k c els e.| aleni mzayede, H erkesin k a tla b ile | ce i e k ild e yaplar artrm al sat; a k artrm a. alenileme, [aleni-le--me] (a len id em e) is. Aleni durumuna gelme, alenilemek, [alen-le--mek] (a le n ile m e k ) dnl. f . [-ir ] (zerinde gizlilii bulunan bir ey iin) ak lanmak suretiyle herkes tarafndan bilinir hle gel mek; aklk kazanmak, aleniyet, [Ar. alen > aleniyyet {OsT} is. 1. Bir eyin hi gizlenmeden, ortalkta, herkesin gz nnde yaplyor olmas; aklk. 2. huk. Bir i ve ya ilemin yaplrken gizli tutulmamas hli; ak lk. aleniyye, [Ar. alen > aleniyye <ud&] {OsT} is. Ak; herkesin gz nnde, alerjen, [Fr. allergene] is. Alerjiye neden olan mad de. alerji, [Yun. allos (baka) + ergon (tepki) > Fr. allergie] is. 1. Bir etken maddeye kar organizmann gstermi olduu ok ar tepki. 2. m ec. Bir kim seye veya fikre kar olumsuz ynde duyulan ar duyarllk; kar tepki, alerjik, -i [Fr. alergique] sf. 1. Alerjiyle ilgili olan, alerjiden kaynaklanan. 2. Bir etken maddeye kar duyarll olan. 3. mec. (Kii veya dnce iin) ar duyarllk sebebi olan, alerresi, [Ar. aler-res nl. Ba stne! alesta, [t. alesta] ( a lesta) nl. dnz. 1. Hazrol! komutu. 2. Buyurun, hazrm! 3. sf. Hazrlanm, hazr durumda. 0 alesta beklemek, H azr o la r a k b ek lem ek .| alesta durm ak, E m ir a lm a k iin tetikte | h a z r beklemek.\\ Alesta fero! D em ir atm aya h a z r o l! komutu.\\ alesta tutm ak, H em en ku llan la b ile c e k e k ild e h a zr bulundurm ak. alestezi, [Fr. allesthesie] is. tp. Dokunma duyumu nun, dokunulan yerin tam simetriinden alglanma s biiminde grlen bozukluk, alet, [Ar. let cJT] (a d et) {OsT} is. 1. Bir ite kulla nlmak zere yaplm nesne; ara. 2. Bir. sanat uygulama alanna koymaya yarayan zel cihaz; aygt. 3. m ec. Arac; yardmc; vasta. 4. Oyuncak. 5. Organ. 6. huk. Kendiliinden herhangi bir etkisi olmayan ancak iin sonucunu oluturmakta kullan lan ara. S alet antas, Teknik b ir ii y a p m a k iin g e r e k li o la n e l aletlerin in konulduu a n ta ; takm a n ta s.| alet edevat, eitli ve d e iik a r a la r .| | | alet etmek, M eru olm ayan bir ite y a rd m c e le m an o la r a k kullanmak.\\ let-i meclis, {OsT} Z iyafet k a p k a c a .| let-i m usavvt, {OsT} fz. Mikrofon.\\ | let-i rcliyet, {OsT} E rk ek lik o rg a n .| let-i | rb, {OsT} k i kadehi.\\ let-i tecfif, {OsT} K u rutm a m akin esi.| let-i tenasl, {OsT} Cinsiyet o r | g a n .,| alet olmak, B ile r e k veya bilm ey erek kt bir | (a lerre-si:) {OsT}

IH T I 1 M .2 0 3

ALG smdan liflerinden ip, hasr ve kt yaplan uzun mrl bir bitki, (stipa ten acissim a).

alevlenme, [alev-le-n-me] is. Alev alma, tutuma du rumu ve eylemi, alevlenmek, [alev-le-n-mek] dnl. f . [-ir ] 1. Alev kararak yanmaya balamak. 2. m ec. Birden pat lamak; iddetlenmek. 3. m ec. ok kzmak; fke lenmek.

alfa2, [Yun. alpha] is. Yunan alfabesinin ilk harfi. S1 alfa nlar, R a d y o a k tif elem en tlerin y ayd +2 ykl iki p ro to n ve iki ntron p a r a c n d a n m ey d a n a g elm i (helyum ek ird e i) n dem eti. alevli, [alev-li] sf. 1. Alev saar bir hlde yanan. 2. alfabe, [Yun. alpha + beta > alphabe] is. 1. Bir dildeki seslere dayal ifadeleri yazya geirmek iin mec. iddetli; sert; hararetli. S alevli frn, in d e kullanlan ekillerin btn. 2. Bu iaretlerin kabul ilen ecek m addenin doru dan a le v le karlat gren sralanm ekli. 3. ocuklara okuma ve tipteki frn . yazmay retmek iin hazrlanm kk kitap. 4. aley, [Ar. ala > aley l s - ] {OsT'} e. zere; stne (za J gnl. Temel bilgilerin zeti, fi1 alfabe d, dbl. B ir m irle birlikte kullanlr). d ild e kullanlan harflerin dn da bir e k il ile g s aleyh, [Ar. ala (zerine) + hi (ona) > aleyh terilen ses. | alfabe sras, H arflerin a lfa b e d e b e lir j tilen y er in e g r e dizili. {OsT} is. Kar; zt; kart; aykr, fi1 aleyh-dr, -* aleyhtar.|| aleyhe dnmek, E v v elce b e en d i i b ir alfabetik, -i [Fr. alphabtique] sf. Alfabede belirti kiiye veya dn ceye so n rad a n kar l<mak.\\ len sraya uygun olarak, fi1 alfabetik katalog, B a aleyhe kalkm ak, syan etm ek; k a r g elm ek .j | lklar a lfa b e sra sn a g r e d iz e rek m eydan a g e ti aleyhil-lane, eytandan s z ed ilirken sylen en rilm i katalog. | alfabetik olarak, A lfa b e sra sn a | lanet onun zerin e o ls u n an lam n da kt d u a .| j g re. | alfabetik yaz, Tek tek s e s birim lerini yaz | aleyhinde bulunmak, B irin i a rk ad a n ekitirm ek, ia retleriy le k aydeden yaz. dedikodu yapmak.\\ aleyhinde olmak, B ir ie veya alfaterapi, [Fr. alphatrapie] is. tp. Alfa nlarnn bir a d a m a k ar olm ak, itiraz etmek.\\ aleyhine tedavide kullanlma teknii, dnmek, E v v elce be en d i i b ir kiiy e veya dn alfel, [al (dzen) + fel (hile, sihir) [TETZE]] is. 1. ceye so n rad a n kar km ak.| aleyhis-selt ve | Hile. 2. Ktlk, sellem, {OsT} Hz. M u h a m m ed den s z edildi in de alfenit, -di [Halfen (Fr. kim yac) > Fr. alfnide] is. Allah in s a l t ve sel m onun zerin e o lsu n . e k Parlak metal rengi dolaysyla sofra takm imalin lindeki d u a .| aleyhis-selm, {OsT} P ey g a m b erler | de kullanlan yzde yirmi orannda gm katlm iin kullanlan S elm onun zerin e olsun. duas. bakr, nikel ve inko alam, aleyha, [Ar. aleyh Lj-lp] (a ley h a:) {OsT} nl. ... o- alfons, [Fr. Alphonse (er k e k ad)] is. argo. Muhabbet tellal; fahie dostu; pezevenk, nun zerine olsun! alg, [Fr. algue] is. bot. Denizlerde ve tatl sularda aleyhi, [Ar. aleyhi 4Jlp] {OsT} nl. ... onun zerine! yaayan kloroflli, kksz bitkiler; su yosunu. aleyhillane, [Ar. aleyhil-la'ne ijJJI -tip] (aley- -alga, [-al-ga / -elge] yap. e. Fiillerden isim treten ek. lek deildir: izelge. hUl:n e) {OsT} nl. (eytan iin) lanet ona! algan, [al-an] {e l } (Kadm iin) bir erkek tarafndan aleyhim, [Ar. aleyhim / aleyhim alnm; kocaya varm. [Gabain] {OsT} nl. Onlarn zerine! alganmak, [al-a-n-mak / al-ka-n-mak] {eT} edil. f . aleyhtar, [Ar. aleyh + Far. -dar jb 4 ^U] (aley h ta.r) [-u r] vlmek; nlenmek. [Gabain] algar, [Yun. alkari] {az} is. 1. Bldrcn tutmaya ya {OsT} sf. Bir ie, bir fikre kar duran, rayan, ucunda a bulunan aygt. 2. Ate ekmeye aleyhtarlk, - [aleyhtar-llc] is. Bir ie, bir fikre kar yarayan ara; gelberi. 3. Dallar emeye, ekmeye olma durumu, yarayan ucu eri ara. [DS] aleyke, [Ar. aleyke dLU] {OsT} nl. Senin zerine algarina, [t. argagno] is. 1. dnz. Gemilere ar yk olsun! koymak veya batk gemileri karmakta kullanlan, aleykm, [Ar. aleykm {OsT} nl. Sizin ze kendi motoru ile hareket eden sa tekneli duba. 2. Kaya halat ekmekte kullanlan makara. 3. arg o. rinize olsun! ri yar, gl kabaday, aleykmselam, [Ar.'aley-lcms-selm j>}UI p-SLp] algarna, [t. argagno] is. -* algarina, {OsT} nl. Allahn selam sizin de zerinize olsun algasam ak, [Mo. ala-sa-mak j*~aJT] {eAT} gl. f . anlamnda Selamn aleykm (A lla h n selam [- r ] Korkutmak; rktmek, zerinize o lsu n ) sznn karl, alg, [al-g] is. p sikol. 1. nsann zeksnn verileri ile aleyna, [Ar. aley-n bJ*] (aley n a:) {OsT} nl. Bizim birletirmek zere nesnelere ait duyular yoluyla el zerimize olsun! de ettii yaln bilgiler; idrak. 2. {az} izilmi ha alfa1, [Ar. halfa] {OsT} is. bot. Budaygiller familyaha kapslnden akan sv; afyon sakz. [DS] 3.

ALG {az} Hahatan afyon stn syrp toplamaya yarayan zel bak. [DS] 4. {az} Kazan; alacak. [DS] 5. {az} Vergi. [DS] 6. {az} Rvet. [DS], 7. {az} Ganimet. [DS] 8. {az} lgi; alaka. [DS] 0 alg ba, izilm i h a h a kapslnden a k a n ve koyu lam afyon sakzn kapsln zerinden sy rp toplam aya y a ra y an z e l b ir bak. algc, [al-g-c] {az} is. Tahsildar; almc. [DS] algclk, - [alg-c-lk] is. Alglamada, zihnin bir d gerei dorudan kavradn ve bunun bilinci ne vardn ne sren felsefe gr, algglamak, [al-la-mak] {eAT} gl. f. [ - r ] Aa lamak. alglama, [alg-la-ma] is. 1. Alglamak ii. 2. Duyu organlar araclyla bilgi sahibi olma; idrak etme, alglamak, [alg-la-mak] gl. f i [- r ] Be duyu vasta s ile darda olup bitenler hakknda bilgi edinmek; idrak etmek. alglanma, [alg-la-n-ma] is. 1. Alglanmak ii. 2. Bir nesne hakknda, biri tarafndan bilgi sahibi olma, alglanmak, [alg-la-n-mak] edil. f. [-r ] Biri tarafn dan bir ey hakknda duyu organlar yoluyla bilgi edinilmek. alglatma, [alg-la-t-ma] is. 1. Alglatmak ii ve gi riimi. 2. Birinin, duyu organlaryla bir ey hakkn da bilgi edinmesini salama, alglatmak, [alg-la-t-mak] gl. f i [-r ] Birinin, duyu organlarn kullandrtarak bir baka ey hakknda bilgi sahibi olmasn temin etmek, alglayc, [alg-la-y-c] sf. 1. Alglama yetisi bulu nan. 2. is. Duyu organlar yoluyla varln kavra yamadmz varlklar, olaylar ve durumlar gr nr ve bilinir hle getiren aygt; detektr, alglay, [alg-la-y-] is. 1. Alglama ii. 2. Algla ma tarz. algn1, [al-gm] sf. 1. (Bir hastalk tarafndan) alnm. 2. Akl alnm; sevdal; meczup. 3. {azj Renksiz; clz; zayf; hastalkl; ylgn. [DS] 4. {az} Kt rm. [DS] 5. {az} Sevdal; k; vurgun. [DS] 6. {az} Alngan; ikilli. [DS] 7. {az} akn; sersem. [DS] 8. {az} Alk; yatkn; tutkun. [DS] 9. {az} Kuvvetli; alan, yenen. [DS] 10. {az} Keskin. [DS] 11. {az} yi; gzel. [DS] 12. {az} fkeli; kinli; dman. [DS] 13. {az} Alngan; ikilli. [DS] 14. {az} Scak kanl; sevimli; cazip. [DS] 15. {az} ok fazla. [DS] 16. {az} (Yk iin) ar basan; meyilli. [DS] S algn gzle bakm ak, {az} A lc g z le bakm ak. [D S]|| algn olmak, {az} o k a lm aktan, a r iten halsiz dm ek; ktrm h le gelm ek. [DS] algn2, [al-gm] {az} is. 1. Su yolu; lam. 2. Hzl akan su. 3. Souktan kurumu ba ubuu. 4. Zorla alnm mal; yama. [DS] S algn salgn, {az}] K y m uhtarnn kylden toplad p a ra . [DS

I M T O U S S m0 M
algmlamak, [al-gn-la--mak] dnl. f i [-r ] {az} Sal bozulmak; gsz kalmak. [DS] algnlk, - [al-gm-lk] is. 1. Algn olma durumu. 2. Bir hastala sebep olan etkenlere urama, so u k algnl. 3. {az} Dmanlk; garazlk. [DS] algm mak, [al-m-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] Kaybol mak. [EUTS] algs, [alka-mak (vm ek) > als / al-l-] {eT} is, yi dua. algsz, [al-g-sz] {az} sf. Sevimsiz; ho gelmeyen. [DS] alg, [al-ka-mak > al ^i^ll] {eAT} is. Alk. 0 alg itmek, {eAT} A lklam ak; v m ek; ulu lam ak; du a etm ek.| alg olunmak, {eAT} A lklanm ak. | algin, [Fr. algine] is. kim. Su yosunlarndan elde edi len suda erimeyen yapkan sv, alginat, [Fr. alginate] is. kim. Suyun artlmasnda ve hazr gda sanayimde koyulatnc olarak kullan lan alginik asidin tuzu, alginik asit, [Fr. alginique] is. kim. Esmer su yosun larnda bulunan sodyum tuzu hlindeki asit, algler, [Fr. algue > alg-ler] is. bot. Denizlerde ve tatl sularda yaayan kloroflli, kksz bitkiler toplulu u; su yosunlar, algoritm a, [el-Harizm (9. yy. A rap m atem atikisi) > Alguarismo (sp an y olca sylen i ekli) > Fr. algorithme] (a lg o r itm a ) is. mat. 1. Orta ada batllarm Mslmanlardan rendikleri onluk d zende hesap yapma sistemi (H arizm usul hesap). 2. Bir problemin zmnde art arda uygulanan snrl temel ilemler dizisi. 3. Bilgi ilem program larndaki saysal giri bilgilerini, yine saysal k bilgileri hline dntren dzenleme, algostaz, [Fr. algostase] is. Merkez sinir sisteminin alglamay nlemesine dayanan, travmalarda gr len bir nevi ar duymama veya arnn etkisine dayanma hli, algu, [al-u] {eT} sf. zm. Hep; btn; hepsi. [EUTS] algun1, [al-un o y J'] {eAT} sf. Akl bandan almm; meczup; algm. algun2, [al-gun ?] {az} is. 1. Lam. 2. Tmsek. [DS] algun, [Far. l-gn OjZl~\] (alg :n ) sf. Al renginde; koyu ve parlak pembe, algune, [Far. l-gne 4 53T] (algv.ne) is. 1. Allk. 2. ij Serap; pusark, alguncu, [algun-cu] {az} is. Lam temizleyicisi. [DS] algun, [al-u-n] {eT} zm. Hepsini. [EUTS] alhnmak, [alh-m-mak] {eT} dnl. f i [-u r] Bitmek; tkenmek; azalmak; eksilmek; kaybolmak. [EUTS] -al, [-a-l / -e-li / -y-a-h / -y-e-li] yap. e. Fiil kk ve gvdelerinden balang snrn belirten zarflar

nHHEESEUK.
yapar. Bu ekle kurulan zarflar yan cmlenin yk lemi olabilir. Ayrca beri, -den beri ilgeci ile kul lanld, gemi zaman ekimleri ile de ikilemeler kurduu olur: gideli, varal beri, yazdm yazal. (eATj (aym) al, [al- ^T] {eAT} is. Alma eylemi. S 1 al sat, {eATj Alm satm ; alveri.\\ al sat eylemek, {eATj Al veri y a p m a k .| ah sat eylemek, {eATj A lveri | yapm ak. | al sat itmek, {eATj A l veri yapm ak. | alc, [al-c L T ] is. 1. Bir mal para karlnda al ^ mak isteyen veya alan kii; mteri. 2.. Bir eye kar arzu ve istek besleyen; talip. 3. Kendisine posta araclyla bir mektup, koli ve havale gibi eyler gnderilen kii. 4. Bakalarnn hazrlad bir eyi alp yararlanan, kendisine mal eden kii. 5. {az} Can alan melek; Azrail[DS] 6. {az} Evlenme andaki oullar iin kz beenmeye giden kii ler; grc. [DS] 7. Bir elektromanyetik dalgay ses veya grntye eviren aygt. 8. Telefonda sesi alan aygt; ahize. 9. Kamera. 10. Bir molekln baland veya etki ettii molekl blgesi. 11. Duyu organlarnn ald uyary sinirsel bir mesaj hline dntren ksm. 12. Kendisine kan verilen veya organ taklan kii. 13. {eATj (Ku iin) avc. 14. {az}. Kurtuluu olmayan, ldrc hastalk. [DS] 15. {az} sf. li; alngan. [DS] 16. {eAT} Ka bul eden. 17. Koruyan; tutan; saklayan; muhafaza eden. 18. arg o. Edilgen ecinsel erkek. 19. argo. Fahie; deiik erkeklerle sk sk cinsel ilikiye giren kadn. S alc bulmak, S atm ak istenilen bir m al iin m teri blmak\\ alc km ak, S atlk bir m al iin m teri o lm a k .| alc grnm ek, Arzu | duymak, istekli olm ak. | alc gzle bakm ak, ok | iyi in celem ek; d ikk atle bakmak.\\ alc klna girmek, S atlk b ir m al a lm a k istem edii h ld e a la cak m g ib i davranmak.\\ alc ku, 1. A vclkta kullanlan doan , a h in trnden eitilm i yrtc ku. 2. Avm karm ay an a v c ku. | alcs tutm ak, | {az} lm cl h a sta l a y a kalan m ak. [D S]|| alc verici, O rtak b ir antenden y a ra rla n a n hem alc, hem d e v erici d ev r eler i bulunan rad y o-tekn ik alet. al, -c [eT. alu [TETZE] / Far. l-a / l [Clauson] > al] is. bot. 1. Denizden 1600 m. yksekliklere kadar orman alanlarnda grlen, glgillerden di kenli al (C rataegu s azarolu s) ve bu alnn ok ekirdekli kiraz byklndeki hafif mayho lez zetli meyveleri; akdiken; mays dikeni; soylu di ken; dikenli al; yemien. 2. Ak oyununda oyunu kazanma demek olan an bek gelme durumu, alg, [al-] {eT} is. 1. Al; alma. [ tigsizler] 2. sf. Kt; fena; alk. [DLT] 3. {eAT} Korkak, algelmek, [al-mak>al-+gel-mek dUJS' J / dUJSJl] {eAT} g l.f. [- r] Alp gelmek; getirmek, algitnek, [al-malc > al-+git-mek {eAT} g l.f. [ - r ] Alp gitmek; gtrmek. / lilojSJT]

ALI ahgsam ak, [al--sa-mak] {eT} gl. f. [ - r j Almak is temek. [DLT] -alk, [-alk / -elik] {eAT} ek. e. stek kipi okluk bi rinci kii eki; -alm. alk1, [al-k] {eT} is. Ku gagas. [DLT] alk2, - [eT. al-mak > al-] is. ve s f 1. Anlama ve sezme gc yetersiz; aptal; avanak; bn; budala; ebleh; saf; salak; sersem. 2. {az} Zayf; hlsiz; renksiz; soluk. [DS] 3. {az} Dzensiz; tertipsiz. [DS] S alk alk bakm ak, A n lam adn belli e d e c e k e k ild e bakm ak. alk, - [al-mak > al-k] {az} is. 1. Koyun ve ke ilerin belli bir yerinden tyn krpmak suretiyle yaplan belirti. 2. Besili koyanlarn yn krplrken srtnda bir tutam kadar alkonulan kesilmemi ynden belirlilik. 3. Koyunun ilk yn. 4. Nian, iaret iin kulan bir parasnn kesilerek alnmas. 5. Boalarn boynundaki ya yuma ilii. 6. Akarsularn srkleyip getirdii tahta, odun, al vb. eyler. 7. gveyisi. [DS] alk4, - [eT. al-mak > al-k / al-uk j J J ] {eAT} is. 1. Tutu; kavray. 2. Gidi biimi. alk5, - [al-mak > al-k j J l ] {az} is. 1. Hayvanla rn zerine konulan ul veya eyer, semer; palan. 2. {eAT} Eyer altna konulan ter bezi. 3. Hayvanlara semersiz vurulan yk. 4. Semerin iine konulan yn, kee veya krpnt. 5. Eski; kirli elbise. 6. Gi yecek; giysi. {eAT} (ayn) 7. Gn arn iine konu lan ya da ayaa sarlan eski orap. 8. Palto; aba; gocuk. 9. amar ykarken giyilen eski elbise. 10. sf. (Giyecek, yatak yorgan vb. iin) ok eski; yrtk; partal. [DS] alklam a, [alk-la-ma] is. 1. Alklamak ii. 2. Kaba ve hafif yk. alklam ak1, [alk-la-mak] gl. f i [-r ] [-l()-y o r] 1 . Kuzu ve koyunlarn yattklar yerde pislik bulaa rak topak hline gelen karn ynlerini kesmek; ka rn tylerini kesmek. alklam ak2, [ark (zayf) > ark-la-mak] {az} gsz. f i [~r] [-l()-y o r] Zayflamak; sararmak. [DS] alklama, [alk-la--ma] is. Alk hle gelme, alklamak, [alk-la--mak] d n l.f. [ - r] Beklenme dik bir durum veya olay karsnda ne yapacan bilememek; aptallamak; afallamak; armak, alklatrm a, [alk-la--tr-ma] is. Alk hle getirme, alklatrm ak, [alk-la--tr-mak] gl. f i [-r ] Birini, ne yapacam bilemez hle getirmek; artmak, alkl, [alk-l] {az} sf. Karsnn basksnda olan er kek. [DS] alklk, - [al-k-lk] is. Anlama ve sezme gc ye tersizlii; aptallk; avanaklk; bnlk; budalalk; eblehlik; saflk; salaklk; sersemlik, alkmak, [al--mak / al-k-mak] {eT} gsz. fi [-u r] 1. Alalmak. 2. Bozulmak. 3. Azmak. 4. Ktlemek.

ALI [DLT] 5. Azalmak; bitmek; tkenmek; sona varm olmak; sona ermek. [EUTS] 6. argo. Holanarak bakmak; szmek, alkonulma, [al-mak + ko-n-ul-mak] is. Gitmesine engel olunma; gecikmesine sebep olma, oyalanma, alkonulmak, [al-mak +ko-n-ul-mak] edil. f . [-u r] 1 . Biri tarafndan gitmesine engel olmak; zor kullana rak veya baka sebeplerle tutulmak. 2. Biri tarafn dan oyalanmak, alkoyma, [al-mak + lco-y-mak > al- ()-ko-y-ma] is. Birini zorla tutma, gitmesine engel olma, alkoymak, [al-mak + ko-y-mak > al-()-ko-y-mak] gl. f . [- a r ] 1. Birini belirli bir sre iin bir yerde tutmak. 2. Gitmesine engel olmak. 3. yapan biri sini, iinin gecikmesine sebep olacak ekilde oya lamak. 4. Birinin yapmak istedii bir ii yapmasna engel olmak, yaptrmamak. 5. Bir nesneyi dierle rinden ayrarak yannda tutmak, saklamak. 6. Geri verilmesi gereken bir nesneyi vermeyerek yannda tutmak. all, [aln / all JJ] {eAT} is. Aln. allmak, [al-mak > al-l-mak] feTj dnl. f . [-u r] 1. Alnmak [Mhenn], 2. Kendisi iin almak. [EUTS] -alm, [-alm / -elim] ek. e. Emir kipinin birinci ok luk kii ekimini salayan ek. git-elim , yaz-alm , bar-alm (varalm ). alm, [al-mak > al-m J.T] is. 1. Alma ii, satn alma eylemi. 2. Bir eyin iine alabilme, tayabilme miktar; istiab haddi; kapasite, sa. 3. Parann satn alma deeri. 4. m ec. Gzellik, ekicilik; cazibe. 5. Silahn menzili. 6. {az} Pamuk iplii. [DS] 7. {eT} Bor; bor alnan her ey. [EUTS. [Gabain] 8. {eT} {eAT} Alacak; hak. [DLT] 9. {eT} Su. 10. {az} a lm; gsteri; tavr; hl. [DS] 11. {az} Hacim; ge nilik. [DS] 12. {az} Bir seferde alnabilen miktar; l. [DS] 13. {az} Ktln karl; ceza. [DS] 14. {az} Erilmek zere hazrlanm bir para yn. [DS] S alm alm, Gzel olm ann verdii kuruntu.\\ alm geni, {az} Vurdumduymaz; ta ham m ll; hazm l. [D S]|| alimini alm ak, {az} 1. F a z la s ile tatmin o lm a k; azn a k a d a r dolm ak. 2. H a k ettii cezay g rm ek ; p a y la n m a k; h a k a rete uram ak. 3. B ir iin in celiklerin i k av ram ak; ustas o lm a k ; m elek e kazanm ak. 4. H evesini alm ak. 5. Yapt ite b a a rsz l a u ram ak; z a r a r etm ek. 6. H asta lk bu lm ak; d ert kazanm ak. 7. Ykn tut m a k ; a la c a k a d a r alm ak. [D S]|| alm satm, {eAT} Satn a lm a ve satm a ileri; alveri.\\ alm satm itmek, {eAT} Al veri yapmak.\\ alm szlemesi, B ir m al sa tm ak ve a lm a k zere sa tc ve a lc ta ra fn d a n y a p la n szlem e. almamak, [al-mak + u-ma-mak > al- + -ma-mak j ^ J T ] {eAT} gl. b . f [--m az] 1. Alamamak; kapa mamak. 2. Tutamamak. 3. Kavrayamamak.

I M

S M

.m

almc, [al-mak > al-m-c] is. Dorudan denen ver gileri toplayan memur; tahsildar, almc!, [alm-cl] {az} is. 1. Almaya, satn almaya istekli olan kimse; mteri; talip. [DS] 2. {az} Alngan; hassas; onurlu. [DS] S almcl olmak, A lm ak istem ek; m teri km a k; talip olm ak. alm, [al-m-] {eT} is. 1. Alc. 2. Bor veren; alacakl. [EUTS] [DLT] almga, [al-m-a] {eT} is. Hakann mektuplarn Trk yazsyla yazan kimse. [DLT] alm kr, [al-m + Far. -kr] (alm k.r) s f Almaa gnll olan; almaa istekli. alml1, [alm-l] sf. 1. Gl bir ekicilii olan, gzel; cazibeli; gz alc. 2. (Eya iin) beenilen, hoa giden. 3. {eAT} Alacakl. 4. {az} Gururlu; alml; kurumlu. [DS] 5. {az} Anlayl; hassas; alngan; onurlu. [DS] alml alml, Gzel ve ek ic i oldu u iin kurum lanan (kadn). alml2, [alm-l > al-m-l J l T ] {eAT} sf. Alacakl. almlg, [alm-l] {eT} is. Alacakl; alaca olan kim se. [DLT] almllk, - [alm-l-lk] is. Etkileyici ve ekici bir gzellik. almlu, [alm-l > al-m-lu ^UT] {eAT} sf. Alacakl, almsnma, [alm-sm-ma] is. Almsnmak ii. almsnmak, [al-m-sn-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Alr gibi grnmek. [DLT] aln, -ni [eT. aln J l ] is. 1. nsan bann n tarafnda yzn st blmn oluturan sa bitimi, akaklar ve kalar arasnda kalan ksm. 2. Hayvanlarda, gz ile ban yukar bitim noktas arasnda kalan ksm. 3. Binalarn n cephesinin at geni iinde kalan blm. 4. {eT} n taraf; cephe; dan n cephesi. [EUTS] 5. {az} Kar; kar taraf. [DS] t? aln a m ak, Onur k rc h e r trl h a rek eti k o la y ca kabullen m ek.| aln ba, {eAT} K adn larn a lm larn a | b a la d k la r altn y a d a g m lerle ssl ba. | | aln at, {az} Alnn o rtas; iki kan aras. [D S]|| aln ats, k i kan a ra s; alnn ortas. | aln at | ks, 1. B a arsn d in dirm ek iin alndan ban a rk a sn a k a d a r s a r a c a k e k ild e b a lan an mendil. 2. Bu e k ild e ba lan m ve sa la r tutturmaya y a rayan bant.| aln kaba, {az} Alnn o rtas; iki | kan aras. [D S]|| aln kas, anat. Aln d erisi altn d a bulunan kas. | aln kemii, anat. K a fa tasnn | n tarafn d a bulunan tek v e b a k k kem ik. | aln | sa, {eAT} P ere m ; kk l.| aln teri, alm a ve | g a y ret son u cu n da eld e ed ilen rn.\\ aln teri dkmek, B ir e s e r veya rn ortay a k a ra b ilm ek iin o k em ek verm ek, o k almak.\\ (bir eyden) aln ak km ak, B ir ii nam usluca, g a y retle bi tirm ek]] aln ak, yz ak olmak, Utan verici b ir davran bu lunm am ak; a klan m asn a en g el bir tutumu bulunm am ak. \ aln ak, yz pak, Drst, |

207 M S

ALI alnlamak, [alm-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-l()y o r ] Frsat kollamak. [DS] alnlk, - [alm-lk] is. 1. Byk bir mimari yapnn giri ksmnn stndeki duvar hizasnda ykselen gen veya yuvarlak grnm. 2. Atlarn alnlarm korumak iin burunlar zerine taklan zrh. 3. K a dnlarn almlarna taktklar altn veya mcevher lerle ssl zincir. 4. Koltuklarn oturma yeri ile kol arasndaki boluu rten kuma. 5. {az} Levha; tabela; kitabe. [DS] 6. {az} Kapnn st; eiin tam kart. [DS] 7. {az} Hayvanlara vurulan ba ln alna gelen st ksm. [DS] 0 alnlk tablas, B ir alnln e ik iki y an k en a rla r ile yatay k a id e a ra sn d a ki ssl gen alan. alnma, [al-mak > al-m-ma] is. Almmak fiili. alnm ak1, [al-n-mak] edil, f i [ -r ] 1. Biri tarafndan alp baka bir yere aktarlmak; tanmak. Bu h a b e r le r televizyondan a ln d . 2. Konulmak; dahil edilmek. R aporun g iri ksm zet o la r a k k a r a ra b ir m ad d e o la r a k aln sn . 3. (Yaz, resim vb. iin) bir eserden, bir yazdan aynen alarak kullanmak; iktibas etmek. 4. Para denerek salanmak; elde edilmek; satn alnmak. Bu i e k le r siz e a ln d . 5. Fethedilmek; zapt edilmek. 6. Seilmek; tercih edilmek. 7. (Cenaze iin) gtrlmek; kaldrlmak. 8. dnl. k olmak; gnln kaptrmak; tutul mak. 9. {eT} Kendisi iin almak; elde etmek. [Gabain] 10. {eT} Kendi bana alacan almak. [DLT] 11. {eT} Elde edilmek; alnm olmak. [EUTS] 12. {az} Zayflamak; kuvvetten dmek. [DS] 13. {az} (Toprak iin) suyu ekilmek; kuru mak. [DS] 0 alnmak salnmak, K urum la sa ln a s a ln a yrm ek. alnmak2, [al-m-mak dnl. f i [-r ] 1. Birisinin sz ve davranlar yznden incinmek, zlmek; kendi zerine alarak gcenmek. 2. Aldr etmek; aldrmak. 3. {eT} Bir eyi zerine almak; alnmak. [Yknek] 4. {eAT} Endie duymak. 5. {eAT} Tutul mak; kaplmak. alnmak3, [avun-mak / alm-mak] {az} dnl. fi. [-r] (Dii hayvan iin) gebe kalmak; dl tutmak. [DS] alnt, [al-mak > al-nt] is. 1. Bir bakasnn yazsn dan veya birinci derecede nem tayan belgeden kaynan belirterek bilgi ve sz aktarmak; iktibas; aktarma; atf; kopya; nakil. 2. {az} Kk para; krpnt. [DS] 0 alnt kelime, Y abanc bir dilden y a zl ek li ile birlikte g e ic i o la r a k aln p kullan lan kelim e. alntlama, [al-n-t-la-ma] is. Alnt yapma ii. alntlamak, [al-m-t-la-mak] gl. f i [ - r ] Yaz ve konumalarna uzman birinin yaz ve szlerinden veya doruluu tartlmayan belgelerden destekle yici sz ve cmleler almak; alnt yapmak; iktibas etmek; aktarmak; almak; atf yapmak; gndermek; iktibas etmek; nakletmek; atfta bulunmak.

namuslu, tem iz.||alm aktmal, A lnndan boynuna doru b ey az lk bulunan at. | aln alnna, {az} | Yzde yz fa iz le . [D S]|| aln akal, {eAT} Aln s a kar. | alnn ats, {az} Alnnn o rta s; iki kan | aras. [D S]|| aln depeli, {eAT'} Aln peremli.\\ aln davul derisi, Utanmaz.\\ aln kaba, {az} Alnnn ortas; iki kan aras. [D S]|| alnna asm ak, B ir kim seyi kt sfatndan d olay h e r k e s e tantm ak; ktln ilan etm ek.| alnna yaptrm ak, B ir | kim seyi kt sfatndan d o la y h e r k e s e tantm ak; ktln ilan etmek.\\ alnn karlam ak, B irin i k m seyerek m eydan oku m ak; k a v g a y a veya d ve d a v et etmek.\\ alnnda beyaz eser, Atlarn aln n daki izgi h lin d e bey az tyler.| alnnda be | yaz niane, Atlarn aln n da bulunan bey az izginin kaln .| alnnda k ar topu, A tlarn aln n da bulunan | beyaz y u v a rla k ekil.\\ alnndan pmek, B e en mek, takdir etm ek. | alnndan te r boanm ak, ok | yorulm ak, ter le m e k | |alnndan te r dkmek, ok em ek verm ek. | alnn atm ak, K alarn n ularn | birbirin e y a klatrp yu kar doru k ald rm ak su re tiyle fkesin i b e lli etm ek. | alnnn akyla, N am u | suyla, e refiy le baa rm o la ra k. | alnnn (ar) da | m ar atlam ak, Yzszlk etm ek, utanmamak.\\ alnnn teriyle kazanm ak, B ir m al a lm a ve gayret sonu cu eld e etm ek. ||aln secdeden kalk mamak, o k ib a d et etm ek. aln, [al-n] {eT} sf. Alan; elde eden. [EUTS] abnd, [al-n-mak > aln-d] is. 1. Gnderilen posta maddesinin alcya teslim edilmek zere kaytl olarak alndn belirten belge. 2. Parann teslim alndn belirten belge; makbuz. 3. Mesaj iletme ileminde mesajn alndn belirten iaret, alndb, [al-m-d-l] sf. (Posta maddesi iin) ek bir cret karlnda kaybolmadan veya zarara ura madan alcsna teslim edilmek zere kabul edilen; taahhtl; geri gnderimli. ahndrmak, [aln-mak > aln-dr-mak gl. fi. [-r] 1. Kzdrmak; zlmesine sebep olmak; {eAT} (aym). 2. {az} gsz. f . lgilenmek; aldrmak; oral olmak; etkilenmek. [DS] alndurmak, [alm-dur-mak] {eAT} gsz. f i [-u r] M teessir olmak, alng, [al-fi] (alfi) {eT} sf. Aciz kimse; gsz kii. [EUTS] alngan, [alm-gan] is. ve sf. Ar derecede duyarl, abuk krlan; kendisine sylenen sz uzun zaman unutmayan. alnganlk, - [alm-gan-lk] is. Ar derecede du yarl davranma hli; alngan olma durumu. 0 aln ganlk etmek, A r duyarlym g ib i davranm ak. alnghg, [al-n-l] (alnlg) {eT} sf. Alnl; aln olan. [EUTS] 0 alnlk er, {eT} Aln g en i v e y k sek olan adam . [DLT] alnlmak, [al-m-l-malc] e d il.fi [-u r] Alnmak.

ALI alnyazs, [alm+yaz-s-] is. m ec. Bir insann yaa mas, bana gelmesi ezelden Allah tarafndan ka rarlatrlm, zaman gelince tahakkuk eden iyi ve kt hller; kader; mukadderat; yazg, alr, [al-mak > al-r _*!!] {eAT} s f Alan, alc,

IH K IV IE E U .
olma hli; huy; itiyat. 3. renme ve srekli al trmalar sonucunda kiide ortaya kan davran deiiklii; beceriklilik; maharet; ustalk. 4. Top lum iinde srekli yaplagelen davranlar; det. 5. Herhangi bir maddenin srekli kullanlmas sonucu insanda bamllk yapmas; tiryakilik; iptila. 6. Birine duyulan yaknlk; nsiyet. S alkanlk edinmek, S rekli tek ra rla r sonu cu b ir ey i kendine huy h lin e g etirm ek .| alkanlk kazanm ak, 1. | Uzun den ey im ler son u cu n da b ir ii iyi ve k olay y a p a b ilm e ustaln a u lam ak; m ah a ret kazan m ak; m elek e kesbetm ek. 2. B a klk kazanm ak.

alrlk, - [al-r-lk] is. p sik ol. 1. Alglama yetenei, idrak kabiliyeti; kabiliyet-i ahiz. 2. f e l. Bilgi edin mede pasiflik. S alrlk hli, B ir kim senin b a k a birinin etkisi altn da kalm asn a s e b e p olan h l; hipnotizm a; telkin. alrm ak, [al-r-mak] {az} gsz. f . [ -r ] Delirmek; kudurmak. [DS] alk, [al-mak > al-k] is. Bir kiinin uzun sre alsn, [eT. al (n) > al--sm [Vsry]] {az} is. Ekin tekrarlar sonucu edinmi olduu davran biimi; iinde biten zararl yabanc otlar. [DS] det; huy; itiyat, al1, [al-] is. 1. Alma ii. 2. zf. Al tarz; alma alkn, [al-mak > al-km] is. ve sf. 1. Alk olan biimi. 3. Bedelini deyerek satn alma ii; ahiz; kimse.; mptela; tutkun. 2. Deneyimli; becerikli. 3. alm. 4. {eT} Al veri; ticaret; [EUTS] 5. {eT} Bir Yaknl olan, vergi tr. [EUTS] 6. {eT} Borluyu borcu yzn alknlk, - [al-km-lk] is. Alkn olma hli. den sorguya ekmek. [DLT] S al beri, {eT} B ir h a k k a lm a ve verm e. [DLT]|| al fiyat, B ir sa tc alm a1, [al--ma] is. 1. Almak ii. 2. Bir ii srekli yapma sonucu veya biri ile yaknlk kurarak be nn, satt m allara alrken d ed i i p a r a m iktar. | | nimseme. 3. Uyum salama. 4. Ayn veya ayn tr al fiyatna, K r koym akszm , a ld fiy a ta y a p den uyarlara kar gsterilen fikr ve beden tepki lan saZ/f. | al kuvvetli, argo. O laan dan byiik | lerin giderek azalmas sonucu insanda grlen yu er k e k lik o rg an n a s a h ip er k e k ler le ilikiye g irm ek muaklk. ten h olan an fa h ie . al2, [al-] {eT} is. Su az; suyun havuz veya suvat alma2, [al--ma] {az} is. Koyun, sr vb. alp ortaklaa kesme; ortaklama. [DS] tan dkld azlar. [DLT] alm ak1, [al--mak] dnl. f. [ -r ] 1. Bir ii veya algan1, [al > al-an] {eT} sf. Al veri yapan eylemi srekli tekrarlama sonucu abuk ve dzgn kii. [DLT] yapabilme becerisini kazanmak; yatknlamak; algan2, [al-mak (tutumak) > al-gan] {az} is. makinelemek. 2. Ustalamak. 3. Huy edinmek; aKibrit. [DS] lkanlk kazanmak; det edinmek; itiyat edinmek; alk1, - [al-mak ( d et edinm ek) > al-k] sf. 1 . rlemek. 4. Birine veya bir eye yaknlk duy Alm olan. 2. Yatkn. mak; benimsemek; balanmak; snmak. 5. Tabiat alk2, - [al-mak (tutumak) > al-k] {az} is. artlarna veya toplumsal ortama uyum salamak; Odunu kolay tututurmak iin arasna konulan al intibak etmek. 6. Baklk salamak; dayankllk rp; yonga; altracak. [DS] kazanmak; artlanmak. 7. Bir keyif verici maddeye alk, - [al--k j-iiT] {eAT} is. 1. Alacak. 2. {az} bamllk kazanmak; tiryaki olmak; mptela ol Her trl alacak; veresiye; verilen maln karl; mak. 8. (Yaban hayvanlar iin) ehlilemek. 9. dn verilen para vb. ey. [DS] {az} (Marangozluk ya da demir ilerinde birbirine gemesi gereken paralar iin) birbirine uygun alklk, - [alk-lk ji JI] is. 1. Alm olann gelmek; intibak etmek. [DS] 10. {az} (Toprak iin) hli. 2. Yatknlk. 3. {eAT} Alkanlk; kaynama; suyu emerek tavl hle gelmek; tavlanmak. [DS] uyuma. allma, [al-l-ma] is. Allmak ii. allmak, [al-l-mak] dnl. f . [-r ] Alm hle gelmek. allm, [al-l-m] is. Her zaman olduu gibi, ya drganmayan; mutat; olaan. alkan1 [al-mak > al-kan] is. ve sf. 1. Alk olan , kimse. 2. Deneyimli, becerikli. alkan2, [al-mak (tutumak) > al-kan] is. ve sf. abuk tutuan; abuk alev alabilen madde, alkanlk, - [al-mak > al-kan-lk] is. 1. Alm olma hli. 2. Tekrarlama ve srekli uygulama so nucunda fazla dikkat harcamadan kolayca yapabilir almak2, [al--mak / j^iJT] ite, f . [-r ] {eT} 1. Karlkl almak; karlkl alp vermek; birbirin den almak; ticarette bulunmak. [Mhenn] {eAT} (ayn). 2. {eAT} Hep birden almak. 3. {eT} Alacak tahsilinde yardmlamak. [DLT] 4. {eT} Almak; elde etmek. [EUTS] almak3, [al--mak gsz. f . [ -r ] [eAT.. -ur]

{eAT} {az} (Yanc madde iin) tutuup alev al mak; tutumak; yanmaya balamak. [DS] ahsz, [al-mak > al-sz] {eT} sf. Alma nitelii bu lunmayan; almaz. [ tigsizler]abtrlma, [al

I H

209

AL

tr-l-ma] is. Alkanlk kazandrlma durumu ve eylemi. altrlmak, [al-tr-l-mak] edil, f i [ -ir ] Altrmak ii yaplmak. altrma1, [al-tr-ma] is. 1. Altrmak ii. 2. Teo rik olarak renilenleri pratik hle getirebilmek iin yaplan uygulamal tekrarlar; egzersiz; temrin. 3. Yaptrlacak yzeylerin veya birbiri iine gee cek paralarn ileme kolayln salamak iin ya plan rendeleme ve dzeltme ilemleri. 4. Piyasaya srlen bir maln tketici tarafndan aranr hle gelmesini salama. altrma2, [al-tr-ma] {az} is. abuk yanan al rp, yonga gibi eyler. [DS] altrm ak1, [al-tr-mak] g l . f [-ir ] 1. Birine bir ii veya bir eylemi kolay ve abuk yapabilme beceri sini kazandrmak. 2. Birine bir ii sevdirmek, ya drgamaz hle getirmek. 3. Dayankllk kazandr mak. 4. Birbirine yaptrlacak veya geirilecek teknik malzemelerin ileme kolayln salamak iin eelemek, dzeltmek; birbirine uydurmak. 5. det hline getirmesini salamak. 6. Yaban hay vanlarn ehliletirmek. 7. Vazgeemez bir hle getirmek; mptela klmak. 8. {az} Aalara a yapmak. [DS] 9. {az} Sindirmek. [DS] S altra altra, Yava yava, a r tepki g sterm esin e ve reddetm esin e m eydan verm eden. altrmak2, [al-tr-mak] {azj gl. f . [ -ir ] Tutu turmak; alevlendirmek; yakmak; atee vermek. [DS] alveri, [al-+ver-i] is. 1. Para ile satmak ve satn almak ii; ticaret. 2. Satn almak suretiyle ihtiya maddelerini almak. 3. Karlkl etkilenme; teati. 4. mec. Biri ile veya bir olayla olan iliki; alaka; ilgi; mnasebet, S alverie km ak, A lveri y a p m a k iin a r ve p a z a r a gitm ek. | alveri etmek, ar | p a z a r d o la a r a k ihtiya m ad d elerin i satn alm ak.| alverii kesmek, B iriy le ilikiyi sonu e r | dirm ek, a la ka y k esm ek ; ilikiyi k esm ek ; m n asebe ti kesm ek. | alveri merkezi, H er eit riiniin | satld dkkn veya m a a z a la r topluluu. altmak, [al-t-mak] {e l } gl. f i [-u r ] Yakalatmak. [ETY] alz1 [al-z] {az} sf. 1. Zayf; clz. 2. is. Y az ekini. , 3. Alanmam da armudu; ahlat. [DS] alz2, [al-z] {az} sf. Kurnaz; sinsi. [DS] alzamak, [al-z-a-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-z()-y or] Ypranmak; zayflamak; kuvvetten dmek. [DS] alzlamak, [al-z-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()-y o r] 1. Clz taneleri samandan ayrmak iin savurmak. 2. argo. Alp kabullenmek; iine almak. [DS] alzlk, - [al-z-lk] {az} is. Hilekrlk. [DS] a l i , [Ar. ulvv (yksek o lm a )> c\l/ liye <lJIp / J U ] (a:li:) {O sl} sf. 1. Nicelik ve nitelik bakmndan en stn olan; mmtaz; yce; ulu. 2. Mevki bakmn

dan stte bulunan S l l, { O s l } Yksek y k sek; p e k y ce. | l asker ra, {OsT} Terfi v e taltifleri | k ararla tra n y k sek a s k e r kurul; y k sek a s k e r ra.\\ l-baht, {OsT} o k talihli; y k se k bah tl.| | l-ch, { OsT} Yksek r tbeli; y c e m evkide bu lu nan,| l-cenb, {OsT} -*-alicenap.|j l-ftrt, {OsT} | Yksek y aratlt; soylu ; asil.\\ l-gher, {OsT} Yksek cevherli.\\ l-himem, {OsT} H im m etleri y c e o la n .| l-himmet, {OsT} Yksek him m etli; o k | gay retli.| l-kadr, {OsT} Yksek d e erli]] l-m a| km , {OsT} Yce m erteb e; y e r i y k sek olan. | l| mekn, {OsT} D erecesi, r tbesi stn olan .| l| m ikdr, {OsT} Yksek d e erli.| l-nazar, {OsT} | Yksek ve ileri grl]] l-neseb, {OsT} Soylu; a sil.| l-nijd, {OsT} Yce soylu.\\ l-n, {OsT} | Yksek h retli; o k erefli]] l-tebr, { OsT} Yk s e k soylu. ali2, -yyi [Ar. ulvv > alyy J u -] (ali:) {OsT} sf. 1. Yksek; byk. 2. Ycelii snrsz; Allah. 3. E r kek ad. t? A linin klahn Veliye, Velinin k lahn Aliye giydirmek, Borcunu, b a k a birin den b o r a la r a k d em ek ; bu e k ild e g eim in i s rd r m ek]| Ali Veli, K iilerd en b a h sed ilirk en ad s y len m ek istenm eyen k iiler y erin e ku llan lr.| | aliyyl-la, {OsT} En iyi; k tn . ali3, [Ar. let > l / liye aJU / ^ U ] (a :li:) {OsT} sf. 1. Arala ilgili; alete mensup; teknik. 2. Yemin eden; yemin edici, aliaba, [Ar. ehl > el > l-i aba s-Lt JT] (a .lia b a :) {OsT} is. Peygamberimiz Hz. Muhammedin kz Fatma, damad Hz. Ali ve torunlar Hz. Haan ile Hz. Hseyinden ibaret olan ve souktan korunma lar iin geceleri rtnm olduu kendi abas ile zerlerini rtt drt yakn, alicenab, [Ar. l-cenb i_jU=JIp] (a :li:c e n a :b ) sf. -* licenap. alicenabane, [Ar. l-cenb + Far. -ne ajLI^JU ] (a :li:c e n a :b a :n e ) zf. Su balayc yaradlla, alicenap, -b [Ar. l cenb ^jU^JU] (a :li:c e n a ;p ) sf. 1. Yksek mevkili; yce. 2. m ec. yiliksever, alicenaplk, - [licenap+lk] (a :li:c en a :p lk ) is. 1. Su balayc yaradl. 2. m ec. Cmertlik; iyilik severlik; iyilik bilme. Alicengiz, [Ar. l (soy) + T. Cengiz (C engiz H an) > l-i Cengiz y ^ r JT] is. 1. Cengiz Han soyu. 2. Masal kahraman. S alicengiz oyunu, U staca ve kurn azlkla dzenlenm i h ile; h ileli oyun. alif, [Ar.alef > alf s. alifatik, -i [Yun. aleiphar (ya) > Fr. aliphatique] s f kim. (Organik bileikler iin) ak zincirli. (ali:f) {OsT} w. Yem torba

AL alih1, [Ar. ilh (tapnlan) > lih^T] (a:lih ) (OsTj is. Tapnlan nesne; mabut, alih, [Ar.'alih <JU] (a :li;h ) {OsT} sf. Hafif yaradll; hoppa. alihat, [Ar. lih>lihtcjljJT] (a .lih a .t) {OsT} is. Ta pnlan eyler; mabutlar, alihe, [Ar. lih > lihe t$)T] (a :lih e) {OsT} is. Tapn lan dii eyler; tanralar, alik, [Ar. alk (ali:k, k kaln sy len ir) {OsT} is. At yemi. S alkd-devb, {OsT} Yem torbas. alikar, [Ar. ali (er k e k ad) + T. kar] {az} is. Ka dnlarn iine ok kanan erkek. [DS] alikran, [Ar. 'l-krn ? [TETZE] jlj> sf. ok uurlu, yksek bir yldz olan, (hkmdar sfat). fi1 alikran ba kesen, H a k ve hukuk tanm ayan; isteklerin i k a b a kuvvetle k ab u l ettiren; o k zorba. alikz, [Ar. ali + T. kz] {az} is. 1. Kadn ilerini yapabilen, eli ev ilerine yatkn erkek. 2. Vcudu ve davranlar ile erkee benzeyen kz. [DS] alikorna, [t. Ligomo (L iv o rn o nun esk i ad)] is. Bir fes eidi. S alikorna kd, (E skiden) iyi cins b ir tr ithal kt. alikurna, [t. Ligomo (L iv o rn o nun eski a d)] is. -* alikorna. alil1, [Ar. illet > all JJ ^ ] (ali:l) {OsT} sf. 1. Hasta lkl; illet sahibi; illetli; sakat. 2. Kr. alil2, [Fr. aliyle] is. kim. Eser veya esterlerin bilei minde yer alan bir deerli kk; [CH2=CH-CH2] alile, [Ar. all > alle iL-] (a lid e) {OsT} sf. (Kadn iin) hastalkl; illetli, lilik, -i [li-lik] (a d id ik ) is. Ycelik; ululuk; yk seklik. alim 1, [Ar. ilm (bilm ek) > lim ILp] (adim ) {OsT} sf.

T M f f l f C t S Z l i I .2 1 0
aliman, [Ar. lim > limn jliU ] (a:lim a;n ) {OsT} is. ok bilgili kimseler; alimler; bilginler, alimane, [Ar. 'lim + Far. -ne 4 JIU] (a d im am e) {OsT} zf. Bilgin bir kimseye yakacak biimde, alimenzilet, [Ar. 'l-menzilet cJy-o J U ] (a:li;m en zilet) {OsT} sf. Yksek payesi olan, alimlik, -i [alim-lik] is. 1. Geni ve derin bilgi sa hibi olma durumu; bilginlik. 2. Din bilgilerde sz sahibi olmak. alin, [Ar. aln jJ^ ] (ali;n ) {OsT} sf. Ak olarak; aleni. alinazar, [Ar. l-nazar rl. alinazik, -i [Ar. l-nzik ?] (alin a;zik) is. Kzlen mi patlcan ezmesi zerine kavrulmu kyma ve sarmsakl yourt dklerek yaplan bir yemek, alineseb, [Ar. l-neseb alirtbe, [Ar. l-rtbet (a d i:n e seb ) {OsT} J W ] {OsT} sf. Yce g

sf. Soyu yksek olan; soylu,

4-0 ^ U ] (a :li;r tb e) {OsT}

sf. Mevki ve makam yksek olan, alian, [Ar. l-n o U ^ U ] (a d i; a :n ) {OsT} sf. e refli; an yksek, aliterasyon, [Fr. allitration] is. ed. Bir edeb eserde uyum salamak iin ayn seslerin veya hecelerin tekrarlanmas sanat; ses tekrar; yineleme, alitik, [Fr. alitique] sf. j e o l. (Toprak iin) iinde bol miktarda alminyum ve demir oksit bulunan. Ali Veli, [Ar. l vel (kii isim leri)] zm. Herhangi birisi; kim olursa; bir bakas da... alivre, [Fr. livrer] sf. (Sat iin) mahsul henz tarladayken pey verilerek yaplan, aliy, -yyi [Ar. aliyy J ^ ] {OsT} sf. 1. Yksek; yce.

2. Tannm; nl; mehur. S aliyyl-l, {OsT} En y k sek d ereced e. 1. Bilgili; ok ey bilen; ilim sahibi. 2. is. Belli bir alanda aratrma yaparak bir gr ve dnce or aliyat, [Ar. l (alet) > liyt o U ] (a :li:y a ;t) {OsT} taya koyabilen fikir adam; bilgin. 3. Eskiden din is. Aletler; aralar. bilimlere ait bilgisi olan kimseye verilen ad. S aliye1, [Ar. l > liye <JU] (ad iy e) {OsT} sf. 1. Y liml-gayb ve-ehde, {OsT} G r leni ve g ce; stn. 2. is. Bir eyin en yksek noktas; en st r lm eyeni bilen ; Allah. nokta; zirve. alim2, [Ar. ilm (bilm ek) > alm p-J*] (ali;m ) {OsT} aliye2, [Ar. l > liyye 4 JT] (a d iy e) {OsT} sf. 1. Asf. 1. ok bilen. 2. Bilgisi ezel ve ebed sonsuz letle ilgili; alete mensup; teknik. 2. Yemin eden; olan anlamnda, Allahn sfatlarndan biri; her eyi yemin edici. en iyi ekilde bilen; Allah. aliylala, [Ar. aliyyl-'l |_^] (a d v y la d ;) alim3, [Ar. elem > lim ^T] (adim ) {OsT} sf. Elemli; {OsT} zf. En iyi, iyinin de iyisi; en yksek, kederli; strap eken, aliz, [Far. lzden > lz jJT] (a d i.z ) {OsT} is. ifte alimallah, [Ar. alm-Allah 4 JJI |Jip] (ali:m allah ) atma; k atma, {OsT} is. Allah da biliyor ya anlamnda bir eyin alizari, [Ar. al-ure > Fr. alizari] is. Kk boya bit doruluuna ve kesinliine inandrmak iin kulla nlan sz; phesiz; muhakkak. kisinin kk.

T M I K S M .2 1 1
alizarin, [Fr. alizarine] is. Kk boya bitkisi kkn den elde edilen glikozit hlindeki boyar madde, alize, [Fr. alizs] is. Ekvatorun iki tarafnda 30 ku zey ve 30 gney enlemleri arasnda yln btn mevsimlerinde dzenli olarak gney dou ve kuzey doudan ekvatora doru esen rzgrlar, alizende, [Far. lzden > alizende o-ujJT] (a:li:zen de) {OsT} sf. (At iin) ifte atan, alka, [ al-ka] {eT} is. Al renk; krmz. [ETY] alka, [al-mak + ka-mak > al+ka] {azjis. Evlen mek zere karlan kz. [DS] alkac, [al-mak + ka-mak > al+ka-c] {az} sf. Dolandrc; karc. [DS] aikamak, [al-mak+ka-mak] gl. f . [ - a r ] {az} Kz karmak. [DS] alkali, [Ar. al-kilyi (sod a) > el-kal > Fr. alcali] is. kim. 1. Lityum, sodyum, potasyum, rubidyum, sez yum elementlerinin hidroksitleri ile amonyum hid roksitin genel ad; kalevi. 2. Asit giderici ila. <3 alkali metaller, P eriy o d ik cetvelin birin ci stu nunda bulunan b ir d e erlik li elek tro p o z itif e le mentler. alkalik, -i [Fr. alcalique] sf. 1. Alkalilere ait; bazlk. 2. Alkali zellii tayan ila; antiasit. S alkalik ihtiyat, P la zm a d a b ik a r b o n a t eklin d e bulunan a lk ali m iktar. | alkalik kayalar, in d e ondan o k | a lk ali bulunan an d o jen kayalar. | alkalik metaller, | O ksijenle b irlein ce a lk a li m eydan a g etiren e le m entler,| alkalik tedavi, M idenin asid in i azaltm a | y a y aray an am in o asitlerin a lk a li tu zlan ile yaplan tedavi. | alkalik toprak, p H s 7 ,5 'ten y k sek olan | toprak. alkaliletirici, [alkali-le--tir-ici] is. Bir ortam alkali hle getirici madde, alkalmak, [alka-l-mak] {eT} edil. f . [-u r] Alklan mak; vlmek. [DLT] alkaloit, -di [Fr. alcaloide] is. kim. Bitkisel kaynakl, moleklnde tuz verebilecek en az bir azot bulunan bir alkali madde, alkaloz, [Fr. alcalose] is. tp. Kanda alkali ihtiyatnn artmas. alkaller, [alkal+ler] is. 1. Sodyum ve potasyum hidroksitlerinin belirlenmesine yarayan ara. 2. Karbonatl maddelerdeki karbondioksit miktarn lmeye yarayan alet, alkam, [Ar. alkam jvil] {OsT} is. bot. A c hyar, alkamak, [alka-mak] {eT} gl. f . [- r ] 1. Dua ve ilahi terennm etme. 2. vmek; methetmek; alklamak; sena etmek; takdis etmek. [ETY], [DLT] [EUTS] [Gabain] alkame, [Ar. alkame -u-Kil] {OsT} is. 1. Aclk; ac tat. 2. bot. Ac hyar, alkan, [Fr. alcane] is. Doymu alifatik hidrokarbon larn genel ad; parafn. [Cn H2n+2]

A LK

alkanm ak, [alka-n-mak] {eT} edil. f . [-u r ] 1. vl m olmak; [Gabain] [EUTS] 2. vlmek; hret bulmak; nlenmek; [Gabain] [EUTS] 3. (Hayvanlar iin) yemek. [EUTS] 4. Saldrmak; yok etmek. [EUTS] S alkansk tr, M ethetm e; vm e. [EUTS] alkara, [? alkara] is. Yaba. S alk ara klk, Siyah klkl b ir bu day tr. alkarna, [t. argagne] is. Deniz dibi kabuklularn avlamakta kullanlan ucu tarakl, az demirli a. alkam ak, [alka--mak] {eT} ite, f . [-u r ] Alkla mak; alkta yar etmek. [DLT] alkat, [alka-t] {eT} is. vme; metih; sitayi. [EUTS] alkatm ak, [alka-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] vdrmek; methettirmek. [EUTS] alkgu, [alu-] {eT} is. Hrsz. [EUTS] alkg, [alk-mak > alk-] {eT} sf. 1. Geni; [EUTS] [Gabain] 2. Uzak. [EUTS] [Gabain] alkm, [alk-m ?] is. Gkkua; alaimisema. S1 al km salkm, B e lli belirsiz; g z le z o r seilen . alknsz, [alk-n-sz] {eT} sf. 1. Sonsuz; bitmez tkenmez; pek ok. [Gabain] 2. Eksilmeden; azal madan; bol; sonsuz. [EUTS] alknu, [alk-m-u] {eT} is. 1. Azalma; eksilme; [EUTS] 2. Son; nihayet [EUTS] S alknu d, {eT} 1. lm vakti; lm saati. [EUTS] [Gabain] 2. E c e l; so n ; nihayet. [Gabain] alknm ak, [alk-mak (bitirm ek) > alk-()n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] 1. Tkenmek; bitmek; sonuna kadar alnmak;son bulmak; azalmak;eksilmek yok olmak; kaybolmak; mahvolmak. [ tigsizler] [DLT] [KPy.] [Gabain] [Mhenn] [Tekin] [EUTS] [ETY] 2. {az} armak; alklamak. [DS] S alknmak arlm ak, T kenm ek ve h a ra p olm ak. alkm turm ak, [alk-m-tur-mak] Kaybettirmek. [EUTS] jLJiJI / {eT} gl. f i [-u r ]

alk, [eT. al-ka-mak (vm ek, be en m ek) > al-lc- / jiiil] is. 1. {eT} {eAT} Takdis; kut sama; vme; tebrik; kutsama; hayr dua. [Gabain] [DLT] [ETY] 2.{eT} {az} Birisi iin aka iyilik dileme; hayr dua. [ETY] [EUTS] [Mhenn] [DS] 3. Beenme, takdir etme, vme; vg; takdir ve tahsin. 4. ki eli birbirine vurmak suretiyle ifade edilen beenme hareketi. 5. Hkmdarlara yaplan iyi dua. 6. {eAT} Anlma; yadedilme. alk al m ak, A lklanm ak. | alk avuu, m p arato rlu k | dn em in de hkm dar a lk lam ak la g rev li b l k ten o la n kim se.| alk dilemek, {eT} A k a iyilik | dilem ek. [Mhenn] | alk duas, P a d ia h a a lk | tutarken edilen dua. A leyke a v n u l-lah! Uurun a k olsun, ikblin fzn ! P ad iah m devletin le bin y a a ! M arur o lm a p a d iah m , sen den byk A llah v ar! Yardm cn A llah ola, y an uzun o la ! H ak T ea la efen dim ize uzun m rler v ere! D evletinle o k y a a ! | alk duas okumak, A lk tutarken |

ALK d u a etm ek. | alk etmek, {az} iy i d ilekte bulun | m ak ; du a etmek. [DS]|| alk eylemek, {eAT} 1. A l klam ak. 2. vm ek; ululam ak. 3. D u a etm ek [ al | k itmek, {eAT} 1. A lklam ak. 2. vm ek; ulula m ak. 3. D u a etm ek. | alk kazanm ak, {eAT} T akdir | toplamak.\\ alk klmak, {eAT} 1. A lklam ak. 2. vm ek; ululam ak. 3. D ua etm ek. | alk kopmak, | iddetle bird en b ire a lk la m a k ,| alk tufan, ok | id d etli a lk gsterisi. | alk tutm ak, 1. im p a ra | torlu k dn em in de h k m darlara b ir topluluk k a r sn a ktklarn da sev g i g sterisin d e bulunm ak. 2. m ec. Yaplan b ir ii, bir f ik r i desteklem ek, tevik etmek.\\ alk virmek, {eAT} 1. A lklam ak. 2. v m ek ; ululam ak. 3. D u a etm ek. alk, [alk-] is. ve sf. 1. Alklayan. 2. Birinin her davrann beenen ve hi eletiriye tutmadan bakalarna da kabul ettirmeye alan; dalkavuk; akak. alklk, - [alk--lk] is. Birini ar beenme, onu eletirmekten uzak durma ve srekli vg h linde bulunma; dalkavukluk; akaklk, alklama, [alk-la-ma] is. Ellerini birbirine vurarak veya szle beendiim ifade hareketi, alklamak, [alk-la-mak] gl. f. [- r ] [-l()-y o r] 1. Topluluk karsnda bir konuma yapan, sanat ese ri sunan veya gsteri yapan beendiini ellerini birbirine rpmak suretiyle ifade etmek. 2. m ec. Beenmek, takdir etmek, alklanma, [alk-la-n-ma] is. Yapt konuma ve ya sanat gsterisinin beenildiinin el rpmak su retiyle ifade edilmesi, alklanmak, [alk-la-n-mak] edil. f . [ - r j Alk tu tularak veya dier trl sz ve davranlarla bee nilmi olmak, alklulk, [alk-lu-lk] {eAT} is. 1. Anlma; yadedilme. 2. Hayr dua. alkmak, [alk--mak] {eT} ite, f . [-u r] 1. Birbirini mahvetmek, yok etmek. [DLT] 2. Y o k etmekte ya rmak. [DLT] alkil, [Fr. alkyle] is. kim. 1. Alkanlarm yapsnda bu lunan bir hidrojen atomunun kopmas sonucunda oluan bir deerlikli kklerin genel ad [CH2 n+-]2. B ir moleklde bulunan alkil kknn varlm belirten n ek. alkmak, [al-mak > al-k-mak] {eT} {az} gl. f . [-r] 1. Bozmak; yok etmek; berbat etmek; mahvetmek; batrmak [ETY] [Mhenn] 2. Tamamm almak; bi tirmek tketmek; sona erdirmek. [Gabain] [KPy.] 3. Yiyip bitirmek. [DLT] 4.Tamamlamak. [Tekin] [ETY] 5. Azalmak; bitmek; tkenmek; sona varm olmak; sona ermek. [EUTS] [DS] alkol, -l [Ar. el-kl > Lat. alkhol > Fr. alcool] is. 1. Meyve ralar mayalandrldktan sonra damt ma yoluyla elde edilen, abuk buharlaan sv; etil alkol; etanol; ispirto; metil karbnol; arap ruhu. 2.

lM fC ES fiM .212 gnl. Damtma yntemi ile elde edilen her trl sarholuk verici iki. 3. [Cn 2 n+OH] genel forml H ile ifade edilen oksijenli birleiklerin ortak ad. 0 alkol ayarlam a, S ert a lk oll i k ilere su k atla ra k a lk o l d erecesin i drm e ilem i.| alkol katmak, j a ra p veya ra y a a lk o l eklemek.\\ alkol mayalan mas, ekerli sv la rd a k i glikozu, etil a lk o l ve k ar b o n d io ksit g a zn a dntren m ayalan m a.| alkol | sz rejim , B eslen m ed e h ib ir alkoll ikiye y er verm eyen rejim. alkolik, -i [Fr. alcoolique] is. ve sf. 1. Srekli olarak alkoll iki kullanan kii; alkol bamls; alkoloman. 2. inde alkol bulunan, fi1 alkolik m aya lanm a, G likozun a lk o l ve k arbo n d iok sit v ererek ikiye ayrlm asn a y o l a a n m ayalan m a. | alkolik | tentrler, B az ila m addelerin in a lk o l iin deki zeltileri. alkoliz, [Fr. alcoolyse] is. B ir esterdeki alkoln klorhidrik etkisiyle baka bir alkol tarafndan tersinir olarak gertilmesi. alkolizm, [Fr. alcoolisme] is. tp. 1. A n alkol ien lerde grlen salk bozukluklar. 2. Etil alkol veya di alkol ile zehirlenmek, alkollemek, [alkol-le-mek] gl. fi [ r ] [-l( )-y or] B ir bileikteki bir ban alkol etkisi ile krlmasn sa lamak. alkollendirilmi, [alkol-le-n-dir-il-mi] sf. ine al kol katlm. alkollendirmek, [alkol-le-n-dir-mek] gl. f i [-ir ] Alkollemeyi salamak, alkolletirme, [alkol-le-tir-me] is. inde alkol bu lunan ikilerin alkol miktarlarn artrma, alkoll, [alkol-l] sf. 1. inde alkol bulunan. 2. Alkoll iki imi olan; ikili. 3. zfi. Alkoll iki imi olarak. alkoller, [alkol+l-er] is. Svlardaki alkol mikta rn belirlemekte kullanlan ara, alku, [alk-mak (bitirm ek) > alk-u] {eT} zf. 1. Tama men; bitene kadar; hep; hepsi; tamam btnyle. [ tigsizler] [Gabain] [KPy.] 2. Her yerde; her yerinde. [KPy.] 3. Hep; btn herkes; her nevi; eitli. [EUTS] [ETY] 4. zm. Herkes. [ETY] alkugun, [al-k-u-un] {eT} zf. Bsbtn; hep; btn ile. [EUTS] alkun, [alku-n] {eT} zm. Hepsi. [EUTS] allaf, [Ar. ' lle f (yem ) > allf (yem ci)] {az} is. Za hireci; alk. [DS] Allah, [Ar. el-ilh > Allah <JI] (a llad ) is. Varlklar aleminin tek sahibi ve tek yneticisi, rahmet ve merhamet sahibi, varlnn balangc ve sonu ol mayan, kinatta olup biten her eyi bilen, duyan ve gren mutlak ilim sahibi, kendisinden baka birine ibadet edilmeyen, kinatn ve kinatta kendisi d nda var olan her eyin tek yce yaratcsnn s

i;Sj .213

A LL

lam dinindeki baka kelime ve terimlerle karla namayan tek ad. S Allah! H ay ret v e a k n lk ifa d e etm ek iin s y len ir.| Allaah! akn lk bildiren | nlem .| A llah a bin kr! D urum undan memnun | olduunu ifa d e etm e.| Allah acsm . 1. o k z o r du | rum da kalm birinin kurtulm as ve iyilem esi iin edilen h ay r dua. 2. B ir belan n g elm esin d en k o r kulduu zam an ed ilen dua. | Allah acsn unut | turmasn. B ir f e l a k e t e uram , y akn lm biri sinin d a h a biiyk a c la r a uram am asn dileme.\\ Allah adam , 1. D nya hayatnn ek icili in e srt ev irerek kendisin i ib a d ete verm i kim se; b it; ahit. 2. K im sey e ktl ve yk olm ayan kii. | | Allaha bir can borcu olmak, 1. K im sey e borcu olm am ak. 2. K im seden ekinm em ek, korkm am ak. 3. A lla h tan b a k a b ir kim seye h es a p v erm e duru m unda olmamak.\\ A llah a emanet, A llah korusun, gzetsin d ile i.| A llah a em anet olun. G erid e k a | la n la ra iyilik ve es en lik ler d ilem ek iin sylen en v ed a lam a sz.\\ Allah afiyet versin! I. B ir kiiye salk, mutluluk, esen lik d ilem e duas. 2. H astalar iin iyilik ve ifa d ile i ifa d e ed en sz.|| A llaha ham t olsun! A lla h n ken disin e verdi i nim etler k arsn d a o n a m innet duyduunu ifa d e ed en dua. | | Allaha havale etmek, 1. K en d isin e ktlk e d e n lere gcnn y etm em esi veya ad aletin uygulanam am as durum larn da hesap lam an n A llah katn da olm asn istem ek. 2. Birini yard m csz o la r a k brakp g elm ek .| A llah a sm arladk! V edalam a | la rd a ayrlan larn g e r id e k a la n la ra s y led ikleri dua niteliin deki v ed a sz. | A llah a smarlada | gitmek, (Y olculua k a c a k o la n la r iin) y o lcu lu k n cesin d e yakn larn ziyaret etm ek .| A llah a kal | mak, 1. Bu d n yada y a p la n h akszlklarn g id eri lem edii durum larda h akszl a urayan larn h a k larnn a n c a k a h rette a la b ilec ek lerin i an latm ak iin sylenen sz. 2. G erek li alm ay yaptktan so n ra A llah 'a tevekkl edildi in i ifa d e etm ek iin kullan lan sz. | Allah akbetini hayr eylesin, B ir iin | sonunun h a y r getirm esin i dilem ek. | Allah akl(lar) | (fikir) versin. D nlm eden, a k lsz ca sylen en b ir szn ayplan m as iin s y len ir.| Allah Allah! | 1. H ayret ifa d e ed en nlem. 2. Savan so n sa fh as olan sng hcum unda lm g z e alan Trk a s kerinin s y led i i son szn " A llah ! olm as d ile iyle att n ara, | A llaha minnet olsun. Verdii | nim etleri karsn d a A lla h a kr d u a s.| Allah | aratm asn. A slnda p e k m akbu l o lm ad h ld e d a h a ktsnn d e o la b ilec e in i d n erek eld ek ine raz o lm a ifa d es i.| Allah artrsn. 1. B ir kiinin | kazancnn artm as iin ed ilen dua. 2. B ir kim senin servetin de gzm z y o k an lam n da a k a sz.|| Allaha snmak, B ir ktlkten veya erd en k o runmay A llah tan beklem ek. | Allah akna! 1. | A llah' seversen , an lam n da b ir istein b a la n g szii. 2. Y alvarm ak iin ku llan lan b ir sz. 3. a

kn lk ve u san m a ifa d e eden sz. 4. A llah ad n a y e min etm e sz. 5. Usanma, bkm a ifa d esi.| A llah a | kr! 1. A llah 'in verdii nim etlere kar duyulan m innet duygusunun ifadesi. 2. Yaplan iten veya olan ey d en duyulan m em nuniyet ifa d esi.| A llaha | tevekkl etmek, K a d e r e inanm ak, alm y azsm a raz olm ak. | Allaha yalvar. B en den sa n a hayr | yoktur, yardm iin A lla h tan d ilekte bulun. a n la m n da uyar sz.| Allah balasn! 1. K ii k o | cu klar iin an n e ve b a b a sn a sylen en sa lk d ile m e sz. 2. Birinin sevdiini kazad an b ela d a n k o rusun, ayrm asn an lam n da iyi dua.\\ Allah bah tndan gldrsn. E vlen m e a n d ak i k z lara iyi b ir e bu lm alar iin edilen dua, | Allah bana, ben | de sana, V erecek p a r a s bulunm adn ifa d e eden sz. | Allah baka ac gstermesin. B a k a b ir y a | knnzn lmn grm eyesin iz, eklin d e bir teselli ve b a sa l dilei. | Allah belan (belasn) ver | sin! 1. K ii o la r a k y a p a c a k b ir ey kalm aynca, k ar tarafn yaptklarn n cezasn A llah in ta kd i rin e b r a b n a dilein i belirten ve kzgnlkla s y le nen bed d u a sz. 2. B irin e kt d ilekte bulunm ak iin sylenir.\\ Allah beterinden esirgesin! Y aa nan b ir kt durumun d a h a ktsnn d e bulundu u m d n erek teselli bu lm a ifa d esi ve dua. | Al | lah beterinden korusun! Yaanan b ir kt duru mun d a h a ktsnn d e bulunduunu dn erek teselli bulm a ifa d esi ve dua. | Allah beterinden | saklasn! Yaanan b ir ktii durumun d a h a kt s nn d e bulunduunu d n erek teselli bulm a ifa d e s i ve d u a .| Allah bilir, 1. K esin lik kazan m ayan bir | durum da p h eli durumu belirtm ek iin kullanlan b ir sz. 2. A llah tank g ster ere k ifad ey i g len d irm ek iin kullanlan p ek itirm e sz. 3. B en y le tahmin ed iy o ru m an lam n da kullanlan bir sz.| Allah bilir ya! pheli durum larda A lla h | tank g sterm ek su retiyle inandrm a sz. | Allah [ bin kere bereket versin. Yem ekten ve kazantan d olay m em nuniyeti ve A llah n bollu u srdrm esi iin ed ilen d u a .| Allah bir! A llah n birli i zerin e | ed ilen yem in sz. | Allah bir, sz bir. Sznden | d n m em ek a m a cy la A llah 'n birli i zerine edilen yem in sz .| Allah bir yastkta kocatsn. Yeni | evlilerin m r boyu birlikte mutluluk iin de y a a m ala r iin edilen dua.\\ Allah byktr (kerim, kadirdir)! A lla h n gcne, kudretin e inanp k a d e r e boyun e m e ifadesi.\\ Allah cann alsn, Kzgnlk h lin d e birin e sylen en b ed d u a sz. | Allah ceza | n vermesin, A llah yaptn kt l klerin karln verm esin, an lam n daki dua. | Allah cezan (cezas | n) versin! Yaplan ktlklerin karl o la r a k A llah h a k ettii cezay versin.| Allah ocuklarna | balasn, H asta an n e veya baban n ifa bulup ocu klarn yetitirm elerin e A llah izin versin, an lam n da dua. | Allah dana gre duman verir, | A llah herkesin d a y a n a b ilece i k a d a r klfet verir. | |

A LL

0IHIlffSM .2i4
sz. | Allah Halil brahim bereketi versin, Ye | m ek so n rasn d a ev sahibin in y iy ec e k ve iecein in bollu u iin ed ilen dua. | Allah hayrl etsin. 1. | Satn alnan bir m al veya y en i ba la n a n b ir iin hayrl ve uurlu o lm as iin sylen en iyi d ile k s z. 2. Birinin tasvip edilm eyen davran iin s y lenen alayl sz. | Allah herkesin gnlne gre | versin, "H erkes d ile in e kavusun. an lam n da du a.| Allah honut olsun, B ir iyilik karl n da | A lla h tan iyilik sa h ib in e ed ilen h ay r d u a .| Al | lahm! K orku, aknlk, fk e ve h ay ran lk g ib i d e iik p s ik o lo jik h ller i ifa d e iin kullanlan nlem.\\ A llahn .... ( ou nlukla y e r ad olur) Issz ve engin y e r .| A llahn .... (Zaman kavram lar) | H er z am an .| A llahn ... (K ii a d ) K o rk u la ca k ve | a c n a c a k kii.| A llahn adaleti, la h a d a let.| Al | | lahna kavum ak, lm ek.| A llahn belas (ceza | s, gazab), in san z o r durum da brakan , sknt ve ren, m usibet.| A llahn bildiini kuldan ne sakla | yaym ? G izlem eye g e r e k gr lm eyen h ller iin sylen en k arsn d a kin e inandrm a sz.| Allahn | binasn ykmak, K en din i veya birin i ldrmek.\\ A llahn cezas, in san z o r durum da brakan , s knt veren, musibet.\\ A llahndan (Allahtan) bul sun, K en d isin e kt l k eden birisi iin b ir ktlk dnm ediini, a n c a k bu durum iin A llah katnda ikay ette bulunduunu belirten ilenm e sz. | Al | lahn davetine icabet etmek, lmek, ruhunu tes lim etm ek.| A llahn em ri, lm.\\ A llahn emri, | peygam berin kavliyle, K z istem eye g id en olan tarafnn teklifi.\\ A llahn evi, Cami, m escit, K b e ; Beytullah.\\ A llahn gazab, nsan z o r durum da brakan , sknt veren, m usibet.| A llahn gazabna | geleyim ki... B ir yem in sz.| A llahn gazabna gelmek (uramak), o k skntl ve zntl du ru m lara dm ek.| A llahn gn, H er giin a n la | m n da bkkn lk ifa d esi.| A llah n hikmeti, S e b e b i | aklan am ayan , bilin em eyen o la y la r ve durum lar iin sy len en a k n lk ifadesi. | A llahn hmna | gelmek (uramak), o k skntl ve zntl du ru m lara dmek.\\ A llah(-n) seversen, A llah a kna]] A llahn inayetiyle, Yaplm as p lan lan an bir i an latlrken A llah yardm ettii takd ird e y e r i n e g etirilece in i belirtm ek iin sy len ir ]\ A llahn seven tutmasn! "Kim se en g el olm a y a k alkm a sn. an lam n da uyar sz. | Allahn seversen, 1. | Sitem etm ek iin sylenir. 2. Yalvarm a an latan bir s z ; A llah akn a. | A llahn iine bak, B ir olayn | gid iin d e b eklen m ed ik b ir d e im e olduu zam an sylen en a k n lk sz. | A llahn iine karl maz. K a d e r e k ar klam ay aca n ifa d e eden s z .| A llahn izniyle, Y aplm as p lan la n a n bir i | an latlrken A llah izin verdi i takd ird e y erin e g eti rilece in i belirtm ek iin s y len ir. \\ A llahn kr (da, yaban), Issz y e r.| A llahn kulu, n san ; | k ii; Adem. | A llahn Itfuyla, Yaplm as p la n la

Allah dana gre verir kar, A llah kuluna ta ham m l sn rlar iin de klfet v erir.| Allah dana | gre verir k, A llah kuluna taham m l sn rlar iin de klfet verir, | Allah derim, H erh an g i bir | olay k arsn d a s y ley ec e k s z bu lam ayn ca ku lla nlan a resiz lik sz. | Allah dert verip derm an | aratm asn, "Allah a res i bulunm ayan d er tle re ve skn tlara d rm esin an lam n da d u a .| Allah | devesi, {az} P ey g a m b er devesi. [D S]|| Allah di linden kurtarsn, A lay ed en kiiye "Alayc ve kr c szlerin den kurtulm ak iin A lla h a snm aktan b a k a a r e yoktur. an lam n da yakn m a sz. | Al | lah diline drmesin, n san larn kusurlarn aratran, dedikodu sun u y a p a n kiinin ren m esi ne, g rm esin e fr s a t verm em ek gerek , an lam n da d ile k ve y a kn m a sz. | Allah dirlik dzenlik ver | sin, A ile ii mutluluun devam iin edilen hayr dua. | Allah doru yoldan ayrmasn, D oru luk | tan a m a m a k iin A llah tan yardm dilem e. | Allah | dokuzda verdiini sekizde almaz, H er ey Al l a h n takdiri zere olur, k a d e re rza g sterm ek g e r e k ir.| Allah drt gzden ayrmasn, ocuun | a n a ve babasn n hayatta kalm as, ksz kalm am a s iin ed ilen hayr dua. | Allah dmanma ver | mesin, B a a g elen skntnn o k kt olduunu vurgulam ak iin sylen en sz. | Allah ecir sabr | versin, B ir fe la k e t e uram , yakn lm birisi iin iyi d ile k s z. \\ Allah ekmei, {az} lk b a h a r d a tal a la n la rd a kan b ir tr mantar. [D S]|| Al lah eksik etmesin, 1. Yardm y a p an kim seye iyilik ve sa lk d ilem e sz. 2. P e k ie y a ra m a m a k la b ir likte insana g er ek li olan e y le r iin kullanlan kr sz. | Allah eksikliini (yokluunu) gster | mesin (vermesin), ik in ci d e r e c e d e ihtiya m ad d e lerin den o lm a kla birlikte y in e d e insana g e r e k li o la n ey ler iin A llah 'a kretm e sz. Seni g r m ezse gzm g rm ez olu r n eeyi d e ; / B a n a g s term esin A llah senin ek sik li in i. F . N afiz am lb e l.| Allah emeklerini boa karm asn, B ir ite | o k alan kiilerin b a a rs iin ed ilen dua. | Al | lah emeklerini eline vermesin, A llah bitirm ek is ted i i ileri so n a erdirm esin e izin versin an lam n da b ir iyi d ile k sz.\\ Allah encamn hayreylpsin! Sonunda n e k az an d raca b e lli olm ayan b ir i ve y a alm ann sonunun hayrl olm as iin edilen d u a.| Allah esirgesin! K tlklerden korunm ak, | sakn m ak iin 'ed ilen dua.\\ Allah etmesin, K t lklerden u zak olm ay dileme.\\ Allah evi, Cami, m escit. | Allah feyzini artrsn, renim g ren le | rin b a a rs iin ed ilen dua. | Allah geinden ver | sin, lm g e r e k o lm a kla birlikte mrn biraz d a h a uzun olm as dilei.\\ Allah gstermesin, Kt b ir durum a d m em ek iin edilen dua.\\ Allah gl(er) yzn soldurmasn, B irinin sa lk ve mutluluu iin edilen haynr dua. | Allah hakk iin, | A llah m v a r ve g e r e k olduu zerine ed ilen yem in

fllIiM M I.215
nan b ir iin A llah izin ve b a ta bulunduu tak d ird e y erin e g etirilece in i belirten sz. | A llahn | nimeti, A llah m ku llarn a verd i i yiy ecek, iecek, rahatlk, huzur, a k l ve vcut sa l trnden b tn ba lar. | A llahn rahm etine kavumak, | lm ek.| A llahn seyf-i adaleti, A lla h n a d a let | k lc.| A llahn takdiri, K a d er, aln yazs.\\ Allah | slah etsin. K t y o la dm kiilerin doru y o la g elm esi iin A lla h tan iyi d ilek te bulunm a sz .| | Allah am ak, N e yapt n bilememek.\\ Allah iin, "Dorusu, g e r e i s y lem ek g erek irse... an lam nda g iri sz. | Allah ikisini (ikinizi) bir yas | tkta kocatsn, Yeni ev liler iin iyi d ilekte bulunm a sz.\\ Allah imdat (yardm) eylesin, Z or durum da o la n la ra m o r a l verm ek iin sy len en iyi dilek.\\ Al lah (seni, sizi) inandrsn, n an lm as g b ir o la yn anlatm sra sn d a yem in etm ek iin kullanlan sz. | Allah insann akln alacana cann alsn, | Akln insan iin nem ini belirten b ir sz. | Allah | iyiliini versin, H olan lan birinin olum suz d a v ra nn g r n ce a k n lk vey a fk e belirtm ek iin sylen en sz. | Allah kabul etsin. B ir hayr y a p an | kiiye bu iyiliinin A llah katn d a k ab u l olm as iin y ap lan d u a .| Allah kadirdir, 1. A lla h n h er ey e | gc yeter. 2. A llah 'in y ard m ile h e r iin o la b ile ceini bildiren sz... 3. K a d e r e boyun e m ek g e rek.| Allah kahretsin! Y aknm a ve fk e bildiren | bed d u a sz.| Allah kavutursun! Yolcu a rk asn | dan g e r id e k alan y a kn la rn a sy len en iyi d ile k s z.|| Allah kavutursuna gitmek, Yolculua kan kiinin yakn larn ziy a ret e tm e k | Allah kazadan | beladan korusun (saklasn, esirgesin), K t bir durum la k arla m am a k iin ed ilen h ay r dua. | | Allah kelam, K u r an - K erim . | Allah kerim dir, | Allah ba ve ikram sahibidir, byktr.[| Allah kerim yeri, E sk i Trk k a h v eh an elerin d e y o k su lla rn p a r a v erm eden oturup g e c e le d ik le r i blm.\\ Allah ksmet ederse, H erh a n g i b ir en g el km az sa. an lam n da k a d e r e boyun e m e ifadesi.\\ Allah kimseye m uhta etmesin, S a lk ve v a rlk a sn dan b a k a la rn d a n yardm b e k le r durum a dr m em esi iin A lla h tan yardm dileme.\\ Allah ko laylk versin. G b ir i k arsn d a baarn n z o r luunu ifa d e etm ekle birlikte A llah tan yardm di lem e sz. | Allah korkusu, Y aplm ak istenen kt | lkler iin A lla h n cezalan drm asn dan ek in e rek vazgeme.\\ Allah kr etsin, 1. Ktln g rd mz biri iin ilenm e. 2. K u llan rken a k silik lerle karlalan ey a la r ve a le tle r iin svm e y erin e sylenen s z .| Allah korusun, 1. A lla h tan b a k a | h ibir gcn kt l kleri en g ellem ey e y etm ey ece i ni tahmin ettiim iz du ru m larda ettiim iz dua. 2. Birinin veya b ir eyin errin d en A llah a snmak.\\ Allah kulunun gtrecei k ad ar verir, 1. A llah insanlara taham m l e d e b ile c e k le r i k a d a r m kelle fiy e t ykler. 2. A llah insan a s a b r e d e b ile c e i k a d a r

A LL

sknt verir. | Allah kurtarsn, o k z o r b ir durum a | dm veya a r h a stal a ya ka la n m birinin ku r tuluu iin sylen en h ay r d u a sz. | Allah kuru | iftiradan saklasn (korusun). G e re k d b ir su lam a dolay sy la bu su lam an n doru olm adn belirtm ek iin kullanlan savun m a sz. | Allah | layn (mstahakkn) versin, 1. A llah a lm a ve a ba la rn n karl n versin, an lam n da h ay r dua. 2. m ec. K t l k y a p a n birin e A llah sa n a h a k ettiin belay versin, an lam n da beddu a. | Allah | m anda ifas versin, argo. o k y em ek y iy en ler iin sylen en y erg i sz. | Allah muinin olsun, o k z or | b ir ie g irien ler iin A lla h n yardm n dileme.\\ Allah muvaffak etsin, Z or b ir ie g irien lere b a a rm a la r iin A lla h tan yardm dileme.\\ Allah m barek etsin! A llah hayrl etsin, d u as.| Allah | m stahakkn versin, 1. A llah a lm a ve a b a la rnn karl n versin, an lam n da h ay r dua. 2. m ec. K tlk y a p an birin e A llah s a n a h a k ettiin b ela y versin, an lam n da beddua. | Allah nam erde | m uhta etmesin, A llah sa lk ve mutluluu b o z a r a k z o r durum da b ra k p kt kiilerd en yardm um ar durum a drmesin, an lam n da dua. | Allah | nasl bilirse yle yapsn, K zgnlk ve fk e bildiren beddua.\\ Allah nasip (ksmet) ederse, Y aplm ak istenen b ir i iin A lla h n iznine ve y ardm n a m uhta olunduunu ifa d e ed en b ir temenni. | Allah | nazardan saklasn, A llah kt niyetli kiilerin kt arzu ve d ileklerin den korusun. an lam n da iyi d ile k sz. | Allah ne verdiyse, Y iyecek ve i e c e k | n e varsa, onunlayetinmek.\\ Allah nice nice yllara eritirsin, Ya gnn ku tlayan lara d a h a b y le o k y lla r g eir m e si d ile iy le ed ilen dua. | Allah ona | son grl verdi, Yal birinin so n g n lerin de ulat bo llu k ve mutluluktan s z ed erk en sylen en s z .| Allah onlarn yldzlarn bartrsn, B ir b i | ri ile g ein em ey en v ey a y a ra tla ters olan k i ile rin iyi g ein m eleri iin ed ilen hayr dua. | Allah | m rler versin, 1. Sayg duyulan birin e selam verm e sz. 2. Yardm eden birisin e teekk r etm ek iin sylen en sz.\\ Allah vm de yaratm , B i rinin o k g zel olduunu belirtm ek iin kullanlan vg.\\ Allah peygam ber tanm az, 1. Dinsiz. 2. G n aha girm ekten ekinm ez. 3. ev resin d ekilere eziyet etm ekten zev k alr. | Allah rahatlk versin, | Y atarken sylen en R a h at b ir g e c e geirin . " a n la m n da iyi d ile k sz ; y i uykular!. | Allah (gani ga | ni) rah m et etsin (eylesin), len birinin ardndan A lla h n rahm etini d ilem ek iin ed ilen hayr d u a .| | Allah raz olsun. K en d isin e iyilik y a p an birisin e A lla h n rzasn d ilem ek eklin d e teekk r s z ii.| | Allah rzas iin, 1. Y alvarm ak iin kullanlan bir sz. 2. n san bir k arlk b eklem ed en s a d e c e Al lah in honutluunu k az an m a k a m a cy la ; k arlk sz.| Allah sabr(lar) versin, Sknt iin de bulunan | birisi iin A llah 'tan dayan m a gc verm esi iin

ALL edilen du a.| Allah sa eli sol ele m uhta etmesin, | 1. A llah inam y a kn la rn a b ile m uhta durum a drm esin an lam n da iyi d ile k sz. 2. Yaknla rndan y akn m a bildiren sz.\\ Allah sa gz sol gze m uhta etmesin, 1. A llah insan y akn larn a b ile m uhta durum a drm esin an lam n da iyi di le k sz. 2. Yaknlarndan y a kn m a bildiren sz.|| Allah saklasn, A llah korusun an lam n da iyi d i lek.| Allah selamet versin, 1. Y olcu lar uurla| nrken sylen en T ehlikelerden ve g l klerden zak durm alar dilei. 2. U zakta bulunan b ir ta ndktan s z edilirken "glk ve skn tlardan u z a k " kalm as iin ed ilen dua. 3. Birinin olum suz lu u m anlatrken kullanlan s z b a ifadesi. 4. Gitm esini, ayrlm asn istem ediim iz birisi m utlak g itm ek isterse, istem eden izin verildiin i ifa d e et m ek iin kullanlan a z a rlam a sz. | Allah senden | (sizden) raz olsun, K en d isin e iyilik y a p an birisin e A lla h n rzasn d ilem ek eklin d e teekk r sz .| | Allah seni dnya bo kalmasn diye yaratm , B eceriksiz v e tem bel k iilere sylen en sitem li sz. | | Allah seni m uam m er eyleye, G rlen bir iyilik karsn d a iyilik s a h ib in e A llah n mutluluk ve s a lk verm esi iin ed ilen dua. | Allah son grl | versin. mrnn so n g n lerini y a a m a k ta olan kim seye ed ilen h ay r du a.| Allah sonunu hayret | sin (hayreylesin). G rne g r e sonu p e k hayrl km a y aca tahmin edilen b ir i iin y in e d e A l l a h tan onu h a y ra evirm esi iin iyilik dilei. | Al | lah artm asn, B e en ilen birisinin davran larn de itirm em esi dilei.\\ Allah taksimi, E it m iktar d a olm ayan, kim ine az kim ine o k o la r a k datm a. | Allah taksiratn affetsin, len birinin ardndan | onun gn ahlarnn A llah tarafndan affed ilm esin i d ilem ek iin edilen h ay r dua.\\ Allah tam am na erdirsin (eritirsin), B alan g c iyi g r len b ir iin iyi b ir e k ild e son u lan drlm as iin ed ilen dua. | j A llahtan, 1. G elinen iyi durum ve kurtulu A l lah 'm d ilem esi iledir. 2. Yaratltan veya d ou tan. 3. yi k i; b e re k e t versin; kr k i...| A llahtan | bulsun, K en d isin e ktlk ed en birisi iin b ir kt lk dnm ediini a n c a k bu durum iin A llah k a tnda ikay ette bulunduunu belirten ilen m e sz. | | A llahtan gelene raz olmak, nsan kusuru ve k a s t olm akszn b a a g elen fe la k e t le r iin sylen en s a b r ve tevekkl sz .| A llahtan ki, K t b ir du | rum dan kurtuluun A llah n y ardm ve d ilem esi ile olduu. | A llahtan kork. n s a f et, ac, yazk, | utan.| Allahtan korkm ak, A llah korku su ile kt | lk y ap m aktan ekinm ek. | A llahtan korkm ayan | dan korkmal, Yapt ktlklerin cezasn g r e ce in i dnm eyen kiinin v erece i z a r a r ve zu lm den ekin m ek g e r e k ir .| Allahtan korkmaz, | in sa fsz; a cm asz; g a d d a r .| Allah tan m afiret | dilemek, A lla h tan a f dilem ek, dua.\\ A llahtan olacak, ans veya talih d em len eyin A llah m y le d ilem esi ile olduu.\\ A llahtan mit kesilmez, 1. A llah insan a en um ulm adk z am an d a yardm eder, an lam n da umut sz. 2. lm e ihtim ali olan bir h a sta iin, iyilem e umudu beslemek.\\ Allah tek rarn a erdirsin, B e en ilen , memnun olunan bir iin tek ra r edilm esin i dileme.\\ Allah tesirini halk etsin, Yaplan b ir duann A llah katn da k ab u l g r e re k ken disin e du a ed ilen kiinin y a ra rlan m a s d ile i.| Allah utandrm asn, yi b ir i y a p m a y a k a lk | a n la ra b a a r d ilem e ifadesi.\\ Allah lem. A llah en iyisini bilir, dorusunu A llah bilir.\\ Allah ekber, A llah ulularn ulusudur; A llah en byk tr.| Allah var! A llah iin doru ol, doru s y le .| | | Allah v ar ya! D orusunu s y lem ek g e r e k ir s e ...| | Allah vere de, D ileim o d r ki... n a lla h .| Allah | vergisi, B ir kim senin dou tan g elen stn y e t e n ek leri,| Allah vermesin, K t b ir durumun biz | den uzaklatrlm as iin ed ilen dua. | Allah versin, | 1. Birinin kazan cn dan duyulan m em nuniyeti ifa d e etm ek iin sy len en a k a sz. 2. G elen d ilen cilere s a d a k a v erm em ek iin sylen en sz.\\ Allah yaps deil kul yaps, in sa n la r tarafn dan im al edilm i o la n ey alarn kusurlarnn bu lu n abilecein i ifa d e ed en s z .| Allah y aratt dememek, A cm am ak, | eziyet etm ek, zulmetmek.\\ Allah yardm cs olsun, 1. A llah'tan b a k a yardm ed ecek , umut b e slen ec ek kim se kalm adn n ifadesi. 2. Z or durum da olan birin den s z ed erk en sylen en iyi d ile k sz. | Al | lah yazdysa bozsun, G ereklem esi istenm eyen kt b ir durumun u zaklatrlm as iin ed ilen du a.| | Allah yokluunu gstermesin. A slnda p e k m ak bu l o lm a d h ld e d a h a ktsnn d e o la b ile c e i ni d n erek eld ek in e raz o lm a ifa d es i; A llah aratmasm.\\ Allah yolu, A lla h n em irleri, din g rev ler,| Allah yolunuzu ak etsin, Y olcu lara s y | lenen A llah sizi y o ld a g l klerle karla trm a sn ." an lam n da uu rlam a sz.\\ Allah, yr ya kulum, deyince, a b u k ve k o la y p a r a kazan an lar veya m esle in d e a b u k y k selen ler h akk n d a s y len ir.| Allah ziyade etsin. B ir ikram veya ziyafet | son u cu n da ev sa h ib in e A lla h n d a h a o k nimet verm esi iin y a p la n d u a sz. Allahan, [Ar. Allah > Allh-n ,'OsT} is. Allah adamlar; ermiler. Allahma, [Ar. Allhuma] {OsT} nl. ama bildiril'. Allah, [Ar. Allah > Allah ^ ^ 1] (a lla .h i:) /OsT} is. Allah adam; ermi; veli. Allahiyan, [Ar. Allah + Far. -yn y a :n ) {OsT} is. Ermiler. Allahlk, - [Allah-lk] is. 1. Allahn zatna ait, Al lahla ilgili olan. 2. nsanlarn elinden geleni yap tktan sonra sonu elde edilemeyen, ancak Al lahtan medet umulur durumda olan; kendi hline braklan. 3. sf. (Kii iin) kendisinden ciddi bir (a lla .h a .n )

0 U4JJI] (a lla:h i-

f l i f M

217

ALM

hareket beklenemeyen zararsz ve kendi hlinde. B izi g erek ten usandrd y a la n dnyada, / Yar A llahsz olan lar, y a r A lla h lk la r. F . N afiz am lbel. Allahsz, [Allah-sz] sfi 1. Allaha inanmayan; ateist. 2. mec. Acma ve merhamet duygusu olmayan; ac masz; gaddar; insafsz; vicdansz. Allahszlk, -, [Allah-sz-lk] is. fe l. Allaha inan mama durumu; ateizm. Allahulem, [Ar. Allh lem bi-evb /t! < JI d

allanmak, [al-la-n-mak] dnl. f i [- r ] 1. Kzarmak; al renge brnmek. 2. {az} Sslenmek. [DS] 3. {az} alm satmak. [DS] 4. {azj Sarkntlk et mek. [DS] 5. {az} Utanmak; sklmak; arlanmak. [DS] S allanp pullanmak, Sslenmek. aile, [Fr. alle] is. Bir parka, baheye veya saraya giri veya gezinti yeri olarak kullanlan iki yannda sralanm aalar veya yeil it bulunan geni yol; hybn. allef, [Ar. alef (yem) > allf (yem ci) iU ] {OsT} is.

1. Zahireci. 2. {az} Tahl kalburla ta ve topra ndan temizleyen ii. [DS] lah daha iyi bilicidir. alleflemek, [allef-le-mek] gl. f i [ - r ] [-l(i)-y o r] {az} Allahuekber, [Ar. Allh ekber jS\ 4I] {OsT} nl. Tahl kalburla temizlemek. [DS] allegretto, [t. allegretto] zfi mz. 1. Allegrodan daha Allah en byktr; Allah ulularn ulusudur. hafif yrk ve canl. 2. is. Bu ekilde icra edilen Allahutala, [Ar. Allh tel -lU'] {Os T} nl. mzik. Allah ycelerin ycesi, ulularn ulusudur. allegro, [t. alegro] zf. mz. 1. abuk abuk; yrk. allak1 - [OsT. allk 5U] (a lla :k ) {OsT} sf. (Kii , 2. is. Bir sonatn ilk blm. 3. Bir sonatn veya senfoninin yrk icra edilen blm. 4. Dans ve iin) sznde durmayan, kendisine gvenilmez; al koreograf gsterilerinde canl icra edilen blm datc; dnek; kalle. veya altrmalar. allak2, - [Ar. allk ii^lt] (a lla:k ) {OsT} is. Sakzc. allelomorf, [Yun. allelonmorph] sf. Biy. Fonksi allak3, [al-la-mak > al-la-k] sf. Karm. S allak yonlar ayn, etkileri benzemez olan homolog iki bullak, 1. K a rm a k a rk ; dzensiz; darm adan k. kromozom zerinde ayn yeri tutan iki gen. 2. {az} (Yuvarlanm ak, d m ek iin) tek er m eker. allem kallem, [allem + kallem] is. ikile. Sz hnerle [D S]|| allak bullak etmek, 1. K artrm ak, d a t ri gstererek kandrma, ikna etme, fi1 allem (et mak, bozm ak. 2. m ec. Sakin ve doru dnem ez mek) kallem etmek, B irin i kan d rm ak veya b ir h le getirmek.\\ allak bullak olmak, Zihni k a r a m a c a u la m ak iin h e r trl y o lu d en em ek mak, sakin dnem ez olm ak, arm ak, a k n a all, [al-l] sf. 1. Rengi al olan, iinde al renk bulu dnmek.\\ allak dllek, {az} (E lb ise iin) p a r a m nan. 2. Al renkli elbiseler giyinmi olan. S all p a r a ; esk i psk. [DS] pullu, Ssl, gsterili. | all morlu, o k k a rk allam1 [al-la-m] {az} sf. Dank; dzensiz. [DS] 0 , renkli. | allm pullum, {az} o k ssl; g zel g i | atlam sellem, {az} 1. (Giyini iin) dzensiz. 2. yinm i. [D S]|| allm sallm, {az} B oylu boslu. (D avran iin) b a b o ; kontrolsz. [DS] [D S]|| allm allm, {az} Susuz gr n m eye a l a n ; susuzm u g ib i davranan. [D S]|| allm yeilim, allam2, [Ar. ilm > allm j>5U] (a ll;m ) {OsT} sf. 1. {az} 1. R en k renk. 2. A la kuak. [D S]|| all pullu, Her eyi bilen; ok bilgili. 2. z. is. Her eyi bilen; {az} M ays b c e i; g elin b ce i. [D S]|| all yeilli, Allah, A llam l-guyb, Btn gizli ve sa k l ne ok k a r k renkli. | alb yeilli kibrit, {az} H av a i | varsa hepsin i bilen (Allah). f i e k ; m aytap. [D S]|| all yeilli olmak, {az} G elin allama, [al-la-ma] is. Krmzya boyama, olm ak. [DS] allamak, [al-la-mak] gl. f i [-r ] Bir nesneyi krmz allg, [al-l] {eT} sf. Hileli; all. [EUTS] ile boyamak, fi1 allayp pullam ak, A slnda g zel allk, - [al-lk] is. 1. Krmzlk, krmz olma hli. olm ayan b ir kim seyi veya b ir ey i g z el g ster m e k 2. Kadnlarn ss maksadyla yanaklarna srdkle iin sslem ek. ri krmz boya. 3. {az} nce dvlm krmz allame, [Ar. allm > allme u ^ ] (a ll :m e) {OsT} biber. [DS] is. ve sfi Her alanda geni ve derin bilgisi olan, ok alli, [al (hile) > al-l] (a lli;) is. Ayp, bilgili, allame-i kl, H er e y i b ilen ; bilgin. allu, [al-lu] {az} nl. Vay! [DS] allamelik, -i [allame-lik] is. 1. Her alanda geni ve alm a1, [alma / almla *1T / LIT] {eT} {eAT} is. Elma. derin bilgi sahibi olma hli. 2. Yarm yamalak bilgi [DLT] [Mhenn] fi3 alma als, {az} A daay. ile ok biliyor grnme; bilgilik; ukalalk, fi1 al [D S]|| alm a ya, E lm a y a ; a d a a y y a p ra n d a n lamelik etmek (taslamak), H ib ir ey bilm edii ka rlan ya.\\ alma yapra, {az} bot. E nli y a p hlde o k e y biliyorm u g ib i d av ran m ak; b ilg ilik ra k l b ir tr ot. [DS] taslam ak; u k a la lk etm ek. alm a2, [al-ma] is. 1. Almak ii. 2. Alnt. 3. mat. M a allanma, [al-la-n-ma] is. Kzarma. tematikte bir saynn ssn, kkn hesaplama ii. {OsT} nl. Dorusunu en iyi Allah bilir; Al

ALM
almaba, [alma+ba] {az} is. 1. Krmz bal yaban rdei. 2. Sereden kk, krmz bal bir ku. 3. Kzl ar; eek ars. [DS] alm ack1, - [al-ma-ck ,J=*I] {eAT} {az} is. Uyluk kemiinin yuvarlak ba. [DS] almack2, [al-ma-ck] {az} is. Elmaya benzer kk meyveleri olan bir aa. [DS] alm a, -c [al-ma] is. fz . Alc; ahize; azlk; ku laklk; reseptr. S alm a verm e, {az} A lp v er m e; alveri. [DS] almal, [al-ma-l] sf. (Oyun iin) yenilen kimsenin ortaya koyduu para, bilye, ceviz vb.yi yenen kii nin alabilecei koulu olan, almagz, [alma+gz] {az} is. Makbul tutulmayan iri gzl at. [DS] alm ak, [eT. al-mak j i l / jil] gl. f . [ -r ] [eT. eA T u r] 1. Bir nesneyi elle veya arala tutup yerinden kaldrmak. 2. Kendine mal etmek; ahzetmek; sahip olmak. 3. (rn iin) salamak; elde etmek. 4. Ka zanmak. 5. Yklenmek. 6. Tamak. 7. Birlikte, yannda gtrmek. 8. Misafir olarak kabul etmek. 9. Semek, tercih etmek. 10. Bol veya uzun elbise yi daraltmak veya ksaltmak iin birazn kesip at mak. 11. Dolu veya ok olan bir eyi eksiltmek. 12. inden karmak; ekmek. 13. Srtna veya omuzu zerine koymak. 14. Fethetmek; savala zapt etmek igal etmek; basmak; istila etmek; kaplamak. {eT} {eAT} (ayn) [ETY] 15. Ele geirmek; elde etmek; kazanmak; yakalamak; kapmak; gtrmek. {eT} {eAT} (aym)[\3?y.] 16. ki veya sigara imek. 17. Kullanmak. 18. m ec. (lm yolu yla) ayrmak. 19. m ec. (Erkek iin) bir kadn ile evlenmek. [Gabain] 20. Posta yoluyla gnderilen eyay tesellm et mek. 21. ine almak; iine sdrmak; dahil etmek; katmak. 22. Bir nesneyi eski yerinden baka bir yere gtrmek, ekmek. 23. Yol gitmek, kat etmek, amak. 24. Kabul etmek. 25. Benimsemek. 26. Sa hibinden habersiz veya zorla ele geirmek. 27. almak. 28. (Alet ve makine iin) almaya ba lamak. 29. Alnt yapmak. 30. m ec. Belirtilen du ruma girmek; brnmek. 31. m ec. Sarmak. 32. Etki altnda brakmak. 33. Balamak. 34. Anlamak; bel lemek. 35. Grmek. 36. (Dikkat iin) gz nnde tutmak. 37. zerinde dnmek. 38. (Halk airleri iin) iir sylemeye balamak. 39. Birinden davra n biimi edinmek. 40. Balk yakalamak. 41. mat. Bir saynn ssn veya kkn hesaplamak. 42. Bir anten araclyla radyo dalgalarn toplamak. 43. Radyo, televizyon yaynlarn izleyebilmek. 44. renmek, kavramak. 45. (Okula, dern ee, p a rtiy e vb.) Kaydetmek. 46. Kararlatrlan zaman dei tirmek. 47. (Zamanla ilgili) oyalamak. 48. Boyutla rn lmek. 49. Duymak; alglamak. 50. {eT} {eAT} Elde etmek; gereken eyi kendine mal etmek. [EUTS] 51. {az} (Koyun, kei vb. iin) yavrusunu

IMTfflfCESM.zs

emzirmek; emdirmek. [DS] 52. {az} Parlamak; tu tumak. [DS] 53. {az} (Eklenecek iki para iin) birbirine uygun gelmek. [DS] 54. {az} Bir taraf ar gelmek; meyletmek; amak. [DS] 55. {eAT} Geri almak, Al abdestini ver pabucum u, Y arar umulan ite z a r a r g rm ey e ba la n n ca vazgem ek istem ek.| ala gtrm ek, {eAT} A lp gtrmek.\\ Al | Allah kulunu, zapt eyle delini, D eliliklerin e, ta kn lklarn a A lla h tan b a k a kim se en g el o la m az .| | al aa etmek, 1. Yere vurmak, y e r e serm ek, y en m ek. 2. M akam ndan, g rev in d en uzaklatrmak.\\ al aa vur yukar, o k ek im eli p a z a r lk son u cu.]] ala tutm ak, {eAT} A lkoym ak]] al batan, B ir konuyu balan g cn d an itibaren yen iden e le a lp incelem ek, tek ra r yap m ak. | al benden de o kadar, | B en d e ayn gr teyim ,| Al berab er! K rek le i | leyen g em ilerd e k reklerin h ep b e r a b e r ek ilm esi iin verilen em ir.| Al birini vu r birine, B irbirin | den fa r k yok. | Al birini, vu r tekine, k isi d e k | t]] Al bir krek! D en izcilikte m an evra iin b ir tek k rek h a rek eti y a p la ca n bildiren em ir. | Al ce | vabn otur aa, arg o. G rdn m, aznn c e vabn aldn m ? " an lam n da serzen i sz .| Ald | ele, girdi yola, Konuyu o k uzatt. | ald fitili, B ir | d en b ire o k kzd.| Aldn m? argo. G rdn m, | be en din m i?| A l glm, ver glm, 1. P ein ve | hem en m al teslim li alveri. 2. A klar ara sn d a ki sk iliki]] Al haberi, git k a b a n k ab an , Sevindi rici h a b e r alan n durumu.\]ah birmek, {eT} Alverm ek.| al gelmek, {eAT} A lp g elm ek ; getirm ek .| | | alp gitmek, 1. K o p arm a k. 2. Z o rla gtrm ek. 3. S r klem ek,| alp verem em ek, G ein em em ek, e | kem em ek]] alp verm ek, lgilen m ek, ilgisi olmak.]] alp yrm ek, 1. G elim ek; o alm ak. 2. {az} lerlem ek ; y kselm ek. [D S]|| alr alm az, H em en, o an da]] alr gz, {eAT} D ikkatli b a k ; a lc gz]] ah r gzle, D ik k atle; a lc gzyle.]] al virmek, {eAT} M cad ele etm ek; savam ak]] al ieri etmek, B ir g s a r f e d e r e k ieri ekm ek]] Al iskeleni! a r go. ek git, sv!\\ Al kaay gir ahra, yaras olan gocunsun, D oru bildiin i yap, ik ay etlere nem verme.]] alm ak verm ek, {eAT} S avam ak; m ca d ele etm ek; m u katele etm ek]] Al, on paralk da ondan, nem li b ir kon u da d e ersiz g r ler ileri s ren lerle a la y iin sylenir]] Al sana? te sana, grdn m ?| Al takke ver klah, o k b a y a | e k ild e sen li b en li olm ak]] alup virmek, {eAT} B ir iin trl y n lerin i h ey ecan iin de dnmek. | | alur gz, {eAT} D ikkatli b a k ; a lc gz. alm ak, [almak-] {az} sf. fo lk . (Kii iin) ky d nnde gelini babasnn evinden gvey evine geti ren. [DS] alm alk1, - [al-mak > al-ma-lk] {az} is. 1. Eya koymaya yarayan, tavana yakn raf; terek. 2. apka siperlii. [DS]

i p

m it 1 .2 1 9

ALO

almalk2, - [elma > alma-lk] {azj is. 1. Byk yaprakl bir tr ot. 2. Elma bahesi. [DS] Alman, [Fr. allemand] z. is. 1. Almanya halkndan olan. 2. (Tamlayan olarak) Almanya ya da Alman larla ilgili. >5 Alman gm, inko, b a k r ve ni k el karm , gm ren gin de b ir a la m ; m ay or.| | Alman papatyas, K m e le ri 15-20 cm. a p l O rta A v ru p a d a yetien b ir p a p a ty a tr, (Anthemis nobilis).\\ Alman usul, Toplu y a p la n b ir h a r c a m ad a h erkesin ken din e den p a y d em esi usul. almanak, - [Ar. / Eski Msr d. el-manah (geen yl) >Yun. alemenihiak > Lat. almanachus] is. Her eit bilimsel ve pratik bilgileri bulunduran yllk takvimli kitap. Almanca, [Alman-ca] (a lm a n c a ) is. 1. Alman dili. 2. sf. Alman dili ile yazlm, sylenmi. Almanc, [Alman-c] is. v e sf. 1. Alman yanls bir politika izleyen (kii). 2. {az} Almanyada alan Trk iisi. Almanclk, - [Alman-c-lk] is. Alman taraftarl. Almanlama, [Alman-la--ma] is. Almanlamak ii. Almanlamak, [Alman-la--mak] dnl. f . [-r ] Al nanlara benzer davran ve nitelikler edinmek. Almanlk, - [Alman-lk] is. 1. Alman olma duru mu. 2. Almanlara zg nitelik, alma, [al-ma-] is. Birden fazla nesne veya olayn dnerli olarak birbirini izlemesi; mnavebe; dei erek; dnerek; dnml; keikleme; nbetlee; srasyla. almak, - [al-ma--k] is. v e sf. 1. Dzenli aralk larla birbirini izleyen; mnavebeli. 2. {az} Yoru lann yerine koulmak zere hazr bulundurulan yedek koum veya ift hayvan; deitirmelik. [DS] S1 almak akm, A ltern a tif akm . | almak iek | li, bot. iek leri a lm a k dizilm i olan. | almak | yapraklar, B ir s a p zerinde ayn h iza d a d e il d e de iik y k sekliklerd e dizilen y a p ra klar. almaklk, - [alma--k-lk] is. bot. Bir bitkide yaprak ve ieklerin almak dizilme hli, almal, [alma--l] sf. Alma durumunda olan, almama, [alma--ma] is. 1. Almamak ii. 2. Farkl iki ss esinin srayla yinelenmesi, almamak, [alma--mak] {eA T) ite, f . [-r ] 1. N betlee kullanmak. 2. Deimek, almatrmak, [alma--tr-mak] {az} gl. f . [ -r ] De itirerek nbetlee kullanmak. [DS] almaz, [al-mak > al-maz] {az} sf. (Kei veya koyun iin) yavrusunu emdirmeyen. [DS] 0 almaz almaz bakmak, {az} K sk a n lk ve kin dolu o la r a k b a k mak. [D S]|| almazdan almazdan, {az} B n bn ; aptal aptal. [DS] almazya, [al-maz--y-a] {az} zf. Almamak niyetiy le. [DS] almazlanmak, [al-maz-la-n-mak dnl. f . [-

r] Bir eyi almak istememek, isteksiz ve ekimser davranmak; almaktan ekinmek, {eAT} (ayn). almazlk, - [al-maz-lk] {az} is. 1. Kuzusunu em zirmeyen koyunu kuzuya altrmak iin yavrusu ile birlikte konulduu yer. 2. Koyun, kei balanan dikine aklm atal aa. [DS] almla, [almla] {eT} is. Elma. [DLT] almr, [al-mak > al-mr] {eT} is. Hrs, tamah. [Gabain] alm, [al-m-] {eAT} is. Para olarak deeri, alna,-c [al-()n-a] is. 1. Bir eyin ne bakan yz; n; cephe. 2. Yze kar gelen taraf; insann kar snda bulunan, kar; anna. 3. Bir yapnn n yz; cephesi. 4. Aln, alnaklam ak, [alm > al()n-ak-la-mak] {az/ gl. f i [r ] [-l()-y o r] 1. Gzetlemek. 2. Alm dorultusunda bakmak. [DS] alngadmak, [al(a)n-ad-mak] (aln adm ak) {eT} gsz. f . [-u r] Zayflamak; arklamak; hlsiz olmak. [EUTS] alngadturm ak, [al(a)n-ad-tur-mak] (alnadturm ak) {eT} gl. f i [-u r ] Zayflatmak; arklatmak; gten drmek. [EUTS] alngatm ak, [al(a)n-at-mak] (alhatm ak) {eT} gl. f i [ur] Zayflamak; arklamak; hlsiz olmak. [EUTS] alngumak, [al-an-u-mak > al-n-u-mak] (alnum ak) {eT} gsz. f i [- r ] Zayflamak; bitkinlemek. [KPy.] alnuk, [alm-mak > al()n-uk j j J I ] {eAT} sf. Sersem; gafil; meczup, alnuklk, [alnuk-hkjltJT] {eAT} is. Acizlik. alo1 [alo] (a lo :) {az} iinl. ama, korku bildirir. , [DS] alo2, [Fr. all / ng. hello] iinl. Telefon grmesinde balanty kurma ve grmeye balama sz, aloalo, [alo (yans.) > alo+alo] (a :lo a :lo ) {az} is. Hindi. [DS] alobos, [Yun. alops] {az} is. Su zerinde oluan kpk; su kp. [DS] alogami, [Fr. allogamie] is. bot. Bir iein, ayn bit ki veya baka bitki zerindeki baka iek tozlar ile dllenmesi, alokinezi, [Fr. allocinesie] is. tp. Vcut organlarn dan birini hareket ettirmek isteyince onun yerine kar eini hareket ettirme eklinde grlen hareket bozukluu. alom etri, [Fr. allometrie] is. Baz bitki ve hayvanlar da grlen bir organn vcudun btnne gre da ha hzl veya yava bymesi; heterogoni. alonj, [Fr. allonger (uzatm ak) > allonge] is. Bankac lkta, bono veya havaleye ilikin kt, alopesi, [Fr. allopecie] is. tp. Salarn veya vcut kllarnn hi kmamas veya yer yer dklmesi, aloo, [? aloo] {az} is. Budaydan yaplan stla. [DS] alotrofi, [Fr. allotrophie] is. Deiik tr besinlerle beslenebilme zellii.

ALO
alotropi, [Fr. allotropie] is. kim. Karbon, kkrt ve fosfor gibi maddelerin deiik fiziksel zelliklerde bulunmas. alozom, [Fr. allosome] is. biy. Cinsiyetin belirmesin de temel rol oynayan zel kromozom; heterokromozom; cinsel kromozom, alrispor, [Fr. aleuriospore] is. bot. Miselyum iplik iklerinin yrtlmas ile kan mantar sporu, alrom etre, [Fr.aleurometre] is. Undaki glten mik tarn lmeye yarayan ara, alron, [Fr. aleurone] is. bot. Bitki tohumlarnn besi dokusunda bulunan yedek protein, alsemik, [Fr. aleucemique] sf. tp. Kan akyuvarlar nn saysnda art ve yapsnda bozukluk gster meyen bir lsemi tr, alp, [alp v^T] {eT} {eAT} sf. 1. Yiit; cesur; alp; kah raman; bahadr; enerjik. [KPy.] [EUTS] [DLT] [Gabain] [Mhenn] [Tekin] 2. Yiitlii gerektiren. [KP y.] 3. Saygn. [KPy.] 4. (Tehlike iin) iddetli; g; zor; mkl. [ETY] [EUTS] [ tigsizler] [M henn] 5. Yksek. 6. is. Cesur, yiit sava; kah raman; zorlu. 7. Eski Trklerde hanedan prensleri ne verilen Avrupa Orta andaki valye karl resm asalet unvan. 0 alp eren, {eAT} Yiit; b a h a d r; k ah ram an .| alp sfing, {eT} (alp sn) B ir | ila h veya eytan a d ; Sansk. Vyghra. [EUTS]|| alp tegin, {eT} Yiit kle. [DLT]|| alp yol, {eT} T ehlikeli y o l; etin y ol. [EUTS] Alp, [Fr. alp] is. Avrupann balca sradalarnn ad. S alp bahesi, Yksek d a la rd a kurulan ve iin d e bilim sel in celem eler iin a lp bitkileri yetiti rilen ba h e. | alp rk, C ilal T a D evrin de Avru | p a a yerlem i bey az rktan insanlar.\\ alp keisi, y A lp d a la rn d a y etien k s a tyl, gen bal, k la h eklin d e d ik kulakl, z a r i f grnl, b o l st v eren bir k e i tr, (Chamoisee).\\ alp lalesi, bot. Z am b akg illerd en orm an larda, a k a la n la rd a ve im en liklerd e y etien p e m b e byk sa rk k iekli, uzun bey az so an l b ir iek . | alp sistemi, je o l. | J e o l o j i k d ev irlerd en ikinci zam ann so n la r ile ncii zam ann o rtala rn a k a d a r g een d ev red e olum u g en d a la r sistem i.| alp arkc'kuu, | z oo l. Yksek d a y a m a la rn d a yaayan , b c e k ve ta n ecik lerle beslen en g ri ve kah v eren g i k k bir ku, (P run ella collaris). alpagu, [alp-a-mak > alp-a-u] {eT} is. 1. Yiit sa va; kahraman cesur sava; yiit. [Gabain] [ETY] [Tekin] 2. Bir unvan. [ETY] alpagut, [alp-a-u > alp-a-u-t] {eT} is. 1. Kahraman lar; cesurlar; alplar; yiitler; savalar. [ETY] 2. Tek bana dmana saldran ve hibir yandan ya kalanmayan kimse; sava. [DLT] [Gabain] [EUTS] alpak, - [al+pak] {az} is. Krmz. [DS] alpaka, [Gn. Amer. yer. Aymara d. > sp. alpaca] ( a lp a ka) is. zool. 1. Devegillerden Gney Ameri

IiHIMt 5 M . r;ii
kada yaayan evcilletirilmi guanakon tr bir memeli olup yumuak tyl postu iin And dala rndaki yaylalarda yetitirilen gevi getiren bir hayvan (L am a g la m a p a c o s ). 2. gnl. Bu hayvann tylerinden veya sentetik elyaf katlarak dokunmu kuma. alpaks, [Lat. al-pah] is. 1. Dkm kolay, iinde yzde 13 orannda sodyumla artlm silisyum bu lunan alminyum alam. 2. Bu alamdan yapl m dkm eya, alpam ak, [alp-a-mak] {eT} gsz. f . [- r ] Cesur olmak. [Gabain] alp argata, [sp. alpargata] is. spanyol kyllerinin veya danslarn giydikleri saz veya ipten yaplm bir eit ayakkab, alpbahesi, [alp+bahesi] is. Yksek dalarda yeti en alp kua bitkileriyle meydana getirilen park ve bahe. alpehlivan, [al+pehlivan] is. Salkm orta byklkte ve konik, taneleri sk, yuvarlak, sulu, lezzetli ve sert kabuklu, Trakyada yetitirilen sofralk krmz renkli bir avu zm tr, alperen, [alp+er-en] is. Mslmanln Anadolu ve Rumelinde yaygnlamasn salayan mcahit der vi. alpgl, [alp+gl] is. bot. 1. Alplerde, Sibirya ve A syada doal olarak yetien, yapraklarnda uyu turucu ve idrar sktrc zellikler bulunan bir ss bitkisi (R hododen dron chrysanthum ). 2. Zakkum aac (R hododen dron ferru gin eu m ). alpha, [Yun. alpha] is. Alfa. alpmak, [alp--mak] {az} gsz. f . [-r ] Sayg gs termek; hrmet etmek. [DS] alprkam ak, [alp+ ir-ke-mek (biriktirm ek) > alprkamak] {eT} g s z .f. [ - r j Kendisine yiit ss vermek; sebatla almak. [EUTS] alprkanm ak, [alp (kahram an ) + irk-e-mek (biriktir m ek) > alprka-n-mak] {eT} d n l.f. [-u r ] 1. Bir ey zerinde yorulmadan, bkmadan, srarla almak. [EUTS] 2. Kahramanca davranmak; kahramanl kendinde toplamak; kahramanlamak. [KPy.] [EUTS] 3. Kendisine yiit ss vermek. [Gabain] alpinia, [Lat. alpinia] is. bot. Zencefilgillerden gzel iekli, gvdesinden karlan madde uyarc olarak halk hekimliinde kullanlan bir ss bitkisi; havl can, (Alpina o fficin aru m ). alpinist, [Fr. alpiniste] is. Dac, alpinizm, [Fr. alpinisme] is. Daclk, alpinum, [Lat. alpinum] is. Yksek da bitkileri ye titirmek iin dzenlenmi botanik bahesi. alplk, - [alp-lk jU T ] {eAT} is. 1. Alp olma duru mu; kahramanlk; yiitlik; cesurluk. 2. Serkelik; asilik, t? alplk etmek, {eAT} C esaret g sterm ek; y i ite davranm ak.

ALT alpyldz, [alp+yldz-] is. bot. Yksek dalarn ya malarnda yetien soanl bir iek, (P a ra d isia liliastrum). alsamak, [al-mak > al-sa-mak] (eTj gl. f i [ - r ] A l mak istemek. [DLT] alskmak, [al (hile) > al-sk-mak] {eT} gsz. f i [-u r] 1. Bir eyi alnmak; alnm olmak. [EUTS] 2. So yulmak. [DLT] 3. Aldanm olmak, alskm, [al-sk-m] {eTj sf. huk. Mal mlk yama edilmi [Mtihenn] alsin, [Fr. alcyne] is. kim. l bir bala nitelenen, alifatik snftan asetilenik hidrokarbonlar, alsiyonlar, [Fr. alcyonaires] is. z oo l. Sekiz blm ve dokunal, ift yzgeli selentereler (H eliopora). alsophila, [Yun. alsosphilos] is. bot. Scak bl gelerde yetien aa grnml ereltiotu eidi (A lsophila australis). alah, [alak / alah jcill] {eAT} sf. Alak. alimi, [Ar. al-kimy > Fr. alchimie] is. 1. Adi me tallerden altn yapmak iin insanlarn uzun yllar urat bir bilim dal; simya. 2. m ec. Deeri d k bir mal deerli ve geerli bir ticar mala e virme abas. alimist, [Fr. alchimiste] is. Adi metallerden altn yapmaya alan bilim adam; simyager; simyac, alt, [al (aa ) > al-t] is. 1. Bir nesnenin aa bakan yz, yere gelen taraf; taban. B arda n alt s lanm. 2. Dik tutulan bir yzeyin aa ksmlar. Ekrann alt k a ra rd . 3. Yksekte bulunan eyin yer ile arasndaki boluk. S caktan h er k e s a a cn altna sn d. 4. st ste yaplan sralamada aa da kalan nesne. u apartm ann a lt katn da otu ruyoruz. 5. Bir yaznn son satrndan sonraki bo luk. R aporun h e r sayfasn n altn im zalaynz. 6. Kk ocuklarn ve yatalak hastalarn boaltm ihtiyalarn giderdikleri bez vs. 7. lme ve deer lendirmede l alman belirli bir deerden daha geri olanlar. Yeni s n f g e m e sistem in de ikinin altn dakiler k aly or. 8. Dip. N ehrin altndan kablo g eir d iler . 9. Bilinen ve sylenen olaylarn gerisinde yatan sebepler, gerekler. A ralarn daki kavgann altn d a g elin kayn an a srtm esi y a t yor. 10. Sonu, son; iin varaca yer. Bunun altndan d a h a n e le r ka ca k, neler! 11. Yararlan mak zere elinde bulundurma; taht. 12. {eTj Aa. [ETY] 13. {az} Delinen orabn tabanna yeniden rlen para. [DS] 14. {eAT} Nikhla bal. 15. {eAT} Buyrukla bal; emrinde olma. S alt aac, {az} D oku m a tezghn da doku nan h a l ve kilimin sarld y u v a rla k a a . [D S]|| alt alta, B iri d i eri nin altn a g e le c e k ekild e. | alt alta st ste, Yere | denin iistne dierinin kt, bazen d e tek i nin ste k a r a k y a p tk la r bo u m a veya dv. | | alt ba, {az} 1. A a ta ra f; son u ; g eri. 2. S o nunda; velhasl. [D S]|| alt ba ekm ek, {az} H a tr saym ak; ekinm ek. [D S]|| alt balk, B ir kitabn veya yaznn bal n dan so n r a onu tam am layan balk. | alt bilin, p sik ol. B ilin alt.| alt cins, biy. | | B ir cins iin deki ikinci d e r e c e cins. | alt cisim, mat. | B ir cism in ayn ilem lerle ken disi d e cisim kurulu u n da olan alt c m lesi.| alt blm, biy. C anllarn | sistem atik sn flan drm asn da b ir blm iin de y e r a la n ikinci d er ec e d ek i bl m ; a lt ube. | alt cins, | biy. C anllarn sistem atik sn flan drm asn da b ir cins iin d e y e r a la n ikin ci d e r e c e d e k i cins. | alt e | ne, anat. O m urgal ca n lla rd a alttaki h a rek etli e ne.\\ alt enesinden girip st enesinden kmak, Birini, ikna etm ek iin uramak.\\ alt deri, biy. O m urgal hay v an lard a ve in san da vcudu rten derinin alt ksm n oluturan b a doku ; h ip od erm ,| | alt di, anat. O m urgal hay v an lard a ve insanda a lt en ed e y e r a la n diler. | alt dudak, anat. O m urgal | h a y v an lard a ve insanda azn giri ksm n tekil ed en p a r a la r d a n altta olan. ||alt etmek, Yenm ek; g a lip gelm ek. | alt ev, {az} K y evlerin in zem in | katn d a hayvan b a lan an y e r ; bodrum . [D S]|| alt fam ilya, biy. C anllarn sistem atik sn flan drm a sn d a b ir a ile iin de y e r alan ikinci d e r e c e d e k i a i le. ||alt geit, K a r a y o lla rn d a birbirin i k esen k a v a k la r d a tat trafiini a ksatm am a k iin b ir yolu n altndan g eirilen d i er yol. | alt hava yuvar, g k. | b. O rtalam a 12 km. kalnlndaki, dnya ile st ha v a k resi a ra sn d a kalan a tm o sfer ta b a k a s.| alt | alay st kalay, D nn g sterii iyi f a k a t ii k t]] alt algn olm ak, {az} k i k ii a ra sn d a kin ve dm anlk bulunm ak. [D S]|| alt kaval st ehane, B irb irin e uym ayan p a r a la r la m eydan a getirilm i btn, zellikle birbirin i o kam ayan giyim.\\ altna alm ak, B irin i y e r e y kp stne k m ek]] altna bir arab a ekmek, K en disin e veya birin e o to m o b il satn alm ak. | altna etmek, B yk | veya k k boaltm ihtiyacn tutam ayp donun a veya y a ta n a yapm ak]] altna karm ak, 1. B yk veya k k boaltm ihtiyacn tutam ayp donuna veya y a ta n a yapm ak. 2. m ec. o k korkm ak]] alt na yapm ak, Byk veya k k boaltm ihtiyacn tutam ayp donunu veya y ata n p isletm ek ,| altn | da bulundurmak, huk. K ira la m a vb. y o lla rla b ir tanm az elin d e bulundurm ak; tahtnda bulundur m ak]] altnda kalm am ak, G rd b ir iyilik vey a ktl karlksz b ra k m a m ak ; ayns ile k a rlk verm ek. | altndan alm ak, Y atalak b ir hastann | p isli in i yatt y erd en yapm asn sa la m a k ve p i s liini a tm a k.| altndan apanolu kmak, B e k | len m edik olu m suzlu klarla karlam ak]] altndan girip stnden km ak, E lin e g een p a ra y l zumsuz y e r e h a rca y p bitirm ek]] altndan kalk mak, 1. B aarm ak. 2. H ak ettii c ev a b v er eb il m ek]] altn aldrm ak, {az} (Kii iin) kon um a sra sn d a kar tarafn iine y a r a y a c a k gizli ve e k sik taraflarn sezd irm ek ; a a vurmak. [D S]|| alt

ALT
n alm ak, {az} 1. Sprm ek; tem izlem ek. 2. Top lam ak. 3. H esa b k ap a tm a k ; iliii kesm ek. [DS] 4. {az} Yontm ak; kesm ek. [DS] J. {az} N iyetini a n lam ay a a lm a k; azm aram ak. [D S]|| altn iz mek, 1. nem ini belirtm ek, d ikk at ekm ek. 2. lii in i k esm ek ; dostluu so n a erdirm ek. | altn slat | m ak, iini donuna veya y a ta n a yapmak.\\ altn stne getirmek, D zeni bozm ak, k artrm ak.| | altn yakm ak, {az} K krtm ak; ktl a rtra c a k biim d e davranm ak. [D S]|| alt stne gelmek, o k karm ak]] alt ya, H ileli ve iyi son u verm e y e c e k i?. | alt kart, Ayn terim lerden olu an biri | olumlu, d i eri olumsuz iki n erm eden h e r birinin d i eri karsn d aki a d .| alt kat, B ir orm ann tem el | v e byk a a larn n altn da y etien d a h a kk a a ve a lla r topluluu,| alt komisyon, B elli bir | kon u da n a lm a y a p m a k zere ayn kom isyonun y eleri a rasn d an ayrlan kk grup. | alt ke, | p o r . K a le d ireklerin in zem in e d e d i i n oktad aki k e. | alt kurul, B ir krul tarafndan b elirli b ir | konuyu d a h a ayrntl in celem ek zere ayn kurul yeleri a rasn d an oluturulm u k k kurul.\\ alt olmak, Yenilmek, altta kalmak.\\ alt snf, biy. C an llarn sn flan drlm asn da b ir s n f iin de y e r alan ikinci d e r e c e s n f | alt ube, biy. C anllarn sn f | lan drlm asn da b ir u b e iin de y e r alan ikinci d e r e c e u b e ; alt blm . | alt tab aka, fiz. 1. A tom da | b ir tabakan n iin de bulunan elektronu n a s a l ku anta say sn a d en k g elen blm . 2. dbl. B ir dil d e de iim lere y o l a an esk i b ir dilin kaln ts.| | A ltta kalann can ksn, B a n a ne, z ay fla r varsn ezilsin, an lam n da olum suz b ir tutum ve sz. | altta | kalm am ak, 1. K en disin e y a p la n b ir iyilie iyilikle k a rlk verm ek; m innet altn da kalm am ak. 2. K en disin e y a p la n b ir ktlk veya sylen en kt b ir szn karln verm ek. | alt takm , biy. C an lla | rn sn flan drlm asn da b ir takm iin de y e r alan ikinci d e r e c e takm .| alttakiler, Alt katta oturan | kom u lar. | alttan alm ak, fkeli ve sert b irin e k a r | y u m u ak ve an layl davranm ak. | alttan alta, | G izlice, f a r k ettirm eden; aktrm adan ,| alttan g | remek, G e re k am acn gizli tu tarak stn g elm e y e alm ak. | alttan su kmak, {az} Tedirgin | e d e c e k b ir durum olum ak. [D S]|| alt taraf, 1. Bundan so n ra g elen i, g erisi. 2. D eersiz, g erek siz ; olu p o la ca . 3. {az} B ir iin asl. [D S]|| alt taraf kiraz bahesi, M oral kazan m ak iin u an d aki g l k aldktan so n ra skn tlarn g id ece in i ifa d e etm ek iin sylen en sz.|| altta yok stte yok, Yoksul. | alt teknesine erm ek, {az} K en disinden gizli | tutulan b ir iin asln aratrp ren m ek. [D S]|| alt t r, biy. C anllarn sn flan drlm asn da b ir tr iin de y e r alan ikinci d e r e c e d e k i tr. | alt u, {az} | 1. Sonu ; son. 2. p, urgan g ib i eylerin altta k alan ucu. [D S]|| alt st, B ir nesnenin alt stne, st d e altn a g e le c e k ek ild e d e itirilm e hli. | alt st |

k h i m m

.2 22

brei, Tepsinin altn a ve stne b ire r k a t y u fka s e r ile r e k peyn irli, span akl veya kym al i le h azr lanan brek. | alt st etme, Yn h lin d e bulunan | rn h av alan d rm ak veya kurutm ak a m a cy la k a rtrp altn stne g etirm e ilem i.| alt st etmek, | 1. Altn stne g e tir e c e k e k ild e evirm ek. 2. m ec. K artrm ak. 3. in sa n d a p s ik o lo jik bakm dan k ar k lk ve dzensizlik m eydan a getirm ek. | alt st | olmak, 1. Alt stne gelm ek. 2. m ec. K arm ak, dzeni bozulm ak]] alt st paras, {az} H astann bakm ve lm nden so n r a gm lm e v e h ay r ile rin e h a rca n m ak zere ayrlm p a ra . [D S]|| alt ya ka, B a lk a la rn d a kurun arlklarn bulunduu k en a r.| alt yap, 1. eh ircilikte yol, su, elektrik, | kan alizasyon, telefon ve g a z g ib i g en ellik le to p rak altn da k alan donanm lar. 2. B ir m eslek veya sa n a tn yrt lebilm esi iin g e r e k li olan tem el bilgiler. 3. M arksist fe l s e f e d e siyasi, hukuki ve estetik vb. ilik ileri etkileyen ve dzenleyen retim a r a la r ve retim ilikilerinin btn]] alt yaz, 1. G azete ve d er g iler d ek i resim lerin altn a kon ulan a k lay c yazlar. 2. Y abanc d ild e oynatlan film le r d e kon u m alarn ek ra n veya p erd en in alt tarafn da y e r alan zet tercm e yazlar]] alt yazlam a, Y abanc dilde seslen d irilm i b ir film d e k i kon u m alar zet h ld e v ereb ilm ek a m a cy la a lty a z h a zrlam a ve film ze rin e b a sm a ii]] alt yazlam ak, A lty a z hazrlam ak ve yazm ak. | alt yazlayc, A lty a z la r film zerine | b a sa n a ra . | alt yazl, (Film iin) kon u m alar | ekrann veya p erd en in altn d a zet terc m eler h lin de verilen y a b a n c d ild e seslen dirilm i. alta, [al-ta] {eT} zf. Alacak; alc; alan. [ETY] altag1, [al-ta] {eT} is. 1. Hile; aldatma. [EUTS] [Gabain] 2. Yol; metot. [ tigsizler] 3. Yardm; destek. [EUTS] altag2, [alt-a] {az} zf. Altta; alttaki, altag stek, {az} Alt a lta st ste. [DS] altair, [Ar. el-tir] (a lta :ir) {OsT} is. Uucu, altalam ak, [alt-a-la-mak] {az} g l . f [ -r ] [-l()-y o r] 1. Hastalk tekrarlamak; hlsiz brakmak; hastalk etkenleri artmak. 2. Yenmek; sindirmek. [DS] altam ak, [al-ta-mak / al-da-mak] {eT} gl. f i [-r ] 1. Aldatmak; kandrmak. [Gabain] 2. {az} Yenmek; malp etmek. [DS] altar, [Lat. altus (yksek) + ara (urban y a km a o ca ) > altar] is. Baz dinlerde adak kurbann kesilip ya kld ocak; tapmaklarda en nde bulunan masams ykseklik; sunak, altatc, [al-ta-t-c] {eT} is. Yankesici. Altay, [Mo. altan / T. altun] z. is. A syada bat Si birya ile Moolistan arasnda kalan dalk blge. A ltayca, [Altay-ca] is. dbl. Altay dalan blgesinde yaayan Abaka Trklerinin konutuu Trke. Altayistik, [Fr. altastique] is. dbl. Altay grubu mil letlerin dil, kltr, tarih ve edebiyatlar ile uraan bilim dal; Altay filolojisi.

223

ALT

altaztmak, [alta-z--t-mak] {az} gl. f [-r ] 1. (Hastalk iin) yenilenmek; artmak; hastay hlsiz brakmak. 2. Yenmek; sindirmek. [DS] altazimut, [Fr. altazimut] is. g k b. Bir yldzn yk sekliini ve azimutunu ayn anda len alet; teodolit. alt, [alt-c {eAT} is. Birden fazla ka dnla evlenen erkein ilk ei. altcu, [alt-cu ^ ) T ] {eAT} is. - * alt. alternatif, [Lat. eltenre (n betlem ek) > Fr. alternative] is. ve sf. 1. Az ok art arda tekrarlanan du rum; alma. 2. Karar verme hlinde birini dierinin yerine tercih edebilme ekli, fi1 alternatif akm, Sral ve dzenli o la r a k y n deitiren o rtala m a d e eri sfr olan elek trik a km ; a lm a k akm ; d a l g a l akm ; d e iken akm . alternatr, [Fr. altemateure] is. Dalgal akm ret meye yarayan mekanik ara, altes, [Lat. altitia > altus (yksek) > t. altezza > Fr. altesse] is. Hkmdar soyundan gelen prens ve prenseslere verilen onur unvan,

altk, - [alt-k] is. ve sf. 1. Aktan deil de dolayl anlatlan. 2. Bir eye bal, ikinci derecede olan; mtedahil. Altkarde, [alt+karde] is. g k b. Kuzey yarm k resinde Byk Ay karsnda bulunan takm yl dzlar; Zatlkrsi. altl [alt-l] sf. 1. Alt birimden meydana gelen. 2. is. ed. Bentleri altar msradan meydana gelmi manzume; mseddes. 3. mz. Alt icracdan mey dana gelen mzik topluluu. 4. zerinde alt iareti bulunan iskambil kd. 5. {az} Alt mermi alan toplu tabanca; altpatlar; altatar. [DS] S altl gan yan, Alt k olon d an m eydan a g elen a t y a r a n s oyunu. altlk, - [alt-lk] is. ve sf. 1. Alt birimden oluan veya alt birim alabilen. 2. ed. Manzumelerde alt msradan meydana gelen ktalarn her biri. 3. kinci Mahmut dneminde bastrlan 12,228 g rlk gm para.

altn1, [eT. altun / eA T altn] is. kim. 1. Atom numa ras 79, atom arl 197.2, zgl arl 19.5 gr/cm3 olan, 1064 Cde ergiyen, parlak sar renkte, youn, inceltilebilen, havadan ve sudan etkilenme alt, [al-mak > al-d / al-t / alt > alt-d] is. Beten yen, ticar deeri ok yksek bir metal; kzl; sonra, yediden nce gelen say alt says. S alt zehep; zer, sembol: Au. 2. Bu metalden yaplm kar beberuhi, B oyu k s a o la n la rla a la y etm ek ss eyas. 3. mparatorluk dneminde para birimi; iin sylen en k m sem e sz. | alt krk, {eT} | lira. 4. m ec. Parlak, parlaklk. 5. Sar renk. 6. sf. Otuz alt. [EUTS]|| alt okka etmek, B irin i k o l ve (Ses iin) gzel ve przsz. 7. Altndan yaplm. bacaklarn d an tutarak k ald rp s a lla m a k veya by fi1 altna batm ak, o k zengin olm ak. | altn adn | le tam ak.| alt otuz, {eT} Yirmi alt.| alt p ar | | bakr etmek, (E skiden iyilikleri ile tannan iin) mak, 1. E llerin d e veya a y ak la rn d a alt p a rm a yap t kt d a v ra n lar yznden iyi hretin in olan kim se. 2. tekst. Yol y o l srm a ilem eli veya unutulm asna s e b e p olm ak. [D S]|| altn am arat, byle dokunm u ip ekli kum a. 3. z oo l. stan bu l ev {az} Ziynet; s s e y a s ; m cevher. | altn ask, | resinde y a k a la n a n p a la m u t cinsi b ir balk. 4. M ey {az} Klliyat. [D S]|| altn babas, o k m iktarda vesi ufak, krmz, sulu ve lezzetli, b o l verim li, s altn olan kii.| altn ba, 1. E ge, T rakya ve | tanbul ve B u rsa ev resin d e y etien b ir kiraz tr. | | A nadolu'nun baz y erlerin d e y etien sa r ren kli alt pas, spor. F u tb o ld a k a le nn deki b e bu u k kokulu b ir kavun tr. 2. A kdeniz ve K a ra d en iz d e m etre m esa fed ek i a la n ; k a le sa h a s. | alt p atlar, | d a h a o k yum urtalar iin avlanan so lu n g a k a Alt m erm i a la n toplu taban ca. | alt yaar, {az} | p a klarn n zerinde sa r le k e le r bulunan bir k e fa l Alt y a d o la y n d a ki o c u k la r iin dikilm i a y a k k a tr, (M ugil auratus). 3. {az} Bayku. [DS] 4. a b; o cu k yem en isi. [D S]|| alt yigirmi, {eT} On a l z} R ak tr. [DS] J. {az} S ip ah i sigaras. [D S]|| t. | alt yol, tekst. 1. H er ubuu ayr ren kte o lm a k | altn beik, ik i kiinin b ir nc kiiyi tam ak zere a ltarl u bu klar h lin d e dokunm u kuma', iin b ir eliy le ken di bile in den d i er eliy le d e b r alaca. 2. Alt kollu kavak. | alt yol az, Alt yolu n | kiinin bile in den tu tarak m eydan a g etird ik leri e l birletii kava n bulunduu y e r veya ky s.\\ alt kavuturm a ekli. | altn bcek, zool. K m k an atlla r | yolu, {eT} Alt kez.| alt yzl, mat. Alt yz olan | takm ndan iek lerin v e z ellik le g llerin zerinde cisim. y a a y an p a r la k y e il ren kte b ir b c e k ; g l b ce i, altdan, [alt-dan] {az} zf. Bele; bedava; parasz. (C eton ia aurata). | altn bilezik, P a r a g etiren i, | [DS] S altdan, 1. H a sta n elerd e p er h iz i olm ayan m eslek ve sanat. | altn a, 1. B ir uygarln in | h astalara verilen o rb a s, eti, tatls tam o la n y e sa n la rn a en ra h a t ve en huzurlu y a a m a y s a la mek. 2. Tam num ara. | altdan olmak, argo. ok | d dnem . 2. M utluluk dnem i. | altn iei, | iyi durum da o lm a k (E skiden o rd u d a d atlan y e {az} bot. Latin ie i, (Alyssum). [D S]|| altn eik, m eklerin en iyisi 6 n u m ara idi.) {az} Zengin evi. [D S]|| altn heli, {az} Yaldz b o altgen, [alt + Yun. gon (ken ar) [TtETZE]] is. mat. ya. [D S]|| altn i, {az} o k n em li i. [D S]|| altn Alt as ve alt kenar bulunan geometrik ekil; kafes, Birinin m ad d o la r a k bo llu k iin d e ve r a h a t alt kenar. y a a m a sn a ra m en hrriyetinin kstl olm as h a

ALT
li,| altn kakm a, Tahta, kum a, m aden vb. h erh an | g i b ir m ad d e zerine altn p a r a la r y a d a altn tel g m e r e k y a p la n s slem e.| altn kaplam a, eitli | eyan n zerin e uygulanan altn sv a m a ilemi.\\ altn kesmek, B o l p a r a h a r c a y a c a k k a d a r abu k v e k olay p a r a kazan m ak]] altn kk, bot. K k bo y a sg illerd en Gney A m erika d a yetien, kkn d e kusturucu a lk a lo itler bulunan b ir a l; ipeka, (C ep h a elis ip eca cu an ha). | altn kp, P a r a s o k | olan, p a r a biriktiren. | altn leene kan kusmak, | P a r a s ve m ad d im knlar o k o lm asn a ram en h a sta lk v ey a znt iin de y a a m a k]] altn m an ta r, bot. Turuncu s a n apkal, sa r sapl, zars g e ni lam elli, y en eb ilir bir m an tar tr, (Am anita c a e s a r e a ). | altn oluk, 1. Srm a vey a k lap tan la y o l ] y o l ilenm i ip ekli kum a. 2. Bu tr kum atan y a p lm kadn alvar. 5. K b e nin d am n da sularn akm as iin yaplm ve stne altn kaplan m oluk. 4. {az} Verimli i; k azan l sanat. [D S]|| al tn otu, bot. Y a p ra klan kay n atla ra k id ra r sktrc, p e k lik verici ve basu ru tedavi ed ic i o la r a k kullanlan E g e ve K a ra d en iz b lg elerin d e k a y a la rn ve duvarlarn zerinde y etien b ir e relti tr, (C eta ra h o fficin ale)]] altn sars, Altnn kendi ren g i olan p a r la k kzl san.|| altn suyu, kim. Altn ve platin i zndren nitrik asit v e k lo rh id rik asit karm . | altn tabak, {az} bot. Yldz ie i; | nergis. [D S]|| Altn T arm , -* Altun Tarm. | altn | terlik, {az} K eli i ek m otifleri ile s sl doku m a uval. [D S]|| altn top, At stnde evgen ad verilen ucu e ri ve i yan a la k ap l s o p a la r la 1015 cm. a p n d a zeri d er i k ap l a k a a a veya s t to p la r b ir delikten g e ir m e k su retiyle oyna nan bir e it cirit oyunu]] altn topu, G zel v e s a lkl b e b e k le r i v m ek iin kullanlan sz]] altn tut sa bakr kesilmek, G iritii btn verim li iler b a a rsz lk la son u lan m ak; ksm etsizlik; an ssz lk ; talihsizlik]] altn yam urcun, S a n ren kli y a murcun, (C levialis apricariu s). | altn yap, {az} [ Zengin evi. [D S]|| altn yl, E vliliin ellin ci y l d nm]] altn yum urtlayan tavuk, S rekli g e lir g etiren i veya srtndan iyi p a r a kazan lan kii. altn2, [alt-n jv J / jJ I ] {eT} {eAT} is. 1. Alt taraf; al tnda aa; alt. [DLT] [Gabain] 2. zf. Altta; aada; altnda; alt tarafta. [EUTS] altn yan, {eAT} Alt y a n ; a a taraf. altnc1, [altm-c] is. Altn karan, ileyen veya altn ticaretiyle uraan kimse. altnc2, [eT. altm > alt-n c] sf. Sralama yapld nda yeri alt srasnda olan. S altnc duyu, n sezi]] altnc his, nsezi. altm , [alt-n] {eT} sf. Altnc. [EUTS] altnk, [alt-m-ki] {eT} zf. Alttaki; aadaki. [EUTS] altntop, [altn+top] is. bot. Sedef otugillerden, hafif acms iri meyveleri olan bir meyve aac; greyfurt; kzmemesi, (Citrus grandis).

i in i M tm K .

altparm ak, - [alt+parmak] is. Ellerinde ve ayak larnda alt parma olan kimse, altrar, [alt-ra-r] {eT} sf. Altar. [EUTS] altar, [alt--ar] sf. Paylama srasnda her birine alt adet decek ekilde. S altar altar, A ltarl g ru p la r hlinde. altz, [alt-z] is. Alts bir batnda doan kardelerden her biri. altzmak, [al-mak > al-t-z-mak] {eT} gl. f . [-u r] 1. Aldrtmak. [ETY] 2. Yakalatmak. [ETY] [Tekin] altim etre, [Fr. altimtre] (a ltim etre) is. Bulunulan yerin deniz seviyesinden yksekliini gsteren alet; ykseklikler. altlam a, [alt-la-ma] is. fe l. zel bir bireyi, bir tre; bir tr de bir cinse balama, altlam ak, [alt-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()-y o r] man. zel olarak kabul edilen bir eye genel bir kavram altnda yer vermek, altl, [alt-l] sf. Alt olan; alt bulunan; alt paraya sahip olan, fi1 alth stl, 1. B ir ap artm an d a biri alt katta d i eri stte o tu ra c a k e k ild e; iki katl ran za d a biri altta d i eri st katta y a ta c a k ekilde. 2. H er iki yz d e st yzm g ib i ilen ip dokunm u ift yzl kum a. 3. (E lb ise iin) ete k cek et veya p a n to lon c e k e t biim in de olan. altlk - [alt-lk] is. 1. Zarar grebilecek eyleri ko rumak iin bir eyin altna konulan koruyucu. 2. {az} zeri ve yan kapal, n ak, iinde ocak, tandr vb. yaklacak eyler bulunan dam. [DS] 3. {az} Tahterevallinin dikey direi. [DS] 4. {az} Yalnz taban ve parmaklar rten konsuz yarm orap. [DS] 5. Altta bulunma durumu, altm [eT. alt + m (on)] is. Alt kere on; elli do kuzdan sonra, altm birden nce gelen say, altm alt, 1. Altm beten son ra, altm y ed id en n ce g elen say. 2. Yirmi d rt k tla oynanan en az altm alt say a la r a k kazan lan b ir iskam bil oyunu. | altm altya balam ak, 1. B irin i k an d ra | r a k istediini eld e etm ek. 2. B ir iin stesinden gelm ek. 3. A lla h a h a v a le etm ek]] altm bir, R a m azan da orucunu kastl o la r a k bo z a n la ra verilen a rt a r d a tutm ak z oru n d a oldu klar iki a y lk oru c ez a s.| altm drtlk, mz. B ir lik notann altm | drtte biri k a d a r s reyi g steren nota. altm ar, [altm-ar] sf. Paylamada her elemana alt m adet decek ekilde, altmnc, [altm-mc] sf. Sralandnda benzerleri arasnda batan itibaren elli dokuzdan sonraki sra da bulunan. altml, [altm-l] sf. 1. Altm adet birimi bir arada bulunduran. 2. iinde altm kelimesi geen saylar; altmtan yetmie kadar olan saylar. Altml yllar. altmbk, - [altm-lk] sf. 1. Altm birimden mey dana gelmi olan. 2. Altm yanda grnen veya bu yata olan.

M e iH ffM .2 2 5
alto, [t. alto] ( a lto) is. miiz. 1. Kadn seslerinin en kaln. 2. Keman ailesinden fakat ondan bir beli pes akort edilen kemandan daha byk yayl alg; viola. altum, [Brahm. altum] {eT} is. Altn. [Gabain] altumji, [Brahm. altum-ji] {eT} is. Kuyumcu. [Gaba in] altun1, [alt-un] {eT}is. Alt taraf. altun2, [Brahm. altum => altn jj J I ] {eT} is. Altn. alude, [Far. alude

ALU

I] (a :l :d e) {OsT} sf. 1. Bula

m; bulaan. 2. Kirli. 3. Dolu, fi1 lde-dmen, {OsT} 1. E te i bulam . 2. ffetsiz kadn. aludegn, [Far. ldegn olS ^ T ] (a :l :d eg ;n ) {OsT} is. 1. Bulam olanlar. 2. Sulular, aludegi, [Far. ldeg ^ j j H ] (a .l .d eg i;) {OsT} is. Kirlilik; dknlk; bulaclk. aludelik, -i [alde-lik] (a :l :d elik ) is. Kirlilik; pis lik.

[ETY] [EUTS] [KPy.] [Gabain] [Tekin] [DLT] [Mhenn] altun bakan, Altn halka. [DLT] | | alufe, [Ar. 'alef (yem, ot) > ulfe 4s^)lp] is. 1. {OsT} altun ba, {eAT} E skiden kadn larn b a la rn a giy Hayyan yemi. 2. {az} Azk. [DS] d ikleri altn dizili y a d a altn ilem eli ta. | altun | aluk1, [al-uk] {eT} sf. 1. Kaba; hain. [DLT] 2. {az} gm i ayin, {eAT} Altn ve gm s s; ziynet.\\ al Delidolu; aklna eseni yapan. [DS] 3. Kel; dazlak. tun km, {eT} Altn giim.\\ Altun T arm , {eT} [DLT] 4. {az} Alk; aptal; sersem. [DS] 5. {az} Byk Trk H akan A lp E r Tnga soyundan g elen (Hayvan iin) beslenmemi, clz veya hastalkl. hatu n lara verilen unvan. [DLT] | altun tas, {eAT} | [DS] 6. {az} Ak kemii ve bu kemikle oynanan Altn ta.| altun yartm ak , 1. Altn sik k e ; altn p a | bir oyun, ak. [DS] S aluk er, {eT} K e l adam . ra. [EUTS] 2. Zhre y ldz; S a b a h yldz. [EUTS]|| [DLT] Altun Y, Byk Altay da. [EUTS] aluk2, [al-uk] {eAT} is. 1. Hayvan rts; palan vb. 2. altun, [altun + Ar. - (altu. ni;) {OsT} sf. 1. Altn ren {az} is. plak hayvann zerine rtlen ul ya da ginde. 2. bot. Sedir, maz ve ladin gibi orman aa kee; alk. [DS] 3. {az} Minder. [DS] 4. sf. {az} larnn rengi sar olan tr, (Giyim eyas iin) yrtk; eski; paralanm; partal. altunlamak, [altun-la-mak] {eAT} gl. f i [ - r ] Altnla [DS] .ilemek; yaldzlamak, alukdurm ak, [al-uk-dur-mak] {az} gl. f . [-u r ] 1. altunlamak, [altun-la--mak] {eT} ite, f . [-u r ] Al Sz vermek. 2. nandrmak. [DS] tn dl koyarak bahse girmek. [DLT] aluklam ak, [al-uk-l-mak j*}l5})l] {eAT} gl. f i [ - r ] altunlg, [ altun-l] {eT} sf. Altnl. [ETY] Hayvann srtna ul, palan, semer gibi eyler koy altunl, [altun-lu] {eT} sf. Altnl [Mhenn] mak. altunlu, [altn-l ^JjsI] {eAT} sf. Altn ilemeli, -alum, [-a-lum / -e-lm / -y-a-lum / -y-e-lm] {eAT} altunlug, [altun-lu] {eT} sf. Altnl; altnla sslen e k e. stek kipi okluk birinci kii ekim eki; dimi. [EUTS] lek-istek, tavsiye, tercih ve gereklilik bildirir, t? altunsz, [altun-suz] {eT} sf. Altn olmayan; altnsz. alm idi, {eAT} is te k k ip i hikyesin in o klu k birin ci [Mhenn] kii ek i; -a-y-dk. alturmak, [al-tur-malc] {eT} gl. f . [-u r]Aldrmak. alum, [al-mak > al-um / al-m p)T] {eAT} is. Alacak; [DLT] alu1 [l _j)T] {eAT} sf. 1. ciz. 2. Aa; deersiz; , geri. 3. Ahmak; aptal; sersem. S {eAT} G eri k alm ak ; a a kalm ak. alu kalmak, hak. alur, [al-mak > al-ur j^T] {eAT} sf. Alc; dikkatli. S alur gz, {eAT} D ikkatli b a k ; a lc gz. alurdaksz, [alur-da-k-sz] {az} zf. (Konumak iin) geliigzel; mnasebetsiz; ileri geri. [DS] alus1, [alu] {az} is. Al aac ve meyvesi. [DS]
{az}

alu2, [Far. l j)T] (a :l ;) {OsT} is. bot. Erik. S l bl, {OsT} Vine.| l-grde, {OsT} Can erii. | aluca, [al-ca (alu ca ) {eAT} sf. Daha ciz, alu, [Far. le] {eT} is. 1. eftali. [DLT] 2. Frenk zm. [DS] 3. Al aac ve meyvesi, alua, [Far. le] {az}is. Bir tr erik. [DS]

alus2, [Far. ls ^ ^ T ] (a :l :s) {OsT} is. Naz veya kr gnlk yznden gz ucu ile bakma, alusi, [Far. ls ^ jJT ] (a :l ;si:) {OsT} sf. Nazlana rak gz ucu ile bakan, aluga, [Slav, haluka] {az} is. Etli hamur orbas. [DS] alum an, [? aluman] {az} sf. ve zf. Yaylan; duyu lan; ayi olan. [DS] aluta, [eA T alu (ciz) > alu-ta] {az} is. Sarp, geil mesi g yer; uurum. [DS] alutalam ak, [eA T alu (ciz) > aluta-la-mak] {az}

alue, [Far. l-e *-j)T] (a :lu : e) {OsT} is. Kk erik; akal erii; ku zm; Frenk zm, alun, [alu-m] {eT} is. Yenilen boumlu bir bitki. [DLT] -alud, [Far. lden (bu lam ak) > -ld jjJT] (-a:l :d ) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa kelimeler den "bulam , b u la a n anlamlarnda birleik s fatlar yapan son ek.

AL gsz. f . [- r ] [-l(u )-y or] Gten dmek; halsiz kal mak; zayflamak. [DS] alfte, [Far. lften > lfte 4 T] (a:lfte) {OsT} sf. ^

I M

S M .2 2

alvrm ak, [albr-mak / alvr-mak] {eT} gsz. f . [-u r] Atlmak; sramak. [DLT] alvurcu, [al+vur-cu] {az} is. Hrsz. [DS]

1. Alm; alkanlk edinmi; alkn. 2. (Kadn alya, [Ar. aly LU] (a :ly a :) {OsT} is. 1. Ykseklik. iin) iffetsiz; dkn; ak delisi; fahie, 2. Yksek yer. 3. Gkyz; sema, alftegn, [Far. lftegn jl&JT] (a:l fteg :n ) {OsT} alyans, [Fr. alliance] is. Nian yz, is. Namussuz, iffetsiz kadnlar, alftegi, [Far. lfteg (a.Tftegi:) {OsT} is. f fetsizlik; dknlk; namussuzluk, aliide, [Far. lde oJilT] (a.Tde) {OsT} sf. Sal drgan. alttlal, [Ar. ll-l J U I JU ] (a.Tla.T) {OsT} sf. En alyeverm e, [al+ye+ver-me ?] {az} is. Boa harca ma; israf etme. [DS] alyon, [Tanzimat devrinde ok zengin olmu A lyon adl bir yabancnn adndan] is. ok zengin, alyuvar, [al+yuv-ar] is. biy. nsanlarda ve hayvan larda akcierden dokulara oksijen, dokulardan ak ciere karbondioksit tamakla grevli, bulundur duu demir oksit yznden sarmtrak krmz renkte, kemik iliinde retilip karacier ve dalakta tasfiye edilen, milimetre kpte be milyon adet bu lunan kan hcresi; eritrosit.

stn; ycelerin ycesi; en yce, alttmin, [Lat. alumen (ap)] is. kim. Alminyum ok sit veya hidroksit; A120 3 almina, [Lat. alumine] is. elikten oksit giderilmesi srasnda oluan ok ince ve sert kalntlar, -a m 1, [-am / -em] {eAT} e k e. 1. stek kipi teklik alttminit, [Fr. alminite] is. Alminyum karlan birinci kii eki; -a-y-m . Kim yav kld k i ben apl toprak. bulam (bulaym ) an . Ata Divan. 2. Geni zaman alminyum, [Lat. alumen (ap) > Fr. aluminium] is. teklik birinci kii eki; - m ; -y-m. B ilrem (bili Atom numaras 13, ktlesi 26,98 olan hafif, yumu rim ) iim in m uradn ben . Tazarruname. 3. Geni akl dolaysyla kolay ilenebilen, havadan ok zaman ulacna yakn anlamda kullanlmtr; -arm ; az etkilenen parlak beyaz bir metal; sembol: Al. -rm . Snklktan enm e dem (derim ) sanp. S alminyum folyo, Yiyeceklerin h a v a ile ilikisi Sheyl Nevbahar. 4. art kipi teklik birinci kii ni k e s e r e k bozulm ay n lem ek v ey a fr n d a ken di eki; -sa-m . K ang se rv e b a k am (baksam ) boyun suyuyla pim esin i sa la m a k iin kullanlan y a p r a k an am . Yusuf ile Zeliha. 5. Geni zaman art birle eklin d ek i alminyum. ik ekiminde teklik birinci kii eki; -r-sa-m . K a alvyon, [Lat. alluvio > Fr. alluvion] is. Bir akarsu an b a kaldu ram (kaldrrsam ) y erd en lle. yun yukar havzalarndan andrarak tad kum, Saadetname. S -am m? {eAT} -a r mym? -r m akl, kil gibi asl maddeleri eim azl ve tama ym ? -a c a k mym? -a -b ilir miyim? sonucu brakmasyla meydana gelen tortu ynts; -am 2, [-am / -em] yap. e. 1. Fiil kk ve gvdelerin mil. den, btnden bir blm, ayrnt kavramlar kata alvyonlu, [alvyon-lu] sf. Alvyon bulunan; milli, rak isimler yapar: tutam, dnem , kuram , biem . 2. alvala, [al+ Far. vla (ba rts)] {az}[ is. 1. Ana {eAT} Fiilden isim tretir; tek rnektir, tut-am. De doluda gelinlerin bana rtlen krmz renkli, de Korkut Kitab. ince ipek tlbent. 2. bot. Gelincik iei; tarla gl. A m, [Fr. amricium] ksalt, kim. Atom numaras 95 3. Yanardner; ok renkli maytap. 4. Krmz akik. olan tabiatta bulunmayan radyoaktif bir element 5. sf. Rengrenk; bembeyaz. [DS] olan amerikyumun sembol. alvar, [? alvar] (az) is. 1. 24x12x400 cm boyutla am 1, [am] {eT} zf. u an; imdiki zaman. [ETY] rnda biilmi tahta; lata; ktk; tomruk. 2. {az} Tahtadan yaplma bahe iti. [DS] 3. {az} Ard am 2, [am] is. k ab a. Kadn cinsel organ. aac tahtas. [DS] S alvar tahtas, M ezarlarda am 3, [Ar. am j>l& {OsT} is. Sene; yl. m- kabil, ] kullanlan 2 0 cm. eninde, b ir m etre boyunda a rd {OsT} G e le c e k y l; nm zdeki sene. | m- muka | tahtas. bil, {OsT} G e le c e k y l; nm zdeki sen e. | m l| alvele, [al+ Far. vla] {az} is. idem. [DS] fl, {OsT} F i l yl. alveol, [Fr. alvole] is. anat. Akcierde gaz alverii am 4, -m m [Ar.'amm | & {OsT} is. - amm1. v] yaparak solunumun gerekletii hava kesecikleri; akcier petei, am 5, -m m [Ar. umm > mm j*U] (a:m ) {OsT} sf. alver, [al-a+ver-e] {az} is. Al veri. [DS] -* amm2. alverci, [al+ver-ci] {az} is. Tccar. [DS] -am a-, [umak > umamak > uma- > -e (z a r f fiil eki) / alverdi, [al+ver-di] {az} sf. 1. Geliigzel; batan ma (olum suzluk eki)] ek. e. Bilmek fiili ile yaplan savma. 2. Bo; esassz; hava. 3. zf. Haydi; kazara. yeterlik fiilinin olumsuz biimini karlayan ekim [DS] alver etmek, D atm ak; ban dan savm ak. ekidir: g id em em ek (git-e-bilm ek -* git-em e-m ek ).

OMR S M . 227
a m a, [Ar. am (krlk) > am m , [Ar. am (krlk) > am am a1, -a i [Ar. ama5 ] (a -m a :) {OsT} (a -m a :) {OsT} sf. -* m. fi1 a m-y elvan, tp. R en k krl. sf. 1. Kr. 2. m ec. Cahil, bilgisiz. 3. is. Kr kimse. (a :m a :) {OsT} is. Krlk.

AM A

ama gderek, bir amaca ynelik olarak; gayeli; maksatl; kastl, am alk, [ama-lk] {eT} is. Nian yeri. [DLT] amallk, - [ama-l-lk] is. Bir amaca ynelik ol ma hli. am asz, [ama-sz] sf. 1. Bir amac olmayan. 2. Bir amaca ynelik olmayan; gayesiz; kastsz, amaszlk, - [ama-sz-lk] is. Bir amaca ynelik olmama, amasz bulunma hli. am ad an 1, [hab / haf (yans.) > ama-dan] {azf zf. Anszn; birdenbire; habersiz. [DS] am adan2, [?amadan] {az} is. Kenarl bakr tepsi. [DS] am ade, [Far. mden (hazr olm ak) > mde oilT] (a :m a :d e) {OsT} sf. Hazr. S am ade etmek, H azr lamak.\\ mde-g, H azr o lm a ; hazrlk.\\ amade olmak, H azr olm ak, h a zr bulunmak. am ah, [Far. mh oUT] (a :m a :h ) {OsT} is. Kabarck; i. am aim, [Ar. imame > amim {OsT} is. Baa sarlan eyler; sarklar, am air, [Ar. imaret > amir (am a:ir) {OsT} is. 1. Baklm; imar edilmi yerler. 2. Resm bina lar. 3. Yoksullara, rencilere yiyecek datlan yerler; imaretler. am ir-i hayriye, {OsT} H ay r kurum lan. -am ak, [-a-mak / -e-mek] yap. e. 1. Fiillerden isim yapar; iin aralklarla yapld kavramn katar: k a a m a k ; sa y a m a k (rakam ). 2. Yer, yre, mekn kavramlar katarak isimler yapar: basam ak, g ez emek, g eem ek. am ak 1, - [? amak] {az} is. 1. Kar; anna. 2. Te penin en sivri yeri. [DS] am ak2, -k [Ar. umk (derinlik) > amk jU^I] (am a:k) {OsT} is. Derinlikler. 0 am k- zemn, Yerin derin likleri. am ak3, -k [Ar. mk j^T] (a :m a :k ) {OsT} is. Gz pnarlar. am aka, [t. a macca (yok y er e) > Yun. amka] {az} is. Avclkta ben vurdum iddiasnda bulunma. [DS] S am aka etmek, B en vurdum id d ias ile b a kasn n vurduu av istem ek v eya alm ak. am akat, [Ar. a'mk > a'mkt oUUpI] (a -m a :k a:t) {OsT} is. Derinlik, a mal, -li, [Ar. amel (i) > a'ml JU-tl] (a-m a:l) {OsT} is. 1. ler. 2. lemler. S a ml-i erb aa, {OsT} mat. D rt ilem .| a ml-i hasene, G zel i | le r,| a ml-i mrekkebe, {OsT} mat. K a rk i | lem .]| a ml-i rsfil, H avarilerin d a v ra n lar.| | a ml-i sliha, {OsT} A hiret huzuru iin y a p la n h ayrl iler.\\ a ml-i akka, {OsT} E ziyetli iler.\\ (am a.im )

am a2, [Ar. amm Ul] ( a m a) e. 1. elikili ve zt iki cmlecii birbirine balar; ancak; fakat; amma. G rn bira z bozuktur a m a tad gzeldir. 2. Uyar ve hatrlatma bildirir. Yarn a la c a m s y lyorsun a m a d kkn lar k a p a l. 3. artl bir yap ma ifade eder. S a n a bisiklet alrm a m a snfn g eecek sin . 4. Sabrszlk ve merak bildirir. yi a m a n e zam an a la cak sn ? 5. Tekrarlarda peki tirme yapar. Yarn g el, a m a m utlaka g el. B am a ne, N e ho, n e k a d a r byk. Am a n e kadn m !|| am a ne are, Lkin , fa k a t. Am a n e a re, b a a g elen ek ilir.| amas mam as yok, tiraz etm ek | yok. | amas var, Kusuru var. | amabile, [t. amabile] zf. mz. Bir mzik parasnn tatl, ho bir eda ile alnacan, hzn andante ile adagio arasnda olacan gsteren iaret, ama, [Far. mc ^^T] (a :m a :c ) {OsT} {eAT} is. 1. Nian alrken kullanlan yer; nian tahtas. 2. Saban demiri. S m c-gh, 1. N ian tahtas kon ulan yer. 2. tasvf. Dnya. am a1, -c [ama] {eT} is. 1. kz. 2. Sapan ve ben zeri gibi ifti aygtlar. [DLT] ama2, -c [eT. em-e / ama (nian y eri) ^UT / Far. mc ? ;r lT] is. 1. {eT} {eAT} Atclkta nian alman yer; hedef tahtas; nian yeri; hedef. [DLT] 2. Ula lmak istenen, elde edilmek istenen sonu; erek; hedef; gaye; maksat; meram; niyet; dava; gdek; ideal; mefkre; uur; lk. 3. {az} Kar; kar taraf; anna. [DS] S am a d, U lalm ak istenen h ed e fe y n elik olmayan.\\ am a edinmek, 1. H e d e f o la r a k grm ek. 2. Yapm ay v e eld e etm eyi birin ci p la n d a tutmak. | am a gtmek, Btn a lm a la | rnda ve a b a la rn d a son u lan d rm ak istedii ile ilgili olmak.\\ am a tmleci, dbl. Yklemin y a p lm a seb eb in i a k lay a n tmle. Sizin hatrnz iin bu nu y a p aca m . ama3, -c [alna > ama] {az} is. Yan. [DS] amalama, [ama-la-ma] is. Hedef alma; istihdaf, amalamak, [ama-la-mak / emelemek] gl. f i [ - r ] [-l()-y or] 1. Bir amaca, bir hedefe ulamay arzu lamak; istihdaf etmek; kastetmek; gtmek; niyet etmek. 2. {eT} Nian almak; nianlamak. [DLT] amalanma, [ama-la-n-ma] ama edinilme, is. Birisi tarafndan

amalanmak, [ama-la-n-mak] edil, f i [ - r ] Ama edinilmi olmak, amal, [ama-l] s f ve zf. 1. Amac olan. 2. Belli bir

AMA a mll-m aden, {OsT} M aden ilem leri; m etal r jiamal1, [am-al] {eT} sf. Sakin; uslu; yava. [EUTS] [Gabain] amal2, [Ar. ml] {az} sf. 1. Ba belas; usan veri ci; yaramaz; inat. 2. is. Eziyet; fke hrs. [DS] S am al azgn, {az} A gzl ; kan aatsiz; m uhteris. [D S]|| amali azmak, {az} S ebep siz co m a k ; k a b na sm am ak. [D S]|| amali domalm ak, {az} Ta m ah k rlk etm ek; a gzl davranm ak. [D S]|| am a lini aram ak, {az} Kusurunu a ra m a k ; y er ic i g zle bakm ak. [DS] amalJ, -li [Ar. emel (istek) > ml Jl*T] (a ;m a :l) {OsT} is. 1. Emeller; istek ve arzular. 2. mitler. amale, [Ar. a'mel > a'mle (a -m a :le) {OsT} is. ilere, amelelere denen gnlk cret; gndelik; yevmiye. amalgam, [Lat. amalgama > Fr. amalgame] is. 1. C va ile bir metalin alam. 2. m ec. Ayr trden e lerin meydana getirdii karm. 3. Diilikte dolgu maddesi olarak kullanlan cva-bakr veya cvagm-kalay karm. mlk, - [m-lk] is. Kr olma hli; krlk. a m am , [Ar. amm > a'mm j>Upl] (a-m a:m ) {OsT} is. Amcalar. am an 1, [Ar. emn] nl. Kullanld yere, vurgu ve tonlamaya gre yardm isteme, korku, tela, rica, yalvarma, zr dileme, fke ve kzgnlk, beenme, beenmeme, usan, nazlanma bildirir. S Aman Allah (Yarabbi), am a, znt, a c duyma, b e en m em e, usan ifa d e eden nlem grubudur.\\ am an am an, 1. B ir eyden ik y et ed ild i in d e "s tem iyoru m ! an lam n da kullanlr. 2. Ar znt belirtm ek iin " O f O f! an lam n da kullanlr. 3. A lay etm ek am a cy la "A barttn an lam n da ku lla nlr. 4. B e en m e durum unda o k g zel! a n la m n da kullanlr. am an2, [Ar. emn (gvenlik) > emn / mn Lol] (am a:n ) {OsT} is. 1. Kendini gvende hissetme; em niyette olma. 2. Affetme balama. 3. Halepte dokunan pamuklu bir kuma tr. S am ana d m ek, H ayatn dan en d ie e d e r e k a f istem ek, am an dilem ek. | am ana gelmek, D iren m e hlin den vaz | g e ip yen ilgiyi k a b u l etm ek, b a em ek. | am ana | getirmek, Boyun edirmek.\\ aman aralk verm e mek, D inlenm esine, ra h a t ve huzur bu lm asna m eydan verm em ek; ra h a t n efes aldrmamak.\\ am an brakm am ak, Kurtulu im knm ortadan k ald rm ak ; k a y olu brakmamak.\\ aman bul m ak, Kurtulm a o la n a n a kavu m ak; kurtulu yolu bu lm ak; se la m ete kmak.\\ aman dedirtmek, B iri ni yenm ek, yen ilgiyi k ab u l ettirm ek. | am an dile | mek, Teslim olm ak, a f dilemek.\\ am an diletmek, Yenmek, yen ilgiyi k ab u l ettirmek', am an d ile y ece k

IffilIItS0M.228

b ir durum a drmek.\\ am an kesilmek, 1. Gc tkenm ek. 2. Yardm istey e cek kim seyi bu lam a m ak:.| aman istemek, {eAT} 1. Yardm istem ek. 2. | Am an dilemek.\\ am an-nm e, {OsT} 1. B ir kim seye a m an verildiin i belirten kt. 2. m p aratorlu k dn em in de p a d i a h s e fe r e kt zam an teslim olan ehir, ev, k a le h a lk n a doku n u lm ayacan a d a ir verilen sz. | am an verlik, {eAT} Kurtulu p a | ra s; fid y e. | am an verm ek, M slm anlarn, id a r e | leri altn daki gayr M slim lere v erd ikleri gvenlik ve y a a m a hakk.\\ am an verm em ek, zin v erm e m ek, m sam aha g sterm em ek ,| am an virilmek, | {eAT} K oru n m ak; h im ay e ed ilm ek ; am an verilmek.\\ am an virm ek, {eAT} K o ru m a k; am an verm ek; m s a a d e etmek.\\ am an virlik, {eAT} Can kurtarm a p a r a s .| am an zam an demeye frsat kalmadan, | A c e le o la ra k , n e olduunu a n la m a d a n .| am an za | man vermem ek, 1. G len m esin e fr s a t tanm a m ak. 2. {az} B ird en b ire bastrm ak. [DS] am an3, [Fr. amant] is. Bir kadnn evlilik d iliki kurduu ve koruduu erkek dostu, am anat, [Ar. emnet] (am a:n at) {az} is. 1. Emanet. 2. sf. Ereti; rk; baka bir yere dayanarak ayak ta duran. [DS] amann, [aman-m] ( a m a :nn) nl. 1. Tela, ama, ikyet, dehet, znt, korku, sevin bildirir. 2. Dikkat et. amani, [aman + hey > amani ?] ( a m a ni) is. fo lk . Safranboluda oynanan bir halk oyunu, amanin, [aman-in] (am a'ni:n) {az} nl. -* amann. [DS] ananizi, [? amanizi] {eT} is. eytan ad. [EUTS] amanl, [aman-l ?] {az} sf. Eimli; eri. [DS] amanlu, [Ar. emn => amn-lu ^Lol] {eAT} {OsT} sf. Aman dileyip antlama yapan, amansz, [aman-sz] (a m a n s z ) sf. 1. ldrc. 2. Msamahasz; affetmeyen. 3. Rahat ve huzur ver meyen; uratrc. 4. Mahveden; bozan. 5. ok iddetli; iyileme olana bulunmayan. 6. {az} Hlden anlamaz; zalim. [DS] am anszca, [aman-sz-ca] (am ans zca) zf. Msama ha etmeden. a m ar, [Ar. comr (yaan lan zam an ) > a'mr jU&l] (a-m a:r) {OsT} is. 1. Yaanlan zamanlar; mrler. 2. Hakkyla geirilen mrler. 3. Yalar, fi1 a m r beer, nsan mr. am ar, [Far. mr jlT] (a ;m a :r) {OsT} is. 1. Hesap; tahmin. 2. Dikkatle bakma; aratrma; tetkik; tefti. 3. tp. Karnda su toplanmas. a m arat, [? amarat / hamarat / Ar. imaret] {az} is. 1. Dlger, demirci ve iftilerin kullandklar el ara lar. 2. Kilim, ul, uval gibi yayg ve ev eyas. 3. Orta mal; elden ele gezen ey. 4. Altn, gm gibi ziynet eyas. 5. sf. alkan; i bilir; hamarat. [DS]

ir a

s i l i l i . 229

AM B

arnare, [Far. amare ojLt] (a :m a :re ) {OsT} is. Hesap. S m re-gr, H esap y a p an k im se; m u h a seb eci; saym an. am ar, [ama-r] {eT} zm. Bakalar; kimileri; baz; di erleri; birka; toplu olarak. [EUTS] am ari1, [Far. ahmra] {eT} zf. Belki. [Gabain] am ari, [Ar. ammriya] {OsT} is. Kadnlar iin yapl m tenteli fil mahfesi, amaril, [sp. amarillo] is. tp. Sar humma virs, amas, [Far. ms (a :m a :s) {OsT} is. nsan v cudunda oluan herhangi bir ilik veya kabarck, amata, [ama-da ?] {az} sf. (Giyecek vb. iin) denk; uygun; beraber. [DS] S am ata gelmek, {az} (E lbise, g iy ec e k vb. iin) d en k g elm ek ; uy mak. [DS] amat, [? amat] {az} sf. akn; serseri; budala. [DS] am ata, [Yun. amada] {az} is. ocuklarn oynad bir ta oyunu. [DS] am atr, [Lat. amtor (seven kii) > Fr. amateur] is. 1. Bir eyi ok seven ve heves eden. 2. Sadece zevki iin ve bilerek bir i ve meslekle uraan kimse. 3. Meslei olmamakla beraber gzel sanatlarn bir dalnda ura veren kimse. 4. gnl. Yetkin olma yan; gayret gsteremeyen; acemi. 5. Madd karlk beklemeksizin spor yapan kimse. 6. sf. Amatrlere zg, & am atr kme, M ad d k a r k b eklem ed en sp or k a r a m a la rn a katlan oyuncularn y e r a l d kulp. \\ am atr ruh, K en d isi iin ustas ve m eslein e r b a b olduu h ld e p iy a s a artlarn gz nne alm adan h a rek et ed en kiinin tutumu, k a zan beklem eden , zevk iin. | am at r tiyatro, M es | lei tiyatrocu o lm a m a kla birlikte oyunculuu zevk iin y a p an kim selerin oluturduu tiyatro toplulu u. amatrlk, - [amatr-lk] is. 1. Heves etme hli. 2. Bir ii sadece zevk amacyla yapma durumu. 3. Acemilik. -amay, [Far. -my _g o -] (a ;m a:y ) {OsT} so n ek. LT Farsa kelimelere doldu ran, s sley en " anlam ka tan ek. amayir, [Ar. imaret > amir] (am a;yir) {OsT} is. -* amair. anaz, [? hamaz] {az} is. Hamaz. [DS] B am az yeli, Iaz} evrintili ve id d etli r zgr; k a s r g a ; h o r tum. [DS] amazon, [Yun. amazon > Fr. amazone] is. 1. Erkek gibi ata binerek savalara katlan kadn veya kz. 2. iri yar bir erkek davrannda gl kadn. 3. zool. iri yapl, krmz ve sar kark yeil ve mavi ty l, abuk konuan, kolay evcilleen Amerika papa an. S A m azonlar, K a r a d e n iz in kuzeyinde y e r letikleri sylen en ilk a n efsa n ev i kadn sa v a lar.| amazon elbisesi, K a d n bin icilerin giydikleri, |

uzun ete k ve ceketten olu an e lb is e .| amazon usu | l, ik i b a c a k la r d a bir ta ra fa sa rk ta ra k tek tarafl o la r a k a ta bini ekli. am ba, [Ar. amma] {az} e. Ama. [DS] am bak, - [? ambak / ambak] {az} is. Cevizin yeil kabuu. [DS] am baklam ak, [ambak-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [l()-y or] Cevizi yeil kabuundan ayklamak. [DS] ambal, [Yun. embol] {az} is. {az} zm bann blmleri; evlek. [DS] am balaj, [Fr. emballage] is. 1. iek, sebze, meyve bata olmak zere yiyecekleri korumak iin yapl m kutu, sandk veya paket. 2. gnl. D grn. fi1 ambalaj bezi, A m b a la jla n a ca k m alzem eyi s a r m aya y a ra y an g en i g zen ek li dokuma.\\ ambalaj kd, A m balaj y a p m a d a kullanlan kaln ve d a y an kl b ir tr kt. | ambalaj yapm ak, B ir eyay | veya rn koruyucu k a p veya sa n d k la rla sarm ak, kaplam ak. am balajc, [ambalaj-c] is. Ambalaj sand yap mnda, gda ve dier malzemeleri sarmakta ustalam; bu ii meslek edinmi kii, am balajclk, - [ambalaj-c-lk] is. 1. Her trl ambalaj malzemesi retme ve kullanma ii. 2. Pa ketleme ve ambalaj yapma meslei, am balajlam a, [ambalaj-la-ma] is. Ambalaj sand yapma, gda ve dier malzemeleri koruyucu bir kapla sarma ii. am balajlam ak, [ambalaj-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()y o r ] Ambalaj sand yapmak; gda ve dier mal zemeleri koruyucu bir kapla sarmak veya kutula mak; paket etmek; paketlemek, am balajlanm ak, [ambalaj-la-n-mak] edil. fi. [ - r j 1. Ambalaj sandna konulmak. 2. (Gda ve dier malzemeler iin) koruyucu bir kapla sarlmak veya kutulanmak; paket edilmek; paketlenmek, am balajlatm ak, [ambalaj-la-t-mak] gl. f . [-r] A m balaj sandna yerletirilmesini, gda ve dier mal zemelerin koruyucu bir kapla sarlmasn veya kutulanmasm salamak; paket ettirmek; paketletmek, ambalajl, [ambalaj-h] is. Ambalaj iine konulmu, kutulanm veya sarlm olan, am balajsz, [ambalaj-sz] is. Ambalaj iine konul mam, kutulanmam ve sarlmam olan, ambale, [Fr. emball (bir f ik r e saplan m )] sf. 1. Yorgunluktan zihni almaz hlde. 2. Dnemez, i gremez hle gelmi olan. 3. Bktracak, arta cak kadar fazla olan; ar yklenen. 4. (Motor, ara vb. iin) anormal bir dzenle veya ayarsz olarak altrlan 0 ambale etmek, 1. B ir m otoru dzen siz ve ayarsz altrm a sonu cu bozulm asna s e b e p olm ak. 2. B irin i dnem ez, a k l yrtem ez h le getirm ek ; bunaltmak.\\ ambale olmak, 1. B ir m oto run dzensiz ve ayarsz altrlm as sonucu b o zulm as. 2. D n em eyecek d e r e c e d e zihnen y o r gun dmek.

AMB am bar, [Far. enbarde / embaten (doldu rm ak) > enbr (dolu, yn, kiim e)] is. 1. ine tahl, kuru erzak veya saman, ot gibi maddelerin konulduu st rtl yap; depo; antrepo; debboy. 2. gnl. ine yiyecek veya eya konulup saklanan oda. 3. creti karlnda eya tamacl yapan iletme; nakli yat ambar. 4. dnz. Gemilerde malzeme ve dier eyalarn konulduu st gverte ile sintine arasnda yer alan blm. 5. naatlarda kullanlan kum ve akl miktarlarn lmeye yarayan bir kenar 75 cm. olan kp eklindeki tahta lek. 6. Devlet dai relerinde demirba eya dndaki bir defada kulla nlp biten malzemeler. 7. {az} Odun yn. [DS] 8. {az} Deirmen arkna suyun hzl ve basnl olarak inmesini salayan az ksm geni, dik ve kapal oluk. [DS] ^ am b ar gvesi, zool. A m bar la rd a k i ta h lla ra z a r a r veren 6 mm. boyun da g v d e ve a rk a k a n a tla n esm er, n k a n a tla n sarm s p u l kan atllard an b ir k e le b e k ; bu day b ce i, (Tinea g ren a lla ).|| am b ar m em uru, D evlet d a irelerin d e a m b a r m alzem esi h esap la rn tutan, datan ve k o runm asndan sorum lu olan g rev li.| am bar n, | {azj K y lerd e m isafirhan e o la r a k kullanlan bin a; k on u k ev i. [DS] am barc, [ambar-c] is. Bir iletmede veya gemide ambar malzemesini koruyan, giren ve kan malla rn kaydn tutan, gerekli yerlere zamannda datan sorumlu. am barclk, - [ambar-c-lk] is. 1. Ambarcnn yap t i veya meslek. 2. Ambar iletmecilii, tama clk. Am bard deimezi, is. t. tp. Kanda bulunan re ile idrardaki re miktarlar arasndaki oran, am bargo, [sp. embargar (en g el olm a) > embargo > Fr. embargo] (a m b a rgo) is. 1. Bir yabanc geminin bulunduu limandan knn geici olarak engel lenmesi. 2. Bir lkeye mal ihracatnn yasaklanma s. 3. gnl. Bir maln satnn geici olarak durdu rulmas. ? am bargo koymak, 1. B ir y a b a n c g e minin bulunduu lim andan km asn g e ic i o la r a k en gellem ek. 2. B ir lkeye cez a o la r a k vey a bask y a p m a k iin m al ihracatn y a sa klam a k. 3. B ir m a ln satn ve s e rb est dolam n g e ic i o la r a k dur durmak. am bargolu, [ambargo-lu] sf. Ambargo uygulanan. 0 am bargolu haber, H em en duyurulm a ve y a y n la m a y a sa bulunan a n ca k b elirli b ir s re getikten v e baz artlarn g erek lem esin d en so n ra yayn lan m asn a izin verilen h aber. am barlam a, [ambar-la-ma] is. Ambara koyma, de polama ii. am barlam ak, [ambar-la-mak] gl. f . [ -r ] Bir mal ambara koymak; depolamak, am barl, [ambar-l] {az} is. Ova. [DS] am barou, [ambar+ou ?] {az} sf. iman (adam). [DS]

I H IM C E S2 1 1 . 230

am ber, [Ar. anber >lc] is. 1. Dili balinalarn bir alt snfndan, ya elde etmek iin avlanan, ortalama 20 m. boyunda ve 100 ton arlnda etil bir tr deniz canls; ada bal; amber bal; kaalot, (P hyseter m a cr o ce p h a lu s ). 2. Amber balnn ba rsaklarndaki talam keltilerden veya denize dklen dklarndan elde edilen kl renkli miski andrr gzel kokulu madde; akamber. 3. gnl. G zel kokularn genel ad. fi1 am ber aa, m p a ra to r luk dn em in de sa ra y la r d a H a b e a sll h arem a a larn a ve h izm etilere verilen ad. | am ber aac, | bot. B ak la g illerd en , kabu u y a rld n d a koku san ay iin d e kullanlan koyu b ir re in e dam latan p a r k ve b a h e le r d e y etitirilen b ir a a ; sla, (L iqu id am bar orien talis).|| am ber bal, zool. D i li b a lin ala rn alt snfndan o k byk boylu, yz tonu g e e b ilen arlkta, k afas vcut uzunluunun te biri k a d a r olu p y a iin avlan an etil b a lk ; a d a b a l ; kaalot, (P hyseter m acrocep h alu s). | | am ber iei, 1. A m ber a acn n y a z ay larn d a a a n h o f a k a t baygn kokulu ie i. 2. T ohum lar m isk kokulu uucu b ir y a tayan, itah a c ve y a ttrc o la r a k hekim likte kullanlan hatminin h a lk a ra sn d a k i a d ; y a y la i e i; y a b a n i p elin , (A m brosia m aritim a). | am ber ruhu, A m berd e bu | lunan v e koku san ay iin d e kullanlan triterpen ik alkol, C 30H 52 O. am berbaris, [Lat. amberberis] (a m b e r b e ris) is. bot. nsan boyunda, ok dikenli, sar iekli, salkm eklinde kk, ekimsi meyveleri olgunlatnda siyahlaan, gen srgnleri sebze olarak kullanlan, budaya byk zarar veren kara pas mantarlarnn kn konaklad bir aak; karamuk; kadn tuz luu; san al; zibike, (B erb eris vulgaris, B. cra taegin a) am berbu, [Ar. anber +Far. b (am b erb u :) sf.

1. Gzel kokulu; gzel kokan. 2. is. Hindistan ve randa yetitirilen, piince ho kokusu yaylan iri ve uzun taneli bir tr pirin, am bercik, [amber-cik] is. bot. Ebegmecigillerden sar iekli, olduka boylu bir otsu kltr bitkisi, (H ibiseu s abelm och u s) ve bu bitkinin keskin amber ve misk kokulu tohumu; amber hatmisi, ambk, - [? ambk] {az} sf. Olgun; tokgzl. [DS] ambisyon, [Fr. ambition] is. Hastalk derecesinde an ve hrete olan dknlk ve arzu, ambiyans, [Fr. ambience] is. Atmosfer; ortam; mu hit. amblem, [Yun. emblema (vazo zerin deki kabartm a) > Fr. emblme] is. 1. Soyut bir kavram aklayan ve zerinde anlalmaya varlm iaret, ekil. 2. Bir niteliin veya soyut nesnenin sembol. 3. Bir otoriteyi, bir siyasi gc veya bir topluluu temsil eden iaret.

E 1 IK S M .2 3 ,

AM E

ambol, [Yun. embol] {eAT} is. Ba blm; evlek; ambal. ambolali, [Fr. embolalie] is. Konuma srasnda ko nu ile ilgisi olmayan eylerin konumaya katlp sylenmesi eklinde kendini gsteren psikolojik ra hatszlk. amboli, [Yun. embole ( tka) > Fr. embolie] is. tp. Kan iinde tanabilen bir madde ile damarn t kanmas. ambul, [Yun. embol => ambul Jj^ l] {eAT} -* anbal. ambulans, [Lat. ambulans (gezici) > Fr. ambulance] is. Hasta ve yaral tamaclnda kullanlan ii ilk yardm donanml motorlu ara; cankurtaran, amca, [eT. apa (b a b a ) + ee (erk ek k ard e) > abca [Tekin]] ( a m ca) is. 1. Babann erkek kardei; em mi. 2. Akraba olmad hlde kendisine sayg du yulan yal erkeklere hitap sz, fi1 am ca baba yars, Am cann d a b a b a k a d a r h akk ve g rev i vardr, an lam n da ku llan lr. | A m cam daym, | hepsinden aldm paym, En y akn a k r a b a la r m dan b ile hakszlk grdm , an lam n da sy len ir.| | amca oullar, ik i e r k e k k ard ein o cu k la r ve bunlarn b irb irin e g r e durum lar. amcakz, [amca+kz-](fl m cakz) is. Amcann kz, amcalk, - [amca-lk] is. 1. Amca olma durumu. 2. Amca olma nitelii. S am calk etmek, A m ca g ib i davranm ak, k oru m ak ve gzetm ek. amcaolu, [amca+olu] ( a m cao lu ) is. Amcann er kek ocuu. amcazade, [amca+ Far. zade] (a 'm ca z a .d e) is. Amca olu. amuk, [am-uk] {eAT} is. Diilik organ, amd, [Ar. amd (niyet) -u_t] {OsT} is. 1. Bir ii bile rek, sonunu dnerek yapma. 2. Kast; karar; ni yet. 3. huk. Taammt. amden, [Ar. amd > amden 1'ju.p] ( a m den) {OsT} zf. Bilerek ve tasarlayarak; kastl, amd, [amt] {eT} zf. imdi. [EUTS] am e1 [Ar. amme] {az} is. Hala. [DS] , ame2, [Far. me T] {OsT} is. 1. Yaz hokkas. 2. Divit. amed, [Far. meden (gelm ek) > med -uT] (a:m ed ) {OsT} is. 1. Gelme; geli. 2. Gelen; giren. 3. Devlet dairelerine gelen evrak anlamna konulan kayt. 4. Devlet merkezinde bulunan il memuru. S1 meden-i laklak, {OsT} L ey leklerin gelii. | med | reft, {OsT} 1. G eli gidi. 2. G eldi gitti. | med ii | d, {OsT} 1. G eli gidi. 2. G eld i gitti. amedi, [Far. med + T. -i ^ J - '] (a.m ed i) {OsT} is. mparatorluk dneminde, Divan- hmayunun eitli kalemlerinde alan baktiplere verilen ad.

amedeg, [Far. amede-gu =-uT] (a:m ed eg :) {OsT} sf. Dnmeden gzel sz syleyen kimse; hazrce vap. amedengh, [Far. meden-gh oISjjjT] (a :m ed en g :h ) {OsT} is. Herkesin girebildii genel yer. amedeni, [Far. meden ^ j^>T (a. m ed en i:) {OsT} sf. ] 1. Gelen. 2. Bir eyi meydana getiren; yapan, amedi, [Far. med- lS-loT] (a :m ed i:) {OsT} is. Tanzi mattan nce, reislkttaplkla ilgili btn yaz malar yrten daireye verilen ad. amediye, [Far. mediyye ajJuI] (a :m ed i:y e) {OsT} is. mparatorluk dneminde, bir ilden dier ile geiri len mallardan alman vergi, amediid, [Far. med d -Li-ul] (a:m ed d) {OsT} is. 1. Geli gidi. 2. Geldi gitti. amel, [Ar. amel J^p] {OsT} is. 1. Bir maksat gderek yaplan i, hareket; alma. 2. Eser; rn. 3. Uygu lama. 4. shal. 5. isi. Din emir ve yasaklar ereve sinde kiiye sorumluluk ykleyen her trl hl ve hareket. S amel bitii, {eAT} A m el d efteri.| amel| dr, {OsT} Vergi toplayan d ev let m em uru; ta h sil dar. | amel defteri H afa za m elek leri tarafndan | insann h e r trl hareketin in k ay d ed ild i i defter.\\ amele gelmek, 1. E tkisini g sterm ek; ilem ek. 2. Z orlam ak; m ecb u r etmek.\\ amele getirmek, B ir ey i s z d e brakm ayp y a p m a k ; uygulamak.\\ amele getiirmek, {eAT} Y apm ak; baarm ak. | amel et | mek, 1. Uygulamak, y erin e getirm ek. 2. E tki etmek. | amel eylemek, {eAT} G ere in i y a p m a k ; a m e l | etm ek. | ameli azm ak, 1. {eAT} i ters gitm ek. 2. | {az} A gzl o lm a k; hrsl olm ak. [D S]|| amel-i btl, {OsT} D in in an lara uym ayan d avran ve iler. | amel-i erbaa, {OsT} D rt ilem ; Toplam a, | karm a, arpm a, blme.\\ amel-i kayseri, {OsT} Sezaryen am eliy at.| amel klmak, {eAT} Yapm ak; | ilem ek ; y erin e getirm ek. | amel-m nde, {OsT} | amelimanda.|| amel-name, Yetki b e lg e si; berat. | | amel olunmak, Uygulanmak, tatbik edilmek.\\ amel yazc firite, {eAT} nsann iyi ve kt d a v ra nlarn yazan m elek. amele, [Ar. amel > amele <lU {OsT} is. 1. Beden -p] gcne dayanan ilerde cretle alan kimse; rgat; renper; ii. 2. Yol ve inaat gibi yorucu ilerde bedenen alan kimse. 0 amele ba, ilerin ba n d a bu lan an ve onlarn alm alarn d en etle y en kim se; a m e le avuu.\\ amele adr, Yol i ile rinin b a rn m alar ve g e c e le r i y a tm a la r iin kuru lan adr.\\ amele snf, F a b r ik a ve retim y e r le rin de a la n iilerin btn; ii sn f.| amele-i | mkellefe, {OsT} Yasa zoruyla a la n ii. amelelik, -i [amele-lik] is. 1. Amele olma durumu. 2. Amelenin yapt i. 3. Bir iin ustalk ve uz

AME manlk gerektirmeyen, kaba kuvvete dayanan b lm. amelen, [Ar. amel > amelen (am e'len) {OsT}

M I M tm O ti.a aneius, [Lat. amelos] is. tp. Kol ve bacak gibi baz yelerin doutan olmamas eklindeki yapsal bo zukluk, amen, [Ar. emn > men gvenilir; en emin, am enagog, [Fr. emmnagogue] is. tp. Ar derecede strojen-progesteron ykleyerek yumurtlama ol madan det kanamas salayan madde, am enajm an, [Fr. amnagement] is. Orman varlna zarar vermeden planl ve en ekonomik biimde ya plan orman rnlerini deerlendirme iletmecilii; ileme. am enna, [Ar. emn + imn > menna L] (a:m en n a:) {OsT} Uni. 1. nandk! 2. Bu sylediin dorudur. anlamnda bir tasdik sz. 3. e. Tamam da. S P amenna ve saddakn, n an d k ve ta sd ik ediyoruz, an lam n da o n ay sz. am enore, [Fr. amnorrhe] is. Adet gremezlik, amensalizm, [Fr. amensalisme] is. Bir bitkinin, ayn ortamda yaayan baka bir bitkinin kklerinden salglad zehirli salglar sebebiyle geliememesi. ament, [Ar. emn > mn > ment c ~lT] (a : ment) {OsT} is. 1. nandm. 2. slam dininin temel inanla rn belirleyen hadisin ilk sz ve bu hadiste say lan A llah a, m eleklerin e, kitaplarn a, p e y g a m b er lerine, a h ret gnne, k a d e r e in an m ak ve ldkten so n r a dirilm enin g e r e k olduunu ta sd ik lem ek eklinde ifade eden iman duas. 3. m ec. Bir eyin esasn belirten kurallar, a m er, [Ar. amer Pek yal. A m erika, [Ameriqo Vespui (1451-1512, talyan bilim adam )] is. Be byk ana karadan birisi. S A m erika arm udu, bot. Ilm an ku akta yetien A m erika k k en li h e r m evsim y e il y a p ra k l 5-15 m. boyu n da d efn eg illerd en b ir tr m eyve a a c (P ers e a ) ve bu a a cn m eyveleri; a v o k a d o . \\ Am erika bademi, bot. S c a k iklim lerd e y etien ve g v d esin d e a selb e n t ve z am k g ib i m a d d eler ieren bir aa, (Styrax a m erica n a ).| A m erika bldrcn, zool. | T avu kgillerden kuzey A m erika d a y a a y an 2 0 cm. byklnde lezzetli b ir bldrcn tr, (Colints virginnianus).\\ A m erika elmas, bot. T ropikal ik lim k u a n da yetien, m eyvesi yen ilebilen , kzl k a h v e ren kli k erestesin d en m ob ily aclkta y a r a r la nlan orm an a a c ; a ka ju ; maun. | Am erika tava | n, zool. Tavan boyu n da ku laklar ve kuyruu k sa, p a rm a bulunan a rk a a y ak la r zerinde du ra b ilen k k kem irici, m em eli hayvan, (D aysprocta, A gouti p a c a ). | A m erika zm, bot. K k ve | salkm iekli, y a p r a k la n a lm a k dizili, kk ms hil ve kusturucu o la r a k hekim likte kullanlan bir a a k ; e k e r c i boyas, (P hytolcca). Am erikal, [Amerika-l] sf. Amerika Birleik Devlet1 {OsT} sf. 1. Uzun mrl. 2. ] (a:m en ) {OsT} sf. ok

zf. Eylemli olarak; ileyerek; alarak. S amelen bi l-vcd, {OsT} huk. (D avran iin) g e r e k du rumu g z nn de tutularak. amel, [Ar. amel > amel! u ^ ] (a m eli:) {OsT} sf. 1. Uygulamaya ynelik; uygulamal; pratik. 2. Uygu lanabilir. 3. e; i bakmndan 4. Elverili; uygun; kolay ve kestirme. S. (Konu iin) slamiyette iman konular dnda kalan, ibadet ve uygulamalarla ilgili olan, fi1 amel hkmler, sl m iy ette ibadet, hukuk ve cez a la rla ilgili hkmler. amelilik, -i [amel-lik] (ameli.Tik) is. Uygulanabilir lik; pratiklik. amelimanda, [Ar. amel + Far. mnde o-uLl^] (am el-im a :n d a) {OsT} sf. 1. e yaramaz, iten kalm. 2. Flastalk ve sakatlk gibi sebeplerle alamaz duruma gelmi olan. ameliyat, [Ar. amel > ameliyyt (am eli y a t ) {OsT} is. 1. ler; faaliyetler; almalar. 2. Bir iin uygulama alanna konulma biimleri. 3. Bir bilim dalnn uygulama ynleri. 4. tp. Bir cerrahn canl bir beden zerinde kesme, alma ve dikme eklinde yapt tedavi amal uygulama; operas yon. S ameliyat alan, tp. Vcudun am eliyat ed i len blm.\\ am eliyat etmek, tp. C er ra h m da h a le d e bulunmak.\\ ameliyat gmlei, tp. A m eliyat sra sn d a g rev lilerin ve hastann zerine g iy d ikle ri z e l o la r a k retilm i ve steril g m lek. | ameliyat | hazrl, tp. A m eliyat sra sn d a hastann ar duym asn nlem ek, h ay at faa liy etlerin in devam n sa la m a k v e am eliyat iin g er ek li o la n a r a g e r e c i bulundurm ak g ib i almalar.\\ ameliyat olmak, tp. K en d isin e c e r r a h m d a h aled e bulunulm ak.| | am eliyat ncesi, tp. C erra h i m d a h ale olm adan n c ek i durum.\\ ameliyat sonras, tp. C er ra h b ir uygu lam adan so n ra k i durum. am eliyathane, [Ar. ameliyyt + Far. -hne (am eliy ath a:n e) {OsT} is. tp. Cerrah bir uygula mann gerektirdii btn ara ve gerelerle dona tlm zel oda. S ameliyathane hemiresi, tp. A m eliyat an n da g er ek li o la c a k btn m alzem eleri hazrlayan ve uygulam a sra sn d a g er ek tik e c e r r a h a veren hem ire. ameliyatl, [ameliyat-l] sf. (Kii iin) ameliyat edil mi. ameliye, [Ar. ameliyye {OsT} is. 1. Bir iin belirli bir sre ve sra ile yrtlmesi; sre. 2. Faaliyet; i ve ilem. 3. sf. Uygulamal. amelsiz, [amel-siz] is. ve sf. 1. Durgun ve hareketsiz. 2. Yapt ite pratii ve uygulamas, tecrbesi ol mayan.

O I M I M O M . 2 3

AM amfetamin, [Fr. amphtamine] is. org-kim . Merkez sinir sistemini uyararak zihni ve bedeni uyank ve canl tutan madde, amil, [Yun. amphi (ep eev re) + teatron (tiyatro) > amphittre (ksaltlm biim i) > Fr. amphie] is. -* amfiteatr. amfibi, [Yun. amphi (h er ikisi) + bios (hayat) > Fr. amphibie] sf. 1. biy. (Canl iin) hem havada, hem suda yaayabilen. 2. as. Bir kyy ele geirmek iin kara, hava ve deniz birliklerinin ortaklaa giritik leri eylem; yzer gezer, amfibi harekt, K a ra , deniz ve h a v a birliklerinin katld karm a, in d irm e ve bin dirm e harekt. amfibol, -l [Fr. amphibole] is. min. Pskrk ve bakalam kayalarmda bulunan silikat yapl mi neraller. am fibyum lar, [Lat. Amphibia] is. zool. Larva evre sini suda geiren ve solungalaryla solunum yapan plak derili soukkanl hayvanlar; iki yaayllar, am fiteatr, [Fr. amphithtre] is. tiy. Roma ve Yunan uygarlnda seyirlik oyun ve dvlerin yapld etraf giderek ykselen oturma yerleri ile evrili yaplar. amfizem, [Fr. emphysme] is. tp. ikinlik. S ak cier amfizemi, A k ci er alv eollerin in yrtlm as sonu cu olu an hastalk. am for, [Yun. amforeus > Fr. amphore] is. Alt ve boynu dar, karn geni, iki kulplu toprak kap; am fora. am ga, [ama] {eT} is. Tahsildar. [ETY] am ca, [amuca / amca] {azfis. Amca. [DS] -am k, [a-mk / -emik] yap. e. Hem isim hem de fiil kknden isimler treten ek. amil, [amil] {eT} sf. Sakin sakin ve sessiz olan; uslu; halim; yumuak huylu. [Mhenn] [EUTS] [Gabain] S amil gn, O rta h ld e o la n gn [Mhenn] am ir, [amir / emir / imir / ingir] {eT} is. Sis; kra. [DLT] am rm ak, [amr-mak / amur-mak] {eT} gl. f i [-u r ] 1. Sevmek. [Gabain] [KPy.] 2. Sakin olmak. [EUTS] am rtgurda, [amr-t-gur-da / amur-t-ur-da] {eT} sf. Yattrc; yattran; teskin eden; sakinle tiren. [EUTS] am rtgurm ak, [amr-t-gur-mak / amur-t-ur-mak] {eT} gl. f i [-u r ] Yattrmak; teskin etmek; sakin letirmek. [EUTS] [Gabain] am rtkurda, [amr-t-kur-da / amur-t-ur-da] {eT} sf. Yattrc; yattran; teskin eden; sakinle tiren. [EUTS] am rtm ak, [amr-t-mak / amur-t-mak] {eT} gl. fi. [ur] Sakinletirmek; sakin olmak [Gabain] ami, [Ar. n (yl) > m l y>'^] (a .m i:) {OsT} sf. Yl lk; bir senelik, ami, [Ar. m (gen el) > m ^*1*] (a :m i:) {OsT} sf. Halka mahsus; kamuya ait; avama ilikin.

leri uyruklu kimse veya Amerika ktas halkndan olan kii; San amca; Coni; con kikirik. Amerikallam a, [Amerika-l-la--ma] is. Amerikal gibi yaama ve davranma. Amerikallamak, [Amerika-l-la--mak] dnl. f i [r] Amerikal tarznda yaamaya, davranmaya, d nmeye balamak. am erikan1, [ng. American] is. Atks ve zgs pamuk iplii, bez aya annrl dokuma; kaput be zi. Amerikan2, [ng. American] sf. 1. ABD ve Amerika llara zg. 2. ABD ve Amerikallarn siyasi gr, dn ve yaay biimleriyle ilgili. 3. ABD ve Amerikallarn kltrne ynelik olan. S1 A m eri kan bar, Yksek ta b u relere otu ru larak veya a y akta iki iilen, ra fla rn a iki k oy m ak iin y a p lm zel banko. | Amerikan salatas, H a la n a ra k k k | kk do ran an p a tates, havu ile b ezely e zerine m ayonez ek len e re k y a p la n so u k y iy ec e k ; Rus s a latas. Amerikanca, [Amerikan-ca] is. 1. Amerika Birleik Devletlerinde konuulan ngilizce. 2. Amerikan tar znda olan. Amerikanist, [Fr. Amricaniste] is. Amerika ktas zerinde uzmanlam bilim adam. Amerikanize, [Fr. Amricanis] sf. 1. Amerikan lanm. 2. Amerikanlatrlm. Amerikanizm, [Fr. Amricanisme] is. Sanatta ABD etkilerinde kalma. Amerikanlamak, [Amerikan-la--mak] dnl. f. [r] Amerikallarn yaay biimini, geleneklerini benimseyerek onlar gibi davranmaya, Amerikan kimlii kazanmaya balamak. Amerikanlatrm ak, [Amerikan-la--tr-mak] gl. f . [-r] Birine veya bir topluma Amerikan kimlii ka zandrmaya. almak, amerikyum, [Fr. amricium] (ameri'kyum) is. kim. Atom numaras 95 olan tabiatta bulunmayan rad yoaktif bir element; sembol: Am. ameskene, [Yun. dameskino] {az} is. Kk ve si yah bir erik tr. [DS] ame1 [Yun. amahos (kavgadan uzak duran) ?] sf. , Aptal. ame2, [Ar. ame{OsT} is. Gz zayf olma; zayf gzllk, ametal, -li [Lat, ametal] is. kim. Kimyasal ve fiziksel bakmdan metalik zellik tamayan elementlerin ortak ad. ametist, [Fr. amthyste] is. j e o l. Ss ta olarak kul lanlan mor renkli kuvars, ametropi, [Fr. amtropie] is. tp. Gz mercei normal kramad iin grntnn retina stne net dmemesiyle meydana gelen grme kusurlar nn genel ad.

AM
amibiaz, [Fr. amibiose] is. Amiplerin sebep olduu hastalk. auiboizm, [Fr. amiboisme] is. Tek hcrelilerin bir dayanak stnde srnerek yer deitirme zellik leri. -amid, [Ar. amd -] (am i:d) {OsT} son ek. Pek ok Arapa kelimelerden sa lam latrm a, s a lam latran kavramlar katan kelimeler tretilir, am id', [Ar. amd (zahm et verm ek) > amd j^ p ] (am i:d ) {OsT} sf. 1. Hasta olan. 2. Ak yznden hasatla yakalanm olan. amid2, [Ar. amd -i^p] (am i:d) {OsT} is. 1. Belli ba l nokta; balca nokta. 2. nder; komutan; ef. amide, [Ar. amd (siitm) > amde j ^ I ] (am i:de) {OsT} is. 1. Direkler; stunlar. 2. Ulular, amidin, [Fr. amidine] is. Amitlerden oksijenin yerine iki deerli iminojen radikale NHnin gemesiyle treyen birleiklerin grup ad; R-C (=NH) NH2 amig, [Far. m / ma (a:m i: ) {OsT} sf. 1. Gerek. 2. Kark; katkl. 3. is. m ec. iftle me, amigdalin, [Fr. amygdaline] is. kim. Ac badem ve baz meyve ekirdeklerinde bulunan kimyasal for ml [C6H 5-CH(CN)-OC6H o04-OC 6 j0 5, 3H20 ] H! olan zehirli madde. amigi, [Far. m! L ] (a :m i: i:) {OsT} sf. Gerek; 5^ hakiki (mecaz karl), amigo, [sp. amigo (arkad a)] is. 1. Spor karlama larnda taraftarlar coturan ve tezahratta ynlen diren kii. 2. m ec. rtkanlk yapan, yaygarac ki i. amigoluk, -u [amigo-luk] is. 1. Spor karlamala rnda taraftarlar coturma ve tezahrat ynlendir me ii. 2. m ec. rtkanlk, yaygaraclk. amih, [Ar. mih / mihe sf. akn; arm, amihte, [Far. amihten (bulam ak) > mihte (a:m ihte) {OsT} sf. Bulak; kark. 0 K a rtrm a; karm olm a durumu. karm; mahlut. 2. is. air, amik, [Ar. umk > amk &^s-] (am i:k, k kaln s y le nir) {OsT} sf. Derin; ukur, amikdz, [amik+dz-] is. Gaziantep dolaylarnda davul-zuma eliinde oynanan bir halay; amikkabas. am il1, [Ar. amel > mil JoU] (a:m il) {OsT} sf. 1. Bir ii yapan; zerine alan; yklenen; etken; etmen. 2. Bir iin veya olayn meydana gelmesine sebep olan; sebep. 3. is. Etki; faktr. 4. Vergi tahsildar. mihte-g, / <ulp] (a.m ih) {OsT}

flDl TK SZlli. 234 5. Vali. S amil-i bizzat, D oru dan doru ya etkide bulunan. amil2, [Ar. emel > mil J-T] (a:m il) {OsT} sf. mit eden; isteyen. amilJ, [Fr. amyle] is. kim. Forml C5H n olan tek deerli hidrokarbon radikali, amilaz, [Fr. amylase] is. biy-kim . Niastay parala yarak ekere eviren enzim grubu, amile, [Ar. amel > mile 4U] (a :m ile) {OsT} is. Bacak; ayak. amiletan, [Ar. miletn j u lt] (a:m ileta:n ) {OsT} is. ki bacak; iki ayak, amiloz, [Fr. amylose] is. biy-kim . 1. Niasta tanesinin i ksm. 2. tp. Dokularn zel bir madde ile dol masndan doan hastalk. amim , [Ar..umm > amm j*-*-p] (am i:m ) {OsT} sf. 1. Genel. 2. Bol; bereketli. 0 Yardm h er k e se a k olan. am m l-ihsn, {OsT}

m in1, [Ar. emn > min ^yl] (a:m in ) {OsT} sf. inde hibir korku olmayan; kendini gvenlik iinde his seden; emin olan; korkusuz. min2, [br. min > Ar. min j^T] (a:m i:n ) {OsT} nl. Kabul eyle! anlamnda duadan sonra sylenen dilek ifade eden sz; yle olsun! 0 min alay, m p arato rlu k dnem inde, ocu klarn m ah a lle m ek teb in e b a la d k la r gn y a p la n ocu u o ku la g trm e tren i.| min demek, Birinin ettii duaya | Amin! d em ek su retiyle katlm ak. amin, [Fr. amine] is. kim. Amonyaktaki hidrojenin yerine tek deerli hidrokarbon kklerinin geme siyle meydana gelen maddelerin genel ad. minen, [Ar. min (korkusuz) > minen lu>T] (a:m i nen) {OsT} zf. Korkusuz olarak; gvenlik iinde olarak; huzur iinde, minhan, [Ar. min + Far. -hvn \y~ jru>T] (a:m inh a:n ) {OsT} sf. Amin diyen, m inhanan, [Ar. min + Far. -hvnn jy>T] (a :m in h a:n a :n ) {OsT} is. Amin diyenler; minciler. aminoasit, -di [Fr. aminoacide] is. Canl maddelerin asl elerini oluturan amin ve asit gruplu madde lerin genel ad. amip, -bi [Yun. amoibe (yer deitirm e) > Fr. amibe] is. biy. Vcudunun ekil deitirmesiyle meydana gelen geici kol ve yalanc ayaklar ile srnerek yer deitiren, tatl ve tuzlu sularda yaayan tek hcreli en basit canl, am ipler, [amip-ler] is. biy. Tek hcreli hayvanlardan kk bacakllar snfna giren bir takm, (A m oebae). amipli, [amip-li] sf. 1. biy. inde amip bulunan. 2. tp. (Hastalk iin) amip kaynakl; amip nedenli. 0 amipli dizanteri, tp. A m iplerin s e b e p olduu a r

amije, [Far. mlje >T] (a :m i:je) {OsT} sf. 1. Kark;

B to e i iff m u ti. 23 5
l ve kanl ishalle kendini belli eden barsak has tal.
am ir1, [Ar. amir y^-\ {OsT} is. 1. Bayndr. 2. Resm. amir2, [Ar. mran > mir y>Lt] (a:mir) {OsT} sf. 1. Bir yeri bakml ve bayndr hle getiren. 2. mar olunmu yer; bayndr hle getirilmi yer. 3. Eskiden Mslmanlara ait verimli topraklara verilen ad. 4. Devlet arazisi. am ir3, [Ar. emr > mir yl] (a:mir) {OsT} sf. 1. Em reden; emredici; buyuran; buyurucu. 2. Szn ge iren. 3. is. Sorumluluu altnda alanlara bir iin yaplmasn veya yaplmamasn kesinlikle istemek yetkisine sahip grevli; st. S am ir hkmler,

AMM

is. biy. ekirdekte ipliksi yap meydana gelmeden blnme suretiyle olan en basit hcre oalma bi imi.
amiy, -yyi [Ar. amin (herkes)> miyy ^ L ] (a.m iy) {OsT} sf. Kamuya ilikin; kamuya ait; umuma ait; genel. amiyane, [Ar. miyy (herkes) + Far. -ne (tarz) Lalt] (a:m iy a:n e) {OsT} zf. 1. Sradan. 2. Baya olarak, dice. 3. Kaba biimde. 4. Nezaketsiz tavr, amiyane tabirle, H alkn sy ley ii ile ; halkn deyii ile; k a b a bir ifadeyle. amiyanelik, -i [amiyane-lik] (a:m iy a:n elik) is. B a yalk; ilkellik. amiyya, [Ar. amiyy L ^ ] (am iyya:) {OsT} zf. 1. Grmeyerek. 2. Dnmeden. -am iz, [Far. mihten (karm ak) > mz y^T -] (a :m i:z) {OsT} so n ek. Baz Arapa ve Farsa kelime lerin sonuna getirilerek ... ile k a rk " kavram veren birleik sfatlar yaplr. amiz, [Far. mihten (karm ak) > mz y^T] (a:m i:z) {OsT} sf. Kark; kaynalc; karm, t? m z-gr, {OsT} Uygun; yakm.\\ m z-kr, {OsT} Y ak m ; uygun. amize, [Far. mize oy^T] (a ;m i;ze) {OsT} sf. Karm; kark. S mize-m, {OsT} S a sa k a l birbirin e girm i kimse.\\ mize-my, {OsT} K r sa l v e s a k all olm a. amizi, [Far. mzi jSy^T] (a;m i;zi) {OsT) is. Ge inme; kaynama. S mzi-i r ekker, {OsT} 1. Stle ekerin b irb irin e karm as, uyumas. 2. m ec. yi g ein m e; kaynam a.

Taraflarn kendi iradeleri ile deitiremeyecekleri, bozamayacaklar veya reddedemeyecekleri yasann kesin kurallar. amira, [Erme, amira] {OsT} is. mparatorluk dne
minde, devletle ilikileri dzenleyen Ermeni azn ln lideri. amiral, -li [Ar. emrl-m (deniz emri) > Fr. ami ral] is. as. Sava gemileri ile deniz birliklerine ve karadaki byk deniz tesislerine kumanda eden yksek rtbeli deniz subay, amirallik, -i [amiral-lik] is. 1. Amiral olma hli. 2. Amirale ait. amirane, [Ar. mir + Far. -ne yl] (a:mira:ne) zf. 1. Buyurur gibi; emredercesine. 2. Amir olana ya kr biimde; amircesine. amirce, [amir-ce] zf. 1. Amire gre. 2. Amire yakr biimde. amire, [Ar. mran > mire oy>U] (a:mire) {OsT} is.

1. mar edilmi, bayndr ve bakml yer. 2. nsanla am m 1, [Ar. amm p*-] {OsT} is. Amca. rn yaad, hareketli yer. 3. mparatorluk dne minde Mslmanlara ait verimli topraklar ile dev anm2, [Ar. umum > mm jL] (a;m ) {OsT} sf. 1. lete ait arazi, mlk, atlye, iletmeler, Genel; kamuya ilikin. 2. Baya; adi. S1 m m lamiren, [Ar. mir => miren] {az} is. st kademe menfi, {OsT} K am u y a ra n . den memur; amir. [DS] am m a, [Ar. amm W] ( a m m a:) {OsT} ba. 1. e amiriyet, [Ar. miriyyet c^.yT] (a:miriyet) is. 1. Bu likili ve zt iki ifadeyi birbirine balar. Grn yuruculuk. 2. Amirlik, amirlik, -i [amir-lik] (a:mirlik) is. 1. Amir olma durumu. 2. Amirin yerine getirmekle ykml ol duu i. 3. Ynetim birimleri iinde amirin maka mnn bulunduu yer. amirzi, [Far. mirzi Jjy ] (a:mirzi) is. 1. Affet me; balama. 2. Tannmn ba, amirzkr, [Far. mirzkr j\jyA~\ (a:mirzk:r) sf. 1. Affeden; balayan. 2. is. Affeden; Tanr, amit, -di [Fr. amide] is. kim. Bir asitteki hidroksil grubunun yerine bir amino grubun gemesi ile olu an azotlu organik bileik, amitoz, [Yun. a (yok) + mitos (iplik) > Fr. amitose] bira z bozuktur am m a tad g zeldir. 2. Uyar ve hatrlatma bildirir. Yarn a la ca n sylyorsun am m a d kkn lar k ap a l. 3. nl. Hayret ve akn lk bildirir. Amma adam m ha! 4. Kim bilir ne kadar ok (tahmin). Bu ie m dr a m m a sevin m i tir h a ! 0 am m -ba d, {OsT} 1. B undan son ra. 2. Konum uza, am acm za gelelim . | am m a yaptn, | O lm a y aca k ey, imknsz. A m m a yaptn, o p a r a s n dan n asl ayrlr?\\ am m a ve lkin, K a ld ki, g e le lim, g elin c e ; bununla b era b er. am m al, [Ar. amml JL p ] (am m a:l) {OsT} sf. lek; faal. am m an, [Ar. emn => aman / ammh] {az} nl. -* aman. [DS]

amm

o im is z ii. am non, [Krt. Zaza. amnon] {az} is. Y az mevsimi. [DS] am ofta, [Yun. hamofta] {az} is. bot. Da ilei, (F r a g a ria v esca). [DS] amonyak, - [Ammon (M sr tanrs) > Lat. ammoniacum > Fr. ammoniac] is. kim. Renksiz, kes kin kokulu, gzleri yaartan, yakc lezzetli, hava dan daha hafif NH3 formlnde azot ve hidrojen bileii bir gaz; niadr ruhu, amonyum, [Fr. ammonium] is. kim. Amonyak gaz nn asitlerle birleerek tuzlarken meydana gelen bir deerli ~NH4 kk. S amonyum karbonat, K a b a rtm a tozu o la r a k kullanlan (N H ^CC^ f o r m lndeki kristallem i a lk a li tuz. | amonyum sl | fat, G bre o la r a k kullanlan (NH 4) 2S03 form l n d ek i kristallem i a lk a li tuz. anora, [t. amura] ( a m ora) is. dnz. Yelkenin ke sini tutan halat, am oralizm , [Fr. amoralisme] is. fe l. Ahlakn evren sel ve nesnel temelinin bulunmadn savunan fel sef gr; ahlakszlk, am orf, [Fr. amorphe] sf. kim. (Madde iin) kendine zg bir kristal yaps olmayan, am ors, [Fr. amorce] is. 1. Bir filmin veya manyetik bandn alete taklmasn kolaylatran ve eritle ay n ende bulunan bo ksm. 2. Silahtaki asl patlay c maddenin tutumasn salayan darbe ve sr tnme ile ate alan kk patlayc maddeli ksm; fiek kapsl. 3. Emme basma tulumbalarda tu lumbann piston ksmn su ile doldurmaya yarayan kk delik veya huni ksm, am orti, [Fr. amortir] is. 1. Tesirini azaltma; yattr ma. 2. Piyangoda en kk ikramiye. 3. gnl. Raz olunan en kk pay. S am orti etmek, 1. M uha s e b e kaytlarn tespit ed ip retim m aliyetine veya o yln g id e r h es a b n a y a z a r a k kurumun zararm k a r la m a k ; itfa etm ek. 2. Z arar karlam ak. am ortism an, [Fr. amortissement] is. tic. 1. Ypran ma, eskime, modas geme gibi sebeplerle bir ticar ve sna maln deer kaybetmesi. 2. Bir borcun azar azar denmesi; itfa. 3. Bir kurulua yatrlan para nn belli bir sre iinde kazantan ayrlan paylarla geri alnmas. am ortisr, [Fr. amortisseur] is. alan bir arata meydana gelen arpma, darbe, sarsnt ve titreim gibi istenmeyen hareketleri hafifletmeye, yumu atmaya yarayan dzenek, am pa, [Far. hem-p] (az} is. 1. Srek avnda avlar yandan kollayan ve pusu yerine doru sren kimse. 2. Yararlanlacak ey; yarar; kar. [DS] am pak, [a(b)+pa/k] {az} sf. Bembeyaz. [DS] am per, [Fr. Ampre (Fran sz fiz ik i}] is.fiz . Elektrik akm iddeti birimi; sembol: A. fi1 am per saat, fiz . B ir a m p erlik b ir akm n b ir sa a tte tad elek trik y k m iktar; sem b ol : Ah.

ammar, [Ar. umran > ammar j U ] (am m a.r) {OsT} sf. 1. Bir eyi bakml ve bayndr hle getiren. 2. is. Mimar. ammat, [Ar. amm > ammt o U ] (am m a:t) {OsT} is. Amcalar. amme1, [Ar. amm > amme *&*] {OsT} is. Hala. amme2, [Ar. umum (herkes, btn) > mme uU ] (a:m m e) {OsT} is. 1. Genellik. 2. Btn halk; insan lar; kamu. S amme alaca, D evlet ve kam u kuru lular ad n a kanuna d ayal o la r a k a h slard an ve ortaklklardan talep ettikleri p a r a . | amme davas, | Toplum dzenini b o z an la r h akkn d a y a p la n kovu turm a,| amme efkr, K am uoyu.| amme hizmeti, | | Toplum dzenini ve sa l koru m ak iin y ap lan iler. | amme hukuku, Toplumun btnn ilgi | lendiren y a s a l haklar.\\ anme idaresi, Toplum hizm etlerini y erin e g etirm ek le g rev li ynetim , k a mu ynetimi.\\ amme menfaati, Toplumun btn ne a it karlar, h a k la r ; kam u y a r a r .| amme niza | m, Kam u dzeni. amme3, [Ar. amme p*] {OsT} zf. Nereden? S1 Amme Cz, isi. N eb e Su resi ile ondan so n ra g elen ksa su relerin birlem esin den m eydan a gelm i kitap k; K u r an 'in so n cz. | Amme Suresi, isi. lk k elim e | si am m e olduu iin bu a d la anlan, K u r a n m 78. su resi o la n N eb e Suresi. ammete, [Yun. amita / Ar. ammete] {OsT} is. 1. Ha la; emeti. 2. Akraba, ammeten [Ar. amm > mmeten ioU] (a:m m e'ten) {OsT} zf. 1. Genel olarak; umumi. 2. Herkesin nnde; alenen, ameyya, [Ar. ammeyy La*] (am eyya:) {OsT} zf. Grmeyerek; dnmeden. amn1, [Ar. amm > mm Herkese ait; kamu mal. ammi2, [Ar. amm > amm emmi. ammiya, [Ar. ammiy La*] (am m iya:) {OsT} zf. Grmeyerek; dnmeden, ammo, [Ar. ammi / ammuj {az} is. vey baba; babalk. [DS] Ammuriye, [Ar. ammriyye ^ jja *] (am m u:riye) {OsT} is. Ankara ehri, amnezi, [Yun. a (yok) + mnesis (bellek ) > Fr. am nsie] is. tp. Hafzann azalmas veya kaybolmas; hafza kayb, amnion, [Yun. amnion] is. anat. Dl kesesi, amnios, [Yun. amnios] is. anat. Ana kamndaki yav ruyu saran zarlardan en iteki. S amnios suyu, A na k a m n d a k i yavruyu ba sn ve d a r b e le r e kar koruyan am niosun iin i doldu ran sv. {OsT} is. Amca; (a:m m i:) {OsT} sf.

fliH B E S i l i l . 237_________________________________ _______________ ________ ________ ___________AM am perm etre, [Fr. ampmtre] is. fz . Elektrik yk nn miktarn lmeye yarayan alet; amperler. am perler, [Fr. ampr + T. l-er] is. fz . Elektrik yknn miktarn lmeye yarayan alet; amper metre. ampir, [Fr. empire (im paratorlu k)] is. Napolyon d neminde Fransada balayp btn Avrupaya yay lan mimari, mobilya ve giyim biimi, ampirik, -i [Fr. empirique] sf. fe l. Deneye ve gz leme dayal. ampirist, [Fr. empiriste] is. fe l. Deneye nem veren, ampirizm, [Fr. empirisme] is. fe l. Deneycilik, amplifikatr, [Fr. amplificateur] is. 1. Alak bir elektrik gcn veya manyetik etkilenmeyi yk seltmeye yarayan ara; ykseltici. 2. Bir mzik se tinde, hoparlrden nce kurulu dzenek, ampul, -l [Lat. ampulla > Fr. ampoule] is. 1. ze rinden akm geince akkor hline gelerek k veren telleri kuatan havas alnm cam. 2. inde rnga ile vcuda verilecek ila bulunan kapal cam tp. 3. arg o. Kadn veya kz memesi, amptasyon, [Fr. amputation] is. tp. Kesici aletlerle knts bulunan bir organ veya organn bir para sn kesip karmak, am rak, [amra-mak (sevm ek) > amra-k] {eT} sf. 1. Sevilen; sevgili; sevimli aziz. [KPy.] [ETY] [EUTS] [Gabain] 2. Rahat; sakin. 3. is. Sevgi, ? am rak bolmak, {eAT} k o lm a k .| am rak kngl, | {eT} Ar g n l; s c a k gnl. [DLT] am ram ak, [amra-mak] {eT} g l . f [ - r ] Sevmek; k olmak. [EUTS] am ranm ak1, [amra-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] 1. Sevmek. [ tigsizler] [Gabain] 2. is. Sevgi; ak; sevin; sevmek. [EUTS] am ranm ak2, [amra-n-mak] /az} dnl. f. [-r ] Y a ylp oturmak; yan gelmek. [DS] amranmaklg, [amra-n-mak-l] {eT} sf. Sevilmeli; sevilecek olan; sevgili. [EUTS] am ram ak, [amra--mak] {eT} ite, f . [-u r ] 1. Se vimek. 2. ok sevmek. [EUTS] [Gabain] amr, [am-r] {eT} zf. Daima; daim. [Gabain] amrlmak, [am-()-r-l-mak] {eT} dnl. f . [-u r] 1. Rahatlamak; sakinlemek yatmak; teskin olun mak. [Gabain] 2. Sakinletirilmek. [EUTS] am rlturm ak, [am()r~l-tur-mak] {eT} gl. f . [-u r] Yattrmak; teskin etmek. [EUTS] amru, [am-ru] {eT} zf. Daim; devaml. [EUTS] amrukmak, [am()r-uk-mak] {az} gsz. f. [-u r] He veslenmek; zenmek; imrenmek. [DS] amrulmak, [am()r-ul-mak / amurtmak / emrlmek] {eT} dnl. f . [-u r] 1. Yatmak; dinmek; rahatla mak. [DLT] 2. (Kaynayan tencere iin) snmek. 3. (nsan soluu iin) ekilmek, amsak, [am-sak] {eT} is. Zevk; eilim; temayl. [EUTS] am salak, - [am-sa(k)-la-k] {az} is. 1. akn; budala; ahmak; alk; psrk. 2. Kadna fazla dkn erkek. [DS] amu, [? amu] {eT} is. Kurbanlk yemek; kurban ye mei. [EUTS] anuy, [? amuy] {eT} is. Bir tr sar erik. [DLT] amt, [am (u an) > am-t / em-di > amd] {eT} zf. imdi; imdiki; hlen; imdi. [ETY] [KPy.] [ tigsizler] [Gabain], [Tekin] [EUTS] am t ok, H e m en; d er h l; tam im di. [EUTS]-amtk, [-am-tk / m-tk / -im-tk / -um-tuk] {eAT} yap. e. Benzerlik ve gibilik ifade eden ek; -ms; -mtrak. am tkan, [amt-kan] {eT} zf. imdi; tam imdi. [EUTS] amtkateg, [amt-ka+tegi] {eT} zf. imdiye kadar. [EUTS] amtk, [amt-k] {eT} zf. imdiki. [EUTS] amtkna, [amt-k-na] {eT} zf. imdi. [EUTS] amtkya, [amt-k-y-a] {eT} zf. imdi. [EUTS] amtsn, [am-t-s+ng ?] {eT} zf. u anda; hli hazrda [Gabain] am u, [Ar. am >-p] (am u;) {OsT} is. Amca, am u, [amu-] {eT} is. Doyumluktan verilen arma an. [DLT] amud, [Ar. amd ^ p ] (am u.d) {OsT} is. 1. Yukar dan aa dik inen izgi. 2. Direk. am d-i fekr, {OsT} anat. B e l kem ii.| am dl-sr, {OsT} | K asrg an n kald rd kum ; hortum.\\ am dlbatn, {OsT} G sten k a rm a doru inen damar.\\ am dl-kalb, {OsT} anat. K a lb e g iren byk to m ar; a o r t.| am d s-salb, {OsT} H an zerine | takld tah ta.| am ds-subh, {OsT} S a ba h gn e | inin nlar. | | amude, [Far. mden (dizilm ek) > mde o^ T ] (a:m u:de) {OsT} sf. 1. Dizilmi. 2. Dizi, amuden, [Ar. amd > amden Gj^p] (a m u :den) {OsT} zf. Diklemesine; dik olarak, amud, [Ar. amud js y ^ ] (am udi:) {OsT} sf. Dikey, dikine. amudufkar, [Ar. amud- fekri d u fkari:) {OsT} is. anat. Belkemii, amug, [Far. m j^] (a :m u :) {OsT} sf. 1. (Kii iin) uzun boylu. 2. is. Vakar, amuhte, [Far. mhten (ren m ek) > mhte ^ (a:m u :hte) {OsT} sf. renmi; bilgili; okumu, amuhtegn, [Far. mhte-gn jlfc ^ T ] (a:m u :hteg :n ) {OsT} is. Okumular; retmenler. 0 amhtegn- ezel, {OsT} E vvelden okumu, ren m i k iiler; p e y g a m b e r le r ve erm iler. am ul1, [am-ul] {eT} sf. 1. Sakin yava; uslu; halim [Gabain] [EUTS] [Mhenn] 2. Rahat; yava yava; kmldamayan. 3. Yumuak huylu kimse. [DLT] j^I] j^ p ] (am :-

AMU

o T u m r a M .2 3 8 am ya, [Ar. amya L*^] (am y a:) {OsT} zf. Grmeye rek; dnmeden, am yant, [Yun. amiantos (bozulm az) > Fr. amiante] is. Atee dayankl, kolayca bklebilen hidratl kalsiyum ve magnezyum silikattan olumu lifli bir mineral. -a n 1, [eT. -gen / -an > -an / -en / -y-an / -y-en] yap. e. 1. Fiilden sfat treten ek. Geni zaman kavram ieren sfatlar yapar: g r-en (gz), y az-an (adam ). {eAT) (ayn g rev d e), kan o l zeyrekem di-y-en kii. ,4k Paa. 2. Fiilden tremi olan bu sfatlar, kalplaarak isimler meydana getirir; ii yapan kimse veya nesne kavram kazandrr: bl-en, a r p an, cankurtar-an. 3. Bir ile grevli kavram ile kalplam isimler yapar: bak-an , evir-en, g n der-en. 4. Fiilin bildirdii eylemin sonucu veya ortaya km durum kavramm katarak kalc isim ler yapar: dz-en, arp-an , a la-y-an , benze-y-en. -an 2, [-an / -en] {eT} {eAT} yap. e. okluk eki kalpla arak isim treten ek olmutur; kkte belirtilen zellikleri genelletirme, ait olma gibi kavramlar katar: bel-en, kk-en, kz-an, o lan (oul-an), bay an, er-en (erler) -an 3, [Ar. -an / -en !-] {OsT} zf. Arapa kelimelerden "olarak, bakm n dan " anlamnda durum zarflar yapan ek; tenvin iareti, fil-e n (eylem li o la r a k ; y a p arak) -an4, [Far. -n jT -] (-a:n ) {OsT} son ek. Farsa fiil den isim, sfat ve zarf yapan ek. -an 5, [Far. -n jT -] (-a;n ) {OsT} son ek. Farsa isim lerden okluk yapan ek. a n 1, [ang / an (yans.)\ is. Anrma, haykrma ve ba rmay anlatan kk. [Zlfkar] an-r-m ak, an g--lam ak, an g-r-a-m ak, an-kr-m ak, an-r-m ak, an -ram ak. an2, [ol (o) > an] {eT} {eAT} zm. O; nc teklik kii ve iaret zamirinin yaln hl dnda iken ald bi im. [EUTS] a n a (ona), a n c a (o k ad a r) anclayn (onm g ib i; yle) a n d a (on d a; o ra d a ) andan (on dan, orad an ) an (onu), ann (onun), a n la r (onlar). anJ, [ang > an] is. p sik ol. 1. Bilincin irade ve heye can karmam dnme ve anlama gc; zihin. 2. Aklda tutabilme yetenei; hafza. an4, [Ar. an (-den) js-\ {OsT} e. Baland kelimeyi zarf yapar. S an-asl, {OsT} Soyu bakm n dan ; a s ln dan ; a sln d a .| an-cnib, {OsT} B ir y a n d a n ; bir | taraftan.\\ an-cehln, {OsT} B ilm ey erek ; c a h illik le.| | an-gafletin, {OsT} stem ey erek ; bilm eyerek. | an| hm, {OsT} O nlardan.| an-hm , {OsT} O ikiden.| | | anil-gyb, {OsT} H azr olm akszn ; g y ab n d a; bulunmadan.^ anil-m erkez, {OsT} M erkezden k an ; merkezka.\\ an-karb, {OsT} o k g em ed en ; o k y a k n d a .| an-karbz-zam n, {OsT} o k y a |

amul2, [Ar. amel (i) > amul J ^ p ] (am u:l) {OsT} sf. 1. ok alan; alkan. 2. yi ii; usta; kalifiye, amulluk, [amul-luk] {eT} is. Usluluk; sknet. [EUTS] anurtmak, [amur-t-mak] {eT} gl. f . [-u r ] Sakinle tirmek; teskin etmek; yattrmak; dindirmek. [DLT] [EUTS] [Gabain] amusni, [Far. msn ^/-^T] (a .m u .sn i:) {OsT} is. Bir erkein nikhmda bulunan birden ok kadndan her biri; ortak; kuma, amumak, [amu-mak] {eT} dnl. f . [-u r] kma ve knamadan dolay bozulmak; app kalmak; apmak. [DLT] am ut1, -du [Ar. amd (stun dikm e) > amd is. 1. Dik durumda. 2. Dikme. 3. Stun. 4. Hkmdar asas. 5. Denek; sopa; omak. 6. nder; komutan. 7. Terazinin kolu. 8. Tfein ya da yayn tahta ksm. 9. sf. Dik duran; dikey; dik. S amuda kalkmak, E lle r e dayan arak, b a c a k la r yu kar k a l drp ba a a d ik o la r a k durmak. am ut1, -du [Far. mt o^jT] (a:m u :d) {OsT} is. Yksek yerlerde, kayalarda bulunan ku yuvas, amuz, [Far. mhten (ren m ek) > mz j^T] (a :m u:z) {OsT} sf. 1. reten. 2. renmi. S mOzgr, {OsT} retm en; ren ci.| m z-gr, {OsT} | retmenlik.\\ mflz-kr, {OsT} retm en; ren ci,| m z-kr, {OsT} retm enlik. | amuzende, [Far. mzende oJijjjT] (a:m u :zen de) {OsT} is. 1. retmen. 2. renci, amuzi, [Far. mz lSj.jjT] (a:m u :zi:) {OsT} is. ret menlik meslei, amuzi, [Far. mzi jijy T ] (a.m u .zi) {OsT} is. 1. renme. 2. retme. 3. retim, am rg, [Far. mr jy T ] (a:m r) {OsT} is. 1. Yara; fayda; menfaat. 2. Kymet; kadir; deer. 3. Zahire; meyve. 4. A z bir ey; bir miktar. 5. Asl; z; hla sa. am rz, [Far. mrz j^T] (a:m rz) {OsT} sf. Affeden; balayan. am rza, [Far. mrz ljy>T] (a.m rza:) {OsT} s f Af feden; balayan, amrzende, [Far. mrzende -^jy>T] (a:m iirzen de) {OsT} sf. Affeden; balayan, am rzgr, [Far. mrz-gr jlSjyT] (a:m rzg:r) {OsT} sf. Affeden; balayan; Allah, amrzi, [Far. mrzi jy y T ] (a.m rzi) {OsT} sf. Affeden; balayan, amvardin, [Part. amvardin] {eT} is. Toplanma. [Ga bain]

S 0 M . 239

A NA

km b ir zamanda.\\ an-kasdin, {OsT} B ile b ile .| an| km, {OsT} Sizden.\\ an-km , {OsT} lkirizden.\\ an-mim med, {OsT} 1. Mim (Rum eli) den geldi. 2. D evirm e ocu klar, M slman a ilelerin y an n d a Trkeyi ve M slm anl ren dikten so n r a Ru m eli Aasnn tezkeresin e kaytlar sra sn d a kon u lan iaret. | an-nakdin, {OsT} P a r a o la r a k ; | nakten.| an-sam m , {OsT} ten ; g n lden ; y rek| ten.| an-t med, {OsT} 1. T (A nadolu) 'dan geldi. | 2. D evirm e o c u k la r M slm an a ilelerin y an n d a Trkeyi ve M slm anl ren dikten so n r a A na dolu A asnn tezkeresin e kaytlar sra sn d a kon u lan iaret. | an-veled, {OsT} lm den so n r a zrri| y et brakma.\\ an-yedin, {OsT} Elden.\\ n-zemet, {OsT} H isseden ibaret. an5, [Ar. n ol] (a:n ) {OsT} is. 1. Blnemeyecek ka dar ksa zaman paras. 2. Sre ne olursa olsun oranlama yapldnda insana ksa gelen zaman. S n be n, {OsT} Gittike, k a d em e hlinde.\\ n- dim, {OsT} M utlak zam an, ez e l ve e b e d olm as bakm ndan A llah .| n- h-gzete, {OsT} G zel | g e e n zam an. | n- malubiyet, {OsT} Yenilgi z a | m an,| n- vahit, {OsT} o k k sa zam an, b ir a n | d a ,| n- visl, {OsT} K avu m a zam an ; birlem e | an. an6, [Far. n jT] (a:n ) {OsT} is. Gzellie kar du yulan ilgi; gzelliin ekicilii; cazibe; alm. an7, [an / an] {az} is. 1. Tarlalar arasnda snr ola rak kullanlan ekilmemi yer; tarla snr; set ek lindeki ayrnt. 2. Sam ayrlma izgisi; yiv. 3. Bahe iinde suyun birikmesi iin yaplan toprak set. 4. Eklem; mafsal; boum. 5. Baldr; diz; incik. 6. Elde, avula bilek arasndaki ikin yer. 7. Hay vanlarn aznda ot yemelerini engelleyecek kadar ilik. 8. Yaprak, dal ve saplarn gvdeye balan d yer; budak. 9. Ada kullanlan eliin, ala nan aa dalma dedii yerdeki boum. 10. Bir ey zerinde yaplan entik; oyuk. 11. Pantolon vb.nin a. 12. Yapraklardaki damar. 13. Biilen ekinin toprakta kalan ksm; anz. 14. Aa z. 15. Aln. 16. Ba. 17. Kar; n. 18. Oluk kiremitli atlarda alta denen oluk kiremit. [DS] an8, [Far. n oT] (a:n ) {OsT} sf. u iaret sfat. a na, -a i [Ar. a'n5 f-Ltl] (a -n a:) {OsT} is. Yerler; ta raflar; blgeler. ana1, [an / anv / ane] (a n a :) {az} nl. 1. Korku, ama, hayranlk bildirir. 2. te; burada. [DS] ana2, [eT. ana /aba / apa] is. 1. ocuu olan kadn; anne. 2. Yavrusu olan dii hayvan. 3. Din adan kendisine sayg duyulan kadn. 4. Anne gibi efkat li davranan kadn. 5. nl. Sayg ifadesi olarak yal kadnlara hitap sz. 6. Bir eyin kayna, asl se bebi. k i kt l klerin a n asd r. 7. Koruyucu, kollayc; velinimet. 8. Dayanak noktas, temel;

asl; esas. 9. {az} Aa gvdesi. [DS] 10. {az} Kap ve pencere kasas. [DS] 11. {az} Byk ka lpla dklm kerpi. [DS] 12. {az} Kldan rl me ul uval gibi dokumalarda tam ortaya gelecek ekilde konulan ss esi. [DS] 13. {az} Ar beyi. [DS] 14. {az} Ttnn alttan nc tabakas olan en iri yapraklar. [DS] 15. {az} Deirmende arka giden suyu salmaya yarayan ark. [DS] 16. {az} Irmak ve nehirlerin akt asl yatak. [DS] 17. {az} Toprak kazldnda meydana kan alt tabaka; sert toprak. [DS] 18. sf. (Kadn iin) ocuk dourmu. 19. (Hayvan iin) yavrulam. 20. Egemen; asl; kke ilikin; esas; hkim. S ana ar, zool. B ir ar topluluunda yum urtlayan d ii a r; a r beyi; k ra li e ar. | ana atard am ar, anat. K a lb in s o l k arn c | ndan kan ve tem iz kan vcuda datan a ta r dam arlarn b a la n g c; aort.11 ana atas, {eAT} Ana tarafndan dede. [Mhenn] | ana ata sofras gr | m, A ileden grg l yetim i kii. | ana avrat dz | gitmek, arg o. B ir kim senin a talarn a, soyun a sopu n a svm ek, kfretm ek]] ana baba, A nne ve b a b a d a n m eydan a g elen b irlik; a ile ; yuva. | ana | baba bir, Ayn an a v e b a b a d a n dom u olan lar]] ana baba duas almak, Annesini ve ba ba sn m emnun etm i o lm a k; on larn m an evi desteini kazan m o lm a k .| ana bba eline bakm ak, Ya | byk olduu hlde, an n e ve baban n verdii p a r a ve m a l ile g ein m ek. | ana baba gn, H erkesin | ken d i derd in e dt telal b ir kalabalk.\\ ana baba kokusu, {az} 1. K r m en ekesi. 2. M ercan kk. [D S]|| ana baba okulu, Anne ve b a b a y a e i tim soru m lu lu klar alayan , ocu klarn d a h a iyi yetim esin i s a la y a c a k b ilg ileri veren eitim kuru mu]] ana baba yavrusu, N azl bytlm, skn t la r a katlan am ayan v e ken di b a n a k a r a r v erem e yen o cu k .| ana bac, {az} B ir toplulua k a rla | c a k y em e i dzenleyen, id a r e ed en kadn. [D S]|| ana bala, {az} Anne ile ocu u ; a n a evlat. [D S]|| ana bilim dal, niversite v e fa k lte le r d e a lt bilim y a d a uzm anlk d a lla rn a verilen ad. | ana b ir baba | ayr, A n neleri ayn, b a b a la n ayr o la n k a r d eler,| | ana cadde, eh ir iin de a r a so k ak la rn ald byk v e ilek ca d d e. | ana izgi, B e lli b ir ku rala | g r e y r t lerek b ir e k il m eydan a g etiren izgi. \ | anadan cavlak, {az} 1. D outan kel. 2. D o u tan deli. [D S]|| anadan doma, 1. rlplak. 2. S on radan kazanlm ayan, doutan getirilen d a v ra n ek ille ri.| anadan domua dnmek, H ibir | sknts ve d erd i kalm am ak]] anadan rahvan, {az} 1. (Tay, k sra k iin) doutan rahvan olan. 2. m ec. (Kz y a d a kadn iin) kt huy bakm ndan an n esin e ben zeyen ] [DS]| anadan togm, {eAT} A n adan dom a]] anadan ryan, rlplak, an a dan do m a.| ana davar, {az} Yavrularna sahip | o lm a m a k arty la yaln z stnden, yan dan fa y d a lan m a k ve isten ildii zam an g er i aln m ak zere

ANA b a k cy a verilen kei. [D S]|| ana defter, T ica r b ir kuruluun a y lk h esa p la r ile bilanosunun k a y d e dild i i d efter; byk d efter; defter-i kebir.\\ ana defteri, m p arato rlu k d n em in de d evirm e y olu y la g e le n a cem i olan larn k ay d ed ild i i stan bu l'daki defter.\\ ana demir, A raban n sa n d k ksmnn yan taraflarn n iinden am u rlua k a d a r uzanan di re k le r blm.\\ ana deniz, Byk k a r a p a r a la r m birbirin den ayran byk ve engin den iz; okyanu s; umman.\\ ana deniz bilimi, O in ografi.|jana devli, {az} H asta; rah atsz; h asta m izal. [D S]|| ana dil, dbl. B a k a d il veya le h e le r e kay n aklk eden tari hin uzak g em iin d e kalan k k niteliin deki dil. | ana dili, dbl. insann konum aya b a la d an da ailesin in v e yakn evresin in veya s o y c a b a l o l duu topluluun kulland dil.\\ ana direk, 1. G e m ilerd e direklerin eklen di i g v d ey e dorudan b a l direk. 2. B ir topluluu ev resin d e tutan, ku rumun km esin e ve da lm asn a en g el olan n em li k ii.| ana dorusu, Silindirin veya koninin yan | yzeylerini oluturan g eo m etrik eklin taban k en a rndan tep ey e k a d a r olan uzakl.| ana donluu, | {az} fo lk . Kzn an n esin e o lan tarafndan verilen e lb is elik kum a. [D S]|| ana duvar, B in a la rd a y a p nn d yzn ev reley en kaln duvar. | ana d | nce, ed. B ir yazy ve konum ay oluturan tem el d n ce;an a fik ir . \\ ana evi, B ir kim senin doup byd a n a b a b a sy la birlikte byd ev.\\ ana fikir, ed. B ir yazy ve konum ay oluturan tem el dnce; a n a dnce. | ana gecesi, fo lk . | D ou m dan so n rak i y ed in ci g e c e ve bu g e c e dzen lenen e len c e.| Ana gibi y a r Badat gibi diyar | olmaz, n san la r iin de en ba l dost, en can dan d o st a n ca k anadr. | ana hakk, {az} fo lk . Gelinin | an n esin e b a lk sra sn d a verilen hediye. [D S]|| ana hli, {az} A det g rm e. [D S]|| ana ile kz, helva ile koz, B irbiri ile ilgili nesn elerin h e r bakm dan y a knln b elirtm ek iin kullanlan deyim .| ana ini, | {az} N iandan so n r a kzn an n esin e gn d erilen h ed iy e kum a. [DS][| ana kadn, I. B ir a ile d e veya b ir toplu m da en o k sayg g ren ve d e e r verilen kadn. 2. K a d n la r ham am n da m teriyi k a r la yan g rev li kadn. | ana kalp, {az} Byk kerp i | k alb. [D S]|| ana kap, Byk bir binann g iri k a p s; cm le k a p s. \\ ana k ara, co . Byk k a r a p a r a s ; kta. | ana karnta, Teyze. [M | henn]|| ana karnna dmek, biy. D l y a ta n d a yum ur tann sp erm a ile d llen ere k canlln ve hayatnn ba la m a s.| ana kent, I. B ir lkenin veya blgenin | d i er lk elerle ve b lg elerle ulam ve ek o n o m ik ba lan ts d o la y sy la nem tayan e h ir ; m etro p o l. 2. Nfus ve yerleim bakm ndan lkenin byk kentlerinin h e r b iri.| ana kz, {az} 1. Evlenm em i, | ev d e kalm kz; an a. 2. Sevimli, c a n a y akn kz ocuu. 3. ksz. [D S]|| Ana kzma taht k urar, kz baht kocadan a ra r, E i iyi olm ayan kadn ne

IMIElftt SM. io
k a d a r zengin olu rsa olsun mutlu olamaz.\\ ana kili se, hrist. B a k a k iliseleri kuran kilise. j| ana kitap, B ir bilim d a ln d a yazlm o la n tem el ve bavuru k ita b .| ana kralie, i. K raln annesi. 2. Ar beyi.| | | ana kk, bot. 1. K k n d ik ve dz ksm. 2. M an tarlarn a y a k ksm. 3. T op ra a dikin e giren k k .| | ana kubbe, mim. C a m ilerd e biiyiik a y a k la r zerine veya dayan m a duvarlar zerin e oturtulm u en b y k ve en y k sek k u b b e.| ana kuca, Annenin se v | g i ve e fk a t d olu evresi. | ana kuzu, {az} atla | r a kon ulan y er li kirem itlerin altta (ana) ve stte (kuzu) bu lunm alarna g r e a ld k la r ad. [D S]|| ana kuzusu, 1. K k k u ca k ocuu. 2. A ile evresinin dn a km am ve b a k a ev re tanm ayan. 3. Toy ve tecrbesiz. 4. Anne tarafn dan ocu u n a olan sevgisin i ifa d e eden sz.\\ an alar neler dourmu, 1. o k b a a rl ve stn yaratlt birisin i takdir etm ek iin sylen en sz. 2. B ecerik siz ve kt kii leri y er m e k iin sylenir.\\ analar ne ki danalar ne olsun, K t y a ra tll b ir kim senin ocu klarn n d a y le o la ca n ifa d e ed en s z .| anam ! 1. H erk e | s e kar kullanlan teklifsiz b ir seslen m e. 2. Ses to nuna g r e am a, acm a, znt ve be en m e ifa d e eden duygu sal s z .| ana makinesi, K u lu ka m aki| nesi. | anam anam dedii ham am anas, vlen | birisinin asln d a kt olduunu an latm ak iin kul lan lan sz. | anam babam , ten sev g i duyulan | k i iler e k ar kullanlan b ir seslen m e sz .| ana | mn a, tandrn ba, nsan n evin e ve evinde p ien y em ek lere duyduu zlem i ifa d e eden sz.|| ana motif, B ir sa n a t eserin d e sk s k tek ra rlan arak o n a sek in lik kazan dran ilem eler; laytmotif.\\ ana muhalefet, D em o k ra silerd e iktidarda bulunm ayan en byk parti. | anan gzel mi? argo. K a b u l ed i | lem ez b ir te k lif iin sylen en ret sz. | anann ak | st gibi helal olmak, H ib ir k a rlk beklem ed en b a la m a k .| anann rekesi, argo. S am a b ir s | z e k ar verilen c e v a p .| anan yahi baban yahi, | B ir kim seyi gtr len teklife raz etm ek iin o k dil d km ey i ifa d e ed en s z .| ana oul, {az} 1. Arnn | ilk verdi i oul. 2. B a d a iki k a r k byklnde a la n blm e. 3. ir ili u fakl b ir eit k erp i karan kalp. [D S]|| ana okulu, lk retim a m a g elm e m i o cu k la r o ku l y a a y n a altrm ak iin eitim verilen yer.\\ ana pilav, {az} G elinin annesinin dnden b irk a gn so n ra o lan evine g n d erd i i etli p irin pilav . [D S]|| ana rahibe, B a rahibe. ||ana rahm ine dmek, biy. Yumurta, d l y a ta n d a sp erm a ile d llen ere k b iy o lo jik can llk b a lam a k,| ana renkler, D o a l k tayfnda y e r alan | krmz, turuncu, sar, y eil, mavi, lacivert, m or r e n k ler.| ana saat, B ir gzlem evin de veya s a a tle | doru dan ilgili b ir kurum da doru giden ve d i er sa a tlerin a y arlan m asn a e s a s alm an saat. | ana | sanl, Anne tarafnn soyadn a la n .| ana sav, leri | srlen g r ve d n celerden en n em lisi ve n

f lliB

I lf i S M

241

AN A n'.||ana topu, {az} fo lk . D nde kz tarafn a g n d erilen h ed iy elik kuma. [DS]j| ana Trke, dbl. Trk dilinin bugnk ve g em iteki leh e ve ivelerinin tredii eski Trke d ev resin e k a d a r g e e n yazl b e lg e kalm am , n a z ar d n em .||ana ty, {az} Ku ve tavuk yavrularnn yum urtadan ktklar zam an ki ilk tyleri. | ana tzk, E sas ni | zam n am e; es a s m ukavelenam e. [DS]|| ana vatan, 1. A na yurt. 2. B ir kiinin dou p byd ve a ile ba larn n bulunduu lke. 3. S m rge im p a ra tor lu klarn da s m rg eler d n daki a sl lke. 4. B ir milletin, tarihin u zak g em iin d e atalarn n y a a d topraklar. 5. m ec. B ir bitki veya hayvann ilk d e fa grld ve yetitii yer]\ana yap B irbiri ile b a bulunan y a p la r topluluunun d i erlerin e g r e n em li ve e k ilc e g sterili olan. | ana yars, | T eyze.||ana yerli, sosy. E vlenen iftlerin einin a i lesinin y an n a y erlem esin i es a s alan toplu m sal dzen; i gveyili]]&na yol, 1. Tat trafi i b a k m ndan you n o la n ve ken disin e tali y o lla r b a la nan yol. 2. A na c a d d e .| ana yn, co. B irbirin den | doksan d e r e c e lik a la r la ayrlan drt c o r a f y n den h e r biri: D ou, bat, kuzey ve g n ey; ciht- erb a a . ||ana yu rt, I. A na vatan. 2. B ir kiinin dou p byd ve a ile ba larn n bulunduu lke. 3. Sm rge im paratorlu klarn da s m rg eler dn da ki a sl lke. 4. B ir milletin, tarihin uzak g em iin d e atalarn n y a a d topraklar. 5. m ec. B ir bitki veya hayvann ilk d e fa grld ve yetitii yer]] ana yrei, Annenin o cu k la rn a kar duyduu sevgi. ana3, [ol (o) > aft-a V"T/ aS"!/ A "l] {eAT} zm. 1. nc S S teklik kii ve iaret zamirinin yaklama hlinde iken ald biim; ona. 2. Oraya. 3. Onu. 4. Onun iin; ondan dolay. 5. Ona gre; onca. 6. Onun hakknda. 7. Onun olsun; ona feda olsun; onundur. ana4, [ana U ] is. 1. {eAT} {az} Sermaye; esas; asl; temel. [DS] 2. Alacak veya bor gibi bir parann fa iz dnda kalan ksm. S ana bor, F a iz ve b o r la ilgili gid erlerin katlm ad a sl b o r m iktar]] ana mal, ekon. B ir tica r iletm enin kurulm as iin g e rekli olan p a r a ve p a r a y a ev rileb ilir m allarn b tn; serm aye. \ ana mal birikimi, letm e s a h ib i ] nin eld e ettii krd an b ir ksm n m evcut se rm ay e sin e ek le y e r e k iletm esin i bytmesi. | ana malc, | 1. retim ve iletm e a ra la rn zel m lkiyetinde bulunduran; se rm a y ed a r; kapitalist. 2. retim ve iletm e a ra la rn n z e l m lkiyette bulunm as g rnde olan. | ana malclk, retim ve iletm e | a ralarn n z e l m lkiyette bulunm as esasn a d a yan an siy a sa l sistem ; kapitalizm ; serm a y ecilik ; serm ayedarlk.]] ana p ara, letilen veya b o rla n lan b ir p a ra n n f a i z ve m asra fla r dn da k alan ksm. a n a , -a i [Ar. ana1 meakkat; glk. (an a:) {OsT} is. Yorgunluk;

d e gelen i. j anas alam ak, o k sknt ve strap | ek m ek .| anas anas, {eAT} A n nean nesi.| anas | | danas, 1. B ir a iley e m ensup olan larn hepsi, soyu sopu. 2. {az} C an sk c k a la b a lk ziyareti. [DS]j| Anas dolansn! {az} Annenin ocu u n a sev g i hitab. [DS]|| anas K adir gecesi dourm u, T alih li, h er ii yolu n d a giden iin kullanlan takdir s zii.\\ anas klkl, G rn ve davran bakm ndan annesine benzeyen an lam n da k m sem e ifadesi.\\ anas kz, {az} H ep si; tam am ; tm] [DS]| ana sna avradna svmek, Birinin annesini ve karsn k asted erek svm ek]] anasna bak kzn al, kena rna bak bezini al, B ir kzn huyunu ren m ek is teyenler annesinin ah lakn ve bilgisini, becerisin i g z nne a lm a ld rlar,| anasndan doduuna | piman, 1. o k tem bel ve enge. 2. ektii skn tlar sonucu hayattan z ev k alm am ak, y a a m a s e vinci kalm am ak]] anasndan doduuna piman etmek, Birini bktrm ak, bezgin lik verm ek. | ana | sndan emdii st burnundan gelmek, o k sknt ekm ek]] anasn alatm ak, B irin e kastl o la r a k sknt ve eziyet ektirm ek]] anasn bellemek, a r go. 1. B irin e en byk ktl etm ek. 2. Anasnn rzna g e m e k an lam n da sv m e sz.]] anasn eek kovalasn, argo. Sz ed ilen eyden bkkn lk ve bezginlik g eld i in i ifa d e ed en sv m e szii]] ana snf, B e y a m a g elen o cu k la r ilkretim e h a zrlam ak a m a cy la a la n ve a n a okulu p ro g ra m uygulayan eitim kadem esi. | anasnn dourduu, | babasnn eirdii, Birinin davran larn n yetiti i a ile ortam n a o k uygun olduunu b elirtm ek iin sylenir.| anasnn gz, Kurnaz, i bilir, a k | gz]] anasnn ipini satm, K en din den h er trlii ktlk ve soysu zluk b ek len eb ilir kii.]] anasnn kz, 1. H uylar a n a sn a benzeyen kz. 2. B ek aretin i yitirmi, kzl gitm i a m a kz o la r a k bilin en ; e r keklerle o k dp kalkan. | anasnn nikhn is | temek, B ir m aln sat iin o k fa z l a p a r a iste mek.]] anasn satm ak, arg o. B ir e y e h i d e e r vermemek, aldrm am ak]] anas lk, {az} (K a vun, karpuz iin) ii g em i; yum uam . [DS]|| anas turp, babas algam, Soyu iyi olm ayan bir ailenin ocuu. j anas yerinde, Birinin an as o la | bilecek y a ta bulunduu iin sayg d u yu lacak k a dn]] ana soylu, H er trl so sy a l dzenlem ede, toplumsal yerin kazan lm asn da, so y a a c ve a k rabalk balan tlarn n dzen lenm esin de a n a ta ra fn esas alan]] ana sulama kanal, Irm a k veya evirm e noktasn dan a ld suyu b ir gru p k a n a lla datan su eb ek esi. | ana ehir, 1. B ir lkenin veya j blgenin d i er lk elerle ve b lg e le r le ulam ve ekonom ik balan ts d o la y sy la nem tayan e hir; m etropol. 2. Nfus ve y erleim bakm ndan lkenin byk kentlerinin h er biri]] ana toplarda mar, anat. Vcutta d o la a n kan to p la y a ra k kalbin sa ku lakn a tayan iki a n a da m a rd a n h e r bi

ANA

S O M .

242

ana6, -a i [Ar. ani > ana3 * Is I] (a n a :) {OsT} is. Gece yarlar; gece yars vakitleri. S1 nl-leyl, {OsT} G e c e yarlar. anababula, [Yun. anababula] {OsT} is. 1. Babil gibi karklk. 2. Grltl ve kark yer. anaberi, [an-aru + beri > anar+beri / onar+ beri] {az} is. Ufak tefek eya; teberi; sandk eyas. [DS] anabolizma, [Yun. ana (yukar) + bole (vuru) > Fr. anabolisme] is. bot. Canllardaki zmleme ve biyosentez olaylarnn tm; oluturum. anacan, [ana + Far. cn] {az} nl. Anacm; canm anam. [DS] anac, [ana-c] {az} sf. (ocuk iin) babasndan daha ok annesine dkn olan. [DS] anack, - [ana-ck] {az} is. Anne. [DS] anacl, [ana-cl] sf. (ocuk iin) anasna ok dkn olan. an a, -c [eT. ana (anack)] is. 1. Yavru verecek aa gelmi hayvan. 2. Meyve verecek bykle ula m aa. 3. {eT} Analam; zeks yznden ce miyetin anas gibi saylan kzcaz; kkken b yk bir anlay gsteren kz; anack. [DLT] [Mhenn] 4. {az} ok douran iyi cins hayvan. [DS] 5. {az} ok oul vermi ar. [DS] 6. {az} Evlenmemi, yalanm kz. [DS] 7. Orta yal, ol gun kadn. [DS] 8. {az} yi cins, damzlk hayvan. [DS] 9. {az} A yaplan dal ya da gvde. [DS] 10. {az} elik omak oyununun byk sopas. [DS] 11. {az} Serbest, bana buyruk, eksik terbiyeli kz ya da kadn. [DS] 12. {az} Su ark; ana ark; bent. [DS] 13. {az} Kan tekerleinin ortas. [DS] 14. sf. ri, kart. 15. Ana gibi koruyup seven. 16. mec. Bilgili, kurnaz, bana buyruk. 17. {az} htiyarla m; kocam. [DS] 18. {az} Kkl; eski. [DS] 19. {az} ok beslenmi; iri; dolgun. [DS] 20. {az} Kuvvetli; salam. [DS] 21. {az} Kurnaz; tecrbeli; bilgili. [DS] 22. {az} Huy veya ekil bakmndan anaya benzeyen. [DS] 23. {az} Bakml, verimli toprak. [DS] 0 ana bal, {az} ok o u l verm i arnn bal. [D S]|| ana bal, {az} K oyu ren kli bal. [D S]|| an a bl, {az} olu k o cu k ; byk k k; ev cek. [D S]|| ana yapl, {az} Annesinin hu yu n da olan. [DS] analam ak, [ana--la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l()y o r ] (Kz iin) evlenmeden yalanmak; evde kal mak. [DS] analam a, [ana--la--ma] is. Ana olma ii. analam ak, [ana--la--mak] dnl. f . [-r ] Ana durumuna gelmek, ana olmak, analk, - [ana--lk] is. 1. Ana olma durumu. 2. Ana olanlara has tutum ve davran biimi, anadat, -d [Yun. anadoti] (az) is. 1. Harmanda sap atmakta kullanlan parmakl alet; atal. 2. Byk yaba.

anadil, [Ar. andelib > 'anadil tblic] (an a.d il) {OsT} is. Blbller. Anadolu, [Yun. anatole (gnein dodu u yn)] z. is. Trkiyenin Asya ktasmda bulunan topraklar na verilen ad. Anadolulu, [Anadolu-lu] is. ve sf. 1. Anadoluda ya ayan. 2. Anadolu halkndan olan, anadut, [Yun. anadoti] (az) is. Harmanda sap ve saman atmak iin yaplm byk parmaklkl dir gen veya yaba; anadat. anaerki, [ana+erk-i] is. sos. Kadna stn bir siyasi rol tanyan sosyal dzen; maderahilik, anaerkil, [ana+erk-il] sf. sos. Kadnn soyunun et rafnda toplanan ve buna gre dzenlenen; mader ahi. anaerobik, -i [Fr. anaerobique] sf. 1. Havann ser best oksijeni bulunmadan geliebilen. 2. Atmosfe rin dnda yrtlebilen, anaf, [Ar. enf > nf JbT] (a :n a :f) {OsT} is. nsan burunlar; burunlar, anafet, [Ar. anfet cilp ] (an a.fet) {OsT} is. Kaba lk; sertlik. anafor, [Yun. anaphori (g eri ak)] is. 1. Dzgn harekette devam ederken bir engelle karlaan ha va ve su akmnn ortas ukurlaarak meydana ge tirdii dnme; girdap. 2. gnl. Karan ve iinden klmaz olan durum. 3. argo. Emek vermeden, zahmet ekmeden kazanlan; bele; bedava. 4. a r go. Hara, anafora kaptrm ak, Suyun veya h a vann g ird a b n a kaptrmak.\\ anafora konmak, a rg o. B ir b e d e l dem eden , zah m et ekm eden , em ek verm eden eld e etm ek.| anafor blgesi, B ir u ak | h a v a d a iken kan at veya kuyruk a rk asn d a a n a fo r m eydan a g elen b lg e .| anafordan gelmek, argo. | Z ahm et ekm eden , em ek v erm eden eld e etm i o l mak. anaforcu, [anafor-cu] is. argo. Bakalarnn yannda beslenen; almadan, emek harcamadan, bedava dan ve alp rpma ile kazan salayan kii; beda vac; belei. anaforculuk, -u [anafor-cu-luk] is. argo. 1. Anafor cu olma durumu. 2. Anaforcunun durumu; bedava clk; beleilik, anaforlam a, [anafor-la-ma] is. a rg o. Emek verme den, bedavadan, almadan bir eyi kazanma, anaforlam ak, [anafor-la-mak] gl. f . [- r ] [-l()-y o r] argo. Bedavadan kazanmak; yolsuzlukla elde et mek. anaforlu, [anafor-lu] sf. Anafor meydana getiren, anafor oluturarak akan, anagoji, [Fr. anagogie] is. 1. Ruhun semavi leme doru ykselii. 2. man. Bir ilk sebebe doru yk selmeyi amalayan dnme yolu. 3. Eski Yu

ANA
lunmasn salamak amacyla yaplm metal halka veya deri vs. klf. 2. Bir ok anahtar bulunan fab rika, okul, resm daire gibi byk binalarda anah tarlarn numaralandrlarak asld ve konulduu dolap.

nanda mutlu bir deniz yolculuu yapabilmek iin tanrlara sunulan kurban, anagram , [Lat. anagramma (h a rfleri a lt st etm ek) > Fr. anagramme] is. Bir kelimedeki harflerin yerle rini deitirerek elde edilen kelime,

anahtar, [Yun. anikhteri] is. 1. Bir kilidi amaya ya -anak, [-a-na-k / -enek] (eAT) yap. e. 1. Fiilden isim treten ek. simden sfat tretme eki -an ile isimden rayan, ucu dili eitli biimlerde yaplm metal isim tretme eki -k'nm birleip kalplamas ile ara. 2. Zemberekli dzenekle alan bir makine meydana gelmitir. Eskiden beri olagelen, srekli nin yaylarn kurmaya yarayan alet. 3. m ec. Bir lik kavramlar katar: gelen ek, g ren ek. 2. Yer ve problemi zmeye, bir dnceyi aklamaya yar yre kavram katar: eken ek, akan ak. 3. Ara kav dm eden ip ucu. 4. ifreleme ve zmede kullan ram katar: eken ek, izen ek (grafik). 4. Belli bir lan kararlatrlm kurallar. 5. Bir eye ulama ve zellii bulundurma, ierme kavram katar: olanak, ya onu elde etmede yardmc olan ey; vesile; ara; kesen ek, takanak, yeten ek, tutanak. vasta. 6. Bir yere veya alana girmeyi oray ele ge irmeyi kolaylatran stratejik nokta. 7. argo. R a n ak 1, - [Ar. unk (boyun) > a'nak jpl] (a-n ak) vet. 8. Bir makineye veya lambaya akm vermeye {OsT} sf. 1. (Kii iin) boynu uzun. 2. (Hayvan iin) yarayan dme. 9. Somunlar veya vidalan evirip boynu beyaz damgal. sktrmaya veya amaya yarayan elik ara. 10. miiz. Notalarn porte zerindeki ykseklik derece a nak2, - [Ar. unk (boyun) > a'nk Jt^ l] (a-n a:k) {OsT} is. 1. Boyunlar. 2. Yaprak saplar. 3. Rzglerini gstermek iin konulan iaret. 11. Konserve nn kaldrd toz bulut. kutularn, merubat ielerinin kapaklarn amaya yarayan ara; aacak. 12. sf. Temel oluturan, ken an ak 1, - [an-mak > an-ak] {az} is. 1. Hafza; bel disine baka eler bal olan. S an ah tar delii, lek. 2. Abide; heykel vb. [DS] K a p la rd a an ah tar k ilid e so k m a y a y a ra y a n oyuk.\\ anak2, - [aln / an > an-a-k ?] {az} is. Karlk; anahtar beline takm ak, E v d e s z sa h ib i olm ak, mukabil. [DS] ynetim i e le a lm a k .| an ahtar bendedir, Bu kon u | anak3, [Ar. nak jil] (a:n ak) {OsT} sf. ok zarif; en yu a n ca k ben zebilirim , an lam n da sz. | an ahta | zarif. r kapnn stnde brakm ak, K a p an ahtarn kilidin d eli in d e takl o la r a k brakmak.\\ an ah tar anak2, - [Ar. ankat c i L t ] (an a:kat) {OsT} is. szck, 1. B ilg isa y ar p ro g ra m cl n d a bilg i e r i i Umduunu bulamama; baarszlk, mini sa lay an kelim e vey a k a r a k ter dizisi. 2. P r o g anakib, [Ar. ankebt (rm cek) > ankib ram lam a dilin de b ir an lam tayan, b a k a b ir a n (a n a :k ib ) {OsT} is. rmcekler, lam da kullanlam ayan szck. 3. B ir fi te k i anaklam ak, [an-ak-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l() elerden birini tespit etm eye y a ra y an kelim e. j | y o r ] Gzetlemek; bakmak. [DS] anahtar ta, mim. B in a la rd a k em er yaynn en stnde bulunan ta; kilit ta ] | an ah tar teslimi anakodos, [Yun. anakatos] {az} sf. 1. Dargn; so murtkan. 2. is. Sknt; keder. [DS] sat, B ir evin veya mlkn im alat ileri tam am en anakonda, [Brez. anakonda] (a n a k o nda) is. zool. bittikten so n ra teslim ed ilm ek zere y a p la n sat Boagillerden Gney Amerika'nn tropikal blgele anlam as. | an ah tar teslimi tam irat, B ir evin veya | rinde durgun su ve bataklklarda yaayan, doura binann sahibin in iin d e bulunm ad b ir sra d a rak yavrulayan ve avn sararak skmak suretiyle yaplan tam irat. \\ an ah tar uydurm ak, B ir kilidi ldren byk bir ylan tr, (E unectes murinus). kendi an ah tar dn da b ir b a k a a n a h ta r k u llan a rak amak.\\ an ah tar verm ek, tiy. O rtaoyunu ve anakronik, -i [Fr. anachronique] sf. 1. Zaman dilimi bakmndan tarih yanll. 2. Eskimi, a d tuluat tiyatrolarn da y a rd m c oyuncunun, b a k o miin nkte y a p m a sn a y a r a y a c a k b ir s z o rtay a kalm. 3. ed. (Roman, tiyatro ve hikye gibi edeb atm as; dii konum ak. eserlerde geen zaman unsuru iin) tarih gerekler ile elien. anahtarc, [anahtar-c] is. 1. Anahtar yapm ve sa tm iini meslek edinmi kii. 2. argo. Kap ve ka salara anahtar uydurarak hrszlk yapan kii, anahtarclk, - [anahtar-c-lk] yapt i veya meslei, is. Anahtarcnn anakronizm , [Fr. anachronisme] is. 1. Bir olay ba ka ada gemi gibi gsterme; a am. 2. a n gerisinde kalma, aa uygun yaamamak. 3. ed. Kimi zaman arpc bir etki uyandrabilmek iin ayr alarda yaayan kiileri veya baka baka ta rihlerde olmu olaylar bir araya getirmek suretiyle yaplan sanat, anal, [Fr. anal] sf. Gden barsann sonu ile ilgili; anse ait.

anahtarlama, [anahtar-la-ma] is. Trafik akn d zenlemek iin kurulan klarn alma ve kapanma srelerini istee gre ayarlama, anahtarlk, - [anahtar-lk] is. 1. Anahtarlann kay bolmasn nlemek ve gerektii zaman kolay bu

ANA analam ak, [ana-la- mak] {eT} dnl. f . [~r] Ana edin mek; ana demek. [DLT] analfabet, [Fr. analphabet] sf. Okur yazar olmayan; mmi. anal, [ana-l] sf. Anas olan, anas sa olan. S anal babal, ( ocu k iin) an as b a sy la birlikte, anas b a b a s s a o la ra k. | anal danal, olu k o c u k h ep | beraber.\\ anal kzl, A nne ve kz ile birlikte.\\ anal kuzu, knal kuzu, Annesinin y an n d a mutlu y a a y an evlatlarn durumu. | anal kuzulu, Ana ad | verilen biiyk k erp ilerle, kzu a d verilen kk k erp ilerin d e iik biim lerd e dizilm esiyle olutu rulan b ir duvar rm e biim i. analk, - [ana-lk jlliT] is. 1. Anne olma durumu. 2. gsie] is. tp. Vcudun her hangi bir yerinde mey dana gelen ar hissinin eitli sebeplerle duyulmaz olmas. analjezik, -i [Fr. analgsique] is. ve sf. tp. Beynin vcudun herhangi bir yerinde meydana gelen ary hissetmesini engelleyen; ar kesici, analoji, [Fr. analogie] is. man. Aslnda farkl olan bireyler arasnda grnteki zelliklerden doan benzeme; andr; benzeim; mekseme. analojik, -i [Fr. analogique] s f Orantl, anamnez, [Yun. anamnesis (anm a) > Fr. anamnse] is. Hastann daha nceki hastalklar ve salk du rumu hakknda hekime verilen bilgilerin btn,

anam orfoz, [Fr. anamorphose] is. 1. Bir cismin grntsn yanstan optik dzenein yatay ve di Anne olmann verdii duygu. 3. {eAT} {az} vey key boyutlar farkl bytme veya kltmesinden anne. [DS] 4. huk. ocuu douran kadnn ocu doan grntdeki ekil bozukluu. 2. Eri yzeyli una kar hukuk durumu. 5. {az} Kaynana. [DS] bir ayna tarafndan verilen biimsiz grnts, 6. {az} Dnde sadlk yapan kimsenin kars. [DS] 7. {az} Gelini dne hazrlayan kadn. [DS] an am u trata, [Yun. anemotrata] is. Ak denizde iki yelkenli tarafndan ekilen bir tr balk a. 8. {az} Kardelik olan kzlarn erbetini iiren ka dn. [DS] 9. {az} Dnde kzn annesine verilen a nan, [Ar. a'nn jUpl] (a-n a:n ) {OsT} is. 1. Aacn elbiselik kuma. [DS] S analk etmek, B irin e anne ucu. 2. Ufuklar, sev g isi ile y aklam ak, korum ak, bytmek.\\ analk anan, [Far. n > n-n OU] (a :n a :n ) {OsT} zm. Onlar, hli, {az} det grm e. [D S]|| analk sigortas, K adn iiy e veya e r k e k iinin ein e g eb elik , d o anan, [Ar. anne > anan o ^ ] (an a:n ) {OsT} is. Bu um ve em zirm e dn em lerin de y a p la n so sy a l si lutlar. g o rta yardm . anana, [ana+ana] {az} is. Byk anne; anneanne. analist, [Fr. analyste] is. Biliim ve ekonomik gster [DS] gelerle, kiisel davran bozukluklarn zmle ananas [Brezilya yeri. Guareni d. nana > Port, ana mede uzman kii, nas] is. bot. ri am kozala grnmnde ii etli, analitik, -i [Fr. analytique] sf. zmlemeye daya sulu ve ho kokulu lezzetli meyveleri olan Gney nan. S analitik geometri, mat. G eom etrik kon u Amerika kkenli, ksa boylu tropik bir bitki, (Ana la rd a m atem atik ve c e b ir s e l ilem leri kullanan g e nas com osu s). S ananas iei, bot. Anayurdu om etri d a l.| analitik kimya, kim. B ileiklerin kim | mit burnu olan z am ba kg illerd en g sterili b ir ss y a s a l b ileen lerin i in celeyen kim ya dal. | analitik | bitkisi, (Eucom is). nerm e, mant. Yalnz m an tksal s e b e p le r le doru ananasgiller, [ananas-gil-ler] is. bot. Tropikal Ame o lan ve zn ed e gizli o la r a k bulunan anlam ortay a rikada yetien iki bini akn epifit tr kapsayan ka rm a y a y a ra y an yarg. bir enekli bitki familyas, (B ro m elia cea e). analiz1, [Yun. analysis (ayrtrm ak) > Fr. analyse] an anat, [Ar. an'ane > an'ant oLjcp] (an-an a:t) is. 1. Bir btn, bir bileii meydana getiren temel {OsT} is. Gelenekler; rfler; ananeler; rivayetler, unsurlar veya bileenleri belirleme; zmleme; tahlil. 2. Eitimde bileikten yalna, btnden par an ane [Ar. an (,.-den)> an'ane (an-an e) {OsT} aya doru giden yntem. 3. Televizyon ile iletile is. 1. Rivayet. 2. Ayrnt; tafsilat. 3. -* anane. cek bir grntnn yatay eritler hlinde sralana anane1, [Ar. 'an (..-den) > an'ane ( a nane) is. rak ayr ayr elemanlara ayrlmas; tarama. 4. fe l. 1. Bir toplumda atalardan kalm olmas dolaysyla Birleikten yalna giden yntem. S analiz etmek, sayg duyularak devam ettirilen kltrel aktarmlar; K a rk v e g iriik bir olay veya durumu y a d a bir gelenek. 2. Alkanlk. 3. huk. Belli bir kimlii ko m addeyi basit o lg u la ra ve elem a n larn a k a d a r ine rumu olan topluluklarda kuaktan kuaa aktarlan re k ayrtrm ak; tahlil. K elim e analizi, c m le a n a ve hukukun kaynaklarndan birisini oluturan sos lizi. yal davran; rf. analiz2, [Yun. analusi] {az} is. Su emme; yumua ma. [DS] analizci, [analiz-ci] is. Analiz konusunda uzmanla m kimse; analist. analjezi, [Yun. an- (yok) + algos (ar) > Fr. anal anane2, [Ar. 'anne ^Lt] (a n a :n e) {OsT} is. (Tek) bu lut. ananecilik, -i [anane-ci-lik] is. Geleneklere bal olma durumu.

fllMTIt SOM. 2 45
ananet, [Ar. ananet cuUt] (an a.n et) {OsTj is. Er kekte grlen cinsel gszlk; iktidarszlk; pu luluk. ananevi, [Ar. an'ane > an'nev {OsT} sf. Gelenekle ilgili; geleneksel, ananeviye, [Ar. ananev> an'neviyye is. sosy. Gelenekilik, anapa, [? anapa] {az} is. Bir fasulye tr. [DS] anantris, [Skr. anantarya] {eT} is. Bir tr gnah ad. [EUTS] anapera, is. zool. Krlang ve keisaanlar zerinde yaayan ksa ve dar kanatl bir asalak sinek, (Hipp o b o scid a e ). a n a ra t1, [Ing. arrowroot] {azj is. e ker, pirin unu veya niastadan yaplan bir ocuk mamas. [DS] anarat2, [Yun. anerte] {az} sf. Katksz; saf. [DS] anarberi, [eT. yon (uygun) > yon-aru+beri / anar+beri / onar+ beri] {az} is. -* anarberi. [DS] anar, [eT. an-ar / an-ara] {az} sf. 1. abuk; tez. 2. Ters; aksi. 3. Ayr. 4. zf. ...-dan itibaren; ...-dan be ri. 5. zf. ...-dan doru; ...-dan tarafndan; ...-dan y nnden. 6. is. Kar; kar taraf; kar yaka. [DS] anarberi, [eT. yon (uygun) > yon-aru+beri / anar+beri / onar+ beri] {eT} is. 1. Bir zellii ol mayan eya; teberi; baya eya. 2. {az} Yemi; erez. [DS] 3. Sebze, anarlak, - [eT. anaru-lak] {az} zf. Biraz tede. [DS] anari, [Yun. arakhia (kum an da yokluu ) > Fr. anarchie] is. 1. Lider yokluu; baszlk. 2. Devletin kanunsuzluklar ile ba edememesi hlinde grlen toplumsal kargaa; erksizlik. 3. Yaplan bir etkin likte ilke kurallarn konulmam veya uyulmam olmas dolaysyla kan dzensizlik; baboluk; kargaa. 4. huk. Devletin siyasi ve hukuk temel dzenini btnyle yok etmek amac gden her trl giriim ve eylem, anarik, -i [Fr. anarchique] sf. 1. Anari ile ilgili. 2. Anari grnmnde. 3. Anari yaratan; kark; karm. anarist, [Fr. anarchiste] is. 1. Her trl ynetimsel kural kabullenmeyen reti tarafls. 2. sf. Devlet otoritesine ba kaldran. 3. Anari ile ilgili olan, anaristleme, [anarist-le--me] is. 1. Anariste yakr davranlar iine girme. 2. Devlet otoritesi ve toplumsal kural tanmaz olma, anaristlemek, [anarist-le--mek] dnl. f i [ - ir ] 1. Anarist olmak. 2. Anarizm grn benimse mek. anaristlik, -i [anarist-lik] is. 1. Anarist olma du rumu. 2. Anaristin nitelii, anarizm, [Fr. anarchisme] is. siy. Hibir ekilde devlet otoritesini tanmayan ve yok saymay esas alan doktrin. {OsTj (an -an evi:)

AN A an artri, [Fr. anarthrie] is. tp. Konuma organlarnda her hangi bir bozukluk olmamasna ramen beyin de konuma merkezinde meydana gelen bir yapsal deiiklik sebebiyle konuamama; dil tutukluu, anaru, [eT. anaru] {az} zf. ...-den beri; ..-den doru. [DS] an aru rak , [eT. anaru-rak] {az} zf. Daha tede. [DS] anarya, [Fr. en arrire] is. oto. Geri vites kolu, anasl, [Ar. 'an al(n)] {OsT} zf. Asl itibariyle; as len. anasr, [Ar. unsur (ge) > ansr ^ U * ] (an a:sr) {OsT}. is. 1. Unsurlar; eler. 2. Bir btn meyda na getiren paralar, elemanlar. 3. Bir topluluu meydana getiren din ve rk bakmndan deiik ke simlerden gelen insanlar. 4. Vcut. S ansr- erbaa, D rt unsur; eski k im y aclar tarafndan btn m aden lerin es a s san lan ate, hava, su ve to p ra k tan ib a ret d rt ge. anasz, [ana-sz] s f (ocuk iin) anasn kaybetmi, anaszlk, - [ana-sz-lk] is. Anasz olma durumu, anason, [Yun. anison / Ar. ansn] is. bot. Mayda nozgillerden genellikle tohumlarndaki yal uucu esans iin yetitirilen bir yllk otsu bitki, (Pim p in ella anisum). ana, [ana-] {az}nl. Sevgi ve hrmet sz. [DS] anata, [Far. nst] {az} zf. A kamna; ac acna. [DS] anat, [Ar. n > nt oUT] (a :n a :t) {OsT} is. 1. Anlar; zamanlar. 2. nce farklar; kk deiiklikler; n anslar. anatlam ak, [n (n) > an-at-la-mak] {az} gsz. fi. [r] [~l()-yor] Acele etmek. [DS] anatomi, [Fr. anatomie] is. 1. Keserek amak. 2. Canllarn biimini, organlarnn yapsn ve arala rndaki ilikileri inceleyen bilim dal; terih. 3. Sa nat eserlerinde insan bedeninin grnmn tasvir edebilme sanat. 4. m ec. Bir eyin olumasnda g ze arpan nemli yapsal zellikler, anatomiei, [anatomi-ci] is. Anatomi zerine bilimsel aratrma ve inceleme yapan uzman; anatomist. anatomik, -i [Fr. anatomique] sf. 1. Anatomi ile ilgili olan. 2. Anatomiye ait. 3. nsan anatomisine uygun olan; insan anatomisi dikkate alnarak re tilmi. anatomist, [Fr. anatomiste] is. Anatomi zerine bi limsel aratrma ve inceleme yapan uzman; anatomici. anaval, [Yun. anavole] {az} is. - * anavul. [DS] anavaya, [Yun. anavasiya (ykseli)] (a n a v a ya) is. Gc balklarn boazlar yoluyla Karade nizden Akdenize geii, anavul, [Yun. anavole] {az} is. 1. Suyun taksim edilerek kk arklara ayrld yer. 2. Sebze ek mek iin ayrlm toprak paras; evlek. [DS]

ANA
anavula, [Yun. anavoli] {az} is. Kstebek. [DS] anay1, [han+ y > hanay] ( a nay) {az} is. 1. Birka katl yksek bina. 2. Evlerde n ak yer; sofa. 3. Dalarda aylarn bal yememesi iin yksek aa lar zerine yaplan kovan koyma yeri. 4. Evlerin st katnda duvar zerine uzatlan kiri. [DS] anay2, [ana-y] ( a n a y ) {az} nl. Bezginlik, bkknlk ve usan bildirir. [DS] anayasa,[ana+yasa] (ana'yasa) is. Bir lkenin devlet eklini, devlet organlarnn yapsn, kuruluunu ve ileyiini belirleyen; ynetenlerle halk arasndaki ilikileri; temel hak ve hrriyetlerin kullanlma bi imlerini dzenleyen temel kanun; kanun- esas; tekilat- esasiye kanunu, anayasac, [ana-yasa-c] sf. 1. Anayasaya bal ka lnmasn, anayasann eksiksiz uygulanmasn sa vunan. 2. is. Anayasa hukuku konusunda uzman lam hukuku veya profesr, anayasal, [ana+yasa-1] sf. 1. Anayasa ile ilgili. 2. Anayasaya ait. 3. Anayasaya dayanan, anayasadan kaynaklanan. 4. Anayasaya uygun, anbal, [Yun. emboll => ambul / anbal J^l] {eAT} is. Sulamay kolaylatrmak amacyla topran duru muna gre dzenlenmi blmeler; hambal; mandal; andal. an b ar, [Far. enbaten (ym ak, doldu rm ak) > enbar] {OsT} is. -* ambar, anbean, [Ar. n + Far. be + Ar. n bea:r) {OsT} zf. Her an, git gide, gittike, anber, [Ar. anber jup] {OsT} is.-* amber. 0 anberefn, {OsT} G zel k ok u lar s a a n .| anber-nisr, | {OsT} A m ber s a a n .| anber-sirit, {OsT} A m ber | g ib i.| anber-em m , {OsT} A m ber kok an .| anber| | te r, {OsT} 1. G zellerin zlfleri ve benleri. 2. mec. G ece. anberbar, [Ar. anber + Far. br jlou t] {az} sf. G zel kokulu. [DS] anberbaris, [Ar. barbrs / Lat. amberberis] is. -* amberbaris. anberbu, [Ar. anber + Far. b y j^ \ (an berbu :) {OsT} is. -* amberbu, anberbuy, [Ar. anber + Far. by lS>d^] (an berb u :) {OsT} is. -* amberbu, anberbuyi, [Ar. anber + Far. by bu :yi:) {OsTfsf. Amberbu rengi, anbere, [Ar. anbere jys-] is. Bir hurma tr. anberi, [Ar. anber j j ^ ] (a n b eri:) {OsT} sf. Amber kokulu. anberin, [Ar. anber > Far. anbern (an beri:n ) {OsT} sf. 1. Amber ieren. 2. Amber gibi gzel ko kan. (an berol] (a:n -

I M I I C E S M .M a

anberine, [Ar. anber > Far. anberne b erim e) {OsT} is. Amberle doldurulmu kolye.

(am

anberiye1, [Suriye Ar. anbariye ^ j^ -] is. Gzel ko kulu likr. anberiye2, [Ar. anbariyye >^\{O sT} is. 1. bot. Yayla iei. 2. Gzel kokulu bir ila, anberm u, [Ar. anber + Far. m / my yjy^-] {OsT} sf. Salar amber gibi kokan, anbitik [in. an (m asa) + T. biti-k] {eT} is. 1. Aln yazs; mukadderat; kader kitab; sonu. [EUTS] 2. Bro; muhakeme; adl i. [EUTS] a n ca 1, [Ar. n (ksa zam an ) + T. -ca] {az} zf. 1. Biraz nce; az nce; demin; henz. 2. imdi; u anda. 3. Birazdan; daha soma. 4. Her zaman; dai ma; devaml alarak. 5. Zamanla; yava yava. [DS] anca2, [eT. ol (o) > an (tek. 3. a h s zam iri o nun ekim sra sn d a ald biim ) + -a (eitlik h l eki) > an-a (onun k a d a r; o k ad a r) 4-1] ( a n ca) {eAT} zf. 1. En ok. 2. Sonunda; o zaman. 3. Yalnz o ka dar; yle. 4. ba. Ancak. 5. {az} Sanki. [DS] 6. {eAT} {az} Bu kadar; bu miktar; onun gibi. [DS] S anca b erab er kanca b erab er, H an gi durum da ve a rtla rd a o lu rsa olsun birlikte h a rek et etm e ifa d e eder. ancacuk, [anca-cuk *-~\] {eAT} zf. Ancak o za I] man; o srece; onun kadar, ancag, [eT. ana + ok (pekitirm e ed a t) > anca {eAT} zf. -* ancak; anca, ancak, [eT. ana + ok (pekitirm e ed at) > ancak ji-T] (a'n cak) zf. 1. Yalnzca; yalnz; sadece. 2. Daha ou ve daha ilerisi olamaz; olsa olsa; en ok; glkle. 3. Bir dnceye kar olan ifade iin kullanlr; lkin; ama; yalnz. 4. En erken; en evveli. 5. Ne var ki; fakat; amma. 6. Kt kanaat. 7. {az} Biraz nce. [DS] ancak ola, {eAT} A n cak bu k a d a r; b y le olu r.| an cak olur, {eAT} A n cak bu | k a d a r; b y le olur. an calar, [anca-lar ) 4-T] {eAT} zm. Niceler; niceleri; biroklar; o gibiler, an caru , [anca-ru jjMM] {eAT} zf. O kadar. -ancas, [-ancas / -encesi] {eAT} y a p e. Btn; -an. anclayn, [ol (o) > anc-laym / anu-layun jtii-'] {eAT} {az} zf. nc teklik kii ve iaret zamiri nin ilgi, arallk hlinde iken ald biim; onun gibi; o kadar; yle. [DS] anclayn gibi, {eAT} Onun g ib i; b en z eri.| anclayn kim, {eAT} G ibi; | nitekim. a n a 1, [ol (o) > ol-a > an-a] {eT} zf. 1. O kadar; ... kadar; o trden (iaret ve kii zamiri olun eitlik durumuyle; onca; o kadar. [KPy.] [ tigsizler] [ETY] [DLT] 2. yle; bu trden [Gabain], [EUTS]

U M M U M M . 247 [ETY] 3. Biraz yle; yle; ylece [Tekin] [ETY] 4. Nice; bu kadar; o kadar [Yknek] fi1 ana nuna, {eT} B ir ey ; b ir miktar. /EUTS]|| ana tak, {eT} Ve de. ana2, [eT. an-a + ok] (a'na) {az} zf. 1. Ancak. 2. imdi; u anda. [DS] anada, [ana-da] {eT} zf. Bunun zerine; bundan sonra. [EUTS] anagna, [ana-m-a] {eT} zf. Tam o anda. [EUTS] anak, [ana+ok] {eT} zf. ylece. [ETY] anakn, [ana-km] {eT} zf. Zerre kadar; ufack; min nack. [EUTS] anaknca, [ana-kn-a] {eT} zf. Tam o anda. [EUTS] analayu, [ana+ulayu (onun k a d a r ek ley erek ) > ana-la-yu] {eT} zf. yle yaparak; onun kadar; y lece. [KPy.] analayum a, [anca-la-yu-ma] {eT} zf. Anca; keza. [EUTS] anama, [an-a-ma / an--ma] {eT} zf. O kadar; o ka dar daha; bir daha. [EUTS] [Gabain] anan, [ol (o) > an-a-n] {eT} zf. Bir zaman. S anan anan, D e r e c e d e r e c e ; tedricen. [ tigsizler] anata, [ana-ta] {eT} zf. Bunun zerine; ondan sonra. [Gabain] [EUTS] B anata tin, {eT} B m dan sonra. [EUTS]|| anata timin, {eT} Tam o srad a. [EUTS] angna, [an-m-a] {eT} zf. 1. Bu srada; o esnada. [Gabain] [EUTS] 2. Nihayet;en sonunda. [EUTS] [Gabain] anp, [an-a + r-ip?] {eT} zf. 1. yle olunca; imdi. [ETY] 2. Byle; bylece. [ETY] 3. Sonra. [ETY] anizlemek, [? aniz-le-mek] gsz. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] argo. Uzaklamak; savumak, anma, [an-ma] {eT} zf. Daha o kadar; daha o denli. [EUTS] anman, [Sod. ancaman] {eT} is. Topluluk; halk; ce maat. [EUTS] [Gabain] ano, [an-u / ano] {eT} is. 1. Hediye. [ETY] 2. dl. [ETY] anolamak, [ano-la-mak] {eT} gl. f . [-r ] (Bir b ye) bir ey sunmak; takdim etmek. [ETY] anolayu, [anu-layu / ano-layu] {eT} zf. Bylece; bu suretle; bunun gibi. [EUTS] anu, [ano] {eT} is. 1. Deer; kymet. [EUTS] 2. M kfat. [Gabain] [EUTS] 3. Sema. [EUTS] anula, [anu-la] {eT} zf. yle. [Gabain] anulamak, [anu-la-mak] {eT} gsz. f . [-r ] 1. Tap mak. [Gabain] [EUTS] 2. Saymak; hrmet etmek; sayg gstermek; itibar etmek; arzhrmet etmek; tazim etmek. [ETY] [Gabain] [EUTS] 3. Deerlen dirmek. [EUTS] 4. vmek. [Gabain] 5. Takdim et mek; teslim etmek. [Tekin] anulasg, [anu-la-s] {eT} zf. Gerei gibi; laykyla; layk olduu biimde. [EUTS]

AND anulask, [anu-la-sk] {eT} zf. Gerei gibi; laykyla; layk olduu biimde. [EUTS] anulayu, [ana+ ul-yu] {eT} zf. O ekilde; bu ekil de; ancalaym; bylece; bu suretle; bunun gibi. [EUTS] [ tigsizler]anez, [sp. anchova] is. 1. Hamsi. 2. Genellikle hamsiden veya aa, sardalye, tirsi gibi balklardan yaplan yal ve tuzlu ezme, and, [eT. and J^l] {eT} {eAT} is. Ant; yemin; ahit; sz verme. [DLT] B andm yire komak, {eAT} Yemi nini y erin e g etirem em ek,| andn sdrm ak, {eAT} | Yeminini bozdurmak.\\ andn smak, {eAT} Yemini ni bozmak.\\ and ie grm ek, {eAT} S rekli yem in etm ek.| and iirmek, {eAT} Yemin ettirm ek.| and | | iimek, {eAT} K a rlk l s z leip yem in etm ek.| | and imek, {eAT} Yemin etm ek.| and olmak, {eAT} | Sz v erilm ek; yem in ed ilm ek ,| and saklam ak, | {eAT} Yeminini tutmak.| and virmek, {eAT} Yemin | ettirm ek. -anda, [-anda / -ende] {eAT} y a p e. ...-dnda; ...-d vakit; ...-nca. anda, [ ol (o) > an-ta / an-da oa;l] {eT} {eAT} zm. 1. O zamirinin bulunma-kma durumu; onda. [Gabain] [Mhenn] [ETY] [EUTS] [DLT] 2. Orada. [Gabain] [Mhenn] [ETY] [EUTS] [DLT] 3. O konuda. 4. Oraya. 5. O zaman[Gabain] [Mhenn] [ETY] [EUTS] [DLT] S a n d a banda, {az} B e lli belirsiz; y le byle. [D S]|| anda bunda, {az} 1. y le byle. 2. S eyrek; tek tk. 3. Yarm yam alak. 4. O rada b u ra d a ; ted e beride. [D S]|| anda bunda yapm ak, {az} B ir ii zenm eden, batan sa v m a yapm ak. [DS]11 anda munda, {eT} H er ta rafta ; te d e berid e. [EUTS] anda, -c [eT. an-da> anda] is. 1. Hatrlanmak zere verilen eya; yadigr; hatra; anmalk; bergzar; suvenir. 2. Takvimli defter; ajanda. 3. Bir yer de geirilen sreyi hatrlamak iin dzenlenen fo torafl kitapk; yllk. 4. Yaanan nemli olayla rn yazld defter; hatrat. 5. {az} len kimsenin geride kalan tek evlad. [DS] 6. {az} Evlat; nesil; dl. [DS] 7. {az} lm aile byklerinin ans saylan kii ya da eya. [DS] 8. {az} Halef. [DS] 9. {az} Damzlk koyun veya kei. [DS] 10. {az} Srde ba eken koyun. [DS] 11. {az} E; denk. [DS] 12. {az} sim; hret; n. [DS] andag, [eT. an-ta + ok > antak / an- + tg > anda] {eT} zf. Bylece; bu suretle; byle; o kadar. [ETY] [DLT] [Gabain] [EUTS] andag, [eT. anda-k > anda- ^ J T ] {eAT} zf. Ora daki; o yerdeki; ondalci. andagn, [an + teg-in] {eT} zf. Nasl? an dak 1, [an+ teg / antak lJ-^I] {eAT} zf. 1. Hemen; o anda; derhl. 2. O kadar. 3. Byle; bylece. 4. {az} Ondan sonra. [DS] andak2, - [yan-da-k / andak] {az} is. bot. 1. A ya

AND
a batan diken; kymk. 2. Topraktaki sel yarnts. [DS] andal1, [Yun. ambolis > andal] {azj is. 1. Ba ve bahelerde sulamay kolaylatrmak iin topran eimine gre ayrlm blmeler; evlek. 2. Evlek snr. 3. Sulanan tarla ve bostanlarda sulanan yerin su ile dolmas durumu; gllenme. 4. Pirin ekmeye elverili akmtsz, sulak yer; bataklk. S. Kurutmak iin serilmi kabuklu fndk yn. 6. Biilmi ekin yn. 7. Orman iinde ince uzun mera. [DS] andal2, [Yun. antabollus] {az} sf. -* andavall. [DS] andal3, [an+dal] {azj is. 1. Falan; filan. 2. Seyrek, aralkl diki. [DS] andallam ak, [andal-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()y o r ] 1. Dikii seyrek olarak dilemek; oyulgamak. 2. Deve yry gibi geni ve byk admlarla y rmek. 3. Bir ii batan savma yapp brakmak. 4. Tarlay andallara, evleklere ayrmak. 5. Bir ukur y a da evlei su ile doldurmak; gllemek. [DS] andall, [Yun. antallabous > andavall] {az} sf. -* andavall. [DS] andalm ak, [andal-mak] {az} dnl. f . Alktan ii gemek; ii ezilmek. [DS] an dan 1, [ol (o) > an > an-dan IjjT / j-^T] {eT} {eAT} zm. 1. nc teklik kii ve iaret zamirinin ayrl ma hlinde iken ald biim; ondan; ondan sonra. [DLT] 2. Ona. 3. Oradan; o yerden. 4. Onunla, andan bundan, {eAT} uradan b u rad an .| andan | ger, {eAT} Ondan so n ra .| andan gir, {eAT} An | dan so n ra .| andan tri, {eAT} Ondan dolay.\\ | andan ya, {az} yle d e il mi? andan2, [an-dan] {eAT} zf. 1. Ondan sonra; sonra. 2. Yine; tekrar. 3. O takdirde; o zaman. 4. Bunun ze rine. 5. Ondan tr. 6. {az} Madem ki; sonra; bakalm. [DS] fi5 andan kim, {eAT} Ondan tr; d o la y ; iin .| andan tr kim, {eAT} D iye; iin ; | yznden. andana, [an-dan-a] {az} zf. Sonradan. [DS] andan, [an-dan-?] {az} is. Bir eyin tamamen krlmas. [DS] andante, [t. andare (gitm ek) > andante] ( a n d a nte) zf. mz. 1. Orta derecede yrk hzda. 2. Sonat ve senfonilerin bu hzda alman blm, andantino, [t. andantino] (andanti no) zf. mz. Andanteye gre biraz daha hzl, andasz, [an-da-sz] {az} is. Kimsesiz. [DS] andaval, [Yun. antallabous > Andabalis (N i d enin bugnk ad A kta olan m erkez ky A n daval adndan) / andavals (arpk, som urtkan) / antallagos (deiik) [Tzitzilis]] is. argo. Aptal, bn, gr gs kt kimse; beceriksiz, andavall, [andaval-l] is. argo. Aptal, bn, grgs kt kimse. andavat, [Yun. andivatis (srg)] {az} is. kinci ka ta karken binann ortasna konulan kiri. [DS]

l R S .. : andayk, [anda-y-k] {eAT} zf. Byle; bylece; bu e kilde. andeki, [eT. anda] {az} zf. Oradaki. [DS] andelib, [Ar. andelb Blbl. 2. a rg o. Hile; oyun, andeliban, [Ar. 'andelb + Far. -n jLJ-llp] (an d eli;b a ;n ) {OsT} is. Blbller, andem , [Ar. andem {OsT} is. tp. Kan dindir andr1. [DS] mekte kullanlan bir tr reine. an d er1, [an-dr-mak> andr] {az} is. ander2, [Erme, ander] {az) is. 1. Cinsel organ. 2. argo. Erkeklik organ. 3. sf. Sahipsiz. [DS] andezit, -di [Fr. andsite] is. Gzenekli yapda siyah veya kuruni renkli volkanik kaya. andgarm ak, [and-ar-mak] {eT} gl. f . [-u r] Yemin ettirmek; ant iirmek. [DLT] andg, [and] {eT} is. Elek kalbur gibi eylerin kas na. [DLT] andk, - [an / an (av) > an-d-mak > andk / anduk / anduh / JjI] is. 1. zool. Afrikada yaayan, iri yapl vcudunun arka ksm bask, her ayanda drt parmak bulunan, ounlukla le yiyen, dileri kemikleri kracak kadar gl bir vahi hayvan; srtlan; {eAT} {az} (ayn) (H yaena h yaen a). [DS] 2. {az} Mezarlk yaknlarnda bulunduuna ve yrtc olduuna inanlan hayal bir hayvan. [DS] 3. {az} Domuz. [DS] 4. {az} n. [DS] 5. {az} sf. Grg sz; anlaysz; hdk. [DS] 6. {az} Terbiyesiz; mark. [DS] 7. {az} (Kii iin) yz yara bere iinde; biimini kaybetmi. [DS] andklamak, [andk-la-mak] {az} g s z .f. [ - ] [-l()y o r ] Srtn yere dayayarak uyumak. [DS] andkmak, [and--mak] {eT} gsz. f . imek; yemin etmek. [DLT] [-u r] Ant (a n d eli:b ) {OsT} is. 1.

andl, [an (yans.) > an-d-mak > and-1] {az} sf. Bo gezen, isiz; serseri. [DS] andlmak, [an (yans.) > an-d-mak > and-l-mak] (az} dnl. f . [-r ] 1. Bir eyin zerine eilmek veya yklenmek; abanmak; yaslanmak. 2. Bo vakit ge irmek; hibir i yapmamak. 3. Bir kimseye mu sallat olmak; aslmak. 4. stne varmak. 5. Kuvve ti kesilmek; hlsiz kalmak. [DS] andn1, [an-dm] {eT} is. Beylerin hizmetisi; bunlarn adlarnn yazld defter. [DLT] andn2, [ol (o) >an > an-dm] {eT} zm. Oradan; ondan [Gabain] [Yknek] [DLT] [EUTS] S andn kim, On dan so n r a ; bunun zerine. [EUTS] an d r1, [Erme, andr (sahipsiz) > Gre, anderhi] {az} is. 1. lden kalan eya; sahipsiz kalan eya; soyka. 2. s f Pis; iren; kt; irkin. 3. Miskin; tembel; uursuz. 4. nl. "Sahipsiz kal" anlamnda kullanlan ilen sz. [DS] S1 andra kalmak, {az} lden a rta k alm ak ; m iras kalm ak. [D S]||

ii r o a ! . 2 4

andr kalmak, {az} 1. A n dra kalm ak. 2. Yok o l m ak; olm az olm ak. 3. B akasn n o lm a k ; elle r e kalm ak. [D S]|| A ndr kalsn! {az} O lm az olsm ; y o k olsun. [DS] andr2, [Erme, ander] {az} is. - * ander2. [DS] S an dr kafa, {az} K e l k afa. [DS] andrak, - [an-dr-mak > an-dr-ak] {az} is. 1. Anda. 2. Ant. [DS] andran1, [ol (o) > an > an-d-ra-n] zm. Oradan. [EUTS] [Gabain] andran2, [andran] {eT )zf Bsbtn; tamamyla. [EUTS] [Gabain] andr, [an-dr-] is. 1. Andrma durumu, biimi. 2. man. Temelde ayr olmakla birlikte iki ey arasn daki benzerlik hli; analoji; benzeim; rnekseme. andrna, [an-dr--ma] is. Farkl nesne veya olay larn grnteki benzerlikler dolaysyla karlkl olarak birbirini artrmas; analoji; benzeim; il tibas; mabehet, andrmak, [an-dr--mak] ite f . [-r ] Karlkl olarak artrmak, andrlamak, [andr2-la--mak] {az} dnl. f . [-r ] Kel olmak. [DS] andrma, [an-dr-ma] is. Bir nesnenin benzerlikleri dolaysyla baka bir nesneyi hatrlatmas, andrmak, [an-dr-mak] g l . f [-r ] 1. Anmasna yol amak; hatrlatmak; artrmak. 2. (Farkl yap daki nesne ve olaylar iin) birinin dierini art racak ekilde benzer yanlan bulunmak; almak; benzemek; okamak, andz, [eT. anduz / andz j-ul] is. bot. 1. Akdeniz bl gesinin dou ksmlarnda yetien, dikenli yaprakl byk yapl ard cinsi, (Ju n iperu s d ru p acea). 2. Antalya evresinde serviye verilen isim; katran aac, (C upressus sem perviren s). 3. Kazda evre sinde yetien bir cins kknar, (A bies equitrjani). 4. Andz otu; {eAT} (ayn). 5. {az} St olmayan kei. [DS] 6. {az} ffetsiz kadn; orospu; kahpe. [DS] 7. {az} Terbiyesiz; utanmaz; arsz. [DS] 8. {az} Ge nelev. [DS] 9. {az} Kadnlar arasnda hafif kfr. [DS] t? andz gilii, {az} Andz a a cn n p ek m ez yaplan m eyvesi [DS].|| andz katran, Andz od u nunun y a klm a s ile e ld e ed ilen ve h ekim likte ku lla nlan siyah ve keskin kokulu b ir sv. | andz koza | la, D o u A kdeniz k ylarn da y etien a rd la rn yen ilebilen fn d k byklndeki m eyveleri. | an | dz otu, bot. B ile ik g iller fam ily a sn d a n hekim likte ve k k bo y a cl n d a kullanlan, nem li y e r le r d e y e tien sa r veya turuncu i e k le r a a n o k y llk otsu it bitkisi eitleri; (Inula viscosa, I. helenium , I. dyseterica, I. heterolepsis).\\?mAxz. pekmezi, T oros d a larn d aki k y lerd e taze andz k ozalaklarn n su ile kayn atlm asndan e ld e ed ilen a fro d iz y a k b ir s v; andz m arm elad. andi, [Yun. andi] {az} is. Dokuma tezgh. [DS]

andikas, [Yun. andikrasis] {az} is. Scak bir svya ayn miktar souk sv katarak lklatrma. [DS] andlam ak, [and-la-mak ^i-uT] {eAT} gl. f . [-r ] Y e min ettirmek; ant iirmek, andlamak, [and-la--mak Yemin ettirmek; ant iirmek, andon, [Yun. endon] {az} is. 1. Kadnlara hakaret iin sylenen sz. 2. argo. Fahie; uygunsuz kadn. 3. Ular san altndan, kulaklarn ardndan geiri lip alnda dmleyerek yemeni balama biimi. [DS] andoskop, [Yun. endon (i) + skopein (grm e) > Fr. endoscope] is. - * endoskop. androjen, [Fr. androgene] is. Hem kadnda hem de erkekte bulunan ve ounluu bbrek st bezi taarfndan salglanan erkeklik hormonu maddesi. Androm eda, [Fr. andromede] is. Kuzey yar gk k resinde bir takm yldz, andropoz, [Fr. andropause] is. Erkekte yallk be lirtilerinin ortaya kt, zellikle reme faaliyet lerinin tkenmeye balad ya dnm, androyit, [Fr. androde] is. nsan biimindeki oto mat. anduh, [andk > anduh j--^l] {eAT} is. Srtlan. anduk, -u [andk > andulcj-ul] {eAT} is. Srtlan. anduz, [andz > anduz jj-l] {eAT} is. Kk ila olarak kullanlan bir bitki; andz otu; raziyane. anduz aac, {eAT} is. Yaban servisi. andut, [Yun. anadoti] (az) is. -* anadat. -ane, [Far. -ne -] (-a;n e) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa isimlere y a k r biim de, ...-c esin e anlam katarak sfat ve zarflar yapan ek. ane1, [Ar. ne <sU] (a :n e) {OsT} is. 1. Yabani dii eek ve srs. 2. Olak burcundaki yldzlar k mesi. ane2, [Ar. ne <gL] (a:n e) {OsT} is. 1. anat. Kask. 2. Kask kl. ane3, [Ar. ne <gL] (a :n e) {OsT} is. 1. Airet btn l. 2. Airet ileri. 3. Airet erefi, a neb, [Ar. a'neb v ^ t ] (a-n eb) {OsT} sf. (Kii iin) byk burunlu, anede, [Ar. ind (kabu l etm em e) > and (inat) > anede ojup] {Os T} is. ok inatlar. anekdot, [Fr. anecdote] is. lgin ve az bilinen bir olayn ksa ve zl anlatm, anele, [t. anello / Ar. 4ap] ( a n e le) is. dnz. Ge milerde eitli ilerde kullanlan demir halka, anem, [Ar. anem ni, (O lea o leaster). {OsT} is. bot. Arabistan zeyti {eAT} g l .f . [ - r ]

ANE anemi, [Yun. an (yok) > haima (kan) > Fr. anmie] is. tp. Kanszlk, anemik, -i [Fr. anmique] sf. tp. Kansz, anemofili, [Fr. anmophilie] is. bot. Rzgrla tozla ma. anemom etre, [Fr. anmomtre] (a n em o m etre) is. Gaz akkanlarn ve zellikle rzgrn hzm l meye yarayan alet; rzgrler. anemon, [Fr. anmone] is. bot. Dn ieigillerden aalk ve ayrlklarda yetien, renle renk ve gsterili iekleri olan, soanl, ok yllk bir bit ki; da lalesi; Manisa lalesi, (A nem one p u lsatilla). anen, [Ar. n > nen U ] (a : nen) {OsT} zf. Bir anda; hemencecik; annda. S nen fenen, {OsT} S rek li o la r a k ; durm adan. aneroit, -di [Fr. anrode] sf. Cva kullanmadan; s vsz. 0 aneroit b aro m etre,/z. C va y er in e m etal k u lla n larak im al edilm i barom etre. anerotizm , [Yun. an (yok) + Fr. rotisme] is. tp. Cinsel iliki srasnda zevk almama biiminde or taya kan cinsel tutukluluk, anestezi, [Yun. anaisthesia (duyumsuzluk) > Fr. anesthsie] is. tp. la vermekle veya baz hastalk larn etkisi ile vcudun bir blmnn veya bt nnn duyarszlamas. anestezi yapm ak, A m e liyat y a p la c a k h astay a solunum yolu ndan veya d a m ard an ila v er ere k vcudunun du yarszlam a sn sa lam ak. anestezik, -i [Fr. anesthsique] sf. (Madde iin) du yarszlatran, anesteziyoloji, [Fr. anesthsiologie] is. tp. Ana ko nusu hastann vcudunu duyarszlatrmak olmakla birlikte, hastann ameliyata hazrlanmas, ameliyat srasnda ve sonrasnda biyolojik ilevlerinin kont rol, canlandrma ve ameliyat sonras oluabilecek karmaalarn nlenmesi almalar ve bilim alan, anevrizm a, [Fr. anvrisme] is. tp. 1. Genileme. 2. Bir atar damarn bir noktasnda meydana gelen ba loncuk eklindeki genilemeye bal rahatszlk, anfizem, [Yun. emfysema (iirm e) > Fr. emphys me] is. tp. Bir akcier hastal, anfora, [Yun. amforeus] is. -* amfora. -ang, [-ang (-afi) / -eng (-en) / ung (-un) / -ng (-n)/ -en] {eAT} e k e . 1. -ayn; -aynz. 2. -arsn; -rsm. ang1, [an / en] (ah) {eAT} {az} is. 1. Engel. 2. Tarla lar arasndaki snr. 3. Eklem; mafsal. 4. Y er dama r. [DS] an kakdrm ak, {az} k i tarlay ayran seti kendi tarafn a katm ak. [D S]|| an yeri, {eAT} 1. O ynak y e r i; eklem y er i; bkm yeri. 2. B itiik iki e y ara sn d a ki izgi. ang2, [ ang / an] (an) {eT} is. 1. Av hayvan; avlanm hayvan. [ETY] [Gabain] 2. Bir ku ad. [DLT] ang3, [an / an] {eT} zf. 1. (Bytme sigasdr, [EUTS] en stnlk d erecesin i belirten zarf.) en; yksek. [EUTS] 2. is. Hi; yokluk; hibir ey. [KPy.] S

ie ii f f lf C S M .2 5 0

an balayuki, {eT} B a ta k i; ilk ba ta o la n ; en b a taki. [EUTS] | an ilki, {eT} lk ; ilk n c e ; en nce. | [EUTS] ang4, [an / eng] (an) {eT) sf. 1. Kusurlu; eksik; krk. [KPy.] 2. Bo. [KPy.] 3. Yark. [KPy.] 4. is. Boluk. [KPy.] 5. Hata; eksiklik. [KPy.] 6. Es neme. [KPy.] ang5, [an] (an) {eT} is. Yanak. [DLT] ang6, [an] (an) {az} sf. Ahmak; sersem; aklsz; dan galak; angt. [DS] ang7, [an] (an) {eT} e. Hayr, afi afi, {az} H ayr hayr! an ga1, [an-a] (aha) {eT} sf. 1. Deersiz; kymetsiz. [DLT] 2. {az} Ahmak; sersem; dangalak. [DS] 3. {az} (Hayvan iin) aksi; hrn; huysuz. [DS] anga2, [ol (o) > an > an-ga / an-ar] (ana) {eT} {eAT} zm. 1. aret ve kii zamiri o l un ynelme durumu; ona. [KPy.] [EUTS] [ tigsizler] [Yknek] 2. Onu. 3. Onun iin; ondan dolay. 4. Onun hakkn da. 5. Ona gre; onca. 6. Onun olsun; ona fedadr. 7. Oraya. S ana dak, {eAT} O zam an a kadar. angadak, [ana-dak J ^ l ] {eAT} zf. O zamana ka dar. angh, [Far. ngh o15jT] (a ;n g ;h ) {OsT} zf. 1. O va kit. 2. Ondan sonra, angaje, [Fr. engag (b ir id eo lo jiy e ba l o la r a k s iy a s v e so sy a l m ca d eley e katlan)\ sf. 1. Sz vermi; baml. 2. is. Sz vermi, vaat etmi olma. 3. Geici ii. <3 angaje etmek, Szl veya yazl o la r a k ykm llk altn a sokmak.\\ angaje olmak, 1. Szl veya yazl o la r a k birin e taahh tte bulun m ak. 2. B ir id eo lo jiy e ba l o la r a k siy a si b ir m ca d eley e katlm ak. angajm an, [Fr. engagement] is. 1. Bir yere veya bi rine sz ve yazyla sz verme; taahht; ykml lk. 2. gnl. balants, i anlamas; taahhtna me. 3. Bir ii stne alma; stlenme, angalam ak, [ang-ala-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()y o r ] 1. Anamak. 2. Yatt yerde iken bir taraftan bir tarafa dnmek; yuvarlanmak. [DS] angam ak, [an-a-mak] {eT} gl. f . [ - r ] Anlamak; bil mek. [Yknek] [EUTS] angar, [ol (o) > an > ana / an-ar] {eT} zm. O zamiri nin verme durumu; ona; onlara. [Tekin] [EUTS] A ngarak [Sansk. angaraka] {eT} z. is. Mars yldz. [EUTS] angar, [an-ar / an-aru lSj^] (ahar) {eAT} zf. 1. te; teye; ileriye doru. 2. br taraf, angariye, [Yun. angareia] is. -* angarya, angarlak, [an-ar-lak jJjlS!] (ah arlak) {eAT} zf. Az te; az ileri. angarm ak, [anar-mak] (ah arm ak) {eT} gl. f . [-u r] Yemin ettirmek; ant iirmek.

manEimiHEM 2M angaru, [ol > an-aru / anaru jjlS"I] (anaru) {eTj


{eAT} zf. 1. O zamirinin ynelme durumu; ona; ona

ANG A nggarak, [Sansk. angaraka] {eTj z. is. Mars yld z. [EUTS] ang1, [an-g] is. p sikol. Yaanm olaylardan zihinde kalanlar; hatra. ang2, [eT. an-mak > an-gu] {az} is. an hret; n; lakap. [DS] angc, [an-mak > an-c] {eAT} sf. 1. Dnen. 2. t kabul eden. S a n c avrat, {eAT} A lla h z ik r e den k ad n .| anc eren, {eAT} A lla h z ikred en e r | kek. ang, -c [eT. a-mak (a a inmek, y u k a r km ak) > am-g] (az) is. Harman zaman daha ok sap veya, kuru ot tayabilmek iin at arabalar ile ka nlarn kenarlarna taklan ek parmaklklar. 3 an g arabas, {az} D rt tek erlekli ve kenarl, y k tam an g m en a ra b a s. [DS] angd, [ang-t / ang-ut] {az} is. zool. Angut. [DS] angg, [ang-] {eT} sf. 1. Kt; fena. [EUTS] [ETY] 2. Pek; ok. [ETY] S1 ang edg, {eT} ok iyi. [EUTS]| ang yablak, {eTj o k kt. | angl, [an-ul / an-l JS'l] (anl) {eT} zf. 1. Bsbtn; tamamyla. [DLT] 2. {eAT} {az} Yava; sakin; ha fif; ar. [DS] S anl anl, {eAT} 1. A r a r; y a v a y a v a ; usul usul. 2. K er te k erte; tedricen. | afll yil, | {eAT} Yava esen rzgr. anglamak, [an (yans.) > an--la-mak] {eT} gsz. f . [r] (Eek iin) anrmak. [DLT] anglanmak, [eT. yanku-la-n-mak] {az}] d n l.f. [r] Yanklanmak. [DS anglca, [anl-ca JS'I] (a filca ) {eAT} zf. Yavaa; hafif. anglcacuk, [anl-ca-cuk UJLS'l] ( a m lcacu k) {eAT} zf. Yavaa; yavaack, (an angulcagz, [anl-ca-az / anul-caz jiUJS'I] (ahlcaz) {eAT} zf. Yavaack, anglcak, [aml-cak / anul-cak zf. Yavaa. angldamak, [an (yans.) > an-l-da-mak] {az} gsz. f i [ - r ] [-(d )--y o r] (Manda iin) barmak; br mek. [DS] angl, [an--l] {az} sf. nl; tannm; naml; h retli. [DS] anglluk, - [anl-lk / anul-luk {eAT} is. Yavalk; teenni, anglmak, [an-ll-mak J * ^ !] (anlm ak) {eAT} {az} edil. f . [-r ] 1. Hatrlanmak; sz konusu edilmek; anlmak. 2. hret bulmak; nlenmek. [DS] anglm, [an-l-m J i^iS'l] (anlm ) {eAT} sf. Ad gemi olan; sz edilmi; anlm, angur, [an-l-ur j j i f I] (ahlur) {eAT} sf. Mehur; n l; tannm; anlr. JST] (ahlluk) (ah lcak) {eAT}

doru. [ETY] 2. {eAT} te; ileriye doru; br tara fa. S anaru ber, {eAT} yle byle.\\ an am d an berden, {eAT} ile rid en g er id e n .| anaru yan, | {eAT} leri y a n ; te yan. angarurak, [anaru-rak jjjjlS T] (aharu rak) zf. Daha ileri. angarya, [Yun. angareia] (an g a rya) is. 1. Hizmet. 2. cret vermeden zorla yaptrlan i. 3. Grevi olma d hlde hatr iin fakat gnlszce yaplan i. 4. Devlet tarafndan zorunlu hllerde vatandalara ait hayvan ve aralarn cretsiz olarak kullanlmas. 5. mec. Usandrc, skc mecburiyetler. 6. {az} Top luca yaplan ky ii; imece. [DS] fi1 angaryaya komak, B irin i m ecb u r olm ad ykm llk d bir ite z o r la altrm ak. angaryac, [angarya-c] is. 1. Bakalarna cretsiz ve zorla i yaptran kimse. 2. m ec. Hatr iin bakala rna i yklemeyi seven ve bunu alkanlk hline getirmi kimse, angasdan, [Ar. an kadin (zellikle)] {az} zf. Y a landan; aka olarak. [DS] angayu, [ol (o) > an > an-a > ana-yu] (ahayu) {eT} sf. is. Uzak; te. [EUTS] ang, [an-] (an) {eT} is. Avc hayvan avcs. [EUTS] [Gabain] angdmak, [an / an (av) > an-d-mak / an-d-mak] (andmak) {eT} gl. f . [ - r ] A v iin pusuya yatmak; yakalamak iin tuzak kurmak; hil yapmak; etrafm sarmak. [DLT] [ETY] angdrc, [an-dr-mak > an-dr-c / an-dur-c (a h d n c) {eAT} is. Yadigr. angdrmak, [an-dr-mak / an-dur-mak

drmak) {eAT} gl. f i [ -r ] Hatrlatmak; andrmak, angdz, [an-duz / an-dz jJiS'I] (andz) {eAT} is. bot. -* andz. angdurc, [an-dr-mak > an-dr-c / ang-dur-c ^jj-iST ] (andurc) {eAT} is. -* angdrc. angdurnlmak, [andur-m-l-mak] (eAT} e d il.f. [-u r] 1. Hatrlatlmak. 2. t verilmek. angdurmak, [an-dr-mak / an-dur-mak durmak) {eAT} gl. f i [-u r ] -* angdrmak. angduz, [an-duz jjS'I] (anduz) {eT} {eAT} is. bot. An dz; atn kam ardnda bu bitkinin kk ile te davi edilir. [DLT] & anduz aac, {eAT} Y abani servi. angeh, [Far. ngeh <&!] (a :n g eh ) zf. O srada; o es nada; o zaman, angelik, -i [Fr. anglique] sf. Melek otu ile ilgili. S angelik asit, M elek otu kk n de bulunan asit. (on

ANG angn1, [ol (o) > an > an-m / ann] (ann) {eT} {eAT} zm. Onun. [EUTS] angn2, [ang-m] {eT} is. Omuz ein. [Gabain] [EUTS] angn3, [an-m] sf. evrede tannp bilinen; anlan; nl; mehur, angrgan, [an (yans.) > an-r-an jU- I] (anrgan) sf. 1. {eAT} Haykran; kkreyen; anran. 2. {az} (o cuk iin) vara yoa baran; alayp szlayan. [DS] angrm ak, [an (yans.) > an-r-mak] (anrm ak) {az} gsz. f. [ - r ] [-(r)-y or] 1. (Eek iin) barmak; anrmak. 2. Birine yksek sesle, tehdit yolla bar mak. [DS] angrak, - [arak] {az} is. Kirmann yuvarla; arak. [DS] ang1, [an > an- j~\] (an) is. 1. {az} Sz ko nusu. [DS] 2. {eAT} Hatrlanan ey. S an etmek, {az} A n m ak; hatrlam ak. [DS]|| an olm ak, {az} D edikodu su y a p lm a k ; d ed ikod u y a konu olm ak. [DS] ang1, [ei > an J^~\] (an) {eAT} i. Kovandan petek kesip almakta kullanlan bak, angt, -d [eT. an (av hayvan) / an (yans) > an-t / ang-ut oS'T] (ant / angt) is. zool. 1. Kanatlan ki remit renginde, rdee benzer bir tr ku; angut. {eT} {eAT} (ayn) [DLT] 2. {az} sf. Aptal; ahmak. [DS] 3. {az} (Hayvan iin) yalanm, ie yaramaz hle gelmi olan. [DS] angtmak, [an (yans.) > an-t-mak] (antm ak) {eT} g l. f i [ - r] 1. artmak. [DLT] 2. Eilmek. [Gabain] 3. Sayg duruunda bulunmak. [EUTS] 4. {az} K a zk gibi dikilmek. [DS] anz1, [an (eklem ) > an-z / an-uz jS"T] (anz) {eT} is. 1. Anz; ekin biildikten sonra tarlada kalan saplar. [DLT] 2. {az} Aacn topraa deen dip ksm. [DS] anz2, [yanz > an-z j?!] (anz) {eAT} sf. (At iin) yaz. anglag, [an-la] (ah la ) {eT} sf. Akll; anlayl; ze ki. [Gabain] anglagan, [an-la-an layl; zeki. anglamaduk, [an-la-ma-duk j-uiS'T] (ahlam aduk) {eAT} sf. Anlamaz; anlaysz, anglamah, [an-la-mah (anlam ah) {eAT} gl. f i [-r ] Telakki etmek; yle deeriendinnek. anglamak, [an-la-mak] (ahlam ak) {eT} gl. f i [-r ] Akl erdirmek; anlamak. [Mhenn] [EUTS] [ETY] [DLT] S anlamayu bakm ak, {eAT} S ezdirm eden b akm ak; g z ucuyla incelem ek. anglamaklu, [an-la-mak-lu ^UJ^l] (ahlam aklu ) {eAT} sf. Anlayl; zeki.
jU S l]

9 V E S EM I. 252
anglanmak, [an-Ia-n-mak jiilS'T] (ahlan m ak) {eT} {eAT} edil, f i [-u r ] 1. Anlalmak. [ETY] 2. {eAT} Takdir olunmak. S anlanm az olm ak, {eAT} A nla lm az olm ak. anglarlanm ak, [an-lar-la-n-mak ^ J S \ ] (ahlarlan m ak) {eAT} dnl. fi. [-u r] Anlam gibi davranmak; anlam grnmek, anglarurak, [an-la-ru-rak sf. En anlayl. Angle, [Fr. anglaise] sf. 1. (Kadn ve erkek iin) n giliz. 2. ngiliz tarznda olan. Anglez, [Fr. anglaise] sf. 1. Angle. 2. is. izgileri saa yatk ve ilek bir yaz tr. 3. Tek bir erkek tarafndan oynanan ok canl bir dans. Anglikan, [Fr. ng. anglican] is. ve sf. din. 1. ngiliz kilisesine bal olan. 2. ngiliz milletiyle ilgili. Anglikanizm, [ng. anglicanism] z. is. din. ngiliz kilisesinin tutuu inan yolu, mezhebi. Anglosakson, [Fr. anglo-sahon] z. is. 1. Beinci ve altnc yz ylda Byk Britanyay igal eden Cermen kavimlerine verilen ad. 2. Ana dili ngiliz ce olan kimse. 3. ngiliz usul, anglu, [an-lu] sf. Hafif; yava, afilu eylemek, {eAT} 1. Y avalatm ak; hafifletm ek. 2. K sm ak.| an | lm anlun dutm ak, {eAT} 1. Yava y a v a y a k a la m ak. 2. (H astalk, b e la vb. 'ye) d e r e c e d e r e c e y a k latrm ak. angluncak, [an-lu-n-cak ^ysS-!] (ahlu ncak) {eAT} zf. Yavaa. angm ak, [an-mak J ^ T ] (ahm ak) {eAT} gl. f i [- r ] [()-y or] 1. Anlamak. 2. Hatrlamak. 3. Szn et mek. 4. {az} Birinin arkasndan konumak; sz n etmek; anmak. [DS] angmaklk, [anmak-lk] {eAT} is. Hatrlama; anma; yadetme. angm m tm , [an-mm-tm] (ahm ntm ) {eT} e. Hatta. [Gabain] angona, [Yun. angona] (ango'n a) {az} is. Kr y lan. [DS] angora, [Ancyra / Ankyra > angora (Ankara)] is. 1. Ankara ve evresinde yetitirilen Ankara keisinin ok yumuak ve uzun tylerinden yaplm dokuma veya rg iplii. 2. sf. Bu iplikle rlm veya do kunmu (giyecek, kuma). S angora gl, Bykd e r e B a h e K lt rleri istasyonun da slah e d ilere k gelitirilen a k p o r ta k a l ve krem ren gin de i ek le r a a n b o d u r b ir g l eidi. ango, [eT. an / ana (sersem ) > an-o] {az} sf. Ah mak; sersem. [DS] angragan, [an-ra-an (ah ra an ) {eAT} sf. (ahram ak) (ah laru rak) {eAT}

(anlaan) {eAT} sf. An

(Aslan, kaplan vb. iin) haykran; kkreyen, angram ak, [an-ra-mak / fi-ra-mak

S O M . 253

ANI angulcak, [an-ul-cak / an-l-cak J ? ^ l ] {eAT} zf. Yavaa, anguldan, [an-ul-dan o-S"'] (ahuldan) {eAT} zf. Y a va yava; hafif hafif, (ahangullk, [an-ul-lk / an-l-lk is. Yavalk; teenni, angulrak, [an-ul-rak va olarak; yavaa, angulu, [an-mak > an-u-lu ^ T ] (ahulu) {eAT} s f Mehur; nl; tannm., angur, [Yun. anguri] {az} is. Hyar. [DS] angurdu, [an-urdu j i j f T] (anurdu) {eAT} zf. Ona doru. S anurdu gelmek, {eAT} O na doru g e l m ek; ondan y a n a gelm ek. angurya, [Yun. angurya] {az} is. Hyar. [DS] angut1, [an-ut] {eT} is. ecek eylerde kullanlan hu ni. [DLT] angut2, -du [eT. an (av hayvan) / an (yans.) > an-t / an-ut] is. zool. 1. Ak kuakl rdeklerden soluk krmz bal, evcilletirilebilen bir cins rdek, (C a sa rg a ferru g in ea). 2. m ec. Budala; ahmak; h dk. anguz, [an (eklem ) > an-uz / an-z jS'T] (anuz) {eAT} is. Anz. anh, [Ar. an (-den) + h() (o) <u*] zm. Ondan. anha, [Ar. an (-den) + h (o) zm. Ondan. S an(anulrak) {eAT} zf. Y a J^ '] (ahullk) {eAT} (anulcak)

IeAT'} gsz. f . [ - r ] 1. Homurtulu ses karmak. 2. Haykrmak; kkremek, angranm ak, [an-ra-n-mak / m-ra-n-mak j i / l ] (ahranm ak) {eAT} d n l.f. [-u r ] Homurdanmak, angram ak, [an-ra--mak / n-ra--mak ram ak) {eAT} ite f . [-u r ] Birlikte homurdanmak; beraber haykrmak; haykrmak; barmak; homurdamak. angrek, [am-ek > anrek / enrek] (an rek) {eT} is. Trnak. [EUTS] angros, [Yun. gangrono] {az} is. Uyuma. [DS] angsrmak, [an (yans.) > an-s-r-mak] (ahsrm ak) {eT} gsz. f . [-r ] 1. Aksrmak. [Mhenn] 2. {az} ksrmek. [DS] angsz1, [an-sz] (ansz) {eT} zf. Ayrmadan; istisna sz; tm ile; hep; btn; pek; bsbtn. [Gabain] [EUTS] angsz2, [an-sz j~S\] (afisuz) {eAT} sf. Birdenbire; anszn. angszda, [an-sz-da o.sj-S'T] (anszda) {eAT} zf. An szn; birdenbire, angszdalk, [an-sz-da-lk j ) {eAT} is. Anszndan olma hli. angszla1, [an-sz-la o j^ T ] (anszdalk)

Jj-S'T]

(anszla) {eAT} zf. Ans

zn; birdenbire. anszla2, [an-sz-la] {eAT} zf. Onsuz olarak; o bulun mad hlde. angszlk, [an-sz-lk jJ j S'I] (arszlk) {eAT} zf. An szn olma hli, angstrm, [sve fizik. Anders Jonas ngstrm'n soyadndan] is. fz . Parack boyutlar ile n ve nlarn dalga boylarn lmekte kullanlan bir metrenin on milyarda birine eit uzunluk birimi; sembol: angsuz, [an-suz anszn. angsuzda, [an-suz-da oi>-S'l] (ansuzda) {eAT} sf. -* angsuz. angsuzdan, [an-suz-dan -* angsuz. angsuzn, [an-suz-n szn. angud, [angut + Ar. - i-^1] (angudi:) sf. Angut ren gi; kiremit krmzs, angul, [an-ul / an-l J I] (anul) {eAT} {az} sf. Y a va; sakin; hafif. [DS] t? anul anul, 1. A r a r; y ava y a v a ; usul usul. 2. D e r e c e d e r e c e ; kerte kerte. | anul yil, Yum uak esen rzgr. | angulcaz, [an-ul-caz / an-l-caaz caz) {eAT} zf. Yavaack. (anul(ahsuzn) {eAT} sf. An (ansuzdan) {eAT} sf. (afisuz) {eAT} sf. Birdenbire;

h minh, A a y u kar; y le b y le; undan bun dan ; teb e ri; anhidrit, [Fr. anhydrite] is. min. ounlukla kaya tuzu ve al ta ile birlikte bulunan, bnyesinde su tamayan doal kalsiyum slfat, C a S 0 4 anhidrobiyoz, [Fr. anhydrobios] is. Bir canlnn uzun sre susuzlua lmeden dayanabilmesini salayan uyuukluk ve hayat durgunluk. anhttm, [Ar. an (-den) + hm (onlar) j*-^] zm. On lardan. anhm a, [Ar. an (-den) + hm (o ikisi) U^p] zm. O ikisinden. an 1 [an > an-] is. 1. Yaanm olaylardan veya ge , mite beraber olunan kiilerden hatrda kalan izler; hatra. 2. ed. Tannm kiilerin yaadklar olaylar anlattklar edeb eser. an2, [ol (o) > an > an- ^T] {eT} {eAT} zm. aret ve kii zamiri o l un ykleme durumu; onu; onlar. [DLT] [EUTS] [ETY] [KPy.] [ tigsizler] [Tekin] [Yknek] anc, [an-mak > an-c] {eAT} sf. Dnen; t ka bul eden. ang, [an-] {eT} sf. 1. Fena; kt. [Tekin] [EUTS] 2. is. Fenalk. 3. zf. Pek. [Gabain]

ANI

0 T

1 I

. 2 54

ank1, - [an-k > anuk] {eT} (eAT} sf. 1. Bir yerde hazr bekleyen, hazr. [Mhenn] 2. {az} is. Anda. [DS] ank", - [Erme, annuh] {az} is. 1. Nane; da nane si. 2. Yemeklere konulan bir tr kokulu ot. 3. Y e mee sonradan dklen kzdrlm ya ve soan. 4. Mayasz ve az tuzlu ekmek. 5. Kk ya tavas. [DS] anklama, [an-k-la-ma] is. Hazrlama, anklam ak, [eT. anuk > an-k-la-mak > an-k-lamak] gl. f . [~r] 1. Hazr etmek, hazr duruma ge tirmek. 2. {az} Vuracakm gibi yapmak. [DS] 3. {az} Kararsz kalmak; tereddt etmek. [DS] anklk, - [an-k-lk] is. Hazr olma, bulunma; mevcudiyet. anl, [an-l] {az} is. 1. Ama; erek. 2. Bellek; hafza. 3. Usul; kaide; yntem. [DS] anlama, [an--la--ma] is. An hline gelmi olma, anlamak, [an--la--mak] dnl. f . [-r] 1. An ni telii kazanmak. 2. An olmak. 3. Gemite kal mak. anlayu, [ol (o) > an--layu] {eT} zf. O ekilde. [ ltigsizler]anlcack, - [eT. an-l-cak > an-l-ca-ck] {az} zf. Yavaa. [DS] anlma, [an-l-ma] is. Birisi tarafndan hatrlanma; bahsedilme. anlmak, [eT. an-mak > an-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. Kendisinden sz edilmek. 2. Hatrlanmak. 3. Bir adla arlmak, o isimle bilinip tannmak, anm sam a, [an-msa-ma] is. Zihninde canlandrma; hatrlama. anm sam ak, [an-msa-mak] gl. f . [-r ] Gemite kalan bir olay veya unutulduu zannedilen bir ki iyi zihninde tekrar canlandrmak; hatrlamak, anm sanm a, [an-msa-n-ma] is. Hatrlanma, anm sanm ak, [an-msa-n-mak] edil. f . [-r ] Hatrlan mak. anm satm a, [an-msa-t-ma] is. Hatrlatma, anm satm ak, [an-msa-t-mak] gl. f . [-r ] Hatrlat mak. ann, [ol (o) > an > an-m jil] {eT} {eAT} zm. 1. aret ve kii zamiri o l n ilgi durumuonun. [DLT] [KPy.] 2. O zamirinin ara durumu; onunla; onun ile [ETY] [EUTS] [Yknek] 3. Onun iin; ondan dolay diye; bunun iin; bu sebeple. [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] <5 ann m? {eAT} Onun iin mi? anng, [ol (o) > an > an-n / ann dbl] (ann) {eT} zm. 1. Teklik nc kii zamiri; o. 2. Onun. [EUTS] [DLT] [Yknek] 3. Ona. [ tigsizler] ann dirisi olmak, {eAT} Onun sa y esin d e y a y o r olm ak. an r, [an-r] {az} is. Taraf; yn. [DS] anrgan, [ang (yans.) > an-r-mak > anr-gan] {az} sf. 1. (Eek iin) ok anran; azgn. 2. Ses kararak dnen su dolab. [DS]

anr, [ang (yans.) > an-r-] is. Eein ses karma s. anrm a, [ang (yans.) > an-r-mak > an-r-ma] is. Ee in ses karma ii. anrm ak, [ang (yans.) > ang-r-mak > an-r-mak] gsz. f . [- r ] 1. (Eek iin) yksek ses karmak. 2. argo. Yksek sesle hoa gitmeyecek ekilde grl t yapmak, konumak, barmak veya ark syle mek. anrt, [an-r-t] is. Eek sesi, anrtm a, [anr-t-ma] is. Eee ses kartma, anrtm ak, [amr-t-mak] gl. f . [-r ] Eein ses kar masn salamak, an, [an-] is. 1. Anmak ii ve biimi. 2. Hatrlay; hatrlama. anmak, [an--mak] {az} ite, f . [-r ] 1. Birinin ardndan konumak; szn etmek. 2. Konumak; sylemek; anlatmak. [DS] antrm a, [an--tr-ma] is. 1. Bir eyi dorudan sylemeyip de dolayl olarak sezdirme; ima. 2. ed. Bilinen bir olay, kimseyi, ataszn veya z deyii artracak ekilde anlatma sanat; telmih, antrm ak, [an--tr-mak] gl. f. [ -r ] Bir eyi aka sylemeyip de st kapal olarak anlatmak; ihsas etmek; ima etmek, ant, [an-mak > an-t] is. 1. Bir olay veya tannm rnek bir kiiyi gelecek nesillere tantmak, hatr latmak iin yaplm eser; abide. Orhun antlar bin yz y l n cesin den biz g en lere h aykrm ak tadr. 2. ok nemli ve deeri yksek olan eser. 0 ant m ezar, T arih k iilik s a h ib i byklerin ant niteliin deki m ezarlar. ant, [an > an-t] {az} is. lgisiz, uzak durma hli. [DS] Antkabir, -b ri [an-t + Ar. kabr] is. Atatrkn An kara Rasattepe(^;fe/>e/deki mezar ve etrafndaki antsal eserler, antlam ak, [an-t-la-mak] {az} gl. f. [- r ] [-l()-y o r] 1. Vuracakm gibi yaparak korkutmak; sakmdrmak.2. Bir ie girimek; yapmaya hazrlanmak. 3. gsz. f . Korkarak uyanmak. [DS] antlam a, [ant-la--ma] is. Ant durumuna gelme; abideleme. antlam ak, [ant-la--mak] dnl. f . [-u r ] 1. Ant du rumuna gelmek, ant zellii kazanmak. 2. mec. Dnceleriyle, davranlaryla, hizmetleriyle her kesin sevgi ve saygsn kazanmak, antlatrlm a, [ant-la--tr-l-ma] is. Ant durumuna getirilme. antlatrlm ak, [ant-la--tr-l-mak] edil. f . [ -r ] Ant nitelii kazandrlmak; ant zellii verilmek, antlatrm a, [ant-la--tr-ma] is. Ant nitelii ka zandrma; ant durumuna getirme; abideletirme, antlatrm ak, [ant-la--tr-mak] gl. f . [-r ] Ant

. 255

AN

nitelii kazandrmak; ant durumuna getirmek; abideletirmek.antmak, [an-t-mak] fe l } gl. f. [-ir], 1. Devam etmek; gitmek. [Gabain] 2. Korkutmak; tehdit etmek; elle rktmek; [Tekin] {az} (ayn). [DS] amtm ak, [an-t-mak] {az} dnl. f. [-r] Aptal aptal baknmak; akn akn durmak; bakakalmak. [DS] antsal, [ant-sal] sf. 1. Bykl ile ant andran. 2. Anta benzeyen. 3. Ant niteliinde olan. 4. G renlerde bir ant etkisi brakan. ants, [ant-s] sf. Anta benzer, ant gibi, anz, [eT. an-uz / an-z > an-z] is. 1. Ekin biildikten soma tarlada kalan kke bitiik saplar. 2. Ekini bi ilmi tarla. 3. {az} Msr sap. [DS] 4. {az} de ya da kara alnn dikenleri. [DS] 5. {az} Tarla kenarlarndaki otlar. [DS] 6. {az} Ekini biildikten sonra ekilmeyip bo kalan tarla. [DS] 7. {az} Na das edilmeden ekilen tarla. [DS] 8. {az} Ekin bi imi srasndaki sebze mevsimi. [DS] 9. {az}] Ha sat zaman; sonbahar. [DS S1 anza ekim, Ekin bi

anide, [Ar. n + T.-de] (a:ni:de) {OsT} zf. Birdenbi re, aniden. aniden, [Ar. n + T.-den] (a:ni:den) {OsT} zf. Ani bir ekilde, birdenbire, anszn. anif1, [Ar. unf (sert olma) > anf ^-i^-] (ani:f) {OsT}

sf. Sert; hain; kaba.


anif2, [Ar. enf (burun) > nif -T] (a:nif) {OsT} sf. Az nceki; ok az bir sre nce geen. S nif lbeyn, Az nce bildirilen.|| nifz-zikr, Az nce

sylenen.
anife, [Ar. enf (burun) > nife 4 iT] (a:nife) {OsT} is. Genlik ann balangc, anifen, [Ar. nif > nifen lT] (a:nifen) {OsT} zf. Biraz nce; demincek. anik1, -k [Ar. ank j~t] (ani.k, k kaln sylenir)

{OsT} is. Ense.


anik2, -k [Ar. ank JJ] (ani:k, k kaln sylenir)

ildikten sonra anz bozmadan dorudan yaplan ekim. || anz bimek, Ekin biildikten sonra kalan anzlar ve kenarlardaki otlar bimek.|| anz boz ma, Ekini biilmi tarlay yzeyden srmek.\\ anz bcei, zool. Knkanatllar takmndan, yazn aa larn etrafnda uuan hareketli duyargal bir b cek; haziran bcei, (Amphimallus solistitalis) .|| anz srmesi, {az} Biildikten sonra dklen to humlarla kendiliinden biten ekin. [DS] anzlk, - [amz-lk] is. Anz srlmemi, hayvan
otlatlan tarla. ani, [Ar. an ^ 1 ] (a-ni:) e. Bundan anlalan udur; yani. ani1 [Ar. n > nl ^T] (a:ni:) sf. 1. ok ksa bir za , manda yaplan. 2. Birdenbire yaplan. 3. zf. Bir an iinde; anszn; apansz; birdenbire. S 1 ani akn,

{OsT} sf. 1. (Nesne iin) gzel; zarif. 2. Garip; tu


haf. anilik, -i [Ar. n + T. -lik] (a:ni.lik) is. Birden olu; anszn oluverme. anilin, [Ar. en-nil / Port. anil (indigo) > Fr. aniline] is. kim. Ta kmr katranndan elde edilen C 6 II5NH 2 formlndeki benzen trevi olan birincil amin. S anilin boyalar, Anilinden elde edilen mat baa mrekkebi ve kuma boyalar. || anilin m rek kep, Alkolde znm organik veya inorganik

boyar maddeden olumu, abuk kuruyan matbaa mrekkebi. animasyon, [Fr. animation] is. 1. Gsteri, elence. 2.
Canlandrma. anim ato, [t. animato] zf. mz. 1. Canl. 2. Para co kun ve canl bir havayla (seslendirilecek.) anim atr, [Fr. animateur] is. ve sf. 1. Canlandrc; harekete geirici. 2. Sunucu; takdimci, animizm, [Fr. animisme] is. 1. nsan d varlklarda da ruh bulunduu gr; canlclk. 2. psikol. o cuklarn eyalar birer canl varlk olarak grmeleri, anin, [Far. nn j^T] (a:ni:n) {OsT} is. Yayk, anis, [Ar. nis ^ L ] (a:nis) {OsT} is. 1. htiyar kz. 2. ntiyar bekr. 3. sf. (Deve iin) byk ve iman. anise1, [Ar. nse 4-~jT] ( a:ni:se ) {OsT} sf. 1. (Nesne iin) sk bal. 2. (Sv iin) koyulam; katla m. anise2, [Far. anise ~;T] (a:nise) {OsT} sf. (Kadn veya kz iin) cana yakn, anit, [Fr. anite] is. tp. Ans iltihab, aniye, [Ar. niye ^T] (a:niye) {OsT} is. Kaplar; mut fak gereleri.

as. Dman zerine beklenmedik bir zamanda ya plan baskn, sefer.\\ ani grev, ilerin iverene haber vermeden topluca ii brakmalar.|| ani nt ro n u z . Paralanma srasnda llebilir bekleme olmakszn yaymlanan ntron.
ani2, [Ar. n ^T] (a:ni:) sf. Olgunlam; olmu. ani3, [Ar. n ^yU] (a:ni:) sf. 1. Alak gnll. 2. Mustarip. 3. Megul. 4. is. Kle. 5. i. dar. 7. Mfetti. Allahn dnda her ey. ani, -ci [Erme, anits] {az} is. Bit sirkesi. [DS] anid1, [Ar. ind > nid jU] (a:nid) {OsT} sf. (Kii iin) inat eden; inat. anid2, [Ar. ind > anid xj_t] (ani:d) {OsT} sf. ok inat.

6. Tahsil

ani4, [Far. n (u) > n ^T] (a.ni:) {OsT} sf. tasvf.

AN
aniz, [Ar. aniz j ^ \ (ani:z) {OsT} sf. Mustarip; st rapl. anizotrop, [Fr. anisotrope] sf. (Organik maddeler iin) n ifte krlmasna sebep olan. S anizot rop blge, izgili k as telcikleri a ra sn d a n if te krlm asn a s e b e p olan koyu b lg e .| anizotrop | madde, Ynelm esine g r e z ellikleri de ien kris tal m addeler. anjambman, [Fr. enjammbement] is. ed. Anlam bir msrada tamamlanmadnda tamamlayc kelime lerin daha sonraki msralarda devam etmesi; ulant. anjin, [Yun. anhein (bom ak) > Fr. angine] is. tp. 1. Boaz mukozasnn imesi, anjiokardiyografi, [Fr. angiocardiographie] is. Da mara n geirmeyen bir maddenin rnga edil mesi suretiyle ekilen kalp boluklar, kalbi bes leyen damarlar ve kalp tabanndaki byk damarla rn grafsi. anjiokeratom, [Fr. angiokratome] is. tp. Derisi so ua dayanksz kiilerin ellerinde grlen klcal damar genilemesinden oluan krmz lekeler, anjiokolesistit, [Fr. angiocholcystite] is. tp. Safra kesesi ve safra yollarnn bir arada iltihaplanmas, anjioloji, [Fr. angiologie] is. tp. Anatominin kan ve lenf dolam organlarn inceleyen blm, anjiyo-, [Yun. angeion] nek. Damar, anjiyografl, [Fr. angiographie] is. Damar iine opak madde verildikten sonra ekilen film grafsi. Anka, -a i [ibra. canak(zun boyunlu dev, gerdan lk, bom ak) > ank5 ^ \(anka:) {OsT} is. 1. Her

MfflflM. ;se an kart, [Fr. en cartes] is. Kt oyunlarnda berabere kalma. ankasten, [Ar. an kadin] {az} zf. -* angasten. [DS] ankastre, [Fr. encastr] sf. Yerden kazanmak, d etkilerden korumak veya gizlemek iin duvar iin deki bir oyua yerletirilmi olan; gmme, ankebut, [Ar. ankebt
c j j ^-]

(an kebu :t) {OsT} is.

rmcek, fi1 Ankebut suresi, B atl inanlar, p u ta tapclk, o k tanrya inanm ann r m cek an a benzetildii, A lla h a inanm ayanlarn iin e d ece i fe la k e tle r d e n b a h sed en K u r an - K erim 'in 24. suresi. ankebut, [Ar. ankebt > ankebt ^ y ^ s - ] (ankebu. ti:) {OsT} sf. rmceimsi; rmcee benzer, ankebutiye, [Ar, ankebt > ankebtiyye (an kebu :tiye) {OsT} is. zool. rmcekler, (A rachni des). ankesr, [Fr. encaisser (kasa lam a k) > encaisseur (k a sa d a a la n b a n k a g rev lisi)] is. 1. Otomatik para kutusu. 2. Genel kullanma ak aralara tak lan metal para, jeton veya magnetik kart ile alan ara. A n kesrl telefon. anket, [Lat. inquirere (aratrm ak) > Fr. enqute] is. 1. Bir konu ile ilgili deney sonular ve deiik kimselerden alman verileri bir araya getirip ince leme. 2. Ayn sorular deiik kimselere sorarak bilgi toplama. S anket yapm ak, K iilerin b ir konu zerin de n e dndklerini ren m ek zere veri toplam ak. anketi, [anket-i] is. statistik, kamuoyu veya piya sa aratrmas iin veri toplamak zere kiilerin grlerini alan kii, anketilik, -i [anket-i-lik] is. statistik, kamuoyu veya piyasa aratrmas iin veri toplama ii. ankr, [ang+kr] {az} is. evre; muhit; taraf. [DS] ankt, [an-t / an-ut / ankt / ankut JJl / J^ul] {eAT} is. -* angt; angut, anktlam ak, [ank-t-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l()y o r ] Nian alp atmak. [DS] anktm ak, [ant-mak > ankt-mak] {eT} gsz. f . [-u r] 1. Eilmek. [Gabain] 2. Ba emek; teslim olmak. [EUTS] ankttrm ak, [ankt-tr-mak] {eT} gl. f i [-u r] Ba edirtmek. [EUTS] ankiloz, [Fr. anlcylose] is. tp. Bir eklemin hareket yeteneini tamamen veya ksmen kaybetmesi, anklav, [Fr. enclave] is. Bir devletin topraklaryla evrili baka bir devlete ait topraklar. Suriye top r a k la n iin de k alan Trkiye e a it C a b e r anklav. y ankli, [Yun. gangri] {az} sf. ok zayf. [DS] anksiyete, [Lat. anhiosus (tedirgin) > Fr. anhit] is. p sik ol. Korku durumu.

hayvandan bir iz tayan, krmz altn rengi tyl, yz insana benzer, gzel sesli, bir tek, efsanevi bir da olan K af dann ardnda yaad sylenen erkek bir masal kuu; Sirenk; Smurg; Zmrd; Zmrdanka; Turul; Anka-y mugrip; devlet ku u; Hma kuu; Phoenix. 2. m ec. Ad olup da ken disi olmayan nesne. 3. Bir alg. 4. ok zengin tc car. S ank bezirgan, o k zengin tccar. | anka | gibi, Ad v a r kendisiyok.\\ Anka kuu, g k b. B o a takm yldzndan kad iri 3.0, ta y f tipi B 5 olan 77 _yz/cfez.||ank-merep, A la k gnll, k a n a a t etm e sin i bilen, a z la yetinen. | Anka-y l mekn; tasvf. | Yeri olm ayan A nka (A llah).| ank-y m arib, -* | Anka. ankabu, [ankabu] {eT} is. ivit. [EUTS] A nkara keisi, z ool. Beyaz, uzun ince, yu m u ak ve kvrck tyl, S iim erlerden b eri bilm en b ir k e i cinsi, (C ap ra hircu s angoriensis)\\ A nkara kedisi, zool. Uzun ip ek g ib i yum u ak beyaz, sa r veya kur uni kllar olan, yeil, mavi, sa r ve krm zm s iri gzlii b ir k ed i cinsi, (F elis dom esticus an goren 5 $ . I A nkara tavan, z ool. nce, p a r la k ve uzun I tylerinden y ararlan lan , y a b a n tavannn d e i inim iyle gelitirilm i eti lezzetli ev cil b ir tavan tr.

M ff iH II It iM . 2 5 7

AN L

ankut1, [an-t / an-ut / ankt / ankut zool. Angt. ankut2, [Ar. (Sur.) ankd salkm. 2. zm p. [DS] ankut3, [Ar. ankt cek. ankm, [Ar. an (-den) + km (siz) Sizden.
c jj Sp]

{eAT} is.

{az} is. 1. zm (anku:t) {OsT} is. rm {OsT} zm.

ankma, [Ar. an (-den) + km (ikiniz) USLlp] {OsT} zm. kinizden. anlak1 - [an-la-mak (an am ak) > a-na-k] {az} , is. 1. At, eek, tavuk, keklik gibi hayvanlarn yatp yuvarlandklar tozlu yer. 2. Aklk; kar; gz n. [DS] anlak2, - [anla-mak > an-la-k] is. 1. Anlama ve kavrama kabiliyeti; zek. 2. {az}Anlayl. [DS] anlakl, [anlak-l] sf. yi kavrayan, yksek bir anlama kabiliyeti olan; zeki, anlam, [anla-mak > an-la-m] is. 1. Bir iaretin, bir iaretler sisteminin, iaret deeri tayan bir davra nn, bir szn tad ve ilettii kavram; mef hum; mana; fehva. 2. B ir eyi deerli klan ey ve ya o eyin varolma sebebi. 3. dbl. Szl veya yazl birimin tad ve zihinde uyandrd kavram; belagat. 4. {az}Anlay; duygu. [DS] S anlama gelmek, B elli b ir an lam tamak.\\ (h er ey d e bir) anlam aram ak, K en d i a ley h in d e b ir dzen kurul duu sap lan ts ile kuku duym ak. | anlam aykrl | , dbl. K a rt an lam l k elim elerin b ir a ra y a g elm e s i anlam bayalamas, dbl. B ir szcn g e r ek anlam dan, d a h a b a y a ve kt a n lam a kay m a s. | anlam bilimi, dbl. D ili an lam asn d an d e e r | lendiren bilim d a l; semantik.\\sn\am bilimsel, dbl. Anlam bilim i ile ilgili', sem antik. |anlam birimi, | dbl. Sz ve e k il bakm n dan en k k an lam l b i rim k elim e ve ek lerin fo n k s iy o n e l dilbilim in deki ad.| (her eyden bir) anlam karm ak, Olumsuz | yoru m larda bulunmak.\\ anlam okluu, dbl. S z cn bird en o k anlam k a rla m a s.| anlam da | ralmas, dbl. G eni an lam l b ir kelim en in baz a n lam larn y itir ere k tek b ir kavram ifa d e etm esi. | | anlam deimesi, dbl. B ir kelim en in an lam n da m eydana g elen d a ralm a, g en ilem e ve ba y a lam a de iiklikleri.| anlam genilemesi, dbl. B ir k eli | menin an lam n da y en i e k lem eler o rta y a km a k suretiyle m eydan a g elen d e iik lik .| anlam kay | mas, dbl. B ir kelim en in m ecaz, e retilem e, g ib i y o lla rla an lam n da m eydan a g elen d e iik k a lp lam a,| anlam sanat, ed. Anlatm d a h a can l v e | y a gl k lm ak a m a cy la y a p la n s z sa n a tla r.| | anlam verem em ek, K en d in e g r e b ir a k la m a y a p am am a k; olayn se b e b in i karamamak.\\ an lam verm ek, K en d in e g r e yorum lam ak.

anlam a, [an-la-mak / anla-mak > an-la-ma] is. 1. Anlamak ii. 2. fe l. Sezgi ve alglama yoluyla bir ey hakknda bilgi edinme sreci. 0 anlam a yetisi, p sik ol. B ir ey i bilm eyi sa la y a n a ra la rd a n sezg i y olu y la kavram a. an lam ak 1, [eT. an (anlay) an-la-mak > an-la-mak] gl. f i [ - r ] 1. Akl ve zek yardm ile bir eyin ne demek olduunu, neye iaret edildiini kavramak; bilmek; alglamak; derk etmek. 2. Duygu ve d nce yoluyla bir eyin kapsamm ve deerini kav ramak; fehmetmek. 3: Sezmek. 4. Birinin duygu ve dncelerine katlmak, onu kabullenmek. 5. Far kna varmak. 6. Hak vermek; anlay gstermek. 7. yle deerlendirmek. 8. Sorup renmek, aratr mak, incelemek. 9. gsz. fi. O iin uzman olmak; ok iyi yapmak; iyi bilmek. 10. (Olumsuz kullan ta) zevk almak; holanmak; yararlanmak. 11 (Olumsuz kullanta) doru bulmak. 12. argo. Sa hip olmak, yararlanmak, ff anladm kadaryla, B enim d e erlen d irm em e gre.\\ anladk, Yeter, s z d a h a o k uzatm a (azarlama).\\ Anladk, peki bu deirmenin suyu nereden geliyor? in krl o l duu g e r e k a m a bunu b e c e r e c e k g c n ered en salamal?\\ Anladmsa A rap olaym! S y len en le ri, an latlan lar h i an lam ad m ,| anla ite, D a h a | o k a k la m a y a g e r e k y o k veya ortam elv erili d eil.\\ anlam adm , ( a nlam adm ) yle ey olmaz.]\ anlam am ak, H olanm am ak, ilgilen m em ek,| an | larsn ya, A a vurm adan, b a k a la rn a sezd irm e den n ced en a ra la rn d a k i g e m ie ve an lam ay a g r e d e erlen d irilm esin i istemek.\\' anlayacan, Szn ksas, zeti. | anlayalm, G izlenenlerin y le | b y le dolay l y o ld a n ren ildiin i, a n c a k g ere in b ir d e ken di azndan ren ilm ek istendiini ifa d e ed en aka. | Anlayana sivrisinek saz, anlam ayana | davul zurna az, A nlay s a h ib i k im se le re en k k b ir uyar veya bilg i y eterlid ir; an lay szlara is e ne y a p lrsa y ap lsn y a r a r yoktu r.| anlayp dinle | mek, Ayrntl bilgi edinmek.\\ anlyorum, K on u ann szn k ib a r c a k esm ek iin s y len ir; h a k ls nz; ta bii; elbette. anlam ak , [an (ek y eri) > an-la-mak] {az} gsz. f i [r ] [-l()-y o r] (Testi vb. eyler iin) atlamak. [DS] anlamaktk, [anlamak-lk] is. Anlayabilme, kavrayabilme; idrak edebilme,

anlam am azlk, - [anlama-maz-lk] is. -* anlamaz lk. anlamamazlktan gelmek, -* anlamazlktan gelmek. anlamazlk, - [anla-maz-lk] is. 1. Anlamaz olma durumu. 2. Bir eyi anlayp kavrayamama durumu; anlamamazlk. r? anlamazlktan gelmek, Yaplan b ir hareketi, sylen en b ir sz an lad h ld e an lam am g ib i davranm ak. anlam da, [anlam-da] sf. dbl, (Kelime iin) anlam lar birbirinin ayns veya yakn olan; e anlaml; mradif; mteradif; sinonim.

ANL

h k e h i o i c e s zl k

anlamdalk, - [anlam-da-lk] is. Anlamda olma anlarclayn, [ol (o) > an > an-lar-claym durumu; e anlamllk, {eAT} zf. Onlar gibi, anlam landrm a, [anlam-la-n-dr-ma] is. Anlam ka anlarsz, [ol (o) > an > an-lar-sz > ^ 0 {eAT} zf. zandrma. Onlarsz; onlar olmadan, anlam landrm ak, [anlam-la-n-dr-mak] gl. f. [-r] I] {eAT} zf. 1. Zor kavranr bir ifadeyi anlalr hle getirmek, anlarsuz, [ol (o) > an > an-lar-suz aklamak, yorumlamak. 2. Bir eye belirli bir an Onlar olmakszn, lam yklemek, anlaml hle getirmek, anlarungla, [ol (o) > an > an-lar-un-la 4 S " {eAT} anlaml, [anlam-l] sf. 1. Belli bir anlam tayan, an zf. Onlarla. lam olan. 2. eitli yorumlara yol aabilecek olan. 3. Herkesin beenecei tarzda anlam youn olan; anlak, - [anla--k] sf. Aralarnda bir anlamaya varm olan (kiiler), manidar. 4. zf. Anlam tayacak ekilde. S anlaml anlaml, B ir eyler ima eder, bir anlam artrr anlalan, [anla--l-an] sf. 1. Anlam renilen, belli olan. 2. e. Bir tahmin veya sebep sonu ilikisi ifa ekilde. de etmek iin cmle banda kullanlr; belli ki; anlamllk, - [anlam-l-lk] is. 1. Anlaml olma du grne baklrsa; her hlde; galiba. Anlalan, rumu. 2. dbl. Bir kelimenin veya ekin anlam tama durumu; semantik, anlamsal, [anlam-sal] sf. 1. Anlama dayal, anlamla ilgili, anlama ilikin. 2. psikol. nsan zihninin an lamla ilgili yap ve srelerine ait. S anlamsal alan, dbl. Bir kelimenin kkne bal trevleri ile

siz buna p ara vermediniz.


anlalr, [anla--l-r] sf. 1. Anlam kolay, ak; ba sit. 2. Hogr snrlar iinde olan. 3. Hakl bir sebebe dayanan, anlairlk, - [anla--l-r-llc] is. 1. Kolay ve ak olarak anlalabilecek olma. 2. fiz. Szl bir bildi rimin alet veya insan kula yardmyla alglanabilme derecesi. Anlairlk testi. anlalma, [anla-l-ma / an-la--l-ma] is. Anlal mak ii. anlalm ak1 [anla-l-mak] edil. fi [-r] 1. Anlalr , hle gelmek. Konu ok karmakt, aklamanz dan sonra biraz anlald. 2. Bir eyin z ve ger ei tam anlamyla bilinir, kavranr olmak. Ne dem ek istedii im di daha iyi anlald. 3. itil mek; duyulmak; dier sesler arasndan ayrt edil mek, seilmek. Sokan grltsnden sunucunun szleri anlalmyor. 4. yice grlmek, seilmek.

birleenlerinin meydana getirdii btn kelimeleri kapsayan kme. anlamsz, [anlam-sz] s f 1. Anlam olmayan. Bir ka anlamsz kelime fsldad. 2. Mantk kurallar na uymayan, birbirini tutmayan. Bu anlam sz ko numaya harcayacak zamanm yok. 3. ekici ol mayan. Bu kadar anlamsz bir zamm kim bekli yordu ki? 4. Dikkate alnmayacak kadar kk; nemsiz; deersiz. Artk muhasebede virglden sonraki anlamsz rakamlarla uramyorlar. 5.
Szleriyle ve davranlaryla evreye uyumsuz, yersiz davranan (kimse); mnasebetsiz. Bir daha byle anlamsz grme istemiyorum. 6. zf. Sa ma, mantksz, yersiz. Bu davrann bana anlam

ok uzakta olduundan plak gzle anlalm yor. 5. Akl yrterek gerek bulunmak; gerek ortaya kmak. Bu kadar sk dostluklarnn sebebi anlamszlama, [anlam-sz-la--ma] is. Anlamsz h ite im di anlald. 6. Takdir edip beenilmek. le gelme, anlamn yitirme, Onun kym eti de ldkten sonra anlald. S anlamszlamak, [anlarn-sz-la--mak] dnl. f. [-ir] anlald pederin b ayrak tar olduu, Birinin do 1. Anlamsz duruma gelmek. 2. Anlamn ve dee lambal yollardan aklamaya alt eyin ger rini kaybetmek, einin tarafmzdan hemen kavrandn ifade anlam szlatrm a, [anlam-sz-la--tn-ma] is. Anlam eden sz.|| anlald, Vehbi nin kerrakesi, Sakla sz duruma getirme, anlamn kaybettirme, nan gerekler ortaya kt, anlamnda kullanlr. anlam szlatrm ak, [anlam-sz-la--tr-mak] gl. f. [-r ] 1. Anlamsz duruma getirmek. 2. Anlamn yi anlalmak2, [anla-l-mak] edil, f i [-r] Karlkl olarak bir konuda uzlamaya varlm olmak. tirmesini salamak, karlar ortak olunca hemen arlalr. S anlald, anlamszlk, - [anlam-sz-lk] is. 1. Anlam tama Verilen emrin znn kavrandn belirten tekrar ma; anlamdan yoksunluk. 2. Anlamsz olan eyin sz. durumu. a n la r', [ol (o) > an > an-lar > an-lar ^T ] (eTf {eAT} anlalmaz, [anla-l-maz] sf. 1. Aklanmas ok sz geldi. zm. nc okluk kii zamiri ile iaret zamirinin okluk biimi; onlar. [EUTS] S anlarun, {eAT} Onlarn. | anlarm la (anlarmla), {eAT} Onlarla; onlar |
ile. an lar2, [anla-mak > anla-r] {az} is. Anlay; bellek; zek. [DS] zor, kavranamaz durumda; kark; mulak. 2. n san iradesinin ve zeksnn snrlarn aan. 3. Dav ranlarnn sebebi bilinemeyen (kimse) ve onun bu hareketleri. Anlalm az biri olup kt. anlam a, [anla--ma] is. 1. Anlamak ii. 2. ki ve daha ok insann birbirinin duygu ve dncelerini

_ _

259

ANL
ler dizisi. 4. ed. Anlatma biimi; slp; stil. S an latm bilimi, dbl. Anlatm biim lerini, slp e k il lerin i in celeyen e d e b a ra trm a; stilistik.| anlatm | titrem i, dbl. A n latm da m antk ve dn ce z e lli in e g r e m eydan a g elen titrem ; anlatm tonu.\\ anlatm tonu, dbl. Anlatm titremi. anlatm c, [anlatm-c] is. ve sf. ed. 1. (Eser iin) hikye etmenin ar bast. 2. (Yazar iin) eserle rinde hikye etme yntemine arlk veren. 3. (Sa nat iin) d dnyann etkilerini kendi alglama biimi ve duyarll asndan yanstan; kendi z nelliini n plana karan; da vurumcu; ekspres yonist. anlatmclk, - [anlatm-c-lk] is. Sanatnn kendi znelliini n plana kararak d dnyann etkile rini kendi alglama biimi ve duyarll asndan yanstmas gerektiini savunan akm; da vurumculuk; ekspresyonizm, anlatml, [anlatm-l] sf. 1. Anlatlmak istenen duy gu ve dnceyi gl bir biimde anlatan. 2. Duy guyu, niyeti aa vuran. 3. dil. b. Bir duyguyu ve ya dnceyi ortaya koyan kelime, biim veya ya p. S anlatml rakam , mat. Sfrdan b a k a btn say m a sa y la r ve bunlarn rakam lar. anlat, [anlat-] is. 1. Anlatmak ii; takrir. 2. Bir duygu ve dnceyi bakasna szle, yazyla, jestle, mimikle ifade etme biimi; slp, anlatm a, [anla-t-ma] is. Anlatmak ii. anlatm ak, [anla-mak> anla-t-mak] gl. f i [-r] 1. Bir duyguyu, bir dnceyi yaz ve szle bakalarna bildirmek; ifade etmek. 2. Davranlarla sezdirmek; ima etmek. 3. Birinin anlamasn salamak iin aklama yapmak; izah etmek. 4. Grdklerini ve duyduklarn aktarmak; nakletmek. 5. m ec. Tehdit etmek. Sen im di y a p bakalm , ev e varn ca ben s a na anlatrm . S anlata anlata bitirememek, Z evk le tek ra r tek ra r anlatm ak, o k vm ek. anlay, [an-la-y-] is. 1. Anlama, kavrama ve alg lama gc; idrak; zek; izan; feraset. 2. eitli et kenler yznden bir olay deiik biimde algla ma, ele alma ve deerlendirme biimi; bak; g r; telakki; zihniyet. Benim an lay m a g re zin a saylsn saylm asn gayrim eru ilikinin h er trliisii a h la k d dr. 3. Birinin olumsuz davranlarna kar hogryle yaklama; msamaha. S anlay gstermek, H ogr l davranm ak. | anlay kt, | A n lam a ve a lg lam a giicii z a y f olan. anlayl, [anla-y--l] sf. 1. Her eye akl erdiren, anlama, kavrama yetisi gl; ferasetli; izanl; zeki. 2. Bakalarnn kusurlarm balayabilen; hog rl. 3. zf. Hogrl olarak, anlayllk, - [anla-y--l-lk] is. 1. Anlama, kav rama yetisi gl olma durumu. 2. Anlama, kavra ma yetisi gl olann tad nitelik. 3. Hogrl olma hli.

kavramalar, bilmeleri. D il b ir a n lam a a r a c d r . 3. Kiilerin birbiriyle duygusal ynden uyumalar, birbirlerine snmalar; uyuma, ocu klarm z iyi an latlar. 4. Kiiler, irketler ve devletler arasn da belirli bir konuda uzlaarak ykmllk altna girme; bu konuda yazl olarak imzalanan belge; antant; itilaf; itilafname; mukavele; szleme. S anlama yapm ak, A n lam aya varldn b e lir le yen b ir belg ey i dzenleyip k arlkl imzalamak.\\ anlamaya varm ak, B irisi ile b ir kon u da a n la mak, uzlam ak. anlamak, [anlam ak > anla--mak] ite, f i [ -r ] 1. Karlkl olarak birbirinin anlattklar eyleri an lamak. 2. Birbirine duygusal ynden yalcnlk duy mak, iyi geinmek, uyum iinde olmak. 3. Bir ko nuda iki ve daha fazla kii tarafndan gr birlii ne varmak; uzlamak. 4. Szleme yapmak. 5. mec. Evlenmee karar vermek. K zla d a h a oku ldayken an lam lar. anlamal, [anla-ma-l] sf. 1. Anlamaya dayanan, anlama yoluyla gerekletirilen. A n lam al kavga. 2. Aralarnda anlama bulunan; anlama dzenlen mi olan; mukaveleli; szlemeli. A n lam al e c z a ne. anlamazlk, - [anla-maz-lk] is. Kiiler ve top lumlar arasnda dnce, duygu ve kar bakmn dan beliren aykrlk; ihtilaf; uyumazlk, anlatrma, [anla-tr-ma] is. 1. Taraflar bir konuda uzlatrmak amacyla yaplan alna; uzlatrma. 2. ed. Mecaz- mrsel. anlatrmak, [anla-tr-mak] gl. f i [ -r ] 1. Anlama larn salamak, aralarn bulmak, uyuturmak; uz latrmak. 2. Anlalr hle getirmek. 3. aret ve hareketlerle sezdirmek. 4. {az} yice anlamak. [DS] anlat, [an-la-t-] is. ed. 1. Gerek veya hayal bir olay ayrntl ve edeb bir dil kullanarak anlatma; hikye etme; tahkiye. 2. Hikye etme yoluyla mey dana getirilmi eser. anlatc1 [anlat > anlat-c] is. 1. Olaya dayal olan , masal, hikye, fkra gibi trleri etkileyici ve ilgin bir ekilde anlatan kii; hikyeci; meddah. 2. Anlat tr eser veren; hikyeci; tahkiyeci. anlatc2, [anlat-mak > anlat-c] sf. Anlatma iini ya pan; anlatan, anlatlma, [anlat-l-ma] is. Anlatlmak ii, ii. anlatlmak, [anlat-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. Bilgi tan mak, bilgi edinmesini salamak; aktarlmak. 2. (B ir ey a ra cl y la) ortaya konmak, anlatlmaz, [anlat-l-maz] sf. Tarif ve tasviri g olan. anlatm, [anlat-mak > anlat-m] is. 1. Anlatma ii. 2. Dnce ve duygularn genellikle sz ve yaz gibi yaygn anlama aralar veya baka yollarla bildi rilmesi, aa vurulmas; ifade. 3. dbl. Anlatmak iin kullanlan yargl ya da yargsz sz ve szck-

ANL anlaysz, [anla-y--sz] sf. 1. Akl erdiremeyen, an lama ve kavramas kt olan. 2. m ec. Bakalarnn kusurlarn affetmeyen, kat davranan; hogrsz, anlayszlk, - [anla-y--sz-lk] is. 1. Anlama ye teneinin kt olma durumu; kaln kafallk. 2. Biri nin durumunu anlamay, kusurlarn ho grmeyi dnmemek; vurdum duymazlk, anl, [Far. n (gsteri) + T. -l] sf. Gsterili; alml; ekici; gzel; yakkl. S anl anl, 1. G sterili; g rk em li; tantan al; a tafa tl; d eb d eb eli. 2. n yaylm , h e r k e s e tannan; m ehur. anlk1 - [an-lk] is. f e l. Duygu ve irade dnda ka , lan, aklla lme ve muhakeme etmeye dayanan bilme gc; mdrike; entelekt. anlk2, - [an-lk] {az} is. 1. Tarla snr. 2. Ba, bahe kaps. 3. Dzgn odun yn. 4. Sprge yaplan bir ot. [DS] anlk3, - [Ar. n + T. -lk] sf. Bir anda olup bitiveren. anlklk, - [an-lk--lk] is. fe l. Aklla lme ve muhakeme etmeye dayal bilme gcnn, duygula rn ve iradenin zerinde bir stnlnn bulundu unu savunan felsef akm; entelektalizm; zihniye, anlu, [ol > an (o) > an-lu] {eAT} zf+Ona ilikin; onun tarafndan. anm a, [an-mak > an-ma] is. 1. Anmak ii. 2. Bir kiiyi veya bir olay akla getirme; zikretme; yd etme. S anm a gn, B ir kiiyi veya olay h a trla m a k iin an m a etkinliklerinin dzen lendii b elirli b ir gn.| anm a pulu, B ir o lay veya kiiyi h a trla | m a k iin ka rlan z e l p o s ta pulu. | anm a treni, | B ir kiiyi veya b ir o lay h atrlatm ak iin dzen le nen tren ; ihtifal. anm ak, [eT. an-mak > an-mak] gl. f . [ - a r ] 1. Ge mite olan bir olay veya tand birini akima ge tirmek; hatrlamak. 2. Akima getirdii bir eyi, bir kimseyi veya olay diliyle sylemek; bahsetmek; zikretmek. 3. Bir byn hizmetlerini ve iyilikle rini anlatmak iin toplanmak. 4. Bir tanda arma an vererek gnln almak. 5. {az} Aklamak; sylemek; anlatmak. [DS] 6. {az} Sz vermek; vaat etmek. [DS] anmalk, - [an-ma-lk] is. An olarak alnp verilen veya saklanan eya; hatra; yadigr; bergzar. annab, [Ar. annb {OsT} is. zmc,

le n i

s o m

annaklam ak, [anla-mak > anla-k > annak-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] 1. Dikkatle etraf ara trmak; gzetlemek. 2. Bir eyi gizlice dinlemek. [DS] annakleyin, [annak-leyin] {az} zf. Kardan. [DS] annavus, [Yun. anaolos] {az} is. Avlunun suyunu dar aktmak iin duvar altna alan delik. [DS] anne, [ana > (stanbul azn da) anne] is. 1. ocuk dourmu olan kadm; ana. 2. gnl. Yavrular olan hayvan. 3. m ec. Bir eyin kaynak noktas, kk. 4. nl. Yal kadnlara sayg ifadesi olarak kullanlan seslenme sz. 0 anneler gn, Dnya a p n d a an n eleri hatrlam ak, o n la r a sev g i v e say g su nm ak iin kutlanan M ays aynn ikin ci P a z a r gn. | an | ne olmak, o cu k dou rm ak. | anne yars, Teyze. anneanne, [anne+anne]'is. ocuun annesinin anne si; nine. annem ler, [anne-m-ler] is. 1. (Konuan kii iin) an nesinin akrabalar olan kiiler; anne taraf. 2. Anne ile birlikte baba, annelik, -i [anne-lik] is. 1. Anne olma durumu. 2. Anne olann nitelii. B annelik etmek, Anne g ib i koruyup gzetm ek, e fk a t gsterm ek, sevm ek. anofel, [Yun. anofeles (tehlike) > Fr. anophle] is. zool. ki kanatllar takmndan stma mikrobu ta yan, larvas otlu bataklklarda reyen tehlikeli bir sivrisinek tr, (A n opheles m acu lu pen nis). anomali, [Yun. anomalia > Fr. anomalie] is. Olaan durumdan, her zaman uyulmakta olan kuraldan ay rlma, kopma, anonim, [Yun. an (yok) + onyma (ad) > Fr. anonym] sf. 1. simsiz; adsz. 2. ed. Yazar veya sanats tespit edilemeyen; yazar belirsiz. 3. gnl. Bir kii lii, zellii olmayan; yaygn. B anonim halk edebiyat, E serin ilk sahibin in kim olduu bilin m e yen, dilden d ile aktarlrken h e r aktarcn n b elirli b ir takm u n su rlar ek led i i m asal, destan, efsane, hiky eler, trkler, m aniler, ataszleri, b ilm e celer g ib i e d e b rnleri kap say a n szl ed eb iy at g e le n e i. | anonim ortaklk, S erm ayesi p a y la r a b | lnm ve bo rla rn d a n d olay ortaklarn n m al v arlklary la sorum lu o ld u klar ticaret irketi.\\ anonim irket, Anonim o r ta k lk anonimlik, -i [anonim-lik] is. Anonim olma duru mu. anons, [Lat. nuntius (h a b erci) > annuntiare > Fr. anonce] is. Kitle iletiim aralaryla yaplan duyuru; bildirme; duyurma; syleme. S anons etmek, 1. R adyo ve televizyon p ro g ra m la r n cesin d e tantm yapm ak. 2. B ir p ro g ra m k e s e r e k a c il b ir h a b er i duyurm ak. anorak, - [Eskimo d. anorg > ng. anorak] is. Ka yaklarn veya kamplarn giydii su geirmez kaponlu ksa ceket, anorganik, [Fr. anorganique] sf. 1. kim. (Bileikler

annabi, [Ar. unnb ^L^] {az} sf. Hnnap rengin de; mora alan krmz. [DS] an na, -c [aln > al()n-a / anna] {eAT} {az} is. 1. Bir eyin ne bakan yz. 2. nsann karsnda bu lunan; alna; kar. 3. Her taraftan grlebilen ak lk yer; meydan. 4. Yan. 5. Karlk; cevap. [DS] annalam ak, [anna-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l()y o r ] Cevap vermek; kar gelmek. [DS] annak, [aln > al()n-a > annalc] {az} is. Kar. [DS]

r a T M M

261

AN ansz3, [ol > an-sz / an-suz] {eAT} z f O olmadan; onsuz. ansz4, [Ar. n (ksa zam an ) > an-sz] zf. 1. Birdenbi re; habersiz; anszdan. 2. {az} Zamansz. [DS] anszca, [ansz-ca] (ans'zca) {az} zf. Habersizce; birdenbire; anszn. [DS] anszn, [ansz-m] (a : nszn) zf. Beklenmedik bir s rada; hi akla gelmedik bir zamanda; birden; bir denbire; ani; ani olarak; anide; aniden; ansz; apan sz; apanszn; gmbedek; dangadak; durup durur ken, grpedek; patadak; akkadak; bedaheten; de faten; nagehan; vehleten; ceffelkalem; fevren; fcceten. anszna uram ak, {az} B ird en b ire l m ek. [DS] anszlk, - [an-sz-lk] (arszlk) {az} is. Utanmaz lk; terbiyesizlik; hayszlk. [DS] fi1 anszlk et mek, {az} Byk sz dinlem em ek. [DS] ansiklopedi, [Yun. enkyklios paidelia (btn ilim leri k ap say an ilim) > Fr. encyclopdie] 1. Bilgilerin t m. 2. gnl. Btn insan bilimlerinin ilkelerini ve sonularm aklayan eser. 3. Belirli bir bilim dal nn veya bir bilgi serisinin btn blmlerini ayrn tl aklayan eser. 4. m ec. ok deiik konularda bilgi sahibi olan kimse. 5. Szlklerde daha nce aklanan maddelerin geniletildii blm, ansiklopedici, [ansildopedi-ci] is. 1. Bir ansiklope dinin hazrlanmasnda grev alan kimse. 2. 18. yy. Fransz dnrlerinden Diderotnun hazrlad A n siklo p ed iye yaz yazan kiiler; ansiklopedist. ansiklopedik, -i [Fr. encyclopdique] sf. 1. Ansik lopedi konusu ile ilgili olan. 2. gnl. Her konuda bilgisi olan (kii). 0 ansiklopedik szlk, A lfa b e tik sra y a g r e kelim elerin g en i b ir biim d e a k lam asnn y an n d a k i iler ve bilim sel a k la m a la ra d a y e r veren szlk. ansiklopedist, [Fr. encyclopdiste] is. 1. Bir ansiklo pedinin hazrlanmasnda grev alan kimse. 2. 18. yy. Fransz dnrlerinden Diderotnun hazrlad A n siklop ed i'y e yaz yazan kiiler; ansiklopedici, ansunlatm ak, [Far. efsn => ansun-la-t-mak] {az} gl. f . [ -r ] Hocaya okutmak; okutup frtmelc. [DS] ansuz1, [ol (o) an > an-suz j ^ l ] {eAT} zf. O olma dan; onsuz. S' ansuz olmak, {eT } O olm ad an y a a m ak; onsuz yaam ak. ansuz2, [Ar. n (ksa zam an ) > an-suz] {az} zf. nceden haber vermeksizin; birdenbire; ani olarak. [DS] ana, [Ar. aye => ana / anam] {az} is. fo lk . Nide ve Krehir dolaylarnda oynanan bir halk oyunu. [DS] anam , [Ar. aye => ana / anam] is. -* ana. anante, [Fr. enchanter (bylem ek, o k sev in d ir m ek) > enchant] nl. "ok sevindim; tantmza memnun oldum" anlamnda tanma srasnda sy lenen sz.

iin) organik olmayan. 2. (Hastalk iin) bir orga nn doku bozukluuna balanamayan, anorm al, -li [Yun. anamolos / Lat. anormalis > Fr. anormal] is. ve sf. 1. Allmn dnda. 2. Olayla rn ve eyalarn allm dzenden baka biimde olmas hli; olaan d. 3. Aykr. 4. gnl. Zihn bakmdan gelimemi veya bir zr sebebiyle yer leik deer yarglarna aykr davranan; dengesiz; zrl. 5.- zf. Kabul edilebilir llerin ve snrlarn dna kacak ekilde; ar lde, anormalleme, [anormal-le--me] is. Allm ve kabul edilebilir durumda iken anormal hle gelme, anormallemek, [anormal-le--mek] dnl. f . [-ir ] nceden var olan, belirlenmi llere uygun iken daha soma bu llerin dna kmak, anormallik, -i [anormal-lik] is. Anormal olma hli; aykrlk. ano, [ana (anne) + - (o ka m a bild iren ek) > ana- > ano ?] nl. argo. Sevgilim, dostum anlamnda seslenme sz, anoagan, [Far. anagn] {eT} is. lmszler; l mezler; ebed yaayanlar. [EUTS] anot, -du [Yun. anohodos (a a d a n y u k a ry a y o l) > Fr. anode] is. fz . I. Elektroliz srasnda eksi ykl iyonlarn topland art elektrot; art u. 2. Elekt ron lambalarnda elektronlar eken art elektrot, anramak, [eT. an-ra-mak > an-ra-mak] gsz. f . [- r ] [-r()-y or] 1. {eAT} Haykrmak; kkremek. 2. {az} Boalmak; sessizlemek. [DS] 3. (len iin) sar lamak; dilsiz kalmak. 4. oalmak; grlemek, ansamak, [an-sa-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-(i) -y o r] Grecei gelmek; zlemek. [DS] ansar, [Ar. ensr] (a n sa :r) {OsT} is. Yardmclar, ansefal, -li [Fr. encphale] is. anat. Kafatas iinde bulunan beyin, beyincik ve omurilik soanndan oluan organlarn tm; tm beyin, ansefalit, [Fr. encphalite] is. tp. Beyin iltihab, ansdak, - [an-s-dak] {az} zf. Ansz; habersiz; birdenbire. [DS] ansma, [an-malc > an-s-ma] is. Hatrlama; anmsa ma. ansmak, [an-mak > an-s-mak] g l. f . [ - r ] Hatrla mak; anmsamak, ansnmak, [an-sn-mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. ( iin) oluruna brakmak. 2. Sz sylemek isterken syleyememek; tutulup kalmak. 3. {eAT} Elde et mek arzusunda olmak; emel edinmek. [DS] ansrmak, [ask-r-mak > aksr-mak] {az} gsz. f . [r] Hapurmak; aksrmak. [DS] ansz1 [an-sz] (ansz) {az} sf. 1. Aklsz; anlaysz. , 2. Sz dinlemez; aksi; haar. 3. Utanmaz; skl maz. [DS] ansz2, [an-sz / an-sz] (ansz) {az} is. 1. Cinsel g cn yitirmeyen kimse. 2. Gayrimeru ocuk; pi. [DS]

AN

Q I I IlIU ffliC E S 0 2 1 ) 1 .

anar, [Smer, anar] is. Smer kozmogonisinde ev anten, [Lat. antenna > Fr. antenne] is. 1. Bir verici rensel gk ilkesine verilen ad. nin rettii radyoelektrik dalgalarn yaymaya ya rayan veya bu ekilde yaylan radyoelektrik dalga ant, [ e l and / ant] is. 1. Bir eyin doruluunu Al larn toplayarak alcya tayan elektronik dze lahn tankl ile beyan etme veya ayn yolla sz verme; yemin; ahit; besa; giilbank; kasem; peyman; nek. 2. argo. Gizli bilgilere ulama becerisi. 3. De sz. 2. huk. Bir kimsenin verdii szn ya da sy nizalt maynlarnda dokunulduunda mayn patla lediklerinin doruluunu tasdik iin yasa ya da rf tan tel veya ubuk kntlar. 4. Hayvanlarn evre gerei belli szleri sylemesi ya da hareketleri yap den haberdar olmalarm salayan uzun kilsi ubuk mas. S1 andn bozmak, Ettii, y em in e uygun dav lar; duyarga. 5. a rg o. Casus; gammaz. 6. argo. ran m am ak; yem in im bozm ak.| ant etmek, Yemin | Hem etken hem edilgin ecinsel erkek. S anten etm ek.| an t iirm ek, Yemin ettirm ek.| ant imek, | | alan, B ir antenin H ertz d a lg a la n g n d ereb ild i i Yemin etm ek; ah d etm ek ; ahdpeym an etm ek; g a u zaysal b lg e .| anten ykselticisi, Anten ile a lc | ran ti etm ek; art etm ek; vaat etm ek. | ant kardei, | a ra sn d a kurulm u bulunan anten den g elen elektro K a n k a r d ei.| ant olsun, Verilen kararn g len | m an yetik d a lg a la n y kselten vericiy e y ardm c d irm ek iin "yemin ediyorum , yem in olsun" a n la devre. m n da yem in sz. | ant verdirm ek, Yemin ettir- antena, [Lat. antenna] is. dnz. Yelkenlilerde seren. | mek.\\ ant verm ek, Yemin etm ek. An tep, [Erme, anthap > Ar. ayntb] (.a'ntep) z. is. anta, [ol (o) > an-ta] jeTj zm. 1. aret ve kii zamiri Gneydou Anadolu'da bir ilimiz; Gaziantep. S olun bulunma ve ayrlma durumu; ondan; oradan. Antep fst,, bot. S c a k ve k r a a la n la rd a yu r [KPy.] [ETY] [Gabain] [EUTS] 2. Onda; orada. dum uzda G aziantep ev resin d e y etien sakz a a [KPy.] 3. O sradao zaman [Tekin] [KPy.] S cg illerd en kabuklu, yal, lezzetli ve besley ici an ta kin, { e l } Ondan sonra. [EUTS] m eyvesi e r e z o la r a k tketilen veya ekerlem ecilik an taa, [anta-a] {eTf zf. Tam orada; o yerde. [EUTS] te ku llan lan b ir m eyve a a c, (P istacia vera).\\ A n antada, [anta-da] {eT} zm. Ondan; oradan; bundan. tep fstgiller, bot. rnek bitkisi Antep fst [EUTS] t? antada basa, {eT} Bunun zerin e; bun o la n ayr ta y a p ra k lla rd a n b ir bitki fa m ily a s; dan sonra. [EUTS] | antada kisre, (eT} Ondan so n | biladeriye.\\ Antep ii, Dz ren kli keten, p a tis k a r a ; sonda. [EUTS] vey a ip ek kum atan tel ek m ek su retiyle y a p la n bir antag, [ol (o) > an > an-ta ok > antak / ol > an+tag ilem e tr. (onun g ibi) > antag > antag] {eT} zf. 1. Onun gibi; anter, [Yun. antheros (ieklenm e)\ is. biy. Bitkiler yle; yle. [KPy.] [ETY] [ tigsizler] 2. Bylede erkek organn ba; iek tozu keselerinin ce; bu suretle; byle. [EUTS] [Gabain] 3 .0 n c a o kaolutuu blm; haefe, dar[Tekin] [ETY] S1 antag kliig, {eT} O nca nl. | | anter, [Ar. anten] (an teri:) {OsT} is. Kaftan altna an tag ouklug, {eT} B una ben zer; byle. [EUTS] giyilen ksa elbise; entari, antagonist, [Yun. antagonistes (kart.)] is. biy. 1. Kart olarak hareket eden; iten ve eken kaslarn anterit, [Fr. entrite] is. tp. nce barsak iltihap lanmas. birbirine kar hareketi. 2. Bir ilacn, bir hormonun anterlin, [Fr. entre (arasn da) + ligne (izgi) > entreetkisine kar etkide bulunan madde, ligne] is. m atb. ki satr arndaki bo ara. antagonizm a, [Fr. antagonisme] is. 1. Kar koyma. 2. Kiiler, gruplar, milletler ve disiplinler arasnda antet, [Fr. en-tte] is. Genellikle ticar ilerde kulla gizliden gizliye var olan kartlk, atma; tezat; nlan kt veya zarf zerine baslm ad ve adres; uyumazlk. 3. Organizmada iki sistem veya organ balk. arasndaki kart davran. 4 tp. Beraber kullanlan antetli, [antet-li] is. Balkl, iki ilatan birinin dierinin etkisini azaltmas veya antetsiz, [antet-siz] is. Balksz, yok etmesi. antkm ak, [ant-k-mak] {eT} gsz. f i [-u r] Yemin et antant, [t. intente > Fr. entente] is. 1. Kiiler arasn mek; ant imek. [EUTS] [Gabain] da salanan anlama ve uyuma; mutabakat. 2. antn, [ol (o) > an > an-tm / an-dm] {eT} zm. Oradan; Devletler arasndaki ibirlii anlamas; ittifak, fi1 ondan [Gabain] antant kalm ak, A nlam ak, u zlam ak; m utabk k a l antrdn, [ol (o) > an > antr-dm / ndr-dm] {eT} zm. m ak. 1. Oradan. [EUTS] 2. zf. Ondan sonra; sonra. [Claan taran , [ol (o) > an > anta-ra-n] {eT} zf. Oradan; uson] bsbtn. [Gabain] antzlam ak, [andz-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [-l()an tari, [Ar. antar] (an tari:) {az} is. 1. Erkek gm y o r ] 1. (Hayvan iin) ifte atmak; tekme atmak. 2. lei. 2. i astarl kadn elbisesi. [DS] m ec. Nankrlk etmek; sznden dnmek. [DS] A ntarktik, -i [Fr. antarctique] sf. Gney kutbu ev anti-, [Yun. anti- (kart)] n ek. Bana getirildii resi ile ilgili olan, fi1 A ntarktik k ara, Gney kut Latin ve Yunan kkenli kelimelere "kar, kart, bu n daki k ara. kar korunma" gibi anlamlar katan n ek.

f l i t t i T ffl ff SOZbOH 263

AN T

antialerjik, -i [Fr. antiallergique] sf. (la iin) alerjilerin nlenmesi veya tedavisi amacyla kullan lan. antiasit, [Fr. antiacide] is. 1. Asit giderici madde. 2. tp. Hidroklorik asit salgsn azaltmadan midenin yksek asitliine kar asit giderici olarak kullan lan ila; alkali, antibiyogram, [Fr. antibiogramme] is. Dokularda ra hatszlk yaratan bakterilerin hangisinin olduunu ve hangi dozda antibiyotik verileceini belirlemeye yarayan biyolojik teknik, antibiyotik, -i [Fr. antibiotique] is. biy. Bakterilerin remesini engelleyen ya da tamamen yok eden sen tetik veya doal madde, fi1 antibiyotik tedavisi, A ntibiyotikle y a p la n tedavi. antidemokratik, -i [Fr. antidmokratique] sf. 1. Demokrasi d, demokrasiye aykr. 2. Demokratik olmayan. 3. Demokrasiye kar bir tutum izleyen, antidot, [Yun. antidotos > Fr. antidot] is. Zehirli maddelerin zehirleyici etkilerinin canl organizma y etkilemesine engel olan, dolaysyla zehirlenme yi durduran madde; panzehir, antifriz, [ng. antifreeze] (antifi-i:z) is. 1. Donmazlk. 2. ine katld svlarn donma derecesini d ren sv. 3. a rg o. Alkoll iki; iki, antihistaminik, [Fr. antihistaminique] sf. (Madde, ila iin) histaminlerin organizma zerindeki toksik etkilerini nleyen, antijen, [Fr. antigne] is. Organizmaya girdiinde vcut tarafndan antikor olumasna yol aan ve bu antikor ile tepkimeye giren, molekl yaps girdii canlmnkine benzemeyen yabanc madde; immnojen antik, -i [Lat. antiquus > Fr. antique] sf. Gemii lk a Yunan ve Roma medeniyetine kadar giden es ki. antik a, 1. lka . 2. E sk i Yunan ve R om a m edeniyetinin g eliti i ve y a y d d dnem . antika, [t. antica] (anti'ka) is. ve sf. 1. Eskiden kal ma, tarih deeri olan. 2. rt ve mendil gibi eya larn kenarlarna yaplan ajurlu, di di kenar ss; san dii. 3. a rg o. Giyinii ve davranlar baka sna benzemeyen; garip; tuhaf, antikasn bil mek, o k iyisini bilm ek, o k iyi an lam ak, konunun uzman olm ak. antikac, [antika-c] (anti'kac) is. Eski ve tarih eya alp satan kii ve bu kiinin i yeri, antikaclk, - [antika-c-lk] (anti'kaclk) is. Tarih deeri olan eski eyalar alp satma ii. antikalk, - [antika-lk] (anti'kalk) is. 1. Antika ol ma durumu. 2. gnl. Yadrgatc ve tuhaf giyini ve davran; garabet; ucbelik. antikatot, -du [Fr. anticathode] is. fz . Basnc azal tlm elektrik tpnde katot nlarn durdurmak iin katot karsna konulmu metal levha, antikite, [Fr. antiquit] is. 1. Eski a. 2. gnl. ok

eski zamanlar. 3. Eski alardan kalan ve o alar hakknda bilgi edinmeyi salayan her trl eya; asar- atika. antikomnist, [Fr. anticommuniste] is. ve sf. 1. K o mnizm kart. 2. Komnizm aleyhtar ve dma n. antikomnizm, [Fr. anticommunisme] is. 1. Kom nizm kartl. 2. Komnizm aleyhtarl ve d manl. antikor, [Fr. anticorps] is. tp. Vcuda giren antijen bir maddeye tepki olarak lenfositler tarafndan re tilen ve bu antijen madde ile birleerek onu etkisiz duruma getiren serum proteini (IgG, IgM, IgA, IgD, IgE). antilop, -bu [Yun. antholops / Lat. anthalopus > ng. antelope] is. zool. Derisinden krk yapmnda ya rarlanlan boynuzlugillerden gevi getiren pek ok tr bulunan ift toynakl memeli hayvan, (O yx g a z e l la). antiloplar, [antilop-lar] is. zool. Boynuzlugillerden pek ok tr bulunan kudu, ceylan, ats antilop, inek antilobu, boa antilobu, drt boynuzlu antilop, lcaama, keseli antilop, kaya antilobu, boz kr anti lobu, kara antilop, keseli antilop, cce antilop, addalcs ve orongo gibi hayvanlar, (A n tilopin ae). antimon, [Fr. antimoine] is. kim. Younluu 6.7, ar senie benzer, 630C de ergiyen, krlgan, mavimsi beyaz renkte kat bir element; sembol: Sb. antin, [Erme, ankin (deerli, kadn) / antn (oraya) [TETZE]] is. argo. 1. Arka kap. 2. Uygunsuz ka dn; orospu; fahie. 3. Lodos; gney rzgr. 4. Es rar; afyon. antinlemek, [antin-le-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i) -y o r] a r go. 1. Birisini soymak. 2. almak, antinomi, [Yun. anti (kart) + nomos (yasa) > Fr. antinomie) is. 1. ki dnce, iki prensip veya iki nerme arasndaki belirgin eliki; atma; atk. 2. huk. ki yasa ya da bir yasann iki maddesi ara sndaki eliki, antipati, [Yun. anti (kart) + pathos (duygu) > Fr. antipathie] is. 1. Birine veya bir nesneye kar be lirli bir sebep olmakszn igdsel olarak duyulan sevmezlik; kar duygu; nefret. 2. Uyumazlk, so ukluk, iticilik. antipatik, -i [Fr. antipatique] sf. Sevimsiz, souk, itici, antipatik bulmak, Sevim siz ve itici b u l m ak ; kan kaynam am ak. antipropaganda, [Fr. antipropagande] is. Rakip tara fn propagandasn etkisiz klacak propaganda; kar propaganda, antirom an, [Fr. antiromane] is. ed. Romandaki olay, kahraman ve ruh tahlilleri gibi geleneksel elere yer verilmeden allm romana tepki olarak insa nolunun kavray ve yorumu dnda sama bir dnyay ele alan yeni roman anlay; aykr roman.

ant

I C

S 0 M

antisemit, [Fr. antismite] is. Yahudilere kar olan; Yahudi dman, antisemitist, [Fr. antismitiste] sf. Yahudilere kar olmay savunan, antisemitizm, [Fr. antismitisme] is. Yahudi d manl; Yahudileri tecrit etme taraftarl, antisepsi, [Yun. anti (kar) + sepsis (kokum a) > Fr. antisepsie] is. Hastalk yapc mikroplara ve enfek siyonlara kar koruma ve mikroplar yok etme me totlarnn tm, antiseptik, -i [Fr. antiseptique] is. ve sf. Enfeksiyo na yol aacak mikroplar yok etmeye ve enfeksiyo nu nlemeye yarayan ila ve tedbirler; def-i taaffn. antiserum, [Fr. antisrum] is. Enfeksiyon yapan mikroplara ve zehirli maddelere kar antikor ta yan kan serumu; baklk serumu, antisiklon, [Fr. anticyclone] is. Yksek basnl at mosfer ktlesi; yksek basn alan, antiam br, [t. ante (n) + camera (oda) > Fr. anti chambre] is. Bekleme odas; hol. antitez, [Fr. antithse] is. Bir konuya k yolu arar ken birinin savunduu fikre kar savunulan baka bir fikir; kar gr; kar dnce; kar sav; nakiz-i mddea. antitoksin, [Fr. antitohine] is. biy. Vcuda giren ze hirle birleerek onu etkisiz hle getirmek iin orga nizma tarafndan hazrlanan antikorlar, antivirs, [Fr. antivirus] is. Bir virsn remesine engel olan madde, antlama, [and > ant-la--ma] is. 1. Antlamak ii. 2. Karlkl ant verme ii; ahitleme. 3. ki ve daha ok devletin aralarnda saldrmazlk, savunma, eko nomik vb. alanlarda yaptklar i birlii szlemesi; muahede. antlam ak, [and > ant-la--mak] ite, f . [ -ir ] (ki ve daha ok kii, grup ve devlet iin) aralarnda bir i iin karlkl sz vererek ykmllk altna gir mek; muahede yapmak; ahitlemek, antl, [ant-l] sf. Ant imi olan; yeminli, ff antl ada, K an kardei. antlg, [ant-l] {eTj sf. Antl; ant ile bal. [ETY] anth, [ant-l] {eT} sf. Birine yeminle balanm olan [Miihenn] antologya, [Yun. anthos (iek) + legein (sem ek) > anthologia] is. - * antoloji antoloji, [Yun. anthos (iek) + legein (sem ek) > anthologia > Fr. anthologie] is. airlerin, yazarla rn, bestecilerin seme eserlerinden meydana gel mi derleme. an trak t, [Fr. entracte] is. 1. Perde aras. 2. Tiyatro ve benzeri sahne sanatlarnda iki perde arasnda geen zaman; ara; fasl. 3. gnl. ki alma devresi ara sndaki dinlenme; ara.

an tran , [ol (o) > an > an-t-ra-n] {eT} zf. Oradan; bsbtn. [Gabain] antrasit, [Fr. anthracite] is. inde ok az uucu madde bulunan, ksa ve soluk alevle yanan yksek kalorili kmr, antre, [Fr. entr] is. 1. Giri. 2. Bir binaya veya dai reye giri iin ayrlm yer; giri. 3. Bir tiyatro, si nema gibi para ile girilen yerlere denen para. 4 . Oyuncularn sahneye girii veya girdikleri an. antrenm an, [Fr. entranement] is. Bir sporcunun kar lamadan nce yapt hazrlayc almalar; id man; egzersiz. S antrenm an yapm ak, K a rlam a n cesi h a zrlk a lm a s yapm ak. antrenm anl, [antrenma-l] sf. 1. Spor karlamas iin gerekli hazrlk almasn yapm. 2. Her za man hazr, alkn, an tren r, [Fr. antraneur] is. Bir sporcuyu veya ta km dzenli ve kademeli altrmalarla karlama ya hazrlayan, yetitiren spor retmeni, antrenrlk, - [antrenr-lk] is. Antrenrn yap t i ve meslei, antrepo, [Fr. entrpt]. 1. Ticar mallarn konulduu, korunduu depo. 2. thal eyalarn gmrk ilemle rinin yaplmas iin geici olarak konulan depo; gmrk deposu, antrepocu, [antrepo-cu] is. 1. Antrepo ileten. 2. De polanm mallar korumakla grevli kimse. 3. Dev let tekelinde bulunan mallarn satyla grevli kimse. antrepoculuk, -u [antrepo-cu-luk] is. Antrepo ilet mecilii veya ii. antrigoz, [Yun. antikriazo] ant'rigoz) is. Suyu ltr ma. antrkot, [Fr. entrcte] (antr'kot) is. Srn iki krek arasnda kalan srt blmnden karlan ve kemi inden ayrlm et. antrok, [Fr. antrok] is. Derisi dikenlilerden deniz la lelerinin saplarn oluturan kalsiyum karbonat bi leenlerinin oluturduu triyas devri fosilleri, antropoit, -di [Fr. anthropode] sf. 1. nsans. 2. n sana benzeyen, yz insan andran. S antropoit maymun, Yz biim i, kuyruunun olm ay g ib i an a to m ik y a p s itibariyle insana o k benzeyen j e o lo jik devirlerin nc zam an sonu ile drdnc zam an ba la rn d a n fo s ille r i kalm olan insan a en y a kn hayvan. antropoitler, [anropoit-ler] is. Bugn drt rnei kalm bulunan Borneo orangutan; Gine empan zesi; Gabon gorili ve Hint ebeinin tekil ettii in sans maymunlar, antropolog, -u [Fr. antropologue] is. nsan bilimi uzman. antropoloji, [Fr. antropologie] is. nsann kkenini, geirdii gelime srecini, biyolojik ve fizik zel-

I R

. 265

ANZ anungn, [anun+u-iin > anunn O j^ y T ] {eAT} zf. Onun iin. anungdugn, [anun+ i-dm jt jj & l ] {eAT} zf. Onun olduunu anungUn, [ol (o) anungdugn, [ol

lklerini, toplumsal ve kltrel ynlerini inceleyen bilim dal; insan bilimi; beeriy at. antropolojik, -i [Fr. antropologiuque] sf. Antropo loji ile ilgili; insan bilimi ile ilgili, antropomorfizm, [Fr. anthropomorphisme] is. fe l. 1. nsan duygularn, tutkularn, dncelerini ve davranlarn Tanrlara da mal etme eklinde orta ya kan sapk eilim; insan biim cilik; mebbihe. 2. Tanrlarn insan eklinde tasvir edilmesi, antroposantrizm, [Fr. anthropocentrisme] is. nsan evrenin m erkezi. sayan, dier yaratklarn sadece insanlar iin yaratldn savunan felsef akm; in san iincilik. antropozoik, -i [Fr. anthropozoque] sf. nsann ortaya kmas ile ilgili. S antropozoik devir, Je o lo jik d ev irlerd en insann ilk d e fa o rtay a kt zaman. antrparantez,[Fr. entre parenthse] ( a nt'rparantez) zf. 1. Parantez aarak. 2. Asl konu ile ilgisi olma makla birlikte hatra gelmiken; bu arada, antsz, [ant-sz] {eT} sf. Ant ile bal olmayan. [ETY] antula, [? antula] {az} is. Ate yakmak iin hazrla nan odunlarn ortaya konulan. [DS] Anu, [Smer, anu] is. Smerlerde gk tanrsnn ad. anud, [Ar. ind > and jj^p] (anu.d) {OsT} sf. 1. B ir eyi kabul etmeyen. 2. nat ve dik kafal. 3. Ayak direyici. 4. zf. natla, anudane, [Ar. and + Far. -ne {OsT} zf. nat bir ekilde, anudara, [Sansk. anuttara] {eT} is. Burkan. [EUTS] anuk, [an-mak > anu-k] {eT} sf. 1. Hazr; mevcut; var; {az} (aym). [DLT] [EUTS] [Gabain] [DS] 2. Ha zrlk. [Gabain] [EUTS] [DLT] anuklamak, [anuk-l-mak & {eT} gsz. f i [ - r ] 1. Hazr bulunmak. [DLT] 2. {eAT} {az} gl. fi. Hazr lamak. [DS] anukluk, -u [anuk-luk] {eT} is. 1. Hazrlanma; hazrlk. [DLT] 2. {az} Kabiliyet; istidat. [DS] anule, [Fr. annuler] sf. Geirsiz; hkmsz. S anule etmek, H kmsz klm ak; g e e rs iz say m ak; iptal etmek. anumak, [an--mak] {eT} gl. fi. [- r ] Hazrlanmak. [DLT] anum, [anum] {eT } is. Czam hastal. [DLT] anun, [Ar. ann O j^] (anw.n) {OsT} sf. 1. Kavgac. 2. syanc. anung, [ol (o) > an-un iljT] (anun) {eAT} zm. 1. Tek lik nc kii zamirinin ilgi hli; onun. 2. Onun iin. S anun dirisi olmak, {eAT} Onun sa y esin d e yaam ak. | anun m ? {eAT} Onun iin mi?\\ anun | ucundan, {eAT} Onun yznden; o s e b e p le .| anun | zere, {eAT} Onun stne.
43

> an-un+u-n (o)

jiT] (anunn)

{eAT} zf. Onun iin, > an > an-un+i-dum (anundun) {eAT} zf. Onun olduunu, anunm ak, [anu-n-mak] {eT} d n l.f. [-u r ] Hazrlan mak; hazr olmak. [Gabain] [DLT] [EUTS] [Ylaek] anur, [t onore] {az} is. Onur; kibir. [DS] A nurat, [Sansk. anurdh] {eT} z. is. B ir yldzn ad. [EUTS] A nurd, [Sansk. anurdh] {eT} z. is.-* Anurat. anutgan, [anu-t-an] {eT} s f Daima hazrlkl olan; hazrlanan. [DLT] anutm ak, [anu-t-mak] {eT} gl. fi. [-u r] Hazrlamak. [DLT] [EUTS] anutulm ak, [anu-t-ul-mak] {eT} e d il.fi [-u r ] Hazrla tlmak. [EUTS] anri, [Yun. an (yok) + uron (sidik) > Fr. anurie] is. tp. drar kesilmesi, ans, [Fr. anus] (a'ns) is. anat. Sindirim kanalnn darya alan son ksm; makat; er. S ans yzgeci, B a lk la r d a ans b lg esin d eki tek yzge. anvant, [Sansk. anbant] {eT} is. Sebep; illet; esas; te mel. [EUTS] anve, [Ar. anve y*\ {OsT} is. 1. Zor; zorlama. 2. Kuvvet. anveten, [Ar. anveten y * ] (a n v e ten) {OsT} zf. Zor lama ile; kuvvet kullanarak. S {OsT} S a v a la alm ak. akkat. anyg, [ang- > any-] {eT} {eT} sf. 1. Kt; fena. [EUTS] [ETY] 2. Pek; ok. [ETY] 3. is. Fenalk; k tlk. anyon, [Fr.anion] is. 1. N egatif elektrikle ykl iyon; eksin. 2. Elektroliz olaynda anoda doru hareket eden iyonlar. S1 anyon deimesi, kim. A nyonlarn kil m in erallerin d eki O H gru plarn n y erin i alm as. anzak, [ng. ANZAC (A stralia a n d N ew Z ea lan d Army C orps) is. ksalt. Birinci Dnya Savamda zellikle anakkalede ngilizlerle birlikte savaan AvustralyalI ve Yeni ZelandalI asker birlikler, anzarot, [Far. / Ar. anzert] is. bot. 1. Scak lke lerde yetien kitre elde edilen sar iekli, dikenli ok yllk bir bitki; geven, (A stragalus sa r c o c o lla ). 2. Bu bitkinin saplarndan elde edilen zamk; kitre. 3. a rg o . Rak. 4. {az} Rak ve benzeri alkoll iki ler. [DS] anveten fetih,

Gjap] (an u :d a:n e)

anye, [Ar. anye < x& {OsT} is. Glk; zorluk; m e u ]

ANZ anzavur, [Gre, aznauri > aznavur] {az} sf. Kinci; gaddar; azgn. [DS] aort, [Yun. aorte (dam ar) > Fr. aorte] is. anat. Kal bin sol karncndan karak temiz kan vcudun her tarafna gtren atardamarlarn balangc olan byk damar; ana atardamar. S a o rt az, Aortu kalbin s o l k arn c n a birletiren d elik .| ao rt deli | i, A ort a z .| a o rt sistemi, A orttan kan ve vcu | d a yaylan d am arlarn tiim. ap 1, [ab /ap (yans.)] is. 1. Dzensiz adm atma, sen deleme, emekleme, imanlktan yryememe du rumlarn bildiren kk. ap -a-la-m ak, a p -l ap-l, apu-la-m ak. 2. Hafif vurma veya patrtl hareketleri anlatan kk. a p -r zp-r, a p -l hop-l. ap2, [ap / hap (yans.)] is. Haprma sesini belirten kk. ap--r-k. apJ, [ap] {eT} e. Olumsuzluk bildiren edat; her ne ka dar; gerek; ister. [DLT] [EUTS] S ap... ap..., {eT} H em ... hem ... [Gabain]|| ap bu ap ol, {eT} N e b ne o. [DLT]

fll M I U K C E S ZLK.
apalaca, [a(p)+a/laca] (a 'p a laca ) {az} sf. Alacal bulacal. [DS] ap alak 1, - [Yun. pallakin jU>T] sf. 1. (Kucak ocu u iin) iri, grbz ve tombul. 2. {az} ri, tombul yzl; ablak. [DS] 3. is. {eAT} Tyleri tam kma m ku yavrusu; tysz palaz. 4. {az} Yeni emek lemeye balam ocuk. [DS] 5. {az} Ay yavrusu. [DS] 6. jaz} Kpek yavrusu. [DS] S apalak topa lak, ri, grb z ve yz yuvarlak, sevim li (ocuk). apalak2, - [Yun. apalak] {az} is. 1. idem i ei. 2. Kuvvetli, gr fidan. 3. Biraz bym ekin. [DS] apalaklanm ak, [apa-la-k-la-n-mak] {a a } dnl. f . [r] Gelimek; serpilmek. [DS] apalam a, [ap (yans.) > apa-la-ma] {az} is. Apalamak ii. [DS] S apalam a av, Yerde s r nerek y a p la n b ir a v eidi.

apalam ak, [ap (yans.) > ap-a (yrm esi g erekti i h ld e yryem eyen ocu k) > apa-la-mak] {az} gsz. f i [- r ] [-l()-y o r] 1. Sendelemek. 2. Bacaklar a p a 1, [apa] is. 1. Ata; dede; cet. [ETY] 2. Ana. [DLT] gere gere, ayrarak yrmek. 3. Sallanarak, sende 3 . Byk; yksek; eslaf [Gabain] [ETY] 4. (Unvan leyerek yrmek. 4. (At iin) drtnala srayarak iin) byk. [Tekin] 5. Abla; byk kz karde. [Ekomak. 5. Srnmek. [DS] UTS] [Gabain] [ETY] 6. {az} Aabey. [DS] apalavi, [Yun. apolavi] {az} is. 1. Devam edilecek apa2, [ap (yans.) > ap-a] {az} sf. 1. (ocuk iin) y iin brakld yer. 2. Bir ite takip edilen sra. [DS] rmesi gerektii hlde henz yryemeyen. 2. Sa apam , [ap+am (im di)] {eT} zf. 1. imdi. [Gabain] 2. r; dilsiz. 3. Aptal. [DS] e. Eer; ayet. [EUTS] ap acer, [a(p)+a/cer] (a'pacer) {az} pekt. s f Yep apan, [ap (yans.) > ap-an] {az} sf. Tutarsz. [DS] S yeni; ok yeni. [DS] apan apan, {az} Yava y a v a ; a r ar. [D S]|| apac, [a(p)+a/c] (a'pac) p ekt. sf. ok ac. apan sapan, {az} Yalan yanl. [DS] apak, - [a(p)+a/k] (a'pak) pekt. sf. 1. ok a- apandi, [Yun. apandi (bulum a)] {az} is. 1. Dn k. 2. {az} rlplak. [DS] lerde, elencelerde alman bahi. 2. Gelin almaya apaklk, - [apak-lk] is. Apak olma durumu. ap ak 1, - [a(p)+a/k] (a'pak) {eT} p ekt. s f 1. Ak ak; bembeyaz; ok ak. [Mhenn] 2. {az} Gzel; iyi. [DS] apak2, - [ap (yans.) > abuk ?] {az} sf. Sama. [DS] fi1 apak sapak, A buk sabuk. apak , - [Yun. pallakin] {az} sf. Tombul; grbz; sevimli. [DS] apakl, [a(p)+a/k-l] (a a k l) {az} p ekt. .sf. So p luk kl rengi. [DS] a p a l1 [a(p)+a/l] {az} p ekt. sf. Kpkrmz. [DS] , apal2, [ap (yans.) ap-al / Yun. pallakin ?] {az} sf. 1. Tombul; grbz; sevimli. 2. ri; byk. [DS] apalJ, [ap (yans.) > ap-al] 1. Dzensiz adm atma, sendeleme, emekleme, imanlktan yryememe durumlarn bildiren yansmal gvde. 2. zf. {az} (Yrmek iin) glkle. [DS] S1 apal apal, {az} Yava y a v a ; a r ar. [DS]|j apal topal, A r a k sak. apala, [Yun. apalo (a rp a ekm ei)] {az} is. 1. Ekmek ufa. 2. ocuklara datlmak zere, bayramlarda yaplan yal rek. [DS] gelenlere verilen ekmek. [DS] apandis, [Fr. appendice] is. 1. Kendinden daha b yk bir organa ekli kk, dar ve uzun para. 2. gnl. Kr barsak ile ince barsak balantsnn 23 cm. kadar altnda, 4-8 mm. apnda ve yaklak 8 cm. uzunluunda ii lenfoit doku ile kapl knt, apandisit, [Fr. appendicite] is. tp. Kr barsak apandisinin iltihaplanmas. S apandisitini almak, arg o. B irisin i karnndan baklam ak. apangsna, [a(p)-a/nsn-a ^jT] ( a an sn a) p {eAT} zf. Birdenbire; apansz, apangszda, [a(p)-a/nsz-da {eAT} zf. -* apangsuzda. apangsuzda, [a(p)-a/nsuz-da oij-J i_j'] (o an su zda) p {eAT} zf. Birdenbire; anszn; apanszn, apanlam ak, [ap (yans.) > ap-al-la-mak / apanla-mak / apanna-malc] {az} gsz. f i [ - r ] [-l()-y o r] Geni adm atmak. [DS] apansz, [a(p)+a/nsz] (a'pansz) pekt. zf. Hi bek lenmedik bir anda; pek ansz; anszn; birdenbire; {az} (ayn). [DS] l_jI] (a'pahszda)

l I C

.267

APE ap artu na, [Lat. apertura (yark)] {az} is. Ceketlerin kol azlarna geirilen azlk. [DS] apas, [Erme, aps] {az} is. -* apaz. [DS] apa1, [Amer. yeri. d. Apacheden] is. Her an bir k tlk yapmaya hazr, byk ehir serserisi; kaba day; klhanbeyi; hayta; ipsiz. apa2, [Yun. apohi] is. dnz. Snger avclarnn tad torba. apaikr, [a(p)+a/ikr] (a a:ik:r) zf. Bsbtn p belli; apak. apaikre, [a(p)+a/ikre] ( a a.ik.re) zf. -* p apaikr. apati, [Yun. apateia > Fr. apathie] ( a ati) is. 1. lgi p sizlik. 2. Heyecanszlk. apatit, [Fr. apatite] is. mi. Pskrk kayalarn ya psnda bulunan flor, klor gibi elementler ieren kalsiyum fosfat, apatrid, [Yun. a-patris] sf. Vatansz, apayaz, [a(p)+a/yaz] (a ayaz) pekt. sf. Pek ayaz; p ok souk. apaydn, [a(p)+a/ydm] (a'paydn) pekt. sf. ok ay dnlk olan. apaydnlk, - [a(p)+a/ydm-lk] (a'paydmhk) pekt. sf. ok aydnlk, gnlk gnelik, apaykr, [a(p)+a/ykn] (a'paykr) pekt. sf. Bsb tn aykr; tam tamna ters, apaykrlk, - [a(p)+a/ykr-lk] (a'paykrlk) pekt. is. Bsbtn aykr olu, apayr, [a(p)+a/yr] (a'payr) pekt. sf. 1. ok dei ik, ok farkl. 2. Ayrld noktalar ok fazla olan; bambaka. apaz, [Erme, apas] is. 1. Avu. 2. argo. Ele geiril mi; ganimet. 3. sf. Avu dolusu; hapaz. apazlam a, [apaz-la-ma] is. 1. Apazlamak ii. 2. dnz. Yelkenli gemilerde, gemi omurgasna 4 5 lik a ile pupa ve orsa arasnda esen rzgr. S apazlam a gitme, B ir yelkenlinin rzgr yandan alm ak sure tiyle seyretmesi; serbest seyir .| apazlam a seyir, |

apanszn, [a(p)+a/nsiz-m] (a'pansizin) pekt. zf. Hi beklenmedik bir anda; pek ansz; anszn, apappak, - [a(p)+a/ppak] {az} pekt. sf. 1. Bem beyaz. 2. Tertemiz. [DS] Apar, [Avar] {eT} z. is. Avar. [EUTS] [Tekin] a p ar1 [apar-mak > ap-ar] z f Alp kaarak. S ap ar , topar, 1. Tela ve acele ile; arabuk. 2. Zorla, y a ka paa.\\ ap ar top ar etmek, /. K argaalk ve g

rlt iinde toparlanmak. 2. Yaka p a a edilerek gtrlmek. apar2, [Fr. part] is. tiy. Bir oyuncunun, oyun gerei
dier oyunculardan gizli olarak syledii kabul edilen szler. aparat, [Alm. apparat] is. eitli paralar olan alet; aygt; cihaz; dzenek, aparey, [Fr. appareil] is. eitli paralar olan alet; aygt; cihaz; dzenek, aparc, [apar-mak > apar-c] {az} sf. (Kii iin) ufak tefek eyler alan; hrsz. [DS] apark, - [a(p)+a/rk] (a ark) {az} sf. ok zayf; p incecik. [DS] aparkat, [ng. uppercut] is. spor. Boks manda dirsekleri bkerek aadan yukarya doru vuru, aparm a, [apar-ma] is. 1. Arma, alma. 2. ed. Bir eserden byk bir blm alma; intihal. 3. Taklit eser. 4. sf. (Para, blm iin) bir eserden alnm, aparmaduh, [apar-ma-duh ^-ljjT] { eATj sf. Yama edilmemi; alnp gtrlmemi. aparm ak1, [ap-ar-mak 4j / J*_>UT] gl. f i [-

r] [OsT. -ur] 1. Alp gtrmek; gtrmek; alp kamak; {eAT} {az} (ayn). [DS] Geme namert kprsnden, ko aparsn su seni, / Sinm e tilki gl gesinde, ko yesin arslan seni. Kanun 2. Armak; almak; habersiz gtrmek; gizlice almak, {az} (ayn) [DS] 3. {az} Getirmek. [DS] 4. {az} Almak. [DS] 5. {az} Tutmak. [DS] 6. {az} Kaldrmak.
[DS]

aparmak2, [a(p)+a/r-mak] {az} gl. f . [-r] Yka mak; temizlemek. [DS] aparmakJ, [abar-mak] {az} g sz.f. [-r] Kabarmak. [DS] apart, [Fr. apart] zf. 1. inden konuurmu gibi. 2. tiy. Tiyatroda bir oyuncunun dier oyunculara du yurmadan iinden sylenirmi gibi yaparak seyirci lere duyurduu szler, apartmak, [apar-mak > apar-t-mak] {az} gl. f i [r] 1. Gtrmek. 2. almak; armak; habersiz g trmek; gizlice almak. 3. Alp kamak. 4. Kaldr mak. 5. Aldatmak; kandrmak. 6. aldrtmak. 7. Y ama etmek. 8. Oburca yemek yemek; attrmak. 9. Bir ii baar ile yapmak; becermek. 10. Kendi karma almak; el altndan i yapmak. 11. Vaz geirmek; caydrmak. [DS] apartman, [Fr. appartement] is. Ayn yap iinde ay r ve bamsz blmlerden oluan ok katl konut.

Bir yelkenlinin rzgr yandan almak suretiyle sey retmesi; serbest seyir. apazlam ak, [apaz-la-mak] gl. f i [-r] [-l()-yor] 1.
Avulaak; avcunu doldurmak; avu dolusu al mak. 2. argo. Zorla elde etmek, yakalamak. 3. dnz. (Yelken iin) rzgrla dolmak. 4. dnz. (Gemi iin) bordadan esen rzgr ile yava yava gitmek. 5. {az} Hafif yalpalamak. [DS] 6. {az} Hrpalamak; bomak. [DS] apalam ak, [ap (yans.) > ap-a-la-mak] {az} gl. f. [-r] [-l()-yor] 1. Dzensiz yrmek. 2. (Deve iin) srmak. [DS] apel, [Fr. appel] is. 1. Anonim ortaklklarda pay sa hiplerinden ve katlma taahhdnde bulunanlardan sermaye artrm iin yaplan deme ars. 2. K t oyunlarnda atlan bir ktla eine oynamasn istedii kd belirtme.

APE apepsi, [Yun. a (yok) + pepsis (sindirim )] is. Kt sindirim. apritif, [Lat. aperire (am ak) > Fr. apritif] is. Y e meklerden nce tuzlu erezlerle alman iki, apk, - [ap-k] {az} sf. 1. Ahmak; budala; sersem. 2. Tembel. 3. (Hayvan iin) doutan husyeleri ol mayan ya da karn iinde kalan. 4. (Kii iin) sakal l. [DS] S apk supuk, S am a sa p a n ; a b u k sabu k. aplamak, [ap-la-mak / apu-la-mak jj^ U ] (eAT) gl. f M Gnln ho etmek; okamak, apldak, - [ap-l-da-k] {az} sf. Fazla iman; etli. [DS] apldam ak, [ap-l-da-mak] {az} gsz. f. [-r ] [-d()y o r ] 1. Sendelemek. 2. arp kalmak; ok ar mak. [DS] apldatm ak, [ap-l-da-t-mak] {az} gl. f . [ - r ] Kan drmak; aldatmak. [DS] apldayk, - [ap-l-da-y-k] {az} sf. Yrmesini bilmeyen; dzgn yrmeyen. [DS] apr, [ap (yans.) > ap-r] sf. Sallanma, sarslma bildi ren yansmal gvde. S apr sapr, {az} S am a s a p a n ; g e li i g zel; ileri g e r i; b o sz. [D S]|| apr zpr, {az} Grlt; am ata. [DS] aprcak, - [yap-r-cak?] {az} is. Yeil kabuklu ce viz. [DS] aprcn, [ap-r-cm] {az}[ sf. 1. akn. 2. Telal. 3. Perian. 4. Becerikli; yiit; kahraman. DS] S aprcn etmek, {az} Vurgun yapm ak. [D S]|| aprcm gibi, ahin g ib i; a r a b u k .| aprcn km ak, {a | z} Yorucu b ir i yznden bitkin dm ek. [DS] ap1, [ap (yans.) > ap-] {az} sf. abuk; hzl. [DS] S ap kap etmek, {az} Y am a etm ek; k ap m ak. [DS] ap2, [eT. ab-mak (saklam ak) > ap-] is. Uyluun i taraf; iki bacak aras, fi1 ap ap, {az} (Yr m e biim i iin) b a c a k la r a a a a, yan yan. [D S]|| ap aras, ik i b a c a k a ra sn d a k alan ve le en uku runu alttan rten yu m u ak ksm. | ap arasnda | gezmek, Birinin y a kn n d a onu rahatsz ed ecek , b k tr a c a k e k ild e bulunmak, dolanmak.\\ apn am ak, B a ca k la rn birbirin den ayrm ak, y le oturmak. | ap kurm ak, {az} B a d a kurup otur | m ak ; apm ak. [D S]|| ap oturuu, B in icilikte atn zerin de n e d oru e ile r e k btn arl n a p n a v er ere k oturm ak. apak, - [ap-ak J - i J ] sf. 1. Doutan bacaklar birbirinden ayrk fakat ayaklar birbirine yakn du racak ekilde eri olan; apk; {eAT} (ayn) apak. 2. Yorgunluktan kuyruunu bacaklarnn arasna kstrarak giden. 3. m ec. ok yorulmu (kimse). 4. m ec. aresiz kalm. 5. {az} Bacaklarn aarak yryen; ayrk bacakl. [DS] 6. {az} (Yrme bi imi iin) yan yan, bacaklarm aa aa. [DS] 7. {az} Beceriksiz; tembel; ar kanl. [DS] 8. {az}

MT C S Z. M E L K
is. Tarla kenarlarna it yerine konulan atall am aac. [DS] apk, - [ap-k j - J ] {eAT} sf. 1. Apak. 2. {az} Yorgun. [DS] 3. {az} Gsz. [DS] 4. {az} a kn. [DS] apklk, - [ap-k-lk] {eAT} is. Ayaklar birbirine yakn fakat bacaklar ak olacak biimde eri olma durumu. aplamak, [ap-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()y o r ] 1. Duraklamak. 2. Bacaklar ayrmak. 3. Geni ve hzl admlarla yrmek. 4. Admlamak. 5. Ba da kurup oturmak. 6. Avu dolusu almak; avulamak. [DS] S aplaya aplaya, {az} (Yrme iin) yan yan a, b a c a k la r a a a a . [DS] aplatmak, [ap-la-t-mak] {az} gl. f . [-r ] Y or gunluktan bacaklarn atrmak; bacaklarn ayr mak. [DS] apbk, - [ap-lk] is. Pantolon, klot vb. eylerin bacak aralarna konulan ara para; a. apm a, [ap-ma] is. Apmak ii. apm ak1, [ap-mak / J ^ J ] gsz. f . [-r ] 1.

(Hayvan iin) yorgunluktan veya gszlkten ayaklarm aarak olduu yere kvermek. 2. Ba caklarn aarak yere melmek. 3. {eAT} Apn amak. 4. m ec. Ylgnlktan, yorgunluktan balad ii bitirmekten aciz kalmak; ne yapacan bile memek; armak; {az} (ayn). [DS] 5. aknlktan syleyecek sz bulamamak. 6. {az} Bacaklar ay rarak durmak veya oturmak. [DS] 7. {az} Birinin srtna binmek. [DS] 8. {az} Yorgunluktan bacak lar tutulmak; yryememek. [DS] 9. {az} Bada kurup oturmak. [DS] 10. {az} Atlamak. [DS] 11. {az} m ec. Yola gelmek; direnmekten vazgemek; yumuamak. [DS] 12. {az} Ayrlmak; uzaklamak. [DS] S app kalm ak, arm ak. apm ak2, [yap--mak] {az} d n l.f. [-r] Tutmak; tutunmak. [DS] apt, [ap--t] {az} is. Sacaya. [DS] aptrm a, [ap-tr-ma] is. Aptrmak ii. aptrm ak, [ap-tr-mak] gl. f . [ -r ] 1. Hayvan kp kalacak kadar ok yormak veya ok ykle mek. 2. dnz. Bata bulunan iki demiri uygun ada atarak geminin dnmeden kalmasn salamak. 3. m ec. Yldrmak. 4. m ec. Ne yapacan bilemez du ruma getirtmek; artmak. 5. {az} Srta almak; bindirmek. [DS] 6. {az} Oturtmak. [DS] apiko, [t. a pico] (api'ko) is. 1. dnz. Geminin demi rinin zincir boluunu alarak demir almaya hazr olduu an. 2. sf. Bir ey yapmaya hazr. 4. sf. Gz pek, atlgan, evik, tetik. 3. a rg o. Giyimi kuam dzgn; k; derli toplu. 4. argo. evik; tetik; hazr; tetikte, fi1 apiko beklemek, H erh a n g i bir ie b a la m a k iin h e r an h azr olm ak.

O m ffS M .269
apkn1, [ap-km] faz} sf. Aklsz; serseri; delidolu. [DS] apkn sapkn, A klsz; s e r s e r i; delidolu. apkn2, [Erme, albn => ahbun] {az} is. Gbre. [DS] aplak, - [ap-la-k ?] {az} sf. 1. Parlak ve krpe. 2. Tembel. 3. Budala; akn. [DS] aplamak, [at-la-mak / ap-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [~l()-yor] 1. Atlamak. 2. kmak; trmanmak. 3. Davranmak. [DS] aplan, [aplan] {eT} is. Bir tr fare. [DLT] aplanga, -c [at-la-n-ga / apla-n-ga / apla-n-g] {az} is. 1. Suyun atlayarak geilebilen yeri. 2. Kpr. [DS] aplang, -c [atla-n-g / apla-n-g] {az} is. Evle rin nnde, tahtalarn aralkl aklmas ile yaplm basit kap. [DS] aplik, -i [Fr. applique] is. Duvara aslan genellikle tavan avizesinin tamamlaycs ve paras olan iki eli lamba. aplikasyon, [Fr. application] is. Bir dantel veya kumam bir baka kuma zerine uygulanmas, aplike, [Fr. appliquer] is. Bir kumatan kesilmi e killerin bir baka kuma zerine sarma veya fisto ile ilenmi hli. apo1, [?apo] {az} sf. 1. Serseri; aptal. 2. is. Sr; zellikle inek. [DS] apo2, [aba / abo] {az} is. 1. Abla. 2. (o cu k d.) Y e mek; mama. [DS] apokaliptik, -i [Fr. appocalyptique] is. Anlalmaz, kapal sz veya yaz, apokrif, [Fr. apocryphe] sf. 1. Kayna gizli. 2. Doruluundan veya aslna uygunluundan phe edilen. 3. Gvenilmeyen. 0 apokrif metin, H ristiyanlkta ku tsal m etin lere z e n ile rek A llah 'm k e lamym g ib i k a lem e a lm an a n c a k doruluu na gvenilm edii iin A hd-i A tik ve A hd-i C edit e a ln mayan m etinler. apoks, [Yun. apoksino] {az} is. Eski demir aletleri dverek dzeltme ilemi. [DS] apokurya, [Yun. apo- (-den u z aklaarak) + krias (et) > apokria] is. Rumlarn karnaval, apolet, [Fr. paule (omuz) + -ette (klm e eki) > (omuzcuk)] is. as. Subay niformalarnn omuz ks mna taklan ynl, ipek veya srmadan yaplm zerinde rtbe iaretleri bulunan kuma paras, fi1 apolet kazanm ak, R tbesi artm ak. | apoletleri s | klmek, B ir su s e b e b iy le r tbe indirm e veya a s kerlikten k a rm a cez a s alm ak. . apolitik, -i [Fr. apolitique] sf. Politikadan ve politik konulardan uzak duran; politikayla ilgilenmeyen, apolog, [Yun. apologos (hikye) > Fr. apologue] is. Ahlaki bir sonula biten manzum ya da nesir hik ye. aport, [Fr. apporte] (a'port) nl. Av veya kendisine gsterilen bir nesneyi yakalayp getirmesi iin k

APR pee verilen "Getir!" emri. S aport etmek, argo. B ir ey i kap p getirm ek. aposkal, -li [Yun. aposkalin] {az} is. 1. lk yapla cak i. 2. Bir iin balang noktas. 3. Balanm i. 4. Tarlada, srlen yer ile srlmeyen yer ara sndaki snr. [DS] aposteriori, [Lat. aposteriori] (aposterio'ri) zf. f e l . 1. En sonu. 2. (Ortaya k iin) deney sonucunda; sonsal; bdi. 3. Sonutan sebebi karma ilemi, apoi, [Yun. apohi] is. Az yuvarlak, telden yaplma torba gibi byk gzl a; apa, apotr, [Fr. optre] is. Havari. ap pak 1, - [app+a/k J^T] {eAT} {az}] pekt. sf. 1. Bembeyaz. 2. is. St, yourt vb. rnler. [DS] appak , - [? appak] {az} is. Diilik organ; fer. [DS] appazlam ak, [Erme, apaz > ap(p)az-la-mak] {az} g l.f. [- r ] [-l()-y o r] Kapmak; srmak. [DS] appertleme, [Nicolas Appert (F ran sz a ) > appartle-me] is. Yiyecek maddelerini sk kapatlm kap larda starak bozulmasn nleme yntemi; kon serve etme. ap rak , - [apra-k ?] {az} sf. 1. a. 2. Eri. [DS] apraksi, [Yun. a (yok) + praksis ( eylem ) > Fr. apraxie] is. 1. Eylemsizlik. 2. tp. Kaslarda ve zekda bir bozukluk olmad hlde el, kol vb. hareketler ile szleri ve ekilleri yerli yerinde kullanamama, eyalar tand hlde nasl ve nerede kullanaca n bilememe eklinde beliren hastalk; ilev yitimi, ap ram ak , [apra-mak] {az} dnl. f . [~rj [-r()-y or] Kendini kollamak; korunmak. [DS] apranm ak, [apra-n-mak] {az} dnl. f . [ -r ] Geli mek; bymek. [DS] ap raz1, [apra-z] {az} sf. 1. (Hayvan iin) doutan ksr; yavr vermeyen. 2. (Hayvan iin) hi yorul mayan. [DS] ap raz2, [Ar. br => apraz] {az}] is. Yzde bulu nan siyah lekeler. [DS] apre, [Fr. apprter (hazrlam ak) > apprt] is. tekst. 1. Kuma ve derinin kullanlaca yere gre temizle me, dzeltme ve parlatma gibi fabrikadan kma dan nce yaplan son ilemler. 2. Dokumaclkta ve boyaclllcta yzey doldurma ve cila olarak kulla nlan madde; dzgn, ff apre ileri, K itap ciltle m ede, dikiten n ce y a p la n n hazrlk. aprelem e, [apre-le-me] is. Kuma veya deri zerinde apre ilemlerini uygulama; dzgnleme. aprelemek, [apre-le-mek] gl. f . [-r ] Kuma ve de rinin fabrikadan kmadan nce kullanlaca yere uygun hle gelmesi iin temizleme, dzeltme ve parlatma gibi son ilemlerini yapmak; dzgnlemek. apreli, [apre-li] sf. Apre ilemi grm, aprelenmi, apresiz, [apre-siz] sf. Apre ilemi grmemi, apre lenmemi.

APR

I M IIM S M .

apriori, [Lat. a priori (n cekin den h a rek etle) > Fr. apriori] sf. Deneye dayanmayan, akl yoluyla bulu nup ortaya konulan; nsel, apron, [ng. apron] is. havc. Hava alanlarnda hangar ve binalarn nnde betonla kaplanm blm, apse, [Lat. abscessus (bozulm a) > Fr. abcs] is. 1. Bozulma; rme. 2. tp. Mikroplar tarafndan bir dokuda meydana getirilen akyuvar, l hcre ve mikrop karm irin ad verilen arl ve akntl birikintiler; ban, apseleme, [apse-le-me] is. Apseli hl alma, apselemek, [apse-le-mek] dnl. f i [-ir ] Apseli h le gelmi olmak; banlamak. apsent, [Fr. absinthe] is. Pelin otunun damtlmasyla elde edilen kokudan katlm sert bir iki, apsis, [Fr. abscisse] is. 1. ICesik izgi. 2. mat. Ynl bir doru paras zerindeki noktann balang noktasna gre cebirsel deeri. 3. Uzayda bir nok tann yerini bulmaya yarayan ana izgilerden yatay olan. apsm ar, [Sanslc. apasmra] {eTj is. Sara; tutark. [EUTS] apsol, -l [Yun. a- (olum suzluk eki) > psoli (erkeklik o rgan )] {az} sf. 1. Elinden herhangi bir i gelme yen; beceriksiz. 2. Aptal. [DS] apsonlam ak, [Far. efsun => apson-la-mak] {az1 , gl. f . [-r ] [-l(u )-y or] Okuyup flemek; afsunla mak. [DS] apsumati, [Yun. apsimadin] {az/] is. Ate yannca zerinde beliren ilk kl. [DS apsut, [Yun. ipsida => ispit > apsut] /az} is. Kan tekerleinin aa paralar; ispit. [DS] apak, - [ap-ak / apak ^ T ] {eATf {az} sf. 1. -* apak. 2. skele sehpas. [DS] apal, -li [Yun. a- (olum suzluk eki) > psoli (erkeklik organ )] {az} sf. - * apsol. [DS] aprnak, [ap / hap (yans.) > ap-r-malc] {az} g s z .f. [- ir ] Aksrmak; hapurmak. [DS] apuh, [ap (yans.) > ap-u / apuh (yans.)] is. Hap rma sesi. aptal, [Ar. bedel > abdl] sf. 1. Zeks yeterince gelimemi olan; ahmak; alk; bn. 2. {az} Grg sz; a gzl. [DS] 3. nl. Kmseme sz. S aptal aptal, A ptal g ib i; a p ta la ben z er ekilde.\\ ap tal baklas, {az} B ir tr bakla. [DS]|[ aptal sla tan , {az} in c e in ce y a a n yam u r; a h m a k slatan. [D S]|| aptal olmak, Z eksn y eterin ce kullan am az h le g elm ek ; a lk la m a k . | aptal otu, {az} Ya e s r a r otu. [D S]|| aptal ldren, {az} K iiiik y e il ren kli b ir tr y a b a n alc. [D S]|| aptal yerine kon mak, B ir eyden h a bersiz veya b ir ey i bilm ez, a n lam az sanlm ak. aptalca, [aptal-ca] sf. 1. Biraz aptal, aptala benzer. 2. (apta'lca) zf. Aptala yakr nitelikte, aptal gibi; ah maka; aptalcasna; bnce.

aptalcasna, [aptal-ca-s--n-a] (apta'lcasn a) zf. Ap tala yakr tarzda, aptal gibi; aptalca; ahmaka; bnce. aptallam a, [aptal-la--ma] is. Aptal hline dnme, aptallam ak, [aptal-la--mak] dnl. f i [ -r ] 1. Anla yamaz, kavrayamaz duruma gelmek. 2. Zeksn iletememek; alklamak; ahmaklamak; salakla mak. aptallatrm a, [aptal-la--tr-ma] is. Aptal hline ge tirme. aptallatrm ak, [aptal-la--tr-mak] gl. fi. [ -r ] Bir eyi anlayamaz, bilemez duruma getirmek; ahmak latrmak. aptallk, - [aptal-lk] is. 1. Anlay ktl; aptal olma durumu; geri zekllk; bnlk. 2. Aptal bir kimsenin nitelii. 0 aptallk etmek, A ptalca d a v ranm ak, a k lszlk etmek.\\ aptalla vurdurm ak, B ir ey i anlam azm , bilm ezm i g ib i grnm ek. apteriks, [Fr. aptryx] is. zool. Yeni Zelandada yaayan, trnn tek rnei kanatsz bir ku; kivi, aptes, [Far. b+dest] is. Abdest. fi1 aptesinde phe olm amak, 1. K en disin den em in o lm a k ; kendine gvenm ek. 2. K o rk u laca k, ek in e c ek b ir durum olmamak.\\ aptes tazelemek, Yeniden a b d es t alm a k .| | aptes verm ek, 1. A zarlam ak. 2. C ezalandrm ak. apteshane, [Far. b+dest-hne] is. Byk ve kk boaltm ihtiyacnn giderildii ve gerekli temizli in yapld yer, aralk; ayakyolu; hela; kenef; ku bur; memihane; tuvalet; W C; yznumara; hacet yeri. aptessiz, [abdes-siz] sf. 1. Abdestsiz. 2. m ec. Dou tan ahlaksz olduu kabul edilen; arsz; ekinmez; yrtk. S abtessiz yere basm am ak, D inin em ir ve y a sa k la r n a titizlikle uymak. aptiri, [ap (yans.) > ap-tir-i] {az} sf. "Sama sapan" konumay belirtmekte kullanlan "aptiri saptiri" sznde geer. [DS] apuk, -u [ab-uk / ap-uk Jjjl] {eAT} {az} is. Avurdu iirip parmakla vurarak ses karmak. [DS] apukurya, [Yun. abokria (etsiz)] is. Hristiyanlkta orutan nceki et kesimi yortusu, apul, [ab / ap (yans) > apul] is. Dzensiz adm atma, sendeleme, emekleme, imanlktan yryememe durumunu belirten yansmal gvde. S apul apul, K az ve r d e k le r ile tom bul ocu klarn yap t g ib i iki y a n a sa lla n a sa lla n a yrm ek; b a d i b a d i; p a y tak paytak. {eAT} (ayn)| apul apul yrm ek, {eAT} | ik i y a n a sa lla n a s a lla n a yrm ek. apulam ak, [ap (yans.) > ap-ul-a-mak JoIjjT] {eAT} gl. f i [- r ] Gnln ho etmek; okamak. S1 apulayu grm ek, {eAT} Olmamay a lk an lk edinm ek. apur, [Erme, apur / abur jjjJ] {eAT} {az} sf. Dank. [DS] S apur sapur, {eAT} K a rm ak ark; d an k; p erian .

0* 1 1 !

271

A RA

apurcn, [apar-mak > apur-cm] {az} is. Ekya; haydut. [DS] apuskal, [Yun. pasgolin] /azj is. Balanm bir iin yarda brakld yer. [DS] apuak, - [ap-u-ak] {atzjsf. -* apak. [DS] apuka, [ap-mak > apu-ka] {az} is. Avclarn tfeklerine dayanak yaptklar bir metre boyunda, aatan yaplm, alr kapanr bir tr sehpa. [DS] apumak, [ap-mak / apu-mak] {az} dnl. f i [ur] Birinin zerine ullanmak; aslmak. [DS] -ar-, [-r- / -ar- / -er- / -r- / -ir - / -ur- / -r-] {eT} {eAT} yap. e. 1. Fiillerden geili fiil yapan ek. {eT} {eAT} (ayn) kit-er-m ek (giderm ek) k-ar-m ak, k o p -a rmak, everm ek, ba a rm a k, onarm ak, {eT} sa r -arm ak (sararm ak). 2. {eAT} y a p e. simlerden geili ve geisiz fiiller tretir, a k > a -ar-m ak, boz-armak, bel-ir-m ek, ev-er-m ek, su v-ar-m ak. 3. Renk isimlerine gelerek bu renge dn kavram katan fiiller yapar: ya a rm ak , y e erm e k (ya-ar-m ak), a a rm a k (ak-ar-m ak), g e rm ek (gk-er-m ek). 4. Fiillerden geililik veya ettirgenlik kavram ta yan fiiller yapar: karm ak, g id erm ek (git-er-m ek), koparm ak. -a r1 [-ar / -er] ek. e. -* -r 1. {eAT} (ayn) , -ar2, [-r / -ar / -er / -r /'-ir / -ur / -r] {eT} {eAT} ek. e. -* -r 1. -ar3, [-r / -ar / -er / -ur / -r / -r / -ir / -maz / -mez] {eT} {eAT} y ap. e. - * -r2. -ar4, [-r / -ir / -r / -ur / -r / -ar / -er] {eT} y ap. e. -* r -ar5, [-ar / -er] {eAT} yap. e. Geni zaman ortac olan -an deeri ile kullanlr. "Ehl-i kizbir kelm uar (uan) s e r e gibidir. " Mevahibl-Flallak fMeratibl-Ahlak. -ar6, [-ar / -er / -()-er / -()-ar] yap. eki. 1. Saylardan ve say yerine geen isimlerden sfat treten ek. leme, paylama kavram katarak letirme say sfatlar yapar; {eT}(aym): a lta r (dilim), y e d i e r (gn), e lli e r (sayfa), b ir e r (elm a), ik ier (ekm ek), yzer (lira), bin er (altn). 2. "Az, o k kelimelerine gelerek zarflar yapar. -ar7, [-ar / -er] {eAT} y a p e. Gelecek zaman ortac acak anlamnda. S -a r olm ak, -a c a k olm ak. Ar, [Yun. argon (etkisiz)] ksalt, kim. Atom arl 39,94, atom numaras 18 olan, havann birleimin de yzde bir orannda bulunan, renksiz, kokusuz basit bir gaz olan argon elementinin ksaltmas. a r1 [a r] (a :r) {eT} is. Arka; geri. [ETY] , ar , [ar] {eT} sf. Kestane rengi; kumral; konural. [DLT] B a r bri, Srtlan. [DLT] ar3, [Ar. r jU ] (a :r) { OsT} is. Utanma duygusu; ha ya; utan; hicap. S a r belas, Nam usunu koru m a kaygs; nam us bela s. | a r d am an atlam ak, U| tanma duygusunu k ay b etm ek ; u ta n laca k ey leri hi utanm adan yapmak.\\ ar etmek, Utan v e r e c e k bir davrantan tr utanm ak, sklmak.\\ arna gitmek, B ir s z veya davran tan tr incinm ek,

zlm ek; haysiyetine doknmak.\\ ar satm, na musu kiraya vermi, Utanma ve nam us g ib i duy g u la r terk etm ekle kalm am stelik kt y o la sap m k i iler iin kullan lr,| ar namus, U tan | hissi. | ar namus tertem iz, Utan ve nam us g ib i | stn n itelikleri terk etm i kiinin bu zelliin i b e lirtm ek iin kullanlan s z .| a r ve hay perdesi | yrtlm ak, U tanm am ak; utan duym am ak. | a r yl | deil k r yl, Utanmay b r a k a r a k s a d e c e karn diiiinm e zam an. a r4, [Lat. area (yzey) > Fr. are] is. Yz metre karelik alan ls birimi; sembol a dr. -a ra , [Far. rsten (sslem ek) > -r / -ry / l_,T ] ( a ;r a :) {OsT} son ek. Eklendii Farsa kelimelere "ssleyen, donatan " anlam katarak birleik sfatlar yapan son ek. a r a 1, [eT. r-mak (arasn dan g em ek) > ar- 1_>T] (ara :) is. 1. ki yeri veya nesneyi birbirinden ayran uzaklk; aklk; mesafe; boluk; aralk. {e T ve eA T} (ayn)[Gabam\ [Yiiknek] [KPy.] [EUTS] 2. {eT} Orta; meydan. [EUTS] 3. is. {eAT} Y er; mahal; mekn; mevki. 4. ki olay veya olgu arasndaki zaman fark; fasla. "Aradan y lla r geti, ite o gnden b eri / N e zam an y o ld a b ir h a n a rastlasam irk ilirim . F. Nafiz amlbel. 5. {eAT} Orta yer; meydan 6. Sahne oyunlarnda dinlenme sresi; ant rakt. 7. spor. Futbolda 4 5 er dakikalk dnemler arasndaki dinlenme sresi; haftaym. 8. Basket ve voleybol oyunlarnda takmlarn aldklar birer da kikalk dinlenme ve talimat alma sreleri; mola. 9. Toplu nesne veya kiilerin ii. 10. Y a fark. 11. m ec. Kiilerin birbirleri ile ilgili yaknlklar; dost luk; samimiyet. 12. {eTj zf. Aras; arasmdaortasmda; iinde. {eAT} (ayn) [ETY] [KPy.] [Tekin] [ tigsizler] [DLT] 13. {eAT} Vakit; sra; esna. 14. {eAT} Zaman zaman; ara sra; vakit vakit. 15. {eAT} inde; arasnda. 16. {eAT} Kiiler arasndaki iliki; yaknlk. S ara alm ak, D argn lk km a k; b o zu m ak,| ara am ak, K iiler a ra sn d a k i dostluu | bozm ak, ilikilerini kestirm ek; bozum aya s e b e p olm a k ; d a rg n lk y a ra tm a k .| a ra ara , 1. A ralkl | o la r a k ; zam an zam an. 2. Yer y e r .| a ra ay, R a m a | zan bayram ile K u rban bayram a ra sn d a ki A rab i on birin ci a y olan Zilkade.\\ a ra ba, {az} anat. Burun direi. [D S]|| a ra beyin, anat. Beyin y a r k releri ile beyin sa p a ra sn d a y e r alan , uyku ve m etabolizm a g ib i p e k o k hayati faa liy etin m erkezi olan bl m . \ ara bilano, Y asal z o r la m a o lm a k s \ zn iste e ba l o la r a k dzenlenen bilano.\\ ara boaz, {az} S alon ; h o l; a ralk. [D S]|| ara bono, d em eler dzenlenirken a sl d em elerin dn da y a p la c a k d em ey i belirley en ikinci b ir e k b on o. | | a ra bozmak, K iile r a ra sn d a k i iyi ilikiyi g id e r m ek; iki kiinin d arlm asn a s e b e p olmak.\\ a ra bo zucu, in sa n la r a ra sn a dm anlk so k a n kim se; fe s a t ; fit i; m nafk; mfsit. | ara bozuculuk, In|

ARA san lar a ra sn a dm anlk sokm a, b irb irin e dr m e ; fe s a t lk ; fit ilik ; m nafklk; mfsitlik\\ ara bozulmak, G eim sizlik kmak.\\ ara bulan, {az} H akem ; uzlatrc. [D S]|| a ra bulmak, 1. k i kii veya iki topluluu birb irin e yaklatrm ak, dostluk larn sa la m a k ; an latrm ak; bartrm ak. 2. {az} Vakit bu lm ak; eli d e m ek ; fr s a t bulm ak. [D S]|| ara bulucu, 1. T araflarn an lam asn sa lay an kii. 2. B irbirine krgn olan veya an laam ay an kim seleri bartran, an latran kim se; uzlatrc.| a ra bu | luculuk, B irb irin e krgn o la n veya an laam ayan kim seleri bartrm a, an latrm a ii; uzlatrclk.\\ ara buluculuk etmek, K iileri veya toplum lar uzlatrm a iini yrtmek.\\ a ra cmle, B a k a la r nn szn a k ta rm a k veya bir kon u da a k la m a d a bulunm ak a m a cy la b ir c m le iin de iki virgl veya iki k sa izgi a ra sn a alnm e k cmle.\\ a ra izgi si, Ay yuvarlann aydn lk ve k aran lk ksm larn birbirin den ayran izgi. | a ra oru, {azj N ezle; | grip. [D S]|| arad a bir, S ey rek o la r a k ; a r a s r a ; baz b a z ; ndiren. | arad a karm ak, D i er iler a r a | sn d a s z konusu ii d e y a p v erm ek ; i a ra sn a s o kuturma!1 | arad a kalmak, 1. Ezilm ek, bunalm ak. .1 2. a resiz li e dm ek. 3. m ec. A ra buluculuk y a p a r k e n sulu durum a dmek. 4. Sz ve sitem e u ra m a k ]| arad a kan bula olmak, K z a lp ver | m i o lm a k; dnr o lm a k .| arad a kaynam ak, (Asl | y a p lm as g e r e k e n le r iin) k a rm a a iin de unutul m a k ,| arad an , G em i zam an dan ba h sed ilirk en O | zam an dan bu gn e kadar. an lam n da kullanlr.\\ arad an ekilmek, ilii in i k e s e r e k b ir d a h a g r n m em ek,| aradan karm ak, 1. tekilerle d a h a | iyi ilg ilen ebilm ek iin nem siz ve k k olan b ir ii y a p p bitiriverm ek. 2. U zaklatrm ak.| aradan | km ak, 1. Kurtulm ak. 2. Vazgem ek. 3. liiini k e s e r e k b ir d a h a grn m em ek. 4. (K k ve n em siz gr n en iin) b a k a ilerle birlikte y a p lp bitiriliverm ek. 5. {az} O rtaklaa y a p la n ilerden, topluluun iinden ayrlm ak. [DS] 6. {az} Zengin olm ak. [DS] 7. {az} A racl brakm ak. [DS] 8. {az} M cadele d kalm ak. [DS] 9. {az} Yoksul olm ak. [D S]|| arad an gtrilmek, {eAT} O rtadan ka ld rlm a k ; y o k edilm ek]] aradan gtrmek, {eAT} O rtadan kald rm ak ; y o k etm ek.| aradan | kaldrm ak, I. Yok etm ek. 2. F a a liy etin e son v er m ek]] arad an k ara kedi gemek, H afifi b ir dargn lk olum ak. | arad an su szmamak, o k sk dost | olmak.\\ a ra danteli, B ir a m a r veya elbisen in iki p a r a sn birletirm ed e kullanlan dantel]] ara da, {az} I. D vte a ra c y a d e en ta. 2. B irbiri ile an lam azlk iin d e olan iki ta ra fa d a sulu g sterilen nc kii. [D S]|| arad a vaz gemek, {az} B ozum ak. [D S]|| a ra deniz, Byk k a r a la r a ra sn d a bulunan okyan u slardan d a r bir b o a z ile ay rlan d en iz ler.| ara derdi, {az} N ezle; grip. | [D S]|| aradn azun, {e J } Yeniden d irilm e ile lm a ra sn d a k i zam an, [EUTS]|| ara duvar, B ir bina

I M

I M

iin d e iki blm ayran duvar]] a ra eeyli, biy. G eliim in e a s l cinsiyeti ile b a la m a sn a ram en so n rad a n k ar cin siyete dnen]] ara eeylilik, biy. 1. E rk ek lik ile d iilik a ra sn d a b ir cinsiyet du rumu. 2. B ir cinsiyetten d i er cin siyete g e m e du rumu]] ara ev, {az} S alon ; h o l; a ralk. [D S]|| ara grm ek, {az} E vlen m e kon usu nda a ra y a g ir e r e k isteklen d irm ek; yardm etm ek. [D S]|| ara grc, Kz eviyle o la n evi a ra sn d a k i ilikileri dzenleyen kadn]] a ra gz, {az} 1. K y ev lerin d e iki o d a a ra sn d a y e r a la n ve fa z l a ey ala r koym aya y a r a y a n blm e. 2. S alon ; h o l; a ralk. [D S]|| a ra gn, {az} fo lk . K y d nlerin de knann hazrlan d gn ile kn a y a k m a a ra sn d a k alan gn. [D S]|| ara hastal, {az} N ezle; grip. [D S]|| a ra ipi, A rab ay a kou lan atlarn birbirin den ayrlm am as iin on lar b irb irin e b a lay a n ip.| a ra kapak, ktp. K itabn | d k a p a ile i k a p a k a ra sn d a y e r a la n ounluk la yaln z kitabn adnn y a zl oldu u y a p ra k ]] ara kap, 1. B ir bin a iin d e iki ayr blm birbirin e ba lay a n kap. 2. {az} S o k a k kapsn dan b ir ier d e k i kap. 3. K om u ile o rta k kap. [DS]11 a ra ka ra r, B ir d a v a d a a s l k a ra rd a n n ce aln an d a v a ile ilgili ikinci d e r e c e d e k i ted b ir k arar]] ara kedisi, {az} A ra b ozan ; m nafk. [D S]|| a ra kere, {az} A ra sr a ; baz b a z ; b a z en ; seyrek. [D S]|| ara kesit, izgilerin, yzeylerin veya cisim lerin birbirin e d e d ikleri, k esitik leri yer]] a ra kesmek, {az} N iandan n c e foz taraf ile a n lam a k; s z kesm ek. [DS]|1 ara konak, biy. B ir a sa la n a s l k o n a a g em ed en n c e b ir vey a birden f a z l a evresin i g e ird i i canl. | aralar ak olmak, D ostlu klar o l | m am ak; dargn ve g cen ik olm ak. | aralar al | mak, D ostlu k b a la r kesilm ek, birb iri ile dargn h le gelm ek. | a ralar bozulmak, D ostlu k ve a r k a | d a lk la r s o n a erm ek ; d arlm ak]] aralar iyi ol m ak, B irb irleriy le iyi b ir dostluk kurm u olmak.]] aralar ho olm amak, A rala rn d a g erg in lik ve k r g n lk olm ak]] aralarn a k ara al gibi girmek, ki iyi a rk a d a n dostluunu bozm ak, b irb irin e dr m ek]] aralarn a kara kedi girmek, k i dost, eitli s e b e p le r le b irb irin e gcen m i olm ak]] aralarna karm ak, 1. B ir toplu lu a girm ek, o topluluun yesi olm ak. 2. B e r a b e r bymek, yetim ek. 3. A r k a d a lk etm ek; dp kalkm ak]] aralarnd a da la r k adar fark olmak, B en z er n itelikleri o k az, fa rk llk la r ise o k fa z l a olm ak]] aralarnd a k ara al gibi bitmek, k i iyi dostu b irb irin e g cen d ir m ek ; bozgunculuk etmek.]] aralarndan k ara kedi gemek, ik i dostun eitli s e b e p le r le b irb irin e g cen m i olm as. | aralarndan su szmamak, ok | iyi ve sk b ir dostlu k kurm u olm ak, o k sam im i olm ak]] aralarn am ak, D ostlu klarn g id erm ek ; b irb irin e dm an h le getirm ek. | aralarn boz | m ak, D ostlu klarn g id erm ek ; b irb irin e dman h le getirm ek.]] aralarn bulmak, 1. K en d i ken d i lerin e zlaam ayan iki k ii veya g ru bu anlatrm ak,

1 B

T O T O . 273

bartrm ak. 2. A l verite sa tc ile alcnn te k lif ettikleri fiy a tn ortasn b u la ra k sat g er ek le tir m ek.| aralar ya bal olmak, o k iyi ve sam im i | dost olmak.\\ a ra mal, S an ayide son rn eld e etm ekte kullanlan y a r ilenm i m al.| aram zda | kalsn, B u konuyu ikim izden b a k a bilen o lm a s n . an lam n da s z .| ara name, K on u m a s r a | snda konu ile ilgili o lm a d an y er siz c e sylen en sz. | ara namesi, mz. Tiirk m ziinde bl m ler | arasn d a a lm a n szsz p a r a . | ara namesi gibi, | B ir eyi sknt, v er ec e k e k ild e ikid e b ir tek ra r ed erek.| ara odas, {az} K y m isafir odas. [D | S]|| ara oku, {az} A raban n o rtasn d a a r k a din gil ile n dingili birb irin e ba lay a n a a . [D S]|| ara renk, R esim de y a r g lg e y i veren renkler.\\ ara salm, {az} N ezle; grip. [D S]|| a ra seim, G en el seim ler dnda eitli n ed en lerle o la n b o a lm a la r iin y a p lan seim.\\ aras alm ak, D ostlu klar bozulm ak, darlmak.\\ aras gemeden, A raya uzun b ir s re girm eden, hem en. | aras gemek, U nutulacak k a | d a r uzun s re g em e k .| aras ho olmak, yi bir | dostluk kurm u o lm ak.| aras ho olm am ak, A ra | larn da g erg in lik ve krgn lk olm ak. | aras iyi ol | mak, iy i b ir dostlu k kurm u olm ak. | aras iyi ol | mamak, 1. A ralarn d a g er g in lik ve k rg n lk o l mak. 2. B ir ey d en h olan m am ak, z ev k almamak.\\ (..le) arasnda dalar k adar fark olm ak, o k b yk ve nem li fa r k l a r bulunmak.]] (..le) aras ol mamak, 1. G eim sizlik iin d e olm ak. 2. B ir eyden holanm am ak, zev k almamak.\\ arasna karm ak, 1. B ir toplu lu a girm ek, o topluluun yesi olm ak. 2. B e r a b e r bym ek, yetim ek.]] ara sra, S ey rek o la ra k ; a r a d a b ir; baz b a z ; h e r vakit deil. Ara sra geiyor bir atl, iki yayan. F. N afiz amlbel.]] aras soumak, 1. nem ini y itir e c e k k a d a r zam an gem i olm ak. 2. A rkas aran m ayp unutulm ak.| | aras soumadan, A raya uzun b ir s re girm eden , hemen. | aras eker renk olm ak, D ostlu klar iyi | olm am ak, bozu lm ak zere olm ak. | aras uzam a | dan, A raya uzun b ir s re girm eden , hemen.]] ara sokak, A ra c a d d ey e a la n s o k a k .| a ra sz, B ir | anlatm da vtv 'ilan e k aklam a.]] a ra taksim , B ir den o k eser, seslen d irild i i p r o g r a m la r d a m a kam lar a ra sn d a g e i i sa la y a n ezg i g ster is i.| | ara tmce, dbl. B akalarn n szn a k ta rm a k ve ya bir kon u da a k la m a d a bu lunm ak a m a cy la bir cmle iin d e iki virgl veya iki k s a izgi a ra sn a alnm e k c m le.| a ra verdi, {az} P i. [D | S]|| ara vermek, 1. T ek ra r b a la m a k zere alm ay k es m ek; d u raklam ak. 2. K esilm ek ; dinm ek. | araya | adam koym ak, Sz g e e n birini, a r a c o la r a k kul lanmak.]] aray a alm ak, I. B ir toplu lu a k a b u l et mek. 2. E trafn ev irm ek; ku atm ak; b a n a mek; etrafn a toplanm ak.]] aray a girici, {eAT} 1. Engel. 2. M esafe. | aray a girm ek, 1. B ir b iri ile | kavgal o la n iki kii veya taraf u zlatrm ak veya ayrm ak iin ie k arm a k ; m d a h ale etm ek. 2. B ir

i ya p lrk en o ii g ec ik tir ec e k b a k a ilerin y a p l m ak zoru n da olm as. 3. U zaklatrm aya alm ak.]] aray a gitmek, 1. D e eri bilin m em ek; harcan m ak. A raya gitti diye ilen m e b ah arn a, / Huduttan g trdn an y etiir y rn a !... F. Nafiz amlbel. 2. K a rk lk iin de n e olduu, n erey e gittii bilin m em ek, z a r a r grm ek. 3. {eAT} K a rklkta t e l e f o l m ak. 4. B een ilm em ek. | ara ya bal olmak, o k | iyi d o st o lm a k; sk f k olmak.]] aray a karm ak, K a la b a lk iin e k ararak, gr l p bu lu n am am ak,| | aray a kl girmek, D v m ek; cen klem ek ,| a r a | ya koymak, Sz g e e n birin i a ra c o la r a k kullannjak.]] aray a laf kartrm ak, Konum ann a k n a uym ayan s z le rle m d a h aled e bulunmak.]] aray a lakrd kartrm ak, Konum ann a kn a uym ayan s z le rle m d a h aled e bulunmak.]] aray a mnafk girmek, 1. A rab ozu cu lar i b a n d a o l m ak. 2. A ra alm asn a s e b e p olmak.]] araya so ukluk girmek, D ostluk b a la r g ev em ek ; b ir b i rinden h olan m am ay a balam ak.]] aray a sokmak, 1. B ir kon u da sz g e e n birin i a ra c y apm ak. 2. S ra ile y a p la n bir ite, usulsz o la r a k sra dn dan birinin iini yapm ak]] aray a sokuturm ak, Zam an ve y e r bakm ndan uygun olm ad h ld e b ir ey i y a p m a y a kalkm ak.]] araya sz b rak mak, D ed iko d u yapm ak. | aray a sz drmek, | D ed ikod u yapmak.]] araya sz kartrm ak, K o num ann a kn a uym ayan s z le rle m d a h aled e bulunmak.]] ara yat, {az} I. K o n a k y eri. 2. K o n a k la y arak ; k on ak la m a y o lu ile. [D S]|| ara yat menzili, k i m enzil a ra sn d a olaan st durum lar d a k a ln a b ile c e k yer.]\ araya verm ek, 1. Yararsz b ir h a rc a m a d a bulunm ak. 2. {az} B o a sa lm a k ; ziyan a uratm ak. [DS] | ara yer, 1. {eAT} A ra. 2. | {az} O rtalk; orta. [D S]|| a ra yerden kaldrm ak, O rtadan kaldrm ak, y o k etm ek. | aray am ak, 1. | Uzun zam an g em ek. 2. E ski dostlu k ve sam im iye tin kalkm as.]] aray bulmak, 1. D ostlu k k u rm a k 2. lik ileri istenilen e k ild e dzen e sokm ak. | aray | dorultm ak, 1. D ostlu k kurm ak. 2. likileri isten i len e k ild e dzen e so k m a k .| aray soutm ak, 1. | Uzun zam an g em ek. 2. E ski dostluk v e sam im iye tin kalkm as.]] aray yapm ak, 1. B irbirin e krgn iki kiiyi bartrm ak. 2. K en d in e dargn olan biri ile barm ak.]] ara yerde, k i n esn e v ey a kii a r a snda, arada.\\ ara yn, Gney dou, Kuzey dou, Kuzey bat, Gney bat g ib i a n a y n ler a ra sn d a bulunan c o ra fi ynler.]] a ra yz, D e iik ilev lere sa h ip iki a le t gru bu a ra sn d a k i ba lan t (Ing. interface). ara2, - a i [Ar. 'ryan (plaklk) > ara5 (a ra :)

{OsT} is. 1. plaklk. 2. Bozkr; plak toprak. 3. Geni bo arazi. 4. Blge; mntka. 5. Komuluk. 6. Avlu. a ra 3, -a i [Ar. rey (gr)> r * IjT] ( a :r a :) {OsT} is.

ARA

I M I M E S M .

1. Oylar. 2. Gr ve dnceler. S ra-y um arabe, [Ar. arabe s -'W (a ra b e) {OsT} is. 1. Yavru miye, G en el o y lar; ounluun oyu; referandum . lar emmesin diye koyun veya kei memesine gei a ra b 1, [Ar. arab >j.y ] {OsT} is. -* Arap. _ rilen torba. 2. A k sak konuma, arab 2, [Ar. rb J j f j (a :ra .b ) {OsT} is. 1. Akllar; zeklar. 2. Hileler; oyunlar. 3. htiyalar; hacetler, arab a, [Ar. ruba' (drtlii)] is. 1. ounlukla insan ve yk tamakta kullanlan tekerlekli kara tat. 2 . Atla ekilen tekerlekli tat. Yaz a tla r kinedi, m ein k r b a aklad, / B ir d a k ik a a r a b a y erin d e duraklad. " F. Nafiz amlbel. 3. gnl. Otomobil. 4. sf. Bir arabay veya kamyonu dolduracak kadar. S arab a at, A ra b a ek m ek te kullanlan ve bu ie altrlm at.\\ arab a evi, {az} K a n d a tek erlek lerin zerinde y k tam aya y aray an tahta d eli ksm . [DS]|| arab a falakas, ift atl a ra b a la r d a oku a tla ra ba lay an ve koum takm larnn takld u b u k | arab a kullanmak, O tom obil s rm ek.| | arabann n tekerlei nereden geerse ark a te kerlei de oradan geer, ocu k la r a h la k a byk lerinin etkisi altnda k a la r a k y etiirler,| arabann | tekerine ta koymak, B ir i iin gl k ka rm a k; iin y aplm asn en g ellem ek ,| arab a oku, H ayvan | larn a ra b a y a kouldu, ara ba n n ynn d e i tirm eye y a ra y an boyunduruk ve ham ut g ib i a le tle rin ba lan d dz uzun a ra . | arab a tutmas, B a | z in san larda k a r a tatlarnn h areketlerin d en d o a n bulant. | arab a vapuru, K a ra tatlarnn k ar | kyya tayan vapur; a r a b a l vapur.\\ arabay devirm ek, argo. Uykuda ciiniip o lm a k; ham am c olm ak, arabay dze karm ak, in g tarafn atlatm ak, ra h a tla m a k ; sela m ete kmak.\\ arabay komak, A rabay e k e c e k h ay v an la n ara ba n n b i iin yap lm y er le rin e b a la m a k .| arab a yolu, | a rg o . K o la y ve zahm etsiz i. arab ac, [araba-c] is. 1. Arabay sren, kullanan kimse. H e r tarafta ykseklik, h er tarafta sszlk, I Yalnz a ra b a cn n du dan da b ir slk!" Faruk Na fiz amlbel. 2. Araba yapan ve satan kimse. 3. {az} Kk testi. [DS] arabaclk, - [araba-c-lk] is. Araba kullanma veya yapp satm ii; arabacnn meslei, arabal, [araba-l] sf. Arabas olan, arabalk, -" i [araba-lk] is. 1. Araba konulan yer; garaj. 2. sf. Araba dolduracak miktarda. 3. (Yer iin) belirtilen miktarda araba konulacak, araba s acak kadar. ara b a n 1 [Fr. arabanne] is. Akasyadan elde edilen bir , eit zamk maddesinin z; arap asidi. arab an 2, [Ar. arab > araban (a ra b a ;n ) {OsT} is. mz. Eski klasik Trk mziinde bir makam. S 1 arab an buselik, B ayatiarabar m akam nn bu selik drtl v ey a b elisi ile s o n a eren biim i.| araban | krd, B ay a tia ra b a n m akam nn krdi drtls ile so n a eren biim i. arabesk, [Fr. arabesque] sf. 1. Arap tarznda; Arap biiminde; Arap usul. 2. is. ie gemi oyma iek ekillerinden meydana gelen ssleme biimi. 3. B ir ressamn izgiyi kendine has bir ekilde kul lan. 4. sf. gnl. Bozulmu, yozlam, fi1 arabesk mzik, K a r a m s a r b ir g ftesi ile kendini b e lli eden A rap m ziinden m elo d ik izler tayan ve Trki y e 'de 1970 so n ras yay g n laan b ir mzik tr. arabeski, [arabesk-i] is 1. Arabesk mzik sanats. 2. Arabesk mzii ok seven kii, arabeskleme, [arabesk-le--me] is. Arabeske ben zeme, arabesk tarzna yaklama, arabesklemek, [arabesk-le--mek] dnl. f i [-ir] Tarzn arabeske yaklatrmak, arabesk gibi olmak. A rabi, [Ar. arab > arab Gebe Arap; bedevi, A rabi, [Ar. arab > arab ^j.y-] (a ra b i:) {OsT} sf. 1. Araplarla ilgili; Araplara has. 2. is. Arap dili; Arapa. S arab yzl, {az} in c e uzun yzl. [DS] A rabist, [Fr. arabiste] is. 1. Arap dili ve edebiyat uzman. 2. On birinci yzylda Arap tp okulunun usuln benimseyen batl hekimlere verilen un van. A rabistan, [Ar. arab + Far. -istn jU ] z. is. As jjp ya'nn gneybatsnda, Kzldeniz ile Basra krfezi arasnda uzanan yarmada; Ceziret'iil-Arab, fi1 Arabistan defnesi, bot. D efn egillerden , A sya ve Af rik a nm s c a k b lg elerin d e y etien k ab u k la r h e kim likte kullanlan a lm a k y a p rakl, salkm g r nml i ek li alm s b ir bitki; y a k als, D aphn e gnidium . A rabiyat, [Ar. arab! > arabiyyt {OsT} is. Arap dili ve edebiyat. Arabiye, [Ar. arab > arabiyye ^y^] {OsT} sf. Araplaia ilgili. A rabiyet, [Ar. arab > arabiyyet] {OsT} is. 1. Arap a ile ve Arap edebiyat ile ilgili eser, kitap. 2. Arap edebiyat, arabozan, [ara+boz-an] sf. (K ii iin) iki kii arasn daki dostluu bozarak dmanlk sokan; fesat; mnafk; mzevir. arabozanlk, - [ara+boz-an-lk] is. 1. ki kii ara sndaki dostluu ve uyumu bozma ii; fesatlk; mnafklk; mzevirlik. 2. Bu tr kiinin davran ekli; fesatlk; mnafklk; mzevirlik. B1 arab o zanlk etmek, ik i kii a ra sn d a k i dostluu bozm aya kalkm ak. araca, [Ar. sucar (hizm etliler)] faz } is. Hamal. [DS]
c j I ojp]

IJ (a -ra b i:) {OsT} sf.

(arab iy a:t)

_______________________________________________ A R A

arac, [ara-c ^ j l ] is. 1. Uzlatrmak, anlatrmak amacyla araya giren kimse; uzlatrc; mutavasst; vasta. 2. hk. Bir szlemenin taraflar arasna hu kuki ilemle giren kii; komisyoncu; simsar; tellal. 3. retici ile tketici arasnda alm satm iini st lenen ve bundan kazan elde eden kii; acente; da tc; datmc; distribtr. 4. {eAT'} efaati. 5. {az} ki yzey oluturan arga ipliklerini birbirin den ayrmaya yarayan kk aa ivi. [DS] 6. sf. Arac olan; araclk eden. S arac koymak, T araf la r a ra sn d a uzlam ay sa la m a k iin birin i g n derm ek.| arac olmak, T araflar u zlatrm ak iin j a ra y a girm ek. araclyla, [ara-c-l()--(y)-la] zf. 1. Arac olarak. 2. Balant kurarak; vastasyla; yoluyla, araclk, - [ara-c-lk] is. 1. Aracnn grd i; tavassut. 2. Arac olma durumu. 3. ki nesne ara sndaki ba. araclk etmek, K iile r ve ta ra fla r a ra sn d a ki an lam azl g id erm ek zere a ra y a g irm ek; tavassut etm ek; a le t o lm a k ; m aa olm ak. ara, -c [ara] is. 1. Bir i yapmak iin gcnden yararlanlan alet ve makine; alet; edavat; donat. 2. nsanlar ve nesneler arasnda balant kurmaya ya rayan ey; vasta. 3. Bir yere bir sonuca varmak veya ulamak iin kendisinden yararlanlan yn tem, yol; vasta. 4. Kara tat. 5. huk. Kendi etkisi olsun ya da olmasn sonucun olumasnda eyleme katlan ey. 6. {az} Araba oku; ar. [DS] 7. {az} Snr iareti; byk snr ta. [DS] S ara duru mu, dbl. Szcn a r a g ib i kullan ldm y a da zam an bild iren szcn b e lir te olduunu g ste ren durum, -in ekiy le y a p lr; yazt, km | ara [ durumuyla ikileme, dbl. Szcklerin h e r ikisinin de a r a durum ek i ald ikilem e, iin iin,\\ ara tmleci, dbl. Eylem in h a n g i a r a la yapldn , ne ile g erek letirild i in i belirten tm le. Parayla al dm. aralk, - [ara--lk] is. fiel, Dnce, mantk, ahlak gibi soyut kavramlara ait biimlerin yalnzca hayatn deiik artlarna uyma aralar olduunu ve bunlarn ancak yararl olmalar lsnde doru saylabileceini ileri sren dnya gr; deneyci lik; aletilik; enstrmantalizm. arakm, [Ar. arak (ter) + Far. -ln (toplayan )] {OsT} is. 1. -* arakn. 2. Eskiden gelinlerin bana duvak rtmekte kullanlan taca benzer gm balk. 3. {az} Baa sarlan tlbent rt. [DS] aralam ak, [ara-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l()-y o r] Kavga edenleri ayrmak. [DS] aral, [ara--l] sf. 1. Arala yaplan. 2. Aral ola rak. S aral jim nastik, spor. A tlam a beygiri, kulplu beygir, d en g e a ra c, h a lk a lob u t g ib i a r a la r ku llan arak veya bu tr a r a la r y ard m ile y a p la n jim nastik. | aral tmdengelim, mant. A risto m an|

tnn esasn oluturan ve d a h a so n r a slam dn y a sn d a kullanlan bir a k l yrtm e m etodu; kyas. arasz, [ara--sz] sf. 1. Ara kullanmadan. 2. Do rudan doruya; vastasz; bilavasta, araszlk, - [ara--sz-lk] is. Arasz olma duru mu. arad , [Far. rd aljT] (a ;ra :d ) {OsT} is. 1. ranllarda her gne aynn yirmi beinci gn. 2. O gn yap lan ilerden sorumlu olduu saylan melein ad. A raf, [Ar. urf (yksek.kum tep esi) > a rf _sljJ^'] (ar a :f) {OsT} is. 1. Tepe; srt. 2. z. is. Cennet ile Ce hennem arasndaki set. 3. m ec. ki zt ey arasnda kalm olan; ne birine, ne de tekine ait olan du rum. S A ra fn alevleri, A llah 'm sev g ili kullarnn cen n ete girm eden n ce gn ahlarnn k efa r eti iin g r e c e k le r i g e ic i azap.\\ A r a f ta kalmak, 1. G nah ve sev a b den k olan m m inlerin C en net ile C ehenn em a ra sn d a kalm as. 2. m ec. ik i ey a r a sn d a tereddt etm ek.| A raf suresi, K u r an- K e | rim in 2 0 6 ayetten m eydana gelm i bulunan, A r a f ve A r a f ehlin i anlatan on ikinci suresi, a raf, [Ar. rf > arf detler. A rafat, [Ar. arafat (a raja .t) {OsT} z. is. Mekkenin 16 Km. gney-dousunda haclarn ari fe gn toplandklar yer; Cebelr-Rahme (Rah met Da). S A rafatta soyulmu hacya dn mek, H er eyin i kaybetm ek, a resiz kalm ak. A rafiyan, [Ar. arf > a'rfiyn jUly-\] (a ra:fiy a :n ) {OsT} is. A raf ta bekleyenler; Araftakiler. aragan, [ara-an jMjT] {eAT} sf. ok arayc; ok arayan. aragonit, [Fr. aragonite] is. j e o l. Kristalleri sekizgen grnml ve ilk defa 17 7 5 te Ispanyann Aragon eyaletinde bulunmu olan beyaz, yeil, mavimsi gri bir tr kalsiyum karbonat, ara, [Ar. arak] {az} is. ki; rak. [DS] ara a, [Lbnan Ar. araka] {az} is. Yaplarda duvar rlrken talarn arasna konulan aa; hatl. [DS] araan, [ara-an] {az} s f ok kaybolan. [DS] arah, [Ar. arak] (arakh) {az} is. Rak. [DS] arahti, [Yun. adrahti] {az} is. Kirmen. [DS] arais, [Ar. ars (gelin) > ar3is is. Gelinler. araiz, [Ar. arz > arza (sunm a) > ariz L)s\y] (ara;iz) {OsT} is. 1. Sunular. 2. Sunulan, hediye edi len eyler. 3. st makamlara yazlan mektup veya dilekeler. -arak , [-a (z a r f f i i l eki) + rak (karlatrm a ek i) / erek / -y-arak / -y-erek] yap. e. Fiillerden eylemin yaplmakta olduu kavramn veren zarflar yapar; y*] (a ra:is) {OsT} y-\] (a ra ;f) {OsT} is. rfler;

ARA zarf-fiil ekidir: g lerek, g id erek, y aza ra k. Eski Anadolu Trkesinde [-rak / irek / -urak / -rek] biimleri de vardr. p erek hem k u a ra k oynay ra k / lu tf ile zevk it biraz an dan b rak. Kitabemsiye. a ra k 1, [Ar. 'rk (d am ar) > ark ly-Q (a-rk) {OsT} is. 1. Bitki kkleri. 2. Kk; asl; slale; nesil. 3. Bir varl besleyen ana damarlar. a rak 2, [Ar. a'rk arak 1, [Ar. 'arak (a ra :k ) {OsT} is. 1. Ter. 2. {OsT} is. 1. Ter. 2. Rak. 6> aDamtlarak elde edilen alkoll iki; rak. rak -d r, { OsT} T erli; terlem i; terleyen.\\ arak- cebn, {OsT} Aln teri. | arak - infial, {OsT} etin | b ir m ca d ele esn asn d a dk len tr.\\ arak-nk, {OsT} T ere batm ; o k terlem i.| arak-n, {OsT} | R a k ien. | arak -rz, {OsT} T er d k en ; terleyen. | arak 2, -kk [Ar. arakk Jjl] {OsT} sf. ok ince; pek in ce; en ince; daha ince. arak 3, - [ing. arakava (eld e etm e, sa la m a)] is. a rg o. 1. alnt mal. 2. alma; hrszlk, arak a, [Yun. arakos / arakas] is. bot. ri taneli bir be zelye eidi, arak , [arak-] {az} sf. argo. Hrsz. [DS] araklk, - [arak--hk] is. argo. Hrszlk, arakn, [Ar. 'arak (ter)+Far. -n (toplayan) Crr^j^]

I M I M E S M .
[Gabain] [EUTS] 3. {az} Sra dalar. [DS] 4. {az} ki ey aras; ortas. [DS] aralam a, [ara-la-ma] is. 1. ki ey arasnda biraz bo luk brakma ii. 2. m atb. Dizilmi satrlar geni letme ubuklar ile ayrma. 3. Sk olarak ekilmi bitkilerin bir ksmn skerek seyrekletirme. 4. {az} Evlerin ara duvar. [DS] 5. {az} Pehlivanla rn ilk defa greip yenimeleri. [DS] S aralam a duvar, k i p e n c e r e a ra sn d a kalan du var; a ra la m alk. aralam ak, [r-mak (arasn dan g em ek) > ara-la-mak gl. f i f - r ] [-l()-y o r] 1. ki ey arasn biraz amak, biraz boluk meydana getirmek; ayrt et mek; aray amak; aralk brakmak. {eAT} (ayn) 2. Ayrmak uzaklatrmak. {eAT} {az} (ayn) [DS] 3. {az} Bitkilerin fazla dal ve ubuklarm kesmek; budamak; seyrekletirmek. [DS] 4. {eT} {az} Ara larn bulmak; bartrmak; kavga eden iki kiiyi araya girerek ayrmak. [DLT] [DS] 5. {eAT} Terk etmek; brakmak; atlamak. 6. {eAT} {az} Arasnda grnmek; aralarnda dolamak; kalabal yarp gemek. [DS] 7. {az} Temizlemek. [DS] 8. {az} Derleyip toplamak; yerletirmek. [DS] 9. {az} T nazn samann tanesinden ayrmak. [DS] 10. {az} Grete veya dvte birka kiiyi dv d b rakmak; haklarndan gelmek. [DS] 11. {az} (plik iin) zmek ve ayrmak. [DS] 12. {az} Uzakla mak; geride brakmak. [DS] 13. {az} (Zaman iin) uzamak. [DS] 14. {az} Deirmende, acele ii olan birinin srasn ne almak; araya sokmak. [DS] 15. {az} ok bararak sesleri bastrmak. [DS]

{OsT} is. 1. Teri emmesi iin fes, kavuk ve klah altma giyilen ince pamukludan yaplm bez takke; terlik; arakye. 2. zeri ili kuma takke. 3. Mendil. 4. {az} Eskiden gelinlerin giydii bir tr ta; tak aralan m a, [ara-la-n-ma] is. 1. Aralanmak ii. 2. Ara ke. [DS] kazanma. 3. Biri veya bir ey ile arasndaki uzakl arak, [Ar. a r a k ^ ] {az} is. Rak. [DS] biraz artrma; alma. 4. istk. Biri tekini bir de arakye, [Ar. 'arak (ter) > 'arakyye ^ j*-] {OsT} is. 1. virlik gecikmeyle izleyen iki olay arasndaki zaman Teri alan; terlik; arakn. 2. Tiftik veya ynden d fark; kayma. vlerek yaplan ince kee kumatan klah; ftr. 3. aralanm ak, [ara-la-n-mak j^JIjT] edil.fi. [ -r ] [eAT. ounlukla dervilerin giydikleri kee klah, -u r] 1. Aralkl hle getirilmek; seyrekletirilmek; araki, [Ar. arak Jijs-] (a ra k i: , k kaln sylenir) aralamak iine uramak. 2. {eAT} (Zaman iin) ara {OsT} sf. Terle ilgili; tere ilikin, s kesilmek; aras almak. 3. dnl. fi. Kendi ken araklam a, [arak-la-ma] is. Araklamak, almak ii. dine aradaki mesafeyi arttrmak; uzaklamak; sey relmek. {eAT} (ayn) {az} 4. Biraz almak. [DS] 5. araklam ak, [ing. arakava (sa lam a) / Erme, arakel Ara kazanmak; ara sahibi olmak. 6. Aray uzatmak; ( a c e le etm ek) I Ar. 'aral (ter) > arak-la-mak] gl. f i araya fasla girmek; gecikmek. 7. a rg o. Ar ar [ - r ] argo. 1. Bir eyi haber vermeden almak; ar uzaklamak; yava yava savumak. mak; almak. 2. (Kz ve kadn iin) yakn arkada ln kazanmak; tavlamak, aralam ak, [ara-la--mak _J] ite, f i [-r ] 1. Bir araklam ak, [arak-la--mak] {az} dnl. fi. [ -r ] yi yi, kty ayrmak; ayklamak. [DS] arakl, [arak-l] {az} sf. Edepsiz. [DS] araklk, - [arak-lk] {az} is. Boyut; ebat. [DS] arakop, [Yun. arolcopi (m srlar seyreltm e)] {az} is. Birinci apadan nce seyreltilen, aradan kopar lan fideler. [DS] aral, [ara-1] {eT} is. 1. Sk allk. [Gabain] 2. Ada. birinden ayrlmak; aralk durmak; uzaklamak; {18.yy.} {az} (ayn). [DS] 2. Seyreklemek. 3. Ara durumuna gelmek; aralk olumak. 4. {az} Uzak lamak; defolmak. [DS] S A rala! {az} "Uzakla, d e fo l! an lam n d a kovm a ve h a k a ret sz. [D S]|| arala olmak, {az} Kovulm ak. [DS] aralatrm ak, [ara-la--tr-mak] gl. f i [-r ] ki eyi birbirinden biraz ayrmak; aralk brakmak.

ir u n iR M iii.2 7 7

ARA

aralatm a, [ara-la-t-ma] is. Aralatmak ii. aralatm ak, [ara-la-t-mak] gl. fi. [-r ] 1. Bir kimseye iki eyin arasn biraz atrmak; seyrekletirme iini yaptrmak. 2. {eATj (az} Arasn amak; ayrmak; seyrekletirmek. [DS] 3. (az) Ayrtmak; temizlet mek. [DS] 4. (az/ Bir miktar tahl deirmende sraya girmeksizin ttrmek. [DS] 5. {az} So ruturmak; aratrmak. [DS] aral1 [ara-l] {az} sf. Uzak. [DS] , aral2, [aral-] {eT} is. allk. [ETY] aralcak, - [ara-l-cak ji-bT] {aAT} is. Aralk; dar aralk. aralk, - [eT. r-mak > r-a-lk JiljT] is. I. ki nes

aralt, [ar+alt-] {az} is. Yk; engel; arlk. [DS] -a ra m 1, [-r-am / -ar-am / -er-em / -r-am / -ir-em / ur-am / -r-em] {eAT} ek. e. - * -ram. -aram 2, [-r-men / -a-r-van / -a-r-van-m / -a-rva-m / r-n / -a-r-am] {eAT} e k e. -* -rmen. a ra m 1, [ara > ara-m] {az} is. 1. Frsat; uygun za man. 2. Aralk; fasla. [DS] S aram aram , 1. Z a m an zam an ; a r a sra. 2. Yer yer.\\ aram sekem, {az} A ra sr a ; bazen. [D S]|| aram taram , K a rm a kark. aram 2, [Far. rmiden (dinlenm ek) > rm ?ljT] (a :ra :m ) {OsT} is. 1. Dinlenme. 2. Durma. 3. Kalma; karar klma. 4. Rahat, huzur. 5. Mddet. S rm bah, {OsT} D in lendirici.| rm -c , {OsT} D in | len m ek isteyen. | rm -cyne, {OsT} D in lenm ek | . isteyen e y a k r tarzda.| rm -cy, {OsT} D in len | m e isteyi.| rm -gh, {OsT} D in lenm e yeri.\\ | rm -gh - ebed, {OsT} Sonsuz o la r a k dinlenilen y e r ; m ezar. \ rm -gr, {OsT} (K ii iin) ra h a t y a \ ay an ^ rm -geh, {OsT} D in lenm e yeri.\\ rm gzn, {OsT} D in len en ; oturan. | rm - can, {OsT} | G n l rahatl.\\ rm - dil, {OsT} G n l din len diren (sevgili).|| rm -r b , {OsT} R a h at k a ra n ; huzur bozan .| rm -sz, {OsT} O turan; y e r le e n .| | | rm -sz, {OsT} R a h at k a ra n ; huzur bozan .| |

ne arasndaki aklk; ara; mesafe; {eAT} (ayn). 2. Olaylar arasndaki zamana dayal boluk. 3. Sra; esna; {eAT} (aym). 4. Frsat. 5. Vakit; zaman; sre; mhlet; vade; {eAT} (aym). 6. Bugnk takvimde yln son ay; on ikinci ay; knunuevvel; ilk kanun; birinci kanun. 7. mim. Odalarla sofalar arasnda ve ya banyo tuvalet gibi alanlara geerken braklan boluk; geit. 8. {eAT} Y er; mahal. 9. {az} ki ev veya duvar arasndaki boluk. [DS] 10. {azj k maz, dar sokak. [DS] 11. {az} ki ev arasnda yap lan duvar; blme. [DS] 12. {az} ki tarla aras; ekin aras. [DS] 13. {az} Ortalk; orta yer. [DS] 14. {az} Ramazan ve Kurban bayramlar arasnda ka a ram 3, [Hint aram / ram] {eT} is. Birinci ay. [Galan ay; Zilkade. [DS] 15. {az} Hayvann n aya bain]ff aram ay, {eT} 1. U ygurlarda yln ilk aynn ndan arka ayana taklan kstek. [DS] 16. {az} ad. [EUTS] 2. {eT} M uharrem ay. [EUTS] Aralk hastal; nezle; grip. [DS] 17. sf. Tam ka aram 4, [Ar. rem > rm fljT] (a ;ra :m ) {OsT} is. l panmam; yar ak. 0 arala gitmek, F a rk n a lerde yol bulmakta yardmc olmas iin dikilen varlm adan ziyan olm ak. | aralk aralk, 1. Zam an | talar; kilometre talar, ve fr s a t bu ld u ka; zam an z am an ; vakit vakit; a r a lklarla. 2. Diizgn o lm a y a ra k .| aralk brakm ak, aram a, [ara-ma] is. 1. Aramak ii ve giriimi. 2. Bir | eyi bulma abas. 3. renmeye alma. 4. huk. K ap p e n c e r e g ib i ey leri tam kapatm am ak, biraz Sulu veya su unsuru bir eyin saklanabilecei a k brakmak.\\ aralk bitkileri, o k g b reli to p yerleri aratrmak. 5. Maden ve petrol yatann ra k la rd a veya y o l k en a rla r ile b a b a h e, ev a r a bulunabilmesi iin yaplan teknik almann tm. larn da y etien bitkiler.\\ aralk bulam am ak, F r S aram a em ri, Sulu veya su unsurunun a ra t sat y a ka la y a m a m a k .| aralk bulm ak, Zam an ve | rlm asn a d a ir y etkili m akam n verdi i yazl veya fr s a t yakalamak.\\ aralk dl, {az} P i. [D S]|| aralk etmek, K a p a l olan b ir ey i bira z a m a k ; szl emir.\\ aram a k arar, Sulu veya su unsuru aralamak.\\ aralk kap, {az} E v lerd e ilk k ap ile nun ara trlp bu lu n abilm esi iin m ahkem en in ikinci k a p a ra sn d a k i a ralk. [D S]|| aralk iyisi, verdi i karar. \ aram a taram a, I. P o lis tarafndan \ {az} lm eden n ce, hastan n g e ic i o la r a k iyi g e n e l y e r le r d e su unsuru m ad d e tayan lar tespit lem esi durum u; lm iyisi. [D S]|| aralk oyunu, ve y a k a la m a k iin y a p la n aram a. 2. D enizdeki B ursa d o la y larn d a oynanan trkl b ir oyunu. j | m aynlarn toplan m as ve y o k ed ilm esi ii. | aram a | aralkta kalm ak, 1. Unutulmak. 2. G r lm em ek; yapm ak, B ir suluyu veya su unsuru b ir e y i bul f a r k edilmemek.\\ aralk rn, N b et rnlerin m a k a m a cy la y a p la n aram a. den birisi veya iki a s l rnn g eliim s releri a r a aram ak, [eT. ar-k-malc > ara-mak gl fi M snda topra azot bakm n dan zen gin letirm ek iin [-r()-y o r] 1. Birini veya bir eyi bulmak iin a ekilen y e il bitkiler.\\ aralk verm ek, 1. B ira z du lmak. [ETY] 2. Bir eyin veya kimsenin eksiklii rak la m a k ; a r a verm ek. 2. F r s a t km ak. ni hissetmek, zlemek. A ram azdk g e c e m ehtab aralkl, [ara-lk-l] sf. 1. Aralarnda mesafe olan. 2. yzn p a rla rk en , / B ir u zak y ld z a ben zerdi gne zf. Aralarnda mesafe olarak, sen varken. F. Nafiz amlbel. 3. Hl hatr sor aralksz, [ara-lk-sz] sf. 1. Aralarnda mesafe olma mak, ziyaret etmek. 4. nem vermek, deer bulyan. 2. zf. Aralarnda mesafe olmakszn.

ARA malc. 5. Bulunma sebebi. Sen bu ra d a ne aryorsun? 6. Yntem gelitirmek. 7. Aratrmak. 8. m ec. Bir eyin olmasna almak; aranmak. Huzur a ram ak. 9. {eAT} Yoklamak; incelemek. S aram a! B u la b i lece in i sanm a, y o k .f| aram ak taram ak, Titiz bir ekild e, d ikk atlice aram ak, g zd en geirm ek. | a ra | m akla bulunmaz, o k az rastlanr.\\ arayp bul m ak, K en di istei ile, davran lar ile kt b ir s o n u ca ulamak.\\ arayp da bulam am ak, o k d e e r verilen ey le beklen m ed ik b ir e k ild e k arla m ak ,| | arayp soran olm amak, K im s es iz .' arayp sor m ak, B irin i ziy a ret etm ek, hatrn so rm a k ; sa l ndan h a b e r alm ak. | arayp sorm am ak, ilik iy i j kesm ek. | arayp taram ak, Titiz b ir ekilde, dikkat | lic e aram ak, gzden geirm ek. aram ak, [r-male (aldatm ak) / rmak-] {eT} is. 1. Sihirbaz. [ETY] sf. 2. Kurnaz; aldatc. [ETY] A ram ca, [br. Aram (Nuh'un torunu) > Aram-ca] (a.ra'm ca) is. Bat Sami dilleri. A ram i, [br. Aram (Nuh'un torunu) > rm ^ I j ] (a :ra :m i:) {O sl} is. Aramca. aram i, [Far. rmiden (dinlenm ek) > rm ^IjT] (a :ra ;m i:) fOsT) is. Dinlenme; rahatlk, aram ide, [Far. rmiden (dinlenm ek) > rmde o-b-oljT] (a :ra :m id e) sf. Dinlendiren; dinlendirici; sa kin. A ram iler, [br. Aram (Nuh'un torunu) > Aram-ler] (a ram i.ler) is. Mezopotamya'da pek ok devlet kurmu bulunan Sami rktan bir kavim, aram i, [Far. rmiden (dinlenm ek) > rmi ^ i j ] (a :ra ;m i) { OsTj is. Huzur; rahatlk, aram ram , [Ar. aramram jOsT} is. 1. Pek ok

filMIMCSM.
edilmek, istenmek; eksiklii duyulmak. 3. Sz ko nusu edilmek, hesaba katlmak, aran je, [Fr. arrange] sf. Dzenlenmi, aranje et mek, D zenlem ek. aranjm an, [Fr. arrangement] sf. 1. Dzenlenmi. 2. is. Tertipleme; dzenleme. 3. eitli bakmlardan uyuabilen iekleri bir araya getirme. 4. Yabanc bir mzik parasna notalarn deitirmeden Trk e szler giydirme, aran jr, [Fr. arrangeur] is. miiz. Dzenleme yapan sanat. aranlg, [aran-l] {eT} sf. Ahrl; ahr olan. [DLT] aran m a, [ara-n-ma] is. Aranmak ii. aran m ak [ara-n-mak] dnl. f . [-r ] 1. Kaybolan bir eyi bulmak iin zerini ve evreyi aratrmak. 2. {az} Kavga etmek iin satamak; kavga istemek; kavgaya frsat vermek. [DS] 3. {az} Tahmin et mek. [DS] 4. edil, f i ok istenmek; reva bulmak. 5. Eksiklii hissedilmek. 6. Bakas tarafndan birinin zerinde yaplan arama, aran t, [ara-n-t] {az} is. Ahrlarda iki hayvan aras na konulan uzun ve kaln aa. [DS] A rap , -b [Ar. arab z. is. 1. Arabistan halkn dan veya bunlarn soyundan olan kimse; Fellah; Marib; Urban. 2. yanl. Derisi siyah veya koyu olan kimse; zenci. 3. ocuklar korkutmak iin uy durulan ad var kendi yok varlk. 4. Fotorafn ne gatifi. 5. argo. Baht; ans. 6. sf. Araplara zg. 7. Rengi esmer olan. S A rabi glmek, argo. leri iyi g itm ek: an s glm ek. | A rabi uyanmak, argo, | i le r i iyi g itm eye b a la m a k ; an s dnm ek,| A rap | akl, D nm e ve a k l yrtm e y etisi kstl; ilkel. | | A rap , arab a yzn k arad r, demi, K en d i kusu runu g rm ey ip b a k a la rn d a kusur ara y an biri iin s y len ir. \\ A rap ardnda, T ehlikeli ve korku lu du rum. | A rap a, {az} 1. D ondurulm u p im i h a m urla s c a k o la r a k iilen tavuk eti ve suyu ile y a plm , ekili, a cl o rb a . 2. zerine y a ve y ou rt d k le rek y en ilen b ir ham u r yem ei. [DS]|| A rap at, K k y a p l o lm a sn a ra m en o k d ayan kl ve iyi k oan b ir b in ek at cin si.| A rap bac, Z enci da| d.\\ A rap akm a, S rterek a te a la n kav a k m a .| A rap orap , alay. 1. A rap. 2. D e er li d e ersiz | herkes. | A rap daa, {az} O rtaklaa v erilec ek | b ir ziyafette m a s ra fa katlm ayan nc kii. [DS]|| A rap dilini karm , 1. B irbirin i tutmayan ren k ler. 2. D ikkat e k e c e k e k ild e krmzt.\\ A rap du da, 1. Siyah bey az iplikten dokunm u pam u klu kum a. 2. {az} O caklarn y a n n d a kibrit vb. koy m ak iin y a p lm g en i b ir alt d u d a k biim in deki knt. [DS]|| A rap harfleri, Cum huriyet dnem ine k a d a r kullanlan Trk alfabesi.\\ A ra p n gz ald, Yaanan b ir o lay d an artk d ers alndn, b ir d a h a ayn h a ta y a dlm ek istenm ediini ifa d e eder.\\ A ra p uyanm ak, ans dnm ek, a lm ak .| |

asker. 2. Pek iddetli durum veya i. a ra n 1, [Far. rn jljT] (a :ra :n ) {OsT} is. Dirsek. aran 2, [? aran jljl] {eT} is. 1. Ahr; tavla. [DLT] 2.
{az} Ttn dizmek, kurutmak iin kullanlan st kapal yer; sergi. [DS] 3. {az} Kan ile saman ekmek iin aatan yaplan kanat. [DS] 4. {eAT} Sal; tabut.

aran J, [? aran] {az} is. 1. Kuytu ve scak yer. 2. Ova. 3. Yayla. [DS] a ra n 1, [ara-n] {az} is. Dava. [DS] aran 2, [r-m ak> ar-an] {az} is. Yama. [DS] arang, [aran] (aran) {az} is. imir aac. [DS] arangm ak, [aran-mak] fa r a n m a k ) {az} gsz. f . [r] (Yamur, kar iin) yamaya ara vermek; geici olarak dinmek. [DS] arangi, [? aran] (aran i) {az} i. Kavak aac. [DS] aranlm a, [ara-n-l-ma] is. Aranlmak ii. aranlm ak, [ara-n-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. Bir kimse nin veya nesnenin biri tarafndan aranmas. 2. Arzu

BKl g f . 279______________________
A rap ii, {az} K atr. [D S]|| A rap kaba, {az} K a r a k ab ak , [D S]|| A rap kadayf, {az} B ir tr ek m ek kadayf. [D S]|| A rap kars, {az} irkin kadn. [D S]|| A rap kl, {az} B udayn iin de bulunan y u la fa b en z er b ir tr zararl. [D S]|| A rap knei, {az} E b eg m eci trnden katm erli ve lezzetli b ir k r otu. [D S]|| A rap mealesi gibi p ar lamak, o k k sa m ak. | A rap olaym, a k a y ollu | yem in sz. | A rap osuruu, {az} Siyah, kan atl | kk b ir kokulu b cek . [D S]|| A rap otura, {az} D ere le rd e su akntlarn n y a p t ukurluk. [D S]|| A rap oyunu, A n adolu 'nun p e k o k y erin d e oyn a nan b ir eit ky sey irlik oyunu.\\ A rap rakam lar, Bugn kullandm z on lk sistem e g r e dzenlen mi rakamlar.\\ A rap sabunu, Yum uak ve koyu ren kli sv sa b u n .| A rap sa, bot. R ezen e bitki| si(F oen icu lu m vulgare) 'nin s e b z e o la r a k tketilen iplik eklin d ek i taze yapraklar.\\ A rap sa, K a rm a kark, iinden klm az ;'j.|| A rap sam a dnmek, K arm ak, iin den klm az h le gelmek.\\ A rap stmas, H er giin tutan stm a.| A rap smbl, bot. | Z am bakgillerden y a p ra k sz i e k sap larn n tep e sin de salkm eklin d e kiiiik, m or veya b ey az i e k ler a a n b ir so an l bitki, (M uscari). | A rap al | gam, {azj Siyah turp. [D S]|| A rap tavan, zool. K zey A frika ve A r a b is ta n d a y a a y an boyu 20, kuyruu 22 cm. k a d a r uzunlukta, tahllar kem iren m em eli b ir hayvan ; ta rla f a r e s i ; {eAT}, (Jacu ls ja cu h s).|| A rap ua, A rap a sll; Fellah.\\ A rap uyand, l . Yaanan b ir o la y d an a rtk d ers aln d n, b ir d a h a ayn h a ta y a diim ek istenm ediini ifa d e ed en sz. 2. T alih y a rd m a balad . | A rap | Zengi (Arap ve Z enci), B ir du da y e r d e b ir duda g k te diye t a r if ed ilen b ir m a s a l cads.\\ A rap ye mei, {az} Tuz ve k a r a b ib e r k artrla ra k y a p la n bir katk. [D S]|| A rap yolu, m p arato rlu k d n em i e l sa n a tlarn d a a r a b e s k y er in e kullanlan terim .| | A rap zam k, A fr ik a d a y etien a ka sy a (A ca cia vera) lard an e ld e ed ilen k ah v eren g i effa f, y a p ka n b ir m adde. A rapa, [Arap-a] zf. 1. Arap usulnde; Arapn yap t gibi. 2. is. Araplarn konutuu, Sami dillerin gney beine giren bir dil. 3. Bu dile ait; bu dille ilgili. A rapalam a, [Arap-a-la--ma] is. Arapann zellilderini kazanma. A rapalam ak, [Arap-a-la--malc] d n l.f. [ -r ] Arapa zellik kazanmak. A rapalatrm a, [Arap-a-la--tr-ma] is. Arapa zellii kazandrma. A rapalatrm ak, [Arap-a-la--tr-mak] gl. f i [-r] Arap dilinin zelliini kazandrmak. A raplam a, [Arap-la--ma] is. Arap olma, Arapl benimseme. A raplam ak, [Arap-la--mak] dnl. f i [-r ] Arap

----------------------------------------------- -----------------------------A R A

kltr ve yaayn benimsemek, Arap gibi olmak. A raplatrm a, [Arap-la--tr-ma] is. Bask veya di er yollarla Arap yaay ve kltrn benimsetme. A raplatrm ak, [Arap-la--tr-mak] g j- ^_lrj Zor kullanarak veya baka yollarla Arap kltr ve ya ayn benimsetmek; Arapl kabul ettirmek Araplk, -[Arap-lk]is. Arap olma durumu, a r ar, [Ar. ar'ar y^p] / OsTf is. 1. Ard. 2. Dikenli ard aac; da servisi. 3. mec. Gzelin ince Ve uzun boyu. araro t, [ng. arrow (ok) + root (kk) > arrow-root] . Scak lkelerde yetien bir tr zencefilgillerin rizomlarndan elde edilen niasta. S ararot kam, A ntillerde yetien ve kknden a ra ro t eld e edilen b ir eit kam , (M arantha arn din acea). a r a s 1 [Ar. 'urs > arus (gelin) > ars ^ly-l] (a-ra:s) , {OsT} is. 1. Gelinler. 2. Dnler. a ras2, [Ar. ara (bo y er) > a'r {OsT} is. Bo topraklar; arsalar, aras, [Ar. a ra s ^ y ;] {OsT} is. Yorgunluk; bitkinlik. arasa, [Far. araste] {az} is. Tahl, meyve ve baz rnlerin satld yer; ar; pazar. [DS] S arasa ua, T ahl kom isyoncusu. arasat, [Ar. ara (yer) > arat o l^ y ;] ('arasa;t) {OsT} is. 1. Arsalar. 2. z. is. isi. Kyamet gnnde btn llerin dirilerek toplanaca yer. 3. {az} Ortalk; ara yer. [DS] S1 arasat cazs, {az} Ara b o z an ; s z tayc; m nafk. [DS] aral, [ara-sl] {az} sf. Paralel; kout. [DS] arasz, \eT. ra-sz] sf. 1. {eT} Arasz; aracsz; do rudan. 2. zf. Devaml, srekli olarak; hi ara ver meden. arasta, [Far. rste / rste < l_> ] {OsT} is. 1. Ss t^ T lenmi. 2. Eski kapal arlarda ayn eyay satan esnafn bulunduu yer. 3. Ordughta kurulan ar, ordugh ars. 4. mim. st rtl ve dkknlar nn n saakl ar, arastak , - [Erme, arasda] is. 1. Tavan. 2. Yapla rn stn rten atnn duvar tesine kadar olan kntlar; saak; arstak. araste, [Far. rsten (s slem ek) > rste <u-.ljT] (a:ra ;s te) {OsT} sf. Sslenmi; donanm, arastegi, [Far. rste-g is. Ssllk. a ra, [Ar. ar > a'r jilyM] (a -ra ;) {OsT} is. 1. G n en yksek tabakalar; arlar. 2. Tahtlar. 3. Damlar; atlar. 4. Direkler. 5. Pavyonlar, arait, -di [Fr. arachide] is. bot. Y er fst, aram ak, ara-mak > ara--malc] ite, f . [-r ] 1. Bir birini aramak. 2. Hep beraber aramak, aratr, [ara--tr-] is. Aratrma. (a ;r a ;s te g i;) {OsT} (a-ra;s)

ARA

IMTlCt S Z H b .
3. Fasulye, bezelye gibi bitkilerin sarlmas iin di kilen srk. 4. Kuma kenarlarndan kesilen ince paralar; kuma eritleri. [DS] S aray makas, {az} B a k rc m akas. [DS]

aratrc, [ara--tr-c] is. 1. Aratran, inceleyen; tetkik eden. 2. sf. Merakl; mtecessis. aratrclk, - [ara--tr-c-lk] is. Aratrcnn yapt i, meslek, aratrlma, [ara--tr-l-ma] is. Aratrlmak ii.

arayi, [Far. rsten > ry ^.bTl (a :r a :y i:) {OsT} is. aratrlmak, [ara--tr-l-mak] edil. f i [ -r ] Tatr Dzenleyicilik; sslemecilik, ma yaplmak, dikkatle gzden geirilmek, arayi, [Far. rsten (s slem ek) > ryi jiljT] (o:~ aratrm a, [ara--tr-ma] is. 1. Sanat, edebiyat \e bi ra:y i) {OsT} is. 1. Ss; ziynet. 2. Ssleme; sslelim alanlarnda yaplan disiplinli inceleme ve a yi. lma. 2. Sakl bir eyi bulmak iin yaplan arama (a-ra:z) {OsT} is. 1. abas; taharri, aratrm a filmi, B ir bilim sel a ra z 1, [Ar. arz > a'rz aratrm ay s a d e c e k ay d etm ekle e ld e ed ilen film . | | Arazlar. 2. Ktye ynelik belirtiler; kt iaretler. aratrm a grevlisi, Yksek retim kuru m larnda 3. tp. Hastalk belirtileri; semptom. 4. m ec. nsana yaplan a ra trm alard a y a rd m c olan veya bu k o musallat olan; kaza; kader; kazalar; felaketler. 5. nuda verilen g rev ler i y a p an retim yesi y a r{az} Hastalk; dert. [DS] dm cs.| aratrm a kitapl, ktp. A ratrm a ku a raz2, [Ar. rz > arz | 0 (a :ra :z ) {OsT} is. Irz ru m lan ile a ra trm ac g ru p la ra hizm et etm ek alar; namuslar. m acyla kurulan kitaplk. a ra z 1, [ara-z] {az} sf. Aralkl. [DS] S1 araz d araz, aratrm ac, [ara--tr-ma-c] is. Bilim ve sanat a{az} (D oku m alar iin) s e y rek ; a ralkl. [DS] lanlarnda disiplinli aratrma yapan kii; aratr araz2, [Ar. arz (gsterm ek) > araz ^ y^ ] {OsT} is. 1. man. aret; belirti; iz. 2. Aslnda mevcut olmayp da bir aratrm aclk, - [ara--tr-ma-c-lk] is. 1. Ara eye sonradan eklenen. 3. Ortaya kmas, belirme trmac olma durumu. 2. Aratrmacnn ii. si iin bir baka eye, bir ze muhta olan ey. 4. aratrm ak, [ara--tr-mak] gl. f . [ -r ] 1. Bir kimse Tesadf. 5. Altn ve gm dndaki mal, mlk. 6. yi veya bir nesneyi bulmak iin evreyi gzden tasvfi. Madde lemine ait eyler, mal mlk. 7. hk. geirmek, incelemek; taharri etmek. 2. Sormak, Altn ve gm dnda sahip olunan her trl mal soruturmak. 3. ncelemek; tetkik etmek, mlk, fi1 araz- m , fiel. B ir k a teg o riy e giren , h e r aratrm an, [ara--tr-man] is. Aratran; inceleyen; e y e n ispet ed ileb ilen vasf. | araz- hs, f e l . B ir | tetkik eden. k a teg o riy e g iren n esn elerd en bir ksm n a zg n ite arat, [Ar. arat ol^t] (ara:t) {OsT} is. 1. Blge; mn lik:.| araz- lzm, f e l . zden ayrlm as o la n a k sz | tka. 2. Avlu. durum. aratm a1, [ara-t-ma] is. Aratmak ii. araz3, [Ar. ahras] {az} sf. Sar ve dilsiz. [DS] aratm a2, [art-mak (asm ak, y klem ek) > ar(a)t-ma] arazan , [Ar. arz > arzn llily] (a -ra':za :n ) {OsT} (eATJ is. Heybe, zfi. Tesadfen; rastgele. aratm ak, [ara-t-mak] gl. fi [-r ] 1. Bakasna arama arazat, [Ar. arz (yer)=> arazt oUbjl] (a ra z a :t) {OsT} iini yaptrmak. 2. Arzulatmak; istetmek, is. 1. Topraklar. 2. lkeler; memleketler. 3. klim aravadana, [Sansk. arvadna?] (eTj is. Manastr. ler. [EUTS] arayadana, [Sansk. arvadna?] {eT} is.-* aravadana. arayende, [Far. rsten > ryende -U;!jT] (a :ra :y en de) {OsT} sf. Dzen veren; donatan; ssleyen, arayc, [ara-y-c ls^ j T ] is. 1. Aramay kendine i edinen kimse. 2. Bir eyi bulmak iin srarla dola nan. S arayc ba, as. M erm i b a n a taklan ve o m erm inin yolunu h e d e fe yn len diren elek tro n ik dzenek. | arayc esnaf, m p aratorlu k d n em in de | stanbul'un p lerin i toplayan ve bu p le rd ek i ie y a r a r m ad d eleri toplayp sa ta r a k g eim in i s a la yan e s n a f takm. | arayc fiei, as. a re t fi e i. | | | arayc it, {eAT} Av kpei. aray 1, [ara-y-] is. Arama ii ve biimi. aray2, [Far. ryi ?] {az}] is. 1. Budama. 2. Do kumaclkta ipleri dzenleyen kk tahta paras. arazb ar, [Ar. araz+Far. br _>Uiy>] (a ra z b a .r) {OsT} is. miiz. Dgh perdesinde kalan hayatinin nev zerindeki eddine, rast belisinin argh zerinde ki eddi ile uak drtlsnn eklenmesinden mey dana gelen eski Trk mziine ait birleik bir ma kam. S arazb ar buselik, A raz b r m akam n n s o nuna b ir bu selik drtls veya b e lisi e k le m e k le nc Selim tarafn dan m eydan a g etirilm i b ir le ik b ir m akam . arazet, [Ar. arz (genilik) > arzet {OsT} is. En; genilik, arazi, [Ar. arz (toprak) > arz! jt] (a r a :z i:) {OsT} is. 1. Yerler; topraklar. 2. Ekilebilen topraklar. 3. Yerleim birimi ve yollar dnda kalan yerler. 4. Bir lke topraklar. 5. as. Kla, ky, ehir vb. otu y>] (a ra :z et)

l i e iCE a .

2.1

ARD arbet, [Ar. ibret] {az} is. irkin, biimsiz, gln yz veya vcut. [DS] arblm ak, [arb-l-mak] {az} dnl. fi [ -r ] 1. Aban mak; yaslanmak. 2. Dayanmak; yklenmek. 3. Aslmak; tutunmak, taklmak. 4. Trmanmak; k mak. 5. Atlmak; saldrmak. 6. Birisine yk olmak. 7. Binmek. [DS] arb, [arb-] {az} is. Dzen; intizam. [DS] arbm ak, [arb--mak] {az} dnl. fi. [-r ] 1. Abanmalc; yaslanmak. 2. Dayanmak; yklenmek. 3. Aslmak; tutunmak, taklmak. 4. Trmanmak; k mak. 5. Atlmak; saldrmak. 6. Binmek. 7. Yoktan kavga karmak. 8. ( iin) tutmak; yapmak. [DS] arb itraj, [Lat. arbitrari (k ara r verm e) > Fr. arbitrage] is. bank. 1. Bir yerden dviz, kymetli maden ve menkul kymet satn alarak daha yksek fiyatla baka bir yerde satarak para kazanmak. 2. Deeri yksek bir mal satp ileride daha ok ykselecek baka bir mal satn alarak kr elde etmek, arboretum , [Lat. arboretum] is. bot. 1. Yabani aa larn yetime artlarn incelemek amacyla kurul mu botanik bahesi. 2. Bir botanik bahesinde aa ve allarn dikimine ayrlm yer. a r c a 1 [ar()-ca] {az} sf. 1. Temiz. 2. Namusluca. , [DS] S arca silice, {az} Tertemiz. [DS] arca% -a i [Ar. arec (topal) > arcs fU ^ t] (a :r c a .) {OsT} sf. 1. (Bayan iin) topal; aksak. 2. is. Srtlan. a rca k 1, - [ar()-cak] {az} sf. Temiz. [DS] S arcak d urcak, {az} Tertemiz. [DS] arcak 2, - [ar-cak] {az} is. Koyunlar tipiden ko rumak iin gtrlen kuytu yer; koyak. [DS] arcalam ak, [ar()-ca-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [ Ul y o r ] Temizlemek. [DS] arcele, [Ar. arcele y-] {OsT} is. Sr,

rulan yer dndaki ak alanlar, t? arazi am a, Fundalk, sazlk, koru lu k g ib i y e r le r i tem izleyerek tarm a elv erili h le g etirm e. | arz-i hliye, 1. | B o topraklar. 2. S ahipsiz to p rak lar. | arz-i mu | kaddese, {OsT} K u tsal to p ra k la r ; F ilistin ve ev resi.ll arzi-i m breke, {OsT} K u ts a l to p ra k la r; H i caz b lg esi; M ekke ve Medine.\\ arazi olm ak, 1. B irlikte y a p la n b ir a lm a s ra sn d a an iden o rta dan k ay b olm ak ; k a y ta rm a k ; sa k la n m a k ; kam ak. 2. K orkudan sinm ek. 3. G izlen m ek; sa k la n m ak . 4. Sinmek. | arazi lm, B ir a razin in alan n lm e | ii veyntemi.\\ arazi tat, K a r a y o lla r ve o t o y o l lar dn daki y o lla r d a ve e n g e b e li a ra z id e ku lla nlmak zere z e l o la r a k retilm i, d rt tek erle i de m otordan g a la n m oto rlu a ra . | araziye uy | mak, Yeni g irilen o rta m d a k i d e i ik tutum lara ahm ak ve uymak. a'ra/i, [Ar. arz > arz I. Kiistgele; tesadfi. 2. Arzi, |Ar. arz > araz (a r a :z i:) {OsT} sf. (a -r a :z i;) {OsT} sf.

ara/,
n/i

nceden aslnda olmad hlde sonradan eklenen; uru/iv | ar. rzi jijbTl (a :r a ;z i ) {OsT} is. 1. Hayr 1 dua cime; iyi dilekte bulunma. 2. Sadaka verme.

Hra//, [Fr. arroseuse] is. Y eri sulamakta kullanlan


lfl. bulamak, [arba-la-mak / arva-la-mak] {eT} gl. f i l ' l Htlsillcmek; sihir yapmak. [EUTS] bulauk, [arba-la-n-mak] {az} dnl. fi. [ - r ] 1. > gelen yana doru eilmek, meyletmek. 2. Bib e r i ullanmak; abanmak. [DS] n e | arbalte] is. as. Bir zemberek araclyl Mtla ve kundak zerine oturtulmu elik yay. ^ M u k , [arba-n-mak] {az} g l. f i [ - r ] 1. zeriUnmak. abanmak. 2. A aca trmanmaya arha! l {az) is. ok kuvvetli erkek. [DS] laz/ s f 1. Eri bacakl. 2. (Kii iin) ' i sal. 3. Y aram az. [DS] !** lfha--mak] ;a ,z/ dn l. f i [-r ] Salu-l {az) sf. 1. A rsz; hayasz. 2. ,lsu/-; batk. [DS] I la:,1 sf. 1. K sr; yavru vermeyen. hastalkl. 3. ( ocu k iin) tombul; sf. Aykr; zt; kar. [DS] I is. aram ba. [DS] -'O {OsT} is. Kavga; grlt *-] r*rt> ed e-Q , K a v g a a ray an . | arbe| I" r h II a r b ede-k r, K av""-l arb ed e kopm ak, Aniden "" e - s a z K a v g a c lk '

H P t t k |Ds

arcm an , [arc-man] {az} is. Karaal. [DS] arct, -d [ard > arct] {az} is. Ard. [DS] arak , - [Erme, ar] {az}] is. Ay. [DS] ar, [ar-] {eT} is. Heybe. [DLT] arun, [Sansk. arjuna] {eT} is. Hindistan'da yetien, mirobalan ad verilen meyvelerinden tanen retilen bir bitki, (T erm inalia arjuna). [EUTS] a rd 1 [rd / art] {eAT} is. 1. {eT} Arka taraf; art. [Cla, uson] 2. Srt. 3. te. ard dndrici, {eAT} Srt ev iren .| ard ca gelici, {eAT} I. T akip ede. 2. Bil iin p e in e den.J ard ca yrim ek, {eAT} A rdn a | d m ek; takip etmek. ard 2, [Far. rd ijT] (a :rd ) {OsT} is. 1. Tahl unu. 2. Deirmen tana buday aktan oluk. Un eleyici. 2. Un elei. rd-bz, 1.

-ard a, [-arda / -erde / -urda / -rde / -rda / -rde] {eT} yap. e. Zarf fiil (ula) eki. Sfat fiil eki olan -r / -ar / - e r / -ur / -r ile bulunma durum eki olan -d e / -da eklerinin birlemesi ile meydana gelmitir; -ken, -

ARD di i zaman anlam verir, k -a rd a (karken ), y o rr d a (yrrken), k r- rd e (grdnde) a rd a 1, yere veya [DS] ard a2, [? arda] is. 1. Uzun el denei. 2. aret olarak dikilen ubuk. 3. elik kalem. 4. Hkmdar kumandan asas. 5. (az} krk kalemi. [arda] {az} is. Evde kalm kz. [DS]

I M IiM tM .
ard arad an , [arda-ra-dan] {az} zf. 1. Dolaysyla. 2. Arkadan arkaya; habersiz; sezdirmeden. [DS] ardarnlam ak, [ardar-m-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-l()-y o r] Hayvana yk yklemek. [DS] ard atm ak , [arda-t-mak / arta-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] Mahvetmek; bozmak harap etmek. [EUTS] [Gabain] ard ca, [ard-ca] {eAT} zf. 1. Arkadan; geriden. 2. {az} Dnden sonra gelin ve gveyin ana babala rnn birbirlerine verdikleri ziyafet. [DS] ard a, [ard-a] {eAT} zf. -* ardca. arddule, [Far. rddle Bulama. arden, [Far. rden CujT] (a .rd en ) {OsT} is. 1. Szg. 2. Kevgir. ardhale, [Far. ardhle <dLijT] (a :rd h a :le ) {OsT} is. Bulama. ard, [ard-mak > ard-] {az} is. 1. Soan, sarmsak demetleri. 2. Heybenin iki gzn ayran ksm. [DS] ard , -c [eT. artu / ara] is. bot. Servigillerden souk ve lman iklim evrelerinde yetien ine yaprakl kozalakl bir aa, (Jun eperus). S ard burucu, {az} A rdcn k k krm z m eyvesi; a r d zm. [DS]|| ard gilii, A rd meyvesi.\\ a r d katran, D eri h a sta lk la r ile ev cil hayvan larn uyuzlarna kar kullanlan a rd odunun dam tl m as ile e ld e ed ilen siyah p a r la k a kk an swz.|| a r d kuu, K a r a tavu kgillerden t ahenkli, kl renkli, b c e k le r le beslen en , p e k o k tr bulunan ku, (Turdus pilarus).\\ ard paras, {az} Dn le r d e d elik a n lla ra verilen p a r a . [DS]|| ard raks, Y abani y em i ve e k e rd en y aplan , a r d tohum lar ve p elin a acn n tep e tom u rcu klar ile koku lan d rlan b ir iki; cin ; bitter; cinfiz; martini. ardk, - [ard-k 3->jT] {eAT} sf. 1. Artk; ziyade. 2. {az} Aralkl. [DS] 3. {az) Ters. [DS] ardklam ak, [ardk-la-mak] {az} gsz. f i [-r ] [-l()y o r ] Dman olmak. [DS] ardl, [ar(t)-l] sf. 1. Birbiri ardna gelen; arka arkaya gelen; mtevali; ardl. 2. is. Birinden boalan yere geecek olan kimse; halef. S ardl cmlecik, Te m el c m leci e bal, f a k a t onun sonucunu belirten cmlecik.]] ardl grnt, ). B ir nesnenin g e r e k re n k lerle olan ilk grntsnn ardn dan ikinci r e n k lerle devam eden grnt. 2. B ir duyunun kay bolm asn dan so n r a g er iy e k alan grnt. ardlam ak, [ard--la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l()y o r ] 1. Korumak; arkalamak. 2. Srtna almak. [DS] ardl, [ard-l-] {az} sf. Asl. [DS] ardl, [ard-l-] is. Ardlmak ii ve biimi. S ardl yiri, {eAT} Atn stne binilen, y k ardlan yeri. (a :rd u :le) {OsT} is.

ard a3, [art > arda] (az) is. Kervann en arkasndaki deveye taklan byk deve an. [DS] ard a, [ar-da / er-dei] {eT} s f Erecek olan; ula c; varc. [EUTS] a rd a k 1 - [eT. arda-mak / arta-mak (rm ek) > , arda-k / arta-k] is. 1. Kaym, krmz grgen ve kz laa kerestelerinin veya aa kaplamalarn r meye baladklarnda oluan lekeler. 2. Kesilmeden yerinde kurumu aa. 3. {az} rm, rme ye yz tutmu aa. [DS] 4. {az} Lifleri karlkl olup doramacla yaramayan kereste. [DS] 5. {az} Direkler seyrek dikildii iin zerine fazla yk binen kiri. [DS] 6. {az} Tahta paralan ile ba lanm krk kol veya bacak. [DS] 7. (az} htiyar adam. [DS] ard ak 2, - [ard-mak > ard-ak] {az} is. Kfe. [DS] ardaklam ak, [ardalc-la-mak] gl. f . [ -r ] [-l()-y o r] Hayvan terbiye etmek, ardaklanm a, [ardak-la-n-ma] is. ten rme, ardaklanm ak, [ardak-la-n-mak] dnl. f. [-r] ten ie rmek; durduu yerde kurumak. ard a la 1, [arda-la] {az} is. -* ardaJ. [DS] ard ala-, [arda-la] {az} is. 1. Etin ie yaramayan paras. 2. Kasaplk hayvanlarn karacier, bbrek, barsak ve ikembe gibi organlarnn ad; sakatat. 3. nein bacak etleri. 4. Kervann en sonundaki deveye taklan byk an. 5. At ve eeklerin boy nuna taklan zil. 6. sf. riyar; kocaman. 7. Kaba gvdeli; aptal; ie yaramaz. 8. (Hayvan iin) yal; zayf. 9. (Y er iin) ssz; sessiz. 10. (Arsa, bahe vb. iin) ev, ehir veya mahalle arkasnda kalm. 11. zf. Arkadan; gyaben. [DS] ardalak, - [ar+dalak-] {az} is. Bal petei. [DS] ardalam adan, [arda-la-ma-dan] {az} zf. Arkadan arkaya; sezdirmeden; habersiz. [DS] ardalam ak, [arda-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] 1. Geriye kalmak; beklemek; arkada kalmak. 2. Tartmak; okkalamak. [DS] ardalaydan, [arda-la-y-dan] {az} zf. (Konumak iin) arkadan ktlne. [DS] ardalm ak, [arda-l-mak] {az} dnl. f . [-r ] Zayf lamak; kmek. [DS] ard am ak 1 [arda-mak / arta-mak] {eT} gsz. f i [- r ] 1. , rmek; bozulmak. 2. {az} Kocamak; ihtiyarla mak. [DS] ard am ak 2, [arda-mak] {az} gl. f i [-r ] [-d ()-y o r] Asmak; arkaya almak; sermek. [DS]

283

_____

_____

_____

______

ARP

ardllk, - [ardl-lk] is. Ardl olma durumu; haleflik; halefyet. ardlm a, [ar(t)-l-ma] is. stne ullanma; abanma, ardlmak, [ard-mak > ard-l-mak _ T {az} gsz. >] f. [ -r ] 1. Birinin veya bir eyin zerine arlnn byk blmn verecek ekilde yaslanmak; aban mak; yklenmek. 2. Birinin srtndan geinmek; asalak yaamak. 3. nec. Satamak; atmak. 4. st ne atlm olmak; dolanm olmak; {eAT} (ayn). 5. stne atlmak; saldrmak. 6. Dayanmak; yklen mek. 7. Aslmak; tutunmak; taklmak. 8. Trman mak; kmak. 9. Binmek. 10. Uzanmak. 11. Yzs t kapanmak. 12. Yklmak. 13. stnde kalmak. 14. Kaarken dnp kar koymak. 15. Aleyhte bu lunmak. 16. Birinin peine dmek. 17. Alay et mek; kzdrmak. 18. Eziyet etmek. 19. Az kavga s eden kiiler arasna girmek. 20. akalamak. 21. Birisine yk olmak. [DS] ardl, [ardl-] {az} sf. 1. Asl. 2. Yklenmi. [DS] ardm ak, [ard--mak] {az} gsz. f i [-r ] rmeye yz tutmak; rmek. [DS] ardmsmak, [ard-ms-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] Ba yatlamak; bozulmaya, kokmaya yz tutmak. [DS] ardn, [eT. art > ard-m] {eAT} zm. Arkas; arkasna. fi1 ardn ardn, {eAT} G erisin geriye. ardnca, [art > ard--n-ca *i>T] zf. Hemen ardndan; arkasndan; peinden; ard sra; ard ardna. {eAT} (ayn). S ardnca eylemek, {eAT} A rkasn a takp k a tm a k ;p e in d e n yapmak.\\ ardnca gelmek, {eAT} P ein den g elm ek ; takip etm ek. | ardnca gelinmi, | {eAT} T akip ed ilen ; p ein d en g elin en .| ardnca | gitmek, {eAT} B ir kim seye uymak. j ardnca irm ek, | {eAT} T akip etm ek; p e in e dm ek. j ardnca ir r| mek, {eAT} A rkasn a takm ak; p e in e katm ak.| a r | dnca otac, {eAT} P ein i bra k m a y an ; takip ed en ; yakalayan.\\ ardnca olmak, {eAT} 1. (B ir eyin ) hevesinde, arzusu nda o lm a k ; azm in de olm ak. 2. A rkasn bra k m a m ak ; izinde bulunm ak; p ein d en gitm ek; izlemek.\\ ardnca varm ak , {eAT} P ein den gitm ek; takip etm ek. | ardnca viribimek, {eAT} A r | kasndan g n derm ek. ardnc, [eT. art > ard-mc T] {eAT} sf. kinci, ardnlamak, [ard-n-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()y o r] Ardna dmek. [DS] ardnmak, [ard-m-mak] {az} gl. f . [-r ] 1. Palto, ceket, pelerin, uval, heybe gibi eyleri srta almak; omza atmak. 2. dnl. f i Abanmak; yaslanmak. 3. Darlmak; ksmek. [DS] ardr, [Sanslc. rdr] {eT} z. is. 1. Bir yldz ad. [EUTS] 2. Aym menzillerinden biri. [EUTS] ardra, [eT. ard--ra {eAT} zf. 1. Sonraya; ar kaya. 2. {az} is. Bir binann arkas. [DS] ardradan, [eT. ard--ra-dan -I^jT] {eAT} zf. 1. Ar kadan; geriden. 2. Arkasndan.

ardradn, [eT. art > ard--ra-dn jj.sljpjl] {eAT} zf. 1. Arkadan; geriden. 2. Arkasndan, ard n k , - [ard-r-k] {az} is. Kusur; eksik. [DS] ard rm ak, [ar-dr-mak] {eT} gl. f i [-u r] 1. Yormak. [Mhenn] 2. {az} Sopa ile zerine yrmek. [DS] 3. {az} El veya sopa ile dvmek. [DS] ardk, - [art > ard--lc] sf. Kesintiye uramadan birbiri ardna gelen; mtevali. ? ardk grnt, B ir duyunun kaybolm asn dan so n ra d a devam ed en grnt.\\ ardk olgular, tp. B ir hastal n so n u cu olm ayan f a k a t hastalktan so n ra o rtay a kan olgular.\\ ardk saylar, A rka a rk a y a g elen say m a saylar. ardklk, -, [ardk-lk] is. Ardk olma durumu, ardil, [tescil edilen isim] is. Y er fst proteinlerinin molekllerinin deiik bir dzenlemesiyle elde edi len sentetik iplik veya elyaf. ardin, [Far. rdn jjJjT] (a :rd i:n ) {OsT} is. mtihan; tecrbe; deneyim, ardiye, [Ar. arz > ardiyye (19. yy. son ras) 4 ^ jl] {OsT} is. 1. Yerler. 2. Genellikle ticari eya koyma ya yarayan byk depo. 3. Eyalarn bir sorumlu luk altnda sakland yer. 4. Byle bir yere konu lan eya iin denen cret, ardiyeci, [ardiye-ci] is. Bakalarna ait eyay yaptr d zel deposunda cret karlnda saklamay, korumay meslek edinmi kimse. ard lam ak 1 [ard-la-mak] {az} gl. fi. [ - r ] [-l()-y o r] , 1. Kovuturmak; takip etmek. 2. Tekrar etmek. 3. Srtna almak. [DS] ardlam ak2, [ard-la-mak] {az} gl. fi. [ - t ] [-l()-y o r] 1. Ykletmek. 2. Asmak; takmak. 3. Uzanmak. [DS] ardlam ak, [ard-la--mak / art-la--malc] {eAT} ite. f i [-u r ] Ata binen birinin arkasna binmek, ard m ak , [ard-mak jo jT ] {eAT} gl. fi. [-u r ] stne atmak; dolamak; asmak; yklemek. S m ak, {eAT} A sverm ek; ilitiriverm ek. ardtule, [Far. rd-tle / rd-dle {OsT} is. Bulama, arduaz, [Fr. Ardennes (Lksem burg, A lm an ya ve F r a n sa a ra sn d a y e r a la n d a lk b lg e) > ardoise] is. Mavimsi gri veya koyu mor renkte, tabakalara ayrlabilen killi amur birikintilerinin jeolojik olay lar srasnda scak ve basncn etkisi ile talamas sonucu meydana gelmi bir tortul kayaan ta; kay rak. ardu, -cu [ardu / ard] {azf is. bot. Ard. [DS] arduk, [ar-tuk / ar-duk / adruk] {eT} zf. Artk; ok; fazla; arta kalan; son; son derece. [EUTS] ardun, [ar-dun / ar-tun] {eT} is. Kimyon. [EUTS] ard u rad an, [eT. art > ard-u-ra-dan] {esk i An. T.} zf. -* ardradn. arda ko(a:rd tu :le)

ARD ardutal, [ardu-t-al] {eT} is. Hamam otu. [DLT] are, [Ar. are jU] (a :re ) {OsT} is. dn alman veya verilen mal; ireti mal; dn, areb, [Ar. reb vjT] (a :re b ) {OsT} sf. Akll; iini bi lir; akgz. arec, [Ar. arec (topallk) > arec ^j*-'] {OsT} sf. Aya sakat; topal. are c1, [Ar. rec] (a :r e c ) {OsT} is. Dirsek. arec2, [Ar. arec {OsT} is. Topallk,

1 H M S 0 M .

arfa, [Ar. arfa li_^] {OsT} sf. 1. Yeleli. 2. is. Srtlan, arg a, [eT. r-mak > ar-ka > ar-a gtjT / j- jl] {eAT} is. - * arga. a rg a 1, -c [ar-ga] {az} is. 1. Davarlarn akta top lu olarak yattklar dz da srtlar. 2. Hafif meyilli yer; bayr. 3. Dalarda kar biriken ukur yer. 4. Omuza alman mertek ya da srn dengesini sa lamak iin dier omuza konulan dayanak. 5. Erkek cinsiyet organ. [DS] arg a2, -c [eT. r-mak (arasn dan gem ek, d o la m ak) > ar-a-mak (atk atm ak) > ar-a-] is. 1. Do kuma tezghlarnda ilmekten sonra enine geirilen iplik; atk. {eAT} (aym) 2. Bir alya taklan ip yu mann rzgrda savrula savrula top biiminde dolam hli, argalam a, [arga-la-ma] is. Arga atma; atk atma, argalam ak, [arga-la-malc] gl. f i [-r ] [ - l()-yor] 1. Dokuma tezghlarnda enine ip geirmek; atk at mak. 2. gsz. f i (Ekin iin) sklk ve grlk yzn den birbirine girmek, argal, [arga-l] {az} sf. Sk, kuvvetli, verimli mahsul. [DS] argalk, - [arga-lk] is. 1. Dokuma tezghlarn daki mekiklere sarlm ip. 2. Kl ya da ynden do kunmu uval, argadal, [ara+dal?] {eT} is. Da beli; da geidi. [Nevy] argadam ak, [Mo. ara-da-mak] {eT} gl. f i [ - r ] Al datmak. [Nevy]argag, [ar-a] {eT} is. Balk ol tas. [DLT] argala, [arka-la-] {az} is. 1. Hamal semeri. 2. Hayvann semerinin altma konulan ul veya kee paras. [DS] argalam ak, [arga-la-mak] {az} gl. fi. [~r] [-l()y o r] Seyrek dokumak; batan savma dokumak. [DS] arg al1 [arga-l] {az} sf. Diki hatasndan dolay el , bisenin tye uymayan taraf. argal2, [Mo. arali] is. Yaban koyunu. [DS] argali, [eT. arkar > Mo. arali] is. zool. Boynuzlu gillerden Dou A syada yaayan byk boynuzlar olan azman bir yabani koyun, (Ovis am m on). argalla, [Suriye Ar. arkala] {az} is. 1. Yk. 2. En gel. 3. Ba belas. [DS] argalya, [Yun. argalyo (m akara)] ( a rgalya) is. dnz. Balk kay kr, argam ak , [ara-mak] {eT} gl. fi. [ r ] Atk atmak, argan, [t. argano] ( a rgan) {az} is. dnz. Bucurgat. [DS] arganun, [Yun. organon] {OsT} is. Org. arg arm ak , [arar-mak / ar-ur-mak] {eT} gl. f i [-u r] 1. Yormak. 2. dnl. Yorulmak. [DLT] argam ak, [arga--mak] {az} dnl. fi. [-r ] Kavga, grlt etmek. [DS]

arecan, [Ar. arecn OU-y ] (a :re c a :n ) {OsT} is. 1. Topallk. 2. Topal kimsenin yry, a'ref, [Ar. arif > aref ciy^l] {OsT} sf. 1. ok tann m; hretli; ok bilinen. 2. En (daha ok, pek ok) anlayl, en bilgili, arefe, [Ar. arefe y ] {OsT} is. -* arife, arekiye, [Ar. arekiyye zina yapan; zinakr. a'rem , [Ar. a rem fy I] {OsT} s f Benekli; alacal, arem ide, [Far. remde o-ljj] (arem i:d e) {OsT} sf. 1. Dinlenen 2. Rahat, arem rem , [Ar. aremrem f ordu. aren, [Far. renjjT] {OsT} is. Dirsek. arena, [Lat. arena] is. 1. Kum. 2. Roma gladyatrle rinin dvt, amfiteatrn ortasndaki yuvarlak kumlu alan. 3. Boa grelerinin yapld stad yum. 4. m ec. Siyasi ekimelerin ve tartmalarn yapld yer; siyaset sahnesi. 5. Granitli kayalarn ufalanmasndan meydana gelmi kuvars, mika ve feldspat taneleri bulunan kum. aren c, [Far. renc gijT] (a :ren c) {OsT} is. 1. Dirsek. 2. Yol; gidi; tarz, arende, [Far. rende oJjT] (a :ren d e) {OsT} is. (Kii iin) bir ey getiren, areng, [Far. reng j ] (a:ren g ) {OsT} is. 1. Dirsek. 2. Dert; keder; sknt. 3. Tavr; usul; yol; tarz. 4. Tr; eit; renk. 5. Vali. 6. Hile; aldatma; oyun; dzen. 7. ba. Sanlr ki; galiba; yledir; benzer; hemen hemen, areom etre, [Fr. aromtre] is. fz. Svlarn younlu unu lmeye yarayan ara; sv younluk ler; sv ler. areste, [Far. reste a^jT] (a :reste) {OsT} sf. Sslen mi; bezenmi, aret, [Far. r e to jl] {OsT} is. Dirsek. arey, [Yun. are] {az} nl. 1. Korku ve ama bildi rir. 2. (ecek ikramnda) yeter! [DS] arf, [Ar. arf {OsT} is. Gzel koku. {OsT} is. Kalabalk y>] {OsT} sf. (Kadn iin)

ie lM M .2 8 5
argn, [ e l ar-mak (yorulm ak) > ar-m j i - j l ] {eAT} (az} sf. 1. Gc tkenmi, yorulmu; yorgun; bit kin; bitap; zayf. 2. Beceriksiz. [DS] argnlk, - [ar-gm-lk] is. Yorgun, gsz ve zayf olma durumu, argrm ak, [eT. r-mak (yorulm ak) > ar^r-mak

ARI argurm ak, [ar-ar-mak / ar-ur-mak] {eT} gl. f . [u r] 1. Yormak. [DLT] 2. {eAT} Zayflatmak. 3. gsz. f . Yorulmak; zayflamak, argurtnak, [arur-t-mak / arurturmak] {eT} g l. fi [-u r] Yordurmak. [DLT] argurtturm ak , [arur-t-tur-mak] {eT} gl. f i [-u r] Yordurtmak. [DLT]

gsz. f . [-u r] 1. Yorulmak; zayflamak. 2. argm an, [Fr. argment] is. 1. mat. Bir denklemin, g l . f Yormak; zayflatmak, bir eitsizliin herhangi bir elemannn bal bu arg, [eT. ar-k- > ar] (eATf is. 1. Kervan. 2. Ker lunduu belli bir deer; bamsz deiken. 2. ast. vanla gezen tccarlar; bezirgnlar. Bir gk cisminin hareketlerine ait denklemin bal argt, -d [eT. r-mak (dolam k) >ar-g-t] is. 1. ki olduu belli bir deer. 3. Bir cetvelde baka bir sa da sras arasnda kalan boaz; geit; bel; derbent. yy bulmak iin yararlanlan temel say, 2. Keklik tuzann iki tarafndaki aa paralar. 3. (az} it yapmakta kullanlan, bir yan atall uzun arh a, [arka> arha U-jT] {eAT} is. Arka; srt, srk. [DS] arh an t, [Sanslc. arhant] {eT} is. Aziz. [Gabain] argi, [Far. r ^ i^ j] (a rg i;) { OsT} is. Halk he kimliinde gz ilac olarak kullanlan, kadntuzluunun kknn kabuu, argo, [Fr. argon (17. yy. d ile n ciler birlii) > argot] is. 1. Bir meslee veya sosyal bir gruba dahil olanla rn, lnl ortak dilden ayr olarak kendi aralarn da kullandklar zel ve gizli dil. 2. Kltrsz ve kaba kiilerin ayp ve edep d szleri; lisn- erzil; lisn- hezele.. 3. Hrsz ve klhanbeyi dili; kay dili. 0 argo konumak, K a b a ve e d e p d s z le r s a r f etm ek. argon, [Yun. argon (etkisiz)] is. kim. Atom numaras 18, atom arl 39,9 olan renksiz kokusuz ve at mosferin yzde birini tekil eden, akkor esasl am pullerin doldurulmasnda kullanlan nadir bulunur bir gaz; sembol: Ar. argonot, [Fr. argonaute] is. 1. zool. Kafadanbacakllardan iki solungal salyangoz kabuu gibi kabuu bulunan ahtapota benzer bir deniz canls; (A rgonauta arg o ). 2. Yelken eitimi iin kullanlan kk ve tek tip bir yar yat, argosup, [Yun. halkosup] {az} is. st delikli k k bakr kazan. [DS] argu, [r-mak (dolam ak, yoru lm ak) > ar-u] {eT} is. iki da aras; uurum. [DLT] argu, [r-mak (d olam ak) > ar-u] (eT} is. sf. n sann aldand nesneler; aldatc. [DLT] r? argu ajun, A ldatc dnya. [DLT] argulamak, [r-mak (arasn dan g em ek) > ar-u-lamak] (eT} gl. f . [ - r ] Arasndan gemek; arasn yarmak; gemek. [DLT] [ETY] argun1, [r-mak (y o r u lm a k /d o la m a k ) > ar-un / ar gn] (eT} is. 1. Bir tr byk fare. [DLT] 2. {eAT} Yorgunluk. 3. (eAT} sf. Gc tkenmi, yorulmu; yorgun; bitkin; bitap; zayf. 4. (az} (Yemek iin) kokmu; arlam; bozulmu. [DS] S argun a r gun, Yava y a v a ; sa k in sakin. argun2, [eT. akru (yava, sesiz) > akru-n > argun] {eAT} zf. 1. Yava ve alak sesle. 2. {az} Gizli; sakl. [DS] arhun, [eT. ar-mak > ar-kun / ar-hun o ^ -j] {eAT} sf. -* arkun. S arhun aac, {eAT} Selmin.\\ arhun arhun, {eAT} -* arkun arkun. arhuncak, [arhun-cak jl] {eAT} zf. -* arkuncak.

a r1, [eT. an-mak (tem izlenm ek) ar- / ar / ark / aru lSjT] sf. 1. Temiz; pak; ark. 2. Katksz; saf; damtk; has; hilesiz; katksz. 3. {eAT} Aklanm; mberra; beri. 4. {eAT} Gzel; parlak. 5. {az} yi. [DS] 6. (az) Yal; semiz. [DS] 7. {az} Kutsal. [DS] S ar buday, {az} in d e y a b a n c tohum bulunm ayan tohum luk buday. [D S]|| ar dil, dbl. Sz varln da h i b ir y a b a n c szc k bulunm ayan, yaln z ken di k u rallarn a ve d e e rlerin e g r e ile y en ve g elien dil.\\ ar dirilmek, {eAT} Tem iz y a am ak.^ ar dirlik, {eAT} Temiz hayat.| ar | dirlikl, {eAT} Temiz yaayl.\\ ar dl, biy. (Bir bitki veya hayvan iin) h erh an g i bir z ellik b a k m ndan s a f.| ar duru, Tertemiz.\\ ar etekl, {eAT} | ffetli; nam uslu.| ar etmek, {eAT} Temizlemek.\\ | ar ev, B ey t l-Mukaddes.\\ ar eylemek, {eAT} Temizlemek.\\ ar itmek, {eAT} Tem izlem ek,| ar | klmak, {eAT} Tem izlem ek,| ar kil, P o r selen y a | p m n d a kullanlan bey az k il; p o r s e le n topra. | a n | olm ak, {eAT} Temizlenmek.\\ a r sfatlamak, {eATf . Tenzih etm ek. | ar sili, Temiz, p a k . | ar2, [eT. ar] is. zool. Zar kanatllardan bal ve petek elde etmek iin toplu hlde kovanlarda barndrlan bcek; balans, (Apis m ellifica). S ar bala, {az} A rlarn a a kovu klarn da y a p tk la r bal. [DS]|| ar beyi, H er k ov a n d a b ir tane bulunan an a a r ; a n a k r a li e .| ar boku, {az}l. P etekten mum | eld e edilirken g er i k alan p o s a . 2. B al. [DS] | ar | canavar, zool. Larvalarn , b a l a rla r ile besley en z a r kan atllardan b ir z a ra rl b cek , (Philanthus triangulum).\\ ar dala, K o v an d ak i b a l p ete k ler i. | | ar evi, {eAT} Kovan.\\ ar gibi, ok alkan , dur m adan iley en .| ar gibi sokmak, 1. H em en k a la | g z a ra sn d a birinin cann yakverm ek. 2. m al ve i n eleyici konumak.\\ ar gibi vzldamak, H i a

ARI ralksz tek dze s e s karmak.\\ a n gt, {az} Ekinlerin iin d e bulunan b ir tr d iken li ot. [DS]|| ar gt olm ak, {az} (Tom urcuk iin) a lm a k zere o lm a k; kab arm ak. [DS]|| ar gz, {az} lk b a h a rd a b a y a d a asm a u bu klarn da a lm ay a yz tutmu gzler. [DS]|| ar gl, (az} Gelincik. [DS]|| ar kovan, 1. E vcil a n la r n barnd, p e te k lerin i doldu rduklar a h a p sandk. 2. m ec. n san la rn o k g irip kt yer. | ar kovan gibi ilemek, j (Y er iin) d a im a ileyen : g iren i ve kan o k o l m ak .| ar kuu, zool. G en ellikle b c e k ve y a b a n i | a r la r la beslen en d e iik p a r la k renkli, uzun g a g a l ve k s a b a c a k l b ir ku, (M erops ap iaster).|| ar kuugiller, zool. K a n a tla n uzun ve sivri, g a g a la r uzun ve y ay biim in de g k kuzgunlar takm ndan bir ku fam ilyas, (Meropidae),\\ ar oyunu, Sinop y resi oyunlarndan biri. | ar st, Yavrular b e s le | y en ii arlarn y u tak bezlerin den sa lg la d k la r b e sley ici sv. | ar ya, (eTj B al. [DLT] | arJ, [r-] {az} zf. -den doru; -den yana. [DS] arca, [ar-ca / ^.jT] (ar'ca) ,'eT} (eAT} zf. 1. Te mizce. 2. Pek saf olmayan. arc1, [ar-c] is. Ar yetitirme, bal alma, oul ka ran ary kovana yerletirme gibi konulan bilen ki i; ar yetitiricisi; arclk uzman. arc2, [ar-mak > ar-c] {eATj sf. Yorgun; bitkin; yo rulmu. arclk, - [ar-c-lk] is. Ar yetitiricilii veya li ninlerini ileme ve pazarlama ii. ardc, [art-mak > ar(d)-c] vb.den) kurtaran; uzak tutan, {eAT} f. (Gnah

m U K C E H . etmek. 2. Bir ey iinden iyisini semek, toplamak. [DLT] arglk, [ar-lk] (eT} is. Temizlik. [DLT] argsz, [ar--sz / ar--sz] (eT) is. 1. Kir. [Gabain] 2. Ar ve temiz olmayan; murdar; pis; kirli. [EUTS] [Miihenn] argszhg, [ar--sz-l] {eT} is. Pislik; kirlilik; mur darlk. [EUTS] aran, [ar-an] {az} sf. Yorgun; abuk yorulan. [DS] arh, [r-mak > ar--k > ar-h j-jl] {eATj sf. Zayf; clz. S arh klmak, {eAT} Z ayflam ak. arhlatm ak. [r-h-la-t-mak ur] Zayflatmak. a rk 1 [eT. r-mak (yorulm ak) > ar--k 1 ar-uk / ar-] , (eAT} sf. 1. Zayf; clz; sska. [Mtincmaj 2. orak. 3. {az} (Tahl iin) zsz. [DS] 4. {az} rmeye yz tutmu; fazla olmu; rm. [DS] ark bolmak, {eT} A rklam ak; zayflam ak. [M lenn]|| ark toprak, 1. Yalnz m era y a elverili, k o la y ile n eb ilir ve d erin li i az toprak. 2. B a topran zen g in letirm ek iin m era lard an getirilen humuslu toprak. ark2, - [ar- > ar-k JjjT] {eTj {eAT} sf. Arnm; temiz; saf. [Miihenn] a rk , - [eT. ark / ark] is. 1. Tarla, ba bahe sula mak veya fazla suyu tarladan uzaklatrmak iin toprak iine hendek alarak su gtrlen basit ka nal; su yolu; ark; hark. (eATj (ayn) 2. {eT} {az} ay; ay kenar. [EUTS] [DS] 3. {az} ine fide, fidan ve sebze dikilen sulanabilir hendek. [DS] 4. {az} Y ol ve tarla kenarlarna alan hendek. [DS] 5. {az} Voleybol sahasnn snr. [DS] ark4, - [ar > a()r-k > r-k] (a :rk ) {az} is. 1. Gten nce gnderilen tanmas kolay eya veya yk. 2. Saman tamak iin yaplm bir tr kfe veya sepet. 3. Kannn kanatlar. [DS] ark3, - [ark] {az} is. Sonbaharda eti iin besle nen davar. [DS] ark 6, - [ar-mak > ar-k] (a:rk) {az} is. Dert; hastalk. [DS] arkaz, [r-mak > ark-az jsjT] {eAT} zf. Zayfa. ark 1 [ark-] is. Su yolu yapan kimse, , a rk r, [arak-] (az} is. Hrsz. [DS] arklam a, [ark-la-ma] is. Arklamak ii; zayflama, clzlama. ark lam ak 1 [ark-la-mak / aruk-la-mak j^jT] gsz. ,
fi. [ - r ] [-l()-y or)

{eAT} gl. fi. [-

ardcrak, [ar(d)c-rak] {eATj sf. Daha ok temiz leyici; daha ok silip gtrc, ardlmak, [ar-d-l-mak] {eAT} edil. f . [-u r] Temiz lenmek; ayklanmak, ardm ak, [ar-d-mak] {eT} gl. f i [-u r] Temizletmek. [EUTS] arg1, [ar-] {eT} is. adr rts. [DLT] arg2, [arg] {eT} is. Orman. [Gabain] S arg semek, {eTj ay; a y kys; ark. [EUTS]|| arg simek, jeTj O rm an; koruluk. [EUTS] arg , [ar- / ar-k / ar-h] {eT} feAT} sf. 1. Temiz; ar; saf; pak [EUTS] [DLT] [Yiiknek] [KPy.] 2. Ku sursuz. [EUTS] 3. Mukaddes. [EUTS] [Gabain] S arg tengrim , {eT} M ukaddes tanrm. [EUTS]|| arg dintar, {eT} G e r e k din hdim i. [EUTS]|| arg kz, (eTj Kz o la n kz. [Miihenn] arg4, [ar-] {eT} zf. oka; epeyce. [DLT] arg5, [ar-- jpT] {eAT} s f Zayf; clz. argiller, [ar-gil-ler] is. zool. Bal ars, eek ars, Amerilcan ars, yaban ars gibi trleri kapsayan bal z ile beslenen hzl ve vzltl uan zar kanatl bcekler. arglam ak, [ar--la-mak] (eTj gl. f i [-r ] 1. di

1. Zayflamak; clzlamak. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. {az} Doduktan sonra by yp geliememek; clz kalmak. [DS]

arklam ak2, [ark-la-mak] {az} gl.fi. [- r ] [-l()-y o r] 1 (Su iin) ark aarak gtrmek. 2. gsz. fi. (Tah

O K I
tadan yaplma eya iin) kuruduu zaman almak.
[DS]

ARI

arklam a, [arlc-la--ma] is. Arklamak ii; zayf duruma gelme: clzlama, arklam ak, [ark-la--mak] dnl. fi. [ -r ] Zayf du ruma gelmek, clzlamak. arklatm a, [ark-la-t-ma] is. Arklatmak ii; zayflat ma; clz duruma drme, ark latm ak, [ark-la-t-mak / aruk-la-t-mak/aruh-la-tmalc gl. f i [-r ] Zayflatmak; clz duruma drmek. {eAT} (ayn) arkl, [rk-l] (a:rkl) {az) sf. 1. Hastalkl. 2. Ar zal. [DS] arklk1 - [ar-k-lk] is. Temizlik; saflk; paklk; a, nllc. {eAT} (ayn) arklk2, - [r-mak > ar-k-lk j^jT] is. Zayflk; c lzlk; sskalk; {eAT} (ayn). arknak, [ar-k-mak] {az) dnl. f . [-r ] 1. Temiz lenmek; arnmak. 2. Syrlmak; kurtulmak. [DS] Arkovan, [ar+kovan-] z. is. g k b. Yenge takm yldz yaknnda bir yldz kmesi, arlam a, [ar-la-ma] is. Arlamak ii; temizleme; paklama; arndrma, arlamak, [ar-la-mak gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] 1. Temizlemek, paklamak, arndrmak. 2. Bir eyde, bir kimsede herhangi bir kusur bulunmadn bil dirmek; tenzih etmek. 3. {eT} {az) Aralamak; sey rekletirmek. [DLT] [DS] 4. {eAT} Temize karmak. 5. {az} Saflatrmak. [DS] arlanmak, [ar-la-n-mak] dnl. fi. [-r ] 1. Temiz lenmek. 2. Saflamak. 3. Kusurlardan kurtulmak, ktlkten uzaklamak, arlar, [ar-lar] is. zool. Bal ars, eek ars, Ameri kan ars, yaban ars gibi trleri kapsayan bal z ile beslenen hzl ve vzltl uan zar kanatl bcek ler. anlam a, [ar-la--ma] is. Arlamak ii; ar hle gel me; saflama. arlamak, [ar-la--mak] dnl. f i [- r ] 1. Safla mak; ar hle gelmek. 2. d il b. zlemek. 3. Basit lemek. 4. Tasfiye edilmek, arlatrma, [ar-la--tr-ma] is. 1. Ar hle getirme, saflatrma. 2. zletirme, arlatrmak, [ar-la--tr-malc] g l. fi. [-r ] 1. Kat ksz hle getirmek, saflatrmak. 2. {az} zle tirmek. [DS] 3. {az} Ayklamak; ayrmak. [DS] arlk1 - [ar-lk / aru-lk Jjljjl] is. 1. Temizlik; saf , lk;, paklk; arklk; {eAT} (ayn). 2. Katksz olma hli. 3. {eAT} Doruluk; iffet; zht. 4. {eAT} Kutsal lk; mnezzehlik. 5. {eAT} Kadnn hayzsz gnleri. 6. Ykanm, ayklanm buday. 7. Ayna. S1 arlk etmek, {az} Tem izlik y ap m ak. [DS]|| arlk kd, {az} A klan m a belg esi. [DS]

ardk2, - [ar-lk] is. Ar kovanlarnn konulduu ykseke yer; ar dam; {az} (ayn). [DS] arlk, - [ar-lk] (a :n lk ) {az} is. 1. Bir hastal okuyup fleyerek iyiletirmeye alan kimseye ve rilen cret. 2. Trbe ve ziyaret yerlerine konulan para; adak. 3. Doum, snnet vb. dolaysyla veri len bahi. 4. Fala baktrrken pein olarak verilen para. 5. Lousalara taklan para. 6. Al verite ve rilen pey. 7. Bir hayr iine yaplan yardm. [DS] arlm ak 1, [ar-l-mak / irilmek] {eT} dnl. f . [-u r ] 1. Yerinmek. 2. Kayglanmak. 3. Kendisine kzlmak. [DLT] arlm ak2, [ar-l-mak

jijT]

{eT} dnl.

fi

[-u r]

1.

A-

zalmak; tkenmek; mahvolmak. [ETY] [Tekin] 2. Yorulmak; bitkin hle dmek. [Gabain] [ETY] 3. {eAT} Zayflamak; aciz kalmak, arlm ak , [ar-l-mak] {eT} edil. f . [-u r ] 1. llmek. 2. g l. f i lmek. [EUTS] arlm ak4, [ar-l-mak jijl] {eAT} dnl. fi. [-u r] Te mizlenmek; saf hle gelmek. [Mhenn] arm , [ar-m] {az} is. 1. Ara. 2. ki aa aras. 3. ki orman arasndaki aklk. [DS] a rm ak 1 [r-mak > ar-mak j_J] (a .rm ak ) gsz. fi. , [- r ] 1. Hastalktan kalkmak; iyilemek. 3. {eT} {eAT} {az} Yorulmak, gsz dmek; durulmak. [Gabain] [DS] 3. Hastalanmak; rlmak. 4. {az} A rmak. [DS] an m ak 2, [ar--mak > ar--mak] gsz. fi. [-r], 1. {eT) {az) Temiz olmak; paklanmak; temizlenmek; [DLT] [DS] [EUTS] [Gabain] [Yknek] [Mhenn] 2. {eT} Hukuki deerini kaybetmek; gcn yitirmek. [EUTS] 3. gl. fi. {eT) lmek; hesaplamak. [EUTS] arn, [alm > arm / arn] {az} is. 1. Aln. 2. Yz; cep he. 3. Dalarn, tepelerin yz. [DS] S arn alt, {az} Gne alm ayan y a d a az alan yer. [DS] arnacak, - [arn-acak] {az} is. Ykanma yeri. [DS] an n ak , - [arn-ak] {az} is. Ykanma yeri. [DS] arnck, - [arn-ck] is. Kk gl. an n u , [er-in-ii / ar-m-u] {eT} is. Gnah. [DLT] arndrm a, [ar-n-dr-ma] is. Arndrmak ii; arnma sn salama. arndrm ak, [ar-n-dr-mak] g l. f i [-r ] 1. Saf, kat ksz hle gelmesini salamak. 2. Vicdan huzur suzluu veren durumdan kendini ve ruhunu kur tarmasn salamak. 3. {az} Temizlemek; artmak.
[DS]

arnga, -c [arn-ga] {az} is. Kuma; du yeri. [DS] arnc, [ar-n-c] (eAT) sf. Gnahtan temizlenen; g nah ilemeyen. arnk1, - [arn-k] {az} sf. (Hayvan iin) idi edilmi; burulmu. [DS] arnk2, - [arn-k] {az} sf. 1. Temiz; tertemiz. 2. is. Geilmek iin otu, ta ayklanm tarla yolu. [DS]

ARI

OlMIR SM.
arsuz, [ar-sz > ar-suz] {eAT} sf. arsz. ar1, [eT. r-mak (arasn d an g em ek ) > ar- / eri jijT] {eT} {eAT} is. Dokuma tezghnda uzunlama sna gerilmi olan ipler; eri; zg. [DLT] fi1 ar ark ag, {eT} D oku m a tezghn da y a n lam a sn a at lan ip ler; eri a rg a . [DLT] ar2, [ar-] {eT} sf. Ar; temiz; pak. [EUTS] ar3, [Ar. ar] (a ri:) {az} is. 1. Araba oku. 2. As ma arda. [DS] ar4, [Far. ara => ar jijT] {eAT} {az} is. Kolun dirsekten parmak ucuna kadar olan blm; arn. [DS] arlanm ak, [ar-la-n-mak JajujT] {eAT} edil. f . [u r] (plik iin) bez dokunmak zere tezgha ekil mek. arm ak 1, [ar--mak j*-jT] {eT} ite, f . [-u r] 1. Bir birini aldatmak; aldamak. [DLT] 2. {eAT} Yar mak; iddiaya girmek. arm ak2, [ar--mak] {eT} is. Dokuma tezghnda yanlamasna atlan ipler; eri arga. [DLT] arm ak , [ar--mak] {az} dnl. f . [ -r ] ekilmek; gitmek. [DS] artas, [ant-mak > ar-t-as] {eT} sf. Artacak. [DLT] artgan, [ar-t-an] {eT} sf. Her zaman temizleyen; ayklayan. [DLT] an tg u , [ar-t-u] {eT} sf. Artacak. [DLT] art, [ar-t] {eT} zf. 1. (Olumsuzun kuvvetlendiricisi olarak) asla; katiyen; hibir suretle; pek; muhak kak. [ tigsizler] [Gabain] 2. Tamamyla; tm; tek mil. [EUTS]artc, [ar-t-c] sf. 1. Artma iini ya pan. 2. Artma ve temizlikte kullanlan. 3. Kir sk me, temizleme zellii olan. 4. kim. Gazlarn kim yevi artlmasnda hidrojen slfr tutmak iin kul lanlan demir oksitli madde. 5. Bir rndeki yaban c maddeleri ayrtrmaya, gidermeye yarayan ara. artlm ak 1, [ar-t-l-mak] edil. f . [-r ] 1. Temiz hle getirilmek. 2. Katksz, saf hle getirilmek. artlm ak2, [ar-t-l-mak] {az} edil. f . [-r ] Bir ba kas tarafndan yorgun hle getirilmek. [DS] artm , [ar-t-m] is. 1. Artmak ii ve ilemi. 2. Ham petroln rnlerine ayrtrlmas. S artm evi, H am p etrol n rn lerine ayrtrld tesis; ra fi n eri; artm y e r i; d a m tc; im bik; k a lh a n e; tasfiye hane. artnm ak, [ar-t-m-mak] {eT} dnl. f i [-u r ] Arn mak; temizlenmek. [EUTS] artm ak, [ar-t--mak] {eT} ite, fi. [-u r ] Temizle mekte yardm ve yar etmek. [DLT] a ralam ak , [ar-t-la-mak yklamak; temizlemek, artlanm ak, [ap-t-la-n-mak [-u r ] Ayklanmak; temizlenmek. {eAT} dnll. {eAT} gl. f i [- r ] A-

arnklatrm , [arm-k-la--tr-m] is. tp. Dezenfek te; dezenfeksiyon; asepsi; mikropsuzlatrma; takim. arnklatrm ak, [arm-k-la--tr-mak] gl. fi. [-r] Arnk hle getirmek; mikroptan arndrmak, arnlmak, [arm-l-mak] {eAT} dnl. f i [-u r] Temiz lenmek. arnlm, [arm-l-m] {eAT} sf. Temizlenmi; temiz, arnlam ak, [arm-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l()-y o r] 1. Kar gelmek; zddna gitmek. 2. ekememek. [DS] arnlam ak, [arn-la--mak] {az} ite f . [-r ] Zt lamak; kar olmak; iddialamak. [DS] arnm a, [ar-n-ma] is. 1. Arnmak ii; temizlenme, paklanma, korunma. 2. fo lk . Kirlendii sanlan kii, eya ve hayvanlarn, bu kirden artlmas amacyla uygulanan atee tutma, ttsleme, ykama, kurban kesme, by yapma gibi halk uygulamalarnn t m. arn m ak 1, [ar-m-mak] {az} dnl. f . [-r ] Arlan mak; utanmak. [DS] , arn m ak 1 [ar-n-mak jijT] dnl. f . -[r ] [eT. -u r] 1. , Temizlenmek istemek; ykanmak; yunmak; arn mak; paklanmak; bedenini ykamak; {eT} {eAT} {az} (ayn). [EUTS] [DS] 2. {eAT} Gnahtan temiz lenmek; tvbe etmek. 3. Ot ttnmek; ttslenmek; buhurlanmak; [DLT] {az} (ayn). [DS] 4. {az} Sy rlmak; almak; kurtulmak; temize kmak. [DS] 5. Kendini slah etmek; doru yola girmek, ktlk yapmaktan uzaklamak; iini temizlemek; kt huylardan kurtulmak, {az} (ayn). [DS] 6. Sorumlu luktan kurtulmak. 7. yilemek. 8. {az} Yok ol mak; boalmak. [DS] 9. {az} (Boanan ya da koca sna ksen kadn iin) eyalarn alp gitmek. [DS] 10. {az} Tanmak. [DS] 11. {az} Ayrlp gitmek. [DS] 12. edil. f . Tasfiye edilmek; saf, katksz hle gelmek, fi1 arnm ak istemek, {eAT} G nahtan te m izlen m ek istem ek; gn ahsz olm ay arz etm ek. arnm , [ar-n-mak > arn-m] {eAT} sf. 1. Temiz; temizlenmi. 2. Kutsal; mukaddes. S arn m yir, {eAT} Arz- m ukaddes. arnt, [ar-n-t] {az} is. 1. Temizlenmi bir eyin ie yaramayan paras. 2. Tabaklarn bir deriden'ikinci kez kazyarak kardklar yn ve kl artklar. 3. Yakacak ve kap dnda yemek yapmakta kullan lan her ey. 4. Ykanan ve temizlenen amar. [DS] ars, [Ar. a r] {az} is. Srlmemi, bakmsz, terk edilmi tarla. [DS] arsdak, [Erme, arasta] {az} arastak. [DS]

a n sz 1 [ar-sz / ar-suz j~ijT] {eAT} {az} sf. 1. Kirli; , pis; murdar; temiz olmayan. 2. Kark. [DS] arsz2, [ar-sz] {az} sf. Arsz; utanmaz. [DS] arstak, - [Erme, arasta] {az} is. 1. Tavan. 2. Ta van aras. 3. rmcek. 4. Yaplarda zerine mertek dizilen kaim aa. [DS]

fi

e if f M .2 8 9
artm a, [an-t-ma] is. 1,Artmak ii. 2. Saf ve katk sz duruma getirme. 3. Sanayide kullanlan pek ok rnn iinde bulunan yabanc ve istenmeyen mad deleri ayrtrp saf hle getirene; rafine etme; tasfi ye. 4. ehir suyunu iilebilir ve kullanlr hle ge tirme. 5. Sanayi at kark sular evreye zarar vermemesi iin tabiata brakmadan nce temizleme ii. artm aclk, [ar-t-ma-c-lk] is. dbl. 1. Dilin doru saylan en kk kurallarna dahi uyulmasn iste yen, gelimeyi ve deiimi, zellikle aktarmay reddeden gr; artclk. 2. Sanatta en kk ay rntya bile bal kalmay savunan gr. artm ak 1, [ar-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] 1. ocuu snnet etmek. 2. Taaklarn kararak idi etmek. 3. dnl. fi. Erkeklemek. [DLT] artm ak2, [ar-t-mak gl. f i [-vr] [eT. ve eAT. -

AF

arz5, [Ar. arz> arz (bir eyin n ve yan lar) ^jLs fa r z ) {OsT} is. Yanak. S arz- glgn, P em b g l ren kli y a n a k .| rz- prtb, P arla k, p a rlt, | yanak. arza, [Ar. araz > arza <ubjU] fa r iz a ) {OsT} is. 1 co. Y er yzndeki ufku grmeyi engelleyen yk seltiler; engebe. 2. Bir alet ve makinenin ilemesine engel olan durum; bozukluk. 3. lerin dzeninde ve yolunda gitmemesi; aksaklk; prz. 4. Bedende sonradan ortaya kan sakatlk; zr. 5. Sonradan eklenen. 6. mz. Mzikte diyez, bemol ve bekar gibi geici ses deiimi bildiren iaretler. 7. Bir e yin aslnda bulunmayp da sonradan eklenen ey. S arza yapm ak, (Alet veya m akin e iin) eitli seb e p le rd en d olay ilem ez h le g elm ek; bozul m ak ,| arzaya uram ak, 1. B ir en g elle karla | mak. 2. Bozulm ak. arzalanm a, [arza-la-n-ma] fa r z a la n m a ) is. Bozul ma. arzalanm ak, [arza-la-n-mak] (a rz a la n m a k ) dnl. f i [-r ] lemez hle gelmek; bozulmak, arzal, [arza-l] f a r z a l) sfi 1. co . (Yer iin) dz olmayan; engelli; engebeli. 2. (Ara, gere iin) ilemez hle gelmi olan; bozulmu; aksak; halel dar. 3. (Beden iin) zrl.

ur] 1. Kirlerinden temizlemek; silmek; kiri yok etmek. {eAT} {az} (ayn) [Gabain] [Mhenn] [EUTS] [DLT] [DS] 2. indeki yabanc maddeleri gider mek, katksz duruma getirmek; arlatrmak; armdrmak; zletirmek; sadeletirmek; tasfiye et mek; yalnlatrmak. 3. {eAT} Gnahtan temizle mek; gnah ilemekten uzak tutmak. 4. Vicdanm manevi sknt veren rahatszlklardan kurtarmak. 5. {eAT} Tenzih etmek; tezkiye etmek. 6. {eAT} Temi arzan 1, [Ar. arz > rzan CjU] f a r zan) {OsT} ze karmak; aklamak. 7. {az} Dzenlemek. [DS] sfi. 1. Tesadf olarak; rasgele. 2. Geici olarak, 8. {az} (Kirac iin) evi boaltmak. [DS] 9. {az} arzan, [Ar. arz > rzn UjjU] (a :rz a:n ) {OsT} Bitirmek; tketmek. [DS] fi1artm ak dak rtmek, is. ki yanak. {eAT} H e s a b a katm am ak; silm ek ; rtmek.\\ an d arzasz, [arza-sz] fa r z a s z ) sfi 1. co . Engebesiz; turm ak, {eAT} S rekli o la r a k tem izlem ek. dz. 2. ler hlde olan; salam, artm ak3, [ar-mak > ar-t-mak] {az} gl. fi. [-r ] an z a t, [Ar. arza > rzt oU>_,U] ( a r z a :t ) {OsT} Yormak. [DS] is. Arzalar; engeller, artm ak4, [ard-mak > art-mak] {az} gl. fi. [-r ] Ykletmek. [DS] arttrm ak, [ar-t-tr-mak] {az} gl. fi. [ -r ] 1. Te mizlettirmek. 2. Boalttrmak. [DS] aryc, [ar-mak > ar-g > arg- > aryc] {az} is. Bakc; falc; frk. [DS] arz1 [Ar. araz > arz , (a:rz) {OsT} sfi 1. Ge arzetan, [Ar. arz > rzetn ob^ijU] (a:rzeta:n) {OsT} is. ki yanak, arzi, [Ar. arz > arz! ( a r z i:) {OsT} sf. 1. Sonradan ortaya kan. 2. Geici; muvakkat. A ri, [Sanslc. arya (asil) > Ar. r tSjT] (a .r i.j z. is. 1. Asiller. 2. sf. Hint-ran ve Avrupaya dalm bu lunan M. 8. yy.da Hindistana egemen olan Ari kavmi ile ilgili. 3. (Irk, topluluk ya da kii iin) Hint-Avrupa dil ailesinden olan, fi5 A ri dil, Hint A vrupa d il ailesin in H int-Iran g ru bu n a verilen ad. a ri1, [Ar. uryn > r 5_>^] f a r i : ) {OsT} sf. 1. p lak; soyunmu. 2. Yoksun. 3. zgr; kurtulmu; hr. 4 . ... den uzak. ari2, [Far. r tSj ] f a r i : ) {OsT} e. Evet, aria, [t. aria] (a'ria) is. mz. 1. ark olarak tasar lanm enstrmantal para; arya. 2. Operalarda solo olarak seslendirilen ezgi, arib, [Ar. arab> rib f a r i b ) {OsT} sf. z Arap cinsinden olan, rib l-A rap, K atksz Arap.

len; gelip atan; musallat olan. 2. Aslnda nceden olmayp da sonradan ortaya kan; eklenen. S arz olmak, 1. S on radan o rtay a km ak. 2. G elip a t mak. arz2, [Ar. arz (a sk e r tefti etm ek) > arz ^ j U ] f a rz) {OsT} is. Seluklular dneminde ordunun ihti yalar ile ilgilenen grevliye verilen ad. arz3, [Ar. arz (bed elin i verip alm ak) > arz (a:rz) {OsT} is. Herhangi bir eye karlk olmak zere verilen armaan. arz4, [Ar. arz (b ir ey i b ir e y e aykr koym ak) > rz jU ] f a r z ) {OsT} is. 1. Ufuktaki gr engel

leyen bulut. 2. Katman bulut.

AR

I H I fflf C dtM S

. 290

aric, [Ar. uruc > aric j-jU ] (a :ric) {OsT} sf. 1. To pal; aksayan. 2. Ykselen. 3. Yukar kp inen. 4. Kt dzenlenmi. 5. Eksik; noksan. arif1, [Ar. irfan (anlay) > arif ^jU] (a:rif) {OsT}

aris, [Ar. ars ^ .y - ] (a ri:s) {OsT} is. 1. Gerdek; zifaf. 2. Gelin ve gvey. A ristatalis, [Yun. aristotales (Yunan filo z o fu ) > Ar. arstetls ^-JU-ojl] (a ri:sta ta :li;s) z. is. Aristo.

is. 1. Sezgi ve anlay sahibi; anlayl; irfan sahibi. A ristocu, [Aristo-cu] is. 1. Aristonun felsefesini be nimseyen. 2. sf. Aristo retisinden yana olan. 2. Bilgili ve deneyimli. 3. tasvf. Bilgilerin en st n olan A llah bilm e konusunda bilgi sahibi ve Aristoculuk, -u [Aristo-cu-luk] is. fe l. Derslerini okulun bahesinde gezerek veren Aristonun insan yksek bir olgunlua erimi olan. S arif dmek, bilgisi ve mantk zerine gelitirdii felsefe akm; {eAT} A r if o lm a k; a r if e davranmak.\\ arife tarif gezimcilik; meaiye. gerekmez, A nlayl ve z eki k im seler iin b ir sz a k lam ay a g e r e k yoktur, an lam n da sylenir.\\ aristokrasi, [Yun. aristos (stn) + kratos (iktidar) > aristokratia > Fr. aristocratie] is. 1. En iyilerin y rif-i billh, {OsT} tasvf. Allah' h a kk y la tanm netimi. 2. siy. Ynetimin ounlukla sekin ve ay kim se; bilm esi A llah'a ulaan kim se; velilik m erte rcalkl kiilerin, zellikle soylularn oluturduu besin e ulam k im se.| arif olan an lar (anlasn), | bir topluluun elinde bulunduu hkmet biimi. st k ap a l b ir sz an lay y erin d e olan larn an 3. gnl. Soylular, imtiyazllar snf. 4. m ec. nce la y a b ilece in i ifa d e iin sylenir. likli olanlar. arif2, [Ar. irfan > arif (ari:f) {OsT} sf. 1. ok aristok rat, [Fr. aristocrate] is. 1. Sekin zmrenin tannm; hretli; ok bilinen; en mehur. 2. En yesi. 2. Doutan zek ve yetenekleriyle stnlk (daha ok, pek ok) anlayl, en bilgili; uzman; gsteren. mtehasss. 3. Mahalle mektebi retmeni, aristokratik, -i [Fr. aristocratique] sf. 1. Aristokra arifan, [Ar. arif > rifan jlijU ] (a ;rifa:n ) {OsT} is. siye ait. 2. gnl. Aristokrat kimselerin kullanabile cei ekilde sekin ve gsterili, Arifler; bilginler; bilgeler. aristokratlk, - [aristokrat-lk] is. Aristokrat olma arifane1, [Ar. rif + Far. -ne <UjU] (a :rifa :n e ) durumu. {OsT} zf. Arife yakr ekilde. a ri1, [Suriye Ar. ari (a ri:) {OsT} is. 1. Asma arifane2, [Ar. hafif (m eslekta) + Far. -ne U Ji-] (aarda. 2. Saz veya samandan yaplma ev. 3. Sun rifa :n e) {OsT} sf. 1. Masrafa ortaklaa katlmak su durma. retiyle. 2. zf. Aralarnda blmek suretiyle, ari2, [Far. ri jT] (a :ri) {OsT} is. 1. Anlam; ma arifden, [Ar. rif + T. -den] {az} sf. Anlayl. [DS] na. 2. Kavram; mevhum, arife1, [Ar. arefe y-] is. 1. Haclarn Arafata k arii, [Far. ri ^ j T ] (a :r i i;) {OsT} is. Soyut; ma nevi. aritm etik, -i [Yun. arithmos (say) > aritmethike / Lat. arithmetica > Fr. arithmtique] is. 1. Saylar bilgisi; hesap. 2. Tam ve rasyonel saylarn zellik lerini inceleyen matematik dal. 3. Cebirsel geo metri ve kmeler teorilerinden yararlanan say teo remleri. 4. sf. Aritmetikle ilgili; say ve hesaplama ya dayanan. S aritm etik dizi, A rdk terim leri a ra sn d a de im ez b ir f a r k bulunan sa y la r dizisi. | | aritm etik ilem, A ritm etik y o lu y la y a p la n zm.\\ aritm etik orta, B ir diziyi oluturan saylarn top lam nn dizinin terim sa y sn a bl n m esiyle eld e ed ilen o rta say. aritm etiki, [aritmetik-i] is. Aritmetikle uraan kimse; aritmetii bilen kimse, aritmetiksel, [aritmetik-sel] sf. Aritmetikle ilgili, aritmetie dayanan, aritm i, [Yun. a (yok) + rhythmos (dzen) > Fr. aryth mie] is. Kalp atnda dzen yokluu, aritm ik, -i [Fr. arythmique] sf. Ritimli olmayan; dzensiz. ariva, [sp. arriba / t. arriva / a riva] (a'riva) nl. dnz. 1. Yelkenlilerde, yukar karak yelkenleri satklar Zilhiccenin dokuzuncu gn. 2. Bir olayn ncesi. 3. gnl. Din bayramlardan bir nceki gn; arife gn. S arife iei, 1. A rife gnnden bay ram lklarn giyen. 2. o k ssl, zam an sz s sle n en .| arife gn, Din bayramlardan bir nceki | gn.|| arife muayedesi, m p aratorlu k dn em in de R am azan v e K urban bayram a rifelerin d e sa ra y d a y a p la n tren. arife2, [Ar. rif > arife jlc-] (a :rife) {OsT} sf. 1. Y e tenekli; kabiliyetli. 2. Cmert; ltufkr. 3. Nazik. 4. is. yilik. 5. Ba; armaan, arifin, [Ar. rif> arifin j j j U ] (a.rif.n ) {OsT} is. Arifler; bilginler; bilgeler, arig, [Far. ri jjT] (a:ri ) is. 1. Gcenme; krlma. 2. Kskanlk; haset. 3. Dmanlk; nefret; kin. arigan, [Yun. origanon] {az} is. bot. Arnavut biberi. [DS] arim 1, [Ar. rim p U ] (a:rim ) {OsT} sf. Uygunsuz; hoa gitmeyen; ters. arim 2, [Ar. arim fy^] {OsT} sf. 1. nat. 3. Kafa tu tan.

I I H U K S O M . 291

ARK fidan ve sebze dikilen sulanabilir hendek. S ark dartm ak , (eAT} K a n a l am ak. ark 3, [Fr. arc] is. ki iletken u arasmda yksek ve iddetli k parlamasyla oluan elektrik boalm. S ark lambas, Ark bo a lm a sy la k veren elek t r ik lambas.\\ ark kayna, K a y n a k y a p la c a k p a r a la r la elek tro t a ra sn d a m eydan a g elen a r k s sn dan y a ra rla n a r a k y a p la n kaynak. ark a, [eT. r-mak (dolam ak) / ar (a rka ) ar-ka > arka > arka lijT] is. 1. Dolalarak varlan taraf. 2. Bir eyin n olarak kabul edilen tarafnn tam ters yan; br yan; teki yz; mabad. (eT} (ayn) [EUTS] [Nevy] [Gabain] [Mhenn] [ETY] 3. Bir eyin geride kalan blm; art; geri; devam; sonras. 4. nsan vcudunun srt blm srt; geri; dal. (eT} (eAT} (ayn) [EUTS] [Nevy] [Gabain] [Mhenn] [ETY] 5. (eAT} Dl; bel; sulb. 6. Sandalye, koltuk gibi eyalarn srt dayamaya mahsus olan blm; arkalk. 7. Hayvanlarn kuyruk taraf. 8. m ec. Bir eyin gizlenen, aa karlmak istenmeyen yan. 9. m ec. Giyecek. 10. m ec. Birine destek olan, kay ran kii; skntl anlarda yardm eden kii; yardm c; koruyucu; adam. (eT} {eAT} (ayn) [DLT] 11. {az} Srta alnarak taman yk. [DS] 12. {az} Ky evlerinin baheye bakan ynndeki dar bal kon. [DS] 13. (az} Kabak, hyar gibi bitkilerin kol salmas iin tarlada bo braklan yer. [DS] 14 sf. Art tarafta kalan. A rka b ah e. S ark a ark a, 1. G e riye do ru ; g e r i g e r i; gerisin geri. 2. st ste. | ar | ka ark aya, B irbirinin p ein d en ; art arda. | arka | ark aya verm ek, B irbirin e y a rd m c o lm a k ; d a y a n m ak; srt srta verm ek; ibirli i etm ek. | arka | ayak, D rt ay akl hayvan larn k tarafn d a bulu nan a y a k la r.| ark a bir etmek, (eAT} y a rd m la | m ak .[ ark a b ir eylemek, {eAT} B irb irin e y ard m c | olmak.\\ arka birikdrm ek, (eAT} 1. Yardm c top la m a k ; kuvvet sa lam ak. 2. B irbirin e d es tek o lm a k; y ard m la m ak .| ark a bir itmek, (eAT} B irbirin e | y a rd m c o lm a k .| ark a bir olmak, {eAT} B irbirin e | y a rd m c olmak.\\ ark a bolamak, Vaz g e m e k .| | ark a bulm ak, K en disini koruyup k a y ra c a k birini edinm ek. | ark a antas, in d e g e r e k li a ra la rn | bulunduu ren ci v e a sk erlerin srtta tad an ta. | ark a evirm ek, D ah a n ced en iyi davranp | koruduu birin e g e r e k li ilgiyi g sterm em ek; ilgisini kesm ek ; srtn dnm ek. | ark a km ak, B irin i k o | ru m ak: kay rm ak; d estek lem ek; yard m etm ek\ ark ad a brakm ak, 1. Yarta g e m e k ; g e r id e b rakm ak. 2. U zakta b ra k m a k; uzaklam ak. 2. T erk etm ek; ayrlmak.\\ ark ad a kalanlar, len birisinin veya uzun s re u z a klara giden b ir yolcunun g e r id e brakt y a kn la r; g e r id e kalanlar.\\ arkada komak, 1. G z yum m ak. 2. S on raya brakmak.\\ a r kada koralmi nesne, (eAT} A rkaya atlm , unu tulmu, d e ersiz ey. | arkadan ark aya, B elli et | m eden ; yz y ze g elm ed en ; g y a b n d a ; e l altndan;

racak olanlara verilen "Yelken sa r!" emri. 2. D i r e k ler e k n ! emri, arivist, [Fr. arriver (varm ak) > arriviste] sf. Hangi artlarda ve ne pahasna olursa olsun hedefine var mak, baarya ulamak isteyen; ileri gitmek iin bakalarna zarar vermekten ekinmeyen; haris, ariya, [t. arria] (a'riya) is. Bayrak, sancak ve yelken gibi diree ekili olan nesneleri aa indirmek; bunlar iin verilen ndir! emri; arya, ariyet, [Ar. ariyet (a:riyet) {OsT} is. 1. Geri verilmek zere bakasndan alman eya; dn. 2. huk. Faizsiz bor. 3. sf. Ereti; geici; emanet. S ariyet alm ak, dn alm ak. | ariyet verm ek, G eri | a lm a k zere dn o la r a k verm ek. | ariyet direk, | dnz. Y elken lilerde krlm o la n d ir e k y er in e g e ic i o la r a k yerletirilen direk. | riyet-sry, G eic i | o la r a k gelin en y e r ; dnya. ariyeten, [Ar. ariyet > riyyeten i j U ] (a:ri'yeten) (OsT) zf. Geici olarak; dn olarak; emaneten, ariyet, [Ar. ariyet > ariyeti sf. 1. Ereti. 2. dn. ariz1, [Ar. arz (en, g en ilik) > arz ^ . y ] (ari:z) (OsT) sf. Enli; geni, arz amk, G en iliin e ve d erin liin e; en in e boyu n a; uzun uzadya.\\ arz Icism, zool. Yass solu can lar. ariz2, [Ar. arz ^ j l ] (ari:z) (OsT) 1. Semiz. 2. Ho; latif; layk. ariz3, [Ar. riz jU ] (a :riy eti:) (OsT)

jjT]

(a:riz) (OsT) is. bot. Ard aac,

ariza, [Ar. arz (sunm a) > arza w^.y] (a ri:z a) (OsT) is. 1. Gsterme; sunma; takdim etme. 2. Yksek bir makama verilen yaz. 3. mparatorluk dneminde padiahlara eitli amalarla sunulan yazlara veri len ad. arize, [Ar. arize 4-^.y] (a ri:z e) (OsT) is. Dileke, arizen, [Ar. arzen ici olarak. 2. Rastgele. arjante, [Fr. renard argent (gm tilki po stu ) > argent] is. Bir krk tr, arjavrt, [Skr. rajvarta > arjawrt] (eT) is. Lacivert. [EUTS] Arjantin, [sp. argentine (gml)] is. Gney Ame rikada bir lke, arju, [arju / aru] (eT) is. 1. Srtlan [Mhenn] 2. a kal. [DLT] arjulayu, [arju-layu] (eT} zf. akal gibi. [DLT] ark1, [ark] (eT) is. Pislik; bok. S tem r ark, (eT) D em ir b o k u ; cruf. [DLT] ark2, [eT. ark / ark '] is. 1. Tarla, ba bahe sula mak veya fazla suyu tarladan uzaklatrmak iin toprak iine hendek alarak su gtrlen basit ka nal; su yolu; ark; hark. (eAT) (ayn) 2. ine fide, (ari:zen ) (OsT) zf. 1. Ge

ARK

I M

I t E

. ^

g iz lice; sinsi sinsi; gizli gizli.| arkadan almak, | arg o . E dilgin o la r a k a n a l cin sel b irlem e yapmak.\\ arkadan konumak, K en d isi olm ad h ld e biri nin yap tklar hakkn da kon u m ak; aley h in d e k o num ak; ekitirm ek; ded ikod u etmek.\\ arkadan sylemek, B ir kim senin bulunm ad y e r d e onu ekitirm ek. | arkadan vurm ak, K en d isin e inanan | ve gvenen birin e g izlice ktlk etm ek; d ost g r n e re k ktlk y a p m a k ; ihan et etm ek. | arka d ka | pak, ktp. D k ap a n kitabn a rk a sn a g elen b lm,| ark a dilenmi, {eAT} K en disin den yardm | istenm i; y a rd m n a m uhta olunan.\\ ark a dn mek, (eAT} Yz ev irm ek; dnp k a m a k .| arka | dutm ak, {eAT} Yklenmek.\\ ark a dgmecii, (eAT} O m urga knts.\\ ark a emek, {eAT} (N a m azda) riikuya varmak.\\ ark a eici, {eAT} (N a m azda) riikuya v aran ; nam az klan. | arka kap, ] a rg o. Aniis; m akat.| ark a kapdan km ak, B a a | rsz olm ak. | arka kapdan mezun olmak, argo. | O kuldan kovlmak.\\arka klmak, {eAT} Yardm etm ek.| ark a olmak, {eAT} Yardm c o lm a k; d estek | o lm a k; korumak.\\ ark a plan, T iyatroda seyircinin gznden en uzakta bulunan p e r s p e k t if izgisi. | | ark a planda, nem bakm ndan ikin ci d e r e c e d e ; g e r i p la n d a .| arkas alnmak, S o n a erdirilm ek; | bitirilm ek; kesilmek.\\ arkas gelmek, Srp git m ek; devam etm ek; a rk a s kesilmemek.\\ arkas kavi, 1. K en din i iyi k oru y a cak b iim d e giyinm i olan. 2. D ayan d gvendii sa la m biri olan. | | arkas kesilmek, 1. Son bulm ak, so n a erm ek; bit m ek; tkenmek. 2. Sonu aln a m am ak ; sonu k m am ak.| arkas m ihrapta olmak, E tkili birinden | g alm ak, on a g ven m ek; gl birin e gvenmek. | (bir eyi, birini) arkasna almak, 1. B ir eyi | y klen m ek; srtn a alm ak. 2. Etkili ve gl b ir k o ruyucuya g v en erek ie girim ek,| arkasna bak | madan gitmek, fke ve utan g ib i b ir duygu ile g e r id e kalan lard a n u zaklam ak; a rd n a bakm adan gitm ek.| arkasna dmek, 1. B ir ii bitirm ek, s o | n u lan drm ak iin u ram ak: p ein i b rakm am ak; ard n a dm ek. 2. B irin i s rekli takip etm ek; izle m ek ; a rd n a d m ek; p e in e taklmak.\\ arkasna gtrm ek, {eAT} Srtna a lm a k .| arkasna sak | lanm ak, 1. B ir ey i ken din e sip e r edinm ek. 2. B iri nin koruyuculuuna snm ak.| arkasna sn | m ak, 1. B ir ey i ken din e s ip e r edin m ek; sa k la n m ak. 2. Birinin koruyuculuunda olm ak. | arkasn | da biri olmak, Birinin s rekli gzetim i altn da bu lun m ak onun yardm n salamak.\\ arkasnda do lamak, 1. B irin e iini y ap trm ak iin onun bulu n a b ilec e i y e r le r e g id e r e k grm e, kon um a f r s a t y a ra tm a k ; p e in d e dolam ak. 2. E le g eirm ey e a lm a k; kollamak.\\ arkasndan, 1. B ir eyden so n r a ; p ein d en ; ard n d an ; akabin den . 2. B iri o r a d a y o k k en ; gyabnda.\\ arkasndan atl kovala m ak, B ir ii g e r e i y okken tela ve a c e le ile y a p

m ak ; ardn dan atl kovalamak.\\ arkasndan ko numak, Yz yze s y ley em ey ece i b ir ey i ilgilisi o r a d a y o k k en s y lem ek ; ekitirm ek; d ed ikod u et m ek ,| arkasndan komak, 1. B ir ii bitirm eye, | son u lan drm aya alm ak. 2. lg i duyulan biri ile iliki kurm aya, kon u m aya almak.\\ arkasndan srklemek, A rdndan g elm esin i sa la m a k .| a r | kasndan teneke alm ak, G iden vey a kovulan b i risi iin o k sevinm ek, a la y etm ek; onunla ilgili gizli b ilg ileri a k la m a k . | arkasnda yum urta k | fesi olm am ak, D n ek lik etm em esi iin h ib ir s e b e p bulunmamak.\\ arkasnda yum urta kfesi yok ya, B u ii y a p m a s iin b ir en g el yok, an lam n da ku lla nlr; srtn da yum urta k fesi yok.\\ arkasn al mak, B ir ey i bitirm ek, s o n a erdirm ek. | arkasn | brakm am ak, 1. B ir e y i veya birin i izlem eyi s r drm ek. 2. Y aplan b ir iin sonu cu aln n cay a k a d a r almak.\\ arkasn dayam ak, B irin den g ve d es tek a lm a k ; onun koruyuculuuna s n m ak; sr tm d a y am ak .| arkasn getirememek, B ala d | bir ii srdrp bitirememek.\\ arkasn samak, Sevgi veya e fk a t g sterisi o la r a k birinin srtn okam ak. | arkasn svazlamak, B irin e yap t bir iten d olay gven verm ek, d es tek o lm a k; aferin d em ek ; srtn sv a zlam a k .| arkasn vermek, 1. | B ir e y e arkasn d n er ek durm ak. 2. B ir e y e a r kasn d a y a y a ra k durm ak. 3. B irinin koruyuculu u n a snm ak. | arkasn yere getirmek, Yenmek. | | | arkasn yepmek, {eAT} Srtn s a m a k ; srtm o k a m a k | arkas olm ak, K oruyucusu ve g v en ece i | birin e sa h ip o lm a k ; koruyan d estekley en birisi bu lunm ak.| arkas pek, 1. G ven ecei, d a y an aca | gl birin e sahip. 2. Sa lam giyinm i olan. | a r | kas salam, G ven ecei, d a y a n a ca gl birin e sa h ip olan. | arkas sra, 1. H em en ardndan onu | izley erek ; a rd sr a ; p e i sra. 2. P ein d en ; ardn dan. 3. Gyabnda.\\ ark a svamak, Uur dilemek.\\ arkas var, 1. D evam var. 2. K oruyan kollayan var. | arkas yere gelmemek, Yenik d m ey ecek | e k ild e glii o lm a k ; y en ilm em ek ; srt y e r e g e l m em ek; y k la c a k durum da bulunm am ak^ arkas yufka, 1. G v en ecek gl b ir koruyucusu y o k 2. H o a g id en b ir yem e in devam nn olm am as hli.\\ ark a sokak, eh ir veya k asab an n a n a ca d d eleri veya m erkezin e g r e d a rd a k alan so k ak . | arka | takm lar, arg o. (K adn ve kz iin) beden in a rk a blm , z ellik le k a la la r. | ark a teker, O tom obil, | a r a b a ve bisik let g ib i a ra la rn a r k a tarafta bulu nan tekerlekleri.\\ ark a st, A rkas y e r e g e le c e k b iim d e; srt st.\\ ark a verm ek, 1. G b ir du ru m da k alan birin i d estek lem ek ; yardm etm ek. 2. Srtn gl b ir y e r e dayamak.\\ ark a virici, {eAT} Y ardm c; dost. | ark a viricirek, {eAT} D a h a o k | ya rd m ed en .| ark a virinilmek, {eAT} Yardm | g rm ek .| ark a virinilmi, Yardm grm.\\ arka | virinm ek, {eAT} Yardm g rm ek .| ark a virimek, |

n n e

293

ARK

{eAT} Y ardm lam ak.| ark a virm ek, {eAT} 1. Srt | n day am ak; arkasn verm ek. 2. Yardm etm ek. 3. Velayet.| arka virmek dilemek, {eAT} Yardm di | lem ek,| ark a virmek dilenen, {eAT} K en disinden | yardm isten en ; y ard m n a m uhta olunan. | arka | virmek istemek, {eAT} Yardm istem ek.| arkaya | atmak, U m ursam am ak, aldrm am ak. | ark aya b | rakm ak, B ir ii bitirm eyip so n ray a b ra k m a k; erte lem ek:.| ark aya gemek, On taraftan a rt ta rafa | dolanm ak]] arkaya kalmak, G eriy e k alm ak ; g e cikm ek; g erid en g elm ek ; ilerleyem em ek. | arka | yz, 1. Byk p a n o ve resim lere ait levhalarn a rk a ksm. 2. K itap ve d efter y a p ra n d a oku nm akta olan sayfan n a rk asn d a k alan sayfa. 3. ktph. B ir kitapta ift sayl m im arlarla belirlen en , kitap a l dnda s o l tarafta k alan sayfa. 4. ktph. Yazma k i taplarda g en ellik le ift sa y la rla n u m aralan an ve sa y a n d a k alan sayfa. 5. M aran gozlu kta a h a bn grnm eyen taraf. 4. P aran n veya m adalyonun ikinci d e r e c e d e kalan yz; tura. arkac, [arka-c ^ U jl] is. m ec. 1. Arka kan; koru yucu; taraftar; yardmc. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. {az} Hamal. [DS] 3. a rg o. Aktif ecinsel erkek; sodomist. 4. argo. Kalabalk yerlerde yankesiciye yardmclk eden kimse. ark a1 -c [arka-] {az} is. 1. Akta kurulan davar , al. 2. Hakim rzgr bir tepenin kestii kuytu bir yamataki koyun yata. 3. Dalarda kuytu, siper yer. [DS] arka2, -c [arac / arka ^jT] {eAT}. is. Arga, arkaak, - [r-mak > ar-ka-mak > arka-ak ?] {eT} is. Aza ila aktmak iin kullanlan ii delik bir ara; aktma. [DLT] arkalk, - [arka-lk] {az} sf. * argalk. [DS] arkat, [ark+a-t] {az} is. Suyun kendi kendine at ark. [DS] arkad, [t. arcado (yay) > Fr. arkade] is. mim. Arala rndaki boluun st yay biiminde olan stun topluluu. arkada, [arka-da] is. 1. Savata, bir savann ar kasn dman saldrsndan koruyan sava. 2. Kendisine yaknlk duyulan, inanlp gvenilen ki i; dost; yaren; ahbap; enis; hempa; ihvan; kolda; muhip; refik; nedim; sad. 3. Bir yerde bir arada bulunmakla birbirini tanyp dostluk kuran kiiler; avane; ayakta; dada. 4. iinl. Tanmadk yatlara seslenme sz. A rkada, yurdum a a l a k la r urat ma sakn. M. kif Ersoy. fi5 arkada canls, A r kadan a dkn o la n ; a rk a d a l a d e e r veren. | | arkada deil, ark a ta, Y ararndan o k z a r a r veren a r k a d a la r a serz en i sz.\\ arkada olmak, B iri ile sam im iyet kurup d o st olm ak. arkadaa, [arlca-da-a] (arkad a'a) zf. Arkadal a yakr, arkadalk ban ve sevgisini gsterir ekilde; dosta; itenlikle; samimi olarak.

arkadalk, - [arka-da-lk] is. 1. Arkada olma du rumu. 2. Arkadalar arasnda var olan yaknlk, da yanma ve sevgi. S arkadalk etmek, 1. B e r a b e r bulunulan ve allan y e r d e iyi gein m ek, uyum sa lam ak. 2. Yolculuk veya gezin tide yan n d a bulunm ak, r e fa k a t etm ek. arkag, [r-mak > ar-ka-] {eT} is. Atk, mekik iplii arga; en iplii. [Mhenn] [Gabain] [DLT] [EUTS] arkaik, -i [Fr. archaque] sf. 1. Gemi dnemden kalan; kendi zamanndan daha eski bir an karak terini gsteren; an. 2. ed. Yazarn yaad adan daha nceki devirlere ait kullanm olduu kelime, cmle ve anlatm biimleri. 3. Klasik a ncesin den kalma eser, arkaizm , [Yun. arldaios > Fr. archasme] is. 1. Ken di dneminden daha eski devirlerin izlerini tama. 2. Eskileri taklit. 3. ok eski bir dnemden kalm olan eyle ilgili; anlk. 4. ed. Bugn kullanmdan kalkm olan kelimelerle yazma ve syleme duru mu. 5. Bir yapnn kullanld adan daha nceki bir dneme ait zellikler tama durumu, ark ala, -c [arlcala-mak > arkala-] {az} is. Hamal arkal. [DS] ark alam a, [arka-la-ma] is. 1. Arkalama eylemi. 2. Koruma, destek olma, arkalam ak, [arka-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()-y o r] 1. Bir eyi srtna almak; yklenmek. 2. m ec. Bir kim seye, yardm etmek, gven vermek; desteklemek; mzaheret etmek, arkalanc, [arlca-la-n-c 4ijT] {eAT} sf. Birinin yardmna gvenen; birisine dayanan, arkalanm a, [arka-la-n-ma] is. Arkalanmak ii; ken disine yardm edilme; korunma, arkalanm ak, [arka-la-n-malc jjT] dnl. f . [ -r ] 1. Srtn bir eye dayamak; srtn vermek. {eAT} (ayn) 2. {eAT} Glenmek; g bul mak; gvenmek, {az} (ayn) [DS] 3. edil. f. Y a r dmc veya destekisi bulunmak; kendisine yardm edilmek; korunmak; desteklenmek; kayrlmak. {eT} (ayn) [DLT] arkalam ak, [arka-la--mak 4jl] {eAT} {az} ite, f . [-r ] Birbirine yardmc olmak; birbirine destek olmak; yardmlamak. [DS] arkalay, [arka-lay] {az} zf. Yokluunda; kendisi yokken; gyabnda; arkasndan. [DS] arkalayn, [arka-laym] {az} zf. -* arkalay. [DS] arkal, [arka-l] s f 1, Arkal, dayanacak yeri olan 2. m ec. Koruyucusu olan. 3. {az} Semiz; yal. [DS] 4. {az} Devaml; srekli. [DS] 5. {az} ok kalabalk; byk. [DS] 6. {az} (Aa iin) meyve si ok. [DS] arkalk, - [arka-lk] is. 1. Sandalye, koltuk, kanepe gibi oturulacak eyann srt yaslamaya mahsus yeri. 2. Hasta yataklarnda yastklar dik tutmaya yarar

ARK

IMIlffSZj illi. 2S4


arkeopteriks, [Fr. archoptryh] is. Bavyerada Jura devri yaprak kayalar arasnda fosili bulunmu, hem ku hem srngen zellikleri gsteren bir hay van. arketip, [Yun. arkhetupos (ilk m odel) > Fr. arch type] is. Kendisine dayanlarak eser verilen ilk mo del; ilk rnek, arkk, [ar-k (pislik) > ar-k-k] {eT} is. Pislik; tezek [Miihenn] ark n , [ar-km / arkun] {eT} zf. Gelecek yl; br yl. [DLT] S arkn izi, {eT} G e le c e k y l; b r yl. [DLT] arkn2, [ar()k-n] {az} zf. Zayf; clz. [DS] jT arkn3, [ar-km / ar-kun ^jT] {eAT} sf. Yava; ar; aheste. arkncak, [ar-km-cak / ar-kun-cak i^ jT ] {eAT} zf. - arkuncak. a rk n , [arkr- / arkur-u L j] {eAT} sf. 1. Eri; yan j st; yanlamasna. 2. Tersine; aykr; kar; ters. 3. {az} arpk; apraz. [DS] S a rk n kmak, {eAT} Yolunu k esm ek ; k arsn a km ak. | a rk n gelmek, | 1. {eAT} K a r koy m ak ; k arsn a km a k; nne gerilm ek. 2. {az} tiraz etm ek. [DS] ark 1, [alk- / ark] {eT} is. Alk; vg. [ETY] ark2, [ark / arva / arv] {eT} is. By; efsun. [DLT] ark3, [r-mak (arasn dan g em ek, d olam ak, a m ak) > ar-k-] is. 1. Kervan. [EUTS] [ETY] [Gabain] [Tekin] [Yknek] 2. Yurdundan uzak dm birine gnderilen kimse; haberci; eli. [EUTS] [ETY] 3. Mektup. [ETY] [DLT] S ark tirki, K ervan lar. ark4, [ar-k-] {az} is. Deirmen talan arasna konulan demir gere. [DS] S ark etmek, {az} Yk g e ic i o la r a k b ir y e r e brakm ak. [DS] arkt, -d [arkt / argt] is. 1. Ky evlerinde kaplarn arkasna aklm bulunan kaim tahta kuak. 2. (az) Dvenle boyunduruu birbirine balayan ok. [DS] 3. {az} Asma ardaklarnda yatay uzatlm aalar. [DS] 4. {az} Kzaklarn arkasnda ve nnde tutunmaya yarayan eri aa. [DS] 5. {az} Semerin eri aalar. [DS] 6. {az} admn yatay uzanan aalar. [DS] 7. {az} Irmakta balk avla makta kullanlan bir tr sal. [DS] arkm ak, [ark-mak] {az} gl. f i [ - a r ] 1. Yardm et mek. 2. Arkaya sarkmak. [DS] arko, [Yun. arktos (ay) > arko] sf. 1. nat. 2. Kaba. 3. Bn. 4. Glmez, arkoz, [Fr. arkose] is. je o l. Granit veya gnaysl kayalarn anmas ile olumu feldspath kum. arktik, -i [Yun. arktikos > Fr. arctique] is. co. Kuzey kutbu ve evresi ile ilgili, arku, [ar-ku] {eT} is. Nehir; dere. [Gabain] [EUTS] arkub, [Ar. arkb (arku :b ) {OsT} is. 1. ke siniri; erice. 2. Yalan ve kt sz.

alet. 3. Hamallarn yk tamak iin srtlarna yer letirdikleri koruyucu. 4. {azj Ceket. [DS] 5. {az} as. Art. [DS] 6. {az} Bir tr sepet. [DS] 7. {az} Saman kansnn ardna balanan kilim paras. [DS] 8. {az} Tahta biilecek tomruun drt yann dan karlan kaim ve yumru tahtalar. [DS] arkalkl, [arka-lk-l] sf. Arkal olan, arkalksz, [arka-hk-sz] sf. 1. Arkal, srt dayaya cak yeri olmayan. 2. m ec. Koruyucusu ve dayana olmayan. arkalu, [arka-lu jijl / ok olan; kuvvetli, arkaluc, [arka-la-mak>arkalu-mak>arkalu-c / ^^Sjl] {eAT} is. Hamal semeri; arkalk. arkam ak, [r-mak (dolam ak) > ar-ka-mak] {eT} gl. f . [ - r ] 1. Aramak; yoklamak; arayp taramak. [DLT] [Yknek] 2. (az) Tutmak; sarmak. [DS] 3. (az) Yardm etmek; arka kmak. [DS] ark an ', [eT. arka> arka-n [Dankoffj] is. p. ark an 2, [ar-kan] (eT) zf. 1. Nihayet. [Gabain] 2. {az} Uzak. [DS] ark an J, [Ar. arkn otjp] (arkan ) {OsT} is. Terleme. ark ap , -b [Ar. rakaba] {az} is. Kpeklerin boyun larna taklan halka. [DS] a rk a r, [ar-mak (dolam ak) > ar-ka-r] {eT} is. Dii da keisi. [ETY] [DLT] a rk a n , [?arkar] {az} sf. Galip; stn. [DS] arkasnm ak, [arka-sn-mak] {az} dnl. f . [-r] Arkalanmak; gvenmek. [DS] arkasz, [arka-sz] sf. 1. Arkal, dayanacak yeri ol mayan 2. m ec. Koruyucusuz. arka [arka-] {az} is. -* arka. [DS] arkam ak, [ar-ka--mak] {eT} ite, f . [-u r] 1. Arka arkaya gelmek; arka arkaya kmak. 2. Yk ykle mekte birbirine yardm etmek. [DLT] arkebz, [Holl. hakebusse > t. archibuso / Fr. arqu ebuse] is. On beinci yzylda omuzda iki kii tara fndan taman ve yere aklan bir kaza kabzas dayanmak suretiyle ate edilebilen bir tfek cinsi, arkeen, [Fr. arcen] is. Kambriyumdan nce' olu mu yer kat. arkegon, [Fr. archgone] is. bot. Erelti otlar, kara yosunlar ile baz su yosunlarnda ve ak tohumlu larda grlen diilik organ, arkeolog, -u [Fr. archologue] is. Tarih ncesi ve eski alardan kalma eserleri inceleyen, aratran, deerlendiren uzman; kaz bilimci, arkeoloji, [Fr. archologie] is. Tarih ncesi ve eski alardan kalma eserleri tarih ve sanat deeri a sndan inceleyen, aratran bilim dal; kaz bilimi, arkeolojik, -i [Fr. archologique] is. Tarih ncesi ve eski alardan kalma eserlerle ilgili; kaz bilim sel. ^jT] {eAT} sf. Yardmclar

H M

295

ARM

arku, [ar-mak (arasn dan g em ek) > ar-ku-u] {eT} is.l. ki kii arasnda araclk eden kii; arac. 2. Evlenme zaman dnrler arasnda gidip gelen kii. [DLT] arkuk, [ar-ku-k] {eT} sf. 1. nat; ters; aksi. [Tekin] 2. Aykr. [DLT] 3. ki direk veya duvar arama apraz olarak konulan aa. [DLT] 0 arkuk kii, 1. Sz dinlem ez; inat. 2. K a lp kim se. [DLT] arkuklanmak, [ark-uk-la-n-mak] {eT} dnl. f . Hay lazlk etmek; dik balk etmek. [DLT] arkula, [Suriye Ar. 'kla] {az} is. Kuru dallar e kip koparmaya yarayan ucu demir engelli uzun srk. [DS] arkun1, [ar-lun] {eT} is. 1. Gelecek yl; br yl. [DLT] 2. Nihayet. [Gabain] [EUTS] 3. Yaban aygr ile evcil ksraktan olan at. [DLT] S arkun izi, {eT} G e le c ek y l; b r yl. [DLT] arkun2, [eT. alru (yava, sessiz) > akru-n > arkun jjjT] {eAT} sf. 1. Yava; ar; sakin; aheste. 2. zf. Yava ve alak sesle. 3. Gizli. S arkun arkun, {eAT} Yava y a v a ; a r a r; h a f i f h a fif; giderek. arkunca, [arlun-cak / arhuncak / arkmcak ji-jjT] {eAT} zf. Yavaa; hafife; sessizce, arkuncacuk, [arkun-ca-cuk vaa; hafife, arkunlk, [arlun-lk] {eAT} is. Yavalk; sakinlik, arkunluile, [arkun-luk + ile iLikjjT] {eAT} zf. Y a vaa. arkura, [arku-ra] {eT} sf. aprazlama; aykr. S arkura yatm ak, {eT} a p ra zlam a yatm ak. [EUTS] arkun, [arku-r / ark-r / arlu-ru jjjSjT ] {eAT} sf. 1. Eri; yan st; yanlamasna. 2. Tersine; aykr; kar ; ters, fi1 a rk u n ark u n , {eAT} B irbirinin tersin e aprazlam a. arkurdan, [arla-r-dan] {az} zf. Sebepsiz yere; ge reksiz. [DS] arkurmak, [arku-r-mak] {eT} gsz. f . 1. apraz ge mek. [Gabain] 2. Kardan karya gemek, arkurtmak, [eT. arkur-mak > arkur-t-mak] {eAT} gl. f. [-u r] Kovmak, arkuru, [r-mak (dolam ak) > arku-ru jjjsjl] {eT} {eAT} sf. 1. apraz; ha gibi; aykr. [EUTS] 2. {az} Doru; dz. [DS] 3. {az} Kestirme. [DS] S a r kuru kmak, {eAT} Yolunu k esm ek ; k arsn a kmak.\\ arkuru gelmek, {eAT} K a r koym ak; karsna km ak; nn e g erilm ek. | ark u ru tur| kuru, {eT} apraz; havari. [Gabain] | arkuru tu r| mak, {eAT} G s g erm ek ; m aruz o lm a k .| arkuru | varmak, {eAT} K a r koym ak. arkurusma, [arkuru-s--n-a masna; enine; aykr olarak. {eAT} zf. Yanla *-j3jT] {eAT} zf. Y a

arkurtm ak, [arkur-t- mak

{eAT} gl.

f . [-u r] 1. Gidiini, akm deitirmek. 2. Yrme sine engel olup geri dndermek. 3. Bozmak ve de itirmek. arkut, -du [ar-mak > arkut / arkt] {az} is. 1. Elbise, amar asmaya yarayan ip, tel ya da aatan uzun ubuk. 2. Hyar filizlerini askda tutturmak iin uzatlan aa dal. [DS] arkuy, [arkuy] {eT} is. Kale; mstahkem mevki; is tihkm. [ETY] arlam ak 1, [ara-la-malc] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Aralamak; seyrekletirmek. [DS] arlam ak2, [r-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l() -y o r] yi olmak; hastalktan kurtulmak. [DS] arlanm a, [Ar. r + T. -la-n-ma] is. Utanma, sklma, arlanm ak, [ar-la-n-malc] dnl. f . [-r ] Utan duy mak; utanmak; sklmak; ekinmek; {eAT} (ayn). arlanm az, [ar-la-n-maz] sf. Utanmadan, sklmadan hareket eden; utanmaz, arlam ak, [ar-la--mak] {az} dnl. f. [ - r ] Kovula rak gitmek. [DS] arlatrm ak, [arla-tr-mak] gl. f . [-r] Bandan at mak; kovmak, arl, [ar-l] sf. 1. Ar sahibi olan. 2. Utanga; sklgan. 3. Namuslu. -arlk, [-r-lk /-rlik / -rluk / -rlk / -rlk / -irlik / urluk / -rlk / -arlk / -erlik] y a p e. -* -rlk. arlk, - [ar-lk / ar-lk] {az} is. Hastalktan kur tulmak iin okuyup fleyenlere verilen cret. [DS] arm ,-m i [Ar. arm / arem ^ ] {OsT} is. Kafa tutma; inatlk. arm a 1, [Yun. arma] {az} is. Bele balanan fieklik.

[DS]
arm a2, [Lat. arma (silah) / t. (tehizat)] is. 1. Bir aileye, bir toplulua veya bir kiiye atalarndan ka lan, genellikle kalkan biimli bir zemin zerine ilenmi zel iaret, yaz veya sslemeler. 2. dnz. Bir gemide direk ve serenlerle bunlar zerinde yer alan armh, yelken ve halat takmlarndan oluan donanm. 3. nl. Denizcilikte Yap, a ! anlamn da verilen emir, fi1 arm a branda, dnz. E ski g em i lerd e h am aklarn kurulm as iin verilen emir. | a r | ma budamak, dnz. Top a tei ile dm an gem isinin y elk en ve d ireklerin i tahrip etm ek. | arm a budat | m ak, dnz. F rtn a s e b e b iy le gem inin y elk en takm lar tahrip olm ak. | arm a doldurmak, dnz. Yelken | lerin esn em esin i n lem ek iin a n a arm ann b o la rn a lm a k | arm a soymak, dnz. B ir s re kullanl | m a y a ca k olan gem inin yelk en takmn indirm ek.| | arm a tente, dnz. G em i lim andayken kullanlan ten telerin a lm as iin verilen em ir.| A rm a yelken! | dnz. Yelken a ! komutu. a rm a , [Lat. arma] (a rm a) is. arg o. Paylama; azar.

ARM arm aclk, - [arma-c-lk] is. Armalar dzenleme ve doru bir ekilde temsil ve tasvir etme teknik ve kurallar. arm ada, [t. armata] (arm a'da) sf. dnz. 1. Silahl. 2. is. Donanma. arm ador, [sp. armador] is. dnz. 1. Gemilerdeki her trl donanm iini yapan usta. 2. Yelkenli gemi lerde arma ilerini yrten zel grevli, arm adu ra, [t. armadura] (arm adu'ra) is. 1. at; is kele. 2. dnz. Yelkenli gemilerde hareketli arma ha latlarm balamak iin alabandalara akl aa ve ya demir levhalar, arm aan, [arma-an / yarma-an / armagal] {eT} is. Hsmlara doyumlukta verilen hediye; armaan. [DLT] arm aan, [Far. armaan ? => eT armaan / yarmaan] is. 1. Bir kiiyi sevindirmek iin zel gnlerde verilen ey; hediye; arlk. 2. nceden kararlatr lp ilan edilen dl; mkfat. 3. Kendisine sayg duyulan birinin ba; ltuf; ihsan. 4. ktp. Bir kimseye veya olayn ansna adanan kitap veya baka eser; ithaf. 0 arm aan etmek, Birinin g n ln h o etm ek, sevin dirm ek iin b ir ey verm ek; h ed iy e etm ek. arm ak 1, [r-malc] (a:rm ak) {eT} gsz. f. [-u r] 1. Dolamak.2. Arasndan gemek; apraz gemek; iinden gemek; girmek; hull etmek. [EUTS] [ETY] [KPy.] 3. gl. f . Kandrmak aldatmak. [DLT] [EUTS] [Gabain] [Tekin] [ETY] arm ak tevmek, {eT} H ile y a p m a k ; aldatm ak. [DLT] | arm ak | yuvm ak, {eT} H ile y a p m a k aldatm ak. [DLT] arm ak, [r-mak j^jT] (a.rm ak) {eT} {eAT'} {az} gsz. f. [-u r ] Yorgun dmek; yorulmak; arya kamak; gsz kalmak. [DLT] [ETY] [KPy.] [Gabain] [Mhenn] [Yknek] [DS] arm ak 2, [ar-mak] {az} is. amar ykama yeri. [DS] arnak, [ar-mak-] {eT} sf. Entrikacaldatc; hilekr. [Tekin] [Gabain] [ETY] arm al1, [arma-l] sf. 1. Armas bulunan; belli bir iareti olan. 2. argo. Ssl; atafatl. arm al2, [arm a-l]s/a r g o .(Sz iin) lastikli, arm alk, - [arma-lk] is. Am alarn etrafn ssle yen oyma ielderden yaplm ereve, arm an, [Far. rmn OUjT] (a :rm a :n ) {OsT} is. 1. z leme; zleyi; hasret. 2. Zahmet; sknt. 3. Teessf. 4. Pimanlk. arm ani, [Far. rmn > rmni ^ L jl ] (a :rm a :n i;) nanmm zerine alan, ileten kii; donatan. 3. a r go. Bir fahienin srtndan geinen erkek; peze venk. arm atrlk, - [armatr-lk] is. Armatrn yapt i veya meslek, arm at r, [Fr. armature] is. 1. Bir alet veya tesisatn ana blmn oluturan paralarn tm. 2. Mus luk ve batarya tr shhi tesisat malzemelerinin ge nel ad. 3. fz . Bir kondansatrn yaltkanla ayrl m iki iletkenden her biri; bir mknatsn iki ucunu birletiren yumuak demir. 4. mz. Donanm, arm i, [Far. rmi ^ j ] (a.rm i) {OsT} is. Dinlenme; rahat; huzur, arm oda, [Yun. armidi] is.dnz. Bir tr halat, arm oni, [Lat. harmonia] is. 1. Ayarlama. 2. miiz. Ku laa ho gelen eitli sesler arasndaki uyum; ahenk. 3. ed. Ayn konuya ait verimlerin, paralarn, szlerin, kelimelerin tutarl bir biimde bir araya getirilmesi; ahenk; uyum. 4. Konusu birlikte kan sesleri uyuturmak olan mzik sistemi. 5. Yalnzca flemeli ve vurmal alglardan meydana gelmi orkestra, arm oniler, F izikte frek a n s, a n a sesin frek a n sn n tam katn d a a ka n sesler. | arm oni | orkestras, Y alnzca flem eli a lg lard an kurulmu orkestra. arm onik, -i [Fr. harmonique] sf. Armoni ile ilgili olan. arm onika, [ng. harmonica] is. mz. Yan yana sral deliklere yerletirilmi dilciklerinin titreimi ile ayr notalarda ses veren flemeli bir alg eidi; az mzkas, arm onize, [Fr. harmoniz] sf. mz. 1. Armoni kural larna uygun dzenlenmi. 2. (Mzik paras iin) tamamlayc sesler eklenmi. S armonize etmek, B ir m elod iy e e lik e d e c e k b ir veya b irk a p a r a eklem ek. arm onyum , [Fr. harmonium] is. mz. Pedal yard myla bir krn meydana getirdii hava ile al an klavyeli ve flemeli bir alg, arm oz, [Yun. armos] is. dnz. Gemilerde borda ve gverte kaplama tahtalarnn boylamasna eklen mesi ile aralarnda oluan izgi, arm ud, [Far. emrd + Ar. - lP jjj ] (arm u .di:) {OsT} sf. Armut biiminde olan, arm udiye, [Far. emrd + Ar. -iyye ^.jjj>jT] ( a r m u diye) {OsT} is. 1. Armut biiminde nazarlk olarak taklan altn. 2. Tahta oymaclnda kullanlan bir tr rende. 3. {az} Kadn balklarnda yrek bii minde gm levha. [DS] arm un, [Yun. arrabn > Ar. carabn j {OsT} is. Pey akesi, arm ut, -du [Far. emrd => armud ^ j T ] is. bot. 1. Glgillerden lman blgelerde yetien beyaz iek > dy>y-]

{OsT} sf. 1. Kederli; mteessif. 2. Piman; honut suz. arm anm ak, [arb-an-mak>arm-an-mak] {az} dnl. [- r ] 1. Trmanmak. 2. Abanmak. [DS] arm atr, [Fr. armateur] is. 1. Ticaret gemisi sahibi. 2. Gemi sahibi olsun veya olmasn bir geminin do-

M M E M .

297

ARP Avrupa dilleri ailesinden llir veya Dacia dillerine bal Arnavutluk halknn dili. Arnavutlam a, [Amavut-la--ma] is. Arnavut kltr ve yaayn benimseme. Arnavutlam ak, [Amavut-la--mak] dnl. [-r] A r navut kltr ve yaaym benimsemek; Arnavutluk uyruuna girmek. arni, [Hint, arni] is. Hindistan mandasnn yerli ad. arnika, [t. amica] (a rn ik a ) is. bot. Bileikgiller fa milyasndan papatyaya benzer turuncu sar kmeli, ayr ve ormanlarda biten, yaprak ve iekleri iddetli bir kusturucu nitelik tayan, ok yllk otsu bitki; kz gz; sr gz; mast iei, (A rn ica m ont ana). arnug, [r-mak > ar-m-mak > r-()n-u / ar-()n-uk (eAT} sf. 1. Yorulmu; yorgun. 2. is. Y o r gunluk. arnuk, [r-mak > ar-n-mak > r()n-u / ar()n-ul JyjT] (eAT) sf. -* arnug. arnuklk, [amuk-lk ^ j l ] {eAT} is. Yorgunluk. arom a, [Yun. aroma (ho koku) > Fr. arme] (aro'm a) is. 1. Gzel koku. 2. Sebze ve meyvelerden yaylan kendine zel ho koku. arom atik, -i [Fr. aromatique] sf. Ho kokulu, aromal. arozz, [Fr. arroseuse] is. Sulamada kullanlan ze rine bir su deposu ile doldurma ve boaltma dze nei kurulmu motorlu ara. arp , [Fr. harpe] is. mz. gen eklindeki bir ereve iine farkl uzunlukta paralel tellerin gerildii elle alman bir mzik aleti. arp a, [eT. arpa 4jjT] is. bot. 1. Budaygillerden tane leri ekmek ve bira yapmnda, ounlukla hayvan yemi olarak kullanlan, budaya gre daha erken gelien ve olgunlaan klkl bir tahl tr, (H ordeum vulgare). {eT} (aym)\M\em\d] [DLT] [EUTS] 2. argo. Para. 3. argo. Kese; czdan. S arpa arp a, {eAT} U fak u fak; in ce in ce; z err e zerre. | arpa bile | zik, {eAT} B o u m lar a rp a biim in de o la n bilez ik .| | arpa blen, jaz} K y ii g ren ynetim kurulu yesi. [DS]11 arp a ektim dar kt, Umduumu bu lam adm ; b eklen m ed ik ek ild e sonuland. a n lam n da kullanlr]\ arp a gzeli, {az} A rpay s a m anndan ayran b ir tr kalbur. [DS]|| arpa kes tirm ek, {az} Yolculukta a ra b a n n atlarn din len dirirken b ir p a r a y em y edirm ek. [DS]|| arp a ora, {az} A rpa h a sa d zam an. [DS]|| arp a salmak, {eAT} A rpa a ta ra k f a l bakmak.\\ arpas az gelmek, argo. Verilen cez a ve a zarlam ad an y ete ri k a d a r d ers alm am ak. | arpas ok gelmek, A zgnlk et | mek, com ak, kudurmak.\\ arp a suyu, argo. B ir a .| | arp a ehriye, A rpa biim in de dklm ehriye. | | arpa tutm ak, {eAT} (At iin) arpalamak.\\ arp a

li, basit, dz veya dzensiz dili yaprakl, damla grnmnde ortas be blmeli ince kabuklu, sulu ve tatl meyvesi olan bir aa veya aak tr, (Pirus comm inus). 2. Bu aacn sap ksm dar alt ksm geni meyvesi; {eT} (ayn). [DLT] 3. argo. Fazla bn, avanak kimse. S arm udun iyisini ay lar yer, y i e y lere lay k olm ay an lar tasvir etm ek iin kullanlr.\\ arm udun sap, flzttmn pfi var, H ib ir ey i be en m eyen ler, m klpesen tler iin kullanlr.\\ arm ut gibi, Anlaysz, bn kim se. | | arm ut kaba, bot. rn arm ut biim in d e olan b ir ss kaba]\ arm u t kak, (az) Armut kurusu. [DS] | arm ut kurusu, D rd e blnm arm utlarn | g lg e d e kurutulm as ile eld e ed ilen kuru yem i. | | arm ut pi, azma d, H i e m ek verm eden bir iin olm asn b ek ley en ler iin sylen en ,sz.|j arm ut top, spor. B o k s rlerin an tren m an da kullan dklar ii h av ay la doldurulm u yu kard an a sl arm ut bi im in deki m ein top. arm utu, [armut-u] is. Armut yetitiren veya satan kii. armuz, [Yun. armos] is. dnz. 1. Gemilerde gverte ve borda kaplama tahtalarnn birbirine dedikleri yerdeki izgiler. 2 {az} Yaplarda kullanlan di rekler arasndaki aklk. [DS]

arm r, [Fr. armure] is. Bir dokumay oluturan atk ve zg ipliklerini aprazlama alma biimi, arnak, - [amak / almak] {az} is. 1. Anna. 2. Y o ku; meyil. 3. n yz. [DS] arnaklamak, [amak-la-mak] {az} gl. f . [ -r ] [-l()y o r] Bakmak; gzlemek. [DS] arnamak, [eT. ar-malc > ar()n-a-mak] {az} gl. f . [-r] 1. Dokunacak, rlecek bir eye balamak. 2. rgde ikinci blme balamak. 3. Naka, biime balamak. [DS] arnat1, -d [Gre, amati (trm k)] {az} is. Harmanda tahl toplamakta kullanlan ara; syrg. [DS] arnat2, -d [Ar. ims] {az} is. 1. zm vermeyen azgn zm tevei. 2. Budanmam azgn zm dal. [DS] Arnavut, [Rum. Arnavut] z. is. 1. Arnavutluk halk ve bu soydan olan kimse. 2. {az} Dev. [DS] S Arnavut besas, a bu k bozulm ayan, kesin yemin.\\ Arnavut bacas, at p en c er esi]] A rn avu t biberi, Ac krmz biber. | A rn avu t cieri, Un ve krm z j b ib ere bulanm koyun k a r a c i e r i ile b o l y a d a yaplan bir eit sote. | A rn avu t d ans, A k d a n . | | | Arnavut elmas, A rnavutlukta y etien lezzetli bir tr elm a.| A rnavut halay, Sivas y res in e ait A r | navut satcnn j e s t ve m im iklerinin taklit ed ild i i ve a r ksm larn da Arnavut trks sylen en b ir kadn oyunu. | A rn avu t kaldrm, rili u fakl ta | larn den m esi ile m eydan a g etirilm i kaldrm veya yol. | A rnavut zar, Yuvarlak ve b e yzl zar. | Arnavuta, [Amavut-a] (arnavu'ta) z. is. Hint-

ARP

MItfSM.298
lk demeden yararlanlan, kar salanlan yer. 6. {eAT} {az} Atm az dii. [DS] arpal silin mek, {eAT} (At iin ) az dii a n m ak .| arpalk | yapm ak, B ir y erd en s rekli o la r a k k a r s a la m ak ; sm rm ek. arpej [Fr. arpge] is. mz. Bir akort oluturan sesle rin birbiri ardnca alnmas, arrad at, [Ar. arrdat o b ly .] (a rra :d a :t) {OsT} is. Tekerlekli mancnklar; sava arabalar, arrad e, [Ar. arrde Mjp] (a rra :d e ) {OsT} is. Teker lekli mancnk; sava arabas, arraf, [Ar. irfan > arrf / arrafe (arr a :f) {OsT} is. 1. Bilen. 2. Kaybolmu veya aln m eyalar bulan kimse; mneccim. 3. Yldzlara bakarak kehanette bulunan; bakc; falc; khin. 4. Hakm; bilge. 5. Gebe Arap kabilelerinin rfe ait genel bilgileri, arras, [Ar. arr ^>1y ] (a rra :s ) {OsT} sf. 1. (Gk y z iin) grleyen ve imek akan. 2. imekli, arrg, [ar- / arr] {eT} sf. Pek temiz. [DLT] a rs 1, [ar ^ -> 0 (eAT) {az} is. Gelincik denilen bir tr sincap; as. [DS] ars2, [ars] {az} is. Ksr kadn. [DS] ars3, [Ar. a r s ^ y ] {OsT} is. Sevin; ferahlk. ars4, [Ar. ar rlts. 2. Yldrm, arsa, [Ar. ara3 y-] a r s a :) {OsT} is. 1. Bo toprak; yer. 2. zerine bina yaplacak bo arazi. 3. Mlk olarak edinilebilen gayrimenkul. S arsa-i lem, {OsT} D nya a rsa s; dnya m eydan .| arsa-i kr| z r, {OsT} S ava m eydan.| arsa-i tarih , {OsT} Ta | rih alan. arsal, [ar-sl / arsal] {eT} sf. Kumral; konur al. [DLT] arsalk, [arsal-k] {eT} is. Hem erkeklii hem diilii olan bir hayvan; aslk. [DLT] arsenik, -i [Yun. arsenikon > Lat. arsenicum] is. kim. Maden filizlerinde yaygn olarak bulunabilen atom numaras 33, atom arl 74.91, younluu 5,7 olan metal grnml element; san otu; zr nk; sembol: As. arsk, - [ars-k] {az} sf. Kzlk zar g alan. [DS] arskm ak, [ar-sk-mak] {eT} gsz. f . [-r ] 1. Aldan mak [Mhenn] [DLT] 2. {az} Utanmak; ekinmek. [DS] arskm, [ar-sk-m] {eT} sf. Aldanm [Mhenn] arsl, [ar-sl] {eT} sf. Kestane rengi; kumral; konur al. [DLT] -arsn, [-r-sm / -a-r-sm / -u-r-sm / -e-r-sin / --r-sin] {eAT} ek. e. -* -rsm. arsnm ak, [ar-sm-mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. Utan mak; ekinmek. 2. Onuruna dokunmak. 3. Ayp saymak. 4. enmek. [DS] {OsT} is. 1. Yldrml gk g

unun yoksa, tatl dilin de mi yok, n san lar m em nun etm ek iin tatl d il yeter. arp ac1, [arpa-c ^ w. 1. Arpa yetiti ren veya arpa alm satm ile uraan kimse. 2. {eAT} Falc. S arp ac kumrusu gibi dnmek, o k zc b ir o la y k arsn d a a resiz k a la r a k ne y a p a ca n bilem ed en dnmek. arp ac2, [Yun. arpaksi (hrsz)] is. argo. Gz gre gre anta, czdan gibi eyalar kapp kaan hrsz; kapka. arpack, - [arpa-ck] is. tp. 1. Gz kapann ke narnda beliren iltihapl ban; it dirsei. 2. Tfek, tabanca gibi ateli silahlarn nian alnmasn ko laylatrmak iin namlunun ucuna konulan kk knt. 3. Arpa eklindeki ehriye. 4. Arpa bii minde ii dolgulu bir nak. 5. {az} Deirmen ar knn ortasnda bulunan demir para. [DS] 6. {az} Tohumluk kk soan. [DS] 7. {az} Taze, kk hyar. [DS] arpack soan, Tohumdan, b a s o a n eld e etm ek iin yetitirilen bir y llk k k s o an. arpaclk1 - [arpa-c-lk] is. 1. Arpa yetitirme , veya alm satm ii. 2. {eAT} Falclk. arpaclk2, - [Yun. arpaksi] argo. Gz gre gre yaplan hrszlk; kapkalk, arpagan, [arpa-an] {eT} {eT} is. Arpaya benzer fakat tanesi zayf bir bitki; yabani arpa. [DLT] arp a, [eT. arpa] {az} is. Eski Trk inannda ve bugn hlen o dine mensup Trk boylarnda rastla nlan kam ve bakslann hastalar iyiletirmek iin syledikleri anlamsz szler; sihir; by. ( eitli Trk leh elerin d e arb, a rba g , arba k , arv, arv o la r a k sylen ir.) [DS] arpaan, [eT. arpa-an > arpa-an] is. bot. Yabani arpa, yulaf. arpac, [eT. arpa-c] is. 1. Eski Trklerde byc lere verilen isim. 2. {az} frk; byc. [DS] arp alam a, [arpa-la-ma] is. 1. ounlukla atlarda ar yorgunluk veya uzun sre kapal yerde besiye ekilmekten doan, ayaklarda deri altna kan birik mesi eklinde grln iltihapl hastalk. 2. {az} ok arpa yemekten oluan hayvan hastal. [DS] 3. {az} Azna geleni syleme. [DS] arpalam ak, [arpa-la-mak] {eT} gl. f . [-r ] 1. Arpa vermek. [DLT] 2. {az} Azna geleni sylemek; ne dediini bilememek. [DS] 3. argo. i iyi gitmek. 4. (Hayvan iin) ok arpa yiyerek hastalanmak, arpalanm ak, [arpa-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] A r pa sahibi olmak. [DLT] arpalk, - [arpa-lk is. 1. Arpa ekilen tarla. 2. Arpa ambar. 3. {eAT} mparatorluk dneminde baz devlet grevlilerine verilen denek veya bu nun karl ihtiya maddesi. 4. Padiahlarn anne sine, kz kardeine ve haseki sultanlara verilen has lar; bamaklk. 5. argo. Bir emek vermeden, kar

]l

299

AR s e k ta b a k a s; Tanr k at.| ar- Huda, {OsT} G n | en y k sek ta b a k a s; Tanr kat. | ar- lhi, {OsT} Gn en y k sek ta b a k a s; Tanr kat. | ar- me| cd, {OsT} Gn en y k sek ta b a k a s; Tanr kat.\\ ar- rahm an, {OsT} Gn en y k sek ta b a k a s; Tanr kat. | ar- Yezdn, {OsT} G n en y k sek | ta b a k a s; Tanr kat. | ar- bern, Gn en y k sek | tabakas. | ar-pye, {OsT} P a y esi a r a d e k y k se | len^ ar fer, {OsT} Gkyz ve yeryz. | ar j krs, {OsT} Gn a r ksm ile altn daki krs. | ] ar's-sim k, {OsT} k iz ler takm yld z.| ar' s| sreyya, {OsT} lker yldznn altnda bulunan b ir yld%kmesi.\\ ar zemn, {OsT} Gkyz ve y e r yz. ar , [Fr. marche (yr!) (m nin dmesiyle)\ nl. Askeri yrtmek iin verilen emir; mar mar! ar4, [Fr. arcus (kem er) > Fr. arche / archet] is. Tramvayn elektrik enejisini almak iin tele deen kavisli balants; alma. ara, [Ar. ar + Far. -a Gverte. arak, - [arak > arak] {az} is. 1. Diz kapa. 2. Arak. [DS] araklanm ak, [arak-la-n-mak] {az} dnl. f . [ -r ] (Yara, ban iin) kzarp imek. [DS] are, [Lat. arcus (yay) > Fr. archet] is. 1. mz. K e man yay. 2. Elektrikle ileyen aralarda telden akm ekmek iin kullanlan yay eldindeki iletken para. aretip, [Yun. arkhetupos (ilk m odel) > Fr. arch type] is. - * arketip. arevek, -i [Fr. archevque] is. Ba piskopos. arn 1, [eT. ar > ar()-m] is. 1. Orta parmak ucun dan dirsee kadar olan uzakl esas alan eski uzunluk ls birimi, yaklak 68 cm dir. 2. Bir adm boyu uzaklk. 3. argo. Bacak, fi1 arn arn, 1. Arn k a d a r p a r a la r a ayrlm . 2. m ec. P e k ok. | arna vurm ak, lm ek. | arnlar am ak, | | argo. A dm larm a a r a k yrm ek. arn2, [ar-n] {az} is. Boya olarak kullanlan kire mit rengi toprak. [DS] arnlam a, [arm-la-ma] is. 1. Arn ile lme. 2. Admlama. arnlam ak, [arn-la-mak] gl. f . [~r] [-l()-y o r] 1. Arnla lmek. 2. Admlamak. 3. mec. Dar bir yer de geni admlarla gidip gelmek. 4. {az} Hzl ve ak admlarla yrmek. 5. {az} Adm adm, ya va yava yrmek. [DS] arnlk, - [arn-lk] sf. Belirtilen saydaki arn kadar olan. aridk, [Fr. archiduc] is. Avusturya hanedanlarna ait zel unvan, arides, [Fr. archiduchesse] is. 1. Aridk kars ya da kz. 2. Avusturya prensi. (a ra :) {OsT} is. dnz.

arsulusal, [ar(a)-s-+ulus-al] sf. Uluslar aras; mil letler aras; beynelmilel; enternasyonal. -arsz, [-r-sz / -a-r-sz / -u-r-sz / -e-r-siz / --r-siz] {eAT} ek. e. -* -rsz. arsz, [Ar. r + T. -sz] sf. 1. (Kii iin) utanmas ol mayan; ylk; yzsz; arlanmaz; hayasz; kapak sz; utanmaz; yrtk; perdesiz; pikin; yzsz. 2. Terbiye grmemi; mark; terbiyesiz. 3. m ec. (Bitki iin) yerini yadrgamayan, hemen kk atp geliebilen. S arsz arsz, U tanmaz b ir e k ild e; srn a a ra k | arsz pirsiz, U tanm as olm ayan. | arszlanma, [ar-sz-la-n-ma] is. Arszlanmak ii; ar szlk etme; arsz davranma; utanmazlanma, arszlanmak, [ar-sz-la-n-mak] dnl. f . [ -r ] Arsz lk etmek; ylmak; utanmazlanmak, arszlama, [ar-sz-la--ma] is. Arszlamak ii; arsz hle gelme; yzszleme; marma, arszlamak, [ar-sz-la--mak] dnl. f . [-r ] Arsz hle gelmek; yzszlemek; marmak, arszlk, [ar-sz-lk] is. Arsz olma durumu; yl klk; marklk; utanmazlk, arsi, [Sansk. rsi] {eT} is. Evliya; mnzevi. [Gabain] arsik, [ar-sk] {eT'} is. Kestane rengi; kumral; konur al. [DLT] arslan, [Mo. arsalan / arslan OiL-jT] { eT} {eAT} is. Aslan. [Gabain] [Mhenn] [DLT] [EUTS] S arslan haval, {eAT} D o a s a slan g ib i olan. arslanhane, [arslan + Far. -hane -i^L,y>] (a rsla .n ha:ne) is. Aslanlarn tutulduu bina, arslani, [arslan+Far. -^ ^ U y ;] (a rsla .n i:) is. Aslanl gm para. arslanlayu, [arslan-layu] {eT} zf. Aslan gibi; aslans. [DLT] arslk, - [ars-lk] {eT} is. 1. Hem erkeklii hem di ilii olan hayvan; arsalk; aslk. 2. {az} Cinsel ilikiye girdii hlde kzl bozulmayan kz. [DS] arsu, [arsu] {eT} sf. Deersiz; kymetsiz. [EUTS] [DLT] ar1 [Ar. ar] {az} is. 1. alglarda kiri; tel. 2. , Araba oku. [DS] ar*, [Ar. ar J m y>] {OsT} is. 1. ardak; adr. 2. Cumba; kafes. 3. Krs; taht; makam. 4. at; dam; tavan. 5. Mahiyeti insanlarca kesin olarak bilinme yen fakat ykseklii dolaysyla btn kinat kap layan Allahn kudret ve azametinin tecelli ettii dokuzuncu kat gk. O zam an y k se le re k a r a d e er belki bam . M. kif Ersoy. S ar-fers, Ar tan stn; ar y p ra tan .| ar- a'la, {OsT} Gn | en yksek tabakas. | ar- a'la-y saadet, {OsT} j Mutluluun en y k sek yeri. | ar- iyn, {OsT} | ku tsal kiilerin ldkten so n r a g id ec e k ler in e inan lan yer. | ar- a'zm , {OsT} G n en y k sek ta b a | kas; Tanr k at.| ar- azm, {OsT} Gn en y k |

AR aripel, [Yun. arhipelagos] is. 1. ok adas olan de niz. 2. z. is. Ege denizi, ariv, [Yun. arheion (hkm et bin as) > Fr. arcchives] is. 1. Evrak saklanan yer. 2. Tarihi tantan eski ferman, berat, mektup gibi belgelerin sakland yer; belgelik. 3. Belli bir konu zerine biriktirilmi yazl belgeler. 4 a rg o. amar iindeki cinsel or ganlar. S1 ariv kartrm ak, argo. Birisinin cin sel organ larn ellem ek, okam ak.

IM

I ir a K .3 0 0

arivci, [ariv-ci] is. 1. Ariv grevlisi. 2. Arive ko nulmu belgeleri inceleyip deerlendiren uzman, arivleme, [ariv-le-me] is. Arive koyma; saklama, arivlemek, [ariv-le-mek] gl. f. [-r ] Arive kaldr mak; arivde saklamak, ariyan, [Ar. ar > ariyn (ariya:n) (OsT) is. Arn etrafnda tebih edip dolaan melekler, aru, [arju / aru] jeT} is. Srtlan [Mhenn] arun, [eT. ar > arn] (eAT) is. -* arn, art, -d [r-mak (dolanm ak) / r (arka) > r-t] is. 1. Arka taraf; geri. (eT) (ayn) [EUTS] [Gabain] [ETY] 2. Bir eyin br taraf. 3. (eT) Son. [ETY] 4. (eT) Da geidi; da beli; da yolu; srt; boyun tepe. [DLT] [ETY] [EUTS] 5. (eT) Sarp yer; yoku. 6. (eT) Yar dm. [Gabain] [EUTS] 7. sf. Arkada olan; geride bu lunan. S arda koymak, 1. S on raya brakm ak. 2. (eAT) G erid e brakmak.\\ ard aras kesilmemek, H i durm am ak; tek dze srmek.\\ ard ardna, A ralksz b iim d e; a r a verm eden. | ard kesilmek, | S onu g elm ek ; bitm ek; tkenmek.\\ ardna adam toplam ak, K en d i g r ve dn celerin i be en en ta ra fta r edinm ek. | ardna atm ak, 1. D e er ver | m em ek. 2. G eciktirm ek. 3. (eAT) T erk etm ek; vaz g e m e k ; brakmak.\\ ardna bakm am ak, 1. D e er v erm em ek; aldr etm em ek. 2. K orku ile y rek a r p a a r p a kam ak. j ardna dmek, P ein den | g itm ek; a rk a sn a dm ek; takip etm ek. | ardna | k ad ar ak, K a p ve p e n c e r e g ib i n esn elerin son u n a k a d a r a k bulunmas.\\ ardna kom am ak, a lm a k .| ardn alm ak, (eAT) A rkasn evirm ek; | k a yolunu k esm ek ; kuatm ak. | ardn ardn, | (eAT) 1. G eri g e r i; a rk a y a doru. 2. G eriden g e r i d en ,| ardna sylemek, (eAT) A rkasndan kon u | m a k .| ardna uymak, (eAT) A rkasndan kom ak; | p e in e dmek.\\ ardn basm ak, (eAT) 1. P ein i b ra k m a y a r a k izlem ek. 2. G eriden vurmak, | ardn | da gezmek, P ein i brakm am ak; s rekli izlem ek.| | ardndan atl kovalam ak, Son d e r e c e hzl git m ek ,| ardndan beri, (eAT} A rkaya doru.| ardn | | dan sapan ta yetimemek, Son d e r e c e h zla git m ek ; byk b ir tela la kamak.\\ ardndan v ar m ak, (eAT} A rkasndan gitmek.\\ ardndan yet mek, A rkasndan k o a r a k yetim ek. | ardn al | m ak, T am am lam ak; bitirm ek. | ardn bolamak, | V azgem ek, p ein i brakmak.\\ ardn getirmek, T am am lam ak, bitirm ek; so n a erdirm ek. | ardn |

srmek, (eAT} P ein i b ra k m a y a ra k izlemek.\\ a r dn srmek, (eAT) P ein i b ra k m a y a ra k izlemek.\\ ard sra, A rdnca, a rk asn d an ; peinden.\\ arta kalmak, 1. G e k alm ak ; so n a yetim ek. 2. Zaman kaybetm i olm ak. 3. A rtk o lm a k; artm olm a k.| | a rt alan, Zem in; f o n .| a rt ard a, A rka arkaya, bir | birinin p e i sra. | a rt avurt, Az boluunun a rk a | blm.\\ a rt avu rt nsz, dbl. Art avurt bl m nde teekk l ed en l nsz.| a rt aya ile | kulan kam ak, D ensiz ve d en g esiz iler y a p m ak, huzur k arc d a v ra n lard a bulunm ak, k p e k lik veya hayvan lk etm ek.| a rt barsak, anat. | Sindirim kan alnn a rt b lg esi; proktodem.\\ art beyin, anat. B ey in cik ve m edu lla oblan g ata d an olu an ve tem el vcut fa a liy e tle r i ile ilgili beyin b lg esi; metensefalon.\\ a rt blge, co. D eniz ky sn a g r e b ky ile ticari v e ulam asn dan ili kisi bulunan i er id e k alan y r e .| a rt damak, D a | m an a r k a blm.\\ a rt dam ak nsz, dbl. D i lin srtnn y k se le re k d a m a a d e d i i y e r d e a k c i er d en g elen havan n srtnm e veya szm a ile m eydan a g etird i i s e s le r ; ki, Igl, i.| a rt dn | ce, A klanm ayan veya ak lan an d an fa r k l dn c e . j a rt eteinde nam az klnr, 1. N am uslu ve | drst k ad n la r iin s y len ir; nam usu m cessem . 2. m ec. Riyakr.\\ a rt gs, biy. B c e k le r d e g iis blgesin in en a r k a d a bulunan segm enti. | a rt ilem, | N kleer yaktn re a k t r d e kullanldktan so n ra kul lan la b ilir o la n ve teh like y a ra ta n ksm larn ay rp d e erlen d irm ek iin y a p la n ilem .| a rt kafa | kemii, anat. K afatasn n a r k a tarafn da bulunan k em ik ; o ksip ital kem ik.| a rt kapdan kmak, | ( ren ci iin) ba a rsz o lm a k; a r k a kapdan k m ak. 1 a rt kk, anat. Omuriliin, k e le b e k biim in | d ek i bo z m addesinin v en tral kn tlar.| artlarn | srmek, (eAT) P ein i bra k m a m ak ; takip etm ek.| | a rt lop, anat. H ipofiz bezinin a r k a p a r a s. | a rt | niyet, A klanm b ir niyet ve dnce ile gizlen m eye a llan henz a a vurulm am ve o u n lukla kt l k tayan diince.\\ a rt oda, anat. G zn iris ile billu r cisim a ra sn d a k i ii z e l b ir svy la dolu ksm .| artsz arasz, S rekli; ayn biim ve | dzende. | a rt teker, A ralarn a r k a d a bulunan | tekerlei.\\ a rt lke, B ir blgen in kyya g r e d a h a i er d e k alan ksmlar.\\ a rt zamanl, E vrim e ba l o la r a k zam an iin deki g elim eler le ilgili. \ a rt za \ manl dil bilimi, dbl. Zam an iin de deiim g e i ren d il bilim konularnn ev rim sel geliim in i ve b a ntlarn in celeyen dil bilim ; a rt s rem li dil bilim ; ta rih sel dil bilim.\\ a rt zamanllk, Toplum bilim le rin de toplunlarn zam an iin deki evrim inin in ce len m esi; tarihsel. artad m ak , [ar-ta-d-mak] (eT) gl. f . [-u r] Tahrip et mek; mahvetmek; bozmak. [Gabain] artad m ak , [art-mak+dur-mak> art-a+dur-mak] gsz. b . f [-u r] Gittike artmak; artmaya devam etmek.

TO R M

301

ART

artag, [ar-ta-] {eT} is. 1. Mahvolma. [Gabain] 2. Bo zuk; ykk; harap; bozulmu. [EUTS] [Gabain] t? artag ilig, {eT} Ahlaksz. arta, [art+a] {az} is. 1. ocuu beie balayan bez. 2. Krlan hayvan bacan oynatmadan dz gn tutmaya yarayan tahta. [DS] artaan, [art-mak > art-aan] sf. Beklenenden, al lm olandan daha verimli; bereketli, artaanlk, - [art-aan-lk] is. ok rn verme h li; bereket. artak, [ar-ta-k] {eT} sf. Bozuk; fena; ykk; ktle mi; bozulmu. [EUTS] [DLT] [Yknek] S artak tartak, {az} K a rm a k a r k [DS].|| artak yavuz, {eT} B ozk; kt ; p e r i a n ; h arap . [EUTS] artakalan, [art-a+kal-an] sf. 1. Geride, arkada kalan. 2. Bitmemi, tkenmemi veya ypranmam olup elde kalan. artakalma, [art-a+kal-ma] is. 1. Geride kalma. 2. Sa tlmama. artakalmak, [art-a+kal-mak] gsz. f . [-r ] 1. Geride kalmak. 2. Satlmayp elde kalmak. 3. Artarak ge riye kalmak. 4. Birisi ldnde sa kalmak. 5. (Kadn iin) ellenmi olarak braklmak. 6. (Eya iin) eskitilmi, kullanlm olarak braklmak, artakalm, [art-a+kal-m] sf. 1. Geride, arkada kal m olan. 2. eitli sebeplerle elden kmam, elde kalm. artal, [Ar. artal ^ y - ] {OsT} sf. biy. (Canl iin) ola andan daha ok gelimi olan, artaliyet, [Ar. artal > artaliyyet o J J ^ ] {OsT} is. biy. Hayvan veya bitkilerde bir organ veya btn vcudun ar bymesi hli; irilik, artam, [art-a-m] {az} is. Yarar; fayda. [DS] artam ak1 [art > art-a-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-t(), yor] 1. Artp kalmak. 2. Aile bireylerinin birka nn lmnden sonra sa kalmak. [DS] artamak2, [ar-ta-mak] {eT} gsz. f . [ -r ] 1. Bozulmak; mahvolmak; ktlemek. [DLT] [KPy.] [Gabain] [Yknek] 2. Batmak. [KPy.] 3. Fazla olgunla mak. [KPy.] 4. rmek. 5. gl. f i Mahvetmek. [EUTS] artan, [art-mak > art-an] {eAT} sf. 1. Geriye kalan. 2. Fazla gelen. artant, [art-ant /art-mt] {az} sf. Kullanldktan sonra geriye kalan; artan; artk; artm. [DS] artamak, [ar-ta--mak] {eT} ite, f i [-u r] Birbirini bozmak. [DLT] artatmak, [ar-ta-t-mak] {eT} gl. fi. [-u r ] 1. Tahrip etmek; mahvetmek; bozmak; ykmak. [Tekin] [Ga bain] [EUTS] [DLT] [ETY] [KPy.] 2. Batrmak. [KPy.] S artat umak, B ozab ilm ek. arta, [art-a] {az} is. fo lk . Dnden soma tarafla rn birbirine verdii ziyafet. [DS] a't, [art-] is. 1. as. Ordu sava veya yry d-

zeninde ilerlerken gvenlii salamak iin geriden gelen birlik; dmdar. 2. Tulumbaclar yangna gi derken arkalarndan gelen yardmclar. 3. sf. Ge mi bir edebiyat veya sanat rm srdren. 4. {az} Arkadan gelen. [DS] artlk, - [art--lk] is. as. Artnn grevi, artem a, [Shh tesisat malzeme markas, ticar mal] is. argo. (Bu rnn "A kapa, a kap a, A rtem a!" sloganl reklamndan) bakalar ile birlikte iken tesettre uyup rtnen, bu ortamn dnda ise dile dii gibi zgrce giyinen kadn veya kz. arter, [Fr. artre] is. anat. 1. Yrein sa karncn dan .akcierlere, sol karncndan vcudun dier organlarna kan gtren damarlar; atardamar. 2. m ec. Trafii youn olan yol. arteriektom i, [Fr. artriectomie] is. tp. Bir atarda marn tkanmas veya iltihaplanmas sonucu kesil mesini gerektiren cerrahi ilem, arteriograf, [Fr. artriographe] is. tp. Atardamar atmlarm kaydetmeye yarayan ara; sfgmograf. arteriograf, [Fr. artriographie] is. tp. Rntgen mlarm geirmeyen bir sv rnga edilmek sure tiyle atardamar atmlarnn incelenmesi veya rad yografi alnmas, arterioskleroz, [Fr. artrio-sclrose] is. tp. Damar sertlii. arterit, [Fr. artrite] is. tp. Atardamar iltihaplanma s. artezyen, [Fr. Artois (F ran sa'da b ir kent) > artsien] is. Topra burgu ile delerek basn altndaki yer alt suyunun yeryzne fkrmasn salayan kay nak; basnl kaynak. S artezyen kuyusu, Burgu ile alm ve y e r alt suyunu y zeye ka rm a y a y a rayan ep e rler in e boru oturtulmu basn l kuyu, artg aru , [art-aru] {eT} zf. Arkaya; geriye. a rt1, [art-] {az} is. Akbet; son. [DS] art2, [art-] is. mat. 1. Aritmetikte toplama ileminin yaplacan belirten + iareti; zait. 2. Sfrdan b yk saylar gsteren ayn iaret; pozitif. 3. {eT} sf. Tamamyla; tm; tekmil. [EUTS] 4. zf. Ek olarak; ilavesi; eki. S art say, Sfrdan byk ve + ile g sterilen sa y ; p o z it if say. | art u, D oru akm | retecin de p o ta n siy el gc en y k sek olan u; elektroliz sra sn d a ek si ykl iyonlarn topland art elek tro t; anot. artcak, [art-cak / artu-cak jl] {eAT} zf. - * artucak.

artg, [art (arka) > art-] {eT} is. 1. Kadn mintan; gslk. [DLT] 2. Bir hayvana ykletilen ykn dengi. [DLT] artglatm ak, [ art--la-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] o altmak; teksir etmek. [ETY] artk, - [eT. ar-t-mak (artm ak, a rta kalm ak) > ar-tuk / adr-uk > art-k j>jl] sf. 1. Yenilip iilen ey den, kullanlan, harcanan maldan geriye kalan; faz

ART

M 1 C S 0 M .3 D 2 [DLT] 5. {az} Birinin zerine kapanmak; ullan mak. [DS] artm , [art-m] is. 1. Artma; oal; bereket; bollan ma; tezayt; reme. 2. Orman aalarnn belli bir dnem iinde kaimlik ve boylanmn artmas, artm l, [art-m-l] sf. Piirince itii iin oalm gibi grnen; artaan, artn, [art--n] is. kim. Katyon. artnm ak, [ar-t-m-mak] {eT} gl. f i [-u r] Yklemek. [DLT] artrlm a [art-r-l-ma] is. Artrlmak ii. artrlm ak, [art-r-l-mak] ed il.fi. [ -r ] Hakknda ar trmak ii uygulanmak; artrmak iine uramak, artrm , [art-r-m] is. 1. Artrmak ii ve sonucu. 2. Kazanlan parann hepsi harcanmayp bir ksmnn biriktirilmesi; tasarruf. 3. {az} Anasnn yannda bulunan yavru. [DS] artrm ak, [art-r--mak Karlkl olarak artrmak, artrm a, [art-r-ma] is. 1. Artrmak ii. 2. Bir kamu maln fiyat en yksek verene satma biimindeki sat ilemi; mezat; mzayede. 3. lk atlayandan daha uzaa atlayabilme esasna dayanan bir ocuk oyunu. 4. {az} Biriktirme; oaltma. [DS] 5. {az} Balkon. [DS] 6. {az} Mutfakta anaklarn konduu raf. [DS] 7. {az} Yaplarda birinci kata gre ikinci katn yapt kntl ksm. [DS] artrm ak , [art-r-mak] gl. f i [ -r ] 1. Bir eyi belli bir lde oaltmak. 2. Bir maln fiyatna dier alc lardan veya piyasa deerinden fazla para vermek; fiyat ykseltmek. 3. Bir ihtiya maddesinin tama mn tketmeyip bir ksmn biriktirmek; tasarruf etmek; ekonomi yapmak; ksmak; ksnmak; tutum yapmak. 4. m ec. Bir davranta ar gitmek, art, [art-] is. Deer, say ve fiyat bakmndan yk selme; oalma; artma; ykselme, artm ak, [ar-t--mak] {eT} ite fi. [-u r] Bir yk hayvana artmakta yardm ve yar etmek. [DLT] artzm ak, [ar-t-z-mak] {eT} gl. fi. [-u r] 1. Kandr mak. [Gabain] 2. Arkasndan gitmek. [EUTS] artist, [Fr. artiste] is. 1. Gzel sanatlardan birini mes lek edinmi kimse; sanat; sanatkr. 2. Sinema ve tiyatro oyuncusu. 3. Gazino ve dier elence yerle rinde gsteri yapan kii. 4. argo. Hareketleri yap mack, samimi davranmayan, rol yapan kii. S a r tist gibi, 1. (K adn iin) g zel ve gsterili. 2. ok g zel r o l yapan , kan drm ay baaran . artistik, -i [Fr. artistique] sf. 1. Gzel sanatlarla il gili; sanatsal. 2. Sanat kaygs duyularak yaplm; sanatsal. 0 artistik patinaj, Buz zerinde yaplan sa n a t d e e ri olan gsteri. artistlik, -i [artist-lik] is. 1. Artistin yapt i. 2. Artist olma durumu. 3. argo. Yapmack davranma; davran ve szlerin geree uymamas; abartma. {eAT} ite, f i [-u r]

la. {e'T} {eAT} (ayn) [Mhenn] 2. Daha fazla; daha ok. 3. m ec. Deersiz; ie yaramaz. 4. {eAT} {az} Baka. [DS] 5. {az} Gemi. [DS] 6. is. Kalan veya artan blm. 7. {az/ Kzlm gayrimeru iliki ile kaybeden kz. [DS] 8. zf. (inde bulunulan duru mun veya y a p la n iin sonu na gelindiin i ve yen i bir durumun, iin balad n belirtm ek iin ciim le b a edat o la ra k ) bundan sonra; bundan itibaren; bundan byle; fakat; amma; badema; daha; imdenger. 7. nl. Sabr ve tahamml gcnn sonuna gelindiini bildirir. Artk, y eter! S artk deer, iin in retim e katksnn ald cretten o k olm as dolaysyla patron u n aktan b e d e l dem eksizin eld e ettii kazan.\\ artk di, {az} anat. A sl d ilerin y a n n d a kan ve dzgn o lm a y a n di. [DS]|| artk emek, M arks teo rid e iinin creti karl n d a rettiinin stnde fa z la d a n almas.\\ artk eksik, 1. {eAT} Yerli y ersiz; g e reksiz ; 2. {az} G e r e e uym az; ileri geri. [DS]|| artk et, {az} K a sa p lk hayvanlarn i y a la rn a ra sn d a bulunan k a r a et p a r a la r. [DS]|| artk etmek, {az} Yem ekte artk brakm ak. [DS]|| artk gn, H er a rtk y ld a ubat ayn a eklen en 29. gn. | | artk sartk, {az} Yem ekten g e r i k alan ; artk. [DS]|| artk say, ktp. D erlem ed eki b ir eserin bir d en o k o la n h er says.\\ artk srtk, {az} H er e r k e k le dp kalkan veya o k sa y d a e de itir m i olan kadn. [DS]|[ artk yl, H er yln fa z la d a n g elen alt sa a tin i to p la m a k su retiyle d rt y ld a bir gn ek lem ek su retiyle 366 gn olan yl. artk, [art-k-] is. ve sf. Artklar toplayp deer lendirmek veya satmak suretiyle geimini sala yan. artklk, - [art-k--lk] is. Artk toplayarak ge imini salama, artkn, [ar-t-k-n] {eT} zf. Artk, artkla, [artk-la / artklaa] {az} zf. 1. Bununla beraber. 2. Fazla. [DS] artklam a, [art-lc-la-ma] is. Artklamak ii; yiyecek brakma. artklam ak, [art-k-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] 1. Artk yiyecek brakmak. 2. Yiyecei paralayp dkerek bakalarnn yararlanamayaca artk b rakmak; artk etmek, artklk, - [art-k-lk jlsijl] is. 1. Daha ok olma durumu; fazlalk. 2. bsy. Yangn ve hrszlk gibi bilgi kaybna sebep olabilecek durumlara kar bir den ok kopya bilgi bulundurma ii. 3. {eAT} s tnlk; erdem; olgunluk. 0 artklk derecesi, dbl. N itelem e sfatlarnn d a h a fa z la lk bildiren d e r e c e s i; stnlk d erecesi. artlm ak, [ar-t-l-mak] {eT} edil, f i [-r ] 1. Ykle mek. [DLT] 2. Ardlmak. [DLT] 3. Bir binit zerin de ba bir tarafa, ayaklan dier tarafa gelecek e kilde heybe gibi ardlmak. [DLT] 4. Eriilmek.

artizan, [Lat. artitianus > Fr. artisan] is. Zanaat er bab; esnaf. artlam ak1, [art-la-mak] {eT} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Birinin ensesine tokat vurmak; sille vurmak. [DLT] 2. {az} Srtlamak; srtna almak. [DS] artlam ak2, [ay-r-t-la-mak] (a.rtlam ak) {azj gl. f . [-r ] [-l(t)-yrJ Ayklamak. [DS] artlamak, [art-la--mak {eAT} (az} ite, f . [-u r] Ata binenin arkasna binmek; art arda binmek. [DS] artl, [art-l] {az} sf. 1. (Kii iin) varlkl; zengin; arkal. 2. (Aa iin) bol meyveli. [DS] artm a1, [ard-ma] {azjis. 1. Hayvana plak iken yklenen yk. 2. Dokumalarda enine atlan iplik. 3. zm hereklerine yatay olarak atlan aa. [DS] artm a2, [art-ma] is. Artmak ii. artm a, [ard-ma] {az} is. uvala doldurulmu ve plak hayvana heybe gibi yklenmi yk; artma. [DS] artm ak1 [art-mak] gsz. f . [ - a r ] 1. llebilir ve , saylabilir nitelikler bakmndan eskisinden daha ok olmak; oalmak; ziyade olmak; bereketlen mek; bolalmak; bollamak; nemalanmak. {eT} (ay n) [EUTS] [DLT] [ETY] [Mhenn] [Yknek] 2. E s kiye gre daha iddetli veya youn olmak. 3. Gere i kadar kullandktan sonra bir ksm geriye kal mak. 4. {eT} Arta kalmak. [ETY] 5. {eT} stn gel mek. [Gabain] S a rta durm ak, {eAT} G ittike a rt m ak; artm as srmek.\\ arta tu rm ak , {eAT} G ittike artm ak; artm ay srdrmek.\\ a rta varm ak , {eAT} Gittike artm ak. | arttk a artm ak, G id erek o a l | m a.k.\\ artt artt (sarkt), o k geldi. artmak2, [ard-mak j o j l ] {az} gl. f . [ - a r ] 1. Bir ii bakasna ykletmek. 2. Ykletmek. 3. {eAT} Yk lemek. 4. Asmak. 5. Sermek. [DS] S ard a komak, {eAT} A sverm ek; ilitiriverm ek. artmak3, [ard-mak] {az} is. 1. Byk heybe. 2. Ta neli msr koannn birbirine balanmas ile mey dana getirilmi hevenk. [DS] artm, [ar-t-m] {eT} sf. Bakir kalm; kz. [Mhenn] artrit, [Fr. arthrite] is. tp. Eklem iltihab, artroz, [Fr arthrose] is. tp. ltihapl olmayan eklem rahatszl. artucag, [art-cak / art-u cak / art-uca ^fjl] {eAT} zf. Fazlaca; ziyadesi ile. artucak, [art-cak / art-ucak / art-uca J f j l ] {eAT} zf. Fazlaca; ziyadesiyle, artu, [art / art / artu] {eT} is. Ard aac. [Ga bain] [DLT] [EUTS] artulanmak, [artu-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Ardc ok olmak; ardlanmak. [DLT] artug, [art-u / art-uk jjI] {eAT} zf. -* artuk S a rtug olmak, {eAT} A rtm ak; o alm ak.

artugrak, [art-u-()-rak l?>jT] {eT} {eAT} zf. Faz lasyla; fevkalade; olaanst; artkrak; daha fazla; oka. [EUTS] artu grack , [artu-ra-ck biraz fazla. artu grak, [art-u-rak oka. artuhlagu, [art-uh-lau larak; fazla. artu h rag, [art-uh-ra j jI] {eAT} zf. Daha fazla; oka. artuk, [art-mak (artm ak, arta kalm ak) > art-uk 3 j '] {eT} zf. 1. ok; sayca fazla; pek ok; kalabalk; artk; daha ok; fazla; arca; ziyade; artk; ksur. {eAT} (ayn) [DLT] [Gabain] [KPy.] [ETY] [ tigsizler] [Tekin] [Yknek] 2. {eAT} Baka; dier; gayri; maada. 3. {eAT} ...-dan ok. 4. Son derece. [EUTS] 5 sf. htiyatan ok olan; arta kalan; gereinden fazla olan, {az} (aym). [DS] 6. Son. 7. {eAT} stn; fazi letli. 8. {eAT} Arta kalan; artan. 9. is. {eAT} Fazla lk; okluk. 10. {eAT} Bolluk; bereket. 11. {eAT} lave; ek. {eAT} 12. Bir btnn byk bir ksm. 13. {eAT} Arta kalan ey. S artu k eylemek, {eAT} 1. A rtrm ak; oaltm ak. 2. stn tutm ak; e refli say m ak; m m taz klmak.\\ artu k itmek, (eAT} 1. Zam y a p m a k ; ek lem ek ; artrm ak; o altm ak. 2. stn tutm ak; ye lem ek. | artu k klmak, {eAT} 1. | Zam y a p m a k ; ek lem ek ; artrm ak; o altm ak. 2. stn tutm ak; y e lem ek .| artuklu eylemek, {eAT} | stn ve e refli yapmak.\\ artuklu olunmak, {eAT} stn ve e r e fli klnm ak. | artu k olm ak, {eAT} o | a lm a k ; artm ak.| artukta artuk, {eT} P e k iyi; f e v | kalad e. [EUTS] artuk2, [art-mak > art-k] {eAT} zf. Denebilir; tahmi nen. artukal, [Yun. artokalon] {az} is. Msr ekmei pi irmekte kullanlan bir tr krek. [DS] artukc, [artuk-ca] {eAT} sf. ok fazla; ar, artuk, [art-uk-] zf. 1. Fazlas. [ETY] 2. is. Art. [ETY] S krk artuk yeti, K rk y e d i; 47.\ b ir t \ men artuk yeti bing, On y e d i bin ; 17 bin. artuklag, [art-uk-la ^jJUjl] {eAT} zf. -* artuklagu. artuklagu, [art-uk-lau yJJjl] {eAT} zf. Fazla olarak; fazla. artuklam ak, [art-uk-la-mak JasjjI] {eAT} gl. f . [-r] stn klmak; stn tutmak, artuklanm ak, [art-uk-la-n-mak] {eT} gsz. f. [-u r] Ar gitmek. [DLT] artuklg, [artuk-l-] {eT} zf. Fazlas ile; fazla ola rak. artuldk, [artuk-lk / artk-lk jUjT] {eAT} is. 1. Faz lalk. 2. stnlk; erdem; olgunluk. 3. Ar dav {eAT} zf. Fazla ojQ {eAT} zf. Daha fazla; {eAT} zf. Fazlaca;

ART

M H K C E S M . m
olmak, {eAT} 1. G n ahlardan tem izlenm ek; tvbe etm ek. 2. N oksan sfatla rd an uzak o lm a k ; an y ce o lm a k .| aru lnm, {eAT} 1. Gnahtan uzak tutul | m u; tem izlenm i; sam im iyete erdirilm i. 2. T erte miz; m u kaddes. \\ aru tutm ak, {eAT} Tenzih etm ek; takdis etm ek. aru2, [ar / aru jjT] {eAT} {az} is. zool. Ar. [DS] 0 aru evi, {eAT} Ar kovan. arub, [Ar. arb (aru ;b) {OsT} sf. (Kadn iin) eine veya sevgilisine ok dkn. {eAT} dnl. A ruba, [Ar. arb L>jjp] (a ru ;b a ;) {OsT} z. is. Y e dinci kat gn adlarndan biri, aru b at, [arubat] {eT .} is. bot. Demirhindi. [DLT] aru ca, [aru-ca 4=rjjT] {eAT} {az} sf. Temizce; arca. [DS] aru cak, [aru-cak ^ j j T ] {eAT} sf. Zayfa; arka, arude, [Far. rde ajjT] (a .ru .d e ) {OsT} sf. 1. fkeli; kzgn. 2. Hrsl, aruf, [Ar. arf trap eken. arugde, [Far. rde JijjT] (a :ru ; d e) {OsT} sf. f keli; kzgn. aru, [Far. r (a :ru : ) {OsT} is. Geirme. S (aru ;f) {OsT} sf. Uzun sre s

ranma; haddi ama; arlk. 4. Bolluk; zenginlik; servet. S artuklk eylemek, {eAT} Ar d avran m ak ; h a d d i a m ak ; saldrm ak. | artuklk eyleyici, | {eAT} H ad d i a a n ; mtecaviz.\\ artuklk istemek, {eAT} stnlk sa la m a k istem ek; stn ve m ezi y etli olm ay arzulam ak. \ artuklldan issi, {eAT} | B o llu k ve b e re k e t s a h ib i; b o llu a eren. artuklug, [artuk-lu] {eT} sf. Fevkalade. [Gabain] artukrak, [artuk-rak 3\yjT] {eT} {eAT} zf. Fazlasyla; fevkalade; olaanst; artkrak. [EUTS] artukram ak, [artuk-ra--mak f. [-u r ] Daha da artmak; oalmak,

artuks, [artuk-s LrJy jT ] {eAT} zf. Fazla olarak; da ha baka. artuksuz, [artuk-suz] {eT} sf. Artksz; fazlasz. [ tigsizler]artuma, [art-r-ma / artuma] {az} is. K k balkon. [DS] artun, [ard-un / art-un?] {eT} is. Kimyon. [Gabain] [EUTS] arturlm ak, [artur-l-mak] {eAT} edil. f . [-u ] oal tlmak. arturlm , [artur-l-m] {eAT} sf. ok; fazla, artunnlm ak, [artur-m-l-mak] {eAT} edil. f . [-u r] Artrlmak; oaltlmak; bereketlendirilmek. artu rm ak 1, [ar-mak (aldatm ak) > ar-tur-mak] {eT} gl. f i [-u r] 1. Aldatlmak; kandrlmak; aldanmak. [Gabain] [Tekin] [ETY] 2. Aldatmak; armak; yn lendirmek; celbetmelc. [EUTS] artu rm ak 2, [art-ur-mak {eT} {eAT} gl. fi. [u r] 1. Arttrmak; fazlalatrmak; oaltmak; b ytmek. [Yknek] 2. Ar gitmek; haddini amak. [ETY] [DLT] 3. Yksekte tutmak; stn tutmak; meziyet sahibi yapmak. 4. Geriye artk brakmak; fazla brakmak. 5. Bol bol vermek. 6. Mhlet ver mek. 7. Uzatmak, fi1 artu ru artm ak, {eAT} 1. yi c e tem izlem ek. 2. G nahtan artm ak.| arturu dur | m ak, {eAT} A rtrm akta devam etm ek; o altm aya alm ak. artu t, [artut] {eT} is. Hediye; beylere ve byklere at vb. eylerden verilen armaan; belek. [DLT] [Yk nek] -aru , [-aru / -er] {eAT} yap. e. Dorultu bildiren ke limeler treten isimden isim yapma ekidir, angaru, ilerii. a ru 1, [ar- > aru jjl] {eT} {eAT} {az} sf. 1. Temiz; saf. 2. yi; gzel. [DS] 3. Helal. 4. Gnahsz. S aru av rat, {eAT} Namuslu, iffetli k ad n .| aru duru, j {az} Tertemiz. [DS]|| aru dutm ak, {eAT} Ycelt m ek ; stn tutmak.\\ aru eren, {eAT} N am uslu e r kekler. | aru etekli, {eAT} N am uslu; iffetli.\\ aru | eylemek, {eAT} 1. T em izlem ek; artm ak; tertem iz yapm ak. 2. iy i n iyetle y a p m a k ; tertem iz duygularla y er in e getirmek.\\ aru neme, {eT} Tem iz ruh.\\ aru

r-zen, G e iren ; g e irici. aruk, [r-mak (yorulm ak) > ar-uk sjT] {eT} is. 1. Yorgunluk; argnlk. [EUTS] [Gabain] [KPy.] 2. sf. Yorgun. [KPy.] [ETY] [DLT] 3. {eAT} Zayf; clz; semiz olmayan. aru k lam ak 1, [ar-mak (yorulm ak) > ar-uk-la-mak] {eT} gsz. f i [ - ] 1. Dinlenmek. [KPy.] [DLT] 2. Uyumak. [DLT] aruklam ak2, [aruk (zayf)> aruk-la-mak {eAT}

{az} gsz. f i [-r ] 1. Zayflamak. 2. rmeye yz tutmak; rmek. [DS] aruklandurm ak, [aruk-la-n-dur-mak

{eAT} gl. fi. [-u r] Zayflatmak, aruklatm ak, [aruk-la-t-mak u r] Zayflatmak, arukluk, [aruk-luk] {eT} is. Yorgunluk. [DLT] aruksuz, [aruk-suz] {eT} sf. Yorulmak bilmeyen; ar gn olmayan; yorulmaz. [Gabain] [EUTS] arulgam ak, [aru-l(k)-a-mak] {eAT} gl. f i [ - r ] Te mize karmak; tezkiye etmek; aklamak, arulk, [aru-lk] {eAT} is. Kutsama ve eksikliklerden olmak; mnezzeh olmak, aruluk, [ar--luk > aru-luk J l jj ] {eT} {eAT} is. Te mizlik; saflk, arum dun, [? arumdun] {eT} is. Boya. [DLT] {eAT} gl. f i [-

IlR M H l i f l S U M . sos

ARZ arv, [Ar. arv jy^] {OsT} is. 1. Stma gibi ateli hasta lk yznden meydana gelen titreme. 2. Bir i iin birinin yanma sokulma, arvalm ak, [arva-l-mak] {eT} edil. f . [-u r] By ya plmak; afsunlanmak. [DLT] -arv am 1, [-r-men / -a-r-van / -a-r-van-m / -a-r-vam / r-n / -a-r-am] {eAT} e k e. -* -rmen. -arvam 2, [-r-vam / -ar-vam / -er-vem / -r-vam / -irvem / -ur-vam / -r-vem] {eAT} ek. e. -* -rvam. arvam ak, [arva-mak] {eT} gl. f . [-r ] By yapmak; afsunlamak. [DLT] -arv an 1, [-r-men / -a-r-van / -a-r-van-m / -a-r-vam / r-n / -a-r-am] {eAT} e k e. -* -rmen. -arvan 2, [-r-van / -ar-van / -er-ven / -r-van / -ir-ven / -ur-van / -r-ven] {eAT} ek. e. -* -rvan. arvan, [Far. sr-bn / srvn] {az} is. Deve gtren adam; deveci. [DS] arvana, [Far. ervne => Uljjl] {eAT} {az} is. 1. Dii deve; maya. 2. Pekmez kaynatlan byk kazan. [DS] -arvann, [-r-men / -a-r-van / -a-r-van-n / -a-r-vam / -r-n / -a-r-am] {eAT} e k e . -* -rmen. arva, [arva-] {eT} {eT} is. By; afsun. [DLT] arvam ak, [arva--mak] {eT} ite, f. [-u r ] By szlerini birlikte sylemek; beraberce dua etmek. [DLT] arvat, [Ar. avret] {az} is. 1. Kadn. 2. Olgun kadn. 3. E; zevce. 4. Yal kadm. [DS] arvatbaz, [Ar. avret + Far. -bz] {az} is. Hovarda; zampara. [DS] arvend, [Far. arvend -Ujjl] {OsT} is. an; eref; ulu luk; azamet; debdebe, arv, [arv / arw] {eT} is. Sihir; by; afsun. [EUTS] [Gabain] [DLT] arv, [arv- / arw] {eT} is. Byc; afsuncu; sihirbaz. [EUTS] a ry a 1, [t. aria] (a'rya) is. mz. 1. ark olarak tasar lanm enstrmantal para; aria. 2. Operalarda solo olarak seslendirilen ezgi. a ry a 1 [t. arria] is. dnz. 1. Alm bir yelkenin veya , ekilmi bir sancan indirilmesi ii. 2. nl. ekili bulunan yelken ya da bayran indirilmesi iin ve rilen emir. aryam an, [Far. arymn uUljl] {eT} is. Dost. [EUTS] A ryanizm , [Arius (sken deriyeli b ir p a p a z ) > Fr. arianisme] is. Hristiyanlkta skenderiye papazlarn dan Ariusun kurduu Kelamm lahiliini redde den bir akm. aryulanm ak, [aru-la-n-mak / aryu-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. Temizlenmek. 2. Gzellemek. [DS] a rz 1, [Ar. arz J * y^] {OsT} is. 1. Bir nesneyi birinin nne koyup gsterme; sunu. 2. Sunma. 3. Yksek

arun1, [Far. aran j j j l ] (a.ru .n ) is. 1. yi niteliklerle tannma. 2. Gzel ve iyi huylular. arun2, [? aran] {eAT} is. Byk ve uzun ylan, aruna, [Gre, arona] {eAT} is. Karasaban, arurak, [aru-rak] {eAT} sf. Daha temiz, arus [Ar. urs > 'ars n. 2. Gelin. 3. Gvey. 4 kim. Kkrt, fi1 ars-i cihan, Dnya.| ars-i erh, G ne.| arfls-i felek, | | Gne. | ars-i hveri, Gne. | arusan, [Ar. cars + Far. -n uLjy] (aru :sa:n ) {OsT} is. Gelinler. S arsn- b, B a h e gelinleri', tar lada biten y a b a n i iekler.\\ arfisn- emen, i menlik g elin leri; b a h e iekleri.\\ arfisn- huld, Sonsuzluk g elin leri; C en net hurileri. arusane, [Ar. ars + Far. -ne L jy ;] (a ru :sa :n e) {OsT} zf. 1. Gelin gibi; geline yakacak biimde. 2. Halktan dnlerde alman vergi, arusek, [Ar. ars > Far. arsek ^ j y 1 {OsT} is. 1. ] Gelincik. 2. Kk gelin. 3. Bebek gibi gzel kz; ta bebek. 4. Dii bayku. 5. Ate bcei. 6. Ssle mecilikte kullanlan yeil ve pembe hareli sedef, arusekli, [arsek-li] sf. Arusek ile ilenmi, arusi, [Ar. ars (a ru :si:) {OsT} sf. 1. Dne (aru:siye) ait; geline ve gveye ait. 2. is. Dn ziyafeti, arusiye, [Ar. ars > arsiyye {OsT} is. mparatorluk dneminde, miktar geline gre deien ve yeni evli erkeklerden alman bir vergi. arustak, [Erme, arasta => arustak Tavan. arusuz, [eT. ar > ar-sz / aru-suz] {eAT} sf. Teiniz olmayan; kirli; pis; murdar. S arusuz av rat, {eAT} Kt, a h la ksz kad n .| arusuz eren, | {eAT} Ahlaksz e r k e k .| arusuz olmak, {eAT} K tii | olm ak; elverili olm am ak. arumak, [aru--m ak/ er-mek] {eT} dnl. f . [-u r] Erimek. [DLT] arut, [arut / urut] {eT} sf. Kuru; soluk. S aru t ot, {eT} B ir y l n ced en kalm kuru ot. -aruz, [-raz / -a-r-uz / -u-r-uz / -e-r-z / --r-z] {eAT} ek. e. -* -ruz. aruz, [Ar. arz ^ j y ; ] (aru:z) {OsT} is. 1. Yan; taraf. 2. Yanak. 3. Yol; usul. 4. Byk adrlarn orta di rei. 5. ed. Arap, Acem ve Trk iirinde kullanlan hecelerin uzun ve ksalna dayanan l. 6. ed. Bir beytin ilk dizesinin son ksm. 7. Konumada belli bir yn. 8. Mekke ve Medine evresine veri len adlardan biri. aruz, [Ar. ariiz > arz ^ j y - ] (aru :zi:) {OsT} sf. 1. Aruz lsne ilikin olan; aruzla ilgili. 2. is. Aruz ls ile iir yazan kimse. {eAT} is. (aru :s) {OsT} is. 1. D

ARZ mevkide bulunan birinin huzuruna karma; takdim etme. 4. Piyasada belli bir fiyattan satlabilecek mal miktar. 5. mparatorluk dneminde padiahlara divan grme ve kararlar hakknda bilgi sunulma ii. 6. Abbasilerden itibaren Mslman devletlerde askerin tefti ve yoklama ii. 7. Yksek bir maka ma sunulan yaz; dileke. 0 arza girmek, S a d ra z am ve divan grevlilerin in divan gr m elerin i p a d i a h a bild irm ek zere huzura girm eleri. | arz | aalar, im p a ra torlu k dn em in de arz ilerin de kul lan lan en kdem li d rt h a sod al, (h a so d a ba, si lah ta r a a , u h a d a r aa, rik b d a r aa).|| arza klmak, {OsT} A rz etm ek. | arz-dt, A n d a; hat | r a ; muhtra.\\ arz divan, Ordu m ensuplarnn d ef terin i tutan ve m aalarn datan daire. | arz et | mek, Yksek m akam d a bulunan birin e b ir ey i b il dirm ek; su nm ak; takdim etm ek. | arz-gh, {OsT} 1. | B ir ey i g ster m e k iin toplan lan y e r ; toplanm a y eri. 2. A sk er m erasim lerin y a p ld yer.\\ arz- cem l, {OsT} Yzn g sterm e.| arz- c r et et | mek, {OsT} C esa ret g sterm ek]] arz- ddr, {OsT} Yzn gsterm e]\ arz- ddar etmek, {OsT} Yz n g sterm ek; gzkm ek. | arz- endam etmek, | {OsT} B o y g sterm ek ; gr n m ek; gzkm ek. | arz- | hacet, {OsT} steini, dilein i bildirm e)] arz- hl, {OsT} 1. H lin i s z ve yaz ile anlatm a. 2. D ilek e.| | arz- hl etmek, Durumu anlatmak.\\ arz- hl ey lemek, {OsT} Arz- h l etm ek. | arz- hayret, {OsT} | akn lk gsterme.\\ arz- hikmet etmek, {OsT} Z eksn g sterm ek ,| arz- huls, {OsT} 1. ten | g e le n sev g iy i gsterm e. 2. D alkavu klu k etme.\\ arz- huls etmek, {OsT} Sadakatin i gstermek.\\ arz- hner, {OsT} H n er gsterisi. | arz- hrm et, | {OsT} Sayg sunm a.| arz- hsn, {OsT} G zelliini | g sterm e. | arz- iftikr, {OsT} htiyacm o rtay a | koym a. | arz- kudret, {OsT} G, kuvvet g ster | m e]] arz- leker, {OsT} A sker g sterm e; a sk eri teftiten geirtm e. | arz- m fiz-zam ir, {OsT} | G nlnden g een i, iin dekin i a k a sylem e]] arz m ahzar, {OsT} Toplu dileke]] arz- meveddet, {OsT} Sevgiyi ifa d e etm e]] arz- m innettr, {OsT} M innet altn da bulunduunu belli etm e]] arz- muh t, {OsT} B ir durumun veya hareketin k a r d e e olduunu bildirm e]] arz- muhabbet etmek, {OsT} S evgisini g sterm ek .| arz- mddea, {OsT} d d ia | sn, fik rin i bildirm e]] arz- nedmet, {OsT} P i m an lm ifa d e etm e. | arz- nefs, F e d a k r lk g e r e | k en bir durum da kendini n e srm e. | arz- ikyet | etmek, {OsT} Yaknm a iin bavu rm ak,| arz- k | ran etmek, {OsT} T eekkr etm ek.| arz- tazallm, | {OsT} H akszl a uram aktan dolay y a p la n ik y et,| arz- ta zim t, {OsT} Sayglarm sunma.]] | arz- teenn etmek, {OsT} A ce le etm em ek.| arz- | teenn klmak, {OsT} A cele etm em ek]] arz- ubdiyyet, A lla h 'a kulluunu g sterm e]] arz- uhuv vet, K a r d e e birlik olunduunu ifa d e etm e]] arz-

I M IR IK t S M
vcd etmek, {OsT} Vcudunu verm ek]] arz k d, m p arato rlu k dn em in de p a d i a h a sunulm ak zere sad razam n m abeyin b a k tibin e verdikleri 15x25 cm. eb ad n d a k i tez kere.| arz talep kanunu, | B ir rnn fiyatn , a rz h a cm i ile talep h a cm i a r a sn d a d en g e kurulduu zam an belirley en ekon om i kural]] arz talep, M al sa tm a ; m a l a lm a arz2, [Ar. arz {OsT} is. 1. Genilik; en. 2. co. Enlem. S arz dairesi, co . E nlem d a ir esi.| arz de | recesi, co. E nlem d er ec e si]] arz- belde, {OsT} co. H er han gi b ir y erin zerinden g e e n enlem d a ir esi.| arz- cenub, {OsT} co . Gney en lem i.| | | arz- kevkep, {OsT} Yldz enlem i. | arz- imal, | {OsT} co. K uzey enlem i. arz3, [Ar. erz > arz ^ j l ] {OsT} is. 1. Toprak, yer. 2. lke; memleket; diyar. 3. Y er yz; dnya; yer k resi. S arz- a'ariye, {OsT} r o n d a b ir veren y e r le r .| arz- basit, {OsT} Dz yer]] arz- gayr-i | meskn, {OsT} B o y e r le r ; y erleim d o la n y e r ler; y a a n m as mmkn olm ayan y erler]] arz- har c, {OsT} Vergi d ey en m em leket.| arz- meskn, | {OsT} 1. Y aan abilir y er. 2. M em leket. | arz- m ev| ud, {OsT} M u sevilere g r e v aat edilm i to p rak lar; Filistin]] arz- mukaddes, {OsT} K u tsal to p rak lar Filistin v e ev resi]] A rz- K en n, {OsT} N u h un torunu K en an in y erleti i F ilistin topraklar. arz4, [Far. arz jj] (a:rz) {OsT} is. Ard aac, arza, [Ar. arz>Far. arza ma; gsterme, arzan, [Ar. arzan C ijt] ( a rzan) {OsT} zf. Enine; ge niliine. arzani, [Ar. arzn mesine olarak; enine, arzetm ek, [Ar. arz + T. et-mek {OsT} gl. fi. [ - e r ] [-d (i)-y o r] 1. Gstermek. 2. Sunmak. 3. Beyan etmek. 4. Yksek bir makama bildirmek; sayg ile iletmek. 5. dnl. f i Tekil etmek; olu turmak. 6. Haiz olmak; bulundurmak; tamak, arzhane, [Ar. arz + Far. hne <U j

. 30$

y\ (a rza :) {OsT} is. Sun

(a rza ;n i:) {OsT} zf. Enle

, (

arza: ni;)

{OsT} is. Topkap Saraynda, Hrka-i erif odasnn dndaki aralk oda; aslanhane. arzi1, [Ar. Arz ^ j l ] (arzi:) {OsT} sf. Toprakla ilgili; topraa ait. arzi2, [Ar. arz! (arzi:) {OsT} sf. Ene ilikin; (arzi:n) {OsT} is. enle ilgili; genilie ilikin, arzin, [Ar. arz (yer) > aran Yerler; arzlar, arziyat, [Ar. arz (yer) > arziyyt o U ^ jl] (arziya:t) (OsT) is. Y er bilimi; jeoloji, arziye, [Ar. arz (yer) > arziyye v ^ j'] {OsT} sf. 1. Toprakla ilgili. 2. Topraktan yetien.

11M

1 C E M

.3 0 7

ASA

arziz, [Far. arzz jjJ'] (arzi:z) {OsT} is. kim. 1. Kur un. 2. Kalay. arzu 1 [arju / aru / arzu] {eT} is. akal. [DLT] , arzu2, [Far. arzu

arzusuz, [arzu-suz] sf. 1. Heves duymayan, istekli olmayan; isteksiz. 2. zf. steksiz bir ekilde. AS. Ar suyun ksaltmas. As. kim. Arsenikin sembol. as 1, [as (yans.)] is. Aksrma, haprma ifade eden kk. a s-kr-m a k > aksr-m ak, a s-kr-m a k > ah srmak, a s-k r-k > agsr-k. as2, [as / a] {eT} is. A; yemek. [EUTS] as3, [as] {eT} is. 1. Alt; dip. [ETY] 2. {az} Aa. [DS] as4, [as] {eT} is. Cariye; kadn kle. [ETY] [DLT] as5, [as] {eT} s f Az. [Gabain] [Mhenn] as6, [a / a / ass j^T] {eAT} is. 1. Yarar; kar; ka zan; kr. 2. Faiz. as7, [ast > as] sf. nne getirildii kelimenin bir alt kademesini ifade eder. S as alt kat, B a k a b ir saynn iin de alt d e fa bulunan say. 6 says, 4 2 nin a s alt katdr.|| as kat, -* askat.11 as yn, -* asyn.|| as on kat, mat. B a k a bir saynn iin de on d e fa bulunan say. B e, ellinin a s on katdr. as8, [Ar. c => as] {az} is. Kar gelme. [DS] as9, [Ar. s ^T] (a :s) {OsT} is. bot. Mersin aac. as10, [Far. s ^>1] (a:s) {OsT} is. Deirmen. as11, [Far. s ^T] {eT} is. zool. 1. Sansar cinsi, siyah kuyruklu ve bedeni beyaz, derisi krk yapmaya elverili bir av hayvan; ermin; kakm, (M ustea erm in ea). 2. {eAT} Gelincik denilen hayvan. as12, [Lat. as] is. 1. Para birimi. 2. skambil ktla rnda birli; bey; direk. as13, [Fr. / Alm. as] sf. (Kii iin) bir alanda sivrilen ve ounlukla spor, sahne gsterilerinde liste ba olan. As, [Far. s ^*1] (a :s) zl. is. Eski bir kavim ad. -asa, [Far. s l-T] (a :s a :) {OsT} son ek. Sonuna ge tirildii Farsa kelimelere benzerlik, g ib ilik anlam katan son ek. asa, [Ar. as UuM] (a -s a :) {OsT} is. Denekler; uzun sopalar. asa1, [Ar. as / asi lr ~t] (a sa :) {OsT} sf. 1. Elverili; _ uygun. 2. zf. Belki; acaba; ola ki; muhtemelen. asa2, [Ar. a U**] (a sa :) {OsT} is. 1. Denek. 2. H kmdarlarn, din adamlarnn, kumandanlarn elle rinde tuttuklar otorite sembol denek. 3. Yrr ken dayanmak iin kullanlan baston. 4. Ateli si lahlarn icadndan nce elde silah olarak bulundu rulan mzrak. 5. S asa gezi, {OsT} Yay yapm nda, yayn ilk g er ilii sra sn d a zelliin i yitirm eden esn ek lik sa la m a k a m a cy la k a d em eli g er m e ve gevetm e dzen ei bulunan ara.\\ as-ke, {OsT} 1. S o p a eken . 2. K r yedekisi.\\ as-y M usa,

jjjT]

(arzu :) {OsT} is.

1. Bir

eyi el

de etmek iin duyulan iddetli istek; heves. 2. Di lek; istek. 3. Bedensel ve fizik istek. 4. Cinsel is tek; libido. S arzu buyurm ak, (H rm et g sterisi o larak) istem ek, buyurmak. | rz -d r, {OsT} stek | li, hevesli.\\ arzu duymak, B irin e veya b ir e y e kar iin de istek uyanmak.\\ arzu etmek, 1. ste mek. 2. C ins istek duymak.\\ arzu hissetmek, hti y a duym ak.| rzfl-ke, {OsT} stekli, h ev esli.| r| | z-mn, {OsT} -* arzuman.|| rz-m end, {OsT} s tekli, hevesli.| rz-m end, {OsT} stek ; h ev es.| r| | z-nk, {OsT} stekli.\\ rz-ikesten, {OsT} stek krkl; istein y erin e getirilm em esi)] arzu uyan mak, stek belirm ek. | arzu verm ek, ste k hissi | uyandrm ak,| arzuya dmek, stem ek.| rz-yi | | hay3t, {OsT} p sik ol. Y aam a istei. arzuhl, -li [Ar. carz- hl ^ y - ] (arzuha.T) {OsT} is. 1. Hlini bildirme. 2. Kiilerin bir devlet daire sine dilek ve ikyet iin vermi olduklar mektup; dileke; istida. S1 arzuhl gibi, 1. (M ektup iin) o k uzun, 2. iten lik bulunm ayan, kuru ve resm y a zlm. 3. G ereksiz k elim eler le ve a d a l d ille y a zlm yaz. arzuhalci, [arzuhl-ci] is. Para karlnda dileke ve mektup yazan kimse, arzuhlcilik, -i [arzuhal-ci-lik] is. Arzuhlcinin ii ve meslei. arzulama, [arzu-la-ma] is. stek duyma, istek uyan ma. arzulamak, [arzu-la-mak] gl. f . [- r ] [-l(u )-y or] 1. Bir eyi elde etmek iin iddetli istek duymak; arzu etmek. 2. Kar cinsten birine kar cinsel istek duymak. arzulanma, [arzu-la-n-ma] is. Biri tarafndan arzu edilme, istenme, arzulanmak, [arzu-la-n-mak] edil. f . [-r ] 1. Biri ta rafndan arzu edilmek, istenmek. 2. Arzu edilir ol mak. arzulatmak, [arzu-la-t-mak] gl. f . [-r ] 1. Kendisine kar istek duyulmasn salamak. 2. zletmek, arzulayu, [arzu-layu] {eT} zf. akal gibi. [DLT] arzulu, [arzu-lu] sf. 1. Heves duyan, isteyen; istekli. 2. zf. Arzu ve heves duyar bir ekilde, arzuman [Far. rz-mend

> j'-ojjjT]

(a r

zu: man) {eAT} {az} is. . Arzu; iddetli istek; z lem. 2. Kars yresinde karma olarak oynanan Azeri kkenli bir halk oyunu. [DS] 0 arzum ann al mak, {az} iste in i y er in e getirm ek. [DS] arzumend, [Far. rz-mend w yen; arzulayan; isteyen. y~] {OsT} sf. zle

ASA

D M H E S O 308 . M
asabi1 -i [Ar. ubu > abi' ^jUl] (a sa :b i) {OsT} , is. Parmaklar. asabi2, [Ar. aab lJ~ ^ \ (a sa b i:) {OsT} sf. 1. Sinirle ilgili; sinirsel. 2. biy. Yapsnda sinir bulunan; si nirli. 3. abuk kzan; hrn; hiddetli; fkeli. asabi3, [Ar. aab LS^ ] {OsT} sf. Baba soyu ile il gili. asabileme, [asab-le--me] (a sa b i:lem e) is. Asabi durum alma; kzma; fkelenme; sinirlenme, asabilemek, [asab-le--mek] (a s a b ile m e k ) dnl. f. [- ir ] Asabi durum almak; sinirlilik alametleri gstermek; kzmak; fkelenmek; sinirlenmek, asabilik, -i [asab-lik] (asabi.Tik) is. 1. Sinirlilik h li. 2. Sinirli olann durumu; sinirlilik; asabiyet, asabiye, [Ar. aabiyye < w ^ ] {OsT} is. 1. Sinir hasta lklar ile ilgili hekimlik dal; nroloji. 2. Hastane lerin sinir hastalklar ile ilgili blm, asabiye-i teennct, {OsT} tp. Sinir arlar. asabiyeci, [asabiye-ci] is. Sinir hastalklar ile ilgili hekim. asabiyet, [Ar. aabiyyet c ^ a s - ] {OsT} is. 1. Sinirli olma durumu; sinirlilik; asabilik; fke; hiddet; hr nlk. 2. nsan severlik, yurtseverlik; milliyet duy gusu. 3. Akrabalk; kandalk, fi1 asabiyet-i milli ye, Yurtseverlik; vatan perverlik. asacak, [as-acak] is. 1. Palto, pards ve elbise gibi giyeceklerle, bir takm kk mutfak eyalarn ve ereve gibi nesneleri asmaya yarayan zel olarak yaplm engel veya ivi; ask. 2. {az} Omuza alnarak tanacak olan kaplar takmaya yarayan srk. [DS] a sac, [Ar. a'ac g^p'] {OsT} sf. Salar alnna d klm. asa, [as (kenet) > as-a] {eT} is. anak, asad, [Ar. esed > sd ^L (a :s a :d ) {OsT} is. As T] lanlar. asaf1 [br. af (Hz. Sleyman'n vezirinin ad) -ivsJ] , (a :sa f) {OsT} is. Vezir. asaf2, [Ar. aaf (C ap p an is spin osa). asafane, [Ar. af + Far. -ne -uLi^T] (a :sa fa :n e) {OsT} zf. Vezire yakacak biimde, asaf, [Ar. af ^yU^T] (a :s a f:) {OsT} sf. Vezire z g; vezire ilikin, asafir, [Ar. ufur > afr (a sa:fr) {OsT} is. 1. Sereler. 2. zool. Seregiller. asag, [as-mak > as-(a) / as-()] {eT} sf. 1. Bir eye asl olan. [KPy.] 2. is. Bir sermayeye veya bir faaliyete kr olarak balanan pay. [KPy.] 3. Y a rar; fayda; kr. [KPy.] {OsT} is. bot. Kebere als,

{OsT} M usa(AS) m m ucize g s te r e r e k sihirbazlarn so p a la rn y o k ed en asas. a s a , [Far. s L.T] (a :s a :) {OsT} is. 1. Esneme. 2. Ciddiyet. 3. Ss. asa4, [Far. hse] {az} is. Gmleklik beyaz kuma; patiska. [DS] a sab, [Ar. a'b _>U&l] (a -s a :b ) {OsT} is. Sinirler. S a sb- alkaviye, {OsT} anat. D am a r h a rek etlerin i sa la y a n sin irler.| a sb- g {OsT} anat. K u lak | sin irleri.| a sb- m uharrike {OsT} anat. H arek et | sin irleri.| a sb- emme, {OsT} anat. K o k la m a s i | nirleri. asab ', [Ar. aab <_wxt] {OsT} is. 1. Sinir. 2. Damar. fi1 asab- alkavi, {OsT} anat. D am a r h a rek eti ile ilgili sin ir.| asab- ayn, {OsT} anat. G z siniri.| | | asab- b asar, anat. {OsT} G rm e siniri. | asab- | enfi, {OsT} anat. Burun sin iri.| asab- hanerevi, j {OsT} anat. G rtlak siniri.| asab- rievi-i m ide, | {OsT} A kci er-m id e siniri.| asab- sem , {OsT} | anat. itm e siniri.| asab- evk, {OsT} anat. Omur | siniri. | asab- tah tel-lisn-i kebr, {OsT} anat. | B yk d il alt sin iri.| asab- vust {OsT} anat. Orta | dam ar. asab2, [Ar. sb larnda kan kllar. asaba, [Ar. aabe / aaba v ^ ] {OsT} is. 1. -* asabe. 2. {az} len bir erkein karsna den mal. [DS] 3. Erkek miras. 4. Dost; arkada. 5. {az} Bir il de, bir memlekette oturanlar. [DS] 6. {az} Soy; akraba; slale. [DS] asabalk, - [asaba-hk] {azfis. Haksz olarak al nan mal, toprak. [DS] asabani, [Ar. aabn Asabeye ait. 2. Sinirli. asabat, [Ar. aabt o L *at] (a sa b a :t) {OsT} is. 1. Si nirler. 2. Miraslar. 3. Baba tarafndan akrabalar. 4. Birinin kavminden olanlar. asabe1, [Ar. aabe / aaba v ^ ] {OsT} is. 1. Bir tek sinir. 2. Kiri. asabe2, [Ar. aabe / aaba v<*p] {OsT} is. 1. Baba tarafndan akrabalar. 2. Kavim; kabile. 3. Yardm c. 4. Esas miraslar hissesini aldktan sonra geri kalan hisseyi alabilenler. asabe3, [Ar. aabe / aaba v ^ 1 {OsT} is. 1. Klahn ] veya fesin kenar. 2. Uzun silindirik klah. 3. {eAT} Ba rts; balk. asabi, [Ar. a'sabl (a -sab i:) {OsT} sf. 1. Sinirli. 2. Kirili. S a sabiyyl-cenh, zool. Sinir kan at lla r.]| a sabiyyl-mizc, Y aradl sin irli olan kim se. (a sa b a :n i:) {OsT} sf. 1. {OsT} is. Vcudun alt ksm

i i m o .3 o 9 asagr, [Ar. ar > aar / aare o >1^1 / >UI] (asa :g r) {OsT} is. 1. eref ve mevki bakmndan en dk olanlar. 2. En kkler; en alaklar. 0 asgr ve ekabir, {OsTj K kler v e bykler. asah, -hh [Ar. shhat > sahih > eahh ^ \ ] {OsTj is. En doru; daha doru, asahib, [Ar. ahb > ahib _^Ucl] (ash ib ) {OsTj is. (Bu k elim e oulun o u lu ; katm erli ouldur.) 1. Sahipler; malik olanlar. 2. Efendiler. 3. Dostlar. 4. mec. Yol arkadalar, asaib, [Ar. be (ba, sarg) > aib (a sa :ib) {OsTj is. 1. Cemaatler; topluluklar. 2. Balar; baa balanan sarglar; kabastlar, asakir, [Ar. asker > askir _ ^ ^ ] (a sa:k ir) {OsT} is. Askerler, fi1 askir-i bahriye, {OsT} D eniz kuvvet leri.| askir-i berriye, {OsT} K a r a kuvvetleri.| | j askir-i nizamiye, {OsT} lk d e fa a sk erlik y a p a n lar.\\ askir-i redfe, {OsT} kin ci d e fa a s k e r e a l nanlar; ihtiyat birlikleri.| askir-i hne, {OsT} | Askerler. asakomak, [as-mak+ko-mak asakoymak, [as-mak+koy-mak {eATj gl. b. f . gl. f i [ - a r ] [-r] [-y-(u)-yor] 1. Ap brakmak. 2. Asvermek. -* asakomak. asaku, [Amer, asaku] is. Tropik Amerikada yetien stleengiller cinsi bir aacn (H ura crehitans) krem renginde yumuak dolculu kerestesi. asal1 -li [Ar. asl JU pI] (a -sa :l) {OsT} is. Ballar. , asal2, -li [Ar. al JU ^ ] (a -sa .j) {OsT} is. 1. Eri eyler. 2. Eri bacakl adamlar. asal1 [Far. sl (kk)] sf. Bir eyin temelini meydana , getiren; asli; balca; esasi; temel. S asal eksen, mat. B ir koniin o d ak la rn d a n g e e n eksen. | asal | gazlar, kim. P eriy o d ik cetvelin en sa n d a y e r alan kim yasal tepkim eye girm eyen, a tm o sferd e serb est olarak bulunan H elyum, N eon, Argon, Kripton, Ksenon ve R adon g a z la r ; so y g a z la r ; n ad ir g a z lar.\\ asal renkler, fiz . H erh an g i bir ren k karm sonucu m eydana gelm em i, d i er ren klerin eld e edilm esinde kullanlan sar, krm z ve m avi; tem el renkler; birin cil renkler.\\ asal say, mat. B ir ve kendisinden b a k a b ir say ile bl n em eyen p o z it if tam saylar. asal", -)i [Ar. sl JL.T] (a ;s a ;l) {OsT} is. 1. Vasflar. 2. Kabiliyetler. 3. Bilgiler, asal', -li [Ar. sl JL .I] (a :s a :l) {OsT} is. Ahlak. asal, -li [Far. sl JU T] ( a .s a .l) {OsT} is. Temel; 1 kk. asal , -li [Ar. al > l JUaT] (a ;s a ;l) {OsT} is. kin di ile akam ya da yats arasndaki zamanlar. asal3, [Ar. masal ?] t'az} is. Bilmece. [DS]

ASA
asalak, - [as-()l-ak > as-al-ak] is. 1. biy Baka trden bir canldan besin alarak o canlnn zerinde veya dokular arasnda yaayan, onu zayflatan fa kat ldrmeyen canl; parazit. 2. Eski Romada zenginlerin sofralarnda maskaralk, aklabanlk yaparak veya gzel iirler okuyarak geimini sa layan soytarlar snf. 3. sf. m ec. (Kii iin) kendisi almadan baka insanlarn srtndan geimini sa layan; parazit; tufeyli; ekti. S asalak bilimi, Asa la k la rm y o l at h astalklar, yaplarn , y a a ylarn in celeyen ve s e b e p old u klar h a sta lk la ra kar tedavi yo lla rn aratran bilim d a l; p a r a z i toloji. asalaklama, [asalak-la--ma] is. Asalak hle gelme, asalaklamak, [asalak-la--mak] dnl. f i [-r ] A sa lak durumuna dmek; asalak olmak, asalaklk, - [asalak-lk] is. Asalak olma hli; para zitlik. asale1, [Ar. aale i L ^ ] {OsT} is. ok zehirli ve kor kun ylan. asale2, -li [Ar. sle J U . ] (a ;s a d e ) {OsT} is. Bal petei. asalet, [Ar. al > alet cJU>l] (asalet) {OsT} is. 1. Kkllk. 2. Asil olann nitelii; soyluluk. 3. Asil ler snfna mensup olma; asillik. 4. Sayg uyand racak ekildeki davran. 5. Yabanc unsurlarla ka rk olmama. 6. Kadrosu yapt grev unvan ile ayn olan. 0 aslet-meb, {OsT} Y abanc e l ile r iin kullanlan " asalet s a h ib i an lam n da hitap s z. asaletden, [Ar. aleten / asalet + T. -den] {az} sf. 1. ( iin) iyi; kusursuz; gzel. 2. zfi. Bilmeyerek; kazara. [DS] asaleten, [Ar. aleten JLol] (a sad eten ) {OsT} zfi. 1. Grevin asl sahibi olarak. 2. Devlet memurluun da yapt grev ile kadrosu ayn olarak. 3. Bir i lemi yapan kimsenin kendi adna hareket etmesi, asaleten atam a, D evam l g rev y a p m a k zere bir dev let g rev in e atanm a. asaletti, [asalet-li] (a sad etli) sf. 1. Konumasyla ve davranlaryla nazik ve kibar olup evresinde say g uyandran. 2. Soy ve nesep sahibi; soylu, asaletlu, [alet-l yJL^>l] (a sa d etlu :) {OsT} sf. Y a banc devlet adamlar iin kullanlan sayg sz. a sam 1, [Ar. me (gerdan lk) > am fU^I] (asa :m ) is. 1. Tasmalar. 2. Gerdanlklar. a sam 2, [Ar. aam p-v^l] (a-sam ) sf. (Hayvan iin) n ayaklan sekili. asam 1, [Ar. ism (su, gnah) > sm flT] (a :sa ;m ) is. Sular; gnahlar.

ASA
asam 2, -mm [Ar. umm > aamm ^ l ] {OsT} is. 1. Sar; iitmeyen. 2. Ses vermeyen; sessiz. 3. i do lu olduu iin ses vermeyen. 4. dbl. Arapada ikin ci ve nc harfleri ayn olan l fiil kk, asam ak, - [as-mak > as-a-mak] {az} is. Asacak. [DS] S asam akta kalmak, {az} S r ncem ede k a lm a k ; ih m a l ed ilm ek; g e r i bra k lm ak ; sum en alt edilm ek. [DS] asamblaj, [Fr. assamblage] is. Deiik nesnelerin farkl biimlerde birletirilmesiyle meydana getiri len boyutlu modem sanat eserleri, asamble, [Fr. assembl] is. 1. Bir grevi yerine ge tirmek zere seilmi veya atanm kiiler toplulu u; heyet; kurul. 2. Klasik dansta gerek teknik, ge rekse anlatm bakmndan bir bitiri adm olarak iki ayan birletirerek zplama eklindeki temel adm. asammiyet, [Ar. aamm > aammiyyet c w I] {OsT} is. Sarlk; duymazlk. asan 1, [asan / esen] {eT} sf. Salam; salkl; esen; shhatli. [EUTS] S asan tkel, S a ve sela m et; s a ve esen. [EUTS] asan2, [Far. sn OL-T] (a :sa :n ) {OsT} s f ve zf. Kolay. t5 asan etmek, B ir ii kolaylatrm ak, k o la y h le getirm ek. | asan eylemek, B ir ii kolaylatrm ak, | k o la y h le getirm ek. | sn-gir, {OsT} K o la y lk la | tutulan; k o la y zap t edilen. | asan klmak, B ir ii | kolaylatrm ak, k o la y h le getirm ek. | asan olmak, | K o la y olm ak. asani, [Far. sn ^yLJ] (a :sa :n i:) {OsT} is. Kolaylk, asanki, [Sansk. asamhyeya] {eT} sf. 1. Saysz [Ga bain] 2. Sre; zaman aral; devir. [EUTS] asanlk, - [asan-lk] (a :sa :n lk ) {az} is. 1. Kolay lk. 2. yilik. [DS] asansr, [Lat. ascendere (yukar km ak) > Fr. ascen seur] is. Dey raylar zerinde st ve alt katlar ara snda yk ve insan tamaya yarayan makineli ka bin. S asansr boluu, in d e kabin in ve kar arl n h a rek et ettii k a p a l bolu k; a sa n s r ku yusu. asansrc, [asansr-c] is. 1. Asansr yapan, kuran veya satan kii. 2. Byk binalarda asansr ileten veya kiilere refakat eden grevli, asanvar, [Sansk. asamvarika] {eT} is. Gnah. [EUTS] asap, -b [Ar. asab is. 1. Sinir. 2. Beynin duyu alma ve hareket uyarmalarn ulatrmakla grevli sinir. S asab bozulmak, 1. Sinirlenm ek. 2. P sik o lo jik bakm dan huzursuz olm ak. | asab gerilmek, | Tedirgin b ir b ekley i iin de huzursuzluk duymak.\\ asabna dokunmak, Sinirlenm esine s e b e p o la c a k h a rek etle k arla m ak ; bozulmak.\\ asabna hakim olm ak, K zm a duygusunu ve fkesin i b e lli etm e m ek ; sakin olm a k ; hiddet g sterm em ek; sin irlen m em ek.

M K S M . 3io
a sar, [Ar. ar > a'ar jU tl] (a :s a :r ) {OsT} is. Yz yllar; asrlar. S a sr-dde, {OsT} Yzyllar g r m ; zerinden a srla r gemi.\\ a sr- ibtidiye, {OsT} lk a srla r .| a sr- kadme, {OsT} E sk i yz | yllar.\\ a sr- sabka, {OsT} Eskiyzyllar.\\ a sr salfe, {OsT} E sk i yzyllar. as ar, [Ar. a'ar y^>\] (a s-ar) {OsT} sf. (Kii iin) arpk yzl ve kibirli. a s a r1, [Ar. eser > sr jlT] (a ;s a ;r ) {OsT} is. 1. Eserler. 2. Bir kimsenin veya toplumun meydana getirdii, yapt kalc ve sanat deeri tayan yap, eya, kitap, yazl ve szl rnler; yaptlar. 3. Bir eyin gemite veya u anda varln belgeleyen iz ve kalntlar; emare; nian. 4. Kitaplar. S sr- atka, {OsT} E sk i eserler.\\ sr- cedde, {OsT} Ye ni e s e r le r .| sr- edebiye, {OsT} E d e b es erle r.| | | sr- eslf, {OsT} E skilerin yazd eserler.\\ sr- hzra, {OsT} a d a eserler. | sr- ilmiye, {OsT} B ilim sel e s e r le r.| sr- islmiye, {OsT} sl m | e s e r le r .| sr- kadme, {OsT} E sk i e s e r le r .| sr- | | kalemiyye, {OsT} K a le m e alnm , yazlm eserler.| sr- kudem, {OsT} E skilerin yazd e s e r | le r,| sr- m atbua, {OsT} B aslm e s e r le r.| sr| | mergube, {OsT} R a b et kazanm , tercih edilen eserler.\\ sr- mehdiye, {OsT} D nya eksen in de m eydan a g elen eilm e. | sr- mergflbe, B e en i | kazan m eserler.\\ sr- nefise, {OsT} G zel san at eserleri. | sr- nisvn, K ad n larn eserleri. | sr| | sanat, {OsT} S an at e s e r le r i.| sr- sniye ve | zarife, {OsT} Z a r if ve ssl e s e r le r .| srtt-e| rfe, K u tsal em an etler. | | asar2, [Ar. aar _ ^ ] {OsT} is. 1. Toz. 2. Smak. asar3, [Ar. r > aar jU=T] (a ;s a ;r ) {OsT} is. 1. G revler; vazifeler. 2. Ykler. 3. Kabahatler; crm ler; sular. asar4, [Ar. asar p] {Os T} is. Fakirlik.

a sar5, [Ar. hir (kuatm a) > Far. hisar / Ar. r => asar] {az} is. 1. Kale; bur. 2. Kayalk; tepe. [DS] asare, [Far. sre o_,LT] (a :s a :r e ) {OsT} is. Say; he sap. aarim , [Ar. aarm ^ajU^I] (a sa :ri:m ) (OsT) is. 1. adr kmeleri. 2. Ayr ayr ve kk insan kme leri. asarlk, - [asar-lk] {az} is. Tarih ykntlarn bu lunduu yer. [DS] asarm ak , [Mo. asar-mak / asra-mak ^ j - t ] {eAT} gl. f . [-u r ] 1. Korumak; esirgemek; saknmak. 2. {az} Beslemek; bytmek. [DS] 3. {az} (Aa iin) budamak; bakmm yapmak. [DS] 4. {az} yi kullanmak; saklamak. [DS] 5. {az} dnl. f . Y e timek; bymek. [DS] asartm a, [asar-t-ma] {az} is. 1. Asartmak ii. 2. A

M M TME S O M . 311

A SE

alk. 3. Baklm, budanm aa. 4. Kkten alnarak baklp bytlm ocuk; besleme. [DS] asartm ak, [asar-t-mak] {az} gl. f . [ -r ] 1. Besle mek; bytmek; korumak; yetitirmek. 2. (Aa iin) budamak; bakmak. 3. Gururlandrmak; martmak. 4. Abartmak; mbalaa etmek. 5. gsz. f . Sayg gstermek. [DS] asartm alk, - [asart-ma-lk] {az} is. Koruluk; aalk. [DS] asarun, [Far. srn O jjL J] (a :sa :ru :n ) {OsT} is. K e di otu. asavi, [Ar. av ilgili; asaya ait. asayib, [Ar. be (ba, sa rg ) > ayib s-:.U ^] (asa:yib) {OsT} is. 1. Ba, sarg, topluluk. 2. Toplu luklar; cemaatler; sosyete. 3. Baa balanan balar; kabastlar. asayi, [Far. asuden (dinlenm ek) > asayi ^ . ' T] (a :sa:yi) {OsT} is. 1. Korku ve endie verecek hibir eyin bulunmay; emniyet; gvenlik; huzur. 2. Kanun ve nizam hakimiyeti; kamu dzeni. 3. Din lenme hli; sknet, fi1 syi-bah, {OsT} Huzur ve gven veren. | syi berkem l, {OsT} 1. Gven | lik yerinde. 2. le r yolunda.\\ syi-c, {OsT} Asayi ara y an ; gven ve huzur iin de o lm a k iste yen .| syi-cyne, {OsT} Gven ve huzur a ra y a | na y akr b iim d e; tam asa y i a ra y a n a g re. | s| yi-perver, {OsT} 1. A sayii sa layan . 2. B a r a hizmet eden.\\ syi-perver-ne, {OsT} Tam rahat, huzur ve gvenlik isteyen lere y a k r tarzda. asayiti, [asayi-li] (a :sa :y ili) sf. Rahat ve huzur iinde; gvenli, asayisiz, [asayi-siz] (a :sa :y isiz) sf. 1. Rahat ve hu zur karc; kark; huzursuz. 2. Kanun ve nizam d; gvensiz; kargaa iinde; anarik, asayisizlik, [asayi-siz-lik] (a:sa:y isizlik) is. 1. Ka nun ve nizamlara aykr hareket etme; kanunsuzluk. 2. Kamu gvenlii ve dzeninin, kanun hakimiye tinin salanamamas durumu; gvensizlik; kark lk; anari. asb, [Ar. ab Mendil. asbab, [Ar. abeb > abb v W > (a s b a :b ) {OsT} is. '] ukur yerler. asbag, [Ar. b > ab j_U^'] (a sb a . ) {OsT} is. Boyalar. asbah, [Ar. ubh > abh ^ L -^ ] (a sb a :h ) {OsT} is. Sabahlar. asban, [Far. sbn OL-J] (a sb a :n ) {OsT} is. Deir menci. asbani, [Far. sbn irmencilik. (a sb a .n i:) {OsT} is. De (a sa .v i:) {OsT} sf. Asa ile

asbar, [Ar. br > abar j ^ l ] (a sb a :r ) {OsT} is. Ak bulutlar. asbakan, [as(t)+ba-lcan] (a'sbakan) is. kinci ba kan. asbest, [Yun. asbestos (sndrlemez) > Fr. asbeste] is. min. Bir silikat tr tremolitin bozulmasyla meydana gelmi bulunan atee dayankl, krlma dan bklebilen ipek grnmnde lifli yapda hid ratl doal kalsiyum ve magnezyum silikat; am yant; ta pamuu; kaya lifi. S asbest yn, A s b e s tin ilen erek yn h lin e getirilm ii. asbestli, [asbest-li] sf. 1. Yapsnda asbest bulunan. 2. Asbest kartrlm. S1 asbestli imento levha, Eternit. asbestoz, [Fr. asbestose] is. tp. Uzun sre veya ok fazla asbest tozu karm havay teneffs etmekle asbest liflerinin akcierde meydana getirdii taz minat dourucu bir meslek hastal, asbetel, [? asbe+tel] is. Dokuma tezghlarnda kulla nlan mintar denilen taran telleri, asced, [Ar. asced {OsT} is. Saf altn, asekim, [as+ekim] is. fz. Yerin ekim alanndan daha dk bir ekim alannda bulunan bir madde ye etkiyen ekim kuvveti, asda, -a [Ar. ada' > ad' jj-Usl] (a sd a :) {OsT} is. Sesler; adalar; avazlar, asdaf, [Ar. adef > adf .JI-l^I] (a sd a :f) {OsT} is. Sedefler. asdag, [Ar. ud > ad j_Jw3] (a sd a: ) {OsT} is. anat. akaklar, asdagan, [Ar. adan jli-U ;!] (a sd a a :n ) {OsT} is. anat. nsann kollarndaki atardamarlar, asdak, [Ar. dk (doruluk) > adk jl-u>l] (a sd a:k ) {OsT} is. 1. Gerekler; hakikatler. 2. ten ve doru olanlar. asdana, [Far. sitne] {az} is. 1. Eik. 2. Byk dervi telekesi. 3. Bakent. 4. stanbul. [DS] asdar, [Far. ster => asdar j-u>l] {eAT} sf. (Bez iin) kaba; kaim, fi1 asdar bez, {eAT} Kaln, k a b a bez. asdika, [Ar. dk (doru) > adik5 >-U] (a sd ika :) {OsT} is. Gerek dostlar; samimi dostlar, aseksel, [Fr. asexuelle] sf. 1. Cinsiyetsiz. 2. biy. Eeysiz. asel, [Ar. asel J - p ] {OsT} is. 1. Bal. 2. Cennette akan drt rmaktan biri. 3. Bitkilerin tatl zsuyu. 4. Baz aalardan akan tatl su; reine; sakz, aselbent, -di [Ar. asel lubna] {OsT} is. 1. Gneydo u A syada yetien gvdesinden szan reineleri antiseptik ila ve parfm sanayiinde kullanlan gnlk cinsi aa, (Sytax tonkinensis). 2. Bu aacn ho kokulu reinesi; balsam.

{Os T} is. 1. Sarg. 2. Ba. 3.

ASE

IM m

u t S O M .

312

aseli, [Ar. asei

(a seli:) {OsT} sf. 1. Bal rengin

de; bal sars. 2. Bal renkli bir eit kuma. 3. Eski den Yahudilerin tannmak iin omuzlarna astklar sar kuma paras, aseliyet, [Ar. asel > aseliyyet c~L~p] {OsT} is. Bal zellii. asem, -mm i [Ar. samm > aamm {OsT} sf. (Kii iin) ok sar; kulaklar hi iitmeyen, asenkron, [Fr. asynchrone) sf. Balama ve biti zamanlar denk olmayan; yadn kurun, asepsi, [Fr. asepsie] is. 1. Hastalk yapan mikroplarn yokluu. 2. Ameliyathanelerin ve ameliyat arala rnn mikroplardan arndrlma ilemi, aseptik, -i [Fr. aseptique] sf. inde veya zerinde mikrop bulunmayan; mikropsuz, asepsili, [asapsi-li] sf. 1. Mikropsuz. 2. Asepsi ile il gili. aser, [Ar. aer {OsT} is. Solaklk,

aseton, [Fr. actone] is. kim. Kalsiyum asetatn kuru olarak damtlmasyla elde edilen renksiz, ho ko kulu, 56 C de kaynar, su ile karabilir ve ya, reine gibi organik maddenin zcs en yaln keton: CH3-CO-CH3 ; propanon; dimetilketon. asf1 [Ar. af -ivt] {OsT} is. Rzgrn kuvvetli es , mesi. asf2, [Ar. asf v_i~p] {OsT} is. 1. Zulm. 2. Hakszlk etme. 3. Yoldan kma. 4. Can ekime; lm hli, asfa, [Ar. afvet > afa En saf ve temiz olan, asfad, [Ar. afad ili^.1] (a sfa :d ) {OsT} is. Sulularn, mahkmlarn el veya ayaklarna balanan demir kelepe. asfaf, [Ar. afaf J l v l ] (a sfa :f) {OsT} is. 1. Saflar. 2. Hatlar. asfalt, [Yun. asfaltos (zift) > Fr. asphalte] is. 1. Kat kahverengi-siyah, l e yakn younlukta, 50 ile 100 C arasnda yumuayan, petrol eterinde erimeyen, ancak karbon slfrde eriyen bir madde; bitm. 2. Petrol tortularn tekil eden petroln damtlmas srasnda elde edilen en ar ksm; petrol katran. 3. Esas maddesi petrol katran olan ve yol kapla makta kullanlan karm. 4. gnl. Asfalt ile kap lanm yol. 5. sf. argo. ( iin) kolay. 6. argo. (Ba iin) kel; sasz. S asfalt biti, arg o. K k o tom o bil]| asfalt etmek, argo. B ir kim seyi a y ak ta du ra m a y a ca k k a d a r dvm ek. asfalten, [Fr. asphaltne] is. Asfaltta bulunan mole kl arl ok yksek hidrokarbon, asfaltit, [Fr. asphaltite] is. Organik maddelerin bitm ile karmas sonucu meydana gelmi kmr, asfaltlam a, [asfalt-la-ma] is. Asfalt dkme ii. asfaltlam ak, [asfalt-la-mak] gl. f i [- r ] [-l()-y o r] Bir yeri asfalt ile kaplamak; asfalt dkmek, asfaltlanm a, [asfalt-la-n-ma] is. 1. Asfalt dklme. 2. Asfalt bulama; asfalta batma. 3. Asfalt yola sa hip olma. Btn kyler asfaltlanma yarndalar. / L ^ I ] (a sfa :) {OsT} is. S

a ser, [Ar. ur (zorluk) > aJer J^ ' i \ {OsT} sf. 1. Da ha g; en g; ok zor ve dayanlmaz; dayanlma s ok g olan. 2. Solak, aerat, [Ar. asere > aerat o lj^\ (a sera :t) {OsT} is. 1. Srmeler; taklmalar. 2. Yanlmalar, asere, [Ar. asere js-\ {OsT} is. 1. Srme; taklma; ayak kaymas. 2. Hata yapma; yanlma, ases, [Ar. as (n beti) > ases (n betiler) j ^] {OsT} is. Gece bekisi. S ases ba, m p aratorlu k dn em i sta n b u lunda Y enieriliin kaldrlm asn d a n n ce gvenlik ve a sa y ii sa la m a k la g rev li tekilatn ba. asesiye, [Ar. asesiyye -l ^] {OsT} is. Gece beki sinin creti. asetat, [Lat. acetum (sirke) > Fr. actate] is. kim. 1. Asetik asidin tuzu veya esteri. 2. Asetik anhidritin slfrik asit yardmyla selloza etkisinden meyda na gelen, zor tutuan ve kimyasal etkenlere kar dayankl effaf plastik madde; asetilselloz.

asfaltlanm ak, [asfalt-la-n-mak] edil. fi. [-r ] 1. Asfalt asetatl, [asetat-l] sf. Bileiminde asetat bulunduran, kaplama yaplmak; asfalt dklmek. Sokam z a s asetik, -i [Lat. acetum (sirke) > Fr. actique] sf. 1. faltlan d . 2. dnl. f i Asfalt bulaarak kirlenmek; Sirkeyle ilgili. 2. Sirkeyle ayn zellikte olan. S asfalt olmak. G m leim asfaltlan d. 3. Asfalt yola asetik asit, kim. S irkeye tadn ve zelliklerin den sahip olmak. Btn k y ler asfaltlan d. p e k ounu veren, boucu b ir kokusu olan ve d er i y e d e in ce b ir y a n m a hissi veren a sit: CH 3-CO 2H.l1 asfaltl, [asfalt-l] sf. inde asfalt bulunan; bitml, asfalya, [Yun. asphalia] is. 1. Elektrik sigortas. 2. kim . asetik asit ferm antasyonu, biy. E til a lk old en arg o. Sigara. S asfalyalar gevemek, a rg o. D iz a setik a sit olu m as.| asetik anhidrit, kim. A setil | lerinin b a zlm ek. k lo riire sodyum a seta t etkim esiyle e ld e ed ilen sv: (CH 3- C 0 ) 20 . asfa r1 [Ar. ufret (sarlk) > afar / afer j u a I] {OsT} , asetilen, [Fr. actylne] is. Aydnlatma ve metal is. Sar veya sarya yakn ak renk. kaynak sanayiinde stc olarak kullanlan, kalsi asfar2, [Ar. fr (bo) > afr jU*l] (a sfa :r) {OsT} is. yum karbrn su ile tepkimesi sonucu aa kan 1. Sfrlar. 2. Bo ve deersiz eyler, doymam hldeki gaz hidrokarbon: HC=CH. asfen, [Ar. asf > asfen U~c] (a s fen ) {OsT} sf. Zu asetim etre, [Fr. actimtre] is. Sirke asidinin youn luunu lmeye yarayan asitler. lmle; zulmederek.

.3 1 3
asfer, [Ar. afer yw>\\ {OsT} is. 1. Sar. 2. Uuk, sar benizli. 3. Kzl. 4. Islk alc; tc. 5. Bsbtn bo. astnik, -i [Fr. acide phenique] {az} is. Naftalin. [DS] asfjya, [Ar. afvet (tem izlik) > afy L*>t] (asfya:) {OsT} is. 1. i saf ve temiz olanlar. 2. Gerek dost olanlar. 3. Azizler, asfur, [Ar. ufur is. bot. -* aspur,

ASH

asga, [Ar. aa U^l] (a sg a :) {OsT} sf. 1. arpk yz l. 2. renmeye ok hevesli, asganu, [as (cariye) > as-an-u] {eT} is. Yaltak lanma; iki yzllk; riyakrlk. [EUTS] [Gabain] asganulamak, [as-an-u-la-mak] {eT} gl. f . [ - r ] 1. Elenmek; alay etmek; istihza etmek. [EUTS] 2. Yaltaklanmak; iki yzllk etmek. [Gabain] [EUTS] asgar, [Ar. ar (kk) > aar >*>1] {OsT} sf. 1. En kk. 2. Daha kk. 3. Pek kk. S asgar- na mtenahi, Sonsuzluun en k k d e e ri; sonsuz kiik. asgarmterek, -i [Ar. aar-i mterek {OsT} is. Ortak noktalarn en az. asgari, [Ar. aari l> ^ I] (a sg a ri:) {OsT} sf. 1. En az, en kk olan; minimum. 2. En aa. 3. En azn dan. S asgari fiyat, S erb est p iy a s a ekonom isinde, mallarn bedellerin in d eb ilece i en az miktar.\\ asgari hadde indirmek, En az, en dk seviyeye indirmek.\\ asgari cret, Gnn g eim a rtla rn a bal o la r a k i k o lla rn a g r e iiy e d e n e c e k cre tin en az m iktar. | asgariye indirmek, E n az, en | dk seviyeye indirm ek. asg, [as-mak > as- / as-k] {az} is. 1. Ask. 2. Kadnlarn zincirle boyunlarna astklar altnlar. 3. ple balanp tavana aslan meyve, sebze vb. [DS] asglk, -g [as-k-lk] {az} is. Ka saklanacak yaz meyvesi. [DS] asgn, [as-mak > as-km] sf. askn, ashab, [Ar. hib > ahb _>Uw>l] (a sh a :b ) {OsT} is.

lem

{OsT} M al sahipleri.\\ ashb- gzn, {OsT} Sekin ve m ehu r sahabeler.\\ ashb- hayr, {OsT} H ay r sahipleri.\\ ashb- idare, {OsT} Y neticiler.| as| hb- itibar, {OsT} Sayg g ren kiiler. | ashb- | kalem, {OsT} M em urlar.| ashb- kehf, {OsT} | K u r an- K e r im d e b a h si g een , zam an larn n z a lim ynetim in den k a a r a k sa k la n d kla r bir m a a ra d a uzun y lla r k alan ve uyandklar zam an k p e k lerinin kem iklerinden b a k a b ir eyin kalm adn g ren m uhterem k iiler; Yedi Uyurlar. | ashb- | kiram , {OsT} P eygam berim iz Hz. M u h am m ed in y a k n la r.| ashb- kubr, {OsT} K a b ir eh li; l | ler. | ashb- meslih, {OsT} D ev let d a iresin d e ii [ o lan lar]] ashb- mensb, {OsT} Yksek r tbeli y n eticiler.| ashb- m talaa, {OsT} O kuyucular.| | | ashb- nr, {OsT} C ehen n em likler,| ashb- na | mus, {OsT} N am uslu k iiler.| ashb- rivyet, | {OsT} H ikye ve m en kbe a n lata n lar.| ashb- | salb, {OsT} H al a sk erler i.| ashb- sebt, {OsT} | C um artesi sa h ip le ri; cu m artesiyi ku tsal sa y a n lar; Y ahudiler.| ashb- servet, {OsT} Z en ginler.| | | ashb- suffa , {OsT} S o fa eh li; M escid-i N e b e vi nin yan n d a bulunan ve su ffa (seki) d en ilen y e r d e ikam et e d e r e k P eygam berim izin h e r trl s o h b e t ve n asihatlerin i dinleyen ve K ur'an tahsil eden, b a k a h ib ir dnyevi ile uram ayan, g eim leri ya ln z ca R esulullah tarafndan karlan an s a h a b e .| | ashb- syf, {OsT} K l sa h ip le ri; a s k e r le r .| | ashb- tedbr, {OsT} d a r e c ile r ; ted b ir alan k i i ler,| ashb- tevrih, {OsT} T arih y a z a n la r; tarih | ile r .]| ashb- tm ar, {OsT} T m ar v e z ea m et s a hip leri,| ashb- yemn, {OsT} nanlr, gvenilir; | A llah 'a itaatleri ve a m elleri iyi olup a m e l d efterleri s a taraftan v er ilec ek in san lar; sa cla r. ashap, -b [Ar. hib > ahb ^ U ^ l] (a sh a ;b ) {OsT} is. 1. Sahipler. 2. Bir varlk veya bir zellie sahip olanlar. 3. Dostlar. 4. Tannm kiiler. 5. Peygam berimiz Hz. Muhammedi salnda gren, sohbe tinde bulunan Kuran ve slam bizzat kendisin den renen slam bykleri. ash ar1, [Ar. hr (enite)> ahr j l ^ l ] (a sh a :r) {OsT} is. 1. Eniteler. 2. Evlilik yoluyla birbiri ile akraba olan erkekler. ashar2, [Ar. ahr I] {OsT} is. 1. (Kii iin) sa kzl. 2. (Kii iin) krmz tyl, ashiya, [Ar. ashiy U^l] {OsT} sf. Cmert olan(lar). -as1, [-as / -esi / -y-as / -y-esi] {eAT} e k e. Geni zaman eki -ar, -r deerinde. -as2, [-as / -esi / -y-as / -y-esi] {eAT} y a p e. 1. Gele cek zaman ortac eki. Eski Trkede yoktur, Eski Anadolu Trlcesi devresinde ortaya kmtr, bu gn yerini -acak / -ecek ekine brakmtr. 2. aca. 3. -asca; -sn. S -as gelmek, {eAT}. -m ak istem ek; -a c a gelmek.\\ -as olm amak, {eAT} m am ak; -am am ak.

! Bit

ilme,
la sa llar. Asfalt
ilz

as-

nmek; yola

ashap. B ashb- aba, {OsT} Hz. M uhamwec/sa) 'in a iles i (kz F atm a, d a m a d Hz. Ali, torun lar Haan ve Hseyin).|| ashb- ak ar, {OsT} G elir ml. sahipleri.| ashb- am al, {OsT} A gzl ler, hrs | rtas. sahipleri.| ashb- A raf, {OsT} C en netle cehenn em | j j ;z. arasnda kalan, ikisine d e girem eyen kimseler.\\ asgo. hb- Bedr, {OsT} B e d ir sa v a n d a bulunmu olan Mstmanlar.\\ ashb- cah, {OsT} M evki ve m a {Osi kam sa h ip leri; r tbesi y k sek olan lar. | ashb- | cahm, {OsT} Cehennemlikler.\\ ashb- Cennet, {OsT} * {OsT} Cennete g id e c e k o la n la r; iyi ve hayrl kiiI ler.| ashb- devlet, {OsT} 1. S ervet sa h ip leri. 2. | T} sf. Z* devletin ileri g elen leri. | ashb- dirayet, {OsT} | iiecerikli ve y eten ek li kim seler. | ashb- emlak, |

ASI

I M I ff lfff S M . a
rld eserin vb. eyin k en d isi; orijinal. 2. D evlet d a ir eleri ile m ah k em elerd e y azlan yazlarn imzal ve m hrl ilk nshas. | asl ululug, {eAT} Soy | y celi i; asalet. | asl saylar, S ra vey a letirm e | sfa t ek i alm am o la n y a ln h ld e k i saylar.\\ asl vurgu, K elim en in ken disin de n ced en var olan vurgu.\\ asl astar, B ir eyin g e r e k durum u; i yz; g ere i, dorusu.\\ asl astar olmamak, G erekd, y a la n v e uydurm a olm ak. | asl kmak, | 1. G e r e k olduu an lalm ak ; dorulan m ak. 2. G ereklem ek. j asl km am ak, G erekli i, d oru | luu kan tlan m am olm ak. j asl fasl olm amak, | G e r e k d, y a la n ve uydurm a o lm a k .| aslna ba | karsan, G ere i ren m ek istersen, an lam n da s z e g iri c m lesi.| aslna bakm ak, Kkiinii, e s a | sn a ra trm ak ,| aslna dnmek, 1. Kk, esas | g ib i o lm a k ; a sln a rcu etm ek. 2. lk hline, b a lan gtaki durum una dnm ek. | aslnda, in g e r e | ini, olayn dorusunu s y lem ek gerekirse.\\ asl nesli, K k ve kay n a ; soy sopu. | asbn aram ak, j Kaynan, kkn bu lm aya a l m a k | ashn asta | rn bilmek, in g e r e k yzn b ilm ek; dorusunu bilm ek. | asln astarn renmek, in g e r e k y | zn, dorusunu ren m ek. j asln bilmek, B ir | eyin g er e in i ve dorusunu bilmek.\\ asln bul mak, B ir eyin g ere in i, dorusunu ve ilk kayn a n, bizzat kendisin i bulmak.\\ aslolan (asl olan), En n em li ve a n a tem el olan. asl2, [? asl] {az} sf. Gzel. [DS] aslacak, - [as-l-mak > as-l-acak **>7] {eAT} sf. 1. Aslmaya deer. 2. Aslmaya mstahak; ip ka kn. aslan, [as-l-mak > as-l-an j^L^T] {eAT} sf. Dik ve yksek yerde asl gibi duran, alandrm ak, [eT. as (yarar) > as-la-n-dr-mak / ass-la-n-dr-mak j^ -iL ^ I ] {eAT} l. f . [-r ] Y a rarlandrmak. alanma, [as-la-n-ma -ulL^T] {eAT} is. Alanmak ii; yarar salama; yararlanma, alanmak, [eT. as (yarar) > as-la-n-mak / ass-lan-mak {eAT} dnl. f . [ -r ] Yararlanmak; kazan elde etmek, asl, [as-l-] sf. Bir ucundan tutturularak sarktlm hlde; ask; asma; muallak, asl, [asl-] is. Aslmak ii ve biimi, asllamak, [asl (gzel) > asl-la-mak] {az} gl. f . [r ] [-l()-y o r] 1. Dzeltmek. 2. Gzelletirmek. [DS] asll, [asl-l] sf. Her hangi bir millete, kavme, rka bal (olan). H int a sll M slm anlar. asllu, [asl-lu ^liv!] {eAT} sf. Soylu. aslma, [as-l-ma] is. 1. Aslmak ii. 2. stnde inat la durma, srar etme.

-as3, [-a-s > -as / -esi] yap. e. 1. Fiillerden, gele cek zaman kavraml sfatlar yapar: k r o la s (adam ). 2. Dilek, dua ve beddua kavram katan isim ler yapar: g r e s i (gelm ek). 3. Kalc isimler trettii de olur: a la s you rt m a y a s, a la s a l a c a k , g iy si (< g iy esi < geyesi). as1, [eT. as ^ 1 ] (eT) (eATf is. 1. Yarar; fayda. 2. Kazan; kr. 3. kar; menfaat. 4. Faiz. as2, [eT. as] (az) sf. 1. ri; gsterili; gelimi; byk. 2. Yetikin; olgun. 3. (Koyun, kuzu yavru su, rn vb. iin) Erken doan; erken yetien. 4. zf. Erken; gn domadan nce. [DS] <3 as dana, {az} St em m e dn em i g eti i h ld e d a h a anasn em en dana. [D S]|| asdan gelmek, {az} Tez g e l m ek ; erken dnm ek. [DS] as3, [as-mak > as-] is. Asmak ii. B asda olmak (kalmak), (I iin) son u lan drlm adan y le c e b raklm ak. as4, [Ar. as => as] {az} sf. syan eden; kar ge len; asi. [DS] B as gelmek, {az} K a r gelm ek. [DS] ac, [as-c] is. 1. Cellat. 2. sf. Asl tutan. <3 ac ba, K a ra ci er, yum urtalk, kam g ib i org an lar tutan k as bklm. ascl, [eT. as > as-cl] sf. Her ite kendine menfaat salamaya alan; karc, as, [as (yem ek) > as-] {eT} is. anak, asf, [Ar. aaf (esm ek) > sf / sfe / ii*slp] (a :sf) (OsT) sf. (Rzgr, frtna iin) ok sert ve iddetli esen. asg, [as-mak > as-] {eT} is. 1. As; kazan; kr. [DLT] [EUTS] 2. stifade; fayda; yarar. [ETY] [EUTS] [Gabain] [Yknek] 3. Faiz. [EUTS] asglg, [as--l] {eT} sf. 1. Asl; kazanl. [DLT] [EUTS] 2. Faydal; yarar olan; yararl. [EUTS] asglk, [as-mak > as--lk] {eT} sf. Fayda; yarar, asgsz, [as--sz] {eT} sf. 1. Asisiz; kazansz. [EUTS] 2. Faydasz; yararsz. [EUTS] aslg, [as--l] {eT} sf. Faydal; kazanl. [Mhenna] ask1, - [eT. as-] {az} is. Faiz. [DS] ask2, - [as-mak > as-k] s f 1. Asl. 2. (Yz iin) kzgnlk, fke ve honutsuzluk ifade eden; somurt kan. B ask suratl, fkesini ve honutsuzluunu kzgn ve som urtu k b ir y zle ifa d e eden. asklk, - [ask-lk] is. 1. Asile olma hli. 2. Yzn fke ve honutsuzluk ifade eden durumu; sertlik; atklk; somurtkanlk. asl1, -sl [Ar. al (kk) J***-] is. 1. Kk. 2. Bir eyin bizzat kendisi. 3. Bir eyin kt, balad yer; memba. 4. Soy; nesep; hasep. 5. Bir eyin nde gelen birincil ksm. 6. sf. Gerek; hakiki; sahih. 7. Kaynak durumunda olan. 8 . zf. Gerekte. S asl nsha, 1. B ir evirinin yapld, b ir suretin k a

AS
aslmak , [as-l-mak] {eT} edil. f . [-u r ] 1. Artrlmak. [EUTS] 2. dnl. Artmak; oalmak. [EUTS] [ tigsizler] [EUTS] 3. Smn amak. [EUTS] aslmak2, [as-l-mak] dnl. f . [ -r ] 1. Yksekteki bir eye tutunmak, dmemek iin sarlmak. 2. {e l '} Uzamak. [DLT] aslmak3, [as-l-mak] gl. f. [-r ] 1. Bir eyi tutup ekmek. 2. Vcudunun btn gcn kullanarak ekmek. 3. Bir eyi gayret ederek yapp bitirmek; glkle becermek. 4. argo. Israrla istemek; srar etmek; stelemek; inat etmek; musallat olmak; sr namak. S Aslma depoya gider! arg o. "Ylma; srn am a; bou n a stelem e!" an lam n da kullanlr. aslmak4, [as-l-mak] edil. f . [-r ] 1. {eT} [-u r] Uza tlmak; ekilmek. [DLT] 2.Yukarda bulunan bir engel, dal aa vb. eye tutturulmak, balanmak; taklmak; ilitirilmek; sallandrlmak. 3. dam edil mek. aslmak5, [as-l-mak] gl. f . [-r ] a rg o. 1. Yakn ar kadalk kurmak iin bir kadna, kza isteini szle, davranla belli etmek; yanamak. 2. Rahatsz et mek; szle sarkntlk etmek; satamak; tavlamaya almak. 3. Esrarl sigaradan bir nefes ekmek. 4. Futbolda btn gcn kullanarak topa vurmak. 5. Eli ile kendi kendine cinsel tatminde bulunmak; istimna etmek; abazaya varmak, aslmalu, [as-l-ma-lu j U l ^T] {eAT} sf. Aslmas ge reken; aslacak olan, aslmadam, [as-l-m+adam] is. bot. Ormanlk ve ayrlk yerlerde yetien pembe veya ssen rengindeki iekleri aslm insana benzeyen ve yumrulu kkleri kurutularak salep yaplan salepgiller famil yasnn rnek bitkisi; salep, (L o ro g lossu m ). aslsz, [asl-sz] sf. Doru olmayan; dayanaksz; gerek d; mesnetsiz. 0 aslsz faslsz, H i g e r ekle ilgisi olm ayan ; uydurma. aslsuz, [asl-suz j L^T] {eAT} sf. Soysuz; asaletsiz. aslt, [as-l-t] is. fz . kim. Kat, sv veya gaz hldeki madde paracklarnn sv ve gaz ortamda zn meden dalm olma ekli; jel; koloit. Katilarn sv iindeki asltsna (sspansiyon), svlarn sv iindeki asltsna (em lsiyon), kat ve svlarn gaz iindeki asltsna (a ero so l) denir, aslu, [as-mak > as-l-u] {OsT} sf. Aslm olan; asl hlde. asm1 [as-m] is. Asma ii. S asm takm , K a d n la , rn kulaklarn a taktklar k pe ile boyu n larn a tak tklar g erd an lk g ib i s s ey a s; tak. asm2, [Ar. ismet (men etm ek) > sim (a;sm ) {OsT) sf. 1. Kendisini gnahlardan men eden, ha ramdan ekinen; ismetli. 2. Temiz, namuslu; iffetli. 3. Yanma yaklalmayan; men eden; yasak, asmlk, - [as-m-lk] is. Kadnlarn ss eyas ola rak boyun ve kulaklarna taktklar gerdanlk ve k pe gibi taklar. -asn, [-a-sn / -e-sin / -y-a-sm / -y-e-sin] {eAT} e k e. 1. Gelecek zaman teklik ikinci kii eki. 2. stek kipi teklik ikinci kii ekim eki; dilek-istek, emir, tavsi ye, tercih, serbestlik, gereklilik bildirir. anm ak1, as-mak > as-m-mak] {az) dnl. f. [ -r ] Taknmak; kendi zerine asmak. [DS] anmak2, [as-n-mak] {eTj gl. f . [-u r] Bir eyi ekmek; germek; aslmak. [DLT] anm ak3, [as-n-mak] {eT) dnl. f . [-u r ] Trman mak. [ETY] anmak4, [as-m-mak] {eT} dnl. f . [-r ] [eT , -u r] 1. As salamak; kazan salamak. [EUTS] 2. Yarar lanmak; faydalanmak. [EUTS] 3. Balanmak; ta knmak. [EUTS] [Gabain]{az} (ayn) [DS] 4. Asl mak. [EUTS] [DLT] [Gabain] asnt1, [as-mt] is. 1. Bir ii geciktirme; tavik. 2. Birini tedirgin edecek kadar zerine ok dme; srnama; tebelle olma. 3. {az} Sallant. 4. {az} lgi; iliik; asknt. [DS] 5. {az} Srnak kimse; yapkan; yzsz. [DS] 6. argo. denmemi bor. S asnt olmak, 1. argo. T ebelle o lm a k ; y a p k an lk etm ek; g elip srnam ak. 2. {az} B irisin den g ein m ek isteiyle a rd m brakm am ak. [DS] asnt2, [as-nt ?] {az} sf. Yksek; yukarda. [DS] asnt3, [as-mak > as-nt] is. -* asknt, asr, -sr [Ar. ar (zam an)] {OsT} is. 1. Yz yllk zaman sresi; yzyl. 2. Devir. 3. Zaman. 4. a. 5. le ile akam aras; gnein batndan yaklak iki buuk saat ncesi; ikindi. S asr-dde, {OsT} A sr grm , yalan m , eskim i. | asr- evvel, | {OsT} kin di nam aznn ilk vakti.| asr- hzr, {OsT} | i in d e yaadm z, im diki zam an, a. | asr- sa | adet, {OsT} P eygam berim izin y a a d zam an. | | asr- sabk, {OsT} G een devir.\\ asr- sni, {OsT} ikin d i nam aznn son vakti. asrga, [as-mak > as-r-mak / asr-ga] is. 1. Aslan ey. 2. Kulaa taklan uzun kpe, asrlk, - [asr-lk] sf. Varln yz yl kadar sr drm, yz yldr hayatta olan; yzyllk, arm ak, [as-r-mak] {eT} g l.f. [-u r ] Terbiye etmek. [EUTS] asmak, [as--mak] {eT} ite, f . [-u r] Asmakta yar dm etmek. [DLT] -asz1, [-a-sz / -e-siz / -y-a-sz / -y-e-siz] {eAT} ek. e. Gelecek zaman okluk ikinci kii eki. -asz2, [-a-sz / -e-siz / -y-a-sz / -y-e-siz] {eAT} ek. e. stek kipi okluk ikinci kii ekim eki; dilek-istek, emir, tavsiye, tercih, serbestlik ve gereklilik bildi rir. asi1, [Ar. iyan (ba kaldrm a) > 'a / 'aiye (a si:) {OsT} sf. ok isyanc. /

AS asi2, [Ar. iyan (ba kaldrm a) > a Lrv=1 (a :s i:) --] (OsT) sf. 1. isteklere kar direnen; uysal olmayan; kar gelen; kar duran. 2. Kanun ve nizam tan mayarak devlete ve otoriteye kar duran. 3. Al lahn emir ve yasaklarna uygun davranmayan; gnahkr. 4. Haydut; ki. S asi olmak, 1. B a kaldrm ak. 2. G n ahkr olmak.\\ asi zeybek, sp a r ta ve ev resin d e yaygn o la r a k oynanan b ir z ey b ek tr. asi3, [Ar. s bozuk; apkn. asi4, [Ar. s ^ T ] (a :si:) (OsT) is. Doktor; cerrah. asi5, [Far. s ^ T ] (a :s i:) (OsT) sf. Mahzun; kederli. asib',[A r. ab sf. ok scak; kzgm. asib2, [Far. sb (a :si:b ) {OsT} is. 1. Bela; fe laket; musibet. 2. Zarar; ziyan. 3. arpma; at ma. S sb-i r zgr, Zam ann b e la s .| sb-resn, | B ela y a dren; z a r a r veren. aside, [Ar. ade (a si:d e) (OsT) is. 1. Arapla rn yal suda un kaynatarak yaptklar bir tr bu lama. 2. {az} Y a ve una pekmez veya eker ka rtrlarak yaplan bir tr helva; un helvas. [DS] 3. Domates ve et suyu ile piirilmi pirin pilavnn ortasna bamya, ku ba et veya tavuk doldurul mak suretiyle yaplan bir Trk yemei; asda. 4. Un, et ve bamya ile yaplan bir Arap yemei, asidimetre, [Fr. acidimetre] is. kim. 1. Asit zeltile rinin deriiklik derecelerini lmeye yarayan alet. 2. Stn, arabn vb. svlarn asitliini lmeye ya rayan alet; asit ler, asidoz, [Fr. acidose] is. tp. eker hastal vb. sebep le kanda pH dmesi, asif, [Ar. asf ii; gndeliki. asil1, [Ar. al (kk) > alet (kkllk) > al {OsT} sf. 1. Salam. 2. Kkl. 3. Bir hukuki ilemi kendi adna bizzat kendisi yapan; kendi adna hare ket eden. 4. Gerek doutan gerekse hkmdar ta rafndan verilen soyluluk unvan. 5. Onuru, erefi, ycelii; incelik ve zarafeti olan. 6. Sayg uyand ran. 7. Bir greve kalc olarak atanan; grevinde srekli. S asil olarak, 1. B ir g rev d e kalc o larak. 2. A dayl kalkm olarak. asil2, [Ar. al J^>l] (asi:l) {OsT} is. 1. leden son rann son ksm. 2. lm, asilane, [Ar. asl + Far. -ne (a si:l :n e ) {OsT} (asi:f) {OsT} is. Para ile tutulan (a si.b , s kaln sylen ir) (OsT) (a :si.) (OsT) sf. Ahlaksz; ahlak

fliraiM M ii.iiB
asileme, [asi-le--me] is. Asi olma, asi duruma gel me ii. asilemek, [asi-le--mek] dnl. f i [ -ir ] 1. Asi duru ma gelmek. 2. taatsizlik etmek, kafa tutmak, kar gelmek. asilik, -i [asi-lik] (a:silik) is. 1. Bir isyankr olma hli. 2. Gnahkr olma hli, asillemek, [asil-le--mek] dnl. f i [-ir ] 1. Asil ol mak. 2. Yksek deer kazanmak, asillik, -i [asil-lik] is. Asil olma durumu, asilzade, [Ar. asl + Far. -zde (a si:lz a :d e)

{OsT} is. Soylu ve grgl bir aileye mensup olan kii. asilzadegn, [Ar. asl + Far. -zde-gn j l ^ l j l ^ l ] (as i:lz a :d e g :r ) {OsT} is. Asilzadeler; soylular, asilzadelik, -i [asilzade-lik] (a si:Iz a:d elik ) is. Soy luluk. asim, [Ar. ism > sim j*] (a:sim ) {OsT} sf. 1. Su i lemi; kabahatli. 2. Gnahkr, asime, [Far. sme U ^ ] (a :si:m e ) (OsT) sf. 1. Akl sz; beyinsiz. 2. akn; sersem. S sme-g, 1. A klszlk; beyinsizlik. 2. a a k alm olm a. | sme| sr, K a fa s kark. | sme-ser, K a fa s kark. | asim etri, [Fr. asymtrie] is. Simetri yokluu; bak mszlk. asimetrik, -i [Fr. asymtrique] sf. Simetrik olma yan; bakmsz, asimilasyon, [Fr. assimilation] is. biy. 1. Sindirme; zmleme. 2. siy. Kendi iinde eritme; kltrel ynden kendine benzetme; kendi kimliine brn drme; asimile etme. 3. dbl. Benzeme, asimptot, [Fr. asymptote] is. mat. Bir eriye gittike yaklaan ancak ne kadar uzatlrsa uzatlsn bir tr l kesmeyen doru; sonumaz. asin, [Ar. sin jt-T ] (a:sin ) {OsT} sf. Pis kokulu. asir1, [Ar. sir juT] (a :sir) {OsT} sf. Bir efsaneyi ak taran. asir2, [Ar. sir / sire juU / jyU ] (a :sir) (OsT) sf. Aya kayan. asir3, [Ar. ir / ire / jw>U] (a :sir) {OsT} sf. zm ve benzeri eylerin rasn karmak iin skan. asir4, [Ar. ar j^>\] (asi:r, s kaln sylen ir) (OsT) sf. 1. Bitiik; komu. 2. Karmakark; dolak. asir5, [Ar. ar j ^ \ (a si:r) {OsT} is. ras, ya almmak zere sklan ey; usare. asir6, [Ar. asr _*-*] (a si:r) {OsT} sf. 1. Zor; g; zahmetli; mkl. 2. (Kii iin) titiz yaradll. asir7, [Yun. aiter (atm osferin tesin i doldu ran renk

zf. Asilce; soylulara yakr ekilde; soylu gibi, asile, [Ar. asile <1^1] (a sid e) {OsT} is. 1. leden sonrann son ksm; akam. 2. Bir eyin btn. 3. lm.

i m

im

. 37 1

A SK

siz ve saydam m a d d e; esir) > Ar. asr j'I] (a :si:r) {OsT} is. Gkyz, asire, [Ar. are j^p] (a si:re, s kaln sylen ir) {OsT} is. Cibre; posa. asire2, [Ar. ire jw>T] (a :sire, s kaln sylen ir) {OsT} is. Hayvann ayana taklan kstek, asistan, [Fr. assistant] is. 1. Yardmc. 2. niversite retim yeliinin ilk basama; aratrma grevli si. 3. Sinemada teknisyen yardmcs, asistanlk, - [asistan-lk] is. 1. Yardmclk. 2. Asistan olma durumu. 3. Asistann ii ve grevi, asistoli, [Fr. asystolie] is. tp. Kalp kaslmas yokluu ya da yetersizlii; dolam yetmezlii, asit, -di [Fr. acide] is. 1. kim. Suda znd zaman H30 + iyonlar veren, bazlar ve metaller zerine etki ederek tuz oluturan yakc sv; ekit; hamz. 2. sf. Asit zellii gsteren. S asit alkol, kim. H em asit hem d e baz nitelii tayan sv.\\ asit baz dengesi, biy. kan da uygun pH 'yi devam ettirm ek zere asit lerin ba z la ra o ra n n d a ki den ge. | asit borik, kim. | Bordan treyen H3BO3 form l ile g sterilen az etkili, s e d e f grnm nde b ey az b ir toz. | asit fe | nik, kim. B o y a clk ve baz p lastik lerin retim inde kullanlan m aden km r katrann dan e ld e edilen oksijenli benzin trevi b ir sv; fe n o l. \ asit kaya, \ mim. Granit gibi, y a p sn d a y zd e altm beten fazla silis bulunan en d ojen kaya.\\ asit toprak, pH'si 6 .5 'ten k k o la n toprak. | asit yam uru, | Havann nem i ile b irleen f a b r i k a b a ca la rn d a n kan slfrik ve nitrik a sit iyonlarnn oluturduu bitkilere z ararl yam u rlar. asitan1, [Far. sitn jU *J] (a :sita :n ) {OsT} is. Yldz falclarnn hesaplarna gre insan hayatnn uur suz dakikalar. asitan2, [Far. sitn jb*T] (a :sita :n ) {OsT} is. . Eik. 2. Ayakkablk. 3. Tekke; dergh. 4. Girecek, bar nlacak, dinlenilecek, yatlacak yer. 5. Balang. fi1 sitn- fena, {OsT} lml dnya.| asitan- | nemlik-sitn, {OsT} 1. lkeler feth ed e n in eii. 2. mec. Sultann sa ra y ; stanbul. asitane, [Far. sitne jlx^T] (a ;sita :n e) {OsT} is. 1. Eik. 2. Bakent; payitaht. 3. stanbul. 4. Azizlerin mezar. 5. Bir tarikatn esas tekkesi. S asitane kaymakam, S adrazam o lm ad zam an onun y e rine vekalet ed en kim se. asitaneli, [asitane-li] (asita. neli) sf. stanbullu, asitin, [Far. sitin ^ T ] {OsT} is. Giyecek kolu; yen. asitlik, -i [asit-lik] is. biy. 1. Ortamn, dokularn ve bnyenin, ilerindeki serbest hidrojen iyonlar mik tarna gre gsterdikleri tepki. 2. kim. Bir cismin alkalilie kart olan asit nitelii. asitlik derece si kim. Sfrdan, y ed iy e k a d a r g ittike a za la n bir derecelendirm e ile g sterilen p H miktar.

asitler, [asit+l-er] is. kim. 1. Bir asit zeltisinin deriiklik derecelerini lmeye yarayan alet. 2. St, arap vb. svlarn asitliini lmeye yarayan alet; asidimetre. asitsever, [asit+sev-er] sf. bot. 1. (Bitki iin) asit top raklar seven. 2. biy. (Mikroorganizma iin) asit boyalarla boyanabilir, asiven, [Far. sven jj^ T ] (a:si:v en ) {OsT} sf. Da nk dnceli; sersem; akn, asiya, [Far. sy / siyb / W *-T] (a :siy a :) {OsT} is. 1. Deirmen; su deirmeni. 2. Deirmen gibi dnen ey. fi1 siy-jen, {OsT} D eirm en ta yon tm akta kullanlan a r a ; dien gi.| siy-bn, | {OsT} D e irm en ci.| siy-bn!, {OsT} D e irm en ci | lik- | siy-ger, {OsT} D eirm en yap an . | siy,| | seng, {OsT} D eirm en ta. | siy-zene, {OsT} D e | irm en ta dien gisi; deirm en tan yontup d zelten d em ir alet. asiyab, [Far. siyb vW-"T] (a :siy a :b ) {OsT} is.-*- asi ya. asiyan, [Ar. -y-n ol^>U] (a;siya:n , s kaln s y lenir) {OsT} is. syanclar, asiyanopsi, [Yun. a (yok) + kyanos (m avi) > Fr. acyanopsie] is. tp. Gzn mavi rengi grememe, seememe rahatszl, asiye, [Ar. siye 4^1] (a.siy e) {OsT} is. 1. Mersin, (M yrtaceae). 2. Direk; stun. 3. sf. (Kadn iin) ke derli; zntl, asiye, [Ar. siye \ (a:siye, s kaln sylen ir) {OsT} sf. (Kadn iin) isyanc, ask, [Yun. askos (tulum) > Fr. asque] is. Askl man tarlarda remeyi salayan iinde genellikle sekiz adet spor bulunan bir lif ucundaki kese; tozluk. aska1, -a [Ar. akac {OsT} is. Kanarya.

aska2, - a [Ar. uk (taraf, nahiye) > ak ^UsI] (a k a :) {OsT} is. 1. Blgeler. 2. eme duvarlarnn blmeleri. askanulam ak, [askan-u-la-mak] {eT} gl. f . [ - r ] 1, Elenmek; alay etmek; istihza etmek. [EUTS] 2. Yaltaklanmak; iki yzllk etmek. [EUTS] askar, [Ar. akar yL^\] {OsT} is. zm ras, askarit, [Yun. aslcerizein (kprdam ak) > Fr. ascaride] is. p solucanlar blmnden, i biiminde barsaklarda asalak olarak yaayan bir solucan; barsak solucan, (A scaris lu m bricoides). askarlam ak, [Far. ahar (potasl kl) > akar-lamak] gl. f . [ -r ] [-l()-yor. 1. pleri boyamadan n ce kll su ile kaynatmak. 2. Kurutulmu sebzeleri piirmeden nce kll su ile halamak; akarlamak askat, [as+kat] is. mat. 1. Bir sayy tam olarak blen saylardan her biri. ki, drt, be, on, yirm i, yirm i b e v e elli, 1 0 0 n askatlardr. 2. Bir lme biri

ASK
minin ona blnmesiyle elde edilen kk ondalk birimler. ask er1, [Far. asker {OsT} sf. Devredici; seyyar.

lMIMt Sflili. .us Yurt savunm asn zerin e alm , m eslek edinm i ki ile r .j asker tayn, E r ve e r b a la r a verilen gnlk | y iy ecek. | asker tertip etmek, K anun erev esin d e | b elirli g rev lile ri sila h altn a almak.\\ asker top lam ak, Kanun er ev e sin d e b elirli g rev lileri silah altn a alm ak. | asker yazlm ak, stekli o la r a k a s | k erlik hizm etine girmek.\\ asker yazm ak, B ir g revliyi a sk erlik hizm etine k a b u l etm ek. | asker yok | lam a kaa, Son y o klam a sn yaptrm am olan erkek askerce, [asker-ce] (aske'rce) zfi 1. Askere yakr biimde; asker gibi. 2. Asker anlay. asker, [Ar. asker {OsT} sf. 1. Askerlere mahsus. 2. Askerlie ait. 3. Ordudan kaynaklanan. 4. Ordu iinde yaplan i ve hareketler. S asker atee, Y abanc lk elerd eki elilik lerim iz d e lkem izi ilgilen diren a s k e r kon u lar takip e d e r e k G en el K urm ay B aka n l n a r a p o r eden grevli. | asker | disiplin, 1. K la ve a s k e r birliklerd e dzen ve b ir li i sa la m a k iin uygulanan sk ve kat davran ku rallar. 2. K la disiplinini an d rr sert ve affetm esiz disiplin .| asker inzibat, G arnizon dahilin de | asa y i ve gvenlii sa la y a n a s k e r g ven lik g rev lisi.| asker renci, S u bay ve astsu bay yetitiril | m ek zere a s k e r o k u lla rd a veya sivil oku llard a M ill Savunm a B ak an l a d n a okuyan ren ciler. askerleme, [asker-le--me] is. Asker nitelik ka zanma. askerlemek, [asker-le--mek] dnl. f . [-ir ] 1. As ker nitelik kazanmak. 2. Bir yerin askerlikle ilgili hle gelmesi. askerletirm e, [asker-le--tir-me] is. Asker nitelik kazandrma. askerletirm ek, [asker-le--tir-mek] gl. f . [-ir ] 1. Asker nitelik kazandrmak. 2. Bir yeri askerlikle ilgili hle getirmek. askeriyan, [Ar. askeryn {OsT} is. Askerler. askeriye, [Ar. askeriyye *;_-*] {OsT} is. 1. Silahl kuvvetler; ordu tekilat; askerlik. 2. Askerlik hiz metlerinin yrtld bina. askerlik, -i [asker-lik] is. 1. Asker olma durumu; bayrak alt; vatan borcu. 2. Askerin ii. 3. zel ka nun ve kurallar gereince sava yapma usullerini renme ve uygulama sanat. S askerlik a, H er e r k e k Trk vatan da iin 2 0 y a m a gird i i o c a k ayn dan 4 6 y a n a g ird i i yln o c a k ayn a k a d a r o la n s re. \\ askerlik dairesi, K en d isin e ba l a s k erlik u belerin in a lm a la rn d en etleyen ve a sk er a lm a ilem lerinin dzenli yaplm asn sa layan kurum. | askerlik etmek, A skerlik g rev in i yerin e | getirmek.\\ askerlik hatras, K rsa l kesim den g e len erlerin byk e h ir le r d e s o k a k fo to r a f la r n a ek tird ikleri resim . \ askerlik hizmeti, A skerlik a \ (askeri:y a:n )

asker2, [Ar. asker J L -.& {OsT} is. 1. Yurt savunmas ] iin devlet tarafndan yetitirilip donatlan btn subay, astsubay, er ve erbalarla asker memur ve renciler; eri; leker; cnd. 2. Ordu ve ordu men suplan. 3. Herhangi bir rtbesi olmayan ordu men subu; er. 4. Askerlik grevi. 5. argo. Para (E lli lira lk banknotlarn a rk asn d a y e r a la n A n kara UlusA tatrk A ntndaki a sk er heykelinin resm in den d o lay.)', parann miktar. 6. argo. Bir kabadaynn emrindeki adam says. 7. z ool. Kanncalarda toplu luu savunmakla grevli iri bal karncalar. 8. sf. Askere ait, askerlie zg. 9. Asker titizlii ve tu tumu iinde olan. 10. Savaa ve askerlie yatkn olan, fi1 asker alm a, Y asalar g er e i yurt savun m a sn d a g r e v a lm a m ecburiyetinde o la n la r klay a toplama.\\ asker karm a, 1. B ir m illetin yurt s a vunm as iin g e r e k duyduunda sa v a m a k zere a s k e r e a la b ile c e i m uharip says ifa d e edilirken kullanlr. 2. D m an kylarn a denizden a sk er g sev k etm ek. | askerden dnmek, M u vazzaf | hizm etini tam am ladktan so n r a birliin den evin e ve iin e dnm ek. | askerden k urtarm ak, argo. B ir | m azeret s e b e b iy le veya m azeret u ydu rarak a sk erlik g rev in i y er in e getirmemek.\\ askerden arndrm a (tecrit), U lu slararas a n lam a lar g er e in c e b ir blgen in asker, a s k e r tesis, silah v e sila h yapm n a a it h er trl faa liy etten arndrlm olm as. | aske | re almak, Kanun g e r e i a sk erlik g rev in i y ap m as g e r ek en le ri a cem i birliklerin d e e itim e vey a ihtiya h lin d e terhis olm u baz sn flar g rev e b a la t m a k .| askere arm ak, Son y o klam a s y aplm | o la n ykm lleri ek tikleri kuraya g r e birliklerin e katlm a k zere d a v et etm ek. | askere gitmek, As | k erlik g rev in i y a p m a k zere evinden ve iinden a y r la r a k kla y a katlmak.\\ asker etmek, a rgo. 1. B irin i b ir ile g revlen dirm ek. 2. R andevu su na g e k a lm a k g ib i s e b e p le r le birini b ir y e r d e uzun s re bekletmek.\\ asker-gh, {OsT} A sker k am p .| asker | gibi, 1. D isiplinli, dzenli y a a m a y a lk an lk edinmi. 2. K at disiplin taraftar; se rt.| asker ka | a, E m salleri a s k e r e gittikleri h ld e ken d isi a s k erlik k a r a r aldrm ayan veya ald rd h ld e a s k e r e gitm eyen erkek. | asker kiiler, R tbeli ve r tbe | siz tm ordu m ensuplar. | asker oca, A skerlik | grevinin y a p ld y er ; kla. | asker olmak, K a | nunun ykm l kld yurt savunm as g rev in i y a p m a k zere kla y a d a h il o lm a k; sila h altna alnmak.\\ asker evki, 1. A cem i er le ri klaya, te m el eitim ini tam am lam o la n la r b irliklerin e veya ykm llklerini bitirm i o la n la r m em leketlerin e toplu o la r a k gt rm e ii. 2. Savunm a ve sa v a am acyla b ir y e r e a sk er g n d erm e.| asker snf, |

ASK

na gelm i h er gen cin yap t yu rt savun m as g revi. \ askerlik ubesi, A skerlik a m a g iren va \ tandalarn bu ile ilgili i ve ilem lerin i yrten il ve ile kuruluu. | askerlik yapm ak, A skerlik hiz | metini yerin e getirmek.\\ askerlik yoklam as, A s kerlik a n a g iren g en lerin iki d e fa a sk e r lik u besine g id ere k y a p trd k lar a sk erlik ler i ile ilgili i ve ilemler. ask, [as-k ] is. 1. Bir nesneyi asmaa mahsus yaplm ara; asklk. 2. Duvara aklm engel eklindeki ivi. 3. Pantolonlarn dmemesi iin omuzdan arlarak aprazlama arkadan balanan ayarlanabilir lastik erit. 4. Etek ve i amar gibi giyecekleri omuzda tutmaya yarayan kuma erit. 5. Hastanelerde alya alman kol ve bacaklarn aslmak suretiyle tutturulduu dzenek. 6. Kuru mas iin ipe dizilerek ykseke yere aslan meyve. 7. fo lk . Dn ve nianlarda eyiz sergileme ii. 8. {az} fo lk . Gelin odasna serilen eyiz eyas. [DS] 9. {az} Dn ve nianda iftlere taklan ziynet eyas; tak. [DS] 10. ed. Saz airleri arasnda yap lan karlamalarda stn gelene verilmek zere yar yerinde duvara aslan armaan eya. 11. Ev ve i yerlerinde zerine palto, yamurluk, emsiye, apka gibi eyalarn konulduu asld tayc. 12. Evlenme, artrma eksiltme duyurusu gibi kanunun emrettii ekilde ilan panolarna aslarak yaplan yazl ilanlar. 13. {az} ipek bceklerinin koza r meleri iin konulan aa dallar. [DS] 14. {eAT} pek kozas. 15. Tiyatro sahnelerinde dekorlar da yamaya yarayan veya aydmlatma lambalarnn ta kld aa dikmeler. 16. Motorlu aralarda esne me ve darbeleri azaltan sistemin btn; ss pansiyon. 17. {az} Nian. [DS] 18. {az} Gm paralar bir para zerine sralayp baa taklan ziy net eyas. [DS] 19. {az} Olaklarn yemesi iin ykseke yere aslan yaprakl aa dallar. [DS] 20. {az} zm, elma vb. meyve hevenkleri. [DS] 21. {az} Avize. [DS] 2 2 .-{az}] Kpeler dmesin di ye birbirine balayan iplik. [DS] 23. {az} Gzlk karldktan sonra dmesin diye iki yanndan balanarak boyna geirilen kordon. [DS] 24. {az} Kahvecilerin ay tamakta kullandklar yukardan tutacak yeri olan tepsi. [DS] 25. Havada tutma ii. 26. Herhangi bir karara varmadan brak; bekle meye alma. 27. arg o. denmeyen bor; verecek, fi1 ask altn, {az} K adn fesler in in o rtasn a i n ele nen altn. [D S]|| ask elenk, M im arlkta, i e k d e metlerini veya y a p ra k la r i i e g em i veya k u rd e le ile balanm b iim d e dzenlenen s slem e e i di. | askda brakm ak, B ir konuyu z m e ulatr | madan, bir ii son u lan drm adan belirsizlik iin de brakmak.\\ askda kalm ak, 1. (B ir i iin) so n u lanmamak. 2. (R esm b ir k t iin) ilan p a n o su n d a belli bir s re asl kalm ak. | ask etmek, arg o. B iri | nin a bd est a lm a k iin a sk y a brakt ceketinin

ceb in d en p a r a veya czdan almak.\\ ask gn, {az} fo lk . G elinin eyizlerinin a sk y a kt d nn ikinci gn. [DS]11 ask kpe, {eAT} S arkan k pe.| ask olmak, (az) E n g el olm ak. [D | S]|| ask topu, k la sik Trk m im arisinde cam ilerin ku bb esin den a a y a doru sarktlan, ucu pskll, iniden veya a h ap tan y a p lm a y u v a rla k m .|| askya a m mak, {az} (p ek b c e i iin) k o z a sa rm a k zere d a lla ra km ak. [D S]|| askya alm ak, 1. B ir ii b i tirm em ek; g ecik m ey e b ra k m a k; g e ic i o la r a k b rakm ak. 2. B atm a teh likesi g e ir en b ir gem iyi b ir b a k a gem inin b o rd a sn a ba lam ak. 3. (O narlan b ir yapn n yklm am as iin) d a rd an p a y a n d a la rla desteklem ek. 4. At v e d i er byk b a hayvan lar tedavi etm ek zere karn ve koltu k altlarn dan g eirilen kaln k a y larla tavan daki m a k a r a la ra b a la y a ra k kaldrm ak. 5. K esilen boyunlar ve d i e r hayvan lar yzm ek veya p a r a la m a k iin a r k a ay aklarn d an en g ele takmak.\\ askya kmak, 1. huk. (E vlenm e ilem i iin) resm ilan eklin d e d u yurulm ak. 2. (p ek b c e i iin) k oz a rm ek zere a llarn d a lla rn a km ak. 3. {az} K en din i g s term ek iin st b a a g e ip kurulm ak. [DS] 4. {az} fo lk . (G elin iin) a la y a km ak. [DS] 5. {az} A r trm aya, eksiltm eye konulm ak. [DS] askc, [as-k-c] is. 1. Ask yapan veya satan kimse. 2. argo. lerini geri brakan, geciktiren kimse. 3. argo. Borlarn zamannda demeyen kimse. 4. argo. Elbise satlan yerlerde, mteri alaca elbi seyi denerken kard elbisenin ceplerini boaltan yankesici. askl, [as-k-l] sf. 1. Asks olan. 2. Ask taklm. 3. Ask ile sslenmi, asklk, - [as-k-lk] is. 1. st giyim eyasn ka rp asmaya yarayan ayakl veya duvara akl tutu cu. 2. Aydmlatma aralarn duvara veya tavana tutturmaya yarayan sabit levha. 3. sf. Askya gele bilecek meyve, askn, [as-km] (eT) sf. Aslm. [EUTS] S askn bas kn, B askn ve ben zeri hareket. asknt, [as-k-nt] sf. 1. Bir kimseyi rahatsz edecek ekilde zerine den; asmt; srnak; yapkan. 2. is. Daha karar verilmemi durum; beklemede olan. S asknt olm ak, argo. B irinin zerine d erek r a hatsz etm ek. askm turm ak, [as-kn-tur-mak] {eT} gl. f i [-u r] 1. Asmak. [Gabain] 2. Astrmak; astrlm olmak. [EUTS] asksz, [as-k-sz] sf. (Giyecek) asks olmayan, askil, [Gre, askili] {az} is. Kuburnu meyvesi. [DS] askl, [ask-l] sf. Sporlar ask denilen torbacklar iinde bulunan. S askl liken, M antar a sk l m an tar o la n liken. | askl m an tar, A sk den ilen to rb a | ck la r iin de olgu n laan s p o r la r la reyen m an tar lar.

ASK askorbik, -i [Fr. ascorbique] sf. (Asit iin) C vita minini oluturan, askospor, [Yun. askos (tulum) + sporos (tohum) > Fr. ascospore] is. bot. Bir torback iinde epere yapmadan oluan reme tozu, askug, [as-lu] {eT} is. Ask; ardak. [EUTS]

M M S Z. 3 o I I t L K 2

s z d e p a y la m a biim i.| aslan pay irketi, Ana | s z lem esin d e ortaklarn d an biri veya birkann z a r a r a katlm am as k ararlatrlm ortaklk.\\ as lan st, a rg o. Rak.\\ aslan st emmi, K a h ra m an ; cesu r; yrekli. | aslan yata, 1. Yiit ve c e | su r insanlar o k o la n y er. 2. arg o. H ap ish an e; tutuk evi. | aslan yrekli, H ib ir eyden k orkm a | asi, [Ar. al J*l] {OsT} is. 1. Kk; asl; dip; ktk. 2. yan, cesur. Temel; esas; kaide; kural. 3. Hakikat; gerek; sh aslanaz, [aslan+a()z-] is. bot. Sracagillerden i hat; doruluk. 4. Soy; nesep. 5. Bir eyin belli bal ekleri renk renk azn am bir aslana benzeyen, ksm. 6. Balang; ba. 7. Yer. 8. sf. Gerek; ha tohumlar lcapsll ok yllk bir ss bitkisi; anas kiki; esasl; halis; saf. 9. zf. Aslnda; esasen; zaten; na babasna pay veren; vakvak iei, (Antirrhinum balca; en ziyade; alelusul; hakikaten. S asl- m ajus) meyyit, {OsT} huk. len kim senin ba ba s, b a b a s aslanaya, [aslan+aya(k)-] is. bot. Bileikgillerden nn b a b a s vd...| asl- vakf, {OsT} V akfedilen mal. | | | yaprak ve gvdesi yns tycklerle kapl yabani asi esas, {OsT} G erek ; doru.\\ asi fasl, {OsT} bir bitki, (L eon topodiu m alpinm m ). G erek ; doru. | asi nesi, {OsT} Soy sop. | aslanca, [aslan-ca] (asla'n ca) zf. 1. Aslana yakr asla, [Ar. al Ul] (a'sla:) {OsT} zf. 1. Hibir za biimde; aslan gibi. 2. Korkusuz bir biimde, yiit e. man; ebediyen. 2. Hibir ekilde. S asla ve kat'a, H ib ir zam an. aslanc, [aslan-c] is. 1. Aslan yetitiren, eiten ve bakan kimse. 2. mparatorluk dneminde saraya ait asla, -a [Ar. ala ji^ l] {OsT} sf. (Kii iin) bann vahi hayvanlara bakan kiiler, n tarafndaki salar dklm olan; dazlak, aslangiller, [aslan-gil-ler] is. zool. Kedi tr btn et aslab, [Ar. ulb > alb l_>}U>I] (a sl :b ) {OsT} is. 1. yiyicileri iine alan familya, Beller. 2. Dller; soylar; nesiller, aslanhane, [aslan+ Far. -hne 4ils-5L.T] (aslan ha;n e) aslad, [Ar. ald

(asl:d) {OsT} sf.

1. Sert; kat

ve dz. 2. (akmak ta iin) atesiz. 3. Cimri; ha sis; pinti. aslah, [Ar. alih > alh^^L^l] (a sl .h ) {OsT} is. Da ha iyi; daha salih; en iyi. aslak, - [as-la-k] {eAT} sf. -* aslk, aslam , [as > as()-la-m] {eT} is. Fayda, aslam ak', [as-la-mak] {eT} gl. f . [-r ] (Hayvanlar iin) yemek. [EUTS] aslam ak2, [Ar. al => asl-a-mak] {eAT} gl. f . [-r] Asln aratrmak, aslan, [Mo. arsalan / arslan > aslan / u^U>T /

0 ^ 0 is. zool. 1. Afrika ve Asya ormanlarnda ya ayan, iri yapl, gl, kestane renginde, kkreme si ok korkun, et yiyici vahi bir hayvan, (P anther a leo). 2. mec. Yiit ve cesur. 3. Belli zellikleriy le beenilen, sevilen genlere hitap iin kullanlan sz. 4. Kuzey yar krede Yenge ve Baak takm yldzlar arasnda yer alan, en parlak yldz Regulus olan bir takm yldz kmesi. S aslan gibi, 1. Sal yerin de. 2. Gl kuvvetli. 3. Uzun boylu ve yakkl.\\ aslan kesilmek, A slan g ib i cesu r ve a ta k olm ak.| aslann azna girmek, T ehlikeyi g z e | a la r a k byk iler yapmak.\\ aslann aznda ol mak, E ld e edilm esi, kazan lm as o k zor. | Aslan | M ustafa, Saz, def, cmb, kem an ve d a rb u ka e li in de oynanan trkl b ir K on ya y r e s i k a k oyun. | aslan pay, 1. P ay lam ad a en iyisi ve en ou. | 2. En glnn en g zel veya en byk p a y ald

is. Saraya ait vahi hayvanlarn baklp korunduu yer. aslankuyruu, [aslan+kuyru(k)-u] is. bot. Ballba bagillerden Asya ve Avrupann pek ok blgele rinde yetien yapraklar dilimli ve dzensiz loplu, iekleri parlak krmz renkte, halk hekimliinde terletici olarak kullanlan ok yllk otsu bitki, (Leonurus). aslanl, [aslan-l] sf. 1. Aslan bulunan (yer). 2. Y a nnda aslanla dolaan (kii). 3. Aslan heykelleri dizili. S aslanl yol, A n tkabir g iriin d eki iki taraf Hitit a slan la r ile ssl yol. aslanlk, - [aslan-lk] is. 1. Aslann hli. 2. Kahra manlk, cesaret, aslanpenesi, [aslan-pene-s-i] is. Glgillerden kr larda ve tarlalarda yetien, demet ve talkm hlinde sar iekli ve yuvarlak loplu dili kenarl yaprakla r ok yllk odunsu gvdeli halk hekimliinde pek lik verici olarak kullanlan otsu yabani bir bitki, (A lchem illa). asled, [Ar. aled -d^l] ri; pinti; tamahkr. aslem, [Ar. alem ^-Uat] aslen, [Ar. aslen iL^I] aslk, - [as-lk ^ji^T]

{OsT} sf.

1. Kat; sert. 2. Cim

{OsT} sf. Kesik kulakl, (a'slen) {OsT} zf. Kkten; is.


1.

asl

olarak; soy bakmndan,

{eAT} Cinsel

organ bi

tiik olup ilikide bulunamayan kadm. 2. sf. Ksr. 3. {az} [DS] Kzlk zar yrtlmam. 4. {az} Ebe ya da hekim tarafndan kesilecek kzlk zar. [DS]

i r e

a i . 3 2 1

ASM

aslk, [aslk-] {az} is. Cinsel iliki ile yrtlmas mmkn olmayan kzlk zarn ameliyatla aan ebe ya da hekim. [DS] ashnmak, [as-()l-m-mak] {eT} dnl. fi. [-r] Bir ey, bir eye taklmak. [DLT] asli, [Ar. al (kk) > asl (a sli:) {OsTj sf. 1. Te mel olan; esas. 2. Kk ve kaynaa ilikin. 3. En nemli. S asli z, {OsT} E sa s ye.| asli cmle, | dbl. A na cmle,\\ asli m aa, D ev let m em urlarnn y kselm elerin e es a s aln an m aa tutarlar,| asli | nsha, B ir belgen in o altlm asn a e s a s aln an ilk metin; orijin a l n sha; zgn nsha. asliye, [Ar. al > aliyye {OsT} sf. Esas; temel. S asliye m ahkemeleri, huk. zel ve id ari ve sulh m ahkem elerin in g rev ler i dn da k alan ceza, hu kuk ve ticaret d a v alarn a ilk d e r e c e d e b a k a n y arg kuruluu, asliyet, [Ar. alyyet olma hli. aslub, [Ar. ulb > alub i_Jl*>I] {OsT} is. 1. Beller. 2. Dller; soylar; nesiller. asm a1 [as-ma] is. 1. Asmak ii. 2. {az} Kozak ya da , msr koan hevengi. [DS] 3. {az} Mentee. [DS] 4. {az} Tfek ve tabanca mermilerini yerletirildi i mein kemer; boazlk. [DS] 5. {az} Asma kilit. [DS] 6. {az} stten kulplu kazan veya tencere. [DS] 7. {az} Deirmen arknn hzla dnmesini salamak iin gelen suyu arka ynlendiren dik meyilli tahta oluk. [DS] 8. sf. Bir ucundan tutturula rak yksek bir yerden aa doru sarktlan; asl olan. S asma baba, Y apclkta m alya kirilerinin ykn d a tm ak iin m akas kirilerin e oturtulan alt bo ikincil k iri.| asm a bahe, K em er ler zeri | ne y erletirilm i s e lle r e doldu rulan to p rak larla kurulmu b a h e .| asma kaba, bot. Ss bitkisi | o la ra k yetitirilen, arm utsu veya iki boum lu k a b a nn d ksm odm su, yu m u ak y a p ra k l trm an c, m evsim lik b ir bitki, (L a g en aria vulgaris).\\ asma kap, D ereb ey lik d n em i kalelerin in giriin d e bu lunan yu kardan p a la n g a la r la ku m an da ed ilm ek suretiyle kald rlp in dirilebilen kap. j asm a k arar, | mz. K lasik Trk m usikisinde a sl d u rak p er d esin den ba k a b ir p e r d e d e y a p la n k sa duru.\\ asma kat, mim. B in a la rd a zem in ile birin ci k a t a ra sn d a y e r alan alt b o yarn k a t; irv an ; a r a kat.| asma | kilit, K apal k a n c a la r a g e ir ile r e k drtgen veya yar yuvarlak b ir g v d ey e U b iim in deki k a n c a u lar girin ce kilitlenen ; bu k a n c a la r kn ca alan bir tr kilit, | asm a kpr, mim. N ehir ve b o a z la r | zerinden kary a g e m e k iin iki s a h ile konulm u yksek a y a k la r zerinden a r la r a k k y lara b a lanan elik h a la tla rla a rl tanan kpr. | as | ma lamba, Tavan ve k u b b elerd en a a y a sa rk tlm ak su retiyle kullanlan lamba.\\ asm a merdi {OsT} is. Kendine zg

ven, st ular b ir y e r e b a la n a ra k kullanlan ip m erdiven.| asm a oda, mim. Yksek tavanl m ekn | la rd a b ir k ey e alt b o o la r a k kurulmu o d a. | | asma pusula, G em icilikte dm enin durumunu k on trol iin kullanlan asl pusula. j | asma saat, D u vardaki b ir ivi veya kan cay a tutturularak kul lan lan s a a t; duvar saati, j] asm a sakal, akm a ayak, Yalan yan l ve p a la v r a szler. | asm a saln | cak, B ir a a d aln a vey a y a tay b ir k irie b a la n m ak su retiyle kurulm u salncak.\\ asm a zm, {az} K n y en m ek zere h ev en k biim in de a slp sa k la n a b ilen kaln kabuklu ve iri taneli iizm. [DS] asm a2, [as-mak > as-ma] is. bot. Bir trnden zm elde edilen trmanc dallan olan bir aak, (Vitis). S asma biti, zool. A sm alarn k k ve g v d e le rinde eeyli ve eeysiz rem e d n em leri g e ir e r e k m eydan a getird ikleri u rlarla asm ann kurum asna s e b e p olan k k bitki biti; filoksera, (P hylloxera vastatrix) . | asma by, A sm a dallarn n ev resin e | tutunmasn salayan, dokunduu yzeyin durum u na g r e kvrlp b k lebilen in ce uzantlar.j| asma arda, A sm a d allarn b ir a r d a k zerin e a lm a k su retiyle m eydan a g etirilen glgelik.\\ asm a ubu u, A sm a dal. | asma kt, A sm a bitkisinin k a | ln g v d esi.| asm a sl, A sm a dallarnn e v r e | sin e tutunmasn salayan, dokunduu yzeyin du rum una g r e kvrlp b k lebilen in ce uzantlar. | | asma sars, {az} zool. G vercin byklnde, a k sa r ren kte bir a v kuu. [D S]|| asm a topra, B a iin elverili, d em irce zengin krm z toprak. | j asma yapra, M utfaklarda sa rm a y a p m a k iin kullanlan asm ann az dilim li, taze veya salam u ra y aplm y a p ra klar. asm aJ, [Ar. 'ama L ^ ] (asm a:) {OsT} sf. (Kii iin) eli veya aya eri olan. asm a4, -a [Ar. ama (asm a:) {OsT} sf. 1. (Kii

iin) uyank; gz ak; kurnaz. 2. (Kl iin) kes kin. asmagiller, [asma-gil-ler] is.bot. rnek bitkisi asma olan sarlc ve tutunucu, zms meyveleri olan aaklar familyas, (A m p elid aceae ve viteceae). asmah, [Ar. amah -*1] {OsT} sf. (Kii iin) ok kahraman; pek ecaatli. asm ak 1 [as-mak] {eT} gl. f i [-u r ] oaltmak; artr , mak. [EUTS] asm ak2, [as-mak] gl, f i [- a r ] 1. Bir nesneyi bir yere aa doru sarkacak biimde takmak, balamak. {eT} (ayn) [Mhenn] [KPy.] [DLT] 2. Bir nesneyi zerine balamak, kuanmak, takmak. Tfei o m zuna ast. 3. Bir insann boynuna ip takarak yksek bir yerden sarktmak suretiyle ldrmek; idam et mek. 4. argo. Yapmak zorunda olunan bir ii yap mamak; gidilmesi gereken bir yere gitmemek. Sizin ben den n e fa r k n z var? Siz d a irey i astnz, ben de

ASM okulu... 5. Baz sebze ve meyveleri ka saklamak iin hevenk yapp tele veya iviye takmak. 6. {az} Yemek piirmek iin kazan veya tencereyi sehpaya takp ate zerine sarktmak. [DS] S asa kontak, {eAT} 1. A sverm ek. 2. A sp brakmak.\\ asp kes mek, 1. Y asalarn tand yetkilerin dn a k a ra k h a lk a zulm etm ek; m stebit d avran m ak; acm asz davranm ak. 2. arg o. A cm asz d a v ra n a ca n a d a ir b o l b o l p a la v r a savurm ak. | ast astk, kestii j kestik, Y aptklarndan kim seye h es a p verm ek du rum unda deil, an lam n da kullanlr. asm ak3, [as-mak] {az} is. Msr koan ya da zm salkm hevengi. asmaklk, - [as-mak-lk] {az} sf. 1. (zm salk m iin) hevenk yaplarak ka saklanabilecek zel likte olan. 2. is. Ka taze olarak saklamak amacy la aslmak iin bir kar kadar dal ile birlikte ke silmi zm salkm. [DS] amal, [as-ma-l] sf. 1. Asmas olan. 2. (Yer, ardak vb. iin) asma sardrlm, asmalk, - [as-ma-lk <u_^T] is. 1. Asma yapm iin ayrlm bahe; balk. 2. Asma ubuklarnn adrld ardak. 3. {eAT} ardak; kameriye. 4. {az} Sebze ve meyvelerden asma yaparak ka saklanabilecek nitelikte olanlar. [DS] 5. {az} Ocaklarn stnde lamba vb. koymak iin yaplm knt. [DS] asm an 1 [as-mak > as-man] {az} is. Lamba ve fener , aslan yer. [DS] asm an2, [Far. smn jU T (a:sm a:ri) {OsT} is. Gk; ] sema; asuman. ? smn-cun, {OsT} 1. G k m avi si. 2. G k yaku t den ilen p a r la k m avi ta. | asmn| dere, {OsT} Samanyolu.\\ asm n-drah, {OsT} imek.\\ asmn-gn, {OsT} G k mavisi.\\ asmn- berrin, {OsT} G n en y k sek ta b a k a s; Ar- l.\\ asmn- gn, {OsT} G k mavisi.\\ smnpye, {OsT} G k lere k a d a r ykseltilm i; o k y k s e k li asm n-rend, {OsT} M neccim .| asmn-senc, | {OsT} Saat.\\ asm an rism n, {OsT} 1. G k ve h a lat. 2. C iddi b ir soru y a verilen s a m a b ir cev a b n itelem ek iin sylen en sz. C iddi b ir s z e k a rlk sylen en sa m a sa p a n s z ; h av ad an sudan. asmane, [Far. smne uUT (a :sm a :n e) {OsT} is. ] Tavan; kubbe; dam. asman, [Far. asman ^ U T] (a :sm a :n i;) {OsT} sf. 1. Gkyzne, gk cisimlerine, Gne'e, Ay'a men sup. 2. Ak mavi. S asm hen, {OsT} Yldrm. asmaniyan, [Far. smniyn jlU^T] (a:sm a:n iy a:n ) {OsT} is. Melekler, asm ar, [Far. smr jU T] (a :sm a :r) {OsT} is. bot. Mersin aac, (Myrtus comm inus). asme, [Zaza Krt, asme] {az} is. 1. Gkyz. 2. Ay. [DS]

O n n S E lllR iC E SO ZbO K. 3 M
asmend, [Far. asmend j-uI] (a;sm en d) {OsT} sf. 1. mit veren. 2. Fiile ile kandran; aldatan. 3. Alk; akn. asmet, [Ar. amt > amet o ^ l ] {OsT} sf. 1. Dilsiz; konuamayan; samt. 2. Sessiz, asmha, [Ar. mh > amha 4^w>l] {OsT} is. Kulak delikleri. asm, [as-m] {eT} sf. Aslm. [Mhenn] asmolen, [Fr. asmaulaine] is. naatlarda pimi top rak, cruf gibi hafif maddelerden imal edilmi ki riler arasna konulan dolgu maddesi, asmug, [Far. sm jy^.T] {OsT} is. Eski ran dini olan Zerdtlkte, ktlk ve bozgunculuk yaparak Ktlk Tanrs Ehrimen'e yardmc olduuna ina nlan bir cin; eytan, asnak, - [eT. as-m-mak (trm anm ak) > as()-n-ak] {az} is. Sarp yer. [DS] asnam , [Ar. anem > anm jL*=l] (asn a:m ) {OsT} 1. Putlar. 2. m ec. Put gibi gzel kadnlar; ta bebekler. 3. Sevgililer. asngarm ak, [asnar-mak] (ash arm ak) {eT} gsz. f. [ur] Haylazlamak; iten uzaklamak. [DLT] aso, [t. asso > Yun. assos] is. Oyun ktlarndan birli. asonans, [Fr. assonance] is. ed. 1. Etrafndaki nsz leri dikkate almadan sadece vurgulu nl benze mesine dayanan yarm kafiye. 2. gnl. Msralarda ayn nlnn tekrar edilmesi ile yaplan ses ben zemesi. asorti, [Fr. assorti] sf. 1. Renk ve ekil bakmndan birbirini tamamlayan, uyum iinde bulunan. 2. zf. Renk ve ekilce birbirini tamamlayacak, uygun d ecek biimde, asortim an, [Fr. assortiment] is. 1. Takm. 2. Tekstil de iplik retimi iin ham maddeyi eirmeye hazr fitil hline getirmek iin geirilen bir dizi makine ve tarak takm, asosyal, -li [Fr. asociale] s f 1. Topluma katlamayan. 2. Toplumsal yaayn gereklerini yerine getire meyen; topluma uyum salayamayan, asparagas, [Yun. ? [TETZE]] is. Gazetecilikte olma m fakat olmu gibi yaynlanan haber; dzmece haber. aspidiotus, [Lat. aspidiotus] is. zool. Ekanatllar takmmdan diilerin salglad sv, 1,5 mm. kadar apl ortas kabark etraf sar halkayla evrili bir kabuk oluturan meyve aalarnn ve bitkilerin dallarna yaparak bitki z suyunu emmek suretiy le zarar grmesine hatta kurumasna sebep olan bir cins kabuklu bit; San Jose konili, (Aspidiotus p er n icio s u s). aspidistra, [Fr. aspidistra] (aspidi'stra) is. bot. Zam bakgillerden Gney in, Japonya ve Hindistanda

lffitl

b l 323

A SS

yetien gsterili yaprakl bir saks bitkisi; salon yapra (P lectogyn e v arieg ata). aspir, [Ar. uspur] is. -* aspur. aspiratr, [Fr. aspirateur] is. 1. Bir yerde birikmi gazlan veya iinde aslt hlinde toz, tala vb. bu lunan akkanlar emmee yarayan dzenek. 2. Ev lerde toz almak iin kullanlan alet; elektrik spr gesi. 3. Tpta vcudun herhangi bir organnda bi rikmi istenmeyen svlar uzaklatrmak iin kul lanlan bir tr pompa, aspirin, [Alm. (tescilli) aspirin] is. 1. org.-kim . Ar kesici ve ate drc olarak kullanlan ve salisilik asidin asetillenmesiyle elde edilen asetilsalisilik asit: CH3-C 0 - 0 - C 6H4- C 0 2H 2. arg o. Kk oto mobil. aspita, [Yun. aspita] (az) is. Yldrm. [DS] aspor, [Krt. (Zaza) aspor] {az} is. Atl; svari. [DS] aspur, [Ar. ufur] {OsT} is. bot. 1. Renkli ieklerin den boya, tohumlarndan da ya elde edildii iin ekimi yaplan bileikgiller familyasndan bir kltr ve sanayi bitkisi, aspir; yalanc safran; yaban zferan; papaan yemi; kr safran, (C arthham u s tinctorius). 2. m ec. ok krmz boya, asr, [Ar. ar j ^ \ {OsT} is. 1. Yzyl; asr. 2. kindi vakti. 3. ok uzun zaman. 4. (eAT) Mevsim. S asrdde, {OsT} Yzyllk; a sr grm .| asr- evvel, | {OsT) kindi nam aznn ilk vakti. | asr- hazr, {OsT} | inde bulunulan a . | asr- sabk, {OsT} G een | yzyl. | asr- saadet, / OsT) 1. Kutlu ve mutlu g een | zaman. 2. m ec. Hz. M uhamm ed'in y a a d zam an dilimi.| asr- sn, {OsT} kin di nam aznn son k | lnma vakti. | A sr Suresi, isi. K u r an - K e r im in | 103. suresinin ad. asra, [as (aa, alt) > as-ra j- I / ^ 1 ] {eT} {eAT} sf.

yzyl. 2. kindi namaznn iki zaman. 3. Gnd zn ilk zaman. 4. Gece ile gndz, asrane, [Ar. arne {OsT} is. kindi namaz.

asravag, [? asrava] {eT} is. Bir tr gnahn ad. [EUTS] asre, [Ar. asre oyip] {OsT} is. 1. Ayak kayma; sr me. 2. Yanlma, asrem , [Ar. arem ^ \ ] {OsT} sf. 1. Kula sakat; ku landan hasta. 2. Ailesini geindirmek iin sknt eken. asrem an, [Ar. aremn {OsT} is. Gece gn dz! asr, [asr] {eT} is. 1. Kaplan. [DLT] 2. sf. Kaplan gibi renkli. [DLT] asri, [Ar. ar (a sri:) {OsT} sf. 1. an gerek lerine uygun yaayabilen; ada; acl; modern. 2. Yenilik adna deiiklikte ileri giden; zppe, asrileme, [asr-le--me] (asri.Tem e) is. 1. Asrile mek ii. 2. an gereklerine uygun yaama abas; acllama; adalama, asrilemek, [asr-le--mek] (asrr.lem ek) dnl. f . [ir] 1. (Topluluun, kii, kurum vb. iin) aa uy mak; an gereklerine uygun hle gelmek. 2. Y a ama biimini aa uydumak; acllamak; a dalamak. asrilik, -i [asr-lik] (asri:lik) is. 1. ada olma du rumu. 2. ada olann nitelii; acllk; ada lk. asris, [Far. srs ^ .^ T ] (a :sr i:s) {OsT} is. Atlarn kotuu alan; at meydan; hipodrom, asrum ak, [as (yansm an) > as-(u)r-u-mak] {eT} ite f . [-u r] Birlikte aksrmak. [DLT]

assab, [Ar. ab u U c .] (a ssa :b ) {OsT} is. plik ei 1. Aa; aaya. [ETY]. [Gabain] [Tekin] 2. Aa; ren ve satan kimse; ipliki. alak. [DLT] [EUTS] [Yknek] 3. Alak gnll m assai, [t. assai] zf. 1. ok fazla. 2. mz. (Tempo iin) tevaz. [EUTS] [Gabain] 4. {eAT} is. te; ileri; kar abukluk veya yavalk bildiren, taraf. 5. Alt; aa taraf. [DLT] [EUTS] [Yknek] 6. assai, -li [Ar. asel (bal) > assl JL~p] (assa.T) {OsT} zf. Aada altta; dipte. [ETY] [Gabain] [Tekin] {az} is. Balc; arc, (ayn) [DS] S asra gee, {eAT} br ta raf; te yan. | asra yz, {eAT} te y a k a ; kar y aka. | assale, [Ar. assle 1 -] (a ssa :le) {OsT} is. 1. Ar U kovan. 2. Bal petei. 3. Bal ans, assar, [Ar. ar jUn>] (a ssa :r) {OsT} is. Meyveleri skarak z su karan kimse; rac, ass, [ e T as > as > ass l\^\\ is. 1. Y a rar; fayda. 2. Kazan; kr. {eAT} (ayn) 3. kar; menfaat; {eAT} (ayn). 4. Yetikin; olgun. 5. {eAT} Faiz. 6. s f ri, gsterili. 7. z f Erken, gn doma dan nce. S1 ass degrmek, {eAT} F a y d a verm ek.| | ass etmek, {eAT} 1. Y arar sa la m ak . 2. K r etm ek. | ass eylemek, {eAT} 1. K r g etirm ek ; kazan | sa lam ak. 2. y a r a r salamak.\\ ass itmek, {eAT} ass etmek.|| ass klmak, {eAT} - ass etmek.|| ass Masraflar; sarflar. 2. Deiiklikler; tahavvller.

asraf, [Ar. arf > arf o l ^ l ] (a sra :f) {OsT} is. 1. asrag, [eT. asrak > as-ra ^ I ^ T ] {eAT} is. (Gn, gece iin) nceki. S asrag kn, {eT} E vvelki gn [Mhenn] asram, [Ar. rm > arm j>[^'] (asra.m ) {OsT} is. 1. nsan kmeleri. 2. adr kmeleri. asramak, [Mo. asra-mak / asar-mak ^-T] {eAT} Sl- f i [-r ] 1. Korumak; esirgemek; saknmak. 2. {az} Hayvan beslemek, bytmek. [DS] asran, [Ar. arn olj-^t] (asra:n ) {OsT} is. 1. ki

ASS

0 I M I fffS M . 4

kovm ak, {eAT} Yarar, k a r p e in d e k o m a k .| as| sya kalmak, {eAT} 1. B ed a v a y a g elm ek ; b ed av a y a kalm ak. 2. K r kalmak.\\ ass ziyan, K r ve zarar. asslandrma, [ass-la-n-dr-ma] is. Asslandrmak ii; yararlandrma, asslandrmak, [ass-la-n-dr-mak gl.

astar3, [Far. aster >-T] is. 1. Giyecek veya ayakkab, anta gibi eyalarda dayankll artrmak iin i ksma geirilen daha ucuz, koruyucu kuma veya deri. 2. Boya ve badana ilerinde yzeyin przle rini gidermek ve asl boyann dayanklln artr mak iin nceden srlen boya. 3. Denizcilikte yelkenlerin hareketli ksmlarnn anmamas iin sarlan kuma paras. 4. Sanayide kullanlan ka zanlarn dayankllm artrmak amacyla iine geirilen metal kaplama. 5. Seramik iiliinde se ramik amurunun rengini gizlemek veya yzeyde rahat alabilmek iin srlen ince beyaz kil taba kas. astar boyas, B o y a n a c a k yzeylere, atlan boyann dayan klln artrm ak, p r zleri g id er m ek vey a ren k leri rtm ek iin vurulan ilk boya. | | astar kaplam a, M aran gozlu kta a h a b n arplm am as iin h e r iki y ze d e y a p la n kaplam a. astar4, [Far. astar / Rum. astarava (kavram ak)] is. argo. Cinsel iliki; cima. S astar etmek, argo. Sevim ek; cin sel ilik id e bulunm ak. astarlam a, [astar-la-ma] is. Astarlamak ii. astarlam ak 1, [astar-la-mak] gl. fi. [-r ] [-l()-y o r] 1. Bir elbise veya eyann iine astar geirmek; astar kaplamak. 2. Boyanacak yzeylere ilk kat olarak astar boya srmek; astar ekmek. 3. Herhangi bir ahap ve mermer levhann dayanklln artrmak iin arkasna daha dayankl levha kaplamak astarlam ak2, [astar4-la-mak] gsz. fi. [ - r ] [-l()-y o r] iftlemek; sevimek; cima etmek, astarlanm a, [astar-la-n-ma / astar-la-n-ma] is. Astar lanmak ii. astarlanm ak, [astar-la-n-mak] edil. fi. [-r ] 1. Bir eya veya giyecee astar geirilmek. 2. dnl. fi. Astar sahibi olmak, astarlatm a, [astar-la-t-ma] is. Astarlatmak ii. astarlatm ak, [astar-la-t-mak] gl. fi. [-r ] 1. Astarla mak iini bir bakasna yaptrmak. 2. Bir elbise ve ya eyann iine astar geirtmek; astar kaplatmak. 3. Boyanacak yzeylere ilk kat olarak astar boya srdrmek; astar ektirmek. 4. Herhangi bir ahap ve mermer levhann dayanklln artrmak iin arkasn daha dayankl levha ile kaplatmak, astarl, [astar-l] sfi. Astar geirilmi veya astar olan. fi1 astarl zarf, i gr n m em esi iin ikinci b ir i k t ile kap lan m zarf. astarlk, - [astar-lk] is. 1. Astar yapmnda kulla nlan kuma, deri veya boya. 2. sfi Astar olarak kul lanmaya yarar, astarya, [Lat. stare (kalm ak)] (a sta rya) is. Bir gemi ye ykleme veya boaltma iin tannan sre, astasm, [as+tas-m] (a'stasm ) is. man. ncllerin den birisi bir nceki akl yrtmenin sonucu olan akl yrtme; kyas- mlhak, astat, [Fr. astate] is. kim. Tabiatta bulunmayan ancak bizmutun hzlandrlm alfa nlar ile bombard

fi

[- r ] Birini bir eyden yararlandrmak, kazandr mak. asslanma, [ass-la-n-ma] is. Asslanmak ii; yarar salama; yararlanma, asslanmak, [ass-la-n-mak] dnl. f i [ -r ] Yararlan mak, kazan elde etmek, assl, [ass-l / ass-lu J ,^ 1 ] {eAT} sfi. Yararl,

asslu, [ass-lu / ass-l jJ^ T ] {eAT} sfi. - * assl. asssuz, [ass-suz {eAT} sfi. Yararsz; bo; bey

hude. assz, [as-sz] {az} sfi. 1. Yararsz; bo. 2. Bir eye benzemeyen. [DS] assit, [Fr. ascite] is. tp. Karacier sirozu, kalp yet mezlii gibi rahatszlklar dolaysyla karn zar boluunda sv birikmesinden doan ilik, assolist, [Fr. as-soliste] is. 1. Bir gazinoda en son ark syleyen sanat. 2. argo. Edilgen ecinsel er kek. ast1, [as (aa ) -t] is. 1. Bakasnn emrinde allan kademeli bir sistemde rtbesi dk olanlar; ma dun. Ast, stnden ald em ri uygular. 2. {eAT} (az) Alt; aa. [DS] 3. sfi. Kademeli alt katlar belirtmek iin sfat tamlamas eklindeki birleik kelimeler yapmada kullanlan bir eit nek. (Bu durum da so n d a k i t nin dt grlr). D esim et re, m etrenin askatdr. ast2, [ast] {eT} is. Sokak. [DLT] asta, [Far. aheste] {eAT} nl. Yava! astal, [Mac. asztal (m asa)] is. Yemek masas; masa, astan, [Far. stn ul^T] (a :sta :n ) (OsT) is. 1. Eik. 2. Pabuluk. 3. Dergh; tekke. 0 astn- fena, G eici dnya; f a n i dnya.| stn- ref-mekn, {OsT} 1. | Yeri y k sek olan eik. 2. Sultan saray. astane, [Far. stne / sitne 4iL^T] (a:sita:ne)<{OsT} is. -* asitane. S stne-i aliyyl-mekn, (OsT) 1. Yeri y k sek olan eik. 2. Sultan saray. 3. stanbul. | | stne-i devlet-penh, {OsT} 1. D evletin sna. 2. m ec. Sdtan saray.\\ stne-i feyziyn, {OsT} 1. F ey iz yu vas o la n eik. 2. Sultan saray. 3. stan bu l^ stne-i izzet-bnyn, {OsT} 1. Yaps y ce o la n eik. 2. Sultan saray. 3. stanbul.\\ stne-i saadet-m eb, {OsT} 1. Mutluluk veren eik. 2. Sul tan saray. 3. stanbul. a s ta r1, [ast-ar] {az} is. Alt. [DS] a sta r2, [Ar. satr > astar jlL^I] (asta:r) {OsT} is. Yaz satrlar; yaz dizileri; satrlar.

I I E E B B L ms

A ST

man sonucunda elde edilen, atom numaras 85, ktle numaras 211 olan radyoaktif element; elcaiyod; astatin; sembol: At. astatik, [Fr. a-statique] sf. Bozulmaz bir denge hli gsteren. S astatik ibreler, zel b ir tekn ikle yerin m anyetik etkisinden kurtarlm p u su la inesi. astatin, [ng. astatine] is. kim. - * astat, astazi, [Fr. astasie] is. tp. Hareket ve duyu sistemin de bozukluk olmamakla birlikte kiinin ayakta du ramamas biiminde beliren rahatszlk, astemen, [as+temen] (a'stemeri) is. Orduda en kk rtbeli subay; zabit vekili, astemenlik, -i [as+temen-lik] is. 1. Astemen rtbesi. 2. Astemenin ii ve grevi, asteni, [Yun. athenos (kuvvet) > Fr. asthnie] is. 1. Ruhsal ve sinirsel uyarlarn yokluu sebebiyle be den gcnn azalmas veya yokluu. 2. Belirli bir organik sebep olmamakla birlikte bedendeki yor gunluk ve bitkinlik hli, astenik, -i [Fr. asthnique] sf. 1. Asteni ile ilgili. 2. Asteniye yakalanm olan. aster1 [Far. ster j J ] {OsT} is. -* astar. , aster2, [Yun. asteriskos (kk yldz) > Fr. ast risque] is. 1. Ortodoks papazlarn takdis edilmi ekmek zerine koyduklar drt ayak zerine otur tulmu hal eya. 2. Matbaaclkta eksikleri ve gndermeleri belirtmek iin konulan ( ) iareti; yl dz. aster3, [Yun. asterion] {az} is. Beyaz bir yaban i ei. [DS] asterisk, [Yun. asteriskos (k kyldz)] is. -* aster1, asterizm, [Fr. astrisme] is. lk kez safirde gzlenmi bulunan gl k altmda alt kollu n yayma olay. asteroit1 [Fr. astrote] is. min. Insal yapl manga, nezli bir ta eidi. asteroit2, -di [Fer. astrode] is. g k b. Kk geze gen. astm, [Yun. asthma] is. tp. Bronlarn daralmas ve ya alerji yapan eitli etkenler sebebiyle g soluk alp verme. astml, [astm-l] sf. Astm rahatszl olan, astn, [ast-n] {eT} {eA l} is. Aa; alt. [DLT] astrma, [as-tr-ma] is. Astrma ii. astrmak, [as-tr-mak] gl. f . [ -r ] 1. Asmak iini bir bakasna yaptrmak. 2. Bir nesneyi, birinin yk seke bir yere sarkacak ekilde takmasn sala mak. 3. Birini asmak suretiyle ldrtmek; idam ettirmek. astigmat, [Yun, a (yok)+ stigma-atos (nokta) > Fr. astigmate] sf. 1. (Optik aygt iin) merceklerindeki kusurdan dolay noktalar izgi eklinde grntle yen. 2. tp. (Gz iin) kornea tabakas dzgn kramad iin net gremeyen.

astigmatizm, [Fr. astigmatisme] is. Bir gz veya op tik aletin astigmat olma hli; astigmatlk. astik, -i [Erme, asdik / Yun. astikos (kentli)] sf. a r go. Pezevenk; muhabbet tellal., astin, [Far. astn j^ T ] (a:sti:n ) {OsT} is. Giyecek ko lu; yen. S5 astn-berde, H azrlan m ; h a zrla nan)] stn-efn, 1. Yen silken. 2. m ec. V azgeen.| | stn-mlde, H azrlan m ; hazrlanan. astine, [Far. stine -u^T] (a:sti:n e) {OsT} is. Yumur ta. astlan, [astlan-] {eAT} is. Arac tccar; komisyon cu; tefeci, astm a, [Yun. asthma] is. -* astm, astor, [Zaza Krt, astor] {az} is. At. [DS] astragan, [Astrahan (V olga deltasn da b ir Rus kenti, eskiden K alm aklarn baken ti) > astragan] is. Tr kistanda yetien Karakul koyunlarmn erken do an veya l doan kuzularndan elde edilen post ve bu posttan yaplm krk, astralon, [tescilli isim] is. tekst. Nem, s ve ktan etkilenmeyen, ap hi deimeyen, genlemeyen termoplastik yapay bir iplik; tekstre iplik, astrofizik, -i [Fr. astrophysique] is. g k b. Gk cisimlerini fizik yntemleri kullanarak inceleyen bilim dal; gk fizii, astrolap, -b [Yun. astron (g k cism i) + lambanein (alm ak) > Fr. astrolap] is. Eskiden gk cisimlerini incelemekte ve ufukla olan yksekliklerini belirle mekte kullanlan aygt; usturlab. astrolog, -u [Fr. astrologue] is. Yldz fal ile ura an kimse; mneccim, astroloji, [astrologie] is. Yeryznde meydana gelen olaylarn, yldzlarn durumlar ve etkisi altnda ge litiini var sayan ve yldzlar inceleyerek gelecek ten haber vermeye dayanan falclk; mneccimlik, astronom , [Fr. astronome] is. Gk cisimlerinin yaplarn, hareketlerini inceleyen, bu konuda he saplar yapan uzman, astronom i, [Yun. astron (g k cism i) + nomos (ka nun) > Fr. astronomie] is. Etrafmz evreleyen evrendeki btn gk cisimlerinin yapsn, birbirine gre konumlarn, hareketlerini ve hareket kanunla rn, bu gne kadar geirdikleri evrimi inceleyen bilim dal; gk bilimi; ilm-i heyet. S astronomi tan, g k b. Gne ufkun altn a 1 8 in dii ve altnc k ad ird en yldzlarn p la k g z le g r leb ild i i z a m an ki tan. | astronom i birimi, g k b. H er trl | dzensizlikten uzak, ktlesi y o k d e n e c e k k a d a r k k v e y ldz ay 365, 2 5 6 898 3 2 6 3 o rtala m a gn o la n b ir g ezeg en in Gne etrafn d a izdii y r n gen in y a r a p m a eit uzunluk birim i; k zam an (499,004 782 sn) x k hz (299 792, 458 m/sn) = astron om i birim i (149 597 870 km ); Yerin G nee uzakl; g k birimi.

AST

H M E SM. .s
asum 1 [Ar. 'am , gzl. asum2, [Ar. asm (asu.m ) {OsT} sf. Geimini salamak iin ok alan, asum an, [Fr. smn jU-T] (a :sm a ;n ) {OsT} is. Gk yz; asuman, asumani, [Far. smn Lf'---'T] (a.su m a.n i) {OsT} sf. 1. G ilgilendiren. 2. Gk yzne ait. 3. Ak mavi; havai mavi. 4. is. Melek, asun, [Sod. zwn (hayat) > ajun / aun / asun] {eT} is. Dnya; kinat; evren. [EUTS] asu r1, [Sansk. asura / asuri > asur] {eT} is. Cin; ey tan. [EUTS] asur2, [Ar. sr _>yLp] (a :su :r) {OsT} is. Tuzak. A su rca, [Asur-ca] is. M.. 1950-600 yllar arasnda Mezopotamyada konuulmu olan Akkat lehesi, asurgan, [as-ur-an] {eT} sf. ok aksran. [DLT] A suri, [Asuri] (asu ri:) {OsT} sf. Asur devletinin hal kndan olan. Asurlu, [Asur-lu] sf. Asur halkndan olan, asurm ak, [as-ur-mak] {eT} gsz. f . [-u r] Aksrmak. [DLT] [EUTS] [Gabain] asurtgu, [as-ur-t-u] {eT} sf. Aksrtan. [DLT] asurtguk, [asur-t-uk] {eT} sf. Anlayl; akll. [DLT] asurtm ak, [as-ur-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] Aksrtmak. [DLT] asutm ak, [as-ut-mak] {eT} gl. f. [-u r ] Artrmak; o altmak. [ tigsizler] asd, [Ar. sd J^T] (a:s d) {OsT} is. 1. Aslanlar. 2. Yiitler. afte, [Far. sfte (asu.m ) {OsT} sf. Obur; a

astronom ik, -i [Fr. astronomique] sf. 1. Astronomi ile ilgili; astronomiye ait. 2. m ec. (Rakam iin) ok yksek; ok ar; abartmal; tasavvur edilemeye cek kadar byk. S1 astronom ik fiyat, o k y k sek fiy a t ; ar pahal.\\ astronom ik rak am , n san a ak n lk v e r e c e k k a d a r byk rakam . astronot, [Yun. astro (yldz) + nautes (gem ici) > Fr. astronaute] is. Bir uzay arac ile uzaya gitmi olan kii; hava kre dnda yoculuk eden kimse; uzay adam. astronotik, -i [Fr. astronautique] is. Yldzlar aras ulatrma bilimi; uzay trafii, astronotluk, -u [astronot-luk] is. Astronotun yapt astropikal, -li [Fr. as-tropical] sf. co . (klim kua iin) tropikal blgelere yakn fakat daha st enlem de bulunan; subtropikal. astsubay, [as-t+s+bay] (a'stsubay) is. as. Trk or dusunda erbalar ile subaylar arasnda eitlirtbeler tayan asker. S astsubay baavu, as. O rtas ay yldzl b e erit ve b ir bantl r tbed e ast su bayln bein ci kadem esi. | astsubay avu, as. | O rtas ay yldzl iki eritli r tbede astsubayln birin ci a a m a s.| astsubay kdemli baavu, as. | O rtas ay yldzl b e erit v e iki bantl r tbed e ast su bayln altnc ve son kadem esi. | astsubay k | demli avu, as. O rtas ay y ldzl eritli r tbe d e astsu bayln ikin ci aam as. | astsubay kdemli | stavu, as. O rtas ay yldzl b e eritli r tbede astsu bayln drdnc a a m a s] |astsubay sta vu, as. O rtas ay yldzl d rt eritli r tbed e astsu bayln nc aam as. astsubaylk, - [as-t+s-bay-lk] is. as. Astsubayn grevi ve rtbesi, asturm ak, [as-tur-mak] {eT} gl. f. [-u r] Astrmak. [DLT] [EUTS] asu, [as-u] {eT} ba. Y a da; yahut; veya. [EUTS] asub, [Ar. asb v j 2. Lider; bey; babu, asude, [Far. sden (rahat etm ek) > sde to_j-] (a.su .d e) {OsT} sf. 1. znt ve skntdan ,uzak; esen; huzurlu; rahat. 2. Sessiz; sakin, sde-dil, {OsT} G nl ra h a t; ba din .| sde-dil, {OsT} | G n l rahatl.\\ sde-g, {OsT} R a h at; huzur; asay^.|| sde-hl, {OsT} Durumu ra h a t o la n .| | sde-htr, {OsT} Gnl ra h a t; ba din. | sde| nin, {OsT} R a h a t a oturan. asudelik, -i [asude-lik] (a :su :d elik ) is. znt ve endieden uzak olma; huzur; esenlik. asuf1, [Ar. af ^i^& ] (asu:f) {OsT} sf. (Rzgr iin) ok iddetli. 2. Hzl yryen. asuf2, [Ar. casf j j - p ] (asu:f) {OsT} sf. ok zulme den; en gaddar. (asu :b) {OsT} is. 1. Ar beyi.

-ui-T]

(a.siifte) {OsT} is. 1. Hazr;

hazrlanm. 2. Atele ilenmi, asgde, [Far. sde jj^T] (a:s fte) {OsT} is. - * asfte. asm an, [Far. smn jU T] (a.s m a.n ) {OsT} is. -* asman. asmani, [Far. smn is. - * asmani. asvaf, [Ar. f (yn) > avfJj-^l] {OsT} is. Ynler, asvat, [Ar. avt (ses) > avt] (asva:t) {OsT} is. Ses ler; sedalar. asveb, [Ar. ib (doru) > aveb {OsT} s f En doru; daha doru; pek doru. S asveb-i akvl, {OsT} Szlerin en dorusu. asvef, [Ar. f (yn) > avef ynl veya yapal. asy, [Ar. ay {OsT} is. Ayaklanma, {OsT} sf. ok (a :s m a :n i:) {OsT}

asya, [Far. siy / sy L-T] (a :sy a :) {OsT} is. De irmen.

nnef K M M . 3 2 7 Asya, [Yun. asia] (a'sya) is. Dnyann en byk ve en kalabalk kt'as. asyab, [Far. siyb / syb (a :sy a :b ) {OsT} is. Deirmen; su deirmeni. 0 asiyb- lem, {OsT} Bu dnya. | siyab- devlet, {OsT} D evlet dairesi. | asyaban, [Far. siybn OL<L-T] (a :s y a :b a :n ) {OsT} is. Su deirmenleri, asyaf, [Ar. ay f> ayfosU^I] (asya:J) {OsT} is. Yaz mevsimleri. Asyal, [Asya-l] (a'syal) sf. 1. Asya ktas halklarn dan olan. 2. A syaya ait.
A s y a llk , - [Asya-l-lk] (a'syallk) is. Asyal olma

AA a3, [Far. a J l ] (ar) {OsT} is. 1. A; yemek. 2. Mu harremde piirilen aure. S a- hall, {OsT} bot. M ercim ek.| -pez, {OsT} A .| -pez-hne, | | {OsT} M utfak; a ev i.| -pez, {OsT} Alk. | a4, - [Ar. a {OsT} is. Ku yuvas.

aa1, [a-mak > a-a Lil / UT] {eT} zf. 1. tede; tesinde. [Telcin] [Gabain] [ETY] 2. {eAT} Ar; aa rak; fazlasyla; akn. [EUTS] aa2, [Ar. aa1 >lip] (a a ;) {OsT} is. 1. Akam ye mei. 2. Akam. 3. Yats vakti, a a, [Ar. a / i gzleri dumanl, a ab, [Ar. ab _jlipl] (a -a :b ) {OsT} is. Taze otlar, a abe, [Ar. abe -tiLiP] (a - a :b e ) {OsT} is. Otlar. aacak, - [a-mak > a-acak] {az} is. it kap. [DS] aa, [a-a] (eT) is. Tencere. [DLT] aada, [a-a-da] {eT} sf. Yiyici. [EUTS] aaga, [aaa ULT / U-M / *T] is. 1. {eAT} Alt taraf; aa. 2. (eAT) Ktlk; sefalet. 3. {eAT} sf. Alak; sefil; zelil. 4. {eT} zf. Aa. 0 aaga ayak, {eAT} Alt d e r e c e ; alt ksm ; dip .| aaga dmek, | {eAT} 1. A aya inmek. 2. B atm ak .| aaga inmek, | {eAT} 1. inm ek. 2. A a d m ek veya y u varlan m ak,| aaga indttrmek, {eAT} 1. zerinden k al | drm ak. 2. A a indirm ek]] aaga kalmak, {eAT} G eri kalmak.\\ aaga kalm, (eAT) A la k; p e s p a y e ,| aaga klmak, (eAT) n dirm ek; a a emek.\\ | aa komak, {eAT} 1. A la k g rm ek ; d e e r v erm e m ek. 2. A laltm ak; hafifletm ek. 3. B rakm ak. | aa | ga olmak, {eAT} A a eilm ek)] aaga tam ar, {eAT} anat. D irsein i y an n d a y e r alan d a m ardan en a a d a o la n ; a k c i e r d a m a r; b a d a m ar. aagarak , [aaa-ralc] {eAT} sf. 1. Daha aa taraf; daha alt taraf. 2. En alak; en aa; en kt, aagag, [aaa- / aa-a-k ^ U L iI ] {eAT} zf. Aaki; aadaki, aagak, [aaa-k / aaa- ^IfcLsI] {eAT} zf. -* aagag. aagarag, [aaa-ra / aa-a-rak / aa-ra-k j-j 4T] {eAT} zf. Daha aa; bir derece aa, aagarak, [aaa-rak / aa-a-ra / aa-ra-k JjU iT ] {eAT} zf. -* aagarag. aagaralak, [aaa-ra-lak / aa-ra-lak ^jLlT] {eAT} zf. -* aagralak. aagelmelt, [a-mak+gel-mek > a-a+gel-mek ciUlS-] gsz. b . f [- r] Birden amaa balamak, aa, [aa / aaa ^ U T ] {eAT} zf. Aa. 0 aa varlm ak, in d irilm ek; tenzil edilm ek. (a -a :) {OsT} sf. (Kii iin)

durumu, asyn, [as+yn] is. Ara yn. a1 [eT. j^T] is. 1. Piirilerek hazrlanan yiyecek; , yemek; gda; katk; yiyecek;yenecek ey; orba. {eT} {eAT} (ayn) [DLT] [Gabain] [Yknek] [Mhenn] [KPy.] [EUTS] [ETY] 2. {eT} Kurban yemei; kur banlk. [EUTS] 3. {az} Pilav. [DS] 0 a dam, {eAT} {az} Y em ek p iirm e e m ahsus y e r ; mutfak. [D S]|| a deliye kald, B ir m aldan o rta k la a y a r a r lan acak olan lard an b ir ksm nn v azg em esi duru munda g eri k a la n la ra a k a y ollu sylen en sz. | a | doldurmak, {az} D olm a d oldu rm ak; sa rm a y a p mak. [D S]|| a erm ek, 1. H am ile kadn larn baz yiyeceklerden tiksinm e v ey a a r istem e eklin d e ortaya kan davran lar. 2. m ec. B ir e y e kar an istek duyma.\\ a etmek, {az} o k dvm ek; pestilini k a rm a k [D S]|| a evi, -* aevi. | an ko | yusundan, iin kysndan, kar olduu zam an koturan, a lm a y a g elin c e k a a n k i iler iin s y lenir. | andan yemedim, dumanndan boul | dum, Yarar um arken z a r a r grldn ifa d e eder.\\ a ik, {eT} Toy; len ; ziyafet. [EUTS]|| a inciri, {eAT} K k cins incir. | a itmek, {eAT} ] Yemek piirmek.\\ a kesmek, {az} M akarn a k es mek. [DS]j| a oca, {eAT} Mutfak.\\ a oca, 1. Yemek yaplan yer. 2. Y oksullara k arlksz y iy e cek datlan yardm kurumu; aevi.\\ a olmak, (az) Pestili km ak. [D S]|| a otu, 1. Y em ekleri e nilendirmek iin kullanlan eitli ba h a ra tla r. 2. Nane, m aydanoz g ib i y e m e k le r e kon ulan otlar. | A | piti, bayram geti. G e kalndn ifa d e eden sz. | A piti, kak stne dikildi. H er ey hazr, | bizi bekliyor, an lam n da sylenir.\\ a tahtas, {az} zerinde y u fk a a la n tahta. [D S]|| atan kalmak, {az} tah kesilm ek. [DS] | a tam ak, | {az} I, a celey i g e r e k tir e c e k b ir durum a gelm ek. [D S]|| a ya, {az} 1. H ah a ya. 2. T ereya. [D S]|| a yarm as, {az} D vlp ekilm i buday. [D S]|| a yerikligi, {eAT} A erm e.| a yerm ek, H a | mile kadnlarn baz y iy ecek lerd en tiksinm e veya ar istem e eklin d e o rtay a kan davranlar. a", [a] {eT} is. Kenet. [DLT]

AA aaghk, [aa-lk jU-L I] {eAT} is. Alak gnlllk; tevazu, aaghk eylemek, (eAT) A la k gnlllk gsterm ek. aagrak, [aa-rak jyuiT] {eAT} zf. Daha aa; bir derece aa. aagralak, [aa-ra-la-k j!> ^ I ] {eAT} zf. Biraz aa; aa doru. aa, [agurak > arak] {az} is. plik eirirken iin ar dnmesini salayan tahta arlk; arak. [DS] aaa, [aa-a] {eT} zf. Aa. [Mtihenn] [Yknek] aa, [eT. aaa > aa > aa] is. 1. Ykseklik bakmndan daha alt ksmlarda bulunan ksm veya yer. 2. Da ve tepe yamalarnn etek ksmlar. 3. Sz ve yaznn daha sonra gelecek ksm; bundan sonras. 4. sf. Yere yakn olan; alak; bask; dip; dun. 5. Kt. 6. Sosyal tabaka veya eitim bak mndan dk olan. 7. Baya. 8. zf. Yere doru. 9. Yksekten alaa doru. 10. Bir akarsuyun azna yakn olan havzas. 11. Bir dilin edeb diline gre halkn konutuu basit konuma dili. 12. nl. Hay di abuk in, anlamnda nlem, aa almak, {az} D vm ek; tepelem ek. [D S]|| aa bitkiler, Yosunlar ve m an tarlar g ib i b o y atam ayan dam arsz bitkiler.\\ aadan, U ysal; yum uak. | aadan | alm ak, fkeli ve s e r t birin e k ar yu m u ak ve an layl davranmak.\\ aadan gelmek, {azj alm satm ay brakm ak. [D S]|| aadan gremek, Sert likle eld e ed ilem ey en bir ii tatl dil, g ler yzle halletmek.\\ aadan sylemek, {az} A la k g nlllkle konum ak. [D S]|| aadan yukarya, B oydan b o y a ; btniiyle.\\ aa deil, E n az onun k a d a r d e erlid ir.| aa dmek, 1. D e erin i ve | niteliklerini kaybetm ek. 2. Seviyesini diirmek.\\ aa ev, {az} B ir evin alt kat; a lt kattaki oda. [D S]|| aa grm ek, B een m em ek, k k grmek,\\ aa hava, {az} m bat. [D S]|| aa indirmek, U cuzlatm ak,| aa kalr yeri olmamak, (K ar | latrlan iki n esn eden biri iin) teki k a d a r d e erli ve tam olm ak. | aa kalmak, G eri kalm ak. | aa | | kalm am ak, (K arlatrlan iki nesn eden biri iin) tek i k a d a r d e erli ve tam olmak.\\ aa k u rtar m am ak, 1. D ah a dk fiy a ta verem em ek. 2. (rn, m al vb. iin) m aliyeti verilen fiy attan d a h a y k sek olm a k .| aa yeli, {az} L od os. [D | S]|| aa l yukarl, Hem a a hem d e yu kar ksn lan d a h il; altl stl.| aa mahalle, 1. Alt ta rafta k a | lan m ahalle. 2. argo. G en el ev.\\ aa mal, K a litesi dk m al.| aann bayas, K en a r m a h a lleler | d e oturan kii. | aa saymak, K k grm ek, d e | e r vermemek.\\ aa tabaka, H alkn kltr ve eitim sev iy esi dk olan kesim i; avam .| aa | tkrsem sakal, yukar tfikfirsem byk, H er iki tercihin d e z o r durum da braktn ifa d e eden sz. | aa yel, {az} G neyden esen r zgr; lo |

I M

IM

d o s; kble. [D S]|| aa yukar, 1. Y aklak o larak. 2. B oydan boya. aalak, - [aa-la-k] {az} sf. Aalk; erefsiz. [DS] aalama, [aa-la-ma] is. 1. Aalamak ii. 2. Bir eyi olduundan daha kk grme. 3. Hor grme; horlama. aalamak, [aa-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] 1. Bir eyi deerinden ve niteliinden daha dk gstermek; hor grmek. 2. Birinin onurunu ve iti barm krc davranta bulunmak; horlamak. 3. Sz ve davranla kk drmek, aadanm a, [aa-la-n-ma] is. 1. Aalanmak ii. 2. Deer verilmeme. 3. Hor grlme, aalanmak, [aa-la-n-malc] edil. fi. [-r ] 1. Kk drlmek; hakarete uramak. 2. Onuru krlmak; rencide olmak, aalam a, [aa-la--ma] is. 1. Aalamak ii. 2. Aalk durama dme. 3. Alalma. 4. Klme, aalam ak, [aa-la--mak] dnl. fi [-r ] 1. Aa lk duruma dmek. 2. Alalmak. 3. Klmek, aalatm a, [aa-la-t-ma] is. 1. Aalatmak ii. 2. Birinin aalanmasn salama, aalatm ak, [aa-la-t-mak] gl. fi. [-r ] Birinin aalanmasn, onuru ile oynanmasn, kk d rlmesini salamak, aalayc, [aa-la-y-c] sf. Kk drc, horlayc, kmseyici ve ktleyici nitelikte (sz ve davran). aalk, - [aa-lk] is. 1. Aa olma durumu; alaklk. 2. Adilik. 3. Her trl ktl yapabile cek nitelikte olan kiinin tutumu. 4. sf. Dzeyi ve nitelii dk olan; alak. S. Temel kiilik nitelik lerine sahip olmayan. S aalk duygusu, K en d i sini herkesten a a ve kk hissetm e eklin d e b e liren p s ik o lo jik rah atszlk; a a lk kom pleksi. aasam a, [aa-sa-ma] is. Deersiz bulma; k mseme. aasamak, [aa-sa-mak] gl. f i [- r ] [-s()-y or] Birini veya bir eyi deersiz bulup beenmezlik etmek; kmsemek, aas, [aa-s-] zm. 1. Alt taraf. 2. Fiyat bakmn dan daha az. aarak, - [aa-rak] {eAT} zf. Daha aa, aarek, - [aa-rak] {eAT} zf. -* aarak. aah, [aak/ aah j-LiT] {eAT} sf. Alak; aa. aair, [Ar. airet > air ^ lip ] (a a ;ir) {O s } is. Kabileler; oymaklar; airetler. aak 1, [aaa j U l ] {eT} {eAT} zf. 1. Aa. 2. {eAT} Alak. 3. Ksa arkal. [Mhenn] 4. Mtevazi. 5. is. Da etei, dibi. [DLT] S aak dilli,{eA T} A la k gnllii.\\ aak gnll, {eAT} Gnl krk; ciz.\\ aak varm ak , {eAT} A la k gnlllk gstermek.\\

i l e l i

329

AA ()-yor] 1. {eAT} stn gelmek; yenmek. 2. kl mas ve geilmesi gerekli olan basamaklar ve d nemleri gemek. 3. {az} Bir eyin zerinden ge ecek kadar adm armak. [DS] aam akJ, - [a-a-mak] {az} is. 1. Geit yeri; ge dik. 2. it ya da harmlara konulan, basamakl merdiven. [DS] aam alandrlm ak, [aama-la-n-dr-l-mak] edil. f i [r] Aamal bir ekilde rgtlendirilmek; sraland rlmak. aam alandrm ak, [aama-la-n-dr-mak] gl. f i [-r] Bir aama dzenine uygun bir ekilde rgtlemek; sralamak. aamal, [aama-l] sf. Aama dzeni iinde; kade meli. aam an, [Far. man jU U l] (a :a ;m a n ) {OsT} is. enler. aam ande, [Far. mande oJlloUJ] (a :a :m a n d e) {OsT} sf. en; ikici. aamideni, [Far. mden ^jl^UT] (a :a :m i:d e n i;) {OsT} sf. Yenilip iilebilen. aanm ak1 [a (yem ek) > a-a-n-mak] {eT} dnl. f . [, u r] Beslenmek; gda almak; yemek yemek. [KPy.] [EUTS] aanm ak2, [aan-mak / aunmak / asanmak ?] {eAT} dnl. f i [-u r] Ykselmek (?). [DK] aar, [akar (potasl kl)] {az} is. 1. Boyanacak ipleri asl rengine boyamadan nce baka bir renk ile boyamak. 2. Ykanacak amarlar nce kll suda bekletmek. [DS] a ar, [Ar. cur / r > ar jlit l] (a -a:r) {OsT} 1. Onda birler. 2. Devlet giderleri iin tarm rnle rinden alman yzde onluk ayn vergi; r. 3. Kuran- Kerimden onar ayetlik blmler, aar, [a-ar] {az} zf. I. Aa; aaya. 2. Ar; ileri. [DS] aar, [Ar. ar > ar l j I p '] (a - a :ri;) {OsT} is. S Bir btnn on eit paraya, her bir parann da tekrar on eit paraya blnmesi eklinde devam eden kurala dayanan aritmetik sistemi; ondalk, aartm ak , [a-mak > a-a-t-mak] {az} gl. f i [-r] Abartmak; mbalaa etmek. [DS] aat, -d [a-mak > a-a-t] {az} sf. Fazla. [DS] aatm ak, [a (yem ek) > a-a-t-mak j ^ i T ] {eT} {eAT} gl. f i [-u r ] 1. Yedirmektattrmak; [Gabain] [DLT] [EUTS] doyurmak; yedirip iirmek; {az} (ayn). [DS] 2. gsz. fi. {az} Hovardalk etmek. [DS] aavet, [Ar. avet o jl ip ] (aa;v et) {OsT} is. tp. Gndz grd hlde gece grememe hlinde bir gz hastal; tavukkaras, aay, [Sansk. aya] {eT} is. Niyet; gaye; maksat. [EUTS]

aak yir, {eAT} 1. ukur. 2. A y a k y o lu ; a p tesa n e; hela. aak2, - [arak / ar-a-k] {az} is. 1. Arak. 2. Makara. 3. Kuzulayacak koyunun memesinin b ym durumu. 4. Kabuk balam bann etrafn daki sertlik. 5. anat. Diz kapa. [DS] aak3, - [a (kenet) > a-ak] is. 1. ki su borusunu birbirine balayan ksa boru. aak4, [a-a-k] {eT} sf. Ykselen. [Mhennjaak5, - [aak] {eAT} is. Mifer; balk. aak6, -k [Ar. aak j i p ] {OsT} is. Sarmak. aaklamak, [aal-la-mak] {eT} gl. f i [ - r ] Aala mak; kk saymak. [DLT] aaklanmak, [arak-la-n-mak > aak-la-n-malc] {az) dnl. fi. [-r ] ltihaplanmak; imek. [DS] aaklatmak, [aaa > aak-la-t-mak] {eAT} gl. f i [r] Kk grmek; tahkir etmek, aaklk, [aaa > aak-lk j i l ] {eAT} is. 1. Alak gnlllk; tevazu. 2. Derin sayg; huu, aaklk eylemek, {eAT} 1. A la k gnlllk g ster mek. 2. Boyun e m ek ; itaat etm ek. | aaklk eyleyi | ci, {eAT} 1. A la k gn ll ; m tevaz; y u m u ak huy lu. 2. Boyun e m i; itaatkr. | aaklk eyleyici av | rat, {eAT} A lla h n em irlerin e boyun e m i kadn .| | aaklk eyleyici eren, {eAT} A lla h n em irlerin e boyun em i erkek.\\ aaklk idici, {eAT} H uzur ve huu iin de bulunan.\\ aaklk klmak, {eAT} -* aaklk eylemek, aalacak, [a (yem ek) / a > a-a-la-cak] (aala'cak) {az} zf. Sabah hibir ey yemeden; a karnna; a olarak; a acna. [DS] -aan, [Far. -m fLiT -] (a ;a :m ) {OsT} so n ek. Farsa isimlerden ien, i ic i" anlamnda birleik sfatlar yapar. aam, [Far. m fLiT] (a ;a :m ) {OsT} is. Yiyecek; iecek. aama, [a-mak > a-a-ma] is. 1. Varmak istenilen hedefe doru geilmesi gereken dnemlerin her biri; merhale; evre; adm; basamak. 2. nem bak mndan git gide ykselen bir sra basamaklardan her biri; mertebe; paye. S aam a sras, 1. O tori tenin en st k ad em ed en a a y a doru y ayld sosyal dzen; hiyerari. 2. nem sra s bakm ndan ykselen b a sa m a k la r dizisi; h iyerari. | aam a | yapmak, A am al dzen de b ir veya b irk a b a s a m ak ilerlem ek; a a m a kaydetm ek. aamak1 [a (yem ek) > a--mak] (a a:m ak ) {eT} , gl. f i [-r ] 1. Yemek yemek; gda almak[DLT] [KPy.] [ETY] {az} (ayn). [DS] 2. (Yemek, iin) tketmek; silip sprmek. [EUTS] [KPy.] 3. Y e dirmek; beslemek. [Gabain] 4. Kabul etmek; hrmet etmek; saymak. [EUTS] aamak*, [a-mak > a-a-mak 4-iT] g l . f [ - r ] [--

AA aaya, [Ar. 'a > 'ay ULit] (a :y a :) {OsT} is. Ak amlar. aayir, [Ar. air y L it] {OsT} is. Airetler, aaylg, [aay-l] {eT} sf. Niyetli. [EUTS] ab, [Ar. ab / ub y~i*] {OsT} is. Ya ot. abar, [ + bar (?) > abr] {eT} is. Saman, kepek ve ot kartrlarak yaplan hayvan yemi. [DLT] abaz, [a (yem ek) + Far. -pz (piiren)] (a :b a :z ) {eAT} is. A. Abini, [Sansk. asini] {eT} z. is. Bir yldz addr. [EUTS] a, [a-] is. 1. Meslei veya ii yemek yapmak olan kimse; a piiren; ah. {eT} (ayn) [Gabain] [Mhenn] [EUTS] 2. Yemek piirip satan kimse. 3. gnl. Kk ve ucuz lokanta. 4. Evde yemek pii ren hizmeti. 5. sf. Yemek piiren. S a baba, H ac B ek ta tekkesi kuruluunda aevin i yn eten d ervi b a b a . | a baltas, M u tfaklarda kem ikli et | k esm ey e y a ra y an z e l balta. | a er, {eT} E rk ek | a. [EUTS] | a gzeli, Yem eklerin zerine d k | len kzdrlm y a ve krmz toz b ib e r le h azrlan m sos. | a yam a, M utfakta a b a n a y a r | dm c olan kim se. aba, -y, -n [a-+ba-] is. t. Byk mutfaklar da yemek yapmakla grevli kiilerin ba, abalk, - [a-+ba--lk] is. 1. Aba olma durumu. 2. Abann yapt i ve grev, alk, - [a--lk] is. 1. Ann ii ve meslei. 2. Gzel yemek yapabilme kabiliyeti, aduk, [a-mak > a-duk Jj-iI] {eAT} sf. Alan, aeb, [Ar. ab > aeb / aebiyye / Lf^ ]

r i i M

l l C

yer; geici mutfak. 6. tasvf. Tekkelerde yemek pii rilen yer. 7. {eAT} Yemek yaplan yer; mutfak. aevi2, [Ar. aev t j y ^ ] (a ev i:) {OsT} s f Akama ait. agana, [ahane => aana] {az} is. Mutfak. [DS] aganulanm ak, [as (cariye) > as-an-u > a-anu-la-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] Yaltaklanmak; alay etmek. [EUTS] agar, [Ar. akar] {az} is. 1. Alcar. 2. Kzl yzl ve yarasa tyl kii. 3. Yz ehre. [DS] agarlanm ak, [agar-la-n-mak] {az} dnl. f i [-r ] (amar iin) kirlilikten rengi deimek. [DS] agnmak, [a-n-mak] {eT} dnl. f i [-u r] Anmak. [DLT] agun, [a-gun] {az} sf. Akn; ok fazla. [DS] agunulanm ak, [as (cariye) > as-an-u > a-unu-la-n-mak] {eT} dnl. f i [-u r] Yaltaklanmak; alay etmek. [EUTS] ahana, [a+hne] {az} is. 1. Ahane. 2. Byk kulplu kazan. 3. Lokanta. 4. Yemek piirmek iin yaplan bacal ocak. [DS] ahane, [Fa. -hne ^U^iT] (a :h a :n e) {OsT} is. Y e mek yaplan yer; aevi; a dkkn. a1 [eT. a / a] is. Pas sars ya da krmz renkli , toprak; kzl kil; a boyas. S a boyal, Koyu krm z kirem it ren gin e boyan m .| a boyas, K o | yu krm z to p ra k boya. | a ta, A bo y a s k a r | m akta kullanlan sert a bo y a s kayas. a2, [eT. a -m a k (eklem ek) > a-] is. 1. tarm. Daha iyi rn veren cins elde etmek iin ana ad verilen meyve aac gvdesine kaynatrlan canl bir aatan alnm filiz, yaprak veya tomurcuk. 2. tp. Vcuda hastalklara kar diren ve baklk ka zandrmak iin kas, damar veya sindirim yoluyla verilen zayflatlm mikrop ieren eriyik. 3. {az} Eskimi giyeceklere yaplan yama; yamalk. [DS] S a anac, tarm. Ann u ygu lan aca a n a g v de. | a ba, tarm. Ann u ygu lan aca y er i | a m a k ta kullanlan z e l bak. | a kd, A | olunduunu belirten resm belg e. | a kalemi, ta | rm. K a lem a sn d a a n a c a soku lan iyi cins m eyve nin taze d a l.| a macunu, tarm. B az a eitle | rin de an a cn y a r a y erin e srlen z e l y a p ka n m ad d e.| a neteri, tp. Ann u ygu lan aca d eri | y i izm eye y a ra y an neter. | ann tutm as, 1. tp. | A dan istenilen am acn e ld e ed ilm esi; bakln sa lan m as. 2. tarm. A n aca ala n a n p a ra n n kayn ap fiiliz verm esi. | a olmak, tp. B a klk | sa la m a k a m a cy la vcuda a svs a lm a k ; a y a p trm a k; alanmak.\\ a vurm ak, tarm. A y a p m a k ; alam ak. | a yapm ak, tarm. y i cins | eld e etm ek zere a n a zerine a uygulam ak; a lam ak;| a yeri, 1. tarm. K a lem ile an acn b irle | tii y er. 2. tp. D erid e a uygulanan y e r d e k alan iz.

(a eb i:) {OsT} sf. 1. Ota ilikin; ot ile ilgili. 2. Ota benzeyen; ot gibi, aendos, [Yun. ahendos] {az} is. Ahlat. [DS] aer, [Ar. aer {OsT} is. On; 10.

aerat, [Ar. aerat o ly ^ ] (a era:t) {OsT} is. mat. 1. Onluklar. 2. Onlar basama, aere, [Ar. aere oj*is-] {OsT} is. Onlar (say). 0 aere-i mbeere, C en netlik oldu klar bizzat Hz. Muh a m m ed (SA) tarafndan m jdelenm i olan on s a h a be. aermek, [a+(y)er-mek] gsz. f . [- e r ] 1. Hamile kadnlarn baz yiyeceklerden tiksinme veya ar isteme eklinde ortaya kan davranlar; a yer mek. 2. Bir yiyecee kar ar istek duyma. aevi1, [a+ev-i] is. 1. Paras ile yemek yenilen yer; lokanta. 2. Kk lokanta. 3. A dkkn. 4. Yoksullara parasz yemek verilen yer; karlksz yiyecek datlan yardm kurumu; ahane. 5. D n, nian, mevlit vb. toplantlarda, verilecek ye mekleri hazrlamak iin mutfak olarak kullanlan

m e i l g a .

331

AI atd a aklarn kaym asn n lem ek iin n lerin e m ak as kirileri zerine a klan tahta p a r a la n . ka, [Ar. k > 'ka 4iLiU] (a ;k a) {OsT} is. k kadn; seven kadn, kan, [Ar. 'k + Far. -n jU iU ] (a :k a:n ) {OsT} is. klar. kane, [Ar. l + Far. -ne AiUiU] (a ;k a :n e) {OsT} sf. 1. a yakr biimde. 2. Konusu ak olan veya iinde ak geen. 3. Akasna, kendin den gemi durumda. 4. Ak duygusu kamlayan; lirik. ki, [Ar. ck sevgiye ilikin, kin, [Ar. kn {OsT} is. klar, klama, [k-la-ma] {az} is. k ad verilen saz airlerinin sazlar eliinde syledikleri trk. [DS] aklama, [ak-la-ma] {az} is. Atlarn arka ayak bileinin bklmesi ile meydana gelen topallama. [S] Iklam ak, [k-la-mak] {eAT} gsz. f . [- r ] k ol mak; sevdalanmak, klk, [k-lk] is. k olma durumu, akm ak, [a-hmalc / a-k-mak j ^ i T ] {eAT} {az} gsz. f . [-u r ] Acele etmek. [DS] aksz, [ak-sz] sf. Hzl yryen, kta, [k-ta] is. Birbiri ile gnl elendiren ka dn ve erkek; oyna, ktalk, - [k-ta-lk] is. Ak ciddiye almadan sadece gnl elendirmek. S ktalk etmek, (E rk ek ve kadn iin) sevgiden uzak s a d e c e gnl elen dirm ek. alak, - [a-la-k] {az} is. 1. Alanm aa; a lama. 2. Buz ya da kar katlarak soutulmu su. [DS] alam a, [a-la-ma] is. 1. A yapmak ii ve ilemi. 2. A yaplm aa. 3. Dnce yayma. 4. sf. A lanm. 5. Kuyuya sarktlarak soutulmu. 6. Bir birine kartrlm iecekler, alam ak, [eT. au > a--la-malc] gl. f . [ - r ] [-(l)~ y o r ] 1. Vcutta baklk salamak iin a svs vermek. 2. stenilen trde bir bitki elde etmek iin ana zerine gz veya kalem yerletirmek. 3 . Hay vanlar iftletirmek; ilkah etmek. 4. m ec. Bir fikri evresine benimsetmek. 5. ecekleri buz veya ku yu iinde soutmak. 6. ok souk olan iecek ile daha lk olann kartrarak iilebilir sya yk seltmek. 7. Seyrek kan tohum veya bir ksm tut mayan fideler iin aralar doldurmak amacyla bo luklara ekim ve dikim yapmak. 8. (az} Katmak; kartrmak. [DS] 9. Eski bir eyay, genellikle gi yecek tr eyi yenilemek; tamir etmek. 10. Hasta ln bir bakasna geirmek. (a:ki;n , k k aln sylenir) (a .k i:) {OsT} sf. Akla ilgili;

a3, [al > a] {eAT} is. Ak oyununda kazanan at; al gelme, ac, [a--c] is. 1. Meyve aalarna a uygulayan kimse. 2. A yapan salk memuru veya uzman, aclk, - [a--c-lk] is. A yapma ii veya mes lei. a, [a (yem ek) > a-] (eT} is. Tencere. [DLT] ahmak, [a-h-mak / a-k-malc f [-u r] Acele etmek. k1, - [Ar. ck (sevgi) > k <pU] {OsT} is. 1. ekici bir nesneye kar sevgi besleyen. 2. Ar seven kimse. 3. Kar cinsten birine gnlden bal olan kimse; imre; emre; karasevdal; mecnun. 4. Birbirini seven lci cinsten ounlukla erkee veri len isim. 5. Saz alarak iirler okuyan gezici halk airi. 6. tasvf. Her trl dnya gailesi ve dnya ni meti sevgisinden uzaklam, btn sevgisini Al laha adam dervi. 7. sf. Seven; algn; meftun; vurgun. 8. m ec. Dikkatini toplayamayan. S olmak, B ir eyin o k m erakls olm ak. | k hik | yeleri, A k d em len sa z a irleri tarafndan dzen lenen ve y in e o n la r tarafn dan sa z eli in d e an lat lan hikyeler.\\ k- b -k arr, K a ra rsz k. | | k- sdk, Son d e r e c e b a llk g steren k. | | k- eyd, D elicesin e k olan kimse.\\ k- zr, A k derdin den inleyen k.\\ k kahvehane leri, A k den ilen sa z airlerin in toplum nnde birb irleri ile attklar, sa z a lp iir s y led ikleri k ah v eh an eler; sem a i kahveleri.\\ k olmak, K a r cinsten birin i o k sevm ek. | k postu, tasvf. B ek | talikte nasip a la c a k derviin oturduu kapnn yannda eik dibin e konulm u post.\\ k yolu, K rk izgili b ir k en a r s s ; m eandr. | k yolunu | ard, B irbirinin yolu n u k e s e r e k dzenli z ikzaklar olu tu rarak m eydan a g etirilen b ir nak tr. ak2, [a-k] {eAT} is. Aknt; cereyan. ak3, - [eT. auk] is. 1. Ayak bileindeki ksa ke mik. 2. Eimli atlarda eik at merteklerini tutan makas kirilerine yatay olarak yerletirilmi kalas; arma. 3. Mekanik paralarda her tarafa dnmeyi salamak iin kullanlan kre biimindeki oynar para. S a al oturm ak, Talihi, an s a k olm amak. | ak alt, anat. A k k em i i altn d a bul| nan.| ak alt eklemi, anat. A k kem iinin topuk | kem ii ile y a p t eklem . \ ak atm ak, 1. A k oyu \ nunda karlkl o la r a k a k kem i i a ta r a k oyna mak. 2. m ec. K en din den d a h a stn ve y eten ek li birini g em ey e veya y en m ey e a lm a k; re k a b e te kalkm ak; b o y l m ek. | a cuk (bek, bey, | ift) oturm ak, 1. A k oynarken kem i i en iyi k o numda drm ek. 2. m ec. lerin arzuya uygun g erek lem esin i sa la m a k ; ii rast gitm ek.| ak | kemii, T avla zar g ib i kullanlan koyun ve k e i bacaklarn d an karlan , h e r yzii d e iik zellikler arz eden alt yzl k em ik oyun a rac. | ak takozu, | {eAT} gsz.

M i alanma, [a-la-n-ma] is. Alanmak ii.

T M T R I tU .:

yava yava ypratmak. 4. m ec. Bir yere bezdire cek, bkknlk verecek kadar pek ok defa gidip alanmak, [a-la-n-mak] edil. f . [ -r ] 1. A yapl gelmek. mak. 2. Biri tarafndan kendisine a uygulanmak. 3. (Dii hayvan iin) erkei ile iftletirilerek gebe andurm ak, [am-dur-mak] {eT} g l .f . [-u r ] Gein dirmek. [Yknek] kalmasn salanmak. 4. dnl. f i A olmak. 5. gnl. Hastalanmak. 6. m ec. Birinin yaymaya al anm, [am-n] is. Anmak ii ve srecinin sonu t fikirleri benimsemek, cu. anma, [am-ma] is. 1. Anmak ii. 2. Ypranma; alatm a, [a-la-t-ma] is. A yaptrma, eskime; incelme. 3. Sel, rzgr, buzul gibi etkenle alatmak, [a-la-t-mak] g l . f [-r ] A yaptrmak, rin toprak parasn, kayac paralamas ve srk al, [a--l] sf. Alanm, kendisine a uygulanm leme ii; erozyon; anm; itikal. olan. anm ak1, [eT. am-mak > am-mak] dnl. f i [-r] alma, [a-malc > a-l-ma] is. Almak ii. 1. Srtnmekten dolay incelmek; eprimek. 2. almak, [a-malc > a-l-mak] edil. f . [-r ] 1. Amak kntlar, przleri gitmek. 3. Eskimek, ypranmak. ii yaplmak. {eT} (ayn) 2. Biri tarafndan bir da beli, bir engel geilmi olmak; {eT} snr gemek. anm ak2, [-mak > a--n-mak] {eT} dnl. fi. [-u r] ne gemek. [EUTS] [KPy.] 3. Bir gln yenilmesi. 4. {eT} anm ak3, [a-m-mak] {az} dnl. fi. [-r ] (Hayvan oalmak; artmak. [KPy.] [Gabain] iin) iftleme isteinde bulunmak; kzmak. [DS] almaz, [a-l-maz] sf. Altndan kalklmas, yenil anmaz, [am-maz] sf. 1. D etkenlere kar daya mesi, stesinden gelinmesi veya zerinden geil nkl. 2. Kolay kolay anmayan. 3. Salam, daya mesi imknsz. nkl. am 1 [a-m] is. 1. Erkek bir hayvann kzm hl , anm, [am-m] sf. 1. Ypranm; eskimi; sivrilik deki diisiyle iftletirilmesi. 2. mat. Bir kmenin ya da keskinlii gitmi olan. 2. m ec. Canllm, elemanlarnn belirli niceliklere gre dizisi, fi5 am nemini ve etkisini yitirmi olan, mevsimi, D ii hayvanlarn kzgnlk g sterd ik leri ant, [am-mak > an-t] is. 1. Anm yer. 2. zam an. | am ram pas, Byik b a hayvanlarn | Anmaya urama durumu. 3. {az} Gedik. [DS] iftletirilm esi sra sn d a kullanlan z e l b a sa m ak l yer. am2, [a-m] {az} is. ulda tek inen nak. [DS] anabilir, [am-a+bil-ir] sf. tekst. (Boyar madde iin) andrc etkisine ak, andran, [am-dr-an] is. ve sf. 1. Andrma zel lii olan. 2. Canl dokularn zelliini yava yava bozan. S andran sttblime, kim. C va iki klor r. andrc, [an-dr-c] is. v e sf. 1. Andrma ile mini yapan; andran. 2. tek. Basn altnda yumu ak bir maddenin przlerini koparan sert ve kesici mineral madde. 3. tekst. Kimi boyar maddeler ze rinde bozucu etkisi olan indirgeyici kimyasal etken, ff andrc kafa, M erm er p a rla tm a m akin elerin d e kullanlan d n er talam a ta. andrclk, [am-dr--c-lk] is. 1. Andrc olma durumu. 2. Andrc bir nesnenin andrma zel lii. 3. Maden ocaklarndaki kayalarm kendisine srtnen makine paralarm andrma zellii, andrma, [am-dr-ma] is. 1. Akarsu tarafndan topran taneciklerinin alp gtrlmesi; srkle me. 2. Deniz dalgalarnn kydaki yerli kayalarda meydana getirdii ypranma. 3. Suni lifleri kesikli lifler hline getirme. S andrma bask, B oy an m b ir kum an zerin e an drc uygulam ak s u re tiyle y a p la n bask. andrmak, [am-dr-mak] gl. fi [-r ] 1. Bir eyin anmasn salamak; ypratmak. 2. Bir eyin an masna yol amak; eskitmek. 3. Kimyasal etki ile ar, -r [Ar. aer > ar] {OsT} is. 1. On. 2. Onluk elde etme. 3. Kuran- Kerimden okunan on ayetlik blm. 4. {az} Aure. [DS] ara, [a-r-a] {az} is. Balkon. [DS] aram ento, [a-r-(a) + t. -mento] is. argo. 1. Hr szlk, alma, arma. 2. Hrszlk mal. S ara mento etmek, alm ak. ar, [ar-mak > ar-] sf. 1. Bir eyi aarak; bir eyin zerinden ararak. 2. Allagelen l ve dzenin stnde. 3. Karar saylan bir miktar ge en. 4. Varln ve etkisini kiiyi bunaltacak dere cede hissettiren. 5. Toplum iinde kamuoyunun byk bir blm tarafndan kabul gren dnce ve davranlarn dna kan; mfrit; fanatik; sivri. 6. Toplumca benimsenen deer llerine ters d en; sapk; marazi. 7. zf. Gereinden ok fazla; l sz; fahi. 8. Yasalarca izin verilen snrn stn de. 9. te, ileri. D a ar. D eniz a r . S ar basn, A tm osfer basncn n o k stnde o la n b a sn .]| ar bellem, renip a k ld a tutma y ete n e i nin o k f a z l a olu.\\ ar besi, o k fa z l a y em ek y em e veya yed irm e. | ar birikim, Serm ayenin i | g c n e o ra n la o k d a h a fa z l a gelimesi.\\ ar bo luk, o k ile ri sev iy ed ek i ba sn dkl.\\ ar doldurma, I y a n m al m otoru a tm o sfer basn cn d an d a h a y k sek ba sn tak i h a v a ile besleme.\\ a r doldurmasz, Silin dirleri a tm o sfer basn c ile beslen en iten yan m al m otor.| ar doygun, | M agm a k ay a la rm n a r d e r e c e d e kuvars ierm e

M M r K S O M 333

m
ma. [DS] 14. {az} Bar denilen halk oyunu. [DS] <3 arm a kay, D n m e gcn akta rm ak iin k a s naktan k asn a a g eirilen em b er eklin d eki kay. armaclk, [arma-c-lk] is. Bir baka yazarn ese rinden konu veya ekil almak, arm ak, [a-mak > a-r-mak] gl. f i [ -r ] 1. Bir nesneyi yksek bir eyin stnden te yana geir mek. 2. Tehlike altndaki bir eyi acele oradan uzaklatrmak. 3. a rg o. almak; yrtmek. 4. S kntlara gs gererek glkleri yenmek; atlat mak;. savmak. 5. Bir besteden dierine gemek. 6. {az} Erkek hayvan diisi ile iftletirmek. [DS] 7. {az} Ykl hayvann ykn ykmak. [DS] 8. {az} Savmak; atlatmak. [DS] 9. {az} Yolcu et mek; uurlamak. [DS] 10. {az} ini grmek; be cermek. [DS] arm asyon, [ar-ma + Fr. -tion] is. a rg o. alma, hrszlk. art, [a-mak > a-r-t] {az} is. Bir tepe ya da yamacn arkada kald iin grnmeyen yz; ileri arka taraf. [DS] S artta kalmak, {az} B ir d o a l e n g el yznden g e r id e k a la r a k grnm em ek. [DS] art, [ar-t] is. 1. Arlm, alnm olan. 2. Bir kimsenin sorumluluu altnda bulunan bir maldan veya paradan bir ksmn almas; ihtilas. artc1, [art-mak > art-c] sf. Artmak iini ya pan. artc2, [art-c] is. Art yapan kimse; muhtelis. artm a, [ar-t-ma] is. 1. Artmak ii. 2. Karma; gizleme. 3. Yaman st paras. 4. {az} Panto lon asks. [DS] 5. {az} Kadn geceliklerinin omuz asks. [DS] 6. {az} Eyerde terki, semerde kolan ba. [DS] 7. {az} Aralkl ve atlamal diki. [DS] 8. sf. stten atlan, artlan. 9. alnt,

s i | ar doym a, D oym a snrnn stne km | bir svnn durumu. | ar doym ak, D oym a hlin e | den k g elen derim eyi am ak. | ar duyu, D okun | m a duyusu ile ilgili o la r a k u yaran a k ar a r h a s sa s o lm a h li; anaflaksi.\\ ar erim e, B ir m a d d e nin erim e sca kl altn d a d a sv h ld e k a la b ilm e si hli. | ar finansman, K re d i kuruluunun, k red i | isteyenin g e r e k ihtiyacndan fa z l a m iktarda k red i am as durumu. | ar gitmek, B ek len en davran | tan d a h a fa z la sn g sterm ek; ly karm a k; sandrmak.\\ an hz, O laan hzdan d a h a y ksek hz. | ar otlatm a, biy. O tlatlan hayvan saysnn | okluu y a d a otlatm a sresinin uzunluu s e b e b iy le m erann p la k a la n a dn m esi durumu. | ar | tar, o k ar, o k f a z la m iktard a; m b a la a la r la,| ar u, P o litik a d a en s a ve en s o l kan attaki | ykc ve y p ra tc g le r.| ar retim , B ir m aln | talep m iktarnn stnde retimi, arc, [ar-c] sf. 1. Siyasal olarak kabul edilmesi mmkn olmayan grler ortaya atan. 2. Bir re tiyi ar snrlarna kadar gtren, arc, [ar-mak > ar-c] sf. Arma iini yapan, arclk, - [ar-c-lk] is. Kabul edilmesi mm kn olmayan siyasal gr sahibi olmak, arlk, - [ar-lk] is. 1. Ar olma durumu; abart; mbalaa. 2. Ar olan eyin nitelii; ifrat. B arla kam ak, Toplumun b e en i ve d e e r yarglarnn dn a km a k; ly k a rm a k ; ifrata kam ak. arlma, [ar-l-ma] is. Arlmak ii. arlmak, [ar-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. zerinden ge irilmek. 2. Bir yerden aktarlmak; (bilgi) aln mak. 3. argo. alnmak, arm, [ar-m] {az} is. Seyrek diki. [DS]

arlamak, [ar-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] artm aca, [ar-t-maca] zfi. Gizlice; gz ucuyla, 1. ri iri ve araklkl olarak dikmek. 2. ki paray artna, [art-ma] {az} is. 1. Semer paldmnn st ste koyup kenarlarndan dolanarak dikmek. aaya dmemesi iin sar zerinden ve iki yan [DS] dan paldma balanan kemer. 2. Doal engebelerin arma, [ar-ma Uj^T] is. ve sf. 1. Armak suretiyle arkada kald iin grnmeyen yz. 3. sf. ok. [DS] yaplan; artma. {eAT} (ayn) 2. Birbiri zerinden geirilip balanan eyler. 3. Eimli atlarda eik artm ak, [ar-t-mak] gl. f i [ -r ] 1. Bir eyi yksek bir yerden te tarafa geirmeyi salamak; atlatmak. at merteklerini tutan makas kirilerine yatay ola 2. Tehlikeyi, sknty savuturmasna yardmc ol rak yerletirilmi kalas; ak. 4. arg o. alnt. 5. ed. mak. 3. a rgo. aldrmak, Bir eserden kaynak gstermeden alman veya ken disininmi gibi gsterilen; intihal. 6. stnden su yun akmasna izin verilecek ekilde yaplan bent. 7. taz} Kk bakra; kova. [DS] 8. {az} Pantolon asks. [DS] 9. {az} Boyuna aslan fieklik. [DS] 10. {eAT} {az} Semer paldmnn aaya dme mesi iin sar zerinden ve iki yandan paldma balanan yn veya kay kemer. [DS] 11. {az} Bo yuna veya omuza aslan muska, hamayl ba. [DS] 12. {az} Abartl konuma; mbalaa. [DS] 13. spor, {az} Yal gree balarken sa kolunu, hasmnn sa omzundan arp belindeki kuaktan tut aru, [r {eAT} s f Aa, asz, [a-sz] sf. A yaplmam olan, aszlk, - [a-sz-lk] is. Asz olma hli, amak, [a-mak (iftlem ek) > a--mak {eAT} ite f i [-u r] (Hayvan iin) iftlemek veya erkek hayvanlar birbiri ile aarm gibi birbiri ze rine kmak. at, -d [-mak (gem ek) > a-t] is. 1. Kk bir akarsuyu veya hendei gemek iin yaplan kk kpr. 2. Da geidi. 3. {az} Siper; kuytu yer.

M
[DS] 4. {az} Gzn gremedii yer; uzak. [DS] 5. {az} Da ve tepelerin zerinden arka tarafa ala cak yer. [DS] 6. {az} Tepe ve dam grnmeyen arka yz. [DS] 7. {az} Zahire koymak iin ev ii ne kazlan ukur. [DS] 8. {az) Yatak yorgan konu lan evin blmesi. [DS] 9. {az} sf. Gizli. [DS]

OlMrESBM.334
ainalk, - [aina-lk] (a :in a:lk ) is. 1. Birbirini tanma; tanklk. 2. Tankl gsterir tutum ve davran. S ainalk duymak, Yaknlk hissetm ek, tanm ak.| ainalk etmek, Y aknlk duyduu ve | tandn b e lli etm ek; sela m la m a k .| ainalk gs | term ek, Tandn b e lli etm ek; ilgilenm ek.

atlamak, [at-la-mak] {az} gsz. f . f - r ] [-l()-y o r] ainayan, [Far. inyn OU'-^iT] (a :in a :y a :n ) {OsT} 1. Utanmak. 2. Gizlice, dikkatten kararak bir ha is. 1. Tanyanlar; bilenler; anlayanlar. 2. Tanklk rekette bulunmak. 3. gl. ri iri teyellemek. [DS] lar; dostluklar. atm ak, [eT. a-t-mak] {eAT} gl. f . [-u r] An ainayi, [Far. iny(a .in a .y i) {OsT} is. Ta drmak. ndk olma durumu; dostluk; ahbaplk, ai1 [Far. ^ T ] (a : i:) {OsT} is. A. , ai2, [Ar. a(a i:) {OsT} sf. 1. Gece krlne yakalanm. 2. is. Akam. 3. Akam yemei. ai3, [Ar. yiyen. ai4, [Ar. / iye <^1* / ^ U ] (a : i:) {OsT} sf. Gidip uzaklaan, aib, [Ar. aib v - ^ ] {OsT} sf. ok otlu. aib, [Ar. ab ok otlu. aifte, [Far. aften (akl karm ak) > afte 4^iil] (a:ifte) {OsT} is. -* afte, aihe, [Far. Ihe^^T] (a :i:h e) {OsT} is. Kineme. aik, [Ar. ak J^ i*] (ai:k, k kaln sylen ir) {OsT} sf. ok k; karasevdal, aikr, [Far. kr (a :ik :r) (O sT}sf\. Gzle (ai'.b) {OsT} sf. Bol otlu; daha ( : i :) {OsT} sf. Akam yemei aine, [Far. ine -c-iT] (a:in e) {OsT} is. Yumurta, ainos, [Yun. ahinos] {az} is. Deniz kestanesi. [DS] air1, [Ar. aer (on) > ur (on d a bir) > ir (a :ir) {OsT} sf. 1. Onuncu. 2. is. mparatorluk d neminde, tarm rnlerinden alnan onda birlik vergiyi toplayan memura verilen ad. air2, [Ar. aer (on) > ar (a i:r) {OsT} sf. 1.

Onda bir. 2. is. Kuran- Kerimden herhangi bir toplulukta okunan on ayetlik blm. 3. Yakn arka da. 4. E, koca, airan, [Far. arn oljuit] (a i:ra :n ) {OsT} is. mz. Trk musikisinde mi perdesi zerinde uak ile buselik dizisinin birlemesi suretiyle yaplm H seyn airan makamnn ve perdesinin ksaltlm. S airan perdesi, Trk m usikisinde o rta sek iz lid e ki mi notasnn a d ; h seyn airan. airen, [Ar. aer (on) > ur (on d a bir) > ir > iren f^ip] (a:iren ) {OsT} zf. 1. Onuncu olarak. 2. Onuncu srada, airet, [Ar. aret o *-ip ] (a i:ret) {OsT} is. 1. Kk ayn olan, birlikte yaayan ve birlikte konup gen insan topluluu. 2. Bir soya bal ve yerleik olma yan halk; konar ger; gebe. 3. Kabile; uruk; boy; oymak. 4. Sivas dolaylarnda oynanan bir ha lay. aivada, [Yun. ahivada] {az} is. zool. Deniz bcei, (Cardim edu le). [DS] a*y> -yyi [Ar. aiyy akam. aiyan, [Far. iyn OLiI] (a :iy a :n ) {OsT} is. 1. Ku yuvas. 2. Ev; bark; yuva. S iyn-gr, Yuva tu tan; yuvalanan.\\ iyn- ak, Akyuvas.\\ iyn h arb , Ykk yuva. | iyn- m rg-i dil, G nl | kuunun yuvas. "Aiyan- m rg-i d il zlf-i p e r i a nn dadr / K a n d e olsam ey p e r i gnlm senin y a nndadr. Fuzul | iyn-sz, Yuva yap an , y e r tu | tan. aiyye, [Ar. aiyye leden sonra. {OsT} is. 1. Akam. 2. {OsT} is. Gnn batmas;

grlebilen; meydanda. 2. Belirli; ak. 3. nkr edilemez. 4. spata gerek kalmayan. 5. zf. Ak bir ekilde; saklamadan; aka. S1 aikr etmek, 1. M eydana karm ak. 2. B e lli etm ek. | aikreye | vurm ak, M eydana ka rm a k.| aikr klmak, Or | taya ka rm a k ; belli etm ek; a a vurmak. | aikr | olm ak, O rtaya km ak, belli olm ak. aikre, [Far. kre ojlSLiT] {OsT}zf. Saklamaya giz lemeye gerek grmeden; belli ederek; ak olarak; aka. aikren, [Far. kr > Ar. -en IjlSLiT] (a :ik :ren ) zf. Ak olarak. aina1, [Far. inhten (tanm ak) > n bJiT] (a :in a:) {OsT} sf. 1. Bildik; tandk. 2. Bilgisi olan; bilen. 3. is. Bildik tamdk kimse; yalcn kii. 4. Dost. 5. zf. Tandk bir ekilde; dosta, fi1 aina km ak, Ta nm ak. bilmek.\\ aina gelmek, T andk kmak.\\ aina klmak, k i kiinin birbirin i tanm alarn, ilgi ve y a kn lk duym alarm sa lam ak. | aina olmak, | Tandk, bildik, a h b a p olm ak. aina2, [Far. n L^T] {OsT} sf. Suda yzen.

i f f i l IflfflC f M M

335

AK

ak, [Ar. k > ak &*] {OsT} is. 1. Bir kiiyi, kar

cinsten birine balayan, gl ruhsal ve bedensel duygu; sevda; sevgi; sevi. 2. gnl. Sevgi ilikisi. 3. Bir eye kar ar dknlk. 4. tasvf. Allah sev gisi. 5. Bir ideale veya yce tannan deere bal lk. 6. Heyecan; cokunluk. S1 aka dalmak, Sevgi iinde kendini kaybetm ek. | aka dmek, A k o l | m ak; sev d ala n m ak ; vurulm ak; tutulm ak; se v d a lan m ak,| aka esir olmak, Btn gcn sevgi | yolunda h arcam ak. | aka gelmek, B ir ii y a p m a k | iin iin de gl b ir istek duym ak; istekleyapmak.\\ aka kul olmak, Btn gcn sev g i y o lu n d a h a r cam ak .| ak atei, Akn strap v erici zelli i.| | | ak badesi, Saz airlerin in r yalarn da sev g ilileri veya p ir le r i elinden itikleri, k lk ve a irlik n asi binin verildiinin n ian esi oldu u sylen en iki. | ak-bz, 1. A k oyuncusu. 2. S evm edii h ld e se v er grnen.| ak cm , ed. Saz airlerin in a k b a d e | sini itikleri kadeh. | ak ilesi, Sevgi yznden e | kilen, katlan lan skntlar.\\ ak deryas, Sevgi d e nizi.| ak ehli, 1. G nl sev g i dolu kim se. 2. Sevgi | den anlayan kimse.\\ ak elinden, Sevgiyznden.\\ ak erbab, 1. G nl sev g i dolu kim se. 2. Sevgiden ve sevenin hlin den an layan kim se.| ak etmek, 1. | Vermek. 2. (T okat iin) atm ak; vurmak. 3. Tutu turmak,| ak gecesi, S ev ierek g eirilen g ec e . | ak ak ar, [Far. kr jlSLiT] (a :k :r) {OsT} sf. -* ai | | gnah, Y asak sevim enin son u cu .| ak- cismn, | kr. T ensel arz u lara dayan an sev g i; m addi ak.\\ ak- akar2, [Ar. akar (koyu olm ak) > akar yi^l] {OsT} dern, Gnln iinde, d erin liklerin d e o la n sevgi. | j sf. 1. Koyu al. 2. (Kii iin) kzl sal adam. 3. ak domalmak, {az} evke gelm ek. [D S]|| ak- {az} Sar sal adam. [DS] 4. Doru at. 5. {az} Kiri eflatun, P la ton ik ak.\] ak- fazl u hak, D oru luk karlamayan beyaz amarlarn donuk rengi. ve fa z ile t sevgisi. | ak- fsnkr, B yleyici ak. | | | [DS] 6. {az} Ak sar boya. [DS] 7. {az} Sann ak- hakki, M addeye ba l olm ayan, g e r e k sevn ksm dklm adam. [DS] 8. {az} il. [DS] 9. gi.|| ak- lahi, A llah sev g isi.| ak ile, K en dinden | {az} Hayvanlarn bandaki beyazlk. [DS] 10. g eercesin e; gnlden.\\ akm, Sevilen kim seye {az} Edepsiz kadn. [DS] S akar gzi, {eAT} B ir hitap sz. | ak- m akhr, K a h rd an m ahvolm u | tr iki kadehi. ak.| ak- m araz, D zensiz b ir ruh hlin i y a n s | tan an o rm al sev g i; karasevda.]] ak- mecaz, Al akar3, [Ar. ekl => akar? / aar] {az} is. ekil; biim; ekal; nian. [DS] S akar bozuk, {az} 1. lah sevgisin e u la m ak iin onun yaratt g e ic i irkin; biim siz; vzsz. 2. Szne g venilm ez kii. suretlerden birin i sevm e. | ak- mem nu, Yasak | [DS] ak. | ak- m rde, lm, y o k olm u a7c.|| akn | dan ldrm ak, S ev g id e a r d av ran m ak; m ecnuna akar4, [Far. ahar (potas)] {az} is. 1. Ilk su. 2. dnmek.\\ akndan delirmek, S evgide a r dav Kll su. 3. Kk boya ilemine balamadan nce ranm ak; m ecnuna dnm ek. | akndan deliye dn | uygulanan kimyasal ilem ve bu ite kullanlan s mek, Sevgide ar d av ran m ak; m ecn una dnm ek. | | v. 4. Gbre ve kll su gibi maddelerdeki asitli et akndan lmek, S evgide a r gitm ek. | akndan | ken madde, 5. Renk. [DS] fi1 akar vermek, {az} saptmak, Sevgide a r davran m ak; m ecnuna dn B oy ay tutturmak. [DS] m ek.| akn verm ek, Btn sevgisin i b ir tek kiiye akarlam ak, [akar-la-mak] {az} gl. f . [-r] [-l()| ayrm ak.| ak- ruhan, M anevi sev g i; A llah sev g i | y o r ] 1. Kura sebzeyi kll su ile halamak. 2. Y e si.| ak- sehhr, B yleyici ak. | ak itmek, | | mei baharat ile terbiye etmek. 3. Derileri tanenli {eAT} Sevgi ve sayg sunm ak. | ak izdivac, E lerin | bitkilerle terbiye etmek. 4. Yn ya da pamuu bo birbirini s e v e r e k y a p tk la r evlenm e. | ak kadehi, | yamadan nce kimyasal ilemden geirmek. [DS] Saz airlerin in a k ba d esin i itikleri kadeh. | ak | akarlanm ak, [akar-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] maceras, K a lc olm ayan, g elip g e ic i sev g i ve 1. erlemek; sklmak. 2. Kir tutmak. [DS] sevim e olay.\\ ak odu, Akn strap v erici zelli akarsz, [akar-sz] sf. 1. Yzsz; biimsiz; sevim i.| ak olsun, 1. (C m le vurgusu so n d a .) B e en i |

le c e k b ir i y a p a n a sylen en takd ir sz ; aferin. 2. (C m le vurgusu bata.) B e en ilm ey ec ek bir d a v ra n iin sitem sz. 3. iki, m eclislerin d e sylen en iyi d ile k sz.| ak olsun, akn cem al olsun, | K en d isin e niyaz eden d erv ie eyh A k o ls u n ." d er; dervi d e akn cem a l olsun. k arl m v e rir.| ak pazar, m ec. Sevgiden b a k a h ib ir eyin | nem tam ad y e r ; sevgi dnyas.| ak-perver, | Ak b esley en ; ak artran. | akta kazanm ak, 1. | Sevdiinden k arlk grm ek. 2. Sevilm ek]] aktan anlam ak, Sevginin ve sevm enin d e erin i takdir etm ek; a k e r b a b o lm a k; a k eh li olm ak. | Ak | Tanrs, mit. Yunan m itolojisin de o klar ile insan lar kalbin den vuran y a d a k a lp leri tututuran sev g i tanrs; Eros.]\ ak u sevda, o k derin sevgi'. | ak | u evk, D erin sevgi ve bunun h ey ecan .| ak ve | mek, ten g e le r e k y a p la n a lp sylem e. | ak ve | niyz, tasvf. D erv iler a ra sn d a sela m ve tevazu g sterm e.| ak verm ek, eyhin derviin selam n a | k a rlk verm esi.| ak yapm ak, B irisi ile cin sel | ilikid e bulunm ak; sevimek]] ak yolu, Sevgiye gt ren y o l; reh -i ak.]] ak yuvas, 1. S evgi ve mutluluk dolu ev. 2. Sevgililerin buluup sev itikle ri yer. 3. Y asal olm ayan cin sel ilikid e bulunulan ev, oda.

AK

IMIMtSM.
yrtk yerlerini rerek onarmak. [DS] 3. {az} Y a mamak. [DS] alamak2, [a (yem ek) > a-la-mak] {eT} gl. f i [-r ] Yemek; imek; gda almak. [KPy.] [EUTS] alamak3, [a-la-mak] gl. fi. [ - ] [-l()-y o r] 1. Kat mak; kartrmak. 2. {az} A yapmak. [DS] 3. Sebze fdesi dikmek, alamalk, - [a()-la-ma-lk] is. Fidanlk, alanm ak, [ala-n-mak] {eT} dnl. f i [-u r ] Bir eye gz dikmek; az sulanmak. [EUTS] alaturu, [ala-mak > a-la--tur-u] {eT} zf. (Bala mak iin) iyice; salamca. [EUTS] alatm ak, [ala-mak > ala-t-mak] {eT} gl. fi. [-u r] Kap kenetlenmek. [DLT] alk1, - [a-lk j J - i / jliT ] is. 1. Yemeklik; {eT} {eAT} (ayn). /Mhenn] [DLT] 2. Ykanp temizlen dikten sonra kurutulan yemeklik buday; zahire. {eT} (ayn) [Mhenn] [DLT] 3. {az} Buday ve m srdan yaplan orbalk, bulgur gibi yiyecekler. [DS] 4. {az} Yemeklik sebze. [DS] 5. {eT} Aevi; mutfak; yemekhane. [Gabain] [EUTS] S alk kelik, Y em eklik seb z eler. | alk pilav, K zartlm | eriteden y a p la n p ila v . alk2, - [a-lk] {az} is. -* alk. [DS] alk, [alk-] is. Yiyecek eyler mteahhidi. Alis, [Sansk. asles] {eT} z. is. Bir yldz ad. [EUTS] am a1 [a-ma] is. 1. Amak ii. 2. Bakrdan yaplan , silindir biiminde kova. 3. Erkek hayvann dii hayvanla cinsel ilikide bulunmas. 4. Hcum. am a2, [a-mak > a-ma] is. 1. Kays, erik, eftali gibi meyvelerin ekirdei karlarak kurutulmas ii. 2. Yufka. am ak1, [eT. -mak j*-s] gl. f i [ - a r ] 1. Yksekte bulunan bir engelin zerinden br tarafa gemek; bir eyin stnden gemek. {eT} (ayn) [ETY] [Gabain] [Tekin] [Mhenn] 2. Bir uzakl geip gitmek; kat etmek. 3. Kurallarla belirlenmi bir davran arla vardrmak; snr gemek. 4. n de giden birini bilgi, beceri ve baarsyla gemek. 5. Engel olarak grlen bir sorunun stesinden gel mek. 6. Belirli bir miktar gemek; tamak. {eAT} (ayn) 7. Basmadan gemek; atlamak. 8. {eT} o altmak artmak; oalmak. [EUTS] [Gabain] 9 {eT} Bir tepeyi br yana gemek; ne gemek. [DLT] 10. Kamak; uzaklamak. S aa gelmek, {eAT} B irden a m a a balam ak.

siz; irkin. 2. Herhangi bir iz, belirti veya nian bulunmayan. akefza, [A r. ak+Far. efz \> j i t ] (a k efz a :) {OsT} y\ is. miiz. Trk musikisinde Krdi makamn hseyni (mi) perdesindeki grm ile elde edilen bir ma kam. ak, [a-mak > a-k] {az} is. Oklava. [DS] a klk, - [a-mak > a-k-lk] {az} is. 1. Bir tr anahtar. 2. Bir tr yufka brei. [DS] akn1, [a-mak > a-km] sf. 1. Am olan; gemi bulunan. 2. Belli bir sreyi ve zaman geen. 3. Be lirli bir lnn stne kan. 4. Fazla; ok. 5. Son ra. 6. fe l. Deney dnyasnn snrlar dnda. 7. {az} (Hayvan iin) diiye ok dkn. [DS] <5 akm sigorta, M alm d e erin d en fa z l a sig o rta d e eri. | akn takn, G iy eceklerd en d a r s a r k a c a k | e k ild e o k fa z l a iri, ar. akn2, [-kn] {az} is. 1. Kuzukula; kn, (Rum ex a ceto sa ). 2. Asmann yeni yeeren dallar; taze srgnler. [DS] akna, [Ar. ak => ak--n-a] zf. 1. (Bir kutsal ya da deer iin) uruna; yoluna. 2. iinl. (ki meclisinde) erefine; salna, aknlk, [a-km-lk] is. Akn olma durumu, aknsuz, [ak-n-suz ySJU^-] {eAT} sf. Senin akn olmadan; sevginden uzak olarak, aki, [Ar. ak > ak! / akiyye U i f / (aki:,

k kalr sylen ir) {OsT) sf. Aka ilikin; akla ilgili; sevgi ile ilgili, akl, [ak-l] sf. Ak iinde; sevgi dolu, aku, [Far. k / kb / _jSLiT] (a .k :) {OsT} is. 1. Tavan. 2. Tabaka; kat. 3. Gkyz; felek, akusuz, [ak-un-suz] sf. Akn olmadka; akn dan uzak olarak, alag, [a-la-] {eT} is. Kap kacak tamircisi [Mhenn] alak, - [a-()-la-k] {az} is. 1. Alanm, a yaplm fidan. 2. yi cins yemi. 3. Eskidii iin ek ve yama yaplm giyecek. 4. Kolsuz kadn bluzu. 5. sf. Budala; ahmak. 6. Clz; elimsiz. [DS] alalmak, [ala-mak > ala-l-mak] {eT} edil. f . [-u r] Kap kenetlenmek. [DLT] alana1, [a-la-ma] {az} is. 1. A yaplm fidan. 2. Alanm armut. 3. Yeni dikilmi fidan. [DS] alam a2, [a-la-ma] {az} is. 1. ine buz veya kar kartrlarak soutulmu su. 2. Meyan kk uru bu. [DS] alam a su, {az} in e buz veya k a r k a rtrla rak soutulm u su. [DS] alam a3, [a-la-ma] {az} is. Eskimi oraplar re rek yaplan onarm. [DS] alam ak1 [a (kenet) > a-la-mak] {eT} g l . f [ - r ] 1. , Kap kenetlemek. [DLT] 2. {az} Yn giyeceklerin

am ak2, [eT. -mak ^-sT] {eAT} {az} gl. fi. [ -a r ] (Erkek hayvanlar iin) diisiyle iftlemek. [DS] ana1, [Far. n l^iT] (a :n a :) {OsT} sf. 1. Yzen; yzc. 2. is. Yzme. 3. Yzge. S n-ger, 1. Yzc. 2. Yzge.| n-ger. Yzclk.| n| | ver, 1. Yzc. 2. Yzebilen ey veya insan.| n| ver, Yzclk,

ana2, [Far. aina / ana U i] (a :n a :) {OsTj sf. 1. Ta ndk; dost; aina. 2. {az} Bilgili. [DS] 3. {az} Gler yzl ocuk. [DS] 4. {az} Kadn tarafndan sevilen erkek; dost; sevgili. [DS] fi1 ana fine, 1. argo. Gizli d ost; oyna. 2. {az} D edikodusu, ad km kim se. [D S]|| ana fine etmek, 1. Gizli dostluk kurm ak. 2. (K ar cinsten iki k ii iin) bir birlerinden holan dklarn belirten h a rek etlerd e bulunm ak; oynamak.\\ ana fine olmak, {az} D edikodusu y a y lm ak; ad kt ye b n a k . [D S]|| analar alm ak, {az} n celeri durgunken so n radan h a rek ete gelm ek. [D S]|| ana vine, {az} 1. Gizlice sevien. 2. Gizli b ir ey i im a etm e. [DS] anab, [Far. nb vjUiT] (a :n a :b ) {OsT} sf. Yzc, anah, [Far. nh LiT] (a :n a ;h ) {OsT} sf. Yzc, analk, - [ana-lk] {azjis. 1. aka. 2. Ho soh bet. 3. Dostluk; sevime. [DS] anav, [Far. nv jLuiT] [a ;n a :v ) {OsT} sf. -* anab. anayan, [Far. nyn M*LT] (a :n a :y a :n ) {OsT} is. Ainalklar; dostluklar; tamdklklar. anayi, [Far. ny ^.UiT] (a :n a :y i;) {OsT} is. 1. Ainalk; bildiklik; tamdklk. 2. Yzme sanat; y zclk. an, [eT. anu (gem i)] sf. Gemi dnemden ka lan; arkaik. anu, [-mak > a-u-mak ( n ce g elm ek) > a-(u)n-u] {eT} zf. 1. Eskiden; nce; geen; gemi daha nce; evvel; evvelce. [EUTS]. [DLT] [Mhenn] [IKPy,] [ tigsizler] [Gabain] 2. nnde. [KPy.] anua, [anu-a] {eT} zf. nce; daha evvel; nceleri. [EUTS] anug, [anu- ^ y^ > 7] {eAT} sf. nceki; eski; ka dim. anukan, [anu-kan] {eT} zf. nceleri. [EUTS] anuk, [-mak > aunmak > anu-k] {eT} sf. nce ki; ilk; evvelki. [ETY] [Mhenn] [EUTS] S anuk ana, lk a n a ; H avva. [Mhenn]!? anuk ata, lk ata; Adem. [Mhenn] anurak, [aunmak > a-nu-rak] {eT} zf. nceden; evvelden; batan, [Gabain] [EUTS] aot, [Yun. aoti] {az} is. Akarsularn ortasndaki adack. [DS] aoz, [Yun. agatos] (a'oz) is. dnz. Ahap gemilerde borda kaplamalarn ularnn yerletirildii gen oluk. ar, [Ar. 'ar yus-] {OsT} is. 1. Ona ykseltme; doku za bir ekleyerek on saysn elde etme. 2. Din t renlerde Kuran- Kerimden on ayetlik bir blm okuma, fi1 ar-hn, { OsT} E z b ere on ay etlik blm okuyan.| ar- hir, {OsT} Ayn on gnlk son ksj nn.\\ ar- evsat, {OsT} Ayn ikinci on gnlk ks m]} ar- evvel, {OsT} Ayn ilk on gn.

arulm ak, [a-(u)r-ul-mak] {eT} edil. f . [-u r ] Tepe den arlmak. [DLT] asam ak1, [a (yem ek) > a-sa-mak] {eT} gsz. f. [ - r ] Yemek yemek istemek. [DLT] asam ak2, [-mak > a-sa-mak] {eT} gl. f . [-r] Te peyi amak istemek, asatm ak, [a-sa-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] Yemek ar zulatmak. [DLT] asz, [a-sz] {eT} sf. Yiyeceksiz; yemeksiz; a. [Te kin] [ETY] [EUTS] aab, [Ar. ab (ot) > 'ab k_>Lip] (a a :b ) {OsT} is. 1.,Bitki snflamas ile uraan bilgin; botaniki. 2. Hastaneler iin ifal bitki toplayan kimse, aalak, - [aa-la-k] {az} sf. -* aalak. [DS] aar, [Ar. r> ar jLip] (a a .r ) {OsT} is. r toplaycs; aar tahsildar; rc; ondalk, atal, [-ta-1 ?] {eT} sf. En son ? S atal oul, {eT} Birinin en son ocuu. [DLT] atrm a, [a-tr-ma] is. Atrmak ii. atrm ak, [a-tr-mak] gl. f . [ -r ] (Erkek hayvan iin) diisi ile iftletirmek. at, [Far. at l sx^.T] (a :ti:) {OsT} is. Bar; bark _ lk; sulh. ? at- bahy, {OsT} B ar sa layan ]] t-hre, {OsT} B a r ziyafeti.| t-perver, {OsT} | B ar y a n ls; b a r isteyen. | t-perver-ne, | {OsT} B a ry a y a k r biim de]] t-perver, {OsT} B ar yan ll ; ba rlk .| t-sz, {OsT} | B a r ; b a rsev er.| t-sz, {OsT} B arsev erlik. | atiye, [Yun. akia (glge)] {az} is. 1. Glge. 2. Korkuluk. 3. Haberleme amacyla kullanlan bez. [DS] au, [a-u] {eT} {az} is. Boya yaplan krmz top rak; a topra. [DLT] [DS] -aub, [Far. ften (kartrm ak) > -b I 1 -J

(a :u :b ) {OsT} son ek. Osmanlcada, sonuna getiril dii pek ok Arapa ve Farsa kelimeden "kart ran, kartrc" anlamnda sfatlar yaplmtr, aub, [Far. ften (kartrm ak) > b (a;~ u ;b ) {OsT} is. 1. Kargaa; karklk. 2. sf. Kart ran; kartrc. S b-engz, {OsT} K a rg a a y a s e b e p olan, jj b-gh, {OsT} K a r g a a y e r i; g r l tl patrtl yer.\\ b-geh, K a rklk y eri. | flb] i gavga, {OsT} K avgan n y aratt karklk. aug, [a-u / a-uk oyunu. aug2, [Far. (a:u :g ) {OsT} sf. Ne olduu {eAT} is. Ak kemii; ak

belirsiz; serseri; yabanc; bilinmeyen; mehul, au, [Ar. k => Erme, au] is. Trk saz airleri nin etkisinde kalarak klk geleneine bal Trke ya da Ermenice iirler syleyen Ermeni saz airlerine verilen ad.

AU auk, [a-uk / a-u {eT} is. 1. Ak kemii; to

avan, [Krt, avan] {az} is. Deirmenci. [DS] ave, [Ar. ave {OsT} is. 1. Akam karanl. 2. Akam yemei. Avini, [Sansk. asini] {eT} z. is. Bir yldz ad. [EUTS] ay, [Ar. ay LS^ 'j {OsT} is. Akam yemei, ayn, [Ar. ayn OM-*] (aya:n ) {OsT} is. Akam yemei yiyen. -a t,1 [-t / -at / -et] yap. e. -* -t. -at2, [Ar. -t o l - ] {OsT} so n ek. Arapa oul eki. At. [Fr. astate] ksalt, kim. Tabiatta bulunmayan an cak bizmutun hzlandrlm alfa nlar ile bom bardman sonucunda elde edilen, atom numaras 85, ktle numaras 211 olan radyoaktif element astatinin sembol.

puk kemii; topuk. [DLT] 2. Demir balk; tolga; (dorusu y a u k ). [DLT] auklamak, [auk-la-mak] {eT} gl. f . [- r ] Ak ke miine vurmak. [DLT] aukmak, [auk-mak] {eT} gsz. f . [-u r] 1. vmek; acele etmek. [Gabain] [EUTS] 2. zlemek. [DLT] aulmak, [ya-mak (rtm ek) > a-ul-mak] {eT} edil. f . [-u r] 1. rtlmek. 2. d n l.f. rtnmek. [DLT] aum ak, [-mak > a-u-mak] {eT} g sz f . [ - r ] Ko mak; amak. [DLT] aun, [Sod. zwn (hayat) > ajun > aun / asun] {eT} is. Dnya; kinat; evren. [EUTS] aunmak, [a-un-mak] {eT} dnl. f . [-u r] nce gelmek; gemek; amak. [DLT] [Gabain] aur, [Ar. ar (on) > r jj-iLt] (a ;u ;r) {OsT} is. Aure. aure, [br. sr (Y ahudlerin b ir bayram ) / Ar. ar

a t1, [t] (a:t) {eT} is. 1. sim; ad. [ETY] [ tigsizler] [Gabain] 2. Unvan; n; hret; nam; lakap. [DLT] [Yknek] [EUTS] [ETY] [KPy.] [Tekin] [Mhenn] (on) > ra t-lj^iLp] {OsT} is. 1. Muharrem aynn [Nevy] S at k, A d ve n; a d san. | at ng, sim | onuncu gn. 2. eker, buday, nohut, fasulye ve ve ren k; isim ve sfat. [EUTS]|| at urm ak, A d verkuru yemilerle yaplan bir tatl. 3. m ec. inde de mek\\ at yol, n; ik b a l; hret. [EUTS] iik elerin bulunduu karm. S1 aure ay, at2, [at] is. zool. 1. Atgiller familyasndan binek, yk M uharrem ay. | aure gn, M uharrem aynn | ve eki hayvan olarak kullanlan ortalama otuz yl onuncu gn. mrl, memeli, tek toynakl, evcil ve otul hay aurelik, -i [aure-lik] (a:relik) sf. 1. Aure yap van, (Equus caballu s). {eT} (ayn). [ETY] [EUTS] maya uygun nitelikte olan. 2. is. Aure yapmak iin [Nevy] [Gabain] [Tekin] [Mhenn] 2. Satran oyu ayrlm yiyecek maddesi. nunda her ynde L eklinde bir kare hareket edebi au rm a1, [a-ur-ma] {az} is. 1. Byk kazan. 2. K len bir ta. S ata atlanm ak, {eAT} A ta bin m ek.| | k kazan; byk kulplu tencere. 3. Byk su ko ata binmeden ayaklarn sallam ak, Vakitsiz d a v vas. [DS] ran m ak ve sevin m ek; d erey i g rm ed en p a a la r svamak.\\ ata binmek, Atn zerinde y o l a lm a k .| | aurm a2, [a-ur-ma -u^il] {eAT} is. 1. Artma kolan. ata et, ite ot verm ek, 1. B ir ey i ihtiyac o la n a d e 2. {az} arn burnundaki ipler. [DS] il d e ihtiyac olm ayan birin e verm ek. 2. i i ters aut, [a-mak > a-ut o y il] is. 1. {eAT'} Alacak yer; yapm ak. 3. M evki ve m akam lar uygunsuz k iilere bel; geit. 2. {az} Hudut. [DS] 3. {az} Sel. [DS] vermek.\\ at aga, {eAT} D en ekten oyu n cak at.| at | autm ak, [ya-mak (rtm ek) > (y)a-ut-mak] {eT} akdarc, {eAT} B in icisiy le birlikte at y e r e dren gl. f. [-u r ] rttrmek. [DLT] sa v a ; bahadr. | ata nal akldn grm, | afte, [Far. ften (perian olm ak) > fte a^T] kurbaa ayan uzatm, D e er li b ir ey i layk olm ayan v e ihtiyac olm ayan kiilerin d e ta lep etti {OsT} sf. 1. akn; kendinden gemi. 2. Delice in i ifa d e ed en sz. | at anas, ri y a r ve erkeksi | sevgi yznden perian olmu. 3. (Kadm iin) ah y a p l kadm.\\ at arabas, Atn gcnden y a r a r la laksz ve iffetsiz; hafif merep; batan km; oy n a ra k yrtlen tek erlekli ara.\\ at arkasna gel nak; silisiz; srtk; llk; yollu. 4. ekici; fettan; mek, A ta bin m ek; a ta binm eyi ren m ek {eAT} (ay haval. S fte-dil, {OsT} Gnl p er i a n olm u.| | n)^ at aya, 1. Atn yry. 2. Ayan ucuna fte dim, {OsT} Akl p er i a n olm u.| fte| b a s a b ile c e k e k ild ek i dou tan veya so n rad a n olan gn, {OsT} 1. A fteler; klar. 2. iffetsiz kad n an atom ik bozukluk]] at balamak, {az} Byk la r ,| fte-g, {OsT} A ftelik.| fte-htr, | | b ir iyilik veya ba y ap m ak. [D S]|| at ba, 1. {OsT} G nl a m ; tedirgin.| fte olm ak, 1. | Uzunluu b ir a t ba k a d a r olan. 2. m ec. P e k az.\\ A r d e r e c e d e sevm ek. 2. A kl ban dan gitm ek. at ba b erab er, Ayn hizada. | at ba ekmek, | aftelik, -i [afte-lik] is. 1. Afte olma hli; {az} ek in erek kon u m ak; h atr iin s z s y le iffetsizlik. 2. Ak sebebiyle akl bandan gitmi mek. [DS] | at ba gitmek, 1. B e r a b e r gitm ek. 2. | olma hli. S aftelik etmek, Birinin hou n a g it Ayn sev iy ed e olm ak. | at beslenirken, kz istenir | m e k iin a fte k a d n la r g ib i davranm ak. ken, H er e y zam an n da y a p lm al.| at brakm ak, | ava, [Ar. av * I (av a:) {OsT} is. Gece krl {eAT} At srm ek. | a t brkg, {eT} Atn veya eein | olan bayan.

1 1B E 1 .3 39 IC
genizden se s karm as. [DLT]11 at bilimi, Atn s a lna ve b akm n a uygulanm ak zere at m o r fo lo j i k a d a n in celeyen bilim d a l; hippoloji.\\ at bin mek, {eAT} A ta bin m ek.| at boynuna dmek, 1. | Savata dm ann hcum undan kurtu lm ak iin atn boynuna sarlm ak. 2. {eAT} B oynu zerin e e ile r e k at hzla srmek.\\ at cam baz, 2. S irk lerd e a t s tnde g steri y a p an kii.| at cam baz, A lverie | yatkn.\\ at cambazl, At a lp sa tm a ii ve m eslei.\\ at cvlandurm ak, {eAT} At oyn atm ak(?); a h landrm ak.| at alndktan sonra ahrn kapsn | kapamak, I iten getikten so n r a ted b ir almak.]] at apm ak, {eAT} 1. At sa lm a k ; a t srm ek. 2. A tla hcum etmek.\\ at atlatm ak, At ld r n ceye k a d a r hzl v e devam l koturmak.\\ at depmek, {eAT} At iddetle ile ri srmek.\\ at depretmek, {eAT} At srm ek.[| at doldurm ak, At doludizgin so n hzla srm ek.| at donu, Atn rengi.\\ at elin, it elin; bize | ne? H erkes ken d i m aln d iled i i g ib i kullanabilir. | j at eri, {eAT} B in ici.| at evi, K erv an saray lard a, | han larda atlarn b a k ld yer. | at grp aksa | mak, su grp susamak, G erek li g erek siz h er nesneyi edin m eye k alkm a k; ayran gnll o l ma,fc| at gtlgi, {eAT} Atn sa rsn rtm ek zere | eyerin a rk asn a d ikilen rt p a r a s. | at gzly | le bakmak, O laylar ve k iileri g e r e k boyutlar ile deil d e ken di asn dan , d a r b ir a d a n d e erlen dirme'.k.\\ at gz, a rg o. D iilik o rg a n .| at hrsz | gibi, Giyim kuam ile gven verm eyen kii. | at | alan skdar geti, Y a p aca k b ir e y k alm ad ; frsa t kat.| at doldurm ak, {eAT} At doludizgin | srmek. | at ekin, klc keskin, H er bakm dan | mkemmel ve ded i im y a p tr a b ile c e k kudrette.\\ atna eek mi dedik, Onu k m seyici s z etm e dik.\\ atn salam kaza balam ak, T edbirli o l mak.\\ atn lm arpadan olmak, A r karlan fa k a t h olan lan bir i veya y em ek iin sonu cu g z e almak. | atn yrkse bin de ka, m knn v arsa | ka, kendini ku rtarm aya bakl\\ at izi, it izine ka rmak, K a rk lk ve k a r g a a iin de kimin ne o l duu anlalmamak.\\ a* kafal, Aptal, b n .| at | kaldrmak, {eAT} B ir y e r e y etim ek iin h zla at srm ek; a t s rm ek; a t koturmak.\\ at kams, {eT} Atn erkeklik organ. [DLT]|| at kapatm ak, At binmeye h azr h le getirmek.\\ at kasns, {eAT} bot. B ir tr z a m k veren bitki. \\ at kestanesi, bot. Beyaz ve p e m b e i e k le r i h o kokulu, y a p ra k la r el ayas eklinde, c a d d e v e m eydan lar s slem ek iin yetitirilen, m eyveleri yen m ez a n c a k taze iken p vitamini bakm ndan zengin o la n 15-30 m. k a d a r byk b ir a a ; Hint kestan esi, (Aesculus). | at kes| tanesigiller, is. rn ek tipi atkestan esi olan terebinthales takm ndan, m eyveleri diken li veya kabuklu a a ve a a k la r. | at kl, Atn sert kuy | ruk kl.| at kinemesi, Atn ken din e h a s b a rm a | s]] at koparm ak, {eAT} B ir y e r e y etim ek iin hz

AT

la a t s rm ek; a t koturmak.\\ at komak, {eAT} B ir y e r e y etim ek iin hzla a t s rm ek; at koturmak.\\ at koturacak k adar geni, (Alan, b o lu k iin) o k gewiy.ll at koturm ak, 1. B ir y e r e y etim ek iin hzla a t srm ek. 2. m ec. D iledi i g ib i h a rek et et m ek; s e rb est olm ak, i . B iriyle ekim ek]] at kou su, Binicinin yn etim in de a tla r kotu rm a ii. | at | kula, {eAT} Uzun ay akl bir tr kadeh. | atla a r | pay dvtrmek, e f e s a t kartrm ak; a r a bozm ak. | atla deve deil, 1. o k f a z la bytm eye | gelm ez. 2. o k p a h a l deil, satn a ln a b ilir,| atlar | anas, E rk ek si y a p d a ve iri y a r kadn.\\ atlar nal lanrken kurbaalar ayan uzatmaz, K kler byklerin yan n d a d a im a haddin i bilm elidir,| at | lar tepiir, olan eeklere olur, Byklerin a t m asn dan k kler z a r a r grr. | at meselesi, S a t | ra n ta b ir atn h er han eden b ir d e fa g e m e k zere altm d rt han eyi d e dolam as. | at nal (biimin | de, gibi), 1. At naln a ben zer; k esik elip s gibi. 2. Ss eyalarn n bykln a b a rtm a k iin s y le nir]| at nal k adar, Ss eyalarnn bykln a b a rtm a k iin sylenir]] at olan, {eAT} Ata b a k a n hizm eti; seyis.]] at olanlar, m p arato rlu k d n e m in de sa ra y a tla rn a bakm ak, yetitirm ek ve e it m ek le g rev li se y is le re verilen ad. | at otayc, | {eAT} B aytar.| at oyna, {eAT} At oynatlan yer.\\ | at oynatm ak, 1. At zerin de g ster iler y apm ak. 2. m ec. K en d isin e en g el bulunm ayndan dolay y a p t ite d iled i i g ib i davranm ak. 3. m ec. H n er gsterm ek. 4. B iriyle yarm ak, ekim ek. | at p a | zar, Satclarn a t sattklar veya a lc la r a atlarn g sterd ik leri m eydan]] at pazarnda eek osurt mak, argo. K onutuklarnn b o a gitm esi, din lenilm em esi]] at salmak, {eAT} At s re rek dm ana hcum etm ek]] at seirtimi, At kotu rm a zam an]] at seirtm ek, {eAT} At kotu rm ak,| a t serumu, | Tetanos tedavisi iin attan eld e ed ilen serum . | at | sinei, zool. L a rv a lar a t ve s rlarn sindirim s is tem inde yaayan , ken d ileri m em eli ve kularn k a n larn em erek y a a y an kzlm s y a ss kabuklu b ir d a s a la k ift kanatl, (H ip p o b o sca equina). | at | sl, Sln ie y a ra m a z olan ]] at srmek, 1. H cum etm ek. 2. At koturm ak]] atta duran var, duram ayan var, B ir ii y a p a b ile c e k o la n ve y a p a m a y a c a k olan d a vardr. | at takm, A rab ay a | veya s a b a n a k o u la c a k a ta ba lan an kay, ham ut vb. g e r e le r ; koum ]] attan inip eee binmek, M evki ve hay at tarz bakm n dan g e r i gitm ek. | at | terbiyesi, Atn bin e e altrlm asm dan so n ra bin i cisinin v er ec e i ia rete u yabilm esi iin y a p la n e i tim]] at ton, {eAT} S avata a ta giydirilen zrh]] at tonu, 1. Atn rengi. 2. E skiden s a v a la r d a a ta g iy dirilen zrh.| at ua, {eAT} A ta b a k an hizm eti; | seyis.| at ua, Ata b a k an hizm eti; seyis.|| at var, | meydan yok, I y a p a c a k g v a r f a k a t bunu uygu la y a c a k im kn olm am ak. | at yapl, ir i yar. | at | |

ATA yar, A tlar a ra sn d a bin icili o la r a k yaplar eitli y a rla r .j) at yelesi, Atn en sesin d eki uzun ve sert tyler. j a t yemi, At ve a t cin si h a y v an lara yed irilen | ta h l k rm a s.| at yerine eek balam ak, D e erli | v e b e cer ik li birinin y erin e deersiz, b ecerik siz biri ni g etirm ek ,| at yili, {eAT} At yelesi. | a ta 1 [eT. t (isim) at-a W / 'T is. 1. {e l } (eATJ Baba. , ] [ETY] [EUTS] [DLT] [Gabain] [Mhenn] [Yknek] 2. Soyundan gelinen byk baba ve onlarn babalar; cet. 3. Sevilen ve saylan byklere verilen unvan. 4 . Soyundan gelmekle birlikte bizden ok nceleri, asrlar nce yaam olan kimseler; ecdat. 5. retmen; ehzdelerin retmenleri. 6. Din bykle ri. 7. (eAT} Bektai eyhi. S ata ana, (eAT} B a b a v e an n e; eb ev ey n .| ata atas, (eAT} B ab an n b a b a s | o la n d ed e. | ata ekesi, (eT) B ab an n kz k a rd ei; | h ala. [Mhenn][| ata er karnda, (eAT} A m ca.| | ata karnda, (eT} B ab an n e r k e k k a rd ei; a m ca [Mhenn]|| ata karnda olan, (eAT} A m ca o lu.| ata kz karnda, {eAT} H a la .| ata kul, {eAT} | | L a la . | ata yolluu, (az} Gelin o la c a k kzn b a b a | sn a verilen h ed iy e; p a r a . [D S]|| atalar yurdu, T rklerin atalarn n tarih sa h n esin e ilk d e fa ktk la r Orta A sya to p rak lar,| ata yadigr, A talardan | kalm a rm a an niteliin deki eyler.\\ ata yadigr dostluk, o k e s k i g em ii bulunan, b ir k a kuaktr devam ed a n a ilev i dostluk. | atadan oula gemek, | B a b a ldkten so n r a ev la tla ra kalm ak. a ta 2, -a i [Ar. cat *1Ut] (ata:) {OsT} is. 1. Verme; ve ri. 2. Byn ke verdii hediye; ba; ih san; bahi. 3. Balama; af. 4. Sipahilere ylda iki defa hzineden verilen mal. fi1 at-bah, {OsT} B ah i veren. | at etmek, (OsT} H ediye etm ek, b a | la m a k ; v erm ek.| at eylemek, {OsT} H ed iy e et | m ek, ba la m a k ; verm ek. | at-ullh, A llah vergi | si. atab , [Ar. atab lm. atab e1, [Ar. atbe 4jUt] (a ta :b e) {OsT} is. 1. Ak si temi. 2. Arap edebiyatnda ok kullanlan a a a b ka fiye dzeninde, deiik bir vafir olan m efln, m efln fe l n kalbyla yazlm ve son kelimesi a t b e szyle biten, trk eklinde sylenen bir rubai. atabe, [Ar. atebe ^ ] (OsT} is. -* atebe. (OsT} is. 1. Mahvolma. 2. atab, [Ar. atab

IMH S M .

(a ta b i:) {OsT} is. (Eskiden)

Badat, sfahan ve Almeriada dokunan salam ipekli kuma. atacak, - [at-mak > at-acak] (atz}\ is. . Halla tokma. 2. ocuklarn ok, ta atmak iin kullan dklar sapan. [DS] ataclk, - [ata-c-lk] is. biy. 1. Atalardan birinde var olan zelliin ocuklarda kaybolduktan birka kuak sonra tekrar ortaya kmas eklinde beliren kaltsal zellik; atasallk; atavik. 2. m ec. Soya has davran. ata, [ta-] (eT} is. 1. Sevgili ata. [Gabain] 2. Byk lk gsteren ocuk. [DLT] 3. sf. Atalardan gelen, atad, [Ar. atd :>Ut] (a ta .d ) (OsT} is. 1. Gerekli olan aralar takm. 2. Byk kadeh, ataerki, [ata+erk-i] is. sos. Soyda temel olarak baba y ve babann hakimiyetini esas alan topluluk d zenine bal olma; pederhi. ataerkil, [ata+erk-i-1] sf. sos. Soyda temel olarak babay ve ailede babann hakimiyetini esas alan; pederhi; patriarkal, ataerkillik, -i [ata+erk-i-l-lik] is. sos. Soyda temel olarak babay ve babann hakimiyetini esas alan topluluk dzeni; pederahilik. a ta f1, [Ar. a tf> atfet (efkat) > a'taf^iktl] {OsT} sf. Daha merhametli; en merhametli; pek ok merha metli. ataf2, [Ar. a tf> atf LLktl] (a-ta:f) {OsT} is. 1. Mer hametler; efkatler. 2. Ltuflar. atag, [at-a] {eT} is. Son; nihayet. [EUTS] ataan, [at-aan] {az} sf. 1. vnen; atp tutan. 2. is. Kzak kaylan yerde ocuklarn kardan yaptkla r ykseklik. [DS] atahe, [Ar. athe iUt] (a ta :h e) {OsT} is. 1. akn lk; budalalk. 2. Bunama, atahet, [Ar. athet c~Ut] (ata:h et) {OsT} is. Aptal lk. atahiye, [Ar. athiyye ^ U t ] (ata:h iy e) (OsT) is. 1. aknlk; budalalk. 2. Bunama, atahiyet, [Ar. athiyyet c_U t] (ata:hiyet) {OsT} is. 1. Aptallk; sersemlik. 2. Gnahkrlk, ataik, -k [Ar. atka (eski) > atilc jsU t] (ata:ik, k kaim sylen ir) {OsT} is. Eskiler, ataim , [Ar. atme > atim pJUl] (ata:im ) {OsT} is. Ocaklar. atair, [Ar. atre (pu tlara k esilen kurban ) > atir s Ut] (a ta :ir) {OsT} is. Araplarn Mslman olma dan nce Recep aynda kestikleri kurban. atak 1, - [at-mak > at-ak] sf. 1. Sonucunu dnme den ileri atlan; cretkr; cesur; gz pek. 2. (az)

atabeg, [ata+beg dLbl] {eAT} is. Lala. atabek, -i [ata+beg] is. 1. lk Mslman Trk dev letlerinde yksek dereceden bir memuriyet unvan. 2. Seluklu ve Osmanl Trk devlet geleneinde ehzadelerin eitimi ile grevli erkek eitimci; lala. 3. Lalalktan ykselerek eyalet ynetiminin bana geirilen vezir. atabey, [ata+beg] is. -* atabek.

H { M .

341

ATA

Geveze. [DS] 3. {az} Palavra atan; abartc; mba laac. [DS] 4. {az} Yalanc. [DS] 5. {az} Cmert. [DS] 6. {az} Bunak. [DS] 7. is. Avna saldrmaya hazr avc ku. [DS] 8. {az} Atc; nianc. [DS] 9. {az} Meni; atmk; dl. [DS] 10. {az} Orman ya da dalarn yksek yamalarndan eteklerine doru tomruk yuvarlamak iin yaplm yol. [DS] 11. {az} Uurum. [DS] 12. {az} Bala olta atlan yer. [DS] 13. {az} alayan; elale. [DS] 14. zf. Korkusuz bir biimde; cesurca; korkusuzca. [DS] S atak aya, {az} D a d an yu varlan an tom ruklarn indii dzlk. [D S]|| atak ba, {az} D a d an yu varlanan tom ruklarn indii yolu n en d ik y e r i; y a r ba. [DS] atak2, - [Fr. attaque] is. 1. Saldr; hcum. 2. Raki bi geriletmek veya geride brakmak iin yaplan hareket; hamle. 3. Bir kuruluun veya kimsenin gelimek amacyla yapt hamle; atlm. 4. {az} Atn drtnala komas. [DS] S atak yapm ak, 1. H am le y apm ak. 2. S aldrya gemek.\\ ataa kalk mak, H cum etm ek iin h a rek ete g em ek. atak3, [Ar. atk (k le a za t etm ek) / tk (eskilik) > atk Jli*] (ata:k) {OsTf is. 1. Kle azat etme. 2. (Kle iin) azat olma. 3. Eskime, atakat, [Ar. atk > atkat cU t] (a ta :ka t) {OsT} is. zin; azat. atak, [atak-] {az} sf. 1. Abartc; mbalaac. 2. Geveze. 3. Cmert. [DS] atak, [ta-k] {eT'} nl. sevgi ifadesi. [DLT] B a b a c m !" anlamnda

atalar, [ata-lar J 4i'T] {eAT} is. Ecdat, atalet, [Ar. atlet cJUap] (ata.let) {OsT} is. 1. Tem bellik. 2. Hareketsizlik. 3 .Jiz. Eylemsizlik, atalk, - [ata-lk jib't] is. 1. Ata olma durumu ve nitelii. 2. Ata olann tad manevi sorumluluk ve duygu. 3. {eATf (T rkistan d a h an lk unvan) Devlet naibi; atabey; vasi. 4. Bir ailenin erkek o cuunu yetitirmek iizere bir ailenin yanma veril diinde bu ailenin reisine verilen unvan. 5. Baba lk. 6. {az}Kaynbaba. [DS] 7. {az}vey baba. [DS] atallam ak, [atal-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-l()-y o r] aalamak; alklamak. [DS] atam , [Ar. utum > tm jU ] (a :ta :m ) {OsT} is. T Yksek binalar; kkler; hisarlar, atam a, [ata-ma] is. 1. Atamak ii. 2. Kendi adna hareket etmek zere birisini bir ite grevlendirme; tevkil klma. 3. Devlet memurunu ak bulunan bir kadroda grevlendirme; tayin; nasb; tavzif. atam ak 1, [eT. a t (unvan) > a t-a-mak] (a:tam ak) g l .f . [ - r ] [-t()-y or] 1. Kendi adna hareket etmek zere birisini bir ite grevlendirmek; tevkil kl mak. 2. Devlet memurunu ak bulunan bir kadroda grevlendirmek; tayin etmek. {eT} (ayn) [ETY] 3. {eT} Ad vermek; isim koymak; adlandrmak. [Mhenn] [ tigsizler] [Gabain] [EUTS] 4. {eT} Un van vermek. [ETY] 5. Ad takmak; lakap vermek. [DLT] 6. {eT} Seslenmek; armak. [EUTS] 7. gsz. f i Bir eye ait olmak. [EUTS] atam ak2, [ata-mak] gsz. fi. [-r ] [-t()-y o r] Sznde durmamak. atam an 1 [ata (b a b a ) > ata-man] {eT} sf. (Unvan iin) , yksek; ba. [ETY] atam an2, [Al. hauptmann (bakan ) ? > Ukrayna d. ataman] is. 1. Reis. 2. Babozuk ve ete kumanda n. 3. Don ve Ukrayna Kazaklarnn balarnda bu lunan mr boyu grev verilmi kumandanlar. 4. Sovyetler Birlii dneminde, Orta Asya Trk dev letlerinde Ruslar tarafndan devlet dairelerine ata nan Rus mdr ve asker bakanlara verilen ad. atan, [at-an > atan] {eT} is. Enenmi deve; idi edilmi deve. [DLT] [Mhenn] atanak, - [at-anak] {az} is. 1. Ky odalarnda mi safirlerin elbise ve paltolarn asmalar iin iki di rek arasna yatay olarak uzatlm aa. 2. Aa ya da ot kk. 3. ocuklarn ku vurduklar sapan. [DS] atanib, [Ar. tnbe > atnb >_jLU] (a ta :n i:b ) is. 1. Glgelikler; sayebanlar; pavyonlar. 2. Ksa ipler. 3. Uzun ipler; sicimler, atanlanm ak, [atan-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] di deve sahibi olmak. [DLT] atanlam ak, [at-mak > at-an-la--mak] {az} ite, f . [-r ] Az kavgas etmek; atmak. [DS]

atakmak, [at-mak > ata-k-mak] {eT} gsz. f i [-r] Mehur olmak. [Gabain] atakmsnmak, [at-mak > ata-k-msa-mak] {eT} dnl. fi. [-u r ] hret kazanmaya almaknl ol maya almak; mehur olmaya yeltenmek. [EUTS] [Gabain] ataklama, [atak-la--ma] is. Atak hle gelme, atak olma. ataklamak, [atak-la--malc] dnl. f i [-r ] 1. Atak hle gelmek; atak olmak. 2. {az} ite, fi. eki mek. [DS] atakl, [atak-l] {a z jsf Anl anl; nl. [DS] ataklk, - [atak-lk] is. 1. Atak olma durumu. 2. Ataka yaplan i. 3. {az} Cmertlik. [DS] ataksi, [Fr. atahie] is. 1. Dzensizlik. 2. tp. Kaslarda herhangi bir rahatszlk olmad hlde kaslarn hareket miktarn ve ynn ayarlayamama eklin de ortaya kan dengesizlik. atal1 -li [Ar. atal JL t] {OsT} is. 1. Vcudun rtl , olmayan ksmlar; zellikle ense. 2. Btn vcut; endam; beden. 3. Boy bos gzellii, atal", -li [Ar. tl > tl JU>T] (a :ta :l) {OsT} is. 1. Kol tuk altlar. 2. Brler. 3. Yanlar; kenarlar.

ATA
atanlg, [atan-l] {eT} sf. di edilmi devesi bulu nan kimse. [DLT] atanm a, [at-a-n-ma] is 1. Atanmak ii. 2. Yetkili kii adna hareket etmek zere bir ite grevlendirilme; tevkil klnma. 3. Bir devlet memurunun ak bulu nan bir kadroda grevlendirilmesi; tayin edilme, atanm ak, [eT. t-an-mak] edil. f . [ - r ] 1. Yetkili kii adna hareket etmek zere bir ite grevlendiril mek; tevkil klnmak. 2. (Bir devlet memuru iin) ak bulunan bir kadroda grevlendirilmek; tayin edilmek; (eT} (ayn) tayin edilmi olmak. [EUTS] [ETY], 3. {eT} hret kazanmak. 4. {eT} Tesmiye edilmek adlandrlmak; adlanmak ad almak. [Yknek] [Gabain] [ tigsizler] 5. {eT} nlenmek; nl olmak. [ETY] a ta r, [at-ar] {az} is. Cesaret; cret; kudret. [DS] a tara, [ak-tar-mak > ak-tar-a] {az} is. Aktara. [DS] atarak siya, [Yun. ataraksia] is. tp. Tepki yokluu yznden oluan durgunluk hli; sarslmazlk. a tard am ar, [at-ar+damar I] is. anat. Yrein sa karncndan akcierlere; sol karncndan da vcudun dier organlarna kan gtren damarlar; arter. {eAT} (ayn) fi1 atard am ar bozukluu, A tar d a m a r gm leklerin in iltihaplan m as veya fiz ik s e l bozukluu.\\ atard am ar kanal, anat. D ltte, a k c i e r a tard a m ar ile aortu birletiren k a n a l. \\ a ta r d am ar kirelenmesi, tp. A terom sra sn d a a tar d a m a r ep erin d e k ir e birikm esi. atark an al, [at-ar+kanal] is. anat. Erkekte spermay idrar yoluna salan iki kanaldan her biri, atasagun, [ata+sa-un] {eT} is. 1. Hekim; doktor. [DLT] 2. Eski Trklerde bilge hekimlik unvan, atasaan, [ata+sagun] {azjis. -* atasagun. [DS] atasal, [ata-sal] sf. 1. Atadan gelen. 2. Atayla ilgili, atasallk, - [ata-sal-lk] is. biy. 1. Atalardan birinde var olan zelliin ocuklarda kaybolduktan bir ka kuak sonra tekrar ortaya kmas eklinde beliren kaltsal zellik; ataclk; atavizm. 2. m ec. Soya z g davran. atasz, [ata+sz-] is. Bir fikri, bir d, mecaz yolu ile ksa ve kesin olarak anlatan, eskiden beri azdan aza sylenegelen anonim zl szler; me sel; darb- mesel; durub- emsl; hikmet; kelam- kibar. ata2, [Ar. ata J ^ - \ {OsT} is. Susuzluk; hararet. ata 1, [Far. te =>ata] {az} is. -* ate. [DS] ata3, [Fr. attache] is. 1. Toka. 2. Ktlar bir arada tutturmaya yarayan kk metal veya plastik en gel. ataa, [Ar. ataa Llkp] (a ta :a :) is. Susuzlar; susa mlar. atae, [Fr. attach] is. Eliliklerde, kendi alanyla ilgili olarak grevli bulunduu lkenin durumunu

O I M I R IM . ve tutumunu takip eden, kendi lkesine bilgi ve rapor veren yardmc uzman grevli; elilik uzma n. Eitim a ta e s i. ataelik, -i [atae-lik] is. Ataenin ii, grevi ve makam. atalanm ak, [ate-len-mek] {az} dnl. f . [-ir ] 1. ehveti galeyana gelmek. 2. (Gbre iin) buulan mak. [DS] atahk, - [ate-lik] {az} is. 1. Kibrit. 2. akmak. 3. Ate yakmaya yarayan yer; ocak. 4. Sigara ve nargile yakmak iin ate konulan kk pirin mangal. 5. Ate yakmakta kullanlan her trl ara. 6. Salep gmnn altndaki zgara. [DS] atatm ak, [at-at-mak] {eT} gsz. f . (Tay iin) at hline gelmek. [DLT] A tat rk iei, [Atatrk+ie(k)-i] is. t. Anayurdu Meksika olup Atatrk zamannda Trkiyeye geti rildii iin byle adlandrlan stleengillerden kr mz veya beyaz yaprakl, sar iekli bir ss bitki si; ponsetya, (E u p h orbia pu lcherrim a). A tatrk, [Atatrk-] sf. 1. Atatrklkle ilgili. 2. Atatrkl benimsemi ve Atatrklk yan ls olan; Kemalist. A tatrklk, - [Atatrk--lk] is. Trkiye Cumhuriyetinin siyasal, toplumsal ve kltrel geli imini n gren, akla ve bilime dayal olarak Ata trkn kurduu ve gelitirmeyi hedefledii mill devlet, mill egemenlik, kii hrriyeti ve her ada ada olmay amalayan evrensel boyutlu, birbiri ile uyumlu ilkeler ve uygulamalar btn, atav, [? atav] {az} is. llerin ruhlar iin nc veya yedinci gn verilen ziyafet. [DS] atavik, -i [Fr. atavique] sf. Atavizme ait, ataclkla ilgili; atasallk. atavil, [Ar. atvel > atvil J jl U ] (atvil) {OsT} is. 1. En uzunlar. 2. Uzun boylular. 3. Sekinler atavizm , [Fr. atavisme] is. biy. Atalardan birinde var olan zelliin ocuklarda kaybolduktan bir ka ku ak sonra tekrar ortaya kmas eklinde beliren kaltsal zellik; ataclk; atasallk. ataya, -a i [Ar. atiyye > aty5 <-U^] (a ta y a:) {OsT} is. 1. Verilenler. 2. Bahiler; hediyeler; ar maanlar. <3 aty-y lahye, {OsT} A lla h n v er d ik leri; nim etler. | aty-y seniye, {OsT} P a d i a | hn verd ik leri.| aty-y tabiat, {OsT} T abiatn in | s a n la r a verdi i eyler. atayb, [Ar. tyb > atyb vaU='] (ata.yb) {OsT} is. Ho kokulu olanlar; en iyiler. atb a1, -a [Ar. tb > atb AAl] (a tb a:) {OsT} is De reler; kanallar. atb a2, -a [Ar. tb > atba j^ l] {OsT} sf. En pis. atb a3, [Ar. tayb > atb Ul] (a tb a:) {OsT} is. Meme balar.

K B I ! 343

ATE

atbak, [Ar. tabak > atbak JU1] (a tb a:k ) {OsT} is. 1. Tabaklar. 2. Kapaklar. 3. nce katlar; tabakalar, atbal, [Ar. tabi > atbl JU=I] (a tb a.j) {OsT} is. Da vullar. atbal, [at+bal(lc)-] is. zool. 1. Tatl sularda ve gllerde yaayan yayn tr, byk bal eti yenir iri bir balk, (Silurus g lan is). 2. Su aygr, atbka, [Ar. atbak > atbla <uJ=l] {OsT} is. 1. Tabak lar. 2. Kapaklar, atbin, [Far. tbin j^'T] (atbi:n ) {OsT} sf. (Kii iin) z ve sz doru olan, at, [at-] is. 1. yi cins at yetitiren kimse. 2. At bakcs; seyis, atlk, - [at--lk] is. 1. At yetitirme ii ve mes lei. 2. At yarlaryla ilgili almalarn tm. 3. At srtnda veya at ile uygulanan spor gsterileri, ate, [Yun. atheos > Fr. athe] is. Allahn varlna inanmayan, inkr eden kimse; tanrtanmaz. ateb, [Ar. atebe > at'ateb v*^] {OsT} is. Eikler; ba samaklar. atcbat, [Ar. atebe > atebt o L ] (a teb a :t) {OsT} is. 1. Eikler; basamaklar. 2. Eii plen kutsal yer ler. 3. ranllarn kutsal ziyaret yerleri; Mehet. atebe, [Ar. atebe / atabe {OsT} is. 1. Kap eii. 2. Merdiven basama. 3. gnl. Eii plen yce makam, ff atebe-bs, {OsT} 1. K a p ei in i pm e. 2. Taht nnde y e r i pm e. | atebe-i felek-mertebe, | Osmanl p a d iah larn n sa ra y .| atebe-i seniyye, | Osmanl p a d iah larn n sa ra y .| atebe-i uly, P a | diah saray. ateh, [Ar. ateh 4] {OsT} is. Bunama; bunaklk, fi3 ateh getirmek, {OsT) Bunamak.\\ ateh-i kablelmad, {OsT} E rken bu n am a.j| ateb pr, {OsT} Yallk bunam as. | ateh-zede, {OsT} Bunak. | ateist, [Fr. athist] sf. Allahn varlna inanmayan, inkr eden; tanrtanmaz ateizm, [Fr. athisme] is. Allahn varlna inanmay, Allah inkrclk; tanrtanmazlk; zndklk, atel, [Lat. astella > Fr. atelle] is. tp. Tedavi merkezi ne ulatrmcaya kadar krk kol veya baca tespit etmeye yarayan tahta ya da benzeri maddeden ya plma cetvel paralar; cebire. ateme, [Ar. ateme {OsT} is. 1. engelik; tem bellik. 2. Gecenin ilk te biri, atenyum, [Fr. athnium] is. kim. Ayntaynyumun es ki ad. aterina, [Yun. atherine] (ateri'na) is. zool. Gm balgillerden scak ve lman denizlerde yaayan, srt sarms yeil, yanlar beyaz bir eritli bir tr balk; gm bal, (A therina p resb y ter). atcrman, [Fr. athrmane] sf. (Cisim iin) kzl alt

(d a lg a boyu 0.8 m ib-on ile 1 mm. a ra sn d a y e r alan ) nlarn geirmeyen. aterom , [Yun. athera (bu lam a) > Fr. atherome] is. Atardamarlarn orta gmleinin i ksmlarnda ve i gmleinde yer yer kolesterol ve kalsiyum tuzla r birikmesine yol aan yozlama. ate, [Far. te is. 1. Yanc cisimlerin tutumas ile ortaya kan kl s; od. 2. Odun ve kmr cinsinden yakacaklarn tutumu veya korlam hli. 3. gnl. Piirme ve stma ilerinde kullanlan ara veya ocak. 4. Bir eyi yakmak, tututurmak iin kullanlan ucu alevli veya alevlenebilir nesne. 5. m ec. Cokunluk. 6. m ec. Hastalkta ykselen vcut ss. 7. m ec. Silahl kavga, sava. 8. m ec. Tehlike; felaket. 9. m ec. Ak. 10. m ec. Krmz renk; pembelik. 11. sf. Yakan, yakc. 12. mec. Ac veren. 13. Alev renginde. S ate am ak, A teli sila h ile birin e m erm i atm ak. | ate alan, 1. B ir | silahn at y a p a b ild i i a s a l sn rlar ve m enzil izgisi a ra sn d a k alan alan. 2. B ir a s k e r birliin eitim atlar yap t y e r ; at alan. | ate alr gi | bi, a b u k ve a c e le o la r a k ; oyalanmadan.\\ ate alm ak, 1. Yanmak, tutumak. 2. S ilah taki m erm inin p a tla m a s. 3. T elalan m ak ,| ate alm aya gelmi | gibi, abu k ve a c e le o la r a k ; o y alan m ad a n ,| ate | arabas, {az} L okom otif. [D S]|| ate atm ak, {az} Yarm ak. [D S]|| ate bacay sarm ak, 1. B ir teh li kenin nne g em en in mmkn olm am as. 2. I, iten g em i olm ak. | ate bal, zool. S ard aly eg ilj lerden s c a k ve lk den izlerd e s r ler h lin d e y a ayan, p lan kto n larla beslen en 2 5 -30 cm. boyun da kem ikli b a lk ; sardalye, (clu p ea p ilch ard u s). | te| b r, {OsT} 1. Ate y adran . 2. Yakc id d etli.| | te-bz, A tele oynayan ; fi e k i. | te-bz, E sk i j sa v a la r d a y a p la n sa v a a r a ve g ereci. | ate | basm ak, 1. fkeden ren gi kzarm ak. 2. Sklm ak. | J ate ba, A te yan an yerin yakn .| te-berk, | {OsT} akmak.\\ te-beste, {OsT} 1. A tee bal. 2. Som altn. | ate bcei, 1. zool. Kn kan atllard an j diisi g e c e le r i p a r la k sa r-y eil k sa a n b ir b c e k tr; yldz b ce i, (Lam pyris noctilu ca) 2. bot. B a llb a b a g ille rd en anayurdu B rezily a olan a te krm zs ren kleri s e b e b iy le b a h e le r d e yetitirilen, a d a ay cinsinden otsu b ir ss bitkisi; a te ie i, (Salvia splendens).\\ ate bceini grnce yangn sanm ak, O laan bir ey i o k a b a rtm ak ; m b ala a etm ek. | ate brm ek, E traf y an an a le v le rle ev | rilm ek: | ate bcekleri, zool. | rn ek tr m alach iu s ve telephoru s olan, nem li b lg e le r d e y aayan , can l ve p a r la k renkli, kn kan atl etil b c e k le r grubu.\\ ate kmak, Yangn m eydan a gelm ek. | ate iei, bot. B a llb a b a g ille rd en a n a | yurdu B rezily a olan m aystan so n b a h a r o rtala rn a k a d a r a a n a te krm zs i ek le ri s e b e b iy le b a h e le r d e yetitirilen, a d a ay cinsinden otsu bir ss bitkisi; (Salvia splen den s labiate).\\ te-dm ,

ATE {OsT} 1. A telik. 2. O cak. 3. Mangal.\\ te-dn, {OsT} A telik; o c a k ; m an g al.| te-dr, {OsT} Ate | tutan; ateli,]\ te-dem, {OsT} A te n efesli; y a n k ve doku nakl s e s li.| ate demiri, {az} A te krei. | [D S]|| ate deirmeni, {az} M otorlu d e irm en ; un fa b r ik a s . [DS]|j te-dde, {OsT} Ate grm ; ateten g em i. j| te-dl, {OsT} 1. Ate gnll. 2. E tkili konuan. 3. H er g rd n e k olan. 4. P e k z ek i ad am ]] ate dikeni, bot. G lgillerden p a r k la r da, y a z k y e il kalan y a p ra k la r ve kn p a r la k krmz zmsi m eyveleri s e b e b iy le ss bitkisi o la r a k yetitirilen b ir tiir al, (Pyracantha).\\ ate dmek, ok iddetli a r ve a c duymak.\\ ate drc, A teli h a stalkla rd a vcut ssn d rm ek iin kullanlan ila.\\ atee dayankl, E v lerd e kullanlan o c a k la rd a k i atein sca kl ile bozulm ayan (gereler.)\\ te-efrz, {OsT} Ate y a kan ; a te tututuran,| te-efn, {OsT} A te s a | an]] te-efn, {OsT} A te s a m a ; a te p sk rt m e,| atee kesmek, m ec. M ahvetm ek]] atee k | rkle gitmek, B ir tartm ay, srtm eyi kztra r a k dv veya atm a karm ak]] atee nal koy mak, {eAT} B ir kim seyi b ylem ek iin a tete n al kzdrm ak]] te-engz, {OsT} 1. Ate kop aran . 2. A teleyen ; kundak. 3. F e s a t karan. 4. Yakc, iddetli. 5. D a lam a a ra c, j] ate etmek, S ilah la m erm i atm ak]] atee tutm ak, 1. A lev lere kar tu ta rak b ira z stmak. 2. B irin e veya b ir y e r e silah ile b ir s e r i m erm i atm ak]] atee urm ak, {eAT} Yak mak.]] atee verm ek, 1. B ile r e k yangn ka rm a k; tututurmak; ku n daklam ak. 2. B irin i o k telalan drm ak. 3. lkeyi, k a rk lk k a r a r a k byk z a r a r la r a uratm ak]] ate evi, {eAT} A tee tapan larn iin de s rekli a te y a ktkla r ev.\] atee vurm ak, Yem ei p iirm ek zere atein zerin e koym ak; o c a a y em ek vurmak.]] atee vursan duman ver mez, H ib ir eyin i ba k a s ile p aylam az, bir ey verm ez; cimri.]] atee yakm ak, 1. Tututurmak. 2. Yakm ak]] atee yanm ak, ok byk z a r a r a ura m ak; m ahvolm ak]] atee yrmek, 1. B ile b ile teh likey e atlm ak; l m e gitm ek. 2. C esu rca sa v a mak.]] te-fm , {OsT} 1. Ate renkli. 2. K rm z; a l.| te-fen, {OsT} A te s a a n ; a te pskren]] | te-frfiz, {OsT} Ate y a k a n ; a te tututuran]] te-gh, {OsT} A tee tapan larn tapm a]] ate gecesi, O rtodokslarn h e r y l 24 ha zira n d a ate y a k a r a k ku tladklar yortu.]] ate gemez, A tete y an m az; a tee dayan kl]] te-gede, {OsT} A tee tapan larn ib a d et yeri.]] te-gede-i behrn, {OsT} g k b. K o burcu]] te-geh, {OsT} A tee ta p an la rn ib a d et veri]] ate gemisi, as. dnz. D m an g e m ileri a ra sn a so k u la r a k patlatlan , y a k c ve p a t layc m a d d e le rle dolu y elk en li gemi.]] ate gibi, 1. ok se rt ifa d e tayan; a c sz. 2. ok h a rek etli ve y erin d e du ram ayan ; canl]] ate gibi yanm ak, I. o k s c a k olm ak. 2. Vcut sca kl o k y k sel

IH IM C t S M
m ek]] te-gre, {OsT} 1. A tei tututuran; m eale; ra. 2. Maa.]] ate gmlei, 1. Ylanck hastal. 2. {az} K zl hastal. [DS] | ate gyngi, | {18.yy.} 1. C em re. 2. Y ankkara veya k a r a k a b a r c k den ilen ban . | te-gn, {OsT} 1. A te renkli. 2. | P a r la k krm z; al]] te-hne, {OsT) 1. A te evi. 2. M ecusilerin tapm a. 3. O cak. 4. H am am klhan]] te-h 'r, {OsT} 1. A te yiyen. 2. Zalim ve m erha m etsiz kii. 3. K eklik]] te-htr, {OsT} 1. H er g z eli seven. 2. Sz doku n akl ve z ek i adam ]] ate hatt, S avata en ilerid ek i birliklerin ellerin deki s ila h la rla a te a a b ile c e k le r i izg isel ku ak.| te| hirm , {OsT} H zl yryen.j te-lz, {OsT} 1. | A te kaldran . 2. Ate tututurucu; ateley en ; ate v eren .| te-hulk, {OsT} S ert y a ra d ll; huysuz]] | te-i b-perver, {OsT} 1. Su besley en ate. 2. mec. H an er; kl]] te-i b ah ar, {OsT} 1. B a h a r atei. 2. m ec. L a le. 3. m ec. K rm z gl. 4. m ec. B aharn yum u akl ve gzellii]] atei bana vurm ak, 1. C om ak. 2. Sinirlenmek.]] te-i be-cn, {OsT} 1. C andan o la n ate. 2. Yanp tutuma]] te-i beste, {OsT} 1. D onm u ate. 2. Som kzl altn. ]j te-i bbd, {OsT/ 1. arap. 2. k en c e; zulm]] te-i bdd, {OsT} 1. Gne. 2. H iddet; fke. 3. arap]] te-i b-zebne, {OsT} 1. A levsiz ate. 2. Krmz akik. 3. arap.]] te-i cm - zbek, {OsT} Gmii veya billu r k ad eh ten iilen a ra p ]] ate ii gecesi, {az} D on an m a; en lik g ecesi. [D S]|| te-i dern, {OsT} 1. tek i ate. 2. G nl y an kl]] atei d mek, H asta lk s e b e b iy le y kselen vcut sca kl nn n orm ale dnm esi. | te-i fsrde, {OsT} 1. | D onm u ate. 2. Altn]] te-i hecr, {OsT} Ayrlk atei]] te-i heft-m ecm er, {OsT} g k b. Yedi g e z e gen.]] te-i Hind, {OsT} E skiden H indistan'da y a p la n d e erli b ir kl]] te-i hn-i hamiyyet, {OsT} H am iyet kannn atei]] te-i Ms, {OsT} G ne.| te-i mcessem, K l, kam a, h a n er gibi | k esici ve d elic i silah la r. | atein azna atlmak, | K en din i teh likey e a tm a k.| atein ba, Isn m ak iin | y a k la n atein yan]] ateine brakm ak, {az} yp titrem e n betin den so n r a a te brakm ak. [D S]|| te-i N em rut, {OsT} (N em rut atei) N em r u tun brah im p ey g a m b er i iin e att ate.]] ate ine yanm ak, 1. B ir e y e a lk an lk kazanm ak. 2. A k olm ak. 3. K en d i kusuru olm akszn birinin s e b e p olduu olum suzluun sknt ve eziyetini e k m ek]] ateini alm ak, Vcut ssn term om etre ile l m ek .| te-i Pars, {OsT} 1. tp. K a r a k a b a r c k j den ilen b ir tr y a r a ; y a n k kara. 2. C em re. 3. A tee tapan larn taptklar h i sn m eden y an an ate]] te-i pr-b, {OsT} 1. Su dolu ate. 2. m ec. zm a ra b . 3. K an l gzya. 4. i in e a r a p doldu rul mu y ald zl kadeh.]] te-i Rm , {OsT} Dt y e r d e yangn ka ra n esk i b ir s ila h ; Rum atei]] te-i rflz, {OsT} 1. Gn atei. 2. G ne]] te-i seng, {OsT} L a l ve y aku t.| atei snmek, E sk i id|

I S U
cam s slem ecili i g ib i a te k u lla n larak ilen en sa n a t dallar. | ate sarm ak, 1. E traf a te ve a le v | lerle evrilm ek. 2. H eyecan lan m ak]] te-suhn, {OsT} 1. Ate szl. 2. o k krc kon u an ; szleriy le inciten ; k alp kran]] te-tb, {OsT} 1. Ate gibi. 2. Yakc scak. 3. Aydnlk. 4. A te y akc. 5. H uy suz, geim siz ve sert kii.| ate tavas, {az} A te | krei. [D S]|| ateten gmlek, Taham m l edilm ez d e r e c e d e eziyet eden, a c ve sknt veren durum. | | ateten indirmek, Yem ei p itikten so n r a ocak tan indirmek.]] ate topra, Yksek sca k lk ta p i ir il dii zam an bozulm ayan b ir cins kil]\ ate topu, g k b. A teten b ir topmu g ib i gr n en byk ve p a r la k g k ta; bolit. | ate torbas, {az} F en er. | [D S]|| ate tulas, Frn, o c a k g ib i iin d e y k sek sda a te yan an y er le ri d em ek te kullanlan a te e dayan kl bir eit z e l tula]] te b, 1. K l ve ben zerleri. 2. K a d eh dolu su a ra p . 3. G erd ek hli,]\ ate yadrm ak, 1. B ir y e r e a teli sila h ile du r m akszn b o l m iktarda m erm i atm ak. 2. A r d e r e c e d e fk e le n e r e k etrafn d a kilere krc s z le r s y lem ek]] ate yakm ak, Isn m ak veya p iirm ek a m a cy la y a k a c a k m ad d elerin i tututurmak]] te-zd, {OsT} 1. A teten dom a. 2. m ec. Ateli. 3. Yakc. | | te-zr, {OsT} 1. Atelik. 2. o k s c a k yer]] tezebn, {OsT} 1. Ate dilli. 2. G zel iir okuyan, 3. li, doku n akl kon uan.| te-zede, {OsT} 1. A tee | uram . 2. Yaklm ; y a k la n .| te-zen, {OsT} 1. | A te vuran. 2. Yakan, tututuran ey ; y a k c .| te| zene, {OsT} 1. A te vuran. 2. akm ak. atebaz, [Far. te-bz jU^'T] (a ;teb a ;z ) {OsT} is. 1. Ate oynayan. 2. Atele eitli gsteriler dzenle yen kii; hokkabaz. 3. Bayramlar ve dier kutlama trenleri iin havai fiekler yapp gsteriler dzen leyen kii. 0 tebz- vel makam , tasvf. M evle vi tek kelerin d e dervilerin eitim i a m a cy la ayrlan m utfak balan tsn dan olan m eydan- erifteki b e y a z p o st]] tebz- vel oca, tasvf. M evlevi tek k elerin d e lok m a p iirilen mutfak. atebazi, [Far. te-bz ^jL'T] (a :te b a :z i;) {OsT} is. 1. Atebazlk. 2. Eski savalarda kullanlan silah vb. malzemeleri retme ii. atei, [ate-i] is. Ate yakarak stma sistemi ile alan kalorifer, frn, kazan, lokomotif, gemi gibi aralarn ocaklarna kmr atan ve stma kazan nn ilemesinden sorumlu kii, ateilik, -i [ate-i-lik] is. Ateinin meslei ve yapt i. atedan, [Far. te-dn oI-l'I] {OsT} is. Ocak, ateek, [Far. te-ek A T] is. 1. Kk ate. 2. Ate bcei. 3. imek. 4. Frengi hastal, ategh, [Far. te-gh ol^T] (a ;te g ;h ) {OsT} is. Zerdt ve Mezdek tapmaklarnda zel kokulu aalarla yaklan atein bulunduu kapal yer.

deli kalmamak.\\ te-i serd, {OsT} 1. arap. 2. Som altn. | te-i seyyle, {OsT} 1. Su g ib i a k a n ate. 2. | a ra p .| te-i sm-b-sn, {OsT} 1. C va g ib i ate. | 2. Gne.\\ te-i subh, {OsT} 1. S a b a h atei. 2. mec. Gne.\\ te-i szn, {OsT} 1. Yakc ate. 2. mec. A k.| te-i tk, {OsT} arap.\\ te-i ter, | {OsT} 1. Yeni ate. 2. K rm z a ra p . 3. A teli h a sta lk 4. G z ya, | atei uyandrm ak, Sn m ek zere | olan a tee y a k a c a k k o y a ra k tek ra r alev len d irm ek; atei can lan drm ak,| atei ykselmek, H a stalk | seb eb iy le vcut ssnn artm as.| te-i zer, {OsT} | 1. Altn atei. 2. Parlaklk.\\ te-k r, {OsT} 1. Atei. 2. K lh a n a b a k a n kim se. 3. m ec. Kzgn, fkeli. 4. m ec. A celeci. 5. m ec. Merhametsiz.\\ tek arr, {OsT} A tete duran ; ceh en n em lik o la n ; g nahkr. | ate kay, D m an g em ileri a ra sn a | so k u larak p a tla tla n y a k c ve p a tla y c m a d d elerle dolu k a y k ||ate kaym ak, {az} A te yakm ak. [D S]|| ate kesilmek, 1. Vcut sca k l o k y k sel mek. 2. B irden b ire canlan m ak, hareketlenmek.\\ ate krmzs, P a r la k krm z; al.\\ ate kulesi, E s kiden h a b er le m ed e kullanlan a te y a km ay a m ah sus birbirinin dum ann g ren kuleler.\\ ate kre, jeo l. B ir z am an lar s c a k ve eriy ik h ld e oldu u k a bul ed ilen dnyann ekird e i. | ate krei, O cak | tan, m an galdan k o r a lm a k iin kullanlan b ir eit kk krek.\\ atele uram ak, T eh likeli vey a y a sak bir ile uram ak. | ateler iinde olmak, H a s | talk s e b e b iy le vcut ss o k f a z l a artm h ld e bulunmak.\\ te-m ereb, {OsT} 1. A te huylu 2. Geim siz.| te-m izc, {OsT} 1. A te huylu. 2. G e | imsiz., | te-nk, {OsT} 1. Ateli. 2. Yakc, kz| gm.| te-nihd, {OsT} 1. A te huylu 2. G eim siz.| | | te-nisr, {OsT} 1. A te saan . 2. o k fkeli]\ te-nm, {OsT} A te g ster en .| ate oku, E sk i | den sa v a la rd a dm an ta rafn d a yangn ka rm a k ta kullanlan, ucunda y a n c m a d d e le r bulunan tu tuturularak atlan ok.\\ ate olsa cirm i k adar yer yakmak, Birinin p a la v r a la r n a nem verm em ek; nem verm eye dem ez. | ate oyunlar, H a v a i f i e k | g sterileri.| te-p, {OsT} 1. A te ayak. 2. evik; | atik.| ate pahas, F iy at o k y k sek ; pahal.\\ ate | paras, 1. H arek etli ve elin e abk. 2. alkan ve i bilir. 3. o k hareketli, cv l cvl ocuk. | te| pre, {OsT} 1. A te p a r a s. 2. K vlcm . 3. E le avuca sm az. 4. iddetli. 5. [DS] tp. Y lanck h a s tal. {az}| te-p, {OsT} A te s a a n . | ate | | perest, {OsT} A tee tapan]] te-perest, {OsT} A teperestlik; a tee tap clk , | te-perver, {OsT} | Suyu iyi verilm i k l .| te-peyker, {OsT} 1. G | ne. 2. eytan ve cin topluluu. | ate pskrmek, | ok kzm ak; fk ed en s a a s o la sa ld rm a k . | te| reng, {OsT} 1. Ate rengi. 2. P a r la k krm z; kzl; al.| te-rz, {OsT} 1. A te dken . 2. K a rklk | karan; fitn eci]] ate sam ak, o k kzm ak; fk ed en saa s o la saldrm ak]] ate sanatlar, S eram ik ve

ATE ategede, [Far. ate-gede ojJLiT] (a :teg ed e) {OsT} is. 1. Ate yeri. 2. Mecsilerin (Zerdt ve M ezdek) zel kokulu aalarla yaktklar atein bulunduu kapal yer evresinde kare planl ve ak meknl tapnaklar. atehane, [Far. te-hne ^UjT] (a :te h a :n e ) {OsT} is. Seramik frnlarnda sra eritmek iin kubbeli tandr eklinde ate yaklan ksm; cehennemlik, ate, [Far. tei ( _s-T] (a :te i:) {OsT} sf. 1. Ate ren ginde. 2. Ateli. 3. Dokunakl. 4. fkeli; hiddetli. 5. is. Cehennem zebanisi, atein, [Far. tein j^ 'T ] (a:tei:n ) {OsT} sf. 1. Ate ten. 2. Ateli. 3. Ate gibi yakc. 4. Canl, coku dolu. 5. Ate renginde, parlak, fi1 ten-dem, Sesi d oku n akl olan. | ten-libs, {OsT} 1. K rm z e l | bise. 2. K rm z elb is e giym i k ii.| ten-m r, | {OsT} 1. A teli ylan. 2. A te alevi. 3. H av a i fi e k . 4. Yank ak. | ten-pene, {OsT} B a la d ii a b u k | v e en iyi biim d e bitiren kim se; elin e a b u k ; b e c erikli. | ten-sedef, {OsT} Giine. | ateiyan, [Far. tei > teiyn jU T] (a:teiy a:n ) {OsT} is. Cehennemlik olanlar, ateize, [Far. teze (a :tei:z e) {OsT} is. zool. Ate bcei. atekes, [ate+kes] is. Savata, savaan taraflarn aralarnda anlaarak belirli bir sre arpmay dur durmalar; mtareke. S atekes ilan etmek, 1. S a vaan taraflarn a n la a r a k a rp m a la ra a r a v er m eleri. 2. B irb iri ile kav g al ve dm an olan a ile ve kiilerin barm alar]] atekes anlamas, D evlet le r a ra sn d a ki sa v a s o n a erm eden b a r g r m e lerin e im kn tan m ak iin t a r a f kom u tan larn ca im zalanan g e ic i s re sa v a durdurm a a n lam a s; bra k m a ; silah bra k m a s; m tareken m e. ateleme, [ate-le-me] is. 1. Atelemek ii. 2. Tutu turma. 3. Bir silah veya fzeyi, zel ate alma d zeneini harekete geirerek yaktnn tutumasn salama. 4. m ec. fkeli birini, kzd eyle ilgili olarak daha da ok fkelenmesi iin harekete gei recek teviklerde bulunmak; kkrtma. 5. {az} Bir tr ocuk oyunu. [DS] atelemek, [ate-le-melc] gl. f. [ - r ] [ - l(i)-yor] 1. Tututurmak, yanmasn salamak. 2. Bir silah ve ya fzenin, zel ate alma dzeneini harekete ge irerek yaktn tututurmak; tetii ekmek. 3. m ec. Birinin daha da ok fkelenmesi iin harekete gei recek teviklerde bulunmak; kkrtmak, atelendirme, [ate-le-n-dir-me] is. Atelendirmek ii. atelendirmek, [ate-le-n-dir-mek] gl. f . [ -ir ] 1. Bir kimseyi veya bir topluluu heyecana getirmek, co turmak. 2. Yatmak zere olan bir olay alevlen dirmek, kiileri olay karmak zere kkrtmak

0 I M IR S O M .3 4 6 atelenme, [ate-le-n-me] is. 1. Atelenmek ii. 2. (Silah veya fze iin) tututurulma, tetii ekilme. 3. Vcut ssnn ykselmesi. 4. Kzma; fkelenme. 5. Tutuma; alevlenme. 6. m ec. Coma, heyecan lanma, kzma. atelenmek1, [ate-le-n-mek] edil. f . [ -ir ] 1. (Bir silah veya fze iin) itici gc salayan maddesi tututurulmak; tetii ekilmek. atelenmek2, [ate-le-n-mek] dnl. f. [-ir ] 1. Hasta lk sebebiyle vcut ss ykselmek. 2. Kzmak; ok fkelenmek. 3. Tutumak; alevlenmek; yanmak. 4. m ec. Comak; heyecanlanmak; kzmak, ateletme, [ate-le-t-me] is. Ateletmek ii. ateletmek, [ate-le-t-mek] gl. f . [ -ir ] 1. Atelemek iini yaptrmak. 2. Bir bakas araclyla bir silah veya fzenin patlatlmasm veya atelenmesini sa lamak; ate ettirmek, ateleyici, [ate-le-y-ici] is. Bir silah veya patlayc maddenin patlatlmasma yarayan zel dzenek; tetik. ateli, [ate-li] sf. 1. inde ate bulunan; atei olan. 2. Hastalk sebebiyle vcut ss ykselmi olan. 3. Cokun; heyecanl. 4. m ec. iddetli bir cinsel iliki arzusu iinde olan. ateli silah, P atlay c m ad d elerin m eydan a g etird i i an i g a z gen lem esin in itici gcnden y a r a r la n a r a k m erm i fr la tm a y a y a rayan silah. atelik, -i [ate-lik] is. 1. inde ate yaklan veya ate bulunan yer. 2. Ate ss ile alan frn, ka zan ve fabrika gibi yerlerde ate yaklan zel b lm. 3. {az} Frnl mutfak sobas. [DS] 4. {az} Baca. [DS] 5. {az} Azln sigara geirilen metal ucu. [DS] 6. {az} Mutfak. [DS] 7. {az} Iskarta ttn. [DS] 8. sf. Yakmaya uygun malzeme; yaka cak. atelilik, -i [ate-li-lik] is. Ateli olma durumu, ateperest, [Far. te-perest c~j~ii'T] {OsT} sf. 1. Atee tapan. 2. is. Mecusi ve Mezdeki. atesiz, [ate-siz] sf. 1. Atei olmayan. 2. tp. (Hasta lk iin) atesiz seyreden. atf, [Ar. atf *_ikp] {OsT} is. -* atf. 0 atf- beyn, {OsT} C m lede an lam g len d irm ek iin b a la kullanma.\\ atf- n azar etmek, {OsT} B akm ak, g z atm ak.| atf- nigh, {OsT} G z atm a; y le b ir bak| m a.| atf- tefsir, {OsT} Anlam kuvvetlendirm ek | iin b ir kelim en in e anlam lsn vav- tfa (ve) ile b a la y a r a k y a n y a n a kullanm a. atfen, [A r.'atf (m eyletm e)> atfen Lp] (a'tfen) {OsT} zf. 1. Birine mal ederek. 2. Birine veya bir eye ykleyerek; ona dayandrarak. 3. Birinin adna, atfetme, [Ar. atf (m eyletm e) + T. et-me cikp] is. 1. Atfetmek ii. 2. (Sz ya da eylem iin) birine ykleme; ona mal etme.

e r i B i i S i B i i .3 4 7

ATI

atfetmek, [Ar. atf (m eyletm ek) + T. et-mek iUsj.l] gl. f i [ - e r ] [-e(d )-i-y o r ] 1. Bir szn veya fikrin birisine ait olduunu sylemek. 2. Baklar ve szleri bir yere; birine yneltmek. 3. dbl. Bir kelime ya da cmleyi baka bir kelime ya da cm leye balamak, atf, [Ar. atf > atf / atfye uilap / ^J^-\ (atf:) {OsT} sfi 1. Balamaa ilikin. 2. yilikseverlikle ilgili; efkate ait. atgak, [at-a-k] {eT} is. 1. Karnda biriken sar su hastal. 2. Kaygdan yz sararmas. [DLT] 3. San renkli bir bitki. [DLT] atgan, [at-an] {eT} is. Yk devesi. [Mhenn] atganmak, [at-a-n-mak] {eT) dnl. f . [-u r ] Kelep elenmek; balanmak. [EUTS] atgarm ak, [at-ar-mak] {eT} gl. f . [-u r ] Ata bindir mek. [DLT] at, [at-k / at-g] {az} is. 1. Byk yaba. 2. Ular iki duvar zerine gelen kiri. 3. Vergi. 4. Dokuma clkta, halclkta zgler arasna gelen ip. 5. Ni an trenlerinde kza getirilen hediye. [DS] atgc, [atg-c] {az} is. 1. Tahsildar. 2. Avc; nian c. [DS] atgiller, [at-gil-ler] is. zool. Tek toynakllar takm; at, eek, zebra gibi her ayanda tek parmak bulu nan toynakl memeliler familyas, (E quidae). atgulak, [atu-la-k] {eT} is. Tfein tetik bilezii. [Mhenn] athal, [Ar. athal J ^ ' ] {OsT} sf. Kl rengi. ath ar1, [Ar. th ir> athr jUJ=l] (ath a:r) {OsT} is. Ka dnlarn ay ba ve doumdan kurtulduklar zaman lar. athar2, [Ar. thir > athar I] {OsT} sf. ok temiz. at1 [at-] {az} is. Dn bahii. [DS] , at2, [at-] {eT} Yeen; karde ocuu. [Tekin] [ETY] atbba, -a i [Ar. tabb > etbba5 * U=l] (etb b a :) {OsT} is. Hekimler; tabipler, atc, [at-c] is. 1. yi silah kullanan ve attn vuran kii; nianc; vurucu; kemanke. 2. spor. Atletizmin atma ile ilgili dallarnda yaran sporcu. 3. mec. Yalanc; palavrac. 4. {az} Halla. [DS] S atc kanal, anat. Sperm ann d a r atlm asn sa lay an 2,5 cm. boyun daki iki boru cu ktan h e r biri. atcdu, [at-c-du] {eAT} zf. Atc olduu, atclk, - [at-c-lk] is. 1. Atc olma durumu. 2. spor. Ateli ve haval silahlarla yaplan spor dal. 3. mec. Yalanclk, palavraclk. atf1, [Ar. atf > atf / tfa *_>U] (a :tf) {OsT} sf. 1. Meyleden; ynelen. 2. Birine sevgi duyan; gnl meyletmi olan. 3. dbl. Bala olan. atf2, -tf [Ar. atf -iL*] {OsT} is 1. Meyletme; ynel me. 2. Dayandrma; yneltme; gnderme. 3. Eme;

evirme; meylettirme. 4. Bkme; katlama. 5. Do kunma. 6. dbl. Bir kelime veya cmlenin kendisin den nce gelen cmle veya kelimenin anlamna tabi olmak kaydyla balala ona balanmas; ba lama; bala. 7. huk. Yasalar arasnda birbiri ile akan durumlarda en ok bilinene yaplan gn derme; gnderme, S1 atf baba, argo. E rk ek lik o r gan. atfe, [Ar. atf => tfe 4ikU] (a:tfe) {OsT} is. - * atfet. atfet, [Ar. a tf= > tfet o iL U ] (a. tfet) {OsT} is. 1. Karlk beklemeden yaplan iyilik; iyilikseverlik; ihsan. 2. Sevgi; gnlden snma. 3. Merhamet; efkat; koruma, atfetkr, [atfet + Far. -kr jlxiL>U] (a :tfetk :r) {OsT} sf. Esirgeyip koruyan; gzeten, atfetkrane, [atfet + Far. -krne ^IjlS^iLU] (a :tfetk :ra :n e) {OsT} zf. Koruyucu olana yakr tarzda. atk1, - [artk > atk] (a:tk) {az}[ zf. 1. Artk; gayri. 2. sf. Olmu, bitmi; tamamlanm. [DS] atk2, - [at-lc] is. 1. Atlan ey; dknt. 2. Her hangi bir ilem sonucunda aa kan ve kullanl mayan ve genellikle evreye atlan ou zararl maddeler. 3. {az} St ve yourt alkalamakta kul lanlan kk yayk. [DS] atk su, E vlerde, i y er le rin d e ve sa n a y id e tem izlik ve d i er a m a la r la kullanldktan so n ra kirlen m i o la r a k k an aliza sy o na braklan su. atk3, [at-mak > at-k] sf. 1. (Renk iin) solgun; uuk. 2. {az} arpk; eri br. [DS] atk4, [at-mak > at-k] sf. abuk davranabilen; evik; atik. atk5, [Ar. utk (gzellik) > atk / tka -Llt / ^ U ] (a:tk) {OsT} sf. 1. (At iin) soyu temiz; saf kan. 2. is. Gen kz. 3. Yavru ku. atk6, [Ar. atk (azat etm e) > atk / atka iLU / ^ U ] (a:tk) {OsT} sf. (Kle iin) serbest braklm; azat edilmi. atk7, [Ar. tk (eskilik) > tk / tka t U / ^ U ] (a. tk) {OsT} sf. 1. htiyar. 2. (arap iin) eskimi. atkm ak1, [at-k-mak] {az} g s z .f. [-r ] 1. Kt n kmak. 2. n kazanmak. [DS] atkmak2, [at-k-mak] {az} gsz. f . [ -r ] Grbz lemek; bymek. [DS] atl, [Ar. tl / tla ltU / J t U ] (a.tl) {OsT} sf. 1. Tembel. 2. lemeyen; bo duran; faydasz. 3. Ha reketsiz; etkisiz. 4. Mahrum. 5. Durgun; ie yara maz. atlan, [at-l-an] {az} is. alayan; elale. [DS] atlane, [Ar. tl + Far. -ne ^ tU ] (a :tla :n e) {OsT} sf. ve zf. 1. Tembelce. 2. e yaramaz bir ekilde, atlgan, [at-l-gan] sf. 1. Bir i veya grev iin hemen

ATI
harekete geen, toplum lideri olmaya can atan y rekli kii; giriken. 2. Tehlikeden ve glklerden ylmadan ne frlayan; atak; cesur; cretkr. 3. {az} is. alayan; elale. [DS] atlganlk, - [at-l-gan-lk] is. 1. Atlgan olma du rumu. 2. Atlgan olann nitelii, atl, [at-l-mak > at-l-] sf. 1. Bir yere atlm olan; atlm. 2. Terk edilmi; braklm, atlm, [at-l-m] is. 1. Atlma, ilerleme. 2. Bir ii daha ileri duruma getirmeye, canlandrmaya, hz landrmaya ynelik hareket; hamle. S atlm yap m ak, B ir ii d a h a iyi ve d a h a ileri durum a g etir m e k iin h a rek ete g em ek. atlmc, [at-l-m-c] sf. Durumunu daha iyiye g trmek iin aba sarf eden, atlm yapan, atl, [at-l-] is. 1. Atlmak ii; atlma. 2. Atlma biimi. atlm a, [at-l-ma] is. Atlmak ii. atlm ak, [at-l-mak] edil. f . [-r ] 1. Birisi tarafndan frlatlmak; atlmak iine konu olmak. {eT} (ayn) 2. Kovulmak; iten karlmak; uzaklatrlmak. 3. Y ok edilmek. 4. rtlmek, serilmek. 5. Havale edilmek. 6. Terk edilmek, braklmak. 7. Kabartl mak. 8. dnl. f . Bir yere veya bir eye doru ken dini atmak; hamle yapmak; komak; frlamak. 9. Yeni bir alanda almaya veya bir ie balamak; teebbs etmek; girimek. 10. Saldrmak, ani h cuma gemek. 11. Gereksiz yere beklenmedik e kilde sze karmak. 12. {eT} (iek iin) almak. 13. {eT} (Bir ey iin) atlamak; ayrlmak. [DLT] 14. {az} (Kap, pencere keresteleri iin) erilmek. [DS] S atld atlacak, 1. K ovu lm ak zere. 2. leri fr la m a k iin h azr vaziyette. | atlp gitmek, {az} | 1. B ird en b ire baylm ak. 2. Anszn dp lm ek. [D S]|| atp satlm ak, {az} E lden ka rlm a k; ilgi s i kesilm ek. [D S]|| atlr benzin deposu, 1. Sava u ak la rn d a boaldktan so n r a atlan y e d e k benzin deposu . 2. H ed efte yangn k a rm a k iin y e r e atlan d o lu benzin deposu . | atlm pamuk gibi, K a b a r k | v e beyaz b ir yn hlin d e a tm 1, [at-mak > at-m ^ 1 / *j'T] {eAT} is. Adm. atm 2, [at-m ^i] is. 1. Atmak ii.. 2. Silahn filermi im ateleme; ate etme. 3. Atlan eyin ald yol; silahn menzili. B ir kurun atm burnumuzun dibin deler. 4. Ateli silahlarda barut hakk. 5. {eT} Nian at. [DLT] [Gabain] 6. {eT} Atc; nianc. [DLT] t? atmna drmek, {az} S rasn a g e tirm ek; tavna getirm ek. [D S]|| atmna getirmek, {az} S rasn a getirm ek ; tavna getirm ek. [D S]|| atm yiri, {eAT} Ok, kurun m enzili; okun y a d a kurunun er i e b ile c e i yer. atm 3, [at-m] {az} is. Lokma. [DS] atm 4, [Ar. tm p-kl&] (a. tm) {OsT} sf. Mahvolan; len.

nM KEH bl.'
atm c, [at-m-c] is. zel aralar ile pamuk ve yn kabartma ve ditme iini yapan kii; halla, atmclk, - [at-m-c-lk] is. Atmcnn ii ve mes lei. atmlk, - [at-m-lk] sf. 1. (Barut vb. iin) silah doldurabilecek veya bir sefer at yapabilecek ka dar; barut hakla. 2. m ec. (Harcanacak g iin) son. fi1 bir atmlk barutu olmak (kalm ak), Gcnn ve takatinin so n sn rn a g elm i olm ak. atn, [ad-mak (farkl olm ak) > ad-n / atn] {eT} sf. Dier; baka; bakas; yabanc; yad. [EUTS] atm ak, - [at-m-ak] {az} is. Yiyecek dilimi. [DS] atnu, [at-m-u] {eT} sf. Atlan. [DLT] atnm ak, [at-m-mak] {eT} dnl. f . [-u r] 1. Bir tarafa atlmak; yuvarlanmak; atar gibi grnmek. [DLT] 2. {az} Yzmek. [DS] atnt, [at-n-t] {az} is. 1. ki tarlann snrn belir ten toprak yn. 2. ift srerken dnm banda kzlerin dnd yer. 3. Rzgrn savurup bir yere yd kar. 4. Gelin eyizi kesilirken akraba lara alman hediyelik giysiler. 5. sf. Atlm; terk edilmi; re km. [DS] atr, [Ar. tr > tr ^tU] (a:tr) {OsT} sf. 1. Gzel kokulu; gzel kokan. 2. Gzel kokular seven, atrm ak, [ad-r-mak / at-r-mak] {eT} gl. f . [-u r] Ayrmak; tefrik etmek. [EUTS] atrt, [ad-r-mak > at-r-t] {eT} is. 1. Ayrlk; fark. [EUTS] 2. Tpk; ayn. [EUTS] ats, [Ar. ts afak. at1, [at-] is. 1. Atmak ii; frlatma ii. 2. Atma bi imi. 3. Sevk etme; gnderme. 4. biy. Kalbin kan basm srasnda nabzda veya boyunda duyulan basn art ve sesi. 5. as. Silah ateleyerek hedefe frlatma ii. 6. {eT} Atma; kfr; kavga. [EUTS] [DLT] 7. argo. Cinsel ilikide er suyu fkrmas. S5 at izgisi, O kularn at y a p a c a k la r zam an dur m alar g er ek en izgi.\\ at plan, as. M u h areb e ve eitim a m a l atlarn ayrntl o la r a k belirtildii plan , kroki.\\ at yeri, as. S ilah la at eitiminin y a p ld a la n ; p o lig o n . at2, [Ar. at > at J ^ ] {OsT} sf. Susuz; susam, atgan, [at--an] {eT} sf. Daima atan. [DLT] atm a1 [at-mak > at--ma] is. 1. Atmak ii. 2. , Szl kavga; ekime; drlt; drlama; didime; hrlama. atm a2, [eT ay-t--ma > ay-t--ma > at--ma] ed. k ad verilen saz airlerinin kendi aralarnda belirli kurallar erevesinde dzenledikleri kar lama, yarma; deyime; kar; aytma. atm ak1, [at--mak 3 *-T] ite, f . [-r ] [eAT, -ur] Karlkl olarak birbirine bir ey atmak; birbirine atmak; frlatmak. {eAT} (ayn) (a:ts) {OsT} sf. 1. Aksran. 2. is.

i iiim

c a s .3 4 9

A TK

atmak2, [eT. ay-t--ma > ay-t--ma > at--mak] ite, f [ -r ] 1. Karlkl olarak birbirine ho olma yan szler sylemek; sz dala etmek. 2. Karlkl nkteli ve nazik szler sylemek. 3. ed. klarn verilen bir ayaa uygun olarak saz eliinde kar lkl olarak birbirini tamamlayan iirler sylemele ri. 4. {eT} Atmak; kavga etmek; kfurlemek. [DLT] attrma, [at--tr-ma] is. Attrmak ii. 0 attr ma yeri, A yak stii b ir ey y en ilen veya iilen yer. attrmak, [at--tr-mak] gl. f . [-r ] 1. Ayak st ve acele olarak bir eyler yiyip imek. 2. gsz. f . Kar veya yamurun seyrek ve iri olarak yamas; serpitirmek. 3. {az} Dvmek; tokatlamak. [DS] attrmak, [at-mak2 > at-tr-mak] gl. f . [-r ] ki ve daha ok halk airinin atma tr iirler syle mesini salamak, attrmalk, - [at--tr-ma-lk] is. Attrmaya mahsus veya yetecek kadar yiyecek, iecek, atz, [at-z / etiz] {eT} is. ki dere arasndaki su gee cek set. [DLT] atzlamak, [at-z-la-mak / etizlemek] {eT} gl. f . [ -r ] Ark amak; set yapmak; topra paralara ayrmak; evleklemek. [DLT] atzlanmak, [at-z-la-n-mak] {eT} e d il.f. [-u r ] (Tarla iin) blmlere ayrlmak; sulanmak iin blmlere ayrlmak. [DLT] atzmak, [at-mak (titrem ek) > at-z-mak / t-z-mak / et-iz-mek] {eT} gl. f . [ -u ] 1. Titretmek. [KPy.] 2. nlatmak. [KPy.] 3. (Telli saz iin) almak bir musiki aleti almak. [KPy.] [EUTS] ati1 [Ar. ityn (gelm e) > t ^ T ] (a :ti:) {OsT} is. 1. , Gelecek zaman; yarn; istikbal. 2. sf. Gelecek. 3. Bir yaz iin daha sonra gelen blmde belirtilen; aa. S t'l-beyn, {OsT} A a d a s z ed ile c e k olan.| t'z-zikr, {OsT} A a d a b elirtilecek, biraz | sonra belirtilecek olan. ati2, [Ar. utv > at j^ -] (ati:) {OsT} sf. nat; kaim kafa. ati1, [Ar. 't! / tiye yan eden; kafa tutan, atid, [Ar. atd -i~t] (ati:d) {OsT} sf. Hazr; hazr lanm. atide, [Ar. atd -l^ ] (a ti:d e) {OsT} is. Elbise sand atih, [Ar. tih / tihe / vU -] (a. tih) {OsT} sf. syan eden; kafa tutan. atik1 -i [at-k > atik] sf. 1. abuk davranp hzl , hareket edebilen; evik; eline abuk. 2. zf. abuk, hzl. S atik davranm ak, H erkesten n ce d a v ranmak, abu k h a rek ete g em ek. | atik tetik, a | buk davranan, evik. atik , -k [Ar. tk (eskilik) > atk / atlca / ^] ^ U ] (a :ti:) {OsT} sf. s

(ati.k, k kaln sylenir) {OsT} sf. 1. Eski zamanlar dan kalma; eski; an. 2. Antika deerinde; kymet li. 3. Gemi; kadim. atikJ, -k [Ar. atik jiU ] ( v.tik, k kaln sylen ir) {OsT} is. Srtn st ksm. atik4, -k [Ar. utk (gzellik) > atk (ati:k, k k a ln sylen ir) {OsT} sf. 1. (Kz iin) gzel ve gen. 2. Soylu; asil. 3. Klelikten km olan; azat edilmi; azatl. atik5, -ki [Ar. tik dlU] (a:tik) {OsT} sf. Berrak; saf; karmam. atikiyat, [Ar. atl > atkyt o ly u ^ ] (ati:kya:t) {OsT} is. Eski eserler bilimi; arkeoloji, atikleme, [atik-le--me] is. Atiklemek ii. atiklemek, [atik-le--melc] dnl. f . [-ir ] abuk ha reket etmeye veya abuk davranmaya, balamak; eviklemek. atiklik, -i [atik-lik] is. 1. Atik olma durumu; abuk luk; eviklik. 2. Atik olann nitelii, atil, [Ar. til JjU ] (a:til) {OsT} is. cretli yardmc, atim, [Ar. tim / time <!U / ^jU] (a:tim ) {OsT} sf. Ar; yava. a time, [Ar. ta'm > atime < > Jl] (t, kaln sylen ir) u -> {OsT} is. Yemekler; alar, atime, [Ar. atme <u^l] (ati:m e, t kaln sylen ir) {OsT} sf. Ate yaklan ocak veya mangal, atire, [Ar. tire yLp] (a. tire) {OsT} is. 1. Putlara kur ban edilen dii koyun. 2. Araplarn slamlk ncesi, Recep aynda kestikleri kurban, ati, [Ar. ti / tie Susuz; susam, atit, [Ar. att 1^1] (ati:t, t ler kaln sylen ir) {OsT} is. Gcrt. atiyat, [Ar. atiyye > atiyyt L k ] {OsT} is. -* atiyyat. atiye1, [Ar. ata (verm e) > atiyye <uUt] {OsT} is. B yklerin kklere verdikleri hediye ve bahi, i? atiye-i seniyye, P ad ia h n verd i i h ed iy eler; atiy ei a h an e. atiye2, [Ar. t (g elecek) > tiye j'T] (a:tiye) {OsT} is. 1. Gelecek olanlar. 2. Gelecek zamanlar, atiyen, [Ar. tyn (gelm e) > tiyyen I. T] (a: t i en ) y {OsT} zf. Gelecekte; sonra; ileride, atiyyat, [Ar. atiyyt o L L t] (a:tiyya:t) {OsT} is. A r maanlar; bahiler; ihsanlar, atkag, [at-ka-] {eT} is. Ba; kelepe; bent. [EUTS] atkaglg, [at-ka--l] {eT} sf. Bal; kelepeli; bentli. [EUTS] atkak, [at-ka-k] {eT} is. Bilin nesnesi; nesne; obje; (ati:) {OsT} sf.

ATK ey. [ tigsizler] atkalm ak, [at-ka-l-mak] {eT} gsz. f . [-u r ] Ok atmak istemek; silah atmak. [EUTS] atkam ak, [at-ka-mak] {eT} gl. f. [-r ] Balamak. [Gabain] atkansz, [at-ka-n-sz / ad-a-n-sz] {eT} sf. Basz; serbest. [Gabain] atkangu, [at-kan-u / at-lanu] {eT} is. Duyu sahas; duyu nesnesi. [ ltigsizler]atkanguluksuz, [at-kanu-luk-suz] {eT} sf. Kelepelenmeyen; balanma yan. [EUTS] atkanm ak, [at-la-n-mak / ad-a-n-mak] {eT} edil. f . [-u r ] 1. Balanmak; kelepelenmek. [Gabain] [EUTS] 2. Kavramak; alglamak [ tigsizler] 3. Y a pmak. [ tigsizler] atkanm aksz, [at-kan-maksz] {eT} sf. Serbest; balanm olmadan; balanmakszm. [EUTS] atk, [at-mak > at-k] is. 1. Omuza ve baa rtlebilen pamuklu veya ipekli kumatan yaplm geni rt. 2. Souktan korunmak iin boyuna sarlan ynl veya kaba kumatan yaplm dolama; ka kol. 3. Ayakkablarn zerinde artmal balama veya ilikleme iin yaplm erit. 4. Dokumaclkta enine geirilen iplikler. 5. Binalarda kap, pencere gibi boluklarn zerinden geirilen kiri. 6. Mat baaclkta defter ve fatura gibi elle yazlacak basl evrak iin satrlar gstermek amacyla konulan noktal izgiler. 7. Ekin saplarn yksee atmak iin kullanlan yabadan ok daha byk tarm ara c. a t k, -c [at-mak > at-k] is. Ta atma arac; sapan, atklam a, [at-k-la-ma] is. tekst. 1. Tezghtaki zg iplikleri zerinden atk ipliini geirme; atk atma. 2 . Bir dokumann atk dzeni, atklam ak, [at-k-la-mak] gl. f. [-r ] [-l()-y o r] tekst. 1. Dokumada atk iini yapmak. 2. {az} El tezgh larnda mekik atarak dokuma yapmak. [DS] atkl, [at-k-l] sf. 1. Atk sahibi olan. 2. Atksn ta knm. atklk, - [at-k-lk] is. tekst. 1. Sadece atk iplii olmaya elverili. 2. Ksa lifli ve zayf merinos ipli iatkn, [at-kn] {az} is. 1. Krklmak zere olan koyunlarn ynlerinin dibinden kan yeni yn. 2. sf. Yavrusunu l douran. 3. Parasz. 4. (Kz iin) apkn. [DS] atku, [at-mak > at-ku-] {eT} sf. Atan, atkuyruu, [at+kuyruk(k)-u] is. bot. Nemli yerlerde yetien ieksiz, damarl ve kk sapl, ok yllk bir bitki; boynuzluca ot. (Equisetum arven se). S at kuyruu sa, T ep ed e toplanp b a la n a ra k a t kuy ruu g ib i sarktlm uzun s a biim i. atkuyruugiller, [at+kuyru(k)-u-gil-ler] is. bot. r nek tr atkuyruu olan ereltiotlanndan ii bo saplan boumlu, boum yerlerinden epeevre dal lar kan sporlu bitkiler familyas, (E qu iseticeae).

M K S U . o atlab 1 [Ar. talib > atlb vjMU] (atla. b) {OsT} is. 1. , Arayanlar. 2. renciler; talibler; talebeler. atlab2, [Ar. tlb > atlb v_iUl] (a tla :b ) {OsT} is. Ka dn peinde koanlar; hovardalar; zamparalar, atla, [at-la-] {az} is. Yam a; dan bir yz, srt. [DS] atlag, [at-la / at-l] {eT} sf. Adl; isimli sanl; nl; mehur. [EUTS] [Gabain] atlak 1, - [at-la-k] is. tekst. 1. Atlanm. 2. Kadife dokumas srasnda bir ka atk ipliinin dm lenmeyerek serbest kalmas durumu. 3. {az} ay vb. akarsudan gemek iin aralklarla konulmu iri talar. [DS] 4. {az} Kpr. [DS] atlak2, - [at-la-k] {az} zf. Kadar. [DS] atlal, [Ar. talel > atll J 5U (a tl .l) {OsT} is. 1. Bi >I] imler; ekiller; resimler; kalplar. 2. ren yerler; harabeler. atlam a, [at-la-ma] is. 1. Atlamak ii. 2. spor. En yk sek veya en uzak atlamay esas alan yanma dallan. 3. Uaktan paratle yere inme. 4. Gazetecilikte dier basn yayn organlarnn verdii nemli bir haberden haberi olmamak. 5. rg ilerinde birbi rine bitiik olmayan ilmekleri balayan para iplik. 6. mtihanlarda sorulardan bazlarn yanllkla bo brakma. 7. Matbaaclkta dizgi srasnda bir keli me, cmle veya bir blmn eksik dizilmesi ile oluan anlam bozukluu. 8. Paratle bir hava ara cndan bolua atlma. 9. {az} Eik. [DS] 10. {az} Akarsuyun atlanarak geilebilen yeri. [DS] S1 at lam a b acak oyunu, Y ere oturm u k arlkl iki o cuun st ste koydu klar a y ak la r ve yum ruklar ile oluturulm u y kseklikten atla m a y a dayan an bir o c u k oyunu. | atlam a beygiri, spor. A tlam a y a p a | c a k jim n astikin in k o a r a k g elip d es tek a ld jim nastik aleti. | atlam a direi, {az} atnn oturdu | u ksm da d rt m etre a ra lk la kon ulan direkler. [D S]|| atlam a iareti, M atb aa clkta atlan an ksm lar g ster m e k a m a cy la kullanlan 0 iareti. | at | lam a tahtas, m ec. S o sy a l m evki veya id ari bir m a kam itibariyle d a h a iyi durum a g elm ek iin kullan lan m akam , yer.\\ atlam a tahtas yapm ak, D a h a iyi b ir kon um a g elm ek iin birini veya b ir y e r i b a s a m a k o la r a k kullanmak.\\ atlam a ta, ay, d er e g ib i derin olm ayan k k su lar iin e g irm eden a tla y a r a k g e m e k iin a d m la n a b ilec e k a ra lk la rla dizilm i ta lar; atlang. | atlam a vaziyeti, H av a c | lkta, p ara t lerin gvenli b ir e k ild e dar kab ilm elerin i sa la m a k a m a cy la uan dk hzda, b ir k a r a r d a v e dz uu y a p m a s durumu. atlam ak, [at-la-mak] gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Bir ykseklikten ayaklar yerden kesilmi olarak sra yp gemek; {eT} (aym); vmak; hoplamak; kalg mak; sekmek; sramak. [EUTS] D uvardan a tla m ak. 2. Ayaklan yerden kesilmi olarak srayp bir uzaklktan ileri gemek. Su birikintilerinden

m rn so2 m i)n351
Bir eyi yakalamak iin ileri doru fr lamak. K a leci, topa atlad. 4. Yksekte bulunan bir yerden aa doru kendini atmak. atdan a tla mak. 5. a rgo. Binmek. O tobse a tlad gibi... 6. Bir makamdan, bir mevkiden daha iyisine gemek. 7. Bulamak. Sr v eb as T rakya a atlad. 8. S y ramak. Yangn, kary a atlad. 9. Birbiri ile ilgisi bulunmayan nesneler ve olaylar arasnda gei yapmak. imdi, A n adolu Selu klu larn b ra k p I s panya atlayalm . 10. Bir snf okumadan bir st ya snfa gemek. o k z ek i ocuktu, ikiden d rd e a tla d. 11. Saldrmak. D m ann stne yldrm g ib i atlad. 12. m ec. Aldanmak, kandrlmak. 13. argo. (Erkek iin) cinsel ilikide bulunmak; cinsel iliki ye alet etmek. 14. gl. f . Bir yeri srayarak ge mek. Buray b ir a d m d a a tla y ab ilir m isin? 15. Bi rini veya bir nesneyi dikkate almamak; yok say mak. A llah a k n a a tla u mzmz. 16. Dikkatsizlik sonucu unutmak veya gzden karmak. B an kay a taksit vard, b a k atlam z. 17. Birbirini takip eden konu, ekil, yaz, rakam gibi blmleri bilerek dik kate almadan ya da dalgnlkla unutarak gemek. 18. Gazeteciler iin, nemli bir haberi alamamak. 19. {eT} Adm atmak. [Mhenn] S atlayp gelmek, lk a ra la hem en gelm ek. atlamba, -c [at-la-mak > at-la-n-ga / atla-mba] is. l.Y ere oturmu karlkl iki ocuun st ste koyduklar ayaklan ve yumruklar ile oluturulmu ykseklikten atlamaya dayanan bir ocuk oyunu. 2. Suya atlanlacak ykseke yer. 3. {az} ay ve de re gibi yerlerden atlayarak gemek iin su iine konulmu iri talar. [DS]
allamak.3.

ATL

atlan m ak 1 [at-m ak> at-la-n-mak] e d il.f. [~r]\. A t , lamak ii yaplmak. 2. {eT} Bir eyin zerine k mak. [EUTS] atlanm ak2, [at > at-la-n-mak ji^ 'T ] dnl. fi. [-r ] 1. . At sahibi olmak. 2. Ata binmek. {eT} {eAT} (aym) 3. {eT} Atla gitmek. [Gabain] [Mhenn] [EUTS] 4. {eT} Atlamak; at hline gelmek. [DLT] atlanturm ak, [at > at-la-n-tur-mak] {eT} gl. fi. [-u r ] Ata bindirtmek; atlandrmak. [EUTS] atlas1 [Ar. tala (przsz olm ak) > atlas l r W=\\{OsT} , _ is. 1. Yz ipek, alt pamuklu kymetli bir kuma cinsi. 2. co. Bir yeri, bir ktay, bir lkeyi veya btn dnyay btnyle gsteren haritalar. 3. Y l dzlar ve burlar btnyle gsteren gkyz ha ritas. 4. Leheleri ile birlikte bir dilin konuulduu yerleri gsteren harita. 5. nsan vcudundaki organ ve dokularn yerlerini gsteren ematik resimler. 6. sf. Atlastan yaplm. 7. Przsz; temiz; parlak. S1 atlas- arh , {OsT} G kyz.| atlas dikii, {az} | Y organclkta b a k la v a biim i b ir diki tr. [D S]|| atlas- gerdn, {OsT} Gkyz. | atlas- mina, | {OsT} Gkyz.| atlas-p, {OsT} Atlas giyen ; a tla | s a brnen,| atlas-rengn, {OsT} K oyu krmz. | atlas2, [Ar. tala > atlas j-^UpI] (atla:s) {OsT} is. 1.

Eskitmeler; ypratmalar; mahvetmeler. 2. sf. Eski; anm. atlas3, [Yun. atlas (bir m itolojik varlk) > Fr. atlase] is. 1. zl. is. mit. (B a h arfi byk yazlr) lk a Yunan mitolojisinde tanrlara isyan ettii iin Zeus tarafndan gk kubbeyi omuzlarnda tamaya mah km edilen titan. 2. mim. Bir balkon veya saa atlandrma, [at > at-la-n-dr-ma] is. Bir asker birlii yahut bir kornii tamak iin stun yerine kullan ata bindirme. lan veya stun ba olarak dzenlenen erkek heyke atlandrmak, [at > at-la-n-dr-malc] gl. f . [-r ] Bir li. 6 1 atlas kemii, anat. nsan boynu ndaki birin ci asker birlii atl hle getirmek, ata bindirmek, omur.\\ atlas iei, bot. B rezily a k k en li boum boum y a ss veya k eli g v d e zerindeki uzun atlandurmak, [at > at-la-n-dur-mak Jjjjj-uAjT] {eAT} b ir s a p ucunda g en ellik le y l b a n a d o ru o k ca n g l.f. [-ur] Ata bindirmek, l krmz, p em b e, sa r ve beyaz i e k le r a an d o la atlanga, -c [at-la-mak > at-la-n-ga] {az} w. Tarla y sy la ss bitkisi o la r a k sa k sla rd a yetitirilen b ir aralarnda yalnz yayalarn geebilecei biimde kakts eid i; N o e l kakts; y l ba ie i, (Zygoyaplm iki taraf merdivenli yksek geit. [DS] castus truncatus) ve (Epiphyllum),|| atlas ieiatlang, -c [at-la-n-g] is. ay, dere gibi derin ol giller, bot. rnek bitkisi atlas i ek le ri olan k a k mayan sular, iine girmeden atlayarak gemek iin tsler. admlanabilecek aralklarla dizilmi talar; atlama atla, [at-la-] {az} is. Atn sars; atn arka taraf. ta. [DS] atlanlma, [at-la-n-l-ma / at-la-n-l-ma] is. Atlanl atlam ak1, [at-la--mak] dnl. f . [-r] 1. (Tay iin) mak ii. at olmak; at durumuna gelmek. 2. m ec. (Kii iin) at gibi kaln adaleli bir vcuda sahip olmak. atlanlmak1, [at-la-mak > at-la-n-l-mak] edil. f . [-r ] atlam ak2, [ay-r-t-la--mak] {az} gl. f . [-r] Ayrt 1. Bir yerden atlamak ii yaplm olmak. 2. Atlara etmek. [DS] binilmek. atlanlmak2, [at (bin ek hayvan) > at-la-n-l-mak] e- atlam ak3, [at-la--mak] {az} ite f. [-r ] ki kii birden ata binmek. [DS] d il.fi [ -r ] At sahibi olunmak, atlatrm ak, [ay-r-t-la--tr-malc / at-la--tr-mak] atlanma, [at-la-n-ma] is. 1. Atlanmak ii. 2. At sa {az} gl. f . [ -r ] Kavga eden insan ya da dven hibi olma ii. 3. Ata binme eylemi. hayvanlar ayrmak. [DS]

ATL atlatn , [at-la-t-c] is. 1. Atlatma iini yapan; atla tan. 2. Paratle atlama eitimi srasnda parat lerin uaktan atlamasna yardmc olan uzman, atlatlm a, [at-la-t-l-ma] is. Atlatlmak ii. atlatlm ak, [at-la-t-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. Birisi ta rafndan atlatma eylemine uramak; o cu k la r an n eleri tarafn dan am u rdan atlatld. 2. m ec. eit li bahanelerle oyalanmak; kandrlmak. A dam s znde durm ad, atlatldk. 3. Savuturulmak. F a b rik a d a yangn teh likesi atlatld. atlatm a, [at-la-t-ma] is. 1. Atlatmak ii. 2. Bir gaze tecinin nemli bir haberi dier gazetecilerden nce duyurmas. 3. rgclkte mevcut ilmiklerin ya nnda ikinci bir ilmik sras oluturma. 4. {az} Ka p ve pencere stlerine konulan uzun ta. [DS] S atlatm a haber, B ir gazetenin d i er g azetelerin hibirinin h a b er i olm ad an y ayn lad n em li h a ber. atlatm aca, [at-la-t-mak > at-la-t-maca] is. Atlatma dzeni; kandrmak iin oyun kurma. atlatm ak 1, [ at-la-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] Ata bin dirmek. [ETY] atlatm ak2, [at-la-t-mak] gl. f . [-r ] 1. Birine atlama iini yaptrmak. 2. Skntl bir durumu savutur mak. 3. ok nemli bir haberin dier gazete muha birlerine duyurmadan yalnz kendi gazetesinde ya ynlanmasn salamak. 4. m ec. Birini bandan savmak; kandrmak. 5. {az} Akln kaybetmek. [DS] atlaturm ak, [at-la-tur-mak] {eT} gl. f . [-u r] 1. Ata bindirmek. [KPy.] 2. Ata bindirilmek. [KPy.] atlavu, [at-la-mak > at-la-n-gu] {az} is. Dere, ay gibi yerlerden gemek iin su iine konulan byk talar; atlama ta. [DS] atlayc, [at-la-y-c] is. 1. Atlamay i ve meslek edinmi kii. 2. spor. Atletizmin atlama dallarndan birinde yaran sporcu, atlay, [at-la-y-] is. Atlama ii ve biimi, atlaz, [Ar. tala => atlaz j ^bT] {eAT} is. -* atlas1 atles, [Ar. tala (przsz olm ak) > atles ^-J] {OsT) sf. Eski; ypranm; yrtk, atlesi, [Ar. atles U (atlesi:) {OsT} sf. 1. Atlastan =l] yaplm. 2. Atlas gibi, atlemek, [ay-r-t-la--mak / at-le--mek] {az} ite f . [-ir ] Ayrlmak; dzelmek. [DS] atletrm ak, [atle-tr-mak] {az} gl. f. [-ir ] D zeltmek; ayrmak. [DS] atlet, [Yun. athletes / athlos (gre) > Fr. athlte] 1. Atletizmle uraan sporcu. 2. Kolsuz ve yakas ak erkek i fanilas. 3. sf. Salam yapl; gl. S atlet yapl, Vcudu ve a d a le le r i iyi g elim i s a lam y a p l kii. atletik, -i [Fr. athltique] sf. 1. Vcudu ve kaslar

I M U K C E S O M .
gelimi olan. 2. Atletlere zg; atlete uygun. 3. Atletizmle ilgili, atletizm, [Fr. athltisme] is. Kou, atlama ve atma yarmalarn kapsayan bireysel sporlar, atl, [eT. at-h / at-l] is. 1. Ata binmi kii; binici; svari; sipahi. {eT} (ayn) [EUTS] [DLT] [Tekin] [Mhenn] [Gabain] [ETY] 2. Askerlikte binek at kullanan kii veya snf. 3. sf. Ata binen. 4. At olan ve ata binmi olan. 5. Atla yaplan, t? atl ases, Y en ieri o ca n a m ensup olu p stan bu l asayiin den sorum lu a sk erlerin a t zerinde g e z e r e k g r e v y a p a n la r .| atl ases gibi gezmek, G e c e gndz s e r ,| b este d o la a b ilm e k ,| atl az, B ir a t m enziline | u la tra cak k a d a r yiyecek.\\ atl gibi, {az} (Kadn iin) ham arat. [DS]|j atl k araca, A tlkarnca]] atl k arao, A tlkarn ca.| atl karnca,, zool. ri g v d e | li b ir k a rn ca tiir, (Po n er a gran dis). | atl ktalar, | (E skiden) atn kendisin den veya gcnden y a r a r la n a ra k s a v a a katlan a s k e r birlikler.| atl spor, At j zerinde y ap lan btn sp o rla rn g e n e l ad. atlg, [fc-h] {eT} sf. 1. Adl; ad olan; ad alm; isimli; sanl. [ tigsizler] [EUTS] [ETY] 2. ... de nen. [ tigsizler] 3. Unvanl; unvan sahibi; rtbesi olan; nl; tannm; mehur. [ETY] [Tekin] [M henn] 4. Milletin by. [DLT] atlk, - [at-lk] {eT} is. 1. At balanacak yer. [Mhenn] 2. {az} Ky odalarnn yannda konuk atlarnn baland ahr; tavla. [DS] atlkarnca, [at-l + karao (< t. carozza)] is. Bir merkez etrafnda dnen yapma hayvan ve otomo billerden olumu ve ocuklarn binerek elendik leri panayr oyunca, atlm, [at-l-m] {az} sf. anl; naml. [DS] atliye, [Ar. tl > atliye tiW] {OsT} is. Merhemler, atlu, [eT. at-h > at-lu jJ'T] {eAT} sf. Atl. S atlu ases, {OsT} 1. A tla g ezen g e c e bekisi. 2. F a h i e ; hay at k ad n .| atlu azu, {eAT) B ir a t m enziline | u la tra cak m iktardaki azk .| atl kii, {eAT} Sva | ri. atm a, [at-ma -liT] is. 1. Atmak ii. 2. Lokomotif ta rafndan itilen bir vagon dizisinin kazand hz ile yaplan manevra. 3. Atletizmin eki, glle, cirit ve disk at ile ilgili yarmalarna verilen ad. 4. na atlarda geni aklklar tutmak iin oluturulan birleik kiriler. 5. {az} Nian hediyesi. [DS] 6. {az} K geceleri srayla, haftada bir yaplan ye mekli sohbetler. [DS] 7. {az} Yamalardaki, uu rumlardaki kaya paralar. [DS] 8. {az} Yaplarn zerini rtmede kullanlan kaln aalar. [DS] 9. Patik, ayakkab vb.nin stten geen ve yandan ilik lenen kay. 10. s f Atmak ii ile oluan, t? atm a dan atm ak, {az} K iin deden atm ak; atlatm ak. [D S]|| atm a ip, {eAT} D oku m aclkta en in e atlan ve ta ra k la sktrlan iplik; a tk .| atm a ta, {az} o | cu klarn oyn ad b ir ta oyunu. [DS]

353

ATV

atmaca, [at-mak > at-na-ea; is. zool. 1. Kartalgiller den ormanlk alanlarda yaayan, kk kular ve kemirgenleri avlayarak beslenen geni kanatl, uzun kuyruklu yrtc ve etil bir ku, (A ccipiter niss). 2. {az} ocuklarn ku avlamakta kullan dklar bir ara; sapan. [DS] 3. (atm a'ca) zf. Bir ey atarak; atma yoluyla. S atm aca gibi, o k hzl ve evik. | atm aca gibi atlm ak, (B ir i y a d a p a r a | iin) slip o la b ilm e k iin byk b ir h rsla h a rek ete g em ek.| atm aca kartal, zool. Uuu kartala, | rengi atm a cay a benzeyen b ir y rtc k, (H ieraaetus fscistus).\\ atm aca kelebei, zool. P u l k a natllardan larv alar b itk iler iin z ara rl b ir k e le bek, (C elerio lin eata). atnvacac, [atmaca-c] is. Atmacay bir avc ku olarak yetitiren, eiten kii. atm acac ba, m paratorlu k d n em in de a tm a c a c la r den ilen avc kolunun ba. a tmac aclk, [atmacac-lk] is. Avclkta birinin kaldrd ava o daha ate etmeden ate etmek. atmak, [at-mak] gl. f. [ - a r ] 1 Bir nesneyi elden brakp bolua, ileriye doru frlatmak. {eT} (ayn) [DLT] '[Nevty] [Yknek] [Mhenn] [KPy.] 2. ze rinden hzl bir ekilde karp bir kenara rasgele brakmak; karmak. 3. Bir eyi birine hzlca ver mek. 4. Uzaa ve istenmeyen bir yere gndermek; uzaklatrmak. 5. Gereksiz bularak elden karmak, 6. Kullanmaktan vazgemek. 7. Terk etmek. 8. Gnlnden, dncesinden uzaklatrmak. 9. Koy mak. 10. Yerletirmek, 11. leri , bir tarihe brak mak. 12, p, halat, zincir gibi eylerin bir ucunu ulatrmak, 13. Gtrmek, tamak. 14, Dinamit, bomba, silah vb. atelemek, patlatmak. 15. e r i { {Ok iin) atmak; niana atmak: silah atmak; nian almak. [EUTS] [ETY] 16, Birini dvmek, bir eyle vurmak; dvmek {eT} IfEUTS] 17. (Hapse, zindana) koymak, kapatmak; hapsetmek. 18. (Gn deri iin) posta ile gndermek. 19, (mza, tarih iin) yazmak. 20. (Pamuk, yn yapa vb. lifler iin) yay ve tokmak ile kabartmak. 21. Yok say mak. 22. {az} Yklemek, [DS] 23. {az} (Sperma iin) cinsel organndan sperma fkrmak; beli gel mek. iO.S| 24. {az} (Sinek iin) yumurtlamak; kurt atmak. [DS] 25. {eA t} Bir ey frlatarak vurmak. 26. (Sz, yala, palavra, mtok vb.) sylemek; ortalk yerde konumak: demek, 27. (Tur iin) dairevi bir dn yapmak, 28. gsz. (Yrek iin) arpmak; hafife titremek. 29. Bir kadeh veya daha az bir ka yudum iki imek. 30. Sklmek; diki, yap trma ve kaplaa almak, 31. {eT} Avlanmak. Il-.TY] 32. {eT} (afak, tan iin) skmek. [El. s 33. W7 Fkrmak; akmak; alamak. [EUTS] 34. y i ) Tiu-emek. [KPy.] 35. a rg o. Yalan sylemek; ya lan saylacak derecede abartmak. 36. a rg o. Kesin bilgi sahibi olmadan tahmin ederek sylemek; kes

tirmek; abartmak. 37. (Renk iin) solmak; almak. 38. Ne yapacan abartl biimde anlatmak. 0 at, atamazsn, sat, satamazsn, 1. e y a ra m a d h ld e b ir trl vazgeilem eyen ey a veya kim seler iin kullanlr. 2. stenm edii h ld e a h -a b a lk b a la r olduu iin terk ed ilem ey en kii iin sylenir. \ \ atp eirmek, {az} 1. Birinin ktlklerini say p dkm ek. 2. H a r vurup harm an savu rm ak; i s r a f et m ek. [DS]|| atp savurm ak, 1. Birinin veya b ir e yin aleyhin de konum ak. 2. B ir konu h akkn d a o k a ba rtl konu:mak.\\ atp tutm ak, I. Birinin veya b ir eyin aley h in d e konum ak. 2. B ir kon u h a kk n d a o k a ba rtl kon um ak.| atp frmek, {az} B irinin ktlklerini sayp dkm ek. [DS]11 at m a r tini Debreli H aan, Yalan sylem e, m b ala a et m e, eklin d e uyan.\\ atm a Recep din kardeiyiz, Yalan sylem e, m b ala a etine, eklin d e uyar. | | atsan atlmaz, satsan satlmaz, 1. e y a ra m y or f a k a t b ir trl vazgeem iyorum , an lam n da s y le nir. 2. stenm edii h ld e a k r a b a lk b a la r oldu u iin terk ed ilem ey en k ii iin sylenir. | att | admdan dnmemek, Sznden ve kararn d an vazgememek.\\ att attk, tuttuu tuttuk, D ile diin i y a p a b ile c e k k a d a r serb est olm ak. | att ta | rktt kurbaaya dememek, Yaplan b ir i iin h a rca n a n em ek ve p a ra y kazan cn k a rla m a m as durumu. | att trnak bile olam amak, S ev i | y esin e ulaamamak.\\ attn vurm ak, 1. yi ni a n c olm ak. 2. G iritii h er ii baarm ak. atm ak ', - [at-mak] {az} is. 1. Asmay yerden yksekte tutmak iin aalardan yaplan ardak. 2. Heybe gibi, hayvana ykletilmek iin iki taraf denk olarak hazrlanan yk. [DS] atm al, [at-ma-l] {az} is. 1. Kara bile dayankl ince kabuklu yuvarlak bir k zm. 2. ocuklarn oy nad bir tr ceviz oyunu. [DS] A tm an, [Ar. osmn > Rum, atman] 02. is. Bizans kayaklarndaOsmanBeyeverilen ad. atm an, [Sansk. atman] is. 1. Hinduizmde hayat so luu; ruh. 2. nsann "ben"i. atm ar, [Ar. tmr > atmr jU il] (atm a:r) (OsT) sf. 1. Eski psk elbiseler. 2. Paavralar, atmasyon, [atmak + Fr. -tion] sf. argo. Gerekle il gisi olmayan; aslsz; uydurma; yalan; mbalaa, atm asyoncu, [atmasyon-cu] is. arg o. Gerekle ilgisi olmayan, yalan eyler syleyen kimse; yalanc; pa lavrac. atm asyonculuk,-u [atmasyon-cu-luk] is. argo. Y a lanclk; uydurmaclk; palavraclk, atm e, [Ar. atme <ui=l] {OsT} is. 1. Ate kayna. 2. Volkan ukuru; krater, atm k , [at-tnk] {eT }sf A t sahibi. [Mhen] atmk2, - [at-mrk] is. biy. Erkek cinsel organndan

ATM
salglanan ve iinde dl hcreleri bulunan sv; me ni; er suyu; bel; sperma, atmosfer, [Yun. atmos (bu har) + splaira (kre) > Fr. atmosphre] is. 1. Flerhangi bir gk cismini zellik le de Yer kreyi evreleyen gaz tabakas. 2. Dn yay evreleyen ve meteorolojik olaylarn cereyan ettii troposfer tabakas. 3. gnl. Bir kiinin yaad ve etkisi altnda kald ortam. 4. Seramikilikte iindeki basn ve scaklk ayarlanabilen kapal piirme frn, atmosferik, -i [Fr. atmosphrique] sf. Atmosferle il gili; cevv. atnab, [Ar. tnb > atnb _bil (atn a:b) {OsT} is. 1. adr ipleri. 2. A a kkleri. 3. Vcuttaki sinirler, atnatrm ak, [ayrtla--tr-mak] {az} gl. f . [-r] Ayrmak; zmek. [DS] atol, -l [Maldiv d. atol] is. Tropikal denizlerde mer can kabuklarnn birikmesi sonucu meydana gel mi, ortas gl, evresi kara olan adack, atom , [Yun. atomos (kesilem eyen ) > Fr. atome] is. kim. ve fiz . Bir maddenin temel zelliklerini tayan en kk parac. S atom arl, B ir elem entin atomunun, l2C (karb on izotopu)nun ktlesinin on ik id e birin e blm yle eld e ed ilen a rlk veya kt le m iktar.| atom ktlesi birimi, A tom larn a rl | n ve k tlelerin i lm ek te kullanlan H idrojen atom unun ktlesi veya 12C izotopunun 1/12 oran n d a k i birim ; sem b ol : akb. | atom bombas, Atom | ekird e in in p a ra la n m a s esasn a dayan an p a t la y c m ad d e.| atom a, Atom en erjisinin insanlk | hizm etinde kullanlm aya b a la d dn em .| atom | ekirdei, Atomun ntron ve p ro ton d an oluan m erkez ksm. | atom enerjisi, Atom larn ek ird ek | p a r a la n m a s su retiyle a a kan s, k ve radyasyon. | atom num aras, B ir atom un ek ird e in d e | bulunan p ro to n say sn a d en k g elen sra la m a say s ., | atom reak tr, N kleer p a r a la n m a sra sn d a | a a ka n en erjiyi kon trol altn da tutm aya y a r a y a n dzenek; atom pili.\\ atom santral, Atomun p a ra la n m a sy la a a ka n en erjid en y a ra rla n m a k a m a cy la kurulm u elek trik reten fabrika.\\ atom says, B ir atom un ek ird e in d e bulunan p r o ton say sn a d en k g elen sra la m a says. atom al, -li [atom-al] sf. Atomla ilgi, atom cu, [atom-cu] is. 1. Atomu ve atom olaylarn inceleyen bilgin. 2. fe l. Atomculuk grn be nimseyen; atomist. atom culuk, -u [atom-cu-luk] is. fe l. Kinatn kendi liinden tesadfi ve mekanik olarak birlemi atomlardan meydana geldiini savunan felsefi g r; atomizm. atomik, -i [Fr. atomique] sf. 1. Atoma ait. 2. Atom la ilgili. atom ist, [Fr. atomiste] is. fe l. Atomcu.

M iiI C t S M .3 5 4

atom izr, [Fr. atomiseur] is. Sv, eriyik veya aslt hlindeki ilalarn molekl hlinde pskrtlerek kullanlmasn salayan ara, atonal, -li [Fr. atonal] sf. mz. Ton ve makam kural larna uymadan meydana getirilmi mzik eserleri iin kullanlr; eksensiz. S atonal sapm a, Verilen b ir fr e k a n s ve d in leyici iin, iitm e ei i ile tonal a lg la m a ei i a ra sn d a k i fa r k . atlye, [Fr. atelier (m aran goz ilii)] is. 1. El ileriy le uraanlarn birlikte altklar yer. 2. Bir sanat nn veya ustann evresinde alanlardan mey dana gelmi topluluk. 3. Fotoraf ekmek, resim yapmak gibi amalarla kullanlan kapal alan. 4. Fabrikada iin gerei bir grup iinin alt b lm. 5. Kk imalathane, atraksiyon, [Fr. attraction] is. 1. ekicilik; cazibe. 2. Elence; zevk. 3. tlgi ekici ve heyecan verici gs teri. atrab , [Ar. tarab (e len ce) > atrb ljIt^I] (atra:b) {OsT} is. Elenceler; oyunlar; enlikler; neeler, atraf, [Ar. tarf> atrf^iljtl] (atra:f) {OsT} is. Gzler. atrak , [Ar. trik > atrk JljtI] (a tra:k ) {OsT} is. 1. Gece gelenler. 2. Geceleyin gelen yaya gezginler, a tra r, [Ar. turra > atrr narlar; ular. a tra s 1, [Ar. trs > atrs zlm sayfalar. atras2, [sp. tras (arka)] is. argo. K; makat, atre, [Ar. atre J*\] {OsT} sf. iitme engelli; sar. jtt] (a tra:s) {OsT} is. Y a (a tra.r) {OsT} is. Ke

atrium , [Lat. atrium] is. mim. 1. Avlu etrafna dizil mi odalardan meydana gelen geni aile tipi evler topluluu. 2, Orta ada krallarn iinde gsterili kabul trenleri dzenledikleri konut blm, atrofi, [Yun. a (yok) + trophe (besin) > Fr. atrophic is. 1. tp. Bir organn ya da dokunun hacmini ve a lma gcn azaltan beslenme bozukluu; krelme; dumur. 2. Baz yetilerin zayflamas, atropin, [Fr. atropine) is. kim. Gzel avrat otundan elde edilen zehirli bir alkaloit. atruk, [Ar. tark > a tru k i^l] {OsT} is. Yollar, ats, [Ar. ats 0 ~^] {OsT} is. 1. Aksrk. 2. gnl. afak skn. S ats- subh, {OsT} 1. S abahn aksr. 2. S efer vakti; tan .| ats- eb, {OsT} 1. G ecen in a k s | r. 2. a fa k vakti; tan. atsak, - [at-sa-mak > at-sa-k] {az} sf. (Ksrak iin) aygr isteyen. [DS] atsam ak 1, [at-mak > at-sa-mak] {eT} gsz. f . [-r ] Atmak istemek. [DLT] atsam ak,2[at-sa-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-s()-y or] 1. (Ksrak iin) aygr istemek. 2. (Binici iin) ata binmeyi zlemek. [DS]

jfffiHMiCt M

355

ATY

atse, [Ar. ats > atse <-Jit] {OsT} is. Tek aksrk. S atse-i anbern, {OsTj G zel kokulu n efes.| atse-i | h, {OsT} K uyu daki yank.\\ atse-i keman, k s e si.^ atse-i subh, {OsT} a fa k ; tan.| atse-i eb, a | f a k ; tan.| atse-i tg, {OsTj K l sesi. | atsrmak, [ask (yans.) > ask-r-mak > at-sr-mak] g s z . f [ -r ] Haprmak. atsz1 [at-sz] {eT} sf. Atsz; at olmayan. [EUTS] , atsz2, [t-sz] {eT} sf. 1. simsiz; adsz. [EUTS] 2. {az} Ortanca oul. [DS] 3. {az} Yzk parma. [DS] atsz erngek, A dsz p a r m a k ; yzk p a r m a . [EUTS]|| atsz p arm ak , {az} O rta p a r m a k ; y zk parm a . [DS] atszlar, [ad-sz-lar] is. Eski Ttirklerde bir kahraman lk gstermedikleri iin ad alamayan veya bir su tan dolay obadan atlarak eski adlarn tayama yan ve isimsiz dolaan kiiler, at, [Ar. at / ata J ^ \ {OsT} is. Susama; susuzluk; hararet. S at-drn, {OsT} Susuzluk e k en ler; su suzlar. ata, [Ar. ata 4ik*] {OsT} is. Susam olanlar, atan, [Ar. atn o l i L*] (ata:n ) {OsT} sf. Susuz kal m, susam. atta, [ocuk d. atta] is. ocuk dilinde gezmeye git mek. attar, [Ar. tr (gzel koku) > attr jUat] (atta;r) {OsT} is. 1. Gzel koku, kokulu eyler ve ine iplik satan kimse; aktar. 2. Bu malzemelerin satld dkkn. 3. {az} Kylerde hayvanla gezerek satc lk yapan. [DS] attarc, [attar-c (ikinci k ez m eslek a d yaplm)'] {az}] is. Aktar. [DS attaret, [Ar. attret Ojlkp] (atta.ret) {OsT} is. Ak tarlk. attar, [Ar. attr LSjUat] (a tta .ri:) {OsT} is. 1. Aktar lk. 2. Aktar dkkn, attaristan, [Ar. attr + Far. istn jU^jUap] (attarista:n) is. Aktarlar ars, attarya, [Ar. attriye => attarya] {az}] is. 1. Bak kal dkkn. 2. Seyyar satc. [DS] attas, [Ar. ats > atts ^U^p] (atta.s) {OsT} sf. Aks rkl; hep aksran, atta, [Ar. at > att JiUas-] (atta;) {OsT} sf. ok susuz. attat, [Ar. attt JUI] (atta:t) {OsT} sf. (Kii iin) ok barp aran; grltc; amatac, attrga, -c [aktar+aa] {az} is. 1. Ekmek evir mekte kullanlan tahta ara; ekmek krei. 2. Pa muk atan aygt. [DS]

attrgan, [at-tr-gan] {az} sf. (Kadn iin) cinsel isteklerini aa vurmu olan; isterik. [DS] attrge, [at-tr-ge] {az} is. Yalanc. [DS] attrk, - [attr-mak > attr-k] {az} sf. Eski psk; dank; pejmrde. [DS] attrm a, [at-tr-ma] is. 1. Attrmak ii. 2. {az}] Mektuptaki selam. [DS attrm ak [at-tr-mak] gl. f. [ -r ] 1. Atmak iini bir bakasna yaptrmak; {eT} (ayn). 2. Atlmasn sa lamak. 3. {az} Ayakta iemek. [DS] 4. {az} (Su veya baka sv eyler iin) basnla fkrmak. [DS] 5. {az} Meni gelmek; sperma fkrmak. [DS] 6. a rg o : Yapmak; etmek. 7. argo. Vermek. 8. arg o. Cinsel ilikide bulunmak, atu, [Fr. atout) is. skambil oyununda stn olan kt; koz. atub, [Ar. atb v (atu :b) {OsT} sf. nat,

atud, [adut] {eT} sf. Avu dolusu. [EUTS] atuf, [Ar. atf (m eyletm e) > atf (atu:j) {OsT} sf. 1. Birine sevgisi, meyli olan. 2. ok merhametli, atufet, [Ar. atf (m eyletm e) => atfet cijk p ] (atu :fe t ) {OsT} is. Merhamet ve efkat, atufetli, [atfet-li] (atu.fetli) {OsT} sf. efkat ve merhameti olan, atufetl, [atfet-l ^Lajkt] (a tu fetl :) {OsT} sf. m paratorluk dneminde yksek rtbe kazanm olan larla birinci dereceden ferikler iin yazmalarda kullanlan hitap unvan, atuh, [Ar. ateh (bunam a) > ath oys-] (atu:h) {OsT} sf. Bunak; bunam, atuk, -u [at-uk] {az} sf. Artk. [DS] atum , [Ar. atm j>jU] (at.m ) {OsT} is. Su kaplumba as. atun, [Ar. tn UyT] (a:tu:n) {OsT} is. 1. Kzlara di ki ve okuma yazma reten kadn. 2. anat. Dl yata. atus, [Ar. ats > ts ^ ^ U ] (a:tu :s) {OsT} is. Aksrtc nesne; enfiye vb. atvad, [Ar. tavd > atvd il^LI] (atva.d) {OsT} is. Da lar. atvak, [Ar. tavk > atvk 3\j^\] (atva:k) {OsT} is. 1. Gerdanlklar. 2. Tasmalar. 3. Boyundaki halkal izgiler. 4. Gler; kuvvetler; takatlar. atvel, [Ar. tavl > atvel J j t l ] {OsT} sf. Pek uzun; en uzun. atyan, [Ar. tiyn > atyn jUt] (atya:n) {OsT} is. a murlar; balklar, atyeb, [Ar. tyb > atyeb {OsT} sf. Daha gzel; pek gzel; en gzel; ok gzel.

A TY

IMIIfffSM. ;5 6
avaJ, [Far. v] (a :v a :) is. Grlt patrt; ses bollu u; cvlt. ava, -c [aa / ava] {az} is. Aa. [DS] av ad 1 [Far. bd) {azf sf. Bayndr. [DS] , avad2, [Ar. 'avid] {az} is. 1. Hediye; armaan. 2. fo lk . Kz evinden gelin alrken verilen bahi. [DS] avad an 1, [Far. bdn (d erli toplu ) => jo\jT] (a :v a :d an ) {eAT} z f 1. iyice; adamakll.; hakkyla; ta mamyla. 2. {OsT} (Toprak iin) iyi ilenmi. 3. (Y er iin) iyi baklm; mamur. avadan2, [Far. b-dan] {eAT} is. 1. S kab. 2. { az} Kavrulmu kahvenin soutulduu tahta kap. [DS] 3. {az} Ara; aygt. [DS] 4. {az} Ziynet eyas. [DS] 5. {az} Av antas. [DS] avadana, [Sansk. avadana] is. 1. Budaclkta ahlaki ve din t veren hikyelerin ad. 2 . insanlarn br dnyaya g srasnda iyi veya kt dav ranlarna gre nasl mkfatlandrdn anlatan Budha hikyesi, avadanc, [avadan-c] is. mparatorluk dneminde sarayn snnet ve sark odalarnn temizliini yapan hizmetlilere verilen ad. avadanlk1, -j [Far. bdn => avadan-lk jJutaljl]

atyer, [Ar. tayr > atyer jJ>l] {OsT} sf. (la, koku vb. in) ok uucu; ok abuk kaybolan; hzla buhar laan. Au [Lat. aurum] ksalt, kim. Atom numaras 79, atom arl 197.2, zgl arl 19.5 gr/smJ olan, 1064Cde ergiyen, parlak san renkte, youn, inceltilebilen, havadan ve sudan etkilenmeyen ticari deeri ok yksek bir metal olan altnn sembol, au ra, [Lat. aura (n efes)] is. tp. Sara nbetinden nce grlen belirtiler, aut, [Jng. out] (avw is. 1. Dar. 2. spor. Sahada oy t) nanan top oyunlarnda topun oyun alan dna k mas; avut, fi1 au t at, K a le a t,| aut izgisi, | K a le izgisi. -av, [-av / -ev] yap. e. 1. Fiillerden isim treten Ka zan Lehesinden alnma bir ektir. Fiilin bildirdii iin sonucu, rn kavramn tayan isimler yapar: trev, dev. 2. Yaplan iin ad anlamnda fiil ya par: snav, sylev, ilev. a v 1, [av (yans.)] is. Rzgr, soluk sesini vb. bildiren kk. a f-r zav-r, av-u r zav-ur. av2, [av] {eT} nl. Verilen buyruu tanmamay ve reddetmeyi bildiren nlem. [DLT] av3, [a / av] (az} is. A. [DS] av4, [av / ab j l ] is. 1. Karada ve denizde yabani hay vanlar avlama ii. {eT} (ayn) [DLT] [Gabain] [Mhenn] 2. Avlamak suretiyle ele geirilmi yaban hayvan. [Gabain] [Mhenn] 3. Bir yrtc hayvann yemek amacyla baka bir hayvan yakalama ii. 4. Keklik. [DLT] 5. m ec. Aldatlan, tuzaa drlen kii; kurban; yemlik. S ava binmek, {eAT} Avlan m aya gitm ek.| ava knak, Ava gitm ek.| av alan, | | A vlan m ak iin izin verilm i alan. | av alm ak, {eAT} | Av y a k a la m a k .|[ av avlam ak, Avlanmak]\ av av lam ak, ku kulamak, Yerde k a a n d rt ayakl hayvan ve h a v a d a an ku a v la m ak iin a v a g it m ekti av avlanm, tav tavlanm, iten g em i; o k g e kalnm . | av bellei, {az} Av y e r i; av iin | seilen y er. [D S]|| av antas, A vcnn avn tad srt a n ta s.| av havas, Avn en iyi y a p la b ile c e i | k arl ve puslu hava. | av hayvan, ounlukla etin | den y a ra rla n m a k a m a cy la veya z ara rl oldu u iin avlan an y a b a n hayvan lar.| av iti, {eT} Av kpei. | [Mhenn] | av itmek, (eAT} Av a v la m ak ; av lan | m ak,| av kpei, Av sra sn d a av cy a y a rd m c o l | m ak a m a cy la altrlm taz, k op o y ve z a a r cinsi kpek. I av kuu, 1. A vlanm as y a s a k olm ayan ou I zam an eti iin avlanan ku. 2. A vlam aya altrlan a tm a ca ve ahin g ib i yrtc ku lar.| av uaklar, | Uu h lin d eki dm an u aklarn y o k etm ek a m a cyla h a f i f sila h la rla donatlm sa v a ua. a v a 1, [av-a] {eT} nl. Acma bildiren nlem. [DLT] ava2, [aa / ava] {az} is. 1. Aa; patron; efendi. 2. Aabey. 3. Baba. 4. Dede. [DS]

{eAT} sf. 1. (Y er iin) bayndr; bakml; mamur; imar edilmi. 2. {azf is. Mamur ve bayndr yer. [DS] 3. {az} yi ilenmi toprak. [DS]
avadanlk2,, - [Far. b-dn = > avadan-lk

is.

1. Dlger ve marangoz esnafnn aletlerini koyduu kutu veya dolap; alet ve edevat dolab; sandk; {az} (ayn). [DS] 2. gnl. Bir ii yapmak iin gerek li olan aletler. 3. gnl. Kadnlarn mcevherleri. 4. Her hangi bir makinenin, tamamlayc paras ol mamakla birlikte, iyi almas ve bakml olmas iin gerekli olan yardmc aletlerin hepsi. 5. {az} Alet ve edevat yapmak iin kullanlacak aa. [DS] 6. {az} Hurda, kullanlmayan eya. [DS] 7. {az} K iin kurutulmu sebze. [DS] 8. argo. Erkek cin siyet organnn tamam. avade, [Ar. avd =>avade] {az} is. Armaan; ikra miye. [DS] avadi, [Ar. 'avd lP j*} (ava:di:) { OsT} is. Zulme denler; zalimler, avah, [Far. vh

(a:va:h) {OsT} nl. 1. Eyvah;

yazk 2. is. Rzk; nasip; ksmet, avaid, [Ar. 'avd (geri dnme) > avid M\y-] (ava:id)

{OsT} is. 1. Gelirler; iratlar; kazanlar. 2. Bahiler. S avid-i vakf, {OsT} Vakfn gelirleri.
avaik, [Ar. avik &\y-] (ava:ik) {OsT} is. 1. Engel ler. 2. Zor iler; mkller, a vak, [Ar. a'vk 3[>p] (a-va:k) {OsT} is. Durdurma lar; alkoymalar; vazgeinneler.

B H E S M

357

AVA

avak, - [Erme, avana] {az} sf. Bn; akn; avanak. [DS] avakb, [Ar. akab (geri) > avkb ^ y - ] (a v a:kb) {osT} is. Ortaya kabilecek sonular. S avkb- ahvl, {OsT} D urum larn sonu. | avkb- hasene, j {OsT} yi so n la r; hay rl son n e fe sler:| avkb- | umur, {OsT} lerin sonucu. avakd, [Ar. akd (b a la m a)> cavkd -isiy-\ (ava:kd) {OsT} is. 1. Balayanlar; dmleyenler. 2. Anla ma yapanlar. avakr, [Ar. avkr J \ y ] (a v a:kr) {OsT} is. 1. Ve rimsizler. 2. Ksrlar. 3. Kudurmular. 4. Yoksullar; fakirler. avaklanmak, [avak-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] (Yara iin) imek; azmak. [DS] aval1 [? aval] sf. akn, aptal; bn; salak, fi1 aval , aval, A ptal b ir e k ild e ; bn bn. aval2, -li [Ar. el-vala > t. avallo > Fr. aval] is. Bir bono veya poliede imzas bulunanlarn dememe si durumunda bir nc kiinin teminat vermesi. avalak1 - [Erme, avana] {az} sf. 1. Bn; akn; , avanak. 2. Tembel. [DS] avalak2,. - [o-la-k / oa-la-k] {az} is. Kei yavru su; olak. [DS] avalamak, [av-a-la-mak] {eT} gsz. f . [-r ] Karklk sonras bir yerde toplamak; mek. [DLT] avalim, [Ar. lem > avalim ^.\y-] (ava.lim ) {OsT} is. Dnyalar; lemler. S avlim -i sfliye, {OsT} D n y a ile gne a ra sn d a ki Utarit ve Z iihre.| avlim-i | ulviye, {OsT} Yksek le m ; M erih ve M teri. avalt, [ev+alt-] {az} is. Ev arkasndaki bahe veya tarla. [DS] avam, [Ar. m (yl) > avm pl^'] (a-va:m ) {OsT} is. Yllar. avam, [Ar. amm (gen el)> avam fiy \ (ava:m ) {OsT} is. 1. Cahil halk tabakas. 2. Aa tabaka. 3. Halk. S avm-firb, {OsT} H alkn hou n a g id e c e k bi imde kon u arak h alk a ld a ta n ; dem agog. | Avam | Kamaras, n g ilte r e d e h a lk tarafn dan seilen millet vekili meclisi.\\ avam pesend, {OsT} H alkn houna g id ecek, c a h il kim selerin s e v e b ile c e i eyler.| avam takm, 1. D zensiz ve intizam sz insan | kalabal. 2. A yak takm d en ilen isiz g s zler grubu. avamca, [avam-ca] (ava'm ca) zf. Avama yakr bi imde. avami, [Ar. avam > avam ^ y - ] (a v a:m i:) {OsT} sf. 1. Halkla ilgili. 2. Halka ait. avamil, [Ar. amel (i) > mil (i y a p an ) > avmil (ava.m il) {OsT} is. 1. Sebepler. 2. leyenler. 3. Valiler. 4. dbl. Arapada kelime sonlarna gelen nllerin okunuunu konu alan dilbilgisi.

-avan, [-a-van / -y-a-van / -y-am / -y-em / -a-y-n / y-a-y-n / -e-y-in / -y-e-y-in / -a-y-m / -e-y-im / -ya-y-m / -y-e-y-im] {eAT} ek. e. stek kipi teklik birinci kii ekim eki; dilek-istek, tavsiye, tercih ve gereklilik bildirir. a van, [Ar. avn. (yardm c) > avn \y\] (ava:n) is. 1. {OsT} Yardmclar; yardaklar. 2. {az} Devlet memuru. [DS] 3. {az} Kurt. [DS] avan 1 [Ar. n (lhza) > avn oljl] (ava:r) {OsT} is. , Vakitler; zamanlar; anlar; alar. avan2, [Far. avn j y ] (av a:n ) sf. 1. {eAT} {az} Zorba; vurucu krc; kt. [DS] 2. {az} Obur. [DS] 3. {az} Hrsz. [DS] 4. {az} (Kii iin) iri yar. [DS] 5. {az} Sert; titiz; sinirli. [DS] 6. {az} (Tarla iin) srlmesi zor; sert toprakl. [DS] S avan avan, {az} Sersem sersem ; a lk alk. [DS] avan3, [Fr. avant (n)] zf. Bir kumar oyunu olan bakarada, daha nce anlamna kullanlr, a v a n proje, B ir p ro jen in ilk ta sars; n tasar. avanak, - [Erme. hawanak (spa, a p tal)] sf. 1. K o lay kandrlabilen; anlaysz; kavraysz; alk; enayi; akn; bn; aptal. 2. {az} is. Saanak ya mur. [DS] 3. {az} Spa. [DS] avanaklk, - [avanak-lk] is. 1. Avanak olma du rumu. 2. Avanaka davran; aptallk; bnlk. S avanaklk etmek, A van aka d av ran m ak; a p ta llk etm ek. avan gart, -d [Fr. avant-garde] is. Herhangi bir d nce ve sanat akm ile ilgili olarak kendisinden nce gelenlerle ilgisini keserek yeni bir r aan; nc. avam ', [Ar. in (kap) > avn ^ Ijl] (a v a;n i:) {OsT} is. Kaplar; kap kacak; mutfak takmlar. avani2, [Ar. avn J>\y-] ( v a.n i:) {Osm. T.} sf. Mu zr kimse. avans, [Fr. avance] is. I . leride yaplacak bir de meden dlmek zere nceden verilen para; nde lik. 2. Bir oyunda rakibe tannan ileri say. 3. M a kine ve motor hareketi srasnda tannabilen boluk ve esneklik durumu. 4. nceden verilen ey. 5. a r g o. Kadn ve kzlarn baklar ile erkee davetkr bir umut vermesi. 6. mim. Binalarda yaplan kn tlar. ff avans alm ak, V adesi g elm em i veya h a k edilm em i b ir a la c a k iin n ced en bir m iktar p a r a a lm a k ; avan s ekm ek. | avans verm ek, 1. lerid e | k esilm ek z ere birinin a la c a n a k a rlk bir m iktar d em e y apm ak. 2. Oyunda avan tajl b a la m a s iin r a k ib e n ced en say h akk tanm ak. 3. argo. (K a d n lar iin) b a k ve d av ran lar ile er k e i d av et etm ek. avansen, [Fr. avant-scene] is. Tiyatrolarda sahne nne rastlayan loca; sahne n. avant, [Sansk. anbant] {eT} is. Sebep; illet; esas; te mel. [EUTS]

AVA

C E S O M . 358

avan ta1 [t. avanti] ( a vanti) n. dnz. Haydi; mar! , avanta2, [Fr. avantage / Suriye Ar. avente (pusu) / t. agguato (pusu)] (ava'nta) is. arg o. 1. Emek, za man ve para harcamadan elde edilen kazan. 2. Kumarda hile yaparak kazanan kimseden alman sus pay. 3. (azj Avare, isiz, aylak ve kt kimse. [DS] 4. (az) Hile. [DS] S avanta vurm ak, argo. A vanta ile k azan eld e etm ek .| avanta yemek, 1. | B aka la rn n em ek h a rc a y a r a k kazan d p a r a ve m aldan gein m ek. 2. A vanta y olu y la yaam ak. avantab, [Far. avn (zorba) + Ar. tbc (karakter) (a v a:n ta :b ) sf. Zorba ruhlu. avantac, [avanta-c] is. v e sf. 1. Avanta yoluyla ge imini salayan; bedavac; belei. 2. Kumarhane lerde avanta toplayan. 3. (az) Dzmeci; hileci. [DS] avantaclk, - [avanta-c-llc] is. 1. Avanta yoluyla geimini salamaya alma; bedavaclk; belei lik. 2. Kumarhanelerden avanta toplama ii. avantadan, [avanta-dan] (ava'ntadan) zf. Avanta yo luyla; avanta olarak, avantaj, [Fr. avantage] is. 1. Bir zel konum veya durumun taraflardan birine salad yarar, kolay lk ya da stnlk; stnlk salayan ey. 2. Spor da taraflardan birinin, rakibin yapt hatadan veya kendi abas sonucu elde ettii stnlk. 3. Teniste saylar 4 0 -40 berabere iken ilk sayy alan tarafn stnl, avantaj kurab, spor. Takm h lin d e ki k a r la m a la rd a h a ta y a p an takm cez a la n d r m as durum unda o takmn avan tajl durum a g e e ce in i an lad an oyunu k esm ed en siirdrmesi.\\ avantaj elde etmek, H erh an g i b ir k a rla m a veya m ca d eled e ra k ib e kar stnlk sa lam ak. avantajl, [avantaj-l] sf. 1. stnlk elde etmi olma durumu. 2. zf. Avantaj elde etmi olarak, avantajsz, [avantaj-sz] sf. 1. stnl bakasna kaptrm olma durumu. 2. zf. Balangta herhangi bir stnl olmakszn, avantr, [Lat. adventura > Fr. aventre] is. 1. Mace ra. 2. Hi dnlmedik, hesapta olmayan ve bek lenmedik bir olay; macera; serven; entrika., 3. Ka rk i; olaanst durum, avantrist, [Fr. avanturiste] is. 1. Para kaynaklar alannda byk maceralara girien kimse. 2. Byk dolandrc. avantriye, [Fr. aventurier] sf. Maceradan holanan; maceraperest; servenci. a v a r 1, [Ar. avr jljt] (av a:r) (O sm .T.) is. 1. Ayp; kusur. 2. Fesat; bozgunculuk. a v ar2, [? avar] (az) is. 1. Sebze bahesi. 2. Tarlada ki sebze. 3. Hyar. 4. Sebze dikmek iin alan ark. 5. Bent ve set yapmaya yarar dall budakl aa. [DS] S1av ar etmek, (az) S eb z e dikm ek. [D S]|| a v a r yeri, f az) E v e y a kn s e b z e b a h esi. [D S]||

av ar zavar, (az) B a h e d e ve ta rla d a ek ili bulu nan s e b z e ve tahl. [DS] a v a ra 1, [Far. vre => avara ojljl] (az) sf. 1. e ya ramaz; kt; baya; adi. (eATj (ayn) 2. Normal olarak geliemeyen ekin. 3. akn; kararsz; bece riksiz; isiz. 4. Verimsiz ve orak toprak. 5. Kan arabasnn oklar zerine dikilen kazk. 6. Hamal. 7. Manda. 8. Ekim ay. 9. Eyll ay. [DS] S avara durm ak, {azj B o du rm ak; alm am ak. [D S]|| avara kalm ak, (az) B o kalm ak. [DS] av ara2, [t. avare] (ava'ra) is. dnz. 1. Bir deniz arac nn yanat ky ve iskeleden hareket ederek almas. 2. nl. (Gemi iin) sahilden ya da yana t bir gemiden ayrl! komutu. S avara etmek, dnz. Yanalan y erd en d en ize alm ak. | avara et | tirm ek, dnz. B ir deniz a ra cn yan at b a k a bir den iz a racn n b o rd a sn a srttrm em ek iin ittir mek. a v ara3, [Far. vre] sf. (Dzenek iin) zerinde dn d ve kendisini tayan milden bamsz olarak alan; bota. S avara kasnak ilemek, B o y e r e alm ak. | avaraya alm ak, B irb irin e b a l o la r a k | a la n iki ve d a h a o k ksm dan birin i durdurm ak iin a v a r a k olu n a m an ev ra y a p trm a k; b o a alm ak. av ara4, [Ar. 'afare (b a a kla m a ) j\J*](az} is. Ba bozulduktan sonra teveklerde kalan tek tk zm, avarac, [avara-c] is. 1. Dolan tuz vagonlarm iterek tayan iiler. 2. (az} Avara eyler toplayan kim se. [DS] 3. sf. Beceriksiz; isiz; avare, avaralk, - [avara-lk] /az} is. 1. sizlik. 2. Ha mallk. 3. Yamurlu, rzgrl gn. [DS] avaralk verm ek, (az) alan kiiyi iinden alkoym ak. [DS] avarce, [Far. vrce (a :v a :rc e) (OsT) is. 1. Kasa, kayt defteri. 2. Hatra defteri, avare, [Far. vre ^rj\j~\] (a :v a :r e) (OsT) is. - * avarce. avarc, [avar-c] (az) is. Sebze yetitiren. [DS] avarclk, - [avar-c-lk] (az) is. Sebzecilik. [DS] avard, [ev+ard-] (az) is. Eve yakn sebze bahesi. [DS] avare, [Far. vre ojljT] (a :v a :r e ) (OsT} is. 1. siz gsz dolaan kii; aylak; babo; ipsiz; serseri; derbeder; haylaz. 2. Kararsz; dengesiz. 3. Tek ba na yaayan; kimsesiz; yalnz. 4. Srgne gnderi len. 5. Vahice etrafa bakan gz; vahi bak. 6. (eATj Bir kuman gzel taraf; kuma yz. S (bir eyden) avare, (OsT) U zak; mahrum.\\ avare ava re, 1. B ir a m a c olm adan . 2. siz. 3. B a b o b i im d e,| avare dolamak, siz gsz, b a b o | gezm ek. | avare etmek, alan veya a lm a k iste | y en birini iinden alkoym ak, oyalamak.\\ vregerd, {OsT} siz gsz kim se; s e rse ri.| vre-g, |

o if f liM

t a 359

AVA

{OsT} 1 siz gszlk; serse rilik ; p erian lk . 2. Srgnlk,| avare klmak, {OsT} U zaklatrm a; | ayrmak.\\ avare ol! {OsT} D efo l! | avare olmak, 1. | siz gsz ve b a b o d olam ak. 2. M em leketin den, y a a d y erd en ay rlm ak; g u rb ete dm ek; y a b a n a g itm e k ]] vre-revi, {OsT} B a b o d a v ranan; a v a re tavrl. | vre-ser, {OsT} B ab o. j avareleme, [avare-le--me] (a ;v a ;re lem e) is. Avare duruma gelme; aylaklama, avarelemek, [avare-le--mek] (a. v a .relem ek ) dnl. f [-ir ] Avare bir durum kazanmak; aylaklamak; serserilemek, avarelik, -i [avare-lik] (a :v a ;re lik ) is. 1. Avare ol ma durumu. 2. Avarenin nitelii. S avarelik et mek, i gc o lm ad iin b a b o d o la m a k ; a y laklk etmek. avark, - [? avark / avar-lk] {az} is. Sebze bah esi. [DS] avarz, [Ar. 'arza (en gel) > 'avarz ^ J y - ] (ava;rz) {OsT} is. 1. Kaza ve belalar. 2. Yeryzndeki enge beler; tmsekler. 3. hk. Yerine getirme mecburi yetini ortadan kaldran veya hkmlerinde deiik lik meydana getiren durumlar. A ya olm ayan biri si iin a b d est alrken aya n y k a m a m ecbu riyeti nin kalkm as b ir avarzdr. 4. imparatorluk dne minde deprem, sel, yangn gibi tabii afetlerle sava hllerinde toplanan ek vergiler; felaket vergisi. 5. {az} Ky tzel kiiliinin mallar. [DS] 6. {az} Mahalle halknn ihtiyac iin iletilen vakf ya da faize verilen para. [DS] S avarz akesi, {OsT} P a ra o la ra k toplanan a v arz vergisi. | avrz- mk | tesebe, {OsT} C a h illik ve sa rh o lu k g ib i insann iradesiyle ortay a kan durum lar]] avrz- zemn, {OsT} D a, dere, tep e g ib i y e r yzndeki e n g eb e ler.| avarz kalemi, {OsT} A varz vergilerinin k a | ytlarn tutan dev let dairesi. | avarz sandklar, | {OsT} A varz vakflarnn p a ra la rn n toplan d ve korunduu yer.\\ avrz- semviye, {OsT} D elilik, uyku, bunam a ve lm g ib i insann elin d e olm adan ortaya kan durum lar]] avarz vakf, {OsT} A varz vergilerini k a rla m a k iin d a h a n ced en hazrlkl olm ak veya o blgen in y o ksu lla rn a yard m a m a cyla kurulmu vakflar. avarzc, [avarz-c] (a ;v a :rz c) is. Avarz vergisini toplayan tahsildar. avari, [Ar. avr ^ Jy> ] (a v a .ri.) {OsT} is. dn eyler. avarif, [Ar. 'arif (bilen) > avrif i^ y -] (ava:rif) {OsT} is. ten anlayanlar; bilenler; arifler, avarizat, [Ar. 'avarz > 'avrizt (a v a :riza;t) {OsT} is. 1. Sakatlklar. 2. Engeller. 3. En gebeler. 4. Olaanst durumlarda halktan toplanan vergiler.

avarlk, - [avar-lk] {az} is. 1. Eve yakn sebze bahesi. 2. Sebze. [DS] avarya, [t. avaria] (ava'rya) is. dnz. Yolculuk ann da geminin veya yknn doal etkenlerden gr m olduu zarar, avasf [Ar. fa > 'avf Sert rzgrlar; frtnalar, avasm [Ar. 'imet (tem izlik) > 'am (temiz) > avm (ava:sim ) {OsT} is. 1. Temiz kimseler; y-] (av a;sf) {OsT} is.

gnahszlar. 2. Snrlarda kurulan istihkmlar ve buralardaki ehirler. 3. Halife Hz. mer devrinden itibaren slam topraklan ile Bizans topraklarn bir birinden ayran ve savunmas glendirilmi snr lara ve buralarn ynetimine verilen isim, avasir [Ar. 'ur > avsr jtfly ] (a v a:si:r) {OsT} is. Tuzaklar. avat, [Yun. avatin] {az} is. Brtlen. [DS] avatara, [Sansk. avatara (ini)] is. 1. Hinduizmde tanr Vinunun yeryzne inerek ruh hlinden ci sim hline dnmesi. 2. gnl. Bir insann veya bir eyin ekil deitirmesi; bakalama. 3. Felaket, zc olay. avataralam a, [Sansk. avatara (ini) + lama] is. Budaclkta lamalardan biri ldnde iindeki tanr nn bir bebee geip varln mucizelerle belli et mesiyle ortaya ktna inanlan din adam, avatf, [Ar. 'atfet > avtf ^ \ y ] (ava:tf) {OsT} is. yilikseverlikler; merhametler, avatk, [Ar. 'tk > 'avtk y ] (ava:tk) {OsT} is. 1. zgr olanlar. 2. Yallar; ihtiyarlar. 3. Gen kz lar. 4. Yavru kular, avatlam ak, [ev-melc > ivedi > avat-la-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [-l()-y o r] Acele etmek. [DS] avava, [Ar. av'ave y> y] {OsT} is. Havlama. S av'ave-i kilb, {OsT} K p ek lerin havlam as. avave, [Ar. av'ave o y ] is. -* av'ava. y avay, [av-ay] {eT} is. Ayva. [DLT] avayid, [Ar. avid As\y-] {az} is. 1. Hizmet kar l denen bedel. 2. Zarara neden olan hayvanlarn sahiplerinden ky korucusunun ald ceza. 3. D ne davet iin baka kylere okuyucu giden kiiye verilen bahi. 4. Gelin olacak kz iin istenen para; balk paras. 5. Bahi olarak verilen yiyecek. [DS] a vaz, [Ar. ivaz > avz Bedeller; karlklar, avaz, [Far. vz jljT] (a :v a :z ) {OsT} is. 1. Yksek ses. 2. Bir kimsenin kendine zg sesi. 3. Barma; nr; feryat. 4. Ses tonu. 5. Bir mzik aletinin sesi. 6. Klasik Trk mziinde bamsz bir makam olma yp ancak dier makamlara birer eni katmak iin eklenen ses dizisi. 7. {az} Melodi; makam; beste. (a-va:z) {OsT} is.

AVA :[DS] 8. hret; n. 9. /az} Durum; keyif. [DS] S1 avaz avaz, Yksek s e s le ; ba n g r bangr.\\ avaz ekmek, 1. ark, trk sylem ek. 2. {eAT} tmek; s e s karmak.\\ avaz etmek, 1. /OsTf arm ak. 2. {az} Yas tutm ak; a t y a k m a k ; alam ak. [DS]|] avaz eylemek, {eAT} Seslenmek.\\ avaz gtrmek, {eAT} Sesi y kseltm ek; b a rm ak .| vz- blend, | {OsT} Yksek sas.|| avaz kt k ad ar, Btn g cn ku lla n a ra k (barma).\\ vz- musik, {OsT} M zik se si.| avazm gtrmek, {eAT} S esini y k ] seltm ek ; b a rm ak .| vz- r a d saika, {OsT} | G k grlts ve yldrm sesz.|| avaz urc, {eAT} S eslen en ; b a ran .| avaz virmek, {eAT} Ses k a r | m ak. avaze, [Far. vze ojl^T] (a :a v a :z e ) (OsT} is. 1. Ses. Avazeni gk kubbeye Dvud gibi sal. Yahya Kemal 2. Haber. 3. an; hret. 4, Dedikodu; ayia, vze-h'n, {OsT} a rk c; hanende. ayazlam ak, [avaz-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-l()y o r j Barmak. [DS] avazl, [avaz-l] sf. Yksek sesli, avcalam ak, [avu > avc-a-la-mak] {az} l . f -r [Itu -y or] 1. Ovmak. 2. Bir eyi herkesten nce kapmak; kapp kamak. [DS] avcar, [Far. afzr => avcar y rj'] {eAT} is. 1. Tence reye konan yemek malzemesi. 2. {az} Lezzet; tat. [DS] 3. {az} Tane. [DS] 4. Pastrma ve sucua ko nulan baharat. 5. {az} Hyar, karpuz vb. tohumu. [DS] 6. {az} Sama, barut gibi av malzemesi. [DS] 7. {az} Mantk; mantki dzen. [DS] 8. {az} K vam; karar. [DS] 9. {az} sf. Ezilmi; paralanm. [1)S| fi1 av car etmek, {az} P a r a la m a k ; ezmek. [DS] avcarlam ak, [avcar-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-1(0y o r ] Et, balk gibi yiyeceklerin kokmasn nlemek ya da kokusunu almak iin baharatlamak. [DS] avcarsz, [avcar-sz] {az} sf. 1. Geliigzel. 2. Abuk sabuk. [DS] avc, [eT ab- / aw- > av-c] is. 1. Avlanmay kendine i edinen kii. 2. Bir spor dah olarak av yapan, 3. Avlanmay seven kii. 4. m ec. Bir eyi ele geirmek iin byk bir istekle peinden iden. g S. mparatorluk dneminde sarayda avc kularn yetitirilmesi ve eitimiyle uraan, padiahla bir likte ava kan grevlilerden her biri. 6. sf. Avclk ta usta olan hayvan. S avc botu, as. S a h illerd e den izalt a v la m a k iin donatlm h a f i f ve hzl g e m i I avc canavar, {eAT} Av iin kullanlan hay ] v a n ; avc hayvan, avc eri, as. P iy a d e birli in de sila h tayan h er sa v a er. | avc kediye kurnaz | fare. B aka la rn a ld a tm a k la tannm birinin k a r sn a ald atlm as z o r ve kurnaz biri ktn a n latm ak iin sylenir. | avc otu, bot. Dn ie i| g illerd en o tla k la rd a y etien ve eld e ed ilen k a lb e kuvvet v erici bir m ad d e dolay sy la hekim likte kul

sun { t

lanlan, kokusuz, M an isa la lesin e ben z er p a r la k krm z iekli, zeh irli ve a c b ir bitki; k ek lik gz, (Adonis vernalis).|| avc ua, as. H av a d a dman u aklarn y o k etm ek a m a cy la retilm i ve h a fi f sila h la rla donatlm z e l uak. | avc zm, bot. | B eyaz veya p e m b e iekli, y a p ra k la r tanenli, h er m evsim y e il b ir a a k ; y a b a n m ersin i; ay z m; o b a n zmii; a y zmii; S a p a n ca a y ; Trabzon ay, (Vaccinium arctostaphylos). avcl, [av-cl] {az} sf. (Hayvan iin) iyi av avlayan. [DS] avclk, - [av-c-lk] is. 1. Avcnn yapt hayvan lan yakalama ve ldrmek amacyla yaplan kova lama, tuzak kurma, a atma ve silahla ate etme vb. iler. 2. m ec. ok arzu edilen bir eyi ele geirmek iin harcanan aba; gayret. 3. Bisiklet yarnda ar kadan gelenlerin ndeki sporcuyu yakalamak iin gsterdikleri aba, avclk etmek, A vclkla u ram ak. avcu, [av-cu] {az} is. 1. Avc. 2. sf. Avcl. [DS] avcun, [avu + un-u] {az} is. Deirmenciye tme bedeli olarak parann dnda verilen bir miktar un. [DS] av, [av-] {eT} is. Avc [EUTS] [DLT] [Mhenn]{az} (ayn). [DS] avd, [Ar. avd {OsT} is. 1. Geri gelme; dnme. 2. Hasta ziyaret etme. 3. Yoldan sapma, avdal, [Ar. abdal] {azf sf. Alk; aptal. [DS] avdam ak, [av-da-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-d ()-y o r] Oyalamak; megul etmek. [DS] avdan, [avda-mak > av-da-n] is. Pazar gn, avdaertesi, [avdan+erte-s-i] is. Pazartesi, avdas, [Far. b-dest] {az} is. Abdest. [DS] avdaz, [Far. b-dest => avdaz j^ji] {eAT} is. Abdest. avdet, [Ar. avdet cjzy-] {OsT} is. 1. Hareket edilen yere geri gelme; dnme. 2. Tekrarlama. 3 avdetazmet, {OsT} G idi-dn. [ avdet etmek, G eri | dnm ek. | avdet eylemek, G eri dn m ek; g e r i g el| mek.\\ avdet-nm e, {OsT} m p arato rlu k dn em in de ta ra d a a la n m em urlarn g e r i d n m elerim em red en resm yaz. avdet, [Ar. avdeti ^ j * - ] (avdeti:) {OsT} is. 1. D nle ilgili. 2. Dne ait. 3. Mslmanla gemi olan Musevi; dnme, avdk, - [av-da-mak > av-d-k] {az} is. 1. Cack. 2. Ayran. 3. Kavrulmu buday el deirmeninde ekerek elde edilen iri undan st ve ekerle yaplan orba ya da helva. [DS] avdr, [av-da-mak > av-d-r] {az} is. Erkek cinsel organ. [DS] avduk, [a-d-k > av-du-k] {az} sf. mark; kendini bilmez; alk; a gzl. [DS] avdurm ak, [a-dr-mak > av-dur-mak] {az} gl. fi.

t f P J l li C i S M . 3 6 1 ____________________________________________

_______________________________________________

AVG

[.u r] Bir eyi srtn br yzne armak; devir mek; yuvarlamak. [DS]

averdeni, [Far. verden! averdide, [Far. verdde

(a :v er d en i:) {OsT} is. (a :v erd i:d e) {OsT}

Getirilmesi uygun olan ey; hediyelik, sf. 1. Saldran; saldrm olan. 2. Saldrya urayan, averta, [sp. abierto] sf. Pesata oyununda, ak anla mnda kumar terimi. S averta kesmek, K tlar am ak. Avesta, [Far. apastk > avist] (ave'sta) is. Btn on iki bin kz derisi zerine yazl olup sken der in Persepoliste yaktrd sylenen Zerdt dinine ait ilahileri bulunduran kitap ve bu ilahilerin her biri. a vez, [Ar. a'vez jy-\] {OsT} is. 1. Anlalmas g iir. 2. sf. Anlalmaz; anlamsz, avez, [Ar. avez jy>] {OsTj is. Yoksulluk; geim s knts; fakirlik, avgh, [av + Far. -gh t> 2j~ ] (av g :h ) (OsT) is. A v \ \ cnn sakland yer; avc bekleme yeri. avgan1, [Far. b-kand] {az} is. 1. st ak ya da kapal su yolu. 2. Ak sarn. 3. Pnar. 4. Suyun dere kenarlarnda oyduu, su birikintisi olan ukur. [DS] t5 avgan kuu, eytan uurtmas. avgan2, [av-un-mak > av-gan] {az} sf. (nek iin) gebe. [DS] avgana, [Far. b-hne] {az} is. Apteshane. [DS] avganlam ak, [avgan-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] Asmalarn dibini kabartmak. [DS] avganm ak, [av-ga-n-mak] {az} dnl. f . [ -r ] (Su iin) ukurda toplanmak. [DS] avgant, [Far. b-kant] {az} is. 1. Su yolu; ark; ka nal. 2. Bahe duvarlarndan alan su delii. [DS] avgar, [av-ga-r] {az} is. Bldrcn avlamakta kulla nlan bir tuzak. [DS] avgetirmek, [ev-ge--tir-mek] {az} gl. f . [ -ir ] (p vb. iin) kartrmak; dolatrmak. [DS] avgn, [Far. vkant / bn / vn] (a:vgu:n) {OsT} is. 1. Suyun kanallardan arklara aktarlmas sra snda ak hzn azaltmak veya ynn deitir mek iin konulan engelle meydana getirilen kk glck; avkn; avgan. 2. Y er alt su kanal. 3. Avlu veya istinat duvar gibi yaplarn i ksmnda biri ken suy aktmak iin konulmu kiink, boru vb. delik. 4. {az} Lam. [DS] 5. {az} Kapal su yol larndan su almak iin alan delikler. [DS] 6. {az} Suyun akm salayan meyil; alckm. [DS] avgun1 [Far. vkant / bn / vn , is. 1.

a v e c ,[Ar. C avec (erilik) > a'vec


sf. Eri br; arpk,

] (a-vec) (OsT}

a v e d ,[Ar. a'ved ijpl] (a-ved) {OsT} s f Daha yararl;


en yararl. a v e d i ,[ev-mek > iv-e-di] (az) sf. ve zf. Acele. [DS]

a v e h , [Far. veh j-jT] (a:v eh ) (OsT) imi. 1 . Eyvah;


yazk! 2. is. Rzk; nasip; ksmet,

a v e n , [Ar. ven O T ] (a.v en ) {OsT} sf. ok sakin; en


sakin.

a v e n d , [Far. vend J J jT ] (a:ven d) (OsT) is.

1.

p;

sicim. 2. Senet; delil. 3. Kap kacak. 4. Taht benzeri yksek makam. 5. Satran oyunu. 6. zf. nce; ev vel; ilk.

a v e n d i ,[Far. vend jJJjT ] (a .v en d i:) {OsT} is. arap


fs; arap kab, avene, [Ar. cavn (yardm ) > a'vn (yardm clar) > 'avene {OsT} is. 1. Yardaklar; yamaklar. 2. Y a

sal olmayan, uygunsuz bir ie yardm edenler; yar daklar; kafadarlar; ete. S avene-i havene, {OsT} H ainlikte y a rd m c olan lar. aveng, [Far. veng (a:ven g) {OsT} is. 1. Kuru tulmak zere ipe aslm meyve asks. 2. Arka ar kaya sralanm eyler; dizi. S aveng-i byt, (OsT) 1. E v ler topluluu; toplu konut. 2. B in a topluluu. | aveng-i hr, {OsT} A ylar dizisi. | avengn, [Far. veng > vengn

0 I& 5T] (a:v en g :n )

{OsT} sf. 1. Asl duran. 2. is. ivi; engel, aven, [Fr. avenue] is. . Bir konuta giden iki yan aal yol. 2. ki yanna aa dikilmi geni kent yolu. -aver, [Far. verden (getirm ek) > -ver jjT] (a:ver) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa isimlerden "getiren, s e b e p olan, sa h ip olan " anlamnda birle ik sfatlar yapan ek. aver, [Ar. a'ver 2. {OsT} sf. 1. Tek gz kr olan. is. anat. Kr barsak.

aver1 [Ar. aver jy -] {OsT} sf. Tek gz kr olma. , aver2, [Far. ver j j l ] {OsT} s f Gerek; hakiki; halis. averaj, [ng. average] is. spor. Bir karlamada ta kmlarn yaptklar saylarn, kar takmn saysna blnmesiyle elde edilen puan; puan hesab, averd, [Far. verdden (savam ak) > verd (a:~ verd) {OsTj is. Sava; harp, f? averd-gh, Sava alan. averde, [Far. verden (getirm ek) > verde o^jjT] (a :verde) {OsT} sf. Getirilmi; naklolunmu.

(eATj Yer alt su kanal. 2. {az} st ak sarn. [DS] 3. {az} Kanalla gelen suyun emelere ayr laca yerde biriktii kk ta havuz. [DS] 4. {az} Bol sulu ve sulak yer. [DS] 5. {az} Asl arktan ayrlan su yolunda alp kapatlabilen yer ve bura daki kapak. [DS] 6. (az} Pnar. [DS]

AVG

IMIMS0 . 32 M 6
avrm ak [av-r-mak / ev-ir-mek] {eT} gl. f i [-u r] 1. Evirmek; evirmek; tercme etmek. [Gabain] 2. Dnmek; dolamak. [EUTS] avrt, [avurt / avrt] {az} is. Avurt; yz. [DS] S avrdn yrtm ak, {az} alm s a ta r a k kfreden kiiyi cezalan drm ak. [D S]|| avrt km ak, {az} S ertlem ek; h id d et gsterm ek. [DS]|| avrt itmek, {az} Surat a s a r a k alm satm ak. [DS] avrta, [av-r-ta] {eT} is. Toplum; topluluk; tm. [EUTS] avrtlak, - [avrt-la-k] {az} sf. 1. Avurdu yumru ya da sarkk olan. 2. (Ekin iin) baak tutmak zere olan. [DS] av, [Sansk. av] 1. En aa cehennemin ad. [EUTS] 2. Sihir; by; afsun. [EUTS] avtm ak, [av-t-mak {eAT} {az} gl. fi. [-u r] Avutmak; teselli vermek. [DS] avz1, [az] {az} is. 1. Az. 2. Kez; kere. [DS] avz2, [anz] {az} is. Tarlann ekinleri kalktktan sonraki durumu; anz. [DS] avi, [Far. v / viye 4jjU / ^ jU ] (a :v i:) {OsT} sf. Uluyan; hrlayan, avihte, [Far. vihten (asm ak) > vihte -ui-jT] (a:vihte , h kaln sylen ir) {OsT} sf. Aslm olan; asl, vihte etmek, Asmak. avihteg, [Far. vihte-g Aslm olma durumu, avije, [Far. vje >jT] (a :v i:je) {OsT} sf. 1. Temiz; saf; halis. 2. is. m ec. arap, avijgn, [Far. vjgn 1. (a ;v i:jg :n ) {OsT} is. Yaknlar; mahremler. 2. Genler; gzeller, (a :v ih teg i:) {OsT} is.

avgun2, [av-un-mak > av-gun] {az} sf. 1. (Tarla iin) srlerek ekime hazrlanmam. 2. (nek iin) boa isteyen; boasak. [DS] av, [au / a] {az} is. 1. Zakkum. 2. A; zehir. 3. Trtl. [DS] av, -vc [avu] {az} is. Avu; el ayas. [DS] avga, [aba /apa (b a b a ) > ab--ka / av--a] {eT} sf. htiyar; kocam kii; ihtiyar adam. [DLT] [EUTS] avka, [aba /apa (b a b a ) > ab--ka / avka / avnka / ava-a] {eT} 1. Yal erkek; koca; ihtiyar. [Nevy] [Gabain] [EUTS] 2. Bakan; reis, avkmak, [av-k-mak] {az} g s z .f. [ -r ] (Kk k pek iin) ava almak. [DS] avkkn, [av-k-kn] {az} sf. 1. (Dii hayvan iin) erkek isteyen; kzm. 2. (Kpek iin) ava alkn. [DS] avktrm ak, [av-k-tr-mak] {az} gl. f . [-r ] Al trmak; cesaretlendirmek. [DS] avl, [al] {az} is. Al. [DS] avlku, [avl-u / aflgu] {eT} is. Krmz meyveli bir aa. [DLT] avlmak, [eT. uvu-l-mak > av-l-mak] {az} dnl. f . [ - r ] 1. Yrei ezilmek. 2. El ayalar arasnda ovu larak toz gibi olmak. [DS] avnak, - [avanak ? / av-m-ak] {az} sf. Avanak. [DS] S avnak slatan, {az} A hm ak slatan. [DS] avn, [avn] {eT} is. Aa. [DLT] avn, [av-n/ aw-m] {eT} is. Alma; snma; avunma. [DLT] [Mhenn] avm ga, [aba /apa (b a b a ) > abmka / avmka] {eT} is. htiyar. [EUTS] avnsz, [av-m-sz] {eT} s f Korkusuz. [EUTS] avnu, [av-m-u] {eT} sf. Avunulan; allan. [DLT] avndrm ak, [av-m-d-mak] {az} gl. f . [-r ] Dl almak amacyla, dii hayvanlar erkei ile iftleti rerek gebe kalmasn salamak. [DS] avm g, [av-n] (avn) {eT} sf. 1. Yabanc. [EUTS] 2. alkan; faal. [EUTS] avngu, [ab-m-u / aw-m-u] {eT} is. Avunma, avnlmak, [av-m-l-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Kendi sini iyi hissetmek. [EUTS] avm mak, [ab-m-mak / av-m-mak / jijT ] {eT} {eAT} dnl. f . [ - r ] [eT , eA T -u r] 1. Almak; avunmak; teselli bulmak; {az} (ayn). [DLT] [DS] 2. {az} (Dii hayvan iin) erkei ile iftleerek gebe kalmak; dl tutmak. [DS] 3. {az} Soukta yp kendinden gemek. [DS] avnt, [Sansk. anbant] {eT} is. Sebep; illet; esas; te mel. [EUTS] avrda, [avr-da] {eT} sf. Bir eyin evresinde dnp dolaan. [EUTS] avrdalk, [Sanks. dhtri > e T vird > avrda-lk {eAT} is. Ebelik.

avil, [Ar. avl J+ y1 (av i.l) {OsT} is. Feryat, ] avind, [Far. vind JjjT] (a:vind) {OsT} sf. nce; ilk; evvel. avine, [Ar. vine jT] (a:vin e) {OsT} is. Zamanlar; vakitler; alar, avineten, [Ar. vineten &jT] (a :v in e ten) {OsT} zf. Ara sra; rastlantsal olarak, avisto, [t, avisto] is. Grnce anlamnda, grld an denmesi gereken polielere yazlan akla ma. avie, [Far. ve ^ j T ] (a :v i: e) {OsT} is. bot. Kekik, -aviz, [Far. vihten (asm ak) > -vz jjjT -] (a:vi:z) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa kelimeler "asl, aslm olan " anlam katarak birleik sfatlar yapan son ek. aviz, [Far. vihten (asm ak)> -vz (a:vi:z) {OsT} sf. Asl bulunan; aslm, avize, [Far. vihten (asm ak) > vz (asl ey) > vze ojijT] (a :v i:z e) {OsT} is. 1. Tavana asl ssl aydn

ffin f i.3 3 6
latma arac. 2. stanbul tersanelerinde retilen ge milere padiahn ve dier devlet byklerinin gn derdii mefruat, S avize aac, bot. P a r k ve b a h ele rd e ss a a c o la r a k y etitirilen g v d e ksm odunsu, yn h lin d e b irleik y a p ra k la r ve ucunda beyaz veya m o r byk i ek li z a m b a kg illerd en b ir a ak, (Y ucca gloriosa).\\ vize-i g, {OsT} K u la a asl s s ey as; kpe. | vize-i ncm, {OsT} | Yldz km eleri. avizgin, [Far. vz-gin jS'y.jf] (a:vizgin) {OsT} sf. 1. Israrc; srar eden. 2. Asknt olan; musallat olan. 3. is. Bir ey almadan brakmayan dilenci, avizo, [sp. barc de aviso] is. dnz. Donanmada yer alan kk gemilerden biri. avk1, [av > av-()k ?] {az} is. Fiile; dzen. [DS] S avka dmek, {az} Tuzaa dm ek. [DS] avk2, [Ar. avk y -] {OsT} is. Durdurma; alkoyma; vazgeirme. avkalamak1, [eT. uv-mak > av-(u)k-mak > av-()lcala-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Avu dolu su almak. 2. Avu iine alp sktrmak; itilemek; ovmak. 3. rselemek; hrpalamak. 4. (Kpek vb. iin) srmak. 5. Anszn altna almak. 6. Kartr mak; iyice kartrp kabartmak. 7. Sktrmak; tehdit etmek; azarlamak. 8. Oynamak. 9. Ovmak; masaj yapmak. 10. alkalamak; elemek. 11. Yaka lamak; tutmak; avulamalc. 12. Ezmek; ufalamak. 13. Buruturmak. 14. Doal maddelerle deriyi ter biye etmek. 15. Mncklamak. [DS] avkalamak2, [Ar. avk (en gel) => avk-ala-mak] gl. f M [-l(l) - y r] Engel olmak; geciktirmek, avkalanmak, [avkala-n-mak] {az} edil. f . [-r ] 1. Zedelenmek; hrpalanmak; rselenmek. 2. Ufalan mak. 3. Burumak. 4. rselenmek; krlmak; ufak paralara ayrlmak. [DS]

A VL

avklmak, [avk-l-mak] {az} dnl. f . [ -r ] (Bal iin) peteinden ayrlmak. [DS] avkmak, [eT. uv-mak > av()k-mak > avk--mak] {az} gl. f . [ - r ] 1. Avu iine alarak skmak; ov mak; ovalamak; itilemek. 2. amar durulamak. 3. Yorulmu hamuru, bulamamas iin una bula yarak yumak hazrlamak. [DS] avkm, [Far. bgn] {az} is. 1. Pnar; kaynaktaki su glc. 2. Su yolu; kanal; ark. 3. Su deposu. [DS] avknlamak, [av-()k-m-la-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [l()-y or] Gezip dolamak. [DS] avkm m ak, [av-()k-m-mak] {az} edil. f . [-r ] Tuza a dmek. [DS] avkrak, - [avk (yans.) > avk-r-a-k] is. Balgaml tkrk. avkr, [ay-lcr-] {azf sf. -* aykr. [DS] avkrm ak1, [avkr (yans.) > avkr-mak] {az} g s z .f. [-r ] Havlamak. [DS] avkrm ak2, [eT. uv-mak (ufalam ak) > av-(u)k-rmak] {az} gl. f . [-r ] 1. almak; armak. 2. Ov mak; okamak. [DS] avkrtm ak, [av-()k-r-t-mak] {az} gl. f . [-r ] 1. Aldatmak; sezdirmemek. 2. Avlamak. [DS] avkm a, [av-()k-ma] {az} is. kelek, taze soan ve zeytinya ile yaplan bir tr salata; ingene pilav. [DS] avktnak, [eT. uv-mak (u falam ak) > av-()k-mak /av(u)k-mak] {az gl. f . [-a r ] 1. Eli ile ovalayarak kk paralara blmek; ufalamak. 2. yice kar trmak. 3. Dvmek. 4. amar durulamak. 5. Avu iinde sktrmak; ovmak; ovalamak; itile mek. 6. Yenmek; malp etmek. 7. Yakalamak; tutmak. 8. Zedelemek; srmak. [DS] avku, [av-()k-u] {az} is. Cevizin d kabuu. [DS] avkulu, [av+kul-u?] {az} sf. Ava ok dkn; av peinde koan. [DS]

avkalamak, [av-()k-a-la--mak] {az} ite, f . [-r ] 1. Oynamak; sevimek. 2. akalamak. 3. Bou avkurlanm ak, [eT. uv-mak (u falam ak) > av-()k-urla-n-mak] {az} e d il.f. [ -r ] Krlmak. [DS] mak; didimek; alt alta st ste gelmek. [DS] avkam, [av-k-a-m] {az} sf. 1. nsanm iki el ile avkuru, [arkuru / aykr] {az} sf. 1. Dz; kestirme; kese. 2. Aykr; yan st. 3. Ters; apraz. 4. (Yol alabilecei miktar; avu dolusu. 2. Hayvann az iin) dne dne. [DS] S avkuru dokuru gitmek, ile bir kerede alabilecei miktar. [DS] {az} Z ikzakl gitm ek. [DS] avkamak, [eT. uv-mak (u falam ak) > av-(u)k-mak > {eAT} (az} is. bot. Mrdavk-a-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-k ()-y o r] 1. Avu avku1, [avku iine alarak ovmak; itilemek; ovalamak. 2. Azar lamak; tekdir etmek; paylamak. [DS] avkan, [av-ka-n] {az} is. Uzak. [DS] avkant, [Far. b-kant] {az} is. st ak ya da ka pal su yolu. [DS] avkee, [Ar. avkee j&] {OsT} is. tarm. Harman mk; mrdk. [DS] avku2, [av+ku] {az} is. Av hayvan. [DS] avl1, [Ar. avl {OsT} is. 1. Tecavz; haddi ama.

2. Doru yoldan sapma; meyletme. 3. huk. Miras hisselerinin payda saysn amas. avl2, [Ar. avl J y-\ {OsT} is. 1. Feryat; acnma. 2. S knt sebebi. avla, [av-la-u > avla / Yun. avlara 'sljl] {eAT} {az} is. 1. Bahelerin etrafna ince dal ve allardan ya

savurmakta kullanlan parmakl krek; yaba. avketmek, [Ar. avk (en g el olm a)} {az} gl. f . [-(d )er] 1. Engel olmak; mani olmak. 2. Geciktirmek. [DS]

AVL

IMIICESM.:
avlanm a, [av-la-n-ma] is. Avlanmak ii. avlanm ak, [av-la-n-mak) edil, fi. f - r ] . Biri tarafn dan av olarak ele geirilmek. {eT} (ayt) [DLT]. 2. m ec. Biri tarafndan hile ile emellerine alet edil mek; kandrlmak; tuzaa drlmek. 3. dnl. f i Ava gitmek; avcla kmak. 4. A v avlamak. {eT} (ayn) [DLT] fi1 avlanp kulanm ak, {az} A va k m ak; av y apm ak. [DS] avlar, [Yun. avlara] {az} is. Etraf evrilmi bahe; avlu. [DS] avlam ak1, [av-la--mak / v-l--mek] {eT} ite, fi. [-u r ] 1. Toplanmak; ylmak. [DLT] 2. {az} e virmek. [DS]

plan byk it. 2. Ay al; hle. 3. Al. 4. Avlu; evlerin nndeki kk bahe. 5. Tahta perde. 6. Tahl ykamak iin ark kylarna yaplan kk beton havuz. 7. Balk tutmak iin derelerde tala evrilen daire. 8. ereve; evre. 9. Ahrda hayvan larn yem yedii yer. 10. nce uzun am aac; bu aatan yaplan direk; srk. 11. Dam merteklerinin k. [DS] avla, [av-la- T] {eATj -* avlagu.

avlagu, [av-la-mak (kuatm ak) > av-la-u y ' i j ] {eAT} is. aldan yaplm it.

avlaa, [av-la-mak (kuatm ak) > av-la()-a] {az} is. 1. A y al; hle. 2. Al. 3. it. 4. Avlu. 5. Kuzu avlam ak2, [eb-le--mek / evlemek] {eT} ite, fi. [al. 6. Duvar. 7. Ahrda hayvanlarn yem yedii u r] Evini ortaya koyup kumar oynamak; evini dl yer. 8. Meme bann evresi. [DS] koymak. [DLT] avla, [av-la-mak (kuatm ak, evirm ek) > av-la()-] avlatrm ak, [av-la--tr-mak] {az} gl. f i [ -r ] Kol {az} is. 1. Av yeri; av ok olan yer. 2. Evin biti lamak; saknmak; korumak. [DS] iindeki tarla. 3. Kayalklar arasndaki geit. 4. avlatm ak, [av-la-t-mak] gl. fi. [ - r ] [eT . -u r] 1. Bi Dalk yerlerdeki bol otlu dzlk. 5. ereve; ev rine avlama iini yaptrmak. 2. Bir av bakasna re. [DS] S avlaa atm ak, {az} evirm ek. [DS] yakalatmak, tutturmak. {eT} (ayn) [DLT] avlak1, - [eT. ab-la-mak (avlam ak) ab-la- > av-laavlaz, [av-la-z] {az} sf. Av merakls. [DS] k is. 1. Av bol olan yer. {eT} {az} (ayn) avle, [Ar. 'avle d y ] {OsT} is. Feryat. [Nevy] [DS] 2. Avlanma blgesi; av yeri; avlanlan yer. {eT} {eAT} (ayn) [Nevy] 3. /az} Avlanmay avlu1, [Yun. auli) is. mim. 1. Bir yapnn ortasnda etraf duvarlarla evrili st ak yer; asma bahe. bilen hayvan. [DS] 2. {az} Hol; koridor. [DS] 3. {az} Evlerin bodrum avlak2, - [avla-mak (evirm ek, kuatm ak) > / Yun. ya da zemin katndaki salon. [DS] 4. {az} Kiler. aulaks (a la n iz) ?] {az} is. 1. Bahelerin etrafna [DS] 5. {az} Klk kk evlerin karsnda byk ekilen ince dal ve al it. 2 . Kuzu al. 3. Hudut; yazlk ev. [DS] snr; ereve. 4. iek yetitirmek iin hazrlanan yer. 5. yi bir ekin iinde zayf kalm yer. 6. Evle rin damlarndan akan ve biriken sular. 7. Bataklk ve sulak yer. 8. Derelerden akan ince sular. 9. Akarsularda balk avlanan durgun yer. 10. Su kana l. 11. Dere; vadi, avlaksz, [avlak-sz] {az} sf. Sersem; budala. [DS] avlalm ak, [av-la-l-mak] {eT} dnl. f i [-u r] Avlan mak. [DLT] avlam a, [av-la-ma] is. Avlamak ii. avlam ak1, [eT ab-la-mak (avlam ak) > av-la-mak gl- f [ - r ] [-l()-y r] 1. Bir av hayvann avlu2, [a-l] is. 1. {az} Al. 2. Kyn yaknndaki verimli tarla. [DS] avluk, -u [uyku-luk] {az} is. kembe. [DS] avluku, [av-luk-u] {az} sf. Bakasndan geinen; avantac. [DS] avlum, [av-(u)l-um / a-ul-um ?] {az} is. 1. Daire. 2. A y al; hle. [DS] avm, [Ar. a v m ^ y ] {OsT} is. Yzme. avm ak 1, [av-mak / avalanmak / avlamak] {eT} gsz. f . [ - a r ] 1. Toplamak; mek; etrafn evirmek. [DLT] 2. Avlanmak. [DLT] avm ak2, [av-mak] {eT} gsz. f i [- a r ] 1. Shhatte ol mak; salkl olmak. [EUTS] 2. {az} Def etmek; kovmak. [DS]

yakalamak veya bir silahla ldrmek. {eT} (aymj[Gabain] [Mhen] [EUTS] [DLT] 2. m ec. ok arzu edilen fakat az bulunur bir eyi ele geirmek. 3. m ec. Birini yalan ve dzen kurarak emellerine avn, [Ar. avn o y ] {OsT} is. 1. Yardm. 2. Sleyman alet etmek; kandrmak; tuzaa dmek. 4. {eT} Ele Peygambere yardm eden cinin ad. 3. sf. Yardmc. geirmek. [Gabain] [Mhen] [EUTS] [DLT] 5. {eAT} fi1 avn-i H ak, A llah 'm yardm . Yakalamak. avn, [Ar. !avn> 'avm J * y ] (avni:) {OsT} sf. Yardm avlamak", [av-la-mak / av-mak / avala-mak jijl] la ilgili. {eT} gl. f i [-r ] 1. Bir eyi evrelemek; evresini avniye, [Ar. avniye (bakom u tan H seyin A vn inin dolamak. [EUTS] 2. Toplanmak; mek. [DLT] adn dan ) * ^ y ] is. 19. yy.da giyilen kukuletal bir 3. {eAT} evresini kuatmak; etrafn evirmek. 4. {az} Bir eyin evresini itle evirmek. [DS] avlan, [av-la-n] {az} is. Avc. [DS] tr yamurluk, avokado, [sp. abogado] is. bot. 1. Ilman kuakta

M iK S M . s s e ________________________
yetien Amerika kkenli her mevsim yeil yaprakl 5-15 m. boyunda defnegillerden bir tr meyve aa c, (P ersea ). 2. Bu aacn meyveleri; Amerika ar mudu. avra1 [av-ra] {az} is. Daldrma. [DS] , avra2, [afra / avra] {az} is. Dara. [DS] avrad, [avrat / avret] {az} is. -* avrat. [DS] avradapa, [avrat+apa] {az} sf. Klbk. [DS] Avrafrka, [Avrupa+Afrika] is. Avrupa ve Afrika anakaralarnn lcisine birden verilen ortak ad. avrak, [av-ra-k] {az} sf. Ahmak; aptal. [DS] avram ak, [av-ra-mak] {az} g l .f . [-r ] [-r(i) -y o r] 1. Kollamak; korumak; zaptetmek. 2. Kavramak. [DS] avran, [av-ra-n] ,{eT} is. 1. Demirci oca biiminde yaplan ekmek frn. [DLT] 2. {az} sf. Obur. [DS] B avran davran, {az} E n in e boyuna. [DS] avrana, [Far. arvna=> avrana ^j^t] {az} is. 1. Di i deve. 2. Yk devesi. 3. Byk tencere. 4. Leen. 5. sf. Az byk; byk azl. [DS] S avrana azl, {az} Byk a zl; az byk. [DS] Avrasya, [Avrupa+Asya] (avra'sya) is. Avrupa ve Asya anakaralarnn ikisine birden verilen ortak ad. avrat1, -d [Ar. avret o jy-\ {eAT} is. 1. Erkein ei; kar; zevce. 2. Kadn. S avrada yaknlk, {eAT} K adn la cin sel ilikiye girme.\\ av rat abla, {az} 1. B obo az erkek. 2. E rken g elim i kz. [DS] | avrat | azl, K arsnn sznden km ayan (erkek)| av rat | almak, {eAT} B ir k ad n la evlenmek.\\ av rat boa mak, E r k e k iin boanmak.\\ av rat ekmek, (eAT) Kadn getirm ek]] av rat kii, {az} K a n k oca . [D S]|| avrat olan, {eAT} o h k o c u k . av rat oynatm ak, folk. engi a d verilen k ad n la r oyn a tara k ikili algl e len m ek. | a v ra t p azar, 1. E skiden ca riy e| lerin alnp satld p a za r. 2. S atclar ounlukla kadn olan pazar.\\ avrat vakti, {eAT} Yaknlk z a man; h a lv et zam an . | | avrat2, -d [Ar. avret > avrat (avra:t) {OsT} is. 1. Kadnlar. 2. insan vcudunun mahrem yerleri,

_______________ _ _ _ ________ _______________AVS


g b e k le r i ile d izleri arasnda, kadnlarn el, yiiz ve a y ak la r dn da kalan b ed en lerin d e nam az k la r ken rtlm esi g erek en y er le r; m ahrem y erler. avr, [avr] {eAT} is. Yaprak eklinde olan para; banknot. avrka, [Afrika / Avrupa ?] {az} is. Bir tr sa t ra. [DS] avrlmak, [ab-()r-l-mak / avrl-mak j i j j ] {eAT} dnl. f . [-u r ] Bir eyin zerine kapanr gibi eil mek. avrnd, [av-r-nd] /e 77 is. Krnt; dknt. [DLT] avril, [Erme, abril] {az} is. Nisan. [DS] S1 avril bei, {az} 1. E ski takvim le b e nisan. 2. Bugnk takvim le 18 nisan. [DS] avrizi, [Yun. vrudion [Tzitzilis]] {az} is. Deniz yosunu. [DS] A vro, [Yun. Europa > Euro] is. Avrupa Birliinin resm para birimi, avro, [Yun. avroh] {az} is. Bir tr ku tuza. [DS] avruk, [av-()r-uk ?] {az} is. 1. Yanak. 2. Yaylaya gtrlen eya. 3. Hasta. 4. sf. Obur. [DS] avrum ak, [av-()r-u-mak] {az} gsz. f . [-r] Hasta lanmak. [DS] avrum pa, [avrupa > avrumpa] {az} is. Kadn sama yaplan ondle. [DS] A vrupa, [Yun. Europa (Yer tanrs)] (avru'pa) is. 1. Dnya'nn be ana karasndan birinin ad. 2. Bat; bat lkeleri. 3. {az} Ban n tarafnda bir miktar sa braklarak yaplan sa tra; kkll tra. [DS] 4. {az} Entarinin arka tarafnda, omuzlarla boyun arasnda kalan ksm. [DS] Avrupai, [Avrupa+ Ar.] {OsT} sf. 1. AvrupalIlara ve Avrupaya zg. 2. zf. AvrupalIlara benzer biim de. Avrupal, [Avrupa-l] (avrupa'l) is. ve sf. 1. Avrupa halkndan olan veya Avrupada yaayan. 2. Avru paya has olan; Avrupadan gelmi.

Avrupallam ak, [Avrupa-l-la--mak) dnl. f . [-r] 1. Dnce, davran ve yaama biimi bakmndan avratbaz, [Ar. avret + Far. -bz j U j ^ ] {az} s f AvrupalIlara benzemek. 2. Avrupaya ait kltrel Kadn avcs; zampara. [DS] deerleri benimsemek. avraanmak, [avrat-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] Avrupallk, - [Avrupa-l-lk] is. 1. Avrupal olma 1. Ev ilerinde becerikli, bilgili olmak. 2. Mzk durumu. 2. Avrupal olann nitelii, lk etmek. [DS] avrum ak, [av-()r-u-mak] {az} dnl. f . [-u r] Tr avrattk, [avrat-lk {eAT} is. 1. Zevcelik; e manmak. [DS] olma. 2. {az} yi ev kadnl. [DS] avrats, [avrat-s] {az} sf. (Kz iin) kadnla ze nen. [DS] avre, [? avre] is. fo lk . Elazda klarnet eliinde, meydanlarda erkekler tarafndan oynanan halk oyunu. avret, [Ar. avret cjjjp] / OsT}is. insan bedeninde p lak olarak gzkmesi ayp ve dinen haram saylan yer, edep yeri; ut yeri, fi1 avret yeri, E rkeklerin avruz, [Far. brz] {az} is. 1. Lazmlk; oturak. 2. Dibi dar, az geni, iki kulplu, yourt mayalamaya yarayan toprak kap. [DS] avsak1, - [av-sa-k] {az} is. Aldatma. [DS] avsak2, - [ak-sa-k / a-sa-k] {az} sf. 1. Hafif topal; aksak. 2. Hayvan yknn bir tarafa hafif meylet mi, am durumu. [DS] avsakJ, - [av-sa-k] {az} sf. Ava istekli; av istekli si. [DS]

AVS

fil l tS .ass M C M
avsunlam ak2, [efsun-la-mak] {az} g l .f . [-r ] [-l(u)~ y o r ] 1. By yapmak; afsunlamak. 2. Hastalar iyi letirmek iin bir takm byl iler yapma; oku yup flemek. 3. Zehirli hayvanlarn sokmamas iin by yapmak; erbetlemek. [DS] avsunlam ak3, [avsun-la-mak] {az}] gl. f . [ - r ] [l(u )-yor] 1. Aldatmak; kandrmak; gafil avlamak. 2. Oyalamak. 3. Hastalk bulatrmak. [DS] avsunlatm ak, [efsun-la-t-mak] {az} gl. f . [-r ] Hastalar iyiletirmek iin hocaya okutmak. [DS] avsut, [Yun. aspida (jant.) > avsut / ispit] {az} is. 1. Kan tekerleinin aa ksm. 2. Her trl tekerle e maznn getii delik. [DS] avak1, - [av-()-a-k] {az} is. 1. Bir tr ard als. 2. lkbaharda idemle birlikte aan, koku suz, menekeye benzer bir iek. [DS] avak2, - [arak / avak] {az} is. 1. Somun, cvata, ivi gibi eyleri sktran, geveten, dzel ten bir tr anahtar. 2. Arak. [DS] avallam ak, [aval-la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l()y o r ] Acele yapmak; geliigzel yapmak. [DS] a v a r1, [Kazan, av-mak (itaat etm ek, m saad e et m ek) > af-ar] ( a f a r ) sf. 1. -* afar. 2. {az} Atl jandarma. [DS] 3. {az} Ucu sivri bak; kama. [DS] 4. {az} Pekmezin pimeden nce iddetle kayna mas. [DS] 5. {az} Tarhana yaparken piirilen so an, biber ve yourt karm. [DS] 6. {az} Yular. [DS] 7. {az} sf. Hamarat; becerikli. [DS] S avara gelmemek, {az} (M em eli hayvan iin) sa m g o lm a k ; sa m sra sn d a huysuzluk etm ek. [D S]|| avar sam ak, {az} Koyunu A far usulnde s a mak. [DS] avar2, [Far. afsr] {az} is. Yular. [DS] avarlam ak, [avar-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-()y o r ] 1. Kzdrmak. 2. i bytmek. [DS] avarlanm ak, [avar-la-n-mak] (az) gl. f . [-r] Hiddetlenmek. [DS] avin, [Far. v in ^ jT ] {OsT} is. bot. Kekik. avut, -du [Yun. apsida > avut ?] {az} is. Ke. [DS] avu, [au/ a] {az} is. 1. Zehir; a. 2. Zehirli bitki. [DS]

avsal1, [av-sa-1 ?] {az} is. 1. Yrme bilmeyen kim se. 2. sf. Gerek; gerekli. [DS] avsal2, [av-sal ?] {az} sf. 1. (Y er iin) av ok olan. 2. Kolay; abuk. [DS] avsana, [? avsana] {az} sf. Sersem; aptal; saf. [DS] avsl, [av-z > av-l ? {eAT} Srlarn dilinde ve ayaklarnda oluan bulac bir hastalk. avsn1 [Far. afsn > avsn] {az} is. 1. Hayvan sok , malarnn zehir ve arsn etkisiz klmak iin yap lan ilem. 2. Sihir; by; afsun. [DS] avsn2, [avurt > av-sn] {az} is. Bir tr gz hastal. [DS] avsn3, [av + sin-mek > av-sm] {az} is. Avclarn av srasnda pusu kurduklar, ya da gizlendikleri k k kulbemsi yer. [DS] avsnc, [afsun-cu / avsm-c] {az} is. By yapan kimse; afsuncu; byc. [DS] avsnmak, [av-s-n-mak] {az}] g l . f [-r ] Bir kim seyi ezmek istemek. [DS] avsnlam ak1, [av-s-n-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [l()-y o r] 1. Kestirmeden gitmek. 2. Aldatmak. [DS] avsnlamak2, [av-s-n-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [l()-y or] 1. Avu dolusu almak. 2. Masaj yapmak. [DS] avsnlam ak5, [efsun > avsm-la-mak] {az} g l. f . [r ] [-l()-y o r] 1. By yapmak; afsun yapmak. 2. Hasta insan ya da hayvan iyilemesi iin okutup fletmek; afsun yaptrmak. [DS] avsnlanm ak, [efsun-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] Afsuncu tarafndan okuyup flenerek iyiletiril mek. [DS] avsnl, [efsun-lu] {az} sf. Afsunlanm; byl. [DS] avst, [Yun. aspida (jant.)] {az} is. Kan tekerleini meydana getiren para aa; demirsiz ksm. [DS] avstmak, [av-s-t-mak] {az} gl. f . [-r ] 1. Aldat mak; kandrmak; gafil avlamak. 2. Oyalamak. [DS] avsukmak, [av-su-k-mak] {az} gl. f . [-u r] 1. Kor kutmak. 2. Zayf drmek. 3. Yenmek. [DS] avsun1, [Far. efsun => avsun j ^ j T ] {az} .is. 1.

By; sihir; afsun. {eAT} (ayn). 2. frk; nefes. 3. / jrjT] Byclerin efsun yapmakta kullandklar madde. avu, -cu [eT. adut > avut > avu / avu is. 1. Elin i taraf. 2. Parmaklar toparlanm ve 4. Telkin; etki; tesir. 5. Kurun dkme iinde kulla ortas hafife ukurlatrlm hlde iken elin ald nlan eritilmi kurun. [DS] miktar; apaz; aya; koam. Avu dolu su altn. S avsun2, [avurd > av-sun] {az} is. Vcutta beliren avcu delik, {eAT} P a r a tutmaz.\\ avcu kanmak, kabartlar. [DS] Y aknda elin e p a r a g e e c e in e d a ir b a tl inanc. | | avsun3, [av+ sin-mek > av-sun] {az} is. Tavan ve avcuna saym ak, P ein d em ed e bulunmak.\\ ku gibi av hayvanlarn vurmak iin kurulan giz avcundan okumak, F a la bakmak.\\ avcunu yala lenme yeri; pusu. [DS] m ak, B ekledi in i, umduunu bulamamak.\\ avsunlam ak1, [avsu-n-la-mak] {az} gl. f . [-r ] avcunun ii gibi bilmek, B ir y e r i o k iyi tanmak, [l(u )-y or] 1. Tohumu avu iinde ovalayarak ka bilmek.\\ avcunun iinde olmak, Birinin dilediin i buklarndan karmak. 2. Fndk kabuklarn ka y a p a r durum da olm ak. | avcunun iinde tutm ak, | bartmak. [DS]

i K

t M

367

AVU

B irin e dilediin i y a p tr a c a k durum da bulunmak.]] avcunun iine alm ak, Ynetim i a ltn a alm ak. | | avucunu am ak, {eAT} C m ert d av ran m ak.| avu | am ak, Dilenmek.]] avu alam as, {az} a k l b yklnde ta; e lle a tla b ile c e k ta. [D S]|| avu avu, B o l m iktard a; o k ok.]] avu dolusu, 1. Avcun a la b ild i i m iktarda. 2. o k fa z l a miktarda.]] avu delik, {eAT} P a r a tutmaz. | avun am ak, | {eAT} C m ert davranm ak.]] avu kayas, {eAT} E l ile a tlabilen ta; e l kayas.]] avu ii k adar, o k kk yer.]] avu unu, D e irm en ciye verilen t m e creti karl un; d e irm en ci hakk. {eAT} (ay n)]] (bir) avu, 1. o k az m iktarda. B ir avu k a h ram an, k o s k o c a dm an ordusunu p e r i a n etti. 2. ok fa z la m iktarda. u uyduruk e y e b ir avu p a r a verdim. avuka, [eT. ab--ka / avu-ka] {eT} is. Bakan; reis, avulama, [avu-la-ma] is. 1. Avulamak ii. 2. Avuta tutma; avcuna alma, avulamak, [avu-la-mak dUl*-/\]{eAT} gl. f . [ -r )] [-() -y o r] 1. Avcunu dolduracak kadar bir eyden almak. 2. Avuta tutmak veya avcuna almak, avulatmak, [avu-la-t-mak] gl. f . [-r)] 1. Avula ma iini birisine yaptrmak. 2. Birinin, bir eyi avulamasm salamak, izin vermek, avujgun, [? avuj-un] {eT} is. Deri sepilemekte kul lanlan palamut meyvesi. [DLT] avuk, -u [av-uk] {az} sf. 1. Avare. 2. is. Dalarn dik ve sarp srtlar. [DS] S1 avuk olmak, ten k a l m ak; a v a re olm ak. avukat, [Lat. advocare (yanna a rm ak) > advocatus > Fr. avocat] is. 1. Hukuk ilerinde creti karlnda halka yardmc olan zel ihtisas sahibi kii; dava vekili; mdafi; savunucu. 2. m ec. Kendi sini dorudan ilgilendirmedii hlde bakasn sa vunan kii. avukatlk, - [avukat-lk] is. Avukatn yapt i ve meslei. S (birinin) avukatln yapm ak, 1. B ir davada birinin savunm asn stlenm ek; m d a fa a etmek. 2. m ec. K en disin i doru dan ilgilen dirm edi i ve zerine dm edii h ld e birin i savm uverm ek. avukmak1 [av-uk-mak/ avk-mak] {az} g l . f [-u r] , Krmak ezmek. [DS] avukmak2, [av-uk-mak] {az} gsz. f . [-u r ] 1. Al mak; dadanmak. 2. Bir eyi gre gre, yapa yapa renmek. [DS] avukturmak, [avuk-tur-mak] {az} gl. f . [-u r] 1. Aldatmak; kandrmak; oyalamak. 2. Altrmak; retmek. [DS] avul, [Bakurt, Kazak, Tatar, av-l /av-ul] is. 1. Kabi le, oymak. 2. Ky; avl. 3. {az} Kk dal ve al larla yaplm bahe iti. [DS] 4. {az} Al. [DS] 5. K iin meyve saklanan yer. 6. {az} Asker. [DS] a\ulamak, [au-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l(u )-y or] Alamak; zehirlemek. [DS]

avulanmak, [au-la-n-mak] {az} edil. f . [ - r ] 1. Zehirlenmek. 2. dnl. f . Scan ya da yorgunlu un etkisi ile aznn tad kamak; dili damana yapmak. [DS] avulatm ak, [au-la-t-mak] {az} gl. f . [-r] Zehir letmek. [DS] avulu, [au-lu] {az} sf. Zehirli. [DS] avum ak, [avu-mak] {az} gsz. f . [-r ] Yardm et mek; iine yaramak. [DS] avun, -cu [avun-mak > av-un-] is. zntnn, tasann dalmas ile ortaya kan durum; teselli; avuntu; aldanca; yattrma, avundurm a, [av-un-dur-ma] is. 1. Avundurmak ii. 2. Birinin avunmasn salama ii. avundurm ak, [av-un-dur-mak] g l .f . [-u r]\ . Birinin znt ve acsn unutmas veya bu durumun hafif lemesi iin giriimde bulunmak. 2. {az} Kzm bulunan dii hayvan iftletirerek gebe kalmasn salamak. [DS] avunm a, [av-un-ma] is. 1. Avunmak ii. 2. Dii hayvann gebe kalmas, avunmak, [eT avl-mak / av-n-mak] dnl. f . [-u r ] 1. Dncesini, kendisini zen veya skntya sokan olay veya durum dndaki eylere ynelterek ac sn unutmaya, skntlardan uzaklamaya almak; kendini teselli etmek; teselli bulmak; gnl aldat mak {eT} {az} (ajrojpsievy]. [DS] 2. Bir ile oya lanp kendini unutmak; megul olmak; vakit ge irmek. 3. {eT} Hlinden memnun olmak. [Clauson] 4. {eT} Elenmek. [Clauson] 5. {az} (Dii hayvan lar iin) kzmak ve dl tutmu olmak; gebe kal mak. [DS] 6. {az} (Kadn iin) cinsel ilikide tat min olmak. [DS] avuntu, [av-un-tu] is. 1. nsann avunmasn sala yan ey; teselli. 2. znt ve skntlar hafifletme ye veya gidermeye yarayan ey; avun; avutucu, avunuk, -u [av-un-uk] {az} sf. (Dii hayvan iin) dl tutmu; gebe kalm. [DS] a v u r1, [ar] {az} sf. Ar. [DS] avur2, [av (yans.) av-ur] {az} is. Gereksizlik, ho murtu bildiren gvde. [DS] ff avur zavu r, {az} 1. Ivr zvr; g erek siz ey a ; nem siz ve anlam sz s z ler. 2. Kuru grlt. [D S]|| avur zavu r etmek, {az} T ehdit ed ic i s z le r s y lem ek ; ileri g eri terb i y es iz c e konum ak. [DS] avuruk, [ar > avur-uk] {eAT} is. Arlk merkezi, avurd, [eT. adurt > avurt / avurd ijjl] {eAT} is. 1. Sz; laf; sohbet. 2. - avurt. S avurda ekmek, {eAT} S ze tutup la fa b o m ak .| avurd yelli, {eAT} | {az} P a la v r a c ; o k konuan. [D S]|| avurd yell, {eAT} P a la v r a c ; o k kon uan.| avurd itmek, {eAT} | Atp tutmak.]] avurdu yelli, o k g erek siz kon uan; p a la v r a c ; lafa za n ; {eAT} (ayn).

avurda, [Sanks. dhatri > eT. vird / avurda / avurta


{eAT} is. Ebe.

___________________________________ |

avurdalk, [avurda-lk jb jjl] {eAT! ** Ebelik. avurdlamak, [avurd-la--mak] {eAT} ite, f . [-u r ]
Sohbet etmek; ene almak; konumak,

E kein in kuyruu lir biim in de ve o k siislii, s e r eg illerd en A vustralya d a yaayan b ir ku, (M aemra, su p erba). AvustralyalI, [Avustralya-i] (avstu raly al) sf. t. vustralya ile ilgili olan. 2. Avustralyada yaayan veya oradan gelen. AvusturyalI, [Avusturya-l] (avusturyal) sf. 1- Avusturya ile ilgili olan. 2. Avusturyada y a a y a n veya oradan gelen.

avurlamak, [avur-ia-mak] {az} gl. fi [ - r ] [-l(u)y o r ] Tehdit etmek. [DS]

avurt, -du [eT. adurt > avrd > avurt] is. 1. Az

boluunun yanaklara gelen ksm. 2. Yanaklarn az boluunu rten d yz. 3. Sz, sohbet; de avusva, [? avusva] is. m atb. Lito ve ofset bask dikodu. {eAT) {azj(ayn) [DS] 4. {az} Bilimsel ka a plar zerindeki lekeleri gidermek iin kutlam riyere sahip olmad hlde yetkinmi gibi konu an asfalt ve terebentin karm temizlik maddesi. an; bilgi. [DS] S. {az} Baan saptan ilk kt ~^u P avut] {a a } is. 1. Hayvann srt ksm, 2. Avurt; yz. [DS] 'urt; yz. fDS.1 yer. [DS] t? avurda ekmek, S z e tutup la fa b o m ak. {eAT} (ayn)| avurdu avurduna gemek, Ya a v u t , -du [a-t] { az/ is. 1. At. 2. Bararak a | lamak; sesli alama. [DS] n aklarn n km esin den b e lli o la c a k k a d a r zayf la m a k ,| avurt datmak, Barp armak.|| avurt a v u t , [av-ut/adut] {eT} is. Avu. [DLT] | etmek, {az} 1. vnm ek iin p a la v r a a tm ak; atp avutkan, [av-ut-ka / av-ut-gan] {az} sf. Avutan; aldatc; avutucu. [DS] tutmak. 2, D ed iko d u yap m ak. [DS]|| avurt kesmek, vnmek iin p a la v r a atm ak.| avurt ttrmek, 1. | 3 v a l 'a Z f [av' u- ,a-mak] g L f f - r ] [ - I(u,) -y o r] Oyaiamak, megul etmek. {eAT} en e a lm a k ; s o h b e t etm ek. 2. G ev ez elik et m e k ; e n e y orm ak. 3. B a rp a rm ak. | avurt avutm a [av-ut-ma] is. 1. Avutmak ii. 2. Teselli | satmak, vnm ek iin p a la v r a atm ak.| avurt sa | etme 3. Kandrma. 4. ed. Eski Latin edebiyatnda vurt, arlatanlk. {eAT} (aym)\\ avurt iirmek, ese verici mahiyette yazlm ahlaki inceleme eserleri. A zm su v ey a h a v a ile d o ld u ra ra k y a n a k la rn d a doru iirm ek.| avurt urmak, {eAT} en e a l avutm ak, [eT. avt-mak > avut-mak] g l. f . [- u r ] 1| m a k ; s o h b e t etm ek. | avurt nsz, dbl. D ilin ucu | rmn aclarn, skntlarn hafifletmek; teselli d a m a a dayan m h ld e iken a k c i erlerd en g elen etmek, oyalamak. 2. Aldatmak, kandrmak. 3. o h a v a avurt iin e y aylm o la r a k k a rla n s e s : III.\ cuu oyalamak, hrnln teskin etmek. 4. {az} u etmek; savmak. [DS] avurt zavurt etmek, 1. G erek li g erek siz kon u m ak. 2. Yksekten atm ak. avutturm ak, [avut-tur-mak] g l. f . [ - u r ] Birini avut ma iini ve eylemini bir bakasna yaptrmak, avurta, [Sanks. dhtri > e T vird / avurda / avurta] {eT} is. St nine; daya. [DLT] avutucu, [avut-ucu] s f 1. (Kii iin) birini teselli etavurtlak, - [avurt-la-k] {az} sf. 1. (Kii iin) me^ .yabtlrmay stlenen. 2. (Sz ve davran yanaklar byk olan. 2. Yanaklar sarkk olan. 3. rn) irini teselli etmeye, avutmaya yarayan, Byk azl. 4. (Ekin iin) baak tutmak zere avutulma, [avut-ul-ma] is. Avutulmak ii. olan. 5. is. Vcuda tam oturmayan elbisedeki kaba avutulmak, [avut-ul-mak] edil. f . [ - u r ] Biri tarafn rklk; potluk. [DS] dan yaplan avutma iinden etkilenmek, avurtlama, [avurt-la-ma] is. 1. alm. 2. Palavra. avvac, [Ar. avvc (a v v a :c) {OsT} is. 1. F il dii avurtlamak, [avurt-la-mak] gsz. f . [ - r ] [-l(u )-y or] satcs. 2. F il dii i is i. alm satmak. 2. Palavra atmak. 3. {az} Azn doldura doldura, yanaklarn iire iire yemek. avvad, [Ar. d > avvd \y-] (a v v a.d ) {OsT} s f alan. [DS] 4. {az} Anlalmaz homurtularla sz dei tirmek. [DS] 3VZ fAr- 'av? V ] {OsT} is. 1. Snma. 2. Snakavurtlamak, [avurt-la--mak] ite, f . [ - r ] 1. Sohbet avz , [Ar. avz / ivaz {OsT} is. 1. Bedel. 2. De etmek; konumak. {eAT) (ayn) 2. ene almak. {eAT) (ayn) i toku; takas; trampa, avurtlu, [avurt-lu] sf. Gurur ve kibir sahibi; byk avza, [Ar. ecz] {az} is. Kibrit. [DS] lenen. avztm ak, [avt-mak > avd-z-mak / avzt-mak i avus, [Bulg. uvus ?] {eT} is. Bal mumu; mum. [DLT] [ D s f g l ^ t~lrl d a la m a k ; aldatmak; avutma*Avustralya, [Port. australis > Ing. Australia] (avustra'lya) z. is. Gney Yarm krede, Eski Dn ^ D S ]' ^ Un' afritis] {az} is. z o o l. Bir balk e'^ ya anakaralar topluluunun dousunda ve en k -avuz, [-a-vuz / -e-vz / -y-a-vuz / -y-e-vz] k anakara. S Avustralya kara tavuu, z ool. ek. e. 1. Gelecek zaman okluk birinci kii e

369

AY

bugnk -arz; -to z; -acaz deeriyle kullanl mtr. 2. stek kipi okluk birinci kii ekim eki; dilek-istek, tavsiye, tercih ve gereklilik bildirir; bugnk -alm; -yalm deeriyle kullanlmtr. 3. Geni zaman kipi okluk birinci kii eki. S avuz m ? (eAT/.. ... myz. Bu zulm etten bulavuz m (bulur muyuz) rehay?. Yusuf ile Zeliha. avya1, [avya] {eT} is. Utan; ar; haya; hacalet. [EUTS] avya', [Rus. ayva] {eT} is.. - * ayva, avyakirt,, [Skr. avyktra] (eT} is. sf. zah edilemeyen; aklanamayan; mehullk; belirsizlik. [EUTS], avzur, [av-(u)z-ur-] (eT/ is. Buday ve arpa unu kartrlarak yaplan ekmek; kark elanek. [DLT] -ay, [-ay / -ey] yap. e. 1. simlerden isim tretir. Kke ilgili olma kavram katar: dikey, dzey, g ney, kuzey. 2. Fiilden fiil yapar. Fiildeki anlama bal olarak belli bir zellik gsterme kavram ka tan: olay, yatay, yapay, uzay, bkey, on ay (ona-ay). Ay, [ay] z. is. Dnyann uydusu olan bir gk cismi; Ay; Kamer. ,'eV (ayn) [ETY] [DUT] [EUTS]: [KPy.] [Gabait] [Yttknek] S ay al, (eAT} Ay a l; h le .| j Ay al, Bulutsuz, g e c e le r d e Ay in etrafn d a g r nen k dem etinden m ey d an a g elen em b er; a y la ; h le; ay evi. | ay ayaz,, (eT} A ydnlk; m ehtapl g e f ce. [EUTS]f| ay aydn, gn beyaz, mit verici, f e rahlatc (gnler, aylar,, yllar):. | ay aydn, hesap '[ belli, H er ey a k a grlyor, an lalyor, a n la mnda kullandr.\\ ay aydn,, {eAT} Ay ; m eh tap. [ ay ayduft, (eAT/. A y ; m ehtap.\ aya | yersg, (eT/ Yarasa. [DLT]|| ay bacay amak, B ir iin yap lm a zam an g e m e k ; g e kalm ak. | ay bal | , zool.. B a s k vcutlu kuyruu yarm, ay eklin d e 2-3: m. boy v e b ir ton a rl n a k a d a r u laabilen kem ikli b ir b a lk ; m ersin b a l ; k a m e r bal, (M o la mola).|| ay balgiller, zool. rnek tr a y b a l olan kem ikli b a lk la r takm ndan en g el en eli ler alt takm n a g iren b ir fa m ily a ; (Molidae).\\ ay balta, 1. Yz y arm ay eklin d e o la n s a v a baltas.. 2. K ereste y o n tm ad a kullanlan yz a y biim in de olan balta. | ay atal, Vites kutusu iin de tayc | bir m il zerinde k a y d rla ra k vites d e itirm eye yarayan para\\ ay dede,, o cu k dilin de Ay.\[ ay dedeye misafir olmak. G ecey i a k ta geirm ek. | | Ay dodu, Yeni ay. | Ay evi, Bulutsuz g e c e le r d e | ayn etrafnda gr n en k dem etinden m eydan a gelen em b er; h le ; a y al. j ay gibi, 1. (Kadn | iin) g zel ve p a rla k . 2. n ce ve kavisli; h ila l gibi. | | aya kk, (eT) A k hava. [DLT] | aya sen doma | ben douyorum demek, G zellikte stne rakip tammamak.\\ aya ya sen do, ya ben doaym, demek, ok g zel b ir kadn dan ba h sed erken sy lenen be en m e sz. | aydan ar, gnden duru, 1. | ok temiz. 2. o k gzel. 3. A k s e ik ; besbelli.]] ay-giin takvimi, G ne in gr n en h a rek etlerin e g re dzenlenm i takvim. | ay-gn yl, H em G | ne in grnen hareketleri, hem d e A y n ev releri

g z nne a ln a ra k dzenlenm i o la n takvim y l | Ay harm anlanm ak, Ay 'm etrafn da h le m eydan a g e lm e k .| A y grdm Allah, ament billah, Yem J ay g r n ce uu r g etirece in e in a n la ra k sylen en b ir eit kiir sz. | A y grdm yldza itiba | rm yok, D a h a iyisini bulunca n ced en b e en ilen le r e d e e r verm ez olm ak. | ayn aydn st gibi, | {az} D olunay. [D S]|| aym on drd, D olu n ay z a m an., | aym o,n drd gibi, (K adm iin). beyaz tenli |, ve gitzel.\\ ay , Ay m Gne ten a la r a k g e c e le r i y e r yzne yanstt k; ay aydn l; m ehtap. | ay | k, (az) M ehtap; ay . [D.S}|| ay karanl, 1. Ay 'm bulut arkasna' g irm esi ile olu an y a n k&ranlik, 2. Ayn gky z nde g r n m ed ii zam an. | ay | karanlk, {az} M ehtapsz g e c e . [DS]f|j ay klf, {eAT} H le .| ay kpgi, {eAT} G eceler i a y n da | bulunduu s y len en b ir eit bey az ve saydam ta. | | Ay modl, 1969 y ln d a astron otlar A y a g t ren uzay a racn n A y a inip kalkan, paras.}}, Ay rm cei, Ay modlnm Ay yzeyine konm asn v e d a h a sa tm k alkm sa la y a n r m cek g r nm ndeki ta b a n ve ram p a fasi.| | ay paras,. B e y a z ten li g zel kadm.\\ ay saati, Ay ile sa a tle ri g ster en kadran . | ay avk, {az} Ay ; m ehtap. | [BSJI ay avkna, {az} B ou n a ; seb e p siz ; v erim siz. [DS][| ay elvesi, {az} Ay ; m ehtap. [D S]|| ay takvimi, S a d ec e avn h a rek etler i g z nne a l n a ra k dzenlenm i o la n takvim.\\ Ay tutulmas, g k b. Yer, Ay ile Gne a r a m a g irdi in de g lg e sinin Ay zerin e dm esi olay-, | Ay urulanm ak, | {az} Ay tutulmak. [DS]ff ay ve gn al, {eAT} Hle.\\ ay yenisi, {eAT} Yeni a y ; a y a ; hilal\\. ay yldz, Trk dnyasnn ku llan d sembol.\\ ay yl dzl,. zerinde ay ve yldz m otifi bulunan. | ay yl [ dzl bayrak, Trk ba y ra .' ay yldzl form a, M ill fo r m a . | ay yldzl: mayo, M ill m ayo. | ay | yl, Ay m Yer ev resin d e on iki d efa dolan m as ile m eydan a g elen y l; k a m er yl. | ay yurd, (eAT/ | H le. a y 1 [ay / hay (yans.)\ is. Flaykrma bildiren kk, ay, kr-m ak. ay2, [eT. ay / ey (yans.)] nl. 1. Beklenmedik bir du rum karsnda beliren aknlk, rknt ve korku yu ifade eder. {eT} (ay;;[KPy.] [EUTS] 2. znt, sknt ve ac bildirir. 3. Seslenme edatdr. {eT} (ay n) [DLT] "O ul ou l ay ou l / B tilr misin n eler o ld u ? Dede Korkut 3 ay ay! H afife a lm a ve a la y ifa d e eder. ay , [a- > ay] {eT} is. Turuncu renkte ipek kuma. [DLT] ay4, [ay] {eT} nl. Buyruu tanmamay bildiren n lem. [DLT] ay3, [iy / ay jT] {eAT} is. Marangoz kalemi; iskarpela. S ay demri, {eAT} M aran goz kalem i; iskarpela]] ay tem ri, {eAT} M aran goz kalem i; iskarpela.

AY
ay6, [eT. y / ay] is. Genel olarak Ay'n Dnya etra fnda bir kez dolanmma eit, yln on ikide biri olan zaman dilimi. {eT} (ayn) [ETY] [KPy.] [EUTS] [Tekin] [Mhenn]. S ay ayca, {eAT} Aydan a y a .| ay ba, Ayn ilk gnleri.\\ ay evrim i, Yahu| d ile rd e 12'si norm al, 7'si a rtk 1 9 y llk d ev re.| ay | da bir, B ir a y d a b ir kere. | ayda kazandn gn | de yemek, G elece in i dnm eden h es a p s z ca p a r a harcamak.\\ aydan aya, B ir a y a ra y la ; b ir aydan d i e r a y a kadar.\\ ayda ylda bir, o k s e y rek o la r a k ,| ayda ylda bir nam az, onu da eytan | komaz, N adiren iyi bir i y a p m a y a k alkm a k fa k a t d a h a b a la m a d an vazgem ek.| ay gn, {az} | Vakti; zam an. [D S]|| ay gn belli, {az} Vakti zam an belli. [D S]|| ay gn belli olm amak, Ya p lm a s dnlen b ir iin zam an kesin o la r a k b i lin m em ek;| ay gn tam am olmak, 1. (G en ellikle | h a m ile b a y a n la r iin) doum zam an y aklam ak. 2. O la ca k b ir eyin zam an dolm u olm ak. | ay gn | yakn, {az) (G eb e kadn iin) doum y a p m a z a m an yakn. [D S]|| ay gn yitmek, {az} (G eb e k ad n iin) g e b e lik s resim tam am lam , doum y a p m a zam an g elm i olm ak. [D S]|| ayn ka? Ayn h a n g i gnnde olunduunu a n lam a k iin soru lan soru . | Ay var, yl var, ivecek ne v a r? B ir ii z a | m an n da yap m ay g ecik tiren k i iler iin a la y o la r a k sylen en s z .| ay yenisi, {eAT} Ayn b a la n g | c .| ay yinisi, {eAT} - * ay yenisi. | ay7, [ad / ay] {eT} is. Beylerin hizmetisi, klesi; bunlarn adnn yazl olduu defter. [DLT] ay bitii, A skerin isim ve taynnn yazld defter. [DLT] a ya, [Ar. ay LpI] (a -y a :) {OsT} sf. Hi iktidan ol mayan; en gsz; daha gsz. a y a1, [ay a!] {eT} nl. 1. Ey! hey bakn. [EUTS] [Yknek] 2. {az} Ulan anlamnda kaba hitap. [DS] 3. {az} ama bildirir. [DS] aya2, [eT. aya a J] is. anat. 1. Elin i tarafta, bilek ile parmak dipleri arasnda kalan ibkey yz; avu ii. {eAT} {eT} (ayn)[KPy.] [EUTS] [Gabain] 2. bot. Bitki yapraklarnn klorofil bakmndan zengin, geni, dz ve parlak olan st yz. 3. Terazi kefesi. {eAT} (ayn) 4. Sapann ta konulan rg veya deri den yaplm geni yzeyli blm. S aya avaz, {eAT} E l a k rts; e l rpm a se si; alk.\\ aya al m ak, E llerin i birb irin e vurm ak su retiyle se s k artm ak; a y a ttrm ek; e l rp m ak; ay a atlatm ak; a lk la m a k ; a y a k ak m a k ; {eAT} (ayn).\\ aya atlat m ak, {eAT} E l rp m ak ; a lk la m a k .| aya kars| m ak, {eAT} E l rp m ak ; a lk la m a k ,| aya tdr| mek, {eAT} E l rp m ak ; a lk la m a k . | aya ta, 1. A| vu iin e s a b ile c e k byklkte ta; {eAT} (ayn). 2. {eAT} S apan ta. aya3, [ay-a-mak > ay-a] {eT} is. 1. Sonradan taklan isim; lakap [Mhenn] [DLT] 2. {az} Vekil. [DS]

H M MH. o aya4, [Far. aya U] (a :y a :) {OsT} nl. 1. phelenme ve kararszlk bildirir; ama bildirir; acaba. 2. {eAT} Veya; yahut. aya5, [Yun. agios] is. Kutsal kimse; ermi; aziz, ayaca, [aa-ca / ayaca] {az} is. Yabanlk giysi. [DS] ayacuk, -u [aya(k)-ck / aya-cuk J^-U] {eAT) is. Ayakaz, aya, -c [? aya] {eAT} is. Hazine, ayad, [Ar. yd (bayram ) > ayd iLtl] (a-yd) {OsT} is. Bayramlar, fi1 ayd- mslimn, M slm an bay ram lar. ayag1, [ay-a-mak > ay-a-] {eT} is. 1. Hrmet; sayg; eref; itibar. [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] 2. Lakap; takma ad. [DLT] >5 ayakka tegimlik, tib a rl; sa n l; hrm etli. [EUTS] ayag2, [T. ayak > Far. eya > aya > ayag / jA j] {eAT} is. 1. Ayakl byk iki kadehi. 2. Altta ze mine oturacak emberli veya aa doru genile yen konik tabam olan tas veya anak. ayag3, [aya jjuj] {eAT} is. 1. Ayak. 2. Basamak. S ayaa brakm ak, {eAT} A yak altn d a brakmak.\\ ayaa binmek, {eAT} S av a km a k; sa v a birden b ire balam ak. | ayaa durm ak, {eAT} 1. A yaa | kalkm ak. 2. A yakta durm ak. | ayaa dmek, {eAT} | 1. Kuvvetten d m ek; a c iz kalm ak. 2. D eerini, saygnln yitirm ek.| ayaa kalkm ak, {eAT} A| yaklanmak.\\ ayaa salmak, {eAT} A yak altnda bra k m a k ; a y a k altn a atm ak. | ayaa turm ak, | {eAT} 1. A yaa kalkm ak. 2. A yakta durmak.\\ aya balanm ak, {eAT} 1. B o y e r e oyalan p kalm ak. 2. B ir y erd en a y rla m am ak .| aya dz basm ak, | {eAT} i y o lu n a girm ek. | aya kabn, {eAT} A yak | k ab sn ,| ayagm a balta urm ak, {eAT} in e en g el | o lm a k .| ayagm a ba urm ak, {eAT} A yan a k a | p a n m a k ; yalvarm ak. | ayana dmek, A yan a | k ap a n m ak ; yalvarmak.\\ ayan alm ak, {eAT} 1. A leyhte bu lu n arak kuvvet ve itibarn drm ek. 2. elm e takp y e r e drmek.\\ ayagm durm ak, {eAT} A yak zeri du rm ak; a y ak ta kalmak.\\ ayagm tu rgu rm ak, {eAT} A yak zeri durdurm ak; a y a a kaldrmak.\\ ayan tu rm ak , {eAT} A y ak zeri du rm ak; ay akta kalm ak. | ayagm yrm ek, {eAT} | H a rek et h lin d e o lm a k ; yrm ek. | aya svk, | {eAT} B ir y e r d e du ram ayp s rekli d o la a n .| aya | am ak, {eAT} A ya kay m ak ; srmek.\\ aya yer basm am ak, {eAT} Sevinten y erin d e du ram am ak; a y a y e r e eriememek.\\ ayag stine d urur, {eAT} D ik duran ; yu kar doru y k selen ; y e r e serili olm ayan.| ayag zere gelmek, {eAT} A ya a k alk | mak. ayagan, [ayag-an] {az} is. Kurumu fakat ayakta duran aa. [DS] ayaglag, [aya-la] {eT} sf. anl; hrmetli; sanl; itibar sahibi. [EUTS]

im

ilig

S M 371

AYA

ayaglg, [aya-l] {e l } sf. anl; hrmetli; sanl; itibar sahibi. [EUTS] ayaglug, [aya-lu] {eT} sf. anl; hrmetli; sanl; itibar sahibi. [EUTS] avagsz, [aya-sz] {eT} sf. tibarsz; hrmetsiz. [EUTS] aya, [eT. ay-a-mak (l k a p takm ak) > ay-a-] {az} is. Lakap. [DS] ayaan, [aya-an] {az} is. Biilmesi sona braklan zayf ekin. [DS] ayau, -cu [ayak+u] {az} is. Ayak ucu; son taraf; aa taraf. [DS] ayah, [ayak / ayah j ] {eAT} is. 1. Ayak. 2. Basa mak. ayak1, - [eT. ad-ak / adhak > ay-ak / azak J L j ] is. 1. anat. nsan ve hayvanlarda yere basmaya ve y rmeye yarayan organ. {eAT} {eT} (ayn) [DLT] [Mhenn] 2. gnl. Bacak ve ayak. 3. nsan vcudu nun belden aa blm. 4. Adm. 5. Masa, iskem le, kpr gibi yksek bir mekn oluturan cisimle rin yerden ykselmelerini salayan dayanaklar. 6. Yry hz. 7. mim. Byk binalarda at, kemer ve tonozlar tayan mimari unsurlar. 8. Merdiven basamaklar. 9. (ngilizceden tercm e) Yarm arn uzunluunda (30.5 cm .) l birimi; kadem. 10. ngiliz l birimi f o o t tan alnma buz dolab hac mini belirleyen ayak kp. 11. mat. Bir dorunun baka bir doruyu veya bir dzlemi dik kestii nokta. 12. co. Bir akarsuyun kendisine karan kollar. 13. co . Bir gln suyunu boaltan akarsu lar. 14. {az} Maden ocaklarnda sarmalarn altnda alan boluk. [DS] 15. Scak su kayna. 16. {az} Kavak; yol az. [DS] 17. Havuz ve eme gibi toplanm sularn alttan akp gittii delik; {eAT} (ayn). 18. ed. Trk halk iirinde kafiye. 19. m atb. Klielerin bask seviyesine gelmesi iin altlarna konulan tahta paralar. 20. {eT} {eAT} {az} Fin can; kadeh; tas; anak; kse. [Gabain] EUTS] [ETY] [DLT] [DS] 21. {az} Su tas; marapa. [DS] 22. {az} ay barda; bardak. [DS] 23. m ec. Tavr; name. 24. {az} Deirmen tan kaldrp indir meye yarayan ayar odunu. [DS] 25. Sacayak. 26. Kk ay masas; sehpa. 27. {az} spor. Grete desteden nceki blm; balang. [DS] 28. {az} Asl sze balamadan nce yaplan giri; balang. [DS] 29. {az} Koyun srs satlarnda hesaba katlmayp bedelsiz olarak verilen zayf koyun ve kuzular. [DS] 30. argo. Hile; dmen. 31. argo. Rol yapma; ... gibi davranma. 32. argo. liki; balant. 33. Tavladaki admlardan her biri; hane. 34. Ayak ta koarak yaplan iler. 35. Byk szler; edebiyat yapma. 36. {eT} sf. Kez; defa. [EUTS] 37. {az} Bir payn drtte biri; eyrek. [DS] S ay (aya) cvk, taz} B ir y e r d e durup dinlen m eyen; g erek siz y e r e dolap gezen. [D S]|| aya (aya) dar, {az} (K a

dn iin) a h la k bozu k; fa h i e . [D S]|| ayaa bak mak, {az} K t a m a la bakm ak. [D S]|| ayaa b rak m ak , A yak altn da brakmak.\\ ayaa kmak, {az} (K adn iin) y a s a d cin sel ilik ilerle hayat s rd rm ek; o rosp u olm ak. [D S]|| (sz, i) ayaa dmek, B ir ie ve s z e y etkili ve b ilg ili olm ayan k i iler d e karm a k .| ayaa dmek, 1. {az} (K a | dn iin) y a s a d cin sel ilik ilerle h a y a t s rd r m ek; o rosp u olm ak. 2. A ciz olm ak. 3. D e erin i ve saygnlm yitirm ek. [D S]|| ayaa frlam ak, Otur duu y erd en hzl b ir ek ild e kalkm ak, dorlmak.\\ ayaa geirm ek, 1. (P antolon, o ra p , don g ib i g i y e c e k iin) a c e le ile giym ek. 2. (A yaklarna a y a k kab, terlik vb. iin) giym ek. | ayaa gelmek, {az} | (in ek iin) kzm ak; kzm ak; iftlem e arzusu duy mak. [DS]|| ayaa ip takm ak, {az} A yplam ak; ekitirm ek; kt lem ek; zem m etm ek. [D S]|| ayaa kaldrm ak, T ela ve h ey ecan yaratmak.\\ ayaa kalkm ak, {az} (K adn iin) y a s a d cin sel iliki lerle h ay at s rd rm ek; oro sp u olm ak. [D S]|| aya ar, {az} G ebe. [D S]|| ayaa kalkm ak, 1. D ik el mek. 2. m ec. T elaa kaplm ak. 3. Sayg ifa d esi o la r a k oturduu y erd en kalkp dorulm ak. 4. (H asta iin) iyilem ek,| aya arl, {az} 1. G ebe. 2. | Ykl. [DS] | aya am ak, {az} 1. D m ek. 2. yi | b ir durum dan kt durum a dmek. [D S]|| aya almak, B ir y e r e s k s k gitm eye b a la m a k ; dadanm ak. | aya almak, {az} Oyun havasn n tem | p o su n a a y a k uydurmak. [D S]|| aya bozuk, {az} (K adn iin) a h la k bozu k; fa h i e . [DS] | aya a | rkl, K urnaz v e b e cer ik li kyl.\\ aya ekilmek, {az} 1. ftiray a uram ak. 2. Azdan a z a d o la m ak. [D S]|| aya dar, 1. {az} (K adn iin) b a k a e r k e k le r le ilikid e bulunan; fa h i e . 2. (E rkek iin) b a k a k a d n la rla ilikid e bulunan; zam para. [DS]|| aya dmek, O radan g e m e si gerekmek.\\ aya dz basm ak, i yolu n a girm ek. | aya dze | basm ak, Sknty atlatm ak, ra h a tla m a k ,| aya ile | gelmek, 1. B ir y e r e kim se zorla m a d a n ken di istei ile gelm ek. 2. B ir eyin em ek ek ilm ed en eld e e d il m esi,| aya karncal, {az} B ozu k a h la k l; f a h i | e. [D S]|| aya kaym ak, K t y o la dmek.\\ aya kesilmek, B ir d a h a gelm ez olm ak. | aya kstekli, | Yrmekte g e kalm o cu k .| ayam yal, {az} | fo lk . T ek a y a k stnde oynanan b ir o c u k oyunu. [D S]|| ayana ba olmak, 1. Birinin bulunduu y erd en ay rlm asn a en g el olm ak. 2. B irinin ileri iin en g el o lm a k .| ayana ba vurm ak, B irinin i | ve a lm a la r iin en g el karmak.\\ ayana balta (v)urm ak, in e en g el o lm a k .| ayana ba | (v)urm ak, A yana kapanmak.\\ ayana bok bu lam ak, {az} C eza alm ay g erek tiren bir su la ilgisi o lm a k ; kt, i ren b ir o la y d a slu olm ak. [DS]|| ayana abuk olmak, 1. A yak ilerini a bu k y apm ak. 2. G id ilecek y e r e a b u k g itm ek veya g elm ek .| ayana arm ak, Yanna g elm esin i is |

AYA tem ek. | ayana elme takm ak, 1. B iri yrrken | nne a y a k uzatp drm ek. 2. B irin in y kselm e sine, ilerlem esin e en g el olm ak.j| ayana dolan mak, 1. Birinin yrm esin e en g el olm ak. 2. al an birinin i y a p m a sn a en g el olm ak, i. B akas iin tasarlan an kt niyetli b ir i b a a rla m a m a k ve z arar sa h ib in e g e r i dnm ek. | ayana dola | mak, 1. B irin in yrm esin e e n g e l olm ak. 2. al an birinin i y a p m a sn a en g el olm ak. 3. B aka s iin tasarlan an kt niyetli b ir i ba a rla m a m a k ve z arar sa h ib in e g e r i dnmek.]] ayana donu yok, fesleen tak ar bana, Yoksulluuna a ld r m adan s slen m eye kalkar.\\ ayana dmek, A ya n a kapanmak.\\ ayana gelmek, 1. A la k g n l llk g s te r e r e k birinin y a n n a varm ak. 2. M ecbu r o la r a k b irin e gelm ek. 3. (K sm et iin) em ek h a r c a m adan arzu ed ilen b ir e y e kavum ak]] ayana gitmek, 1. A la k gnlllk g s te r e r e k birinin y a n m a varm ak. 2. Sayg d u y a ra k y a n n a gitm ek. 3. M ecbu r o la r a k birin e gelmek.\\ ayana ip tak m ak, 1. H akkn d a konum ak. 2. G yabn da d ed ik o du y ap m ak. | ayana kapanm ak, 1. zr d ilem ek | a m a cy la yalvarm ak. 2. Nfuzlu birin e aczin i b e lirtmek. 3. A l a la ra k y alvarm ak]] ayam a k ara su inmek, A yakta d u rm ak veya o k yrm ekten d olay a y a k la r y o ru lm ak .JJ ayam a kira istemek, G elm e y e veya gitm eye en m ek; nazlan m ak.| ayana | oturm ak, (A yakkab iin) tam a y a n a g r e o l mak.]] ayam a scak su mu, souk su mu? ok s e y r e k g elen m isafirler iin sy len en sitem ve s e vin sz. I) ayana sk, H zl ve o k yryen. | | ayana enmek, 1. T em bellik, uyuukluk. 2. A y ak ilerin i yapm aktan enm ek. | ayana en | memek, 1. alkan ve a b u k olm ak. 2. A yak hiz m etlerin i en m eden yapm ak. 3. Yrmeye en m em ek]] ayam a yz srmek, 1. H er han gi bir s e b e p le g id ip yalvarm ak. 2. E m rinden km a y aca m bildirm ek. 3. S aygda ar gitm ek. | ayanda | top tutm ak, spor. F u tb o ld a to p la f a z la oyalan p a rk a d a la r n a zam an n da topu ulatram am ak]] ayan durm ak, {az} Sayg gsterm ek. [D S]|| ayan alam am ak, B ir y e r e gitm ekten kendini alkoy am am ak]] ayan almak, {az} 1. Ayan k a y d rm ak ; ktlk yapm ak. 2. (K ii iin) ortalkta d o la a r a k alm asn a en g el o lm a k; a y a a takl m ak. 3. Gnahn a lm a k; z an d a bulunm ak. 4. A ley h in d e konum ak. 5. (H asat iin) s o n a erd irm ek; bitirm ek. [DS]|| ayan altna almak, Tek baca n altn a a la r a k y e r e oturm ak]] ayam balamak, Birinin i ve a lm a la r iin en g el karm ak. | | ayan ekmek, 1. G itm ekten vazgem ek. 2. Git m eyi kesm ek]] ayan kartm ak, A yakkablarn karm ak]] ayan denk almak, H arek etlerin e d ikk at etm ek, ba k a la rn rahatsz etm em ek]] aya n denk basm ak, D ikkatli ve uyank dav ran m ak]] ayan esirgemek, {az} G itm ekten ek in

M C E B il.
m ek. [D S]|| ayan giymek, A y a kk a b la rm a y a na giym ek. | ayan kaldrm ak, {az} (M em ur | iin) b a k a y e r e atan m ak; nakledilm ek. [D S]|| aya n kaydrm ak, Birini, bir frsa tm bulup iinden etm ek. | (birinin) ayam kesmek, O kiiyi, b ir y e r e | uram az h le g etirm ek ; g elm esin e en g el olm ak]] (bir yerden) ayan kesmek, O raya uram az o l m ak-H ayann altna alm ak, 1. D vm ek. 2. A yak lar ile zerine basm ak, inem ek. 3. stne k m ak]] ayann altna karpuz kabuu koymak, B irinin iini ve dzenini sezd irm ed en bozm ak.| | ayann altna sabun kalb koym ak, Birinin iini ve dzenini sezd irm ed en bozm ak. | ayann | altna yatrm ak, D vm ek]] ayann ban z mek, 1. B oam ak. 2. S e rb est brakm ak. 3. B oan mak.]] ayann bast yerde ot bitmemek, Gittii y e r e uursuzluk getirm ek.]] ayann pabucu ola m am ak, D e er bakm n dan k arla trlan kiiden o k a a d a bulunm ak]] ayann pabucunu ba na giydirmek, 1. D e ersiz birin e olduundan f a z la d e e r verm ek. 2. D en gi olm ayan biri ile evlen m ek]] ayann tozu ile, 1. G elir gelm ez, hem en. 2. H i dinlenmeden.]] ayann trab olmak, 1. 'Ayan bastn to p rak olaym . an lam n da a r sayg g ster m e ifadesi. 2, Kul, k le g ib i b a la n p hizm et etm ek]] ayann ucuna basm ak, Grlt y a p m a m a a zen g s te r e r e k sessiz ve y a v a yrm ek]] ayan pmek, 1. B yk b ir a l a k gnlllk ve a r sayg gsterm ek. 2. len en bir kusur iin z r d ilem ek. 3. Yalvarm ak]] ayan srm ek, 1. Veri len b ir g rev i o y a la n a r a k yap m ak. 2. B ir y erd en u zaklam ak niyetinde olm ak. 3. (M isafir iin) d a h a k a la b a lk m isafir g elm esin e n eden olduunu sa n mak. 4, lm ek zere o lm a k.f ayan tek (dek) | atm ak, H arek etlerin e d ikk at etm ek, ba k a la rn rahatsz etm em ek. | ayan tetik atm ak, H arek et | lerin e d ikk at etm ek, b a k a la rm rah atsz etm em ek]] ayan tu rgu rm ak, A y a a kaldrm ak, a y a k zeri durdurm ak.| ayan vurm ak, (A yakkab iin) | ay ak ta y a r a am ak. | ayan yere bastrm am ak, | 1. B irin i s rekli o la r a k a r a la g ez d irm ek ; h i yliitm em ek. 2. o k f a z l a itib ar g sterm ek.| ayan j yorganna gre uzatm ak, G iderin i g elirin e g r e dzenlem ek]] aya pek, {az} Atik; evik. [D S]|| aya snmak, {az} D oum yapm ak. [D S]|| aya svk, B ir y e r d e duram ayan, s rekli dolaan ]] aya suya demek, 1. B ir g e r e i so n rad a n anlayp p im an lk duymak. 2. B ir eyin nem ini son rad an an lam ak]] aya am ak, 1. A ya srm ek, k ay m ak. 2. Uygunsuz ve y a n l h a rek ette bulunm ak]] aya taklm ak, B ir en g elle karlam ak.]] aya taa dokunmak, B ir en g elle karlam ak]] aya uurlu, G eliin den d olay hayr gr len kii]] aya uurlu gelmek, Gittii y e r d e hayrl ilere s e b e p olm ak. | aya zengide olmak, H a rek et et | m ek zere h a zr beklem ek.]] aya yanm it gibi,

lfH! SB0 M i

373

A YA m ak .| ayak emesi, {eAT} H ela .| ayakda kalmak, | | {eAT} i ilerletem eyip y a rd a brakmak.\\ ayakda komak, O rtada bra k m a k; a v a r e etm ek. | ayakda | koym ak, {eAT} O rtada b ra k m a k; a v a r e etmek.\\ ayakdan ayaa, {eAT} H er bir b a sa m a k ta .| | ayakdan baa, {eAT} B atan a y a a .j| ayakdan b rakm ak, {eAT} 1. D rm ek; ykm ak. 2. Yryemez durum a g etirm ek .| ayakdan kmak, {eAT} H a r e | k et etm eye g c k alm am ak ; kendini yitirmek.]] ayakdan dmek, {eAT} 1. Yklmak. 2. Gsz kalm ak. 3. Aciz dm ek; fe la k e t e uram ak. | | ayakdan salmak, {eAT} kertm ek; drm ek]] ayak davts, {az} A yak sesi. [D S]|| ayak davu, {eAT} A yak s e s i; a y a k p a trts.| ayak de | itirmek, A skerlerin uygun adm yrrken a d m n d i erlerin e uydurm ak a m a cy la ksa b ir adm ile s a adn y erin e s o l adm atm ak]] ayak deri, {eAT} iy e verilen cret; aln teri]] ayak derligi, {eAT} ilik creti]] ayak diremek, 1. n a tlk etm ek; y ap m am akta sra r etm ek. 2. D ncesinden ve tu tumundan taviz verm em ek. | ayak divan, 1. m p a | ratorlu k dn em in de a c il h ller d e o a n d a bulunulan y e r d e p a d i a h n katlm asyla y a p la n toplant. 2. B ir m eclisin a y ak ta to p la n a ra k k a r a r alm as. 3. {eAT} Ayakst a c e le y ap lan toplant.]] ayak do lam ak, {eAT} ftira e d e r e k kt durum a drm ek]] ayak dola, {az} A yak altn da d o la a n ; s e rb est h a rek ete en g el o la n ; a y a k ba. [DS]|j ayak dn me, {az} fo lk . Gelinin evlendikten on b e giin s o n ra b a b a evine ilk gidii. [D S]|| ayak dnm, {az} fo lk . -* ayak dnme. [DS]j| ayak dei, {az} fo lk . N ian taklrken kzn ayann altn a serilen h e d i y e lik kum a. [D S]|| ayak durm ak, {eAT} A yak s tnde du rm ak; ay akta durm ak]] ayak dua, {az} H ayvan kstei. [D S]|| ayak dutm ak (tut mak), K a d eh sunm ak, iki verm ek. | ayak eni, | {az} fo lk . 1. N ian taklrken kzn ayaklarn n a l tna serilen h ed iy elik kma. 2. E vlenen kz b a b a evinden karken ayaklarnn altn a gvey tarafn dan serilen kum a. [D S]|| ayak eskisi, {az} 1. A yakkab. 2. A yakkab eskisi. 3. K un daklan an b e beklerin ay ak la rn a sa rlan bez. 4. R ezil; kep aze. [DS]j| ayak eii, {az} Eik. [DS]j| (bir) ayak ev vel, B ir an n c e; ilk sra d a ; ilk n ce; tezden. | ayak | gezeletmek, {az} Vakit g e irm ek ; zam an ld r m ek ; a y a k srmek. [D S]|| ayak gitmek, {az} (A yak iin) aln an h a v ay a uym ak; a y a k uydurmak. [D S]|| ayak gtrmek, {eAT} 1. a b u c a k huzurdan ekilm ek. 2. ekilip gitm ek, aya n ekm ek. | ayak j gtrp gitmek, {eAT} ekilip g itm ek; ayan ekm ek. j ayak ii, 1. B ir i y erin d e a s l retim le | ilgili olm ayan getir-gt r ileri. 2. {az} Gezgin sa tclk; erilik. [D S]|| ayak ileri grm ek, H a dem elik, hizm etilik g ib i g etir-gtir ileri yapm ak]] ayak izi, Yrrken aycklarn y e r d e brakt iz]] ayak kaldrm ak, {az} abu k y r m ek; a c e le et

Yerinde durm ayp o ra d a n o ra y a kotu rm ak,| aya | yeni, {az} A tik; evik. [D S]|| aya yer basm a mak, Sevinten y erin d e duramamak.\\ aya yer den kaldrmak, 1. A ya y e r e de m ez olm ak. 2. B ir tata b in erek y a y a yrm ekten kurtulm ak,| | aya yerden kesmek, 1. A ya y e r e dem em ek. 2. B ir tata b in ere k y a y a yrm ekten kurtulmak.\\ aya yrten batr, H alkn huzur ve gvenini salayan, lkenin g elim esin i p lan la y a n ve yr tenler da im a ba ta bulunan y n eticilerd ir,| ayak | amak, 1. ed. ( Saz elin e ilk a la n iin) a tm a lard a belli b ir kafiy e (ayak) ile iire b a la m a k ; a y a k vermek. 2. (az} fo lk . (N ianl kz iin) ilk o la r a k nianlsnn evi ev resin d e g ez i y ap m ak. [D S]|| ayak alverii, (az) erilik; gezgin satclk. [D S]|| ayak almak, (eAT} 1. elm e takp y e r e s e r mek. 2. A leyhinde bu lu n arak saygnlktan dr m ek; gten drm ek. 3. {az} O yunda a y a k la r algnn tem posun a uymak. [DS] 4. {az} B ir k ii nin ktlne a lm a k ; m anen yklenm ek. [D S]|| ayak alt, 1. G elip g eilen , k a la b a lk y e r ; g elip g een lerin o k olduu y e r ; ortalk. 2. {az} K a p n. [D S]|| ayak altnda dolamak, B ir i g rm e dii h ld e a lan larn iine en g el o la c a k biim d e dolam ak]] ayak artm ak , (az} 1. B ir kim senin ktlne alm ak. 2. B ir kim seye m an en y k lenmek. [D S]|| ayak atm ak, I. Yry ve dan sta ayan ileri veya g e r i h a rek et ettirm ek. 2. ilk d efa gitmek. 3. Gitmek, varm ak. 4. G irm ek. | ayak at | mamak, B ir y e r e h i gitm em ek, u ram am ak .j ayak ayak, {eAT} B a s a m a k basam ak, k a d e m e k a deme, d e r e c e d e r e c e ; y a v a y ava. | ayak ayak s | tne atmak, skem le veya koltukta b ir b a c a di erinin stne k o y a ra k oturm ak.| ayak bac, {eAT} | Satlan canl hayvan lardan alnan vergi. | ayak | ba, B ir y e r e gitm eye en g el olan ey .| ayak ba | kesmek, {az} Yiirme a n a g eld i i h ld e yr yem eyen ocu klarn a y ak la rn a ip b a la y a ra k bu ipi kesm ek. [D S]|| ayak ba olmak, 1. B ir k im se nin atm asna ve h a rek etlerin e en g el olm ak. 2. Yapmakta olduu i iin en g el ka~mak.\\ ayak balamak, {az} B ir y e r e s k s k g elip gitm eye almak. [D S]|| ayak basm, {eAT} Yere b a sa n a y a n boyu k a d a rlk l.\\ ayak baslmam, (Yer iin) zerinde h i b ir insan yaamayan.\\ ayak basmak, I. B ir y e r e gitm ek, girm ek. 2. B ir tattan inmek. 3. B ir lkeye varm ak, a lm a k ; sa v a iin a s ker karm ak. 4. E g em en li i altn a alm ak. 5. Yeni bir ortam a, toplulua girm ek. 6. {eAT} K a r koy m ak; diren m ek; sra r etm ek; azm etm ek. | ayak | basmamak, B ir y e r e h i gitm em ek, u ram am ak;,|j ayak beraber, {eAT} H ep birlikte; b e r a b e r c e .j| ayak berberi, {eAT} G ezici berber.\\ ayak bilei, anal. B aldr k em ikleri ile a y a k ta rak lar a ra sn d a bdunan ve y ed i kem ikten olu an blm . | ayak | elmek, Birinin dm esi iin ay a n a elm e tak

AYA m ek. [DS]|| ayak kars, {az} K t y o la dm kad n ; fa h i e . [D S]|| ayak kavaf, o k gezen . | ayak | keseri, {az} B yk m aran goz k eseri. [DS]|| ayak kesme, {az} fo lk . Yrmesi g ecik en o cu k la r iin y a p la n tren. [DS] | ayak kiras, l .f o l k . B ir h a b er | v ey a eya g etiren e zahm eti iin verilen p a r a ; b a h i. 2. {az} fo lk . G elin attan inerken verilen h ed i y e. [DS]11 ayak koymak, {eAT} A y ak basm ak, girm ek. | ayaklar altna almak, 1. D e e r verm em ek. | 2. H o r grm ek. 3. H a k a ret etm ek. | ayaklar altnda | brakm ak, K o ru m a k ve k o lla m a k zoru n da olduu birinin ezilm esine, y o k olm asn a g z yum m ak.| | ayaklar altnda ezilmek, G iillerin tahakkm a ltn d a y o k o lm a k; varlk gsterememek.\\ ayakla ra salmak, {eAT} A yak altn a atm ak; a y a k altnda brakm ak. | ayaklar ba, balar ayak olm ak, a | lkan, drst ve d e erli kiilerin g rev d en a ln a rak, b ecerik siz ve srad an kiilerin g rev b a n a getirilmesi.\\ ayaklar birbirine dolamak, I. Yor gunluk, h ey ecan vb. se b e p le rd en yryem ez olm ak. 2. Adm a t a c a k gc kalmamak.\\ ayaklar geri geri gitmek, B ir y e r e isteksizce gitm ek. | ayaklar | karncalanm ak, H areketsizlikten d olay a y aklar uyum ak.| ayaklarna dolanmak, 1. Birinin yr | m esin e en g el olm ak. 2. alan birinin i y a p m a s n a en g el olm ak. 3. B a k a s iin tasarlan an kt niyetli b ir ii b a a rla m a m a k ve z a r a r sa h ib in e g e r i dnm ek. | ayaklarna dolamak, 1. Birinin | y r m esin e en g el olm ak. 2. alan birinin i y a p m asn a en g el olm ak. 3. B a k a s iin tasarlan an kt niyetli bir i b a a rla m a m a k ve z a r a r sa h ib i n e g er i dnm ek. | ayaklarna dmek, B irin e o k | y a lv a rm a k .| ayaklarna kapanm ak, zr dilem ek, | o k y a lv a rm ak .| ayaklarna kara sular inmek, | A yakta du rm ak veya o k yrm ekten d olay a y a k la r y o ru lm ak.| ayaklarn kartm ak, A y akkab | larn karmak.\\ ayaklarnn altnda olmak, Yk s e k bir y erd en m anzaray btnyle grebilmek.\\ ayaklarnn ucuna basm ak, Grlt y a p m a m a a zen g s te r e r e k sessiz ve y a v a yrm ek. | ayakla | rn pmek, 1. B yk bir a l a k gnlllk ve ar say g gsterm ek. 2. len en bir kusur iin z r di lem ek. 3. Y alvarm ak.| ayaklarn srmek, 1. s | teksiz isteksiz a lm a k veya yrm ek. 2. B ir m isa fir in g etird i i uur s e b e b iy le ardn dan d a h a o k m isafirin g elm esi.| ayaklar suya erm ek, /, B ir | g e r e i so n rad a n anlayp p im an lk duymak. 2. B ir eyin nem ini son rad an anlamak.\\ ayaklar uur lu gelmek, Varlan y er d e sevin dirici o la y la r m ey d a n a gelmek.\\ ayaklar yerden kesilmek, 1. Aya y e r e d e m ez olm ak. 2. B ir tata b in ere k yrm ek ten kurtulmak. 3. (Sevdiine kavuan kz veya kadn iin) a r mutluluk duym ak; m utluluktan u a ca k g ib i olm ak. 4. Umak.\\ ayaklar yere basm ak, H ay a l kurm aktan v azgeip g e r e k le r e dnm ek. | | ayaklar yere dememek, Sevinten, mutluluktan

nraiHCEzu.s
u arcasn a yriimek.\\ ayak makinesi, P e d a l ile a la n diki makinesi.\\ ayak mhrlemek, tasvf. D erg h la r d a dervilerin eyh huzuruna k a ra ra k s a ayann b a p a rm a n s o l ayann b a p a r m a zerin e k oy m ak su retiyle eyhinin em rinden d a r km a y aca n a d a ir s z ve k a r a r verm ek. | | ayak nibi, {eAT} G ezgin y a rg .| ayak orus, | {eAT} Hela.\\ ayak oyunu, 1. a rtm a ca h a rek et ler. 2. Tenis, b o k s ve eskrim g ib i sp o rla rd a sp o rcu nun en uygun ve hakim durum da bulunm asn s a layan duru. | ayak patrts, Yrrken ayaklarn | ka rd ses.|| ayak satcs, Gezgin sa tc; sey y ar sa tc; bo h a c. | ayak sesi, Yrrken ayaklarn | ka rd ses.|| ayak srtm ek, siz gsz, b a b o dolamak.\\ ayak srm ek, 1. steksiz isteksiz a lm a k veya yrm ek. 2. B ir m isafirin g etirdi i uur s e b e b iy le ardn dan d a h a o k m isafirin g elm e si.| ayakta kalm ak, 1. O tu racak y e r bu lam am ak. | 2. Yklmam ak, durm ak. 3. {eAT} i ilerletem eyip y a rd a bra k m a k .| ayak takm, 1. G rgsz ve | bilgisiz kiiler. 2. i e yaram az, b ecerik siz insan k a la b a l ; k lhan beyi; s e r s e r i; kopuk. | ayakta | kom ak (koymak), {eAT} G arip v e a v a r e etm ek, o r ta d a brakmak.\\ ayaktan, (K a sa p lk hayvan lar iin) can l o la r a k .| ayaktan ayaa, {eAT} H er bir | basamakta.\\ ayaktan baa, {eAT} B atan b a a ; batan a y a a ; tmyle.\\ ayaktan brakm ak, {eAT} Yryemez durum a g etirm ek ; drm ek; ykmak.\\ ayaktan km ak, {eAT} H a r ek et etm eye gc k a l m am ak, kendini kaybetm ek. | ayaktan dmek, | {eAT} 1. Gsz kalm ak, yklm ak, kuvvetten d m ek. 2. A cz iin d e k alm ak ; f e l a k e t e uram ak. | | ayaktan salmak, {eAT} kertm ek; drmek.\\ ayak tara, anat. A yak p a rm ak la rn n ba l bu lunduu b e uzunca kem ikten olu an ve ayan t m seke olan ksm .| ayak ta, 1. Ykanrken a| ya n kirini ka rm a y a y a ra y an prtkl ta; topuk ta. {eAT} (ayn) 2. O kularn y a rm a d a o k a ta c a k lar noktay belirley en v e ay aklarn zerine b a s a ca k la r ta. 3. {az} Seksek, k ay d ra k oyunu. 4. {az} zerine b a s la r a k ykan lan ta. [DS]|| ayak taynm ak, {eAT} A yak d irem ek ; sra r etm ek.| | ayakta uyumak, o k dalgn y a d a dalgn olm ak. | | ayak tav, {eAT} A yak s e s i; a y a k patrts. | ayak | tavudusu, {eAT} -* ayak tav.|| ayak tavu, {eAT} A yak s e s i; a y a k patrts.\\ ayak tedavisi, H astan ed e yatm akszn d o k to ra veya hastan eye g id ip g e lin e r e k y a p la n tedavi.| ayak teri, 1. A yak | p a rm a a ra la rn d a n ka n ter. 2. {eAT} B ir iten cret alm ad an a la n la ra verilen em ek p a r a s ve y a bahi. 3. {az} Yol p a ra s. [DS]|| ayak tolam ak, {eAT} B irin e iftira e d e r e k kt durum a d rm ek. | ayak ton, {eAT} D on ; i amar.\\ ayak | topu, Fu tbol. | ayak tutm ak, {az} Sz a m a k; | n c l k etm ek. [DS]|| ayak ucu, 1. Yatan b ir kim senin ayaklarn n bulunduu taraf. 2. Yere serilen

ffilIlCfSM .37 5
bir eyann a lt taraf. 3. Yere s a d e c e a y a k p a r m a k lar ile b a sa rk en a y a k p a rm ak la rn n oluturduu d a r dayan m a yzeyi. | ayak uydurm ak, 1. T abi | olm ak, uymak. 2. as. A skerlikte uygun adm yr mek. 3. an g er ek le rin e veya y a a y tarzn a g re davranm ak. 4. ed. Saz airlerin in a tm a lard a aya, n cek i airin ay a n a uydurm alar iy | z.| ayak zere gelmek, {eAT} A y a a kalkm ak, d ik e l m ek.| ayak zerine gelmek, {eAT} -* ayak zere | gelmek.|| ayak verm ek, ed. Saz airlerin in atm a lard a saz elin e ilk alann, b e lli b ir k afiy e (ayak) ile iire b a la m a s; a y a k am ak. | ayak yapm ak, | {az} 1. K andrm ak. 2. Sz a m a k ; n c l k etm ek. 3. B ildii h ld e bilm ezm i g ib i yapm ak. [D S]|| ayak yolama, {az} K e i yolu. [D S]|| ayak yolu, {az} * ayakyolu. [DS] ayak2, [ayak ] {eAT} sf. (Kpe vb. iin) saak; saak l. ayakalt, [ayak+alt-] is. Yol ura olan, herkesin gelip getii yer; inek; ilek; urak, ayakbast, [ayak+bas-t] is. Bir lkeye girenden alnan vergi; ayakbast paras, ayaka, [ayak-a] {eT} zfi. 1. Aa doru; engine. 2. {az} Ayak zere. [DS] ayakak, - [ayalc-ak] is. 1. Yksek bir yere ula mak iin zerine klan eya. 2. Seyyar merdiven. 3. ocuklarn veya sirklerde cambazlarn uzun boylu grnmek iin atalna ayaklarn basarak kullandklar srk. 4. Dokuma tezghlarnda zg hareketini salamak iin kullanlan pedal. 5. Ekin bierken ayaklara sarlan ot demetleri. 6. Karda yrmeyi kolaylatran geni yzeyli bir eit d ayakkab. 7. {az} Arkalksz iskemle. [DS] 8. Iaz} Merdiven; merdiven basama. [DS] 9. {az} Diree kmaya yarayan aygt. [DS] 10. {az} Ta ban ve koncu tek para aatan yaplm, burnuna mein geirilmi ayakkab. [DS] 11. {az} Takma ayak. [DS] ayakalk, - [ayak-a-lk] {az} is. 1. Sacayak. 2. Meyve toplamaya yarayan ayakl merdiven. [DS] ayak, [ayak-) is. 1. Bir i yerinde ayak ilerini gren kimse; ayakta alan ii; hademe; hizmetli. 2. Otobs terminallerinde, taksi duraklarnda m teri toplayan kii. 3. {az} i ba. [DS] 4. {az} Ekin ii bitinceye kadar alan tarla iisi. [DS] 5. {az} Seyyar satc; eri. [DS] 6. tasvf. Mevlevi ve Bektai derghlarna girmeye karar veren bir kii nin, geirmesi gereken on sekiz merhaleden ilki saylan mutfak hizmetinde bulunduu adaylk sre sinde, kendisine verilen ad. 7. {az} Haydut; aki. [DS] 8. {az} Harman dvm, henz savurma du rumuna getirememi kimse. [DS] ayak2, [ay-ak-] {eT} is. anak; kseci. [Mhenn] [DLT] vakk, - [ayak-k] {az} is. 1. ocuklarn boyla

AYA

rn uzun gstermek iin bir atalna basarak yr dkleri sopa. 2. Seyyar merdiven. [DS] ayaklk, - [ayak--lk] {az} is. orabn taban ksm. [DS] ayakn, [ayak-n] is. Dokuma tezghlarnda ayakla baslarak atk ipliklerinin (mekik) hareketini sala yan tahta paras, ayakda, [ayak-da

jiljilT ]

is.

1.

{eAT} lerini el

birlii ile yapanlardan her biri. 2. {az} Yol arka da; yolda. [DS] 3. {az} E; zevce. [DS] 4. {az} Arkada. [DS] ayakda olmak, {eAT} A yak uy durmak. ayakkab, -y [ayak+ka(p)-] is. Aya korumak iin genellikle deri ve sentetik maddelerden yaplm d giyim eyas. 0 ayakkab evirm ek, 1. fo lk . M isafirlerin g id erk en d a h a k o la y g iy eb ilm eleri iin a y ak ka b larn g idi ynn e g r e dzenlem ek. 2. stenm eyen birin i g itm eye zorlam ak. 3. tasvf. T ekke eyhinin, bir derviin cez a o la r a k derghtan a y rl m asn istem esi durum unda ay ak ka blarn burun lar dar, topuklar k ap y a g e le c e k e k ild e koydurtmas.\\ ayakkab dolab, E v lerd e a y a k k a b la rn konulduu d o la p ; a y ak ka b lk .| ayakkab sk | mak, (A yakkab iin) d a r g e le r e k a y ak la r rahatsz etm ek. | ayakkab vurm ak, (A yaklara uygun o lm a | ya n a y a k k a b iin) a y ak ta y a r a amak.\\ ayakkab s dam a atlmak, itib a rd a n dm ek; p a b u c u d a m a atlm ak. ayakkabc, [ayakkab-c] is. 1. Ayakkab yapan veya satan kimse; kundurac; pabuu. 2. Ayakkab tamircisi. 3. gnl. Ayakkab satlan yer. ayakkabclk, - [ayaklcab-c-lk] is. 1. Ayakkab cnn ii ve meslei. 2. Ayakkab yapm ile ilgili sanayi kolu. ayakkablk, - [ayakkab-lk] is. 1. Evlerde ayak kablarn konulduu dolap, raf; ayakkab dolab; ayakkab raf. 2. sf. Ayakkab yapmaya uygun (deri vb. malzeme), ayaklam a, [ayak-la-ma] is. Ayaklamak ii. ayaklam ak, [ayak-la-mak) gl. f i [-r ] [-l() -y o r ] 1. Bir yeri ayakla ya da admla lmek. 2. Bir eyin zerinde grmeden sadece ayak yordam ile yr mek. 3. Ayak altna alp inemek; ayak altna al mak {eAT} {az} (ayn). [DS] 4. {az} Ktlemek; kovmak. [DS] 5. gsz. {az} Gezinti yapmak. [DS] 6. {az} abuk yrmek. [DS] ayaklandrm a, [ayak-la-n-dr-ma] is. 1. Ayaklandr mak ii. 2. Ayaklanmasn salama, ayaklandrm ak, [ayak-la-n-dr-malc] g l. fi. [ - r ] 1. Ayaa kaldrmak. 2. syan iin kkrtmak; tahrik etmek. 3. Bir ey yapmak zere harekete geirmek, ayaklandurm ak, [ayak-la-n-dur-mak] {eAT} gl. f i [u r] Ayaa kaldrmak; ayaa kalkmasna yardm etmek. ayaklanm a, [ayak-la-n-ma] is. 1. Ayaklanmak ii. 2.

AYA

l M

Devlet otoritesine kar isyan etme; bakaldrma; bakaldr; isyan,

ayaklanmak, [ayak-la-n-mak] dnl. f i [-r ] 1. Aya a kalkmak; dikilmek. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. (ocuk ve hayvan yavrular iin) yrmeye bala mak. 3. Gitmeye davranmak, gitmek iin kalkmak. 4. (Hasta iin) iyileerek yataktan kp yryecek ayaksnm ak, [ayak-sm-mak] {az} dnl. f i [ -r ] 1. duruma gelmek. 5. Devlet otoritesini ykmak iin Zahmet etmek. 2. Sk sk gidip gelmek; yol etmek. isyan etmek; ba kaldrmak. 6. {eAT} Ayakla i 3. (Hayvan iin) sudan geerken ayaklan ile suyu nenmek. bulandrmak. [DS] ayaklam ak, [ayak-la--mak] {az} ite.f. [-r ] 1. Zt ayaksz, [ayak-sz) sf. Aya olmayan, gitmek; ekimek. 2. dnl. fi. Ayaklanmak; dav ayakszlar, [ayak-sz-lar] is. zool. Omurgal hayvan ranmak; kalkmak. [DS] lardan kolsuz, bacaksz amfibyumlar alttakm, ayakl, [ayak-l ^AiT] sf. 1. Aya olan. 2. Bir destek (G yn m ophion a). veya dayanakla yere basan, tutunan. 3. Ayak g cyle altrlan. 4. m ec. Gezici; seyyar. 5. ed. Trk halk edebiyatnda ayak ad verilen kafiye, redif veya nakarat msra gibi unsurlarla meydana getirilmi iir. A yakl k a len d en , ay akl kom a, a y ak l m ani, ay akl sem a. 6. {az} (Hayvan iin) yksek boylu, iri ve bakml. [DS] 7. {az} (Hayvan iin) abuk yryen. [DS] 8. is. {az} Merdiven; merdiven basama. [DS] 9. {az} Sahan. [DS] 10. {az} Sacayak. [DS] 11. {az} Bir tr aa karyola. [DS] 12. {az} Arkalksz iskemle. [DS] 13. {az} Kadnlarn balarna taktklar 5-6 paral altn ss. [DS] 14. {az} Gelinin odasna aslan ss. [DS] S ayakl can av ar, Yaram az ocuk. | ayakl gazete, | B ir y e r d e olan h er eyden h a b er i olan, h av ad is v e ren kii.| ayakl kpe, {eAT} Salkm k pe.| ayakl | | ktphane, ok okum u v e o k b ilg i edinm i kim s e . | ayakl m akas, S a lev h a la r k esm ek iin kul | lan lan a y a k la r zerine oturtulmu byk m ak as.| | ayakl makine, A yak gc ile altrlan makine.\\ ayakl saya, fo lk . H alk h ik y elerin d e ve m a s a lla r d a s e c ili ve kafiy eli o la r a k sylen en szler. ayaklg, [ayak-l] {eT} sf. Kseli; anakl. [DLT] ayakta, [ayalc-ta) zf. 1. Oturmu veya yatm hlde deil, ayaa kalkm vaziyette; ayaklar zerinde durarak. 2. m ec. Telal. 3. m ec. Karklk ve kar gaa hlinde. 0 ayakta durm ak, 1. O turm adan a y a k la r zerin e b a s a r a k du rm ak; dikilm ek; d ik e l mek. 2. Yklmadan, kay b olm ad a n du rm ak; y a a m ak]| ayakta tedavi, H astan ed e yatm akszm d o k to ra veya h a stan ey e g id ip g e lin e r e k y a p la n ted a vi,| ayakta tutm ak, 1. O turtm amak. 2. Yklm asna | ve y o zlam a sn a m eydan verm em ek. 3. B ir kurulu un y a a m a sn salamak.\\ ayakta uyumak, 1. o k dalgn ve y orgu n olm ak. 2. Olan bitenin f a r k na v a ra m a m a k ; g a fle te d a lm a k ayakta, [ayak-da > ayak-ta jUasUT] is. 1. lerini el birlii ile yapanlardan her biri. {eAT} (ayn) 2. Arkada. 3. {az} Yol arkada; yolda; hemp. [DS] 4. {az} Su orta. [DS] ayakucu, [ayak+u()-u] is. g k b. Dey dorultunun gk kresini deldii noktalardan ufkun altnda ka lan. ayakst, [ayak+st-] zf. 1. Oturmadan, ayakta du rarak; ayak zeri. 2. Ksa bir zaman iinde,

Basamak; merdiven basama. 3. ocuklarn ve cambazlarn yksek grnmek iin atalna bastk lar srk. [DS] ayaksndrm ak, [ayak-sn-dr-mak] {az} g l .f . [-r] 1. Bouna zahmet vermek; yormak. 2. Yol ettir mek. [DS]

ayaklk, - [ayak-lk] is. 1. Otururken veya bir i ayakzeri, [ayak+zer-i] zf. 1. Oturmadan, ayakta durarak; ayakst. 2. Ksa bir zaman iinde, yaparken iin gerei olarak ayaklarn dayand, konulduu yer. 2. Ayakla alan makine ve tez ayakyolu, [ayak+yol-u] is. nsann sindirim artklar ile idrarn boaltt temizlik yeri; apteshane; hela; ghlarda ayan basld para; pedal. {eAT} (ayn) kademhane; memihane; kenef; tuvalet, 3. Elle tanr merdiven. 4. zerine basp yksek ten bir ey almaya yarayan ey. 5. Evlerde ayakka ay al', -li [Ar. yl > ayal JLp] (aya.T) {OsT} is. 1. blarn karld yer. 6. Kanlar durduunda y E; kar. 2. Ayn at altnda oturup geimleri ayn kn kzlere binmesini nlemek iin kan okuna kii tarafndan salanan topluluk; aile. dayanan destek; dayak. 7. {eAT} Ayak zrh. 8. /a z} Sokak kapsnn eii. [DS] 9. {az} Basma ka ayal2, -li [Ar. ayal > a yl JL * ] (a-ya.T) {OsT} is. Kadnlar; zevceler; ayaller, dn alvarl. [DS] ayaklu, [ayak-lu] {eAT} sf. Ayakl. ayalam a, [aya-la-ma 4 aj.T] is. 1. Ayalamak ii; aayak m ak 1 [ay-k-mak / ay-ak-mak] {az} gsz. f i [, vulama. 2. Avu dolusu. 3. {az} Toprak rtl r ] 1. Aykmak; kendine gelmek. 2. Batmak; gurup evlerin damndaki karlar atmak iin kullanlan ge etmek. [DS] ni krek; krden. [DS] 4. {az} Harmanda tane ayakm ak2, [aya-k-mak] {az} g l.f. [-r ] El ayas ile kark saman ymakta kullanlan byk yaba; sprmek. [DS] krtk; syrg. [DS] S. {a a } Harman dvldkten ayakm an, [ayalc-man] {az} is. 1. Takunya; naln. 2. sonra tnaz yaplrken altta kalan tanesi ok saman

j f l f E

. 377

AYA

az ksm. [DS] 6. i / (18. yy.} (Ta iin) avcu doldu racak byklkte olan,

ayalamak, [aya-la-malc] gl. f i f - r ] [-l()-y o r] 1. Bir eyi elinin ayas ile tutmak, avulamak. 2. Ekilmi tarlay dzeltmek; srglemek. 3. {az{ El ayas ile bir eyi toplamak, sprmek. [DS] 4. (az} Tahl ayklamak, temizlemek. [DS] 5. {eT} Elinin ayalar ayan2, [Ar. ayn (gz) > ayan / yn jL s ] (aya:n) n birbirine vurmak; el rpmak; alklamak. [DLT] {OsT} sf. Gzle grlr bir ekilde ak ve belli 6. (az} Uz kullanmak; kayrmak; korumak. [DS] 7. olan; ikr. S ayan beyn, A pak, besbelli.\\ {az} Sahip kmak; benimseyip kendine mal et ayan etmek, G zle g r l r h le getirm ek. | ayn- | mek. [DS] 8. {az} Ayalama ile kar kriimek. [DS] hriciye, {OsT} D dn yadaki nesn eler)] ayn- 9. {az} Harman sonunda harman yerinde kalan muvassta, (OsT} A rac n esn eler.| ayn- mah | taneleri trmkla toplamak. [DS] 10. {az} El tez has; {OsT} G zle grlr, e lle tutulur eya.]] ayn- ghlarnda varan gelen aac yukar kaldrarak me sbite, {OsT} tasvfi S o filere g r e eyan n y a ra tl kik yerini amak. [DS] m adan n c e ilahi bilg id e sa b it olan biim leri,| | ayalanmak, [aya-la-n-mak] {azf d n l . f [-r ] (To ay n olmak, A k a belli olm ak)] ayn ve aikr hum iin) oka remek; oalmak. [DS] olmak, A k a b e lli o lm a k ayal boyal, [aya-l + boya-l] ikile, sf. (Kadn iin) ayana, [ay+ana] {az} is. Ana; anne. [DS] ar ssl; makyajl, ayan, [ay-a-n / ay-n] {eT} is. 1. Hrmet; sayg. ayalmak, [aya-l-mak] / azj dnl. f . [-r ] Uyanmak. [EUTS] 2. Korku; heybet. [Gabain] [DS] ayanang, [ay-a-n-an] {eT} sf. Saygdeer; hrmete ayama, [ay-a-ma] {az} is. 1. Ayamak ii. 2. Takma layk; sanl. [EUTS] [Gabain] ad; lakap. [DS] ayansz, [ay-a-n-sz / ay-m-sz] {eT} sf. Korkusuz. ayam ak1, [ay-a-mak & * J ] gsz. f i [ - r ] [-y (i)-y o r] 1. Sayg gstermek; hrmet etmek; saymak; ulula mak. {eT} {eAT} {az} (ayn) [DLT] [EUTS] [Gabain] [DS] 2. {eT} Lakap vermek. [Gabain] 3. /azj Ser best bymek; zorluk ekmeden gelimek. [DS] 4. gl. f i Sayg ile anmak. 5. {eT} Korumak; himaye etmek. [DLT] [Tekin] 6. {eT} Arzulamak. [EUTS] 7. {az} Uz kullanmak; kayrmak; korumak. [DS] 8. IazI ok yz vermek; martmak. [DS] 9. {az} Serbest brakmak. [DS] ayamak2, [aya-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-y() -y o r] 1. Yasaklamak; menetmek. 2. Kar koymak; dayat mak. [DS] ayamak3, [aya-mak] {az} gsz. f i [- r ] [-y() -y o r] 1. Yalnz kalmak. 2. siz kalmak. [DS] ayamak4, [aya-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-y() -y o r] 1. Temizlemek. 2. Bitki ya da fidann evresini temiz lemek; meydana karmak. [DS] ayamak5, [ay-a-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-y() -yor] Mehtapta yrmek; gezmek. [DS] ayamak6, - [aya-mak] {az} is. zerinden yalnz bir insan geebilecek kadar merdivenimsi kpr. [DS] ayan, [Ar. ayn (gz) > a yn L&l] (a :-y a :n ) {OsT} is. 1. Gzler. 2. Bir yerin ileri gelen, nfuzlu kiile ri; eraf; sekinler. 3. mparatorluun 1877 ve 1908 Merutiyet dnemlerinde danma meclisi niteli indeki Ayan Meclisi yelii yapm kiiler. 4. {az} Ky ya da mahalle muhtar. [DS] 5. {az} htiyar; yal; koca. [DS] S ayan azas, M eclisin kararlarn d en etleyen kurul yesi.\\ ayan ba, K a [Gabain] ayandon, [Yun. aya andon] is. Ocak sonlarnda (2830 Ocak) grlen bir frtna, ayanen, [Ar. ayn > aynen tLp] (aya:'nen) {OsT} zfi Aka. ayanga, [? aynga] {az} is. -* aynga. [DS] ayan, [ev yan > ayam] {az} is. Avlu; ev bahesi. [DS] ayaniyet, [Ar. ayn > ayniyyet coU Lt] (aya:niyet) {OsT} is. Ortaya lana; aklk, ay anlam a, [ayan-la-ma] {az} is. 1. Karanln ay dnlanmas; fena havann iyilemesi. 2. Ar hasta nn tehlikeyi atlatmas. [DS] ayanlk, - [ayan-lk] (a-ya:nlk) is. 1. Ayan olma durumu; ileri gelenlerden olma; byklk. 2. Sena trlk. ayanm ak, [aya-n-mak baklmak, korunmak, ayanta, [avanta / ayyr > ayanta ?] {az} Tembel; ihmalci. [DS] a yar, [Ar. ayr > a'yr jUcl] (a-y a:r) {OsT} is. fi ekler. a y a r1, [Ar. ayr / yr jL t] (aya:r) {OsT} is. 1. Bir {eAT} edil, f [ - r ] yi

s a b a y a d a kyn ileri g elen kiisi. | ayan delisi, | {az} H o p p a ; m ark. [D S]|| ayan meclisi, {OsT} D an m a kurulu; se n a to ] j ayan eraf, {OsT} leri g elen ler; seilm iler; varlkllar. ayan 1, [a-yeen] {az} nl. Yakn birine "a ye en , ayol" gibi bir hitap sz. [DS]

aygtn veya dzenein arzu edilen en iyi biimde almas iin yaplan dzenleme ve ilem. 2. a lma ve ileme dzeni iin herkese kabul edilmi l; standart l. 3. Deer derecesi; kalite. 4. Al tn ve gm iin saflk oran; derece. 5. m ec. Bir kiinin itibar ve seviye durumu. 6. h u k Kullanlan

AYA

T M

I M

.3 7 8

l ve tart aletlerinde beraberlik, doruluk ve hassaslk salayabilmek iin belirlenmi lt. 7. Mutluluk yolu. 8. Hayvanlarn nallarn salamla trma. 9. nsann deer ve seviye derecesi. 10. {az} Bir tahl ls. [DS] 11. {az} Fndk ta maya yarayan orta boy sepet. [DS] 12. {az} Bir zeytin ya l birimi ve kab. [DS] S ayara vurm ak, B elir li b ir l y e g r e deerlendirmek.\\ a y ar damgas, Altn v e gm ss eyasn n a y a r n g steren resm damga.\\ ayr-dn , {OsT} 1. l . 2. D e erb ilir kim se. | ayardan dmek, tib a | rn k ay b etm ek ; g zd en dmek. | a y ar etmek, B ir | aygtn ilem e dzeneini istenilen b iim e g etir m ek.,| ayar bozuk, 1. ilem es i a lm a s istenilen | dzen e g r e olm ayan ; ayarsz. 2. D avran larn da d en g e bulunm ayan; gven verm eyen (kii).|| ayar saati, Yer yznde kesin sa a ti bu lm ak iin bavuru lan so n d e r e c e h a ssa s saat. ayar2, [Ar. ayyr => ayar] {az} sf. 1. ten kaan; tembel. 2. Haarlam at. 3. Ho sohbet. [DS] ayar3, [eyer] {az} is. Eyer. [DS] ayarc, [ayar-c) is. 1. Esnafn elinde bulunan l, tart aletlerinin doru ve hassas olup olmadn kontrol eden grevli. 2. Ayar bozuk ve ayarlanma s gereken dzenekleri ayarlayan kii, ayarlam a, [ayar-la-ma] is. 1. Ayarlamak ii. 2. Bir dzenei veya aleti alma bakmndan istenilen lye getirme ii. 3. Bir aleti doru ileyecek bi imde dzeltme. 4. m ec. leri zamannda yaplacak ve bitirilecek ekilde dzene sokma. 5. m ec. Birini kandrma, ayartma; ikna etme. 6. Uyum gsterme, ayarlam ak, [ayar-la-mak] gl. f . [-r ][-l()-y o r ]\ . Bir dzenein veya aletin alma bakmndan istenilen lye gelmesini salamak. 2. Yanl ileyen bir aleti doru ileyecek biimde dzeltmek. 3. m ec. leri zamannda yaplacak ve bitirilecek ekilde dzenlemek. 4. m ec. Birini kandrmak, ayartmak; ikna etmek. 5. Uyum salamak. 6. {az} Azarla mak; tekdir etmek. [DS] 7. argo. Birisini isteklerini kabule raz etmek. 8. Birisine, bir bakas iin ya kn iliki kurmay kabul ettirmek, ayarlanm a, [ayar-la-n-ma] is. Ayarlanmak ii. ayarlanm ak, [ayar-la-n-mak] edil. f . [-r ] 1. lye uygun hle getirilmek; ayar edilmek. 2. dnl. f . Davranlarn kontrol altnda tutabilir hle gelmek, ayarlam ak, [ayyar => ayar-la--mak] {az} dnl. f . [-r ] Tembellemek. [DS] ayarlatm a, [ayar-la-t-ma] is. Ayarlatmak ii. ayarlatm ak, [ayar-la-t-mak] gl. f i [ - r ] Baka birine ayarlama iini yaptrmak, ayarl, [ayar-l) sf. 1. (Bir alet veya makine iin) doru almas salanm. 2. (Altn ve gm iin) aysn ve ayar damgas bulunan, ayarlk, - [ayyar-lk] {az} is. Tembellik. [DS] ayarm ak, [ay-a-r-mak] g s z .f. [-r ] 1. Ardndan git

mek. 2. Kt yola sapmak, batan kmak; yolunu saptmak. 3. gl. fi. Taklit etmek. 4. Olumsuz bir ii yapmak iin ikna etmek; kkrtmak; kandrmak. 5. {az} Ayartmak. [DS] ayarsz, [ayar-sz] sf. 1. Ayar bozulmu ve ayarlan mam. 2. Belli bir ayar ve ayar damgas olmayan (altn ve gm). 3. m ec. Hareketleri tutarsz ve dengesiz; deli; uursuz {az} (aym). [DS] 4. {az} Dnek. [DS] 5. {az} Terbiyesiz; edepsiz. [DS] 6. {az} Namussuz. [DS] 7. {az} Aalk; karakter siz. [DS] ayarszlk, - [ayar-sz-lk] is. 1. Ayarsz olma durumu. 2. m ec. Tutarsz ve dengesiz olma, ay art, [ayar-mak (yoldan sap m ak ) > ayar-t-mak] {az) is. Yoldan saptrma; kandrma. [DS] ayarta, [?ayarta] {az} sf. 1. Kendi iinde iyi alt hlde bakasnn iinde tembellik eden. 2. Hayal seven; hayalperest. [DS] ayart, [ayar-mak (yoldan sap m ak) > ayar-t-] is. Batan karma, kandrma, ayartc, [ayar-mak (yoldan sap m ak) > ayar-t-c] sf. Doruluktan, doru yoldan saptran; batan ka ran; ayartan. ayartclk, - [ayar-mak (yoldan sap m ak) > ayar-tc-lk] is. 1. Ayartc olma durumu. 2. Ayartcnn nitelii. ayartlm a, [ayar-mak (yoldan sap m ak) > ayar-t-lma] is. 1. Ayartlmak ii. 2. Kandrlma. 3. Doru yoldan saptrlma. 4. Kkrtlma, ayartlm ak, [ayar-mak (yoldan sap m ak ) > ayar-t-lmak] edil, f i [ -r ] 1. Ayartmak ii yaplmak. 2. Bi risi tarafndan kandrlmak. 3. Doru yoldan sapt rlmak; batan karlmak. 4. Kkrtlmak; tahrik edilmek. ayartlm , [ayar-t-l-m] {az} sf. mark. [DS] ayartm a, [ayar-mak (yoldan sa p m ak ) > ayar-t-ma] is. Ayartmak ii. ayartm ak , [ayar-mak (yoldan sap m ak) > ayar-tmak] gl. f i [- r ] 1. Yaknlk, arkadalk gibi etki lerden yararlanarak birini doruluktan ayrmak, doru yoldan saptrmak; batan karmak. 2. D nce bakmndan yanltmak; kandrmak; akln elmek. 3. eitli vaatlerde bulunarak birini al t yerden ayrp kendi iine veya hizmetine gir mesini salamak. 4. {az} Uyarmak; ikaz etmek. [DS] ayas, [ay-s] {eT} is. 1. Ayaz; serinlik. [EUTS] 2. Klelere verilen ad. [DLT] 3. {az} ardak. [DS] aya, [ay-mak > ay-a-] {eT} sf. Szleen; dostlaan kimse [Mhenn] a y at1, [Ar. hayat] {az} is. 1. Evlerin nnde top raktan yaplm kaldrm. 2. Sundurma. 3. Evlerde sofa. 4. Kap. 5. Avlu; ak arsa. 6. Alt kattaki sofa; talk. [DS]

!' 1

_______

379

AYB

ay at2, [Ar. yet (iaret) > ay t o l T] ( a y a : t) (OsT) is.

ayazlandrm ak, [ayaz-la-n-dr-mak] gl. f . [ -r ] Ayazda brakarak soutmak, I. aretler; belirtiler. 2. Mucizeler. 3. Kur'an- Keayazlanm a, [ayaz-la-n-ma] is. Ayazlanmak ii. rim'i meydana getiren cmleler. S yt- K u r'niye, (OsT) Kur'an- Kerim 'in ayetleri.\\ yt- ayazlanm ak, [ayaz-la-n-mak] dnl. f . [-r]\ . A yaz da kalp mek. 2. edil. f . Soumas iin ayazda muhkemt, {OsT} A nlam kesin ve a k olan, b a k a braklmak. trl an lam verilm esi olan aksz o la n ayetler. | | yt- m teabiht, /OsT} Anlam k esin lik k az an ayazlam ak, [ayaz-la--mak] dnl. f. [-r) 1. Sou mak. 2. m ec. leri bozulmak. 3. argo. Elinde hibir mam, tevil ed ileb ilen , ben z er durum lara uygula eyi kalmamak, n abilen a y etler.| yt-i erfe, {OsT} M ba rek a | ayazlatm a, [ayaz-la-t-ma] is. Ayazlatmak ii. yetler. ayatan, [? ayatan] (az)is. ukur yerlerde birikmi ayazlatm ak, [ayaz-la-t-mak] gl. f. [ - r ] 1. Soukta tutmak, bekletmek. 2. Ayaza koyarak soutmak, yamur sular. [DS] ayatlmak, [ay-at-l-mak] {eT} edil. f . [-u r] Sayl mak; sayg gsterilmek. [EUTS] ayatmak, [ay-at-mak] {eT} g l .f . [-u r ] 1. Saydrmak; hrmet ettirmek; itibar grmek. [EUTS] 2. Korkut mak; tefti etmek. [EUTS] ayay, [ay-ay] {az} is. Parlak yldz. [DS] ayaz, [eT. ay-az / ay-s jU ] is. 1. Ak, bulutsuz ha va, {eAT} (aym). 2. Durgun ve bulutsuz havada kan sert souk; serinlik. {eT} [EUTS]. 3. {az} gnl. Dominoda noktasz ta. [DS] 4. {az} Evlerin nndeki st ak balkon; tahtabo. [DS] 5. {az} ardak. [DS] 6. {az} Aydnlk; k. [DS] 7. {az} Yldz. [DS] 8. {az} Avlu; ak arsa. [DS] 9. sf. So uk (gece, hava). 10. {az} m ec. Sasz; kel. [DS] II . argo. Parasz; zrt. 12. argo. (Durum, gidi vb. iin) elverisiz; kt; fena, fi1 ayaz alm ak, B yk b ir mit ve g a y retle ba la n a n iten b ir ey eld e edememek.\\ ayaza verm ek, {az} M eydana v er mek. [D S]|| ayazn alm ak, {az} A yazda k alp mek; ayazlam ak. [D S]|| ayaz kesmek, A yazda uzun sre k a la r a k m ek; ivi kesm ek. | ayaz vurm ak, | (Sebze ve m ey v eler iin) so u ktan donm ak. | (hava) | ayaza ekmek, K uru so u k km a k; ayazm ak. | | ayaza kalmak, G e kalm ak, fr s a t karm ak. | | ayazda kalmak, 1. Sou kta kalm ak. 2. B o y e r e beklem ek; ayazlamak.\\ ayaz paa kol gezinmek, aka. Kuru so u k km ak. ayazmak, [ayaz--mak] {az} gsz. f . [- r ] (Hava iin) ayaza ekmek. [DS] ayaztmak, [ayaz--t-malc] {az} g l . f [ -r ] (Yal ve kapal hava iin) almak; mak; alr gibi ol mak. [DS] ayazi, [ayaz + Ar. -] {az} sf. (Ba iin) sasz; plak; kel. [DS] S1 ayaz kel, {az} B a n d a hi sa bulunmayan. [DS] ayazla, [ayaz-la] {az} is. Rzgr kesen, souk tan koruyan aa ya da it. [DS] ayazlama, [ayaz-la-ma] is. Ayazlamak ii. ayazlamak, [ayaz-la-mak] gsz. f . [ - r ] [-l() -y o r ] 1. (Hava iin) kuru soua evirmek. 2. Ayazda kala rak ok mek. 3. Soumak. 4. argo. Bo yere beklemek. 5. {az} Serinlemek. [DS] ayazl, [ayaz-l] sf. (Hava) ak ve sert souk, ayazlk, - [ayaz-lk] is. 1. Evlerde serinlemek amacyla yaplm st ak sundurma. 2. {az} Balkon; taraa; tahtabo. [DS] 3. {az} Salon. [DS] 4. {az} Sofa. [DS] 5. {az} Gverte. [DS] ayazm a, [Yun. hagiasma (kutsal) / ayasma] is. 1. Hristiyanlkta aziz ve azizelere ithaf edilen, halk arasnda ifal saylan ziyaret kaynak ve pnarlar. 2. {az} Kutsal kaynak. [DS] 3. {az} Kaynak. [DS] 4. {az} Maden suyu. [DS] ayb, [Ar. ayb *_*^] {OsT} is. Utanlacak ey; kusur; ayp; leke, fi1 ayb-c, {OsT} nsann aybn a ra t rp so ra n .| ayb etmek, {eAT} A yplam ak; k n a | ma)c | ayb eylemek, {eAT} A yplam ak; knamak.\\ .| ayb-g, {OsT} Dedikoducu.\\ ayb-gy, {OsT} D ed i kodu culuk.| ayb- hdis, {OsT} huk. Satlan m al | m teri elin d e iken olu an kusur.\\ ayb- kadim, {OsT} huk. Satlan m al satc elin d e iken olu an kusur.\\ ayb itmek, {eAT} A yp lam ak; kn am ak.| | ayb klmak, {eAT} A yplam ak; kmamak.\\ ayb-nk, {OsT} K usurlu; n oksan .| ayb-pfl, {OsT} A yb r | ten. ayba, [ay be] {az} nl. A sla! anlamnda artc ve kabul edilmesi zor bir durum karsnda syle nen sz. [DS] aybagudur, [aybagudur] {az} is. Maymun. [DS] aybang, [ay+ban] (ayban) {eT} is. Kel. [DLT] ayba, [ay+ba-] is. Kadnlarda yaklak olarak her ay grlen fizyolojik durum; det. 0 ayba gr mek, (K ad n lar iin) d et grm ek. | aybandan | kesilmek, A det g rm e durumu s o n a erm ek. | ayba | olmak, K a d n la rd a d et h li kan g elm ek ; d et grm ek. | aybas tutm ak, {az} A yda bir k e z b e | liren g e ic i d elilik n beti gelm ek. [DS] aybat, [aybat-] {az} sf. Grltc; amatac. [DS] aybe, [Ar. aybe ^ ] {OsT} is. 1. Deri anta. 2. Hey be. aybeay, [T. ay+ Far. be + T. ay] {OsT} zf. Aydan aya; her ay. aybecer, [ayb+ecer ?] {az} sf. ekilsiz; biimsiz; irkin. [DS]

AYB
aybet1, [Ar. 'aybet Heybe. aybet2, [Ar. aybet {OsT} is. Ayp;, kusur, {OsT} is. 1. Deri anta. 2.

n H H m f tH U K . .a aydemek, [ay-()d-i-mek] {az} gsz. f . [-ir ] 1. Tartmada aksi cevap vermek; inatlamak. 2. K tlemek; uramak. 3. timek; didimek. [DS] -ayd, [-ayd / -eydi] {eAT} ek. e. Geni zaman hik ye birleik zaman ekiminin nc tekil kii eki; ard; -irdi. aydn, [eT. ay-dn (ay ) > ay-dm j-iaj / jj.jo.l / iJjuT] is. 1. Ayl gece. 2. A y aydnl, ay ; mehtap. 3. Ik; aydnlk; nur. {eAT} {eT}(aym) [Mhemn] 4. {az} Aln beyaz sr. [DS], 5. {az} Ay iei. [DS] 6. sf. Ik alan; aydnlatlm; aydnlk; kl; parltl. {eAT} (aym) 7. gnl. (Kii iin) bilgi si, kltr ve tecrbesi engin olan; mnevver. 8. (Yaz, sz vb. iin) ak ve anlalr; aikr; belli; vazh. {eAT} (aym) 9. mit verici; ferahlatc; mut lu; sevinli. S aydn iei, {az} A yiei. [DS] [ | aydn ei, {az} Kz. [DS];! aydn etmek, 1. {eAT} G zelletirm ek. 2. Aydnlatmak.\\ aydn eylemek, {eAT} A ydnlatm ak.| aydn gl, {az} A yiei. | [DS]j| aydn itmek, {eAT} G zelletirm ek,| aydn | klmak, {eAT} A ydnlatm ak.jj Aydn tatls, {az} Kuru incir. [DS]j| Aydn zeybei, f o l k D avu l ve zurna eli in d e g en ellik le tek kii tarafn dan e f e c e b ir tavr ile oynanan b ir z ey b ek ; A r Aydn z ey b e iaydncak, - [aydm-cak] {az} is. Aydnlk. [DS] aydng, [ay-dn] (aydn) is. I. {eT) A y aydnl. [DLT] 2. {eAT} Ik; aydnlk; parlaklk. 3. {eT} sf. Aydn. [DLT] 4. {eAT} Parlak; kl, aydn ey lemek, {eAT} A ydnlatm ak; k vermek.\\ aydn ey leyici, {eAT} A ydnlatan; k v eren ; nur saan]\ aydn olm ak, {eAT} A ydnlanm ak; p a rlam ak . aydnger, [aydn+gr > aydnger?] is. Plan ve yaz kopyaclnda kullanlan yan effaf bir kt tr, aydnglk, [ay-dn-lk jIS'-Lj.I] (aydnlk) {eAT} sf. A y dnlk; k; nur; parlt. S aydnlk delgi, {eAT} I k g ir e c e k y e r ; p e n c e r e . aydnlmak, [ayt-mak > ayd-n-l-mak] {eAT} edil. f . [-r ] 1. Denilmek; sylenmek. 2. Sorulmak, aydnlanm a, [aydn-la-n-ma] is. 1. Aydnlanmak ii. 2 .Jiz. Birim yzeye den k ak miktar, aydnlanm ak, [aydm-la-n-mak] ed il, f i [-r ] 1. Ik alarak aydnlk duruma gelmek; aydnlatlmak. 2. dnl. fi. Aklk kazanmak. 3. Bilgi sahibi olmak; bilgilenmek. 4. (Gn iin) aarmak, aydnlatc, [aydn-la-t-c] sf. 1. Aydnlk veren. 2. Bilgi veren, aklk getiren, aydnlatlma, [aydm-la-t-l-ma] is. 1. Ik alr hle gelme. 2. Bilgi sahibi edilme, aydnlatlmak, [aydm-la-t-l-mak] edil, f i [-r ] 1. Ikl bir hle getirilmek. 2. m ec. Birisi tarafndan bilgi verilmek, aydnlatma, [aydm-la-t-ma] is. 1. Daha iyi grle

ayca, [ay-ca ^T] zfi. Aylk; bir ay sresince. S ayca ayca, {eAT} Aydan aya. ayck, - [ay-k / ay-ck) is. 1. Ssleme amacyla bayrak veya kuma zerine ilenen hilal resmi. A y altn tu geliyor. 2. mat. Hilali meydana getiren iki dairenin yar aplan 7/10 orannda olan veya hilalin ularnn kk dairenin apnn em beri kestii noktada olan hilal; Hippocrates ayc, aya, [ay-a / ay-ca] is. 1. Aym ilk gnlerinde g rnd yay biimi; hilal. 2. Bayrak gnderi ile minare tepelerindeki dkm ay yldz, ayiei, [ay+ie(k)-i] is. bot. Bileikgillerden to humlarndan ya elde edilen, btn ve diil yaprak l, geni, sar ve gsterili iekleri bulunan bir yl lk otsu kltr bitkisi; gne bakan; gndnd; gn, (H elianthus annuus). 0 ayiei ya, Ye m ek lik o la r a k kullanld g ib i m argarin, y a lb o y a , d eterjan sanayiinin d e ham m ad d esi olu p a y i e i tohum larndan eld e ed ilen dk a sitli sa rm tra k sv ya. ayrei, [ay+re(k)-i] is. ine ceviz ve tarn ko nularak hilal biiminde yaplm rek, ayda, [hayda] {az} nl. ama, zlme, isteklenme bildirir nlem. [DS] aydam ak1 [ayda-mak] {az} sf. Tembel; iten ka , an. [DS] aydam ak2, [hayda-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-d()y o r ] 1. Hayvanlar srmek; arabay srmek; sevk etmek. 2. Hikye etmek; sylemek; anlatmak. [DS] ayd a1, [eT. idi (m elez)] {az} sf. 1. Zayf; clz, 2. Bacaklar arpk. 3. a. 4 is. Yama girmemi ocuk. 6. Anormal doan ocuk. [DS] S ayda a, {az} fo lk . Clz, gelim eyen o cu k la r iyiletirm ek iin y a p la n ila, yem ek. [DS] | ayda olmak, {az} j (B eb e k iin) o k zayflam ak. [DS]

ayda2, [ay-da] sf. (ocuklar iin) ayn ay iinde doan. aydak, - [ayda-k] {az} sf. 1. Zayf; clz. 2. Beceriksiz; ciz. [DS] aydede, [ay+dede] {azf is. Ayiei. [DS] S aydede kua, {az} 1. G k kua. 2. lem eli bir tr e r k e k kua. [DS] aydemri, [ay+demr-i mi; keskin iskarpela. aydemir, [ay+demir-i > aydemir] is. 1. Marangozla rn yontma ilerinde kulland yz yay biiminde olan keser. 2. Yz yarm yuvarlak iskarpela. ayde, [eT. idi (m elez)] {az} sf. 1. di. 2. Zayf; clz. 3. Vcudu dzgn olmayan; irkin. 4. (ocuk iin) akama kadar durmadan koup oynayan. [DS] ^T] is. Marangoz kale

id k n m e s k m r

381

AYG
a yeu, [Ar., a yen (a-yen) {OsT} sf. 1. ri gzl.

bilmesi iin bir yeri veya bir eyi k alr hle ge tirme; tma.. 2. Bilgi vererek dnce ve gr kargaasn giderme; aikr klma. 3. tiy. Sahnede daha iyi grnm elde etmek iin yaplan klan drma dzeni. S aydnlatma feneri, B in alarn a y dnlatlm asn sa la m a k iin tavan veya k u b b ed e braklar bolu k; aydnlk. [s aydnlatm a fiei, as. | G ece gr sa la m a k iin z e l o la r a k y a p lm ve atldktan so n r a bir s re o k p a r la k k v er ere k yanan a s k e r i m alzem e. aydnlatmak, [aydm-la-t-mak) g l .f . [~r]\. Itmak. 2. Ik kayna kullanmak suretiyle karanl gi dermek; klandrmak. 3. Anlalmas zor bir ko nuyu aklamak; bilgi vermek; izah etmek. 4 . Se vindirmek; mutlu etmek; mbarek klmak. Aydnl, [Aydn-l], is. 1. Aydn halkndan olan; A ydn'dan gelmi olan. 2. Karagz oyununda uzun boylu iri yapl, mahallenin dzenini salamakla grevli kabaday tipi,

2. Baklacak yer. 3. m ec. Herkesin mit balad, ayen, [Far. yen jjT] (a:yen ) {OsT} is. Demir, ayenan, [Ar. ayenn (ay en a:n ) {OsT} is. 1. Bol

akan gz ya. 2. Suyu gr deirmen, ayende, [Far. meden (gelm ek) > yende -tl] (a;~ y en d e) {OsT} sf. 1, Gelen. 2.. Gelecek gnler; istik bal. S yende-nm , {OsT} K apy a la n g rm ek iin birin ci k at h izasn a k ary a kon ulan ayna. | | yende ve revende, {OsT} G e le n ve giden. ayendegn, [Far.yendegn j l i jcoT] (a :y en d eg :n ) (OsT} is. 1. Gelenler. 2. Yeni doan bebekler. ayet1 [Ar. yet c ~ J] {OsT} is. I. Kimsenin inkr ede , meyecei ak delil; nian; belirti; alamet. 2. Ma nen uyanmaya sebep olan olay. 3. Kuran- Kerimde sureleri meydana getiren cmle ve cmle ciklerden her biri. 4 , m ec. Ykl anlam tayan an lalmas ve kavranmas g ifade, <3 yete lkrs, B a k a r a su resinin 255. ayeti. | yet-i kerme, K u tsal ayet.\{ yet-i maksfid, N is Suresinin 12. ayeti. | ayetin-nflr, N ur Suresinin 12. ayeti. | yet| i tergb, C ennetteki iyilikleri, g zellikleri an latan ayet.\\ yet-i terhb, C ehennem in korkunluunu a n latan ayet. | yetI-hfz, M uskaya yazlan ayet.\\ | yetl-m evris, N is Suresinin 12. ayeti.

aydnlk, - [aydm-lk] is. 1. Bir yeri aydnlatan g; k. 2. Gecenin sonundan itibaren gkyzn de grlen aarma. 3. mim. Darya alan pence resi olmayan kapal binalarda tavandan k ve hava almay salayan boluk; klk. 4. {azj Cam. [DS] 5. {az} Mutluluk; saadet. [DS] 6. sf. Aydnlatlm; kl. 7. eride k yanmad hlde dardan k alan. 8. evk ve nee. 9. Mutlu, huzurlu. 10, Te miz; saf. S aydnla km ak, 1. R a h ata v e huzu ra erm ek. 2. A k l a kavu m ak; anlalmak.\\ ay ayet2, [Ar. ye(t) (m ucize; rn ek) i.T] {OsT} sf. M dnlk delgi, {eAT} I k g e ir e c e k d elik, p e n c e r e . kemmel olan; rnek; ibret. [Asm] aydnlkler, [aydm-lk+l-er] is. Bir yzeye d ayetli, [ayet-li] sf. zerinde, iinde ayet bulunan; en k miktarm lmeye yarayan alet; lksmetre. ayet yazl olan, aydnlu, [aydm-Iu {eAT} sf. 1. Ikl; aydnlk. 2. Ak; belli; aikr. 3. is. Ik; aydnlk; nur. aydnmak, [ay-()d-n-mak] {az} dnl. f . [ - r ] 1. Kt kt sylenmek; svmek. 2. Darlmak. 3. Nankrlk etmek. 4. Kendi kendine sylenmek. 5. ikyet etmek; yaknmak. 6 . Ummak; mit etmek. [DS] aydrmak, [ay-dr-mak?] {az} g l . f [ - r ] 1. Bayla n ayltmak. 2. Yenmek. 3. Caydrmak; vaz geir mek. [DS] aydmak, [ay-()d--mak] {az} ite, f . [ - r ] 1. Tartmak; szl kavga etmek. 2. Tartmada kar cevap vermek; aksini sylemek; inatlamak. [DS] aydvirmek, [ay-()d-mak + i-vermek {eAT} g l.f. [- r] Syleyivermek, aydivermek, [ay-()d-mak + i-vermek] {az} gl. f . [-ir] Sylemek; haber vermek; aklamak; anlat mak. [DS] aydos1 [t. gaiton] ( a d o s) is. dnz. Ksa ikindi var , y diyas. aydos2, [Yun. aetos (kartal)} {az} is. Yksek da; dalarn sarp ve dik olarak uzanan kntlar. [DS] ^jjl]

ayetlik, -i [ayet-lik] is. Kula hallarnda bordr ze rine ilenen dar, uzun ve kk dikdrtgen ereve, ayg, [ay-()] {eT} is. Kelime; sz. [Gabain] aygarang, ay+karan-] (aygaran ) {az} s f (Gece iin) aysz, ksz. [DS] aygn, [ay-m] sf. 1. Gz ak; uyank; ayk, {az} (ayn) [DS] 2. {az} Yal; ihtiyar. [DS] 3. {az} Da ha ok. [DS] S aygn baygn, 1. Bitkin, hlsiz, d er m ansz. 2. D uygusallkta a r gitmi. 3. K endinden g e e r c e s in e k ; vurgun. aygr, [e T ad-r > aygr] is. 1. Dl iin seilmi, i di edilmemi damzlk erkek at. {eT} (aym) [Mtifenn] [DLT] 2 . m ec. Byk bir cinsel gc olduu sanlan erkek. 3. {az} At arabalarnn tekerlekleri ni tespit etmekte kullanlan takoz. [DS] 4. {az} Pekmez kaynatlan ocan arkasnda, ham ra ko nulan byk delik. [DS] 5. {az} Arabalarda fala kann takld eri demir. [DS] 6. {az} Arabann ok demiri. [DS] 7. {az} s f Azgn; arsz; edepsiz. [DS] 0 aygr deposu, D am zlk atlarn b aklp b e s len di i byk ahr. \ aygr gibi, (K ii iin) iri y a p \ l, csseli, gl kuvvetli.| aygr incir, {az} E rk ek | incir. [DS]

AYG aygrck, - [aygr-ck] fazj is. Araba yastnn oturduu aa tabla. [DS] aygr, [arkur > aykr] {az} sf. Ters; yanl; aykr. [DS] aygrlanmak, [ayr-la-n-mak yu~\] {eAT} dnl. f. [-u r ] Aygr tavr taknmak; aygr gibi davranmak, aygrlamak, [aygr-la--mak] dnl. f . [ - r ] l . Aygr gibi iri yar hle gelmek. 2. Aygr tavr taknmak, aygrlk, [aygr-lk] is. 1. Aygr zellii. 2. m ec. Sertlik, hainlik. 3. sf. (At iin) damzlk olarak seilebilecek nitelikte olan, aygrsak, - [aygr-sa-k] {az} sf. 1. (Dii hayvan iin) iftlemek isteyen; kzm. 2. (Kadm iin) cinsel ilikiye girme isteinde bulunan. [DS] aygrsam ak, [ayr-sa-mak >jT] {eAT} gsz. f . [r ] [-s()-y o r ] (Ksrak iin) kzmak; aygrla iftle mek istemek. aygt, [? aygt] is. 1. Bir i grdrmek amacyla mey dana getirilmi pek ok paralardan meydana gelen dzenek; alet; aparat; cihaz; dzenek; sdar; sistem. 2. anat. Vcutta belli bir grevi stlenen organlarn tm. 3. {az} Kereste; kerestelik aa. [DS] 4. {az} Ev eyas; eya. [DS] 5. {az} ey; nesne. [DS] 6. {az} Yemee konulan malzemeler; yemek lik. [DS] 7. {az} Baharat. [DS] 8. {az} Meyve ku rusu; kuru yemi. [DS] S aygt elek, {az} 1. te b e r i; u bu. 2. Ev eyas. [DS] aygtmak, [ayg-t-mak ?] {az} gl. f i [-r] Gtr mek. [DS] aygu, [ay-mak (hkm etm ek; h a ka n y erin e k a r a r verm ek; sy lem ek) > ay-u-] {eT} sf. 1. Syleyen; hatip; [Gabain] 2. is. Kaan danman veya szc s; hakan adna emir veren; yaver; szc; dan man; mavir; akl veren. [EUTS] [ETY] 3. Kuman dan. [EUTS] aygur, [aygr / ayur j^ .T ] {eAT} {az} is. Aygr; damzlk erkek at. [DS] aygut, [ay-mak > ay-u > ayu-t oyv.T] {eAT} is. 1. Karlk; mkfat. 2. zf. Karlk olarak; bilmuka bele. aygn, [ay+gn] sf. Hem Ay hem de Gne ile, ilgili olan. ayknmak, [ay-km-mak] {az} dnl. f i [-r ] Kay mak. [DS] ayknt, [ay-km-t] {az} is. Toprak akan yer. [DS] ay1, [ay-] zf. Pek; ok. [EUTS] [Gabain] ay2, [eT. ad- /ay- > ay] is. zool. 1. Etil olmakla beraber bal, meyve ve kklerle beslenen iri yapl, tabanlar zerinde yryen, ksa kuyruklu, uzun burunlu, postu uzun tyl, 25 -30 yl kadar yaayan memeli bir hayvan; kocaolan (U rsus a rctos). 2. m ec. Kaba, iri yar ve grgsz kimse. 3. nl. argo. Kabalk yapan birisine kzldmda sylenen haka ret ve kfr sz. 4. {az} Topa. [DS] 5. {az}

ll liifflft SZ a? LK s
Zeytinya karan mengenelerdeki atal aa. [DS] t? ay ara, {az} bot. Y aban soan . [D S]|| ay asmas, {az} bot. H an m eli ie i. [D S]|| ay ba ca, {az} dnz. 1. ndeki k k y elk en ; fo lk . 2. P a y a n d a direi. 3. D uvar rerk en kullanlan isk e lenin altn daki dayak. 4. E v km alarn n altn daki direk. 5. B ulutlarn a rasn d an uzanan g n e d em e ti. [DS]|[ ay balas, {az} Ay yavrusu. [D S]|| ay baldran, {az} bot. Yumru kkl z eh irli b ir ot; bald ran otu. [D S]|| ay bal, zool. A y aklar yzg elem i, b a k p e k b a n a b en z er iki m etre k a d a r bo y lan ab ilen m em eli b ir den iz hayvan ; fok.\\ ay balk, {az} zool. Yeilrm ak'ta y a a y an iri p u l lu, y a ss g v d eli b ir tr balk. [D S]|| ay boan, {az} Yenm esi zor, b o a z tkayan b ir arm ut eidi. [D S]|| ay idemi, {az} bot. S ey rek doku lu ve a c b ir orm an idem i. [D S]|| ay elmas, {az} al. [D S]|| ay erii, {az} bot. o k ek i y a d a a c oldu u iin y e m e e elv erili olm ayan b ir e r ik tr; y a ban erii. [D S]|| ay fnd, bot. K n y a p ra klarn dken , a lm a k y a p ra k l b ey az salkm eklin d e ho kokulu i ek le ri bulunan y u v a rla k a k kahveren gi tohum larndan tespih y a p la n 2 -6 m. boyun da bir a a ; tespih a a c, (Styrax o fficin a lis).\ ay fst, \ {az} G rgen m eyvesi. [D S]|| ay gt, {az} yzl, tarafl bin a ats. [DS] | ay gl, bot. 1. | ik i en e ttile r snfnn dn ie ig iller fa m ily a sn dan b ir tr akayk, (P eco n ia carollin a). 2. G e lin cik ie i. | ay gibi, ir i y a r y a p l o lm a kla bir | likte k a b a davran lar bulunan; grg s z; a n la ysz^ ayu (ay) incei, 1. {eAT} Ay yavrusu. 2. Ay barn a, ini. | ay kula, {az} 1. A alarda, | b a lta ile vu ru larak st taraf k esilip aln an ve a ta l ku lak h lin d e k alan ksm . 2. Tam y erin d e verilen cevap. 3. Yufka ekm e in den b k lerek k a k g ibi y e m e k doldu rulan lokm a. [D S]|| aynn krk hik yesi varm ; krk da arm u t stne, H ep ayn h ikyeyi a n latan lar a la y a a lm a k iin sylenir. | ay | kazana st, o k g zel ve uyumlu b ir iin k a b a ve anlaysz biri tarafn dan bozulm as, b e rb a t edilm esi. | ay oynatm ak, Ayy yavru iken alp art | lan drm ak su retiyle d e f ve zil eli in d e g steri yaptrm ak. | ay penesi, bot. A kdeniz b lg esin d e y eti | en y a p ra k la r h a lk hekim li in de balg am sktrc, p e k lik v erici ve y a ra la r iyiletirici o la r a k kul lan lan d iken li ve y k sek boylu otsu bitk iler; ay y o n ca s., (A canthus). \ ay taban, bot. 1. Ylan \ y ast g illerd en y a p ra k la r g en i a y al d elikli ve derin p a r a l, k oa n biim in de etli i ek li trm anc otsu b ir s s bitkisi, (M on strea d elicio sa ). 2. B e c e riksiz. | ay zm, bot. F u n d ag illerd en K a rad en iz | b lg esin d e orm an lard an alm a la n la rd a yetien kurutulmu y a p ra k la r a y y erin e kullanlan bir a a k ; T rabzon a y ; a y zm; a y y a p ra kl A n adolu otu, (Vaccinium aretostaphylos).\\ ayya dalanm aktansa aly dolanmak, K sa y oldan

T llK E H l i H I l t C t S O Z b B 3 8 3
gidip d e teh like ile k arla m ak ta n sa y o lu biraz d a h a u zatarak teh likesizce ii halletmek.\\ ayya kaval alm ak, A nlam ayan a p ta l birin e an latm ak iin dil dkm ek. | Ay yavrusu ile oynam ak, G | bakm ndan kendisin den o k d a h a a a durum da o la n la rla g d en em esin e k alkm a k; ezmek.\\ ayy vurm adan postunu satm ak, E le g em em i b ir ey iin h a y aller k u ra ra k h es a p yapmak.\\ ay yoncas, bot. Akdeniz b lg esin d e yetien, y a p ra k la r h a lk hekim liinde ba lg am sktrc, p e k lik v erici ve y a ra la r iyiletirici o la r a k kullanlan, d iken li ve yksek boylu otsu b itk iler; ay p en esi, (Aanthus). Ay, [ay] is. g k b. Kuzey gk kutbu yaknnda l kemizden her zaman grnebilen iki ayr takm yldzn (Byk Ay, K k Ay) ad; (U rsa m ajr, Ursa minr). ayb, [Ar. cayb => ayb] (eAT} is. Kusur; eksiklik; irkinlik. S ayblardan arulg ila anm ak, {eAT'}

AYI

ayg4, [ay-k / ay- .1] {eT} {eAT} sf. Ayk; akl banda. [ETY] aygiller, [ay-gil-ler] is. zool. Tabanlarna basarak yryen, hantal grnmelerine ramen evik, iri yapl, kaln ve uzun tyl postu olan memeli hay vanlar familyas, (U rsidiae). ayglamak, [ay-la-mak] {eT} gl. f i [- r ] Ktlemek. [EUTS] aygma, [ay-mak (hkmetmek; hakan yerine karar vermek; sylemek) > ay--ma] {eT} is. Kaan da nman veya szcs; hakan adna emir veren; szc. [ETY] ay, [ay-] {eT} is. Ay [Mhetn] ayk1, [ay-mak > ay-k] {eT} sf. 1. Vaat; sz verme. [DLT] 2. Nezir; adak. [Gabain] ayk2, - [eT ad-mak > (kendine g elm ek ) > ad- > ay-k j J ] sf. 1. Akl banda, bilinci yerinde olan. {eT} {eAT} {az} (ayn) [Mhenn] [DS] 2. m ec. A kgz, uyank, zeki; anlayl, {az} (ayn) [DS] 3. zf. Bilinci yerinde olarak. S ayk kafayla, B ilin ci y erin d e o la r a k ; sa rh o o lm a d an ; aykken. | ayk | olm ak, {eAT} U yank bulunmak.\\ ayk oyuk {eAT) 1. siz gsz; bom bo. 2. B ostan korkuluu g ibi. aykdrm ak, [ay-k-dr-mak] {azf gl. fi. [-r ] Aylt mak; uyandrmak; gzn amak. [DS] aykla, [ayk-la] {eAT} zf. Ayk iken, ayklama, [ay-k-la-ma] is. 1. Ayklamak ii. 2. Ge reksiz ve zararl olanlar karp atma; temizleme. ayklam ak1, [ay-k-la-mak] gl. fi. [ - r ] f-l() -y o r ] 1. Bir eyin gereksiz ve zararl olan paralarn veya iinde bulunmamas gereken yabanc unsurlar karp atmak; ayrtlamak; aytlamak; ayurtlamak. 2. Temizlemek. 3. Semek. 4. zmlemek. 5. {az} Soymak. [DS] 6. {az} Bir meseleyi incelemek. [DS] S aykla pirincin tan, lerin iin den klm az h le g eld i in i a n latm ak iin kullanlr. ayklamak2, [ayk-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-l()y o r ] amak; bilememek; tereddt etmek; ar mak. [DS] ayklanma, [ayk-la-n-ma] is. 1. Gereksiz ve zararl unsurlardan kurtulma. 2. Temizlenme. 3. Seilme. 4. biy. Doal artlara uyamayan bireylerin neslinin bitmesi, en iyi uyum salayabilenlerin ise reyip neslini devam ettirebilmesi olay; istifa; seleksiyon. ayklanmak, [ayk-la-n-mak] edil. fi. [ - r ] Birisi ta rafndan zerinde ayklama ileminin uygulanmas; ayrtlanmak; aytlanmak. ayklatm a, [ayk-la-t-ma] is. Ayklatmak ii. ayklatm ak, [ayk-la-t-mak] g l. f i [ -r ] Birine ayk lama iini yaptrmak, ayklk, - [ayk-lk] is. 1. Ayk olma durumu; bilinlilik. 2. Sarholuktan kurtulmu olma, aykmak, [eT. ad > ayk-mak] {eAT} {az} gsz. fi.

Kusurlardan tenzih ve tebih etmek.


aybaca, [ay+baca(k)-] is. dnz. ift yelkenlerden birini sadan birini de soldan kullanma biimi, aybala, [ay + bala(k)- / Yun. arkopallakon (ay yavrusu, szcnn tercmesi)] is. ri ve hantal adam. ayboan, [ay+bo-an] sf. 1. Dev gibi iri yan. 2. is. Bir armut eidi, ayblamak, [ayb-la-mak] feAT} gl. f i f - r ] Aypla mak; alaya almak, ayblanmak, [ayb-la-n-mak] feAT} edil. fi. [-u r ] K nanmak; ayplanmak, ayblanm, [ayb-la-n-m] {eAT} sf. 1. Knanm. 2. Hakarete uram, ayblayc, [ayb-la-y-c] {eAT} sf. Bakasnn kusur larn aratrmay alkanlk edinen kimse; ayplayc. aybsuz, [ayb-suz] {eAT} sf. Her trl eksiklikten arnm; kusursuz; noksansz, ayc, [ay-c] is. 1. Ayroynatarak geimini salayan kimse. 2. m ec. Grgsz; hoyrat; kaba, t? ayc oyunu, (az) fo lk . B ir kiiyi ay kln a s o k a r a k oynanan ky s ey irlik oyunu. [DS] ayclk, - [ay+c-lk] is. Ay yetitirme ve oynat ma ii ve meslei, aydagac, [Ar. d + aac- => ayd aac ^IfcTjul] {eAT} is. bot. -* ayt. ayg1 [ad- /ay-] {eT} is. Ay. [DLT] , ayg , [ay] {eT} nl. 1. Ne iyi ne kt anlamnda kullanlan bir edat. 2. yilik ve ktlk bildiren ke limeleri pekitirmede kullanlan bir edat. [DLT] ay'g3> [ay- / an- / any-] {eT} sf. 1. Kt, fena; fenalk. [EUTS] [ETY] . [ tigsizler] [Gabain] 2. ok. [KPy.] 3. Hile. [EUTS] ayg bilge, Kt fik ir; hile; f e n a adam . [EUTS]|| ayg kln, G nah; kt hareket. [EUTS]

AYI
f - s r / I, Aylmak; kendine gelmek; p n . 2. Akln bana alaak. [DS] aykula, | a kla(k)- > ay kulaki ] is. bot. 1. a\ uha ieigillerden sar iekli bir ss bitkisi, (iPriimla a u ricu la ). 2. Gelincik iei, aylamak, ;[ay-mak > ay--l-makj) {az} gsz. f . f--r] falt()-yorj Drtmek. [DS] ayilgan, [ayl-gan] {a a } is. Y ol zerimde bulunan bir akarsuyun geilebilecek s, temiz, dar yeri. [DS] aylk, - [ay-lk] is. 1. y olma hli. 2. Ay gibi davran. 3. m ec. Kabalk, aylma, [ay-l-ma] is. Aylmak ii, eylemi ve duru mu. aylm ak1 [ay-l-mak] dnl. f . f r ] 1. Baygnlktan , kurtulmak. 2. Sarholuu gemek. 3. Uykudan uyanmak. 4. Kendine gelmek. 5. m ec. Gerei gre rek akl bana gelmek; uyanmak. S aylp bayl m ak, 1. B ay g n lk geirm ek. 2. K riz geirm ek. 3. H isteri krizleri g e ir e c e k <derecede birini sevm ek. aylmak2, [ay m ak > ay-l~mak] { e t } edi.1. f . [-u r ] Sylenmek; denilmek. [DLT] aylt, [ay-l'-t] is. kiyi -ok imi birisinin duyduu ba ars ve sersemlik; mahmurluk, ayltma, a y l t-mal is. A> lmak ii. ayltmak, fay--t-msak] gl. f . ;f t r ] 1. Sarho veya baygn birinin kendisine gelmesini salamak. 2. m ec. Birinin gerekleri grmesine yardmc olmak; gzn acnak: {az} faym). [DS] -aym 1 | , -a-van / -y-a-van / -y-am / -y-em / -a-y-n / y-a-y-m / -c -y in / -y-e-y-in / -a-y-n / -e-y-itn / ~ya-y - n / ^y-o-y-im] fe lT } ek . e. * -a\ an. u -aym 2, t^ayi / 'eyira] {eT} ek. < Emir kipi teklik e. b irim kii ekidir, bardaym > (varaym ) -ayt, ! -a-\ ar 1 -y-a-van / -y-am / y cm / -a-y-n / -ya-\-m / -e-y-i / -y^e-y-in -a->-m '! -c-y-im f -y-ay-n -y e y im] {eT } {eAT} k. e. stek kipi teklik birinci kii ekidir, bir-eyin '(vereyim) * - m m . ayft'1, [Ar. ayn 0 fO st} is. Grtlaktan kan kaim Ve siirn'imeli bir sesle s> lcne Arap alfabesinin on sekizinci harfi (g). S ayn kayn, {az} Sk fk . pDSj ;| ayn kuyun etmek, {az} A yplam ak. |DS] ; ;| aynlar atlatm ak, A r a p a dan dilim ize girm i iin d e aym g een k elim eleri s y lerken astn daki ;gi!bi .grtlaktan tlaffu z etm e k ]] aym oyun, {az} sM e; 'desise; 'oyun; entrika. 2. B ozu k dzen; k a r k. 3. Ottr olm az; ba ta n sa v m a; geliig zel. 4. Aoayip. 5. teberi; u fa k tefek eyler. [DS] | aym | oyuncu, {az} H ileci; d a la v er ec i; dzenci. ![ S]|| ayn oyun etm ek, {az} 1. D kp sa m a k ; $d e f etm ek ; a r <ur etm ek. 2. e y a ra m a z durum a g e tirm ek; bozm ak. 3. D a la v ere y a p m a k ; a ld a tm a k 4. K a la g z a ra sn d a y o k ediverm ek. 5. A cayip k l a sokm ak. |D S]| ayn oyun olmak, {az} 1. e len ce kon u su o lm a k ; oyu n cak g ib i olm ak. 2. a r r o l m ak. [DS]

fW I R S M .

ayn, [ay-mak > ay-n ^.] {eAT} sf. Ayk; uyank. 0 ayn bayn olmak, {eAT} {az} 1. ap k alm ak; a k n a dn m ek; tuhaflam ak. 2. A cayip e k il a l m ak; yznn e k li deim ek. [D S]|| ayn, [ay-m] {eT} is. Korku. '[EUTS] aynlg, [EUTS] [ay-m-l] {eT} sf. Korkulu; korkun.

aynsz, [ay-m-sz] {eT} sf. Korkusuz. [EUTS] aynga1, [ay-m-a] ,{eT} z f Aylarca; her ay. [EUTS] aynga2, [Erme, aynka ?] is. 1. Ttn. 2 Kaak t tn. ayngac, jaynga-c! is. 1. Ttn kaaks, {az} '(aym) [DS] 2. {az} Ttn kolcusu. [DS] ayngaclk, - [aynga-c-lk] is. Kaak olarak ttn yetitirme, ileme, satma ii ve meslei, {az} (av m [DS] ) aynge, [? aynge] {az} is. Zakkum aac. [DS] aynmak, ;[ay-n-mak] {eT} gsz. f . ( - w ] Korkmak; saknmak; ekinmek. [ETY] [EUTS] ayp, ~bi [Ar. cayb y , ] .{OsT} is. 1, Kusur ve eksik lik. 2-. Utanlacak durum. 3 Su ve crm. 4. eref ve haysiyete aykr den hl. 5. huk. Bir maln de erini azaltan kusurlu olma hli. 6. sf. Uygunsuz; kotu. 1 . Nezakete aykr. 8. Terbiye d. 9. Utan verici; mstehcen. 10* nil. "Bundan utanmalsn, yaptn ok kt ey anlamnda azarlama sz. aybn am ak , B irinin kusurunu, aybm ortay a d km ek .| -aybm rtm ek, K usun m u gizlem ey e a | l m a k ve s y lem esi g erek irk en sylem em ek]] ay bn yiiziine vurm ak, B ir kiinin kuunum ekin m ed en yzne k ar s y lem ek ^ ayp aram ak , K u su r bu lm ay a uramak]\ ayp ayp, z f 1. M steh cen b ir k ld e . 2. IM aftac&k b ir durum da ]\ ayp 'davas, Alcln aypl b ir m a l dolay syla satc a le y h im a t dava]\ ayp dmek, H o k arhm m am k. ayp etmek, 1. N ezaket d, h o k a r lan m ayan b ir h a rek ette bulunm ak. 2, {az} Kusur ilem ek. [BSJ[| ayp k am ak, H o karlan m am ak, uygunsuz o lm a k ]] ayp kom ak, B irin e ku su r bul m a k ; kusurlu olduunu sylem ek]\ ayp olmak, H o olm am ak, ayp sallam ak, argo. Uygunsuz b ir h a r e k e t yapm ak.\ ayp saym ak, 1. H o k arla m a m a k 2, K u su r saymak]\ ayptr sylemesi, 1. Bunu bu ra d a a k la m a k uygun dmez, 2. S y lersek ' vnm g ib i oluruz]] ayp yapm ak, N ezaket d, h o karlan m ayan b ir h a rek ette bulunm ak]] ayp yerler, in san vcudunda m ah rem 'olan y erler. ayplama, ;[ayp-la-ma] is. Ayplamak ii. ayplamak, |ayp-la-mak] gl, f . {-:/ j-l'n y o r / 1. Bir hareketin, bir Szn ve durumun yakksz, kusur lu veya irkin olduunu eitli ekillerde belirtmek. Sulamak. 3-. Kusurlu bulmak, 4, Knamak, 5. 2 Beenmemek, ayplanma, iayp la-n-ma] is. Ayplanmak durumu.

e e 1*365 ayplanmak, [ayp-la-n-mak] edil. fi f - r j 1. Kt, kusurlu grlmek. 2. Sulanmak, jyplayc, [ayp-la-y-c] sf. Kusur bulucu, sulayc, aypl, [ayblu / ayp-l] s f Ayb olan; utanlacak bir hli bulunan; kusurlu, ayplca, [aybluca > ayp-l-ca] sf. Aypl saylabilir, ayplk, - [ayp-lk] {az} is. Utanma duygusu; ha ya. [DS] aypsamak, [ayp-sa-mak] {az} gl. f . j - r ] [-s()y o r] Ayplamak. [DS] aypsnmak, [ayp-s-n-mak] {az} dnl. f . [ - r ] 1. Ayp saymak; ayplamak. 2. Utanmak. [DS] aypsz, [ayp-sz] sf. Hibir ayb olmayan; kusur suz. ayra, -c [ayr-mak > ayr-a] is. kim. Belirli mad delerle girdikleri tepkimeler sonucu belli olduun dan herhangi bir maddenin cinsini tepkime yoluyla tespit etmeye yarayan kimyasal madde; miyar, ayran, [ayr-an] sf. fz . I yaln elerine ayrma zellii tayan, ayrdlanmak, [ayr-d-l-an-mak ju Jjy .T ] {eAT} dnl. f i [-u r] Ayklanmak; ayrtlanmak. ayrdm, [ayr-(t)-m] {az} is. 1. Yolun ikiye ayrl. d yer; kavak. 2. Suyun taksim yeri. [DS] ayrc, [ayr-c] sf. 1. Ayrma zellii ve ayrma gc bulunan. 2. Bir eyi tanmaya, benzerleri ara sndan ayrmaya yarayan. 3. Sanayide birbirine ka rm maddeleri ayrmaya yarayan dzenek. 4. Akmlatrlerde kurun levhalarn arasna yerleti rilen ince yaltkan, ayrm, [ayr-m / ay-r-m] is. 1. Ayrmak ii; tefrik. 2. Birbirine kartrmama eylemi. 3. Farkl dav ranma. 4. Kiiler ve nesneler arasnda karmay nleyen belirtiler; iaretler; fark. 5. Uzun yazlarda blmlerle ayrlan paralardan her biri; fasl, ayrm yapmak, 1. F a r k gzetm ek. 2. E it d a v ra n mamak. ayrma, [ayr-ma] is. 1. Ayrmak ilemi ve eylemi. 2. Uzaklatrma. 3. Bir nitelii seme. 4. kim. Bir ka rm veya bileikten bileenin birini veya birkan aa karma. 5. Sanayi ham maddelerini fiziksel veya kimyasal zelliklerine gre snflandrma, t? ayrma gc, B ir o p tik aletin birb irin e y akn iki noktay ayrt ed e b ilm e g c .| ayrm a snr, B ir | gzlem aletiyle ayr ay r g zlem len ebilen iki nokta arasndaki en kk aralk. ayrma, -c [ayr-ma] is. Bir eyi benzerlerinden ayrt edici zellik; farika, ayrmak, [eT ad-r-mak > ayr-mak] gl. f i [ -r ] 1. Bir btn veya btn saylan eyi blmek, para lamak; paralara blmek. {eAT} (ayn) 2. Birbirin den uzaklatrmak. {eAT} (ayn) 3. Btn paradan yoksun brakmak; koparmak; paralamak {eAT} (ayn) 4. {eAT} Yarmak; ikiye blmek. 5. Arasnda

AYI
yer almak. 6. Ayr tutmak; fark gzetmek; ayrm yapmak. {eAT} (ayn) 7. Darltmak; aralarn amak. 8. Bir amala kullanmak veya birinin istifadesine sunmak; tahsis etmek. 9. Saklamak; alkoymak; biriktirmek. {eAT} (ayn) 10. Aradaki fark grebil mek, benzer nitelikleri sezebilmek. 11. Kavga veya dve engel olmak. 12. Birbirinden ayr olarak de erlendirmek. 13. Birbirine bal olarak alan makinenin iki esinin birbiri ile hareket ilikisini kesmek; uzaklatrmak {eAT} (ayn) 14. Elektrikle ilgili bir devrenin balantsn kaldrmak. S1 ayr bayr etmek, {az} P a r a la r a ayrm ak; p a r a la mak. [DS] ayrt, [eT adrt > ayr-t] is. 1. Bir nitelii oluturan zellik; vasf. 2. Birbirinden ayrma; tefrik. 3. {eAT} Ayrm; fark. 4. {az} Szge; kevgir. [DS] S ayrt edici, B ir ey i veya b ir kiiyi ben z erleri arasn dan ay rm aya y a ra y an zellik; mmeyyiz. | ayrt edil | mek, B elirley ic i z ellikleri a n lalm ak ; ayrtlanmak. | ayrt etmek, B ir nesneyi fa r k l klan nitelik | leri ile ben z erleri arasn d an tanyp se eb ilm ek ; tefrik etm ek; tem yiz etm ek. | ayrt eylemek, {eAT} | F a r k g zetm ek; ayrm yapmak.\\ ayrt gayrt, {az} Ayr gayr. [DS] ayrt, [ayr-t-] is. 1. Benzerleri arasndaki ok ince fark; nans. 2. tiy. Konumalarda ana dnceyi ta mamlayan cmle. ayrtlam ak, [eT. adrt-la-mak > ayrt-la-mak {az} gl. f i [-r ] 1. {eAT} Ayrp karmak; semek. 2. Ayrt etmek; zmlemek. 3. Temizlemek; ayk lamak. [DS] 4. {eAT} Fark gzetmek; ayrm yap mak. 5. {eAT} Aklamak; beyan etmek. 6. {eAT} (Sa, sakal iin) taramak. 0 ayrtlayu hkm ey lemek, {eAT} H akly hakszdan ayrt ed ip k ararm verm ek. ayrtlanm ak, [ayr-t-la-n-mak J ^ j j ] {eAT} edil, f i [-u r] 1. Ayrlmak; tefrik edilmek; seilmek. 2. Ayklanmak; temizlenmek, ayrtlanak, [ayr-t-la--mak [-u r] Ayrlmak, ayrtm a, [ayr-t-ma] is. Ayrtmak ii. ayrtm a, -c [ayr-t-ma] {az} is. Yolun ikiye ayrld yer; kavak. [DS] ayrtm ak, [ayr-t-mak] gl. f i [-r]\ . Ayrma iini bir bakasna yaptrmak. 2. Tutmak; kiralamak; rezer vasyon yapmak; yer tutmak; peylemek, ayrtm an, [ayr-t-man] is. Snavlarda sorular hazr layan, snav yapan ve cevaplar deerlendiren retmen; mmeyyiz, ayrtm anlk, - [ayr-t-man-lk] is. Ayrtmann yap t i ve grev; mmeyyizlik, ayst, [ayi-z-t > ayst > ayzt] {eT} is. Yaratc; ayzt. ayt1, -d [Ar. d > ayd / ayt / hayt] is. bot. Mine {eAT} ite,

fi

AYI ieigillerden, Akdeniz blgesi ile Anadoluda bol miktarda yetien, beyaz veya mavimsi iekli el eklinde yapraklan olan, halk hekimliinde gaz slctrc ve idrar artrc, yattrc; tohumlar ehveti giderici olarak kullanlan, dallarndan sepet rlen al grnmnde aa; hayt; Yemen saf ram; beparmak aac, (Vvitex agnus-castus). ayt2, [ay-t] {eT} is. t; vaaz. [EUTS] ayt3, -d [ay-t] {az} is. Ayrt. [DS] S ayt beyit olmak, {az} akn a d n m ek; ayn bayn olm ak. [DS] aytgan, [ay-t-an] {eT) sf. Soran. [DLT] aytgu, [ay-t-u] {eT} is. Soru. aytlam ak, [ay-t-la-mak j j ^ l ] {eAT} {az} g l .f . [r ] [l()-y o r] 1. Ayklamak; semek; temizlemek. 2. apalamak. [DS] aytlanmak, [ay-t-la-n-mak {eAT} edil. f . [u r] - * ayrtlanmak. aytm ak1, [ay-mak (anlatm ak) > ay-t-mak / ay-tmak / ey-it-mek {eT} {eAT} gl. f . [ -r ] 1. Sormak. [ Itigsizler] [KPy.] [ETY] [DLT] [Gabain] 2. Sylemek; demek; konumak. [Yknek] [ETY] DLT] 3. {az} Anlatmak; nakletmek. [DS] 4. {az} Trk sylemek. [DS] aytm ak2, [eT. ad-t-mak > ay-t-mak] {az} gl. f . [r ] Ayklamak; semek; temizlemek. [DS] aytm ak3, [ay-t-mak] {az} gl. f. [-r ] Beyazlat mak; parlatmak. [DS] -ayz, [-ayuz / -eyz / -ayz / -eyiz] {eAT} ek. e. ayuz. ayi, [ayi] {eT} is. 1. Gerek. 2. Yaratma. 3. Yaratc kudret. ayib, [Ar. yib -

OTOMTBRCSM.sss kudem, {OsT} E skilerin yolu , usul.\\ yn-i ruhn, {OsT} K ilise le rd e y a p la n din tren.| yn-i | seltin-p zre, {OsT} E sk i p a d i a h la r n koyduu kanun ve uygu ladklar nizam a, usule g re. | yn-i | erf, {OsT} tasvf. M evlevihan elerde, ayinhanlarn s y led ik leri ilahiler. | yn-perest, A la k gnll | lkle ed ilen hizmet. ayine, [Far. yine ajjT] (a y in e ) {OsT} is. 1. Ayna. 2. m ec. Bir nesneyi veya durumu yanstan. S yinedn, {OsT} Ayna koruyucusu. | yine-dr, {OsT} 1. | Ayna tutan. 2. B e r b e r .| yine-den, {OsT} Ayna k o | ruyucusu.| yine-efrflz, {OsT} Ayna cilas.\\ yine| frz, {OsT} A yna cilas.\\ yine-i b, {OsT} Suyun p a r la k yz. | yine-i lem -nm , {OsT} sk en | d e r in, sk en d eriy e 'de kurdurttuu ve o k uzaklar g sterd i i sy len en ayn a.| yine-i asum an, {OsT} | G ne.| yine-i billflr, {OsT} K u tsal ayn a.| yine-i | | celal, {OsT} Bykl aksettiren nesne. | yine-i | n, {OsT} C ilal m aden den y a p lm a y n a .| yine-i | devrn, {OsT} K a d e r a r k .| yine-i initf, {OsT} | B ir nesnenin a k s ed ip grnd ayna. | yine-i | pr-tb, {OsT} P a r la k a y n a.| yine-i pr-tb- | mcell, {OsT} C ilal p a r la k ayna.\\ yine-i vic dan, {OsT} Vicdann ay n as.| yine-i znu, {OsT} | D iz kap a . | yine-rfl, {OsT} Yz ayn a g ib i p a r la | y a n .,| yine-sz, {OsT} Aynac.\\ yine-ve, {OsT} | A yna g ib i.| yine-zedy, {OsT} Ayna cilas.\\ yi| ne-zidy, {OsT} A yna silici. ayise, [Ar. yise a-o.T] (a .y ise) {OsT} is. Adetten kesi len kadn; menapoza giren kadn, ayist, [ayist / ayzt] {eT} is. Yaratc, ayi, [Ar. cyi / 'yie / j-j>] (a:yi) {OsT} sf. 1. Yaayan. 2. Rahat yaayan. ayine, [Far. yine ^ .T ] (a.yin e) {OsT} is. 1. Ca sus. 2. Dalkavuk, ayite, [Far. yie -^ .T ] (a.yite) {OsT} is. 1. Casus. 2. Dalkavuk. ayitene, [Far. yitene 4 ^ a J] (a y i ten e ) {OsT} is. 1. Casus. 2. Dalkavuk, ayka, [Srp, yka / hy-ka [TETZE]] {az} is. Srek av. [DS] aykaklk, [a. aya (kovucu) > aykak-lk jls li J ] {eAT} is. Kovuculuk; mnafklk, ayke, [Ar. ayke 5^] {OsT} is. Sk koruluk, aykevi, [Ar. aykev L sj^\ (aykevi:) {OsT} sf. Or manla ilgili, ayk, [ay-k] {eT} sf. Aylk; bir aylk. [EUTS] aykncak, - [ay-km-cak] {az} is. Kzak. [DS] ayknmak, [ay-km-mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. kmak. 2. Kzakla kaymak. [DS] ayknt, [ak-nt / aylc-mt] {az} is. am sakz; re ine. [DS]

ib i_j T (a :y ib) {OsT} sf. ]

1.

Geri

dnen. 2. Dnp ekilen, ayid, [Ar. 'yid / id Jo>] (a:yid) {OsT} is. -* aid. ayij, [Far. yij y~\] (a.yij) {OsT} is. Kvlcm, ayijek, [Far. y ijek iljJ] (a.yijek) {OsT} is. Kvlcm, ayil, [Ar. yil / yile / J i ^ ] (a:yil) {OsT} sf. 1.

Ailesini besleyen; ailesine bakan. 2. Kalabalk aile si olan. 3. Yoksul. 4. (Terazi iin) dengesiz. 5. A r. ayin, [Far. yin jjj.T] (a:yi:n ) {OsT} is. 1. Tre; det. 2. Usul; tarz. 3. Din tren. 4. Bir mezhebin kendi ne zg treni. 5. Tekkelerde, belli gnlerde, ge nellikle musiki eliinde yaplan zikir, tren. 6. f o lk . Amac gizli bir gc belirli bir eyleme ynel tebilmek iin yaplan by. 7. {eAT} Ss eyas; ziynet. <3 yn-hvn, {OsT} tasvf. T ek kelerd e ayin oku yan.| yn-i cem (Cemd), {OsT} 1. tasvf. B ir | tarikatn yeleri a ra sn d a y a p la n tren. 2. ik ili toplant.\\ yn-i kadm, {OsT} tasvf. M evlevihan elerd e ayin han larn okuduu esk i ilahiler.\\ yn-i

liilf l l i f f l l i SOSbH387

AYL

aykr, [aygr] {az} is. Aygr. [DS] aykrdak, - [ay-kr-da-k] {az} is. 1. Semerin yan aalan. 2. Kaim ve kaba sopa. 3. Dvenin yan aalar. 4. Ba ve ardaklardaki asma ubuklar. 5. zerine damn oturduu direkler. [DS] aykrdak, [ay-mak (dem ek) > ay-kr-da-k-] {az} sf. 1. Srek ya da tavan avnda av rkten. 2. Ara bozucu; mzevir. [DS] aykr, [eT r-mak (dolam ak) > ar-kur-mak (ap raz gem ek) > ar-ku-r- > aykr <^>1] sf. ve. zf. 1. aprazlamasna. 2. Yanlamasna. 3. Yan st. 4. Eri. 5. Ters. 6. Allm biime zt olarak. 7. (Kii iin) huysuz ve aksi. 7. huk. Muhalif. 8. dbl. Bili nen kurallara ve dzene uygun olmayan dil verileri. 9. {az} Yam a; yan. [DS] 10. {az} ehla. [DS] 11. {az} Kar. [DS] 12. {az} Kestirme yol; dz yol. [DS] 13. {az} Kanda nden arkaya doru uzat lan srk. [DS] fi1 aykr kmak, 1. Yolunu kesm ek. 2. K arsn a km ak. | aykr dorular, Ayr dz | lem lerde y e r a lp birbirin i kesm eyen ve p a r a le l o l mayan doru lar}] aykr doykuru, {az} 1. E ri br; geliig zel; dzensiz. 2. T arla y a d a b a la rn enine ve boyun a srlm hli. 3. Yalan d olan ; yalan y an l; d o la m ba l. [D S]|| aykr doykuru laf etmek, {az} Yersiz ve aslsz konum ak. [D S]|| ay kr durm ak, 1. G s germ ek. 2. M aruz kalm ak. | | aykr dmek, Uygun g elm em ek ; ters dmek.\\ aykr gelmek, {az} 1. K a r koy m ak; itiraz et mek. 2. K a rsn a km ak. 3. nne g erilm ek. [D S]|| aykr gitmek, 1. Ters y n e gitm ek. 2. Ztlam ak. 3. B elli b ir y o ld a n v e usulden sapm ak. 4. {az} Kestirm e y o ld a n gitm ek; dz y o ld a n ayrlm ak. [D S]|| aykr inmek, {eAT} Yol k esm ek ; nn e k m a,k.\\ aykr olmak, Ters, zt o lm a k .| aykr kat | manlama, je o l. Yer tabakalarn n dzensiz b ir ekilde st ste gelmesi.\\ aykr rom an, ed. R o mandaki olay, k ah ram an ve ruh tah lilleri g ib i g e leneksel e le r e y e r verilm eden allm rom an a tepki o la r a k insanolunun kavray ve yorum u d nda sa m a b ir dnyay e le a la n y en i rom an a n la y; antiroman.\\ aykr seyir, dnz. B irb irin e zt ynlerde seyretm ek. | aykr uyku, B ed en k asla r | uyku hlin de olm asn a ram en rya durum unda beynin f a a l olm as h li; p a r a d o k s a l uyku.\\ aykr varmak, K a r koym ak. | aykr yel, {az} K uzey | batdan esen y el. [D S]|| aykr yol, {az} 1. Zirveye yandan d o la a r a k kan yol. 2. K estirm e y ol. [DS] aykrlama, [aykr-la-ma] is. Aykrlamak ii. aykrlamak, [aykr-la-mak] gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Dikey olarak gelmek. 2. {az} Bilinen yoldan aynlarak kestirmeden gitmek. [DS] 3. {az} Bir eyi konulacak yere paralelden baka biimde koy mak. [DS] aykrlama, [aykn-la--ma] is. Aykn bir hl alma.

aykrlamak, [aykr-la--mak] dnl. f . [-r ] Aykr bir durum kazanmak; aykr bir hle gelmek, aykrlk, - [aykr-lk] is. 1. Aykr olma durumu; muhalefet. 2. Benzemezlik; mugayeret. aykrlam ak, [aykr()-la-mak] {az} dnl. f . [ - r ] [l()-y or] 1. Dan eteine paralel olarak gitmek. 2. Dz yoldan ayrlarak kestirmeden gitmek. 3. Yan izmek; kaytarmak; caymak. 4. Kamak; uzakla mak. 5. Tarlay enine boyuna srmek. 6. Kar gel mek; karlk vermek. 7. Uzanmak; yatmak. 8. aprazlama koymak. 9. nn kesmek. 10. Yanl yola gitmek. 11. Kydan gitmek. [DS] aykrlnm ak, [ayr-la-n-mak I] {eAT} dnl. f i [-u r] Aygr tavr taknmak; aygr gibi olmak; aygrlanmak. aykrm ak, [ay (yans.) > ay-kr-mak] {eT} gsz. f . [r] 1. Haykrmak. [Gabain] [EUTS] 2. {az} Deir men zahiresiz kalmak; boa dnmek. [DS] 3. {az} Uzanmak; yatmak. [DS] 4. {az} Vumak istemek. [DS] aykrt, [ay-kr-t Oji.l] {eAT} sf. Eri; apraz, fi1 aykrt duykurt, {eAT} E ri br. aykrtc, [aykr-t-c] {az} sf. 1. Yanltc. 2. Kkr tc. 3. Sz getirip gtren. [DS] aykrtm ak, [aykr-t-mak] {az} gl. f i [ -r ] Yoldan karmak; saptrmak. [DS] aykur, [ay-kur/ ay-ur jji.T] {eAT} is. Aygr. ayla1, [ay-la-malc (dnm ek, d olan m ak) > ay-la] is. 1. eviren, dolanan, kuatan. 2. A yn ve baz yldz larn evresinde grlen k dairesi; ay al; hle. 3. Dier dinlerde zellikle Hristiyanlkta baz kut sal kiilerin resimleri yaplrken bann etrafnda gsterilen kl evre. ayla2, [ay+ile > ayla ->Aj] {eAT} zf. A y hesabyla; aylk olarak. aylak1, - [ay-la-mak (dnm ek, b o gezm ek) > ay-lak il 5U / jj.I / jIj.T] sf. ve zf. 1. siz gsz, bo gezen; avare; {eAT} (ayn). 2. Sabit bir ii ve mesle i olmayan; bota gezer. 3. e yaramaz; kalp. 4. {eAT} {az} Bedava; parasz; cretsiz. [DS] 0 ay lak aylak gezmek, alm adan b o m b o d o la m ak ; tem bellik etmek.\\ aylak aylak oturm ak, alm a y p b o du rm ak; tem b el tembelyatmak.\\ aylak a dr, {eAT} N beti, b e k i vb. a d r.| aylak d ur | m ak, {az} K arlksz, b e d a v a hizm et etm ek. [D S]|| aylak iletmek, {eAT} B o y e r e h a rca m a k ; bou n a geirm ek. | aylak olmak, Y apacak b ir i bu lam a | m ak; b o durm ak.| aylakta kalmak, {az} 1. siz | k alm ak ; b o kalm ak. 2. B olu kta kalyorm u g ib i olm ak. [DS] aylak2, - [ay-la-k] {az} is. Bir aylna tutulan ii ya da hizmeti. [DS] aylak3, - [ay-la-k] {az} sf. 1. Ak; belli; aikr. 2. Yalnz; tek. [DS]

AYL aylak4, [aylak?] {az} zf. Geni zamann nc teklik kii sonuna getirilerek "-ir, -mez" anlaml zarf fiil yapar. G elir a y la k (g elir gelm ez). [DS] aylak, [aylak- i 5= j}U ] is. 1. Srekli bir ii olma _ yan, i bulduka alan kii. 2. ok az bir cretle veya sadece kamn doyurma karlnda alan ii. 3. Bir zorlama ve mecburiyet olmamasna ramen hibir cret almadan, bir menfaat salama dan alan ii. 4. mparatorluk dneminde, do nanma sefere kt zaman geici olarak alnan cretli asker. 5. {eAT} {az} gnl. Hizmeti; ii. [DS] 6. {az} sahibinin ve aile bakanmn cret siz yardmcs. [DS] 7. {az} sf. Asalak; belei. [DS] 8. {az} Avclarn arln tayan tfeksiz avc. [DS] aylaklk, - [ay-la-k--lk] is. 1. Aylak olma du rumu. 2. Aylak olann nitelii, aylaklk, [ay-la-k-lk] is. 1. Aylak olma durumu; avarelik. 2. Aylak olann nitelii. S aylaklk et mek, 1. B o otu rm ak; alm am ak. 2. T em bellik et m ek. 3. i o lm ad iin veya a lm a k istem edii iin bo g ez m ek ; a v a r elik e tm ek aylaktan, [aylak-tan] {az} zf. Bedavadan; beleten. [DS] aylam a, [ay-la-ma] is. 1. Aylamak ii. 2. mim. Bir kemerin veya tonozun ibkey yzeyi, aylama su, Girdap. aylam ak1, [ay-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Dn mek. 2. {az} Devam etmek, srdrmek. [DS] 3. {az} Sz uzatmak. [DS] 4. {az} Beklemek. [DS] aylam ak2, [ay-la-mak] gsz. f . [-r ] [-l()-y o r] {az} Bir aylk sreyi geirmek. [DS] aylan, [ay-la-n] {az} is. 1. Aklk; alan; meydan. 2. Kuyudan su ekmekte kullanlan hayvann yrd yol. 3. Tarla sulamakta kullanlan kuyu. [DS] aylan, [ay-la-n-mak > ay-la-n- / ay-la-n] {az} is. Viraj. [DS] aylandrm ak1 [ay-la-n-dr-mak jjjj-Jbl] gl. f i [-ir ] , [eA T. -ur] Etraf gezdirmek; evrede dolatrmak. aylandrm ak2, [e-le-n-dir-mek / oya-la-n-dr-mak > ay-la-n-dr-mak] gl. f . [ -r ] Savsaklamak; gecik tirmek. aylandz, [Endonezya y. d. > in. ai-lan-to (g k a a c )] is. bot. Sedef otugillerden, ana vatan in olan, abuk yetitii iin glge aac olarak yetiti rilen, kkleri ok kt kokan bir aa; kokar aa; osuruk aac, (Ailanthus glan dlosa). aylandurm ak, [ay-la-n-dur-mak] {eAT} gl. fi. [-u r] Dolatrmak; evrede gezdirmek, aylang, [ay-la-n-g] {az} is. Pervane. [DS] aylanlamak, [ay-la-n-la-mak] {az} gl. fi. [ - r ] [-l()y o r ] 1. Yalnz kalmak; ayrlmak. 2. Yan izmek; dolanvermek; svmak. 3. Yoldan sapmak. [DS] aylanma, [ay-la-n-ma] is. 1. Aylanmak ii. 2. Bir a

O I H IlM f S
kl yrtmede veya tartmada dnp dolap ayn yere gelmek; iin iinden kamama; dng; ksr dng. aylanm ak1, [ay-la-n-mak ^ ^ .1 ] dnl. fi. [-r ] [eT, eA T -ur] 1. Bir eyin evresinde tam bir devir yap mak; dnmek; devretmek; dolamak; gezmek; {eT} {eAT} {18.yy.} {az} (ayn). [Nevy] [DS] 2. {az} gnl. Dar karak biraz dolamak. [DS] 3. Dnp dolap ayn yere gelmek. 4. {eT} Benzemek. [Ne vy] 5. {az} (Ku iin) dne dne umak. [DS] 6. {az} Yolda, ite ar aksak ilerlemek. [DS] aylanm ak2, [ay-la-n-mak] {az} dnl. fi. [-r ] Ay nda durmak; ay nda kalmak. [DS] ayl, [ay-l] sf. 1. zerinde hilal resmi bulunan. 2. (Gece, gkyz vb. iin) ay olan; mehtapl. 3. Aylk sresi olan. 4. {eAT} Gebe; hamile. S ayl gnl, {az} (K adn iin) dou m y a p m a s yakn o la n ; g eb e. [DS] aylg, [ay-l] {eT} sf. (Belirtilen miktarda) aylk; ... aylk. [ETY] aylk, - [ay-lk] is. 1. Devlet memurlarna veya bir ite srekli olarak alanlara emekleri karl veya bir kadroya dayal olarak her ay denen cret; maa. 2. sf. (Para, cret, kira, faiz vb. iin) her ay hesaplanarak denen. 3. (Gazete, dergi vb. iin) her ay kan, baslan veya yaynlanan. 4. (Sre, zaman dilimi olarak) o kadar ay tutarnda olan; ay hesa byla. {eAT} (ayn) 5. Ayda bir kere olan; ayda bir grlen. 6. (ocuk, yavru, vb. canl iin) belirtilen miktardaki aydan beri var olan, t? ayla gemek, 1. Gndelik, h a fta lk veya a y lk cret ile veya g e i ci o la r a k a lrk en ayl alm a y a balam ak. 2. H er ay p a r a a la c a k e k ild e b ir i b u lab ilm ek ,| aylk | almak, a lm alar k arl n d a b ir ay tutarnda cret a lm a k ; m aa a lm a k .| aylk balanmak, B i | rin e a lm a la r veya hizm eti karl n d a h er ay cret verilm esi k ararla trlm a k; m aa balamak.\\ aylk verm ek, B ir a y lk a lm a s k arl n d a c ret dem ek. aylk, [ay-lk-] is. 1. almasnn karln ay lk olarak alan kimse. 2. Geimini yalnzca ayla balam olan kimse, aylkl, [ay-lk-l] sf. 1. (Kii iin) aylk alan; maal. 2. ( iin) demeleri aylkla karlanan. 3. (, al veri, kira vb. iin) demesi aydan aya yaplan. aylncak, - [ay-ln-cak?] {az} is. Salncak. [DS] aylok, [ayl (yle) + ok (pekitirm e edat)] {eT} zf. yle. [DLT] aym a1, [ay-ma] {az} is. Avu. [DS] aym a2, [ay-ma] {az} is. Takma isim; lakap. [DS] aym a3, [ay-ma] is. Gerekleri grme, kendine gelme; aykma.

aym a1, [ay-ma] {az} is. Yada kzartlm ekmek ufa. [DS]

n e m g

som .

38 9

AYN bet, {OsT} Y ap lacak olan ilerin tam kendisi.\\ ayn- keram et, {OsT} 1. K eram etin kendisi. 2. P e y g a m b erler e y a k r y o ld a ; kera m et g ib i.| ayn- | m azm un, {OsT} h u k Kusur olsun olm asn, m utlak tazm ini g er ek en ayn.| ayn- mevkuf, {OsT} huk. | Vakfolunan ey .| ayn- mrekkep, {OsT} zool. 1. | P etek gz. 2. B irleik g z ,| ayn- vhid, {OsT} Tek | gzlii. | aynd-devle, {OsT} D evletin gz (h | k m dar unvan). | aynl-bakar, {OsT} 1. bot. j kz gz den ilen p a p a ty a e id i; arnika, (C hry santhem um leucanthem um ). 2. min. D am arl a k ik .| | aynl-hayat, {OsT} H ayat em esi; a b h a y a t.| | aynl-hirr, {OsT} K ed i gz den ilen kym etli ta .| | aynl-keml, {OsT} Kt bak, nazar bozan b a k .II aynl-lme, {OsT} K t bak, kt naz a r .| ayns-sevr {OsT} 1. B o a gz. 2. g k b. | G k krenin kuzey yarm k resin de bulunan B o a Burcunun en p a r la k y ldz; Taurus. | ayn-ems, | {OsT} D e erli b ir ta. ayn a1 [Far. yne => ayna] is. 1. I yanstarak ci , simlerin grntsn veren arkas srl cam; gzg. 2. gnl. Ayna gibi yanstan dz yzey. 3. mec. Bir olay veya durumu gz nne seren, gz nn de canlandran ey. 4. argo, {az} ok iyi ve m kemmel; yolunda; iyi bir hlde. [DS] 5. ayr ku larn avlamakta kullanlan, dik bir ayak zerine yerletirilen kk aynalardan meydana gelmi av aleti. 6. Mneccimlerin, sihirbazlarn baktklar cam kre. 7. Aknt ve anaforun birletii yerlerde meydana gelen su dmlenmesi. 8. Yatay ve di key alar lmeye yarayan alet; sextant. 9. Kayk kreklerinin yass u ksm. 10. Su altn grmeye yarayan dibi camdan kova biimindeki denizcilik arac. 11. Geme kaplarda kap kanatlar ve kuak lar arasnda kalan geni dz levhalar. 12. Marangoz aralarndan olan rendenin dz olan tabam. 13. At larn diz kapa. 14. Cuma gn. 15. Karagzc perdesi. 16. {az} Ttn balyalarnn dz ve parlak yz. [DS] 17. {az} rdek av iin zel olarak ha zrlanan temiz glck. [DS] 18. {az} Rntgen; radyoskopi. [DS] 19. {az} Ttn kurutmak iin zel olarak yaplm kurutma yeri. [DS] 20. {az} Ildak. [DS] 21. {az} Kayklarn k tarafndaki dz yzey. [DS] 22. {az} Binalarda n yz; cephe; antre. [DS] 23. argo. sf. Kt; berbat. S ayna a m a, O rm an clkta a a kesim in den n c e k esilec e k a a la r iaretleyip d a m g a lam ak iin balta ile el ay as eklin d e kab u k syrm a; s a k a r am a. | ayna | cam , ik i yz d e dz, ayna y a p m n a elv erili cam v eya k rista l.| ayna ertesi, {eAT} C um artesi.| ayna | | gibi, 1. A ynaya benzer. 2. o k temiz ve b errak. 3. Przsz. 4. A k ve net g r leb ilen ; k arm a k de il.| ayna gn, {eAT} C um a.| ayna iareti, E rken | | bunam ann belirtisi o larak, hastann y alan d n id d ia e d e r e k uzun s re ayn a k arsn d a kendini in celem esi eklin d e beliren hastalk.\\ ayna kemii,

ayma2, [ay-ma-] {az} sf. Kark; dkk sak. [DS] aym ak1 [ay-mak j s I] gsz. f i [ - a r ] 1. Aylmak; ken , dine gelmek; {eAT} {az} (ayn). [DS] 2. Dalgnlk tan syrlmak. 3. Kendine gelmek; uyanmak. 4. A l datldnn sonradan farkna varmak. 5. m ec. Ger ei anlamak. 6. {az} Caymak; vazgemek. [DS] 7. {az} Piman olmak. [DS] aymak2, [ay-mak] gl. f i [ - a r ] 1. Ayltmak. 2. Sar holuunu gidermek. 3. Uzaklatrmak; defetmek. aymak3, [ay-mak] {eT} gl. f i [-u r ] Anlatmak; ak lamak; sylemek; konumak; haber vermek; belirt mek; tasvir etmek; demek; takdim etmek. [ETY] [KPy.] [Gabain] [Yknek] [Mhenn] [DLT] [EUTS] B ayu birmek, {eT} Syleyiverm ek. aymak4, [ay-mak] {az} gl. f i [- a r ] Gzetmek; ne zaret etmek. [DS] aymak5, [ay-mak] {az} gl. f i [ - a r ] Parlatmak; aartmak; temizlemek. [DS] aymalamak, [ay-ma-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l()y o r] 1. El ile kartrarak sv hle getirmek. 2. Yolmak; trmalamak. 3. Kabaca okamak. [DS] aymalk, - [ay-ma-lk] {az} is. 1. Balardaki bek i kulbesi. 2. Ev atlarnda kiremit alt. [DS] aymana, [haymana ?] {az} sf. Avare; babo; ay lak. [DS] ayman, [ay-ma-n] {eT} is. ekingenlik; korku. [EUTS] [Gabain] aymansz, [ay-ma-n-sz] {eT} sf. Korkusuz. [EUTS] aymanmak, [ay-ma-n-mak] {eT} dnl. f i Korkmak; ekinmek. [EUTS] [Gabain] [-u r]

aymaz, [ay-mak (aylm ak) > ay-maz] sf. 1. evre sinde olup bitenden habersiz. 2. Gerekleri grp kendisine kurulan tuzaklar sezemeyen; gafil. 3. {az} Edepsiz; utanmaz. [DS] aymazlk, - [ay-maz-lk] is. 1. Aymaz olma duru mu. 2. Aymaz olann nitelii. 3. evresinde olup bitenlerden haberdar olamama ve kurulan tuzaklar sezememe; gaflet. ayn, [Ar. ayn ,>] {OsT} is. 1. Gz. 2. Bak; nazar. 3. Kaynak, pnar. 4. Gzetleme yeri. 5. gnl. Mal veya eya. 6. Kendisi, asl, tpks. 7. huk. Para d nda edinilmesi mmkn olan madd, manevi her ey. S aynel-yakn, {OsT} 1. D oru dan g zlem leme yolu yla eld e ed ilen kesin bilgi. 2. G zyle grm g ib i bilm ek. 3. zf. K esin o la ra k, gvenerek, I ayn- bahka, {OsT} K r o la n tek g z.| ayn- I | betr, 1. Ayn harfinin ba. 2. H em ze. | ayn- ha | kikat, {OsT} G erein ken d isi.| ayn- hata, {OsT} | Yanlln ta kendisi. | ayn- hayt, {OsT} 1. H a | yat pnar. 2. A bhayat; ben g i su. | ayn- hikmet, | {OsT} G erek se b e b in kendisi. | ayn- lyam, {OsT} | Gerein grn. | ayn- ibret, {OsT} b r e t gz. | I ayn- inayet, {OsT} yi niyetli b a k .| ayn- isa ! |

AYN

l M

I I C t S M

.,,3 0

{azj anat. 1. Diz k a p a kem ii. 2. A k kem ii. [DS]|j ayna konumas, K elim eleri ve c m leleri tersinden s y lem e eklin d e gr len b ir hastalk.\\ ayna sr, A yna y ap m n d a kullanlan ve cam n bir yzne srlen k alay m alg am as,| aynas alm ak, | {az} (At iin) tkezleyip dizini y a ra la m a k ; aynalam ak. [D S]|| ayna tahtas, {az} M erdiven b a sa m ak la rn d ak i dikey tahta. [D S]|| ayna ta, 1. em elerd e oluun takld d ik ve ilem eli ta. 2. {az} em enin m usluk taklan yeri. [DS] 3. E v le rin n yz iin dzgn yontulm u ta. 4. {az} D eirm en oluunun altna ilk kon an ta. [DS] 5. {az} H ela deliin in altna ilk kon an ta. [DS] | ay | na trna, Aynay d u vara tutturm aya y a ra y an k k kancalar.\\ ayna tutm ak, 1. B irinin ayn ada kendisin i g reb ilm esin i sa lam ak. 2. Ayna ile g n e n y a n sta ra k b y le c e h a berlem ek . 3. {az} K a lle lik etm ek. [DS] ayna2, [ay-()n-a] {eT} is. eytan. [EUTS] ayn3, [Ar. ayna iri ve gzel gzl, aynabakar, [Ar. aynl-bakar] is. bot. 1. Kocaeli taraflarnda yetien yumurta byklnde, krm zms mavi renkli, ince kabuklu meyveleri olan yerli bir erik tr; sr gz; inek gz, (Arunus d om estica). 2. Da kestanesi, (Arnica m ontana). aynac, [ayna-c] is. 1. Ayna yapan veya ayna satan kimse. 2. Eskiden saraylarda veya hamamlarda ay na tayan kimse. 3. Ayna falna bakan falc. 4. a r g o. ine hile kartran, gz boyayp aldatmaya a lan kimse; hileci. 5. Gemilerde teleskoplara bak makla grevli olan kii, aynackl, [ayna-ck-l] {az} sf. 1. Yakkl. 2. is. Ynden rlm bir tr erkek orab. [DS] aynak, - [ay-na-k?] {az} sf. 1. Ikl; aydnlk. 2. Su kylarnda yaayan kk ve kara bir tr leylek; kelaynak. [DS] S aynak gazzak, {az} D zen; d a la v e r e ; e s te k kstek. [D S]|| aynak oynak, {az} K a rm a k a rk ; darm adan . [DS] aynalamak, [ayna-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Ayna takmak; aynal hle getirmek. 2. gsz. f . {az} (At iin) tkezleyip dizini yaralamak; aynas almak. [DS] 3. {az} Parlamak; grlesi bir du rum olumak; manzara arz etmek. [DS] aynalanma, [ayna-la-n-ma] is. Aynalanmak ii. aynalanm ak1, [ayna-la-n-mak] e d il.f. [-r ] 1. Aynal duruma getirilmek. 2. Parlatlmak; cilalanmak. 3. dnl. f . Ayna grnm kazanmak. 4. {az} (Sv iin) ayna grevi yapabilecek kadar durulmak. [DS] 5. {az} Dizi stne derek diz kapa yaralan mak. [DS] 6. Ayna sahibi olmak; ayna edinmek, (ayna:) {OsT} sf. (Kadn iin)

fiyakal; ssl; gsterili [DS], 6. {az} Sasz; kel. [DS] 7. {az} Sevdal; k. [DS] 8. {az} Babo; avare. [DS] 9. {az} (At ve sr iin) alnnda beyaz leke bulunan. [DS] 10. is. {az} Emirdada doku nan kilimlere verilen ad. [DS] 11. {az} Cam bilye. [DS] 12. {az} nce ss altn. [DS] 13. {az} Tek fiekli martin. [DS] S aynal dolap, K a p sn d a ay na olan e lb is e d o la b . | aynal ilik, Yz ve astar | a ra sn a p a m u k denm i kadn elbisesi. | aynal | ilik, {az} Aynal ilik. [D S]|| aynal nak, {az} B ir tr o r a p nak. [D S]|| aynal Pembe, Ssne o k dkn ve elin den ayna dm eyen k ad n .| ay | nal sakar, {az} Aln b ey az kei. [D S]|| aynal sal ma, {az} B ir tr kilim m otifi. [D S]|| aynal sazan, zool. K uyruk y z g eci d ik v e tatl su la rd a y a a y an bir b a lk tr, (Cyprianus ca rp io ). | aynal tra, | {az} B an st ksm ustura ile kazn p y a n la rd a s a b r a k a r a k y a p la n tra. [D S]|| aynal yaz, hat. S im etrik b ir e k ild e dzenlenm i ss yazs. aynalk, - [ayna-lk] is. 1. {az} Eskiden, ev duvar larna ayna asmak ya da oturtmak iin hazrlanm zel yer. [DS] 2. {az} Pencere. [DS] 3. dnz. Gemi nin ad ve bal olduu limann yazl bulunduu k blm. S aynalk tahtas, dnz. B ir filika n n veya san d aln k tarafn d a oturan dm encinin sr tn dayad ve y o lcu la r ay rm ay a y a ra y a n tahta. aynasz, [ayna-sz] sf. 1. Aynas olmayan. 2. argo. Hoa gitmeyen; yakksz ve irkin. 3. {az} argo. Biimsiz; irkin; kt; dzensiz. [DS] 4. Hileli tavla zar. 5. a rg o. Polis ve jandarma. 6. {az} Kabaday. [DS] 7. {az} Dk karakterli; terbiyesiz. [DS] aynaszlk, - [ayna-sz-lk] 1. Aynas olmama hli. 2. argo. Ho karlanmayacak, dzensiz ve kt biim. ayna, [oyna- / ayna] {az} is. Kadnn ; ho vardas. [DS] 6 1 ayna koyna etmek, {az) K a r m ak ark etm ek; a rp k u rpuk h le getirm ek. [D S]|| ayna oyna olmak, {az} Sevim ek. [DS] aynak, - [ay-()n-a--k ?] {az} sf. 1. Srnak; arsz. 2. Kark; karmakark; dank. [DS] aynam ak, [ay-()n-a--mak ?] {az} dnl. fi. [-r ] 1. Srnamak; musallat olmak; satamak. 2. Brakp uzaklamak. 3. Girimek; ie balamak; koyulmak. 4. Alay etmek; elenmek. 5. Karmak; karmakar k olmak; birbirine girmek. 6. Yapmak. [DS] aynatrm ak, [ay-()n-a--tr-mak] {az} gl. f i [-r ] 1. zmek; dzeltmek; halletmek; uyuturmak. 2. Kartrmak. [DS] aynat, [Yun. ayennitos => aynat] {az} sf. Daha beter; kt. [DS] S aynat beynet, {az} U cube; d o a l d; gayritabii. [DS]

aynal, [ayna-l] sf. 1. Aynas olan. 2. zerine ayna aynaz, [? aynaz] is. 1. Seyirlik ky oyunlarnn y netmeni. 2. {az} Bataklk; sulu yer. [DS] konulmu veya ayna ile sslenmi olan. 3. argo. Uygun, elverili. 4. argo. Durumu dzgn, iyi olan. ayne, [Far. dine => ayne] {eAT} is. Cuma. 0 ayne irtesi, {eAT} C um artesi.| ayne irtesi eylemek, | 5. {az} argo. Alml ve ekici gzellii bulunan;

M fflH EE S M . 3 feAT} (Y ahudiler iin) cu m artesi y a sa k la r n a uy mak. aynek, [Far. aynek db-p] {OsT} is. Gzlk. aynen1, [Ar. ayn (asl) > aynen
lL p ]

AYR eri yksek tanabilir (mal). S ayn akitler, huk. B orlunun a la ca k ld a n bir e y alm as ile kurulan ve tam am lanan b o r ilikisini dou ran s z lem e | | ler. | ayn dava, huk. Ayn h a k la r a ilikin dava. | ayn haklar, huk. E y a zerinde dorudan ta sa r ru f y etk isi veren ve h er k e se kar ileri s r lebilen h a k lar. | ayn kredi, bank. B a n k a tarafndan rehin | a ln m a k su retiyle verilen b or. | ayn mesuliyet, | huk. B a k a m allarla d e il d e b e lli b ir m alla soru m lu olm ak. | ayn serm aye, ekon. B ir ticaret o rta k l | n d a ortaklarn m al o la r a k v erd ikleri ve b ilan oy a g e ir ileb ilir varlklar. | ayn tem inat, huk. B ir b o r | c a k a rlk m enkul veya gayrim en ku l b ir m aln te m inat g sterilm esi.| ayn yardm , a la n la ra c | retin dn da yiy ecek, g iy e c e k g ib i m a l v er ere k y a p la n so sy a l yardm . ayniyat, [Ar. ayn (gz, e s a s nesn e) > ayniyyt o U -p ] (ayniya:t) {OsT} 1. Kullanmaya ve tket meye elverili malzeme. 2. Resm dairelerde mal zeme ve mal ileriyle ilgilenen blm, ayniyat defteri, B ir ticareth a n ed eki veya kuru m daki m al kayt defteri. | ayniyat m em uru, D evlet d a irelerin | d e d em irb a ey a ve m ali ilerden sorum lu g rev li. | ayniyat muhasebesi, B ir kurum a giren v e | kan m allarn kaytlar ile ilgili h esap lar. ayniye, [Ar. ayn (gz) > aynlyye a~-p] (a y n iy e) {OsT} is. 1. Tanabilir deerli eya. 2. Gz hasta lklar klinii. 3. sf. Para deil de eyann kendisi olarak alman. 4. sf. Gzle ilgili. ayniyet, [Ar. ayn > ayniyyet c ^ p ] {OsT} is. Ayn lk; tpklk; zdelik, ayntayniyum, [Fiziki Einstein > Fr. einstenium] is. kim. Atom numaras 99 olan, tabiatta bulunmayan ancak Uranyum-238in mas veya termonkleer tepkime srasnda oluan Es 253, Es 254 ve Es 255 adlarnda ayn izotopu bulunan radyoaktif ele ment; sembol: Es. ayol, [ay+oul > ayol] (a'yol) nl. Daha ok kadnlar tarafndan hitap amacyla kullanlan bir seslenme sz. -ayom , [-ayom / -eyom] feA ek. e. Geni zaman T} teklik 1. kii, -yorum. Seni alay om (alyorum ) dey p y akn n k eyledi. eriye Sicilleri. -ayor, [-a+yor / -e+yor] {eAT} ek. e. Geni zaman teklik 3. kii, -yor; -uyor. ayte, [ay+te] is. g k b. Bir gk cisminin yrnge sinin A ya en uzak olan noktas, aypek, [ay+pelc] {az} is. Ay'n on beinci gn; do lunay. [DS] ayr, [Ar. ayr {OsT} is. Eek.

(a'ynen) (OsT)

zf. 1. Olduu gibi, deitirilmeden; aynyla; ayn biimde; tas tamam; harfi harfine. 2. {az} ok doru; bildiin gibi; sylediin gibi; tas tamam yle. [DS] aynen2, [Ar. ayn-en Ip] (a'ynen) {OsT} zf. (Bor deme iin) para deil de belirlenmi bir mal ile. ayneyn, [Ar. ayneyn ,y_^p] (ayneyni:) {OsT} sf. ki gzle bakan. ayn, [Ar. ayn (asl) + Far. - (izafet k esresi) > ayn j~s-] (a'yn) sf. 1. Bir eyin kendisi, bakas deil; yine o. 2. Ayrt edilemeyecek kadar nitelikleri ben zeyen; zde. 3. Zaman iinde deiiklie urama yan; eski hlini koruyan; farkl deil. S ayn az kullanmak, B en z er biim d e kon u m ak; az birlii etmek. | ayn kapya km ak, S onu ta b ir ey d e | im em ek, ayn sonu cu alm ak. | ayn kaptan su | imek, 1. B ir b a k a sy la b en z er iler y apm ak. 2. (ki ayr kii iin) ben z er n itelikler tam o lm a k .| | ayn ekilde, B irbirin e o k b en z er b iim d e.| ayn | ey, Nesne, o la y vey a durum o la r a k ayr o lm a la r na ram en son u o la r a k b ir ey d e itirm eyen ; fa r k etm ez; h ep si b ir.| ayn telden alm ak, 1. B ir | bakasyla ben z er e y le r sylem ek. 2. k i ve d a h a o k kiinin ben zer d a v ra n lard a bulunm as. | ayn | yolun yolcusu, Ayn kt sonu cu dou ru cu ileri yapan kiiler.\\ ayn zam anda, i . ve olu b a k mndan b e ra b e rlik iin d e bulunan; bununla b e r a ber. 2. Ayrca. 3. H em de. aynlk, - [ayn-lk] is. Ayn olma durumu; zde lik; ayniyet. aynmak, [ay-()n--mak] {az} gsz. f . [- r ] 1. B ymek; gelimek. 2. Sal dzelmek. [DS] aynsefa, [Ar. ayn- afa5 j- t] (ay n sefa:) is. bot. Bileikgillerden uzun sre aan parlak sar i ekli; ieklerinin boyama ve dezenfektan zelli inden yararlanlan otsu bir kr bitkisi; kadife ie i, (C alendula arven sis). aynl, [ay-()n--l] {az} sf. Akll; algl. [DS] aynsz, [ay-()n--sz] {az} sf. Aklsz; algsz. [DS] ayntmak, [ay-()n-t-mak] gl. f . [ -r ] Gelitirmek; bytmek. aynyla, [ayn + ile] (ayn'.yla) zf. Hibir deiiklik olmakszn; olduu gibi; aynen. S aynyla vaki, Tam sylenen g ib i m eydan a g elm e; aynen yle. ayni1 [Ar. ayn , (ayni:) {OsT} sf. -* ayn.

ayn', [Ar. ayn (jrup] (ayni:) {OsT} sf. 1. Gzle ilgili. 2. Gze ait. 3. Karl mal olarak denen. 4. De

ayra, [ay-r-mak > ay-()r-a] {az} is. Aa engel. [DS]

AYR ayra, -c [ay-r-mak > ay-r-a > ay-()r-a] is. 1. Cmleyi anlamca pekitirmesine ramen cmle kuruluu iinde yer almayan bir eyi belirtmek iin bama ve sonuna konulan ( ) iaretleri; paran tez; muteriza; trnak. 2. mat. Matematikte ncelikle yaplacak ilemleri belirtmek iin kullanlan {[( )]} iaretleri. S ayra am ak, ed. Sz y a d a y azy a anlatm n a kn a uygun d m em ekle birlikte d o layl o la r a k konuyu ilgilen diren s z ek lem e g irii mi,| ayra iinde, ed. K onu dn a k a ra k ; ayrca. | ayran, [eT. ayran] is. 1. Yourdun sulandrlmas ile elde edilen bir iecek. {eT} (ayn) 2. Yaykta yourt su ile alkalanmak suretiyle stte biriken yan alnmasndan sonra altta kalan besleyici sv. 3. {az} Snm kireten hazrlanan badana kireci. [DS] S ayran azl, argo. A ptal; bn ; b u d ala ; sersem ; sa la k ; b o b o a z ; geveze.\\ ayran a, {az} Buday, m sr y a d a a rp a krm as ile y a p la n bir tr ayran l o rb a . [DS] | ayran brei, A yran k | vam ndaki ham u r iin e srgan otu veya sp a n a k k a rtrarak fr n d a y a p la n b ir tr b rek, | ayran | budalas, a b u k k an d rla bilen ; a h m a k; b u d ala ; bn. | ayran delisi, a bu k k an d rla bilen ; ah m a k; | b u d ala ; bn ; safdil. | ayran geven, {az} 1. A ptal; | sersem ; bu dala, b ecerik siz ; g ev eze; miskin. 2. D a l kavuk. [D S]|| ayran gnll, {az} 1. B ir eyden a b u k bkan, a b u k usan an ; maymun itahl. 2. H er grd ne k o la n ; psevdi. [DS]j| ayran ka barm ak, a rg o. 1. Ar l d e fk elen m ek; kp r mek. 2. Ar cin sel arzu duymak. 3. {az} H aylaz lk etm ek. [DS] 4. T erbiyesizlik etmek.\\ ayrann budur, yars sudur, E lim de bulunan im kn bu k a d a r; a n ca k buna gcm yetiyor. an lam n da ziir d ilem e sz. | ayran yok imeye atla gider | sm aya, a rg o. Yoksulluuna ram en g steri iin h a rca m a d a bu lu n an lara sylen en a la y sz.\\ ay ran imeye geldik, a ra am aya deil, A n lam az l bytm ek deil, an lam a ve dostluu g len dirm ek am a cn d a olunduunun ifadesi. | ayran ke | sen, S abah ley in gn e dom ad an n ce esen sert ve so u k r zgr.| ayran kovan, {az} Ya, p ey n ir | y a p m a k iin you rdu n iin de kartrld g en i ve derin kap. [DS] ayranc, [ay-()r-an-c] is. 1. Geimini ayran yapmak veya satmakla salayan kimse. 2. Erkein eine hitap sz. 3. sf. Zayf, ayranclk, - [ay-()r-an-c-lk] is. Ayrancnn ii ve meslei. ayranlam a, [ay-()r-an-la--ma] is. Ayran grnm ve kvamna gelme, ayranlam ak, [ay-()r-an-la--mak] dnl. Ayran g rnm ve kvamna dnmek, ayranlk, - [ayran-lk] {az} is. Badana kirecinin hazrland ukur; kire kuyusu. [DS] S ayranl kabarm ak, {az} fkelen m ek; kzm ak; ayran k a barm ak. [DS]

DM C E SM.
ayransz, [ayran-sz] {az} sf. 1. Yoksul. 2. irkin. [DS] ayr, [eT ayr > ayr] sf. 1. Birbiri ile beraber, bitiik bulunmayan; yerleri bir olmayan; aralkl. 2. Birbi rine benzemeyen, zde olmayan; farkl; deiik; baka. 3. {az} Uzak; rak. [DS] 4. zf. Kendi bama, kendi kendine. 5. Dierlerinden farkl olarak. 6. {az} zf. -a doru; -dan yana. [DS] S ayr ayr, 1. ik i ve d a h a fa z l a ey i b irb irin e kartrm adan . 2. Ayrlm olan eylerin h er biri iin tek er tek er.| | ayr basm, B ir d erg id e veya a n sik lo p ed id e y aym lanm bilim sel b ir yaznn a y rca kitap veya bro r o la r a k baslm as. | ayr ba ekmek, K en d i bild i | in i yapmak.\\ ayr biimlenme, kim. B ir elem entin kristallem e sra sn d a atom larn n fa r k l dzende y erlem esin d en d olay d e iik fiz ik s e l y a p g ster m esi; allotropi.\\ ayr cinsten, Yaps ve tr fa r k l o la n ; g a y ri m tecan is; heterojen.\\ ayr anak yaprakllar, bot. a n a k y a p ra k la r b irb irin e bitiik olm ayan bitkiler.\\ ayr ekmek, {az} I. K a r koy m ak; m u h alefet etm ek; tersin e gitm ek. 2. K en di d iled i in ce h a rek et etm ek. [D S]|| ayr dmek, 1. B e r a b e r bulunm as g er ek en iki ve d a h a fa z l a kii veya nesnenin birbirin den uzak kalm as, 2. D n c e le r i fa r k l olm ak. 3. A yrlm ak. | ayr eeyli, Yal | nz e r k e k veya dii g a m et m eydan a getiren. | ayr | gayr bilmemek, B irbirlerin d en b ir ey esirg em e y e c e k k a d a r y akn olm ak. | ayr sei, {az} F a rk l | uygulam a; ay rk ilem . [DS] | ayr sei olmak, | {az} B a k a trl m u am ele g rm ek ; ayr tutulmak; eitlik g zetilm em ek, [D S]|| ayr sesli, dbl. Yazl lar b irb irin e ben zem esin e ram en b a k a se s le r veren h a r f veya heceler.\\ ayr ta yaprakllar, bot. T a y a p ra k la r b irb irin e bitiik d e il d e yan y a n a y e r aln bulunan bitkiler.\\ ayr tutm ak, Birini d i erlerin d en d a h a stn grm ek, d e e r verm ek. ayn e, [a(3-r- > ayr > ayr ^ j.~\] {eAT} is. ki yolun ayrld yer. ayrca, [ayr-ca] (a'yrca) zf. 1. Bakalarndan ba msz olarak; ayr olarak. 2. zel olarak; zellikle. 3. Biraz ayr duran; azck ayrlm. 4. ba. Bunun yan sra; bundan baka; ayrcal, [ayr-ca-l] sf. 1. Bakalarna benzemeyen; mstesna. 2. Ayr tutulan, ayrcalk, - [ayr-ca-lk] is. 1. Bakalarndan ayr ve stn tutulma durumu; imtiyaz. 2. huk. Bir kim seye veya toplulua tannan zel haklar. S ayrca lk tanm ak, 1. B aka la rn d a n d a h a fa z la y a r a r lan m a h akk verm ek; imtiyaz tanm ak. 2. B a k a la rndan d a h a stn tutmak, on lard an fa z l a d e e r verm ek. ayrcalkl, [ayr-ca-lk-l] sf. 1. Ayrcal olan ve ayrcalk tannan; imtiyazl. 2. zf. Dierlerinden s tn tutarak; gzeterek, ayrcalksz, [ayr-ca-lk-sz] sf. Herhangi bir ayrca l olmayan; ayrcalk tannmayan; imtiyazsz.

393

AYR

ayrcasz, [ayr-ca-sz] zf. 1. Ayr tutulmadan. 2. Tam ve kesin olarak. 3. Belirlenmi kurallara uygun bi imde; istisnasz. ayr, [ad-r- > ayr > ayr ] {az} is. Yolun ikiye ayrld yer; yol ayrm; yol at; kavak. [DS] ayrk, - [eT. ad-r-mak (ayrm ak) > ad-()-k / ay rk JjT] s f 1. Birbirinden ayr duran. 2. Arasnda aklk bulunan; aralkl. 3. Blnm, ayrlm. 4. Benzerlerinden ayr tutulan; mstesna. S .fz. Snrl sayda; sreksiz. 6. {eT} {eAT} Yaban geyii. 7. is. bol. Ayrk otu. {eT} (ayn) [DLT] 8. man. Veya ba lac ile ikiye ayrlm nerme. 9. ocuklarn ku avladklar sapann atal. 10. zf. {eT} {eAT} Bundan sonra; bir daha; artk; baka; zge; dier; gayri; farkl; maada. [Mhenn] S ayrk etmek, {eAT} Ayrmak; ayrt etm ek. j ayrk kou, {eAT} 1. Yabani | geyik. 2. Yaban s r.| ayrk koyum, {eAT} 1. Ya | ban koyunu. 2. Yaban sr. | ayrk kme, mat. | A ralarnda h i b ir o rta k elem an bulunm ayan km e ler,| ayrk otu, bot. B u daygillerden yurdum uzda | yirm i k a d a r tr bulanan, o k hzl g e li e r e k y a y lan, k k leri h a lk h ekim li in de id ra r sktrc o la rak kullanlan tarm a z a ra rl bitki, (Agropy~um).\\ ayrk stun, mim. H erh a n g i b ir duvar veya a y a k la birlem eyen tek b a n a stun. | ayrk toplam a, | mant. eitli terim lerin birbirin i d a rd a b ra k m a sn g erektiren m antki toplama.\\ ayrk yl, g k b. Gnein ken di eksen i etrafn d a y ld a yap t I I saniyelik f a z la dn m eden d olay yldz y lm a g r e 4' 45" d a h a fa z l a olan yl. ayrkl, [ayrk-l] sf. 1. Ayrk durumda bulunan; aralkl; faslal. 2. Ayrk tutulan; bak; muaf. 3. Benzerlerine uymayan; istisnai. 4. inde ayrk otu bulunan. ayrklk, - [ayrk-lk] is. 1. Ayrkl olma durumu; istisna. 2. Ayr tutulma; istisna. 3. Ayr tutma; is tisna. 4. g k b. Gezegenlerin grnrdeki dzensiz lii veya yrngesi bir konik olan gk cismini merkeze birletiren dorunun byk eksen ile yap t a; anomali. 5. man. nermeler arasnda veya ile belirlenen iliki; mantksal toplam. 6. fe l. Kap lamlar birbirinden farkl olmakla birlikte ayn ya kn cinsin kaplamna giren kavramlar arasndaki iliki. Ev - oku l: Bina. 7. Ayrk otu bol bulunan yer. ayrks, [ay-ru-k-s / ayruhs / ayrk-s sf. 1. Benzerlerinden ayr olan; baka; baka trl; farkl. {eAT} (ayn) 2. Allm durum veya genel kurallara uymayan; kural d; eksantrik. 3. Bakalar ile bir likte hareket etmeyen; ayr ba eken. 4. evresin dekilere ters den; acayip; baka; bambaka; hi bir eye benzemeyen; tuhaf. 5. {az} ekingen. [DS] 6. {az} Kendini beenmi. [DS] 7. Ayrk otu na benzer; ayrk gibi olan. 8. zf. Bakalarndan farkl olarak. S ayrks ay, g k b. Ay 'n y r n g e

sin d eki en b e ri noktasn dan iki d efa g e i i a ra sn d a k i s re fa r k . | ayrks yl, g k b. Dnya'nn k en | di yr n g esin d eki gn b eri n oktasn dan iki g e i i a ra sn d a k i s re fa r k ; ayrk yl. ayrkslk, - [ayrk-s-lk] is. 1. Ayrks olma du rumu. 2. Ayrks olann nitelii, ayrksmak, [ayrk-s-mak ^.T] {eAT} gsz. f . [-r ] Baka trl olmak; bakalamak; deimek, ayrksrak, [ayrk-s-rak] sf. ve zf. Daha baka trl; bambaka. ayrkstm ak, [ayrk-s-t-mak] gl. f . latrmak, deitirmek, f - r j Baka

ayrksz, [ayrk-sz] zf. 1. Ayr bulunmayan. 2. Ki iler ve nesneler arasnda hibir ayrm yapmadan; ayrm yapmakszn; istisnasz; bilaistisna. 3. (Tarla, bahe vb. iin) ayrk otu bulunmayan, ayrlan, [ayr-l-an] sf. Ayrma ilemine konu olan, ayrlanm a, [ayr-la-n-ma] is. fz . Btnden ayrlp bir yerde toplanma, ayrlanm ak, [ad-ru-la-n-mak7ay-ra-la-n-mak {eAT} d n l.f. [-u r] Ayrlmak, ayrlam a, [ayr-la--ma] Ayrlamak ii. ayrlam ak, [ayr-la--mak] d n l.f. [-r ]\ . Benzer leri arasndan farkl bir durum ve konuma gelmek; fa r k lla m a k . 2. Birbirinden ayrlmak, ayrlatrm ak, [ayr-la--tr-mak] gl. f . [-r ] 1. Ayr durum almasn salamak. 2. d il b. Bir sesin baka bir ses etkisi ile deiiklie uramas, ayrldgunlayn, [ayr-l-du-n-laym] {eAT} zf. Ayr lr ayrlmaz; ayrld gibi; ayrld vakit; ayrln ca. ayrl, [ayr-l) sf. Ayrlm, uzaklam bulunan. S ayrl gayrl, 1. B irbirin den uzaklam olan lar. 2. B irbirin e y a b a n c im i g ib i davran an veya y le bir izlenim brakan lar. ayrlc, [ayr-l-c] {eAT} sf. 1. Terk eden; brakan. 2. G eden; bulunduu yerden uzaklaan. ayrlk, - [ayr-lk j J ^ J ] is. 1. Ayr olma durumu. 2. Birinden uzakta kalma; hasret. 3. Sevdii kimse lerden zak veya baka bir yerde bulunma; hicran. 4. Gr ve dnceler arasndaki farkllk; uymaz lk; mbayenet. 5. huk. Boanma ncesinde haki min belki anlaabilirler dncesiyle geici bir sre eler arasndaki evlilik birliine ara verme karar. 6. Elerin kendi istekleriyle birbirlerinden ayr ya amas. S ayrlk emesi, I. ki g s aras. 2. Uzrn s re kynden a y r la c a k olan kiilerin uurlan d ky dn daki em e b a .| ayrlk davas, | huk. B oan m a d av asn a d a y a n a k olm as iin e le r den birinin g e ic i s re ile ev lilik birli in e a r a ve rilm esi a m a cy la at dava. | ayrlk gz ya, | G u rbete g id en le rle yakn larn n ayrlrken a la m a k su retiyle akttklar g z ya. | ayrlk kargas, | {eAT} Burnu ve a y ak la r krm z k a r g a .| ayrlk | I]

AYR trkleri, fo lk . Uzun s re kynden, evinden ayr k alm ak zere g u rb ete g id en ler h akkn d a y aklm trkler; gu rbet trkleri; h a sret trkleri. ayrlk, [ayr-lk-] is. ve sf. 1. Ayrlk yanls, ay rlma taraftar olan; blc. 2. Ayrlmak iin m cadele eden. 3. Ayrlkla ait. ayrlklk, - [ayr-lk--lk] is. 1. inde yaad lke veya tabi olduu devletten koparak ayr bir devlet olmak iin giriimde bulunma. 2. Ait olduu siyasi veya toplumsal gruptan farkl tutum iine girerek ba ekme, gruplama olay, ayrlr, [ayr-l-r] sf. Ayrlmas mmkn olan; ayr labilir. ayrl, [ayr-l-] is. Ayrlmak ii ve biimi, ayrlmak, [ayr-l--mak u r] Birbirinden ayrlmak, ayrlma, [ayr-l-ma] is. 1. Ayrlmak ii. 2. Blnme; paralanma; uzaklama. 3. siy. niter bir devlet iinde yaayan etnik bir grubun ayrlarak bir devlet kurmas veya komu bir baka devletle birlemesi. 4. fiz . Kararllk derecesinin altna kadar soutulan bir zeltinin kendiliinden birleenlerine ayrlma s olay. ayrlmak, [eT ad-()r-l-mak / ay-r-l-mak] d n l.f. [r ] 1. Birlik veya btnden kopmak, uzaklamak; terk etmek. {eT} (ayn) [Mhenn] 2. {eAT} Seilen lerle birlikte bir kenara ekilmek. 3. Birlikte olduu kimselerle ilikisi kesilmek. 4. Evlilik bana son vermek; boanmak. 5. Birlik ve btnl bozul mak; dalmak. 6. Ana paradan kopmak, ilikisi kesilmek. 7. Ortak zellikten, zdelikten karak farkl bir yap kazanmak; farkllamak. 8. Her za man bulunduu yerden uzaklamak; gitmek; g etmek. {eAT} (ayn) 9. edil. f . Belirli ltlere gre snflandrmaya tabi tutulmak. 10. (Yer, mal vb. iin) bir kii iin hazr tutulmak; tahsis edilmek. 11. {eAT} Bakalarndan ayr olarak deerlendirilebilmek; temyiz edilmek, ayrlmazlk, - [ayr-l-maz-lk) is. 1. Bir eye zden bal olma; bir btnden blnme, paralanma ve kopma gibi ayrlma olaynn mmkn olmamas durumu. 2. man. Bir zelliin kendisini tayan varlktan ayr olamamas hli, ayrlm, [ayr-l-m {eAT} Uzak. ayrm , [eT ad-r-mak > ad-r-m > ayr-m] is. 1. Ayrmak ii ve sonucu; tefrik. 2. Nesneleri ve in sanlar birbirinden ayran zellik; fark. 3. Benzer eylerin birbirine karmasn nleyen ayrlk; ba kalk; farkl olu. 4. Bir blm iinde yer alan ikin ci, nc derecedeki blmler; alt blm. 5. A y rlma yeri, ayrlma balangc. 6. p sik o l. Deiik uyaranlar alglayarak birbirinden ayrt edebilme yetisi. 7. {az} Kadnlarn balarna ss olarak diz sf. 1. Ayrt edilmi. 2. {eAT} ite, f . [-

I H I fflfC E S i M

.394

dikleri paralar. [DS] 8. {az} Yol ayrm; kavak. [DS] 9. {az} Blm; blk; para. [DS] S1 ayrm gzetmek, Ayrm y a p m a k ; f a r k gzetm ek. | ayr | mna varm ak , F a rk n an lam ak, ayrt ed eb ilm ek; ay rm sam ak; tefrik edebilmek.\\ ayrm yapm ak, B ir toplu lu k veya kiiy e d en klerin den fa r k l d a v ran m ak; a y rcalkl davranm ak. ayrm c, [ayr-m-c] sf. 1. Ayrmcla ait, ayrmc lkla ilgili. 2. Ayrmcl savunan, ayrmclk, [ayr-m-c-lk] is. Bir kimseyi veya sos yal topluluu rk, din, cinsiyet ve sosyal konum vb. etkenlerden dolay benzerlerinden aa grme ve dmanca davranma eilimi, ayrm lam a, [ayr-m-la-ma] is. 1. Ayrmlamak ii. 2. sin. Senaryonun ayrntlaryla belirlendii, karak terlerin ayrntlarnn izildii, konumalarn son eklini ald aama, ayrm lam ak, [ayr-m-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Ayrmlar belirlemek; farkllklar, ayrntlar orta ya koymak. ayrm lam a, [ayr-m-la--ma] is. 1. Ayrmlamak ii. 2. biy. Canllarda reme aamasnda yaay ve tr zellikleri bakmndan yapsal deiikliklerin ortaya kmas; farkllama. 3 . j e o l. Y er kabuunu meydana getiren kayalarn magma hlinde katla rken dardan yabanc madde karmadan farkl birleimler hlinde deiime uramas; farkllama, ayrm lam ak, [ay-()r-m-la--mak] dnl. f . [-r ] 1. Birbirinden ayr olarak gelimek. 2. Ayrml duru ma gelmek; farkllamak, ayrml, [ayr-m-l] sf. 1. Aralarnda benzerlik bu lunmayan; farkl. 2. Ayrm olan; deiik; blml; mtevaft. ayrmllk, - [ayr-m-l-lk] is. Ayrml olma duru mu; farkllk. ayrm sal, [ayr-m-sal] sf. Ayrma dayanan; ayrmla ilikili. S ayrm sal basn, tp. En y k sek ve en dk a ta rd a m a r basn c a ra sn d a ki fa r k belirten say .| ayrm sal dam tm a, fiz . K ay n am a d er ec e si | ve znrlk g ib i fa r k l zelliklerd en y a ra rla n a r a k svlar dam tm a v e ayrtrm a m etodu. ayrm sam a, [ayn-msa-ma] is. Ayrmsamak ii. ayrm sam ak, [ayr-msa-mak] gl. f i [-r ][-s ()-y o r]\ . Bir eyin farkna varmak; grmek. 2. Bir eyi an lamak, kavramak. 3. Ayrmna varmak, ayrmsz, [ayr-m-sz] sf. Aralarnda ayrm bulunma yan; ayn; farksz, ayrmszlk, - [ayr-m-sz-lk] is. Ayrmsz olma durumu; aynlk; farkszlk, ayrnlm ak, [ay()r-m-l-mak] {eAT} edil, f i [-u r] 1. Ayrlmak. 2. Aklanmak. 3. Seilmek, ayrnt, [ayr-nt] is. 1. Bir btn meydana getiren ve btne gre ikinci derecede kalan ge; detay; fer'i; mfredat; incelik; tafsilat. 2. Edebiyat ve sanat

eserlerinde bir btn meydana getiren ve btn kadar nem tayan ge; teferruat; tafsilat. 3. tiy. Tiyatroda esas dnceyi tamamlayan yardmc cmle, eya veya dekorun kk bir paras. 0 ayrntda boulmak, 1. A yrntlarla o k g erek siz olarak oyalanm ak. 2. Btn ile u ram as g e r e kirken ayrn tlara o k fa z l a nem verm ek. | ayrnt | larna inmek, 1. Titizlikle h e r noktasn incelem ek, ele alm ak. 2. Btn y n leriy le d e erlen d irm ekti (btn) ayrntlaryla, H ib ir noktay unutmadan, h er eyi ile tam o la r a k ; eksiksiz. ayrntl, [ayr-nt-l] sf. 1. En kk ayrntlarna dikkat edilerek hazrlanm; detayl; mufassal; te ferruatl; tafsilatl. 2. z f Ayrntlarna inilerek. 0 ayrntl izim, T eknik bir p aran n , fa r k l y n ler den ve a sl elem a n a balan tlarn n tek tek e le alnm asyla eld e ed ilen lm l g eo m etrik g r nm. | ayrntl tiyatro, N at ralist tiyatro. | ayrabilir, [ay-()r--a+bil-ir] sf. dbl. (Biim birimi iin) birleik kelimelerin anlam bozulmadan ayr labilen. "K itabevinin ikinci k elim esi o la n e v ayrabilir b ir biim birim idir. ayrk, - [ay-()r--k] sf. 1. Ayrlm olan. 2. De iik nitelikteki paralardan meydana gelmi olan; eit eit; heterojen . 3> Ayr cinsten olma. 0 ayr . k odak, fiz . Yalnzca n em li blm n seik, d i er ksm larn o d a k d k ald m erc ek s el dzenek. ayrklk, - [ay-()r--k-lk] is. Ayrk olma durumu. ayrm, [ay-()r--m] is. Ayrmak ii. ayrma, [ay-()r--ma] is. 1. Ayrmak ii. 2. kim. Bir birleiin kendisini meydana getiren elementle rine ayrlmas ilemi. 3. p sik o l. Kiide ruhsal zlme eklinde grlen izofreninin ilk balang evresi. ayrmak, [ad-()r--mak > ay-()r--mak] dnl. f . [-r] 1. Kendisini meydana getiren birleenlere ve ya elere ayrlmak. 2. Birlii, btnl veya ya ps bozulmak. 3. jazj Ortal kaldrmak. [DS] 4. {eT} ite, f . Birbirinden ayrlmak. [DLT] ayrtrc, [ay-()r--t-r-c] sf. ve is. Organik mad delerin rmesini, minerallere ayrlmasn sala yan bakteri ve mantarlar; mikroorganizma, ayrtrma, [ay-()r--tr-ma] is. Ayrtrmak ii. ayrtrmak, [ay-()r--tr-mak] gl. f . [ - r ] 1. Ele manlarna ayrmak. 2. Derinden bozmak, rtmek. 3. mec. Elemanlarna ayrarak incelemek; analiz etmek. 4. {az} Ayrmak [DS]. 5. {az} Temizle mek. [DS] ayrt, [ay-()r-t] is. Prizmalarda yan yzeyleri birbi rinden ayran ara kesit. ayru, [ad-n / edin / ad-()r-uk / ad-ru / ay-ru j^T] 'eAT} {e T'} zf. ve sf. Baka; teki; ayr; dier. [DLT] 3 ayru barmaklu olmak, {eAT} ift trnakl o l mak. | ayru olmak, {eAT} Ayr kalm ak. |

ayrug, [ad-()-ru- j j y . I] {eAT} zf. - * ayruk. ayruh, [ad-()-ru-k > ayruh j y J ] {eAT} z f -* ayruk. ayruhs, [ayruh-s -yj] {eAT} zf. - * ayruks.

ayruk, [eT. ad-()r-uk/ ad-ru-k/ ay-ru-k 3y.~\ / {eT} e. 1. Baka; ayr; dier; gayri; maada. {eAT} {az} (ayn) [DLT] [DS] 2. {eAT} {az} Artk; bun dan sonra; bir daha. [DS] 3. sf. {az} Muhalif. [DS] 4. {eAT} Dank. S. z f Dieri; br; bakas. 0 ayruktan ayruk, {eAT} B am baka. ayrukca, [ad-()r-uk-ca ^ j y J ] {eAT} zf. Baka trl; bakaca. ayruksam ak, [ad-()r-uk-sa-mak j jjT] {eAT} gsz. f M Bakalamak; baka trl olmak; deimek, / u r-v J ] {eAT} sf. ve ayruks, [ad-()r-uk-s

zf. Baka; baka trl; farkl. 0 ayruks eylemek, {eAT} D e itirm ek; b a k a h le getirm ek ; tayir etm ek. | ayruks olmak, {eAT} M u h a lif o lm a k; k a r | km ak. | ayruks renk, {eAT} (Sar dnda) b a | k a b ir ren k; a la ca . ayruksm ak, [acl-()r-uk-s-mak f M ayruksrak, - [ad-()r-uk-s-rak Daha baka trl, ayrukstm ak, [ad-()r-uk-s-t-mak {eAT} {eAT} gsz. jj.T] je{eAT} gsz. {eAT} zf. Bakalamak; baka trl olmak; deimek,

g l . f [-r ] Bakalatrmak; deitirmek, ayruksum ak, [ad-()r-uk-su-mak f [ - r ] - * ayruksmak. ayrulduunlayn, [ayrul-duun-layn AT} zf. Ayrldnda; ayrld zaman, aysar, [ay-sa^r] sf. 1. A yn dolunay olmas ile huyu deitii sanlan (kimse). 2. Ne zaman, nasl dav ranaca belli olmayan; kararsz; dengesiz; tuhaf; huysuz. aysberg, [ng. iceberg) is. co . Kutuplardaki kaln buz tabakalarndan koparak akntlarla denizlere srklenen ve gemiler iin tehlike yaratan byk buz ktleleri; buz da, aysfilt, -di [ng. icefeld) is. co. Buzla; bankiz, aysz, [ay-sz] sf. 1. (Gece iin) ay olmayan. 2. (Y er iin) ay ile aydnlanmam, aysun, [aysun] {az} sf. Uysal; yumuak bal. [DS] ay, [Ar. 'ay {OsT} is. Yaama, yaay. 2. Hoa yaama; safa. 3. Gnn gn ederek, haya tn tadn kararak yaama; zevk srme. 0 ay-i deh-rz, {OsT} 1. On gnlk hayat. 2. m ec. Bu d n yadaki k s a c k mr. | ay dem eylemek, | {OsT} k i i e r e k elenmek.\\ ay n, {OsT} Yiyip iip e len m ek .| ay tarab , {OsT} alg ile yiyip | im e; e len ce.

AY ________________________ ________________________________________________________ m ayekadn, [aye+kadm] is. bot. Taze olarak tketi len klksz ve lezzetli bir fasulye eidi, ayene, [a + Far. -hne ?] {az} is. Mutfak. [DS] ayue, [Ar. aye (ayu:e) {OsT} is. E lenceli ve zevkli hayat, ayta, [idi / ayd] {azf sf. (nsan ya da hayvan iin) bacaklar eri olan. [DS] aytar, [ay-()t-ar] {az} is. Haberci. [DS] aytarm ak, [ay-()t-ar-mak] {az} gsz. f i [-r ] Oya lamak; aldatmak; kandrmak. [DS] aytg, [ay-()t-] {eT} is. 1. Soru; sorgu. [ tigsizler] 2. Hitap. [DLT] 3. Hatr sorma. [DLT] aytgma, [ay-t-mak (dem ek) > ay-()t--na] {eT} sf. ... denilen; ... denen; (yle) adlandrlan. [ETY] aytlmak, [ay-t-mak (dem ek) > ay-()t--mak] {eT} e d il.f. [-u r] Sorulmak; sylenmek. [DLT] aytnmak, [ay-t-mak (dem ek) > ay-()t--ma] {eT} dnl.fi. [-u r] Sormay kendi stne almak. [DLT] ayt, [ay-t-mak (dem ek) > ay-()t-] {eT} is. Hatr sorma. [DLT] aytma, [aytmak > ay-t--mak > ay-t--ma] is. 1. Aytmak ii. 2. ed. k ad verilen saz airlerinin kendi aralarnda belirli kurallar erevesinde d zenledikleri karlama, yarma; deyime; kar; atma. aytmak, [aytmak > ay-()t--mak > ay-t--mak] ite, f. [-r ] Tartmak; eytimek; mnakaa et mek. 2. Sylemek, grmek. 3. Mnakaa eder ken sert cevaplar vermek. 4. ed. (klar iin) ken di aralarnda belirli bir ayak zerine yarmak; deyimek; atmak, aytvermek, [ay-t-mak + i-vermek] {az} gl. f i [ir] Syleyivermek; demek; haber vermek; aklayvermek. [DS] aytm ak, [ay-t-mak / ay-t-mak J ^ J ] {eT} gl. fi. [a r ] 1. Sylemek; demek. [ETY] [Gabain] [Mhenn] 2. Sormak. [ETY] [Gabain] [Mhenn] ayturm ak, [ay-()t-ur-mak / ay-tur-mak] {eT} gl. fi. [-u r] Syletmek. [DLT]

.*

-ayuz, [-ayuz / -eyz / -ayz / -eyiz] {eAT} ek. e. stek kipi okluk birinci kii; -alm. K astm z hot budur an sreyz (srelim ). Yusuf ve Zeliha. a yn, [Ar. ayn > ayn j^ l] {OsT} is. 1. Gzler. 2. Kaynaklar; pnarlar. ayva1 [Far. bi => avya > ayva] is. bot. 1. Glgil, lerden asl vatan Giritin Kydonia blgesi olan 4-5 m. kadar boylanabilen, pembemsi beyaz renkli g zel iekli, etli ve be blmeli meyvesi iin yetiti rilen bir aa; (C ydonia vulgaris). 2. Ayva aacnn iri ve sar renkli, ekimsi ve tkz, be bhneli, ze ri tyckl meyvesi. S ayva evirmesi, K oyu ayva r e e li urubunu h ep ayn y n d e iistii beyazlaym caya k a d a r ev irm ek su retiyle y ap lan tatl. | ayva | ezmesi, Kurutulmu p im i ayva ezm esinden n ias ta ile y a p la n bir tatl. | ayva gbekli, G be i u | kur olan.\\ ayva hoaf, Kurutulm u ayvalardan yap lm suyu b o l e k e r li tatl.\\ ayva kompostosu, ekerli sd a p im i soyulm u ve dilim lenm i ayva tatls.| ayva pimii, {az} K oyu kavun ii renk. | [D S]|| ayva reeli, A yvalarn e k e r iin de o k az su ile p iirilm esiy le e ld e ed ilen b ir eit tatl. | ayva | sars, A k y e ile a la n sar. | ayva ty, 1. Ayva | nn zerindeki tyckl ksm . 2. in san vcudunda ki sa r ve ince, kk tyler.| ayvay yemek, 1. K | t b ir durum a dm ek. 2. Z a ra ra uram ak. ayva2, [Far. eyvan] {az} is. 1. Kap. 2. Kap n. [DS] ayvaJ, [ay + vay] {OsT} (16. yy) nl. Feryat; figan, ayvadana, [Yun. aghovotao] is. bot. Bileikgiller den al grnmnde, yapra yaban nanesine benzer koyu yeil renkli, soluk sar iekli ok yl lk otsu bir bitki, (A rtem isia vulgaris / A. h erb a alba). ayvalk, - [ayva-lk] is. 1. Ayva aalarnn bulun duu yer, ayva aac bahesi. 2. Ayvalarn (meyve) sakland korunduu yer. ayvan1, [yay-van] {az} sf. Geni; yayvan. [DS]

1 .

ayvan2, [Far. eyvan] is. 1. Teras, sundurma. 2. Bir yan darya ak oda. 3. {az} Asker malzeme deposu. [DS] 4. {az} Msr, fndk vb. kurutmaya ayu, [ad / ay j J ] {eAT} is. Ay. S1 ayu gli,'{eAT} yarayan yerden ykseke yer. [DS] 5. {az} ok G elin cik i e i.| ayu icegi, {eAT} Ay yavrusu. | | | pencereli ya da bir taraf ak st kat odas. [DS] 6. ayu kula, {eAT} G elin cik iei. {az} Damdaki dzlk; dz dam. [DS] ayuk , [ay-uk] {eT} is. Egemen olunan lke; mlk; ayvay, [Far. y vay _s'j;T] (a:y v a:y ) {OsT} nl. Korku memleket. [Tekin] ayuk2, -u [ay-uk] {az} is. Ta topluluu; ta yn. [DS] ayuk3, -u [ay-uk] {az) sf. 1. Ayk; uyank. 2. zfi Artk. 3. Biraz; azck. [DS] ayurtlam ak, [ad-ur-t-la-mak -* ayrtlamak. ayuto, [t. aiuto (yardm )] ( a uto) is. Kt oyunla y rnda ortak. {eAT} gl. fi. [-r ] ve ikyet bildirir. ayvaz1 [Ar. ivaz] {OsT} is. 1. Byk konaklarda ve , sarayda mutfaktan yemek tayan hizmeti. 2. {az} Koca; erkek e. [DS] 3. {az} Gemilerde cerrah yardmcs; hasta bakc. [DS] S1 ayvaz kasap, hep bir hesap, "H angi y o l d en en irse denensin, sonu deim ez. an lam n da kullanlan b ir deyim. ayvaz2, [Ar. ivaz] {az} is. Karlk; bedel. [DS]

MEMMIe S5 15397 Z
ayvaz3, [? ayvaz] {az} sf. 1. Bir gz kr; kr. 2. Gzel; yakkl. 3. Sasz; kel. 4. Sar. 5. Hoyrat; kaba. [DS] ayyab, [Ar. 'ayb (kusur) > 'ayyb {OsT} sf. ok ayplayan, ok kusur bulan, ayyan, [Ar. ayyn
O L p]

AZ Ucu cm a; ancak. 2. yle byle. 3 ; B iraz; bir p a r a . | az bulmak, D a h a ounu um m aktan d o la j y elin e g e e n i y eterli say m am ak; azm sam akt az buz deil, K m sen em ey ecek k a d a r ok. | az can | l, {az} A c e le c i; sabrsz. [D S]|| az ok, nem li l d e; ep e y c e; oldu ka. | az ok dememek, Uzun | s re incelem eden, dnm eden hem en k ab u l et m ekti az daha, N ered ey se; hem en hem en ; az k alsn. | azdan az, {az} 1. o k az; birazck. 2. Son | d e r e c e az; en az. [D S]|| az deil, "Grnd g ibi deil, o k hn er s a h ib id ir . anlamnda.\\ az dolu, {az} C okun; takn. [D S]|| az gelimi, ( lke iin) san ay ileem em i ve tarm sal g eliri yetersiz. | az | gelimilik, Az gelim i lkelerin nitelii.\\ az gel mek, 1. Y etecek k a d a r olm am ak. 2. D ah a isten m ekti az gitmek, uz gitmek, 1. Az y o l ald h ld e o k e y le r grm ek, o k o la y la r y a a m a k. 2. M asal la r d a m ekn d e iikli in i an latan tek erlem e.| az | gitti, {az} Az kald. [D S]|| az grm ek, Az bu lm ak\ az gnn adam olm amak, ok grm ve o k y a a m olm ak. | az oa saym ak, Verilen b ir h e | diyenin m ad d d e eri dk o lm a sn a ram en onu m an evi y n d en d e e rli bilm ek. | az kald, (Olumsuz | b ir ey) n ered ey se oluyordu. | az kalsm, (Olumsuz) j bir eyin m eydan a g elm esin e o k az b ir zam an kalm ttl az kii, {eAT} n em sen m eyecek k im se.| | az oldu, Az k ald .| az , {eAT} B iraz ; az o k ; | bir m iktar.| az sonra, K sa b ir zam an so n r a ; bi| razdan.\\ az syleyip uz sylemek, o k kon um a mak, kon uu nca d a o k n em li ve zl ey ler s y lem ek ti az zam anda, K sa b ir s re iinde. az2, [z] {eT} ba. Yahut; veya. [EUTS] azJ, [az] {eT} sf. (At donu iin) sar; sar renkli at. [Gabain] [ETY] az4, [ez-ik / az / iz] {eT} is. Uzunlamasna izik trnak izi. [DLT] az5, [z] {eT} sf. 1. Yanl. 2. Srme; sehiv; yanl lk. [EUTS] az6, [Far. z jT] (a;z) {OsT} is. Agzllk; tamah; hrs; arzu; heves. {eT} (aym) [EUTS] az7, [az > az ?] {az} is. taraf. [DS] az8, -zz [Ar. azz nm , P a r m a k srm a. az9, -zz [Ar. zz / zze Isran; src. a za, [Ar. uzv > a'z Uipl] (a -z a ;) {OsT} is. -* aza1. S a z-y dhiliye, {OsT} anat. o rg a n lar.| a z| y fahriye, {OsT} B ir d ern ek veya kuruluun a rtla rn a uygun olm ad h ld e say g d u yarak kaydetti i ye; f a h r ye; onur yesi; e r e f yesi.\\ a z-y hriciye, {OsT} anat. D o rg a n la r.| a z-y mev| cde, {OsT} H azr bulunan iiyetl a z-y tabiiye, {OsT} B ir kuruluun d o a l yeleri.| a z-y te| nsliye, {OsT} anat. rem e organ lar. (a;z) {OsT} is. {OsT} is. Isrma, fi1 azz-i be-

] ay y a:b)

ayya:n) {OsT} sf. 1. Ne ya

pacan bilemeyen. 2. Yorgun, ayyar, [Ar. ayyr jLp] (ayya:r) {OsT} sf. 1. Hilekr. 2. Dolandrc. 3. Kurnaz. 4. evik; atik. 5. {az} Tembel. [DS] ayyaran, [Ar. ayyr > ayyrn oljLt] (ay y a:ra:n ) {OsT} sf. Aldatanlar, dolandranlar, ayyarlk, - [ayyar-lk] . Dolandrclk, aldatclk, ayya, [Ar. ay (yiyip im ek) > 'ayya (birlikte iki iilen a rk a d a ) > Far. ayya jiLp] (ayya.) {OsT} sf. 1. ok iki ien; alkolik. 2. Elenceye dkn. S ayy- bed-m a, {OsT} G eim i kt ; sarho. ayyaan, [Far. ayya > ayyn 0LiL&] (a y y a:a :n ) {OsT} sf. Ayyalar, sarholar, ayyalk, - [ayya-lk] is. kiye dkn olma hli; sarholuk. ayyuk, [Ar: ayyk (ayyu:k) {OsT} is. 1. g k b. Gk kubbesinin kuzey yarm kresinde bulunan Aurigae takm yldznn en parlak olan Kei yld z, (Alpha A urigae). 2. m ec. Gkyznn en yk sek noktas. S ayyuka kmak, 1. (Ses iin) o k ykselm ek veya o k fa z l a km ak. 2. Yaylmak, h er taraftan duyulm ak; h e r k e s e bilin ir olm ak. 3. id detini artrmak.\\ ayyuka ser ekm ek, ok y k sek lere ulam ak. -az, [-z / -iz / -z / -az / -ez /-uz / -z] y a p . e. -* -z. Az [Fr. azote] ksalt. Eskiden, atom says 7, ktlesi 14 olan havann yaklak yzde seksenini oluturan renksiz, kokusuz bir gaz olan azotun sembol idi, imdi N (nitrojen) kullanlmaktadr. az1 [eT. z jT] sf. 1. l ve derece bakmndan ye , tersiz; ok olmayan; biraz. {eT} (aym) [Mhenn] [DLT] [Gabain] [Tekin] [Ylcneld] [EUTS] [KPy.] [ETY] 2. Kk bir blm; biraz. 3. l ve dere cesi beklenenden eksik olan; yetersiz; snrl; mah dut. 4. Yarm (porsiyon). 5. {eT} is. Azlk; ksalk. [ tigsizler] 6. zf. Seyrek. 7. Yetersiz olarak; eksik. 8. Kararlatrlandan daha az zaman iinde. 9. {eAT} Biraz. S aza oa bakm am ak, E lin d eki ile y etin mekti aza kanaat etmek, D a h a az b ir e y le y etin mekti aza saymak, {eAT} Az bulm ak, k m sem ek; az g rm ek.| aza tutm ak, {eAT} Az g rm ek .| az az, | | Kk m iktarlar h lin d e f a k a t s reyi uzun tutarak; yava y a v a; g ittike a rtra ra k .| az biraz, {az} | Az; azck. [D S]|| az bir ey, B ir p a r a ; b ir k k miktar.\\ az boz, {az} 1. B iraz ; bira z ck ; a zck; az buuk. 2. hm al ed ilir m iktarda. [D S]|| az buuk, 1.

AZA
aza1, [Ar. uzv > aza Ui*l] (a :z a :) is. 1. Vcut par alar; organlar. 2. Bir demee, bir komisyon veya daireye bal kimse; ye. 3. Vcut paras; uzuv. S aza olmak, B ir d er n e k veya birli e kayt o lm a k; ye olmak. aza2, -a i [Ar. aza ?\y-] (aza:) {OsT} is. 1. Yas; ma tem. 2. Cenaze alay. 3. Basal ziyareti. 4. Sa br. fi1 az-hne, {OsT} -* azahane.|| az tutm ak, {OsT} Yas tutm ak.| az vermek, {OsT} B asa l | dilemek.\\ azaya gitmek, {az} B asa l dilem ey e gitm ek. [DD] azab 1, [Ar. azeb > azb mLH] (a -z a :b ) {OsT} is. Bekr erkekler. azab2, [Ar. a'zab (a-zab) {OsT} sf. (Hayvan iin) dk kulakl veya krk boynuzlu. azab1, [Ar. azb (bekrlk) > azab / azeb ejj^] {OsT} is. 1. Bekr; evlenmemi erkek. 2. iftlik ua. 3. as. Eski Trk ordusunda asl ekirdei oluturan hafif piyade askeri. 4. as. Donanmada grevli er. S azab aas, {OsT} A zaplarn en y k sek m iri. | j azab arm ak, {OsT} A zaplar silah altn a alm ak. azab2, [Ar. azb (a za :b ) {OsT} is. -* azap. S azb-engz, {OsT} A zap verici.| azb- ahiret, | {OsT} A hret azab.\\ azb- cehennem, {OsT} 1. C e hennem azab. 2. m ec. B yiik sknt. \ azb- elm, \ {OsT} ok znt veren a z a p .| azb- intizr, | {OsT} B eklem enin verdi i sknt.]] azb- m arz, {OsT} H astaln verdi i eziyet.| azb-engz, {OsT} | A zap verici. azabunsuz, [azab-un-suz j ajIA*] {eAT} zf. Azapsz. azack, - [az-a-ck] zf. Azck; biraz. azad1, [Ar. azd dikilmi. azad2, [Far. zd (aza:d) {OsT} sf. Ksa ve sk

MIMCE S 39 Eb .

ser, {OsT} B an d a d erd i olm ay an ; b a b o ; ba din ; gailesiz.]] zde-serne, {OsT} B a b o o la rak. azadelik, -i [azade-lik] (a :z a :d elik ) is. 1. Bamsz lk, serbestlik. 2. Baboluk. 3. Sorumsuzluk. 4. Hrriyet. azad, [Far. zd tpljT] (a :z a :d i:) {OsT} is. zgr lk; serbest olma, azadlu, [zd-lu jljljl] (a :z a:d lu ) {eAT} sf. 1. Serbest braklm; azat edilmi. 2. is. zgr kimse; hr kii. azadvari, [Far. zd-vri tolpliT] (a :z a :d v a :ri:) {OsT} is. Irak Trkmenleri arasnda sylenen yay gn bir bestenin ad. azag, [az-a] {eT} sf. Sapk; yanl yola sapm. [EUTS] [ tigsizler] azaf, [Ar. zf (kat, k ere) > azaf / ad'f sf. (Belirtilen miktarda) misiller; katlar, azahane, [Ar. az5 (matem)+Fwc. hne (ev) y>] (a z a :h a :n e) {OsT} is. Acya uram yasl ev; ma tem evi. azah, [Ar. zhiyye > azh ^ U i l ] (a z a :h i:) {OsT} is. Kurban bayramnda kesilen hayvanlar; kurbanlar, azahik, -ki [Ar. udhuke / uzhuke > azhik dJb-Uil] (aza:hik, h kaln sylen ir) {OsT} is. Gln eyler; gldrc eyler. azaim 1 [Ar. azime (tlsm) > azim pJj*] (aza:im ) , {OsT} is. Cin, ylan, hastalk gibi zararl eylerden korunmak iin okunan dua ve yaplan muskalar; sihirli saylan szler; efsunlar. 0 azim-hvn, {OsT} 1. D u a okuyan. 2. frk.]] azim rruka, {OsT} By y a p a r k en oku nan K u r 'an a y etle ri. azaim 2, [Ar. cazm (karar) > azim pJjt] (aza:im ) {OsT} is. Verilen kararda durmalar; sebatlar; kesin kararllklar. azaim 3, [Ar. azme (uyar) > azim (az a:im ) {OsT} is. Kusur bulmalar; ayplamalar; ten kitler; knamalar; uyarlar. azaim 4, [Ar. azime (byk i) > azim p-sUip] (az a:im ) {OsT} is. 1. Dehet verici olaylar. 2. nemli ve byk eyler. azak 1, [ad-ak / azak] {eT} is. Ayak. [DLT] azak2, [az-mak > az-ak / az-ulc] {eT} is. 1. Nereden ve kimden geldii belli olmayan ok. [DLT] 2. {az} Kuzeydoudan esen yel. [DS] S azak eiri, bot. Ylan y a st g illerd en durgun su k en a rla rn d a y eti en erit y a p ra kl, b a a k i ek li; kurutulmu k k sa p la r p a rf m sanayiin de, h a lk h ekim li in de terle tici ve spazm g id eric i o la r a k kullanlan otsu bitki, (A corus calam us). {OsT}

JjT]

(a :z a :d ) {OsT} sf. 1. -* azat. 2.

Kusursuz; aypsz. S zd-m erd, {OsT} Dnyevi b a larn d an kurtulmu kimse.]] azaddiraht, [Far. zd (serbest) + diraht (a a) o J - l {OsT} is. bot. Yapraklar hayvanlar l drecek kadar zehirli bir aa; henzel meyvesinin aac, (M elia a z a d ira ch ta ). azade, [Far. zde jlj] (a :z a :d e) {OsT} sf. 1. Hr. 2. Serbest. 3. ed. Anlam tamamlanm tek dize; bir cmle oluturan msra. 4. zf. (-den ayrlm a h lin den son ra) Uzak. 5. Yakasn syrm olarak; kur tularak. S zde-dil, {OsT} K a lb en birin e ba l olmayan.]] zde-gn, {OsT} zgr o la n la r; kur tulmu o la n la r; hrler.]] zde-g, {OsT} zgrlk; serb estlik; hrlk]] zde-htr, {OsT} Gnln h er trl hrstan kurtarm olan.]] zde-hayt, {OsT} H ayattan kurtulmu o la n .| zde m sra, | {OsT} ed. H erh an g i b ir beyte veya nazm birim ine ba l olm ayan tek b a n a sylenm i msra.]] zde-

o iu iitg s a M .3 9 azak3, - [azak] {az} is. Domates. [DS] a z a k la m a k , [az-ak-la-mak] {az) gl. f . [-r ] [l()yor] zini kaybettirmek; artmak. [DS] azaktan, [az-ak-tan] {az} zf. Birazdan. [DS] azal, [Ar. ezel > zl JljT] (a :z a :l) {OsT} is. ncesi olmayan zamanlar; balangsz zamanlar; ezeller, azalak, - [az-mak > az-a-la-k ?] {az} sf. Bol; ok. [DS] azalan, [azal-mak > azal-an] sf. 1. l ve say ba kmndan giderek klen, eksilen. 2. Azalma ei limi gsteren, azalk, - [aza-lk] (a :z a:lk ) is. Kza. olma durumu; yelik. azalm, [azal-mak > azal-m] is. 1. Azalmak ii ve sonucu. 2 .fz . Snmlenmi bir dalgann ardk en byk iki genlii arasndaki oran, azal, [az-al-] is. Azalma ii ve biimi, azalil, [Ar. uzlle > azll Yanllar; yanlmalar, azalma, [az-al-ma) is. Azalmak ii; eksilme; tenakus, azalmak, [eT z > az-al-mak] dnl. f. [ - r j 1. nce kinden daha kk ve az duruma gelmek. 2. Sayca eksilmek. 3. Kuvvetini ve iddetini kaybetmek. 4. Hafiflemek. 5. Zayflamak. 6. Seyreklemek. 7. Ktlamak. 8. (Ik iin) snklemek, azaltlma, [az-al-t-l-ma] is. Azaltlmak ii. azaltlmak, [az-al-t-l-mak] edil. f . [ -ir ] Say ve l bakmndan eksiltilmek, azaltm, [az-al-t-m] is. 1. Azaltmak ii ve sonucu. 2. Bir deikenin her admnda veya her turunda kay bettii deer, azaltma, [az-al-t-ma] is. Azaltmak ii. azaltmak, [az-al-t-mak] gl. f . [-r]\ . l bakmn dan kltmek. 2. Sayy indirmek. 3. Younluu drmek. 4. iddeti hafifletmek, azalya, [Yun. azalea > ng. azalea] is. bot. Bir bahe iei. a zam, [Ar. azamet (byklk) > a'zm (aza:m) {OsT} sf. 1. Y a ve mevki bakmndan daha byk. 2. En byk. 3. ok byk. S azm- esbb, {OsT} En byk sebep . azam, [Ar. azam p il] {OsT} is. 1. Kin; dmanlk; kt niyet; alma duygusu. 2. fke; hiddet. 3. Kskanlk. azamet, [Ar. azmet c^Uit] (aza:m et) {OsT} is. 1. Byklk; ululuk. 2. ri yapl ve byk bedenli olma; heybet. 3. Kendini bakalarndan byk grme; kibir; gurur; alm; kurum. 4. Byk gste ri, grkem; tantana; debdebe; ihtiam; atafat. 5. Allahn her eyi kapsayan bykl, azametli, [azamet-li] (aza:m etli) sf. 1. Byk, ulu; yce. 2. ri yar; heybetli. 3. Kibirli; gururlu; alm l. 4. Grkemli; muhteem. (a z a .li.l) {OsT} is.

AZA azametlu, [azamet-l] (aza:m etl :) {OsT} sf. mpara torluk dneminde padiahlarn bykln ifade iin kullanlan unvan sfat; azametli, a zam, [Ar. a'zam (en byk) > a'zam y & z ] (a-zam i:) {OsT} sf. -* azam, azam , [Ar. a'zam (en byk) > a'zam (a :z a m i:) {OsT} sf. 1. En ok, en fazla. 2. En stn. 3. mat. Maksimum. S azam derecede, En y k sek o la ra k. azam im , [Ar. izmme > azmim ^ U > l] (aza:m i:m ) {OsT} is. Desteler; kmeler; zmreler, a zamiyet, [Ar. a'zam > a'zamiyyet o -J ip ] (a-zam iyet) {OsT} is. 1. Pek byk olma durumu. 2. mat. Bir saynn dierinden byk olmas durumu, azam ut, [Ar. a'zamet (byklk) > a'zamt o (azam u:t) {OsT} is. Allahn szle anlatlamayan bykl. azan 1, [Ar. zn (kulak) > zn jliT] (a :z a :n ) {OsT} is. Kulaklar. azan2, [Sansk. sana] {eT) is. 1. Sedir. [EUTS] 2. {az} is. bot. Katr trna; bir eit dikenli bitki; al. [DS] azand, [?azand] {eT} is. Hikye; masal. [EUTS] azank, - [az-an-k] {az} sf. Zengin. [DS] azanlam ak, [az-an-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()y o r ] (Yara, ban iin) azmak. [DS] azanlatm ak, [az-an-la-t-mak] {az} gl. f . [ - r] 1. Azdrmak. 2. akay kavgaya evirmek. 3. Sarpa sardrmak; kartrmak. [DS] azap 1, -b [Ar. 'azb (a z a :b ) {OsT} is. 1. Gnah ileyenlere, kfirlere ve inkrclara lm sonras verilecek ceza ve uygulanacak eziyet. 2. nsan be deninden veya ruhi sebeplerden kaynaklanan st rap; ac. 3. Pimanlk; ndim olma. 4. Korku. 5. iddetli ve bunaltc sknt; buhran. S azap ek mek, Sknt ve a c duym ak; o k zlm ek.| azap | verm ek, Sknt ve a c verm ek; eziyete sokm ak. | | azaba dmek, Sknt, a c v e eziyete uram ak. azap2, -b [Ar. azzb v b * ] 1- iftlik ua. 2. {az} Bir yllna tutulan erkek hizmeti; uak. [DS] 3. {az} Bir yan gemi erkek keklik. [DS] 4. {az} Dokumada bir ilmikteki iki zg telinden birincisi. [DS] 5. {az} Ky dnda obanlarn ve hayvanlarn barnmas iin yaplan dam. [DS] 6. {az} sf. Gl; kuvvetli. [DS] azapl, [azap-l] sf. Azap veren, skntya sokan, azapsz, [azap-sz] sf. 1. Azap ekmeden. 2. Utan duymadan. az a r, [Ar. zr > a'zr j\ls.\\ (a-za:r) {OsT} is. zrler; engeller; bahaneler. a z a r1, [az-ar] sf. Az olarak, fi1 azar azar, K k m ik ta rla r hlin d e f a k a t s reyi uzun tutarak.

AZA azar , [br. azar / Far. zer jiT] {OsT} is. 1. Mart ay. 2. Celali takviminde Kasm ay. azarJ, [Far. ztirden (incitm ek) > zr jljl] (a :z a:r) {OsT} is. Yapt bir kusurdan dolay birisine sy lenen krc sz; paylama; tekdir. S zr-dde, {OsT} Zulm grm , incitilm i,j| zr-dil, Gniil krkl.\\ zr-ende, {OsT} A zarlayan, inciten.| a| z a r iitmek, K rc ve k a b a s z le re m uhatap o l m ak ; azarlan m ak; paylanmak.\\ zr-nemd, {OsT} zntl; incitilmi.\\ zr-m end, {OsT} ncitilm i o la n ; krlm.\\ zr-resn , {OsT} zntye y o l aan . \ zr-resde, {OsT} Krlm , zlm. \ azar4, -rr [Ar. zarar > azarr j~a\] {OsT} sf. ok za rarl: en zararl. S1 azarr- mskirat, {OsT} k ile rin en zararls. azari, [Far. zrden (incitm ek) > zri (a ;z a :ri:) {OsT} is. 1. Azarlanm olma; incitilmi olma. 2. Kfrbazlk; muzrlk, azari, [Far. zrden (incitm ek) > zri Jijlj] (a : ~ z a :ri) {OsT} is. ncitme; krma; azarlama, azarlam a, [azar-la-ma] is. Azarlamak ii. azarlam ak, [Far. zr > azar-la-mak] gl. f . f - r ] [l()-y o r] Birinin iledii bir su veya kusurdan do lay sert ve krc bir ifadeyle uyarmak; paylamak; tekdir etmek; ikaz etmek; kmak, azarlanm a, [azar-la-n-ma] is. Azarlanmak ii. azarlanm ak, [azar-la-n-mak] edil. f i [-ir ] Kusurla rndan dolay birisi tarafndan azar iitmek; pay lanmak; tekdir edilmek, azarlatm a, [azar-la-t-ma] is. Azarlatmak ii. azarlatm ak, [azar-la-t-mak] gl. fi. [ - r ] Birini azar lama iini bakasna yaptrmak; paylatmak; tekdir ettirmek. azat1, -d [Far. zd ^IjT] (a :z a:t) sf. 1. Klelikten ve esaretten kurtulmu; hr; zgr; serbest. 2. (Ku iin) kafesten salverilmi. 3. is. Serbest brakma. 4. Okulu tatil edip rencileri serbest brakma; paydos. 5. m ec. Balarndan, basklardan kurtulma. 6. Glgesinden veya alayarak meyvesinden yarar lanmak amacyla tarla ilerinde braklan gen aa. 7. {az} Krda yetien tek ve byk aa. [DS] 8. {az} Yabani armut; ahlat. [DS] S azat buzat, beni cennet kapsnda gzet, Tutulmu bir ku veya y a b a n i hayvan ken d i ortam n a b ra k rken sy len en d u a nitelikli tek e r i eme.\\ azat etmek, S er b est brakm ak, hrriyetini elin e verm ek. | azat ey | lemek, A zat etm ek.| azat kabul etmez bendeniz, | {OsT} E skiden m ektu plarda imzann stne kon ulan b a llk ifa d esi b ir deyim. | azat olmak, S erb est j bra k lm ak ,]| azat vakti, {OsT} ren cilerin o ku l dan km a zam an. a z a t , [az-mak > az-at] {az} sf. 1. e yaramaz. 2. Gl; kocaman. [DS]

IMIfR SM
azatlam a, [azat-la-ma] is. 1. Azatlamak ii. 2. Kle ye hrriyetini verme, serbest brakma, azatlam ak, [azat-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. (Kle iin) hrriyetini vermek; serbest brakmak. 2. (Kuu) serbest brakmak. 3. rencileri okuldan salvermek. 4. Avrupada derebeylik dneminde toprak klesi olmaktan kurtarmak, azatl, [azat-I] sf. 1. Azat edilmi, eline azat belgesi verilmi. 2. {az} Kimsesi olmayan. [DS] 3 . is. Azat edilmi cariye veya kle. 4. {az} Birka kere evlenmi kadn. [DS] fi1 azatl cariye, {OsT} m p a ratorlu k d n em in d e h a rem d e doku z y llk a lm a dn em in i doldu rdu ktan s o n r a b ir b e lg e v erilerek a z a t edilen , s e r b e s t b ra k la n cariye. azatlk, - [azat-lk] is. 1. Azat olma durumu. 2. Esaretten kurtulma; hrriyete kavuma; zgrl n elde etme. 3 . Serbest kalma. 4. s f (Kle veya cariye iin) azat olma hakkn elde etmi. 5. {OsT} mparatorluk dneminde Darssaade aalarndan azledilerek M sra srgn edilenlere balanan ma a. azatnam e, [Far. zd-nme a-oU^ljT] (a :z a :tn a :m e) {OsT} is. Azat edilen cariyelere verilen belge; tkname. azatsz, [azat-sz] sf. A zat edilemez durumda, azayl, [Far. zd] {az} sf. Terbiyeli. [DS] azaysz, [azay-sz] {az} sf. Huysuz; terbiyesiz. [DS] azaz, [Ar. 'a z z ^ U i* ] (aza:z) {OsT} is. Tek lokma. azazel, [br. azazel] is. Yahudilerin her yl Kefaret (Yom K ippu r) bayramnda btn gnahlar temsil olarak ykledikleri kei (k efa r et keisi, g n ah lceisi) yi gtrp sunduklar l eytan, azazet, [Ar. izz (e ref) > azzet cjjljp] (aza;zet) {OsT} is. Byklk; itibar; deer.

Azazil, [Ar. 'azzl Jijtj* ] (aza:zil) is. eytann Al


laha isyan etmeden nceki ad; blisin meleklikteki ad. azb 1, [Ar. azb v - H {OsT} is. Bekrlk. azb2, [Ar. 'uzbet (tatllk) > 'azb o i t ] {OsT} is. I. imi ho. 2. Tatl, & azb l-beyn, {OsT} A nlat m o k h o ; tatl dilli. azb3, [Ar. 'azb { sT> is- h Kesme. 2. Isrma. 3. ok kt azarlama. 4. Hastalk yznden zayfla ma. 5. sf. Keskin. azb a1, -a i [Ar. azb5 > U ^ ] (a z b a :) {OsT} is. 1. Ku la kesik veya boynuzu krk hayvanlar. 2. Di^i deve. 3. Hz. Muhammed'in devesinin ad. azb a2, -a [Ar. zab > azb j ^ 1 (a zb a.) {OsT} is. ] Kolun yukar ksm, azb ar, [Krm Tat. azbar] {az} is. Ahr nndeki toprak meydan. [DS]

S H

jI

.4 0 1

AZG is. 1. Bekr; evlenmemi erkek. 2. iftlik ua. 3. as. Eski Trk ordusunda asl ekirdei oluturan hafif piyade askeri. 4. as. Donanmada grevli er. azeban, [Ar. azeb > azebn ^y-] (azeb a:n ) {OsT} is. 1. Bekrlar. 2. Donanmada hizmet gren erler, azeh, [Far. zeh ^ jl] (a:zeh, h kalr sylen ir) {OsT} is. Siil. a zel, [Ar. a'zel Jj*l] (a-zel) {OsT} is. Yalnz ve si lahsz bulunan kimse, azelya, [Yun. azaleos / Lat. azalea] (a z e lya) is. G zel ve gsterili iekleri dolaysyla sakslarda ye titirilen orman gl, (R hododen dron indicm). azer, [Far. zer

azbet, [Ar. hazbe 4 ] {az} Aireti oluturan k ^ k topluluklardan her biri. [DS] azbu, -u [Ar. zabu' > azbu Srtlanlar, azca, [az-ca] sf. Olduka az. azck, - [az-ck] (a'zck) s f 1. ok az. 2. zf. Hafif e, belli belirsiz, azcktan, [az-ck-tan] {az} zf. Birazdan; biraz sonra. [DS] azcuk, [az-cuk (a'zcuk) {eAT} sf. Azck, aza, [az-a] {eT} sf. Biraz. [ETY] azd, [Ar. azd -u it] {OsT} is. 1. Kolun st ksm. 2. Destek. 3. G; kuvvet; kudret. 0 {OsT} D evletin destei. azdad, [Ar. zdd > azdd azdd-devle, {OsT} is. zool.

jiT]

(a:z er) {OsT} is. Ate, t? zer-

(azda:d(x) {OsT} is.

1. Ztlar; kartlar. 2. ki zt anlama gelen kelime ler. azde, [Far. zde

eijT]

{OsT} sf. 1. Boyal; boyanm.

2. Matkap vb. ile delinmi, azdrlma, [az-dr-l-ma] is. Azdrlmak ii. azdrlmak, [az-dr-l-mak] edil. f . [- r ] Azmasna yol almak, azdrma, [az-dr-ma] is. Azdrmak ii. azdrmak1, [az-dr-mak g l . f [-r ] 1. Yoldan karmak; artmak. 2. Tahrik etmek; kkrtmak. 3. ocuklar yaramazlk yapmaya tevik etmek; kkrtmak. 4. Kpek veya kedi gibi hayvanlar eve dnemeyecekleri ssz bir yere brakarak kaybol malarm salamak. 5. Duygular coturmak, zapt edilmez hle getirmek. 6. Cinsel arzular tahrik et mek. 7. Kesik veya sivilce gibi ak yaralara mik rop kaptrmak; iltihaplanmasna sebep olmak. 8. amar temizlenemez hle gelinceye kadar kir letmek. 9. Beyaz amarlar souk su ile ykayarak aarmaz hle getirmek. 10. {eAT} Deitirmek. 11. {az} Birsini, bir bakas aleyhine kkrtmak. [DS] 12. {az} Kzdrmak. [DS] 13. {az} Babo b rakmak; batan savmak; artp ortada brakmak. [DS] 14. {az} Yolunu armak; artmak. [DS] 15. {eAT} fal etmek. 16. {az} (Yz iin) asmak; surat etmek. [DS] azdrmak2, [az-dr-mak] {eAT} gl. f . [-u r] Azalt mak. azdurc, [azdur-c] {eAT} sf. Doru yoldan karan; saptran. azdurmak, [az-dur-mak] {eAT} gl. f i [-u r] 1. Doru yoldan karmak; saptrmak. 2. Vazgeirmek. 3. Boa karmak. 4. Bozguna uratmak; harap ve perian etmek. azeb, [Ar. azb > azeb v -^ '] (a-zeb) {OsT} is. En lezzetli; en tatl, azeb, [Ar. azb (bek rlk) > azab / azeb {OsT}

ah, {OsT/ Yldrm.| 2zer-asa, {OsT} Ate g ib i; | kpkzl.| zer-gede, {OsT} A tee tapan larn tap | n a ; a teg e d e.| zer-gn, {OsT} 1. Ate ren gi; | krmz. 2. K en arla r krm z ortas siyah b ir tr a k a y k .| zer-kede, {OsT} A tee tapan larn tap | n a ; a teg e d e.| zer-k, {OsT} A tee tapan ; M e| cu si.| zer-perest, {OsT} A tee tap an ; M ecusi.| | | zer-eb, {OsT} 1. Atete yan m ad sylen en b ir m a s a l hayvan ; Sem ender. 2. imek.\\ zer-n, {OsT} Sem ender. | zer-yn, {OsT} -* azer-gn. | Azerbayign, [Far. zer-byign OlSolyiT] (a ;z erb a :y ig :n ) {OsT} is. Azerbaycan, azerd, [Far. zerd

^jiT]

(a;zerd ) {OsT} is. Boya; renk, (a ;z eri;) {OsT} sf. A-

azer, [Far. zer + Ar. - teli.

Azer, [Far. zer- lSjT] (a ;z eri:) {OsT} is. 1. Azer baycanda yaayan Trk soylu halk ve bu soydan olan kimse; AzerbaycanlI. 2. sf. AzerbaycanlIlara ait. A zerice, [Azer-ce] is. 1. Azerbaycan Trklerinin kulland Trk lehesi. 2. sf. Azerbaycan Trkle rinin kulland Trk lehesi ile yazlm eser, azerm , [Far. zerm p jl] (a;zerm ) {OsT} is. 1. Utanma. 2. efkat. 3. Hamet. S zerm -c, {OsT} T erbiyeli; k ib a r ; ince. azfar, [Ar. zufr > azfar jUtl] (azfa;r) {OsT} is. Tr naklar. azfendak, [Far. zfendk tSJuijT] (a ;z fen d a ;k ) {OsT} is. Gkkua, azfer, [Ar. zufr > azfer yk>I] {OsT} sf. (Kii iin) uzun trnakl. azgan1, [az-an] {eT} {az} is. bot. Kuburnu bitkisi. [DLT] [DS] azgan2, [Ar. zn > azn uW>l] (az a;n ) {OsT} is. Kinler; garezler, azgas, [Ar. zas > azs U ^ I] (az a;s) {OsT} is. 1.

AZG Demetler; desteler. 2. Karmakark rya ve sy lentiler. azga, [eT. z-mak (yoldan lan ak; sap m ak ) > aza- jiLfcj'] {eAT} is. Mcadele, azgamak, [eT. z-mak (yoldan lm ak; sa p m ak ) > az-a--mak {eAT} {az} dnl. f . [-r ] [eA T.. -u r] 1. Kzmak. 2. Kzmak. 3. Azgnla mak. [DS] azgn, [eT z-mak (yoldan km a k; sap m ak) > az gn] sf. 1. Azm olan. 2. fkeden kontroln kay betmi; gz dnm. 3. Saldrmaya hazr. 4. Vah i. 5. (Deniz iin) dalgal ve kabarm. 6. (Rzgr iin) ok iddetli, kasp kavuran. 7. Cinsel bakm dan ar istek duyan; doyumsuz. 8. (ocuk iin) etraf krp dken, sz dinlemeyen; yaramaz; haa r. 9. (Ten, deri vb iin) abuk iltihaplanan; yaras ge iyileen. 10. Doru yoldan ayrlm; sapk; sap kn. S azgn azgn, Cokun ve takn b ir hlde. azgna, [az-ma] {eT} zf. Azck; azca; ok az. [EUTS] azgnlama, [azgm-la--ma] is. Azgnlamak ii. azgnlamak, [azgn-la--mak] dnl. f . [ -r ] 1. A z gn ve saldrgan duruma gelmek. 2. Ar cinsel istek duymak, azgnlk, - [azgn-lk] is. 1. Kzgnlk, fke, saldr ganlk gibi duygu ve davranlarda ar gitme; ta knlk. 2. Ar yaramazlk; haarlk. 3. Ar cinsel istek. 4. Sapklk. 5. Ktlk, fesat. 5 azgnlk etmek, 1. A r gitm ek. 2. F e s a t karm ak, bozgun cu lu k etmek. azgnmak, [z > az-n-mak {eAT} gl. f . [u r] A z grmek; azmsamak, azgnt, [eT. z-mak (yoldan km a k; sa p m ak ) > azgn-t] {az} is. Soytar; serseri. [DS] azgmak, [eT. z-mak (yoldan km a k; sap m ak) > az---mak {eAT} dnl. f . [-r ] 1. Kzmak. 2. Kzmak. 3. Azgnlamak, azgun, [eT. z-mak (yoldan km ak; sap m ak) > azun / az-kun j^ jT ] {eAT} sf. Doru yoldan ayrl m; batan km; sapkn; sapk. 0 azgun. ili, {eAT} Bozguncu. azgunrak, [azun-rak] {eAT} sf. 1. Daha sapk. 2. Daha akn. 3. Daha ok uzaklam, daha ok ayrlm olan, azgunlk, [eT. z-mak (yoldan km a k; sap m ak) > az-un-lk jjkjfcjT] {eAT} is. 1. Azgnlk; taknlk; sapklk. 2. Ktlk; fesat; bozgunculuk. 3. nsan imtihan edecek ey; artacak ey; fitne. 0 azgunlk eylemek, {eAT} B ozgunculuk y a p m a k ; fe s a t karm ak.| azgunlga okuyc, {eAT} S ap kl | a aran . azgurmak, [eT. z-mak (yoldan km a k; sap m ak) > az-ur--mak {eAT} ite, f . [-u r] 1. Bir

ira

i k

i m

. 402

birini doru yoldan saptrmak; iva etmek. 2. Bir birine kzmak, azgurm ak, [eT. z-mak (yoldan km a k; sap m ak) > az-ur-mak] {eT} gl. f . [-u r ] Yanl yola gtr mek; azdrmak; saptrmak; ayartmak. [Gabain] [EUTS] azha, [Ar. zahve > azh ler; gletler; havuzlar, azher, [Ar. zahir (ak) > azher / azhar ^ 1 ] {OsT} sf. ok ak; ok belli; meydanda; aikr, az, [eT az- / az-k] is. 1. Her iki enede sal sollu beer adet bulunan tc diler; az dii. 2. {az} Kan dingilini yanlara balayan aa kama. [DS] 3. {az} Keskin aletlerin, trnan dip taraf. [DS] S az kaz, {az} K a n la rd a a r a b a evi, din gil ve oku b irb irin e ba lay a n kazk. [DS] azck, - [az--ck / az + ck (biraz) az-cuk] ( a z ck) sf. 1. ok az, biraz, yetersiz. 2. zf. A z bir za man olarak, biraz, azd, [Ar. azd
{O s T} is. 1. Kolun st ksm. 2.

(azh a;) {OsT} is. Gl

Destek. 3. G; kuvvet; kudret, azg, [az-] {eT} is. Az dii. [DLT] [EUTS] [ETY] [Gabain] 0 azg ti, Az dii. [EUTS] azglam ak, [az-la-mak] {eT} gl. f [-r ] Az dii ile srmak; az diine vurmak. [DLT] azglg, [eT. z-mak (yoldan km a k; sap m ak ) > az-l] {eT} s f 1. Azl; korkun; az dii belirmi olan. [DLT] 2. Az dii. [EUTS] 0 azglg tonuz, Az dili domuz. azgzmak, [az--()z--mak {eAT} gl. f [-r ] Az bulmak; az grmek; azmsamak, azk, [eT. az-k / az-uk djT] {eT} is. 1. Yiyecek; er zak; nevale. {eT} (ayn) [EUTS] [Mhenn] 2. Yolcu lua karken yolda yemek iin gtrlen yiyecek ve iecekler; kumanya; yol yiyecei. {eT} {az} (ayn) [EUTS] [Mhenn] [DS]!? azk kartrm ak, {az} H ep b e r a b e r y e m e k iin azkla r birbirin e kartrm ak. [D S]|| azk tutm ak, {eAT} Y iyecek b i riktirm ek. azk, [azk-] {az} is. Azk tayan. [DS] azklamak, [azk-la-mak] {az} g l .f . [-r ] [-l()-y o r] Geliri ile kendini idare etmek; rn ihtiyacna ye tecek kadar olmak. [DS] azklandurm ak, [azk-la-n-dur-mak gl. f [-u r ] Azk vermek, azklanm a, [azk-la-n-ma] is. Azklanmak ii ve du rumu. azklanmak, [azk-la-n-mak j^jlijl] edil, f [-r ] 1. Yiyecek verilmek; rzklanmak. 2. dnl. f. [-r] Azkl hle gelmek; azk sahibi olmak; azk edin mek; erzak edinmek. {eAT} (ayn) azkl, [azuk-lu > azk-l] sf. 1. Az olan. 2. Azkla {eAT}

l E lB M U o s birlikte. 3. {az} Yoksullan doyuran; a doyuran. [DS] azklk, - [azuk-luk > azk-lk] is. 1, Azk olarak hazrlanan yiyecek. 2. Azk konulan kap, sepet, torba. 3. Hemen yemek zere, harman zamanndan nce biilip savrulan ekin. 4. {az} Geim; maiet. [DS] azlamak, [az > az-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l() -yor] ncitmek; srmak; dmanlk etmek. [DS] azlanm, [azla-n-m] {az} sf. Kafa tutan; ba kal dran. [DS] azl, [az-lu > az-l] sf. 1. Acmadan ktlk yapa bilecek durumda olan; zorba; azgn. 2. Hibir ey den korkmayan. 3. Tehlikeli. 4. Korkutucu. 5. (o cuk iin) yaramaz, kavgac; haar. 6. yan gemi yaban domuzu, azlma, [az-l-ma] is. Azlmak ii ve dirimi, azlmak, [eT. z-mak (yoldan km a k; sap m ak) > azl-mak] {eT} dnl. f . [-r ] [eT. -u r] 1. Yanlmak. [Yknek] 2. Azgnca davranlarda bulunmak. {eT} (ayn) [DLT] azlu, [eT. az-lu > az--lu >^jT] {eAT} sf. Takn; lgn. azmak1 [az--mak] {eT} gl. f . [ - r ] 1. Szmak. 2. , Grltden ar duyar olmak. [DLT] azmak2, [eT. z-mak (yoldan km a k; sap m ak) > az-mak] {az} g s z .f. [- r ] Ba kaldrmak. [DS] azmsama, [az-msa-ma] is. Az bulma, az grme, azmsamak, [az-msa-mak] gl. f . f - r ] (-s()-y or] 1. Az bulmak; yeterli grmemek. 2. Daha ounu is temek. 3. Umduundan az bularak beenmemek; azgnmak; azmsmak; azmsnmak; azrgamak; azrganmak. azn, [az-n ujl] sf. 1. Biraz; hafife. {eAT} (ayn) 2. zfi Az olarak. {eT} (ayn) S5 azn azn, {eAT} A zar azar; y av a y a v a ; ted ricen ; a z az. aznlk1 - [az-n-lk] is. 1. Bir toplulukta sayca az , olan. 2. Dil ve din bakmndan farkl egemen bir devlet iinde yaayan kk topluluk; ekalliyet. 3 aznlk grubu, B ir m ecliste g e n e l eilim den fa r k l dnen ve davran an k k grup. \ aznlk haklar, \ M ecliste veya ticari b ir ortak lk ta azn lkta o la n la ra tannan y a rg y a b a vurm a ve k a r a r la r a itiraz etm e g ib i h a k la r.| aznlk hkmeti, M ecliste y e | terli ounlua sa h ip olm ayan p a rti grubunca, baka p a rtili veya ba m szlarn d estek lem esi s o nucu kurulmu hkmet.\\ aznlklar hukuku, B ir devletin egem en lii altn d a y a a m a k zoru n da kalan aznlklara tannan din ve ib a d et hrriyeti, kltr ve g elen eklerin i yaatm a, d illerin i s e r b e s t e ku lla nabilm e ve hakim toplu lu a tannan btn h a k la r dan eit o la r a k y a ra rla n a b ilm e h aklarn n btn.\\ aznlk okullar, A znlklarn eitim ve retim in i sa lam ak zere z e l kan u n lara g r e alm oku l

AZI lar. | aznlkta kalmak, B ir grubun veya partinin | k a la b a lk gru p karsn da s a y c a z a y f kalm as. aznlk2, - [az-mak > az-m-lk] {az}is. Usan; bkknlk. [DS] aznmak, [azmak > az-n-mak] {eAT} dnl. f. [-u r] Kaybolmak. azm sam ak, [azm-sa-mak] {az} g l. f i [- r ] [-s() -y o r] Az grmek; az bulmak; azmsamak. [DS] aznsmak, [azn-s-mak] {az} gl. fi. [ - r ] Az gr mek; az bulmak; azmsamak. [DS] aznt, [az-nt] {az} sf. 1. e yaramayan ve nereden geldii belli olmayan; serseri. 2. Zorba; azgn. 3. Aztlm hayvan. 4. Soyu bozulmu; melezlemi. [DS] azrak, - [az--rak lijj] {eAT} {az} sf. ve zf. Daha az; azck. [DS] azrakl, [az-mak > az-r-ak-l] {az} sf. Kavgac; kzgn; belal. [DS] azrgam ak, [az-r-a-mak ^IfcjjT] {eAT} gl. fi. [ -r ] 1. Az grmek; az bulmak; azmsamak. 2. nem vermemek. azrgan, [az-r-gan] {az} is. Yol kenarlarnda birbi rine sarlarak byyen ve boyu iki metreyi bulan dikenli al. [DS] azrganm ak, [az-r-a-n-mak {eAT} gsz.

fi

[-r ] [eAT. -u r] 1. Azmsanmak; azmsamak; az bulmak. 2. {az} Nazlanmak. [DS] 3. {az} ekin mek; kanmak. [DS] 4. {az} Zor gelmek; isteksiz olmak. [DS] azrgu, [az-r-u {eAT} zf. Azca,

azrkam ak, [az-r-ka-mak j^ jjT ] {eAT} gl. f i [ - r ] -* azrgamak. azrra, [Ar. darr / zarr > azrr l_^>'] (azr-a:) {OsT} is. Krler, azma, [az--ma] is. Azmak ii. azmak, [eT az---mak > az--mak jA ijl] dnl. fi. [-r ] 1. Gittike iddetlenmek; kzmak; azgnla mak. 2. ite, f i Kavgaya tutumak, dvmek. 3. {eAT} Birbirini yitirmek, aztrm a, [az--tr-ma] is. Aztrmak ii. aztrm ak, [az--tr-mak] gl. fi. [- r ] 1. Gittike iddetlenmesini salamak; kztrmak; tututur mak; iddetlendirmek. 2. Kavgaya tututurmak, d vtrmek. aztgan, [az-t-an] {eT} sf. Daima yoldan karan; azdran. [DLT] aztm a, [az-t-ma] is. 1. Aztmak ii. 2. Kovarak uzaklatrma. S1 aztm a kedi, Yabani h a y ata d n m o la n ev cil kedi. aztm ak, [az-t-mak

jijT ]

gsz. fi [-r ] [eAT. -u r] 1.

Azm hle gelmek; azgnlk etmek. {eT} {eAT} (ay n) [EUTS] [Gabain] 2. Zapt edilemez olmak. 3. Ken

AZ di yolunu armak; doru yoldan sapmak; {eATf (ayn) yolunu yitirmek..4. gl. Birisini azdrmak, yoldan karmak, artmak. {eT} {eAT'} (ayn) 5. {eT} Kartrmak karmakark bir hle getirmek; dzensiz hle koymak; intizam bozmak. [EUTS] [Gabain], 6. {eTj i yolundan saptmak; yoldan karmak. [DLT] [Mlenn] 7. Kedi kpek gibi evcil hayvanlan yabana salvermek; babo brakmak, azide, [Far. zde o-bjT] (a :z i:d e) {OsT} sf. Matkap vb. ile delinmi, azife, [Ar. zife Asjl] (a:zife) {OsT} is. Kyamet, azifet, [Ar. zifet cijT] (a:zifet) {OsT} is. Kyamet. azi, [Far. z dmanlk. azihe, [Ar. azhe tira. azik, [Ar. azik J i*] {OsT} sf. Hoa giden. azil1, -zli [Ar. azl J>p] {OsT} is. 1. Geri ekme; geri alma. 2. ten karma; grevine son verme. 3. huk. Birine verilmi olan veklet yetkisinin tek yanl beyan ile geri alnmas ilemi. 4. Cinsel ilikide erkein darya boalmas. 5. Memuriyet grevinin yetkili makam tarafndan alnmas; memuriyetten atlma. S azletmek, Verilen g rev d en veya v ek letten u zaklatrm ak,| azleylemek, Verilen g r e v j den veya vekletten u zaklatrm ak.| azlolmak, G | revin den uzaklatrlm ak, iten karlmak.\\ azlo lunm ak, K en d isin e verilen g rev d en veya v eklet ten uzaklatrlm ak. azil2, [Ar. zil JiU ] (a:zil) {OsT} sf. 1. Azarlayan; kan; paylayan. 2. is. Kadnlarda ayba hline se bep olan kanal. azil3, [Ar. azl serke; inat. azim 1, [Ar. azamet (byklk) > azim / azme (azi:m , z kaln sylen ir) {OsT} sf. 1. Byk; ulu; yce. 2. iddetli; kuvvetli; hayret uyandrc; grkemli; muhteem. 3. Derecesi ve mevkii yksek olan; ycelii snrsz; Allah. S azm 'l-kadr, {OsT} D e eri y k sek o la n .| az| m -n, {OsT} D ere c es i ve m ertebesi o k y k sek o la n (Allah). azim2, -zmi [Ar. azm r y ] {OsT} is. 1. Yaplmak iste nen bir i, varlmak istenen bir hedef iin her trl gl gsleme kararll; kesin karar; irade; gayret; gaye; niyet. 2. Yola gitme; yolculua k ma. S azim olmak, {az} K a ra rl o lm a k; azim li olm ak. [D S]|| azm cezm, {OsT} K esin karar.\\ azm ii hram etmek, {OsT} Gitmek. azimJ, [Ar. azm > azim fjU ] (a:zim ) {OsT} sf. 1. (azi.T) {OsT} sf. Dzeltilemez; (azi:he) {OsT} is. Yalan; if

o iu m re so M i. Kesin kararl. 2. Bir yere gitmeye kesin karar ver mi olan. azim at, [Ar. zime > zimt olojT] (a:zim a:t) {OsT} is. Ktlk yllar. azim e1, [Ar. azm > azme (azi:m e) {OsT} is. 1. Sebat, kararllk. 2. fo lk . Cin, ylan gibi zararla ey lerden korunmak iin yazdrlan tlsml kt; muska. S azime okumak, fo lk . By iin dua o ku m ak; by yapmak.\\ azm et-h'n, {OsT} B y c. azime2, [Ar. azmet (byklk) > azme -uJip] (azi.m e, z kaln sylen ir) {OsT} is. Byk i; byk gnah; byk bela, azime, [Ar. zime a)T] (a:zim e) {OsT} is. 1. Ktlk yl. 2. Az dii, azimet, [Ar. azm ( niyet, y o la gitm e) > azimet o-.jp] (azi:m et) {OsT} is. 1. Yola kma; gitme; gi di. 2. By duas; tlsm; efsun. S azimet etmek (buyurmak, eylemek), Yola km ak, gitm ek. | az| met-hvn, By d u as okuyan.\\ azmet ii avdet, {OsT} G idi ve dn. azim kar, [Ar. azm (karar) + Far. -kr k r) {OsT} sf. Kararl, sebatl; azimli, azim krane, [Ar. azm (karar) + Far. -kr-ne (azim-

jT]

(a :z i: ) {OsT} is. Nefret; kin;

ljlSLojp] (a zim k :ra :n e) {OsT} zf. Kesin kararl olarak. azimli, [azim-li] sf. 1. Varmak istedii hedef veya yapmak istedii bir i iin her trl gl yenme kararllnda olan; kararl; sebatkr. 2. zf. Ylgnlk ve umutsuzluk gstermeden, azimut, [Ar. el-simt (yanlar.) > Isp. Fr. asimut] is. 1. Asal uzaklk. 2. g k b. Bir yldz ile gzleme vinin bulunduu yerin deyinden meydana gelen dzlem ile gzlemevinin boylam dzlemi arasnda ki a; aklk. 0 azimut kadran, D ik ubuklu g ne sa a ti.| azimut pusulas, M knats ibresinin | g zlem ey e y a ra y a n byiik a p l p u su las; gney as. azin1 [Ar. izn > zin u i] (a;zin) {OsT} sf. 1. zin , veren. 2. is. Kefil. 3. Kapc; perdeci. azin2, [Far. zn (a :z i;n ) {OsT} is. 1. Ss; ziynet.

2. Donanma; enlik. 3. Kural; yasa; kanun. 4. Y o urttan ya karmakta kullanlan yayk. azine, [Far.zne Bayram gn. a z ir1, [Ar. azr jjp] (a zi.rj {OsT} sf. 1. zr dile yen. 2. is. zr. azir2, [Ar. azr y.jz] (azi.r) {OsT} is. Biilmi ekinin tarlada satlmas. (a ;z i;n e) is. 1. Cuma gn. 2.

M UflllliBlt M

405________________ ____________ ________________________________

_____ AZM

azir3, [Far. zr jj.iT] (a:z i:r) {OsT} is. 1. Ar; sz. 2. Istrap. 3. Aknt. 4. Azar; kma, azi, [Far. az ^ > 1 ] (a :z i:) {OsT} is. 1. Eik tahtas. 2. Aa veya tahta paras; yonga; tala, aziy, -yyi [Ar. ziyy (_gjT] (a:ziy) {OsT} is. Deniz dalgas. aziz, [Ar. izzet (byklk) > azz I azize yy- / yyp] (azi:z) {OsT} sf. 1. Sevgi ve saygda stn tu

ur] 1. Hrslanmak. [ tigsizler] 2. Haset etmek; kskanmak; ekememek, [EUTS] 3. Arzulamak. [EUTS] azlanm ak2, [z > az-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] A z bulmak; az grmek; azmsamak. [DLT] azlanm ak3, [eT. z-mak (yoldan km ak; sap m ak) > az-()l-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Yanlmak; hata etmek. [EUTS] azlem, [Ar. zulm (karan lk, eziyet) > azlem (Ulit]

{OsT} sf. 1. En fazla zulm ve hakszlk eden; en tulan; deerli; sayn; saygn; muazzez. 2. Kutsal. 3. zalim. 2. En karanlk, is. Ermi erkek; eren. 4. Hristiyanlkta Incilin ru azlk,,- [az-lk] is. l ve say bakmndan yeter huna uygun yaad tespit edilen ve kendisine siz olma durumu; yeterli gelmeme durumu. {eT} uyulmas kilisece kabul edilen kii. 5. Msr valisi. (ayn) [EUTS] 6. gnl. Hayat ve din yaay bakalarna rnek azlu, [az-lu jJjT] {eAT} sf. Nasibi, ksmeti az olan. olabilecek nitelikte olan kimse. 7. rl. Sevgi ve sayg ifade eden hitap sz. S aziz etmek (kl azm 1 [Ar. azm ^ ] {OsT} is. Kemik. S azm-i acz, , mak), 1. D eerin i ykseltm ek. 2. Sayg du y u lacak {OsT} anat. Sar kemii.\\ azm-i ades, {OsT} anat. hle getirmek.\\ azz-i hakm, {OsT} H ikm et sahibi, M ercim ek kem i i.| azm-i amii, {OsT} anat. P az | kuvvetli (Allah).|| azz-i M sr, Hz. Yusuf.\\ aziz ol kemii.\\ azm-i akab, {OsT} ke kem i i.| azm-i | mak, M anen ykselm ek. ceh, {OsT} anat. Aln kem i i.| azm-i cidar, {OsT} | anat. Yan kem i i.| azm-i dil', {OsT} anat. E e k e | azizan, [Ar. azz > azzn o\y.y-\ (azi:za:n ) {OsT} is. m ii.| azm-i enf, {OsT} anat. Burun kem i i.| azm| | Azizler. i fahz, {OsT} anat. Uyluk k em i i] \ azm -i rbal, azize, [Ar. izzet (byklk) > azize c y y ] (azize) {OsT} anat. K a lb u r kem ii.| azm-i hanek, {OsT} | {OsT} is. 1. Ermi kadn. 2. nl. Bayanlara sevgi hi anat. D am a k kem ii.| azm-i harkafa, {OsT} anat. | tab. K a l a kem i i.| azm-i ka'b, {OsT} anat. A k kem i| azizlik, -i [aziz-lik) is. 1. Aziz olma durumu. 2. i.\\ azm-i kafa, {OsT} anat. A rt k a fa kemii.\\ azmByklk, ululuk. 3. Ermilik. 4. gnl. aka, mu i kasaba, {OsT} anat. B a ld r kem i i.| azm-i kass, | ziplik 5. Beklenmedik, ho olmayan can skc du {OsT} anat. G s kem i i.| azm-i kitf, {OsT} anat. | Omuz kem i i; k rek kemii.\\ azm-i k'bere, {OsT} rum. S1 azizlik etmek, B irini beklen m ed ik ve ho anat. n k o l kem ii. | azm-i lam, {OsT} anat. D il | olm ayan b ir durum a drm ek; m uziplik yapm ak. kem ii]] azm-i mik'a, {OsT} anat. K a k kem ii. | | azkna, [az-kna / az-kya] {eT} zf. Azck; pek az; azm -i remm, {OsT} rk kem ik.| azm-i rdfa, | biraz. [Tekin] [EUTS] {OsT} anat. D izkapa kem ii.| azm-i rikb, {OsT} | azknga, [az-k-na / az-kna] (azkna) {eT} zf. ok az; anat. zengi kem ii. j azm-i sfldg, {OsT} anat. a | azck. [ETY] k a k kem i i.| azm-i azye, {OsT} anat. K a v a l k em i | azkya, [az-k-na / az-kna] {eT} zf. Azck; biraz. i]] azm-i terkova, {OsT} anat. K p r c k kem ii]] [EUTS] azm-i us'us, {OsT} anat. K uyruk kem i i.| azm-i | azkinek, [Karaim T. az-gnak > az-kinek] {OsT} zf. vecan, {OsT} E lm a ck kem ii]] azm-i veted, {OsT} Azck. anat. T em el kem i i.| azm-i zend, {OsT} anat. D ir | azkun, [az-kun OjSjT] {eAT} -* azgun. s e k kem ii]] azm-i zfr, {OsT} anat. Trnaks k e azkuna, [Yun. zvura] {az} is. Topa. [DS] mik. azkura, [Yun. zvura] {az} is. -* azkuna. [DS] azm 2, [Ar. azm ?y-] {OsT} is. -* azim. S azm- azl1 -li [Ar. azl J \&\{OsT} is. 1. Baa kakma. 2. A, k at, {OsT} K esin karar]] azm cezm, {OsT} K e zarlama. sin karar. azl2, -li [Ar. azl Jy>] {OsT} is. -* azil. azm a1, [az-ma] is. 1. Azmak ii, 2. sf. Deimi, bo azlaf, [Ar. zlf > azlf J^lip] (azl:f) {OsT) is. zool. atal trnakl hayvanlarn trnaklar, azlal, [Ar. zili (g lg e) > azll (azl:l) {OsT} is. Glgeler. azlamak, [az-la-mak] {eT} gl. f . [-r ] Azmsamak; az grmek. [Yknek] azlanmak1, [az (hrs) > az-la-n-mak] {eT} dnl. f . [zulmu. 3. Hatrda kalm; an krnts. 4. {az} Siyah renkli, gagasnn zerinde kk kk be yaz benekli ukurluklar olan iri gvefcin. [DS] 5. {az} Irmak kylarndaki imenlik. [DS] 6. {az} Irmak kenarlarndaki kavaklk. [DS] 7. sf. (Hayvan lar iin) iki ayr rkn karm olma; melez; krma. azm a2, [az-ma] {eT} is. Taann derisi yarld iin aamayan ko. [DLT]

AZM azm a3, [Far. zmden > azma / zmy (zm a:) {OsT} sf. 1. Denemi. 2. Denenmi azm ak 1 [eT z-mak > az-mak , (eT a:zm ak) gsz. f. [ - a r ] 1. {eT} Yolunu armak; yoldan k mak; yolu yitirmek; armak. {eAT} (ayn) 2. mec. ok kt hareket etmeye balamak; azgnlamak; bozulmak; deimek; yoldan kmak; sapmak; ay rlmak; yanlmak; armak; ahlak bozulmak, yol dan kmak; sapknla dmek. {eAT} {az} (aym) [DLT] [ETY] [ETY] [EUTS] [Gabain] [Mhenn] [DS] 3. {eAT} Baa gitmek; heba olmak. 4. {eAT} Bozul mak; fesada uramak. 5. {eAT} zellikleri bozul mak; deimek; ekimek. 6. {eAT} Ayr dmek; ayrlmak. 7. Hareketleri allmn dna kmak; taknlk gstermek; comak. 8. (ocuklar iin) yaramazl artrmak. 9. (Hayvanlar iin) zor zapt edilir olmak; idare edilemez hle gelmek. 10. (Fr tna, rzgr) iddetlenmek. 11. (Sel ve deniz dalga lar iin) kabarmak; kprmek; tamak. 12. (Bitki ler iin) rn vermeyi engelleyecek ekilde ar boylanmak. 13. (Yara iin) iltihaplanmak, iyile mesi gecikmek. 14. (amar iin) rengi alama yacak derecede kirlenmek. 15. Cinsel istei artmak. 16. {az} (Toprak iin) tavn kaybetmek. [DS] 17. {az} (Yemek iin) ekimek; tad bozulmak. [DS] 18. {az} Oyun, elence amacyla boumak. [DS] S3 azm ak kudurm ak, Cokunluktan zap t ed ilem e y e c e k h le gelm ek. azm ak2, - [az-mak ^ jT ] is. 1. {az} Geici olarak su altnda kalan yer. [DS] 2. Bir su kanalndan ayr lan kol; ark; {eAT} 3. Tuzlalardaki tuz tavalar. 4. {az} Akarsularn yatak deitirmesi sonucu mey dana gelen kk su birikintileri. [DS] 5. Saz ve kamlarla kapl bataklklar. 6. {az} Akarsuyun denize dkld yer. [DS] 7. {az} Kaynak; memba; gze. [DS] 8. {eAT} {az} Yapkan amur lu bataklk. [DS] azm an 1 [az-man] sf. 1. Allmn stnde byyp , gelien; iri yar. 2. Taze iken toplanmad iin to huma kam lahana, karnabahar gibi bitkiler. 3. Bir baka cins veya rk ile aprazlama sonucu do an kedi, kpek cinsi hayvan. 4. {az} (Davar iin) be yan gemi. [DS] 5. {eT} Sarmtrak. [Tekin] 6. {eT} is. di; idi at. [ETY] [Gabain] 7. {az} di edildii hlde erkekliini kaybetmeyen ko yun, kei, boa. [DS] 8. {az} Drt yan gemi boa. [DS] 9. {az} al, diken ve yabanc otlarla dolu tarla. [DS] 10. {az} Bataklk. [DS] 11. {az} Bitkilerde kk filizi; kk srgn. [DS] azm an2, [Far. sumn] {az} is. Gkyz; asuman. [DS] azm anlam a, [azman-la--ma] is. Azmanlamak ii. azm anlam ak, [azman-la--mak] dnl. f . [-r ] Al lmn dnda bymek ve gelimek, azm ant, [Far. azmend] {az} sf. Zorba. [DS] / UjT]

O T u ei R SO M . azmay, [Far. azma>azmay ^.kjT] (a .z m a .y i:) {OsT} is. 1. Denenmi olma hli. 2. Denemi olma hli, azmayi, [Far. zmy ^.Loj] (a :z m a :y i:) {az} {OsT} is. Deneyim. [DS] azme, [Ar. azm > azme ^ y ] {OsT} is. 1. Karar; ni yet. 2. Grev; vazife. azm en1 [Ar. azm > azmen lijp] ( a z m en) {OsT} zf. , Kararl olarak; karar vererek; niyet ederek. azmen2, [Ar. azm > azmen {OsT} sf. 1. Pek

ok eyi tayan; en ok eyi iine alan. 2. En ok gven duyulan, azmend, [Far. z (tam ah) > zmend -tuj] (a:zm end) {OsT} sf. Tamahkr; a gzl; haris, azmetme, [Ar. azm (karar) + T. et-me 4^.1 y\ is. Azmetmek ii. azmetmek, [Ar. azm (karar) + T. et-mek ^ y]

gsz. f . [-(d )-e r ] 1. Yapmak istedii i ve varmak istedii hedef iin btn glkleri yenmeye, en gelleri amaya kesin kararl olmak. 2. ok arzu etmek; ok istemek, azm ettirm e, [Ar. azm (karar)+ T. et-tir-me ajl ^ y] is. Azmettirmek ii. azm ettirm ek, [Ar. azm (karar) + T. et-tir-mek ^ y dlojul] gl. f . [ -ir ] 1. Bir kimseyi yapmak istedii bir ie heveslendirmek. 2. huk. Birini yasa d i yapmas veya su ilemesi iin kkrtmak, ynlen dirmek. azm, [Ar. azm > azmi L *Jit] (azm i:) {OsT} sf. 1. S Kemikten yaplm. 2. Kemikli, azm, [Ar. azm (karar) > azm / azmiye ^ y t ^ y \ (azm i:) {OsT} sf. 1. Azimle ilgili. 2. Kesin kararla ilgili. azmin, [Ar. azm > azmn anat. Kemik ilii, azm kr, [Ar. azm+Far. kr sf. Azimli; kararl, azm krane, [Ar. azm + Far. kr-ne (azm(azm k.r) {OsT} (azm i:n) {OsT} is.

k :r a :n e ) {OsT} zf. Kararl olarak; kararllkla; azimle. azmude, [Far. zmden (den em ek) > zmde o^jT] (a:zm u :de) {OsT} sf. Denenmi; tecrbe edilmi, azmudegi, [Far. zmdeg ,J> oajjjT] (a :z m u :d eg i:) {OsT} is. 1. Deneyimli; alk olma. 2. Grgl ol ma hli. azmun, [Far. zmden (den em e) > zmn jy jT ] (a :zm u:n) {OsT} is. 1. Tecrbe; deneme; snav; imti-

AZU han. 2. s f Denenmi; tecrbe edilmi. 3. Denemi olan; tecrbe etmi olan, azna, [az-mak > az(t)n-a-] {eAT} is. Tartma; kav Azrail, [br. Azer el > Ar. azral J_itjjp] (a z ra :i:l) {OsT} is. Drt byk melekten, Allahn emri ile insanlarn cann almakla grevli olan; lm mele i. S A zraile bir can borcu olmak (kalmak), 1. Btn b o rla rn bitirm i, d em i olm ak. 2. in sa n larn lm l olduunu, d o la y sy la ken d i lmn d e kabullenmek.\\ A zraile el ense ekmek, a rg o. 1. lm g z e a la r a k alm ak. 2. K a z a veya h a s talk yznden lm den dnm ek. | A zrail gibi, C an | a la ca k m g ib i korkutucu ve rktc (kimse).\\ A zrailin elinden kurtulm ak, lm tehlikesi a t latmak.^ A zraille burun buruna gelmek, lm teh likesi atlatm ak. azrak , [az-ra-k jjT] sf. 1. Daha az; azca. {eAT} {eT} (ayn) [DLT] 2. Nadir, azrak a, [az-rak-a] {eT} zf. Pek az. [Gabain] azrar, [Ar. zarar > azrr j l ^ l ] (azra:r) {OsT} is. Za rarlar; kayplar, azref, [Ar. azref >JJ*\] {OsT} sf. 1. ok narin, zarif; en zarif; pek zarif. 2. Zayf. 3. ok zeki. S azref-i zttref, {OsT} Z ariflerin en zarifi. azrek, [az-ra-k iljjl] {eAT} sf. * azrak. azreng, [Far. zreng ^JjiT] (a:zren g) {OsT} is. 1. on derece kat; sert. 2. ok keder. 3. Ar eziyet; me akkat. azsnmak, [az-sm-mak] {az} dnl. f i [ - r ] Az bul mak; az grmek. [DS] azsz, [az-sz] {eT} sf. Hrssz; fkesiz; sakin. [EUTS] azu, [z-mak (yoldan sap m ak) > az-u j j l ] ba. 1. ki eyden biri; veya; ya da; yahut; ayet. [EUTS] [Ga bain] [DLT] 2. Yoksa. [ETY] [Tekin] 3. Acaba. [ tigsizler] 4. is. Az dii. S azu issi, Az dii olan yrtc hayvan. azua, [az-u-a] {eT} ba. Veyahut yahut; yine. [EUTS] [Gabain] azud, [Ar. azud -Ui*] {OsT} is. 1. Kolun st ksm. 2. Destek. 3. G; kuvvet; kudret, azuf, [Ar. azf J j i t ] (azu:f) {OsT} is. Yiyecek; er zak. azug1, [az-u ^jjT] {eAT} sf. -* azuk2. azug2, [Far. z j^jiT] (a:zu :) {OsT} is. Kir; pas. azuk1, [z-mak (yoldan sap m ak) > z-uk] (a:zuk) {eT} sf. Yolunu kaybeden; nereye gittii ve nereden geldii belli olmayan. [DLT] azuk2, [az-uk jjjT ] (a:zuk) {eT} {eAT} is. Azk; yi yecek; katk; erzak; yol yiyecei. [EUTS] [ETY] [DLT] [Gabain] [Yknek] [Tekin] azuk virmek, {eAT} B eslem ek. azuklanmak, [az-uk-la-n-mak] {eT} dnl. fi. [-u r] Azk sahibi olmak. [DLT]

a z n a l a m a k [azna-la-mak] {eAT} gsz. f . [ - r ] 1. ,


Tartmak; mnakaa etmek; kavga etmek. 2. Ka bul etmek; ikrar etmek, a z n a m a k [az-()n-a--mak] {az} ite, f . [-r ] 1. , Bozumak; kavga etmek; birbirine girmek. 2. Bela olmak. 3. d n l.fi Kzmak; iddetlenmek. [DS] aznavur, [Gre, aznauri / Erm. aznawor jjJjt] {az} is. 1- ri yar, kuvvetli kimse {eAT} (ayn) [DS] 2. {eAT} Kt ahlakl kimse. 3. sf. Azgn. {eAT} (ayn) 4. Korkusuz ve zalim. 5. {az} Ask suratl; sinirli; hain. [DS] aznavur gibi, {az} o k zalim d a v ranan. azne, [Zaza Krt, azna] {az} is. Yzme. [DS] S azne etmek, {az} Yzmek. [DS] aznif, [Erme, aznif (kibar.)] is. Ortadaki tan drt ta rafna da ilenebilen ve ilenen talarn toplam be ve bein katlar olduu zaman puan alman bir tr domino oyunu, azoik, -i [Fr. azoque] is. je o l. 1. Yaps hayvansal olmayan. 2. En eski jeolojik katman, azoospermi, [Fr. azoospermie] is. Ksrln balca sebebi olarak erkekte spermatozoitlerin yokluu durumu. azot, [Yun. a (sz) + ze (hayat) > Fr. azote] is. kim. Atom says 7, ktlesi 14 olan havann yaklak yzde seksenini oluturan renksiz, kokusuz bir gaz; nitrojen; sembol: N. S azot bakterisi, biy. H av a daki serb est azotu nitrat h lin e dntren b a k te rili az t evrimi, biy. Azotun tabiatta h avadan topraa, topraktan bitk ilere ve havaya, bitkilerden topraa doru ak. azotlama, [azot-la-ma) is. Azotlamak ii. azotlamak, [azot-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l(u )-y or] ine azot katarak kartrmak veya birleik hle getir mek. azotlu, [azot-lu] sf. Birleiminde ve yapsnda azot bulunan. azotometre, [Fr. azotometre] is. Organik bir madde de hacim bakmndan ne kadar azot bulunduunu tespit etmeye yarayan alet; azot ler, azotler, [azot+l-er] is. Organik bir maddede hacim bakmndan ne kadar azot bulunduunu tes pit etmeye yarayan alet; azotometre, azr, [Ar. 'azr _>>t] {OsT} is. Azarlama; paylama, azra, -a i [Ar. 'azr5 (a zra :) {OsT} is. 1. Bakire

ga-

kz. 2. Delinmemi inci. 3. Medine. 4. zerinde hi iz olmayan kum. 5. Hz. Meryem, azrah, [Far. zrah (a :zrah ) {OsT} is. 1. imek. 2. Yldrm. 3. Gk grlts.

AZU azuklug, [az-uk-lug] {eJ} sf. Az olan; azkl. [DLT] azukluk, [az-uk-lul] {eT} is. Azk iin hazrlanm ey; azklk. [DLT] azul, [Ar. azl Jj-i^] (azu.i) {OsT} sf. ok azarlayan; ok kan. azumet, [Ar. azmet (azu:m et) {OsT} is. E lence. azu n 1, [Sod. zwn (hayat) > ajun > aun / asun] {eT} is. Dnya; acun. [EUTS] azun2, [Far. zn ojjT] (a.zu.n) {OsT} zf. ylece; onungibi. azunlug, [azun-lu] {eT} sf. Dnyevi; dnya ile ilgili. [EUTS] azur, [Far. zr jjjT] (a:zu :r) {OsT} sf. Cimri; pinti; tamahkr. azuz, [Ar. azz (azu:z) {OsT} sf. Isrc, azv, [Ar. cazv (nispet etm e)

O r M IK tE S M .
{OsT} is. Bir sz veya hareketi bir bakasna ykleme; iftira; isnat, azva, [Ar. zav > azv I yas.] (azva:) {OsT} is. Iklar; aydnlklar; parltlar, azvan, [eT. azgan] {eAT} is. allk; al, azvana, [? azvana] {eAT} is. 1. Haykrma; grlt. 2. Devenin kard ses. S azvana urm ak, {eAT} K krem ek; haykrm ak. azvay [Far. azvay lsIsj] is. bot. Zambakgillerden Denire dolaylarnda yetien, yapraklar rozet ek linde yukar doru bklen, dik ve sk salkm i ekli, yapraklarndan karlan sv kurutulmak su retiyle mshil olarak kullanlan, bal bozucu bir madde olan sarsabr elde edilen ok yllk bir bitki; d aac; sarsabr; {eAT} (ayn), (A loe vera). azvi, [Ar. azv > azv tsjy-\ (azvi:) {OsT} sf. Kendisi ne iftira edilen, azviyat, [Ar. azv > azviyyt cjUjjp] (azviya:t) {OsT} is. snatlar; iftiralar, azyak, [Ar. azyak pek dar; en dar. azze, [Ar. izzet (ycelik) > azze y-] {OsT} nl. Aziz olsun! anlamnda padiahlar iin dua sz. 0 azze ensruh, {OsT} (P a d ia h la r iin ferm a n la r d a g e e n d u a szii) y ard m b o l olsun.]] azze nasrhu, {OsT} (P a d ia h la r iin fe r m a n la r d a ve p a r a la r d a g e e n du a sz) onun y ard m aziz v e b o l olsun.| | azze ismih, {OsT} Onun a d y celsin .| azze ve | celle, {OsT} Aziz v e elil o la n (Allah). {OsT} sf. Daha dar; ok dar;

azg, [Far. z ] (a:z) {OsT} is. 1. Asma veya aa budants. 2. Hurma lifi, azrde, [Far. azrde cojjj] (a:z rde) {OsT} sf. n cinmi; krlm; gcenik. S azrde dil, {OsT} G nl krlm ; g cen m i; mahzun. | azrde-g, | {OsT} G cendirilm i o la n ; incitilmi.\\ azrde-htr, {OsT} H atr krlm ; gnlii krlm.]] azrdept, {OsT} 1. (H ayvan iin) ykten srt b e re le n mi. 2. B e li bkk; y a l; ihtiyar. azre, [Fr. azur] is. m atb. 1. Dz zemin zerine ya tay yaldzl izgiler izmek iin kullanlan metal. 2. ek ve senetlerde silinti ve kaznty nlemek iin rakam yazlan yerlere konulan taramal izgiler, azrit, [Fr. azurite] is. min. Mavi renkli doal bakr karbonat filizi; Cu 3(C 03 ) 2( 0 H)2; esilit.

IBM
IB C t S H

b, [B / b] (be) dbl. Latin asll Trk alfabesinin ikinci harfi. Ses olarak, titreimli (tonlu) bir ift dudak nszdr. Akcierlerden gelen ve ses tellerinden titreerek geen hava az boluunu terk ederken kapal bulunan dudaklann birden almas ile mey dana gelir. Orhun Kitabelerinde b sesi ev eklinde bir iaretle temsil edilir; ev kelimesi de e b olarak sylenir. Sralamada madde ba olarak ikin ci sray gstermek iin kullanlr. B 1 [bat-] ksalt, co. Ynlerden b a t nm ksaltma sdr. B2 [Fr. bore] is. kim. Atom numaras 5, atom arl 10,82; ok sert, kahverengi-siyah amorf, younlu u 2,4 olan ve 2000 C de ergiyen ve bilinen hibir eriticide znmez bir element olan borun sembo l. B3 [t. basso] ksalt, mz. 1. En kaln erkek sesi olan bas veya bassonun ksaltmas. 2. ngiliz ve Alman lar tarafndan kullanlan s i notasnn iareti. B4 biy. Alyuvarlarda ve kan svsnda B snf agltinojenleri bulunmasndan dolay bu kan grubuna verilen ad. B' biy. Suda znr folik asit (B 0), tiyamin (B|), riboflavin (B 2), pantotenik asit (B 3), nikotinamit (B5), pridoksin (B 6), kamitin (B 7), kobalamin (B 12), p-aminobenzoyik asit (B x), biyotin (B w vitaminle ) rinin genel ad. B.6 [bay] ksalt. "Bay" kelimesinin ksaltmasdr. ba-, [Far. b- L] {OsT} ek. dbl. Bana getirildii A > rapa ve Farsa kelimelere - l i veya ile " anlam veren bir n ektir. S b-an ki, {OsT} u s e b e p le ki; artla ki.\\ b-dd, {OsT} A dil; d oru .| b-em r-i | l, {OsT} S adrazam n em ri ile.\\ b-haber, {OsT} bahaber.|| b-m azbata, {OsT} Tutanak ile.\\ bposta, {OsT} P o sta ile.\\ b-renk, {OsT} R en kli.| | b-smn, {OsT} Z engin; varlkl.| b-vak ar, | IOsT} A rbal; vakarl.\\ b-vcd-ki, {OsT} B y le iken; bununla b e ra b e r. Ba [Yun. barys (ar) > Fr. baryum] is. kim. Gm parlaklnda 3.7 younluunda, atom numaras 56,

atom arl 137,36 olan alkali bir element olan baryum elementinin simgesi. b a 1, [Ar. b U / o ] (b a :) {OsT} is. dbl. Arap asll Trk alfabesinin ikinci harfi. Ebced hesabyla de eri ik idir. S b-i muvahhide, {OsT} T ek n oktal b e .| b-i tahtniye, {OsT} N oktas altta olan be. | b a2, [ba / be / b / b / b / b] (yans.) is. 1. (nsan iin) barma, seslenme, gevezelik etme, yksek sesle konumay, seslenmeyi anlatan kk. [Zlfkar] ba-r-, ba - -()r-n -m ak 2. (Flayvan iin) bar ma, seslenme, brme anlatan kk. [Zlfkar] b a -rt-lak, ba-gr-m ak. 3. {az} ama, korku, piman lk, beenmeme, fke, acma bildirir. [DS] ba3, [Yun. ba] is. {az} Hey, ey, y a h u " anlamnda kullanlr. 5. Evet; peki; phesiz; tabi. [DS] ba4, - a [Ar. b' p-l] (b a :) is. 1. Kula. 2. Erime; yetme. 3. G; kuvvet; beceriklilik. 4. eref, b aars, [Far. bars => baars] {eT} is. 1. Pars. [EUTS] 2. Trk takviminde nc yln ad (Kaplan yl da denir). [EUTS] b ab 1 [Ar. bb u l ] (b a :b ) {OsT} is. 1. Giri k yeri; , kap. 2. Hkmet dairesi. 3. Saray. 4. Batniyede yedi imamdan drdncsne verilen isim. 5. Baz tarikatlarda en yksek makamda bulunana verilen unvan. 6. Geit, boaz. 7. Kitaplarn blmlerinden her biri. 8. tasvf. Tvbe, bb- adalet, {OsT} H a k k a p s.| bb- l, {OsT} -* Babali|| bb- saf, | {OsT} Sadrazam kon a. | bb- cennet, {OsT} C en | netin g irii.| bb- fetv-penh, {OsT} eyhlis | lam kat.| bb- hiikmet, {OsT} D ev let dairesi.\\ | bb- hmyun, {OsT} T opkap Saraynn birin ci kaps.\\ bb- irtia, {OsT} Rvet k ap s.| bb- | kebr, {OsT} 1. B yk kap. 2. 29 h a rfli F a rs a lfa b e si.| bb- mehat, {OsT} eyhlislam kat.| bb| | saadet, {OsT} 1. M utluluk kaps. 2. stanbul.\\ bb- sagr, {OsT} 1. K k kap. 2. 2 2 h a rfli A rap alfabesi.\\ bb- ser-asker, {OsT} A skerlik d a ir esi.| | bb- erf, {OsT} 1. e r e f kaps. 2. K o n y a d a M evln a trbesinin kaps.\\ bb- tahkir, {OsT}

BAB dbl. A rap dilbilgisinin, isim lerde kltm e bl rn.| bb- vl-y fetva, {OsT} eyhiilislam.\\ bb| zabtiyye, {OsT} m paratorlu k d n em in de stan b u l un gvenliinden sorum lu d a ire.J bbl-eb| vb, {OsT} B l m ; i; konu.| bbl-tevvb, {OsT} | T vbe k ap s.| B b -erif, {OsT} K o n y a daki | M evtana trbesinin kaps. bab2, [Far. bb i-jU] (b a :b ) {OsT} sf. 1. Elverili; uy gun, layk. 2. Uurlu. S bb tutm ak, {OsT} H ayr l uurlu saym ak. bab3, [Far. bb ljI>] (b a :b ) is. 1. ; maslahat; konu. 2. ekil; gidi; usul; mevzu; yol. / LU] (b a :b ) {OsT} is. 1. bab4, [Far. bb / bb Ata; baba. 2. nder; eyh.

IMUfflfCtSMi.. u

b a b a 1, [eT. / oc. d. baba] is. 1. Bir ocuun dnyaya gelmesinde etken olan erkek; ata; cet; peder; {eAT} (ayn). [EUTS] [Gabain] 2. Yal erkeklere hrmet amacyla seslenme sz. 3. evresindekileri bir baba efkati ile koruyan seven kimse; velinimet. 4. Bir bilim dalnn veya sosyal kurumun kuruluunu salayan kimse. 5. ta sv f Tekke byklerine veya tarikat liderlerine verilen unvan. 6. Yasa d iler l> yapan bir organize kuruluun lideri; mafya lideri; baba2, [baba l> ] is. 1. Topuz; yumru. 2. dm . Rhtm ve iskelelerde gemi halatnn baland yuvarlak gangster efi. 7. argo. Erkeklik organ. 8. {az} boumlu kma. 3. Motor ve kayklarda zincir, hal Erkek hindi. [DS] 9. argo. Nitelii yksek; kaliteli. at balanan kaln ve ksa ktk, ta ya da demir fi1 baba adam , 1. A rbal, sev ecen erkek. 2. Yal yuvak; {az} (ayn). [DS] 4. Merdivenlerde korku b ir a d a m a kar say g szla varr d e r e c e d e sevgi luklarn sahanla baland kaim dikme. 5. at anlatm.\\ baba bir karde, Ayn baban n o c u k la larda makas kirilerinin ykn azaltmak iin alt r olan kardeler.\\ baba buca, B a b a ev;'.|| baba na dikilen kaln aa direk. 6. {eAT} at yapmnda deil, trabzan babas, B a b a lk g rev lerin i y erin e tam merkeze dikilen kaim aa. 7. {eAT} Sancak ve getirm eyen kiiler tanm lanrken kullanlr.\\ b aba adr balarna geirilen top. 8. {az} Meyve fidan dan kalk, {az} B a b a d a n k alm a; m iras. [D S]|| ba larna destek olarak dikilen sopa. [DS] S baba tat badan kalm a, 1. B a b a d a n o cu k la ra m iras y olu yla ls, M ayal ham urun b a b a a d verilen k alp la rd a kalm o la n tanr veya tanm az m allar. 2. an p iirilm esi ve zerin e erbet, krem , zm d k lerek tekn iklerin e aykr o la r a k a talard an ren ild i i g i h azrlan an b ir tatl eidi. b i yaplan.\\ babadan oula, A tadan oula, k u a k tan kuaa, nesilden n esile eklin d e siirp giden.\\ baba3, [Ar. veb => baba [Tietze]] {az} is. 1. Zenci lerde grlen bir eit sara hastal. {eAT} (avn). 2. baba dostu, 1. B irin e iyilik eden ve babasn n a r Ur; yumru. 3. Byk ve onulmaz yara; ban. 4. k a d a o la n kim se. 2. argo. H ayrsz, ktlk y a p an (len iin) onulmaz dert veya hastalk. [DS] S1 ba kim se. 3. H ayr dokunm ayan esk i b ir tandk.\\ ba ba ka, {az} "l, g e b e r " an lam n da kullanlan ba evi, 1. B ir kim senin barn d a ile ortam . 2. b ir ilen sz. [D S]|| babalar tutm ak, (Zencilerin B a b a d a n k alm a ev. 3. G eim i b a b a tarafndan s a y a ka la n d sa ra d a n g elm e) o k fkelenmek.\\ ba lan an a ile topluluu.\\ baba evi gibi, (Yer iin) o k balar stnde olmak, o k sin irli h a ld e bulun iyi bilinen ve iyi k arla n lan ,| baba hindi, r i ve | m ak.| babas ka, H alk d ilin de birinin lmn | k a r t hindi. | baba inciri, {az} O lgunlam adan d j d ilem e" an lam n da ilenm e sz ; g e b e r .| baba tut | en e r k e k incir. [D S]|| babalarm z, B izden n cek i m ak, Zam an zam an azgn lk gsterm ek. | baba | kuak. | babam , Yal erk e k ler e k ar kullanlan bir | tutm az, {az} D ayankl, salam , kuvvetli kim se. seslen m e sz. | .. babam .. S reklilik ifa d e ed en bir | an latm da ed a t o la r a k kullanlr.| babana rahm et, | [D S]|| baba uram ak, {eAT} V ebaya yakalan m ak. G rlen b ir iyilik karl n da sylen en du a sz. | babaanne, [baba+anne] is. 1. (ocuk iin) babann | babann ak kemiine., argo. K fr ve h a k a ret annesi; nine. 2. nl. Yal kadnlara seslenme sz, s z .| babann can iin, lm olan b a b a n a h a babacan, [baba+can] is. ve sf. 1. Gvenilir ve cana | y r olsun an lam n da sylen en bir istek sz. | ba | yakn erkek. 2. {az} Gl kuvvetli; cesur; yiit; bann canna rahm et, (B ir iyilik veya be en ilen iri yapl. [DS] 3. {az} yiliksever; merhametli. davran iin) teekk r ederim . | babann mal m? | [DS]

1. K am u m aln g erek siz e k ild e h arcayan , tketen veya ku llan an a sylen en uyar, sz. 2. K en di k ii s e l tasarrufu altn d a bulunan bir m al veya i iin g erek siz y e r e m d a h aled e bulunana sylen en K a r m a ! an lam n da krg n lk sz. | babann arap | anana., arg o. K fr ve h a k a ret sz .| baba o| ca, /. B ir insann b a b a s b a n d a o la r a k y a a d a ile ortam . 2. A talardan k alan toprak, yurt. | baba | olmak, B ir erke in ken d i dl nden o c u k sa h ib i o lm a s.| babasnn iftlii, B ir kam u kurum anda | d iled i i g ib i davran an veya h es a b soru lm azcasm a yrtm ede bulunan kii iin sylen en ay p la m a s z.\\ babasnn hayrna, K a rlk beklem ed en , iyi lik ve yard m olsun diye. | babasnn olu, Yaratl | ve huyu b a b a sn a benzeyen ou l.| babasz olan | dourm ak, Ar g l k e k e r e k b ir ii baa rm a y a almak.\\ baba torik, 1. ri ve im an torik. 2. a r go. E rk ek lik o rg a n .| babay alm ak, argo. K t | bir durum la k arla m ak .| babay yemek, argo. | Yenilmek, kaybetm ek. | baba yolluu, {az} D | n de o lan evinin, kzn b a b a sn a ald hediye. [D S]|| baba yurdu, G em i a talard an b eri ailen in m al olan ev, to p ra k ve yurt.

BAB babacanca, [baba+can-ca] zfi. 1. Gvenilir ve cana yakn olarak. 2. Babacana yakr tarzda, babacanlama, [baba+can-la--ma] is. Babacanla mak ii. babacanlamak, [baba+can-la--mak] dnl. fi. [-r ] Sevecen ve cana yakn bir duruma gelmek, babacanlk, - [baba+can-lk] is. Babacan olma du rumu, cana yaknlk, babac, [baba-c] sf. Baba yanls, babaya bal olan, baback, - [baba-ck] {az} is. Araba teknesini ko rumak iin teknenin iki yanma konulan ift aa; dayama. [DS] babacl, [baba-cl] sf. (ocuk iin) babasn ok se ven; babasna dkn olan, babaclk, - [baba-c-lk] is. f e l . eitli snflar ze rinde egemen olarak denge kurmaya alan devlet ynetim sistemi; patemalizm. baba, -c [baba-] is. 1. ri ve yal erkek kmes hayvan; erkek ku. 2. {az} Her bakmdan babas na benzeyen ocuk. [DS] 3. sf. m ecaz. ri yapl, gsterili. babaa, [Yun. papadia / Srp, popadica] (b a b a 'a ) {az} is. 1. Papatya. 2. Pire ldren bir ot. [DS] babako, [Makedon Slav, babako] (baba'ko) sf. 1. (nsan ve hayvan iin) iri; byk yapl. 2. argo. (Kadn iin) iri yapl; gsterili; gl; byk, babadiye, [Yun. papadia => bbdiye Papatya. babadya, [Yun. papadie => bbdya Papatya. babafingo, [Yun. papafgos / t. pappafgo] (b a b a f'ngo) is. dnz. 1, Yelkenli gemilerde gverteden itibaren yelken direklerinin nc ve en st para s. 2. argo. Erkeklik organ, babagir, [bawagir / bayagir] {eT} is. 1. Hayat. [EUTS] 2. Kinat. [EUTS] Babai, [baba + Ar. - tarikatndan olan. Babailik, [baba-lik (b a b a :i:lik ) is. Anadoluda on nc yzylda Baba shak tarafndan kurulan ve byk isyanlar balatm batm, aman ve yerli inanlarla kaynam bir tarikat. babak, [? babak j * ] {eAT} {az} sf. 1. Korkak. 2. D nek; hileci; vefasz. [DS] babakir, [bawakir / bayagir] {eT} is. -* babagir. babaklamak, [babak-la-mak] {az} gl. f i [->] [-l()~ y o r] 1. Korkutmak. 2. Karmak; yenmek. [DS] babaklk, - [babak-lk] {az} is. Pimanlk. [DS] babakoru, [Hint, bbr] {az}] is. Pek deerli olmamakla birlikte ss eyas yapmnda kullanlan beyaz bir ta. [DS babak, [? babak] {az} is. zool. Ayaklan krel (b a b a . i:) {OsT} is. Babalik {eAT} is. {eAT} is. mi bcek ve solucanla beslenen bir tr kertenkele; kr ylan; (Anguis fra g ilis). [DS] babakudum, [baba + Ar. kudm] {az} is. Uursuz adam. [DS] babalanm a, [baba-la-n-ma] is. Babalanmak ii. babalanm ak1, [baba-la-n-mak] dnl. f i [-r] (Zen c ile r d e gr len b ir eit s a r a hastal n a ben zer ek ild e) ok fkelenmek, hiddetlenmek; babalar tutmak. babalanm ak2, [bb-la-n-mak jjJL>L>] {eAT} dnl. f [-u r ] 1. Babalk taslamak; baba tavr taknmak. 2. {az} Bbrlenmek. [DS] babal1, [baba'-l] sf. Babas olan. S1 babal kt, a rg o. zeri iaretlen m i olan iskam bil kd. \ ba \ bal kzl olmak, {eAT} A ralarn da sk iliki bulun m ak ; ili dl olm ak. babal2, [baba2-l] sf. ok sinirli; fkeli; babas tutan. babalk1, - [baba-lk] is. 1. Baba olma durumu ve nitelii. 2. {az} vey baba. [DS] 3. sf. Babaya z g olan. 4. nl. Yal fakat herhangi bir zellii bulunmayan erkeklere alayl ve kmseme ykl seslenme sz. 5. {az} Kaymbaba. [DS] 6. fo lk , {az} Dnlerde gveyin babasna vekillik eden kimse. [DS] 7. fo lk , {az} Gvey tarafndan gelinin babasna verilen para; arlk. [DS] S babalk da vas, huk. E v lilik d dom u o cu k la rn y a s a l h a k lard an y a rarlan m asn sa la m a k iin a la n hukuk d a v a s.| babalk etmek, B a b a g ib i davran m ak; | kollay p gzetm ek, korumak.\\ babalk karinesi, huk. E v lilik d doan ocuun doum undan g e r i y e doru 180 ile 300 gn a ra sn d a cin sel ilikid e bulunulduunun ispat ile m ah k em ece erke in b a b a saylm as. babalk , - [baba -lk] {az} is. steksizce ve "zehir zkkm olsun" der gibi verilen, sunulan yemek. [DS] babam , [baba-m] {az} nl. 1. k ab a. Erkeklere hitap sz. 2. (Yinelenen ikinci kii emir fiili arasnda kullanldnda) sreklilik bildirir. [DS] git ba ba m git. babat, -d [Ar. bbet] {az} is. eit; tr. [DS] babata, [Yun. bobota] {az} is. 1. Msr unu. 2. M sr unu ile yaplan bir tatl. [DS] babatomi, [Fr. anatomie (szcn ba n d a k i ",a n a nn y erin e b a b a kon u lm ak su retiyle F ik ret M ualla retm itir)] is. (Bedri Rahmi Eybolunun kulland anlam) Erotik resimler. babayan, [Far. bb-yn O lA y (b a :b a :y a :n ) {OsT} is. 1. Babalar. 2. Tarikat eyhleri, tarikat babalar. 3. Bekta eyhleri. babayane, [Far. bbyne u , UL] (b a :b a :y a :n e ) {OsT} L sf. -* babayani, babayani, [Far. bbyne A . UL] (babay a:n i) sf. 1. iL Dervi gibi. 2. Gsterisiz ve kibirsiz. 3. Yal ve

BAB ar bal bir kiiye yakr biimde; sade. S baba yani tavr, Yal ve a r b a l birin e y a k r e k ild e gsterisiz, kibirsiz davran.\\ babayani kyafet, Ssten ve g steriten uzak, s a d e giyim. babayanilik, -i [babayani-lik] (ba b a y a :n i:lik ) is. 1. Babayani olma durumu. 2. Babayani olann tad nitelik. babayerli, [baba+yer-li] sf. sos. Babayerlilie daya nan. babayerlilik, -i [baba+yer-li-lik] is. sos. Evlenen kiilerin erkein ailesi yannda yaamas esasna dayanan evliliklerle kurulu toplum dzeni, babayiit, -di [baba+yiit] sf. 1. ri yar, gl kuv vetli kimse. 2. Mert ve cesur kii; yrekli. 3. D rst, z sz bir. babayiitlik, -i [baba+yiit-lik] is. 1. Babayiit olma durumu. 2. Babayiite davran, babba, [ocuk d. pabu > babba] {az} is. Kk o cuk ayakkabs. [DS] babbk, - [Srp, papak] {az} is. Hayvan trna. [DS]

l l R S O M . 414

babica, [Yun. babitza (rd ek)] {azj is. mlek. [DS] babik olan, [? babik + olan-] is. t. a rg o. Ecinsel erkek; ibne. babiko, [baba + Yun. -iko (klt. eki)] {az} nl. Babann oluna sevgi hitab. [DS] Babilik, -i [z. is. Bb-I-lik] (b a :b i:lik ) {OsT} is. On dokuzuncu yzylda yeni bir kitapla din kurmak zere grevlendirildiini savunan yalanc peygam ber Mirza Ali Muhammed Bb tarafndan on dokuz saysnn ve kombinezonlarnn kutsallna daya nan din. babka, [Pol. babica (kadn ck)] {OsT} is. 17. yy.da kullanlan ve 6 ake deerindeki gm Polonya paras. babon, [Alm. babuin / Fr. baboin] is. zool. Afrika ve Gney Arabistanda yaayan, dmanlarndan ko runmak iin aalara karak uyuyan, bitki ve b ceklerle beslenen bir maymun tr, (P ap io ursinus).

babet, [Ar. bbet c*>y {e A'!} is. 1. Layk; haiz. 2.

Babf, [Babeuf-] is. sos. Babf taraftar olan. Babffiliik, [Babeuf--lk] is. sos. Yetenekleri ve mlkiyeti reddeden, retimin eklinden ziyade re Kr; i. 3. Tr; eit; bent; fkra. 4. Uygun bir ey. 5. liki; taalluk. 6. Ss olarak kullanlan elmas dal tilenin eit paylalmasn esas alan, Fransada siya sal komnizmin ilk kurucusu Babeufun (17. yy.) ck. 7. (Listede) denden iareti, (") ve mezlerinin retisi; Babuvizm. bab, [bab] {az} is. 1. Yal kadn; kocakar. 2. r (nsan ve hayvan iin) iri; byk. 3. Beceriksiz; babuc, [Far. p-pt => bbc < jjI>] {eATJ is. Ayak asalak. [DS] Babli, [Ar. b b(k a p )- l (yce)] (b a b a :li:) {OsT} is. 1. Osmanl hkmeti. 2. mparatorluk dnemin de Babakanlk, Dileri, ileri bakanlklar ile ua-y Devlet dairelerinin bulunduu yer. 3. gnl. stanbulda yaynlanan byk gazeteler veya bu gazetelerin yayn merkezlerinin bulunduu semt; basn semti. babsz, [pabu-suz] {az} sf. Evine sadk olmayan; hovarda. [DS] babk1 - [Srp, papak] {az} is. Hayvan trna. , [DS] babk2, - [? babk] {az} sf. Tutkun; vurgun; mef tun. [DS] babne, -ci [Ar. bbnec] {az} is. Kk iekli ve kokulu bir tr papatya. [DS] babr, [Yun. ppiri / ppiros] {az} is. Gl kenar larnda biten bir eit saz. [DS] babrk, -, [bab-r-k] {az} sf. (Yemek iin) eki mi; bozulmu. [DS] babrlk, - [babr-lk] {az} is. Sazlk. [DS] bab, [Yun. papitz] {az} is. 1. rdek. 2. rdek ve kaz yavrusu. [DS] babi1, [Yun. papi] {az} is. 1. rdek. 2. rdek ve kaz yavrusu. [DS] babi2, [ng. baby] {az} is. Kpek yavrusu; fino k pei. [DS] kab; pabu. babuk, -u [Far. bbk i l (b a :b u :k ) is. 1. {OsT} (Kii iin) ahmak; sersem; alk; budala. 2. {az} Ecinsel erkek; ibne. [DS] babullk, [Far. bbul-hne (gen elev) / bbel-lk (H a le p in es k i b ir m ah a llesi) > babul-lk jiLL / ji% l>] {eAT} is. Fuhu yeri; sefahathane. babulluk, -u [Far. bbul-hne (gen elev) > babul-luk jiLU / jUIjjI.] {OsT} is. 1. Fuhu. 2. Meyhane. 3. {az} Anma; genileme; laka olma. [DS] babuna, [Far. bbne => bbna jjU] is. Papatya, babun, [Ar. bbnec gj^L.] {az} is. Papatya. [DD] babune, [Far. bbne / bbnec 4 ^ 1 / ^ l ] {OsT} is. Papatya, fi1 bbflne-i gv, {OsT} Srgz. b abu r, [Far. bebr (leo p ar)] {az} is. Eskiden Afrika ve Asya'da yaad sylenen, bir tr kediye benzer gayet byk, postu yol yol tyl, saldrd zaman btn tyleri kabararak korkun bir durum alan, bu hliyle kaplan bile korkutan yrtcya verilen ad. [DS] babu, [Yun. papitz] {az} is. 1. rdek. 2. rdek ve kaz yavrusu. [DS] babua, [Yun. papadia / Srp, popadica] (ba ba 'a ) {az} is. Papatya. [DS]

m it n M iM t U s
babuka, [Rus. babuka (k o ca kar)] {az} sf. Ksa boylu; tknaz; bodur. [DS] bablhane, [Far. bbul-hne (gen elev) / bbel-lk (H a lep te es k i b ir m ah a lle) / Babil + Far. hne (b a :b lh a :n e) {OsT} is. 1. Fahielerin top land yer. 2. Genelev. 3. Tembeller yurdu. 4. Hrszlar oca. babiilhaneci, [bablhane-ci] (b a :b iilh a :n e ) is. Gene lev yneticisi, babllk, [Far. bbuT-hne (gen elev) / bbel-lk (H alep'in eski b ir m ah allesi) JL.L; / lk) is. Genelev, babr, [Far. bebr (leo p ar)] is. zool. -* babur. babssaade, [Ar.bbs-sade iU-JI k _jl>] (b a :b ssa a :d e) {OsT} is. 1. Mutluluk kaps. 2. z. is. Topkap Saraynn nc kaps; Enderun kaps, Harem kaps. babsselam, [Ar. bbs-selm j>5LJI t_jl] (b a :b ssel:m ) {OsT} is. 1. Kurtulu kaps. 2. z. is. Topkap Saraynn ikinci kaps; Orta kap, babzen, [Far. bbzen L (b a :b zen ) {OsT} is. Kebap _h >] ii. bac1, [bac / ba / ma / pa] (yans.)] is. pme srasn da karlan sesi bildiren kk. [Zlfkar] bac2, [Far. bc jrl>] {eAT} {OsT} is. 1. Vergi; hara; cizye. 2. {az} Zorbalkla alman para. [DS] S bcbn, {OsT} Yol gvenliini s a la m a karl o la rak alnan vergiyi toplayan tahsildar. | b c-d r, | {OsT} Vergi toplayan ; tah sild ar.| bc-gh, {OsT} | Vergilerin toplan d y e r .| b c-gr, {OsT} Vergi | toplam a m em uru; tah sild ar.| b c-gzr, {OsT} 1. | Vergi veren. 2. H a r a deyen. 3. G ei p a r a s dem ekle ykm l o la n .| bc-hh, {OsT} 1. Vergi | isteyen. 2. H a r a isteyen.| bc- anam , {OsT} K o | yun ve k e i cin si m allard an aln an krkta b ir o r a nndaki v erg i.| b c-r kirtil, {OsT} H ayvanlardan | alm an vergi. | | baca, [Far. bd-ch > bce => baca / U: / U-t] is. 1. Ocak, frn gibi ate yaklan yerlerde oluan duman vb. gazlarn atlmasna yarayan yap esi. 2. Maden oca, tnel, su yolu, lam gibi yer alt yaplarnn yzeye alan hava delikleri. 3. Kaya lklarda insan geebilecek kadar dik ve dar boluk lar. 4. {eAT} Iklk; pencere. 5. {az} Lamba. [DS] 6. {az} Lamba iesi. [DS] 7. {az} Kapaksz do lap. [DS] 8. {az} Tren. [DS] S b aca az, B a c a larn tepesin de bulunan ve dum an km asn a y a r a yan d elik.| baca ba, O can stndeki ta raf; | b a ca ka.\\ b aca delii, in d en dum ann g em e si iin b a c a la r d a yu kard an a a y a d oru uzanan borumsu boluk.\\ b aca feneri, K lah tutm aya y a rayan p a rm a k lk la r; b a c a petei.\\ b aca frlda, (b b l-

BAC
B a c a la rn tepesin de rzgrn b a c a iin e girm esin i n lem ek iin konulan d n er k a p a k .| b aca ka, 1. | O caklarn stne kon ulan k k ra f; b a c a ba. 2. T op rak dam n ken a rla rn d a ki s a a k knts.^ baca kula, O caklarn iki y a n m a k k e y le r k oy m ak iin tatan y ap lm k k knt raflar.\\ baca k lah, Rzgr, yam u r ve karn girm esin i n lem ek iin b a ca la rn tep esin e kon ulan s a p a r a . | baca | kng, B a c a y erin e kullanlan to p rak boru. | baca | krss, B a ca la rn dam stnde k alan ve zerin e b a c a oturtulan kntl k a id e ksm .| b aca omuz | luu, {az} B a c a ba. [D S]|| baca petei, K lah tutm aya y a ra y an p a rm a k lk la r; b a c a fen e ri. | ba | cas1ttmek, (Aile iin) varln srdrmek.\\ ba cas eri de olsa duman doru km ak, evresi olu m suzlu klarla dolu olm asn a ra m en znde ta d doruluktan ayrlmamak.\\ bacas ttmek, D zeni, rahat, sa l y erin d e olm ak. | bacas tt | mez olmak, 1. (Aile iin) varln s rdiirem em ek; d a lp gitm ek; y o k olm ak. 2. E vi sszlam ak. 3. Yoksul dm ek; p er i a n olm ak. | b aca tom ruu, | B acan n dam dan y u kar blm . | b aca evlii, | Y ksek b a c a la r d a dayan kll a rtrm ak iin y u k a rdan a a doru g en ileyen d y a p .| baca zar, | B a c a iin de dum an yo lla rn ayran blm eler. b acak, - [Far. p (ayak) > T. -acak [Egorov] / pak [Rsnen]] is. 1. nsan bedeninin bel kemeri ile ayak bilei arasnda kalan blm. 2. Hayvanlarda yrme ve zplama organ. 3. Baz eyalarn yerden yksekte durmasn salayan para; ayak. 4. s kambil ktlarndan zerinde olan resmi buluna n; vale, fanti, olan. 5. Yazda harflerin alt hizaya kadar inen izgileri. 6. {az} Hisse; pay. [DS] 7. {az} Trpanla ekin bierken yaplan ekin demeti. [DS] 8. {az} Ekinin kk ksmndaki filizler. [DS] 9. {az} Kk ba hayvanlar hakknda say bildiren sz; tane; adet. [DS] S3 bacandan srm ek, 1. K a v g a veya tam aya dayan an m ca d ele sra sn d a ba ca n d an tu tarak srklem ek. 2. m ecaz. Z orlam ak. | bacan ekmek, {az} T opallam ak. [DS] | | | b acak aras, ki b a c a k a ra sn d a k a la n aklk. | | b acak bacak stne atm ak, S an dalye veya koltu k ta otururken b ir ba ca n dierinin zerine koym ak. | b acak an, D ev e katarn d a en a r k a d a b u la | nan d ev ey e taklan en byk an. | b acak ekitir | mek, {az} 1. Birinin arkasn dan kon um ak; d e d i kodu y apm ak. 2. K t kan aa t g ein m ek; z or durum d a bulunm ak. [D S]|| bacak iftlemek, {az} E v len mek. [D S]|| b acak gibi atm ak, {az} P a la v r a at m ak ; yksekten konum ak. [D S]|| bacak k adar, 1. Kk, u fa k boylu. 2. ocu k s a y la c a k yata.\\ ba cak kalemi, K a v a l kem ii. | b acaklar kopmak, | Yrmek veya a y ak ta durm ak yznden o k y o ru l m ak ,| bacaklarn uzatm ak, 1. D in lenm ek zere | b a ca k la rn u z atarak y e r e oturm ak. 2. alm as g erek ti i y e r d e dinlen m eye ekilmek.\\ bacaklar

BAC

IM IKEM .
baclk, - [bac-lk] {az} is. 1. Bac olma durumu. 2. (Kzlar arasnda) karde yerine tutulan yakn ar kada; kardelik. [DS] bacna, [Yun. bazina] {az} is. 1. Yal et, bamya ve hamurla yaplan bir tr yemek; araba. 2. Bir eit un helvas. [DS] baco, [bac > Krt, baco] {az} is. Kz karde; abla. [DS] bacut, -du [eT. butik (d eri su k ab ) > bodu / bacut / bocut] {az} is. 1. Testi. 2. Marapa. [DS] -b a, [-ma > -ba] yap . e. Fiil gvdelerinden isimler tretir, d o la -n -m a > d o la n b a, sa k la -n -m a > s a k la n b a b a 1, [bac / ba / ma / pa (yans.)] is. pme srasn da karlan sesi bildiren kk. [Zlfka] S ba et mek, {az} pmek. [DS] ba2, [Far. bj > bc] {OsT} is. 1. mparatorluk d neminde limanlara urayan gemilerden, bu gemi lerden boaltlan mallardan veya kervanlardan al nan bir nevi gmrk vergisi. 2. Zorla alman para; hara. 3. {az} Hayvan vergisi. [DS] S ba almak, 1. Vergi toplam ak. 2. H a r a a lm a k .| ba vermek, | Vergi dem ek. b a a 1 [Sod. pmak (korunm ak) > p > ba-a] {eT} , is. Gnah. [EUTS] b aa2, [paa > baa] {az} is. Kasaplk hayvanlarn ayaklarndan yaplan yemek, veya orba. [DS] b aag, [Sod. pmak (korunm ak) > p > ba-ag / Mog. maag] {eT} is. Oru. [EUTS] 0 baag otur m ak, {eT} O ru tutmak. [EUTS] b aak, [Sod. pmak (korunm ak) > p > ba-a / ba-ak] {eT} is. 1. Oru. [Gabain] [EUTS] 2. Hristiyanlarn orucu; perhiz. [DLT] b aam ak, [Sod. pmak (korunm ak) > p > ba-amak] {eT} gl. f . [ - r ] Oru tutmak. [Gabain] [EUTS] ba, [ba- / bac-c] is. B a vergisi toplayan kim se; tahsildar, gmrk, ba, [ba (yans.) > ba-] {az} is. pck. [DS] bag, [Sod. pmak (korunm ak) > ba-k] {eT} is. Szleme; ant. [DLT] 0 bag klmak, {eT} Ant lam a k; a h itlem ek; szlem ek. [DLT] baka, [Far. bc > ba-ka ?] {az} is. Msr koymaya yarayan byk ambar. [DS] -bad, [Far. bden (olm ak) > bd / bd / bL>] (b a :d ) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa ke limelere "olsun, olayd, o la " anlam katar. b ad 1, [bad / pad (yans.)\ is. Grltl patrtl, kaba ve dzensiz konumay; ba artc konumay, gevezelik ve dedikodu etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] ba d - budu, b a d -l badl, b a d -r badr, bad- gd, bad-r-da-m ak. bad2, [bad / pad / m a d (yans.)] is. Dzensiz hafif pa trtl hareketleri, patrtl ve dengesiz, dzensiz ve ya iki yana sallanarak adm atmay anlatan kk. [Zlfkar] b a d -a l ba d a l, ba d - bad, b a d -a r badar.

tutm am ak, A y a kla n zerin e b a s a r a k yryem ey e c e k k a d a r yorgun veya h a sta olm ak. | b acak pa | ras, {az} H ayvan sat sra sn d a satcd an a l nan vergi. [D S]|| b acak srmek, {az} 1. D ed ik o du yapm ak. 2. K t kan aat, zorlu k iin de y aam ak. [DS]j| bacaktan yapmak, {az} D edikodu y a p m ak. [DS] bacak, [bacak-] is. Hayvan alm satmlarnda hayvan bana alm olduu para ile geimini sa layan kimse. bacakkran, [bacak+kr-an] is. bot. Zambakgillerden nemli yerlerde yetien, kk ve byk ba hay vanlar iin zehirli yeilimsi sar iekli bir otsu bit ki, (N arthecium ). bacaklanm ak, [bacak-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] (Hayvan iin) boy atmak; boyu uzamak; gelimek. [DS] bacakl, [bacak-l] sf. 1. Baca olan. 2. Bacaklar uzun olan. 3. Felemenk paras. 4. {az} (Hayvan iin) yksek boylu; iri kemikli. [DS] 0 bacakl orb a, {az} Uzun uzun kesilm i ham u r ile p i ir i len b ir tr orba. [D S]|| bacakl yaz, ri ve oku n a k l yaz. bacaklk, [bacak-lk] is. eitli top oyunlarnda ba caklar korumak iin giyilen deriden yaplma toz luk. bacaksz, [bacak-sz] sf. 1. Baca bulunmayan. 2. Ksa boylu. 3. m ecaz. Yandan byk davranlar sergileyen, kendinden beklenmedik szler syleyen ocuk. bacaluka, [t. basilisco] {OsT} is. Eskiden kullanlan bir top eidi, bacanak, [bac / baca (kz k ard e) > bac-nak > baca nak] is. 1. Eleri karde olan erkeklerin birbirlerine gre durumlar. 2. gnl. Dost, baldzn kocas kadar yakn ve samimi arkada, bacanaklk, - [bacanak-lk] is. ki kz kardele ev lenen erkekler arasndaki yaknlk durumu ve ba, bacandrm ak, [bacan-dr-mak] {az} gl. f . [-r ] sp or. dman yaptrmak; altrmak. [DS] bacanm ak, [bacan-mak] {az} g s z .f. [ -r ] 1. Gayret etmek; aba harcamak; kuvvet sarf etmek. 2. spor. dman yapmak; hazrlanmak. 3. enmek. [DS] b acarm ak, [ba-ar-mak / becer-mek] {az} gl. f . [r] Baarmak; becermek. [DS] b acc, [bac-c L - y 5 toplama grevlisi, bac, [Mo. bac / baca is. 1. {az} Kz karde; hemire; {eAT} (ayn). [DS] 2. Yal zenci hizmeti kadn. 3. tasvf. Bir eyhe bal olarak tarikata giren kadnlara verilen isim, baciyn- Rm, {OsT} (A nadolu ba cla r) A n a d o lu nun fe t h i sra sn d a s a v a la r a katlm bulunan tek ke m ensubu kad n lar. | bac yolu, fo lk , (az) Sz kesim in de a m c a ve | d a y y a verilen hediyeler. [DS] {18. yy.} is. Gmrk; vergi

M iti

i . ir

BAD b adak 1, - [bad (yans.) > badak] {az} sf. 1. Ksa boylu; tknaz; bodur; cce. 2. Paytak yryen; ba caklar arpk. [DS] badak2, - [ba-da-mak > ba()-da-k] {az} is. 1. Kardelik olmak iin iki ocuun sere parmakla rn kanca hline getirerek birbirine takp tutuma lar hareketi. 2. Grete elme takma; elme. 3. Bir eyi uzatmak iin yaplan ek; ilave. 4. sf. E; denk; akran. [DS] b adak , - [bar-dak] (ba :d a k ) {az} is. Bardak. [DS] badak4, - [bo-da-k > badak] {az} is. 1. Husye; erkeklik bezi. 2. Husyeleri iyi burulmam, dolay syla diisi ile yeterli ilikiye giremeyen hayvan. 3. Orta byklkte manda yavrusu. 4. sf. Dermansz; takatsiz; evik olmayan. 5. Duygusuz; vurdum duymaz. [DS] b ad a!1, [bad (yans.) > bad-al] {az} is. Dzensiz hafif patrtl hareketleri, patrtl ve dengesiz, dzensiz veya iki yana sallanarak adm atmay anlatan yan smal gvde. [DS] 0 badal badal, {az} 1. (Y rmek, d o la m a k iin) y a ln a y a k 2. G eliig zel; dzensiz. [D S]|| badal badal yrmek, {avz} Yaln a y a k yrm ek, d olam ak. [DS] badal2, [bat-mak > bat-al ?] sf. Pis; kark, fi1 badal bayrak, {az} 1. E ski p sk ; y rtk prtk. 2. A rdn a k a d a r a k ; ap ak. [DS] badalJ, [bag-da-mak > ba-da-1] {az} is. 1. amur da alm fakat daha sonra kurumu ya da donmu tekerlek izi ukuru. 2. Yol veya tarladaki girinti knt; tmsek. 3. Hzl gitmeyi nlemek iin yola yaplan ykselti. 4. Bir dnmn te biri kadar arazi paras. 5. Tarla sekisi. 6. Tuzak; fak. 7. Teh like. 8. Engel; glk. 9. Aacn gvdesinden ilk ayrlan srgn. 10. Bacak. 11. Geni admlarla ya plan yry. 12. Zpzp; bilye. 13. Ceviz iinin drtte biri. [DS] S badala basm ak, {az} 1. Tuza a d m ek; a ld a n m a k 2. ( o cu k iin) y a m a g ir m ek; b ir y a n doldurm ak. [D S]|| badala kalmak, {az} (B a iin) k esilip tm ar edilm eden b ra k l mak. [D S]|| badal olm ak, E n g el olm ak. badal4, [? badal] {az} sf. E; akran; denk. [DS] badal5, [t. pedale] {az} is. Merdiven basama. [DS] badala, [? badala] {az} is. Okul sras. [DS] badalak, - [ba-da-mak > bada-la-k] {az} is. At arabasnda koum kaylarnn baland aa. [DS] badalan, [Lat. patella (kk tabak) > Ar. bdaln] {az} is. 1. Bir deniz salyangozunun byk ve e kenar gen biimindeki kabuu. 2. Yayk ve b yk yz. 3. Normalden byk olan her ey. [DS] badallam ak, [badal-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] 1. eklini olumsuz biimde deitirmek; boz mak; ypratmak. 2. kmak; azarlamak; gln duruma drmek; terslemek. 3. Basamak yapmak. [DS]

bad3, [? bad / bat] {eT} zf. Hemen; derhal. [EUTS] bad4, [Erme, bad (blm e)] {az} is. 1. Bahe ve tarla kenarlarna yaplan it vb; evirge. 2. Ocak ve tan drlarn i yz. 3. Ocak iinde kazan konulacak ykseke yer; ocak ii sekisi. 4. Dolma ii gibi ha zrlanan katk. 5. Deirmende, tan kenarlarna biriken tal, kyrakl un. [DS] bad5, [Far. bd ^l>] (b a :d ) {OsT} is. 1. Rzgr; yel. 2. Hava. 3. Nefes; soluk. 4. Kibir; gurur. 5. Methiye; vg. 6. Hzl koan at. 7. m ecaz. Sz; laf. 8. Nikh ilerinde grevlendirildiine inanlan melek. 9. ta sv f Allahn yardm ve ltf. O. nl, ekme sesi; ah! bd-dden, {OsT} Yele vermek.}] bdver, {OsT} 1. Rzgrn getirdii. 2. Z ahm etsiz e le geen, em eksiz k az an ; bed av a . | bd-ber, {OsT} 1. | Uurtma. 2. E linden i g elm ed i i h a ld e b o y e r e vnn kim se.| bd-der-keff, {OsT} 1. R zgr e l | de. 2. B eklen tisi b o a h n o la n ; aldanm .]] bd bern, {OsT} B atdan esen tatl ve h o r zgr; m eltem ; im bat.J bd- cem, {OsT} Sleym an p e y | gam berin hkm ettii yel,\\ bd- cenub. {OsT} G ney rzgr.]] bd- hazn, {OsT} S o n b a h a r r zg r.| bd- herze, {OsT} 1. B o, anlam sz. 2. H rsz | larn ev sa h ip lerin i uyutm ak iin s y led ik leri tl sml szler,| bd- neva, {OsT} L Ses. 2. N am e. | 3. Nakarat.\] bd- nev-rflz, {OsT} B a h a r r zgr.| j bd- peym, {OsT:} H a b e r ulatran r zgr.| bd| prg, (OsT} S rekli s e s le r karan , slk a la n jwt|| bd- sab, {OsT} 1. D ou dan esen h o ve h a fif rzgr, 2. )fz. B ir m akam ad.]] bd- sarsr, IOsT} Frtna,]] bd- seler-hz, (OsT} S a b a h la r gn dousundan esen h a f i f ve rp ertici r zgr; tan yeli; s e h e r yeli.]\ bd- semm, {OsT} Sam y e li.jj bd- serd, {OsT} D erin den ek ilen ah. | bd- | subh, {OsT} S a b a h lar esen in ce ve serin rzgr, | | bd- Sleyman, {OsT} 1. Hz, Sleyman' istedii yn e gtren rzgr, 2. Byklk, azam et, | bd- ] smm, {OsT} S c a k r zg r; l frtn as,j| bd- inl, {OsT} Kuzey r zg r.| bd-p (pay), {OsT} | 1. Rzgr ayakl. 2. (At iin) a y a n a abuk.]] badreftr, {OsT} 1. R zgr yryl. 2. Hzl g id en ; abuk; sratli.]] bd-seyr, {OsT} R zgr g ib i k o an; hzl yryen; a y a n a abu k. -bada, [Far. bden (olm ak) > bd ! bda / laL ] > (barda;) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa ke limelere oIsun, olayd, o la " anlam katar, bada, [bad (yans.) > bad-a] (ba'da) {az} sf. 1. Bece riksiz; i bilmez; tertipsiz. 2. is. Harmanda dvlp savrulmak zere ylm saman ve tane karm; lnaz. [DS] S bada bada, {az} 1. Byk byk; iri iri; kocam an kocam an . 2. H antal. 3. B u d a la c a ; g e liigzel; patavatszca. [DS] badaht, [Far. p (ayak) + tahte (alt)] {az} is. Do kuma tezghlarnda hareketi salayan tahta ayak lk; pedal. [DS]

BAD badam , [Far. badam j-bl,] (b a :d a :m ) {OsTj is. Ba dem. S bdm - d-m az, {OsT} ki ili badem . badam a, [Yun. ptoma] {az} is. K y evlerinde ha yat. badam ak, [ba-da-mak] (b a :d a m ak ) {az} gl. f . [r ] [-d ()-y o r] Doldurmak. [DS] badam e, [Far. bdme ubl] (b a :d a :m e ) {OsT} is. 1. pek bcei. 2. Nazar boncuu; nazarlk. 3. Zincir halkas. 4. Ssl psl nesne. 5. Et beni. 6. Eski psk hrka. badam i, [Far. bdm ^ b l ] (b a :d a :m i:) {OsT} sf. Badem biiminde, badana, [Ar. bitne [Tietze]] is. 1. Duvarlar boya makta kullanlan sv boya veya kire. 2. Tavan derisine ekil vermek iin kullanlan cval nitrat eriyii. 3. argo. Cinsel ilikiye girmeksizin organ lar srtmek yoluyla dtan tatmin; cinsel srtnm; kzl bozmadan giriilen cinsel iliki. S1 badana bulam ac, D erileri yum u atm ak veya tylerini yolm ay k olay la trm ak a m a cy la etli ksm na sr len sodyum slfr eriyii ve snm k ir e k a r m ]j badana etmek, D uvar ve tavan g ib i a la n la r b a d a n a ile bo y a m a k; b a d a n a la m a k . | badana edil | mek, B a d a n a ile boy an m ak; badanalanmak.\\ ba dana fras, B a d a n a y a p m a y a y a ra y an fr a . | ba | dana olm ak, B a d a n a ile boyan m ak; b a d a n a la n m ak:.| badana vurm ak, 1. D uvar ve tavan g ib i a| lan lar b a d a n a ile bo y a m a k; bad an alam ak. 2. T yn k o la y y o lm a k iin d erilerin etli yzne zel hazrlan m m acun srm ek. | badana yapm ak, D u | v a r ve tavan g ib i a la n la r b a d a n a ile bo y a m a k; bad an alam ak. badanac, [badana-c] is. Badana yapan ve geimini badana yaparak salayan kii, badanaclk, - [badana-c-lk] is. Badanacnn ii ve meslei. badanalam a, [badana-la-ma] is. Badanalamak eyle mi. b adanalam ak, [badana-la-mak] g l . f [-r ] [-l()-y o r] Duvar ve tavan gibi yerleri boyamak iin boya ve ya sv kire srmek; badana etmek, badana vur mak, badana yapmak, badanalanm a, [badana-la-n-ma] is. Badanalanmak ii. badanalanm ak, [badana-la-n-mak] edil. f . [-r] zerine badana srlmek; badana edilmek; badana yaplmak. badanalatm a, [badana-la-t-ma] is. Badanalatmak ii. badanalatm ak, [badana-la-t-mak] gl. f . [ -r ] Bir bakasna badana iini yaptrmak, badanal, [badana-l] sf. 1. Badana srlm olan; badanalanm. 2. m ecaz. (Kadn iin) yzne ok fazla pudra ve boya srm. badanasz, [badana-sz] sf. 1. Badana yaplmam. 2. Badana yaplm olmasna ramen kirlenmi veya badanas bozulmu olan, badanaz, [Yun. apotamenos (lm )] {az} is. Y a lanm, rm ba kt. [DS] bad ar, [bad (yans.) > bad-ar] {eT} sf. 1. Grltl. 2. (Tekrar ile) patr patr. [DLT] S b ad ar b ad ar yttgrm ek, {eT} P a tr p a tr yrm ek. [DLT]|| badar klmak, {eT} Grlt k a r a r a k a rp m ak ; itmek. [DLT] b ad ara, [Yun. pater (kiri)] {az} is. 1. amar teknesi. 2. Deirmen tann tanmas srasmda altna konulan aalar. 3. Tuzak; fak; tehlike. [DS] t? b adaraya basm ak, {az} T uzaa d m ek; a l danm ak. [DS] badarz, [badarz] {az} is. 1. Aacn gvdesinden ilk kan dal. 2. Odun yapmaya elverili al rp bulunan yer; fundalk. [DS] badarlam ak, [badar-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()y o r ] 1. Bozmak; eklini deitirmek; ypratmak. 2. Yemein zerinden kimse grmeden alp yemek. 3. Birini gln duruma drmek; azarlamak; tersle mek. [DS] badarna, [? badama] {az} is. Tarla, bahe sulamak iin yaplm byk cetvel; evlek. [DS] badas, [bat-mak > bat-az > badas ?] {az} is. 1. Har man sonunda yerde kalan toz toprak kar tane ler; harman dknts. 2. Tala, r p dkn ts; kir; pislik. 3. Zahire, kuru zm vb. rnler iinde bulunan saman ve p paralar. 4. Tula. [DS] badasin, [bad (yans.) > bad-a-sin ? [Vsry]] {az} is. rdek. [DS] badastan, [badas-tan] is. Dvende srlm saman ile tahl karm; dvlm harman. b ad a1, [ba-da- / ba-da] (b a ;d a ) {az} is. Bir arada bulunan ve birlikte i yapan kiiler; i arka dalar; okul arkadalar; arkada; ortak. [DS] bada2, [Far. bd Jibl>] (b a ;d a : ) is. dl; mk fat. badak, - [ba-da--k] (b a .d a k ) {az} is. 1. ve okul arkadalar. 2. sf. Yapk; bitiik. 3. zf. Sra ile birbirine yardm ederek; nbetlee. [DS] badam a, [ba-da--ma] (b a :d a m a ) {az} is. 1. Badamak eylemi ve tutumu. 2. Kpeklerin ift lemesi. [DS] badam ak, [ba-da--mak] (b a ;d a m a k) ite, f . [-r] 1. Bir i veya oyun iin e tutmak; elemek, e tutmak; ortaklamak. 2. (Ayn ii yapacak olan e ler iin) kendi aralarnda anlamak; uyumak. 3. dnl. f . Almak; geinmek. b ad at1, [Orta. Ame. yerlilerinden Taino Kzlderili dili, badata (patates)] is. bot. Bileikgillerden eke ri bol bir tr yer elmas, (H elianthus tuberasus).

BAD

badat2, [? badat] {az} is. Erbezi tek olan kei. [DS] badaver, [Far. bd-ver jjTiL] (b a :d a :v er) sf. 1. Rz gr tarafndan getirilmi. 2. Bedavadan elde edil mi. 3- w. mz. Dou mziinde bir ses. badaverd, [Far. bd-ver JjjTiL.] (b a .d a .v erd ) sf. -* badaver. badaverde, [Far. bd-verde ojjjTiL] (b a :d a :v erd e ) sf -* badaver. badavra1, [paavra] {az} sf. 1. Eski psk; yrtk. 2. Klksz. [DS] badavra2, [Yun. petavro] {az} is. 1. Evlerin zerine kiremit yerine rtlen tahta. 2. atlarda zerine kiremit denen tahta. 3. Badadi duvarlara aklan tahtalar. 4. Keklik tutmakta kullanlan tahtadan ya plm bir tr tuzak. [DS] badaz, [bat-mak > bad-az ?] {az} is. 1. Harman sonunda yerde kalan toz toprak kar taneler; harman dknts. 2. Savrulan ekinin ince saman. 3. sf. Sar yzl; solgun; hastalkl. [DS] S badaz saman, {az} T op rak d am larn zerin e atlan h a r man yerin deki tozlu sam an. [DS] badazl, [badaz-l] {az} sf. Beceriksiz; i bilmez. dzensiz; akn. [DS] badban, [Far. bd (yel) + bn (koruyan) olpl>] (b a :d ba:n) {OsT} is. dnz. 1. Yelken. 2. Gemi sereni. S bd-bn-g, {OsT} Yelken a a n .| bd-bn- ah| dr, {OsT} 1. Yeil y elken . 2. m ecaz. G kyz; s e ma. 3. F elek. | bd-bn-g-yi azmet olmak, | {OsT} Y elkenleri a p y o la km ak. badbani, [Far. bdbn {OsT} is. imparatorluk dneminde tersane halkndan olup kalyonlarda yel kenleri korumakla grevli snf; yelkenci, badbat, [Srya. abatbt] {az} is. bot. Yapraklar yaralar demekte kullanlan bir tr zehirli ot, (Polygonum ). [DS] badbar, [Far. bd-br jloU] (b a :d b a :r ) {OsT} is. 1. Yelpaze. 2. dnz. Manika, badbaz, [Far. bd-bz jLol] (b a ;d b a :z ) {OsT} is. Yel paze. badbedest, [Far. bd-be-dest c Jolj] (ba :d b ed est) {OsT) is. Elinde avucunda olan kaybetmi; iflas et mi. badber, [Far. bd-ber jjiU] (b a :d b er ) {OsT} is. 1. Uurtma. 2. ok vnd halde bir i beceremeyen; palavrac. badbiz, [Far. bd-bz j j p y (b a :d b i:z ) {OsT} is. Y el paze. badbizen, [Far. bd-bzen Uj-ol>] (b a :d b i:z en ) {OsT} is. Yelpaze. baddar, [Far. bd-dr jb ilJ (b a :d d a :r ) {OsT} sf. 1.

Kibirli. 2. iman. 3. Deli. 4. Bir ile ilgisi olma yan. b ade, [Ar. ba'de o-uj (ba-de) {OsT} zf. 1. Soma. 2. {az} Baka; gayri. [DS] S b ade h arab l-B asra, {OsT} (B asra h a ra b olduktan son ra) iten g e in c e .,| b a de haz, {OsT} Bundan so n ra ; bundan b y | le ,| b ade-h, {OsT} * badehu. | b ade-hm, {OsT} | | O nlardan so n r a .| b adel-asr, {OsT} kin diden so n j ra . [ b adel-ed, {OsT} Yapldktan sonra.\\ b a | del-feth, {OsT} F etih ten so n r a .| b a del-harb, | {OsT} Savatan sonra.\\ b adeI-icr, {OsT} Y apl dktan so n r a .| b adel-f, {OsT} Yapldktan son | ra .| b a del-imz, {OsT} m zadan so n r a .| b a d el| | istihsl, {OsT} E ld e edildikten so n ra; sa lan dktan sonra. | b adel-istlzn, {OsT} zin alndktan so n | ra ,| b a del-izdivc, {OsT} E vlendikten so n r a .| | | b a del-lteyy vel-let, {OsT} N ice zahm et ve skntdan son ra. | b a de-m, {OsT} Bundan s o n r a .| | | b adel-mevt, {OsT} lmden sonra.\\ b adel-muslaha, {OsT} B artan so n ra .| ba del-m tla, | {OsT} O kuduktan sonra.\\ badel-m treke, {OsT} A tekesten so n r a .| b adel-mzkere, {OsT} G | rm eden s o n r a .| b a del-vuk, {OsT} Olduktan | so n r a .| b a del-yevm, {OsT} Bundan so n ra ; bu | gn den itib aren .| b adet-taam , {OsT} Yem ekten | sonra.\\ b adet-tahkk, {OsT} n celem ed en s o n r a .| | b ade-z, {OsT} Ondan sonra.\\ b a de-zlik, {OsT} O ndan sonra.\\ b a de-zemn, {OsT} B ir zam an so n r a ,| b a de-zn, {OsT} Bundan so n r a .| b adez-ze| | vl, {OsT} leden s o n r a .| b adez-zuhr, {OsT} | leden sonra. bade, [Far. bden (olm ak) > bde (olm u; olgun) oil] (b a :d e ) {OsT} is. 1. arap, iki. 2. tasvf. m ecaz. la h ak. S bde-fttr, {OsT} arap sa tcs; m ey h a n eci.| bde-ke, {OsT} a ra p ien. | bde-n, | | {OsT} a ra p ien .| bde-perest, {OsT} 1. a ra b a | tapan. 2. a ra b a o k dkn.\\ bde-perestn, {OsT} 1. a r a b a tapanlar. 2. a ra b a o k dkn olanlar. | bade szmek, 1. a ra p szm ek. 2. k i i | mek. b adehu, [Ar. bade-h o-uj ( b a dehu ;) {OsT} zf. On dan sonra. badela, [Yun. patela] {az} is. Kk sepet; el sepe ti. [DS] badeli, [bade-li] sf. ikili; iki imi, fi1badeli k, ed. fo lk . Saz airlerin d en r yalarn da g rd kleri bir p rin elin den dolu a d verilen b ir iki im ek su retiyle k - a ir o lan larn a verilen isim. badem , [Far. bdm => badem ;oU] {OsT} is. bot. 1. Glgillerden 6-8 m. boyunda meyvesi sert kabuklu bir meyve aac, (Am ygdalus com m m is). 2. Bu aacn sert kabuklu meyvesi. 3. Bu meyveye ben zer ekilde olan; oval. 4. argo. Tabanca kurunu. 5. arg o. Diilik organ; klitoris; bzr. 6. satc argosu.

BAD Taze salatalk. 7. sf. argo. Kt; ok fena, fi1 ba dem ars, zool. Z arkan atllardan , kurtuu eitli a a y a p ra k la ry la beslen en iri vcutlu z a r a rl si n e k ; byk testere sinei, (C im begu adrim acu latus).\\ badem byk, st dudan iki y a n n d a b a d em eklin d e bra k la n byk.| badem ezmesi, E zil | m i ba d em ii, eker, n iasta ve yum urta sa rs ile y a p la n b ir eit ekerlem e. j badem gibi, o k taze | ve k rp e (sebze, salatalk). | badem gzl, B ad em | ii biim in de iri g z leri olan. | badem helvas, B a | dem , eker, un ve y a ile y a p la n b ir tatl. | badem | k arga, {az} B ir tr rdek. [D S]|| badem krk, Tilkinin yaln z b a c a k d erilerin d en y ap lan kiirk, {eAT} (ayn). | badem p arm ak , {az} a re t p a r m a | . [D S]|| badem sbyesi, Soyulup ezilm i b a d em d en ka rlan b ir eit st. | badem ekeri, 1. Ni | a sta l e k e r ta b a ka sy la k ap l ba d em ii. 2. argo. Kurun. | badem tatls, I bad em ekildikten so n ra | irm ikle y a p la n b ir eit tatl.\\ badem trnak, B a d em eklin d e be en ilen b ir trnak ekli. | badem | ya, B ad em iinden ba sn altn da karlan , d eri ey ala r yum u atm ak a m a cy la veya ila o la r a k kullanlan ya.\\ badem zmba, {azj K aylarn zerin e s s y a p m a kta kullanlan b ir ara. [DS] badem a, [Ar. ba'de-m Bundan sonra, bundan byle, badem cik, [badem-cik] is. anal. Boazn iki yannda solunum yoluna ve yutaa giren mikroplan dur durma grevini slenen badem eklindeki a doku su kesecikleri, fi1 badem cik iltihab, tp. B a d em ciklerin iin e y er le e n m ik ro p lar dolay sy la y a n g lan m alar. bademi, [Far. bdm => bdem (ba :d em i:) {OsT} sf. 1. Badem gibi; bademsi. 2. Bademe ili kin. bademli, [badem-li] (ba :d em li) sf. inde badem bu lunan. S1 bademli krem a, i in d e ekilm i badem ii bulunan koyu krem a. bademlik, -i [badem-lik] (ba :d em lik) is. 1. Badem aalarnn bol bulunduu yer. 2. Badem konulan kap. bademsi, [badem-si] (ba. dem si) sf. Badem biiminde olan, f? bademsi spor, biy. ekli ba d em i andran m an tar sp orlar. | bademsi volkanik kaya, je o l. | B ad em eklin d ek i bolu klar b a k a m in erallerle dolm u volkan ik kaya. baderna, [t. baderna] (bade'rna) is. dnz. Halatlarn srtnen yerlerinin anmamas iin zerine dola nan bez veya eski halat sarg, fi1 baderna etmek, dnz. H alatlarn an m am as iin srtnm e y e r le r i n e bez ve h a la t dolam ak. badester, [Ar. bdester] (b a :d ester) {OsT} is. Kun duz. bade, [ba-da-] (b a :d e) {az} is. Bada. [DS] S bade kurm ak, {a-} B a d a kurm ak. [DS] ( b a d em a :) {OsT} zf.

o m w

. 4 2 o

badfru, [Far. bd-fr] (ba:d f ru :) {OsT} is. Bir kimseyi, soyunu da sayarak ven kimse; dalkavuk, badgam ak, [bad-mak (ba la m ak ) > bad-ga-mak / bag-da-mak] {eT} gl. f . [ - r ] Grete ayak yakala mak; elme takmak. [DLT] badgn, [Far. bd-gn j l f i l j (b a :d g :n ) {OsT} is. 1. Gzeten; gzetici. 2. Beki. 3. Hazinedar, badgne, [Far. bd-gne ajISjL] (b a .d g .n e) {OsT} is. Kafesli pencere, badger, [Far. bd-ger srga. badgerd, [Far. bd-gerd Kasrga. badges, [Far. bd-ges srga. badgir, [Far. bd-glr l>] (b a :d g i:r) {OsT} is. 1. Baca. 2. Nargile ve semaver bal. 3. Vantiltr. badgnd, [Far. bd-gnd Aifal] (ba:dg n d) sf. 1. Erbezi imi olan. 2. Kask ft olan, badhaye, [Far. bd-hye bezi imi olan, badherze, [Far. bd-herze jytol.] (b a :d h erz e) {OsT} is. 1. By; sihirbazlk. 2. Gzellik; letafet. bad1, [bad (yans.) > bad-] {az} sf. 1. (Kii iin) iman, ablak yzl, ksa boylu. 2. Tembel; uyu uk. 3. is. orabn eskimemesi iin bezden yaplan terlik. 4. Ularn koltuk altma dayayp, atallarna ayak konularak yrnen bir ift sopadan yaplma oyun arac. 5. Dokuma tezghn harekete geirmek iin ayakla baslan pedal. 6. Erkek zenci. [DS] S bad budu, {az} Grlt p a trt; a m a ta ; k a b a konum a. [D S]|| bad gd, {az} Grlt p a trt; a m a ta ; g ev ezelik ; k a b a konum a. [D S]|| bad ksa, {az} B u d a la c a ; p a ta v a tsz ca ; geliigzel. [DS]|] bad kd, {az} -* bad gd. [D S]|| badya bin mi, {az} K rk t k sa rh o . [DS] bad2, [Erme, bad] {az} is. 1. Kaz. 2. rdek. 3. Hin di. 4. Kaz ve rdek yavrusu. [DS] fi1 bad bad, {az} (Yry iin) arpk, e ri ve iki y a n a s a lla narak, y a lp a la y a r a k ; r d e k gibi. [DS] b ad1, [bad-mak (ba la m ak ) > bad-] {eT} is. Asma arda. [DLT] badlk yga, {eT} a rd a k y a p m a k zere ayrlm a a . [DLT] bad2, -c [Erme, patic] is. 1. Bakla, fasulye gibi sebzelerin her birinde bir dizi tohum bulunan klf; tohum yata. 2. {az} Yeil sebzelerin iekten hemen sonraki kk hli. [DS] 3. Erkein erkeklik organnn snnet olurken kesilen ksm. 4. ekir genin yere gmd yumurtas. bad3, -c [Far. bdc] {az} is. Kadnlarn giydii dizden bilee kadar olan bir tr orap. [DS] (b a :d h a :y e) sf. Er (b a :d g es) {OsT} is. Ka (ba :d g erd ) {OsT} is. (b a :d g er) {OsT} is. K a

1 .4 2 1

BAD di yavrusu. 7. Ufak msr; cin msr. 8. sf. Vara yo a, uluorta konuan. 9. Ksa boylu; ufak tefek; tk naz. [DS] 0 badi badi, (K om ak, yrm ek iin) r d e k g ib i iki y a n a sa lla n a ra k ,| badi badi bacak, | K sa bacak.\\ badi badi yrmek, rdek g ib i v cudunu iki y a n a sa lla y a r a k yrm ek; p a y ta k p a y tak yrm ek. badi2, [Ar. bed (balam a) > bd lPIj] (b a :d i:) {OsT} sf. 1. Sebep; sebep olan. 2. Balang, ilk. 3. Ak; aikr. 0 bd ebed-in, {OsT} H er eyin b a .| b| d-i em r, {OsT} in banda, ba la n g ta .| bd-i | emirde, {OsT} in banda, ba la n g ta .| bdil| em r, {OsT} in b a n d a ; balangta.\\ bd-i na zar, {OsT} lk b a k ta; ilk grte. | bd olmak, | {OsT} S ebep olmak.\\ bdyl-em r, {OsT} in b a n d a ; balangta.\\ bdyr -r e y, {OsT} lk d nce. badi3, [Ar. bd lp I] (b a .d i;) {OsT} is. lde oturan; bedev. badi4, [Far. bd pl;] (b a :d i:) {OsT} sf. 1. Rzgrla ilgili; havaya ilikin. 2. Geici, badic, [Far. bdc g^l;] (b a :d i:c ) {OsT} is. 1. Tozluk. 2. Potur. badigard, [ng. body (vcut) + guarde (koruyucu)] is. Koruma; muhafz, badigir, [Far. bd-gr] {az} is. Tavan veya dam pen ceresi. [DS] badigd, [bad (yans.) > bad-i+gd-] {az} is. G rltl ve kaba konuma; gevezelik; amata; grl t. [DS] badih, [Ar. bedhet (a k ve b e lli o lm a ; hem en s y leyiverm e) > bdih / bdihe / 4jI>] (ba :d ih ) {OsT} sf. 1. (Olay iin) birdenbire olan; beklen medik. 2. is. Beklenmedik ziyaret. badihe, [Ar. bdih > bdihe <uol>] (b a :d ih e) {OsT} is. 1. Beklenmedik olay. 2. Kadn ziyareti. 3. tasvf. Ani ilham. badik, -i [Erme, patig / Ar. batt / bad (yans.) > bad ik] {az} is. 1. rdek yavrusu. 2. Palaz. 3. rdek gibi sallana sallana yry. 4. sf. m ecaz. Ksa boy lu ve tknaz. [DS] badikleme, [badik-le-me] is. Badiklemek ii; rdek gibi iki yana yalpa yaparak yrme, badiklemek, [badik-le-mek] gsz. f i [ - r ] f-l(i) -yor] rdek gibi iki yana yalpa yaparak yrmek; badi badi yrmek. badin1, [Bulucusu R. E. Badinin adndan] is. Bir uan hzn evresindeki havaya gre bal olarak len aygt; badin hz leri, srat saati, badin, [Ar. bdin l1>] (ba;din ) {OsT} sf. iman v cutlu.

badhava, [Far. bd (rzgr) + Ar. hev (hava) > bad- hev / bedava] {OsT} is. 1. Mevcut olmayan ey. 2. Rzgr. 3. sf. Emeksiz ve bedelsiz olarak elde edilen; bedava, badik, - [bad (yans.) > bad--k ?] {az} sf. Ksa boylu; tknaz. [DS] badl, [bad (yans.) > bad-l] is. 1. Grlt patrty, grltl ve kaba konumay anlatan yansmal gvde. 2. Yalpalayarak, arpk arpk yrmeyi anlatan yansmal gvde. 0 badl badl, {az} 1. (K onum ak iin) grltl ve k a b a kon u m a; g e v e zece. 2. (Yrm ek iin) y a lp a la y a ra k , e ri v e a r p k o la ra k. [D S]|| badl badl yrm ek, {az} Ya ln a y a k yrm ek. [DS] badlcan, [Far. bdincn] {az} is. 1. Patlcan. 2. Do mates. [DS] 0 badlcan suyu, {az} D om ates s a l as. [DS] badnos1, [Rus. podnos] {az} is. ay tepsisi. [DS] badmos2, [Yun. makedonis > Ar. bakdnis] {az} is. Maydanoz. [DS] badr1, [bad (yans.) > bad-r] is. Gevezelik etmeyi, grltl patrtl konumay anlatan yansmal gvde. 0 badr badr, {az} 1. (K onum ak iin) grltl ve k a b a ; g ev ezece. 2. Grlt k a ra ra k ; am ata y a p arak . [DS] badr2, [eT. bar > badr ?] {az} is. Karn; gbek. [DS] 0 badr alan, {az} (Ba, ba h e, ev vb. iin) duvarsz, itsiz, k en a r evrilm em i. [D S]|| badr bayrak, {az} 1. E sk i p sk ; yrtk. 2. K lksz. 3. D arm adan; karm akark. [DS] badra, [Yun. patero] {az} is. Deme kirii. [DS] badrdamak, [bad (yans.) > bad-r-da-mak] {az} g sz .f. [->] [-d ()-y o r] 1. Ne syledii anlalmaya cak biimde konumak; homurdanmak. 2. Gereksiz yere sylenmek. 3. Konumak; laf etmek; ene almak. 4. ekimek; kavga etmek. 5. Grlt et mek. [DS] badrdamak, [bad-r-da--mak] {az} ite f . [-ir] 1. Birka kii aralarnda alak sesle konumak; ki mi duyulur kimi duyulmaz biimde aralarnda ko numak. 2. dnl. f . Sylenmek; anlalr anlal maz sylenmek. [DS] badrga, [badr-ga ?] {az} is. Ta ekici. [DS] badrgdr, [bad (yans.) > bad-r+gd-r] {az} is. Grltl ve kaba konuma; gevezelik; amata; grlt. [DS] badrk1, - [bad-r-k] {az} sf. 1. Konumasn ve davranmasn bilmez; kaba. 2. Bana buyruk. [DS] badrk2, - [bat-r-k] {az} is. 1. Soan, may danoz, domates, bulgur, asma yapra ile yaplan ve i olarak yenen bir yemek; batrk. 2. sf. ok eki; kekre. [DS] badi1 [Erme, bad > Ar. batt / bad (yans.) > bad- / , bad-i] {az} is. 1. rdek. 2. Kaz. 3. Kaz ve rdek yavrusu. 4. Hindi. 5. Kpek; kpek yavrusu. 6. Ke

BAD badinc, [Far. bdinc giU] (ba :d in c) {OsT} is. bot. Hindistan cevizi, (C o co s m cifera). badincan, [Far. bdincan / bdencn / bdingn oU-jL] (ba:dircan) {OsT} is. bot. Patlcan, (Solanum m elon gen a). fi1 bdincn- ahm er, D om ates, (L ycopesicm esculentum ). badincani, [Far. bdincn- /OsT} sf. Patlcan renginde; mor. badincaniye, [Far. bdincan + Ar. -iyye (ba:d in ca:n iy y e) {OsT} is. bot. Patlcangiller, badingn, [Far. bdingn O&jIj] (b a :d in g :n ) {OsT} is. Patlcan. badir, [Ar. bedr (dolgunluk, artm ak) > bdir j.L>] (b a .d ir) {OsT} sf. 1. Birdenbire olan. 2. Hemen yapmak isteyen. 3. (Ay iin) dolun. 4. (ocuk iin) serpilip gelimi. 5. (Meyve iin) olgun. badire, [Ar. bedr (ha bersiz g eli) > bdire o_pU] (b a :d ire) {OsT} is. 1. Birdenbire otaya kan tehlikeli durum; felaket; bela. 2. fkeli bir hlde iken yap lan yanllk. 3. Almas g geit. 4. Birdenbire syleniveren sz. 5. Namlunun, klcn veya bitki lerin u ksm. 6. Skntszca, glk ekmeden sylenen sz. badiye1, [Ar. bdiye ^ol] (ba :d iy e) {OsT} is. l; sahra, kr. fi1 bdiye-i gl, {OsT} 1. D ev l. 2. D nya,| bdiye-i nin, {OsT} ld e oturan; b e d e | vi.| bdiye-i peym, {OsT} ld e dolaan . | (ba:d irca:n i:)

IM IfflittlM .

22

bado, [Fr. badaud] sf. argo. siz gsz; serseri; alk alk gezen. badok, -u [Rus. podog (sopa)] is. Araba tekerle klerini birbirine balayan eksen; dingil; mil. badpay, [Far. bd-py (rzgr ayak) (b a :d -

p a :y ) {OsT} is. Rzgr gibi hzl koan at. badper, [Far. bd-per _,oU] (b a :d p er) {OsT} is. 1. K t uurtma. 2. Kam topac. 3. sf. (Kii iin) ken dini ven; vngen. badpeym a, [Far. bd-peym U-opL.] (ba :d p ey m a:) {OsT} sf. Babo gezen; serseri; isiz gsz, b adra, [Yun. pater (kiri)] {az} is. 1. amar tek nesi. 2. Deme kirii. [DS] badrak, [bad (yans.) > bad-()r-a-k] {az} s f Ko numasn bilmez; kaba. [DS] badram , [bad-ra-m] {eT} is. Sevin ve elence gn; bayram. [DLT] badram ak, [bad (yans.) > bad-()r-a-mak] {az} gsz. f M [-r()-y o r] Grlt yapmak. [DS] badram baz, [Far. brn-bz] {az} is. Yamur dua sndan sonra ocuklarn birbirini slatmak iin oy nadklar oyun. [DS] badreng, [Far. bd-reng (ba :d ren g ) {OsT} is.

1. Hzl giden at. 2. Hyar. 3. Acur. 4. Turun. 5. Aa kavunu, bd-rengn, {OsT} 1. vg; m edhiye. 2. m ecaz. iir. badron, [Slav, patron (baru t ls) > Alm. Patrone] {az} is. Mermi. [DS]

badiye2, [Yun. badheia / Far. bdiye] {az} is. 1. b ad ru k ', [bat-mak > ba(t)-r-uk] {eT} is. Bayrak. Byk bakr kap. 2. Az dar dibi geni ya kab. [EUTS] [Gabain] 3. Byk bakr tencere. 4. Yemek kab. 5. orba badruk2, -u [? badruk / Far. / Haan Badruk (E. tas. 6. Yayvan, kulpsuz toprak anak. [DS] eleb i uyd.) JjjIj] {OsT} sf. Kaak; firari. badke, [Far. bd-ke (b a :d k e) {OsT} is. Yel badseha, [Far. bd + Ar. seh (b a .d s e h a :) is. paze. 1. Cmert. 2. m ecaz. Dnya; bu dnya, badlam ak, [Erme, bad (blm e) > bad-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-()-y o r] 1. (Ba, bahe ve bostan iin) badsene, [Far. bd-sene] (ba :d sen e) {OsT} sf. 1. Byklk taslayan; kibirli. 2. Kt niyetli. hayvanlardan korumak iin etrafn itle evirmek. 2. Eski arn altm srmla rmek. 3. (Deirmen badsvar, [Far. bd-svr (ba :d s v a :r) is. 1. iin) ta dnerken etrafa un samak. [DS] Hzl koan at. 2. Kou at; yar at. 3. Hzl giden badm ak, [bad-mak] {eT} gsz. f . [-u r] 1. Batmak. atl. [EUTS] 2. gl. f . Balamak; bent etmek. [EUTS] 3. badubudu, [bad (yans.) > bad-+bud-u] {az} is. G Ekin ekmek. [EUTS] rltl, patrtl konuma; kaba konuma; grlt badm an, [ba-d-man / bat-man] {eT} is. Batman; l ek. [EUTS] badminton, [ng. Badminton (bir a to ad)] is. spor. Tenise benzer bir oyun. badnma, [Far. bd-nm UbU] (ba.dn m a:) {OsT} is. 1. Rzgr gl. 2. Frldak, badnus', [Rus. podnos (alttan) + nosity (tam ak)] {az} is. Tepsi veya byk sahan. [DS] badnus2, [Yun. peteinos] {az} is. Horoz. [DS] patrt. [DS] b adu 1, -cu [Yun. babitza (rd ek) > babica ? [Tzitzilis]] {az} is. Toprak, am ya da madenden ya plma emzikli testi. [DS] badu2, -cu [Erme, pati] {az} is. 1. Bad. 2. Taze bakla; bakla. [DS] baduk3, -u [bod-uk] {az} sf. 1. Ksa boylu ve iman; tknaz. 2. is. Domuz yavrusu. [DS] baduka, [? baduka] {az} is. Patates. [DS]

r s

4 2 3

BAG bafte2, [Far. bafte iL] (b a .fte) {OsT} is. 1. Renkli, byk leke. 2. Oyma levha. 3. Para. 4. Byk bir haritay oluturan paralardan her biri; pafta, bafur, [t. vapore (buhar)] {az} is. Buharla alan gemi; vapur. [DS] bag1, [ba / bag / ba (yans.)] is. Barmay, seslenme yi, brmeyi, gevezelik etmeyi, yksek sesle ses lenmeyi anlatan yansmal kk. [Zlfkar] bag2, [b-mak (ba lam ak) > b- _l> (b a :g ) {eT} is. ] 1. Ba; balayan ey; bent; kstek; ip. [ tigsizler] [EUTS] [ETY] 2. Boha. [EUTS] 3. Dm; ba; odun vb. balamlar. [DLT] 4. Kabile; boy; halk topluluunun bir blm; blk. [Gabain] [EUTS] 5. Birleik boylar; konfederasyon; mttefik; mttehit. [ETY] 6. Allah; Tanr. [ETY] 7. {eAT} Demet; ba lam. 0 bag badrk, {eAT} C anl hayvan lar h ile ile y a k a la m a a r a c ; tuzak.| bag bodun, {eT} B o y la r ve | k a b ile le r fed erasy on u . bag3, [Far. ba] {eT} is. 1. Ba; asma bahesi. [Ga bain] [EUTS] 2. zm asmas; ba. [DLT] 3. Bahe. [EUTS] 0 ba borluk, {eT} zm ba. [EUTS]|| bag gzi, {eAT} Asm ann filiz v e r e c e k olan tom ur cuu; a sm a gz. | bag zdei, {eAT} B a kt. | b aga1, [ba-a] {eT} sf. Rtbece aa; ast. [ETY] [Te kin] baga2, [bag (yans.) > bal- / ba- U {eT} is. 1. Kara u] kurbaa; odlu baa. [EUTS] 2. {eAT} {az} Kap lumbaa. [DS] 3. {18.-19.yy.} Kaplumbaann ka buu. 4. {az} Binek ve yk hayvanlarnn ayakla rnn altnda zorlamadan ileri gelen ilik. [DS] 5. {az} Hayvan yemlii. [DS] 6. {eT} (okyaamasn dan dolay, sonsuzluun, ebedliin simgesi olarak) b yk kimselere verilen san. B a g a T arhan bagacak, - [ba (balant) > ba-acak ?] (b a a ca k ) {az} is. Nesil; slale. [DS] baga, [ba-a] {az}] is. Koyulam, hamur kva mndaki madde; macun. [DS bagaj, [Lat. baga (sandk) + Fr. bagage] is. 1. Y ol cunun beraberinde gtrd giyim vb. eyalar. 2. Tren, otobs, uak ve gemilerde yolcularn berabe rinde gtrdkleri eyalarn konulduu zel yer. 3. Otomobillerde eya koymaa mahsus blme. 4. argo. Kala. 0 bagaja verm ek, (Yolcu iin) b e r a berin d e g t rm ek istedii eyalarn n tatn b a g a j blm ne konulm asn sa lam ak. bagal, [Far. baal] {OsT} is. 1. Koltuk; koltuk alt. 2. Kolla sarma; kucaklama. 3. Da ve tepelerin kena r. 4. Kask. bagar, [baar / bar] {eT} is. 1. Karacier. [Gabain] 2. Karn. [EUTS] 3. m ecaz. Dost; akraba; sevgili. [Gabain] bagarcak , [ba-ar-cak] {az} is. rme ip; kemer ge niliinde yn ya da kldan rme ip; kolan. [DS] S bagarcak atm ak, {az} (Koyun g eceley in y atan -

badul1, [? badul] {az} is. 1. Taranan ynden ayrlan ayn byklkteki paralar. 2. Lapa lapa yaan kar. [DS] badul2, [? badul] {az} is. Havu. [DS] badur, [Sansk. patra] {eT} is. huk. Sv ls birimi. [EUTS] badut, -du [? badut] {az} is. Bezelye, bakla, fasulye gibi sebzelerin salkmlar. [DS] badval, [Rus. podvl] {az} is. 1. Bodrum; mahzen; karanlk yer. 2. Kiler. 3. Tavlada alt kapya girme. [DS] badviz, [Far. bd-vz y . ( b a : d v i : z ) is. Yelpaze, badya, [Yun. bathus (ukur) > badheia / Far. bdiya 4jjl] {eAT} is. 1. Geni azl, yayvan, byke su kab. 2. ine arap konulan byk kap. badzehr, [Far. bd-zehr y O ^ ] (ba :d z eh r) is. Panze hir. badzen, [Far. bd-zen jjiL>] (ba:dzen ) is. Yelpaze, badzene, [Far. bd-zene 4jjiL>] (ba:d zen e) is. Yelpa ze. -baf, [Far. bften (doku m ak) JL. -] (b a :f) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa kelimelerden "doku yan, dokuyucu" anlamnda birleik sfatlar yapan son ek. baf, [? baf] {az} is. Akcier. [DS] bafa, [Far. bfa asL] is. 1. Drt tutamlk ekin demeti. 2. Mumlu balk yumurtas hazrlamak iin lcam yarlarak i organlar ve yumurtalar karlm ke fal bal. bafat, [Ar. bbat iU] is. {az} Tarz; yol; yntem, bafat, [Ar. bbe (eit) > bbat c i L / i>lj is. {az} Tarz; yol; yntem, bafende, [Far. bfende ojail] (b a .fe n d e) {OsT} sf. Do kuyucu. bafer, [Far. b (ile) + -fer (parlaklk)] (b a .fe r) {OsT} sf. en; sevinli, bafr, [? bafr] {az} is. ok; saysz; dolu. [DS] bafkr, [Far. bf-kr jlS3U] (b a :fk :r ) is. Dokumac; ulha. bafon, [Fr. backfong] {az} is. Gm grnmnde bakr, inko ve bakr alam; fakfon. [DS] bafra, [Yun. Pavra > Bafra] is. bot. Samsun ve Bafra yresinde yetien sigara yaplabilecek nitelikte k k boylu, ince dokulu, tok iimli bir ttn tr, baft, [Far. bft c J l ] (ba:ft) {OsT} is. Kuma; doku ma. bafte1, [Far. bfte assIj] (b a .fte) {OsT} is. 1. Dokuma tarz; dokuyu. 2. pek, altn veya gm tire, pul vb. ile dokunan kuma. 3. sf. Dokunmu.

BAG

IMIMtSM. ,
r a la m a k ,| barn ezmek, {eAT} Yreini y a r a | la m a k ,| bar yan eritm ek, {eAT} K orku ve | znt iin de brakm ak. bar3, [bar / bakr] {eT} is. Bakr. [ETY] bagrak, [ba (yans.) > ba-gr-ak] {az} s f ok ba ran. [DS] bagrak, [bar-ak] {eT} is. Eek semeri. [DLT] bagrdak, [bar-dak] {eT} is. 1. Kadn gsl. [DLT] 2. {eAT} Beik ba, bardan, [ba (yans.) > ba-gr-dan] sf. Bartan, bagrlak, [ba (yans.) > ba-r-lak] {eT) is. Bartlak kuu. [DLT] bagrlam ak, [bar-la-mak] {eT} g l . f [ - r ] 1. Bar na vurmak. 2. Yayn tutaman dzeltmek. [DLT] bagrlanm ak, [bar-la-n-mak] g s z .f. [-u r] 1. Pht lamak. 2. Koyulamak. [DLT] bagrhg, [bar-l] {eT} sf. 1. Barl. 2. m ecaz. Y rekli; cesur; kimseyi dinlemeyen. S bedk bagrlg, K im sey e boyun e m ey en ; c i eri byk. [DLT] barsak 1, [bar-suk / baar-suk] {eT} is. 1. Bar sak. [EUTS] 2. Karn. 3. Dost; akraba. [Gabain] S1 barsak syrm as, {eAT} B a rsa k sa n cs.| ba | rsak syrnds, {eAT} B a rsa k sancs. barsak2, [bar-suk > bar-sak] {eT} is. 1. Merha met. [EUTS] 2. sf. Merhametli; gnl alc. [DLT] bagrsam ak, [bar-sa-mak] {eT} gl. f . [- r ] Cam ci er istemek. [DLT] bagrsuk, [ba-r-suk] {eT} {eAT} is. 1. Barsak. [EUTS] [DLT] 2. Merhamet. [EUTS] bartlak, [ba (yans.) > ba-r-t-lak] {eAT} is. Yabani rdek; kl kuyruk kuu, ba, [ba-] (b a ; ) {eT} is. 1. adr ba; ak evin bent ve ba; ba; ip; adr ipi. [ETY] [Nevy] 2. Kaim urgan; halat. [EUTS] [Gabain] 3. Parmak, ka m vb.nin boumu; eklem; boum. [DLT] [ETY] balatmak, [ba--la-l-mak] {eT} edil. f . Balanmak. [DLT] [-u r]

d an kalkp g itm eye y n eld i in d e o b a n n uyanm as iin) uykuya yatm adan n c e ken di aya ile ba koyunun ay a n a ip b a la m a k [DS] bagarsak, [baar-sak] {eAT} is. Barsak, bagarsuk, [bar-suk > baar-suk] (eT} {eAT} is. 1. Barsak. [EUTS] [Gabain] 2. Merhamet. [EUTS] bagas, [Erme, baas => ba-az / ba-az] f az} is. Aptal; alk; sersem. [DS] bagat, [Far. ba + Ar. -t] (b a :g a :t) {OsT} is. Bahe ler; balar. baaya, [Ar. bagyy (fahie) > bagy] (bagy) {OsT} is. Fahieler, baga, [ba-a] {eT} is. Boha; ba; kn; paket. [EUTS] bage, [Far. b-e ba. 2. Bahe, bagevat, [Far. b-e-vn o lj il;] {OsT} is. Bac; bahvan, bag, [ba-] {eT} is. Bahvan; bac. [EUTS] bada, [ba-da] {eAT} is. Grei elmesi; sarma. 6 1 bada urnak, {eAT} G rete sa rm a y a a lm a k ; e l m e takm ak. bagdalam ak, [ba-da-la-mak] {eAT} gl. f . [ - r ] G rete sarmaya almak; elme takmak, badamak, [ba-da-mak] {eT} {eAT} gl. f . Grete sarmaya almak; ayak yakalamak; elme vurmak. [DLT] badanm ak, [ba-da-n-mak] {eAT} edil, f [-u r ] el me taklmak. badatm ak, [ba-da-t-mak] {eT} g l . f [-u r] Grete sarmaya aldrmak. [DLT] bagel, [Far. bgel JiTl] (b a :g el) {OsT} is. Ilk su. baget, [Fr. baguette] is. 1. Kk, ksa ve ince de nek. 2. Haddeye verilmek zere hazrlanm kle altn, gm. 3. Y irm i be y zeye talanm dikdrtgen tabanl elm as. 4. mz. Orkestra efi nin kulland kk denek, bagetlik, -i [baget-lik] is. Trampet kaylarnn ze rine baget takmak iin yerletirilmi yuva. baggal, [Ar. bal JUj] (ba g g a :l) is. Katrc. bar1, [ bar] {eT} nl. Ne ac; ne yazk! bar2, [bar / baar] {eT} is. 1. Karacier; {eAT} (ay n). [EUTS] [Gabain] 2. Bar. [DLT] 3. Karn. [EUTS] 4. Gs; sine. {eAT} (ayn) [EUTS] 5. m e caz. Dost; akraba; sevgili. [Gabain] [EUTS] 6. Bir ila. [EUTS] 7. {eAT} Akcier. 8. {eAT} Yrek. S bar basm ak, {eAT} Sayg g sterisi o la r a k ellerin i g s zerin e koym ak]] bar ba, {eAT} Yrei y a r a l.| bar bal, {eAT} Yrei y a r a l.| bar | j balu, {eAT} Yrei y a r a l.| bar km ak, {eAT} | C an kmak.\\ bar k ara, {eAT} B a rtla k ku ; kl kuyruk kuu.| bar kat, {eAT} A cm asz; m erh a | m etsiz]| barn ba eylemek, {eAT} Yreini y a (ba : ev a :n ) ] (b a : e ) {OsT} is. 1. Kk

balamak, [ba--la-mak] {eT} gl. f . [- r ] Ba lamak. [DLT] balanm ak, [ba--la-n-mak] {eT} edil. f. Ba lanmak. [DLT] bagy, -yy [Ar. bagyy {OsT} sf. Fahie. (ba;gz)

baz1, [Ar. buz (nefret) > baz {OsT} sf. Tiksinen; nefret eden; buz eden. baz2, [Ar. buz (nefret) > baz

(bagv.z)

{OsT} sf. Herkesten nefret eden; kimseyi sevmeyen. bagi1, [Ar. bay (serkelik) > bai l5a>] {OsT} is. Ba kaldn; serkelik; azgnlk. bagi2, [Ar. bay (serkelik) > bi ^ L ] (ba ;g i) {OsT} sf. Ba kaldran; serkelik eden; hakszlk eden.

h h k eseu k .4
bagy, [Ar. bay serkelik.

BA {OsT} is. leri gitme; azgnlk;

bagi3, [Far. ba ^ l ] (b a :g i:) {OsTf sf. Ayn bahede yetien. bagilik, -i [bgi-lik] {OsTf is. Ba kaldrma; asilik, serkelik. bagiy, [Ar. bay {OsT} is. 1. Doru yoldan sap

b agza1, [Ar. buz (nefret) > bagza u.] {OsT} is. 1. iddetli nefret. 2. Dmanlk. bagza2, [Ar. buz (nefret) > baz U J (ba g z a:) {OsT} is. iddetli nefret; hi sevmeyi. ba1, [ba (vans.)] is. 1. Suyun alamasn, svlarn bol bol akn, dkln anlatan kk. [Ziilfkar] b a -l bal. 2. Barmay, seslenmeyi, brmeyi, gevezelik etmeyi, yksek sesle armay anlatan yansmal kk. [Ziilfkar] S ba ba, {eAT} (Su vb. svlarn a k iin) a r a r; a r l arl. ba2, [Far. b j y (b a : ) {OsT} is. 1. Meyve bahesi. 2. zm yetitirilen bahe; asma bahesi. 3. Asma; zm kt. 4. Bostan; byk bahe. 5. Gezinti yeri. 6. m ecaz. Cennet. S ba aralam ak, y i g e lim esini sa la m a k iin a sm a ktklerindeki d a lla r seyrekletirm ek.^ ba bahe, Y eillik a la n .| ba | beli, {az} B elirli z am an lard a b a d a y a p la n b a km ve tem izlik ileri. [D S]|| ba bellemek, zm d ikili b a h e topran b e l ile a lt st etm ek, k a b a r t m ak.| ba bks, {az} B a budam akta, ot b i | m ekte kullanlan e ri ve dili azl b ir tr b a k ; bk. [D S]|| ba bozmak, Olgun zm leri tam am en to p la y a ra k b a terk etm ek.| ba bozumu, 1. Ol | gun zm lerin toplan m a zam an. 2. zmleri top lam a ; zm hasad . | ba budam ak, H er y l a sm a | dallarn d an b ir ksm n k esilip ksaltm ak,| ba cr | cr, z o o l, D z kan atllarn crcr b c e ig iller f a m ilyasndan byk kanatl, so lu k ren kli bir tr c r cr b ce i, (O ecanthus pellucens).\\ ba rpm ak, {az} B a budam ak. [D S]|| ba ubuu, 1. A sm a fd e si. 2. A sm a d a l.| ba dam, {az} B a da, al | rp vb.den y a p la n kulbe. [D S]|| ba depmek, {az} B a bellem ek. [D S]|| ba evi, {az} M uhtar odas. [DS]|j ba gz, {OsT} Asna d a lla rn d a ki k k tom u rcu klar,| b- Adn, {OsT} C ennet.| | | b- bahar, {OsT} B a h a r b a h e s i.| b- bedi, | {OsT} 1. E siz ba. 2. m ecaz. Cennet.| b- behi| t, {OsT} C en net b a .| b- cihn, {OsT} Dnya | bahesi.\\ b- cinn, {OsT} C en n etler b a .| b- | dehr, {OsT} D nya bahesi.\\ b- firdevs, {OsT} C ennet b a .| b- huld, {OsT} Sekiz cennetten | birinin b a h es i.| b- rem, {OsT} 1. rem ba . 2. | Cennet.\\ b- kuds, {OsT} 1. K u tsal ba h e. 2. m e caz. C ennet.| b- nam, {OsT} 1. B olluk, b e re k e t | ba h esi. 2. C ennet.| b- ref, {OsT} 1. Yce b a h | e. 2. m ecaz. Cennet.| b- rdvn, {OsT} 1. H o | nutluk ba h esi. 2. Cennet. | b- vah, {OsT} H ay | vanat bahesi.\\ b- ves, {OsT} 1. G eni ba . 2. m ecaz. Cennet. \ ba kt, Asmann an a g v d e\ s*'.| ba m aymuncuu, zool. D e iik a la c a l ren k | te zeytin a acn a, asm aya, y on cay a, s e b z e le r e ve m eyve b a h ele rin e z a r a r veren p e k o k cinsi bulu-

ma. 2. Anlk, ileri gitme. 3. Azgnlk. 4. Serke lik. 5. Masumlara dokunmayan fakait devlet otorite sine isyan ederek bir blgeyi hakimiyeti altna al m bulunan zorba; isyankrlk. 6. nsanlara kar stnlk iddia edip onlar, zulm ve bask altnda yaatmak. S bagy-etmek, {OsT} 1. Azgnca, ar ek ild e davranm ak. 2. Zina y apm ak. bagiyane, [Ar. bagy + Far. -ne] (b a :g iy a :n e) {OsT} zf. syan edenlere yakr ekilde; asilikle, bagiz, [Ar. buz (nefret) > bz / bagiz] (ba:giz) {OsT} sf. Herkesten nefret eden. bagl, [Ar. bal J a J {OsT} is. Katr. balamak, [ba-la-mak / bo-la-mak] {e l } g l .f i [ - r j 1. Balamak; raptetmek. [EUTS] [DLT] [Yknek] 2. {eAT} Kapamak. 3. {eAT'} Durdurmak; alkoymak; engel olmak. 4. {eAT} Sarmak. 5. {eAT} Ayrmak; hasretmek. 6. Hasl etmek, baglamalu, [ba-la-ma-lu] {eAT} sf. Balanmas ge rekli; zincire vurulmas gereken, balanmak, [ba-la-n-mak / bo-la-n-mak] {eT} edil, f. [-u r] 1. Balanmak. [Yknek] [DLT] 2. {eAT} Ka panmak. 3. {eAT} Sonulandrlmak; bir ekil veril mek. balatmak, [ba-la-t-mak] {eT} gl. f. [-u r] Balat mak; bohalatmak. [DLT] bagle, [Ar. bale {OsT} is. Dii katr.

bal, [ba-l] {eAT} s f 1. Bal. 2. Kapal. 3. Erkek lii balanm olan, baglg, [ba-l] {eT} sf. 1. Bal; tutuklu. [EUTS] 2. is. Boha; paket. [EUTS] bagmak, [ba-mak > ba--mak] {eT} gl. f . [-u r] Ba lamak. [ETY] bagna, [Mo. bana] {eT} is. Merdiven basama. [DLT] bara, [Far. bara t muz. bagrak, [ba--rak] {eAT} is. Oba. bagrkmak, [ba()r-k-mak] {eT} g s z .f. [-u r] Cie ri gs kemiklerine yapmak. [DLT] barn, [ba()r-m] {eT} z f 1. Bar ile. [EUTS] 2. Kam zerine; yzkoyun, bagi, [Far. bh] {eAT} is. Bahi, bagorya, [Yun. pagouria] {az} is. Pavurya; aa noz. bagursuk, [bar-suk] {eAT} is. Barsak. bagut, [Ar. bto^iL] (ba :g u :t) {OsT} is. Paskalya. (b a ra :) {OsT} is. Erkek do

BA rtan b cek ler, (Otiorrhynchus).\\ ba zdei, B a kt. | ba tavas, P ekm ez kayn atlan biiyk b a | kr k a p .| ba yan, A sm alarda gu ig n ard ia bid| v ellii ad l m antarn m eydan a g etird i i hastalk. ba3, [eT. b-mak (ba lam ak) > ba- > ba] is. 1. Balamaya yarayan ip, tel ve erit gibi dm lenebilir nesne. 2. Balamaya yarayan arala ya plm dm. 3. Sarg. 4. {az} Balanarak deste yaplm nesne; demet; balam. [DS] 5. m ecaz. lgi; alaka; rabta. 6. Engel; mania. 7. dbl. Ayn cins ve e grevde olan cmle, kelime veya gruplar arasn daki iliki; bala. 8. Birlik; ballk; ittifak. 9. Kemikleri birbirine tutturan, i organlar yerli ye rinde tutan lif demetleri. 10. {az} Bir araya ba lanm be ile pamuk iplii. [DS] 11. {az} atda kullanlan asl kiriler. [DS] 12. {az} Bina katlar nn her biri; katlar ayran aa ksmlar. [DS] 13. {az} Maden ocaklarnda tnellerin kmemesi iin konulan direkler zerine akl dirseklerin bir letii yerler. [DS] 14. {az} Drt tekerli arabalarda dingili yastk altna balayan vidal demir. [DS] 15. {az} Yaklak olarak 100-150 kg. gelen kendir demeti. [DS] 16. {az} Fincan tepsisi; tepsi. [DS] S ba badrk, Av hayvan larn y a k a la m a k iin ku rulm u tuzak. | ba doku, anat. ounlukla ek lem | le r d e y e r a la n o k g l beyazm s l i f dem eti. | ba | fiil, dbl. H em eylem anlam tayan hem d e cm le unsurlarn veya gru plar b irb irin e ba lay an fiilim s ile r ; z a r f f i i l .| ba kolan, E y er vey a sem eri hay | vann srtn da tutturmaya y a ra y an kay veya k e m er. | ba ta, mim. k i duvar birb irin e b a la m a k | iin kullanlan b ir yz duvarn yzne d i eri de tek i duvarn talar a ra sn a giren boyu eninden d a h a uzun in aat ta. b aa, [bag / ba (yans.) > e T bak- / ba- U>] is. 1. Kaplumbaa. 2. Kaplumbaa gibi hayvanlarn v cudunu koruyan boynuzsu rt; kavk; lcarapaks. 3. Bu kabuktan yaplm ss eyas. 4. {az} Vcudun herhangi bir yerinde oluan sert dokulu ur. [DS] 5. {az} Guatrn sebep olduu boaz ilii. [DS] 6. {az} Hayvanlarn ayann altnda, zorlama y znden oluan ilik. [DS] 7. {az} Ba ktnn zerindeki ptrler. [DS] 8. {az} Birka gnlk kurbaa yavrusu. [DS] 9. {az} Hayvan yemlii. [DS] 10. {az} Tepsi; fincan tepsisi. [DS] 11. {az} Kanda ii tahtalara tutturan ortas delik aa. [DS] baacak, - [ba-a-cak] {az} is. -* baack. [DS] baack, - [ba-a()-lc] {az} 1. Koyunlar yataktan kalktnda uyanabilmesi iin obann, uyumadan nce bir ucunu kendine br ucunu ba koyuna balad ip. 2. Kadnlarn kundakl ocuu srtla rna balamakta kullandklar yn ya da pamuk ip liinden rme ip. 3. orap ba; ip. 4. Ba ve bah e kaplarna yaplan aa trk veya kilit. [DS] baacuk, -u [baa-cuk js -

Q
apL]

TRKE S O M

{eAT} is. Eskiden

kaleyi kuatanlarn, kaleye yaklaarak duvar del mekte kullandklar seyyar kulbe, baa, [ba-a] is. 1. ki eyi birbirine balayan, tut turan nesne. 2. Mayas tutmadan piirilmi ekmek, baalak, [Far. baanak] {az} is. ine, peynir, kelek konulan olak ya da kuzu derisi; tulum. [DS] baal, [baa-l] {az} sf. Boaznda guatr dolaysy la ilik bulunan kimse. [DS] baaltak, [eT. bar-dak > baal-tak] {az} is. Hrka. [DS] baan a, [ba-an-a] {az} is. Direk. [DS] baana2, [Far. baanak / baana / banak] is. 1. Ana rahminde, iinde dlt bulunan kese; etene. 2. l doan ocuk; dk. 3. {az} yana kadar olan kk ocuk; bebek. [DS] 4. l doan kuzunun derisi; astragan. 5. {az} Drt be gnlk kei yav rusu. [DS] 6. {az} ine kuru peynir ya da kelek konulan kei ya da koyun derisi; tulum. [DS] 0 baana krk, A stragan k rk.| baana resmi, | A stragan k rk iin d en en vergi. baanak, - [Far. baanak] {az} is. 1. Doum vakti gelmeden hayvann kamndan karlan yavru. 2. Kei veya koyun trna; bakanak. [DS] b aar, [eT. bar (karn, k ara ci er)] {az} is. 1. G s. 2. Kam hastalk yznden imi kimse. [DS] baarcak, - [ba (ip) > baar-cak] {az} Koyunlar yataktan kalktnda, uyanabilmesi iin obann uyumadan nce bir ucunu kendine br ucunu ba koyuna balad ip. [DS] baarck, - [baar-ck] {az} is. 1. Arabalarda n yastk ile n dingil arasna konulan ve dingil ze rindeki oku yerinde tutmaya yarayan enli uzun aa paras. 2. Dmemesi iin beik ya da saln cakta ocuu balamaya yarayan enli kuak; bardak. [DS] baard a, [baar-da] {az} is. siz; bo gezen. [DS] b aard ak 1, - [baar-dak] {az} is. amdan oyu larak yaplm su kab. [DS] baard ak , - [baar-dak] {az} is. Dmemesi iin beik ya da salncakta ocuu balamaya yarayan enli kuak; bardak. [DS] baarsak, - [bar-suk > baarsak Barsak. baarsk, - [baar-sk] {az} is. orap ya da baka rglerdeki balang. [DS] baarsuk, -u [eT. bar-suk sak. b aartlak 1, - [bar-lk / ba()r-la-k / baart-la-k] is. 1. Yemek yerken ya da az suyu ile nnn kirlenmemesi iin bebeklere taklan nlk. 2. Uyurken dmemesi iin ocuu beik ya da saln caa balamakta kullanlan enli kuak. {eAT} is. Bar {eAT} is.

flllilffiil IlIftE SOMti427


baartlak, - [ba (yans.) > ba-r-t-lak > baar-t-lak] {az} is. 1. ok alayan ocuk. 2. zool. Bartlak. [DS] baat, [Far. ba + Ar. t] (b a : a :t) {OsT} is. 1. Ba lar; zm balan. 2. Baheler, baaz, [boaz / baz / baaz] is. {az} Bir deir mende, tanelerin iki ta arasna dklmesi iin st tann ortasnda alm delik. [DS] baban, [Far. b-bn jL -tl] (b a : b a :n ) {OsT} is. 1. Bahvan; bac. 2. Bahe veya ba bekisi, babani, [Far. b-bn Bahvanlk. baboan, [ba+bo-an] is. bot. Sarmakgillerden asma, baklagil ve dier baz bitkilere sarlan, mor renkli iek aan, klorofilsiz zararl, asalak bir bit ki; kskt, cin sa, eytan sa, (Cuseuta). (b a : b a :n i.) {OsT} is. badad, [badadi] {az} is. - * badadi. [DS] badadi, [Ar. badd (B adat) > badd-

BA

(b a d a .d i:) is. 1. Birbirine paralel olarak aklm tahta talarn zeri sva ile kapatlarak duvar veya tavan meydana getirme teknii; ahap atma. 2. Bu teknikle yaplm inaat. 3. Eskiden kullanlan bir tr deerli kuma cinsi. 4. z. is. Badatl. S ba dadi tas, B a d a d i tekniinde tayc d irek vey a k a la s la r zerin e a klan 1 cm. kaln ln da ve 2-3 cm. en in deki tala r; atmalk.\\ badadi kt, S em erkan t k tlar rn e k a ln a ra k 9. yy. dan itib a ren retilm eye balan an bir eit iyi cins k t; B a d a t kd. badadilik, -i [badadi-lik] (b a d a ;d i:lik ) is. 1. Dz ensiz tahta. 2. Badadi tahtalarm tutturmaya yarayan ivi.

badadiye, [Ar. badadyye i-sl-U;] (b a d a :d i;y e) bac1, [ba-c] is. 1. Ba ve zm yetitiren kimse. {az} is. Aralarna aa konularak yaplan ince du 2. Ba ve bahe sahibi. 3. Geimini ba ve meyve var. [DS] aac yetitirerek salayan kii. S baclar oca, m paratorluk dn em in de sarayn b a h ele rin e b a badala1, [ba+dal-a (b a d a la kald sznden )] {az} is. Birka yl ilenmemi asma kt. [DS] kan grev lilerin ba l olduu tekilat. badala2, [? badala] {OsT} is. evre; havali; etraf, bac2, [ba-c] is. 1. Balama iini yapan kimse. 2. {az} Srek avnda avm geecei yerde bekleyen avc. [DS] 3. Flayvanlarn krk ve kn tedavi eden kyl. 4. Ekin bienlerin arkasnda biilen ekinleri demet ederek balayan kimse. badalam a, [bada-la-ma] is. Badalamak ii. badalam ak, [eT. bada-mak (elm ek) > bada-lamak JJiU ] {OsT} gl. f [-r ] [-l()-y o r] spor. 1. Grete bacaklarn, rakibinin bacaklanna sararak yere drmek; grete elme takmak. 2. Birini dnnek iin ayaklarna elme takmak; elmelemek. {az} (ayn) [DS]

back1 - [ba-la-mak > ba-ck] is. 1. Balamaya , yarar kk erit veya ipik. 2. Ayaktan kmamas iin ayakkablar balamakta kullanlan balar. 3. {az} Arabalarda, okun arabaya taklan yeri. [DS] badalanm ak, [bada-la-n-mak] {az} edil. f. [-r ] 4. {az} Gl kam. [DS] 5. {az} ocuun kulak Decek gibi olmak; aya birbirine dolanmak. larnn ekli bozulmasn diye ene altndan geiri [DS] lerek kulak zerinden alnp tepede balanan bez. badam a, [bada-ma] is. Badamak eylemi, [DS] <5 back atm ak, {az} B iilen ekin i d em et badam ak, [bada-mak g l.f. [ - r ] [yapmak. [DS] | back ipi, {az} K oy u n lar y ataktan | kalktnda, u yan abilm esi iin oban n uyum adan d ()-y or] 1. Nesneleri birbiri iine geirmek sure nce bir ucunu ken din e b r ucunu b a koyuna tiyle balamak; kenetlemek. 2. m ecaz. leri iin balad ip. [DS] den klmaz hale getirmek. 3. {OsT} {az} elme takmak. [DS] back2, - [baa-ck] {az} is. Kaplumbaa. [DS] backl, [ba-ck-l] sf. Backlar bulunan, baclk, - [ba-c-lk] is. zm yetitirme ii ve meslei. bada1, [eT. ba-da-mak (en g el olm ak) > ba-da is. 1. Bada. 2. elme. 3. Grei elmesi. 4. badan, [bada-mak > bada-n] {az} is. Birleme yeri; kavak. [DS] badanm a, [bada-n-ma] is. Badanmak eylemi ve durumu. badanm ak, [bada-n-mak jil-u] {OsT} edil. f . [-r ]

elme taklmak; elmelenmek. {az} Engel; glk. [DS] 5. {az} Kement; ba; dm. [DS] 6. {az} Yrme ama gelen ocuk bada, [eT. ba-da-mak > bada- Jil-^ ] is. 1. Alarn yryememe durumu. [DS] 0 bada atm ak, yaklam karlkl uyluklarnn altna alarak bir 1. elm e takm ak; b a d a vurmak. 2. G lk k a r eit yere oturma biimi; bada, bada, barda. 2. m ak; en g el olm a k .| bada urm ak, leAT} G rete | sf. {az} Birbiri ile her bakmdan anlaan, ili dl sarm aya a lm a k; elm e takmak.\\ bada vurm ak, olan; uyumu. [DS] S bada olmak, {az} R a h at {az} G rete a y a a elm e ta k a ra k drm ek. [DS] olm ak. [DS]|j bada kurm ak, {az} 1. A yaklarn bada2, -a i [Ar. baz / bad * U J (b a d a ;) sf. karlkl o la r a k uyluklarnn altn a a la r a k otur mak. 2. D a h a z o r gelm ek. [DS] iddetli nefret; hi sevmeme durumu.

BA

IMIMM.
dolu. 2. a ra p k a d e h i d o lu .| B ad at tam ir et | mek, Yem ek y em ek, karn doyurm ak. ba, [eT. bak- > ba-] is. By; efsun; sihir, bac, [bak--c > ba--c] is. 1. Byc; efsuncu. 2. Falc. 3. Balayc. 4. Batan karan; kandran; yoldan saptran, ba, [ba-] is. 1. adr ipleri. 2. Bir eyi bala maya yarayan ip vb. eylerin tm, bak, - [ba-k] {az} is. 1. Ham meyve; tad bu ruk yemi. 2. Yabani meyve. [DS] bal1, [ba (yans.) > ba-l] is. {az} 1. (Su iin) arlt, alama bildiren gvde. 2. is. Hayvanlarn stlerinin sam gecikmesinden dolay akmas. [DS] <= bal bal, {az} arl a r l; a l al. 5 [D S]|| bal bal ak tarm ak , {az} ok kusmak. [DS] bal2, [ba-l] sf. Varl veya durumu bir baka eye bal olan; grece; greli; izafi (1944). S ba l deer, mat. I. B ir rakam n nn e (+) veya (-) iaretlerin den birinin y azlm as h a lin d e a ld d e er. 2. R akam n bulunduu b a sa m a a g r e ald deer.\\ bal nem, biy. B ir m etre kp h a v a iin de bulunan su bu har m iktarnn, ayn sca k lk ta h a vann doym u h a ld e k i su bu har m iktarna oran. | | bal younluk, fiz. B ir m addenin younluunun birim k a b u l ed ilen b ir b a k a m addenin younluu na oran. balc, [ba-l-c] is. ve sf. Bir taneciin, bolukta k hzna yaklat zamanki hz ve bu anda ha reketsiz olduu zamankinden daha fazla olan ktle si. baldak, - [eT. ba-r-da-k > baldak] is. 1. Be beklerin beikten dmemeleri iin zerlerine sar lan geni bez kuaklar; beik ba. 2. Kadnlarn det zamanlarnda kullandklar ba. ballk, - [ba-l-lk] is. 1. Bir kimsenin veya nes nenin bal olma hali. 2. Bal olann tad nite lik; izafiyet, grelik, grecelik, rlativite. bam 1 [ba-m] is. 1. Bir eyin veya bir nesnenin , etkisi ve gc altnda bulunma hali; tbiiyet. 2. {az} By. [DS] bam 2, [ba (yans.) > ba-m] is. Barmay anlatan yansmal gvde, bam bam barm ak, Sa z} B a s b a s ba rm ak. [DS] bam lam a, [ba-m-la-ma] is. Baml klma, bam lam ak, [ba-m-la-mak] gl. f i [- r ] [-l() -yor] Baml hale getirmek; tbi klmak, bamlam, [ba-m-la--m] is. Karlkl olara bir birine bal ve etkileyici olma durumu, bamlama, [ba-m-la--ma] is. 1. Karlkl olarak birbirine baml olma. 2. Doal olaylar arasndaki dzenli balant. 3. Devletler hukuku asndan devletler arasndaki karlkl balantlar. 4. Ortak karlar olan devletler arasnda nceden yaplm siyas dzenleme.

badak, - [bada-mak > bada-k] sf. 1. Birbiri ile uyuan; imtizal, imtiza etmi. 2. Aralarnda anlam olanlar. 3. eleri arasnda birlik ve tutar llk; yap ve nitelike benzerlik bulunan; homojen. 4. {az} Su orta. [DS] 5. {az} Birbiri ile uyuup anlam. [DS] 0 badak olaylar, statistikte, ayn zam an d a m eydan a g elen ve birb iri ile ilintili oldu u k a b u l ed ilen olaylar. badaklatrmak, [bada-k-la--tr-mak] gl. fi. [ - r ] Birbiri ile badar hale getirmek; homojen letirmek. badaklk, - [bada-k-lk] is. 1. Badak olma durumu. 2. Badak olanm nitelii; homojenlik. 3. mat. zm mmkn bir denklem sisteminin zellii. badalma, [bada-l-ma] is. Badalmak ii. badalmak, [bada-l-mak] edil. fi. [-r] Birbiri ile anlar, uyuur, kaynar hle gelmek, badam, [bada--m] is. 1. Benzer nesneler ara snda ya da bir btn oluturan paralar arasndaki uyuma; insicam. 2. Tutarllk ilikisi, badam a, [bada--ma] is. Birbiri ile uyuma, anlama, uzlama, badam ak, [eT. bada-mak > bada--mak] ite. [r ] 1. Anlamak, kafaca denk olmak; imtiza et mek. 2. Uygun dmek. 3. Almak. 4. Uzlamak. 5. (ocuklarn oyununda) e tutmak; elemek, badam az, [bada--maz] sf. 1. Birbiri ile uyu mayan; uyumaz. 2. Aralarnda bir uyum ve tutarl lk bulunmayan; tutarsz. 3. Birbiri ile balants olmayan; ilintisiz. S badam az olaylar, statis tikte ayn a n d a g er ek le m es i ve b irb iriy le b a lan ts mmkn olm ayan o la y la r; ilintisiz olaylar. badamazlk, - [bada--maz-lk] is. 1. Uyu mazlk. 2. Geimsizlik. 3. Tutarszlk. 4. lintisizlik. 5. mat. zm olmayan bir denklem sistemi nin tad zellik, badatrc, [bada--tr-c] is. Badama ve uz lama salayan; uzlatrc, badatrm a, [bada--tr-ma] is. Badatrmak ey lemi. badatrm aclk, - [bada--tr-ma-c-lk] is. fe l. Birbiri ile uzlamaz gibi grnen iki ve daha ok kuram veya gr birbiri ile kaynatrmak ama cn gden felsefe akm, badatrm ak, [bada--tr-mak] gl. f i [-r ] 1. An lama ve uzlama salamak; uzlatrmak. 2. Uyum lu bir balant kurmak; uyuturmak. 3. gnl. Uygun grmek, uygun bulmak. Badat, [Far. badat / badn (Tanr'nn hediyesi) ol-iAj] z. is. Irakn bakenti, Badat gl, K a d ir i tarikat eyhlerinin b a la rn a g iy d ik leri tacn stne d ikilen i i e on sekiz e blnm d a ired en m eydan a g elen p a r a . \ Badat h arap , K arnm a, \ m id e b o .| B ad at m am ur, 1. K arnm tok, m ide |

M E R M C E 429

BA deki farkl elerin birbirleri zerine olan etkileri nin btn. 5. dbl. Bir cmledeki kelime ve kelime gruplarnn birbiri ile olan ilikileri. S bant fonksiyonlar, biy. C anl varln d ortam ile ilikisini sa lay an hareket, duyu, ses, s, k g ib i etkilerin tm. bantc, [ba-t-c] is. Bantclk taraftar olan; bu gr savunan felsefeci, bantclk, - [ba-mt-c-lk] is. fe l. Bilginin ger ekliini ve deerini baka bilgilere gre, balantl olarak ifade eden felsef gr; grelilik, bantl, [ba-nt-l] sf. 1. Baka bir ey ile ilgisi olan, ona bal olan; bal. 2. Bamsz davranamayan; balantl. 3. Bir eye zorunlu olarak ok sk bal olan. 4. Mutlak olmayan. 5. gnl. Snrl. 6. f e l . Snrl veya greli bilgi. 7. fe l. znenin bir durumuna bal olan; znel, bantllk, - [ba-mt-l-lk] is. 1. Baka bir eye gre olma durumu; izafiyet, grelilik, rlativite. 2. Balantl olma durumu; balantllk. b ar1, [bayr] {az} is. Bayr; yama. [DS] bar2, -r [eT. bar (karn, k a ra ci er) j u I >l>] is. 1. Gs; sine. {eATj (ayn) 2. {eAT} Kalp; yrek. 3. {eAT} Akcier. 4. {eAT} Karacier. 5. Dan orta yeri. 6. m eca z Sevgili. 7. m ecaz. (Bir yer iin) orta s; gbei; ii; derinlii. "A n ad o lu nun barn dan g elen yiit. 8. Sevgi, znt, endie gibi zel duygularla inan ve vicdan gibi yksek deerlerin hissedildii manevi derinlik, fi1 bar basmak, {eAT} Sayg gsterm ek, sela m verm ek iin elin i ba rn a gtrmek.\\ bar gemek, {az} U yukla m ak. [DS]j| bar ilii, {az} Yelek; mintan. [DS]|] bar inesi, {az} en gelli ine. [D S]|| bar kpen, {az} B eik te b e b e k zerine rtlen rt. [D S]|| bar yelei, 1. E skiden sa v a la rn zrh altn a g iy d ik leri k s eled en y a p lm a kolsu z y elek . 2. S a d e c e g s rtm ek iin giyilen k s a y elek . 3. {az} Avc y ele i. [D S]|| bara basm ak, Sevgi ile kucaklamak.\\ bara ta basm ak, Ar d ayan kllk g sterm ek; taham m l g sterm ek .| b ar ak, P e | rian. jj bar badak, {az} G nlden b a l; ay n d n cede o la n ; a rk a d a ca n ls; g b e i b ir k e sik. [D S]|| bar bada olmak, {az} D uygular, d n celeri b ir olm ak. [D S]|| bar bal, {eAT} G nl y a r a l; derin zntl; y a sl.| bar balu, ] {eAT/ -* bar bal.|| bar bitiik, {az} Gnlden b a l; ayn d n cede o la n ; a rk a d a ca n ls; g b e i b ir kesik. [D S]|| bar btn, {az} 1. M erh a metsiz. 2. Acya, k e d e r e day an kl; g en i yrekli. [D S]|| bar kmak, {eAT} Can km a k; lm ek .jj bar kk, G s k afesi ieri doru km olan. | bar geik, {az} (nsan ve hayvan iin) | karn iin e ekik. [D S]|| bar gemek, {az} 1. U yuklam ak; ii gem ek. 2. Z am annda evlen em em ek; ev d e kalm ak. [DS]|j bar gk, 1. Z a y f ve

baml, [ba-m-l] sf. 1. Baka bir eye bal olan; tbi, (1944). 2. Etki altnda olma. 3. Herhangi bir siyasi ve ideolojik dnceye itirazsz uyan. 4. is. gnl. Ar lde alkanlk edinen. A lkol ba m l s. S baml sra cmle, Anlam bakm n dan b ir birine ba l ve zne, yklem , tm le g ib i e le r i o rtak olan cm leler. bamllk, - [ba-m-l-lk] is. Baml olma du rumu; tbiiyet, bamsz, [ba-m-sz] sf. 1. Davran, tutum ve fikir bakmndan baka birisine bal olmayan; hr; z gr; mstakil. 2. Herhangi bir siyasi ve ideolojik dnce veya gruba girmeyen, hibir baskya gele meyen, diledii gibi dnen; kendi bana davranabilen; yansz. 3. Resm kaytlara ve kurallara uy mak istemeyen. 4. Herhangi bir eyle iliii ve ba lants olmayan. 0 bamsz milletvekili, siy. H er hangi b ir p a rtiy e girm eden ken di b a n a seilen veya bir p a rtid en se ilm esin e ra m en istifa ile a y rlan ve bir g ru b a katlm ayan m illetvekili. | bam | sz sral cmle, dbl. zneleri, t m leleri ve y k lem leri ayr o lm a kla birlikte a n lam ca ilgi bulunan, a ra la rn a virgl, n oktal virgl veya b a la kon u l mu cm leler. bamszlama, [ba-m-sz-la--ma] is. Bamsz lamak ii. bamszlamak, [bam-sz-la--mak] dnl. f . [ ir] Bamsz duruma gelmek; baml olmaktan kur tulmak. bamszlatrma, [bam-sz-la--tr-ma] is. Bam szlatrmak ii. bamszlatrmak, [bam-sz-la--tr-mak] gl. f . [-r] 1. Baml olmaktan karmak. 2. Smrge ya da yar baml bir lkeyi bamsz hale getirmek; bamszlm kazandrmak, bamszlk, - [bam-sz-lk] is. 1. Madd ve manevi ynlerden hibir kimseye bal olmamak; zgrlk, hrriyet. 2. Bir lkenin kendi snrlar iinde baka bir lkeye bal olmadan kendi ege menliini elinde bulundurmas; istiklal. 3. Baskya gelemeyen kiinin karakteri. 4. Baka bir gruba ve siyasi, ideolojik grlere katlmadan kendine zg davranma; yanszlk, ban, [ba-n] is. in. 1. Temel veya kanal hafriyat yapld zaman yandaki topraklarn gmemesi iin konulan aa destek. 2. Ev onarm srasnda duvarlarn yklmamas iin dikine uzatlm kalas lar arasna yatay sktrlm dayak, banda, [ba-m-da] is. dbl. Bir cmlenin iki esi arasndaki banty belirten kelime; bala, bant, [ba-nt] is. 1. Bir nesne veya olay bir bakas ile ilgili klan balant; mnasebet; iliki, (1942). 2. ve dostluk balantlar. 3. Dzenli ka ra, hava ve deniz yolu balantlar; irtibat. 4. biy. Ayn ortamdaki canllarn veya ayn canl zerin

BA elim siz y apl. 2. G s k a fes i ve karn ieri doru km olan. | bar hun olmak, {OsT} o k a c n a | c a k b ir durum da bulunm ak; o k acm ak. | bar | kalkm ak, {az} 1. H eyecan lanm ak. 2. K ed e rlen m ek ; ilenm ek. 3. K van m ak; g s kab arm ak. 4. A dam o lm a k ; olgunlam ak. 5. Zenginlem ek. [D S]|| bar k ara, 1. o k k a h r ekm i. 2. Yasl; k ed er li.| | b ar kat, {eAT} M erham etsiz, a cm a s olm ayan ; z alim .| bar kl olmak, o k znt ve k e d e r duy | m ak ; ii yanm ak, dertlen m ek.| barna basm ak, I. | S evgi ve iten lik d u y arak ku caklam ak. 2. m ecaz. S e v er ek korum ak, g zetm ek; yard m c olm ak. 3. K a b u l etm ek.| barna ilemek, ek etkili olm ak; | tesir etm ek. | barna ta basm ak, Skntya i| kyetlen m eden katlan m ak; kendini z o r la y a r a k b y k bir acy unutm aya alm ak. j barndan | kopmak, iin d en km ak; ortasn dan m eydan a g e l m ek:. | barn ba eylemek, {eAT} Yreini y a r a la | mak.\\ barn delmek, 1. o k zm ek; a c verm ek. 2. i in e ilem ek; o k dokunmak.\\ barn dora m ak, Ac v e sknt verm ek. | barm ezmek, {eAT} | Yreini yaralam ak.]] barn hun etmek, o k ac ektirm ek; eziyet etm ek.| barn kan etmek, ok | kt durum a so k m a k ; p er i a n etm ek; zmek.\\ ba rnn ya erimek, A ckl olmak.\\ barn yerden kaldrm ak, {az} Yardm etm ek. [D S]|| bar pi mek, {az} Istrap ek m ek ; ii yan m ak. [D S]|| ba r sarslm ak, o k zlm ek)] bar ta, Tevekkl e d e n . \\ bar tal, {az} o k d ert ekm i. [D S]|| bar(nm) yan() eritm ek, {eAT} K orku ile k a r k znt iin de brakm ak)] bar yank, 1. ok eziyet ekm i. 2. D ertli; perian.]] bar yanm ak, D erin a c duym ak; ii yanm ak. | bar yrtk, {az} | Cm ert. [D S]|| bar yufka, o k a b u k m erham ete g e le n ; y u fk a y rek li; m erhametli.]] bar yuka, {az} B a r y u fka; m erham etli. [DS] bardak, - [eT. bar-da-k / bar-dak jtajfcL / / jb yu

0IMIItfM.o
bargan2, [bar-gan] {az} is. Tarla sarma. [DS] bar, [ba-r-] is. 1. Barmak ii. 2. Balma hli ve biimi. S bar ar, I. Grlt. 2. Grlt ka ra ra k. barm a, [bar-ma] is. Barmak ii. barm ak, [eT. ba (yans.) > ba-kr-mak > ba-r-mak] g s z .f. [-r ] 1. Korku, fke ve heyecan gibi duygu larn yksek sesle belirtmek; haykrmak. 2. Sesini ykseltmek. 3. Kusurundan dolay birine yksek sesle kmak. 4. m ecaz. Ortalkta apak grnr durumda olmak. 5. {az} Alamak. [DS] S bara bara, Yksek sesle, h ey ecan l b ir e k ild e grlt e d e r e k ; b a r a r a k ,| bara ara, Yksek sesle, | h ey ecan l b ir e k ild e grlt e d e r e k ; b a ra r a k ,| | barp arm ak, 1. Yksek s e s le kon u m ak; g rlt etm ek; y a y g a r a koparm ak. 2. A zarlam ak. 3. Dnp tanm adan, azn a g eld i i g ib i sy len mek. barsak, - [eT. baar-suk / bar-suk > barsak] is. anat. Sindirim sisteminde mideden sonra gelen ve besinlerin kana karmasn, artklarn dar atlmasn salayan organ. 0 barsak asks, biy. in c e b a rsa k la r karnn o rta ksm na ba lay a n ve karn zarnn bir blm n oluturan lifli b a la r .| | barsak boluu, biy. B a rsa k iin deki bolu k; sindirim k an al boluu.]] barsak dmlenme si, tp. B a rsa k la rd a n b ir blm nn b a rsa k ask s ev resin d e besin g eiin i en g elley ec e k b i im d e bo u lm as,| barsak dkl, tp. H a | m ilelik veya a r z ay fla m a yznden tayc b a n g ev em esi ile en in e kaln ba rsa n a a sarkm as,]] barsak gaz, Yem ekte yutulan veya besin lerin sindirim i sra sn d a kan, k arn d a i kin lik y a p a r a k rah atszlk verici g a z .| barsak | ingini, tp. ou nlukla ish a l ile birlikte olan arl b a rsa k rahatszl.]] barsak kaznts, K aln ba rsa kta k i iltih ap lar yznden dk ile birlikte kan siim ks m a d d e.| barsak syrmas (sy| rmds), {eAT} B a r s a k sancs.]] barsak soluca n, zool. 1. in san larn ba rsa k la rn d a a s a la k y a ay an 25 cm. k a d a r boyun daki y u v a rla k solu can ; askarit, (A scaris lu m bricoides). 2. H ayvanlarn sindirim o rg a n larn d a ve k a r a ci erle rin d e y a a y an h er trl erit, iplik so lu ca n ve slklerin g en el ad. | barsak tkanm as, tp. B a rsa k fe lc i, y a | p m a veya dm lenm e g ib i s e b e p le r le b a rsa k taki besin aknn durm as. barsuk, -u [bar-k is. Barsak.

is. 1. Bebeklerin beikten veya sa

lncaktan dmemesi iin zerlerine sarlan enli kuak. 2. Kundaklanan bebein stnn almama s iin kundan zerinden dolatrlan enli erit. 3. Bebeklerin altlarndaki slakl emmesi iin konu lan bez. 4. Kadnlarn det zaman kullandklar ba. 5. {az} Kk ocuklarn gslerine sarlan kuak. [DS] 6. {az} ocuk kunda. [DS] 7. {az} ocuklar beie balamakta kullanlan yuvarlak tahta. [DS] 8. {az} Harman aktarma srasnda altta kalan diri saplar. [DS] bardanlk, - [bar-dan-lk] {az} is. Yrk kadnlarnn giyim eyalarndan bar yelei. [DS] bargan1 [ba (yans) > ba-r-gan] sf. 1. ok ba , ran; barmay alkanlk haline getirmi olan. 2. Ses tellerindeki dengesizlik yznden ok yksek sesle konumak zorunda kalan. 3. {az} Bartlak. [DS]

bartgan, [bar-t-gan] {az} sf. 1. Bartkan. 2. (ocuk iin) ok alayan; yaygarac. [DS] bart, [bar-t] is. Barma sesi; haykr, bartkan, [bar-t-kan] sf. 1. Barp armay al kanlk edinmi olan. 2. {az} Geveze; yaygarac; grltc. [DS] 3. {az} ok alayan. [DS] 4. {az} is. ok alayan ocuk. [DS]

l o g

5 0 . 431

BA hastalk mikroplarna ve zellikle virslere kar yapay yollardan direnli hle getirme, baklamak, [bak-la-mak] g l. f i [-r ] [-l()-y o r] Bak klmak, baklk kazandrmak, baklk, - [bak-lk] is. 1. Sorumluluk dnda kalma durumu; muafiyet. 2. Canlnn hastalk yap c etkenlere kar direnli olma hli; muafiyet; immnite. S baklk bilimi, tp. B a kl n o r ta y a km a artlarn, geliim in i ve aln m as g er ek en n lem leri, u ygu lan acak tedavi y o lla rn aratran bilim d a l; im m noloji,| baklk cevab, biy. | Vcudun an tijen lere kar m akrofaj, lenfosit, g r a nll lkosit, trom bosit, m ast hcresi, endotelyum ve fib r o b la s tla r tarafndan korunm as. | baklk | kazanm ak, tp. B az h a stalkla ra k ar vcudun d iren kazan m as; m uafiyet kesbetm ek. | baklk | mektubu, siy. O rta a A vrupa sn da to p rak k le lerin e p a r a karl n d a verilen y azl balg e. | ba | klk serumu, tp. B elirli h a sta lk m ikrobu n a k ar ba kl olan hayvan vcudundan alnan kan serumu. balama, [ba-la-ma] is. 1. Balamak eylemi ve ii. 2. Bir kiinin kendi elinde bulunan maln bir bakasna veya kuruma karlksz olarak vermesi ilemi; hibe etme, teberru etme. 3. Kusurun gerek tirdii cezay uygulamama; affetme. 4. {az} fo lk . Gelin, olan evine geldiinde kaynvalide ve ka ynpederin geline verdii hayvan veya arazi gibi hediyeler. [DS] 5. {az} Snnet ocuuna anne ve babas tarafndan verilen hediye. [DS] 6. {az} El pme karl olarak verilen mal, arazi. [DS] balamak, [Far. bah-kerden => ba-la-mak] gl. f i [- r ] [-l()-y o r] 1. Yardm amacyla kendi elinde bulunan malm bir bakasna veya kuruma karlk sz olarak vermek; teberru etmek; hibe etmek. 2. Ceza verme yetkisinde iken bir kiiyi kusur veya suundan dolay cezalandrmamak; affetmek; ma zur gnnek. 3. Bir kiinin zerinde bulunan grevi ve sorumluluu kaldrmak. 4. Alacandan vaz gemek. 5. Ltfen bildirmek. A dm b a la r m sn? fi5 bala, "A ffedersiniz, kusu ra b a k m a y n ! an lam n da zr d ilem e sz .| balayn am a, Sizi | k rm a k istem iyorum f a k a t y in e d e sylem em g e r e kiyor. an lam n da itiraz sz. balanma, [ba-la-n-ma] is. Balanmak ii. balanm ak, [ba-la-n-mak] edil. fi. [ - r ] 1. Kar lksz verilmek; hibe edilmek. 2. Cezalandrlma mak; affedilmek, hogr ile karlanmak, mazur grlmek. balatm a, [ba-la-t-ma] is. Balatmak ii. balatm ak, [ba-la-t-mak] gl. f. [-r ] Birinin balamasn salamak; affettirmek, balayc, [ba-la-y-c] sf. 1. Kusurlar gr mezden gelen, affeden (kimse). 2. Merhamet sahi bi. 3. Gnahlar affeden, balayan anlamnda Al lahn sfat; Gafur, Gfr, Rahm.

bartlak', [ba (yans.) > ba-r-mak > bar-la-k > bar(t)-lak] {az} sf. 1. Geveze; yaygarac; ok ba ran; grltc. 2. Asab; titiz; sert. 3. (ocuk iin) ok alayan. 4. (Hayvan iin) ok baran. 5. is. Austos bcei. 6. m ecaz. Talk arazi. [DS] S bartlak gz, {az} P a tla k gz. [DS] bartlak2, - [bar-t-la-k] is. Kadnlarn gs lerini kapamakta kullandklar gslk. bartlak3, - [ba (yans.) > eT. ba-r-lak > bar-tlak jk'j*;] is. zool. 1. Kk yapl, erkeinin ba koyu kahverengi, kanatlar gri-mavi alal, geni beyaz kal bir yaban rdei; yaz bartla, (Anas querquedula). 2. Erkeinin ba kzl kahverengi ve iki yannda parlak yeil eritler bulunan Avru pann en kk yapl yaban rdei; k bartla, (Anas cre c c a ). 3. Ayaklar parmakl ve tyl, kuyruu ve kanatlan ince uzun, steplerde sr ha linde g ederek yaayan balk renginde siyah be nekli bir ku; klkuyruk; (Syrrhaptes p a ra d ox u s). {eAT} (ayn) bartma, [bar-t-ma] is. Bartmak ii. bartmak, [bar-t-mak] gl. fi. [-r ] 1. Birinin ba rmasn salamak. 2. Birinin cann yakarak veya kzdrarak barmasna yol amak. 3. Bir haberi ve ya ilan duyurmak iin bir bakasna yksek sesle syletmek; tellala vermek, barya, [Yun. pagoria] {az} is. Pavurya; aanoz, barza, [? barza] {az} sf. Kzlms. [DS] batan, [Far. b-istn j U - i l ] (ba : sta :n ) {OsT} is. 1. Bahe yapmaya elverili yer. 2. Balk; bah elik. ba1 [eT. ba-] is. 1. Ek yeri. 2. {az} Boum. , [DS] ba2, [Far. bah-kerden => ba] is. 1. Af. 2. Balamak eylemi ve biimi. 3. Sahip olduu bir mal bir kiiye veya insanlarn yararlanabilecei bir yere karlksz olarak vermek. 4. Bu ekilde veri len, balanan ey; teberru, hibe. 5. stn ve yara tc bir gce sahip olan Allahn insanlara verdii eyler; ltuf, ihsan. 6. Byklerin kklere verdii armaanlar. S bata bulunm ak, B ir h ay r ku runtuna veya y a rd m a m uhta b irin e karlksz o la ra k mal, p a r a vb. verm ek. ba3, [? ba] {az} is. Baheleri sulama sras. [DS] ba, [ba-] is. Ba yapan kimse, bak, -, [ba-k] sf. 1. Balanm. 2. Sorum luluun dnda kalan; muaf, (1935). 3. tp. A, se rum gibi salk tedbirleri ile vcudu mikroplara kar diren kazanm olan. 4. is. biy. Bir canlnn, dolam sisteminde, antijene kar olan antikorlar ya da T lenfositleri tamas sonucu mikrop bula masna dayankl olmas; immn. baklama, [bak-la-ma] is. Bir canly baz

BA balay, [ba-la-y-] is. Balama ii ve biimi, bat, [ba-t] is. huk. 1. Taraflarn karlkl ve birbirlerine uygun irade beyanlaryla belirli bir ko nuda anlamalar; akit, szleme; mukavele; kont rat. 2. {az} Ferman; emir. [DS] bat, [bat-] is. huk. Aralarnda anlaarak sz leme yapan taraflardan her biri; kit, batlanma, [bat-la-n-ma] is. Batlanmak ii. batlanm ak, [bat-la-n-mak] edil. f i [ -r ] Szleme ile sonulanmak; akde balanmak, batlam a, [bat-la--ma] is. Batlamak ii. batlam ak, [bat-la--mak] ite, fi. [-r ] Karlkl anlaarak szleme yapmak, balatmak, [ba-la-l-mak 1. Balanmak. 2. Ara bulmak.

O T im iT O M . {eAT} d n l.f. [-u r]

balam, [ba-la-m] is. 1. Ayn cins olan eyleri bir araya getirip balamak suretiyle meydana getiril mi yn; demet; deste; tutam, (1944). 2. ed. Man zum eserlerdeki drtlklerin, ktalarm her biri; bent. 3. Bir olayda birbiriyle e zaman ve durumda var olan ilikiler rgs; ereve. 4. Bir ifadenin anlamn pekitiren veya aklk kazandran metnin btn; kontekst, (1972). 5. dbl. Bir ifade iinde herhangi bir dil esinden nce ve sonra gelen ve o birimin anlamn belirleyen bilgilerin tm; kon tekst.

batl, [ba-t-l] is. 1. Aralarnda szleme yaparak balam a, [ba-la-ma] is. 1. Balamak ii. 2. Trk lerde tekrarlanan msralar; kavutak. 3. Yazl eser ykmllk altna girmi olanlardan her biri; kit. lerde bir kesinti ile ayrlm blme yaplan eklen 2. Uluslararas anlamalarda yetkili olarak imza ti. 4. Kylerde baheye hayvan balamak veya ta atan kiiler. 3. sf. Bat altna alnm, bat konusu rm aralarn koymak iin yaplan ek bina; ahr. 5. olan. 4. Para deyerek alnd karlnda verilen Anadoluda kullanlan uzun kollu ikin gvdeli, mektup, paket vb. eyler; taahhtl, tezene ad verilen mzrapla alman, cura ve mey bai, [Far. ba(b a : i:) {OsT} sf. Ayn bahede dan saz aras, orta byklkte bir telli alg. 6. yetien. {az} Potin; yemeni. [DS] 7. {az} Akarsuyun ya bakesen, [ba+kesen] is. zool. Knkanatllardan tan ykseltmek, suyunu biriktirmek ya da baka yavrularn beslemek iin ba filizlerini ve krpe yne evirmek iin yaplan bent. [DS] 8. {az} Y ekinleri keserek zarar veren uzun kafal, siyah, yu nn deitirme; baka yne yneltme. [DS] 9. varlak bir bcek; makasl bcek, (Lethrus apterus). {az} Bir erkei, ei ile cinsel ilikide bulunmasn b ala1, [ba-la] {az} is. 1. Deirmen arkn dur nlemek amacyla yaplan by; iktidarsz klma. durmaya yarayan kalas paras. 2. Su bendini ka [DS] 10. {azl Evli bir kimsenin einden baka bi pamaya yarayan tahta paras veya tka. 3. Dere rine sevdalanmasn salamak iin by yapma. ve ay sularnn seviyesini ykseltmek iin yaplan [DS] 11. {az} Kanda iki oku maz zerine tespit bent. 4. Ufak gl. [DS] eden ve enine konulan aa. [DS] 12. {az} Renkli basmadan yaplan ba rts; yemeni. [DS] 13. bala2, [bakla > bala] {az} is. 1. Ekin iinde bulu {az} Kyl kadnlarn ite giydikleri alvar. [DS] nan burak ya da mercimek cinsi yabanc otlara 14. {az} p; kendir. [DS] 15. {az} Kylnn everilen ad. 2. Baklaya benzeyen ve piirilip yenile vinden baka, ky dnda tarlada yapt, iinde bilen bir tr bitki. 3. Fasulye. [DS] baz hayvanlan, ift aletlerini saklad yer. [DS] t? bala, -c [ba-la-] is. 1. Raptiye, (1935). 2. dbl. balam a dzeni, {az} mz. Sazn akortlarn dan Cmleleri veya cmlede e grevli kelime ve keli biri. [D S]|| balam a edat, dbl. Sz iin de k elim ele me gruplarn birbirine balayan kelime; balama ri, k elim e gru plarn ve c m leleri b irb irin e b a la edat, (1944). 0 bala grubu, dbl. B a la ile bir y a n veya a ra la rn d a ilgi kuran, tek b a n a b e lli bir b irin e ba lan m ayn nitelikte iki ve d a h a o k k e anlam olm ayan kelim eler. | balama za rf fiili, dbl. | lim eden olu an b e k ; b a la be i. K en disin den so n r a g elen f i i l e zam an, kip ve kii balal, [ba-la--l] sf. dbl. Balac olan. S ba bakm n dan uyan o u n lu kla ve b a la c y erin e kul lal tam lam a, dbl. sim leri ve sfatlar a ra sn a lan lan z a r f fiil. E rken y a tp erken kalkm al. b a la alm bulunan isim veya sfa t tamlamas.\\ balam ac, [balama-c] is. 1. Balama ad verilen balal yan cmle, dbl. B irleik c m lelerden k i mzik aletini yapan ve satan kimse. 2. Bu aleti a b a la cy la ba lan m olan y an cmle. lan kii. bala, [ba-la] is. Bir nehir veya rman suyunu balam ak, [ba-la-mak g l .f i [- r ] [biriktirip tarlalara vermek iin yaplan set. balak, - [ba-la-k] is. 1. tiy. Bir eserin sonu b lm; epilog; balan. 2. {az} Av hayvanlarn geit yeri. [DS] 3. {az} Ormanlk ve kayalk arazi deki geitler. [DS] 4. {az} Tarla kenarlarna eki len harsz duvar. [DS] 5. {azj Ana suya kavuan derecikler. [DS] 6. {az} Desenli basmalardan yap lan barts; yemeni. [DS] l()-y or] 1. p veya tel benzeri bir eyi etrafnda dolayp dm yaparak tutturmak. 2. Y ara ve ar yan yere ila koyup zerini sarmak. 3. Birka eyi bir araya getirerek birbirine tutturmak. 4. Boyun ba, ayakkab, ukur gibi eyleri dm yapmak. 5. Eyalar toplayp denk yapmak; paketlemek; bohalamak; ykn sannak. 6. Kaymak, kabuk,

liiiE 3 S E h 433 li

BA
sna yatay olarak konulan aalar; {az} (ayn). [DS] 7. onat. Bir kasn iskelete bititii yer. 8. {az} Damn mukavemetini artrmak iin kullanlan aa. [DS] 9. {az} Bir iin veya szn sonu; sonu; neti ce, [DS] 10. {az} Arabaya ekin demetleri sarldiktan sonra balamay kolaylatrmak iin en ste konulan deste. [DS] 11. {az} Bir saz demetini ba layan saz paras. [DS] 12. {az} Arabalarda dingil zerindeki paralar birbirine balayan demir, [DS] 13. {az} Araba sandn alt ksma balayan b yk iviler. [DS] 14. {az} Bat; mukavele, [DS] 15. {.az} Ta ya da tula yma binalarda duvar stlerine atlan beton kuak; hatl. [DS] 16. {az} ki eyin birbiri ile birletii yer; kavak. [DS] 17. {az} Paragraf; bent; fkra, [DS] 18. {az} ocuu olmayanlarn ba vurduu, dede ad verilen by c. [DS] S1 balant borusu, in. ok katl b in a la r d a p is suyu a n a b o ru la ra ileten y an boru lar. | | balant kelimesi, dbl. B irbirin e ben z er iki kavram a ra sn d a iliki kuran, b ir c m leyi d i er c m leye veya tm leci tm lenene ba lay a n k elim e; b a la ; b a la m a edat. | balant kurm ak, 1. B irb iri ile | ilgili iki e y a ra sn d a k i ilikiyi sa la m ak . 2. O rtak n oktalar tespit etm ek. 3. B iri ile h a b erlem ey i s a la m a k ,| balant yapm ak, 1. li k i kurm ak, 2. S z | lem e yap m ak, anlam ak, balantl, [ba-la-n-t-l] sf. Aralarnda balant bulunan kii ve nesneler; irtibatl; rabtal, balantsz, [ba-la-n-t-sz] sf. 1. Aralarnda taalant bulunmayan. 2. Asker ve siyasi ynden hibir gruba bal olmayan; bloksuz. S balantsz lke ler, siy. S iyasi v e a s k e r y n d en h ib ir b lo k a b a l olm ayan lkelerin oluturduklar topluluk. balantszlk, - [ba-la-n-t-sz-lk] is. Balantsz olma durumu. balantszlk politikas (siyase ti), A sker ve siy a si y n d en h erhan gi b ir b lo k a b a l olm am a siy aseti; bloksuzlu k siyaseti. balak, - [ba-la--k] sf. 1. Aralarnda szleme yaparak birbirine balanm olan; mttefik. 2. (Nesne, terim vb. iin) birbirine sebep-sonu iliki si iinde sk skya baml bulunan. 3. is. {az} Karar; antlama; birlik. [DS] 4. {az} Sarmak. [DS] balaklk, - [ba-la--k-lk] is. Balak olma durumu. balam, [ba-la--m] is. 1. Balama ii. 2. Ortak karlar olan devletler arasnda anlamaya dayanan karlkl ilikiler, balaml, [ba-la--m-l] sf. 1. (Olay ve eylem) aralarnda sebep - sonu bakmndan karlkl ili ki bulunan. 2. (Devletler iin) ortak karlar iin birbirine bal hareket etmeyi kararlatrm, balama, [ba-la--ma] is. 1. Balamak ii; ittifak. 2. man. ki cmlenin " v e ( ) ile balanmas; man tki arpm.

kire vb. olumak, 7., zerine takmak; kuanmak, 8. Birbiri ile birletirmek. 9. Balant kurmak; ilgi sini salamak. 10. Bitirmek; tamamlamak, 11. m e caz. Sevmek; gnl ilikisi kurmay salamak, 12. {eAT} Kapamak. B en y rim d en ay r dtm / Sen yolumu b a la r m sn? Yunus Emre 13. feAT} Dur durmak; engel olmak; alkoymak; men etmek. 14, Ayrmak, hasretmek, feAT} (ayn). 15. Anlama ile bitirmek; anlamak. 16, {az} Akan suyun nne set yapmak, [DS] 17. {az} Bir ak istenilen tarafa evirmek. [DS] 18. {az} Bylemek; aldatmak. [DS] 19. {az} Erkei byleyerek cinsel ilikiye giremeyecek duruma getirmek, [DS] 20. {az} Ksmetine engel olmak. [DS] 21. feAT} Sarmak. 22. {eAT'} Oluturmak; meydana getirmek; hasl etmek, balamahk, [ba-la-ma-lk] is. 1. Balamaya yara yan ey. 2. Balama yapmaya elverili. 3, {az} sf. Balamay gerektirecek biimde aztm. [DS] balamalu, [bala-malu Balanmas gerekli; zincirlik. balan, [bak-lan > ba-lan] is. zool. -* baklan, balanm, [ba-la-n-m] is. 1. Balanmak eylemi veya balanma srecinin sonucu. 2. Taraf tutma, balan, [ba-la-n-] is. 1. Balanma tarz, ba lanma ekli. 2. ed. Edeb eserin sonucu, balanma, [ba-la-n-ma] is. 1. Balanmak ii. 2. Tutturulma; dmlenme, balanmak, [ba-la-n-mak jiMil] ed il f . [-r ] 1. Balamak eylemi yaplmak. 2. Birbirine ilitiril mek, dmlenmek. 3. Sona erdirilmi olmak; biti rilmek. 4. Belirli bir yere veya kiiye ayrlm bu lunmak; tahsis edilmek. 5. dnl. Szleme veya sz verme ile taahht altna girmek. 6. {eAT} K a panmak. 7. m ecaz. Beklenilen, umulan elde edile mez olmak. 8. Yalnzca bir ile uramak zorunda kalmak; ayrlamamak. 9. Sevmek; ilgi duymak. 10. {az} Alay etmek; taklmak. [DS] 11. {az} (Erkek iin) cinsel ilikide iktidarsz olmak. [DS] 12. {eAT} Sarnmak; kuanmak. 13. Katlamak; donmak. 14. {eAT} ekil verilmek; sonulandrlmak, balanmam, [ba-la-n-ma-m] is. Henz balant s yaplmam durumda olan, balanm, [ba-la-n-m] sf. 1. Bal hlde olan. 2. Ba olan; baheli, balant, [ba-la-nt] is. 1. Balanma hli. 2. Birden ok eyin birbiri ile ilgili olma durumu; irtibat; ra bta. 3. Bir btn oluturan paralarn ve blmle rin art arda gelmesi. 4. Birbirine bal kavramlar ve nesneler arasnda ilikiyi salayan ba. 5. mz. No talar arasnda sre bakmndan dzenleme yapla can belirten eik izgi. 6. mim. Bir yapnn eit li blmlerini birbirine balayan sistem; binann dayanmn artrmak iin kelere konulan kl biimindeki demir veya kebentler; duvarlar ara{OsT} s f

BA
balamak, [ba-la--mak] ite, f . [ -r ] Bir eyi yapmak iin birbiri ile anlama ve szleme ile karlkl balanmak; ittifak etmek, balatm a, [ba-la-t-ma] is. Balatmak eylemi, balatm ak, [ba-la-t-mak] gl. f. [-r ] Balamak ii ni bir bakasna yaptrmak, balayc, [ba-la-y-c] sf. 1. Balama nitelii ta yan. 2. Balamaya ve birletirmeye yarayan. 3. Uyulmas gerekli olan; ilgililerin baka trl dav ranmalarna imkn tanmayan, balaym, [ba-la-y-m] {az} is. Bir miktar iplik; ile; tura. [DS] balay, [ba-la-y-] is. 1. Balama ii. 2. Balama biimi. bal, [eT. ba-l > ba-l sf. 1. Balanm olan. 2. m eca z Bir dnceye, bir kimseye veya gruba sayg, sevgi ve baka duygularla balanm olan; tutkun. 3. lgisi ve ilikisi olan; alakal. 4. Belirli artlarla kayt altnda bulunan. 5. Gerek lemesi iin belirli artlar gerektiren; vabeste. 6. Bir eyle snrlanm, verilen izinle snrl bulunan. 7. Kapatlm, tutulmu olan; kapal; {eAT} (ayn). 8. Bir kurum veya kuruluun yetkisi iinde olan. 9. Kendini inand deerlere adam olan; sadk. 10. a rg o . By ile cinsel gten mahrum braklm sanlan erkek. 11. Baland ve inand eylerin gereklerini yerine getiren. 12. Kapal. 13. {eAT} {az} (Erkek iin) kendisine by yapld iin cinsel bakmdan iktidarsz olan; byl. [DS] 14. {az} is. Maa; aylk. [DS] fi1 bal kalmak, Uy m ak, tbi olm a k .| bal olmak, T b i bulunmak.\\ | bal talep, B irbirin den fa r k l o lm a kla birlikte biri ku llan ln ca d i er b ir m ala d a duyulan ihtiya. | | bal rnler, B e lli b ir retim a lan n d a ayn e y d en eld e ed ilen fa r k l rnler. \ bal vektr, B a \ lan g noktas sa b it olan vektr. balk1, - [ba-lk] is. 1. zm balarnn bol bu lunduu yer. 2. sf. zm yetitirmeye elverili olan. S balk bahelik, B a ve b a h e s i bol, a a la r la , y e illik lerle dolu olan yer. balk2, - [ba-lk] sf. 1. Ba olarak kullan labilecek nitelikte olan. 2. is. {az} Ukur taklan yer. [DS] ballak, - [ba-l-la--k] is. fe l. 1. Biri dierine bal olarak mevcut olan. 2. Biri olmadan tekinin varlnn dnlmesi imknsz olma. 3. sf. dbl. Karlkl ballam ilikisi iinde bulunan ve cmlenin iki esi arasnda iliki salayan ayr iki kelimenin nitelii. yle alad ki.. ballam, [ba-l-la--m] is. fe l. 1. Ballak iki kavram arasndaki iliki; korelasyon. 2. biy. Orga nizmann deiik yap ve organlar arasndaki uyum ve balant; korelasyon, ballama, [ba-l-la--ma] is. Karlkl bant ilemi.

434

ballam ak, [ba-l-la--mak] ite f . [-r ] Karlkl olarak ballk salamak, ballk, - [ba-l-lk] is. 1. Bal olma hali. 2. lgi. 3. Uyma; riayet. 4. Birine kar sayg ve sevgi y znden yaknlk duymak; sadakat. 5. {az} Cinsel bakmdan iktidarszlk. [DS] bali, [ba-l] {az} is. Aylk; maa. [DS] balu, [eT. ba-lu > ba-lu ,'eA T} sf. 1. Kapal. 2. (Erkeklik iin) by ile cinsel gc balanm olan. bam ak, [ba--mak] gl. f . [- a r ] 1. Balamak. 2. m ecaz. Bylemek. 3. Batan karmak, kandr mak. bam an, [Far. bban / bvn => baman] {eA T} is. 1. Ba bekisi. 2. {az} Bostan. [DS] bam an, [Far. bbn => baman-] {az} is. Ba bekisi. [DS] banak, [Far. baanak / baana / banak] is. 1. l domu veya doumundan hemen sonra ldrl m kuzudan elde edilen deri. 2. {az} Koyunun kam yarlarak alman ve hemen kesilen kuzunun derisi. [DS] 3. {az} sf. Aklsz. [DS] banaz, [Alm. banause / E. Yun. banausos (mmi; ca h il)] sf. Bir dnceye ar derecede ve kr k rne balanan ve bunun dndaki fikirleri redde den; tutucu; mutaassp, (1935). banazlk, - [banaz-lk] is. 1. Baka fikirleri reddederek tek bir dnceye kr krne balan ma; taassup. 2. gnl. Tutkuyla balanma. 3. sf. D nce biimi ve genel durumu bu ekilde olan kim se ve topluluun durumu; tutuculuk, b arak , - [ba-rak 3 y j {eAT} is. Oba. b ark ara, [bar+kara] is. zool. Karatavukgillerden isketenin bir eidi olan bcekil, tc, gmen bir ku tr; takrdayan; kuyrukkakan; (S ca icola torqu ata). {eAT} (ayn) barnm ak, [ba (yans.) > ba-()r-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] Srekli barmak; barp durmak. [DS] bar, [ba (yans.) > ba-()r-] is. 1. Barmak ii. 2. Barma hali ve biimi. 0 bar ar, 1. Grl t. 2. Grlt ka ra ra k. b arm a, [ba()r--ma] is. Barmak ii. barm ak, [bar-mak > ba()r--mak] ite, f . [r] Hep birlikte karlkl olarak barmak, bariya, [Yun. pagoria] {az} is. Pavurya; aanoz. [DD] basa [Ar. bas l j (b a sa :) is. 1. e yaramayan kimseler; kuru kalabalk. 2. nsan kalabal; izdi ham. 3. Avam; ayak takm, basz, [ba-sz] sf. Ba olmayan; bal deil, baszlk, - [ba-sz-lk] is. 1. Basz olma duru mu. 2. dbl. Cmleleri aralarnda bala veya o g

TH

umM U

435

BAH

revi gren bir kelime kullanmadan yan yana getir meye dayal anlatm; yan yanalk. ba, [Far. bahi => ba j ^ \ {eAT} is. Ba;

bahadrlanm ak, [bahadr-la-n-mak] d n l.f. [ -r ] I. Cesur olmak. 2. Yiit hale gelmek, bahadrlk, - [bahadr-lk] is. 1. Bahadr olma durumu; kahramanlk, yiitlik. 2. Bahadrlara yak r davran; kahramanca, yiite. bahadur, [Far. bahdur jiljj] (ba h a :d r) {OsT} sf. Cesur. bahai, [Ar. bah^yl^] ( b a h a :i:) {OsT} sf. Alkn. Bahailik, -i [Bahai-lik] (b a h a :i:lik ) is. din. Btn dinlerin ayn gerei yansttn, rk, din ve cinsi yet farknn ortadan kalkmas gerektiini savunan; her yln son on dokuz gn oru tutup gnde vakit zel bir namaz klan, ibadetten ok toplumsal ahlaka nem veren Bablikten ayrlarak 19. yy.da randa Bahaullah Mirza Hseyin Ali Nuri tarafn dan kurulan bir din. bahak1, [Ar. bahak j ] is. Patlak veya ukura ka m gz. bahak2, - [? bahak] {az} sf. (Kii iin) ok ks rkl. [DS] bahaklam ak, [bahak-la--mak] {az} dnl. f i [-r ] Lekelenmek; beneklemek. [DS] bahalk, [Ar. behlk > bahlk jil^ ] (bah a. lk) is. 1. Bo ve rk eyler. 2. Bo szler, bahali, [Far. bah-l ^L^] (baha.Ti:) sf. Pahal, bahan, [? bahan] {az} zm. Bana. [DS] bahana, [Yun. pakhni] {az} is. Hayvan yemlii. [DD] bahane, [Far. bahne / behne ^lfr>] (b a h a :n e) {OsT} is. 1. Asl sebebi gizlemek amacyla sylenen sz de sebep. 2. Gerek d zr. 3. Vesile; sebep. Al veri b a h a n e; m aksat s o k a a km ak. 4. Eksiklik; kusur; noksan. S1 bahane aram ak, 1. M azeret bu lm a a alm ak. 2. S eb ep aram ak. | bahane | bulm ak, 1. M azeret bulm ak. 2. B ir takm s e b e p le r o rtay a karm ak. 3. K usur bulmak.\\ bahne-c, {OsT} 1. B a h a n e arayan. 2. F rs a t gzeten.\\ b aha ne etmek, O lm a y aca k b ir ey i s e b e p o la r a k n e s rm ek.| bahne-furfl, {OsT} 1. B a h a n e satan. 2. | M azeret uyduran.| bahne-perdz, {OsT} 1. zr | dileyen. 2. S e b e p bulan. bahank, -ng [? bahank] {az} is. Bedenin baz yer lerinde ve elde meydana gelen beyaz lekeler. [DS] b ah ar1, [Ar. bahr jl*>] (b a h a :r) is. 1. Yiyeceklere ho bir koku ve tat vermek iin kullanlan acl ve kokulu maddeler. 2. Sar papatya; sr gz. 3. Put. 4. Atlm pamuk. 5. lek. 6. Gzellik. 7. sf. Gzel. b ah ar2, [Far. bahr jl^] (b a h a :r) is. 1. Ktan sonra gece ile gndzn eit olduu anda (21 Mart) ba layp gnein ekvatora en uzak noktada olduu zamana (21 Haziran) kadar sren lk mevsim; ilk

bahi. batak, - [eT. baltak / butak / baktak / bahtak] is. 1. Padiah hareminde nemli kadnlar tarafndan giyilen yksek balk. 2. Ferace. 3. Gs, bel veya ban etrafna sarlan uzun kuma veya al paras, bateten, [Ar. ala batetin iJu] (b a teten) {OsT} zf. Birdenbire, anszn, baursuk, -u [bar-k {eAT/ is. Bar

sak. baurya, [Yun. paguri / pagurya] {OsT} is. Yenge; pavurya. bavan, [Far. bbn] {az} is. Bahvan. [DD] bazar, [Far. b-zr jlji-U] (b a : z a :r) {OsT} is. Balk yer. bah1 [Ar. bh o > (b a :h ) {OsT} is. 1. ehvet. 2. Bir , L] kadnla cinsel ilikiye girme. bah2,[Far. bh bah3, [Far. pah L] (b a :h ) is. Yol. > => bah >] {eAT} nl. Ne iyi, ne

mutlu .fi1 bah bah, {eAT} N e g z el; n e ho. baha', -a i [Ar. beh >1^] (b e h a :) {OsT} is. 1. Parlt. 2. Gzellik; zariflik. 3. Alma; dadanma; almlk. baha2, [Far. bah (b a h a :) {OsT} is. Bir mal veya iin deeri; kymet. S baha biilmez, D e eri l lem ey ecek k a d a r yksek.\\ baha bimek, D e erin i tahmin etm ek, fiyatlandrmak.|| bahadan inmek, {eAT} Deeriniyitirmek.\\ b ah-d r, {OsT} D e erli; kymetli.| bah-gr, {OsT} D e er li; kymetli.\\ baha | kesmek, {eAT} D e e r bim ek .| bahaya kesmek, | {eAT} B elli b ir cret b a lam ak . baha3, [Ar. bah / bah UL, / U ] (b a h a :) is. 1. Bir evin evresindeki kapal avlu. 2. Evin evresindeki bahe. 3. Ak alan; meydan. 4. Suyun derin yeri, baha, -c [Erme, paa / Rus. pog] {az} is. Msr unundan yaplan ekmek. [DS] bahadr, [Mo. baatur > e T bagatur > Far. bahdr jiljj] (b a h a :d r) {OsT} sf. Savalarda gc ve gzpekliiyle stn gelen; kahraman; yiit; cesur; batur. bahadrane, [Far. bahdir-ne {OsT} z f Cesurca, yiite, bahadri, [Far. bahdr! (b a h a :d ri:) {OsT} is. Bahadrlk; yiitlik; kahramanlk; cesaret, bahadrlandrmak, [bahadr-la-n-dr-mak] gl. f . [r] Cesaret sahibi klmak; yiit nitelii kazandr mak. (b a h a :d ra :n e)

BAH

DlKll lflKCE S21K.

bahar, ilkyaz. 2. Bu mevsimde meyve aalarnn at iekler, krlardaki yeillikler. 3. m ecaz. Genlik; tazelik devri. 4 {az} Yeillik; yenilebi len otlar. [DS] S b ah ar am ak, 1. B ah a rn g eld i i b e lli olm ak. 2. (M eyve a a la r iin) ieklenmek.\\ b ah ar-s, B a h a r an dran ; b a h a r gibi.\\ bahar fasl, lkbahar.\\ bahar bana vurm ak, (Souk h a v a d a in ce giyin en ler iin y a d a y a m a ba n a b a k m a d an g e n ler g ib i d a v ra n a n lar iin) arm o lm a l an lam n da a la y iin sylenir. | b ah r- ha | yt, {OsT} H ayatn b a h a r; genlik.\\ baharn al m ak, {az} Yeil o tla n o k y em ek ; taze o ta k an m ak. [DS]11 bahr- m r, {OsT} G en lik.| bahr- | evk, {OsT} Sevin ve istek bah ar. | b ahar nezlesi, | tp. Sam an n ezlesi.| b ahar noktas, gk. b. lk b a | h a r d a g e c e ile gndzn eit oldu u zam an G n e'in g k ekvatoru zerinde bulunduu nokta; ilk b a h a r lm noktas.

baharlanm ak2, [bahar-la-n-mak] dnl. f . [-r] (Ha va iin) snmaya balamak; bahar gelmek, baharl, [bahar-l] sf. 1. (Yiyecek iin) iine nane, maydanoz, karabiber gibi ac ve koku veren mad deler konulmu. 2. {az} Tadnda aclk bulunan. [DS] bahasla, [Ar. bahla U j L^] (b a h a ;sla ) {OsT} is. 1. c Beyaz yzl, ksa boylu, bodur ve edepsiz kadnlar. 2. Srp karmalar; uzaklatrmalar, bahasnm ak, [Far. bah => baha-sn-mak] {az} gl. f i [-r ] Pahal bulmak. [DS] bahatir, [Ar. bhter > bahtir yL^] (ba h a .tir) {OsT} sf. Ksa boylu kadnlar; bodurlar, bahayim, [Ar. behme > bahyim n.'-jJ (baha.yim ) {OsT} is. Drt ayakl hayvanlar; canavarlar, bahbaha, [Ar. bahbaha (OsT) is. 1. (Deve iin) kkreyip ses karma. 2. trdama; mldama. baha, [Far. b-e => baha ^-U] {eAT} is. Bahe. bahe, [Far. b-e (kiik ba )] is. 1. Kk apl rn elde etmek veya sslemek amacyla dzen lenmi, iinde iek, sebze ve aa yetitirilen, et raf evrili kk toprak paras. 2. gnl. st ak yazlk gazino. S bahe evi, B a ve b a h e le r e y a p la n k k y a z lk ev.\\ bahe kaps, 1. B ah ed en y o la a la n k k ve p a rm a k lk l kap. 2. E vlerin b a h ey e a la n kaps. | bahe kekii, bot. B a llb a | ba g illerd en tim olce zengin esan sn eld e etm ek iin b a h e le r d e y etitirilen b ir tr kekik, (Thymus vulgaris).\\ bahe kzlkuyruu, zool. K aratavu kgil lerden A vrupa ve A sya'da y a a y an srt esm er, karn a k esm er, 15 cm. boyunda, trtl ve b c e k lerle beslen en b ir tc ku, (P hoenicurus p h o en icurus). | bahe kurdu, zool. S ebzelerin y a p r a k ve | k k lerin e z a r a r veren eitli b cek lerin o rta k ad. | | bahe tleeni, zool. P a r k ve b a h e le r d e y aay an tle en g illerd en srt esm er zeytin yeili, karn kl ren gi b ir tc ku, (Sylvia hortensis),\\ bahe parm akl, B a h elerin etrafn ev reley en a h a p v eya m ad en ubuktan en geller. | bahe tara, | B a h e topran dzeltm ek v e iin de bulunan ta ve p le r i top la m a y a y a ra y a n k iik trm k.| bahe | teresi, bot. a b u k byyen b ir tr tere, (Lepidium sativum).\\ bahe uyuklan, zool. K zl kahverenkli, uzun kll kuyruu bulunan, sa n iriliinde, m eyve leri k em ir ere k beslen en z a ra rl b ir m em eli hayvan, (E liom ys qu ercin us). baheci, [bahe-i] is. iek, aa ve sebze yetitiren kimse. bahecilik, -i [bahe-ci-lik] is. 1. Bahecinin yapt , urat i ve meslek. 2. Meyve, sebze, ss ve ifal bitkilerin yetitirilmesi, bakm ve bunlarn yetitii ortamlarn dzenlenmesi sanat, baheli, [bahe-li] sf. Bahesi olan.

baharan, [Far. bahrn olj'-fr] (b a h a :ra ;n ) {OsT} is. lkbahar gnleri, b aharat, [Ar. baharat oljljj] (b a h a ;ra ;t) is. Yiyecek lere ho bir eni vermek amacyla kullanlan her trl tuzlu, ac, eki ve kokulu maddelerin toplu adi. baharat, [baharat-] (ba h a .ra t) is. Baharat satan kimse. baharatlk, - [baharat--lk] (b a h a ;ra ;t lk ) is. 1. Baharat retme ve satma ii. 2. Baharatnn ii ve meslei. baharatl, [baharat-l] (b a h a :ra ;tl) sf. (Yiyecek, iecek vb. iin) iine baharat konulmu; iinde ba harat bulunan, baharet, [Ar. bahret o j U ] stnlk; sekinlik, baharn, [Far. bahar + T. -m] {az} zf. Bahar vakti; ilkbaharda. [DS] bahari, [Far. bahr-(b a h a ;r i:) {OsT} sf. lk bahar gnleri ile ilgili, baharistan, [Far. bahristn (b a h a ;rista ;n ) (b a h a ;ret) {OsT} is.

{OsT} is. 1. lkbahar mevsimi. 2. Yeil ve iekli yer. bahariye, [Far. bahar + Ar. -iyye ajUJ (ba h a ;riy e) {OsT} sf. 1. Baharla ilgili olan. 2. ed. Klasik dnem Trk edebiyatnda bahar tasviri ile balayan kaside lere verilen isim. 3. Padiah tarafndan her yl ba har aylarnda yenieri aasndan balayarak btn ocak aalarna verilen yazlk elbise, baharlanm a, [bahar-la-n-ma] is. Baharlanmak eyle mi ve durumu. b aharlanm ak 1 [bahar-la-n-mak] edil. f . [-r ] (Yiye , cek iin) zerine bahar ekilmek; baharat ile ilem grm olmak.

g ilB * e $ J M 3 7

BAH

bahelik, -i [bahe-lik] is. Ba ve bahesi olan yer. bahesiz, [bahe-siz] sf. Bahesi olmayan, bahevan, [Far. b-e-vn] (b a h ev a :n ) fOsT} is. Bahvan. bahvan, [Far. be-bn / be-vn => bahvan] is. Baheye bakan, bahe bakm ile sebze meyve yetitirmeyi meslek edinmi kimse, bahvanc, [bahvan-c]
{az}is.

bahir2, -hri [Ar. bahr (yazm ak, ayrm ak) y^] {OsT} is. -* bahr. bahir3, [Ar. bahir mak; alk. bahir4, [Ar. bahir >-Ij] (ba :h ir) s f Ekin sumayan; sulayc. bahire1, [Ar. bahire (b a .h r e) {OsT} is. 1. Di kenli al. 2. Koucu deve. bahire2, [Ar. bahire ojvA] (ba h i:re, h kaln sylenir) {OsT} is. Araplarda cahiliye dneminde onuncu do umdan sonra etinden, stnden, derisinden ve y nnden yararlanmann yasak olduuna inanlarak kula iaretlenip le serbest braklan deve veya koyun. (Bu det, M aide Suresi 103. a y et ile k a ld rld.) bahire3, [Ar. buhar > bahire {OsT} is. Buharl gemi. bahired, [Far. b-hired ^ -U ] (b a :h red ) sf. Zeki; akll. bahis1, [Ar. bah (sz) > bhi ^-L>] (b a .h is) {OsT} sf. 1, Bahseden, sz konusu eden, konuan. 2. Bir konu zerinde yaplm inceleme ve aratrmay anlatan (eser). bahis2, -hsi [Ar. bah (sz) o A ] {OsT} is. 1. Sz; laf. 2. zerinde konuulan konu; sorun, mesele, mev zu. 3. Konuma, sohbet. 4. Belli bir konu zerinde iddialama; iddia. 5. Bir kitabn blmlerinden her biri. 6. At yar tahmini. S bahis alm ak, Sz gem ek, h akkn d a kon uu lm ak.| bahis am ak, B e | lirli b ir kon u da kon um aya b a la m a k ; s z etm ek .| | bahis buyurm ak, (hem alay, hem d e hrm et e d e rek) h akkn d a konum ak. | bahis konusu, zerinde | tartlan ey. | bahis konusu olmak, zerinde k o | nuulmak:.| bahis tazelemek, B ir konuyu y em d en | g n dem e g etire rek konum ak, tartm ak. | bahis | (bahse) tutumak, B ir konu h akkn d a k a rlk l zt id d ia d a bulunan taraflarn , kim in iddias doru k a rs a on a v erilm ek zere o rtay a koydu klar m ad d ey i veya p a ra y a lm a hakkn, eld e ettii b ir s z lem ed e bulunm ak]] bahis yok! K on u m a yok.\\ bahis yrtm ek, H akkn d a konumak.\\ bahse balam ak, K on u m aya ba la m a k .| bahse dnmek | (gelmek), Yeniden ayn konuya g elm ek ; sa d e d e g elmek. | bahse girimek, B ir kon u hakknda, karlkl | zt id d ia d a bulunan taraflarn , kimin iddias doru k a r s a on a verilm ek zere o rtay a kovdu klar m ad d ey i veya p a ra y a lm a hakkn eld e ettii b ir s z lem ed e bulunmak.\\ bahse girmek, 1. K on u ya g i ri y apm ak. 2. ddian n taraf olm ak. | bahse sok | m ak, K on u ya d a h il etmek.\\ bahs-i ahar, {OsT} S on raki konu.| bahs-i dier, {OsT} teki konu.\\ | bahsi gemek, H akkn da kon um a yap lm ol(b a :h ir e , h kaim ) (ba :h ir) sf. 1. Yalanc. 2. Ah

Bahvan. [DS]

bahvanlk, - [bahvan-lk] is. 1. Bahvann yapt i ve meslek. 2. Bahe bakm; iek, sebze ve meyve yetitirme sanat, bahdavar, [Far. baht + ver (getiren)] {az} sf. Bahtiyar; mutlu; talihli. [DS] bahdele, [Ar. bahdele <0-iA] {OsT} is. 1. tp. (Krek kemii iin) eilme; krlma. 2. te abukluk gs terme. baldeniz, [Yun. makedonis] [DS]
{az}

is. Maydanoz.

bahe, [Far. bhe 4i-1>] (b a :h e ) is. Kaplumbaa. bahem, [Far. b-hem birlikte; beraber, bahhal, [Ar. buhl (cim rilik) > bahhl JU-] (b a h h a .l) {OsT} sf. 1. ok cimri, pek cimri. 2. ok alak, bahhar, [Ar. bahr (deniz) > bahhr / behhr jU ] (bahha:r) {OsT} is. Denizci; gemici, bahhas, [Ar. bah (tartm a) > bahhs / behhs ^ U ] (beh h a:s) {OsT} sf. 1. Tartmay ok seven. 2. ok bahseden; bahsetmeyi seven. bah, [Ar. bh(b a :h i:) {OsT} sf. ehvete ait; ehvetle ilgili, bahide, [Far. bahide (b a h i:d e ) sf. 1. (Yn vb. (b a :h em ) zf. Bir arada;

iin) taranm. 2. (Koza iin) zlm; salm, bahik, -k [Ar. bhik ji-L ] (ba:h ik, h ve k kaln s y lenir) {OsT} is. Bir gz kr adam, bahika, [Ar. bhika i-L ] (b a :h ik a, h sylen ir) {OsT} sf. (Gz iin) grmeyen; kr. bahil1 [Ar. behl (salverm ek) > bhil J*U] (ba :h il) , {OsT} sf. 1. Serseri, babo dolaan. 2. Eli deneksiz (oban). 3. Yularsz salverilmi (deve). bahil2, [Ar. buhl (cim rilik) > bahil Jjir] (bahi.T, h k a ln sylen ir) {OsT} sf. 1. Cimri, hasis, pinti. 2. m e caz. orak. bahile, [Ar. behl (salverm ek) > bhile aUI>] (ba :h ile) {OsT} is. Dul kadn. bahir1, [Ar. behr (gzellik) > bahir y*L] (b a .h ir) {OsT} 1. ok parlak, kl. 2. Dierlerini geride brakan, stn gelen. 3. Ayan beyan, apak.

BAH m ak. | bahsi getirmek, K onum ay kon uya g etir| mek.\\ bahsi kapam ak, G rlen konu halikndaki tartm ay bitirm ek. | bahsi kaybetmek, d d iasn d a | h a k l kam ayp ortay a kon ulan p a r a y demek.\\ bahsi kazanm ak, id d ia ettii kon u da h akl k a ra k kon dan p a r a y alm ak. bahisi, [bahis-i] is. At yarlarnn sonucunu tah min ederek para yatrmak suretiyle bahis oynayan kii; mterek bahisi, bahl, [Ar. buhl (cim rilik) > bahl JS-] {OsT} is. Cim rilik; hasislik, bahm ak, [bah-mak mak. bahm an, [Far. behmn Lhj] (bahm a:n ) is. Filan; filanca. bahm ant, [Far. bbn] {az} is. Ba bekisi. [DD] bahna, [Yun. pakhni] {az} is. 1. Hayvan yemlii. 2. Odunluk. [DS] bahname, [Ar. bh + Far. -nme loUaIJ (bahn a:m e) {OsT} is. 1. iinde ehveti tahrik edici resim ve ya zlar bulunan kitap. 2. Cinsel arzuyu artrc ila ve macunlarn yapln anlatan kitap, b ah r, -ri [Ar. bahr j\ {OsT} is. 1. Deniz; derya. 2. Byk nehir veya gl. 3. Okyanus. 4. Arz l snde kalp blmlerinden her biri. 5. Mevlidin blmlerinden her biri, fi1 bahr-i hafif, {OsT} ed. H a f i f bahr.\\ bahr-i hezec, {OsT} ed. N eeli b a h r.| | b ahr-i kmil, {OsT} ed. Yetkin b a h r.| bahr-i mu | hit, {OsT} O kyanus.| bahr-i muht, {OsT} O kya | n u sla ilg ili; okyanu sa ait. | bahr-i m uzr {OsT} | ed. B enzeyen b a h r .| bahr-i mctes, {OsT} ed. | K opm u bahr. | b ahr-i mnserih, {OsT} ed. A kc | bahr.\\ bahr-i m tekarib, {OsT} ed. Yakn b a h r .| | b ahr-i recez, {OsT} ed. T itrek bahr. | bahr-i remel, | {OsT} ed. Titrek b a h r .| bahr-i ser , {OsT} ed. a | bu k b a h r.| bahr-i tavl, {OsT} ed. Uzun bahr. | b ah ra, [bak-r-a > bahr-a yS}\ {eAT} is. Bakra, {eAT} gsz. f . [ - a r ] Bak srt beyaz veya krmz, sivri gagal, ksa bacakl, ksa fakat hzl uua elverili kanatl, 17-18 cm. boyunda parlak renkli bir ku tr; yal apkn, (A lcedoatthis). 2. Loplu dalggiller familyasndan sazlk ve gllerde yaayan banda siyah tylerden bir sorgu bulunan bir tr ku; tepeli batagan; tepe li dalg; elmaba, (P od icep s cristatus). bahriye1, [Ar. bahriyye {OsT} is. 1. Deniz kuv

vetleri. 2. sf. Deniz kuvvetlerine ait. S bahriye iftetellisi, fo lk . o k h a rek etli b ir h a lk oyunu. | | bahriye nezareti, tar. m p arato rlu k dnem inde den iz kuvvetlerinin ve donanm ann ihtiyalarn k a r la m a k a m a cy la kurulm u bakan lk. bahriye2, [Ar. bahriye 4j^a] {OsT} sf. 1. Denizle ilgili. 2. Denizcilie ait. bahriyeli, [bahriye-li] sf. 1. Bahriyeye bal; denizci. 2. is. Deniz harp okulu rencisi, bahriyyun, [Ar. bahriyyn j (bahriyyu:n) {OsT} is. Kaptan ve gemiciler gibi deniz ilerini bilenler. b ahs1, [Ar. bahs ^ Jt] {OsT} s f 1. Eksik. 2. is. Ya larla ekilip sulanabilen tarla. 3. Zulm. 4. Gmrk leme. bahs2, [Ar. bahs o i ] {OsT} is. - * bahis, bahsala, [Ar. bahala {OsT} is. 1. Beyaz yzl,

ksa boylu irret kadn. 2. Srp karma; uzakla trma. bansan, [Far. bahsn jl~ ] (bah sa:n ) {OsT} sf. 1. Salma salma yryen. 2. Soluk. 3. Bozuk. 4. Pej mrde; klksz. bahsere, [Ar. bahsere o j^-.\ {OsT} is. 1. Datma. 2. Gizli eyi ortaya karma. 3. (St iin) kesilme, bahset, [Far. bahset o ] is. 1. Uykuda horlama. 2. Uykuda kbus grme, bahsetme, [Ar. bahs (sz) + T. etme <u^.t Bahsetmek ii. bahsetmek, [Ar. bahs (sz)+T. etmek e ^ ] gsz. is.

b ah r ana, [Far. br-hne => bahrana] {az} is. 1. K me; grup; kafile. 2. Fndk uvallarnn topland yer. [DS] bahren, [Ar. bahren l'jA] ( b a hren) {OsT} zf. Deniz yoluyla; denizden, bahreyn, [Ar. bahr > bahreyn j j.jA] {OsT} is. 1. ki deniz. 2. ki byk eser; iki temel ey. b ah ri1, [Ar. bahri (ba h ri:) {OsT} sf. 1. Denizle ilgili. 2. Deniz veya denizcilie ait. 3. is. {eAT} De niz kz; Tibet kz; yak. 4. Deniz bal; tuzlu su bal. bahri2, [Ar. bahr] is. 1. zool. Akarsu boylarnda ya ayan, kylarda yere kazd ukurlara yuva yapan, ounlukla balkla beslenen, kam yeil veya mavi,

f . [-(d )-er ] 1. Bir konu veya kii hakknda sz sy lemek; szn etmek. 2. Aklna getirdii bir eyi, bir kimseyi veya olay diliyle sylemek; anmak. bahsi, [Ar. bahs > bahsi L sA] (b a h si:) sf. Bahisle il S gili; bahse ait. bahsum , [buhsum / bahsum] {eT} is. Dardan yaplan bir iki. [Nevy] -bah, [Far. bahden > -bah / -baha] son ek. Ek lendii isimlerden "balayan, veren, a ffed en " anlamnda sfatlar yapan Farsa son ek. bah, [Far. bahden (ba lam ak) > bah j & ] {OsT} is. 1. Verme. 2. Ba; ihsan. 3. Ksm; blk; cz. {eAT} (ayn) 4. Blm.

M T M ) !. 4 39
bahayende, [Far. bahyende c-uj.lr] {OsT} sf. Af fedici; balayan, bahayi, [Far. bahyi j A & r ] (b a h a ;y i) {OsT} is. 1. Balay; ihsan edi. 2. Affetme. 3. efkat; merhamet.
bahayiger, [Far. bahyiger > ^ L i] (b a h a ;y i-

BAH

lih.]] baht y r olmak, ansl olm ak, mutlu olmak.]] baht- yaver, {OsT} yi talih.| baht ii, Sonucu te | sa d fe braklan, olm as iin g a y ret ve em ek h a r can m ayan iy | baht krlgi, {eAT} Talihsizlik.]] .| baht-m end, {OsT} ansl; talihli. baht2, [Ar. baht o ^ ] {OsT} sf. Saf; katksz; halis. b ahtabakar, [Far. baht + T. -a+bak-ar] {az} is. Fal c. [DS] bahtak, [Far. bahtk] (bah ta;k) {OsT} is. Mifer; sa va bal. b ahtavar, [Far. baht-ver / bahtiyr] (bah tav a;r) {azf is. Bahtiyar. [DS] bahte, [Far. bhte 4^-l>] (ba ;h te) is. Kumarda veya oyunda kaybetmi olan, bahtek, [Far. bahtek {OsT} is. 1. Kt talih. 2. Uykuda basan arlk; karabasan; kbus, bahteniz, [Yun. makedonesi > maydanoz] {az} is. Maydanoz. [DS] bahter, [Far. bhter j^ -y (b a ;h ter) {OsT} is. 1. (E s kiden) dou. 2. (Yeni) bat, bahtere, [Ar. bahtere gzel yry; ho yrme, bahteri, [Ar. bahteri SJ^r] (ba h teri:) {OsT} sf. 1. Salma salna gzel yryen; yry gzel. 2. Kendini beenmi; kibirli, bahtiyar, [Far. bahtiyr jL^-] (bah tiy a:r) {OsT} sf. Ummad, beklemedii kadar iyilie, mutlulua kavuan. S bahtiyar etmek (eylemek), Sevindir mek, mutluluk verm ek. | bahtiyar olm ak, Mutlu o l | mak, sevinm ek. bahtiyarane, [Far. bahtiyr-ne (bahtiya;ra ;n e) {OsT} zf. Mutlu olanlara yakacak biimde; mesut olarak; bahtiyarcasna. bahtiyari, [Far. bahtiyr (ba h tiy a;ri;) {OsT} is. Mutluluk; bahtiyarlk, bahtiyarlk, - [bahtiyar-lk] is. Bahtiyar olma hali; mutluluk. bahtiyarnam e, [Far. bahtiyr-nme -uU jLx] (bahtiy a .rn a .m e) is. Mutluluk bilgisi kitab, bahtl, [baht-l] sf. ansl, talihli, bahtsz, [baht-sz] sf. anssz, talihsiz, bahtszlk, - [baht-sz-lk] is. Bahtsz olma hali; ansszlk, talihsizlik, bahtver, [Far. baht-ver jj& \ sf. Bahtl; talihli; ansl, b ah u r, [Ar. bhr (ba ;h u ;r) {OsT} sf. 1. ok {OsT} sf. Salma salma

ger) {OsT} sf. Affeden; merhametli,

b a h e n d e [Far. bah-ende o J- ~ r] {OsT} sf. 1 . Veren. ,


2. Affeden; balayan.
bahetm e, [Far. bah (ba) + T. et-me

J & ] is. j& ]

Bahetmek ii. bahetmek, [Far. bah (ba )+ T. et-mek gl. f i [-e (d )-e r ] [-e(d )-iy o r ] 1. Ba vermek, he diye vermek. 2. Balamak. 3. Datmak, bahi, [Sansk. bhilcsu / in. pak shi > baks / bahi / bahi] {eT} is. 1. Muallim; retmen. [EUTS] [ tgsizler] [Gabain] 2. stat; usta. [ tigsizler] [Gabain] [EUTS] 3. Hekim; doktor; tabip. [EUTS] 4. Es ki Trk topluluklarnda fala bakan, hastalar iyi eden ve ayn zamanda kopuz alp iir syleyen bir eit din adam; ozan; kam. bahi, [Far. bahden > bahi J ^ - ] {OsT} is. Bir hizmete karlk asl cretinden baka memnuniyeti ifade etmek iin verilen ek para. 0 bahi almak, Grlen b ir hizm ete k a r lk e k p a r a alm ak. | bah | i toplamak, B ir g ster i son u n da sey ircilerd en p a ra toplam ak. | bahi verm ek, A sl cretten d a | ha fa z la p a r a verm ek. bahude, [Far. bahde (ba h u :d e) {OsT} sf. 1. Verilmi; balanm. 2. Affedilmi; balanm. baht1 [Far. baht c J t ] {OsT} is. 1. Gelecekteki olay , lar kanlmaz biimde belirleyen lah gcn in san ve toplum iin izdii yaay biimi; talih; kader; ans; ksmet; ikbal; nasip. 2. Ata; byk ba ba. 3. Karg. S1 bahta bakan, {az} 1. ( zerine rt rterek a ld ren k d o la y sy la f a l a bakld iin) bukalem un. 2. F a lc. [D S]|| baht-ver, {OsT} Talihli.| baht-ber-gete, {OsT} T alihi dnm ; ta | lihsiz,| baht-hufte, {OsT} T alihi uyum u; talihsiz.\\ | baht ak, ler i um duu g ib i y o lu n d a g id en ; ansl, talihli.]] baht alm ak, lerin in d a h a k olay ve yolu nda o la r a k gitm eye balam as.]] baht ay dnlanmak, 1. T alihi alm ak. 2. iy i h a b e r alm ak. 3. Sevinmek.]] baht bal, 1. le r i y o lu n d a gitm e yen. 2. E vlenem eyen (kz). | baht- bed, {OsT} K t | talih.| baht- b-dd, {OsT} K t talih.| baht- | | bdr, {OsT} A k talih. | baht- d ma he, {OsT} | D nek talih.| baht- hbde, {OsT} K t talih.| j | baht k ara, i le r i beklen d i i g ib i gitm eyen, olum suz son u lan an ; anssz, talihsiz.]] bahtna ks mek, ilerin in y o lu n d a gitm em esi yznden k a ram sarla dm ek.| baht- siyah, {OsT} K t ta |

scak. 2. is. Yerden ykselen buu. 3. ok fazla scaklk. b ahur2, [Ar. bahr jj\ (bahu ;r) {OsT} is. Tts; bu hur. S bahr-i M eryem , {OsT} bot. B uhurum er yem .

BAH bahurdan, [Ar. bahur + Far. -dan bjy>-] (baht ;r-

O ie iiK S M .

da:n) {OsT} is. Buhurdan; tts kab; ttsllc.


bahurdani, [Ar. bahr + Far. -dnl revli kii. bahusus, [Far. b- + Ar. hu {OsT} zf. 1. zellikle. 2. stelik, bahye, [Far. bahye *?] {OsT} is. Diki; oyulgama; teyel. bahyedar, [Far. bahye-dr jb 4 .] {OsT} sf. Dikili; ^ teyelli. bahyezen, [Far. bahye-zen terzi. bahz, [Ar. bahz iifc] {OsT} is. 1. Sknt yaratma; can slana. 2. Arl yznden ykn hayvan kert mesi. 3. Bir kimseyi sakalndan tutarak ekme, b ad, [Ar. bu'd (uzaklk) > ba'ld / ba'de {OsT} sf. 1. Uzak; rak. 2. Eriilmez. 0 b ad d m ek, B ir yerden uzaklamak; uzak kalmak; uzak dmek .| b a d'l-ahd, {OsT} Gemi zaman.\\ [ b a d'l-gayr, {OsT} ok derin bilgisi olan kimse .| | b a d'Ul-ihtiml, {OsT} Olas deil; ihtimalden

rk. S1 bj-ban, {OsT} Hara; gmrk. | bj| dn, {OsT} H ara ve gm rk sand. b ak 1, [bak-mak > bak] is. as. Bakla selam verme komutu. Saa bak! bak2, [b-k / ba- jU] {eT} is. 1. Ba; bent; kstek. [EUTS] {eAT} (ayn) 2. Boha. [EUTS] 3. Kabile; boy; halk topluluunun bir blm. [EUTS] 4. {eAT} Sarg. b ak , [Far. bak ill>] {OsT} is. 1. Korku; kayg. 2. e kinme; saknma. <5 bak degl, {OsT} K orkacak bir

(bahu;r-

da:ni:) {OsT} is. zel gnlerde tts yakmakla g (ba:husu:s)

ey yok.
b ak a1, [bak a <,] {eAT} is. Baksan a! S baka hey!

oj v f]

{OsT} is. Dikii;

{az} 1. Bana bak. 2. D em ek ki. [DS] b aka2, [baka] (baka;) {eT} is. Kara kurbaa; kurbaa. [Gabain] [DLT] S mngz baka, Kaplumbaa. [DLT] baka3, [bak-mak > bak-a] {az} sf. (Saban demiri iin) akl fazla olan; aa doru bakan. [DS]
baka4, [Ar. baka L] (ba:ka) {OsT} is. Demet; deste; tutam. bakabunga, [Lat. beccabunga] is. bot. Sulak yerler de ve rmak kylarnda yetien kk pembe, mavi iekli uzunca yaprakl bir tr yavan, (Veronica

beccabunga).
bakacak, - [bak-mak > bak-acak J^-U ] is. 1. Bak ma, gzetleme yeri. 2. Her yan grebilecek yksek yer veya bir tepenin hakim noktas; gzleme yeri. {eAT} (aym) 3. Doal gzetleme yeri. 4. Pencere, 5. {az} Balkon. [DS] 6. {az} Ayna. [DS] 7. Gz. {eAT} (ayn) 8. {az} Evliya mezar; trbe. [DS] 9. {az} Eski evlerde, sokaktan geleni grebilecek ekilde ocan yannda alm bulunan kk g zetleme delii. [DS] 10. { az} s f Gzel manzaral. [DS] b aka, -c [bak-mak > bak-a] is. 1. Drbn. 2. Fo toraf makinesinin vizr. b akaa, [t. beccaccia / Yun. bekatsa] is. zool. Eski Dnyanm fundalk ve ormanlk alanlarda yaayan, eti iin avlanan, uzun gagal, ksa bacakl, esme rimsi ala tyl bir av kuu; ulluk, (Scolopa rus-

uzak.
b aika, [Ar. bika-l] (ba;ika) {OsT} is. Ykm; be la; musibet; felaket, b aim, [Ar. bacm ^ ] (ba;ym) {OsT} is. 1. Put; hey kel. 2. sf. Cahil; aptal; bn. bain, [Ar. bin yu; bostan kuyusu. ba r 1, [Ar. ba'r jyu] (bai;r) {OsT} is. Erkek deve. bair2, [Ar. ber (kazmak) > bair / baire / jSlJ

(ba;in) {OsT} is. Dibi geni ku

(ba;ir) {OsT} is. Srlmemi, sert toprak; kat yer.


ba i r 5, [Ar. bir jlU] (ba;ir) {OsT} sf. Durumu peri an olan; akn, b ais, [Ar. bas (gnderme) > bis / b'ise / j 1]

(ba;is) {OsT} is. 1. Sebep. 2. Gerektiren. 3. Gn deren. f? b is-i badi, {OsT} 1. Asln bulan. 2. Se bep olan .| bis-i bek, {OsT} D evam llk sebebi; | srp gitm e sebebi .| b is-i feryd, {OsT} ikyet | sebebi; yaknm a sebebi.| bis-i hzn, {OsT} zn | t sebebi. | bis-i leyi ii nehr, {OsT} Gece ile | gndzn sebebi; Allah. | bis-i m eserret, {OsT} | Sevince sebep olan; sevinme sebebi.\\ b is-i ekva, {OsT} Yaknma sebebi; ikyet sebebi. | b is ol | m ak, {OsT} Sebep olmak.
baisiyet, [Ar. b'iiyyet c^aL,] (ba;isiyet) {OsT} is. Nedenlilik; sebep olma; sebebiyet, baj, [Far. bj / bc jU] (ba;j) {OsT} is. Flara; gm

ticola).
bakauk, [baka-uk] {eT} is. 1. Kurbaack. 2. Ee kemikleri ile kol arasndaki et paras. [DLT] bakagan, [bak-mak > bak-aan jA i] {eAT} sf. Bakc, bakaan, [bak-aan

{eAT} sf. Bakc. S baka-

an olmak, Geici olarak bakma, gzleme iini

yapmak.
bakakalm a, [bak-a+kal-ma] is. Bakakalmak ii. bakakalm ak, [bak-a+kal-mak] gsz. f. 1. aknla urayarak ne yapacan, ne syleyeceini bilemez duruma dmek. 2. akn akn bakmak, bakal, [Yun. pakalos ?] is. 1. zool. Avrasyada yaa yan, ksa kuyruklu, uzun gvdeli, siyaha yalcn par

S M

. 441

BAK zey yneticilerinin grev yapt bina, t? bakanlk emrine alm a, huk. yn. E skiden uygulanan, m em u riyet sfat, so n a erm eden bir kam u g revlisin i kuru luun m erkez tekilatn da tutarak b ir nevi g rev d en uzaklatrm a cezas. bakanuk, [baka-nuk / bakayuk] {eT} is. At trnakla rnn ortasndaki tmsek et paras. [DLT] b ak ar, [bak-ar] sf. 1. Bakma iini ve eylemini ya pan. 2. Baklarn bir yere yneltmi olan. 3. {az} is. Ayna. [DS] 0 b akar kr, 1. G zleri sa lam g rnd h a ld e grem eyen . 2. m ecaz. D algn, etr a fn d a o la n la r f a r k edem eyen ; o k dikkatsiz. b akar2, [bakar / bakr] {eT} is. Mangr; para. [EUTS] b ak ar3, [Ar. bakar j i ] {OsT} is. 1. Sr, kz. 2. m e caz. yi ile kty ayrt edemeyen; ahmak, sersem, aptal. 0 B ak ara Suresi, K u r 'an- K erim 'in ikin ci ve en uzun suresi. b ak ara1, [Fr. baccarat] is. 1. Fransann Baccarat ehrinde retilen bir cins kristal. 2. skambil kd ile oynanan dokuz veya dokuza en yakn sayy tutturmaya dayanan bir kumar oyunu. bak ara2, [Far. bekere (kuyu kr ) <yi>] {eAT} {az} is. Makara. [DS] bakari, [Ar. bakar ^yi;] (b a k a ri;) {OsT} sf. 1. Srla ilgili. 2. Sr emsinden olan, bakariye, [Ar. bakariyye ^.yj] (b a k a ri:) {OsT} is. zool. Srlar, bakasya, [Yun. mpektsa] {az} is. z oo l. ulluk. [DD] bakaturm ak, [bak-mak + tur-mak] {eT} gsz. b. f i [ur] Bakadurmak; bakakalmak. [DLT] bakaya, [Ar. bakyye (artan) > bakaya UUj] (b a k a y a :) {OsT} is. 1. Arta kalan; kalntlar. 2. as. Son yoklamasn yaptrd hlde gnnde ktasna ka tlmayan asker ykmller. 3. m aliye. Ait olduu yl iinde tahsil edilemeyerek ertesi yla kalan vergi alaca. bakayak, [baka-nak / baka-yak] {eT} is. atal trnakl hayvanlarda iki trnaktan her biri ve iki trnak aras. [DLT] bakayorurken, [bak-mak + yor-mak > bak-a+yorur-ken {eAT} zf. Bakarken; bakmakta iken; bakp dururken, bakayuk, [baka-yuk] {eT} is. At trnaklarnn orta sndaki tmsek et paras. [DLT] baka, [Far. be => baka {eAT} is. Bahe,

lak esmer tyl, bceklerle beslendii iin tarma yararl, tc bir ku; srck, (Sturnus vulgaris). 2. {az} Karatavuk. [DS] bakalak, - [bak-arak] is. 1. Bakc. 2. Bekleyici; gzleyici. 3. zf. Bakarak; gzetleyerek. S bakalak olmak, {az} G z k u lak o lm a k ; beklem ek. [DS] bakalarya, [t. bacalera] ( b a k a l a rya) is. den. 1. Ge milerin k kaplar iin konulan yarmay eklinde ki boluklar. 2. Gemilerdeki k altnda bulunan top delikleri. bakalm, [bak-al-m] il. 1. phe ve tereddt bildi rir. 2. Merak bildirir. 3. Tehdit bildirir. 4. ed. Cm leyi kuvvetlendirir, bakalit, [Tescilli isim; bulucusu: Baekeland > Fr. bakalite] is. Formaldehit ile bir fenoln youn lamas sonucu elde edilen ve sanayide elektrik yaltkan, kalp ve dkm malzemesi, yaptrc olarak pek ok alanda kullanlan fenoplastlar gru bundan bir sentetik reine, bakalorya, [Lat. baccalarius (gen adam ) > Fr. baccalaurat] (bakalo'rya) is. Eskiden liseyi bitiren rencilerin niversiteye girebilmeleri iin vermek zorunda olduklar yeterlik snav, bakam, [Ar. bakkam] is. bot. 1. Baklagillerden scak lkelerde yetien ve odunundan krmz boya ka rlan bir cins aa, (H aem atoxylon cam pechianu m ). 2. Bu bitkiden elde edilmi boya maddesi; bakkam. bakan1 [bak-mak (gzetm ek) > bak-an] sf. 1. Bak , mak iini yapan (kimse). 2. is. Devletin yrtme ile ilgili grevlerinden olan kamu ilerinin bir b lmnden sorumlu en yetkili kii Ve hkmet ye lerinden biri; vezir; nazr; vekil, (1935). 0 bakan lar kurulu, B a b a k a n ve d i er btn b a k an la rd a n oluan kurul; hkm et; heyet-i v ek ile; v ek iller h e yeti. bakan2, [ba-mak (ba lam ak) > ba-kan] {eT} is. Hal ka; toka. [DLT] bakanak1 - [eT. bak-nak , / j h i / jjUj] is. 1. Gevi getiren hayvanlarn trnaklan; atal trnakl hayvanlarda iki trnaktan her biri ve iki trnak aras; {eT} {eAT} {az} (ayn). [DLT] [DS] 2. {eT} {eAT} Nal. [EUTS] 3. {eAT} At, deve, sr gibi hayvanlar da topuk ile taban arasndaki boum; bukalk. 4. Hayvanlarn yry srasnda yere demeyen kr trnaklar; mahmuz. 5. gnl. Yalanc trnak; eytan trna. bakanak2, - [bak-mak > bak-anak] {az} is. 1. Gz. 2. Gzbebei. 3. Ayna. [DS] bakanlg, [bakan-l] {eT} sf. Halkal; tokal. [DLT] 0 bakanlg kad, {eT} T okal kay. [DLT] bakanlk, - [bakan-lk] is. 1. Devletin grevi olan kamu hizmetlerinden bir blmn yrten ve ba nda bir bakan bulunan tekilat; nezaret; veklet. 2. Bakann grevi ve ykmll; nazrlk; vekil lik. 3. Bakan olma durumu. 4. Bakann ve st d

bakan, [in. mak tan] {eT} is. Sessiz ve hareket sizce dnme; tahayyl; tefekkr; mtalaa. [EUTS] bakend, [Far. bakend jj.] {OsT} is. 1. Yakut. 2. Renkli, ipek kuma, b ak', [bak-] is. 1. Haber alnamayan veya kayp e yalar iin baklan fal; {az} (ayn). [DS] 2. Tefti. 3.

BAK Mfetti. 4. {az} Hastaya ve ocua bakma ii; bakm; besleme. [DS] 5. co . Yamalarn gne na gre konumu veya bakt yn. bak2, [bak(r)] {eT} is. 1. Bakr. [EUTS] 2. Tart l s. [EUTS] 3. Sikke; para; mangr. [EUTS] baka, [Ar. bk'a <*U] (b a :k a ) {OsT} is. Dert; bela. bakc', [bak-mak > bak-c] is. 1. Bakma, grme veya koruma iini yapan kimse. 2. Bir kiinin veya hayvann bakmndan sorumlu olan kii. 3. argo. Satn almay dnmeden satlk mallar seyrederek vakit geiren kimse. 4. {az} Dad. [DS] 5. {az} Grc. [DS] 6. sf. Bakma iini yapan. bakc2, [bak-mak > bak- > bak-c is. Kendi sinden haber alnamayan bir kii veya kayp bir eyadan haber vermek zere fala bakan kadn; fal c; { 18-19.yy.} (ayn). bakclk1, - [bak-c-lk] is. Bakcnn yapt ko ruma ve gzetme ii ve meslei. bakclk2, - [bak-c-lk] is. Falclk, bakg, [bak-mak > bak-] {eT} is. Bakma; bak. [DLT] bakl, [Ar. baki (yeillik) > bakl Jl>] (b a :k l) {OsT} sf. 1. (Toprak, yeryz iin) yeillenen. 2. Filizle nen. 3. Grnr hale gelen. 4. (B ak l ad n d a a p tal lyla m ehu r b ir Arap'tan telm ihen) Aptal, bakla, -a i [Ar. bkl5 e > y (ba. k la :) {OsT} is. - 15 bot. 1. Bakla. 2. Fasulye cinsi sebzeler, bakldak, - [Ar. baki (yeillik) > bakl + T. -dak] {az} is. 1. Baklagillerin badlar. [DS] 2. {az} Taze fasulye. [DS] 3. {az} Harmanda kan rk tane. [DS] S bakldak otu, {az} Susam. [DS] baklm a, [bak-l-ma] is. Baklma ii. baklm ak, [bak-l-mak] edil. f . [-r ] 1. Grme organ yoluyla grme duyusundan yararlanlmak; {eT} (ay n). [DLT] 2. (Biriyle) zen gsterilerek ilgilenil mek. 3. Bakas tarafndan korunmak veya ihtiya lar karlanmak, bakm , [bak-m j*L] is. 1. Bir eyin iyi durumda bu lunmas veya kullanlr olabilmesi iin yaplan i. 2. Bir eyin veya kimsenin bakml olmas, iin ve rilen emek. 3. Bir kimsenin salkl ve huzur iinde yaamas iin yaplan temizlik, beslenme, giyim ve barnma gibi ihtiyalarm giderme ii. 4. m ecaz. Gr as, deerlendirme; -e gre. 5. e. in; -e gre; nokta-i nazarndan. 6. {eAT} Bak. 7. {eAT} Grn. 8. {az} Fal. [DS] S bakma baktm ak, {az} F a l a baktrm ak. [D S]|| bakm bakm ak, {az} F a l bakm ak. [D S]|| bakm yurdu, Yetimler, y a l lar, k im sesizler v e sa k a tla r iin kurulm u barn m a y er le ri; y o k su lla r yurdu, yetim ler yurdu, d riila ceze. bakm c, [bakm-c] is. 1. Bir yerin bakm ile g revli kii. 2. Bir makinenin iyi almas iin gerek

orntiffltct szl. 442

li bakm yapmakla grevli kii. 3. {az} Falc. [DS] 4. {az} Orman koruma ve bakm memuru. [DS] bakmevi, [bak-m+ev-i] b. is. 1. Hastalar muayene etmek, acil durumlarda salk tedbirlerini almak iin semtlerde kurulan salk kurumu. 2. Hasta ve yoksul kiilerin tedavi edildii, bakld yer. 3. Makinelerin, motorlu aralarn baklp onarld ilik. K a ra y o lla r K o c a te p e bakm evi. bakml, [bakm-l] sf. 1. (Y er iin) yaplan bakm belli edecek nitelikte grnen. 2. (Makine, motor vb.) iyi baklan ve korunan, dzenli alan. 3. (o cuk, hasta, yal vb. iin) iyi ve temiz baklm. 4. (Besi hayvan iin) iyi baklm besili ve semiz. 5. (Kii iin) kendi salna ve giyimine zen gste ren, temiz. bakmlk, - [bakm-lk] is. tek. Film zerine aln m resimlere grnt salayan ara; (Fr. vision neuse). bakmllk, - [bakm-l-lk] is. Bakml olma hali ve nitelii. bakmsz, [bakm-sz] sf. 1. yi baklmam, gerekli olan bakm ilemleri yaplmam. 2. Yeterli ilgi ve zen gsterilmemi; ihmal edilmi. 3. Salkl, ter tipli, dzenli olmayan. 4. zf. Bakmsz olarak. S1 bakmsz tarzan , argo. S ska ve clz erkek. bakmszlk, - [bakm-sz-lk] is. Bakmsz olma durumu. bakm ak, - [bak-m-mak > bak-m-ak] {az} sf. Ba kma muhta. [DS] bakncak, - [bak-m-(a)cak] is. 1. Tfeklerde hede fin yakn ve uzaklna gre ayarlanabilen nian alma tertibat; niangh; gez. 2. mim. ounlukla eski binalarda kk bir odack biiminde tama yapan pencereli knt; cumba, baknd, [bak + imdi (im di)] (ba'knd) nl. B a k hele, o la c a k e y d e il! anlamnda aknlk ifade si; bak imdi. baknlmak, [bak-n-l-mak edil. f. [-r] 1. Baklmak. {eAT} (ayn) 2. Baknmak eylemi yapl mak. baknm a, [bak-m-ma] is. Baknmak ii. baknm ak, [eT. bak-m-mak] dnl. f . [-r ] 1. Gzle riyle evresine bakp aratrmak; {eT} (ayn). [Yknek] 2. {eT} Bir eyin sonuna bakmak; dn mek; beklemek. [DLT] 3. {az} Doktora muayene olmak. [DS] S bakna bakm a, E trafn a bakarak, a ra trarak . b ak r1 [eT. bakr / b-kr [Glensoy]] is. kim. 1. Es , mer kzl renkte, s ve elektrii iyi ileten, dvle rek ekillendirilebilecek yumuaklkta, atom numa ras 29, ktlesi 63,34, ergime scakl 1084 C olan metal; sembol: Cu. {eT} (ayn) [ETY] [DLT] [EUTS] 2. Bu madenden yaplm eya. 3. {eT} in paras. [DLT] 4. {az} Tencere. [DS] 5. sf. Bakrdan yapl ma. 6. (Renk iin) kzl. S1 bakr aac, {az} B a k

im iffB B .4 4 3

BAK bakrclk, - [bakr-c-lk] is. 1. Bakr kap kacak yapma ve satma ii. 2. Bakr ileme sanat, bakrhane, [bakr + Far. -hne -uU-yU] (ba k rh a .n e) {OsT} is. Bakr ilenen, bakrdan kap kacak yaplan yer; bakr atlyesi, bakrlag, [bakr-la] {eT} sf. Bakrdan yaplm. [EUTS] bakrlanm a, [bakr-la-n-ma] is. Bakrlanmak eylemi ve durumu, bakrlanm ay giderme, as. N am lu d a biriken b a k r kalntlarn tem izlem e ilemi. bakrlanm ak, [bakr-la-n-mak] dnl. f . [-r] as. Ateli silahlarda namlunun yivleri dibinde mermi eperinin kalntlar dolaysyla bir bakr tabakas nn olumas, bakrlam a, [bakr-la--ma] is. Bakrlamak ii. bakrlam ak, [bakr-la--mak] dnl. f. [ -r ] Rengi bakr kzlma dnmek, bakrl, [bakr-l] sf. inde bakr bulunan, bakrlg, [bakr-l] {eT} sf. Bakrl. [DLT] bakrm ak, [ba (yans.) > b-kr-mak] (ba;krm ak) {eT} g s z .f. [-u r] Barmak. [DLT] bak, [bak-] is. 1. Bakma eylemi. 2. Bakma, ince leme tarz. 3. {eT} Bakma; gzle birbirine bakma. [DLT] bak as, 1. B ir olay b elirli b ir in cele m e yn ; g r as. 2. Yaklam .| bak do | rultusu, g k b. A stronom ik g zlem y a p a n birinin gz nden in celen en g k cism in e doru uzanan iz gi.]] bak noktas, Gzlem cinin gznn bulundu u nokta.| bak tarz, Olay in celem ed ek i biim | fa r k ll .| baka baka, B irbirlerin e b a k m a k su | retiyle. bakgan, [bak--an] {eT} sf. Flerkese gz ucuyla bakan. [DLT] bakk, - [bak--mak > bak--k] sf. 1. Birbirinin karsnda olan. 2. Birbirine bakan. 3. Belirli bir nokta veya eksene gre ayn uzaklkta ve benzer konumda olan, bakksz, [bak--k-sz] sf. 1. Birbirine bakar durumda veya kar karya durmayan. 2. Belirli bir nokta veya eksene gre uzaklklar ve konumlar deiik olan. bakm, [bak--mak > bak--m] is. 1. ki ve daha ok nesne arasnda durum, konum ve ekil bak mndan uyum. 2. mat. ki geometrik eklin bir nok ta veya eksene gre lsel uyumu; simetri; tena zur. bakml, [bak--m-l] sf. mat. Aralarnda bakm bulunan; simetrik; mtenazr, bakmsz, [bak--m-sz] sf. mat. Aralarnda bak m bulunmayan; asimetrik; gayri mtenazr, bakmszlk, - [bak--m-sz-lk] sf. mat. 1. Bakmsz olma hali; asimetri, adem-i tenazur. 2. Ortalamadan byk ve kk terim saysnn denk olmad bir erinin durumu.

r a la su tarken om uza alm an u lar ipli aa. [D S]|| bakr ake, D e eri dk p a r a . | bakr ala | m, kim. B a k a elem en tlerin iin e b a k r k a ta ra k yaplm olan a la m ; iin de b a k r bulunan a la m]] bakr basm a, tp. {azj 1. Vcudun h er ta ra fn n kzarm as ile b eliren a le r jik b ir hastalk. 2. D izlerden a a d a kan y a ra . [D S]|| B ak r a, tar. ilk b a k r ey alarn o rtay a km as ile beliren C ilal ta ve Tun a la r a ra sn d a k alan tarih devir; k alko litik a. | bakr akr, {az} K a p k a | cak. [D S]|| bakr al, tp. B a k r k a p la r a kon ulan y iy eceklerd en b a k r tuzlar ile b ir le e r e k h sl olan zehirlen m e. | bakr alm ak, kim. (Y iyecekler iin) | b a k r tuzlar ile b irle er ek z eh irli durum k az an m ak.| bakr eksiklii, tp. Vcudun d em ir ve C | vitaminin y kseltgen m esi iin g e r e k li olan bakr yeterli o la r a k a la m am as rahatszl ,| bakr gibi, | {azj ok kurumu. [D S]|| bakr hava, {az} Yk se k bulutlu hava. [D S]|| bakr kaplam a, kim. sany. B aka m etallerden yap lm eyalarn yzeyini ince b a k r lev h a ile sv am a ilem i]] bakr kelebei, zool. N arin y a p l ve o ld u k a hzl uan b a k r rengindeki y a n a r d n er p a rltl k an atlary la dikkat eken b ir k e le b e k le r a lt fam ily a s, (L ycaen in ae)]] bakr kr, {az} (At donu iin) boz renk. [D S]|| bakr oksit, kim. B akrn o ksijen li bilei i; C u 0,C u 20]\ bakr pas, kim. 1. Rutubetli ortam larda k arb o n d iok sit gaznn etkisi ile b a k r m etal yzeyler zerin de m eydan a g elen b a k r h id ro k a r bonat tabaka. 2. S a f olm ayan b a k r ba z ik asetat. 3. M yceliophtora luta a d l b ir m an tar tarafndan m eydana g etirilen m an tar hastal. 4. min. Yzey deki a k l ve kay alarn zerin de bu h arla m a son u cu dem ir ve m an gan ez o ksitleri ile silisten m eydan a gelm i ince, koyu krm z ren kli m in eral katm an ; patina. | bakr rengi, K zl kahveren gi. | bakr so | | kum, {e l } g k b. M erih yldz. [DLT]|| bakr sl fat, kim. G z ta; C u S 0 4.]\ bakr ta, min. B a k r hidratl d o a l k a r b o n a t; m alakit]] bakr tutm ak, {az} B a k r alm ak. [DS]|j bakr tuzu, kim. K rista l yapl b a k r birleii. bakr2, [Ar. bakr (delm ek) > blr Jal>] (ba ;k r) {OsT} sf. 1. Delen, yrtan. 2. Ciddi bir aratrma yapan. 3. Geni. 4 is. Aslan. 5. anat. Gz damar,

bakrba, [bakr+ba] is. zool. Balar bakr renginde olmasna ramen genellikle birbiriyle snflandrma ilgisi bulunmayan bir ok ylan tr, bakrca, [bakr-ca] {az} is. 1. Dibi geni, az dar bir eit su kab; bakra. 2. Tandr veya frnda et yemei piirmeye yarayan kulplu bakr kap. 3. Ocakta su stmaya veya yemek piirmeye yarar bakr kap; bakra. [DS] bakrc, [bakr-c] is. Bakr ileyen, bakr kaplama yapan veya bakr kap kacak satan kimse.

BAK bakma, [bak--ma] is. Bakmak eylemi, bakmak, [bak-mak > bak--mak] ite f . [ -r ] 1 . Karlkl birbirine bakmak. 2. Kaamak olarak birbirini gzlemek; yandan szmek; karlkl; gz ucu ile bakmak. {eT} (aym) [DLT] bakt, -d [bak-t] {azf is. Bakma ve gzetleme yeri. [DS] bakt, [bak-t-] {az} is. Cad. [DS]

0I

I M

Krmz, sar veya eflatun renkli yakut. 2. Renk renk iplikle dokmmu bir cins ipek kuma, bakir, [Ar. bikr (kzlk) > bkir (a sl anlam en e r ken, zam an ndan n c e dir) l> (ba :k ir) {OsT} sf. ] 1. (Kii iin) hi cinsel ilikide bulunmam. 2. m e caz (Eya, nesne vb. iin) hi kullanlmam; el dememi; yeni. 3. (Toprak iin) ilenmemi. 4. Eskimemi; ypranmam; yeni kalabilmi.

baktm ak, [bak-mak > bak-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] bakiran, [Ar. bkir+Far. -n jlijS'lj] (b a :k ira :n ) {OsT} 1. Baktrmak. [DLT] 2. {az} Yaplm olan bir b is. 1. Bakir olanlar. 2. El dememi kadnlar. 0 yy bozdurmak iin by yaptrmak. [DS] bkirn- behit, C en net kzlar. bakyat, [Ar. beka > bkyt o U L ] (b a .k y a .t) {OsT} bakire, [Ar. bikr / bkir > bakire (a sl anlam , tur is. Srp giden eyler, t? bkyt- sliht, {OsT} fa n d a " dr) (b a :k ire) {OsT} sf. 1. (Kadn iin) S ev ab s r p g id en eyler. hi cinsel ilikide bulunmam; kz; kz olan kz. bakiye, [Ar. beka (kalm ak) > bkyye 4 ] (ba :k y e) JL 2. is. Kzl bozulmam, iffetli, namuslu kz. 3. gnl. Hz. sann annesi Meryem'in ad. {OsT} is. 1. Arta kalan; geri kalan; artk. 2. Damt ma ve artma ilemleri sonucunda ileme giremeye bakirelik, -i [bakire-lik] (b a :k irelik ) is. 1. Bakire rek olduu gibi tortu hlinde kalan; artk. 3. huk. olann durumu ve nitelii; erdenlik. 2. Bakas tara Taraflar arasndaki hesabn kapanmasndan ya da fndan dokunulmam ve kirletilmemi olma hali; erdenlik; bekret; kzlk, hesabn ksmen denmesinden sonra bir tarafn di erine borlu kald miktar. 4. Muhasebede bor bakirlik, -i [bakir-lik (b a :k irlik ) is. 1. Hi cinsel ve alacak toplamlar arasndaki fark. 0 bkye-i ilikide bulunmam kiinin durumu veya nitelii; b k , {OsT} A lam aktan k alan iz. | bkye-i | bekret; erdenlik. 2. El dememilik; bozulmam matlb, {OsT} A lacan g er i k alan ksm.\\ bkye-i tk; doal hlde olu. medeniyet, {OsT} M eden iyet kalnts.\\ bkyets- bakiyat, [Ar. bk > bliyt o L s l] (ba:kiy a:t, k kaln selef, {OsT} yi v e hayrl olan esk i a lk an lk la ra sylen ir) {OsT} is. 1. Srp giden, devam eden ey b a l olan.\\ bkyets-seyf, {OsT} K l art .| | ler. 2. lmszler. bkyetiis-syflf, {OsT} 1. K ltan g eirilm ekten J kurtulanlar. 2. m ecaz. A rta kalanlar.\\ bkyet- bakiye1, [Ar. bk > bakye 4 I J (ba :k :y e, k kaln ullh, {OsT} tasvf. A lla h n sevgisin i kazan dran ve mutluluu sa lay an iyi ve g zel i. bakyev, [Ar. bkyyev s j j y (ba:ktyyevi:) {OsT} sf. Artkla ilgili; bakiyeye ait. 0 j e o l. Anm kayalar. bkyev klte, sylen ir) {OsT} sf. 1. Devaml ve ebed; sonsuz. 2. Kalnt. 3. Arta kalan. bakiye2, [Ar. bk > bkiye 4 -S'l] (ba :k iy e) {OsT} sf. (Kadn iin) alayan, bakiyen, [Ar. bk > bakiyen LS'IJ (ba:kiyen ) {OsT} zf. Alayarak, bakka, [Ar. bakka 4 ] is. 1. Sivrisinek. 2. Tahta biti, i bakkal, [Ar. baki (sebze, y eillik ) > bakkl J U ] is. 1. Yiyecek, iecek ve temizlik malzemelerini satan kk esnaf. 2. Bu tr eyalarn satld dkkn. 0 bakkala brakm a! B ir ii sa v sa k la m a k niyetin d e olan birisi B akalm ! d ed i in d e sylen en a k a y ollu uyar sz.| bakkal akkal, B a k k a l ve onun | ay arn d a o la n esn a f.| bakkal defteri, Tem iz tutul | m am , k aralan m ve dzensiz kullanlm d efter.| | bakkal kd, K aln ve k a b a b ir cins kt. bakkalhane, [Ar. bakkal + Far. hne Aili-l;] (bakk a :lh a :n e ) is. Bakkal dkkn, bakkaliye, [Ar. bakkliyye 4 U ] (b a k ka :liy e) {OsT} J is. 1. Bakkal dkknnda satlan eyler. 2. Biraz byke bakkal dkkn, bakkallk, - [bakkal-lk] is. 1. Bakkaln meslei;

b aki1, [Ar. beka (devam llk) > bak ^ L ] (b a :k i: k, k aim sylen ir) {OsT} is. 1. Srekli kalc; sonsuz. 2. lmsz; ebed. 3. Korunup saklanm; muhafaza edilmi. 4. Geri kalan; arta kalan. 5. liimsiiz ve e b e d kalcdr. anlamnda Allahn sfatlarndan birisi. 0 bk defteri, tar. m paratorlu k' d n e m in de d ev let ala cak larn n y azld defter. | baki | kalmak, 1. G erid e kalm ak. 2. A rta kalm ak. 3. E ld e kalm ak. 4. Sonsuz o la r a k s rekli kalm ak. | bk | kulu, tar. im p a ra torlu k dnem inde, m erk ez d e dev le t g elirlerin i yazm akla, g e r e k li d efterleri tutm akla g rev li m em u rlara verilen ad. | baki selam, M ek | tu plarda ism i say lan lard an b a k a bu ra d a s a y a m ad k la rm a d a sela m ederim . an lam n da ksa ifade. baki2, [Ar. bk (alam ak) > bk ^ U ] (b a .k i:) {OsT} sf. 1. Alayan. 2. Yamur bulutu, bakide, [Far. bkde (b a :k i:d e ) {OsT} is. 1.

i i iin n ff S f la J i.4 4 5

BAK [DS] baklal keklik, {az} G s n de k a r a b e n ekler bulunan keklik. [DS] baklalk, - [bakla-lk] is. 1. Bakla tarlas. 2. {az} Fasulye tarlas. [DS] 3. sf. (Zincir iin) belirtilen sayda halkadan oluan, baklams, [bakla-ms] s f Biimi bakla tanesini andran, fi1 baklams meyve, B akla, fa s u ly e g ib i seb z elerin h e r birin de b ir dizi tohum bulunan k l f baklan, [bak-ln / balan is. zool. Krmz ki remit tyl, evcilletirilebilen, daha ok rmak ve gl kenarlarnda yaayan bir eit kaz; angt; angut; baklan kaz, (C a sa ra ferr u g in ea ). fi5 baklan kaz, {eAT} Angut kuu.\\ baklan kuzu, T aze ve sem iz kuzu. [DLT]

bakkaln ii. 2. sf. Bakkal dkknnda satlacak ni telikte; bakkala uygun, bakkam, [Ar. bakkam jU;] is. bot. 1. Baklagillerden scak lkelerde yetien ve odunundan krmz boya karlan bir cins aa; kzl aa, (H aem atoxylon cam pechianum ), 2. Bu bitkiden elde edilmi boya maddesi; bakam, bakkar, [Ar. bakkr jU J (b a k k a :r) is. Sr oban; srtma. bakku, [bak-k / bak-] {eT} is. Tepe; ykseke yer. [DLT] baki, [Ar. baki J i ] {OsT} is. Sebze; yeillik, bakla, [Ar. bald (sebze, yeillik) > bakla ili ] is. bot.

1. Baklagillerden yurdumuzun hemen her yerinde baklava, [eAT bakla- / bakla-u / bakla-vu ?] is. ok ince alm yufka iine kaymak, ceviz ii, yetien, taneleri bad iinde bulunan bir yllk bit badem, fstk ezmesi gibi eyler konularak yaplan ki, (V icia fa b a ). 2. Bu bitkinin yeil veya kuru ola bir tatl. S1 baklava am ak, B a k la v a y a p m a k zere rak yenilen tohumu. 3. gnl. Zinciri oluturan hal in ce y u fk a am ak. | baklava biimi, E k en a r d rt | kalardan her biri; zincir halkas, {az} (ayn) [DS] 4. g en ; main, ib ih mnharif.\\ baklava brek, D i er {az} Fasulye. [DS] S1 bakla am ak, B a k la ile f a l a lerin e g r e o k kolay, zevkli b ir z \| baklava dili .> | bakm ak.| bakla atm ak, B a k la ile f a l a bakmak.\\ | mi, E k en a r drtgen biim in de dilimlenmi.\\ bak bakla iei, E flatu n a a la n b ey az renk. | bakla | lava elei, {az} pekten y a p lm a bir tr elek. [D S]|| dkmek, B a k la ile f a l a bakm ak. | bakla fal, B a k la | baklava tepsisi, F rn d a b a k la v a p iirm ek iin ku l a a r a k baklan f a l. | bakla gibi (kadar), Olduun | lan lan a l a k kenarl, geni, y u v a rla k tepsi. dan d ah a iri.\\ bakla k adar, (K k e y le r iin) olduundan o k d a h a iri. | bakla kr, B ey a z zeri baklavac, [baklava-c] is. Baklava yapp satan kii, | ne p u l eklin d e krm z ye siy ah karm nn olu baklavaclk, - [baklava-c-hk] is. Baklava yapma ve satma ii. turduu koyu kirli a t donu. {eAT} (ayn)| bakla | salmak, {eAT} B a k la ile f a l a bakmak.\\ bakla sofa, baklaval, [baklava-l] sf. 1. Baklavas bulunan. 2. Kk g iri; d a r koridor.\\ bakla soan, {az} Desenleri ekenar drtgen biiminde olan. "5 bakB akla zam an kar b ir tr soan . [D S]|| baklay laval bezeme, O ym a veya b o y a m a yn tem iyle azndan karm ak, A klan m as uygun d m eye b a k la v a dilim i eklin d e oluturulan yzey b ez em e cek bir ey i d a h a fa z l a sa b red em ey ip s y ley iv er si. mek.| bakla-y beyyine, {OsT} bot. Sem izotu.| baklavalk, - [baldava-lk] sf. 1. Baklava yapmaya | | bakla-y ham k, {OsT} bot. Semizotu.\\ baklay elverili olan. 2. Baklava yapmnda kullanlan, slatmak, Sr sa k la m a k ; susm ak. baklavu, [bakla- /bakla-u / bakla-vu ? {eAT} baklac, [bakla-c] is. 1. Bakla yetitiren veya satan. is. Baklava. 2. {az} Bakla ile fal bakan; falc. [DS] baklin, [Ar. bakln ,>U;] (bakli;n ) {OsT} is. Baklagil baklack, - [bakla-ck] is. Bir iek ad. baklag, [bakla- / bakla-u / bakla-vu ? is. Baklava. baklagiller, [bakla-gil-ler] is. bot. Akasya, bakla, fasulye gibi iekleri bakml iki yanl, ta yap rakl meyvesi baklams, kklerinde azot biriktiren bakterilerle ortak yaayan, yapraklan birleik ve telek biimli pek ok bitki topluluundan meydana gelmi familya; (Legum inosa). baklagu, [bakla- / bakla-u / bakla-vu ? w. Baklava. bakla, [bakla- ? [DS] {eAT} {az} is. Baklava. {eAT} {eAT} lerin tanelerinden karlan bitkisel protein; bitkisel kazein; legmin bakliyat, [Ar. bakl>bakliyyt o l i i ] (bakliya;t) {OsT} is. Baklagillerden fasulye, nohut, mercimek, bakla, bezelye gibi rnler, bakliye, [Ar. baki > bakliyye (sebzelik) <Ui] {OsT} is. bot. Baklagiller, bakm a, [bak-ma] is. Bakmak ii. bakm a, [bak-ma] is. 1. Da ve tepelerden geen yollarn dzlk yerleri. 2. evreyi en iyi grebilen ykseke yer; bakacak, bakm ak, [eT. bak-mak gsz. f . [ - a r ] 1. Bak veya gzleri bir eye evirmek; {eT} (ayn). [Yknek] [DLT] 2. Grmek. 3. Seyretmek. 4. Aratrma

baklal, [bakla-l] sf. 1. inde bakla bulunan. 2. {az} zerinde baklaya benzer benekler bulunan.

BAK
yapmak. 5. Gz atmak. 6. Ynelmek; dnmek. 7. lgilenmek; itina gstermek. 8. Geimini salamak. 9. Hizmetinde bulunmak. 10. Muayene etmek; te davi uygulamak. 11. zerinde durmak; incelemek. 12. Andrmak. Turuncuya b a k a r krmz. 13. (Ken di) salna dikkat etmek. 14. Tamir edilmek, retmek iin belirli bir emek veya para harcamak zorunda kalmak. Bu i b e m ilyon liray a ba k ar. 15. Birine inanp gvenmek. Sen bunlarn d ed i in e bakm a. 16 {17. yy .} Beklemek; durmak 17. {17. y y .} Gzlemek. S baka durmak, B ak m a y a devam etm ek. {eAT} (ayn)| baka krgil, {eTj B a k v e r.| | | Bakar msn? S eslen m e sz.

bakteriyofaj, [Yun. bakterion + phagein (yem ek) >


Fr. bacteriophage] is. biy. Bakterileri enfekte eden virs.

bakteriyolog, -u [Yun. bakterion (den ek) + logos


(bilim ) > Fr. bactriyologue] is. Bakteriyoloji ala nnda alan bilim adam veya uzman,

bakteriyoloji, [Yun. bakterion (den ek) + logos


(bilim ) > Fr. bactriyologie] is. Mikroplarn ve o unlukla bakterilerin yaplarn, biimlerini ve nite liklerini inceleyen bilim dal,

bakteriyolojik, [Yun. bakterion (den ek) + logos


(bilim ) > bakteriyologique] sf. Bakteriyoloji ile il gili.

bakmazlanmak, [bak-maz-la-n-mak] dnl. f . [-r]


Bakmyormu grnm vererek bakmak; aktr madan bakmak,

bakteriyostatik, [Fr. bactriostatique] sf. Bakterileri


ldrmeyen ancak remesini durduran,

bakr, [bak-r / bak-()r] {eT} is. Bakr. [EUTS] bakrack, [bak()r-a()-k] is. Kk bakra, bakracik, [bakr > bak-()r-a()-cik
Kk bakra,

baktrma, [bak-tr-ma] is. Baktrmak ii. baktrmak, [bak-mak > bak-tr-mak] gl. f . [ -r ] 1.
Birinin baklarn bir eye yneltmesini salamak. 2. Muayene ettirmek. 3. Birinin bir eye, bir kim seye bakmasn veya onu korumasn, gzetmesini salamak. 4. Bir aracn bakmn ve onarmn yap trmak. 5. Geim ve yaamas iin gerekli olan ihti yalar birine yklemek.

{eAT}

is.

bakra, -c, [bakr > bak()r-a]

is. 1. Az geni, oynar tek kulplu bakr kap; bakrcak. 2. {az} Kulplu tencere. [DS] 3. {az} Deniz tatlarnda birinden dierine vinlere takarak kmr ak tarmakta kullanlan yaklak 700 kg. kadar kmr alabilen sacdan yaplma byk kap. [DS]
shi]

baku1 [bak-k / bak-] {eT} is. 1. Tepe; ykseke ,


yer. 2. Yoku. [DLT]

bakrak, [bakr > bak()r-ak] {eAT} is. Bakra, baks, [Sansk. bhiksu (mrebbi; mrit) / in. pk

baku2, [bak-mak > bk- jSl>] {eAT} is. Tedavi. bakure1 [Ar. bakar > bakure oj^i] (b a k u :re) {OsT} ,
is. 1. Sr srs. 2. sf. yiyi ktden, yararly zararldan ayramayan; aptal.

{eT} is -* baki.

baksmat, [Yun. paksimadi o U ~ i ]


simet.

{eAT} is.

Pek

bakure2, [Ar. bikr > bkre jjSl] (b a :k u :re ) {OsT}


is. nce yetien; turfanda. S {OsT} G enlik. mak. [DLT] bk ret l-hayt, [-u r] Baktr

baksz, [Far. bak + T. -sz] {eT} sf. Korkusuz. S bSksz klmak, C esaretlen dirm ek. baki, [Sansk. bhiksu (m rebbi; mrit) / in. pk
shi] {eT} 1. Muallim; retmen. [EUTS] 2. stat; usta. [EUTS] 3. Hekim; doktor; tabip. [EUTS] 4. Es ki Trk topluluklannda fala bakan, hastalan iyi eden ve ayn zamanda kopuz alp iir syleyen bir eit din adam; ozan; kam; algc; falc,

bakurmak, [bak-ur-mak] {eT} gl. f

bakyaz, [Far. fakyz => bakyz j L i / jU L ] {eAT} is.


1. Yeni ev edinenlerin tandklarna verdikleri ziya fet. 2. erbetlik; bahi,

baktenis, [Yun. makedonisi] {az} is. Maydanoz.


[DD]

bal, [Ar. bal

{OsT} is. 1. Kar kocadan her biri;

bakteri, [Yun. bakteria (ubukcuk) > Fr. bactrie] is.


Toprakta, suda ve canllarda bulunan; kokuma ve mayalanma meydana getiren, stoplazmalannda p lak DNAlar bulunan, tek hcreli, basit yapl, klo rofilsiz, blnerek oalan; bitkilerden ve hayvan lardan farkl, canllar dnyasnda denge salayan canl yaratklar,

bakteridi, [Fr. bactridie] is. rnei arbon mikrobu


olan hareketsiz basiller,

bakterigiller, [bakteri-gil-ler] is. bot. Bakterileri ii


ne alan canllar topluluu,

bakterisit, -di [Fr. bactcide] is. Bakterileri ldren


her trl kimyasal ve fiziksel etken.

e. 2. Sahip; patron. 3. slmlk ncesinde Araplarn putlarndan birinin ad; Gne tanrs. bal1 [Hint-Avr. d. / Lat. mel ? > eTbl [Clausen] / bal , (b a lk ) [Menges]] is. 1. Anlarn ieklerden topladklar ve kursaklarnda zlendirerek petek gzleri ne doldurduklar tatl, kokulu, ak sardan esmere kadar deien koyu kvaml sv madde. {eT} (aynl) [DLT] 2. ok olgunlam meyvelerden zellikle incirden szan tatl sv. 3. Aalarn atlak kabuk larndan szarak phtlaan koyu z su; kedi bal. 4. m ecaz. ok tatl, bal tadnda olan, t? bal az {az} K on u m as tatl kim se; h o so h bet. [D S]|| bal alacak iek, e y a ra y an ve y a r a r s a la n a b ile n ey. | bal alacak iei bilmek, En iyi e k ild e y o |

TO f l B l t t . 4 4 7 f

BAL

ra rla n la b ilece k kayn a se e b ilm e k ,| bal ars, | zool. Z ar kan atllard an b a l ve p e t e k e ld e etm ek iin toplu h a ld e k ov a n la rd a barn drlan ek lem b a ca k l tr; ar, (Apis mellifica).\\ bal ba, En iyi v e en temiz b a l.| bal iei, {az} bot. H anm eli. [D | S]|| bal demekle az tatlanmamak, U ygulam aya dnm eyen s z le r g e e rs iz olm ak. | bal dk de yala! | B ir yerin o k temiz olduunu ifa d e ed en deyim . | | bal dudak, {az} 1. Yze g len ; iki yzl; d a lk a vuk. 2. G eveze. [D S]|| bal dudakl, H o sohbet, tatl dilli.\\ bal gibi, 1. o k tatl. 2. pheye y e r b r a k m ay acak biimde', ba sb ay a , p e k la , a d am ak ll; su gtrm ez; h i p h e yok.\\ bal gmeri, 1. B a l petei. 2. B a l p ete in i an dran bzgl diki. \ bal \ kaba, bot. 1. ri ve tatl b ir k a b a k cinsi, (C ucur bita m oschata). 2. a rg o. A ptal; an lay kt; beyin siz.| bal kelebei, zool. Trtllar a r yavrularnn | bulunduu g z leri z e l bir m ad d e ile k a p a ta r a k ierd e kurtuun lm esin e ve kovann km esin e y o l a an kl ren gi b ir k e le b e i o la n o k z a ra rl bir gve, (G a lleria mellonella),\\ bal kp, A k sar.| bal mum yapdurmak, {eAT} U nutm amak | iin ia ret koymak.\\ bal mumu, 1. A rlarn p e t e k yapm ak iin sa lg la d k la r so u kta krlgan laan , yumuak, esnek, sa r b ir m adde. 2. gnl. K o la y k r lp bklen, e k il d e itiren ; dayan ksz.| bal mu | mu gibi erimek, o k zayflam ak. | bal mumu gibi | sararmak, R en gi k a m a k ; solm ak. | (krmz dipli) | bal mumu ile davet etmek, G elm esin i h a ra retle istemek, o k arzu etm ek. | bal mumu macunu, | M obilya kusurlarn rtm ek iin kullanlan to p rak boya kartrlm b a l mumu.| bal mumu yap | trmak, Unutulmamas iin ia ret koyup d ikkati ekm ek. {eAT} (ayn)| bal otu, bot. B u daygillerden | Avrupa, A sya v e A fr ik a d a y etien y a p r a k ve to humlar tyl, i ek le ri in ce uzun k o a n biim in de ok y llk k k otsu bitki; k a d ife otu, (H olcus).|| bal z, bot. ieklerin iin d e bulunan ve arlarn bal y a p m a kta ku llan dklar tatl sv; nektar.\\ bal z bezi, B itki ieklerin in yum u rtalk veya e r k e k organlarnn dibin d e bulunan balzii salg lay an bezler. | bal z emengiller, zool. Tyleri o k p a r | lak, dilleri yrtm al boru eklin de, iek lerin b a l zlerini em en yz k a d a r tr bulunan tc ku ailesi, (Nectariniidae).\\ bal zlk, bot. iek lerde, b a l z ka ra n bezlerin y e r a ld o rg a n lar. | bal petei, A rlarn b a l v e yavru retm ek iin | yaptklar, altgen y ks k p e t e k g zlerin den m eyda na gelm i b a l mumu tabakas.\\ bal rengi, K a h v e rengiye y akn sar.\\ bal samak, K ovan dan y a d a arlarn yu va y a p tk la r a a daln dan b a l p e t e k lerini toplam ak. {eAT} (aym)\\ bal tutup parmak yalamak, 1. Y ararlanm ak. 2. H e r zam an istem ek. | | bal yiyen arsn sndrsn, Zevkini s ren z a h metine d e katlan sn an lam n da kullanlr.

bal2, [bala] {az} is. 1. Erkek karde. 2. Karde. 3.


Kk kz ocuu. [DS]

balJ, [? bal] {az} is. Yanak. [DS] S1 bal almak, a r


go. pmek.

bal4, [Far. bl JU] (ba.T) {OsT} is. 1. Kanat. 2. Kol. 3. Boy bos. 4. st ksm. S bl-g, {OsT} K an at aan , uan. | bl- ikeste, {OsT} K a n a d krk. | bl | | per, {OsT} K a n a t.| bl-vne, {OsT} 1. D ar kuu; | o r a k kuu. 2. D a krlangc.\\ bl-ver, {OsT} U a b ilen ; kan atl.| bl-zen, {OsT} K a n a t vuran; uan. | bal5, [Ar. bl JU] (ba.T) {OsT} is. 1. Kalp; yrek;
gnl. 2. Dikkat; merak. 3. Durum.

balaV \eT. bala] is. 1. Ku yavrusu; palaz; yavru;


{eT} {eAT} {az} (ayn). [DLT] [DS] 2. {az} ocuk. [DS] 3. {eAT} iftilik ve dier ilerde yardmc; rak. [DLT] 4. {az} Olan ocuu. [DS] 5. {az} Bezden yaplma bebek. [DS] 6. {az} sf. Kk; ufak. [DS] bala2, [Far. vl => bala / mala] {eAT} is. 1. Ba rts. 2. {az} Marangozlarn cila yapmakta kul landklar ii pamuk dolu bez. [DS] 3. {az} Bulak bezi. [DS]

bala3, [Ar. bel U>] {az} is. 1. Bela. 2. Zor; g.


[DS]

bala4, [bala] {az} is. Tatar. [DS] bala5, [Far. bl


(ba.T:) {OsT} is. 1. st; yukar. 2. Uzun boy. 3. Yedek at. 4. sf. Yksek; yce; uzun. 5. Azat. S bl-blend, {OsT} Uzun boylu.\\ bl-blendn, {OsT} Uzun boylular.\\ bl-dest, {OsT} E li stn; g a lip .| bl-dest, {OsT} 1. E l s | tnl; galibiyet. 2. Zulm.\\ bl-hvn, {OsT} B ir ey i ar d e r e c e d e a b a rtan ; iiren. | bl-hne, | {OsT} Evin en st; at kat.| bl-hvn, {OsT} | B ir ey i a r d e r e c e d e a b a rtm a ; iirme.\\ blhimmet, {OsT} H im m eti y k sek olan. | bl-kad, | {OsT} Uzun boylu.| bl-kede, {OsT} B oy atm ; | boyu uzam ; uzun boylu.\\ bl-nin, {OsT} stte, y u k a rd a otu ran lar,| bl-pervz, {OsT} 1. Yksek | uan. 2. m ecaz. P alav rac. | bl-pervz-ne, | {OsT} Yksekten atp tutarak; p a la v r a a ta ra k ; a b a rtarak . | bl-p, {OsT} P alto, p a rd s g ib i st | g iy ece k ler i.| bl-rev, {OsT} Yksekten giden.\\ | bl-ter, {OsT} D a h a y ksek; p e k y k sek .| bl| tern, {OsT} Enyksek.\\ bl v pest, {OsT} 1. st ve alt. 2. m ecaz. G k ve y er. | bl-y blend, | {OsT} Uzun boy.

balaban, [Far. bl (yksek) + bn (ses) (kk d a


vul) L> / LjJIj / ULj] is. 1. Hazar dousu Trk lerinde kullanlan dokuz delikli bir tr zuma; baraban. 2. Byk davul ve bu davulun tokma; ks. 3. Sokak sokak gezdirilerek oynatlan ay. 4. {az} Atmaca ve doan cinsi bir yrtc kuun yresel ad; alc ku; akr doan; skfl doan. (F a lc o p e -

BAL

IMIMM.
Gmrk kolcusu; gmrk muhafaza memuru. 2. Gmrkten kan mallar tekrar saran grevli. 3. Beki. 4. {a a } Kuru zm ve incir tccar; bu tc carlarn bakam. [DS] balafur [Yun. parafumin] {a a } is, 1. Saman alevi. 2, Frnn ikinci tav, [DS] balaz, [bal+az / avuz] {a a } is. Bal mumu. [DS] b alak 1 [balak / balk] {eT} 1. Balk. [Gabain] [EUTS] , 2. ehir. [EUTS] balak2, - [Yun. pallak ? / bala (ocu k) > bala-k [EREN] is. 1. {eAT} {a a } Manda yavrusu; ma lak. [DS] 2. /a a } Hayvan yavrusu. [DS] 3. {az} Ay yavrusu. [DS] 4. {az} Tavan yavrusu, [DS] balak3, - [? balak] {az} is. 1. Pantolon ve alvar tr giyeceklerin paas. 2. Kadife. [DS] balak4, - [eT, balk] {az}] is. Sulu amur; batak, [DS balaklac, [balak-la-(y-)c] {az}is. Gebe manda. [DS] balaklam ak, [balak-la-mak] {a a } gsz. fi. [ - r ] [-l()~ y o r ] (Manda iin) dourmak, [DS] balalam ak, [bala-la-mak] {eT} g s z ./. [ - r ] [-l()-y o r] 1. (Kular iin) yavrulamak. [DLT] 2. {a a} (Hay van iin) dourmak. [DS] balalas [Yun, palalos] {a a } sfi Aptal; budala; serse ri; deli. [DS] balalayka, [Rus. balalayka] is, mz. gen gvdeli, mzrapla alman, telli bir eit Rus tamburas, balal [bala-l] {a a } sfi 1. (Hayvan iin) gebe. 2. (Hayvan iin) yavrusu olan, [DS] S balal takm, {az} D okuz p a r a d a n ib a ret olan m obilya takm. [DS] balalos, [Yun, palalos] {a a } sfi. - * palalas. [DS] b alam a', [Rom. balamo (Rum)] is.I. Ortaoyunu ve Karagzde Rum tipi. 2. {a a } Bir tr sert ve dz ta. |DS) balam a2, [ba-la-ma] (b a d a m a ) {az} is. Balama; saz. [DS] balaman [Far. balaban] {a a } is. Nefesli bir tr saz; mey; balaban. [DS] balam bt, [? balambt] {a a } is. ki kii tarafndan kullanlabilen ve aa kesmekte kullanlan byk testere; kolustur; kolastar. [DS] balamr ibala-nnr ?] is. 1. Anadolu evlerinde kap stlerinde eya koymaya yarayan kk oyuk; balamur. 2. {az} Byk ta. [DS] balamoz, [Rom. balamo (Rum)] is. arg o. 1. Yal kimse; ihtiyar, 2. Davranlar ve grn irkin, kaba saba adam, balam ur, [bala-mur] {az} is. -* balamr. [DS] balam ut, [Yun. palanidi (m ee)] {a a } is. am ve mee aacnn meyvesi; palamut. [DS] balan, [Far. baln o% ] (b a la :n ) is. 1. Koridor; giri. 2. Tuzak; kapan.

r e g r im s ). {eAT} (aym) [DS] 5. bly. Balklgillerden, yurdumuzun hemen her blgesinde drt mevsim rastlanan, kamlk ve bataklklarda yaayan, bura larda yuva yaparak kulukaya yatan, ounlukla alaca karanlkta ve gece ortaya kan, srt siyah, dier blgeleri sar, siyah ve kahverengi karm tylerle kapl bir ku, (B otaurus stellaris), 6. {aa} rmcek. [DS] 1. {az} Mays bcei. [DS] 8. {a a } Kan tekerleinin kmamas in maznn ucuna taklan ivi; kama. [DS] 9. {a a} Yapnn stne atlan kaln aa kiri. [DS] 10. sfi. k iri yapl; kocaman; 11. {a a} (ocuk iin) iman; grbz. [DS] 12. /az} Yakkl; yiit. [DS] 13. {az} Nazl; cilveli. [DS] fi1 balaban kuu zool. B alklg illerd en byk g o lle r d e a la c a k aran lkta y aln z d olaan , esm er b en ekli krm zm trak s a n renkli, ilk b a h a rd a b o a b rm esin e ben z er se s ka ra n o ld u ka k s a b a c a k l 70 cm. boyun da b ir y a b a n i ku, (B otaurus stellaris). balabanlanm a, [balaban-la-n-ma] is. Balabanlanmak eylemi. balabanlanm ak1, [balaban-la-n-mak] {az} d n l f i [-r ] rilemek, [DS] balabanlanm ak2, jbalaban-la -nak] dnl. fi. [-ir ] Balaban sahibi olmak; balaban edinmek, balabanlam a, [balaban-la--ma] {az}} is-, rileme. [DS balabanlam ak, [balaban-la--mak] {az} gsz, fi. [r ] ok bymek, irilemek; balabanlanmak. [DS] balabanlk, - [balaban-lk] is. Balaban olma duru mu; balaban olann nitelii, balaca, [bala-ea] {a a } i. 1. Yavru; ocuk. 2. sfi Kk. [DS] balacan, [bala+can] {aa} sfi. 1. (ocuk iin) iman; grbz. 2 Nazl; iveli. 3. Yakkl. 4. Byk; iri. 5. nl. Sevgili canm; yavrum. [DS] balaek, - [bala-ck] is. Kk yavru; yavrucuk, balack etler, {eA T} K a b a et g ib i ikin olan etler. balaora, [? balaora] '{az} sfi, 1. Pasakl; pis, 2. Kalender. 3. Dobra dobra konuan. [DS] balad, [Lat. ballre (dans etm ek) > Fr. ballade] {OsT} is, 1. ed. Anlatc iir. 2. mz, Anlatc mzik tr, balda, [Yun. poulda] {az} is. Alt aylk pili: [DS] baladen, [Fr. baladin] is. 1. Tiyatrolarda perde aras danslar yapan soytar oyuncu. 2. Meydan soytars. 3. Kt komedi oyuncusu, baladr, [? baladr] is. b o t Sakz aacgillerden srekli yeil ve basit yaprakl, bbrek biimindeki meyveleri yenebilen ve ayn zamanda frengi ilac olarak kullanlan bir z su veren bir Asya ve Avustralya bitkisi; bataklk cevizi; malak baklas, (S em ecarpu s anacardiu m ). baladz, [? baladz] {az} is. 1. Asma ve aa filizi; srgn. 2. Taze ve olgun incir. [DS] baladur, [t, imbalador > Yun. baladurs] is. 1>

iin iff .4 4 9
balanina, [t. balansinna] (balan i'n a) is. dnz. Ge milerde seren, bumbar, ubuk vb. bir donanm ser best uundan tutan halat. balane, [Far. b aln e^ ^ ] (b a la .n e ) is. Koridor; giri. balanit, [Fr. balanite] is. tp. Erkeklik organnn ba n rten zarn iltihaplanmas, balans, [Lat. bi (ift) + lanh (kefe) > bilancia (terazi) > Fr. balance] is. 1. Denge; muvazene. 2. ki yollu ses dzeninde ses ayarn yapan dzenek. 3. Banka larda mterilerin gnlk hesap bakiyelerini belir ten belge. 4. Gnlk alacak ve bor durumunu be lirten cetvel; bakiye. 5. Mekanik saatlerde, salnm hareketi yaparak saatin almasn salayan para. 1 balans ayar, O tom ob illerd e tekerle in d n m e sinden dolay m eydan a g elen saln m ay ve sa rs l may n lem ek iin a rlk ta k a ra k d en g e sa la m a ii. balansine, [t. balansinne] (b a la n c ine) is. -* balan ina. balar, [Far. balar{azj is. atlarda kiremitlerin altna aklan ince tahta; pedavra; padavra. [DS] balaran, [bal-ar-mak > bal-a-an / bal+er-en] {az} is. Taze ve olgun incir. [DS] b'alark, - [bal-ar-mak > bal-ar-k] {az} is. Taze ve olgun incir. [DS] balarmak, [bala-r-mak] {az} gsz. f. [-r ] 1, By mek; yetimek. 2. Kanl canl olmak; canlanmak; kendine gelmek. 3. oalmak. 4. imek; kabar mak. 5. Bir iten kaytarmak; kaamak yapmak. [DS] balasr, [t. plastro > balasr / halastr ?] (b a la sr) {az} is. Hatl. [DS] balast, [ng. ballast] is. 1. Karayollarnda dzeltilmi topran zerine, demiryollarnda ise traverslerin altna serilen krma ta. 2. Gemilerde dengeyi sa lamak iin zel tanklara alnan su; safra. 3 .fz , Floresan lambalarda elektrik akmm sabit tutmaya yarayan diren. S? balast diren, fz . G erilim in yksek de iim lerin de akm sa b it tutm ak iin d ev reye konulan diren . j| balast gemi, dnz. Yk o l mayan, a n ca k den geyi sa la y a b ilm ek iin b a la st tanklarna s a fr a alm olay gem i. balastr, [t. plastro > balastr / balasr] ( b a l a str) {az} is. Hatl. [DS] balastlamak, [balast-la-mak] is. 1. Karayoluna veya demiryoluna balast sermek. 2. fz. Geminin yk durumuna gre dengesini salamak iin balast tanklarna safra almak, 'i. fz . Bir elektrik devresin deki ani akm dalgalanmalarn nlemek iin uygun bir diren yerletirmek. balat1 -d [Fr. ballade] is. ed. 1. Bir kahramanlk hi , kyesini konu alan mzik ve dans eliinde syle nen iir. 2. Latin edebiyatnda beyitlik bentleri

BAL

izleyen nakarat ve arlamadan oluan bentlik kk lirik iir. 3. Romantik mzik. balat2, -d [? balat] {az} is. 1. Fincan tepsisi. 2. Ufuk. 3. Pazartesi. [DS] b alata1, [Fr. plateau de frein / Alm. balata] is. tek. Srtnmenin nem tad teknik aygtlarda sr tnme kat saysn artrc zel malzemeden yapl m para. balata2, [Guyana d. balata] is. bot. Amerikann tro pikal blgelerinde yetien beyaz, pembe, kahve rengi veya krmz-mor renkli kerestesi olan bir ok eidi bulunan byk boylu aalar, (S a p o ta ceae). balater; [Far. bl (yksek) + -ter] (b a :l :te r) {OsT} sf. Daha yce, balaterin, [Far. bl-ter-Tn] (b a :l :te ri:n ) {OsT} sf. En yksek. balay, [eT. bol-mak (olm ak) > bol-a / bu+ol-a] (ba la.y) {az} zf. 1. Belki. 2. nallah. [DS] balaya, [Ar. beliye (m usibet) > belya] (b e la .y a :) {OsT} is. Musibetler; belalar; kayglar; kederler, balay, [Fr. lune (ay) de miel (bal) (tercm esi) > bal+ay-] is. Evliliin ilk ay, ilk gnleri; balm g lm ay. balayki, [bol-mak (olm ak) > bol-a-y+ki] {az} zf. Bari; hi olmazsa. [DS] balbal1, [Mo. barimal (heykel) > barmal > barbal] {eT} is. 1. Mslmanlktan nce Trk alplarnn mezarlarnn dou tarafna, ldrdkleri dman saysnca dikilen tatan kaba heykeller veya sivri uzun talar; mezar ta; len kahramann ldrd dman saysnca dikilen heykel. [Gabain] 2. ld rlen dmann tatan yaplma heykeli. [Tekin] [ETY] balbal2, [bal+bal] {az} is. Yuvarlak taneli bir tr zm. [DS] balbal^, [bar (yans.) > bar+bar / balbal] {az} sf. G rltc; amatac. [DS] balba, [bal+ba-] {az} is. 1. Koyu pekmez. 2. Kovanda kalan bal artklarnn kaynatlmas ile el de edilen bir tr pekmez. 3. Koyu kvaml kayna tlm eker; ada. 4. ray tatlandrmakta kullan lan gzel kokulu, sar iekli, ince yaprakl bir bit ki. 5. Sulu yara. [DS] b ak an , [Far. bdincn] {az} is. -* patlcan. [DS] balc, [bal-c] is. 1. Bal retmek amacyla bal ars yetitiren kimse; arc. 2. Bal ticareti yapan kii, balcgiller, [bal-c-gil-ler] is. zool. Dillerinin ucun daki bir eit kska ile ieklerden bal z topla yarak beslenen, scak lkelerde yaanan bir tr t c ku familyas, (M eliphagidae). balck, - [bal-ck] {az} is. Aalardan szan tatl sv. [DS] balcl, [bal-cl] {az}] is. i ar. [DS balclk, - [bal-c-lk] is. Balcnn yapt i; balc nn meslei.

BAL

M T M M .4 S 0

b aldr, [baldr] {eT} sf. vey. S baldr kz, {eT} balcm am ak, [mal > malc-mak (m al g ib i g rm ek) > balc-ma-mak] {az} gl. f . [-z] [-m ()y o r] Ken vey kz. [DLT]|| baldr oul, {eT} vey oul. dine uygun grmemek. [DS] baldr4, [eT. baltr (bitki g v d esi) y-L] is. 1. Baca bal, [ng. bulge] (ikinlik) is. dnz. Gemilere arpa n diz kapa ile ayak bilei arasnda kalan ksm; cak olan torpilin patlama noktasn karinadan uzak incik. 2. Bu blmn ikin, yumuak kasl arka tutmak iin geminin gvdesine uydurulmu ikin taraf. 3. {eT} Dan burun gibi kan yeri. [DLT] 4. ksm. {eAT} Bitki gvdesi. 5. {az} Ya mee odunu. [DS] b alak 1 - [Mo. balak UJu] is. 1. {eAT} {az} is. , S baldr bacak, {az} A k s a k gr n en kadn b ald r ve b a c a ; rl p la k ; plak. [D S]|| baldr Kl kabzas; kl sap. [DS] 2. {az} Bak ve k b ayrak , 1. o k yrtk; p a ra m p a r a . 2. T erbiyesiz llarn tutacak yerlerinde elin kesici ksma kay c e davran]] baldr b ayrak am ak, {az} D ile mamas iin yaplm kk knt; kabza siperi. [DS] d m ek [D S]|| baldr b ayrak etmek, {az} P a ra m p a r a etm ek. [D S]|| baldr beyaz, {az} P rasa. balak2, - [balk > balk-a > balak] {az} is. Bal [D S]|| baldr plak, 1. B ir i tutmayan se rse ri; k. [DS] a y a k takm. 2. {az} Yoksul. [DS] 3. {az} P rasa. bal, [bal(k) > bal] {az} is. Balktan yaplm [D S]|| baldr kz, {az} Sem iz otu. [D S]|| baldr su kab; testi. [DS] kemii, anat. B a ld rd a y e r alan iki kem ikten ince balk, - \eT. Arguca, Ouzca, balk (am ur) + a > olan, (fbula)]\ baldr p aa, {az} A k s a k ; balka > balk j^ L ] is. 1. Svk amur. 2. Batak rlplak. [D S]|| baldr p aa svamak, {az} K av lk. 3. Yapkan ve koyu kvaml amur; killi a g a y a davran m ak; hcum a kalkm ak. [DS] mur. 4. Heykel yapmnda kullanlan amur. 5. baldrak, - [baldr-ak] is. 1. Pantolon ve uzun don inde oka kil bulunan yal ve su geirmez koyu gibi giyeceklerin diz altnda kalan ksmlar. 2. renkli toprak. 6. Yatandan taan akarsuyun brak Ayan baldr ksmn rtmek iin giyilen tozluk; t, iinde kum, kil ve oka organik madde bulu baldrlk. 3. Ata eyersiz olarak binenlerin baldrla nan verimli toprak. 7. {az} Kilimlerde, paralel rna iten sardklar deri paralar. 4. Kl kay kenar eklindeki desenler. [DS] S bala b atr nn aa sarkan paras, m ak, 1. Onurunu k rm ak; lekelem ek. 2. K k d baldran, [eT. baldr-an] is. bot. 1. Maydanozgiller rm ek; horlamak.\\ balk hastal, B itk ilerd e den nemli yerlerde yetien pek ok zehirli bitkinin g r len b ir tr m an tar hastal.\\ balk hurm a, ortak ad; su baldran; bataklk maydanozu; ak bal {eAT} K a b n a ba strla ra k konmu, ezik ve y a p k dran, (C icuta virosa), (Anthriscus). 2. Gvdesi hu rm a.| balk hurm as, {az} S a n d k la ra b a sla | mor benekli, ok paral byk yaprakl, emsiye r a k kurutulan y a d a kurutulduktan so n ra san d k biiminde kk beyaz iekler aan, tohumlarnda la r a ba slan ezik hurma. [DS] | balk inciri, San | zehirli bir alkaloit bulunduran, yksek gvdeli otsu d k la ra baslm ezik kuru incir. bir bitki; a otu; byk baldran; sukran; lekeli balklalmak, [balk-la-l-mak] g l . f [ - r ] [-l() -yor] baldran; emsiye otu; ylan otu, (Conium m acu laBalkla svamak, tum) fi1 baldran erbeti, B yk zorlu klarla, o k balklamak, [balk-la-mak jJlJL] {eAT} gl. f . [byk a c la r e k e r e k eld e ed ilen b a a r ve kazan. r ] Balkla svamak, baldranlk, - [baldran-lk] is. Baldran ok olan balkl, [balk-h] sf. 1. Balkla kark; iinde, yer. zerinde balk bulunan. 2. Balkla svanm, baldrgan, [baldr-gan] {az} is. bot. 1. Baldran. 2. baluk, [bal-k > bal-uk {eAT} is. Balk; bataklk. baldak, [a. baldak] is. Kl kolannn halkas, baldaken, [Fr. baldaquin] is. mim. Tatan yaplan sayvan. baldan, [? baldan] {az} sf. Ahmak. [DS] b aldr1 [bal-d (yans.) > bal-d-r] is. Parlt, parlama , bildiren gvde. S baldr baldr, {az} P a r l p arl. [DS] baldr2, [eT. baldr] sf. 1. {eT} a banda yaplan; dnem banda olan. 2. {eT} lk olarak meydana gelen. [DLT] 3. is. a banda meydana gelen ve ya ilk olarak yaplan i. S baldr kuzu, l k doan kuzu. [DLT]|| baldr targ, {eT} lk b a h a r ban da ek ilen ekin. [DLT] Orta Asya ve Akdeniz blgesinde, kaya aralarnda yetien uzun sakl, zeri dikensiz, pis kokulu bir bitki; eytan tersi; eytan boku, (F eru la assa foetida). [DS] baldrkara, [baldr-+kara] is. bot. 1. Nemli yer lerde yetien adiantum ve aspleniu m cinsinden pek ok erelti otunun ortak ad. 2. Islak kayalk ve ku yu az gibi yerlerde yetien, yaprak ve loplarnn saplar siyah renkte, ac bir tad ve zel bir kokusu bulunan halk hekimliinde gs yumuatc urup yapmnda kullanlan ok yllk otsu bir bitki; kara baldr; Vens sa, (Adiantum capillu s-ven eris). bald rlatmak, [baldr-la-mak] gl. f . [- r ] [-l() -y o r] (Binici iin) baldrlar ile uyararak at harekete ge irmek.

ififfiiniis ffjjMjjs
baldrlanmak, [bal-dr-la-n-mak { eAT'}

BAL hastal, {az} Filoksera adl bir ba hastal. [D S]|| balgam ta, min. Damarl ve saydam deer

gsz.f. [-ur] (Aa gvdesi iin) gelimek, baldrpatlatan, [baldr+patlat-an] is. spor. Yal g rete rakibin bir ayan diz ukuruna sktrp di erini bunun zerine doru bkmek suretiyle yap lan tehlikeli bir oyun, baldrsokan, [baldr+sok-an] is. zool. iftkanatllarn sinekler familyasndan, karasinee benzer an cak daha gl az hortumu ile canllarn kann emen, kurtuklar rk saman ve gbre iinde ge lien, zellikle arbon hastal bata olmak zere pek ok bulac hastalk mikroplarn tayan si nek, (Stomaxys calcitrans).

li bir ta; Hacbekta ta, Kadky ta.


balgam 2, [balk (amur) > balkan] {az} is. 1. Saz lk; bataklk. 2. Karlarn erimesinden ya da ya murdan sonra oluan sulu amur; balk. [DS] balgami, [Ar. balaml] (balgami:) sf. 1. Balgamla ilgili. 2. (Bnye iin) balgam stn olan. 3. mecaz. Souk mizal, balgaml, [balgam-l] sf. Balgam olan, balgamlk, - [balkan-lk > balgam-lk] {az} is. 1. Bataklk. 2. Sk ormanlk; allk; fundalk; balkanlk. [DS]

balgan, [balk (amur) > balkan] {az} is. 1. Sazlk; baldz1 [eT. baltr [Gabain] > baltz > baldz] {eT} is. , 1. (Erkek iin) einin kz kardei. 2. {eT} Kadnn bataklk. 2. Atk sularn biriktii yer. [DS] balgarisa, [t. barcarizzo] (balgari a) is. dnz. Yan s kendinden kk kz kardei. [DLT] dan arkl eski gemilerde davlumbazlarn iki tara baldz2, [bald (yans.) > bald-z] {az} is. imek. [DS] fnda bulunan kmalar, ff baldz akm ak, {az} im ek akmak. [DS]j| baldz oynam ak, {az} im ek akmak. [DS] baldzk, - [bald (yans.) > bald-ra-mak > baldrk > baldzk J j-iJ y {eAT} is. lk ve sonbaharda tan vakti doan bir yldz, baldon, [Fr. paletot > Az. baldun] {az} is. Palto. [DS] baldu, [b ald u j-L,] {eT} {eAT} is. Balta. [D LT] baldur, [eT. baltr > baldur jj-iJL] {eAT} is. 1. Bitki gvdesi. 2. {az} Baldr. [DS] balduz, [eT. balduz / baldz] {az} is. Baldz. [DS] bale, [Ar. ba'le balgmak, [bal-g-mak] {az} g sz.f. [-r] 1. Suyun iinde oynamak; balkmak. 2. Yumuaklndan do lay oynak halde bulunmak; blkmak. 3. (Hayvan lar iin) otlakta sere serpe otlamak. 4. (ban iin) olgunlamak. 5. Parlamak; parldamak; balkmak. [DS] balgr, [bal (yans.) > bal-gr] {az} is. -* balgz. [DS] balgz, [bal-kz / bal-gr] {az} is. 1. imek. 2. sf. Gzel; sevimli. [DS] balgmeci, [bal+ g()me()-i] {az} is. Dikile bal petei eklinde bzgler yaplm bir nak tr. [DS] bahg1, [bal- ^JU] {eT} {eAT} {az} is. Balk. [EUTS] [DS] S bahg kula, {az} Midye. [DS] balg2, [b-mak > b-l] {eT} sf. Yaral. [DLT] [Gabain] balg3, [bal-] {eT} is. ehir. [EUTS] balga, [bal-a] {eT} sf. Balk gibi. [EUTS] balg, [bal-] {eT} is. Balk. [EUTS] balglg, [bal-l] {eT} sf. ehirli; kentli. [EUTS] balk1, [ba-mak (balamak) > ba-l-mak (balanmak; kuatlmak) > ba-l-()k] {eT} is. 1. Balanm. 2. Surlarla evrilmi yer; kale. [DLT] [KPy.] 3. e hir; kent. [KPy.] [DLT] [Tekin] [ETY] [EUTS] S balk begi, ehir beyi; vali. [EUTS] balk2, [bal-lc] {eT} is. amur; balk. [ETY] [DLT] [Tekin] balk3, - [balk jjjy {eT} is. zool. 1. Omurgallardan tatl ve tuzlu sularda yaayan, genellikle solunga laryla suyun iinde erimi halde bulunan havay emmek suretiyle solunum yapan, yumurta ile oa lan kemikli hayvanlarn genel ad. {eT} (ayn) [EUTS] [DLT] [Gabain] [KPy.] 2. {az} Hamut, semer vb. altna konulan kee paras. [DS] 3. argo. Hrsz ve yankesiciler iin alnacak ey. 4. argo. Kolay kandnlabilecek kimse; hdk. S bala

is. 1. Erkein ei; zevce. 2. Say

gdeer bayan; ba kadn. 3. Metres, bale, [t. balletto > Fr. ballet] is. 1. Dans, jest ve mziin yer ald sahne gsterisi. 2. Bu tr gsteri yapan sanat topluluu, balena, [t. balena] (balina) is. Dik durmas iin gmlek yakas, sutyen ve korse gibi giyeceklerde kullanlan, eskiden balina ubuundan, imdi ise plastik veya metalden yaplm dar, uzun, yass ve esnek ubuk; balina, balerin, [Fr. ballerine] is. 1. Bale gsterisi yapan bayan sanat. 2. Danslarn giydii bir cins hafif ayakkab. balerinlik, -i [balerin-lik] is. Balerinin yapt i ve sanat. balet, [ng. ballet] is. Bale yapan erkek sanat. balgam1 [Yun. flegma > Ar. balgam ,

is. tp. So

lunum yollarnn iltihaplanmas sonucu azdan aksrarak atlan smks akntlar, fi1 balgam at mak, 1. Yaplmakta olan bir i iin birisi tarafn

dan, alanlarn ikillenmesine y o l aacak veya hevesini kracak bir sz sylenmek. 2. ftira etmek.\\ balgam brakm ak, {az} Sz ve hareketleri ile bir ie fesat kartrmak; balgam atmak. [D S]|| balgam

BAL
km ak, B a lk tutmaya gitm ek. | balk adam , dnz. | D eniz altn da b ir m ddet kalm as iin g e r e k li d o n an m larla h a rek et eden yzc ve d a lc ; dalg, k u rb a a adam . | balk agus, {18.-19. yy.} S ar st| leen . | balk avlam ak, arg o. ans y a rd m c o l | mak.\\ balk batan kokar, Toplum da bozu lm a y n eticilerd en balar.\\ Balk burcu, K o v a ile K o bu rlar a ra sn d a y e r alan burcun ad. | balk | duzag, {eAT} B a lk a ; o lta .| balk eti, {azj 1. | K olu n stnde duran ik in ce ksm ; p az. 2. Kas. [D S]|| balk eti(nde), N e z a y f n e d e im an, orta h a ld e tom bu lca.| balk gibi, K o la y c a e le g e m e | yen , y aka la n m a y an ; kaypak.\\ balk gz, {az} -* balkgz. [D S]|| balk inesi, O ltann ucuna b a la n a r a k b a lk y a k a la m a k ta kullanlan m ad en en g el]] balk istifi, G en ellikle toplu tam a a r a la rn daki o k sk k ve k a la b a lk durum.\\ balk jela tini, M ersin balm n yzm e kesesin den e ld e edilen v e a ra p durultm ada kullanlan je la tin ; kolajen . | | balk kapam as, (az} B a lk p ila k isi. [D S]|| bahk kartal, z oo l. B a lk la beslen en, p e n e le r i b a lk la r y a k a la m a y a elverili, k an a tla n gl, o ld u ka b yk, dnyann hem en h er y erin d e rastlan r b ir k a r ta l tr, (P an dion h a lia etu s).| balk kartalgiller, | z o o l K a rta lla r takm ndan rn e i b a lk k artal o la n ve b a lk la beslen en yrtc kular. \\ balk ka vaa knca, H ib ir zam an y erin e g etirilm ey ecek b ir sz verm e veya hi o lm a y a ca k b ir i iin s y lenir. | balk kran, {az} T ohum lar su ya atld | n d a ba lk lar serse m le tere k on larn suyun yzne km asn a neden o la n sa r iekli, sa p la r stl bir bitki; s tle en ; b a lk otu. [D S]|| balk kula, {eAT} At boncuu, katr boncuu d a den ilen deniz b c e k le r i k ab u u .| balk kula, {az} 1. M idye kabuu. | 2. K n b a lk larn biriktii, o k oldu u yer. 3. n san larn biriktii, k a la b a lk olduu yer. [D S]|| balk mumu, {az} Ya szlm, tem iz mum. [D S]|| balk nefesi, B alin ag illerin ban dan ka rlan ve kozm etik san ayiin de ve ssl m um lar yapm n da kullanlan y a l b ir m ad d e.| balk otu, K abu u n da | v e b esi doku su n da kusturucu v e zeh irli m ad d e bu lunan, su ya atldn da b a lk la r uyuturup suyun yzne karan , b ira im alatnda e rb et i otu y erin e kullanlan b ir cins sarm ak, (Anam irta cocculus). | | balk ldren, {eAT} Sar stleen bitkisi.| balk | sapkn, {az} Yumurtlama m evsim inde balklarn d e r e a zlarn a doru yap t akn. [D S]|| balk sr t ee, {az} Srt y u v arlak; alt diiz b ir tr ee. [D S]|| balk stlegeni, {eAT} Sar s tleen bitkisi. | | balk stleeni, {az} S ar s tle en ; b a lk kran. [D S]|| balk taba, 1. B a h k kon ulan kap. 2. Yayvan v e uzunlam asna o v a l servis taba. | balk torbas, | Tutulan balklarn iin e konulduu a d a n torba. | | balk tutkal, B a lk artklarn dan zellikle k p e k ba l v e m orin adan eld e ed ilen y a p ka n b ir m adde. | balk tutm ak, B a lk avlam ak, b a lk y a k a la |

0M I R S D M .4S 2 m ak .| balk unu, iftlik hayvan larn b eslem ed e | kullanlan ou n lu kla ham si tr b a lk la r p iirilip kurutulduktan so n r a tlm ek su retiyle eld e ed i len km. | balk ya, D e iik b a lk larn eitli o r | g a n larn d an eld e edilen , sa n a y id e ve ila y apm n d a kullanlan, vitam in ve m in era lce zengin ya,\\ balk yum urtas, 1. B alklarn rem ek am acy la s ve akntsz su la ra braktklar yum urta. 2. D ii balktan alnan, ttslendikten veya b a l mumuna batrldktan so n r a g d a o la r a k sunulan yum urta k tlesi; havyar. balkn, [balk-cn j ^ J y [DS] balkcr, [balk-cr {eAT} is. Balkl. {eAT} {az} is. Balkl.

balk, [balk-] is. 1. Balk tutan kimse. {eT} (aym) [KPy.] [EUTS] 2. Balk satcs. 3. sf. Balkla ilgi lenen. fi1 balk atei, B a lk tekn esin de b a lk lar ek m ek iin y a k la n a te.| balk aynas, Su iin | d ek i b a lk la r ve akn y n lerin i g rm ey e y aray an d ib i e f f a f uzun boru.\\ balk gemisi, A k deniz le r d e b a lk a v la m ay a elv erili ve z e l donanm l gem i. | balk ilmii, B alklarn a rm ed e kul | lan dklar z e l dm.\\ balk kaza, oun lukla b a lk la rn giydi i y a k a s e n e altn a k a d a r uzanan ve k atlan p kvrlr y a k a l kazak. | balk | yaka, B a lk kazann y a k a s g ib i boyun da k atla n abilen ve en e altn a k a d a r uzanan d ik y aka. balkl, [eT. balk-m > balkl J ^ i ) y sf. 1. Balkla beslenen. 2. is. z oo l. ounlukla balk ve su kys bcekleri ile beslenen uzun boylu, uzun gagal, uzun bacakl iri, rkek bir ku, (A rdea cin erea). S balkl otagas, {eAT} B ir tr tu y a d a ta. balklgiller, [balkl-gil-ler] is. zool. Leyleksiler takmndan kk bal, ensesi tyl, uzun gagal, balkla beslenen kular ailesi; (A rdeidae). balklk, - [balk--lk] is. dnz. 1. Tekne ve a kullanarak veya sadece ala byk apta balk av lama ii ve teknii. 2. Balk satcsnn ii. 3. Balk avcln ele alan ve sorunlarn inceleyen bilim ve tekniklerin btn. 4. Balk retme ii ve teknikle ri. balkdlar, [balkl-lar] is. zool. Balkl ve eki balar ieren uzun bacakl ve uzun gagal kular familyas; leyleksiler takm, (Ardea). balkn, [eT. balk-m] is. zool. 1. Perde ayak llardan uzunca gagal ve uzun atal kuyruklu, de niz kylarnda yaayan, balkla beslenen bir ku tr; deniz krlangc; sumru, (Sterna hirundo). 2. {eT} Balkl. [DLT] balkgz, [balk+gz-] is. 1. Ayakkab ve kemer gibi eyann deliklerine taklan metal veya kemik cinsi halka. 2. optik. ok geni al objektif, balkhane, [balk+ Far. hne] (b a lk h a;n e) is. Balk alnp satlan yer.

m il

a .4 5 3

BAL

balkla, [balk-lau / balk+kula] is. -* balklava, balklaa, [balk-lau / balk+kula] is. -* balklava, balklau, [balk-lau / balk+kula] is. - * balklava, balklama, [balk-la-ma] zf. 1. Kollar nde, vcut gergin ve dz, ba aa gelecek biimde (suya at lamak). 2. Sonunu ne olacan dnmeden. 3. zf. Balk gibi atlayarak. 4. Bir ie sonucunun ne olaca n dnmeden giriilerek, balklamak, [balk-la-mak] gl. f. [-r ] [-I() -y o r] 1. Bir yere balklama girmek; dalmak. 2. {az} Yz mek. [DS] balklandrma, [balk-la-n-dr-ma] is. Balklandr mak ii. balklandrmak, [balk-la-n-dr-mak] gl. f. [-r ] 1. Bir yerde balk retmek ve oaltmak. 2. Balklan masn salamak, balklanma, [balk-la-n-ma] is. Balklanmak duru mu. balklanmak1, [balk-la-n-mak] dnl. f . [-r ] 1. Balk sahibi olmak; bal olmak; balkl hle gel mek. {eT} (ayn) 2. edil. f . Balk kokusu, ya vb. bulamak. balklanmak2, [balk-la-n-mak] {eT} e d il.f. [-u r] amurlanmak. balklanmak3, [balk-la-n-mak] {eT} edil. f . [-u r] K a le yaplmak. [DLT] balklava, [balk-laca > balk-lak / balklau / balk+kula] is. Deniz ve gl ile akarsularda bal bol olan yer. balkl, [balk-l] sf. 1. Bal olan. 2. is. {az} Bir kilim eidi. [DS] balklg1, [balk-l] sf. Bal olan; balkl. [DLT] balglg2, [balk-l] {eT} sf. (Y er iin) amurlu. [DLT] balglg3, [balk-l] {eT} sf. ehirli, balkmak, [ba-l-k-mak] {eT} gsz. f . [-u r ] Yaralan mak. [DLT] balksamak, [bal-lc-sa-mak] {eT} gsz. f . [ - r ] Balk yemek istemek. [DLT] balks, [balk-s] sf. Bala benzer; balk gibi, balksrt, [balk+srt-] is. 1. iek tarhlarndaki hafif ykselti. 2. Balk klklarn andrr ekilde birbirine paralel ve dier sra ile apraz den do kuma deseni. 3. Bir yz dz dier taraf bombeli ee. 4. sf. Balksrt gibi olan, balm, [bal-m] {az} nl. "Sevgili kardeim , a r k a dam, ekerim anlamnda, daha ok kadnlar ara snda seslenme sz. [DS] baln, [Far. bli > Az. T. baln ?] {az} is. Ty yastk. [DS] balnglamak, [baln-la-mak] (balfilam ak) {eT} gsz. I [-r] Birden korkup sramak; uykuda korkup s ramak; belinlemek. [EUTS]

bali1 [Far. bari] {az} e. Bari; keke; hi olmazsa; , yle ise. [DS] bali2, [Ar. bal J U ] (b a .li:) {OsT} sf. 1. Eski. 2. Kh ne. balici, [tic. isim Bally (yapsn da tiner tr uucu m ad d e bulunan bir yaptrc) > bali-ci] is. argo. Bally koklayan uyuturucu alkanl olan kii. bali1, [Ar. bulu (yetim e, erm e) > bali jJl] (b a :li) {OsT} s f * bali1. bali2, [Far. bali / bl j-jiU / is. -* bali2. baligan, [Ar. blian W l] (ba.Tian) {OsT} zf. -* balian. bali1 [Ar. bulu (yetime, erm e) > bali )l>] (b a :, li) {OsT} sf. 1. ocuu olabilecek yaa gelmi olan; ergin hale gelen; ergen. 2. Bir yere ulaan; v sl olan. 3. st noktaya, en son mertebeye gelmi bulunan. 4. is. Toplam; sonu. S1 bali olmak, I. U lam ak, varm ak. 2. (nsan iin) fiz y o lo jik ve ruhi bakm dan ocu u o la b ile c e k a a ve durum a g e l mek. 3. (B elirli b ir m iktara veya zelli e) erim ek. bali2, [Far. bali / bl y i / jJ l] (ba.Ti) {OsT} is. 1. Boynuzdan yaplm kadeh. 2. Bir kadeh a rap. balian, [Ar. blian )l] (ba.Tian) {OsT} zf. Ula m olarak; varm olarak. S1 blian m-bela, {OsT} Yeter d e a rta r b ile ; fa z la s y la ; b o l b o l; f e r a h fe r a h . baln, [Far. bln jJl>] (ba ;li;n ) {OsT} is. 1. Yastk. 2. Koltuk. S bln-perest, {OsT} 1. T em bel; uyuuk. 2. Can besleyen. 3. H izmeti. balina, [t. balaena] ( b a lin a ) is. 1. Balinagillerden ba byk ve geni, kam dz ve parlak, atal kuy ruklu, boyu 25 m.yi, arl da 200 000 kg. bulan en byk memeli deniz hayvan; ada bal; kaa lot, (B a la en a m ysticetus). 2. Gmlek yakas gibi dik durmas gereken giyeceklere konulan sert ve esnek para, fi1 balina biti, zool. B alin alarn s r tnda y a a y an 2-15 mm. boyun da y a ss g v d eli b ir d a sa la k, (Cymidae).\\ balina ubuu, B alinann st en esin d e y e r alan a zm a a ld den iz ca n lla rn tutm aya y a ra y an boynuzsu ubuklar. balinagiller, [balina-gil-ler] is. z oo l. ounlukla ku tup denizlerinde yaayan, rnei balina olan, az larnda di yerine balina ubuu bulunan disiz ba lklar. balinalar, [balina-lar] is. zool. Souk denizlerde ya ayan, derisi dz ve tysz, ba byk, n ayaklar yzge biiminde, arka ayaklar olmayan, burun deliklerinden su fkrtan memeli hayvanlar takm, (C eta cea ). (ba.Ti) {OsT}

BAL

I M I H E SZLK.

454

balinal, [balina-l] sf. (Korse veya yaka iin) balina taklm. balistik, -i [Yun. ballein (frlatm ak) > Fr. balis tique] is. 1. Silahtan atlan merminin namlu iinde ve havadaki hareketlerini inceleyen bilim dal. 2. sf. Mermi atma teknii ile ilgili. 3. gnl. Bir mermi gibi hareket eden, fi1 balistik barut, tici barut. bali, [Far. bli j i J l j (b a :li) {OsT} is. 1. Yz yast . 2. Altn. 3. Moollar tarafndan kullanlan altn para, fi1 bli-i r-m n, D eri yastk. | bli-i per, | {OsT} K u ty y a stk .| bli-i zer, {OsT} Srm al | yastk. balie, [Far. bali-e *^2JU] (b a :lie ) {OsT} is. K k yastk. b alk 1 [ba-l-()k] {eTf is. amur. [DLT] , balk2, [bal (yans.) > bal-k] {az} is. 1. Flava ak olduu zamanlar gece karanlnda ufukta grlen parlt. 2. imek. [DS] S balk balk, {az} 1. (im e k iin) s k s k a k m a durumu. 2. (Ay p a rlak l , aydn l iin) p a r l p arl. [D S]|| balk oynamak, {az} P arlam ak. [D S]|| balk urm ak, {eAT} P a r la m a k ; p a rld a m a k ; k sam ak. balkam ak, [bal (yans.) > ballc-a-mak / balk--mak] {az} gsz. f. [-r ] [-k()-y o r] 1. (Gne iin) do mak. 2. (imek iin) akmak. [DS] balkan, [eT balk > bal()k-an] is. 1. Bataklk; sazlk; {az} (ayn). [DS] 2. Su birikintisi. 3. {az} Pis sula rn biriktii yer. [DS] 4. Sk ormanlarla kapl dalk blge. 5. Sarp ve ormanlk da. 6. m ecaz. Da gibi adam; pehlivan; atlet. Balkanl, [balkan-l] s f Balkan lkeleri halkndan olan (kimse). balkanlk, [balkan-lk] sf. 1. Sk orman ve sra dalarla kapl. 2. Dalk ve talk. B alk ar, [Bolar (eski b ir Trk boyu) / Malkar (boy b ey i ad) / balk > malka (B alka r lkesin de bir n e h ir ad)] is. Kuzey Kafkasyada yaayan bir Trk kavmi. B alk arca, [balkar-ca] is. dbl. Balkarlarn kulland Kpak grubunun kuzey-bat kolundan ve ses ka rakteri bakmndan ise tau 'lu (dal) grubundan bir Trk ivesi. Balkarl, [balkar-l] sf. Balkar halkndan olan, balkarm ata, [t. barca armata] {OsT} is. dnz. Eskiden kullanlan kk bir sava gemisi, balk, [balk- {eAT} is. 1. Parlt; parlama. 2. {az} Ar; sanc. [DS] 3. {az} sf. (nsan iin) g zel; ssl; parlak. [DS] balkk, - [balk (yans.) > balk--mak > balk--k] {az} sf. (Kavun, karpuz, kabak gibi meyve ve seb ze iin) rk. [DS] balkma, [balk--ma] is. Balkmak ii. balkm ak1, [bal-k > balk-mak lJi)l>] gsz. f . [ - r ] 1.

Ik samak; parlamak; parldamak; ldamak; {eAT} {az} (ayn). [DS] 2. {az} (imek iin) ak mak. [DS] 3. {az} (Su iin) halkalanmak; dalga lanmak; harelenmek. [DS] 4. Suyun iinde oyna mak. 5. {az} Kesik kesik armak; sancmak. [DS] 6. (Yara iin) zonklamak. balkmak2, [blk (yans.) > blk--mak] {az} gsz. f . [-ir ] 1. (Meyve iin) yenemeyecek derecede olgun lamak. 2. (Meyve iin) fazla olgunluktan dolay rmek. 3. Uyumak; ii gemek. [DS] balkn, [balk--malc (ii g em ek) > balk--n] {az} sf. Ar; ok. [DS] S balkn olkun, {az} D k e s a a ; b o l bol. [DS] balkr, [balk (yans.) > balk-r] {az} is. 1. Parlt; k. 2. imek. [DS] b alkrm ak1 [balk--r-mak] {az} gsz. f . [-r ] (im , ek iin) akmak. [DS] balkrm ak2, [bal-kr-mak Balgam karmak, balkz, [balk-r / balk-z] {az} -* balkr. [DS] S balkz oynam ak, {az} P arlam ak. [DS] balkon, [t. balcone > Fr. balcon] is. mim. 1. Y a plarn genellikle st katlarnda etraf duvar veya parmaklkla evrili darya doru kmalar. 2. Si nema veya tiyatrolarda asma kat. 3. argo. Kadn larda gs. 4. a rg o. iman erkeklerde gbek, balkp, [bal+kp(k)-] is. 1. Ak sar renk. 2. Krem ve gm rengi aras bir at donu, ballak, [Yun. pallak ? / bala (ocu k) > bala-k] {az} is. Manda yavrusu. [DS] 0 ballak bullak, {az} S ersem ; h i b ir e y e a kl erm eyen. [DS] ballam a, [bal-la-ma] {az} is. 1. Ballamak eylemi. 2. Karn arsn geirmek iin bal ve kuru nane kar mndan yaplan yak. [DS] ballam ak, [bal-la-mak] gl. f . [- r ] [-l()-y o r] Bal koymak; bal kartrmak; bal bulatrmak, ballandrm a, [bal-la-n-dr-ma] is. Ballandrmak ey lemi. ballandrm ak, [bal-la-n-dr-mak] gl. f . [-r ] 1. Bal gibi tatl hale getirmek. 2. Bal kvamn vermek. 3. m ecaz. Bir eyi ok fazla mbalaa yaparak imre nilecek ekilde anlatmak. 4. argo. Gndermek; ver mek; sklmek, ballanm a, [bal-la-n-ma] is. Ballanmak eylemi ve du rumu. ballanm ak1, [bal-la-n-mak] d n l.f. [-r ] 1. Bal gibi tatl hale gelmek. 2. Bal koyuluunu almak. 3. (ok olgun meyve iin) tatl svs szp donmak. 4. edil. Bal srlmek; bal bulamak. ballanm ak2, [bal-la-n-mak] gsz. f . [-r ] Bal sahibi olmak; bal edinmek, ball, [bal-l] sf. 1. inde bal bulunan. 2. zerine bal srlm. 3. m ecaz. (Kii iin) ok aranp sorulan, ziyaret edilen. 4. {az} Tatl dilli; sevimli; terbiyeli. L] {eAT} gsz. f . [-ur]

455

BAL

[DS] 5. {az} (Kii iin) cilveli; nazl. [DS] 6. argo. ansl. 7. argo. Fahie. 8. {az} Koyu pembe renk. [DS] 9. {az} is. erbetle yaplan bir tr brek. [DS] 0 ball basra, zool. 1. K abu klu bitgillerden incirin meyve, d a l ve y a p r a k la n ile eitli tarm bitkilerin e z a r a r veren b ir tr kabu klu bit; kan l b a ls r a ; incir konili, (C erop la stes rusci). 2. {az} P seron. [D S]|| ball boynuz, {az} B a k la ek lin d e ve k a h v e rengi renkli, y en ileb ilen tatl b ir m eyve; k eibo y n u zu; harnup. [D S]|| ball brek, {eAT} {az} 1. ok h o ; uygun. 2. m ecaz. o k lezzetli. 3. o k istenilir; uygun. [D S]|| ball brekli olmak, o k iyi a n la mak, iyi g ein m ek .| ball dar, n cir.| ball pasta, | | zerine veya iin e b a l katlm p a sta. ballbaba, [bal-l+baba] is. bot. 1. Ballbabagillerden yapraklar ou zaman beyaz benekli ve tyck kapl, drt ke sapl, iekleri beyaz veya frfr, halk hekimliinde yapraklar kan dindirici, iekle ri yara iyiletirici olarak kullanlan otsu bitki, (Lamium). 2. {az} Boynuz gibi meyvesi olan ve tanelerinden tespih yaplan bir aa; kei boynuzu; harnup. [DS] ballbabagiller, [bal-l+baba-gil-ler] is. bot. Yaprak lar karlkl, iekleri iki kanatl, tek bakml, yapraklarnda kokulu ya salglayan trl bitkiler, (L am iaceae). ballbabalar, [bal-l+baba-lar] is. Ballbabagiller ile ona yakn olan bitkiler takm, (L am iales). ballca, [bal-l-ca] {az} is. 1. Ballbaba. 2. Ekmek paralarn pekmez ya da bal erbetine yatrarak yaplan bir tr ekmek tatls. 3. Mee aac. 4. Tatl bir armut tr. [DS] balldar, [bal-l+dar] {az} is. ncir. [DS] ballk, - [bal-lk] is. 1. ieklerin bol olduu za manlarda daha ok bal almak iin kovanlarn st ne eklenen ikinci kovan. 2. {az} Bal konulan kap. [DS] 3. {az} Yazn ar koymak iin yaplan dam. [DS] 4. {az} Balarda grlen klleme hastal. [DS] 5. {az} bot. Ballbaba. [DS] 6. {az} Mee aac. [DS] 7. {az} Kk ve sivri kulakl kei. [DS] ballka, [Yun. politka] {az} is. Soya fasulyesi. [DS] ballkl, [bal-lk-l] sf. 1. Ball olan. 2. Ballk hasta l olan. ballm1, [Ar. vebal + T. -li-m / bal-l-m] {az} tini. Sevgilim. [DS] 0 ballm gUllm olm ak, {az} o k sevim ek; sk f k o lm a k ; kay n am ak; anlam ak. [DS] ballm2, [Far. br=> bli > blim > ballm] {az}\ e. Bari; keke; hi olmazsa. [DS] balhka, [bal-l + Yun. siko (incir)] {az} is. ncir. [DS] ballimun, [bal+ liman] {az} zf. Stliman. [DS] balling, [Fr. Balling] is. fz . Bir eriyikteki eker yzdesini 20Cta gram cinsinden lmeye yarar alet.

S balling derecesi, fz . B allin g you n lu klerin in g sterm i olduu d erece. balmak, [ba-mak (ba lam ak) > ba-l-mak / ba-nmak] {eT} dnl. f . [-u r] Balanmak; kuatlmak. [KPy.] [DLT] [ tigsizler] balmumu, [bal+mum-u] is. Arlarn peteklerini yap tklar esnek madde, balnine, [bal+nine] {az} is. Anneanne. [DS] balo, [t. ballo] (ba'lo) is. Resm giyimli ve dansl gece toplants. 0 balo vermek, B yk b ir dan sl toplant tertip etm ek. balocu, [balo-cu] (ba locu) is. Balo dzenleyen veya baloya giden kimse, balon, [Fr. ballon] is. 1. Havayla veya daha hafif bir gazla iirilen ince kauuk veya barsak zarndan elde edilen kk kre. 2. zel olarak yaplm, ii stlmak suretiyle dengede tutulan bir hava tat. 3. Laboratuarda kullanlan uzun boylu kresel cam. 4. izgi roman veya karikatrlerde konumalarn veya zihinden geenlerin yazld yuvarlaklar. 5. argo. Prezervatif; kaput. 6. arg o. Yalan. 0 balon bal, zool. D rt diligillerden, s c a k den iz ve tatl su larn s ksm larn da y aayan , b ir teh like an n da karn n a doldurduu su ve h ava ile ba lon grnm alan, yz k a d a r tr bulunan kem ikli b a lk tr, (T etrodon spadiceus).\\ balon karm ak, Burun salyasn veya tkrn b a lon g ib i iirmek.\\ balon lastik, G eni taban l b ir tr b isik let lastii.\\ balon uurm ak, argo. O rtal kartrm ak v ey a yetkililerin tepkisini lm ek a m a cy la aslsz h a b e r yaym ak. baloncu, [balon-cu] is. 1. Balon reten, satan veya balonlu havaclk sporu yapan kimse. 2. argo. Y a lanc. balonculuk, -u [balon-cu-luk] is. 1. Balon yapma, satma ve spor amacyla deiik balon tipleri geli tirmeye ynelik alma. 2. argo. Yalanclk, balonlamak, [balon-la-mak] gsz. f . [ - r ] f-l() -y o r ] 1. Bir yannda balona benzer ilik olumak; balon yapmak. 2. Balon vermek. balonlu, [balon-lu] sf. Balonu bulunan. 0 balonlu balk, zool. Y zgeayaklgiller takm ndan G rnla n d k ylarn da y aayan , g v d esi b ey az benekli, b a ve yeleri kara, boyu m etreyi bulan, e r k e inin altn da balonum su b ir k e s e s i bulunan bir f o k tr, (C ystphora cristata). balotaj, [Fr. ballotage] is. Bir seimde adaylardan hibirinin yeterli oyu alamamas sonucu ortaya kan durum. baloz, [Yun. balos] is. 1. Eskiden gemici ve iilerin elenmek iin gittikleri dansl, ikili elence yeri. 2. Az para ile elenilen ikili ve dansl yer. balsa, [? balsa] is. Tropik blgelerde yetien, man tardan daha hafif fakat salam tahtas olan o c h ro -

BAL m a cinsinden abuk byyen bir aa tr, (O chrom a lagopus). balsam , [Yun. balsamon > Lat. balsamum > ng. balsam] is. kim. la ve parfm retiminde kullan lan baz aa ve bitkiler tarafndan salglanan reinemsi kokulu madde; belsem; pelesenk, balsam a, [t. balsamo => balsama ^U JU ] {eAT} {OsT} is. Misvak aac, balsaml, [balsam-l] sf. ecz. Antiseptik ve deri bes leyici olarak iinde balsam bulunan. b alsara, [bal-sara / bal-sra / bal+ra ? ^ Jl>] is. 1. (eATI Kudret helvas. 2. {az} ounlukla mee aacnda grlen, kard tatl svdan anlarn bal ald bir tr parazit; pseron. [DS] 3. {az} Bostan ve karpuz yapraklarnn gnee gelen yanlarnn sararmas. [DS] balsek, [bal-sa-k] {az} is. Tatlms; balms. [DS] balsm mak, [bal-s--mak] {az} dnl. f tora muayene olmak; baknmak. [DS] [~r] Dok

H R C E SO H . (bir) baltaya sap olmak, B ir i ve m eslek sa h ibi olm ak, alm ak]] balta yemei, C en azeden son ra verilen y em ek]] baltay asm ak, B ir ey i m dafa e d e r e k durdurm ak]] baltay taa vurm ak, B ilm e den birin i z ecek s z s y lem ek ; p o t krm ak. baltaba, [balta+ba] is. dnz. 1. Ba bodoslamas e lik lamadan omurgaya dikey olarak yaplm bir tr gemi; balta burun. 2. Burnu ok byk olan insan; gaga burunlu, baltac, [balta-c] is. 1. Balta yapan veya satan kim se. 2. Odun yarcs. 3. mparatorluk dneminde nceleri ordunun ormanlk ve koruluk alanlardan geiini salamak amacyla kesim yaparak yol aan, ykleri indirip bindiren; sonralar ise kzlar aasna bal olarak saray korumakla grevli snf; teberdar, teberli. 0 baltac kuu, {az} T arla kuu. [DS] baltack, - [balta-ck] is. 1. Kk el baltas. 2. {az} Deirmen talarndan hareketli olan st ta dndrmek iin zel yuvasna geirilen arktan gelen milin zerine oturan metal para. [DS] 3. {az} Hacamat neteri. [DS] S baltack erkei, {az} D eirm en tan eviren m ilin alt tann o r tasndan kan k a r e kesitli p a r a . [DS] baltalam a, [balta-la-ma] is. 1. Baltalamak eylemi ve durumu. 2. m ecaz. Yaplmakta olan bir iin gecik mesine veya hi yaplamamasna sebep olacak ve ya kurulu bir iletmeye, kamu mallarna madd za rar verecek kastl eylem; sabote etme; sabotaj. S1 baltalam adan gitmek, K a b a ve k rc konum ak. baltalam ak, [balta-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Balta ile vurarak krp paralamak. 2. m ecaz. Bir ii bile bile bozmaya kalkmak; sabote etmek; dina mitlemek; ayann altna karpuz kabuu koymak; tekerine ta koymak, baltalayc, [balta-la-y-c] is. 1. Ykc. 2. bozucu, baltal, [balta-l] sf. 1. Baltas olan. 2. is. Askerlikte baltaclk ve arabaclk yaparak vergiden bak kyller iin kullanlan bir terim. 3. {az} zool. avu kuu; htht. [DS] 4. {az} Kenar suyu; ke nar ss; su. [DS] 5. {az} Avar kilimlerinde bir ss esi, desen. [DS] S baltal m zrak, Sivri ve keskin d em ir ulu b ir m zrak tr. baltalk, - [balta-lk] is. Orman iinde veya yak nnda yaayan kyllerin yakacak ihtiyacn kar lamak amacyla belirli bir bykle gelmi aa lan sk sk kesilen orman; koru. S baltalk hakk, O rm an ky halknn y a k a c a k o la r a k baltalktan y a ra rla n m a hakk. baltam a, [balta-ma?] {az} is. 1. Gvercin yakala mak iin kurulan bir tr a tuzak. 2. Mumya. [DS] b altr1, [baltr] {eT} 1. Baldz. [Gabain] 2. Baldr. [EUTS] baltr2, [ba-mak (ba lam ak) > bal-()t-r] {az} is. Rvet. [DS]

b alsra, [bal-sara / bal-sra oj*a!l] is. 1. Yapraklanl zerinde beyaz lekeler halinde beliren bir tr kf. 2. {az} Ormanlarda mee ve gke aa yaprakla rna geceleri inen tatl su damlacklar; kudret hel vas; {eAT} (ayn). [DS] 3. {az} Bal alnm petek leri ykayarak elde edilen bal erbeti. [DS] 4. {az} Pekmezi ok kaynatarak elde edilen ada. [DS] balsra2, [ba-mak (ba lam ak) > ba-l-s-ra / ba+sra ?] {az} is. Duvar arasna konulan hatl. [DS] balta, [eT. baltu / baldu] is. 1. Kesme, yarma ve yontma ilerinde kullanlan aa sapl metal yzl kesici bir el aleti. 2. {az} Deirmen tan mile balayan metal para. [DS] 3. {az} Gm kuak larda ss iin yaplan gmten dili bir ksm. [DS] 4. {az} Engel. [DS] 5. {az} Drt yandan yukar koyun. [DS] 6. arg o. Bir kimseye musallat olan. 7. a rg o. Kaba saba erkek. S balta asmak, 1. Y enie rilerin y en i y a p la n b ir bin aya veya Umana g iren b ir g em iy e b ire r nian tahtas a s a r a k sahibin den h a r a istediklerin i bildirm eleri. 2. M usallat olm ak, srn am a k ; b a n a b e la olm ak. 3. Sarkntlk et m ek]] balta bal, dnz. B a bo d o slam as su yiiziine d ik olan g em i.| balta grmemi (dememi, gir | memi), 1. H i a a kesilm em i orm an. 2. S k a alk. | balta gplengisi, {az} B a lta ve k az m a la | r a sa p yuvas a m a kta kullanlan ivi eklin d eki e lik alet. [D S]|| balta ile yontulmu, 1. Dzgn yontulm am , in ce iilii olm ayan, p arlatlm am . 2. m ecaz. K a b a adam.\\ balta kazm a, {az} B ir taraf kazm aya d i er taraf k esm ey e y a ra y an tarm ara c. [DS] | balta kesmez, {az} (K ii iin) g rg | sz; patavatsz. [D S]|| balta olmak, 1. Israrl bir e k ild e istekte bulunm ak; m u sallat o lm a k ; takl m ak. 2. Vakitli vakitsiz tedirgin etm ek; rahatsz et m ek ; ra h a t verm em ek. 3. zerine o k dm ek]]

h m i r

M 457

BAM

baltz, [baltr > baltz jU>] {eAT} is. Baldz, balto, [eT. i Mo. baltu] {eTj is. Balta. [EUTS] baltrap, [ng. ball (top) + trap (yay) > ball-trap] is. Avclar, uar kuu vurmaya almak iin hedef vazifesi gren kk halkalar havaya frlatan alet, baltu, [eT. baltu] {eT} is. Balta. [Gabain] [EUTS] balu1 [ba-mak > ba-l-u] {eT} ek. f . Balyor. [EUTS] , S balu balu, Ninni. [DLT] balu2, [Far. bl] (b a :l :) is. 1. Ana ve baba bir karde. 2. Siil, balua, [Ar. bl'a < *jiy (b a :lu :a ) is. Su dkecek ukur; delikli ta. balude, [Far, blde <o_jiy (b a :l :d e) sf. Bym; boy atm. balug, [Far. bali / bl jJl>] (b a :l :g ) {OsT} is. 1. Boynuzdan yaplma arap kadehi. 2. Bir kadeh a rap. baluk, -u [bal-k / bal-uk] {az} is. Balk. [DS] balum, [bal-m] {az} nl. Yavrum. [DS] balt, [Fr. ballon + parachute > ball-ute] is. Normal paratn almasnn mmkn olmad dk younluklu atmosfer blgelerinde d yava latmak iin kullanlan armut biiminde kk bo yutlu balon, balvan, [Mac. blvny] {az} is. Direk. [DS] balvar, [Far. blvr j l j i y (b a :lv a :r ) {OsT} sf. Kanat l; uabilen. balver, [Far. blver j j J y (ba :lv er) {OsT} sf. -* bal var. balya1 [t. b alla> Alm. ballen] (ba'lya) is. 1. Ticaret , eyasnn keten bezi vb. malzeme ile sarlp emberlenmesi ile meydana getirilmi denk. 2. Yeni biilmi ekin ve ot saplarnn demet yaplp kalpta sktrlmas ile meydana getirilen denk. 3. {az} yi cins erkek sr; damzlk boa. [DS] S1 balya ba, {az} Ttnn gn e g rm ey en alt y a p ra k larnn en iyisi. [D S]|| balya makinesi, B iilm i ot veya ekin sap larn silin dir v ey a p riz m a eklin d e sktrp b a lay a n makine.\\ balya yapm ak, T ica ret eyalarn n d a lp z a r a r g rm esin i n lem ek veya tanm asn k olay la trm ak a m a cy la b a ly a eklinde d en k y a p m a k ; balyalam ak. balya, [t. bala] is. dnz. Eski halat paralarndan yaplm top mermisi. balya3, [It. palla] is. Kalafatlkta, tahta aralarna s tpleri yerletirmekte kullanlan atal demir, balya, -c [Lat. baiulus j ^ y y ( b a lya) {OsT} is. mparatorluk dneminde, Fransadan gelen ticaret gemilerinin konsolosluklara dedii aidat, balyadur, [t. imbalador > Yun. baladuros => balyadur jj^ U y {OsT} is. --baladur.

balyaa, [bal+ya-a] {az} zf. Sk fk; dost. [DS] balyaar, [bal+ya-ar] {az} is. Yaprak ama zama nnda tatl ve yapkan olarak gkten yad san lan su; kudret helvas. [DS] balyalam a, [balya-la-ma] is. Balyalamak ii. balyalam ak, [balya-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l() -y o r ] Ayn trden ticar mallan bir araya getirip keten vb. bezi ile sardktan sonra ember geirip bala mak; balya yapmak, balyalanm a, [balya-la-n-ma] is. Balyalanmak ii. balyalanmak, [balya-la-n-mak] edil. f . [-r ] Balya durumuna getirilmek, balye, [t. balla > Alm. ballen] ( b a lye) is. -* balya1. balyemez1, [t. bala ramada > Yun. mpalarmes [EREN] => balyemez > J y {OsT} is. Osmanl ordu sunda kullanlan orta byklkte kale dvmek iin kullanlan uzun menzilli bir top. S balyemez topu, {eAT} E skiden kullanlan bir tr uzun m enzilli top. balyemez2, [var+ye-mez] {az} sf. Maln yemeyen; cimri. [DS] balyos, [Lat. baiulus (ham al) > Vend. t. bailo > Yun. mpailos > balyemez Jl> / ,j* * J y {OsT} is. 1. mparatorluk dneminde Venedik elilerine veri len ad. 2. Eskiden Dou Akdenizdeki Venedik koloni valilerine verilen ad. balyoz1 [Yun. bareios] is. Byk talar krmak ve , kazk akmak iin kullanlan byk ve ar eki; varyos. S balyoz gibi, (Yumruk, d a r b e vb. iin) o k a r ; ezici. balyoz2, [Lat. baiulus (ham al) j ^ J y {OsT} is. - * bal yos. balyozlama, [balyoz-la-ma] is. Balyozlamak ii. balyozlam ak, [balyoz-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Balyozla vurmak, krmak, ezmek, akmak, balzen, [Far. bl-zen Ojiy (ba:lzen ) sf. Kanat vuran; kanat rpan; uan. b am 1, [bam / bamb (yans.) j>y is. Dzensiz adm at ma, zplama vurma ve alma anlatan kk. [Zlfkar] bam bam , bam kal. S bam bam , 1. {eAT} (Yr mek, gitm ek, km a k iin) a res iz lik ve bekley i iin de dzensiz a y a k sesleriy le. 2. D ik dik. [DK] ban2, [Far. bm ^y (ba:m ) {OsT} is. 1. at; dam. 2. Kubbe. 3. Gz kapa, t? bam -gh, {OsT} S eh er vakti.| bm-geh, {OsT} -* bm-gh.|| bm- bed, | {OsT} D okuzuncu kat gk. | bm-blend, {OsT} 1. | Yksek at. 2. Gkyz. | bm - em, {OsT} anat. | Gzn st k a p a .| bm- Dny, {OsT} 1. D nya | nn a ts; D nyann dam. 2. H im alay a dalarnn en y k sek y e r i; P am ir; E v erest.| bam- ferah, | {OsT} 1. G eni ve a k at. 2. Gkyzi.\\ bm- hadr, {OsT} 1. Yeil at. 2. Gkyz.| bm- M e | sih, {OsT} D rdnc kat g k .| bm - nhm, |

BAM

IMIMt SM. ;;
uar bcek. 5. Yaban ars. 6. bot. Yazn tarlalarda biten, develerin yedii beyaz iekli, boz yaprakl boz bir ot. 7. Kabuu kendiliinden soyulmu ceviz ve badem vb. 8. Alt dudan altnda kan sk sa kal. [DS] 0 bambl ars, {az} Y aban ars. [DS] bambl2, [bamb (yans.) > bambl] {az} sf. 1. (ocuk veya hayvan yavrusu iin) tombul; iman. 2. mark; nazl; hoppa; ylk. [DS] S bambl bam bl, {az} T om bu l tombul. [DS] bambu, [Malezya d. > Fr. bambou] is. bot. Buday gillerden scak lkelerde yetien, 25 m. kadar boylanabilen, kabark dml gvdesi mobilya, mer diven, baston gibi eya yapmnda kullanlan, yirmi be kadar tr bulunan kam bitkiler; Hint kam; hezaren, (B am bu sa vulgaris). fi1 bambu ays, zool. B o z aydan d a h a byk, bey az p o stlu ku lak la r, a y ak la r koyu kahveren gi, bam bu kam ile b e s lenen o tu l m em eli hayvan ; byiik p a n d a , (A ilu ropoda m elan oleca). bambul, [bamb (yans.) > bamb-ul / banb-ul] is. zool. 1. Kurtuklar ekinlerin kklerini, erginleri de ba aklarn iindeki taze taneleri yiyerek zarar veren, km kanatl, zararl bir bcek; sne bcei, (Anisoplia a u stria ca ; A. sy riaca). 2. {az} Zambak. [DS] 3. {az} Dut meyvesi. [DS] 4. {az} sf. Tombul; i man; grbz. [DS] 5. {az} mark; hoppa. [DS] S bambul kurdu, {eAT} Kuduz kurdu.| bambul otu, | bot. H od a n g illerd en beyaz, m avi veya eflatun i e k le r i gn b a ta rken v e d o a rk en vanilya kokusu yayan , o k su ve s c a k y e r isteyen alm s b ir bitki, (H eliotropiu m ). bam burta, [t. bombardone] {az} is. Bandoda yer alan en kaln sesli borazan. [DS] bam buruk, -u [Bulg. baraboy / brmbare / Alm. Bramburk ?] {az} is. Patates (?).[DS] S bamburuklarn skmek, argo. B irin i kt lem ek; rezil et m ek ; k a r a srm ek. bambus, [? bambus] {az} is. Tavuklarn tepelii. [DS] bam dad, [Far. bmdd .sl-uL] (b a ;m d a ;d ) {OsT} is. 1. Seher vakti; sabah. 2. Tan yeri. 3. zf. Seher vaktin de; sabahleyin, bamdad, [Far. bmddl is. Sabahn erken vakti; seher, bame, [Far. bme uU] (b a ;m e) {OsTfis. 1. Uzun, gr ve kaba sakal. 2. sf. Sk ve gr sakall, baml, [bam (yans.) > bam-l J^>L>] is. {eAT} Kuduz bcei. bamiye, [Ar. bmiye] {az} is. bot. Bamya. [DS] bam ya, [Ar. bmiye] ( b a m ya) is. bot. 1. Meyveleri yemek yaplarak tketilen ebegmecigillerden bir sebze, (H ibiscus esculentus). 2. Bu bitkinin kum ve taze olarak yenilen meyvesi. 3. a rgo. ocuklarn cinsel organ. S bam ya oca, T opkap sa ra y te(b a m d a ;d i;) {OsT}

{OsT} 1. D okuzuncu at. 2. m ecaz. D okuzuncu kat g k ; dokuzuncu felek.\\ bm- ref, {OsT} D okuzun cu kat g k .| bm- vas, {OsT} 1. G eni at. 2. | Gkyzil\\ bm- zamane, {OsT} 1. Z am ane ats. 2. E n a a d a k i dn ya; birin ci k a t gk. bam 3, [Far. bme / bemm / bam j> ] (ba:m ) {OsT} is. U 1. Uzun, gr ve kaba sakal. 2. Bor. 3. Sabah; sa bah vakti; sabah . 4. Telli alglarda en pes tel. S bam teli, 1. Sazn en kaln se s veren teli. 2. {OsT} Alt dudan altn daki sey rek s a k a l telleri. 3. m ecaz. B ir kim senin o k h a ssa s olduu, en k olay incindii taraf. | bam teline basm ak, B irin in o k | duyarl olduu konuyu a m a k veya k z aca b ir ey yap m ak. bam 4, [bam (yans.)] {az} is. Davulun tokmakla vu rulan yz. [DS] bam ador, [t. pomi doro (altn elm ala rj] {az} is. Domates. [DS] ham ak, [b-mak] (b a :m a k) {eT} gl. f . 1. Balamak; raptetmek. [ETY] [ tigsizler] [Gabain] [Yknek] [KPy.] [EUTS] [DLT] 2. rg yapmak; rmek. [DLT] bam b, [bam / bamb (yans.)] is. Dzensiz adm atma, zplama vurma ve alma anlatan kk. [Zlfkar] ba m b -l bam bl, bam b-ul, bam b-al. bambna basm ak, {az} Birinin k z aca b ir ey y a p m a k ; ba m teline basm a. [DS] bam bagiya, [Yun. bambakion] {az} is. Pazen. [DS] bambal, [bamb (yans.) > bamb-al] {az} sf. 1. (o cuk, hayvan yavrusu vb. iin) tombul; iman; gr bz. 2. mark; hoppa; ylk. 3. Erkek bal ars. [DS] S bambal bcei, {az} 1. Z ehirli r m cek; b . 2. S rlara dad an an ve d eri altn a yavru bra k an b ir b c e k ; b elek . [DS] bam bam , [bam (yans.) > bam+bam] is. Sopalarla oy nanan bir oyun, bam ban, [? bamban] {az) is. Az pimi yumurta; rafadan. [DS] bam banlam ak, [bamban-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()-y o r] Gvenmek. [DS] bam baka, [ba(m)+baka] ( b a m baka) sf. pekt. Benzerlerinden ve trdelerinden ok ayr bir zel lii bulunan; apayr; bsbtn baka; farkl; dei ik; ayruktan ayruk. bambakalk, -, [ba(m)+baka-lk] is. 1. Bambaka olma durumu; gariplik, tuhaflk. 2. Bambaka olan eyin nitelii, bambk, - [pam-buk / pamuk] {az} is. Pamuk. [DS] bambl1, [bamb (yans.) > bambl] {az} is. zool. 1. Ekinler taze iken tanelerin zn yiyen bcek ve bu bcein sebep olduu hastalk; sne; tahl biti; {eAT} (ayn). 2. Baklagillere zarar veren bir bcek. 3. zm tanelerini yiyen kahverengi ve tyl bir bcek. 4. Aalarn yaprak ve ieklerini yiyen bir

kilaln d a b a h e ilerin e b a k an sn f.| bam ya tarla | s, a rg o. M ezarlk. -ban, [Far. ban (koruyucu)] {OsT} son ek. Sonuna getirildii isimlere, o varl "koruyan, saklayan , c anlamlan katan Farsa son ek. ban1, [ban / ban / ban (yans.)] is. Kabaca barmay, tavuk ve ku tn anlatan kk. [Zlfkar] ban ban etm ek, ban -la-m ak, ban g-la-m ak, ban g -l bangl, ban g -r bangr. S ban ban etmek, {az} 1. D v n erek sylenm ek. 2. am ak. [D S]|| ban baft konumak, {az} Yksek s e s le ve id dial kon u mak. [DS] ban2, [Far. ban OU] (ba:n ) {eATf sf. 1. Ulu; byk. 2. leri gelen; bey. 3. is. Arabann st. 4. {OsTj Evin st; dam; sath. 5. adrlarn veya evlerin tepesin de baca yerine duman kmas iin alan delik ve ya klk. S ban ev, {eAT} Byk ve g rk em li a dr.| ban iv, {eAT} Byk ve g rk em li a d r ; byk | ev. ban3, [Far. bang is. 1. Haykrma veya yksek avaz. 2. Ezan, fi1 ban ban etmek, {az} 1. am ak. 2. D v n erek sylenm ek. [D S]|| ban ban konu mak, {az} Yksek s e s le ve iddial b ir e k ild e k o numak. [D S]|| ban banlatm ak, {eAT} E zan okut mak. [DK]11 ban verm ek, {az} Yanklam ak. [D S]|| ban virmek, (vermek), {eAT} 1. Yksek s e s le b a rm ak; seslen m ek. 2. E zan okum ak. ban4, [ban] {az} is. Otlak; mera. [DS] fi1 bana ver mek, {az} S a m al hayvan lar o tla tm a k zere o ba n a verm ek. [D S]|| ban olmak, {az} Y aylarak oturm ak. [DS] ban5, [Hrv. ban (bey) l Yun. banos jU] {OsT} is. m paratorluk dneminde Macaristan, Yugoslavya ve evresindeki topraklardaki kk prenslere ve san cak beylerine verilen unvan. ban6, [in. pan] {eT} is. zerine yaz yazlan tahta, yaz tahtas. [EUTS] ban7, [in. wan] {eT} is. On bin. [EUTS] ban8, [Ar. ban ul.] (ba:n ) {OsT} 1. Sorgun aac; bey sd. 2. m ecaz. Sevgilinin boyu, fi1 ban aac, bot. S ca k b lg e le r d e y etien sev g i ie ig iller e yakn krm z veya bey az iekli, g v d esin d en ve tohum larndan eld e ed ilen tatl ve kokusuz y a halk h ekim li in de m shil ve kusturucu o la r a k kul lanlan b ir a a , (M orin ga oleifera).\\ ban otu, bot. iekleri morumsu, m eyveleri siyah, k o ru la rd a yetien, z eh irli ve uyuturucu tohum lar tpta ku lla nlan p a tlca n g illerd en b ir bitki, (H yoscyam us niger). | ban ya, B an aacn n m eyvesinden eld e | edilen ve h a lk hekim li in de m shil o la r a k kullan lan y a ; H int ya. bana1, [bene > manna > bana] zm. Birinci teklik kii zamiri (ben) in yaklama hali. 0 bana msn de memek, H i o r a l o lm a m a k; a ld r etm em ek.

bana2, [Slav, bana] is. Ilca; kaplca, {az} (aym) [DS] banaca, [ben > bana-ca] (b a n a ca) {az} zf. Bana gre; bana zg. [DS] bana, -c [ban-mak > ban-a] {az} is. Banale. [DS] banadura, [t. pomi doro (altn elm a)] {az} is. 1. Patates. 2. Domates. [DS] 0 banadura pekmezi, {az} D om ates sa las. [DS] banak, - [ban-mak > ban-ak] {az} is. 1. Kak ve atal yerine kk bir klah biimi verilerek yeme e banlan ekmek paras. 2. Lokma. 3. Sulu ye mek; sulu katk. 4. s f Bir para; biraz. 5. {az} De fa; kere; kez. [DS] S banak a, {az} Sulu yem ek. [DS] ' banak, [ban-ak-] {az} sf. 1. Bakalarnn srtn dan geinen; hakk olmayan sofrada kamn doyu ran; asalak; dilenci yaradll. 2. Pisboaz. [DS] banakiam ak, [banak-la-mak] {az} g l .f . [ - r ] [-l()y o r ] 1. Sulu yemeklere ekmeini batrarak yemek. 2. Olur olmaz yerde yemek yemek. [DS] banal, -li [Fr. banale (kyl ii)] sf. 1. Flerkes tara fndan anlalan. 2. Herkesin kulland. 3. gnl. Baya; harclem; di. banallik, -i [banal-lik] is. Banal olma durumu, banam , [ban-mak > ban-m / ban-am] {az} is. Bir hanmlk yemek; ok az yemek. [DS] b anaz1, [ban-az] {az} sf. 1. Sersem; beceriksiz; aklsz. 2. Gzleri iyi grmeyen. 3. Karmakark; dank. 4. Sersemletecek kadar kuvvetli esen rz gr. [DS] S banaz olmak, {az} 1. B a d n m ek; sen d elem ek ; sersem lem ek. 2. am ak. 3. D eliye dnm ek. [DS] banaz2, [ban-az] {az} is. Akarsuyun yzecek kadar derinletirilmi ksm; su birikintisi. [DS] banazrm ak, [ban-az-r-mak] {az} gsz. f . [-r ] 1. Sersemlemek. [DS] 2. Banaz olmak, banb, [banb (yans.)] is. Dzensiz adm atma, zplama vurma ve alma anlatan kk. [Zlfkar] banb-l, banb-ul. banbal1, [banb-al] {az} is. Ar byklnde yeil bal bir tr sinek. [DS] banbal2, [bamb-al / banb-al] {az} sf. 1. mark. 2. Mirasyedi. [DS] banban, [ban+ban] (bah baf) {az} sf. (Kii iin) yksek sesle konuan; grltc. [DS] banbl, [banb (yans.) > banb-l] {az} sf. 1. Hantal. 2. is. Bambul. 3. is. Yaban ars. [DS] banbuk, [panbukjj^l;] {eAT} is. Pamuk. banbul, [banb (yans.) > banb-ul is. -* bambul.

t? banbul kurd, {eAT} Kuduz bce i. banc, [banc (yans.)] is. Mncklamay anlatan kk; ban c-k-la-m ak.

BAN

IM iilf. io IM EM
bandra, [t. bandiera] is. dnz. 1. Bir geminin hangi lkeye ait olduunu gsteren bayrak. 2. Yabanc devlet bayra. 3. gnl. Renkli flama. 4. Uyrukluk, bandral, [bandra-l] sf. 1. Bandras olan. 2. Belir tilen lkenin bandrasm tayan, bandrga, [ban-dr-ga] {az} is. Mrekkep kalemi; kam kalem. [DS] bandrm a, [ban-dr-ma] is. 1. Bandrmak eylemi. 2. {az} Bir iplie dizilmi ceviz ve fndk gibi kuru yemilerin ekerli niasta veya pekmez iine dald rlmas ile elde edilen tatl; cevizli sucuk; tatl su cuk; ekerli sucuk. [DS] 3. ri taneli, beyaz zm; razak. 4. {az} Kuru zm. [DS] 5. {az} zmleri potasl suya batrmak iin kullanlan iki kulplu szge. [DS] 6. {az} gen olarak kesilmi yufka y tereyanda kzarttktan sonra zerine erbet d kerek yaplan cevizli tatl. [DS] 7. {az} Bir direk ucunda denize atlan bir tr balk a. [DS] S ban drm a kab, K uru tu lacak zm, in cir ve kays g ib i m eyvelerin serilm ed en n c e iin e d a ld rld k tan p o ta s l svnn konduu kap. | bandrm a keleteri, | {az} zmleri b a n d rm a k iin kullanlan sepet. [D S]|| bandrm a tahtas, {az} B an drlan zm sepetlerin in zerin e k on u larak a ka n suyun tekrar su k a b n a akm asn sa la y a n tahta. [D S]|| B an dr ma ta, P a r k e kaldrm yap m n d a kullanlan cam g ib i p a r la k p a r a l, m agnezyum b o ra tl sert ta. bandrm ak, [ban-dr-mak {az} gl. fi. [-r]\ .

banc, [ban > ban-c] {az} is. Mezzin. [DS] S bancla kal! {az} Ol, g e b e r !" anlam ndan ilen szii. [DS] bancklam ak, [banc (yans) > banc-k-la-mak] {az} g l. fi. [ - r ] [-l()-y o r] 1. Yemein kysndan bir para yemek; tadna bakmak. 2. Parmakla kartr mak. [DS] bano, [Amerikan ng. banjo] (ba'o) is. miiz. 1. Amerikan zencilerinin kulland, daha sonra da caz topluluklarnda yer alm bulunan gs deri kapl, yuvarlak gvdeli, uzun sapl, telli saz. 2. Otobslerde karlkl iki kollu arka kpr karteri. banda, [Yun. banda] {az} is. Dik drtgen biiminde desenleri olan renkli ileme; duvar ss. [DS] bandaj, [Fr. bandage] is. 1. Bir yaray veya yaral bir organ saran erit halindeki bez; sarg; ba. 2. Sarg beziyle sarma ii; sarma; balama. 3. oto. Otomobil tekerleinin jantn evreleyen elik veya kauuk ember, bandaj takm a, Istm a y olu yla b ir a r a b a tek erle in e dem ir em b er geirm e. bandajlam a, [bandaj-la-ma] is. Bandajlamak eyle mi; sarma; balama, bandajlam ak, [bandaj-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] Bir yaray veya yaral organ sarg ile sarmak; ba lamak; sarmak, bandajlanm a, [bandaj-la-n-ma] is. Bandajlanmak ii; sarlma; balanma, bandajlanm ak, [bandaj-la-n-mak] edil. f i [ -r ] Sarl mak; balanmak, bandak, - [ban-mak > ban-dak] {az} is. 1. Banak. 2. Dalardan inen suyun, dan eteklerinde meyda na getirdii bataklk. 3. Ularndan balanm ot demeti. [DS] bandak, [ban-dak-] {az) sf. Her ie girien fakat baarsz olan; beceriksiz. [DS] bandaklam ak, [ban-dak-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [l()-y o r] 1. Bir yeri elle kartrmak; elle bozmak. 2. Cvk eyleri parmakla almak. 3. Ondan bundan kartrmak. 4. Yemein kenarndan azck alp ye mek; tadna bakmak. [DS] bandana, [ng. bandanna] is. Lekeler braklarak bo yanm mendil, bandal, [t. bandera] {eT} is. 1. Aatan omuz ba biiminde karlan para. 2. Karnndan srtna ka dar kemer gibi beyaz olan hayvan. [DLT] S1 ot bandal, {eT} A atan omuz ba biim in de k a rl dktan so n r a y a k la r a k kz ile oynanan b ir tr ev g en oyunu. [DLT] bandkm ak, [ban-dk-mak] {az} gsz. fi. [-r ] 1. ok alamak. 2. Bunalmak; strap ekmek; ok yorulmak; yorgunluktan lecek gibi olmak. 3. ok susamak; hararet basmak. 4. Fazla istekli olmamak. 5. ok ackmak. 6. mrenmek; aznn suyu akmak. 7. Suyu, arab patlaymcaya kadar imek. [DS]

Batrmak; bulatrmak. {eAT} (ayn) [DS] 2. Daha effaf, sar grnmesi veya abuk kurumas iin kurutulacak zm incir ve kaysy potasl sv iine daldrmak. 3. {az} Suya batrmak; daldrmak. [DS] 4. {az} Yemekten almasna, yemesine izin ver mek. [DS] 5. {az} Lokmalar yemein suyuna hat ra batra yemek. [DS] 6. {az} erbeti tatlya iirt mek; emdirmek. [DS] bandrm al, [ban-dr-ma-l] {az} sf. Y asa d cinsel ilikilerde bulunan kadn; orospu. [DS] bandik, -i [? bandik] {az} is. 1. alvar. 2. ocuk ayakkabs. 3. Kk lamba. 4. abuk ate alabilir, yanabilir madde; kav. 5. am aacndan yaplm bardak veya testi. 6. Parmak. [DS] fi1 bandik at m ak, {az} P a r m a k atm ak. [DS] bandiklemek, [bandik (parm ak) > bandik-le-mek] {az} gsz. f i [- r ] [-l(i)-y o r] 1. Yemein kysndan azck yemek; parmakla tadna bakmak. 2. (Bece riksiz ve ehliyetsiz kii iin) bir ii beceremeyerek bozmak. [DS] bando,1 [t. banda] (ban do) is. mz. Vurmal ve nefesli alglardan meydana gelmi asker mzka topluluu. bando2, [t. in bando] ( b a ndo) nl. ekilmekte ya da koyuverilmekte olan bir halatn birden brakl mas iin verilen B r a k l " emri ve sz.

s s a i. 461

BAN

bandocu, [bando-cu] is. Bandoda grevli olan kimse, bandrol, -l [Fr. banderole] is. 1. Paket veya ie azna ss olsun diye veya tketicisinden nce al masn diye konulmu renkli yaprak. 2. Devlet tara fndan belli bir verginin alndm belirten kk etiket. 3. Bayrak direinin tepesine ss olsun diye konulan uzun erit, badura, [Yun. pandura > Fr. bandoura] is. miiz. Moollar tarafndan bulunmu, bugnk mandolin, tambur ve balalaykann babas saylan bir telli al gbandurma, [ban-dur-ma] {az} is. Halanm tavuk veya hindinin suyuna parmak kalnlnda drl m yufkalar batrlp tepsiye dizildikten sonra ze rine de halama etler konularak yaplan yemek. [DS] bandurmak, [ban-dur-mak Batrmak; bulatrmak, bane, [Far. bne *iU] (b a :n e) is. Kask, baneva, [Far. bnev / bnv Ijjy (b a .n ev a ;) sf. 1. Mal mlk sahibi; zengin. 2. Tannm; nl; me hur. bang1 [ban / ban / bang / bank / beng (yans.)] is. , Kabaca barmay, tavuk ve ku tn anlatan kk. [Zlfikar] ban g-la-m ak, barg-l bangl, ban g -r bangr. S bang etmek, {az} B a rm a k ; se slen m ek; a rm ak. [DS] bang2, [Far. bang J j y (ba:n g ) {OsT} is. 1. Haykrma. 2. Ses; seda. 0 bng-i Allah, Ezan. | bng-i na maz, E zan .| bng-i revrev, 1. B yk b ir ahsn | geldiin i h a b e r verm ek iin a lm a n b o ra z an sesi. 2. srafil'in m a h er gnn ilan etm ek iin a la c a sylen en ikin ci boru sas7.|| bng-zen, H aykran ; seslenen. bang3, [ban ili,] (ban) {eT} is. 1. Barma. [DLT] 2. {eAT} is. Ezan. 0 ban banlatm ak, {eAT} Ezan okutmak. | ban barm a, {eAT} a h a d et p a rm a . | | | ba sgtamak, {eT} B a rm ak. [DLT]|| ban virmek, {eAT} 1. E zan okum ak. 2. Yksek s e s le b a rm ak ; seslenm ek. bang4, [Far. bang & *] is. argo. Afyon; haha bitki sinden karlan uyuturucu madde; hai. banga1, [ben-a > bana] (b a h a ) {eT} zm. Teklik bi rinci kii zamirinin verme durumu; bana. [ETY] 0 bana seni gerek, {eAT} B a n a sen g ereksin . banga2, [bang (yans.) > bang-a] {az} is. Yank; aksi seda. [DS] bangaboz, [Yun. panagatos (iyi kalpl')] sf. argo. Saf; bn; ahmak. bangaa, [t. bancaccia] (b a n g a a ) is. dnz. Gemi de dizi halinde duran sandk ya da kasalar, bangadak, - [bang (yans.) > bang-adak] {az} zfi. (Barmak, alamak iin) birdenbire. [DS] j-Uj] {eAT} g l .f . [-u r]

bangaru, [ben > ben-aru] (baharu ) {eT} zm. Teklik birinci kii zamirinin ynelme durumu; bana doru, banger, [t banchiere] is. argo. ok zengin kimse, bangdak, - [bang (yans.) > bang--dak] {az} zfi (Alamak iin) yksek sesle. [DS] bangl, [bang (yans.) > bang-l] is. Yksek sesle ba rma, alama, uluma bildiren yansmal gvde. 0 bangl bangl, {az} 1. (K onum a iin) kaba, h id detli ve y k sek sesle. 2. (Suyun ak iin) a l a l; grl g r l [D S]|| bangl bungul, {az} (K o num a iin) k a b a ve y k sek sesle. [DS] bangldam ak, [bang (yans.) > bang-l-da-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-d ()-y o r] Yksek sesle ve fkeli ola rak barmak; rasgele bararak konumak. [DS] bangr, [bang (yans.) > bang] is. Yksek sesle bar ma, haykrma bildiren yansmal gvde. 0 bangr bangr, 1. Grltl bir e k ild e; avaz kt k a dar. 2. Yksek sesle. 3. {az} o k zntl o la ra k. [D S]|| bangr bangr barm ak, Btn kuvvetiyle, avaz kt k a d a r ba rm ak .| bangr bangr ko | numak, {az} Yksek s e s le konum ak. [DS] bangrdam a, [bang (yans.) > bang-r-da-ma] is. Ban grdamak ii. bangrdam ak, [bang (yans.) > bang-r-da-mak] gsz. f i [ - r ] [-d ()-y o r] fkeden yksek sesle barp a rmak. bangrdm ak, [bang (yans.) > bang-r-t-mak] {az} gl. f i [- r ] Sinirlendirerek barmasna yol amak. [DS] bangrm ak, [bang (yans.) > bang-r-malc] {az} gsz. fi. [ -r ] (Manda iin) barmak. [DS] bang, [? bang] {az} is. Dii yaban domuzu. [DS] hangilenmek, [bang-i-le-n-mek] {az} gsz. fi. [-ir] Budalalk etmek; dikkatsizlik etmek. [DS] banglam ak1,. [bang (yans.) / Far. bang > ban-la-mak ,3*SjL;] (ban lam ak) {eAT} gsz. fi. [ - r ] 1. Yksek sesle barmak; haykrmak; seslenmek; armak; {az} (ayn). [DS] 2. Ezan okumak. [DK] 3. Gk grlemek. 4. {az} (Horoz iin) tmek. [DS] 5. {az} (Eek iin) anrmak. [DS] 6. {az} Saykla mak. [DS] 7. {az} (Sr iin) azndan karmak; syleyivermek. [DS] banglam ak2, [bang (yans.) > ban-la-mak] (banlam ak) {az} gsz. fi. [- r ] [-l()-y o r] Davetsiz gelmek. [DS] bangnam ak, [bang (yans.) > ban-la-mak] (bann am ak) {az} gsz. fi. [ - r ] [-n ()-y or] -* banglamak1. [DS] ban, [ban-] {az} is. 1. Yayla evi; iftlik. 2. Mand ra; al. [DS] ban, -c [ban-] {az} is. 1. Banak. 2. Yudum. [DS] bankmak, [ban-k-mak] {az} gsz. fi. [-r] 1. ok susamak; hararetlenmek. 2. Bunalmak; sklmak. [DS] banm, [ban-m] {az} is. 1. Banak. 2. Yudum. 3. Az kalm yemek. 4. Stn kayma. [DS]

BAN

M K E SZLK. 3 2
(b a .n i:) {OsT} faizle para veren kii. 3. Byk miktarda altn ve para ticaretiyle uraan kii. 4. m ecaz. ok zengin kii. bankerlik, -i [banker-lik] is. 1. Bankerlerin ii ve meslei. 2. Bankerlerce gerekletirilen i ve i lemlerin tm,

bant, [Sansk. phnita] {eT} is. urup. [EUTS] [Gabain] bani, [Ar. bina (kurm ak) > ban is. 1. na eden veya ettiren; yapan, yaptran. 2. Ku ran; kurucu; messis. 3. Yaratc (Allah).

banjo, [sp. > Amerikan ng. banjo] ( b a njo) is. mz. 1. Amerikan zencilerinin kulland, daha sonra da caz topluluklarnda yer alm bulunan gs deri bankerzede, [ng. banker + Far. zede (urayan)] is. Bankerden para ald paray deyemedii veya kapl, yuvarlak gvdeli, uzun sapl, telli saz; bano. yksek faiz umarak ok byk miktarda para yat b ank1, [ban / ban / bang / bank / beng (yans.)] is. Ka rp geriye tahsil edemedii iin ok byk zarara baca barmay, tavuk ve ku tn anlatan kk. uram kii, (20. yy. sonu). [Zlfkar] bark-r-m ak, ban k-l bankl. banket, [Fr. banquette] is. 1. Karayollarnn kaplama bank2, [Far. bang (afyon)] {az} sf. Sersem; budala; dnda kalan, tatlarn gvenle durmalar iin ve akn; duygusuz. [DS] bank olmak, {az} S er ya yayalarn kullanmna ayrlm akll blm. 2. sem olm ak. [DS] Arkalksz, kk oturakl sra; kk bank, bankJ, [Alm. banki > Fr. banque] is. 1. Park ve bahelerde oturmak iin konulmu uzunca ve arka bankl, [bank (yans.) > bank-l] {az} is. Yksek sesle barmay anlatan yansmal gvde. [DS] S1 lkl bir eit sra. 2. Camclarn aletlerini yerletir bankl bankl, {az} (A lam ak iin) y k sek se sle dikleri kk sra. 3. dnz. Kreki sras. ve a c ac. [DS] bank3, [Fr. banque] is. Bankann ksaltlm. bankr, [bank (yans.) > bank-r] is. Kabaca barma bank4, [Dan. banke > ng. bank (slk)] is. dnz. y, tavuk ve ku tn anlatan yansmal gvde. Denizlerde mercan kayalklarndan meydana gel fi1 bankr bankr barm ak, {az} Avaz kt mi s ve tehlikeli yer. k a d a r ba rm ak. [DS] bank5, [t. banco (sra, m asa)] is. Maazalardaki tez bankrm ak, [bank (yans.) > bank-r-mak] {az} gsz. gh. f . [- r ] 1. Brmek. 2. Barmak; barmak. [DS] b ank a1, [t. banco (p a ra bozm a tezgh)] (ba'n ka) is. bankiz, [Aim. Bank (geni b lo k ) + Eis (buz) ? > Fr. 1. Faizle para alp veren, eitli parasal ilemler banquise] is. co. Kutup blgelerinde deniz suyu yapan, kasalarnda para veya deerli eya saklayan nun donmasyla meydana gelen geni buzluk alan; kurulu. 2. Bankaclk ilemlerinin yapld yer. S buzla. banka czdan, B a n k a d a h es a b o la n la ra h e s a p la rnn dkmn g ster m e k a m a cy la verilen kk banknot, [ng. bank (ban ka) + note (kt)] is. bank. 1. Banka kd. 2. Kt para; kaime. 3. Lira, d efter.| banka gibi, ok zengin kim se. | bankadan | | p a ra ekmek, B an k a d a k i h esab n d an p a r a alm ak. | banko, [t. banco] ( b a nko) is. 1. Bir kuruma i iin | gelenlerle grevliler arasnda yer alan yksek ve bankaya p ara yatrm ak, B an k a d a k i h es a b n a p a dar masams blme. 2. Ayak st yemek yenen r a koym ak. yerlerde duvara bitiik dar tabla; bfe. 3. At yar banka2, [t. banco] is. dnz. Kadrgalarda krekilerin ve loto gibi tahmine dayal kumar oyunlarnda ka oturduu sra, zanacana kesin gz ile baklan seenek. 4. Oyu bankac, [banka-c] is. 1. Bankada grevli ve banka nu yneten kiinin ortaya koyduu para. 5. Kumar clk ilemleri ile uraan kimse. 2. Bankas olan oyununu yneten kii, kii. 3. Banka yneticisi, bankaclk, - [banka-c-lk] is. 1. Bankacnn ii; bankacnn meslei. 2. Bankalar tarafndan yaplan veya bankalarca gerekletirilen iler. S bankac lk hukuku, huk. B an ka la rn kuruluunu, ileyiini ve yapt alm alarn den etlen m esi usullerini d zen leyen hukuk kurallar. bankam atik, -i [banka+ (oto)-matilc] is. Banka gielerine gitmeden ifreli zel kartlarla para ek me, yatrma, havale vb. ilemleri gnn her saati yapabilen para makinesi, (20. yy. sonu). banke, [Rus. banka => banke] {az} is. ine reel, sala vb. konulan toprak kap; mlek. [DS] banker, [t. banchiere > ng. banker] is. 1. Banka sahibi; bankac. 2. Hisse senedi, tahvil alm satm ile uraan, faizle para toplayp isteyenlere yine banlam a, [ban-la-ma] is. Banlamak ii. b anlam ak', [bang (yam.) > ban-la-mak] gsz. f . [-r ] [-l()-y o r] 1. Yksek sesle barmak; seslenmek; haykrmak; {az} (ayn). [DS] 2. Ezan okumak. 3. {az} (Horoz iin) tmek. [DS] 4. Gk grlemek. 5. {az} Anrmak. [DS] 6. {az} Sayklamak. [DS] 7. {az} Gizlenmesi gereken eyi syleyivermek. [DS] 8. {az} amak. [DS] banlam ak2, [dam-la-mak ? > ban-la-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [-l()-y o r] Davetsiz gelmek. [DS] banliy, [Fr. ban (yasak) + lieue (fersah) > banlieue] ( b a nliy) is. Bir ehrin yaknnda oturma alan ola rak dzenlenmi kk kasaba veya ky; d ma halle; evre; dolay. S banliy treni, eh ir ile b a n liy a ra sn d a ileyen tren.

018M I11C M .463


banma, [ban-ma] is. 1. Banmak eylemi. 2. {az} a mar ykamak, pekmez kaynatmak iin kullanlan alt dar az geni bakr kap; kazan. [DS] 3. {az} Kap iinden hayvan gibi eilerek azm batrp su ime. [DS] banma, [ban-ma] {az} is. Un ile yaplan sirkeli ve sarmsakl bir yemek. [DS] banmak, [b-mak > ba-n-mak] {eT} gl. f . [ - a r ] 1. Balanmak. [DLT] 2. (Okluk iin) beline balamak; balanmak; kuanmak. [ETY] [DLT] 3. Yemek amacyla bir yiyecei sulu ya da tuz, biber gibi toz bir maddeye batrp karmak. 4. {az} Kap iinden hayvan gibi eilerek azn batrp su imek. [DS] 5. {az} (Kedi, kpek vb. iin) yiyeceklere dilini batrmak. [DS] 6. dnl. f . {az} Batmak; batp kmak; her taraf bulamak. [DS] banmk, [b-n-mk] {eT} is. Bir tr hastalk. [EUTS] bans, [ban-s] {az} is. Srlarn yem ve ot yedikle ri yemlik. [DS] bansmak, [ban-s-mak] {az} gsz. f. [ - r ] Gtr i almak. [DS] bant, -d [Fr. bande] is. 1. Dz, dar, yass ba; erit. 2. Kk yaralar kapatmak iin zerine yaptr lan ilal kt. 3. Ses ve grnt kaydetmek iin kullanlan manyetik erit, banda alm ak, B ir sesi veya grnty z e l cih a z la kaydetmek.\\ bant dol durmak, B ir ban d s e s veya grnt ile dold u r m ak.| banttan verm ek, D a h a n ced en ba n d a kay | dedilm i grnt vey a s e s i ra d y o ve televizyondan yaynlam ak. banting, [bnden / bantin] (bantih) {eT} is. Oturmaya mahsus sra. [EUTS] bantlama, [bant-la-ma] is. Bantlamak ii. bantlamak, [bant-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. ki ve daha ok nesneyi bir bant ile tutturmak; bantla balamak. 2. Bant yaptrmak, banu, [Far. bn _ylj] (ba:n u :) {OsT} is. 1. Bayan; ka

BAR

bir blmn gnein kimyasal ve fiziksel etkisin de brakmak. S banyo havlusu, Ykandktan so n r a ku llan lm ak zere im al edilm i byk b o y havlu.| | banyo kazan, Term osifon. | banyo kveti, in e J s c a k su do ld u ru la ra k ykan lan zel y aplm tekn e.| banyo sabunu, Y kam lrken kullanlan z e l | sabun. | banyo sngeri, Ykanrken sabu n lan m akta | kullanlan z e l tem izlik a rac. | banyo teknesi, | {az} am ar teknesi. [D S]|| banyoya girmek, Su dolu kvet iin e g ir e r e k ykanmak.\\ banyo yap mak (etmek), Ykanm ak; im m ek. banyol, [t. bagnuolo (kk hamam}\ {OsT} is. Kadrgada krek mahkmu olanlarn hapishanesi, banzala, [? banzala] {az} sf. Biimsiz; byk. [DS] banz, [Kenek. banz] {eT} is. Ba bozulduktan son ra asmalarda kalan taneler. [DLT] baobap, -b [Ar. b hibab / Afrika yer. d. baobab] is. bot. Afrika ve A syann scak blgelerinde yetien, gvdesinin ap ok geni, kaba andran tatl meyveleri olan, kabuunun sert lifleri dokumaclk ta kullanlan bir aa, (A danson ia digitata). bap, -b [Ar. bb uL] {OsT} is. 1. Kap. 2. Kitap b lmleri. 3. Konu. 4. Arap gramerinde mastar eit lerinden her biri. S bap tutm ak, {eAT} Uurlu saym ak. bapir, [Krt. bw (b a b a ) + pr (yal) > bw-i pr] {OsT} is. Hkmdar; reis, bapur, [t. vapore (buhar)\ {az} is. -* vapur. [DS] -b ar, [Far. briden (yam ak) > -br jl> -] (b a :r) {OsT} son ek. 1. Sonuna getirildii isimlere "yaan, y a dran, saan , serpen , d ken anlamlar katarak bir leik sfatlar yapan Farsa bir son ek. 2. Bir yerin iindeki bolluu ve kalabal anlatan son ek. B a r, [Ar. bri (yaratan) jl>] (b a .r j {eT} {OsT} is. Tan r. S B r-i hd, {OsT} A llah ; Tanr. b ar, [Ar. bar

is. (Kk kreler halindeld) hay dn; hanm. 2. Hanmefendi; prenses; soylu kadn. van pislii. 3. Gelin. 4. arap, gl suyu gibi svlarn kab; s b a r1, [bar (yans.)] is. Yksek sesle barmay, az rahi. S bn-y m ark, D o u p re n s esi; G ne.| | kavgas grltsn anlatan kk. [Zlfkar] b a r b a r bn-y M sr, M sr p r e n s e s i; Yusuf ile Z iileyha ba rm ak. 0 b ar b ar, (B a rm ak iin) fk e li ve hikyesinin kadn kah ram an ; Z eliha. y k sek sesle.\\ b ar b ar barm ak, Yksek s e s le banuc, [Far. bnc jryL>] (b a :n u :c) is. Salncak. barm ak, arm ak. | b ar verm ek, {az} B ir kim | senin znt ile a la y p szlam asn a dayan am abanyo, [Lat. balneum > t. bagno] ( b a nyo) is. 1. m ak. [DS] Binalarn, ykanma, temizlik ve tuvalet ihtiyac iin ayrlm, iinde lavabo, tuvalet ve du, kvet gibi tesisat bulnan blm; akarca; armak; imek; du; guslhane; hamam. 2. Ykamak veya ykan mak eylemi. 3. Tedavi ve sal korumak amacy la dezenfektan bir sv iine vcudun bir blmn daldrma ii. 4. Teknik bir ilem iin zel olarak hazrlanm sv. 5. inde ykanlan tekne ve kvet. 6. Scak su tedavisinin uyguland yer; lca; kap lca. 7. Tedavi amacyla vcudun tamamn veya b ar2, [bar / par (yans.)] is. Alevlenmeyi, parlamay anlatan kk. [Zlfkar] bar-la-m ak. b ar3, [b-mak (olm ak; m evcut o lm a k; v a r olm ak) > b-r (r: g en i zam an eki) l ba-r-r] (b a :r) {eT} is. 1. Var; mevcut. [KPy.] [Yknek] [Gabain] [ tigsizler] [Nevy] [DLT] [Tekin] [ETY] 2. sf. Hep. [EUTS] 3. Byk. [DLT] 4. Varlk. S b ar m u? Var m? [DLT]|| b ar yigde, ri i d e (Zizypha ru bra). [DLT]

BAR
bar4, [ba-mak > ba-r] {eT} is. 1. Dm. 2. Anlama; akit. 3. Sulh. bar5, [Erme, p ar / mar > bar jl>] {eAT'} is. 1. Kir; pas. 2. Kaplarn dibinde oluan tortu. 3. {a a | Sirke ve pekmez gibi svlarn zerinde meydana gelen kf; por. [DS] 4. {az} Hastalktan dolay azda mey dana gelen beyazlk. [DS] 5. {az} Srahi, aydan lk ve bardak gibi kaplarda oksitlenme vb. neden lerle meydana gelen pas; tortu; kire. [DS] 6. {az} Tkrk; salya. [DS] 7. {az} Yapkan olan her hangi bir madde. [DS] S b ar balamak, {az} K ir tutm ak; kirlen m ek; k ir e ba lam ak. [DS] b ar6, [Erme, bar / par (oynam ak, dans)] is. fo lk . 1. Erzurum ve dolaylarnda el ele tutuularak oynanan hareketli bir halk oyunu. 2. {az} Deniz turu. [DS] b ar7, [Far. br jl>] (b a :r) {OsT} 1. Yk. 2. Hamilele rin karnlarnda tadklar cenin. 3. m ecaz. Sknt, znt. 4. Yay kirii. 5. Meyve, iek ve yaprak gibi aa rnleri; meyve aalar ile sebzelerin iekleri, {az} (ayn) [DS] 6. m ecaz. Sermaye; ana mal. 7. {az} Fasulye, bezelye gibi bitki tohumlar nn yeil kabuu. [DS] S b r-ver, {OsT} 1. B o l m eyve v eren ; m eyveli. 2. iy i son u veren ; faydal.\\ b r-b er, {OsT} Yk tayan; hamal.\\ b r-b erd r, {OsT} I. Yk k ald ran ham al. 2. Skntya taham m l ed e n ; sabrl.\\ br-dn, {OsT} 1. Bavul, denk, d o lap, ek m ece g ib i iin e eya konulan yer. 2. arap iesi.\\ b r-d r, {OsT} 1. Ykl; ham ile. 2. (A a iin) b o l m eyveli.| br-gr, {OsT} 1. Yk k ald ran ; | y k tutan. 2. -* bargir.11 b r- dil, {OsT} G nl y k ; g a m ; keder.\\ b r- girn, {OsT} Aryk.\\ b rhne, {OsT} 1. Yklk. 2. Yolcu eyas in d irilecek yer.\\ br- hayt, {OsT} 1. H ayat yk. 2. Yaamn a r yn leri. [J b r- intizr, B ek lem e yk; b e k le m enin verd i i strap. | b r- istihfaf, K k g | rlm eden duyulan znt.| br- kaza, K ad erin | verd i i elem ve zntler; k a d e r yk.| b r- ke | d er, {OsT} znt yk; k e d e r yiik.1 b r- mih } net, {OsT} E ziyet v e elem yk. | br-ke, {OsT} 1. ] Yk kald ran ham al. 2. Skntya taham m l ed en ; sa brl. | bar-m end, {OsT} (A a iin) m eyveli; | m eyve v eren .| b ar olmak, {OsT} Yk olm a k .| br | | olma y ar ol! {OsT} K im seye y k olm a, yard m c o l" an lam n da kullanlan iyi d ile k szii.\\ b rnm e, {OsT} Yk ve eya b e lg e si.| br-senc, {OsT} | Yk tartan kan tar.| b r bengh, {OsT} T an abi | le c e k ey a; bagaj. b ar8, [Far. br j l ] (b a :r) {OsT} zf. Kere; misli. b ar9, [Far. br jU] (b a ;r) {OsT} is. 1. Giri; girie ve rilen izin. 2. {az} Bahe evresine harsz olarak al rp vb. eyden yaplan duvar. [DS] 0 brgh, {OsT} 1. M esken ; konut. 2. G irm ek iin izin aln m as g er ek en z e l y e r veya makam.\\ br-geh, {OsT} - * bar-gh.

i M

i K

b a r10, [Fr. barre] is. 1. ubuk halindeki jimnastik aleti. 2. Danslarn altrma almalar yaptklar duvarlara tutturulmu aa sopalar. b a r11, [Lat. barra (parm aklk, en gel) > ng. / Fr. bar] is. 1. Meyhanelerde mterilerin ayakta iki itikle ri ykseke tezgh. 2. Dans edilip elenilen ikili yer. 3. gnl. Tiyatro, vapur vb. yerlerde iki iilen yer. S b ar kadm, k ili y e r le r d e m terilerle on larn h esab n d an iki iip on lar e len diren kadn. b a r12, [ng. bar] is. m atb. Kesme ve ayrma iareti olarak kullanlan iki paralel izgi; (//). b a r 13, [Yun. baros (arlk) > Fr. bar] is. Hava basn birimi, b a ra 1, [bara] {eT} is. 1. Bir ila. [EUTS] 2. Bir tart ls birimi. [EUTS] 3. {az} Demirden kaldra ubuu. [DS] b a ra 1, [bara] {eT} is. 1. Bir ila. [EUTS] 2. Bir tart ls birimi. [EUTS] b ara2, [Bulg. bara] {az} is. 1. Bataklk. 2. Gl. 3. Sis; duman. 4. Ocak ba. [DS] b ara3, [Yun. mpra] {az} is. Demirden kaldra ubuu. [DS] B arab a, [baraba] is. Bat Sibiryada yaayan bir Trk kavminin ad. barab an, [Far. bl-bn => balaban] is. -* balaban, b arab ar, [Far. ber ber y\y] {az} zf. -* beraber. [DS] barabarlam ak, [Far. ber ber + T. -le--mek j--J] {OsT} {eAT} ite, f . [-u r] Beraberlemek. b arab at, [Yun. parapat] {az} is. 1. Bir tr balk a. 2. gnl. Hile; dzen; yalan. [DS] baracuk , [eT. barak > barak-uk] {eAT} is. Uzun tyl kk kpek, baragadi, [Yun. paragadi] {az} is. ok ineli uzun balk oltas. [DS] b aragan , [bar-mak (varm ak) > bar-aan] {eT} sf. Daima giden; ok varan; ok giden. [DLT] baragidi, [Yun. bre (hey) + T. gidi / bar-mak (var mak. gitm ek) + git-mek > bar-a gid-i ?] {az} nl. Adama bakn; hey! [DS] b araj, [Fr. barrage] is. 1. Tama tehlikesini azaltmak veya biriktirerek suyundan eitli ekillerde yarar lanmak amacyla bir akarsuyun nne yaplan set. 2. Bir snavda baarl saylmak iin almas gere ken puan. 3. Bir seimde seilebilmek iin alnmas gereken en az oy. 4. Engel. S baraj atei, as. D m ann b ir b lg ey i e le g e ir m e k iin ilerlem esi ni en g ellem ek k asd y la alar s rekli a te .| baraj | gl, B ir akarsuyun b a r a j a rk asn d a m eydana g e tirdii su birikin tisi,| b araj amak, B ir imtihan | veya seim v arn d a g etirilen en az p u an veya oyu g em ek. | b araj yapm ak (kurmak), spor. F u tb o ld a | yakn m esa fed en k a ley e y ap lan a tla rd a rakip takn oyuncular tarafndan, 9.15 m. den kaley i k a p a t a c a k e k ild e en g el m eydan a getirm eleri.

e i i i i f f s &

.4 6 5

BAR

b arak 1 - [bar-mak (varm ak, gitm ek) t bar (yksek, , iri) > bar-ak / Far. bralc] is. 1. Uzun ve sk tyl iyi koan bir av kpei. {eT} (ayn) [DLT] 2. gnl. Uzun tyl uha. 3. {az} ok akll insan. [DS] 4. {az} Kr bekisi; korucu. [DS] 5. {az} fo lk . Kz evinden olan evine gnderilen iek veya zeri ilemeli mendil. [DS] barak2, - [bar-ak] {az} is. 1. Yeillenmi sazlk. 2. Kirli gl. [DS] barak3, - [Ar. varak => barak] {az} is. Yaldzl kt. [DS] barak4, - [bar-ak] {az} s f 1. iek bozuu; opur. 2. orak. 3. Kark renkli. 4. Eri. [DS] barak5, - [Barak] is. Mz. Bir trk az, baraka, [t. b am ca] is. 1. Hafif malzemeden yapl m, abuk kurulup sklebilen, tek katl ve temel siz bina. 2. Derme atma malzemeden yaplm barnak; hu. barakan, [barak > barak-an] is. Kaba ynden yapl m bir tr sof. Baraklar, [barak-lar] z. is. Ouzlarn Bayat boyuna bal Gaziantep ve Nizip dolaylar ile komu Suri ye topraklarnda yakn kylerde yaayan ve tarmla geinen, laik yaradll, geleneklerine bal bir Trk boyunun ad. barakl, [barak-l > barakl] sf. Kpei olan; kpek ti. baraklg, [bar-ak-l] {eT} sf. Kpei olan; kpekli. [DLT] baral, [? baral] {az} sf. Benekli. [DS] baralak, - [baral-ak ?] {az} is. Yeni kan mee yapra. [DS] baram, [bar (var) > baram / barm] {eT} is. 1. Mal; servet; varlk. [EUTS] 2. Zenginlik. [EUTS] barama, [Far. behrme 1^;] {az} is. pek kozas. [DS] baranma, [Yun. paramina] {az} is. Kayalar delip paralamakta kullanlan iki metre boyunda sekiz keli demir ubuk; klnk. [DS] baramit, [Sansk. paramit] {eT} din. are yolu; hal letme yolu. [EUTS] baramlg, [baram-l / barm-l] {eT} sf. Mreffeh; varlkl; zengin [EUTS] [Gabain] baran1, [baran] {az} sf. Yksek; ulu. [DS] baran2, [Far. briden (yam ak) > brn j lj l] (b a :ra:n) {OsT} is. Yamur. 0 brn-dde, {OsT} 1. Yamur grm . 2. B an dan o k o la y g em i; tecrbeli. | brn -rz, {OsT} Yam ur s a a n ; yam u r | gibi dklen. | brn-zede, {OsT} Y am urda slan | m. baran3, [Erme, paran] {az} is. 1. Meyve aalar dizisi; zm ve meyve aalar dizisi. 2. ift srer ken sabann at iz. 3. Sebze fidelerinin dikildii hendek; kark. 4. Bostan. [DS] b aran etmek,

{az} Zeytinlik ve in cirlikleri iki d e fa s k a srm ek. [DS] b aran 4, [Slav, baran / Zaza Krt, beran / t. barramina] {az} is. yandaki ko; iri ko. [DS] b a ra n a 1, [Yun. perama] is. 1. atal kazk; fasulye sr; zm ubuklarn dayamaya yarayan atal aa; {az} (ayn). [DS] 2. Ba ve bahe etrafndaki it. 3. {az} nce deme. [DS] S b aran a demiri, {az} Kuyu kazm ak, ta ka rm a k iin kullanlan elli altm santim etre sa p olan b ir tr dem ir. [DS] b aran a2, [Ar. Brn (H alife M e mun un ei) > bora na / barana] {az} is. 1. Lop yumurtann zerine sarmsakl yourt dkerek yaplan yemek. 2. Sala ta; ot yemei. 3. Ispanak, semizotu gibi sebzeler den yaplan yemek. 4. Kuru zm, nohut ve koyun eti ile yaplan yemek. [DS] b aran a3, [Slav, borana / bran] {az) is. Trmk. [DS] b aran a4, [Far. br-hne jL] (b a ra :n e) {az} is. 1. G kafilesi. 2. G. 3. Amalan ve almalar bir olan kiilerin meydana getirdii topluluk; kafile; grup; blk; kme; parti. 4. Toplant. [DS] B aran i, [Sansk. baharanl] {eT} z. is. Bir yldz ad. [EUTS] barani, [Far. brn- ^b ^ ] (b a :r a :n i ;) sf. 1. Y a murla ilgili. 2. is. Yamurluk; kaput, baranlam adan, [baran-la-ma-dan] {az} zf. Anszn. [DS] baranlk, - [baran-lk] {az} is. 1. Baran3 yaplacak yer; Meyve aac dikilecek yer. 2. Fidelik. [DS] barapahna, [Yun. parapahna] {az} is. Drt keli tahta hayvan yemlii; yalak. [DS] baran ta, [Mog. / eT. bar-mak > bar-anta?] is. Yam a iin yaplan akn; baramta. barumta, parnt. b aras, [Ar. bara ^y>y] {OsT} is. Vcutta yer yer be yaz lekeler meydana getiren ve tedavisi olmayan bir hastalk. baras, [bar-mak > bar-as] {eT} sf. (Yer iin) varla cak; gidilecek. [DLT] b arata, [t. berretta] ( b a r e ta) is. 1. mparatorluk d neminde bostanclarn, topularn ve kapclarn giydikleri krmz uhadan yaplm, ucu kvrk, uzun klah. 2. {az} Le. [DS] 3. {az} Artk; kaln t. [DS] b aratary a, [t. barataria > Fr. barater (aldatm ak)] (b a r a t a rya) is. 1. Aldatmak, hile yapmak. 2. dnz. Kaptann ve gemi adamlarnn, yk sahibi veya sigortac aleyhine, kastl davranlar, b arav, [Erme, barav] {az} is. Kocakar. [DS] baray, [Far. b-rey (dnm eden) => baray] {az} is. Rza; raz olma; muvafakat etme. [DS] barba, [t. barba (sakal) > Yun. barbas] (b a 'rb a) is. 1. Sakall erkek; ihtiyar. 2. argo. Meyhane ileten adam; meyhaneci. 3. {az} Araba tekerleinin orta sndaki yuvarlak demir. [DS] 4. {az} Karadaki ka

BAR

M C E S H

. 4M

yk ve motorlarn dengesini salamak iin destek olarak kullanlan ksa ktk. [DS] 5. {az} Aa temel. [DS] 6. nl. Rum meyhaneciye seslenme s z. barbah, [Ar. barb 1>jJ {OsT} is. 1. Msrllarn tap na. 2. Msr koruduuna inanlan ta stun bi imindeki tlsm, b arbakan, [Ar. bbel-bkare (s r deli i) > sp. barbacana > Fr. barbacane] is. 1. stihkm. 2. Kale kaplarn savunmak iin meydana getirilmi tah kimli mevzi. 3. Gvenli bir ekilde ate edebilmek iin kale duvarlarndan alan mazgal, barbal, [Gre, borbal (tekerlek, a rk ) > barbal] {az} is. 1. Deirmenin dnmesini salayan suyun arp t kanatlar. 2. Kurutulmak iin dizilmi msr de metleri. [DS] b a rb a r1, [bar (ba rm a sesi) + bar] {az} sf. 1. G rltc, patrtc. 2. Palavrac. 3. Atak. 4. Yabanc. 5. Bir kimsenin aleyhinde bulunan, ktlk yapan. 6. Geliigzel ve saygszca konuan. [DS] b a rb a r2, [Lat. barbarus > Yun. barbaros (G rek o lm a y a n ) > Fr. barbare] is. 1. (Eski Yunan, Roma iin) Got, Vandal, Burgont, Sev, Hun, Alan, Frank kavimleri ve daha sonra Flristiyanlara gre kendile rinden olmayan kavimler. 2. Uygarlamam ka vim. 3. gnl. Kaba ve zalim kimse. 4. {az} Sert kimse; hain adam. [DS] b arb arca, [barbar-ca] zf. 1. Barbarlara yakr bi imde. 2. Kabaca, b arb aria, [Yun. barbarikion] {OsT} is. Bir kuma tr. barbarike, [t. bozza alla barbaresca] is. dnz. Flalat dmleme yntemlerinden biri, barb arizm , [Fr. barbarisme] is. dbl. Bir szn fone tik veya morfolojik yapsnda yaplan byk yan llk. b arb arlam a, [barbar-la--ma] is. 1. Barbarlamak ii. 2. Eski Romada halkn, barbarlarn etkisi ile gelenek ve grenek bakmndan yozlamas, b arb arlam ak , [barbar-la--mak] dnl. [ - r ] 1. (Eski Roma imparatorluu halk iin) barbar kavimlerin etkisi ile kendi rf ve detlerini kaybet mek. 2. Barbar gibi davranmak, barbarlk, - [barbar-lk] is. 1. Barbar olma duru mu. 2. Bir barbardan beklenebilecek davran; vah ilik; canavarlk. 3. Roma fetihlerinin sonunda, Yunan-Latin kltrne kar ynelen kuvvetlerin tm. 4. (Hristiyanlar iin) Hristiyan olmayan mil letlerin durumu, barba, [bar+ba-] is. Erzurum yresi oyunlarnda oyuncularn sa tarafnda yer alan ve oyunun d zenini salayan kii; ban yneten kii, b arb ata, [t. barbetta (sakal) > barbetta (kk s a k a l)] ( b a r b a ta) is. Kale duvarlarnn zerinde top

atlarnn yaplabilecei ekilde yaplm girintili kntl korkuluklar, barbe, [Fr. barbet] is. rdek avclnda kullanlan iyi yzc bir av kpei cinsi, barbek, [Haiti yer. d. > sp. barbacoa > Amerikan ng. banbecue] is. 1. Ak havada zgara ve evir me yapmaya yarar bir eit mangal. 2. Yazlk evle rin balkonlarnda bir kede yer alan mineyi an drr bacal ocak, barben, [Fr. barbin] is. zg makinelerinde iplii gndermeye yarayan para, barbet, [Fr. barbette] is. as. dnz. Gemi toplar iin hazrlanm siperlik, barbitrik, [Fr. barbiturique] sf. Barbitrik asitten tretilen barbitrik asit, kim. re ve etil m alonattan e ld e ed ilen b ir o rg a n ik b ile ik ; CH2 (CONH)2 CO; m alonilre. barbun, [t. barbone] {az} is. -* barbunya. [DS] barbunya, [t. barbone / Yun. barbouni] (barb u nya) is. 1. zool. Scak ve lk denizlerin kyya yakn dip lerinde yaayan krmz pullu beyaz etli bir balk tr; uka: mcr; tekir, (M ullas barbatu s). 2. bot. Yuvarlak ve zeri krmz benekli bir tr fasulye. 3. argo. Tam not; on numara. 4. arg o. Rengi dolays ile (eskiden) on milyon, (imdi) on liralk liralk kt para. barbunyagiller, [barbunya-gil-ler] is. zool. rnei barbunya ve tekir olan, vcutlar iri pullarla kapl dikenli yzgeliler alt takmndan balklar, (Mullidae). b arb u t1 [? barbut] is. 1. Zar atarak oynanan bir tr , kumar oyunu. 2. Arabada arka tekerlekleri tutan aa. barbut2, [Far. Brbud (ranl m ziki) / Yun. barbitone -5>;_>l] {OsT} is. Eski bir alg, barbngh, [Far. br-bn-gh 15^,1,] (ba :rb n g :h ) is. Yklk. b arcak , - [barcak] {az} is. Katr nal. [DS] barc, [bar-c] is. Bar ileten kimse, barck, - [Far. br (yk) => bar-ck] is. At arabala rnda alt yastk, barclk, -, [bar-c-lk] is. Bar iletmecilii, barcn, [barem] {az} is. Y ayla. [DS] b a r a 1, [bar (var; olan, m evcut) > bar-a] {eT} sf. ve zf. 1. Btn; hep; hepsi; bsbtn; tamamyla; ne kadar varsa; olanca. [DLT] [ETY] [EUTS] [KPy.] [ tigsizler] [Gabain] 2. Byk. b ara2, [t. barza / barga / bargia] ( b a ra ) is. dnz. 1. Krek ve yelkenle iletilen yk gemisi. 2. Kalyon trnden kk sava gemisi, b arak , - [eT. b-mak > bal-mak (ba lan m ak) > bal-ak / bar-ak] is. Bak ve kllarn tutamakla rnda elin kesici ksma kaymamas iin yaplm kk knt; kabza siperi.

467

BAR

barin, [uv. purm [Clauson] / Far. abriim [Tietze]] {eT} is. 1. Bir tr kuma. [Gabain] 2. Kadife. [EUTS] 3. pekli kuma. [DLT] bard, [bard / bart] {eAT} is. Yara; ba. b ard a1 [Ar. barda'a , y] {az} is. Eyer. [DS]

b ard al1, [t. bardallo (gen elev)] faSr/NLJCarlksz; bedava. 2. Fahie; orospu. [DS] bardal2, [partal > bardal] {az} sf. Taranmam sa. [DS] bardalam ak, [barda-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] Ksteklemek. [DS] bardalanm ak, [barda-la-n-mak] {az} gsz. f . [ -r ] Yrrken veya koarken ayaklar dolamak; bir ye re taklarak ksteklenmek. [DS] bardalhana, [t. bardello + Far. -hne] {az} is. Ge nelev. [DS] b ard an 1, [Far. br-dn] {az} is. Saman tamak iin kldan yaplan byk uval; teliz. [DS] bardan2, [? bardan] {az} sf. Pek beyaz. [DS] b ard ar, [Far. br (yk) + dr (tutan) jbjl>] {OsT} sf. Gebe. b ard a1, [bar-da] {az} is. 1. Oyun balamadan n ce iki arkadan oyuna girenleri semek iin sz lemesi; e tutma. 2. Birleip anlama. [DS] barda2, [ba-da-] {az} is. Bada. [DS] bardam ak, [barda-nak] {az} gsz. f . [-r] Oyun balamadan nce iki arkada oyuna girenleri se mek iin szlemek; e tutmak. [DS]

barda2, [Alm. barte (balta) / Rume. barda (f baltas) / t. alabarda] {az} is. 1. zel olarak ya plm bir eit dlger baltas. 2. Dam ustalarnn kulland bir taraf keskin br taraf ember par as gibi eri bir tr eki. 3. Fc keseri. 4. Ma rangoz ba. [DS] bardaba, [t. vardabassol] {azj sf. 1. Serseri; ha ar; burnunun dorusuna giden; saygsz. 2. Ter tipsiz; iini bilmez; perian; savruk; pasakl. [DS] bardack, - [barda(k)-ck] is. bot. 1. Kk boylu taze incir, {az} (ayn) [DS] 2. {az} Uzunca boylu sar veya mor renkli bir tr erik; bardak erii. [DS] B bardack ars, {az) Grnm v e yuvas b a r d ak biim in de olan e e k arsn dan bira z kk, in ce yapl, sa r kara, uzunca ar. [DS] barda, [bar-mak > bar-da] {eT} sf. 1. Gidici; varc. [DLT] 2. Zarar. [DLT] bardak, [bart (testi) > bart-al > bard-ak jjy lj is. 1.

Toprak testi. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. Su ve benze bardel, [t. bardello] {az} is. Fahie; orospu. [DS] ri svlar imek iin kullanlan ounlukla camdan bardelhana, [t, bardello+ Far. hne] {az} is. Gene yaplm kap; aya; ng; kadeh; kayna; kupa. 3. lev. [DS] {az} amdan yaplm su testisi. [DS] 4. {az} e bardena, [? bardena] {az} is. Ynn taranp eril itli maddelerden yaplma ibrik; sarak; surak. meye hazr biimi. [DS] [DS] 5. {az} Kiremit. [DS] S barda taran son bard, [bard] {az} is. Dam kenarlarna saak yerine damla, S abrn son snrn z orla y an davran. | | denen ve hasr yaplan bir tr saz; hasr otu. [DS] barda tarm ak, S abrn son snrn a m a k .| | bard, -c [Far. brdc / Erme, p ardi ?] {az} is. bardak aac, bot. A sya ve O kyanusya d a y etien Frn sprgesi. [DS] uzun ve a rd k y a p ra k l b ir sa rm a k tr aa, bardi, [Yun. pardin (pars)] {az} is. Bir tr akal. (N epenthes distillatoria)\\ bardak alt, 1. B ard a n [DS] konulduu y e r i k irletm em esi iin kullanlan o u n bardo, [Lat. burdo / Yun. badn > Fr. bardot] is. 1. lukla cam , p o rselen , p lastik ten yap lm veya h a sr Babas at, annesi eek olan melez hayvan. 2. {az} cinsi m alzem eden rlm altlk. 2. Tavan aras.\\ Katr. [DS] bardak erii, bot. U zunca boylu sa r veya m or bardok, [bar-mak (varm ak) > bar-duk] {eT} sf. (Yer renkli, iri ve tatl b ir tr erik ; bardack.\\ bardak iin) varlan; gidilen. [ETY] gveci, {az} T op rak m lek te p iirilen etli yem ek. [D S]|| bardak kuu, {az} B ard ak l. [DS]|[ b a r bardona, [t. bardone] (b a rdone) is. dnz. Direi ka balayan halat, daktan boanrcasna yam ak, o k fa z l a ve id barduk, [bar-duk] {eT} zf. Vard. [DLT] detli yam r yam ak. bardak, [bardak-] {az} is. 1. am aalarndan bardak yapan kimse. 2. Taze incir. [DS] *5 b ard ak kuu, {az} T arla ku. [DS] bardakl, [bardak-n > bardakl] {az} is. A a larda, ta kovuklarnda bardak eklinde yuva yapan bir ku; bardak kuu. [DS] bardakn, [bardak-n] {az} is. bardakl. [DS] bardaklk, - [bardak-lk] is. 1. Kahvecilerin iine bardak sraladklar tezgh stndeki ssl dolap veya blme. 2. {az} Evlerin duvarlarnda bardak koymak iin yaplan raf. [DS] bare, [Far. bre ojl>] (b a .re) {OsT} is. 1. Kere; kez; defa. 2. Kale. 3. Zlf. 4. At. barebollom, [Lat. para-bellum] ( p a r a b e llum) {az} is. Eskiden Alman ordusunda kullanlm olan bir ateli silah markas. [DS] barec, [Far. brec jl>] (b a .r ec ) {OsT} is. bot. t zm. baregh, [Far. brgh lSjl>] (b a :r e g :h ) is. 1. H kmdarn saray; saray; taht salonu. 2. Yk hay vanlarna yk vurulan avlu ya da meydan.

BAR

I M

I H M

bareha, [Far. bre (kez) > bre-h U jlj (b a :r eh a :) {OsT} z f ok defa; nice kez. barekallah, [Ar. brek (m barek etsin) + Allah iijL 4I] {OsT} iinl. 1. Mbarek olsun; Allah mbarek etsin. 2. Maallah; aferin! 3. Ne gzel; harikulade, barekm or, [Aramca. barek-mor] iinl. Suriye Hristiyanlar dilinde Tanrm, takdis et! anlamnda es ki bir selamlama sz, barem , [Fr. Barreme (Fran sz m atem atiki'.)] is. Dev let memurlarnn aylklarn dzenleyen cetvel, barende, [Far. brende ojj_,L] (b a :ren d e) sf. 1. Y a dran. 2. Yadnc. barenim, [Yun. paranimion] {az} is. Bir kimseye bir kusurundan dolay taklan ad. [DS] b aret, [Fr. barette] is. ounlukla madenci ve inaat larn giydikleri ba darbelere kar koruyucu ba lk. barfiks, [Fr. barre (ubuk) + fixe (sabit)] is. spor. ki ayak zerine tutturulmu paralel ubuktan meydana gelen jimnastik aleti, b arfor, [? barfor] is. Kknarn z odunundan elde edilen kaln kereste, b arfu r, [? barfur] is. Kereste biilirken ktn kenar taraflarndan karlan dzgn olmayan tahta, b arg, [ba-r > bar jyl] {eAT} is. Bar,

barhana, [Far. br ( zel y er) + hane (ev) ajU-jL] ( b a r h a na) is. 1. Kafile; grup, {az} (ayn) [DS] 2. {az} Kk kervan. [DS] 3. {az} G. [DS] 4. {17.yy.} G eyas. 5. {az} Aile fertleri. [DS] 6. {az} Ev eyas. [DS] 7. {az} Ev eyas konulan yer. [DS] 8. Byk han, kervansaray; {az} mola; konak. [DS] 9. {az} Toplant; parti; frka; demek. [DS] 10. {az} Motor ve kayklarn gneten ko runmas iin yaplan st kapal yer. [DS] 11. {az} Byk kazan. [DS] 12. {az} Kaba tyl hah. [DS] 13. {az} Byk ev. [DS] fi1 b arhana yeri, {az} 1. T oplan m a y e r i; biriktirm e yeri. 2. K afilen in kon ak yeri. [DS] barhane, [Far. br ( zel y er) + hne (ev) AiU-jl;] (b a :r h a :n e ) is. 1. Yklk. 2. Yolcu eyas indirile cek yer. Barhasuvadi, [Sansk. Brhaspati] {eT} z. is. Jpiter yldz. [EUTS] barhk, - [Krt, berh (kuzu) + -ile (klt, e.)] {az} is. Kuzu. [DS] barhda, [Far. br-hd J^jl] (b a .rh d a :) is. 1. Odac. 2. z. is. Allah. b a r1 [eT. bar (var) > bar-] zm. Belirsizlik zamiri; , hepsi. [ETY]

bar2, [Far. br (duvar)} {OsT} is. 1. Kale. 2. Etraf surlarla evrilmi yer. 3. {az} Avlu duvar zerine konulan al rp; it. [DS] 4. {az} Tarla snr. b arga, [bar-ga] {az} is. Kuzu al. [DS] [DS] 5. {az} Tarlann alt yanna yaplan ta set. bargh, [Far. br (yk) + gh (yer) / bargeh I S j \ > [DS] 6. {az} Ba ubuu, [DS] 7. {az} Yoku. I?jl] (b a rg :h ) {OsT} is. 1. Yk hayvanlarnn [DS] 8. {az} Pirin tarlalarndaki parsel. [DS] 9. {az} Ky evlerinde bulunan ocak ba. [DS] 10. yklendii avlu veya alan. 2. zinle girilebilecek Bahe duvar. yer. 3. gnl. Allahn huzuru. 4. Hkmdar saray veya adr; ota; taht salonu; saray, b arg 1 [bar- / br] {eT} sf. Kokmu (ey). [DLT] , bargam , [Fr. merlu => barlam > bargam ?] {az} is. barg2, [bar-] {eT} is. 1. Yolculuk; gidi. [EUTS] zoo l. Levree benzer bir tr balk, (M erluccis [DLT] 2. Yry. [EUTS] [Gabain] m erlu cciu s) [DS] bargl, [bar-l] {eT} sf. 1. Varmay, gitmeyi dile b arg an 1, [bar-an] {eT} sf. Varan; giden; gidici. yen. 2. (Kii iin) varmak, gitmek zere olan. [DLT] [DLT] b argan 2, [baz-an / bar-an] {eT} is. Meyve; mersin bargm a, [bar-mak (gitmek, varm ak) > bar-ma] sf. aac yemii. [DLT] Giden; varan. [ETY] b argir, [Far. br (yk) + -gir (tutan) jj\] {OsT} Yk hayvan; yk at; beygir, bargirci, [bargir-ci] is. Beygirci. bargu, [bar-u] {eT} sf. Varlacak; gidilecek. [DLT] bargu, [bar-u-u] {eT} sf. Varc; gidici. [DLT] barguluk, [bar-u-luk] {eT} is. ve sf. Gitmeyi hak eden kii. [DLT] b a rh a 1, [Far. brh ljl>] {OsT} zf. Sk sk; zaman zaman; defalarca. b arh a2, [Far. br (yk) + -h (oklu k eki) U jl] (b a :rh a :) {OsT} is. Ykler, barhal, [Erm. parxtrts [Tietze]] {az} is. 1. Kuzey. 2. Kuzey rzgr. [DS] b angsam ak, [bar--sa-mak] {eT} gsz. f . [ -r ] Git mek istemek; varmak dilemek; gitmeyi dnmek. [DLT] [EUTS] [KPy.] [Gabain] b a n k 1 - [bar-k] {az} is. Sivri tepeler arasndaki , uurum; yksek kayalar arasndaki yarklklar. [DS] bark2, - [bar-k] {az} is. 1. Herhangi bir eyin ok bulunduu yer. 2. Ot, ayr vb. bitkilerin oka bulunduu yer. 3. ayrlk; yeillik yer. [DS] barkm ak, [bar-k-mak] {az} gsz. f . [ -r ] Yk altnda, sr vb. arasnda kalarak ezilmek. [DS] b anlam ak, [Far. br (duvar) > bar-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [-l()-y o r] (Ba, bahe vb. iin) etrafn al ile evirerek it yapmak. [DS] banlanm ak, [Far. br (dvar) > bar-la-n-mak / eT.

M M

. 469

BAR

bar-mak > bar-l-an-mak] dnl. fi. [-r ] Kendini korumak ve savunmak iin uygun bir yere ekil mek. barl, [Far. br (duvar) > bar-l] {az} sf. Muhafa zal; korunakl. [DS] barlmak, [bar-l-mak] {eT} edil. f . [-u r] Varlmak; gidilmek. [DLT] [EUTS] barn, [ba-mak (ba lam ak) / Mo. bari-mek (tut m ak) > bar-m] {eT} is. Zenginlik; mal mlk; ser vet; varlk. [Gabain] [Tekin] [KPy.] [ETY] [EUTS] barmak, [Mo. barimek (eld e etm ek, tutmak, y a k a lam ak, g a sp etm ek) > bar-mak] gl. f . [ - r ] 1. na etmek; yapmak. [ETY] 2. Tutmak; elde etmek. [ETY] 3. Bakmak; korumak; hizmet etmek, {az} (ayn). [DS] 4. {az} Kendine gelmek; glenmek. [DS] 5. (Bitki iin) dikildii yerde tutmak; kk sal mak; kklemek, barmlg, [barm-l] {eT} sf. Mreffeh; varlkl; zen gin. [EUTS] [Gabain] barmsnmak, [bar-msn-mak] {eT} gsz. f . 1. Git mek istemek; varmak istemek. 2. Gider gibi g rnmek. [DLT] barn1 -rn [bar-m / barn] (ba:rn ) {az} is. G , s. [DS] barn yuka, M erham etli. barn2, [bar-n] {az} is. kzleri otlatma; karnlar n doyurma. [DS] barnak, - [bar-mak > bar-n-ak] is. 1. Barnlacak yer; yatak, (1935). 2. Ev. 3. Yurt. 4. dnz. Kylarda gemilerin snmas iin yaplm mendirekli li man. barndrm a, [bann-dr-ma] is. Barndrmak ii. barndrm ak, [barn-dr-mak] gl. f. [ -r ] 1. Barn masn salamak. 2. Misafir etmek. 3. Korumak, saklamak. barnlk, - [bar-n-lk / barm-lk] (ba:rn lk) {az} is. Gs korumak iin dtan sarlan geni kuak. [DS] barnma, [bar-n-mak > bar-n-ma] is. 1. Korunma amacyla oturma. 2. Snma. 3. Yerleme. 4. Sak lanma. barnm ak1, [bar-m-mak] {eT} gsz. f i [-u r ] 1. Varr, gider grnmek. [DLT] 2. Boanmak; serbestlen mek. [EUTS] 3. Ay ba kan gelmek. [DLT] barnm ak2, [eT. b-mak (ba la m ak ) > ba-r-mak > bar--mak > bar--n-mak Ja-jjL] dnl. fi. [-r ] 1. Kendini yaatmak; geinmek; ihtiyacn karlamak {eAT} {az} (ayn). [DS] 2. Korunmak iin bir yeri veya bir eyi siper edinip oturmak; snmak; {az} (ayn). [DS] 3. Yerlemek; oturmak. 4. Anlaarak, uyuarak bir arada oturmak. 5. Saklanmak. 6. {az} Bulunduu durumu uzun sre korumak. [DS] 7. {az} Bir yerde, bir ite almak. [DS] 8. {azf Kendine gelmek; glenmek. [DS] 9. {az} Tatmin olmak. [DS] 10. {eAT} Kt kanaat geinmek.

bars, [eT. bar (var) > bar--s-] {az} zm. Tamam; btn; hepsi. [DS] b ar1, [bar-] {az} sf. (Alveri i vb. iin) gtr; kabala; toptan. [DS] S bar almak, {az} B ir ii y a p m a k zere sa h ib i ile gtr p a z a r lk etm ek. [D S]|| bara vermek, {az} B ir ii gtr p a z a r lk la verm ek. [DS] bar2, [bar-mak (varm ak) > bar-] is. 1. Barmak ii. 2. Sava halinde olmayan lkenin durumu; sulh. 3. Bireyler arasndaki uzlama, anlama. 4. {eT} Gidi; var. [Gabain] fi1 bar antlamas, S a va s o n a erd irm ek a m a cy la taraflarn y apt ant lam a^ bar gr olmak, H er trl dargnl, ksknl unutarak b a rm a k; b arp yen iden dost olm ak, {az} (ayn) [DS] bar, [bar--] s f 1. Bar yanls; barsever. 2. Bar isteyen, barl, [bar--l] sf. 1. Bar yanls; barsever. 2. Bar isteyen. barhk, - [bar---lk] is. 1. Bartan yana olma; barseverlik. 2. Bar isteme hli, bardurm ak, [bar--dur-mak] {eAT} gl. f i [-u r] Uyuturmak; kaynatrmak; imtiza ettirmek. bark1 - [bar--k ^-ijL.] sf. 1. Herhangi bir kim , se ile dmanl ve dargnl olmayan. 2. evresi ile uyuan; anlaan. 3. is. {eAT} Barklk; sulh. S bark itmek, {eAT} B a r iin de olm ak. bark2, - [bar--k] {az} s f (Alveri, i vb. iin) gtr; kabala; toptan. [DS] barklk, - [bar--k-lk jIjLj] is. Bark olma durumu; sulh; dzenlik; {eAT} (ayn). barlg, [bar--l] {eT} is. 1. Varlan, gidilen yer. 2. Konuk odas. [DLT] barm a, [bar--ma] is. 1. Barmak eylemi ve du rumu. 2. Dargn olmama. 3. Uzlama; uyuma; uz luk. barm ak, [bar-mak (varm ak, gitm ek) > bar--mak ite, f i [-r ] [eT ., eAT. -ur] 1. Birbirine gitmek, gitmekte yardm ve yar etmek. {eT } (avm) [DLT] 2. {eAT} Uyumak; holanmak; kaynamak; imtiza etmek. 3. Arada var olan dmanl veya dargnl kaldrarak anlamak; grmek. {eAT} (ayn) 4. {az} Bir ii gtr olarak almak veya vermek; gtr anlamak. [DS] barsever, [bar-+sev-er] sf. 1. Devletler arasnda bartan yana olan. 2. Her eye ramen bar savu nan. 3. Herkesle iyi geinen. 4. Bar devam ettir meye alan, barseverlik, -i [bar-+sev-er-lik] is. Barsever olma durumu, bartrm a, [bar--tr-ma] is. Bartrmak ii. bartrm ak, [bar--tr-mak JjjJlAjLj] gl. f i [ - u f 1. Dargn olan kiilerin aralarn bularak anlamalar-

BAR

OTlHIElitt SElli. -m
baril, [t. barile] {OsT} is. dnz. Varil, barilim , [Far. bari + T. -lim (etkisiz, doldu rm a bil ek)] (ba:rilim ) {az} zf. Hi olmazsa. [DS] har iin, [Far. bri + T. -m] (b a : rim) {az} zf. Hi ol mazsa. [DS] b arim etre, [Fr. barymetre] is. Grlt iddetini l meye yarayan alet, b arim etri, [Fr. barymetrie] is. Beden llerinden yararlanarak bir hayvann yaklak olarak arln tahmin etme. baris, [Yun. baris (kayk)] is. zool. Km kanatllarn hortum azlgiller familyasndan, kurtuu turpgil ler ve sevda ieigillerin sapnda gelien kk zararl bir bcek, barisfer, [Fr. barysphere] is. je o l. Y er krenin iin deki ok yksek younluklu ksm; ar kre. barisiye, [Ar. brsiyye -u-Ajy (b a :ri:siy e) {OsT} is. huk. Eskiden len Hristiyanlarm miraslarndan alman vergi. baristariyon, [Yun. peristeren] {OsT} is. bot. Mine iei. bari, [Far. briden (yam ak) > bri j i j t J (ba:ri) {OsT} is. 1. Yamur. 2. Yama. 3. Saanak, barit, -di [Fr. baryte] is. kim. 1. Baryum oksit: BaO. 2. Baryum hidroksit: Ba(O H)2. baritin, [Fr. barytine] is. min. Doal baryum slfat: B a S 0 4. bariton, [Yun. barus (ar) + tonos (ses tonu) > Fr. baryton] is. mz. 1. Tenor ve bas arasndaki erkek sesi. 2. Alto ile basso arasnda ses karan pistonlu alg. 3. dbl. Son hecede vurgu olmayan kelime, baritonlam a, [bariton-la--ma] is. Ses perdesinde inceden kalna gei olarak beliren deiiklik. bariy, -yyi [Ar. briyy jjl;] (ba:riy) {OsT} is. -* bariya. bariya, -a i [Ar. briy Hasr. (b a .r iy a .) {OsT} is.

n ve barmalarn salamak. 2. Boanmak zere olan kar kocann anlamasn salayarak evlilik birliine dnmelerini salamak. 3. Uyuturmak; imtiza ettirmek, b a n t, [Ar. brd / Far. barut] {az} is. Barut. [DS] fi1 b art gibi, {az} o k eki. [DS] b artlam ak, [bart-la-mak] {az} gsz. f. [-r ] [-l()y o r ] fkelenmek. [DS] b a ri1, [Ar. ber (yaratm ak) > br! ^jl;] (b a .r i:) {OsT} sf. 1. Yaratan, yaratc. 2. (Allahn sfatlarndan) her eyin tek yaracs. B r-T al, {OsT} Yce Tanr. b ari2, [Far. bari ^jU] (ba : ri) {OsT} e. 1. yle ise. 2. Hi olmazsa; hi deilse. 3. Keke. 4. Bir defa, bir kerecik olsun. b ari3, [Yun. barys (arlk)] is. CGS sisteminde bir din/cm2 ye edeer basn birimi. b ari4, -i [Ar. bari' j jl.] (ba :ri) sf. Mkemmel; ok stn; ok gzel, b ari a, [Ar. bri'a] (b a :ria ) sf. -* bari4, barid, [Ar. berd (soukluk) > brid jjL] (ba :rid ) {OsT} sf. 1. Souk. 2. Serin; ho. 3. m ecaz. Sevim siz; souk. S brid-kelm , {OsT} A c dilli; n eza ketsiz:.| brid l-m izc, {OsT} Souk, ekin gen | yarad ll. baridane [Ar. brid + Far. -ne ibjlJ (b a .rid a .n e) {OsT} zf. 1. Souk bir tarzda. 2. Souk bir eda ile. barih, [Ar. brih j-jl>] (ba:rih, h k aim sylen ir) is. Yazn Afrikadan esen scak ve kuru rzgr; sam yeli. bariha, [Ar. briha *=-jL.] (b a .rih a ) zf. 1. nceki g nn gecesi; dnk gece. 2. Dnk gn. b arik 1, [Ar. berk (im ek) > brik jjU] (ba:rik, k, k a im sylen ir) {OsT} sf. 1. imekli. 2. Parltl; kl; parldayan. b arik2, [Far. brik dLjl] (b a :r i:k ) {OsT} sf. 1. Dakik.

2. Nazik; ince. S brk-bn, {OsT} 1. n c e ey leri bariye, [Ar. briye 4jjI>] (ba :riy e) {OsT} is. - * bariya. gren . 2. En ince ayrntlarna k a d a r gzden g ei- bariz, [Ar. bruz (a k lam a) > briz (diiz b ir zem inde ren. | brk-r, {OsT} n ce ve z a r i f o la r a k eiren. | | | n e kan) jjL] (ba:riz) {OsT} sf. spata gerek ol b rk -ter, {OsT} D a h a in ce; p e k ince. mayacak ekilde ak; besbelli. 2. Gzle grlr; barika, [Ar. berk (im ek) > hrika jL] (b a :rik a ) belirgin. S bariz olmak, {OsT} G r lm ek; ortaya {OsT} 1. imek. 2. imek akmas veya yldrm km a k; vaki olm ak. dmesi srasnda meydana gelen aydnlk. S5 barizleme, [bariz-le--me] is. Barizlemek ii. brika-i hakikt, {OsT} G erein im e i.| bri| barizlemek, [bariz-le--mek] dnl. f. [- ir ] Ak oka-nm , {OsT} P arlak. larak ortaya kmak; belirginlemek. b arikat, [Fr. barrique (f) > barricade] is. 1. Bir b ark 1, [bark (yans.)] is. rdek sesine benzer sesleri cadde veya yoldan geii durdurmak amacyla elde belirten yansmal kk; vark; vak. bulunan her trl malzemeden yararlanlarak yap b ark 2, [eT. b-mak > ba-r--malc > bar-k] {eT} is. 1. lan engel. 2. as. Dmann ilerleyiini durdurmak, Barnak; ev bark; konut; ev; bina; mesken. [EUTS] yavalatmak ve kayp verdirmek iin konulan oya [DLT] [ETY] [Gabain] [Tekin] 2. Mal mlk; tanlayc engeller.

1IRMMI.471
maz. [Gabain] [Telcin] 3. Mezarlarn zerinde trbe eklinde yaplm olan bina; amt-kabir. [Gabain] [Tekin] 4. Hkmdar saray. [EUTS] 5. {az} Otel. [DS] 6. {az} Bahe. [DS] S b ark itgi, M im ar; bin a yapm cs. barka, [sp. barca] (ba rka) is. dnz. Byk sandal, barkalonga, [t. barca lunga] {OsT} is. dnz. Bir tr spanyol gemisi, barkan, [? barkan] is. Rzgrn estii ynde yarmay eklinde oluan ve yer deitiren kum yn, barkana, [Far. brhne => barhana / barkana] {az} is. 1. Grup; takm; kafile. 2. Yemek iin birka ki inin bir araya gelmesi. 3. obanlarn yemeklerini koyduklar yer. [DS] barkanak, - [barkana-k] {az} is. st ba dar madank olan; pasakl; perian. [DS] bark ar, [? barkar] {az} is. Poyraz. [DS] barkarm ak, [bark-ar-mak] {az} g l .f . [-ir ] Ev bark sahibi yapmak. [DS] barkarol, -! [Fr. barcarolle] is. mz. 1. Gondolcularm nceden sz ve mzii yazlmadan ilerin den geldii gibi syledikleri ark. 2. alg ve insan sesi iin yazlm zamanl orta tempoda mzik paras. barkl, [bark (yans.) > bark-l] {az} is. Grlt ve kalabaln karkln anlatan yansmal gvde. [DS] S barkl arkl, {az} B yk k k kim var s a ; o lu k o cu k ; grltl k alab alk. [DS] barkldak, - [bark (yans.) > bark-l-da-k] {az} is. rdek. [DS] barkmak, [balk--mak > bark--mak J * ^ ] {eAT} {az} gsz. f . [-r ] P.arlamak; parldamak; k sa mak. [DS] bark n , [b ar-m ak > b ar-k m ] {eT} sf. V aran ; v ar c; varm ak iin her eyi g ze alm olan. [DLT] & b a rk n k ii, {eT} K e n d in i, y o lu n d a n h i b i r e y in a l k o y a m a d y o lc u . [DLT]

BAR

barko, [t. barco] ( b a rko) is. direkli, yelkenli gemi. barku, [? barku] {eT} is. Trompet. [EUTS] barlak, - [bar-lak ?] is. Kafkasyada, boynu kesici darbelerden korumak iin giyilen kaln kumatan yaplm balk, barlam , [t. merlano / Yun. merlanos] is. Mezgitgil lerden uzun, iri bal, byk keskin dili, kemikli balk, (M erluccius m erluccius). barlam ak, [par (yans.) > bar-la-mak] {az} gsz. f . [r] [-l()-y o r] Parlamak; alevlenmek; tutumak. [DS] harlanm ak, [Erm. par => bar-la-n-mak] {az} gsz. f . [-r ] 1. Paslanmak; kf balamak; kire bala mak; porlanmalc. 2. Mide bozukluu yznden dil de pas olumak. [DS] b arl1, [Erme. par= > bar-l] {az} sf. 1. Kfl; pasl. 2. Kirli. 3. Pis; murdar. 4. Kekremsi. [DS] barl2, [bar-l] {az} sf. Kibirli. [DS] barlg, [bar-l] {eT} sf. Mall; zengin. [DLT] barlk, [bar-lk] {eT} is. Varlk. [Yknek] b a rm a 1, [bar-ma] {eT} sf. Geen. [Gabain] b arm a2, [? barma] is. {az} 1. ukurlarda biriken su. 2. Musluk. [DS] barm ack, - [parmak > barma(k)-ck] {az} is. Kilim ve kl dokumalarda kullanlan bir ss esi. [DS] b arm acuk, [bar-ma(k)-cuk k. b arm ah, [bar-mah qojI>] {eAT} is. Parmak. b arm ak 1 [bar-mak ,y>y] {eAT} is. 1. Parmak; {az} , (ayn). [DS] 2. {az} Ba budamrken filiz vermesi iin braklan kk ubuk. [DS] 3. {az} Araba tekerleinin gbeini kenarlara balayan demir ubuklar. [DS] 4. {az} Dokuma kilim ve ullarda kullanlan bir ss esi. [DS] 5. {az} Nian ve di ki kesme trenlerinde yaplan zel ekmek. [DS] S b arm aga di urm ak, {eAT} P arm a n srm ak; amak.\\ b arm ak dilemek, {eAT} P a rm a k sr m ak; amak.\\ b arm ak hesab, {eAT} A lacakln n a la c a kalm ad sonu cun a varan h ile li hesap. y ] {eAT} is. Parmak-

barkt, [bark-mak (sarkm ak) > bark--t] {az} is. 1. Ekinleri kulardan korumak iin yaplan korkuluk. 2. ocuklar korkutmak iin sylenen hayal yara tk; umac; c vb. 3. Vah adam; yaban insan. 4. Srtlan. [DS] S barkt sarktm ak, {az} K g e c e b arm ak 2, [bar-mak / ber-melc] {eT} gsz. f. [-u r] Peyda olmak; var olmak; mevcut olmak. [Gabain] lerin d e a k a y a p m a k ve ayn zam an d a ev sahibin in [Tekin] iin e er ez koym as iin uzun b ir ip ucuna b a la n b arm ak 3, [bar-mak] {eT} gsz. f . [-u r] 1. Varmak; m su k a b a y a d a ten ekeyi kom unun b acasn d an gitmek; ulamak. [EUTS] [DLT] [ETY] [KPy.] a a sarktm ak. [DS] [Nevy] {az} (ayn). [DS] 2. Yardmc fiil; tezlik barklam ak, [bark-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l()fiili. 3. {az} Elenmek. [DS] y o r ] Ev bark sahibi olmasn salamak; evlendir mek. [DS] barklanm a, [bark-la-n-ma] is. Barklanmak eylemi, barklanm ak, [bark-la-n-mak] dnl. f . [ -r ] 1. Ev lenmek, yuva sahibi olmak. 2. Aile olmak. barkm ak, [bark-mak (y^y] {eAT} gl. f . [-u r] Brak mak; salvermek; sarktmak. barnaka, [par-mak-ca ^ u y ] {eAT} sf. Parmak ka dar. barm akalk, - [par-mak-a-lk] {az} is. Dzgn biilmi ince ve uzun tahta; ta. [DS] barm aklk, - [parmak-lk] {az} is. Parmaklk. [DS]

BAR
barm en, [ng. barman] (ba rm en) is. Barlarda hazr lad ikileri tezgh banda mterilere ikram eden erkek. barmenlik, -i [barmen-lik] is. Bar tezghtarl, b arn , [ng. big as a bam (a m b ar k a d a r byk)] is. fz . ekirdek fiziinde bir atomun etkin kesitinin hesabnda kullanlan 10 24 cm2 deerindeki yzey birimi. barn ak, - [parmak] {az} is. Havu. [DS] b a ro 1, [Fr. barre (b lm e p arm ak l ) > barreau] ( b a ro) is. 1. Eskiden mahkemelerde avukatlarn oturduu parmaklkla ayrlm blm. 2. Bir blge veya ehir avukatlarnn bal olduu meslek kuru lu. b aro2, [ing. baro (byk, nem li)] is. argo. 1. (E lence yeri, fahie vb. iin) bol paral mteri; cinsel ilikiler uruna bol para harcayan erkek. 2. sf. Saf; enayi. 3. Yabanc, b arograf, [Fr. barographe] is. Uan ulat yk seklikleri grafikler halinde kaydeden cihaz; yksel ti kaydedici. barok, [Port, barroco (acay ip ekilli inci) I Federigo Barocci (talyan ressam ) > Fr. baroque] is. 1. Bat da on yedi ve on sekizinci yzyllarda klasik sanat izleyen resim ve mimarlk slubu. 2. ed. Bat ede biyatnda denge yerine harekete, dnce yerine duyguya, biimlerin serbeste oluturulmasndan duyulan heyecana nem veren, elikilerden e kinmeyen, ar abartmay seven, etkili olmay n planda sayan edebiyat akm. 3. gnl. sf. Abartl; mbalaal; fantastik. 0 barok mzik, mz. alg la r la a lg la r veya s e s le r a ra sn d a k artlkla r ku ran on alt ve on y ed in ci yzyl bat m zii tarz. barokuluk, [barok-u-luk] is. Canllk, yaama zev ki ve olaanst olaylara hayranlk duymakla beli ren sanat akm; baroquisme, baronana, [Yun. paramna] {az} is. Lohusaya gtrlen yemek. [DS] barom etre, [Fr. baromtre] (b a r o m e tre) is. 1. At mosfer basncn lmeye yarar alet. 2. Her trl deiime uyarl ey. barom etri, [Fr. baromtrie] (b a r o m e tri) is. fz . Hava basnc olaylarn inceleyen bilim dal, barom etrik, -i [Fr. baromtrique] (ba ro m e trik) sf. fz . Barometre ile ilgili, zerindeki arlk etkisini gstermeye yarar kapal ve havas boaltlabilen fanus iinde terazi bulunan deney arac. barparalel, [Fr. barre paralelle] is. Dey direkler zerine tutturulmu iki paralel ubuktan ibaret jim nastik arac. b arri, [Ar. brri ^jb] ( b a .r r i:) is. nce kumatan rlm hasr. b a rs 1, [Far. pars => bars] {eT} zool. 1. Leopar; pars; kaplan. [Gabain] [ETY] [DLT] [EUTS] {az} (ayn) [DS] 2. Egemenlik hakknn simgesi. [MRAN] <5 bars yl, {eT} E ski Trk talcviminde, on ikinci yln a d ; p a r s yl. [DLT] [EUTS] b ars2, [? bars] {eT} is. Bit, pire gibi hayvanlarn srmasndan meydana gelen kabart. [DLT] S bars bolmak, {eT} K a ba rm ak . [DLT] b ars3, [? bars] {az} is. A n oulu. [DS] b arsa, [Far. brs L,jU] {OsT} is. Aceleyle yaplan ey. b arsak, - [? barsak] {az} is. 1. Ekinlerin baak tutma zaman. 2. Kedilerin iftleme zaman. [DS] barsam , [Yun. barsami] is. zool. Yzgeleri dikenli ve zehirli arpan bal; varsam, (Trachinus v ipera). {az} (ayn) [DS] b arsam a, [t. balsamo] is. bot. 1. Ho kokulu bir iek; yarpuz, (A chillea m illefolium , M entha pu legiu m ). 2. Yemeklere konan nane ve kekik bit kilerinin ortak ad. barsam ak, [bar-sa-mak] {eT} gsz. f . [-r ] Varmak, gitmek istemek. [DLT] b arsam ba, [t. balsamo] {az} is. bot. -* barsama. [DS] b arsan, [Yun. barsami] {az} is. zool. -* barsam. [DS] bars, [bars-] {eT} is. Vah hayvan terbiyecisi. [Nevy] b ara, [? bara] {az} sf. Kavgac. [DS] b a rt1, [bart (yans.)] is. Patlayp kmay, skan hava ya da svlarn dar klarn, halama sonucu patlayp dalmay, birden kurtulmay anlatan kk. bart-la-k, bart-la-t-m ak. S b art b art, K orn a sesi.\\ b art b urt tutm ak, {eT} Anszn h e r yan dan y a k a lam ak. [DLT] b art2, [bar-t] {eT} is. 1. Su iilen kap. 2. Sv ls. [DLT]

b aron , [Franka, baro (serb est adam ) > Fr. baron] is. b art3, [bartc>y] {eAT} is. Yara, 1. Derebeyi. 2. Dorudan doruya krala bal dere b artak , [bart-ak jsy ] {eAT} is. Testi. beyi. 3. Avrupada bir asalet unvan, baronet, [Fr. baronet] is. ngilterede baron ile valye aras bir soyluluk unvan, baronluk, -u [baron-luk] is. 1. Derebeylik. 2. Baron rtbesi. 3. Kralla bal baronlarn tm, baroskop, -bu, [Yun. baros (arlk) + skopein (g zetlem ek) > Fr. baroscope] is. fz. Havann cisimler b artk, - [bart-k] {az} is. 1. Yufka ekmeiyle yaplan bir tr tatl. 2. Meyve urubu. [DS] bartl, [Ar. birtl JJy ] {az} is. Rvet. [DS] bartlc, [bartl-c] {az} sf. Rvet alan. [DS] bart, [Sur. Ar. brt {az} is. Eik. [DS]

iilH ffi SKil473 T ffl


bartlak1, [bar > bar-lak / bart-lak] {az} is. 1. ocuklarn az suyu ve mama akntlarnn stle rini kirletmesini nlemek iin taklan nlk. 2. Ka dnlarn i yaparken kullandklar nlk. 3. Gen kadn ve kzlarn kulland gslk; sutyen. 4. Beik ba. [DS] bartlak2, - [ba (yans.) > ba-gr-lak > bar-t-lak] {az} is. 1. zool. Bartlak. 2. lkbaharda tarlalarda biten sar iekli bir yabani ot. [DS] bartlak, [bart (yans.) > bart-la-k] {az} is. Bir yan daki manda danas. [DS] bartlatm ak, [bart (yans.) > bart-la-t-mak] {az} gl. f [-r] (Manda iin) dourtmak. [DS] bartmak, [bar-t-malc / br-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] Krmak; paralamak. [Gabain] [EUTS] bartun, [Yun. parten] {az} is. Yiyen hayvanlar ldren zehirli bir ot. [DS] barturm ak, [bar-tur-mak] {eT} gl. fi. [-u r ] Vardr mak; gndermek. [DLT] baru1 [Far. br jjL;] (b a :ru :) {OsT} is. 1. Kale , duvar; sur. 2. Smak; siper. baru kalkan, M azgal aralklarn n iki y a n n d a a d am boyun daki sip erlik ler; b a rb a ta sn cas. baru2, [bar-u] {eT} zf. Beri; dolay. [EUTS] baru, [bar-u] {eT} sf. Varc; gidici. [DLT] barud, [Far. brd (b a .ru .d ) {OsT} is. barut. fi1 brd-i siyah, {OsT} K a r a barut. barudhane, [Far. brd-hne ajU-jjjIj] (b a :r u :d h a :ne) {OsT} is. 1. Barut retilen yer. 2. as. Barut de polanan yer; barut deposu. barud, [Far. brd (b a .r u .d i:) {OsT} is. 1. Sulandrlm kurumun iine zamk kartrlarak elde edilen sarms kahverengi boya. 2. Koyu gri renk. barumak, [baru-mak] {eAT} gl. f i [ - r ] Korumak; yardm etmek, baru, [Ar. bar > buru ji-id {az} is. Kk kazan, [DS] barut, [Ar. / Far. brd / Yun. pyr (ate) + litos

BAS

luk dneminde baruthanede barut imalinde alan ii. baruthane, [Far. brt-hne 4iUojjl>] (baru tha.n e) {OsT} is. mparatorluk dneminde ordunun ihtiyac olan barutun imal edildii yer. barutluk, -u [barut-luk] is. ine barut konularak stte tanlan kap; barut kaba, barya, [Yun. pouria => poyra > barya] {az} is. A raba tekerleinin ortasndaki yuvarlak demir. [DS] baryz, [Yun. veraia (arlk) > vareos] {az} is. Ar ta ekici; demir ksk. [DS] baryum , [Yun. barys (ar) > Fr. baryum] is. kim. Gm parlaklnda 3.7 younluunda, atom nu maras 56, atom arl 137,36 olan alkali bir ele ment; sembol: Ba S baryum karbonat, kim. B a rit zerine k arbo n d iok sit etkisiyle eld e edilen b ey az kat madde.\\ baryum slfat, kim. B aritin B a S 0 4. b arz, [bar-s] {eT} is. -* bars. b arza, [Am. bardh] {az} is. Yars beyaz, yars si yah kei. [DS] b a s, [Ar. bas oju]

{O T is. s }

1. Gnderme; yollama.

2. Allahn halk dine davet etmek zere bir pey gamber gndermesi. 2. Yeniden dirilme ve dirilt me. S b as etmek, {O sT} 1. D iriltm ek. 2. B ir g rev le gndermek.\\ b as- em vat, {O sT} 1. llerin dirilm esi. 2. P ey g a m b erlik ,| b as b adel-mevt, | {O ldkten so n ra tek ra r dirilm e. sT} b as1, [bas] {eT} is. 1. Ba; kafa. [EUTS] 2. Balang; birinci; ilk. [EUTS] bas ba, {az} Tohum e le r ken ele in stnde k alan iri bu day taneleri. [D S]|| bas ba, {az} Ustura. [DS] bas2, [bas]

{eT} is.

Yara; yara ba. [EUTS]

bas , [bas-mak > bas] {az} is. Sokmak, saplamak, bastrmak eyleminin kk. [DS] bas itmek, {az} (B ak, kam a, k a z k vb. sivri n esn eler iin) so k m a k ; sap lam ak. [DS] bas4, [t. basse] is. mz. 1. En kaim erkek sesi. 2. En kaln erkek sesine sahip sanat. 3. Orkestrann en kaim sesli algs, bas bariton, B a s ile bariton a ra s b ir tnya sa h ip e r k e k sasz'.|| bas bas, (B a r m a k f ii l i ile birlikte kullanlr.) y k sek sesle.\\ bas tutm ak, n c e s e sli a lg la r a tek p e r d e d e n e lik et mek.

(ta)] is. Ateli silahlarda, merminin frlatlmas iin kullanlan patlayc kat madde. S b aru t aa c, bot. znden e ld e ed ilen km r k a r a baru t y a basa, [bas-mak > bas-a] {eT} is. 1. Art; arka; pe. 2. pm nda, kabu u h a lk hekim li in d e m shil o la r a k zf. Sonra; mteakiben; ondan sonra; akabinde; kullanlan A vrupa nn serin o rm an larn d a y etien onun arkasndan; hemen sonra, {az} (ayn) [DLT] bir a a , (Rham nus fa n g u la ).| b aru t fs gibi, | [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] [DS] 3. Bundan sonra; H er an k a rk lk ve sa v a km a ihtim ali o la n yer. | | artk. 4. Yine. [ETY] 5. {az} Fazla; baskn; stn. barut gibi, 1. o k s ert; keskin. 2. o k eki. | b aru t | [DS] 0 basa basa, {eT} B iteviye; durm adan; a r ta hakk, M erm iyi h e d e fe k a d a r u la tra bilm ek iin r a k ; kesilm eden . [EUTS]|| basa berm ek, {eT} A rka yeterli m iktardaki barut. | b aru t kesilmek, ok | verm ek; y a rd m c o lm a k ; destekleyiverm ek. kzmak.\\ b aru t olm ak, o k kzm ak. basabas, [bas ha bas (F a rs a ikilem elerin e yknm e barutu, [barut-u] is. 1. Ta ve maden ocaklarnda y olu yla) l eT. basa+bas(a)] {az} zf. Durmadan; patlayc madde yerletiren ii. 2. tar. mparator aralksz olarak. [DS]

BAS basacak, - [bas-acak is. 1. Basamak; basam ak, [bas-amak is. 1. Bir yk

{eAT} (ayn). 2. Merdiven. 3. {az} Takunya. [DS] 4. {az} Tuluma peynir basarken kullanlan yuvarlak kaim sopa. [DS] basa, [bas-a] {az} is. amar bastrmaya ve ka rtrmaya yarayan sopa. [DS] basador, [t. pasador] is. dnz. Bordann i tarafnda yer alan ve gemicilerin zerine bastklar halat ya da takozlar. basafa, [Far. b-afa U*>L] (b a .s a fa :) sf. Samimi. basair, [Ar. bare (ibret verici) > bair jSU*;] (basa.:ir) {OsT} is. Bakalarna ders olan durumlar; ibret verici durumlar. b aak 1, - [bas-mak > bas-ak] {az} is. 1. Eik. 2. Merdiven; el merdiveni. 3. Merdiven basama. 4. skele. 5. Paspas. [DS] S baak ba, M erdiven ba. baak2, - [bas-mak > bas-ak] {azj is. 1. Mhr. 2. Kaim, tabaklanm deri. 3. Basmahane. 4. sf. Sa lam; kat; dayankl. [DS] basakJ, - [ba-mak > ba-ak jUeU] {eAT/ zf. Baskn olarak; baskn dzenleyerek. S {eAT} B askn vermek. baak dmek,

seklikten inmek veya bir ykseklie kmak iin konulmu art arda gelen ayak konulacak dzlkler; basacak, {az} (ayn) [DS] 2. Bir araca binmek iin konulmu ayak basacak yer. 3. Mevki ve makam bakmndan alalan veya ykselen diziler, yerler; rtbe; derece; kerte; aama. {eAT} (ayn) 4. m ecaz. Bir amaca ulamak iin kullanlan kii veya durum. 5. mat. Bir sayda rakamlarn bulunduu yer. Onlar basama. 6. Denklemde bilinmeyen elemann en yksek kuvveti. 7. {eAT} {az} Merdiven. [DS] 8. {az} Dere, ay vb. yerlerden zerine basarak ge mek iin suyun iine birer adm aralklarla konul mu ta. [DS] 9. {az} Tuluma peynir basmakta kullanlan kaln ve yuvarlak sopa. [DS] S basa m ak basam ak, Art a r d a g elen b a sa m a k la r h alin d e; k a d e m e k a d e m e ; d e r e c e d erece. | basam ak ol | mak, Birinin y kselm esi iin a r a c veya d a y an ak o lm a k .| basam ak yapm ak, B ir kim seyi veya bir | durumu ykselm ek, ilerlem ek veya d a h a iyi b ir y e r e g e m e k iin a r a c o la r a k kullanm ak. basam akl, [bas-amak-l] sf. 1. Basama olan. 2. Basamaklar halinde, basam aks, [bas-amak-s] is. Basamaa benzer, ba samak gibi. basam an, [Far. b-smn
j to L * l> ]

baak, [basak-] {az} is. Srek avnda, yanlardan birini tutan avc. [DS] basaklam ak, [baak-la-mak] {az} gl. f [ - r ] [-l()y o r ] 1. Baskn yaparak yakalamak. 2. stne k mek. 3. Bir kadn veya kzla zor kullanarak cinsel ilikide bulunmak. [DS] basal1, [Ar. baal J * * ] {OsT} is. 1. Soan biiminde kk. 2. {eT} Soan. [Yknek] basal2, [Yun. pasali] {az} is. Ktk yarmakta kulla nlan aa veya demir ivi. [DS] basala, [Ar. baala -lUh] {OsT} is. Vcutta yaratltan gelen herhangi bir kabart. S basala-i ssiye, {OsT/ anat. O muriliin beyin ile birletii y e r d e g r len ilik ; om u rilik soan . basalak, - [bas-ala-k] {az} is. 1. Ayak basmlk; gezmilik. 2. Srn srt derisi. [DS] basalam ak, [bas-ala-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] 1. amar suya basmak. 2. Bir kaba konulan eyay stnden bastrp sktrmak. [DS] basalga, [bas-al-ga] {az} is. 1. Sk aal yer. 2. Aa glgesi veya kuytusu. 3. sf. Engin; alak. [DS] basalgan, [bas-al-gan] {az} sf. (Yer, mekn iin) havas bunaltc; skc. [DS] basalk, - [bas-a-lk] {az} is. 1. ukurova dolayla rnda grlen lk ve nemli sis. 2. sf. Bunaltc ve skc. [DS] basaliye, [Ar. baaliyye ^rL^] {OsT/ is. bot. Soanl bitkiler.

(b a :s a ;m a ;n ) {OsT}

sf. 1. Varlkl; zengin. 2. Dzgn; dzenli, basan, [bas-an > bas-an] {eT} is. l gmldkten sonra yenilen yemek. [DLT] basancak, - [bas-an-cak] {az} is. 1. nce aatan yaplan kzak. 2. Merdiven; basamak. [DS] basanc, [bas-an-c] {az} is. Dkkn nlerine yap lan beton dzlk. [DS] basanga, [bas-mak > bas-an > bas-an-ga] {az} is. Ksk. [DS] basanga, [bas-an-ga] {az} is. 1. Merdiven; basa mak. 2. Ambar vb. iine inip kmak iin kullanlan basamak ta. [DS] b a sa r1, [Ar. baal => ? basar] {eT/ is. Da sanmsa. [DLT] t? basarlg tag, {eT/ S arm sakl da. [DLT] b asar2, [Ar. baar ^ > ] {OsT} is. 1. Grme yetenei. 2. Gr. 3. Zihinsel alg. 4. Zek. S basar- mzdevic, {OsT} 1. ki g z le g rm e. 2. ift grm e. | ba| sar l-Hak, {OsT} Tanrnn a lg lay c gc. basarak, - [Ar. baret => basarat / basarak] {az} is. Grme kuvveti. [DS] basaret, [Ar. baret OjUaJ {OsT} is. 1. Etrafl ve de rin gr, {az} (ayn) [DS] 2. yi kavray. 3. Gz akl. basark, - [bas-mak > bas-ar-k] {az} is. Dokuma tezghlarnn ayakl. [DS] basar, [Ar. baar! ile ilgili. (b a s a n ;) {OsT} is. Grme

m
bashun, [bas-un > bas-hun gun.

BAS

basarna, [Yun. basarina] ( b a s a rna) is. 1. Kaldra. {az} (ayn) [DS] 2. Ar bir ktleyi bir tarafndan kaldrala ykseltme ii. 3. {az} Dalyan kapann bulunduu yer. [DS] basaruk, -u [bas-mak > bas-ar-mak > bas-ar-uk] {az} is. Korku. [DS] S basaruu olm am ak, {t z} K orkusu olm am ak. [DS] basat, [bas-at ?] {az} is. Tepegz. [DS] basavab, [Ar. b-avb o l^ L ] (b a :s a v a :b ) zf. Do ru olarak; dorulukla; doruca, basbank, -ng [bang > ba(s)+ba/nk] {az} pekt. sf. Sersem; budala; akn. [DS] basbas, [bas-mak > bas+bas] {az} is. 1. atlarda zerine makaslarn bindii dikme. 2. Acele yr y. 3. Bel ad verilen tarm aracnn ayakla baslan yeri. [DS]

o] {eAT} sf. - * bas

bas, [bas-mak > bas-] is. Klie, dkme harf, ta ka lp ve baka teknikler kullanarak yaz veya resim basma ii; tab; bask; basm. basc1 [bas > bas-c] is. Kitap, dergi ve gazete gibi , eylerin basm ii ile uraan kimse. basc2, [bas-mak > bas-c] sf. Basma iini yapan; basan. basclk, - [basc-lk] is. Bascnn yapt i ve meslek; basmclk, basg, [bas-mak > bas-] {eT} is. Gece baskn yap lacak ve dmann anszn yakalanaca yer. [DLT] basgsz, [bas--sz] {eT} sf. Minnetsiz. [EUTS]

bask1, - [eT. bas-mak > bas-uk > bas-k] sf. 1. Baslm; basl olan. 2. Ykseklii az olan; alak; basbasa, [Ar. babaa w ; ] {OsT} is. 1. Kpein ksa. 3. zerine basmakla veya herhangi bir ekilde kuyruk sallayarak yaltaklanmas. 2. Dalkavukluk yasslatrlm; yass. 4. m ecaz. nsana sknt ve etmek; yaltaklanmak, ren; skntl; kasvetli, {az} (ayn) [DS] 5. {az} basbaya, [ba(s)+ba/ya] ( b a s b a y a :) {az} sf. -* Havasz, alak ve dar. [DS] 6. {az} Clz; zayf; basbaya. [DS] boysuz. [DS] 7. {az} ok iyi; pek iyi; fevkalade. [DS] fi1 bask burunlu, Burnunun g en ili i uzun basbaya [ba(s)+ba/ya] (b a s b a y a ) sf. 1. All luuna g r e f a z la olan. | bask kemer, mim. Yk | mn dnda bir durumu, olaanstl olmayan. 2. Teklif ve tekellften uzak. 3. zf. Hi yoruma ge sek li i aklnn y arsn dan az olan k em er; se p et kulpu. | bask ke, K aln k sa topuk. | bask tonoz, | | rek duyurmayacak biimde yaplan (eylem), mim. Ykseklii aklnn y arsn dan k k o la n bas-bl, [Fr. bas-bleu] (basb 'l:) is. Bilgi, ukala tonoz. kadn yazar. basdk, [bas-mak > ba-dk jJwL.] {OsT} is. zm bask2, - [bas-k] {az} is. 1. Arkasna baslarak gi yilen ayakkab, terlik; yemeni vb. 2. Alt tahta arasn kaynatp iine niasta bulamakla yaplan pel yakkab. 3. Harmanda fazla slanm buday. [DS] te. baska, [bask-a] ( b a s ka) z f Biraz bask olan; basdkmak, [bas-dl-mak / bas-tk-mak] {eT} gsz. f . basknca. [-u r] 1. Ezilmek. [Gabain] 2. Baslm olmak. baskdrmak, [bas-k-dr-mak] {az} gl. f . [-r ] Y a [EUTS] ttrmak. [DS] basdrm a, [ba-dr-ma {eAT} is. 1. Kurutul baskerte, [bas-+kerte] {az} is. Barometre. [DS] mu tuzlu et; pastrma. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. basklk, - [bas-k-lk] is. 1. Bask olma durumu. 2. {az} Sucuk; mumbar. [DS] 3. {az} Etli kabak ya Bask olan eyin nitelii. 3. mat. Bir elipsin byk da patates musakkas. [DS] 4. {az} Odun yn. ve kk eksenleri arasndaki farkn byk eksene [DS] oran. 4. g k b. Bir gk cisminin zellikle Dnbasdurmak, [ba-dur-mak ^ j-u ^ ] {eAT} gl. f . [-u r] yanm ekvator ve kutup yaraplar farknn ekva Yendirmek; alt etmek, tor yarapna blm, basen, [Fr. bassin (havuz, leen )] is. 1. Kala. 2. baskmak, [bas-k-mak] {eT} gl. f . [-u r] 1. Bastr anat. Pelvis ve leen. 3. Terzilerin belden yirmi cm mak; iine sokmak; sokmak; [Tekin] [ETY] 2. dnl. kadar aadan aldklar kala ls, f . Dman tarafndan baslmak; yenilmek. [DLT] 3. basgan, [bas-mak > bas-n > bazn] (basg a:n ) {az} Yk altnda ezilmek; kmek. [DS] 4. {az} {eT} is. eki. [Gabain] (Sr, at vb. iin) iftlemek. [DS] basg, [bas-k / bas-g] {az} is. 1. Bask. 2. Kurutma basktrm ak, [bas-k-tr-malc] {az} gl. f . [-r] 1. kd. 3. Bastrma ilerinde kullanlan bir ayakka Bask uygulamak; bastrmak; sktrmak. 2. Gz bc arac. [DS] n korkutmak; yldrmak. [DS] basguk, [bas-mak > bas-uk] {eT} sf. 1. Yekpare; basla, [bas-l-malc > bas-l-a] is. Son kontrol ve som. [EUTS] 2. is. Younluk. [EUTS] 3. Da para dzeltmesi yaplm olan bir eserin baskya hazr s; kaya. [EUTS] 4. Da silsilesi; sra dalar. [Gaolduunu belirtmek zere baslab ilir, b a s ls n bain] anlamnda zerine yazlan kelime, fi1 basla ver basgun, [bas-mak > ba-n j y ^ L ] {eAT} {az} sf. Baskn; saldr. [DS] mek, B ir eserin ba sk y a h azr olduunu bild irm ek; ba slm a sn a izin verm ek.

BAS

I ff iH I M M .4 7 6

baslagelmek, [bas-l-mak+gel-melc] {az} gsz. b. f . [ - ir ] Azna kadar dolmak; tka basa dolmak. [DS] baslakahnak, [bas-l-mak+kal-mak] {az} g s z .f. [r] Azna kadar dolmak; tka basa dolmak. [DS] basl', [bas-l-] sf. Bask yoluyla elde edilmi. basl2, [bas-l-] {az} sf. (Lousa kadn ve ocuk iin) hastalanan ve gelimesi geciken. [DS] basl, [bas-l-] is. Baslmak ii. baslma, [bas-l-ma] is. 1. Baslmak ii. 2. {az} Y e ni domu ocuklar hakknda baz aslsz inanlarla aklanan gelime gerilii. [DS] baslmak, [ba-l-mak jxJU.li / edil. f . [-r ] [eA T -r] 1. Bakas tarafndan kendisine basmak fiili uygulanmak; bastrlmak. {eAT} (ayn) 2. Su st yakalanmak; tutulmak; yakalanmak; enselen mek. 3. Ekya basknna uramak; baskna ura mak. {az} (ayn) [DS] 4. {eAT} Alt olmak; yenil mek; malup olmak. 5. {eAT} Yere serilmek; i nenmek. 6. {eAT} Horlanmak. 7. (Yer, lke, kara vb. iin) adm atlmak; klmak. 8. oaltlmak; tabedilmek. 9. {eAT} Yattrlmak. 10. {az} (nek ve ksrak iin) iftlemek. [DS] 11. {az} Tasalan mak; sklmak. [DS] basm, [bas-mak > bas-m] is. 1. Basmak eylemi ve sonucunda ortaya k. 2. Mrekkeplenmi bir ka lb kt, kuma cinsinden bir yzeye bastrmak suretiyle bir resmin veya yaznn rneklerini kartma, oaltma ilemi; tabaat. 3. Bas ii; tab; tipografya. 4. {az} Bask arac ile zm suyunun karlmas ii. [DS] S1 basm evi, -* basmevi, basm ba, -c [bas-ma > bas-m-ba] {az} is. 1. Merdiven. 2. Merdiven basama. 3. Hareketli merdiven. [DS] basm c, [bas-m-c] is. 1. Bask ii ile uraan kim se. 2. Basm evi ileten kimse; matbaac, basmclk, - [bas-m-c-lk] is. 1. Basm evi ilet me ii. 2. Kitap, dergi, gazete gibi basl malzemeyi basma, retme ii; matbaaclk, basmevi, -ni, -vleri [basm+ev-i] is. Basm iinin yapld yer; matbaa, basn, [bas-mak > bas-m] is. 1. Gnlk, haftalk, aylk vb. olarak kan gazete ve dergilerin btn; matbuat, (1935). 2. Gazete ve dergi karma ii. 3. Gazete ve dergi alanlarnn btn. S basn ah lak yasas, hk. gaz. B asn n itibarn ve basn hr riyetini k oru m ak a m a cy la basnn ken di kendim d en etlem e sistem i.| basn ajans, gaz. G azete ve | derg ilere, h aber, r p o rta j ve resim g ib i basn ilgi len diren bilg i ve b e lg e le r veren kurulu.| basna | aksetm ek, H a b er d e e ri olan ve ilgilileri tarafn da n gizli tutulm aya allan b ir konunun g a z e te c i le r tarafndan ren ilerek h a b e r y ap lm as)} basn k art, gaz. Yerli ve y a b a n c basn m ensuplarna d ev lete verilen ve ken dilerin i tantm aya y aray an

ve baz k o la y lk la r sa la y a n kim lik belg esi. | basn | toplants, Yetkili b ir kiinin kam uoyunu ilgilen di ren kon u lard a a k la m a y a p m a k zere basn m en su p lar ile yap t toplant. basncak, [ba-m-cak {eAT} is. 1. Basamak. {az} (ayn) [DS] 2. {az} Tanabilir merdiven; el merdiveni. [DS] 3. {az} Paspas. [DS] 4. {az} Seki. [DS] 5. {az} skele. [DS] 6. {az} Baskn. [DS] 7. {az} Tutsaklk. [DS] 8. {az} Etki. [DS] S basncak edinmek, {eAT} 1. A yak altn a alm ak. 2. Ykselm e a r a c o la r a k kullanm ak. 3. {az} B ir kim seyi k o rk u ta ra k etkisi altn a alm ak. [DS] 4. {azf E za c e fa etm ek. [DS] 5. {az} G ere in den o k i verm ek; a r y k yklem ek. [D S]|| basncak idinmek, {eAT} 1. A yak a ltn a alm ak. 2. Ykselm e a r a c o la r a k kullanm ak. basn, [bas-nc dat; bask. basn, -c [bas-m / g-u.1] is. 1. Zorlayarak bastrma, itme eylemi; tazyik; bask. {eT} (ayn) (1935) 2. Bastrma ve itme eylemi sonucu. 3 . fz. Bir yzey zerine etkide bulunan bastrma gc nn, birim alana den miktar, basnak, [bas-m-ak] {eT} sf. Baslan; bask altnda tutulan; basn uygulanan. S basnak er, {eT} Z a y f grlen , nem verilm eyen kim se. [DLT] basnlam a, [bas-n--la-ma] is. fz . Bir uan i ba sncm atmosfer basncndan daha aada tutmak eylemi. basnlam ak, [bas-m--la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Bir uan i basncn atmosfer basncndan daha aada tutmak; basnlama ilemini uygulamak, basnler, [bas-n-+l-er] is. Ak hava basncn lmeye, yer ykseltilerini ve hava deiimlerini belirlemeye yarayan alet; barometre, basndrk, - [bas-m-dr-k] {az} is. Devrilen eya ya da yknt altnda kalma. [DS] basndurm ak, [bas-m-dur-mak] {eT} edil. f . 1. Ezil mek. [Gabain] 2. Tazyik edilmek; baslmak. [EUTS] basng, [bas-m-g] {az} is. 1. Yenilgi; malu biyet. 2. Korkma; ekinme. 3. Bask altnda bu lunma. [DS] S basng etmek, {az} 1. Yenmek; alt etm ek. 2. B ask altn da tutmak. 3. Korkutm ak. [DS] basnm ak, [bas-m-mak ^*-^>1;] {eT} gl. f . [-u r ] 1. Basmak; ezmek; zayf grmek; kahretmek. [DLT] [Gabain] [EUTS] 2. {eAT} Hor grmek. 3. e d il.f. Y e nilmek; malup olmak. [ETY] 4. dnl. f . Batmak. [ETY] 5. kmek; kahrolmak. [ETY] basnturm ak, [bas-m-tur-mak] {eT} edil. f . [-u r] Bastrlmak. [EUTS] basler, [bas-+l-er] is. fz . 1. Kapal gazlarn kabn yzeyine yapt basnc lmeye yarayan {eAT} is. Zulm, istib

i l e

i i .

477

BAS

alet; manometre. 2. Akkanlarn basncn len alet. basr, [Ar. basar (gzj>bsr ^ l] (ba .sr) {OsT} sf.

basta, [Ar. basta 4 .I 1 (b a :sta ) {OsT} sf. biy. (Kas W ] iin) aan.

bastmak, [bas-t-mak] {eT} edil. f . [-u r ] 1. Basl mak; tazyik edilmek. [EUTS] 2. Ezilmek. [Gabain] 1. Gren. 2. Grnce hemen anlayan. 3. Keskin 3. Baskna uratlmak; dmana baslmak; yenil gzl. mek. [ETY] 4. gl. f . Bastrmak; anszn hcum et basra1 [bal+ra ? > balsra / bas-r-mak > bas-r-a , tirmek. [ETY] > basra] {az} is. 1. Klleme hastal. 2. Pseron. 3. Sisli havalarda yapraklar zerinde oluan su basi, -i [Ar. baf ^ ] (ba si;) {OsT} is. Ter. damlacklar. 4. Kanser hastal. 5. Szdrlm bal. basi a, [Ar. bi'a 4 juU] (b a :sia ) {OsT} is. ok krmz 6. amlarda bal yapan beyaz bcek. [DS] S basra olan dudak. bal, {az} am bal. [DS] basic, [ng. Beginners Ali purpose Symbolic basra2, [Ar. baar > bra j-ol*] (b a .s ra ) is. 1. G nsturiction Cod (ba la y an la r iin o k a m a l se m r; grme. 2. Grme gc. 3. Gz. b o lik kom u tlar imi)] (beyzik) is. ksalt. Bilgisayar basrak, - [basr-mak > bas-r-ak] {az} is. Yourt yapmak iin mayalanm stn zeri rtlerek ko nulduu yer. [DS] basrganma, [bas-r-an-ma] mak ii. 2. Kbus, larn birbirine bal olarak iletilmesi iin tasar lanm programlama dili, basik, [Ar. bsik ji'U] (ba:sik, k kaln sylen ir) sf. Eli ak; cmert. basika, [Ar. bsika <'1;] (b a :sik a ) is. Azna kadar su dolu olan kuyu. basil1, [Lat. bacillus (ubuk, om ak)] is. biy. Silindir veya ubuk biimindeki bakteri. basil2, [Ar. basil J l;] (b a :sil) is. 1. Yiit kii; kah raman adam. 2. Haram ey. 3. Kt sz. 4. irkin kii. basile, [Ar. bale *i^] (b a si:le, s kaln sylen ir) is. bot. Soan. basilemi, [Fr. basilemie] is. tp. 1. Kanda basil bu lunmas. 2. Basilden ileri gelen kan yangs, basitimsi, [basil-imsi] sf. omak biiminde olan, basiloz, [Fr. bacillose] is. tp. 1. Basilden ileri gelen her eit hastalk. 2. Akcier veremi, basilri, [Fr. bacillurie] is. tp. drarda basil bulun mas. basim, [Ar. besm > bsim p ] (ba:sim ) sf. Gler L yzl; en. basir, [Ar. baar (grm e) > bar (ba si:r) {OsT} sf. 1. Gren. 2. Grp anlayan. 3. Anlayl ve zeki. 4. Her eyi grp anlayan anlamnda Allahn sfat larndan biri. basire, [Far. bsire oj~*l>] (b a :sire) is. Ekin. basiret, [Ar. baar (grm e) > baret cijw 2 (b a si:ret) j] {OsT} is. 1. Doru gr; sagr. 2. Uyanklk. 3. Gnl gzyle grme. 4. Uza gr; sezi. 5. An lay, kavray; feraset. 6. Uyar; tembih. 7. Kal kan; siper, basireti balanmak, 1. G ere i a n layam az h a le gelm ek. 2. T ehlikeyi sezememek', g a f lete d m ek | b asret-kr, {OsT} n g r l ; s e z | gin ]| basret-kr-ne, {OsT} nceden tehlikeyi | g r e b ile c e k ekilde.\\ basret-kr, {OsT} nceden g rm e durumu.

{eAT}

is. 1. Basrgan dnl. f . [-r ]

basrganmak, [bas-r-an-mak]

{eAT}

[-u r]\ . zerine arlk kmek. 2. Kbus grmek. 3. {az} Uykudan korku ile srayp uyanmak. [DS] basrk, [bas-r-k] is. tp. 1. Vcudun hareketsiz bl gelerindeki klcal damarlarda kan birikmesi sonucu oluan arl yanma. 2. {az} Tahta veya demirden yaplma kap srgs. [DS] 3. {az} Damlarn ze rini kapatmakta kullanlan dzgn ard kerestesi. [DS] 4. {az} Gizli, kapal yer; hcre. [DS] 5. {az} Ktan kuyulara doldurulmak suretiyle biriktirilmi ve zeri sap, saman ile bastrlm olan kar yn. [DS] S1 basrk tahtas, {az} D a m la rd a zerine toprak kon ulan tavan tahtas. [DS] basrl, [bas-r-l-mak > bas-r-l-] {az} sf. (Kap iin) rtlm; kapatlm; bastrlm. [DS] basnlmak, [bas-r-l-mak Bastrlmak; kapatlmak, hasrlamak, [bas-r-l-a-mak] {az} gl. f. [-r ] [-l()y o r ] Kapy kapatarak srgsn mandaln tak mak; srglemek; mandallamak. [DS] basrmak, [bas-ur-mak > bas-r-mak / / jKr-i {OsT} edil. f . [-u r]

l> {eAT} {OsT} gl. f . [ -r ] [eAT -r] 1. Bastr ] mak. 2. Kapatmak. 3. Saklamak. 4. {az} (Kap iin) srglemek; mandallamak; desteklemek. [DS] 5. {az} Kapamak; rtmek; bastrmak. [DS] 6. {az} Dikite kuma kenarn kvrarak dikmek; ky bastrmak. [DS] bas, [bas-] is. 1. Basmak ii. 2. Basma biimi, basmak, [bas--mak] {eT} ite, f. [ -r ] Basmakta yardm ve yar etmek. [DLT] basit, [Ar. bast (yaym a) > bst Ja-.li] (ba:st) {OsT} sf. 1. Yayc; yayan. 2. anat. Bir organ kasp aan kas.

BA S

rai)ICES0M.47e
baskak, [bask-mak > bas()k-ak] is. 1. Trk-Mool devletlerinde yeni fethedilen yerlerden vergi top lamakla grevli devlet memuru. 2. Vali. 3. Tahsil dar. {az} (ayn) [DS] baskaklk, [basla-k-lk Jli-U ] {eAT} is. Valilik. baskancak, - [bas()k-an-cak] {az} is. 1. zm suyu karmakta kullanlan bir tr cendere. 2. Mer diven; merdiven basama. [DS] basket, [ng. basket] is. 1. Sepet. 2. spor. Basketbolda kazanlan say. S basket yapm ak, spor. B a s ketbold say kazanm ak. basketbol, [ng. basket (sepet) + ball (top)] is. spor. 1. Sepet topu. 2. Beer kiilik takmlarla topu raki be ait yerden metre ykseklikteki a geirilmi sepete atmaya dayanan bir eit takm sporu. basketbolcu, [basketbol-cu] is. Basketbol oynayan kii; basketi. basketbolculuk, -u [basketbol-cu-luk] is. Basket bolcu olma durumu, basketi, [basket-i] is. Basketbol oynayan kii; basketbolcu. bask, [bas-mak > ba-k [J^ ^ ] is. 1. Bir maddeyi bastrmak suretiyle skma ve sktrma ii; tazyik. 2. Basma iinde kullanlan alet; cendere; arlk. {eAT} (ayn) 3. Bir eserin basl biimi; baslma durumu. 4. Bir eserin, bir gazete veya derginin bir seferde baslan miktar. 5. Bir eserin deiik za manlarda tekrarlanan baslma ii ve sras. 6. m e caz. Hak ve zgrlkler asndan etki altnda tut ma; zorlama; cebir; despotluk; mstebitlik; sky netim; zecir. 7. Belirli baz isteklerin eitli etkiler le yerine getirilememesi durumu. 8. Takm halin deki spor karlamalarnda rakip oyuncularn ha reketlerini kstlayc ekilde yakn takip. 9. plik atmamas iin kuman kvrlp dikilen ksm. 10. {az} Sabann eikliini ayar etmeye yarar geme tahta paras. [DS] 11. Eitim; disiplin; inzibat; ter biye. {atz}(aym) [DS] 12.' {az} Demiri scakken dzeltmeye ve biim vermeye yarayan demirci avadanl. [DS] 13. {az} Deirmen tan ayar etmek iin kaldrp indirmeye yarayan kaldra ve bal takozlar. [DS] 14. {az} Oda kaplarn amak iin zerine baslan kol. [DS] 15. {az} Hal dokur ken zg iplikleri arasndan sokularak eitli az lklar amak iin indirilip kaldrlan uzun sopa. [DS] 16. {az} Kerpi veya ta yma duvarlarda, duvar rlrken ta ve tula aralarna konulan aa paralar; hatl. [DS] 17. {az} Tarm arac olan be lin sapma geirilen ve bel yaparken ayakla zerine baslan knt. [DS] 18. {az} Kannn yan tahta larnn dmemesi iin evre kazklarna geirilen tahta kama vb. para. [DS] 19. {az} Kanlarda boyunduruu stten bastran kama paras. [DS] 20. {az} Arabalarla ot tarken en stte yanlamasna

basiretli, [basiret-li] (b a si:retli) sf. 1. Gerei ve tehlikeyi nceden gren, sezen; sagrl; anlay l; uyank. 2. Uzak grl, basiretsiz, [basiret-siz] (basiretsiz) sf. 1. Olan bitene ramen gerei grmekten, anlamaktan uzak olan; gafil. 2. S grl, basiretsizlik, -i [basiret-siz-lik] (b a sire tsiz lik ) is. Gerekleri, ileriyi ve uza grememe. basit1 [Ar. bast (am a, uzatma) > basit , (basit) jOsT'} sf. 1. Alan; uzanan. 2. Uzatlm; uzun. 0 bsitiil-kef, (OsT) Dilenci.\\ bsitl-yed, {OsT} Giilii olup tahakkm eden. basit2, [Ar. besatet (sadelik) > bast (am a, g en ilet me) > bast c ^ ! ; ] {OsT} sf. 1. Kark olmayan; an lalmas kolay olan; yaln; sade. 2. Orta halli; gs terisiz; sssz. 3. Sradan; baya; kuru. 4. m ecaz. Her zaman rastlanandan farkl bir zellii olmayan; olaan. 5. Kolay. 6. Menfaati uruna baz deerler den vazgeebilen; onursuz. S basit cisim, fiz. M addesi tek elem en tten olum u cisim .| basit i | ek, bot. T a y a p r a k says n orm al olan iek . \ \ basit cmle, dbl. T ek y klem li cmle. | basit faiz, | bank. F a izlerin d e fa iz i eklenm em i, s a d e c e an a parann fa iz i. | basit kelime, dbl. K k h a lin d e bu | lunan k elim e; y aln k elim e.| bastl-vech, {OsT} | Gler yzl; g le.| bast l-yed, {OsT} E li a k ; | cmert.\\ basit zam an, dbl. F iil ekim lerin d e y a r dmc f i i l veya e k f i i l kullanm adan y a p la n ekim . basita, [Ar. bast (am a, uzatma) > bsita 4k*l>] (b a :sita) {OsT} is. Uzak yer. basite, [Ar. bast (am a) > basite (ba si:te) {OsT} is. 1, Dz yer; yzey. 2. Y er yz; arz. 3. Yatay gne saati. basitleme, [basit-le--me] is. 1. Basitlemek ii. 2. Bayalama; adileme, basitlemek, [basit-le--mek] g s z .fi [-ir ] 1. Karma k ve zor anlalr olmaktan karak anlalr ve kolay hale gelmek; kolaylamak. 2. Bir takm de erleri hie sayarak kendini alaltc, kk d rc ve onur krc davranlar sergilemek; adile mek; bayalamak, basitletirme, [basit-le--tir-me] is. Basitletirmek ii. basitletirmek, [basit-le--tir-mek] gl. fi. [ -ir ] Kar mak ve anlalmas zor bir eyi kolay ve anlalr bir duruma getirmek; sadeletirmek; kolaylatr mak; yalnlatrmak, basitlik, -i [basit-lik] is. 1. Kolay ve anlalr olma durumu; yalnlk. 2. nsanlk onuruna yakmaya cak davranlarda bulunan kiiden beklenebilecek davranlar; adilik, baka, [Slav. / Mac. palaska] {az} is. Bel korsas. [DS]

E S M

, ra

BAS

uzatlan ve balama iplerinin altnda kalan tahta ya da srk. [DS] 21. {az} Saman basmaya yarayan atall ve uzun sapl aa. [DS] 22. {az} Ttn dikmekte kullanlan ucu sivri sapl alet. [DS] 23. {az} kelek, un vb.ni kaba koyarken stten bas trarak sktrmaya yarayan bir tr kaln oklava. [DS] 24. {az} Saz damlarda sazlar stten bastran aa. [DS] 25. {az} Bir kundurac aleti. [DS] 26. {az} Altn, gm vb. maden pul gibi eylerle sslenmi kadn fesi. [DS] 27. {az} Ttn denkle rini bastrp sktrma; presleme. [DS] 28. {az} Herhangi bir eyi bastrmakta kullanlan arlk. [DS] 29. {az} Sa tokas. [DS] 30. {az} Bez, earp vb. zerine kalp ile desen ileme. [DS] 31. {az} K iin saklanmak zere tuzlu suya konulmu taze sebze. [DS] & bask altnda, H a rek etleri kstlan m o la r a k .| bask altnda tutm ak, B irin e d a v ra | n ve dnce serb estli i tanmamak.\\ baskda kalmak, (Yam ur yadktan so n r a topran st ksmnn sk a r a k altta k alan tohum iin) y zeye kam am ak. | baskdan kurtulm ak, S erbestli e, | hrriyete kavumak.\\ bask grm emek, {az} yi eitim grm ek. [D S]|| bask grubu, karlar d o rultusunda kam uoyunu v e siy a si otoritey i y n len dirm eye a la n k a rla r o rta k kiiler. | bask ka | lb, K itap k ap larn a s slem eler b a sm a k iin h azr lanm k a lp .| bask makinesi, K t zerine ba sk | ya p m a y a y a ra y an m ak in e.| baskya koymak, | matb. 1. B ir e s e r i b aslm as iin m atb aa y a verm ek. 2. B ir kim seyi disiplin e sokm ak. baskc, [bas-k-c] is. 1. Bask makinesinde kitap, dergi veya gazete gibi eserlerin basm iini yapan kimse. 2. Kuma zerine makine veya kalp ile de sen basan kimse. 3. {az} Srek avnda yan taraftan giden avc. [DS] 4. {az} Makas. [DS] 5. sf. m e caz. Hrriyeti kstlayan; serbest davranmaya engel olan. baskclk, - [bas-k-c-lk] is. Baskcnn ii ve meslei. baskc, [bas-kc {eAT} is. Merdiven,

ran yzeyinin sertlemesi yznden filizlendii hlde kamayan ekin. [DS] 6. {az} Havasz, bask yer. [DS] 7. {az} Scak sis. [DS] 8. {az} Alveri te ar fiyat. [DS] 9. {az} Kuluka tavuk vb. ku lar. [DS] 10. {az} s f Pek ok; yn yn; pek bol. [DS] 11. {az} (ocuk iin) cin ve perilere tutuldu u sanlarak geliemeyen; clz; sska. [DS] 12. {eAT} sf. (Grete) herkese yenilen. 13. stn; bas trm; yein. 14. {az} (Hayvan iin) gebe kalm. [DS] 15. {az} Gelimi; dolgun vcutlu. [DS] fi1 baskna gelmek, {az} K a v g a etm ek, dvm ek vb. g ib i a m a la r la birinin evine gelm ek. [DS] 1 baskn 1 alay, E skiden, m ah a lle halknn, zina y ap ld bildirilen b ir evi b a sm a k zere oluturduu toplu lu a verilen a d .| baskna uram ak, 1. B ek len m e | d ik b ir zam an ve y e r d e dm an sa ld rsy la k a r lam ak. 2. Sust yakalan m ak. 3. B ek len m ed ik z a m an da m isafir g elm ek .| baskn gelmek (kmak), | E m sallerin i g em ek ; o n la ra stn gelmek.\\ baskn yapm ak, 1. Su lular y a k a la m a k a m a cy la su i lenen y e r e veya su lularn bulunduu y e r e an i o la r a k g irm ek ; akn a p m a k; akn ey lem ek; akn s a l d rm ak; akn sa lm a k ; b a s a d m ek; b a a k dmek. 2. m ecaz. Anszn m isafir g elm ek .| baskn yr | mek, {az} Srtndaki a r y k yznden ra h a t y ryem em ek. [DS] baskncak, - [bas-kn-cak] {az} is. Merdiven; ba samak. [DS] basknc, [bas-kn-c] is. 1. Baskn yapan kii. 2. {az} fo lk . Kna gecesinde ellerinde meale, fener vb. ile davul alarak erkek evine baskna giden kz evi grubu. [DS] basknlk, [bas-km-lk] is. p sik ol. Yz yze ilikiler de bakalarna stn gelerek lider olma eilimi, basksz, [bas-k-sz] sf. 1. Hak ve zglkleri kst lanmam olan. 2. Disiplinsiz. 3. {az} m ecaz. Ter biyesiz; ahlaksz. [DS] S basksz bymek, {az} 1. S erb est yetim ek. 2. D isiplinsiz yetim ek. [DS] basklarnet, [Fr. basse clarinette] ( b a sk l r n et) is. mz. Kaln sesli klarnet, baskuk, [bas-mak > bas-uk / bas-kuk] {eT} is. 1. Kaya paras. [EUTS] 2. Mil mar. [EUTS] 3. lahi. [EUTS] baskl, [Fr. basculer (a rka y a vurm ak) > bascule] is. 1. Ar ve byk bir yk ok daha az bir tart bi rimi ktlesi ile tartmaya yarayan alet; kantar, l .f z . ki kolu sra ile kalkp inebilen ve herhangi bir ye rinden sabit bir noktaya dayanan kaldra, basklr, is. [Fr. basculeur] is. Bir rmorku, bir va gonu veya kmr arabasn yana doru devirmek suretiyle bir defada boaltmaya yarayan mekanik dzenek. baslanga, [bas-l-mak > bas-()l-an-ga] {az} is. Ky evlerinde aty kaldrmakta kullanlan basit kaldra dzenei. [DS]

bask, [bas-k] {az} is. Merdiven. [DS] baskl, [bas-k-l] sf. zerine bask yaplm olan, basklk, - [bas-k-lk] is. Masa zerindeki ktla rn umamas veya alm olan sayfalarn kapan mamas iin konulan arlk, baskmca, [bas-k-mca engince. baskn, [bas-mak > bas-km jyU>L.] is. 1. Dmana ummad yer ve zamanda, beklenmedik bir darbe indirmek amacyla yaplan ksa sreli ani saldr; vurgun. 2. Su ilemekte olanlar su mahallinde yakalamak; sust. 3. m ecaz. Beklenmedik anda kalabalk misafir gelmesi. 4. biy. Bir yerde en ok grlen bitki tr. 5. {az} Yamurdan sonra top {eAT} sf. Baska;

BAS

I
{eAT} is. Dirsein i yannda

baslk, [bas-lk

yer alan damardan en aada olan; akcier da mar; ba damar; aa damar, basluk, [bas-luk {eAT} is. -* baslk.

basm a, [bas-ma] is. 1. Basmak ii. 2. zerine bas teknii ile resim yaplm olan pamuklu kuma. 3. Baslm; bask ileminden gemi. 4. Baskn yap ma. 5. {az} Yakacak olarak kullanlan kurutulmu hayvan pislii tezei; gbre; tezek. [DS] 6. {az} Anjin. [DS] 7. {az} Helva karlan kazan. [DS] 8. {az} Geni sapl ttn yapra [DS] 9. {az} Bir iskambil oyunu. [DS] 10. sf. (Elbise iin) zeri bas teknii ile resimlendirilmi pamuklu kumatan ya plm olan. 11. (Kitap iin) baslm; matbu. S basm a helva, {az} Un helvas. [D S]|| basm a kal b, K itap ve kum a g ib i eylerin zerine b ir resim vey a yaz b a sm a k iin hazrlan m kalp. basm aca, [bas-maca] {az} is. . Kap mandal. 2. Ezilip skm nesne. 3. Kays kurusu. 4. skambil ktlar ile oynanan bir oyun. [DS] basm ac, [bas-ma-c] is. 1. Basma yapan veya satan kimse. 2. {az} Boha ile kylerde dolaarak do kuma tr eya satan kimse; bohac. [DS] 3. Tl bent zerine resim basan kimse. 4. Matbaac. 5. {az} Ekya; baskn yapan ete. [DS] 6. Orta Asya Trk devletleri bamszlklarn kaybedip Rus ha kimiyetine girdikleri srada basknlar dzenleyerek hzineye ait mallan yamalayp halka datan e kya etesi, fi1 basm ac hareketi, Sovyet ihtilaline k a r 1 9 1 7 yln d a Trkistan'da kurulan silahl m ukavem et tekilat. basm ack, - [bas-ma-ck] {az} is. 1. ine dvl m ceviz doldurulmu kuru kays veya eftali. 2. Kilimlerde kullanlan bir ss esi. [DS]

brmek; rtmek. 10. Mhr, kae, isim gibi ters kalpl nesnelerle kt zerine iz kartmak. 11 Baskn yapmak; bastrmak; anszn hcum etmek; baskna uratmak. {eT} (ayn) [ETY] [Tekin] 12. Ba sn yapmak suretiyle akkanlar bir yerden baka bir yere tamak; aktarmak. 13. Arlk ve sertlik ifade etmek zere baz isimlerden sonra getirilir. K a h k a h a y basm ak. 14. {eT} zerine kmek; yk mak; stne oturmak; altna almak. {eAT} (ayn) [DLT] 15. {eT} Mahvetmek; yenmek; kazanmak; alt etmek. {eAT} (ayn) [Gabain] [EUTS] 16. Yaymak. [EUTS] 17. {eAT} Bastrmak; kapatmak. 18. {eAT} Teskin etmek; yattrmak. 19. {eAT} Atmak; sa vurmak; yadrmak. 20. {eAT} Kaplamak; brmek. 21. Koyup, yatrp bastrmak. 22. {az} Evlenmek amacyla bir kz baskn dzenleyerek alp kar mak. [DS] 23. {az} (Erkek iin) kar cins ile cin sel ilikide bulunmak. [DS] 24. {az} Oyunda yen mek. [DS] S basa dmek, {eAT} B asv erm ek ; an szn b a sm a k ; baskn etmek.\\ baak dmek, {eAT} B a s a dm ek.| basp gemek, 1. ndekine y etie | r e k g e ip gitm ek. 2. nem sem eden g e ip gitm ek; uramamak.\\ basp gitmek, a rgo. A ce le gitm ek.| | bas taban! {az} ekil g it; yrii! [D S]|| bast koduu yeri bilmemek, {az} N e yaptn, ne ettiini bilm em ek. [D S]|| bast yerde ot bitme mek, 1. Gittii y erin d irlik ve dzenini bozm ak. 2. B ereketin i kaldrmak.\\ bast yeri bilmemek, 1. o k sevinm ek. 2. K ed erd en , skntdan yap t iin fa r k n d a o lm a m a k; durumunu k on trol edememek.\\ bastm yellendi, {az} K r k [DS]

basm akalp, [bas-ma+kal-p] sf. 1. Ayn kalb tekrar eden. 2. Hibir deiiklii ve zgnl olmayan; harclem. 3. Taklit. 4. Her yerde tekrarlanabilir ni telikte olan; klie,

basmaclk, - [bas-ma-c-lk] is. 1. Pamuklu kuma basmalk, - [bas-ma-lk] {az} is. 1. Basamak; zerine bask teknii ile resim ve desen yapma ii. merdiven. 2. zerine basp gemek iin dere ve 2. Basma alm satm ile uraanlarn ii ve mesle ay iine dizilen talar. 3. Gbrelik; gbrelerin top i. 3. Kitap, dergi, gazete gibi kt zerine bask land yer. [DS] teknii ile yaz yazma ii ve meslei, b am anca, [bas-man-ca] {az} is. Zemberein bo basm a, -c [bas-ma] {az} is. Yaz tura oyunu. almasn nleyen trnak; tetik. [DS] [DS] b a sra 1, [bas-ra/ asra] {eT} sf. Aa; alt. [Yknek] basm ahane, [bas-ma + Far. hne] is. 1. Basma tek b asra2, [bal+ra > bal--ra / bas-mak > bas-r-mak nii ile desenlendirilen pamuklu kuma retilen i > bas()ra] {az} is. 1. Klleme. 2. Pseron. 3. Ar yeri. 2. {az} Matbaa; basmevi. [DS] larn am aalarndan emdii su. 4. Havadaki bu basm ak, [bas-mak / Ja-o I] gsz. f . [ - a r ] 1. Ayaklarn taban ile vcudunun arln verecek ekilde yere veya bir ey zerine kmak, durmak. 2. (ocuklar iin) yrmek zere ayakta durabil mek. 3. Bir eyin zerine kuvvet vererek itmek. K om u tan z ile b a st; n b eti an n da dam lad. 4 Yeni bir yaa daha ginnek. 5. {az} (Kmes hay vanlar iin) kulukaya yatmak. [DS] 6. Gitmek. 7. g l. Bir eyi sktrarak yerletirmek. 8. Resim ve ya kitap basksn gerekletirmek. 9. Kaplamak, harn etkisi ile aa yapraklar zerinde oluan ya pkan sv. 5. Kabak ve hyar cinsi sebzelerin i ekli hli. 6. Yzde oluan il ve lekeler. 7. skam bil ktlar ile oynanan bir tr oyun. [DS] B asrallar, [Ar. Basra + T. -l-lar] is. Sekizinci yz ylda Basrada yaam, kurall dilin aleyhine Arap a y halk diline dayandrmaya alan Arap dilci leri. basrk, - [bas-mak > bas-()r-k] {az} is. 1. Kap srmesi. 2. Kk adr. 3. Y az iin kuyulanarak

I M T IB S 6 M .4 8 1

BAS

saklanm kar. 4. adr iplerinin baland kazk lar. [DS] basrkm ak, [bas-()r-k-mak {eAT} edil. f . [ur] Baslmak; inenmek; baslarak sktrlmak. Basriyyun, [Ar. Basra > Basriyyn] (basriyyum ) {OsT} is. -* Basrallar. basrug, [bas-mak > bas-r-mak > bas~()r-u] {eT} is. Ak ev paralarndan rzgr, yamur ve scaktan korunmak iin yurt etrafna ekilen kee. [Nevy] basruk, [bas-mak > bas-r-mak > bas-()r-k] {eT} is. Bask. [DLT] basskmak, [bas-mak > bas(s)-k-mak] {eT} edil. f . [ur] Baslmak; baskna uramak. [DLT] basso, [t. basso] ( b a sso ) is. mz. En kaln sesli erkek sanat. bast, [Ar. bast -k -J {OsT} is. (+ etm ek, + eylem ek, +

Gemie ait; eski. 2. is. Tarih. 3. m ecaz. Dnya, fi1 bstn- bbek, {OsT} 1. Sonsuz tarih. 2. m ecaz. Dnya.\\ bstn-ins, {OsT} G em ii tanyan; a r k e o lo g ; tarihi. bastan2, [Far. bstn] {az} is. 1. Salatalk. 2. Pilav. [DS] bastanbak, - [bas-amalc > bastanbalc] {az} is. 1. Basamak. 2. Atlama ta. [DS] bastancak, - [bas-t-mak > bas()t-an-cak] {az} is. 1. Kk ocuklarn ayakta durabilmeleri iin ya plm olan kafes; yrte. 2. Ba ubuu dikerken ayakla baslarak ukur amaya yarayan aatan tarm arac. [DS] bastani, [Far. bstn + Ar. -] (b a :sta :n i:) {OsT} sf. 1. ok eskiler. 2. Tarihle ilgili, b astarda, [t. bastarda (m elez)] (b a sta rd a ) is. mpa ratorluk dnemi Trk donanmasnda kullanlan bir tr sava gemisi; batarda.

o lm a k y a rd m c fiille r iy le kullanlr.) 1. Yayma, ama, serme. 2. Uzun uzadya, ayrntl olarak an bast, [bas-mak > bas-t] is. 1. Tencereye sra ile ve latma. 3. Utangal brakma; rahatlama. 4. Sevin kat kat kyma veya ku ba et, sebze koymak sure dirme. 5. tasvf. Huruflikte, cezbe ile kendinden tiyle yaplm sebze yemeklerinin genel ad. 2. geme. S bast hali, A llah 'a niyaz ed erk en sevin, Klbastnn ksa ad. 3. {az} Patlcan veya kabak nee, a lm a v e onunla s o h b e te ulam a durumu. | | ile yaplm kr yemei. [DS] 4. {az} Bulgur ile bast- bist eylemek, {OsT} H al kilim, rt seryaplm kadnbudu kfte. [DS] 5. {az} eker ve ,mek.\\ bast- cevb eylemek, {OsT} K a rlk ver cevizle piirilmi kara kabak tatls. [DS] mek;.| bast- d av eylemek, {OsT} D av a amak.\\ bastbacak, - [mast (iri yapl, k s a b a c a k l kp ek) | bast- m akal etmek, {OsT} Sz a m a k .| bast- | + bacak [EREN] sf. 1. Bacaklar ksa ve arpk olan; mukeddemt eylemek, {OsT} E sa s kon uya g irm e ksa boylu. 2. m ecaz. Yaramaz kk ocuk; yu den n ce b ir g iri yapmak.\\ bast- yed olmak, murcak. 3. {az} Kurnaz. [DS] 4. {az} is. Sacayak. {OsT} E l uzatm ak; zerin e a lm a k ; y erin e g etirm ek.| | [DS] bast- ye d eylemek, {OsT} 1. E l a tm ak; zerin e a l bastk, - [Yun. pastilos > Erme, basteg => bastk] m ak; y erin e getirm ek. 2. Tahakkm etm eye y elten {az} is. 1. Pekmez pestili. 2. Lahana yemei. [DS] m ek.,| bast beyn eylemek, {OsT} O rtaya k oy | S bastk alm ak, {az} P estil yapm ak. [D S]|| bas m ak; aklam ak. tk kavurmas, {az} Kavrulm u p e s til zerine basta1 [Bulg. postav (alta kon an kap ) ?] {az} is. 1. , dvlm ceviz d k e r e k y ap lan b ir tr tatl. [DS] Pazar yerinde satclarn kurduu geici tezgh. 2. bastkmak, [bas-mak > bas-tk-mak / bas-dk-mak] portac tezgh; tabla. 3. Kk vitrin. 4. Dkkn {eT} edil, f i [-u r] 1. Ezilmek. [Gabain] 2. Baslm tezgh. [DS] S basta kurm ak, {az} P a z a r d a olmak. [EUTS] serg i am ak. [DS] bastrak, - [bas-tr-ak] {az} is. 1. Kap srgs. 2. basta2, [t. pasta / Yun. paste (a rp a lap as)] {az} is. Kapy kapadktan sonra arkasndan vurulan demir nce bulgurdan yaplan pilav. [DS] destek; kol demiri. 3. Kapy kapatmakta kullanlan basta3, [Lat. pasta (ham ur)] {az} is. Duvar rlr kargaburnu benzeri bir kanca. 4. Kapya dardan ken konulan har. [DS] asma kilit takmakta kullanlan iki paral kanca. basta4, [t. basta] ( b a sta) nl. dnz. Brak artk! [DS] basta5, [? basta] {az} is. Elbisedeki krma; pile; bastran, [bas-tr-an] sf. 1. Bastrmak eylemini ya pens. [DS] pan. 2. {az} Kuyularda, zerinde makaralar bulu bataban, [bas+taban] {az} sf. Eit; denk. [DS] nan at direkleri. [DS] 3. {az} Hal tezghlarna bastac1, [basta'-c] {az} is. 1. Sebze satan sergici; geirilen ip. [DS] manav; sebzeci. 2. Seyyar satc; iportac. [DS] b astrk 1 - [bas-tr-k] is. 1. Bastrlm olan ey. 2. , bastac2, [basta2-c] {az} is. Duvar yapmnda har Kapy arkadan kapamak iin kullanlan sopa; da tayan ii. [DS] yak. bastachk, - [bastac1 -lk] {az} is. Pazarlarda sergi bastrk2, - [bas-tr-k] {az} is. 1. Arlk; bask; aarak yaplan satclk; iportaclk; pazarclk. yk. 2. zm ras karmakta kullanlan bir tr [DS] kaldra ve cendere dzeni. 3. Bir kimseyi koruyup bastan1, [Far. bstn jU-U] (b a :sta :n ) {OsT} sf. 1. gzeten eiten kii. 4. Sk eitim; sk disiplin;

BAS

I M I R S M .4 S 2

bask. 5. Koruma; gzetme. 6. Yasal olmayan, kt ve iren bir olay, kabahati, suu gizleme ii; rt bas etme. 7. Yamurdan sonra topran yznn sertlemesi nedeniyle yzeye kamayan filizlen mi ekin; kaymak basmas. 8. Tohumun derin ekil me ya da kuraklk yznden kamamas hli. 9. rt. 10. Ar basma; kbus. 11. Hapishane. 12. Kap srgs. 13. Kapy arkadan gvenceye almak iin konulan aa sopa; dayak. 14. Ot yn; msr yn; demet. 15. Mahallenin ortak frnlar ile a marhanelerde sray bellemek iin talarla bast rlm al vb.; nbet. 16. Ya, yourt, peynir gibi st rnlerinin yapld, sakland yer. 17. evre ky ve mera stlerinin mandracya satlmak zere topland yer. 18. ay kenarndaki tarlalan su basknndan korumak iin yaplan aa, ta vb. set. [DS] fi1 bastra koymak, {az} (D zelm esi iste nen nesn e iin) zerine a rlk k o y a ra k bastrm ak. [DS] bastrklanm ak, [bas-tr-k-la-n-malc] {az} gsz. f . [- r ] 1. Hasta ve bitkin bir durumda olmak. 2. Has talk yznden sayklamak. [DS] bastrkta, [bas-tr-k-ta] {az} sf. (Sz ya da eylem iin) gizlenen; saklanan. [DS] bastrlm a, [bas-tr-l-ma] is. Bastrlmak ii. bastrlm ak, [bas-tr-l-mak] edil. f . [ -r ] Birisi tara fndan bastrma eylemine uramak, bastrm a, [bas-tr-ma] is. 1. Bastrmak eylemi. 2. {az} Patlcan ve kabakla yaplan bir tr kr yeme i; bast. [DS] 3. p sik ol. Kiiyi skntya sokan fakat evrede ahlaka uygun grlmeyen arzu ve istekle rin bile bile engellenmesi; ahlaka uygun grlme yen bir istekten vazgeme. 4. Gre gibi oyunlarda rakibini yere drp zerine yklenmek suretiyle hareketsiz brakma. 5. Bahe ilerinde kaba topra sktrma. 6. {az} Ykanan amarlar kll suya yatrma. [DS] 7. {az} Kadnlarn giydii bir tr sk kazak. [DS] 8. {az} Sucuk. [DS] 9. {az} Pas trma. [DS] 10. {az} Kavrulmu et. [DS] 11. {az} Salamura. [DS] 12. {az} st ste konularak drt gen eklinde kurutulmu incir. [DS] 13. {az} Kn hayvanlara yedirmek iin bir yerde toplanm yap rakl aa dal. [DS] 14. {az} Gbre yn. [DS] bastrm ak, [bas-tr-mak] gl. f . [-r ] 1. Bir eyi, bir eye basmak iini yaptrmak; basrmalc; basmak; basurmak. P arm aklarn kan ayan y a ra sn a ba str yordu. 2. Bir tehlikeyi veya zararl bir olay nle mek; savmak. 3. Ezmek. 4. Bir eyi eliyle iterek bir yere sdrmak; bask uygulamak. 5. stn gelmek. B u fe la k e t , btn a cla rm bastrd. 6. Bir kuman kenarm iplikler atmasn diye kvrp dikmek. 7. (Alk iin) gidermek. B ir lokm a ile al n b a s trd. 8. Hemen cevap vermek; yetitirmek. 9. Ha bersiz ve anszn birine varmak. 10. Bir resmin ve ya kitabn basksn yaptrmak; tabettirmek. 11.

argo. Vermek; koymak. B ed a v a deil, b e milyonu bastrdm , aldm . 12. {az} (Kmes hayvan iin) kulukaya yatrmak. [DS] 13. (Doan ve ahin gibi avc ku iin) avn peneleri ile yakalamak. 14. {az} (Yemek iin) piirilebilecek hle getirmek; hazrlayp atee koymak. [DS] 15. {az} (Yemek iin) patlcan, kabak gibi sebzeleri et ve kyma ile tavaya deyip piirmek. [DS] 16. {az} Kapnn bastram indirip kapatmak. [DS] 17. {az} Kay nak suyunu rme ta ile kanal iine alp stn r terek aktmak. [DS] 18. {az} (Tarla iin) tamamen yzeyi rtlnceye kadar sulamak. [DS] 19. {az} (Sklen yama vb.ni) dikmek. [DS] 20. {az} Bir eyin zerini kapatmak; rtmek. [DS] 21. {az} (Dii hayvan iin) erkei ile iftletirmek. [DS] 22. gsz. f . (Scak, yamur vb. iin) birdenbire etkisini iddetli olarak gstermek; kaplamak. S ca k la r b a s trd. bastika, [t. (Vend.) pasteca] (paste'ca) is. dnz. 1. Geminin serenine veya baka bir ahap ksmna alan delik. 2. Alr kapanr makara, bastiym, [t. bastire (retm ek) > bastione] is. as. Tabya. baston, [t. baston > Fr. bastone] ( b a ston) is. 1. Yrrken dayanmaya yarayan zel olarak sslen mi ilenmi denek; asa; el aac; el denei; k tek. 2. Geminin ba taraftaki yatk direinin dar ya doru olan knts. 3. {az} Francala. [DS] 4. arg o. Erkeklik organ. S baston francala, n ce uzun fr a n c a la ekmek.\\ baston yutmu gibi, H i eilm ez veya e ilem ez halde, d im dik duru. bastoncu, [baston-cu] is. Baston imal eden veya bas ton satan kimse, bastonculuk, [baston-cu-lulc] is. Baston imal etme veya baston ticareti, bastuk, -u [bas-tuk] {az} is. 1. Baklava biiminde kesilmi pestil. 2. Hurmadan yaplan lokum gibi bir eit pestil. [DS] basturm ak, [bas-tur-malc] {e l '} gl. f . [-u r] Bastr mak; balamay ve bastrmay emretmek. [DLT] basu1, [bas-mak > bas-] (basu :) {eT} is. Demir tokmak; eki. [DLT] basu2, [eT. bas-] {eAT} is. Baskn; ani hcum, basuk, -u [bas-mak > bas-uk] {az} is. 1. Zayf; clz. 2. (ocuk iin) eitli nedenlerle bymesi geciken; geliemeyen. [DS] S basuk derman, {az} By yznden yryem edii san lan ocu u bycye gt rm ek; byy kestirm ek. [D S]|| ba suk dilli, {az} K ek em e. [DS] basur, [Ar. bsr (b a :su :r) {O sl} is. tp. Kaln barsan da alan ksmlarnda meydana gelen toplar damar varisleri. 0 basur memesi, tp. G e nileyip m em e g ib i uzayan d a m a r yn. | basur | otu, bot. Dn ie ig illerd en y a tk sapl, y rek

fC H fE

1 .4 8 3

BA

biim li y a p ra k la r olan, serin y e r le r d e yetien, k kndeki uzun yu m ru cu klar k a y n atla ra k eld e edilen sv basu r m em elerin in tedavisin de kullanlan b ir otsu bitki; b a ta k lk dniei, (F ic a ria ranunculoide). basuri, [Ar. bsr tSjj-'-] (b a :s u :r i:) {OsT} sf. tp. Basurla ilgili. basurmak, [bas-mak > bas-ur-mak > {eT} ] gsz. f [-u r ] 1. Ezilmi olmak. [Gabain] 2. Birinin emrine girmi olmak. [Gabain] 3. gl. f . Ezmek; basmak. [EUTS] 4. Atmak. [EUTS] 5. (eAT} Bastr mak; kapatmak; saklamak, basut, [bas-mak > bas-ut] {eT} is. 1. Yardm; arka; kmek. [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] 2. sf. Acyan; yardmc. [DLT] basut, [basut-] {eT} is. 1. Yardmc sebep. [ tigsizler] 2. Yardmc; koruyucu; arka; hami; tevik eden. [EUTS] [Gabain] basutl, [basut--l] {eT} sf. Yardmc sebepli. [ tigsizler] basutsz, [basut--sz] {eT} sf. Yardmc sebepsiz. [ tigsizler] basutlamak, [basut-la-mak] {eT} gl. f . [ r ] Destek lemek; yardm etmek. [ tigsizler] basbadelmevt, [Ar. bas badel-mevt] {OsT} is. din. 1. lmden sonra dirilme. 2. Kyamet gnnde llerin tekrar dirilmesi. 3. m ecaz. Yeniden uyan ma; kalknma, basya, [Lat. bassia] is. bot. A syada yetien, tohum larndan elde edilen ya sabun imalinde kullanlan bir eit aa, (B assia). ba1 [eT. b jL.] (b a :) is. 1. Beyin ve drt duyu , organnn, dokunma duyusunun bir ksmnn, sindi rim ve solunum organlarnn balangcnn bulun duu, insan vcudunun en st ksm; kafa; kelle. 2. Kafa tasnn iinde bulunanlar, zellikle beyin. 3. Hafza; akl. 4. Kafatasnn sal -olan blm. 5. Hayvanlarda insandaki niteliklerin tamamna veya bir blmne sahip vcudun n ucu. 6. Bir toplu luun, rgtn veya kuruluun lideri; topluluu y neten; bakan; amir; lider; nder; nc; komutan; reis; babu; ba ve bu; bu; buyruk eesi; buyruk issi. {eT} {eAT} {az} (ayn) [ETY] [KPy.] [Gabain] [DS] 7. Toparlak kntl u. 8. Bir eyin z; kay nak, temel, esas. 9. Akarsuyun kayna veya yan. 10. Bir eserin, kitabn ilk blm; balang. 11. Bir yerin veya nesnenin en yksek noktas; zirve; tepe; doruk. {eT} (ayn) [Tekin] [ETY] 12. {eT} Da veya pnar ba. [ETY] 13. {eT} U ; snr. [KPy.] 14. {eAT} Baak. 15. Sra veya dizilerin balangc. 16. ki ulu nesnelerin her bir ucu. 17. Kii; kendi; yalnz. 18. {az} (Halk arasnda insan iin) adet; tane. [DS] 19. Her biri. 20. Bir nesnenin kiiye daha yakn olan taraf. 21. Bir eyann yakn, yan; kul

lanlacak veya yararlanlacak taraf. 22. Sebep. 23. Bitkilerde iek kmesinin bulunduu dal ular. 24. {az} Pazartesi; ba gn. [DS] 25. Yal grete be dereceden en yksei; en st derece. 26. {az} l ve tartda, tahminden fazla gelen ksm. [DS] 27. {az} Elenen tahlda kalburun stnde kalan iri taneler. [DS] 28. {az} lenmi deride, hayvann bandan yan. [DS] 29. (Kasaplk hayvan ve soan sarmsak gibi sebzeler iin) bir tek; tane, {az} (ay n) [DS] 30. Erkeklik organnn u ksm. 31. sf. {eT} Sralamada balang; birinci; ilk. [EUTS] [Yknek] [ tigsizler] 32. {eAT} (Evcil hayvan saymnda) tane. 33. {OsT} Dviz bozann ald yzdelik; ko misyon. 34. Tercihte, beenide birinci; en nde gelen; en iyi; en gzel, {az} (ayn) [DS] baa atm ak, Verilmi bir ey i o ld u ka k a b a ve saygsz biim d e sa h ib in e g e r i verm ek.| baa ba, {eAT} 1. | T ek ban a. 2. (Y arm ada, zellikle a t yarn da) birbirin den fa r k l olm adan , d en k; eit; msavi. 3. B atan baa. 4. H i ek sik o lm a d an ; tam tam na. | | baa ba kmak, Tam g elm ek ; tam tam na d en k g elm ek ; istenen dzeyi a n c a k bulmak.\\ baa ba gelmek, 1. Yartrlan veya karlatrlan iki kii veya nesn e a ra sn d a f a r k bu lunm am ak; den k g e l mek. 2. stenen d ereced en n e ek sik n e d e fa z l a o l m ak .| baa b erab er tutm ak, O ldu ka saygl d a v | ran m ak.| baa binmek, Sknt verm ek; m usallat | olm ak. | baa arm ak, {az} Sonucu tehlikeli | o la c a k veya b ir k a z a d o u ra c a k d avran ta bulun m ak. [D S]|| baa alm ak, B e en m ey erek g er i ia d e etmek.\\ baa elenk takm ak, ok sev in m ek; e te k leri z il alm ak. | ba ak, 1. rt v ey a a p k a ile | b a rtlm em i. 2. {az} D erb ed er, p erian , p la k ; a k sak. [DS] 3. Korkusuz. 4. {az} Esiz, ben zersiz; iyi. [D S]|| baa kam am ak, B ir ii b a a rm a kta g liik ek m ek ; bitirem em ek; hakkn dan g elem em ek. | (bir eyi, ii) baa karm ak Y apl | m akta olan ii sonu na k a d a r gtrm ek, bitirmek.\\ (birini) baa karm ak, {eAT} martmak.\\ (birini) baa kartm ak, m artm ak; yz verm ek. | baa | km ak 1. B ir ii baarm ak, bitirm ek; b a a g e l m ek ; b a a varm ak; km ak. 2. B ir kim seyi y o la getirm ek. 3. d a r e etm ek; becerm ek. 4. H addini a m ak ; m arm ak; lau b a li olmak.\\ ba am ak, 1. B ed d u a etm ek. 2. D u a etm ek. 3. ( a r a f giyen k a dn iin) ban dan a ra fn karm ak. | baa orap | rm ek, B irin i derde, b e la y a u ratm ak; oyunla k tlk etmek.\\ ba auk, {eAT} K orku su z; pervasz.]] baa d ar etmek, o k sktrm ak; s o lu k a ld rm a mak.]] (lem, cihan, dnya) baa d ar olmak, ok fa z l a skntya u ram ak.| baa dek srmek, {az} | (K ar k o c a iin) l n ceye k a d a r mutluluk iin de y aam ak. [D S]|| baa dert am ak, Skntl b ir du rum yaratm ak. | baa dert karm ak, Skntl bir | durumun ortay a km asn a s e b e p olm ak. | baa | dert dmek, Skntya uram ak. | baa devlet ku |

BA

I H I M M .
lattklarn y en i batan an latm ak; tek-ar tek ra r an latm ak]] ba asm ak, {eAT} B an kald rp dn m ek.| baa srmek, Y aplm akta olan ii veya tu | tumunu, iyilii son u n a k a d a r devam ettirm ek, {az} (ayn) [D S]|| ba aa, 1. B a a a g e le c e k bi im d e; tersin e dnm o la ra k. 2. {az} ni aa. [D S]|| ba aa dmek, K iiliin den ve itibarn dan k a y b e d e r e k toplum iin de ktii b ir m evkie g e l mek.]] ba aa eylemek, {OsT} D nceye var m ak.| ba aa gelmek, 1. K t b ir durum a d | mek. 2. T epe st dmek.]] ba aa gitmek, leri yolu n d a gitm em ek; s rekli z a r a r g rm ek .| ba | a tapm ak, {az} 1. Yaplan iyilii, yiiziine kar s y ley er ek o kiiyi incitm ek; b a a kakm ak. 2. An lam a k; a k l erdirm ek. [D S]|| baa ta yadrmak, R ahatsz ed ip sknt vermek,]] baa ta yamak, C eza g rm ek. | baa tedarik grm ek, {OsT} Kurtu | lu a r e le r i aram ak.]] baa teller taknm ak, Sevin taknl gsterm ek. | baa toprak sam ak, {OsT} | Yas tutmak. | baa mek, {OsT} B ir kim senin ev | resin d e rah atsz ed ic i b iim d e toplan m ak,| baa | varlm ak, {eAT} B a a klmak.]] baa varm ak, {eAT} 1. B itirm ek; son u lan d rm ak; tam am lam ak; b a a km ak. 2. Olup bitm ek; sonu lan m ak. | baa | verm ek, {az} M al d e iim in de ste p a r a veya fa z la d a n b ir e y verm ek. [D S]|| baa vurm ak, {az} 1. B a a kakm ak. 2. B ala n lan bir iin sonunu g e tirmek. 3. (ikinin etkisi) rahatsz e d e c e k biim de b a ars y apm ak. [D S]|| ba ayak yitmek, {az} H ib ir iz brakm akszn y o k olmak[DS]]] baa yaz lan, {eAT} K a d e r ; aln yazs.]] baa yetirmek, 1. S on u ca ulam ak. 2. {az} E vlilikte, sonu na k a d a r mutlu y aam ak. [DS] | baa yetimek, {az} (Kz ve | e r k e k o c u k iin) e v len ec e k a a g elm ek ; blua er m e k [DS]]| baa ykmak, 1. {OsT} Azletm ek. 2. G l btnyle birinin zerinde brakmak.]] baa yular geirm ek, (Birini) istedi i g ib i kullan m ak]] baa zindan kesilmek, {OsT} (Bulunulan y e r iin) sknt v e r e c e k b ir durum a lm a k .| ba b aca | dan am ak, (Kz iin) evlen m e a g e m e k .| ba | badarak, {az} I. Y netici; bakan . 2. A kll ve i b ilir kim se. 3. st ba. 4. B ab o;, serseri. [D S]|| ba ba, {az} 1. Srlarn boynuzuna ba lan an k s a ip. 2. al itlerin zerini sa la m la trm a k z e r e kon ulan uzun srklar. 3. fo lk . D nlerde g e lin lere elb is e g iydirilirken a lg c la ra verilen b a h i. 4. fo lk . D am adn g elin tarafn a dnde verdi i bahi. 5. fo lk . Dnde, dam at tarafnn verdii ziyafet. 6. H avlu; p ekir. 7. Yal kadn larn b a la rn a b a la d k la r em b er. 8. B a a ve a ln a b a la nan bez. 9. (K adn iin) e r k e k e ; k oca . 10. {eAT} B a rts. [D S]|| ba balam a, {az} fo lk . 1. G er d e k so n ras kadn larn g elin e yap tklar ziy aret ve bu a m a la dzenlenen tren. 2. G elin e ta giydir m e m erasim i. 3. N ian dan sonra, nianllarn bir y e r e g id ip e len m eleri. 4. ocu klarn k rd a y ed ik

u konmak, 1. ansl olm ak. 2. B ek len m ed ik b ir n im ete konmak.\\ baa dmek, {az} S ezm ek; f a r kn a v arm ak; anlam ak. [DS]J| baa ekimek, (B ir i veya kim se) birin e y k olup taklmak.\\ baa eri mek, {az} (Kz ve erkek iin) ev len ece k a a g e l m ek ; b lua erm ek. [DS]|[ baa geirm ek, (B ir ii vb. eyi) birinin zerin e y km a k; f e n a h a le koyna1 | baa gemek, L id er veya b akan olmak.\\ .1 baa gemi, {eAT} B a a g elen .| baa gelen, ans | v ey a ksm et o la r a k g eld i i san lan sknt. | baa | gelen ekilir, K t durum lar k arsn d a sa b retm e y i tleyen sz.| baa gelmek 1. F e la k e t ile k a r | la m a k ; skntsn ekm ek. 2. {eAT}. S on a erm ek; s o n bulm ak. 3. {eAT} B a a km a k; gc yetm ek. 4. K t b ir durum la karlam ak. 5. G rp g e ir m ek ,| baa gn domak, Byk b ir an s veya ks j m et a k l n a u ram ak.| baa gremek 1. Yal | grete, b a p eh liv a n lk iin grem ek. 2. En iyi son u cu a lm a k iin m ca d ele etmek.\\ ba aa, E l rgs yn o ra p la rn d a giyenin toplum iin de n em li b ir m evkisi olduunu sim geleyen notifler.\\ ba aac, {az} K a n lard a, boyunduruun k m am as iin ara ba n n oku n daki d eli e soku lan a a . [DS] 1 ba a, {az} 1. H ayvann ba n a tak 1 lan ip; yular. 2. m ecaz. ( ocu k iin) batan km ; s z ; n asihat dinlem eyen; terbiyesiz. [D S]|| ba a rs 1. P e k o k s e b e p le r e d ay al o la r a k ba ta m ey d a n a g elen a r hissi, {az} (ayn) [DS] 2. B ir kii nin huzurunu k a ra n on a sknt veren durum.\\ ba ars olmak, I. B irin e sknt verm ek. 2. U ratrm ak)} ba ars verm ek, Sknt verm ek; r a hatsz etm ek; skmak.]] ba artm ak, 1. B irin i te dirgin etm ek. 2. B kkn lk verm ek. 3. Can skm ak; ra h a tszlk vermek.]] baa (bir) hl gelmek, ok z o r ve skntl g n ler geirm ek. | baa hasr yak | m ak, {OsT} D urumundan y akn m ak; szlanmak.]] baa iletmek, {eAT} S on a erd irm ek; tamamlamak.]] baa iltmek, {eA -* baa iletmek. | baa indir T} | mek, ok grlt yapmak.]] baa kaka anlatmak, K a b a b ir e k ild e ve ekin m eden s y lem ek .| baa | kakm ak, Yaplan iyilii, krm ak incitm ek a m a cy la yzne vurm ak.| ba alam am ak, lerin okluu | yznden fr s a t bu lam am ak.| ba alan, {az} is. | Y arta birin ci g elen hayvan. [DS] ba alp ba verm ek, ldrm ek ve lm ek ; sa v a m ak ; bo u mak.]] ba almak, 1. {eA B a k esm ek ; can alm ak. T} 2. {az} am ar ykam ak. [DS] 3. {az} Kurtul m ak ; fe l a h bu lm ak; onm ak. [D S]|| ba almam ak, {OsT} i i o k o lm a k; uram ak.| ba alt, spor. | Yal grete, en st k ateg o ri olan batan so n ra g e le n sra. | ba alup ba virmek, {eAT} ldrm ek | ve lmek.]] ba ana, {az} O rtaklk y a p an ifti nin att tohum karln harm an da aldktan so n r a p a y n a den rn miktar. [D S]|| baa pervane gibi dnmek, Ar ilgi g sterm ek ,| baa sarm ak, | 1. M usallat etm ek; sknt verdirm ek. 2. a rg o. An

S fM . f 485

BA

leri yem ek. [D S]|| ba balam ak, 1. B irin e b a la n m ak; intisap etm ek. 2. K en din i birinin ek ip ev ir m esine brakm ak. 3. B a a k verm ek. 4. B an a bir rt rter ek sa larn toplam ak]] ba ba, {eAT} 1. Teker teker. 2.. B a b a a .| ba baa 1. B a la r b ir | birine dem i olarak. 2. T eke tek. 3. B irlikte; b e r a b e rc e .| ba baa brakm ak k i kiiyi y aln z b ra k | m ak.| ba baa gelmek, {az} B e r a b e r e k alm ak ; | birbirinden stn olm am ak. [D S]|| ba baa kal mak, lg isi o lm ayan lardan u zak o la r a k biriy le y a l nz k alm ak .| ba baa verm ek 1. D ayanm ak. 2. | B irka kii b ir a ra y a g e le r e k b ir konuyu z e l o la r a k grp k a r a r a v arm ak; b e r a b e r c e diiiinmek.\\ ba ba etmek, {eT} ( o cu k dili) elin i b a n a gt rerek sela m vermek.\\ ba ba, {az} K a lb u rd a elenen hu bu bat ve bulgur tr eylerin stte kalan iri taneleri. [D S]|| ba ba yapm ak, {az} (M anda lar iin) b a la rm su ya sokm ak. [DS] | ba belas, | Bir kim seye sknt v e d er a a n f a k a t b ir trl uzaklatrlam ayan kim se veya durum. | ba bera | ber, {az} Ayn. [D S]|| ba beraberlik, {az} K a r kocann a ra la rn d a a n la m a la r; birbirinin s z le rine uym alar. [D S]|| ba beyin kalm am ak, Grl t ve i okluu yznden ar rahatsz o lm a k ; k a fa s imek.\\ ba bezi, {eA Tjl. B a rts. 2. M en dil.| ba ba, {az} Ustura. [D | S]|| ba bilme mek, {eAT} (B in ek ve hizm et hayvan iin) ham du rumda olmak.\\ ba bir etmek, {az} (K adn iin) zina yapm ak. [DS]j| ba bitig, {eT} A na b e lg e ; tem el belge. [EUTS]|| ba bo, {eT} K om u tan ; e le b a .| | ba boum, {az} K esilen k erestelik a a cn top rakta kalan a n a gvdesi. [D S]|| ba boy En iyi k a li te.| ba bozgunu, {az} K a r ve k o c a d a n birinin | lm g ib i s e b e p le r le esiz kalm alar. [D S]|| ba brek, {az} K a s a p lk hayvan yrei. [D S]|| ba buu (bunu), {az} ( ocu k iin) yaram az. [D S]|| ba bulam amak M terinin verdii fiy a t kazan eld e e d e c e k k a d a r olmamak.\\ ba bulm ak, B ir al verite k r kalmak.\\ ba bunl, {eAT} B a d a rl ; sknt.| ba bunluu, Sknt; bunalt.| ba b | | rmc, {az} R en kli hotoz. [D S]|| ba cigrinmek, {eAT} D n m ek; do la m ak ]] ba ciez, {az} ban ba. [D S]|| ba adr, {az} em siye. [D S]|| ba ana, {eAT} K a fa ta s .| ba atm ak 1. B an | bir bezle s k c a ba lam ak. 2. B a b a a verm ek, y a kn olm ak; lfet etm ek]] ba atm as, {az} fo lk . Dnde, ham am gn g elin ykan rken y ap lan tren. [D S]|| ba egzinmek, {eAT} D n m ek; d o lam ak]] ba ekimek, {az} B a h is tutumak. [D S]|| ba ekmek, {eAT} 1. A yrlm ak; vazgem ek. 2. K ar g elm ek ; isyan etm ek; inat etm ek; serk elik etmek. 3. n a y a k o lm a k ; b a ta gitm ek. 4. lerid e yrmek. | ba enberi, {eAT} B a rts.| ba | | evirmek S elam verm em ek; d a rg n lk serg ilem ek]] ba evresi, {az} 1. K z ocu klarn n ba la rn a rttkleri rt. 2. fo lk . N ianda, davetlilerin kzn

bann zerinde ev ir ere k v erd ikleri hediye. [D S]|| ba evzinmek, {eAT} D n m ek; dolam ak]] ba karm ak, {eAT} G rnm ek; ortay a km ak; zuhur etm ek]] ba kmak, {az} B itirm ek; son u ca u la m ak; b a a km ak. [D S]|| ba igzinmek, {eAT} D n m ek; dolam ak]] ba ivisi, {az} S abann k esi ile okunu birletiren p a r a y a a klan a a kam a. [D S]|| badan candan kmak, {eAT} Cann yitirm ek; b a elinden gitm ek.| badan candan e | yumak, {eAT} H ayattan e l ek m ek ; y a am d an vaz g em ek]] badan kmak, {eAT} l. Cann, ban yitirm ek, b a elden gitm ek. 2. A hlak bozu lm ak; batm km ak]] badan ba, {az} Yksek. [D S]|| badan k ara, {eAT} 1. K en dini kaybetm i; o k s a r ho. 2. {az) B alan gcn dan b eri bozu k olan. [D S]|| ba d ara gelmek, ok sk k durum da k a l mak.]] ba d arda kalmak, {az} Skntya dm ek; bu nalm ak; sklm ak. [D S]|| ba dastar, {az} B e y az b a rts- [D S]|| ba derdine dmek, 1. K en di sknts ile uram ak. 2. B a k a la r ile ilgilenem em ek. | ba derm ek, 1. fo lk . Gelinin ban s s | lem ek. 2. E vlendirm ek. 3. G ein ip gitm ek.| ba | dikmek, {eAT} 1. L id er se m ek ; ii ev irm ekle g revlendirm ek. 2. B akan o la r a k atam ak. | ba din | olmak, R a h at ve huzur iin de bulunm ak; h erh an g i b ir derdi, sknts bulunm am ak,| ba dinlemek, | Skntlardan uzak ken d i ken din e ra h a t iin de bu lunm ak]] ba donanm a, {az} fo lk . D am adn g e r dekten bir g e c e n ce y aptrd e len ce, enlik. [D S]|| ba dndrc, 1. Hzl. 2. B aygn lk v erici nitelikte.| ba dnmek, K en din i tutam ayacak d e | r e c e d e g z k a ra rm a k ; ay akta duram am ak]] ba dnmesi, Gz k a ra rp d ece k g ib i o lm a hli.]] ba dnrc, {az} fo lk . G elin a lm a k iin kz evine atl g id en kadn larn bakan. [D S]|| ba dzmek, {eAT} K en di akln bakasn n a kim a uydurm ak]] ba edebilmek, B iri ile veya b ir ey le uram aya gcii yetm ek, baarm ak]] ba edememek, B iri ile veya b ir ey le u ram aya gc yetm em ek, b a a r a m am ak]] ba emek, {OsT} 1. Sayg iin ba e e r e k sela m verm ek. 2. D iren m ekten v a z g eerek itaat ettiini g sterm ek; boyun e m ek ; k ab u l etm ek; raz o lm a k ; inkyat etm ek]] ba elde iken, Henz h a y a t ta iken ; sa k en ; y aarken . | ba ele gelmek, {eAT} | K en d in e g elm ek ; aylm ak; ba y erin e gelm ek.]] ba eri, {eAT} Kom utan]] ba etmek, 1. Gc y etm ek ; hakkn dan g elm ek ; b a a km a k {az} (ayn) [DS] 2. {az} B ir ii bitirm ek. [DS] 3. B aka n yapm ak, k o mutan y apm ak. 4. {az} M cadele etm ek. [DS] 5. {az} G einm ek. [D S]|| ba etmek, {az} 1. B a sa lla y a r a k ia ret etm ek. 2. B a ile sela m verm ek. [DS] | ba etmek, {az} 1. am ar ilk su da y k a | m ak. 2. St ve k a r a k av a k g ib i a a la r tep ed e b irk a d a l k a la c a k e k ild e budam ak. [D S]|| ba ev, {az} M isafir o d a s ; b a o d a . [D S]|| ba eylemek, 1. {eAT} B aka n y a p m a k ; kom utan y apm ak. 2. {az}

BA

T i iM I M f S Z L . 4 8 6

B ir ii bitirm ek; b a etm ek. [D S]|| ba ezmek, B ir d a h a ayn davran g ster em ey ec ek biim d e c e z a lan drm ak .,| ba gelememek, {az} D ayan am a] malc. [DS]|j ba gelmek, {az} Gc y etm ek ; b a a rm a k ; b a a km ak. [DS]|j ba ge erm ek, ok a r sevin m ek; byk b ir sevin iin de bulunmak.\\ ba glgesi, {az} B ir kadnn e i; k oca . [D S]|| ba gsterm ek, O rtaya km ak; b elirm ek; zuhur et m ek ; vuku bulmak.\\ ba gtrmek, {eAT} 1. B am k ald rm ak ; ban yu kar kaldrm ak. 2. B a g ster m ek ; o rtay a km a k; m eydan a gelm ek. 3. {az} G em i azy a alm ak. [D S]|| ba gz etmek, 1. E vlen dirm ek. 2. {az} H erh an g i b ir tehlikeden sakn lan ii a le la c e le y a p a r a k bitirm ek. [D S]|| ba gzi, {eAT} (G nl gz kart o la ra k ) b ed en gz ; g rm e o rg a n .| ba gz olmak, 1. Evlenm ek. 2. | m arm asn a s e b e p olm ak. 3. R esm iyeti kaldrmak.\\ ba gz sadakas, 1. A llah sa lk versin " a n lam n d a dilen ci sz. 2. H erhan gi b ir k a z a ve b ela d a n zak tutaca dncesi ile verilen s a d a k a vb. | ba gz, K a lp gz kart o la r a k nesn el | g rm e o rg an olan g z .| ba gz yarm ak , 1. Zorlu | b ir k av g a y a tutumak. 2. Yaplan ii eld ek i m alze m ey e z a r a r v er ere k y a p p bitirm ek; b a a rl o la m am ak,j| ba grei, spor. Yal g rete en usta p eh liv an la rn katld en st d erece. | ba hap, j {az} Aspirin. [D S]|| ba havada olmak, K ibirli davranmak.\\ ba heykeli, gz. sant. B a ve vcu dun st tarafn g steren heykel. | ba ho itmek, [ {eAT} S evim ek; anlamak.\\ ba ho olmak, {OsT} 1. R ahat, g eim i iyi o lm a k; esen lik iin de bulun m ak. 2. B irisiyle a ra la r iyi olmak.\\ ba ak, 1. B an d a b ir rt veya a p k a bulunmayan. 2. Ssl olduu k a d a r e d e b yaz y a za n (ktip). 3. Utanmaz; hayasz.| ba ak yalan, B e s b e lli y a la n .| ba | | alm ak, S a lar dklmek.\\ ba am ak, argo. ekilip g itm ek.| ba ar, {az} A rbal. [D | S]|| ba arlam ak, Uykusu gelm ek. | ba arm ak, | O lumsuz b ir iten dolay sorum lu durum a dm ek. | | ( in) ba altndan, Yznden; teviki ile.\\ ba aray a gitmek, 1. istem ed en kav g ay a k a r m a k 2. A rad a h a rca n m ak ,| ba aaa, {eAT} 1. K a b a h a t | li; sulu. 2. erefsiz .| ba aaa olmak, {eA | T} U tanm ak; m ahcu p olm a k .| ba aa, I. K a b a h a t | li. 2. erefsiz .| ba aa eylemek, {OsT} Dn | c e y e varmak\\ ba aa olmak, U tanm ak; m ah cu p o lm a k .| ba aa salmak, {OsT} D nceye | varm ak. | ba atee yanm ak, 1. B a k a s uruna [ z a r a r grm ek. 2. B ela l b ir ie girm i o lm ak.| ba | balanm ak, {az} N ianlanm ak. [D S]|| ba bal, 1. S erb est deil. 2. Evli, nianl veya, szl. 3. {az} (K ii iin) y a sl; kederli. [DS] 4. {az} Or m an a a larn n st kesildikten so n ra kuruyan k k ksm. [DS] 5. {az} Ttn y a p ra dem eti. [D S]|| ba ball, {az} K esilen am n top rakta k a lan kuru kk. [D S]|| ba bedirei olmamak,

{az} (Aile y a d a k ii iin) ileri ek ip eviren kim se si bulunm am ak. [D S]|| ba belada, Kurtulm as veya z lm esi g b ir durumda.\\ ba belaya girmek, n san a znt v erici b ir durum la k a r la m a k ,| ba beri, {az} (K adn iin) e ; koca. | [D S]|| ba bez, K a d n . \\ ba bile, {az} A rala r iyi; s z leri bir. [DS]j| ba bir olmak, {az} G izlice sevim ek. [D S]|| ba bo, {az} I. (K adn iin) dul. 2. (E rk ek iin) bek r. 3. (B in ek hayvan iin) s e r b est; dizginle id a r e edilm eyen. [D S]|| ba boydak, {az} T ek b a n a ; yaln z o la r a k ; ken di kendine. [D S]|| ba bozuk, {az} 1. (K adn v ey a e r k e k iin) dul. 2. K a a k ttn. 3. (K ii iin) kt ; serseri; klhanbeyi. [D S]|| ba bozulmak, {az} D ul k a l m ak. [DS]|] ba btn, 1. E i s a olan. 2. {az} D urumu iyi; g eim sknts ekm eyen. [DS] 3. (K a dn iin) evli. 4. K rm z pancar.\\ ba byk, {az} D ertli; ta sal; skn tl; mihnetli. [D S]|| ba can ele alm ak, {eAT} lm g z e a lm a k ; kelleyi koltu a a lm a k .| ba alkanm, {eAT} B a dn | m ; a k n ; a k l b a n d a olmayan.\\ ba atla mak, B a o k arm ak. | ba ekmek, 1. B ir ite j n a y a k o lm a k ; en n d e g itm ek; b a ek m ek ; {az} (ayn). [DS] 2. H ala y ek en leri y n etm ek \ ba ev | rilmek, {eAT} B a d n m ek.| ba plak, S asz.| | | ba d ar, {az} (K ii iin) sinirli. [D S]|| ba dara dmek, 1. a re bulunm as g olan b ir skntya girm ek. 2. P a r a bakm n dan sknt ekmek.\\ ba d aralm ak, P a r a s z k alp sknt ekm ek. | ba | d ard a kalmak, 1. P a r a s z lk ekm ek. 2. B an a skntl b ir i gelm ek. | ba darda olmak, 1. P a r a | szlktan d o la y skntya dm ek. 2. K en di ban a iin den ka m ad b ir m eselesi olm ak. | ba de | mi, {az} (K ii iin) olgun. [D S]|| ba derde gir mek, I. nceden tahm in edilem eyen b ir skntyla k a r la m a k 2. B ir e y e yakalanmak.\\ ba (biri / bir ey ile) dertte olmak, B irisi veya bir i d o la y sy la p r o b le m li b ir iliki iin de bulunmak.\\ ba devletli, an sl; talihli.\\ ba dar, {az} 1. (Evli kadn iin) b a k a e r k e k le r le ilikid e bulunan. 2. E viyle ilgilenm eyen. [D S]|| ba dik tutm ak, Onur lu g r n m ek .| ba dimdik, Onurunu korum asn | bilm i o la r a k ; onurlu.| ba din, zntsz ve | tasasz; huzurlu; kaygsz.| ba din olmak, H u | zur iinde, kaygsz, tasasz yaamak.\\ ba din lenmek, R a h a ta ve huzura kavumak.\\ ba dn mek, I. D en gesin i yitirm ek. 2. Yorucu ve harek etli b ir i ve y a a y dolay sy la dnm eye ve olup biten leri ayrt etm eye fr s a t bu lam am ak. 3. O la a nst g z el b ir e y karsn d a arm ak. 4. P a r a ve m evki s e b e b iy le marmak.\\ ba dumanb, 1. K en dinden g e e c e k k a d a r sa rh o olm u. 2. A k olmu. 3. (D a lar iin) ban sis k ap lam o lm a k .| ba | elde, {eAT} B a yu m u ak; y u m u ak b a l at.| ba | frlanm ak, {az} B a dnm ek. [D S]|| ba ge demek, 1. U m m adk b ir m utlulua kavum ak. 2.

f i l i . 487

BA

L a y k olm ad b ir e y e ulam aktan d o la y bb rlenm ek.| ba glmek, {az} Mutlu o lm a k ; s a a d ete | erm ek. [D S]|| ba havada olmak, 1. Sevinm ek. 2. K ibirlen m ek; burnu h a v a d a olmak.\\ ba ho et mek, A n lam ak; sevimek.\\ ba ho olmak, {eAT} Sevim ek; anlam ak. | ba (bir eyle) ho olma | mak, O eyden h o lan m a m ak .| ba(mn) g | zkn) sadakas, G e le c e k b ir fe la k e t i veya belay sa v m ak iin n ced en y a p la n h ay r veya fe d a k r lk. | ba iin, Birinin varln ortay a k o y a ra k y a l | varm a]} ba kaba, {eAT} B a a k ; b a kabak.\\ ba kabak, {az} K ii k ocuk. [D S]|| ba kakl, {az} (Kii iin) h akk n d a ileri g e r i kon u u lan ; d e dikodusu kan. [DS] | ba kalabalk, E tra fn d a i | dolaysyla o k sa y d a insan bulunan.\\ ba k ara, {az} Talihsiz. [D S]|| ba kays olmak, {eAT} T eh likeli b ir ortam da, yaln z kendini kurtarm ann y o l larn a ra m a k ; ken di d erd in e d m ek; tehlikeden yaln z kendini korumak.\\ ba kayu olmak, {eAT} Bann derd in e d m ek; can teh liked e olm ak. | | ba kayus, {eAT} B an n d erd in e den ; can tehlikede olan.\\ ba kayus olmak, {eAT} B an n d erdin e dm ek; can teh liked e olmak.\\ ba kazan gibi olmak, o k alm aktan vey a grltden s e r sem e d n m ek; sa lk l dnememek.\\ ba kel, '{az} 1. Sulu. 2. B aka la rn n m inneti altn da olan. [D S]|| ba kzmak, fkelen m ek; k a fa s kzm ak.| ba kopsun, B ed d u a sz .| ba kurtul | | mak, {az} ocu k dou rm ak. [D S]|| Ban iin! Kendi varln, cann o rtay a k o y a ra k yalvarm a.]} Bam kel mi? B ir ey d en m ahrum bra k la n kii nin itiraz ed erk en s y led i i sz.]\ Bamla beraber, "M em nuniyetle; se v e seve. | Bam stne! (E di | len bir te k lif y a d a verilen em ir iin) k a b u l; evet.]} bana and (ant) imek, {eAT} K en d i varl zeri ne yem in etmek.}} bana ate yam ak, F e la k e te uramak.]} bana baydak, {az} K en d i bildi in den am ayan ; b a n a buyruk. [D S]|| bana bela almak, K en d isin e sknt v e r e c e k b ir ie girim ek. | | (birinin) bana bela olmak, 1. B irin e sknt v ere cek e k ild e davranm ak. 2. T edirgin etm ek; m u sallat olm ak.| (birinin) bana bela sarm ak, B irin e skn | t v erecek bir durum serg ilem ek. | bana belay | satn almak, Sknt ve znt v erici b ir ie kendi isteiyle girm i o lm a k .| bana binmek, 1. m ar | mak. 2. B irin e sknt ve eziyet v erm ek.| bana bir | hl gelmek, 1. B ir teh likey e veya fe la k e t e u ra mak. 2. K t b ir durum a dm ek. 3. lmek.]} ba na bitmek, sten m edi i h a ld e birinin alt veya bulunduu y e r e gelm ek, o lm a y a c a k istekte bulun m ak; teb elle olmak.}] bana bo, {az} B a b o ; zgr; hr. [D S]|| bana buyruk, K im sey e ba l olm adan, ken di bild i in ce davranan. | bana al | mak, B ir ey i fk e ve nefretle, sert b ir tavrla g er i vermek. | Bana alsn! B ir eyin fk e ve nefretle, | sert bir tavrla g e r i verildi in i ifa d e etm ek iin kul

lan lan sz.\\ bana evirm ek, {eAT} 1. B an n ev resin d e dolatrm ak. 2. Bam , gzm sa d a k a s olsun. diye bann etrafn da d o la tra ra k s a d a k a verm ek. 3. {az} fo lk . G elin e g etirilen h ediyeleri, da v etlilere g sterm ek iin gelinin b a zerinde evirm ek. [D S]|| bana ezginmek, {eAT} ev re sin d e dolam ak.]} bana karm ak, 1. m arm as na izin verm ek, o k yz verm ek. 2. B ile r e k m art mak.]} bana kmak, 1. T epesin e km ak, varm ak. 2. Yz b u la ra k m arklk etmek.}] bana izginmek, E trafn da dolam ak, dn m ek.| bana orap | rmek, 1. B irinin h a b er i olm adan , onu skntya d recek davran ta bulunm ak. 2. B irin e kt l k etmek.]} bana kmek, 1. Altna a la r a k dvm ek. 2. B yk b ir itah la so fra y a oturm ak. 3. B ir ii a b u ca k y a p m a k zere e le alm ak. 4. {az} B ir kadn veya kzn rzna gem ek. [D S]|| bana deirmen evirm ek, o k f a z la rah atszlk verm ek. | bana | dermek, E trafn da toplamak.}] bana dert al mak, zm z or b ir ile karlam ak.]} bana dert am ak, 1. K en disini veya birini o k kt du rum a so k m a k; b e la bulm ak. 2. K en d in e znt ve k e d e r v erici ilerle uram ak. | bana dert almak, | 1. yi son u a la ca n d n erek byk skn tlara ve zntlere s e b e p o la c a k ilere girim ek. 2. S knt ve znt verici bir olayn g elm esin e s e b e p olmak.}} bana dert karm ak, K en d in e znt ve k e d e r verici ilerle u ram ak.| bana dert etmek, | Yolunda g id en b ir ey i ken disin e znt v er ece k h a le getirm ek. | bana devlet kuu konmak, 1. | ans glm ek. 2. D a h a iyi durum a gelm ek.]] bana dikilmek, 1. alan birinin ban dan ayrlm am ak. 2. in i a b u k bitirm esi iin a y ak ta b ek lem ek .| ba | na dikmek, 1. B irin i veya b ir eyi koru m ak a m a cy la birin i g revlen dirm ek. 2. B ir k a p iin deki i e c e i tam am en b itirec ek e k ild e y u kary a d oru di k e r e k im ek. | bana dolamak, 1. Sknt ve huzur | suzluk v erici b ir durumu b ile b ile birin e y n eltm ek ve y klem ek; m u sallat etmek. 2. B irisin e urap d u raca b ir ii b ra k p gitm ek.| Bana dne! | {az} Yaptn kt iin sonu cu ken din e z a r a r versin " an lam n da ilenm e sz ; B a n a ettiini kendin d e b u la sn . [D S]|| bana dnmek, 1. {eAT} H izm et iin ev resin d e d olam ak. 2. {az} Y alvar m ak; y a karm ak. [D S]|| bana drt dnmek, ok ilgi g sterm ek .| bana ekmek arm ak, {az} | G eim iin g e r e k li a b a y g sterm em ek; a lm a m ak ; tem bellik etm ek. [D S]|| bana ekimek, 1. Birinin y an n d a bktrn caya k a d a r k alm ak ; yk olm ak. 2. T aciz etm ek, skntya sokm ak. 3. stne kalm ak. | bana geirmek, 1. a p k a g ib i ey leri | b a n a giym ek. 2. fke ile birinin b a n a b ir ey vurmak. 5. Ynetimi b ra k m a k; y n etici s e m e k .| | bana gemek, 1. B ir ii y a p m a k zere g er ek li olan a le t ve m akinenin y an n d a h azr olm ak, a l trm ak veya alm ak. 2. Ynetimi elin e alm ak. | |

BA

T D M I R S O M .
iin de olm ak]] bana urm ak, {eAT} 1. B an a giym ek. 2. B an a giydirm ek. | bana mek, | B irinin ev resin d e bird en b ire k a la b a lk olu m ak; b a n a birikm ek; b a n a toplanm ak]] bana vur (azndan) lokmasn al, 1. S essiz ve sakin birin den s z edilirken kullanlr. 2. Birinin p srk, m is kin ve a ciz olduunu belirtir]] bana vurm ak, 1. Oru, sevin g ib i durum lardan tr n e yaptn b ilem ey e cek e k ild e kendini kaybetm ek. 2. ikinin etkisi ile o k s a rh o olm ak. 3. Scak, so u k veya h a v a de iim i g ib i s e b e p le r le ba arm ak]] ba na ykmak, 1. Sknt v e huzursuzluk v erici b ir du rumu b ile b ile birin e y n eltm ek ve yklem ek. 2. B irisin e urap d u raca bir ii b ra k p gitm ek]] bana yular geirm ek, 1. H km altna alm ak, diledi in i yaptrm ak. 2. zgr davran m asn a fr s a t verm em ek,| ban aresine bakm ak, Son ted b irle | ri a lm a k ; son sz sylem ek]] banda ate yan mak, Byk b ir sknt iin d e olm ak]] banda beklemek, I. B ir kim seyi gzlem altn da tutmak. 2. Yal, h a sta veya o c u k g ib i b a k m a m uhta k i ile re y a rd m c o lm a k iin y a n n d a bulunm ak; b a k m ak]] banda deirmen evirm ek (dndrmek), 1. B irin e ra h a t yz gsterm em ek. 2. o k yorm ak. 3. B irin i b e la y a ratmak.\\ banda dnmek, {az} Yanndan h i ay rlm am ak; ban beklem ek. [D S]|| banda durm ak, B ir hastann veya korunup g zetilm esi g er ek en eyin yanndan ayrlm am ak]] banda kavak yelleri esmek, 1. Akl s rekli b a k a b ir ey ile m egu l olm ak. 2. C id d davranm am ak, h a fi f m erep lik etm ek. 3. B ir soru m lu lu k altna girm eden z ev k ve e len c e p e in d e kom ak. 4. G er ek lem esi mmkn olm ayan iler p e in d e k o m ak]] bandan alm ak, 1. Y aplm akta o la n b ir ii y en i batan y a p m a y a balam ak. 2. B ir konum ay y in ele y ere k en batan an latm aya b a la m a k .| ba | ndan aaya kaynar sular dklmek, 1. Ans zn kt b ir h a b e r le k a r la a ra k fe n a lk geirm ek. 2. o k zc ve utan v erici bir o la y la k a r la a r a k vcudunu ter basm ak. | bandan akn, i | o k .| bandan am ak, 1. o k gelm ek, fa z la la | m ak. 2. B a a r a m a y a ca k a d a r artm ak]] bandan atm ak, 1. H ouna gitm eyen birini yanndan uzak latrm ak. 2. Sknt v erici b ir iten kendini kurtar mak, ba k a sn a yklem ek. 3. Srdrlm esi gerek siz b ir b e r a b e r li e son verm ek; kurtulm ak; savm ak.| | bandan ayrlm am ak, 1. B irinin y a n n d a s rekli o la r a k bulunm ak. 2. H asta, o cu k veya y a l bir kim seye y a rd m c o lm a k a m a cy la s rekli yan n da durm ak]] bandan baytam bala kalmak, {az} M irassz le r e k m allar hzin eye kalm ak. [D S]|| bandan bezmek, {az} K en din i sa lv erm ek ; k en din e ba k m a m ak ; kendinden gem ek. [D S]|| ban dan byk i, (B ir kim se iin) b ecerem ey ece i, b a a ra m a y a ca k a d a r z o r veya byk /j.|| ban dan byk ilere girimek, B ecerem ey ece i, a l

bana gelen, pimi tavuun bana gelmemek, o k byk fe la k e t e uram ak. | bana gelmek, 1. | F e la k e t e uram ak. 2. B ek len m ed ik b ir durum la k a rla m a k . | bana girmek, {az} K en di dengi | olm ayan biri ile kav g a etm ek; tartm ak, [D S]|| ba na gne gemek, Gne arpmak.\\ bana i am ak, 1. yi son u a la ca n dn erek byk skn tlara ve zntlere s e b e p o la c a k ilere g iri m ek. 2. Sknt ve znt v erici b ir olayn gelm esin e s e b e p olm ak. 3. Z or durum da kalmak.\\ bana i karm ak, K en disi iin sknt dourucu b ir o la y a s e b e p olm ak. | bana i km ak, B eklen m ed ik bir | g durum la k arla m ak .| bana kakm ak, Yap | t iyilii incitm ek am a cy la iyilik yapt kiiye h atrlatm ak.| bana kalmak, 1. stem edi i h a ld e | b ir ii y a p m a k zoru n da olm ak. 2. stem edi i birin e b a k m a k zoru n da kalmak.\\ bana kan kmak, o k fkelen m ek, o k kzm ak. | bana k aralar ba | lam ak, 1. Yas tutmak. 2. o k kederlen m ek, zl m ek .| bana komak, {eAT'} Yalnz b ra k m a k; kendi | b a n a brakm ak]] bana lanet yam ak, 1. H er k e s tarafndan h a k a ret grm ek. 2. F e la k e te d m ek]] (kabak) (benim, senin, onun, bizim, sizin, onlarn) bana (bama, bana, bamza, ban za, balarna) patlamak, i bizzat y a p m a k zorunda k a lm a k .| bana piyade, {az}] K en d i bildiinden | am ay an ; ba n a buyruk. [DS | ba n ra yan | m ak, B a k a s uruna byk b ir z a r a ra uram ak]] bana sarm ak, 1. Sknt ve huzursuzluk v erici bir durum u b ile bile birin e y n eltm ek ve yklem ek. 2. B irisin e urap du raca b ir ii b rakp gitm ek. | | bana souk gemek, 1. Anlayn yitirm ek, an laytan u zak kalm ak. 2. A p ta lca h a rek et etm ek]] bana sovuk gemek, {eAT} A nlaym yitirm ek; anlaytan u zak kalm ak]] bana sylemek, {eAT} K en d i ken din e sylenm ek. | ban aaa brakm ak, | {eAT} 1. B a m nn e em ek, 2. U tandrm ak; m ah cu p etm ek]] ban aaa eylemek, {eAT} 1. B am nn e em ek. 2. U tandrm ak; m ahcu p etm ek]] ba n aaa itmek, {eAT} 1. B an nne em ek. 2. U tandrm ak; m ahcu p etm ek.| ban aaa klmak, | {eAT} 1. B an nne em ek. 2. U tandrm ak; m ah cu p etm ek]] ban aaa salmak, {eAT} 1. B an n n e em ek. 2. U tandrm ak; m ahcu p etm ek. | ba | n aaa tutm ak, {eAT} 1. B an nne em ek. 2. U tandrm ak; m ahcu p etm ek.| bana ta etmek, | o k d e e r verm ek, itibar gsterm ek, e l stnde tutmak. | bana ta yam ak, F e la k e te uram ak. | | | bana teller taknm ak, o k sevin m ek.| bana | tokm ak olmak, Z apt etm ek; k on trol altn da tut m ak]] bana toplamak, evresin e o k k a la b a lk insan biriktirm ek; b ir o k kim seyi y an n a g etir m ek]] Bana toprak! 1. {eAT} Y azklar olsun; l sn! 2. Birinin lmnn arzu edildi in i ifa d e eden bed d u a sz.]] bana toprak koymak, {eAT} l mn istem ek.| bana toprak sam ak, M atem |

f f ilI M tf f lj .4 8 9

BA

tndan kalkam ay aca , b a a ra m a y a ca ilere g i rim ek.| bandan byk ilere kalkmak, B e c e | rem eyecei, altndan k alka m ay a ca , b a a ra m a y a ca ilere girim ek .| bandan byk yalan sy | lemek, ok a r y a la n sylemek.\\ bandan ge mek, 1. B en zeri olay d a h a n c e y a a m olm ak. 2. O laylar y a a m a k veya tank olm ak. | bandan j kalsn, (P aras ve m al ile vnen birin e) lmn d ilem ek a m a cy la sy len en bed d u a]] bandan kesmek, Yaplm as istenm eyen b ir ii d a h a b a la m adan reddetm ek ,| bandan korkm ak, 1. H ay a | tndan en die duymak. 2. C ez a la n d rlaca en d ie sini tam ak.| bandan nikh gemek, D ah a n | ce, en az b ir k e r e evlenm i olm ak. | bandan sav | mak, B ir b a h a n e uydu rarak yan n dan u zaklatr m ak]] banda olmak, 1. B ir skntya uram ak. 2. B ir iin bakam , y n eticisi olm ak. 3. Ayn durum da bulunm ak; ilerlem e kaydetm em ek]] Banda p ara lansn! B ir iyilik b a a k a k ln ca sylen en artk on dan iyilik beklen m ediin i ifa d e ed en s z .| banda | tam ak, Sayg g sterm ek; hrm et etm ek, itibar gsterm ek. | banda torbas eksik, Birinin hayvan | g ib i davrandn ifa d e etm ek iin kullanlan h a k a ret sz ; e e k g ib i; an laysz; k a b a ve saygsz]| ban adam ak, K u tsal bulduu veya o k d e e r verdii, sev d i i ey uruna canndan olm ay, lm e y i g z e alm ak]] ban artm ak, 1. ok sz e d e rek konuyu uzatmak. 2. G ereksiz s z le rle birini bu naltm ak. 3. B ir i dolay sy la birin i tedirgin etm ek, uratrm ak,| ban alam am ak, 1. okluu n | dan dolay ken di ihtiyalarn karlayam am ak. 2. Elinden kurtulam am ak. [ ban alp gitmek, K im | sey e h a b e r verm eden ken d i bild i in e gitm ek]] ba n alp kam ak, Yalnz k a la c a b ir y e r e ek il m ek]] bam alm ak, 1. S erb est k a lm a k 2. {eAT} Birinin ban kesm ek]] ban atelere yakm ak, K en di isteiyle sonunun kt o la ca n tahmin ed em ed i i b ir ie girim ek. | ban balam ak, 1. | Birini n ian lam ak veya evlen dirm ek. 2. leri dze ne so k m a k veya kolaylam ak. 3. {az} B ir ii bitir mek. [DS] 4. {az} K a n d ra ra k b ir m aln d e erin den d a h a dk fiy a ta satlm asn a n eden olm ak. [DS] 5. {az} K a p a r o v er ere k b ir m aln satn k e sinletirm ek. [DS] 6. {az} P a z a r lk y a p m a k ; p a z a r lkta uyumak. [DS] 7. {az} B ir i iin kesin k a r a r vermek. [DS] 8. {az} B ir kz, evlen m e sz v er e rek kan drp uzun s re bekletm ek. [DS] 9. {az} (Gelin iin) ban s slem ek. [D S]|| ban barn yemek, {az} (F iy atlar iin) o k y kselm ek; p a h a lanmak. [D S]|| ban beklemek, I. B irin i koru m ak ve k ollam ak zere g z nnden ayrm am ak. 2. A r hasta o la n birinin yanndan h i ayrlm am ak]] ba n belaya sokmak, 1. Kt b ir durum a dmek. 2. Birini byk b ir skntya uratm ak. | ban bir | yere balamak, B irin i b ir ie yerletirm ek.]] ban bo brakm ak, B irin i kon trolsz ve ken d i halin d e

se rb est brakm ak]] ban ndermek, {az} E vli kar k oca y biiyii ile birbirin den ayrm ak. [D S]|| ba n derde sokmak, 1. K t b ir durum a d m ek 2. B irin i byk b ir skntya uratm ak]] ban dik tutm ak, 1. G u ru rlan acak bir durum da olm ak. 2. U tan acak b ir i yapm am ak]] ban dinlemek, S e s siz ve sakin b ir k e d e y a a m a k veya din len m ek; yaln z k a la r a k dinlenm ek]] ban dnlemek, {az} B ir kim senin ba n d a b e k lem ek ; ban dan a y rl m am ak. [D S]|| ban ezmek, 1. Z ararl b ir ey i o rtadan kaldrm ak, y o k etm ek. 2. K m ldayam az ve ktlk edem ez durum a getirm ek. | ban gzn | yarm ak, 1. o k kt b ir e k ild e d v m ek; b e rb a t etm ek. 2. B ir ii o k kt e k ild e y a p m a k ; b e c e r ik sizlik y a p m a k ; b erb a t etm ek. 3. B ir m etni anlam dan u zak ve y a n lla rla dolu o la r a k okumak.]] ban hangi ta katysa ona vur, H er trl so n u ca m ey dan okum ay tleyen sz. | ban hrkaya ek | mek, {OsT} D alm ak; uyumak.| ban iki eliyle | tutm ak, Yazklanm ak; acn m ak]] ban inanmak, 1. K en din i birin e teslim etm ek. 2. Ona o k g ven m ek]] ban istemek, L B irinin ldrlm esini ta lep etm ek. 2. B ir grevlinin grevin den uzaklat rlm asn talep etm ek]] ban kaldrmamak, o k alm ak]] ban kamaa eli dememek, o k fa z l a ii o lm ak.| ban kamaa vakti olm amak, | ok a lm a k zoru n da olm ak]] ban kaztmak, {eAT} San tra ettirmek.]] ban kel etmek, {az} U sandrm ak; bktrm ak. [D S]|| ban koltu unun altna almak, 1. Yapm ak istedii bir i iin hayatn ortay a koym ak. 2. C anna d e e r v erm e mek.]] ban koltuunun altnda tam ak, lm g z e alm olm ak]] ban k urtarm ak, 1. B a k a la rn dnm eden kendisini kurtarm ak. 2. Cann ve hayatn korum ak. 3. K en di geim in i sa la y a b ilir durum a g elm ek]] bann altnda, Yastnn altn da]] bann altndan kmak, Dzen ve hilelerin kurucusu ve sa h ib i olm ak, s e b e p olm ak]] ban nra yakm ak, K en disini veya birisin i ekilm ez bir skntya, dayan lm az b ir d erd e bulatrmak.]] ba nn aresine bakm ak, 1. K en di cann k u rta rm a k 2. Skntl durum dan kurtulu a relerin i ken d isi ara y p bu lm ak ve kurtulm ak,| bann derdi, ev | resin e o k z a r a r veren kii]] bann derdine dmek, B a k a la r ile ilgilenm eyi b r a k a r a k k en d i cann veya m aln kurtarm aya g ay ret etmek.]] ba nn dikine gitmek, B ir ite bakalarn n dnce ve tlerin e d e e r verm eksizin ken di bildiini y a p m a k .| bann etini yemek, Srekli sra r e d e | r e k bktrm ak; ra h a t brakm am ak]] bann gaydna bakm ak, {az} B an n a resin e bakm ak. [D S]|| bann gznn sadakas, B a a g e le b ile c e k b ir b ela y n lem ek a m a cy la verilen sa d a k a , h a yr]] bann stnde yeri olm ak, Sayg duym ak; itibar etm ek]] ban okutmak, B a ars g ib i hastalklard an dolay iyilem esi iin d u a ettirm ek]]

BA

I l i M I M t S o ft K . 4 9 0

ban ortaya koymak, 1. D e er verd i i veya kut s a l sayd bir e y iin canndan olm ay g z e a l m ak. 2. {eAT} Cann f e d a etmek.\\ ban ne e mek, o k utanmak.\\ ban nne salmak, 1. U tandrm ak, m ahcu p etm ek. 2. B an nne e m ek ,| (birinin) ban rtm ek, {eAT} l.(B ir kadn ) | ken disin e e o la r a k k ab u l etm ek. 2. {az} K zn ev lendirm ek. [D S]|| ban secdeye koymak, b a d e t etm ek .| ban secdeye koymam, H i ib a d et et| m em i.| ban sokmak, 1. S n la ca k ve koru] n u laca k b ir y e r e girm ek. 2. K ira veya satn a lm a y olu y la b ir ev ed in erek oturmak.\\ ban szmek, {az} 1. B an d ik tutmak. 2. (Ekin iin) b a a k v er m ek. [D S]|| ban taa dmek, {eAT} P im an lk duym ak; ban ta a vurmak. | ban taa dvmek, | P im a n lk duym ak; ban taa vurmak. | ban | taa vurm ak, D a h a n ce yapt iten veya verdii k arard a n dolay o k p im an olm ak. | ban tatan | taa vurm ak, 1. Yapt veya y a p am ad b ir iten d o la y o k p im a n lk duymak. 2. B ir o k skn tlara dm ek. | ban toplam ak, (K adn lar iin) s a la | rn tarayp g zel b ir e k il verm ek; b a balamak.\\ ban uurm ak, K es ic i b ir a le t ile ban g v d e sin den a y r la c a k ek ild e k esm ek ; ld rm ek; k atlet m e k ,| ban zmek, {az} B an koparm ak. [D | S]|| ban verm ek, ehit olm ak. | ban yakm ak, B i | rin i dn olm ayan g b ir durum a drmek.\\ ban yaptrm ak, (B ayan lar iin) b e r b e r d e san dzelttirm ek, ssletmek.\\ ban yarp gzn karm ak, Yapm akta olduu b ir ii b e cerem em ek ; dzeltm eden ziy a d e z a r a r verm ek. | ban yemek, | 1. F e la k etin e s e b e p olm ak. 2. B irinin lm ne s e b e p olm a k .| ban yenmek, {eAT} Atn ban tu | tabilm ek; zaptetm ek. | ban yere komak, S ecd e | etm ek.| ban yire komak, {eAT} S ecd e etm ek.| | | Banz artm ayaym , Uzun uzadya anlatlan b ir konu ba lan rken sylen en b ir eit zr d ilem e s z .| ban kayu etmek, {az} B a a a etm ek. | [D S]|| ban nne (nine) salmak, {eAT} 1. B an nn e em ek. 2. U tandrm ak; m ahcu p etmek.\\ B a n sa olsun! Y aknlarndan biri lm kim seye sy len en taziye sz .| ban salmak, {eAT} 1. B a | n nne em ek. 2. U tandrm ak; m ahcu p etmek. 3. {eAT} B an sallamak.\\ ba nnde, 1. evre d ekilerin nam usu zerinde gz olm ayan. 2. Utan g a ; mahcup.\\ ba rtl, {eAT} K a d n .| ba | pek, 1. Anlaysz. 2. {eAT} (At iin) g em alm az; b a sert; binicinin em irlerin i dinlem eyen.| ba | satm a (sadm e) tam a demek, {az} A c bir d en e yim geirm ek. [D S]|| ba sert, 1. Anlaysz. 2. (At iin) binicinin em irlerin i dinlem eyen, g em a lm a y a n .| ba sklmak, 1. B ir gl k karsn d a bu | nalm ak. 2. Z orlu klarla m cad ele etm ek. | ba s | kmak, D a rd a kalm ak, bunalmak.\\ ba skya gelmek, H erh an g i bir g l k karsn d a bunal m ak]] ba sonu belli olmamak, in b a la n g c

veya sonu k estirilem em ek ; n e yaptn b ilem e m ek]| ba am ak, {eAT} 1. B a dnm ek. 2. Akl ban dan gitm ek]] ba am ak, 1. B a dnm ek. 2. A kl ban dan gitm ek. | ba tapm ak, {az} A nla | mak. [D S]|| ba taa demek, H ayatn g l kleriy le d e k a rla m a k ; bu o lay d an d ers alm ak]] ba taa gelmek, 1. H ayatn z orlu klary la k arla m ak ; bu o lay d an d ers a lm a k ; zorlu u anlam ak. 2. Skn tl b ir durum a uram ak. j ba taa, ta baa | vurm ak, H er trl a rey i d en ey erek g b ir ii ba a rm a y a alm ak]] ba ta birle, {eT} T am a m yla; btn ile [EUTS]|| ba tutm ak, 1. o k g rltden veya kon um a dinlem ekten d olay ba a rm a y a balam ak. 2. A kl karm ak. 3. {az} S a ra n beti gelm ek. [D S]|| ba tbne (dibine) et mek, {az} Altst etm ek; k a rm a k a rk h le g etir mek. [D S]|| ba stnde yeri olmak, 1. Sayg ve sev g i g sterip d e e r verm ek. 2. B ir gr uygun bulm ak]] ba yasta dmek, Yorgunluktan veya hastalktan y a tp uyuyakalm ak]] ba yastk yz grm emi, 1. R a h at n ed ir bilm eyen. 2. H i h a sta lanp y a ta a yatm am olm ak]] ba yelli, {eAT} H afifm erep ; hava. | ba yell, {eAT} H afifm e | re p ; hava. | ba yerde, 1. Utan iinde. 2. K r | gn]] ba yerine gelmek, 1. D inlenm i olm ak. 2. Akln sa lk l k u lla n a bilir h le gelm ek, 3. S a rh o luktan kurtulm a; aykm ak. | ba yill, {eAT} H a | fifm e r e p ; h a v a.| ba yirde, {az} Utanga. [D | S]|| bayla oynam ak, H ayatn tehlikeye drc ilerle u ram ak.| ba yortusuna, {az} K en di | bildiine. [D S]|| ba yukarda, ek in ec ek b ir du rumu o la m ay a n ; aln a k ; b a dik]] ba yukar, 1. B a y u kary a g e le c e k ekild e. 2. {az} Yoku. [DS] 1 ba yukarda, K ibirli, gururlu, kendini b e 1 enm i. | ba yumuak, Uysal, s z d in ler; geim li. | {az} (ayn) [D S]|| ba zapt olunmak, (At iin) dizgine altrlm ak; eh lilem ek .| ba zongulda| m ak, {az} B a a rm a k; ba tutmak. [D S]|| ba indirmek, {eAT} 1. K a b u l etm ek; raz o lm a k; boyun em ek, itaat etm ek. 2. Boyun ediim , teslim o l duunu belirtm ek. | ba indrm ek, {eAT} Boyun | e m ek ; itaat etm ek .| ba ip, {eAT} D oku m a tezg | h n a g erilen zg ipi; zg l k; direzlik. | ba ipi, {az} K an y a d a a r a b a ek en k zleri y ed m ek iin kullanlan ve kzlerin ba la rn a taklan ip. [DS]11 ba itmek, {eAT} B aka n y a p m a k ; kom utan sem ek]] ba kaknc, {az} 1. B a a kak m a nedeni. 2. Y em ek kab. [D S]|| ba kaldram am ak, 1. H as talktan iyileem em ek, y ataktan kalkam am ak. 2. B ir iten vakit bu lam am ak; y a ka sn ku rtaram am ak,| | ba kaldrm a, syan etm e]] ba kaldrm ak, 1. Y netim e kar g elm ek ; isyan etm ek. 2. {eAT} Varl n b e lli etm ek; ken din i g sterecek , b e lli e d e c e k bir durum serg ilem ek. 3. A k bir e k ild e grlm ek, sivrilm ek.| ba kaldrm am ak, 1. okluundan | d olay o k alm ak. 2. evresin i g r e b ile c e k du

r a r t s i M .4 9 i rum da olm am ak. | ba kaygs, Can iin duyulan | en die.| ba kays, B a derdi, can b a kay g s.[| | ba kayus, {eAT} B a d erd i; can ba kay g s.| ba | kaztmak, {eAT} San tra ettirmek.\\ ba kesil mek, Z o rb a lk edilm ek, z o r b a lk k o l gezmek.\\ ba kesmek, {eAT} 1. B an indirm ek; b a em ek. 2 B a e e r e k sayg sela m verm ek, {az} (ayn) [DS] 3. A la k gnll davranm ak. 4. S elam iin, s a elini g s n e bastrrken ban fa z la c a em ek. 5. D ervilerin ey h lerin e g sterd ik leri sayg duruu. 6. (D erviler iin) ey h lerd en g elen em irleri itiraz sz k ab u l etm ek, jj ba k belli olm amak, Byk bir k ark lk egem en o lm a k .| ba kl, {eAT} Sa.|| | ba klt, {az}Yatan b a taraf. [DS] [ Ba k | rlr fes iinde, kol krlr yen iinde. A ile iin de ve yakn a r k a d a la r a ra sn d a o la n tatszlklar ve uyum azlklar d ary a duyurlm az; ken d i a r a la rnda h a lled ilir.| ba krm ak, K ib ir ve inat sa h ib i | birine kar durmak.\\ ba koan, {az} K im lik belg esi; nfus czdan. [D S]|| ba komak, {eAT} 1. Can f e d a etm e e raz olm ak. 2. Saygyla b a e mek. 3. R az o lm a k ; k a b u l etm ek.| ba koparm ak, | {az} B a k esm ek ; b a g v d ed en ayrm ak. [D S]|| ba korkusu, B ir cez a y a a rp trla ca n a ilikin duyulan korku ; cez a la n d rlm a en d iesi.| ba ko | mak, {eAT} 1. B a b a a verip f ik ir birli i etm ek; arkad a o lm a k ; birlikte dp kalkm ak, {az} (ayn) [DS] 2. C an la b a la b ir iin stne dm ek, {az} (ayn) [DS] 3. {OsT} B aka n veya kom utan o la r a k atam ak, {az} (ayn) [DS] 4. Yar etm ek. 5. {az} lgi gsterm ek. [DS] 6. {az} U ram ak; id d ia et m ek; re k a b e t etm ek; tartm ak. [DS] 7. {az} Yap m ak; dzen lem ek; onarm ak. [D S]|| ba koymak, {eAT} 1. B ir ey uruna cann v erm e e raz olm ak. 2. Boyun e m ek ; itaat etm ek. 3. Saygyla b a e e rek selam verm ek.| ba kltrmek, {az} B a k a l | drm ak; isyan etm ek; itiraz etm ek. [D S]|| bake, -* bake.| ba k urtarm ak , 1. T ehlikeyi savu | turmak. 2. C ezadan kurtulmak.\\ ba kn, {az} -* bakn. [D S]|| bal bana, 1. T ek bana. 2. O ldu u gibi. 3. B ir gru ptan ayr o la ra k. | balu ba | kayus olmak, {eAT} B a d ertte o lm a k ; cannn derdine dm ek; kendini ku rtarm aya alm ak. | j ba nre yanm ak, 1. B ir d e r d e b e la y a uram ak. 2. Birinin ktlne u ram ak .| Ba nereye giderse | ayak da oraya gider, K k ler h er zam an byk leri rn ek alrlar. | ba oda, -* baoda.|| ba oul, | {az} -* baoul. [D S]|| Ba olan bo olmaz, 1. B ir y erde lid er olan kim se o ra y a d e erli olduu iin gelmitir. 2. Y neticilerin ii o k olu r.| B a ol da | istersen soan ba ol, K iik d e o ls a b ir y erd e, bir ite yn etici o lm a k iyidir.\\ ba olmak, Ynetici olm ak; ynetim y etk isi tam ak; reis olm ak. | ba | olmamak, {az} B ir ii so n u lan d ram am a k; bitirememek. [D S]|| ba ot, {az} Kibrit. [D S]|| ba oy namak, {eAT} H ayatn teh likey e atm ak, cann f e

BA d a d an ekin m em ek,| ba renmek, {eAT} (B in ek | hayvan iin) talim li olm ak.| ba mek, {az} | fo lk . -* ba vmek. [D S]|| ba renmek, (Binit hayvan iin) talim li olm a k .| ba retm ek, {az} | H ayvan terbiye etm ek; yk, b in ek ift g ib i ilere altrm ak. [DS]|j ba rme, {az} K n a g e c e s i g e lin ve gveyin elin e kn a y a k m a ii. [D S]|| ba rt mek, rt ile ban kapatmak.\\ ba rtiisi, {eAT} Ta. | ba rts, B a rtm ek iin kullanlan ku | m a; a r a f; {az} (ayn). [D S]|| ba vmek, {az} fo lk . G eline, a lg eli in de t verm ek. [D S]|| ba paras, {az} 1. A lverite ste aln an p a ra . 2. H ayvan satlarn d a alcnn o b a n a verdi i b a h i. [D S]|| ba p arm ak , E ld eki en kaln ve d i erle rin e g r e d a h a k sa ve yum ruk y ap ld n d a dta kalan p a r m a k .| ba peklii, {eAT} S e ri ballk.\\ j ba sal, lenin y akn lar iin g sterilen ilgi, sylen en h ay r dua ve y a kn lk ifadesi. | ba sal | dilemek, Yakn lm birisin e acsn p aylat n ifa d e etm ek.| ba sallamak, 1. Uygun grm ek, k a | bu l etm ek. 2. D alkavu klu k etmek.\\ ba salmak, {eAT} B an sa lla m a k .| ba sedir, {az} -* | basedir. [D S]|| ba seki, {az} -* baseki. [D S]|| ba selam, B an e e r e k verilen selam . | ba s | klmak, l. P a r a sknts ekm ek. 2. B ir d erd e u ra m a k ,| ba suyu, {az} D oum n cesi g elen a kn | t; am niyos suyu. [D S]|| ba eker, {eAT} K elle e ker. | bata bitmek, 1. H em en g elip y a n n d a b u | lunm ak; b a n a hem en dikilm ek. 2. G z a trm a m ak ,| bata byk, {az} Akl, z ek ve tedbir b a | km ndan stn kim se. [DS]j| bata bulunmak, B ir iin ynetim in i elin d e bulundurm ak; y n etici olm ak .| ba tac, o k sevilen ve sayg duyulan kii | vey a m an evi d e eri y k sek ey.\\ ba tac etmek, Sevgi ve sayg bakm ndan stn tutmak, d e e r verm ek. | bata ekimek, B irin e rah atszlk v er ec e k | k a d a r y k olm a k .| bata gelmek, 1. E n n de bu | lunmak. 2. Yarta stn durum da bulunmak.\\ ba ta gitmek, En ileri durum da bulmmak.\\ bata ham am tokma olmak, D urm adan rah atszlk verm ek.| bata kalmak, B irin e rah atszlk v e r e c e k | k a d a r y k olmak.\\ bata kavak yelleri esmek, 1. K en di zev k ve e len cesin den dolay b a k a la rn d a n ve evresin den h a b e r i olm am ak. 2. {az} T oyca h a y a ller p e in d e kom ak. [D S]|| ba tam ar, {eAT} D irsein i y an n d a en a a d a y e r a la n d a m a r; a k c i e r d a m a r; b a lk .| batan, B ir iin b a la n g | cndan b e ri; n ced en ; evvelden. | batan aa, 1. | H epsi. 2. Tam am ; tm. 3. B atan a y a a. 4. H i b ir y ann ek sik bra k m a d an ; A dan Z e kadar. 5. y T epeden trn a a.| batan aa bir kova scak su | dklmek, B ird en b ire byk bir h ey ecan iin d e kalmak.\\ batan aa kulak kesilmek, o k d ik katle, btn ben liiyle dinlemek.\\ batan aaya, Btnyle, h e r yan.\\ batan arm ak, 1. Snr am ak. 2. le r i gitmek.\\ batan am ak, P e k o k

BA

I M

i .

o lm a k ; y ap la m a y aca k , b itirilem ey ecek k a d a r o k o lm a k ]] batan atm ak, 1. K urtulm ak iin b a k a bir y e r e g n d erm ek; de;fetmek. 2. nem verilm em ek,| | batan ayaa, Yukardan itibaren ta a a la r a k a d a r ; h ib ir yan e k sik olm akszn ; btnyle,| ba | tan ayak, {az} (K ii iin) s z dinlem ez; itaatsiz; saygsz. [DS]|j batan ba, {az} En iyi; ekstra. [D S]|| batan baa, 1. B ir iin ban dan sonuna k ad ar. 2. B ir yerin h er taraf. 3. H ibirini ayrt et m eksizin; h ep s i.| batan, candan el yumak, H a | yattan, y a a m a kta n v a z g e m e k | batan karm ak, | 1. Birini kt y o la tevik etm ek, kt l k y ap m ay a altrm ak; ayartm ak. 2. K a n d ra ra k namusunu kay b etm esin e s e b e p olm ak,| batan karm ak, 1. | B ir kim seye, yap m am as g er ek en b ir eyi y a p tr m ak ; y o ld a n ka rm a k; sap trm ak; azdrm ak. 2. K t l e s r klem ek .| batan kkn, {az} Yolsuz | ilik eler d e bulunm ay y a a m a biim i o la r a k sem i k ad n ; f a h i e ; orospu. [D S]|| batan kmak, I. K tii y o la sapm ak. 2. Namusunu kaybetm ek. 3. A yartlm ak su retiyle ah la k bozulm ak. 4. Cann ve b a n yitirmek]\ batan defetmek, 1. Savm ak; s a vuturmak. 2. K urtulm ak,| (bir ey) batan ge | mek, nceden g r p g eirm ek ; y a a m olm ak. | | batan hkm vermek, B ir ey h akkn d a n ceden kesin k a r a r verm i olmak.\\ batan inme, 1. K u ral la r a ve allm usullere aykr o la r a k en st m a kam dan verilen em irle y a p la n ; tepeden inme. 2. U m ulm adk bir zam an da y aan an , b a a gelen . 3. A ralksz g elen ; so lu k aldrm ayan ]] batan kalm, B a k a s tarafn dan ku llan larak artm durum da]] batan k ara etmek, -* batankara etmek. | batan | savm a, nem v erm ey erek; zerinde titizlik g s term eden ; stn krii]] batan savmak, 1. K o y a r c a sn a g n d erm ek ; de.fetmek. 2. {eATj (T ehlike iin) kendinden uzaklatrm ak]] batan souk su d klmek, 1. B ek len m ed ik b ir so n u la karlam ak. 2. arp kalm ak]] ba tapnca, {az} Srekli b a a k ak la n ; yz k aras o la n ; s rekli znt ve ren. [D S]|| ba tapm ak, {az) B ir kim se aleyhin e kon u m ak; d ed ikod u yapm ak. [DS]|j ba taraf, B a lan g ksm .| ba tartm ak, {eAT} B a kaldrm ak; | isyan etmek.]] batan trnaa, H i ek sik y e r i k a l m am acasn a]] ba taa demek, Yaplm akta olan iin ve yntem in ktln k av ram ak; sknt y a ratan bir s o n a ulamak.]] bata tam ak, o k sayg, gsterm ek, d e e r verm ek. | ba terk etmek, Cann | f e d a etm ek.| ba terk itmek, {eAT} Cann f e d a | etm ek]] ba tokas, {az} B a belas. [D S]|| ba toplam ak, {az} (Soanl b itkiler iin) ba by m ek. [DS] 1 ba tutan, {az} Klavuz. [D 1 S]|| ba tu ta r, {az} B aka n ; eleb a. [D S]|| ba tutm ak, 1. {eAT} B a ka rm a k; b a a k tutmak; baaklan m ak. 2. {az} A raclk etm ek. [DS] 3. o k grlt vb. yznden b a a a r girmek.]] ba ty, B a a tak lan ty; sorgu ]] ba u can oynatm ak, {eAT} H a

yatn f e d a etm eye h a zr o lm a k .| ba ucu, 1. Yatn | c a b a kon ulan veya yatan birinin bandan taraf. 2. H erh an g i b ir eyin ban dan taraf. 3. m ecaz. o k y akn ]] ba urm ak, {eAT} B a e m ek ; sayg ile eilmek.]] ba utm ak, {eAT} K e lle a lm a k ; k elle k esm ek .| ba stnde tutm ak, o k iyi arlam ak, | sayg gsterm ek.]] ba stnde yeri olmak, Byk b ir sayg ve sev g i ile karlan m ak]] ba stne, Verilen em rin uygulanacan- ifa d e eden cev a p ; uygun; p e k a la . | ba zerinde yeri olmak, Sayg | g rm ek ; itib ar ed ilm ek .| ba zre gelmek, {eAT} | Sayg ile eilm ek]] ba varm ak , {eAT} B a elden gitm ek; lm ek]] ba ve bug, {eAT} B aka n ; kom u tan]] ba verm ek, 1. B elirm ek, ortay a km ak. 2. {OsT} Cann f e d a etm eyi g z e a lm a k ; kendini f e d a etm ek. 3. K ayn am a m a r so u k su ile a lk a la m ak 4. (Ekin ii) b a a k ba lam ak, {az} (ayn) [DS] 5. {az} A lverite, ta ka sta ste p a r a vermek. [DS] 6. {az} (Tohum iin) filiz len ip to p rak stne km ak. [DS] 7. {az} Asm ann m eyve v er ec e k d a l larn b r a k a r a k budam ak. [DS] 8. {az} K ayn burnunu d a lg a la ra evirm ek. [DS] | ba virmek, | {az} A rtm ak; o a lm a k ; rem ek. [D S]|| ba vu r m ak, {azf 1. B irinin durumunu, hatrn so rm a k zere ziy arete gitm ek; uram ak. 2. Yksek b ir y e r den den ize ba lk la m a atlam ak. 3. A kl dan m ak; bakm ak. 4. ik i ey a ra sn d a b o c a la m a k ; inip k mak. [DS]11 ba yakm ak, 1. B irinin ban d erd e sokm ak, 2. K t b ir durum a drm ek]] ba yap m ak, 1. (B erb er iin) s a bakm ve dzenlem esi yapm ak. 2. {az} G elin b a s slem ek. [D S]|| Ba yarlr brk iinde, kol krlr krk iinde, A ile yeleri a ra sn d a ki an lam azlk ve krg n lklar a ile iin de kalm ald r. ] ba yarp gz karm ak, K av ] g a ve dvte birinin ban veya gzn y a r a la mak.]] ba yast, Yatarken ban altn a konulan yastk]] ba yazm ak, {az} S a taram ak. [D S]|| ba yeli, {eAT} H availik]] ba yemek, S o fra y a o r b a dan so n r a ilk s r a d a g elen yem ek, ba yemek, I. m ecaz. Birinin lm ne s e b e p olm ak. 2. Birinin skntya dm esine s e b e p o lm a k; o k znt, skn t verm ek. | ba yenge, {az} fo lk . Dn y em e in i | yn eten kadn. [DS] | ba yerine gelmek, D an k | o la n zihni to p la m a k ; din len m ek,| ba yimek, {az} | lmne s e b e p olm ak. [D S]|| ba yirde komak, {eAT} Yere yz s rm ek; a r sayg gsterm ek.]] ba yire komak, {eAT} Yere yz s rm ek; ar sayg gsterm ek]] ba yire salmak, {eAT} B an y e r e emek.]] ba yolda, {az} 1. E ; k a r; zevce. 2. K a r veya k o ca . 3. o k sam im i a rk a d a ; dost. [D S]|| ba yukar, {az} Yoku y u k a r; suyun kayn an a do ru ; akn tersine. [D S]|| ba yukarda olmak, I. K ibirli olm ak. 2. K im seden korku su olm am ak.
b a 2,

[ba jiL.] {eT} {eAT} Yara; yara ba. [EUTS] [Gabain]


S b a b a rt,

[D L T ]

{eAT} is. Yara b e r e ;

o m B ii t s im

. 493

BA

ban ; sivilce.\\ ba brt, {eATf Yara b e r e ; b a n ; sivilce.\\ ba uyuzu, {eAT} Suluca den ilen siv ilce.| | ba ve bart, {eA Yara b e r e ; b a n ; sivilce.\\ ba T} vermek, {az} (Y ara iin) iyice iltihaplan p aknt v erecek h a le g elm ek ; olgu nlam ak. [D S]|| ba yapmak, 1. {az} ban h lin e getirm ek. 2. m ecaz. M balaa etm ek; ii bytmek. [DS] ba3, [ba > An. ba] {az} zf. Tam o anda. [DS] ba4, [Far. ba Jil;] (b a :) iinl. Olsun; ola!

baak, [baak-

is. Tarlalarda kalan baak ]

lar veya bahelerde hasat sonu dklm olan meyveleri toplayan kimse, {az} (ayn) [DS] baakk, - [baak-k] is. Ekinlerde baa mey dana getiren, dip tarafnda kavuzlar bulunan iek ler topluluu. baaklana, [baak-la-ma -uliLio] is. 1. Ba aklamak ii. 2. {eAT} rn toplandktan sonra dal ve sap zerinde kalan artklar,

baa, [ba+aa > baa] (b a a :) is. Aabey, baaklam ak, [baak-la-mak] gl. f. [ - a r ] [-l()-y o r] baaca, [ba-a-ca] {az} zf. 1. (Mutluluun derecesi 1. Tarlalarda veya bahelerde hasat sonu kalm ni anlatmak iin) sonuna kadar. 2. is. Mutluluk; olan meyveleri veya baaklan toplamak; baak top gnl rahatl. [DS] lamak. 2. {eT} Temren takmak. [DLT] 3. {az} Ba baadmak, [ba (ba, doruk) > ba-ad-mak] {eT} gl. ak ekmek. [DS] 4, {az} Sam bittikten sonra, f. [-u r] 1. Baa geirmek; riyasete geirmek. [ETY] koyun ve keileri kalan st iin yeniden samak. 2. Banda olmak; liderlik etmek; kumanda etmek; [DS] 5. {az} Boaltlan evi tekrar gzden geir ba olmak; nder olmak. [Tekin] [ETY] 3. Yedmek; mek. [DS] ekip gtrmek. [ETY] baaklanm a, [baak-la-n-ma] is. Baaklanmak du baagut, [ba-a-ut] {eT} sf. Sevilen; ho grlen; rumu ve baaklanmak eylemi. bata gelen. [EUTS] baaklanm ak1, [baak-la--mak] edil. f . [-r]\ . (B a baaa, -c [ba+aa] is. Ya halkalar grlecek ekilde gvdesinden dikine kesilmi olan aa, baarlk, - [ba+ar-lk] is. spor. Baz spor dallarnda snrsz tutulan en ar kilolu sporcularn katld grup; ar sklet. Baak, [ba-alc] is. g k b. Ekvatorun biraz gneye doru stnde, en parlak yldz "B a a k (kadiri 1, 2; tayf B 2) olarak adlandrlan takmyldzn ad. baak1 [eT ba > ba-ak J U J is. 1. {eT} {eAT} Ok , ucuna geirilen sivri metal balk; temren. [DLT] 2. Buday ve arpa gibi ekinlerin bir eksene bitiik tanelerini tayan klkl ba ksm. 3. biy. Uzun lamasna ortak bir eksene bitiik er-dii ieklerden meydana gelen iek topluluu. 4. Tarlalarda, ba ve bahelerde hasat sonu kalm veya dklm olan tek tk baak veya meyve taneleri. {eT} {eAT} {az} (ayn) [DS] 5. {eT} ( i ilce) Pabu. [DLT] 6. {az} Sigara izmariti. [DS] S baak balamak, E kin lerde b a a k olu m ak; ba a k la n m a k .| baak | ekmek, {az} Tohum luk iin, harm an dan iyi b a aklar sem ek. [D S]|| baak dzme, {az} (Bu day iin) b a a k h lin e gelm ek. [D S]|| baak rg, mim. B aa an d rr biim d e b ir eksen etrafn a b a la n yu kar m eyilli o la r a k konulan tula ve ta rm e ek li.| baak toplamak, T arla la rd a veya | ba h elerd e h a sa t son u kalm olan m eyveleri veya baa k la r to p la m a k ; baaklamak.\\ baak tutm ak, 1. (Kii iin) iftilik y a p m a k ; ekin ileri ile u ra mak. 2. (Ekin iin) b a a k la r olu m ak; b a lam ak ; karm ak; baaklan m ak. baak2, - [Ar. baak jiU ] (b a : a k ) is. zool. Bir tr kk atmaca, baak, [baal-c {eAT} is. -* baak. aklar tarafndan, hasattan sonra) baak toplan mak; baaklamak eylemi yaplmak; baak edilmek. 2. {eT} (Ok iin) temren taklmak. [DLT] baaklanm ak2, [ba-ak-la-n-mak] dnl. f. (Ekin iin) baaklar olumak; baak tutmak. baakl, [baak-l [-r ]

sf. Baak balam; baa

olan. S baakl ok, {eAT} Uc b a a k eklin d e ve y e le k li oktan d a h a biiyiik ok. baaklg, [ba-alc-l] {eT} sf. Temreni olan; temrenli. [DLT] baaktr, [ba+aktr] ( b a aktr) is. tiy. Bir tiyatro oyununda barol oynayan kadn veya erkek oyun cu. baaktrlk, - [ba+aktr-lk] ( b a aktrliik) is. tiy. Barol oyunculuu, baaktris, [ba+aktris] (ba aktris) is. tiy. Bir tiyatro oyununda barol oynayan kadn oyuncu, baaktrislik, -i [ba+aktris-lik] (ba aktirislik) is. tiy. Bir tiyatro oyununda barol kadn oyunculuu, baakturm ak, [ba-ak-tur-mak / ba-k-tur-mak] {eT} g l . f [-u r] Yaralamak. [Yknek] baal, [ba+ay / baal?] {az} is. Haziran. [DS] baalacak, - [ba-a+al-acak / ba+alaca] {az} is. Kadnlarn balarna rttkleri tlbent. [DS] baalt, [ba+alt-] ( b a alt) is. dnz. Gemicilerin yatt, gemilerin ba tarafnn altndaki odack. S baaltndan yetime D enizcilikte, m ioluktan b a la y a ra k d e r e c e d e r e c e ykselm e. baam , [Far. bm pLib] (b a :a:m ) { OsT} is. Perde; rt. b aam ak 1 [ba (yara) > ba-a-mak] {eT} gl. f i [ - ] , 1. Yara amak. [DLT] 2. Aalara kertik yapmak; kertiklemek. [DLT]

BA baam ak2, [ba-a-malc] {eT} gl. f . [ - r ] Aalan bir ucundan birbirine dayal olarak koymak; atmak. [DLT] baam ak3, [ba-a-mak] {eT} gl. f . f - r ] Yenmek; stn gelmek. [EUTS] baam e, [Far. bme (b a : a :m e) {OsT} is. Kadnlarn balarna rttkleri yamak; ba rts; brmck; namaz bezi, baang, [ba-an-g] {az} sf. 1. Akll. 2. Batan km; huysuz; haan; yaramaz; hrn; ele avuca smaz; ahlaksz. [DS] baan, [ba-an-] {az} sf. 1. Batan km; huysuz; haar; yaramaz; hrn; ele avuca smaz; ahlaksz; baang. 2. Akl ermedii hlde ie karan. [DS] b aarat1, -d [Ar. basret => baarat] {az} is. Y a nlmakszn gerei grebilme yetisi; basiret. [DS] b aarat2, -d [ba+ er + Ar. -t ?] {az} is. Bir ii yneten kimse; bakan. [DS] S b aarat etmek, {azf B ir ie b a la m a k ; g iriim d e bulunm ak; te e b b s etm ek. [D S]|| b aarat parm a, {az} B a p a rm ak . [DS] baaratl, [baarat'-l] {az} sf. Becerikli. [DS] baaret, [Ar. basret => baaret] {az} is. Muhake me. [DS] baargan, [baar-gan] {az} is. 1. Kumandan. 2. Po lis amiri. [DS] b aar1 [baar-] is. stesinden gelme; baarma; , muvaffakiyet, (1935). S baar gstermek, B a a rl o lm a k; b a a rm a k ; m u vaffak olmak.\\ baar salam ak, B aarl olm ak; b a a rm a k ; m uvaffak o l m ak. baar2, [ba+er-i] {az} is. 1. Bir kurulu, bir ii y neten kimse; bakan; ynetici. 2. ocuk oyunlarn da, ebe. [DS] baark, - [baar-k] {az} is. Baar. [DS] baarkl, [baar-k-l] {az} sf. Becerikli. [DS] baarl, [baar--l] sf. 1. Baar gsteren; muvaffa kiyetli; bke; muvaffak. 2. stesinden gelinmi; baarlm. 3. zf. Baarl olarak; baarlm biim de. baarlm a, [baar-l-ma] is. Baarlmak ii. baarlm ak, [baar-l-mak] edil. f . f - r ] Baar ile so na erdirilmek, baarm , [baar-m] is. 1. Baar ile elde edilen so nu. 2. spor. Bir sporcunun elde edebilecei en iyi sonu; performans. 3. Dayanma gcnn en son s nr; takat. baarsz, [baar--sz] s f 1. Baar gsteremeyen; muvaffakiyetsiz; akm. 2. stesinden gelinememi; baarlamam. 3. zf. Baar gsteremeyerek; baa rszlkla, baarmakszn. baarszlk, - [baar--sz-lk] is. Baarsz olma durumu; muvaffakiyetsizlik; akamet; fiyasko.

HUKCE SOM . b aarm a, [baar-ma] is. Baarmak ii. baarm ak, [eT ba-ar-mak (yenmek, stn gelm ek) > ba-ar-mak Jojtio] gl. f f- r ] 1. Giriilen bir ii becermek; stesinden gelmek; gerekletirmek. 2. stenilen ekilde bitirmek; muvaffak olmak; itmam etmek. 3. yi sonu almak; kvrmak; elde etmek; isteine ulamak, {eAT} (ayn) 4. {eAT} Ynetmek; idare etmek. baarum am ak, [baar-mak + u-ma-mak jo U jjU J {eAT} gl. f . [-z ] 1. Dayanamamak. 2. Baa ka mamak. baasistan, [ba+asistan] ( b a asistan ) is. En st derecedeki asistan, baasistanlk, - [ba+asistan-lk] (ba'asistanlk) is. 1. Baasistan olma durumu. 2. Ba asistann g revi. baat, [ba-at] sf. biy. Benzerleri arasnda gc ve nemi stn olan; bata gelen; hkim; dominant, (1935). S baat k arak ter, biy. B ir m elez d e h er zam an o rtay a kan karakter. baatlk, - [baat-lk] is. biy. 1. Baat olma duru mu; hakimiyet. 2. Baat olann zellii. S baatlk yasas, biy. M elezlem ed e gl o la n z yapnn d i erlerin d en ve so n ra k i so y lard an d a h a n e k m as kural. baavut, [ba+avut] ( b a avut) {az} sf. Geveze. [DS] babakan, [ba+bak-an] ( b a b a k a n ) is. Parlamenter ynetimlerde hkmet ad verilen yrtme organ nn ba; bavekil, babakanlk, - [ba+bak-an-lk] ( b a b akan lk) is. 1. Babakan olma durumu. 2. Babakann grevi. 3. Babakann makam. 4. Babakan ve bal g revlilerin alt daire. baba, [ba+ba] (b a b a) {az} sf. Pezevenk. [DS] babayi, -i [ba+bayi] (b a b a ;y i) is. Bir ticar maln bir blgede toptan datmn ve satn yapan ba yibabir, [ba+bir] {az} is. 1. Bakan; babu; lider. 2. ocuk oyunlarnda ilk oynayan, oyuna ilk bala yan ocuk. [DS] babu1, [ba+bu (lider) j-jj j i l ] is. 1. Ba. 2. Ba kan. {eAT} (ayn) 3. Komutan. {eAT} (ayn) 4. Ba komutan. {eAT} (ayn) 5. Milis kuvvetleri komutan. 6. syanclarn lideri. 7. Baka birliklerden seile rek bir araya getirilmi kuvvetlerin komutan. babu2, [ba+bun] is. {az} sf. (ocuk iin) yara maz. [DS] ba, [ba-c {eAT} is. Ynetici; amir; ba.

bacl, [ba-cl] {az) is. 1. i ba; bakan. 2. o cuk oyunlarnda, bakan olan ve oyuna ilk balayan ocuk. [DS]

O M H E S 0 M .4 9 5

BA

baavu, [ba+avu] (ba avu) is. 1. as. Trk si lahl kuvvetlerinde, stavu ile kdemli baavu arasnda yer alan subay yardmclarndan bir astsu bay ve rtbesi. 2. tar. Yenieri ocann avuu, baavuluk, -u [ba+avu-luk] as. Baavuun rtbesi ve grevi.

baeser, [ba+eser] (baeser) is. Kendi tr iinde en mkemmel eser; aheser; bayapt, baeski, [ba+eski] (baeski) is. 1. Bir dairede veya kurumda en kdemli kimse. 2. tar. Yenieri oca nda orta ve blklerin en kdemlisi, bafiyat, [ba+fyat] (bafyat) is. Tarm rnlerini desteklemek amacyla devletin en stn kalitedeki rne verdii fiyat, baga, [ba-a-uuio]

(ba avuluk) is.

ba1, [ba-] is. Pimi veya i olarak kasaplk hayvan ba satan kii. ba2, [ba-] is. 1. i ba. 2. {az} Bakan; ba bu; lider. [DS] bak, - [ba-k] is. bot. ieklerin erkek orga nnda iek tozlarn tayan ounlukla sar renkte uzunca torba veya kapk; haefe, bal, [ba-l] {az} is. 1. Bakan; babu; lider. 2. ocuk oyunlarnda bakan olan ve ilk oynayan o cuk. [DS] badak1, [ba+teg > ba-dak

{eT} {eA sf. Baka. T}

bagak, [ba-ak] {eT} is. Uyluk kemiklerinin st. [DLT] bagan, [ba-an] {eT} is. 1. Bakan; reis. [Clauson] 2. Byk balk. [DLT] bagardiyan, [ba+gardiyan] (ba gardiyan) is. Ce za evlerinde tutuklularn dzen iinde ve yasalara uygun biimde davranmalarn salamakla grevli kiilerin bakan, bagarson, [ba+garson] (ba garson) is. Lokanta, otel, pastahane, kahvehane gibi yerlerde mterile re hizmet etmekle grevli kiilerin bakan; metr dotel. bagarsonluk, -u [ba+garson-luk] (ba garsonluk) is. 1. Bagarson olma durumu. 2. Bagarsonun ii; metrdotellik. bagedikli, [ba+gedik-li] yksek rtbeli astsubay, bagl, [ba-l] bagil, [ba-gil]

{eAT} zf.

1. Tek

bama. 2. sf. Ba ak. badak2, - [ba-dak] {az} is. Aalarn bandan kesilmi paralar; gereksiz paralar. [DS] badanak, - [ba+dola-k] {az} is. Kn erkeklerin balarna sardklar yn balk. [DS] badanman, [ba+dan--man] (badanman) is. Danmanlarn lideri; bamavir. badanlk, - [ba-dan-lk] {az} is. Sahur yemei. [DS] bada, [ba-da jU -^ ] akran. badalk, - [ba-da-lk jLJuiU]

(bagedikli) is. as.

En

{eAT} is.

Kafadar; emsal;

{eAT} is.

Bera

berlik; eitlik, bad, [ba-d] {az} sf. Tepeleme dolu; az aza. [DS] badnk, [ba-dn-k] {eT} sf. lk; birinci; bataki. [EUTS] badizgici, [ba+diz-gi-ci] (badizgici) is. Bir dizgi evindeki veya matbaadaki dizgicilerin ba; bamrettip, sermrettip. badutan, [ba+dut-an] vuz. [DS] bae, [Far. be kuu. baed, [Far. bden

{eT} sf. Ba ak. [DLT] is. Ba olanlar; balar, bagu, [ba-u] {eT} sf. 1. (At iin) banda beyaz leke olan [ETY] 2. is. Alm aktmal at. [Tekin] (ba:g:n) sf. 1. Ba aa; ters. 2. Uursuz; om.
bahakem, [ba+hakem] (bahakem) is. spor. Y a rmay veya oyunu yneten hakemlerin ba; ba yargc. bahanmefendi, [ba+hanm+efendi] bakannn ei.

bagn, [Far. bgn / bgne OjS-iL. /

is.

Cumhur

{az} is. Y ol

gsteren; kla doan

bahekim, [ba+hekim] (ba'hekim) is. Bir hastaneyi ynetmekle grevli hekim; batabip; sertabip. bahekimlik, -i [ba+hekim-lik] (ba'hekim) is. 1. Bahekimin ii ve grevi. 2. Bahekimin makam, bahemire, [ba+hemire] (bahemire) is. Bir salk ocanda veya hastanede grevli hemireleri ynetmekle grevli hemire, bahemirelik, -i [ba+hemire-lik] (bahem irelik) is. 1. Bahemire olma durumu. 2. Bahem irenin ii ve tad sorumluluk, ba, [ba-] zm. (sim tamlamasnda tamlanan ola rak) tanesi; her biri, ev bana, adm ba; kii ba

(ba:e) {O is. Atmaca; sT} (olmak)


> bed JuU]

(ba:ed)

{O e. 1. Olsun; olur ki; ola ki. 2. Olabilir; belki, sT}


baefendi, [ba+efendi] (ba efendi) is. 1. Devlet da irelerindeki en kdemli memur; baktip. 2. tar. mparatorluk dneminde sarayn hazine-i hmayun blmnde alan memurlarn en kdemlisi, baeksper, [ba+eksper] (ba eksper) bilirkii ve uzmanlarn bakan, baeng, [Far. beng tJLsU]

is.

Bauzman; 1. As

(baeng) {O is. sT}

na.

ma zerindeki zm salkm. 2. Tohumluk olarak ayrlm iri ve sar hyar.

babo, [ba-+bo] (babo) sf. 1. Hibir yere ve kimsenin denetimine bal olmayan. 2. Balanma m, serbest braklm olan. 3. mecaz. Ynetimsiz;

BA

I M IIttM .
baim am, [ba+imam] ( b a im am ) is. Birden ok imamn grev yapt camilerde, ynetici durumun daki imam. bair, [Ar. bir Mutlu; mesut; gler, baire, [Far. bey' ar] {az} is. Alveri. [DS] baka, [ e T ba-a [Rsnen] > ba-ka sf. 1. Di (ba ;ir) {OsT} sf. 1. Mjdeci. 2.

denetimsiz; kurallara bal olmayan. 4. zf. Serbest bir ekilde. S babo brakm ak, 1. Birinin ze rin d e h i b ir denetim ve ba sk bulundurm am ak. 2. K en d i h a lin e bra k m a k ; s e rb est bra k m a k ; salm ak. | ] babo kalmak, 1. K en di bildi in e h a rek et e d e b i lir olm ak. 2. H erhan gi bir karan g r en i o lm a m ak ; serb est; zgr. 3. K on trolden u zak kalm ak. baboluk, -u [ba-+bo-luk] (ba boluk) is. Ba bo olma durumu; serbestlik, babozuk, -u [ba-+boz-uk] (ba bozuk) is. 1. tar. mparatorluk dneminde sava srasnda ordu ya katlm bulunan gnlllere verilen ad. 2. gnl. Dzensiz topluluk. 3. {az} Dul kadn veya erkek. [DS] 4. sf. Dzene uymayp dilediince davranan; dzensiz; disiplinsiz. t5 babozuk alay, D zensiz v e kark insan topluluu.\\ babozuk paas, B a bo z u k kom utanna alay etm ek iin verilen isim. babozukluk, -u [ba-+boz-uk-luk] (ba b o zukluk) is. 1. Babozuk olma durumu. 2. Dzensiz davran; dzensizlik; disiplinsizlik, babtn, [ba-+btn] ( b a btiin) {az} sf. 1. Durumu yerinde; hli vakti yerinde. 2. (Kadn iin) evli. [DS] bak, [bas-k / ba-k] {eT} is. Trk; ark. [EUTS] bakabak, - [ba-+kabak] ( b a k a b a k ) sf. 1. Sa dklm. 2. Salar dibinden kesilmi. 3. zf. Ba n rtmeden. bakmak, [ba-k-mak / j o - J {eAT} gsz. f .

er eylere benzemeyen; apayr. 2. {eAT} Ortaksz; mstakil; yalnz; bamsz. 3. Bilinenden ayr. 4. Dier. 5. Yabanc. 6. Nitelik ynnden allmn dnda bir stnl olan. 7. Konu edilenlerin d nda kalan. 8. {az} Usta. [DS] 9. {az} is. inge ne. [DS] 10. e. Ayr; ayrca; stelik; bir yana. S baka bana, {eAT} 1. K en d i bana. 2. B al b a na. 3. Ayr.\\ baka baka, H er biri ayr nitelikte.\\ baka biri, D i er b ir kim se veya nesne.\\ baka karm ak, {eAT} {OsT} B en z erleri iinden se ip ay rm ak ; ay rm ak.| baka kartm ak, Usta ka rt [ m ak.| baka km ak, {eAT} {OsT} Usta olup, usta | sndan ayr i y a p m a y a balamak.\\ Baka ii(n) yok mu? G ereksiz y e r e uram a(sn) anlam nda uyar sz.\\ baka klmak, {eAT} {OsT} Usta o lm a s iin b en z erleri ara sn d a n s e ip a lm a k ; ayrm ak. bakaca, [baka-ca] (b a k a ca) zf. 1. Ayrca. 2. Biraz deimi. bakafiye, [ba+kafye] ( b a kafy e) is. iirde msra balarnda yer alan kafiye eidi, bakaa, [ba+kayu ?] {az} zf. Bilhassa; mahsus. [DS] bakahram an, [ba+kahraman] ( b a kahram an ) is. ed. Bir eserdeki kiilerden en nde geleni; bakii. bakalam, [baka-la--m] is. 1. je o l. Kayalarda i etkiler sonucu meydana gelen fiziksel ve kimyasal deiim; metamorfizm. 2. biy. Bir dokunun temel maddelerinde beliren durum deiiklii; metamor fizm. bakalam a, [baka-la--ma] is. 1. Bir varln baka bir varla dnmesi. 2. Bir kimsenin hlinde g rlen tam deiiklik. 3. Bir eyann biiminde ve grnnde meydana gelen deime; istihale; me tamorfoz. 4. biy. Bir canlnn yumurtadan ktktan sonra ekil deitirmesi ve normal geliiminin bir evresine ulamas, bakalam ak, [baka-la--malc] dnl. f . f - r ] 1. Baka bir varla dnmek. 2. Nitelik ve biim deitirmek. 3. ncekinden farkllk gstermek. 4. m ecaz. Bozulmak; kt olmak, bakaldr, [ba+kal-dr-] 1. Ynetimin otoritesine kar harekete geme; isyan; ayaklanma. 2. Bir du ruma veya tutuma uymay reddetme, bakalk, - [baka-lk] is. 1. Allm olana ben zememe; deiiklik. 2. Deiik olma durumu. 3. Farkllk. 4. fe l. Baka ve farkl olma durum ve zellii; zdeliin kart. 5. tar. mparatorluk d

f - r j l . Yaralanmak. 2. (ban iin) ba balamak, bal, [ba-l > ba-l] {eT/ sf. (Kara koyun iin) te pesinde beyaz tyleri bulunan. [DLT] ban, [ba-m j- il] (ba'n) {eAT} zf. Bata; nce; ilkin. bana, [ba--n-a ( b a na) {eAT} zf. Tek ba

na; yalnzca, fi1 bana buyruk, 1. Yalnz ken d i b a n a buyruk h a rek et eden. 2. K im seden izin a lm a k szn ; ken di bildi i gibi. banda, [ba--n-da] zf. (Y er almak, bulunmak, gel mek vb. iin) sralanm kii ve nesnelerin en nnde. bandan, [ba--n-dan] zf. 1. Yznden; sebebinden. 2. Yeniden; yeni batan. 3. Balangcndan. S ba ndan beri, B alan gtan itibaren, balay ald an beri. bara, [ba--ra yl] ( b a ra) {eAT/ zf. Basma. S b ara urm ak, {eAT/ B an a vurmak. bayla, [ba--y-la] ( b a la) zf. 1. Ban kullana y rak. 2. (Tahl iin) baandan ayrlmadan; baakl olarak. bayle, [ba- + ile J {eAT} zf. (Tahl iin) baak iU] taki haliyle; kabuklu olarak.

I I I I K B .4 9 7

BA
b a k o n s o lo s lu k , -u [ba+konsolos-luk] ( b a k o n soloslu k) is. 1. Bakonsolosun grevi ve ii. 2. Bakonsolosun grev yapt yer, makam. 3. Ba konsolosa bal memurlarn alt ve bakonso losun makamnn bulunduu bina,

neminde, koyun ve keiden alman vergileri topla yan tahsildarlara, bu vergiden ayrlan pay.
b ak an ,

[ba-kan] is. 1. Bir topluluun, toplantnn veya demein banda bulunan en yetkili kii; reis, (1935). 2. Bir lkeyi veya topluluu ynetmekle grevli kii; emir; bey; hakan; melik; sultan. S b a k a n v e k i l i , B akan n bulunm ad z am an lard a b akan y erin e g rev i yrtm e soru m lu lu k ve y etk i sini brakt k ii.| b a k a n y a r d m c s , B aka n a | yardm eden, b akan olm ad z am an lard a onun y erin e vek illik eden atanm kii.
- [ba-kan-lk] is. 1. Bakan olma du rumu. 2. Bakann grev yapt yer ve makam. S b a k a n lk e t m e k , B ir toplanty veya topluluu bakan o la r a k ynetm ek. \ b a k a n l k s i s t e m i , H \ km et etm e gcnn cu m hu rbakan n a ait, b a k a n larn cu m hu rbakanna kar sorum lu olduu siyasi sistem.

b ake,

[ba+ke] (ba k e) is. Bir toplulukta en nemli ve saygn kiilerin oturmas iin ayrlm yer. S b a k e y e k u r u l m a k , Sayg duyulan k i ile r e ayrlm bulunan y e r e g eip oturm ak. [ba+kumandan] ( b a kum andan) is. Sava durumunda bir lkenin btn silahl kuvvet lerini yneten en byk komutan; bakomutan; ser dar. '
- [ba+kumandan-lk] ( b a k u m andanlk) is. Silahl kuvvetleri savata ynetme yetkisi ve grevi; bakomutanlk,

b a k u m a n d a n ,

b a k a n lk ,

b a k u m a n d a n lk ,

b a k u r,

b a k a ra k te r,

[ba+karakter] is. tiy. Bir tiyatro oyu nunda canlandrlan karakterlerden en nemli ve nde olan.

[ba+kur (kem er, kuak)] ( b a kur) is. Trk adrlarndan yanlar rten kanatlarn st ksmlar na epeevre sarlan ve iki yandan kapya balanan 15-20 cm. eninde, renkli ipliklerle dokunmu ku ak. [Be O g u r/B a Kurt] z. is. 1. Ural dala rnn orta ve gney blmleri ile iki yanndaki boz krlarda yaayan bir Trk kavmi; Bakrt, Bakort. 2. Bu kavme ait, bu kavimle ilgili. [Bakurt-a] (b a k u rta) z. is. Bakurtlar tarafndan yazlp konuulan, taulu (dal) gru bundan Kpakann devam olan bir Trk ivesi,

b a k a s ,

[baka-s- (3. t. k.)] zm. 1. Dier bir kimse. 2. Yabanc; el. [ba+ktip] ( b a k :tip ) is. Bir kurum da alan yazclarn ba; bayazman,
- i [ba+ktip-lik] ( b a k :tip lik ) is. 1. Baktibin ii ve grevi. 2. Baktip olma durumu,

B a k u rt,

b a k t ip , - b i

b a k t ip lik ,

B a k u rt a ,

b a k e n t,

[ba+kent] ( b a kent) is. Bir devletin y netim merkezinin bulunduu kent; baehir; makar; payitaht; merkez; devlet merkezi, [ba+kes-it] (b a kesit) is. Bir aacn gv desine dik olarak kesilmesiyle ya halkalarnn g rlebildii yzey, [ba+lcei] ( b a k ei) is. Manastr yne timinde bulunan kei; barahip, [ba+klt] {a z.} is. Yatan ba ucu. [ba+kilise] ( b a k ilis e ) is. Piskoposluk makamnn yer ald byk kilise; katedral, [ba+ki-m / ba+ki] {az} e. Sanki. [DS] [ba+kii] ( b a kii) is. ed. Bir edeb eserde veya oyunda canlandrlan en nemli kii; ba kah raman. [ba+komuta-n] ( b a kom tan) is. Sa va durumunda bir lkenin btn silahl kuvvetle rini yneten en byk komutan; bakumandan; ser dar.
- [ba+komuta-n-lk] (b a k o m u tanlk) is. Silahl kuvvetleri savata ynetme yetkisi ve grevi; bakumandanlk,

b ak n ,

b a k e s it,

[ba+kn] ( b a kiln) {az} is. 1. lk gn. 2 . Pazartesi. [ D S ] b a l a d a , [ba-la-da] {eT} is. ef; amir; ba; ba kan. [ E U T S ] b a l a g 1, [ba-la-] {eT} is. Balang. [ E U T S ] [Gabain]
b a l a g 2,

b a k e i ,

[ba-la] {eT} sf. Babo braklm.

[D L T ]

b a la h a n a ,

b a k lt,

b a k ilis e ,

[ba+lahana] (ba 'la h a n a ) is. bot. Y ap raklar sk ve yuvarlak bal, yemek ve sarma ola rak mutfaklarda kullanlan bir tr lahana, (B ra ssica o le a r a c e a , B. capitata) [ba-la-k] {az} sf. 1. (Ev iin) bamsz; mstakil. 2. (Tarla, bahe iin) hissesiz; mstakil 3. (Kii iin) bamsz; hr. [ D S ] [ba-la-ma] is. 1. Balamak ii. 2. Bir ii yapmak zere harekete geme; ilk adm atma. 3. Ayakkabya vurulan pene. 4. ed. Trk halk iirin de m atla karl. 5. dbl. Bir sesin syleniinin balangc. [ba-la-mak gsz. f i f - r ]

b a k im , b a k i i,

b a la k , -

b a la m a ,

b a k o m u ta n ,

b a k o m u t a n lk ,

b a l a m a k 1,

b a k o n a k ,

[ba+ko-n-ak-] ( b a k o n a k) is. zool. Bir asalan en iyi gelitii konak, [ba+konsolos] ( b a k o n so los) is. Her hangi bir d lkede, kendi yurttalarnn haklarn korumakla grevli en st derecedeki konsolos.

b a k o n s o lo s ,

[-l()-y o r] 1. Bir i iin harekete gemek ve ilk bir ksmn yapmak; balangcn yapmak. {eT} (ayn) [Gabain] [ E U T S ] 2. (Bir ey) alr, iler, yrr hale gelmek. 3. Olmak, olumak, ortaya kmak. 4. Ku rulmak; teesss etmek. 5. (Ay; mevsim, ar vb. iin) kendini hissettirmek; girmek. 6. Grnmek. 7. (Dvmek, azarlamak, svmek gibi ho olmayan bir

BA

MKE S Z. L K
stten yaplan peynir. [DS] S bal bana, {eAT} 1. D i erlerin d en ayr o la ra k. 2. K en d i b a n a ; tek ken d isi olarak.\\ bal durm ak, {az}] H arm an k alkn cay a k a d a r o ra d an ayrlm am ak. [DS] | bal | su, {eAT} K a y n a k h lin d eki su.| bal y, {az} ki | katl ev. [DS] bal2, [eT. b (yara) > b-l] {eAT} sf. 1. Yaral; yaras olan. 2. {az} (ban iin) ba gzken. [DS] balca, [ba-l-ca] (bal c a ) sf. 1. nemli. 2. Bata gelen. 3. Belli bal. balg, [ba-l] {eT} sf. 1. Bal. [DLT] 2. Marur; dik bal; gururlu. [Tekin] [ETY] 3. Lideri olan; ba l. [ETY] 4. Yaral. [EUTS] [DLT] balk, - [ba-lk jJ-iJ is. 1. Korumak amacyla baa giyilen nesne; takke; klah; serpu; mifer; agel; arakiye; bere; brk; kabalak; kalpak; kep; ka vuk; ta. 2. Hayvan koumlarnn baa geirilen ksm. 3. {az} Gem. [DS] 4. {az} Yular. [DS] 5. {az} Yulara taklan boncuk rmesi. [DS] 6. Gelin lerin bana konulan ssl ta. 7. {az} Kadnlarn balarna taktklar evresine altn dizilmi bir tr ta. [DS] 8. Bir yaznn ba ksmnda yer alan ve genellikle ieriini z olarak belirten ad. 9. fo lk . Anadoluda bir gelenek olarak evlenecek delikanl nn kzn ailesine verdii para; mihr-i muaccel; ka im. {eAT} {az} (aym) [DS] 10. Dii ve berber kol tuklar gibi eyada ba koymaa mahsus yer. 11. Bir stunun, bir direin tepelii. 12. Marangozluk ve demircilikte baz paralarn dzgn durmas iin ba taraflarna taklan gnyeli para. 13. {az} Te kerlek parmaklarnn takl olduu yuvarlak; top. [DS] 14. Avc olarak yetitirilmekte olan doan, ahin gibi kularn gzlerini de rtecek ekilde giy dirilen kk klah. 15. {az} Kurun kalemin ucuna taklan maden kapak. [DS] 16. {az} yi yanmas iin tandra kme yaplan tezek. [DS] 17. {az} Mal deiiminde bir tarafn, ste alm oldu u para vb. ey. [DS] 18. {az} Tandra hava girme si iin alan delik. [DS] 19. {az} Kaln samanla kark arpa veya buday. [DS] 20. {az} Tandr yakmak iin kullanlan iri saman. [DS] 21. {az} Boa greinde stn gelen boa. [DS] 22. alvar ukurluu. 23. {az} sf. (Tarla, bahe vb. iin) ba msz; hisseli deil. [DS] S balk aalk, {az} yi kt. [D S]|| balk atm ak (koymak), B ir y azya b a lk yazm ak. | balk bozmak, {az} eyiz dz | m ek. [D S]|| balk halkas, {az} Gemin y an larn d a k i tokalard an h er biri. [D S]|| balk vermek, fo lk . 1. E vlenirken d am at tarafndan, gelin iin kayn ataya p a r a d em ek. 2. K z tarafndan, b a lk a lrk en tren yapm ak. balk, [ba-lk-] is. Gelinlerin bana taklan ba lklar yapan, satan veya kiraya veren kii. balkl, [ba-lk-l] sf. Bal olan. S balkl may-

davran iin) koyulmak. 8. Baa gemek; ne dmek. 9. gl. Bir orduyu sevk ve idare etmek; banda olmak; baa gemek; bata olmak; lider olmak; liderlik etmek; riyaset etmek; idare etmek; komutanlk etmek. {eT} (eAT) (ayn) [DLT] [ETY] [Tekin] 10. {eT} Klavuzluk etmek. [DLT] balam ak2, - [ba-la-mak] {az} is. Ayakkab pen esi. [DS] balang, -c [ba-la-n-g] is. 1. Balama yeri, balama noktas. 2. Bir iin, hareketin veya bir d nemin ilk blm; bidayet. 3. ed. Bir eserin, bir yaznn giri ksm; n sz; mukaddime; giri. S balang noktas, 1. B ir iin veya eyin b a la d y er. 2. mat. Sfr saysnn say dorusundaki yeri. balanlma, [ba-la-n-l-ma] is. Balanlmak ii. balanlmak, [ba-la-n-l-mak] edil. f . [-r ] Bir ii yapma giriiminde bulunulmak, balanm a, [ba-la-n-ma] is. 1. Balanmak ii. 2. Balanlma. 3. Ba sahibi olma. 4. (Soan, sarm sak veya lahana gibi bitkiler iin) ba balama; ba olumas. balanm ak1, [ba-la-n-mak e d il.f. [-

r ] 1. Yapmak iin harekete geilmek; giriilmek; {eT} (ayn). [EUTS] 2. dnl. f . (Soan, sarmsak ve ya lahana gibi bitkiler iin) ba balamak; ba olumak. 3. (Buday iin) baaklanmak; baak balamak. {eAT} (ayn) balanm ak2, [ba-la-n-mak] {eT} edil. f. [-u r ] 1. Ynelmek. 2. (Hayvan iin) daa doru srlmek. [DLT] balata, [ba-la-ta] {eT} is. Ba olan; amir; ba; bakan. [EUTS] balatlma, [ba-la-t-l-ma] is. Balatlmak ii. balatlmak, [ba-la-t-l-mak] edil. f . [ - r ] 1. Bala m a salanmak. 2. Balatmak eylemi yaplmak, balatm a, [ba-la-t-ma] is. Balatmak ii. balatm ak, [ba-la-t-mak] gl. f. [ -r ] 1. Balamak iinin yaplmasn salamak; amak; altrmak. {eT} (ayn) [DLT] 2. Bir alma, yrme, ie bala ma, bir dizi eyleme vb. sebep olmak. 3. (Birinin) kt konumasna veya svmesine yol amak', balayc, [ba-la-y-c] sf. Bir eyi renmek iin yeni balayan; mptedi. balay, [ba-la-y-] is. 1. Balama ii. 2. Balama biimi. balaya, [ba-layu] {eT} zf. 1. Bata; ba olarak; ilk olarak; nce [Tekin] [ETY] [ tigsizler] 2. Balaya rak. [Gabain] bal1, [ba-l sf. 1. Ba olan. 2. {az} Tepe

leme dolu olan; az aza dolu. [DS] 3. {az} Top tan; hepsi; tamam. [DS] 4. {azj Geici olmayan; devaml; srekli olarak. [DS] 5. {az}] Yarm kal m; bitmemi. [DS] 6. {az} is. Ya alnmam

D M C E S O M . 499 nun, zool. Gney A frika da yaayan uzun kuyruk lu bir tr maymun, (Cebus capucines). balksz, [ba-lk-sz] sf. 1. Bal olmayan. 2. Ba ak. balu, [b (yara) > b-lu mecruh. baluk, [ba-hk

BA

bamuavin, [ba+muavin] (ba'muavin) {OsT} is. Bir ynetici grubu iinde mdr yardmclarnn m drden sonra bal bulunduklar ynetici; bayar dmc. bamuavinlik, -i [ba+muavin-lik] (ba'muavinlik) is. Bamuavinin ii ve grevi, bam ubassr, [ba+mubassr] ( ba'mubassr) {OsT} is. Gzetmenlerin ba olan kimse, bam uharrir, [ba+muharrir] (ba'muharrir) {OsT} is. Makalesi, gazete veya derginin ba sayfasnda yer alan yazar; bayazar, bam uharrirlik, -i [ba+muharrir-lik] (bam uhar rirlik) is. Bayazarlk, bam urakp, -b [ba+murakp] (ba'mura:kp) {OsT} is. Denetilerin ba; badeneti. bamurakplk, - [ba+murakp-lk] (ba'mura:kplk) is. Bamurakbm ii ve grevi, bam dr, [ba+mdr] dzeydeki mdr,

{eAT} sf. Yaral;

{eAT} is. Balk.

bamabeyinci, [ba+mabeyin-ci] (b a mabeyinci) is. mparatorluk dneminde sarayn mabeyin dairesi nin sorumlusu; baktip, bamak, - [eT. b-mak > b-mak [Clauson] / baamak > ba-mak [Doerfer]

is. 1. Alt

dz ksele, st giyenin sosyal konumuna gre sa r, krmz veya siyah sahtiyandan yaplm, burnu kt, st ak ayakkab. 2. Zarif ve ssl kadn ayakkabs. 3. {eT} {eAT} {az} Pabu; ayakkab. [DLT] [DS] 4. {az} Takunya. [DS] 5. {az} Terlik. [DS] 51 bam ak- erf, {sT} (Hz. M uham m ede

(ba'mdr) is. En st

ait) kutsal ayakkab.


bamakale, [ba+makale] (ba'makale ) is. Gnlk olaylarla ilgili olarak bir gazete veya derginin g r dorultusunda yazlm ba sayfa makalesi; bayaz. bamak, [bamak-c ^

bamdrlk, - [ba+mdr-lk] (ba'mdrlk) is. 1. Bamdrn grevi ve ii. 2. Bamdrle y netilen kurum. 3. Bamdrn grev yapt yer ve bina. bamezzin, [ba+mezzin] (ba'mezzin) {OsT} is. Birden ok mezzin bulunan camilerde en kdemli ve ynetici durumda olan mezzin, bamezzinlik, -i [ba+mezzin-lik] (ba'mezzinlik) is. Bamezzinin ii ve grevi, bamfetti, [ba+mfetti] (ba'mfetti) is. Ayn kuruma bal denetim elemanlar arasnda daha st yetkilere ve denetilerin grevleri arasnda dzen lemeler yapma hakkna sahip mfetti, bamfettilik, -i [ba+mfetti-lik] (bam fetti lik) is. 1. Bamfetti olma durumu. 2. Bamfet tiin ii ve grevi, bamhendis, [ba+mhendis] (ba'miihendis) is. alt iletmede dier mhendislere amir olacak durumdaki mhendis, bamhendislik, -i [ba+mhendis-lik] (b a m hendislik) is. Bamhendisin yapt i ve grevi, bam rettip, -bi [ba+mrettip] (ba'mrettip) {OsT} is. Bir matbaada dizgi ilerinden sorumlu ve dier dizgicilerin ilerini dzenleyen ve kontrol eden dizgici. bamrettiplik, -i [ba+mrettip-lik] (ba'mrettiplik) is. Bamrettibin ii ve grevi, bam avir, [ba+mavir] (ba'ma:vir) {OsT} is. Bir kurumdaki danmanlarn lideri; badanman, bam avirlik, -i [ba+mavir-lik] (ba'ma:virlik) is. Bamavirin grevi ve grevini srdrd yer. banalmak, [ba-la-n-mak > ba-()n-al-mak

{eAT} is.

Ayakkabc. bamak, [bamak-] is. 1. Bamak yapan ve satan kii. 2. {az} Ayakkabc. [DS] 3. {az} Takunyac. [DS] bamaklk, - [bamak--lk] is. Bamaknn ii ve meslei; ayakkabclk, bamakdar, [bamak + Far. -dr jl-U-il] (bamak-

da:r) {OsT} is. tar. Memluk sultanlarnn ayakkab


larn tayan grevli, bamaklanmak, [bamak-la-n-mak] dnl. fi. [-r] [eT. -ur] Bamak sahibi olmak. {eT} (ayn) [DLT] bamaklk, - [ba-mak-lk jlsU-iL] {eAT} is. 1. tar. mparatorluk dneminde padiahn annesi, kz kar dei, kz vb. sultanlara, elbise ve dier ihtiyalar nn karlanmas iin, yirmi bin akaya kadar veri len denek; bamaklk has; has; arpalk. 2. Cami lerde ayakkab koymaya yarar raflar; ayakkablk, bamal, [ba+mal] (ba'mal) is. Anamal; kapital; sermaye. baman, [ba-man] is. Bapiskopos, bamanlk, - [ba-man-lk] is. Bapiskoposluk, bamimar, [ba+mimar] (ba'mimar) is. 1. Mimarla rn ba. 2. Mimarba, bamisafir, [ba+misafr] (ba'misafir).is . En deerli konuk; bakonuk. bamuallim, [ba+muallim] (b a muallim) {OsT} is. retmenlerin en kdemlisi; baretmen.

{eAT} edil.fi. [-ur] Balamak ii yaplmak.

BA
b ao d a,

I M IM M .
b a p is k o p o s lu k , - u [ba+piskopos-luk] (bapisko posluk) is. 1. Bapiskoposun grevi. 2. Bapisko

[ba+oda] (ba oda) is. Geleneksel Trk ev lerinde dier odalara gre daha iyi ve gzel den mi olan ounlukla misafirlerin arland oda. b a o u l , [ba+oul] (baoul) is. Arnn verdii ilk oul. [ba+od (ate)] ( ba'ot) is. Kibrit, [ba+oyuncu] (ba'oyuncu) is. tiy. Sine ma ve tiyatro oyununda barol canlandran oyun cu.
-u [ba+oyuncu-luk] (baoyuncu luk) is. 1. Baoyuncu olma durumu. 2. Baoyuncu

posun makam. 3. Bapiskoposun yarglama alan iine giren din blge.


b a r a 1, b a r a 2,

[ba-()-ra] (bara) zf. Bir bana; yalnzca. [ba-()-ra y^] {eAT} zm. Onun bana.

b a o t,

b ao yu n cu ,

b a r a h ib e ,

[ba+rahibe] (bara:hibe) is. Manastr larda rahibelerin yneticisi durumundaki rahibenin unvan. [ba+rahip] (bara.hip) is. Manastrlarda keilerin yneticisi durumunda olan keiin unva n; bakei.
- l [ba+rol] (barol) is. tiy. 1. Bir sinema veya tiyatro eserinde bakahraman canlandrma. 2. Baoyuncunun rol,

b a o y u n c u lu k ,

b a r a h ip ,

nun ii.
b a re tm e n ,

[ba+retmen] (ba'retmen) is. Eskiden ilkokullarda ynetim grevi verilen en k demli retmen; bamuallim.

b a r o l,

- i [ba+retmen-lik] (baret menlik) is. Baretmen olma durumu ve grevi, b a r t , - y [ba+rt-] is. Kadnlarn salarn rt b a r e tm e n lik ,

b a s a v c ,

[ba+savc] (basavc) is. st dzey savc,

b a s a v c lk , -

[ba+savc-lk] (basavclk) is. Ba savcnn grevi ve makam, [ba+sedir] (basedir) is. 1. Geleneksel Trk evinde, misafirlerin arland baodamn en gzel ve en erefli ksm saylan, cephe penceresi nnde boydan boya, sayg duyulan kiiler iin zel minder ve yastklarla denmi kerevet. 2. { azI Bir odann en iyi yeri; bake. [DS] [ba+seki] (ba seki) /az} is. Bir odann, evin en iyi yeri; bake. [DS]

mek iin kullandklar dz veya renkli bez; earp; brg; araf; atk; dastar; rtme; yamak; yazma; yemeni.
b a r t l ,

b a s e d ir ,

[ba+rt--l] sf. Ban barts ile rm olan.

b a r t s , - n , - t le r i

[ba+rt--s-] is. Kadnlarn salarn rtmek iin kullandklar kuma; earp; brg; araf; atk; dastar; rtme; yamak; yazma; yemeni. [ba+papaz] (bapapaz) is. 1. Katolik ki liselerinde piskopos yardmcs olan papaz. 2. Do u kiliselerinde baz papazlar daha stn mevkie getiren onursal unvan,

b a s e k i,

b a s z ,

b ap a p a z ,

[ba-sz] sf. 1. Ba olmayan. { eT'} (ayn) [EUTS] 2. mecaz. Yneticisi, ynlendiricisi olma yan. 3. zf. Yneticisiz ve basz olarak,

b a s z lk ,

b a p a p a z lk , -

[ba+papaz-lk] (bapapazlk) is. 1. Bapapaz olma durumu ve unvan. 2. Bapapazla rn ynettii blge. 3. Bapapazn yaad yer ve makam. [Far. b-pre jl jiL ] (bapa.re) {OsT} is.

- [ba-sz-lk] is. 1. Ba veya bakan bulunmama durumu. 2. sos. Yasas ve yneticisi olmayan topluluun zellii; erksizlik; karklk; anari.

b a a ,

b a a k , -

[ba+aa] zf. -* ba aa, [ba-ak] is. - * baak,

b a p a re ,

b a e h ir , - h r i

1. Ba paras. 2. Nargilenin aza konulan karlp taklabilir paras. 3. Ney, girift gibi kamtan yap lan nefesli sazlarn aza alnan ba ksmna geiri len para. 4. Ok nian arkasndaki siper,
b a p a rm a k , -

[ba+ehir] (baehir) is. Bir devletin ynetim merkezinin bulunduu ehir; devlet mer kezi, bakent, [ba+taban] (bataban) is. mim. 1. lka mimarisinde stunlarn stnde kiri grevini g ren tek para ta. 2. Kap kanadn sergenden ay ran byk silme,

b a ta b a n ,

[ba+parmak] (baparmak) is. anat. nsann el ve ayaklarnda en bata bulunan kaim ve ksa parmak.

b a t a b ip , - b i

b a p e h liv a n ,

[ba+pehlivan] (bapehlivan) is. 1. Yal grete baa greerek btn pehlivanlar yenen pehlivan. 2. Baa green pehlivanlardan birinci gelen pehlivan,
- [ba+pehlivan-lk] (bapehli vanlk) is. 1. Bapehlivan olma durumu. 2. Bapeh

[ba+tabip] (batabip) is. Bir hastaneyi ynetmekle grevli hekim; bahekim, sertabip. [ba+tabip-lik] (batabiplik) is. Ba tabibin grevi ve makam, [ba-la-k > ba-ta-k?] /az} zf. 1. Yalnz bana; kimsesiz; yalnz. 2. oluu ocuu olma yan. 3. (ocuk iin) yaramaz; haylaz; babo. 4. siz gsz; babo. 5. is. Babu. [DS]
- [batak-lk] {az} is. Odun krarken alta yanlamasna konulan byk ktk. [DS]

b a t a b ip lik , -i

b a ta k , -

b a p e h liv a n lk ,

livann unvan,
b a p is k o p o s ,

b a t a k lk ,

[ba+piskopos] (bapiskopos) is. Katoliklerde, belli bir blgedeki piskoposlar zerinde ynetim yetkisi ve ayn zamanda onursal unvan.

b a ta k s z ,

[batak-sz] {az} sf. (Kii iin) her eye burnunu sokan; her eye karan. [DS]

l f f i j: H P . m

.501

BA

batan1, [ba+dan / ba-tan] {az} is. 1. Bakan. 2. Rehber. [DS] batan2, [ba-tan] {eT} zf. Bir daha bandan balaya rak; tekrar; yeniden. b atankara1, [ba-tan+kara] (batankara) is. zool. 1. Altm kadar eidi bulunan, tyleri canl renklerde olan, ba ve gerdan siyah, tarm iin ok yararl bcekil tc ku, (Parus majr). batankara2, [ba-tan+kara jj-il] is. 1. dnz. Ge minin ba tarafndan karaya oturmas. 2. mecaz. Batma; mahvolma. 3. mecaz. Sarho olma. 4. Kara turp. 5. sf. Kendini kaybetmi. 6. {az} (Hasta iin) koma halinde [DS] 7. ok sarho. 8. {az} zf. ( yapmak, gitmek vb. iin) geliigzel; batan sav ma; ulu orta; kr krne. [DS] S5 b atankara et mek, dnz. 1. (Batma tehlikesi geiren gemi iin)

dii varsaylan iki noktadan ufkun stnde olan; baucu noktas; zenit. S baucu uzakl, gk b.

Gkyznde belirlenen bir noktann veya bir yld zn baucu noktasndan itibaren asal uzakl. bauzman, [ba+uz-man] (bauzman) is. Bir kuru
lutaki uzmanlarn en yetkili ve st dzeyde olan, bauzmanlk, - [ba+uz-man-lk] (bauzmanlk) is. 1. Bauzman olma durumu. 2. Bauzmann ii ve grevi. balke, [ba+lke] (balke) is. Smrge impara torluklarnda egemen durumda olan lke; metropol, bast, [ba+st-] zf. abuk; derhal; vakit kay betmeden. baveklet, [ba+veklet] (bavek.let) {OsT} is. 1. Babakan olma durumu. 2. Babakann grevi. 3. Babakann makam. 4. Babakan ve bal grevli lerin alt daire; babakanlk, bavekil, [ba+vekil] (bavekil) {OsT} is. Parlamen ter ynetimlerde hkmet ad verilen yrtme or gannn ba; babakan, bavekillik, -i [ba+vekil-lik] (bavekillik) is. 1. Babakan olma durumu. 2. Babakann grevi. 3. Babakann makam. 4. Babakan ve bal grevli lerin alt daire; babakanlk, bavurm a, [ba+vur-ma] is. 1. Bavurmak eylemi ve durumu. 2. st makama bir i veya durum iin ya zl dileke vermek. 3. Yasalarn tand haklardan yararlanmak zere ilgili ve yetkili yere isteini ilet mek. bavurm ak, [ba+vur-mak] gsz. f. [-ur] 1. Herhan gi bir dilek veya ikyeti o konu ile ilgili yetkili makama iletmek; mracaat etmek. 2. Bir iin ya plmas iin birinin aracln istemek. 3. Bir ko nuda birisinin bilgi ve grgsnden yararlanmak; danmak. 4. Bir ii yapabilmek iin bir eyden ya rarlanmak amacyla giriimde bulunmak. 5. (Balk iin) oltann ucundaki yemi kapmak iin didikle mek. bavuru, [ba+vur-u] is. Bavurmak ii; mracaat, bavurucu, [ba+vur-u-cu] is. Bir i iin bavuran kimse; mracaat, bavurulm a, [ba+vur-ul-ma] is. Bavurulmak eyle mi ve durumu; mracaat edilme, bavurulm ak, [ba+vur-ul-mak] edil. f. [-ur] B a vurmak eylemi yaplm olmak, bayapt, [ba+yap-t] (bayapt) is. Bir trn, bir yazarn veya sanatnn en iyi ve en gzel eseri; baeser, aheser, bayardm c, [ba+yardm-c] (bayardmc) is. Bir dairede mdr yardmclarndan en kdemli veya yetkice en stn olan; bamuavin. bayargc, [ba+yar-g-c) (bayargc) is. spor. Y a rmay veya oyunu yneten hakemlerin ba; ba hakem.

ban karaya vurup oturmak. 2. Zorlayc bir ne den yznden geminin ba taraf karaya gelecek biimde sahile oturtmak. 3. Sonunu dnmeden tehlikeye kar hareket ederek perian olmak.\\ ba tankara gitmek, Hesapszlk yznden batarcasna yaamak; tehlikeye kar bile bile hareket et mekti b atankara yanam ak, dnz. Geminin ba tarafn sahile getirmek zere iskeleye yanatrmak. batankaragiller, [ba-tan+lcara-gil-ler] (batanka ragiller) is. zool. tc kulardan kk yapl,
gagas gl, parlak ve gr tyl, ksa yuvarlak kanatl yz kadar ku tr familyas, (Paridae). batar, [ba-ta-r] {eT} is. Orak. [DLT] batarda1, [t. galea bastarde (melez kalyon)] (ba ta'rda) {OsT} is. dnz. mparatorluk dnemi Trk ordusunda kullanlan, oturak says 20-36 arasnda deien, kadrga tr sava gemisi. batarda2, [Yun. bastardos] {az} is. Meru olmayan ocuk; pi. [DS] bata, [ba-da > ba-ta j i U i l / Kafadar; emsal; akran, batalk, - [ba-da-lk] is. Beraberlik; eitlik, bateknisyen, [ba+teknisyen] (bateknisyen) is. ok sayda teknisyen altran fabrika ve atlye lerde ynetici durumunda olan en st dzeydeki teknisyen. batene, [Slav, bastina] {OsT} is. mparatorluk d neminde, Bosna'daki Hristiyanlar arasnda babadan oula geebilen araziye verilen ad. batn, [ba-tm] {eT} zf. lki; nceki. [EUTS] batma, [Slav, bastina] {OsT} is. -* batene. batnk, [ba-tn-k] {eT} sf. lk; birinci; bataki. [Gabain] [EUTS] S batm kta batank, Her ey den nce. [EUTS] batutar, [ba+tut-ar] (batutar) {az} is. Ynetici, bakan; eleba. [DS] baucu, [ba+u()-u] (baucu) is. gk b. Belli bir yerden geen dey dorultunun gkkresini del

{eAT} is.

BA

OIMIR S 2 . L K
b at7, [ng. butt] {az) is. Kurun borularn azn a maya yarar imirden yaplm sivri ulu takoz. [DS] bat8, [Fr. batte] is. Beyzbol, kriket gibi oyunlarda topu geri gndermeye yarayan tahta ara, b ata, [bu+hafta > bata] (b a :ta ) zf. 1. Bu yl. 2. Bu kez; bu kere. bataet, [Ar. batet cJliu] (ba ta:et) {OsT} is. Yava davranma; yavalk. 0 A r davranm ak. bataet gstermek, {OsT}

bayaver, [ba+ Far. yaver] (ba'ya:ver) {OsT} is. Cumhurbakannn gvenliini salamak, emirleri ni yerine getirmekle grevli yksek rtbeli subay, bayaverlik, -i [ba+yver-lik] (ba'ya:verlik) is. 1. Bayaver olma durumu. 2. Bayaverin makam ve grev alan. bayazar, [ba+yaz-ar] (ba yazar) is. Bir gazetenin ba yazlarn yazan yazar; bamuharrir; sermuhar rir. bayazarlk, - [ba+yaz-ar-lk] (b a y a z a r lk ) is. 1. Bayazar olma durumu. 2. Bayazarn grevi ve ii. bayaz, [ba+yaz-] (ba'yaz) is. Gnlk olaylar gazete veya derginin gr dorultusunda ele alan, gazete veya derginin ba sayfasnda kan ma kale; bamakale, bayazc, [ba+yaz-c] (ba'yazc) is. tar. mpara torluk dnemi Hazine-i Hmayun dairesinde en usta drt yazcdan en kdemli ve bilgili olan, bayazman, [ba+yaz-man] (ba'yazm an) kurumda alan yazclarn ba; baktip, is. Bir

bataan, [bat-aan] is. 1. Bataklk. 2. sf. Eline geen paray bo yere harcayan, batak, - [bat-mak > bat-ak d ^ ] is. 1. zerine ba sld zaman ken amurlam toprak. 2. {eATj Bataklk. 3. Eski stanbul hamamlarnda hahamlar tarafndan kutsandktan sonra Yahudilerin girip ykandklar kapal ve zel havuz. 4. {az} Bir iki kiloluk kk mlek. [DS] 5. {az} Marapa. [DS] 6. {az} Sirke, zeytinya gibi maddelerin konul duu kabn dibinde brakt tortu. [DS] 7. {az} tp. Zatlcenp. [DS] 8. {az} Reinesi ok olan ke reste. [DS] 9. sf. m ecaz. Kt duruma srklenen; hayr gelmez; iflas eden, batm. 0 bataa sap lanm ak, 1. Z o r durum a dm ek, 2. km aza girm ek. | batak ulluu, zool. B a ta k lk ve su la k a la n | la r d a y a a y an k ah v eren g i tyl, bo y lam a sn a a k izgili, 3 0 cm. k a d a r boyu n da uzun g a g a l g m en ku, (G allin ag o gallinago).\\ batak otu, bot. M illi ky lard a y etien uzun sapl, tysz btn y aprakl, k k p e m b e veya bey az i ek li otsu bitki, (Lim osella). batak, [batak-] sf. 1. Borcunu dememeyi al kanlk haline getirmi olan. 2. Eline geen paray iyi kullanamayan; batran, batakl, [batak-l] sf. (Bitki ve hayvan iin) batak lkta yaamay seven ve bataklk ortamnda yaa yabilen. bataklk, - [batak--lk] is. Batak olma duru mu. batakhane, [batak+ Far. hne] (b a tak h a :n e) is. 1. Gelen mterileri eitli usullerle aldatan, zor du rumda brakan, geimini kumar, dolandrclk gibi uygun olmayan yollardan kazananlarn bulunduu yer. 2. m ecaz. Vatandan iinin srncemede bra kld veya bin bir glk karlmak suretiyle uzun sre sonra tamamland kurum ve daire, batakl, [batak-l] sf. (Yer, i iin) bata olan, bataklg, [batak-l / batk-l] {eT} is. Abdesthane; ayakyolu; hela; tuvalet. [Gabain] bataklk, - [bat-ak-lk] is. Ksmen bitkilerle kapl, az derin, yer yer sularla rtl alan; batak yer. 0 bataklk ardc, zool. B a ta k lk la r d a ve su kyla rn da y a a y an srt kirli sar, karn a k p a s sars ve kuyruu zeytin y e ili k k b ir tleen kuu, (A crocephalu s p a lu stris) \ bataklk baykuu, zool. \

bayazmanlk, - [ba+yaz-man-lk] (b a y a z m a n lk) is. 1. Bayazman olma durumu; baktiplik. 2. Bayazmann grevi ve makam, bayldz, [ba+yldz] (ba'yldz) is. g k b. ift yl dzlarda byk olan yldz, bayukar, [ba+yukar] is. Maden ocaklarnda st galeriye gemek iin alan eik ve dar kesitli ge it. b at1, [bat (yans.)] is. Dzensiz hafif patrtl hareket leri, patrtl ve dengesiz, dzensiz veya iki yana sallanarak adm atmay anlatan kk. [Zlfkar] bat bat. bat2, [bat (yans.)'] is. Patlayp kmay, skan hava ya da svlarn dar klarm, halama sonucu patlayp dalmay, birden kurtulmay anlatan kk. bat-la-k, ba t-la-n -g a batJ, [bat] {eTj sf. 1. Kt; deersiz; fena. [ETY] 2. Tortu; knt. [ETY] bat4, [bat] {eT} zf. Hemen; derhal; abuk; hzlca. [ETY] [Gabain] [EUTS] b at5, [bat] {az} is. 1. Soan, ceviz, tuz, bulgur, kr mz biber, domates, maydanoz ile yaplan ve asma yapra ile i olarak yenilen bir tr dolma. 2. Bak la ii, nane, reyhan ile yaplan bir tr katk. 3. As ma yapra. 4. Merdiven basama. [DS] b at6, -tt [Ar. batt J^] {OsT} 1. Kaz. 2. Kuyu veya ko va gibi yerlerden su alp imeye yarar kulplu bar dak; kaz eklindeki srahi; marapa. 3. Uzun bo yunlu testi, arap kab. 4. Mein anak. 5. {az} r dek. [DS] fi1 batt- mey, {OsT} a ra p k a b ; a ra p testisi,| batt- ehd, {OsT} B a l a n a .| batt- r, | | {OsT} St k a b .| batt- zer* {OsT} 1. Altn kap. 2. | Gne.

le jK M

503

BAT

Ilm an b lg elerd e a a sz ve s u la k y e r le r d e y a a yan srt p a s sars, karn a k p a s sa rs veya kirli beyaz ren kte g ez ici b ir bayku ; ish a k kuu, (Asio flammeus).\\ bataklk am uru, D urgun su la rd a d i b e ken siyah ve a r am ur. | bataklk dni | ei, bot. Dn ie ig illerd en y a tk sapl, y rek biim li y a p ra k la r olan, serin y e r le r d e yetien, k kndeki uzun yu m ru cu klar k a y n atla ra k e ld e ed ilen sv b a su r m em elerin in tedavisin de kullanlan bir otsu bitki; b asu r otu, (F ic a ria ranunculoide).\\ ba taklk engeli, D m ann p iy a d e ve m otorlu a r a la rnn g eiin i en g ellem ek v eya o y a la m a k iin y o lla r zerine m eydan a g etirilm i b a ta k alan. | batak | lk gaz, M etan g a z .| bataklk hummas, Stm a | h astal .| bataklk kaplumbaas, zool. Avrupa' | nn lm an kesim lerin d e tatl su la rd a y aayan , y a zn yum u rtlam ak ve k la r g e ir m e k iin k ara y a kp kendini to p ra a gm en, ou n lu kla kabuklu hayvanlar, b c e k le r v e k k b a lk la r la beslen en etil bir k ap lu m ba a tr, (Emys orbicularis).\\ bataklk keteni, bot. P ap ir sg illerd en b a ta k lk la r d a y etien b ir bitki; p a m u k otu, f k a r a sa, (Eriophorum).\\ bataklk krlangc, zool. B oz kr larda, tuzlu g l ve b a ta k lk k ylarn da yaayan , gerdan koyu, g s a k kahveren gi, kuyruksokumu beyaz, k sa g a g a l o rta boylu, a ta l kuyruklu, uarken deniz krlan gcn andrr, y e r d e k o lo n iler h alin de yuva y a p a r ve u arken b c e k le r i avlayan bir g m en ku, (G lo reo la prandicola).\\ bataklk kunduzu, z ool. A m erika kken li, b a ta k lk la r d a su bitkileriyle beslen en , k z la a la n k s a tyl krk iin avlan an ve iftliklerd e yetitirilen byk b ir kem irgen, (M yocaster coypus).\\ bataklk nergisi, bot. A vrupa ve K uzey A m erika ba ta klk larn d a y eti en, gvdesin in ii bo, sar, p e m b e ve b ey az i e k li o k y llk s s bitkisi, (C altha polustris).\\ b atak lk servisi, bot. K uzey A m erik a kken li, p a r k la r d a ss o la r a k yetitirilen, k erestesi v e s s a m a cy la yetitirilen, L o u isia n a serv isi o la r a k d a bilinen i ne y a p ra k l f a k a t kn y a p ra k la rn d ken b a ta k lk a a c trlerinin o rta k ad, (Taxodium distichum ; G lyptotrobus p en silis ; G lyptotrobus heterophyllus).|| bataklk sutavuu, zool. A vrupa ve Asya'nn b a ta klk b lg elerin d e yaayan , b cek , kurt ve y u m u aka ile beslen en , rkek oldu u iin a la c a k a ranlkta avlan m aya kan, sa z lk la rd a yap t on k a d a r yum urta zerin e ku lu kaya y atan ve trop ikal A frika'da klayan k k su kular, (P orzan a p o r zana, P. pu silla, P. p a rv a ). bataklu, [bat-ak-lu ^IsUL] {eAT} is. Bataklk. batakseven, [batak-sev-en] is. bot. Antillerle Gney Amerika kylarnda yetien ve akvaryum sslemek iin kullanlan bir tr su bitkisi, (L im n och aris). batal1, -li [Ar. battal > batal] {OsT} sf. Kahraman; yiit.

batal2, [Ar. battal => batal] {az} sf. 1. Bozuk; ha rap; ie yaramaz. 2. Byk; iri. 3. irkin. [DS] b atalet1, [Ar. betlet cJlk>] (b a tad et) {OsT} is. 1. sizlik, avarelik. 2. Tembellik, geveklik. 3. Kulla nlmaz durumda olma, ie yaramazlk. 4. Konuma ve davranlarda hafiflik; yzeysellik. 5. Yiitlik; cesaret; kahramanlk. batalet2, [Ar. batalet c J IL] (b a tad et) {OsT} is. Btla inanma. batalka, [bat-al-ka] is. 1. Sazlk; bataklk. 2. Brakl m, kullanlmayan yer. batalya, [t. battella] ( b a talya) is. dnz. Kk san dal. b atan 1 [bat-an] {az} is. Zatrrie ve zatlcenp has , talklarnda gste ve srtta hissedilen ar; batar. [DS] batan2, [bat-an] {az} is. oban kpeklerini, kurt ve kpeklerden korumak iin boyunlarna taklan di kenli tasma. [DS] batan3, [bat-an] {az} is. Da geidi. [DS] batanc, [bat-an-c] {az} is. Av gzetleyen, av kal dran silahsz avc. [DS] batanet, [Ar. batnet c Jlk J (bata:n et) {OsT} is. 1. Byk karnl olma durumu. 2. ok yiyicilik; obur luk. b a ta r1, [bat-ar] {az} is. 1. Gs ve karnda ar; sanc. 2. Zatrrie. [DS] b atar2, [Ar. batar {OsT} is. 1. ok sevinme. 2. Kibirlenme. 3. Hakszlk etme, batardo, [Fr. batardeau] is. Kpr vb. inaat gibi sebeplerle bir akarsuyun nne yaplan geici bent; su tutmalk. batarik a, [Ar. batrik > batarka i ^ ] (ba tari:k a) {OsT} is. Patrikler, b atarya, [Lat. batture (dvm ek) > t. batteria] is. 1. as. Bir subayn komutasndaki ar silahlarla bunla rn hizmetinde bulunan aralarn btn. 2. dnz. Yan yana dizilmi borda toplan. 3. lgili, birden ok aracn yan yana dizilmesi ile meydana gelmi takm. 4. elkt. Gruplanm reteler topluluu; ak. batasca, [bat-as-ca] (b a ta s 1 ) nl. "Yok ol, l" an ca lamnda ilenme sz, batasya, [bat-as-y-a] zf. Sermayeyi yok edecekmi gibi. batayih, [Ar. batha5 > batyih (^.Ush] (bata:yih, h k a ln sylen ir) {OsT} is. Sazl dereler. b atb at1 [Ar. batt => bat+bat] {az} is. rdek. [DS] , batbat2, [Ar. batbat JaJaJ (batba:t) is. bot. Yapraklar zehirli bir ot, (H yoscym us niger). batbata, [Ar. batbata Jsuk.] {OsT} is. 1. Kazn tmesi. 2. Kazn suya dal.

BAT batbit, [Ar. batbt -U-JaJ (batbi:t) is. bot. -* batbat2. b ata, [bat-a] jaz) is. 1. Az geni byk bakr kap. 2. Pestil koymaya yarayan geni azl toprak testi. 3. Kk testi. [DS] batere, [Far. btere oyl>] (ba :tere) {OsT} is. Tef. bateri, [Fr. batterie] is. mz. Bir orkestrada yer alan vurmal alglar topluluu, baterici, [bateri-ci] is. mz. Orkestrada davul alan kii; davulcu. baterist, [Fr. batteriste] is. mz. Bateri alan kii; ba terici; davulcu, bata, [bat-a ?] {eT} is. Klah yapmak iin zerinde yn kee kesilen tahta. [DLT] batgan, [Far. bdgn] {az} is. 1. Bir giysi zerinde ki yakaln n ve arka ksmlar. 2. Petamal. [DS] batn, [bat-mak > bat-gm] {az} sf. -* batkn. [DS] batha, -a i [Ar. bath (ba th a:) {OsT} is. 1. Sazl, akll sel yata. 2. ki da veya tepe arasn daki dere. 3. Mekke'de bir derenin ad. 4. Mekke. 5. Meleke vadisinin en alak ksm. bat, [eT. bat-mak > bat- > bat- J=l>] is. 1. Gne' in batt taraf; garp; gn bats; marip; batsg. {eAT} (ayn) 2. Bat yn. {eAT} (ayn) 3. gnl. Bat ynndeki lkeler; Avrupa lkeleri. 4. sf. Bat ta rafta olan. S bat bloku, NATO'ya d a h il lkelerin hepsi. | bat mzii, mz. B at lkelerin deki mzik | a lm alarn b elirtm ek iin kullanlan terim. | Bat | Trkesi, dbl. Trkiye, K brs, B at Trakya, ran, Ira k, Afganistan, Trkmenistan, A zerbaycan , K rm, Kuzey K afkasya, Suriye ve R om anya'da konu u lan Trk d ili; G neybat Ouzcas.\\ bat yeli, K aray el. batc1, [bat-c] sf. 1. Batma, ar ve sz duygusu veren; batan. 2. Sivri ulu. 3. Batmak etmek zere olan. 4. flas etmek zere olan. batc2, [bat--c] sf. Bat kltr ve medeniyetini benimsemi olan; bat yanls; garp. batclk1, - [bat-c-lk] is. Batma zellii; batc nitelii tayan. batclk2, - [bat--c-lk] is. Bat'nn yaama ,ve d nme biimine bal olma durumu; Bat yanls ol ma; zellikle Avrupa medeniyetine ballk; garp lk. bat, -c [bat-] {az} is. Kimsenin grmedii, bil medii gizli yer. [DS] batg, [ba-t-] {eT} sf. 1. Derin; suyun derin olan yeri. [DLT] [Gabain] 2. Bataklk. [Gabain] batglk, [bat--lk] {eT} is. Ayakyolu; hela; tuvalet; apteshane. [EUTS] batk, - [bat-mak > bat-k] sf. 1. Su ve baka svlar iine gmlm. 2. {az} Kirli; pis; lekeli. 3. {az} Saf olmayan; kark; bozuk. [DS] 4. Dalarda etra f bodur aalarla evrilmi ukur. 5. (Para iin)

IHIK S M .

geri almma ihtimali olmayan. [DS] 6. Mal varln kaybetmi; iflas etmi. 7. {az} Harap olmu; y klm; perian. [DS] 8. {az} irkin. [DS] 9. is. gnl. Batm gemi enkaz. S batk olmak, {az} K irlen m ek; pislen m ek. [DS] batl, [Ar. butlan (bo, anlam szlk) > btl Jil>] (ba:~ tl) {OsT} sf. 1. Gerekle ilgisi olmayan; doru ol mayan. 2. rk; bo; aslsz; geersiz. 3. is. Yanl inan; hak olmayan inan; inanlara uymayan. 4. Aslsz, doru olmayan dnce; kitaba uymayan iddia; hakszlk. 5. {eAT} lemez; battal. S batl (inan) itikat, Yersiz ve b o olan, doruluu ispat edilem eyen, g e r e k le r e ters den inan. batlgan, [bat-l-gan] {az} is. 1. Sazlk; bataklk. 2. Heyelana msait yer. [DS] batl, [bat-l] is. ve sf. 1. Dier benzerlerine gre batda oturan; garpl. 2. gnl. Bat medeniyetini benimsemi olan. 3. Deeri az olan ta veya inci, batllama, [bat-l-la--ma] is. Batllamak ii; garpllama. batllamak, [bat-l-la--mak] dnl. f . [ -r ] Bat uygarln benimsemek; AvrupalIlar gibi yaamak; garpllamak. batllatrm a, [bat-l-la--tr-ma] is. Batllatrmak ii; garpllatrma, batllatrm ak, [bat-l-la--tr-mak] gl. f . [-r ] Bir kimsenin veya topluluun Batllar gibi yaamasn, onlar gibi davranmasn, Batllarm tad deer leri benimsemesini salamak; garpllatrmak, batllk, - [bat-l-lk] is. 1. Batl olma durumu; garpllk. 2. Batl olann nitelii, batlmak, [bat-l-mak

{eT} e d il.f. [-u r ] 1. Bat

m olmak; gmlmek. [EUTS] [Gabain] 2. {eAT} Batrlmak. 3. {eAT} dnl. f . Batmak; gmlmek; gark olmak. batm , [bat-mak > bat-m] is. 1. Batmak eylemi ve sreci; batma. {eT} (ayn) [ETY] [Gabain] [Tekin] 2. {eT} Derinlik. [ETY] b atn 1 -tn [Ar. batn (ite, gizli olm a) > batn j i y , {OsT} is. 1. Karn. 2. Bir eyin ii, ortas. 3. m ecaz. Soy; nesil; kuak; gbek. 4. Bir olayn i yz, gerei. 5. Gizli olan, mistik anlam. batn2, [Ar. batn (ite, gizli olm a) > btn jkl>] (ba:tn ) {OsT} is. 1. te, gizli olan. 2. . 3. yz. 4. anlam. 5. m ecaz. Allah. 6. sf. Gizli, gzle g rlmeyen; deruni. batnca, [bat-mca] {az} is. Dden; suyun kayboldu u yer. [DS] batmen, [Ar. btn > btmen zf. le ilgili olarak; iten; dahilen, batini, [Ar. batn (ite, gizli olm a) > btn (b a :tni:) {OsT} sf. 1. e ait. 2. Sr ve gizlilikle ilgili. 3. (b a : tnen) {OsT}

jfjitiH TUK S ZO s s l K o
fel. Belirli bir topluluun dnda kimseye bildiril meyen, yalnzca topluluun yeleri ile snrl dar bir evreye aktarlan, kapal, gizli bilgi veya d nce sistemi; irek. 4 z. is. Batnilik inancnda

BAT

olan kii. Batnilik, -i [batmi-lik] is. -* Batniye.


Batniye, [Ar. batn (ite, gizli olm a) > btmiyye

{OsT} sf. 1. Yava, ar hareketli; uyuuk. 2. Tem bel. S batl-hareke, {OsT} D av ran lar ve h a reketleri y a v a o la n .| batl-hazm, {OsT} Sindiri | mi y a v a ; sindirim i g .| batl-mizc, {OsT} Ya | rad l ar, y a v a olan. bati2, [t. batti] nl. dnz. "Ters evir!" komutu, batih, [Ar. bath (bati:h, t v e h kaln sylen ir) {OsT} sf. (Kii iin) zengin, batiha, [Ar. bath (sazlk, akllk) > batha (ba ti.h a ) {OsT} is. 1. Sazl dere. 2. akll dere ya ta. batik1, -ki [Ar. batik jtl>] (b a .tik , k kaln sylenir) {OsT} sf. Keskin. batik2, -i [Cava d. batik (ben ekli)] is. 1. Uzak dou ya ait, bir kuma veya derinin zerine izilmi de sen ve resimlerden bir ksmnn renk emmemesi iin balmumu ile kapladktan sonra dier ksmla rnn boyanmas ve mum kazndktan sonra bu kez boyal yerlerin mumlanmas ve dier kalan yerleri nin boyanmas eklinde devam ederek boyama yo lu ile elde edilen kuma boyama yntemi. 2. Bu yntemle boyanm kuma. 3. sf. Bu tr boyanm kumatan yaplm, batikleme, [batik-le-me] is. Batik usul ile boyama, batikula, [t. batticulo] (b a tikla) dnz. Direi yukar ekmekte kullanlan halat, batim etri, [Fr. bathymtrie] is. Deniz derinliini l me ii; derinlik lm. batin, [Ar. batn > batn jJa J (ba:ti:n , t k aln s y le nir) {OsT} sf. 1. Byk karnl. 2. yi doldurulmu. 3. Gizli, uzak yer. b a tir1 [Ar. batir , is. Nalbant. batir2, [Ar. btir y'L>] (ba ti.rj {OsT} sf. (Kl iin) keskin. b atir3, [Far. btir yl>] (ba:tir) {OsT} is. Turna. batire, [Ar. btire oyi] (ba:tire) {OsT} is. Keskin kl. batisfer, [Yun. bathus (derin) + sphaira (kre) > Fr. bathysphre] is. dnz. Deniz derinliklerini incelemek iin kullanlan su stndeki bir gemiye elik kablo ile bal dalma kresi, batiskaf, [Yun. bathus (derin) + skaphe (kayk) > Fr. bathyscaphe] is. dnz. Deniz derinliklerini incele mek amacyla gelitirilmi bir eit insanl balon, batist, [Fr. batiste] {OsT} is. nce dokunmu kuma; patiska. bati, [Ar. bat > bat J ^ h ] (bati:, t kaln sylen ir) {OsT} sf. Sertlikle hareket eden; iddetle davranan, batkak, - [bat-()k-ak?] {az} is. amur ve su bi rikintisi. [DS] (bati.r, t kaln sylen ir) {OsT}

(ba:tn iye) {OsT} sf. 1. Kur'an- Kerim'in g rnen, da ait anlam olduu gibi, grlmeyen, ie ait anlam da olduunu; bu i anlamn bilinmeden, d anlam ile emredilenlere uymann nem ta madn savunan, daha Abbasiler dneminde orta ya km olan ehl-i snnet d bir mezhep; Batnilik. 2. zel toplum oluturmak amacyla yeleri dndaki kiilere bilgi aktarmay yasaklayan kapal toplum yaps; irekilik. -batr, [-p+tur-ur] {az} ek. Srerlik ya da imdiki zaman bildiren ek. -B ab an n e y a p y o r ? -K arnn doyurubatr. [DS] batr1, [Mo. bagatur > batur / batr J a>] {eAT} {az} sf. Yiit; cesur; kahraman; bahadr. [DS] batr2, [Sansk. patra] {eT} is. Sv ls. [EUTS] batrdamak, [bad (yans) > bat-r-da-mak / bad-r-damak] (az) gsz. f . [ - r ] [-d ()-y o r] Dedikleri anla lmaz biimde sylenmek; homurdanmak. [DS] batrgan, [bat-malc > bat-r-gan] {az} is. Sazlk; ba taklk. [DS] batrk, - [bat-r-k] {az} is. 1. Kyma et, bulgur, soan, domates, maydanoz, biber, hyar ile yapl m ve halanm lahana veya asma yapra ile so uk olarak yenilen bir yiyecek. 2. sf. Bozulmu; ekimi. [DS] batrlma, [bat-r-l-ma] is. Batrlmak ii. batrlmak, [bat-r-l-mak] edil. f . [-r ] 1. Batrmak eylemi yaplmak. 2. Kendisine batrmak eylemi uygulanmak, batrma, [bat-r-ma] is. Batrmak ii. batrmak, [eT. bat-ur-mak > bat-r-mak] gl. f . [-r ] 1. Bir eyin, bir svnn veya yumuak bir madde nin iine girmesini ve gmlmesini salamak. 2. Batmasna yol amak. 3. Birini ktlemek. 4. Kir letmek; bulatrmak. 5. Boa harcamak; yok etmek; mahvetmek. batsk, [bat--sk] {eT} is. Bat; garp. [ETY] S batsk kn, {eT} G nein batt y e r ; bat utaki top raklar. [ETY] bat, [bat-] is. 1. Batmak ii ve biimi. 2. Bir gk cisminin ufuktan kaybolmas, batiye, [Far. bat (iki s rahisi) > Ar. btyye 4J=l] (ba:tye) {OsT} is. 1. Az geni iki kulplu kadeh. 2. Gn gney yarm kresinde yer alan bir yldz kmesi. bati1 -ii [Ar. batet (yavalk) > bat1 , (bati:)

BAT

O lltlim t S Z. L K
topun y erin e kullanlan ta; k an tar topu. [D S]|| bat man terazi, {az} B ir batm an dan d a h a a r m ad d eler i tartm akta kullanlan byiik terazi. [DS] batmanlk, - [batman-lk] {az} sf. Arl bir bat man gelen. [DS] batm ul, [Sansk. pippala] {eT} is. Karabibere benzer bir bitki; dar- flfl. [DLT] batn, -tm [Ar. bata (ite, gizli olm a) {OsT} is. -* batn, fi1 batn- kebir, {OsT} Byk karn. batnen, [Ar. bata > batnen] zf. 1. Karnla, ile ilgili olarak. 2. Soydan, fi1batnen bade batnn, {OsT} Soydan s o y a ; kuaktan k u a a ; n esilden nesile. batni, [Ar. bata > bata l rJ=j] (batn i:) {OsT} sf. Ka _ rnla ilgili; kama ait. batoloji, [Yun. Battos (k ekem e K y ren e kral) > battologia > Fr. battologie] is. 1. Ayn szn, ayn cmlenin, ayn dncenin yararsz biimde tekra r. 2. Konumada bir sz veya sz parasnn tekra rna yol aan konuma bozukluu; kekemelik; ke keleme. batom a, [Yun. patoma] {az} is. Tahta taban de mesi. [DS] batonsale, [Fr. bton sal] is. Tuzlu hamurdan ya plm ve zeri susamla kaplanm ince uzun u buk. b atos1 [Fr. batteuse] {az} is. -* batz. [DS] , batos2, [Yun. batos] {OsT} is. Frenk zm, batz, [Fr. batteuse] is. Harman dvme makinesi, batpazar, [Ar. bit (bayat) + pazar-] {az} is. Eski eyalarn alnp satld yer; bitpazar. [DS] b atrak , [bat-()r-ak] {eT} is. Ucuna ipek paras ta klan mzrak. [DLT] batrk, [Yun. patrikios => batrk {eAT} {OsT} is. On bin erin komutan, batru, [ba-t-()r-u] {eT} sf. 1. Bulank. 2. (orba vb. iin) koyulam. [DLT] batrum ak, [ba-t-()-r-u-mak] {eT} ite, f . [-u r] Birbirini batrmak; batrmak. [DLT] batsat, [Ar. vakt s'at] {az} zf. Ara sra; bazen; sey rek olarak; tek tk. [DS] batsg, [bat-s] {eT} is. Bat; garp. [DLT] batsk, [bat--sk / bat-sk] {eT} is. 1. Bat. [Gabain] [EUTS] 2. Bat. [ETY] 3. Gn bats. [Tekin] bat, [Ar. bat jW| {OsT} is. 1. iddetle tutma ve ko parma; sert tutu. 2. Saldrgan g; iddet, hainlik, batt, [Ar. batt J^] {OsT} is. 1. Kaz. 2. Kaz eklindeki srahi; su kab, batta, [Ar. batt > batta 4 {OsT} is. Kap. W] b attal1 [Ar. batalet (avarelik, cesaret) > battal JU=t.] , (batta:l) {OsT} sf. 1. Cesur, kahraman. 2. ptal edil

batk, [bat-k] is^Borlarm deyememe durumu; batknlk; iflas, batkn, [bat-mak > bat-km] sf. 1. Borlarn deye mez durumda olan; iflas etmi, mflis. 2. {az} (Ekin iin) yi gelimemi. [DS] batknlk, - [bat-k-n-lk] is. 1. Borlarn deye meme hli. 2. Bu durumu mahkeme karar ile tespit ve ilan edilmi tccarn durumu; iflas. b atlak 1 - [bat (yans.) > bat-lak] {az} is. Patlam , msr; patlak. [DS] batlak2, - [Ar. batt => bat-lak] {az} is. 1. Byk arap fs. 2. Testi. [DS] batlam ak, [bat-la-mak] {eT} gl. f . f r ] Kolalamak. [DLT] batlanga, -c [bat (yans.) > bat-lan-ga] {az} is. o cuklarn aatan yapt tabanca; patlanga. [DS] batlang, -c [bat (yans.) > bat-lan-g] {az} is. Pat langa. [DS] batl, [bat-l] {az} sf. Ksa boylu; bcr; bodur. [DS] b atm a1, [bat-ma] is. 1. Batmak eylemi ve durumu. 2. Yklma ve kme; yok olma; inkraz. 3. Bir gk cisminin ufkun altna gemesi. b atm a2, [Yun. patne] {az} is. 1. Yemlik; ahr yem lii. 2. Testi. [DS] batm ak, [bat-mak / jl>] gsz. f . [ - a r ] 1. Bir

svnn veya yumuak bir maddenin iine girmek; gmlmek. {eAT} (ayn) 2. Dibe inmek; dibe k mek. 3. (Gk cisimleri iin) ufuk izgisinin altna gemek. {eT} (ayn) [Gabain] [ETY] [EUTS] 4. Zararl kmak; iflas etmek. 5. Kirlenmek; bulamak. 6. Saplanmak. 7. ncitmek; dokunmak; actmak; batar gibi armak, {az} (ayn) [DS] 8. Huzursuz ve te dirgin etmek. 9. Houna gitmeyecek durumla kar lamak; gcne gitmek; ar gelmek. 10. m ecaz. Hayal ve dnce leminde olmak; dalmak. 11. m ecaz. ok daha kt durumla karlamak. 12. {eT} Gzden kaybolmak. [DLT] 13. (Giyecek, kap vb. iin) kirlenmek; kir bulamak. 14. {az} (rn iin) ok olmak. [DS] S bata ka, G l kle; z o r lu kla; s r klen erek,| batp bulanmak, T epeden | trn a a kirlenm ek, bulamak.\\ batp km ak, Suya a b u c a k g irip km ak. batm an, [eT. bat-mak > bat-man [Clauson]] is. 1. Miktar yer yer 2,5 kg. ile 10 kg. arasnda deien eski bir arlk ls birimi. 2. {az} Bir batmanlk tahl ekilebilen veya o kadar mahsul alnabile cek genilikteki arazi alan birimi; 200 m2lik arazi ls. 3. [DS] {eT} lek. [EUTS] [DLT] 4. {az} Byk mlek. [DS] 5. {az} Byk su testisi. [DS] 6. s f Byk; ar, batman buuk, {az} D uvar rlrken dzgn ta lar a ra sn a kon ulan irili ufak l talar. [D S]|| batm an helkesi, {az} Ya, p ek m ez vb. kon ulan stten kulplu byk b a k r k a p ; b akra. [D S]|| batm an ta, {az} Y ahan elerde kan tardaki

g f H .I l g S M .5 0 7

BAV

mi, kullanmdan kaldrlm. 3. Hantal; biimsiz. byk kap. 3. {az} Pimi amurdan yaplan yay van kap. [DS] {az} (ayn) [DS] 4. siz, {az} (ayn) [DS] 5. is. Da irelerde msvedde iin kullanlan bir taraf parlak batyal, -li [Yun. bathus (derin) > Fr. bathyal] sf. kaba kt. B battal battal, {az} 1. B iim sizce. 2. (Deniz iin) derinlii 200 m. ile 2000 m. arasnda A r ar. [D S]|| battal boy, (K t iin) 57x82 cm. deien. iki krm l boyutu. | battal ekmek, p ta l etm ek. | baud, [Fr. Emile Baudot (m hendis) > baod] is. Tel | | battal izgisi, K ullan lm az veya g e e rs iz olduunu graf haberlemesinde, mors alfabesiyle bir saniye belli ed en izgi. | battal etmek, K ullan m dan k a l | de bir aralk gnderilmesine dayanan hz birimi, drm ak; iptal etm ek. | battal hatt, {az} ift s baun, [? baun] is. Bir tr iskambil oyunu, | rerken o rtay a vurulan derin sa b a n izi. [DS])| battal b auz, [Ar. baz (bau;z) is. zool. Sivrisinek, kt, ift b o y k t.| battal olmak, K ullan lm az | (bau ;za) is. z oo l. Sivrisi olmak.\\ battal torbas, tar. E skiden dev let d a ir e le b auza, [Ar. bacza rinde ilem i bitm i ve g e e rlili i kalm am olan nek. , evrakn konulduu, zerine a y ve y l yazl to rba ; bav1, [eT. bo-mak > ba- / bav] {az} is. 1. Boha. battaliye. 2. Dm; ba. 3. (ocuk dilinde) yok. [DS] battal2, [Ar. battal JU y {OsT} is. Kahraman; cesur; bav2, [Mo. buu / bau] {az} is. 1. Ahr. 2. Ahr hay van. 3. (ocuk dilinde) korkun hayvan. 4. Av yiit. kpei, doan, ahin gibi hayvanlar ava altrma battaliye, [Ar. battal > battliyye (batta.Tiye) ii. [DS] {OsT} is. i bitmi evraklarn saklanmak zere ii bava, [? bava] {az} sf. Kaba. [DS] ne konulduu torba, bavagir, [bayagir / bavagir] {eT} is. 1. Hayat. [EUTS] battallk, - [battal-lk] {az} is. Alverite durgun 2. Kinat; evren [EUTS] luk. [DS] bavc, [bav-c] is. Avc hayvanlar altran, yetitiren battanclar, [Ar. battna (ift kat etme, astarlam a) + kimse. T. -c-lar] (ba tta:n clar) is. Yenieri oca iin ge baver, [Far. bver jjl>] (ba ;v er) {OsT} is. 1. Tasdik; irekli olan uhalar dvp kaplamakla grevli esnaf nanma. 2. sf. Salam; pek doru, veya kyl. bavlamak, [bav--la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()battaniye, [Ar. battana (ift k at etm e) > battniyye y o r ] Sarkntlk etmek. [DS] 4jUa;] (batta.n iye) {OsT} is. Yatan zerine yorgan bavrm ak, [ba (yans.) > ba-gr-mak > bavr-mak] yerine, bazen de yorgann stne konulan oun {az} gsz. f . [-r ] Barmak. [DS] lukla ynden dokunmu kaim rt, havlam ak, [bav-la-mak {eAT} gl. f. [- r ] battava, [Far. bd (yel) + hev (olm ayan ey) => Zorlamak; zorla amak, bedava / battava] {az} sf. Parasz; bedava. [DS] batt, [bat-t] {az} sf. Ksa boylu; cce; bcr. [DS] bavl, [Mo. bauli => bavl J j J is. 1. Kpekleri ava S batt buttu, S a m a sa p a n ; geliigzel. batuk, [bat-uktSj^ / dy'L.] {eAT'} sf. Batm; mflis. batuluk, [batu-luk jjU] {eAT} Bataklk. altrmakta kullanlan ii doldurulmu yapma ku. 2. {eAT} sf. Av tutmaya alm, altrlm, bavlmak, [bavl-mak jijL>] gl. f . [-r ] 1. Kpek ve doan gibi avcya yardmc hayvanlar eitmek, ava altrmak. 2. {OsT} gsz. f . (Taz iin) av tut maya almak. bavltmak, [bavl-t-mak {OsT} gl. f . [-u r] Kpek ve doan gibi avcya yardmc hayvanlar eitmek; ava altrmak, bavlumu, [bav-lu-mu] {az} sf. (Kii iin) kurnaz; usta; aldanmaz. [DS] bavnum ak, [bavl-mak > bavm-mak?] {az} dnl. f . [ - r ] 1. Bakasndan grerek yapmak; taklit etmek. 2. (Taz iin) ava almak. [DS] bavrk, - [bav-()r--k] {az} sf. 1. (Bitki iin) verimsiz toprakta yetimi ve bakmszlktan bodur kalm. 2. Zayf; elimsiz; clz. [DS] bavrm ak, [bav > bav-()r--mak] {az} dnl. f . [ -r ] Bir ite, daha ok hile ve fesat taraflarnda pimek; ustalamak; kurnazlamak. [DS]

batun, [but (b a ca k ) > but-un (but ile) > batn / j j l* j j t l ] {eAT} zf. abuk; eviklikle. batur, [Mo. baatur > batur] {eT} sf. Savalarda g c ve gz pekliiyle stn gelen; kahraman; yiit; cesur; bahadr. [ETY] baturgan, [bat-ur-an] {eT} sf. Saklayan (kimse) [DLT] baturm ak, [bat-ur-mak] gl. f . [-u r] 1. {eT} {az} Gizlemek; saklamak; kaybetmek. [EUTS] [Gabain] [DS] 2. {eT} Balatmak. [DLT] 3. {eAT} {az} Ba trmak; sokmak. [DS] 4. {az} Kirletmek; pislet mek. [DS] S baturu baturu, {eAT} B a tra batra. batut, [bat-ut] {eT} sf. Gizli; sakl. [EUTS] batuta, [t. battuta] is. mz. l, batya, [Yun. batheia => batya / a-L] is. 1. Az geni ve yayvan kap. 2. {eAT} ine arap konulan

BAV bavn, [bav-()-m ?] {eT} is. Varis; miras. [EUTS] bavul, [t. / Fr. baule] is. Genellikle yolculukta eya koymaya yarayan byk anta; byk valiz. 0 ba vul ticareti, G ezi iin gid ilen lkeye bavu l iinde ticaret ey as gtrp sa tm ak ve o lkeden alm an ticaret eyasn n tek ra r bavu llar ile gm rksz ve y a o k az vergi ile ithali eklin d ek i d ticaret.| ba | vul turizm i, S a d e c e al veri y a p m a k iin y ap lan gezi. bavullam ak, [bavul-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [l(u )-yor] Abartarak vmek; abartl salk vermek. [DS] b av u r1, [ba-r > bav-ur] {az} is. Karacier. [DS] b avu r2, [Yun. paguros] {az} is. Bir tr yenge; pa vurya. [DS] bavuri, [Mo. bauri] {eAT} is. Aba, bavurya, [Yun. pagurya] is. Bir tr yenge; pavurya. b ay 1 [bay (yans.)] is. Acyla yanmay ya da yalnz , yanmay anlatan kk. [Zlfkar] b a y -r bay-r. bay2, [eT. bay (ba:y) sf. 1. {eT} {eAT} {az} Zen gin; varlkl; aa. [EUTS] [KPy.] [ETY] [DLT] [Gabain] [Tekin] [DS] 2. {eAT} Ulu; kibar; soylu. 3. {eAT} Temiz. 4. {eAT} Bir eye ihtiya duymayan; mstani. 5. (amanizmde baz kutsal varlklarn sfat olarak) kutlu. 6. {az} Geni. [DS] 7. Bey ve efendi anlamnda erkeklere verilen bir unvan, [TBMM Zabt C. X X IV , 1934, s. 52] (1935). 8. nl. Ad bilinmeyen erkeklerden bahsederken veya onlara hitap ederken kullanlan bir seslenme sz. S 1 bay klmak, {eT} {eAT} Zengin etm ek; zen gin le tirm ek.| bay kii, {eAT} Zengin a d am .| by ii ged, | | {OsT} Zengin ve y o ksu l; herkes. baya, [baya] (bay a:) zf. 1. {eT} {eAT} Evvelce; nce den; demin; az nce. [DLT] [Gabain] [EUTS] 2. {az} (Zaman ve yol, boy vb. uzunluk iin) epeyce; hayli; olduka. [DS] 3. {az} Gerekten; hakikaten; cidd olarak. [DS] 4. Muhakkak; mutlaka. 5. Flemen hemen. 6. nadna. 7. Baya, bayadan, [baya-dan / baya-dan] (ba y a : dan) {az} zf. 1. oktandr. 2. ok nceleri; eskiden. 3. im diye kadar. [DS] baya, [baya (geen ) + ok (pekitirm e edat, iam an , h l) > bayak > bayak > baya {eAT} sf. 1. nceki; eskisi; eski; evvelki; deminki. 2. zf. Eskisi gibi. bayaca, [b ay - -ca^ L o ] {eAT} zf. Alelade, bayaglayn, [bay-layn {eAT} zf. Eskisi gi

MMKCESM. oktandr. 2. ok nceleri; eskiden. 3. Demin; az nce. [DS] baya1, [baya (geen ) + ok (pekitirm e edat, z a man, hl) > bayak / bayak / baya / baya (n ceki g ibi)] sf. 1. Hibir zellii olmayan; basit; sradan; adi; alelde. 2. Dk nitelikli; kibar deil. 3. Aa lk; pespaye; soysuz. 4. zf. Kt bir ekilde. 5. {az} is. Yorganclkta bir diki usul. [DS] S ba ya kam ak, (Sz, davran, giyim iin) y a km a mak, uygun dm em ek, k a b a dm ek, ayp sa y l m ak:.| baya kesir, mat. P ay ve p a y d a s tam say | olan kesir. b ay a r, [baya (geen ) + ok (pekitirm e edat, z a man, hl) > bayak / bayak / baya / baya (n ceki gibi)] (b a y a ) zf. 1. Hemen hemen; olduka; ok; deta; iyice. 2. Pekl; ok iyi. bayaca, [baya-ca] (baya'ca) {eAT} zf. Olduka baya; alelde. bayalam a, [baya-la--ma] is. 1. Baya durama gelme; baya bir hl alma. 2. Bayalamak ii; adileme; alalma; pespayeleme; basitleme, bayalamak, [baya-la--mak] dnl. f . [-r ] 1. Baya bir durum kazanmak. 2. Baya bir duruma girmek; alalmak, pespayelemek. 3. Bir takm de erleri hie sayarak kendini alaltc, kk d rc ve onur krc davranlar sergilemek; adile mek; basitlemek, bayalatrm a, [baya-la--tr-ma] is. Bayalatr mak ii; diletirme, alaltma, pespayeletirme, ba sitletirme. bayalatrm ak, [baya-la--tr-mak] gl. f . [-r] Bayalamasna yol amak; diletirme; alalt mak; pespayeletirmek; basitletirmek, bay alayn, [baya-layn] {eAT} zf. Eskisi gibi, bayalk, - [baya-lk] is. 1. Baya olma hli; adilik, basitlik. 2. Baya birinden beklenebilecek davran; alaklk, aalk, soysuzluk, bayanlayn, [baya-n-laym] {eAT} zf. -* bayalayn. bayak, [eT. baya (dem in) + ok (pekitirm e edat, zam an, hl) > bayk ^ / JIj.I>] (b a y a :k ) zf. 1. {eAT} {az} Demin; az nce; gemi olan. [DS] 2. Yuka rda geen. 3. {eT} Deminki. [EUTS] 4. Geen za man. 5. {az} Eski. [DS] 6. {az} Bayat; taze olma yan. [DS] bayak, [bayk > bayk-] (b a y a :k ) {eT} zf. Demin, az nce. bayakn, [bayk / bayak > bayk-n] (baya:kn ) {eT} zf. Demin, az nce, bayakleyin, [bayk-leyin] {az} zf. Demin; az nce. [DS] bayaktan, [bayk > bayk-tan] {az} zf. Biraz nce; demin. [DS] bayakur, [baya-kur] {eT} sf. Varlkl; zengin. [EUTS]

bi. bayagir, [? bayagir / bavagir] {eT} is. -* bavagir. bayagut, [bay-a-gut] {eT} is. 1. Zengin tccar; zengin kimse. [ tigsizler] [Gabain] 2. sf. Varlkl; zengin. [EUTS] bayadan, [baya-dan / baya-dan] {az} zf. 1.

1 1 1 l i g

S M . 509

BAY bayatlam ak, [bayat-la-mak] gsz. f. [- r ] [-l()-y o r] 1. (Yiyecekler) zaman gemekle tazeliini kaybet mek, kurumak, bozulmak. 2. (Olaylar, dnceler vb.) gncelliini ve nemini kaybetmek; geerlili ini yitirmek. 3. m ecaz. Eskimek. bayatlatm a, [bayat-la-t-ma] is. Bayatlatmak ii. bayatlatm ak, [bayat-la-t-mak] gl. f. [-r ] 1. Taze iken ttiketmeyip bekleterek bayat duruma getirmek. 2. Bayatlamasna yol amak. 3. Bozulma balang cna kadar bekletmek. bayatlk, - [bayat-lk] is. 1. Bayat olma durumu. 2. Bayat olan eyin nitelii, bayats, [bayat-s] {a z jsf Bayatlamaya yz tutmu; bayatms. [DS] bayatsmak, [bayat-s-mak] {az} gsz. f i [-r ] Bayat lamaya yz tutmak; bayatlar gibi olmak. [DS] bayatstm ak, [bayat-s-t-mak] {az} gl. fi [ -r ] Bayatlamasna neden olmak; bayatlatmak. [DS] baybayuk, [bay+bay-uk] {eT} is. Kelebek kuu. [DLT] baybice, [bay (zengin) + Far. bee (ocuk) > a. bay bee] {az} is. Byk adamlarn elerine veri len unvan. [DS] baybunu, [Ar. bbnec] {az} is. Papatya. [DS] baya, [by-a {eAT} sf. Zengin.

bayam, [Far. badm=>badam/bayam ?Lo] is. 1. {eAT} {az} Badem. [DS] 2. {az} ala. [DS] bayamak, [bay-a-mak / bay-u-mak] {eT} gsz. f i [-r ] Mreffeh olmak; zenginlemek. [Gabain] bayan, [Sansk. punya > muyan / baym / Mo. bayan (zengin)] is. 1. Hanm ve hanmefendi anlamnda unvan, (1934). 2. Kadnlara seslenme sz, bayandur, [bayan-dur] {az} sf. yilik yapmay se ven. [DS] bayar, [? bayar] {az} is. Ekilmemi toprak. [DS] Bayat, [Ouz, baya > bay-t o lo ] (baya:t) {eT} sf. 1. Sonsuz gemiten beri var olan; kadim. 2. (Tanr nn "ezel" sfat iin) Kadim. [Ytiknek] 3. is. Ulu Tanr. [DLT] 4. Ouzlarn hkim boylarndan Kay'dan sonra gelen ve Bozok koluna mensup bir Trk boyu. 5. Tahtac. bayat1, [Ouz, bay > bay-at] (baya:t) sf. 1. {az} Devletli. [DS] 2. Varlkl, zengin, bol nimetli. bayat2, [Ar. bit (kuru ekm ek) / Far. beyt / eTbay > baya-t] sf. 1. Eski. 2. Tazelii kaybolmu. 3. m e caz. Zaman gemi, gncelliini kaybetmi olan. 4. Bktracak kadar ok sz edilmi olan. 5. {az} ki ayr cins gvercinin birlemesinden meydana gelen melez yavru. [DS] S bayat pazar, B it p a z a r. bayat, [Bayat (B ay atlarla ilgili) > bayat] is. 1. Azer edebiyatnda yedili hece ls ile sylenmi, birinci, ikinci ve drdnc msralar kafiyeli ve tek drtlkten ibaret anonim nazm tr; mani. 2. {az} Bayat makamnda okunan ark. [DS] 3. {az} A t. [DS] bayatms, [bayat-ms] {az} sf. Bayatlamaya yz tutmu. [DS] bayati, [Bayat (b ir Trk boyu) > Ar. - (b a v a :ti:) is. 1. Bayatlara ait, bayatlarla ilgili. 2. miiz. Trk mziinde uak drtlsne buselik belisi katlmak suretiyle meydana getirilmi bir makam. bayatiaraban, [Ar. bayat + 'araban (bay a :ti:a ra b a :n ) {OsT} is. 1. Bayatlara ait Arap usul. 2. miiz. Trk mziinde Araban ve Bayati makam larnn birletirilmesi ile meydana gelmi bir birle ik makam, bayatibuselik, -i [bayat + bse-lk (b a y a :ti:b u :selik) {OsT} is. 1. Bayatlara ait buselik usul. 2. mz. Trk mziinde Zeki Dede'nin bul duu Bayati makamnn buselik belisi veya drt ls ile sona eren bir birleik makam, bayatikrdi, [bayat + krd (bay a:ti:kiirdi:) {OsT} is. 1. Bayatlara ait Krt usul. 2. miiz. Trk mziinde Bayati makamnn Krdi drtls ile sona eren bir birleik makam, bayatlama, [bayat-la-ma] is. Bayatlamak ii.

baydabalas, [badiye+bala-s-] {az} is. Yourt yapmakta kullanlan iki lcg'lk bakr tas. [DS] baydak, - [Far. payedk => baydak / boydak / poydalc] {az} zfi. . Yayan. 2. is. Yaya; piyade. 3. Satranta piyade adl ta. [DS] baydalak, - [bayda(k)-lak ?] (az) sf. (Kadn iin) ak sak gezen, baydalan, [eT. bay-da-leyin / bay-dan] {az} zfi 1. Baka zaman. 2. Her zaman. 3. nceden. [DS] baydang, [bay-dan] (baydan) {az} sf. mark; yz sz. [DS] baydanlanmak, [baydan-la-n-mak] {az} d n l.f. [r] marmak. [DS] b ayd ara, [bay()-d-ar-a / baydara] is. 1. Eski Trklerde (skit) lnn kendisi ile birlikte kesilerek gmlen atlar iin yaplan heykeller; balbal; tabk. 2. Kurban edilen hayvann derisi, ba ve kuyruu ile bir sra gerilmi hli, baydl, [bay-()dl] {az} sf. Eri; yamuk. [DS] S baydl buydul, E ri br. baydr, [bay-()d-r / bay-()d-ur] {az} sf. Gl; kuvvetli. [DS] baydrm ak, [bay-mak > bay-dr-mak] gl. f [- r ] 1. Bayltmak. 2. Bir kimsenin, birisi tarafndan bayltlmasm salamak, bayeste, [Far. byeste ^ .l> ] (ba .y este) {OsT} sf. Ge rekli; lzumlu, bayezit, [Ar. aba (b a b a ) + yezd -byl] {eAT} is. Y e zidin babas.

B AY

IMUt S Z. L K
baylmak, [bay-mak > bay-l-mak joi?.L] g s z .f. [-r ] 1. {eAT} Telaa dmek; endie etmek; zlmek. 2. Solunum ve dolam srd halde kendinden ge mek; bilincini kaybetmek. 3. Duygu ve hareket im knn geici olarak bir sre yitirmek. 4. m ecaz. Ar derecede holanmak, beenmek; hayran olmak. 5. (iek ve sebze iin) susuzluk veya scaktan te peleri buruup eilmek. 6. argo. Para vermek; de mek. 7. dnz. (Gemi iin) herhangi bir sebeple yan yatmak. S1 bayla bayla, S ev e seve, isteyerek.

baygn, [Far. bay-gan & y (b a :y g :n ) {OsT} is. Beki; koruyucu, baygaz, [eT. bayk > bay()-az] {az} is. 1. Yanl. 2. zf. Aksine. [DS] bayg, [bay-gj {az} sf. Budala; akn; sersem. [DS]

baygn, [bay-gm] sf. 1. Kendisini kaybetmi durum da. 2. Baylm. 3. Birine gnl vermi, balanm; k. 4. {az} Yorgun. [DS] 5. zf. Baylm hlde; baygn olarak veya baylacak durumda. 6. {az} is. Hal ve kilim desenlerindeki renk uyumsuzluu. [DS] S1 baygn baygn, Szlerek, szgn szgn.| bayltc, [bayl-t-c] sf. 1. Bayltan. 2. Bayltacak | baygn baygn bakm ak, B e en di in i b e lli e d e c e k gibi etkide bulunan, e k ild e szgn g z ler le bakmak.\\ baygn dmek, bayltm a, [bayl-t-ma] is. Bayltmak eylemi, o k y oru lm ak; yorgunluktan b a y lr g ib i olm ak. | | bayltmak, [bayl-mak > bayl-t-mak] gl. f . [-r ] 1. baygn koku, nsan kendinden g e ir e c e k k a d a r Birisinin baylmasna sebep olmak. 2. Baylmasn g z el f a k a t a r koku. salamak; baygn hale getirmek, baygnlama, [baygm-la--ma] is. Baygnlamak h baym, [bay-m] {az} is Baylmak eylemi; baylma; li; baygn duruma gelme, baygnlk sreci. [DS] S baym baym baylmak, baygnlamak, [baygm-la--mak] dnl. f . [-r ] Bay 1. S k s k baylm ak. 2. o k arzu etm ek. gn hale gelmek; baygn bir durum kazanmak; s baym ak1 [eT. bay (zengin)> by--mak , zlmek.

baygnlk, - [baygm-lk] is. 1. Baygn olma duru {eT} {eAT} {az} gsz. f . [ - r ] 1. Zengin olmak; varmu; kendinden geme hli. 2. Solunum ve dolam lklanmak. 2. Serpilip gelimek; bymek. [DS] devam etmekle birlikte bilincin yitmesiyle vcudun baym ak2, [eT. ba-mak / by-mak (sarm ak, b a la kmldamamas biiminde kendinden geme duru m ak) > bay-mak / bay-mak] {az} gl. f [ - r ] By munun birinci derecesi. 3. Dermanszlk; mecalsiz ile gzn balamak; bylemek. [DS] lik. S baygnlk geirm ek, B ilin ci ilem em ek; b a bayn1 [bay-n] {eT} sf. Koyu krmz; gelincik iei , y lm ak^ baygnlklar geirm ek, o k fen a la m a k . | | renginde olan. [DLT] baygnlklar gelmek, o k sk lm a k bayn2, [bay-m] sf. mark; terbiyesiz; arsz, baygnt, [bay-gn-t] is. Baygnlk. S baygnt bayndr, [Far. pyan-dr [Tietze] ? / bayn-dr] sf. 1. gelmek, F e n a lk gelm ek. mar edilmi, baklm; bakml; ilenmi 2. Gzel foayc, [bay-mak > bay-c] {az} sf. 1. Uyutucu. 2. ve yaanabilir durumda olan; mamur; abadan, Kandrc. [DS] (1934). 3. {az} yilii seven. [DS] 4. z. is. Yirmi bayk1, [eT. by-k jj.L.] sf. 1. {eT} (Sz iin) doru; drt Ouz boyundan oklarm sol koluna mensup gerek. [DLT] 2. {eAT} Ak; belli; aikr. 3. {eAT} bir Trk boyu, {az} Gerek; kukusuz; kesinlikle; phesiz. [DS] bayndrlam a, [bayndr-la--ma] is. Bayndrla 4. is. Doru sz. S bayk bolmak, {eAT} a b a la mak ii. m ak ; g a y ret s a r f etm ek; a b a la m a k bayndrlam ak, [bayndr-la--mak] dnl. f . [ -r ] bayk2, - [bay-mak > bay-k] {az} sf. Tuzu az ye Geliip gzellemek, imar edilmek, mek. [DS] bayndrlatrm a, [baymdr-la--tr-ma] is. Bayn bayk3,- [bay-k] {az} sf. mark; arsz. [DS] drlatrmak ii. bayk4, - [bay-mak > bay-k] {az} sf. Baylm obayndrlatrm ak, [bayndr-la--tr-mak] gl. f . [lan; baylm halde bulunan; baygn. [DS] S bayk r] Bir yeri bayndr duruma getirmek; imar etmek, bayk baym ak, {az} Btnyle ba y m ak ; tam am en bayndrlk, - [baymdr-lk] is. 1. Bayndr olma bayltm ak. [DS] durumu; mran. 2. Bayndr hale getirme ii; imar; bayldan, [bay-l-dan] {az} is. 1. Karnyark. 2. nafa. S Bayndrlk Bakanl, D em iryolu, k a r a mambayld. [DS] yolu, liman, h avaalan , b a r a j ve sulanm ^ ilerini bayld, [bay-l-d] {az} is. Karnyark. [DS] y r tm ekle g rev li d ev let kuruluu; jNdfta N ezareti, baylma, [bay-l-ma] is. 1. Baygn duruma gelme. 2. N afa Vekleti. Kendinden geme. 3. m ecaz. ok sevme; beenme. bayndrm ak, [baymdr-mak] gl. f . [-r ] Bayndr 4. Kaytl bir sesin okunmas srasnda okuma ayg hle getirmek; imar etmek; mamur hle getirmek, tnda oluan anza dolays ile hz dmesinin ku lakta oluturduu honutsuzluk. 5. {az} Sara has baynk, - [bay-n-k] {az} sf. (Gz iin) baygn bakl; szgn. [DS] tal. [DS]

0 l f f i H I i l K M i .s u baynlanmak, [bay-m-la-n-mak] {az} dnl. fi. [-r ] 1. marklk etmek; yzszlk etmek; nazlanmak. 2. ok sylemek. [DS]

BAY bayi, -yi [Ar. bey (satm a) > byi .1] (ba:yi) {OsT} is. -* bayi,

bayi, -yii [Ar. bey' (satm a) > bayi' ^.L] (b a y i) sf. 1. baynlk, - [bay-m-lk] {az} is. marklk. [DS] Satc; satan. 2 is. Baz ihtiya maddelerini retici baynmak1 [bay-l-mak / bay-m-mak] {az} dnl. f . , 1. Baylmak. 2. Uyumak. 3. Kendini bir eye ver firmann adna izin belgesi alarak srekli satan kimse ve bu kiinin i yeri. 3. Gazete, sigara, alkol mek; dalmak. 4. (Hasta iin) kendinden gemek. 5. l iki gibi eylerin satld kk dkkn, Tahamml etmek. 6. g l . f a rg o. Vermek; demek; bayiiye, [Ar. bayi'iyye 4^.1] (b a ;y ii;y e) {OsT} is. Es baylmak. [DS] baynmak2, [bay-()n--mak / bay-n-mak] {az} kiden, gmrk vergisi dnda pazar yerine gnde dnl. f i [-r ] 1. Gelimek, gzellemek. 2. Serpilip rilen mallardan alnan bir vergi, bymek; grbzlemek. [DS] bayik, [Ar. bayi'] {az} is. -* bayi. [DS] bayr1, [bay-r (yans.)] is. Yanma, acma anlatan yan bayilik, -i [bayi-lik] (ba.yilik) is. 1. Herhangi bir smal gvde. 0 bayr bayr, {az} B ib e r g ib i a c maln srekli satcl. 2. Bir yerde bir firmann a c y a n arak. [DS] mallarn satma ve datma ii. 3. Bayilik iinin bayr2, [Ar. bir ? > bayr] is. 1. Kk yoku; kk yapld bina, yama. 2. Ykseklii fazla olmayan tepe ve yama. bayin, [Ar. beyn (ara) > byin jj.l] (ba.yin ) /OsT} sf. 3. {az} Kra tarla; kr. [DS] 4. {az} Asma yeti Ayran; ayrc; aralayan, tirmeye uygun toprak. [DS] 5. {az} Otlak. [DS] 0 bayra sarm ak , {az} 1. B ay ra km aya b a la bayir, [Ar. ber (kazm ak) > byir / byire y.l> / oyl] m ak; ba y ra km ak. 2. ( iin) z orlu a u ram ak; (ba.y ir) {OsT} is. Srlmemi, sert toprak, sa rp a sarm ak. [D S]|| bayr aa, Y am ata tepeden bayist, [Far. byist c ol>] (ba.yist) {OsT} is. Vacip. aa do ru ; ini. | bayr kuu, zool. S in ek kapan | S bayist olmak, {az} S eb ep o lm a k; illet olm ak. gillerden a a la r a yu va yapan , m eyve ve sin eklerle [DS] beslenen, tc ve iri b ir ku ; a l blbl, (Sylvia

hortensis). | bayr ta, {az} K a t k at o la n ve k olay | krlan b ir tr ta. [D S]|| bayr turpu, 1. bot. Turp gillerden k k le ri s o fr a la r d a eni, i ek le ri ve y a p raklar h a lk h ekim li in de id ra r artrc o la r a k kul lanlan btn lm an b lg e le r d e k k lerin i b a k la p a r a la r a a y r a r a k to p ra a g m m ek su retiyle y e titirilen otsu bitki; e e k turpu; y a b a n turpu; k a r a turp, (A rm oracia lap ath ifolia). 2. m ecaz. K a b a ve saygsz erkek. | bayr yukar, Y am ata y u k a r te | p ey e do ru ; yoku. bayrck, [bayr-ck] is. Kk tepe, bayrcn, [bayr-cm] {az} is. zool. Bir tr tarla kuu; bayr kuu. bayrdamak, [bay-r-da-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [d()-yor] Yanar gibi acmak. [DS] Bayrku, [bay-r-ku] {eT} z, is. Bir Ouz boyu. [Ga bain] bayrlama, [bayr-la--ma] is. Bayrlamak ii. bayrlamak, [bayr-la--mak] gsz. f . [-r ] 1. (Yol ve yzey ekli iin) git gide diklemek, yoku ol mak. 2. (Arazi iin) anma sonucu bayr hle gel mek. bayrt, [bay-r-t] {az} is. Yanma acs. [DS] baytmak, [bay--t-mak {eAT} gl. f i [-u r] Bi rinin zengin olmasn salamak; zengin etmek, bayvermek, [bay-mak + ver-mek] gsz. fi. [-ir ] Raz olmak; kabul etmek. bayz, [Ar. bayz layan; yumurtlayc. (ba;y ;z) {OsT} sf. Yumurt

bayiste, [Far. byiste

(ba.yiste) {OsT} is. Ge

rekli; zaruri; lzumlu. S byiste-i hest, {OsT} Cen ab- H ak. baykar, [Ar. baykar dokuyan kimse; ulha, baykara, [Ar. baykara oyLj {OsT} is. 1. Helak olma; mahvolma. 2. Bbrlene bbrlene, salma salna yrme. 3. Mal ok olma. 4. {az} sf. Soytar; maskara. [DS] bayk, [bay-k] {az} is. Krlarda dolaan ve insana yar alk olan hayvan. [DS] baykmak, [bay-k-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] Kamaya hazrlanmak. [DS] baykr, [bal-k-r / bay-k-r] {az} is. Ay . [DS] bayku, [bay-ku] is. 1. zool. Geceleri kemirgenleri avlayarak tarma byk lde yararl, kulak yerine tepesinde iki sorgucu bulunan bir gece yrtc kuu; kukumav, (Asio otus) 2. m ecaz. Uursuz; sersem; aptal. 3. argo. Polis. S bayku baca, {az} H a fif bulutlu h a v a ; yam u r y a m a s m uhtem el hava. [D S]|| bayku gibi, U ursuzluk g etird i i sanlan k i iler e sy len en sz. baykugiller, [bay+ku-gil-ler] is. zool. eitli b yklkte kukumav, puhu gibi gece yrtc kularn iine alan familya, baylan, [? baylan] {az} sf. 1. mark; ok yz bulmu. 2. Nazl; iveli. 3. Densiz; yaramaz'; irret. 4. Sebatsz. 5. Tembel; isiz gsz. [DS] baylanlk, - [baylan-lk] is. Naz; ive; marklk. is. Dokumac; bez ve kuma

BAY baylanm ak, [bay-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. Nazlanmak. 2. marmak. 3. Keyiflenmek; zevk lenmek. [DS] baylk, - [bay-ll jkl>] {eT} {eAT} is. 1. Zenginlik, 2. {az} Mutluluk; huzur; ferah. [DS] 3. {az} Er keklik. [DS] baym ak1 [bay-mak] g l.f. [ - a r ] 1. Bayltmak; {az} , (ayn). [DS] 2. Midede ezinti yapmak. 3. {az} (Y i yecek iin) mideye bulant vererek halsiz brak mak. [DS] 4. (z iin) acmak; ok acmak. 5. (Olumsuz biimde) kyamamak; acsna dayanamamak. 6. {az} Bir acya tahamml gstermek; katlanmak; dayanmak; z gtrmek; bakabilmek. [DS] 7. {az} Can skmak; bktrmak; zmek; ca nndan bezdirmek. [DS] 8. {az} (Eya iin) eskiye rek biimi bozulmak. [DS] baymak2, [eT. ba-mak (sarm ak, ba lam ak ) > bay mak] g l . f [ - a r ] 1. {eT} Kelepelemek; balamak; bent etmek; ipe vurmak. [EUTS] [ETY] 2. Aldat mak; kala gz arasnda yapvermek. baym ak', [bay > bay-mak ^.L] {eAT} g s z .f. [ - a r ] 1. Kanmak; inanmak; kanaat getirmek; tatmin olmak; {az} (ayn). [DS] 2. {az} Gelimek, grbzle mek; nev nema bulmak. [DS] 3. {az} (Hayvan trna iin) uzamak. [DS] 4. {az} Kurtulmak. [DS] baymal, [Far. py-ml (a y ak altnda) ?] {az} sf. (Kii iin) yrrken ayak ularm ieri doru ba san. [DS] baymak, - [bay()m-a-k] {az} sf. Gevek; uyu uk; ar. [DS] baynak, [ban-ak / bayn-ak / may-k] {eT} is. Pislik; gbre. [DLT] baynam ak, [ban-la-mak (tm ek) > baynamak ?] g s z .f. [ - r ] (Horoz) tmek, baynm ak, [bay-m-a-mak > baym-mak] dnl. f . [-r] 1. Hayatta iken iyilik grmek. 2. Zengin olmak. 3. Muradna erimek; mutlulua ulamak; arzularna kavumak. 4. {az} elimsizlikten kurtulup geli mek, bymek; kendini toplamak. [DS] paypas, [ng. bypass] is. Yan gei; yan balant, b ayra, [Yun. barea] {az} is. 1. Byk eki; demir ci ekici; varyoz. 2. Araba tekerleinin ortasna geirilen ii delik demir; kovan. [DS] bayrak, - [eT. bat-r-mak > bat-rak (m zrak) > badrak / Sod. bad-ralc ? > bayrak ju] is. 1. Bir mille

iie m e

so m .

lerin ieinde en stte bayrak gibi dik duran ta yaprak. 7. Ba budarken omcalarn en stnde b raklan drt ila on gzl ubuk. 8. {az} Uurtma. [DS] 9. {az} Tahl biilirken arada biilmeyerek kalan budaylar. [DS] 10. {az} fo lk . Ky dnle rinde, dn evini gsteren deiik renk ve biim lerdeki kuma paras. [DS] 1 bayra indirmek, B ay ra ek ili olduu d irek veya g n d erd en a l m ak]] bayra yarya indirmek, M ill y a s ilan ed i len g n lerd e ba y ra d ire in y a rsn a k a d a r inmi o la r a k ek ili brakmak.\\ b ayrak am ak, 1. G nl l a s k e r top lam ay a alm ak. 2. nderlik etm ek. 3. A yaklanm ak, isyan etm ek. 4. {az} Yz bulup m arm ak. [DS]5. I sa h ib i olm a k .| b ayrak askeri, | E skiden halktan toplanm gnll a s k e r le r e veri len ad. | b ayrak asm ak (ekmek), 1. B ay ra d ire | in e veya g n d er e ta k a ra k ykseltm ek. 2. E g em en liini ilan etmek.\\ b ayrak eken, {az} B ir toplu luun iin e f e s a t k artran ; kavgay kztran. [D S]|| b ayrak dikmek, 1. U cunda b a y ra k asl olan g n d eri veya m zra y e r e sap lam ak. 2. {az} B tn ekin leri biip bitirm e sra sn d a ta rla sa h ib in den ba h i a lm a k iin b ir tutam ekin brakm ak. [D S]|| b ayrak direi, B a y r a k ek ilm esi g er ek en b i na ve ku ru m larda bay ra n ek ild i i uzun g n d er. | | b ayrak donanm as, B a y ram lard a g em ilerin byk b a y ra k la rla sslenm esi. | b ayrak ekmei, {az} | fo lk . Dnn ilk gn y en en y em ek. [DS][| bayrak gibi, 1. U zaktan kendini b e lli e d e c e k ekilde. 2. G nete yan m aktan d olay yznn ve derisinin ren g i kzarm olan. 3. P a r la k krmz. | bayrak | gstermek, 1. G em ilerin k arla m ala rn d a m illi y etler i belirtm ek iin b a y ra k ekm ek. 2. a re t b a y ra k la r g s te r e r e k M ors a lfa b e s i ile h a b er le m ek .| | bayraklar am ak, 1. B a rp a rm a k ; y a y g a ra etm ek. 2. irretlik etm ek; edepsizlikyapmak.\\ bay rak merasim i, -* bayrak treni.|| b ayrak treni, M ill M ar eli in d e b a y ra g n d er e ek m e ve g n d erd en indirm e sra sn d a k i say g duruu. | bay | rak yar, spor. 1. A tletizm de d rd er k iilik takm la r a ra sn d a 100, 200, 400, 800 ve 1500 m etrelerd e y a p la n b ir takm yar. 2. Yzmede d rd er kiilik takm lar a ra sn d a (serbest, kark) 100 ve 200 m etrelerd e y a p la n takm yar. bayrakalt, [bayrak+alt-] is. Askerlik grevi; ordu hizmeti. bayrak, [bayrak-] is. 1. Bayrak imal eden ve sa tan kii. 2. Bayrak tayan kii; bayraktar. 3. Bay rakla iaret veren kii. b ayrak d ar, [bayrak+ Far. -dr (tayan) jt-j] {OsT} is. -* bayraktar. bayraklam a, [bayrak-la-ma] is. Arzalanan uan pervanelerinin en az diren oluturacak biimde ynlendirilmesi. bayraklam a, [bayrak-la--ma] is. Bayraklamak ii.

tin kendine sembol olarak setii iaret ve renkler den meydana gelmi, bir gnderin ucuna takl, top lumun birleme sembol olarak kullanlan, manevi deeri yksek kuma paras; sancak. {eAT} (ayn) [DLT] 2. Bir asker birliin, bir kuruluun renkleri ni, alametlerini tayan ve bayrak gibi kullanlan sembol. 3. m ecaz. nder. 4. Benzerlerini temsil edebilecek nitelikte olan; sembol. 5. Eskiden bu gnk tabur karl olan asker birlik. 6. Baklagil

*513

BAY

bayraklam ak, [bayrak-la--mak] dnl. f . [-r ] Bir akmm veya kuruluun nderi durumuna gelmek. bayraklatrm a, [bayrak-la--tr-ma] is. Bayraklatrmak eylemi. bayraklatrm ak, [bayrak-la--tr-malc] gl. f . 1. Bi rinin bayraklamasn salamak. 2. Sembol hline getirmek. bayrakl, [bayrak-l] sf. 1. Bayra olan. 2. Bayrak tayan veya gnderine bayrak ekilmi olan. bayraktar, [bayrak+ Far. -dar (tayan) jl-j] {OsTj is. 1. Grevi bayrak tamak olan kii. 2. Bir hare ketin nderi veya lideri. 3. {az} Ky dnlerini yneten kii. [DS] bayraktarlk, - [bayraktar-lk] is. Bayraktarn ii ve grevi. S bayrak tarlk etmek, B ir toplu lu a n d erlik etm ek, y o l g sterm ek ; lid erlik etm ek. | (bir | eyin) bayraktarln yapm ak, B ir grn, a k mn veya rgtn lid eri olm ak. bayram , [Far. bdrm ? > eT. badram (sevin gn) > bayram j] is. 1. zel elence ve tren dzenle

D in bayram larda, bayram kutlam as iin y a p la n k sa ziyaret, bayram calk, - [bayram-ca-lk] {az} is. 1. Bay ram elbisesi. 2. fo lk . Bayram ncesinde nianllarn birbirine gnderdii elbiseler. 3. Mide ekimesi. 4. Bayramlarda ocuklara verilen hediye. [DS] bayram c, [bayram-c] {az} sf. Bayram ziyafetine gelen. [DS] bayram i, [bayram + Ar. - (H ac B ayram Vel y a n da)] {eAT} is. Bayramilerin giydii cinsten kuma, bayram lam a, [bayram-la--ma] is. Birbirinin bay ramn tebrik etme, bayram lam ak, [bayram-la--malc] ite, f . Birbirinin bayramm kutlamak; tebriklemek. [ -r ]

nerek kutlanan din ve mill nemi olan gn. 2. m e caz. Sevin ve nee. 3. Bir olay anmak amacyla yaplan gsteri ve elencelerden oluan resm tren . bayram aas, Yaknlarn o k s e y rek ziy a ret ed en k ii.| b ayram alay, tar. im p a ra torlu k | dnem inde p a d i a h la r n R am azan ve K u rban b a y ram n am azlarn a g id i ve g eliler i sra sn d a d zenlen en tren. | b ayram arifesi, B ay ram d an n | cek i gn. | b ayram a, {az} D in bay ram larn bi | rinci gn zengin kiilerin verd i i ziyafet. [D S]|| bayram ay, R am azan dan so n ra g elen ev v al ay. | | bayram bahii, fo lk . D in b a y ra m la rd a e l p m ey e g elen k klere verilen h ed iy e veya h a r lk p a r a s bayram beyi, {az} (K ii iin) o k y e m e k y e d i i iin sindirim sistem i bozulan. [D S]|| b ayram be yi olmak, {az} o k yem ekten dolay m id esi b o zulm ak; ish a l olm ak. [D S]|| b ayram seyran, {az} 1. nem li gn. 2. A ra d a sra d a . [D S]|| bayram da seyranda, S ey rek o la r a k ; a r a d a bir. | bayram dan | bayram a, o k se y rek o la r a k ; n ad iren .| b ayram | etmek, o k sev in m ek.| b ayram havas, N eeli ve | sevin li ortam . | bayram kou, f o l k . O lan ta raf | nn nianlsnn a iles in e h ed iy e o la r a k g n d erd i i ku rban lk k o . \\ b ayram kou gibi, G sterili f a k a t zevksiz b ir e k ild e sslenm i. | b ayram namaz, | fo lk . D in ba y ra m la rd a n R am azan ve K u rban bay ram larn da g n e ufkun stnde y kseldikten so n ra c em a atle klnan iki re k a tlk z e l nam az. | b ayram | ekeri, fo lk . D in ba y ra m la rd a z ellik le R am azan bayram n da m isa firlere ikram edilen, m isafirli e giderken d e h ed iy e o la r a k gtr len eker.\\ bay ram st, B ay ram a yakn, b ir k a gn kala.\\ bay ram yeri, B ay ra m la rd a ocu klarn e len m esi iin kurulan e len c e y erleri. | b ayram ziyareti, fo lk . |

bayram lk, - [bayram-lk] sf. 1. Bayramda kullan lan. 2. Bayramlara zg. 3. is. Bayramda verilen hediye veya harlk; bahi. 4. {az} Ss. [DS] S1 bayram lk ad, B irisi tarafndan h a k a ret y ollu sz sylen di in de bu szn ken din e ait olduunu b il d irm ek iin kullanlan ifade.\\ bayram lk az, a r go. Kfr. | bayram lk azn am ak, argo. K f | retm ek; k a b a konum ak. bayram st, [bayram+st-] is. Bayrama yakn gn ler. bayram zeri, [bayram+zeri] is. Bayram da iine alan gnler. b ayram ak, [bayram-la--malc > bayra--mak (M evln a 'nn g er iy e benzeim y o lu y la trettii bir k e li m e)] {eAT} ite, f . [eAT. -ur] Bayram yapmak; e lenmek. bayr, [bay-r] sf. 1. ok eskiden var olmu. 2. ok eskiden beri var olan; kadim, bayrlk, - [bay-r-lk] is. Eskiden beri var olma; kdem. baysal, [bay-sal] sf. Huzur ve refah iinde olan, baysallk,- [bay-sal-lk] is. Huzur ve refah iinde bulunma durumu, baysungur, [bay+sungur] is. ahin cinsinden yrtc bir ku. bayt, [ng. byte] is. bsy. Bilgisayarlarda bir birim olarak ilenebilen bir rakam, harf veya zel bir ia ret biiminde gsterilebilen bitler kmesi, baytal, [baytal] {eAT} is. yan gememi ksrak. b ay tar1, [Yun. hippos (at) + iatros (hekim ) > hippiatros > Ar. beytr jUa-J {OsT} is. Hayvan hasta lklar hekimi; veteriner. b aytar2, [bay-()t-ar ?] {az} is. Yoku; bayr. [DS] b aytara, [Ar. baytara ^ko] {OsT} is. Hayvan hekimli i; baytarlk; veterinerlik, baytaran, [Ar. abaysarn] {az} is. bot. Kekik gibi gzel kokulu bir ot; biberiye, (Rosm arinus o ffic i nalis). [DS] baytarn a, [baytar--na] {az} zf. Yoku yukar. [DS]

BAY
baytari, [Ar. baytar! / baytarye sf. Baytarlkla ilgili, baytarlk, - [baytar-lk] is. Baytarn ii ve meslei, bayuk, -u [bay-uk] {az} sf. Yklacak derecede yan yatm; eri; eik. [DS] bayumak, [bay-u-mak] {eT} gsz. f . [ - r ] Zenginle mek. [DLT] bayltmak, [bay-u-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] Zengin letirmek. [DLT] bayzar, [Ar. bayzar jU y ] {OsT} is. 1. Dilcik; klitoris. 2. Svp sayma. -baz, [Far. bhten (oynam ak) > baz j l -] (ba:z) {OsT} so n ek. Sonuna getirildii Farsa kelimelere ile oynayan" anlamnda birleik sfatlar treten son ek. baz, [Ar. ba'z is. 1. Blk; ksm. 2. Bir eyin kk bir paras. 3. sf. Bir miktar; biraz; bir ksm. baz1, [baz (yans.)\ is. Czrt ile yanma ya da pimeyi anlatan kk. [Zlfkar] baz-da-m a, baz- dr-m a, baz-la-m a, baz-la-m a, baz-la-n -ba. baz2, [baz (yans.)] is. Kzgn nesne zerine dklen ya ve suyun, ya da ya odunun yanarken kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] baz-la-m ak, baz-r-damak. baz3, [baz (yans.)] is. 1. Vzlt sesini anlatan kk. [Zlfkar] baz baz. 2. is. Sar renkli, iri bir yaban ars. baz4, [ba-mak (ba lam ak) > ba-z] {eT} sf. 1. Baml; tabi. [ETY] 2. Muti. [ETY] 3. Garip; yabanc; yat. [DLT] [ETY] 0 baz klmak, {eT} B am l klm ak; eg em en li i altna alm ak. [Gabain] baz5, [Fr. base] s. 1. Temel; esas. 2. kim. Asitlerle birletiinde tuz oluturarak yanszlatran bileik ler. 3. m ecaz. Taban; dayanak. baz6, [Far. baz j l ] (ba:z) {OsT} is. 1. Doan kuu; ahbaz. 2. sf. {az} ri; byk; gsterili. [DS] <5 bz-bn, {OsT} 1. D o an saklayan . 2. Kuu.\\ baz ba, {az} Yar p im i kavurm a. [D S]|| bz-hne, {OsT} 1. K a fe s kularnn retildii yer. 2. D oan k a fe s i.| bz- bl-pervz, {OsT} 1. Y kseklerde u| a n doan. 2. m ecaz. Gcnn stnde ilere'ka r a n ; yksekten atan ; p a la v r a c .| bz-nm e, {OsT} | K uuluk zerine yazlm kitap. baz7, [Far. bz jl>] (ba:z) is. 1. Fark etme; ayrma. 2. Yan taraf. 3. Sel ura. 4. arap. 5. Hara. baz7, [Far. bz j l ] (ba;z) {OsT} sf. 1. Ak; aka. 2. Dnk. 3. (Belirtilen) kula kadar. 4. (Belirtilen) kar kadar. 5. ni; yukardan aa doru. S bzget, {OsT} 1. G eri dn; vaz g em e. 2. T vbe; pim an lk. 3. ki kii a ra sn d a g em ite olan kavga, tartm a vb. 4. tasvfi M nacat ve m u kab ele ile oku nan dua, kraa t.| bz-gete, {OsT} D nm ; vaz | g em i; piman.\\ bz-gn, {OsT} 1. Ters dnm ; / 4j_,lko] {OsT}

m U K C E U f.

b a aa. 2. B atan km ; a h la k bozulmu. 3. Uursuz.\\ bz-g, {OsT} n san d aki iyiyi ktden ayrt etm e yetisi. | bz-hh, {OsT} Ayns ile g er i | isteyen.| bz-hast, {OsT} 1. D irilm e; ayaklanm a. 2. | m ecaz. K yam et.[| bz-hz, {OsT} Yeniden k alkm a; kyamet.\\ bz-k, {OsT} n san d aki iyiyi ktden ayrt etm e y etisi) bz-m ande, {OsT} 1. G eri k a l m. 2. Artk. 3. Kurtulmu. 4. K abiliy etsiz. | bz| mandeg, {OsT} G eri k alm a durum u; gerilik. | bz| pest, {OsT} 1. Geri. 2. Yeniden. baz8, [Yun. mazi] {az} is. Ekmek ya da yufka ha muru. [DS] baz10, [Ar. bz j l ] (ba;z) zf. 1. Gerisin geriye; geri. 2. Yeni batan; yeniden; geriye; geri; tekrar, baza, [Am. bardhe] {az} is. Yars beyaz, yars ka ra kei. [DS] bazal, -li [Fr. basai] sf. 1. Temele ait; temele has; esasi. 2. (Tuz iin) baz ok olan. 3. (Madde iin) baz zellii tayan, bazalak, - [Far. baz (doan) => baz-ala-k] {az} is. 1. Kk doan. 2. Dii atmaca. [DS] bazalt, [Fr. basalte] is. Koyu renkli, feldspath sert bir volkan kayas, bazaltik, [Fr. basaltique] sf. 1. Bazalttan meydana gelmi. 2. Bazaltla ilgili, bazan, [Ar. baz (bir ksm ) > ba'zen {OsT} zf. -* bazen, b azar, [Far. bzr jljL] (b a :z a :r) {eAT} {OsT} is. 1. Pazar; ar, {az} (ayn) [DS] 2. Al veri yeri. 3. Pazar yeri. 4. {az} Haftann ilk gn; pazar. [DS] 5. {az} Alveri; ticaret; alm satm ilemi. [DS] 6. {az} Pazarlk. [DS] 7. {OsT} ehirdeki i ve tica ret merkezi, fi5 b azara komak, {OsT} Satla k arm a k; sa ta sunmak.\\ b azar avrad, {az} H a fifm e r e p k ad n ; afte. [DS]|j b azar ba, {eAT} ar a a s; b e led iy e z a b ta am iri. | bazar(a) du| tulm ak, {eAT} (Satlm ak zere) p a z a r y erin e karlm ak. | b azar ekmei, {az} 1. a rd a satlan j ekm ek. 2. in c e ve p ik in p id e. [D S]|| b azar etmek, {OsT} A lveri y a p m a k .| b azar eylemek, {eAT} ] P a z a r lk y apm ak. \ b azar helvas, {az} Tahin h el \ vas. [D S]|| b zr- lem, {OsT} Btn a r p a za r. \ \ b zr- ak, {OsT} A k p a z a r. | b azar dndr | mek, {eAT} P az arl bo z m a k .| bzr- esb, {OsT} | At p a z a r .| b azar itmek, {eAT} P a z a r lk y apmak.\\ | b azar klmak, {eAT} P a z a r lk y a p m a k .| bazar | ua, {az} ( ocu k veya g en iin) a lv erie y a t kn, gz ak. [D S]|| b azar yiri, {az} P a z a r kuru lan yer. [DS] bazargh, [Far. bzr-h olSjjL] (b a ;z a ;rg ;h ) (b a zan)

{OsT} is. Pazar yeri; ar, bazari, [Far. bzr + Ar. -I sJjti] (b a :z a ;r i:) {OsT} sf.

pin mi m . s
1. Pazarla ilgili. 2. arda alnp satlabilen. 3. is. , sanat ve ticaret adam; tccar, bazaristan, [Far. bzr-istn jU-jljL.] (ba :z a :rista :n ) {OsT} is. ehrin alveri merkezi; ar; pazar, bazarlanmak, [bazar-la-n-mak] {eT} dnl. [-u r] Al veri etmek, bazarlk, - [bazar-lk] is. Pazarlk. S bazarl pi irmek, {az} (Yasa d ilikilerde) an lam aya varm ak; kadn ve e r k e k a ra la rn d a anlam ak. [DS] bazarlkl, [bazar-lk-l] {az} sf. 1. (Ticaret eyas iin) pazarlk yaplarak alnp satlan. 2. (Kii iin) alverilerinde hep pazarlk yapan. [DS] 3. ( ten kelimesi ile birlikte) sinsi; art niyet gden, bazbend, [Far. bzu-bend] {OsT} is. -* pazbent, bazban, [Far. bz-bn 0^jL>] (b a :z b a :n ) {OsT} is. Kuu; doanc, bazdama, -c [baz (yans) > baz-da-ma / baz-lama] {az} is. Bazlama. [DS] bazdar, [Far. bz-dr jbjL] (b a :z d a :r) {OsT} is. tur. mparatorluk dneminde avc kular yetitirip ter biye eden saray grevlisi, bazdrma, [baz (yans.) > baz-dr-ma] {az} is. Baz lama. [DS] bazek, -i [Far. bzek i)jl>] {OsT} is. Kk doan kuu. bazen1 [Ar. baz (bir ksm ) > ba'z-en , (ba:zen ) {OsT} zf. 1. Ara sra; zaman zaman; dembedem; gh; baz baz; vakit vakit. 2. Arada bir; baz za man; kimi vakit; nadiren. bazen2, [Fr. basin] is. -* pazen, bazende, [Far. bzende o-J^jL;] (ba :z en d e) {OsT} sf. Oynayan; oyuncu, fi3 bzende-zebn, {OsT} G ev e ze; boboaz. bazergn, [Far bzern o\SjjU] (b a :z erg :n ) {OsT} is. Tccar. bazergni, [Far. bzergnl ^ IfjjL ] (b a :z e r g :n i:) {OsT} is. Tccarlk, bazgan, [bas-mak > bas-n / baz-n] {eT} sf. 1. Basan; ezen. [EUTS] 2. zf. Tazyik ederek. [Gabain] 3. is. eki. 4. Mersin aac yemii. [DLT] 5. Mey ve. [DLT] bazget, [Far. bz-get c~i?jL.] (ba.zget) {OsT} is. 1. Geri dnme; pimanlk. 2. Gerileme; k. bazgn, [Far. bzgn / bzgne jTjlj / jS'jl] (ba:zg :ne) {OsT} sf. 1. Ters; ba aa. 2. Uursuz; om. bazga, [Far. bz-g UJj l ] (b a .z g a :) {OsT} is. Ayrdetme yetenei, bazhane, [Far. bz-hne ^U-jU] (b a :z h a :n e) {OsT} is. Avc kularn yetitirildii yer. j i ~ ] (ba:z) {OsT} sf. - baz1.

BAZ b az, [Ar. baz (bir ksm ) + - (izafet k esresi) > ba'z

baz1, [Ar. bacz (bir ksm ) + - (izafet k esresi) > ba'z y ;] (ba:z) {OsT} sf. 1. Bir ksm; birtakm. 2. Kimi. 3. zf. Arada srada; bazen; baz. S baz baz, A rad a srad a, zam an zam an. | bazlar, B ir ksm ; | baz p a r a la r ; birtakm ; kim isi.j] bazs, -* bazla r. baz2, [Yun. pasa / pas] {az} is. -* paz. [DS] bazJ, [baz (vans.) > baz-] {az} is. Bazlama. [DS] baz a, [Ar. bz'a] (ba :z a) {OsT} is. tp. Derisi ke silmek zere olan yara, bazh, [Ar. bzh j o l j (ba;zh) {OsT} sf. Yce; yk sek. bazik, -la [Ar. bazik Jil>] (ba:zk) {OsT} sf. Akll; zeki. bazma, [baz (yans.) > baz--ma] {az} is. Bazlama. [DS] baznmg, [Ar. baz + T. -n-n d l^ j] (ba:znn) {eAT) zm. Bazsnn, bazrdam ak, [baz (yans.) > baz-r-da-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-d ()-y o r] (Yanmakta olan ya odun veya zerine su dklen ate, scak kl iin) ses karmak; cazrdamak. [DS] bazrdatm ak, [baz (yans.) > baz-r-da-t-mak] {az} g l .f . [-r ] Ya odunu yakarak, ate veya scak kl zerine su dkerek ses kartmak; cazrdatmak. [DS] bazrd, [baz (yans.) > baz-r-t] {az} is. Ya odunun yanarken veya zerine su dklen kzn, scak k ln, kzgn demirin kard ses; cazrt. [DS] bazrm a, [baz (yans.) > baz-r-ma] {az} is. Bazlama. [DS] bazi1, [Ar. bz ^iL.] (b a .z i:) {OsT} sf. 1. Beenme yen; istihfaf eden. 2. Az bozuk; kfrbaz. bazi2, [Far. bz _sjL ] (b a .z i;) {OsT} is. 1. Oyun; e > lence. 2. Kandrmaca, hile, c? bz-gh, {OsT} Oyun y e r i; e len c e yeri. | bz-gede, {OsT} Oyun, j e len c e yeri. | bz-ger, {OsT} Oyun oynayan ; r a k | k a s ; k e k .| bz-ger, {OsT} O yunculuk; k e k lik ; | engilik.]] bz-g, {OsT} akac, en k im se.| bz| hne, {OsT} Oyun, e len c e yeri. bazie, [Far. bzi-e ^ j b ] (b a :z ie) {OsT} is. 1. Oyun. 2. Oyuncak. 3. Tiyatro oyunu, bazidiyospor, [Fr. basidiospore] is. bot. Bazitli man tarlarn sporlar, baziger, [Far. bzi-ger] (ba:zig er) {OsT} is. 1. Oyun cu; aktr. 2. engi; dansz, bazik, -i [Fr. basique] sf. kim. 1. Baz zellii gste ren. 2. Birleimindeki baz zellii tuza gre daha ok olan, bazik oksitler, kim. O ksijen bakm n

BAZ d a n zayf, su ile birlenince baz, a sitle birlein ce tuz oluturan oksitler. bazil, [Ar. bezl (b o l verm e) > bzil UiU] (ba:zil) {OsT} sf. 1. Bol bol para datan; para harcayan. 2. ok cmert, bziln-nim, {OsT} N im etler d atan ; ih sa n lard a bulunan. bazilika, [Yun. basilike (k ra l revak) > Lat. basilica > Fr. basilique] is. 1. Kral saray. 2. U ksmnda yarm daire eklinde absid knts bulunan dik drtgen biimindeki Roma mahkemesi. 3. Ortadaki blm yksek, iki yanlar alak blmeli kilise. 4. lleri ok byk olan Katolik kilisesi, bazir, [Ar. bzir jil*] (ba:zir) {OsT} sf. 1. Eken; ekici. 2. Dedikodu yapan; dedikoducu. 3. Geveze, bazit, [Yun. basis (tem el) > Fr. baside] .w. bot. 1. Bazitli mantarlarn drt spor tayan gzle grle meyecek kadar kk uzantdan ibaret reme orga n. bazitli m an tarlar, bot. S p o rla r bazitler iin d e bulunan b e yz k a d a r cinsi, bin b e yz k a d a r d a tr bulunan m an tar grubu. bazket, [Far. bzgeten (dnm ek) > bzket o-iS'jl.] (ba:zket) {OsT} is. 1. Dn. 2. tasvf. Nakibend tarikatnda zikir srasnda mritler tarafndan gnl dili ile L a ila h eilla lla h dedikten sonra tekrarlanan on bir szden biri olan "Ya R a b b i benim am acm sensin ve senin rzandr" kelimesi, bazlam a, [Yun. mazi (hamur) [Tietze] => paz / baz (yans.) > baz-la-ma 4jl>] is. 1. Sata piirilmi ma yal kaim ekmek; sac pidesi. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. Tatls bol kaim gzleme tatls. b azlam a, [baz (yans.) > baz-la-mac / jJ-jl] {eAT} is. Bazlama. bazlam ac, [bazlama-c] {az} is. Bazlama yapp sa tan. [DS] b aziam ak1 [Yun. mazi (ham ur) [Tietze] => paz > , paz-la-mak / baz (yans.) > baz-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Topak halindeki hamuru kabaca amak. 2. Acele olarak ekmek piirmek. 3. Hamuru saca yaptrmak. 4. Bir eyi yere yaptrmak; ya trmak. [DS] baziam ak2, [baz (yans.) > baz-la-mak] {az} gsz. f. [ - r ] [-l()-y o r] (zerine su dklen scak nesne veya yanan ya odun iin) ses karmak; czrda mak. [DS] b azlam bac, [baz (yans.) > baz-la-ma > bazlambac ^jU] {eAT} is. Bazlama. bazlanba, -c [baz (yans.) > baz-la-ma > bazlanba] {az} is. Bazlama. [DS] bazlanm ak, [baz-la-n-mak] {eTj gsz. f. [-ur] Ba ml olmak; tabi olmak, bazlam a, [baz-la--ma] is. kim. Bir maddenin baz durumuna gelmesi.

i e m

r a b

bazlatm ak, [baz (yans.) > baz-la-t-mak] {az} gl. f . [-r ] Ya odunu yakarak, scak nesneler zerine su dkerek ses kartmak; cazlatmak. [DS] bazm ande, [Far. bz-mnde oJ^jl.] (ba :zm a:n d e) {OsT} sf. 1. Geri kalm; durmu. 2. Kafasz; yete neksiz; kabiliyetsiz, bazname, [Far. bz-nme <wlijl,] (b a :z n a :m e) {OsT} is. Kuuluk ve ku avcl zerine yazlm eser, bazpes, [Far. bz-pes ^ .j^ ] (ba :z p es) {OsT} zf. 1. Geri. 2. Yeniden; tekrar, bazr, [Ar. bazr / bayzar J^i] {OsT} is. anat. Bzr; kli toris. bazrak, [Ar. bazzka] {az} is. Salyangoz. [DS] bazu, [Far. bz jjl>] (ba .z u :) {OsT} is. 1. Kolun dir sekle omuz arasndaki kasl ksm; paz. 2. {eAT} Kuvvet; kudret. S bz-dirz, {OsT} 1. Uzun k o l lu. 2. Sz g e e r ; nfuzlu. 3. Zalim. 4. M dahaleci. bazubend, [Far. bz-bend (ba:zu :ben d) {OsT} is. - * pazubent. bazudiraz, [Far. bz-dirz jljijjlj] (b a :z u :d ira :z ) sf. 1. Uzun kollu. 2. Sz geer; nfuz sahibi. 3. Kar an; mdahaleci. 4. Zalim, bazuk, -u [Far. bazu > bazuk] {az} is. Hayvanlarn kol ve bacaklarndaki kaslar. [DS] bazuka, [ng. bazooka (A m erikal kom edyen B o b Burrs'un ta sarlad s o b a boru su eklin d ek i mzik a leti)] (bazo'ka) is. as. 1. ki ucu soba borusu gibi ak, sa boru iinde kendi itmeli roket atan silah; roketatar. 2. spor. Futbolda, ok iddetli at ve onun patlama sesi, bazuvan, [Far. bzu-vn jljjjlj] {OsT} is. 1. Kolun st ksm ve o blgedeki kaslar 2. Kol gc, bazzld, [baz (yans.) > baz(z)-l-t] {az} is. Yanan ya odunun veya zerine su dklen kzgn nesne nin kard ses; cazrt. [DS] be- [Far. be- 4 {OsT} n ek. 1. Farsa ynelme duru J mu eki. 2. ..-e kadar, ff be-n-art ki, {OsT} u a rtla k i.| be-c, {OsT} Yerinde.| be-ceyb, {OsT} | | Y akaya d oru .| be-der, {OsT} Darya.\\ be-d, | {OsT} O m za; om u zda.| be-gyet, {OsT} o k a r; | so n derece.\\ be-hakk, {OsT} ..-in h akk iin.| be| hakk H ud, {OsT} A llah h akk iin .| be-hod, | {OsT} K en d i b a n a ; yalnz.\\ be-hkm-i kader, {OsT} Kaderin' hkmyle.\\ be-hkm-i kad, {OsT} K a d k a r a r ile.| be-hkm-i lillh, {OsT} A lla h n | hkmiince.\\ be-kavl, {OsT} D edi in e g r e ; szne g r e .| be-kavl-i r, {OsT} huk. 1. Yasa koyucuya | g re. 2. K am u oyu na gre.\\ be-kef, {OsT} E l iin de; avu ta.| be-ksiste, {OsT} 1. K opm u ; kopuk. 2. | zlm ; zk. 3. G evek. 4. Dk.\\ be-leb, {OsT} D udakta}] be-nm, {OsT} 1. nl; m ehur; nam l. 2. {az} G zel; iyi; nadide. [D S]|| be-ser,

6 m a i ff S B M .5 iT jOsT} B a stne. | be-ser em , {OsTj B a(m ) | gz(m ) stne; b a stne. | be-tahss, {OsT} O| z ellik le; hususiyle; hele. Be [Fr. bryllium] (beri'lyum ) kim. zgl arl 1,85, atom arl 9,013, ergime scakl 1215 C olan berilyum adl hafif bir metalin sembol. be1, [ba / b / b / bo / b / b (yans.)] is. 1. (nsan iin) barma, seslenme, gevezelik etme, yksek sesle konuma ve seslenmeyi anlatan kk. [Zlfikar] be- ir-m ek 2. (Hayvan iin) barma, seslenme, brme anlatan kk. [Zlfikar] be-le-m ek, be- ermek. 3. nl. {eTj Koyun meleme sesi. [DLT] be2, [b / be] is. Trk alfabesinin ikinci harfi 'nin ad. be3, [be] is. 1. "Ey, hey, yahu" anlamlarnda dier ke lime ve cmlelerin anlamm ve duyguyu belirtmek iin teklifsiz konumalarda kullanlr. 2. Kaba bir hitap iin kullanlr. be4, [be (yans.)] (b) {az} is. (ocuk dilinde) byk aptes. [DS] be5, [b] (b e ;) {eT} is. Ksrak. be6, [Far. be -u] {OsTj ba. 1. Ayn iki kelime arasna girerek ikileme yapar, yan -be-y an (yan yan a), dizbe-diz (diz dize) 2. Aralarnn uzak olma durumunu belirtir, a y -b e-a y (aydan aya), k y -b e-k y (kyden kye) 3. Ayn olan iki sfat arasna girerek anlam pekitirir, evvel-be-evvel, z-b e-z beanart, [Far. be-n-art o t] {OsT} e. u artla ki. beat, [Amer, beat (vurma, rpm a)] (bi;t) is. 1. Caz mziinde lnn kuvvetli zaman. 2. Bir caz ese rindeki ritim iddeti, beatnik, [Amer. ng. beat gnration > beatnik] (bi:tnik) is. 1. Beat kua hareketinden yana olan. 2. Genel davranlar ve hrpani kl ile sosyal yapdan kopma eilimi gsteren, toplumun dnda bir hayat sren gen, beb, [beb (yans.)] is. Kekelemeyi anlatan yansmal kk. beb-il-de-k. bebal, [Ar. vebal] (az) is. Gnah. [DS] beban, [Ar. bebn oL;] (b eb a :n ) {OsT} is. bebban.

BEB grlen ocuklara alay etmek iin sylenir. 3. {az}Lale tomurcuu. [DS] 4. {az}Gelincik ie i. [DS] bebek, -i [beb / bebe (yans.) > bebe-k] is. 1. Meme emen kk ocuk. 2. nsan eklinde yaplm k k oyuncak. 3. nl. Sevgi ifadesi olarak kullanlan bir sz. 4. Gzde irisin ortasndaki siyah ksm. 5. {az} Bostan korkuluu. [DS] 6. {az} Yetikin erkek. [DS] 7. {az} Krehir'de tek kadn tarafn dan oynanan oyun. [DS] 8. Gzel giyinmi, ss lenmi kz. 9. m ecaz. ok sevilen ve zerine titre mlen ey. 10. {az} Gelimi, byk kene. [DS] S bebek beklemek, (K adn iin) dou rm ak zere bulunm ak; h am ile o lm ak.| bebek gibi, 1. D av ra | nlar b e b e i andran. 2. (K ad n lar iin) o k g zel]] bebek oynam ak, O yuncak b e b e k le oynam ak. bebeke, [bebek-e] (bebe'ke) zf. 1. Bebee yakr biimde. 2. Bebek gibi. bebekleme, [bebek-le--me] is. Bebeklemek duru mu. bebeklemek, [bebek-le--mek] dnl. f . [ - ir ] 1. Bebek durumuna gelmek; bir bebekten beklenecek trden davranta bulunmak. 2. mark davran mak. bebeklik, -i [bebek-lik] is. 1. Bebek olma durumu. 2. Yeni doan ocuun srekli olarak yetikinlerin bakmna muhta olduu dnem. 3. Bebeke dav ran. S bebeklik etmek, 1. Yana g r e d a h a k klere y a k r d a v ran lard a bulunm ak. 2. m a rk lk etm ek. bebelenmek, [bebe-le-n-mek] {az} gsz. f. [ -ir ] 1. ocuka davranlarda bulunmak; ocukluk etmek. 2. Tanelenmek; taneleri meydana kmak. [DS] beberuhi, [bebe(k)+ Ar. rh ^ ] (b e b e n i: hi:)

{OsT} is. m ecaz. 1. Sevimsiz, budala ve ksa boylu erkek. 2. z. is. Karagz oyununda ok konukan, ylk, bakalarna eziyet etmekten zevk alan, k lah, salta ve izme giyen cce tipi; Altkula, Pibop. bebga, -a i [Ar. beb >1^] (b e b a :) {OsT} is. Pa paan; dudu. bebgaiye, [Ar. bebaye
{O s T} is. p sik ol. Pa

bebban, [Ar. bebn / bebbn o L J (b e b b a :n ) {OsT} is. Yol; yordam; slup; tarz. S bebbn- iibbn, {OsT} G en lerin tarz, yry, yolu. bebe1 [bebe(k) / Fr. bb] is. 1. Bebek; st ocuu. , 2. Yeni yetien ocuk; gen. S bebe becik, olu k ocuk. | bebe belik, {az} Bykl kkl o cu k | topluluu; o lu k ocuk. [D S]|| bebe iei, {az} Papatya. [D S]|| Bebe Ruh, -* beberuhi.|| bebe top ra, {az} H llk. [DS] bebe2, [ocuk, d. be-be] {az} is. 1. Taneli yiyecek maddeleri. 2. Tohum. 3. Kei pislii. [DS] bebecik, -i [bebe(k)~cik] is. 1. Yeni domu; kk bebek. 2. Byd hlde bebek gibi hareketleri

paan gibi anlamsz biimde konuma. bebil, [beb (yans.) > beb-il] {az} sf. 1. Nazl. 2. Tombul. [DS] S bebil bebil, {az} E tin e dolgu n; tom bul tombul. [DS] bebildek, -i [beb (yans.) > beb-il-de-k] {az} sf. Syledii tam anlalamayan; geveleyerek konu an. [DS] bebillemek, [beb-il-le-mek] {az} gl. f . f - r ] [-l(i)y o r ] Bir eyin zerine fazlaca dmek; ar deer vermek. [DS]

BEB bebillenmek, [beb-il-le-n-mek] {a a } gsz. f . [-ir ] 1. Bymek; gelimek. 2. Birinin srtndan geinmek; ondan yararlanmak. [DS] bebir, [Far. bebr / bebir _] {OsT} is. zool. 1. Kaplan, (F elis tigris). 2. Pars; leopar, (F elis pardu s). bebirlenm ek1 [beb (yans.) > beb-ir-len-mek] {az} , gsz. f . [ -ir ] 1. Mrldanmak. 2. Doyar gibi olmak. 3. Y ere geliigzel oturmak; melmek. [DS] bebirlenmek2, [Far. bebr > bebir-len-mek] {az} gsz. f [-ir ] 1. Bbrlenmek; gururlanmak. 2. Biri nin srtndan geinmek. 3. Geimini salamak; ge inip gitmek. [DS] bebr, [Far. bebr (leo p ar) {OsT} is. zool. -* bebir, babur. bebk, - [beb-k] {az} is. 1. Bebek. 2. Tomur cuk. 3. Leblebi, msr gibi kavrulup yenilebilen ta neli yiyecekler. [DS] bec1, [bec (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlar ar ma, kovalama anlatan kk. [Zlfkar] bec2, [bec (yans.)] is. Mzklk etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] b ec-ik-le-m ek. becJ, [Far. bec g j {OsT} is. 1. Su ya da arap sznts. 2. Azn ii; avurt. b eca1, [Far. be- (verm e) + c (yer) > bec Uf] (b e c a :) {OsT} sf. 1. Yerinde; uygun. 2. zf. Uygun bir ekil de. 3. is. Karaca; geyik, bec-n-bec, {OsT/ Yerli ve y er siz ; iyi v e kt; uygun ve uygunsuz. beca2, -a i [Ar. bec1 *Lf] {OsT} sf. Geni; bol. becalet, [Ar. beclet cJU :] (b e ca :let) is. 1. Flametli olma; 2. Heybetli olu, becana, [Srp, bezanija (ka y eri) ? > becene] {az} sf. (Yap iin) yklm veya yklmaya yz tutmu; harabe. [DS] becanalk, - [becana-lk] {az} is. Korkun yer. [DS] becanibi, [Far. bicnibi becari, [Ar. becr siz. becayi, [Far. be-c-yi ^ .U r] (b eca.y i) {OsT} is. 1. Karlkl yer deitirme. 2. huk. Kadrolar ayn olan iki devlet memurunun karlkl olarak yer deitirmesi. S becayi etmek, K a rlk l y e r d e itirm ek. becbece, [Ar. becbece {OsT} is. 1. ocuu e lendirmek ya da uyutmak iin sylenen ninni ya da hokkabazlk. 2. ocuu elendirmek; teskin etmek. bece1, [Far. baa (ocu k) > bee] {az} is. A n oulu. [DS] bece , [Ar. bece *] is. 1. Sivilce. 2. Arpack, becek, -i [Far. plak => becek 2. {az} Tlbent. [DS] {eAT} is. 1. Tl. (b e c a : nibi) sf. Uysal, (b e c a :r i:) sf. Belal; talih

I f f S

becel, [Ar. becel J ^ ] {OsT} is. 1. Yalan; iftira. 2. a ma. becellemek, [becer-le-mek] {az} gl. f . [- r ] [-l(i)y o r ] Bir ii baarmak; stesinden gelmek; becer mek. [DS] becelleme, [becel-le--me] is. Becellemek ii. becellemek, [Ar. cedel (atm a) > becel-le--mek] g s z .f. [-ir ] 1. Uramak; ekimek. 2. Tartmak, becen, [? becen] {az} is. Tavan yavrusu. [DS] becene, [Srp, bezanija (ka y eri) => becene -^r] is. 1. rdek av iin yaplm kulbe; gme, {az} (ay n) [DS] 2. {eAT} Avc kulbesi. 3. {eAT} Kulbe. 4. Tuzak; pusu. 5. {O sT} Snlan gizli yer. 6. {az} Issz, tenha ve korkun yer. [DS] 7. {az} Sarp, ka yalk ve talk yer. [DS] becenelik, -i [becene-lik] {az} is. Bataklk; sazlk. [DS] beceri, [becer-i] is. 1. Elinden i gelme; maharet; us talk, (1935). 2. Kiinin yatknlk ve renme g cne bal olarak bir ii sonulandrma yetenei; maharet. 3. spor. Vcudun, yaplmas zor altrma lara yatknl, becerik, -i [becer-ik] is. -* beceri, becerikli, [becer-ik-li] sf. I. Tuttuu ii, ustalkla, anlayla ve yetkiyle baaran; maharetli; usta. 2. Elinden i gelen; acar, beceriklilik, -i [becer-ik-li-lik] is. Becerikli olma hali. beceriksiz, [becer-ik-siz] sf. 1. Yapmak iin bana getii bir ii baaramayan; ciz. 2. Elinden doru drst bir i gelmeyen; kabiliyetsiz; istidatsz, beceriksizlik, -i, [becer-ik-siz-lik] is. 1. Beceriksiz olma durumu. 2. Elinden hibir i gelmeme, becerlemek, [becer-le-mek] {az} gl. f . [- r ] [-l(i)y o r ] 1. Baarmak; becermek. 2. Bulup bulutur mak; elde etmek. 3. Kt bir iin hakkndan gel mek. 4. Irzna gemek. [DS] becerm e, [becer-me] is. Becermek ii. becermek, [baar-mak > bacar-mak > becer-mek] gl. f . [ -ir ] 1. G bir ii, yolunu bularak baar ile bitirmek. 2. Baarmaya gc yetmek. 3. Bir iin stesinden gelmek. 4. Doru olarak syleyebilmek. 5. m ecaz. Bozmak, kirletmek. 6. a rgo. Birini l drmek. 7. Birinin rzna gemek. 8. Hile ile elde etmek. 9. Byk aptesini yapmak, becet, [? becet] {az} is. zool. Seregillerden, kk bir ku, (P asser). [DS] beci, [be3-ci] sf. 1. Konumasnda beyi ok kulla nan. 2. Ahmak; aptal. becid, -ddi [Far. be- + Ar. cidd {OsT} is. 1. Cid d; gerek; nemli. 2. {eAT} zf. abuk; acele; der hal. 3. {eAT} Bir iin stne ok den; dkn. 4. {eAT} Sk sk; srekli olarak. 5. {eAT} ok; fazla. 6. {eAT} Gerek; lazm. 7. {az} sf. Gerekli; nemli;

l ! M CE S Z O 519 b K acil. [DS] 8. {az} Pein. [DS] S becid durm ak, {eAT} 1. zerine d m ek; sra r etm ek. 2. A ce le etmek.\\ becid dutm ak, {eAT} - * becid tutmak.|| be cid dutm am ak, {eAT} A ldr etm em ek.| becid ol | mak, {eAT} S rekli a lm a k ; zerin e dm ek; s ra r etm ek.| becid tutm ak, {eAT} 1. zerine d | m ek; sra r etm ek. 2. A ce le etmek. becidlemek, [becid-le-mek {eAT} {az} gl. f . [-r] 1. Sk tutmak; cidd tutmak; sktrmak. 2. Acele ettirmek; abuklatrmak. [DS] becidletmek, [becid-le-t-mek dUJ-bt] {eAT} gl. f i [- r] Hazrlatmak, becik, -i [bec (yans.) > bec-ik] {az} is. Buza. [DS] beciklemek, [bec (yans.) > bec-ik-le-mek] {az} gsz. f i [-r] [-lO )-yr] Mzklk etmek, becil, [Ar. becl (b e cid ) {OsT} is. 1. Saygn b yk kii. 2. Gsterili kimse. 3. iman, becir, [Ar. becr j ] (b e ci;r) {OsT} sf. Birok; say sz; pek ok. becit, -di [Far. be- + Ar. cidd (ciddiyet) > becid J^r]

BE

e-i nev, {OsT} 1. Yeni d oan ocuk. 2. Yeni d o mu yavru. 3. Yeni filizlen m i bitki; tomurcuk. 4. Yeni ortaya km olay.\\ bee-i tvs-i ulv, {OsT} 1. G kteki tavusun yavrusu. 2. Gne. 3. Ay. 4. Gndz. 5. Ate. 6. Yakut. beedan, [Far. bee-dn j b 4^] (b eed a :n ) {OsT} is. Dlyata; rahim, beegn, [Far. bee-gn 015^ ] (b eeg ;n ) {OsT} is. ocuklar; yavrular, bee, [Far. bee / bee ^ ] {OsT} is. ocuk. S beebz, {OsT} 1. ocu kla oynayan. 2. o cu k la rla cin s e l ilikiye giren edilgin e cin se l erkek. beedan, [Far. bee-dn j b ^ ] (b e ed a :n ) {OsT} is. -* beedan. beedar, [Far. bee-dr J s 4=^] (b e ed a ;r ) {OsT} is. 1. ocuu olan; yavrusu olan. 2. Gebe; hamile,

beegn, [Far. bee-gn \S 4^>] (b e eg ;n ) {OsT} is. 1. Yavrular. 2. ocuklar. S beegn- dde, {OsT} G zyalar.

{az} sf. 1. abuk; acele; derhal; 2. Bir iin stne beek, -i [Far. beek d U J {OsT} is. 1. Bir tr kesici ok den. 3. Sk sk; srekli olarak. 4. ok; fazla. alet. 2. Kk silah, 5. Gerekli, lzumlu 6. G; zor; etin. [DS] S becit beel, [beel] {eT } sf. 1. (Kadn iin) snnet edilme durmak (tutmak), 1. zerine dm ek, sra r etm ek. mi. [DLT] 2. {eAT} (Kadn iin) byk bzrl. 3. 2. A cele etm ek.| becit olmak, zerine d erek s | (Erkek iin) hadm edilmi. [DLT] 4. (Hayvan iin) rekli alm ak. idi. [DLT] 5. {az} (nsan iin) sakat; olak; to becitlemek, [becit-le-mek {eAT} gl. f . [-r ] - pal. [DS] 6. {az} (Hayvan iin) sakat. [DS] becidlemek. beene, [beene] {az} sf. Gayretli; alkan. [DS] becitletmek, [becit-le-t-mek] gl. f i [ - r ] Hazrlatmak. beik, -i [be (yans.) > be-ik] {az} is. Kei yavru becra, -a i [Ar. becr5 tiy~] (b e c ra ;) {OsT} sf. 1. su; olak. [DS] (Kadn iin) gbei kk. 2. (Y er iin) yksek; te bein, [Far. bzina > bein] (be:in ) {eT} is. May pe. mun. S bein yl, {eT} On iki hayvan l Trk tak Be, [Mac. bes (bodrum )] z. is. 1. Eskiden Viyavim inde dokuzuncu yln ad. na'ya verilen ad. 2. Avusturya anlamnda da kulla bei, [Far. becest (srayla)] is. Kmlt. S bei nlmtr. S Be tavuu, z ool. Slngillerden k bei, K m l kml. k ve p la k bal, k s a kuyruklu, tyleri beyazBekri, [Mac. Bec (Viyana) + Far. -kri] (b e ck :r i:) siyah krll b ir ku; K a r ta c a tavuu, Trk tavuu, {OsT} sf. (Eya iin) Viyana'dan gelen; Avusturya Hint tavuu, (N um ida m eleagris). ii. be1 [be (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlar ar , bekem, [Far. bickam (at kuyruu) [Doerfer]] {eT} 1. ma, kovalama anlatan kk. [Zlfkar] b e i bei. S Alamet; belge. 2. pek veya yaban sr kuyru bei bei, {az} K e i veya k p e k a rm a nlemi. undan yaplarak savata askerlerin takt alamet. [DS] [DLT] be", [be] {az} sf. 1. Aptal; budala. 2. Akl banda olmayan; deli. [DS] bee, [Far. bee / bee <^] {OsT} is. 1. nsan veya hayvan yavrusu. 2. Esir ocuk. S bee-bz, {OsT} 1: ocu kla oynayan. 2. K u la m p a ra .j| bee-dr, {OsT} ocu k sa h ib i o la n ; hamile.\\ bee-i hor, {OsT} D e erli ta.j bee-i hflnn, {OsT} 1. K an l | yavru. 2. Ac g z y a la r.| bee-i hflrd, {OsT} 1. | Gnein yavrusu. 2. D e er li ta; d e erli m aden. | | bee-i ky, {OsT} G ayrim eru d o a n ocuk. | be| bekemlenmek, [bekem-le-n-mek] {eT} dnl. f . [r] Savata belge taknmak; bekem taknmak. [DLT] bekm, [Sod. ptskup / Far. bakam [Doerfer]] {eT} is. Evin sofas. [DLT] Beli, [Mac. Bec (Viyana) + T. -li] sf. Viyanal; AvusturyalI. Bel, [Mac. Bec (Viyana) + T. -lu] {OsT} sf. -* Be li.

BED bed1, -d i [Ar. bed Ju] {OsT} is. Balama; balay. S bed etmek, {OsT} B alam ak]] bed-i besmele, {OsT} S a ra y d a e h z a d eler e verilen ilk oku m a dersi. bed2, [Far. bed x ] {OsT} sf. 1. Kt. 2. (Ses iin) ir

on K i .
huylu; kt y a ra d ll]] bed-mest, {OsT} 1. o k f e na sa rh o olan. 2. K en din i bilm ez d e r e c e d e s a r ho]] bed-mest, {OsT} K t sarholu k]] bed-mezhep, {OsT} (Kiifr o la r a k kullanlr) kt m ezhepli; dinsiz.| bed-m ihr, {OsT} yilik etm eyen; insani | yetsiz]] bed-nm, {OsT} Ad ktye km ; fe n a tannm .| bed-nesl, {OsT} A sl kt o la n ; soysuz.| | | bed-nigh, {OsT} K t bakl]] bed-nihd, {OsT} K a ra k teri zay f; rezil; a sl bozu k; baya]] bednljd, {OsT} Soyu bozu k; a sl bozuk; baya]] bednk, {OsT} yi kt.]] bed-niyet, {OsT) N iyeti kt olan. | bed-nm, {OsT} irkin grnl]] bed| pesend, {OsT} 1. K tlkten holan an . 2. K t k ii le r c e be en ilen . 3. K tl v en ; ktlkten h o lanan]] bed-peym n, {OsT} Sznde, an dn da dur m ayan; sznn eri olm ay an .| bed-rh, {OsT} Yolu | kt o la n ; kt y o la sapan.]] bed-rm , {OsT} 1. Sert b a l at. 2. H o ; latif; y akkl. 3. zf. D aim a; s rekli.| bed-rn, {OsT} I. ler i kt yneten. 2. | apkn k ad n ; f a h i e ; orospu ]] bed-ry, {OsT} K t dnceli]] bed-reftar, {OsT} H areketi, gidii kt olan ]] bed-reg, {OsT} (nsan, hayvan iin) a sl kt ve huysuz o la n ; kt y a ra d ll]] bed-reng, {OsT} O rta koyulukta kirli ren k.| bed-rey, {OsT} | D ncesi yanl, kt olan ]] bed-rzgr, {OsT} Talihsiz]] bed-sil, {OsT} F e n a dn celi; h erkes h akk n d a kt syleyen ]] bed-sret, {OsT} A hlaksz; kt huylu]] bed-sirit, {OsT} Y aradl kt]] bed-sflret, {OsT} Grnm, biim i irkin olan.]] bed-ekl, {OsT} B iim i bozuk]] bed-kn, {OsT} Uursuz]] bed-tali, {OsT} Talihi kt o la n ; talih siz.]] bed-tedbr, {OsT} N iyeti bozu k; istei kt o la n .| bed-ter, {OsT} D a h a kt ; o k ktii; beter.]] | bed-tynet, {OsT} A hlaksz; cinsi, m ayas bozu k.| bed-slb, {OsT} K t y o lu tutan.| bed-zebn, | {OsT} 1. Az bozu k; kfrbaz. 2. K t dil]] bedzehre, {OsT} K o rk a k ; y reksiz; d lek]] bed-zinde, {OsT} C ansz; kuvvetsiz.

kin. 3. e yaramaz; fena. 4. (Yz iin) somurtkan; ask. 5. zf. Dmanca. 6. is. Ate tututurmakta kul lanlan yar yanm paavra. S bed-gz, {OsT} K t ba la n g l; kt b ir e k ild e balan lm .| | bed-ahd, {OsT} V erdii s z d e durm ayan; y a la n c]] bed-ahlak, {OsT} A hlak kt o la n .| bed-ahter, | {OsT} Talihi kt]] bed-h, {OsT} Z a y f k a r a k ter li; kt huylu.| bed-alef, {OsT} P isb o a z .| bed| | amel, {OsT} i v e d avran lar kt olan. | bed| mfiz, {OsT} Kt ey leri ren en ve reten .| | bed-asl, {OsT} Asl, soyu kt olan.]] bed-vz, {OsT} irkin sesli]] bed-yin, {OsT} 1. G elen ek ve g ren ek le ri kt olan. 2. D in d n celeri aykr o la n .| bed-azm , {OsT} Ktl den en m i kim | se]] bed-baht, {OsT} -* bedbaht.|| bed bed, Kt kt .| bed bed bakm ak, B ir ktlk y a p aca km | g ib i b a k m a k; kt kt bakm ak]] bed-bn, {OsT} -* bedbin.|| bed-bfi, {OsT} K t kokulu.| bed-bd, | {OsT} Kt y a p l.| bed-bflk, {OsT} K t korkak.]] | bed-cins, {OsT} Soyu bozuk; cinsi bozuk]] bedehre, {OsT} irkin yzl]] bed-em, {OsT} Kt g zl ; nazar deen. | bed-ihre, {OsT} -* bed-eh| re.|| bed-dil, {OsT} K t y rek li; k o r k a k ; yreksiz]] bed-dimag, {OsT} n at; m uhteris; kaprisli]] beded, {OsT} K a b a davran lar o la n ; terbiyesiz. | | bed-encm , {OsT} Sonu kt olan]] bed-endm, {OsT} irkin vcutlu; biim siz; arpk]] bed-end, {OsT} Kt niyetli; ktlk yapm ay dnen]] bed etmek, {az} I. Yanl yapm ak. 2. F e n a etm ek. [D S]|| bed-fal, {OsT} Uursuz.| bed-fercm , {OsT} | Sonu kt olan]] bed-ferm , {OsT} K t l k y a p m ay, gn ah ilem eyi em reden ]] bed-fil, {OsT} K t iler y ap an ]] bed gelmek, {OsT} irkin g (b ed a ;a t) {OsT} is. 1. rnm ek]] bed-gevher, {OsT} z bozu k; m ayas bedat, -ti [Ar. bed'at b ozu k.| bed-girdr, {OsT} K t y a ra d ll; kt | Gzellik. 2. Yenilik; zgnlk; orijinallik. 3. Gzel i le r y ap an ]] bed-gher, {OsT} M ayas bozuk. | | sz syleme. bed-gm n, {OsT} 1. phelenen. 2. K t l k d bedad, [Ar. bedd (b ed a .d ) {OsT} is. 1. Blk; nen,| bed-hh, {OsT} Birinin veya b ir iin ktl | frka; parti. 2. Pay; hisse; nasip. 3. Savaacak ak n isteyen; ktcl]] bed-hhne, {OsT} K tlk ran. isyen e y a k r biim de. | bed-hl, {OsT} Durumu | kt o la n ; dkn.| bed-hisl, {OsT} K t y a r a d bedahet, [Ar. bedahet / bedhe ojsIju / Ijo] (be| ll]] bed-h, {OsT} Som urtkan; a s k suratl]] bedd a :h et) {OsT} is. 1. Ayan beyan, ortada olma; bel hy, {OsT} 1. Kt y a ra d ll; f e n a huylu. 2. K t lilik; anlalrlk. 2. Anszn ortaya kma; beklen huy. | bed-kadem, {OsT} A ya uursuz; k a d em | medik olay. 3. man. Aklk; pheden uzak olu. siz]] bed-kr, {OsT} K t e y le r y a p a n ; ii ve h a 4. Hazrlksz konuabilme yetenei. 5. Balang. rek e ti kt olan]] bed-legm, {OsT} 1. G em alm az, bedaheten, [Ar. bedheten U*ljb] ( b e d a ;h e ten) s e r k e at. 2. Sz dinlem ez kim se; serk e. 3. l {OsT} zf. 1. Dnmeden. 2. Anszn. 3. Hi phe a d a m ; bedevi]] bed-lik, {OsT} irkin su ratl; k brakmayacak ekilde ak seik. t yzl.| bed-m a, {OsT} Geim i, y a a y iyi | olm ayan ; kt yaayan ]] bed-mye, {OsT} (Kii bedah, [Bedahan (A fganistan'da b ir eyalet) iin) huyu bozu k; kt y a ra d ll; kt soydan g e {OsT} is. Bedahan. S 1 bedah- muzb, {OsT} 1. len ; st bozu k; soysuz]] bed-meni, {OsT} Kt E rim i yakut. 2. arap.

ffilir M tM .5 2 1
bedahan, [Bedahan (A fganistan'da b ir eyalet) jl -Ju ] (b ed ah a.n ) {OsT} is. Bedahan'da kardan iyi cins, ak pembe yakut, bedah, [Bedahan (A fganistan'da b ir eyalet) > bedah] (b e d a h i:) {OsT} sf. 1. Bedahan'a ait. 2. is. Ak pembe yakut, bedaih, [Ar. bedh>bedih t'-)4 (b e d a :ih ) is. Gzel ] szler. bedal1 -li [Ar. bedl J I j J (b ed a :l) is. Karlkl de , ime; trampa; dei-toku; mbadele. bedal2, [Yun. petalion] {az} is. 1. Kadnlarn yzle rine srdkleri boya; allk. 2. Gelinlerin yzlerine yaptrlan yaldzl pullar. [DS] S bedal dkmek, {az} G elinlerin y zlerin e y aldzl p u l yaptrm ak. [DS] bedalize, [Yun. petaluda] {az} is. Kelebek; pervane. [DS] bedaluka, [t. basilisco] {OsT} as. is. Eskiden kulla nlan bir eit top. bed an, [Ar. bed'n U-l>] (b e da.n ) {OsT} zf. lk bata; balang olarak, bedan, [Far. bedn oJu] (bed a:n ) {OsT} is. Ktler; irkin eyler. bedanet, [Ar. bednet cJJo] (b ed a:n et) {OsT} is. Yal ve besili olma; semizlik, bedava, [Far. bd- hev 1 :>>=> bedava] (b ed a:v a) y* L {OsT} is. 1. Emek vermeden, zahmet ekmeden ka zanlan; bele; anafor. 2. Kolay bulunan; ucuz. 3. zf. Parasn demeksizin; bedelini demeden, bedavac, [bedava-c] (b e d a :v a c) sf. Bakalarnn yannda beslenen; almadan, emek harcamadan, bedavadan ve alp rpma ile kazan salayan; anaforcu; belei, bedavaclk, - [bedava-c-llc] (b ed a:v aclk) is. Be davac olma durumu, bedavadan, [bedava-dan] (bed a .v a d a n ) zf. 1. Paras n, bedelini demeksizin. 2. Kolayca. S bedava dan ucuz, o k ucuz. bedavet, [Ar. bdiye (l) > bedvet ojIju] (b e d a :vet) {OsT} is. 1. Bo arazi; l. 2. lde yaama; adr hayat; bedevlik, bedavi, [Ar. bedevi > bedv lSjIjJ (b e d a :v i:) /OsT) is. Bedeviler; l Araplar, bedayi, -yii [Ar. bid'a > bedayi' /OsT} is. Anamallar; sermayeler, bedayi, -yii [Ar. bedi'a (gzel ey) > bedayi' (b e d a y i) {OsT} is. 1. Gemite grlmemi, yeni icat edilmi gzel eyler. 2. Gzel konumalar. S bedyi-in, {OsT} G zellii tanyan; gzellikten anlayan.| bedayi-i sr, {OsT} E serlerin g zellik | leri,| bedyi'-i lfziye, {OsT} ekil g z ellik leri; sz | (beda.yi)

BED g zellikleri.| bedyi-i mneviye, {OsT} K a v ra m | s a l g zellik.| bedyi-perver, {OsT} Sanatkr.]] be| dyi-pesend, {OsT} G zelleri ve g zellikleri s e ven. | bedyi-ins, {OsT) G zellii tanyan; g | z eld en anlayan. bedbaht, [Far. bed (kt) + baht (talih) > bedbaht cJtju] {OsT} sf. 1. Talihi kt olan; bahtsz; talihsiz. 2. Felakete uram olan. 3. ok zntl; mutsuz. 4. zf. Keder ve znt iinde olarak; mutsuzlukla. S bedbaht etmek, 1. mitsizlie drm ek. 2. ok zm ek.| bedbaht olmak, 1. ok zc o la y la r | y aam ak. 3. H ayat kararm ak. 2. mitsizlie d mek. bedbahtlk, - [bedbaht-lk] is. 1. ok derin bir iiznt iinde olma; mutsuzluk. 2. Talihi kt olma; bahtszlk; talihsizlik, bedbin, [Far. bed (kt) + bin (gren) (bedbi:n ) {OsT} sf. Her eyi olumsuz ve kt ynlerinden de erlendiren; karamsar; pesimist. S bedbin etmek, B irin i m itsizlie drmek, k a ra m sa rl a y n elt mek.]] bedbin olmak, B ir ey i olum suz ynlerin den e le a la r a k k a ra m sa rl a dmek. bedbinane, [Far. bedbn-ne b-ojo] (bed b i:n a :n e) /OsT} zf. Karamsar biimde, bedbin, [Far. bedbn karamsar olu, bedbinleme, [bedbin-le--me] is. Bedbin olma; ka ramsarla dme, bedbinlemek, [bedbin-le--mek] dnl. f . [ -ir ] Bir eyi olumsuz ynlerinden ele alarak karamsarla dmek; ktmserlemek; karamsarlamak, bedbinlik, -i [bedbin-lik] is. Bir eyi olumsuz yn lerinden ele al; kt ynlerini dnme; ktm serlik, karamsarlk, beddua, [Far. bed (kt) + Ar. du (yakarm a) Lp.^] (bed d u a :) /OsT} is. 1. Allah'tan birinin ktle uramas iin dilekte bulunma; ilenme. 2. Ktl n dilemek; inkisar. S beddua (bedduasn) al m ak, K en disi hakkn da birisinin ktlk d ilem esi n e s e b e p o lm a k.| beddua etmek, B ir kim senin k | tl iin aley h in d e dua etm ek; ilen m ek; intizar etm ek.| beddua sinmesi, Birinin bedduasndan | d olay ilerin kt gitm esi. bedel1, [Ar. bedel Jjo] {OsT} is. 1. Bir eyin yerini tu tabilen; karlk. 2. Kymet; deer. 3. Fiyat. 4. Ba kasnn yerine, onun paras ile hacca giden kimse. 5. Askerlik grevini yerine getirmek istemeyen lerin devlete dedikleri para. 6. Eit; denk. 7. dbl. Bir kelimenin yerine geebilecek baka bir kelime. 8. {az} Bir cret karl alan kimse; uak; hizmeti; oban. [DS] 9. {az} Evlenen erkein kz tarafna verdii para. [DS] 10. {az} Kendisine mi ras kalan kimse; vris. [DS] S bedel alm ak, B ir (b e d b i.n i:) is. Daima

BED

IMIMESM.
cut k asla rn g len dirm e ve sa l koru m a a m a cy la a ra l ve a ra sz o la r a k h a rek et yapma.\\ be den sakas (sakas), {az} A tlarda gr len tuzlu balg am h a sta l ; sa k a . [DS] beden, [Ar. bedan U-iJ ( b e d-en) {OsT} zf. lk bata; balang olarak, bedence, [beden-ce] (bede'n ce) zf. Bedeniyle; vcu duyla; fiilen. bedenci, [beden-ci] is. r. argosu. Beden eitim retmeni. bedene, [Ar. bedene < -L ] {OsT} is. Kurbanlk deve. b> bedenen, [Ar. bedenen deniyle; vcuduyla; fiilen, beden, [Ar. beden ^-l.] (bed en i:) {OsT} sf. 1. Be denle ilgili. 2. Bedene ait. S beden zevk, B ed en le aln an m a d d zevk. (bede'nen) {OsT} zf. Be

e y e k a rlk o lm a k zere p a r a alm ak. | bedel et | mek, 1. B ir eyi, b a k a b ir eyin y erin e geirm ek. 2. B ir kim seyi, b a k a b ir kim senin y erin e tutmak. 3. {OsT} A rm aan o la r a k datmak.\\ bedel-i m yetehallel, biy. O rganlarn h a rca d en erjiy e k a r lk o la r a k yen ilip iilen eyler.\\ bedel-i nakd, as. Kanun g er e in c e a s k e r e a ln a c a k e r m iktarnn ordu ihtiyacndan fa z l a olm as durumunda, M ill Savunm a B ak an l n a tannan y etkiy e g r e a sk erlik g rev lerin in bir ksm yerin e, g rev in i y ap m sa y m a k iin aln an p a ra . | bedel kl, {az} S aban | v ey a dvenin okunu boyundurua ba lay a n a a ksm . [D S]|| bedel olmak, B ir bakasn n y erin e g em ek. | bedel demek, K a rlk dem ek. | bedel | | tutm ak, as. K en di y erin e a sk erlik hizm etim y a p trm ak veya b ir b a k a ykm ll y erin e g etirt m ek zere b ir b a kasn p a r a ile tutmak. bedel2, [Malay, vettila] {OsT} is. Keyif verici bir madde.

bedenkr, [Ar. beden + Far. -kr jb-b] (b ed en k :r) bedelci, [bedel-ci] is. 1. Askerlik grevinin bir ks {OsT} is. i as krk ile kapl ceket, mn bedel deyerek yerine getirmi saylan kimse. bedenli, [beden-li] sf. 1. Bedeni olan. 2. ri yapl, 2. Eskiden, askerlerin tayn pusulalarm alp satan bedennur, [Ar. beden-nur j y jJu] (beden n u :r) {OsT} kimse. 3. {az} Para ile kendisine hizmeti, rak is. i samur krk kapl ceket, veya ii tutan kimse. [DS] 4. {az} Bir bedel kar bedenos, [Yun. petenos] {az) is. Horoz. [DS] lnda alan kimse; uak; hizmeti; oban. [DS] bedelcilik, -i [bedel-ci-lik] is. Askerlerin tayn pu bedensel, [beden-sel] sf. Bedene ilikin, bedenle ilgili. sulalarn alp satma ii. bedelen, [Ar. bedelen "Ia;] (bede'len) {OsT} zf. Kar lk olarak; mukabilinde, bedeli, -ci [Yun. petalitsa] {az} is. Tal, killi ve kireli bir toprak tabakas. [DS] bedelize, [Yun. peteluza] {OsT} is. Kelebek, bedellemek, [bedel-le--mek d L jd JjJ {OsT} ite, f . [- r ] Eit olmak; denk olmak, bedelli, [bedel-li] sf. 1. Bedeli olan; bedel denmi bulunan. 2. Paral. 3. is. Bedelci. S bedelli asker lik, as. A skerlik ykmllnn b ir s resini dev lete p a r a d e y e r e k y ap lan k s a s reli a sk erlik hiz meti. bedelsiz, [bedel-siz] sf. 1. Bedeli olmayan. 2. Bedeli denmemi bulunan. 3. Parasz. S bedelsiz itha lat, tic. D ev let tarafndan resm en dviz tahsis ed il m em i b ir m aln ithali. beden, [Ar. beden u-u] {OsT} is. 1. Canllarn madd varlklar; vcut. 2. insanda kol, bacak ve ba d nda kalan ksm; gvde. 3. Aacn dal, budak gibi ksmlarndan geri kalan asl ktk ksm. 4. Kale duvar. 5. Oltada frdndnn stnde kalan asl ksm. 6. Elbisenin gvdeye gelen, kol ve etek hari cindeki ksm. 7. {az} Kn elbise altna giyilen giyecek; ilik. [DS] S1 beden cezas, nsan vcudu zerinde uygulanan cez a .| bedenden ark, {az} | Z ayf; clz. [D S]|| beden duvar, Binann esasm oluturan a n a duvarlar. | beden eitimi, eit. V | beder, [bed-er / bed-iz] {eT} is. Heykel, bedergh, [Far. be-dergh o\Sjju] (b e d er g .h ) {OsT} is. 1. Kapya kma. 2. mparatorluk dneminde acemi ocaklarnda hizmet edenlerin belli bir sreyi doldurduktan sonra yaya kapkulu ocana geme lerine verilen ad. bedes, [Far. be-dest (elde)] {az} is. Deri terbiyesin de, derilerin her gn iin bir kere elden geirilmesi ilemi. [DS] bedest, [Far. b ed esto-Ju ] {OsT} nl. Elde; elinde. bedesten, [Far. bezzzistn (bez ars) > bedesten] {OsT} is. Dokuma rnleri, silah, mcevher vb. de erli eyalarn alnp satld kapal ar. S be desten tellal, B ed esten d e a k artrm a ile y ap lan sa tla rd a tellallk ed en kim se. bedet, [Ar. bedet o Jo] (bed-et) is. Balang. bedeten, [Ar. bedeten s-l>] (bed-eten ) {OsT} zf. lk bata; balang olarak, bedev, [Ar. bdiye (l) > bedvet ( ld e oturm ak) > bedevi (b ed ev i:) {OsT} is. 1. lde, adrda yaayan Arap. 2. sf. lle ilgili. 3. lkel artlarda yaayan. 4. {az} Huysuz; ahlaksz. [DS] 5. (At iin) hzl koan. 6. z. is. Bedevlik tarikatna mensup olan. S bedev gmlei, {az} Yensiz gm lek. [DS] bedevilenme, [bedev-le-n-me] {az} is. nsanlktan kma. [DS]

i f f i i r a t a a .5 2 3 bedevilik, -i [bedev-lik] (b ed ev i.lik) is. 1. Bedev olma durumu. 2. z. is. Abbas Seyyit Ahmet'l-Bedev'nin 13. yy.da kurmu olduu bir Snn tarikat, bedeviyane, [Ar. bedev + Far. -ne (b ed evi:y a:n e) {OsT} zf. Bedeviler gibi; lde yaayanla ra yakacak biimde, bedeviyet, [Ar. bedeviyyet c o j j J is. Bedev olma durumu; bedevilik; ilkellik, bedevre, [Yun. petauron] {az} is. 1. Damda zerine kiremit denen tahta. 2. Damda kiremit gibi de nen tahta rt. 3. Keklik tutmak iin tahtadan yap lan tuzak. [DS] bedfial, [Far. bed + Ar. fl JUsju] {OsT} sf. Yara maz. bedfiil, [Far. bed + Ar. fl J*sAj] {OsT} sf. Ktlk yapan. bedhah, [Far. bed (ktlk) + hah (isteyen) eU-oJ (bed h a.h ) {OsT} is. Bakalarnn kt olmasn, k t duruma dmesini isteyen kii, bedi, -di [Ar. bedc (m eydana getirm ek, y aratm ak) > bedc (bed i:) {OsT} sf. 1. Ei ve benzeri g bedihiyat, [Ar. bedhiyyt oLgjjo]

BED (bed i:h iy a:t)

{OsT} is. Delil ve ispat gerektirmeyen, apak ey ler. bedihiye, [Ar. bedhyye ^ - b ] (bed i:h iy e) {OsT} is. Hazrcevapllk. S1 bedihiye-gyn Yeri g eld i in d e g zel s z syleyebilen ler. bedihiyet, [Ar. bedhiyyet o-^.ju] (bedi.:hiyet) {OsT} is. Aklk; bedih olma durumu, bedi, [Ar. bedc (m eydana getirm ek, y a ra tm a k) > bed' 2. -b] <bedi::: ) {OsT} sf. 1. Gzel; beenilen. (b ed i:iy a:t) is. 1.

is. Gzellik; estetik,

bediiyat, [Ar. bedfiyyt

Gzellikler. 2. Gzel sanatlar. 3. Estetik. bedii, [Ar. bedel (karlk) > bedl Jj-aJ (b ed id ) {OsT} is. 1. Bir eyin karl. 2. Bir eyin veya kimsenin yerini alan. 3. Bahsi kaybeden kimsenin deyecei ey. bedinus, [Yun. peteinos {eAT'} is. -* bednus.

bedir, -dri [Ar. bedr j-b] {OsT} is. Aym on drdnde ald en byk ve yuvarlak hl; dolunay, fi1 bedr-i blend, {OsT} Ayn on drdii.-; bedr-i kmil, {OsT} Aym on drdnc gecesi.\\ bedr-i mnr, {OsT} P a r la k dolunay. \ bedr keml, {OsT} B ir y a z bi \ imi. bedire, [Yun. butina (ya k ab ) ?] {az} is. Su kova s; bakra. [DS] bediren, [? bediren] is. itlembik iei, bedirik, -i [Erme, patruyk => bedrik > bedirik] {az} is. 1. Erilmek iin ykanm, taranm, atl m ve uzunca drlm pamuk. 2. Pamuktan fitil. [DS] bediz, [bediz] {eT} is. 1. Resim; tasvir. [ETY] [EUTS] [Gabain] [Tekin] 2. Heykel. [ETY] [Gabain] [Tekin] {az} (ayn) [DS] 3. Ss; bezek; nak. [ETY] [EUTS] [Gabain] [Tekin] 4. sf. Narin. [ETY] 5. {az} Heykel tra. [DS] fi1 bediz burhan, B u d a heykeli. [DLT] bedizci, [bediz-] (bed izi:) {eT} is. 1. Ressam. [ETY] [Tekin] 2. Heykeltra. [ETY] 3. Nakka; sa natkr. [ETY] 4. Ta yontucu; hakkk. [EUTS] bedizedmek, [bediz-ed-mek] {eT} gl. f . [-Tr] Ss letmek; bezetmek. [EUTS] bedizemek, [bediz-e-mek] {eT} gl. f. [ - r ] Sslemek; bezemek. [EUTS] bedizenmek, [bediz-en-mek] {eT} edil. f . [- r] Ss lenmek; bezenmek. [EUTS] bedizetmek, [bediz-et-mek] {eT} gl. f . [- r] Ssle mek; resmettirmek; bezetmek. [Tekin] [EUTS] bedizlemek, [bediz-le-mek] {eT} gl. f i [-y-iir] Ss lemek. [ETY] bedizlig, [bediz-lig] {eT} sf. Ssl; bezenmi. [DLT]

rlmemi bir eyi meydana getiren. 2. Yeni icat edilmi. 3. is. Benzeri grlmemi ey. 4. Gkleri ve yeri gzelliklerle donatarak yaratan; Allah. 5. Szn kulaa ho gelecek ve ruha heyecan verecek biimde dzenlenmesini ele alan bilim dal; sz estetii. S bedil-beyn, {OsT} Anlatm o k g zel olan. bedia, [Ar. bed (m eydana getirm ek, y aratm ak) > bed'a (b a d i.a ) {OsT} is. 1. Estetik deeri

yksek sanat eseri. 2. Eine az rastlanr gzellik. S beda-i hayaliye, {OsT} lk; id ea l.| beda-zr, | {OsT} G zellik yeri. bedid, [Far. be-did (gr) Jo.Jj] (b ed i:d ) {OsT} sf. Grnr halde; apak; meydanda, bedidar, [Far. be-ddr (gr) jJuJu] (b e d i:d a :r)
{OsT} sf. Mehur; ortada; grnr hlde,

bedih, [Ar. bedh ^.- 4] (bedi:h, h kaln sylenir)


{OsT} sf. an ve erefi byk olan,

bedihe, [Ar. bedahet (a k lk ; dnm eden s z sy lem e) > bedhe Hi-iJ (b e d i:h e) {OsT} is. 1. nceden hazrlk yaplmam, dnlmeden sylenmi g zel sz. 2. Hazrcevapllk. 3. Herkes tarafndan ispatsz kabul edilmi temel ilke; aksiyom. 4. Ba lang. bedih, [Ar. bedahet (a k lk ; dnm eden s z s y lem e) > bedh (b e d i:h i:) {OsT} sf. spat ge rektirmeyecek ekilde ak seik. S bedh-i Ola, {OsT} K an ta g e r e k duym ayan; gn g ib i apak.

BED

I M IM M .
bedrik, -i [Erme, bedruyk => bedrik iljJ>] {eATj {az} is. Erilmek iin uzunca drlm pamuk l lesi. [DS] bedriz, [Far. bed-riz ?] {az} sf. 1. Namaz klmayan; abdestsiz. 2. Ahlaksz. [DS] bedro, [Slav, vedro] {az} is. Su kovas. [DS] bedrud, [Far. bedrd jjjOj] {OsT} is. Esenlik; esen lenme; veda, bedrk, [Erm. bedruyk ij -J {eATf is. -* bedrik. bedrs, [Erm. bedruys] {az} is. Aaca vurulan a ubuu. [DS] bedter, [Far. bed-ter / j J {OsT} sf. Daha kt; beter, beduat, [Ar. bed'at c^&s-b] {OsT} is. Gzellik; yeni lik. beduh, [Ar. ( o be, j dal, j vav (u), ^ ha) > beduh {OsT} is. 1. Eskiden uur getirdiine inanlan, mektuplarn zerine elle yazlan veya kae olarak baslan Arapa be, dal, vav, h a harflerinden mey dana gelmi kelime. 2. Uur getireceine inanla rak sral, dokuz kareden meydana gelmi d karenin ke karelerine be, dal, vav, h a harfleri ya hut da ebcet hesab ile karlklar olan 2, 4, 6, 8 rakamlar yazlarak dier kareler uygun rakamlarla doldurularak alt alta, yan yana ve kegenler top lam olarak hep ayn say elde edilirdi, beduhadan, [beduh-a-dan] {az} zf. Anszn; bir denbire. [DS] beduk, [Erm. bedug] {az} is. am sakz; reine. [DS] bedk1, [bed-mek > bed-iik] {eT} sf. 1. Byk. [Gabain] [ETY] [DLT] 2. Yksek; ulu; azametli. [EUTS] bedk2, [Erme, bedug => bedk] is. am sakz; re ine. bedklemek, [bedk-le-mek] (bed k le.m ek ) {eT} gl. f i [-r ] 1. Byk saymak. [DLT] 2. gsz. fi. By mek; ykselmek. [EUTS] bedklentrmek, [bedk-le-n-tr-mek] {eT} gl. fi. [r] Byttrmek. [EUTS] bedklk, [bedk-lk] {eT} is. Byklk. [KB] bedmek, [bed-mek] (bedrm ek) {eT} gsz. f i [-r ] 1. Bymek. [DLT] [ETY] [EUTS] [Gabain] 2. o almak. [DLT] [ETY] [EUTS] [Gabain] bedrmek, [eT. bed-mek (bym ek) > bed-r-mek] gl. fi. [-iir ] Bytmek, bedrk, - [Erme, bedruyg => bedirik > bedrk] {az} s f Temiz; pak; beyaz. [DS] bedtmek, [bedii-t-mek] {eT} gl. f i [-iir ] Bytmek; ykseltmek. [EUTS] [DLT] bedttrdei, [bed-t-tr-dei / bed-t-tr-tei] {eT} sf. Bytc; bytecek olan.

bedizmek, [bediz-mek] {eT} gl. f i [-iir ?] 1. Ssle mek; bezemek. [EUTS] [Tekin] 2. Resmetmek; tas vir etmek; naketmek. [ETY] bedkr, [Far. bed-kr j i s y (bed k :r) {OsT} sf. K tlk eden, bedl, [Ar. bezi JI>] {OsT} is. -* bezi. bedle, [Ar. bedle 4Ju] {OsT} sf. (Elbise iin) takm. bedlek, -i [bed (yans.) > bed-le-k] {az} sf. Korkak; dlek. [DS] bedlemek, [bed-le-mek / bet-le-mek] {az} g s z .f. [r ] [-l(i)-y o r] 1. Kzmak; fkelenmek; huylanmak. 2. gl. f. Ayplamak. [DS] bedlemek, [Far. bed + T. -le--mek] gsz. f . [-ir ] irkinlemek, bedmek, [bed-mek] (be:d m ek ) {eT} gsz. f . [-iir] (Gz iin) zayf grmek. [DLT] bedmest, [Far. bed-mest c~~Jo] {OsT} sf. ok sarho. bednam, [Far. bed (kt) + nm (n, isim) (bedn a:m ) {OsT} sf. 1. Ad ktye km olan. 2. Kt n kazanm, bednus, [Yun. peteinos {eATj is. Horoz,

bedr, [Ar. bedr jJj] is. - * bedir, bedra, [Far. bed-r IjJj (b e d ra :) {OsT} sf. Kt d nceli; niyeti kt, b edraka, [Far. bedraka -jjo] {OsT} is. Klavuz. bedre1, [Ar. bedre jJo] {OsT} is. 1. Kuzu, olak deri si. 2. Eskiden, stten kesilmi kei derisinden ya plan, bin gm veya yedi bin altn sikke alabilen para kesesi. bedre , [bedre] {az} is. Gzbebeinde grlen per deye benzer leke; perde. [DS] bedreg, [Far. bed (kt) + reg (soy) Kt soylu; soydan kt, bedrek, -i [Far. bed + reng / bedrenlc / bedrek] {az} sf. 1. (Kuma iin) kt renkli. 2. Rengi ak. [DS] bedreka, [Far. bedrehe (yol by) > Ar. bedreka <jjo] {OsT} is. 1. Yol gsteren; klavuz. 2. Manevi rehber; mrit, bedreli, [bedre-li] {az} sf. (Gz iin) lekeli; perdeli. [DS] bedrem, [bed-re-m / badram] {eT} is. Sevin ve elence gn; bayram. [DLT] fi1 bedrem yer, G nl a a n y er. [DLT] bedren, [? bedren] {az} is. Sakz aacnn (melegi) meyvesi. [DS] bedri, [Far. bedri / Ar. bedre > bedriyye ajjJo] (b e d ri:) is. i altn dolu kese. {OsT} sf.

.525
b e d iit t r n e k ,

BEG
b eg ed m ek,

[bed-t-tr-mek] {eTJ gl. f [-u r] B

yttrmek.
b edzem ek,

[beg-ed-mek] {eT} gsz. f. [-r] Beylik etmek; hkmetmek; bey olmak. [EUTS] [beg-el-in-mek dUjiSL. / *L*J&]

[bediz (resim, h eykel) > bedz-e-mek] (bedze:m ek) {eT} gl. f . Heykel ve resimlerle ss lemek; bezemek. [ E T Y ]
d z lig

b e g e lin m e k ,

{eAT}

edil. f. [-r] Beenilmek,


b eg en d ,

b e d z lig ,

[bedz-lig] {eT} sf. Ssl; bezenmi. e v , Ssl ev. [ D L T ]


[E T Y ]

be-

[Far. begend J^So]

{O is. sT}

1. Kmes; fol

luk. 2. Yuva.
b e g e n e c e k le y in ,

b e d z e tm e k ,

[bediz > bedz-e-t-mek] {eT} gl. f . [- r] [Far. bed (kt) + zindegn (geim )

[beg-en-ecek-leyin

{eAT}

Ssletmek.

b e d z in d e g n i,

b e e n e s i,

jlfjjjj] (bedzin deg:ri:) {OsT} sf. Geimsiz.


b e fm ,

zf. Beenilecek gibi; beenmeye deer, [beg-en-esi ^-<u^>] {eAT} zf. Beenecei,
[beg-en-mez-le-n-mek

b e g e n m e z le n m e k ,

[Far. befm (A {OsT} is. Keder; tasa; sknt, [Far. bef {OsT} is. Azamet; gsteri; deb

b e f ,

debe.
b e ft,

[Far. baften (dokum ak) > beft c i ] {OsT} sf. 1.

{eA dnl.f. [-r] Beenmezlik tavr taknmak, T} b e g i , [beg-i] {eT} is. Beycik. [ETY] b e g i l e m e k , [beg-i-le-mek] {az} gsz. f. [-r] [-l(i)yor] Bilmezden gelmek; bilmiyormu grnmek.
[DS] [beg-im-si-n-mek] {eT} dnl.f. [-r] 1. Bey olmaya almak. [Gabain] 2. Beylik tasla mak; bey klna girmek; kendisini bey sanmak. [EUTS] b e g i n , [Fr. bguine] is. Manastrlarda yaayan ve bozulabilecek yemin ederek toplulua giren, dua et mek, hastalar ziyaret etmek, dantel yapmak ve amar dikmekle mrlerini geiren bir tr rahibe,
b e g im s im e k , b e g in le r ,

Dokuyan. 2. is. Dokumac,


b e fte re ,

[Far. baften (dokum ak) > beftere ojuL] {OsT}

is. Avclarn ava altrdklar avc kular,


b e ft e r ,

[Far. befter SjA] {OsT} is. Sk dili ulha

tara.
b e g 1,

[in. p (yzba) / pk [Clauson] > beg di]

(be:g) {eT} is. 1. Bey; soylu kii; efendi; ileri gelen; sz geen; nfuzlu, zengin kii. {eAT} (ayn) [Gabain] [Tekin] [EUTS] [KPy.] 2. Erkek; e; koca; evli erkek; zevc. {eAT} (ayn) [DLT] [EUTS] [DLT] 3. {eAT} Kk devlet bakan. 4. {eAT} leri gelen; sz geen; zengin adam; nfuzlu kimse; amir, fi1 b e g b r k i , {eAT} B ostan g zeli; k a d ife; h o ro z ibii.\\ b e g e r , {eT} eh za d e; p ren s. [EUTS]j| b e l e r b o d u n , {eT} B ey ler ve halk.
b e g 2,

[begin-ler] is. On nc yzylda baz dindar kimselerin kurduu bir tr kilise topluluu nun yelerine verilen ad.

b e g ir ,

[Far. bargir > beygir > bgir] At; ksrak. [be

(be;gir) {az} is. {eAT}

b e g ir m e k ,

(yans.)

> be-gir-mek dLojXj

gsz.f. [-iir] Melemek,


b e g le m e k ,

[beg A ] {eAT} is. Ku avlamak iin kullanlan

[beg-l-mek

->lSo]

{eT} {eAT} gl. f. [-r]

baka ku.
beganu,

Bey saymak; bey olarak adlandrmak; beylie, emirlie kabul etmek. [DLT]
b e g le n m e k ,

[Far. ben(be a:ru :) {OsT} is. Luri

Ekin at veya katr,


b eg as,

[begl-mek > beg-le-n-mek dU-JSL.]

{eT}

[Ar. bes U J (b e a :s) {OsT} is.

1.

denilen ku. 2. Kartal, karga gibi kular,


b e g a ve t,

[Ar. bevet oju] (beg a;v et) {OsT} is. Zor

{eAT} dnl.f. [iir] 1. (Kadn iin) bey sahibi ol mak; koca edinmek; evlenmek. [DLT] 2. {eA Bey T} olmak. 3. {eAT} Beylik elde etmek. 4. {eAT} Beylik taslamak.
b e g le r ,

balk.
begavz,

[beg-ler]

{eT} is. Beyler. {eT} sf.

[Telcin]

[bek+az] {az} sf. Az pek; sr tutan; az sk. [DS] [Ar. bey UUj] (b e a .y a ;) {OsT} is. as.

b e g le r b e g i,

[beg-ler+ beg-i] {O sT} is. 1 . Beylerin be yi; sancak beylerinin beyi. 2. Beylerbeyi, [beg-lig
1.

begaya,

b e g lig ,

Beyli. 2. ahane; bey

Keif kolu takm,


b e g a y e t,

soyundan. [Gabain] [EUTS]


b e g lik ,

[Ar. be-yet ojU j] (b e a.y et) {OsT} zf. 1.

[beg-lik SiSc]

{eT} sf.

1. Bey olmaya layk;

Son derece. 2. Pek ok. 3. Pek ar,


beggez, begdem e, bege,

[beg-(k)-ez

{eAT} is. Beyceiz.


[E T Y ] [D L T ]

bey olacak olan. [ETY] [Telan] 2. Beyi olan; beyli. [ETY] 3. is. {eAT} Beylik; kk devlet bakanl. [DLT] S 1 b e g l i k b e z , {eA Deersiz, bedava bez. T}
b e g l c a k ,

[begdeme] {eT} is. Cennet.

[beg-l-cek j U ^ ]

[beg-e] {eT} is. 1. Beyceiz.

2. Kk

{eAT} is. Beylie ben

bey.

zeme durumu; beylie benzetilmek istenen durum.

BEG begni, [? begni] {eT} is. Buday, dar, arpa gibi ey lerden yaplan iki; bira. [EUTS] [ETY] begonvil, [Fr. Bougainville (Fran sz kaptan) 1 bugonvillee] is. bot. -* bugenvilla. begonya, [Fr. Michel Begon (17. yy. D om in ik g en el valisi)] is. bot. Bakmsz yapraklan ve ebrul, mat veya parlak renkli iekleri olan, kk sapl, dona ve soua kar dayanksz, tropikal kkenli bin yzden ok tr bulunan bir ss bitkisi, (B egonia). begonyagiller, [begonya-gil-ler] is. bot. ki eneklilerin parietales takmna giren, rnek tipi begonya olan bitkiler familyas, begrek, [beg (bey) + -rek (stnlk eki)] {e l '} sf. 1. ok byk bey; ok soylu bey. [KPy.] 2. is. Bey; ehzade. [EUTS] [Gabain] begsig, [beg-s-mek > beg-si-g [Clauson]] {eTj sf. Bey soyundan. [Gabain] begsik, [*beg-s-mek > beg-si-k] {eTj sf. Bey gibi; beye benzer. [DLT] begene, [beg + Far. ne (eda) > begene a^jSJ] {OsTf zf. Beycesine; aha, sultana yakacak tarzda, begter, [Far. begter ycSL,] (OsT} is. Eskiden kullanlan zrhl elbise; cebe, begm, [eT. beg-m) > begm] is. Hindistan'da ku rulan Trk devletlerinde prenseslere verilen unvan. be, [in. p (yzba) ? [Clauson] > beg > ] {eAT} il> /OsTf (az} is. Bey. [DS] bede, [ben-de > bede ji-J-S] {eA T} sf. E; ben zer. bedesiz, [ben-de-siz > bede-siz sf. Benzersiz; esiz, bee, [Erme, beg] {az} is. 1. Yemlik. 2. Ahr. 3. Al. [DS] beence, [been-ce] is. Yetkili bir kii tarafndan ya zlarak kitabn ba tarafna konulmu vg yazs; takriz. beendi, [hnkr + been-di] is. Kzde piirilmi patlcan ezmesine yada kavrulmu un eklenerek stle yaplan pre, beendirme, [been-dir-me] is. Beendinnek ii. beendirmek, [been-dir-mek] g l .f . [ -ir ] 1. Birinin kabul etmesini salamak. 2. Bir eyi birinin takdir etmesine sebep olmak. 3. Birinin houna gitmesini salamak. beeni, [been-mek > been-i] is. 1. Kiinin holan ma ve beenme duygusu; zevk, (1935). 2. Sanat eserinde iyi ve kusur saylan ynleri ayrt edebilme yetisi. 3. nsanda gzel olan eyin uyandrd duy gu. 4. Bir dnemin, bir an grme, duyma ve al glama tarz, beenik, -i [been-ik] sf. Beenmi, beenilme, [been-il-me] is. Beenilmek ii. {eAT}

rilM IffliCESM .
beenilmek, [been-il-mek] edil. f . [-ir ] Bakalar nn houna gitmek, takdir edilmek, beeniiz, [been-i-siz] sf. Zevksiz, beeni, [been-i] is. Beenme eylemi ve biimi; beenme. beenme, [been-me] is. 1. Beenmek ii. 2. Be enmi olmak durumu, beenmek, [been-mek] g l . f [ -ir ] 1. Bir eyi iyi ve gzel bulmak; takdir etmek. 2. Holanmak. 3. Ben zerleri iinden semek; tercih etmek; ayrmak. 4. Uygun bulmak; tasvip etmek. 5. Srprizli bir haber verirken art cmlesinden sonra geni zaman ikinci kii olarak kullanlr. N e d e s e beenirsin. beenmemek, [been-me-mek] gl. olm sz. f . [-z ] [m (i)-yor] 1. yi bulmamak. 2. Holanmamak. 3. (Birinin durumu iin) phelenmek; pheli yanlar olduunu dnmek. 4. Uygun bulmamak; tasvip etmemek. 5. Kmsemek. S Beenmeyen kk oluna almasn, (B ir o la y veya durum iin) b e en m ey en e a ld r edilm edi in i belirtm ek iin kullan lr.| Beenmeyen kk kzn vermesin, (Bir | o la y veya durum iin) b e en m ey en e aldr ed ilm e diin i a n latm ak iin kullanlr. beensimek, [been-si-mek] {eAT} gl. f. [ - r ] Bir para beenmek; beenir gibi olmak, beermek, [be (yans.) > be-gir-mek] {az} gsz. f . [~ ir] -* beirmek. beirmek, [be (yans.) > be-gir-mek] {az} gsz. f . [ir] (Hayvan iin) barmak; melemek. [DS] beit, [Yun. paida] {az} is. A v yakalamakta kulla nlan dzenek; tuzak. [DS] belemek, [eT. beg-le-mek > be-le-mek] {eAT} gl. f i [-r ] Bey edinmek; kendisine bey olarak semek, belenmek, [be-le-n-mek] {eAT} d n l.f. [- r] Bey lik taslamak; bey geinmek; bey gibi davranmak, belik, -i [be-lik / bey-lik] {az} sf. 1. Bedava. 2. Devlete ait olan; beylik. 3. Kyn ileri gelenlerine, zenginlerine ait olan. 4. Herkesin kulland; bas makalp; zgnlkten yoksun; beylik. S. is. Askere verilen kk kilim. 6. Beyin ynetimi. 7. Beyin ynetiminde bulunan yerler. 8. Kk devlet. [DS] benek, -i [Far. benek ^ibSj] {OsT} sf. (Hayvan iin) kuyruu kesik; gdk, beene, [be + Far. ne 4_LiJL] {eAT} zf. Be gibi; sultan gibi; beycesine. beurmek, [be (yans.) > be-gir-mek] {az} gsz. f i [ur] -* beirmek. [DS] bezade, [be + Far. zade (be za :d e) {OsT} is. Bey olu bey; atadan bey; aristokrat; beyzade, beh, [Far. beh > peh 4> {OsT} nl. Bravo. ] b eha1 -a i [Ar. beh5 , (b e h a :) {OsT} is. 1. Gzel

lik; parlt; zariflik. 2. Almak; dadanmak; alm tk.

ffiM l

i l i . 527

BEH

beha2, [Far. beh l^] (b e h a :) {OsT} is. Fiyat; deer; kymet. behacet, [Ar. behcet zel yzl olma, gzellik, behaim, [Ar. behme (hayvan) > behim ha:im ) {OsT} is. Drt ayakl hayvanlar, behak, [Ar. behak {OsT} is. nsann derisinde pul pul beyazlk ve alaca renk meydana getiren bir tr hastalk. behak, -kk [Ar. behak behamin, [Far. behmn mevsimi. behane, [Far. bahane / behne 4 4 (b a h a :n e) {OsT} JI J is. -* bahane, behas, [Ar. beha behat, -tt [Ar. behatt {OsT} is. Susama, {OsT} is. St lapas; st (OsT) zf. ... hakk iin, (beh a:m i:n ) is. Bahar (be(b eh a :cet) {OsT} is. G

{OsT} zf. 1. Ne olursa olsun. 2. Fler halde. 3. Mutla ka. beher, [Alm. Becher (etileni bu lan A lm an kim yac)] is. kim. Kimyasal deneylerde hacim lmeye yara yan kk cam, porselen veya plastik kap. beher2, [Far. be (ile) + her > beher {OsTj sf. Her bir; her; bana. S beher-hl, {OsT} -* beherhal. | | beher-m h, {OsT} H er ay. beherhl, -li [Far. beher+Ar. hl {OsT} zf. Herhlde; mutlaka, beheri, [Far. beher + T.-i (iyelik) ^>] is. Dzine, deste veya daha baka toplulukta yer alanlardan her biri; tanesi. behet, [Far. behet {OsT} is. 1. Stla. 2. Pirin unu ile yaplm helva; memnuniye. behey, [be+hey] nl. Kzgnlk annda kma bildi ren bir nlem. behhar, [Ar. bahr (deniz) > bahhr / behhr j U ] (beh h a. r) {OsT} is. Denizci, gemici, behhas, [Ar. bahs (tartm a) > bahhs / behhs i U ] (beh h a ;s) {OsT} sf. 1. Tartmay ok seven. 2. ok bahseden; bahsetmeyi seven, behi, [Ar. byi] {az} is. Tekel mal satcs; bayi. [DS] behic, [Ar. behcet > behc behice, [Ar. behc > behce (b e h i:c) {OsT} sf. 1. (b e h i;c e) {OsT} sf. Gler yzl; en. 2. Gzel; parlak, (be'h erh a ;l)

la. behavyorizm, [ng. behavior (davran) > beha viorism] is. p sik ol, Bilincin psikoloji ile ilgisinin olmadn, psikolojinin inceleme alannn sadece davranlar olduunu iddia eden gr; davran lk. behbeh, [Far. bih uden (iyilem ek) > behbeh {OsT} is. Salna kavuma; iyileme, behbehlenmek, [behbeh-le-n-mek] {OsT} dnl. f . [ir] yilemek; kendine gelmek, behbud, [Ar. behbd salk; shhat. behc, [Ar. behc zaman yerinde olan, behcet, [Ar. behcet c ^ > ] {OsTj is. -* behet. behet, [Ar. behcet {OsTj is. 1. Gzellik. 2. Se {OsTj sf. (Kii iin) keyfi her (beh bu :d ) {OsT} is. yilik;

(Kadn iin) gler yzl; en; gzel, behile, [Ar. behle behim, [Ar. behm (beh i;le) {OsT} sf. -* behire. (behi;m ) {OsT} is. 1. Dz si

yah nesne. 2. Alacasz hayvan. 3. Dik ve przsz ses. behime, [Ar. behme (kuzu, olak, buza) > behme (beh i.m e) {OsTj is. Drt ayakl hayvan. behim, [Ar. behme > behm (beh i;m i;) {OsT}

vin. 3. Gler yzllk, fi1 Behet hastal, tp. Trk hekim i p r o fe s r B eh et H ulusi tarafndan 1937y ln da tanm y a p la n s reen b ir d eri ve g z hastal. behdel, [Ar. behdel J-Ljj] {OsTj is. 1. Srtlan yavrusu. 2. (Erkek iin) byk memelilik. behek, [Ar. behektil^] {OsT} is. - * behak. behem, [Far. be- (ile) + hem (btn) > behem {OsT} zf. 1. Birlikte; beraber; hep bir yerde. 2. sf. Bzen; kaslan. S behem -ber-m den, {OsT} 1. Toplanm ak; birikm ek. 2. m ecaz. K zm ak; ziilmek.\\ behem olmak, {OsT} B zm ek; kaslmak.\\ behem-zede, {OsT} Topluluu datm , bozmu. behemehal, -li [Far. be (ile) + hem (btn) + Ar. hl (drum) > behemehal (be'h em eh a:l)

sf. 1. Hayvana yakr tarzda; hayvanca. 2. Cinsel ihtiras iinde olan; ehev, behimiyet, [Ar. behmiyyet (behi;m iyet) {OsT} is. 1. Hayvanlk. 2. Kabalk. 3. Akln kay bolma hli. behir, [Ar. behr (gzel olm a);(solunu m zorluu) > behr j ^ ] (beh i:r) {OsT} sf. 1. (Erkek iin) tknefes; soluan. 2. Gs darl yznden solumaktan yol yryemeyen, behire, [Ar. behr (gzel o lm a ); (solunum zorluu) > behire oj,^] (b eh i;re) {OsT} sf. 1. (Kadn iin) gzel. 2. Asil. 3. imanlktan dolay nefes alma gl eken.

BEH

TMMCESOM.
{OsTj is. Cennet, fi1 behitveya beyaz iekleri dolaysyla krmz (S tatece lim onium) ve ak behmen (C en tau rea beh en ) olarak adlandrlan otsu bitkiler. 4. sf. Anlay yerinde; zeki; kavrayl. 5. Tedbirli, behname, [Far. beh-nme 4 4j] (beh n a :m e) {OsTj is. j>L Cinsel ilikiye ynelik yaz ve resimler bulunduran kitap. behnan, [Ar. behnn jl-^ ] (behn a.n ) {OsTj is. Gler yzl ve iyi huylu adam. behnane1 [Ar. behnne , (beh n a:n e) {OsTj is. Gler yzl ve iyi huylu kadn. behnane2, [Far. behnne 4 ^ ] (beh n a :n e) {OsTj is. ; Maymun. behnane3, [Far. peh-nne] (beh n a :n e) {OsTj is. Be yaz pide. behne, [Ar. behne 4^.] {OsTj sf. (Y er iin) yumuak, behneke, [Ar. behneke 4 SL^] {OsTj sf. (Kadn iin) gzel vcutlu, imanca kadn, behnes, [Ar. behnes {OsTj sf. (Gen erkek iin) {OsT} s f (Erkek iin) kaba; irkin; sakil, behni, [Yun. pahni] {OsTj is. Hayvan yemlii. b eh r1 [Ar. behr , 3. {OsT} is. 1. Uzaklk. 2. Felaket. midin boa kmas.

behit, [Far. behit

iyn, {OsT} Yeri cen n et o la n ; m erhu m .| behit| hrm , {OsT} I. C ennete gitmi. 2. M elek g ib i yryen.\\ behit-i ak, {OsTj A k cen neti.| behit-i | dny, { OsTj D nya cen neti.| behit-i gmget, | (OsTj K aybolm u cen n et.| behit-nin, (OsTj | in d e cennetten iz, belirti bulunan.\\ behit-nin, {OsTj C ennette otu ran .| behit-nm, {OsTj Cen | net grnl.| behit-r, {OsT) C ennet g ib i gzel | yzl.| behit-sim, {OsTj Cennet g ib i g zel yz.| | | behit-zr, {OsTj C ennet g ib i g zel o la n yer. behit, [Far. behit + Ar. - (beh iti:) {OsT) sf. 1. Cennete ilikin. 2. Melek gibi gzel. S behitr , {OsTj H uri g ib i g zel yzl. behite, [Ar. behte 4 . ] (beh i:te) {OsTj is. Yalan sz; ^ iftira. behiye, [Ar. beh (gzellik) > behiye 4 ] {OsTj sf. ^ Gzel, fi3 behiye-i behiye, {OsTj G zel hediye. behkele, [Ar. behkele 4 4J {OsT} is. Narin ve gzel K vcutlu kz; sevgili, behken, [Ar. behken yakkl ve gsterili, behkene, [Ar. behkene 4 ] {OsT} is. -* behkele. ^ behkee, [Ar. behkee 4 jiS^.] {OsT} is. Bir ie abuk balama ve bitirme; emir ve ite abukluk, behl, [Ar. behl J 4J {OsTj is. 1. Lanet; nefret. 2. sf. Az. behle, [Far. behle <df>] {OsTj is. Yrtc kularn bak mn yapan kiilerin ellerine giydikleri kaln eldi ven. behlek, -i [? behlek] {azj s f (Gz veya bak iin) szgn; baygn. [DS] behlel, [Ar. behlel Jig J {OsT} sf. 1. Abes; batl. 2. Bo yere; bouna. behll, [Ar. behle (aptallk) > behll Jjifc] (behliUl) {OsT} is. 1. ok glen ve gldren; akac, komik. 2. Hayr yapmay seven; hayr sahibi. behman, [Far. behmn oU$j] (beh m a.n ) sf. Filan; fi lanca. behm ar, [Far. behmr jl-] (beh m a :r) zf. ok fazla; ar. behme, [Ar. behme 3. Buza. 4. Kei otu. behmen, [Far. behmen {OsTj is. 1. Zerdt di ninde byk ba hayvanlar koruyan melein ad. 2. Gne ylnda 20 Ocak - 20 ubat arasna denk gelen bir ayn ad. 3. bot. Behmen aynda (20 0ca k -2 0 ubat) iek aan turpa benzer, krmz {OsT} is. 1. Kuzu. 2. Olak.

behr2, [Ar. buhr > Far. behr _^] {OsTj is. 1. Pay; his se. 2. e. in. 3. {az} O zaman iin; zamannda. [DS] behra, [Far. behr l_^] (b e h ra :) {OsT} zf. 1. Onun iin. 2. Ondan dolay, behram , [Far. behrm j>l^] (beh ra :m ) {OsTj is. 1. Zerdt dininde yolcular koruduuna inanlan me lek. 2. Gne ylnda ayn yirminci gn. 3. z. is. g k b. Merih yldz, behram e, [Far. behrme Yeil elbise. behram ec, [Far. behrme > Ar. behrmec j c o l (beh ra :m ec) {OsT} is. 1. iei kokulu olan bir tr s t aac; sorgun st; sultani st. 2. Her renkte olabilen leylak iei, behram en, [Far. behrmen / behreman (behra.m en ) {OsT} is. 1. Bir cins krmz yakut. 2. Ka dnlarn kulland allk; krmz dzgn. 3. bot. Asfur iei. 4. Bir tr krmz gl. 5. Yedi trl ipekten dokunmu bir cins ince kuma, behre, [Ar. behre o_^] {OsT} is. 1. Hisse; pay. 2. Na sip; ksmet. 3. {azj Dokuma tezghnda alan iilerin creti. [DS] S behre-ber, {OsT} O rtak; erik. | behre-ber, {OsTj O rtaklk]] behre-dr, | {OsTj 1. H isse a lm ; fay d a lan m . 2. P ay o la n .| | behre-dr, {OsTj H issesi o lm a k ; h isse a lm a k.| |

4 1_^] (b eh ra .m e) {OsTj is. *

lf f lllK

SZbOH 5 2 9 _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _____________________________________________ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _

BEK

behre-mend, {OsT} H isse a lm ; nasip alm.\\ behre-mend, (OsT) H isse sa h ib i o lm a ; y a ra rla n m a .| | behre-ver, {OsT} 1. H isse ve n asip sahibi. 2. B ah ti y a r ; an sl.| behre-yb, {OsTj H isse ve n a sibi o| lan; b a a r sahibi. behrec, [Ar. behrec {OsT} sf. 1. Yararsz; ie yaramaz. 2. Arzuya braklm olan. 3. Eksik veya ayar bozuk para, behrek, -i [Far. behrek i l ^ ] {OsT} is. 1. ok a lmadan dolay el ve ayak derilerindeki sertleme. 2. Yaralardan akan irin, behrem, [Ar. behrem iei. 2. Krmz gl. behreme1 [Ar. behreme , {OsT} is. 1. iein gz alc gzellii ve parlakl. 2. Hintlilerin ta pnmas. 3. Sa ve sakal kna ile boyama. behreme2, [Far. behreme -u ^ ] {OsT} is. Burgu, behremen, [Far. behrmen / behremen is. -* behramen. behremend, [Far. behremend {OsT} sf. Hisse li; payl; ortak. S behremend klmak, {OsT} 1. H isseli klm ak. 2. H a b erd a r etm ek. behresiz, [behre-siz] {az} s f 1. Hissesi ve pay ol mayan. 2. Ksmeti kesik. [DS] behs, [Ar. behs behsus, [Ar. beh raz; ok az; azck, beht, [Ar. beht {OsT} is. aknlk durumu; hay ret. S behte uram ak, {OsT} aknlktan d o n a kalmak. | beht hayret, {OsT} H ay ret v e aknlk. | behtere, [Ar. behtere >$/] {OsT} is. Yalan syleme. behuda, [Far. be-hud Ija-] ( b e h u d a :) {OsT} nl. Allah akna. belut, [Ar. beht (b eh ct) {OsT} is. Duyanlar / artacak nitelikteki yalan veya iftira. behv1 [Ar. behv / behve ^ , {OsTj is. 1. Nee ve gler yzle (beh su :s) {OsT} sf. Bi karlama. 2. Ylmazlk. 3. sf. Kahraman; yiit, {OsT} {OsT} is. bot. 1. Asfur

bej, [Fr. beige (boyasz koym ynii)] is. 1. Boyan mam koyun yn. 2. Sarya alan beyaz renk; saz rengi; krem. bejendi, [Far. bejend knts; geim darl, bejm an, [Far. bejmn Oloy] (bejm a:n ) sf. 1. Hznl; kederli. 2. Yasl. 3. Yrtk dkk; pejmrde. bek1 [be-mek (sert, sk, sa la m olm ak) > be-k] {eT} , sf. 1. Sabit. [KPy.] 2. Sert; kat; sk; youn; pek; berk. {eAT} {az} (ayn) [DS] [EUTS] [DLT] [KPy.] 3. Salam; gl, muhkem. [KPy.] {az} (ayn) [DS]'4. is. Muhafaza; kilit; emniyet. [Yknek] 5. {az} Avcnn beklemek suretiyle avland yer; pusu. [DS] 6. {az} Pusuda beklemek suretiyle ya plan av. [DS] 7. {az} Beklenen i. [DS] 8. {az} Srek avnda gzclk yapan avc; gzc. [DS] 9. {az} Bekilik creti. [DS] 10. {az} Bekleme yeri; gzc mahalli. [DS] & bek beke, {eT} Tekinlerin unvan. [DLT]11 bek paras, {az} Pey. [D S]|| bek turm ak, {eT} Yerinde sa la m durm ak. [DLT]|| bek yzl, {eAT} K at su ratl; yz tutan. bek2, [bek / pek] {az} zf. 1. Hzl olarak; abuk. 2. Fazla; ok; pek. [DS] S bek day, {az} o k g z el,| [DS]| bek elitmek, {az} abu k getirm ek. [D S]|| bek kadn, {az} ok iyi; iyi. [D S]|| bek ol mak, {az} (H asta iin) arlam ak. [DS] bekJ, [beg / bek tiL] {eAT} is. -* beg. bek4, [Fr. bec] is. Havagaz veya kaynak makinesinin yksek scaklk veren ucu. bek5, [ng. back] is. 1. Arka; geri. 2. spor. Futbol t r takm oyunlarnda savunma oyuncularna verilen ad. beka, [Ar. beka UJ (b e k a :) {OsT} is. 1. nceki duru munu koruma. 2. Srdrme; devam; sebat. 3. Ka lclk; yok olmama. 4. lmezlik; ebed olma. S beka bulmak, D evam etmek.\\ bak-y hayat, {OsT} Yaamn s rm esi.| bek-y nev, {OsT} biy. | B ir triin dev am .| bek-y hret, {OsT} Tann| m ln srdrm ; iyi adn kalm as; iyi nam n devam ettirm e.| bek-y vcfld, {OsT} Varln | d ev am ; lm ezlik. bekaa, [t. beccaccia] (beka'a) is. zool. ulluk, bekam, [Far. be-km j>isy (bek :m ) {OsT} zf. 1. s tendii zaman; arzuya gre. 2. sf. Amacna ulam olan; hedefine varan, bekmet, [Ar. bekmet c^oisy (b eka :m et) is. Dilsiz lik. b ek r1 [Ar. bikr > bekret (kzlk) > bakir > bekr , jisy (b e k :r ) {OsT} is. 1. Evli olmayan kimse. 2. Ailesinden uzakta tek bana yaayan erkek. 3. Ta tillerde eve kmayan yatl renci. S1 bekr ha mam, {az} E skiden bek rla rn ykan m as iin z en g in ler tarafndan h ay r o la r a k yaptrlm so u k (bejen d i:) is. Geim s

034J {OsT} is. 1. Misa

fir odas. 2. Y er altndaki hayvan al. 3. Geni meydan; alan. 4. Boazdan mideye kadar olan uzaklk. 5. Dl yolu. behv2, [Far. behv behz, [Ar. behz vurma. beis, -esi [Ar. bes j-L ] {OsT} is. 1. Zarar; ziyan. 2. Korku. 3. Sknt. 4. Fenalk. 5. G kuvvet; kudret. beis grmemek, ek in ilecek b ir durum g rm e m ek; m ahzur grm em ek. {OsT} is. 1. Kk. 2. Sofa. 3. Salon. 4. Cumba. 5. ardak,

{Os T} is. iddetli olarak gse

BEK
su ham am . [D S]|| bekr kalmak, E vlenm em i o l m ak ; evlen em em ek. | bekr odas, E skiden stan | bul'a taradan a lm a k iin gelm i o la n la rla b e krlarn otu rm alar iin y aplm od alar. | bekr | yaam ak, E vlenm em i o la r a k y aam ak. bekr2, [Far. be-kr (kazan iin) > bekr jlS] (b e k r ) {OsT} sf. 1. iin; almak zere. 2. (Erkek iin) bir yerde almak zere ailesinden ve einden uzak kalm. 3. siz; bo. {az} (ayn) [DS] 4. is. Gtr alan ii; renper. 5. {az} iftlik ile rinde alan ii; renper. [DS] 6. {az} Uak; hizmeti. [DS] 7. {azf Para ile tutulmu zel s rtma. [DS] bekar3, [t. bekuadro > Fr. bcarre] is. miiz. Bir no tann deiimden nceki tabi durumuna ykseltile ceini belirten iaret. bekret, [Ar. bikr > bekret (kzlk) Ojisy (bek :ret) {OsT} is. 1. Hi cinsel ilikide bulunmam kimse nin durumu; erdenlik, kzlk, bakirelik. 2. Taze ve doal olma hali. 3. m ecaz. Masumiyet. 4. Sanat ve dnce alannda yenilik; orijinallik. 5. Ulalma m ve el dememi olan eyin durumu. S bekret kpesi, tasvf. M evlevi dervilerinin m cerret o l duklarn ifa d e etm ek iin ku laklarn a taktklar kpe. | bekret kemeri, tar. H al s e fe rler in e k at | lan A vrupal erkeklerin elerin e nam uslarn koru m a k iin taktklar z e l b ir kem er. bekrlk, - [bekr-lk] (b ek :rlk ) is. 1. Bekr olma durumu. 2. Bekr olann tad nitelik. S1 bekr lk sultanlk, B ekrl n evlilikten d a h a iyi old u unu belirten sz. bekas, [t. beccaccia > Fr. becasse] is. zool. ulluk, bekasa, [t. becazza] is. zool. ulluk, beki, [bek-i] is. 1. Bir eyi veya yeri bekleyen; bekleme iini yapan. 2. Bir yeri veya bir eyi ko rumak amacyla banda beklemekle grevli kii. 3. Gvenlik kuruluu iinde geceleri dolaarak gven lii salamakla grevli kii. 4. Ky korucular, bekilik, -i [bek-i-lik] is. Bekinin ii; bekinin grevi. S bekilik etmek, B iri ad n a koruyuculuk etm ek ; beklem ek. bekda, [ben-de > bek-da Ji-aSo] is. E; benzer, bekde, [ben-de > bek-de ji-iS] is. E; benzer, bekdesiz, [bek-de-siz >~ioj] sf. Esiz; benzersiz. bekelmek, [pek > bek-el-mek] {az} gsz. f . [-ir ] 1. oalmak. 2. Kuvvetlenmek; salamlamak. [DS] bekenti, [bek-en-mek > bek-en-ti] {az} is. Set. [DS] bekere, [Ar. bakra (m akara) > bekere] {az} is. 1. Makara. 2. Kuyu makaras. 3. plik eirmekte kul lanlan krn iinin hzl dnmesini salayan boynuzdan yaplma makara. [DS] bekermek, [bek-er-mek] {eT} gsz. f . [-iir] Peki mek; sertlemek. [Clauson]

TMHS0M.

beket, [bek-et] {az} is. Hudut. [DS] beketmek, [bek-et-mek] {az} gl. f . [-ir ] 1. Kapat mak; tkamak; rtmek. 2. Pekitirmek. 3. Hapset mek. [DS] bekevl, [bkevl / bekevl] {eT} is. Pien yemein tadna bakan kii; enici. [Nevy] beki1, [bek-i] {az} is. 1. Gediklere kapatlan ey; bir tr kapak. 2. Paavra. 3. Tarla ve bahe etrafna ya plan it. 4. Bahe ve tarla etrafndaki aal ince yol. 5. Bekleme yeri; beki kulbesi. [DS] bekil, [Ar. bekl J^>] (b ek i:l) {OsT} sf. Yakkl ve ssl gen. bekilemek, [eT. bek (hzl) > bek-i-le-mek] {az} gl. f . [-r ] [~l(i)-yor] 1. (Kap, pencere vb. iin) srglemek. 2. (Kii iin) sklamak; doldurmak; doldurua getirmek. 3. m ecaz. Korumak; kayrmak. [DS] bekili, [beg-ni / bek-(i)n-i / bek-(i)l-i] {eT} is. Bira. [EUTS] bekim, [Ar. bekim (*^ (beki. m) sf. (Kii iin) dilsiz; S] ebkem; ahraz. bekimek, [eT. bek--mek > bek-i-mek] {az} gsz. f . [-r ] [-y o r ] 1. Sertlemek; katlamak; pekimek. 2. yilemek; salamlamak. 3. gl. f . Salamlatr mak. [DS] bekini, [beg-ni / bek-(i)n-i / bek-(i)l-i] {eT} is. Bira. [EUTS] bekinme, [bek-(i)n-me] is. Bekinmek eylemi, bekinmek, [bek-in-mek gsz. f . [-ir] 1. nat etmek; direnmek. 2. {az} ekinmek. [DS] 3. {az} yice yerlemek. [DS] 4. {eAT} edil. f . Kapanmak; kapatlmak; tkanmak. bekir1, [Ar. beker (erken kalkm ak) > bekir ^S] {OsT} is. Erken kalkma. bekir2, [Ar. beker (erken kalkm ak) > bekr j J\ (bek i:r) {OsT} sf. Erken kalkmay alkanlk edinen, bekidrmek, [bek-i-dr-mek] {eAT} gl. f. [- r] Salamlatrmak; sklatrmak; pekitirmek, bekigin, [bek-i-gin] {az} sf. Salamlatrlm; dayankl; kat; sert. [DS] bekimek, [bek / pek > bek--mek > bek-i-mek iU-iSL.] {eT} dnl. f . [- r] 1. Pekimek; salamla mak. {az} (ayn) [DLT] [DS] 2. {eAT} {az} Kat lamak; sertlemek; skmak. [DS] bekitirmek, [bek-i-tir-mek {eAT} {az} gl. f i [-ir ] 1. Pekitirmek; salamlatrmak. 2. S ktrmak; sertletirmek. [DS] bekitme, [bek-it-me] is. Bekitmek ii. bekitmek, [bek-t-mek > bek-it-mek {eT} {eAT} {az} gl. fi. [-ir ] 1. Salamlatrmak; pekit mek; katlatrmak; tahkim etmek. [DLT] 2. Kapat

l f fiflllf ff flM .5 3 1

BEK

mak; tkamak. 3. {az} Kuatmak; evirmek. [DS] 4. {az} Bir yere gzc dikmek. [DS] 5. {az} Vur mak [DS] bekiz1, [bek > bek-iz] {eT} sf. Salam; gl; kudret li; kuvvetli. [EUTS] bekiz2, [Far. pldze (ak, belli) > bekiz] {eT} sf. Ak; sarih; net. [EUTS] [ tigsizler] S bekiz belglk, {eT} A k; sa rih ; belli. [EUTS] bekkem, [Far. bekkem **] {OsT} is. -* bakkam. beklelmek, [bekle-mek > bekle-l-mek] {eT} edil. f . [r] Beklenmek. [Clauson] bekleme, [bek-le-me] is. Beklemek ii. bekleme odas (salonu, yeri), B ir i y er in d e ve y olcu lu kla rd a birini veya a r a c b e k lem ek a m a cy la oturulan oda, yer, salon. beklemek, [eT. bek (sabit; sk ; gl) > bek-le-mek jl 4S i] g s z .f. [-~] [-l(i)-y o r] 1. {eT} Sabit klmak; L hareketsiz brakmak; tespit etmek. [KPy.] 2. {eT} {eAT} Bir eyi korumak; gvenli bir yerde tutmak; gzetmek; saklamak; esirgemek; hapsetmek; kapal tutmak; gizlemek; muhafaza etmek; kilitlemek; kapatmak; balamak. [EUTS] [DLT] [KPy.] 3. {eT} Tahkim etmek; muhafaza etmek; pekitmek; sklatrmalc. [KPy.] [Yknek] [Gabain] 4. Bir eyin ya plp bitirilmesi iin sre tanmak. 5. Birinden bir ey ummak. 6. Karlalmas ihtimali bulunmak. 7. Aramak; istemek. 8. gsz. f . Herhangi bir sebeple bir yerde durmak; kalmak; aylamak. S Belde y rin kesini! K sa z am an d a g er ek le m es i mmkn olm ayan um utlar iin sylenir. beklemeli, [bekle-me-li] sf. (renci iin) snfta kal d halde derslere devam etmeden yalnzca kald derslerden snava giren, beklenilme, [bekle-n-il-me] is. Beklenilmek ii. beklenilmek, [bekle-n-il-mek] edil. f . [ -ir ] 1. Biri tarafndan bekleniyor olmak. 2. Beklenmek eylemi yaplmak. beklenme, [bekle-n-me] is. Beklenmek eylemi, beklenmedik, -i [bekle-n-me-dik] sf. 1. Olmas ve ya yaplmas hi umulmadk. 2. nsann tedbir al makla nne geemeyecei, insann irade ve gay retlerinin dnda olan, beklenmek, [eT. bekle-mek > belde-n-mek dL-dsy edil. f. [ -ir ] 1. Biri tarafndan beklenir durumda bulunmak. 2. {eT} Balanmak; kapatlmak; kilit lenmek; saklanmak. [EUTS] 3. dnl. f . {eAT} Pe kimek; salamlamak; peklemek. [DLT] beklenmezlik, -i [bekle-n-mez-lik] is. 1. Beklenme me durumu. 2. Umulmadk bir durum ve biim. "5 beklenmezlik fiili, dbl. B ir iin istenm eden, arzu edilm eden m eydan a g eld i in i ifa d e eden, -ecei yapl sfat f i i l e tutmak y a rd m c fiilin i g e tir e r e k y a p lan birleik fiil.

beklenti, [bekle-nti] is. 1. Bir alma ve giriim so nucunda her zamanki hliyle olmas gereken ve umulan ey; d; umu; umut. 2. Kiinin tad n gr. bekler, [bekle-mek > bekle-r {eAT} sf. Bekleyen,

bekleme, [bekle--me] is. Beklemek ii. beklemek, [eT. bekle--mek] ite, f. [-ir ] 1. {eT} Antlama yapmak; ahitlemek. [ D L T ] 2. {eT} K a patmakta yardmlamak. [ D L T ] 3. {eT} Beklemekte, gzetlemekte yardmlamak. [ D L T ] 4. Birlikte bek lemek. bekletilme, [bek-le-t-il-me] is. Bekletilmek ii. bekletilmek, [bek-le-t-il-mek] edil. f. [ - ir ] 1. Bekle mek ii bakas tarafndan yaptrlyor olmak. 2. Kendi arzusu dnda baka birisinin sebep olduu durum dolaysyla beklemek zorunda olmak, bekletme, [bek-le-t-me] is. Bekletmek ii. bekletmek, [eT. bekle-t-mek] g l . f [-ir ] [eT . - r] 1. {eT} Balatmak; hapsettirmek. [ D L T ] 2. {eT} K o rutmak; gzettirmek; muhafaza ettirmek. [ E U T S ] [ D L T ] 3. Beklemek iini bakasna yaptrmak. 4. Birinin beklemesine sebep olmak, bekleyi, [bek-le-y-i] is. 1. Bekleme ii ve biimi. 2. Biri gelinceye veya bir ey oluncaya kadar bir yer de kalmak; intizar, beklig, [bek-lig] {eT} sf. Bal; kilitli; kapal.
[E U T S ]

beklik, [bek-lik l1U L ] {eT} {eAT} is. 1. Kuvvet; sa S> lamlk; metanet. 2. {az} Kabzlk; peklik. [ D {az} fo lk . Sz kesimi sonras yaplan tren. S beklik takm a, {az} fo lk . S z kesm e. [ D S ] bekraes, [Far. bigmz ?] {eT} is. Pekmez.
[D L T ] S]

3.

[D S ]

bekmez, [Far. bigmz ? > bekmez >-So] {eAT} {az} is. Pekmez. [ D S ] bekmez ebesi, {az} Pekm ezin a artlm asn d a kullanlan y o u rt ve yum urta k a r m. [ D S ] | | bekmez kefi, {az} 1. P ekm ez zerin d ek i kpk. 2. Bu kpn ren gin de olan. 3. (At donu iin) kulann bira z koyusu; a k p e h n e z re n gi. [ D S ] | | bekmez topra, {az} P ekm ez y a p arken rann asid im g id erm ey e y a ra y an k ir e li bey az bir tiir toprak. [ D S ] bekni, [? begni / bekni] {eT} is. 1. Bira. [ E U T S ] 2. Boza. [ D L T ] bekr, [Ar. bekr _>] {OsT} is. ki ile be ya arasn daki gen deve, bekre, [Ar. belere _;] {OsT} is. 1. Kuyu vb. yerlerde kullanlan makara, krk ve arklara verilen ad. 2. anat. Eklemlerde makara gibi oyuk kemiklere veri len ad. bekrek, [be-mek (sert, sk, sa la m olm ak) > be-k (sabit; sk ; gl) > bek-re-k] {eT} sf. Pek; yksek; stn. [ E U T S ]

BEK

fil M M M .
lm Sultan (Hzr Bal) tarafndan canlandrlan Ba tn ve Melam bir tarikat. 2. Bekta tarikatna mensup olma. Bektaiyan, [Far. bektiyn jL jib sy (bekta.iy a.n ) {OsT/ is. 1. Bektailer. 2. Yenieriler, bektalk, - [bekta-lk] {az} is. E olma durumu; eitlik; denklik. [DS] beknek, [Far. beknek i kjSy (bek :n ek) {OsT} is. Tahta kl. bekr, [Ar. bekr] (bek .r) /OsT} sf. Erken; ilk. bekr1, [Ar. bekri lijjSy (bek ri:) {OsTj sf. (ocuk iin) ilk doan. bekr2, [Far. bekri ^j^> ] (bek ri:) {OsT} sf. 1. Kr. 2. ..e ramen; bununla beraber, (bek.riyyet) bekriyyet, [Ar. bekriyyet o jjjS y { OsTj is. lk ocuk olma durumu, bekdmek, [bek-t-mek] {eT} gl. f . [- r] Salam latrmak; berkitmek. [EUTS] bekmek, [belc-mek] {eTj gsz. f . Pekimek. [DLT] bekrmek, [bek-r-mek] {eT} gl. f . [-iir] Berkit mek; tahkim etmek; takviye etmek. [EUTS] [Gabain] bekr, [belc-r-] {eTj s f Salam; berk; pek; kuv vetli. [EUTS] [Gabain] bekmek, [bekfi--mek] {eT} gsz. f i Pekimek; sa lamlamak. [DLT] bekt, [bek-t] {eT} sf. Gizli; sakl. [DLT] bektmek, [bek-t-mek] {eTj gl. fi. [-iir ] Berkitmek; salamlatrmak; pekitmek. [DLT] [EUTS] bel1 [bel (yans.)] is. Srama, rkme ve irkilme anla , tan kk. [Zlfkar] bel-in, bel-in -le-m ek. bel2, [bel (yans.)] is. akn ve durgun bak anlatan kk. [Zlfkar] b e l b e l bakm ak. S bel bel, akn ve durgun b ir vaziyette; anlam sz anlamsz.\\ bel bel bakm ak, Uzun uzun an lam sz o la r a k bakm ak. bel3, [eT. be 1 / bil / bel] (eT, b e d ) is. 1. {eT} Kol ve bacaklarn birletii yer; bel. [DLT] [KPy.] [ETY] 2. {eTj Gvde. [KPy.] 3. {eTj Bbrekler. [KPy.] 4. {eTj Kuak. [KPy.] 5. anat. nsan bedeninde gs ile carn arasnda kalan dar ksm. 6. Gs ile karn arasnda kalan blmn srt tarafndaki ibkey ksm. 7. Hayvan vcudunda omuz ile sa r arasnda kalan kavisli ksm. 8. Da srtlarnda geit verecek durumda olan alak ksm; da gei di; belen. 9. Geminin orta blm. 10. Cinsel bir leme srasnda erkekten akan salg; atmk; meni; sperm. 11. Duvar, tavan, kpr gibi yerlerdeki eiklik; kme; sarkma; ikinlik; kabarklk. 0 bel aac, {az} 1. zerine a r y k kon ulan a r a b a y a d a rafn ortasnn km em esi iin altn a konulan a a destek. 2. K eten liflerin i d o la y a r a k ip, sicim vb. y a p m a y a y a ra y a n a a . [D S]|| bel ars, n sa nn b e l b lg esin d e eitli s e b e p le r e b a l o la ra k

bekremek, [beker-mek > bekr > bekr(e)--mek] {eT} dny. f i [- r ] Pekimek; katlamak; sertle mek. [DLT] bekrev, [Ar. bekrev jjSy (bekrev i:) {OsT} sf. Ma kara biiminde olan. b ekri1, [Ar. beker (erken kalkm ak) > bekri (bek ri:) {OsT} zf. Erken; sabah sabah. bekri2, [Bekri Mustafa (17. y y.da sta n b u ld a y a a m bulunan m ehu r ayya) > bekri SjS] sf. 1. ki imeye daha sabahtan balayan. 2. ki dkn; srekli sarho; ayya, bekrilenmek, [bekri-le-n-mek] dnl. f. [-ir ] kiye dknlk gstermek, bekrilik, -i [bekr-lik] (bek-idik) is. kiye ok d kn olma hali; sarholuk, bekr, [beker-mek > bek(i)-r / bek(i)r- [Clauson]] {eT} z,f. Skca; kuvvetlice. [IKPy.] beksemad, [Yun. paksimadi > Far. beksimt (b eksim a :d ) is. -* peksimet, beksemat, [Yun. paksimadi > Far. beksimt o U - i ] (beksem a. t) is. - * peksimet, beksimt, [Yun. paksimadi > Far. beksimt o U - i ] (beksim a:t) is. -* peksimet, beksimet, [Yun. paksimadi => beksimet (eAT) is. peksimet, sy

beksiz, [belc-siz] {eTj sf. 1. Ark; zayf; gsz; dayanksz. [Gabain] [EUTS] 2. stihkmsz; temel siz; geici. [EUTS] beksumat, [Yun. paksimadi => beksumat c~_iy {eAT} is. -* peksimet. bekta1 [ben-de > bekta / Far. bekt ? jiU sy , {eATj {az/ is. 1. Akran, e. 2. sf. Eit; denk, msa vi, emsal; benzer. [DS] bekta2, [eT. bek (sert) + ta] is. Sert ta. Bektai, [bekta > Ar. - ^ i ^ ] sf. 1. tasvf. Flac Bekta Veli hazretlerinin kurmu olduu tarikata mensup olan. 2. Yenieri. 0 Bekta babas, B ek ta i tarikatn a m ensup dervi. | Bekta fkras, | slam iyet'in uygulam a ve eriatn hkm leriyle a la y eden, kah ram an b ir B ek tai dervii o la n h alk fkralar.\\ Bekta kavuu, bot. K aktiisgillerden k r k k a d a r tr bulunan ikin gvdeli, tep esi o k a z diken tyl, sa r iek li b ir ss bitkisi, (E chin acacts grusonii). | Bekta srr, o k iyi saklan an | sr.|| Bekta-m ereb, D in k on u lard a s e rb est h a re k e t eden. | Bekta zm, bot, T akran giller| den kah v eren g i tycklii gvdeli, y a p ra k la r y rek biim in d e 60-150 cm. boyunda, nohut iriliinde m ayho sar, y e il veya sa r sulu m eyveli b ir al tiir; F ren k zm, (R ibes g rossu laria). Bektalik, [Bektai-lik] is. 1. Hac Bekta Veli haz retlerinin kurmu olduu ve on altnc yzylda Ba

i i H i i s m

533

BEL

ortaya kan a r .| b e l a l t , {az} Uurumlarn, | y arlarn ve baz d a larn altn da bulunan oyuk; barnak. [DS]|| b e l b a l a m a k , {eAT} nem verm ek; azm etm ek; hazrlan m ak.| b e l b a , 1. K u ak ; k e | m er; ukur. 2. {az} D onun ukur yeri. [DS] 3. {az} B e b e i belin den bei e, sa ln c a a b a la m a y a y arayan en li bez. [DS] 4. {az} A raban n o rtas na sarlan uzun zincir. [DS]|| b e l b a l a m a k , 1 . G venmek, dayanm ak. 2. nem verm ek. 3. Azmetmek, hazrlanmak.\\ b e l b k n , {eAT} B e l k em i i; arka.\\ b e l b k n g s t e r m e k , {eAT} Yrrken k alala rn oyn atarak erkeklerin ilgisini ek ecek , d a v etk r bir tavr taknmak.\\ b e l b u t , {az} B e l ve kala. [DS]| b e l b k m e k , E iler ek sela m verm ek. [ b e l i v i s i , | {az} A raban n o rtasn a soku lan d em ir ivi. [DS]|| b e l u b u u , {az} Y apda binann o rtasn a yatay o la ra k kon ulan a a . [DS]|| b e l d e m i r i , {az} S e m erlere sa p sam an k a k m a k iin kullanlan b ir s e m erci aygt. | b e l d e n a a , A k sak, cin sel ili | kiye y n elik o la n ; erotik ; m stehcen. | b e l d o l a m a | s , K u ak.| b e l e v l a d , B alm Sultan tarafndan | B ektaliin yen iden dzen lenm esi sra sn d a H ac B ekta soyundan g eld iklerin i id d ia e d e r e k ayrlan tarikat m ensuplar,| b e l e e i , {az} atnn o rta | sna konulan a a . [DS]]| b e l g e t i r m e k , {az} M eniyi aktm ak; atm k karm ak. [DS]|| b e l f t , B e l omurlar a ra sn a om u rilik veya k as skm as e k linde beliren rahatszlk,| b e l g e v e k l i i , 1. C insel | gszlk; iktidarszlk. 2. H ou n a g id en h erk esle cinsel ilikiye g irm ek e ilim in d e o lm a ; hovardalk, zam paralk. 3. {az} Sperm ay tutam am a hastal, [D S]|| b e l g i b i a k m a k , o k in ce f a k a t ba sn l o la rak dam lam ak, a k m a k .| b e l i a l m a k , 1. iini tu | tamaz olm ak. 2. {az} S k sk a y b a o lm a k ; o cu k tutamamak. [DS] 3. {az} K en din i zorlam aktan d o lay b e l ft olm ak. [DS]|| b e l i a y r l m a k , {az} ok alm aktan dolay bitkin dm ek. [DS]|| b e l i b a l , {az} 1. K erken ez. 2. A tm aca. 3. K a rta l y a v rusu. 4. Alt ve st dar, ortas ikin kap. [DS]|| b e l i b e k o l m a k , {az} Gveni tam olm ak. [DS]|| b e l i b k k , Y allk s e b e b iy le belin i dorultam ayan. | b e l i b k l m e k , 1. Yallk veya fiz ik s e l ra | hatszlk se b e b iy le belin i d ik tutam am ak; e ik dur mak. 2. Y alanm ak.| b e l i k e r t m e k , {az} K a m | burlatrmak. [DS]|| b e l i d k , {az} B eli a a doru sa rk k olan [DS]|| b e l i g e l m e k , 1 . C in sel b ir lem e srasn d a sa lg boalm ak. 2. argo. B ktrc bir ekild e b ir sz tek ra r etm ek. 3. m ecaz. D uru mundan memnun olduu en g zel an y a a m a k. | | b e l i g e r m e , {az} Atn b r n d eki dam arn im e siyle belirgin leen b ir hastalk. [DS]|j b e l i g e v e k , {az} M enisi a b u k gelen . [DS]|| b e l i n b a l a m a k , {eAT} 1. H azrlanm ak. 2. tasvf. B ir tarikata k ab u l edildiinin b e lg e si o la r a k eyh tarafn dan o kiinin beline kem er kuatmak.\\ (birinin) b e l i n d e n g e l m e k , O kiinin sulbnden gelm ek, ev lad olm ak,

dl olm ak, ocu u olm a. {eAT} (ayn)| (birinin) b e | l i n d e n i n m e k , {az} O erke in dl o lm a k [DS] j| b e l i n e k a d a r , Yukardan itibaren b e l ksm na k a d a r,| b e l i n e s a l a m o l m a k , B akalarn n rz ve | nam usuna saygl o lm a k; zina etmemek.\\ b e l i n i a la m a m a k , Yerinden d o ru lam am ak,| b e l i n i a l | m a k , {az} B elin i d o ru ltarak y erin den kalkp sen d elem ed en yryebilm ek. [DS]|| b e l i n i b a l a m a k , {eAT} 1. H azrlanm ak. 2. tasvf. T arikata k a bu l edildiinin b elg esi o la r a k eyh tarafndan d e r viin b elin e k em er kuatmak\\ b e l i n i b k m e k , 1. Yenmek. 2. aresizlik iin de brakmak.\\ b e l i n i k e rtm e k , K a m b u rla m ak ; eilmek.\\ b e l i n i d o r u l t m a k , M add durumunu dzeltm ek, g eim skn tsndan kurtulmak.\\ b e l i n i k r m a k , aresiz b rakm ak, b ir e y y a p am az durum a drm ek..Jj b e l i n i t a e y l e m e k , {eAT} 1. K am burlatrm ak. 2. hti y arlatm ak. | b e l i n i t o p l a y a m a m a k , 1. B elin d ek i | rahatszlktan dolay dorulam am ak. 2. Y aad kt bir durum dan dolay ken din e g elem em ek ; du rumunu dzeltememek.\\ b e l i p e k , {az} 1. K en d in e gveni tam olan. 2. C in sel isteklerin e kendisin i kaptrm ayan. [DS]|| b e l i s a l k , {az} 1. (H ayvan iin) b e l kem i i krlm , sakat. 2. S erseri; babo. [DS]|| b e l i s a l n m a k , {az} B eli km ak. [DS]|| b e l i s a v a k o l m a k , {az} (H ayvan iin) b eli tutm am ak; sa k a t olm ak. [DS]|| b e l k e m e r i , E tek v e p a n to lo n g ib i g iy ec e k ler i tutturmak iin b e le taklan deri v e y a kum a erit.| b e l k e m i i , 1. O murgann b el k s | m n da y e r alan b e om u r; b e l omuru, 2. Omurga. 3. m ecaz. B ir eyin varln tekil eden en nem li blm ; tem el; e s a s .| b e l k e s m e k , {az} D a b a | larn da y o lcu la rn nn k e s e r e k soygunculuk yapm ak. [DS]|| b e l k l , {az} B e l zinciri. [DS]|| b e l k l m a k , {eT} B ir kim seye istediinden d a h a o k y em ek vermek. [DLT]|| b e l k r a k r a , K rtarak, sa lla n a r a k yrm ek. | b e l k r m a k , Vcudu belden | s a a ve s o la b k e re k yrmek.\\ b e l k n d e s i , G rete rakib in i belin den k a v r a y a ra k tua g etirm ek iin uygulanan b ir oyun.\\ b e l s a l m a k , {az} 1. (H ayvan iin) stndeki ykn arl n ek em e y e r e k km ek. 2. G evem ek; tavsam ak. [DS]|| b e l s o u k l u u , tp. G o n o ko k ad verilen bir tr b a k te rilerin d l y olu ile sid ik y o lla rn d a m eydana g etir dii ve cin sel ilikiyle bu laan b ir hastalk.\\ b e l s o u k l u u n a u r a t m a k , argo. B ir s z e ve ie g e r e k siz y e r e k a r a r a k n o rm a l a k a en g el o lm a k .| b e l | t o l a m a s , {eAT} Kuak.\\ b e l v e r m e k , 1. D ik veya y a tay durm as g er ek en bin a elem a n larn d a i e v e y a a a y a doru e rilm e o lm a k; kam bu rlam ak. 2. (Yk vb. iin) altna belin i d estek etm ek; b eli ile dayan m ak. 3. {az} Yardm iin s z v erm ek [DS] 4. {az} ( iin) yolu n d a gitm em ek. [DS] 5. (Kadn iin) z o r k u lla n a ra k ken disi ile cin sel ilikiye g ir m ek isteyen er k e e teslim olm ak. | b e l y o l , {az} | D an g e it verdii y erd en g e e n yol. [DS]|| b e l

BEL zinciri, {az} 1. B e l kem ii. 2. Odun ykl a r a b a nn o rtasn a b a lan an zincir. [DS] bel4, [eT. bel (iz; iaret)] {az} is. Zahire, un gibi eylerin zerinden alnp alnmadnn anlalmas iin nceden konulan zel iaret; bellilik, nian. [DS] S bel etmek, {az} a retlem ek ; ia ret koy m ak. [DS] bel5, -l [Ar. belc ^ y {OsT} is. 1. Yutma. 2. m ecaz. Rvet. S bel etmek, {OsT} Y u tm ak| bel-i lok | m a, {OsT} 1. L okm an n yutulm as. 2. Em m e. bel6, -li [Ar. beli J J {OsT} is. Islatma. bel7, [Far. bel
J j]

mmmm s o m .
kntya drmek.\\ bel-y berzah, {OsT) Kurtul m as g b e la .| bel-y hilkat, {OsT} Y aratl be| /as7.|| bel-y muazzm , {OsT} Byk znt ve sknt.| bel-y ngh, {OsT} Anszn g elen b e la .| | | belay satn alm ak, B ile r e k sknt ve znt verici b ir ie g irm ek .| belay savm ak, Skntl durumdan | kurtulmak.\\ bel-y siyah, {OsT} Ac o la y ve du rum ; k a r a b e la .| bel-zede, {OsT} B ela y a uram . | bela3, [Slav, bela (beyaz)] {az} is. Her taraf beyaz koyun. [DS] belabil1 [Ar. blbl > belbil J j ^ ] (b e la :b il) {OsT) , is. Blbller. belabil2, [Ar. belbl > belbil J ; ^ ] (b ela b il) {OsT} is. Tasalar; kuruntular; vesveseler, belad, [Far. beld / belde (b e la .d e) {OsT} sf. 1. Kt kii; gnahkr. 2. Sz tayc; mzevir. 3. Kt ey. beladan, [Yun. blatanos] {az) is. mar aac. [DS] beladet, [Ar. beldet c o ^ y (b ela :d et) {OsT} is. zanszlk; aklszlk; sersemlik; budalalk; aptallk, beladr, [Ar. bel (m usibet) + Far. dur (uzak) _p%] (b ela :d r) {OsT} is. -* beladur. beladur, [Ar. bel (m usibet) + Far. -dur (uzak) (bela :d u r) {OsT} is. 1. Belaya uramamak veya ya anlan bir skntdan kurtulmak iin verilen sada ka. 2. Nazarlk. 3. Kadnlarn taknd altn, elmas gibi taklar. 4. Gelin tac. 5. bot. Meyvesi ila ola rak kullanlan ve Hindistan'da yetien bir aa; Amerikan elmas, (Sem icarpu s an acardiu m ). belag, [Ar. bel _>y (b e la : ) {OsT} is. 1. Yetitir me; eritirme. 2. Yetitirilen ey; eritirilen sz. S belal-mbn, {OsT} la h teb li ; K ur'an - K e rim. belagat, -ti [Ar. belagat o i % ] (b ela :g a t) {OsT} is. 1. Etki gc; tesirlilik. 2. ncelik; hassasiyet. 3. Gzel konuma ve ikna etme yetenei; uz dillilik. 4. Sz sanatlar bilgisi; retorik. 5. m ecaz. Anlatm gc. 6. Bir sz veya iarette gizli olan derin anlam.S belgat-fr, {OsT) Uz d illilik taslayan .| belgat| frne, {OsT) Uz dilli o la n a y a k r biimde.\\ belgat-fr, {OsT} Uz dillilik.\\ belagt-perdz, {OsT} yi ve dzgn s z syleyebilen . belagatli, [belagat-li] (b ela :g atli) sf. Belagat sahibi olan. bela, [Ar. bel j o y (b e la : ) {OsT} is. Olgunluk. belahat, -ti [Ar. belhet c j> }y (b ela :h et) {OsT} is. Aptallk; bnlk; alklk, belak, [Ar. belak j y {OsT} is. Ayaklan alacal olan at.

is. 1. ke. 2. tarm. Topra insan

gc ile aktarmaya yarayan, sap zerindeki tepmeliklerinden ayakla baslarak topraa saplanan uzun sapl, ucu sivri krek, fi1 bel bellemek, B e l ile top ra a lt st etm ek, kabartmak.\\ bel demiri, T opra s rm ekte kullanlan tarm aleti. [DS] bel8, [Ar. bel J J {OsT} e. Belki. bel9, [ng. Graham Bell (ngiliz fiz iki, mzisyen) > beli] is. Ses iddetini lmekte kullanlan 10' 12 W'a eit birim. b ela1 [Ar. bel / Far. beli ^i>] (b e la :) {OsT) e. Peki; , hayhay; evet; yle (yalnz kl-bel sz n de g e er). bela2, [Ar. bel 5 y (b el :) is. 1. inden klmas, lcurtulunmas ok zor durum; musibet; felaket. 2. Kendisinden korunulmas, saknlmas gereken ey; ktlk. 3. Byk sknt ve zarar sebebi olan olay veya kii. 4. Byk dert; keder. 5. Hak edilmi ola rak verilen ceza. 6. Kiiyi istemedii davrana zor layan etki; kaygdan doan durum. 0 bela a ra m ak, 1. znt ve sknt v erece i belli olan ilere girim ek. 2. K a v g a ka rm a k iin s e b e p aramak.\\ bel-c, {OsT} K en disin e dert arayan.\\ bel-cyn, {OsT} D ert a ra y an la r.| bela ekmek, Eziyet | v e znt verici b ir durumu yaamak.\\ bel-dde, {OsT} 1. B e la grm . 2. B ela y a uram .| bel| efn, {OsT} B e la s a a n .| bel ender bel, {OsT} | K atm erli b e la .| bel-gerdn, {OsT} B elay savutu | ra n ,| bela kesilmek, Sknt ve eziyet v erici ek ild e | birisin e m usallat olmak.\\ bel-ke, {OsT) Sknt ve eziyet e k e n .| bel-kede, {OsT} B e la ek m i.| be | | la okumak, B irisin den g rd ktlk karsnda, A llah'tan cezalan d rlm as iin d ilekte bulunm ak; bed d u a etmek.\\ belalar mbarei, A k g ib i insana sknt veren f a k a t vazgeilem eyen durumlar.\\ bel-senc, {OsT} B e la tartan .| (ektii ..i) belas, | ektii skn tlarn sebebi.\\ belasn bulmak, H ak etm i olduu cez a y a uramak.\\ belasn ekmek, D av ran lar yznden skntya dmek. | belaya | atm ak, zc ve sknt verici ilerle k a r la m ak.,| belaya girmek, znt verici, skntl bir | durum a diimek.\\ belaya sokmak, B ir kim seyi s

1 .5 3 5

BEL

belakik, -k [Ar. belakk

>1] (bela :k ik , k 'ler kaln

sylenir) {OsT} is. 1. Dz ovalar. 2. ller, belal, [Ar. bell / bill J ^ ] (b e l :l) {OsT} sf. 1. Su gibi slatan. 2. Islat. 3. Islaklk, belalek, -i [Far. belrek / bellek l:lek) {OsT} is. -* belarek. belal, [bela-l] (bel.T) sf. 1. ok znt verici, yorucu. 2. ok kavga eden; irret. 3. Yolsuz kadn larn, zorbalndan ekinerek dost olmak zorunda kaldklar erkek; oyna. beFam, [Ar. belcm jU (b el- :m ) {OsT} is. Terbi >] yesiz; agzl; obur, belan, [bel-en] {az}] is. -* belen. [DS belarek, -i [Far. belrek / bellek %] (b e l r e k ) {OsT} is. 1. yi su verilmi elik. 2. yi su verilmi kl. 3. Klca iyi su verildiini belirten zerindeki meneviler. 4. Ok mahfazas; sadak. 5. Ok temreni. belaya, [Ar. bely U.5L] (b e l .y a :) {OsT} is. Fela ketler; gamlar; kederler; tasalar, belba, [bel+ba-] {az} is. Dayanak; gvence; ma nevi destek. [DS] belbal, -li [Ar. belbl / belble JLL] (b e lb a :l) {OsT} is. Vesvese; tela; tasa; kuruntu, belben, [Sur. Ar. leben (st) > melben] {az} is. Pestil. [DS] belbele, [Ar. belbele tLL] {OsT} is. 1. Srahi. 2. ki konurken kan ses; gulgule. belber, [t. barbiere] {az} is. -* berber. [DS] belboy, [ng. beli (zil) + boy (olan)] is. Otellerdeki oda hizmetisi; oda grevlisi; kat grevlisi, belbus, [Far. belbs (b elb u .s) {OsT} is. 1. Y a bani soan. 2. Da sarmsa. 3. Bir tr haha, belce, [bel-ce] is. ki kan aras, belcek, -i [bel-cek] {az} is. 1. Kuak; kemer. 2. Eteklik. 3. Mintan; ilik; frenk gmlei. [DS] bele, [Far. bel (krek) > bel-e] {az} is. Krek. [DS] bcld, [beld (yans.)] is. Canl ve dikkatli bak anlatan kk. [Zlfikar] b eld -ir b e ld ir bakm ak, b e ld -ir (gz). beldanat, [Far. bel (tarm a ra c ) + Yun. anadoti ?] /azI is. Harman savurmakta ve ekin demetlerini kanya yklemekte kullanlan atal parmakl tarm arac; atal. [DS] beldar, [bel + Far. -dr jl-iL] (b eld a :r) {OsT} is. tar. mparatorluk dneminde da geitlerini koruyan, yolcularn gvenliini salayan korucu; derbenti. belde, [Ar. belde jJb] {OsT} is. 1. lke. 2. ehir. 3. Kasaba. 4. Oturulan, yaanlan yer; memleket. S belde devleti, eh ir devleti; site. | belde kads, | (be-

tar. im p a ra torlu k d n em in de b ir e h ir veya k a s a b a halkn dan dev let ve k i iler a ra sn d a m eydan a g elen ihtilaflar zm leyen y a rg grevlisi. Beldeitayyibe, [Ar. belde-i tayybe (gzel) <uJ
ojJl .]

(beld eita y y i:b e) {OsT} is. 1. Gzel ve sevgili ehir. 2. gnl. Medine, Kuds ve stanbul ehirlerinin her biri. beldir, [beld (yans.) > beld-ir] {az} sf. 1. (Gz iin) patlak; frlak. 2. (Kii iin) patlak gzl. [DS] S beldir beldir, {az} ( ocu k gz iin) ca n l; p a r lak. [D S]|| beldir beldir bakm ak, {az} 1. Anlam sz ekild e, a p ta l a p tal bakm ak. 2. ( ocu k iin) n e olup bittiini an lam ad an a n ca k d ikkatle ve can l bir e k ild e bakm ak. [D S]|| beldir beldir komak, {az} H a fif h a fi f kom ak. [D S]|| beldiri bestek, {az} (K onum ak iin) y er li yersiz. [DS] beldirgz, [beld-ir+gz] {az} is. Tavan. [DS] bele1, [bele] {az} is. 1. ki karde ocuklar; kuzen. 2. Teyze; hala. [DS] bele2, [byle > bele] (b e :le) {az} zf. Byle. [DS] bele3, [Bulg. bela] {az} is. Her taraf beyaz koyun. [DS] beled, [Ar. beled -il.] {O s T} is. 1. lke. 2. ehir; bel de. S Beled Sresi, isi. nsann iyi ve kty ayrt e d e b ile c e k b iim d e ve im tiyazl y a ra tld n ; b en cili i b r a k a r a k yoksu lu ve yetim i k oru m ak g erek ti ini, in an s a h ib i olm ann d e erin i an latan ve M slm anlarn ilerid e M ekke'yi fe t h e d e c e k le r i m jdesini veren, Kur'an- Kerim 'in 20 a y etlik 90. suresi. beledi1, [? beledi] is. zool. Tatl su kefali, (Squalius cephalu s). beled2, [Ar. beled cs-j (b eled i:) {OsT} sf. 1. ehirli. 2. Yerleik; yerli. 3. Belediye ile ilgili. 4. is. Cilt bezi denilen bir tr dokuma, belediye, [Ar. beled > belediyye aj jJL ] is. Kasaba ve > ehirlerde yerel hizmetleri gtrmekle grevli ve seimle i bana gelen kurulu. S belediye ba kan, B eled iy e kuruluunu yn eten ve seim le i ba n a g elen kim se. | belediye encmeni, B eled iy e | m eclisin ce seilm i yeler ve d a ir e am irlerin den m eydan a g elm i belediyen in ilerin i d zen lem ekle g rev li kurul. belediyeci, [belediye-ci] is. Belediyede grevli kii, belediyecilik, -i [belediye-ci-lik] is. 1. Belediye ileri. 2. Belediyelerin gerekletirdii iler. 3. Be lediyeye ait ynetme ve yrtme usul ve esaslar, beleg, [eT. bele-mek > bele-g (b ir ey e s a r la r a k sunulan)] {eT} is. Hediye, beleglemek, [beleg-le-mek] {eT} gl. f . [ - r ] Hediye vermek. [DLT] beleh, [Ar. beleh 44 {OsT} is. Bnlk; ahmaklk; ap J] tallk.

BEL belek1 -i [bele-mek (sarm ak) > bele-g (bir ey e , s a r la r a k sunulan) l belek dil] {eT} {eAT} {az) is. 1. Konuun yaknlarna getirdii armaan; bir yer den baka bir yere gnderilen armaan. [DLT] [Gabain] [Yknek] [DS] 2. {az} Dn hediyesi. [DS] 3. { azj fo lk . Dnde gelinin bana davetli ler tarafndan konulan yazma. [DS] 4. {az} fo lk . Dnde davet edilen yakn akrabalara yollanan kuma. [DS] 5. {az} Yar ve karlamalarda bi rinci gelene verilen dl. [DS] belek2, -i [bel-ek dil] {eAT} is. Belgit; niane; ala met; rnek. beiekJ, -i [bele-mek (sarm ak) > bele-k] {az} is. 1. ocuk bezi. 2. Kundak. 3. Beie serilen yatak. 4. Ok ve yay kuburu; sadak. [DS] belek4, -i [Erme, belek] {az} sf. Alacal; kark renkli. [DS] belek5, -i [be-le-k] {az} is. 3. Korku. 2. sf. Korkak. [DS] belek6, -i [bel-ek] {az} is. Hedef. [DS] belek7, -l [belen / belek] {az} is. Da geidi; bel. [DS] beleke, [beleke] {az} is. Yar yarya buday avdar karm tahl. [DS] belekim, [byle+ki > belekim] e. Keke, beleklemek, [belelc-le-mek] {eT} g l . f [~r] Armaan klmak; hediye etmek; vermek. [DLT] belekli, [belekJ-li] {az} sf. Alacal; kark renkli, fi1 belekli at, {az} Vcudunun bir o k y erin d e beyaz b e n e k ler bulunan at. [DS] belel, [Ar. beli > belel J J J {OsT} is. 1. Yalk; slak lk. 2. Mihnet; keder. 3. Dknlk. 4. Mcadele; kavga. 5. sf. Hastalktan kalkan; iyileen, belelmek, [bele-mek > bele-l-mek] {eT} dnl. f. [iir] Batmak; bir eye bulanmak. [DLT] beleme, [ba-mak (ba lam ak) > be-le-me] is. Bele mek ii. belemek1, [be (yans.) > be-le-mek] ( b e :lem ek) {eT} g s z .f. [- r ] (Koyun iin) melemek. [DLT] belemek2, [bele-mek dUL] {az} gl. f. [ - r ] [-l(i)y o r ] 1. {eAT} ocuu kundaklamak. [DK] 2. Beie yatrp balamak. 3. Beik sallamak. [DS] belemek3, [bele-mek] {az} gl. f. [-r ] [-l(i)-y o r] 1, Bulamak; bulatrmak. [DS] 2. Kattrmak; kar trmak. [DS] belemir, [? belemir / pelemir / melemir] is. bot. Orta Anadolu'da tarlalarda yetien tarakotugillerden ak mavi iek aan bir yllk otsu bitki; mavi kantaron, peygamber iei, (C etarea cyanus). belen1 [bel-en] {eAT} is. Ssl ve ilemeli kl ke , meri.

r a

t c

t M

belen2, [bel-en > bel-en] is. 1. Dalarn iki tepesi arasndaki geit; da zerindeki yksek geit. 2. {az} Yam a; srt; bayr. [DS] 3. {az}] zeri yass yksek yer; dzlkl tepe. [DS 4. {az} Da etei. [DS] 5. {az} Yksek dalarda grlen aasz dz lk yer. [DS] 6. {az} Engebeli yer. [DS] 7. {az} Issz, kimsesiz yer. [DS] belen3, [bel-en] {az} is. 1. Havale; sara. 2. Dudak larda oluan uuk. [DS] belen olmak, {az} H a v aleye tutulmak. [DS] belen4, [bel-en / bel-in] {az} is. Deli. [DS] belen aynas, {az} b key ayna. [DS] belend, [Far. belend -ul] {OsT} sf. 1. Yksek; yce; blent. 2. Kap pervaz veya erevesi, belendin, [Far. belendin jj-u l] (belen dim ) 1.

{O sT}

is.

Kap pervaz. 2. Pencere erevesinin alt tahtas,

beleng, [bel-en dil] (belen ) {eAT} is. 1. Dalk sarp yer. 2. Da beli. 3. {az} Da yamalarnda anma sonucu olumu kntlar. [DS] belengaz, [Krt, belengaz] {az} sf. st ba eski psk; dilenci. [DS] belengez, [Krt, belengez] {az} sf. Dncesiz, tasasz; hibir ey dnmeyen. [DS] belenglemek, [bel (yans.) > bel-en-le-mek] {az} g s z .f. [- r ] [-l(i)-y o r] - * belinglemek. [DS] belenlemek, [bel-en-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [-l(i)y o r ] Azarlamak. [DS] belenme, [bele-n-me] is. Belenmek ii. belenmek, [be-le-n-mek dL_L] edil. f . [ -ir ] 1. (o cuklar iin) kundaklanmak veya beie yatrlp balanmak. {17.yy .} (avm) 2. dnl. f. Bulamak, bulanmak. {eAT} {az} (ayn) [DS] 3. {az} Toz top rak iinde yatp yuvarlanmak. [DS] S beleni bele ni, {az} R a h a ta ; s e r e serp e. [DS] belensem, [Ar. belensem {OsT} is. Katran,

beler, [bel-er] {az} is. Dam ucu; saak. [DS] belerin, [bel-e-in j ^ l ] {eAT} {az} sf. (Gz iin) dar kk; prtlek. [DS] t? belerin gzl, {eAT} {az} Gz d a r kk; belerm i gzl ; p rtlek gzlii. [DS] belergen, [bel-er-gen] {az} sf. (Gz iin) patlak; dar frlak. [DS] belergz, [bel-er+gz] {az} sf. akna dnm. [DS] S1 belergz etmek, {az} akn a dndrm ek. [D S]|| belergz olmak, {az} N e y a p a ca n b ile m ez o lm a k; a k n a dnm ek. [DS] belerm ek1, [bel-er-mek diyi] {az} gsz. f. [-ir ] 1. Ortaya kmak; belirmek. [DS] 2. {eAT} (Gz iin) fazla alp kalmak; alc iyice belirecek biimde almak. S beleri kalmak, {eAT} {az} 1. (Gz iin) fa z l a a lp kalm ak. 2. {az} K orku dan g z le

rini koca m a n koca m a n a p bak ak alm ak . [D S]|| beler kalmak, feAT} B elerm ek. belermek2, [bel-er-mek] {az} gsz. f . [ -ir ] (Cilt iin) imdik veya skmadan dolay hafif morar mak. [DS] belerti, [bel-er-ti] {az} is. Derideki hafif morluk.
[DS]

hangi bir eya. 3. Eskiden orta retimde iki yl st ste kalan rencilerin baarsz olarak okulla ili iklerinin kesildiini bildirir yaz. 0 belge analizi, B ilg i sa k la m a ve b e lg e leri snflandrm a ilem leri nin btn. belge2, [bl-ge / belge] {az} is. Ksm; para. [DS] belgeci, [belge-ci] is. Belgesel filmler eken sinema veya televizyon program yapmcs, belgegeer, [belge + ge-er] is. 1. Yaz ve resim gibi belgelerin kopyasn uzaktaki bir yere aktaran ma kine; faks. 2. Bu yolla alnm belge, belgeleme, [belge-le-me] is. Belgelemek ii; tevsik, belgelemek, [belge-le-mek] gl. f . [-r ] [-l(i)-y o r] Bir olayn doruluunu belge gstererek ispat etmek; tevsik etmek. belgelendirme, [belge-le-n-dir-me] is. Belgelendir mek ii. belgelendirmek, [belge-le-n-dir-mek] gl. f . [- ir ] ddia ettii durum ve olayla ilgili olarak belge gs termek, iddialarn belgeye dayandrmak, belgelenme, [belge-le-n-me] is. 1. Belge sahibi olma. 2. Belge ile ispat edilme. belgelenmek1, [belge-le-n-mek] dnl. f . [ -ir ] ki yl ayn snf okuduktan sonra belge ile okuldan uzak latrlmak. belgelenmek2, [belge-le-n-mek] edil. f . [- ir ] (Bir olay veya iddia edilen konu iin) belge gsterilerek ispat edilmek, belgeli, [belge-li] sf. 1. Belgesi olan. 2. kna edici ye terlikte belgesi bulunan. 3. ki yl st ste snfta kalm olup da belge ile okuldan iliii kesilmi bulunan. belgelik, -i [belge-lik] is. 1. Belgelerin sakland ve korunduu yer; ariv. 2. sf. Belge olarak kullan labilecek nitelikte olan, belgesel, [belge-sel] sf. 1. Belge nitelii tayan. 2. is. Belge zellii bulunan radyo ve televizyon prog ram. 0 belgesel film, T abiattan vey a hayatn iinden alnm ve g er ek te s reg elen a k iin d e h a z rla n a ra k bilg i verm eyi a m alay an film . belgi1, [eT. bel-g > bel-gi] is. 1. Bir eyi benzerle rinden ayran zellik; alamet; nian; damga; alamet-i farika; {az} (aym). [DS] 2. Duyu, dn ve inantaki ayrc zellik; iar. 3. {az} Hedef. [DS] belgi2, [bl-g / belgi] {az} is. 1. Bir oday ikiye ayran blme. 2. Yklk; musandra. [DS] belgileme, [belgi-le-me] is. Belgilemek ii. belgilemek, [belgi-le-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i) -yor] 1. Bir iaret koyarak belli olmasn salamak; belir lemek. 2. aretinden tanmak, belgili, [belgi-li] sf. Belli edilmi olan; belirli, muay yen.

belertme, [bel-er-t-me] is. Belertmek ii. belertmek1, [bel-er-t-mek] {az} gl. f . [ -ir ] (Gz iin) aknlk veya kzgnlk ifadesi olarak koca manca amak. [DS] belertmek2, [bele-r-t-mek] {az} g l .f . [-ir ] (Deri ve cilt iin) hafif morluk kalacak biimde skmak veya imdiklemek. [DS] belesan, [Far. belesn uL_Ju] (b elesa :n ) {OsT} is. bot. 1. Pelesenk aac. 2. Bu aacn ya; balsama, {eAT} sf. Gizli; bi

belesz, [bel-sz > bele-sz linmeyen.

bele, [Ar. bila (hi) + ey (nesne) > biley > bele] (be'le) {OsT} sf. argo. Hibir emek veya karlk verilmeden elde edilen; bedava. 0 belee konmak, H i em ek verm eden, p a r a h a rca m a d an e ld e etmek. belei, [bele-i] is. Para demeden sahip olmay se ven ve alkanlk haline getirmi olan; bedavac; lp. beleilik, -i [bele-i-lik] is. 1. Belei olma duru mu. 2. Belei olann nitelii. belemek1 [bele-mek] {az} dnl. f . [-ir ] Hantal , lamak. [DS] belemek2, [bele--mek] {az} dnl. f . [ -ir ] Yere yuvarlanmak. [DS] beleten, [bele-ten] (bele'ten) zf. Karlksz; emek ya da para vermeksizin. belet1 [? belet] {az} sf. Yksek; yce. [DS] , belet2, [Fa. balad (klavuz)] {az} sf. 1. Bilen; tan yan; vkf. 2. Bilinen; bellenen; renilmi. 3. is. Yol gsteren kimse; klavuz. [DS] belevi, [bel+aa] {az} is. Ky aas; eraf. [DS] belevrt, [? belevrt] sf. 1. (Gz iin) ekilsiz; kor kun. 2. is. lp karlatrma. S belevrt et mek, lp karlatrm ak. beleykim, [byle+kim] {az} e. ayet. [DS] belez, [bel-ez] {az} is. 1. Ar; sz. 2. Romatizma. [DS] 0 belez belez, {az} 1. (Yrm ek iin) k en dinden g em i hlde. 2. (B ak m a k iin) akn a kn. [DS] belezek, -i [bel-ez-ek] {az} is. Uyku kamas du rumu. [DS] belge , [eT. bel-g > bel-ge] is. 1. Bir gerei aydn latmak veya bir hak iddia etmek iin kullanlabile cek yazl bilgi, fotoraf, resim vb. eyler; vesika; dokman, (1935). 2. m ecaz. Delil olabilecek her

BEL belgilik, -i [belgi-lik] sf. Bir yapy nitelemek, g revini belirlemek iin kullanlan iaret veya ksalt ma; alamet-i farika, belgin, [bel-gin] sf. Tam ve kesin olarak belirlenmi bulunan; apak; sarih, belginlik, -i [bel-gin-lik] is. Tam ve kesin olarak belirlenmi olma durumu; sarahat,

l M

belgtmek, [belg-t-mek] (belg :tm ek) {eT} gl. f. [ r] Gstermek; sergilemek. [Clauson] belgzar, [Far. bergzr] {az} is. -* bergzar. [DS] belham, [Far. belham arac). bel, [Ar. bel > Far. beli hayhay, evet; bela, (b eli:) {OsT} e. Peki, {OsT} is. Saban (tarm

belgisiz, [belgi-siz] sf. 1. Belli edilmemi; belirsiz; {az} (ayn). [DS] 2. Snrlandrlmam; gayrimu- belid, [Ar. beldet (bu dalalk) > beld jlJu] (beli:d) ayyen. 3. Tanmlamas yaplmayan. 4. bot. (iek {OsT} sf. Bn; aklsz; budala; ahmak. ve organlar iin) says belli olmayan, deiebilen. beli1 [Ar. beli , (b eli: ) {OsT} sf. 1. Cidd; 5. dbl. Belirli bir eye ait olmayan, genel bir fikir zenli. 2. Enerjik. ifade eden. 0 belgisiz sfat, dbl. sim lerin a n lam n belirsiz ve g e n e l b ir e k ild e belirten sfat.| belgi beli2, [Ar. belagat > beli Ju] (beli: ) {OsT} sf. 1. | siz zam ir, dbl. Yerini tuttuklar v arlklar kesin bir Ak, anlalr, gzel ve etkili konuan ve yazan; sn rllk iin de d e il d e belirsizlik iin de k a r la belagat sahibi. 2. (Sz, yazl eser iin) yeterli, tam y a n zam irler. ve ak; fasih, belgisizlik, -i [belgi-siz-lik] is. 1. Belli edilmeyi; beliane, [Ar. beli + Fr. -ne ^U-L] (beli a :n e) belirsizlik. 2. Snrlandrlmay; gayrimuayyenlik. {OsT} sf. Ak ve dzenli olarak; beli bir ekilde, 3. Tanmlamas yaplmama durumu; belgisiz olma, beliha, [Ar. belha (b eli:h a ) {OsT} sf. (Kadn belgit, [bel-gi-t] sf. 1. Bir bor veya ykmll be iin) arkas geni ve byk. lirtmek iin dzenlenip imzalanan kt; senet. 2. m an. Bir nermeyi ispat iin kullanlan ve nceden ispat yaplm veya doruluu kabul edilmi baka bir nerme; delil; brhan; hccet, belgizar, [Far. bergzr] {az} is. Armaan; hatra; anmalk; bergzar. [DS] belg, [bel-g] (belg :) {eT} is. 1. Alamet; iaret; ni an; marka; belgi; belge; im. [DLT] [ETY] [EUTS] [ tigsizler] [KPy.] 2. Fal. [Gabain] [EUTS] belglemek, [belg > belg-le-mek] {eT} gl. f . [-r ] Belgelemek; iaret etmek; iaretlemek. [ tigsiz ler] belgl, [belg-lg > belg-l I J J {eT} {eAT} sf. Ak olarak; belli; aikr olarak, belgttlg, [belg-lg] (belg : lg) {eT} sf. 1. Belirli; grnen; ak; sarih; vzh. [ tigsizler] [EUTS] [DLT] 2. aretli; delaletli; belirli; tannan; belli. [Gabain] [Yknek] [EUTS] 3. Nianl. [ETY] belgrme, [belg > belg-r-me] {eT} is. Belirme; zuhur; ortaya kma; grnme. [EUTS] belgttrmek, [belg (iaret) > bel-g-r-mek] {eT} gsz. f. [- r ] 1. Aa kmak; meydana kmak; belirmek; grnmek; belli olmak. [DLT] [KPy.] [Gabain] 2. Kendini gstermek. [DLT] belgrtme, [belgr-t-me] (belgiirtm e:) {eT} is. Gs teri. [Clauson] belgrtmek, [belg-r-mek > belg-r-t-mek] {eT} gl. f . [- r] Aa karmak; belirtmek; gstermek; bel li ettirmek. [EUTS] [Gabain] [KPy.] belgiisz, [belg-sz] (belg:sz) {eT} sf. Belirsiz; alametsiz. [EUTS] belik1, -i [bl-k > belik] {az} is. 1. Blk; para; ksm. 2. Asker birlik; blk. 3. Sa bl; sa rgs. {eT} {eAT} {az} (ayn) [DS] 4. {az} Sa. [DS] 5. sf. Blnm; paral. 6. Kalabalk. 7. zf. ok; pek. [DS] belik2, -i [eT. bel-ik > bel-ek] is. 1. Fitil; kandil fitili. {eT} [DLT] 2. {eT} Y ara yoklamakta kullanlan bir mil. [DLT] S belik belik, rgler halinde. belikJ, -i [bel-lik (b e ld e tanan ey) > bel-ik {eAT} is. Ok ve yay kuburu. belik4, -i [bel (iz, iaret) > bel-ik dU>] {eAT} is. Ni ane; alamet; rnek, belikleme, [belik-le-me] is. 1. Beliklemek eylemi. 2. Aptallama. beliklemek, [belik-le-mek] gl. f. [- r ] [-(i)-y o r] 1. Salar rmek. 2. Armaan klmak; hediye emek; vermek. {eT} [DLT] beliklenmek, silahlanmak. beliklik, -i [bel-ik-lik] {eT} sf. Fitillik. S beliklik kebez, F itillik; fit il y a p m a k iin hazrlan m olan pam u k. [DLT] belil, [Ar. beli > bell J J lJ (b elid ) {OsT} sf. 1. (Rz gr iin) serin ve yamurlu. 2. Islanm. belin1 [bel-in] {az} is. 1. Deri zerinde grlen , ilik. 2. Uuk. 3. Cilt zerinde meydana gelen morluk. [DS] belin2, [bel (yans.) > eT. bel-in] {eAT} is. Korku; rk me. [bil-ik-le-n-mek > bel-ik-le-n-mek liUiKi;] {eAT} dnl. f . [- r] Sadan taknmak;

r iiic t m

539

BEL belirginletirme, [belir-gin-le--tir-me] is. Belirgin letirmek ii. belirginletirmek, [belir-gin-le--tir-mek] gl. f. [ir] Aka grlr, anlalabilir duruma gelmesini salamak; belirginlik kazandrmak, belirginlik, -i [belir-gin-lik] is. 1. Belirgin olma du rumu. 2. Belirgin olan eyin nitelii. 3. dbl. Bir di lin yapsal gerei olarak herhangi bir dil unsuru nun, dierleriyle benzer zellik tamasna ramen, bir ynyle farkllk gsterdii iin ayr biimbirim saylma zellii. p i s e si Ib/'den titreim sizlii ile belirg in lik kazan r. belirleme, [belir-le-me] is. 1. Belirlemek ii. 2. B e lirli klma; ayrma. 3. Aklama. 4 . y e r b. Konumu bilinmeyen bir noktann bilinen noktalar aracl yla koordinatn hesaplama ilemi, belirlemek, [belir-le-mek] gl. f . [-r ] [-l(i)-y o r] 1. Belli olacak bir durum kazandrmak. 2. Benzerle rinden ayrt edilebilecek ekilde ortaya koymak; tayin etmek, (1942). 3. Bellilik koymak; iaretle mek; damgalamak. 4 . Bir eyin geliimini, sonra dan almas gereken durumu, kazanmas gereken zellikleri etkileme ile nceden ynlendirmek. 5 . dbl. (Tanmlayc sfatlarn grevleri sz konusu olduunda) belirtme. 6. man. Yeni bir kavram, zn tekil eden unsurlar aklamak suretiyle ta nmlamak; tayin etmek. 7. man. Bir kavram ayrc unsur ekleyerek snrlamak; kapsamn daraltmak, belirlenim, [belir-le-n-im] is. 1. Belirli duruma gelme; belirginleme. 2. fe l. Yeni bir kavramn an lamnn, muhtevasnn, yapsnn, snrlarnn tam olarak tespit edilmesi durumu; gerektirim, determi nasyon. belirlenimci, [belirlenim-ci] sf. f e l. Her olayn baka olaylarn zorunlu sonucu olduu grnde olan; gerekirci, determinist, belirlenimcilik, -i [belirlenim-ci-lik] is. fe l. Her olayn baka olaylarn gerekli ve kanlmaz sonu cu olduunu savunan felsef gr; gerekircilik; de terminizm. belirlenme, [belir-le-n-me] is. 1. Belirlenmek ii. 2. Belirli hale getirilme, belirlenmek, [belir-le-n-mek] edil. f . [ - ir ] Aka anlalr ve grlr duruma getirilmek, belirlenmezci, [belirlenmez-ci] is. fe l. 1. Bir sebebe balanmayan olaylarn da bulunduunu savunan kimse; indeterminist. 2. nsann zgr iradesinin hibir arta bal olmadn savunan kimse, belirlenmezcilik, -i [belirlenmez-ci-lik] is. fe l. 1. Her zaman sebep-sonu ilikilerinin geerli olma dn, bir sebebe bal olmayan olaylarn da var olduunu ne sren felsef gr; indeterminizm. 2. nsann zgr iradesinin hibir kayt ve arta bal olmadn, iinde bulunduu artlarla belir lenmediini savunan gr.

beling, [bel-in

(belifi) {eT} {eAT} is. 1. Korku; r

knt; panik; dehet. [Gabain] [EUTS] 2. Dman gelmesi yznden halkta beliren rknt ve korku; panik; dehet. [DLT] bengi, [belin-] (belifii:) {eT} sf. ok korkak; ok rkek. [DLT]

b e l i n g d e k [belin-dek] (belin dek) {eT} sf. Korkun; ,


korkutucu. [Clauson]

b e l i n g e m e k[bel (yans.) > bel-in-e-mek] {az} gsz. ,

( [-> [~n(i)-yor] -*belinlemek. ']


[EUTS]

[DS]

b e l i n g l e g ,[belin-le-g] {eT} is. Korku. [Gabain] b e i i n g l e m e k , (yans) > bel-in-le-mek / bel-n-le[bel


mek liU-lA] (b elin le:m ek ) {eT} {eAT} gsz. f . [-r ] 1. aknlkla kank korku duymak; belinlemek; korkudan titremek; korku ile birden sramak; ir kilmek; rkmek. [EUTS] [Gabain] 2. Uykudan korku ile sramak. [DLT] 3. (Hayvan iin) bir eyden r kp sramak. [DLT] 4 . Afallamak.S b e l i n l e y d u r m a k {eAT} Uykudan korku ile sray p k a lk , mak.

b e l i n g l e n m e k , (yans.) > bel-in-le-n-mek] {az} [bel


dnl. f . [-ir ] 1. aknlkla kark korku duymak. 2. rkmek; irkilmek; afallamak; amak. 3. Uyku da sramak. [DS]

b e l i n g l e t m e k[belin-le-t-melc dUaKL] (belin letm ek) ,


{eT} {eAT} gl. f . [- r ] Korkutmak; rktmek. [EUTS] belingteg, [belin+teg] (belin teg) sf. 1. Korkun. [Gabain] 2. is. Korkma; donup kalma. [EUTS] belinleme, [belin-le-me] is. Belinlemek ii. belinlemek1, [eT. belin-le-mek > belin-le-mek] gsz. f l- r ] [-l(i)-y o r] 1. {az} Korku ile uykusundan sramak; birden korku ile uyanmak. [DS] 2. (Hay van iin) habersizce bir eyden korkup rkmek. 3. akn akn bakmak; afallamak. 4 . rkmek. 5 . {az} aknlkla kark korku duymak; irkilmek. [DS] 6. {az} Dudakta uuk kmak; uuklamak.
[DS]

belinlemek2, [bel-in-le-mek] {az}\ gl. f . [-r ] [-l(i)y or] (Hayvan iin) ykn arl ile beli kmek. [DS belinmek1 [bel-in-mek] {az} gsz. f . [ -ir ] Hayal , etmek. [DS] belinmek2, [bl-n-mek / bel-in-mek] {az} gsz. f . [-ir] Blnmek; paralanmak. [DS] belinti, [bl-n-t / bel-in-ti] {az} is. Bir oday ikiye ayran ey. [DS] belirgin, [belir-gin] sf. 1. Belirmi durumda olan; bariz; besbelli. 2. Aka grlen; ak; sarih. 3. Benzerleri arasnda hemen gze arpan, belirginleme, [belir-gin-le--me] is. Belirginlemek ii. belirginlemek, [belir-gin-le--mek] dnl. f . [-ir ] Aka grlp sezilebilir duruma gelmek.

BEL belirleyen, [belir-le-y-en] sf. 1. Belirlemek eylemini yapan; belirleyici. 2. (Olay iin) baka bir olay belirleyen. belirli, [belir-li] sf. Baka bir eyle kartrlamayacak ekilde iaretlenmi, snrlanm ve aklanm olan; belli; muayyen; snrl, (1944). 0 belirli ge mi, dbl. Fiilin belirttii eylem in iin de bulunulan zam an dan n ce y a p ld m veya olu p bittiini kesin b ir d ille bildiren kip; -di'li gem i, gr len g e mi]] belirli nesne, dbl. G eili fiilin y a pldn bild ird ii eylem den dorudan etkilen en v e ismin y klem e h a li ile belirlen m i olan cm le e si; -i h l eki alm nesne. belirlilik, -i [belir-li-lik] is. 1. Belirli olma durumu. 2. Belirli olan eyin tad nitelik, belirme, [bel-ir-me] is. Belirmek eylemi ve durumu; tebellr etme, belirmek, [bel-ir-mek] gsz. f . [-ir ] 1. (nceden g rlmeyen veya belli olmayan bir ey iin) ortaya kmak, grnr olmak; tezahr etmek. 2. (Bir d nce veya durum iin) kesinlik kazanmak; tebellr etmek. 3. yice grlebilir, kesin olarak anlalabi lir duruma gelmek; tebarz etmek, belirsiz, [eT. belr-sz > belir-siz] sf. 1. Belirlemesi yaplmam olan; gayr-i muayyen. 2. Nitelii hak knda kesin bilgi edinilemeyen; mphem. 3. Bilin meyen; mehul, fi1 belirsiz gemi, dbl. F iilin b e lirttii eylem in, iin de bulunulan zam an dan n ce olup bittiinin b akasn d an ren ildii veya b e lir tilerinden tahmin edildi in i ifa d e eden k ip ; -mi'li g em i; ren ilen gem i, duyulan gem i. belirsizlik, -i [belir-siz-lik] is. 1. Belirsiz olma du rumu. 2. Belirsiz olan eyin tad nitelik, belirte, -ci [belir-t-mek > belirt-e] is. dbl. 1. Fiille rin, sfatlarn ve zarflarn anlamn nitelik veya ni celik bakmndan snrlayan kelimeler; zarf. 2. kim. inde bulunduu ortamn asit veya baz oluunu renk deiimi ile belli eden kimyasal madde, belirten, [belir-t-en] sf. 1. Belirtme iini yapan. 2. is. dbl. Cmlede baka bir terimdeki asl dnceyi ta mamlayan terim; tamlayan, belirti, [belir-t-i] is. 1. Bir olayn veya bir durumun bilinmesine, tannmasna, anlalmasna yrdm eden ey; alamet; nian; niane, (1944). 2. tp. Has talklarn tannmasna yarayan ar, sz veya bo zukluklar; semptom. 3. {az} Grnt; hayal. [DS] S belirti bilimi, tp. H a stalk belirtilerim in cele yen, tehis ve tedavi iin bunlarn anlam n a ra t ran tp bilim i d a l; sem ptom atoloji. belirtici, [belir-t-ici] sf. Belirtme iini yapan; belir ten. belirtik, -i [belir-t-ik] s f fe l. Ak; sarih; belli, belirtilen, [belir-t-il-en] is. 1. Belirtilmi olan; tasrih edilmi; muayyen. 2. dbl. sim ve sfat tamlamala rnda dizilie gre ikinci srada yer alan asl e; tamlanan.

m uin? on.
belirtili, [belir-t-i-li] sf. 1. Belirtisi olan. 2. Belirtil mi olan. 3. Belirli klnan. S belirtili nesne, dbl. C m lede g e i li f ii l le kurulu b ir yklem in belirttii eylem den etkilen en ve ism in belirtm e durum unda bulunan ge.\\ belirtili tanlam a, dbl. B elirlenm i b ir kavram ier m e k zere tam layan ilgi (-in) h a lin d e; tam lan an d a iy elik ncii kii (-i; -leri) ekin i alm o la n isim tam lam as. belirtilme, [belir-t-il-me] is. Belirtilmek eylemi ve ii. belirtilmek, [belir-t-il-mek] edil. f . [-ir ] . Bir ba kas tarafndan ak ve anlalr hale getirilmek. 2. Aklanmak. 3. Belli edilmek, belirtisiz, [belir-t-i-siz] sf. 1. Belirtisi olmayan. 2. Belirlenmemi olan; gayrimuayyen. fi1 belirtisiz nesne, dbl. G eili b ir f ii l le kurulm u c m led e yk lem in belirttii eylem den etkilenen ve y aln h ald e bulunan g e .| belirtisiz tam lam a, dbl. B elirlen | m em i b ir kavram ierm ek zere tam layan yaln, tam lanan iy elik nc kii (-i; -leri) ekin i alm bulunan isim tam lam as. belirtke, [belir-t-ke] is. Gsterge, belirtken, [belir-t-ken] is. 1. Bir zl szle birlikte kullanlan iaret. 2. Soyut bir kavramn sembol olan eya, varlk veya ekil; amblem. 3. Gsterge, belirtme, [belir-t-me] is. 1. Belirli hale getirme; be lirli klma; tasrih. 2. Gz nne koyma; temayz ettirme. 3. Aklama. 4. Gr bildirme. S belirt me durum u, dbl. C m lede yklem in bild ird ii ey lem den doru dan etkilen en n esn e a ra sn d a ki b a nty belirten durum ; y klem e durum u; -i hli; akku zatif; mefulnbih.\\ belirtme grubu, dbl. Tam lam a la rd a n d a h a gen i k elim e grub. | belirtme | sfat, dbl. sim leri gsterm e, soru, say veya b elg i sizlik yn lerin den belirten sfat, belirtmek, [belir-t-mek] g l f [-ir ] 1. Bir eyi belirli hle getirmek; tebarz ettirmek. 2. Daha ak ve anlalr hale getirmek. 3. aret etmek. 4. Gster mek. 5. Vurgulamak, belimek, [bl--mek / bel-i-mek] {az} ite, f . [ir] Blmek; paylamak. [DS] belit1, -di [Ar. bellit > pelit] {az} is. 1. Mee aac nn meyvesi; palamut. 2. Aa yapra. [DS] S be lit aac, {az} 1. M ee a ac. 2. P rtlar aac. [DS] belit2, [bel-it] is. man. Ak, anlalr ve gereklii kendiliinden olup hibir tantlama istemeyen ve bu sebepten dier nermelerin dayana olan temel nerme; mtearife, aksiyom, belitke, [belit-ke] is. man. Aksiyoma ilikin; belitle ilgili. belitken, [belit-ken] is. man. Belitler sisteminden olan. belitleme, [belit-le-me] is. man. Tmdengelimci bir bilime temel olacak belit dzeni; aksiyomatik.

beliyat, [Ar. beliyye > beliyyt oL L ] (beliya.t) {OsT} is. Skntlar; kederler; belalar; felaketler, beliye, [Ar. beliyye {OsT} is. 1. Bela. 2. Felaket. 3. Dert; sknt; keder; meakkat. 4. Cahiliye Araplarmn sava veya eraftan birinin mezarna ba layarak lnceye kadar a braktklar deve veya ksrak. belka1 -a i [Ar. belk *UL] (b e lk a :) {OsT} sf. (At , iin) alaca; alacal. belka2, -a [Ar. belka1 1j] {OsT'} sf. 1. (l iin) tenha. 2. (Y er iin) harap ve bo. belkaptan, [ng. beli (zil) + captain (kaptan)] is. B yk otellerde oda hizmetlerini yneten kimse, belki, [Ar. bel (olabilir) + Far. ki > belki 4 4 ( b e lki) SJ ] {OsT} e. 1. Olabilir ki. 2. Herhalde. 3. Bir ihtimale gre; muhtemel olarak. 4. Sanlrsa; zannedilirse. 5. ba. Olsa olsa. 0 belki de, "u d a o la bilir.." belkileyim, [belki-leyin] {az} e. Belki. [DS] belkili, [belki-li] sf. 1. zm pheli olan. 2. Eylemi, sonucu pheli. 3 . f e l . Yeter delil gsteril medii iin ispat edilmesi gerekli grlen; doru luu kadar yanll da mmkn olabilen; ihtimal, olasl. 4. man. Sadece olabilirlik tayan, zorunlu olmayan. S belkili yarg, fe l. K ant felsefe sin d e, zne ile yklem ilikisi s a d e c e mmkn gr len yarg. belkim, [Ar. bel (o la bilir) + Far. kim > belkim (be'lkim) {eAT} zf. Belki, beli, [Ar. beli J>] is. Islatma. belladon, [t. belladonna] is. Belladonnadan kar lan zehir. belladonna, [It. bella (gzel) + donna (kadn) > Fr. belladone] (bellado'n a) is. bot. 1. Patlcangillerden orman aklklarnda yetien, yapraklar dz kenar l, ksa tyl, iekleri morumsu, meyveleri siyah kiraz biiminde, tatl fakat zehirli, yaprak, kk ve kk saplarnda bulundurduu zehir (atropin) tpta ar kesici, spazm zc ve salg azaltc olarak kullanlan pis kokulu bir bitki; gzelavrat otu, (Atropa bellad on n a). 2. Gzelavrat otu bitkisinden karlan zehir, bellegen, [bel-le-gen] {az} sf. abuk renen; akll. [DS] bellek1 -i [bel-le-mek > bel-le-k] is. 1. p sik ol. , Yaanlanlar, renilenleri ve bunlarn gemile ilikisini bilinli olarak zihinde saklama gc; ha fza; akl; hatr; zihin, (1942). 2. bsy. Bilgisayarda program deimeyen verileri, yaplacak ilem iin gerekli olan sonular toplayan blm. S bellek karkl, tp. K elim elerin doru anlam n h atr layam am ak y a d a ilk k ez g rd b ir ey i d a h a nce grdn san m a biim in de b eliren ruh h a s tal.| bellek yitimi, tp. 1. B yk d a r b e veya s a r | JJ

snt sonu cu bellein kay b olm as eklin d e gr len ruh hastal. 2. B elle in k sa bir s re durup ile m em esi; amnezi. | belleini yitirmek, B e lle k k a y | bn a u ram ak; y a a n la n o la y lar hatrlayam am ak. bellek2, -i [bel-le-k] {az} is. 1. aret; nian. 2. n ceden iaretlenen, bellenilen yer. 3. Bilinen; belli olan. [DS] 0 bellek koymak, {az} a r e t koym ak. [DS] bellekJ, -i [bel-lek] {az} is. Aa, alak yer; bat kn. [DS] bellekti, [bel-le-k-li] is. 1. Bellek sahibi olan. 2. G l bir hafzaya sahip olan; bellei kuvvetli; {az} (aym). [DS] bellektik, -i [bel-lik-lik > bellek-lik] {az} is. Enta rinin eskiyen belden yukar ksmn deitirmeye yarayan kuma paras. [DS] bellem, [bel-le-m] is. Bellemek kabiliyeti; hfz. belleme1, [bel-le-me] is. Bellemek ii. belleme', [bel-le-me <ulo| is. 1. A t ve eek gibi binek hayvanlarnn srtna rtlen kee veya kaln do kuma; haa; yapk, {az} (ayn) [DS] 2. Yap ustala rnn ayaklarn basmalar iin konulan kalaslar ularndan bindirmek iin dikmelere yatay olarak aklm kalas paralar. 3. {az} Kap arkalarna iki yerden aklan kaim aa kuak. [DS] 4. {az} Duvara yklmamas iin yaplan destek. [DS] 5. {az} Ynden yaplm ksa ceket. [DS] 6. {eAT} is. Yelek gibi bele kadar olan giysi. 7. {az} Eyer s tne konulan yastk. [DS] 8. {az} Arkas bask bir tr erkek ayakkabs. [DS] 9. {az} Ayakkabya sonradan vurulan pene. [DS] 10. {az} Eteklik. [DS] 11. {az} Kadnlarn giydii bir tr gmlek. [DS] 12. {az} Renkli gmlek. [DS] belleme2, [bel7 > bel-le-me] is. 1. Bel ile topra kazma, aktarma ilemi. 2. {az} Belin kard iri toprak paras. [DS] belleme4, [bel > bel-le-me] {az} sf. Yarm; yarya kadar. [DS] bellemek1, [eT. bel-g / bel > bel-le-mek] g l . f [ -r ] [-l(i)-y o r] 1. renip aklda tutmak; ezberlemek; renmek. 2. Sanmak; yle bilmek; zannetmek. {az} (aym) [DS] 3. {az} Kararlatrmak. [DS] S belle ki, {az} Sz g elii; diyelim k i; varsayalm . [DS] bellemek2, [bel (tarm a ra c) > bel-le-mek] g l .f . [r ] [-l(i)-y o r] Bel ile topra ilemek. bellemek3, [bel-le-mek] {az} gsz. f . [- r ] [-l(i)-y o r] 1. Bel vermek; eilmek. 2. Hasta ziyaretine gitmek. [DS] bellemek4, [bel-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] kab a. (Erkek iin) kadnla cinsel ilikide bulun mak. [DS] bellenge, -ci [bel-le-n-ge] {az} is. renmek iin yaplan altrma; temrin. [DS]

BEL bellenme, [bel-le-n-me] is. Bellenmek eylemi ve du rumu. bellenmek1, [bel-le-n-mek] edil. fi. [ -ir ] 1. (Toprak iin) bel ile aktarlmak, ilenmek. 2. dnl. f i Bel adndaki tarm aracna sahip olmak. bellenmek2, [bel-le-n-mek] edil. fi. [-ir ] 1. Aklda tutulacak ekilde renilmek; ezberlenmek, kav ranmak. 2. Benimsenmek. bellenmek3, [bel-le-n-mek] dnl. fi. [ -ir ] (Duvar, tavan veya yatay uzatlm kalaslar iin) ortasndan kamburlamak; bel vermek, bellenti, [bel-le-n-ti] {az} is. 1. Bilgi. 2. Talimat; ynerge. [DS] bellemek, [bel-le--mek] {az} ite, fi. [-ir ] Tan mak. [DS] belleten, [bel-le-t-en] is. 1. Bilim kurumlarnn a lmalarn veya haberlerini yanstan sreli yayn; ilm dergi, blten, belletici, [bel-le-t-ici] is. p sik ol. 1. Baz yararl al trmalarla bellemeyi kolaylatran ve bellei geliti ren. 2. Yatl rencilerin almalarna ve devle rine yardm eden renmen. 3. Bir konunun re nilmesi iin altrma yaptran kii; altrc; re tici. belletme, [bel-le-t-me] is. Belletmek ii. belletmek1, [bel-le-t-mek] {az} gl. f i [-ir ] (Ayak kab iin) pene yaptrmak; peneletmek. [DS] belletmek2, [bel-le-t-mek] {az} gl. fi. [-ir] Topra bel ile iletmek. [DS] belletmek3, [bel-le-t-mek] gl. fi. [-ir] 1. Bellemesini salamak. 2. Ezberletmek. 3. retmek, {az} (ay n) [DS] belletmek4, [bel-li+et-mek] {az} gl. f i [-ir ] Belli etmek; aa vurmak. [DS] belletmen, [bel-le-t-men] is. Yatl rencilerin al malarna, devlerine yardm etmek, yoklama yap mak ve alma disiplinini salamakla grevli retmen; belletici, belleyik, -i [bel-le-y-ik] {az} sf. Bellemi; ren mi. [DS] belli1, [bel-li] sf. 1. Bel adl tarm aracna sahip olan. 2. (Toprak iin) bel ile ilenmi; bellenmi. belli2, [bel-li] sf. (Hayvan iin) beli uzunca ve dolgun olan.

ora ipe u

mek, 1. S ezdirm ek; a a vurmak. 2. A klam ak; grnr, bilin ir durum a getirmek.]] belli etmemeye almak, B ir durumu b akalarn n anlam am as, sezm em esi iin g a y ret gsterm ek.]] belli olmak, 1. Sezilm ek; anlalm ak. 2. A klan m ak; bilin ir duru m a g etirilm ek. bellik1, -i [belli-lik / bel-lik] is. 1. Bir eyin belli olmas iin zerine konulan iaret; iz; nian; marka. 2. {az} Nian treni. [DS] 3. {az} fo lk . Nianla nan kza verilen hediye veya taklan altn. [DS] bellik2, -i [bel-lik] {az} is. Bel ba; bele taklan ey. [DS] bellilemek, [belli-le-mek] {az} gl. f i [ Bellemek; renmek. [DS]

r] [-l(i)-yor]

bellilik, -i [belli-lik] is. 1. Belli olma durumu. 2. Belli olan eyin nitelii; bedahet, muayyeniyet. 3. {az} Mezar ta. [DS] bellisiz, [belli-siz j L]

sf.

1.

{eAT}

Belirsiz; mehul.

2. Belli olmayan. 3. Bilinemeyen. 4. arpmayan, g fark edilen ekiller, bellisz, [belli-sz >~1.] bellu a, [Ar. bell'a

gzl. sntl. Gze

{eAT} sf. Belirsiz; mehul, (bell;a) {O is. 1. K sT}

k aptes bozulacak yer. 2. Sular lama aktan delikli ta. bellt, [Ar. bellt ijJu] (bell ;t) {OsT} is. 1. Pelit aa c. 2. Mee palamudu, bellfi, [bel-l yU / ^L] {eAT} sf. Belli; ak; aikr. S L. bell ad, {eAT} Tannan, h ret bulan ad.]] bell bayk {eAT} 1. M u hakkak; kesinlikle. 2. A p a k; b e s b e lli.| bell bilmek, {eAT} yi b ilm ek; iy ice a n | lam a k; k a n a a t getirm ek.]] belltt kii, {eAT} le r i g e len, saygn kimse.]] bell sz, {eAT} D elil; kant. belllemek, [bel-l-le-mek ^UjlL] {eAT} gl. fi. [-r ] Belli etmek; tayin etmek, bellttsi, [bel-l-s-i 1s _ ^JJ-.] {eAT} sf. Ak olan; aikr olan. belma, [Far. belm lA (belm a ;) {OsT} sf. 1. Yarar >] sz. 2. ri; kaba. S belm -r, {OsT} 1. K a b a sa k a l. 2. Ahmak. belme, [Far. belme -uJl.]

{O T} sf. -* belma. s

S belme-

r, {O -> belm-r. sT} belmek, [bl-mek / bel-mek] {az} gl. fi. [ - e r ] Bl belli3, [bel-li] sf. 1. Herkes tarafndan bilinen; zel mek. [DS] likleriyle iyi tannan; malum. 2. Gizli olmayan; belmu, [bulama > Bulg. balmu] {az} is. Taze ortada, herkesin gz nnde olan; ak, aikr; peynir ile yaplan bir tr tatl; hmerim. [DS] zahir. 3. Anlalan. 4. {az} fo lk . Nianlanrken ta belsem, [Lat. balsamum] is. Baz bitkilerin gvde raflarn birbirine verdii hediye. [DS] belli bal, sinden damlayan benzoik asit veya sinnamik asit 1. E n n em li; balca. 2. Snrl; m uayyen.| belli | ihtiva eden kokulu madde; reine. S belsem aac, belirsiz, Z orlukla se ile b ile n ; b elirli olm ayan ; bot. S c a k b lg e le r d e y etien sedefiotugillerden ve a k a grlem eyen.]] belli bir ey, "Tereddde g e b u r s e r a c e a e fam ily asn d an , rein esin den eskid en r e k yok, a k a o rtad a " an lam n da kullanlr.]] belli ecz a clk ta y a ra rla n la n p e k o k a a tr, (B alseboncuk, {az} G ze a rp a n kim se. [D S]|| belli et m ea co m m ip h ora; B. am yris; B. m yrrha)

niffiH llffS M .543


belsemi, [Ar. belsemi Jl> (belsem i:) {OsT} sf. Bel ] sem ile ilgili; pelesenk ya ile ilgili, belsemiye, [Ar. belsemiyye -us-Ju] {OsT} is. bot. Kna ieigiller, (B alsam in ecae). beltem, [Ar. beltem pd>] {OsT} is. (Kii iin) peltek konuan. beltir, [bel-tir] {eT} is. 1. Yollarn birletii yer; kav ak; drt yol az. [EUTS] [Gabain] [KPy.] 2. Akarsularn birletii yer. [ETY] beltrmek, [bel-tr-mek] {eT} gl. f . [- r ] Gster mek. [Gabain] belu, -u [Ar. bel > belc (bel :) {OsT} sf. ok yiyici; obur. beluce, [t. bello (gzel) => belu-ce] ( b e luce) sf. argo. Gzel; gzelce, belul, [Ar. bell J^ l] (bel .l) {OsT} is. Hastalktan kurtulma. belum, [Ar. bel'm / bl'm p*Jb] (bel-u :m ) {OsT} is. anat. Hanere; grtlak, belus, [Far. belfs / bls ^ 3^] (bel :s) {OsT} is. 1. Yalan dolan; hile. 2. Tevazu. 3. sf. Hileci, belut, [Ar. belt 1*j L] (bel :t) {OsT} is. bot. 1. Mee aac. 2. Mee aac meyvesi; palamut, belutiyye, [Ar. beltiyye sylenir) {OsT} is. Meegiller. belk, - [bel-k / bil-k kuburu; sadak, belnglemek, [bel-n-le-mek (bel hlem ek) {eAT} {az} gsz. f . [-r ] Belinlemek. [DS] bclrmek, [eT. belgr-mek>bel-r-mek ^ j^ L ] {eAT} gsz. f . [- r] Belli olmak; ortaya kmak; meydana kmak. hclrmek, [eT. bel-gr-mek] {eAT} gsz. f . [-iir] Or taya kmak; belirmek; grnmek, belrsz, [belr-sz] {eAT} sf. Belirsiz, belrtmek, [belr-d-mek Ortaya karmak; izhar etmek, belrtmek, [eT. belgr-t-mek] {eAT} gl. f . [- r] Belirtmek. blz, [eT. belg-sz > bel-sz y jk] {eAT} sf. Belirsiz; mehul, belva, [Ar. b e lv ^ ^ ] (b elv a :) {OsT} is. Keder; gam; tasa; felaket; strap, belvaje, [Far. belvjeojljlJ (b e lv a .je ) {OsT} is. ie. belvaye, [Far. belvye 4 ] (b elv a .y e) {OsT} is. Kr ^ lang. {eAT} gl. f . [- r] {eAT} is. Ok yay (bel :tiye, t kaln dan dar kan direk ucu; knt,

BEN

belvaz, [Far. belvz jljL] (belva:z) {OsT} is. Duvar belyad, [Far. belyd jUL] (bely a :d ) {OsT} is. lemesiz, sade elbise, bem, -mmi [Ar. bemm {OsT} is. mz. 1. Kanun, tambur gibi alglara taklan tel. 2. Pes ses. bemberk, -i [be(m)+be/rk] {az} pekt. sf. ok sk; ok salam. [DS] bembeyaz, [be(m)+beyaz] (be'm beyaz) p ek t. sf. 1. ok beyaz. 2. Her yan beyaz olan; apak, t? (yz) bembeyaz kesilmek, K orku ve h ey ecan g ib i s e b e p le r le solm ak. bemek, [be-mek] {eT} g s z .f. [-r ] 1. Sert, sk, youn olmak. [KPy.] 2. Sabit olmak. [KPy.] 3. Gl, salam olmak. [KPy.] bemol, - [t. b molle (yum uak b)\ is. mz. nne konulduu notalar yarm la ton indiren iaret. ben1 [ben (yans.)] is. Srama, rkme ve irkilme , anlatan kk. [Zlfkar] ben-il-e-m ek, ben-il-de-m ek. ben2, [ben / beng / ben (yans.)] is. Kabaca barmay, tavuk ve ku tn anlatan kk. [Zlfkar] ben g -ir bengir, ben-ir-m ek, ben g-il-de-m ek, ben-ir-m ak. benJ, [eT. ben / men] {eT} zm. 1. Teklik birinci kii zamiri. {eT} (ayn). [DLT] [ETY] 2. p sikol. Bireyi ve kiilii oluturan ge. 3. Bireyi dierlerinden ay ran kiilik. 4. Dnen ve eylemde bulunduunu bildiren zne. S ben bana, {eAT} K en di ken d im e.| | ben ben demek, H ep ken dim dnm ek; b en cillik etm ek.| ben beni, {eAT} K en di kendimi.\\ Ben bu | ite yokum, B en bu ie k arm a k istem iyorum ; bu ite ben i y o k sayn.\\ Bende o gz var m ? "Bu y a lan la ra ve k an d rm a ca la ra in a n a cak k a d a r a p ta l deilim . an lam n da sylenir.\\ Benden gnah git ti, B en zerim e den h atrlatm a ve s y lem e g r e vini y er in e getirdim ; a rtk kendim i sulu saym am . | | benden sonra tufan, B en cillik e d e r e k yaln z k en dini dn enler iin sylenir. | benden sylemesi, | Bu kon u da b a n a den g rev h atrlatm ak veya s y lem ektir; a rtk g erisin i sen bilirsin.\\ Benden uzak dursun da isterse M sra sultan olsun, B en im le ilgisini kessin d e n e k a d a r y etkili olu rsa olsun, a n lam n da kullanlr.\\ ben d, fe l. zneden b a k a btn n esn eler.| benem dimek, {eAT} K ib irlen | m ek; kendini b e en m ek .| ben gibi, {eAT} B enim | g ib i.| ben hanc sen yolcu olduka, likilerim iz | s rd ke.| Beni bana komaz, {eAT} 1. B en i ken d i | h lim e brakm az; iradem i elim den alr. 2. H ay at m a k ast eder. \ ben iinci, fe l. B en iin cilik y an ls \ o la n ; ben m erkezci.| ben iincilik, /e/. Kiinin b e n | liini evrenin m erkezi sayan dnya g r ; ben m erkezcilik, egosantrizm ,| benim diyen, Gl ve | ken din e gvenen kii. | Benim olum bina okur, | dner dner yine okur, Verimsiz k ii ne k a d a r ayn ey leri tek ra r tek ra r y a p s a d a b a a r s a la

BEN yam az)] Beni sokmayan ylan bin yl yaasn, 1. K im seye z a r a r dokunm ayan z arar bilinen k iilere doku n m am ak g erekir. 2. (B en cillik ed en k iiler iin) b a k a la r iin z ararl o ls a b ile ben i ilgilen dirm ez, an lam n da kullan lr,| Ben eyhimi (h[ m) bu kadar severim, B undan d a h a o k zveri beklem ey in ,| ben st, p sik ol. "Ben"in stnde y e r | a la n soyut b ir kavram ; st ben, st ego. ben4, [eT. be-mek (sert, sk, sa lam olm a k ) > be-ng(e)k > beneg / ben] {eT} is. 1. Leke; benek. 2. Ge netik olarak deride meydana gelen koyu renkli leke veya kabarklklar. 3. Meyvelerde olgunlama be lirtisi olarak ortaya kan renk deiiklikleri, {az} (aym) [DS] 4. Sa ve sakalda beliren beyazlklar. {az} (ayn) [DS] S ben dmek, {azj 1. (M eyve iin) olgu n lam a belirtisi o la r a k zerinde b en ek olum ak. 2. (Sa ve s a k a l iin) y e r y e r bey az le k e le r olum ak. [DS] ben5, [eT. men / beng / Far. beng ?] {az} is. 1. Ku un yavrularna tad yem. 2. Oltaya veya tuzaa konulan yem. [DS] ben6, [Far. ben j j {OsT} is. 1. Harman; ekin. 2. Ba. benbek, -i [Ar. benbekdLjj] {OsT} is. Kadrga bal denilen bir tr deniz canavar, benbel, [Far. benbel J~l>] {OsT} sf. 1. Eki. 2. is. Eki elma. benbenci, [ben + ben-ci] {az} sf. Srekli kendinden sz eden; kendini beenmi; hep kendini ven; b brlenen; kibirli. [DS] benbencilik, -i [ben + ben-ci-lik] is. 1. Benbenci olma durumu. 2. Benbenci olann nitelii, benc, [Far. beng > Ar. benc g^] {OsT} is. -* beng. bencek, -i [Rus. pidzak] {az} is. Ceket. [DS] benci, [ben-ci] sf. 1. Kendini her konuda stn g ren. 2. Kendini beenen; hodpesent, megaloman. 3. is. Bencilii savunan; bencilik yanls, bencil, [ben-cil] sf. 1. Yalnz kendini dnerek, ken di karlarn bakasndan stn tutan; hodbin; hodkm, (1935). 2. fe l. Bencilik retisine bal olan. S bencil olmak, B e n c il d a v ra n lard a bu lunmak. bencilce, [ben-cil-ce] (benci'lce) zf. 1. Bencile yak r biimde. 2. sf. Bencil kiiye ait olan,

3. itlembik. S ben-vn, {OsT} Tarla, harm an ve bencileyin, [ben-ci-leyin (eitlik eki) {eAT} zf. y a ekin bekisi. 1. Benim gibi. 2. Bana benzer, ben7, [belen > ben] {az} is. Dan veya tepenin g bencilik, -i [ben-ci-lik] is. 1. Benci olma durumu; rnmeyen yz. [DS] kendini dnme. 2. fe l. Btn ahlak kurallarnn bena, [Ar. ben lo] {OsT} is. Oullar; evlat. ve insan davranlarnn temelinde kendini sevme igdsnn yattn savunan gr. 3. fe l. Kendi benabe, [Far. benbe ^l-o] (bena. be) {OsT} is. 1. Kez; benini, kendi karlarn hayatn mutlak ve tek ilke defa. 2. Nbet, si sayan anlay, benadk, [Ar. bunduk > bendk J^Lj] (ben a:d k) bencilleme, [ben-cil-le--me] is. Bencillemek ii. {OsT} is. 1. Yuvarlak kurunlar. 2. Fndklar, bencillemek, [ben-cil-le--mek] dnl. f . [ -ir ] 1. Bencil duruma gelmek. 2. Bencil olmak, benadir, [Far. bender > Ar. bendir j^Lo] (ben a:d ir) bencillik, -i [ben-cil-lik] is. Bakalarnn karn {OsT} is. 1. Deniz ticaret yerleri. 2. Limanlar, hie sayarak yalnzca kendi karlarna uygun dav benahak, [Far. be-n-hak J^L] {OsT} zf. 1. Hakk ranlar sergileme durumu. S1 bencillik etmek, olmadan. 2. Haksz yere, B en c il davranm ak. benam , [Far. be-nm (bena:m ) {OsT} is. 1. Par -bend, [Far. besten (ba la m ak ) > -bend -U. -] {OsT} mak ucu. 2. Tannm; mehur; naml, son ek. Sonuna getirildii Farsa isimlerden b a benan, [Ar. benn OLo] (ben a:n ) {OsT} is. 1. Parmak layan, balan an , ba lan m anlamnda birleik s fatlar treten son ek. lar. 2. Parmak ular, benat, [Ar. bint (kz) > bent oL>] (ben a:t) {OsT} is. 1. Kzlar. 2. Kz evlatlar. 3. Yapma bebekler; kuk lalar. f? bent- dehr, {OsT} H ayatn uursuz kz la r (uursuzluklar).\\ bent- Havva, {OsT} H avva k z lar; kadn lar]] bent- na'- kbr, {OsT} B y kay y ldz km esi.| bent- na'- sur, {OsT} | K kay yldz km esi.| benat'l-lahm , {OsT} | E tli butlu, im an kzlar. benava, [Far. b-nev (biare)] {az} sf. Serseri; ah mak; aptal. [DS] benaver, [Far. benver j j h J (ben a:v er) {OsT} is. Kan ban; iri ban. bend, [Far. bend jo] {OsT} is. -* bent. S bend ba lam ak, {az} Su ben d i y apm ak. [DS]]| bend-bz, {OsT} p cambaz.\\ bend etmek, {OsT} B a lam ak)] bend-gh, {OsT} M afsal. j bend-i henin, {OsT} | D em ir b a ; k e le p e .| bend-i dil, {OsT} G nl b a ; j sev g i; a la k a ; ilgi; sevgi.\\ bend-i engt, {OsT} P a rm a k boum u]] bend-i nay, {OsT} K am n b o um yeri.\\ bend-rug, {OsT} T arla ken a rn d a akan suyun birikm esi iin y a p la n set.| bend bela, | {OsT} A k ve bu yzden d o a n eziyet. | bend best | etmek, {OsT} e h ile kartrm ak; sa h tek r lk et mek.

f l H R S M . 545 bendaka, [Ar. bendela jjj] {O s T} is. 1. Sert bak; hiddetli bakma. 2. Bir eyi fndk gibi ufaklama. bende, [Far. besten (ba lam ak) > bend > bende {OsT} is. 1. Balanm insan. 2. Esir. 3. Kul; kle. 4. Sultann emri altnda olan herkes. 5. Taraftar; intisap eden. 6. {az} Gslk. [DS] t? bendegn, {OsT} - * bendegn.|| bende-hne, {OsT} bendehane.|| bende-i direm -harde, {OsT} P a r a ile satr alnm k le. | bende-i dirine, {OsT} E sk i y a | l k le .| bende-i efgende, {OsT} D kn kle.\\ | bende-i ferm an, {OsT} F erm an k les i.| bende-i | halka be-g, {OsT} 1. K u la k p eli k le. 2. m e caz. taatli; uysal.| bende-i harde, {OsT} 1. Satn | alnm kle. 2. Taraftar.\\ bende-i hirde, {OsT} 1. Satn alnm k le .| bende-i fkende, {OsT} Vur | gun kul.| bende-nvz, {OsT} K le sin e iyi davra| nan.| bende-nvzne, {OsT} K le sin e iyi d a v ra | nan kim seye y a k r biimde.\\ bende-perver, {OsT} K lelerin i ve em rin de a la n la r kayran. | bende| zde, 1. K le ocuu. 2. (A lakgnlllk iin) kendi ocuum . bendegn, [Far. bendegn ol? (ben d eg :n ) {OsT} is. 1. Kullar; kleler. 2. Padiahn hizmetinde olanlar. bendeg, [Far. bendeg (b en d eg i:) {OsT} is. 1. Kulluk; klelik. 2. sf. Bendeye ilikin; kleye ait. bendehane, [Far. bende-hne <U ojjJ (ben d eh a:n e) zf. (Alakgnlllk gstermek iin) evimiz; evim, bendek, -i [Far. bendek / bende J - 4 {OsT} is. 1. ] Atlm pamuk yuma. 2. Erilmek zere hazr lanm pamuk paras, bendene, [Far. bendene / bendime / bendine 4 juj] {OsT} is. Elbise zerindeki dme, kopa vb. ey ler. bendeniz, [Far. bende + T. -niz (iyelik o klu k ikinci kii eki) y -u j {OsT} zm. 1. Kleniz; hizmetiniz. 2. Eskiden, kendinden sz ederken alakgnlllk ifadesi olarak kulunuz, k le n iz anlamnda kulla nlan sayg sz; ben. bender, [Far. bender j-uJ {OsT} is. 1. Ticaret ge milerinin yanat iskele ve liman. 2. Ticaret yeri. fi1 bender-gh, {OsT} L im an e h ri; ticaret m erkezi. benderek, [Far. benderek JjJ-o] {OsT} is. 1. Kk iskele; mendirek. 2. Boaz azna yaplam kk kale; kalecik, bederz, [Far. benderz jj-u.] {OsT} is. uvaldz. bende, [beng-de / bek-da] {eAT} {az} sf. E; be zer; ayn. [DS] bendesz, [beng-de-sz] (behdes z) {eAT} sf. -* bengdesiz.

BEN

bend, [Far. bend + Ar. -i j-Uj] (ben d i:) {OsT} sf. Dman eline geen; esir; tutsak; kle, bendide, [Far. bendide o-^J^] (ben d i.d e) {OsT} sf. 1. Bal; balanm. 2. is. Esir; tutsak, bendime, [Far. bendime ^.jjj] (bendinn e) {OsT} is. 1. Dme; ilik. 2. Giyecek yakasna alan ilik, bendine, [Far. bendine / bendene ^.->-4] (bendi:n e) {OsT} is. - * bendene, bendir, [? bendir] {OsT} is. Tekke mziklerinde ku dmle birlikte kullanlan vurmal alglardan biri olup gmlemeyi nlemek ve ift tnl ses elde et mek iin i yzeyine kiri geirilmi, zilsiz byk def. bendi, [Far. bendi ^^h] {OsT} is. Altn ve gm zerine yaplan ss; savat, benduki, [Ar. benduki ^ J-j] (ben du ki:) {OsT} is. En iyi keten bezi, bene, [Far. bene {OsT} is. nce urgan; ip; palamar, benediktin, [Fr. Benedictus (bir tarikat kurucusu) > bndictine] is. Bir tr likr, benefsec, [Ar. benefe > Ar. banafsec ^ -^ 4] {OsT} is. bot. Meneke. S benefsecl-kilb, {OsT} K okusuz m en eke; k p e k m enekesi, (V iola canina). benefsenciye, [Ar. benefsenciyye <L*a~u] {OsT} is. bot. Menekegiller, benef, [Far. benef mor. benefe, [Far. benefe 4 4] {OsT} is. bot. 1. Menek A e. 2. Meneke rengi, fi1 benefe-gn, {OsT} M e n eke ren kli gkyz. | benefe-zr, {OsT} M en eke | tarlas. benefi, [Far. benef + A. -i Meneke rengi; mor. benek1, -i [Far. benek S ^ > > e T benek] is. 1. Ben gibi kk leke. 2. Kk ben. 3. Kt veya ku ma zerindeki kk yuvarlak lekeler. 4. Galva nizle kaplanm salar zerinde grlen kk le keler. 5. Meyvelerde olgunlama belirtisi olarak grlen renk deiimleri. 6. Mcevhercilikte, pr lanta, zmrt gibi deerli talarn zerinde grlen kk lekeler; sinek. 7. {eT} Tane; sertlemi tane cik; habbe. [DLT] [KPy.] 8. {eT} Bakr para. [DLT] 9. {OsT} Nokta, ff benek benek, 1. K iik lek eler halinde. 2. K k g ru p la r halinde. | benek d | mek, 1. B en eklen m ek; b e n e k km ak. 2. M eyvelerin olgu n lam aya balad n n belirtisi o la r a k zerle rin de k k le k eler olumak.\\ benek hastal, M eyve a alarn n meyve, d a l ve y a p ra klarn d a gr len b ir hastalk. (ben efi;) {OsT} sf. {OsT} sf. Meneke rengi;

BEN benek2, -i [Far. benek *Jlj] {OsT} is. 1. Atlas zemin zerine srma ilemeli bir cins kuma. 2 . {az} Herhangi bir kumatan alnp ss olarak ilenen ufak para. [DS] S benek altunlu, {eAT} Altn i lem eli; altn b en ekli.| benek-i bzrg, {OsT} E ski | ku m alard a bulunan y u v a rla k motifin ad. beneklenme, [ben-ek-le-n-me] is. Beneklenmek ey lemi ve durumu, beneklenmek, [ben-ek-le-n-melc] dnl. fi. [-ir ] 1. Benekli veya lekeli hale gelmek. 2. zerinde benek olumak. benekleme, [ben-ek-le--me] is. Beneklemek ii. beneklemek, [ben-ek-le--mek] dnl. fi. [- ir ] Be nek hlini almak, benekli, [ben-ek-li] sfi 1. Kk lekeleri bulunan; benei olan. 2. {az} (Hal, kilim, basma vb. iin) zerinde benek benek iek ilenmi veya dokun mu olan. [DS] S1 benekli erelti otu, bot. K a y alk la r d a y etien dilim li basit y a p rakl, yap raklarn n a rk a sn d a top rak sa rs s p o r k ese le ri bulunan e relti otlar, (Polypodium).\\ benekli geyik, zool. A sya orm an larn da s r ler h a lin d e y a a y an ve d e risinin zerinde b ey az le k e le r bulunan b ir tr g e yik, (Cervus axis / Axis axis) . | benekli gvercin, | z oo l. Kuyruunu at zam an zerinde b ey az yu v a rla k b e n e k ler beliren b ir gvercin eidi, be nekli krlang, {az} B ir tr k rla n g bal. [D S]|| benekli kpek bal, zool. K k boyl ve zerinde siyah b en ek leri bulunan b ir cins k p e k bal , (Scylliorhinus canicula). benes, [Ar. benes fenalktan ekinme, benevi, [Ar. ben > benev j y j ] (ben ev i:) {OsT} sfi'. Oula mensup; oulla ilgili, benevi, [Far. benef => benevi lembik. benevre, [Far. benevre ojjAj] {OsT} is. Asl; esas; te mel. benevrek, -i [Yun. epanobraki => benevrek / menevrek] {az} is. Kl dokuma alvar. [DS] beneve, [Far. benefe => beneve {az} is. Meneke. [DS] beng1 [beng / ben (yans.) is. Srama, rkme ve , irkilme anlatan kk. [Zlfikar] beng-il-e-m ek, bengil-de-m ek. beng2, [beng] (ben) {eT} is. Yzdeki ben; leke. [ETY] S ben dmek, {eAT} (M eyveler iin) olgu nlam a belirtisi o rtay a km a k; olgunluk ren gi o rtay a k m ak. beng3, [men> ben dl>] (ben) {eT} is. 1. Ku yemi. 2. (Arpa, buday vb. iin) kk tane. [Clauson] 3. {eAT} Hayvanlar avlamak iin tuzaa konulan yem. {eAT} is. it {OsT} is. Ktlkten kanma; beng4, [Far. beng / benc

f ll H

S Z L K .

{OsT} is. bot, 1. Yaprak

ularnda bulunan sakzndan uyuturucu elde edi len bitki; ban otu, (H yoscyam us niger). 2. Bu otun sakzndan elde edilen uyuturucu madde. 3. Bu bitkinin yal tohumlar. 4. Kk itlembik. 5. Atlas zerine ilenmi srma iekli bir tr kuma, bengh, [Far. benh ol&j] {OsT} is. 1. Keeden ya plma Trkmen evi; akev. 2. Byk rtbeli kimse nin adr. bengdemek, [ben-de-mek > men-de-mek] (beride: m ek) gl. fi. [ - r ] (iek; sa vb. iin) koparmak; ekmek; yolmak. [Clauson] bengde, [ben-de zer; emsal. bengdesiz, [ben-de-siz j ijS] (bendesiz) {eAT} sfi 1. Esiz; benzersiz; emsalsiz. 2. Benzemeyen; aykr; zt. bengdesz, [ben-de-sz (behdesiiz) {eAT} sfi. -* bengdesiz. bengdetnek, [ben-de-t-mek / men-de-t-mek] {eT} gl. fi. f- r ] Yoldurmak; ektirmek; kopartmak, bengere, [Far. bengere o JL\ {OsT} is. ocuklar uyutmak iin sylenen ninni, bengg, [Mo. mnk > ben-g / ben-g / ben / mengi] (behgii:) {eT} sfi. ncesi ve sonu olmayan; sonsuz; ebed. [ E T Y ] fi1 beng ta, {eT} E b e d ta; m ez ar y azt; a b id e ; ant. bengi1, [beng / ben (yans.) > bengi / ben-i] {az} is. rkme; korkma; arma. S bengi etmek, {az} rktm ek; korku tm ak; artm ak. [DS] bengi2, [Mo. mnk > ben-g / ben-g / ben / mengi] sfi. 1. Sonu olmayan. 2. Hep kalacak olan; ebed. 3. is. folk. Balkesir yresinde oynanan bir tr zeybek. S bengi su, e n le r e sonsuz hayat ver diin e inanlan ve efsa n e le rd e g e e n lm szlk suyu; a b - hayat. bengiJ, [beni / mine / mini] {eT} is. Beyin. [Clauson] bengi4, [beng > bengi / mengi] is. {eT} Sevin; mutluluk. [ E T Y ] beng5, [Far. beng + Ar. - (ben gi:) {OsT} sfi 1. Afyon ien; esrarke. 2. {az} Baygn; sersem. [DS] bengig, [ben-i-g > beng-g / ben-g / ben] (benig) {eT} sfi -* bengg. [ E T Y ] bengildek, -i [beng (yans.) > beng-il-dek] {az} sf. 1. aknlkla kark korku duyan. 2. Uykudan s rayarak kalkan. 3. rkilen; rken. S bengildek ol m ak, {az} 1. akn lkla k a r k korku duymak. 2. Uykudan s r a y a r a k kalkm ak. 3. rk ilm ek ; rkmek. [DS] bengildemek1, [beng (yans.) > beng-il-de-mek / benil-de-mek] {az} gsz. fi. [ - r ] [-d (i)-y o r] Bir korku ile anszn sramak; rkmek. [DS] (beh d e) {eAT} sfi. E; ben

ll I

n 547

BEN

bengildemek2, [bang (yans.) > beng-il-de-mek] /az}

g l f [~rJ l~d(i)-yori 1- Boa konumak. 2. Ezan okumak. 3. Seslenmek. [DS] bengildetnek1, [beng-il-de-t-mek] {az} gl. f [-ir ] rktmek; korkutmak; artmak. [DS] [bang (yans.) > beng-il-de-t-mek] {az} g l f i [ - irJ Bebei alatmak. [DS] bengileme, [bengi-le-me] is. lmszletirme.
bengildetm ek2,

n bilm esin e dayan an b ir oyun.| benzi aln | m ak, {eAT} Yz d e im ek .| benzi glmek, {eAT} | Yz g lm ek; sevinmek.\\ benzi rperm ek, {eAT} R en gi atmak. bengizlenmek, [meniz-le-n-mek > *beniz-le-n-mek] {eT} gsz. f i [-iir] Yzne kan gelmek; benzi d zelmek. [Clauson] bengizlig, [meniz-lig / *beniz-lig] {eT} sfi Gzel. [Clauson] bengk, [befi-k] (benk) {eT} is. Yazt; kitabe. [ETY] benglemek, [ben-le-mek liH sy gl..fi. [-r ] Nian koymak. benglenmek1, [ben-le-n-mek dU-dsy (benlen m ek) {eAT} gsz. f . [- r] (Koruk iin) olgunlamaya ba lamak. benglenmek2, [men-le-n-mek > *ben-le-n-mek] {eT} gsz. fi. [-iir] (Ku iin) kendisine yem toplamak, bengletmek, [men-le-t-mek / *befi-le-t-mek] {eT} gl. fi. [-iir] (Ku vb. iin) yemlemek; yem vermek, benglig, [beng-lig > ben-lig] (benlig) {eT} sf. Benek li; beyaz benekli. [ETY] bengii, [Mo. mnkii > ben-g / ben-g / ben / mengi] (eT. ben) {eT} sf. 1. Sabit kalacak nitelikte; sonsuz; ebed. [KPy.] [Gabain] 2. zfi. Ebed olarak. [Tekin] 3. is. Ant; yazt; kitabe. [ETY] [KPy.] S beng su, A b- hayat.\\ beng ta, {az} Ant; kita be. [DS] bengzedmek, [benze-d-mek ^ 1.^ ] (befzedm ek) gl. f i [-iir] Benzetmek, bengzeg, [menze-mek > menze-g / *benzeg] (behzeg) {eT} sfi 1. Benzerlik. 2. Benzer, bengzemek, [ben(i)z-e-mek ^jSL.] (ben ze;m ek) {eAT} gsz. fi. [- r ] Benzemek. 0 benzedem olam, {eAT} B enzetm i olm alym . bengzenmek, [benz-e-n-mek dijjSL.] (benzenm ek) {eAT} dnl. fi. [- r] Kendim bir bakasna benzet mek. bengzer, [benze-r jjSL>] (benzer) {eAT} zfi. yle g rnyor ki; yle anlalyor ki. bengze, [benze- JyS] (benze) {eAT} sf. E; benzer. benzetmek, [benze-t-mek] {eT} gl. f i [-d-r) Ben zetmek. beni, [Ar. ibn (oul) > beni ^ (ben i;) is. Oullar; (ben lem ek) {eATj

bengilemek1, [beng (yans.) > beng-i-le-mek / ben-le-mek / men-le-mek] (b e h i.je ; m ek) {eT} {az} gsz. fi. [~r] rkerek geri ekilmek. [DS] bengilemek2, [beng (yans.) > ben--le-mek / men-lemek] (b en i:le:m ek ) {eT} gsz. f . [ - r ] Sevinmek; se vin duymak. bengilemek3, [bengi-le-mek] gl. f i [ - r ] [ - l(i)-yor] 1. Sonsuz yaama nitelii kazandrmak. 2. Bengi kl mak; ebedletirmek. 3. lmszletirmek, bengileme, [bengi-le--me] is. lmszleme, bengilemek, [bengi-le--mek] gsz. fi. [-ir ] Sonsuz yaama nitelii kazanmak; ebedlemek, lmsz lemek. bengiletmek, [beng (yans.) > ben-i-le-t-mek] {az} gl. fi. [-ir] rktmek; korkutmak; artmak. [DS] bengilig, [ben-lig / men-lig] (behv.lig) {eT} sf. 1. Sevinli. 2 Mutlu; mesut. [Clauson]

bengilik1 -i [ben-lik / men-lik > bengi-lik] is. 1. , Zaman bakmndan balangc ve sonu; zamanla ilgisi olmayan varlk. 2. lmezlik; sonsuzluk; ebe diyet; {eT} (ayn). [Clauson] 3. Sonsuz ve llmez zaman. 4. {eT} Sevin; mutluluk. [Clauson] bengilik2, -i [Far. beng (sarho) + T. -lik] {az} is. 1. Gelincik iei. 2. Bir tr bayltc ila. [DS] bengillemek, [beng (yans.) > ben-il-le-mek] (b eh illemek) {az} gsz. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] -* bengildek ol mak. [DS] bengilletmek, [beng (yans.) > ben-il-le-t-mek] (behilletmek) {az} gl. f . [ -ir ] rktmek; korkutmak; artmak. [DS] bengiltmek, [Far. beng (sarh o) + T. -1-t-mek] {az} gl. f i [-ir ] Bayltmak. [DS] bengirlemek, [beng (yans.) > ben-ir-le-mek] {az} gsz. f . [- r ] [-l(i)-y o r] 1. aknlkla kark korku duymak. 2. Uykudan srayarak kalkmak. 3. rkil mek; rkmek. [DS] bengirmek, [be (yans.) > be-gir-mek > benir-mek] (behirm ek) {az} gsz. f . [-ir ] (H ayvan iin) b a rm ak; a c a c se s k a rm a k ; m elem ek. [DS] bengiz, [men-iz > *beniz jS] (beniz) {eT} is. 1. Be niz. {eAT} (ayn) [ETY] 2. {eAT} Yz. 3. {eAT} Renk. 0 beniz aldurm ak, {eAT} B en zi atm ak; korku dan sararmak.\\ beniz gemek, {eAT} Yznn rengi deim ek.| benzi alnm ak, {eAT} B en zi bo z u larak | sararm ak.| benzi boz oyunu, {eAT} zeri rtl | ebenin ken disin e kim in dokunduunu veya drtt

oullar. S ben-dem, {OsT} A dem o u llar; in san lar. | ben-beer, nsan ou llar. | ben-sril, | | srailo u llar. | ben-nev, nsan ou llar. | benik, [Far. benik iJui>] (ben i;k) {OsT} is. orap re timinde kullanlan dk kaliteli ipek.

BEN benika, [Ar. benka 4 ] (ben i:k a ) {OsT} is. 1. Atn ^ gsnden yukar doru, boaz stnde kan kan tyden olumu iki dairenin biri. 2. Elbisenin koltuk altna eklenen para, benildeme, [ben-il-de-me] is. Belinleme. benildemek, [ben (yans.) > ben-il-de-mek] gsz. f . [r ] [-d (i)-y o r] Belinlemek. benimseme, [ben-imse-me] is. 1. Benimsemek ey lemi ve tutumu. 2. Sahip kma; tesahup. 3. iten gelen ballk, benimsemek, [ben (kii zm.) > ben-imse-mek] gl. f . [ - r ] [-s(i)-y or] 1. Bir eyi kendine mal etmek, sa hiplenmek. 2. Kabullenmek. 3. Kendisi ile aynlatrmak; hazmetmek, sindirmek. 4. m ecaz. Birine, bir eye balanmak; ii snmak, benimsenme, [ben-imse-n-me] is. Benimsenmek ey lemi ve durumu, benimsenmek, [ben-imse-n-mek] edil. f. [ -ir ] Ba kas tarafndan kendisine sahip klmak, kabulle nilmek. benimsetme, [ben-imse-t-me] is. Benimsetmek ii. benimsetmek, [ben-imse-t-mek] gl. f . [-ir ] Birinin bir eyi veya birini benimsemesini salamak, benimseyi, [ben-imse-y-i] is. 1. Benimseme. 2. Be nimseme biimi. benn, [Ar. beni > benn j u j (beni:n ) {OsT} is. 1. Oullar. 2. sf. (Kii iin) akll; temkinli, bening, [ben-in / ben-in] (benih) {eT} zm. Teklik bi rinci kii iyelik durumu; benim. [ETY] benirlemek, [ben (yans.) > ben-ir-le-mek] {az} gsz. f [~r][ -l(i)-y r] Korku ile uyanmak; belinlemek. [DS] Beniye, [Ar. beniyye v j {OsT} is. Kbe. beniz, -nzi [men-iz / beniz > beniz] is. 1. Yzn ren gi. 2. Yz. S benizden kmak, {eAT} S ararp solmak.\\ benzi aarm ak, Yznn rengi s a r a r m ak, solm ak. | benzi atm ak, Yznn rengi anszn | so lm a k ; b eti benzi atm ak.| benzi bezik, {az} Yz | solgun. [DS]|j benzi boz, {az} Yz solgun. [D S]|| benzinde kan kalm am ak, K orku, heyecan' veya h astalktan d olay yznden kan ekilm ek, solmak.\\ benzine kan gelmek, Yznn ren gi n orm ale d n m ek ; canl kanl o lm a k .| benzi gemek, Yz s o l | m a k .| benzi kl gibi olmak, Yznden kan e k ile | r e k so lm a k ; beti benzi kl g ib i olm ak. | benzi sa | rarm ak , 1. K an ekilm esin den d olay yz s a r a r m ak. 2. H astalktan dolay yznn rengi s a r a r m a k ,| benzi um ak, Anszn yznn ren g i s o l | m a k ; kan ekilm ek. benka, [Far. banka *4 {OsT} is. bot. Burak trn ] den mercimee benzer bir bitki ve rn, benlek, -i [ben-le-k] {az} sf. Ukala. [DS]

H H C E H .

benlemek1, [ben (leke) > ben-le-mek] gl. [ - r ] [-l(i)y o r ] Nian koymak; iaretlemek. benlemek2, [ben-le-mek] {az} gl. f . [ r ] [-l(i) -yor] (Ku iin) yavrusunu beslemek. [DS] benlenme1 [ben (leke) > ben-le-n-me] is. Benlen, melc eylemi ve durumu; meyvelerin olgunlamaya balamas. benlenme2, [ben (teklik 1. kii) > ben-le-n-me] is. Benlenmek eylemi ve durumu; benlik taslama; b brlenme. benlenmek1 [ben (leke) > ben-le-n-mek] dnl. f . [, ir] 1 . zerinde ben olumak; lekeler olumak; le kelenmek. 2. (Meyveler iin) yumuayp olgunla maya balamak. 3. (Yz ve cilt iin) ben olumak. benlenmek2, [ben (teklik 1. kii) > ben-le-n-mek iUjlLJ dnl. f. [ -ir ] 1. {eAT} Benlik taslamak; b brlenmek. 2. {az} Sahip kmak. [DS] benli, [ben (leke) > ben-li] sf. 1. zerinde benler bu lunan; 2. (Kii iin) yznde veya teninde beni bu lunan. benlik1, -i [ben-lik dliu] is. 1. Bir kimseyi kendisi yapan ey; enaniyet; kendilik. 2. Kiilii meydana getiren z varlk; ahsiyet. 3. znede var olan bi linli kiilik. 4. Bencil bireysellik; nefs. 5. Kendi kiiliine nem verme; kendini ne karma; ken dini beenme; kendini vme; kibir; gurur, {az} (aym) [DS] 6. sf. Benim yapabileceim; tam bana gre. S benlii gitmek, {eAT} B ilincini yitirm ek; ne yaptn bilememek.\\ Benliime lanet! {az} K en dim den n erek s z etm ek zoru n da kaldm iin tiksiniyorum. an lam n da kullanlr. [D S]|| benliinden km ak, 1. K en d in e ben zem ez olm ak. 2. ahsiyet deitirm ek. j benliini am ak, 1. K en | di gcnn ve im knlarnn snrn a a c a k ie g i rim ek. 2. D e iik b ir kim li e brnmek.\\ benlik atmas, p sik o l. K en d i kiili i ile o lm a k istedii b ir b a k a trl kiilik a ra sn d a k ararszlk iin de bulunm aktan doan ru hsal sknt. | benlik davas, | K en d in i herkesten stn grm e. | benlik eylemek, | {OsT} K en disin i stn g rm ek .| benlik gstermek, | Varlk iddiasn da blunmak.\\ benlik ikilemesi, p sik ol. K iilik btnlnn, birliinin bozulm as sonu cu zihn in deki olg u lar ken di dnda sanm a veya ken d in d e birbirin den fa r k l iki kii varm his sin e kap lm a eklin d e beliren ru h sal h astalk]] ben lik yitimi, p sik ol. insann kendini benliin den sy rlm, b a k a biri olm u g ib i h issetm esi eklin d e beliren izofren i balan gc. benlik2, -i [ben-lik] {az} is. Hayvanlara belli ol mas iin vurulan damga; bellilik; en. [DS] benliki, [ben-lik-i] is. 1. Hep ben ben diyen, her konuda kendini ne sren kimse. 2. Benlikilik yanls olan kimse.

H T I K i . *,9
benlikilik, -i [ben-lik-i-lik] is. 1. Her konuda, hep

BEN bentonit, [Fr. bentonite] is. Renk giderme gc fazla olan lekeci kili, bentos, [Yun. behthos (derinlik)] is. biy. Deniz diple rinde yaayan ancak az hareket edebilen bitki ve hayvan topluluu, benu, [Far. ben y j (benu :) is. Yn; kme, benuh, [Far. benho>o] (benu. h) is. Yn; kme, benun, [Ar. ibn > benn j y j Oullar. benle, [ben+ ile > benflle {eAT} e. Benimle. (benu:n) {OsT} is.

kendini ne srme ve kendinden bahsetme durumu. 2. Kendi benliinin geliimini btn davranlar nn ilkesi yapan kiinin nitelii; egotizm. 3. ed. Bir yazarn kendi kiiliini sergilemek amacyla yapt zmsel inceleme. 4. Benliini ykseltmeyi amalayan ahlak retisi. 5. Bireyci mkemmellii arama abas.
b e n m a ri, [Ar. Meryem (iinl sim yac M usa'nn kz

kardei, bu aygt bulan) > Fr. bain-marie] is. 1. Alttaki kapta su, onun iinde de stlacak madde nin konulduu i ie iki kaptan meydana gelmi laboratuar veya mutfak gereci. 2. Mutfak frnlar nn su deposu. b e n m e rk e zc i, [ben + Ar. merkez + -ci] sf. p sikol. Egoist.
benna, - a i [Ar. bina (yap) > benn1 >] (ben n a:) U

benvan, [Far. ben-vn jly j] (ben vam ) is. Tarla, har man veya ekin bekisi; kr bekisi, benve, [Far. benve {OsT} is. Yn; kme, {eAT} zm. Ben {eAT} is. Bencillik;

benven, [ben-men > ben-ven ...im benvenlik, [ben-ven-lik benlik, benz, [beniz] is. -* beniz.

{OsT} is. Yap ileri ile uraan mimar, dlger, kal fa gibi kimselerin genel ad; inaat ustas.
b e n n ak, - k i [Ar. bennk -dU (ben n a:k, k in ce s y le >]

nir) {OsT} is. huk. Eskiden, reayann tmar sahiple rine dedikleri bir tr kazan vergisi. benne1 [Ar. benne < > {OsT} is. Gzel koku. , u] benne2, [Ar. benn eh j {az} is. Duvarc; svac. [DS]
bensem ek, [ben (kii zm.) > ben-se-mek] feAT} g l .f .

benzaldehit, [Fr. benzaldhite] is. kim. Ac badem ya nda bulunan, renksiz, kokusuz, kran, ac badem kokusunda bir aldehit; benzoik aldehit, C6H5-CHO. benzek, [benze-k] is. 1. Bir cisme benzer ekilde baka bir maddeden yaplm ey; ibih. 2. ed. Di van edebiyatnda usta bir airin yazd iirin kafi ye ve llerini kullanarak meydana getirilmi tak lit iir; nazire, benzeme, [eT. menze-mek > benz-e-me] is. Benze mek ii. benzemek, [eT. men-(i)z-e-mek > benze-mek] gsz. f [~rl [ ~ z fi)-y o r] 1- ki kii veya nesne arasnda birbirini andracak kadar ok ortak nokta bulun mak. 2. yle olduu sansn uyandrmak; .. gibi grnmek. 3. rnek alman birisi gibi davranmaya, sslenmeye veya giyinmeye almak. 4. a rg o. Sarho olmak, benzen, [Fr. benzne] is. kim. Maden kmr katra nndan retilen ve daha ok benzin adyla bilmen C6H6 formlndeki evrimsel bir hidrokarbon, benzer, [benze-mek > benze-r] sf. 1. Yap, grn ve nitelik bakmndan bir bakasna benzeyen veya ona e olabilen; mabih; mmasil. 2. mat. Kar lkl alar eit ve karlkl btn kenarlar orantl olacak ekilde aralarnda balant kurulabilen. 3 . is. sin. Tehlikeli sahnelerde oyuncunun yerine oyna yan benzeri kii; dublr. 4. e. yle grnyor ki, yle anlalyor ki. S benzer ekiller, mat. K a r lkl k en a rla r a ra sn d a ki o ra n sa b it ve karlkl a la r eit o la n ekiller. benzerlik, -i [benze-r-lik] is. 1. Benzer olma duru mu; mabehet. 2. Benzer olan eylerin nitelii. 3.

[-r] (kinci kii iin) birinci kiiyi zlemek; beni zlemek. bensiz, [ben-siz] {eT} zf. Ben olmakszn; ben olma dan. ben, [Ar. ben {OsT} is. Tembellik; ihmal.

bent, -di [Far. besten (ba la m ak ) > bend jj->[ is. 1. Balama. 2. Ba; back. 3. Yular; rabta. 4. Zincir. 5. p; urgan. 6. p dm. 7. Rehin veya esir alnm kimse. 8. Balya veya kt tomar. 9. Maf sal; boum. 10. ed. Bir yaznn kendi iinde bir b tnlk tekil eden blmleri; paragraf; fkra. 11. ed. Bir iirdeki latalardan her biri; balam. 12. Ka nun maddelerindeki ayn yargya tabi fakat baka olay ve durumlar belirten harflerle sralanm pa ragraflar. 13. Su tutmak veya ak ynn dei tirmek iin konulmu ta, duvar, tahta, al rp gibi malzemelerle yaplm engel; bet. 14. Su biriktirmek iin iki da arasna yaplan set; baraj. 15. Su ak iin yaplan kemer. 16. Gazete yazs. 17. Birini emri altna alma. 18. sf. Balayan; ba lam.? bende ekmek, 1. B a lam ak. 2. Zincire vurmak.\\ bent etmek, 1. B a lam ak. 2. H km a lt na alm ak. | bent olm ak, Y akalanm ak, tutulmak, | balanm ak. bentograf, [Fr. bentographe] is. ok derin deniz dibi fotoraflarn ekmekte kullanlan aygt.

BEN

M K ES Z. I M C L K
B benzetmek gibi olmasn, B irinin kt durumu nu an latrken rn e k verilen kiinin durum una d m esinin tem enni edilm edi in i b elirtm ek iin s y le nir.
benzetmeli, [benze-t-me-li] sf. Benzetme yoluyla yaplm olan; benzetilmi eler tayan; benzet meye dayanan. B benzetmeli slp, ed. B en zetm e lerin, m ecazlarn ve karlatrm alarn o k a kul lan ld anlatm biim i. benzeyi, [benze-y-i] is. Bir eyin baka bir eye benzemesi hli; andr; mabehet, benzil, [Fr. benzyl] is. 1. Forml C6H5-CH2- olan tek deerli kk. 2. n ek. Bir moleklde benzil k knn bulunduunu belirten n ek. benzil-alkol, kim. Form l C6H s-CH 2-O H olan birin cil alkol. | | benzil-amin, kim. A m onyaktaki h id rojen a tom la r nn y erin e ben zil kknn g e m e si ile olu an amin, c 6h 5- c h 2-n h 2 benzilen, [Fr. benzylne] is. kim. Forml C6H4-CH2olan iki deerli kk. benzin, [Fr. benzine] is. Otomobil ve uak yakt olarak kullanlan, petroln damtlmas ile elde edi len sv rn, benzin istasyonu, A k a y a h t, b a sn l hava, m oto r y a g ib i o to m o b iller iin g e r e k li tketim m addelerin in satld yer. | benzin | pompas, O tom ob illere benzin doldu rm akta ku lla nlan, verilen m iktar, birim fiy a t ve tutarn g ste ren elek tro n ik veya m ek an ik benzin b a sm a m akine si. benzinci, [benzin-ci] is. 1. Benzin satan kimse. 2. Benzin satlan yer; benzinlik, benzin istasyonu, benzincilik, -i [benzin-ci-lik] is. Benzincinin ii. benzinli, [benzin-li] sf. (Motor, otomobil, uak, ak mak vb. iin) yakt olarak benzin kullanan, benzinlik, -i [benzin-lik] is. Akaryakt, basnl hava, motor ya gibi otomobiller iin gerekli tke tim maddelerinin satld yer; benzin istasyonu, benzol, -l [Fr. benzol] is. 1. Maden kmr katra nndan damtlmak suretiyle elde edilen, iinde toluen ve oksilen bulunan sv. 2. Toluen katlm benzin, fi1 benzol zehirlenmesi, tp. B enzoln b ile im in e g iren m ad d elerd en toluen, oksilen veya ben zin esan slarn n s e b e p oldu u (kan yap sn ben zo ln bozm as yznden m eydan a g elen k a r a c i er yetersizlii, vitamin ek sik li i g ib i belirtilerle ortaya kan) zehirlenm e. benzollendirilmi, [benzol-le-n-dir-il-mi] sf. kim. Birleimine benzol katlm bulunan, bepela, [Gre, pepela] {az} is. Kelebek. [DS] bepga, [Far. bep 1%] (b ep a :) {OsT} is. Dudu; pa paan. ber-, [Far. ber y] ek. Bana getirildii Farsa keli melere st, zeri, zerinde, z e r e anlamlarn ve

mat. ki gende kelerinin elenmesine gre kar lkl alarn e ve karlkl kenarlarn orantsn dan doan durum, benzersiz, [benze-r-siz] s f 1. Benzeri olmayan. 2. Esiz. benzersizlik, -i [benze-r-siz-lik] is. 1. Benzersiz olma durumu. 2. Benzersiz olan eyin nitelii; e sizlik. benze, [benze-] sf. 1. E, benzer. 2. Benzetilebilen; bir tutulabilen; mabih; nazir. benzeen, [benze--en] sf. 1. Benzeme zellikleri bulunan. 2. dbl. (Ses iin) nl ve nsz benzeme lerinde etki altnda kalan, benzeim, [benze--im] is. 1. Ortak ynleri bulunan iki nesne arasndaki uygunluk. 2. mat. iki eklin karlkl alan eit ve karlkl btn kenarlan orantl olacak ekilde aralarnda balant kurulabi lecek durum. S benzeim oran, B en zer iki eklin k en a rla r a ra sn d a ki oran. benzelik, -i [benze--lik] is. 1. Benze olma duru mu. 2. Benze olan eylerin tad nitelik; mahebet. benzeme, [benze--me] is. 1. Benzemek ii. 2. dbl. B ir kelimede bir sesin baka bir sesi kendisine ben zetme etkisi. benzemek, [benze--mek] g s z .f. [ -ir ] Birbirine be zemek; mabih olmak, benzemezlik, -i [benze--mez-lik] is. dbl. Bir keli mede bulunan ayn veya benzeri seslerden birinin deiiklie uramas; ayrm; disimilasyon. benzeti, [benze-t-i] is. Bir eyin niteliklerini anlat mak iin o nitelikleri eksiksiz olarak znde bu lunduran baka bir eyi rnek alma; benzetme; te bih. B benzeti ressam, gzl. snt. B iiyk ressa m la rn eserlerin i b a k a r a k k op y a ed en ve benzeti old u unu syleyen ressam . benzetici, [benze-t-i-ci] sf. Benzeterek imal eden; kopyac; sahteci. S benzetici ressam , Byk r e s sam larn eserlerin i b a k a r a k kop y a eden ve g er e i d iy e satan sa h teci ressam . benzetilme, [benze-t-il-me] is. Benzetilmek eylemi, benzetilmek, [benze-t-il-mek] edil. f . [-ir ] Biri tara fndan benzetme ii yaplmak, benzeti, [benze-t-i] is. Bir eyi baka bir eye benzetmek ii veya biimi, benzetme, [benze-t-me] is. 1. Benzetmek ii. 2. ed. Bir nesneyi, biim ve grn bakmndan onunla benzerlii bulunan daha mkemmel nesnelerden katklarla daha etkili ve daha iirli biimde anlat ma; tebih. benzetmek, [benze-mek > benze-t-mek] gl. f . [-ir ] 1. Benzer duruma getirmek. 2. Bir nesnede baka nesneyi artrr ynler bulmak. 3. m ecaz. Boz mak, berbat etmek; ie yarar hal brakmamak. 4. a rg o . Birini szle azarlamak; dvmek; hrpalamak.

ffilir ilt

551

BER

rerek sfatlar yapan bir nek. S1 ber-akis, {OsT} T ersine; aksine.\\ ber-bd, {OsT} 1. P eria n ; h a rap ; viran ; berbat. 2. P is; f e n a ; kirli, ber-bah, {OsT} E rb ezi st.| ber-belend, {OsT} G ayet y k | s e k y e r veya r tbe.| ber-bend, {OsT} ocuu an n e | sinin srtna ba la m a y a y a ra y an kem er. | ber-c, | {OsT} Y erinde; tam ; d o ru ; mnasip.\\ ber-ceste, {OsT} 1. S a lam ve latif. 2. S em e. 3. ed. K o la y c a hatra g elen f a k a t g zel ve anlam l dize. , b er-d r, {OsT} 1. D a r a a c m a ek ilm i; aslm . 2. M eyveli.| ] ber-devm, {OsT} Srekli.\\ ber-d, {OsT} Omuz zerinde; om uzda. | ber-hak, {ET} H a k zere. | ber| | hayt, {OsT} Y aayan; ca n l; diri. ' b er-k arar, {OsT} 1. K ararl. 2. Y erlem i; yerli. | ber-kem l, | {OsT} Yolunda; iyi; m kem m el. | ber-minval-i sa | bk, {OsT} E sk isi gibi.\\ ber-m ucib, {OsT} G ere in ce; g ere in e g r e .| b er-m urd, {OsT} Arsuzuna u| laan ; d ile in e eren. Ij b er-m urd etmek, {OsT} Ar zusuna kavuturm ak.| ber-m urd olmak, {OsT} A r | zusuna kavu m ak; m uradna erm ek .| ber m utd, | {OsT} H er zam an olduu g ib i; allm ekilde. -ber, [Far. burden (gtrm ek) > -ber y -] son ek. So nuna eklendii Farsa kelimelerden gtren, g eti ren, alan anlamlarnda kelimeler yapan son ek. ber1 [ber / *ber] {eT} zf. Beri. , ber2, -rri [Ar. berr
y]

kil etmediinin mahkeme karar ile tespit edilmesi; aklanmak, t? b eraat etmek, huk. Susuzluunun m ah k em ece kan tlan m as,| berat- zimmet, B o r | cu ve zim m eti olm am a durumu. | B erat- zimmet | asildir, huk. B ir kim senin sulu olduu kan tlan m ad k a susuz saylm as h akk ve b y le olm asn g erek tiren hukuk ilkesi. beraber, [Far. ber--ber
y\y]

(b e ra b er ) {OsT} zf. 1.

Bir arada, birlikte. 2. Ayn anda. 3. Ayn dzeyde; seviyeleri eit. 4. Ayn hizada. 5. Nicelik bakmn dan eit. 6. Ayn anlamda. 7. Refakatinde; birlikte; yannda. S beraber bulunmak, Yannda o lm a k .| | beraber dp kalkmak, B irlikte y aam ak. | be j rab ere bitmek, (K a rlam a lard a taraflar) b irb i rin e stnlk sa layam am ak. 1 berabere kalmak, 1 (Y aran ta ra fla r iin) b a a b a k alm a k ; y en iememek.\\ beraberinde, Yanna a la ra k .| beraberine | gelmek, {e/l 1} T ekab l etm ek; e d e er o lm ak.| be | rab er itmek, {eAT} B ir a ra y a getirmek.\\ b erab er lik ekimek, {eAT} B iriyle eitlik, d en klik id d ia sn da bulunm ak. beraberce, [beraber-ce] ( b e r a ;b e rce) zf. Hep birlik te; ortaklaa. beraber, [Far. beraberi
y]

(b e r a ;b e r i;) {OsT} is.

Beraberlik; farkszlk; msavilik, beraberlik, -i [beraber-lik] (b e ra ;b erlik ) is. 1. Bir leme durumu. 2. Beraber olma hli; bir arada olu; birliktelik. 3. spor. Sreli karlamalarda yeniememe durumu; eitlik. S beraberlik mzii, mz. o k s e sli mzik. Berab ir, [Ar. berber > berbir / berbire
y\y

is. 1. Toprak. 2. Yer. 3. Kara.

S berr-i atk, {OsT} E sk i k a r a ; Asya, Avrupa, A f rika k t a la r .| b err-i cedd, {OsT} Yeni k a r a ; A m e | rika ve A vustralya ktalar.\\ b err-i am , am top raklar.| b err bahr, {OsT} K a r a v e deniz. | be ', -rri [Ar. berr is. 1. yilik, gzellik, hayr. 2. Doru szl, sznde duran kimse. 3. Hayr ve iyi lik sahibi kimse. 4. Vefal insan. 5. Allah. ber4, [Far. ber y ] {OsT} is. 1. Gs; kucak; sine. 2. Evin kaps. 3. En; genilik. S ber-bat, {OsT} 1. K az gsl. 2. mz. Lavta. ber5, [Far. br > ber
y]

(b era :b ir) {OsT} is. 1. Berberler. 2. Berberistan. beracim , [Ar. brcme > bercim] (bera :cim ) {OsT} is. anat. Eklem yerleri; boumlar; mafsallar, beraet, -ti [Ar. ber (temiz) beret
{OsT} is. - beraat,

(bera :et) (bera : is)

{OsT} is. 1. Aalardaki mey

beragis, [Ar. brgus > beris


{OsT} is. Pireler.

ve. 2. Yaprak. 3. Meme. 4. Gen kadn. ber6, - r i [Ar. ber1 *y] {OsT} is. 1. (Hasta iin) iyilie dnme. 2. Yaratma. ber7, [Erme, per] {az} is. 1. Davarn sald yer. 2. Al. [DS] bera, [Far. bery sadyla; dolaysyla. beraat1, [Ar. ber'at c^\y\ (b e ra .a t) {OsT} is. yi huy, fazilet gibi davranlarla benzerlerinden stn olma. beraat2, -ti [Ar. ber (temiz) beret (bera ;et) {OsTI is. 1. Temizlik; arlk, 2. Sulu sanlarak hak knda dava alan kimsenin iddia olunan suun sa hibi olmadnn veya sz konusu iddiann su te {OsT} e. in; amac ile; mak

b erah 1, [Ar. berh -1y ] (b era :h ) {OsT} is. Ak, aa sz ve ekilip dikilmeyen yer. berah2, [Ar. berh gitme; gidi; uu. berah3, [Ar. berh IjJ (b era .h , h ince sylen ir) {OsT} sf. 1. Doru; gerek. 2. Yolunda; dzeninde, berahencide, [Far. berhencde (b era .h en ci:d e ) {OsT} sf. (Silah iin) ekilmi; karlm, berahide, [Far. berhde -ualjj] (b e r a :h i:d e ) {OsT} is. Yola karlm; gnderilmi; yollanlm, berahihte, [Far. berhihte (bera . hihte, ikinci h kaln) {OsT} sf. (Silah iin) ekilmi; karlm. (b era .h ) {OsT} is. Ayrlma;

BER

I M IM M .
tercm anl ile y a b a n c elilerin devletin izin ve b era ty la F e n e r P atrik h an esin e b a l Rum ve Erm en ilerden kullanm old u klar tercm anlar.]] be ratt t ccar, tar. m paratorlu u n izin verdi i y erli ve y a b a n c tccar. beraver, [Far. ber (m eyve) + ver (getiren) jjljJ (be-a:ver) {OsT} sf. 1. Meyve veren. 2. is. Meyve aa c. beraverde. [Far. berverde tojjly\ (b e ra :v e rd e) {OsT} sf. 1. Yukar kaldrlm; yksee gtrlm. 2. (Kii iin) kayrma ve koruma ile ileri srlm. 3. Ayrlm; seilmi. 4. Yaplm; ortaya konmu; bina edilmi. S berverde klmak, {OsT} Y apm ak; o rtay a koy m ak; gerek letirm ek . beray, [Far. bery / ber s\y\ (b era :y ) {OsT} e. in; amac ile; maksadyla; dolaysyla. S bery- cin siyet, {OsT} Ayn cinsten o lm a k d o la y sy la ,| be| ry- htr, {OsT} H atr iin]] bery- iltihak, {OsT} K a tlm ak iin]] bery- isticvb, {OsT} Sorgu m aksadyla]] bery- istikbl, {OsT} K a rla m a k iin.| bery- m alm at, {OsT} B ilg i iin.| bery- | | m aslahat, {OsT} iin]] bery- nezket, {OsT} in c e lik g e r e i; n ezaket icab ]] bery- tasdk, {OsT} D o ru lam ak iin ; ta sd ik iin]] ber-y tebdl-i hev, {OsT} H av a de iim i iin]] bery- te davi, {OsT} T edavi iin]] bery- tenezzh, {OsT} Gezinti iin]] bery- vazife, {OsT} G rev g ere in c e ; vazife seb eb iy le. beraya, [Ar. beriyye (halk, y aratk) > bery W _*] (b e ra .y a ;) {OsT} is. 1. Yaratklar. 2. Halk. 3. tar. mparatorluk dneminde vergi vermeyen Miisliimanlar ile kl ehli, berbad, [Far. ber-bd o l j berbat. berbah, [Ar. berbh ^ y ] (b e rb a ;h ) {OsT} is. anat. Erbezi st. b erb ar, [Far. berbr jUy] (b erb a :r) {OsT} is. 1. ar dak. 2. Sundurma. 3. Tahtabo. 4. Kameriye. 5. Evin damnda bulunan oda. berbare, [Far. berbre berbar. b erb at1, -tt [Far. ber (gs) + Ar. batt (kaz) > ber-i batt (kaz g sl) J*>yl {OsT} is. mz. Sap ksa gvdesi byk ve yuvarlak, lavtaya benzer, mz rapla alnan bir telli saz. S berbat-nevz, {OsT} B e r b a t a la n kim se. berbat2, [Far. ber (zere) + bd (rzgr) > berbd (r zgra terk edilm i) iLy] (b erb a:t) sf. 1. Kt; fena hlde; vahim. 2. irkin; beenilmeyen; pis, sevimsiz. 3. Bozuk. 4. Dank, karmakark; peri an. 5. Bakmsz; viran. 6. is. Mahvolma; ziyan. S (b e rb a :re) {OsT} is. -* (b e rb a :d ) {OsT} sf. -*

berahime, [Hint, brahman > Ar. berahime (b era :h im e) {OsT} is. 1. Brahmanlar. 2. Mecuslerin ruhani lideri. berahin, [Ar. brhan (kam t) > berhin jj*\\y] (bera:hi:r) {OsT} is. Kantlar; deliller. S berhn-i adde, {OsT} B ir o k kan t.| berhn-i aleniyye, | {OsT} A k a b e lli olan kan tlar.| berhn-i ik| niyye, {OsT} n an drc kan tlar.j] berhn-i kt a, {OsT} K esin kantlar]] berhn-i kaviyye, G iil kantlar. beranis, [Ar. bms > bernis lyj (b era .n is) {OsT} is. 1. Araplarn stten giydikleri bir giyecek. 2. Kollu ve balkl hamam havlusu; bomuz. 3. Bir tr kadn yeldirmesi, berarende, [Far. berrende sf. ste getiren; zerine getiren, b erar, [Ar. berr lSjLh] (b e r a .r i:) {OsT} is. ller; sahralar. beras, [Ar. bera / bara ^ y ] {OsT} is. 1. Leke has tal; abralk. 2. Hayvan derisinde eski yara ye rinde kan beyaz tyler, berasin, [Ar. brsn > bersin hayvan peneleri, berasl, [beras-l] sf. Leke hastal olan; alacal; ab ra. b erat, [Ar. beret (ba klk) => bert o l j J (bera:t) is. 1. Azat belgesi. 2. Kefalet belgesi. 3. tar. mpa ratorluk dneminde greve atama, maa tahsisi, rtbe ve nian gibi haklar ile baklklarn tann dna dair devlete verilen belge. 4. Teknik ve sa nayi alannda bir bulu sahibi olana verilen iletme hakk belgesi; patent. 5. Devlet dairelerinde resm mhr kullanma yetkisini belirten belge. 6. Diplo ma. S B e ra t gecesi (Berat kandili), isi. Hz. Muham m ed (sa) 'e p ey g a m b er lik m jdesinin g eld i i a b a n aynn on drdn on bein e ba lay an g e c e .| b ert- azd, Azatlk b elg esi.| bert- cib| | yet, huk. V akflara ve hzin eye a it v ergileri top lam a kla g rev li m em u rlara yetki veren b elg e]] ber t- humyun, tar. P a d ia h turas bulunan yetki belg esi. | b ert- terhn, huk. O laanst y a ra rlk | g ster en ler e verilen vergi m uafiyeti tanndna d a ir belg e]] b ert resmi, B era t v erilen lerden a l nan vergi, berat, [Far. bert lara verilen eski elbise, beratil, [Ar. bertl J J*s\y] (bera :ti:l, t kaln sylenir) {OsT} is. Rvetler; hediyeler, beratt, [berat-l] sf. 1. Berat olan. 2. is. Kendisine beratla birlikte imtiyaz verilmi kimse, beratl tercm an, tar. m paratorluun D ivan- Hmayun (b e ra :ti:) {OsT} is. Yoksul {OsT} is. Yrtc ( b e r a t e n d e ) {OsT}

ffiilKSM 553
berbat etmek, 1. K t h le getirm ek ; m ahvetm ek. 2. B ozm ak.| b erb at olmak, 1. K t durum a d | mek. 2. P erian h le gelm ek. 3. Bozulm ak. berber, [t. barba (sakal) > barbiere / Far. berber yy] js, 1. Sa, sakal kesmeyi, tra etmeyi meslek edinmi olan kii. 2. Berber dkkn. 3. zl. is. Ku zey Afrikal bir kavim. 0 berber bal, z ool. H a nigillerden, A kdeniz 'de yaayan , kuyruu a ta l ve iki yan n da o k keskin b ire r diken bulunan, y a ss gvdeli, eti y en eb ilen kem ikli b ir balk, (Serranus anthias). berberhane, [t. berber+ Far. -hne berha:n e) (OsT) is. Berber dkkn. Berber, [Ar. berberi tSyy] {OsT} sf. Berber kavmine mensup olan. Berberistan, [Far. berberistn ul^-yy] {OsT} is. Berberler lkesi. berberlik, -i [berber-lik] is. 1. Berberin yapt i. 2. Berberin meslei, bere, [bur > bere ^ y ] {eAT} is. kse yapmak iin yapkan madde karlan bir meyve; Macar z m. berca, [Far. ber- (zere) + cy (yer) > berc U^y] (berca:) sf. 1. Uygun; mnasip. 2. Yerinde, berced, [Ar. berced s^-y] {OsT) is. 1. Kaln dokun mu kilim. 2. Trk hals, berceste, [Far. ber- (zere) + ceste (seilm i) y] {OsT} sf. 1. Seilmi; beenilmi. 2. Gzel; ho; latif. 3. ed. Kolayca ve hemen hatrlanabilen yk sek anlam tayan iir. S berceste m sra, ed. Tek bana yetebilen , sek in ve en g zel sylen m i m s ra. berci, [ber6 -ci] {az} is. Flayvan sacs. [DS] bercis, [Ar. bercis / bircis y] {OsT} is. 1. ok st veren deve. 2. zl. is. Gnein uydularndan en b y ve yaknlk bakmndan beincisi; Jpiter; Mteri; Erendiz. beride, [Far. ber (zerin de)+ de (toplanm ) - ^ y ] (beri:d e) s f Toplanm; devirilmi; ylm. S berde dmen, 1. E te in i toplam . 2. D nyadan elini etein i ekm i. Berik, [ber-ik] {eT} z. is. Bir ran kavmi. [Tekin] berin, [Far. ber-n j -y ] (beri.n ) sf. Toplayc; toplayan. berd, [Ar. berd :>y] {OsT} sf. 1. Souk. 2. is. Souk luk. 5 1 b erd el-cuz, 1. K o c a k a r souu. 2. On bir ve on y e d i m art g n leri a ra sn d a devam eden souklarn h a lk a ra sn d a k i ad. yy] (h erperdah.

BER

berdaht, [Far. perdht o^-iy] (berda. ht) {OsT} is. -* -b erd ar, [Far. berdsten > berdr jb y -] (b erd a :r) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa kelimelere kaldran , dayanan, taham m l e d e n anlam kata rak birleik sfatlar yapan son ek. b erd ar, [Far. ber-dr _>by] (b erd a :r) {OsT} sf. 1. (Kii iin) daraacma ekilmi; aslm. 2. (Aa iin) meyveli; yemili, berdate, [Far. ber-dte i b y ] (b erd a :te) {OsT} sf. Yksee kaldrlm. b erd e1, [Ar. bedre ay] {OsT} is. tp. Mide ikinlii. berde2, [Far. bedre <oy] {OsT} is. Esir; kle; karava; tutsak. berdeg, [Far. berdeg ^/y\ (b erd eg i:) {OsT} is. K lelik; esaret. berdeng, [Far. berdeng J j j y ] {OsT} is. l ortasn daki kk da ya da tepe, berdevam , [Far. ber- (zere) + Ar. devam p tjvJ (berd ev a.m ) {OsT} sf. Srp giden; devam zere, berdi, [Ar. berdy (saz) &
y]

{az} is. Dam rtmekte

kullanlan saz, srk, ta vb. eyler. [DS] berdin, [ber / *ber > ber-din] {eT} zfi 1. Beride. 2. Gneyde. berdinki, [*ber-din-ki / br-din-ki] {eT} sf. Gneyde ki. [EUTS] berdiy, [Ar. berdy ePy] (berdi.y) {OsT} is. Eski M srda dndan hasr, znden kt yaplan bir tr hasr otu. berdu, [Far. ber- (zere) + d (omuz, srt) {OsT} is. ve sf. 1. (Her eyi) srtnda, omzunda. 2. Evsiz barksz, toplum d yaayan kii; babo, serseri. 3. st ba perian. bere1, [eT. ber-mek (vurm ak) > ber-e] is. 1. Yrtlma sonucu damarlardan kan kann dokular iinde birikmesi ile meydana gelen arl hal. 2. Dvme, vurma, dme, arpma gibi sebeplerle deride mey dana gelen morluk. bere2, [Mo. bere] {eT} is. Bir uzunluk ls birimi; mil; 8000 ayak. [EUTS] bere3, [Far. bere
oy]

{OsT} is. Kuzu. S1 bere-i b,

{OsT} D alg a.| bere-i d-m der, 1. k i anal kuzu. | 2. m ecaz. N azl bytlm; talihli}] bere-i felek, {OsT} H am el B urcu; Gnein 21 M artta g irdi i bur. bere4, [Fr. bret] is. Siperlii olmayan bir tr balk. bere5, [Yun. poreia (yol) ?] {az} is. Tarla aralarn dan ya da ilerinden akan ok kk su. [DS]

BER

M I M M .
bereketsiz, [bereket-siz] sf. 1. abuk tkenen. 2. Verimsiz. 3. Kendinden beklenen yarar salaya mayan. bereketsizlik, -i [bereket-siz-lik] is. Bereketsiz ol ma durumu, bereleme, [bere-le-me] is. Berelemek ii. berelemek, [bere-le-mek] gl. f . [-r ] [-l(i)-y o r] 1. Bereli duruma getirmek. 2. Hafife yaralamak, ezikler meydana getirmek. berelenm e1 [bere-le-n-me] is. Berelenmek eylemi , ve durumu; yaralanma; bereli hale gelme. berelenme2, [bere-le-n-me] is. Bere sahibi olma; be re satn alma. berelenm ek1, [bere-le-n mek] edil, f i [ - i r ] Birisi ta rafndan cildinde, vcudunda kan oturmasna sebep olacak davranta bulunulmak; bere meydana ge tirilmek. berelenmek2, [bere-le-n-mek] gsz. fi. [-ir ] Bir bere ye sahip olmak; bere edinmek. bereli1, [bere-li] sf. Hafif ezik ve morarma eklinde yaras olan. bereli2, [bere-li] sf. 1. Bana bere giymi olan. 2. Bere sahibi olan. bereli3, [bere-li] sf. Kuzulu. berem, [Far. berem ?y] {OsT} is. 1. zm ubuklar nn altna dikilen atal aa; herek. 2. Asma ve ka bak arda, bereme, [Yun. perama] {az} is. Kayk. [DS] berenar, [beri + anaru] ( b e ren ar) {az} sf. yle byle; biraz iyi; olduka; stnkr. [DS] berencen, [Far. berencen ^ y ] {OsT} is. Kadm bile zii. berencin, [Far. berencn j^f^] (beren ci:n ) {OsT} is. Kadn bilezii, berend, [Far. berend -u^] {OsT} sf. 1. (Kl, haner vb. iin) keskin. 2. is. Naksz ipek kuma. 3. Kl cn suyu. berendahte, [Far. berendhte 4 - - ^ ] (b eren d a :h te) ^ {OsT} sf. 1. Yukarya frlatlm. 2. ste, yukarya karlm. berendaz, [Far. berendz / berendze jJu^ / jl-UjJ (beren d a :z ) {OsT} sf. 1. Yksee atan; yukar frla tan. 2. Yukarya kaldran. 3. Yok eden, berere, [Ar. ben > berere ejy] {OsT} sf. (Kii iin) hayr sahibi olanlar; iyilik severler; dorular, berevat, [Ar. bert > berevt o l j j J (b e ra :v a :t) {OsT} is. Rtbe, imtiyaz ve nian belgeleri. S berevt- erfe, {OsT} P a d ia h beratlar. berf, [Far. berf l j J {OsT/ is. Kar. S berf-b, {OsT} K arl, buzlu so u k sw | berf-ald, {OsT} K a ra bu .| lam ]] berf-dn, {OsT} Buzluk; k a r d ep o su .| |

bered, [Ar. bered i j J {OsT} is. Frtnal havalarda ya an dolu. berefan, [Far. berefn Lisd (berefa.n ) {OsT} is. mz. Trk mziinde otuz iki zamanl ve on drt darpl byk bir makam, berehlemek, [Far. be-rh (yolunda) > bereh-le-mek] {az} gl. f i [-r ] [-l(i)-y o r] Layk grmek; uygun bulmak; yaratrmak. [DS] berehmen, [Ar. berehmen / Far. berehmen / berhemen {OsT} is. ve sf. 1. Brahma dinine men sup; Brahman. 2. Mecuslerin din lideri. 3. Puta tapan. 4. Puta tapanlarn papazlar. 5. Atee tapan larn bilginleri. berehne, [Far. berehne / brehne 4^v>] {OsT) sf. p lak. berehnegi, [Far. berehne-g (b ereh n eg i:)

{OsT) is. plaklk, berehrehe, [Ar. berehrehe jAjj] {OsT/ sf. (Kadm iin) ok gzel; alml, berekt, [Ar. bereket>berekt o l ? (bereka :t) {OsT} is. 1. Bolluklar. 2. Uurlar; hayrlar; mutluluklar. 3. Keramet. S berekt- kelm-ullh, {OsT} A llah kelam nn verdi i fey izler, bollu klar, uurlar. bereket, [Ar. bereket (kutsam a) is. 1. Bolluk. 2. Grlk. 3. Ongunluk; feyiz. 4. Allahn verdii nimetler. 5. Yamur, {az} (ayn) [DS] 6. zf. yi ki, iyi bir tesadf olarak. 7. nl. .. sayesinde. 8. Al lahn verdii nimetler iin kran ifadesi. S bere ket boynuzu, tar. R o m a lla ra ait b a r ve bolluu tem sil ed en iinden m eyve ve iek lerin tat boynuz sembol.\\ bereket ki (bereket versin, bere ket versin ki), 1. A lla h a kiir ki.. 2. yi ki.. 3. yi b ir rastlant o la r a k .| (Allah) bereket versin, 1. | Y em ek sonu A llah in nim etlerini artrm as iin ed i len du a szii. 2. Satclarn alveriten k az an d k la r p a r a iin A llah a du a sz. 3. B ir kim senin du rum undan honutluunu ifa d e eden kr sz. | | bereket yam ak, 1. B ollu k olm ak. 2. Y a m u ry a m ak]] (Halil brahim) bereketi, (Hz. brahim (as) rn e i) bo llu k ve refah. bereketlenme, [bereket-le-n-me] is. Bereketlenmek ii. bereketlenmek, [bereket-le-n-mek] dnl. [-ir ] o almak; artmak, bereketli, [bereket-li] sf. 1. Bol. 2. Bolluklu. 3. Verimli. 4. Kalabalk. S bereketli olsun, Y em ek y iy en lere veya rn toplam a ve harm an ileri ile u raan la ra sylen en iyi d ile k sz. bereketlilik, -i [bereket-li-lik] is. Bereketli olma hali.

w
m iffiH l i U K C i S 0 Z J 1 .

555

berf-dr, {OsT} K a rl.| berf-nk, {OsT'} Yaz k | karl olan yer. j berf-pre, {OsT} K a r p a r a s. | berfend, [Far. berfend -uiy] {OsT} is. 1. Asker. 2. (Sz iin) gzel. 3. (Y er iin) derin, berfn, [Far. berfn j j * ] (berfl:n ) {OsT} sf. 1. Karla ilgili. 2. Kardan yaplm. 3. Karla yaplm, berfs, [Far. berfz / berfs ^-^y] (berf :s) {OsT} is. -* berfz. berfz, [Far. berfz / berfs jjiy ] (berfii:z) {OsT} is. Azn d kenar; dudaklarn evresi. berg1 [Far. berg ,
S y]

kz vb. iin) kam ile srlmek. 3. gsz. fi. S ramak. bergerde, [Far. bergerde mi; hatrda tutulmu, berger, [*ber > be-ger / braru] {eT} zf. 1. Beriye doru. [ETY] 2. Cenuba doru. [ETY] bergesemek, [berge > berge-se-mek] {eT} gsz. f i [r] Krbalamak istemek, bergeide, [Far. bergede J~Sy] (b erg ei:d e) {OsT} sf. 1. ekilmi; syrlm. 2. Tartlm, bergete, [Far. bergeten (dnm ek) > bergete y] y] {OsT} sf. Ezberlen

{OsT} is. Yaprak. S berg-bd,

{OsT} 1. St yap ra . 2. St y a p ra biim in de olan sng ucu.| b erg-d r, {OsT} 1. Yaprakl. 2. | Geim i iyi olan.\\ berg-gh, {OsT} Sam an sap.\\ berg-i em, {OsT} G z k a p a .| berg-i diraht, | {OsT} Aayapra.\\ berg-i gl, {OsT} G l y a p ra .| berg-i hazn, {OsT} S o n b a h a rd a sa ra rp dk | len yaprak.\\ berg-i ter, {OsT} 1. Yeil y a p ra k. 2. Hediye. | berg-rz, {OsT} 1. Y aprak dken . 2. S on | bahar. | berg-rzn, {OsT} -* berg-riz.|| berg b r, | {OsT} S erm aye; g e in ile c e k e y ; m al. | berg ne | va, {OsT} G e in ece k e y .| berg h, {OsT} bot. | D al budak. berg2, - [Far. berg y\ (ber ) {OsT} is. Bent; set. berg3, [Far. berg
-S y]

sf. Ters dnm. 0 bergete-ahter, {OsT} Yldz dnm ; talihsiz; bahtsz.\\ bergete-baht, {OsT} T alihi ters dnm ; anssz.| bergete-hl, {OsT} | 1. i le r i ters g id en ; durumu iyi deil. 2. G eim s knts ek en .| bergete-rz, {OsT} Gn dnm ; | an ssz; talihsiz. bergitm ek, [berg-it-mek / berg-t-mek] {az} g l. fi [-ir ] Birbirine geirerek tutturmak; kenetlemek. [DS] berg1, [ber-ge / bir-ge / ber-ke / ber-g] {eT} is. Kam. [EUTS] berg2, [ber-mek (verm ek) > ber-g] (b e.rg ;) is. 1. Verilecek, denecek ey; vergi. [KPy.] 2. Ba. [KPy.] 3. Bor; verecek. [DLT] bergrm ek, [ber-g-r-mek] {eT} gl. fi. [- r] Belirt mek; belli ettirmek. [EUTS] bergstvan, [Far. bergstvn o l y] (berg stva;n)

{OsT} is. Azk; yiyecek.

bergab, [Far. ber-b _>liy] (b e r a .b ) {OsT} is. Su bendi; su biriktirilen yer; baraj, bergaman, [Far. beramn o U iy ] (ber am a.n )

{OsT} is. Byk ylan; ejder, bergamot, [T. Mustafa beg (M ustafa bey) + arm udu / t. pero (armut) + Bergamo (talya d a b ir ehir) > bergamotta (B e r g a m o lu)] is. bot. 1. Ak sar renkli armut biimindeki limon tr ekimsi mey velerinin kabuundan, kolonya imalinde kullanlan bergapten esans karlan bir Akdeniz blgesi meyve aac, (Citrus berg am ia). 2. Bu aacn, ka buundan esans karlan ve reel yaplan meyvele ri. bergate, [Far. bergte 4^ ilfy ] (b erg a :te) {OsT} sf. Yz evirmi.
berge1 [ber-ge / bir-ge / ber-ke] {e l } is. Kam; ,

{OsT} is. Eyerin altna serilen srmal, ilemeli rt; haa. bergzar, [Far. bergzr jljSy] (berg za .r) {OsT} is. 1. Kk hediye. 2. An olarak alnp verilen veya saklanan eya; hatra; yadigr; anmalk; anda, bergzide, [Far. ber-gzde oJuj?y] (berg zi;de)

{OsT} sf. Seilmi; sekin, berh, [Far. berh j-y] {OsT} is. 1. Pay; hisse; nasip. 2. Az ey; para. 3. Su birikintisi. 4. imek. 5. Ya odunun yanarken kard sv. 6. Balk, berhabe, [Far. berhbe 4.U-y] (b erh a .b e) {OsT} is. 1. Minder; dek; yatak. 2. Bir yatakta birlikte yatlan kimse. berhana, [Far. bar (yk) + hne] {az} is. 1. E v e yas. 2. Gebelerin adr eyas. 3. Kervann ko nak yerinde toplanan eyas. [DS] berhane1, [Far. bar + hne y ] (berh a .n e) {OsT} is.

ubuk; kam; krba. [EUTS] [DLT] [Gabain] berge2, [Far. berge-i zerdl] {az} is. Kays, zerda li, eftali tr meyveler. [DS] bei-gekmek, [berge > berge-k-melc] {eT'} gl. f i [~r] Kamlamak; krbalamak. [EUTS] bergelenmek, [berge > berge-len-mek] (b erg e.jen mek) {eT} dnl. fi. [- r ] 1. (Damar iin) kan ile do larak sertlemek; dikilmek. 2. (Arabaya koulan

1. Kervansaray. 2. Byk ve kullansz ev. 3. Yol cularn yk indirdikleri yer. S berhne gibi, G e re in den byk, kullansz ev ler iin kullanlan benzetm e.

BER berhane2, [Far. berhane (b erh a :n e) {OsT} is. b erhurdar, [Far. ber-hurdr

fllMIHt SZb.

(b e rh u .rd a .r)

Eski ve harap durumdaki byk ev; kullanlabilme si iin tamire gerek duyulan ev. berhaste, [Far. ber-hste *-> y\ (b erh a :ste) {OsT} sf. > Kalkm; ayaklanm, berhava, [Far. ber- (zere) + Ar. hev lyy>] (b e rh a v a:) {OsT} sf. 1. Havaya atlm; uurulmu. 2. m e caz. Yararsz ve bo. berhava etmek, 1. P a tla y c ile h a v ay a uurm ak. 2. Yok etm ek.| berhava | olm ak, 1. P atlam a y olu yla hav ay a um ak. 2. m e caz. B o a gitm ek. berhay, [Ar. berh] {a a } is. At; feryat. [DS] berhayat, [Far. ber- (iizere) + Ar. hayt L > y] (berh ay a:t) {OsT} sf. Hayatta olan; canl; yaayan, ber he, [Ar. berhe * * y ] {OsT} is. Zaman; sre. berhem, [Far. berhem {OsT} sf. 1. Bir araya gel

{OsT} sf. Mutlu olan; mesut olan; berhudar olan; onan. berhurdar, [Far. ber-hrdr (berh u .r-

d a :ri) {OsT} is. Sevinme; mutlu olma; onma, berhyun, [Far. berhyn j^ y ] (berhyu:n) {OsT} is. Kk ev; kk oda. berhuz, [Far. berhz j ji- y ] (berhu :z) {OsT} is. Da arck; torba. beri1, [eT. be-ru > be-ri y ] is .l. Konuana gre

mi; toplanm. 2. Kark; dank. 3. Ters. S ber hem gelmek, {OsT} B ir a ra y a g elm ek ; toplan m ak,| | berhem -hurde, {OsT} a rp a ra k birb irin e g ir m i]] berhem-zede, {OsT} K a rm ak ark; alt s tne getirilm i]] berhem-zen, {OsT} K a rm ak ark e d e n ; altn stne getiren. berheva, [Far. ber + Ar. hev lyv J (berh ev a:) {OsT} sf. -* berhava, berhihte, [Far. berhhte < ^ * y ] (berh i:h te) {OsT} sf. Silah ekilmi; hamle edilmi; saldrlm, berhiz, [Far. ber hasten (kalkm ak)> bertiiz y] (berhi:z, h kaln sylen ir) {OsT} sf. 1. Atlan; srayan. 2. Zorbalk eden, berhud, [Far. berhd ma sapan sz. berhudar, [Far. berhrden (isa b et etm ek) > berhrdr => berhudr _ lJ*-y} (berh u d a:r) {OsT} sf. 1. > Paym alm. 2. Mutlu; mesut; onmu. 0 Berhu d ar ol! {OsT} " o k y a a , mutlu o l ! an lam n da iyi d ile k sz. berhudar, [Far. berhdr => berhudar! (b erh u d a :ri:) {OsT} is. Sevinme, berhudarhk, - [berhudar-lk] is. Mutlu olma; se vinme; iyi gn geirme. berhuh, [Far. berhh ojj^] (berhu .h) {OsT} is. Sabun, berhun, [Far. berhn j*y] (berhu :n ) {OsT} is. 1. Or tas bo ey. 2. ember; kemer; daire. 3. Duvar dip lerine yaplan al rp it. berhur, [Far. berhr j_y~y] (berh u :r) {OsT} is. Pay; hisse; nasip. y] (berh:d) {OsT} is. Sa

nndeki uzaklklardan kendisine en yakn olan; {eT} (aym). 2. sf. En yaknda bulunan. 3. zf. (kma durumu eki -den ile) bir olayn veya durumun ba langcn ve sresini ifade etmekte kullanlr, S1 beri alm ak, {az} (H ayvanlar iin) g e r i evirm ek. [D S]|| beri benzer, {az} A lela d e; sra d a n ; baya. [DS] 1 beri eylemek, {az} G eri ev irm ek; bu ta ra 1 f a dn d rm ek; y a k n a getirm ek. [D S]|| beri te, {eATf le r i geri. beri2, [Ar. baret > beri (beri:) {OsT} sf. 1. Te

miz; arnm. 2. Kurtulmu. 3. Uzak. S1 berzzimme, {OsT} Zim m etinden arnm o la n ; aklan m olan. beria [Ar. bar'at (olgunluk) > b erfa y ] (b e r i.a :)

{OsT} sf. 1. Olgunluk ve gzelliiyle emsallerinden stn olan kadn. 2. Sevgili, beribenzer, [beri + benzer] {az} sf. 1. E; benzer; emsal. 2. Yakkl. [DS] beriberi, [Seylan dil. beri (zafiyet) > Fr. bribri] (beribe'ri) is. B| vitamini eksikliinden ileri gelen, ileri derecesi lmle sonulanan bir hastalk, bericen, [Far. bercen j -y ] (b eri:cen ) {OsT} is. i nde ekmek piirilen ocak; frn, berid, [Far. burden (gtrm ek) > berd joy] (beri:d ) sf. 1. Haber getiren; postac; ulak. 2. is. tar. Orta a Mslman devletlerinde posta ve haberleme ilerine bakan kurulu. 3. Ortalama yryle drt saatlik uzaklk; on iki mil. fi1 berid-i cnn, {OsT} Sevgilinin h a b er c isi.| berid-tayr, {OsT} H a b er ku | u. beridan, [Far. berid > berdn otJjy] (b eri:d a :n ) is. Ulaklar; postaclar, beriden, [eT. be-ri-den] zf. 1. Beri taraftan. {eT} (ay n) [ETY] 2. {eT} Gneyden. [ETY] berig, -i [Far. beri y] (beri ) {OsT} is. Bent; set. berigli, [br-ig-li] {eT} sf. Vermek isteyen. [DLT] berigme, [br-mek (verm ek) > br-igme] {eT} sf. Vermi olan. [ETY]

flliUIlIBTO: S Z 557 B liO


b e rig sem ek , [b r-melc > *brig > br-ig-se-mek]

BER vetli bulundurm ak; sa lam latrm ak ,| berk yzl, | Yz yum uam ayan. berk2, -gi [Far. berg
jj J

{eT} g l f [DLT]

[- r ] Vermek istemek; vereyazmak. (beri:k, k kalr sylenir)

{OsT} is. Yaprak.

berik, -k [Far. berk J {OsT} is. Ik; parlt,

berk3, -k [Ar. berl 3y] {OsT} is. 1. imek. 2. Parl t; kvlcm. berk-sa, {OsT} im ek g ib i yakc,\\ berk-iyn, {OsT} Yuvas im ek olan.\\ berkefn, {OsT} im ek s a a n .| berk-endz, {OsT} | P a rla y c; parldayc.\\ berk- hatf, {OsT} G z k a m atran im ek .| berk- erer-hz, {OsT} Kvlcm | y a d ra n imek.\\ berk urm ak, {OsT} im ek a k mak. berkat1, [Ar. berkn kma. 2. Parldama. berkan2, [Far. berkn 015^] (berk a;n ) {OsT} sf. Kvr ck tyl kuzu postu, b erk arar, [Far. ber-karr (b e rk a r a ;r) {OsT} sf. 1. Kararl. 2. Yerli; yerinde; devaml, berke, [ber-ge / bir-ge / ber-ke] {eT} is. Dvmek ve srmek iin kullanlan denek, sopa; kam; ubuk; kam. [EUTS] [Gabain] [DLT] berkelenmek, [ber-ke-le-n-mek] {eT} gsz. f. 1. Kan toplamak. [DLT] 2. Kam sahibi olmak. [DLT] berkelyum, [ng. Berkeley (ABD'de bir niversite) > berkelium / Fr. berklium] ( b e r k e lym) is. kim. Tabiatta doal olarak bulunmayan, ancak amerik yum 2 4 1 in alfa tanecikleriyle veya kriyum 2 4 2 nin dtonlarla bombardman sonucunda elde edilen, atom numaras 97 olan yapay bir radyoaktif element; sembol: Bk. berkend, [Far. berkend y\ {OsT} sf. Gen irisi, (berkan ) {OsT} is. 1. a

berike, [Ar. berke aS .j j ] (b e ri:k e) {OsT) is. Un hel o vas. beriki, [ber-i-ki] zm. 1. Daha yaknda, beride bulu nan. 2. br; dieri, berilenek, [beri-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. Geri evirmek. 2. Bu tarafa dndrmek. 3. Yak na getirmek. [DS] berilmek, [br-mek > br-il-mek] {eT} edil. f . [- r] Verilmek. [DLT] berilyum, [Fr. bryllium] (beri'lyum ) is. kim. zgl arl, 1,85, atom arl 9,013 ve ergime noktas 1215 C olan hafif bir metal; sembol: Be. berim, [br-mek > br-im] (be:rim ) {eT} is. 1. Ver me; deme. 2. Bor; verecek. [DLT] 3. {eAT'} Vergi, berimi, [br-im-l] {eT} sf. Borlu. [DLT] berimlig, [br-im-lig] {eT} sf. 1. Verimli. 2. Borlu. [DLT] berin, [Far. berin (beri:n ) {OsT} sf. 1. En yk sek; en st. 2. Pek yce. 3. Soylu; asil; necip. S bern-dire, {OsT} Gkyz. beri, [br-mek > b r^ ] {eT} is. Veri, beriim, [Far. beriim] {OsT} is. -* ibriim, berimek, [br-mek > br-i-melc] {eT} ite, f . [- r] Verimek. [DLT] beriti, [Far. frite] {eT} is. Melek; ferite. [EUTS] beriye, [Ar. beriyye <>_*] {OsT} is. 1. Yaratk. 2. nsan. 3. Halk. berizen, [Far. benzen oy.y] (beri:zen ) is. -* bericen. berj, [Far. berj j^] {OsT} is. 1. iddetli kasrga. 2. Su evrintisi; girdap, berjer, [Lat. berbex (enenm i k o ) > Fr. bergre (kz oban )} is. Arkas kabark, koltuklan yastklarla beslenmi, oturacak yeri geni koltuk. berk1 [eT. ber-lc -djJ {eT} sf. 1. Salam. {eAT} (aym) , (1935) [Gabain] [Yknek] [DLT] [EUTS] 2. Tahkim edilmi; muhkem; kuvvetli. {eAT} (aym) [DLT] [EUTS] [Gabain] [Yknek] 3. yi korunmu; takviye li. [DLT] [EUTS] [Gabain] [Yknek] 4. Kat; sert. {eAT} (aym) [DLT] [EUTS] [Gabain] [Yknek] 5. {eAT} iddetli. 6. {eAT} Hzl; sratli. 7. {az} Kuv vetle; iddetle; sk olarak; salam bir ekilde. [DS] 8v {az} (Ses iin) kuvvetli olarak. [DS] S1 berk balamak, 1. Sk b a lam ak . 2. Sa lam b a la m ak,| berk etmek, {az} 1. K a p a m a k ; tkam ak; | rtmek. 2. S a lam latrm ak; p ek itirm ek ; takviye etmek. [D S]|| berk eylemek, 1. K uvvetli bulundur mak. 2. S a lam latrm ak,| b erk itm ek , {eAT} K uv |

berkende, [Far. berkende j j ? {OsT} is. Koparl m; sklm; kkyle karlm, berkeide, [Far. ber-lcede o-ui?^] (b erk ei;d e) {OsT} s f 1. (Silah iin) ekilmi; knndan karl m. 2. m ecaz. ekilip meydana getirilmi; ilerle tilmi. berkye, [Ar. berkyye parlak. 2. is. Elektrik. berki, [Ar. berk > birici/ berkiye {OsT} sf. 1. imek gibi. 2. Parlak, berkidilmek, [berk-it-il-mek dli-iS"_*] {eAT} edil. f . [r] Kuvvetlendirilmek; salamlatrlmak, berkilmek, [berk-il-mek tiLoJS"y
\

y] {OsT} sf. 1. imek gibi


y / *^ y ] (berk i:)

{eAT} e d il.f. [- r ]

1.

Pekitilmek; tespit edilmek; sabitletirilmek. 2. Sa lamlatrlmak; pekitirilmek. berkil, [berk-il-

y \ {eAT} sf. 1. Salamlatrl

m; pekitilmi. 2. Kapal, berkime, [berlt-i-me] is. Berkimek ii.

BER berkimek, [berk--mek


y]

OIMIKCS0M.

{eAT} fa zj gsz. f i [ -

berm ah, [Far. bermh / bermhe oly / U y ] (ber-

r] 1. Salamlamak. 2. Pekimek; sklamak. 3. Kuvvetlenmek. 4. Yerlemek. 5. gl. f. Tkamak. [DS] berkinme, [berk-i-n-me] is. Berkinmek ii. berkinmek, [berk-i-n-mek
d l o j S 'y ] { eAT}

ma:h) {OsT} is. Burgu; matkap,


bermal, -li [Far. berml JLoy] (berma:l) {OsT} is. Da tepesi; doruk, berm ek, [be r-mek / bir-mek] (be:rmek) {eT} gl. f. [-r] 1. Vermek. [ETY] [KPy.] [Tekin] [EUTS] [Yknek] 2. (Birisi iin bir ey) yapmak. [KPy.] 3. Tezlik fiili yapan yardmc fiil. [ETY] [EUTS] 4. Varmak. [DLT] bermezid, [Far. ber (zere) + mezd (artrma)

dnl.

fi [-

r] 1. Salamlamak; pekimek. 2. Kendini sala ma almak. 3. Kuvvetli olmak. 4. edil. Pekitiril


mek. 5. Yapmak; taklmak; yerletirilmek; ko nulmak. berkirm ek, [berk-ir-mek] {eT} gl. fi. [-r] Berkit mek; salamlatrmak. [EUTS] berkimek, [berk-i-mek
.i U - i S 'y ]

,y> ] y

{eAT} dnl. fi. [-

r] Salamlamak; pekimek; yerlemek, berkitirm ek, [berk-i-tir-mek] {az} gl. f. [-ir]


Salamlatrmak. [DS] berkitme, [berk-i-t-me] is. 1. Berkitmek ii. 2. Tak viye etme. berkitmek [berk-mek > berki-t-mek

{OsT} Artrma; ykseltme. S bermezid eylemek, {OsT} Artrmak; ziyadeletirmek. berm uda, [Bermuda (A tlantikte bir ada) > ng. / Fr. bermuda] (bermu da) is. Dizlere kadar inen dar ve ksa pantolon, bermude, [Far. bermde .sy>y] (bernn:de) {OsT} is. Nesne; ey. S berm de-i fermde, {OsT} Emredi

len ey.
berm utad, [Far. ber- (zere) + Ar. mu'td (allm)

{eT}

{eAT} g l.f. [-ir] 1. Salamlatrmak, (1935). [DLT] i l u y ] (bermu:ta:d) {OsT} zf. -* bermutat, 2. Pekitmek. 3. Takviye etmek. 4. {az} Skca berm utat, -d [Far. ber- (zere) + Ar. mu'td (al balamak; bacn skmak. [DS] 5. {az} (Skk lm) :>U>-y] (bermu:ta:t) zf. 1 . Adet olduu ze iin) dikmek; yamamak. [DS] 6. {az} st ste ymak; yklemek. [DS] 7. {az} Hareket edemez re. 2. Alld gibi. 3. Her zaman olduu gibi, duruma getirmek; tespit etmek [DS] 8. (Szleme berna, [Far. bem U y ] (berna:) {OsT} sf. 1 . Gen; iin) yapmak; imzalamak, delikanl. 2. Yiit, berklemek, [berk > berk-le-mek] (berkle:mek) {eT} bernai, [Far. bem5 ^U y] (berna:i:) {OsT} is. 1. ! gl. fi [-r] Saklamak; hapsetmek. [DLT] Genlik; delikanllk. 2. Toyluk; deneyimsizlik; berkletmek, [berkle-mek > berk-le-t-mek] {eT} gl. tecrbesizlik. fi. [-iir] Korutmak; muhafaza ettirmek; korumakla
emretmek. [DLT] berklig, [berk-lig] {eT} zf. 1. Muhafaza ederek. [Gabain] 2. sf. Berk; pek; salam. [EUTS] berklik, -i [eT. berk (salam) > berk-lik^US"y ] is. 1. bernam e, [Far. ber-nme
^ ly ]

(berna:me) (OsT} is.

1. Mektup bal; unvan. 2. Dizin; fihrist. 3. Zarf zerine yazlan adres, bernik, -k [Ar. bemk
j^ y ]

(berni:k, k kaln syle

{eAT} Salamlk. 2. {eAT} {az} Sertlik; katlk. [DS] 3. {eAT} Metanet. 4. Gvenme; itimat, berksiz, [berk-siz] {eT} sf. Salam olmayan; rk.
[EUTS] berku, -ku u [Ar. berl' ^Jiy] (berku:) {OsT} is.- Yz rts; burka; pee, berkuk, -u [Ar. berkk JjSy] (berku:k) {OsT} is. 1. eftali. 2. Kays. 3. Zerdali, berlam, [t. merlano > Yun. merlanos] is. zool. Srt ak kahverengi, kam ve yanlar beyaz, ince pullu ortalama 80-100 cm. boyunda, eti beyaz, yasz ve klksz mezgitgillerden bir balk tr, (Merluc-

nir) {OsT} is. Su aygr,


berni, [Far. bem J ^ y ] (berni.) {OsT} is. 1. Karn ars; sanc. 2. Eklem ars; romatizma, berniye, [Far. berniye Kk horoz, bernun, [Far. bemn
jy y ] ^ y]

{OsT} is. 1. Byk kp. 2.

(bernu.n) {OsT} is. ok

ince ipek kuma; ipek tl. beroj, [Far. be- + Krt, roj (gne)] {az} is. Kn gne alan kuytu yer. [DS] berpa, [Far. ber-p
U y]

(berpa:) {OsT} sf. Ayakta;

ayak zerinde duran; yklmam, b errade, [Ar. berd (souk) > berrde toly] (berra:de) {OsT} is. Su soutmaya yarayan kap; karlk, b errak , - [Ar. berk (imek) > berrak j l y ] (berra:k)

cius vulgaris).
berl, [beri-l > ber-l
y]

{eAT} zf. Beri,

berm, [Far. berm ?y\ {OsT} is. Hatrda tutma; ezber leme.

sf. 1. ok parlak. 2. Aydnlk; nurlu. 3. (Su iin)


duru; effaf; saydam. 4. (Ses iin) Kulaa ho ge

fllD tltIBES ZDs a K B b I s


len; temiz; gzel. S. m ecaz. Kolay anlalabilen; ak seik. @ b e r r a k s u k o n i s i , fo to . B u lan k su iinde resim veya film ek m ek te kullanlan ii b e r ra k su dolu b ir p a r a .
b e rra k a , b e rsa m ,

BER [Far. ber-sam / bir-sam f'-vd (bersa:m )

{OsT} is. tp. Zatlcenp hastal; satlcan,


b e r s ig ,

[ber-mek / ber-mek > ber-sig] {eT} is. Verme arzusu. [ETY] [Ar. birsim] {az} is. Yonca. [DS] [Far. bersiyh oL^y] (bersiy a :h ) {OsT} s f

[Ar. berrka \y] (b e rr a :k a ) is.

1.

Parlak,

b e rs im ,

aydnlk bir grne sahip gzel kadn. 2. Gzel liiyle arpc kadn, e r r a k l a n m a , [berrak-la-n-ma] is. Berraklanmak ey

b e r s iy a l,

Esmer.
b e rs z ,

lemi ve durumu, b e r r a k l a n m a k , [berrak-la-n-mak] gsz. f. [-r ] Ber rak hle gelmek; durulmak; aydnlanmak,
b e r r a k la m a ,

[Fr. berceuse] is. mz. Ninni olarak dzen lenmi mzik paralarna v e r i l e n ad; ninni, [Ar. ber j i y] {OsT} is. 1. Afyonlu urup. 2. Keten yaprandan yaplm sarho edici urup. 3. Arzu; heves; istek, t? b e r - h v r (hr), {OsT} Uyu turucu bam ls.

b e r,

[berrak-la--ma] is. Berraklamak ii.


2.

b e r r a k la m a k ,

Durulamak.

b e r r a k la t r m a ,

[berralc-la--mak] gsz. f . [-r ] 1. Temiz ve effaf hale gelmek, [berrak-la--tr-ma] is. Berrakla

b e ra n ,

[Far. bern sjLijJ (bera:n ) is. 1. mmet. 2.


ve

trmak eylemi,
b e r r a k la t r m a k ,

[berrak-la--tr-mak] g l. f . [-r] Duru hle getirmek, e r r a k l k , - [berrak-lk] is. 1 . Berrak olma hali. 2 . Berrak olann nitelii. 3. Temizlik, parlaklk. 4. Ak seik olma hli, [Far. briden (kesm ek) > berrn / brrn oly] [Ar. berrnl] {az} sf. Yabani. [DS] [Ar. berrn y] (b erra .n i:) {OsT} sf.
1.

Bir peygamberin din eden halk.


b e r is a ,

kitabn kabul ve tasdik

[Ar. beri's li*-y] (b e r i-s a :) {OsT} is. 1.

Uyuturucu. 2. Afrodizyak.
b e r t 1,

b e rra n ,

(berra:n) {OsT} sf. Keskin,


b e rra n a , b e r r a n ,

[bert (yans.)\ is. Patlayp kmay, skan hava ya da svlarn dar klanm, halama sonucu patlayp dalmay, birden kurtulmay anlatan kk, bert-le-m ek, bert-le- k. b e r t , [bert (yans.)\ {eT} is. Deride oluan eziklik ve rklkler; morarma.
b e rtJ,

Kra ait; krsal. 2 . Sahraya ilikin. 3. Darya ili kin; haric. 4. eriat kurallarna uygun davranma yan.
b e rra ,

[be r-mek > ber-t] {eT} is. Efendisinin her yl kleden ald vergi. [DLT] [Ar. berd] sf. -* berd. [Far. ber-taft o9by] {OsT} is. Dn; bk; [Far. ber- (zere) + Ar. taraf (yn) > ber zf. 1. Bir yana. 2. yle dursun. 3. Say

b e r t 4,

[Ar. ber (afyon) > berr jMy] (b erra :) [Ar. berrt o ly ] (berra;t) {OsT} is. Trp.

b e rta ft,

{OsT} sf. Uyuturucu bamls; afyonke,


b e rra t, 1.

dnd.
b e rta ra f,

2. Bk.
b e rre k , -i b e rre n ,

taraf [ber-l'ek] {az} zf. A z beride. [DS] {OsT}

J*y]

[Ar. berr > berren \y\ ( b e rren) {OsT} zf.


S b e rre n ve b a h re n ,

Karadan; kara yolu ile. K aradan ve denizden.


b e rre y n ,

mazsak. 4. sf. Bir yana atlan; ortadan kaldrlan. S b e r t a r a f e t m e k , 1. O rtadan kaldrm ak. 2. Y ok et mek. | b e r t a r a f o l m a k , I. O rtadan kaldrlm ak. 2. | Yok edilm ek.
b e rte n g ,

[Ar. berr > berreyn ^>,y\ {OsT} is. ki kara;

[Far. ber-teng

y]

{OsT} is. 1. At kou

Avrupa ve Asya ktalar,


b e r r ,

[Ar. berr > berr / berriye ^ y / -jj] (b e rr i:)

{OsT} sf. 1. Karaya ait; karaya ilikin; kara ile ilgili; karasal. 2. is. Scak memleketler; ekvator blgesi. b e r r i k l i m , {OsT} K a r a iklimi.
b e r r iy e ,

munun srt kay. 2. Cppe veya ferace kua. 3. Kk ocuu anasnn srtna balamakta kullan lan kuak. b e r t e k , [bert-ek] {eT} sf. Sakat; paralanm. [EUTS]
b e r te le m e k ,

[bert-ele-mek] {eT} gl. f . [ - r ] 1. Y ara lamak. 2. Tahrip etmek; ykmak. [EUTS] [bert-el-mek] {eT} gl. f . [- r ] -* berte
y y ]

[Ar. berr > berriye

y ] {OsT} is. l; ova;

b e r te lm e k ,

sahra.
b e rr s te ,

lemek. [Far. berrstey ] {OsT} is. 1. Dallan yer


b e rte r,

[Far. ber-ter

{OsT} sf. 1. Daha stn. 2.

de srnen bitkiler. 2. m ecaz. (Kii iin) rezil; edepsiz; baya.


b e rs,

Daha ar. 3. Daha nemli,


b e r te r in ,

[Far. bertern ^y.yy] (berteri:n ) {OsT} sf. 1.

[Ar. bers o ^ ] {OsT} is. ukur yer; ukur.

Daha yksek; ok yksek; en yksek. 2, stn; meziyeti ok; deerli.

BER
b e rte tm e k ,

O n raH K E E H .
b e ru m e n d ,

[bert-mek > be-r-t-(e)t-mek] {eT} gl. f i [- r ] 1. Vurarak sertletirmek, youn ve sk bir duruma getirmek. [KPy.] 2. Berkitmek. [KPy.] 3. inemek. [KPy.]
- i [bert-mek > bert-ik] is. 1. Bere; yara; {az} (ayn). [DS] 2. ncinmi, burkulmu eklem; {az} (aym). [DS] 3. Deri altnda kan oturmasndan meydana gelen mor leke. 4. st derinin syrlmas veya yrtlmas ile meydana gelen yara; bere. 5. Dokularda ve kas balarnda eklemlerde meydana gelen incinme,

[Far. berumend

(berr.m end) {OsT}

sf. 1. Taze. 2. Verimli; yararl; faydal. 3. Payn alm olan; nasibini elde etmi; isteine ulam olan.
b e r u m e n d ,

b e r tik ,

[Far. bermend j-lloj^] (beru .m en di:)

{OsT} is. Yararl olma; fayda salama,


b e ru z ,

[Far. berz j jy ] (beru .z) {OsT} is. Kavga; [*ber > ber / ber (ber :) {eT} {eAT} zf.

sava.
b e r ,

b e r tilm e ,

[bert-il-me] is. Bertilmek ii.

b e r tilm e k ,

[bert-il-mek] edil. fi. [-ir ] 1. ncinmek; burkulmak; {az} (ayn). [DS] 2. st deride yara lanma, ezilme, syrlma meydana gelmek; {az} (aym). [DS] 3. Deri altndaki dokulara kan oturma sndan mor lekeler olumak; (az} (aym). [DS] 4. (az) Surat asmak; somurtmak. [DS] 5. {az} (Top rak iin) yarlmak; atlamak. [DS] [bert-mek > bert-in-mek / eTj {az} dnl. f . [-ir ] [eT. - r] 1. Berelenmek; yara lanmak; kendisini yaralamak. [EUTS] 2. El yorgun luu peyda etmek. [DLT] 3. {eAT} Burkulup incin mek. [DS]

Beri, beriye; .. -den beri; buraya; bu yana doru; buradan; beri. [EUTS] [DLT] [KPy.] [Gabain] [ber > ber-k] (ber ki:) {eT} zf. Beriki; berideki. [ETY] b e r l e k , [ber-rek / ber-lek] {eAT} zf. Biraz beriye doru.
b e r k i, b e r re k ,

[ber-rek] {eAT} zf. Biraz beriye; biraz bu tarafa doru. [Ar. bervk b y ] (b erv a :k ) is. Sar zambak [Far. bervar jljy] (b erv a :r) {OsT} is. 1. Ha iei.

b e r tin m e k ,

b e rv a k ,

b e rv a r,

b e r ti m e k ,

[bert-mek > bert-i-mek] {eT} dnl. f . [ r] 1. Sertlemek. 2. ite, fi. Birbirini kesmek; ya ralamak. [ D L T ] e r t l e k 1, - i [bert (yans.) > bert-lelc] {az} sf. (Gz iin) prtlek. [ D S ]
- i [ba (yans.) > ba-r-t-lak > bert-lek] {az} is. z oo l. Bartlak. [ D S ]

vadar mesken; kk. 2. Sayfiye, 3. Evin kk ka ps; arka kap,


b e rv a re ,

[Far. bervre

(b erv a :re) {OsT} is. -*

bervar.
b e rva z e ,

[Far. bervze jb_rt] (b erv a :z e) {OsT} is. Pik [Far. ber- (zere) + Ar. vech (yz) > berb e r-

nik; gezintili kr yemei,


b e rve ch ,

b e r t l e k 2,

b e r tle m e k ,

[bert (yans.) > bert-le-mek] {az} gsz. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. (Gz iin) heyecan, korku vb. dolaysyla fazla almak; dar doru frlamak. 2. (Yara iin) imek. 3. (Kii iin) frlamak; acele kalkmak. [ D S ] [bert-le-mek / bert--le-n-mek] {eT} dnl. f . [- r ] Hrlcalanmak; hrka giymek. [ D L T ] [bert-me] is. Bertmek ii. [bert-mek] {eT} gl. f . [-ir][eT . - r] 1. Ezmek; inemek; berelemek; krmak; paralamak. [ E U T S ] [KPy.] 2. Vurarak sertletirmek; pekitir mek; sklatrmak; berkitmek; sktrmak. [KP y.] [KPy.] 3. Vurarak salamlatrmak. [KPy.] 4. arpmak; dvmek. [KPy.] 5. gsz. f . Berelen mek. [DLT] 6. ncinmek; burkulmak. 7. st deride yaralanma, ezilme, syrlma meydana gelmek. 8. Deri altndaki dokulara kan oturmasndan mor le keler olumak. [ber-mek > ber-tur-mak] {eT} gl. f i [ur] Verdirmek; vermesine sebep olmak. [Clauson] [bertil / partu] {eT} is. Hrka; pards.
[D L T ]

vech *\5 zf. 1. Olduu zere. 2. Olarak, t? jj]


vech -i b l ,

b e r tle n m e k ,

b e rtm e ,

b e rtm e k ,

a t , {OsT} A a d a oldu u g ib i.| b e r v e c h - i | {OsT} Y ukarda olduu g ib i.| b e r v e c h - i i t i j ra k , {OsT} O rtaklaa; m tereken. | b e r v e c h - i | m l k i y e t , {OsT} M lk edinm i o la ra k .| b e r v e c h - i | p e n , {OsT} P ein o la r a k ; n ced en .| b e r v e c h - i | t a c l , {OsT} A cil o la r a k .| b e r v e c h - i t a f s i l , {OsT} | Ayrntl o la r a k ; teferru atl; tafsilatl o la ra k . | | b e r v e c h - i t a h k i k , {OsT} n celen m i o la r a k ; tahkik olunarak.\\ b e r v e c h - i y e s r , {OsT} K o la y lk la ,| b e r | v e c h - i z r , {OsT} A a d a oldu u gibi. b e rye ,

[*ber > ber-ye] {eT} zf. 1. Bu yana; bu tarafa. 2. Gneye. [Clauson]

b e r y e k i,

[berye > berye-k] (b ery eki;) {eT} zf. G neydeki. [Clauson] [Far. berz jy ] is. Tarm; ekim; ziraat.
S b e rz -

b e rz , g r,

b e rtu rm a k ,

{OsT} ifti; ekin ci.| b e r z - g e r , {OsT} ifti; | ekinci. | b e r z - g i r , {OsT} E kin cilik; iftilik. | b e r z | | g e r , {OsT} ifti; ekinci.
b e rz a h ,

[Ar. berzah ^ jy ] 1. ki ey arasndaki u-

b e rt ,

b e r t le n m e k ,

[bert-le-n-mek] {eT} dnl. fi. [- r] Hrkalanmak; hrka giymek. [ D L T ]

zaklk; mesafe. 2. Aralk. 3. m ecaz. Can skc yer. 4. Huzursuzluk; sknt; darboaz; ekonomik kriz. 5. Bir n geirdii skntl ve heyecanl durum;

MM l g S M . 5 1 6
ayrlk. 6. ta sv f Dnya; geici dnya. 7. Bir kara parasnn iki deniz arasnda kalan dar ksm; ks tak. 8. isi. llerin ruhlarnn kyamete kadar bek leyecekleri yer. 9. nce uzun kara paras; dil. 10. sf. Zor ve g. S1 berzah- bel, in den klm as zor ve g durum.
b e s a t,

BES

[Ar. bast (yayma, am a) > best il_o] (besa :t) [Ar. bast (yayma, am a) > bestet cJUo]

{OsT} is. 1. Dz yer. 2. Dz ve yayvan kap.


b e s te t,

berze, [Far. berze jy] {OsT} sf. 1. Yakkl nazik. 2.


is. pekli kuma. 3. Latiflik; zariflik. 4. Dal; budak. 5. Tarm; ekim ii; ziraat. 0 berze-gv, {OsT} ift kz.

(besa:tet, ilk t kaln) {OsT} is. 1. Basitlik; sadelik. 2. Dzlk. 3. Dilde dzgnlk. 4. Rahat ve serbest konuma. S b e s t e t - i a r z , {OsT} Yerin dzl.
b e s a t in ,

[Far. bstn > Ar. bestn jo L .;] (b esa : ti:n)

{OsT} is. Sebze baheleri; bostanlar.


b esaven d ,

[Far. besvend

(besa :v en d ) {OsT}

berzec, [Ar. berzec


malarda beliren prz,

{OsT} is. Kadife tr ku

is. 1. ed. Kafiye. 2. Aralarnda mutlak balant bu lunan iki nesne veya kii,
b esb as,

berzede, [Ar. berzede .sjy] sf. 1. Derlenip toplanp


bir araya getirilmi. 2. Birletirilmi. 3. Yukar kal drlm.

[Far. besbs

i] (b e sb a :s) sf. (Sz iin)

sama sapan.
b esbase,

[Ar. besbse 4-.L_o] (b e s b a .s e ) {az} is. Re

berzen, [Far. berzen ojy] {OsT} is. 1. Sokak. 2. Cad


de. 3. Ke ba. 4. Mahalle. 5. Sahra; kr.

zene, (Foen iculum vulgare). [DS]


b esb ed ava,

berzug, [Ar. berz jjy ] (berzu:) is. Etine dolgun


gen.

[be(s)+be/dava > besbedava] ( b e s b e d a :va) p ek t. sf. Pek ucuz,

b e s b e l,

bes, [Ar. bes

{OsT} is. -* beis.

[? besbel] {eT} is. Bir tel iplik; bir sam iplik. [DLT] [be(s)+be/lli > besbelli] (b e sb elli) pekt. sf. 1. ok belli; ok ak; apak. 2. zf. Anlaldna gre; yle anlalyor ki.. [be(s)+be/raber ;] ( b e s b e r a .b e r ) {eAT} zf. Btnyle birlikte olarak,

b e s b e lli,

bes1 -ssi [Ar. bess *io] {OsT} is. 1. Datma. 2. Y ay ,


ma. 3. Meydana karma; aa vurma. 0 bess-i dav, {OsT} ikyeti a a vurma.\\ bess-i ekv, {OsT} ikyeti o rtay a atm a.

b e sb e ra b e r,

bes2, [Far. bes {OsT} e. 1. Yeter; kfi. 2. ok; ga yet. 3. {az} Yalnz; sadece. [DS] besa1 [Arn. besa] is. 1. (Amavutlarda) yemin; ant i , me. 2. Szleme; antlama. 3. Arnavut paras. besa2, [Far. bes L-J (b e s a :) {OsT} e. 1. Pek ok;
hayli; nice. 2. {az} nl. Yeter; kfi. [DS]

besbese,

[Ar. besbese

{OsT} is. ok abuk y

ry.
b e s b e te r,

[Far. beter > be(s)+be/ter > besbeter] ( b e sbeter) p ekt. sf. ok kt.
-i

b esd ek,

[Far. besdek

J {OsT} is. 1. Harman

yerine toplanm ekin demeti. 2. Esneme,


b e s d e l,

besa3, [Flabe. d. besa] is. Habeistanda kullanlan


Talarinin yzde biri deerinde bakr para,

[Yun. pasteli] {az} is. 1. Pestil. 2. Reel. 3. zel bir ekilde koyulatrlm pekmez. [DS] {az}

besait, [Ar. basit (yaln) > besit

(besa:it)

b esd en m ek ,

{OsT} is. 1. Yaln olanlar; basitler. 2. Sade eyler,

[bes-le-n-mek / besde-n-mek] dnl. f . [-ir] Beslenmek. [DS]

besak, [Far. beskill~>] (b e sa :k ) {OsT} is. Zafer tac, besalet, [Ar. beslet oJl~>] (b e sa :let) {OsT} is. 1.
Kahramanlk; cesaret; yiitlik. 2. Yararllk,

b e s d il, b e s e il,

[Yun. pasteli => besdil J jj] {eAT} is. Pestil.

[bir + Ar. sehil (hafif)] {az} zf. Biraz; az ck. [DS] [Far. besek^Lo] {OsT} is. -* besdek.

besaletli, [besalet-li] (b e sa .jetli) {OsT} sf. 1. Yarar


olan. 2. Cesur; kahraman,

b e se k , -i b e s e l,

besamet, [Ar. besmet c~oL~>] (besa. met) fOsT} is. 1.


Gler yzl olma. 2. Gler yzllk,

b e s e le k ,

[Ar. baal => besel] {az} is. Soan. [DS] - i [bes-e-l-ek] {az} sf. (nsan ve hayvan iin) babo gezen. [DS] [Far. besend -u_o] {OsT} e. Tamam; yetiir; [Far. besende {OsT} e. -* besend.

besant, [Lat. byzantium] is. Altn veya gm Bi


zans paras.

b esen d,

yeter.
b esen de, b e se r,

besare, [Far. besre jl;] ( b e s a :r e ) {OsT} is. Divan hane; sofa; salon. S besre-nin, {OsT} 1. S o fa d a
oturan. 2. H izm eti; uak.

[Far. be-ser j~~>] nl. Ba stne, [Ar. besere / besr yt. / o^ j] {OsT} is. 1. Kk S

b e se re ,

bearet, [Ar. beret O jU y (b esa :ret) {OsT} is. 1.


Gz akl. 2. leri ve derin grllk.

sivilce. 2. ban.

BES
b e se re k ,

am ran K E E H . [Far. bserak / Mo. besereg (m elez) i i ^ ] dan. S b e s i n s i z k a l m a k , B e lli b ir s re y ete rli m ik tard a besin a la la m a m a k ; z a y f dmek.
b e s in s iz lik , - i [besin-siz-lik] is. 1 . Besini olmama durumu. 2. Yeterli beslenememeden doan salk bozukluu. b e s i r e k , [Far. bserk / Mo. besereg (m elez)] {eAT} is. -* beserek.

{eATj is. 1. Tyl ve besili erkek deve; hecin. 2. {az} Dii boz deve ile erkek buhur devenin ift lemesinden doan erkek deve; damzlk deve. [ D S ] 3. {az} Erkek at veya eek. [ D S ]
besgek, b esg y,

[bes-gek] {eT} is.

1.

Souk. 2. Stma.

[E U T S ]

[Far. besgy tSjS.] (besg .y) sf. enesi d

k; geveze; alene.
b e s i 1,

b e s ir , b e s is e ,

[Ar. besr j^ ] (besi:r) {OsT} sf. ok; birok. [Ar. besise 4 ^ ] (b e si.s e) {OsT} is. 1.

[bes-i] is. 1 . Yaamak iin gerekli olan gday verme; yedirme ii. 2. Sr hayvanlarn ahra ka patp taneli ve hazr yemlerle semirtme. 3. Hayvan larn besiye ekilip semirtildikleri yer. 4. naatta iki ta veya tahta arasn dolgu malzemesi ile ka patma ii. 5. {az} Kurbanlk hayvan. [ D S ] 6. {az} Beslenen, besiye ekilmi hayvan. [ D S ] 7. {az} yi beslenmi, gl deve. [ D S ] 8 . {az} Kaz; tavuk. [ D S ] 9 . {az} Yem. [ D S ] S b e s i d o k u , biy. Tohum larn iin d e em briyonu ev reley en bl m ; en d o sperm . | b e s i d o k u s u , biy. Yumurta a k .| b e s i h a y | | v a n , biy. A hra k a p a tla ra k besiy e ekilm i hayvan. | b e s i r , biy. Tohum im len irken y en i kan | bitkiyi beslem ey e y a ra y an em briyon ev resin d eki b esley ici m ad d elerin tm.\\ b e s i s u y u , biy. B itkile rin sv kan allarn d a d o la a n b esley ici sv. [Far. besi [Far. besle (besi;) {OsT'} is. 1. okluk; faz (b esi:c) {OsT} is. Yol hazr lalk. 2. {eT} sf. Bir ok; ok. [Yknek]

Bula

ma. 2. ftira; nifak,


b e s k e le ,

[Far. beskele aISL-.] {OsT} is. Kap mandal;

kap srgs.
b e s le k , - i

[bes-le-mek > bes-le-k] {az} is. 1 . Evlat lk alnarak beslenen ve ev ilerinde altrlan kz; beslenti. 2. Ahretlik. [DS]

b e s le m e ,

b e s i 2,

b e s ic ,

^-~>]

1.

l; sefer hazrl. 2. Yol az,


b e s ic i,

[besi-ci / bes-ici] is. 1. Sr ve koyun cinsin den kasaplk hayvanlar ayr ve mera gibi yerlerde besleyerek semirten kii. 2. Semiz hayvan yetiti ren ve satan kii,

[bes-le-mek > bes-le-me] is. 1 . Beslemek ii. 2. Gdalandrma. 3. Geindirme. 4. Evlatlk ola rak alnan kk hizmeti hz. 5. Bask, delgi vb. makinelerde baslacak ve delinecek kt vb. mal zemeler azaldka yaplan ilave; takviye. 6. Bir elektronik aletin ilemesi iin gerekli enerjiyi veren dzen. 7. Bir elektrik devresine akm verme. 8. n aatlarda temel elerin veya ask elemanlarnn altn veya yanlarn doldurma. 9. Su depolarnda kullanma sonucu azalan suyu ekleme; tamamlama; takviye. b e s l e m e b a s n , B ir kuruluun veya si y a s i otoritenin m a l d es tek le r s a la y a ra k ken d i g r lerin i savundurttuu v ey a ken d i g r lerin e uy gun yayn y ap trd basn ve yayn kuruluu. \ b e s \ l e m e g i b i , G iydii yakm ayan , klksz kadn. \ b e s \ l e m e k z , E vlatlk a ln a ra k beslen en ve ev ilerin de altrlan kz; beslen ti; b e slek ; beslen gi. [bes-le-mek] gl. f . [- r ] [-l(i)-y o r] 1. Birinin kamn doyurmak; yedirmek. 2. Beslenme sini salamak. 3. Birinin yiyip ieceini salamak. 4. Yetitirmek, bytmek. 5. (Hayvan iin) besiye ekmek; semirtmek. 6. Birinin geinmesi iin ge rekli olan ihtiyalar salamak; geindirmek. 7. Bir eyi korumak veya salamlatrmak amacyla yan larm ve altn yardmc malzeme ile doldurmak; salamlatrmak, pekitirmek, takviye etmek. 8. gnl. Hissetmek; duymak. 9. Bir duyguyu gnlde saklamak, hatrda tutmak. 10. Gelitirmek. 11. Oto matik makinelerin kazanna ilenecek malzemeyi eklemek; takviye etmek. 12. naatta asl eyi sa lamlatrmak veya ayn hizaya getirmek iin alt veya yanlarn yardmc malzeme ile doldurmak. 13. Terzilikte salaml artrmak veya elbisenin vcuda oturmasn salamak iin kuman altn yardmc malzeme ile doldurmak. 14. Su ve dier sv malzemeler iin depoda azalann yerine yeni sini eklemek. 15. Elektrik enerjisi vermek veya mevcut enerjiye baka bir hattan ekleme yapmak. S B e s l e k a r g a y , o y s u n g z n , yili e ktlkle karlk v eren lere sitem etm e sz.

b e s ic ilik , - i

[besi-ci-lik / bes-ici-lik] is. 1. Besicinin yapt i ve edindii meslek. 2. {az} Ucuz iken davar alp besledikten sonra satmak ii. [DS] b e s i l e k , - i [besi-le-k] {eATf sf. Yetimi; etli canl,
b e s ile n m e k ,

b e s le m e k ,

[besi-le-n-mek] {az} dnl. f . [-ir ] 1. Tavlanmak; beslemek. 2. Bytlmek; yetitiril mek. [DS] [besi-li] sf. 1. Beslenmi; semirtilmi; semiz. 2. is. Kaln boya. [Ar. besm > besim (besi.m ) {OsT} sf. Gler yzl; gle,

b e s ili,

b e s im ,

b e s in ,

[bes-in ?] is. 1. Beslenmeye ve sindirilmeye elverili her trl yiyecek, iecek; azk; gda, (1935). 2. m ecaz. Yaamak iin gerekli olan ey. S b e s in d e p o s u , biy. B itkilerd e ilerid e kullanlm ak zere kk, g v d e v e y a p r a k g ib i ksm larn da birik tirilen; insan ve hayvan larn y a ra rlan d k lar besin m a d d eleri yn. b e s i n l i , [besin-li] sf. Besini olan; gdal,
b e s in s iz ,

[besin-siz] sf. 1 . Besini olmayan. 2. Yeterli besin alamayan; gdasz. 3. zf. Yeterli besin alma-

lP I f fiff M .5 6 3

BES

beslemelik, -i [bes-le-me-lik] is. 1. Evlatlk alnarak beslenen ve ev ilerinde altrlan kz; beslenti, beslengi; besleme. 2. zf. Besleme olarak, beslenen, [bes-le-nen] sf. 1. Beslenme durumunda olan. 2 .fz . Snmsz. beslengi, [besle-mek > besle-n-gi is. Evlatlk alnarak beslenen ve ev ilerinde altrlan kz; beslenti; beslek; besleme, (eATj (ayn) beslenilme, [besle-n-il-me] is. Beslenilmek ii. beslenilmek, [bes-le-n-il-mek] edil. f . [ -ir ] Bakas tarafndan beslenme ii yaplmak, beslenme, [besle-n-me] is. 1. Beslenmek ii. 2. V cut iin gerekli besin maddelerinin alnmas, ff beslenme antas, A naokulu ve ilkoku l ren cile rinin beslen m e eitim i sa a tin d e y em ek zere y iy e cek koyup gt rd kleri k k anta. | beslenme | eitimcisi, B eslen m e k on u larn da kiilerin yetiti rilm esi iin eitim veren uzm anlam kii. | bes | lenme eitimi, in san larn beslen m eleri iin g er ek li olan besin m addelerin in zellikleri ve bunlarn a l n biim leri, l leri konusunda k iileri yetitirm e | beslenme odas, A n aoku lu ve ilk o ku llard a | beslen m e eitim i sa a tin d e y em ek y em len od a. | bes | lenme saati, A naokulu ve ilk o ku llard a d er sler e a r a verilerek evden g etirilen veya okulun verdi i y iy e ceklerin yen ildi i s re,| beslenme uzman, B es | lenm e sorunu olan kiilerin b eslen m elerin i s a la m ak am acy la y a rd m c olan ve bu kon u da eitim grm yetkin kii. beslenmek, [besle-n-mek] dnl. f . [ -ir ] 1. Kendini beslemek. 2. edil. Besleme ii bakas tarafndan yaplmak. 3. m ecaz. Yaamak; gelimek; yetimek, beslenti, [besle-n-ti] is. Evlatlk alnarak beslenen ve ev ilerinde altrlan kz; beslengi; beslek; bes leme. besletme, [besle-t-me] is. Besletmek ii. besletmek, [besle-t-mek] gl. f . [-ir ] Besleme iini bakasna yaptrmak, besleyici, [besle-y-ici] sf. 1. Besleyen. 2. Beslemeye yarayan. 3. Besin deeri yksek, beli, [bes-(i)-li > bes-li] sf. Beslenmi; besili; semir tilmi; semiz. besl, [bes-(i)-l (sAT} sf. Besili,

lang. S besmele ekmek, Bismillahirrahmanirrahm dem ek. | besmele-hamdele-salvele, M s | lm an y azarlarn kitaplarn n n szlerin deki A l l a h n a d y la balam a, A llah 'a kr ve h a m d et me, P ey g a m b ere sa la v a t g etirm e ve du adan ib a ret bl m .| besmele-hvn, (OsT) B esm ele e k e n .| | | besmele-ke, (OsT) B esm ele eken . besmelesiz, [besmele-siz] is. 1. (ocuklar iin) pi anlamnda svme sz. 2. zf. Besmele ekmeden, besr, [Ar. besr / besere _^] {OsT} is. 1. Kk sivilce. 2. ban. bessam, [Ar. bessm pL-o] (b essa:m ) {OsT} sf. (Kii iin) gler yzl; glen, best, [Far. besten (ba lam ak) > best cij] {OsT} is. 1. Balama; dmleme. 2. Dm, bestar, [Yun. bestares] {az} is. Yryemeyen o cuk. [DS] beste, [Far. besten (ba lam ak) > beste 4i~>] is. 1. {OsT} Bal; balanm. 2. Kapal. {OsT} 3. Don mu. {OsT} 4. mz. Bir mzik eserini oluturan ez giler btn. 5. Bir mzik eserinin sadece mzik ksm. S beste balamak, Bestelemek.\\ bestedehn, {OsT} D ili b a l; suskun.| beste-dem, {OsT} | N efesi tutulmu. | beste-dil, {OsT} G nl ba l. | | | beste etmek, {OsT} Bestelemek.\\ beste-g, {OsT} 1. B a llk. 2. K ap l o lm a ; kapallk.\\ beste-hvn, {OsT} B este oku yan ; a rk c.| beste-leb, {OsT} D u | d a k a p a l.| beste-nigr, {OsT} mz. K la s ik Trk | m ziinde esk i b ir b irleik makam.\\ beste-p, {OsT} A ya b a l.| beste-rahm , {OsT} K sr k a | dn..| beste yapm ak, mz. B ir m iizik es eri dzen | lem ek, m eydan a getirm ek. besteci, [beste-ci] is. mz. Beste yapan kimse; beste kr; kompozitr, bestekr, [Far. beste+kr jiS" bestekran, [Far. (b estek .r) {OsT} (b e ste is. miiz. Beste yapan kimse; besteci; kompozitr, bestekrn jljl? k r a ; n) {OsT} is. mz. Beste yapanlar; besteciler, bestel, [Yun. pasteli] {az} is. 1. Pestil. 2. Meyveler den yaplan bir tr tatl. 3. Bir tr sirke. 4. Pestil. [DS] besteleme, [beste-le-me] is. Bestelemek ii. bestelemek, [beste-le-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] Beste yapmak, bestelenme, [beste-le-n-me] is. Bestelenmek eylemi, bestelenmek, [beste-le-n-mek] edil. f . [- ir ] Bestele mek ii birisi tarafndan yaplm olmak; beste ya plmak. besteli, [beste-li] sf. Bestelenmi; bestesi olan, bestenigr, [Far. beste-nigr] (besten ig ;r) {OsT} is. mz. Trk mziinde saba makamna rak maka-

besman, [Far. besmn j L ^ ] (besm a:n ) {OsTj is. Bir anlamadan sonra verilen rehin veya kaparo, beme, [Ar. beme < J {OsT} is. Rastk, u besmele, [Ar. besmele al.] is. 1. Kuran- Kerimde her surenin (T evbe S u resi h ari) banda yer alan (Nemi Suresinin d e a y rca iin de g een ) bir ayet olup bir Mslmann meru bir ii iyi niyetle ve Allaha dayanp gvenerek baarmak azmiyle giri tiini ifade iin Rahman ve Rahim olan Allahn adyla balarm sznn ksaltlm ad. 2. Ba

BES mnm pes drtlsnn eklenmesi ile meydana geti rilmi en deerli birleik makam, bestesiz, [beste-siz] sf. 1. Bestesi olmayan. 2. (Mzik eseri iin) deimez bir besteye sahip olmayan; herkesin diledii ekilde seslendirebildii. bestil, [Yun. pasteli] {eAT} is. 1. Pestil. 2. {az} Kfte. [DS] 3. Pekmez niasta ile kaynatldktan sonra yufka gibi alp kurutularak iine eviz kon duktan sonra kpe baslmak suretiyle elde edilen yiyecek. 4. Pekmezden yaplan bir tr kuru yiye cek. S bestil etmek, {az} ok d v m ek; p estilin i karm ak. [DS] bestra, [Bulg. bistra (a la ca l kei)] {az} is. Kamn da iki beyaz lekesi olan kei. [DS] best-seller, [ng. best (en iyi) + (to) seli (satm ak)] (b estz erfr) is. ok satlan kitap, besur, [Ar. besr > besr j^i;] (besu :r) {OsT} is. Sivil celer; kk banlar, besus, [Ar. bess (besu :s) {OsT} is. 1. Oka dka st veren deve. 2. Araplarca uursuz olduu na inanlan bir kadn.

1 M M M . be2, [be] {az} is. Baz hayvanlarn almlarndaki beyaz leke. [DS] be3, [Ar. bes (datm a)] {az} is. Hisse; pay. [DS] beaat, [Ar. be'at (b ea :a t) {OsT} is. 1. Y i yecek ve ieceklerdeki aclk. 2. Kabahat, beam , [Ar. bem jLi>] (b ea :m ) {OsT} is. bot. Mek ke evresinde, yetien saplarndan misvak yaplan ho kokulu bir aa; balsam aac; belsem aac; Mekke pelesengi; belesen, (C om m ip h ora o p p o b a lsam om ). beamel, [Fr. Bechameil, (sosu bu lan m arki)] is. Meyanesine st katlarak yaplan bir eit beyaz sos. Beanika, [Srp, bosnyalc (bon ak) > Ar. benika ijLio] (b ea .n ik a ) {OsT} is. Bosnallar; Bonaklar. bearet, [Ar. bearet (b e a :r et) {OsT} is. 1. yi

be1, \eT. be / be / b / bi] (eT b e:) is. 1. Drt ten sonra, altdan nce gelen saynn ad. {eT) (ayn) [Gabain] [Tekin] [KPy.] [ETY] [DLT] 2. Bu sayy gsteren rakam; 5; V. 3. arg o. (Eski yazda be ra kam imdiki sfra benzediinden) edilgin ecinsel bearetnam e, [Ar. bearet + Far. nme ia h ijliJ (beerkek; ibne. S be alt, o k deil, tahm inen be alt adet. \ be be dkmek, Sessiz sessiz alam ak. | \ | a :r etn a :m e ) {OsT} is. Mjde yazs, be beter, o k kt ; b esb eter.| be binlik, B e bin | beaet, [Ar. beet c~ilio] (b e a : et) {OsT} is. G lira d e erin d ek i k t v eya m etal p a r a .| be bu | ler yzllk. cakl, {eAT} M uham m es; b eg en .| be ifte, On | beaetli, [beaet-li] (b ea :etli) {OsT} sf. Gler yz k rekli filika.\\ be duyu, anat. D okunm a, koklam a, l; beu. tat alm a, iitm e ve g rm e duyular. | bei bir yer | de, B e altn d e erin d e tek ss altn ; beibi-lik.\\ bebeter, [be(s)+be/ter / be (kat) + beter] (b e b eter) zf. ok kt, be karde, Tokat, amar.\\ be kardei yemek, B irisin den tokat y em ek, a m arla n m a k .| be krk, bebyk, [be+byk] is. Mumulann iri olan. | {eT} Otuz b e .| be on, S ay ca o k az .| be otuz, bee1, [ba+aa > bee > 4^] is. 1. Ouzlarda ilk do | | {eT} Yirmi b e .| be p ara, D e eri o k a z .| be pa | | an ocuun ad. 2. {eAT} Bakan; emir. 3. {eAT) ra alm am ak, H i p a r a almamak.\\ be p ara et leri gelen. 4. {eAT} Aabey. memek, 1. H i d e eri olm am ak. 2. (nsan iin) bee2, [Far. bee 4io] is. zool. Atmaca. itibarsz olm ak. 3. i e yaramamak.\\ be paralk, Toplum iin de itibar ve d e e ri olmayan.\\ be pa bee3, [Far. pie => bee] (b e ; e) {az} is. Meslek; zanaat. [DS] ralk etmek, B irin i d e ersiz klm ak, rezil etm ek, gururunu krm ak. | be paralk olmak, K usurlar bee4, [be-e] {az} is. 1. ubat ay. 2. Martn son | gn ile nisann ilk iki gnn iine alan be gn a a km ak, itibarn kaybetm ek, a la lm a k]] be lk sre. [DS] parasz, 1. H i p a r a verilm eden. 2. (insan iin) p a r a s olm ayan, yoksul. | be p ara vermemek beeg, [be > be-eg] {eT} zf. Bei birden; bei ile | (saymamak), H i p a r a verm eden sa h ip olm ak. | be | birlikte. pene, 1. zool. D eniz yldz. 2. Byden korudu beek, [beek] {eT} is. Haremlik. [EUTS] u n a inanlan b e kollu yldz sembol.\\ be t beel, [Far. beel J-2o] {OsT} is. 1. ki eyin birbirine men, {eT} E lli bin. | be vakit, 1. B ir gn iin de | sarlmas. 2. ki kimsenin birbirine tutumas veya f a r z nam azlar klm a zam an lar. 2. Gn boyu .| be | sarlmas. 3. nl. Sarl! yldz, a rg o . E dilgin e cin se l e r k e k ; ibne. | be yz | lk, 1. B e yz lira veya b e yz bin lira d e erin d e beem, [Far. beem (*-io] {OsT} sf. 1. Kederli; yasl. 2. k t p a ra . 2. i in d e b e yz tane bulunan. (Yiyecek, iecek iin) g sindirilir.

haber; mjde. 2. m ecaz. (Kadn iin) irkin ve aca yip giyim. 3. Yeni kan acayip eyler. S beretver, {OsT} M jdeci; haberci.\\ beret-i M eryem, Hz. M eryem 'e h a m ile kalaca n n C eb ra il (as) ta rafn dan m jdelen di i gn ; 25 M art yortusu. bearetlenmek, [bearet-le-n-mek] (bea :retlen m ek ) g s z .f. [ -ir ] Sevinli haber almak; mjdelenmek, bearetli, [bearet-li] (b e a :retli) sf. 1. Sevinli haber veren. 2. Uurlu,

ffiH H K 1.565
been, [Far. bean { OsT) is. 1. Beden; cisim; v cut. 2. Uzun boy. 3. Kenar; u; yan. beenc, [Far. beenc{ OsT '} is. Yz gzellii ve genlik; yz tazelii, parlakl, beenk, [Far. p-heng] {azj is. Kervann nnde giden at. [DS] beer1, [be-er] sf. Her birine be tane; be saysnn letirme say sfat. beer2, [Ar. beer j i>] {OsT} is. 1. nsan. 2. nsan so yu. <3 Beer aar, n san yanlabilir.^ beer st, nsan gcnn stnde. beere, [Ar. beere yij {OsT} is. 1. st deri. 2. (Krklkte) kllarn tutunduu zars ksm. 3. bot. Ktikl. S beere-i muht- rasaf, {OsT} anat. Yass epitelyum.\\ beere-i muht- stvni, {OsT} anat. Y uvarlak epitelyum.\\ beere-i muhtiye, {OsT} biy. org an larn d yz.\\ beere-i muhtiyye-i m ide, {OsT} anat. M idenin smiiks zar. beer, [Ar. beer / beeriyye tSr^. ! *ij^i\ (beeri:)
{OsT) sf. 1. nsanla ilgili. 2. nsanla zg. be

BE

beik1, -i [eT. be-mek (sallam ak) [EREN] > be-k / bi-k > bei-k] is. 1. St ocuklarn yatrmaya ve sallayarak uyutmaya yarar kk yatak; {eT} (ayn). [DLT] 2. m ecaz. Bir eyin ortaya kt, ge litii yer; kaynak. 3. gnl. At srasnda top nam lusunu ileri geri kaydran yatak. 4. Sivri ulu yontma kalemi. S beiini sallamak, 1. B irin i k klnden b e ri tanmak. 2. B irin i bytp y eti tirm ek.| beik alay, tar. Sultan veya e h za d elerin | doum unda y a p la n resm tren .| beik kertii | (beik kertme), fo lk . B eik te iken a n a v e b a b a la r tarafndan verilen nian sz .| beiklig uragut, | {eT} B eik li; em zikli kadn. [DLT]|| beik rts, {az} -* beikrts. [D S]|| beik salnca, B a y ram y erlerin e kurulan byk saln cak. | beikten | m ezara kadar, D oum dan itibaren l n ceye k a d a r; h a y at boyu. beik2, -i [be-ik] {az} sf. (Hayvan iin) alnnda beyaz lekesi bulunan. [DS] beiki, [beik-i] is. Beik yapan veya satan kimse, beiklig, [be k > beik-lig] {eT} sf. (Kadn iin) beikte yatacak kadar kk bebei olan, beikrts, [beik+rt-s-] is. Mahya andan itibaren yalnz iki yana aknts olan at biimi, beinci, [eT. be-in > be-inci] sf. Sralamadaki yeri be olan. S beinci kol, as. D m anla ibirli i y a p a r a k bir lkeyi ierd en kertm ey e alan lar. bein, [be > be-in] {eT} sf. Beinci. [DLT] [ETY] beir, [Ar. beret (m jdelem e) >ber j ^ ] (b ei:r) {OsT} sf. 1. Sevinli haber getiren; mjdeci. 2. G ler yzl; gle, beirlemek, [baar-la-mak] {az} gl. f . } - r ] [-l(i)y o r ] Baarmak; becermek. [DS] beiz, [be-iz (-ler)] is. 1. Tek doumda dnyaya gelen be ocuk. 2. sf. (Kardeler iin) bei birden domu olan, beizli, [be-iz-li] sf. Be tanesi bir arada, beko, [Rus. peka] {az} is. Soba. [DS] beleme, [be-le-me] is. 1. Bee blme. 2. Be kere st ste tekrarlama. 3. Tahmis, belemek, [be-le-mek] gl. f . [- r ] [-l(i)-y o r] 1. Bir ii be kere yapmak. 2. Bee blmek. 3. Bir eyin miktarn bee karmak. 4. miiz. Silindir borulu alglarda ana sesle birlikte st beli sesi karmak. beli1, [be-li] sf. 1. Be paradan meydana gelmi olan. 2. Bei bir yerde bulunan. 3. is. Oyun ktla rnda ve pullarnda zerinde be rakam veya iareti bulunan. 4. Klasik Trk Edebiyatnda be msral ktalardan meydana gelmi manzume; muhammes. 5. Trk halk iirinde msral bir ktaya ayn l l iki msra daha eklenmesi ile meydana gelen manzume biimi. 6. miiz. Be ses ve be alg iin yazlan mzik eseri. 7. Be mzikiden oluan top luluk. 8. {az} Bei bir yerde altn. [DS] 9. {az} Be fiek alan tabanca. [DS] 10. {az} Piyade tfe-

er ilimler, Konusu insan ve insan hayat olan bilimler. beeriyat, [Ar. beeriyyt o l jy i J (beeriy a:t) {OsT} is. Beer ilimler; antropoloji, beeriye, [Ar. beeriyye
{OsT} sf. -* beer,

beeriyet, [Ar. beeriyyet oj.y^] {OsT} is. 1. nsanlk. 2. Btn insanlar. 3. nsann korku, ackma cinsin den yaratl zellikleri, beerleme, [be-er-le-mek] {OsT} is. Eskiden uygu lanan bir vergi tr, beerlemek, [be-er-le-mek] gl. f . [-r ] [-l(i)-y o r] Her bir grubu bee tamamlamak; be be yapmak, beerli, [be-er-li] {az} sf. Her biri be taneden olumu; be be. [DS] beeiik, -i [be-er-lik] {az} sf. Her birine be tane decek biimde; be be ayrlm olarak. [DS] beg, [Far. beg S o] {OsT} is. 1. Naz; ive. 2. Dolu veya kar. 3. iy; ebnem, begen, [be-ken] is. mat. Be as ve be kenar olan geometrik ekil, behana, [Far. paa (sivrisinek) + hne] (b eh a .n a) {az} is. Dam zerine kurulan karyolann etrafna evrilen bez adr; cibinlik. [DS] bei, -i [Ar. bef j ^ ] (b ei:) {OsT} sf. 1. Ac; eki. 2. Tad kt olan, beibirlik, -i [be-i+bir-lik] is. Be altn liradan meydana gelmi ss altn; beibiryerde, beibiryerde, [be-i+bir+yer-de] is. Be altn liradan meydana gelmi ss altn; beibirlik.

BE

1 M IM M .
bet2, [bet] sf. 1. ok; pek. {az} (ayn) [DS] 2. {az} yi; gzel. [DS] bet bereket kalm am ak (ka mak), 1. A zalm ak, 2. V erim sizlem ek. 3. abu k bit mek.,| betine gitmek, {az} H ou n a gitm ek. [D | S]|| bet olmak, {az} o k iyi olm ak. [DS] bet3, [Far. bed -i> {OsT} sf. 1. Kt. 2. irkin. 3. e ] yaramaz, bet bet bakm ak, {OsT} 1. B ir ktlk y a p a ca k m g ib i durm ak. 2. K t kt b a k m a k | | bete gitmek, {az} B e en m em ek; fe n a s n a gitmek. [D S]|| bet etmek, {az} K k drm ek; utandr m a k [DS]|[ betine gitmek, {OsT} 1. incinm ek. 2. K en d i gururuna y ed irem em ek. 3. {az} T asalan m ak. [D S]|| bet suratl, {OsT} K tlk y a p m a k niye ti yznn grnnden b e lli olan. bet4, -tti [Ar. bett o ] {OsT} is. Tiftikten yaplm al; bir tr boyun atks; sof. bet5, -tti [Ar. bett o j] {OsT} is. 1. nn kesmek; en gel olmak. 2. Karar; sonu; ilam. bet6, [Far. bend] {az} is. eltik tarlasn sulamak iin suyun gidecei yeri kapayarak oluturulan gl ck. [DS] b eta1, -a i [Ar. beta3 tsj {OsT} is. Bir yerde oturma; ikamet. beta2, [Yun. beta] ( b e ta) is. Yunan alfabesinin ikinci harfi (P). 0 beta nlan, fz. B az r a d y o a k tif e le m entlerin y a y d k lar elektron ak. betat, [Ar. bett oLo] (beta:t) {OsT} is. 1. Bir yolcu luk iin gerekli eyalar. 2. Hah, kilim gibi ev eya s. 3. sf. Kesin; kati. b etatron, [Fr. beta (cylo)-tron] is. Pek girici nm lar veya atom paracklar elde etmek iin byk kinetik enerjisi bulunan elektronlar retmeye yara yan bir elektromanyetik ara, betel, [Malabar dili, betel] is. Hindistann bir ok blgesinde yetien trmanc karabiber aac; Hint asmas, (P ip er betel). betelemek, [Far. bed > beter-le-mek / bete-le-mek] gl. f i [-r ] [-l(i)-y o r] Sert ve kaba davranmak; ne zaketi brakmak, betelenmek, [Far. bed (kt) > beter-le-n-mek / betele-n-mek] edil.fi. [ -ir ] Sert ve kaba davrana ma ruz kalmak. betellemek, [Far. beter > beter-le-mek] {az} gl. f i /-// [-l(i)-yor) -* betelemek. [DS] betelmek, [Far. bed (ktii) > bet-e-l-mek] {az} dnl. fi. [ -ir ] 1. Sertlemek; kabalamak; nezaketi brakmak 2. Surat asmak; kafa tutmak. [DS] beter, [Far. bed (kt) + -ter (d a h a / sfat d er ece le m e eki) > beter ju] {O s T} sf. 1. Daha kt; daha fena. 2. {az} Kt; fena. [DS] ? beter etmek, D a h a kt durum a sokmak.\\ beter olmak, Olduundan d a h a kt durum a dmek.\\ beterin beteri, Ktnn de

i. [DS] 11. {az} Be parmakl. [DS] 12. {az} in gene. [DS] 13. {az} Be yandaki erkek davar. [DS] 14. a rg o. Edilgin ecinsel erkek; ibne. beli2, [Far. pi > pe-li] {az} is. Kadn gmlekleri nin yakasna konulan kuma paras; peli. [DS] belik, -i [be-lik] 1. sf. Be tanesi bir arada bulu nan. 2. Be tane alabilecek hacimde olan. 3. is. Be para, be kuru veya be lira deerindeki metal pa ra. S1 belik bozmak, {az} D ed ikod u etm ek; biraz laflam ak. [D S]|| belik simit gibi harcam ak, H i d e e r verm em ek, o ra l olm am ak, ad am y erin e koy m am a k.| belik simit gibi kurulm ak, D e erli biri | s i im i g ib i b a k ey e g eip y a y la ra k oturm ak. bel, [be-l] {OsT} is. Gnde be ake alan yenieri neferi. bem, [Far. bem *>] {OsT} is. 1. Kra. 2. sf. Din siz. 3. Mezhepsiz. beme, [Far. beme -u-i;] {OsT} is. 1. Her biri ayr renklerde dokunmu beerli ubuklar halinde yol yol desenli kuma. 2. Kk krk. 3. lenmemi ham deri. 4. tp. emezen adnda bir gz ilac, beyr, [Far. b + Ar. u'r jy-Z ^ {az} zf. Bilinsiz olarak; uursuzca. [DS] beparm ak, - [be+parmak] is. zopl. 1. Derisi dikenlilerden be nl yldz biiminde deniz hay van; bepene, (U raster). 2. Be renkte dokunmu ubuklu kuma, fi1 beparm ak otu, bot. G iilgillerd en beyaz, sar, p e m b e veya krm z i e k le r aan, o u n lu kla y o l ken a rla rn d a ve k a y a lk la rd a biten, h a lk h ekim li in de ish a le k ar kullanlan b ir otsu bitki', kurt p en esi, (P oten tilla reptans). bepene, [be+ Far. pene] is. zool. -* beparmak, betahta, [Far. p-tahta (rahle) {az} is. Okul sras. [DS] beta, [be+ta] is. Fndk byklnde be tane ta katlamal saylarla atp tutmak suretiyle oyna nan bir ocuk oyunu. betek, -ki [Far. betek kilxio] {OsT} is. 1. Kap; zarf. 2. Vazo. 3. ini saks. 4. Kse, beu, [Ar. beet (gler yzllk) > be' (beu :) {OsT} sf. Gler yzl, gle, beuane, [Ar. be + Far. -ne ^ L s ^ ] (b eu :a :n e) {OsT} zf. Gler yzllkle; glmseyerek, bek, [bek / bk / bk] {eT} is. Beik, beyun, [Far. beyn (beyu:n) {OsT} sf. Se miz; besili; yal. bet1, [eT. bet] is. Yz; ehre. B bet beniz kalm a m ak, Yz sa ra rm a k ; solmak.\\ beti benzi kire kesilmek, -* beti benzi umak. | beti benzi atm ak, | -* beti benzi umak.|| beti benzi umak, Korku, h ey ecan v e baygn lk g ib i s e b e p le r le yznn kan ek ilm ek ; rengi soluklam ak.

tP I K S M 567 kts; en kt .| (Allah) beterinden saklasn, Al | lah d a h a kt durum a drmesin. beti, [biti-mek (yazm ak) > biti] is. 1. Resim ve hey kel sanatlarnda varlklarn ekilleri; ekil; suret; figr. 2. fe l. Snrlanmak suretiyle belirlenen uzay ve madde; ekil. 3. {az} Mektup; yaz. [DS] t? beti ta, Yazt; kitbe. betik, -i [biti-mek (yazm ak) > biti > biti-k > betik] is. 1. Yazlm ey. 2. Mektup. 3. Kitap, betil, [Ar. betl (beti:l) {OsT} is. 1. Ana aatan ayrlp baka kk salan fidan. 2. Salkmlar sarkk olan aa. 3. Nehirlerdeki aknt. 4. Hz. Meryemin lakab. betile, [Ar. betle L^] (b etid e) {OsT} is. Ayrlm hurma fidan. betili, [beti-li] sf. (Resim, heykel vb.) insan, hayvan ve doa eleri bulunan; figratif. S betili sanat, D oann gr n en biim lerin i ileyen sa n a t; fig r a tif sanat. betim, [beti-m] is. 1. Betimlemek ii; betimleme, tas vir, (1942). 2. ed. Bir olay, bir kimseyi, bir eyi veya bir duyguyu betimleyen sz ve yaz; tasvir, betimleme, [betim-le-me] is. Betimlemek ii; tasvir, betimlemek, [betim-le-mek] gl. f . [-r ] [-l(i)-y o r] Bir nesnenin kendine zg niteliklerini tam olarak resim, yaz veya sz ile belirtmek; tasvir etmek, betimlenme, [betim-le-n-me] is. Betimlenmek ii. betimlenmek, [betim-le-n-mek] edil. f . [-ir ] Biri tarafndan betimleme ii yaplmak, betimleyici, [betim-le-y-ici] sf. 1. Betimlemeye dayanan; musavver. 2. Amac betimleme olan; tasvirci. 3. Betimlemeye arlk veren; musavver, tasvirci. betimsel, [betim-sel] sf. 1. Betimle ilgili; tasvir. 2. Betimleme yoluyla retilmi. S betimsel dil bilgi si, dbl. B ir dilin b elirli bir a n in celeyen dil b il gisi; betim lem eli dilbilgisi, tasvir d il bilgisi. betisetmek, [bedize-t-mek] {eT} gl. f . [- r ] Sslet mek; bezetmek. [EUTS] betisiz, [beti-siz] sf. (Resim, heykel vb.) insan, hay van ve doa paras bulunmayan; ekilsiz; suretsiz; nonfigratif. betisiz sanat, gzl. sntl. ekilsiz, su retsiz h ey k el v eya resim vb. sa n a t verileri. betkei, [Sry. bata / biti-mek / betke] (b e tk e : i:) {eT} is. Ssleyici; bezeyici, betki, [Far. betk j i * ^ ] (betki:) {OsT} is. Atlacak oklar iine koyup omuza alnacak mahfaza; okluk; sadak; tirdan. betlek, -i [bet-le-k] {az} is. Defter. [DS] betlemek, [Far. bed (kt) > bet-le-mek] {az} gl. f . [~rJ [-l(i)-yor] Birinin ardndan kt sz sylemek. [DS]

BET

betni, [Yun. petni] {az} is. Ahrda, ta ve tahtadan yaplm oluk biimdeki hayvan yemlii. [DS] beton, [Lat. bitumen (am u r zift karm ) > Fr. bton] is. 1. Kum, akl ve su gibi maddeleri ba layc bir rn olarak imento ile kartrdktan son ra meydana gelen sert ve dayankl ym. 2. sf. Bu tr karmla elde edilmi olan. S beton gibi, o k se rt ve dayankl. betonarm e, [Fr. bton + arm (silahlanm )] is. Eilme ve ekme kuvvetlerine kar dayankll arttrmak amacyla iine metal ubuklar balanarak dklm beton, betoncu, [beton-cu] is. Yaplara beton dkme ii ile uraan ii veya usta, betoniyer, [Fr. btonire] is. Beton karma makinesi; betonkarar. betonkarar, [beton+ kar-ar] is. Beton karma maki nesi; betonyer. betonlamak, [beton-la--mak] d n l.f. [ -r ] 1. (D klen beton harc iin) donup sertlemek; beton hline gelmek. 2. m ecaz. Salamlamak, betr, [Ar. betr j] {OsT} is. 1. Kesme. 2. Kusurlu, ek sik brakma. betra, [Ar. ebter > (diil) betr5 is. Ksr kadn, betre, [Ar. betre >>] {OsT} is. Dii eek, b ettar, [Ar. bettr jU J (betta.r) {OsT} sf. ok ve iyi kesen; ok keskin, bettat, [Ar. bett > bettt ol^.] (betta:t) {OsT} is. al yapan veya satan kimse; alc. betuk1, -u [Ar. betk - ^ ] (betu ;k) {OsT} is. Y u varlak tabla; pazarc tezgh. betuk2, -u [Ar. betk J j a ] (betu :k) {OsT} sf. ok keskin. betul, [Ar. betl J ^ ] (betu:l) {OsT} sf. 1. Bakire. 2. (Kadn iin) erkeklerden ekinen; namuslu. 3. is. Ayr kk salan fidan, betula, [Lat. betula] is. bot. Hu aac, betuliye, [Ar. betliyye ^ ] (betu diye) {OsT} is. bot. 1. Kayngiller. 2. Grgengiller. betuliyet, [Ar. betliyet o J^ o ] (betudiyet) {OsT} is. Bakirelik; el srlmemilik; iffetlilik. betk, [bet-k / bedii-k] {eT} sf. Byk; yksek; ulu; azametli. [EUTS] betl, [Ar. betl J y j] (betu d) sf. -* betul. betmek, [bet-mek / bed-mek] {eT} gl. f i By mek. [EUTS] betyab, [Far. betyb u b ] (bety a:b) {OsT} is. Dert; keder; znt; mihnet. (betra :) {OsTj

BET

IMIISM.
bevarik, -k [Ar. barika (im ek) > bevarik lJjIj;] (bev a:rik, k kaln sylen ir) {OsT} is. 1. imekler, yldrm parltlar. 2. Gz kamatrc parltlar, f? bevrk- syf, {OsT} K llarn p arltlar. bevas, [Far. bevs {OsT} is. 1. Kula. 2. Kula keder. 2. Yolduk, bevasr, [Ar. bsr > bevsr >-1y ] (bev asi:r) {OsT} is. Basurlar; mayasllar, bevae, [Far. beve (b ev a :e) {OsT} is. Yaba; harman savurmakta kullanlan tarm arac, bevatl, [Ar. bevtl ^ y ] (bev a.tl) {OsT} is. Batl eyler; yaramaz eyler, bevatn, [Ar. btn (gizli) > bevtm J*=\y\ (beva:tn) {OsT} is. 1. Gizli kapal eyler. 2. odalar, bevatir, [Ar. btire > bevtir y\y\ (beva:tir) {OsT} is. Keskin kllar, bevatron, [Fr. BeV (b ir m ilyar elektron volt) + elektron > bevatron] is. fiz . Ar tanecikleri bir milyar elektron volttan daha byk bir enerjiye ykselten hzlandrc; kosmotron. bevbat, [Ar. bevbt o ly j] (bev ba :t) {OsT} is. Sahra; kr; l. bevc, [Ar. bevc r y ] {OsT} is. 1. Yorulma. 2. imek. 3. Haykrma, bevd, [Ar. bevd J j j {OsT} is. Kuyu. bevg, [Ar. bev jj] (bev) {OsT} is. Galip gelme; s tnlk. bevga, - a i [Ar. bev5 s-^y] (bev a:) {OsT} is. Y u muak toprak. bevh1, [Ar. bevh ^] {OsT} is. 1. Dnme. 2. Haberli olma. 3. Lanet etme; svme. 4. Cinsel ilikide bu lunma. bevh2, [Ar. bevh ^ y ] {OsT} is. 1. Ortada; meydanda; aikr. 2. Belaya urama; zlme; kederlenme. ijj] (b ev a:n i:) {OsT} is. 1. Ka bevh3, [Ar. bevh j - j J {OsT} is. 1. Atein snmesi. 2. fke ve kzgnln gemesi, bevi, [Far. bevi Ji^ ] {OsT} is. Farz etme; tahmin et me; oranlama, bevj, [Far. bevj j j J {OsT/ is. 1. iddetli kasrga. 2. Su evrintisi; girdap. (bev a:rid ) {OsTf bevk1 -ki [Ar. bevk y ] {OsT} is. 1. Birine keder ve , bela getirme; fenalk etme; dmanlk yapma. 2. Felaket; musibet; bela. 3. Bir yere izinsiz olarak anszn gelme. 4. alp rpma; hrszlk vb. 5. id detli yamur. 6. sf. Yalan. 7. Geveze; boboaz. (b ev a :s) {OsT} is. 1. Sknt;

betyar, [Far. betyar jl^ ] (betya:r) {OsT} is. 1. Gr mek istenmeyen ey. 2. Dman. 3. eytan, gulyabani, dev gibi ktlk yapacana inanlan eyler, bev, [bew / bv / bg] feT} is. B; zehirli rmcek; tarantula. bev, -v [Ar. bev lama. 3. Atn seyrek basmas. 4. Satama. 5. sf. (Y er iin) kuytu, beva, -a i [Ar. bev1 *\y] (b ev a:) {OsT} is. 1. Bera ber; beraber olu. 2. Benzerlik, bevabet, [Ar. bevbet pclk; kap bekilii, bevabi, [Ar. bevb lk. bevadi, [Ar. bdiye > bevd ipLjJ (b e v a :d i:) is. l ler; krlar; sahralar, bevadir, [Ar. badire > bevdir jaljJ {OsT} is. Oluveren olaylar; badireler, bevah, [Ar. bevh ^1^;] (bev a:h ) {OsT} is. Belli; apak; meydanda; aikr, bevahe, [Ar. bevhe bevahen, [Ar. bevhen (bev a :h e) {OsT} zool. is. 1. (bev a:h en , h kaln Dii baykular. 2. Ahmaklar. 3. akr doanlar, sylen ir) {OsT} zf. Belli olarak; aikrca, bevahid, [Ar. bevhid -u ljJ (bev a:h id ) is. Belalar; felaketler; musibetler (tekil o la r a k ku llan lr). bevaik, [Ar. bika > bevik Belalar; afetler; musibetler, bevais, [Ar. b'is > bev'is ^ I i j J (bev a:is) {OsT} is. Sebep olanlar; sebepler, bevaki, [Ar. bevla y ] (b ev a:ki:, k kaln sylenir) {OsT} is. Srekli kalanlar; baki olanlar, bevan, [Ar. bevn OljJ (beva:n ) {OsT} is. adr di rei. bevani, [Ar. bevn burga kemikleri. 2. Deve ayaklar, bevar, [Ar. bevr j\y] (bev a:r) {OsT} is. Yok olma; mahvolma; lme, bevari, [Ar. bevr i_sjIjj] (bev a:ri.) {OsT} is. nce ka mtan rlen hasrlar, bevarid, [Ar. brid > bevrid is. 1. Soutulmu yiyecekler. 2. Sakat eyler. 3. Boyun etleri. bevarih, [Ar. brih (sam y eli) > bevrih j-jljJ (b e va:rih, h kaln sylenir) {OsT} is. Sam yelleri. (bev a:ik) {OsT} is. ijj] (b e v a .b i:) {OsT} is. Kapc (bev a:b et) {OsT} is. Ka

569

BEY

bevk2, [Ar. bevk

{OsT} is. 1. Bir araya gelme; bi

bevvabi, [Ar. bevvb > bevvb! ^1^] (b ev v a :b i:) {OsT} sf. Kapc ile ilgili; bevvaba ait. bevvabn, [Ar. bevvbn (bevva:bi:r) {OsT} is. Kapclar. S bevvabn-i medris mektip, {OsT} O kul ve m ed rese kap clar. bevval, -li [Ar. bevl (iem e) > bevvl ( b e w a :l) {OsT} sf. ok ieyen; sk sk iemeye kan. S bevval-i eh-i Zemzem, {OsT} 1. Zem zem kuyusu na ieyen. 2. m ecaz. hret kazan m ak iin kutsal d e e r le r e sa ld ra n ; uygunsuz iler y a p a r a k tanr m a yolunu seen . bevvan, [Ar. bevvn o ljJ (bevva:n) {OsT} is. adr direi. bevvap, -b [Ar. bb (kap) > bevvb o {OsT} is. - * bevvab. bevvaplk, - [bevvap-lk] is. Kapclk. bevz1, [Ar. bevz {OsT} is. 1. Srekli oturu. 2. Yzde iller getikten sonra oluan gzellik. bevz2, [Far. bevz j_j;] {OsT} is. 1. Nem yznden olu an yeil kf. 2. Eek ars. 3. Aacn gvdesinde kke yakn yerleri, bevzek, [Far. b evzek iljjJ {OsT} is. --bevz2. bey, -y [Ar. bey' ] {OsT} is. 1. Satma; sat. 2. Maln malla deiimi; takas. S bey-gh, {OsT} P a z a r y er i.| bey-i bt, {OsT} huk. K esin sa t.| | | bey-i btd, {OsT} huk. G eersiz sat.\\ bey-i ciz, {OsT} huk. G e erli sa t; doru sat.\\ bey-i b ilisticr, {OsT} huk. B ed eli son rad an d en m ek s u re tiyle ksm ksm m al alm a k .| bey-i bil-istill, | {OsT} huk. Alcnn m aln rnnden y a ra rlan m a s arty la y a p la n .raft.y.|| bey-i bil-kli, {OsT} huk. B edeli, m al teslim i an n da d en m ek zere y ap lan sa t.| bey-i bil-mczefe, {OsT} huk. Gtr | sat.\\ bey-i bi l-vef, {OsT} huk. B elirli bir s re iin de g e r i a lm a k arty la y a p la n sa t; bir tr rehin.\\ bey-i ciz, {OsT} huk. G e erli sa t.| bey-i | fsid, {OsT} huk. eklen tam am ve g e e r li o lm a kla b irlikte nitelii bakm ndan g e e rs iz at. | bey-i | gayr-i lzm, {OsT} huk. A lp alm am a tercihin e b a l sa t; m uhayyer sa t.| bey-i gayri-m n a| kid, {OsT} huk. G eersiz o la n sat b iim i.| bey-i | lzm, {OsT} huk. A lc ve sa tc iin m uhayyer o l m ayan s at.\\ bey-i mlem yukbaz, {OsT} huk. Teslim siz ,sa?zj.|| bey-i mekruh, {OsT} huk. K a n u na uygun f a k a t e ria ta aykr sat. | bey-i mevkuf, | {OsT} huk. B akasn n iznine ba l saftf.H bey-i min-yezd, {OsT} huk. A k artrm a ile s at.\\ beyi m ukyaza, {OsT} huk. M al m alla d e im ek s u re tiyle y a p la n sa t; d e i toku.| bey-i mn akit, | Szleilm i, ba lan m ja^.|| bey-i nafiz, {OsT} huk. nc b ir kiinin h erh an g i b ir h akk s z k o nusu olm ayan sat.| bey-i sahh, {OsT} huk. Y asal | l (bevva:p)

rikme. 2. Su kaynan aarak aktma. 3. Karmaka rk olma. 4. Srayp binme. bevka, -a i [Ar. bevka *1?y ] (b ev ka :) {OsT} is. Kar* gaa. bevl, [Ar. bevl J {OsT} is. 1. Sidik; idrar. 2. eme. S bevl etmek, em ek. bevldan, [Ar. bevl + Far. -dan u l - i ! (bevlda:n ) {OsT} is. 1. eme kab; lazmlk. 2. enecek yer; ayak yolu. bevle, [Ar. bevl > bevle {OsT} sf. 1. ok idrar yapan; sidikli. 2. is. Kz ocuu, bevl, [Ar. bevl (bev li:) {OsT} sf. drarla ilgili. {OsT} is. tp. 1. drar yol

bevliye, [Ar. bevliyye

lar ve bbrek hastalklar. 2. Bu hastalklarla ilgili tp dal; roloji, bevliyeci, [bevliye-ci] is. tp. drar yollar hastalklar zerine uzmanlam hekim; rolog. bevn1, [Ar. bevn dy\ {OsT} is. ki nesne arasndaki aklk; uzaklk; mesafe. bevn-i bad, {OsT} U zak m esafe. bevn2, [Far. bevn j^ ] {OsT} is. Pay; hisse; nasip, bevne, [Ar. bevne {OsT} is. Kk kz ocuu.

bevr, [Ar. bevr j^ ] {OsT} is. 1. Yoklama; snama. 2. Yok olma; mahvolma. 3. Mal ve eyada ortaya kan ktlk ya da azalma. 4. Sermaye d. 5. S rlmemi yer. bevs, [Ar. bev ^ j j ] {OsT} is. 1. Acele. 2. leri ge me; ileri gitme. 3. Bktrasya srar etme. 4. Bir kimseden kap gizlenme. 5. Bir eyin rengi. S bevs etmek, {OsT} 1. Tefti etm ek. 2. D atm ak. bevsa, -a i [Ar. bev5 U y J (b ev sa :) sf. (Kadn iin) kaba etleri iri olan, bev, [Far. bev debe. bevt, [Ar. bevt me; dknlk, bevva, [Ar. bevv I^j] {OsT} is. Flindistan cevizi. bevvab, [Ar. bb (kap) > bevvb (b ev v a:b) is. {OsT} is. Zengin iken yoksul d {OsT} is. alm; gsteri; deb

1. Kapc. 2. Eskiden okul hizmetlilerine verilen isim. 3. Kk ocuklar okula getirip gtren hizmetli. 4. tar. Topkap saray kaplarn bekleyen kapclara verilen unvan. {OsT} bevvb- mide, {OsT} M ide kaps. bevvaban, [Ar. bevvb > bevvbn o U jJ (bev v a:ba:n) {OsT} is. Kapclar, bevvabet, [Ar. bevvbet {OsT} is. Kapclk.

BEY

I M IK C E 5 0 M .

ve g e e r li olan sat]] bey-i selem, {OsTj huk. P e in p a r a ile v eresiy e m al alm a. | beyi-srf, {OsT} | huk. P a r a bozm a.| bey-i tet, {OsT} huk. Alp | v erm ekle o la n f i i l sat akdi. | bey-i telcie, {OsTj | huk. D an kl sat.\\ beyus-sadakat, {OsT} huk. D rst sa t.| beyus-sarf, {OsT} huk. D e i toku | y olu y la beyus-sulh, {OsT} huk. U zlam a y olu y la saftf.|| beyd-deyn bid-deyn, {OsT} huk. B o r ile beyl-ayne, {OsT} huk. Ayns ile saftf.l] beyl-beret anil-ayb, {OsT} huk. Kusur lard an arnm o la r a k sat.\\ beyl-edyn, {OsT} huk. B ir tica r m al veya tanm az, bo rcu n a k a r lk, dorudan verm ek su retiyle y a p la n saftf.|| b eyl-garer, {OsTj huk. | beyl-hasat, {OsT} | huk. rn sat.| beyl-hibe, {OsT} huk. B a | eklin d e sat.\\ bey l-ikle, {OsT} huk. T araflarn birlikte arzusu ile bozu lab ilir sa t.| beyl-ilk, | {OsT} huk. Sattan vazgeme.\\ beyl-kl, {OsT} huk. B ed eli m al teslim in de d em ek zere y ap lan sat.\\ beyl-mazmn, {OsTj huk. B a k a s a dn a y a p la n sa t.| bey l-melkflh, {OsT} huk. H ayvan | larn d o a c a k o la n yavrularn satm a. j beyl| muvem e, {OsT} huk. B ir y ll n a y a p la n sa t.| | beyl-mugbene, {OsT} huk. T araflarn birbirin i a ld a ta r a k y a p tk la r sat. | beyl-muhkale, j {OsT} huk. | beyl-m uhtara, {OsT} huk. Z arar | n a sat. | beyl-m ukyaza, {OsT} huk. D ei to | ku]] bey l-m urbaha, {OsT} huk. K r k o y a ra k satma.\\ beyl-muvfizaa, {OsT} huk. nc kii le r i a ld a tm a k zere yap lm dan kl sa/zf.|| bey l-mlmese, {OsT} huk. E l s k a r a k y ap lan sat.\\ bey l-mnbeze, {OsT} huk. rn zerin den y a p la n beyl-msveme, {OsT} huk. P a z a rlk la beyl-m uztr, {OsT} huk. hti y a d m a l sat. | beyl-mzbene, {OsT} huk. | B elli b ir m iktarda rn m iktar b e lli olm ayan b ir rnle d e i toku etm e.| beyl-vazia, {OsT} huk. | Z ararn a beyl-vef, {OsT} huk. B ir mal, d en en p a r a g e r i verilin ce iad e etm ek zere y a p lan sat; b ir tr rehin. | beyn-nse, {OsT} huk. | K red ili sat.\\ beys-selef, {OsT} huk. 1. P ein p a ra, kred ili y a d a b a k a brl satm a. 2. B ed eli m al teslim in de d en m ek zere y a p la n sat]] beysselem, {OsT} huk. P aras p ein m al veresiye sat. | beys-sirr, {OsT} huk. G izli p a z a r lk la y ap lan sa t .| beys-sny, {OsT} huk. Gtr sat. | | | bey-irke, {OsT} huk. O rtaklk p ay n sa t; his s e sat.| beyt-tet, {OsT} huk. Takas.]] beyt| telcie, {OsT} huk. D an kl .safrf.ll bey t-terz, {OsT} huk. K arlkl uyu arak y ap lan sat]] beyt-tevliye, {OsT} huk. P ein p a r a ile sat. | | bey fera, {OsT} huk. F e r a su retiyle safrj.|| bey ir, {OsT} huk. Alm satm ; ticaret. bey1, [eT. beg / beg / be > bey] is. 1. Erkek. 2. Erkek adlarndan sonra kullanlan unvan ve sayg sz; efendi. 3. Erkeklere seslenmek ve onlar a-

nnak iin adlar yerine kullanlan hitap sz. 4. Kadnn ei; koca. 5. Bir yrenin ileri gelen kiisi; zengin; eraftan kii. 6. skambil ktlarnda birli. 7. Beylik ad verilen kk devlet bakan. 8. Ko mutan. 9. Ak oyununda an drt yznden bi risi. 10. {az} A n beyi; ana ar; kralie an. [DS] S bey arm udu, bot. -* bergamot, (Citrus b erg a rnia). | bey danas (devesi) gibi yan gelip gevi | getirmek, S a d e c e yiyip im ekle m egu l o lm a k ; key fim e bakm ak]] bey erki, sosy. S o sy o lojik d e erlen d irm elere g r e zengin k iid e var olan yaptrm . | | bey gemileri, tar. dnz. K ap tan p a a eyaletinin bey lerin ce oluturulup don atlan ve donanm ann y ed e k gcn oluturan g em iler]] bey gibi yaam ak, B ollu k iin de ra h a t b ir h a y at srm ek. bey2, [beg > bey] {eAT} is. Ku avlamak iin tuzaa balanan baka bir ku; yem olarak kullanlan ku. bey a 1, [Ar. bey'a / b fa uy (bey-a) is. 1. Satma, satn alma. 2. Bir alm satmda pazarl bitirmek iin el skma. 3. El balamak hareketi yaparak hkmdara balln bildirme; biat. beya2, [Far. bey y (b ey a :) {OsT} sf. 1. Dolu; dol mu. 2. is. Girilecek yer; kap. bey aat, [Ar. bey* > bey'at o i y (bey aa :t) {OsTj is. Satn alma. beyaban, [Far. beyaban o l> y (b e y a :b a :n ) {OsT} is. l; kr. fi1 beybn-nin, {OsT} B edev. beyabani, [Far. beyaban ^ y (b a y a :b a :n i:) {OsT} is. 1. l adam. 2. Gebe. 3. sf. Vah. beyad, [Ar. beyd aU] {OsT} is. Yok olma; mahvol ma. beyadka, [Ar. beydika ^ y (bey a ;d k a ) {OsTj is. 1. Satranta piyadeler. 2. sf. (Kii iin) kk boylu olup abuk yryenler; paytaklar. beyadir, [Ar. beydir jiU ] (bey a:d ir) {OsTj is. Har manlar. beyaabey, [bey+aa+bey] is. Orta yal erkeklere sayg ile seslenme sz. beyah, [Ar. beyh / biyh k balk. bey a n 1, [Ar. bey'an] {OsT} zfi. Sat yoluyla. beyan2, [Ar. beyn o y (beya:n ) is. 1. Syleme. 2. Aklama. 3. Bildirme. 4. ed. Belagatn tebih, isti are, mecaz ve kinaye gibi blmlerinden sz eden ksm. 5. dbl. Arapa dilbilgisinde idgamm zdd. 6. huk. Bir hukuk durumu veya bir olayn varln bildirme veya dorulama, beyana tbi, B ildi rilm esi zorunlu olan]] beyan etmek, 1. Bildirm ek. 2. A klam ak,f| beyn- efkr, {OsT} D nceleri a k a s y lem e.| beyn- hl etmek, {OsT} H lini | anlatm ak]] beyn- homed, {OsT} "Ho g eld i y (bey a:h ) {OsT} is. K

iiM lIt M t . 571 _


niz!" d em e.| beyn- istikra , {OsTf nceki bir | kelim eyi so n rad a n g elen b ir c m leyle tamamlama.\\ beyn- keyfiyet, {OsT} Durumu a k la m a ] ] beyn- m atlab, {OsT} D ile in bildirilm esi.| beyn- | mazeret etmek, {OsT} B ir zr, m azereti bulundu unu s y le m e k | beyn- mlhaza, {OsT} B ir d | nce ileri s rm ek; dncesini bild irm e,| beyn- | mtalaa, {OsT} Grn aklama.\\ beyan- matlap, {OsT} D ilek bild irm e; d ilekte bulunma.\\ beyn- tayir, {OsT} Duyu d e iikliklerin in a k lanm as.| beyn- tebdil, {OsT} nceki kelim en in | anlam n d e itirerek aklama.\\ beyn- tefsir, {OsT} Yorum layc aklama.\\ beyn- zaru ret, {OsT} Hukukta, sylen m edi i h a ld e sylenm i sa y lan iaret, ssu veya durum g e r e i a a kan ifade.\\ beyan olunmak, 1. Sylenm ek. 2. A klan mak. beyanat, [Ar. beyant o l s y (b ey a :n a :t) is. Resm olarak yaplan aklama; deme. S beyanatta bu lunmak (beyanat vermek), B e lli b ir konu zerinde ak lam ad a bulunm ak; d em e vermek. beyane, [Ar. bey'ne UUo] (bey-n e) {OsT} is. Alm satmda anlamay kesinletirmek amacyla verilen para; kaparo. beyani, [Ar, beyn! ^ L j] (bey an i:) {OsT} sf. 1. Beya na ilikin. 2. Sylemeye, aklamaya bal, beyanname [Ar. beyn + Fr. nme (m ektup) -uU Lj] (beyan na:m e) {OsT} is. 1. Yazl aklama; bildirge. 2. Herhangi bir konuda yaynlanan yaz; bildiri. 3. Hukuk ve fiil bir durumun varln belirten, bil diren yazl belge; bildirim. 4. Diplomatik belge; manifesto. 5. Vergi ykmls olanlarn belirli d nemlerde vergi dairelerine verdikleri yazl bildi rim. beyar, [Ar. bir] {az} is. yl ekilmemi tarla. [DS] beyare, [Far. beyre jUj] (b e y a :re ) {OsT} is. Geli memi, ksa boylu fidan veya fide, beyari, [Far. beyri Jijlo] (b ey a:ri) {OsT} is. 1. are; tedbir. 2. la, beyat, [Ar. bey'at o ^ ] (bey-at) {OsT} is. 1. Kabul ve tasdik etme ilemi. 2. Birinin egemenliine gir me. S beyat etmek, {OsT} B ir hkm darn e g e menliini tanm ak. | beyat klmak, {OsT} B ir kim | senin egem en liin e girm ek. beyat, [Ar. beyt o L ] (bey a:t) {OsT} is. Geceyi uyu mayarak ile geirme, beyati, [Far. beyt (b e y a :ti:) {OsT} is. mz. Trk mziinin en eski makamlarndan birisi olup uak makamnn inici eklidir.

______________________________________________BEY

beyavar, [Far. beyvr jljL J (b e y a :v a :r) {OsT} is. Meguliyet; i g; ura. beyaz, [Ar. beyz / beyd (beya:z) sf. 1. Gn nn tayfndaki btn renklerin karm ile meydana gelmi ve rnei st ile karda grlen renk; ak. {OsT} (ayn) 2. Bu renkte olan. 3. Teninin rengi ak olan. 4. Rengi, benzerlerine gre daha ak tonda olan. 5. is. Bir nesnenin beyaz renkli olan blm. 6. argo. Eroin. 7. (oul olarak) ren gi beyaz olup ykama srasnda birbirini boyama yan i amar, araf gibi eyler. 8. Matbaaclkta normal koyulukta grnen harf ve yaz. 9. {OsT} m ecaz. Nur; aydnlk. 10. {az} Ayran. [DS] 11. {OsT} Yumurta ak. S1 beyaza ekmek, B ir yaznn temiz ve oku nakl kopyasn karm ak]] beyaza km ak, {eAT} M svette yaz veya kitab tem ize ekm ek. | beyaz adam , B eyaz rktan olan kim se; | g en ellik le Avrupal. | beyaz altn, B ir e b ir oran n | d a altn ve gm ala m .| beyaz cam , Televizyon | ekran. | beyaz eya, B uzdolab, a m a r m akinesi, | bu lak m akinesi, fr n g ib i ev aletlerinin g e n e l ad.\\ beyaz et, K m es hayvan lar ile b a lk etlerinin g e n e l a d .| beyaz etmek, {OsT} (Yaz iin) tem ize | ekm ek}] beyaz gece, Kuzey kutbunda alt ay g n e in batm ad z am an lar.| beyaz gelen, {az} B iraz | bey az ; beyazca. [D S]|| beyaz gm, Gm az nikeli o k alam d an y aplm (eya).|| beyaz rk, Avrupa, K uzey A m erika, Gney ve B at A sya ile K uzey A fr ik a d a y a a y an insan rk la r.| beyaz i, | Y atak a ra f ve rt, p e r d e diki ileri.\\ beyaz ki tap, B ir konuyu aydn latm ak iin b ir kurum veya hkm et tarafndan yayn lan an kitap.\\ beyaz k m r, H id roelektrik san trallerin d e e ld e , edilen e le k trik en erjisi.| beyaz kf, E tken i Coniothyrium dip| lo d iella a d n d ak i m an tar olan bir b a hastal. | | beyaz oy, O ylam a konusu o la n ey i k a b u l ettiini belirten oy; k a b u l oyu]\ beyaz perde, 1. G sterici aygttan kan nlarn zerin de y a n sy a ra k g r n t e ld e ed ilen dey byk yzey. 2. gnl. Sinem a}] beyaz peynir, K atlatktan so n ra k p ler h a lin d e k e s ile r e k tuzlu su iin d e ten ek elere b a slan b ir tr p ey n ir eidi}] beyaz salkm, bot. Yol kenarlarn, p a r k ve b a h e le r i s slem ek iin yetitirilen salkm eklin d e ho kokulu, tatl, b ey az ve m or i e k le r aan, ba k la g illerd en b ir tr akasya, (R obin ia p se u d a ca cia )}] beyaz tel, A arm , beyazlam sfl.H beyaz Trke, E n a k ve k o la y a n la lr Trke}] beyaz zerine, B ey az ren kli kum a zerine (yap lan ilem e vey a ba sk ) .]] beyaz zerine buyrultu, tar. S adrazam tarafndan b ir i iin doru dan y az lan buyrultu. | beyaz zerine sadr olan hatt- | hm yun, tar. B ir istek veya seim zerine d oru dan doru ya ka rlan hatt- hm ayun; resen k a rlan hatt- hm ayun}] beyaz zm, T anelerinin ren gi a k ren k o la n zm cinsleri. | beyaz yalan, |

BEY

I M

I M

Sylen di i zam an z a r a r g etirm ey ecek olan yalan . | | beyaz zehir, E roin, k okain g ib i sv olm ayan uyu turucu. beyazms, [beyaz-ms] sf. Beyaza yakn renkte; beyazmtrak, soluk, beyazm trak, [beyaz-mtrak] sf. Beyaza yakn renkte; beyazms; soluk, beyazi, [Ar. beyaz (b ey a:zi:) {OsTj is. 1. Ak lk; beyazlk. 2. Uzunluuna alan kitap ya da def ter; sr dili. beyazlamak, [beyaz-la-mak] gsz. f i [- r ] [-l()-y o r] 1. Rengini kaybederek beyaz duruma gelmek; aar mak; solmak. 2. Kiri gitmek; temizlenmek. beyazlanma, [beyaz-la-n-ma] is. Beyaz duruma gel me; aarma; aklanma, beyazlanmak, [beyaz-la-n-mak] dnl. fi. [ - r j Beyaz bir durum almak; aarmak; aklanmak, beyazlama, [beyaz-la--ma] is. Beyazlamak ii; aklama; aarma, beyazlamak, [beyaz-la--mak] gsz. fi. [ -r ] gsz. f i [- r ] Beyazlk kazanmak; aklamak; aarmak, beyazlatlma, [beyaz-la-t-l-ma] is. Beyazlatlmak eylemi; aklatrlma; aartlma, beyazlatlmak, [beyaz-la-t-l-mak] edil. fi. [-r ] is. Birisi tarafndan beyaz duruma getirilmek; aklat rlmak; aartlmak, beyazlatm a, [beyaz-la-t-ma] is. Beyazlatmak eylemi; beyaz duruma getirme; aklatrma; aartma, beyazlatm ak, [beyaz-la-t-mak] gl. f i [-r ] Beyaz duruma getirmek; beyazlk kazandrmak; aklatr mak; aartmak, beyazlk, - [beyaz-lk] is. 1. Beyaz olma durumu. 2. Beyaz olann nitelii. 3. Bir btn iinde grlen beyaz veya ak renkli ksm. 4. Beyaz renkli nes ne. beyazsinek, -i [beyaz+sinek] is. z oo l. zellikle pa muk zerinde oalarak bitkinin z suyunu emmek suretiyle zarar grmesine sebep olan bir tr sinek, beybaba, [bey+baba] ( b e b a b a ) is. 1. Yal erkekle y re sayg ile seslenme sz. 2. ocuklarn babalan iin kullandklar sayg sz, beybence, [Far. peymne {eAT} is. eyh kar snda niyaz ve teslimiyet duruu, beycan, [bey+ Far. can] {az} nl. B ey kardeim , bey efen d i anlamlarnda seslenme sz olarak kul lanlr. [DS] beyda, -a i [Ar. beyd *1-^;] (bey d a:) {OsT} sf. 1. (Y er iin) tehlikeli. 2. is. l; sahra, beydah, [Far. beydh / bidh ^1-^] {OsT} is. Sert ba l, haar at. beydaha, [Ar. beydaha ^--Lj] {OsT} is. ri ve iman ca kadn.

beydak, - [Ar. beydak J ju J {OsT} is. Satran oyu nunda piyade ad verilen talar; paytak, beydane, [Ar. beydne Yaban eeinin diisi, beyder, [Ar. beyder jJLo] {OsT} is. 1. Ekin harman. 2. Flarman yeri. 3. Doru szlk, beydere, [Ar. beydere ojXo] {OsT} is. Ekini harman etme. beyderi, [Ar. beyden lSj-uJ (bey d eri:) {OsT} sf. 1. Harmanla ilgili. 2. is. Harmanc, beydudet, [Ar. beyddet c o j-lj] (beydu :det) {OsT} is. Y ok olma. beydili, [eT. beg+dil-i] is. Byk sz; byk sz gibi deerli ve aziz, beyefendi, [bey+efendi] (b e y e fe n d i) is. 1. Sayg ifadesi olarak erkek isimlerinin yerine kullanlan sz. 2. nl. Erkeklere saygl biimde seslenme s z. beygh, [Ar. bey' + Far. gah ol?*^] (bey g :h ) {OsT} is. Pazar; pazar yeri, beygar, [Far. beyr / beyre / jL^] (bey g a:r) (bey d a:n e) {OsT} is.

{OsT} is. 1. Sitem etme. 2. Svme; kfretme. 3. Ba a kakma. 4. kma; azarlama, beygir, [Far. br-gr (yk tayan) is. 1. At. 2.

Araba ekmek ve yk tamak iin kullanlan at. 0 beygir gc, 75,9 kgm /s veya 0.7457 K W h a eit g birim i, (Ing. H o r se P ow er) ksaltm as: HP, Trke, 5G.|| beygir kuskunu, E y ere b a la n a ra k atn kuyruu altndan g eir ilen kay.\\ beygir ket hdas, {OsT} tar. m p arato rlu k dn em in de idi edilm i a tla r a b a k an h a s a h r grevlisi. beygirci, [beygir-ci] is. Binmek isteyenlere at kirala yan kimse. beyhan, [Ar. beyhn oU**] (beyha:n ) {OsT} is. 1. Sr saklamayan. 2. Dndklerini hemen syleyive ren; boboaz, beyho, [Far. b-h] {az} sf. 1. Baygn. 2. akn; sersem. 3. Aptal; budala. [DS] beyhude, [Far. b- (olum suzluk eki) + hde (fayda) => beyhde :>_h^] (bey h u :d e) {OsT} sf. 1. Bouna. 2. Yararsz; anlamsz. 0 beyhude yere, B ou b o u n a; b o y ere. beyhudeg, [Far. beyhdeg {OsT} is. Beyhudelik; bouna olma, beyhudeg, [Far. beyhde-g sf. Bo yere konuan, beyhudekr, [Far. beyhde-kr j l S ^ ^ ] (b ey h u .d ek :r ) {OsT} sf. Bo yere alan. (beyhu :deg :) (bey h u .d eg i:)

573 beyhudelik, -i [beyhude-lilc]- (beyhu ; delik) is. Y a rarszlk; bouna olma, beyhut, [Far. beyhut beyi, [Ar. bey1 {OsT) sf. 1. Kkn den, dibinden kopmu. 2. is. Koparlm ey. {OsT} is. - * bey2.

BEY

beyik1, [bedk / beyik / biyik] sf. Byk. beyik2, -i [bey-ik {eAT} is. 1. Gmlein koltu una dikilen gen para. 2. {az) Don ve alvarn iki baealc arasnda kalan a ksm. [DS] beyikli, [bey-ik-li] {az} is. A bol ve yere kadar olan kadn alvar. [DS] beyiksiz, [bey-ik-siz] {az} sf. (Erkek iin) ak sak konuan. [DS] beyin, -yni [eT. meni / *beni > beyin [Clauson]] is. anat. 1. Kafatasnn iinde iki yarm kre halinde yer alan sinir dokusundan meydana gelmi duyum ve bilin merkezlerinin bulunduu organ; dima. 2. nsann tanma, alglama, muhakeme etme ve kav rama yetisi; usa vurma. 3. m ecaz. Bir kurum, kuru lu veya rgt iin planlama ve uygulamada yne tici durumunda olan kimse. 4 m ecaz. Zihinsel ye tenekleri, bilgisi, eitimi ve dncesi yksek d zeyde olan kimse. 5. bsy. Bilgisayarlarda bilgilerin depoland ve gerektike arlabildii manyetik ortam. S beyin cerrah , tp. B eyin zerin de a m eli yat g erek letireb ilen uzman h ekim ; nroir rjiyen. | beyinden etmek, {az} B ilincini kaybettir mek; sersem letm ek. [D S]|| beyinden olmak, {az} Grlt ve p atrtd an se rse m e dnm ek. [D S]|| beyin g, le r i dzeyde eitim grm ve yetim i bilim adam lar ile uzman kiilerin yu rt dn da i b u la ra k yerlem eleri.| beyin gc, B ir lked eki yetim i | uzman ve bilim adam larn n f ik i r ve dn ce gc.\\ beyin kabuu, anat. Sinir h crelerin in oluturdu u, beyin yarm k relerin i sa ra n bo z m ad d e katman.\\ beyin kanam as, tp. B eyn i besley en d a m arlarn a tla m asy la d a ry a kan szm asndan dolay o blgen in beslen em em esi sonu cun da g rev yapam az olm as. | beyin karncklar, anat. i | beyin-om urilik svs ile dolu olan kafatasn n d rt boluundan h e r biri. | beyin omurilik svs, anat. | Ormceksi z a r ile in ce z a r a ra sn d a k i bolu kta bu lunan, beyin ile om u rilii e p e e v r e sa ra n s;vz.|| beyin ora, ant. nde ibiksi kntdan a rk a d a beyincik a d rn a k a d a r uzanan ve iki beyin yarm kresi a ra sn d a y e r a la n s e r t z a r rts. | beyin | salatas, D an a veya koyun beyn i h alan dktan so n ra limon ve zeytin y a k a tla ra k y a p la n b ir y e mek,| beyin takm, B ir kurum veya kuruluu y | neten ve y n len d iren lerd en etk i g c en f a z l a o la n larn m eydana g etird i i topluluk.\\ beyin tavas, D ana veya koyun beyninin y a d a kzartlm as su re tiyle yaplan b ir y em ek. | beyin geni, anat. D eniz | atndan k a r a k h ipotam u lu sa g id en sin ir dem eti. | |

beyin ykamak, B ir kim seyi artlan d rm a y olu yla ken di gr, dn ce ve inanlarndan a rn d ra ra k b ir f ik r i veya id eo lo jiy i savunur h a le getirm ek. | be | yin zar, anat. B eyni st ste sa ra n z a r .| beyni | bulanmak, 1. A k s e ik dnem ez o lm a k ; s e r sem lem ek. 2. O laylarn akn dan veya iin gid iin den kt e y le r sezin ley erek kuku duym ak. | beyni | delik, {az} A klsz; aptal. [D S]|| beyni dnmek, Gz h ib ir ey i g rm ey ece k k a d a r o k sin irlen m e k fkelenmek.\\ beyni karncalanm ak, Ar zihin yorgunluu s e b e b iy le sa lk l dnememek\\ beyninde imekler akm ak, 1. o k zc b ir o la y yznden sarslm ak. 2. Anszn zihninde iyi b ir gr$ veya dnce belirmek.\\ beyninden vurul mua dnmek, B ek len m ed ik ve zc b ir olay k a r sn d a dnm e gcn yitirir g ib i olmak.\\ bey nine girmek, 1. A nlatlanlardan, din lediklerin den y ete ri k a d a r y ararlan m ak, iyi an lam ak. 2. B irin i k an d rarak b ir ey y a p m a y a yn len dirm ek. 3. {az} Cann skm ak. [D S]|| beynine vurm ak, k i veya a lk yznden sa lk l dnemez, n e yaptn bilem ez o lm a k .| beynini kemirmek, B ir dnce | veya kuruntu, rahatn k a rm a k ; huzursuz etm ek. | | beyninin kapa atm ak, {az} H iddetini yen em em ek; kendini tutam am ak; fk esin i a a vurmak. [D S]|| beyni sulanmak, S a lkl ve d oru dnm e gcn k ay b etm ek ; bunam ak. beyincek, -i [Rus. pidzak] {az} is. Ceket. [DS] beyincik, -i [beyin-cik] is. anat. Art kafa ukurunda ve beyin kknn st arka ksmnda yer alan hare ket ilemlerinin yrtld organ; dimae. beyinciksiz, [beyin-cik-siz] sf. (Hayvan iin) beyin cii tamamen ya da ksmen ameliyatla karlm olan. beyinli, [beyin-li] sf. 1. Beyni olan. 2. m ecaz. D nceli; akll, beyinsi, [beyin-si] sf. Beyne benzeyen, beyinsiz, [beyin-siz] sf. 1. Beyni olmayan. 2. m ecaz. Dncesiz; aklsz. 3. m ecaz. yi dnemeyen. beyirmek, [be (yans.) > be-gir-mek] {az} g s z .f. [ir] (Olak iin) barmak. [DS] beyit, -yti [Ar. beyt (ev) / Yun. baitylos / bra, betel] {OsT} is. 1. ed. Ayn l ile yazlan kafiye bak mndan birbirine bal iki msradan meydana gel mi nazm paras. 2. Ev; mesken; oda. 3. Ev halk; aile. S beyt-i ankebflt, {OsT} 1. rm cek evi. 2. D erm e atm a ev.\\ beyt-i iddet, {OsT} E v lilik s r a sn d a elerin birlikte oturduklar ev.\\ beyt-i ml-i mslimn, {OsT} slam devletin de btn M sl m an larn o rta k m al saylan d ev let hazinesi.\\ beyt-i m u sarra, {OsT} ed. M sralarm n ikisi d e birb iri ile k a fiy eli beyit.\\ beyt-i erf, {OsT} K b e .| beyt-i | tam , {OsT} ed. ekil v e an lam bakm ndan h ib ir kusuru bulunm ayan beyit. | beyt-i zifaf, {OsT} ed. k i m sra d a ayn vezinde o la n beyit.| beytl|

BEY

U H m CESH .

ahzn, {OsTj ed. 1. H znler evi. 2. Hz. Yusuf kay beyliki, [bey-lik-i] is. tar. mparatorluk dneminde Divan- Hmayun ktibinin ad. S1 beyliki kese bolduktan so n ra Hz. Y aku bun iin d e bulunduu dar, tar. B ey lik ili e ilikin b elg eleri, y azlar h a hzn dolu evi. 3. Hz. M uham m ed(sa) in lm n zrlayan ve bey likiy e veren kalem zabitinin unva den son ra kz F a tm a (ra) nn oturduu ev e verilen n. ad. 4. D nya.| beytl-ars (beytz-zifaf), {OsT} | G elin o d a s ; g e r d e k .| beytl-gazel, {OsT} ed. G a beyman, [Far. b + Ar. mn] {az} is. 1. nansz; | zelin en g z el beyti.| beytl-harm , {OsT) K b e .| | | imansz. 2. Yalan yere yemin eden. 3. nsafsz. 4. beytl-hikme, {OsT} A llah sev g isi ile dolu gn l.| | Ahlaksz. [DS] beytl-kasd, {OsT} ed. K asiden in en g zel beyti.| | beyn, [Ar. beyn jo] {OsT} is. 1. Ara; aralk. 2. zf. Abeytill-makds (beytl-mulcaddes), {OsT} K u rada; arasnda. S beyn beyn, {OsT} kisi aras.]] d s teki ku tsal m ab et.| beytl-m a m r, {OsT} Ye | beynAllah, {OsT} L A llah ile onun arasn da. 2. d in ci kat g k te F ird ev s cen n etin de bulunurken Hz. Yalnz A llah ve o bilir]] beyne beyne, 1. N e iyi ne A dem ile yeryzne indirilmi, a n c a k tufan ile b ir kt ; ikisi aras. 2. yle byle. 3. O rta halli]] likte tek ra r cen n ete karlm bulunan kk. | bey| beyned-dl, {OsT} anat. K a b u r g a k em ik leri a r a tT-muzlim, {OsT} K a ra n lk o d a ; f o t o r a f m akin e s]] beyned-dvel, {OsT} D ev letler a ra s.| beyne| s i.| beytz-zifaf, {OsT} G elin o d a s ; gerd ek. | h beynAllah, {OsT} 1. Onunla A llah arasn da. 2. beyiye, [Ar. bey'iyye <u**] (bey-iye) {OsT} is. Alm B ir ken d i b ir d e A llah bilir]] beyne-hm, {OsT} satm iinde aracya verilen pay; komisyon, k isi a ra sn d a .| beynel-adale, {OsT} anat. K a sla r | beyiye tezkeresi, Sat izni. aras. \ beynel-ahl, {OsT} H a lk a ra sn d a ; toplum \ iin de]] beyn el-akrn, {OsT} Y atlar a ra sn d a ; beykem, [Far. beykem {OsT} is. 1. Salon. 2. So b en z erleri arasn da]] beynel-ansr, {OsT} Unsur fa. 3. Yazlk kk, la r arasn da. | beynel-avm , {OsT} H alk arasn | beyle, [bu+ile > byle > beyle 4 0 {eAT} zf. Byle, ] da]] beynel-enm, {OsT} H a lk a ra sn d a .| beyn| el-esb, {OsT} P a r m a k la r a ra sd a. | beynel-evid| beylek, -i [Far. beylek dllo] {OsT} is. 1. Berat. 2. d, {OsT} G e r e k d o stla r a rasn d a]] beynel-fakd Ferman. 3. Belge; hccet, veI-vcud, {OsT} Yoklukla v a rlk arasn da]] beylem, [Ar. beylem (*lo] {OsT} is. 1. Almam pa beynel-guzt, {OsT} G a ziler arasn d a]] beynelmuk kozas. 2. Kazma. 3. Marangoz rendesi, halk, {OsT} H alk iin d e; toplum da]] beynel-havf beyler, [bey-ler] is. tar. Kahveciba, berberba, tvel-rec, {OsT} mitle m itsizlik veya korku ile tncba, esvapba, seccadeciba gibi padia y a lv a r a rasn d a]] beynel-hcrev, {OsT} anat. hn veya ehzadelerin zel ve kiisel ilerini gren Canl hcrelerin in a ra sn d a olan ]] beynel-ihvn, grevlilere verilen ad; bendegn- ahane, {OsT} Yaknlar, a r k a d a la r ve k a r d e le r arasn da]] beylerbeyi, [bey-ler+bey-i] is. mparatorluk dne beynel-medreyn, {OsT} co. D n en c eler a ra s; minde eyaletlere atanan asker ve mlk yetkilere ekvatoru n iki y a n .| beyn el-mefsl, {OsT} E klem | sahip memur, le r a ra s.| beynel-milel, {OsT} -* beynelmilel.|| | beylerbeylik, -i [bey-ler+bey-lik] is. 1. Beylerbeyi beynel-ulem, {OsT} B ilg in ler arasn da. | beyn| tarafndan ynetilen topraklar; eyalet. 2. Beylerbe el-deb, {OsT} E d eb iy a tla r a ra sn d a .| beynen| yinin grevi, ns, {OsT} H a lk a ra sn d a .| beynen-nehreyn, | beylerce, [bey-ler-ce] {az} is. Bir tr zm. [DS] {OsT} co . k i n eh ir a r a s ; M ezopotam ya]] beynbeylik, -i [beg-lik > bey-lik] is. 1. Bey olma duru en-nevm vel^yakaza, {OsT} Uyku ile uyanklk amu. 2. Bey tarafndan ynetilen blge; eyalet. 3. ra sn d a .| beynes-sem a vel-arz, {OsT} G k le y er | gnl. Rahat yaama. 4. Bir tr battaniye. 5. Devlet a ra sn d a .| beynes-sutr yaldz, gzl. sntl. E ski | mal; resm. 6. {az} Damzlk hayvan. [DS] 7. y azm alarn sa trlar a ra sn a y a p la n yald zl s s {az} Kyl tarafndan aalarna ekilen tarla. [DS] lem eler e verilen ad.]] beynez-zevceyn, {OsT} K ar 8. {az} fo lk . Nianlanacak erkek tarafndan nian k o c a arasn da. takmak zere seilen kadnlar. [DS] 9. sf. Devlete beynamaz, [Far. bi- (yok) + nemz => beynamaz ait olan. S1 beylie kmak, {az} (H erhangi bir jU-Lo] (beyn am a;z) {OsT} sf. 1. Namazsz. 2. Namaz m a l iin) sah ip siz k a la r a k dev let tarafn dan satl klmayan. 3. Dince namaz klmas doru olmayan; a k a rlm a k [DS}|| beylik gezmek, tar. S arayl pis. 4. gnl. Tembel, enge, larn kr gezintileri.]] beylik sefin, tar. dnz. D ev le te ait sa v a g em ileri ile a s k e r tam akta kullanlan g em ile re verilen ad. | beylik sz, H erk es tarafndan | kullanlan, b a sm a ka lp sz.]] beylik tula, tar. B ir p a rm a k kaln l n daki in ce tula. | beylik yemei, | tar. S a ra y lard a k a lfa la r a kan so fra . beynelmilel, [Ar. beynel-milel JI ju] sf. Uluslar aras; milletler aras, beynelmilelcilik, -i [beynelmilel-cilik] is. lkeler aras ilikilerin mill karlara gre deil de snf

H IK S M.575

BEY

karlarna uygun, olarak dzenlenmesi gerektiini savunan ideolojik akm; uluslararascllc; enternas yonalizm. beyni, [eT. meni > beni > beyni {eAT} is. Beyin. fi1 beynini suvarm ak, {eAT} k n a etm ek; kan drm ak.| beynisi, {eAT} Beyni. | beyninde, [Ar. beyn + T. -i(n)-de] {eAT} zf. Arasnda, beynisz, [beyni-sz mak; anlaysz, beynunet, [Ar. beyn > beynnet c J j y (beynu:net) is. 1. ki ey arasndaki uzaklk; mesafe. 2. Anla mazlk; ara bozukluu. 3. g k b. Herhangi bir ge zegen ile Gne arasnda, kesi Y er olan a. 0 beynnet-i a zmiye, {OsT} g k. b. Uzanm. beyrem1, [bedrem / badram / beyrem] {eT} is. Bay ram; sevin ve elence gn. [DLT] beyrem2, [Ar. beyrem {OsT} is. 1. Marangoz ren desi. 2. (Ara olarak) kazma. 3. Sert ve uzun ta. 4. Yal srme (makyaj malzemesi), beysbol, [ng. base (kale, ke) + ball (top)] is. spor. Dokuzar kiilik iki takm arasnda bir top ve sopay la oynanan, topu uzaklatrma ve bu sre iinde belirli bir yolu aabilmeye dayanan oyun, beysbolcu, [beysbol-cu] is. Beysbol oyuncusu, beysemet, [Yun. paksimadin] {az} is. Hayr olsun diye cuma gnleri datlan rek. [DS] beyt, [Ar. beyt c~<] {OsT} is. 1. Ev; mesken; oda. 2. adr. 3. ed. Ayn lde iki dizeden oluan man zume birimi; beyit. 0 beyt-i ahzn, {OsT} 1. Gam ve k ed er yuvas. 2. Dnya. | beyt-i ankebt, {OsT} | rm cek yu vas.| beyt-i at, {OsT} br dnya; | ahret.\\ beyt-i halt, {OsT} anat. Art oda. | beyt-i | iddet, {OsT} huk. E v lilik devam ed erk en k ar k o c a nn birlikte oturdu klar ev.|| beyt-i kuddn, {OsT/ anat. n oda.\\ beyt-i m urassa, {OsT} ed. H er iki dizesi d e kafiy eli o la n beyit.\\ beyt-i muzlim, {OsT} 1. K aran lk od a. 2. F o t o r a f kutusu. | beyt-i erf, | {OsT} K b e .| beytl-ahzn, {OsT} 1. Gam ve k e | der yuvas; Yusufu k ay b ed en Yakub 'un adr. 2. Dnya.| beytl-ars, {OsT} G elin odas.\\ beytl| gazel, {OsT} ed. G azelin en g zel; en iyi o la n b ey ti.| beytl-h aram , {OsT} K b e .| beytl-httzn, | | {OsT} zntl ev.|| beytl-kasd, {OsT} ed. K a si denin seilm i en g z el beyti.| beytl-ml, {OsT} | -* beytlmal.|| beytl-m m ur, {OsT} Hz. d e m le birlikte y e r yzne, K b e y a kn la rn a indirilmi, tufandan so n r a tek ra r y erin e alnm bulunan g n y ed in ci katn da b ir cen n et k k .| beyttis-sa| \ daka, {OsT} is. Yardm sa n d .| beytz-zifaf, | {OsT} Gelin o d a s ; g erd ek. beytambal, [Ar. beytl-ml JUI c~j] {az} sf. 1. Ha yrsz; uursuz. 2. Dank; apaul. [DS] 0 bey{eAT} sf. Beyinsiz; ah

tam bala kalmak, {az} (llen iin) y o k o lm a k; l m ek. [DS] beytar, [Ar. beytr jlko] (beyta;r) {OsT} is. Baytar; veteriner. beyti, [Ar. beyt-] (beyti;) {az} is. Evde pimi; ev yntemiyle; ticaret amacyla arda retilenlerden olmayan. [DS] b eytara, [Ar. beytr Ijtko] (b e y ta .ra ;) {OsT} is. Hayvan hekimlii; baytarlk; veterinerlik. Beytullah, [Ar. beyt (ev)+Allah > Beytullah 4 JJI (beytu lla.h) {OsT} is. Allahn evi; Kbe. beytutet, [Ar. beyt > beyttet (beytu;tet) {OsT} is. Geceleme; geceyi geirme; gece yatsna kalma. beytlmal, -li [Ar. beytl-ml JU.I is. 1. Mal evi. 2. Devlet hzinesi, beytlmalci, [beytlmal-ci] {OsT} is. 1. Devlet hzi nesine bakan kimse. 2. len yenieriye ait miras ilerine ve yenieri ortasna vakfedilen mallarn sanda yatrlmasn salayan grevli, beyu, [Far. bey ^j] (beyu;) {OsT} is. Gelin, beyug, [Far. beyg^?^] (beyu;g) {OsT} is. Gelin. beyugni, [Far. beygn is. Dn. beyun1, [Ar. beyn j j - J (beyu;n) {OsT} is. Geni dipli kuyu; bostan kuyusu. beyun2, [Far. beyn j*o ] (beyu;n) {OsT/ is. Afyon, beyus, [Far. beys ^ j^ ] (beyu;s) {OsT} is. 1. stek. 2. mit. 3. Tamah. 4. Yaltaklanma. S. Alak gnll lk. beyuz, [Ar. beyz > beyz ^ j e ] (beyu;z) {OsT} sf. ok yumurtlayan, beyya, -a [Ar. bey' > beyy' (bey y a;) {OsT} is. Perakende sat yapan kk esnaf, beyyab, [Ar. beyyb o lo ] (bey y a;b) {OsT} is. Saka; sucu. beyyhe, [Ar. beyyhe as-LJ (beyya:he, h kaln s y lenir) {OsT} is. Balk a. beyyakallah, [Ar. beyykallh 411 ilU] (b ey y a:ka llh) {OsT} n. Allah seni sevindirsin, isteine ka vutursun anlamnda iyi dilek sz, beyyar, [Far. b (-sz, y o k) + Ar. 'r (utanm a)] {az} sf. Utanmaz. [DS] beyyin, [Ar. beyn (a k sy lem e) > beyyin jn] {OsT} sf. Ak; belli; aikr. 0 beyyinl-hilaf, {OsT} Yanlln a k olan .| beyyins-sadakat, {OsT} | D orunun ve doruluun a k olan. (bey u ;g :n i:) {OsT} (beytlm a;l)

BEY beyyinat, [Ar. beyn > beyyint o U jJ (beyyina:t) {OsT} is. Ak olan eyler; belli olanlar, beyyine, [Ar. beyn (a k sy lem e) > beyyine < -u u] {OsT} is. 1. Kant; delil. 2. huk. Davacnn davasn ispat eden salam, ak delil, fi1 beyyine-i dile, {OsT} D oru tank.| Beyyine Suresi, M ed in ed e | n azil olan, sekiz ayetlik, K u r 'an- K erim in 98. su resi. beyyinen, [Ar. beyn > beyyinen lio] (b e y y inen) {OsT} zf. Aka; ak olarak; aikr olarak, beyz, [Ar. byz > beyz {OsT} is. 1. Yumurta. 2. Kuun yumurtlamas. 3. Atlarn ayaklarnda gr len yumurta byklndeki ilik. beyza1, [Ar. beyz > beyze / beyza <wio] {OsT} is. 1.

U M I C E B I. beyzah, [Ar. beyzah ^ io] {OsT} sf. (Erkek iin) etine dolgun; imanca, beyzaha, [Ar. beyz > beyzaha / beyzehe is. Yumurtalar. b eyzar1, [Ar. beyzr jl_^] (bey za:r) {OsT} is. Cinsel organ. beyzar2, [Ar. beyzr jllo] (bey za:r) sf. Geveze; al ene. b eyzare1, [Ar. beyzre jlio] (b ey za :re) {OsT} is. Ge veze; alene. beyzare2, [Ar. beyzre ojlj*] (bey za :re) {OsT} is. B yk ve uzun sopa, beyzavi, [Ar. beyz > beyzavi {OsT}

(beyzavi:) {OsT} Yumurta. 2. Demirden sava bal. 3. Orta; ara; sf. Yumurta biiminde olan; oval; beyz. ksm. S beyza-bz, {OsT} Top veya yum urta g ib i beyzbol, [ng. base ball] is. spor. -* beysbol, y u v a rla k cisim lerle g steri y a p a n la ra verilen ad. | | beyze, [Ar. beyz / beyze / beyza {OsT} is. 1. beyza-der-klfa, {OsT} 1. H ok ka b a z lkta yum urta Yumurta. 2. Haya; husye. 3. Demir balk. S ile oynam a. 2. in san yrei.\\ beyza-i tu ra, gzl. beyze-i ftb, {OsT} G ne.| beyze-i ten, {OsT} | sntl. Turann s o l tarafn daki y u v a rla k blm , j G ne.| beyze-i arh , {OsT} G ne.| beyze-i | | beyzat d-dk, {OsT} 1. A nka kuu yum urtas. 2. mah, {OsT} Balkyumurtas,\\ beyze-i subh, {OsT} H oroz yum u rtas; az bulunur ey. | beyza t l-fi| G ne.| beyze-i zer, {OsT} Gne.| beyze-i zerrn, | | tb , {OsT} G ne.| beyzatl-nk, {OsT} 1. A nka | {OsT} G ne.| beyzetd-dk, {OsT} 1. H oroz yu | kuu yum urtas. 2. H oroz yum u rtas; az bulunur murtas. 2. B ulunm az ey.\\ beyzetl-akr, {OsT} 1. e y .| beyzatl-arz, Yer m antar.| beyzatl-te| K srlk yum urtas. 2. H oroz yum urtas. 3. m ecaz. n, {OsT} G ne.| beyzatl-beled, {OsT} 1. D ev e | o k n ad ir bulunur ey.\\ beyzetl-arz, {OsT} Yer kuu yum urtas. 2. B eled iy e bakan. 3. M antar. | j yum u rtas; y e r m an tar; domalan.\\ beyzetl-bebeyzatl-arh, {OsT} Gne.\\ beyza t l-enk, led, {OsT} D evekuu yum urtas.| beyzetl-hr, | {OsT} 1. K a r ta l yum urtas. 2. D e erli ve az bulunur {OsT} iddetli scaklk.\\ beyzetl-hdr, {OsT} G ey. | beyza t l-hk, {OsT} D nya; y e r k r e.\\ bey| z el ve rtl kadm.\\ beyzetl-islm, {OsT} 1. s z at l-h arr, {OsT} 1. iddetli scaklk. 2. Yazn en lam toplumu. 2. sla m iy etin y ayld y erler. 3. s s c a k zam an. | beyzatl-hdr, {OsT} 1. E l d e m e | lam iyet in g e r e k m erkezi. m i temiz ey. 2. B k ir e kz veya b k ir erkek. | bey| zat l-slam, {OsT} 1. slam mmeti. 2. slam lke beyzehe, [Ar. beyz > beyzaha / beyzehe ^s-^] {OsT} s i,| beyzatl-kayz, {OsT} 1. iddetli scaklk. 2. | is. Yumurtalar, Yazn en s c a k zam an .| beyzatl-ukr, {OsT) I. | beyzeteyn, [Ar. beyze > beyzeteyn j^-An] {OsT} is. A n ka kuu yum urtas. 2. H oroz yum urtas; az bulu anat. Hayalar, nur e y .| beyzat n-nehr, {OsT} Gn .| bey| | zat s-sayf, {OsT} 1. iddetli scaklk. 2. Yazn en beyzi, [Ar. beyz (yumurta) > beyz (beyzi:) sf. s c a k zaman.\\ beyzat s-subh, {OsT} Gne.\\ 1. Yumurta biiminde; oval. 2. is. Yumurta eklin beyzatz-zer, {OsT} Giine.\\ beyzatz-zerrn, deki cisim. {OsT} G ne.| beyza-y zerrn, {OsT} Yldzlar,| | bez1, [eT. be-mek (sert, sk, sa la m olm ak) > biz / beyza2, -a i [Ar. beyaz > ebyz > beyz1 * Uij>] (bey bez] is. biv. 1. inden geen kandan veya kendi z suyundan baz maddeleri ayrtrarak zel salglar z a :) {OsT} sf. 1. ok beyaz. 2. En beyaz. 3. argo. karan organ; gudde, i salg bezi. 2. Etle deri ara Eroin. snda bulunan kabarck; tmr; ban; beze. {eT} beyzade, [T. bey + Far. -zde colj*] (b ey za :d e) {OsT} (ayn) [EUTS] [DLT] [KPy.] [Gabain] S bez tyler, is. 1. Bey olu. 2. Bir byn olu. 3. Soylu; aris B itk ilerd e ucunda k k sa lg b ez leri bulunan tiiytokrat. 4. m ecaz. htimamla yetimi nazl ocuk ckler. veya gen. bez2, [bed / bez] {eT} is. Ss. beyzadelik, -i [beyzade-lik] is. Bey olu olma du bez3, [Yun. bussos (keten) / Ar. bezz / eT. bz / biz / rumu; asilzadelik; aristokratlk. bez] is. 1. Pamuk ve ketenden yaplm dokuma. 2. nce pamuklu dokuma. 3. Temizlik ilerinde kulla-

nian dokuma paras; aput. 4. Herhangi bir kuma paras. 5. gnl. Kefen. 6. sf. Bezden yaplm. S bez aya, S a d e doku m a; tafta. | bez balam ak, | B ebeklerin altlarn slatm am alar iin a ra la rn a yumuak pam u klu bez koymak.\\ bez ba, {az} Al drsz; ilgisiz. [D S]|| bez bebek, Tem bel, ie y a ram az; cansz, clz kim se.| bez bedrek, {az} D o | kuma eitleri; m an ifatu ra; kum a trleri. [DS]|| bez zmek, 1. D okunm u bezi tez g h la ra alm ak, 2. mecaz. Srekli g id ip gelm ek. | bezden dam , fa| z} adr. [DS]|| bez dokum ak, in i evirm ek. bez4, [bez] {az} is. Altndan su kan kk ayrlk. [DS] bez^, [bez] {az} is. Sinek. [DS] beza, [Ar. bez li>] (b eza :) {OsT} is. Konumada ak saklk.

zeytinyal hamur. 4. Sac zerinde piirilen meyve li ekmek. [DS] bezdirme2, [bez-mek > bez-dir-me] is. Bezdirmek eylemi. bezdirmek, [bez-mek > bez-dir-mek] gl. f . [ -ir ] 1. Ayn trden davranlarla birine usan vermek; bktrmak. 2. Duygusal ynden huzursuz olacak kadar yormak; bunaltmak. 3. {az} Eskitmek; sol durmak. [DS] bezdm, [bez-dm >ojJ {eAT} is. P; uca; kuyruk sokumu. beze1, [Ar. beyze (yumurta, husye)] is. 1. Deri altnda herhangi bir yara veya ban sonucunda meydana gelen kat yumruluk. 2. Lenf dmlerinin herhan gi bir hastalk srasndaki arl ve i hali. beze2, [Far. beze ojJ {OsT} sf. 1. Yoksul. 2. Miskin. bezeJ, [Far. beze {OsT} is. 1. Kabahat; su; hata.

b e z a d i ,[Ar. bezd lP'_*] (b e z a :d i:) {OsT} is. 1. Ma


viye alan renkte deerli ta. 2. Kk yakut, bezaga, [Far. beza *i-\y] (bez a : a ) {OsT} is. zool. Kertenkele; keler, bezane, [Far. bezne ly] (b eza :n e) sf. (Rzgr iin) esici; esen. bezazet1 [Ar. bezzet o jly ] (beza:zet) {OsT} is. , Bezcilik; manifaturaclk. bezazet2, [Ar. bezzet oil-L] (beza;zet) {OsT} is. st ba perianl; kyafet bozukluu; pejmrdelik; danklk. bezazistan, [Ar. bezzaz + Far. istn (b e z a :zista:n) {OsT} is. Bez satlan yer; bedesten; esnaf ars. bezbaz, [Far. bezbz jljy] (bezb a:z) {OsT} is. Hin distan cevizi kabuu, bczbeze, [Ar. bezbeze _^] {OsT} is. 1. Hzl yrme; kama. 2. iddetle sarsma; depretme. bezbeze, [Ar. bezbeze oAjJo] is. 1. stnlk; galebe. 2. Zafer. 3. Nasip; pay; ksmet. 4. Sklma; daral ma. bezci, [bez-ci] is. Bez dokuyan veya satan kimse, bezcilik, -i [bez-ci-lik] is. Bez dokuma ve satmak ii. bezdirici, [bez-mek > bez-dir-ici] sf. 1. Usan veren. 2. Bezginlik getiren, bezdirilme, [bez-mek > bez-dir-il-me] is. Bezdiril mek ii. bezdirilmek, [bez-mek > bez-dir-il-mek] edil. f . [-ir] Birisinin bezginlik verici davranlarna uramak. bezdirme1 [baz (yans.) > bez-dir-me j ^ ] {eAT} {a, z} is. 1. Sa ekmei; bazlama. 2. Yal, yass bul gur kftesi. 3. ncinen ve bertilen yere yaptrlan

2. Gnah. S1 beze-kr, {OsT} G n ahkr; sulu.| | beze-kr, {OsT} G n ahkrlk; sululuk. beze4, [Fr. baiser] is. Yumurta ak ve pudra ekeri ile yaplan bir tr kuru pasta. beze5, [Yun. meze] is. 1. Hamur topa; paz. 2. {az} Kk yufka ekmei. [DS] 0 beze evir mek, {az} H am uru b e z e h lin d e yuvarlam ak. [DS] beze6, [beze] {az} is. Vcut yaps; bnye. [DS] S beze basm ak, {az} D am arn a ba sm a k ; kzdrm ak. [DS] bezegen, [beze-gen] {eAT} sf. ok ssleyen. bezek1, -i [eT. beze-kiiy] is. 1. Nak, ssleme, ss. {eT} (ayn) [Ytiknek] [DLT] 2. Bir eseri sslemek iin renkli veya renksiz; kabartma veya dz motif lerden meydana getirilmi ssleme ekli; bezeme; nak. 3. {eAT} Ziynet. 4. {eAT} {az} Ziynet eyas. [DS] 5. {az} Ssl elbise. [DS] 6. {az} Bayram; enlik; donanma; resm elence. [DS] 7. {az} L e ke; benek. [DS] t? bezek klmak, {eAT} Sslemek.\\ bezek virmek, {eA T} S slem ek; tezyin etm ek. bezek2, -i [bz-ek / bezek] {az} is. 1. alvar ve do nun ukur geirilen yeri. 2. Donun ukuru ya da diz zerindeki ba. [DS] bezeki, [bezek-i ^fr^y] is. 1. Tavan ve duvarlar resim, ekil ve desenlerle ssleyen, boyayan kii; nakka. 2. Kylerde gelinleri ssleyen kimse. 3. Al veya mermer grnmndeki malzemelerle bezeme yapan kii. 4. {az} Gelin ssleyen kadn. [DS] 5. {eAT} sf. Ssleyen; ss yapan, bezekleme, [bezek-le-me] is. 1. Bezeklemek ii. 2. sf. eitli desen ve renklerle yaplan ssleme; tez yinat. bezeklemek, [bezek-le-mek] gl. f . [- e r ] [-l(i)-y o r] Sslemek, bezemek; tezyin etmek.

BEZ bezeklenmek, [bezek-le-n-mek dU-.S'jj] {eAT} dnl. f i [- r] Sslenmek, bezekli, [bezek-li] {az} sf. 1. Sslenmi, ss bulu nan; mzeyyen. 2. Ssl; bezenmi. [DS] bezeklik, [bezek-lik] {eT} is. Sslenme yeri. [EUTS] bezekl, [bezek-l {eAT} sf. Ssl; ziynetli.

IM IC fS M . Vcutta meydana gelen ikinlii ayranla, yourtla ovmak. 2. ifal olduuna inanlan amur, toprak ve suyu yze srmek. [DS] bezemek , [beze-mek] {az} gl. f i [ - r ] [-z(i)-y or] 1. Hamuru bir para amak. 2. Aznn payn ver mek. [DS] bezemek4, [beze-mek] {az} is. nsan ve hayvan v cudunda meydana gelen ilik. [DS] bezemek5, [beze-mek] {az} is. Kk olarak al m yufka ekmei; rek. [DS] 0 bezemek evir mek, {az} Yufka ham urunu y a v a y a v a am ak. [DS] bezemeli, [beze-me-li] sf. Bezemesi olan; ssl, bezen, [beze-n] is. Bezek; ss. bezen, [beze-mek > beze-n] {eT} is. pek ya da yn yuma. bezenek, -i [beze-n-ek] {az} is. 1. Basiret. 2. Cesa ret. [DS] S bezeneine basm ak, {az} D am arn a b a sm a k ; kzdrm ak. [DS] bezenilmek, [bez-e-n-il-mek r] Sslenmek; tezyin edilmek, bezeni, [beze-n-i] is. Bezenmek ii; bezenme du rumu. bezenk, -ngi [bez-mek > bez-en-k] {az} sf. Baygn; bitkin; ypranm. [DS] bezenlik, -i [beze-n-lik] is. Ss olarak kullanlmak iin kymetli talardan yaplm kk ss eyas, bezenme, [beze-n-me] is. Bezenmek ii. bezenm ek1, [eT. beze-mek > beze-n-mek edil, {eAT} edil, f i [-

bezel, [bez-el] sf. 1. Bezle ilgili; guddev. 2. Grn , biimi bezi andran, bezeleme, [beze (ham ur topa) > beze-le-me] is. Bezelemek ii. bezelemek , [beze (ham u r topa) > beze-le-mek] g l. f [ - r ] [-l(i)-y o r] Hamuru yaplacak ekmek ve ya pastann byklne uygun olarak kk to paklar haline getirmek. bezelemek2, [bez-ele-mek] {az} gsz. fi. [-r ] f-l(i)y o r ] Eskimek. [DS] bezelemek , [beze-le-mek / meze-le-mek] {az} gl. f i [-r ] [-l(i)-y o r] Alaya almak; elencelik edinmek. [DS] bezeli1, [beze-li] sf. Bezenmi; sslenmi; bezekli. bezeli2, [beze'-li] sf. Bezesi olan; beze meydana ge tirmi olan. bezeli , [beze3-li] sf. Yumurta ak ve pudra ekeri ka tlm. bezeli4, [beze-li] {az} sf. Grbz; iri; kuvvetli; be sili. [DS] bezelmek, [beze-mek > beze-l-mek] {eT} dnl. f i [ r] Bezenmek; naklanmak. [DLT] bezelye, [t. pisallo / Yun. bizelia] ( b e z e iye) is. bot. 1. Baklagillerden yurdumuzda ok miktarda yetiti rilen, yuvarlak taneleri taze ve kuru olarak tketi len trmanc bitki, (Pisum sativum, P. horten se). 2. Bu bitkinin badlar iinde gelien yuvarlak tanele ri. bezeme1, [beze-me] is. 1. Ssleme ii. 2. Ssleyen ey; ss. 3. Duvar ssleri. 4. Sanat eserlerinin y zeyini sslemek iin kullanlan desen ve ekiller. bezeme2, [beze-me] {az} is. 1. Vcutta i ve kzar tlarla beliren bir tr deri hastal. 2. Kzl hastal . 3. Frengi. 4. Yzde ve vcutta zaman zaman kp kaybolan sivilceli durum. 5. nsan ve hayvan vcudunda oluan ilikler. [DS] S bezeme yap m ak, {az} B ir tr k o c a k a r ila c ile hastal te davi etm ek; otam ak. [DS] bezemeci, [beze-me-ci] is. Bezeme yapan nakka veya oymac; dekoratr. bezemek1, [eT. bed(i)z-e-mek > beze-mek glfi. [- r ] [-z(i)-y or] 1. Sslemek; tezyin etmek, dekore etmek. {eT} {eAT} (ayn) [DLT] [EUTS] [Yknek] 2. Donatmak. 3. Bir bina, mobilya, kuma, kitap veya herhangi bir eyi sslerle gzelletirmek; naket mek. bezemek2, [beze-mek] {az} gl. fi. f - r ] [-z(i)-y or] 1.

f i [-ir ] 1. Birisi tarafndan bezeli hle getirilmek; naklanmak; sslenmek. 2. dnl. Kendini beze mek; sslenmek. {eT} {eAT} (ayn). [DLT] B bezene bezene, {az} zen erek; itina ile. [DS] bezenmek2, [beze-n-mek] edil. fi. [-ir ] 1. Vcutta oluan kzartllara kar tedavi olunmak. 2. f rk tarafndan okunup flenmek. bezer1, [Ar. bezer ji>] {OsT} is. Gevezelik. bezer2, [Far. bzr] {az} sf. Aksi. [DS] bezerlik, [bez-mek > bez-er-lik / Far. b-zr (bezgin) + T. -lik t i U j {eAT} {az} is. Usanma; bezme; bezginlik; bkknlk. [DS] bezerm ek1, [bez-er-mek (bez g ib i olm ak) ? / beyazar-malc ?] {az} gsz. f i [-ir ] 1. Solmak; rengi at mak. 2. (Kirli amar iin) beyazlamak. [DS] bezermek2, [boz-ar-mak / bez-ermek] {az} gsz. f i [-ir ] 1. Kzararak olgunlamak. 2. (Ekin iin) ol gunlamaya balamak. [DS] bezermek3, [eT. bez (gudde)! Ar. beze (gudde) > bez-er-mek / beze-r-mek] {az} gsz. fi. [-ir ] (Yara iin) iyilemeye yz tutmak. [DS] bezermi, [bez-mek > bez-er-mi] {az} sf. Bezmi; bkm; usanm. [DS]

O ffiH ESO 579 lU llC Zbl


bezemek, [beze-mek > beze--mek] {eT} ite f i [-

BEZ

r] Naketmekte yardm ve yar etmek. [DLT]


bezetgen, [beze-t-gen] {eT} sf. Daima bezeten. [DLT] bezetigsek, [bezet-mek > *bezet-ig > bezetig-sek]

in) gl; kuvvetli; zorlu. 2. Kzgnln belli et meyip soukkanl davranan. bezin, [Far. bezn (bezi:n) {OsT} sf. Esici; esen.

{eT} sf. Sslemeye, ss yapmaya dkn,


bezetm ek, [eT. bedize-t-mek > beze-t-mek] gl. f i [-

bezin, [bez-in] {eT} is. pek ve yn yuma. [DLT] bezir1 [Ar. bezir , {OsT} sf. Geveze.

ir][eT, -r] Birine bezeme ii yaptrmak; naket tirmek; ssletmek; {eT} (ayn). [DLT]
bezeyici, [beze-y-ici] is. Bezeme iini yapan; nakka;

bezir2, -zri [Ar. bezr / bezir j-L] is. 1. Ekilmek zere ayrlm bitki tanesi; tohum. 2. Ekim dikim ii; ta rm. 3. Keten tohumu. 4. m ecaz. Datlm, sal m ey. S bezir ii mrekkep, K eten tohumu y a nn y a klm a s ile olu an isten y a p la n mrekkep.\\ bezir ya, K eten tohumu ya. bezirgn, [Far. bzar-gn ol?jy / olSjjU] (bezirg:n ) is. 1. Tccar; esnaf. 2. Boynuna ast bir tabla ve ya sepette ine; iplik, boncuk trnden eyler sa tan; eri. 3. Alverite ok kr peinde koan kimse. 4. m ecaz. Korkak. 5. (Aalayc ifadeyle) Yahudi. bezirgnba, [bezirgn+ba-] is. tar. 1. imparator luk dneminde padiahn kullanaca uha, bez, tlbent gibi eyalar satn almak ve korumakla g revli Drssaade aasna bal grevli. 2. fo lk . Bir ocuk oyunu. bezirgnlk, - [bezirgn-lk] is. 1. Bezirgmn yap t i ve meslek. 2. m ecaz. Tamahkrcasma davra n. bezirger, [Ar. bezr + Far. -ger an; ifti. bezirhane, [Ar. bezir + Ar. hne ^U-jJu] {az} is. Bezir ya retilen yer. [DS] bezirleme, [bezir-le-me] is. Bezirlemek ii. bezirlemek, [bezir-le-mek] gl. fi. [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. Keten tohumu ya ile yalamak. 2. Bezir ya sr mek. bezistan, [Ar. bezz + Far. istn jU~y] (bezista:n ) {OsT} is. Bez satlan yer; bedesten; esnaf ars, bezi, [bez-mek > bez-i] is. Bezmek eylemi ve bi imi. bezitmek, [bez-it-mek] {eT} gl. fi. [- r] Titretmek. [DLT] bezk, [Far. bezk iljJ {OsT} is. zool. Tespih bcei, bezi, [Ar. bezi Ji>] {OsT} is. 1. Cmerte harcama. 2. Bol bol, acmadan verme; sama. S bezl-i cn, {OsT} Cann, hayatn se v e se v e f e d a etme.\\ bezl-i cehd, {OsT} E linden g elen a b a y gsterm e. | bezl-i | gayret, {OsT} E linden g elen a b a y gsterm e. | | bezl- gher, {OsT} C ev h er d atm a; in ci s a m a .| | bezl-i himmet, {OsT} E linden g elen a b a y g s term e.| bezl-i m akderet, {OsT} E lin den g elen a | bay g sterm e.| bezl-i makdfir, {OsT} E lin den g e | len a b a y gsterme.\\ bezl-i mechd, {OsT} E lin den g elen a b a y gsterm e. | bezl-i nefs, {OsT} | j-L] is. Tohum sa

dekoratr. bezeyi, [beze-y-i 2. zfi Bezeme biimi, is. 1. Bezeme ii; ssleyi.

bezez, [Ar. bezzaz] {az} is. Kuma tccar; manifa turac. [DS] bezgek, [bez-mek > bez-gek] (b ezg e:k ) {eT} is. 1. Souk. [EUTS] 2. Titreme; titretici stma; {az} (ay n). [DLT] [DS] bezgi1 [bez(e)-gi] is. Ss; bezek. , bezgi2, [bez-mek > bez-gi] {az} is. Usan. [DS] bezgin, [bez-mek > bez-gin] sf. 1. Yaama ve al ma isteklerini yitirmi durumda olan; hayatndan bezmi. 2. Her eyden bkm; bkkn; usanm, bezginleme, ,[bez-gin > bez-gin-le--me] is. Bezgin lemek ii; bkma, usanma, bezginlemek, [bez-gin-le--mek] gsz. f i [- ir ] Bez gin hale gelmek; yaama ve alma isteini yitir mi durumda olmak; bkmak; usanmak, bezginlik, -i [bez-gin-lilc] is. Bezgin olma durumu; bkknlk; usan; yorgunluk. S bezginlik getir \ mek, Yorulm ak; u san m ak; bkm ak. \ bezginlik ver mek, Yorm ak; usan drm ak; bktrm ak. bezi, - zi [Ar. bezc j j (bezi:) {OsT} sf. (ocuk iin) akll uslu; zarif, bezig, [bez-mek > bez-ig] {eT} is. Titreme; tyleri diken diken olma. [DLT] bezik1 -i [bez-mek > bez-ik] {az} sf. 1. Soluk; , rengini atm. 2. Buruuk; zayf; clz. 3. Pembe.

[DS]
bezik2, -i [Erme, bazuk (pan car)] {az} is. Pancar yapra. [DS] bezik3, -i [Fr. besique] is. Drt deste as, papaz, kz, vale, onlu ve dokuzludan ibaret 96 iskambil kd ile ve iki, , drt veya be kiiyle oynanan bir is kambil oyunu, bezil, [Yun. pezuli (ta seki)] {az} is. 1. Kayalar zerindeki kk kntl dzlkler; seki. 2. Evler de testi konulan ykseltiler. [DS] bezilme, [bez-il-me] is. Bezilmek ii. bezilmek, [bez-mek > bez-il-mek] edil, f i [-ir ] Bez mek eylemi yaplmak; bezginlik durumuna getiril mek. bezim, [Ar. bezim ^ .1 ] (bezi:m ) {OsT} sf. 1. (Kii i

BEZ K en din i h a rc a m a ; hayatn verme, jj bezl-i nkud, {OsTj B o l b o l p a r a verme. bezla, -a i [Ar. bezla * sf. Felket getiren,

a i M I T O M . bezrek, -i [Far. bezr > bezrek i j j {OsT} is. Kk tohum bezreka, [Ar. bezreka klavuz; delil, bezrgr, [Ar. bezr + Far. -gr j^Sjy] (bezrg :r) is. Tohum saan; ifti, bezrger, [Ar. bezr + Far. -ger S jjo] {OsT} is. Tohum saan; ifti. bezrkr, [Ar. bezr + Far. -kr Tohum saan; ifti, bezul, [Ar. bezi > bezl Jj-J (bezu ;l) {OsT} sf. Eli ak; cmert. bezyun, [Ar. bezyn jjjj] (bezyr.n) {OsT} is. 1. nce kuma. 2. Altn ilemeli atlas; siinds. bezzaz, [Ar. bezz > bezzaz jl] {OsT} (bezza;z) is. 1. Kuma satan kimse; bezci. 2. Kumalar ars, bezzazistan, [Ar. bezzz + Far. istn jU~jl_*] {OsT} (bezza;z) is. Bez satlan yer; bedesten; dokumaclar ars. bezzazlk, - [bezzaz-lk] is. Kuma satcsnn ii; manifaturaclk, bezzeke, [Ar. bezzka Iy] {az} is. Smkl bcek. [DS] b 1, [ba / be / b / bo / b / b (yans.)\ is. (Hayvan iin) barma, seslenme, brme anlatan kk. [Zlfkar] b-r-m a. b2, [b] {eT} is. Bak; ak; kesecek alet. [EUTS] [Gabain] S b bku, {eT} B ak. [EUTS] bbk, - [oc. d. bbk] {az} is. Kk kz ocuk larnn cinsiyet organ. [DS] b c1, [bc (yans.)\ is. ocuklarn konuma tarzn an latan kk. [Zlfika] bc- bc. bc2, [bc (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlar ar ma, kovalama szn anlatan kk. [Zlfkar] bc- bc. bc3, [bc (yans.)] is. Mzklk etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] bc-k-la-m ak, bc--m ak, bc-k-m ak, bck. bc4, [bc (yans.)] is. Ykanma biimi anlatan kk. [Zlfkar] b c- bc, bc- bc yapm ak. bc5, [bc / bi (yans.)] is. Sulanm, cvklam nes nelerin kmldamalar halindeki grnmn ve durumunu anlatan kk. [Zlfkar] bc-l, bc-l-gan, b c-r-a-m ak, bc-r, bc-r-gan. bc6, {bic / h v ! Hic (Mu J ] ; {H A .itn vaianaraK az blgelerinin sarkmasn, i manln verdii hantall ve tembellii anlatan kk. [Zlfkar] bc bc, bc-lan-m ak, bc-r-m ak, bc-l-da-k. bc1 [bc (yans) > bc-] is. ocuklarn konuma tar , jy ] (bezrk ;r) is. {OsT} is. Yol gsteren;

bezle, [Far. bezle d y ] {OsTj is. 1. Floa giden, nazik sz; latife; aka tarznda sylenen lakrd. 2. Ahenkle okunan iir. S bezle-bz, {OsT} L a tifeci; a k a c .| bezle-g, {OsT} L a tife c i; akac. | bezlemek, [bez-le-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. Bez yaptrmak; bez koymak. 2. (Harita vb. iin) yr tlmalarn nlemek amacyla arkasna bez yap trmak; astarlamak. 3. {az} ocuu bezlerine sar mak. [DS] 4. {az} gesz. f . (Cilt iin) pul pul ka barmak. [DS] bezm 1 [Ar. bezm f j j {OsT} is. 1. Di ucu ile srma; , krma. 2. Yayn kiriini ekip salverme. bezm2, [Far. bezm Ju] is. 1. Toplant. 2. Topluluk. 3. kili, elenceli sohbet toplants. 4. Ziyafet. S bezm -r, {OsT} Katlm ile toplantya ren k veren ; toplanty s sleyen .| bezm-efz, {OsT} Ziyafetin, | e len cen in zevkini artran .| bezm-i ak, {OsT} Ak | m eclisi.| bezm-i cem, {OsT} Cem in m eclisi; ikili | toplant, elenti. | bezm-i cihn, {OsT} D nya m ec | lisi.| bezm-i eiest, {OsT} A lla h n ru hlar y a ra ttk | tan so n ra on lar toplayp "Ben sizin R abbin iz d e il m iyim ? diye sordu u ve ruhlarn d a Evet, R abbim izsin ! cevabn v erd ikleri toplant.\\ bezm-i fena, {OsT} D nya; hayat.| bezm-i fth, {OsTf | Z afer m eclisi. | bezm-i gam , {OsT} znt m eclisi. | | | bezm-i hs, {OsT} zel iki m eclisi]] bezm-i iret, {OsT} k i m eclisi.| bezm-i mey, {OsT} k i m ecli | s i. | bezm-i muhabbet, {OsT} k i m eclisi.| bezm-i | | n nfl, {OsT} k i m eclisi.| bezm-i saf, E len | c e m eclisi. | bezm-i vuslat, Bulum a m eclisi. | bezman, [bez-men / bez-mn] {eT} sf. Bezgin; bitkin. bezm e1 [bez-me] is. Bezmek ii; bkp usanma. , bezme2, [Ar. bezme ^ y ] {OsT} is. Gndz yenilen bir n yemek. bezmeJ, [Far. bezme ^ y] is. ki veya sohbet meclisi kesi. bezmek, [eT. bez-mek (souktan titrem ek)] g s z .f. [e r ] 1. {eT} Titremek. [Gabait] [DLT] [EUTS] 2. Usan duymak; bkknlk getirmek. 3. Yaama ve i yapma gcn yitirmek; yaamaktan ve al maktan zevk alamaz olmak, bezmgh, [Ar. bezm + Far. -gh olS^] (bezm g.h) is. Elence ve iki meclisi. f Ar. bezr - ; 1 OcTI is Tohum: ekilecek tane, o- De/.-ger, {OsT} ' -* Dezrger.j bezrfi l-bene, {OsT} bot. B an otu tohumu. bezr2, [Far. bezr jy ] {OsT} is. 1. Ekim; tarm; ziraat. 2. iek ve sebze tanesi.

i B f f i l t l B K S O M 58i

BIC

zn anlatan yansmal gvde. S bc bc, {az} ( ocuklarn kon um as iin) tatl tatl; neeli. [DS] bc2, [bc (yans.) > bc-] is. Ykanma biimi anlatan yansmal gvde. [Zlfkar] S bc bc, ( o cu k dili) ykanma.\\ bc bc yapm ak, Ykanmak. bc3, [bc (yans.) > bc-] is. Kei ve dier hayvanlar arma, kovalama szn anlatan yansmal gv de. 0 bc bc, {az} K e i a rm a nlemi. [DS] bc4, [bc / buc / bc (yans.) > bc-] is. iman olma y, bedenin yalanarak baz blgelerinin sarkmas n, imanln verdii hantall ve tembellii an latan yansmal gvde. S bc bc, {az} im an; hantal. [DS]|| bc bc bitmek, {az} Y edii y a r a m ak; im anlam ak. [DS] bc5, [bc (yans.) > bc-] is. Mzklk etmeyi anla tan yansmal gvde. S1 bc bc, {az} B atan s a van; savsaklayc. [DS] bcbc1, [bc (yans.) > bc-+bc-] {az} is. Bir tr ocuk oyunca. [DS] bcbc2, [bc (yans.) > bc-+bc-] {az} sf. Batan savc; savsaklayc. [DS] bcbc3, [bc (yans.) > bc-+bc-] {az} is. Otomo bil ykama dzenei. bck1, - \eT. b-uk > b-k] {az} is. 1. Drtte bir para; dilim. 2. Ceviz ii. [DS] bck2, - [eT. b-uk > bck] {az} is. Dii kedinin reme organ. [DS] bckJ, - [bc (yans.) > bc-k] {az} is. Buza. [DS] bck4, - [bc (yans.) > bc-k] {az} is. Kadnlarn meme ularnda, ocuklarn ayaklarnda kan sulu yara. [DS] bck, [bc (yans.) > bc-lk-] {az} sf. Mzk. [DS] bckm, [bir+k-m > bckm] (b km ) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bcklamak, [bc (yans.) > bc-k-la-mak] {az} gsz. f M [~l(l) - y r] Mzklk etmek; sznden dn mek. [DS] bckmak, [bc (yans.) > bc-k-mak] {az} gsz. f . [r] Mzklk etmek; sznden dnmek. [DS] bcl1, [bc (yans.) > bc-l] is. anat. 1. Ak kemiinin altnda bulunan kk bir kemik. 2. Bu kemikle oynanan bir tr zar oyunu. bcl2, [bc (yans.) > bc-l] {az} sf. Yumuak. [DS] bclanmak1, [bc (yans.) > bc-l-an-mak] d n l.f [ -r ] Szlanmak. [DS] {az}

bcldamak, [bc (yans.) > bc-l-da-mak] {az} gsz. f. [-r ] [-d ()-y o r] Bcltl sesler karmak, bclgan, [eT. b-l-n > bclgan 0U ] is. 1. Atla rn ve srlarn trnak kknde meydana gelen sulu yara. /eAT} (ayn) 2. Sulu yara; egzama; mayasl. 3. sf. (Yara iin) azm, bclganmak, [bclgan-mak] {az} gsz. f . [-r ] Eg zama olmak. [DS] bclk, - [bir+al-k > bclk] ( b clk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bclkan, [bc (yans.) > bc-ll-kan] {az} is. -* blgan2'. [DS] bclt, [bc (yans.) > bc-l-t] {az} is. Yourt, ayran vb.nin yzeyinde kk kabarcklarla birlikte kan ses. bcmak, [bc (yans.) > bc--mak] {az} gsz. f. [-r ] 1. Mzklk etmek; sznden dnmek. 2. Usan mak. [DS] bcmk, - [bir+im-dik > bir+cm-k] ( b crnk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bcmck, - [bir+al-m-lk / -ck > bcmck] (b cm ck) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bcnmak, [bc (yans.) > bc-n-mak] {az} gl. f . [r] Okayarak sevmek. [DS] b cr1 [bc (yans.) > bc-r] is. Srekli olarak cvlda , ma biiminde konumay anlatan gvde. S bcr bcr, 1. (K onum a iin) s rekli o la ra k, h o a g id e c e k ekild e. 2. (T erlem ek iin) b o l bol. 3. ( ocu k iin) ca n l; h a rek etli; sevim li. bcr2, [bc (yans.) > bc-r] {az} sf. Gzleri sulanan. [DS] bcrJ, [Bul. cebur] {az} is. Byk f. [DS] b cram ak, [bc (yans.) > bc-r-a-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-r()-y or] Kmldamak. [DS] bcrdam ak, [bc (yans.) > bc-r-da-mak] {az} gsz. f M [~d()-yor] Mutluluun, honutluun belirtisi olarak srekli ve hafif sesler karmak. [DS] b crgan 1 [bc (yans.) > bc-r-gan] {az} sf. Ortal , kartran; fitneci. [DS] bcrgan2, [bi-mek / b-mak > bc-r-ga-n ?] is. 1. Metal borularn i yzlerini parlatp dzletirmekte kullanlan bir ara. 2. {az} elik matkap. [DS] bcrgan3, [bc (yans.) > bc-r-gan] {az} is. shal. [DS] bcrgan4, [bc (yans.) > bc-r-gan] {az} is. Midye. [DS] bcrgan5, [bc (yans.) > bc-l-gan / bcr-gan] {az} is. Sulu yara. [DS] 0 bcrgan otu, N an egillerden , i h r o la r a k kullanlan koktlu ve z eh irli b ir ot.

bclanmak2, [bc (yans.) > bc-l-an-mak] {az} dnl. f [-r ] Biraz ^ttanlamak; toplanmak; iyi lemek. [DS] bcldak1 - [bc (yans.) > bc--ca-k| {az} is. K, k ocuk. [DS] bcldak2, - [bc (yans.) > bc-l-da-k] {az} is. 1. Azm ve yaylm yara. 2. Hayvanlarn trnak dip lerinde olan yara. [DS],

~ ^iihh, - [te (}'vy; t?c-ir~gr*~!<V /-Js.*7i iic >


amurlu yer. [DS] bcrk1, - [bc (yans.) > bc-r-k] s f 1. Sska; e limsiz. 2. Yaramaz. 3. Geveze; bit bit. 0 bcr km ak, {az} ( o k olgun y em iler iin) p a r a lan m ak; ii na km ak. [DS]

BIC
bcrk2, - [bc (yans.) > bc-r-k] sf. Bol. [DS] bcnk3, - [bc (yans.) > bc-r-k] is. shal. [DS] bcrm ak, [bc (yans.) > bc-r-mak] {az( gsz. fi. [r] Biraz imanlamak; iyilemek; toplanmak. [DS] bctm ak1 [bc 'yans.) > bc-t-mak] {az} g l . f [-r] , Bir bitkiyi skerken rselemek, yaralamak. [DS] bctmak2, [bc (yans.) > bc-t-mak] {az} gl. f i [-r] in tadm karmak; rndan karmak; ciddili ini bozmak; cvtmak. [DS] bi1, [bc / bi (yans.)] is. Sulanm, cvklam nes nelerin kmldamalar anndaki grnmn ve durumunu anlatan kk. [Zlfkar] b-k, b--gan, b-r-gan. bi2, [bi (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlar ar ma, kovalama szn anlatan kk. [Zlfkar] b- b. ba, [b-a] { eT } is. Yrtk; yrtma. [EUTS] bah, [b-mak > b-ak > b-ah =m] {e AT} is. B ak. bak, - [eT. b-mak (bim ek) > b-ak] is. 1. Tutacak bir sap olan, genellikle kesme iinde kul lanlan el arac. [EUTS] {eT} (ayn) 2. eitli kesme ilerinde kullanlan kesici az bulunan ve amaca gre ekli ve nitelii deien aralar. 3. Tra ol makta kullanlan kesici; jilet veya ustura. S bcaga dmek, {eAT} -> baa dmek.|| bcaga gelmek, {eAT} -* baa gelmek.|] baa dmek, 1. Son a rey i b a k ta aram ak. 2. K en dini b a k la ld r m ek. | baa gelmek, (K a sa p lk hay v an lar iin) | k e s ile c e k k a d a r bymek. | bak az, 1. B a n | keskin yz. 2. {az} Yarm ay. [DS]|| bak altna yatm ak, A m eliyat olm a k .| bak art, K esilm e | m i k a s a p lk hayvan.\\ bak baa gelmek, B a k la d v ecek durum a gelm ek. | bak bak ol | m ak, {az} B ir y e r i sancm ak. [DS]|| bak ek m ek, B a k la saldrm ak. | bak gibi, 1. n c e ve | keskin. 2. (Souk iin) iddetli ayaz. | bak gibi | kesmek, 1. o k keskin olm ak. 2. (la iin) etkisini h em en gsterm ek]] bak gibi saplanmak, iddetli v e ani b ir sa n c balam ak.]] bak ka, A yakka b clkta ba n yan l kullan lm asyla o rtay a k an kesik.]] bak kemie dayanm ak, 1. D ay a n a c a k h l kalm am ak. 2. Sabrn son snrn a varmak.]] bakla keser gibi kesmek, K esin o la r a k bitirm ek, s o n a erdirmek.]] bak srt, 1. o k az zam an. 2. o k az k alan yol. 3. Tehlikeli, korku lu durum ve yer.]\ bak silmek, i sonu lan drm ak, bitirmek.]] bak snge erm ek, {eAT} B a k k em i e day an mak.]] bak vurm a, D ericilikte d er id e kalm olan et ve y a p a r a la r n syrp atm a bak y ara s, 1. B a k la y a ra la n m a sonucu d eri zerinde k a lan iz. 2. (D udak iin) ince, kesin izgili.]] bak yemek, B irisi tarafndan b a k la y aralan m ak.

I M M E S M .

bak, [bak-] is. 1, Bak ve buna benzer kesici aletler yapan kimse. 2. Bak satcs. 3. Bu esnafn dkkn. baklk, - [bak--lk] is. 1. Baknn ii; b aknn meslei. 2. Bak sanayii, baklam a, [bak-la-ma] is. Baklamak eylemi. S baklam a makinesi, K oyun derisin d e kalm olan y a ve et p a r a la r n tem izlem ekte kullanlan m a kine. baklam ak, [bak-la-mak] g l . f [- r ] [-l()-y o r] 1. Bakla kesmek. 2. Bakla birini yaralamak veya ldrmek. baklanm a, [bak-la-n-ma] is. Baklanmak ii. baklanm ak1 [bak-la-n-mak] e d i l .f i [ -r ] 1. Ken , disine biri tarafndan bakla yaralamak eylemi uy gulanmak; bakla yaralanmak. 2. Bakl hle ge tirilmek; bak taklmak. baklanm ak2, [bak-la-n-mak] dnl. f i [-r ] Bak edinmek; bak almak; bak sahibi olmak; kendini bakl hle getirmek. baklam ak1, [bak-la--mak ite fi. [-r ] [e A -u r] Birbirini baklamak; karlkl olarak T, baklama eylemini gerekletirmek; {eAT} (ayn). baklam ak2, [bak-la--mak] gsz. f i [-r ] Bak durumuna gelmek; bak gibi olmak, bakl, [bak-l] sf. Ba olan, baklk, - [bak-lk] is. Mutfak aleti olarak bak larn konulduu ekmece veya ask, bas, [b-mak > b-as] {eT} is. Biecek; kesecek. [DLT] bgak, [b-mak > b-ak / bulc] (bg a :k ) {eT} is. Ke. bgas, [bas / ba / b] {eT} is. Uluslar arasn da yaplan antlama ve balant. [DLT] bgl, [b-l / b-l-an] {eT} is. 1. Eldeki ve ayak taki atlaklar; blgan. 2. Yerdeki yark ve atlak lar. [DLT] bgu, [b-u] {eT} is. 1. Bk; testere. 2. Bak. 3. Bime. [EUTS] [DLT] [Gabain] bgu, [b-u] {eT} is. Makas; snd. [DLT] bguluk, [b-u-luk] {eT} is. Bkl; bakl. [EUTS] b, [bi (yans.) > b-] is. Kei arma nlemi. S b b, {az} H ayvanlar a rm a ve kov a la m a nlemi. [DS] bg, [b-mak > b-] {eT} is. Anlama; szleme. bk1 - [b-mak > b-k] {az} is. 1. Sel yata; , dere; dere yata. 2. Da yamac. [DS] bk2, - [bi (yans.) > b-lc] {az} is. -* blgan2. [DS] blgan', [b-l-mak > b-l-an] {eT} {eAT} is. 1. Herhangi bir atlak; yarnt. 2. Hayvanlarn ayakla rnda hasl olan yara; atlak.

n M

BID bknlk, - [b-kn-lk] is. Bkn olma durumu; kabadaylk. bknmak, [bc-()k-m-mak] {az} g s z .f. [-r ] Bur kulmak; acmak. [DS] bm a, [b-ma] {eT} is. Bime; kesme. S bma yornga, {eT} B iilm i yon ca. [DLT] bm ak, [b-mak / bi-mek] {eT} gl. f . [-u r] B i mek; kesmek. [DLT] [ETY] [EUTS] [Gabain] [Tekin] bta, [b-ta] {eT} is. Cellat. [EUTS] bturm ak, [b-mak > b-tur-mak] {eT} gl. f i [-u r] Bitirmek; kestirmek. [DLT] buk, [b-mak > b-uk] {eT} sf. 1. Biilmi; kesik. 2. Kesilmi eyin yars; buuk, bumak, [b-mak > b--mak] {eT} gl. f i [-r ] Kesmek. [EUTS] bumak, [b-u-mak] {eT} ite, fi. [-u r ] Kesimek. [EUTS] bd1 [bd / bit (yans.)\ is. Grltl patrtl, kaba ve , dzensiz konumay; ba artc konumay, geve zelik ve dedikodu etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] bd - bd, bd--la-m ak, bd -r bdr, bd--ra-m ak, b d bit, bd-ra-m ak, bd-ra--m ak. bd , [bd / bid (yans.)] is. Dzensiz hafif patrtl hareketleri, patrtl ve dengesiz, dzensiz veya iki yana sallanarak adm atmay anlatan kk. [Zlfkar] bd -r bdr, bd- bd. bd bd, {az} (Yr m ek iin) a rp k ; e ri; y a lp a lay a ra k. [DS] bd3, [bd / bid (yans.)] is. Kmes hayvanlarm ar mak ve kovalamak iin kullanlan seslenmeyi anla tan kk. [Zlfkar] bd4, -d [Ar. bd / biz' **;] {OsT} is. Geceden bir ksm. bd , [bd / bid (yans.)] is. Kk boyluluk ya da yu varlaklk anlatan kk. [Zlfkar] bd-k. bdaa, [Ar. bd'a / bd'at / bz'at (b d a ;a ) {OsT} is. 1. Sermaye. 2. Bilgi, bdaat, [Ar. bd'a / bd'at / bz'at **U i] (bd a:at) {OsT} is. Sermaye, bdak, - [eT. butl-mak > but-k] {az} is. 1. Budak. 2. zm salkmnn her bir paras. [DS] bdam a, [buda-ma] {az} is. 1. Kesilmi, budanm ba ubuu. 2. Kasmpat. [DS] bdamak, [eT. butl-mak > buda-mak] {az} gl. f i [r] Budamak. [DS] bidati, [bda-t] {eT} sf. Bo; faydasz. [ tigsizler] bdbt, [bd (yans.) > bd+bt] {az} sf. Geveze. [DS] bddk, - [bir+tik-i > bddk] {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bd1, [bd (yans.) bd-] {az} is. ki kii arasnda, duyulabilir ancak sylenilenlerin anlalamad trden konuma. [DS] S bd bd, {az} B e b e k o k a m a sra sn d a kullanlan sev g i sz. [DS]|| bd bd etmek, {az} 1. Az k av g a s etm ek. 2. K en di / i&UiJ

blgan2, [bi (yans.) > b-l-gan] {az} is. 1. Yara azmas. 2. Kadnlarn meme ularnda, ocuklarn ayaklarnda ter vb. sebeplerden oluan sulu yara. [DS] 3. {az} Gl kylarnda, su iinde midye ka buuna benzer kaygan bir madde. [DS] blgm, [bi (yans.) > b-l-gn] {az} is. -* blgan2. [DS] blkan, [bi (yans.) > b-l-kan] {az} is. -> blgan2. [DS] blmak, [b-mak > b-l-mak] {eT} edil. f i [-r ] Biilmek; kesilmek. [Gabain] [EUTS] biim, [b-mak > b-m] {eT} is. Kesim; dilim. [DLT] bmak, [b-mak > b--mak] {eT} gl. f i f - r ?] Bimek. [Nevy] bn, [biin / biin] {eT} is. Maymun. [Gabain] bnggck, - [bir+mg-ck > bngck] (b hgck) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bng, [bir+m-g > bmg] (b ng) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bnmak, [b-mak > b-m-mak] {eT} d n l.f. [-u r] 1. Bir eyi kendi iin doramak. 2. Kendim dorar gibi gstermek. 3. Kendi bana doramak. [DLT] bnt, [b-mak > b-mt] {az} is. 1. Sel yata; dere. 2. Ban parma hafife kesmesinden olu an kk yark. [DS] brgan, [bi (yans.) > b-r-gan] {az} is. Sulu ya ra; blgan. [DS] brganlk, - [bi (yans.) > b-r-gan-lk] {az} is. amurlu yer. [DS] bkan, [bi (yans.) > b-r-kan] {az} is. -* blgan2. [DS] b, [b-mak > b-] {eT} is. Byklerin davetine, dnne gidenlere verilen ipekli kuma. [DLT] bmak, [b-mak > b--mak] {eT} ite, f . [-u r] Bimekte, kesmekte yardm ve yar etmek. [DLT] bka, [Rus. spika] {az} is. Kibrit. [DS] bk, [eT. b-u > b-k] is. 1. Aa kesmek veya tahta bimekte kullanlan az dili byk testere. 2. Motorlu testere. 3. Saralarn kulland bak; falata. 4. Ba budamaya yarayan dili kk ak ba. 0 bk evi, T ahta b iilen yer. bkc, [b-k-c] is. 1. Aa ve tahta bierek gei mini salayan ve bu ii meslek edinmi kimse. 2. Bk makineleri yapan ve satan kimse, bkhane, [bk + Far. hne] (bk h a :n e) is. Tom ruklarn biilip tahta haline getirildii yer. bkn, [b-mak (bim ek) > b-km] sf. a rg o. 1. Klhanbeyi; kabaday, {az} (ayn) [DS] 2. {az} Cesur; yrekli. [DS] 3. {az} Flovarda; serseri. [DS] 4. {az} Yaramaz; haar. [DS] bknlama, [b-km-la--ma] is. Bknlamak ii. bknlamak, [b-km-la--mak] Kabadaylk taslamak. dnl. f . [-r ]

BID ken din e konum ak. [DS]|| bd bd k on um ak , {az} 1. K a v g a ed e rc e sin e konum ak. 2. K en di k en din e kon u m ak; m rldan m ak; hom urdanm ak. [DS]
bd2, [bd (yans.) > bd-] {az} sf. Geveze. [DS] bd3, [bd / bid (yans.)\ is. Dzensiz hafif patrtl

n m n fC E U f.
b d ld am ak , [bd (yans.) > bd-l-da-mak] {az} gsz.

f M [~d()-yor] Kendi kendine konumak; mrl danmak; homurdanmak. [DS]


b d ld an m ak , [bd (yans.) > bd-l-da-n-mak] {az}

dnl. f . [-r ] Kendi kendine sylenmek; mrldan mak. [DS]


b d r1, [bd (yans.) > bd-r] {az} is. 1. ocuun tatl

hareketleri, patrtl ve dengesiz, dzensiz veya iki yana sallanarak adm atmay anlatan yansmal gvde. [Zlfkar] S bd bd, {az} (K k hay v a n lar iin) sray arak. [DS]
bdbd, [bd (yans.) > bd-+bd-] {az} is. Geveze

lik. [DS]
bdc, [bd (yans.) > bd--c] {az} sf. Geveze. [DS] b d d am ak , [bd (yans) > bd-(r)-da--mak] {az}

ite f . [-ir ] -* bdrdamak. [DS]


b d k 1, [bd-k] {eT'} is. Byk. [DLT] bdk2, - [bd (yans.) > bd-k / Erme, bzdig ?] sf. 1.

tatl konumasn anlatan yansmal gvde. 2. Ken di kendine konumay, mrldanmay anlatan yan smal gvde. [DS] S b d r b d r, {az} 1. ( ocu k iin) ken d i ken din e tatl tatl sylenm esi. 2. K en di ken din e konum ay, m rldanm ay anlatr. [DS]|| bd r b d r etm ek , {az} 1. K en d i ken din e kon u m ak, 2. G ev ezelik etm ek. 3. ( ocu k iin) tatl tatl konum ak. [DS]
b d r2, [bd (yans.) > bd-r] is. Dzensiz hafif patrtl

(nsan iin) ksa boylu ve tknaz; iman ve yuvar lak yzl. 2. {az} (Meyve, tohum iin) kk; ufak. [DS] 3. {az} Tavuk. [DS] 4. {az} Yumurta. [DS] 5. {az} nl. Kkleri severken kullanlan sevgi sz. [DS]
bdkJ, - [bd (yans.) > bd-k] is. Dzensiz hafif

hareketleri, patrtl ve dengesiz, dzensiz veya iki yana sallanarak adm atmay anlatan yansmal gvde. <5 b d r b d r etm ek , {az} (im an kim se lerin vcutlar iin) yrrken titrem ek.
b d ra m a k , [bd (yans.) > bd-r-a-mak] {az} gsz. f

[~r] [-r()-y or] 1. Kendi kendine konumak; mrl danmak; sylenmek; homurdanmak; fsldanmak. 2. Yersiz ve ok konumak. [DS]
b d ram ak , [bd (yans.) > bd-r-a--mak] {az} ite

patrtl hareketleri, patrtl ve dengesiz, dzensiz veya iki yana sallanarak adm atmay anlatan yan smal gvde. S bdk bdk, {az} ( ocuun y ry iin) y a v a yava. [DS]
bdk, [bir+tk- > bdk] (b diki) {az} sf. Bir

f . [-r ] Hafif sesle konumak. [DS]


b d rd am ak , [bd (yans.) > bd-r-da-mak] {az} gsz.

para; biraz; azck. [DS]


bdkm , [bir+tk-m > bdkm] (b dikim ) {az} s f

Bir para; biraz; azck. [DS]


b d l1, [bd (yans.) > bd-l] {az} sf. Dengesiz ve

dzensiz yrmeyi, sallanarak hareket etmeyi anla tan yansmal gvde. [DS] S bdl bdl, {az} ( o cuun yry iin) y a v a y a v a ; p tr ptr. [DS]
bdl2, [bd (yans.) > bd-l] is. Grltl patrtl, ka

f . [ - ] [-d ()-y o r] 1. Kendi kendine konumak; m rldanmak; homurdanmak. 2. ok yersiz konu mak; sylenmek. 3. (ki kii iin) aralarnda hafif sesle konumak. 4. (Kk ocuk iin) anlalmaz fakat neeli sesler karmak; konumaya almak. [DS] b d rd an m ak , [bd (yans.) > bd-r-da-n-mak] {az} dnl. f . [ -r] Kendi kendine konumak; mrldan mak; homurdanmak,
b d rd am ak , [bd (yans.) > bd-r-da--mak] {az}

ba ve dzensiz konumay; ba artc konumay, gevezelik ve dedikodu etmeyi anlatan yansmal gvde. S bdl bdl, {az} ( ocuun konum as iin) tatl tatl.| bdl bdl k on u m ak , {az} ki | k ii h a fi f s e s le konum ak.
b d la m a k 1, [bd (yans.) > bd--la-mak] {az} g s z .f.

ite f . [- r ] 1. Az kavgas yapmak; atmak; tar tmak. 2. ki kii konumak. [DS] b d rg , [bd-r-g] {az} is. Kuruntu; vehim; vesve se. [DS]
b d rk , - [bd (yans.) > bd-r-k] {az} sf. Geveze.

[DS]
b d rv erm ek , [bd-r-+ver-mek] {az} gsz. f . [ - i]

[ - r ] [-l()-y o r] Kendi kendine konumak; bdrdamak. [DS]


b d lam ak 2, [bd (yans.) > bd--la-mak] {az} gsz. f .

Az kavgas yapmak; atmak. [DS]


b d rlan m ak , [bd (yans.) > bd-r-la-n-mak] {az}

[ - r ] [-l()-y o r] Komak. [DS]


b d lanm ak,

[bd (yans.) > bd--la-n-mak] {az} d n l . f [ -r ] Kendi kendine sylenmek. [DS]

dnl. f . [-r ] Kt kanaat geinmek; g hlde idare etmek. [DS]


b d rt, [bd (yans.) > bd-r-t] {az} is. l.Y ava ve

bd lam ak, [bd (yans.) > bd--la--mak] {az} ite.

iitenler tarafndan anlalmayacak ekilde konu ma; yava ses. 2. Az kavgas. 3. Gevezelik. [DS]
b d sgan , [Far. bdsn jU iu (bd s a;n ) {Os7} is. ]

f . [-r ] ki kii konumak. [DS]


bdlavk, - [bd (yans.) > bd-(r)-la-(m)k / bd--

la-uk] {az} sf. Aznn iinden konuan; dedii anlalmayan. [DS]

bot. Sarmak,
bd, [bd (yans.) > bd--] {az} sf. Sevimli ve k k. [DS] S bd bd, {az} 1. ocuun y av a

ttM C tS M

55 8

BIJ

yava yryn anlatr. 2. K ii k ve sevim li h a y van y a v ru la n ve onlarn h a rek etlerin i anlatr. [DS] bdgan, [Far. bdn OU-SaJ (bdga:n ) {OsT} is. bot. Sarmak, bdik, -i [bd (yans.) > bd-ik] {az} imi. 1. Kpek arma nlemi. 2. is. Kk nak veya leke. [DS] bdrak, - [bd (yans.) > bd-()r-ak] {az} sf. Geve ze. [DS] bdramak, [bd (yans.) > bd-()r-a-mak] {az} gsz. f [-r] Konumak. [DS] bdranmak, [bd (yans.) > bd-()r-a-n-mak] {az} d n l .f [-tr] ok ve yersiz konumak. [DS] bdramak, [bd (yans.) > bd-()r-a--mak] {az} gl. f f- r ] armak. [DS] bgck, - [bir+ky-ck > bgck] (b g ck) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bgdk, - [bir+kt-k > bgdk] (b g dk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bgr, [bg (yans.) > bg-r] is. Yemein kaynama se sini anlatan yansmal gvde. S bgr bgr, {az} (Yemein kayn am as iin) f k r fk r. [DS] bgrdamak, [bg (yans.) > bg-r-da-mak] gsz. f i [r] [-d ()y or] Fokur fokor kaynamak, bgrdamak, [bg (yans.) > bg-r-da--mak] dnl. f . [-r] Fokur fokur kaynamak, bgrd, [bg (yans.) > bg-r-d] {az} is. Yemein kaynamas srasnda kan ses. [DS] bgrk, - [bir+kr-k > bgrk] (b g rk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bgrg, [bo-mak > bo-ur-mak > bo-(u)r-u / b()r- / b-()r-l / bo-(u)r-ul / bu(u)r-ul] {eT} is. Dolu uval veya tulumda meydana gelen bknt, girinti ve kntlar. [DLT] bgrl, [bo-mak > bo-ur-mak > bo-(u)r-u / b()r- / b-()r-l / bo-(u)r-ul / bu(u)r-ul] {eT} is. -* bgrg. [DLT] bgza, Ar. buz > buza ret; hi holanmay. b1 [b (yans.)] is. Suyun alamasn, svlarn bol , bol akn, dkln anlatan kk. [Zlfkar] b -l bl, b-l-t. b, [b (yans.)] is. iman olmay, bedenin yala narak baz blgelerinin sarkmasn, oynamasn an latan kk. [Zlfkar] b -r blr, b-. b3, [b] {az}is. 1. Tarlada alan su yolu. 2. Alv yon. [DS] bl, [b (yans.) > b-l] is. Suyun dzlkte yava yava akn anlatan yansmal gvde, fi1 bl bl, t'az} 1. (Su iin) ken di h lin d e a la m a d a n a k. 2. E tli butlu; im an ; dolgu n ; bn gl bngl. [DS] blcm, [b (yans.) > b-l-cm] {az} is. Suyun stndeki buz. [DS] {OsT} is. iddetli nef

blt, [b (yans.) > b-l-t] {az} is. Kula rahat sz etmeyen su rlts. [DS] br1, [b (yans.) > b-r] {az} is. Hafif hafif sal lanmay, sallanarak yrmeyi, suyun yava yava akn anlatan yansmal gvde. [DS] br br, {az} 1. Suyun kayn arken ka rd ses. 2. E tli; y a l; im an ; tkz. [DS]|| br br bitmek, {az} 1. o k im anlam ak. 2. (Bitki iin) y erd en o k fkrm a k. [DS] br2, [bar / br] {az} is. 1. Ceviz kt. 2. Aacn gerek odun yaplan ksm. [DS] brk, - [bir+kr-k > brk] (b rk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] brm a, [b (yans.) > b-r-ma] {az} is. Tavann barmas; tavan sesi. [DS] brm ak, [b (yans.) > b-r-mak] gsz. f i [-r ] {az} (Avc iin) tilki veya kurdu tuuzaa dr mek iin tavan gibi barmak. bl1, [b (yans] > b-] {az} sf. (Ba iin) zayf; clz. [DS] b', [b (yans.) > b-] {az} sf. Etli; yal; i man. [DS] byck, - [bir+ky-ck > byck] (b yck) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] blamak, [b-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] Korumak. [DS] bh1, [bh (yans.)] is. (ocuk dilinde) kesme, koparma anlatan kk. [Zlfkar] bh etm ek, bh--la-m ak, bhla-m ak. S1 bh etmek, {az} ( ocu k dilinde) k e s mek. [DS] bh2, [bh (yans.)] is. iman olmay, bedenin yala narak baz blgelerinin sarkmasn, oynamasn anlatan kk. [Zlfkar] bh -r bhr. bha, [buka-u > buka > bha] {az} is. Buka; demir kstek, bhlamak, [bh (yans.) > bh--la-mak] {az} g l .f . [r ] [-l()-y o r] Bastrarak kesmek. [DS] bhr, [bh (yans.) > bh-r] is. iman olmay, bede nin yalanarak baz blgelerinin sarkmasn, oy namasn anlatan yansmal gvde. S1 bhr bhr, {az} E tli; im an ; tknaz. [DS] bhlam ak, [bh (yans.) > bh-la-mak] {az} gl. fi. [- t] [-l()-y o r] (ocuk dilinde) kesmek. [DS] bht1, [? bht] {az} is. Kavrulmu kyma. [DS] bht2, [Far. pht => pht > bht] {az} is. Pht. b j1 [bj (yans.)] is. Hafif aydnlanmay, birazck , grmeyi anlatan kk. [Zlfkar] b j etm ek, bj-l-dam ak. S bj etmek, {az} G z altndan p a rm a ile biraz e k e r e k a ldan m ayaca n ifa d e etm ek. bj2, [bj (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlan arma, kovalama szn anlatan kk. [Zlfkar] bj- btj. bjJ, [bj (yans.)] is. Sulanm, cvklam nesnelerin kmldamalar halindeki grnmn ve durumunu anlatan kk. [Zlfkar] bj-gr, bj-r-gan.

BU bjgrm ak, [bj (yans.) > bj-gr-mak] {az} g s z .f. [r] (Yourt, turu vb. iin) ekiyip kflenmek. [DS] bj, [bj (yans.) > bj-] is. Kuzu, koyun arma nl emi. S bj bj, {az} Koyun, kuzu a rm a n lem i. [DS] bjldam ak1, [bj (yans.) > bj-l-da-mak] {az} gsz. f [~r] [~d()~yor] (Gz iin) kanlanmak; sulanmak; apaklanmak. [DS] bjldamak2, [bj (yans.) > bj-l-da-mak] {az} gsz. f i [ - r ] [-d ()-y o r] Hafife aydnlanmak. [DS] bjrgan, [bj (yans.) > bj-r-gan] {az} is. Sulu yara. [DS] bk1, [bk (yans.)] is. (ocuk dilinde) kesme, koparma anlatan kk. [Zlfkar] b k etm ek. S1 bk etmek, {az} ( o cu k dili) kesm ek. [DS] bk2, [bk (yans.)} is. Bir svnn kaynar gibi kabarp snmesini, bir yerden veya kaynaktan aralkl ola rak kn anlatan kk. [Zlfkar] b k b k etm ek. S bk bk etmek, {az} K aynam ak. [Zlfkar] bk3, [bk (yans.)] is. iman olmay, bedenin yala narak baz blgelerinin sarkmasn, oynamasn anlatan kk. [Zlfkar] bk-l. bka, -a [Ar. buk' (top rak p a r a s) > bk ^U] (bk -a:) {OsT} is. 1. Toprak paralar; araziler. 2. lkeler. bkamak, - [eT. balca-n-ak / b-k-n > bkn-ak] / az} is. 1. Ayak, bilek ve diz eklemi. 2. Bakanak. [DS] bkbk1, - [bk (yans.) > bk+bk] {az} is. Pekmez kartrlm ince bulgur. [DS] bkbk2, - [bk (yans.) > bk+bk] {az} is. Kaynak; gze. [Zlfkar] bkl, [bk (yans.) > bk-l] {az} sf. Obur. [DS] bkldamak1, [bk (yans.) > bk-l-da-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] [-d (i)-y o r] (Gvde iin) geriye bk mek. [DS] bkldamak2, [bk (yans.) > bk-l-da-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] [-d ()-y o r] (Su vb. iin) yava yava kaynamak. [DS] bklma, [bk-l-ma] is. Bklmak ii. bklmak, [blc-mak > bk-l-mak] edl. fi. [ -r ] Bkkn duruma gelmek; bezilmek; usanlmak, bkmk, - [bir+ky-mk > bkmk] {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] (b km k)

I fC SOM. IM ffl E
b ikir1 [bk (yans.) > bk-r] is. Kaynama bildiren , yansmal gvde. S bikir bikir, {az} (K aynam ak iin) fk rtl s e s le r k a r a r a k ; f o k o r fo k u r. [Zlfkar]11 bikir bikir kaynam ak, {azj F o k u r fo k u r kayn am ak. [Zlfkar] bikir2, [? bikir] {az} is. Kayalarn paralanmasyla oluan yar; kayalk uurum. [DS] bkrk, - [bir+kr-k > bkrk] (b krk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bkka, [bk-ka] {az} sf. Ufak tefek; ksa boylu. [DS] bkkn, [bk-mak > bk-km] sf. Bilemi olan; bezgin, bkknlk, - [bk-km-lk] is. Bkkn olma durumu; bezginlik. bkla, [Ar. mukla (gzn ak ve g z b eb e i) / Sur. Ar. mkl / bk (yans.) > bk-la [Zlfkar]] {az} 1. Ky mal yumurta. 2. Yourt ve yumurta ile yaplan yemek. [DS] bkma, [bk-ma] is. Bkmak ii. bkm ak, [eT. blt-mek > bk-mak] gsz. f i [ - a r ] 1. Tekrarlanan eyler yznden insann doygunlua ve yorgunlua ulamas sonucu istemezlik durumu ortaya kmak. 2. m ecaz. Dayanlmaz hl almak, bktrc, [bk-tr-c] sf. nsanda bkknlk durumu ortaya karan, bktrm a, [bk-tr-ma] is. Bktrmak ii. bktrm ak, [bk-tr-mak] gl. f i [- r ] 1. Birinin bk masna yol amak. 2. Bkknlk vermek. 3. Usan drmak. bkyaz, [Far. bayz] {az} is. 1. Yeni yaplan ev dolaysyla verilen ziyafet. 2. nemli bir yitik eyin bulunmas sebebiyle verilen ziyafet. [DS] bil, [bil (vans.)] is. Oynama, dalgalanma, kmldanma anlatan kk. [Zlfkar] b l-d r bldr, bl-dr-da-m ak. S bil bil, {az} (G az lam basnn a lev i iin) titreye r e k ; tir tir. [DS] blam a, -c [bula-mak > bula-ma] {az} is. 1. Kay nam suya un koyarak yaplan bir yemek. 2. Pelte; muhallebi. [DS] bil ak, - [bula--mak > bla--k {eAT} {az} sf. 1. Bulak. 2. (Kii iin) birine balta olan; yapkan. [DS] blakan, [bula--mak > bla--kan o l L ] {eAT} sf. ok bulaan; svakan. blamak, [bula--mak > bla-mak j*-iio ] {eAT} {az} g s z .f. [-u r] Bulamak. [DS] bildik1 - [bl-dk] {az} sf. (Domates, ceviz vb , iin) ufak. [DS] bildik2, - [bld (yans.) > bld-k] sf. (Bir zar, kabuk vb. iinde bulunan eyler iin) basldnda veya sallandnda oynayan; titreyen; bngldayan, fi1 bildik bildik, {az} Sulu ve yu m u ak; bn gl bngl. [DS] bldr1, [bil / bld (yans.) > bld-r / bltr] {az}] is. Oynama, dalgalanma ve titreme anlatan yansmal

bkn, [bk (yans.) > bk-m ? / Mo. mikan (et) [Vladimirtsov] ,> i] {eT} is. 1. Kala. [EUTS] [Gabain] 2. {eT} {eAT} Br; bo br. [DLT] 3. {az} Omur ga; bel. [DS] bkmak, - [baka-n-ak > bkm-ak] {az} 1. Eklem. 2. Bilek. 3. Bakanak. [DS] bknmak, [bk (yans.) > bk-m-mak] {az} dnl. f i [- r ] Zorlayp birdenbire ayaa frlamak. [DS] bknt, [bk-mak > bk-mt] is. Bkma durumu; bezgi-

f f M

. 5

7
b lk ,

BN

gvde. [DS S b l d r b l d r , {az} (K ii ve hayvan larn yry iin) im anlktan titrem e h li; bn gl bngl. [ D S ] | | b l d r b l d r e t m e k , 1. (im an kim se veya besili s r iin) y a la r sallan m ak. 2. P elte g ib i sallanm ak.
b l d r 2,

[blh / bl()k (yans.)] is. imanlk ve yal, be sili olmay anlatan kk. [Zlfkar] f i 1 b l k b l k , {az} im an; tom bul; tkz; bllk bllk. [DS]

b l k a ,

[? blka] {az} is. 1. Rvet. 2. Bir emek karl olmayan hediye vb. [DS]

[bir+yl-dr > bldr jJ> / jJ* ] {eT} {eAT} {

b l k 1,

z} is. 1. Geen yl. 2. zf. Geen yl. [DLT] 3. Bir yl nce. [ D S ] b l d r c n , [bld (y/ms.) > e T budur-sun > *buld-ur-sln [Clauson] > bldr-cm] is. zool. 1. Tavukgillerden ksa bacakl, toparlak gvdeli, keklik bykln de, esmer benekli tyleri bulunan, yuvasn yerde ve ekin tarlalar iinde yapan, lman blgelerle scak kuak arasnda g eden bir av kuu, (Coturnix) 2. argo. Sokak kz. S b l d r c n e t i , Avlanan veya iftliklerd e retilen bldrcnn lezzet li eti. | b l d r c n g i b i , (K adn iin) k sa boylu, d o l | gun ca f a k a t alm l. b l d r m , [bld (yans.) > bld-r-m] {eT} is. zool. Bl drcn. b l d r d a m a k , [bld (yans.) > bld-r-da-mak] {az} g sz .f. [ - r ] [-()-y o r] 1. (Yaprak iin) sallanmak. 2. Parlamak. [DS]
b ld r g ,

[blg / blh / blk / bulk / blk / blg (yans.)] is. Mayalanma, kaynama, ekime, rme ve suyunu brakma gibi olaylar sonucunda kabarp snmeyi, dalgalanmay anlatan kk. [Zlfikar] blk blk etm ek, blk-k, blk--m ak. 0 b l k b l k e t m e k , {az} (lti hap iin) ii sv ile d o lm a k; yu m u am ak; rm ek. [DS] l k 2 , [blh / blk (yans.)] is. imanlk ve yal, besili olmay anlatan kk. [Zlfkar] bl()k blk, b l(l)k bllk.
- [blk--k / blk-a-k] {az} sf. i . Yumua m; sulanm 2. Olgunlam. 3. Erimi; zedelen mi. [DS] - [blk--k / blk-a-k] {az} sf. i . Yumua m; sulanm 2. Olgunlam. 3. Erimi; zedelen mi. [DS]

b lk a k ,

b lk k ,

b lk m a k ,

[bir+yl-dr+ki > bldr- [bir+yl-dr+ki > bldr-k [bir+yl-dr+ki > bldr-ki

{eAT} s f -* {eAT} s f -> {eAT} sf.

bldrki.
b ld r k ,

[blk (yans.) > blk--mak] {az} gsz. f . [r ] 1. rmeye, erimeye yz tutmak; bozulmak. 2. Yumuamak; sulanmak. 3. Zedelenmek. 4 . (Yara iin) iltihaplanmak. 5. (ltihap iin) su dolmak; rmek; yumuamak. [DS]

b lk n m a k ,

bldrki.
b ld r k i,

[blk (yans.) > blk--n-mak] (az} dnl, f . [- ir ] -* blkmak. [DS] [bula (hanm ) / Yun. pula (abla) / bula (yz rtl Trk kadn) > blla / abla / abula / abla] {az} is. 1. Abla. 2. Grmce. 3. Aa kars. 4. (obanlara gre) sr ve hayvan sahibi kadm. 5. Hanm; kadm. [DS]

b lla ,

b ld r s , [D S ]

Geen ylki. [bir+yl-dr-()-s-] {az} sf. Geen ylki.

blg, [blg / blh / blk / bulk / blk / blg (yans.)] is. Mayalanma, kaynama, ekime, rme ve suyunu brakma gibi olaylar sonucunda kabarp snmeyi, dalgalanmay anlatan kk. [Zlfkar] b lg blg. S blg blg, {az} i sv dolu olu p yum uayan. [DS] blgmak, [blg (yans.) > blg--mak] gsz. f [ - r ] 1. (Meyve iin) ok olgunlamaktan dolay yumua mak. 2. {az} (Yourt, turu vb. iin) ekimek; kf lenmek; kurtlanmak. [DS] bilgin, [Ar. blln (blr.n) {OsT} is. Afet; mu sibet; felaket. blh1 [blg / blh / blk / bulk / blk / blg (yans.)] is. , Mayalanma, kaynama, ekime, rme ve suyunu brakma gibi olaylar sonucunda kabarp snmeyi, dalgalanmay anlatan kk. [Zlfkar] blh blh .fi1 blh blh etmek, {az} (i sv dolu es n e k ey ler iin) h a rek et ettirilin ce yu m u aka sa lla n m a k; blkmak. [DS] blh, [blh / blk (yans.)] is. imanlk ve yal, besili olmay anlatan kk. [Zlfkar] blh blh, bl()h blh. blh, [blh (yans.) > bl()h] {az} sf. Yal; iman; tkz. [DS] S blh blh, {az} im an; tom bul; tkz; bllk bllk. [DS]

b lla k m a ,

[bir+lokma > bllakma] (b lla k m a ) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] [bir+lokma-ck > bllakmack] (b 7lakm ack) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS]
- [blk (yans.) > bl(l)k] is. imanlk ve yal olma bildiren gvde. S b l l k b l l k , ( ocu k veya kadn iin) o k tom bul; etli butlu.

b lla k m a c k , -

b l l k 1,

b l l k 2, -

[blk (yans.) > bl(l)k] is. Sulu ve yumuak olma bilderen gvde. S b l l k b l l k , {az} Sl; yu m u ak; bn g l bngl. [DS] | b l l k b l l k e t m e k , j {az} 1. i sv dolduu iin yum uam ak. 2. (Y ara iin) iltihap d o la r a k yum uam ak. [DS]|| b l l k b l l k o y n a m a k , {az} -* bllk bllk etmek. [DS] [blk (yans.) > bl(l)k-mak] {az} gsz. f . [- r ] 1. rmeye, erimeye yz tutmak; bozulmak. 2. Yumuamak; sulanmak. 3. Zedelenmek. [DS]

b llk m a k ,

[bil (yans.) > bl(l)-m] is. Sulu ve yumuak olma bilderen gvde. S b l l m b l l m e t m e k , {azj (Y ara iin) iltihap d o la r a k yu m u am ak; rm ek. [DS]|j b l l m b l l m o y n a m a k , {az} - bllm bllm etmek. [DS] b i n , [bl-n / bi-n] {eT} is. Bin. [Gabain]
b illim ,

BN bnar, [bng / bin (yat.) > eT. mun-ar > bun-ar > bnar] is. {az) eme; pnar. [DS] bndldamak, [bmg (yans.) > bmg-l-da-mak > bdl-da-mak] gsz. f . [- r ] [-d ()-y o r] {az} -* bngl damak. [DS] bng1, [bmg (yans.)] is. imanl, yall ve etlerin sarkklk sonucu oynamasn anlatan kk. [Zlfkar] b n g -l bngl, bn g-l-da-m ak, bn g-l-da-k. bng2, [bin / bmg / bmk / bng / bunk / bung / bn / bng / bnk (yans:)] is. Bir svnn kaynar gibi ka barp snmesini, bir yerden veya kaynaktan aralkl olarak kn anlatan kk. [Ziilfkar] bm g -l-d am ak, bng-l-dak. bngJ, [Mo. minan > bin / bin / bin / min] (bin) {eT} is. Bin; 1000. S bmg ba, B in ba. [Gabain] bnga, [bin (bin) > bn-a] (bina) {eT} is. Bin askerden oluan asker birlik. [ETY] S bnga ba, B in ba. [Gabain] bngar, [bun (yans.) > bn-ar jlSLu] (bnar) {eT} {eAT} is. Pnar; eme. [Clauson] bngl, [bmg (yans.) t eT. ban-l (gekin mey\>e) > bng-l] is. imanlk ve yallk bildiren yansmal gvde. 0 bngl bngl, 1. Vcudu o k dolgun ve im an, k a sla r g ev ek olduu iin h a rek et h alin de etleri titreyen. 2. {az} E tli; y a l; im an. [DS] 3. {az} (Y ara iin) azm ; iltihapl. [DS] 4. {az} (Erim i katilar, svlar, k a s vb. iin) oynam a, s a l lan m a ve titrem e durumunu belirtir. [DS] bngldak, - [bngl-da-y-k / bmgl-dak] is. 1. ocuklarda kafatas kemiklemeden nce kemikle rin birleme yerlerinde grlen kkrdak yapl alanlar. 2. m ecaz. Oyuncak. 3. Bataklk. 4. {az} Suyun kaynama hli. [DS] 5. {az} sf. (Kadn iin) etleri hareket halinde iken sarslacak, oynayacak hlde. [DS] 6. {az} Sznde durmayan; oynak. [DS] bngldama, [bmg (yas.) > bmg-l-da-ma] is. Bngl damak ii. bngldamak, [bmg (yans.) > bng-l-da-mak] gsz. f . [- r ] [-d ()-y o r] 1. imanlktan tr etleri titre mek. 2. Yumuaklktan tr hafif sarsntda oy namak. 3. {az} (Bataklk iin) basld zaman iki yana oynamak. [DS] 4. {az} Zonklamak. [DS] bngldayk1, [bml-da-yk JjIaai.] {eAT} {az} is. Bngldak. [DS] bngldayk2, [bml-da-yk] {az} is. Kaynak; pnar. [DS] bnglkak, - [bml-dak > bmglkak] {az} is. Bn gldak. [DS] bngllk, [bmg (yans.) > bmgl-lk] is. 1. imanlk. 2. imanlk dolays ile uyuukluk; tembellik, bnkmak, [*tmk-mak [Clauson] / bmk-mak] {eT} gsz. f. [-u r] yiletirmek; ifa vermek; tedavi et mek; saaltmak. [EUTS]

l M I M S M .

bnk, [bin / bmg / bmk / bng / bunk / bung / bn / bng / bnk (yans.)] is. Bir svnn kaynar gibi ka barp snmesini, bir yerden veya kaynaktan aralkl olarak km anlatan kk. [Zlfkar] bm k-l-damak, bm k-l-da-y-k. bnkldamak, [bmk-l-da-mak] {az} gsz. f . [- r ] [d ()-y or] Zonklamak. [DS] bmkldayk, [bm-l-da-y-k gldak. b ir1, [bir (yans.)] is. Yksek sesle barmay, az kavgas grltsn anlatan kk. [Zlfilcar] b ir b-, brbr-lan -m ak. bir2, [bir / bir / bir-i] {eT} zf. 1. Burada; sa taraf. [Gabain] 2. Gney. [Gabain] bragnd, [brak-mak > bra-md e yaramaz duruma gelmi eya; dknt, bram t, [brak-mak > brak-nt] {az} is. (Hayvan lar iin) dk yavru. [DS] brahm ak, [brak-mak > brah-malc f . [-u r] Brakmak, braklm a, [brak-l-ma] is. Braklmak ii. braklm ak, [bralc-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. Brakmak ii yaplmak; brakmak eylemine konu olmak. 2. Terk edilmek, brakm, [brak-m] is. Brakmak eylemi; brakmak eyleminde bulunma giriimi ya da ilemi; terk, brakm t, [brak-mt] {az} is. 1. Geline getirilen hediye. 2. Deniz ve akarsularn kylarda brakt artklar; birikinti. 3. Pi. 4. Braklm kadn. 5. Ekilmeden braklan tarla. [DS] brakma, [brak--ma] is. Brakmak eylemi; m tareke. brakm ak, [brak--mak] ite, f. [-r ] Sava kar lkl olarak brakmak; mtareke yapmak, brakm a, [brak-ma] is. 1. Brakmak eylemi. 2. Terk etme; vaz geme. 3. Gitmesine izin verme. 4. Bir yere koyma; tutmaz olma. 5. {az} Baln gelecei yan ak olmak zere yarm daire biiminde ular kvrlarak suya braklan a. [DS] 6. {az} Byk a. [DS] brakm ak, [Alt. bir (terk, atlm a) > brak-mak JaJj^ / ^ I j o ] gl. f . [-r ] 1. Elde tutulan veya taman e yi tutmaz olmak. {eAT} (ayn) 2 Eldeki, srttaki bir eyi bir yere koymak; indirmek. {eAT} (ayn) 3. Bir ii veya almay bitirmeden sona erdirmek; kes mek. 4. Bir alkanlktan vazgemek; alkanl srdrmeyi kesmek. 5. Terk etmek; ayrmak; ay rlmak. 6. Birinin bir eyi yapmasna engel olma mak; mani olmamak; msaade etmek. 7. Gitmesine engel olmamak; gitmesine izin vermek; salmak. 8. Teslim etmek; vermek. 9. (Byk ve sakal iin) uzatmak; koyuvermek; sarktmak. 10. Miras kal masn salamak. 11. Sahiplik hakkn bir yere ve {eAT} gl. {eAT} is. {eAT} is. Bn

m f l i m i k s b m 589

BI

ya birine devretmek; balamak. 12. Baka bir zamana ertelemek; tehir etmek. 13. Geriye kalma sn salamak. 14. Korumak zere vermek; emanet etmek. 15. Sorumluluu bakasna vermek; dev retmek. 16. Snf geirmemek. 17. Unutmak; u ramamak. 18. (ne .. ne ile yaplan olumsuz cmle lerde) tmn kapsatmak. N e m a l brakt n e mlk, hepsini satt, yedi. 19. (Erkek iin) eini boamak; einden ayrlmak. 20. Vazgemek; deer vermez olmak; saymamak. B r a k u bilm em neyi A llah a kna. 21. Bir mal, pazarlk sonucu fiyat indirimine raz olarak satmak; indirim yaparak vermek. 22. Beraberinde bulunmas gereken eyi yanma alma mak. 23. Yapk bulunmas gereken eyler ayrl mak; yerinden kopmak; almak. 24. {eAT} kar mak; salmak. 25. {az} (Hayvan iin) dk yap mak; yavruyu vakitsiz dounnak. [DS] 26. {eATI Atmak. 27. gsz. fi. Tutmaz olmak; ilemez olmak. Souktan e lleri d e brakm t, fi1 brau grmek, {eAT} B rakv erm ek,| brak A llahn seversen | (Allah akna), Birinin d e e r v er ilec ek nitelikte o l madn ifa d e etm ek iin ku llan lr.| Braknz | yapsnlar, braknz gesinler, ynt. D evletin, k i ilerin ekon om ik fa a liy e tle rin e karm aktan ziyade onlar koru m as gerektiini, a n c a k kiilerin g leri stnde olan ileri stlen ebilece in i savunan A dam Smith in sz. brakmamak, [brak-ma-mak] gl. f . [-z ] [-()-y o r] (Bir eylem iin) srekli ve iddetli olmak, braktrma, [brak-tr-ma] is. Braktrmak ii. braktrmak, [brak-tr-mak] g l f i [ -r ] 1. Bir eyi brakma iini bakasna yaptrmak. 2. Bir eyi biri nin brakmasn salamak, brangar, [Mo. baran (sa) + gar (kol)] is. Mool askeri kuruluunda ordunun sa kanad, brant, [brak-mak > bra(k)-mt > brant > brnt] (brant) {az} is. 1. Braklm olan ey. 2. sf. Yetim ve kimsesiz. [DS] brbr, [bir (yans.) + bir] {az} sf. Gevezelik; sylen me. [DS] brbrlanmak, [bir (yans.)+br-la-n-mak] {az} dnl. f [-r] Gevezelik etmek; yerli yersiz sylenmek. [DS] brdrdamak, [bir (yans.) > br-dr-da--mak / bdr-da--mak] {az} ite, f i [ -r ] Az kavgas et mek. [DS] brg, [brg (yans.)] is. Kurcalamay, kartrmay an latan kk. [Zlfkar] brg -a-la-m ak. brgalamak, [brg (yans.) > brg-ala-mak] {az} gl. f- M [ -l()-yor] Kartrmak; elle kurcalamak. [DS] brgaru, [*ber > *ber-ger > br-aru [Clauson]] {eT} zf. Gneyden, brg, [br / bar] {eT} sf. Kokmu. [DLT] brtmak, [br-t-mak] {az} gsz. f i [-r ] Darlmak; alnmak; somurtmak. [DS]

b rk 1 [brk (yans.)] is. Kaynayp kma biiminde , glmeyi anlatan kk. [Zlfkar] brk-l-da-m ak. brk-, [brk (yans.)] is. Kurcalamay, kartrmay an latan kk. [Zlfkar] brk-a-la-m ak. brkalam ak, [brk (yans.) > brk-ala-mak] {azj gl. fi. [-r ] [-l()-y o r] Kartrmak; elle rseleyerek oy namak; kurcalamak. [DS] brkaru, [*ber > *ber-ger > br-aru [Clauson / brkaru] {eT} is. Gney; cenup. [EUTS] brk, [*brk-mak > brkl-mak > brk-] {eT} is. Atn veya eein genizden kard ses. [DLT] brkldam ak, [brk (yans.) > brk-l-da-mah] /azj gsz. fi. [ - r ] [-d ()-y o r] 1. Kaynamak. 2. Glecei gelmek; birden glmeye balamak. [DS] brkrm ak, [brk (yans.) > brk-r-mak] {eT} gsz. fi. [ur] (At ve eek iin) burnundan haprk eklinde ses kartmak. [Clauson] brnar, [Yun. prinari => prnar] {az} is. Bir mee cinsi; prnal, (Jn iperu s sabin a, C uercus ilex). [DS] brt, [brt (yans.)] is. Patlayp kmay, skan hava ya da svlarn dar klarm, halama sonucu patlayp dalmay, birden kurtulmay anlatan kk, brt-la-k, brt-la -m ak. brtl, [Ar. brtl (brti.l, t kaln sylen ir) is. 1. Rvet. 2. Rvet olarak verilen ey. 3. Varyoz. brtlak, - [brt-la-k] {az} sf. 1. ok olgun. 2. (Gz iin) patlak. 3. (Yanak iin) sarkk. [DS] brtlam ak, [brt (yans.) > brt-la-mak] gsz. f . [ - r ] [l()-y o r] - * prtlamak, brtm ak, [brt-malc / birt-mek / bart-mak] {eTj gl. f i [-u r] 1. Krmak; paralamak; yaralamak. [EUTS] [Gabain] 2. ekil vermek; yn vermek. [EUTS] bruk, [buyur-mak > buy(u)r-ulc > br-uk] {eT} is. Hakann yanma derecesine gre bykleri alan ve yer gsteren grevli, terifat; buyruk. [DLT] bs, [bs (yans.)] is. Sinmeyi, rknt duymay anla tan kk. [Zlfkar] bs-r-k, bs-r-k-l. bsat, [Ar. bist] {az} is. Elbise; pusat. [DS] bsrk, - [bs-r-k] {az} sf. e yaramaz; psrk; hastalkl. [DS] bsrkl, [bs-r-k-l] {az} sf. -* psrk. [DS] bsta, [Far. beste ? > bsta / biste] {eT} is. Tccar evinde konuk eden, maln satveren ve tccar d nerken onda bir ba koyun alan kimse, barm ak, [b-ar-mak] {eT} gl. f i [-u r] Olgunlatr mak. [EUTS] bg, [b-mak > b-g] {eT} sf. 1. Olgun. 2. Pimi. [Gabain] blak, - [b-la-k] {az} is. Peynir. [DS] bmak, [b-mak / bi-mek] {eT} {az} gsz. f i [ - a r ] [eT. -u r] 1. Olmak; pimek. [Gabain] [EUTS] 2. Ol gunlamak. [ tigsizler] [EUTS] [DS] tarlm ak, [b-ur-mak> b-(u)r-l-mak] {eT} e d il.fi [-u r] Piirilmek.

BI

M K E HUR.
yerde kald iin yeme ime konusunda huysuz lamak. [DS] btrm ak, [Ar. batr => btr-mak] {az} gsz. f . [-r] Sevinten dolay taknlk yapmak. [DS] btmak, [bit (yans.) > bt-mak] {az} gsz. f . [-a r ] Skt yerden birden kurtulmak. [DS] btmul, [Sansk. pippala] {eT} is. Biber. [EUTS] btn, [Ar. btn {OsT} sf. 1. (Kii iin) zengin. 2. Bodur. 3. Obur. 4. akn. 5. Yalnz kendi karn dnen. btna, [Ar. btna-uk] {OsT} is. 1. Mide dolgunluu. 2. Maln ve parann okluundan doan sevin, btrak, - [bt-rak] {az} is. d. [DS] bittik, - [eT. bt-mek (bitim ek) / bit (yans.) > bt(t)-k] {az} is. Diilik organ. [DS] bittim, [Ar. butm > bittim] {az} is. 1. Bir tr fstk aac. [DS] 2. Defne tohumu, bttih, [Ar. btth ^lu] (btti:h, t ve h kalr sylenir) {OsT} is. 1. Kavun. 2. Kapuz. b ttrm ak 1, [ft-tr-mak ? > bt-tr-mak] {az} gsz. f . [-r ] Sevin yznden taknlk gstermek. [DS] bttrm ak2, [bt-tr-mak] {az} gl. f . [ -r ] Bir eyi iki parmak arasnda sktrp bastrarak ileri doru frlatmak. [DS] btt, [eT. bt-mek (bitim ek, kayn am ak) / bit (yans.) > bt(t)-] {az} is. -* bittik. [DS] byam, [t. pian ? => meyan / piyan / byam] {az} is. Meyan kk bitkisi. [DS] byk, - [eT. bd-l > byk] is. 1. st dudak zerin de kan kllar. 2. Asma ve sarmak gibi trmanc bitkilerin tutunmasna, trmanmasna yarayan filiz leri. 3. Baz balklardaki deri uzantlar. 4. dnz. Yelkenli gemilerde, ba taraftaki gen yelkenlerin bal olduu diree dikey olarak konulmu yatay seren. 5. {az} Asma filizi. [DS] S byna gl mek, {eATJ S a k aln a g lm ek.| byn burm ak, | {eAT} B b rlen m ek ; gururlanmak.\\ byn balta kesmez olmak, {eAT} 1. o k k ib irli olm ak. 2. K im sed en korku su olm amak.]] by yelli, {eAT} K ib ir li; gururlu.]] byna glmek, A lay etm ek.| by | n okutmak, Yeni brakt byklar iin h o ca y a du a ettirmek.]] byn silmek, B ir iin sonuna geld i in i d n erek yapm aktan vazgem ek. | by | yelli, Gururlu; kibirli.]] byk altndan glmek, G izli gizli sevinm ek, a la y etmek.]] byk brakm ak, B yklarn tra etm eyip uzatm ak.| byk burm ak, | 1. alm y a p m a k a m a cy la byklarn eliy le bk mek. 2. B b rlen m ek ; gururlanmak.]] byk ek mek, B o y a ile st d u da n a byk e k li yapmak.]] byk fal bakm ak, D urm adan by ile oyn am ak.| | byklar terlem ek, D elikan llk a n a g irm ek; byklar km ay a balam ak.]] byklarn balta kesmemek, 1. K im seden korku su olm am ak. 2. ok

brun, [b-mak > b-(u)r-un] {eT} s f 1. Olgun. 2. Ustalam; temrinli. [Gabain] brunmak, [b-mak > bur-malt > b-(u)r-unmak] {eT} gsz. f [-u r] 1. Olgunlamak. 2. Talim etmek; ilemek; uygulamak. [ ttigsizler] 3. renmek; ite pimek; pikin hle gelmek. [EUTS] brunulm ak, [brun-mak > brun-ul-mak] {eT} edil. f. [-u r ] Tamamyla yapabilir olmak; beceri ka zanmak. burm ak, [b-ur-mak] (eT) gl. f . [-u r] Piirmek. [EUTS] b i t , [bd / bit (yans.)] is. Grltl patrtl, kaba ve dzensiz konumay; ba artc konumay, geve zelik ve dedikodu etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] bit b it etm ek, bt-dak bit2, [bit (yans.)] is. Baslp sktrlan bir yerden bir nesnenin frlamasn anlatan kk. [Zlfkar] bt-m ak, bt-tr-m ak. bit3, [bit (yans.)] is. Patlayp kmay, skan hava ya da svlarn dar klarn, halama sonucu pat layp dalmay, birden kurtulmay anlatan kk, bt-k, bt-m ak, bt-t-. bta, -a i [Ar. bt5 * lk>] (bta:) {OsT} is. Gecikme; ar davranma, btaka, [Ar. btka aU (b ta :k a) {OsT} is. Yazl k su] k kt; pusula; yafta; varaka, btane, [Ar. btne -lL] (bta.n e) {OsT} sf. 1. Gizli ey; gizlenilen durum. 2. is. Mahrem; srda. 3. Bir eyin ortas. 4. Astar, btbdk, - [bit (yans.) +bt-()k] {az} is. 1. Tavuk sesi; gtgdak. 2. Bldrcn. [DS] btbt1, [bit (yans.) + bit] {az} sf. Geveze. [DS] btbt2, [bit (yans.) +bt] {az} is. nce bulgur. [DS] btbi, [Sansk. pippala] {eT} is. Biber. [Gabain] [EUTS] btdak, - [bit (yans.) + bt-dak] {az} zf. (Konumak iin) hzlca. [DS] btdh, [eT. bt-mek (bitim ek) / bit (yans.) > bt(d)-k > bddh] {az} is. -* bittik. [Gemalmaz] bitik, - [eT. bt-mek (bitim ek) / bit (yans.) > bt-k] {az} is. -* bittik. [DS] bitim, [Ar. butm => bitim] is. Yabani fstk aac, bitir, [Ar. batr => bitir] {az} sf. 1. Gamsz; dn cesiz. 2. (Hayvan iin) kapal yerde kalmaktan do lay huysuzlaan. 3. (Havan iin) ar beslenmek ten dolay azgnlam. [DS] S bitir olmak, {az} 1. Arszlam ak. 2. G am szlam ak. btrak, - [bit (yans.) > bt-r-ak / bt-()r-ak / pt-rak] {az} is. Krlarda yetien bir yabanc otun d dikenli tohumu. [DS] btrlam ak, [btr-la--mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. Gamszlamak. 2. Arszlamak. 3. (At iin) kapal

1 J B

BZ bzdk3, - [biz (yans.) > bz-dk] {az} is. 1. Kuyruk sokumu. 2. Cinsel organ. [DS] bzdklamak, [biz (yans.) > bzdlc-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. Kamak. 2. Mzklk etmek. [DS] bzgmak, [biz (yans.) > bz-g-mak] {az} gsz. f . [r] Mzklk etmek; oyunbozanlk etmek. [DS] bzgnc, [biz (yans.) > bz-mak > bz-gm-c] {az} is. Mzk; oyunbozan. [DS] bzgrm ak, [biz (yans.) > bz-gr-mak] {az} gsz. f . [-r ] (Yourt, turu vb. iin) ekiyip paslanmak veya kurtlanmak. [DS] bzgi, '[Gre, bizik] {az} is. Eek ars. [DS] bzk1 - [biz (yans.) > bz-k] {az} is. Sidik; idrar; , i. [DS] S bzk etmek, {az} em ek. [DS] bzk2, - [biz (yans.) > bz-k] {az} is. Ka atlan parmak. [DS] bzk3, - [bz-k / bzzk] {az} is. Sknt. [DS] S bzk bzk olmak, {az} P a n i e kap lm a k; k a a c a k d e lik a ra m a k ; sinm ek. [DS] bzk, [biz (yans.) > bz-dc-] {az} sf. Mzk; oyunbozan. [DS] bzklamak1, [biz (yans.) > bz-k-la-mak] {az} gl. f . [- r ] Ka parmak atmak. [DS] bzklamak2, [biz (yans.) > bz-k-la-mak] gsz. f . [- r ] [-l()-y o r] 1. Zor karsnda armak. 2. {az} Oyunbozanlk etmek; caymak; mzklk etmek. [DS] bzkmak, [biz (yans.) > bz-lc-mak] {az} gsz. f . [r] 1. Sklmak; skmak; bunalmak. 2. Ackmak. 3. Oyun bozanlk etmek; mzklk etmek. [DS] bzktrm ak, [biz (yans.) > bz-k-tr-mak] {az} gl. f . [-r ] Tadm karmak; usandrmak. [DS] bzlam ak1, [biz (yans.) > bz--la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] Kederlenmek. [DS] bzlamak2, [buza > bz-la-mak] {az} gsz. f i [-r ] [-l()-y o r] (Sr iin) dourmak; buzalamak. [DS] bzlam ak , [biz (yans.) > bz--la-mak] {az} gsz. fi. [- r [-l()-y o r] emek; i yapmak. [DS] bzm, [biz (yans.) > bz-m] {az} is. 1. Kei. 2. Da var. [DS] bzr, [Ar. bazr / bazr / J k is. anat. Kadnlarn ] avret yerinde bulunan dilcik; bitrik; dl; klitoris, bzrdamak, [biz (yans.) > bz-r-da-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] [-d ()-y o r] Kendi kendine konumak; mrl danmak; homurdanmak; sylenmek. [DS] bzrk, - [biz (yans.) > bz-r-k] {az} is. Eritilmi kuyruk yandan arta kalan kkrdaklar. [DS] bzlac, [buza > baza-la-y-c] {az} sf. (Sr iin) gebe; buzalayc. [DS] bzlam ak1, [buza-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [~l()~ y o r ] (Sr iin) dourmak; buzalamak. [DS] bzlamak2, [biz (yans.) > bz-la-mak] {az} gsz. f i [r ] (Et iin) atete pimek. [DS]

kibirli olm ak. | b y k l a r e l e a l m a k , D elik a n llk | an a girm ek. | b y k m a a s , B y k la ra e k il ver | m ek iin kullanlan m aa. | b y k y a s t , (az} B | y o altm a k iin, ularnn altn a sa k a ld a n e k le nen ksm. [DS] bykdak, [byk-dak j-iio] {eAT} sf. By terlemi.
b y k la n m a ,

[byk-la-n-ma] is. Byklanmak eylemi

ve durumu.
b y k la n m a k ,

[byk-la-n-mak] gsz. f i [ -r ] 1. By kmak. 2. Bykl duruma gelmek, b y k l , [byk-l] sf. 1. By olan. 2. Bym tra etmemi olan. 3. (Taze fasulye, bakla gibi bitkiler iin) ok klkl. 4. {az} Yayn bal. [DS] t? b y k l b a l k , zool. S azan gillerden tatl su la rd a yaayan en esin in altn da d rt tane byk bulunan kem ikli b ir tr balk, (B arbs fluviatilis).\\ b y k l F a d i m e , {az} K a d n y a ra d ll erkek. [DS]j| b y k t a , {az} K m r o c a k la rn d a odunun bittii y e r e sralanan ta. [DS]|| b y k l y a p i y a z v e r m e k , argo. P olisle iyi gein m ek. b y k s z , [byk-sz] sf. 1. By olmayan. 2. Byn tra etmi halde olan.
b i z 1,

[biz (yans.)] is. Czrt ile yanma ya da pimeyi anlatan kk. [Zlfkar] bz-la-m ak. [biz (yans.)] is. Ekimeyi, mayalanmay, kf lenmeyi anlatan kk. [Zlfkar] bz-gr-m ak. [biz (yans.)] is. Vzlt sesini anlatan kk. [Zlfikar] bz-b-l-dk.

b i z 2,

b i z 3,

b i z 4,

[biz / biz (yans.)] is. (nsan ve hayvan iin) vzltl iemeyi anlatan kk. [Zlfikar] bz-k etm ek, bz--la-m ak, bz-k. [biz / biz / bz (yans.)] is. ten kamay, kay tarmay, mymntlk ve mzklk etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] bz-dk-la-m ak, bz-k-, bz-k bzk, bz-k-la-m ak, bz-k-tr-m ak. [buza / bz] (hza:) {az} is. Buza. [DS] [Ar. bd'a / bd'at / bz'at apL^] (bz a:a) [Ar. bd'a / bd'at / bz'at itU u] (bza:at) [bz-au ji>\j j {eAT} is. Buza.

b i z 5,

b z a ,

b z a a ,

{OsT} is. -o- bzaat.


b z a a t,

{OsT} is. 1. Anapara; sermaye. 2. Bilgi,


b z a g u ,

b z b ld k ,

- [biz (yans.) > bz(b)-l-dk] is. {az} nce st dalndan yaplan ddk. [DS]

b z b lik ,

- i [biz (yans.) > bz(b)-l-ik] is. {az} -* bzbldk. [DS]

b z b z ,

[biz (yans.) + biz] is. Davul alarken sol elle vurulan kk denek. b z d k 1, - [Erme, piztik (kk) => bzdk] is. 1. Kk, afacan ocuk. 2. {az} sf. Ksa boylu; cce; bodur. [DS] S b z d k b z d k , {az} (K p ek yav ru lar iin) o k sa y d a ve kk. [DS]
b z d k 2, -

[biz (yans.) > bz-dk] {az} is. Adm.

[DS]

BZ

l e i

bzlamak , [biz (yans.) > bz-la-mak] {az} gl. f f - r ] [-l()-y o r] Bir eyi brakmak; terk etmek. [DS] bzlamak4, [biz (yans.) > bz-la-mak] {az} g s z .f. [r ] [-l()-y o r] Sklmak; skmak; bunalmak. [DS] bzlamak5, [biz (yans.) > bz-la-mak] {az} gsz. f. [r ] f-l()-y o r ] emek; i etmek. [DS] bzr, [Ar. bzr Jk>] {OsT} is. Bo; beyhude. bzzk1 - [bz-k / bzzk] {az} is. Sknt. [DS] , bzzk2, - [biz (yans.) > bz(z)-k] {az} is. Kk para; tr, fi1 bzzk bzzk, {az} (K rlm ak iin) s r a g ib i p a r a p a r a . [DS] bi-1, [Ar. bi- ^ {OsT} n ek. Bana getirildii Arap a kelimelere ile, b ir lik te anlam katan edat k kenli n ek. S bi-avni, {OsT} Yardm yla.| bi-av| nillhi tela, {OsT} A lla h n yard m y la.| bi-ay| nih, jOsT} O lduu g ib i; tpk.| bid-dava, {OsT} | D av a e d e r e k .| bid-dave, {OsT} D avet e d e r e k .| | | bi d-defat, {OsT} D e fa la rla ; b ir o k kez.| bid| devlet vel-ikbal, {OsT} D evlet ve ik b a l ile.\\ biddevr, {OsT} D evreden ; dolaarak.]] bid-du, {OsT} D u a e d e rek .| bi-ecmihm, {OsT} H ep si; c m lesi.| | | bi-esrihi, {OsT} H ep bir a ra d a. j bi-eyyi-hl, {OsT} | H erh a ld e; m utlaka; elbette.\\ bi-fazlil-lahi tela, {OsT} A llahn fazlyla.\\ bi-gayr, {OsT} 1. B aka sy la. 2. - s z .| bi-gayr-i hakkn, {OsT} H aksz y e r e ; | h aksz o la r a k .| bi-gayr-i kasdin, {OsT} stem ey e | r e k ,| bi-hakkn, {OsT} H akkyla; tam am yla,| bi| | hamdi lillh, {OsT} A lla h a k r olsun.| bi| haseb, {OsT} B akm n dan ; -ce.|| bi-hasebil-m ertib, {OsT} R iitbe bakm n dan ; r tbece. | bi-hase| b il-rf vel-izafe, {OsT} det oldu u g ib i; a ll m dzene gre.\\ bi-ibretih, {OsT} K elim esi kelim esin e ayn; tpks.\\ bi-iznillh, {OsT} A l l a h n izniyle. | bi-iznillhi tela, {OsT} A llah'n | izniyle.| bi-izn-i er, {OsT} eriatn izniyle.| bil| | fiye, {OsT} E sen lik le; y a ra m o la r a k ; a fiy etle.| | bi l-farz, {OsT} S ay m aca o la r a k ; diyelim ki; farzed elim ki.\\ biI-fil, {OsT} E ylem li o la r a k ; g e r ekten ; bizzat.| bil-hssa, {OsT} zel o la r a k ; | m ahsus; hususi o la r a k .| bil-hayr, {OsT} H ay rla; | uurlu o la r a k .| bil-hkm, {OsT} .. hkm nden | d o la y ; .. hkmyle.\\ bil-cab, {OsT} G erek'duyul duu iin ; g er e in c e.| biI-icr, {OsT} Y aparak; | ic r a ed erek . | bil-iddi, {OsT} d d ia iin ; iddia | ile.\\ bil-iftihar, {OsT} iinerek; iftiharla.\\ biIihtimam, {OsT} zen erek; zen le; dikkat e d e rek .| | bil-ihtirm , {OsT} Sayg du yarak; saygyla.\\ bilihtiyar, {OsT} D ile iy le; isteiyle. | bil-iktidr, | {OsT} ik tid a r ile ; g c yle; erkiy le.| bil-iktisb, | {OsT} E ld e e d e rek ; kazanarak.\\ bil-iktiz, {OsT} G erektiin den.| bil-iltizm, {OsT} B ile b ile .| bil| | imla, {OsT} Szlerim y a z d ra ra k ; dikte ettirerek .| | bi l-imtihan, {OsT} S n avla; imtihan e d e r e k .| bil| imtisl, {OsT} rnek v ererek; misallendirerek.\\ bi l-imtizc, {OsT} A n laarak; u yu arak.| bi I-im|

z, {OsT} m za e d e r e k ; im zalanarak.]] bil-incimd, {OsT} D on arak . | bil-infz, {OsT} Yerine g etirerek ; | infaz y o lu y la ; yaparak.\\ bil-infilak, {OsT} P atla m a su retiyle; in filak e d e r e k ; patlayarak.\\ bil-infikk, {OsT} z lerek; a y rla ra k ; y a rla ra k ]] bV\infird, {OsT} A yrlm ak su retiyle tek b a n a kala r a k .| bil-infisl, {OsT} Yerini brakp g id erek ; | u z a k la a ra k ; a y rla ra k .| bil-inikd, {OsT} B ir a| ra y a g e le r e k ; toplanarak.\\ bil-inkism, {OsT} B lm lere, ksm lara a y r a r a k ; blerek.\\ bil-inkif, {OsT} G elierek ; alarak.\\ bil-intc, {OsT} Sonu la n a ra k ; n etic elen erek .| bil-intihb, {OsT} S e e | rek:.| bil-intikal, {OsT} B irin den d i erin e g e e r e k ; | intikal ederek.\\ bil-intisb, {OsT} B irin e m ensup o la r a k .| bil-ire, {OsT} G stererek ; g sterip re| terek . | bi l-irkb, {OsT} Bindirilerek.\\ bil-iskt, | {OsT} Azn k a p a ta r a k ; su stu rm akla.| bil-isticl, | {OsT} A cele e d e r e k ; iv ed ilikle.| bil-ister, {OsT} | K ira y a v er ere k ; k ir a la m a k suretiyle.\\ bil-isticvb, {OsT} C evabn a la r a k ; soru tu rarak.| bi l-istidll | (d a l ile), {OsT} D elil g etire rek ; y o l g ster ere k .| | bil-istidll (dat ile), {OsT} Yoldan k a rm a k su re tiyle; k a n d ra ra k .| bil-istifde, {OsT} Y ararlan a | ra k ; fa y d a la n a ra k ]] bil-istifsr, {OsT} Sorup a n la y a r a k ,| bil-istihbr, {OsT} H a b e r a la r a k .| bi l| | istihdm, {OsT} H izm etinde o la r a k ; ku lla n a ra k . | | bil-istihkk, {OsT} H akk ile; h a k etm i o la ra k ; laykyla. | bii-istihsl, {OsT} reterek; m eydana | g etire rek ; husule g etire rek .| bil-istikbl, {OsT} | K a rc g id e r e k ; k a r la y a ra k ,| bil-istikll, {OsT} | B am sz o la r a k ; balbana.\\ bil-istilzm, {OsT} G erek li g r e r e k ; g er ek tir ere k ,| bil-istimlk, {OsT} | K am u la tra ra k; istim lak yoluyla.\\ bi l-istintk, {OsT} Sorgu ya e k e r e k ; so rg u la y a ra k , | bil-istirr, | {OsT} ster istem ez.| bil-istisn, {OsT} A yrarak; | ay rm a ile. | bil-istire, {OsT} D a n arak ; istiare | y olu y la .| bil-istzn, {OsT} zin a la r a k ; ruhsat | ile.| bil-i r, {OsT} Yaz ile bild irerek .| bil-igl, | | {OsT} g a l ederek.\\ bil-itir, {OsT} Satn alara k .| bil-itirk, O rtaklaa; b irle er ek .| bil-it, | | {OsT} V ererek; v erm ek su retiyle. | bil-itirf, {OsT} | B ir ey i g izlem ed en s y ley erek ; itir a f ederek.\\ bilitm m , {OsT} Tam am e d e r e k ; bitirerek.\\ bil-ittifk, {OsT} B e r a b e r c e ; uyu arak; elbirli iy le; oy birli iy le, | bil-ittihd, {OsT} B ir le er ek ; b ir a ra y a | g e le r e k .| bil-ityn, {OsT} G etirerek.| bil-izfe, | | {OsT} B ir e y e b a la y a ra k ; iliik o la r a k ; ilikin o la r a k ; b a l o la r a k .| bil-izzi ve l-ikbl, {OsT} z | zet ve ik b a l ile.\\ bil-kalb, {OsT} D eitirm e yolu y la]] bil-kayd, {OsT} K ayt y a p a r a k ; k a y d ed erek , | | bil-kef, {OsT} K e fe d e r e k .| bil-kimy, {OsT} | K im y a sa l y o lla ; kim y aca ]\ bil-kuvve, {OsT} Yalnz dn ce o la r a k ; tasavvur halin de]] bil-klliye, {OsT} Biitn o la r a k ; bsbtn]] bil-lisn, {OsT} D il ile; k o n u a ra k .| bi l-m , {OsT} kim. 1. Sulu | o la ra k . 2. H id rojen halin de]] bil-maiye, {OsT}

M M 58 593
A dam laryla; m aiyetiyle. | bil-m uhafaza, {OsT} | K oru n arak; k oru y a rak ; saklayarak.\\ bil-mukbele, {OsT} K a rlk o la r a k .| bil-muvcehe, {OsT} | Yz y iize; y zletirerek]] bil-mnsebe, {OsT} B ir m n asebetle; srasn getirerek.\\ bil-mnvebe, jOsT} D e ie d e ie ; n b e tle e .| bil-mfehe, | {OsT} K on u m ak su retiyle; konuarak.\\ biI-mhede, {OsT} G zlem ley erek ; g r e r e k .| bil-m| vere, {OsT} D an arak ; kon u a ra k .| bil-m| zkere, {OsT} G rp k on u a ra k; ta rtarak ; m z ak ere ile. | bil-umm, {OsT} Btn; h ep .| bi I| | ltfih, {OsT} K erem ve ba ile ; ltf ile.\\ bilvsta, {OsT} A racl y la; a ra l o la r a k .| bil-ve| kle, {OsT} Vekil o la r a k ; v ek let ederek.\\ bil-vesle, {OsT} Yeri g elm iken ; bu v esile ile.\\ bil-vcflh, {OsT} H er ynden.\\ bi n-nar, {OsT} A tele; ateli o la r a k .| bin-nisbe, {OsT} 1. O ran la; nisbet| le. 2. B ir d er ec e y e k a d a r .| bis-suhle, {OsT} K o | laylkla., | bi-takdr-i lh, {OsT} A lla h n takdiri | ile.| bi-tam m ih, {OsT} T am am yla.| bi-tam | | mih, {OsT} Tamamyla.\\ bit-tab i(bit-tab ), {OsT} D o a l o la r a k ; tabiatiyle.\\ bi t-tafsl, {OsT} Ayrntl o la r a k ; etrafy la ; uzun uzadya}] bit-tahkk, {OsT} A ratrp in celey erek ; tahkik yolu yla]] bit-tahrk, {OsT} 1, H arek et ettirerek ; oynatarak. 2. K k rtarak ; tevik ed erek ]] bit-tark , {OsT} Yo luyla; usulyle.| bit-tark it-tecrd, {OsT} A yrm a | yolu yla; a y ra ra k .| bit-tark it-temsl, {OsT} B en | zetm e y o lu y la ; em sa l g stererek ]] bit-tasm m , {OsT} T a sarla y arak ; k u ra ra k .| bit-tav , {OsT} s | tek zere; isteyerek. | bit-tavassut kabul, {OsT} | ekon. P olien in m u hatab tarafn dan k a b u l ed il m em esi h lin d e ikin ci b ir kii tarafndan iin yr tlmesini k olay latran k a b u l ilem i.| bit-tavassut | tediye, {OsT} bank. denm esi ret veya p ro tes to edilen p o lien in zerin de ism i bulunan h erhan gi bir kii a d n a p o li e bedelin in b ir kii tarafndan denm esi durumu]] bit-ted, {OsT} Y asalar ve h a k la n i n ey erek; zulm ile]] bit-tedrc, {OsT} D erece d e r e c e ; a z a r azar]] bit-tesdf, {OsT} Raslant o la r a k ; tesad fen]] bit-tesr, {OsT} E tki ley erek; etki ile; tesir e d e r e k .| bit-tevik, {OsT} | Tevik e d e r e k ; kkrtarak]] bit-tevkif, {OsT} Tu tuklam a y o lu y la ; tutu klanarak,| bi-ztih, {OsT} | K en diliin den,| b iz-zaru re, {OsT} ster istem ez.| | | biz-zt, {OsT} -* bizzat bi-2, [Far. b! (bi:) {OsT} n ek. Bama getirildii Farsa kelimelere olumsuzluk anlam katan n ek; siz. S b-b, {OsT} 1. Kuru; susuz. 2. Donuk. 3. H aysz; rezil.| b-ad, {OsT} Saysz]] b-adet, | {OsT} H esapsz. | b-adil, {OsT} B en zersiz; ben zeri | olm ayan.| b-am an, {OsT} A m ansz; acm asz]] b| r, {OsT} U tanm az; a rsz .| b -rm , {OsT} 1. Du | rup dinlenm eyen. 2. T ek d z e. 3. R ahatsz.| b-asl, | {OsT} A slsz; tem elsiz.| b-asl ess, {OsT} Asl | esas olm ayan ; d ay an a olm ayan. | b-iyn, |

BZ

{OsT} E vsiz; yuvasz.| b-bah, {OsT} D e er bii| lem ey ec ek d e r e c e d e p a h a l]] b-bahne, {OsT) H ib ir ba h a n esi olm ayan ; se b e p siz .| b-baht, | {OsT} anssz; talihsiz; bahtsz. | b-bk, {OsT} | K o rk m a y an ; ekin m eyen ; sakn m ay an ,| b-bk, | {OsT} K orkusu zluk; a ld r etmezlik.]] b-br, {OsT} M eyve verm eyen ; m eyvesiz; kuru]] b-basret, {OsT} B asiretsiz; etrafn d a kileri grm eyen . | b| bedel, {OsT} B en zersiz; esiz, | b-behre, {OsT} 1. | N asipsiz; b eh resiz; m ahrum . 2. D eersiz. | b-bek, | {OsT} B ek asz ; sonlu]] b-beraat, {OsT} Kurtuluu olm ayan ]] b-berg, {OsT} D alsz]] b-c, {OsT} Yer siz]] b-cn, {OsT} Cansz.| b-cevb, {OsT} C ev ap | sz; yantsz]] b-cier, {OsT} Yreksiz; korka k]] b r, {OsT} aresiz; zav all.| b-re, {OsT} a re | siz; zavall]] b-regn, {OsT} a resiz ler; z av a ll lar]] b-reg, {OsT} aresizlik; zav alllk.| b| re-vr, {OsT} aresiz g ib i; z a v a llca .| b-n, | {OsT} 1. E m salsiz; esiz. 2. S e b e p soru lm az; Allah.]] b-dd, {OsT} -* bidad2.| b-dd-ger, {OsT} Z alim ; | g a d d a r ; hain.]] b-dd-ger, {OsT} Z alim lik; g a d d a rlk ; hainlik.]] b-dd, {OsT} Zalimlik.]] b-dermn, {OsT} D erm ansz; gsz.| b-dev, {OsT} | O nulm az; devasz; aresiz. | b-devlet, {OsT} Mut | suz.]] b-dil, {OsT} I. K orkak. 2. Nktesiz. 3. k. 4. K alp siz; gnlsz.| b-dim, {OsT} A klsz; beyin | siz; k afa sz .| b-dn, {OsT} 1. Dinsiz. 2. A cm asz; | m erham etsiz.]] b-direng, {OsT} D urm ayan; e len m eyen ; arabu k]] b-diri, {OsT} 1. E sirgen m e yen. 2. E linden g elen i y a p a n ; esirg em ey en .| b| duht, {OsT} l. Kz olm ayan ; kzsz. 2. Vens g ez e g en i; Zhre,| b-edt, {OsT} A letsiz; arasz]] b| edeb, {OsT} E d ep siz; terbiyesiz.]] b-edebne, {OsT} E d ep siz cesin e,| b-enbz, {OsT} A rkadasz; | ortaksz.| b-encm, {OsT} Sonsuz; snrsz]] b| endze, {OsT} lsz; ar]] b-faide, {OsT} Ya rarsz; fay d a sz ]] b-fark, {OsT} F arksz}] b-fiitr, {OsT} K orku su z; korku suzca}] b-gh, {OsT} Vakit siz]] b-gam, {OsT} G am sz; tasasz.| b-gne, | {OsT} 1. K aytsz; ilgisiz. 2. Yabanc. 3. tasvf. Dn y a ile ilgisini kesm i olan.]] b-gne-gn, {OsT} K a y tszlar; ilgisizler,| b-gne-g, {OsT} Y abanclk.| | | b-gne-hy, {OsT} S ou k tabiatl; u tan ga; skl gan}] b-gne-mereb, {OsT} Tanyp d a tanm am azlktan g elen ; kaytsz y a ra d ll,| b-garez, | {OsT} 1. G arezsiz. 2. T arafsz; t a r a f tutm ayan]] bgarezne, {OsT} T ararfsz b ir b iim d e.| b-gavr, | {OsT} D ipsiz.| b-gyt, {OsT} Sonsuzlar; son u o l | m ayanlar]] b-gye, {OsT} 1. Gayesiz. 2. Sonsuz; o k .| b-gayret, {OsT} G ayretsiz; ha rek etsiz ; can | sz; tem bel]] b-gern, {OsT} N ihayetsiz; snrsz; usuz; bucaksz]] b-g, {OsT} K arksz; hilesiz; sam im i.| b-gmn, {OsT} phesiz}] b-gnh, | {OsT} G nahsz; susuz; zavall]] b-hab, {OsT} Uykusuz; uyum az; uyank}] b-haber, {OsT} H a b ersiz ; bilgisiz; vurdum duym az,| b-had, {OsT} | Snrsz; had siz; p e k ok}] b-hadd pyn, {OsT}

BZ

IMIUKSM.
Gszlk; halsizlik; bitkinlik.]] b-mekn, {OsT} 1. Yersiz yurtsuz. 2. S erseri]] b-m er, {OsT} H esapsz; saysz. | b-m er, {OsT} R iyasz; iki yzllk etm e | den]] b-m erhm et, {OsT} M erham etsiz; acm asz; kat y rekli]] b-mezak, {OsT} Z evksiz; tat alm asn bilm ez]] b-meze, {OsT} Tatsz tuzsuz]] b-mihr, {OsT} Sevgisiz; efkatsiz. | b-m ihr vef, {OsT} | Sevgisi ve vefas olm ayan ]] b-m ikdar, {OsT} 1. Saysz. 2. nemsiz. | b-minnet, {OsT} Yapt iyi | li i b a a kakm ay an ; g cen d irici b ir e k ild e hatr latm ayan]] b-misl, {OsT} E i v e ben zeri bulun m ayan; esiz; benzersiz]] b-mudil, {OsT} E i den gi olm ayan ; esiz]] b-m ublat, {OsT} D ikkat siz; kaytsz; artsz]] b-mcib, {OsT} G ereksiz; se b e p siz ; y o k y e r e ; b ir g e r e i yokken ]] b-muhb, {OsT} ekinm eksizin; ekin m eden ]] b-mublat, {OsT} D ikkatsiz; kaytsz]] b-mdn, {OsT} E m sa lsiz; benzersiz. | b-m rvvet, {OsT} Mrvvet| siz ; insaniyetsiz.| b-nm , {OsT} A dsz; sansz]] b| nm nian olmak, {OsT} A d san kalm am o l m ak]] b-nam z, {OsT} N am az klm ayan ; bey n a maz.]] b-nam z, {OsT} 1. N am az klm am a duru mu. 2. K adn larn d et g rm e durumu]] b-nasb, {OsT} N asipsiz; talihsiz; an s k ap a l]] b-nazr, {OsT} E siz ; benzersiz]] b-nemek, {OsT} Tatsz; tuzsuz; lezzetsiz. | b-nemek, {OsT} 1. Tuzsuzluk; '| lezzetsizlik; tatszlk 2. m ecaz. V efaszlk.| b| nesk, {OsT} S rasz; dzensiz.| b-nev, {OsT} 1. | N asipsiz; aresiz. 2. Z avall; y o ksu l.| b-nev-yi | firk, {OsT} A yrlk yznden zavall durum a d m o la n .j b-nevy, {OsT} 1. Sessizlik; skt. 2. | Yoksulluk; nasipsizlik.]] b-nigh, {OsT} Bakm sz]] b-nihye, {OsT} Sonsuz; tkenm ez; nihayetsiz.]] bnin, {OsT} B elirtisiz; iaretsiz.| b-niyz, {OsT} | Yalvarm a ve y a k a rm a g ere in i duym ayan; ihtiyasz.| b-niyz, {OsT} Z enginlik; ihtiyaszlk]] b| nr, {OsT} 1. Nursuz. 2. Uursuz. 3. G rm e en g el li]] b-nmfld, {OsT} B elirm ez; grnm ez]] bpyn, {OsT} Sonsuz; tkenm ez.| b-per bl, | {OsT} 1. K olsu z kanatsz. 2. B aarsz]] b-perde, {OsT} A rsz; utanm az.| b-perv, {OsT} ekin m ek | sizin; sakn m adan ]] b-rh, {OsT} 1. Yolsuz. 2. K t y o la sapan . 3. M nasebetsiz. 4. (Okuyucu iin) m zik bilm eyen. | b-rhe, {OsT} 1. km az sokak. | 2. Yolu olm ayan s a p a y e r .| b-rh, {OsT} 1. Yol | suzluk. 2. K t y o la sapan . 3. A foroz; srgn]] brahm , {OsT} M erham etsiz; k alp siz.| b-reh, -* b| reh. 1 b-reng, {OsT} 1. Renksiz. 2. T aslak resim . 3. 1 tasvf. la h c ev h er.| b-reng, {OsT} Renksizlik.]] b| revgen, {OsT} Yasz.| b-rey, 1. Oysuz; reysiz. 2. | D ncesini aklam ayan ]] b-reyb, {OsT} phe siz]] b-riy, {OsT} Yalansz; iki yzllk etm eden ; riyasz.| b-r, {OsT} Yzsz.| b-rfih, {OsT} C an | | sz]] b-rfly, (OsT/ Yzszlk; utanm azlk; arsz lk]] b-rz, {OsT} K sm etsiz.| b-rz, {OsT} K s | m etsizlik; talihsizlik.| b-sabr, {OsT} Sabrsz]] b| sm n, {OsT} P a r a s z ; serm ay esiz; zrt. | b|

Snrsz ve sonsuz; usuz bu caksz; tkenmez. | b| hanmn, {OsT} Yersiz yurtsuz; olksuz o cu k suz,| b-hr, {OsT} Dikensiz.\\ b-hareket, {OsT} | H arek etsiz ; km ldam ayan]] b-hsl, {OsT} 1. Son su z; nihayetsiz. 2. Verimsiz]] b-haste, {OsT} A ciz; a k n ; yorgun.\\ b-hay, {OsT} A rsz; utanm az.| | b-hayt, {OsT} C ansz.| b-hazn, {OsT} S o n b a | h a r sz; h e r zam an taze; h e r zam an bahar. | b| heml, {OsT} E siz; benzersiz.| b-hem t, {OsT} | B en zersiz.| b-hengm, {OsT} Z am ansz; vakitsiz.| | | b-hesb, {OsT} H esap sz.| b-hred, {OsT} A klsz; | kafasz.\\ b-hicb, {OsT} U tanmaz; utanm as o lm a y a n ; arsz. | b-his, {OsT} Duygusuz; hissiz. | b| | hod, {OsT} 1. K en dinden g em i o la n ; lgn. 2. B aylm .| b-hodne, {OsT} B aygn lkla.| b-hod, | | {OsT} B aygnlk.| b-hd, {OsT} K en din den g im i; | baygm.\\ b-hde, {OsT} B o y e r e ; beyhude.\\ bhde-g, {OsT} Y ararszlk; bou n alk; beyhudelik.\\ b-hde-kr, {OsT} B o y ere a la n .| b-hudd, | {OsT} Snrsz; p e k o k .| b-h, {OsT} 1. akn; | sersem . 2. D eli. | b-hSne, {OsT} akn casn a; | kendinden g em iesin e. | b-hutt, {OsT} 1. izgi| siz; hatsz. 2. K a rk izgili.| b-huzr, {OsT} H u | zursuz; rahatsz.| b-hdeg, {OsT} G ev eze; a l e | ne]] b-hde-gyne, {OsT} G evezelikle. | b-hil| ner, {OsT} H nersiz; erdem siz]] b-ihtiyr, {OsT} E ld e o lm a y ara k ; ira d e d; kendiliinden]] biktidr, {OsT} G sz; iktidarsz. | b-il, {OsT} | lasz (a b -ila deyim in de g ee r)]] b-infisl, {OsT} Ayrlm asz. | b-insf, {OsT} n safsz; a c m a | sz]] b-intiha, {OsT} Sonsuz; nihayetsiz.| b-ir| tiyb, {OsT} phesiz.| b-itibh, {OsT} phesiz]] | b-itibr, {OsT} Saygnl olm ayan ; itibarsz.| b| itidl, {OsT} lsz; ar. | b-ittisl, {OsT} K a | vumasz. | b-izzet, {OsT} D e eri olm ay an ; kym et | siz]] b-km, {OsT} Yararsz]] b-kr, {OsT} }. siz. 2. B ek r]] b -karr, {OsT} 1. K ararsz. 2. R a hatsz]] b -karr, {OsT} K ararszlk]] b-kayd, {OsT} K aytsz; a la k a sz ; aldrmaz.\\ b-kaydne, {OsT} K aytszca; kaytszlkla; ilgisizlikle; aldr etm eksizin]] b-kelimt, {OsT} Szsz; kelim esiz o la r a k .| b-kem kast, {OsT} E ksiksiz o la r a k ; ta | m am o la r a k .| b-kern, {OsT} 1. Snrsz; sonsuz. | 2. K yz; usuz.]] b-kes, {OsT} K im sesiz.| b-kes| ne, {OsT} K im sesizlere y a k r biim de]] b-kes, {OsT} Kimsesizlik.]] b-kys, {OsT} lsz]] bkymet, {OsT} D e ersiz.| b-mahal, {OsT} Y ersiz]] | b-kusflr, {OsT} Kusursuz]] b-lerz, {OsT} Titre im siz; titremeden.]] b-maz, {OsT} B eyinsiz; a k l sz]] b-maz-ne, {OsT} A klszca]] b-maksad b-gnh, A m asz ve susuz o la r a k .| b-m na, | {OsT} A nlam sz.| b-mnend, {OsT} B en zersiz; e | siz.]] b-mye, {OsT} 1. Yoksul; gsz. 2. M ayas bozu k; kt y a ra d ll]] b-mel, {OsT} A nlam sz; hkmsz; sa m a sapan.]] b-mecl, {OsT} H alsiz; takatsiz; bitkin]] b-m ecl-ne, {OsT} Bitkin o la ra k ; g l kle; d erm a n sz ca .| b-mecl, {OsT} |

Ell MCEM

595

BB

sn, {OsT} kin ci b ir ben zeri olm ayan ; benzersiz.\\ b-sz, {OsT} G erek li a r a c bulunm ayan,| b-sebt, | jOsT) S ebatsz; d n ek.| b-sebeb, /OsTf B ir s e b e p | olm akszn ; y o k yere.\\ b-seher, /OsT) S a ba h sz.| | b-semen, {OsT} D e er biilem ez.| b-ser, B asz.| | | b-ser bun, {OsT} p e s a p a gelmez.\\ b-ser ii p, {OsT} B asz; intizam sz; dzensiz.| b-ser sa | man, /OsT} S efil ve p e r i a n .| b-sern, {OsT} B a | szlar., | b-sd, {OsT} B o ; fa y d a s z ; sonusuz.\\ b| skn, /OsT} D uraksz; durmadan.\\ b-stn, {OsT} 1. D ireksiz. 2. Gkyz. | b-ibe, /OsT} L e j k esiz; kusursuz]] b-ebh, /OsT} 1. B en z eri o lm a y an ; benzersiz. 2. Allah.]] b-ek, /OsT/ phesiz.]] b-ekl, /OsT} ekilsiz. | b-erm , {OsT} Utanmaz]] | b-evib, {OsT} K usursuz; eksiksiz.| b-ikb, | {OsT} S abrsz; sa b r tkenm i]| b-bhe, {OsT} phesiz; kesin.]] b-m r, {OsT} Saysz; p e k ok.]] b-uurne, {OsT} uursuzca; dnmeden.]] b-t, {OsT} Buruuksuz]] b-taayyn, {OsT} Ad san belirsiz.\\ b-tb, {OsT} B itkin; yorgun ]] btb-ne, {OsT} Bitkin b ir h ld e]] b-taham m l, {OsT} Taham m lsz; dayan lm az]] b-til, {OsT} Yararsz; ie y a ra m a z ; bo]] b-tk, {OsT} G sz; takatsiz]] b-tkat, {OsT} G sz; takatsiz.| b-tak| sr, {OsT} E ksi i bulunm ayan; kusursuz.]] b-takv, {OsT} ba d etsiz ; g n ahkr]] b -taraf, /OsT} T araf sz]] b-tarafne, /OsT} H erh a n g i b ir kim seyi tutm akszn; tarafsz; yan sz olarak.]] b-tedbr, /OsT} aresiz; tedbirsiz.]] b-vakt, /OsT} Vakitsiz; uygun suz]] bvye, /OsT} N asipsiz; m ahrum ]] b-vyeg, {OsT} Yoksulluk]] b-vend, {OsT} V efaszlk]] bvukf, {OsT/ D urm ayan]] b-vilcfld, {OsT} Vctsuz. | b-zd, {OsTf A zksz; zahiresiz. | b-zr, | | /OsT} Rahatsz]] b-zebn, /OsT} Dilsiz.]] b-zeneb, /OsT} Kuyruksuz.]] b-zer, {OsT} 1. Altnsz. 2. Cim ri; pinti]] b-zevl, {OsT} Sonu olm ay an ; bitim siz.| | b-ziy, {OsT} Iksz. bi-3, [Lat. bi- / bis-] n ek. nne getirildii Latince kelimelere " ift anlam veren n ek. Bi [Fr. bismuth] ksalt, kim. Atom arl 209, atom numaras 83, younluu 9,8 olan 2 7 1 .3 C de ergi yen kzlms beyaz renkli krlgan ve kat bir ele ment olan bizmutun sembol. bi1, [bi] /eT} is. Ksrak. [ETY] [DLT] bi2, [b g] /eT} is. Zehirli rmcek; by. [DLT] bi3, [eT. beg > bi] is. Orta Asya Trklerinde amir, vezir gibi byk memurlara verilen unvan. bi4, [in. pi (krm ak) > b] (bi:) {eT} is. ak; bak. [Clauson] bi3, [bi(r)] {az} sf. 1. Bir. B i kii geld i. 2. zf. Bir. "Ah bi tatil o ls a [DS] bia 1, [Ar. bey' > b'a] (b i:a ) {OsT} is. Sat; satn alma. bia2, [Ar. b'a -u^] (b i:a ) {OsT} is. Kilise. biat, [Ar. bey'at (uyma) > b'at c-*^] (bi:at) is. 1.

Birinin egemenliine girme. 2. Birinin emirlerine uyacan kabul etme. 3. Saak pme. 4. El skma. S biat edilmek (olunmak), B irinin hkm ne g i rilm ek, hakim iyeti k a b u l edilmek.]] biat etmek (ey lemek), Birinin buyruu altn a g irm ek ; siyasi o to ri tesini kabullenm ek. bib, [Ar. bb i_~j] (bi:b) {OsT} is. 1. Havuza su aktan musluk. 2. Havuzdan darya su boaltan delik. 3. Havuza gelen su yolu, biban, [Ar. bb > bbn OLo] (b i:b a :n ) is. Kap. bibehre, [Far. b-behre ^ (b i:b eh r e) sf. 1. Pay

altlam olan; nasipsiz. 2. Pay sahibi olmayan, biber, [Sansk. pippala / pippali > Lat. piper / Yun. peperi > biber] is. bot. 1. Patlcangillerden hem ta ze tketilen hem de kurutulup bahar olarak kullan lan, koni eklinde meyveleri olan bir yllk otsu bitki, (C apsicum annuum). 2. Bu bitkinin taze veya kurutulmu olarak tketilen meyvesi. S biber gibi, 1. o k ac. 2. o k sinirli.]] biber gibi yanmak, (G z veya d er i iin) iddetli y an m a hissi ile uya rlm ak]] biber dolmas, D olm alk b ib erlerd en y a p la n dolma.]] biber salas, E tli krm z b ib e r le r den y ap lm s a l a .| biber turusu, Yeil b ib e r le r | den yap lm turu. biberdan, [biber + Far. -dn objo] is. Biberlik. biberiye1 [Yun. piperia ajjh] is. bot. Ballbabagil , lerden Akdeniz blgesinde kumluk alanlarda ss bitkisi olarak yetitirilen, yaz boyunca ak mavi iekler aan, yapraklarndan ve ieklerinden ba harat ve triyat sanayimde yararlanlan, yapraklar n dkmeyen bir bitki; kudili, (R osm arinus offi cinalis). biberiye2, [biber + Ar. -iyye (P ip era cea e). biberiza, [Yun. piperitza] {az} is. bot. Yapra bi bere benzeyen bir bitki. [DS] biberleme, [biber-le-me] is. Biberlemek ii. biberlemek, [biber-le-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i) -yor] Biber ekmek; biber katmak, biberli, [biber-li] sf. 1. Biber ekilmi. 2. Acl. 3. is. {az} Kenarlarna ine oyas ile biber motifleri i lenmi ba rts; biberli yazma. [DS] biberlik, -i [biber-lik] is. Toz biber konulan kap. biberon, [Fr. biberon] is. ounlukla st ocuklarna st veya sv yiyecekleri iirmek iin kullanlan a z emzikli ie, bibersiz, [biber-siz] sf. 1. ine biber konulmam. 2. Acsz. bibi1, [Far. bb ^ {eAT} is. 1. Babann kz ._] is. bot. Biberler,

kardei; hala. 2. Ev kadn, hanm. 3. {eAT} Hanm; hanmefendi. 4. {az} Amca kars; yenge. [DS] 5. {az} Abla. [DS]

BB
bibi2, [Bulg. / Slav. dili, biba / bib ( rd ek )] {az} is. Hindi. [DS] bibi3, [oc. d. bibi / pipi] {az} is. -pipi. [DS] bibil1, [Gre, bibilo] {az} is. bik. [DS] bibil2, [Yun. pipil] {az} is. ekirdek. [DS] bibli, [Sansk. pippala / pippali] /eT} is. Bir tr kara biber; kuyruklu karabiber; darflful, (P iper longus). [DLT] bibliyofil, [Fr. bibliophile] is. Kitap sever, bibliyograf, [Fr. bibliographe] is. Belli bir konuda yaynlanm olan kitaplar inceleyen uzman, bibliyografi, [Fr. bibliographie] is. Belli bir konuda yazlm eserler dizisi; kaynaka; kitabiyat. bibliyografik, -i [Fr. bibliographique] is. Kaynak eselerle ilgili; kitab, bibliyografya, [Fr. bibliographie] is. 1. Belli bir konuda yazlm eserlerin btn. 2. Bir inceleme ve aratrma eserini hazrlarken bavurulan eserler, bibliyoloji, [Fr. bibliologie] is. Kitap bilimi, bibliyoman, [Fr. bibliomane] is. Hastalk derecesin de kitap seven, bibliyomani, [Fr. bibliomanie] is. Hastalk derece sinde kitap sevme, bibliyotek, -i [Fr. bibliotque] is. Ktphane; kitap lk. bibliyoteki, [bibliyotek-i] is. 1. Ktphane grev lisi. 2. Kitap, biblo, [Fr. bibelot] is. Masa, raf ve etajer gibi eyalar zerine konulan kk heykelcik veya vazo cinsi eyler, biblo gibi, (Kadn, o cu k iin) u fa k tefek ve z arif. bibr, [Far. bibr js] {OsT} is. Fare; san. bic, [bic (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlar arma, kovalama szn anlatan kk. [Zlfikar] bic-ik bicik, bic-i bici. bicad1, [Ar. bicd ^L] (b ica :d ) {OsT} is. 1. izgili olarak yol yol dokunmu aba, hah kilim vb. 2. Hz. Peygamberin babasnn lakab. bicad2, [Ar. bicd :>Lf] (b ica :d ) {OsT} is. 1. Saman pn kehribar gibi kendisine eken krmz bir ta. 2. m ecaz. Krmz dudak. bicade, [Ar. bicde cot] (b ica :d e) {OsT} is. - * bicad2. S bicde-mzab, E rim i yaku t; krm z arap. bicek, -i [eT. b-mak / bi-mek > bi-ek / bucak] {az} is. 1. uval, yatak, yorgan vb.nin kesi. 2. Herhangi bir ke. [DS]

IM M ta i. zak. 2. A v iin saklanma yeri. S biene olmak, {eAT} B ir y e r e k ap a n m ak ; gizlen m ek; snm ak. bicg, [b-mak > b] {eT} is. Bk; testere, bicmk, - [bir+im-dik > bicmk] (b i crnk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bicnna, [bir+mak > bicnna] ( b i crna) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] b ici1 [bic-i] {az} is. Hayvanlar kovalama ve a , rma nlemi. [DS] S1 bici bici, {az} H ayvan a rm a ve k ov a la m a nlemi. [DS] bici, [bic (yans.) > bic-i] {az} is. Olak. [DS] bicibici, [bici+bici] {az} is. Bit pire cinsi kk za rarllar. [DS] bicik1 -i [bi-mek > bicek / bicik dUf] {eAT} {az} , is. Meme; meme ba. [DS] bicik2, -i [bir-cik] {az} zf. 1. Biraz; azck. 2. Bir tanecik. 3. Bir para; bir lokma. 4. sf. Kk; ufak tefek. [DS] S bicik bicik, {az} 1. B ir er birer. 2. K k kk. [DS] bicik3, [bic (yans.) > bic-ik] iinl. Hayvanlar arma ve kovalama nlemi. S bicik bicik, H ayvanlar k ov a la m a ve a rm a nlemi. [DS] bicikli, [bicik-li] {az} sf. (Gen kz iin) yeni yeti en; gs yeni yeni bymeye balayan. [DS] bicimcik, -i [bir+im-dik / bicimik] {az} s f Ufa ck; bir parack; bir tutam. [DS] bicirtik, -i [bir+ir-t-ik > bicirtik] ( b i cirtik) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bicik, [Far. bicik diju^] is. I . Bilge; hakm. 2. zool. Sere. bicrit, [Ar. bicrtcu >f] (bicrv.t) sf. Temiz; halis; ar. bick1 [b-mak > b-uk > bic-k J y~] {eAT} is. Se , lin yard yer; sel yolu; bk. bick2, [bic (yans.) > bic-k] {az} is. Buza. [DS] bi, [bi (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlar arma, kovalama anlatan kk. [Ziilfkar] b i-i bii. biala, [bir+al-a] {az} zf. Bir aralk; az bir zaman. [DS] bialm, [bir+al-m] {az} zf. 1. Bir aralk; az bir zaman. 2. Uygun bir zamanda. [DS] biare, [Far. b-re ojU^o] (b i. a .r e ) {OsT} sf. 1. aresiz. 2. Zavall; ciz. 3. elimsiz. 4. Eski ve bakmsz. biaregn, [Far. b-re-n ol? jU^] ( b i; a ;r e -

g ;n ) is. Zavalllar, bicekli, [bicek-li] {az} sf. 1. Bicei olan; keli. 2. biarelik, -i [bare-lik] (b i; a ;relik ) is. Zavalllk; (Kesilmi kuma vb. iin) genimsi; gen yapan. aresizlik. 3. is. Kegeninden ya da ona paralelel olarak bir biek, -i [eT. b-mak > b-ak / bi-ek] {eT} is. 1. uca yakm yerden katlanm barts ile yaplm Bak. [Gabain] [DLT] [EUTS] 2. {az} Tarlalara bir ba rtme biimi. [DS] saatle su verme. [DS] 3. {az} Bierbalar makine biene, [Srp, bezanija > beene / becene] is. 1. Tu si. [DS] 4. yi bimeye elverili buday veya arpa.

pHtHU K SIM 597


bieklemek, [biek-le-mek] jeT) gl. f i [- r ] Bakla mak; bakla vurmak. [DLT] bieklenmek, [biek-le-n-mek] { e l } gsz. f i [- r] Bak sahibi olmak. [DLT] bielge [bi-el-ge] {az} is. 1. Biilecek yer. 2. a yr. [DS] bieni, [bi-mek > bi-em] is. Bir sanat eserinde sanatnn kendine has ortaya koyduu ifade bii mi; tarz; slup; stil, (1978). bienek, -i [bi-mek > bi-enek] {az} is. Otlak. [DS] bierbalar, [bi-mek + ba-la-mak] is. Ekin ve ot hasadnda bime ve demet halinde balama iini birlikte yapan bir tarm makinesi, bierdver, [bi-mek + dv-mek] is. Ekin ve dier taneli rnleri tarlada dolaarak bien, dven, tane sini samanndan ayrdktan sonra saman demet veya balya hline getiren, taneleri depolayan tarm makinesi. bige, [b-mak > b-u / bicg / bi-ge] {eTf is. Bk; testere, bimdcak, - [bir+im-dik-cek > bimdcak] (bi m dcak) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bii1, [bi (yans.) > bi-i] is. Hayvan kovalama veya arma nlemi. 0 bii bii, {az} H ayvan k o v a lam a ve a rm a nlem i. [DS] bii2, [bii / bie] {eTf is. 1. Kadn. [ETY] 2. Kralie. [ETY] biici, [bi-mek > bi-ici] sf. 1. Bime iini yapan. 2. is. At veya traktr arkasna balanarak tekerlekler den ald hareketle ekin bimeye yarayan alet; orak makinesi. biik1 -i [bi (yans.) > bi-ik] {az} is. Buza. [DS] , biik2, -i [bi-mek > bi-ik d U J {eAT} {az} sf. 1. Kesik; kesilmi. 2. is. ki derenin birletii yer. 3. Sel yata; dere; yarnt. 4. Dada iki kaya arasn daki boluk. 5. Dadan denize doru uzanm kara paras; burun. 6. Su yolu. [DS] biik biik, {az} P a r a p a r a . [DS] biilme, [bi-il-me] is. Biilmek ii. biilmek, [bi-il-mek] e d l . f i [-ir ] 1. Biri tarafndan bime ii gerekletirilmek. 2. (Ekin, ot gibi bitki ler) hasat edilmek. 3. (Kuma) elbise iin kesilmek. 4. (Ceza veya dl) uygun grlmek; kararlatrl mak. f? biilmi kaftan, o k uygun; btnyle e l verili. biim, [bi-im (*-] is. 1. Bimek, kesmek ii. 2. Bi me, kesme, yontma, ekleme, sralama, dzenleme, yazma, izme, boyama gibi ilemlerle bir eye ka zandrlan zel grn; ekil; form. 3. D gr n. 4. Sanat ve edebiyat eserlerinde d grn; yap. 5. Bir eyin benzeri. 6. Manzum eserlerin ka fiye ve msra saysma dayanan dzenlemesi. 7. s lup; tarz; biem. 8. Yakma. 9. {az} Ekin kald-

ma; hasat. [DS] 10. {az}[ (Kuma, elbise vb. iin) biili. DS] 11. {az} Beenilmeyen durum veya nesne. [DS] Bu n e biim y o l b y le? " 12. Uygun zaman ve durum; alm; yerindelik. 0 biim al mak, 1. B elli b ir e k le girm ek, biim lenm ek. 2. {az} Uygun dm ek; yakm ak. [DS]|| biim ay, {az} Temmuz. [DS]|| biim bilimi, 1. Yap bilim i; m o fo lo ji. 2. dbl. D ildeki k elim e ve ekillerin, k k lerin, eklerin y apsn ve g rev lerim in celeyen b i lim dal. | biim birim, dbl. K elim eleri kullanm | a sn dan biim lendiren, ou e k olan d il e le ri; m orfem . | biim kt, {az} T arla veya a y r b im e | zam an. [DS]|| biime gelmek, {eAT} B i ile c e k k a d a r olmak.\\ biime sokmak, D zeltm ek, istenilen zellikleri kazan drm ak.| biimine getirmek, 1. | Uygun zam an y a kalam ak. 2. K strm ak; y a k a la m ak.| biim vakti, Ekin bim e zaman.\\ biim | verm ek, ekillendirm ek. biimci, [biim-ci] s f 1. (Kii iin) iin ve konunun znden ok d grnne nem veren, allm kurallarn, tutum ve davranlarn dna kmayan; ekilci; formaliteci; formalist. 2. (Kii iin) biim cilik yanls olan, biimcilik, -i [biim-ci-lik] is. 1. D grne, bi ime nem verme ve sk skya ballk, l.fie l. in zne ve tad deere nem vermeden, yalnzca biimini ve grnn n plana alan; tabiatn kavranabilirliini dncenin biimleri veya kanunlar ile aklamaya alan gr. 3. ahlak. radenin ey lem ilkesini z bakmndan deil de biim olarak ele alan ahlak anlay. 4. ed. Edebiyat eserini top lumsal, felsef ve psikolojik yaplara ulamak iin deil de sadece edebiyat kurallarna ball y nnden deerlendiren, 1916 ile 1930 yllar arasn da Moskova, Leningrat ve Pragda egemen olan ve daha sonra dilbilimde yapsalcln ortaya kma sna sebep olan edebiyat eletiricilii. 5. gzl. sntl. Gerei somut olarak dile getirmek yerine soyut lamay tercih etme eilimi, biimdik, -i [bir+im-dik > biimdik] (bi'im dik) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] biimleme, [biim-le-me] is. 1. Biimlemek ii. 2. Biimler ile biimsel imknlar arasndaki ilikileri aratrma ve dzenleme ii; kompozisyon, biimlemek, [biim-le-mek] gl. fi. [ - r ] [-l(i) -yor] Gzel bir grn kazandrmak; kompoze etmek, biimlendirilme, [biim-le-n-di-il-me] is. Biim lendirilmek ii. biimlendirilmek, [biim-le-n-di-r-il-mek] edl. f i [ir] Biim verilmek, biimlendirme, [biim-le-n-dir-me] dirmek ii; ekillendirme, is. Biimlen

biimlendirmek, [biim-le-n-dir-mek] gl. fi. [ - ir ] 1. Bir nesneye belirli bir biim vermek; ekillendir mek. 2. Budama yoluyla aalara istenilen ekli vermek. 3 .fe l. Kendi biiminde meydana getirmek.

IMIMESM.

biimlenme, [biim-le-n-me] is. Biimlenmek ii. bime, [bi-me -u^>] is. 1. Bimek ii. 2. Yontulmu biimlenmek, [biim-le-n-melc] dnl. f . [ -ir ] Bir yap ta. 3. mat. Alt ve st tabanlar birbirine eit nesne, belirli bir ekil kazanmak; ekillenmek, ve paralel iki okgenden yan ayrtlar da paralel ve biimli, [biim-li] sf. Biimi gzel olan; dzgn; eit dorultulardan meydana gelen ok dzlemli mevzun. cisim; ok yzl; prizma; menur. <3 bimeli ol biimlik, [biim-lik] is. 1. Bime zaman gelmi ekin mak, {eAT} B i ile c e k k a d a r olm ak. ve dier rnler. 2. {az} Ortaklaa biilen ayr. bimek, [eT. b-mak > bi-mek g l .f . [-e r ] 1. [DS] Herhangi bir nesneyi istenilen zellikte kesmek; biimsel, [biim-sel] sf. 1. Biime dayanan. 2. Bi {eT} {eAT} (avm). [Yknek] [ETY] [EUTS] 2. Kuma imle ilgili; ekl. 3. huk. Delillerin biimine ba dikilecek elbiseye uygun olarak kesmek. 3. Ekin ve lanan. ot gibi eyleri kesmek, yolmak. 4. m ecaz. Dman biimsellik, -i [biim-sel-lik] is. Biime uygun ol yaylm ateine tutarak ldrmek; krmak, yok et ma durumu. mek; mahvetmek, kkn kazmak; {eAT} (ayn). 5. biimsiz, [biim-siz] sf. 1. ekli irkin. 2. Uygunsuz. m ecaz. (Satlk bir mala fiyat) tespit etmek, 3. Hoa gitmeyen, biimsizleme, [biim-siz-le--me] is. Biimsizle birek, -i [Far. birek iiy^>] {OsT} sf. (Kii iin) al datlarak kendisiyle alay edilen, mek ii. biimsizlemek, [biim-siz-le--melc] dnl. f . [-ir] bitirm e, [bi-tir-me] is. Bitirmek eylemi, 1. Biimsiz duruma gelmek. 2. Biimi bozulmak. bitirm ek, [bi-tir-mek] g l .f . [-ir ] Bimek iini bi 3. argo. Terbiyesi bozulmak, risine yaptrmak. biimsizlik, -i [bizim-siz-lik] is. 1. Biimsiz olma , bid1, [bd / bid (yans.)\ is. Dzensiz hafif patrtl ha durumu. 2. Yakk almama durumu; yakkszlk. reketleri, patrtl ve dengesiz, dzensiz veya iki 3. irkinlik. yana sallanarak adm atmay anlatan kk. [Zlfkar] biin1, [b-n / bi-in ? Far. bzna / in. fei-shen] {eT} b id bid. S1 bid bid, {az} 1. (K k hayvan larn is. 1. Maymun. [DLT] [Gabain] [Tekin] [EUTS] 2. sray iin) k s a ve hzl kprtlarla. 2. ( o cu k la Eski Trk takviminde dokuzuncu yln ad. [ETY] rn yry iin) k s a adm larla, [DS] [EUTS] S biin yl, On iki hayvanl Trk takvi bid2, [bd / bid (yans.)] is. Kmes hayvanlarn ar m in de dokuzuncu yl. [DLT] mak ve kovalamak iin kullanlan seslenmeyi bildi rir. [Zlfikar] bid -i bidi. biin2, [bi-mek > bi-in j ^ ] {eAT} is. 1. Ekin bi me; hasat. 2. Biim; kesim, biinmek, [bi-in-melc / d U ^ o ] {eAT} dnl. f . [- r] Kendisine elbise yaplmak zere kuma kestirmek; elbise kestirmek, biinti, [bi-inti] {az} is. 1. Yar. 2. Topraktaki ya rk. [DS] biik, -gi [Far. biik tor. biiz, [Far. biz y~~] (bii:z) {OsT} sf. 1. (Nesne iin) pek kk ve deersiz. 2. Hibir eysiz; yok sul. birek, -i [Far. birek iiy>^\ sf. (Kii iin) aldatla rak srekli kendisi ile alay edilen, bin, [Far. b-n o ^ ] (bv.n) {OsT} sf. 1. Esiz; emsalsiz; benzersiz. 2. Sebebi ve niyeti aranmaz; Allahn sfatlarndan, fi1 b-n ir, {OsT} Ni in ve neden siz; m utlak; Allah. biki, [bi-ki] is. Elbiselik kuma belirli bir model ve lye gre kesme ii ve sanat. S biki diki yurdu, (biki yurdu), B ik i ve diki retilen oku l ve kurs yeri. | biki yapm ak, D ik ile cek kum a k es | m ek. bikici, [bi-ki-ci] is. Elbiselik kuma belli bir mo dele ve kalba gre kesen kimse. {OsT} is. Hekim; dok bidJ, [bd / bid (yans.)] is. Kk boyluluk ya da yuvarlaklk anlatan kk. [Zlfkar] bid4, [bid] {eT} is. 1. Bit. [EUTS] 2. Bet; beniz; yz. [EUTS] bid5, [Far. bid Jo] is. Hintlilerin drt blmlk kutsal kitab; veda. bid6, [Ar. bd -l^] (bi:d ) {OsT} is. Yok olma. bid7, [Far. bd jllJ (bid) {OsT} is. St aac, fi1 bdberg, {OsT} St y a p r a .| bd-i giryn, {OsT} | Salkm s t.| bd-i hm , {OsT} d a a c (Aquila| ria ag alloch u m ) filizi. | bd-i mecnun, {OsT} Salkm | s t. \\ bd-i miik, {OsT} Sultam st.\\ bd-i nln, {OsT} Salkm s t.| bd-i piyle, {OsT} S al | km s t.| bd-i revn, {OsT} Salkm s t.| bd-i | | sernign, {OsT} Salkm st.| bd-i srh, {OsT} | K zl st. bida, -a [Ar. bid'at > bidac j^Ju] {OsT} is. Sonradan kan eyler. bidad1 [Ar. bidd ^Ju] (b id a :d ) {OsT} is. 1. Karlk , verme. 2. Pay verme. 3. Dei toku; takas; mba dele. 4. Arkadalar arasnda sra ile satn alma. bidad2, [Far. b-dd jI-uJ (b i:d a :d ) is. I. Zulm; ezi yet; ikence; adaletsizlik. 2. sf. Zalim.

ff lK f llIB H E tM I 5 9 9

BD

bidah, [Far. bdah j-J-e] (b i:d ah ) sf. (A t vb. iin) huysuz; sert bal; haan, bidak, - [Far. bidak j + l {OsT} is. Pantolon vb. gi yeceklerin paas, bidal, [Ar. bedel (karlk) > bidl Jl-u] (bid a :l) {OsT} is. Karlkl deimek suretiyle yaplan al veri; dei toku; takas; trampa etme, bidamlack, - [bir+damla-ck > bidamlack] (bi'dam lack) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bidar, [Far. bdr jl-Uj] (b i:d a :r) {OsT} sf. Uyank, uykusuz. S bdr-baht, {OsT} Mutiu.\\ bdr ol mak, {OsT} Uyanmak. bidare, [Far. bdre ojl-uJ (b i:d a :r e ) {OsT} sf. D kn; k. bidari, [Far. bdr!

tan. 2. Para karlnda tarlaya tohum serpen ii. [DS] bidester, [Far. bdester >~Xo] (bi;d ester) {OsT} is. Kunduz. bidevlet, [Far. b + Ar. devlet {OsT} sf. 1. Uursuz. 2. Bedbaht, bidgei, [bit-ge-i / bit-g-i] {eT} is. Yazc; ktip. [EUTS] bidgi, [bid-g-i] {eT} sf. Sava dans yapan. [ETY] bidh, [Ar. bidh Jo] {OsT} is. Geni ova. (bi:devlet)

bidk, [bir+tk- > bidk] ( b i dk) {az} sf. Bir par a; biraz; azck. [DS] bidkm, [bir+tk--m > bidkm] ( b i dikim ) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bidm crak, - [bir+dm-cr-a-k > bidmcrak] (b i dm crak) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bidnnak, - [bir+tmak > bidmnak] ( b i dnnak) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bidrnak, - [bir+tmak > bidmak] {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] ( b i drnak)

(b i:d a :r i:) {OsT} is. 1.

Uyanklk. 2. abalama; urama. 3. Dikkatli olma, bidat, -ti [Ar. bid'at cupjJ (bid-at) {OsT} is. 1. Son radan kan. 2. slam dininde Hz. Muhammed(sa)in lmnden sonra ortaya kan arlklar ve yeni likler. S1 bid at karm ak, Yenilikyapmak.\\ bidat-i hasene, {OsT} O rtaya ka n bu y em lik lerin e riata uygun o la n la r; g zel yenilik.\\ bidat-i m ak bule, {OsT} B e en ilen yenilikler.\\ bidat-i m erdde, {OsT} B een ilm eyen , red d ed ilen yenilik.\\ bidat-i seyyie, {OsT} eriata aykr o la n y en ilik ; kt yem lik. bidayet, [Ar. bede t / bidyet ojJjo] ( b id a y e t) {OsT} is. 1. Balang. 2. Balama. <5 bidyet mahkeme si, {OsT} E skiden, a sliy e m ah k em elerin e verilen ad. bidayeten, [Ar. bidyeten UjIJo] (bida.ye'ten ) {OsT} zf. 1. Balangta. 2. nce, bidbaf, [Far. bd-bf -JUjo] (b i:d b a :f) {OsT} is. Sepet rcs; sepeti, bidde, [Ar. bidde ojJ {OsT} is. G; takat; derman. bide, [Fr. bidet (kiiiik at)] is. Tuvaletlerde byk ve ya kk aptesini yaptktan sonra temizlenmeye yarar fayans veya metalden yaplm bir eit y kanma yala, bidek, -i [Yun. apidak] {az} is. Yabani aalarn yenmeyen meyvesi. [DS] bidencir, [Far. bdencr {OsT} is. bot. Hint ya bitkisi, (Ricinus comm unis). bidene, [bir+tane] {az} sf. 1. Bir tane; bir tanecik. 2. Ei bulunmayan. [DS] 0 bidene bidene, {az} 1. B irer b irer; tek er teker. 2. A zar azar. [DS]|| bidenem, {az} B ir tanem ; sevgilim . [DS] bider, [Ar. bidr jJu] (b id a .r) {eAT} {az} is. Tohum. [DS] biderci, [bider-ci] {az} is. 1. Tohumcu; tohum sa

bidi1, [bid (yans.) > bid-i] {az} is. Deve yavrusu; bir aylk deve yavrusu. [DS] S bidi bidi, {az} D eveyi ve yavrusunu a rm a kta kullanlan dr. [DS] bidi2, [bid (yans.) > bid-i] {az} is. Yuvarlaklk, k klk bildiren yansmal gvde. [DS] S bidi bidi, {az} 1. K k; kck. 2. (Yrm ek iin) r d e k g ib i; b a d bad. [DS] bidi3, [bid (yans.) > bid-i] is. 1. Kaz yavrularn a rma nlemi. 2. Kpek arma nlemi. S bidi bidi, {az} K a z yavrusu a rm a kta kullanlan dr. [DS] bidig, [in. piet (fra) > bit (yaz fr a s ) > bit-i-mek > bid-ig / bit-ig] {eT} is. 1. Yaz; kitap; belge; vasi yetname; vesika. [EUTS] 2. Byk; yksek; ulu; azametli. [EUTS] bidik1, -i [bid (yans.) > bid-ik] {az} sf. 1. Ksa boy lu; ufak yapl; bodur. 2. (Hayvanlar iin) yavru; kk. 3. is. Olak. [DS] bidik2, -i [bir+tik-e > bidik] ( b i dik) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bidiki, [bir+tik-e > bidiki] (bi diki) {az} sf. Bir par a; biraz; azck. [DS] bidikicik, -i [bir+tilc-e-cik > bidikicik] (bi'dikicik) {az/ sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bidili, [bid (yans.) > bid-i-li] {az} sf. (Yavru iin) kk ve sevimli [Tietze] 0 bidili bidili, {az} (Yavru iin) kk kk ve sevim li. [Tietze] bidimede, [bir+deme-de > bidimede] ( b id im ede) {az} zf. Bir anda; bir rpda; hemen. [DS] bidimek, [bidi-mek / bdi-mek] {eT} gsz. f . f- r ] Dans etmek. [ETY] bidimik, -i [bir+tit-mik > bidimik] (bi dim ik) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS]

BD

I ES Z. IM fflfC L K
Kaytsz olmak; ilgilenmemek. | bgne olmak, | {OsT} lgisiz davran m ak; kaytsz kalmak.\\ bgne v ana, {OsT} Y abanc ve tandk.| bgne v hi, | {OsT} Yabanc ve a krab a. bignegn, [Far. bl-ne-n j l ? g :n ) {OsT} is. Yabanclar, bignelik, [Far. bigne + T. -lik] (bi:g :n elik ) is. 1. Yabanclk. 2. Kaytsz kalma; ilgisizlik. bigas, [Ar. bes / bis o U J (b ig a :s) is. Kartal, kar ga gibi avlanamayan kular, big-beng, [Amer, big-bang] is. Evrenin, en az on milyar yl nce, ok ar younluk ve ok yksek bir scaklkta bir top halinde iken, ani ve byk bir patlamayla meydana geldiini savunan gr, bigelenmek, [big-e-len-mek] {eT} gsz. f . [- r] Akl lanmak; aklllamak. [DLT] bigeran, [Far. b-gern 01jS~>] (b i:g era :n ) sf. Snrsz; nihayetsiz; sonsuz, bigdk, - [bir+kt-k > bigdk] (bi g dk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bigrk, - [bir+kr-k > bigrk] (bi g rk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bigyak, - [bir+ky-k > bigyak] ( b i g yak) {az} sf. Bir para; biraz; azcdc. [DS] bigyuh, [bir+ky-k > bigyuh] ( b i gyuh) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bigi, [eT. gibi / kb / kib > bigi (J5 {eAT} e. Gibi. sy bigildemek, [bing (yans.) > bing-il-de-mek > big-ilde-mek] {az} gsz. f . [- r ] [-d (i)-y o r] Korkmak. [DS] biguanid, [Fr. biguanid] is. ecz. eker hastalnn tedavisi iin kullanlan ilalarn genel ad. bigudi, [Fr. bigoudi] is. Kadnlarn salarn kvr mak iin kullandklar metal veya plastikten yapl m kk yuvarlak aralar, big, [bir-mek (verm ek) > bir-g > big] {eT} is. Armaan; vergi. [EUTS] bignah, [Far. bl-gnh bf ^ ] (bi:g n a:h) {OsT} sf. Susuz; gnahsz. bih1 [Ar. bi-h y {OsT} zm. O; ona; ondan; onlara. , bih2, [Far. bih y {OsT} sf. 1. yi; ye. 2. is. Ayva, f? bih-gzn, {OsT} 1. yisini seen . 2. yi o la r a k s e i len. 3. S arraf. bih , [Far. bih j=y (bi:h, h kaln sylen ir) {OsT} is. 1. Esas; kk; temel. 2. Kaynak. S bh-efgen, {OsT} K k n den slcen.\\ bh-i kh, {OsT} bot. B aldran k k ; d a kk.\\ bh-ken, {OsT} K k kaz an ; k k sken . | bh bn, {OsT} K k ve tem el. | biha1, -a [Ar. bihc ^l] (b ih a :) {OsT} is. anat. Omurilik kanal. (b i:g :n e-

bidinga, [bir+tinga > bidinga] ( b i dinga) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bidinnak, - [bir+tmak > bidinnak] ( b i dinnak) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bidisgn, [Far. bidisgn bot. Sarmak otu. bidist, [Far. bidist / bedestc Jo] (OsT} is. Kar. bidistan, [Far. bid-istn jU ^ jy (bidista.n ) {OsT} is. Stlk. bidnus, [Yun. peteinos => bidnus Horoz. bidon, [Fr. bidon] is. 1. Be litrelik tahta gm; otra. 2. ine akaryakt, ya, su gibi svlar konu lan kaim sa veya plastikten yaplm byk kap. bidnm, [bir+dn-m > bidntim] {az} sf. Bir sefer; bir kez. [DS] bidre, [Far. bidre jJj] {OsT} is. Aa kurdu. bidrud, [Ar. bidrd ->jj.y (bidru .d) {OsT} is. Esenlik; salk selamet, biduruma, [bir+durum-a > biduruma] {az} sf. Bir sefer; bir kez. [DS] bidze, [bir + dze] ( b i dze) zf. 1. Eit olarak. 2. Bir sradan. 3. Ard arkas kesilmeden, bidzeye, [bir + dze-ye] ( b i diiziye) {az} zf. Eit olarak. [DS] bidziye, [bir + dze-ye] ( b i diiziye) zf. - * bidze. bidvend, [Far. bdvend -j-u] (bi.dverd) {OsT} is. Kan ta. bie, [Far. b3e *%;] (b i:e) {OsT} is. Yurt; konak. bienal, -li [Lat. biennus (iki y l s reli) > Fr. biennale] is. ki ylda bir yinelenen kurumsal faaliyet, biet, [Ar. bet c~u>] (bi:et) {OsT} is. 1. Bir konak yerine inme; konaklama. 2. Durum; hl; keyfiyet, biftek, -i [ng. beef (sr) + steak (klbast) > beefsteak > Fr. bifteck] is. Tavada veya ounlukla z garada piirilmi dana eti; dilimlenmi dana eti. big, [big / beg di] {eAT} is. Bey. biga, [Lat. biga (iki atl)] (bi g a ) is. ki tekerlekli ve iki atl yar veya zafer gsterisi arabas. bigal1, -li [Ar. bal > bil J U J (big a :l) {OsT} is. Katrlar. bigal2, -li [Far. bl JU *] (b i:g a :l) {OsT} is. Mzrak; karg. bigami, [Fr. bigamie] is. ki eli evlilik, bigne, [Far. b-gne <sl5y (b i:g :n e) {OsT} sf. 1. Yabanc. 2. Bir yabanc gibi kaytsz duran; ilgisiz. 3. tasvf. Dnya ile iliiini kesmi olan. 4. is. Tek keye yeni gelen dervi, t? bgne-hy, {OsT} So u k y a ra d ll; utanga. | bgne kalmak, {OsT} | / eAT) is. (bidisg:n ) {OsT} is.

O lB I I I t M . 6 0 1 biha2, [Ar. bi-ha t] (b ih a :) {OsT} zm. (Kadnlar iin) ona; onda; onunla, bihaber, [Far. b- + Ar. haber j~ {OsT} sf. 1. Habersiz. 2. Bilgisiz, bihah, [Ar. bihh / bihhe -U {OsT} is. Ses kskl, bihak, -k [Ar. bihk jU f] (b ih a .k ) {OsT/ is. Erkek kurt. bihakkn, [Ar. bi- (ile) + hakkn bihan, [Far. bih > bihn iyi kimseler. bihar1 [Ar. bahr (deniz) > bihr j U ] (b ih a :r) {OsT} , is. Denizler. >5 bihr- bade, {OsT} Uzalc denizler. bihar2, [Far. b-hr jU(b i:h a :r ) sf. Dikensiz. (b i:h a :sl) {OsT} zf. 1. Hakl olarak. 2. Hakkyla. 3. Gerekten, (bih a:n ) {OsT} is. yiler; / (bih a .h ) (b i.h a b er)

BK

larca yz yirmi ylda bir on ay olarak kabul edi len yl. bihter, [Far. bihter olma durumu; stnlk, bihtern, [Far. bihtern ji> ] (bihteri:n) {OsT} sf. En iyi; pek iyi. bihude, [Far. b-hde (yarar) yere; beyhude, bihu, [Far. b-h bije, [Far. bje (b i:h u :) {OsT} sf. 1. a (b i.je) {OsT} sf. 1. Katksz; saf; km; sersem. 2. Akl banda olmayan; deli, salt. 2. zf. zellikle; hususiyle, bijon, [Fr. bouchon] is. Tpa, fi1 bijon anahtar, O tom obillerde, tek erleri ba lay a n som unlar sk m ak v eya gevetm ekte kullanlan ara. bijeng, [Far. bijeng S iy ] {OsT} is. Kap anahtar, biju, [Fr. bijou] is. Mcevher, bijuteri, [Fr. bijouterie] is. 1. Kuyumcular tarafndan yaplan kymetli taklar. 2. Deeri olmayan ta ve madenlerden yaplan taklit tak ve ss eyas. 3. Mcevher kutusu. 4. Mcevher satlan yer. bik, [Sur. Ar. bk rayan klnk. [DS] {az} is. Mermer kesmeye ya {OsT} sf. Bo (bih teri:) {OsT} is. En iyi

bihasl, [Far. b- + Ar. hal {OsT} sf. 1. Verimsiz. 2. Sonsuz, bihaste, [Far. bhaste Yorgun. 2. akm; ciz, bihbud, [Far bih (iyi) + bd yi; salam. bihdane, [Far. bih-dne {OsT} is. Ayva tohumu, bihi, [Far. bih- Ayva. bihim, [Ar. bi-him

(b i.h aste) {OsT} sf. 1. (bihbu :d) {OsT} sf. t.] (bih d a :n e)

bika1, -a [Ar. bukac (yer) > bil' ^U ] (bik a:) is. lkeler; topraklar; yerler. bika2, [Ar. bla <o] (b i:ka ) {OsT} is. Mercimek, bikr, [Far. b-kr jlS" ^ / jlSLu] {OsT} sf. 1. siz. 2. Kazansz. 3. is. sizlik, b ik arar, [Far. b- (olum suzluk eki) + Ar. karr (dur m a) jlj5 (j)] (b i:k a ra :r ) {OsT} sf. 1. Kararsz. 2. Rahatsz. b ikarari, [Far. b + Ar. karr + Far. - ^jlJ ^ ] (bi:k a r a :r i:) {OsT} is. Kararszlk, bikarbonat, [Fr. bi- (ift) + carbonate] is. 1. Bir atom daha hidrojen atomu tayan karbonatl tuz. 2. Sodyum bikarbonat; N aH C 03. bikarbonatt, [bikarbonat-l] sf. inde bikarbonat bulunan; bikarbonat katlm olan, bikare, [Fr. bi-carr] is. mat. ki kat kare. S bikare denklem, is. mat. ki kat kareli denklem, bike, [eT. beg / big > bike / bke] {az} is. 1. Kadn; hanm; bayan. 2. Grmce. [DS] bikelle, [bir+kerre > bikelle] ( b i kelle) {az} zf. Bir kere. [DS] bikere, [bir+kere] (bi k ere) {az} zf. 1. Bir kere. 2. Bundan sonra; artk; bu defa. 3. Bunun stne; so nu olarak. [DS] bikeremiz, [bir+kere-miz] (bi kerem iz) Bunun stne; sonu olarak. [DS] {az} zf.

(b ih i.j {OsT} is. 1. yilik. 2. bol. {OsT} zm. (kiden ok erkek

iin) onlara; onlardan; onlarla, bihima, [Ar. bihim U 4 (bih im a :) {OsT} zm. (ki J erkek iin) onlar; onlara; onlarda; onlardan, bihin, [Far. bihn / bihne bihit, [Far. behit / bihit / 4 ^ ] (bihi:n e) {OsT} {OsT} is. behit. sf. 1. En iyi olan. 2. is. Halla,

bihken, [Far. bh-ken jS" jje ] (bi:h ken ) {OsT} sf. Kk sken; kknden sken, bihnane, [Far. bihnne un ekmei; beyaz ekmek, bihr, [Ar. bihr yf-] {OsT} is. Az kokusu, bihram, [Far. bihrm flj^] (bihra. m) {OsT} is. Oru, bihred, [Far. bihred i bihte, [Far. bhte {OsT} sf. (Kii iin) akll, (bi:hte) {OsT} sf. Elenmi; {OsT} sf. (bih n a :n e) {OsT} is. Has

elekten veya kalburdan geirilmi, bihter, [Far. bih-ter / bih-terek ji# / ok iyi; en iyi bihterek, -i [Far. bihterek 4> ] is. Eskiden ranl-

BK

IMUfE SM.
bil3, [Far. bel > bel / bil J*>J is. 1. {eAT} Ayakla ba sarak topra ilemeye yarayan zel tarm arac; bel. 2. {OsTf bot. Hint ayvas. 3. {OsT} Gbre sepe ti. bila-, [Ar. bil- } t] (bil;) {OsT} e. Arapa isimler den yolduk, olumsuzluk bildiren sfatlar yapan n ek; -siz. S bil-bedel, {OsT} P a r a s z ; bed elsiz; bedava.\\ bil-fsla, {OsT} A ra verm eksizin; ard ard n a ; aralksz.\\ bil-ftur, {OsT} ekinm eksi zin; dnm eden. | bil-ihml, {OsT} h m a l etm ek | sizin^ bil-ihtr, {OsT} H atrlatm adan ; ikaz etm e d en ; yarmadan.\\ bil-ihtirz, ekinmeden.\\ bilihtiyr, {OsT} stem ed en ; ira d e d .| bil-iltizm, | {OsT} Gnll o la r a k ; m ecb u r tutulm akszn.| bil| inkta, {OsT} D evam l o la r a k ; s rekli; kesintisiz.\\ bil-intihb, {OsT} Seim y aplm akszn ; se ilm e d en ; se m ed en .| bil-intikal, {OsT} 1. n tikal et | m ed en ; g em e d en ; ulam adan. 2. Kavramadan.\\ bil-irtikab, {OsT} 1. G revden usulsz k a r s a lam a d an ; irtikap y apm adan . 2. Rvet almakszn.\\ bil-isbat, {OsT} spatsz.\\ bil-isticvb, {OsT} S o rm ad an ; syletm eden . | bil-istisn, {OsT} -* | bilaistisna. | bil-ia r, {OsT} B ild irm ed en ; h a b e r | verm eden. | bil-itirk, {OsT} K atlm olm akszn ; | ortaksz; y aln z b a n a .| bil-kayd art, {OsT} | K aytsz ve artsz; h i b ir sn rlam a ve a rt tanmakszn.\\ bil-lzm, {OsT} 1. G ereksiz; lzum suz. 2. G e r e k g r lm ed en ; lzum o lm a d an ; g e r e k m eden .| bil-m ani, {OsT} Z orlayc s e b e p o lm a | d a n ,| bil-m enfaat, {OsT} ka r aram akszn.^ bi| l-m nkaa, {OsT} T artm asz; m n akaa etm eden. | bil-mezhim (mzhim), {OsT} 1. B ir en g el | km adan . 2. Skntya so k m a d a n ; skm adan . | bil| niyye, {OsT} N iyet o lm a d an ; niyet olm akszn.| | bil-noksan, {OsT} Eksiksiz.\\ bil-zr, {OsT} zr sz o la ra k. | bil-ruhst, {OsT} zinsiz o la r a k ; ruh | satsz,| bil-sahip, {OsT} Sahipsiz.\\ bil-sebep, | {OsT} S ebep siz o la ra k .| bil-phe, {OsT} phe | siz.| bil-taab, {OsT} Z ahm etsizce.| bil-tahkik, | | {OsT} Soru p soru turm akszn; tahkik etm eden. | | bil-taksr, {OsT} K usursuz; taksirsiz. | bil-tas| hh, {OsT} D zeltilm eksizin; tashih edilmeden.\\ bil-teemml, {OsT} D nm eden; irtical olarak.\\ bil-te hr, {OsT} G ecikm ed en ; so n ray a bralan adan. | bil-terh, {OsT} Yum uam akszn; sertli i | brakmadan.\\ bil-tereddt, {OsT} T ereddt etm eden. 1 bil-tevakkuf, {OsT} D u rm adan ; du rakla1 makszn.\\ bil-udul, {OsT} S ap m ad an ; dn m e den .| bil-cret, {OsT} cretsiz; parasz.\\ bil | vasta, {OsT} D oru dan doru ya; a r a ve a ra c kullanm akszn ; vastasz.| bil-veled, {OsT} o | cuksuz,| bil-zarretin, {OsT} B ir zaru ret o lm a | dan ; m ecb u r olm adan . bilabil, [Ar. bilbil J ; ^ ] (b il .b il) {OsT} is. 1. zn t; elem; keder; tasa. 2. Tela.

bikes1, [Far. b- (olum suzluk eki) + kes (kii) > bkes sf. 1. Kimsesiz. 2. Yalnz. 3. aresiz. bikes2, [bir+kez > bikes] (bi kes) (az) zf. Bunun s tne; sonu olarak. [DS] bikeslik, -i [bikes-lik] {OsT} is. 1. Kimsesizlik; yal nzlk. 2. aresizlik, bikez, [bir+kez > bikez] (bi kez) {az} zf. Bunun s tne; sonu olarak. [DS] bikm ck, - [bir+lcr-lc-ck > bikrck] ( b i k n ck ) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bikrk, - [bir+kr-k > bikrk] ( b i krk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bikrtk, - [bir+kr-t-k > bikrtk] (bi krtk) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] biki, [bir+ky > biki] (bi ki) {az} sf. Bir para; bi raz; azck. [DS] bikini, [ng. Bikini (P asifikte, F ran szlarn atom bo m b a s d en em esi ya p tk la r a d a)] is. ok kk iki paradan meydana gelmi kadn mayosu. bikir, -kri [Ar. bikr _>] is. -* bikr. bikiti, [bir+kt- > bilciti] (bi kiti) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bikle, [Ar. bikle 4S {OsT} is. 1. Yaradl; tabiat. 2. ] ekil; biim. 3. Klk kyafet, bikmaz, [Far. bilcmz rap ime; arap meclisi, bikr, [Ar. bikr {OsT} is. 1. Herhangi bir eyin ilki. 2. lk yavru. 3. Tazelik. 4. Genlik. 5. Doku nulmamtk. 6. Kz olma; kzlk; bakirelik. 7. huk. Evli olsa da hi cinsel ilikide bulunmam kz. 8. sf. El dememi, dokunulmam. 9. Bakire; kz o lan kz. S bikr-i fikr, {OsT} O zam an a k a d a r hi o rtay a atlm am dn ce; ilk fikir.\\ bikr-i hakk, {OsT} huk. E rk ek le b e r a b e r olm am , h ib ir cin sel ilikiye g irm em i kz.| bikr-i hkm, {OsT} huk. | T ek ra r etm em ekle birlikte zin a ettii bilinen kz. bikran, [Ar. bikr > bikrn ol^S (bikra:n ) {OsT} is. ] Bakireler. S bikrn- bihit, {OsT} C en net b a k ir e le r i; huriler.\\ bikrn- erh, {OsT} 1. Y ldzlar ve g ez eg en ler. 2. H uriler. bil1, [bil / bl (yans.)] is. Kmes hayvanlarn ar may anlatan kk. [Zlfkar] b il bil, bil-i bili, bil-i, bil-ik. S bil bil, {az} K m es hayvan larn a r m a nlemi, [DS] bil2, [bel / bil / bel J^ ] (b e :l) {eT} {eAT} is. 1. Bel. [ETY] [EUTS] [Gdbain] 2. {eAT} Dalarn yamalar; dalar zerindeki geitler; da beli. S bil ba, {eT} B e l b a ; ku a k ; kem er. [EUTS]|| bil ba lam ak, {eAT} nem verm ek; h azrlan m ak; gven m ek ; azm etm ek; b e l balamak.\\ bilini balam ak, {eAT} 1. H azrlanm ak. 2. tasvf. T arikata g iri tre n in de m ridin b elin e ku ak takm ak. {OsT} is. 1. arap. 2. a

t n r u M

603

______________________

______________________________________________ BL

bilaca, [t. plagia (plaj)] ( b i la c a ) {OsT} is. 1. Gemi yata; liman. 2. Sahile yakn korunakl demirleme yeri. bilad, [Ar. belde > bild :>%] (b il.d ) {OsT} is. 1.

Beldeler. 2. lkeler. <3 bild- m ire, {OsT} B a yndr h le getirilm i y e r le r .| bild- aere, {OsT} | zmir, Eyp, K andiye, H alep, Selanik, Sofya, T ra b zon G alata, Kudiis, L a r is s a dan ib a ret on e h ir .| | bild- cesme, {OsT} Byk lk eler.| bild- | erbaa, {OsT} E dirne, B ursa, am ve K a h ir e den ibaret d rt ehir. | bild- garbiye, {OsT} B at lke | leri.| bild- harciye, {OsT} H a r a vergisi alm an | topraklar.\\ bild- isn aer(e), {OsT} A dana, E r zurum, B adat, Beyrut, D iyarbakr, Rusuk, Saraybosna, Sivas, M ara, T rablusgarp, Antep ve an k r'dan ib a ret on iki e h ir .| bild- Rm, {OsT} I. | Osmanl m paratorluu sn rlarn a d a h il topraklar. 2. Anadolu.| bild- selse, {OsT} E sk i sta n b u lun bila, [Ar. bil-ey3 JU] {eAT} is. Bo yere; bele, | idare sistem in de Eyp, G a la ta ve skdar sem tleri bilavasta, [Ar. bila- (olum suzluk eki) + vsta (a ra) iin kullanlan ifade. (bil;v a:sta ) {OsT} sf. 1. Arasz. 2. Do biladan, [Yun. platanos] {az} is. nar. [DS] laysz; dorudan. 3. zf. Arasz ve dolaysz olarak, bilade, [Far. bilde :>%] (b il :d e) {OsT} sf. Sz ge bilbord, [ng. bill-board] is. lan tahtas, tirip gtren; mzevir; fesat, bilcmle, [Ar. bi-(n ek) + el (harf-i tarif) + cmle bilader, [Far. birader] (b il :d er ) {az} is. 1. Erkek (btn) > bil-cmle aU4-U] ( b i lcm le) zf. 1. Bir karde. 2. nl. Sitem ve seslenme sz. [DS] S1 bi eyin hepsi; tamam. 2. Btn, hep; tm. lader aac, bot. T rop ikal iklim k u a n da y etien meyvesi y en ilebilen , kzl k a h v e ren kli k erestesin bile [bel / bil-e] {eT} zf. Bele kadar; belce. [EUTS] den m obilyaclkta y a ra rla n la n orm an a a c ; a k a bilde, [Yun. ptilon] {az} is. 1. Pamuk yuma. 2. Fitil. [DS] ju ; A m erika elm as; maun. bildik, -i [bil-mek > bil-dik] is. 1. Her zaman konu bila, [Ar. bel jOL.] (b il : ) {OsT} is. -+ bela. ulup grlen, yakndan tannan ve bilinen kii; bilah, [Ar. belha > bilh ^5L>] (bil:h ) {OsT} is. tandk; dost; ahbap. 2. sf. Yabanc olmayan; bili Arkas byk olan kadnlar, nen. S bildik km ak, B iri ile doru dan veya d o layl tank kmak.\\ bildik grdk, {az} E dost. bilahare, [Ar. bil-hire / bil-here (b il h a [DS] re) {OsT} zf. 1. Sonra. 2. Sonradan. 3. Sonunda, bildir, [bir+yl-dr] {az} is. Geen sene. [DS] bilaistisna, [Ar. bi- (n ek) + el ( h a r f i tarif) + istisna bildircin, [bildircin] {az} is. Bldrcn. [DS] (ayr) > bi-l-istisn hsulilj (bil.istisna;) {OsT} bildirge, [bildir-mek > bildir-ge] is. 1. Bir kiinin zf. 1. Ayrm yaplmakszn; istisnasz. 2. Ayrcalk herhangi bir durum hakknda resm kurumlara sz. vermi olduu belge; beyanname, (1935). 2. Vergi ykmllerinin belirli zamanlarda kazan veya bilakis, [Ar. bil-aks (b il;kis) {OsT} zf. 1. vergi ykmllkleri ile ilgili olarak vergi dairele Tam tersine. 2. Aksine olarak, rine verdikleri belge; beyanname, bilakuza, [Yun. plakutza] {OsT} is. Bayramlarda bildiri, [bildir-mek > bildir-i] is. 1. Bir kurum veya yemek iin yaplm rek vb. eyler, kurulu tarafndan herhangi bir durumu ilgililere bilal, [Ar. bill J^ l] (b il d ) {OsT} sf. 1. Su gibi duyurmak zere yazlm yaz; tebli, (1935). 2. slatan. 2. Islat. 3. Islaklk, Bilimsel konuda yaplan aklama; tebli, bilama, [bir+lokma > bilama] ( b i la:m a ) {az} sf. bildirilme, [bildir-il-me] is. Bildirilmek ii. Bir para; biraz; azck. [DS] bildirilmek, [bildir-il-mek] edil. f. [ -ir ] Bakas bilan, [bel-en / bilan ? OUJ {eAT} is. Ssl ve ile meli kl kemeri, bilano, [t. bilanciare (d en g elem ek) > bilancio (den ge)] (b ila n o ) is. 1. Bir iletmenin belirli bir d nem sonundaki tanr ve tanmaz varlklar ile tarafndan bildirme ii yaplmak; haber verilmek; duyurulmak. bildirim, [bildir-im] is. 1. Yazl aklama. 2. Yazl bildirme; tebli. 3. Yazl duyurunun yapld k t; ihbarname. S bildirim dencesi, Szlem e g e r e i h a b e r v erm eden y a p la n bir ticar uygula

bunlar salamak iin kullanlan z ve yabanc kay naklarn gsterildii izelge. 2. m ecaz. Giriilen bir iin belirli bir sre sonra kazandrdklar veya za rarlar konusunda yaplan deerlendirme. 3. Bir olayn sonucu. 0 bilanosunu yapm ak, B ir olayn olum lu ve olumsuz durum larn tespit ed ip d e e r lendirm ek. bilar, [Yun. bilarion (macun)] is. dnz. Kalafat ile rinde kullanlmak zere katranl kldan yaplm zel macun. bilardo, [t. biliardo / bigliardo] (b ila rd o ) is. zeri arduaz kapl ve yeil uha rtlm kenarlar evri li bir masa zerinde isteka ad verilen zel sopalar la ve fildii top ile oynanan bir salon oyunu, bilardocu, [bilardo-cu] is. 1. Bilardo oynayan kii. 2. Bilardo oynatan kii. 3. Bilardo aralarnn reten ve satan kii,

BL

I K tS Z. T M U C L K
bile2, [Far. ble aIo] (b id e ) {OsT} is. 1. Ada. 2. Yanak. 3. Yan. 4. Kk bahvan beline benzer ok temre ni; kesme. 5. Kayk krei, bilece, [bile-ce beraber. [DS] bilecen, [bil-ecen {eAT}
{az} sf.

m adan k ar tarafn urad z a r a r k arla m ak zere y a p la n d em e; ih b a r tazminat. bildiri, [bildir-i] is. Bildirme ii ve biimi, bildiriim, [bildir-i-im] is. 1. Karlkl olarak bil dirme, haberleme ii. 2. letiim; komnikasyon, bildirime, [bildir-i-me] is. 1. Bildirimek eylemi. 2. {az} Haberleme. [DS] bildirimek, [bildir-i-mek] ite, f . [ -ir ] 1. Karlkl olarak bildirmek. 2. Bir duygu veya dnceyi ses ve yaz ya da iaretlerle bildirerek karsndaki ile anlamak; haberlemek, bildirme, [bildir-me] 1. Bildirmek ii. 2. Bir durumu veya yasa gerei zorunlu grlen bilgileri ilgili ma kama yaz veya sz ile iletme, duyurma; beyan. B bildirme cmlesi, dbl. Yklemi bildirm e k iplerin d en birisi ile kurulu olan cmle. | bildirme eki, dbl. | isim c m lelerin de bildirm e g rev i yklen en -im , sin, -dir ekleri. | bildirme kipleri, dbl. Yaplan, | y a p lm a k ta veya y a p la c a k olan ey lem leri z am an a ba l o la r a k belirten kipler. bildirmek, [bil-mek > bil-dir-mek] gl. f . [ -ir ] 1. Herhangi bir eyi haber vermek. 2. Herhangi bir konuda bilgi vermek. 3. Anlatmak; ifade etmek. 4. Tantmak. 5. yle gstermek, bildizmek, [bil-mek > bil-diz-mek] {e l} gl. f . [- r] Bildirmek; retmek. [DLT] bildttkli, [bil-mek > bil-dk-li d, bildii olan, bildrmek, [bil-mek > bil-dr-mek] {e l '} gl. f i [- r] Bildirmek; anlatmak. [ tigsizler] [Yknek] bildzmek, [bil-mek > bil-dz-mek / bil-tr-mek] {eT} gl. f i [- r] Bildirmek. bile1, [bir+ile-n > birlen / bir-le / bilen / bile 4o] zf. 1. Birlikte; beraber. {eT} {eAT} (ayn) [EUTS] [ETY] [Yknek] 2. e. Cmleyi glendirerek umulmazlk, beklen m ezlik, ayn z am an d a anlamlarn katar; hat ta; stelik; de. {eAT} (ayn) 3. art cmlesini kart lk ilikisi iinde baka bir cmleye balar; dahi. {eAT} (ayn) 4. {eAT} le. S bile domu, {eAT} Yata ; a kran .| bile komak, {eAT} B ir a r a d a bu lun | durmak.\\ bile komak, {eAT} 1. E k lem ek ; b irle tirm ek. 2. A rkada etm ek.| hilelerince, {eAT} B e | r a b e rler in d e; yanlarnda.\\ hilelerinde, {eT} B e r a b e rler in d e; yanlarnda.\\ hilelerine, {eAT} Yanlarn a .| bilemce, {eT} {eAT} Yanm da o la r a k ; bera | berimde.\\ bilence, {eAT} Senin b e ra b e rin d e; y a nn da o la r a k .| bilende, {eAT} Senin b e ra b e rin d e; | y a n n d a .| bile olm ak, {eAT} B irlikte bulunmak.\\ | bilenze, {eAT} Yannza.| bileince, {eAT} Onun | b e ra b e rin d e; y an n d a o la r a k .| hilesinde, {eAT} | Onun y a n n d a ; b era b e rin d e; onunla birlikte.| | hilesine, {eAT} Onun y a n n d a ; b e ra b e rin d e; onunla birlikte.| (onun) bilesiye, {eAT} Yanna.\\ bile tog[ m, {eAT} A kran; y ata. | bileye, Yanna. | {eAT} sf. Tan

/ 4 ^ ] {eAT} {az} zf. Birlikte; 1. ok ey

bilen; hemen her eyden anlayan. 2. Bilgilik tasla yan; ukala. 3. Bilgin. 4. Yama gre cok ey bilen.
[D S]

bilecenlik, -i [bil-ecen-lilc] is. Bilecen olma duru mu. bilecik, -i [bilek-cik] yan bilek. [D S]
{az}is.

nce bilek; iri olma

bileg1, [bel-ek / bil-eg] {eT} is. Armaan. [E U TS] bileg2, [bel-en / bileng] {az} is. Yolcularn hemen anszn ortaya kverdii, grld da yamac; iki tepe arasndaki ukurluk; belen. [D S] bilegen, [bi-l-egen jSHj / jSL] {eAT} sf. yi bilen. bileg, [bile-mek > bile-g] (bile.g ) {eT} is. Bilei.
[D LT ] [E U TS]

bilegsz, [bile-g-sz] (bile;gs z) {eT} sf. Bilen memi; keskinletirilmemi. [Clauson] bilei, [eT. bile-mek > bile-g > bilei] is. Kesici, yarc, yontucu aletleri keskin hale getirmek iin kullanlan ara. B bilei ta, ak, bak, m akas g ib i k esic i a le tle ri b ilem ek te kullanlan in ce taneli s a n ist. bilek1 -i [eT. bilek] is. 1. El ile kolun, bacak ile , ayan birletii eklem boumu. {eT) (ayn) [Gabain] [D LT] [E U T S] 2. m ecaz. G; kuvvet. 3. {az} Ara ba tekerleinin parmaklklar. [D S] 4. Kayk kre inin kay geen ince ksm. 0 bilein almak, {eAT} E lin e y a p m a k .| bileinde altn bilezik ol | m ak, G e er li b ir i ve m eslek s a h ib i olm ak. | bile | ine gvenmek, I. K en d i b ed en ve k o l kuvvetine g v en erek ie girim ek. 2. K en di ustalyla b a a ra b ilece in i tahm in etm ek. | bileine k adar, I. | ( am u r veya k a r iin) a y a k b ilek le ri rt lecek k a d a r olm ak. 2. (E lb ise ve etek ler iin) a n c a k a y a k la r ve e lleri g r le c e k k a d a r rtl olm ak. | bilei | nin hakk ile, K en d i a lm a ve g a y reti ile.| bilek | bilek (A km ak iin) g r b ir e k ild e; grl grl.\\ bilek boalmas, {az} (H ayvan iin) n ve a rk a a y ak la rn km esi. [DS]|| bilek boandrm a, {az} (At iin) yrrken tkezlem e. [DS]|| bilek dam ar, Nabz.\\ bilek demiri, {az} T ab aklkta d eri kaz m akta ku llan lan b ir aygt. [DS]|| bilek dikmesi, {az} B ile in bklm esi. [DS]|| bilek gibi, K alnl b ile k kaln l n a d en k o la n .| bilek gs, 1. K o l ve | bed en kuvveti ile i yapm a. 2. K a b a kuvvet. | bilek | grei, K a rlk l o la r a k birbirinin bile in i b km ek su retiyle y a p la n g den em esi. | bilek k adar, K a | lnl b ilek kaln l n da olan. | bilek kanal, anat. | B ile k kem iklerinin n yz ile b ilek eklem inin n

1H 1B 1C E M .105
ne

BL

ba a ra sn d a y e r a la n kan al. | bilekin alm ak, E li | yapm ak.]] bilek kuvveti, B ed en ve k o l kuvve ti.]] bilek saati, B ile e taklan kk s a a t; k o l saati.

bilen, [bir-le-n / bile-n] {eT} zf. 1. le; beraber; birlik te. [EUTS] [Gabain] 2. {az} Bile. [DS] bileng, [bel > bel-en > bil-en dllo] Da yan; sarp geit; belen, bilengce, [bile > bile-n-ce *==1;] beraberinde. bilengde, [bile > bile-n-de o-iSll] beraberinde. bilengze, [bile > bile-n-z-e nnza. bilenme, [bile-n-me] is. Bilenmek ii. bilenmek1, [bile-n-mek] edil. f . [-ir ] 1. (Bir kesici alet iin) biri tarafndan bilemek suretiyle keskin hle getirilmek. 2. dnl. Bir ii yapmak iin azim ve hrs kazanmak; hrslanmak. bilenmek2, [bula-n-mak > bel-en-mek dUJ^>] {eAT} dnl. f . [-iir] Her yan bulamak, bilerek, [bil-erek] zf. Yapt iin douraca sonu larn farknda olarak; bile bile; amal; bilinli ola rak; kastl; kasten, bilerzv, [bilek > biler-zk / bilerzv] {eT} is. Bile zik. [Clauson]

(bilen) {eA is. T}


Yannda; Yannda; zf. Y a

bilek2, [bel-ek / bil-ek] {eT} is. Hediye. [Gabain] bilek3, [Far. blek ^LL] {OsTj is. atal temrenli bir tr ok. bilek4, -i [beleng / bileng] {az} is. Belen. [DS] bileke, [bilek-e (az} is. 1. Kelepe. 2. Bi leklik. 3. Buka. 4. {eAT} is. Bilek. 5. {eAT} Hay vanlarda topuk ile trnak aras. 6. zf. Bilek kadar. [DS] bilekek, [bilek-ek dUL>] {eAT} {az} is. Sulularn bir yerden bir yere gtrlmesi srasnda kamala rn nlemek iin bileklerine taklan kilitli metal halka; kelepe. [DS] bileke, [Yun. plaka] {az} is. Fare ve akal gibi zararl hayvanlar yakalamakta kullanlan bir tr tuzak. [DS] bileki, [Yu. plaki] is. {az} 1. Kalnl az yayvan granit ta. 2. Msr ekmei piirmekte kullanlan ii oyuk ta. 3. Ta sacda piirilen msr ekmei. [DS]

{eA zf. T} {eAT} zf.

{eAT}

bilekim, [bile+kim?] zf. Dilerim; beklerim; umarm, bileklig, [bilek-lig] {eT} sf. Bilekli; gl kuvvetli. [DLT] bileince, [bile > bile-s-i-nce / 4^_ 4u / bileklik, -i [bilek-lik] is. 1. Baz ilerde ve spor / {eAT} zf. Beraberinde; yannda; birlikte. karlamalarnda bilein burkulmasn veya in iL ] {eA T} cinmesini nlemek iin bilee sarlan mein sarg. bilesinde, [bile > bile-s-i-n-de 2. Atlarn bacaklarnn sarlmasnda kullanlan ham zf. Beraberinde; yannda; birlikte, bez ya da eski kuma paralar, bilesine, [bile > bile-s-i-n-e u-Ju / {eAT} zf. bilekter, [Yun. plektarion (sepet)] {az} is. Srtta ta Beraberinde; yannda, man kk sepet. [DS] bilesiye, [bil-mek > bil-esi-y-e] zf. 1. Bilerek. 2. bileli, [bil-mek > bil-e-li ^ iL>] sf. Bilen; bilmi olan, Bilinceye kadar, bilelik, [bile-lik dUIo / d) <d,] {eAT} is. Beraberlik; maiyet. bilem, [bile-m] {az} zf. Bile. [DS] bilemce, [bile > bile-m-ce beraberimde. bileme1, [bile-m-e] {az} zf. ok az. [DS] bileme2, [bile-me] is. Bilemek ii. 0 bileme as, m eka. K es ic i aletlerin keskin letirilen yznn e i mi ile bilem e aracn n taban yzeyi a ra sn d a k i a. bilemek1, [eT. bile-mek tiU <tio] {eT} g l . f [ - r ] [-l(i)y o r ] 1. Bilei tama veya baka bir bileme aletine tutarak kesici aletlerin azn keskin duruma getir mek; keskinletirmek; zalamak. {eT} (ayn) [DLT] *EUTS] 2. m ecaz. Bir duygunun etkisini artrmak, ' f'. 'irmek. 3. (eAT} Bulamak; bulatrmak. bilemek3, [be-le-mek dUlu / i ^ ] {eAT} gl. f . [-r ] Kundaklamak, bilemsinmek, [bile-mek > bile-msin-mek] {eT} g l .f . [-r] Bilirmi gibi grnmek. [DLT] {eAT} zf. Yanmda; bileen, [bi(r)-le--mek > bile--mek > bile-en] is. 1. fz. Bir bileke oluturan elerin her birisi. 2. kim. Fiziksel ve kimyasal bakmdan bir denge iinde bulunan bir bileii meydana getiren elementlerden her biri. bileik, -i [bi(r)-le--mek > bile--mek > bile-ik] sf. 1. Oluumunda eitli madde, cisim veya deiik geler bulunan nesne; mrekkep, (1942). 2 kim. Kimyasal tepkimeler sonucu iki veya daha ok elementten oluan ve bunlardan bamsz fiziksel, kimyasal nitelikler gsteren. 3. bot. Her biri bal ~ bana bir-btn saylabilecek birok benzer organ lardan meydana gelmi (organ). 4. is. Ses ve mzik grntsnn birlikte verildii film. 5. Birka ele mentten olumu madde. S bileik baak, biy. Ana eksen zerin deki d a lla rn d a b a a k k den ilen k k b a a k la r tayan baak.]] bileik iek, bot. P a p a ty a d a olduu g ib i k m e e k lin d ek i toplu i ek.]] bileik faiz, bank. S re bitim ine~kadar ta h ak ku k eden f a i z ile a n a p a r a toplam n a uygulanan fa iz . | bileik gz, biy. B c e k le r d e ve k ab u klu lard a |

BL

IMHICtSM.
biletme, [eT. bile-mek > bile-t-me] is. Biletmek ii. biletmek, [eT. bile-mek > bile-t-mek] gl. f i gl. fi. [ir] Birine bileme iini yaptrmak. (eT) (ayn) [DLT] bilev, [bile-melc > bile-g / bilew] {eT} is. Bilei, bileyci, [bile-y-ici / bile-y-ci] is. -* bileyici, bileyici, [bile-y-ici] is. Kesici aletleri bileme iini kendisine meslek edinmi olan kimse; zac, bileyicilik, -i [bile-y-ici-lik] is. Bileyicinin yapt i; bileyicinin meslei; zaclk, bileye, [bile > bile-y-e LLo] {eAT} zfi. Yanma. bilezik, -i [bilek + zk ? / e T bilezk / bilersk / bilerzik] is. 1. Ss iin bilee taklan deerli ma denlerden yaplm halka. 2. {az} U uca gelen iki boruyu birletirmek iin kullanlan genie halka. [DS] 3. Motor pistonundaki zel yuvalara yerleti rilmi yalama, soutma ve sznty kesme gibi amalarla yerletirilmi, ular ak esnek metal halka. 4. arg o. Kelepe. 5. mim. Stunlarn gvde lerini yatay olarak blen silmeler. 6. {az} Kuyula rn azna konulan ortas oyuk tek para yuvarlak ta. [DS] 7. spor. Okularn yay telinin darbesinden ellerini korumak iin sol bileklerine taktklar me in bilezik. 8. Kular hakknda aratrma yapanlarn yakalayp saldklar kularn ayaklarna taktklar numaral alminyum halka. 9. argo. Kelepe. 10. argo. Fahie. 11. {az} Taraktan geirilerek eril meye hazr hle getirilmi bilee dolanabilecek miktardaki yn. [DS] S bilezik yapm ak, {az} H arm an a g elen sa p d e k etrafn da b ilez ik b ii m inde ym ak. [DS] bilezikli, [bilezik-li] sfi 1. Bilezii bulunan. 2. Bile zik taknm olan, bilezk, [bilek+zk (yzk)> bile-z-k J ji ; / {eT} is. Bilezik. [DLT] S bilezk urnm ak, {eAT} B ilez ik taknm ak. bilezklenmek, [bilezk-le-n-mek] {eT} dnl. fi. [r] Bilezik taknmak. [DLT] bilfarz, [Ar. bi-(n ek) + el ( h a r f i tarif) +farz (say m a) ( b i lfarz) {OsT} zfi. 1. Sayalm ki.. 2. yle olduunu kabul edelim. 3. Tut ki. 4. Sz geli i. bilfiil, [Ar. bi-(n ek) + el ( h a r f i tarif) +fil (i, ey lem ) > bilf'il (bi'lfiil) {OsT} zfi. 1. Eylemli olarak. 2. Yaparak. 3. Gerekten. 4. edinerek. 5. olarak. 6. Flarekete gemek suretiyle. bilge, [eT. bil-mek > bil-ge ^ / Si.] (bilg e:) is. 1.

gr len b irb irin e b en z er b ir o k h creden olum u g z ; p e t e k g z ; m rekkep gz. | bileik kaplar, fiz. j Alttan b ir boru ile birb irin e ba lan m iin d e sv bulunan k ap lard an m eydana gelm i fiz ik den ey a ra la r. | bileik kesir, mat. in d e tam say bulu | n a bilen ; p a y p a y d a sn a eit veya byiik k esir.| bi ] leik lipit, biy. P rotein, k a rb o n h id ra t y a d a kkrt, a zo t g ib i elem en tlerle birlem i y a m olekl. j bi | leik meyve, biy. D ut ve incir g ib i s k i e k duru m undan m eydana g elen meyveler.\\ bileik ner me, mant. M antkta iin de iki ve d a h a o k n erm e bulunduran nerm e. bileikgiller, [bile-ik > bile-ik-gil-ler] is. bot. Bitiik yaprakl iki enekli bitkilerden iekleri kme halinde toplu olarak bulunan familya, bileim, [bile-mek > bile-im] is. kim. 1. lci ve daha ok enin bir araya gelerek yeni bir ge olutur malar ii. 2. Bir maddenin hangi basit elementler den meydana gelmi olduunu ortaya koyan verile rin tamam; terkip, (1942). 3. Birleme sonucu meydana gelmi bulunan yeni nesne; terkip, bileke, [bile-mek > bile-ke] is. 1. eitli nitelik ve nicelikte elerin birbirine etki etmesi sonucunda ortaya kan, kendisini oluturan elerin nitelik ve niceliinden farkl sonu. 2. fiz . Bir cisme etki eden farkl kuvvetlerin toplamna eit olan ve bu kuvvet lerden nicelik ve yn bakmndan farkl olan kuv vet; kuvve-i muhassala. bileken, [bile-ken] sfi. Elektronik devrelerin ger ekletirilmesinde kullanlan etken ve edilgen e lerden her biri, bileme, [bi(r)-le--mek > bile--me] is. 1. Bilemek eylemi; terekkp. 2. Bileim meydana getirme, bilemek, [bi(r)-le--mek > bile--mek] ite, fi. [-ir ] fiz . kim. ki ve daha ok ge bir araya gelerek yeni bir ge oluturmak; terekkp etmek, biletirici, [bile-mek > bile-tir-ici] sfi 1. Biletir mek iini yapan. 2. Birlemeyi salayan, biletirme, [bile-mek > bile-tir-me] is. Biletirmek ii. biletirmek, [bile-mek > bile-tir-mek] gl. fi. [-ir ] 1. Bilemesini salamak. 2. Birlemesine yol a mak; bititirmek. 3. fiz . ki ve daha ok vektrn paralel kenar kuralna gre geometrik toplamn almak. bilet, [t. biglietto > Fr. billet] is. Para karl giri len sinema, tiyatro, gsteri vb. yerlere girmek; oto bs, tren, uak, gemi gibi ulam aralarna binmek iin veya ans oyunlarna katlmak amacyla satn alman zel basml kt paras. S (birinin) bile tini kesmek, argo. (Birisini) ld rm ek ,| bilet kes | mek, 1. A lcya p a r a karl bilet verm ek ; bilet satm ak. 2. a rg o . P ez ev en klik etm ek. bileti, [bilet-i] is. Bilet satan kii, biletilik, -i [bilet-i-lik] is. Bilet satma ii.

Bilgi sahibi, iyi ahlakl, rnek alnacak olgunlua ulam kii; hakim; akll; dirayetli; fetanetli; muk tedir; mtebahhir. {eT} {eAT} (ayn) (1935). [ETY] [EUTS] [KPy.] [ tigsizler] [Tekin] 2. {eAT} Geni ve derin bilgi sahibi; bilgin; lim. {eT} (ayn) [DLT] [KPy.] [EUTS] [ tigsizler] [ETY] 3. {eAT} Bilge;

mitimi im

607

BL

bilgili kii; hakm. [Gabain] [EUTS [ETY] 4. Da nman. [ETY] 5. Bilgi. [KPy.] bilgece, [bilge-ce] (b ilg e'ce) z f Bilgeye yakr; ha kimane; akllca; makul, bilgednek, [bilge-d-mek / bilge-t-mek] /eT/ gsz. f [- r] Akllanmak. [DLT] bilgelenmek, [bilge > bilge-le-n-mek] {eT} gsz. f i [r] Bilir grnmek; bilgelik taslamak. [Clauson] bilgelig, [bilge-lig] (b ilg e.lig ) {eT} sf. Hakm olan; bilge olan. [ETY] bilgelik, -i [bilge-lik] is. 1. Bilge olma durumu. 2. Bilgenin nitelii. 3. fe l. Bilgi; hikmet. 4. lk a felsefesinde kendini tanma, kendini bilmenin bil gisi; vukuf. bilgetmek, [bilge-d-mek / bil-ge-t-mek] {eT} gsz. f i [- r] Akllanmak. [DLT] bilgi, [bil-mek > bil-ig > bil-gi is. 1. nsann bi lebilecei, akimn erebilecei olgu, gerek ve ilke ler; malumat. 2. renme, inceleme, aratrma ya da gzlemle elde edilebilecek gerekler; vukuf; malumat. 3. nsan dncesinin rn olarak orta ya kan dnce. 4. fe l . Zihnimizin ilk olarak kav rad veya duyu organlar yoluyla alglama, hayal gc ve bellek yardmyla yargda bulunma, akl yrtme gibi zihn faaliyetler sonucunda ortaya kan edinim. 5. Bilim. 6. Kurallardan yararlanarak kiinin veriye ykledii anlam. 7. {eAT} is. Bilici; khin. S bilgi evren, B ir elek tro n ik h esa p m aki nesi y a d a bilg isa y a r tr b ilg i ilem m akinelerin in kullan labilm esi iin g e r e k li o la n bilgilerin tm,\\ bilgi edinmek, 1. renm ek. 2. B ir durum u ren me7c. | bilgi ilem, bsy. B ilg isa y a r g ib i m ak in elerle | yaplan bilg i d ep o la m a veya kaynatrm a, a ktarm a ilem lerinin btn; veri ilem ; inform.atik.\\ bilgi ilem a, O rtaklaa ilem y a p m a k iin b irb irin e balanm b ilg isa y a rla r km esi.| bilgi kuram , fe l. | Bilginin e ld e ediliin i, yntem lerin i, g e e r lilik ve gvenirlilik durum larm e le a la n f e l s e f e d isiplin i; epistem oloji. bilgici, [bilgi-ci] is. Bilgiyi bakasn eletirmek iin kullanan kii; safsatac; sofist, bilgicilik, -i [bilgi-ci-lik] is. 1. Kendisinin de doru olmadn bildii bir ey ile bakasn yanltarak kendisine kar salama gayreti; safsataclk. 2. lk a Yunan felsefesinde bir tr eletiri akm; so fizm. bilgi, -ci [bil-gi / gSlrf] sf. 1. ok bilen; her eyi bilen, anlayan; hakm. {eAT} (aym) 2. Bilgi sa hibi olan. 3. m ecaz. Yarm yamalak bilgilerini ok ey ve mkemmel biliyormu gibi vnen kimse; ukala. 4 is. m ecaz. Bilgisiz olduu halde kendisini bilirmi gibi gsteren kimse. S bilgi bilgi, ok bilmi b ir ekild e.

Bilgi olann nitelii. S bilgilik satm ak, B ir ey i bilm ed ii h a ld e biliyorm u g r n erek a k l verm eye k alkm a k .| bilgilik taslam ak, B ir ey bilm edii | h a ld e o k ey biliyor grnm ek. bilgilendirilme, [bilgi-le-n-dir-il-me] is. Bilgilendi rilmek ii. bilgilendirilmek, [bilgi-le-n-dir-il-mek] edil. f . [-ir ] Birisi tarafndan bilgi sahibi edilmek, bilgilendirme, [bilgi-le-n-dir-me] is. Bilgi sahibi ol masn salama, bilgilendirmek, [bilgi-le-n-dir-mek] gl. f . [-ir ] B i rinin herhangi bir konuda bilgi sahibi olmasn sa lamak; bilgi vermek, bilgilenme, [bilgi-le-n-me] is. Bilgilenmek ii. bilgilenmek, [bilgi-le-n-mek] dnl. f . [ -ir ] Bir ko nuda bilgi sahibi olmak; renmek, bilgili, [bilgi-li] sf. 1. Bilgi sahibi olan; renen; agh; aydm. 2. zf. Bilerek, bilgilik, -i [bilgi-lik] is. Genel kltr veya belirli uzmanlk alanna ait bilgileri alfabe sras ile sunan eser; ansiklopedi, bilgimsinmek, [bilgi-msin-mek] {eT} gsz. f . [-ir] Kendini akll gstermek. [DLT] bilgin, [bil-gin] is. Bir bilim dalnda derin ve geni bilgisi olan, o bilim dalma bilimsel almalar ile katkda bulunan kimse; lim, bilim adam, bilginlik, -i [bilgin-lik] is. 1. Bilgin olma durumu. 2. Bilginin tad nitelik, bilgisayar, [bilgi+say-ar] is. ok sayda aritmetiksel veya mantksal ilemlerden oluan bir ii, nceden verilmi bir program erevesinde ksa srede ya pp sonulandran elektronik ara; elektronik beyin, kompter; ordinatr. bilgisayar a, bl. B irb i rin e b a l bilg isa y a rla r dzeni, bilgisayarc, [bilgi+say-ar-c] is. Bilgisayar uzman, bilgisayarclk, - [bilgi+say-ar-c-lk] is. Bilgisayar uzmanl. bilgisiz, [bilgi-siz] sf. 1. Bir insan iin gerekli temel bilgilerden yoksun olan; cahil; alayl; bihaber; na dan. 2. Herhangi bir konuda yeterli bilgisi ve dene yimi bulunmayan; malumatsz, bilgisizcilik, -i [bilgi-siz-ci-lik] is. Bilgi edinmeyi ve renmeyi zararl sayarak, engellemeye alma sistemi. bilgisizlik, -i [bilgi-siz-lik] is. 1. Bilgisiz olma du rumu; cahillik; cehalet. 2. Bilgi yokluu; cehalet, malumatszlk. bilgiyazar, [bilgi+yaz-ar] is. Elektronik sistemle diz gi yapan ara; printer. bilg, [bil-mek > bil-g khin. bilgi, [bilg-i] {eT} sf. Bilgin; bilen; stat. [EUTS] bilgrmek, [bil-mek > bil-g-r-mek] {eT} gl. f . [-r] Bildirmek. [EUTS] {eAT} is. Bilici;

bilgilik, -i [bilgi-lik] is. 1. Bilgi olma durumu. 2.

BL

I M I M M .
biliksizlik, [bilig-siz-lik] {eT} is. 1. Bilgisizlik; ceha let. [DLT] 2. sf. Bilgisi olmayan. [EUTS] bilili, [bili-li J J u ] {eAT} sf. Bilgili; lim; hakm. bililmek, [bil-mek > bil-il-mek] {eT} gsz. f . [- r ] Bi linmek; tannmak. [EUTS] [ tigsizler] bililtizam, [Ar. bi-(n ek) + el (harf-i tarif) + iltizm (istem e) j>ljJ^l>] ( b i liltiza:m ) {OsT} zf. 1. Bilerek ve isteyerek. 2. Bile bile, bilii, [bili-li > bili-l km. bilim, [bil-mek > bil-im] is. 1. Evrene ve olaylara ait bir blm birbirine bal konular ele alp deneye dayal yntemlerden yararlanarak gerekleebilir yasalar, kurallar karmaya ynelik dzenli bilgi; ilim, (1935). 2. Baz olay ve olgular basamaklarna gre dzenlenmi sistemli bilgiler btn. 3. Bir eyi renmek amacyla yola karak edinilen bil giler sreci. S bilim adam , B ilim sel a la n d a k en dini yetitirm i ve bilim ev relerin ce o toritesi kab u l grm , bilim sel a lm a la r y a p a n k ii; bilgin; lim .| bilim d, B ilim e a y k r y a d a bilim sel a r a | trm a ku rallarn dan yoksun. | bilim kuram , fe l. | B ilim lerin o rta y a koyduu dnsel soru n lar in ce leyen, h e r bilim in tek tek yntem lerim , ilkelerini, v ar saym larn a ratran f e l s e f e dal. | bilim kur | gu, ed. sin. B ilim sel bu lularn ve tek n o lojid eki g e lim elerin g e le c e k te k i insan yaam n ne ek ild e y n len d irece in i ve etk iley ece in i b ir takm var sa y m la ra d a y a n d ra ra k oluturulm u h a y a l rn ed eb iy a t ve sin em a e s e r le r i tr. bilimci, [bilim-ci] is. Bilgin. bilimcilik, -i [bilim-ci-lik] is. fe l. 1. Bilginin temeli olarak yalnz bilimsel ynteme nem verme bii minde ortaya kan maddeciliin bir biimi ve pozitivist (olgucu) akm. 2. Hristiyanlk teolojisi, bilimsel, [bilim-sel] sf. 1. Bilimle ilgili. 2. Bilime ve bilimin verilerine dayanan; lm. 3. Bilimin belirle yici zelliklerini tayan. 0 bilimsel deneycilik, H er bilim in deney, gzlem g ib i bilim sel d ay an ak la r la d o ru lan ab ilece im , sn a n a b ilece im savu nan f e l s e f e akm .| bilimsel dnce, B ilim in v eri | lerin e ve bilim sel y n tem lere dayanan, eletirici, a ra trc zg r dnce. | bilimsel sosyalizm, hti | la lci sosyalizm ; M arxlk. | bilimsel toplant, B i | lim alan larn d an b ir konunun e le aln p tartld toplant; kolokyum . bilimselletirme, [bilim-sel-le--tir-me] is. Bilimsel letirmek ii. bilimselletirmek, [bilim-sel-le--tir-mek] gl. f . [ir] 1. Bilimsel nitelik kazandrmak. 2. Bilimsel ve rilere ve metotlara uygun duruma getirmek, bilimsellik, -i [bilim-sel-lik] is. 1. Bilimsel olma durumu. 2. Bilimsel olann nitelii. {eAT} sf. Bilgili; lim; ha

bilhassa, [Ar. bi-(n ek) + el (harf-i tarif) + haa (zellik) 4-^ali-lj] ( b i lh a :ss a ) {OsT} zf. 1. zellikle. 2. Her eyden nce. 3. En ok. 4. Hele. bili1, [bil (yans.) > bil-i] is. Tavuk ve ku armak iin kullanlan yansmal gvde. S bili bili, {az} Tavuklar a rm a kta kullanlan nlem. [DS] bili2, [eT. bil-ig > bil-i > bil- ^ is. {eAT} is. 1. Bilgi; ilim; irfan; idrak; malumat. 2. Zihin; fikir. S bilisi am ak, {eAT} B ildiin i a rm a k; bildi i e y le ri zihninde toplayamamak.\\ bilisi yanlmak, {eAT} N e sylediin i, n e yaptn bilem ez durum a g elm ek ; bunamak.\\ bili virmek, {eAT} A kl ret m ek. bilici, [bil-mek > bil-ici sf. 1. Bilme zellii ta yan; bilen. 2. {eAT} Bilgin; hakm; lim, bili, [bil (yans.) > bil-i [Zlfkar] / Yun. poulitsi [Theodoridis]] {az} is. Pili. [DS] bilig, [bil-mek > bil-ig] {eT} is. 1. Bilgi; hikmet; vukuf; malumat. [ETY] [DLT] [Gabain] [Tekin] [ tigsizler] 2. Bilim ilim; [Yknek] [Gabain] [Tekin] [EUTS] 3. Akl; us; zek; zihin; uur. [Gabain] [Te kin] [ETY] bilige, [bil-mek > bil-ig-e] {eT} is. 1. Akll. [ETY] 2. Danman. [ETY] biligin, [bilig-in] {eT} zf. Bilgi ile. [DLT] biliglig, [bilig-lig] {eT} sf. Bilgili; bilgin; eitimli. [EUTS] [DLT] biligsemek, [bilig-se-mek] {eT} gsz. f . [ - r ] 1. Bil mek istemek; bilgi edinmeyi ok arzulamak. 2. Akllanmak; akll olmak istemek. [DLT] biligsiz, [bilig-siz] {eT} sf. 1. Bilgisiz; cahil. [ETY] [EUTS] [Gabain] [Tekin] 2. Aklsz. [ETY] biligsizlik, [bilig-siz-lik] {eT} is. Bilgisizlik; cehalet. bilik1, -i [bel > bel-ik > bil-k i)jJlo] {eAT} is. Ok ve yay kuburu. bilik2, -i [eT. bil-mek > bil-ik J j {eAT} {az} is. 1. Akl; us; anlay; kavray; bilgi. [DS] 2. {az} Ta nk. [DS] 3. {az} Bilirkii. [DS] bilik'5, -i [bil (yans.) > bil-i-k] {az} is. 1. Tavan. 2. Pili. 3. Ana tavuk. [DS] bilik4, -i [bil (yans.) > bil-i-k] {az} is. Krk leblebi. [DS] bilik5, -i [Far. plta ? / bilik / belik] {eT} is. Fitil. [Clauson] bilik6, -i [bil (yans.) > bil-ik] {az} is. Erkek ocuk larn cinsel organ. [DS] biliklenmek, [bel / bel > bilik-Je-n-mek dUuKL] {eAT} dnl. f . [- r] Sadan taknmak; silahn kuanmak; silahlanmak, bilikli, [bil-mek > bil-ik-li] {az} sf. Anlayl; akll; bilgili. [DS] biliklik, [bilik-lik] {eT} sf. Fitillik. [Clauson]

p ffillTliHUCt j OSM . 6 9

BL
bilinlilik, -i [bilin-li-lik] is. 1. Bilinli olma du rumu; uurluluk. 2. Bilinli olann nitelii. 3. p s i kol. evredeki nesne, olay ve edimlere kar uyank bulunma durumu, bilinsiz, [bilin-siz] sf. 1. Bilinci olmayan; baygn; komada; uursuz. 2. Bilinle yaplmayan. 3. Kendi etkinliklerinin eletirmeli olarak farknda olmayan, bilinsizlik, -i [bilin-siz-lik] is. 1. Bilinsiz olma durumu; uursuzluk. 2. Bilinsiz olann nitelii. 3. p sik o l. evredeki nesne, olay ve ilere kar uyank bulunamama durumu, bilindik, -i [bil-mek > bil-in-dik] s f Bilinen, bilinemez, [bil-mek > bil-in-e-mez] sf. 1. Bilinmesi mmkn olmayan. 2. is. fiel. nsan akl ile kavra namayan ve bilinmeyen ey. bilinemezci, [bilinemez-ci] sf. fe l. 1. Bilginin ban tl olduuna, bundan dolay bilginin salt olmad na inanan (kimse) 2. Allahn ve evrenin nereden ve nasl trediinin bilinemeyeceini ileri sren retiyi benimseyen kimse; laedri; agnostik, bilinemezcilik, -i [bilinemez-ci-lik] is. fe l. 1. Mut lak bilginin insan akimca kavranamayacam, do ann znn ve varlklarn kkeninin ve gelecei nin bilinemeyeceini savunan reti. 2. Allahn ve evrenin nereden ve nasl trediinin bilinemeyece ini ileri sren reti; laedriye; agnostisizm, bilinen, [bil-mek > bil-in-en] is. mat. Deeri belli olan nicelik; malum; bilindik, bilinme, [bil-in-me] is. Bilinmek ii. bilinmedik, -i [bil-in-me-dik] sf. mat. Bilinmeyen, bilinmek, [bil-mek > bil-in-mek iU-u] edil. f . [ -ir ] 1. renilmi, tannm olmak; anlalmak; bilinmek. {eT} (ayn) [DLT] [Yknek] [ETY] 2. Bakalar tara fndan kendisi hakknda bilgi edinilmi olmak. 3. {eAT} Ad yaylmak; tannmak. 4. Gizlisi sakls kalmam olmak. 5. dnl. f. {eT} Kavramak; anla mak. [KPy.] 6. {eT} Piman olup aa vurmak; itiraf etmek. [EUTS] [DLT] [Gabain] 7. {eT} Kendi iini bilmek. [DLT] bilinmel, [bil-in-mek > bil-in-me-l >U-Jj] {eAT} sf. Bilinen; tannan; mehur. 5" bilinmel olmak, {eAT} H erk es e bilinm ek. bilinmeyen, [bil-in-mek > bil-in-me-y-en] sf. 1. Kimse tarafndan grlmemi, tannmam, re nilmemi olan. 2. is. mat. Deeri belli olmayan ni celik. bilinmez, [bil-in-mez] sf. 1. Ne olduu belli olma yan. 2. Bilinmeyen; mehul. 3. Anlam gizli ve an lalmas g olan; mulak. 4. Belli olmaz; kuku lu. bilinmezlik, -i [bil-in-mez-lik] is. Bilinmez olma durumu. bilir, [bil-mek > bil-ir] sf. "Anlar, sayar, y a p a r " an

bilimsinmek, [bil-imsi-n-mek] {eT} dnl. f i [-iir] Bilir grnmek. [DLT] bilimsiz, [bilim-siz] sf. 1. Bilimden, bilgiden yoksun olan; bilgisiz. 2. Bilimsel yollara uygun olmayan; bilim d; gayr- lm, bilimsizlik, -i [bilim-siz-lik] is. Bilimsiz ve bilgisiz olma durumu, bilin, [Yun. pilini] {az} is. Topraktan yaplma bir tr f. [DS] bilincek, [bil-mek > bil-in-cek iU 4 ] {eAT} is. Sahibi tarafndan bilinen ve tannan alnm ya da satla rak el deitirmi mal. S bilincek km ak, {eAT} Tanmak; bilm ek. bilin, -ci [bil-mek > bil-in] is. 1. nsann kendini ve evresindekileri tanma yetenei; uur; uyanklk. 2. psikol. Herhangi bir olgu veya gereklik zerine zihinde ak olarak beliren anlama ve izleme sre ci; uur. 3. m ecaz. Temel dnce ve gr. 4. Bir topluluun tad ruh etkinlik ve ynlendirme duygularnn btn. 5. Dima. S bilincine v a r mak, nem ini anlam ak, kavram ak. | bilincini yi | tirmek, tp. Beyin ile ilgili h erh an g i b ir etkilen m e sonucunda bilin fa a liy etlerin d en y a ra rla n a m a m ak; uurunu k ay b etm ek ,| bilin ak, 1. Dn | celerin a rk a a rk a y a birbirin i izlem esi. 2. ed. O lay anlatmnda, g een lerin birin ci kii azndan a n la tlmas,| bilin d, p sik o l. 1. B ilin sizce y a p la n i | ve etkinlikler. 2. nsan ruhunda b a sk altn da tutu lan istekler ve bu n lara a it olup d a bilin ce u la a m a yan dnceler. bilinalt, [bil-in+alt-] is. 1. Hakknda belli belirsiz bilin sahibi olduumuz eyin nitelii. 2. Aydnlk olmayan bilin; yarm bilin. 3. p sik ol. Bilin d olmakla birlikte gerektii zaman bilin dzeyine getirilebilen zihinsel faaliyet blgesi; uur alt; tah teuur. bilinek, [bil-mek > bil-in-ek] {eT} is. Bir zaman sonra hrszn elinde veya bakasnn elinde bulu nan maln ad. [DLT] bilinlendirme, [bilin-le-n-dir-me] is. Bilinlendir mek ii. bilinlendirmek, [bilin-le-n-dir-mek] gl. f i [-ir] 1. Bilinlenmesini salamak. 2. Bilinli duruma getir mek; uurlandrmak. bilinlenme, [bilin-le-n-me] is. Bilinli hle gelme; uurlanma. bilinlenmek, [bilin-le-n-mek] dnl. fi. [-ir ] 1. Bilinli duruma gelmek; kendini bilmek. 2. D dnyay ve olaylar bilinle alglar, kavrar ve yarg lar durum kazanmak; kiilik kazanmak; uurlanmak. bilinli, [bilin-li] sf. 1. Bilinci olan; ayk; kendinde; uurlu. 2. D dnyay ve olaylar bilinle algla yan, kavrayan ve yarglayabilen; akl banda. 3. Eletirmeye dayal olarak kendi etkinliklerinin far knda olan. 4. Bilerek ve isteyerek yaplan.

BL
lamlarnda isimlerin sonuna gelerek birleik sfatlar yapar. bilirkii, [bil-ir+kii] is. 1. Bir anlamazl zm lemek iin kendi bilgisine bavurulan anlamazlk konusu olay veya durumla ilgili derin bilgisi olan kii veya uzman; ehl-i hibre; ehl-i vukuf; eksper. 2. huk. Grlen bir davada bilimsel bilgiyi gerektiren konularda bilgisine veya oyuna ba vurulan uzman, bilirkiilik, [bil-ir+kii-lik] is. 1. Bilirkiinin yapt i. 2. Bilirkii olma durumu, bilirlenmek, [bil-r-le-n-mek > bil-ir-le-n-mek dU -J_^L|] {eAT} dnl. f . [- r] Bilirim iddiasnda bu lunmak; igzarlk etmek; ahkm kesmek; bilgilik taslamak. bilirubin, [Far. biluribine] is. tp. Alyuvar hcreleri nin dalakta yok edilmesi srasnda hemoglobin mo lekllerinin paralanmas ile aa kan ve karaci erde szlerek dle dar atlan sar madde; d sars. biliriibinemi, [Fr. bilirubinmie] is. tp. Kanda bilirbin miktarnn artmas, bilistifade, [Ar. bi- (n ek) + el (harf-i tarif) + istifa de (yararlan m a) Yararlanarak, bilitir, [Yun. homolister] {az} is. Duvarc malas. [DS] bili1, [bil-mek > bil-i ^iL.] is. 1. Bilmek eylemi ve biimi. {eT} (ayn) [EUTS] [DLT] 2. p sik ol. Canlnn bir olayn, bir nesnenin varlna dair bilgi sahibi olmas veya bilinli duruma gelmesi; vukuf. 3. {eAT} Marifet; sezgiye dayanan bilgi. S bili k m ak, B irbirlerin i eskid en tanm oldu klar a n la lm ak. bili2, [bil-mek > bil-i-mek > bil-i-(i) [Tietze] {az} is. 1. Tandk, bildik kimse; dost, tan; aina. {eAT} {az} (ayn) 2. {eT} Bilen; bilici. [DLT] [DS] fi1 bili gr, {eAT} B ild ik; tandk. biliJ, [bil (yans.) > bil-i / bili [Zlfkar] / Yun. poulitsi [Theodoridis]] {az} is. Pili. [DS] bilidrmek, [bil-i-dr-mek] Tantrmak. {eAT} gl. f . [- r] ( b i listifa :d e) {OsT} zf.

IH U K C E S02I. 6io

gerektiinde bunlarn onarmm gerekletiren uz man kii. bililik, -i [bil-i-lik dlLiJJ {eAT} is. Tanklk; ai nalk. S bililik virmek, {eAT} Tandn b e lli et m ek ; a in a lk gsterm ek. bilime, [bil-i-me] is. Bilimek ii. bilimek, [bil-mek > bil-i-mek dL-iAJ ite, f . [ir][eT , eAT, - r] 1. Karlkl olarak birbirini tan mak; tanmak. {eT} {eAT} {az} (ayn) [DLT] [DS] 2. {az} dnl. f . Bilmek; renmek. [DS] bilitirmek, [bil-i-tir-mek dUj.Lil>] {eAT} gl. f . [r] ki ve daha fazla kiinin birbirlerini bilmelerini salamak; tantrmak, biliturm ak, [bil-mek+tur-mak b. f . [-u r] Bilip durmak; bilmekte olmak, billahi, [Ar. bi- (n ek) + Allah > billhi *J j] L (b illa .h i) {OsT} nl. A llah 'a ant olsun. " anlamn da bir yemin. billemek, [bil-le-mek] {az} g l .f . [ - r ] [-l(i)-y o r] Bir araya getirmek; toplamak. [DS] billenmek, [bil-le-n-mek] {az} dnl. f . [-ir ] Yl mak; toplanmak; birikmek. [DS] billi1, [bil (yans.) > bil-li] {az} is. 1. elik omak oyununda elik. 2. Kk ku. [DS] billi2, [bil (yans.) > bil-li] {az} is. Kk ekmek. [DS] billik , -i [bil-li-k ?] {az} is. 1. Ekin sapnn sert ksm. 2. Kk mlek. billik2, -i [bil (yans.) > bil-li-k] {az} is. elik o mak oyununda elik. [DS] billik3, -i [bir-lik / billik] {az} is. Birlik. [DS] billokma, [bir+lokma > billokma] (bi llokm a) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] billur, [Yun. beryllos > Far. bilr / Sur. Ar. billur (b e rr a k cam ) j^L] (bill. r) {OsT} is. 1. Duru, temiz kesme cam; kristal. 2. Baz cisimlerin kimi fiziksel etkiler altnda aldklar veya doal olarak bulun duklar geometrik ekil. 3. Parlak saydam bir ta; N ecef ta. 4. sf. m ecaz. Parlak. 5. N ecef tandan yaplm olan. S billur bilim, m in. B illurlam m ad d elerin oluum larn, fiz iksel, kim y asal ve g e o m etrik zelliklerin i ku ra lla ry la belirley en bilim d a l.| billur cisim, anat. G zde, irisin a rk asn d a | m erc ek g rev in i y a p an m ercim ek eklin d ek i sa y dam cisim ; g z m erc e i.| billur gibi, 1. (Su iin) | o k tem iz ve duru. 2. (K adn kol, g s, g erd an ve teni iin) bey az ve dzgn, przsz. 3. (Ses iin) przsz, b e r r a k ; duru. billuri, [Ar. billri lSj^] (bill :ri:) {OsT} sf. 1. Kris tallemi. 2. Kristalden yaplm. 3. is. kim. Kristal, billurn, [Ar. billrin ,>0 ^ 4 (bill :ri;n ) {OsT} sf. Bil ] lur gibi; kristalden. {eAT} gl.

bitiiklik, -i [bil-i-ik-lik] {az} is. Tanklk. [DS] biliim, [bil-mek > bil-i-im] is. nsanlarn gnlk hayatta, ite, teknik ve ekonomik alandaki haber lemede kulland ve bilimin dayana olan bilgi nin elektronik makineler araclyla dzenli olarak ilenmesini konu alan bilim dal; bilgi ilem, (1983). S biliim a, bl. Biliim a lan n d a eld e ed ilen bilgi veya verilerin birbirin den ayr y er le rd e bulunan b irim ler veya k iiler tarafndan kullanl m asn sa lay an ba lan tlar btn; network. biliimci, [biliim-ci] is. Biliim alannda kullanlan makineleri tasarlayan, programlarn hazrlayan,

iP lf fl .s n
billuriye, [Ar. billuriyye (bill :riye) {OsT} sf. 1. Billurdan yaplm. 2. Billurla ilgili. 3. Billurdan yaplm eya satlan dkkn, billurlama, [billur-la--ma] (b illu r la m a ) is. 1. Billur durumuna gelme; kristalleme. 2. Baz ci simlerin molekllerinin Fiziksel ve kimyasal or tamda billur durumuna gelmesi, billurlamak, [billur-la--tr-mak] (b ill rla m a k ) gsz. f [-r] 1- Billur halini almak. 2. Billur olarak younlamak; kristallemek, billurlatrma, [billur-la--tr-ma] (bill rlatrm a) is. Billurlatrmak ii. billurlatrmak, [billur-la--tr-mak] (b ill r la tr mak.) g l- fi [~rJ Billur durumuna getirmek, billurlu, [billur-lu] (b ill rlu ) sf. iinde billur bulu nan. billursu, [billr-su] (b ill rs u ) sf. 1. Billura benze yen, billuru andran; kristolit. 2. is. Diyalize ura yarak zmlenen madde, bilme, [bil-me] is. 1. Bilmek ii. 2. fe l. Bir eyin nitelii ve nicelii ya da ne olduu hakknda bilin sahibi olma. 3 . fe l. Bilgi edinmenin amac ve sonu cu. bilmece, [bil-mek > bil-me-ce] is. 1. Bir eyin zel liklerini sayarak onun ne olduunu buldurmaya da yanan bir oyun. 2. m ecaz. Bilinmeyen ey; muam ma. S bilmece zmek, B ilm ecen in cevabn bul mak]] bilmece gibi konumak, K a p a l ve a n lal mas g bir an latm la konum ak. bilmedk, [bil-me-dk-ii-U-L] {e T} {eAT} sf. Bilinme mi; tannmam; bilinmeyen, tannmayan; mehul. [DLT] bilmek, [bil-mek g l .f . [-ir ] 1. Bir eyi ren mi, kavram olmak; malumat edinmek. {eT} {eAT} (ayn) [Gabain] [Yknek] [KPy.] [DLT] [Tekin] 2. Bir konuda bilgisi bulunmak; bir eyden anlamak; farkna varmak. {eT} (ayn) [ tigsizler] 3. Bir bilim dalnda veya sanat kolunda yeterli bilgi sahibi ol mak; vkf olmak. 4. Deneyerek, yaayarak, okuya rak renmi olmak. 5. Olan biteni duymu, haber alm bulunmak; haberi olmak. 6. Beceri ve ustalk isteyen bir iten anlyor ve o i elinden geliyor ol mak; anlamak. 7. Tam olarak anlamak; tadna ve zevkine varabilmek. 8. Tanmak. {eT} (aym) [EUTS] 9. Birini, bir eyi veya bir olay tantlan veya belir tilen biimde kabul etmek; var saymak; farz etmek. 10. Birini veya bir eyi zelliklerinden tanyp karmak; idrak etmek {eAT} (ayn) 11. (Kusur, kaba hat vb. iin) birinde grmek; yle tahmin etmek; gl bir ekilde o kii ile ilgisi bulunduunu san mak. 12. Hi unutmadan daima dikkate alp davra nlarn ona gre dzenlemek. 13. Birinin emrine boyun emek, dediklerine uymak. 14. Gereini yerine getirmek. 15. Sahip olduu i ve sosyal ko

BL

numun durumunu kavrayp kendine eki dzen vermek. 16. Birinin veya bir eyin deerini takdir edebilmek. 17. karma uygun davranmak; iine yle gelmek. 18. (Allahla ilgili olarak) inanmak; emirlerine uymak. 19. (Dil iin) kullanabilmek. 20. Kararl olmak. 21. Srp gitmek. 22. (Birleik fiil, yeterlilik) gc yetmek. 23. (Olumsuz 1. teklik ki i) tereddt etmek; duraksamak. S bildii gibi, Cannn istedii ekilde. \ bildiin (bildiiniz) gibi, \ E skiden olduu g ib i; h i d e im ed i. | bildiinden | am am ak, H ib ir etki altn da kalm ad an ken d i dndn uygulam ak. | bildiini okumak, | K im sen in uyarsn a ald rm ad an ken di istedii, d i led i i g ib i davranm ak. | bildiini yapm ak, U yar | ve tleri d ikk ate alm ayp esk i yan l tutumunu srdrmek.\\ bildiini yedi mahalle bilmemek, o k kurnaz ve bilgili olm a k .| bildim bileli (bildik | bileli), E skiden beri.| bildiin ola, {eAT} B ildin m i? | | | bile bile, 1. nceden tasarlan m o la ra k , 2. B ile rek. 3. K a sten ; ekinm eden.^ Bile bile lades, B ile re k aldanm ak, olum suzluklar b iler ek k ab u llen m ek,| bilemedin (bilemediniz), En fa z la , en ok..\\ | Bilen bilir, Sz konusu edilen o la y hakkn da bilg i ve grg s o la n la r d a h a iyi d e erlen d irm e y a p a b ilir.| bilerek, K asten ; bile b ile ; isteyerek.\\ bilir | bilmez, Tam an lam yla bilm eyen ; y a rm y a m a la k bilg i sa h ib i o la n .| bili turm ak, {eAT} B ilip du r | m ak; bilm ekte olmak.\\ bilmeden, 1. B ilm eyerek. 2. Sonucu kestirem eden . | bilmem hangi (ka, kim, | nasl, ne), nem siz gr len eylerden ba h sed erken kullanlan sz. | Bilmezsin mi, {eAT} B ilm ez m i| sin ?| Bilmi ol, {eAT} yi bil.| bilp bilmeyp, | | {eAT} B ilir bilm ez; b iler ek veya bilm ey erek .| | biliirdi ola, {eAT} B ilir m iydi?| biliirin ilemek, | {eAT} B ildiin i yapm ak. bilmemek, [bil-me-mek] {eT} gl. f . [-z ] Bilmemek. [Tekin] bilmememezlik, [bil-me-mez-lik] is. Bilmezlik. bilmez, [bil-mek > bil-mez > io ] sf. 1. Hibir ey bil meyen. {eAT} (aym) 2. Hibir eyden haberi olma yan; cahil. {eAT} (ayn) S bilmeze urm ak, {eAT} B ilm ez gr n m ek; bilm ezden g elm ek .| bilmez gibi, | B ilm iyorm u g ib i davranm a. | bilmez grnmek, | B ild i i h a ld e bilm iyorm u g ib i davranmak.\\ bil mezden gelmek, B ild i i tand h a ld e bilm iyor mu, tanm yorm u g ib i d avran m ak; a ld rm a m a k; o ra l olm am ak. bilmeziye, [bil-mez-i-y-e] {az} zf. Bilmeksizin; bil meyerek; bilmeden. [DS] bilmezleme, [bilmez-le-me] is. Bilmezlemek ii; techil. bilmezlemek, [bilmez-le-mek] gl. f. [- r ] [-l(i)-y o r] 1. Birinin hibir ey bilmediini ortaya koymak. 2. Bir kimseyi bir ey bilmiyormu gibi gstermek; techil etmek.

BL bilmezlenme, [bilmez-le-n-me] is. Bilmezlenmek ii; tecahl; tegaful. bilmezlenmek, [bilmez-le-n-mek dU~>X] d n l.f. [ir] Bildii tand halde bilmiyormu, tanmyormu gibi davranmak; aldrmamak; oral olmamak; tecahl etmek; bilmez grnmek; bilmezden gel mek. {eATj {az} (ayn) [DS] bilmezlik, -i [bilmez-lik djJu] is. 1. Bilmez olma durumu; cahillik; cehalet. {eAT} (ayn) 2. {eAT} Bili rim iddiasnda bulunmama. 0 bilmezlikten gelme, ed. B ir a ir veya yazarn nkte y a p m a k a m a cy la b ir eyi bild i i h a ld e bilm ezm i g ib i anlatm as s a n at; tecah l-i arifan e. | bilmezlikten gelmek, B il | d i i h a ld e bilm iyorm u g ib i davranm ak. bilmi, [bil-mek > bil-mi] sf. 1. Her eyi iyi bilir geinen; bilgilik taslayan. 2. Her eye akl eren; zeki, akll. 3. karn iyi bilen; kurnaz; sofistike. 4. {eT} Bilinmi; tannm; bilmen; tannan. [DLT] bilmukabele, [Ar. bi- (n ek) + el (harf-i tarif) + mukabele (karlk) aAjUL] (bi'lm u ka :b ele) {OsT} zf. 1. Karlk olarak. 2. (Selamlamada) ben de. bilmnasebe, [Ar. bi-( ek) + el (h arf-i tarif) + mnsebe (iliki) ( b i lm rasebe) {OsT} zf. Sras geldiinde, bilokma, [bir+lokma > bilokma] (bi lokm a) {azj sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bilsam, [Ar. / Far. bilsm fLJu] (bilsa.m ) {OsT} is. Akcier zar iltihab; satlcan, bilsaniye, [Ar. bilsniyye (bilsa:n iye) {OsT} is. bot. 1. Sarmakgiller. 2. Hanmeligiller, bilsat, [bil-gi + sat-mak > bil+sat] sf. irketler veya iletmeler arasnda para ile yaplan bilgi al verii; bilgileim. bilsika, - i [Ar. bilsik5 ^ISL (bilsik :) {OsT} is. L] bot. Yapkan otu. bilsikmek, [bil-mek > bil-si-k-mek] {eT} gsz. f i [ r] Bilinmek; tannm olmak; bilinmi olmak. [EUTS] [Gabain] [DLT] biltizmek, [bil-mek > bil-tiz-mek] {eT} gl. f i [- r] Bildirmek; belli etmek. [Gabain] [EUTS] biltttrmek, [bil-mek > bil-tr-mek] {eT} gl. f i [- r] 1. retmek. 2. Bildirmek. [DLT] [EUTS] [Gabain] bilumum, [Ar. bi- (n ek) + el (harf-i tarif) + 'umm (genel, h ep ) hep; hepsi. bilur, [Far. bilr j^Ju] (bil:r) {OsT} is. Billur; kristal. bilurin, [Far. bilrin ^jjJb] (bil :ri:n ) {OsT} sf. 1. Billurdan; kristal. 2. Billur gibi, bil, [eT. bil-ig > bil- {eAT} is. 1. Bilgi; ilim; irfan; idrak; malumat. 2. Zihin; fikir. S bil bilen ( b i lum u.m) {OsT} zf. Btn;

r c u

12

ler, {eAT} B ilg ililer; lim ler.| bilsi am ak, {eAT} | B ildi in i a rm a k ; bild i i ey leri zihn in de toplay a m a m a k .| biliisi yanlmak, N e sy led i in i bilm ez | durum a g elm ek ; bunamak.\\ bil virm ek, {eAT} A kl retm ek. bil, [Yun. poulitsi [Theodoridis] / bili (tavuk a rm a nl.) > bili- > bil {eAT} is. Pili.

bilk, [bel-ik > bel-k / bil-k J y j {eAT} is. Ok ve yay kuburu; sadak, bill, [bili > bili-l > bil-l j)_jJLo] {eAT} sf. Bilgili; lim; hakim, bilttr, [bil-r j>L>] {eAT} sf. Bilen; lim, bilfirlenmek, [bil-r-Ie-n-mek dUJj^L] {eAT} gsz. f i [- r ] Bilirim iddiasnda bulunmak, bilrmek, [bel-r-mek > bil-r-mek dUj_jL] {eAT} gsz. fi. [- r] Belli olmak; ortaya kmak, bilsz, [bilig > bil-sz >>4 {eAT} sf. Bilgisiz; ca ] hil. bilszlik, -i [bilig > bil-sz-lik {eAT} is. Bilgisizlik; cahillik, bilsttzn, [bilig > bil-sz-in Bilmeyerek; bilmeden, bilvasta, [Ar. bi- (n ek) + el (harf-i tarif) + vsta (a ra) < 1*-^ ] ( b i lva:sta) {OsT} zf. 1. Araclyla. 2. Dolayl olarak, bilve, [Ar. bilve o^L] {OsT} is. znt; keder; tasa; strap. bilvesile, [Ar. bi- (n ek) + el (h arf-i tarif) + vesile (sebep ) ( b i lv esi.ie) {OsT} zf. Sebep olarak; sebebiyle, bilya, [t. biglia] (bi lya) is. -* bilye, bilye, [t. biglia] ( b i lye) is. 1. Sert maddeden yapl m kk kre; yu varck. 2. Makinelerde dnme ekseni zerine yerletirilen srtnmeyi azaltc e lik yuvarlak. bilyeli, [bil-ye-li] sf. Bilyesi olan. S bilyeli yatak, B ir eksen etrafn d a d n m ek zoru n da olan m akine p a r a la r n d a srtnm eyi a zaltm ak a m a cy la iin e bily e yerletirilm i blm. bilyon, [Fr. billion] is. Milyar, bim, [Far. bm ^ ] (bi:m ) {OsT} is. 1. Korku; endie. 2. Tehlike. S bm-engz, {OsT} rkten; rkt c.| bm-i can, {OsT} Can korku su.| bm-i dzah, | | {OsT} C ehenn em korku su.| bm-i ta ne, {OsT} A| z arla n m a korku su .| bm-nk, {OsT} K orku y a k a | p lm ; korkm u. | bm Umd, {OsT} K orku ve | mit. bim ar, [Far. bmr jU^o] (bi:rna;r) {OsT} sf. 1. Hasta olan; sayr. 2. (Gz iin) baygn bakl. 0 bm r{eAT} zf. {eT}

E M

613

BN

cier, {OsTj Ar d e r e c e d e zntl ve skntl.| | bmr-em, {OsT} Gz baygn ba k l olan. | b| m r-dr, {OsT} H asta b a k c .| b m r-d rn , | {OsT) H asta bakclar.\\ bm r-dil, {OsT} znt l,| bmr-hz, {OsT} H astalktan y en i k alkan kim | s e .| bm r-istn, {OsT} - * bimaristan. | bimaran, [Far. bmrn jljU *] ( bi:ma:ra:n ) {OsT} is. Hastalar. bimare, [Far. bmre _>W (bi:ma:re) {OsT} sf. 1. >] Hasta. 2. Aknlar ve savalar srasnda ele geen kadn esirlerin ayrld snflardan her biri, biraarhane, [Far. bmr-hne

fa z l a o lm a k .| bini bir p araya, 1. B olluk. 2. P ek | o k yaplan.\\ binin yars drt (tane) yz yirmi be, o k dn celi birisin i teselli etm ek iin a l d r m a an lam n da s z oyununa d ayal uyan. | bin | kabba girmek, B irbirin e benzem eyen b ir o k i y ap m ak. | bin piman olmak, o k p im an lk duy | m ak ,| bin renge girmek, ok ve eitli hiley e b a | vurmak.\\ bin tarak ta bezi olmak, o k eitli iler yapm ak, hn er gsterm ek. | bin yaa, Birinin d a v | ran larn dan duyulan m em nuniyeti ifa d e ed en sz. | bin yedi yz on be, argo. (TC M erkez Bank, | kurulu y a s a num aras) rvet. bin2, [r. bin^j] {OsT} is. ..in olu. bin3, [Ar. bin j] {OsT} is. Blge; mntka. bin4, [Ar. bnyd / Far. bun] {az} is. Temel; esas. [DS] bina1, -a i [Ar. bina >Lo] (bin a:) {OsT} is. -* bina2. S bin-bern, {OsT} Dayanarak.\\ bina emini, {OsT} im p a ra torlu k d n em in de d ev lete ait bin alarn y a pm , m alzem e tem ini ve korunm as ile g rev li kii. | | bina etmek, 1. Kurm ak, ina etm ek, y apm ak. 2. G elitirdii dnce sistem in i b elirli b ir g r e, ilk elere dayandrmak.\\ bina okumak, F iil ats ile ilgili dilb ilg isi kon ularn okum ak, ren m ek. | bi| n -y lh, (A llah n y a p s) insan. bina2, [Ar. bina *U>] (bin a:) is. 1. Oturmak veya ba ka amalarla kurulmu yap. 2. dbl. Arap dil bilgi sinde fiil atlarn konu edinen blm veya kitap. 3. at. 4. Dayama. bina3, [Far. diden (grm ek) > bm b-J (b i.n a :) {OsT} sf. 1. Gren; grc. 2. is. Gz. binab, [Far. bnb u L ] (b i:n a :b ) {OsT} is. Manevi gr; dal. binaber, [Ar./Far. binber Bundan dolay; bunun zerine, binabern, [Ar. / Far. binbern {OsT} e. -* binaber. binadil, [Far. bin-dil JiLo] (b i.n a .d il) {OsT} sf. Ger ei gnlyle kavrayan; uzgren; basiretli, binaen, [Ar. bin-en >Uj] (b in a :en ) {OsT} zf. 1. Da yanarak. 2. ..-den dolay, ..-den tr. 0 bina-en al-zlik, {OsT} Bunun zerin e; bundan dolay. binaenaleyh, [Ar. bin-en + 'aleyh -uU * U (b in a : >] en aleyh) {OsT} zf. 1. Buna dayanarak. 2. Bundan dolay, bundan tr, bu sebepten, bu nedenle, bu nun iin. binagerde, [bin-gerde Oj?Uj] (b in a :g erd e) {OsT} sf. Kurulmu. bs.tsagu, [Far. bing Kulak memesi; kulak tozu. (bina:gu) {OsT} is. (b in a :b eri:n ) (b in a :b er) {OsT} e.

(bi:ma:rha:-

ne) {OsT} is. Akl hastanesi,


bimari, [Far. bmr lSjL^o] (bi:ma:ri:) {OsT} is. 1. Hastalk. 2. Hasta olma durumu; keyifsizlik, bimaristan, [Far. bmristn ta:n) {OsT} is. Hastane, bimer, [Far bl- (-siz)+mer (l) sf. Sonsuz; saysz, bimetal, [Lat. bis (iki) + metal > Fr. bimetal (tescilli isim)] is. Deiik bir maden tabakasyla kaplanm olan metal. bimetalizm, [Lat. bis (iki) + metal > Fr. bimetalisme] is. Altn ve gm gibi iki deerli maden esasna dayanan para birimi sistemi, bimezak, [Far. b-mezk Tatsz; zevksiz. [DS] bimikdar, [Far. b- + Ar. mikdr jl-**] (bi:m ikd a:r)
{OsT} sf. 1. Saysz. 2. nemsiz. 3. Gsz; kudret

(b i:m a :r is (bi:m er) {OsT}

(b i:m eza :k ) {az} s f

siz. 4. Yoksul, bimnak, -ki [Far. bmnk mu; rkm. -bin, [Far. dden (grm ek) > -bin] {OsT} son ek. Sonuna eklendii Arapa ve Farsa kelimelere gren, g r c " anlamnda birleik sfatlar yapan son ek. bin1 [min / min / bin > bin] sf. 1. Dokuz yz doksan , dokuzdan bir fazla; on kere yz. 2. is. Bu sayy gsteren rakam; 1000. 3. m ecaz. (simle beraber) arlk ve okluk ifade eder. S bin (bir) ayak bir ayak stnde, A yakta duran o k kalabalk.\\ bin bela ile, Glkle, zorla. | bin bir, P e k ok, o k | sayda.| bin can ile, stey erek; arzu ederek.\\ binde | bir, P ek s e y r e k o la ra k. | bin bir delik otu, bot. | Yapraklar basit, k arlkl dizili, a n a k ve ta y a p raklar b e p a r a l kokulu alm s bitki, (Hypericum),|| bin bir yap rak otu, biy. C ivan perem i.| bin derde deva, P e k o k ie y arayan , p e k | o k sknty gideren . | bin dereden su getirmek, 1. | O yalam ak iin b a h a n eler bulm ak. 2. K a n d rm ak iin eitli y o lla r a bavurm ak. | bini am ak, ok | (bi:m n a:k) sf. Kork

BN
binamaz, [Far. b-nemz jl* (bu nam az) {OsT} sf. j] -* beynamaz. binavend, [Far. binvend Engel; mani. binayi, [Far. binay (b i.n a .y i:) {OsT} is. Gr clk. S bny-refte, {OsT} G rm e y etisi gitm i; kr. binba, -y [bin+ba-] ( b i nba) is. t. Trk Silahl Kuvvetlerinde rtbesi yz ba ile yarbay arasnda bulunan ve asl grevi tabur komutanl olan st subay. binbalk, - [bin+ba--lk] is. 1. Binba rtbesi. 2. Binbann yapt grev, bincik, [Far. bincik] {OsT} is. Sere. S bincik-i zvn, bot. D ibu dak aacn n m eyvesi; ku dili. bindall, [bin+dal-l] is. ounlukla mor kadife ze rine sra ile yaprak, iek, dal kabartmalar ilen mi kuma veya elbise, binde, [bin-de] sf. 1. (Oran iin) bin zerinden he saplanan. 2. is. {az} Vergi. [DS] bindirilme, [bin-dir-il-me] is. Bindirilmek ii. bindirilmek, [bin-dir-il-mek] edil. f . [-ir ] Bakalar tarafndan bindirmek ii gerekletirilmek. 0 bin dirilmi kuvvetler, as. M otorlu ta tla ra bin diril m i a s k e r birlikler. bindirim, [bin-dir-im] is. Fiyat artrma ii; zam. bindirimli, [bin-dir-im-li] sf. Fiyat artrlm; zaml, bindirme, [bin-dir-me] is. 1. Bindirmek ii. 2. Bir kemerin art arda gelen kuaklar arasnda bunlar birbirine dayandrmak iin braklan 15 cm.lik ara lklar. 3. Duvar stne gelen ve darya bindirme suretiyle yaplan knt. 4 argo. Zar oyunlarnda istenilen sayy getirmek iin zar fazla yuvarlama dan atma. 0 bindirme ram pas, Gemi, tren ve d i e r a r a la r a y klem e y a p m a k iin z e l y aplm ykselti. (bina:vend) (OsT) is.

1M IM S M .6I4 binek1, -i [bin-mek > bin-ek] is. 1. Binmeye ayrl m at. 2. sf. zerine binilen; binmeye yarayan. 0 binek arabas, in san larn bin m esi iin yaplm , hay v an lar tarafn dan ek ilen a r a b a .| binek at, 1. | At sahiplerin in ve an tren rlerin y a r yerlerin de, y a r atlarnn antrenm an larn g rm ek iin zeri n e bin d ikleri at. 2. B in m ek v e y a rla r d a kotu rm ak a m a cy la y etitirilip eitilen iyi cins at. | binek ta, | Avlu kap s nlerin de, s o k a k b a la rn d a y a d a ky kla rn d a a tla ra bin m ek iin z e l o la r a k konul mu y k sek ta. binek2, -i [Far. binek ^Julo] {OsT} is. Gzbebei. binemek, [Far. b-nemek] {OsT} sf. Tatsz tuzsuz; yavan. binende, [Far. bin (gren ) + -ende (yapan) (bi:n en de) sf. 1. Gren; grc. 2. m ecaz. leriyi ve gelecei dnen; akll; uyank. binendeg, [Far. bln-ende-g is. 1. Grebilme. 2. Uzak grllk, bineng, [Far. bineng Jlo ] (bi:n en g) {OsT} sf. Na mussuz; erefsiz; rezil. biner1 [bin-er] sf. 1. Bin saysnn letirmeli biimi. , 2. Her defasnda bin tane. 3. Her birine bin tane. biner2, [bin-mek > bin-er {eAT} sf. Binici. (bi:n en d e i:)

binet1, [bin-mek > bin-et > bin-it] {az} is. Binek at. [DS] binet2, [Yun. pinakoti] {az} is. Ekmek yaparken be zelerin konulduu, gz gz aa ara. [DS] binevend, [Far. binevend / binvend -%!] (bi:n evend) {OsT} is. Engel; mani. bing1, [bing (yans.) is. Srama, rkme ve irkilme anlatan kk. [Zlfkar] bin g-il-de-m ek. bing2, [ min > bin dL>] (bin) is. {eT} {eAT} is. Bin says; 1000. [ETY] [Gabain] [Tekin] [EUTS] 0 bin anca, {eAT} B in kat.| bin artuk, {eAT} B in den fa z | la .| bin balar, {eAT} B in b a la r.| bin begi, {eAT} | | B in b a .| bin bin, {eAT} B in lerce; trl trl.| | | binden bir, {eAT} B in d e b ir.| binin binin, {eAT} | B in le rce.| bininde birini, {eAT} B in de birini.| bin | | kez, {eAT} Milyon. bingn, [Far. bingn j l ^ ] (bing. n) {OsT} is. 1. Tas; kse. 2. Kadeh. 3. iftilerin akar su paylamakta kullandklar bir lt, bing-bang, [ng. bing-bang] is. Ses duvarn aan bir uar cismin kard grlty belirten yansmal sz. bingemek, [eT. minge-mek > bin-ge-mek] {az} gl. f i [ - r ] [-g (i)-y o r] Birbiri stne koymak; ymak. [DS] bingere, [Far. bingere jSjj] {OsT} is. e sarlm pa muk iplii.

bindirmek, [bin-dir-mek] gl. f . [ -ir ] 1. Bir eyin veya birinin binmesini salamak. 2. dnz. (Gemi iin) ba taraftan bir baka gemiye arpmak veya karaya oturmak. 3. m ecaz. arpmak. 4. naat ge relerini bir ksm dierinin stne gelecek ekilde yerletirmek; balamak; akmak. 5. Eklemek; kat mak; zam yapmak. 6. topg. Haritaclkta hava fo toraf ekerken arada boluk kalmamas iin bir ncekinden te bir kadar daha geriden alnarak ekilen resimleri birbirini tamamlayacak ekilde st ste getirmek. 7. argo. Rastlamak, bindirmelik, -i [bin-dir-me-lik] is. mim. Deme kirilerinin taycs olarak kullanlan duvar iine gmlm bklm gibi da taan ahap ya da de mir paras. bine, [bin-mek > bin-e / bin-i] {az} is. Kap ve pen cere pervaz. [DS]

p e U iK tM

.6 1 5

BN
b in ilm e k ,

bingedirmek,

[binge-dir-mek > bin-e-dr-mek

{eAT} gl. f . [- r ] 1. Birbirinin zerine bindirmek. 2. Birbirinin ardna bindirmek; altla trmak. bingeik, [binge-ik rine binmi durumda. bingemek1, [ e l minge-mek > binge--mek 'eAT} ite, f [-ir ] [eAT, -r] 1. Birbirinin zerine binmek; {az} (ayn). [DS] 2. Birbirinin arkasna binmek. 3. Birbirine uymak; birbirinin arkasndan gelmek. 4. Sra ile binmek. 5. {az} (Damarlar iin) st ste gelmek; kramp girmek. [DS] 6. {az} Uyumak; felce uramak. [DS] bingemek2, [bin-mek > binge--mek] {az} ite f . [-ir] Kavga dv etmek. [DS] bingi, [bin-gi] is. mim. Kemerler zerine oturtulmu kubbeler ile kemerler arasn kapatan genimsi kubbe paras, bingildemek, [bing (yans.) > bing-il-de-mek] {az} gsz. f [-r ] [-d (i)-y o r] Birdenbire sarslmak; r permek. [DS] bingin, [bin-mek > bin-g-in] {az} sf. Dargn; kavga l. [DS] binginlik, -i [bin-gin-lik] {az} is. Zorbalk. [DS] bingiik, -i [bin-mek > bin-gi--ilc / bin-i-ik] {az} sf. Bitiik. [DS] bingimek, [bin-mek > bin-gi--mek] {az} gsz. f . [-ir] -* bingemek. [DS] -bini, [Far. -bn -] (bi:n i:) {OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa isimlerden .. g f rl k " anlam katarak birleik isimler yapan son ek. bini1 [bin- / bin-i ^ , {eAT} is. 1. Binmek eylemi; binme ii. 2. Kozadan ipek samaya yarar alet. 3. {az} plii ynmalc yapmakta kullanlan ha ek linde bir ara. [DS] 4. Kap ve dolap gibi eylerin kapaklar kapatldnda arada kalan boluu rtme iin st kapaa aklm olan ta. 0 biniden ta raf, {eAT} H ayvann b in ilec e k yan. \ biniden yan, \ {eAT} - * biniden taraf. bini2, [men / ben > bin-i] {eT zm. Teklik birinci kii zamirinin ykleme hli; beni. [ETY] bini3, [Far. bn] (b i:n i:) {OsT} 1. anat. Burun. 2. co. Burun. 3. U. 4. Da tepesi. 5. Yayn ele alman ksmnn ucu. bini4, [Yun. pinnini] {az} is. plii yumak yapmakta kullanlan ha biimindeki ara. [DS] binici, [bin-ici] is. 1. Binme iini yapan; binen. 2. Ata iyi binen kii; svari. 3. bot. kiye katl olan ve iinde yine kendisi gibi ikiye katl bir organn yar sn bulunduran bitki ksm. 4. a rg o. Erkek, binicilik, -i [bin-ici-lik] is. 1. Ata binme ustal. 2. At zerinde yaplan spor, binilme, [bin-il-me] is. Binilmek ii. {eAT/ sf. Birbirinin ze
b

[bin-il-mek] edil. f . [-ir ] [eAT, -r] Bin mek eylemi yaplmak. {eAT} (ayn) [bin-il-mel {eAT} sf. (At vb. iin)

b in ilm e l ,

binilebilecek durumda olan. S b i n i l m e l i t m e k , {eAT} B in ilec ek durum a getirm ek. i n i m , [bin-mek > bin-im] {az} is. 1. Semer. 2 . Eyer, semer, yular gibi eyalar. [DS] [bin-inci] sf. Sralamada yeri bin olan.
1.

b in in c i, b i n i 1,

[bin-mek > bin-i <jii] is.

Binmek ii, bin

me biimi. 2 . Atl alaylarda giyilen zel kyafet. 3. tar. Padiahn at gezintisi. 4. {eAT} is. Eskiden bil ginlerin cppe zerine giydii bedeni ve kollar geni stlk. 5. niversite retim elemanlarnn giydii st elbise; cppe. 6. argo. (Erkek iin) cin sel iliki. S b i n i i k u v v e t l i , arg o. (E rk ek iin) cin s e l g c y k sek o la n .| b i n i o l m a k , {eAT} A tllar | yrye h azrlan m ak,| b i n i y a n , {eAT} A tlara | bin erken veya ey er vururken kullanlan atn s o l yan.
b i n i 2,

[Far. bini jiio] (bi:ni) {OsT} is. 1. Gr;


2.

grme yetisi.
b in i m e ,

Mlakat,

[bin-i-me] is. 1 . Binimek ii. 2 . Biri ks men dierinin stne gelen iki nesnenin durumu. 3. Krk bir kemiin iki parasnn st ste gelmesi,

b in i m e k ,

[bin-i-mek] ite, f . [ -ir ] 1. ki paradan birinin bir ksmnn dierinin stne gelmek. 2. Kas kirileri birbirinin stne gelmek. 3. (Krk bir kemik iin) iki paras st ste gelmek. [bin-mek > bin-it o i ] {eAT} is. stne binilen

b i n i t 1,

hayvan veya tat; binecek hayvan. [DK] b i n i t 2, [Yun. pinakoti] is. Firma ekmekleri atmakta kullanlan tahta krek,
b in itli,

[binit-li J -uj {eAT} {az} sf. Atl; svari; bin [binit-l jix^] {eAT} sf. -* binitli.

mi; bindirilmi. [DS]


b in itl , b in k ,

[t. pinco] {OsT} is. Bir tr ticaret gemisi,

b in le r c e ,

[bin-ler-ce] (b in le rce) sf. 1 . Pek ok bin. 2 . Pek ok; says binlerle ifade edilen, i n l i k , - i [bin-lik] is. 1. Bin lira deerindeki kt para. 2 . litrelik ie. 3. Says bin olan demet veya grup, [bin-me] is. Binmek eylemi, [eT. mn-mek > min-mek > bin-mek dU-b]

b in m e ,

b in m e k ,

gsz. f . [- e r ] 1. Yksek bir eyin veya hayvann zerine kp ayaklarn sallandrarak oturmak. {eT} {eAT} (ayn) [Gabain] [Tekin] [ETY] 2 . Bir yere git mek iin bir tatta zel ayrlm yere oturmak. 3. (Bisiklet ve motosiklet veya at iin) kullanmak. 4. (Tartma veya i iin) istenilmeyen ve arzu edil meyen bir hl almak. 5. Bir ey skma sonucu yanndakinin stne kmak. 6. Zamlanmak, fiyat artmak. 7. Eklenmek; katlmak. 8. naatta bir kiri,

BN
dier bir kiriin stne gelmek veya dayanmak. 9. {eATj kmak; oturmak; clus etmek. 10. argo. (Erkek iin) cinsel ilikiye girmek. 11. {az} s kambil oyununda, daha byk deerli kt ile k kleri almak. [DS] S bindii dal kesmek, K en d i s in e y a ra rl o la b ile c e k ey i y o k etm ek. | binen | binenn, {eATj B in en binene. binom, [Fr. binme] is. mat. ki terimli, binsar, [Ar. binr / binr {OsT} is. -* binsr. binsr, [Ar. binr / binr zk parma. bint, [Ar. bint c~o] {OsT} is. Kz. 0 bint-i amm , {OsT} A m ca kz.| bint-i ineb, {OsT} zmn kz; | a r a p .| bint-i lebn, {OsT} k i y a n d a d ii deve. | | | bint-i mehd, {OsT} ki y a n a g irm ek zere olan d e v e .| bintl-cebel, {OsT} D a larn kz; y a n k .| | | bintl-flkr, {OsT} D ncenin kz; jiir.|| bintefe, {OsT} D udan kz; s z ; konum a. bintipal, [Sansk. bihindipla] {eTj is. Mzrak. [EUTS] bintrm ek, [bin-tr-mek] {eT} gl. f . [-Ur] (Ata) bin dirmek. [ETY] bin, [bin- > 4] {eAT} is. Binme; bini; binme. 0 binye yaram ak , {eAT} (B in ek hayvan iin) B in ile c e k a a v e durum a gelm ek. biniiltt, [bin--l {eAT} sf. (Belirtilen binek hayvanna) binmi olarak; .. e binmi; binei .. olan. binttt, [bin-mek > bin-t o y j {eAT} is. Binek hay van; binilecek hayvan; binit; binek at. bintttl, [bin-t-l / bin-it-li jJ^ ] {eAT} sf. Atl; s vari. binyaprak, - [bin+yaprak] is. bot. Yapraklan halka diziliinde, daha ok akvaryumlarda yetitirilen su bitkisi, (M yriophyllum). | binyaprak otu, bot. B ile | ikg illerd en p a r a l yaprakl, o k tyl, bey az veya s a r i ek li o k y llk otsu bitki; civanpereni, (A chillea). bioenerji, [Fr. bionergie] is. -* biyoenerji. biosfer, [Fr. biospre] is. -* biyosfer, binye, [Ar. binye 4 4] {OsT} is. Bnye. ^ bip, [bip t'yam .)] is. Aa dallarndan yaplm d dklerin kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] bipbi, bip-i. bipara, [bi(r) + Far. pare] {az} sf. Biraz; yle by le. [DS] bipbi, [bip (yans.) > bip(b)-i] {az} is. St daln dan yaplm ddk. [DS] biperva, [Far. b-perv ^ ] (b i;p erv a ;) {OsT} sf. 1. Korkusuz; gz pek. 2. zfi ekinmeden; korkma dan. I jU=^] {OsT} is. Y / jUaij] (bin sa:r)

lUEnnucESDZbiK. bipi, [bip (yans.) > bip-i] {az} is. St dalndan yaplm ddk. [DS] biplemek, [bip (yans.) > bip-le-mek] {az} gsz. f . [r ] [-l(i)-y o r] Uyarmak iin ddk vb. eyle ksa bir ses karmak. [DS] b ir1 [eT. br y] (eT. b i .r) is. 1. Sayma saylarnn , ilki. {eT} {eAT} (ayn) [ETY] [KPy.] [EUTS] [DLT] [ tigsizler] [Gabain] [Tekin] [Ykek] 2. Bu sayy gsteren rakam: 1 . 3 . sf. Miktar bu say kadar olan. 4 sf. Belirsiz herhangi bir varlk. 5. Tek. 6. Birle mi; bir araya gelmi; birleik. 7. Ortaklaa; mte rek. 8. Birbirine denk; e; ayn. 9. (Belirtileni olan isim tamlamas cmlenin yklemi olursa) nemsiz; deer verilmeyen. 10. (Sfat ve zarf olarak bana geldii kelimelere) kuvvet, istek veya belirsizlik anlam katar. 11. zf. (Aral tekrarlarda) bir kez. {eT} {eAT} (ayn) [ETY] [KPy.] 12. Sadece. 13. Ancak; yalnz. 14. (Topluluk isimlerinden nce geldiinde) okluk bildirir. 15. {eT} Ayn. [ETY] 16. {eAT} br. 0 B ir abam var atarm , nerede olsa yata rm . T ek b a n a o la n kiinin sorum luluktan uzak, d iled i i g ib i y a a y p ra h a t ed eb ilece in i anlatan sz. | bir adm ayrlm am ak, P ein i b rakm am ak .| | | bir adlu, {eAT} A dlar ayn o la n ; ada.\\ bir az, {eAT} B ir k e r e ; b ir defack.\\ bir azdan, 1. H ep birlikte, ayn ey i sylem e. 2. B era b e rc e , h ep b ir likte,| B ir azdan kan bin dile yaylr, S yle | nen s z o k abukyaylr.\\ bir alagat, {az} 1. B ir aralk. 2. Biraz. [D S]|| bir alay, B irok, b ir siirii, p e k ok. | bir lem, K en d in e zg durumu var. | bir | | an, ok k sa b ir sre. | bir an nce, Mmkn oldu | u k a d a r a b u k .| bir ara (aralk), 1. K s a b ir z a | man. 2. G em ite b ir zam an. | bir arab a, 1. (Odun, | km r, ta cinsinden e y le r iin) b ir a r a b a doldu r a c a k m iktarda. 2. m ecaz. P e k o k ; fa z l a sayda.\\ bir arad a, Toplu o la r a k ; h ep b era b er. | bir araya | gelmek, T oplanm ak, bulum ak. | bir araya getir | mek, Toplam ak, buluturm ak,| bir arp a boyu yol | gitmek, o k az y o l almak.\\ bir aa, bir yukar, A m asz gezinme.\\ bir atmlk barutu kalmak, Sz ed ilen kon u da y a p a b ile c e i p e k az b ir eyi olm a k ; g c tkenm ek.| bir avu, 1. Avu doldu | r a c a k kadar. 2. o k az sa y d a ; yetersiz.\\ bir avu toprak olm ak, lmek.\\ bir aya bir yerde ol m ak, 1. H er zam an o ra y a uram ak. 2. O raya u ram aktan vazgeemerek.\\ bir aya ukurda ol m ak, 1. S a l bozulmu, y a a y a c a k az zam an kalm olm ak. 2. htiyar.\\ bir ayak nce, Zaman kaybetm eden , b ir an nce. | bir ayak stnde bin | yalan sylemek (bir ayak stnde bin yalann beli ni bkmek), K sa b ir s re iin de p e k o k y a la n sy lem ek .| bir bakm a, B a k a b ir g r le; b a k a b ir | dn ceye g re. | bir bakml, bot. B ir ek sen e g | re d e il d e bezelye, aslan a z g ib i bitkilerin dikey b ir dzlem e g r e bakm l olan iekleri.\\ bir bakmlhk, bot. D ik b ir dzlem e g r e iki y an l ba k

p p K M .6 1 7
m g steren iek lerin bakm biim i]] bir bak ta, 1 H em en. 2. B a k a r bakmaz.\\ bir bakm ak, {eAT} Eit tutmak; bir grmek.\\ bir baltaya sap olmak, B elirli b ir i edinmek.\\ bir hanmlk, {az} (T abakta k alan y em ek iin) o k az. [D S]|| bir b a r dak suda frtnalar koparm ak, nem siz b ir ey i bytmek.]\ bir ba, {eAT} 1. B ir dzeye; durm aya rak; a m a c a doru. 2. {az} D oru dan doru ya; hibir y e r e uram adan. [D S]|| bir bana, 1. Ya nnda kim se bu lunm adan; tek ban a. 2. B a k a b i rinin yardm olm akszn]] bir bal, {az} T aah htl. [D S]|| bir batan bir baa (bir utan bir uca), Sz ed ilen yerin b ir ken arn dan k ar k en a rna kadar. \ bir bel su, {az} B ir tarlay su lam ay a \ y etecek grlkte a ka n su. [D S]|| bir ben, bir de Al lah bilir, ekilen sknty bakalarn n an lam as mmkn deildir. | bir biimli, 1. Ayn biim de, | ayn grnte olan. 2. eidi olmayan.\\ bir bi imli alan, mat. H er noktas d a ayn yn, ayn id det ve ayn dorultuda olan v ek trel alan. | bir bi | imli hareket, S abit h zdaki h a rek et.| bir biimli | lik, H er p a r a s ile b en z er olann, e id i ve d e i iklii olm ayann tad zellik.\\ bir bir, B ir er birer; ayr ayr, tek tek. {eT} {eAT} (ayn) [EUTS]|| bir birin, {eAT} B ir er b irer.| bir boy, 1. B ir kez. 2. | Hele.\\ bir boyda, B oy lar eit, den k.| bir boynuz | lu, zool. T ek boynuzu bulunan]] bir boyun mal, {az} B ir ift kz. [D S]|| B ir bu eksikti, Skntl durum stne g elen ikinci b ir sknt iin sylen en sz.|| bir bulam, {az} A n cak e le b u la a c a k k a dar; o k az. [D S]|| bir akm , {eAT} B ir aktm lk; bir akm da k u lla n la ca k m iktarda]] bir ala, {eAT} {az} Gz a p k ap a y n cay a k a d a r ; b ir aralk. [D S]|| bir at altnda, Ayn bin ada]] bir ekirdek geri kalmamak, Btnyle d en k olm ak]] b ir enekliler, O ulcuu b ir en ekten olum u k a p a l tohumlu bitkiler snf]] bir enetli, K aps llii y e milerin tek p a r a l olan ]] bir rpda, E le a lr almaz, hem en . ]\ bir iekli, bot. L a le g ib i tek i e i olan. | bir ift, Ayn eyden iki adet. | bir ift sz, | | Sylenecek bir iki s z .| bir ift sz olmak, S y le | y ecek b ir ey leri olm ak. | bir imdik, {az} ki | p arm ak a ra sn d a tu tacak k a d a r ; b ir tutam. [D S]|| bir irtim, {az} B ir dam la. [D S]|| bir uval inciri berbat etmek, D zelm eye yz tutmu b ir ii y ersiz bir h a rek etle tek ra r b o zm ak; eskisin den d a h a kt duruma getirm ek]] bir daha, 1. B ir d e fa daha, 2. Artk h ibir zam an]] bir dahi, {eAT} 1. B ir d a h a ; yeniden. 2. B a k a tiirl]] bir dam arl, bot. (Bitki iin) y a p ra klarn d a tek d a m a r bulunan]] bir dam la, 1. ok az. 2. ( ocu k iin) o k kk]] bir damzm, {az} B ir yudum ; b ir p a r a ; o k az. [D S]|| bir de, 1. Var o la n la ra ek len en iin kullanlr. 2. Beklenilenin d n d a; beklen en d en ba k a ]] bir de dii bir dediini tutm am ak, Tutarsz kon u m ak; syledikleri a ra sn d a terslik bulunmak.]] bir dedii

BR

iki olm amak, sted i i h er ey y erin e getirilm ek]] bir dediini iki etmemek, Birinin h er isteini y e rine getirm ek. | bir defa, 1. lk n ce; hele. 2. Oldu | bitti artk .| bir defada, A ra verm eden .| bir defa | | lk, 1. B ir kez y a p m a y a y e te c e k kadar. 2. S a d ec e b ir k ere y e ait o lm a k zere]] bir derece (bir derece ye kadar), B iraz.| bir deri, bir kemik kalmak, | o k zayflam ak]] bir dikili aac olm amak, E v i veya m al olm am ak]] bir dirhem, o k az.\\ B ir dokun bin ah iit, D ertli insanlar kon utu rm ak iin b ir iki ift s z y ete r .| bir dolu, B ir o k .| B ir [ | don, bir gmlek, Yar plak. | bir dostluk, {az} | (S a tla cak m al iin) o k az k alan ; bir d o sta y e te c e k kadar. [D S]|| bir dnm, {az} B ir k ez ; bir sefer. [D S]|| bir dnm su, {az} ki k o v a ile b ir d e fa d a getirilen su. [D S]|| bir dek, {eAT} B irlikte yatm a]] B ir duda yerde, bir duda gkte, M asalla rd a k i korku n dev k a d a r irkin. | bir durum a, {az} H i | durm adan ; arasz. [D S]|| bir dzen, {eAT} B ir b i im ]] bir dzeye, 1. {eAT} Ayn dzlkte; hep b ir biim d e; s rekli o larak. 2. {az} E it o la ra k. [D S]|| bir dziye, Srekli. | bire bin katm ak, o k a b a r t | m ak; y a la n sylem ek]] bire bir, E it m iktarda; a y n o ra n d a .| bire bir eleme, mat. ki km enin e l e | m an lar arasn da, b ir elem a n a k ar b r km eden b ir elem an a la r a k y a p la n ilem ]] bire bir gelmek, E tkisini hem en ve kesin o la r a k g sterm ek; ie y a ram ak]] bir el, (Ateli silah iin) b ir d e fa lk atm .| | bir elden, 1. Ayn kii tarafndan. 2. T ek m erk ez den. 3. (eAT) H ep b e r a b e r ; birlikte; birden .| bir | elden km, {eAT} H ep ayn b iim d e; y ek n esa k]] bir elini brakp teki elini pmek, Ar sayg g sterm ek .| bir elin sesi km am ak, 1. Toplumun | byk b ir blm n ilgilendiren kon u lara a z kii ilgi g sterd i i iin b a a rl olam am ak. 2. Yardm la a r a k y a p la n ite b a a rl olmak.]] bir elin ver diini br el duymamak, Yaplan iyilik ve h a y r lar gizli tutmak, bu kon u da vnm em ek. | bir eli | yada, bir eli balda olmak, B ollu k ve ra h a t iin de y a a m a k .| bir elle verdiini br elle almak, y i | lik yapt kiilerd en k a r salam ak.]] bir elmann yars o, yars bu, B irbirin e o k benzeyen iki kii]] birem birem , B ir er birer. | bir evcikli, bot. M sr, | ceviz, fn d k g ib i e r k e k ve dii org a n lar ayr i e k lerd e f a k a t ayn k k zerinde bulunan bitkiler]] bir eylemek, {eAT} B irletirm ek; b ir a ra y a g etirm ek .| | bir eyyam, B ir s re iin]] bir frsatta, Uygun bir zam an d a; fr sa tta n istifade]] B ir fincan (ac) kah venin krk yl hatr vardr, G rlen iyilikler ne k a d a r kk olu rsa olsun unutulmaz]] B ir gecelik, 1. B ir g e c e iinde. 2. B ir g e c e s resin ce; g ecelik . 3. B ir g e c e y e te c e k k ad a r]] bir geirim, {az} (plik iin) in eye bir kullanm lk m iktarda saplan an . [D S]|| bir gelmek, E it o lm a k ; d en k olm ak]] bir getirmek, Yan y a n a tutm ak.| bir gezden, {eAT} | H ep bird en ; b ird en .| bir g mikdr, {eAT} B ir |

BR

I M IH litt S0JH s

konaklk.\\ bir gmlek aa olmak, B irin den bir d e r e c e d a h a dk olm ak. | bir gmlek fazla es | kitmek, D a h a fa z l a y aam , grm g eirm i o l m a k ; d a h a den eyim li olm ak. | bir grm ek, E it ve | d en k tutmak. | bir gzeli, 1. Yaps b ir tek h creden | m eydan a g elen ca n l; tek hcreli, b ir hcreli. 2. biy. B ir tek h creden ib a ret o la n ; tek h creli; bir hcreli. | bir gzeliler, 1. H ayvan lar lem inin bir | blm n m eydan a g etiren klorofilsiz d b e slek tek h creli basit o rg an izm alar; tek h creliler, bir h creliler. 2. B itk ilere y akn bir h creli k lo ro flli c a n lla r; tek hcreliler, b ir h creliler. | bir gz | glmek, H em g lm ek; hem alam ak. | bir gna, 1. | B a k a trl. 2. Hibir.\\ bir gnden bir gne, H i b ir zam an ; hi. | bir gn evvel, O labild i in ce a | bu k; ksa s red e.| B ir gnlk beylik, beyliktir, | H o a g id en bir durum k sa s rse b ile ek icid ir; y a a m a y a deer. | bir gzel | o k iyi; iyice. | bir | hl itmek (etmek), {eAT} 1. aresin e bakm ak. 2. B ir e y e ben zetm ek; b o zm ak; rselem ek. | bir hl | olm ak, 1. ok tek ra rlam a sonu cu bkkn lk veya yorgu n lu k km ek. 2. Huyu, davran lar deim ek. 3. zc b ir durum la k arla m ak ; kazay a u ra m a k ; lmek.\\ bir hamlede, B ir atlta, arabuk.\\ b ir hata (kata), {eTj B ir k ez ; b ir defa. [EUTS]|| bir hayli, O ldu ka o k ; ep e y ; o k s a y la c a k b ir miktarda.\\ bir ho, {az} D e iik ve tu h a f b ir e k ild e; g a r ip ; yadrg. [D S]|| bir ho eylemek, H znlen dirm ek]] bir holuu olmak, 1. zerinde b ir n e e siz lik ; b ir hzn grlm ek. 2. R ahatsz olm ak. | bir | ho olmak, 1. {eAT} {az} N e y a p a ca n b ilem e m ek ; a rm a k; tuhaflam ak. [DS] 2. {az} znt d en eli a y a kesilm ek; hzn brm ek. [DS]|j bir hcreli, 1. B ir tek h creden ib a ret o la n ; b ir g zeli. 2. Yaps b ir tek h creden m eydan a g elen c a n l; b ir g z e li.| b ir hcreliler, 1. H ayvan lar lem inin b ir | blm n m eydan a g etiren k lorofilsiz d b e slek tek h creli basit org an izm alar; b ir g zeliler. 2. B itk ilere y akn b ir h creli k lo ro flli ca n lla r; bir g z e liler.| biri bir, {eAT} B ir er b irer; birb iri ar| d n c a .| biri birine, {eAT} Birbiriyle.\\ biri birine | koymak, {eAT} B irbirin e drm ek.| biri birine | urm ak, {eAT} B irbirin e katm ak.| biri birisinden, | {eAT} B irbirin den ,| biri birisinden, B irbirin d en ,| | | b ir iim su, (K adn lar iin) o k h o v e o k gzel. | | b ir iim suya gitmek, o k ucuza satlm ak. | biri | gn, (eAT} br gn.\\ b ir ine, bir iplik, o k z a yf]] bir iki, 1. {eAT} B irka. 2. Az sayda, o k az; b irk a kez.\\ bir iki demeden, K arsn d akin e hi vakit bra k m a d an ; du raksam adan .| bir iki derken, | /. K sa s rede. 2. U m ulm adk zam an da. 3. O yala nrken.| bir iki dimemek, {eAT} T ereddt etm e | m ek ; vakit geirm em ek. | bir iki gnlge (olmak), | {eAT} 1. B ir iki gnlk o lm a k; 2. B ir iki gnlk m r k alm a k .| bir ikinti, {eT} B irb iri; yekdieri. | [EUTS]|| b ir ill, {eAT} Ayn m em leketli; hem ehri]]

birim birim, {eAT} B ir e r b ire r .| birin birin, {eAT} | B ir e r birer]] birin birine, {eAT} B irbirine. | birin | ikin, {eAT} B ir er ikier.| birisi gn, {eAT} br | gn. | birisi yl, {eAT} E rtesi y l; b r yl. | bir ia | | retine bakm ak, B ir ii y a p m a k iin h a zr b e k le m ek ; em re h a zr olm ak. | bir itir olmak, 1. sten | m eyen, kt durum lar iin sylenir. 2. iten g em ek. | biri yiyip biri bakm ak, Ayn eyden y a | ra rla n m as g e r e k e n le r a ra sn d a d o a n hakszl an latan sz. | bir kadlk yol, {az} B ir kad y a i | dtnde, d a n m ak iin a ln a c a k s a a tlik yol. [D S]|| bir kafada olmak, Ayn d n cede olm ak]] bir kalemde, B ir s e fe r d e ; toptan. | bir kap al | mak, y i b ir fr s a t dom ak]] bir kapya kmak, Ayr ayr o ls a da, ayr eylerm i g ib i g r n se de sonu cu ayn olm ak]] bir k arar, Durumu h i d e im ed en ; durumunu koru yarak. | B ir k arard a bir | Allah, nsan n an s h e r zam an d n eb ilir; h ep by le srp gitmez, an lam n d a kullan lr.| bir kar, | 1. o k ksa. 2. o k az]] B ir kar beberuhi, Alay etm ek iin o k k sa boylu k iilere sylenir]] bir kak suda bomak, B irin e o k kzm ak.| bir kav | bir akm ak, {az} K a v g ay a hazr. [D S]|| bir ka zanda kaynam ak, 1. yi a n lam a k; uyumak. 2. Ayn huy ve d n cede olm ak]] bir kere, 1. B ir kez. 2. A sln a b a k a r sa n ; asln da. | bir kerecik, B ir kez. ] | bir kese ake, tar. i in d e b e yz a k e bulunan kese.]] bir kezden, {eAT} B ird en ; h ep birden .| bir | kdm, (az} B ir p a r a ; a zck; biraz. [D S]|| bir kyam ettir gitmek (kopmak), o k fa z l a grlt, k a r g a a lk v e tela olm ak. | B ir kz bin kii ister, | bir kii alr, y i ve g zel o la n eyin isteklisi o k olm a sn a ram en a n c a k o n a b ir kii sa h ip o la b i lir]] bir kol engi, E trafn a n ee sa a n k i iler iin s y len ir.| B ir koltua iki karpuz smaz, Ayn | a n d a birden o k ile ilgilen m ek ba a rsz lk g eti rir]] bir kou, K o a r a k ; a b u cak ]] bir koyun a olmak, {eAT} Ayn soydan o lm a k; soyu b ir olm ak]] B ir koyundan iki post kmaz, B irin den gcnn dn da zveri ve a lm a b ek lem ek doru d e il dir]] B ir krolu, bir ayvaz, Yaknlar veya o cu klar y a n n d a olm ayan ; yaln z b a n a kalm kar k o c a iin kullanlr]] bir keye atm ak, G erektii zam an ku llan lm ak zere b ir y e r e koym ak. | bir k | eye koymak, S a k la m ak ; biriktirm ek]] bir kula ndan girip br kulandan kmak, Sylen en le r e nem verm em ek; n a sih a tlere uym am ak. | bir | kulann arkas kalmak, argo. 1. S rekli haksz lk ve kan d rm a ile karlam olm ak. 2. Cinsel ilikid e o k kullanlm olm ak]] bir kurun atm, Kurunun a la b ile c e i y o l k a d a r uzaklk. | bir lok | m a, bir hrka, Az e y e raz olm a k ; d erv ie y a a m ak]] bir misli, B ir k a t d a h a]] bir mum alp ken di derdine yanm ak, B akalarn n ek sik ve kusur lary la ilgilen m ekten se ken di durumunu dn m ek]] bir nebze, o k a z ; b ir p a r a ]] bir nee, {eT}

BR bir nefeste, (Sz ve i ec e k iin) a r a verm eden, b ir seferd e. | bir nice, | jeAT} {eAT} B irk a ; b ir o k ; p e k o k ; b ir hayli. j bir | nice el, {eAT} P e k o k k ez .| bir niceler, {eAT} B ir | o klar; p e k o k kimse.\\ bir nie, {eT} B ir k a .| bir | numaral, B ata bulunan; birin ci s ra d a o la n .| bir | o kadar, Var olan k a d a r d a h a ; b ir kat, b ir m isli daha.\\ bir olmak, B ir a ra y a g elm ek ; i birli i yapm ak; b irlik olm ak. | bir olmu ki, o k kt du | ruma den lerden s z ed ilirken sylenir.\\ bir oya na, bir bu yana, 1. k i ta ra fa y a lp a la y a ra k . 2. R asgele h a rek etler le ; dzensizlik iinde. | bir | dn, {eT} Yalnz b ir d e fa ; y aln z b ir k ez ; b ir n. [EUTS]|| bir rnek, Ayn b iim d e o la n ; y ekn esak, tekdze.| bir paralk etmek, 1. ok utan verici | duruma drmek. 2. i e y a ra m a z durum a g etir mek.^ bir paralk olmak, Saygnln yitirm ek; itibardan dmek. | bir para, A zck; o k az; b i | raz.\\ bir pare, {eAT} B ir p a r a ; biraz.\\ bir par mak, P arm a k ucuyla a ln a b ile c e k m iktard a.| bir | parmak bal olmak, D ed iko d u konusu h a lin e g e l mek. | bir posta, argo. B ir kez.| bir pula satmak, | | Bir dostu, a rk a d a ka r uruna terk etm ek. | bir j pul etmemek, H i d e e ri olm am ak. | bir punduna | getirmek, Uygun b ir annyakalamak.\\ bir renkli lik, Baz m addelerin, iin den g e e n n yn ne olursa olsun, h ep ayn ren kte k alm a zellii. | bir | sesli, B ir s e slilik zelli i olan,\j bir seslilik, B irlikte kan iki ses a ra sn d a a r a lk bu lunm am as.| bir | skmlk can olmak, o k clz ve gsz olm ak. | j bir sra, Ard a rd n a ; st ste; b irb iri p ein e. | bir | sokum, {az} B ir lokm a. [DS]|| bir solukluk, {az} Ksa bir zam an iin de; bir anlk. [DS]|| bir solukta, ok ksa b ir s red e; a b u cak . | bir syleyip pir | sylemek, U zatm adan g e r e i gibi, y eteri k a d a r sylemek. | bir szn iki etmemek, Birinin iste | ini hem en karlam ak, y erin e getirm ek. | bir sr, | ok say d a; p e k ok. | bir ey, N itelii ve n iceli i | tam o la ra k bilinm eyen b ir n esn e; h erh an g i b ir n es ne; gayr-i muayyen nesne.\\ bir eycik, K k bir nesne. | bir ey sanmak, B irin i veya b ir eyi, h a y a l | krklna u ray a cak e k ild e olduundan b a k a trl dnm ek; sanm ak. | bir ey sylemek, 1. | Konumak. 2. B ir e y le r a n latm ak ; ifa d e etm ek. | j bir eye benzememek, e y a r a y a c a k durum da olmamak.\\ bir eye yaramamak, Y ararl o lm a mak.\\ bir eyler (ey) olmak, 1. Huyu deim ek. 2. F enalk g eirm ek ; baylm ak. 3. lm ek.| bir ey | ler.. bir eyler.., D evam n s y lem ek istem iyo rum, ksa kesiyorum , siz anlayn artk. an lam n da sylenir. | bir tahtada, B ir d e f ada.\\ bir tahtas | eksik olmak, A k lca ek sik li i bulunm ak; yarm akll.| bir takm, B elirsiz b ir o klu k ; kimi, ba z .| | | bir tamam, H i eksiksiz. | bir tane, B iricik, b ir tek; | ei bulunmamak.\\ bir tanem, B irin i seven b ir k ii nin sevdii b a k a b ir kii veya ey olm adn ifa d e
{az} B irk a ; b ir m iktar. [DS]||

eden sev g i s z .| bir tarafa brakmak, 1. H esa b a | katm am ak; d e erlen d irm ey e sokm am ak. 2. nem vermemek\\ bir tarafa koymak (brakmak), nem verm em ek; ben im sem em ek; g er iy e brakmak.\\ bir tala iki ku vurmak, B ir h a rek etle birden o k y a r a r sa lam ak. | bir tek atmak, B ir k ad eh iki | imek.\\ bir tek, {eT} B ir kez; bir d e fa ; b ir yol. [EUTS]|| bir temiz, G ere i g ib i; zen g ster ere k ; ad a m a k ll.| bir terimli, B ir tek ilem i g erek tiren .| | | bir terimli, B ir tek terim i o la n c e b ir s e l ifade.\\ bir torba kemik, o k z a y f \ bir tuhaf, A n lalm as ve \ anlatlm as g bir durum.\\ bir tuhafl olmak, K en din i iyi bu lm am ak; kt hissetmek.\\ bir tut mak, E it saym ak. | bir trl, 1. (Olumlu ve olu m | suz iki cm leyi ba lad n d a) kt son u asn dan y a p m a k la y a p m a m a k a ra sn d a f a r k olm am ak. 2. H ib ir b iim d e; h ib ir yolla.\\ bir uurda, {eAT} B ird en ; h ep bird en ; b ird en b ire; derhal.\\ bir uur dan, {eAT} B irden ; h ep birden ; b ird en b ire; derh a l.| bir uurdane, {eAT} B ird en ; h ep birden ; b ir | d en b ire; derhal.\\ bir vakitler, Uzakgemite.\\ bir varm, bir yokmu, 1. "E skid en an lam n da m a s a l tek erlem esi szii. 2. G eip g iden o zam an larn artk im di h a y ali kald. an lam n da sylenir. 3. len birisi anlnca, hayatn g eicili in i an latm ak iin kullanlr. | bir yakadan ba karmak, {eAT} | Toplu o la r a k birlik, b ir dzen ve d irlik iin de yaam ak. | bir yana, (Sz ed ilen ey) d lan aca k | o lu rsa ; say lm azsa; -den baka. | bir yana atmak, | Vazgem ek, brakmak.\\ bir yana itmek (etmek), {eAT} O rtadan k ald rm ak ; b e r t a r a f etm ek; g id erm ek .| bir yana olmak, {eAT} B ir ta ra fa ek ilm ek ; | u zaklam ak; ayrlm ak. | bir yandan, D i er taraf| tan.| bir yan itmek, {eAT} O rtadan k ald rm ak ; | b e r t a r a f etm ek; gidermek.\\ bir yasta ba koy mak, E vli olm ak. | bir yastkta kocamak, K ar | k o c a iin birlikte uzun m r srm ek. | bir yana | daha basmak, o k hayret etm ek, ak n lk iin de kalm ak. | bir yama daha girmek, O zam an a k a | d a r h i g rm ed i i ve a la c a k b ir e y le k a r la m olm ak. | bir yaym, {az} (Yourt iin) b ir p a r | a ; biraz. [DS]|| bir yaylm, {az} B ir hayli; ep ey ce. [DS]|| bir yekte, 1. T eker teker. 2. ( dem ek iin) a ksatm ad an ; tkr tkr. | bir yn, P e k o k ; | b ir sr; b ir o k .| bir yllk, biy. (Bitki iin) hayat | d evirlerin i b ir y ld a tamamlayan.\\ bir yigirmi, {eT} On bir. [EUTS]11 bir yirde dirilmek (deril mek), {eAT} B ir a r a d a y a a m a k ; birlikte m iir s r m ek.| bir yire gelmek, {eAT} B irlem ek ,| bir yi| | yim, {eAT} B ir k e r e d e y en ile b ile c ek m iktar.| bir | yiyip bin kretmek, Durumu kt o la n la ra b a k a r a k ken di hlinin d e erin i d a h a iyi anladn ifade etm ek.| bir yol, {eAT} {az} B ir k e r e ; b ir kez. [DS]|| | bir yol tutturmak, B ir davran biim i ve tutum belirlemek.\\ bir yolunu bulmak, i s o n a erdirm ek iin a r e bulmak.\\ bir ynl, 1. Yer deitirm e

BR
y n tek olan. 2. ftz. (Anten iin) elektrom an yetik d algay tek y n den alan. | bir ynl akm, B ir ilet | k en d e h ep ayn y n d e g iden akm ; doru akm . | bir | yumurtackl, bot. (M eyve y a p ra k la r iin) m ay d a n o zg iller rn e in d e olduu g ib i tek yum urtac bulman.\\ bir zaman (bir zamanlar), G em ite; eskid en ; vaktiyle.

m n E E H . is. Bira iilen, yannda da abuk hazrlanan scak yiyeceklerle souk mezelerin yendii yer.

birahaneci, [birahane-ci] ( b i ra h a .n e ci) is. Birahane


ileten kimse,

biralk, - [bira-lk] sf. Bira yapmaya uygun. biran1 [Far. brn / brne jljru / ,
kk; dkk; harap; viran. bap. [DS] {OsT} sf. Y

bir2, [bu+yer > ber / bir] {eT} zf. 1. Bu taraf. [KPy.] 2. is. Gney; cenup. [Gabain] [EUTS] [IKPy.] 3. biran2, [Far. bryn => biran] (biram ) {az} is. Ke
Sa. [KPy.]

birJ, [in. p iet=>b lr] {eT} is. Yaz fras. [Gabain] bir4, [Ar. bir y*] {OsT} is. Kuyu. 0 bir-i muattal,
{Os T} K r kuyu.\\ bir-i zemzem, {OsT} M e k k e d eki Zem zem kuyusu.

biraste, [Far. brste *^ljo] (b i:ra :ste) {OsT} sf. (Aa iin) gereksiz dallan kesilmi; budanm.

biraz1 [bir+az / Ar. biraz ,

( b i ra :z ) s f 1. ok

bir5, -rri [Ar. birr ^] {OsT} is. 1. yilik; hayr. 2. G


zellik. 3. Ana ve babaya itaat. 4. Bata bulunmak.

deil, bir parack; az ey. 2. Yeter lden daha az. 3. zf. Ksa bir sre iin. 4. is. Btne gre az saylacak bir para.

bir6, [Far. br ju] (bi:r) is. 1. Yldrm. 2. Yatak,


kilim vb. cinsi ev eyas,

biraz2, [Ar. biraz j!^] (bira.z) {OsT} is. Savaa atl


ma; kar karya dvme,

bira, [Lat. bibere (im ek) > t. birra] ( b i ra) is. er


beti otu ve imlendirilmi arpa ekerini mayalan drarak yaplan bir alkoll iki; arpa suyu. 0 bira barda, B ira iilen zel biiyk bardak.\\ bira ma yas, 1. M ayalan m a durum undaki birann zerinde biriken m an tar tabakas. 2. H am ur kab artm a ile m in de kullanlan b ir tr kuru veya y a m aya.

birazban, [Far. birzbn / birzvn uLuy / ljjly]


(b ira :z b a :n ) {OsT} is. Kl, haner, bak gibi ara larn kabzalar iine balanan demir,

birazck, - [biraz-ck] sf. Pek az. birazdan, [biraz-dan] (b i razdan ) zf. Az bir zaman
sonra.

birazer, [Far. birader] (bira :zer) {eAT} is. Erkek kar


de; birader.

birac, [bira-c] is. 1. Bira yapan veya satan kimse. 2.


sf. (Kii iin) ok bira ien,

biraz, [biraz-] (bi raz) zm. lerinden ok az bir


blm.

biraclk, - [bira-c-lk] is. Bira yapma ve satma ii. birad, [Far. brd .slje] (b i:ra :d ) {OsT} sf. 1. Yal;
ihtiyar. 2. Pir. 3. Dermansz; gsz,

birazvan, [Far. birzbn / birzvn


(bira:zv a:n ) {OsT} is. -* birazban.

/ OljjljJ

birader, [Far. birader jilj] (b ira :d er) {OsT} is. 1.


Erkek karde. 2. nl. H ey ark ad a , dostum ! an lamnda seslenme sz. 3. Masonlarn birbirlerine verdikleri ad; (ksaltmas, teklik B; okluk BB). S birder-ender, {OsT} vey k a r d e . \ birader han \ de, {OsT} K a rd e li e k ab u l edilm i kim se. | bir| der-i cn beraber, {OsT} o k y akn dost.\\ birder-i manev, {OsT} A hret k a r d ei; din k a r d ei.| | birder-i rz, {OsT} St kardei.\\ birader,-zde, {OsT} Yeen.

birbandi, [Yun. birbandis] {az} sf. Serseri. [DS] birbas, [Ar. birbs ^Li^j] (b irb a :s) {OsT} is. Derin
kuyu.

birbiri, [bir-i+bir-i <sy.y\ zm. 1. Karlkl olarak biri tekini, teki de berikini. 2. Biri dierinin yan sra.
3. {az} Yabanc olmayan; akraba; yakn. [DS] S

birbiri iin yaratlm olmak, B iri d i erin e uy m ak; iyi anlamak.\\ bir birine almak, {eAT} B ir birin e drmek.\\ birbirine dmek, A ralarn da a n lam azlk kmak.\\ birbirine drmek, yi g e
inen kiilerin a ra la rn a m a k ; an lam azlk k a r mak.^ birbirine girmek, 1. ie g irm ek; k a r m ak; d olam ak. 2. m ecaz. K a v g a etm ek; dvm ek. | birbirine katmak, 1. Etraf, ortal k a r | trm ak. 2. m ecaz. O lay karmak.\\ birbirini al mak, {eAT} Evlenmek.\\ birbirini basmak, {eAT} B irbirin i inenek.\\ birbirini tutmaz, 1. B irbiri ile ilgisi olm ayan. 2. Tutarsz; eliik. | birbirini | yemek, 1. (iki ve d a h a o k kii) b irb iri ile ura mak. 2. S rekli veya id d etli kav g a etm ek. | birbi | rinin azna girmek, 1. o k yakn otu rm ak; dur m ak. 2. B irbirin e o k dkn olm ak. | birbirinin | azna tkrmek, B ir kon u da szlem i g ib i az

biraderan, [Far. birdern oIp'jh]


{OsT} is. Erkek kardeler; biraderler,

(b ira :d era :n )

biraderane, [Far. birder-ne ^ M j] (b ira :d era :n e)


{OsT} zf. Karde gibi; ok iyi dost olarak,

biraderi, [Far. birder- lS.pL] (b ira :d eri:) {OsT} sf. 1. Kardee zg; kardee. 2. is. Biraderlik; karde
lik.

biraderlik, -i [birader-lik] (b ira :d erlik) is. Karde


lik.

birahane, [bira+Far. hne^U- Iju] ( b i ra h a :n e ) {OsT}

O im H lglM .621
birlii y a p a n la r iin kullanlan sz.|| birbirinin g zn karmak, K y asy a dvm ek. | birbirinin | gzn oymak, A ralarn d a s rekli g eim sizlik olm ak.| birbiriyle koulmak, B irb irin e e o lm a k .| | | birbirini tutmaz, (ilgili say lan iki e y iin) a r a la rnda ilgi bulunm ayan; tutarsz. | birbirini yemek, | Srekli kav g a etm ek; k arsn dakin i huzursuz etm ek.| bir biriyle koulmak, {eAT} B irb irin e e o l | mak. birce, [bir-ce] zf. Bir tek; tek bir tane; biricik, birci, [bir-ci] sf. 1. Bircilik yanls olan; teki; mo nist. 2. Bircilii tutan ve savunan, bircik, -i [bir-cik] {az} zf. Bir tek. [DS] S bircik bircik, {az} B ir er b ire r; b ir e r tan e b ir e r tan e o la rak. [DS] bircilik, - [bir-ci-lik] is. fe l. Varln madde ve ruh olarak iki cevherden deil de tek bir cevherden meydana geldiini, Allahn ve evrenin zdeliini ve Hegelin ruh cevherinden (spirtualist), M arxn madde cevherinden (maddeci), Spinozamn ise kar ma cevherden (panteist) ibaret olduunu savunduk lar felsefi gr; tekilik; monism.

BR

lamnda seslenme. {eAT} (ayn) 2. Eh artk, yeter an lamnda be! yerine kullanlr. {eAT} (ayn) 3. a knlk ifadesi. 4. Tekrarlanan ayn fiilin arasnda kullanld zaman sreklilik, bitmezlik veya usan bildirir. 5. Aman. S Bire am an! akn lk ve k o r ku, bild irir. \\ bire bire yapm ak, {az} B ire vur hal. diye grlt y a p a r a k k a rg a a lk ta m al k a rm ak. [DS] birebir, [bir-e+bir] ( b i rebir) sf. 1. Kesin etkili. 2. m ecaz. Tam istenildii gibi; uygun. S birebir gel mek, 1. Tam uygun g elm ek ; d en k gelm ek. 2. iy i gelm ek. biredi, [*bir-ed-mek > bir-ed-i] {az} sf. Toptan. [DS] bireg, [Far. breg Sju] (bi;reg ) {OsT} sf. Soysuz; arsz. biregi, [bir-eg > bir-egi ^ y / kimse; bakas, bireg, [bir-eg j f \ y ^\y] {eT} zm. 1. Her biri. [Gabain] 2. {eAT} Biri; bir kimse; birey. 3. {eAT} Bakas. 4. sf. Birinci. [EUTS] biregsi, [bir-eg-si] {eT} zm. Onlardan biri; birisi. [EUTS] birekmek, [bir-ik-mek > bir-ek-mek] {az} gsz. f i [( )-ir] Toplanmak; birikmek. [DS] birelle, [bir+el-le-] {az} sf. Yardmlaarak; bera berce; elbirliiyle. [DS] birem , [bir-em] {az} sf. Tek olan; bir tek. [DS] S birem birem , {az} B ir e r b ire r; tek er tek er; tan e tane. [DS] birer, [eT. bir-er] sf. 1. Bltrlen eylerden blenlerin her birine bir tane decek biimde. {eT} (ayn) [EUTS] [IKPy.] [ tigsizler] 2. {eT} Her bir; baz. [EUTS] [KPy.] [ tigsizler] fi1 b irer b irer, H er biri ayr o la r a k ; tek tek. | birer ikier, D e iik | sa y la rd a k k g ru p la r halinde.\\ birer dn, (eT) B ir d efa d a. [EUTS] bireim, [bir-e-im] is. 1. Para veya elerin bir araya getirilip birletirilmesi. 2. Biremek suretiyle meydana gelen btn. 3. kim. Elementleri bir araya getirmek suretiyle madde oluturma; sentez. 4. fe l. Yalndan karmak olana, zorunludan olasya, ilke den uygulamaya (sonurguya), genel yasadan birey sel duruma, sebepten sonuca, nedenden etkiye, n clden sonuca, klliden czye inen dnme ve ispatlama metodu; terkip; sentez. 5. Kant felsefe sinde, kar tez meydana getiren iki dncenin nc bir dncede zlmesi. 6. Hegel felsefe sinde nazar diyalektiin nc evresi. S bireim danman, ilet. G eni b ir a lm a alan n dan s o rumlu iletm e efinin, iletm enin btn ile ilgili z e l teknik soru nlarn z m len m esinde y ard m cs olan danm an. y] {eAT} zm. Bir

Bircis, [Ar. bircs / Far. bercs i_ r~rry] (birci;s) {OsT} is. 1. Mars; Mteri yldz; Jpiter; Erendiz. 2.
ok st veren deve,

birek, -i [eT. br-ek / pr-ek] {az} is. Sa; k


kl; zlf. [DS]

birou, [bir+o(k)-u] ( b i rou ) zm. ok sayda olan kii veya nesne,

birok, -u [bir+ok] ( b ir o k ) sf. 1. Olduka ok. 2. Says belirsiz. S biroklar, zm. o k sa y d a olan
kii v eya nesne.

birde, [bir-de] {az} zf. Birdenbire. [DS] birdem, [bir-dem / bir-tem] {eT} zf. Beraber; birden;
birlik; bsbtn; tamamyla. [EUTS] [Gabain]

birdemlemek, [bir-dem-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [l(i)-yor] Demet yapmak; birletirmek. [DS]

birdemleti, [bir-dem-le-t-i] {eT} zf. Tam olarak; tam;


hibir zaman; asla. [ tigsizler]

birdemlig, [bir-dem-lig] {eT} zf. Tam; tam olarak.


[ tigsizler]

birden, [bir-den] ( b i rden) zf. 1. Hepsi bir defada; bir


arada. 2. Anszn; birdenbire,

birdenbire, [bir-den+bir-e] (bi rd en b ire) zf. Anszn;


beklenmedik bir anda,

birdin, [bir-din] {eT} is. 1. Gney. [ETY] 2. zf. G neyden. [ETY] S birdin yan, {eT} Gney tarafn
dan.

birdirbir, [bir-dir+bir] (bi dirbir) is. Oyuncularn art


arda birbirlerinin stnden atlayarak oynadklar bir ocuk oyunu.

bire1 [Mo. bere] {eT} is. 1. Mil (uzaklk ls). ,


[EUTS] 2. Uzaktan grnen ey; nesne. [EUTS]

bire2, [mere / bir-e jJ (V re) nl. 1. Ey! Hey! an

BR

im

S O M . 622

bireimli, [bir-e-im-li] sf. Bireim yoluyla elde edi


len; sentetik.

biremek, [bir-e-mek] ite, f i [ -ir ] 1. lci ya da daha ok ey birleerek bir btn oluturmak. 2. Bireim
haline gelmek,

lama. 3. nsanlarn doal, toplumsal ve tarih ge limesinden, kendine zg olan eylerin, zellikle rin, bireysel olann ayrlp karlmas,

bireyselletirmek, [bir-ey-sel-le--tir-mek] gl. f [ir] fe l. Bir eyi birey olarak, ayr olarak el alp deerlendirmek,

biretirici, [bir-e-tir-ici] sf. 1. Biretirme iini ya pan. 2. is. Deiik tnlardaki seslerden sonsuz sa
yda lcaynam salamaya yarayan elektronik let; elektronik org.

bireysellik, -i [bir-ey-sel-lik] is. fe l. 1. Birey olma


olgusu; ferdiyet. 2. Bir kiiyi benzerlerinden ayran zelliklerin tm. 3. Bir bireyin biricik ve kendine zg oluu.

biretirmek, [bir-e-tir-mek] gl. f . [ -ir ] 1. Birden


ok eyi birletirip bir btn meydana getirmek. 2. Bireim oluturmak.

bireyst, [bir-ey+st-] is. fe l. 1. Tek bir bireyi


aan. 2. Bireylerin evresini aan; bireylerin bilin cinden bamsz olan.

birey1 [eT. bir-eg > bir-ey] is. 1. Bir btn iinde ,


bir birim oluturan varlklardan her biri; fert, (1935). 2. sosy. Toplulua oranla tek bana ele alnan kii; fert. 3. biy. Tr meydana getiren ve iftleebilen organizmalarn her biri. 4 m an. Bir trn kapsam iine giren somut varlk. S birey olu, biy. Yumurtann dllen m esin den bireyin y et kin durum a g elm esin e k a d a r g eir d i i geliim ev relerin in btn.

birez, [bir+az > birez j j J {eAT} sf. Biraz. S birez gn, {eAT} B ir k a giin. birezck, [birez-ck i)y r jy ] {eAT} sf. Birazck. birezden, [bir+az-dan] {az} zf. Birazdan; az sonra.
[DS]

birezim, [biraz-m] {az} sf. Biraz. [DS] birge1 [bir-ge / ber-ge / ber-ke] {eT} is. Kam; u ,
buk; kam; krba. [EUTS] [Gabain]

birey2, [bir+iyi?] {az} zf. 1. Epeyce; iyice. 2. Usule


uygun biimde. [DS]

bireyci, [bir-ey-ci] sf. 1. Kii haklarn savunan. 2.


Bireycilikten yana olan; ferdiyeti,

bireycilik, -i [bir-ey-ci-lik] is. sosy. 1. Bireyin hak


larnn toplumun haklarndan daha nde geldiini savunan toplumsal gr; ferdiyetilik; individalizm. 2. fe l . Btne, genele deil de bireye, tek ola na stnlk tanyan gr. 3. Btn deerlerin top lumdan deil de bireyden ktn savunan gr, bireydi, [bire > bire-y-di] (bi reydi) {az} nl. Bu ne sabrszlk. [DS]

birge2, [bir-ge] {az} is. Kuma; ortak. [DS] birgeJ, [Ar. birlca] {az} is. Havuz. [DS] birgermek, [bir-ger-mek] {eT} gl. f . [- r ] alkala
mak. [EUTS]

birgertmek, [bir-ger-t-mek] {eT} gl. f i [- r] Bir ara


ya getirmek. [ tigsizler]

birger, [bir+ ger-] {eT} zf. Beraber; bir noktada;


hepsi bir arada; beraberce; tm ile. [EUTS] [KPy.] [Gabain] [ tigsizler] birger, [biri (gney; bu yan) > bir(i)-ger (yn bildiren , iin y a p lm a noktasn belirten ek)\ {eT} zf. Gneye doru; gneye; gneyde. [Tekin] birgin, [bir-mek (verm ek) > bir-gin] {eT} is. (Bor iin) deme. [Gabain] [EUTS]

bireyleme, [bir-ey-le--me] is. f e l. 1. Trle ilgili bir


rnein bir bireyde gereklemesi. 2. p sik o l. Birey olduunun farkna varma. 3. Bamsz kiilik sahi bi olana kadar geen gelime sreci,

bireylemek, [bir-ey-le--mek] gsz. f . [-ir ] 1. Birey


durumuna gelmek. 2. Birey olduunun farkna var mak.

birgos, [Yun. pirgos] {eAT} is. Kule, birgurdane, [bir+uur-da-ne] {eAT} zf. Birden; hep
birden; birdenbire; derhal,

bireyletirme, [bir-ey-le--tir-me] is. Bir varl bi


rey olarak belirleme veya niteleme,

birg, [bir-mek > bir-g] {eT} is. 1. Armaan. [EUTS]


2. Vergi. [EUTS]

bireyletirmek, [bir-ey-le--tir-mek] gl. f . [ -ir ] 1.


Bir varl bireye zg hale getirmek. 2. Bir varl bakalarndan ayrmak,

birgik, [bir-g-lk] {eT} sf. Btn; hep. [Gabain] biri1 [bi-r / b-r / bi-ri] {eT} is. 1. Gney. [Gabain] ,
[ETY] [EUTS] 2. Sa. [EUTS]

bireylik, -i [bir-ey-lik] is. 1. Bir bireyi dierlerin


den ayran zelliklerin tm; ferdiyet. 2. Bir bireyi d gzlemcinin gznde benzersiz ve tek klan zellikler veya bunlarn biimi,

biri2, [eT. bir-eg > bir-egi > bir-i] zm. 1. Bir tanesi.
{eT} (ayn) [EUTS] 2. Bir kimse. {eT} (ayn) [EUTS] 3. Bilinmeyen, tannmayan bir kimse. {eT} (ayn) [EUTS] 4. (sim tamlamalarnda tamlanan olarak kullanldnda) tamlayann lcmsendiini bildi rir. 5. ed. Hikye etmede kahraman olaya sokmak iin kullanlan sz. S Biri eikte, biri beikte. K k byk o k ocu u o la n k iiler iin kullanlan ifade. | Biri vard geceden, biri dt bacadan. | E sk i sknty atlatm adan b ir b a k a sknt geldi,

bireysel, [bir-ey-sel] sf. 1. Bireye ait olan; bireye


zg. 2. Bir tek kiiyle ilgili olan. 3. Bir tek kii tarafndan yaplan,

bireyselletirme, [bir-ey-sel-le--tir-me] is. f e l . 1.


Bireysel duruma getirme. 2. Ortaklaa veya kamu mal olan eyleri bireylere verme, bireylere uygu

f l l i B H l C S O M .6 2 3

BR

an lam n da kullan lr,| birinden biri, B ir k a kii | iinden b ir tanesi. | birileri, B az kim seler. |

birikli, [birik-li] {eT} sf. Birikmi. [EUTS] birikme, [bir-ik-me] is. 1. Toplanp ylma. 2. Bir
biri ardna gelerek toplanp oalma; katlanma; kmelenme; kmlasyon. S birikme havzas, co. K a r ve yam u r sularnn toplanp biriktii blg e.

biri3) [biri ?] {az} sf. 1. Grgl. 2. Tecrbeli; emektar. [DS]

birig, [Far. bir


m.

(biri: ) {OsT} is. zm salk

biribimek, [ber-mek (verm ek) > bir-ib+i-mek > virib+i-mek {eAT} g l . f [ - r ] Gndermek.

birikmek, [eT. bir-k-mek > bir-ik-mek dUS"y] gsz.


f H r] [ gAT. -iir] 1. Birlemek; bir olmak. {eT} {eAT} (ayn) [ tigsizler] [Gabain] [Yknek] [ETY] [EUTS] 2. st ste veya yan yana gelerek toplan mak; ylmak. 3. Birbirine eklenerek oalmak. 4. {eT} {eAT} Bir araya gelmek; toplanmak. [ETY] [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] [Yknek] eklenen; katlanm; kmeli; kmlatif,

biricik, -i [bir-cik > bir-(i)-cik dU,^] (bi ricik) sf. 1.


Ei ve benzeri olmayan; bir tanecik, yegne. 2. ok sevilen. 3. {eAT} zf. Bir kerecik. biridrmek, [bir-id-r-mek / bir+id-r-mek] {eT} gl. [- r] Birletirmek. [ tigsizler] biriger, [biri (gney; bu yan ) > bir(i)-ger] {eT} zf. Gneye doru; gneyde. birik1 -i [Fr. break / Rus. brika] {az} is. ki teker , lekli araba. [DS] birik2, -i [bir-ik] {az} sf. E; benzer. [DS] birik3, -i [Far. pr > bir-ik ?] {az} is. rmcek a. [DS] birikdirmek, [bir-ik-dir-mek / bir-ik-dr-mek] {eAT} gl. f . [- r] Birletirmek, birikdrmek, [bir-ik-dir-mek / bir-ik-dr-mek] {eAT} g l . f [- r] Birletirmek,

birikmi, [bir-ik-mi] sf. Bir araya gelen; birbirine biriktirilmek, [birik-tir-il-mek] edil, [ -ir ] 1. Biri tarafndan toplanp ylmak, oaltlmak. 2. Ko
leksiyon yaplmak. 3. Tasarruf edilmek,

biriktirim, [birik-tir-im] is. Biriktirme ii ve bu s


recin sonucu,

biriktirme, [birik-tir-me] is. Biriktirmek eylemi, biriktirmek, [birik-dr-mek > bir-ik-dir-mek > birik-tir-mek dUj^ y] gl. f . [ -ir ] 1. Birer birer bir araya getirmek. 2. Toplayp ymak. 3. Kazandk larn ll harcayarak bir ksmn gelecekte kul lanmak zere arttrmak; tasarruf etmek. 4. ren mek, aratrmak veya bo zamanlarm deerlen dirmek amacyla toplamak; koleksiyon yapmak,

birike, [Ar. birke => birike '_h {eAT} is. 1. Hazine. *S ]


2. Mahzen. 3. Sarn,

birikgin, [bir-ik-mek > bir-ik-gin] {az} sf. Toplan


m; ylm. [DS]

biriktttrmek, [birik-dr-mek JX>jjy] {eAT} gl. f . [ r] - * biriktirmek,

biriki, [birik-mek > bir-ik-] (b irk i:) {eT} sf. Birleik;


mttehit. [Gabain] [Tekin] birikilmek, [birik-mek > birik-il-mek] {eT} edil. f . [r] Toplanmak; bir araya gelmek. [Yknek] birikim, [birik-mek > birik-im] is. 1. Bir yerde top lanp ylma; ymak; tahat. 2. Gzlem, deney ve dier yollarla elde edilen bilgilerin btn. 3. sosy. Toplumlarm kltrel ynlerinin geliip yk selmesi sreci. 4. ekon. Mal veya parann bir yerde toplanp oalma sreci; tasarruf. 5. j e o l. Yery znde meydana gelen anma sonucu taman alv yonlu maddelerin bir yerde toplanmas, birikinti, [birik-mek > birik-inti] is. 1. Bir yerde kendiliinden toplanp biriken madde yn; der lem. 2. {az} Toplant. [DS] S birikinti konisi, co. D a lk b lg elerd e n s e l sularnn s r kley erek getirdii ant m alzem elerinin , dzlk b ir y e r d e suyun tam a gcnn dm esi sonucunda, m eyda na g etirdi i d a r ucu d a h a yksek, y e lp a z e biim in deki yn. biriki, [birik-mek > birik-i] is. 1. Birikme ii. 2. Birikme biimi, birikime, [birik-mek > birik-i-me] is. biy. Ynlar meydana getirme; aglutinasyon.

birilmek, [bir-il-mek] {eT} gsz. f . [- r ] Birlemek.


[KPy.]

birilmek, [bir-mek (verm ek) > bir-il-mek / ber-ilmek] {eT} e d il.f. [- r] Verilmek. [Yknek]

birim1, [bir-im] is. 1. Bir kmenin her eleman. 2.


Bir okluu oluturan varlklarn her biri; nite. 3. Bir okluu lmek iin rnek seilen deimez l paras; vahit. 4. Geni bir kurulutaki alt b lmlerden her biri. 5. Bir dilin, oluturduu yap iinde, belli bir dzlemde yer alan ve br elerle kurduu bantlarla tanmlanan ayr nitelikli esi; nite. 6. bsy. Bir bilgisayar sistemi iinde donanm oluturan elerden her biri. S birim birim, {azj B ir er b irer; adm adm . [D S]|| birimler bl, mat. R a k a m la r yazlrken 1 'den 999 'a k a d a r say la r bl ; sa d an itibaren rakam n y e r ald blk.

birim2, [bir-im (iyelik eki) (HjJ {eAT} {az} zm. 1. Bir tanem. 2. Biriciim. [DS] birim3, [ber-mek (verm ek) > bir-im > ber-im y\ {eT} 1. Bor; verme. [EUTS] [Gabain] [Yknek] 2. {eAT}
Haksz ve usulsz tahakkuk ettirilen vergi; yolsuz salnan vergi, fi3 birim alm, {eT} Vergi; b o r. [EUTS]

birikimek, [birik-i-mek] ite, f . [ -ir ] Bir araya


gelmek; toplamak; ylmak.

BR

IMIR S M . 3 4 2
derece, birincilikler, spor. am piyonluk iin y a p la n y a r la r ve k arlam alar. birin, [br > bir-in] {eT} sf. Birinci. [DLT] [EUTS] birinde, [bir-i-n-de] zf. 1. Bir zaman. 2. Bir kere. 3. Bir gn. birisi, [bir-i > bir-i-s-i] zm. 1. Bir tanesi. 2. Bir kim se. 3. Bilinmeyen, tannmayan bir kimse. 4. (sim tamlamalarnda tamlanan olarak kullanldnda) tamlayann kmsendiini bildirir, biri, [bir-mek (verm ek) > bir-i] {eT} is. Veri; ver me. [EUTS] birisiz, [bir-mek (verm ek) > bir-i-siz] {eT} sf. Verisiz. [ tigsizler] birit, [Far. ferite => birit] {eT} is. Melek. [ETY] birite, [Far. birite {OsT} sf. Kzartlm,

birimci, [bir-im-ci] sf. Bir topluluu oluturan her bir eleman ele alan; tek tek bireylerle ilgilenen; birim lere ynelik. S birimci ekonomi, ekon. E ko n o m i nin, toplumu m eydan a g etiren fert v e a ile ile kiiiik iletm elerin ek o n o m ik fa a liy e tle rin i in celeyen dal; m ikroiktisat, m ikroekon om i. birimi, [ber-mek > bir-im-i] {eT} sf. Borlu. [EUTS] birimlig, [ber-mek> bir-im-lig] {eT} sf. Borlu. [EUTS] birimsel, [bir-im-sel] sf. Bir birim eyi ilgilendiren; birim elerle ilgili; birimlere dayanan, birin, [bir-in {eT} sf. Birer; teker. S1 birin birin, {eT} {eAT} 1. B irbiri ardnca. 2. B ir er b ire r; tek er teker. [DLT] [EUTS] birine, [Far. birine 3. Pirin (metal), -y] (birin ca;sb ) {OsT} (birin ca:sf) is. {OsT} is. 1. Pirin. 2. Pilav.

birim, [Far. berim (biri:iim ) {OsT} is. b riim. birit, [Fr. bride (gem )] is. Kuma zerine geirilen erit ya da iplik, biriye, [biri-y-e] {eT} zf. Gneyde; gneye. [Tekin] birka, [bir+ka] sf. ok az sayda; ok olmayan; kolayca saylabilecek kadar, birka, [bir+ka-] zm. Bir kme iinden belirsiz olaralc bahsedilen ok az sayda kii veya nesne, birke , [bir-ge / ber-ge / ber-ke] {eT} is. Kam. [EUTS] birke2, [Ar. birke S { O s T } is. 1. Kk gl; gl ck. 2. Byk havuz. 3. Gs, birkelemek, [bir-mek (verm ek) > bir-ke-le-mek] {eT} gsz. f . [-r ] Verme kabiliyet ve gcnde olmak. [EUTS] birker, [bir-ker] {eT} zf. Hepsi bir arada olarak; tm ile. [EUTS]

birincasb, [Far. birincsb is. -* birincasf, birincasf, [Far. birincsf

bot. Bileikgillerden pembe renkli, iekleri he kimlikte uyarc, sindirim yardmcs ve antiseptik olarak kullanlan, gvdeleri tyl ve keli ok yl lk otsu bir bitki; misk otu; koyun otu; hayvan per emi, (A rtem isia vulgaris). birince1 [bir+nice > birince , birok; pek ok. birince2, [bir-i-n-ce 4uh] {eAT} zf. 1. Biri kadar. 2. Biri orannda. 3. Bire bir orannda, {eAT} zf. Birka;

birinci, [eT. bir-in > bir-inci] sf. . Sraya dizilmi olanlardan bata bulunan; sras bir olan. 2. Zaman, sra ve yer bakmndan dierlerinden en nde ge len. 3. st kalitede. 4. is. nem bakmndan ve s birkl, [Ar. birkl JJi^] (birkv.l) {OsT} is. 1. Tfek. 2. ralamada en nemli olan. 5. zf. lk olarak; ilk bata. Zemberek ad verilen bir sava arac. 0 birinci a, Yer yznn oluu sra sn d a y a k la k yz yetm i m ilyon y l sren ilk oluum a. | birki1, [br-ik-mek > br-(i)k-i] (bi;rki) sf. Birleik; | mttehit. [ETY] birinci kmak, (O kul iin) en iyi d e r e c e ile bitir m ek ,| birinci gelmek, B ir karlam ad a, y a rm a birki2, [bir+iki] {eAT} zf. Bir iki; birka, | d a btn y a rm a cla r a ve ra k ip lere stn gelm ek. | birle, [bir+il-mek (ba lan m ak) > bir + (i)l-e (-e; z a r f | birinci olmak, B a ta gelm ek, n d e olm a k .| birinci | f i i l eki) <J^] (b irle;) {eT} {eAT} e. ve ba. 1. le; bir orun, U aklard a y k sek m evki sa h ib i k iilere tah likte; beraber. [ETY] [DLT] [EUTS] [KPy.] [Gabasis edilm i y e r ; birin ci m evki; fr s t-c la s .| birinci | in] [Tekin] [Yknek] 2. Bununla birlikte. [ tig tketici, biy. B itk ilerle beslen en hayvan lar; besin sizler] zin cirin de reticilerle beslen en tketici.\\ birinci birleme, [bir-le-me] is. 1. Bir etme; birletirme. 2. zam an, tar. ki yz m ilyon y l k a d a r n ce son bu Tek duruma getirme; tevhit, lan en uzun j e o lo j ik zam an a verilen ad. j birinci | birlemek, [bir-le-mek dll^] gl. fi. [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. za r, bot. Y em ilerin en d kabuu. Bir etmek; tek klmak. 2. ou tek duruma getir birincil, [bi-inci-1] sf. 1. Srada ilk gelen. 2. nemi mek. 3. {eAT} (Allahn) birliini kabul etmek; irk en ok olan; ana; temel; esas. S1 birincil eey ka komamak. rak terleri, biy. rem e ile doru dan ilgili olan o r g a n la r ; d eey organ lar. birlen, [bir+il-e-n] {eT} zf. e. ba. le; beraber; birlik te. [EUTS] birincilik, -i [bir-inci-lik] is. 1. Birinci olma duru mu. 2. Bir sralamada, dizide en ba sra; en st birlenmek, [bir-le-n-mek] e d il.fi [-ir ] Bir klnmak.

it r a m

625

BR

birler, [bir-ler] is. 1. ok sayda bir. 2. mat. Onluk sistemle saylarn yazlnda en sada yer alan ba samaktaki saylar, birleek, [bir-le--mek > bir-le--ek] is. anat. 1. Y a rk eklindeki bir akln kenarlarnn birletii nokta. 2. Tm beyindeki sinir merkezlerinin bak k iki parasn dorudan doruya birletiren sinir demeti. 3. bot. Maydanozgillerin meyvelerinde iki meyve yaprann bititii yer. birleen, [bir-le--en] is. mat. (Doru veya yay iin) birbirini kesen veya bir noktada kesien,

birlemek, [bir-le--mek] g s z .fi [-ir ] 1. Ayr nesne ler iken bir araya gelerek tek olmak; btn olu turmak. 2. Bulumak; bir araya gelmek. 3. Grle ri ayn olmak. 4. Ayn ama erevesinde toplan mak. 5. Sz birlii etmek; anlamak. 6. kim. ki ve daha fazla madde birbiri iinde kaynaarak tepkime sonucu, baka bir madde meydana gelmek. 7. (ki akarsu iin) birbirine katlmak, birlemi, [bir-le--mi] sf. Birleerek bir araya gel mi; birlik oluturmu, birletirici, [bir-le--tir-ici] sf. 1. Birlii salayan. 2. Uzlamay ve anlamay salayan. 3. ki ve daha birleik, -i [bir-le--ik] sf. 1. Bir araya gelerek ok nesnenin birlemesini, birbirine tutunmasn birlemi olanlar. 2. Birleme yoluyla meydana salayan. gelmi olan; mttehit. 0 birleik cmle, dbl. B ir birletirim, [bir-le--tir-im] is. Birletirmek eylemi an a cm le ile b ir vey a birden f a z l a y an c m leden ve bu eylemle ilgili srecin sonucu, kurulmu cmle.\\ birleik fiil, dbl. B ir k elim e ile birletirme, [bir-le--tir-me] is. 1. Birletirmek ii. 2. biim ve anlam bakm ndan kayn ap k alp la a n tp. Yarann kapanmasn kolaylatrmak amacyla fiil. | birleik isim, dbl. B ir le ik k elim e biim in de | iki yakasn bir araya getirme. 3. eko. Ham madde olan is im birleik kap ,fiz . i le rin e kon ulan sv .\\ nin elde edilmesinden son rnn bitiine kadar ya larn you nluklaryla oran tl o la r a k sev iy eleri plan btn ilemlerin ayn retim birimine balan fa r k llk gsteren , b irb irin e taban d an b a l kap mas. 4. kim. Birka maddenin tek bir madde haline lar. | birleik kelime, dbl. S es d m esi veya tre | getirilmesi iin kimyasal yolla balanmas. 0 b ir m esi g ibi se s o la y lar m eydan a gelm i, zerin deki letirme izgisi, hat. Yazda harflerin a sl iz g ile ekin grevin i yitirm esi vey a an lam kaym as d o la y rinden olm ayan f a k a t ayr h a rfle ri birb irin e b a la syla a ra la rn a e k g irem ey e c ek k a d a r kalp lam yan in ce izgi. iki ve d a h a o k kelim ed en m eydan a g elm i kelim e. \ \ birleik oturum , eitli org an larn b ir a ra y a g e le birletirmek, [bir-le--tir-mek] gl. f i [-ir ] 1. Bir araya getirmek; uzlatrmak; anlatrmak. 2. Birbiri rek yaptklar oturm.\\ birleik oy pusulas, siy. ile ilgisi olan elerin balantsn salamak; yap Seim e katlan btn p a r tile r i ve adaylarn ayr trmak; takmak; balamak. 3. Birbirine darlarak ayr g steren o y pusulas.\\ birleik zam an, dbl. ayrlm olan kii ve gruplarn arasn bularak tek B ir fiilin kkn e n ce kip ek i d a h a so n r a d a e k f i i rar iliki iine girmelerini salamak, lin, gen i zam an, g r len g em i zam an, ren ilen gem i zam an, a rt ekim lerin den birin i g etirm ek birleyici, [bir-le-y-ici] sf. Tek klan; bir yapan, suretiyle olu an zam an. birli, [bir-li] is. 1. inde veya zerinde bir tane nes ne bulunduran ey. 2. Oyun ktlarnda veya pul birleilme, [bir-le--il-me] is. Birleilmek ii. larnda zerinde b ir iareti olan, birleilmek, [bir-le--il-mek] edil. fi. [ -ir ] 1. Birle mek ii yaplmak. 2. Bir araya gelinmek; buluul birlik, -i [bir-lik iJJjJ is. 1. Bir tek olma durumu; mak. vahdaniyet. {eAT} (ayn) 2. Btnlk; blnmezlik. birleim, [bir-le--im] is. 1. Birlemek ii. 2. yele 3. Birlemi olma. 4. Beraber veya bir arada bu rinin yeterli sayy bulmas halinde, bir meclisin bir lunma; dayanma; tecans. 5. Ballk ve slup gn iinde yapt toplant; inikat. 3. biy. Dllen benzerlii; balant, mnasebet. 6. Belirli bir toplu mek amacyla erkek hayvanla diisinin iftlemesi. luun yararn korumak iin kurulmu demek. 7. 4. Farkl iki paray birbirine ekleyen para. 5. ki Askerlikte blk, tabur, alay gibi bir btn saylan ayr binay birbirine balayan ek yap, topluluk. 8. ed. Konunun bir ana fikir etrafnda top birleme, [bir-le--me] is. 1. Birlemek ii. 2. Bera lanmas. 9. biy. Ayn evresel ortam paylaan ayn ber olma, bir araya gelme. 3. Cinsel ilikide bu ya da farkl trdeki bitkilerden oluan topluluk. 10. lunma. 4. bot. Birbirine ok yakn iki organn ge fe l. Blnmezlii ieren yaln btn. 11. mz. En lime srasnda kaynamas. 5. tp. Kapanmasn byk deerdeki nota; drt drtlk. 12. sf. Bir ta salamak amacyla bir yarann kenarlarn bir araya neden olumu. 13. Hacim olarak bir taneyi alabi getirme. 6. siy. Bir toprak parasnn, snr komusu len. S birlik eylemek, {eAT} B irlem ek .| birlik | lke ile siyasi ve ekonomik birlik iine girmesi. <5 itmek, {eAT} B irlem ek ,| birlik olm ak, 1. B ir ii | birleme deeri, kim. B ir elem en tin atom u ile b ir y a p m a k iin g lerin i ve im knlarn birletirm ek. 2. Ayn fik ir le r i tamak.\\ birlik ve beraberlik leeb ilecek h id rojen atom larn n en y k sek m ikta r-I! birleme tp, biy. iftlem e y a p a b ilen b a k te iinde, B ir a r a d a y a a m a k zoru n da o la n kim selerin riler ara sn d a olu an tp eklin d ek i y a p ; konju o k iyi a n lam a lar ve ayn g r leri p a y la m a la r gasyon tp. durumu.

BR

mamESBB.B,
biruz, [Far. brz jj^u] {OsT} is. 1. Zmrte benzer, pek de deerli saylmayan yeil bir ta; gk zm rt; yalanc zmrt. 2. sf. Ksmetsiz. biruzec, [Far. brzec -jju*] (bi:ru :zec) {OsT} is. Fi ruze. birk, [bir-k] {eT} zf. 1. imdi. [EUTS] [Gabain] 2. Fakat; ise; ayet. [EUTS] [Gabain] birkm ek, [bir-k-mek dUS"y \ {eAT} dnl. f . [-r] Birlemek; bir araya gelmek, biryan, [Far. bryn / biryn OLjJ {OsT} is. Susuz

birlikte, [bir-lik-te] zf. 1. Bir arada; beraberce. 2. Yatmda; beraberinde, birliktelik, -i [bir-lik-te-lik] is. Birlik olma durumu; beraberlik. birmek, [bir-mek / ber-mek] {eT} g l . f [- r ] 1. Ver mek. [ETY] [ tigsizler] [Gabain] [Tekin] [Yknek] 2. Yardmc fiil. [EUTS] birmemek, [bir-me-mek] {eT} g l . f [-z ] Vermemek; [Tekin] birnis, [Far. bims (birn i:s) is. bot. At kes tanesi. biro, [Mac. birov] {OsT} is. Yarg; hakim, biron, [Yun. pironi] {az} is. atal. [DS]

kavurmak suretiyle veya tandrda piirilmi et ye mei; kebap; pryan. S biryn- muhall, {OsT} birov, [Mac. birov] {OsT} is. - * biro. Tere, n an e ve p iy a z l kebap.\\ biryan olmak, Su suzluktan y a n m ak ; kav ru lm ak; susuz kalm ak. birk, [br (b ir kez) > br+k ( k: p ekt. edat)] {eT} e. 1. Yine de; ama bir de. [KPy.] 2. imdi; fakat; biryanc, [biryan-c] is. Biryan yapan ve satan kim se; kebap. ise. [Gabain] 3. Eer; yet. [EUTS] [ tigsizler] birye, [ biri-ye / bir-ye] {eT} zf. Gneyde. [ETY] birsam , [Ar. birsam j'-*,*] (birsa:m ) {OsT} is. 1. tp. biryedim, [bir+ye-d-im ?] is. Kocayemii, (Arbutus Zatlcenp hastal. 2. Sayklama; hezeyan. 3. unedo). p sik o l. Uyank bir insann mevcut olmayan bir eyi biryeki, [biri-ye > bir-ye-ki] {eT} sf. Gneydeki. grr gibi olmas; sanr; varsam; halsinasyon. [ETY] birsan, [Ar. birsn jU^] (birsa:n ) is. Develere vuru birze, [Far. blrzed / brze / blrz j^] (bi.rze) {OsT} is. lan en. Kasn. birsehel, [bir + Ar. sehl (hafif)] {az} zf. 1. Az bir birzed, [Far. blrzed / brze / brz sjy] (bi:rzed) {OsT} zaman; bir an. 2. Birazdan. [DS] is. bot. Kasn, birsemek, [bir-se-mek] {eT} gsz. f. [ - r ] Vermek is temek; versemek. birsim , [Ar. birsim ^ y ] (birsi:m ) is. bot. Yonca. birt, [bir-mek (verm ek) > bir-t] {eT} is. Bir tr vergi. [EUTS] [Gabain] birtem, [bir-dem / bir-tem] {eT} zf. 1. Beraber; bir den; birlik. [EUTS] [Gabain] 2. Bsbtn; btny le; tamamyla; toptan. [EUTS] [Gabain] 3. Uzun za man; uzun mddet. [DLT] birtemledi, {eT} Ta m am lad; btnledi. [EUTS] birteviye, [eT. bteg > biteviye] zf. -* biteviye, birtin, [bir-tin] {eT} sf. 1. Bir tarafl. [Gabain] 2. zf. Gneyden. [EUTS] birtimek, [bi-r-t-mek (krm ak) > bi-r-t-i-mek] {eT} ite, f . [- r ] 1. Birbirini cezalandrmak. 2. Birbiri ni hor grmek. 3. Birbirini tahkir etmek. [EUTS] birtmek, [b-r-t-mak / bi-r-t-mek / ba-r-t-mak] {eT} gl. f . [- r ] Krmak; paralanmak; yaralamak. [EUTS] [Gabain] birtsiz, [bir-t-siz] {eT} sf. Vergisiz. [EUTS] birtrm ek, [bir-tr-mek] {eT} gl. f . [- r] Verdir mek. [EUTS] birun, [Far. brn jjju ] (bi:ru :n ) {OsT} sf. 1. D. 2. zf. Dar. 3. is. mparatorluk dneminde saray d ndaki bakanlk daireleri, biruni, [Far. brn(b i.ru .n i:) {OsT} is. Selam lk dairesi; selamlk odas. birzevn, [Ar. birdevn] {OsT} is. Beygir, birzi, [Far. brzed / brze / brz ^j^] (b i.rz i;) {OsT} is. bot. Kasn, bis-, [Fr. bis-] n ek. kim. Bir molekln ild e kkn birleiminden meydana geldiini belirten n ek. bis1, [bis / bs / b (yans.)] is. 1. Kedi cinsi hayvan lan armay ya da kovalamay anlatan kk, bis-i bisi, bis-i, bis-t, bis-ik. 2. {az} nl. Hayvan dur durma nlemi. [DS] bis2, [bis] {eT} is. Be; 5. [EUTS] bis3, [Lat. bis] is. 1. ki kez. 2. miiz. Bir arknn ya da mziin seyircinin istei zerine ikinci defa a lnmas, sylenmesi. S bis etmek, mz. Yinelemek. bisar, [Ar. bsre > bisr j L ] (b isa :r) {OsT} is. 1. Ta zeler. 2. is. Ular; balar. 3. Gen kz ve olanlar; genler. bisat, [Ar. bast (yaymak) > bist i U ] (bisa. t) {OsT} is. Kee, hal, kilim gibi yayglar, t? bist-bs, {OsT} E tek p m e.| bist- arz, {OsT} Y eillik; i| menli1 | bist- berf, {OsT} K a r d e i; k a r la k apl .1 a la n .| bist- felek, {OsT} Yeryuvarla; Dnya.\\ | bist- hk, {OsT} Yeryz. | bist- kevn me kn, {OsT} E vren; kin at.| bist- satran , {OsT} | S atran tahtas. bisbiitUn, [bi(s)+b/tn btn. j - J {eAT} pekt. sf. Bs

bise, [Ar. bise

{OsT} nl. Ne kt; ne irkin.

bism, [Ar. bi- + ism > bism

J {OsT} zf. Adyla; is

biseel, [bir+ Ar. sehl > biseel] ( b i se el) {azj sf. Bir para; biraz; azck. [DS] biseksel, [Lat. bis (iki yan l) + sexel] (bi seks el) sf. 1. ki yanl cinsel zevk alan. 2. ki cinsiyetli. bisel, [bir + Ar. sehl (kolay)] (bise.T) zf. -* birsehel. biser1, [Far. bser ^~o] (b i:ser) {OsT} is. zool. Zaa nos denilen yrtc bir atmaca. biser2, [Far. b-ser ^ ^j] (bi:ser) sf. Basz. S b-ser bn, (OsT} (Sz, h a r e k e t iin) ipe s a p a gelmez.\\ b-ser p, {OsT} D zensiz; savruk. | b-ser sa | man, {OsT} S efil v e p erian . biserak, [Far. bserk biserek. bisere, [Far. bsere biser1. biserek, [Far. bserek (b i:serek ) {eAT} is. 1. Tyl erkek deve. 2. {OsT} ki hrgl erkek deve ile bir hrgl dii devenin yavrusu, biset, [Ar. bi'et {OsT} is. 1. Gnderme. 2. (b i:ser e) {OsT} is. zool. -* (b i:sera k ) {eAT} is. -*

miyle. fi1 bism-i h, {OsT} tasvfi B ek ta iler c e b is m illah y erin e kullanlan terim. bismil, [Ar. besmele > Far. bismil {OsT} sf. 1. (Kasaplk hayvan iin) kesilmi; boazlanm. 2. m ecaz. (Kii iin) sabrl ve yumuak huylu. 3. {eAT} Temiz; pak. 4. Ar; gevek. S bismil-gh, {OsT} H ayvan k esilen y e r ; m ez b a h a ; salhane.\\ bismil-de, {OsT} (H ayvan iin) bo azlan m ; k e silmi. bismillah, [Ar. bismiTlh (A lla h n ad y la) -JJI j* J (bism illa:h) {OsT} nl. B ism illahirrahm n irrahm (esirgeyen ba layan A llah 'in adyla) sz nn ksaltlm. 0 bismillah demek, e b a la mak. bismiah, [Ar. be-ism-i h (Hz. Ali'nin ad y la) > bismih] (bism ia:h ) {OsT} nl. Bektailerce bism illah (Allah in adyla) yerine kullanlan be-ism -i a h [a h (Hz. A li)n a d y la ] sznn haffletilmii. bisr, [Ar. bir Jl{] {OsT} sf. (Kii iin) vcudu si vilceli. bisre, [Ar. bire y;] {OsT} is. Sivilce. bist1, [bis (yans.) > bis-t] nl. Kediyi kovalama, azar lama nlemi. bist2, [Far. bst c *] {OsT} is. Yirmi, fi3 bst-gn, {OsT} -* bistgani. bistah, [Far. bsth bistam, [Far. bistm can. bistar, [Far. bistr jto-o] (bista:r) {OsT} sf. 1. Gevek. 2. arpk; eri, biste, [bis-te / bi-te] {eT} is. Tccar evinde konukla tp mallarn satveren ve koyunlarm toplayan ve giderken de yirmide bir koyun alkoyan kii; ko misyoncu. [DLT] bistek, [bistek] {eT} is. Fitil. [Clauson] bister, [Far. bister i J {OsT} is. Yatak; dek, bistgni, [Far. bist-gn (bistg:n i:) {OsT} is. (b i:sta:h ) {OsT} sf. (Kii (bista:m ) {OsT} is. Mer iin) edepsiz; haysz; kstah; utanmaz,

Peygamber gnderme, fi1 biset-i nebeviye, {OsT} isi. Hz. M u ham m edin gn derilm esi. bisi, [bis (yans.) > bis-i / ps-i] {az} is. Kedi. [DS] <3 bisi bisi, {az} K ed i a rm a nlemi. [DS] bisik1 [biik > bisik] {eTf is. 1. Nesil; akrabalk; soy; , sop. [EUTS] 2. Para. [EUTS] S ta bisiknin, {eT} Ta parasn n . [EUTS] bisik2, [bis (yans.) > bis-ik] {az} is. Kedi. [DS] bisiklet, [Lat. bi- (ift) + Yun. kiklos (tekerlek) + Fr. -ette (-cik)] is. Tekerlei ayak ile evrilerek hareket salayan iki tekerlekli tat; ift teker; velosipet. bisikleti, [bisiklet-i] is. 1. Bisiklet satan veya tamir eden kii. 2. Bisikletle spor yapan kimse, bisikletilik, -i [bisiklet-i-lik] is. 1. Bisiklet satma veya onarma ii. 2. Bisikletle yaplan spor, bisikletli, [bisiklet-li] sf. Bisikleti olan; bisiklete binmi olan; bisikletle giden, bisinoz, [Yun. byssos (pam uk) + nosos (hastalk) > Fr. byssinose] is. tp. Pamuk iilerinde grlen bir tr nefes darl, biskvi, [Lat. bis (iki d efa ) + coctus (pim i) > Fr. biscuit] is. Un, tuz ve stle yaplan, uzun sre sak lanabilen kuru ve gevrek bir pasta, biskvicilik, -i [biskvi-ci-lik] is. Biskvi yapm ve ticareti; biskvi sanayii, bislee, -ci [pi-ir-mek > pi-ir-ge > biirge / bilee] is. Sataki yufkay evirmeye yarayan tah ta ara. bislemek, [bis-le-mek dUL~>] {eAT} gl. f i [- r ] Bes lemek.

ocuklara, hizmetilere ve askerlere aym yirmisin de verilen cret, bistik, [bis-tik] {eT} is. 1. Erilmek zere atlm ve hazrlanm pamuk yuma. [DLT] 2. Fitil. [DLT] bistiyar, [Rumen, vistierie (devlet hzinesi)] {OsT} is. Defterdar. bistro, [Fr. bistro] ( b i stro) is. kili kk kahveha ne veya lokanta, bistuh, [Far. bisth .] {OsT} s f 1. (Kii iin) za yf; elimsiz. 2. Beceriksiz; ciz.

BS
bisturi, [t. Pistoja (b a kla r ile nl talyan eh ri) > pistorino (b ir tr kam a) > Fr. bistouri] is. Cerrahlar tarafndan kullanlan eti izmeye ve kesmeye yara yan kk bak; neter, bistm, [Far. bstm / bstmn minci. bistmin, [Far. bstm / bstmn Yirminci. bisud, [Far. b-sd J j - ^ sonusuz. bisut, [Ar. bisut / bsut Ja-J {OsT} sf. Cmertlik; el akl. bis, [bes-i > bis- I {eAT} is. Semirtmek iin besleme; besi, bisttk, [bi-s-k] {eT} is. Beik. [ETY] biss, [Lat. bisus] ( b i s s) is. Pinna adl iki enekli bir yumuakann, bir yere tutunmak veya yuva yapmak iin salglad ve deniz ipei ad ile kadn giyim eyas yaplan iplikik, bistttun, [Far. bstn Direksiz. 2. is. Gkyz, bisyar, [Far. bisyr jb ~*] (bisya:r) {OsT} sf. ok. ff bisyr-ber, {OsT} B o l m eyveli.| bisyr-g, {OsT} | o k kon uan.| bisyr-husb, {OsT} ok tem bel.| | | bisyr-kes, {OsT} o k a rk a d a o la n ; ev resi g e ni. bisyari, [Far. bisyr- okluk. bi1, [bi- > be > be J y bi2, [Far. b {eT} {eAT} is. Be; 5. [Gabain] [Tekin] [ tigsizler] [ETY] [EUTS] (bi:) {OsT} sf. Fazla; artk. bbah, {OsT} Pahal.\\ b-ter, {OsT} D a h a o k .| b | kem, {OsT} ok ve eksik. biar, [Far. bir (bia :r) {OsT} sf. 1. Esir; tut sak. 2. Dermansz. 3. Saan. 4. is. Altn ve gmle yaplm kakmal ssler. 5. Tutu. 6. Salan ey; sa. biare, [Ar. bire / biret / bearet ojLio] (bia .re) {OsT} is. Mjde, biaret, [Ar. bire / biret / bearet OjUo] (bia :r et) {OsT} is. Mjde, bibok, [Alm. bischof {OsT} is. tar. Osmanl tarihilerinin sava papazlar iin kullandklar isim. bie, [Far. be {OsT} is. 1. Sazlk. 2. Meelik. 3. Orman. S be-zr, {OsT} 1. O rm anlk; m eelik. 2. Sazlk. biegen, [bi-egen jS' *)] {eAT} {az} sf. abuk pi en. [DS] (b isy a .ri:) {OsT} is. (bi:stu:n) {OsT} sf. 1. (bi:su :d ) s f Bo; yararsz; {OsT} sf. {OsT} sf. Y ir

IlMIfK S U M . 628

biek, -i [eT. b-mak (dvm ek) > bi-ek] {az} is. Yayk dveci; yayk kolu. [DS] bii1, [bi-i / pi-i] {eT} is. Ake; pul. bii2, [bi-mek > bi-i {eAT} is. 1. Yada kzartlm rek. 2. {az} Gzleme. [DS] 3. {az} Tatl yaplmak zere kzartlan ekmek. [DS] bii3, [Far. b ( ri*] (b i:i:) {OsT} is. Fazlalk. _ biik1, [bi-s-ik / bi--ik dlio / dLio] {eT} 1. Beik. [EUTS] 2. Para. [EUTS] biik2, -i [bi-mek > pi-ik] {az} is. - * piik. [DS] biin, [be / bi-in] {eT} sf. Beinci. [ETY] [ tigsizler] 0 biin ay, {eT} B ein ci ay. biing, [Far. biing l& J {OsT} is. 1. Kazma. 2. Bal yoz. 3. Kiisk. 4. Burgu, biirge, -ci [piir-mek > bi-ir-ge] {az} is. 1. De mir i. 2. Sata yufka ekmei evirmeye yarayan tahta aygt. [DS] biirik, -i [Erme, psruk] {az} is. Evlerde tavan tahtalarnn stne konulan amur ya da kireli har. [DS] biiriklemek, [biirik-le-mek] {az} g l . f [- r ] [-l(i)y o r j Evlerde tavan tahtalarnn zerine amur d emek. [DS] biirmek, [bi-r-mek > bi-ir-mek d l o {eAT} gl. f . [- r] Piirmek, biirtmek, [bi-ir-t-mek irtmek. bikel, [Far. bikel JSLiJ {OsT} is. 1. znt; keder; gam; kasavet. 2. Kvrck sa. 3. Eri anahtar, bikele, [Far. bikele tK ij] {OsT} is. -* bikel. bikene, [Far. bikene uSLiJ {OsT} is. -* bikel. bikfe, [Far. bikfe iek. 2. Kusma, bikh, [Far. bikh ojSLiJ bikl, [Far. bikl (buk:h) {OsT} is. 1. (bik d) {OsT} sf. 1. Kuvvet ve iktidar sahibi. 2. Saygdeer kii, Becerikli. 2. evik. 3. ine dkn. 4. Akll. 5. Tedbirli; uyank; dikkatli. 6. is. Rastk, bile, -ci [pi-mek > biir-ge > bile] is. -* piir gebile, -ci [pi-mek > biir-ge > bile] is. -* piir ge. bilee, -ci [pi-mek > biir-ge > bilee] is. -* piirge. bime, [bi-me] {az} is. 1. Pime. 2. Yemek; a.
[D S ]

{eAT} g l . f [- r ] Pi

(bik .fe) {OsT} is. 1.

bimek, [b--mak > bi--mek dU-iJ {eT} gsz. f . [ r] 1. Olmak; kemale gelmek; yetimek. [ETY] 2. {eAT} Pimek. [Gabain] 3. {az} (Meyve iin) ol gunlamak. [DS] 4. {az} Yanmak. [DS]

l l i H M E S M . 629

BT

bimez, [bi-mez / pi-mez] (az} sf. Sz anlamaz; dik kafal; inat. [DS] bimi, [pi-mek > bi-mi] {az} is. Yemek; a. [DS] bimu, [Far. b + mu (bi.m u .) {OsT} is.

bita2, [Far. b-t l~;] (bi. ta:) {OsT} sf. Buruuksuz, bitab, [Far. bl-tb bitap, -b [Far. b-tb (bi. ta. b) {OsT} sf. - bitap (bi. ta.p) sf. Gsz; ta

1. zool. Eskiden eti panzehir olarak kullanlan, bl katsiz; bitkin; halsiz. S bitap dmek, ok y o ru l drcn otu ile beslenen bir tr fare. 2. bot. Bldrcn m ak; bitkinlem ek. otu ile birlikte yetien safran kk, bitaraf, [Far. b + Ar. taraf ^ (bi:ta-af) bion, [Fr. bichon] is. ok tyl, yuvarlak bal, sivri {OsT} sf. Yan tutmayan; tarafsz; yansz, eneli, ou beyaz renkli kk ss kpei, bitarafane, [Far. b + Ar. taraf + Far. ne /I bipul, [Far. bipl (bipu .l) {OsT} sf. Perian; < U * ^ (b i:ta ra fa :n e ) {OsT} zf. Tarafsz olarak; J dank. bitam, [Far. bitm j>l^] (bita.m ) {OsT} sf. 1. Ken di gelen. 2. Snt. 3. Asalak, bik, [bi-iik / b-tik / b-k] {eT} is. 1. Beik. [Tekin] [Gabain] 2. Dost; sevgili. [Tekin] [Gabain] 3. Akraba. [ETY] 4. Akrabalk; shriyet. [EUTS] birmek, [bi-r-mek / dUyiJ ,'eAT} gl. f . [-r] 1. Piirmek. 2. Olgunlatrmak. 3. Beslemek; gelitirmek. bit1, [eT. bit] is. zool. 1. nsanlarn kll yerlerinde ve memelilerin kllar arasnda kan emerek yaayan yarm kanatllar alt takmndan asalak bcek; kehle, (Pediculus). {eT} (ayn) [EUTS] [DLT] 2. {az} Ta hl, baklagil vb.nde oluan her trl kk bcek. [DS] S bit atm ak, arg o. K a v g a ka rm a k iin b a hane aramak.\\ bit dengi, {az} o k k k; o k a z; bir dam lack. [D S]|| bit gebesi, {az) B itlen m esi yakn tahl. [D S]|| biti kanlanm ak, (Sknt iin de yaayan biri iin) m a d d durumu dzelmek.\\ bitini iirmek, {az} m artm ak; nazlandrm ak. [D S]|| biti imek, {az} N azlan m ak; m arm ak. [D S]|| bit kadar, ok k k; o k ufak. | bit otu, 1. A m eri | ka 'da y etien z am ba kg illerd en sa r iekli, so an l o k y llk ots b ir bitki; p a p a z otu, (S ch oen ocau lon offcin ale). 2. E g e v e A kdeniz k ylarn da yetien, kayn atlarak suyu b c e k ila c o la r a k kullanlan, dn ie ig illerd en y a r a sa la k, p e m b e iek li zehirli bir otsu bitki; m evzek, (D elphinium staphisagria). | bit yenii, B ir ite gizli kalm kuku | verici durum. bit2, [be-t / bi-t] {eT} is. Yz; bet; beniz. [EUTS] [Ga bain] bit3, [in. piet] {eT} is. Fra. bit4, [Ar. bit u j ] (bi:t) {OsT} is. 1. G kuvvet. 2. G da. bit5, [ng. binary + digit] is. bsy. 1. 0 ve 1 gibi iki ayr deerden bakasn almayan biliim esi bi rimi. 2. Bir bilgisayar belleinin kapasitesini l mekte kullanlan birim. S bit younluu, bsy. B ir kayt ortam zerinde birim boyuta kay d ed ilen bit says. bita1, -a [Ar. bita {OsT} is. 1. Bal ve hurmadan yaplan bir tr arap; koyu ra. 2. sf. (Kii iin) uzun boylu. herhangi bir yan tutmadan, bitarafane, [Far. b + Ar. taraf + Far. ne <-s^ko

(b i:ta ra fa :n e) {OsT} zf. Tarafsz olarak; herhangi bir yan tutmadan, bitaraflk, - [btaraf-lk] (bi: taraftk) is. Yan tut mama; tarafsz olma durumu; tarafszlk; yanszlk, bitbit, [bid / bit (yans.) > bit+bit] {az} is. Ufak bul gur. [DS] bitbl, [Sansk. pippala] {eT} is. -* bitml. bite1, [Ar. bite a^o] (bi:te) {OsT} is. Geceleme; geceyi geirme; konaklama. bite2, [t. bitta] ( b i te) is. dnz. Halat balamak iin gverteye konulmu baba, bitegen, [bit-egen / J>^\ {eAT} sf. -* biteen.

biteen, [bit-mek (yetim ek) > bit-egen] sf. yi yeti en; ok biten. bitek1, -i [bit-mek (yetim ek) > bit-ek i! a s f . (Toprak iin) bol rn yetien; verimli; mmbit. 2. {eAT} is. Bitki yetien yer. bitek2, -i [bit-mek (tkenm ek) > bit-ek] {az} is. Pekmez konulan kk kp. [DS] biteksiz, [bitek-siz] sf. (Toprak iin) verimsiz; gayr- mnbit. bitelge, [bit-mek (yetim ek) > bit-el-ge] is. 1. Bir topran verimlilik gc; kuw e-i inbtiye. 2. {az} Ekilmi toprak. [DS] 3. {az} Yarar; kar; fayda. [DS] 4. {az} rn verme gc. [DS] 5. {az} Bitki. [DS] bitelik, -i [bit-e-lik ?] {az} sf. akn; sersem; yorgun. [DS] bitemessk, - [Far. b- Ar. temessk (senet)] {OsT} sf. Snrdan giri izin belgesi olmakszn; pasaport suz. bitem i1, [bit-mek (tkenmek) > bit-em-i] {az} zf. Tam; tamam. [DS] bitemi2, [Yun. pitami] {az} is. Arn deerinde uzunluk ls birimi. [DS] biten, [bit-mek (yetim ek, olm ak) > bit-en jo ] {eAT} is. Bitki; nebat.

BT
biter, [Far. bed-ter => biter _] {eAT} zf. Daha ok; beter. biterge, [bit-mek > bit-er-ge] {az} is. Bitecek i; ih tiya. [DS] biterli, [bit-mek (yetim ek, olm ak) > bit-er-li J j ] {eAT} sf. (Y er iin) bitki yetien; bitkili. bitet, [Ar. btet (bv.tet) is. Gece kalma; gece leme; gece konaklama, biteturm ak, [bit-mek + tur-mak > bit-e+tur-mak ^ {OsT} g s z .f. [-u r] Bitmekte olmak. bitev, [eT. bt-mek > bit-eg (btn) > bitev] {az} zf. 1. Tamamen; hepsi; tmden. 2. sf. Tam; kesik siz. [DS] bitevi, [eT. bt-mek > bit-eg (btn) > bitevi j {eAT} {OsT} zf. -* biteviye, Yaz; tahrirat. [DLT] 7. Muska; afsun; frk. [DLT] 8. Vasiyetname; [Gabain] [EUTS] 9. Yazt. [ETY] S1 bitig ta, {eT} A b id e; yazt; yazl ta. [EUTS] | bitig ta itgi, {eT} Yazt yapm cs. | bitigai, [bit-i-ge-i] {eT} is. Ktip; yazc. [EUTS] bitigi, [bitig-i] {eT} is. Yazc; ktip; sekreter, bitigli, [ bitig-li] {eT} sf. Yazl. [ETY] bitiglig, [bitig-lig] {eT} sf. Yaz yazlacak ey sahibi; bitii olan. bitiglik, [bitig-lik] {eT} is. Yaz yazlacak malzeme, bitigme, [bitig-me] {eT} sf. Yazan. [ETY] bitig, [bit-g] (biti:g) {eT} is. Trklere zg yaz kalemi ve dier yaz malzemeleri, bitigi, [biti-g-] (bitig i:) {eT} is. Yazc. [Ga bain] bitik1, -i [bit-i-mek (yazm ak) > bit-ig > bit-ik dL^]

{eT} {eAT} is. 1. Yazlm ey. 2. Kitap, {az} (ayn) biteviye, [eT. bt-mek > bit-eg (btn) > bitevi > [DS] 3. Mektup; {az} (aym). [DS] 4. Amel defteri. bitevi-y-e] (biteviye) {eAT} zf. 1. Srekli, durmadan. 5. Senet. 6. Muska, efsun, frk. 7. {az} Zarf. 2. sf. Flep ayn biimde, deimeden; yeknesak; [DS] 8. {az} Kitap, defter formas. [DS] 9. {az} monoton. 3. Dzgn; hepsi bir srada, Vekletname, senet, kimlik kart, tezkere vb. belge. [DS] biteviyelik, [biteviye-lik] is. Hep ayn biimde srp bitik2, [bit-mek (tkenm ek) > bit-ik] sf. 1. Hastalk gitme durumu; yeknesaklk; monotonluk, veya yorgunluk sebebiyle gc kalmam olan. 2. bitey, [bit-mek > bit-ey] is. Bitki rts; flora, Durumu kt, mitsiz olan. 3. Donmu; katlam. bitgei, [bit-mek > biti-g > bitge-i] {eT} is. Yazc; 4. is. Tkenmi pekmezin dibinde kalan tortu. S kopyac; kayt memuru; ktip; yazman. [ETY] bitik pekmez, {az} K oyulam pekm ez. [DS] [KPy.] [Gabain] [EUTS] bitgel, [bit-mek (yetim ek) > bitek-el > bitgel] {az} bitik3, -i [bit-mek (yapm ak, kayn am ak) > bit-ik sf. Verimli. [DS] bitgen, [bit-mek (tkenm ek) > bit-gen] {az} is. Son; u. [DS] bitgin, [bit-mek (yetim ek) > bit-gin] {az} sf. 1. (Yeni dikilmi bitik iin) tutmu; bitmi. 2. (rn iin) boy vermi. [DS] biti1, [in. piet (fra) / eJb -m ak (bi-m ek) > bit-mek > bit-i {eT} is. 1. Gkten inen kitaplardan her biri. [DLT] 2. {eAT} {az} Yazlm ey; mek tup. [DS] 3. {eAT} Amel defteri. 4. {eAT} Senet; bel ge. 5. {az} Defter. [DS] 6. {az} Kitap. [DS] 7. {az} Kitap formas. [DS] 8. {az} Muska. [DS] 9. {az} Belge, senet, kimlik czdan, tezkere, .vek letname gibi resm ktlar. [DS] biti2, [bir+tik-e > biti] (bi'ti) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bitici, [biti-ci] {az} is. Yazman. [DS] biticik, -i [bir+tek-cik > biticik] (bi ticik) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bitidmek, [in. piet (fra) / e T b-mak (bi-m ek) > bit--mek > bit-i-d-mek] gl. f . [- r] Yazdrmak. [ETY] bitig, [bit--mek > bit-ig / bit-ik] {eT} is. 1. Yazma; yaz; harf. [Gabain] [DLT] 2. Hurufat; harfler; alfa be. [EUTS] 3. Kitap. [Gabain] [DLT] 4. Mektup. [DLT] [Gabain] 5. Yazl ey; yazl kt. [DLT] 6. dk>] sf. 1. (Yara vb. iin) bitimi; kaynam. 2. {eAT} Bitiik. bitik4, -i [bit-mek (yapm ak) > bit-ik] {az} sf. 1. {eAT} Bitiik; ekli. 2. Dolak. 3. Tm. [DS] bitik5, -i [bit-mek > bit-ik] is. {az} Bahi. [DS] bitik6,-i [bir+tek > bitik] (bi tik) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bitiki, [bitik-ci l/ ? ^ ] {eAT} is. Yazc; ktip. bitike, [bir+tik-e > bitike] (bi tike) {az} sf. Bir par a; biraz; azck. [DS] bitiki, [bir+tik-i > bitiki] (bi tiki) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bitikli, [eT. bitik-lig > bitik-li] sf. Yaz yazacak mal zemesi olan. bitiklig, [bitik-lig] {eT} sf. Yaz yazlacak ey sahibi. [DLT] bitiklik1, [bitik-lik] {eT} is. Yaz yazlmak iin hazr lanan ey. [DLT] bitiklik2, -i [bit-mek (olm ak, yetim ek) bit-ik-lik] is. Bitik olma durumu, bitilemek, [biti-le-mek dUJu^] {eAT} gl. f i [ - r ] Bir kimsenin yanna mektup vermek, bitilgen, [biti-l-gen] {eT} sf. Daima yazlan. [DLT] bitilmek, [bit-mek > biti-l-mek] {eT} {eT} edil, f i [ r] Yazlmak. [Yknek] [DLT] [EUTS]

631

BT

bitim ', [bit-mek (tkenm ek) > bit-im] is. 1. Sona er me; tkenme durumu. 2. Son; nihayet; u.

bitirm ek1, [bit-mek (tkenm ek) > bit-ir-mek] gl. f i [-ir ] 1. Bitmesini salamak, tketmek. 2. Sona er dirmek; tamamlamak; sonulandrmak. 3. Gcn bitim2, [bit-mek (yetim ek, olm ak) > bit-im] {az} is. 1. Bitmek eylemi ve bu srecin sonucu. 2. (Canllar tketmek; gsz brakmak; bitkin duruma getir mek. 4. Onulmaz duruma getirmek; mahvetmek; iin) yap; bnye; yaradl. 3. Ekinin yerden bit ldrmek. 5. ok memnun etmek. 6. {az} Kz ver mesi; imlenme. [DS] meye raz etmek. [DS] bitimcik, -i [bir+tim-cik > bitimcik] (bi tim cik) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bitimek1, [bit-i-mek dU^.] {eATj gl. f i [ - r ] 1. Nasib etmek; mukadder klmak. 2. gsz. fi. Ksmet olmak; mukadder olmak. bitimek2, [in. piet (fra) > bit--mek] (biti:m ek) {e l } gl- f i 1- Yazmak; hakketmek (kazmak); kop ya etmek. [EUTS] [DLT] [Tekin] [Gabain] [Yknek] [KPy.] 2. {eAT} Nasip etmek; mukadder klmak. 3. {eA l'} Ksmet olmak; mukadder olmak, bitimek bedzetmek, {eT} Y azm ak v e s slem ek. bitimli', [bit-mek (yetim ek, olm ak) > bit-im-li] {az} sf. Gelime ve bymesi iyi olan; gsterili.
[DS]

bitirmek2, [bit-mek (yetim ek, olm ak) > bit-ir-mek] gl. fi. [ -ir ] 1. Yetitirmek; retmek. 2. Olgunlatr mak. bitirmi, [bit-ir-mi] sf. 1. (Kii iin) bir bilim daln da bilginin doruuna ulam. 2. argo. Bilgili; ak gz.' biti, [bit-i] is. 1. Bitmek ii. 2. Bitme biimi. 3. Bit me, sona erme, bitiik, -i [bit-i-ik] sf. 1. Birbirine dokunacak kadar yaklam olan. 2. Birbirine bitimi olan; ekli. 3. Yandaki. 4. is. Yandaki evde oturanlar; komu. S bitiik anak yaprakllar, bot. a n a k y a p ra k la r birb irin e bitim i olan bitkiler.\\ bitiik dzen, B i n alarn a r a lk braklm adan yaplm as. | bitiik | harfler, hat. k i ayr h a rfi b ir a ra y a g etirerek, b ir birin e d e e c e k e k ild e yazlan h a rfle r (j, ce g ib i). | | bitiik kentleme, evre y erleim leri b irb irin e b i tim i ve kayn am olan birden o k kentin olutur duu e h irlem e biim i.| bitiik ta yaprakllar, | bot. T a y a p ra k la r birbirin e yan dan bitim i olan bitkiler. \ bitiik yaz, hat. E l y a zm ala rn d a y e r k a \ zan m ak a m a cy la elin bir tek h a rek etiy le b irb irin e ekli o la r a k y azlan harfler. bitiiklik, -i [bit-i-ik-lik] is. 1. Bitiik olan iki e yin durumu. 2. Bitiik olma hli, bitiim, [bit-i-im] is. 1. Bitime. 2. dbl. Dil ilevini yerine getirebilmek amacyla kelime kk ve gvde lerinin sonuna ekler getirme, bitiimli, [bit-i-im-li] sf. Bitime zellii olan; biti ken. bitiken, [bit-i-ken] sf. 1. Bitimi, yan yana gelmi. 2. Bitiik olmaya yatkn. S bitiken dil, dbl. K e li m e ek im leri ve tretm eler y a p lrken k elim e kk deim eyen, eitli d il ilevleri kkn b a n a veya son u n a g etirilen e k le yrtlen dil; iltisa k dil. bitikenlik, -i [bit-i-ken-lik] is. 1. Bitiken olma durumu ve zellii. 2. dbl. Yeni bir kelime tret mek iin kklere ek getirme zellii, bitime, [bit-i-me] is. Bitimek ii; ittisal, fi3 biti me noktas, 1. k i se r b e s t p a ra n n birb irin e d e dii yer. 2. k i p a ra n n ek yeri. bitimek1, [bit-mek > bit-i-mek] ite, f i [-ir ] Birbi rine dokunacak kadar yan yana gelmek. bitimek2, [bit-i-mek] {eT} dnl. fi. [-iir] krar etmek. [DLT] bitimek3, [bit-mek > biti--mek] {eT} ite, f i [- r] Yazmada yardm ve yar etmek. [DLT] bititirme, [bit-i-tir-me] is. Bititirmek ii.

bitimli2, [bit-mek (tkenm ek) > bit-im-li] sf. 1. Bit meye, tkenmeye mahkm olan. 2. Sonu olan; son lu; mtenahi. bitimsiz, [bit-mek (tkenm ek) > bit-im-siz] sf. 1. Bit mek bilmeyen; tkenmez. 2. {az} Sonu olmayan; sonsuz; namtenahi. 3. Smrlandrlamayan. [DS] bitinmek, [bit-mek> biti-n-mek] {eT} d n l.f. [- r] Yazlmak; yaznmak; kendisi iin bakasnn yar dm olmadan yazmak. [DLT] bitirilme, [bit-mek (tkenm ek) / bitmek (yetim ek, olm ak) > bit-ir-il-me] is. Bitirilmek ii. bitirilmek1, [bit-mek (tkenm ek) > bit-ir-il-mek] edil. f i [-ir ] 1. Birisi tarafndan tketilmek, sona er dirilmek. bitirilmek2, [bit-mek (yetim ek, olm ak) > bit-ir-ilmek] e d il.fi [ -ir ] Yetitirilmek, retilmek, bitirim', [bit-ir-im] is. 1. Bitirmek eylemi ve bu srecin sonucu. 2. Biti noktas; bitirme, tketme yeri. 3. {az} fo lk . Sz kesme. [DS] bitirim2, [bit-ir-im> bitrim / bitrm] is. arg o. 1. ok hoa giden yer. 2. Beenilen kii. 3. arg o. Kabada y. 4. sf. Becerikli ve zeki. S bitirim yeri, argo. Kum ar oynatlan, ba rb u t atlan yer. bitirimci, [bit-ir-im-ci] is. Kumarhane ileten, barbut oynatan kii. bitirimhane, [bit-ir-im + Far. hne (yer)] (bitirim ha:n e) is. arg o. Barbut oynatlan, kumar oynanan yer. bitirme, [bit-ir-me] is. 1. Bitirmek eylemi; itmam; mezuniyet. 2. Okuyarak sonuna kadar gelme; ha tim. S bitirm e fiili, dbl. -m i y a p l b ir s fa t f i i l e o lm a k y a rd m c f ii l i g etirilere k y a p la n ve y a r dmc fiilin belirttii zam an dan n ce iin olu p bitti ini ifa d e ed en b irle ik fiil.

BT bititirmek, [bit-i-tir-mek] g l . f [-ir ] 1. ki ve daha ok nesnenin bitimesini salamak. 2. Birbirine de ecek biimde yaklatrmak, eklemek, bititdei, [bitl-mek > biti-t-dei / bit-i-t-tei] {eT} is. Yazdrc. [DLT] bititg, [bitl-mek > biti-t-g] {eT} sf. Yazdracak. [DLT] B bitit bititg orung, Yaz y a z d ra c a k yer. [DLT] bititki, [bit-mek > biti-t-ki] {eT} is. Yazdrc. [DLT] bititmek, [bit-mek > biti-d-mek / bit-i-t-mek] {eT} gl. f . [-iir] Yazdrmak; istinsah ettirmek; yazdrtmak. [DLT] [ETY] [Gabain] [Tekin] [EUTS] bititmek, [bit-i-t-mek gl. f i [-iir ] {eAT} 1. Takdir etmek; nasip etmek; yazmak. 2. {eAT} Meydana getirmek; hasl etmek, bititmi, [bit-mek > biti-t-mi] {eT} sf. Yazlm. [DLT] fi1 bititmi bitik, Yazlm y a z; eser. [DLT] bitittei, [bit-mek > biti-t-tei] {eT} is. Yazdrc. [DLT] bitke, [Ar. bitke {OsT} is. Kesilen bir eyin k k kk paralar; kesinti; krnt; krpnt; tala, bitkei, [in. pit (fra) > bit--mek > bitig > bitkei] is. Yazc; kopyac; kayt memuru; ktip; yaz man. [ETY] [EUTS] [KPy.] [Gabain] bitken, [bit-ken] {az} sf. (Bitki iin) abuk by yen. [DS] bitki , [bit-mek (yetim ek) > bit-ki] is. 1. Besinini ksmen veya tamamen suda, havada ve toprakta erimi halde bulunan madensel tuzlarla karbondi oksit gazndan elde eden, genellikle yeil (kloroflli) ve bittii yere (topraa) kkleriyle tutunmu olarak geliip reyen, mrn tamamladktan sonra kuruyup varl sona eren yosun, ot, aa gibi can l; nebat. 2. {az} rn. [DS] <3 bitki asala, B it k ile r zerinde a s a la k y a a y an m an tar ve kiiskt cinsi a s a la k la r ,| bitki bilimci, B itki bilim iyle u ra | an uzm an; botaniki.\\ bitki bilimi, B itkileri in ce leyen bilim k olu ; botanik.\\ bitki bitleri, zool. B itki le r zerinde y aayan , z su larm em er ek z a r a r ve ren, o k hzl o a la n b cek lerin g e n e l ad. | bitki | biyolojisi, B itkisel canl varlklar ve fa a liy e tle rin i in celeyen bilim d a l; ftobiyoloji.\\ bitki corafyas, B itkilerin y e r yznde daln in celeyen bilim d a l.| bitki ekolojisi, B itkilerle ilikisi bakm ndan | can l cansz btn v a rlk larla ilgili ortam in cele yen -bilim dal. | bitki rts, H erh an g i bir c o r a f | y a d a o evren in d o a l artlarn a uygm o la r a k g e lien orm an, al, a y r g ib i bitki topluluu.\\ bitki st, B az bitkilerin st grnm ndeki z suyu. tki2, [bit-mek (tkenmek) > bit-ki] {az} is. Son; u. [DS] bitkici, [bitki-ci] is. Bitki yetitiren kimse, bitkicil, [bitki-cil] sf. zool. Bitkisel maddelerle bes lenen.

0 IM

I F S i 0 l M

. ;

bitkicilik, -i [bitki-ci-lik] is. Bitki yetitirme ii. bitkiciller, [bitki-cil-ler] is. zool. Her eyi yiyen km kanatl bcekler grubu, bitkileme, [bitki-le--me] is. Bitkilemek ii. bitkilemek, [bitki-le--mek] gsz. [-ir ] Bitki duru muna gelmek, bitkimsi, [bitki-msi] sf. Bitkiye benzer; bitkiyi and rr. S bitkimsi hayvanlar, zool. M ercan, s nger g ib i bitki grnm nde o la n h ayvan lar (derisi di kenliler, selen tereler). bitkin, [bit-mek (tkenm ek) > bit-kin] sf. Kuvveti t kenmi; gsz kalm; takatsiz. S bitkin d mek, 1. o k y o ru lm a k 2. Gsz kalm ak. bitkinlik, -i [bitkin-lik] is. 1. Bitkin olma durumu. 2. Bitkin olann nitelii. 3. Yorgunluktan veya has talktan kaynaklanan gszlk, bitkisel, [bitki-sel] sf. 1. Bitki ile ilgili. 2. Bitki cin sinden olan. 3. Bitkiden elde edilen; bitki kaynakl; nebati. S bitkisel beslenme, Yalnzca b itk isel b e sin lerle beslen m e dzen i; et yem ez lik ; vejetay en lik. | bitkisel hayat, tp. H a stalk veya kaz a s e b e | b iy le z ih in sel y eten ek lerin i kullanam adan, s a d e c e y a a m a k iin g e r e k li tem el ihtiyalarn gid erilm esi biim in de y a a m a . | bitkisel kazein, kim. K spe ve | sv y a a rtklarn dan e ld e ed ilen azotlu m adde. | | bitki tasla, biy. Tohumlu b itk ilerd e im len m eden n ce tohumun iin d e uyku h a lin d e bulunan em bri yon. bitkrm ek, [bit-gr-mek / bit-ktir-mek] {eT} gl. f. [iir] (Rica, istek vb. iin) yerine getirmek. [Clauson] bitlab, [Far. bitlb (bitl;b) {OsT} is. Hurma ieinin kap; hurma tomurcuu, bitleme, [bit-le-me] is. Bitlemek ii. bitlem ek1, [bit-le-mek dU-L,] gl. f. [ - ] [-l(i)-y o r] 1. Birinin bitlerini ayklamak; bit krmak, {eAT} (ayn) 2. {eT} Bit aramak; bit avlamak. [DLT] bitlemek2, [bit-le-mek] {az} gl. f. [ - r ] [-l(i)-y o r] Bir iin ardna dmek. [DS] bitlenme, [bit-le-n-me] is. Bitlenmek durumu, ii. bitlenm ek', [bit-le-n-mek] dnl. f. [-ir ] 1. Vcu dunda bit remek. 2. Bir yerden veya birinden bit kapmak. 3. (Birinden veya bir eyden) huylanmak, phelenmek. bitlenmek2, [bit-le-n-mek] dnl. f. [ - i ] 1. Kendi bitlerini krmak; bitlerini ayklamak. 2. argo. Oya lanmak. 3. a rg o. Durumu dzelmek; paral hle gelmek. bitler, [bit-ler] is. zool. Az yaplar sokup kan em meye elverili, memelilerde asalak olarak yaayan bcekler takm, (Siphunculata, Anoplura). bitli, [bit-li] sf. zerinde bit olan, bitlenmi. S5 bitli koku, arg o. (K adn iin) tem izlie d ikk at etm eyen, st b a kirli. bitme, [bit-me] is. Bitmek ii.

bitmek1, [eT. bt-mek > bit-mek

gsz. f i [-e r ]

1. (Bitki iin) topraktan yeerip kmak, yetimek; meydana gelmek; hasl olmak; kmak, {eAT} (ayn) 2. (Sakal, ty, ktl iin) deri stne kmak, by mek. 3. (nsan iin) beklenmedik bir anda grn mek, ortaya kmak, {az) (ayn) [DS] 4. (Kii iin) yetiip bymek, fi1 bite tu rm ak , {eAT} B itm ekte olm ak; yetim ekte olm ak. bitmek2, [eT. bt-mek > bit-mek] gsz. fi [ - e r ] 1. (Para, yiyecek vb. iin) hi kalmamak; tkenmek. 2. (, sre, yol, vb. iin) sona ermek; tamamlan mak. 3. (Kii iin) dayanma gc kalmamak; ok yorulmak; zayflamak; gsz kalmak. 4. m ecaz. Perian olmak; mahvolmak; iflas etmek. {eATf (ay n) 5. argo. ok sevmek; baylmak; beenmek; holanmak. 6. {az} Usanmak; bkmak. [DS] S bit mee yz tutmu, Az kalm ; bitm ek zere o la n ; son a y a klam .| bitmek tkenmek bilmemek, | B ir trl son u g elm em ek ; eksilmemek.\\ bitmez t kenmez (bitip tkenmez), 1. H i bitm eyen. 2. Sonu gelm eyen. 3. Usuz bu caksz.| bitmi gn, {eAT} | Son gn; v a d e gn. bitmek3, [eT. bt-mek > bit-mek dU^] {eAT} {az} gsz. f. [- e r ] (Yaralanma sonucu alan cilt vb. iin) bitimek; kaynamak. [DS] bitmek4, [eT. bt-mek > bit-mek] {az} gsz. fi. [- e r ] 1. (Pekmez, bal gibi ekerli maddeler iin) koyu lamak; donmak; ekerlenmek. [DS] bitmek5, [eT. bt-mek > bit-mek] {az} gsz. f i [-e r ] (Sa, yn vb. iin) birbirine girmek; karmak; ke elemek. [DS] bitmi, [bit-mi] {az} is. Donmu, ekerlenmi pek mez. [DS] bitmii, [bit-mi-i] {az} is. (Pazarlklarda) taraflar dan birinin verebilecei en son fiyat; en sonu. [DS] bitml, [Sansk. pippala => bitbl / bitml / pitbl] {eT} is. Uzun taneli bir tr karabiber; darflfl. bitne, [Gre, pitna] {az} is. bot. Nane. [DS] bitnel, [bit-nel J ^ ] {eAT} {az} sf. Mmbit; verimli. [DS] bitnik, -i [ng. beat (ritim) + Leh. nuda (sknt) > nudnik > ng. beatnik] is. 1. Bit kua hareketin den yana olan. 2. Genel davranlar ve dknt kyafeti ile toplumdan kopma noktasna gelen veya toplumun dnda bir hayat sren gen kz veya erkek. bitpazar, [Ar. bat + Far. bzar + T. -] is. Eski, kul lanlm eyalarn satld ar pazar, bitrik, [Far. pistih (fstk) => bitrik] {eT} is. 1. Fstk. 2. Dlak; dilcik; klitoris. [DLT] bitrimek, [bit-(i)r-i-mek dU^ju] {eAT} ite, f . [- r] Hesaplamak; demek, bitrm, [bit-(i)r-m pju] {eAT} sf. stn nitelikleri bulunan; ok yksek.

bittabi, [Ar. bi-(n ek) + el (harf-i tarif) + tab (tab i at, d o a ) > bittabi] (b i ttabi:) {OsT} zf. 1. Elbette. 2. Doal olarak; tabiatiyle; tabii, bittam am , [Ar. bi-(n ek) + el (harf-i tarif) + ta mm] ( b i ttam a;m ) {OsT} zf. 1. Tamam olarak. 2. Tamamiyle; eksiksiz, bitter, [Al. bitter (ac)] ( b i tter) is. 1. Sar sabr, ka kule, gvercin otu kk, centiyane ve knakna ka buu gibi deiik bitkilerin 45 derecelik alkolde halanmas ile elde edilen acms likr. 2. Bir tr ac bira. 3. Bir tr ard raks. 4. Stsz ve eker oran az ikolata, bitti, [bit-ti] {az} is. fo lk . 1. Saklamba oyunu. 2. Kazklar yere saplamaya dayal bir oyun ve bu oyunda kullanlan ucu sivri kazklar. [DS] bittii, [bir+tilc-i > bittii] ( b i ttii) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bittiicik, [bir+tik-i-cik > bitiicik] {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] ( b i ttiicik)

bittik, -i [bit-ti-k] {az} is. Mayasz hamurdan ya plan kk ekmek; bazlama. [DS] bittike, [bir+tik-e > bittike] ( b i ttike) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bitm, [Fr. bitume] is. 1. Keskin bir koku, alev ve koyu duman kararak yanan, karbon ve hidrojen bakmndan zengin yaktlarn genel ad; yer sakz, kara sakz. 2. Yol kaplamasnda, atlarn su geirmezliini salamada, kmr tozundan briket yapmnda kullanlan, doal sda kat, younluu bire yakn, koyu kestane renginde doal madde, bitfimek, [bit--mek d U ^] {eAT} gsz. f i [- r ] Mukad der olmak; ksmet olmak. K on u k umduun yem ez bitiidiin yer. N evizde At (15.yy.) bitmleme, [bitm-le-me] is. Bitmlemek ii. bitnlemek, [bitm-le-mek] gl. fi. [ - r ] [-l(i)-y o r] Su geirmezlik salamak iin belirli kalnlkta bi tm ile kaplamak, bitml, [bitm-l] sf. 1. inde bitm bulunan. 2. Bitm ile kaplanm, bitm katlm. 3. Bitmn zelliklerini gsteren. S bitml km r, Yal k mr]] bitml beton, B a lay c o la r a k bitm k a tlm kum, a k l g ib i tem el m alzem e ile hazrlan an karayollarn dcki 7-12 cr 'lik st beton kaplam a. bitttn, [bit-n jio] {eAT} is. Btn. S bitn ile, {eAT} Btn olarak. bitnile, [bitn+ile <^o] {eAT} zf. Btn olarak. bitri, [bit-mek > bit-r-i lSj^] {eAT} zf. Bitinceye dek. bitrmek, [bit-mek > bit-r-mek / bt-r-mek diojji] {eT} gl. fi. [- r] 1. Sona erdirmek; tamamlamak. 2. Giydirmek. [Yknek] 3. {eAT} Peyda etmek; hasl etmek; meydana getirmek; retmek; baarmak. 4. Bititirmek; kaynatnnak.

BT

M TR M
/ j i y (bitya:r)

. 634

b ityar, [Far. bityar / bityare {OsTj is. Elem; keder; sknt,

biuza, [Ar. bi'za -^iyu] (biu:za) {OsT} is. zool. Siv risinek. biv, [Far. b l v j J (bi:v) {OsT} is. Gve, bivabet, [Ar. bivbet / bevbet c vabet. {OsT} is. -* bevan. bivar, [Far. bvr jt^>] (b i:v a:r) {OsT} sf. On bin. bivare, [Far. bvre (b i:v a :re) {OsT} sf. 1. Za j J {OsT} is. -* be-

bivan, [Ar. bivn / bevn / bevvn OIjj] (beva:n )

vall; ciz. 2. Kimsesiz; garip, bivaz, [Far. blvz jlj-J (bi:va:z) {OsT} is. 1. Yarasa. 2. Kabul etme; onama; muvafakat, bive, [Far. bve j-J (bi:ve) {OsT} is. Dul. t? bivezen, {OsT} D ul kadn. bivefa, [Far. b-vefa li^ ] (b i:v efa :) {OsT} sf. Sevgi sine ballk gstermeyen; vefasz, bivefayi, [Far. b-vefay Vefaszlk. biveg, [Far. bive-g (b i:v eg i:) {OsT} is. Dulluk, (b i:v efa :y i:) {OsT} is.

biver, [Far. bvr / bver jj? ] (biver) {OsT} sf. On bin. bivezen, [Far. bve-zen O j^] (bi:vezer) {OsT} is. Dul kadn. bivezn, [Far. b- + Ar. vezn (tart) Ojj lsz. biya, -a [Ar. ba > biya' h] {OsT} is. Kiliseler, biyaat, -ti [Ar. biy'at c^ lo ] (biya:at, t in ce s y le nir) {OsT} is. Satlk mal. biyah, [Ar. biyh / beyh ^lu] (biya:h) {OsT} is. K k balk. biyan, [Yun. pian => biyan / meyan / piyan] {az} is. Kknden tatl bir madde karlan alms bitki, (G lycyrrhiza g la b ra ). [DS] biyana, [big / beg > be+ana] {az} is. Amca kars; yenge. [DS] biye1, [be / biye] {eT} is. Ksrak. biye2, [Fr. biais (a p ra z izgi)] is. Elbiselerin yaka, kol ve etek evresine ayn veya baka bir kumatan verev kesilerek geirilmi ince erit, biyel, [Fr. bielle] is. m ekanik. Pistonun gidip gelme eklindeki dorusal hareketini dairesel bir harekete evirmek amacyla bir ucu pistona, dier ucu vola n eviren kaldraca bal metal ubuk, biyeli, [biye-li] sf. Biyesi olan; biye geirilmi, biyerlemek, [bey-er-le-mek] {eAT} gl. f . [-r ] [-l(i){OsT} sf.

y o r ] 1. Konuu en iyi ekilde arlamak. 2. Kabul etmek. biyik, [bed-mek > bed-k / biyik] {eT} sf. Byk. [Clauson] biyim, [begm > biyim] {az} is. Krmda saraya mensup bayanlara verilen unvan. [DS] biyo-, [Yun. bios > Fr. bio] n ek. H ayat, c a n l an lamnda Yunanca bir n ek. biyoakustik, [Fr. bioacustique] is. biy. Hayvanlarn kardklar sesleri ve nedenlerini aratran bilim dal. biyoayrabilirlik, [biyo+ay-r--a+bil-ir-lik] is. Biyoayrkan bir maddenin nitelii, biyoayrkan, [biyo+ay-r--kan] sf. biy. (Madde iin) biyolojik etkenlerle tahrip edilen, biyoayrm a, [biyo+ay-r--ma] is. biy. Tabiata terk edilen biyoayrkan bir maddenin toprakta ve su iinde bulunan mikroorganizmalar tarafndan par alanarak topraa eklenmesi, biyocorafya, [biyo+corafya] is. biy. Bitki ve hay vanlarn yeryznde daln inceleyen corafya dal. biyodnfim, [biyo+dn--m] is. biy. Organik bir maddenin toprakta bulunan mikroorganizmalar ta rafndan paralanarak tekrar canllarn yararlanabi lecei hale getirilmesi. biyoelektrik,-i [Fr. bioelectrique] is. biy. Canllarn rettii elektrik, biyoenerji, [Fr. bionergie] is. biy. Biyoktlenin kimyasal dnmyle elde edilen yenilenebilir enerji. biyofizik, -i [Fr. biophsique] is. Canllardaki enerji dnmlerinin fiziksel ynlerini inceleyen bilim dal; biyolojik fizik, biyoforlar, [Fr. biophores] is. biy. Kromozomlar gibi ok karmak yaplar oluturacak ekilde bir araya gelmi bulunan son derece kk elemanlar, biyogenetik, [Fr. biogentique] sf. biy. Biyogenezle ilgili, t? biyogenetik eleman, H ayvan sal veya bit k is el can l m addenin bileim in e g iren b a sit cisim. biyogenez, [Fr. biogense] is. biy. lk canlnn yara tlmadn, cansz maddelerden meydana geldiini ve btn canllarn bu ilk canldan, her canlnn da kendisini douran bir yaratktan geldiini kabul eden gr. biyografi, [Yun. bios (hayat) + graphe (yaz) > Fr. biographie] is. 1. Hayat hikyesi; tercme-i hl; hl tercmesi. 2. Yaaylar ve yaptklar ilgi ekici grlen nemli kiilerin hayatna ait derlenen bilgi lerin dzenli olarak anlatld yaz tr, biyografik, -i [Fr. biographique] sf. Biyografi ile ilgili. biyojeografi, [Yun. bios (hayat) + ge (yer) + graphe (yaz) > Fr. biogographie] is. Bitki ve hayvanlarn yer zerindeki dalmn ve bunun sebeplerini in celeyen bilim; canllar corafyas.

B lf lC T [ K . 5

BY

biyokatalizr, [Fr. bioctalyseur] is. biy. Canl doku larn hepsinde ok az bulunan ve hayat iin gerekli kimyasal tepkimeleri uyandran veya kolaylatran madde. biyokimya, [Fr. bio+ Ar. kimya] is. Hcreden en ge limi organa kadar canl dokularn bileimi ile d ardan alman besinler atlncaya kadar organizma da ortaya kan tepkimeleri inceleyen bilim dal; canllar kimyas, biyokimyac, [biyokimya-c] is. Biyokimya uzman, biyokimyasal, [biyokimya-sal] sf. Biyokimya ile il gilibiyoklima, [Yun. bios (hayat) + climat (iklim) > Fr. bioclimat] is. Canl varlklar, zellikle insan etki leyen iklim artlar, biyoklimatik, [Yun. bios (hayat) + climat (iklim ) > Fr. bioclimatique] sf. Biyoklimatolojiyle ilgili olan, biyoklimatoloji, [Yun. bios (hayat) + climat (iklim) + logos (bilim ) > Fr. bioclimatlogie] is. biy. Canl organizmalarn gelimesinde iklimin etkilerini aratran bilim kolu, biyoktle, [biyo+ktle] is. Yeryznn belli bir bl gesinde veya okyanuslarn, tatl sularn belli bir yerinde denge halinde yaayan hayvansal ve bitki sel canl varlk ktlesi; biyomas. biyol, [bir+yol] {az} zf. Bir kez; bir kere. [DS] biyolog, -u [Yun. bios (hayat) + logos (sz) > Fr. biologue] is. Biyoloji ile uraan kimse; biyoloji uzman. biyoloji, [Yun. bios (hayat) + logos (sz) > Fr. biologie] is. Bitkilerle hayvanlarn doma, gelime, reme gibi yaay evrelerini inceleyen bilim dal; dirim bilimi; hayat ilmi, biyolojik, -i [Yun. bios (hayat) + logos (bilim ) > Fr. biologique] sf. Biyoloji ile ilgili; dirimsel; dirim bilimsel. S biyolojik saat, biy. B ir o k h cre ve organizm ada bulunan m eta bo litik ve d avran ri timlerinin tem elin de bulunan mekanizma.\\ biyolo jik yarlanm a, fz. C anl dokuya, o rg a n a veya o r ganizm aya verilen ra d y o a k tif m ad d e m iktarnn yarsnn ortam dan atlm as iin g e e n zam an. biyolojizm, [Fr. biologisme] is. fe l. Gereklii yal nzca biyoloji asndan ele alan, organik hayatn kavramlarn teki gereklik alanlarna da uygula yan gr; dirim bilimcilik, biyolminesans, [Fr. biolminescence] is. Ate b cei ve baz bakteriler gibi canllarn organik bir ileve bal olarak ssz (souk) k yaymalar, biyom, [Fr. biome] is. Okyanus, tatl su, orman, ayr gibi dnyann byk ekolojik birimlerinden her bi ri. biyomanetizma, [Fr. biomagntisme] is. biy. Canl varlklarn mknats alannda gsterdikleri duyarl lk ve tepki.

biyomas, [Fr. biomasse] is. Yeryznn belli bir bl gesinde veya okyanuslarn, tatl sularn belli bir yerinde denge halinde yaayan hayvansal ve bitki sel canl varlk ktlesi; biyoktle. biyomedikal, [Fr. biomdical] sf. Tp ve biyolojinin ortak konusu olan, biyomekanik, [Fr. biomcanique] is. ve sf. Biyoloji, fizyoloji ve tp sorunlarna mekanik yasalarn uy gulanmas. biyometeoroloji, [Yun. bios (hayat) + meteor (h a v a d a olu an) + logos (sz) > Fr. biometorologie] is. Hava olaylarnn canllar zerindeki etkisini ince leyen bilim. biyom etri, [Fr. biomtrie] is. biy. Canllara istatistik metotlarn ve ihtimal hesaplar formllerini uygu layan biyoloji blm, biyomikroskop, [Fr. biomicroscope] is. Canl gz incelemek iin kullanlan ince yarkl lambal zel aydnlatma dzenekli, iki gzle baklabilen mik roskop. biyomimetik, -i [Fr. bio-mimetique] is. Doadaki canllarn koruyucu yaplarm ve tasarmlarn ince leyen, bulgularndan teknikte yararlanmay ama layan bilim dal, biyomorfoz, [Fr. biomorphose] is. biy. Bir canl var ln baka bir canl varlk zerindeki etkisinin so nucu. biyonik, -i [Yun. bios (hayat) + elektro/nique > Fr. bionique / ng. bionic] sf. 1. Biyoloji ve elektrikle ilgili olan. 2. is. Ynelme ve sezme gibi baz biyo lojik sreleri inceleyen; sonularn askerlik ve sanayide kullanlmasn amalayan bilim. 3. Dirim kurgu. biyopsi, [Yun. bios (hayat) + opsis (grm e) > Fr. bi opsie] is. tp. Mikroskopta yapsn incelemek ze re canldan bir doku paras alma, fi1 biyopsi yap mak, C anldan doku p a r a s alm ak. biyoritim, -mi [Fr. biorythme] is. Fizyolojik faaliye tin dzenli ve periyodik deiimi, biyos, [Fr. bios] is. biy. 1. Bitkisel hormonlar gru bundan bira mayas mantarnn bymesini etkile yen hormon. 2. Canl organizmalar, biyosanayi, [biyo+sanayi] is. Gda, ila ve enerji alanlarmda biyodnm tekniklerinden yararlanan sanayi. biyosemez, [Fr. biocmse] is. Aylardaki k uykusu gibi evre soumas, oksijen ve su azl gibi se beplerle uyuuklam ve yavalam hayat, biyosenoz, [Fr. biocnose] is. Biyolojik bir ortamda karlkl bamllk ve denge iinde yaayan hay van ve bitkiler topluluu, biyosentez, [Fr. biosynthse] is. biy. Canl varln, kendi bnyesinde enzimler yardm ile kk mo leklleri kimyasal bireime sokarak byk mole kll organik madde yapmn gerekletirmesi.

BY

1 H C E K U I.6 3 6
lanlr.\\ bizim kz, {az} K z karde. [D S]|| bizim olan, {az} K a r d e ; a r k a d a ; dost. [DS] biz6 [bz > biz yS\ {eT} {eAT} {OsT} is. Bez; kuma. [Yknek] biz7, [a. bigiz > biz] is. 1. Ksele, deri gibi sert bir eyi dikerken inenin geecei delik amak iin zel olarak yaplm ucu sivri aa sapl ara; t. 2. i. S biz rei, {az} G zlem e. [DS] biz8, [? biz] is. zool. lkemiz sularnda yaayan bir tr mersin bal; ip, (A cipen ser nudiventris). biz9, [Lat. bis (ift) > Fr. bis] nl. (Seyirci ya da din leyici haykr) bir daha! biza, -a i [Ar. biza5 *t-L] (biza;) is. Bir kimseye kar kaba ve irkin davranta bulunma, bizaat, [Ar. biz'at c^ U i;] (biza:at) {OsT} is. Ticaret eyas; tccar mal; satlk mal. bizahm et, [Far. b- + Ar. zahmet Zahmetsizce. bizahl, [bir+ Ar. sehl > bizahl] (bi z ah l) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] Bizansl, [Byzantion (sta n b u lun y erin d e bulunan an tik kentin ad ) > Fr. Byzance => Bizans-l] sf. 1. Bizans ve Bizans imparatorluu ile ilgili. 2. Bi zansta ve Bizans imparatorluunda oturan, bizar, [Far. b-zr jlj*] (b i;z a ;r) {OsT} sf. 1. Rahatsz; tedirgin. 2. Usanm; bkm; bezmi. S bizar et mek, 1. R ahatsz etm ek. 2. U sandrm ak,| bizar ol | mak, U sanm ak; bkm ak. bizare, [Far. bzre ojll] (b i;z a :r e) {OsT} is. Oyun; hile; desise. 0 bzre-i ddre, {OsT} A k oyunu; a k hilesi. bizari, [Far. b-zr (b i:z a :r i;) {OsT} is. 1. (biza: tiha:) {OsT} zf. Bezginlik. 2. Usan. 3. Ksknlk, bizatiha, [Ar. bi-ztih -* bizatihi. bizatihi, [Ar. bi-ztihi ^\y] (biza: tihi) {OsT} zf. 1. (Varl) kendinden; kendiliinden; znden. 2. Kendisi. hizaz, [Ar. bizz J (biza:z) {OsT} is. Danklk; pejmrdelik. bizazet, [Ar. bizzet o j l j J (biza:zet) {OsT} is. Bezcilik; dokumaclk, bizbilik, [biz (yans.) > biz+bil-ik] {az} is. St dalndan yaplm ddk. [DS] bizbiz, [biz (yans.) > biz+biz] {az} zf. (almak iin) ar ve uyuuk; mzmz. [DS] bizcileyin, [biz-cileyin aM -ji] (biz-cileyin) {eAT} zf. Bizim gibi. bizileyin, [biz-ileyin {eAT} zf. -* bizcileyin.

biyosfer, [Fr. biosphre] is. Canl organizmalarn bir biri ile ilikilerinin srd, zerinde hayat olan kaya, su ve havadan ibaret yeryz rts; ekosfer. biyosit, [Fr. biocide] is. kim. Mikroorganizmalar yok eden kimyasal rn, biyostazi, [Fr. biostasie] is. Topran biyolojik ba kmdan durgunluk evresi, biyoimi, [Fr. biochimie] is. Biyokimya, biyoteknik, -i [Fr. biotchnique] is. Canl varlklarn biyokimyasal zelliklerinden yararlanarak biyodnmler gerekletirmeyi amalayan tekniklerin tm. biyoterapi, [Fr. biothraphie] is. tp. Bir hastal tedavi iin kefir, maya gibi canl mikroorganizma lardan ve fizyolojik rnlerden yararlanan tedavi yntemi. biyotip, [Fr. biotype] is. D grnmnn yan sra genetik varlyla da birbirine benzeyen ayn tr den bireyler topluluu, biyotit, [J. B. Biotun adndan Fr. biotite] is. Siyah renkli, heksegonal yapraklar halinde bulunan monoklinik mika; kara mika, biyotop, [Fr. biotope] is. biy. Organizmalarn iinde yaad bir bataklk, l, ayr, orman veya maa ra gibi biyolojik ortam, biyotropizm, [Fr. biotropisme] is. bot. Asalak bitki lerin kklerinin gelime ve byme ynsemesi. -biz, [Far. bihten (elem ek, kalbu rdan g eirm ek) > bz {OsT} sf. 1. Eleyen; kalburdan geiren. 2. so n ek. Sonuna getirildii Arapa ve Farsa keli melerden .. yapan , .. e d e n anlamnda birleik s fatlar yapan son ek. b iz', [biz / biz (yans.)] is. (nsan ve hayvan iin) vzltl iemeyi anlatan kk. [Zlfkar] biz-ik etm ek. biz2, [biz / biz / bz (yans.)] is. ten kamay, kaytar may, mymntlk ve mzklk etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] biz biz, biz-ik-le-m ek. biz3, [biz (ycms.)\ is. Organlarn uyumasn anlatan kk. [Zlfkar] biz-ir-de-m ek. biz4, [biz (yans.)] is. Vzlt sesini anlatan kk, [Zlfkar] biz-i-ki. biz , [bi-z / mi-z] zm. 1. okluk birinci ahs zamiri; feT} (ayn). [KPy.] [DLT] [ETY] [EUTS] [ tigsizler] [Gabai] [Tekin] [Yknek] 2. (Resm slupta ve nemli kiilii olan bir kimsenin azndan) ben. 3. (Daha ssl bir anlatm salamak; alak gnll lk gstermek; kendisini n plana karmamak gibi sebeplerle baz yazarlar iin) ben. 4. inden geli nen bir topluluk ya da millet. S biz bize, H ib ir y a b a n c bulmmalcszn yaln z biz.\\ bizden, {eAT} Bizim tarafmzdan.\\ bizden iyileri, (eAT) P eri; cin .| bizden yeler, {eAT} P eri; cin .| Bize de mi | | lolo? Senin evirdiin d o la p la r bilirim , ben i d e m i a ld a ta b ile ce im sanyorsu n?" an lam n da kul

0 ^ -3

{OsT} zf.

K M E . 67 3
bizeil [bir+ Ar. sehl > bizeil] ( b i ze il) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bizek, [beze-mek > biz-e-k] {eT} is. Bezek. [Yknek] bizel, [bir+ Ar. sehl > bizel] (bi'ze.j) {az} sf. Bir para; biraz; azck. [DS] bizelgen, [beze-mek > biz-e-mek > biz-e-l-gen] {az} sf. Ssl. [DS] bizemek, [beze-mek > biz-e-mek d!o>o] {eT} {eAT} g l.fi [- r ] Bezemek. [Yknek] bizemsek, [bez-mek > biz-emsek dL-ojJ {eAT} sf. ciz; dkn; muhta, bizenmek, [beze-n-mek / biz-e-l-mek / biz-e-n-mek] {eT} d n l.f. [-iir] Bezenmek; sslenmek. [Nevy] bizermek, [beze-mek > bize-mek > bize-r-mek] Sa z} gl. f . [ -ir ] Sslemek. [DS] bizgi, [biz-gi] {az} is. ark dikmek iin kullan lan demir ya da aa ivi. [DS] bizgin, [bez-mek > bez-gin / biz-gin j S j J {eAT} sf. Bezgin; bzar. bizh, -h [Ar. bizh ^j] (h, kaln sy len ir) {OsT} is. Eli kesilmi olan kimsenin yaras, bizi, [biz (yans.) > biz-i] {eT} is. Ekmein zerindeki yank kabuklar. [DLT] bizik, -i [biz (yans.) > biz-ik] {az} is. i. S bizik etmek, {az} i etm ek. [DS] biziki, [biz (yans.) > biz-ik-i / Gre, bizik] {az} is. Eek ars. [DS] biziklemek, [biz (yans.) > biz-ik-le-mek] {az} gsz. f M [~ lp)-yor] (Kmes hayvanlar iin) korkudan ac ac barmak; cyaklamak. [DS] bizimki, [biz-im-ki] zm. 1. Bizim olan. 2. Bizimle ilgili. 3. {az} Kadnlar kocalarndan; erkekler de karlarndan sz ederken elerinin ad yerine kulla nrlar; eim; kocam / karm. [DS] 4. Yakn evre mizde olan birinden sz ederken kullanlr. 5. (Ki iler iin) daha nce kendisinden sz edilen, bizing, [bi-z-in] (bizin) {eT} zm. 1. Teklik birinci kii zamiri iyelik durumu; bizim; [Tekin] [ETY] 2. Bizler. [EUTS] bizinge, [biz-i-ne] (bizine) {eT} zm. Teklik birinci ki i zamiri ynelme durumu; bize; [Tekin] [ETY] [EUTS] bizinte, [biz-inte] {eT} zm. Teklik birinci kii zamiri bulunma durumu; bizden. .. bizir, [biz (yans.) > biz-ir] {az} is. 1. Tohum. 2. Er kek eey hcresi; sperma. 3. ekirge, karnca vb. kk hayvanlarn yumurtas. [DS] bizirdemek, [biz (yans) > biz-ir-de-mek] {az} gsz. f M [-d (i)-y o r] (Organlar iin) uyumak. [DS] bizik, [Far. bizik d iijJ is. Doktor; hekim, bizlah, [Ar. bizlh (bizl:h) {OsT} sf. (Kii ibizle1, [Ar. bizle {OsT} is. Gndelik elbise. bizle2, [Far. bizle i.] {OsT} is. aka; latife, d bizleme, [biz-le-me] is. Bizlemek ii.

BLE

bizlemek, [biz-le-mek] gl. f . [ - e r ] [-l(i)-y o r] 1. K a ln deri veya baka maddeyi biz ile delmek. 2. Ucu nodullu denek ile hayvanlar drtmek, {az} (ayn) [DS] 3. {az} Kartrmak. [DS] 4. {az} (Ar, akrep vb. hayvan iin) sokmak. [DS] 5. {az} Tarizde bu lunmak; inelemek. [DS] bizlenc, [biz-le-n bizlengec, [biz-le-n-gec bizlengi, [biz-le-n-gic {eAT} is. -* bizlengi. {eAT} is. -* bizlengi. {eAT} is. -* bizlengi.

bizlengi, -ci [biz-len-gi] {az} is. 1. U cu nodullu denek; vendire. 2. Kunduraclarn kulland biz. [DS] bizlik, -e [biz-lik d U jJ l a lzl zf ! {eAT} Bize yarar; tam bize gre. 2. is. Kendi yaradlmz; kimlii miz. [DS] bizltt, [biz-l fmzda. bizmut, [Alm. Wissen (A lm an yad a y e r a d ) + muten (m aden ara m a k) > Wismut > Fr. bismuth] is. kim. Atom arl 209, atom numaras 83, younluu 9,8 olan 27 1 .3 C de ergiyen kzlms beyaz renkli krlgan ve kat bir element. Sembol: Bi. bizni, [biz-ni] {eT} zm. Teklik birinci kii zamiri yk leme durumu; bizi. [ETY] bizon, [Lat. bison] (bi z on) is. zool. Kambur cidavl, kaln postlu, geni ve ksa kafal, kvrk ksa boy nuzlu, tmsek alnl bir sr tr, (B ison bon asu s; B ison am erican us). bizm, [biz-m] {eAT} zm. Bizim, bizzarure, [Ar. bi-(n ek) + el ( h a r f i tarif) + zarre(t) (gerekli) ( b i zaru :re) {OsT} zf. Zo z runlu olarak; ister istemez; mecbur kalarak, bizzat, [Ar. bi-(n ek) + el (harf-i tarif) + zt (kii) > bizzat o l i.] ( b i zza:t) {OsT} zf. 1. Kendi; kendisi; ahsen. 2. Dorudan doruya. 0 bizzat ihkak- hak etme, K en d i hakkn z o r k u lla n a ra k eld e etm e, korum a. blakavt, [ng. black-out] (b'lakavt) is. as. Karartma, blanko, [sp. blanco] (b 'la nko) is. Tam yetki; ak bono. blast, [Fr. blaste] (b'last) is. biy. Tohum; yeni hcre ler verecek olan yap ya da hcre, hlastula, [Fr. blastula] (b 'la s tula) is. biy. Yumurta hcresi embriyon durumuna gelirken morulann gelierek ii bo yuvarlak bir ekil almas, blazer, [ng. blazer] (b'lazer) is. Bir tr spor ceket, blender, [ng. blender] (b'lender) is. eitli malze-

3!^] {eAT} zf. Bize ait; bizim tara

in) enesi dk; geveze.

BL

MIIliC S Z 3 I l E b I.6 8
bloksuzluk, -u [blok-suz-luk] (bloksuzluk, ilk l ince sylenir) is. Bloksuz olma durumu; tarafszlk, blf, [ng. bluff] (blf) is. 1. skambil oyunlarnda elindeki ktlar olduundan daha iyi gstererek kar tarafn sinmesine veya ekilmesine sebep ola cak tavr taknma. 2. Bir ite rakibini alt etmek iin sylenen yalan veya taknlan aldatc tavr; kuru sk. S blf yapm ak, K arsndakini caydrmak i-

melerin kesilip ufalanmasna ve kartrlmasna yarayan alet; kartrc, blider, [Yun. pliteri] (b'lider) {az} is. El bezi. [DS] blok, [Holl. bloc (kesilmi aa gvdesi) > Fr. bloc] (b"lok, l ince sylenir) is. 1. Ar ve byk yn. 2. ine resim ktlar konulan karton kap. 3. Birbiri ne bitiik olarak yaplm byk binalar topluluu. 4. argo. Sinemalarda asl filme sonradan eklenen ak sak sahneler bulunan blm. 5. mecaz. Ayn gr benimseyenlerin, ayn inanc paylaanlarn meydana getirdii topluluk. 6. Politik karlar iin birlik oluturan devletler topluluu. 7. Mendirek ve kpr ayaklar ile yanlarna konulan byk beton kitle. 8. Ayn yol zerinde giden veya manevra ya pan trenlerin arpmasn nleijfoek amacyla kulla nlan kl iaret sistemi. 9. sf. Birden ok bl bir araya getirilmi ve bir btn oluturan. blok inaat, Birbirine bitiik binalardan m eydana gelen

in kendini ve elinde olan imknlar olduundan daha stn gsterici sz sylem ek veya tavr ta knmak. blf, [blf-] (b'lf) is. Blf yapan, blucin, [ng. blue (mavi) + Genova (kaba kuman dokunduu kent) > jean (pamuklu bez)] (b'lcin) is. 1. Elbise yaplan apraz dokunmu bir cins mavi kaba kuma. 2. sf. Bu tr kumatan yaplm (giye
cek). blum, [Fr. blum] (b'lm) is. Elli iki ktla oynanan iki veya drt kiilik bir iskambil oyunu, bluz, [Fr. blouse] (bulz) is. Gmlek gibi giyilen ince kumatan yaplm veya rlm astarsz kadn giysisi. bo1, [ba / be / b / bo / b / bti (yans.)] is. (Hayvan iin) barma, seslenme, brme anlatan kk. [Zlfkar] bo-gr-mek, bo-ur-t-lak, bo-vur-mak. bo2, [bo] {eT} sf. Bu. [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] boa, [Lat. boa (su ylan)] is. zool. 1. Gney Afri kada yaayan, sarlarak ldrd scak kanl hayvanlarla beslenen, drt metre kadar boyunda zehirsiz bir ylan, (Boa constrictor) . 2. Kadnlarn sadece boyunlarna aldklar ylan biimindeki dar ve uzun krk; boyun krk, boagiller, [boa+giller] is. zool. Avn sarlarak ldr mek suretiyle yiyen zehirsiz ylanlar familyas,

inaat.
blokaj, [Fr. blocage] (b'lo ka:j, l ince sylenir) is. 1. Belirli bir noktada tutma; dondurma; tutmak. 2. Hareketine engel olma; yolu kapatma; bloke etme; durdurmak. 3. Sert bir frenleme ile aracn savrul masna veya kzaklamasma neden olacak ekilde tekerleklerin durdurulmas. 4. bank. Banka hesa bndaki paradan hesap sahibinin diledii gibi yarar lanmasn engelleme. 5. tic. Bir lkeyle serbest ti caret yapmna engel olma veya baz mallar iin kstlama getirme. 6. in. naatlarda toprak ile be ton arasnda bir kat oluturmak zere denen irili ufakl ta dolgu, bloke, [Fr. bloquer > bloqu] (b'loke, l ince sylenir) is. El deitirmesini, kullanlmasn veya hareketini nlemek amacyla el koyma; tutma; durdurma. S bloke etmek, bank. 1. M al ilemlerde bir parann

kullanlmasn durdurmak; tutmak. 2. Kambiyo i lemlerinde hkmet kararnamesi olmadan paray kullanlmaz duruma getirmek; durdurmak. 3. Fut bolda kalecinin kaleye atlan topu iki elle yakala mas; tutmak, yakalamak. | bloke p ara, bank. Tu | tulmu para. blokhavz, [Alm. block-haus] (b'lokhavz, l. ince sylenir) is. Kk savunma istihkm; korunak, bloklama, [blok-la--ma] (bloklama, l ince syle nir) is. Bloklamak ii. bloklamak, [blok-la-mak] (bloklamak, l ince sy lenir) gsz. f. [-r] Siyasi partiler ve devletler kendi
aralarnda kitle oluturmak, bloknot, [Fr. bloc+notes] (bloknot, l ince sylenir) is. Yapraklar kolayca kartlabilecek veya yrtlabilecek ekilde yaplm not almaya yarar kk defter. bloksuz, [blok-suz] (bloksuz, l ince sylenir) sf. Hi bir siyasi gruplamada veya devletler kitlesinde yer almayan; tarafsz.

(Boaidae).
boalar, [boa-lar] is. zool. Srngenler snfnn, y lanlar takmnn bir blm, (Boaeformia). boba, [baba / boba / buba] {az} is. Baba. [DS] bobaa, [Srp, popadica > papatya / babaa / bobaa] {az} is. Papatya. [DS] bobi, [ng. boby (Robert erkek adnn ksaltlm)] is. Ss kpei; fino, bobin, [Fr. bobine] 1. zerine tel, iplik gibi eyler sarlabilen aa veya plastikten yaplm silindir. 2. elkt. zerine akm geirebilen d yaltlm tel sa rl manyetik ortam oluturarak eitli amalarla kullanlan alet. 3. oto. Patlamal motorlarda atele meyi salamak amacyla kullanlan indkleyici. bobinaj, [Fr. bobinage] is. 1. Bobin yapmak. 2. Elek trik bobininde elektrik devresini oluturan iletken kmesi. bobinatr, [Fr. bobinateur] is. Birpilii, teli vaya e ridi makaraya sarmakta kullanlan aygt, bobo, [oc. d. bobo / bobos] {az} is. Kk ocuk-

fllB H I lf fM 6 3 9 lan korkutmak iin uydurulmu yaratk; umac. [DS] bobo, [Erme, bobocag] {az} is. Smk. [DS] bobos, [oc. d. bobo / bobos] {az} is. * bobo. [DS] bobstil, [Ing. bobstyle] is. Yirminci yzyln ortala rnda genler arasnda yaygn olan gsterili bir gi yim biimi; zppe, boca, [t. poggia] ( b o c a ) is. dnz. 1. Geminin rzgr almayan yan. 2. nl. Geminin ba tarafn rzgra doru evirme emri. S boca alabanda, 1. Y elkenle seyreden b ir gem inin p u p a sn d a n kon tra d e itire rek dnm esi. 2. Bu i iin verilen emir.\\ boca et mek, 1. dnz. Seren, y elken , f g ib i eylerin altn stne getirm ek. 2. B ir k a b ters e v ir e r e k iin d eki leri birden boaltm ak. bocalama, [boca-la-ma] is. Bocalamak eylemi, bocalamak, [boca-la-mak] gsz. f i [-r ] [-l()-y o r] 1. dnz. (Gemi iin) rzgra kar gidemeyerek srk lenmek. 2. Rzgrdan kaarak hz kesmek. 3. m e caz. Bir ite tutulmas gereken yolu bilememek; kararszlk iinde bunalmak. 4. Yeni bir ie ve or tama ayak uyduramamak; alamamak. bocalatma, [boca-la-t-ma] is. Bocalatmak ii. bocalatmak, [boca-la-t-mak] g l. f i [-r ] 1. Birisinin bocalamasna yol amak. 2. Birini, ne yapacan bilemez duruma getirmek, bocanma, [boca-n-ma ?] {az} is. Gayret. [DS] boccik, -i [Erme, bo (kuyruk) > boc-cik] {az} is. Kei kuyruu. [DS] boci, [ng. bogie] is. Ar ykleri tamakta kullan lan iki kk, kaln tekerlei olan el arabas, bocu, [Erme, poi] {az} is. 1. Kk kpek. 2. Taz. 3. Domuz yavrusu. [DS] bocuk, -u [Slav, bojuku] is. 1. Domuz. 2. Hz. sa (as)m Ortodokslar tarafndan kutlanan doum yor tusu. S bocuk domuzuna dnmek, im anlam ak. bocur, [Srp, bojur] {az} is. bot. Kk krmz renkli bir iek; akayk, (P aeon ia). [DS] bocurgat, [Yun. mpotzergates / ? boci+rgat] is. 1. Ar ykleri kaldrmakta kullanlan ve bir manivela ile dndrlen zel bir krk. 2. {az} Y a deir menlerinde hayvan veya insanlar tarafndan evri len ve dndke zerine halat dolanarak pres gre vi yapa kaln direk. [DS] 3. {az} ri yar adam. [DS] S bocurgat yapm ak, argo. Burnunu Iyar trmak. bocurum, [Yun. epidromus] is. dnz. Kotra ve filika gibi deniz tatlarnn k direinde yer alan drt ke yelken. bocut, -du [bod-u / boc-ut] {az} is. 1. Aatan oyularak yaplm testi. 2. Topraktan yaplma az geni testi. 3. Ksa boylu insan. [DS] boa, [t. boccia] ( b o a ) {OsT} is. dnz. On yedinci yzylda kullanlan bir tr top gllesi. boa, [Yun. mpotsa] {az} is. Kk testi. [DS]

BOD

boga, [Rus. boka] {az} is. 1. Testi. 2. Yayk. 3. F. [DS] boke, [Rus. boka] {az} is. - * boga. [DS] bouk, -u [Erm. poi] {az} is. - * bocu. [DS] bod1 [bd] (b o :d ) {eT} is. Boy; vcut; kamet; gvde. , [EUTS] [DLT] [Yknek] [KPy.] bod2, [bd] (b o :d ) {eT} is. 1. Kurumlam topluluk; boy; halk; airet; kabile; cemaat. [EUTS] [ETY] [Gabain] [KPy.] 2. ttihat; birleme; birlik. [ETY] bod3, [bd / boy] (b o :d ) {eT} is. ok az bir misk kullanlarak yaplan makyaj malzemesi. [DLT] S1 bod moncuk, {eT} C ariyelerin taknd boncuk. [DLT] bod4, [bod] {eT} is. Toy kuu. [DLT] bodam, [Yun. potamo] {az} is. Bir yapya byk kiri atldktan sonra iki tarafta boydan boya kalm olan blmeler. [DS] bodana, [Yun. mpoutina] {az} is. 1. Tahta kap. 2. Kk f. 3. Toprak kap. [DS] bodam ak, [bod-a-mak] {az} ite f i [- ir ] Kollarn birbirinin boynuna dolayarak yrmek. [DS] bodes, [Yun. podesin] {az} is. Byk boy reke. [DS] bodmak, [bod-u-mak / bod--mak] {eT} gl. fi. [ - r ] 1. Yaptrmak. 2. Boyamak. [Gabain] bodsabat, [Sansk. bodhisattva] {eT} sf. 1. z, eksiksiz bilgiye dayal olan. [KPy.] 2. is. Buda dzeyine erimesine yalnzca bir basamak kalan Budac aziz. [KPy.] bodi, [Sansk bodhi] {eT} is. 1. Tanrsal aydnlanma; tenvir; ilham; nur; erme. [Gabain] [EUTS] 2. rfan. [EUTS] 3. Buda bilgelii, bodiri, [Yun. potiri] {az} is. Kk konyak kadehi. [DS] bodiye, [Yun. podia] {az} is. Kzlarn okul nl. [DS] bodlamak, [eT. botu-la-mak / bot-a-la-mak] {az} gsz. f i [-r ] [-l(u )-y or] (Manda ve deve iin) do urmak. [DS] bodlac, [botla-c] {eAT} sf. Gebe deve. bodlug1, [bod-lu / bod-u] {eT} is. Boya; kna. [DLT] bodlug2, [bod-lu] {eT} sf. Boylu. [DLT] [EUTS] bodoslama, [Yun. podostamo] is. 1. Bir teknenin ba ve k tarafndan kaldrlan kaplamalarn birletii yerdeki aa. 2. a rgo. Burun. 3. argo. Gs; g bek. 4. zf. n taraftan; cepheden. S bodoslama demiri, K ayn n tarafn daki dem ir. bodoslamadan, [bodoslama-dan] zf. nden, cephe den; tam kardan, bodrak, [bd-rak] {eT} sf. (At donu iin) kzl kahve rengi. [ETY]

BOD

M l IftS M .

bodrum , [Yun. hypo (altnda) + dromos (yol)] is. Binann yol seviyesinden aada kalan ksm. S bodrum gibi, B a s k ve k a ra n lk (yer).|| bodrum kat, B ir binann zem in altnda k alan ve oturu labilen ksm. | bodrum mezar, T rbe ve kiliselerin | bodru m larn a l gm lm esi iin y a p la n o d a ; m e z a r oda. bodsuz, [bod-suz] {eT} sf. 1. Boysuz; endamsz. 2. Bedensiz. bodu, [bod-u] {az}is. 1. Dokuma tezghnn altna ve stne taklan yuvarlak aa. [DS]

bodurlam a, [bodur-la--ma] is. Bodurlamak eyle mi. bodurlam ak, [bodur-la--mak] gsz. f . [-r ] Bodur duruma gelmek, bodurluk, -u [bodur-luk] is. 1. Bodur olma duru mu. 2. Bodur olan eyin nitelii, bod utmak, [bod-mak > bodu-t-mak] {eT} gl. f i [ur] Boyatmak. bog1, [b (b o ; ) {eT} {eAT} is. Boha; heybe.

[DLT] bog2, [bo-] {eT} is. Kf. [Gabain] bodu, -cu [eT. butik (tulum) > boduc {az}is. bog3, [beg / ba-bu] {az} is. Bakan; amir. [DS] 1. Aa veya topraktan yaplm ksa boylu, az boga, [boa] {eT} is. Boa. [EUTS] iine el girebilecek genilikte kk kp; bodur bogaga, [*buk-mak > buk-] {eT} is. Kelepe; cuk. 2. {eAT} Emzikli toprak su kab. 3. mlek. 4. bent; buka. [EUTS] Kk gm. [DS] bogagu, [buka-u-] {eT} sf. 1. Kelepe vuran. boduka, [bodur + Slav, -ka (kltm e eki)] {az}sf. [EUTS] 2. is. Cellat. [EUTS] Bodur. [DS] bogagulug, [buka-u-lu] {eT} sf. Boulmu; kelep bodug1, [bod-mak (boyam ak) > bodu-] {eT} is. 1. elenmi. [EUTS] Boya; renk. [DLT] [KB] 2. ivit; boya; kna. [EUTS] bogaguluk, [bukau-lu-] {eT} is. 1. Cellat. [EUTS] 2. Katil; boazlayan. [EUTS] bodug2, [bod > bod-u] {eT} is. Heykel. [EUTS] bogam ak, [bo-amak / bu-anak] {eAT} is. Saanak, boduglug, [bodu-lu] {eT} sf. Boyal; renkli. [EUTS] bogay. boduk1 -u [eT. botu > botu-k / bod-uk] {az} is. 1. bogang, [*boan] {eT} is. , Deve yavrusu. 2. Ay yavrusu. 3. Kk ocuk. 4. bogarm ak, [bo-ar-mak] {eT} gl. f i Aaca kertik a mak. [DLT] Tek boynuzu krk hayvan. [DS] bogarsuk, [bo-ar-suk / ba-ar-sk] {eAT} is. Bar boduk2, -u [bod-uk ?] {az} is. Aa kovuu. [DS] sak. bodulmak, [bod-ul-mak] {eT} edil. f. [-u r] 1. Ba bogasa, [bo-as / bo-asa] {eAT} is. Kaln ulha be lanmak; yapp kalmak. [EUTS] [ tigsizler] 2. zi. Taklmak; aslmak. [Gabain] 3. Boyanmak. [Gabain] boasam ak, [boa-sa-mak / boa-s-mak] {eAT} [KB] gsz. fi. [-r ] (nek iin) boa ile iftlemek istemek; bodum ak, [*bd > bod--mak] {eT} gl. f . [-r ] 1. kzmak. Yaptrmak; [Gabain] 2. Boyamak; renklendirmek. [DLT] [Gabain] 3. Asmak; szmek. [EUTS] 4. Yak bogasmak, [boa-sa-mak / boa-s-mak] {eAT} gsz. f i [-r ] -* boasamak, mak. [EUTS] bogata, [t. bugada / Yun. plogada (kll su)] is. Y bodun, [bd (boy; kurum lam topluluk) > bd-(u)n kamadan nce amar kll ya da'ilal suya bas (-n: okluk, topluluk bildiren ek)] is. 1. Millet; trma. halk; insanlar. [ETY] [KPy.] [Tekin] 2. Boylar; bogay, [boan > boay] {eT} is. Alak; ksa. [Clauson] oymaklar; kabileler. [Tekin] [Gabain] [KPy.] [ETY] bodunlug, [bodun-lu] {eT} sf. Bir boya mensup o- boaz, [bo-az / bo-uz] {eT} is. Boaz. [DLT] [Gaba in] [EUTS] S boaz bolmak, {eT} H am ile kalm ak. lan; kavimli; milletli; boylu, [EUTS]|| boaz delii, {eAT} Y em ek borusu.\\ bo bodur, [bod (boy) >bod-ur] sf. Enine gre boyu ksa az ele virm ek, {eAT} Y akalan m ak; y a ka y e le olan; tknaz. S bodur aa, bot. 1. klim artlar verm ek.| boaz kul, {eAT} Pisboaz.\\ boazn | s e b e b iy le y eterin ce boy atam ayan a a . 2. M aki; alm ak, {eAT} B o a zn a y a p m a k ; bo azn dan y a a l.| bodur apak, zool. Sazan gillerden g l ve r | kalam a!1 | boaz tolusma, {eAT} B o a z tokluu .1 m a k la rd a y a a y an 20-30 cm. boyun da tatl su balna^ boaz yri, {eAT} B o a zn a dkn. z.|| bodur kalmak, 1. B oyu uzam am ak, k s a k al mak. 2. Geliememek.\\ bodur pas, bot. A rp a y a p bogazdak, [boaz-dak] {eT} is. -* bardak. [Clauson] ra k la rn a y erleen ilkel b ir m an tar (P ccinia h or- bogazlag, [boaz-lau>boaz-la deli) ve bu m antarn y o l at hastalk.\\ Bodur {OsT} is. 1. Boazlama yeri. 2. Grtlak; hanere, tavuk her dem pili, "K sa boylu olan kim se h er bogazlagu, [boaz-lau y^y^y] {eAT} is. Grtlak; zam an olduundan d a h a g en ve g zel grn r" hanere. an lam n da kullanlan sz. bodurcuk, [bod-ur-cuk] is. Kk ve geni karnl, bogazlavu, [boaz-lavu jljU ;] {OsT} is. Grtlak; han geni azl toprak kap. ere.

e sam. e

BO bogrul, [bo-mak > bo-ur-mak > bo-(u)r-ul / bu(u)r-ul] {eT} sf. -* bogrl. [DLT] bogrumak, [bo-mak > bo-ur-mak > bo-(u)r-umalc / bu-(u)r-u-mak] {eT} ite f. [-u r] A a yontmakta yardm ve yar etmek. [DLT] bogsuk, [bo-suk / boh-suk] {eT} is. Klelerin bo yunlarna geirilen lale. [DLT] bogtai, [bo-tai] {eT} is. Kurtarc. [Gabain] bogtag, [bo-t] {eT} s f Kurtarlm; hidayete er mi. [Gabain] bogturm ak, [bo-tur-mak] {eT} gl. f. [-u r ] Bodur mak. [DLT] bogug, [bo-u / bu-u] {eT} sf. Yuvarlak. [EUTS] bouk, [bo-uk] {eT} sf. Bouk; kapal. [EUTS] boulmak, [bo-ul-mak] {eT} edil. f . [-u r ] Boul mak. [DLT] boum, [bo-um] {eT} is. Boum; eklem. [DLT] boun, [bo-un ji- y ] {eT} is. Boum; eklem; {eAT} (ayn). [DLT] bogund, [bo-un-d] {eT} is. Hayvanlarn sidik tor bas; hayvan mesanesi. [DLT] bogunmak, [bo-un-mak] {eT} dnl. f . [-u r] B o ulmak. [DLT] bogurda, [bo-ur-da] {eT} sf. Kvrck. S bogurda sa, {eT} K vrck sa. [DLT] bogurtlak1 [bo (yans) > bo-ur-t-la-k ^ 'y - y ] {OsT} , is. zool. Bartlak. bogurtlak2, [bo-ur-t-la-k Boaz; grtlak, boumak, [bo-mak > bo-u-mak] {eT} ite f i [ur] Birbirini bomak; boumak. [DLT] [EUTS] boguz, [bo-mak (bom ak) > bo-uz jj^;] {eT} {eA T} is. 1. Boaz; grtlak. [EUTS] [KPy.] [DLT] [Ga bain] [ETY] [KB] 2. {eT} Hayvan yemi olarak kulla nlan tahl. [EUTS] boguzlagu, [bo-uz-la-u] {eT} is. Boaz; nefes bo rusunun st ksm; grtlak. [Nevy] boguzlamak, [bo-uz-la-mak jljjJu] {eT} gl. fi. [-r ] Boazlamak; kesmek. {eAT} (ayn) [Clauson] boguzlanmak, [bo-uz-la-n-mak] /eT} edil. f. [-u r ] Boazlanmak, brm ek, [bo (yans.) > bo-gr-mek] {az} gsz. f i [r] (Hayvan iin) brmek. [DS] bo1, [eT. bo > bo] {az} is. 1. Sofra bezi. 2. Boh a. 3. Nianl kz tarafndan erkee gnderilen he diye bohas. 4. Balanm paket. 5. Hediye; arma an. [DS] S1 boa gitmek, {az} Y iyecek b ir ey a la r a k b a sa l dilem ey e gitm ek. [DS] bo2, [eT. bo] {az} is. plk; gbre. [DS] boa, [eT buka / buga / boa] is. Damzlk erkek s r. 0 boa dikeni, bot. Yeryznde yaygn o la r a k y etien p e k o k tr bulunan m aydan ozgillerden y / y {OsT} is.

bogdam , [bo-dam] {eT} sf. 1. Kfl. [Gabain] 2. is.


Kf. [Gabain] 3. Bayatsm; kokumu. [EUTS] bogday, [boday] {eT} is. Buday, bogm, [bo-m / bo-um / bo-un] {eT} is. 1. Bo um. [DLT] 2. Eklem; oynak.

b o g n m a k[bo-m-mak J ^ y ] {OsT} dnl. f i [-u r] ,


Kendi kendini bomak,

b o g l a m a k [bo-l-mak / ba-l-mak] (b o la :m a k) ,
{eT} gl- f i [ - r ] 1- Bomak. [DLT] 2. Bohalamak. [DLT] b o g l a n m a k[bo-la-n-mak] {eT} edil. f i [-u r] Boha, Ianmak. [DLT]

b o g l a t m a k[bo-la-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] 1. Boh,


alatmak. 2. Bodurmak,

b o g l u n m a k [bo-lu-n-mak] {eT} edil. fi. [-u r] B o ,


ulmak. [DLT]

b o g m a g ,[bo-ma
ye.

{eAT} is. Gerdanlk; kol

bomak1, [bo-mak jU i-jj] {eT} is. 1. Gerdanlk; gelin gerdanl; {eAT} (ayn). [DLT] 2. Gmlek dmesi. [DLT] bomak2, [bo-mak] {eT} gl. f i [ - a r ] Bomak; .skarak balamak. [DLT] [EUTS] [ETY] [KB] bomak^, - [bog-mak] {az} is. Parmak eklemi. [DS] bogmaklalmak, [bomak-la-l-mak] {eT} dnl. f i [ur] Dmelenmek; gmleini iliklemek. [DLT] bogmaklamak, [bomak (dm e) > bomak-l-mak] (bo m akla:m ak) {eT} gl. f i [~r] Dmelemek; ilik lemek. [Clauson] bomakla trnak, [bo-mak-la-n-mak {eAT}

dnl. fi. [-u r] Bomak taknmak; gerdanlk takn mak. bognak, [bo-un-mak > bo-(u)n-ak] {eT} is. Bou cu; nefes almay gletirici, bognaklanmak, [bonak-la-n-mak] gsz. f i [-u r] (Bulut iin) para para olmak; dalmak [DLT] bogoz, [bo-uz / booz] {eT} is. -boguz. bogra, [bo-ra] {eT} is. 1. Her hayvann dl almak iin ayrlm erkei. [DLT] 2. Aygr. [DLT] 3. Boa. [DLT] 4. Deve aygr. [DLT] bogralanmak, [bo-ra-la-n-mak] {eT} gsz. fi. [-u r] 1. Boa veya aygr sahibi olmak. [DLT] 2. Boa veya aygr haline gelmek; boalamak; aygrlamak. [DLT] bogramak, [bo-ra-mak] {eT} gl. f i [- r ] Aata ker tik amak. [DLT] bogrl, [bo-mak > bo-ur-mak > bo-(u)r-l / bo(u)r-ul] {eT} sf. (Koyun iin) boynu beyaz. [DLT] bogrug, [bo-mak > bo-ur-mak > bo-(u)r-u / b(')r-] {eT} is. Torba, uval ya da deride katlanma sonucu oluan bkntler. [DLT]

BO

MKE H K . U.
hassas ve korumasz yer; grtlak; mk. 2. Boynun n ve yan ksmlarn oluturan organlar. 3. Boynun i taraf ve az boluundan sonra gelen, yiyecek lerin ve soluun getii ksm. 4. co . nsan vcu dunun en dar yeri olan boaza benzeyen corafi yerler; iki sarp da arasndaki dar geit; derbent. 5. ie, testi, gm, vazo gibi kaplarda aza yalcn, dar ve uzunca ksm. 6. co . ki denizi birbirine balayan ve iki kara arasndaki dar uzun su geidi. 7. ay az. 8. m ecaz. Yem e ime. 9. m ecaz. Yiye cei iecei bir kiiye bal kii says; grtlak. 10. m ecaz. Yedirip iirme ykmll; iae. 11. Tele fon hatlarnda telin baland fincann boumlu yeri. 12. Eskiden, ok atm a yarlarnda yirmi drde ayrlan derecelerin son drt blm . 13. {az} Deirmen tann ortasndaki delik. [DS] 14. {az} Bitkilerin kke yaktn ksm. [DS] S boaza alm ak, {az} D eirm en tan ev reley en k asn a a un birikm ek. [D S]|| boaz alm ak, tah g elm ek .| | boaz am ak, A alarn dibini a p a la y p k a b a rt m ak ; y a b a n c o tla n v e srg nleri tem izlem ek. | bo | aza durm ak, L L okm ay yutam am ak. 2. Yem ek y iy en e sknt verm ek. 3. {az} K t s z le rle k ar sn dakin i k rm a k veya kzdrm ak. [DS] 1 boaza gir 1 mek, {az} D e irm en d e sra y a g irm ek y a d a bu dayn se p e te boaltm ak. [D S]|| boaz a, {az} K ad n larn b a la rn a b a la d k la r yazm a. [D S]|| boaz ar, {az} H azr y iy ici; bakalarn n k a zan cn y em e durum unda olan. [D S]|| boaz alan, {az} (Armut, ayva vb. m eyve iin) sulu olm ad iin y erk en b o a z a taklan, z o r yutulan. [DS]|j bo az alm a, {az} B o a z a tkanm a. [D S]|| boaz a r sz, {az} H azr y iy ici; tem bel. [D S]|| boaza sa rlm ak, 1. Sktrm ak. 2. Z o rlam a k.| boaza tk | m ak, (Sz iin) hem en g e r i evirip syleyen in y zne g e r e i vurm ak.| boaz ba, {az} uvalla | rn azm ba la m a k ta kullanlan ip; az b a ; az ipi. [D S]|| boaz boaza gelmek, B irbirinin b o a zn a s a r la c a k k a d a r id d etli kav g a etm ek. | boaz | cengi, O burluk; p isb o az lk . | boaz alan, {az} | G rtlaktan kan k a v a l se sin e ben zer ses. [D S]|| bo az ekmek, {az} H av a akm yapm ak. [D S]|| bo az iei, {az} 1. P apatya. 2. E kilen bitkilerin dzgn b iim d e a a n ie i. [D S]|| boazda b rak m ak , R a h at ve huzur verm em ek. | boazda | durm ak, (Yenilen y a d a iilen ey iin) byk bir rknt yznden yutulamamak.\\ boazda kal m ak, (L okm a iin) a r aknlktan yiyem em ek.| | boazdan artrm ak , Az harcayp, az y iy ere k p a r a biriktirm ek,| boazdan gememek, 1. Yiyememek. | 2. H atrlan an birisin e y en en yem ekten ayrmak.\\ boazdan kesmek, Y em eyerek biriktirm ek]] boaz delii, {eAT} Y em ek boru su.| boaz derdi, 1. G e | im iin verilen m cadele. 2. Yem ek p iirm e ve h a z rla m a skn tlar,| Boaz dokuz boum, S yle | n en ler o k iyi dn lerek sylenm elidir. | boaz |

otsu bir bitki; a k r otu; d ev e d iken i; g z dikeni.\\ boa gibi, Vcudu iyi gelim i, gl g r len .| | boa grei, sp an y a b a ta o lm a k zere Latin A m erika, P ortekiz ve F r a n s a nn bir blm nde y aygn o la r a k y a p la n vahi b o a la r la dv. | bo | ay savm ak, {az}] (nek iin) g e b e kalm ak. [DS] boaa, [Srp. / Bulg. pogca / t. focacia / bo-mak > bo-a-a [Glensoy]] {az} is. -* poaa. [DS] boada, [t. bucato / Yun. mpogada (kll su)] is. Ykamadan nce amarlar killi, kll veya ilal suda bastrma, boak, - [bo-ak] is. tp. Anjin, boalk, - [boa-lk] is. 1. Boa olma durumu veya boann nitelii. 2. sf. (Erkek dana iin) boa ol mak zere ayrlan, boan, [bo-mak > bo-an] sf. Boma iini yapan; boucu. S boan otu, bot. A vrupa ve A sya d a la rn d a y etien dn ie ig illerd en d ik gvdeli, o k zehirli ve o k y llk otsu bitki; kurt b o a n ; k a p lan boan, (Acunitum napellus). boanak, - [eT. bo(u)n-ak (insan b o an ey) > bo-anak ^ y ] {az} is. 1. Frtna srasnda gr len hortum; kasrga. 2. iddetli yamur; saanak. 3. Tipi halindeki kar. 4. Yamur ncesinde grlen boucu ve scak hava. 5. Yamur bulutu. 6. sf. (Renk iin) parlak olmayan; kark ya da bozuk. 7. (Y er iin) skntl; boucu; havasz. [DS] 0 boa nak boanak, {az} 1. B o u k bouk. 2. S ilik silik; dum anl, pu slu gibi. [DS] boarsuk, -u [bar-suk > boaruk /e/f 7/ is. Barsak. boartlak, - [bo-ar-t-la-k] {az} is. Yeni kan baak. [DS] boasa, [sp. bocac => boasa l {OsT} is. Kaln ulha bezi, boasak, - [boa-sa-k] sf. (nek iin) kzan; ift lemek iin boa isteyen, boasam a, [boa-sa-ma] is. Boasamak eylemi, boasam ak, [boa-sa-mak j * U jJ gsz. f . [- r ] [s()-y or] {OsT} 1. (nekler iin) kzmak; boa is temek. 2. iftlemek, boas, [sp. bocac / t. boccascino [Tietze] ^ ^ j i ] {OsT} is. tekst. 1. Bez aya armrle dokunan ince astarlk bez. 2. Demelik kumalar salamlatr makta kullanlan kolal ve zamkl astar, boasmak, [boa-s-mak j * gsz. f . [ - r ] (nek iin) boa istemek, boata, [t. bigotta] is. dnz. Deliinden halat geiri len, dtaki yuvalarna da sabit bir halat taklarak hareketli makara gibi kullanlan ancak dner olma yan bir eit makara, boaz, [bo-mak > bo-uz / boaz > boaz] is. anat. 1. Boynun n ksmnda hava borusunun getii **y ] {OsT}

M in r lt t * 6 4 3

BO

doldurma, S eb z e ve m eyve bitkilerin in dip lerin e toprak yma.\\ boaz durm az, B eslen m e ihtiyac btn ihtiyalardan n em lid ir; insan s rekli b e s lenm ek zorundadr. \ boaz dmek, faz} B a d em \ cikler im ek ; b o a z arm ak. [D S]|| boaz ge mek, {az} 1. Sz verm ek. 2. D e irm en d e ta d n dren m ilin ev resi d elin e rek tahl a r k evin e a k mak. [DS]]| boaz alm ak, ta h artm ak.| boaz | dmlenmek, zntden bo az tkanm ak. | bo | az ele verm ek, {eAT} Yakalanmak.\\ boaz in mek, B ad em cik leri im ek, iltihaplanmak.\\ boaz ilemek, D urm adan b ir e y le r yiyip imek\\ boaz kara, {az} Uursuz. [D S]|| boaz ksa, Sr tutm a yan; dndn hem en sy ley iv eren ,| boaz | kulu, {eAT} O bur; p is b o a z .| boaz kurum ak, | ok susam ak. | boazna dikkat etmek, S a lkl | beslen m ek iin zen li yiyip im ek .| boazna di | zilmek, znt, korku g ib i s e b e p le r le y iy e c e k ve iece i yutamamak.\\ boazna durm ak, Y iyecei yutamamak.\\ boazna dmlenmek, S y lem ek istedii ey leri syleyem em ek. [ boazna dkn, | 1. ok y em ekten zevk alan. 2. Aznn tadn bilen. | | boazna indirmek, G eliig zel y em ek. | boazna | kadar, Yeterinden o k ; a r.| boazna kavi, {a | zf B o azn a dkn. [D S]|| boazn alm ak, {eAT} Boazndan y a k a la m a k ; b o az n a yapmak.\\ bo azna sabrsz, N e bu lursa zam an ve s r a g zet m eden yiyen .| boazna sarlm ak, S in irlen erek | zerine y r m ek; dv m ey e kalkmak.\\ boaznda brakmak, Yem ei y em esin e fr s a t b ra k m a m ak ,| | Boaznda dursun! Y edii eyin y a ra m a m a s d ile iyle birin e y a p la n b ir b e d d u a .]| boaznda d mlenmek, H ey ecan ve znt g ib i s e b e p le r le sylem ek istedi i ey leri syleyememek.\\ boazn da kalmak, 1. A zn daki znt d o la y sy la lo k may yutam am ak. 2. Yem ei y iyip bitirm esin e fr s a t kalm am ak]] Boaznda kalsn! K zlan birisin e kar yiyip itii eyin sknt verm esi iin edilen beddua. | boazndan artrm ak , Y iyeceinden k | sa ra k p a r a artrm ak. | boazndan gememek, | Dnlen kim senin yoklu u veya yoksullu u y znden huzur iin de y em ek y iy em em ek | boazn | dan kesmek, Y iyecek i e c e k h a rca m a larn azalt m a k | boazn karm ak, A n cak g eim in i k a r la | yabilm ek]] boazn kartm ak, K arnn d oy u ra cak, g eim in i s a la y a c a k k a d a r p a r a kazan m ak]] boazn doyurm ak, K arn m doyurmak.]] boazn kazmak, {az} Z o rla tkrmek. [D S]|| boazn sevmek, Yiyip im ey e dkn olm ak]] boazn skmak, 1. B irin i b ir e y iin zorlam ak. 2. B ir eyin mutlaka y aplm asn istem ek.| boazn yrtm ak, | ok b a r m a k | boazn kk tutum ak, Yenilen | veya iilen eyin o k a oluundan d olay b o a znda dayan lm az a c veya y a n m a hissi duym ak. | j boazn kk yanm ak, boazn kk tutu mak. | boaz tolusuna, {OsT} B o a z tokluuna]] |

boaz iinde kavga, Yeme im e; y em ek ]] boaz ipi, {az} ift k zlerin i boyundurua k oark en boyun larn a b a lan an ip. [D S]|| boaz kavgas, 1. Y iyecek tartm as. 2. G eim ini sa la m a k iin v eri len m cadele]] boaz kaydnda olmak, Yemekten, im ekten b a k a b ir e y dnm ez olm ak. | boaz | kst, {az} Anjin. [D S]|| boaz kk, {az} B itk ile rin b o a z a y akn kkleri. [DS] | boaz kulu, P is | boaz, obur. | boaz kurum ak, o k konum ak. | | | Boaz ola! arg o. A fiyet olsun.]] boaz olmak, 1. B o a z a rsn a yakalan m ak. 2. m renm ekten b o a z im ek.| boaz tokluuna, 1. S a d e c e alt | s re c e karnn doyurm a karl n d a i yapm a. 2. K rsz /.| boaz verm ek, {az} S eb z eleri a p a la | mak. [D S]|| boaz yri, B o a zn a dkn; y em e ve im eyi sev en .| boaz ylan, {az} B o a z a a k a c a k | k a d a r kk ve ince ylan. [DS] boazcl, [boaz-cl] {az} sf. Hazr yiyici; tembel. [DS] boazkesen, [boaz+kes-en] is. Bir boaz ve geri sindeki topraklar savunmak iin deniz kysna ya plan hisar, boazla, [boaz-la] is. {az} Huni. [DS] boazlam a, [boaz-la-ma] is. Boazlamak eylemi, boazlamak, [bouz-la-mak / boaz-la-mak] gl. f . [->'] n ( l)~yr] 1- Bir canly boazm kesmek sure tiyle ldrmek. 2. m ecaz. Gaddarca, kan dkerek ldrmek. 3. Kurban kesmek. 4. {az} Bir bitkinin dibindeki topra apa ile gevetmek. [DS] boazlanma, [boaz-la-n-ma] is. Boazlanmak eyle mi. boazlanmak, [boaz-la-n-mak] edil. f . [-r ] 1. Bo az kesilerek ldrlmek. 2. (Hayvan iin) kurban edilmek. 3. dnl. f i Yemek yemeye balamak; i tah gelmek. boazlama, [boaz-la--ma] is. Boazlamak ii. boazlam ak1, [boaz-la--mak] ite, fi. [-r ] 1. Bir birini boazlayarak ldrmek. 2. Kyasya dv mek. boazlamak2, [boaz-la--mak] dnl. f i [-r] B o az haline gelmek, boazlatm a, [boaz-la-t-ma] is. Boazlatmak ii. boazlatm ak, [boaz-la-t-mak] gl. fi. [ -r ] 1. (Bir kasaplk hayvan vb. iin) bir kimseye, boazn kestirmek suretiyle ldrtmek. 2. Gaddarca ldrt mek. 3. Kurban kestirmek, boazlayan, [boaz-la-y-an] sf. 1. (Kii iin) kasap lk hayvanlar kesen. 2. (Katil iin) insanlar boaz layarak ldren, boazl, [boaz-l] sf. 1. (Nesne iin) boaz olan. 2. m ecaz. ok yemek yiyen; itahl. 3. {az} Obur; pisboaz; boazsak. [DS] boazsak, - [boaz-sak] {az} sf. Obur; pisboaz. [DS] boazs, [boaz-s] sf. dbl. Art damaksl, kk dil nsz, boazs gibi art nszlerin genel ad.

BO boazsl, [boaz-sl] sf. dbl. Dil kkn yutak epe rine dedirmek suretiyle sylenen nsz, boazsllama, [boaz-sl-la--ma] is. dbl. Yutan kaslmasyla art az boluunun ekil deitirmesi sonucunda etkiledii seslerin bemollemesi olay, boazsrak, - [boaz-s-ra-k] {azj sf. (Hayvan iin) obur. [DS] boazsz, [boaz-sz] sf. 1. (Nesne iin) boaz ol mayan. 2. m ecaz. A z yemek yiyen; itahsz, bocalamak, [bo-ca-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [~l()~ y o r ] 1. Trmalamak. 2. rselemek; grtlan sk mak; eziyet etmek. [DS] bocalamak, [bo-ca-la--mak] {az} ite, f . [-ir ] Boumak. [DS] boa, [eT. bo (b o h a ) > bo-a] /az) is. Boha.

O T M IK M .
b om ak1 [eT. bo-mak >bo-m ak] gl. f i [ - a r ] 1. , Boazn skmak suretiyle nefes almasn engelle yerek ldrmek. 2. Baka yollardan nefessiz bra karak ldrmek. 3. Suya batrarak nefessiz brakp ldrmek. 4. (Ses, renk vb. iin) anlalmasn n lemek; silik duruma getirmek; bastrmak; rtmek. S oka n grlts, m zii bouyordu. 5 mecaz. Btnyle kaplamak; sarmak. 6. m ecaz. Bol bol vermek; ar yapmak. 7. (Aralar iin) fazla yakt vererek alamaz duruma getirmek. 8. ine gel meyen bir durumu, baka bir eylemle rtmeye, unutturmaya almak. 9. (Bitkiler iin) gelimesini engellemek. 10. (Renkler iin) birbirinin etkisini yok etmek, karartmak, silikletirmek. 11. m ecaz. Bunaltmak. 12. Bir eyi ip veya benzer eyle skp balamak. K an am ay durdurm ak iin st tarafn dan b ir b ez le bounuz. 13. {az} Torba, kese, u val vb. gibi eylerin azn bzdrerek balamak. [DS] 14. {az} Aalar, kurumas iin gvdesinin evresini entik aarak yaralamak. [DS] 15. argo. Kumarda hile ile yenmek. 16. argo. Birisinden e itli yollarla kar salayp srtndan geinmek.

[DS]
bodu, [bo-du] is. 1. gen ksm ile ba rtldk ten sonra iki ucu ene altndan apraz dolanarak ensede balamak suretiyle kullanlan ba rts. 2. Boyuna, kulaa, baa sarlan her trl rt, bodurma, [bo-dur-ma] is. Bodurmak ii. bodurm ak, [bo-dur-mak] gl. f . [-tr] 1. Boma iini birine yaptrmak. 2. Bir insan veya bir hayva n birine bomak suretiyle ldrtmek, bodurtm a, [bo-dur-t-ma] is. Bodurtmak ii. bodurtm ak, [bo-dur-t-mak] gl. f . [-u r] Bomak iini birisi araclyla bir bakasna yaptrtmak, bodurulma, [bo-dur-ul-ma] is. Bodurulmak ii. bodurulmak, [bo-dur-ul-mak] edil, f i [-u r] Birisi tarafndan bodurmak ii yaplmak, bolama, [bo-la-ma] {az} is. Atk, ba rts gibi rt. [DS] boma, [bo-ma] is. 1. Bomak eylemi. 2. Havasz brakarak ldrme. 3. {az} Paalar bzgl bir tr alvar. [DS] 4. pekbcei retiminde, kozalar kelebekleri delip kmamas iin uygulanan scak hava ve buhar ile ldrme ilemi. 5. ncir ve dut gibi meyvelerden ilkel yntemlerle kaak olarak yaplan alkoll iki. 6. {az} Kan kmadan ld rlen hayvan. [DS] 7. {az} Bir tr kaak rak. [DS] 8. {az} Altnlarn bir beze sra ile dizilmesinden meydana gelen gerdanlk. [DS] 9. {az} Parmaklara ara ara yaklm kna. [DS] 10. {eAT} Boaz ars; anjin. 11. sf. Sklm; boulmu, ff boma kiraz, {az} B o azn a k a d a r g b re ile doldu rm ak suretiy le zam an ndan n ce yetitirilen kiraz. [DS] bom aca, [bo-ma-ca] zf. 1. Bomak suretiyle. 2. is. tp. ounlukla ocuklarda grlen ksrk nbet leri halinde kendini gsteren bir kok basilinin se bep olduu ateli ve bulac hastalk. 0 bom aca brei, {az} K o l bre i. [DS] bomacal, [bo-ma-ca-l] sf. (Kii iin) bomacaya yakalanm. bom acam s, [bomaca-ms] sf. (ksrk iin) bomaca nbetini andrr.

bomak2, [eT. bud-mak > buy-mak > bo-mak] {az} gsz. f i [ a r ] Donmak; buymak. [DS] bomak3, - [bo-mak] is. 1. Boum yeri; dm; boum. 2. Eklem. 3. Boyun halkas; kolye; gerdan lk. 4. Hayvanlarn boynuna taklan halka. 5. Saa nak eklindeki yamur, bom aklam ak, [bo-mak-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l()-y o r] Bir aac kurutmak iin kabuunu boa zna yakn yerden evre dolay entiklemelc. [DS] bomakl, [bo-mak-l] sf. 1. Boumlar olan. 2. Eklemli. 3. Dml. S bomakl ku, zool. T ar la kuu gillerden, tyleri o k koyu esm er, kaln g a g al, uzun kan atl byk b ir tarla kuu; bir tiir toy g ar, (M elan ocory p h a calan dra). bomuk, -u [bo-muk / bo-mak] {az} is. Boum yeri; boum; kalnca ikinlik. [DS] bonak, - [bo-(u)n-ak] {az} is. Enine kesilmi tomruk paras. [DS] bonamak, [bo-(u)n-a-mak] {az} gl. f i [ - r ] [n (u )-yor] 1. Boar gibi sk sk balamak. 2. Bir dal entikleyerek kertik amak; kertiklemek. [DS] bonuk, -u [bo-mak > bo-un-mak > bo-un-uk] {az} sf. 1. Bouk. 2. Skntl. 3. Ksk; kapal. 4. Donuk. [DS] bosak1 - [bo-sa-k] {az} sf. ok mark; hoyrat. , [DS] bosak2, - [bo-sa-k] {az} is. 1. Dere kys; s ve nemli yer. 2. Derelerin birletii yer; boaz. 3. Dalarn birletii yerler. [DS] bosu, [? bosu] {az} is. Deme tahtasnn altna konulan kaim direk. [DS] bou, [bo-mak > bo-u] {az} is. Nianl kz tara fndan erkee gnderilen hediye bohas. [DS]

m it il

wm

6 4 5 _________

___________________

_____________________________________________ BO

boucu, [bo-mak > bo-ucu] s f 1. Boma zellii bulunan. 2. Boulmaya sebep olan. 3. Solunumu gletiren veya yok eden. 4. m ecaz. ok scak. 5. mecaz. Sknt veren, bouk, -u [bo-mak > bo-uk] sf. I. Boulmu olan. 2. (Ses iin) ksk ve zor kan; atall; hrltl; przl. 3. /az} is. halk. Akamdan aa dm ve kulak kapaklan aa taklarak len kalkan bal na balklarn verdii ad, [DS] S bouk ftk, tp. D ar ve km olcn ftn g e r i tek ra r g irm esin e en g el olan ftk. bouklama, [bo-uk-la--ma] is. Bouklamak ey lemi. bouklamak, [bo-uk-la--mak] g s z .f. [-ir ] . Bo uk bir durum almak. 2. (Ses iin) kslmak; atal lamak; ksklamak, boulma, [bo-ui-na] is. I. Boulmak eylemi ve du rumu. 2. Havasz kalarak lme. 3. (Ses iin) ksl ma. 4. Vcuttaki herhangi bir damarn veya boru nun sklmas, boulmak, [bo-ul-mak] ec iil.fi [-u r] 1. Birinin yap t boma eylemine uramak. 2. argo. Parasm kaptrmak; aldatlmak; kandrlmak. 3. dnl.fi. Ha vasz kalarak lmek. 4. G nefes almak. 5. i s klmak; bunalmak. S - boula boul. N efesin i z o r alp v ererek.| boulacak gibi olm ak, N efessiz k a l | m ak; tkanm ak]] boulacak kadar, 1. o k sin ir lenmi olarak. 2. Tkanm o la ra k. boum, [bo-um] is. 1. Boru eklindeki bir nesnede bomak suretiyle meydana getirilmi dar ve oyuk ksm; boulmu, sklm yer. 2. ki tarafndan skmak suretiyle meydana getirilmi dar ve ikin ce ksm. 3. Parmak ve kam gibi eylerin ikince ksmlar. 4. Ba parman ucundan ilk bkm ye rine kadar olan uzunluu esas alan l birimi. 5. Bir ift sucuk. 6. anat. nce damarlarn veya sinir lerin yumak gibi topland yer. 7. (az/ Avu ii ne alndnda, sere parmak ile iaret parma ara snda kalan uzunluk; drt parmak. [DS] S bouma kalkmak, E kin iin, topraktan dikilm ek; b a ver mek]] boum balam ak, B aaklan m ak. | boum | boum, ok boum u olan. | boum boum bo | ulmak, ok bunalm ak. boumlama, [bo-um-la-ma] is. Boumlamak ii. boumlamak, [bo-um-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l()y or] 1. Ses karrken ses yolunun herhangi bir ye rini daraltmak veya kapamak. 2. {az/ Yuvarlak eylerin kalnlklarn karlatrmak iin sa elin ba ve orta parmaklar ile kavrayarak lmek. [DS] 3. {az} Aa ktklerini enine keserek parala mak. [DS] boumlanma, [bo-um-la-n-ma] is. 1. Boumlan mak eylemi ve durumu. 2. d'bl. Akcierden gelen havann az veya burun boluunda sese dn mesi iin ses yolunun herhangi bir yerinde meyda

na gelen kapanma ya da daralma; telaffuz. S bo umlanma blgesi, dbl. Az bolu u n da seslerin olutuu b lg elerin biri]] boumlanma noktas, dbl. Az boluu nda seslerin m eydan a g eld i i n oktalarn h e r biri; k a k ; m ahre. boumlanmak, [bo-um-la-n-mak] d n l.fi. [-ir ] 1. Boum meydana getirmek;boum boum olmak. 2. dnl. fi. Bir ses karmak iin ses yolunun herhangi bir yerinde bir daralma veya kapanma olmak: telaf fuz edilmek. boumlu, [bo-um-lu] sf. 1. Boumu olan. 2. (Ku iin) boynunda halka eklinde deiik renk tyleri olan. 3. (Stun iin) gvdesinde boumlar bulunan, boun, \eT. bo-un > bo-un] {eAT} is. Boum; ek lem. bounak, - [bo-un-ak] {az} sf. Bouk. [DS] bunmak, [eT. bo-un-mak > bo-un-mak] {eAT} edil, f i [-u r] Kendi kendini bomak, bountu, [bo-un-tu] is. 1. Boum yaplm, boul mu olan yer. 2. Zor nefes alp verme; tkanma. 3. {az} Yoksulluk; sknt; dert. [DS] 4. {azj Bir mal gerek deerinden daha yksek fiyata satma; vurgun; ihtikar. [DS] S. / azj Skntl ve boucu haval yer. [DS] 6. argo. Hile; dalavere. 7. argo. Hibir para harcamadan kazanlan para ya da mal. S bountuya gelmek, D olan d rlm ak; a ld atlm ak; kan drlm ak]] bountuya getirmek, Birini a r tp. k a n d r a r a k kendisinden b ir ey karl n d a o k m iktarda p a r a a lm a k; yutturm ak]] bountu yeri, a rg o. 1. K um arhane. 2. G irenin o k p a r a h a r c a m ak zoru n da k a la c a yer. bounuk, -u [bo-un-uk] {az} sf. 1. (Ses iin) ksk; bouk. 2. nsann iini karartan, sknt ve ren; kapal; donuk. [DS] b ou r1 [bour / buur] {eAT} is. Develerle yaplan , tamaclk. bour2, [bu + uur (zam an)] {eAT} zf. 1. te. 2. im di. bourdak, - [bo-ur-dak] (az} is. anat. 1. Grtlak; boaz. 2. Baak tutmaya balam ekin. [DS] b ourtlak1 [bo-ur-t-lak] {az} is. -bourdak. , bourtlak2, [bo (yans.) > bo-gur-t-lak] {az} is. zool. Bartlak. [DS] bouma, [bo-u-ma] is. Boumak eylemi, boumak, [bo-u-mak] ite, f i [-u r] 1. Birbirinin boazna sarlarak kavga etmek. 2. Dvmek. 3. tiip kakmak. 4. (Kpek vb. iin) birbirini bo maya almak; dalamak. 5. m ecaz. Bir problemi halletmek iin olanca gcyle mcadele etmek. S boua dve, H ayatn g etird i i g l klerle d id i nerek. bouulma, [bo-u-ul-ma] is. Bouulmak eylemi, bouulmak, [bo-u-ul-mak] edil. fi. [-u r] Bou mak eyleminde bulunmak, bouz, [eT. bo-uz > bouz] {eAT} is. Boaz.

BO bouzlamak, [bo-uz-la-mak] gl. f - r ] [-l(u )-y or] Boazlamak. boha, [eT. bo (b o h a ) > bo-a > boha] is. 1. i ne amar, elbise vb. konularak balanan drt ke kuma paras. 2. Boha iine konulmu giyim e yalar. 3. Kk ve seme ttn dengi. 4. (az) eyiz. [DS] 5. {az} fo lk . Nianl kza olan evi tarafndan, nianllarn birbirine veya evlenenlerin kar tarafn akrabalarna gnderdikleri hediyeler. [DS] 6. {az} Ba rts. [DS] 7. {az} Ekmek k n. [DS] 8. argo. But; kaba et; kala. S1 boha ba ha, tar. B ayram ve nem li g n lerde sa d ra za m ve d i e r dev let erknnn p a d i a h a su ndu klar d e erli hediyeler.\\ boha brei, K a r e eklin d e kesilm i yu fkay a i konulduktan so n ra b o h a g ib i y a p la n b rek. | boha etmek, E yalarn to p la y a ra k bir | b o h a iin e koymak.\\ boha gibi, 1. D er top ed il m i hlde. 2. S kca tu tu labilecek h le getirilm i,| | boha gnderm ek, fo lk . N ianlyken veya dn sra sn d a b o h a iin d e h ed iy e gndermek.\\ boha sn atm ak, {az} fo lk . (Kz iin) niandan vazge e r e k o lan tarafnn hed iyelerin i ia d e etm ek. [D S]|| bohasn balam ak, 1. Y olculua h azr o la r a k beklem ek. 2. B ir y erd en a y rlm ak iin eyalarn toplamak.\\ bohasn koltuuna ahp kam ak, H izm eti kz g ib i y o ksu l o la r a k gitm ek, ayrlm ak. | | bohasn koltuuna vermek, H o r la y a r a k kov m ak ; ban dan defetmek.\\ boha vermek, H ediye verm ek.

TM DNCE S O M .

na gelen "ah sak b o h s a k " ikilemesinde kullanlr. [DLT] bohsam ak, [boh-s-mak] {eT} gsz. f i [ - r ] Bir ii istemeyerek kabul etmek; kerhen yapmak. [DLT] [Clauson] bohsatm ak, [boh-sa-t-mak / buk-sa-t-mak] {eT} gl. fi. [-u r ] Dik kafallk ettirmek. [DLT] bohsuk, [boh-s-mak > bohsuk / bohsok] {eT} is. Klelerin boyunlarna taklan halka; kelepe. [DLT] bohsuklanmak, [bohsuk-la-n-mak] {eT} edil, f i [-u r] Eli boynuna balanmak. [DLT] bohtay, [bg + Mo. -ty > bo-ty > boh-ty] {eT} is. Elbise bohas; elbise heybesi. [DLT] bohur, [bura > buur / bohur [Rsnen]] {az} is. 1. Kn azgnlk gsteren erkek deve. 2. ift hrgl deve. [DS]

bojik, [Bul. bozik] {OsT} is. Noel. bok1, [bok (yans.)] {eT} is. Kavun kabak gibi eylerin yere dtnde kard patlama, yarlma sesi. [DLT] bok2, [eT. bk] (eT. b o :k ) is. 1. {eT} Yeil kf. [Cla uson] 2. kab a. nsan ve hayvanlarn sindirim sonucu vcutlarndan dar boalttklar sindirime girme yen atklar; dk. {eT } (O uzca)} (aym) [DLT] [EUTS] 3. Flakaret anlaml alaltc sz. 4. G bir durum. 5. sf. k ab a. Tiksinilen ve hor grlen; pis; deersiz; niteliksiz; kt, boka basm ak, 1. in d en klm az b ir durum a d m ek; b e la y a a t m ak. 2. Su ilem ek. | boka basm az, {az} 1. K en | bohac, [boha-c] is. 1. Boha iinde amar ve di dini tarta tarta yryen. 2. K en din i be en m i; ku er dokuma eyasn gezdirerek satan kadn. 2. a r rumlu. [D S]|| boka ta atm am ak, B ir e y syleyin g o . bne. S bohac kadn, E v lere sa tlk ev eyas c e kt b ir k a rlk a la ca n b ile r e k s z s y lem e g e tir e r e k satan e r i kadn. m ek.| bok atm ak, 1. B irisin i kt lem ek. 2. iftira | bohaclk, - [boha-c-lk] is. Bohacnn yapt etm ek. 3. H akkn d a kt e y le r sylemek.\\ bok ba i ve meslei, , Ottan y a p la n b a kulbesi. | bok boklavat, | bohalam a, [boha-la-ma] is. 1. Bohalamak ii. 2. {az} Iv r zvr; g erek siz ey. [D S]|| bok boaz, P is {az} Kfte. [DS] 3. zf. (Suya atlama biimi iin) bo az. | bok bok stne koym amak, H ib ir ii | kendini uval gibi aaya brakarak, becerem em ek . | bok bcei, zool. Kn k an atlla r | bohalam ak, [boha-la-mak] gl. f i [-r ] [-l()-y o r] 1. dan g en ellik le hayvan p islik lerin d e y a a y an ve Bir eyi boha iine koyarak balamak. 2. Bir eyi onun la beslen en b ir b cek , (G eotru pes sterco ra boha gibi sarp balamak. 3. argo. Birini kendin rius).|| bok bulamak, {az} stne su atlm ak; den geinceye kadar dverek bir yere gtrp b iftira etm ek. [D S]|| bok etmek, i b e rb a t etm ek.| | rakmak. bok gtrm ek, H er yan p is lik iin de olmak.\\ bok bohalk, - [boha-lk] is. fo lk . Kz evinin olann h ark etmek, {az} B ir eyan n kym etini bilm e kendisine ve yaknlarna gnderdii hediye amar m ek ; onu krp bozm ak. [D S]|| bok kartrm ak, takm. Uygunsuz b ir i y apm ak. | bok psttr, Iv r zvr; | d e ersiz eyler. | bok psrk, {az} D e ersiz ey | bohem, [Bohemya ( ek Cum huriyetinde b ir eyalet) S]|| bok soylu, H ak aret > Fr. bohme ( ingene)] is. Yarn dnmeden le r ; u fa k tefek ; vr zvr. [D ve kfr sz. | boktan boka sokmak, {az} ok | gn birlik, babo ve derbeder yaama ynelen kt b ir e k ild e h a k a ret etm ek, kltm ek; rezil sanat ve edebiyat evresinden kii. S bohem ha etm ek. [D S]|| boktan terazi, {az} D erm e atm a; yat, B a b o yaay. bozu k dzen. [D S]|| bok tulumu, ok im an kim bohsam ak, [bo-sa-mak > boh-sa-mak] {eT} gl. fi. [s e ,| boku cinli, o k sin irli.| boku kmak, B ir | | r ] Boulur gibi olmak; boulur gibi ses karmak; eyin kt y n leri o rtay a km ak, an lalm ak ,| bo | bouna bouna alamak. [Nevy] kumun aa babas, Kuruntulu birisi ile a la y etm ek bohsak, [boh-sa-k] {eT} sf. T opal ve o la k " anlam iin sy len en s z .| bokunu karm ak, {az} B ir |

H r y g M

z ii.6 4 7

BO K

eyin kt y a n la n d a o rtay a dk l n ceye k a d a r uram ak. [D S]|| bokunu om aklam ak, {az} G e reinden o k a l a k gnlllk gsterm ek. [DS]|[ bokunu temizlemek, B irinin y a p t hatay d zeltm ek^ (birinin) bokunu yemek, A r d e r e c e d e | o kiinin tarafn tutm ak. \\ bokun stnde otur mak, evresin i ve evini tem iz tutm adan, p is ve p a sa k iin de oturm ak. | bok stnde badem , B irb iri | ne uym ayan iki e y .| bok stnde badem kadn, | K endisi ssl evi p a s a k l kadn. | bok stnde bok, | Tutulacak taraf olm ayan. | bok yedi ba, a rgo. | H er e y e burnunu sokan . | bok yemek, 1. Yanl | bir i y apm ak. 2. H atal, kusurlu b ir s z s a r f et mek]] (..ne) bok yemek dmek, T araflard an biri ni savunur b iim d e s z s y lem ey e h akk v e y etk isi olmamak.\\ bok yemenin A rap as (ls, gl pembesi), A ffedilm ez byk hata. | bok yetitir | mek, o k a c e le etm ek. | bok yolu, H elan n ukur | ksm. | bok yoluna gitmek, B ir h i yznden, b o | y ere hayatn kaybetm ek. boka, [boka] {eT} is. Boa. [DLT] bokadmak, [boka-d-mak / boka-t-mak] {eT} gsz. f . [-ur] Boa olmak; boalamak. [DLT] bokag, [buk-mak > boka-] {eT} sf. Buka vu ran; ksteki. [EUTS] bokagu, [buk-mak > bok-au] {eT} is. Buka; bent; kstek; ba. [EUTS] bokak, [boka-k] {eT} is. Yuvarlak. [EUTS] bokaponto, [t. boca del ponte] (b o kap on to) is. dnz. Ambar az. boka, [bo (b o h a ) > bo-a > boka {OsT} is. Boha; byk kn, bokdam, [bok-dam] {eT} sf. Boka benzer; bok gibi. [Clauson] bokla, [bolc-la] {az} is. 1. Hela; boksak; bokluk. 2. Hayvan dksn atmaya yarar ara. [DS] boklama, [bok-la-ma] is. Boklamak eylemi, boklamak, [eT. bok-l-mak] gl. f . [- r ] [-l()-y o r] k ab a 1. Bir ii kt duruma getirmek. 2. Bir yeri kirletmek; kirletmek; {eT} (ayn). [DLT] boklanmak, [bok-la-n-mak] dnl. f . [ -r ] k ab a. 1. Kt bir duruma gelmek. 2. Pislenmek, boklamak, [bok-la--mak] dnl. f . [-r ] k ab a. Kt bir duruma girmek, boklu, [bok-lu] sf. kab a. Boku olan; pis. S boklu mum, Mumu alnm p e t e k kalnts.| boklu ehit, | {az} argo. D ikkatsizlii yznden b ir k az a y a u rayp len. [DS] bokluca, [bok-lu-ca] sf. (Hayvan adlar iin) pis kokan. S bokluca blbl, B ir tr blbl.\\ boklu ca blbl, al kuu. bokluk, -u [bok-luk] is. k a b a 1. Pislik. 2. m ecaz. Kt durum; ktlk; bozukluk. 3. Hayvan pislik lerini tamakta kullanlan gere. 4. {az} kembe. [DS]

boks, [ng. to box (yumruklamak)\ is. 1. spor. zel eldiven takm iki kiinin yumruk vurmak suretiyle yaptklar karlama. 2. Ahrlarda atlar ve dier evcil hayvanlar tek tek ayrmaya yarayan blme. 3. Tek hasta yatnlabilecek kk oda. boksak, [bok-sak] {az} is. 1. Hela ukuru. 2. Gb relik. [DS] boksalk, - [bok-sa-lk ?] {az} sf. (Kii iin) yass burunlu. [DS] bokser, [Aim. boxer] is. zool. Alman dogu ile buldog melezi bir beki kpei, boksit, [Fr. Baux (Gney F r a n s a d a b ir y er) > ba uxite] is. j e o l. Mineralojik unsurlar iinde almin yum bulunduran beyazmtrak renkte akyla izilebilen kaya tr; korindon. boksr1, [Fr. boxseur] is. spor. Boks sporu yapan kimse. boksr2, [ng. box (hcre)] is. 1. Ahrlarda hayvanla r tek tek yatrmak iin yaplm blme. 2. Hasta yatnlabilecek kk oda. boksrlk, - [boksr-lk] is. Boksrn yapt i ve spor. boksu, [bok-su] {az} zf. Bok gibi; boka benzer; utanlacak. [DS] S boksu dmek, Aybnn m ey d a n a km asn dan utanmak. boksuratm ak, [boksu-ra-t-mak] {az} gl. f. [-r] (Sigara iin) dumann keyifle savurtmak; fosur datmak. [DS] boksut, [? boksut] {eT} is. huk. Kural; kaide; nizam; usul. [EUTS] bokut, [? bokut] {eT} is. huk. -* boksut. bokuk, [buk-mak > buk-uk > bok-uk] {eT} is. 1. He kim. [EUTS] 2. Boaz uru; boazdaki ilik. [EUTS] 3. Ku vb. kursa. [Clauson] 4. Tomurcuk; iek tomurcuu. [Clauson] bokuklanmak, [bokuk-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Tomurcuklanmak. [Clauson] bokuklug, [bokuk-lu] {eT} sf. Guatr olan. [DTL] bokulmak, [buk-mak > buk-ul-mak / bok-ul-mak] {eT} edil. f . [-u r ] Bklmek. [DLT] bokun, [bok-un] {eT} is. (Bodun szc ile birlikte kullanlr) halk birlii; oymak. [Clauson] bokunmak, [bok-un-mak] {eT} gl. f . [-u r] 1. ek mek. [EUTS] 2. Yerlemek. [EUTS] bokunlug, [bokun-lu] {eT} s f Oyma olan; oymakl. [DTL] bokunmak, [buk-un-mak / bok-un-mak] {eT} dnl. f [-ur] 1- (Diz vb. iin) bkmek; kvrmak. 2. Say g gstermek; selam iin eilmek, bokurs, [Toh. pyke => bokurs [Windekens]] {eT} is. Saban demiri. [DTL] bokuz, [bo-uz > bok-uz] {eT} is. Boaz. [EUTS] bokttn, [bo+kn / bu+lcn] {eT} zf. Bugn. [Gabain]

BOL

IMIMJSM.
b o lart, [bol-ar-mak > bol-ar-t] {az) is. 1. Genilik.

bol1 [bol] sf. 1. l ve say bakmndan allandan , daha ok olan; ar; akn; derecesiz; dolu; dolgun; gr; gani. {eT} (ayn) [DTL] 2. ly aan; geni. 0 bol azdan, (Atp tutm ak iin) o k fa z la . \ bo! \ ahenk, Usta a rk c k ad n la ra takm a ad.\\ bol avu rt, {az} lsz kon uan; ra s g e le atp tutan. [D S]|| bol bol, 1. Skntya dm eden. 2. ok m ikta rd a .| bol bol yiyip bel bel bakm ak, G elece i | dnm eden y ap lan h a rca m a son u n da d a rl a dm ek.| bol bimek, B ir ey i btn ihtim alleri j d n erek d a h a o k hazrlam ak, ta sarlam ak. | bol j bulam at (bolamat, bulama, boiama), F a z la fa z la ; b o l b o l.\ bol doram ak, 1. P arasm h esap sz h a r | cam ak. 2. B o l b o l y a la n vaatte bulunmak.\\ bol gel mek, 1. (Giyim ey as iin) l den d a h a gen i gelm ek. 2. (K ii iin) yen i gird i i ortam n huzurlu ve zgr h avasn dan y a r a r la n a r a k takn lk g sterm ek. j bol kepe, Y em ekleri n o rm a l lsnn | stnde o k veren. | bol keseden atm ak, L Yapl | m as mmkn olm ayan v a atlerd e bulunm ak. 2. B akasn n m alndan cm ertlik y a p m a y a k alk m ak. 3. A bartm ak.| bol p aa, 1. {az} P an tolon . 2. | m ecaz. D k k s a k ; apal. 3. P asakl. [D S]|| bol paadan atm ak, 1. Ar e k ild e vnm ek. 2. G e reksiz c m ertlik taslamak.\\ bol szl, G ev eze; a l en e. bol2, [bol / bl] {eT} sf. (At iin) ayaklan beyaz olan. bol3, [Yun. bolos (top rak yn) > Fr. bol] is. vet. 1. Atlara ve srlara ila yutturmak iin verilen lok ma biimindeki hap. 2. Normalden daha byk l lerdeki hap. bol4, -l [ng. bowl > Fr. bol] is. 1. Sofralarda meyve yendikten sonra, elleri iindeki suya daldrarak meyve yapkann gidermeye yarayan yayvan a nak. 2. Yar kre eklindeki bir cam kap iinde ha zrlanan likr, arap, meyve ve maden suyu kar m iki. 3. Diilerin al kartrmakta kullandkla r plastik kse. bolad, [bol-ad -l!jj] jeATj zf. ok; bol. bolada, [Yun. pulada] (az) is. Alt aylk pili. [DS] bolakim, [bol-mak > bol-a+kim {OsT} e. 1. Belki; inallah. 2. Bari; keke, bolalma, [bol-al-ma] is. Bolalmak eylemi, bolalmak, [bol-al-mak] gsz. f i [-r] Bollamak; ge nilemek; oalmak, bolaltmak, [bol-al-t-mak] {eAT} gl. fi. [-r ] . Bol latrmak. 2. oaltmak, bolamak, [bul-a-mak / bol-a-mak] {az} gl. f i [-r ] [~l(u)-yor] Srmek; lekelemek; bulatrmak. [DS] bolar, [bu-lar / bu+olar] {eT} zm. Bunlar. [ tigsizler] bolarm a, [bol-ar-ma] is. Bolarmak duru ve eylemi, bolarm ak, [bol-ar-mak] {az f gsz. f i [-r ] 1. Bol lamak; genilemek. 2. oalmak. [DS] ( b o l a ki)

2.

Ferahlk. [DS]

b o la rtm a k , [bol-ar-t-mak] {az} gl.

fi. [-r ] 1. Bol latrmak; geniletmek. 2. oaltmak. [DS]

b olam ak , [bula-mak / bola-mak] {az} gsz. f i [-

r] Bulamak. [DS]
b olat, [Far. puld] {az} is. Polat; elik. [DS] b o latan , [bol+at-an] {az} sf. 1. Kendisine ait eyleri

byterek anlatan. 2. Abartc. [DS]


b o latlam ak , [bolat-la-mak] {az} gl. f i [ - ] ak,

bak vb. kesici aletin azna elik geirip kaynat mak; polatlamak. [DS]
bolayki, [bol-mak > bol-a-y+ki

/ dU^] {eAT}

{OsT} e. 1. Belki; inallah. 2. Bari; keke,


b olaykim ,

[bol-mak > bol-a-y+kim [^Sv] {eAT]

{OsT} e, -* bolayki.
b olca, [bol-ca] sf. 1. -Olduka geni; genie. 2. zf.

ok miktarda; olduka ok; oka. 3. Bereketli,


b o lcam an , [bol-ca-man] {az} sf. oka; genie.

[DS]
b o lcan a, [bol-ca-(y)-n-a] {az} sf. oka; genie.

[DS]
b olca, [Mo. bolcal > bulca] {eAT) is. Buluma ye

ri.
bold, [ng. bold] sf. matb. (Harf, yaz iin) koyu; si

yah.
bold a, [bl-da > bol-ta]
( b o d d a ) { eT 'j

sf. Ola

cak. [ETY]
b olero , [sp. bolero] is. i . miiz. Ar ritimli bir s

panyol dans ve bu dasm mzii. 2. Bretonlarm mahall kyafetlerinden olan ve buradan moda dn yasna yaylm bulunan boyu beli gemeyen, ksa cadn ceketi; cepken. 3. Boa greilerinin giydii ponponlu ftr apka,
bolgonok, [Rus. poykovnik] {az} is. Albay. [DS] bolgu, [bl-u] {eT} is. Olma; olu; olgu. [DLT]

bolgusuz, [bol-u-suz] {eT} sf. Olmas dnlemez; olmaz; olusuz; olgusuz. [KJ3]
bolie, [br. boletz] (b o li'e) is. Yahudi kadn. "Ba-

lat kapsn dan girdim ieri / B o li e le r oturm u iki g eeli. Halk trks.
b o lk a 1, [Yun. polka => bolka

is. 1. PolonyalI

kadm. 2. {eAT} uha ya da kadifeden yaplm ce ket; hrka.


bolk a2, [? balka / bolka] {eAT} is. pek iplik ilesi, b ollan m a, [bol-la-n-ma] is. Bollanmak eylemi, b ollan m ak , [boi-la-n-mak] gsz. fi. [-r ] 1. Bol du

ruma gelmek. 2. oalmak,


b ollam a, [bol-la--ma] is. Bollamak eylemi, b ollam ak , [bol-la--mak] dnl. fi. [-r] 1. Genile

mek ve bol duruma gelmek. 2. oalmak; fazla olmak. bollatrma, [bol-la--tr-ma] is. Bollatrmak ii. J

n lB l lffM . 4 9
b o lla trm a k , [bol-la--tr-mak] gl. f i [-ir ] 1. Bol

BOM

duruma getirmek. 2. oaltmak. 3. (Terzi iin) dar gelen elbiseyi skerek lsne gre yeniden dik mek. bolatma, [bol-la-t-ma] is. Bollatmak eylemi, bollatmak, [bol-la-t-mak] gl. f i [ -r ] Bol duruma getirmek; bollatrmak, bolluk, -u [bol-luk] is. 1. Bol olma durumu; geni lik. 2 . Her eyin bol olduu zaman. 3. Fazlalk; ar tklk; bereket. 4. ekon. Mal arznn istekten daha ok olmas durumunda piyasada mal fazlalnn ortaya kmas. 5. Terzilerin diki srasnda elbise nin belirli yerlerinde braktklar kuma fazlal. 6. sf. (Yer iin) her eyi bol olan, bolmagu, [bol-ma-u] {eT} is. Olmayacak (ey). [DLT] S holding erin bomagu. O lm ayacak b ir ey oldun. [DLT] bolmak, [bol-mak jjj] {eT} {eAT} gsz. yard, f . 1. Olmak. [DLT] [ETY] [EUTS] [KPy.] [ tigsizler] [Gabain] [Tekin] [Yknek] [K B ] 2 . Bulunmak. [KPy.] 3. Meydana gelmek. [KPy.J S 1 bola kim, {eAT} B elk i; o la k i; in allah ,| fooay k, {eAT) | B elki; o la k i; inallah.\\ bolay kim, {eAT} B elk i; o la ki; inallah.| bolsa kerek, {eT} Olmaldr.\\ bolsa | erdi, {eT} O lsayd. bolmamak, [bol-ma-mak] {eT} gsz. olm sz. f. [-z ] Olmamak. [Tekin] bolmu, [bol-mu] {eT} sf. Olmu. [DLT] S bolmu a, {eT} Olmu, p im i a. [DLT] bolometre, [Fr. bolometre] is. Iyan bir enerji ak n metal eridin direncindeki deiiklikle lemeye yarayan bir alet. bolsmak, [bol-s-mak ,3* j J {OsTf gl. f . [~r] ok J grmek; ok saymak; fazla bulmak. Bolevik, [Rus. bole (d a h a o k) > bolevk] is. 1. Aznlk durumunda olan Menevikiere kar 1903 Brksel ve Londra kongrelerinde Leninin parti tekilatlanmas ile ilgili grlerini kabul eden Rus Sosyal Demokrat partisi ounluk mensuplan. 2. sf. Bolevik grleri benimseyen. Boleviklik, -i [bolevilc-lik] is. Rusyada yirminci yz yl balarnda Lenin tarafndan gelitirilen ii partisi diktatrlne dayanan azami devrimci ha reket. Bolevistan, [Rus. bolevik + Far. -istn] /azj is. Boleviklerin lkesi. [DS] Bolevizm, [Fr. bolchevisme] is. Boleviklik, bolta, [bol-da / bol-ta] {eT} sf. Olacak; olucu. [ETY] lolu, [bol-u] {az} is. 1. elik omak oyunundaki omak. 2. Kira. [DS] S bolu ymas, {az} y ice doldurulmu y e r ; y lm ey. [DS] bolug, [bol-mak (olm ak) > bol-u] {eT} is. Var olma; varlk; mevcudiyet. [ETY]

boluglug, [bol-u-lu] {eT} sf. Varlk; var olu. [Clauson] bollgamak, [bol-ul-mak > bol-ul-a-mak] {eT} gsz. f i [-r ] Karmak; karmakark olmak. [EUTS] bolulmak, [bol-mak > bol-ul-mak] {eT} edil.fi. [-u r] 1. Elde edilmek. [EUTS] 2. Erimek. [EUTS] bolum, [Yun. polimi] {az} is. Pekmez yapm sra snda ezilmi zm rasnn topland kap. [DS] blmsz, [bol-mak > bol-um-suz] {az} sf. 1. Tu tumsuz. 2. Kudretsiz; beceriksiz; yeteneksiz. [DS] 3, {eT} Layk olmayan, bolun, [bol-un] {eT} is. Esir; tutsak. [ETY] bolung, [bulun > bol-un] (bolun) {eT} is. 1. Ke; yn; taraf; cihet. [EUTS] 2. Bir tr ila. [EUTS] 3. l; miktar. [EUTS] boSunmak, [bul-mak > bul-un-mak] {eT} e d il.fi [-u r] 1. Bulunmak. [Yknek] 2. Olmak. [KB] bolu, [bol-mak > bol-u] {eT} is. 1. Szle yardm; yardm. [DLT] 2. Yardmc. [Clauson] f? bolu kl m ak, S zle yardm etm ek. [DLT] boluu, [bol-u-u] {az} is. Yardmc. [DS] boluluk, -u [bol-u-luk] {az} is. Yardm. [DS] bolumak, [bol-mak > bol-u-mak] {eT} dnl. fi. [u r] 1. Birinden yana kmak. 2. Birinin dileine uymak. [DLT] 3. {az} Yardm etmek. [DS] bolut, [Ar. ballt] {az} is. Mee palamudu. [DS] born, [bom (yans.)] is. 1. Bomba ve silah trnden patlayan eylerin kard ses; patlama sesi. [Zlfkar] 2, (ocuk dilinde) dmeyi anlatr. 3. Bir is kambil oyunu. 4. arg o. Yalan; uyduruk sz. 3 bom atm ak, Yalan sylem ek, uydurmak. bomb, [Fr. bombe] {OsTf is. Bomba. bom ba1, [Yun. bombo] ( b o m ba) is. 1. i yanc ve patlayc maddelerle dolu ve bir ateleme dzene iyle patlayan, canl ve cansz btn hedefleri tah rip eden mermi. 2. Elle atlan, tahrip gc bulunan her trl patlayc. 3. Byk f veya varil. 4. a r go. Gzel ve ekici kadn. 5. argo. (Kadm veya kzda) gs. 6. a rg o. artc haber veya bilgi. S bomba gibi, 1. yi ve salam . 2. (K adn iin) o k g zel ve ekici. 3. ( renci) d ersin e iyi h azrlan m ,| bomba gibi patlam ak, 1. fk elen erek birden | ba rp a rm ak. 2. (O lay veya durum) b ird en b ire o rtay a k a ra k h erkesi artmak.\\ bomba patlat mak, argo. 1. artc h a b e r verm ek. 2. alm ak, hrszlk y a p m a k ; armak.\\ bombas patlam ak, argo. Yalan dzeni anlalm ak, o rtay a km ak. bom ba2, [t. boma] (bo 'mba) is. dnz. -* bumba. bombac, [bomba-c] is. 1. Bomba imal eden kimse. 2. Bomba kullanan kimse. 3. Dinamit gibi patlayc maddelerle balk avlayan kimse. bombaclk, - [bomba-c-lk] is. 1. Bomba yapma veya patlatma ii. 2. Dinamit gibi patlayc madde lerle balk avlama usul.

BOM
B bom balam a, [bomba-la-ma] is. Bombalamak ii. bom balam ak, [bomba-la-mak] gl. [ - r ] [-l()-y o r] 1. as. Belli bir hedefe bomba atarak tahrip etmek; uurmak; top ateine tutmak. 2. Bir yere bombal saldrda bulunmak. 3. argo. (Erkek iin) cinsel ilikide bulunmak. bom balanm a, [bomba-la-n-ma] is. Bombalanmak eylemi. bombalanmak, [bomba-la-n-mak] edil. fi [-r] 1. Bombal saldrya uramak. 2. dnl. fi. Bomba sa hibi olmak. bom balatm a, [bomba-la-t-ma] is. Bombalatmak ey lemi. bom balatm ak, [bomba-la-t-mak] gl. f i [ -r ] Birine bir yeri bombalama eylemini yaptrmak, bom bar, [Far. mubr] {azj is. Bumbar. [DS] bom barda, [t. bombarda] {az} is. dnz. Eski bir sava gemisi. [DS] bom bardm an, [Fr. bombardement] is. 1. as. Bir yeri top mermileri atarak tahrip etmek; topa tutma. 2. Bomba atmak. S bombardman etmek, 1. as. T op a tei veya b o m b a la r a ta ra k saldrm ak. 2. m e caz. Birini a r s z le rle azarlamak.\\ bombard m an ua, as. B o m b a la m a iinde kullanlan uak. bombardon, [Fr. bombardon] is. muz. Bandoda en kaim sesi veren pistonlu, nefesli alg, bombe, [Fr. bomb] is. 1. ikinlik; tmsek; kabark lk. 2. sf. ikin; kabark; tmsekli. bombeli, [bombe-li] sf. ikinlii veya kabarkl olan. bombok, [bo(m)+bo/k] (bo m bok) sf. k ab a. ok k t; ok berbat. bomborisa, [t. bompresso] ( b o m bo risa ) {OsT} is. dnz. Cvadra. bombol, [bo(m)+bo/l] p ekt. sf. ok bol. bom bort, [Fr. bomborde] is. mz. Bandoda en kaln sesli flemeli alg. bombo, [bo(m)+bo/] ( b o m bo) s f Tamamen bo olan. bomboz, [bo(m)+bo/z] (b o m b o z ) sf. Tamamen boz olan. bombus, [Lat. bombus] is. zool. Yaban ars, bomuz, [? bomuz / bomus / bamus] (az) sf. 1. Utanga; sefil. 2. Keder; sknt. [DS] bonaa, [t. bonaccia] is. dnz. Stlimanlk; rzgrsz hava; dalgasz deniz. bonata, [t. bonetta] (b o n ata) is. dnz. Cunda yelke ni. bonavela, [t. bonavoglia] (bon av e'la) is. dnz. K a drgalarda cretle alan kreki; banavela. bonbon, [Fr. bon (iyi) > bonbon] is. Emilen veya inenen bir tr ekerleme; fondan. S bonbon e keri, B onbon. ^ bonboncu, [bonbon-cu] is. Bonbon yapan veya satan kii. bonbonculuk, -u [bonbon-cu-luk] is. Bonbon yap ma ve satma ii. boncuk, -u [eT. mon-uk > bon-cuk] is. 1. Cam, ta, sedef, tahta, plastik gibi maddelerden yaplma ortas delikli ve renkli ss arac. 2. {eAT}Cam. 3. Mahya kurma iin minarelerin st erefelerine geri len halatn ularna geirilen imir halka. 4. a rg o. ingene veya zenci kadn. 5. {az} Havale geir me. [DS] S boncuk boncuk, Yuvarlak y u v a rla k ; tan e tan e.| boncuk gibi, K k v e m avi (gz).\\ | boncuk mavisi, Yeile a la n m avi; trkuaz.\\ bon cuk tutkal, B o n cu k ek lin d ek i glten tutkal. boncuku, [boncuk-u] is. Boncuk yapan ve satan kimse. boncuklanm a, ii.

[boncuk-la-n-ma] is. Boncuklanmak

boncuklanm ak, [boncuk-la-n-mak] dnl. f i [ - r ] 1(Gz ya, iy taneleri, ter ve aalardan szan z sular iin) boncuk biiminde, tane tane, yuvarlak damlacklar olumak. 2. Boncuk taknmak. 3. Bon cuk sahibi olmak. 4 .{az} Havale gelmek; titremek. [DS] 5. {az} Billurlamak. [DS] boncuklam a, [bncuk-la--ma] is. Boncuklam ak ii. boncuklamak, [boncuk-la--mak] g s z .f. [ - r ] Bon cuk biimi almak; boncuk gibi olmak, boncuklu, [boncuk-lu] sf. 1. Boncuu olan. 2 . Bon cukla sslenmi. 3 . j e o l. (Mineraller iin) boncuk eklinde bulunan, boncukluk, -u [boncuk-luk] is. 1. Boncuk konulan torba veya kutu. 2 sf. (Malzeme iin) boncuk yap ' maya uygun,

bonuk, [mon-k / bon-uk] {e T} is. Boncuk, bonuklanm ak, [monuk-la-n-mak > bonuk-la-nmak] {eT} dnl. f i [-u r ] 1. Boncuk sahibi olmak. 2. Ss eyas edinmek; taklanmak. [DLT] bond, [ng. James Bond (film k ah ram an ) > bond] is Evrak tamada kullanlan kilitlenebilir ve gvenli bir antay nitelemekte kullanlr; bond antas, bone, [Fr. bonnet] is. 1. Yumuak veya kvrml ku ma vb. maddeden yaplm, ba iyice saran kenar sz balk. 2. Banyoda ve denizde salar ve kulak lar korumak iin taklan plastik balk, bonet, [Fr. bonnette] is. Drbnlerde gz korumak iin gzn dayand yere yerletirilen kauuk par a. bonfile, [Fr. bon (iyi) + filet (pim i et)] is. K asap lk hayvanlarn bel kemiinin iki yannda, karn iine bakan tarafndan kalann iinden bbreklere kadar olan ksmdan karlan ve sevilerek yenen yum u ak et. bonfilelik, -i [bonfle-lik] sf. (E t iin) bonfile olarak ayrlabilecek nitelikte olan.

i n u t m
bong,

61 5

BO R

stnde meydana gelen tuzlu beyaz tabaka. [DS] 3. {az} Yollarda havaya kalkan toz. [DS] 4. {az} Kire; tebeir; beyaz toprak. [DS] 5. {az} Talarn gneye bakan yznde oluan yosun birlii. [DS] 6. b o n g o , [ng. bongo drums] is. Elle vurularak alman {az} sf. Yumuak. [DS] S bor brakm ak, {az} bir tr ifte dmbelek, T arlay ek ecek m i g ib i srp b o brakm ak. [DS] bonjur, [Fr. bon-jour] nl. 1. Gnaydn; iyi gnler. 2. is. Eskiden giyilen uzun siyah ceket ve izgili bor6, [ng. bort] is. 1. rt olarak kullanlan ynden kaba dokuma. 2. Yuvarlak tanecikli sarmtrak el pantolondan oluan erkek elbisesi, mas. 3. Kuyumculukta ve sanayide kullanlamayan bonjurlamak, [bonjr-la--mak] ite, f . [ -r ] Elle kara elmastan baka her elmas. tokalamak; selamlamak, bonker, [ng. bunker] is. Vapurda yaklmak iin ve rilen kmr. bonkr, [Fr. de bon (iyi) + coeur (kalp)] sf. 1. yi y rekli. 2. Cmert; eli ak, bonkrlk, - [bonkr-lk] is. 1. yi yreklilik. 2. Cmertlik. bonmare, [Fr. Au Bon March ( z el isim den) (ucuz)] is. inde her trl giyim ve ss eyas, oyuncak vb. satlan byk maaza, bono, [t. buono] (b o no) is. tic. Belirli bir sre so nunda, belirli bir parann, belirli bir kimseye de neceini belirten senet; vadeli bor senedi. S5 bono krdrmak, ic. V adesi dolm am o la n b ir bonoyu zerinde yazl o la n m iktardan d a h a az b ir p a r a tahsili ile ba n k a y a verm ek. bonservis, [Fr. bon service] is. Birine alt yer den ayrlrken iyi hizmet yaptna dair verilen ve yapt iin ne olduunu, zelliini ve sresini be lirten belge; temiz i kd, bonzai, [Jap. bon (kesim ) + sai (a a )] is. Japon yada yaygn olarak zel yntemlerle yetitirilen cce aa. boo, [b-] (b o :) {eT) Bo; serbest. [EUTS] bop, [Slav, bob] is. 1. Pokerde her oyuncunun ortaya koyduu para. 2. Ayn oyunda yerdeki paraya raz olduunu anlatmak iin sylenen sz. boppa, [Yun. pappos] {az} is. Bykbaba. [DS] bopstil, [ng. bobstyle] is. 1. Zppece giyim. 2. By le giyinen kimse. bor1, [bor (yans.)] is. Yksek sesle barmay, az kavgas grltsn anlatan kk. [Zlfikar] b o r b o r bor-l-de-m ek. 0 bor bor barldemeh (harlda mak), {az} is. Yksek s e s le kon u m ak; b a s b a s b a rm ak. [Zlfikar] bor , [bor j j J is. 1. {eAT} Boz renk; boz. 2. {az} Boz renkli sr. [DS] bor3, [Far. br] {eT} is. arap; iki. [DLT] [EUTS] [KPy.] [KB] [Gabain] [Yknek] bor4, [bor-a-mak > br] (b o :r) {eT} is. Frtna; bora. [Clauson] bor5, [Kazk. bor (tebeir) I Yun. poros / pori / pouri (yumuak ta) / Erme, pur (al) j y ] {eAT} is. 1. Talk, srlmemi, otsuz ve tarma elverili olma yan sert toprak. 2. {az} Yamurdan sonra topran b or7, [Yun. bor] {eT} is. Bora; kar frtnas; boran; frtna. [ETY] [Gabain] [Tekin] bor8, '[Fr. bore] is. kim. Atom numaras 5, atom arl 10,82; ok sert, kahverengi-siyah amorf, younluu 2,4 olan ve 2000C de ergiyen ve bili nen hibir eriticide znmez; Gay-Lusac ile Thenard ve Dauy tarafndan 1808de ayn zamanda ayr ayr bulunan bir element; sembol: B. S bor zehirlenmesi, tp. B o r ik asidin s e b e p olduu z eh ir lenm eler. b o ra 1 [? bora ojjJ is. 1. {OsT} Maden eentisi; ma , den crufu. 2. {az} Kp ya da teneke dibinde ka lan bulank zeytinya tortusu. [DS] bora2, [Yun. boreas (kuzey rzgr) > Vend. t. bora] ( b o ra) is. Saanak yamurla beraber gelen ok iddetli ve geici rzgr. S bora patlam ak, B ir den id d etli r zgr kmak.\\ bora yemek, B o r a y a y a k a la n m a k v e s n a ca k y e r bu lam am ak. bora, -c [bor-a] {az} is. Toprak kap; bodu. [DS] b orad a, [Ar. burada] {az} is. Demir tozu. [DS] boraan, [Mo. bora-an / buru-an] {az} is. Bora; frtna; kasrga; sis. [DS] borak, - [Yun. pouribor => bor / bor-ak] is. Tarma elverili olmayan, talk veya ilenmemi toprak, boraks, [Far. burh > Ar. bral > Fr. borax] is. kim. Younlam bir borik asitten treyen Na2B40 7, 10H2O formlndeki sodyum tuzu, boral, [Fr. borale] is. fz . nkl. Alminyum iinde bulunan bor karbrden oluan ve ssal ntronlar iin byle bir sourma gc gsterdii iin nmdan koruyucu ekran imalinde kullanlan bir madde. boral, [bora-l] sf. Yamurlu, sert ve souk rzgrl. b o ran 1 [Mo. bora-an / buru-an > boran b jJ is. , 1. Rzgr, imek ve gk grlts ile beraber or taya kan saanak yamur ve dolu ya. 2. {eAT} is. Frtnal yamur. 3. {az} Sis; duman. [DS] boran2, [bor-an] {az} is. 1. sknts. 2. Bela; fe laket. [DS] boranJ, [? boran] {az} is. Bir tr yaban gvercini. [DS] b o ran a1, [Far. brn] {az} is. 1. Borani. 2. Suda halanm yumurta zerine sarmsakl yourt dk lerek yaplan bir tr yemek. 3. Komposto. 4. Eki

[bon (yans.)] (bofi) {eT} is. 1. Ar bir eyin ye re derken kard ses. 2. sf. (Kii iin) ar; hantal; iri yar. [DLT]

BOR meyvelerden pekmez ve etle yaplan bir tr yemek. 5. Klk olarak kurutulmu taze fasulye. 6. Ispa nak. [DS] b orana2, [Slav, boron / bran] {az} is. Toprak d zeltmekte kullanlan bir tr trmk. [DS] boranhane, [boran + Far. -hne] (b o ra n h a :n e) {azj is. Gvercinlik. [DS] boran, [Ar. Brn (H alife M e mn un ei) > Far. brn] {az} is. 1. Yourtlu mant; tatar brei. 2. Sarmsakl yourt. [DS] borani, [Ar. Brn (H alife M e'm m 'un ei) > Far. brn] (b o ra :n i) is. Pirin veya bulgur ile piirilen spanak, semizotu zerine sarmsakl yourt dk lerek yenen bir tr yemek, boranlam ak, [boran-la-mak] {az} gsz. f i [- r ] [l()-y o r] 1. Kar yamak., 2. Hava bulanmak, sislen mek. [DS]

V E S M . TM
borba, [moyum > moyum--mak > borba-mak > borb-] {eT} sf. Gevek; tembel; uyuuk; ham. [Clauson] borbam ak, [moyum > moyum--mak > rnoyum--mak > borba--mak] {eT} ite, f i [-u r ] Karmak; dolamak. [Clauson] [DLT] borbatm ak, [moyum > moyum--mak > borb-mak > borba-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] (Birinin ii im) kartrmak; geciktirmek; oyalamak. [DLT] borbay, [bor-bay ?] {az} is. 1. Baldr. 2. Bilek. [DS] bore, [Sogd. purc => bore _j3 > is. Bor. S bore issi, ] {eAT} A la c a k s a h ib i; a la cak l. borca, [t. bolgia] {OsT} is. ukur, borcak, - [br-mak > burak] {azj is. Sar iekli. yalclabilen, sprgeye benzer bir ot. [DS]

b o r1 -cu [Sogd. purc] is. 1. Birine verilmesi, den , mesi gerekli olan para veya madd deeri olan ey; ariyet; ikraz; karz; kredi; dn; taknt; takanak. 2. boranl, [boran-l] {az} sf. (Hava iin) kapal; bulut m ecaz. Manev ve ahlak ykmllk; dev; min lu; sisli. [DS] net;. S borca alm ak, B ed elin i d a h a so n ra d em ek borant, [boran-t] {az} is. Eski elbise; giyilmi el zere a lm a k ; v eresiy e a lm a k .| borca batm ak, A | bise. [DS] r d e r e c e d e borcu olm ak. | borca girmek, 1. B o r | borasit, -di [Fr. boracite] is. je o l. Doal magnezyum p a r a atm ak. 2. B orla n m a k]] borcunu bilmek. kloroborat. B orcun u zam an n da d e r o lm a k .jj borcunu harcn b orat, [Fr. borate] is. kim. Borik asidin tuzu veya bilmek, {az} deyem eyece i b o r altn a g irm e esteri. m ek; h esa p l davran m ak; drst davranm ak. [D S]|| borata, [? borata] is. Unu kepeinden ayran elekli borcunu kapatm ak, B orla rn d ey ip bitirm ek.| | dolap. borcu asm ak, dem em ek]] bor am ak, B o r b oraz1, [bor5 > bor-az] {azj is. 1. Yamur sonrasn lanm ak]] bor alm ak, Son ra d em ek zere birin da topran zerinde oluan tuzlu tabaka. 2. len den p a r a veya b ir b a k a ey almak]\ bor atiBa medii iin bo kalm ve sertlemi tarlann topra girmek, /. B orlan m ak. 2. Ykmllk douran ; talk ve sert toprak. [DS] b ir davran ta bulunm ak. 3. B o r p a r a almak.\\ boraz2, [Yun. aprizo (kkten kan siirgiin)] {az} bor bakiyesi, H esap kesim in de borlu kalm an is. 1. Yeni dikilen asma ubuu. 2. Meyve fidan. p a r a m iktar]] bor bilmek, B ir e y yap m ay y e r i [DS] ne g etirilm esi g e r e k li b ir ykm llk o la r a k d e e r borazan, [boru + Far. -zen (alan ) > boru+zen] is. 1. lendirm ek]] bor bini am ak, I. d em ed e z o r la as. Koni eklinde genellikle piyade tarafndan al n a c a k k a d a r borlan m ak. 2. ok borlu olm asn a nan perdesiz flemeli bakr alg. 2. Bu aleti alan k a rlk a ld rm a zlk etm ek]] bor etmek, B orla n kii. S borazan gibi, (Ses iin) o k kaln ve gr. m ak]] b or grtlaa km ak, Ar d e r e c e d e b o r borazanc, [borazan-c] is. Borazan alan kii, lanm ak]] bor h ar, B o r la n a r a k veya ben zeri y o l la r a b a vurarak]] b or ik rar, hk. B orlu olun borazancba, -n [borazan-c+ba-] is. Ba bora duunu kabu llen m e]] b orlar hukuku, hk. B o r zan. ilikilerin i dzen leyen ku rallarn tmii]] bor issi, borazanclk, - [borazan-c-lk] is. Borazancnn {eAT} A la c a k sa h ib i; a la ca k l]] bor paadan ak ii. mak, o k bo rlu o lm a k .j bor paasndan ak | borbag, [moyum > moyum--mak > borb-mak > mak, d ey em ey ece i m iktarda borlan m ak]] bor borb-] {eT} is. i savsaklama, uzatma ya da ya pusulas, A la cak ly a d e n e c e k p a r a la n g steren rm brakma. cetv el.| bor senedi, B orlu tarafn dan a la ca k ly a | borbal, [Gre, borbal] {az} is. Deirmen tam dn d e n e c e k p a ra y ve d em e gnn g steren senet. | [ dren suyun arpt kanatlar; su ark; trbin. [DS] bortan ibra, B orlu ile a la c a k l a ra sn d a dzen borbalmak, [moyum > moyum--mak > borb-mak lenen bortan kurtulundum a d a ir senet]] bortan > borb-l-mak] {eT} e d il.fi [-u r ] Karmak; kark kurtulm ak, B orla rn d ey ip bitirm ek]] bor ver lk iine dmek; sorun yaratmak. [DLT] mek, ile r id e g e r i a lm a k zere verm ek; h esa p a borbam ak, [moyum > moyum--mak > borb-mak] m ak ; k red i a m a k]] bor yapm ak. B orla n m a k ,| | !eTl g lf i [ - r ] in zerine dmemek; titiz dav b or yemek, G eim ini sa la m a k iin b o r c a g ir ranmamak; savsaklamak. [DLT] mek.

bor2, [Rus. borse] is. Pancar, lahana ve et ya da krema konularak yaplan bir tr orba; por; bor. bora, [br > bor-] (b o r a :) {eT} is. Frtna; bora. [ETY] bor, [br (arap) > bor-] (b o r v ) {eT} is. 1. Bah van. [EUTS] 2. zm vergisi toplayan memur. [EUTS] 3. sf. ki ien; ikiye dkn. [KB] borgn, [? born / borikn] {eT} sf. Koyu mavi gzl. borcin, [Mo. borm] {eT} is. Dii rdek; burin. [Nevy] borikn, [bor-i-kn / bor--m] {eT} sf. Koyu mavi gzl. borlandrlma, [bor-la-n-dr-l-ma] is. Borland rlmak eylemi, borlandrlmak, [bor-la-n-dr-l-mak] edil, f i [-ir ] Birinin borlanmasna yol almak, borlandrma, [bor-la-n-dr-ma] is. Borlandrmak ii. borlandrmak, [bor-la-n-dr-mak] gl. f i [ -r ] Bi rinin borlanmasn salamak, borlanlma, [bor-la-n-l-ma] is. Borlanlmak ey lemi. borlanlmak, [bor-la-n-l-mak] edil.fi. [ -r ] Borca girilmek, bor edinilmek, borlanma, [bor-la-n-ma] is. Borlanmak eylemi, borlanmak, [bor-la-n-mak] gsz. fi. [-r ] 1. Bor almak; kredi almak; veresiye almak. 2. Borca gir mek; bor yapmak; takmak. 3. m ecaz. Manev bir ykmllk altna girmek,

tek a tta savurduu m erm ilerin a rlk toplam .| | borda bataryas, as. Ayn a n d a at y a p a n toplarn tiim.| borda etmek, Yandan yanamak.\\ borda | bordaya, dnz. ik i gem inin y a n y a n a b irb irin e y a n a a ra k yatmas,\\ borda botu, dnz. G em ilerin b o r dasn tem izlem ek iin ayrlm kk filika.\\ b o r dadan alm ak, dnz. Rzgr veya aknty gem inin om u rgasn a dikey y n den k a rla m ak ,| borda de | nizi, dnz. G em iye d a lg a lar bo rd a larn d an a rp a n deniz. | borda fenerleri, dnz. G em ilerin s o l y a n n | d a krmz, s a y an n d a y e il o la r a k yaklar la m b a lar.^ borda hatt, as. D on an m a gem ilerinin ayn h iza d a ve p a r a le l o la r a k g irm ek iin a ld k la r em ir.| borda iskelesi, dnz. Gem inin s o l ta raf.| b o r | | da kaplam as, dnz. B ir gem i telm esinin su izg i sinden gverte hizasna k a d a r d taraftan den en kaplama.\\ borda levhas, ulat. U ak veya o to m o b ille rd e p ilotun veya srcnn ra h a t g r e b ile c e i e k ild e yerletirilm i g ster g e ve cih az tablas.\\ borda yelkeni, {OsT} dnz. tar. E ski g em ilerd e ku l lan lan y elk en lerd en birisinin ad. borda , [Yun. prta] {a a } is. ki kanatl byk kap. [DS] bordalam ak, [borda-la-mak] gl. fi. [- r ] [~()-yor] dnz. 1. Bir gemiye bordas hizasndan yaklamak. 2. Bir gemiye borda hizasndan arpmak. 2. Bir geminin sancak veya iskele hizasnda olmak. 3. Kyya paralel olarak gitmek. b ord an a1, [Yun. protano / bordona] {az} is. Dz direk. [DS]

bordana2, [? bordana] {az} is. Gelin gtrlrken borlu, [bor-lu] sf. 1. Borcu olan; bor alm, borca ss olarak atm zerine rtlen ilemeli kuma. [DS] girmi bulunan. 2. huk. Bor konusu olan edimi ye bordel, [t. bordello / Fr. bordel] {az} is. Genelev. rine getirmekle grevli kimse; medyun; zimmetli. [DS] 3. mecaz. Manev bir ykmll bulunan; min bordnar, [Yun. prinari] {az} is. Prnar meesi, (Junettar. S1 borlu km ak, A la ca k v e r e c e k h e s a n iperus sa bin a ). [DS] bnn d en kletirilm esi sra sn d a v er ec e i kalm ak. | | bordlam ak, [bord (yans.) > bord-la-mak] {az} gl. f i borluya kefil, glye vekil, K orku lu ilere g ir e [-r ] [-l(u )-y or] (Manda ve deve iin) yavrulamak; cek k a d a r gzi p e k olan. dourmak. [DS] borluluk, -u [bor-lu-luk] is. Borlu olma durumu, bordo, [Fr. Bordeaux (F ran sa 'da b ir e h ir ve bu ra d a borsuz, [bor-suz] sf. 1. Borcu olmayan. 2. zf. Bor retilen a ra p larn renginden)] is. 1. Mora alan yapmakszn. 0 borsuz harsz, H ib ir b o r y a p krmz, arap tortusu rengi. 2. sf. Bu renkte olan, madan. borsuzluk, -u [bor-suz-luk] is. Borsuz olma du bordozluk, -u [? bordoz-luk] {az} is. Kabadaylk. [DS] rumu. bordro, [Fr. bordreau] is. 1. Bir hesabn ayrntlarm bord, [bord / bort (yans.)] is. Patlayp kmay, sk gsteren cetvel. 2. Hizmet akdi ile alanlara de an hava ya da svlarn dar klarn, halama nen cretlerin asln, kesintilerini ve denecek mik sonucu patlayp dalmay, birden kurtulmay anla tarlar gsteren cetvel, tan kk, bord-la-m ak. borduz, [Yun. paradeisos (park) > Far. bardz / plz borda1 [t. bordo] ( b o rda) is. 1. dnz. Geminin su , / Ar. falz] {eT} is. Sebze bahesi; bostan. [DLT] stnde kalan ksmnn yanlar. 2. Temeli su iinde kalan iskele, mendirek gibi yaplarn yan taraf. 3. bordr, [Fr. bordure] is. 1. Herhangi bir eyin kenar boyunca uzanan ss. 2. Bir eyi korumak ve ssle Dnlen taraf. 4. nl. as. Dman gemisine yanaa mek amacyla kenarna yaplan ereve. 3. Bahe rak zorla girme em ri.S borda atei, as. B ir b o r d a lerde iekli ve imenli ksmlar yoldan ayran da bulunan toplarn ayn z am an d a a te etm eleri. | | blme. 4. ssl. Hal, minyatr ve yazma kitaplarda borda at gc, as. B o r d a toplarnn hepsin in bir

BOR sayfalarn, rt ve mendillerin, kutu ve ekmece gi bi eyalarn etrafn eviren sslemeli ksm, borgu, [bor- y -jjt] {eAT} is. Boru. borguy, [br--y ?] {eT} is. flenerek ttrlen bo ru. [DLT] borhana, [Slav, boron] {az} is. Toprak dzeltmek te kullanlan bir tarm arac. [DS] bor, [bor- / br-] {eT} is. 1. -* bri2. 2. Hokka ve ta gibi eylerin yarlmamas iin azlarna geiri len halka. [DLT] borik, [yor-k / yor-ulc] {eT} is. -* york. [DLT] borik, -i [Fr. borique] is. kim. Bordan treyen bir asit ve bir anhidridin ad. S borik asit, E tkisi az, beyaz, s e d e f grnm nde, zeltisi an tiseptik o la r a k kullanlan H3BO3 form l n d eki b o r a sid i; asit borik. borikli, [borik-li] sf. kim. inde borik asit bulunan, borina, [t. borina] (bo ri na) is. dnz. Direkteki yatay serenlere alan drt ke yelkenleri geri doru ge ren iplerin balandklar kelere yakn olarak bu lunan ve yelkeni evreleyen halatn zerindeki gen sapanlara balanan ip; burina, borineta, [t. borinetta] ( b o rinetta) {az} is. Yelken lilerde kullanlan bir tr halat; burinata. [DS] borla, [Slav, brilo] {az} is. amdan yaplm su kab. [DS] borlag, [bor-la {eAT} is. Srlmemi tarla.

I M M E S M .

borsa, [Yun. bursa (m ein) > t. borsa (kese) / Anverste yabanc tccarlarn topland meydan adn dan] ( b o rsa) is. 1. Baz tccar ve zellikle sarraf larla deerli kt ve tahvil al verii ile uraanla rn, alm satm ve deiim amacyla devletin dene timi altnda i yaptklar yer. 2. Menkul kymetler ya da emtia zerine alm satm yaplan piyasa. 3. Borsaya devam eden kiilerin tm. S borsa oyu nu, Tahvil, h isse senedi, dviz g ib i d e erlerin yk se lm e vey a dm esinden y a r a r la n a r a k y a p la n al veri ilem i.| borsa simsar, B o r s a d a a r a c lk y a | p a n kim se. borsac, [borsa-c] is. i ve meslei borsa ilemleri olan kimse. borsaclk, - [borsa-ci-lk] is. 1. Borsada yaplan i ve ilemler. 2. Borsacnn yapt i; borsacnn meslei. borsmuk, [Toh. borsumuk> borsmuk / porsuk] {eT} is. Porsuk, borsu, [borsu] {eT} is. Fasulye. [EUTS] borsuk, [Toh. borsumuk > borsmuk / borsuk] {eT} is. Porsuk. bor, [Rus. borse] is. 1. Lahana orbas. 2. Sebzeler le, krmz lahana ve pancarla yaplan, eki krema ve halama sr etiyle sunulan orba; bor; por. bort, [bord / bort (yans.)] is. Patlayp kmay, skan hava ya da svlarn dar klarn, halama so nucu patlayp dalmay, birden kurtulmay anlatan kk, bort-dr-m ek, bort-la-m ak. borta, [bort] (bo rta :) {eT} is: Altn krntlar. [DLT] [Clauson] bortalam ak, [bort-l-mak] (b o rta :la :m a k ) {eT} gl. f [~r] Altn yapraklar ile sslemek. [Clauson] [DLT] bortalanm ak, [borta-la-n-mak] {eT} edil. f . [-u r] Al tn yapraklar ile sslenmek. [DTL] [Clauson] bortdrm ek, [bort (yans.) > bort-tr-mek] {az} gl. f . [- r ] Biraz halamak; brttrmek. [DS] bortlac, [bort (yans.) > bort-la-(y-l)c] {az} sf. -* bortlayc. [DS] hortlak, - [bort (yans.) > bort-lak j^ > > ] {eAT} {az} is. Deve yavrusu. [DS] hortlam ak, [bort (yans.) > bort-la-mak {eAT} {az} gsz. f . [- r ] (Deve, manda vb. iin) yavrula mak; dourmak. [DS] bortlayc [bort (yans.) > bort-la-mak > bort-la-y-c] {az} sf. (Deve ya da manda iin) gebe. [DS] boru, [eT. bor-u / bor-u-y > boru] is. 1. Bir yerden baka bir yere sv veya gaz aktmaya yarar, ii bo, ular ak, dar ve uzun yuvarlak nesne. 2. as. tar. Mehter ve daha nceki saltanat alameti olan tular da yer alan ve nefesle alman perdesiz maden al g; nefir. 3. Megafon. 4. argo. Bo sz; sama. 5. {az} Stten karlan ddk. [DS] 6. argo. G rlt. 7. arg o. Fahie. 8. arg o. Erkeklik organ. 9.

horlam ak, [bor > boru > bor-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l(u )-yor] ini oymak. [DS] borlo, [Fr. brl] {az} is. Bezik oyununda kullan lan geti, d e im ez a r tk anlamnda bir deyim. [DS] borlota, [t. burlota] {az} is. dnz. Eskiden deniz sa valarnda kullanlan bir ate gemisi. [DS] borlug, [bor-lu / bor-luk] {eT} is. -* borluk. [EUTS] borluk, [br (arap) > bor-luk] {eT} is. Meyve bah esi; zm ba. [EUTS] [KPy.] [Gabain] borluk, [bor-luk-] {eT} is. -* borluku. [EUTS] borluku, [br (arap ) > bor-luk-u] {eT} is. Bac; bahvan. [KPy.] borluvu, [bor-lau > borluvu] {az} is. Damlarn ke narndaki oluk; saak oluu. [DS] borno, [t. pemo] is. dnz. Makara ekseni. bornoz, [Ar. bms > Fr. bumous] is. 1. nden ak, kollu, havludan yaplm, banyodan sonra ku rulanmak iin giyilen giyecek. 2. Afrikada Berberilerin giydikleri balkl, ksa kollu, geni bir st lk. bornuz, [Ar. bms > bmz -iyjji] {OsT} is. -* bor noz. boro, [? boro] {az} is. st iki yarm, alt btn gzl byk dolap. [DS]

. 655

BO S

argo. Edilgin ecinsel erkek. 10. sf. arg o. Kolay; zahmetsiz. 11. argo. Anlamsz; manasz. S boru a, T esisat oluturan boru larn btn. | boru | anahtar, B oru lar b irb irin e b a la m a k iin ku lla nlan z e l anahtar. | boru asks, H er trl boru | nun aslm asn d a kullanlan lam a dem irden y a p l m asklk. | boru bilezii, 1. S o b a boru larn n e k | y erlerin e g eirilen sslii em ber. 2. B irb irin e e k le nen boru larn azlarnn etrafn a g eir ilen en li halka.\\ boru alm ak, mz. B oraz an ttrm ek.| | boru iei, bot. B a h e v e a rd a k la r s slem ek iin yetitirilen sa rm a k tr b ir bitki; an i e i; tatu la, (p o m a ea purpurea).\\ boru ieigiller, bot. an ieigiller.\\ Boru deil! a rg o. D e e r v eril m ey ecek durum deil. | boru demeti, B ir s d e i | tiricisindeki boru larn tm. | boru dirsei, D irsek | g ibi kvrlm b o ru .| boru demek, A kkan bir | m addeyi b ir y erd en b a k a b ir y e r e a k ta rm ak veya tam ak iin b o ru la r b irb irin e eklem ek. | boru gibi | tmek, B o e y le r kon u m ak.| boru hatt, 1. B irb i | rine ba lan m boru larn m eydan a g etird i i dizi. 2. A sker ve ek o n o m ik a m a la r la b ir y erd en b a k a bir y er e aka ry a kt veya ham p e t r o l aktm a k iin ku lla nlan boru tesisleri.\\ boru kaba, bot. B oum suz ve boru g ib i uzun su kab a . | boru kelepesi, B o | ruyu duvara tespit etm ekte kullanlan, b ir taraf sabit, d i er blm cv ata ile sktrlabilen g e re .| boru mengenesi, D i am a, k esm e g ib i ilem | leri y a p a b ilm ek iin borunun s k c a ba lan d alet.| Boru mu bu? K k s a y la c a k b ir ey veya | durum deil. | boru sesi, tp. B az a k c i e r h a stalk | larn da flenen b ir boru sesin i an dran v e din le m ekle iitilebilen say.|| borusu tmek, 1. Yetkisi olm ak. 2. Sz g e m e k ; d iledi in i yaptrabilmek.\\ borusuna ot tkam ak, Gcn ve etkisini kesmek.\\ (birinin) borusunu alm ak, ka r s e b e b iy le bir kimsenin ahsn, fik irlerin i vm ek; sy led iklerin i aktarm ak.| borusu tutm ak, 1. (Z en ciler iin) az | kp rerek kriz g e ir m e k ; b a b a la r tutmak. 2. ok fk elen erek etr a fa saldrm ak. | boru tertibat, | iinden sulu veya toz h a lin d e a kk an la rn dolat boru ve kan allarn tam am . | boru yollu bilgisa | yar, bl. Ayn a n d a a la n b ir dizi ilem cid e bilg i leri seri h a lin d e ilem ek iin o k byk h zla ra g re tasarlan m b ilg isay a r; pipeline.\\ boru yolu, 1. B ir tesisatta boru larn g eti i veya d en d i i y er ; kanalizasyon. 2. P etrol kt y er d en b a k a b ir y ere aktan boru tesisat; p a y p la y n .| boruyu al | mak, i. B ir n im ete konm ak. 2. B aarm ak. borucu, [boru-cu] is. 1. Boru yapp satan kimse. 2. Boru takma ve yerletirme iinde alan kimse. 3. as. Boru almakla grevli asker; borazan. 4. tar. Tulumbaclk kuruluunda yangn sndrme hortu munun borusunu tamakla grevli kiiler, borucuk, -u [boru-cuk] is. anat. 1. Uzunluu az, ap kk, iinden bir takm vcut svs ve salg

larn getii organik yaplar. 2. bot. Bitiik anak ve ta yapraklarn altnda bulunan borumsu blm, borucuklu, [boru-cuk-lu] sf. bot. (Bitki iin ) bir ya da daha ok borucuu olan. boruk1, -u [? boruk / poruk] {az} is. bot. Sprge yapmakta kullanlan, sar iekli, tohumlar zehirli bir yabani al; katr trna, (Spartium ju n ceu m ) [DS]^ boruk2, -u [bor-uk] {az} sf. (Meyve iin) ham. [DS] borulu, [boru-lu] sf. Borusu olan, borumsu, [boru-msu] sf. Boru biiminde olan, boruzen, [boru + Far. -zen] {OsT} is. tar. Boru alan kimse. b ory a1, [Far. briy] {az} is. Hasr. [DS] borya2, [Yun. pury] {az} is. Araba tekerleinin or tasna geirilen elik boru paras; poyra. [DS] boryaz, [Yun. boreas => boryaz jk j.r] {eAT} is. Poy raz. borza, [Yun. aporizo] {az} is. 1. Yeni dikilen asma ubuu. 2. Meyve fidan. [DS] bos1 [bos] {az} is. "V cutyaps, en d a m anlamn , daki b o y b o s ikilemesinde kullanlr. [DS] bos,2 [Far. bs] {OsT} is. pck, bosa, [t. bozza] ( b o sa ) is. dnz. Demir zincirini tutmakta kullanlan ksa halat veya zincir, bosaga, [Mo. bosa-a] {eT} is. Yurt ad verilen a drn kap erevesinin alt ksm; eik. [Nevy] bosan, [bos-an] {eT} is. Elem; keder. [ETY] boanmak, [bos-an-mak / bus-an-mak] {eT} gsz. f . [-u r] Kederlenmek; mteessir olmak; kayglan mak; zlmek. [EUTS] bosanturm ak, [bosa-n-tur-mak] {eT} gl. f. [-u r] Kederlendirmek; zmek. [EUTS] bosgak, [bos-alc / boz-ak] {eT} sf. 1. Bozulmu. [EUTS] 2. Bozulma. [EUTS] boskunmak, [baks / bah ? > boskun-mak] {eT} g s z .f. [-u r] renmek; okumak. [EUTS] bosmak, [bos-mak / boz-mak] {eT} gl. f . [-u r] Boz mak; krmak; paralamak. [EUTS] bostan, [Far. b (koku) + -sitn (yer) {OsT} is. 1. Sebze bahesi. 2. Kavun, karpuz tarlas. 3. Ka vun ve karpuzun ortak ad. 4. {az} Hyar. [DS] S bostan bekisi, B ostan bekley en kim se. | bostan | bozan, {az} bot. B itkiler zerinde a s a la k o la r a k y a a y an k lorofilsiz bitkilerin g en el a d ; ca n a v a r otu; taun otu, (O ro b a n c a c ea e). [D S]|| bostan bo zuntusu, 1. B elirli b ir dzen iin de olm ayan, d a r m ad a n k y er. 2. B ostan a benzeyen, bostan g ibi gr n en .| bostan bcei, {az} zool. D anaburnu. | [D S]|| bostan dolab, E skiden kuyulardan su ek m ekte kullanlan ve hayvan g c ile a la n b ir d z en ek .| bostan gzeli, {az} bot. 1. K k f a k a t | koku lu y u v a rla k b ir tr kavun. 2. T arla lard a y eti

BOS en h a rd a la ben z er krmz iek li b ir ot. 3. A yie i. [D S]|| bostan kebab, Ana m alzem esi bostan p a tlca n ve kuzu incii o la n b ir tr ten cere k eb a b .| bostan kesen, {azj zool. D anaburnu. [D | S]|| bostan korkuluu, 1. T arla lard a kular rktmek iin dikilm i insan eklin d eki kukla. 2. K en disinden istenilen verim alnam ayan, kendisin i kim senin saym ad kii. | bostan otu, {azj bot. Sem izlik; | sem izotu. [D S]|| bostan patlcan, ekirdeksiz, iri v e y u v a rla k b ir tr patlcan.\\ bostan yldz, {azj A kam yld z; o b a n yldz. [DS] bostana, [Ar. bustne (kk b a h e)] {az} is. Sala ta. [DS] bostanc, [bostan-c] is. 1. Bostan yetitiren kimse. 2. {azj Bostan bekisi. [DS] 3. tar. mparatorluk d neminde sarayn gvenlii ile sarayn bahesinin bakmn ve stanbulun asayiini salamakla g revli tekilatta grevli kii. ? bostanc oca, tar. B ostan clarn b a l olduu ocak. bostanck, - [bostan-ck] {az} is. bana benzer byk ilik. [DS] bostanclar, [bostan-c-lar] is. tar. Saray kuruluun da, padiah saraylarnn korunmas ile grevli su bay ve askerler; bostancyan. bostanclk, - [bostan-c-lk] is. 1. Bostan yetitir me ve satma ii. 2. Bostancnn grevi, bostancyan, [bostan-c + Ar. -y-n OL g ^ j ; ] (bostancya:n) {OsTj is. tar. - * bostanclar, bostaniyan, [Far. bostniyn (bosta:n iya:n ) is. tar. - * bostanclar, bostanlk, - [bostan-lk] is. Bostan olan yer. bosu, [bos-u] {eT} is. Kayg; keder; gam; znt. [EUTS] bosulug, [bos-u-lu] {eT} sf. Kaygl; kederli; zn tl. [EUTS] [ETY] bosmek, [bos-u-mak] (azj gsz. f. [-r] zlmek. [DS] bostmek, [bos-u-t-mak] {az} gl. f . [- r] zmek; kederlendirmek. [DS] bo, [eT. bo / b] sf. 1. {eT} {eAT} {azj Serbest; hr; zgr. [DS] 2. stnde ve iinde hi kimse ve bir ey bulunmayan; plak; tehi. {eT} (ayn) [ETY] [EUTS] [Gabain] [Yknek] [KB] 3. Issz; tenha. 4. Yapacak bir ii olmayan; i bulamam olan; isiz. 5. mecaz. Bilgisiz. 6. (Makam iin) grevlisi olma yan; mnhal. 7. mecaz. Yararsz. 8. Bir ite kulla nlmayan. 9. Geree dayanmayan; hayal rn. 10. mecaz. Anlamsz; abes. 11. mecaz Verimsiz. 12. m ecaz. (Toprak iin) srlmemi; ekilmemi. 13. {eA Ergin. 14. {eA Boanm. 15. {eAT} Sl T} T} pk; gevek; prsk. 16. {eT} {eAT} Salverilmi. 17. Boaltlm. [DLT] 18. {az} Koyun ya da kei doldurmas. [DS] 19. {az} Bal olmayan. [DS] S boa alm ak, I. alan b ir m akinenin i y a p an k

IHIICESZJ.
sm ile ilgisini kesm ek. 2. Etkin b ir g rev d ek i g revliyi h erh an g i b ir sorum luluu v e y etkisi o lm a yan b ir m ak am a getirm ek. | boa atm ak, H ed efi | vuramamak.\\ boa almak, E m einin karln a la m a m a k ; a v a r a k a sn a k ilem ek ; buz stne yaz y a zm ak ; h a v an d a su d v m ek; p s te k i say m ak; y a p t h ay r rktt k u rb a a y a dememek.\\ boa alm ak, {az} B o y c a gelim em i ekin leri s a d e c e bim i o lm a k iin trpan sa lla m ak . [DS]|j boa k m ak, (Em ek, ura, umut vb. iin) olum lu bir s o nu y a d a k az an e ld e edem em ek. | boa gitmek, | H erh an g i b ir ie yaramamak.\\ Boa koydum dolmad, doluya koydum almad, K ararszlk iin de k alan larn s y led ik leri sz. | bo almak, | B a lan an n esn elerd eki g ev ek li i g id erm ek iin g er d irm ek veya skm ak. | bo atp dolu tutmak, | B ek le d i i sonu cu gerekletirememek.\\ bo atp dolu vu rm ak, B ek len m ed ik olum lu bir son u eld e etm ek; bilm ed en b a a r salamak.\\ bo baarsuk, {eAT} anat. K r b a rsa k .| bo brakm ak, 1. (Ev, | lke vb. iin) iin d e veya zerinde oturan kim se kalm am ak. 2. (T arla iin) ekim y a p m a m ak ; s r m em ek. 3. (H ayvan iin) salverm ek. 4. (ocuk, ren ci iin) onunla ilgilen m em ek.| bo brakm a | m ak, 1. B irin e p a r a , y iy e c e k vb. kon u lard a yardm etm ek. 2. Yalnz y a a y an birini s k s k ziy aret et m ek. 3. siz kalm asn a, b o g ezm esin e m eydan verm em ek. j bo birm ek, {eT} 1. Yardm etm ek; ia | n e verm ek. 2. F e d a etm ek. [EUTS]|| bo bitig, {eT} hk. S erb estlik b e lg e s i; a za tlk kd. [EUTS]|| bo br, {eAT} {az} anat. B r n e e ve k a l a k e m ikleri a ra sn d a k i b o ksm ; br. [D S]|| bo bu lunmak, 1. T edbirsiz davran m ak; h a b ersiz v e h a zrlksz y a ka la n m a k. 2. D nm eden syleyiver m ek. 3. Ani b ir se s veya grltden rkm ek, irkil | m ek,| bo km ak, Umduu g ib i blamamak.\\ bo km am ak, Az d a o ls a y a r a r salamak.\\ bo do lap, {az} B an y o yeri. [D S]|| bo dndrmemek, Az d a o ls a b ir e y le r verm ek. | (eli / eli kolu) bo | dnmek, 1. Gittii y erd en veya yapt iten k a z an eld e edem em ek. 2. H ib ir e y kazan m adan y a d a son u a la m ad a n g elm ek .| bo durm ak, H ibir | ile uramamak.\\ bo durm am ak, 1. S rekli bir i ile u ram ak; alm ak. 2. B irinin yapt kt l e k a r lk verm eye hazrlanmak.\\ Bo durula cak zam an deil, B ir e y le r y a p m a k g erekir. | bo | dmek, isi. huk. E inden hkm en boan m o l m ak.| bo gezenin bo kalfas, H ib ir i y a p m a | dan d o la a n ; isiz ve s e r s e r ic e g ezm ekte sra r ed en ; a y la k .| bo gezmek, siz dolamak.\\ Bo git | sin dolu gelsin, elek D im yata varsn. H i zahm et ek m ed en k azan m ak isteyen lerle a la y iin s y le nir. | bo gnderm emek, 1. B ir istekte bulunann | iini y ap m ak. 2. sted i i ey i verm ek. | bo gzlerle | bakm ak, A nlam sz e k ild e bakmak.\\ bo inan,

K ayna lah vahye dayan m ayan inan; b a tl iti kat; h u rafe.| bo inan, K ay n a la h vahye d a | yanm ayan in an ; b a tl itikat. | bo kd, huk. | Cumhuriyet n ces i m ed en hukukta b o a n m a k iste yen kocan n ein e verdi i b o a n m a b elg esi. | bo | kalmak, 1. i i tam am layp bitirm ek. 2. siz kalmak. | bo klmak, {eTj Azat etm ek; brakm ak. | [DLT]|| Bo kile, dipsiz am b ar, 1. Yararsz ura. 2. Savurganlk.\\ bo komak, {eATf S e rb est b ra k m ak; azat etm ek.| bo koym ak, 1. Yoksun b r a k | m ak; m ahrum etm ek. 2. B oaltm ak. 3. P ein i brakm ak.| bo kiime, mat. H ib ir elem an olm ayan | kme.| bo kp, B ilgisiz insan.\ bo laf, G ereksiz | | sz.| bo laf etmek, G ereksiz ve y a ra rsz s z le r | sylem ek. | Bo ol! E sk i hukukta erke in ein i b o | am ak iin s y led i i sz. | bo olmak, 1. (Kadn | iin) ei tarafndan boan m ak. 2. {eAT} B o durmak. | bo oturm ak, H erh a n g i b ir ile u ram a | m ak; isiz olmak.\\ bo salmak, {eAT} B o b ra k mak.| bo sz, H erh a n g i bir dn ce rn o la r a k | deil d e konum u o lm a k iin sylen en sz. | bo | ey, Yararsz. | bota gezmek, siz olm ak. | bota | | kalmak, e veya o k u la g irem em ek .| bota otu r | mak, siz k alm ak .| bou bouna, 1. Yararsz. 2. | Bo y er e; n a file.| bounu silkmek, {az} B ir kim | senin niyetini a n la m a k iin kon u tu rarak a z a r a m ak; syletm ek. [D S]|| Bo ver! argo. Aldrma.\\ bo vermek, A ldrm am ak, ilgilen m em ek; o ra l olmamak. | bo yere, H ib ir y a r a r sa la m a d a n ; g e | reksiz; beyhu de; n a file.| bo zam an, B ir kim senin | a la ra k g e ir m e k z oru n d a oldu u s a a tle r le din lenme s resi dn da k alan zam an. Boa, [Erme, posa => boa / poa] is. Hindiku k kenli olup beinci yzylda Kafkaslara yerlemi olan ingenelere verilen ad. boalm, [boal-mak > boal-m] is. 1. Boalmak ii. 2. Bo duruma gelme; dearj. 3. fz . Bir elektrik yknn bir iletken aracl ile devri tamamlana rak sfra inmesi. boalma, [bo > bo-al-ma] is. 1. Boalmak eylemi ve durumu; inhilal; dearj. 2. m ecaz. Derdini birine aarak ferahlama; rahatlama. 3. fz . Elektrik yk nn baka bir iletkene gemesi veya ykn denge lenmesi. boalmak, [bo > bo-al-mak] gsz. f i [-r ] 1. Bo duruma gelmek. 2. inde hibir ey kalmamak. 3. Bir kap iinden darya akmak, dklmek. 4. (p, halat, tel vb. iin) gevemek; almak; zlmek. 5. mecaz. Derdini ve skntsn birine anlatarak ferah lamak; dearj olmak. 6. (Hayvan iin) bandan, ipinden kurtulmak. 7. Cinsel ilikide beli gelmek. boalta, -c [bo-al-t-a] is. fiz . Kapal bir yerdeki havay boaltmaya yarayan alet; hava boaltma ma kinesi. boalt, [bo-al-t] is. 1. Boaltma ilemi. 2. Sindirim

ve dier fizyolojik olaylar sonucu vcutta meydana gelen artklarn ve salglarn darya atlma ilemi; boaltm; ifra, boaltc, [bo-a-l-t-c] is. fiz . Ykleri ayn olmayan iki iletkeni ayn yk dzeyine getirmekte kullanlan yaltkan sapl iletken, boaltlma, [bo-al-t-l-ma] is. Boaltlmak ii. boaltlmak, [bo-al-t-l-mak] edil. fi. [-r ] Bo duru ma getirilmek, boaltm, [bo-al-t-m] is. 1. Boaltma ilemi. 2. Sis temlerin alabilmesi iin gerekli olan boaltma ilemleri; boalt. 3. biy. Sindirim ve dier fizyolo jik olaylar sonucu vcutta meydana gelen artklarn ve salglarn darya atlma ilemi; ifra. S boal tm aygt, Vcuttan dar atlm as g er ek en m ad d eler i toplayp boaltan organ. boaltma, [bo-al-t-ma] is. 1. Boaltmak eylemi. 2. Bir yerden herhangi bir durum nedeni ile toplu ola rak kma; tahliye. 3. Bir blgeyi terk etme. 4. Do kumaclkta zg levendini skmeden zgy gevetme. 5. Ykn tama aracndan karlmas. 6. Bir ateli silahn mermi kovann yataktan karma ya da ate ederek mermilerin tmn bitir me. 7. fiz . Elektrik ykn sfra indirme. S bo altm a havzas, co. Sularn b ir rm ak veya g le aktan y erlerin btn. boaltmak, [bo-al-t-mak] g l .f i [-r ] 1. Bir eyi bo duruma getirmek. 2. Bir eyi baka bir eyin iine tamamen dkmek; boca etmek. 3. Bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya ateleyerek bitirmek. 4. m ecaz. Derdini dkmek. 5. Kusmak. 6. Bal bir eyi veya cvatay gevetmek; amak. 7. Elektrik ykn sfra indirmek. 8. Bir yerde toplu hlde bulunan insanlar toptan darya karmak. 9. p sikol. e itilmi olan dnce ve eilimleri tek rar bilin alanna karmak, boaltmalk, - [bo-al-t-ma-lk] is. Bir su ya da sv tankndaki maddeyi tamamen boaltmak amacyla konulmu olan az ya da musluk, boam a, [bo-a-ma] is. Boamak eylemi, boamak, [eT. bo--mak (brakverm ek, salverm ek) l bo-a-mak] g l. fi. [ - r ] [-(u )-y o r] 1. {eT} Brak mak; terk etmek; ayrlmak. [KB] 2. {eT} Kurtarmak. [Gabain] 3. (Koca iin) eski hukuka gre ei ile ara sndaki nikh ban kaldrmak. 4. (Yarg vb. iin) kanunlara gre kar ile koca arasndaki evlilik ba nn sonlandrlmasma karar vermek. 5. a rgo. Vazgemek; deer vermemek. 6. {az} Yapp bi tirmek. [DS] boandrm a, [boa-n-dr-ma] is. Boandrmak ii. boandrm ak, [boa-n-dr-mak] gl. f i [-r ] 1. Bir akcnn nnde bulunan tpa veya set gibi engelleri kaldrarak hzla akmasn, boalmasn salamak. 2. Bal duran bir hayvan balarndan kurtarmak; serbest brakmak; badan kurtarmak. 3. Y ay ve

BO zemberek gibi kurulu bulunan esnek gereleri ku rulu kalmasn salayan trnaktan kurtarmak. 4. Boaltmak. 5. (Evli iftlerin) kanun gerei boan malarn salamak. 6. {az} At drt nal ile rahvan arasnda koturmak. [DS] boandurm ak, [boa-n-dur-mak fi. [-u r] Boaltmak, boanm a, [boa-n-ma] is. Geerli bir evliliin kanu nun ngrd sebeplerden dolay elerin saln da mahkeme karar ile bozulmas. 3 boanma da vas, huk. K a r veya k o c a tarafn dan ev lilik birli i n e son v erd irecek, bozucu y en ilik dou ran k a r a r a lm a k zere at dava. boanm ak1, [eT. bo-un-mak > bo-an-mak d n l.f. [-r ] [eT , eAT, -u r] 1. {eT} Kendini bir yer den kurtarmak; kurtulmak; serbest olmak; hr ol mak; bana buyruk olmak. [ETY] [EUTS] 2. {eT} Ba zlmek; boalmak. [DLT] 3. Bo kalmak; boalmak. {eAT} (ayn) 4. Birdenbire dar ura mak. 5. (Gergin bir zemberek vb. iin) birdenbire zlp almak; yuvasndan kurtulup frlamak, zlmek; kurulu hlden serbest hle gemek. 6. Birden gevemek; hlden dmek. 7. (Hayvan iin) balarndan ve iplerinden kurtulmak. 8. (Akc ve yamur iin) birden ve bol akmak. 9. Hngr hn gr alamak. 10. Syleyeceklerini birdenbire sy leyivermek. 11. m ecaz. Derdini anlatmak. S Bo an da semerini ye! ok o b u r k im seler iin s y le nen ay p lam a sz. boanm ak2, [bo-a-n-mak] dnl. f . [-r ] huk. (Kan koca iin) mahkeme karar ile evlilik birliini bitir mek; ayrlmak; ayann ban zmek; ev boz mak; yuvasn ykmak, boatm a, [bo-a-t-ma] is. Boatmak ii. boatm ak1, [bo-a-t-mak / j U i j J gl. f i [-r ] 1. Boama iini yaptrmak; ayrmak. {eT} (ayn) [DLT] 2. Boandrmak. 3. {eT} {eAT} Boaltmak; zmek. boatm ak2, [boa-mak > boa-t-mak] gl. fi. [-u r] {eAT} zlmek; braklmak, boboaz, [bo+boaz] sfi. 1. Saklanmas gereken srlar saklayamayp syleyiveren. 2. Yerli yersiz konuan; sr saklamaz; geveze; enebaz; laf; zev zek. boboazlk, - [bo+boaz-lk] is. Boboaz olma durumu. 3 boboazlk etmek, D nm eden, g e reksiz ve y ersiz konum ak. bou, [bo-u] {az} is. Kmr ykletirken boalan kfeleri motora atan hamal. [DS] bogunm ak1 [*bo-mak > bou-n-mak] {eT} , d n l.f. [-u r ] renmek; okumak. [Gabain] [EUTS] [Clauson] bogunmak2, [b > bo-un-mak] g s z .f. [-u r ] Bo kalmak; bo olmak; iten yorulmak. [DLT] {eAT} gl.

DliiHIMtf: SOM 653

bogurm ak, [*bo-mak > bou-r-mak] {eT} gl. f . [-u r ] 1. Eitmek; retmek; talim etmek. [EUTS] [ETY] [Gabain] 2. Akl vermek. [ETY] 3. Yapmak; dzene sokmak. [ETY] [Tekin] bogut, [*bo-mak > bou-t] {eT} is. 1. t; na sihat; talimat. [Gabain] [KB] 2. Okuma. [EUTS] 3. renme; renim; ders. [Clauson] [EUTS] [KB] bogut, [*bo-mak > bou-t-] {eT} is. ret men; muallim; mrebbi. [EUTS] bogutlanmak, [*bo-mak > bou-t-la-n-mak] {eT} dnl. f i [-u r] rak sahibi olmak; raklanmak; rak edinmek. [DTL] [Clauson] bogutlug, [*bo-mak > bou-t-lu] {eT} is. renci; renen; eitim altnda bulunan. [EUTS] [Clauson] bogutmak, [*bo-mak > bou-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] retmek; okutmak. [EUTS] bogutsuz, [bou-t-suz] {eT} sfi. Artk renmeyen. [ tigsizler] bolg, [bo-malc > bo-l] {eT} is. Kurbanlk. [EUTS] boka, [Srp, buka > boke] {az} is. 1. Testi. 2. Yayk. 3. F. [DS] bokut, [*bo-mak > boku-t] {eT} is. Okuma; renme; ders. [EUTS] bola, [eT. bo-la- / bo-la] {eAT} zfi. Bo olarak, bolag, [bo-l-mak > bo-l-] (b o la : ) {eT} sfi 1. Braklm; terk edilmi; bo verilmi. 2. Avare; bo. [KB] 3. Bo; gevek. [Yknek] bolaglanmak, [bo-la--la-n-mak] gsz. fi. [-u r] 1. Kzmak. 2. t tutmamak. [DLT] bolama, [bo-la-ma] is. Bolamak eylemi, bolamak, [bo-la-malc jo ilijj] {OsT} gl. fi. [ - r ] [l(u )-yor] 1. Serbest brakmak; kendi hline terk etmek. 2. Boaltmak. 3. lgi gstermemek; nem vermemek; ihmal etmek. 4. {az} Peini brakmak; vazgemek. [DS] 5. Kocalk grevini yerine getir memek. bolanm ak, [bo-la-n-mak ur] Terk edilmek; bo braklmak, bolk, [bo-lk] {eAT} is. Boanm olma; boanm olma hli. boluk, -u [eT. bo-luk is. 1. {eT} Kurtulma; serbest kalma. [KB] 2. {eAT} Bo kalm olma; bo anm olma. 3. Herhangi bir yerdeki oyukluk ve ukurluk. 4. Birbiri ardna gelmesi gereken nesne ler ve elemanlar arasndaki kesinti; aklk; ara; mesafe. 5. almadan, bo geen sre. 6. Psikolo jik olarak hissedilen bir eksiklik veya yoksunluk duygusu. 7. m ecaz. Yetersizlik. 8.fiz . inde hibir cisim bulunmayan uzay; vakum. S boluunu al m ak, a rg o. 1. B ir kim senin karn n a yum ruk atm ak. 2. B ir kim senin karnn k e s ic i y a d a d elici b ir sila h la yaralam ak.]] boluk tulumbas, K a p a l b ir y e r {OsT} edil, f i [-

T O lItH ff 1 . 6 5 9

BO T

d eki havay bo a ltm a y a y a ra y an a le t; h a v a b o a lt m a m akin esi; b oalta. bolukuluk, -u [bo-luk-u-luk] is. fe l. Tabiatta boluun bulunabileceini kabul eden felsef gr, boluklama, [bo-luk-la--ma] is. fz . Hareket ha lindeki bir svnn iinde buhar veya gazla dolu boluklar olumas, boluklu, [bo-luk-lu] sf. 1. Boluu olan. 2. m ecaz. Yeterli ve tam olmayan,
bolunm ak, [bo-mak > *bo-ul-mak > bo-(u)l-

bourkanm ak, [bou-r-ka-n-mak] {e t} gl. f . [-u r] 1. Kurtarmak. [Gabain] 2. Rahatszlk hissetmek. [EUTS] 3. Kendisini kusurlu saymak. [EUTS] 4. Kay glanmak. [EUTS] bourraak, [*bo-mak > bo()u-r-mak > bou-rmak] {eT} gsz. f . [-r] 1. renmek. [EUTS] 2. retmek; okutmak; ders vermek; talim ettirmek. [EUTS] [Gabain] boutgan, [bo-mak > bou-t-an] {eT} sf. 1. ok yumuatan. 2. shal eden; mshil. [DLT] boutm ak, [bo-mak > bou-t-mak] {eT} gl. f . [ur] 1. Brakmak. 2. Bo brakmak. [KB] 3. Serbest brakmak. [KB] 4. (Erkek iin) karsm boamak; einden ayrlmak. 5. shal etmek; yumuaklk ver mek. [DLT] b ot1, [Fr. botte] is. 1. Uzun konlu ve kapal ayakka b. 2. {az} izme boaz. [DS] bot2, [ng. boat] is. dnz. Bir tekneden kyya gidip gelmeye yarar kk sandal. bot3, [bot] {az} is. Deve yavrusu. [DS] bot4, [bot] {az} is. (Ku iin) kuyruksuz ya da kuy ruu ksa olan. [DS] bota, [eT. bot > botuk / boduk / boto] {eT} is. Deve yavrusu. b otak 1 - [bota-k] {az} is. Orta byklkte manda , yavrusu. [DS] botak2, - [bat-ak > botak] {az} Sereden biraz iri bir ku; batak; karatavuk, botalam ak, [bota-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()y o r ] (Deve iin) yavrulamak; dourmak. [DS] botanik, [Yun. botane (ot) + botanikos > Fr. botanique] is. Biyolojinin bitkileri ele alan ve b tn bitkisel yaam biimlerinin yapsn, zellikle rini ve biyo-kimyasal srelerini inceleyen bilim dal; bitki bilimi; nebatat; ilm-i nebatat. 0 botanik bahesi, B itki gru plar a ra sn d a ki a k r a b a lk iliki lerin i yan stm ak a m a cy la dzenlenm i canl bitki koleksiyonu. botaniki, [botanilc-i] is. Botanik alannda uzman lam bilim adam; bitki bilimci, botin, [Fr. bottine] is. Bir tr kapal kadn pabucu, botlac, [bot(a)-la-c ^ ve iin) gebe, botlak, - [bot-la-k] {az} is. 1. Deve yavrusu. 2. Manda yavrusu. [DS] botlam ak, [bort-la-mak > pot-la-mak {eAT} {eAT} sf. (De

u-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] (Kadn iin) doum yapmak; dourmak. [Clauson] Bonak, [Bosna (Y u goslavyad a b lg e ve kent) > bonyak] is. Bosnal veya kkeni Bosnaya ilikin olan. >5 Bonak erii, (az} E lle k o la y c a bl n ebilen m or ren kli iri ve s b e b ir tr erik. [D S]|| Bo nak gzeli, D olgun eh reli, sarn, a l y a n a kl g zel kz. bonak, - [bo-(u)n-ak] (az} is. Kocasndan kaa rak baka biri ile evlenen kadn. [DS] bonulmak, [bo-(u)n-ul-mak] {eT} g s z .f. [-u r] Ser best kalmak. [ETY] bou, [Far. p] {az} is. Erkekler tarafndan kulla nlan renkli, ipek ba rts; pou. [DS] boug, [bo-mak > bou-] {eT} is. 1. Ba; hediye; ihsan. [KB] 2. Balanma; azat; af; kurtulu; halas. [EUTS] [Gabain] 3. Han tarafndan dnmesi iin el iye izin verme; diplomatik izin. [DLT] 0 boug yarlg, A zat y a rl ; a za t belgesi. [EUTS] bougu, [bou--u] {eT} is. Salverme zaman. [DLT] boukmak, [bu-mak > bu-uk-mak / bo-uk-malc] {eAT} g s z .f. [-u r ] Kzmak, boumak, [bo-mak / bo-a-mak] {eT} g l . f [ - r ] 1. zin verip brakmak. 2. Boamak. [DLT] 3. Gnah balamak; a f etmek; kurtarmak. [Gabain] [EUTS] 4. gsz. Boalmak. 5. Boanmak. 6. zlmek; gevemek. bouna, [bo-u-n-a] zf. 1. Gereksiz yere; hibir gere i yokken. 2. Bir kazan elde edemeden; yararsz olarak; beyhude; nafile; havaya; sonusuz, bounak, - [bo-mak > bou-n-ak] {az} is. B o anma belgesi. [DS] bounsuz, [bo-mak > bou-n-suz] {eT} sf. Affe dilmez. [Clauson] boungu, [bou-n-gu / bo+umgu] {az} is. Serap. [DS] bounmag, [bo-mak > bou-n-ma] {eT} gsz. f . -* bounmak. bounnak, [bo-mak > bou-n-mak] {eT} dnl. f . [-ur] 1. Boanmak; serbest olmak; azat olmak; kur tulmak; serbest kalmak. [ETY] [EUTS] 2. Tvbe etmek; kusurunu aklamak. [EUTS] 3. Boalmak. [DLT] 4. Gnahtan kurtulmak; gnah kartmak. [Gabain]

{az} gsz. f [ -r ] [-l(u )-y or] (Deve iin) yavrula mak. [DS] 0 botlamah olmak, {eAT} (D eve iin) y a v ru la y a ca k durum a gelm ek. botlayc, [bot-la-y-c] {az} sf. (Deve iin) gebe; dourmak zere olan. [DS] botlug, [bd > bd-lu] {eT} sf. Boylu; boyu uzun olan. [Clauson]

BOT boto, [bota / botu / botu-k / bot] {eT} is. Deve yav rusu; potuk. [ETY] botolamak, [boto > bot-l-mak] (b o to .la .m a k ) {eTj g s z .f. [ - r ] (Deve iin) yavrulamak. [ETY] botor, [Mo. bagatur > botor] {az} sfi. (Kii iin) taknlk eden. [DS] botorluk, -u [Mo. bagatur > botor-luk] {az} is. Taknlk. [DS] bottu, [bot-u / bot(t)-u] {az} is. Ksa boylu adam. [DS] botu, [bota / bot / botu-k / bot] (botu:) {eT} is. 1. Deve yavrusu; potuk. [DLT] [Gabain] 2. ocuk; yavru; bebek. [KB] botuc, [eT. butik ? > botuc ^ j^ y ] {eAT) is. Emzikli toprak su kab; mlek, botuk, -u [eT. bot > botu-k] {az} is. Deve yavru su. [DS] botulanak, [bot > bot-l-mak] (botu. la .m a k ) {eT} g s z .f. [ - r ] (Deve iin) yavrulamak. botur, [Erme, potor j J * y ] {OsT} is. -* potur, b oturasam ak, [botur-a-sa-mak {eAT} gsz.

IiM Ilt SEb.


fasnn tepesi arasnda kalan uzunlamasna olan ls; endam. 2. {eAT} Beden; vcut. 3. Bir nes nenin tabannda en yksek noktasna kadar olan uzaklk. 4. ki boyutlu bir yzeyde en saylan ke narlar arasndaki uzunluk. 5. Byklk derecesi; beden. 6. Da, dere, deniz ve yol kys; uzants. 7. (Kuma iin) l. 8. At ve tekne yarlarnda ya rlar birbirinden ayran at veya tekne uzunluu birimi. 0 boy abdesti, M slm anlarca, cnplk a d verilen m a d d ve m an ev kirlilikten arn m ak iin el, az, burun ile vcudun btnn h i kuru y e r k alm a m a ca sn a y k a m a biim in d e f a r z o la n te m izlik; gusl.\\ boya ekmek, 1. B oy atm ak; uza m ak. 2. {eATj B a m sz ca i y a p m a k ; ayr b a ek m ek.,| boy alm ak, B oyu uzam ak; boylanmak.\\ boy | atm ak, B ym ek; uzam ak; gelim ek, boylanmak.\\ boya yetm ek, {eAT} B oy lan m ak; y kselm ek.| boy ] aynas, n san btnyle g steren a y n a ; en dam aynas. 1 boy bos (boy pos), 1. Vcudun boy bakm n 1 dan gzellii, biim i. 2. m ecaz. D e eri olm a, g e erlilik ,| boy bos devrilmek, (B eddu a o la ra k) | lmn d ilem ek ; lm ek .| boy bosun, {eAT} B oy | b o s ; endam . | boy bos yerinde, Uzun ve biim li; | yakkl.\\ boy boy, 1. B o y ca d e iik deiik. 2. D e iik b oy lard a. 3. Uzun b ir kuyruk oluturan k a la b a lk la r la .| boy br, {az} a r a f yerin e | kullanlan ift etek. [D S]|| boy uval, {az} En b y k uval. [D S]|| boydan am ak, 1. Snr g em e k ; fa z l a olm ak. 2. le r i varm ak. | boydan boya, B ir | utan d i er uca. | Boydan kesat, iten fesat, K sa | boylu larn kska n o la c a k la r n a d a ir yaygn k a n a a ti ifa d e ed en sz. | boy entarisi, T opu klara k a d a r | inen entari. | boy etmek, B oy larn a g r e sra la | m ak; iriliin e veya ufakln a g r e ayklamak.\\ boy gmlei, {az} K olsu z ve uzun kadn i a m a r; kom binezon. [D S]|| boy gstermek, 1. G rn m ek ; o rtay a km ak. 2. G steri yapm ak. 3. H ib ir i y a p m a d an o rtalkta grnmek.\\ boy bklmek, {eAT} B eli bklmek.\\ boy krk, D iz k ap a kla rn dan a a y a k a d a r uzanan krk.\\ boy lmek, i. Y arm ak; r e k a b e t etm ek. 2. G ve nfuz y arn a girim ek. | boy srm ek, B oyu uzam ak; b o y ca b | y m ek; boylanmak.\\ boy tfei, {az} T ek kurun atan, insan boyun a y akn uzunluktaki tfek. [D S]|| boyu batm ak, {az} (Svm e ve kt d ilek o la ra k) lm ek. [D S]|| boyu boyanmak, {az} (Svm e ve kt d ile k o la ra k ) lm ek. [D S]|| Boyu (bosu) dev rilsin! (devrilesi), lsn!" an lam n da bed d u a .| .. | boyu, (T am layan a ba l o la ra k ) 1. Boyu kadar. 2. Sresince.\\ Boyu bacadan m at? (K zlar iin) D a h a ev len ec e k y a a g elm edi. " an lam n daki sz. | | boyu b erab er, K en d i boy u n ca; boyu kadar, y etikin.| boyu boyuna, huyu huyuna, E ler a ra sn d a | ki fiz ik ve d avran uyumluluu.\\ boyu gzel, {az} G rm ce. [D S]|| boyuna alm ak, {eAT} Yanm a a l m ak; ken din e a rk a d a edinm ek. | boyuna biilmi |

f i [->'] (Dii deve iin) erkek deve ile iftleme iste inde bulunmak; kzmak, boturm ak, [-p+tur-mak / -p+otur-mak > -(b)oturmak] {az} yar. fi. [-u r] Srdrmek; bir dzende durmak. [DS] N e yapalm , a lp boturuz. bovarizm [Flaubertin Madam Bovary romanndan > Fr. bovarysme] is. p sik ol. Gen kadnlarn, sosyal ve duygusal doyumsuzluklara bal olarak, kendi lerinde hissettikleri eksiklik duygusunu tatmin amacyla kendini beenme ve hayal dnyasna s nma eklinde grlen ruhsal dengesizlik, bovartlak, - [bo-ar-t-la-k] {az} is. Grtlak. [DS] bovasamak, [bo-a-sa-mak / bov-a-sa-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [-s()-y or] Yorulmak. [DS] bovurm ak, [ba-r-malc / bo-ur-malc > bo-vur-mak] {az} g s z .f. [-u r] Barmak. [DS] boy, [bod > boy lSjJ is. sosy. 1. Ortak bir atadan geldiklerine inanan, ortak bir sosyal dzen ierisin de yaayan insanlarn meydana getirdikleri en basit topluluk; klan; ulus; kavim; kabile; airet; hsm. {eT} [DLT] 2. Eski Trklerde zellikle de Ouzlarda temel siyasi ve sosyal birlik. 3. {eAT} Bir airetin kollarndan her biri, fi1 boy ba, {eAT} K a b ile reisi.|| boy begi, {eAT} Boyun b a k a n ; a iret re is i.| | boy boylam ak, {eAT} B ir kim senin soyunu sa y a r a k vm ek. | boy beyi, 1. Yurdunda boyu ile b irlikte y a | a y a n ve boyunu b ir dev let dzeni iin de yn eten bakan . 2. {az} A a ; ileri g elen ; ky by. [DS] 3. {az} A iret reisi. [D S]|| boy beyi gibi, siz g sz. boy2, [bd (vcut, beden ) > boy ,jy\ (bo:y) is. 1. V cudun, insan ayakta dik durduu zaman, yerle ka

.6 6 1

BO Y

kaftan, B ir insan iin, y a p a b ile c e i en iyi iy.|j bo yuna bosuna bakm adan, Yapsna ve g c n e b a k m adan; gcnn s tnde.\\ boyuna bosuna bak mamak, Ya bakm ndan k k oluunu g z niine alm adan byklerin y a p a b ile c e i b ir ie k a lk m ak.| boyuna vermek, B ir elb isey i kum an boyu | nag r e k esm ek ve dikmek.\\ Boyun bir kar uzad artk, G ereksiz bir i y a p a n a sy len en o k ey kazandn, ykseldin. an lam n da sylen en a la y sz.| boyundan byk ilere kalkmak, ste | sinden g elem ey ece i, b a a ra m a y a ca ilere k a l km ak,| boyunda olmak, {az} ( ocu k iin) an a | karnnda olm ak. [D S]|| boyunun lsn almak, 1. B irinden b e k led i i ilgiyi ve yakn l g r e m e mek. 2. Yetersizliini ve beceriksizli in i anlam ak. 3. B ir kez den em i olmak.\\ Boya srk, akl ylk, Uzun boylularn aklnn kl oldu u eklin d ek i y a y gn k an aa ti belirten szJjh boy verm ek, 1. (Su iin) insann boyunu a a c a k derin likte olm ak. 2. Suyun derinliini ken di boyu ile lm ek. 3. B ym ek; g e limek. 4. (K um a iin) e lb is e o la c a k uzunlukta o l mak. 5. {az} F e la k e te d ay an m ak; sabretm ek. [D S]|| boy vermem ek, (Su iin) insann boyunu g em ey ecek k a d a r st .o lm a k .| boy virm ek, {eAT} | 1. taa t etm ek; boyun em ek. 2. K efil gsterm ek. boyJ, [bod / boy] {eT} is. Renk; boya. [Gabain] [EUTSj boy4, [boy {eAT} is. . Derece; mertebe; ayar. 2.

fo lk . K z evin de gelinin sa la r boyan rken y ap lan e len c e [D S]|| boya gn, fo lk . K n a g ecesin d en iki gn n c e g elin e kn a h a zrlam a k iin toplanm a]] boya kalemi, 1. rencilerin resim y a p m a kta kul lan dklar ren kli kalem ler. 2. M akyaj kalem i. | boya | kk, D o a l o la r a k b o y a eld e etm ekte kullanlan bitki k k le r i; k k boya.\] boya kullanmak, B oy a n m ak, m aky aj yapm ak. | boya kutusu, i in e b o y a j kon ulan eitli kutular]] boya maddesi, H ayvan ve bitki d o ku la rn a ren k veren m adde. | boyas atm ak, | R en gi solm ak]] boyas meydanda, {az} N e o ld u u belli. [D S]|| boya tahtas, {az} Sandaln y a n tahtas stndeki tahta. [D S]|| boya tutm ak, 1. B o yay kabullenm ek. 2. B oy a l e y le r a ra sn d a uyum veya ben zerlik olm ak]] boya vurm ak, B oy a s r m ek ; boyam ak. boyac, [boya-c] is. i . Boya reticisi. 2. Boya satc s. 3. Boyama iini yapan kirnse. 4. Meslei ayak kab boyamak olan kimse. 5. / azf Gz boyayc; sihirbaz. [DS] t? boyac kedisi, Trl ren k lere b o yan m ; m aska ra gibi]] boyac kpei, Trl ren g e boyan m ; m aska ra g ibi]] boyac kp, I. E skiden kum a ve ipliklerin bo y a n m ak iin d a ld rld k tan kp. 2. a b u cak y a p lam ay acak, zam an a la c a k i le r iin kullanlan B o y a c kiip m bu ? D aldrp karalm . sznde g e e n deyim.\\ boyac kpne girmi gibi, o k fa z la m akyaj yap m k ad n la r iin s y len ir.| boyac sand, A yakkab boyaclarn n | b o y a a r a g erelerin i koyduklar, m terilerin ay akkabsn boy arken ay aklarn bastrdklar ta n a b ilir z e l sandk. boyaclk, - [boya-c-lk] is. 1. Boya retim . 2. Boya satcl. 3. Boya yapan kimsenin meslei, boyam , [boya-m] {az} is bot. Kk krmz renkli boyar madde olarak kullanlan, bir iki metre boyunda, soluk sar iekli, rizomlu, ok yllk bir tr ot; boyalk; boya ili; kk boya, (R bia tinctorum ). [DS] boyahane, [boya + Far. hne] (b o y a h a .e) is. Boya ve boyama ileri yaplan yer. boyak, - [eT. bodu > boy-ak iIjjj) {eAT} {az} is. Boya. [DS] boyakc, [boyak-c {eAT} is. Boyac,

{az} Para: kere; kez; miktar. [DS] boy5, [bod > boy] is. Hikye; bir Tiirk boyunun ge miine ait kahramanlklarn anlatm. "D edem K o r kut geldi, boy boylad, so y sa y lad .. Dede Korkut Kitab. boy6, [Far. b (koku) > by [Tietze] {eT} is. To humu pastrma emeninde kullanlan bir bitki; boy otu; poy otu, (T rigon ella foeo g ra ecu m ). {eAT} (ay n) [DLT] S boy otu, bot. B ak la g illerd en , beyaz, mavi ve sa r iekli, ezildi in de kuvvetli b ir koku yayan tohum lar ku ru tu larak em en y a p la n bir bitki; boy otu; em en, (T rigon ella faen u m -g ra ecum). boy , [Ing. boy (olan)} is. Smrgelerde uak olarak kullanlan genlere verilen ad. boya, [eT. bod-u > bod-u (renk) > boya / boyak] is. 1. Renklendirmek veya d etkenlerden korumak amacyla eyann dna srlen veya iine katlan renkli madde. 2. Renk. 3. Yaz mrekkebi. 4. Mak yaj. 5. Makyaj malzemesi. 6. m ecaz. Aldatc gr n. ff boya abra, K u m alarn iyi boyan m am as sonucu, a kl koyulu olm as. | boya aac, K abuu d ericiler tarafndan b o y a y a p m a k iin kullanlan bir tiir kayn a a c .| boya alm ak, yi bo y a n r o l | mak]] boya atm ak, 1. B oyam ak. 2. (B oyal b ir ey iin) rengi solm ak]] boya fras, B o y a ve ba d a n a yaparken kullanlan z e l fr a ] ] boya gecesi, {az}

boyalam a, [boya-la-na] is. Boyalamak ii. boyalam ak, [boya-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()-y o r] 1. Geliigzel boya srmek. 2, Boya lekesi olutur mak. 3. (Solan amar gibi eyler iin) rengi baka birine bulamak. 4. {az} Kandrmak; gzn bo yamak. [DS] boyal, [boya-l] sf. 1. Boyanm. 2, Boyaya batrl m olma durumu. 3. Renkli. 4. (Kadm iin) ar makyajl. 5. argo. Mavi ispirto. boyal basn, Okuyucusunun ilgisini ek m ek iin y azd an d a h a o k ren kli resim lere y e r veren basn a rac.

BOY

MTICSM.
Soluk. 4. (Kadn iin) boya kullanmam; makyaj sz. boyata, [? boyata] is. arg o. K ; gt. boyat, [bayat / boyat] {az} is. At. [DS] boyatlma, [boya-t-l-ma] is. Boyatlmak ii. boyatlmak, [boya-t-l-mak] edil. fi. [-r ] zerine bo ya yaptrlmak, boyatm a, [boya-t-ma] is. Boyatmak ii. boyatm ak, [boya-t-mak] gl. [-r ] Birine boyama iini yaptrmak, boyayc, [boya-y-c] is. Boyamaya yarayan; boya yan. boybamak, [borb-mak / boyb-malc] {eT} gl. f i [-r ] ( iin) savsaklamak. [DTL] boyca, [boy-ca] ( b o y c a ) zfi 1. Boya gre. 2. Boy bakmndan. 3. ..in boyu kadar. 0 boyca evlat, Bym yetim i o c u k .| boyca gnaha girmek, | B yk b ir gn ah ilem ek y a d a ilen m esin e se b e p olm ak. | boyca kalbn basm ak, Btn varl ile | k e fil o lm a k; g ven m ek; inanmak.\\ boyca kefil ol m ak, B iri h a kk n d a h i dnm eksizin k efil olm ak. boydak, - [Far. paydak > Ar. baydak > boydak] {az} sf. 1. Yk olmayan yaya. 2. Bekr; yalnz. 3. ocuksuz kadn. 4. Babo; isiz. 5. Kt kadn. [DS] boydan, [boy-dan] sf. Belirtilen nitelikte olan; .. e itten. boyda [boy-da {eAT} gl. sf. 1. Ayn boyda olan. 2.

boy alk, - [boya-llc] is. 1. Boya konulan kap veya yer. 2. Boya yapmnda kullanlan malzeme. 3. { z} bot. Kk krmz renkli boyar madde olarak kullanlan, bir iki metre boyunda, soluk sar iekli, rizomlu, ok yllk bir tr ot; boyalk; boya ili; kk boya, (R ubia tinctorum ). [DS] 4 sf. Boya ya pm iin ayrlm olan; boya yapmnda kullanlan,

boyam a, [boya-ma] is. 1. Boyamak ii. 2. Renkli yazma veya mendil. 3. Rengi sonradan verilmi olan. 4. {az} Boyanm bez, alvar, barts vb. [DS] S boyam a kitab, eit. ocuklarn e l a lk an lklarn gelitirm ek, ren kleri tanm alarn s a la m a k a m a cy la hazrlan m b o y a n a b ilir kitaplar. boyam ak, [eT. bodu-mak > boy-mak] gl. f . [ - r ] [y (u )-y o r] 1. zerine boya srerek veya boya iine batrarak renklendirmek. 2. m ecaz. Kk dr c ar sz sylemek; hakaret etmek; aalamak. 3. {az} (Koku iin) ortal kaplamak. [DS] boyan, [t. pian => boyan bitkisi. b oyan a1 [boya+Far. hne] (boy a:n a) {az} is. Boya , evi. [DS] boyana2, [t. (Vend.) baona] (b o y a n a ) is. d m . San dal ktan yrten ksa krek; boyna, boyanac, [boyana-c] (boy a:n ac) {az} is. Boyac. [DS] boyandibi, [t. pian => meyan > boy-an+dib-i oIjjj {eAT} is. Meyan kk. boyandurm ak, [boya-n-dur-mak f . [-u r] Boyamak; boyanmasn salamak, boyank, - [boya-n-k {OsT} sf. Boyanm; boyal. boyanm a, [boya-n-ma] is. Boyanmak eylemi. boyanm ak1, [boy > boy-an-mak f . [-u r] Erimek; ulamak; uzanmak. boyanm ak2, [boya > boya-n-mak] dnl. f i [-r ] 1. Kendi kendini boyamak. 2. Yzne boya srmek; makyaj yapmak. 3. edil. fi. Biri tarafndan boya ya plmak; zerine boya uygulanmak. 4. zerin'e boya dklmek, srlmek veya baka bir eyin rengi gemek. boyanmak"1 [Far. by => boy-a-n-mak] {az} gsz. , fi. [ -r ] 1. Zkkmlanmak. 2. Zehirlenmek. [DS] b o y ar1 [boya-r] sf. Boyayc nitelii olan. 0 boyar , madde, B az o rtam lard a znerek, ortam a ren k veren m adde. 2. biy. H cre z suyunda eriy ik h a ld e bulunan ren k v erici m adde. boyar2, [Rus. boyarin / Slav, bolyarin] is. 1. Prensin arkadalarnn oluturduu st snf. 2. Rusya, Tuna blgesi ve Transilvanyada soylulara verilen un van. 3. Eflak ve Bodan soylusu, boyasz, [boya-sz] sf. 1. Boyanmam. 2. Renksiz. 3. {eAT} dnl. {eAT} is. bot. Meyan

{eAT} is. Boylar denk olanlar; akran; emsal,

boydalk, - [boy-da-lk] is. Boyda olma durumu, boyn, [boyn / moym] {eT} is. 1. Boyun; ense; ger dan. [EUTS] 2. Vcut. [EUTS] 3. Tutamak. [DLT] boykot, [ng. (C h a rles B o y c o ttun adn dan ) > boycott] is. 1. Bir kurulua, bir kimseye veya lkeye bask yapmak amacyla onlarla her trl ilikiyi kesme. 2. Bir ii bir davran yapmama karar al ma. 3. hulc. Bir insan topluluunun bir plana gre veya aniden bir veya birden fazla kii ile sosyal ve ktisad ilikilerini kesmesi. 0 boykot etmek, B ir ii b ir davran y a p m a m a y a k a r a r verm ek. boykotaj, [Fr. boycottage] is. Boykot etme, boykotu, [boykot-u] is. Boykot yapan veya boyko ta katlan kimse, boykotuluk, -u [boykot-u-luk] is. Boykotu olma durumu. boykutmak, [boy-(u)k-ut-mak ?] {az} gl. fi. [-u r] Reddetmek; geri vermek. [DS] boyla1, [Alt. / Proto-Bulg. boyla] {eT } is. Bir rtbe; unvan. [Tekin] boyla2, [Yun. poreia> poyra] {az} is. 1. Deirmeni eviren ark dndren suyun kt delik; poyra. 2. Deirmen oluu. [DS] 0 boyla kaz, {az} S a ba n ku laklarn n g eti i a a . [DS]

663

BO Y

boylam, [boy-la-mak > boy-la-m] is. ast. Yeryzndeki herhangi bir noktann meridyen dairesi ile ba lang seilen Greenwich gzlemevinin meridyen dairesi arasndaki a deeri; tul. boylama, [boy-la-ma] is. 1. Boylamak eylemi. 2. {az} Bir bala boyna balanan muska. [DS] 3. {az} Kadn entarisi. [DS] S boylam a halat, B a lk an d ik tutm ak iin, an b a tarafn dan b ir m an tara b a lan an ip. boylamak1, [boy > boy-la-mak gl. f . [-r ] [l(u)-yor] 1. Boylu boyunca dalmak; btn vcu duyla girmek; batmak; inmek. {eAT} (ayn) 2. Yk selmek; kmak. boylamak2, [boy > boy-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l(u)y o r ] 1. stemeye istemeye bir yere gitmek zorunda kalmak. 2. Holanlmayacak bir durum almak. boylamak3, [boy > boy-la-mak j^io] {eAT} gl. f . [r] [~l(u)-yor] 1. Boy lmek. 2. Boy lmek. boylamak4, [boy > boy-la-mak l(u)-yor] {eAT} Srekli olarak izlemek, boylamasna, [boy-la-ma-s--n-a] zf. Uzun tarafna gelecek ekilde; uzunlamasna; boyun ynnde, boylan, [boy-la-n] {az} is. Kibir. [DS] boylan, [boy-la-n-] is. Boylanmak ii veya bii mi. boylanma, [boy-la-n-ma] is. Boylanmak eylemi, boylanmak, [boy-la-n-mak] d n l.f. [-r ] Boyu uza mak; boy atmak; gelimek; bymek. boylamak, [boy-la--mak ur] Boy lmek, boyler, [ng. boiler] is. Hem stma, hem de kullan ma suyunu stan kazan, boyh, [Yun. boulcla / vukla] {az} is. Kan tekerle inin dingilden kmamas iin maz bana taklan ivi. [DS] boylu, [boy-lu] sf. 1. Boyu uzun olan; bacakl; en daml; ehlevent. 2. {az} Gebe. [DS] S boylu bos lu (poslu), B oyu uzun v e g sterili olan. | boylu | boyuna, (nsan iin) b ed en i btn o la ra k . | boylu | boyunca, 1. Boyunun uzunluunca. 2. Btn uzun luuna. boyluca, [boy-lu-ca] sf. Biraz uzun boylu, boylug, [eT. bd-lu] feT} sf. Boylu, boylum, [boy-lu-m] {az} zf. Boyunca. 0 boylum, {az} B oylu boyunca. [DS] boylum {OsT} ite, f . [g l. f . [-r ] [-

{eT} edil, f i [-u r] Kafas karmak; bunalmak. [Cla uson] boym am ak, [moyum > *boym-mak] {eT} gsz. f i [r ?] Karmak; dolamak. [Clauson] boym am ak, [*bonum / boyum / moyum > boy(u)m-a-mak] {eT} gsz. fi. [-u r] 1. Dolamak. [DLT] 2. (p vb. iin) almamak; karmak. [DLT] boymul, [buy-mul > boy-mul / J^._jj] sf. 1. {eT} (Doan iin) beyaz boyunlu. [ETY] 2. {eT} {OsT} (Hayvan, ku vb. iin) boynunda beyazlk olan; boynunda renkli bir halka bulunan. [DLT] 3. is. {OsT} Doan trnden yrtc ku, (C ircus cyaneus, C. ceru g in osu s). 4. {az} Boynu siyah koyun. [DS] boyna1, [boy / be+ana] {az} is. Nine. [DS] boyna2, [t. baona] is. dnz. 1. Sandal ktan yrten ksa krek. 2. {az} Balk kaynda dmen yeri ne kullanlan kk krek. [DS]S boyna etmek, San dal ktan tek k rekle yrtmek. boynak, [boy-n > boy()n-ak / moynok] {eT} is. 1. Dar geit. 2. Da boynu; belen. [DLT] 3. Ylana a veren keler. [DLT] 4. sf. {az} Boynu eri; eri. [DS] boynam ak, [boy-()n-a-mak / moyno-mak] {eT} gsz. f . [-r ] 1. Kurulmak; gururlanmak; bbrlenmek; marur olmak. 2. (At iin) dik bal olmak; diren mek; inat etmek; itaatsiz olmak. [DLT] boynatmak, [boyna-mak > boyna-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] Dik ballk ettirmek; itaatsizlik ettirmek. [DLT] boynra, [boy-()n--ra {eAT} zf. Boynu zerine, boynok, [boynok / boynak] {eT} sf. - * boynak. boynuk, -u [boy-(u)n-ulc] {az} sf. Boynu ksa. [DS] boynul, [*moy-mak / boy-mak > *boy-(u)m > boy mul] {eT} sf. (Doan iin) beyaz boyunlu. [ETY] boynuz, [mn-mek (binm ek) + -iz (ikili o klu k ek i) > mn-z / min-iz > bn-z > boynuz] is. 1. Baz hayvanlarn banda bulunan, trnaks maddeden sert ve sivri knt. 2. (Bceklerde) duyarga. 3. Hacamat ileminde kullanlan alet. 4. Barbarlarn iki kadehi olarak kullandklar kz boynuzu; hanap. 5. kz boynuzunun ucuna delik alarak yaplm bir tr mzik aleti; yuh borusu. 6. {az} Keiboynuzu; harnup. [DS] S boynuz ekmek, H aca m a t etm ek; kan almak.\\ boynuz dikmek, (K adn iin) b a k a b ir er k e k le cin sel iliki k u ra ra k k oca sn aldatmak.\\ boynuz emek, 1. K a r ta ra fn gcn k a b u l etm ek. 2. stem ey e istem eye k a b u l etm ek. | boynuz, kula gemek, (Sonradan y e ti j e n ler iin) b ir kon u da n cek ilerd en d a h a stn o lm a k .I boynuzlan yaldzlatmak, T ekrar tek ra r ] ald a tlm ak,| boynuz takm ak, 1. (E rkek iin) kars | veya b a k a b ir yakn kadn tarafn dan aldatlm ak. 2. (K adn iin) ein i aldatmak.\\ boynuzu kurtlu, Yakm olan b ir kadnn b a k a la r ile iliki ku rm as n a aldrm ayan veya bunu sa lay an erkek.

boyma, [boy(a)-ma] {az} is. Gelinlere rtlen kr mz bir rt. [DS] boymak1 [*moy-mak / bon-mak] {eT} gsz. f . [-u r] , Karmak; kark durum almak. [Clauson] boymak2, [boy-mak] {az} gl. f i [ - a r ] Yorumlamak. [DS] boymalmak, [moy(u)m-al-mak > boy-(u)m-al-mak]

BOY boynuzcuk, -u [boynuz-cuk] is. anat. Buran bo luklarnn d yan eperinde bulunan kk ke mik kntsnn ad. boynuzlama, [boynuz-la-ma] is. Boynuzlamak ii.

S I M I R M .

boyralam ak, [boy-ra-la-mak] {az/ gl. f i [- r ] (Ac iin) tazelenmek; yinelenmek. [DS] boyraz, [Yn. borias => boyraz raz. {OsT} is. Poy

boynuzlamak, [bovnuz-la-mak] gl. fi. [- r ] [-l(u)boysuz, [boy-suz] s f 1. Boyu benzerlerine gre daha y o r ] 1. (Hayvan iin) boynuzu ile vurmak; ssmek. ksa olan. 2. m ecaz. Fitneci. 2. m ecaz. (Kadn iin) baka bir erkekie sevierek boyum, [*moy-mak / boy-mak > boy-um / moy-um] kocasn aldatmak, {eT} sf. Kark. [Clauson] boynuzlanma, [boynuz-la-n-ma] is. Boynuzlanmak boyun1, -ynu [eT. bofi / boy > boy-m > boy-un eylemi. is. anat. 1. Gvdenin ba ile omuz arasnda kalan boynuzlanmak, [boyuz-la-n-mak] edil. f . [-r ] 1. ksm; dem elmas; boaz; emik; imik; mk; sa Boynuz darbesine maruz kalmak; boynuz yaras kak. {eT} (ayn) [DLT] [EUTS] [Gabain] 2. gnl. ie, almak. 2. m ecaz. (Erkek iin) kars veya yakn gm, testi gibi aralarla vida gibi gerelerin nis tarafndan baka bir erkekle aldatlmak. 3. dnl. fi. peten dar olan st blmleri. 3. Sorumluluk; mesu (Hayvan iin) boynuzu kmak; boynuz sahibi ol liyet. 4. Kefil; st; uhde. {eAT} {az} (ayn) [DS] 5. mak. Bir engebenin, bir dan keskin srtnn alalan ve boynuzlama, [boynuz-la--ma] is. Boynuzlamak br yamacna gemeye elverili yeri, {az} (ayn) eylemi. [DS] 6. {eAT} Deveboynu denilen gerdanlk. 7. {eT} boynuzlamak, [boynuz-la--mak] gsz. f i [-r ] Boy Vcut. [EUTS] 8. {az} Tomurcuk. [DS] S boyn nuz haline gelmek, urm ak, {eAT} B am k esm ek .| boyna almak, B ir l boynuzlatma, [boynuz-la-t-ma] is. Boynuzlatmak ii y a p m a y y a d a birin e bakm ay stlenm ek. | boy | ii. na binmek, 1. Z orlam ak. 2. A ralk v erm ey erek d e boynuzlatmak, [boynuz-la-t-mak] gl. f i [ - r ] 1. diin i y ap trm a k ,| boyna geirm ek, E sir ve k le | Bakm ve gzetimi altnda bulunan bir hayvan ta h lin e koymak.\\ boyna sarlm ak, Sevgi g ster rafndan, baka bir hayvana veya insana boynuz m ekr.| boyn bunlu, {eAT} Boynu bkiik; m ahzun,j j | darbesi vurarak yaralanmasna sebep olmak. 2. boyn burulm , {eAT} B oynu bkiik; mahzun.\\ (Erkek iin) karsnn, kendisini bakas ile aldat boynma alm ak, {eAT} zerine a lm a k ; stlenmek.\\ masna gz yummak veya frsat vermek, boynna el brakm ak, {eAT} B oynuna sa rlm a k .| | boynuzlu, [boynuz-lu] sf. 1. Boynuzu bulunan (hay boynma kol brakm ak, {eAT} B oynuna sarlm ak]] van). 2. m ecaz. Karsnn veya yaknlarndan bir boynma salm ak, {eAT) K en d isin e b ra k m a k; s kadnn iffetsizliine gz yuman (erkek). 3. argo. m arlam ak]] boyuma sarm ak, {eAT} B ir kim seye Troleybs. holan m ad b ir ii y klem ek]] boynn burm ak, {eAT} Boynunu b km ek; szlanm ak]] boynn u r boynuzlubee, [boyuz-lu+bce jljjiy i] {OsT} mak, {eAT} B an kesm ek]] boynu altnda kal is. Salyangoz; kabuklu smkl bcek, mak, (B ed d u a iin) b a n a b e la g elm ek ; lm ek]] boynuzlugiller, [boynuz-lu-gil-ler] is. zool. Kei, Boynu altnda kalsn (kalasca)! Birinin lmn koyun, sr ve antilop gibi ii bo ve atalsz s dilem e, bed d u a]] boynu arm u t sapma dnmek, rekli boynuza sahip bulunan, gevi getiren, ift tr ok zayflam ak]] boynu buruk, {az} I. Yetimlik nakl, kpek dii ve st ene kesici dileri olmayan ten d o la y iizgiin olan. 2. insan pisli i. 3. D alnda memeliler familyas, (B ovidae). olm u, sa p bklm incir. 4. M eneke. [D S]|| boy boynuzluteke, [boynuz-lu+teke] is. zool. Knkanatl nu bkk (burulu), 1. Yoksun. 2. zgn, kederli]] lardan mee aacnda yaayan, trtl aata derin boynu eri, 1. H er ey i k ab u l e d e c e k durum da. 2. delikler aan, sadece geceleri dar kan oduncu! Zavall. 3. {az} H erh an g i b ir seb ep ten birin e sz bir bcek, (C eram byxeros) s y ley em ey ecek , itiraz e d e m e y ec e k durum da o lan ; boynuzsu, [boynuz-su] sf. Boynuz gibi; boynuzu o kim seye kar m innet duyan. [D S]|| boynu kldan andran. ince olmak, D oru ve h a kl b u la ra k verilen g rev i boynuzsuz, [boynuz-suz] sf. Boynuzu olmayan. itirazsz k a b u l etm ek]] Boynu kopsun! "lsn!" b o y ra1, [Far. briy] is. 1. Hasr. {azj (ayn) [DS] 2. an lam n da bed d u a]] boynuna, stne. | boynuna | alm ak, Verilen b ir g rev i stlenm ek]] boynuna {az} Kara rt; toprak dam. [DS] atlmak, Sevin ve mutluluktan sev d i i birinin boy b oyra2, [Yun. pouria => borya / boyra] {az} is. 1. nuna sarlm ak]] boynuna atm ak, K a b a h a ti bir Deirmen arkna arpan suyun kt ortas delik b a k a sn a y klem ek]] boynuna geirm ek, /. Bir para; poyra. 2. Deirmen oluu. 3. Araba tekerle ey i ken din e m al etm ek. 2. Z im m etine geirm ek]] inin ortasna taklan metal oluk. 4. Topraktan ya boynuna kol (el) brakm ak, B oynuna sarlm ak]] plan su borusu; kiremit knk. [DS] boyra top boynuna salmak, K en disin e brakm ak, sm arla rak , {az} K ra toprak, [DS]

m iB T lK S K M .6 6 5

BO Y

m ak.\ boynuna sarm ak, B ir k im sey e holan m ad | bir i yklem ek. | boynunda kalmak, B ir sz ve | selam y er in e iletm edi i veya b ir b o rcu d em ed i i iin zerinde b ir ykm llk o la r a k k a lm a k .| boy | nunu bkmek (burmak), 1. A cn a ca k b ir durum da ve a resiz lik iin de kalm ak. 2. B ir durumu veya b ir ii ister istem ez k ab u l etm ek.j| boynunu krmak, (H akaret o la ra k ) din lem eden ve sy len en i y a p m a dan ek ip gitm ek. | boynunu uzatm ak, 1. H er eye, j her cez a y a raz olm ak. 2. H er ie k arm a k; burnu nu sokmak.\\ boynunu vurm ak, 1. B a m boynun dan k e s e r e k ldrm ek. 2.' {az} B u dam ak; y a l kiitii tepesin den kesm ek. [DS][] boynunu yemlie uzatr gibi, K en dini teslim etm i o la r a k .| boynu | uzak, {az} Gurbet. [DSj|[ boynu uzun, {az} K a r n dar, boynu uzun y o u rt m lei. [D S]|| boynu yosn, {az] Boynu kaln ve im an. [D S]|| boyuna almak, {eAT} Yanm a a lm a k ; ken din e a r k a d a etmek.| boyun alm ak, {eAT} K efil o lm a k ; zerine | alm ak. | boyun ba, G m lek y a ka sn n altndan | g eirilerek s s o la ra k balan an , z e l o la r a k y a p l m, uzun ve en lice kum a p a r a s ; kra v at.| boyun | balamak, 1. ta a t etm ek. 2. T evekk lle k a r la mak.^ boyun bast, {az} G erdanlk. [D S]|| boyun bezi, {OsT} Boyun a tks.| boyun borcu, 1. M innet | duygusundan dolay y a p lm as g er ek en hareket, i. 2. Yapmay, y er in e getirm eyi ken d isi iin ykm l lk saym a dur umu.\\ boyun bkmek, /. aresiz k alm ak 2. aresizliin i k a b u l etm ek. | boyun cebe | si, {OsT} Boynu kap lay an gerdanlk.\\ boyun ekici, {OsT} K im sey e boyun e m eyen ; itaatsiz. | boyun | dartmak, {eAT} 1. K en din i g e r i ek m ek ; kanm ak. 2. K ibirlen m ek ,| boyun dutm ak, {eAT} 1. A zm et | mek; zerine alm ak. 2. Boyun e m ek ; rza g s te r mek,| boyun emek, 1. K arsn dakin in gc k a r | snda b ir ey y a p a m a y a ra k rza g sterm ek ; ister istemez raz olm ak. 2. Y alvarr b ir durum a lm a k | | boyun kesmek, 1. B an em ek. 2. B ay a bir h l de itaat etm ek, jj boyun krm ak, 1. ekip gitm ek. 2. H er arta v e cez a y a rza g sterm ek. 3. Sayg g ste risi o la ra k a y ak ta durup b a n e d oru bkmek.\\ boyun kst, {az} G erdanlk. [D S]|| boyun komak, {eAT} l. T eslim iyet gsterm ek. 2. S elam v ere ne kar esen lik dilemek.\\ boyun kk, {az} Ense. [D S]|| boyun kt, /az} E nse. [D S]|| boyun ol mak, 1. /eAT} {az} K e fil o lm a k ; sorum luluu ze rine alm ak. [DS] 2. /az} K en din i b ir ie verm ek. [D S]|| boyun sunmak, /eAT} taa t etmek.\\ boyun tartm ak, /eAT} 1. K en din i g e r i ek m ek ; kanm ak. 2. K ibirlen m ek.j| boyun tucu, (az) E n se kk. [D S]|| boyun tutm ak, /eAT} 1. A zm etm ek; zerine almak. 2. Boyun e m ek ; rza g s te r m e k | boyun | tutulmas, S e b e b i n e o lu rsa olsun ar k as g erg in liinden d olay ban h a rek etlerin i en gelleyen b o yun ars. \ boyun urgan, {az} n eklerin boynu \ na taklan urgan. [D S]|| boyun uzatm ak, R za g s

ter ere k b ek lem ek .| boyun vermek, {az} 1. Yar | dm y a p m a y a s z verm ek. 2. K e fil olm ak. 3. K en a sin e v er ilec ek h e r trl cezay g z e alm ak. [DS]j| boyun virmek, {eAT} 1. ta a t etm ek; boyun em ek. 2. K e fil g sterm ek.| boyun vurm ak, Boynundan | k esm ek su retiyle ldrm ek. boyun", [bod > bod-un] /eT} is. -* bodun; budun. boyuna1, [boy-u-n-a] sfi Ene dik durumda; uzunla masna; boyunca. boyuna2, [boy-u-n-a] (b o y u n a ) zf. Hi durmadan srekli olarak; aralksz; aleddevam; ardk; dumaksjzm; faslasz; inktasz; layenkati; muttasl; mtemadiyen, boyunca, [boy-u-n-ca] (b o y u n ca) zf. 1. Boyu veya uzunluu kadar. 2. Srd zaman kadar; sresin ce. S boyunca ocuu olmak, Yetikin ocu u olm ak. | boyunca gnaha girmek, o k byk g | n a h a girm ek. boyuncak, - [boy-un-cak] /az} is. Boyunduruk. [DS] boyunduruk, -u [boyun-turuk / boyun-duruk] is. 1 ift sren veya araba eken kzlerin, birlikte ekmelerini salamak amacyla iki ucu kzlerin boynuna, ortas da saban veya kanya balanan uzun aa. /eT} (ayn) [DLT] [EUTS] [Gabain] 2. m e caz. Zulm ve zorbalk biimindeki madd ve m a nev bask; esaret, klelik. 3. naatta iki dikme arama yatay olarak balanan atk; kiri, lento. 4. spor. Grete rakibin bam koltuk altna alp kol dolama eklindeki oyun. S. itlerin arasndan ge memeleri iin hayvanlarn boynuna taklan bir tr halka. 6. Mengenenin st ksmndaki kemer bii minde olan blm. 7. /az} Maden ocaklarnda yaplan balarn st ksmlarm balayan yatay di rek. [DS] S boyundurua almak, spor. G rete ra k ib in e boyunduruk vurmak. | boyundurua | vurm ak, B ask altn a a lm a k .| boyunduruk altna | girmek, B akasn n em ir ve b asks altn a girm ek. | | boyunduruk ba, {az} K an kolunu y a d a s a ban okunu boyundurua ba lay an kay. [DS]j| bo yunduruk hakk, tar. m paratorlu k dnem inde, t m arl sip a h ile r e verilen top raklard an alnan rn vergisi.| boyunduruk paras, fo lk . B ir m ah a lled en | veya kyden b a k a y e r e g id en g elin iin kaynatann o y erin d elika n lla rn a verdii bahi. boyundruku, [boyun-duruk-u] is. Boyunduruk yapan usta. boyundurukla, [boyun-durak-lu] sfi . Boynuna boyunduruk taklm olan. 2. is. Kle, boyunlamak, [boyun-la-mak {eT} /OsT} gl. f i { - r j Boyuna vurmak; boynunu krp ldrmek. [DLT] boyunlu, [boy-un-lu] sfi. Kaln enseli. boyunluk1, -u [boyun-luk sorumluluu zerine alma. /eAT} is. Kefalet;

BOY boyunluk2, -u [boyun-luk] is. tp. 1. Boynun dik durmasn salayan salk gereci. 2. Boynu souk tan korumak iin kullanlan dokuma ya da kuma paras. boyunsak, - [boyun-sa-k] is. 1. Hayvanlarn bo yunlarna taklan ember. 2. mim. Stun taban ya da stlerinde iki yarm daire silme arasna alm ters yay eklindeki veya boyun gibi oyuk olarak alm silme biimi, boyunsalk, - [boyun-sa-lk] {az} is. 1. Hayvann boyu altndan geen, geme ve yulara taklan ip. 2. Boyun atks. 3. Hamut. [DS] boyntruk, [boy-un+t(u)r-uk] {eT} is. Boyunduruk. [EUTS] boyut, [boy-ut / Ar. bu'ut] is. 1. Bir cismin herhangi bir yndeki uzanm; buut, (1937). 2. (Soyut bir kavram iin) ele alnan deiik ynlerden her biri. 3. m ecaz. Nitelik; genilik; byklk; dzey; ap; hacim; kapsam. 4. m ecaz. Durum. 5. mat. (Cisim veya ekil iin) llebilen en, boy, ykseklik ya da derinlik gibi dorultudan her biri; buut. 6. .sosy. Kavranmaa allan bir toplumsal olay meydana getiren elerin tm. S boyut kazan m ak, Yeni b ir durum, ierik, g en ilik y a d a k apsam kazan m ak. boyutlandrm a, [boy-ut-la-n-dr-ma] is. Boyutlandrmak eylemi,

M K S Z . L K
boz laf, {az} A nlam sz sz. [D S]|| boz madde, anat. Beynin d, om uriliin i ksm nda y e r alan sin ir h creleri ta b a k a s.| boz muhalif, {eAT} K irli | b o z .| boz sulu, {az} m lek k eb a b . [D S]|| boz toprak, {az} 1. B oz renkli, killi toprak. 2. yi rn veren sert toprak. [D S]|| boz yakal, ifti; kyl]\ boz yaz, {az} iy i rn veren tarla. [D S]|| boz yel, Gney y a d a gn ey batd an esen lk r zgr; lo d o s .| boz yer, {az} B ozkr. [D j S]|| boz yrk, {az} st h a f i f benekli, uzun b ir ylan. [DS] boz2, [boz] {eT} is. Tiksinti; nefret; kin. [Gabain] [EUTS] boz3, [boz] {az} is. Kurt; bozkurt. [DS] b oza1, [? boza] {az} is. Yn ceket. [DS] boza2, [Far. / Sogd. buza (m sr) / eT. bohsum / boz mak > boza] (b o za) is. Msr, arpa ve buday gibi tahllarn hamurunun ekitilmesi ile elde edilen ko yu ve mayho bir iki. {eT} [Nevy] S boza etmek, U tandrm ak,| boza gibi, (Svlar iin) koyu ve bu | lank:| boza olmak, U tanm ak; bozum olm ak. | bozac, [boz-ac y y ] {eAT} sf. Boz renkte; boz renkli. [DK] bozac, [boza-c] is. Boza yapan veya satan kimse, bozaclk, - [boza-c-lk] is. Boza yapma ve satma ii. bozagu, [boz-] {eT} is. Buza. [ETY] [EUTS]

bozagulamak, [bozau-la-mak] {eT} gl. f . [-r ] boyutlandrm ak, [boy-ut-la-n-dr-mak] gl. f i [-r ] Buza dourmak; buzalamak. [ETY] 1. (Soyut bir kavram iin) kapsad alann snrla bozaanlk, - [boz-aan-lk] {az} is. Bozguncu rn belirlemek. 2. Yap elerini ve bileenlerini luk; geimsizlik; mzklk. [DS] belirli bir lye getirmek, bozahane, [boz-a+ Far. hne (ev, y er)] (bo z ah a ;n e) boyutlanm ak, [boy-ut-la-n-mak] dnl. f. [-r ] (So is. Boza retimi yaplan veya satlan yer. yut bir kavram) nitelik, durum ve kapsam bakmn bozak, - [boz-ak / mozak] {az} is. 1. Manda. 2. dan yeni zellikler kazanmak, Domuz yavrusu. 3. Erkek ocuk. [DS] boyutlu, [boy-ut-lu] sf. (Belirtilen sayda) boyutu obozaki, [boz-mak + Yun. -aki] {az} is. Bozulmak lan. anlamndaki b o z a k i olm ak sznde kullanlr. boyutsal, [boy-ut-sal] sf. Boyuta ilikin, [DS] 0 bozaki yapm ak, {az} R ezil etm ek. [DS] boyutsuz, [boy-ut-suz] sf. fz . Boyutu olmayan; bu bozal, [boz-al] {az} is. Boz kei. [DS] sebeple saysal deerlerle ifade edilemeyen byk bozalak1, - [boz-alalc / boz-anak] {az} is. 1. Eg lk. zama tr bir deri hastal. 2. sf. Kel. [DS] b oz1, [eT. bz j j J is. 1. Ak toprak rengi. {eT} (ayn) bozalak2, - [moza / boza-lak] {az} is. 1. Yaprak [DLT] [Gabain] [Tekin] [ETY] 2. sf. Bu renkte olan. 3. {eAT} (Toprak iin) almam ve srlmemi. 4. {OsT} is. Gzbebeinde grmee engel olan beyaz lk; aksu. 5. {az} renim grmemi, herhangi bir gelime ve eitim grmemi basit kii; yoz adam. [DS]t3 boz bulam a, {az) Un o rba s. [D S]|| boz bulank, D uru olm ayan, o k bulank.\\ boz deve, {az} K k b ir y e r li d ev e tr. [D S]|| boz duman, {az} S isli ve frtn a l hava. [D S]|| boz dmek, {az} 1. G z b e b e in d e lek e olum ak. 2. H ayvan la rn g z n e p e r d e inmek. [DS]j| boz erke, {az} B o z ren kli kei. [D S]|| boz gne, {az} S o u k ve gn esiz hava. [D S]|| boz kavara, {az} Sska. [D S]|| boz kra, {az} K o katm zam an. [D S]|| tomurcuu. 2. alnn taze srgn. 3. Taze msr koan. [DS] bozalanm ak, [bozal-mak > bozal-an-mak] dnl. f i [ -r ] Nemlenmek. [DS] bozalt, [boz-al-t] {az} is. Alaca karanlk. [DS] bozamk, - [boza-mk] {az} is. 1. Yakacak olarak kullanlan ufak boz renkli bir ot. 2. Gelip geici yamur; bulutlu hava. [DS] bozan, [boz-an] {az} is. Srlmemi, boz tarla; boz lak. [DS] bozanak, - [boz-anak] {az} sf. 1. Tozlu; dumanl. 2. Sarmal biimde kvrlm. 3. is. Topa. [DS] bozancalk, - [boz-an-ca-lk] {az} is. Kavga. [DS] {az}

P M S M 667 bozanclk, - [boz-an-c-lk] {az} is. Kavga. [DS] bozant, [boz-ant] {az) is. 1. Sulak yer. 2. Otlak. 3. Da. [DS] bozar, [boz-ar] {az} is. Ayp; kusur. [DS] bozarak, - [boz-()-ra-k / boz-(a)-ra-k djlj.*] {eAT} sf. Bozca; bozumsu; boz renge yakn, bozaran, [boz-ar-an] {az} is. Haziran ve austos ay lar. [DS] bozarant, [boz-ar-an-t] {az} is. Hafif boz renkli lik. [DS] bozark, - [boz-ar-k] sf. Bozarm; boza alar renkte. bozarnt, [boz-ar-mt] {az} is. Hafif boz renklilik. [DS] bozarma, [boz-ar-ma] is. Bozarmak eylemi, bozarmak, [boz-ar-mak j j j J gsz. f i [-r ] 1. Boz bozcl, [boz-cl bozumtrak.

BOZ

{eAT} sf. (At iin) boz renkli;

bozdagan, [buz-mak (bozm ak) > *buz-da-mak > bozdaan OLjjJ {eAT} is. Demir topuz; grz. bozdamak, [boz-da-mak] {az} gsz. f i [ - r ] [-d(u )y o r ] Komak. [DS] bozdoan, [buz-mak (bozm ak) > buz-dur-an > boz doan o lf c s ^ ] {eAT} is. 1. Demir topuz; grz. 2. yi cins bir armut. bozdoan1 [boz+doan] is. z oo l. Kartalgillerden , Avrupa ve A syada yuva yapan, klar tropikal blgelerde geiren, gri-mavi srtndan dolay boz renkli grnen, krmz paal, gzlerinin etraf si yah tylerle evrili, kk kular ve kemirgenlerle beslenen bir doan tr, (F a lc o aesalon ). bozdoan2, [buz-mak (bozm ak) > buz-dur-an > buzdoan] is. Yenieriler tarafndan kullanlan ve atlarnn eyerlerinde asl duran alt toplu grz, bozdurm a, [boz-dur-ma] is. Bozdurmak ii. bozdurm ak, [boz-dur-mak] gl. fi. [-u r] 1. Bozmak iini birisine yaptrmak. 2. Byk miktardaki para y daha kk paralarla deitirmek. 3. a rgo. (Kz iin) bekretinin giderilmesine izin verecek ilikiye girmek. S Bozdur bozdur h arca, Yetersiz o la n b ir eyin o k az olduunu an latm ak iin sylen en a la y sz. bozdurtm a, [boz-dur-t-ma] is. Bozdurtmak ii. bozdurtm ak, [boz-dur-t-mak] gl. f i [-u r ] 1. Boz mak iini ikinci dereceden birisine yaptrmak; bozmak iini yaptrmak. 2. Birisinin bozmasna izin vermek veya gz yummak, bozdurulm a, [boz-dur-ul-ma] is. Bozdurulmak ii. bozdurulmak, [boz-dur-ul-mak] edil. fi. [-u r] Boz mak eylemi yaptrlmak, bozgak, [boz-mak > boz-ak / buz-galc [Clauson]] {eT} sf. 1. Bozulmu. [EUTS] 2. Ksa. [Clauson] 3. is. Bozulma. [EUTS] bozgeven, [boz+geven] is. bot. Yurdumuzda Erciye danda yetien bir tr geven, (A stragalus m icrocephalus).

renge girmek; sararmak. 2. {az} Rengini atmak; rengini atarak solmak. [DS] 3. {az} Utanmak; utantan kzarmak. [DS] 4. {az} Yz ekitmek; surat asmak. [DS] 5. {az} (Karpuz, kavun iin) ol gunlamak; kzarmak. [DS] 6. {eAT} Krlamak; sa rarmak; aarmak, bozart, [boz-ar-t-] {az} is. 1. Deride grlen yer yer morluk; boz renk. 2. Tarlada ya da dalarda grlen yer yer ak renk yerler. 3. Ekinin yer yer yeilden sarya dnerek sararmaya, olgunlamaya balamas; ekinin olgunluk belirtisi. 4. Hayal meyal grlen ey. [DS] boza, [boz+a] {az} is. Bulgur, yarma vb. eylerle yaplan bir tr orba. [DS] bozatmak, [boz-at-mak] {az} gsz. f i [-r ] Gzn renkli ksmnda beyaz bir leke meydana gelmek. [DS] bozay, [boz+ay] is. zool. Prene ve Balkanlarda ya ayan, hem etil hem otul, insana kolay alan, arka ayaklar zerinde dorulabilen bir ay tr; koca olan, (U rsus arctos). bozbakal, [boz + Yun. pakalos => boz+bakal] is. zool. Asya ve Avrupann ormanlk kesimlerinde yaayan boz renkli, ancak ba, kuyruk sokumu ve bann arkas beyaz, bcek ve meyvelerle besle nen, sinekkapangillerden bir tr ard kuu; top karn ard kuu, (Trdus pilarisu ).

bozgun, [boz-gun] is. 1. Bir topluluk iinde karlkl gvenin bozulmas ile ortaya kan karklk; peri anlk. 2. Yenik den ordunun, asker disiplin ve bozba, [boz+ba] {az} is. 1. Kavurma et. 2. Ka balant ynnden yaad karklk ve perianlk; vurmann az kzarm hli. 3. Yahni. 4. S. 5. hezimet. 3. {az} shal. [DS] 4. {az} Bozuk para. Tirit. [DS] [DS] 5. sf. Bozgunluk iine dm olan; perian. 6. {az} Salk durumu bozuk; zayf. [DS] 0 bozgu bozca, [boz-ca sf. 1. Boza alan renkli; bo na dmek, {az} s h a l olm ak. [D S]|| bozguna u zumsu. 2. is. lenmemi, allk toprak; ham tarla. ram ak, Yenilip p er i a n olm a k ; byk b ir y en ilgiye S bozca a, {eAT} Yourtlu orba.\\ bozca a, uram ak. | bozgun sylemek, {eAT} B ir eyin iyi ve | {eAT} -* bozca a. kt y an larn s y lem ek ; tenkit etmek. bozcana, [boz-ca-n-a] {az} sf. 1. Rengi boza alar; bozguncu, [boz-gun-cu] sf. Bir toplulukta gven sar bir para boz. 2. Biraz bozucu; bir para utandrc. sc ve kiileri birbirine drc durum yaratan; [DS]

BOZ

IMIMSM.
Tarlay srp ekmeyerek bo brakmak; gen b rakmak. [DS] bozlan, [boz-la-n / boz-lan] {az} s f 1. Boz renkte olan. 2. Kireli toprak. [DS] bozlatm ak1, [bozl-mak > boz-la-t-mak] {eT} gl. f. Brtmek. [DLT] b ozlatm ak', [boz-la-t-mak] {az} gl. f . [-r ] Tarlay nadasa brakmak. [DS] bozluk, -u [boz (bez) > boz-luk] {az} is. Pamuklu dokuma; bez. [DS] bozma, [boz-ma] is. 1. Bozmak ii. 2. {az} Pamuu toplanm tarla. [DS] 3. sf. Biimi ve kullanl de itirilmi olan. 4. Melez, bozmac, [boz-ma-c] is. Eski eyleri satn alp boz duktan sonra para para satan kimse, bozmak, [eT. buz-mak (ykmak, krm ak) > boz-mak] gl. f . [ - a r ] 1. Bir eyi kendisinden bekleneni yeri ne getiremeyecek duruma drmek; ykmak; kr mak; paralamak. {eT} (avn) [DLT] [EUTS] [ETY] 2. Bir yerin veya bir eyin dzenini kartrmak. 3. Zarar vermek, dokunmak. 4. m ecaz. Kt duruma getirmek; kt etkide bulunmak. 5. Geersiz duru ma getirmek; iptal etmek; hkmsz klmak. 6. m ecaz. Birini, beklemedii davran gstererek krmak; yalann ortaya kararak kk drmek. 7. Yenmek; bozguna uratmak. 8. Byk paray ufak birimlere ayrmak. 9. Altn paraya; dvizi Trk parasna evirmek. 10. Ba ve bostamn en son kalan rnlerini de toplamak. 11. m ecaz. (Bir eyle akln) yitirecek derecede ilgilenmek. 12. Ak ln kaybetmek. 13. (Erkek iin) bir kzn bekretini gidermek. 14. Biimini ve kullanln deitir mek. 15. Birini, yalann meydana kararak utan drmak. 16. (Mide iin) yiyecek zarar vermek. 17. m ecaz. yi davranlar ktye evirmek. 18. {az} Tarlay rn almmdan sonra ilk defa srmek. [DS] bozman alk, - [boz-man-ca-lk] {az} is. 1. Ara bozma. 2. Pazarlktan cayma; sznden dnme. [DS] S boznancalk yapm ak, A ray bozm ak; p a z arl b o zm ak; sznden d n m ek; caym ak. bozrdek, -i [boz+rdek] is. zool. Sk sazlkl su larda yaayan, amuru szmek iin yzeyi kart ran, ba pek fazla ssl olmayan bir tr rdek, (Anas strep era). bozrak, - [boz-ra-k] sf. Rengi boza alan, boztagan, [eT. buz-mak (bozm ak) > buz-dur-an > boztaan jU t j^ ] {eAT} is. Demir topuz; grz, boztogan, [eT. buz-mak (bozm ak) > buz-dur-an > boztoan y ] {eAT} is. Demir topuz; grz, bozucu, [boz-ucu] sf. Tahrip edici. bozuk2, -u [buz-mak > buz-uk > boz-ulc J j j j ;] sf. 1. Bozulmu olan; krk; ykk. [DLT] {eT} (ayn) 2. lemeyen ya da salkl almayan. 3. Dzensiz. 4. Kusurlu. 5. m ecaz. Kt. 6. (Yemek iin) kok-

anarist; as; fesat; blc; kara al; itia; kundak; militan; ordubozan; ykc, bozgunculuk, -u [boz-gun-cu-luk] is. Bozguncuya yakr davran ve tutum, bozgunluk, -u [boz-gun-luk] is. 1. Bozgun. 2, Boz gun olann durumu; perianlk, bozguntu, [boz-mak (utandrm ak) > boz-gun-tu] { z} is. Srprize uramak ya da utanmaktan ileri ge len aknlk; bozuntu. [DS] bozrak, [boz--rak J j j J {eAT} sf. Bozca; bozumsu. bozkr, [boz+kr] is. lkbaharda yeeren yaz ortalar na doru kuruyup sararan otsu bitkilerle kk aaklardan meydana gelmi bitki rts; step; badiye; beyaban; burtlak; kepir. S bozkr sanat, sanat, tar. Bronz a n d a M o olistan dan R om an y a a k a d a r uzanan A vrasya bozkrlar alan n da y y a a m o la n g e b e topluluklarn m eydan a g etir dikleri sa n a t eserleri. bozkrlam a, [boz+kr-la--ma] is. Bozkrlamak ey lemi. bozkrlamak, [boz+kr-la--mak] g s z .f. [-r ] Yk sek boylu aalarn yok olmas ile erozyona ura yan toprak zerindeki bitki rts, giderek bozkr bitkilerine dnmek; bozkr hline gelmek. bozkun, [boz-kun ji j y ] {OsTj sf. Bozuk, bozkunluk, -u [boz-kun-luk zukluk. bozkurt, -du [boz+kurt] is. Mitolojiye gre, Gktrk hanedann kk olan Asenanm tremi olduu sylenen efsanev bir dii kurt. bozlak1 - [boz-la-k] is. 1. Srlmemi, nadasa , braklm tarla; gen. 2. Verimsiz tarla veya ayr, imen. 3. Killi toprak. bozlak2, - [boz (yans.) > boz-la-mak (barm ak, b rm ek) > boz-la-k] is, miz. 1. Orta ve Gney Anadoluda sylenen bir tr uzun hava makam. 2. Bu makama uygun olarak sylenen ackl konular olan trkler. 3. {az} Hikye. [DS] bozlakJ, - [boz-la-k] {az} is. 1. Boz renkli bir tr ku. 2. Yasz ra; rasz odun. 3. sf. Boza alar renkte olan; bozumsu. [DS] bozlak4, - [boz-la-mak > boz-la-k] {az} is. 1. Ynden rme ksa kollu giyecek; hrka; aba. 2. Ekmek yaparken kullanlan byk yn rt. [DS] bozlama, [boz-la-ma] is. Bozlamak eylemi. bozlamak1, [bos / buz / bus (yans.) / *boz (keder) > boz-la-mak j i y J {eT} gsz. f . [ -r ] [ - l(u)-yor] 1. Ses vermek; barmak; brmek. {eAT} (ayn) [DLT] [DK] 2. (Dii deve iin) yavrusunu armak iin ses karmak. [Nevy] 3. (Matemliler iin) sesli olarak yas tutup alamak. [Nevy] 4. m ecaz. lk atmak. bozlamak2, [boz-la-mak] {az} g l.f. [-r ] [-l(u )-yor] {OsT} is. B o

fllK

wmSflEbH 669________________________________

____________________________ B B

mu; yenmeyecek duruma gelmi; bayat. 7. m ecaz. (Kii iin) kzgn; sinirli. 8. m ecaz. (Kii iin) ke yifsiz; skntl. 9. (Maden para iin) deeri kk. 10. {az} (Kz iin) baldre olmayan. [DS] 11. is. {az} Kt kadn. [DS] 12. {OsT} mz. Uzun sapl tambur ile balama tipinde, makamdan makama geite akort edilmesi gerekli olan bir telli alg. 13. {az } Ekini biilip alnm tarla. [DS] 14. {az} Ekin bime, rn kaldrma zaman; sonbahar. [DS] 15. {az} Eski tip bir av tfei. [DS] 0 bozuk adam, F itneci, ahlaksz, batan km kim se.| bo | zuk adm, Uygun adm yryte a h en g i bozan, dzensiz yryenlerin adm . | bozuk atm ak, 1. | Sinirlendiini, fkelen d i in i b e lli etm ek. 2. A zar lam ak; paylamak.\\ bozuk alm ak, C an sklm , yz aslm o lm a k .j bozuk dzen, 1. D zeni b o | zuk o la n ; dzensiz. 2. A hlak bozuk. 3. miiz. Trk h a lk m ziinde b a la m a la rd a uygulanan bir uyum dzeni.\\ bozuk p ara, U fak birim lere ayrlm olan p a r a ; ufaklk.\\ bozuk p ara gibi h arcam ak , tib a rn ve d e erin i d recek e k ild e birin den y a r a r lanm aya kalkm ak. bozuk2, -u [boz-ulc] {az} is. Armut. [DS] bozukluk, -u [boz-uk-luk] is. 1. Bozuk olma duru mu. 2. Kk deerde maden para, bozulacak, - [boz-ul-acak] sf. 1. Bozulabilir bir nitelik tayan; bozulan. 2. Kolay bozulan. 3. (Para iin) bozukluk hle getirilebilecek nitelikte olan, bozulamak, [bo (yans.) > bo-z-u-la-mak] {az} gsz. fi [-r] [-l(u )-y or] 1. (Deve iin) ac ac barmak. 2. Kuvvetli bir ekilde iniltili ve ac ses karmak. 3. Deve gibi barmak. 4. (Su iin) alamak. [DS] bozulamak, [bozu-la--mak] {az} ite, f i [-r] (Develer iin) bir arada barmak. [DS] bozulma, [boz-ul-ma] is. Bozulmak eylemi, bozulmak, [boz-ul-malc] edil. fi. [-u r ] 1. Biri tarafn dan bozma eylemi yaplmak. {e l '} (aym) [DLT] 2. {az} (rn alnan tarla iin) ekime hazrlk olarak tekrar srlmek. [DS] 3. {az} (Kz iin) kzl giderilmek. [DS] 4. dnl. (Yiyecek) salk asn dan yenilmeyecek duruma gelmek, kokmak, eki mek. 5. iyi ve deerli niteliini yitirmek. 6. m ecaz. Saln yitirerek gten, kuvvetten dmek. 7. (Ordu iin) yenilmek; bozguna uramak, dalmak. 8. m ecaz. Bir kimseye kzmak; sinirlenmek, bozulmaz, [boz-ul-maz] sf. 1> Bozulma nitelii ol mayan. 2. Harekete veya dinginlie kar hibir eilimi olmayan; eylemsiz, bozulu, [boz-ul-u] is. 1. Bozulma ii. 2, Bozulma biimi. ' v bozum, [boz-um] is. 1. Bozulmak eylemi ve sonucu. 2. Utangalk; mahcupluk; kk dme. 3. {az} rn ahnmj^arlay yeni ekime hazrlk olarak srme; anz bozma. [DS] 0 bozum etmek, Utan drm ak; m ahcu p etmek.\\ bozum havas, argo. U-

tangalk, mahcupluk.\\ bozum olmak, argo. U ta n a ca k durum a dm ek; utanm ak; m ahcu p olm ak. bozumca, [Far. buzmce tr kertenkele, bozumtuk, [boz-umtuk {OsT} sf. Boza alar, is. Boz renkli bir

bozun, [bod-un] {eT} is. -* bodun; budun, bozunm a, [boz-un-ma] is. fiz. 1. Bir atom ekirdei nin enerji yayarak veya alarak ktle, yk, mr vb. nitelikleri farkl bir ekirdee dnmesi olay. 2. Kuma boyalarnda eitli etkenlerin neden olduu bozulma. bozuntu, [boz-guntu / boz-mtu] is. 1. Bozulmu bir nesneden arta kalan; dknt. 2. Kendinde bulun mas gerekli nitelikleri tamayan. 3. aknla dme. 0 bozuntuya uram ak, akn la d m ek ,| bozuntuya vermem ek, H oa gitm eyen b ir | durum da veya yan llkta fa r k etm em i g ib i d a v ranm ak. bozuma, [boz-u-ma] is. Bozumak eylemi, bozumak, [boz-u-mak] {eT} ite, fi. [-u r ] Aralar almak; dostluklar bozulmak. [DLT] bozuuk, -u [boz-u-uk] sf. Aralan ak, bozuk olan. bozuukluk, -u [boz-u-uk-luk] is. 1. Bozuuk ol ma durumu. 2. Karlkl bozulma iinde, bozyrk, - [boz+yr-k] is. zool. Kk bal, kaln ve ksa kuyruklu, zararsz ve zehirsiz bir y lan, (Eryx). b 1, [ba / be / b / bo / b / b (yans.)] is. 1. (nsan iin) barma, seslenme, gevezelik etme, yksek sesle konumay, seslenmeyi anlatan kk. [Zlfkar] b-gr, b- (ii)l-e-m ek 2. (Hayvan iin) barma, seslenme, brme anlatan kk. [Zlfkar] b-g rmek, b-r- br a la m a k ; b-r-t-lek. b2, [eT. by / bg / b y ] (b :) {eAT} is. 1. Zehirli rmcek; tarantula. 2. {az} is. Korkun yaratk; korkun bcek. [DS] 0 b bc, {az} Z ehirli rm cek. [DS] b3, [b] (b :) {az} is. Korkutma sz. [DS] bbek, -i [bebek / bbek] {az} is. Bebek. [DS] bbrek, -i [eT. br > bg()r-ek / bgrik > byrek > bbrek] is. 1. anat. Kandaki zararl maddeleri szen, idrar salan, karn blgesinin arkasnda omurganm iki yannda birer tane bulunan fasulye biiminde organ. 2. sf. Bbrek biiminde olan. 0 bbrek dkl, tp. B b re in a n o rm al s a r k m as.| bbrek genilemesi, tp. B b r e k havuzcu | unun id ra r birikm esi sonu cu g en ilem esi.| bb | rek ta, tp. B b rek te id ra r iin deki kalsiyum b ile iklerinin knts ile olu an ta.| bbrek st | bezi, anat. H er iki b bre in zerinde ve b b r e k yuvasnn iin de y e r alan, so ld a k i b b r e i ta kk e g ib i rten, s a d a k i ise bir virgl an d rr h a y at

BB

IMIltf SM .

nem tayan h orm on lar salg lay an isa lg bezi. | bcekil, [bcek-il] sf. biy. (Hayvan ve bitki i| bbrek ya, K a sa p lk hayvan larn b b r ek le ri et in) bceklerle beslenen, ra fn d a toplan an i ya. | bbrek yata, {az} bcekilik, -i [bcek-i-lik] is. 1. pelcbcei yeti | K a s a p lk hayvan larn srt ksm ndaki d iken si kn tiricilii veya koza ticareti. 2. {az} Pezevenklik. tnn iki y a n n d a bulunan et; fileto . [DS] [DS] bbrekli, [bbrek-li] sf. 1. Bbrei bulunan. 2. Belir bcekiller, [bcek-il-ler] is. zool. ki yz kadar tilen sayda ya da nitelikte bbree sahip olan. 3. tr bulunan, sivri fare, kirpi gibi bceklerle besle {az} Yrekli; cesur; gl. [DS] nen, karada yaayan memeli hayvanlar takm, bbreksi, [bbrek-si] sf. Bbrek biiminde olan, bbr, [Far. bebr] is. zool. 1. Suriyede yaayan, ko bay byklnde, uzun burunlu, ksa kuyruklu, benekli derili, gzleri frlak, toynakl ve memeli, yrtc bir hayvan; Suriye daman, (H yrax syriensis). 2. Kibir; kendini byk grme. S bbr bbr, Yksekten a ta ra k ; gurur la.\\ bbr bbr bbrlenmek, o k bbrlenm ek. bbrlenme, [bbr-le-n-me] is. Bbrlenmek eyle mi. bbrlenmek, [Far. bebr (leo p ar) > bebir-le-n-mek / bbr-le-n-mek] dnl. f . [-ir ] Kendini beenmek; vnerek kabarmak; kurumlanmak; kibirlenmek, bbrl, [bbr-l] sf. vn dolu, bbrt, [bbiir-t] is. Bbrlenme, bce, [eT. bg-ek > bce(k)] {az} is. 1. Drtten ok baca bulunan kk hayvan. 2. Akrep, yan, rmcek gibi zehirli bceklerin genel ad. 3. Kor kun bcek; korkun yaratk. 4. Srtlan. 5. Kurt. 6. pek bcei. [DS] S bce brt, {az} A krep, yan, r m cek g ib i z eh irli b cek ler. [DS] bcek, -i [eT. b / b (rm cek) > b-cek / b-c > b-ck > b-cek] is. 1. Trake solunumu yapan, ba gsnden ayr, her bir paras birbirine ek lemle balanan ve birer ift bacak bulunan bo um gvdeli, omurgasz kk hayvanlarn genel ad; haarat; haere. {eAT} (ayn) 2. Kelebek, kurt ve trtl dnda kalan kk hayvancklarn halk ara sndaki ad. 3. stakozgillerden ilk ayaklar kt ks kal, 3 0 - 40 cm. uzunluunda, sar renkli, yenile bilen bir deniz hayvan; langust. 4. m ecaz. Sevimli ocuk. 5. tar. mparatorluk dneminde eski hrsz ve yankesicilerden kurulu gizli zabta tekilatnda, aralarnda kadnlarn da bulunduu grevlilere ve rilen ad. 6. argo. Etken e cinsel erkek. 1: argo. Gizli dinleme aygt. S bcei snmek, {az} G c tkenm ek; umutsuzlua dm ek. [D S]|| bcek ba, {OsT} tar. B ir tr z a b ta grevlisi.\\ bcek k arm ak , ip e k b c e i yetitirm ek. | bcek bilimci, | z oo l. B c e k bilim i konusunda uzm anlam kim se. | | bcek bilimi, zool. B c e k le r i in celeyen bilim d a l; en tom o lo ji.| bcek kabuu, 1. B c e k kabu u ren | gi. 2. M etal p a rlak l n d a , y e ille m or a ra s renkte olan. bcekba, [bcek+ba-] is. tar. mparatorluk dne minde gizli polis rgtnn yneticisi, bceki, [bcek-i] {az} is. 1. Kk tccar; esnaf. 2. Kt kadn. 3. Pezevenk. [DS] (Insectivora). bcekhane, [bcek+ Far. hne (ev)] (b cek h a ;n e ) is. pek bcei yetitirilen yer; bceklik, bcekkapan, [bcek+kap-an] is. bot. Baz organlar bcek yakalamaya ve sindirmeye elverili bitkilerin genel ad, (Apocynum, D ion ea, d rosera). bceklenme, [bcek-le-n-me] is. Bceldenmek ey lemi. bceklenmek, [bcek-le-n-mek] dnl. f. [-ir ] 1. inde veya stnde bcek remi olmak; bitlen mek. 2. {az} m ecaz. Oyalanmak. [DS] bcekler, [bcek-ler] is. z oo l. Vcutlar ba, gs ve karn olmak zere e ayrlan, duyargalar birer, kanatlar ikier, ayaklar ile az paralar er ift olan eklembacakllar snf, (nsecta). bcekli, [bcek-li] sf. inde veya stnde bcek bu lanan; bceklenmi. bceklik, -i [bcek-lik] is. pek bcei yetitirilen yer; bcekhane. bceksiz, [bcek-siz] sf. inde veya stnde bcek bulunmayan. bcelenme, [bce-le-n-me] is. 1. Bcelenmek eyle mi. 2. Bcelenmek durumu, bcelenmek, [bcek-le-n-mek] {az} dnl. f . [-ir ] 1. Sersemlemek. 2. Kukulanmak. 3. Oyalanmak. 4. (Tahl ve baklagiller iin) kt ambarlanma artlar dolaysyla bceklenmek; bitlenmek. [DS] bcen, [bce-n] {az} sf. Ksa; ufak. [DS] bc, [b / b (rm cek) / b (yans.) > b-ce > bc j=rji] is. 1. Bcek. 2. {OsT} ocuklar korkutmak iin sylenen hayal yaratk; umac; c. 3. {az} Kurt. [DS] 4. {az} Akrep, yan, rmcek gibi ze hirli bcekler. [DS] 5. pek bcei, f? bc brt, {az} 1. Kurt, a ka l, dom uz g ib i z a ra rl saylan hayvan lar. 2. A krep, yan, r m cek g ib i zehirli b cek ler. [DS] 1 bc tutm ak, {az} p ek b c e i 1 beslem ek. [DS] bck1, - [b / b (rm cek) > b-ck {OsT} is. Bcek; {az} (ayn). [DS] bck2, - [b-ck] {az} is. Kt kadn. [DS] bck3, - [b-ck] {az} is. 1. Dirilik; canllk. 3. ans. [DS] bckmek, [b-ck-mek] {azf gsz. f . [- r] Kanma susamak. [DS] bcl, [b (yans.) > b-cl] is. Bceklerin bakt gibi iki yana bakmay anlatan yansmal gvde. S1 b-

1 B T R 5 M 6 1 7 cl bcl, {az} (B ak iin) g zlerin i iki y a n a o y natarak. [DS] bclemek, [bc-le-mek] {azfgsz. fi. [ - r ] [-l( )y o r] Kamak. [DS] bcmek, [bc-mek] {az} g s z .f. [-r ] 1. Caymak; vazgemek. 2. Usanmak. [DS] bcykmek, [bc-y-k-mek] {az} gsz. f i [~r] Zihni karmak; bunalmak. [DS] bd, [bd] {eT} is. Taht. [ETY] bdek, -i [bd-ek] {az} is. 1. Bbrek. 2. organ lar. 3. Yrek. [DS] bdelek, -i [bd-elek] {az} is. 1. Bbrek. 2. d kesesi. 3. Karm. [DS]S bdelei dk, {az} Kansz; zayf. [DS] bdene, [Mo. bdene] {az} is. Bldrcn. [DS] bdenek, -i [bd-elek > bdenek] {az} is. Bbrek. [DS] bdenk, -gi [bg-dek > bgdetk] {az} is. Dere ve aylarn derince olan yerleri. [DS] bdet, -di [bge-mek > bge-t] {az} is. Dere; ay. [DS] bdig, [bd-mek > bd-g] (b d i:g ) {eT} sf. Oyna yan; zplayan; dans eden. [Clauson] bdimek, [bd-mek] (b d i:m ek ) {eT} gsz. f . [- r ] Oynamak; dans etmek. [DLT] bdke, [ bu + d-kl {eT} zf. Bu zamanda; bu devirde [Tekin] [ETY] bdk, - [bd-lc] {az} is. 1. Maden yemek kab. 2. mlek. [DS] bdr, [pt > bd (yans.) > bd-r] {az} sf. Kk kabarck; ptr. [DS] S bdr bdr, Ptr pt r; przl. bdrk, [Erme, badruyg / Gre, patruki] {az} is. Eirilmek zere taranp hazrlanm yn ya da pa muk yuma. [DS] bdmek, [bd-mek / bd-mek > bd--mek] {eT} ite, f . [- r ] Birlikte dans etmek; dansta ya rmak. [DLT] bdtmek, [bd-mek / bd-mek > bd-t-mek] {eT} gl. f . [- r] Birini oynatmak; dans ettirmek. [DLT] bet, [bge-mek > bge-t / bw-e-t] {az} is. 1. Su birikintisi; glck. 2. Kuyu. [DS] bg', [b g / bi / by] {eT} is. Bir eit zehirli rm cek; b; tarantula. [DLT] bg2, [b g] (b : ) {eT} is. An srtnn, tmsek ksmnn oyunda yukar gelmesi durumu; ik bk. [Clauson] bgde, [bk-te / bg-de] {eT} is. Haner. [Gabain] [EUTS] [KB] bge, -ci [bge-] {az} is. Derin ve durgun su; bet. [DS] bgemek, [bg-mek / bg-e-mek] gl. f . [~r] emek. b

BG

bget, [bge-mek > bge-t / bge-t c ^ > ] {eAT} is. Akar su yatanda sularn biriktii ukur yer; k k glet; bet. bgi, [bgi / bg] {eT} is. Hakim; akll; bilgili. [ETY] bglnmek, [bg-l-mek > bg()l-n-mek] {eT} dnl. f . [- r] (Yrmekte olan asker birlik ya da akarsu iin) durgunlamak; n kapanmak; benmek; birikmek; toplanmak. [Clauson] bgmek, [bg-mek] {eAT} gl. f. [ - e r ] 1. {eT} Topla mak; biriktirmek. [Clauson] 2. Birlikte bir araya ge tirmek; devirmek. 3. (Su iin) nn keserek b emek. bg, [bg / bg] (b g :) {eT} is. -* bg. bglemek, [bg -le-mek] {eT} gl. f . [ - r ] -* bglemek. bglenmek, [bg > bg-le-n-mek] {eT,1 dnl. f . [- r] -* bglenmek. bglg, [bg bglg. > bg-lg / bg-lg] {eT} sf. -*

bgr, [bgr / bg-r] {eT} is. - * br. bre, [bg-re] {eT} is. Bbrek. [EUTS] bgrek, -i [bgir > bgr-ek / iif i fi\ {eAT} {OsT}

is. Bbrek. S bgrek erii, {eAT} Can erii. bgrik, [bgir > bgr-ik i)f i ^>] {eAT} is. Bbrek. bgrl, [*bogur > bg()r-l] {eT} sf. Br ak olan hayvan. [DLT] bgrmek, [b (yans) > b-g(i)r--mek dU-i f i y ] {eAT} ite, f i [- r ] 1. (Hayvanlar iin) hep birden brmek; brmek. 2. (nsanlar iin) brr gibi seslenmek; barmak, bktr, [bg-mek > bg-t-mek > bg-()t-r] {eT} is. Dalardaki sert ve ukur yerler, bg, \eT. bg / bg ] (bg :) {eT} sf. 1. Dirayet li; anlayl; bilge; hakm. [EUTS] [Gabain] 2. By c. 3. {az} Sz geen adam. [DS] bglemek, [bg > bg-le-mek] {eT} gl. f i [ - r ] Bylemek; by yapmak; gz bacl yapmak, bglenmek, [bg-le-mek > bg-le-n-mek] {eT} edil. fi. [- r] 1. Bylenmek; gizemli bilgiler etki sinde kalmak. 2. dnl. f i Gvenmek; itimat etmek. [EUTS] bglmek, [bg-l-mek] {eT} edil. fi. [- r ] Benmek. [DLT] bglg, [bg-lg] {eT} is. Bilgelik; limlik. [EUTS] bgnmek1 [bg-mek > bg-n-mek] {eT} e d il.fi [, r] nne set ekilmek; benmek; toplanmak; birikmek. bgnmek2, [bg > bg-n-mek] {eT} d n l [- r ] Derin dnmek. [ tigsizler]

BG br, [br y ] {eT} is. 1. Bbrek. 2. Br. [DLT] 0 br igi, {eAT} (Kii y a d a n esn e iin) y a k n d a bulunup d a s rekli o la r a k rah atszlk ve ren. bgrlemek, [bg-r-le-mek] (b rle:m ek ) {eT} g l. f. [ - r ] 1. Bre vurmak. 2. Sava saflarm yandan vurup dman yenmek. [DLT] brm ek, [b (yans.) > b-gr-mek] /az} gsz. f . [ r] 1. (Hayvan iin) ac ac ses karmak; br mek. 2. Bara bara alamak. [DS] 0 br br alamak, {eAT} B a ra b a ra alam ak. [DK] brtm ek, [b (yans.) > b-gr-t-mek] {az} gl. f . [- r ] Bartmak; brtmek.[DS] bg, [bg-mek > bg-] {eT} is. Hikmet; marifet; bilgi; bilgelik; irfan. [EUTS] bgmek, [bg-mek > bg--mek] ite, f . [-u r] Toplamak, biriktirmek ve bemekte yardm et mek; birlikte bemek. [Clauson] b, [bg / by] is. zool. ou iri yapl, evik ve yrtc, geceleri avlanan, vcudu kl rengi dik kl larla rtl yer rmcei, (G a leo d e s g raecu s, G. a ra n eo id es). be, [b-e] {azf is. 1. Geceleri a gelen zehirli bcek. 2. Bataklkta yaayan zehirli bir bcek. 3. B. [DS] bek, -i [bg-mek (en gel olm ak) > b-ek] {az} is. Bvet. [DS] belek, -i [*bgel-mek / bkelek [Tietze] > belek] {az} is. 1. Srlar rahatsz eden bir tr si nek; bvelek. 2. Rahatsz edici herhangi bir ey. 3. kse otu. [DS] 0 belee tutulmak, {az} (Sr la r iin) b v elek tarafndan rahatsz edilm ek. [D S]|| belek tutm ak, {az} B v elek tutmak. [DS] beleklenmek, [belek-le-n-mek] {az} dnl. f . [-ir ] Bvelee tutulmak. [DS] belemek, [bge-le-mek] {az} g l / M [-l(i)y o r ] Engel olmak; bemek. [DS] belmek, [b-el-mek] {az} gsz. f . [-ir ] Bkl mek; eilmek. [DS] bem, [bge-mek > be-m] {az} is. Derin.su u kuru. [DS] bemek, [bge-mek / bge-mek] {az} gl. f . [-e r ] [- ( )-y o r] 1. Suyun nne bent yaparak toplanma sn salamak; glck oluturmak; bemek; bo vurmak. 2. Engel olmak. 3. fkeli birini yattr mak. [DS] ben, [b-en] {az} is. 1. ine tereya konulan temizlenip kurutulmu ikembe. 2. Koyun ve kei lerde yedii otlarla ilgili olarak grlen ishal. 3. ocuk ve hayvan yavrusunun pislii. [DS] benlemek, [b-en-le-mek] {az} gsz. f . [-r ] [l(i)-y or] (Koyun, kei iin) baharda yeil ot yedii iin bulaacak biimde cvk olarak pislemek. [DS]

HBliKESEbl.
benmek, [eT. bg-mek > bg-en-mek] {az} gsz. f [-ir ] - * benmek. [DS] bennemek, [ben-le-mek] {az} gsz. f . [-r ] [n (i)-yor] (Hayvan yavrusu iin) ilk iini yapmak. [DS]' benti, [eT. bg-mek > bg-enti] {az/ is. 1. Kk su birikintisi. 2. Suyun nne ekilen bent. [DS] bet, [eT. bg-mek > bge-mek > bge-t] {az} is. 1. Su birikintisi; glck; bvet. 2. Suyun nne ekilen bent. 3. inde su biriktirilen ta ya da top rak havuz. 4. Derin ve durgun su. [DS] betmek, [bg-et-mek] {az} gl. f . [-ir ] Suyun nne bent yaparak toplanmasn, birikmesini sa lamak; bemek. [DS] bez, [bu+kez / gez] {az} zf. Bu defa; bu kez; bu sefer. [DS] blemek, [b / b (yans.) > b-le-mek] {az} gsz. f . [ - r ] [-l( )-y or] (Hayvan iin) ac ac ses karmak; brmek. [DS] brek, -i [bg-ek / bgr-ik] {az} is. 1. Bbrek. 2. Kan tekerleinin iki yan tarafndaki dairesel tahta. [DS] brl, [b()r-l] {az} is. 1. Yanlan beyaz olan sr. 2. sf. (Kii iin) ters; aksi. [DS] brlce, [br-l-ce] is. bot. -* brlce, br mek, [b (yans.) > b-gr-mek > br-mek] {az} g s z .f. [ - r ] Brmek. [DS] brmek, [b (yans.) > b-r--mek > b-r-mek] ite, f . [- r] 1. (Hayvanlar iin) hep birlikte barmak. 2. (nsan iin) hep birlikte anlalmaz biimde barmak, bskmek, [b-sk-mek] {az} gsz. f . [-( )- r[ zlmek; krlmak. [DS] bsnmek, [byk-sn-mek] {az} gl. f. [- r] Karsndakini kk grmek; hie saymak. [DS] b, [b-] {az} is. 1. B. 2. ri akrep. [DS] blce, [br-l-ce] {az} is. 1. Kuru fasulye. 2. Fasulye. [DS] bn, [bu+gn] {az} is. Bugn. [DS] 0 bn yarn, {az} o k g em e d en ; bugn veya yarn. [DS] br, -r [eT. br (k a la ile k a b u rg a ara s) > br] is. 1. nsan ve hayvan vcudunun kaburga ile kala arasndaki blm. 2. gnl. Yan taraf. 3. mim. Yapnn bir blmn ana yapya balayan kemer. 4. {az} Da yamac. [DS] 5. {az} Gs. [DS] 0 br brne gemek, {az} A lktan karn ek ilm ek ; o k zayflam ak. [D S]|| br ar s, {az} tp. G s ars. [D S]|| br ivisi, {az} Z orluk k a ra n ; en g el olan. [DS]11 br dolmas, {az} D a v a r etinin b o b r ile iki k a bu rg as ayrldktan so n r a iin e p irin ve b a h a r doldu ru lm ak su retiyle y a p la n b ir y em ek. [D S]|| b r dven, A h rla rd a hayvan lar birbirin den ay rm ay a y a ra y a n tahta blm e. | br germesi, |

ifaiz} ve. tlarda g r len b b r e k hastal. [S] | j br ii, '{az'} B a b e la s ; zararl. [D S]|| br k ara, {z} B r lce. [I>S|| br kaz, {az} 1. Tem el ylan. 2. B a bela sl. [DS] brteiftek', ![b4^-mek] {az} gl. f i [ - r ] [-l(i)~ yrr] Arada kalan tarlay sulamak. I[DSJ brme, [b (yans.) > b-r-me] is. Brmek ii. brmek, [b (yans.) > b-r-mek] gsz. fi. [- r ] 1. '(kz, deve vb. hayvanlar iin) barmak. 2. m ecaz. '(nsan iin) yksek sesle ve anlalmaz biim de barmak. S bre bre, B a r a r a k .,| b| ren maymun, z ool. Gney ve O rta A m er ik a d a yaayan , .yass burunlu, ba rts k ilo m etrelerce Meriden dtytilabilen, uzun kuyruklu, iri vcutlu, 'kaln p ostlu b ir tiir maymun, (Alouata). brtlemek, ![b'r-t-le-niek] gsz. fi. :[-r] [4(40yiStij '(Ekin iin) baaa durmak; bayraklanmak. brtlen1, [br-t-en pietzej is. 1. Giilgil-

bkelemek, [bk-mek > bk-cle-ekj (az} gsz, / . >[-r [4(i)-y& r] 1. Birdenbire komak; anszn sal ] drmak. 2. (Su iin) sramak. [DS] bkelik, -i [blce-lik] is. 1. Bke olma durumu; anpiyonlk. 2. ampiyona, bken, [bk-en] (az} is. 1. Tandrda pien yuvarlak ekmek. 2. Cvk hamur yada kzartldktan sonra zerine tatl ekilerek yenilen bir tr rek; lokma tatls. i[DS] bkmek ;[bk-mek / bk-mek] {eT} gsz. fi. [- e r ] 1. Eilerek yere kapanmak. 2. Yemekten bkmak, usanmak; ok doymak; gz doymak. [DLT] [ETY] 3. Bir eyden bkmak; usanmak. [Gabain] 4. Doya sya birlikte olmak. [ETY] 5. (az} Dolmak; ta mak. [DS] 6. {az} ok kazanmak. [DS] S bke tu rm ak , B klm ek; eilm ek. [DLT] bkmek2, ,[bk-mek] {eAT} gsz. fi. [- r] Zplamak; sramak. bkseg, [Mo. bkse > bokse-g / bkseg [DLT]] {eT} is. Gs; meme. [Clauson] bkseglenmek, [bkseg-le-n-mek] {eT} donl. fi. [r] (Kz iin) gs tomurmak. [DLT] bksig, [bksi-gj {eT} is. Karn; gs. [Gabaii] bksik, [bksi-k] {eT} is. Karn. [EUTS] bksilmek, [bksi-l-mek] {eT} gsz. fi. [-iir ] Para lanmak; yarlmak. [EUTS] [Gabain] bokte [bkte / bgde] {eT} is. Haner. [Gabain] [EUTS] bkteg, [bkte-g] {eT} is. Yardm; inayet. [EUTS] bktelek, -i [bk-mek > bk(ii)t-e-lek] {az} is. (Tavan iin) kzma. [DS] S1 bktelek olmak, (T av an la r iin) iftlem ek iin b ir a ra y a gelm ek. bktrmek, [brt-r-mek] {az} gl. f . [- r] Eti biraz 'kavurmak. [DS] bkii. [bk / b] {eT} s. Hekim. [EUTS] bkn, [b+fcn / bu+kn] {eT} zfi. Bugn. [Gabain] bkiimek, 'fb'k-taek > bk--mek] {eT} gsz. f i [ r ] 1. Doymak. [ETY] 2. Doyasya birlikte olmak. friYi bMitmek, [bk-t-mek] {eT} g l. fi [- r ] 1. yice -doyurmak. 2. Yiyecekten bktrmak. [DLT] biH, |bL] .{az} >is. Gereksinme; ihtiya. [DS] bftlcek1, 4i t[bl-(e)cek] {az} is. Cetvel. [DS] bleek2, -i [? blcek] {az} is. Kova. [DS] bldrme, [bl-dr-me] is. Bldrmek ii. bldrmek, [bl-dr-melc] :gl. fi. [-iir] 1. Blmek eylemini birinin araclyla yapmak. 2. Blmesine sebep olmak. ble1, [? ble] {az} is. 1. Genel olarak amca, day, hala ocuu. 2 . Yeen. 3. Teyze, hala, yenge. 4. Amca. [DS] ble2, [bu+ eyle > byle > ble] (b :le) {az} sf. Byle. [DS] blek, -i [beleg 7 blelc] (eT } (az) -4s. Hediye. [DS]

lerden, kk ve dut gibi ok tanecikli meyvesin den reel, marmelat yaplan, yapraklar halk he kimliinde peklik verici, dikenli dallar it bitkisi olarak kullanlan al; (T 8.-19.yy.} (ayn), (Rubus caess). i . Bu bitkinin nce krmz, daha sonra kararan yeMleft. brtlen2, I[to4ta>fein] s, a rg o . Kusnk. brtlenlik, -i [brtlen-lik] is. Brtlen als bol 'lan yer.

brtme1 | (ym.) > b-r-t mc] is. Brtmek , b


. ii:

brtme , ![br-t-rhek > btt-mel sfi. yi kurafiam kays.

brtmek1 ifb (yans.) > brf-t^nek] g l, fi. ( - tin] , Brmek iini yaptrmak; brmesine sebep ol mak. brtmek2, [br4-mek > burt-mek] gl. fi. [- r] iraz halamak; 'brttrmek. brt, ifb (varis:) > b-r-mek > b-r-t] is. Brme ses'i. brm, [b (yns:) > b-r-m] {az} is. Geyik lerin iftleme zaman.![0S] br, | (yans.) > fe-r-!] is. Brme 'ii Vebo V biimi. bhsmek, [bk-'Si-iiek {az} gsz. fi. '[ ] li ili r alamak. [DS;] bk, IfbJftj) {eT} s. 1. 'Ke; boak, zaviye. [ETY] 2. An srtnn, tmsek ksmnn yukar gelmesi; ik bk. |T)l.T] bke, :[bke / ;bk] {eT} is. 1. Kahraman gl kim"Se; gl; cesur; yiit sava, {az} (ayn) [ETY] iOSi 2. 'Uluslararas veya lusal karlamalarda birinci gelen; ampiyon. 3. Pehlivan, {az} (ayn) ifDS] [KB] 4. {az} Normal iriliini almam; geli ememi kavun, insi

BL

I M I I K S M . 674

blen, [bl-en] sf. 1. Blme iini yapan. 2. mat. Bir blme ileminde blnen saynn ka eit paraya blndn belirten say, blene, [Bul. polyana] {az} is. Issz yer; tenhalk. [DS] blenecek, -i [ble-n-ecek] {az} zf. Bltinceye ka dar. [DS] blge, [bl-mek > bl-ge is. 1. Snrlar, dar ve ktisad birlie; arazi, iklim ve bitki zellikleri nin benzerliine veya zerinde yaayan insanlarn ayn soydan gelmi olmalarna gre belirlenen top rak paras; mntka; alan; civar; evre; dolay; ha vali; yaka; {17. yy.} (ayn). 2. Vcutta snrlar belli herhangi bir ksm; nahiye, blgeci, [bl-ge-ci] is. Belirli bir blgenin karlarn savunan kimse; mntkac. blgecilik, -i [bl-ge-ci-lik] is. Belli bir blgenin karlar iin alma durumu; mmtkaclk. blgeleme, [bl-ge-le-me] is. Bir kentin konut, sana yi, eitim, kltr ve elence gibi belirli ilevleri yerine getirecek ekilde blgelere ayrlmas ii. blgesel, [bl-ge-sel] sf. 1. Blge ile ilgili. 2. Bir blgeye ait olan; mntkavi, mevzii, blgesellemek, [bl-ge-sel-le--mek] gsz. f . [-ir ] istk. Uzaysal bir bykln, bir deikenin, d zensiz bir biimde dalgalanrken byk lekli bir yap gstermesi, blg, [bl-g] {az} is. Araziyi blme, paylama. [DS] blik, [bl-mek > bl-ik dLJy\ {eT} is. Blk; para, bllem, [? bllem] {az} is. Deve katar. [DS] blme, [bl-me is. 1. Blmek eylemi. 2. Ayr ma; taksim. 3. Paralara ayrma; paralama. 4. B lnerek ayrlm olan yer; para; {OsT} (ayn). 5. Bir yeri kk odalara ayran ince duvar veya ahap perde. 6. Evlerde ykanmak iin ayrlm kk oda; guslhane. 7. anat. eitli organlar birbirin den ayran ince perde. 8. mat. Bir nicelii belirli sayda eit paralara ayrma ilemi; taksim. 9. ed. Bir edeb eseri, bir yazy veya konumay arala rnda balar bulunan bir ok paralara ayrma. 10. Gemilerde su baskn ve yangm gibi durumlarda ara kaplar kapatarak yaylmay nlemek amacyla yaplm blmler. 11. man. Cins kavramlarn tr ve alt trlere ayrmak ii. 12. {az} Kaln aa gvdesinden dlgerlik iin ayrlm tomruk. [DS] 13. {az} Ambar. [DS] 14. {az} Ada. [DS] S3 bl me iareti, mat. B lm e ilem inin y a p la ca n b e lirten | veya + iareti: bl. blmeci, [bl-me-ci] is. res. Karma renkleri kartr maktan ziyade tuval zerine kk benekler oturta rak resim yapan ressam, blmecilik, -i [bl-me-ci-lik] is. res. Yeni izlenimci ressamlar tarafndan uygulanan, renk karmndan ziyade kk beneklerle optik bir karm elde et meye dayanan resim yapma teknii.

blm e1 -ci [bl-me] {az} is. Tek da. [DS] , blme2, -ci [bl-me] {az} is. Dolap; kiler vb. [DS] blmek, [bl-mek] gl. f . [- e r ] 1. Bir btn iki ve daha ok paralara ayrmak; taksim etmek. {eT} (ayn) [EUTS] [ tigsizler] 2. m ecaz. Birbirine dman olacak ekilde birliin ve btnln bo zulmasna yol amak; paralamak. 3. mat. Bir nice lii belirli sayda eit paralara ayrmak iin ilem yapmak; taksim etmek, blmeleme, [bl-me-le-me] is. Blmelemek eylemi, blmelemek, [bl-me-le-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. Bir eyi blmelere ayrmak. 2. dnz. Geminin bir kaza sonucu ald yaralardan dengesini bozacak ekilde su almamas iin kapanabilir szdrmaz ka plarla blmeler yapmak. 3. Orman yangnlarnda yangnn yaylmasn nlemek ve sndrme al malarn kolaylkla yrtebilmek amacyla orman iinde blmler meydana getirmek, blmeli, [bl-me-li] sf. Blmelerle ayrlm bulunan, blk, [bl-mek > bl-k / bl-k] {eT} is. -* blk, bln, [Tib. blon / Sansk buluna] {eT} is. 1. Bakan; nazr. [ETY] [Gabain] 2. Vekil; yksek grevli. [ETY] [Gabain] bl, [bl-] is. mat. Bir matematik ileminde blme yaplacan gsteren | veya -s- ile, baya kesir lerde pay ile payda arasna konan iaretinin oku nuu, (1937). blc, [bl-mek > bl-c j y l J {OsT} is. (Sa iin) blk. blcek, -i [bl-(k)-celc d^-jL] {OsT} {az} is. Kk bir blk; para; blk. [DS] blc, [bl-c] sf. 1. Blme iini yapan; blen. 2. m ecaz. Bir topluluun bireyleri arasna dmanlk duygular sokarak birlii bozma veya siyasal ve sosyal btnl bozmaya alan; fesat, mfsit, mnafk. 3. tek. Takm tezghlarnda belirli alara gre blmeler yapmaya veya ilenecek malzemenin kalnln azaltmaya yarayan ksm, blclk, - [bl-c-lk] is. Bir topluluun bi reyleri arasna dmanlk duygular sokarak birlii bozmak veya siyasal ve sosyal btnl bozmak; fesat; ifsat; nifak, blg, [bl-g] {eT} is. Ksm; blk; para. [EUTS] blglg, [blg-lg] {eT} sf. Blkl; ksml. [ tigsizler] blk, - [bl-mek > bl-k dlL / il^L] is. 1. B tnden ayrlm para; ksm. {eT} {eAT} (ayn) [DLT] [ tigsizler] 2. Ortadan iki yana ayrlarak taranm sa blm veya sa rgs; belik. {eAT} {az} (aym) [DS] 3. as. Takmlardan oluan, veya drd taburlar meydana getiren ve daha b yk birliklerin temeli saylan, iinde dar ve teknik almalar yaplan esas sava birlii. 4. mat. Onluk dzende yazlm bir tam saynn er er ayrlan

HM lff 1.875
basamaklarndan her biri; hane. 5. Pay, hisse. 6. {az} Tarlalar arasnda kalm orman paras. [DS] 7. {az} Tarla paras; arazi paras. [DS] 8. {az} Dokuma paras; kuma paras; bez paras. [DS] 9. {az} Mahalle. [DS] 0 bliik blk, 1. B l k ler halinde. 2. P aralan m , k sm lara ayrlm o la rak. | blk prk, Btnl ve birli i sa la n a j m am durum da; p a r a p a r a . | Blk-i Rumiyn, | tar. 1. A n adolu bl kleri. 2. im p a ra to rlu k d n e m inde A nadolu 'dan kan y er li san atkrlar. blkat, [bl-k + Ar. -t olS'jL] (bl k:t) {OsT} is. Blkler. S blkt- seba, {OsT} tar. m p a ra to r luk dnem inde, M sr vilayetin deki y e d i o cak tan kurulu a s k e r b irli e verilen ad. blkba, [bl-k+ba-] {az} is. 1. Dnlerde er kek evine bakanlk yapan kimse. 2. Sry eken oban. [DS] blkde, [bl-k-de] {az} is. Usta oban. [DS] blkller, [bl-k-l-ler] is. as. tar. Yenieri oca nda aa blklerinden olanlara verilen ad. blkmek, [bl-k-mek] {eT} g s z .f. [- r ] (Hayvan lar iin) blklere ayrlmak. [DLT] bllmek, [bl-l-mek] {eT} edil. f . [- r] Blnmek. [ tigsizler] blm, [bl-m] is. 1. Blnen bir btnn parala rndan her biri. 2. as. Ordu kuvvetlerinin gerektii biimde paralara ayrlarak datl. 3. ed. Bir yaznn, bir konumann veya kitabn iinde konu yu daha iyi anlatabilmek iin yaplan ayrmalardan her biri. 4. Bir iletmede veya kurumda yardmc yneticiye bal, grev bakmmdan birbirine nce likli yaknl olan alma ve sorumluluk ortam; ksm; departman; seksiyon. 5. mat. Blme ilemi sonucunda elde edilen say. 6. mz. Bir mzik ese rinde bulunan ayr paralar. 7. m ecaz. a; devir. 8. Bir okulun herhangi bir uzmanlk veya bilim dalnda eitim veren birimlerinin her biri. 9. {az} F. [DS] S blm blk, P a r a p a r a . blmleme, [bl-m-le-me] is. Blmlemek ii; tas nif; snflama, blmlemek, [bl-m-le-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. Birok ey arasnda birbirine eit veya benzer olanlar bir araya toplayarak kmelere ayrmak; snflamak, tasnif etmek. 2. bsy. Bir bilgisayarn ya da bilgi ilem sisteminin belleini, her biri bir kul lancya ait olmak zere blmlere ayrmak. blmlendirme, [bl-m-le-n-dir-me] is. Blmlendirmelc ii; snflandrma; tasnife tabi tutma, blmlendirmek, [bl-m-le-n-dir-mek] gl. f i [-ir ] Bir eyi ve bir okluu blmlere ayrmak; snf landrmak; tasnife tabi tutmak, blmleni, [bl-m-le-n-i] is. 1. Blmlenmek ii. 2. Blmlenmek biimi. blmlenme, [bl-m-le-n-me] is. 1. Blmlenmek ii. 2. bsy. Bir bellein, bir listenin deiik llere

BL

uygun olarak dengeli bilgi kmesi tayan blmle re ayrlmas. blmlenmek, [bl-m-le-n-mek] edil. fi. [-ir ] Biri tarafndan yaplan blmleme eylemine uramak, blml, [bl-m-l] sf. Blm veya blmleri olan. blmler, [bl-m + l-er] is. fz. Ayn zamanda etkiyen iki bykln orann lmeye yarayan alet. blmsel, [bl-m-sel] sf. Blm ile ilgili; ksm. bln1, [bl-n] is. Tefrika. bln2, [Tib Sansk buluna] {eT} is. En yksek kamu grevlisi; bakan. [Tekin] blnebilir, [bl-n-e+bil-ir] sf. 1. Blnmeye uy gun olan. 2. mat. Blme ilemi yapldnda kalan sfr olan. blnebilirlik, -i [bl-n-e+bil-ir-lik] is. 1. Bl nebilir olma durumu. 2. mat. Blme ilemi yapld nda kalan sfr olan durum, blnebilme, [bl-n-e+bil-me] sf. mat. Bir blme ilemi yapldnda kalansz olma, blnen, [bl-n-en] sf. 1. Blme ilemine uratlan say. 2. Eit sayda veya miktarda paralara ayrlan nesne. blng, [bl-n-g] is. Parti, sendika gibi kurulu larda izlenen ana izgiye kar olan rgtl kme; blnt; fraksiyon, blnme, [bl-n-me] is. 1. Paralara ayrlma; par alanma. 2. biy. Bir hcrenin iki yavru hcreye ay rlmas. 3. kim. Bir moleklde bir ban kopmas. 4. siy. Karar organlarnda ortaya kan gr ve oy ayrl. blnmek, [bl-tin-mek] edil. f . [-iir] 1. Bakas tarafndan paralara, blklere ayrlmak. {eT} (ayn) [ tigsizler] 2. zerinde blme ii uygulanmak. 3. ed. Bir cmlenin anlatt eyi daha iyi aklaya bilmek amacyla, bir kez nesneyi, bir kez de zneyi yklem yapmak suretiyle iki yeni cmle kurmak. 4. dnl. Bir btnden pek ok blm olumak; o almak. 5. Blnebilir olmak, blnmez, [bl-n-mez] sf. Blnmesi, paralanmas mmkn olmayan, blnmezlik, -i [bl-n-mez-lik] olma durumu ve nitelii, is. Blnmez

blnt, [bl-nt] is. 1. Blnm kk para. 2. Parti, sendika gibi kurulularda izlenen ana izgiye kar olan rgtl kme; blng; fraksiyon. 3. {az} Oda gibi blnm yer; blme. [DS] blntler, [bl-n-t-ler] is. Bir btnn ayrlm olduu blmler; taksimat, bolnm, [bl-n-m] is. Baz toplumlardaki soy zinciri kmelerinin snrlarn belirleyen blme ve ya blnme sreci, blnmsel, [bl-n-m-sel] sf. (Toplum iin) grup

BL

lar, alt gruplar ve kk birimler halinde blnme ye dayanan. bln, [bl-n-] is. Blnmek durumu veya bi imi. bl, [bl-] is. Blmek ii veya biimi, blme, [bl--me] is. Blmek ii. blmek, [bl--mek] ite, f. [-iir] Bir eyi iki ve daha ok kii aralarnda paylamak; lemek; tak sim etmek. bltren, [bl--tr-en] sf. Paylatrma iini ya pan; herkese payna deni veren, bltrme, [bl--tr-me] is. Bltrmek ii. bltrmek, [bl--tr-mek] gl. f. [-r] Bl mek iini bakasna yaptrmak, bltrc, [bl--tr-c] sf. 1. Bltrme iini yapan. 2. is. Bir sulama kanal suyunu tarla sahiple ri arasnda belirli oranlarda bltrmeye yarayan alet. blk, - [bl--k] {az} is. 1. Blnme yeri. 2. Ksmet. 3. Verese. [DS] blm, [bl--m] is. 1. Blme; paylama. 2. bsy. Birden ok kullancnn bellek ve bilgi ilem gibi kayna ortaklaa kullanm, blt, [bl-t] is. zool. 1. Eklem bacakllarn vcu dunu oluturan yan yana dizili paralarn her biri; halka. 2. biy. Zigotun blnmesinden sonra ortaya kan hemen hemen birbirine benzeyen paralarn her biri; metamer. bltlenme, [bl-t-le-n-me] is. biy. Dllenmi yu murtann blastulay oluturuncaya kadar art arda blnmesi. bltl, [bl-t-l] sf. Bltlere, halkalara ayrlm olan. bltllk, - [bl-t-l-lk] is. Vcutlar halkalara ayrlm olan canllarn bu zellii; metamerlilik. bm, [b (yans.) > b-m] is. Barma ve bnne anlam veren yansmal gvde. S bm bm b rm ek, kz gibi barmak. bmbyk, [byk > byk > b(m)+b/yk] (b mbyk) pekt. sf. 1. ok byk. 2. ok sayg deer. bn1, [eT. mn / bn (sakat, eksikli) ? > bn j ^ ] sf. Zek ve kavraytan yoksun olduu iin kolay kandrlabilen; aklsz; budala; aptal; saf; ahmak. {eAT} (OsTj (ayn) 0 bn bn bakmak, 1. H ibir ey an

bng2, [bng (yans.)] {eT} is. Ar bir eyin dmesi ile kan ses. [DLT] bng etmek, {eT} (Yere d en ar bir nesne iin) ses karmak. [DS] bng3, [bn] (bn) {eT} sf. 1. ri yar. 2. Youn. 3. Obur. [DLT] bngece, [bng (yans.) > bng-e-ce] {az} z f Birden bire. [DS] bngmek, [*bn-mek / mn-melc] (bhmek) {eT} gl. f. [-er] (At iin) ayaklarn toparlayarak tekme at mak; tekmelemek, bngl, [bng (yans.) > bng-l] {az} is. Svnn kaynaktan kabarp kaynamasn anlatan yansmal gvde. [DS] fi1 bngl bngl, {az} (Suyun kay namas iin) sesli olarak. [DS] bngldek, -i [bng (yans.) > bng-l-de-k] {az} is. 1. Bataklk. 2. Suyun kt yer; kaynak; pnar. [DS] bngldemek, [bng (yans.) > bng-l-de-mek] {azf g sz.f. [-r] [-d(ii)-yor] (Su iin) yerden kayna yp kabararak kmak; bngldemek. [DS] bnlenmek, [bn-le-n-mek] {az} dnl. f. [-ir] 1. Bilmez hle gelmek; bnlemek. 2. Bilmezden gel mek. [DS] bnleme, [bn-le--me] is. Bnlemek eylemi; ap tallama. bnlemek, [bn-le--mek] dnl. f. [-ir] Anlaya maz, kavrayamaz hale gelmek; aptallamak, bnlk, - [bn-lk] is. 1. Bn olma durumu. 2. Bn olann nitelii. 3. Bn kiilere yakr davra n; aptallk; saflk; aklszlk, bnsetmek, [bn-se-t-mek] {az} gl. f. [-ir] Kan drmak. [DS] b1, [b (yans.) > b] (b:) {az} nl. Korkutmak iin kullanlan bir sz. [DS] b2, [b / b] {az} is. rmcek; by. [DS] br, [br (yans.)] is. Yksek sesle barmay, az kavgas grltsn anlatan kk. [Zlfkar] br-l-

de-mek.
brek, -i [br-mek > br-k [Tietze] / brk [Rasanen] / Far. brek] is. Alm yufka arasna spanak, peynir ya da kyma konulmak suretiyle tepsi veya sata piirilen hamur ii yemek. S brek m antar,

lamadan, safa, akn akn bakmak. 2. arp aptallamak.\\ bn dmek, {eAT} Budalalk etmek. bn2, [Ar. bunn] {az} is. tlm kahve. [DS] bnce, [bn-ce] (b nce) zf. Aklszca; saf ve budala
olarak. bng1, [bin / bmg / binle / bng / bunk / bung / bn / bng / bnk (yans.)\ is. Bir svnn kaynar gibi ka barp snmesini, bir yerden veya kaynaktan aralkl olarak kn anlatan kk. [Zlfkar] bng-l bn-

{az} Yufka arasna konularak brek yapm aya uy gun tatl bir m antar tr. [D S]|| brek otu, {az} D ere otu, m aydanoz gibi breklerde kullanlan e itli otlarn genel ad. [DS] breki, [brek-i] is. Brek yapp satan kimse, brekilik, -i [brek-i-lilc] is. Brek yapma ve sat
ma ii. breklik, -i [brek-lik] sf. 1. Brek yapmaya elve rili. 2. Brek yapmak iin ayrlm, brem it, -di [? bremit] {az} is. 1. Frnda kzartl m elma ya da armut gibi meyve. 2. Tam kuruma m armut. [DS]

gl, bng-l-de-mek.

pmnw{ sili, m
bri, [bor! / br] (b ri:) {eT} is. Kurt; br; [DLT] [EUTS] [ETY] [Gabain] [Tekin] [ICB] briley, [bri-ley] (briley :) {eT} zf. Kurt gibi; kurtasma. [DTL] bisiz, [bri-siz] {eT} sf. Dmansz; yaz. [EUTS] britig, [brit-ig] {eT} is. Temas. [ tigsizler] britmek, [brt (yans.) > br(i)t-mek /] {eT} gsz. f . [r] Temas etmek; dokunmak. [Gabain] [ tigsizler] brk, [eT. br-(i)k > brk I iyj is. 1. Baa gi yilen her trl baln genel ad; balk; klah; apka. {eT} {eAT} {OsT} {az} (ayn) [DLT] [KB] [Yknek] [DS] 2. Hayvan postundan yaplm ba lk. 3. {az} Tahtadan yaplm baca rts. [DS] 4. {az} Sabanda tutan ilerisindeki kl bann ba ivisi. [DS] 5. {az} Evlerde zayf demelerin alt na aklan direklerin bana konulan aa kiri. [DS] 6. {az} Kel ba iin kara sakz ile yaplan bir tr yak. [DS] 7. {az} Patlcann tepesindeki yeil para. [DS] 8. {az} Ar sepetinin stne konulan saz klf. [DS] 9. {az} pekli kefiye ve yazmalarn fes zerine sarlmasyla yaplan bir tr balk; puu. [DS] fi1 brke basm a, {az} K a m a . [D S]|| brk-i Horasn, K rm z k a d ife y a d a u hadan y aplm ve stne sa rk sarlm balk.\\ brk kapm ak, {az} M jdelik a lm a k iin K u r 'an dan b ir cz o ku yan ocuun baln k ap p b a b a sn a gtrm ek. [DS] brki, [brk-i] {eT} is. -* brk. [DLT] brk, [brk-] is. Brk yapan ya da satan kimse. brke1, [brk > brke {eT} {eAT} is. Brk.

BR kabarmak. 2. (Turu iin) olmak. 3. Terlemek; bu nalmak. 4. Zenginlemek; onmak. [DS] brktrm ek, [brt (yans.) > brk-tr-mek] {az} gl. f . [- r] Tam piirmeden halamak. [DS] brk, [brk-] {az} is. Brk; brkenek; balk. [DS] brktmek, [brt-mek > brk-t-mek] {az} gl. f . [- r] Tam pimeden halamak. [DS] brleyii, [bri-ley] {eT} zf. Kurt gibi. [DLT] b rt1, [brt (yans.)] is. Patlayp kmay, skan hava ya da svlarn dar klarn, halama sonucu patlayp dalmay, birden kurtulmay anlatan kk, brt-le-m ek, brt-m ek, brt--m ek, brt-r-m ek. brt2, [br(i)-t] {eT} is. Kurt yavrusu. [ETY] brt3, [br-t] {az} is. Akrep, yan, rmcek gibi al bcekler. [DS] brt4, [brt (yans.)] {az} sf. 1. rk. 2. is. Yar ku rumu meyve. 3. Yar hazrlanm pekmez. [DS] <3 brt itmek, {az} Az halam ak. [DS] brtdrm ek, [brt (yans.) > brt-tr-mek {az} gl. f. [- r ] Az halamak; brttrmek. [DS] brteine, [Mo. brte (boz, m avi-gri) + ina (kurt) / brteine / brteene] is. 1. Bozkurt. 2. Destanlara gre Trkleri Ergenekondan karan demirci h kmdarn ad. brtkn, [brt-lcn] {az} sf. apkn; haar; kstah. [DS] brtleci, [brt (yans.) > brt-le-y-ici] {az} sf. (Deve iin) gebe. [DS] brtleen, [brt (yans.) > brt-le-en] (az) is. B rtlen. [DS] brtlek, -i [brt (yans.) > brt-le-k] {az} sf. 1. (Meyve iin) yar kurumu. 2. Dar frlam; pat lak. 3. Korkak. 4. is. Brtlen meyvesi. [DS] brtlem ek1, [brt (yans.) > brt-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [-l( )-y or] 1. Az halamak. 2. gsz. f . Terle mek; bunalmak. 3. Kpkrmz olmak; morarmak. 4. Gne ya da ateten kzarmak; yanmak. 5. Y u muamak; kabarmak. [DS] brtlem ek2, [brt (yans.) > brt-le-mek] gsz. f. [ - r ] [-l( )-y or] (Sv iin) bulunduu yerden birden f krmak; dar frlamak. brtlem ek3, [brt (yans.) > brt-le-mek] {az} gsz. f . [- r ] [-l( )-y or] (Deve ve manda iin) dourmak. [DS] brtlen, [brt (yans.) > brt-len] (az} is. Brtlen. [DS] brtlenge, [brt (yans.) > brt-len > brtlen-ge] {az} is. Brtlen. [DS] brtlenmek, [brt (yans.) > brt-le-n-mek] {az} edil, f . [-ir ] 1. Halanmak; yanmak. 2. d n l.f. Isnmak; kzarmak. 3. Yumuamak; kabarmak. [DS] brtletm ek, [brt (yans.) > brt-le-t-mek] {az} gl.

brke2, [br-ik-melc > br-()k-e > brke] {az} is. Havuz. [DS] brkenek, -i [brk (balk) > brk-enek] is. zool. 1. Gevi getiren hayvanlarn, yedikleri yemlerin ilk gittii, daha sonra gevi getirirken de aza yem lokmalarnn tekrar geri geldii, ikembe ile krk bayra giden yollarn birletii yerde bulunan mide blmlerinden birisi. 2. {az} Yamurdan ve g neten korunmak iin giyilen ucu sivri bir tr basit klah. [DS] 3. Kenarlar srma ile ilenmi, pskl l ba ba. S brkenekli yam ur, {az} r i dam lalar h linde ve id d etlice y a a n yam ur. [DS] brki, [brk> brki j J {eT} {eAT} is. -* brk.

brklemek, [brk-le-mek] {az} gl. f . [-r ] [-l()y or] 1. Kel olanlarn bana kara sakz ile yak yap mak. 2. Damlarn kenarlarn, duvarlarn stn balkla balk srt svamak. 3. Sepet, sandk gibi eylerin zerini yaprak ile rtmek. [DS] brkl, [brk-l] {az} sf. 1. Otoriter. 2. erefli. 3. Metin. [DS] brkmek, [brt (yans.) > brk-mek] {az} gsz. f . [er] 1. (El ve ayak derisi iin) suda fazla kald iin

BR
f . [-ir] 1. Tam piirmeden halamak. 2. Kabartmak; yumuatmak. 3. Kzlemek. 4. Kavurmak. [DS] brtliyen, [brt (yans.) > brt-l(e)-y-en] {az} is. B rtlen. [DS] t? brtliyen dikeni, {az} B rtlen als. [DS] brtm e, [brt (yans.) > brt-me] is. 1. Brtmek eyle mi. 2. Suda halanm ve iine nohut, badem, zm katlm buday. b rtm ek 1, [brit-mek / brt-mek] {eT} gsz. f . [-iir] 1. Dokunmak; temas etmek. [EUTS] 2. is. Dokun ma; temas. [EUTS] brtm ek2, [brt (yans.) > brt-mek] g s z .f. [ - e r / -r] 1. imek; kabarmak. 2. (Yiyecek iin) kaynar su da, klde veya atete birazck pimek; {az} (ayn). [DS] 3. (El ve ayak iin) ok terlemekle veya ama r, bulak gibi uzun sre yaplan ilerde st deri nin ok su emmesinden dolay kabarmak ve bu rumak. 4. {az} Terlemek; bunalmak. [DS] 5. {az} Morarmak; kpkrmz olmak. [DS] 6. {az} Gnete ya da atete yanmak; kzarmak. [DS] 7. {az} (Yemek iin) scak iken su katlnca rengi deimek. [DS] 8. {az} Rengi kamak; solmak. [DS] 9. {az} Canlln, parlaklm yitirmek. [DS] 10. {az} (Ayaklar iin) yorgunluktan imek. [DS] brtm ekJ, [brt (yans.) > brt-mek] {az} gsz. f. [ r] Comak; sevinmek. [DS] brttrm e, [brt (yans.) > brt-tr-me] is. Brttrmek ii. b rttrm ek, [brt (yans.) > brt-tr-mek] {eAT} {az} gl. f . [ -r] (Et iin) az piirmek; biraz halamak. [DS] b rt 1, [brt (yans.) > brt-] sf. 1. Brtm gibi kabark. 2. is. ren ya da tehlikeli bcek, b r t bcek, H er trl b cek ler. b rt 2, [Mo. brte] is. - * brt. brtk, - [brt (yans.) > brt-k] sf. 1. Brtm; kabarm. 2. Halanm; az piirilmi. 3. (Kuru meyve, sebze iin) iyice olgunlamadan kurutul mu. 4. {az} yice olgunlamam. [DS] 5. {az} Zayf; elimsiz. [DS] 6. {az} is. Yara; bere. [DS] brtlm e, [brt (yans.) > brt-l-me] is. Brtlmek ii. brtlm ek1, [brt-mek1 > brt-l-mek] {eT} e d il.f. [ r] Deilmek; dokunulmak; temas edilmek. [EUTS] brtlm ek2, [ brt (yans.) > brt-l-mek] edil. f . [- r] 1. (Yiyecekler iin) biraz piirilmek; az halanmak. 2. (st deri iin) kabarmak; imek. 3. (Kuru sebze ve meyve iin) iyice olgunlamadan kurutulmak. brtm e, [brt (yans.) > brt-(r)-me] {az} is. Ha lama yemek. [DS] brtn, [brt-mek > brt-n] {eT} sf. Mehul; bilin meyen. [EUTS] b rt rm ek 1, [brt-mek1 > br(i)t-r-mek] {eT} gl. f [- r] Dedirmek; dokundurtmak; temas ettirmek. [EUTS]

n n K

.6

brtrm ek2, [brt (yans.) > brt-r-mek] {az} gl. f . [-iir] Az halamak. [DS] b r 1, [bri > br] {az} is. 1. Kurt. 2. Her trl zehirli bcek. [DS] br2, [? br] is. {az} ivi. [DS] brk, - [br-mek > br-lc] {az} is. 1. Brg; araf. 2. Sa rgs. [DS] brk, - [br-k] {az} is. Baca. [DS] t? brk ba, {az} O can stne y a p la n raf. [DS] brkmek, [brt-mek > br()k-mek] {az} edil. f . [- r] Halanmak. [DS] brktrm ek, [br()k-tr-mek] gl. f . [- r] Biraz halamak. brlce, [br-l-ce > brlce] is. bot. 1. Fasulye ye benzer scak blgelerde yetien tohumunun g bei koyu benekli birka tr bulunan bitki; kam kara; brlce, (Vigna, D olicos, L a b la b ). 2. Fasulye, ff brlce kuu, {az} zool. G vercin bykl n de g m en b ir a v kuu. [D S]|| brlce kurdu, {az} F a su ly e zerin de g elien kurt. [DS] brldemek, [b (yans.) > b-r-l-de-melc] {az} gsz. f . [ - r ] [-d ( )-y o r] (Hayvan iin) ac ac ses karmak; barmak. [DS] brm celt, -i [br-m-cek] {az} is. Brnecek ey. [DS] brncek, -i [br-n-(e)cek] {az} is. Cibinlik. [DS] brng, [br-mek > br-n [Clauson]] (brn) {eT} is. Sularn yerde at yarklar. [DLT] brttrm ek, [brt (yans.) > br()t-tr-mek] {az} g l .f . [- r ] Biraz piirmek; az halamak. [DS] bryarku, [br+yar-ku] {az} is. Parlak balk. [DS] bs, [bs (yans.)] is. Barma sesini anlatan ses takli di kk. 0 bs bs brm ek, kz g ib i y ksek s e s le barm ak. bsbyk, [b(s)+b/ylc] (b sbyiik) {az} sf. Bsbyk; ok byk. [DS] bsek, -i [bs-ek] {az} is. Yamur sularnn top land ukur. [DS] bsge, [bs-mek > bs-ge] (b sg e :) {eT} is. rek. [DTL] [Clauson] bsme, [bs-me] is. Bsmek eylemi, bsmek, [bs-mek / ps-mek [DLT]] {eT} gl. f . [-er ] 1. Bir eyi bir tarafndan tutarak ekip uzatmak ve ya srklemek. [DTL] 2. iddetle dvmek, vur mak. [Clauson] 3. Kat veya sv haldeki bir madde, ani olarak gaz haline geip patlamak; infilak et mek. bsg, [bs-mek > bs-g] {eT} zf. (Dvmek, vur mak iin) iddetli. [Clauson] bemek, [be-mek ?] {az} gsz. f . [-r ] [-( )-yor] (Kar iin) eriyip kabarmak; gevemek. [DS] bgel, [bs-mek > bs-ge / bgel] {eT} is. nce ekmek; yufka ya da pide. [Clauson] bk1, [bek / bk / bk] {eT} is. Beik. [Gabain]

J U

BRE bytmek, [by-t-mek] {az} gl. f. [-r] Byk duruma getirmek. [DS] bz, [Yun. bussos (keten) > Ar. bezz / j > bz]

bk2, [bk] {eT} is. 1. Dost; sevgili. [Gabain] 2. Akraba. [Gabain] S bk krtk, {eT} Sevgili; aziz; dost. [EUTS]|| bttk tngr, {eT} Akrabalk; yaknlk; shriyet. [EUTS] btdene, [Yun. mpoutina] {az} is. 1. Tahta kap. 2. Kk f. 3. Toprak kap. [DS] btege, [? btege] {az} is. Kularn midesi; kursak. [DS] bv, [bg /bew / bv] {eT} is. -* bg2. by, [bg / by / b

(b.z) {eT} {eAT} is. Pamuklu kuma; pamuktan ya


plm kuma; bez. [EUTS] [KPy.] [Gabain] [Yknek] [KB] bzi, [bz-i] {eT} is. 1. Pamuktan kuma dokuyan kimse; dokumac; bezci. [EUTS] 2. Pamuku. [EUTS] bzdrmek, [brt-r-mek ? > bzdr-mek] {az} gl. f. [-r] Eti kzartmak; kebap yapmak. [DS] b raa, [t. braccio (kol)] (b'raa) is. dnz. Serenin cundasndan donatlan selvie. braiyol, [t. bracciolo (kol)] (b'raiyol) is. dnz. Gverte kemerelerini balayan kebent, b raga, [t. braga (sapan)] (b'ra'ga) is. dnz. Top kuy ruu. B rah asavati, [Sansk. Brhaspati] (b'rahasavati) {eT} z. is. Jpiter yldz. [EUTS] B rah m an , [Sansk. brahmen] (brahman) is. Hindistanda en yksek snftan biri. Brahsuvati, [Sansk. Brhaspati] (b'rahsuvati) {eT} z. is. Jpiter yldz. [EUTS] brak, [Fr. braque] (b'rak) is. Ksa tyl, sarkk ku lakl bir av kpei, brakil, [t. braghier] (b'ra kil) is. dnz. Byk bastonu cvadraya balayan halat, brakisefal, -li [Fr. brachycphale] (b'rakisefal) sf. Kafatasnn geniliiyle uzunluu birbirine ok yakn veya denk olan; ksa kafa, brakisefallik, -i [brakisefal-lik] (b'rakisefallik) is. Brakisefallerin durumu; ksa kafallk, branda, [t. branda] (b'randa) is. 1. Sava gemile rinde kullanlan asma yatak. 2. Gemilerde tayfala rn asma yatak yaptklar astarlanm ve su geir mez kuma, t? branda bezi, Keten ve pam uk ipli

{eT} {eAT} is. Bir eit ze

hirli rmcek. [DLT] by emek1, [be-mek > bye-mek] {az} gl. f. [-r] [-y()-yor] Bemek. [DS] byemek2, [bele-mek / br-mek > bye-mek] {az} gl- f [-rl [~y()-yor] 1. Bulatrmak. 2. (Koku vb. iin) dalmak; yaylmak; kaplamak. [DS] byle, [bu+yle / ile] sf. 1. Bunun gibi; buna benzer. 2. zf. Bu ekilde; bu tarzda. 3. Bu derece; bu kadar. 4. nl. (Ne, nasl gibi soru kelimeleri ile kurulan cmlelerin sonuna geldiinde) ama ifade eder, fi1 byle byle, 1. Bu ekilde; bylece. 2. Yava y a va; derece derece .| byle ile, {eAT} Bylelikle; bu |

suretle.
bylece, [byle-ce] zf. Bu ekilde, bylecek, [byle-cek] zf. Bu ekilde; bylece. bylecene, [byle-ce-n-e] zf. Bu ekilde; bylece. bylelerin, [byle-ler-in] zm. Buna benzer kimsele rin. bylelikle, [byle-lik-le] zf. 1. Bu biimde devam ederek. 2. En sonunda, byleme, [bu + ile + eT. yime { OsT'} zf. Bylesi. bylemesine, [byle-me-s-i-n-e] zf. Bu biimde, bylesi, [byle-s-i] zm. 1. Bunun gibi olan. 2. Bu biimde olan. 3. zf. Bu derece; bunun gibi, bylesine, [byle-s-i-n-e -u*-.

(b lesine) zf. 1. y

inden kaln ve sk dokunmu salam bez.


brandi, [ng. brandy] (b'rendi) is. Sert alkoll, dam tlm bir iki, bran, [Fr. branche] (b'ran) is. 1. Bir bilimin, bir etkinliin ya da bir dzenlemenin blmleri; kol; dal. 2. Bir kimsenin etkinliini srdrd alan, branm an, [Fr. branchement] (b 'ra nman) is. Ba lant. b rava, [Bulg. / Srp, brava ?] (b'rava) {OsT} is. Kilit; kap kilidi. bravo, [t. bravo] (b'ravo) nl. 1. Yapt i beeni len birine sylenen, Aferin, ok g z e li anlamn daki takdir sz. 2. Aptalca bir davran vurgula mak iin sylenir, bre, [Yun. vr > bre] (b're) nl. 1. Ey! H ey!" anla mnda kabaca seslenme. 2. Eh artk, yeter anlamn da b e!" yerine kullanlr. 3. aknlk ifadesi. 4. Tekrarlanan ayn fiilin arasnda kullanld zaman

Ar bir biimde; ok fazla olarak. 2. {eAT} Bunun gibi; byle; bu yolda. 3. zm. Bunun gibi olanna, byrek, -i [brelc] {az} is. Bbrek. [DS] byk, - [bed-k > byk > byk] {az} sf. B yk. [DS] byklenmek, [byk-le-n-mek] {az} d n l.f. [-ir] Byklk taslamak; kibirlenmek. [DS] byklttk, [bylc-lk] {az} is. Kendini byk gr me; kstahlk. [DS] byks, [byk-s] {az} sf. Byklk taslayan; byklere zenen. [DS] byksnmek, [byk-sn-mek] {az} dnl. f. [iir] Kendini byk grmek; gururlanmak. [DS] byltmek, [by-l-t-mek] {az} gl. f. [-r] B ytmek. [DS] bymek, [bed-mek > by-mek > by-mek] {az} gsz. f [-r] Bymek[DS]

BRE

I M IIC E S M .

sreklilik, bitne/lik; usan bildirir. al bre al! 5. mn. 5 1 B re am an} aknlk ve korku, bildi

elde edilen przsz, salam bir kt ve karton cinsi. briti, [Far. frite] (b'riti) (eT) is. Melek; frite. [EUTS] brit, [Fr. bride] (b'rit) is. 1. Elbiselerde ilik yerine kullanlan kk halkack. 2. liklerin kenarna ge ilen fisto diki. 3. Baz apkalarn dmesini n lemek iin ene altndan geirilen erit. 4. tp. ki organ ya da dokuyu anormal ekilde balayan ba dokusu. briyantin, [Fr. brillantine] (b'riyantin) is. 1. Salan yumuatmaya ve parlatmaya yarar maden ya da bitkisel ya. 2. Sk dokunarak parlatlm bir tr astarlk kuma, briyantinlem ek, [briyantin-le-mek] (b'riyantinlemek) gl. fi. [-r] ,[-l(i)-yor] Salara briyantin sr mek. briyantinli, [briyantin-li] (b'riyantinli) sf. (Sa iin) briyantin srlm, brizbiz, [Fr. brise-bise] (b'rizbiz) is. Hava akmn kesmek iin pencerelerin alt ksmlarna gerilen yarm perde, brizent, [Rus. brezent] (b'rizent) is. Branda bezi, brizr, [Fr. briseur] (b'rizr) is. tekst. Tarak makine sinde, elyaf tutamlarn besleme silindirinden ala rak tambura aktaran silindir, brode, [Fr. braudet] (b rode) is. tekst. evresini sard motife kabartma hissini veren kordonet ip lik, ya da at kl ile yaplm bukle ii fisto, broderi, [Fr. broderie] is. T ii. b rok ar, [Lat. broccus (sivri dili) > t. broccato / Fr. brocart] (b'rokar) is. Altn ya da gm ilemeli ipek kuma. broker, [ng. broker] (b'rork'r) is. 1. Simsar. 2. Ta nr deerler alm ve satmnda araclk yapan kii, brokoli, [t. broccolo (tomurcuk) > ng. broccoli] (b"rokoli) is. bot. Karnabahara benzer, yeil bir sebze. brom , [Fr. breme] (b"rom) is. kim. Atom arl 79:90; atom numaras 35, zgl arl 3.2 olan halojenler grubundan normal scaklkta sv olarak bulunan koyu krmz renkli ve kt kokulu bir element; sembol B rdir. brom hidrik, -i :[Fr. bromhydrique] (b"romhidrik) sf. kim. Bromun hidrojenle birlemesinden oluan. 1 brom hidrik asit, kim. Bromun hidrojenle bir

rir.
bre, ![lt. breccia] (b're) is. jeol. eitli hayvanlarn kavk, kabuk ve kemik krntlarnn akl ile kar arak talamasndan meydana gelmi tortul ktle; keli akl ta, breyk, [ng. break ] (b'reyk) is. -* brik2. b re/il, [tsp. brasil / Fr. bresil] (b'rezil) is. bot. Bakla gillerden, Brezilyada yetien, ok sert ve turuncu krmz renkli odunundan krmz boya karlan bir aa tr, (Hematexylon brasletto). brezilin, [Fr. bresiline] (b'rezilin) is. kim. Brezil odunundan kartlan I f o r m l l ok halkal birleik. b ri [ng. teridgef 0'rij) is. ikier kiilik takmlar halinde drt fcii arasnda elli iki kat ile oynanan bir iskambil oyunu, brika, [Rus. bricka] (b'ri ka) is. Sorgun aacndan yaplm, kn tekerlekleri kartlarak karda kzak olarak kullanlabilen st kapal, tek atl, drt te kerlekli yayl, Rus 'gezi arabas, brid, [Fr. bride] (b'rid) is. 1. eitli nedenlerle bozulnu 'lan derideki gerginlik. 2. Karn zarnn iplik eklindeki baz yapk ksmlar. 3. Akcier zarnn katlar arasndaki yapklklar, brifing, [-ng. briefing] (b 'ring) is. Bir konu ile f ilgili yeni ve ksa bilgileri almak, grmek ve he defleri belirlemek amacyla yaplan ksa toplant. b rik 1, [Fr. brick] (b'rik) is. ki direkli, seren yelkenli, hem ticar hem de asker amalarla kullanlan bir tr gemi. torik2, :[ng. brekj] (b'reyk) > nde yksek bir otur is. ma yeri olan, dier oturma yerleri arkada, drt tekerli yayl at arabas, briket, [[Ft. briqucue] (b'riket) is. 1. Linyit ve ta k mr tozlarnn byk basnlar altnda sktrl m as ile elde edilen kt yakt. 2. imento, kum, cruf gibi malzemeler kullanmak ve byk basn altnda sktrmak suretiyle elde edilen byk ebattaki tulalar, briketi, [briket-i] (b'riketi) is. Briket retip satan kimse.

brikeitleme, fbriket-le-me| (b'rilcetleme) is. Briketle


mek ii. briketlemek, |briket-lc-ick| (b'riketlemek) gl. f i [r f [-l(i)-yor] Briket haline getirmek; briket yap mak. briks, [Alm. Adolf Ferdinand Venceslaus Brix (Al m an kimyac)] (tiriks) is. eker zeltisinin youn luunu dorudan yzde/gram olarak veren amandral areometre, bristl, [ng. ibristl] <b'ristol) is. Matbaaclkta iyi ve ( 'temiz baskya elverili, yalnz kimyasal hamur ile

lemesinden meydana gelen asit; HBr.


b rom r, [Fr. bromure] (bromr) is. Bromhidrik asi din tuzu ya da esteri, brom rl, [bromr-l] ( V'romrl) sf. Yapsnda bromr bulunan, bronkiyoliz, [Fr. bronchiolyse] (bronkiyoliz) Bron eperlerinde meydana gelen yaralar,

is.

bronkolit, [Fr. bronehholithe] (b"ronkolit) is. Bron larda oluan kire ta.

a H K E S E M l i 681

BR

bron, [Fr- bronche] (bron) is. anal. Soluk borusu ile akcier hava petekleri arasnda soluk gidip gel mesine yarayan yar kat boru, bronuk, -u [bron-uk] (b r o n u k ) Bronlarn akcier iindeki dallar, is. anat.

bronit, [Fr. bronchite] (b"ronit) is. tp. Bron ve bronuklarn iltihab, bronitli, [bronit-li] (b"ronitli) sf. Uzun sredir broniti olan. bronz, [Far. birine (bakr, sa r) > Fr. bronze] (b"ronz) is. Kalpla ekil verilebilen, yzde seksen gibi bakr oran yksek, kzla alan kahve renkli, bakr-kalay alam; tun; kzl. S Bronz a, tar. B akr ann hem en ardn dan g elen b a k r ile k a la yn alam n dan a letlerin ve ss eyalarn n y a p l d ve d em ir a n dan n ce g elen M ilttan n ce drdnc ve ikin ci bin y lla r a ra sm kap say an ta rih a a verilen a d ; Tun a. bronzlama, [bronz-la--ma] Bronzlamak eylemi, (b r o n z la m a ) is.

yakt kta hava ile kartrarak yanmay sala yan alet. b r t [Fr. brt] (b"riit) sf. 1. Kesintileri yaplmam; kesintisiz. 2. (Arlk iin) kap veya aracn iine konulan madde ile birlikte olan; daras kmam; daral. bu1, [eT. mu / bo > b.] (bu:) sf. 1. Y er olarak yakn da bulunan bir varl iaret eder. {eT} (ayn) [KPy.] [DLT] [Tekin] [Yknek] [KB] 2.. Zaman ola rak en yaknda olan iaret eder. 3. Sz ve yazda az nce gemi olan szleri iaret eder. 4. zm. Y a knda bulunan bir varl iaret ederek adnn yerini tutar. {eT} (ayn) [KPy.] [DLT] [Tekin] [Yknek] [ETY] [EUTS] 5. Az nce sylenen szler ya da bir yazda biraz yukarda geen ifadeleri iaret ederek onlarn yerlerini tutar, fi1 bu abdestte daha ok nam az klmak, 1. u an da ken d isin e verilen cez a y a d a y a a d o lay d an alm olduu dersin etkisi ep ey s r e r ." an lam n da sz. 2. iy i b ir d ers alm olm ak. | Bu aza kayk yanatram am , Artk | bundan son rasn h i um ursam yorum. anlam nda kullanlan s z .| bu ara , {eAT} B u ra ; bu ras.| bu | | arad a, 1. Bu s re iinde. 2. B irlikte; b e ra b e r. 3. B ir o la y sra sn d a ; o olay olurken. | bu arad an , | {OsT} Bu s r a d a ; bu zamanda.\\ bu aralk, B u s r a da, bu esnada.\\ bu aralkta, {OsT} B u srada.\\ bu asl, {eAT} B u g ib i; byle.\\ bu batan, {az} H e m en; y akn ca. [D S]|| bu cmleden, B u n lar a ra sn d a ; bu n lar gibi.\\ bu defa, Bu s e fe r ; im di. | bu d | ne, {az} Bu kez; bu s e fe r ; bu defa. [D S]|| budur ola, {eAT} B u o ls a g e r e k .| bu dttkeli, {eAT} Btn | bu nlar.| bu dkeliyle, {eAT} B ununla birlikte; bu | c m leden o la r a k .| bu dzene, {eAT} B u su retle; bu [ ekild e. j bu gidile, B u uygulam a ile, bu biim de, | bu tarzda.\\ bu gzle, Bu a n lay la .| bu hasiyetle, | Bu bakmdan.\\ bu itibarla, Bundan dolay.\\ bu kabil, Bu g ib i; bu trden. | bu kabilden, Ayn tr | d en ; ayn snftan. | bu kadak, {az} Bu kadar. | [D S]|| bu kadar, 1. Bu denli. 2. B elirsiz sa y d a olu u ifa d e iin kullanlr.\\ bu k ad ar da, A rlk ifa d e etm ek iin c m le b a n a getirilir.\\ Bu kadar ku sur, kad kznda da bulunur. Sz edilen, ze rin de durulm aya d e m ey e cek k a d a r k k b ir ku su r saylr.| bu kes, {az} B u kez. [D | S]|| b meyanda, Bu a rad a. | bu mnasebetle, Sras g elm i | ken .| buna dedi, buna demedi diyerek, n ce | den be en m ed iklerin i so n rad a n b e en e re k sem e durum unda,| Bunda bir i var! O layn b ir gizli | yn, bir i yz var.| bundan akdem, Bundan | n c e; d a h a n ce.| bundan baka, Ayrca.\\ bun | dan byle, im diden son ra. | Bundan iyisi can | sal, Artk bundan d a h a iyisini bu lm ak mmkn d e ild ir; en iyi budur.| Bu ne perhiz, bu ne laha | na turusu! Sz ile davran birbirin i tutm ayan lara, tutarszlklarn h atrlatm ak iin sylenir. | | bunun buras, (D ikkati ek m ek iin) buras.\\ bu

brozlamak, [bronz-la--mak] (V 'ronzlam ak) gsz. f [-r] 1. Bir eyin renginin bronz rengine dn mesi. 2. Denizde veya baka bir yerde gnelene rek derinin rengini koyulatrmak, bronzlatrc, [bronz-la--tr-c] (b"ronzlatrc) sf. (Kimyasal madde iin) gne arpmasn nleyen, gnete yanmay hzlandran, bronzlatrma, [bronz-la--tr-ma] (b"ronzlatrm a) is. Bir nesneyi bronzlatrma ii. bronzlatrmak, [bronz-la--tr-mak] (buronzlatrmak) gl. f . [-r ] 1. Bir eyin bronzlamasn sa lamak. 2. Havada stma yoluyla bir metale mavim si veya kahverengi bir renk vermek, bro, [Fr. broehe] (bro) is. 1. Deerli talarla ss lenmi yaka inesi. 2. Sanayide kullanlan takm tezghlarnda ilenecek paray tayan silindir bi imindeki dner ksm. 3. Silindir biiminde bir deliin apn geniletmeye veya bu delik evresin ce yiv amaya yarayan alet, brolama, [bro-la-ma] (b"rolam a) is. 1. tp. Krl m kemik paralarnn kemik iliinden metal u buk sokularak kemiklerin birleip kaynamasn salayan bir tedavi yntemi. 2. Baslm olan kitap larn krma, deste yapma, dikme, kapak takma ve tralamadan ibaret olan ciltilik ilemi, bror, [Fr. broehure] (b"ror) is. Sayfa says az, kk kitap; kitapk; risale, brovning, [ng. John Browning (A m erikal silah mucidi)] (brovning) is. 7.65 mmlik mermi atan otomatik tabanca, brve, [Fr. brevet] (b"rve) is. Devlet denetiminde hazrlanm bir snavdan sonra sahiplerine baz haklar salayan belge; diploma; ahadetname, brlr, [Fr. brleur] (V'riilr) is. tek. Gaz veya toz

BUA nun bigi, Bunun g ib i; byle.\\ bunun birle, {eAT} B ununla birlikte; mamafh.\\ bunun gibi, {eAT} Bu nun g ib i; b y le.| bununla (beraber) birlikte, 1. | B u n a e k o la ra k. 2. Bunun b y le oldu una ba k m a d a n ; buna ram en. | bu resm e, {eAT} B y le; bunun | gibi.\\ bu resm ile, {eAT} B u su retle; bu e k ild e; byle.\\ Bu scaa k ar m dayanr? H arcam a kla p e k o k servetin t ken eb ilece im vurgulam ak iin s y len ir.| bu suretle, Bylelikle.\\ bu takdirde, | E e r b y le olu rsa.| bu zre, {eAT} B y le; bu y o l| d a .| bu yaknlarda, O ldu ka y akn bir zam an da. | | | (..den) bu yana, (..den) b e ri.| bu yanadan, {eAT} | B e r i y a n d a n ; te y a n d a n .| bu yir, {eAT} B ura. | bu | | yol, {eAT} Bu k e r e ; bu kez.\\ bu yzden, Bundan d o la y ; bunun iin ; bu seb ep le. bu2, [b] (bu ;) {eT} is. Buhar; buu; istim. [DLT] bu3, [b] (bu ;) is. o c. d. Su. bu4, [Ar. ebfl > b (bu ;) {OsT} is. Baba.

S M

. 882

b uc1, [buc (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlar ar ma, kovalama szn anlatan kk. [Zlfkar] buc-u bucu. buc2, [buc / bc / bc (yans.)] is. iman olmay, be denin yalanarak baz blgelerinin sarkmasn, i manln verdii hantall ve tembellii anlatan kk. [Zlfkar] bu c-ur buc-ur. buca, [buca] {az} is. Kala; but. [DS] bucacuk, -u [buca(k)-cuk cik. bucag, [b-mak > buc-ak / buc Ke. bucak, - [eT. b-ak > buc-al (kesim ) > bucak is. 1. Ke. {eAT} {OsT} {az} (ayn) [DS] 2. Kenar yer; yakn yer; taraf; te. {az} (ayn). [DS] 3. ynt. leden kk, kyden byk merkez ynetim birimi; nahiye. 4. A ; zaviye, {az} (ayn) [DS] 5. {az} Yrklerin, scaktan korumak iin ya, yourt tuluklarn koyduklar yer. [DS] 6. {az} Ky evlerinde ocan iki yannda oturulacak yer; ocan yan. [DS] 7. {az} Memleket. [DS] 8. {az} Semt; mahalle. [DS] 10. {az} Da etei. [DS] 11. {az} ay ve rmak kylarndaki tarla ile su arasndaki ayrlk, sazlk, allk yer. [DS] 12. {az} Irmak kys; sahil. [DS] 13. {az} Dolap. [DS] <5 bucak bucak, H er y erd e, h e r tarafta. | bu | cak bucak aram ak, H er y e r d e a ra m a k. | bucak | bucak kam ak, B iri ile karlam aktan ek in e rek saklanmak.\\ bucak dam, {az} K iler. [D S]|| bucakda oturm ak, {eAT} nzivaya ekilmek.\\ bucak dibi, {az} O dann arkas. [D S]|| bucak st, {az} K y ev lerin d e b a ca n n st tarafn a eitli ey ler k oy m ak iin y a p la n r a f y a d a du var knts. [DS] bucaktk, - [bucak-lk] {az} is. 1. Raf. 2. Odalarn kap yan. [DS] bucaksz, [bucak-sz] sf. Kesiz, bucalam ak, [boca-la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l()y o r 1. Tela ve sknt iinde abalamak; kurtulma ya almak. 2. Gayret etmek. 3. Yerinde saymak; bocalamak. [DS] bucarda, [t. bocciarda / Bulg. buarda] is. imento demelerin zerinden geirilen merdane, bud an m ak , [buc (yans.) > buc-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] Karncalanmak; uyumak; duyarl azalmak. [DS] bucuduk, -u [buc (yans.) > buc-ut-mak > buc-u(t)uk] {az} is. Kap pervaz. [DS] bucugar, [b-uk > bucu-ar] {OsT} sf. Yarmar, bucula, [Gre, budula] {az} is. Kk su deirme ni. [DS] b u cu r', [buc (yans.) > buc-ur] is. iman olmay, et lerin sarkkln ve dolaysyla tembellii, hantal l anlatan yansmal gvde, fi1 bucur bucur, {az} S a lkl; can l kanl. [DS] {eAT} is. {OsT} is. Ke-

bu5, [Far. b / by _ ! <&[ (bu :) {OsT} is. 1. Koku. 2. jj m ecaz. Umut, fi1 b-fr, K oku satan. | by-i | md, mit kokusu; umut belirtisi.\\ by-i vefa, V efa kokusu; karlkl v efa bulm a midi. bu ak, -k [Ar. bu'k (bu a:k) {OsT) is. 1. id detli akan sel. 2. Anszn bastran yamur. 3. id detli ses; haykrma, buat, [Fr. bote] (bu"at) is. elkt. Elektrik akm devre lerinin balantsnn yapld yuva; kutu. bub1, [bub / bb (yans.)\ is. Bayku tr kularn tn ve bu srada kardklar sesleri anlatan kk. [Zlfkar] bub-uh. bub2, [Far. bb l j j J (bu :b) {OsT} is. 1. Deerli ve gsterili ev demesi. 2. Deerli kumatan yapl ma ev yaygs, buba, [buba LyJ {eAT} {az} is. Baba, bubaka, [Srp, bubaka] {az} is. Bcek. [DS] bubi tuza, [ng. booby + tuza(k)-] is. t. as. Do kunmayla veya kmldatlmayla patlayan gizli ma yn veya bomba, bubik, -i [Yun. bubuki] {az} is. 1. Tomurcuk. 2. Gonca. [DS] bubu1, [? bubu] is. {az} is. 1. eker, kuru zm, leblebi gibi tane hlindeki erez. 2. Dut. [DS] bubu2, [Sur. Ar. bbbu] {az} is. Bir iki yandaki ocuk. [DS] bubuh, [bub (yans.) > bub-uh] is. {az} is. avu ku u. [DS] bubuklu, [bubik-li] {az} sf. Gzel. [DS] bubulik, -i [Erme, bublug] {az} is. 1. Tomurcuk. 2. Gonca. [DS] bubumka, [? bubumka] {az} is. Brtlen; dut zm. [DS] bubrd, [Far. bbrd / bbrdek brd) {OsT} is. Blbl. (bu :-

lif li iffltrC 1 6 8 3 'E bucur2, [Krg. bcr > bucur] {az} sf. 1. Gelime mi; ufak tefek; bcr. 2. Boyu ksa; bacaksz. [DS] bucurgat, [boca / boci+rat [Tietze] > bucurat e t e j y r y ] {eAT} is. 1. Vin. 2. {az} At ile dnen bostan dolab. [DS] bucurlamak, [buc-ur-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [l(u)-yr] Buruturmak. [DS] bu1, [bu (yam.)] is. Ku sesini anlatan yansma kk. S* bu bu, Kuun tm esi iin " g iiz elg z el anlam nda sylen en sz. [DLT] bu2, [bu+u] {eT} is. Son; u; nihayet; {az} (ayn). [DS] S bu noktas, En so n d a k i nokta. bu3, [Erme, po / pu (kuyruk)] {az} is. K; ma kat. [DS] bu4, [ng. buteh (erk ek s a kesim i biim i)] is. argo. Erkek yapl sevici, buak, [b-k] {eT} is. -* bugak. bueg, [bu+-egfl] {eT} zf. Bu birlikte. [ETY] bugak, [b-mak > b-k] (bu g a:k) {eT} is. 1. Bucak; ke. [EUTS] [DLT] 2. A ; ap; kutur. [DLT] 3. Hayvan derisinden ark yaplan ular. [DLT] bugaklanmak, [bu-ak-la-n-mak] {eT} gsz. f . [ur] Kelenmek. [DLT] bugaksz, [bu-ak-sz] {eT} sf. Bucaksz; kesiz. [EUTS] [Gabain] bu, [in. pa tz => p! / p! / b] (b u . :) {eT} is. Bir eit kopuz; iyi ses veren, inleyen ut. [DLT] buka, [Srp, buka] {az} is. 1. Yayk. 2. F. 3. Testi. [DS] buuar, [buuk-ar y-y^i] {eAT} sf. Yarmar, buuk, - [eT. b-mak (bim ek, blm ek) > b-uk > buuk I / ,j~ ] sf. 1. (Say sfatlarndan sonra geldiinde) yarm; yar. {eT} {eAT} {OsT} (ay n). 2. {az} is. Yer yer 160 gramla 300 gram ara snda deien arlk ls. [DS] 3. ingene. S buuk dem, {eAT} o k k s a z am an ; k s a m ddet.| | buuk vermek, tar. Y en ierilerin m aa la rn a y a p lan yarm a k e lik zam. buuku, [buuk-u] is. 1. tar. imparatorluk dne minde padiahlar alayla camiye giderken yoksulla ra sadaka datan askerlere verilen unvan. 2. {az} Cimri; pinti. [DS] buuklk, [buuk-hk yarm para miktarnda, {eAT} sf. Yarm paralk;

BUD bud, [Ar. bu'd -l>h] {OsT} is. 1. Uzaklk. 2. Aralk. 3. Uzay; evren. 4. mat. Boyut. S bud-i akreb, {OsT} En y akn uzaklk.| bud-i bid, {OsT} U zak m esa | fe } ] bud-i beynel-hcrev, {OsT} anat. G z eler a ra s boluu.| bud-i eb d, {OsT} B oyutlarn en | uzun o la n ; boy .| bud-i hakik, {OsT} A sl uzak| lk.| bud-i ittisal, {OsT} B a l uzaklk.\\ bu d-i | kutb, {OsT} g k b. Kutup uzakl.| bud-i m eftur, | {OsT} M utlak uzaydaki g e r e k uzaklk.\\ bud-i m e safe, {OsT} G idilen yolu n uzakl]] b u d-i mihrk, {OsT} fz . O dak uzakl.| bud-i mizv, | {OsT} g k b. G zlem ciye g r e iki g k cism i a ra sn d a ki a s a l uzaklk.\\ bud-i muaddel, {OsT} D o u veya bat ufkunda bir uzay cism inin zam an a s .| | bud-i muavvem, {OsT} G rafikle g sterilen uzaklk.| bud-i m cerred, {OsT} V arsaylan uzay.\\ | bud-i mms, {OsT} mat. T e et uzunluu]] bud-i mzevv, g k b. A sa l uzaklk]] bud-i nreyn usl, {OsT} dnz. D eniz h a ritalarn d a kullanlan b ir lm yolu.]] bud-i semt r-r e s, {OsT} g k b. B au cu uzakl. Bud, [Sansk. Buddha] {eT} z. is. 1. Buda. [EUTS] 2. Merkr yldz. [EUTS] 3. is. aramba gn. [EUTS] bud1, [bd / bt] (bu:d) {eT} is. -* but1. bud2, [bd / bt] (bu:d) {eT} is. - * but2. budJ, [Far. bden (olm ak) > bd ^ ] (bu :d) {OsT} is. Varlk. S bd nbd, 1. Varlk ve yokluk. 2. n sann neyi v a rsa hepsi. Buda, [Sansk. buddha (uyandrlm )] {az} z. is. Budizmin kurucusu. [DS] buda, [in. pu tao] {eT} is. 1. zm. (?) [EUTS] 2. Meyan bitkisi, (G lycyrrhiza g la b ra ). [Clauson] budak, - [but-mak (budam ak, vurmak, kesm ek) > but-k> buda-kJu / ilbjj / Jj-b] is. 1. Aa gv desinde dal olacak yuvarlak boum; tomurcuk. 2. Aacn dal olacak srgn. {eAT} 3. Daln gvde iindeki balang yeri olan ve tahtalarda grlen yuvarlak ve koyu blm. 4. ube; ayrnt; teferruat. {eAT} (ayn) 5. {az} Damlarn zerini dzeltmekte kullanlan silindir ta; lo ta. [DS] S budak deli i, T ah talard aki bu d ak yuvarlan kardktan so n ra kalan oyuk bo lu k .| budak z, Taze s r | gn. budaklam ak, [budak-la-mak] {az} g l .f . [-r ] [-l()y o r ] Damlarn zerini lo ta ile dzeltmek. [DS]

buuklu, [buuk-lu] sf. 1. Kesirli. 2. Fazlas bulunan. budaklanma, [budak-la-n-ma] is. Budaklanmak ey 3. {az} Yar yarya verilen mal. [DS] 4. {az} ki lemi. kulplu toprak kap. [DS] budaklanmak, [budak-la-n-mak {eAT} gsz. buula, [Gre, budula] {az} is. Kk su deirme f [~ur] (Bitkiler iin) filiz srmek; dal vermek; dal ni. [DS] lanmak. buuna, [? buuna] {az} sf. Sersem. [DS] budakl, [budak-l] sf. Buda olan. buung, [bu+u-un] (buun) {eT} is. Asl kaybolmu budaksz, [budak-sz] sf. 1. (Aa iin) buda olmakbuz yerine verilen yeni belge. [EUTS]

BUD mayan. 2. (Tahta ya da kereste) budak yerleri bu lunmayan; dz. budala, [Ar. bedii (karlkl deim e) > bdel] {OsT) sf. 1. Zekca geri; aptal. 2. m ecaz. Bir eye kar ok dkn olan. 3. is. Zekca geri olan kim se. S budala budala, B u d a la g ib i; bu d alaca. budalaca, [budala-ca] zf. Budala gibi; aptalca, budalalam a, [budala-la--ma] is. Budalalamak ey lemi. budalalam ak, [budala-la--mak] g s z .f. [-r ] 1. Bu dala duruma gelmek. 2. armak. 3. Budala gibi davranmak. budalalatrm a, [budala-la--tr-ma] is. Budalalatrmak eylemi, budalalatrm ak, [buda-la-la--tr-mak] gl. f i [-r] 1. Budala durumuna getirmek. 2. artmak, budalalk, - [budala-lk] is. 1. Budala olma duru mu. 2. Dncesizce, aklszca, budalaca yaplan i. S budalalk etmek, A klszca davranm ak. budam a, [buda-ma] is. 1. Budamak eylemi. 2. {az} Kasmpat. [DS] 3. Koru. 4. spor. Rakibin elini, kendi kolundan skp kurtulma, budamak, [eT. but-mak / but-mak > buda-mak] g l. f . [ - r ] [-d (u )-y o r] 1. {eAT} Bir eyin ucunu kes mek. 2. Daha iyi meyve almak ya da gzel bir bi im vermek iin aalarn dallarm kesmek, k saltmak. 3. Yeni filiz srmesi iin bitkilerin dalla rm kesmek. 4. spor. Grete bir ayak oyunu ile rakibin ayaklarn yerden kesmek. 5. m ecaz. Bir eyi azaltmak; miktarn drmek, bu dan, [Ar. ba'd > bu'dn OIJjh] (bu -da:n) {OsT} is. Uzaklar; raklar, budan, [Yun. voutani (dalg kuu) [Tietze]] {az} is. Bir tr yaban rdei. [DS] budan, [buda-n-] is. Budanmak ii ya da biimi, budanma, [buda-n-ma] is. Budanmak ii. budanm ak, [buda-n-mak] edil. fi. [-r ] 1. (Aa vb. bitki iin) dallar kesilmek. 2. Ksaltlmak, budant, [buda-n-t] is. Budanm dallarn yere d en paralar, budatm a, [buda-t-ma] is. Budatmak ii. budatm ak, [buda-t-mak] gl. fi. [-r ] Budama iini biri ne yaptrmak, budayc, [buda-y-c] is. Budama iini yapan, bu ii meslek edinen kimse, buddum, [Ar. butm => buddum] is. Yaban fstk aac. bude, [Gre, bude] {az} is. rmcek a. [DS] budene, [Far. bdene {OsT} is. 1. il; il kuu. 2. Bldrcn. budgay, [buday > budy] {eT} is. Buday. [DLT] budha, [Ar. budh saha; meydan. 2. Avlu. (bdha:) {OsT} is. 1. Alan;

D B I U H . budk, [but-mak > bud-k] {eT} is. Dal; budak. [EUTS] budin, [? budin] {eT} is. Beden. [EUTS] Budist, [Fr. bouddhiste] is. Budha inancnda olan; Budizme inanan. Budizm , [Fr. bouddhisme] is. Tabiat st kendine zel bir tam yerine, salt varln insanda arzu bii minde belirdiini, bundan ise strabn doduunu, bu straptan kurtulmak iin de varlktan vazge mek gerektiini ileri sren Hindistan ve inde yaygn bir inan, budla, [? budla] {eT} is. Deve burunduruu. [ETY] budmak, [bud-mak] {eT} gsz. fi. [ - a r ] Donarak l mek; buymak; donmak. [DLT] budu, -uu [Ar. buz] (budu:) {OsT} is. 1. Anlama. 2. Can sknts. budu, [eT. butik > bodu > budu {eAT} is. - * bodu. buduk1 -u [? budule] {az} is. Hayvanlarn su itii , yer. [DS] buduk2, -u [? buduk] {az} sf. Ksa boylu; bacak sz. [DS] budulga, [Rus. butlka] {az} is. Tenekedan kiloluk ie. [DS] budulmak, [bud-ul-mak] gsz. fi. [-u r ] Aslmak. [EUTS] budun1, [eT. bd (boy; kurum lam topluluk) > bod(u)n (-n: o klu k eki) > bud-un] is. 1. Aralarnda soy birlii yannda tre, kltr Ve dil bakmndan ortak lk bulunan insan topluluu; millet; ulus; kavim; {eT} (ayn), (1934). [EUTS] [DLT] [Yknek] [KB] 2. Halk; cemaat; ahali. {eT} (ayn) [EUTS] [DLT] [Yknek] [KB] 3. Reaya; tebaa. S budun betimci, etnog. K av im leri k a r la tra ra k kltr olu um lar n in celeyen uzm an; etn og rafy a uzm an.| budun | betimi, etnog. K av im leri k a r la tra ra k kltr olu u m larn in celeyen bilim ; etn ografya, kavm iyet]] budun bilimci, etnog. in san larn rk la ra ayrlm , bunlarn n ered en ktn, oluum unu ve yeryzn e daln, a ra la rn d a k i ilikileri ve niteliklerini inceleyen, karlatran bilim a d am ; etn olog]] bu dun bilimi, etnog. n san larn rk la ra ayrlm , bunlarn n ered en ktn, oluumunu ve yeryz n e daln, a ra la rn d a k i ilikileri ve niteliklerini inceleyen, karlatran bilim d a l; etn olo ji; rki yat]] budun bilimsel, etnog. nsan rklar ile ilgili; etn olojik]] budun k ara, {eT} H a lk tabakas. [EUTS] budun2, [bodun / yod-un [Clauson]] {eT} sf. - * yodun. [DTL] budunlg, [bodun-l / budun-l] {eT} sf. Kavimli; milletli. [ETY] S budunlug bukunlug, {eT} Ulusu, oym a olan. [DLT] budunsal, [budun-sal] sf. Kavimle ilgili; etnik; kavm.

m a ik

. 65 8

BUG bugralanm ak, [bura-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] (Erkek deve iin) damzlk zellikleri gstermek. [DLT] bugralg, [bur-l] {eT} sf. Bura olacak; bura olabilecek. [ETY] bugralk, [bur-lk] (bu rad k) {eT} is. Deve ahr. [Clauson] bugram ak, [bo-mak > bo-ur-mak > bur-mak] (bu ra:m ak) (eT) gl. f . [-?] Bir eye kertik amak. [DLT] buran, [Buhara (T rkistan d a kent) > Fr. buran] is. Ortaada Buharada dokunarak Avrupaya ih ra edilen Buhara kumalarna verilen ad. bugrl, [bo-mak > bo-ur-mak > bo-(u)r-l-mak > bu-(u)r-l] {eT} is. uval ve tuluma benzer kapla rn doldurulmas halinde meydana gelen bknt yerleri. [DLT] bugrum ak, [bo-mak > bo-ur-mak > bur-mak > bur-u-mak] {eT} ite, f. [-u r ] Kertik amakta yardm etmek; birlikte kertiklemek. [DLT] buu, [buu] {eT} is. 1. Geyik. [EUTS] 2. Erkek ge yik; kzl geyik. [Nevy] bugunak, [bu-un-ak {eAT} is. Saanak.

budursin, [*bul-dur-sn / budur-sln] (bu dursvn) {eT} is. Bldrcn. [DLT] budumak, [bd-mak > bud-u-mak] {eT} gsz. f i [w ] Almak; ayrlmak; apak olmak. [DLT] budutmak, [bd-mak > bud-ut-mak] {eT} gl. f i [ur] Soukta dondurarak lmesine sebep olmak. [DLT] buffalo, [t. bufalo] (b u ffa lo ) is. Kuzey Amerika bizonlarna verilen ad. bug1 [bu jj] {eATf is. Babu. , bug2, [bu / b y\ {eAT} {OsT} is. Buu; buhar. buga1, [Sanslc. pga > bua] {eT} is. 1. Hindistan'dan gelen bir ila. [DLT] 2. Karabibergillerden, Hindis tanda pek ok tr yetien, yapraklar ve cevizleri boyama ilerinde kullanlan bir bitki; betel, (P iper betel). buga2, [buk / bu] (bu a:) {eT} is. -* buka. bugan, [bu-an] {eT} is. Bezelye trnden bir sebze. [EUTS] buganak, [bu-anak &i-y. / jU p jJ {eATj is. Saanak. bugarmak, [bu-r-mak > buar-mak] {eT} gl. f i [ur] -* bugramak. bugas, [Ar. bus beslenen kular, bugat, [Ar. bt (serke) > but o l i ] {OsT} is. 1. Bakaldrclar; serkeler, isyanclar. 2. Hakszlk edenler. 3. tar. mparatorluk dneminde, devlete sebepsiz yere isyan ederek ekyalk yapan kimse lere verilen ad. (bu a:s) {OsT} is. Lele

buur1, [bu+our > buur jy^ y / j y / j* y ] {eAT} zf. Bundan sonra; imdi; bu kez; bu defa. buur2, [bur > buur yj / y-y] {eAT} {OsT} is. 1. ki hrgl deve. 2. Erkek deve, buurda, [buur-d] (bu urda:) {eT} sf. (Sa iin) kvrck. [DLT] bugursam ak, [buur-s-mak y ^ j y v / y ^ jy -y ]

{eAT} gsz. f i [-r ] (Dii deve iin) erkek deve ile bugda, [bud IjJu / oJ^j] {eAT} is. Buday, iftleme isteinde bulunmak; kzmak, buday, [buday jl-Uu] (bu da.y) {eT} is. Buday. bugn, [bu+gn > bkn / bokn / bkn] is. 1. inde bulunulan gn. 2. zf. inde bulunulan gn [Gabain] [DLT] [EUTS] [KB] S buday enl, {eAT} de. 3. genl. inde bulunulan devir; a, zaman. S Buday ben izli; es m e r.| buday gn, {eAT} G ne | Bugn bana, yarn sana (bugn bana ise yarn da in Sm ble bu rcu na g ird i i zam an ; au stos ay. | | sana), Bugn birinin b a n a g elen ktii b ir duru buday gni, {eAT} M uharrem aynn on ikinci mun, b a k a b ir zam an d a bakasn n ba n a g e le b i gn; a u re gnii. lece in i hatrlatan s z .| Bugn buldum, bugn | bugdayk, [buday-k JjI-Uu] {OsT} is. Siil. yerim , yarn Allah kerim. Gn gnne y a a y a n bugd, [bo-mak > bu-dl / b] (bu d:) {eT} is. larn hlin i an latan sz. | bugn yarn, ok y a k n | Boha; heybe, d a ^ bugnden tezi yok, H em en im di; d e r h a l.| | bugenvila, [Fr. Louis Antoine de Bougainville bugnden yarm a, 1. Az zam an sonra. 2. im di y a (Fransz kif) > bougainville] is. bot. Orta Ame ay an lard an g e le c e k kuaklara.\\ bugne bugn, 1. unu unutma, iyi b il k i an lam n da u yan sz. rika kkenli zehirli bir sarmak, 2. Bu g n e k a d a r.| bugnki gn, {eAT} Bugn; ite | bura, [bura / bor / buur] (bu ra:) {eT} {eAT} is. 1. Damzlk erkek deve. [ETY] [Gabain] 2. Her hay bu gn. bugnk, [bu+gn-k] sf. 1. inde bulunulan, ya vann aygr. [KB] anmakta olan dneme ait. 2. Bugn olan; bugn bugragu, [bura > bura-] (bu rau :) sf. Bura yaplan. S bugnk gnde, 1. in d e bulunduu gibi; damzlk erkek deveye benzer. [Clauson] [KB] muz gnde. 2. Y aanlan zam ann a rtla r iinde. bugragurmak, [bura-r-mak] {eT} gsz. f . [-u r] Damzlk erkek deve hline gelmek; buralamalc; bura gibi olmak. [KB] bugnlicek, [bu+gn-li-cek gne zg olarak. {eAT} zf. Bu

BUG bugnlk, ~ [bu+gn+lk] zf. Bugn iin. S bugnlk yarnlk, o k y a kn b ir zam an d a olm as beklen en doum veya lm iin sylenir. bu1, [ba / b bu2, [Far. b {eT} {eAT} {az} is. 1. Buhar; (bu :) {OsT/ is. Elde veya srtta buu. 2. Sisli, puslu hava. [DS] tanmak zere hazrlanm eya kn; boha, buada, [t. bucata / bocata] {az/ is. amar yka makta kullanlan kll su. [DS] buanak, - [eT. bo-nak > bu-anak] {az} is. 1. iddetli yamur; saanak. 2. Yamur bulutu. 3. Yamur bulutlar ile kapal hava. 4. Sisli, puslu hava. 5. Yamur sonrasnda topraktan kan buhar. [DS] buansalk, - [bung > bu-an-salk] {az} sf. Yok luk ve zorunluluk hlinde ie yarayan; az bulunan. [DS] buar, [bung (yans.) > bu-ar] {az} is. eme; p nar. [DS] buay, [? buay] {az} is. Kuyu derinliindeki buzul yar. [DS] buaz, [eT. bouz > buaz] {az} is. Gebe. [DS] bucut, [? bucut] {az} is. krktan syrlarak karlan ip yuma. [DS] buda, [buda] {az} is. Buday. [DS] buday, [eT. buday / boday] is. bot. Taneleri en nemli besinlerimizden olan ekmek yapmnda kul lanlan, iekleri bileik baak eklinde, dmler den kan yapraklarnn ucunda bir dilcik, iki ku lakk bulunan, tohumlar iki ucu yuvarlak, uzunca ve ortasnda oyuk izgi bulunan, genellikle bir yl lk kltr bitkisi, (Triticum). 0 buday ba, {eT} B uday baa.\\ buday benizli, H a fif esmer.\\ buday biti, zool. Yarm kan atllard an vcudu y e il, ba siyah, 2-3 mm. boyunda, dep olan m hu b u b a t ve m akarna, biskvi g ib i b esin lere z a r a r ve ren bir b cek , (Stophils granarius).\\ buday evinine, {eT} B uday ve a r p a tan elerin deki byk lk, dolgunluk.\\ buday gvesi, zool. G vdesi ve a r k a kan atlar siyah, n k a n a tla n sarm s, 6 mm. k a d a r boyunda, am barlan m ta h llara z a r a r vren k k bir k e le b e k ; ekin a m b a r gvesi, (T inea g ra nella).\\ buday pas, bot. 1. B u daygillerde p a s hastal y a p a n a s a la k m antar, (P u ccin ia gram inis). 2. Bu m antarn bu d ay g illerd e yapt h a sta lk.,| buday rengi, (Ten iin) a k esm er.| buday | | srmesi, bot. B uday ba a k la rn d a h a sta lk y a p an a s a la k b ir mantar, (T illetia tritici) ve bu m antarn b u d ay g illerd e yap t h a stalk; srm e. budayck, - [buday-ck] {az} is. 1. Budaya benzer bir tr ot; yabani buday. 2. Sere. 3. Arife den nce gelen gn. [DS] 0 budayck otu, E ek kengeri. budaycl, [buday-cl] is. zool. Karatavukgillerden Orta ve Kuzey Avrupada yaayan, k geirmek

e r M iiiic iM . iin Trkiyeye de gelen, genellikle bataklklarda, rmak kenarlarnda, patates ve pancar tarlalarnda grlen 14 cm. boyunda, bcek, larva ve tohumlar la beslenen bir tr blbl, (Lu scinia s v e c ic a cyanecula). budaygiller, [buday-gil-ler] is. bot. Dip ksm gvdeyi bir km gibi saran yaln erit yaprakl, sap larnn ii genellikle bo, anak ve ta yapraklar bulunmayan er dii iekleri baak ya da salkm biiminde, meyveleri kavuzlu ve budays taneli, besi dokusu unlu, alt bin kadar eidi bulunan bir enekli bitkiler familyas, (G ram inae). budayi, [buday + Ar. -] (b u d a.y i:) sf. (Ten iin) buday renginde; budays, budayk, - [buday-k] {az} is. bot. Budaya benzer bir ot. [DS] budays, [buday-s] sf. Biimi ya da rengi buday andran. 0 budays (meyve, tane) tohum, atla m a izgisi bulunm ayan tek tohumlu, kabu u o k in ce ve zarn dan a y rlm a y a ca k k a d a r kaynam b ir tohum grnm veren kuru m eyve. buduruk, -u [bu-duruk] {az} is. Aalarn, iek dktkten sonraki kk meyvesi. [DS] buz, [bu+az > buz ji-y] {eAT} z f Bu kez; bu defa; bu az, bulama, [bu-la-ma] {az} is. Bulgur ve gmele yaplan bir yemek. [DS] bulam ak, [bu > bu-la-mak] {az} gsz. f . [ - r j [l(u )-yor] Duman kmak; ttmek. [DS] bule, [Yun. vukla] {az} is. Sabann kulan, saba na balayan para. [DS] buluk, -u [bu > bu-luk] {az} is. Hamam. [DS] bumuk, - [eT. bo-mak > bo-muk] {az} is. Kadnlarn taknd altn. [DS] bunmek, [bung (yans.) > bun--mek] {az} gsz. f [- r ] (Su iin) yerden bngldeyerek kaynayp kmak. [DS] b u ra1, [eT. bu-ur / bu-ra deve. {eAT} (ayn) 2 Aslan. [DS]

. ki

> bura] is. 1. Erkek hrgl deve. 3. {az}

bura2, [Far. bura I .] (bu ra:) is. 1. zool. Turna. 2. > Turna srsnn banda uan erkek turna. 3. {az} Hindi. [DS] burasam ak, [bura-sa-mak] gsz. f . [ - r ] [-s()-y or] (Dii deve iin) kzmak; iftlemek iin erkek deve istemek, burut, -du [? burut] {az} is. krklarda tel b kerken krk direine sarlan tel yuma. [DS] busukmak, [bu / bun > bu-suk-mak] {az} gsz. f [~ur] (Ate iin) alev almayp duman karmak. [DS] busurm ak, [bul-su-r-mak ?] {az} gl. f . [-u r ] 1. Az bulmak; kk grmek. 2. Cimrilik yapmak. [DS]

o n n m tf s o M .6 8 7

BUH

buu1, [eT. bu > buu] is. 1. Is etkisiyle svnn gaz buur2, [bu+uur (zam an)] {eAT} zf. 1. Bundan son ra. 2. imdi; ite, hline gemi olan; buhar. 2. Souk bir cisim ze rinde ortamda bulunan havann veya gazn youn buursam ak, [buur-sa-mak] {az} gsz. f. [ - r ] [lamasndan tr meydana gelmi ince sv kat s(u )-yor] (Dii deve iin) dourmak istemek. [DS] man. 3. Serbest kalnca buhar ve gaz hline gelebi buz, [Ar. buz i ^i] {O y sT} is. Dmanlk duyma; len maddelerle meydana getirilmi ortam dezen sevmeme; nefret; kin. fekte eden ila, buu ekm e, tp. H azrlanm uucu m a d d elerle d olu ila l bu h ar solum ak. | bu buzetmek, [buz+et-mek] gsz. f . [-e r ] Dman ol | mak; nefret etmek, u evi, tp. M ikroplu eyalarn s c a k ve ila l bu sT} is. 1. akr gzl h ard an g e ir ile r e k dezen fekte ed ild i i k a p a l od a. | buh, [Ar. bh ^] (bu :h) {O | buu nleyici, C am lard a veya d i er o rtam lard a su doan. 2. Erkek bayku, bu har toplanm asn n leyen veya g id eren m ad d e buha, -c [Slav, puha] {az} is. Puhu kuu. [DS] veya a le t.| buu kebab, K u ba eti ken d i bu h a | buhak, [Ar. buhk jU -] (bu ha:k) {OsT} is. Erkek rn da p iirm ey e dayan an b ir tr ten cere k eb a b . kurt. buu2, [buu] {az} is. 1. Yaban srnn diisi. 2. Ceylan. 3. Erkek geyik. [DS] buulama, [buu-la-ma] is. 1. Buulamak eylemi. 2. Yemei buu ile piirme yntemi. 3. ine su koy madan, malzemelerin kendi suyu ile piirilmi ye mek. 4. Buudan geirme, buuya tutma teknii. 5. sf. (Yemek iin) buulama yntemiyle yaplm, buulamak, [buu-la-mak] gl. f . [- r ] [-l(u )-y or] 1. Buudan geirmek; buuya tutmak. 2. Bir yiyece i, ksk atete kendi suyunu uurmayacak ekilde piirmek. buulandrma, [buu-la-n-dr-ma] is. Buulandr mak ii. buulandrmak, [buu-la-n-dr-mak] gl. f. [-r ] 1. Buulanmasna sebep olmak. 2. Buu edinmesini salamak. buulan, [buu-la-n-] is. Buulanmak ii ve biimi. buulanma, [buu-la-n-ma] is. Buulanmak eylemi, buulanmak, [buu-la-n-mak] edil. f . [-r ] 1. Buu lamak ii yaplmak. 2. dnl. f . Kendi kendine buu haline gelmek. 3. zerini buu kaplamak; buu ile rtlmek. 4. (Gzler iin) nemlenmek; slanmak; yaarmak. buulama, [buu-la--ma] is. Buulamak eylemi, buulamak, [buu-la--mak] gsz. f . [ - r ] Buu durumuna gelmek; buharlamak, buulatrc, [buu-la--tr-c] is. Suyu buhar haline getirmek iin kullanlan alet; buharlatrc. buulu, [buu-lu] sf. 1. zerinde buu bulunan; bu ulanm. 2. m ecaz. (Gz iin) szgn ve dalgn bakan, buulu buulu, (G z iin) nem li; slak; dolu d olu ; yal. buun, [eT. bu > buu-n] is. Kapal yer iindeki dumann dar atlmas iin yaplan baca delikleri; duman delii, buuntu, [eT. bu > bu-untu] is. Sknt. buur1, [eT. bura > buur / bohur] is. 1. {az} Er kek deve; damzlk deve. [DS] 2 {eAT} Develerle yaplan tamaclk. buhala, -a i [Ar. bahl > buhala *>U ] (bu h ala :) {OsT} is. 1. Cimriler; pintiler. 2. Tamahkrlar. buhar, [Ar. buhar (bu ha:r) {OsT} is. 1. Is etki siyle svlarn ve baz katilarn girdikleri gaz duru mu. 2. genl. Sis. S buhar kazan, B u h a r e ld e et m ekte kullanlan kazan .| buhar kurutucusu, B u | h a r iin deki su dam lacklarn ayran v e kuru bu h a r eld e ed ilm esin i sa lay an alet. | b uh ar makine | si, B u h a r gcnn basn cyla ileyen m akine. buhar, [Ar. buhar lSjU-] {az} is. 1. Baca. 2. Odunluk; odun dolab. [DS] b uhari1, [Ar. buhar tSjU-] (b u h a :ri:) {OsT} is. Bu harla ilgili; buuya ilikin, b u h a r i, [Far. Buhara (kent ad ) > buhr (so ba ) {az} is. 1. Ocak ya da oda iindeki dumann dar kmas iin yaplan baca ya da duman deli i. 2. Ocak ba. [DS] buharlam a, [buhar-la-ma] is. 1. Buhar verme ii. 2. Yn elyafnn ekillendirilmesi iin uygulanan ze rine scak buhar verme ii. buharlam a, [buhar-la- ma] is. Buharlamak eyle mi. buharlam a noktas, fz . Svlarn k ay n a tlm as ile b u h ar durum una g etik leri s c a k lk d e recesi. buharlam ak, [buhar-la--mak] dnl. f . [-r ] Buhar durumuna dnmek; buulamak; tebahhur et mek. buharlatrc, [buhar-la--tr-c] is. 1. Bir sv r n koyulatrmak iin suyunu buharlatrmakta kul lanlan alet; evaporatr, tephir kazan. 2. Bir so utma sisteminin iinde kolay buharlaabilir bir kapal gazn sv halden gaz hale gemesini sala yan dzenek. 3. sf. Buhar haline getiren, buharlatrm a, [buhar-la--tr-ma] is. Buharlatr mak ii. b uharlatrm ak, [buhar-la--tr-mak] gl. f . Buhar haline getirmek; tebahhur ettirmek, [-r]

buharlayc, [buhar-la-y-c] sf. 1. (Cisim, madde

BUH iin) buhar hline getiren. 2. is-, inde b u h arlat mann yapld kap. buharl, [buhar-l] sf. 1. Buhar olan. 2. Buhar ile alan. 6* buharl gemi, B u h a r b asn c g c yle a la n gemi.\\ buharl stma, Buharn, tam a zelliin den y a ra rla n la ra k y a p la n stm a ilem i ,| [ buharl tren , B u h a r basncn n verdi i g ite harre k e t ed en tren-1 buharl t, tlem eyi ayn za | m an d a b u h a r pskrterek, y a p a n t, buhayre, [Ar. bahr (deniz) > buhayre oj^] (OsT} is,. 1. Kk deniz. 2. Gl. S {OsT} G zya pnar. buhbuha, [Ar. buhbha Orta yer; alan; saha, buhe, [Ar, bhe (bu :he) {OsT} is. Dii bayku, buhte, [Far, buhte tuk. buhti, [Ar. buht

IMITOMU

{O sf} sf. Oyunda tlm.; yn(buhti:) {OsT} is, la hrgl

buhtu, [Far. buljtu ;*-] (buhtuh { Qs.T} is,. Gk g rlts, buhtur, [Far. buhtr tu. (buhtu:r), {Q J} is, -* buh

(buhu:) {OsT} i. Hakkn buhayre-i dem iye, buhu, -u [Ar- buh alak gnlllkle isteme, (bu hbu :ha) {OsT} i. buhuh, [buhh (bh,u:h) {OsT} is. Ses. kskl,

buhul, 4 [Ar. b.uhl Jj& ] (buhM-'.l) i. Cimrilik.

buhur1 [Ar, babr (ttme) > bahr / Far. buhr ,


(buhu.r) {OsT} is. Din trenlerde yaklan, kokulu bot, - * bu hurumeryem. | buhur suyu, tar. R am azan aynn | on beiyden sonra, p a d i a h a ve d i er st dzey d ev let g rev lilerin e sunu,lan z e l kokulu su.
aa; tts- 5" buhr-i neryem, {OsT}

buhela, [Ar, buhl > bhel ^ - ] (b u h ela :) {OsT} is. Cimriler. buhl, -l [Ar, buhl J3-] buhle,

{O is. Cimrilik; el skl, sT} [Far. buhle <13-] {O is. Semizotu, sT} {O sT}
is.

buhran, [Ar. buhrn oljA] (bu hra:n )

buhur^, [Ar, bahr (deniz) > buhr j j ] (hu hu :j) is. Denizler, buhurcu, [buhur-eu] is. Buhur satan kimse, buhurdan, [Far. butjr-dn dby& j (bu hu:rda:n)

Sayklama; hezeyan; bunalm. 2. Hastaln en teh likeli devresi; nbet. 3. iddetli belirtilerle kendini belli eden ruhsal rahatszlk. 4. Olaylarn gelime sinde grlen karklk ve tehlikeli durum; kriz, 5. Gcn kaybetme, dme. 6. retim ile tketim arasndaki dengenin bozulmas; ktlk; eksiklik; yokluk; bunluk. S buhran geirm ek, K a rk b ir devren in iin de o lm a k ; bunalm geirmek.\\ buhrn - ceyyid, {O sT} H astaln iyilem eye yiiz tut tuunu g steren nbet.\\ buhrn- kmil, {O sT} H astaln iyilem eye yz tuttuunu g steren n bet]] buhrn- mahmd, {O sT} H astaln iyile m ey e yz tuttuunu g steren n bet.| buhran-, re| d , {O sT} H astaln ktye gittiinin belirten n bet.\\ buhrn- vkel, {O sT} Hkm et buhran. | | buhrn- suhnet, {O fz . K ritik scaklk. sT} buhranl, [buhran-l] sf. 1. Buhran belirtileri gste ren, 2. m ecaz. Kark ve tehlikeli, buhsamak, [buh-sa-mak] (eT} gl. f i [- r ] 1. Kabul etmemek. 2. Zorla yapmak. [D LT] buhsatm ak, [buh-sa-t-mak] {eT} gl, fi. [-u r] Dik ballk ettirmek. [D LT] buhs, [buh-s] {eT} is. Pimi buday ve badem ii zerine bal ve st ile yaplm bulama dklerek yaplan bir yemek. [D LT] buhsm, [buhs > buhsu-m] Bira. [Clauso] gz delii; baka. buht1, [Ar. buht cJ-] {OsT} is. ki hrgl deve. buht2, [Far. b u h tcJt] {OsT} is. Oul.

{OsT} is, inde kokulu aa kabuklar yaklan tts. kab. buhurdanlk, - [buhurdan-lk] (bu hurda:nlk) is. Tts kab, buhrlam ak, [buhur-la-mak] g l f i [- r ] [ - l(u)-yor] Tts yakmak; ttslemek, buhurlu, [buhur-lu] is. 1. Ttslenmi. 2. Yol yol izgileri olan kuma, buhurluk, -u [buhur-luk] is. inde tts iin konu lan maddeler yaklan kap; ttslk, buhurum eryem , [Ar. bahr-i meryem] (buhu.rum eryem ) is. bot. uha ieigillerden iek saplar toprak iindeki yumrularndan kan, yapraklan uzun ve sapl, kkleri yer altnda yuvarlak ve yumru biiminde olan, ilkbahar, ve sonbaharda pembemsi veya beyaz iekler aan ok yllk bitki; siklamen; tavan kula; deve taban; domuz burnu; yer so munu; toparlak, (C yclam en) bujene, [Far. bjene (bu ;jen e) {OsT} is, 1, To

murcuk. 2. Henz almam iek; gonca, bujin, [Sod. bujm] {eT} is. pleme denilen zehirli bitki, (H ellebo ris). [D LT] buji, [Fr. bougie] is. Patlamal motorlarda yakt tu tuturan elektrikli akmak. buk1, [buk (yans.)] {eT} is. i bo eylerin yere d nce kardklar ses. [D LT] buk2, [buk] {eT} is. Grtlak; boaz. [E U TS]

{eT} is.

1. Boza. [D LT ] 2.

buh, [Ar. buh J& -] {OsT} is. 1. Delik. 2. Usturlabn

I P J I f f S ilil,

m________________________________

____________________________________ i y i
((. hanut.'leo lia m a c leo m . 2. m ecaz, karlar do rulusuula hcne gr ye davran, deiiklii gpsteren kimse. 3. Eskiden renk renk ipliklerle lokuan ipekli kuma. ?J bukalemun gibi rek de itirmek, Siekljijfikir- deitirm ek, bukalemurgjller, [bukalemun-gil-ler] i. zool, ]&rtcakolelerdcn renklerini bulunduklar yerin rengine uyduran u/un dilli srngenlier familyas, bukalununluk. -u [bukalemun-luk] is. Baz hay vanlarda deri renginin ani olarak deimesi olay, b.ukame, bukme U ] (b k m e), {Q sf} K,

buk\ [buk] (tz) i,s, Kavm lprpnz edilen, yer. [DS] buk\ [Ar. bk J jjJ is. 1. Ddk; boru. 2. Boboaz iflsan, 3 , B o sz. buk5, [? buk] {az} is. 1. Bklm. 2. Tomurcuk. [DS] buk a,. [Ar. buk'a* Wi\ fO tfl} is,, 1, t j f e , yer;, toprak. 2> Byk bina, 3, Benek; tek- S fouku buk^,, {OsT} Yer-yer; m em leketi m em leket. buka., [buk l bu} (buka,:}. {eT} i. Boa. [ETY] |!K1*>.; (li'.b.in! -KBI buka, [buka l buka] {eT} is. 1. Topraktan yaplm mlek tr eyler; su kab. [DET] 2 , Tencere. [Et. UTS) bukadmak, [buk > buk-d-mak] {eT} gsz. f i f - m ) Boa olmak; boalamalt; boa hline gelmek, hftkagl [hul^a-g {eAT}, s, -* bukagu.

Yn dknts; yn krnts. 2. m ecaz, Ap^l adami mahyak. bukaxsjt, [b,uk-mak > buka-r-s] {eT} is. Ba; kkte buka. [ETY], [G^bai^ bukat,, -ti [Ar. b.k > bkt Alayanlar(bk&t), {%$]> i..

bukagu, [*t(uka-mak > buk- y i # i y -^ y ] (buk a: u :) {eT} {eAT} {QsTf i, 1. Buka; kstek; ba. [EUTS] [Gabain] 2. Hrszlarn ellerine vurulan ke lepe. [DLT] bukag, [bukg > lnkau-t| {eT} S-, 1. Buka vuran; bukac. 2, Gardiyan. [Clauson] bukagulug, [hukau-lng} {eT} fi, Buka vurulmu; b^l; kstekli. bukagulg, [hukau-lu-] {eT} is. Cellat; gardk yan. [lauson] bka, [buka] {az} i. Gerdan. [DS] bukaj, [eT. buka^u > buka] is, 1, Kstek, ba. 2, Eskiden ar cezal mahpuslarn ayaklarna taklan ve ucuna pranga balanan demir halka. 3. Kama mas iin hayvanlarn ayaklarna balanan zincir; kstek, S buka vurm ak, K a m a m as iin a y a na bu ka ba lam ak. bukalama, [buka-la-ma] is. Bukalamak ii. bukalamak, [buka-la-mak] g l f i f - r ] [-l()-yor]. (Hayvan iin) ayana buka takmak, bukalanmak, [buka-la-n-mak] edil. fi. [-r ] 1. Buka vurulmak, 2. d n l fi. Buka sahibi olmak; buka edinmek, bukalatmak, [huka-la-t-mak] gl. f . [-r ] Buka vurdurmak; zincirletmekbukal, [buka-l] sf. 1. (At iin) ayana buka taklm olan, 2. (At iin) bileklerinde beyaz halka lar olan. bukalk, - [buka-lk] is. Atn ayanda trnakla topuk arasndaki dar ksm, hu kak, [buk-mak > bula-k] {eT} sf. 1. Yuvarlak. [EUTS] 2. is. Ku kursa. [DLT] bukalemun, [Yun. khamaileon (yer aslan ) > Ar. ebkalemun / Far, bkalemn is. zool. 1. Bukalemungillerden, renk deitirmesiyle nl, 2530 cm. boyunda bir tr kertenkele; kaya keleri,

bukatpak, [bttk > bukavt-mals


gsz. f i t*-, bukadmak,

t buk-4miak|

bukay, | bukay] {eT}; sf; 1, Alalt; ksa. [EUTS] 2. Aada olan, bk^t, |Fr, bouquet:] is. iek, demeti. bulikwit [Ar, bukkrl ^,1%] (bvl^yW :)) {OT} is-, 1, Bela; musibet; afet, 2.. sf. (Sz iin) yalan, bukle, [Fr, boulel i, Kijk lle gibi kvrm^ sa, # bukle bukle,, kvrm b u kleli su, bukleli, [bukle-li] sf. Buklesi olan; kvrml, buklesiz, [bukle-siz] sf. Buklesi olmayan; kvrtni?. buklet, [Fr. boclette (kk s a kvrm )} is, 1, Dei ik numara ve bkmde kk iplik liflerinin mey dana getirdii kvrml ssl iplik. 2. Bu tr iplikle dokunmu veya rlm giyecek. bukm ak1, [bulamak] {eT} gl. f i [-a r ] 1. Bkmek; kvrmak; {az} (aym). [DLT] [DS] 2. {az} Lehim lemek; tutturmak, [DS] 3 , gz. fi. {az,} Bklmek.; burkulmak. [DS] bukmak2, [buk-mak] gsz. f i [ - a r ] {az} Uur sayL mak, [DS] bukram ak, [b.uk-r-mak / buk-r-mak] {eT} gss. f i (Hayyan iin) sramak; amlk etmek. [DLT] bukran, [Ar. bukran] is. Saralarn kulland krpn t ynler, B u krat, [Yun, hipp,aerates ~> Ar. bkrt k ra:t) z. is. Mehur Yunanl hekim Hipokrat. bukrat, [Ar. bukrtl Jslyij] (bu kra:ti:) fi Hipokrata ait; Hipokratla ilgili, bukratiyun., [Ar, bukrtiyyn (bkra,:tjy(tw;^

yu:n) is. Hipokrat izleyenler; Hipokratlar. bukta, [Ar. bukta i t i ] {OsT} sf. 1. Dank; perian,

2. is, Kalabalk; gruh. 3- Cemaat; topluluk.

BUK
b u k u k ,

O
b u la k m u k , b u la m a ,

T u M

K M

U f i

[buk-mak > buk-uk] {eT} is. 1. iek toplu luu; iek tomurcuu. [DLT] 2. Boazda beliren ur. [DLT] 3. {az} Yavru. [DS] [Ar. bu'kke aS'jSUj] (bu -k :ke) {OsT} is.

[bulak-muk] {eT} is. Un lapas,

b u k u k e,

Kalabalk; izdiham. S b u k k e t s - s a y f , {OsT} Yaz mevsim inin en s c a k zam an . || b u k k e t s i t , {OsT} K n en so u k zam an ; zem heri. u k u k l a n m a k , [bukuk-la-n-mak] {eT} d n l.f. [-u r] Yuvarlaklamak. [EUTS] -l [Ar. baki > bkl J_ji] (buku.i) {OsT} is.

[bula-ma] is. 1 . Bulamak ii. 2. zm ve di er meyve ralarnn kaynatlmas ile elde edilen kvam koyu pekmez. 3. {az} Koyun ya da inein ilk st; az. [DS] 4. {az} Bu st kaynatarak ya plan yemek. [DS] 5. {az} Azn bitip, inekten ilk stn alnd zamanki st. [DS] 6. {az} Kaynam ve km ste yumurta konarak yaplan yemek. [DS] 7. Ayranla dvme budaydan yaplan orba. 8. {az} Ayran. [DS] [bula-mak > bula-ma / bulama+a] is. 1. Sulu ve akkan hamur. 2. Muhallebi akkanl nda yaplan bir tr un helvas. 3. Bitki hastalkla rna kar hazrlanm zehirli koyuca sv ila. 4. {az} Hayvanlara verilen sulu yem. [DS] 5. m ecaz. Oradan buradan derlenmi, toplanm; kark. [eT. b (buu) > bu-l--mak (kartr ij J g l. f . [- r ] [m ak) > bul-mak > bula-mak

b u k u l,

b u la m a , - c

Sebzeler; yeil otlar; yeillikler,


b u k u lm a k ,

[buk-mak > buk-ul-mak] {eT} edil. f . [u r] Bklmek; toplanmak; burkulmak. [DLT] [buk-un] {eT} is. Halk; ahali; millet. [EUTS] [Gabain]

b u k u n ,

b u k u n m a k ,

[buk-un-mak] {eT} g l .f . [-u r] Bkmek; kvrmak. [DLT] [buk-ur-mak] {eT} g l .f . [-u r ] ndirmek. [DLT]

b u l a m a k 1,

b u k u rm a k ,

b u k u r s ,

[Toh. bokurs] {eT} is. 1. Saban. [ETY] 2. Saban demiri. [DLT] [bu+kn] {eT} zf. Bugn. [EUTS] [bu+kn-ki] {eT} sf. Bugnk

b k n ,

b u k n k i, b u l 1,

[bul (yans.)] is. Yksekten akan gr suyun kard sesi ve akn anlatan kk. [Zlfkar] bul d u r buldur. [bul] is. Yalnz iki yz testere ile dzeltilmi tahta. [bla "i# I <!_>;] is. 1. Yenge. 2. {az} Amca ve ya day kars. 3. Hizmetiye gre evin hanm. {eAT} (ayn) [DS] 4. {eAT} Abla,

l(u )-yor] 1. Bir nesneyi bulaabilen bir akkan ii ne yatrarak zerini kaplamak; batrmak. 2. Bir eyi sv ve bulaabilen bir baka eyle kirletmek. 3. Sv haldeki bir eyi kartrmak; alkamak. {eAT} {OsT} (ayn) 4. {eT} Piirmek. [DLT] 5. {OsT} Bulan drmak. 6. {eAT} Sallamak. 7. {az} Dolanmak; sa rlmak. [DS]
b u l a m a k 2,

[bula-mak] {eT} is. Bulama. [Nevy]

b u la m b a , - c

b u l 2,

[bula-ma > bulam(b)a] {az} is. 1. Bulama; koyu un orbas. 2. Badana. [DS] [bulan] (bu la:n ) {eT} is. Yaban av hayvan; er kek geyik. [DLT] [bulan-cak] {az} is. Bulank akan su. [DS]

b u la n ,

b u la ,

b u la n c a k , -

b u la ,

[bula-] {az} is. Ayran yaparken yourdu rpmaya yarayan ara. [DS] [Yun. bulada] ( b u la da) {az} is. Byk pili. [DS] [Yun. platanos] is. nar, [b (bu har) > b-la-d-mak / bu-la-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] Tencere buusunda piirtmek; bu ulamak. [DLT] [bula-mak > bula-a] {az} is. Bulama iinde kullanlan ara. [DS]

b u la n d r c ,

b u la d a ,

[bulan-dr-c] is. ve sf. 1 . Bulant veren. 2. Manev irenme duygusu veren; tiksindirici, nef ret ettirici. [bulan-dr-l-ma] is. Bulandrlmak eylemi.

b u la n d r lm a ,

b u la d a n ,

b u la d m a k ,

b u la n d r lm a k ,

[bulan-dr-l-mak] edil. f. [ -r ] Bu landrmak ii yaplmak, [bulan-dr-ma] is. Bulandrmak ii. [bulan-dr-mak] gl. f . [-r ] 1 . Bir svnn iine bir ey koyarak bulanmasn sala mak. 2. m ecaz. Kartrmak. 3. m ecaz. ki ve daha fazla eyi birbirine ayrt edilemeyecek biimde ka rtrmak. [in. pu lang] {eT} is. Sofa; veranda; hayat. [EUTS]

b u la n d r m a ,

b u la a ,

b u la n d r m a k ,

b u la a n ,

[bula-an] {az} is. Kan miline srlen yal katran. [DS] [eT. bul-ak J J is.
1.

b u l a k 1, -

Kaynak; pnar; e

me; gze. {eT} {eAT} {az} (ayn) [EUTS] [DS] 2. Kanal. [EUTS] 3. {az} inde eme, su bulunan yeillik; eme ba; su ba; pnar ba. [DS]
b u l a k 2, b u la k b u l a k 3, a t,

b u la n g ,

b u la n k , -

[bulak] {eT} sf. (At iin) haar. [KB] t? {eT} B oyu ksa srt gen i at. [DLT]

[bul-mak > bulak / bulak] {eT} sf. Kark.

b u l a k 4, -

[bula-k] {az} is. 1 . Kaak ve hrsz ya ta. 2. Bela; felaket. 3. sf. Sersem. [DS]

[bulan-mak > bulan-k] sf. 1. Bulanm olan; duru ve ak olmayan. 2. (Hava iin) bulutlu ve kapank. 3. (Gz iin) donuk; fersiz. 4. yi sei lemeyen; net olarak grlemeyen. 5. Kark. 6. m ecaz. Nitelii tam olarak anlalamayan, S 1 b u l a n k s u d a b a l k a v l a m a k , B ir frsa tta n kt niyetle y ararlan m ak.

iM r i f j a .6 9 1 bulanka, [bulank-a] s f 1. Biraz bulank olan. 2. ok duru olmayan, bulanklama, [bulank-la--ma] is. Bulanklamak eylemi. bulanklamak, [bulank-la--mak] gsz. f . [-r ] Bu lank bir durum almak, bulanklk, - [bulank-lk] is. 1. Bulank olma du rumu. 2. Karklk. 3. (Fotoraf iin) net olmama, bulan, [bulan-mak > bulan-] is. Bulanma eylemi ve biim. bulanma, [bulan-ma] is. Bulanmak eylemi, bulanmak, [e l ' bul-an-mak > bulan-mak . edil. f . [ -r ] [eAT, -u r] 1. {eAT} Kartrlmak; yo rulmak. 2. Bulants olmak. 3. dnl. f . Duruluunu kaybetmek. 4. {eAT} Salnmak; hram etmek. 5. Her yan bir eyle kaplanm, bulam olmak. 6. Kir lenmek; lekelenmek. 7. (Hava iin) parlakln ve duruluunu yitirmek. 8. {az} Karmak; temas etmek; demek. [DS] 9. {az} Hiddetlenmek. [DS] bulant, [bulan-t] is. nsann midesinde grlen kus may gerektirecek bir rahatszlk. S1 bulant ver mek, insann iini, m idesin i bu lan drm ak; tiksin dirmek. bular, [bu-lar I / j'jj] {eTj {eAT} zm. Bun lar. [EUTS] S bularunttn, {eAT} B u n lar iin .| bu | lannla, {eAT} B u n la rla; bu n lar ile. bularca, [bu-lar-ca {eAT} zf. Bunlar kadar,

BUL din e ykayan elektrikli ev aleti. | bulak suyu, B u | lak lar y k a m a k veya ykan m b u laklar duru lam a k iin b ir k a b a konulm u sm | bulak suyu .| gibi, (Y iyecek ve i e c e k iin) zen le hazrlan m a m, tad ve lezzeti y erin d e olm ayan. bulak, [bulak-] is. Lokanta gibi toplu yemek yenilen yerlerde bulak kaplar ykamakla grevli kimse. bulaklk, - [bulak--lk] is. Bulaknn yap t i. bulakhane, [bulak + Far. hne is. Otel, yatl pkul, kla ve lokanta gibi ok kalabalk kii nin yemek yedii yerlerde bulak kaplar toplamak ve ykamak iin ayrlm blm ve yer. bulalma, [bula-l-ma] is. Bulalmak eylemi, bulalmak, [bula-mak > bula-l-mak] edil. f . [-r ] stenmeyen bir ie girilmi veya karlm olmak, bulakan, [bula-kan] sf. 1. Dedii yere hemen bu laan ve bulat yerden de zor temizlenen. 2. m e caz. Bakalarna satama ve kavga etme huyu ve alkanl olan; kavgac; satakan; huysuz, bulakanlk, - [bula-kan-lk] is. 1. Bulakan olma durumu. 2. Bulakan bir eyin nitelii, bulalamak, [bula-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] Balamak. [DS] bulama, [bula--ma] is. Bulamak eylemi, bulam ak, [eT. bul---mak > bula--mak / gsz. f . [-r ] [eAT, -ur] 1. Bir eyin zerine bulac bir nesne srlm, dklm veya sva m olmak. 2. Kirlenmek. 3. (Bir hastalk mikropla r iin) gemek; yaylmak. 4. (Bir fikir, gr iin) etkilemek. 5. Kavga ve huzursuzluk karmak iin birine satamak; musallat olmak; atmak; sata mak. {eAT} {az} (ayn) [DS] 6. Bir rastlant sonucu ya da istemeden bir olayn iinde yer almak; ka rmak; duar olmak. {eAT} (ayn) 7. {eAT} Kar mak; fenalamak. 8. {eAT} Megul olmaya bala mak. 9. {eAT} Bulanmak; alde olmak. 10. {az} Balamak. [DS] 11. {az} Bir ie istekle balamak. [DS] 12. {az} Engel olmak. [DS] bulatrlma, [bula-tr-l-ma] is. Bulatrlmak ii. bulatrlmak, [bula-tr-l-mak] ed il f . [ -r ] 1. Bu latrma eylemi ve ii yaplm olmak. 2. Bulamak durumunda braklm olmak, bulatrm a, [bula-tr-ma] i. Bulatrmak ii. bulatrm ak, [bula-tr-mak] g l f [-r ] 1. Bulama sn salamak. 2. Bulama zellii olan bir eyi bir baka nesnenin zerine srmek; svamak; kirlet mek. 3. Bir hastalk mikrobunun bakasna geme sine yol amak. 4. Dncesini, grn bakala rn etkileyecek biimde yaymak. 5. Birini bir iin veya olayn iine sokmak; kartrmasn salamak, bulatalk, - [Slav, blato => bulata-lk] {az} is. Bataklk. [DS]

bularclayn, [bu-lar-claym j 4 = - {eAT} zf. Bunlar gibi. bulac, [bula--c] sf. Bir kimseden baka birine geen; bulaan, fi1bulac hastalk, M ikroplarn baka k iilere bu lam as ile g e e n hastalk. bulaclk, - [bula-c-lk] is. Bulac olma du rumu; bulac olan eyin nitelii, bulak, - [bula-mak > bula-k] sf. 1. stenmeyen herhangi bir nesneye bulam olan. 2. Bulaan. 3. mecaz. Kt; yapkan; kirli. 4. a rg o. (nsan iin) rahatsz eden, kavga karmaktan holanan; sata an. {az} (ayn) [DS] 5. argo. (Kii iin) yapkan; srnak; asknt olan. 6. {az} Sevimsiz. [DS] 7. is. Yiyecek ve iecek konulup yendikten veya boal tldktan sonra henz ykanmam kap kacak cin sinden mutfak eyas. S bulak bezi, B u lak y karken o v a la m a d a ku llan lan bez. | bulak deniz, | Mayn teh likesi o la n deniz.\\ bulak deterjan, Bulak k a p la r y ka m ak ta kullanlan z e l tem izlik maddesi. | bulak eldiveni, B u la k y ka rk en e lle | rin z a r a r g rm em esi iin giyilen z e l eldiven. | bu | lak gemi, T ayfalarn da y a d a iin deki y o lc u la rnda bu lac h a sta lk bulunan gemi.\\ bulak i, Doru olm ayan, y a s a la r a uygun olm ayan, yolsu z *f.| bulak kab, in d e bu laklarn y kan d g e | nie kap. | bulak makinesi, B u la ken d i k en |

BUL

U SZ. 62 M KCE L K 9
buldurki, [buldur-ki l sS _ ' {eAT} sf. Geen ylki. buldurm a, [bul-dur-ma] is. Buldurmak ii. buldurm ak, [bul-dur-mak] gl. f i [-u r] 1. Bulmak eylemini yaptrmak. 2. {eAT} Arayarak bulmak, bulduzmak, [bul-mak > bul-dur-mak > bul-duzmak] (eT} gl. fi. [-u r ] Buldurmak. [DLT] bule, [Ar. bule aU>] {OsT} sf. ok yiyen; obur. bulfakir, [Ar. ebl-fakr (fakirin b a b a s) {OsT} is. Yoksul; fakir, bulgag, [bula-] {eT} sf. Bulank; bulanm; kark. [EUTS] bulgak1, [bul-a-mak (kartrm ak) > bul-a-k] {eT} sf. 1. syanc; kkrtc; isyankr. [ETY] 2. Kark; alt st olmu; dzensiz; intizamsz; karman orman. [ETY] 3. is. Karklk; dzensizlik; kargaa. [Clauson] 4. Dman saldrs yznden halk ara snda grlen kargaa; bulanklk; panik. [DLT] bulgak2, - [? bulgak] {az} is. Baar. [DS] bulgalk, - [bula-mak > bul-a-ll j ! Wjj] {eAT} is. Karklk. bulgalmak, [bul-a-l--mak] {eT} ite, fi. [-u r] Birbirine bulanmak; karmak. [ tigsizler] bulgama, [bul--ma] (bu l a:m a) {eT} is. Yasz ve ekersiz bulama; lapa. [DLT] bulgam ak1, [bol-mak > bol-a-mak] {az} gsz. f i [r ] [-g (u )-y o r] ok olgunlamak. [DS] bulgam ak2, [bul-a-mak] {eT} gl. f i [-r ] 1. Kar trmak; bulatrmak; bulamak. 2. Bulandrmak. 3. Dzeni bozmak; karklk kartmak; kkrtmak; bozmak; kartrmak. [ETY] [EUTS] 4. fkelendir mek. [DLT] 5. Can skmak. [DLT] 6. gsz. f i Kusa cak gibi olmak; kusayazmak. 7. Bulanmak; karma kark olmak. [EUTS] bulgan, [bul--mak > bul-a-n] {eT} is. Kark; dzensiz. [ETY] bulganguk, [bul-mak > bul-n-uk / bul-n-uk / bulayuk] {eT} sf. Bulank. [DLT] [KB] [Clauson] bulganm ak, [bul--mak > bul-a-n-mak] {eT} dnl. f i [-u r] 1. Bulak olmak; bulanmak; kar mak. [DLT] [EUTS] 2. Kzmak; fkelenmek. [DLT] 3. Yanlmak. [EUTS] bulganuk, [bul-a-n-uk] {eT} sf. Bulank. [KB] bulganyuk, [bul--n-uk / bulayuk] {eT} sf. Kark; bulank. [EUTS] Bulgar, [eT. bula-mak (kartrm ak) > bula-r] is. 1. Bugn Kazan Trkleri olarak adlandrlan dil (Volga) havzasnda yaayan bir Trk boyunun gemiteki ad. 2. Slavlarn gney kolundan olup bugnk Bulgaristanda yaayan halk. 3. sf. Bulga ristanla ilgili, Bulgaristana zg. bulgari1 [bul-a-r / bulgar + Ar. -i lSjUJJ {eAT} is. , Sahtiyan.

bulatm ak1, [b (buu) > bul-mak (buulam ak) > bula-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] (Herhangi bir eyi) tencere buusunda piirmek; buulamak. [DLT] [Clauson] bulatm ak2, [bula-mak > bula-t-mak bulca, [Mu. bolca-mak y\ {eAT} { > bulca zf gl. fi. [-r ] [eAT, -ur] Bulandrmak. [DS] (szlem ek) (eAT) is. Vaat; sz. bulcum ak, [bulcu-mak] {az} gsz. f i [ - r ] Kendi kendini teselli etmek; avunmak. [DS] bulcunm ak, [bulcu-n-mak] (az} dnl. fi. [-u r] Kendi kendini teselli etmek; avunmak. [DS] bulcutm ak, [bulcu-t-mak] (az) gl. f i [-u r] Avut mak; vakit geirtmek; elendirmek. [DS] buldok, -u [ng. bull (bo a) + dog (kpek)] is. zool. ri kafal, alt enesi daha uzun, buruuk kafa derisi yanaklarndan aa sarkan, ksa ve arpk bacakl gl bir tr kpek, buldozer, [ng. bulldozer] is. n ksmnda krme ve kaldrma dzenekli byke ba bulunan, toprak kazma, itme ve kaba tesviye ilerinde kulla nlan bir ar i makinesi. bulduk1, -u [bul-mak > bul-duk] {azj is. 1. Bulu nan ocuk. 2. Kimsesiz ocuk. 3. Kadnn ilk koca sndan olan ve ikinci kocasnn yanma gtrd ocuk. 4. vey ocuk. S. Pi. [DS] bulduk2, -u [? bulduk] {az} is. mlek. [DS] buldukmak, [bul-duk-mak / bul-tuk-mak] {eT} edil. fi. [ - a r ] Bulunmak. [DLT] buldukt, [bul-duk-t] {eT} sf. Bulunmu; buluntu. [DLT] 5 1 buldukt nen, {eT} Bulunmu ey a ; bu luntu m al. [DLT] buldum cuk, -u [bul-du-m-culc] is. 1. ( O lm a k yardmc fiili ile) ok arzu ettii bir eyi elde edin ce dlen ok sevinmeli durum. 2. {az} irin. [DS] S buldumcuk delisi, (az} N e oldum d elisi; um duundan f a z l a ey bulm aktan akn. [D S]|| buldum cuk olmak, {az} 1. N e olduunu bilem e m ek ; a rm a k; g rm em ilik yapm ak. 2. Yiten, unu tulan e y birden a k la gelm ek. [DS]

buldum, [Kenek. buldum] {eT} is. erisini zm


konulmu hmerim. [DLT] buld ur1, [buld (yans.) > buld-ur] {eT} is. Gr akan su sesini anlatan yansmal gvde. S1 buldur bucak, Ykk d k k; h a ra p .| buldur buldur, 1. {eAT} Tane | tan e; d a m la d a m la ; bon cu k boncuk. 2. {eT} Gldr gldr. [DLT]|| buldur buldur etmek, {eT} Gldr g ld r etm ek. [DLT] buldur2, [bir+yl-dr / bu+l-dr jjJ^>] {eAT} (az} zf. Geen yl. [DS] bulduratm ak, [bul-dur-a-d-mak > budura-t-mak] (eAT) g l. f i [-u r] (Bina iin) batan sona aramak, buldurk, [buldur-k (eAT} sf. Geen ylki.

E l R

. 693
[D S ] b u lg u r c u ,

BUL

b u l g a r i 2, b u l g a r i 3,

[bulgari / bulgarna] {az} - * bulgari.

[bulgur-cu] is. Bulgur yapan ve satan kim

[bular + Ar. -] (bu lg a .ri:) is. miiz. Volga boylarnda Bolkar dalarna g eden Trklerin getirmi olduu ve hlen Toroslarla Kayseri dolay larnda alnan balama ailesinden curaya benzer drt telli bir alg, [bulgari + t. -ino] (blga rino) {az} is. telli uzun sapl bir tr balama. [ D S ]

se.
b u lg u r c u k , - u

b u lg a r in a ,

[bulgur-cuk] is. 1. {az} Kk bul gur. [DS] 2. Kk taneler biiminde yaan kar. {az} (ayn) [DS] 3. Kk dolu tanesi, {az} (ayn) [DS] 4. g k b. Gne yzeyinde teleskopla seilebi len kk dairesel paracklar. 5. {az} Kk ku zu dii. [DS]
-u

b u lg a r n a ,

[bulgari + t. -ino > bulgarna] {az} -* bulgarina [ D S ] b u lg a , [bul--mak > bul-] {e7} is.. Dman saldrs yznden halk arasnda grlen kargaa.
[D L T ]

b u lg u r c u lu k ,

[bulgur-cu-luk] is. Bulgur yapma

ve satma ii.
b u lg u r la m a ,

[bulgur-la-ma] is. 1 . Bulgur taneleri gibi .kk paralara ayrma. 2. {az} Evlerin tava nna konulan sulu amur. [DS] [bulgur-la-n-ma] is. 1 . Bulgur taneleri gibi kk paralara ayrlma. 2. g k b. Gne y zeyindeki kk taneciklerin kaynamas olay, [bulgur-la-n-mak] {az} dnl. f . [r] Karncalanmak; uyumak. [DS]
b u lg u r lu

b u lg a m a k ,

[bulg-mak > bula--mak] {eT} ite, f . [-r] 1. Topluca bulunmak; toplu halde mevcut olmak. [EUTS] 2. Karmak. [KB]

b u lg u r la n m a ,

b u lg a u ,

[bul--mak > bul--u] {eT} sf. Grlt l; patrtl. [EUTS] b u l g a y u k , [bulg-mak > bul-n-uk / bul--yuk / bul--k] {eT} sf. Bulank. [DLT]
b u lg u ,

b u lg u r la n m a k ,

b u lg u r lu ,

[bul-gu] is. 1. Var olmasna ramen henz bilinmeyen bir eyi bulup ortaya karma ii ve bu iin sonunda elde edilen ey; keif; icat; {az} (ay n), (1942). [DS] 2. Bir aratrma ve inceleme veri lerinin deerlendirilmesinden kan sonu. 3. tp. Hastaln ne olduunun anlalmasna, tehisine yarayan belirtiler; araz; semptom. 4. {az} Anlay. [DS] 5. {az} lham. [DS] 6. Vicdan, (1935).

[bulgur-lu] sf. inde bulgur bulunan. S k f t e , K fte m alzem esi iin e bulgur k o n u lara k y a p la n yem ek.
-u [bulgur-luk] sf. 1. (Buday iin) bulgur yapmaya elverili olan. 2. is. Bulgur konu lan kap veya yer. 3. {az} Bulgur yaplan yer. [DS]

b u lg u r lu k ,

b u lg u s a l,

[bul-gu-sal] sf. 1. Bulguyla ilgili. 2. Bul guya ilikin. 0 b u l g u s a l y n t e m , eit. retilm ek istenen ey i ren cilerin kendilerin in a ra tra r a k bu lm alarn sa la y a n retim yntem i. [bul-a-mak > bul-a-k / bulhak] {eT} sf. Bulank; bulanm; bulanma; kark. [EUTS]

b u lg u la m a ,

b u lg u la m a k ,

b u l n , [eT. buln jJ_jj] {eAT} is. -* bulun. [bul-gu-la-mak] gl. f . [-r ] [-l(u )-y or] 1. Aratrma ve inceleme sonucunda bir eyi ortaya bnmak, [bul-n-mak] {eAT} gsz. f. [-u r] 1. Ol mak. 2. Bulunmak. 3. Kavumak. koymak; bulmak; kefetmek. 2. fe l. Yeni olaylar bulmak1 [bul--mak] {eAT} ite, f . [-u r] 1. Bir , ve bilgileri bulmak, araya gelmek. 2. Karlamak. 3. Kavumak. b u l g u n a , [Ar. malne => balun / bulun] (bul

[bul-gu-la-ma] is. 1 . Bulgulamak ii. 2. fel. Yeni olaylar ve bilgileri bulma yntemi ve retisi.

b u lh a k ,

guna:) {eT} is. Develerin yedii lgna benzer, kr mz ve gevrek bir aa. [ D L T ]
b u lg u r ,

bulmak2, [bul--mak] {eAT} gsz. f . [-u r ] 1. Birisi ne gelmek. 2. Birinin huzuruna yetimek, bult, [b (buhar) > b-l-t / bulut] {eT} is. Bulut. [DLT] [EUTS] [ETY] [Gabain] [Yknek] [KB]
b u lt u la y u ,

[burk-mak > burk-ul > bulgur / Far. bulr] is. 1. Kaynatlp kurutulduktan sonra kabuu alna rak krlm buday. 2. Sert ve ufak taneler halinde yaan kar; ebe bulguru. S b u l g u r b u l g u r , Bulgur tanesini an d rr ekilde.\\ b u l g u r o r b a s , n c e bu l gur ile y a p la n you rtlu o rb a . | b u l g u r d z e n i , j {az} nem siz; d e ersiz ; y le byle. [ D S ] | | b u l g u r k f t e s i , B u lgu rla yorulm u kym adan y a p la n k f teler yum urtaya batrlp kzartldktan so n r a s a l a l suda h a la n a r a k y a p la n b ir y em ek. | b u l g u r p i | l a V , Kavrulm u so an ve iri taneli bulgur ile y a p lan pilav.\\ b u l g u r u n u , {az} Yeni tlm bu l gurun elen m esi sra sn d a a lta g ec e n in ce tozlar.
[D S ]

[bult-a + u-l-yu] {eT} sf. Buluta ben zer; bulut gibi. [EUTS] [bult-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Bu lutlanmak. [DLT] [bult-l] {eT} sf. Bulutlu. [ETY] [bult-sz] {eT} sf. Bulutsuz. [Clauson]

b u ltla n m a k ,

b u ltlg , b u lts z , b u li,

[Yun. puli] {az} is. 1. Ku. 2. Civciv. 3. Ku uk. [DS]

b u lk ,

b u lg u r c a ,

[bulgur-ca] {az} is. Buday, fasulye, no hut, msrn suda halanmas ile yaplan erez. [DS]

[blg / blh / blk / bulk / blk / blg (yans.)] is. Mayalanma, kaynama, ekime, rme ve suyunu brakma gibi olaylar sonucunda kabarp snmeyi, dalgalanmay anlatan kk. [Zlfkar] bu lk bu lk et mek, bulk-a-m ak, bulk-a-k. f i 1 b u l k b u l k e t m e k , {az} S allan m ak; oyn am ak; b lk blk etm ek. [DS]

BUL bulka, [bulk (yans.) > bulk-a] faz} is. Ayran yap mnda kullanlan kp; yayk. [DS] bulkak1, [bul--mak > bul-a-k / bul-ka-k] {eT} sf. Bulank; bulanm; kark. [EUTS] bulkak2, - [bulk (yans.) > bulk-a-k] {az} sf. (Sebze ve meyve iin) olgunluktan yumuam; sulanm; erimi; zedelenmi. [DS] bulkam ak1, [bul-ka-mak / bul--mak] {eT} gsz. f . [ - r ] 1. Bulanmak; karmakark olmak. [EUTS] 2. g l. f i Bozmak; kartrmak. [EUTS] [Gabain] bulkamak2, [bulk (yans.) > bulk-a-mak] {az} gsz. fi. [ - r [-k(u )-y or] 1. (Meyve, sebze iin) olgunluktan yumuamak; sulanmak; erimek; zedelenmek. 2. (Y ara iin) iltihaplanmak. [DS] bulkanm ak, [bul-ka-n-mak] {eT} edil. fi. [-u r] 1. Bulanmak; karmak. [EUTS] 2. dnl. fi. Yanlmak. [EUTS] bulkumak, [bul-k-mak] {eT} gl. f i [- r ] Yerine ge tirmek; yapmak; icra etmek. [EUTS] bulkiimek, [bulk (yans.) > bulk--mek] {az} gsz. f i [ - r ] 1. Ekimek. 2. (Mide iin) gaz yapmak. [DS] bullak, - [bul-la-k] {az} sf. 1. Her taraf sallanan. 2. is. Kalayc ra. [DS] bullamak, [bul-la-mak] {az} gl. fi. [-r ] [-l(u )-yor] Sallamak. [DS] bullanmak, [bul-la-n-mak] {az} dnl. f i [-r ] Sal lanmak. [DS] bulltulayu, [bu(l)lt-a + u-l-yu] {eT} sf. Bulut gi bi. [Gabain] bulma, [bul-ma] is. Bulmak eylemi, bulm aca, [bul-maca] is. Deiik biimlerde, verilen ipular ya da tanmlardan uygun kelime, say vb. eyleri bularak yerine yazmak iin hazrlanm oyun; bilmece, bulm a, -c [bul-ma] {az} is. Yitik. [DS] bulmaduk, [bul-ma-duk] {eT} sf. Bulunmam. [DLT] bulmak, [eT. bul-mak] gl. f i [-u r] 1. Arama sonu cunda aranan eyi elde etmek; grmek; karla mak. {eT} (ayn) [DLT] [EUTS] [ETY] [KPy.] [ tigsizler] [Gabain] [Yknek] [Tekin] 2. Rastlant so nucu ele geirmek; grmek. {eT} (ayn) 3. Kaybol mu bir eyi, bir kimseyi tekrar ele geirmek. 4. O zamana kadar kimsenin bilmedii, henz yapama d yeni bir ey yapmak; icat etmek. 5. Var olma sna ramen kimsenin grmedii bir yeri veya bir eyi ortaya karmak; kefetmek. 6. Ulamak; var mak; erimek; demek; iletiim kurmak, {az} (ay n) [DS] 7. Salamak; temin etmek; edinmek. {eT} (ayn) [KPy.] 8. Bir gre ve kanaate varmak; (yle) olduunu dnmek. {eT} (ayn) [KPy.] 9. Deiik bir durumda grmek. 10. Bir kusuru, suu yklemek. 11. Matematik ilemlerinde sonuca ula mak; zmek. 12. Kullanmak; yararlanmak. 13. Uramak. 14. Hatrlamak; karmak; anmsamak. 15. Beklenmedik bir ekilde kar karya gelmek.

lH ID M tS M .

16. Elinde olmayan sebeplerle olmas gerekmeyen bir ortamda ya da durumda olmak. S bula bula bunu (unu, onu, beni, seni, bizi, sizi, onlar) bul m ak, 1. Var olan ey lerin iinden en deersizin i (en gszn, en dertlisini, en az ilgili olann) sem ek. 2. K t rastlan tya a tm a k .| bulduka | bunamak, B akalarn n b ir trl eld e ed em ed i i ey le ri e ld e ettik e d a h a oum e ld e etm e hrsn da olm ak. | Buldun bal alacak iei, Tam y a ra rla n | la c a k kiiyi, y a d a nesn eyi e le g eiren kim seye s y lenen s z .| bulup buluturm ak, H er trl a rey e b a vu rarak sa la m a k .| bulup buurm ak, {az} | H er trl a r e y e b a v u rarak eld e etm ek; bulup buluturm ak. [D S]|| bulup da bursalam ak, {az} -* bulup da bulsuramak. [DS] | bulup da bulsura| mak, {az} E ld e ettiini y a d a em ek siz ce sa h ip o l m a durum unda k ald b ir ey i been m em ek. [DS] bulm, [bul-m] {eT} sf. Bulunmu. [DLT] bulnamak, [bulun (tutsak) > bul(u)n-a-mak] {eT} gl. f i [ - r ] Tutsak etmek; yakalamak; tutsak almak. [DLT] [ETY] [KB] bulnatmak, [bul(u)na-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] Esir ettirmek. [DLT] bulnukmak, [bul(a)n-uk-mak] {eT} dnl. fi. [-u r] Bulanmak; karmak. [KB] bulsuram ak, [bul-sra-mak] {az} gl. fi. [-r ] [-r(u )y o r ] 1. ok harcamak. 2. Az bulmak; azmsamak. 3. Beenmemek. [DS] bultukmak, [bul-duk-mak / bul-tuk-mak] {eT} edil. fi. [-u r] Bulunmak. [ tigsizler] [Gabain] [EUTS] bulturm ak, [bul-tur-mak] {eT) gl. fi. [-u r] Buldur mak; buldurtmak. [EUTS] [Gabain] bulucu, [bul-ucu] is. 1. Bir eyi bulan, bir bulu yapan kimse; kif. 2. Zararl gazlar, radyoaktif maddeleri, manyetik dalgalar, maynlar bulmaya yarayan alet; detektr. bulu, [Far. pulc Ar. bulc ? {eAT} {az} is. Erkeklii tam olmayan veya hi olmayan erkek. [DS] buludi, [bulut + Ar. - PjJb] (buludi:) {az} sf. (zm iin) kzla alan mor. [DS] buludu, [bulut + Ar. -] {az} sf. -* buludi. [DS] bulu, [Ar. bul (erim e)] {OsT} is. -* blu. ff bul-i keml, M an ev olgunluk. bululamak, [bulu-la-mak] {eT} gl. fi. [ - r ] 1. Kar trmak. [Gabain] 2. Karmak; karmakark olmak. [EUTS] bululmak, [bul-ul-mak / bul-un-mak] {eT} edil, f i [u r] 1. Bulunmak. [ tigsizler] [KB] 2. Elde edil mek. [EUTS] 3. Eriilmek. [EUTS] bulun, [bul-mak (eld e etm ek) > bul-un] {eT} is. Esir; tutsak; tutuklu. [EUTS] [DLT] [Gabain] [KB] S bu lun klmak, {eT} Tutsak etm ek; esir etm ek. bulunak, - [bul-un-ak] {az} sf. ok bulunan. [DS]

. 6 9 5

BUL

bulun, [bul-un] {eT} is. 1. Bulunma; elde edilme. [EUTS] 2. Kazan; kr. [Gabain] 3. {yen i} Vicdan, bulunsuz, [bul-mak (bu lm ak; edinm ek) > bul-(u)nsuz] {eT} sf. 1. Bulunmayan; bulunmaz. [KPy.] [Gabain] 2. Eriilmeyen. [EUTS] 3. Kazansz. [EUTS] bulundurma, [bul-un-dur-ma] is. Bulundurmak ii. bulundurmak, [bul-un-dur-mak] gl. f . [-u r] 1. Bir eyin hazr durmasn, elde var olmasn salamak. 2. Yanndan eksik etmemek, bulundurulmak, [bul-un-dur-ul-mak] edil. f . [-u r] Bulunmas salanmak; elde tutulmak. bulung1, [bu-l-(u)n] (bulun) {eT} is. 1. Ke; a. [KPy.] [ tigsizler] [Tekin] [ETY] [EUTS] [DLT] 2. Drt ynden her biri; yn; taraf. [ tigsizler] [KPy.] [ETY] 3. Bucak; drt ara ynler. [Gabain] [Tekin]] [ETY] [EUTS] 4. l; miktar. [EUTS] bulung2, [blun] (budun) {eT} is. Bir tr ila. [EUTS] bulunma, [bul-un-ma] is. Bulunmak ii. fi1 bulunma durumu, dbl. F iilin belirttii edim in g er ek le ti i y eri g steren ismin h li; k alm a durum u; lo k a tif; de hali. bulunmak, [bul-un-mak] edil. f . [-u r] 1. Arama sonucu veya rastlant olarak elde edilmek. {eT} (ay n) [EUTS] [Gabain] [Yknek] [DLT] 2. Ortaya ka rlmak, kefedilmek. 3. cat edilmek. 4. Kanaate varlmak. 5. Salanmak, temin edilmek. 6. dnl. (Bir yerde) olmak. 7. gsz. f . (Yardmc fiil) her hangi bir durumda olmak, bulunmaz, [bul-un-maz] sf. 1. Eine ve benzerine rastlanmayan; esiz; benzersiz. 2. ok az grlen; ender. 0 bulunmaz H int kuma, o k az ra stla nld iin o k d e e rli oldu u san lan ey. bulunt, [bul-un-t {eAT} is. Biri tarafndan bulunan ve baka birisine ait olan nesne; buluntu, buluntu, [bul-un-tu] is. 1. Asl sahibi bakas olduu halde, kaybettii iin bir bakas tarafndan bulu nup kullanlan eya. 2. ark eo. Kazlar sonucunda karlan gemi devirlere ait eya. 3. Sokakta bu lunarak evlatlk edinilen ocuk, bulu, [bul-u] is. 1. Bulmak ii veya biimi. 2. nsan yeteneklerinin snrlar iinde ilk defa yeni bir ey yapp ortaya koyma; icat. 3. Bilinen bilgilerden yararlanarak, daha nceden bilinmeyen yeni bilgi lere ulama ve yeni bir metot gelitirme. 4. ed. Bir sanat eserinde bakalarndan ayr bir biim, dn ce ve anlatm sergileyebilme. 5. {eT} is. Kiinin yapt iten elde ettii kazan; kr. [DLT] S bulu hakk, huk. D a h a n ced en kim senin bilm ed ii b ir alet yapan , y a ra rl b ir m addeyi birletirm e y o lu y la eld e eden birin e d ev lete tannan bu buluunu kul lanm a ve sa tm a hakk. buluak, - [bul-u-ak] {az} is. Buluma yeri. [DS] buluat, [bulu + Ar. -t oLs^Ju] (bulua;t) is. Bulu lar.

buluatl, [buluat-l] {az} sf. Bulu yeteneine sa hip olan; akll. [DS] buluma, [bul-u-ma] is. 1. Bulumak eylemi. 2. A y n gr veya duyguya varma, t? buluma nokta s, as. B ir birliin m u h a reb e esn a sn d a sorum luluk alannn bittii, d i er birliin sorumluluunun b a lad y e r .| buluma yeri, B ulum ak zere k a r a r | latrlan yer. bulumak, [bul-mak > bul-u-mak ite, f . [u r] 1. nceden kararlatrlm bir yerde bir araya gelmek; birbirini bulmak. {eT} (ayn) [Gabain] [DLT] 2. Uzun bir ayrlktan sonra birbirini grmek, birbi rine kavumak. 3. Ayn gre varmak; ayn duy guyu paylamak. 4. (Yol, kanal vb. iin) bir yerde, bir noktada kesimek. 5. {eAT} Karlamak; rast lamak. buluturm a, [bul-u-tur-ma] is. Buluturmak eylemi, buluturm ak, [bul-u-tur-mak] gl. f [-u r ] 1. Birbi rini grmek, bulmak isteyen kiilerin bir araya gelmesini salamak. 2. Bir araya getirmek. 3. (Ge rekli olan para iin) zorlukla salamak. buluuk, -u [bur-u-uk > bul-u-uk J^ J^ ] {OsT} s f Buruuk. buluulma, [bul-u-ul-ma] is. Buluulmak eylemi, buluulmak, [bul-u-ul-mak] edil. f . [-u r ] Bulumak eylemi yaplmak, bulut, [eT. b (buhar) > b-l-t > blut] is. 1. Hava nn st katlarnda, kat veya sv su damlacklarnn meydana getirdii kme. {eT} [Gabain] [DLT] [EUTS] 3. Gr alann daraltan havada asl her tr l kme. 4. m ecaz. Tehlike belirtisi ve karamsarlk verici durum. 5. argo. sf. ok sarho. S bulut a l, {az} S c a k ve y a r bulutlu havan n etkisi ile y eterin ce g eliem em i bu day tan esi; kavru k ekin. [D S]|| bulut geei, {az} K s a sren yam ur. [D S]|| bulut gekini, {az} K sa s reli yam ur. [DS] 1 bu 1 lut gibi, 1. (Sinek, b c e k vb. uuan h a y v an la r iin) youn, ok. 2. a rg o . o k s a rh o .| bulut ke | silmek, o k s a rh o olm ak. | buluttan nem kap | m ak, o k aln g an lk etm ek; o lu r olm az e y le r e bir an lam v er ere k phelenmek.\\ bulutunu vermek, argo. o k sa rh o o lm a k .| bulut vurgunu, {az} | S ca kla rn etkisi ile zam an ndan n c e sa ra rm ekin. [DS] bulutlandrm ak, [bulut-la-n-dr-mak] gl. f . [-r] Bulutlanmasna yol amak; bulutlu hle getirmek, bulutlanm a, [bulut-la-n-ma] is. Bulutlanmak eylemi, bulutlanm ak, [bulut-la-n-mak] gsz. f . [-r ] 1. Bu lutla kaplanmak, rtlmek. 2. m ecaz. yi greme mek. bulutlu, [bulut-lu] sf. 1. Bulutla kaplanm olan. 2. (Zihin iin) bulank, kark. 3. Ak seik grle meyen. 4. (Mcevher iin) saydaml eit da lmda olmayan.

BUL

IMICtSM.
bumehin, [Far. bumehn j ^ ^ ] (bu :m ehi:n ) {OsT} is. -* bumehen. bum erang, [Avust. yer. d. > ng. boomerang] is. Avustralya yerlilerinin kulland, frlatldnda geri dnp gelen, kvrk bir daldan yaplm zel bir av silah. bumhen, [Far. bmhen jf^ ] (bu :m hen ) {OsT} is. - bumehen. bum lam a, [bum-la-ma] is. Bumlamak ii. bum lam ak, [bum (yans.) > bum-la-mak] gsz. f . [ - r j Otomobil lastiklerinin kusurlu taklmas, ya da yol artlarndan dolay gmleyerek patlamas, bum ruk, -u [bur-mak > bur-muk > bumruk] {az} is. imdik. [DS] bumuz, [eT. mun / bun > bun-uz > bumuz] {azf is. 1. znt; keder. 2. sf. Utanga. 3. Sefil. [DS] bum uzlanmak, [bumuz-la-n-mak] {az} gsz. f . [-r] Kederlenmek; zlmek. [DS] bumuzlu, [bumuz-lu] {az} is. Kederli; zntl. [DS] bun1, [in. pen / Sansk. bn /Far bun] {eT} is. 1. Asl. [ tigsizler] 2. Zemin, yer; esas; temel; [EUTS] [Gaban] bun2, [eT. mn / mun / mm > mun > bun] is. 1. Sknt, gam, kasavet. 2. iddetli ihtiya; zaruret. 3. Bela; musibet. bun, [Far. bn OjJ (bu:n) {OsT} sf. 1. Kolay. 2. is. Dip. 3. Nihayet; son. 4. Temizlenmi koyun bar sa. 5. anat. Dl yolu; rahim, buna, [eT. bu-n- / buna > bu-n-a] zm. Bu iaret zamirinin yaklama (ynelme) hli. S buna bina en, {OsT} (Belirtilen, sz ed ilen ) e y e d a y an arak.| | buna mebni, {OsT} (Belirtilen, sz edilen ) e y e dayanarak.\\ buna dedi, buna demedi diyerek, nceden be en m ed i i e y le ri so n rad a n eitli n e d en lerle s e m e k z oru n d a k a la r a k .| buna mukabil, | (B elirtilen ey e) k a r lk o larak. bunak, - [eT. mn > bun > bun (sknt) > bun-amak > bun-a-k] sf. 1. (Kii iin) bunam olan; ateh. 2. is. Bunam kimse; matuh, bunaka, [bunak-a] sf. 1. Bunaa benzer, biraz bu nak. 2. (buna ka) zf. Bunaa yakr ekilde, bunaklk, - [bunak-lk] is. Bunak olma durumu, bunalgn, [bun-al-mak > bun-al-gm] {az} s f (Hava iin) skntl ve scak. [DS] bunalk, - [bunal-mak > bunal-k] {az} sf. 1. Bu nalm durumda olan. 2. (Hava iin) scak ve skn t veren. [DS] bunalm, [bunal-mak > bunal-m] is. 1. Yolunda gi den bir srete ani olarak beliren aykrlk; bunluk; sknt; kriz; buhran. 2. Tehlike dourabilecek de recedeki gerginlik. 3. tp. Bir hastalkta grlen ani ve olumsuz gelime. 4. tp. st karn blgesinde

bulutluluk, -u [bulut-lu-luk] is. m eteo. Gkyz nn sfr ile sekiz oranl derece arasnda deien bulutla kapl olma durumu, bulutsu, [bulut-su] sf. 1. Buluta benzeyen; bulutu andran. 2. is. g k b. flz . Uzaydaki dk younluk ta toz ve gaz karmndan meydana gelen ktle; neblz. S bulutsu kmesi, B ir y e r e ylm olan o k sa y d a bulutsudan m eydan a g elen kiime. bulutsuz, [bulut-suz] sf. (Gkyz iin) hi bulut bulunmayan, ak, bulvar, [Fr. boullevard] (-1- ince sylen ir) is. ehir ii ulam salayan etraf aal geni yol. b um 1 [bum (yans.)] is. Gl ve derin bir grlty , yanstan kk. [Zlfkar] bum2, [o. d. bum] (az) is. Su. [DS] bum 3, [ng. boom] is. 1. Bir mal piyasaya srmek iin giriilen byk reklam faaliyeti. 2. Borsada yapmack fiyat art. 3. Ekonomik refah veya bir iletmenin ani geliimi. bum4, [Ar. bm p j (bu:m ) (OsT) is. Bayku. S bm-i musbet, {OsT} F e la k e t g etiren bayku. bum 5, [Far. bm p>] (bu:m) {OsT} is. 1. Yer; yurt; l ke; toprak. 2. Srlmemi tarla. 3. Yaradl; huy; tabiat. bum a, [Yun. pma (kaypak, y a ss y u v a rla k ta)] is. 1. zm kfesinin kapa. 2. Tahtadan yemek tas, bumba, [t. bumba / boma] ( b u m ba) is. dm . 1. Yan yelkenlerin alt kenarnn baland, yk alp ver mede kullanlan hareketli kalas; dikme; seren. 2. Liman azndaki engel. bum bar, [Far. mubr / mumbr / bumbar is. 1. Kk ve bykba hayvanlarn kaim barsa. 2. Bu barsaa, cier, soan, pirin ve baharat doldu rularak yaplan bir eit dolma. 3. Kap ve pencere aralklarna, souktan korunmak iin geirilen ii pamuk veya ktk doldurulmu bez erit, bum barlk, - [bumbar-lk] is. Bumbar yemei yapmak iin hazrlanan i. bumbulank, [bu(m)-bu/lank] (b u m bulank) pekt. sf. Dibi grnmeyecek kadar bulank; ok bulank, bum bur, [Yun. bumburas] {az} is. zool. Domuzlan bcei; bok bcei. [DS] bumburu, [bu(m)-bu/ru] (bu'm buru) p ekt. sf. ok kt bir ekilde burumu, bum buruuk, -u [bu(m)-bu/ruuk] (bu m bu ru u k) pekt. sf. ok kt bir ekilde burumu, bumbuz, [bu(m)-bu/z] (bu'mbuz) {az} pekt. s f ok souk; buzlu. [DS] bume, [Far. bme 4 ] (bu :m e) {OsT} is. zool. Bay ^ ku. bumehen, [Far. bmehen ^ (bu :m ehen) {OsT} is. 1. Y er sarsnts; deprem. 2. Koyun barsa.

fflM ltE 58M. 8 9 7


sknt ile beliren ve solunum gl douran bir genel rahatszlk. 5. Toplumun byk lde satn alma gcnn dmesi, alma gcnn azalmas gibi sebeplerle ortaya kan ekonomik sknt. 6. p sikol. nsann iinde bulunduu problemlere- bir zm ve kar yol bulamamas sonucunda iine dt i sknts ve ruhsal gerginlik. S1 bunalm g e irm e k , H erh an g i b ir s e b e p le o rtay a kan bu nalm yaamak.\\ b u n alm a d m ek, p sikol. R uh sknt ve g erg in lik iin e girm ek.
bunalm l, [bun-al-m-l] sf. 1. Ruhsal gerginlik ve b u n b u r, [Yun. bumburas => bunbur

BUN {eAT} is.

Domuzlan bcei; bok bcei,


b u n b u riy a, [Yun. boumbulia (ar)] {az} is. Kele

bek. [DS]
b u n ca, [eT. bu-na (bu zam irinin eitlik h a li) > bun

ca 4=^] (b u n c a ) sf. 1. (okluk anlatrken) bu ka dar; bu denli; birok. 2. Olduka ok ve byk miktarda; epeyce. 3. Byle; bylesi. {eAT} (ayn) S1 b u n cad an b e r , {eAT} u k a d a r z am a n d r; bu k a d a r zam an dan b eri.jj b u n ca d rl , {eAT} B u k a d a r; eit eit; trl trl.
b u n cack , - [bunca-ck] (b u n c a c k ) sf. 1. Bu kadar az. 2. Bu kadar kk. 3. ok az. 4 . (Sevgi ifadesi

recek sorun ve sknt iinde bulunan. 2. (Dnem vb. iin) tehlikeli boyutlara ulaan gerilimli. 3. Bu nalm meydana getiren,
bunal, [bun-al-] is. Bunalmak durumu veya bii

olarak) kk ocuk,
b u n ca z, [bu-n-cuaz > bu-n-caz

mi.
b u n alm a, [bun-al-ma] is. Bunalmak eylemi, b u n alm ak , [eT. mun / bun (sknt) > bun-al-mak]

{eAT} zfi.

Bu kadar.
b u n ca z, [eT. bu-n-cuaz > bu-n-caz] (b u n c a z )

dn.yi. fi. .[-ir] 1. Soluk alp vermekte glk ek mek. 2. p sik ol. skntsna dmek; ok tedirgin olmak. 3. Para sknts ekmek; darda kalmak; { z} (ayn). [DS] 4 {az} Usanmak; yorulmak. [DS]

is. 1. Bu zavallck anlamnda acma duygusu ifade eder. 2. {az} sf. Kk; az; hafif; ksa. [DS]
b u n cak , - [bu-n-cak

{eAT} {az} zfi Bu [eAT} zm. Biroklar;

bunalsalk, - 4nnal-sa-lk! {az} is. Sknt; darlk.

kadar. ,[DS]
b u n ca la r, [bu-n-ca-lar )

PSJ
bunalt, [bun-al-t ] is.

Ortalkta belirli bir sebep yokken duyulan gelip geici i sknts ve kayg; bunalma. 1. Soluk alp vermeyi gletirici; boucu. 2. Tedirginlie sebep olacak youn bir bask oluturan; skc,

birok kimse,
b u n caz, [bu-n-carz > buncz] (bunca.:z) {az} zfi

Bu kadarck; bu kadar az. [DS]


b u n clay m , [eT. mu-n-ulaym > tra-n-claym j j '

b un altc, [bun-ial-t-ci] sf.

il j J ^ ] {eAT} zfi. Bunun gibi; byle.


b u n cu k m ak ,

b un altlm a, '[bun-al-t-l-ma] is. Bunaltlmak eylemi, bun altlm ak, [bun-al-t-l-mak] edil. f . [ - r ] Bunalt

[bun-cuk-mak] {az} gsz. f i [-u r] Sabr tkenmek; bunalmak; sklmak. [DS]

mak eylemi yaplmak; bunalmasna sebep olun mak.


b u n altm a, l[bun-al-t-ma] is. Bunaltmak eylemi, b un altm ak , {bun-al-t-mak] gl. fi. [ - r ] 1. Birinin so

b u n a, [bu + an 1 mun] {eT} zfi. Bu kadar; bunca;

bu kadar (ok). [Tekin] [ETYj


b u n lay u , [bun + u-l-yu] {eT} zfi. -* munulayu. b u n d a, [bu-n-da oJjj / o

zm. 1. Bu iaret zami

luk almasn gletirmek. 2. Ar derecede skl masna sebep olmak. 3. Para skntsna dmesine sebep olmak.
b u n am a, [bun-a-ma] is. 1. Bunalmak ii. 2. tp. Has

rinin kalma (bulunma) durumu. 2 . {eAT} zfi Buraya. 3. .{eAT} Burada. b u n d a b ir i v a r, "imdi a n lam ad m v e bilem ediim b ir neden olduunu s a nyorum an lam n da kullan lr.
b u n d ak , [bu-n-n + dek > buluk Jxu| {eAT} zfi. Bu

talk, darbe gibi d veya yallk, beyin damarlar nn tkanmas gibi i sebeplerle zihn bantnn kopmas; ateh,
b un am ak , [eT. bun (sknt) > bun-a-mak] gsz. fi. [-

kadar; byle.
bun dalgu m u z, [bu-n-da-l-umuz

{eAT}

r ] ;[-n (u )-yor] 1. eitli sebeplere bal olarak mu hakeme, hatrlama gibi bir takm zihinsel faaliyet lerle konuma ve hareket gibi beden yetenekleri zayflamak; ateh getirmek. 2. {az} (Kz iin) ev lenme a gemek. [DS] 3. {az} (Yiyecek vb. iin) kokmak; bozulmak. [DS] 4 . {az} Olduu yerde durmak .[DS|
b u n ar, [eT. biiar] (az} is. Pmar. [DS] bunay, [bun-a-y-i] is. Bunama eylemi veya bii

zfi. Burada bulunuumuz; bulunduumuz,


b u n d alk , - [bunda-lk j ) o-u^] {eAT} is. Burada o-

lu; burada olma,


bun d an , [bu-n-dan

zm. 1. B iaret zamiri

mi.

nin kma durumu. 2. {eAT} zfi. Buradan. S b un dan ak d em , {OsT} D a h a n c e; bundan n c e .| b un dan | b ak a, D a h a ayr o la ra k. | b u n d an byle, (Sz | edilen ) eyden ve zam an dan so n ra ; ilerde.\\ b u n dan d olay, Onun iin ; bu sebeple:\\ B u n d an iyisi can sal. D a h a iyisi bulunmaz, olm az.| b un dan |

BUN

OlMinf SAM. 6* 9
trm ak iin sktrm ak. [D S]|| bun yiri, {eAT} Skn t veren y e r v e zam an. bunga, [bu-n-a > buna *S (buna) {eAT} zf. 1. Bu ] raya. 2. Buna, bungadng, [bun-ad-m- / mun-ad-m-] (bu hadn) {eT} sf. Bunalm; kafas karm; zihni bulanm. [Clauson] S munadng ulu kdg, {eT} O laanst byk b ir giriim . bungadmak, [bun-ad-mak / bun-ad-mak] (buhadm ak) {eT} gsz. f . [-u r ] Bunalmak; sklmak; keder lenmek; mteessir olmak. [ETY] bungadturm ak, [bun-ad-tur-mak] {eT} gl. f. [-u r] -* mungadturmak. bungalm ak, [bun-al-mak] (bunalm ak) {az} gsz. f . [-r ] -* bunalmak. [DS] bungalov, [Hint, bangla (B en g al le ilgili) > ng. bungalow] is. 1. Hindistanda tek katl ve tahtadan yaplm verandalarla evrili ev tipine verilen ad. 2. Tek katl ahaptan yaplma basit barnak. bungalslk, [bun-al-s-lk L -JS jJ {eAT} is. Bunalt; skk durum, bungam ak, [bge-mek > bun-a-malc] (bunam ak) {eAT} g l.f. [-r ] Engellemek, bungan, [*bun-n / mun-n] (buna;n) sf. Geveze; boboaz. [DLT] bungar, [bung (yans.) > bun-ar / Pnar; eme; kaynak, bungatm ak, [bun-a-mak > bun-a-t-mak] (bunatm ak) {eT} gsz. f . [-u r] Bunalmak; sklmak. [ETY] bungda, [bun-da orta. [-u r] bunggak, [*bun-a-k / muya-k] (bu hgak) {eT} is. Dii geyik. bungkarm ak, [bun-ka-r-mak / mun-ka-r-mak] {eT} - * mungkarmak. bunglanmak, [bun-la-n-mak ji^SL] gsz. f . [-r ] 1. {eAT} Bunalmak. 2. {az} (Doumu yakn olan ka dn iin) hastalanmak. [DS] bunglu, [bun-lu y ] (bunlu) {eAT} sf. Bunalm hlde; skntl; mustarip. S bunlu gelmek, {eAT} Sknt, keder, kayg g elm ek ; bunalmak.\\ bunlu olm ak, {eAT} Sknt e k e r o lm a k ; bunalm ak. bunglug, [bun-lu] (buhlu) {eT} sf. Bunlu; skntl; dertli; kederli. [DLT] bungsz, [bun-sz / bun-sz / mun-sz] (buhsz) {eT} zf. 1. Eksiksiz. [ETY] 2. Fazlasyla; pek ok, bol bol; kesretle; mebzulen. [ETY] 3. Esirgemeden. [ETY] 4. Serbeste; korkusuzca: [Tekin] 5. sf. Dert siz; kaygsz; skntsz. [ETY] bungukmak, [mun-uk-mak > bun-uk-mak] (buhukm ak) {eT} dnl. f . [-u r] Bunalmak; skntya d mek. [DLT] (bu hda) {eAT} is. Dert (buhar) {eAT} is.

nai, {OsT) Onun iin ; bu s e b e p le .| bundan te, | {eAT} Bundan fa z la . | bundan trii, Onun iin ; bu | se b e p le . | bundan sonra, (Sz edilen ) ey ve z a | m an dan sonra. bundram ak, [? bundr-a-mak] {eAT} gsz. f . [ - r ] marmak; bulduka bunamak, bunduk', -u [Ar. bunduk / bunduka (kk y u var l a k nesne) {OsT} is. 1. Tfek kurunu. 2. Eski den kullanlan bir tr mermiyi atan fitilli tfek; fi linta. B bunduk serpmek, E skiden s a f tutarak a te ed ild i i z am an lard a birin ci s ra d a k iler ate ettikten so n r a y e r e k e r e k silahlarn doldururken o n lar k oru m ak iin ikinci sradakilerin , o n la r d a ayn e k ild e sila h doldururken b ir ark ad a kilerin a te etm esi. bunduk2, -u [Yun. pontikon (K araden iz cevizi) > Far. bunduk jJjj] {OsT} is. 1. Fndk. 2. Fndk b yklnde tane. 3. Ateli silahlardan atlan ta ya da mermi. 4 {eAT} sf. Fndk byklnde. S bunduk ikesten, {OsT} 1. F n d k krm ak. 2. p c k verm ek.| bunduk ta, {eAT} F is k e ile a tla b i | len k k ta.

bunduke, [Far. bunduk-e a^sjul.] {OsT} is. Kk mermi; kurun, bunduku, [bunduk-u] is. tar. mparatorluk dne minde top, tfek, mancnk atan askerlere yenieri lerin verdii ad. bunduki, [Ar. bunduk! (bunduki:) {OsT} sf. 1. Venedike ilikin. 2. is. Venedik altn, bundukiye, [Ar. bundukiyye iJ^ ] {OsT} is. Tatar oku. bundukmak, [bun-duk-mak] {az} gsz. f . Sabr tkenmek; bunalmak; sklmak. [DS]

bundurm ak, [bun-dur-mak] {az} gl. f . [-u r] K k grmek; azmsamak; beenmemek. [DS] bunduz, [mun-duz / bun-duz] {eT} sf. 1. Bunak. 2. Geri zekl. [KB] [Clauson] b un g', [bin / bmg / bnk / bng / bunk / bung / bn / bng / bnk (yans.)] is. Bir svnn kaynar gibi ka barp snmesini, bir yerden veya kaynaktan aralkl olarak kn anlatan kk. [Zlfkar] bung-ul-dam ak, bung-ul-dak. bung2, [mun > bun (bun) {eT} {eAT} {az} is. 1. A c; sknt; znt; dert; mutsuzluk; keder; elem; gam kasavet; melankoli. [KPy.] [Tekin] [DS] 2. Sefalet. [KPy.] [Gabain] 3. Eksiklik; yokluk; id detli ihtiya; zaruret. [Tekin] [ETY] S bun a! {eT} N e dert; n e a c .| buna uram ak, {eAT} Skntya | d m ek; bunalmak.\\ bun gn, {eAT} Skntl gn; k a r a gn. | bununa burm ak, {az} F rsattan y a | ra rla n a ra k daraltm ak; skntya sokm ak. [D S]|| bununa busmak, {az} O lm ayacak b ir ey i y a p -

rm ifflctffl 69 9
bungul, [bung (yans.) > bung-ul] is. Bir svnn kay nar gibi kabarp snmesini, bulunduu yerden ara lkl kn anlatan yansmal gvde. 0 bungul bungul, {az} (Suyun a k iin) b o l ve s e sli o la rak; a l a l. [DS] bunguldak, - [bung (yans.) > bung-ul-dak] {az} is. Bngldak. [DS] bungun, [eT. bun > bun-un] (bungun) {eAT} {az} sf. 1. (nsan iin) bunalm durumda; skntl; ok sklm; bunalm; akn; kederli; zntl. 2. (Hava iin) boucu; bunaltc; nemli scak. 3. Yok luk iinde olan; darlk eken. [DS] bungunlamak, [bun-gun-la-mak] {az} gsz. f . [ -r ] [-l(u)-yor] Bunalmak. [DS] bungunluk, -u [bun-gun-luk] {az} is. 1. (Hava iin) skntl ve scak; boucu. 2. Geim sknts; darlk. 3. Baygnlk. [DS] bungusuz, [bun-u-suz] (bunusuz) {eT} sf. Dertsiz; s kntsz. [ETY] bunguz, [eT. mngz / bz ? > bunguz] {az} is. Kereste ya da aa zerinde kesilmi dallarn b rakt iz; budak izi. [DS] bum, [bu-n-] {eT} zm. aret zamiri "bu"nun ykle me hli; bunu. [Tekin] [ETY] bunk, [bin / bmg / bnk / bng / bunk / bung / bn / bng / bnk (yans.)] is. Bir svnn kaynar gibi ka barp snmesini, bir yerden veya kaynaktan aralkl olarak kn anlatan kk. [Zlfkar] bunk bunk, bunk bunk bungiimek. S bunk bunk bungttmek, {az} (K ayn ak iin) y erd en k a b a r a r a k km a k; kaynam ak. [DS] bunker, [ng. bunker / bonker] is. as. Smak, bunlanngla, [bu-n-lar-m+ile jk y ] (bunlarnla) {eAT} zf. Bunlar ile; bunlarla, bunlarungla, [bu-n-lar-un+ile iSZJj] (bunlarunla) {eAT} zf. Bunlar ile; bunlarla, bunlamak, [bun-la--mak] {eAT} dnl. f . [-u r] Te dirgin olmak. bunlu, [eT. bun > bun-lu] s f 1. (Kii iin) bun iinde bulunan; bunalan. 2. (Hava, olay vb. iin) bun veri ci; bunaltc.

BUR bunta, [bu >bu-n-ta] {eT} zm. 1. aret zamiri "bu"nun bulunma hli; bunda. [ETY] [Tekin] 2. a ret zamiri "bu"nun ynelme hli; buraya. [Tekin] [ETY] buntag, [bu+anta / munta ?] {eT} zf. Bunun gibi; buna benzer. bunteg, [bu-n-+teg] {eT} zf. Byle; bunun gibi; bylesi. [ETY] bunturm ak, [bun > *buntur-mak / mun-tur-mak] {eT} gl. f i [-u r] ldrtmak; delirtmek. [Clauson] buntutm ak, [bun+tut-mak? / bun-ut-mak] {eT} g l. fi. [ - a r ] (Uyku iin) kartmak. [ETY] bunu, [bu > bu-n-u] zm. Bu, iaret zamirinin belirtme durumu. bunuk, [bun-mak > *bun-uk / mun-uk] {eT} sf. Kafa s karm; zihni bulanm, bunun, [bu > bu-n-un] zm. Bu iaret zamirinin tam layan durumu. S bunun buras, A n layabilece in kadaryla, senin an lay a ca n " an lam n da kullan lr. | bununla birlikte, 1. Bunun y an n d a; b ir d e; | b y le oldu u halde. 2. B y le oldu una a ld rm ay a rak. bupbu, [bub (yans.) + bu (yans.)] {az} is. avukuu; ibibik. [DS] b u r1, [Ar. br j^ ] (bu.r) {OsT} is. 1. Dnya ve ah rette yararsz kimse. 2. Ekime elverili olmayan tarla. 0 bur ve hnziyn, (K ii iin) h ib ir i e y a ram ayan ; kt. b u r2, [Far. br j y ] (bu .r) {OsT} sf. 1. Fstk yeili; fstki yeil. 2. is. Kzla alar at; doru at. 3. zool. Sln. bura, [bu + (a)ra > bu-ra] (b u ra) is. 1. Bu yer. 2. {eAT} zf. Buraya. buradaym diye barm ak, (Aranan b ir nesn e) g z e a r p a c a k b ir y e r d e bu lunmak. burackta, [bura-ck-ta] (b u ra ckta ) zf. ok yakn olarak gsterilen yerde, burada, [bura-da] (bu ra d a ) zm. Bu yerde, buradan, [bura-dan] (bu radan ) zm. Bu yerden, buraan, [bur-mak > bur-aan] si. v e sf. 1. Ksa sren fakat ok iddetli esen, yerdeki pek ok eyi kaldrp savuran rzgr; hortum.

bunluk, -u [bun-luk] is. 1. Bunalm; sknt; buhran. 2. p sikol. Bunama ve ar zihinsel hastalk srasn B u rak , [Ar. burk ls'jJ {OsT} z. is. Hz. Muhamda rastlanan ruhsal aknlk durumu, medin M iraca karken bindii, zellikleri bizce bunmak, [eT. bun-mak] {az} gl. f . [ - a r ] 1. Be bilinmeyen bir binek at. S B u rk - Cem , Sley enmemek; kmsemek. 2. A z bulmak; azmsa m an p ey g a m b erin uan tahtn tayan rzgr. mak. 3. {eT} dnl. f . Zihinsel karmaaya dmek; burak, [Ar. burk {OsT} is. Boraks. bunamak; zrvalamak. [DS] bunsukmak, [bun-suk-mak] {az} gsz. f . [-u r ] Bu burakm ak, [bu-ra-k-mak] {eAT} {az} gl. fi. [-ur] Brakmak. [DS] nalmak. [DS] bunsuramak, [bun-sra-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [r(u)-yor] 1. Beenmemek; kmsemek. 2. Az bulmak; azmsamak. [DS] bunsuz, [bu > bu-n-suz] {eAT} sf. Bu olmadan. b u ralar, [bu + (a)ra-lar > bura-lar] is. Bu yerler, bural, [bu + (a)ra-l > bura-l] (b u ral) sf. (Kii iin) bu yerin halkndan olan; bu memleketli olan; bu yerli.

BUR

M K H . 70 0
b u rca, [eT. bu-r-mak (kokm ak) > bur-ca] {eAT} s f (Koku iin) taze filiz ya da iek kadar ho; burcu, burca b u rca, {eAT} {az} (K oku iin) g zel; burcu burcu. [DS] burcalam ak, [burca-la-mak j*JU-J3;] {eAT} gsz. f . [r ] Buram buram tterek etrafa koku yaymak, burcas, [Ar. burcs _h] (bu rca :s) {OsT} is. Nian gh; hedef. b u rcu 1 [eT. buur > br > bur-cu] {az} is. Drt be , yandaki erkek deve. [DS] b urcu2, [eT. bu-r-mak (kokm ak) > bur-cu] is. Gzel koku. 0 burcu burcu , (K oku iin) g z el gzel, p e k g zel; {17. yy.} (ayn). b urcu m a1, [bur-cu-ma] is. Burcumak eylemi. burcum a2, [Ar. burcuma 4 - y] {OsT} is. 1. Parmak ^

burahk, - [bura-lk] ('az} is. Bura; bu yer; buras. [DS] buram , [eT. bur-mak (kokm ak, ttmek) > bur-am] sf. Burun veya gzde dayanlmaz bir etki brakan. S b uram buram , (Duman, koku g ib i h a v a d a y aylan n esn elerle ter iin) o k fa z l a ve g r b ir ekilde. buram a, [bur-a-ma] {az} is. Yol dnemeci. [DS] b u ran 1, [Ar. buhran] {az} sf. Geim sknts; dar lk. [DS] buran2, [Mo. boruan / boraan] {az} is. Gk grlts, imek ve rzgr ile balayan ksa sreli iddetli yamur. [DS] buranca, [buran-ca] {az} is. bot. Aslanazgillerden srkuyruuna benzer bir yaban otu, (V erbascum trapsus). [DS] burancine, [t. bronzina] {az} is. dm . Makara orta deliinin etrafndaki maden oluk. [Tietze] [DS] buran, [bur-an] {eT} is. Koku; havaszlk; sknt. [EUTS] [Gabain]

boumu. 2. Parmak eklemlerinin sivrilikleri, burcum ak, [bu-cu-mak] gsz. f . [-r ] Gzel koku yaymak. burani, [Far. brn (b u :r a :n i:) {OsT} is. Is b u r1, [Sansk. marica (biber) > eT. bur / murc] is. panak, pirin ve yourt ile yaplan bir sebze yeme 1. Taze dal; filiz; tomurcuk. 2. Ahlat ve am aa i; borana. larnda yetien, tohumlarnn yapkanndan yarar burant, [? burant] {az} sf. Eski; ypranm. [DS] lanarak kulara kse kurulan asalak bitki; kse otu. buras, [bura > bura-s-] (bu rast) zm. Bu yer; bura, bur2, -cu [Ar. bur] is. 1. Kale duvarlarnn en stratejik noktasnda yaplan yksek, yuvarlak veya burbag, [burba-mak > burba- / yurba] {eT} is. i drt ke kule. 2. g k b. Gnein, gk kre zerin uzatma; ii yarma brakma; savsaklama, srnce de yl boyunca izledii yrngede yaklak 3 0 lik mede brakma. [DLT] yay veya nnden gemi gibi grnd, gne burbalm ak, [burba-mak > burba-l-mak] {eT} gsz. f . sistemine ait on iki takm yldzdan her biri. 3. [-u r ] Karmak. [DLT] {az} Kayalk, sarp yama. [DS] S b u rlar kua burbam ak, [burba-mak / buybamak / yubalmak / yu, g k b. G k k resin d e tutulma em berin in g e ti bamak / yubanmak] {eT} gsz. f . [-r ] i savsakla i ve zerin de on iki burcun y e r a ld kuak. mak; iin zerine dmemek. [DLT] b u r , -cu [bur-mak > bur-] {az} is. Karn ars. burbam ak, [burba-mak > burba--mak] {eT} gsz. f . [DS] [-u r ] Karmak. [DLT] burbatm ak, [burba-t-mak / yap yup klmak / yubat- burak , - [eT. br-mak > bur-ak] is. 1. Ter tanele ri. {eT} (ayn) [DLT] 2. {eT} Tane. [DLT] 3. bot. mak / yublamak / yuplamak] {eT} gl. f . [-u r] Ka Hayvan yemi olarak kullanlan mercimee benzer rtrmak; geciktirmek, [DLT] bir yllk otsu bitki, (V icia ervilia) ve taneleri. {eT} b urbur, [Ar. burbr (bu rbu.r) {OsT} is. Bulgur, (ayn) [Gabain] 4. Bezelye. {eT} (ayn) [EUTS] burburlanm ak, [burbur-la-n-mak] {az} dnl. f . [- b uraklanm ak, [burak-la-n-mak] {eT} gsz. f . [-u r] r] Grlt karmak. [DS] 1. Terlemek. 2. Tane tane akmak. 3. Tane tane ol burC1, [Sansk. marica / manca > e T bur / murc mak. [DLT] (b ib er) / y] {eAT} {az} is. 1. Taze dal; filiz; buralak, - [bur-ala-k] {az} is. 1. Burak. 2. Ze hirli bir ot. [DS] srgn; tomurcuk. 2. kse otu. [DS] buralk, - [bur > bur-al-k ?] {az} is. Yer bur2, [Ar. bur ^y\ {OsT} is. -* bur2. S burc-i b, elmas biiminde siyah kabuklu bir bitki. [DS] {OsT} Sulu bu r (Yenge, A krep, B alk).|| burc-i burnturm ak, [bur-n-tr-mak] {eT} gl. f . [-u r] te, {OsT} A teli bu r (K o, Aslan, Yay).\\ burc-i Eziyet vermek; incitmek. [EUTS] [Gabain] zer, {OsT} A teli bu r.| burc-i bd, {OsT} H av a | b urin, [bur-in / bor-in] {az} is. 1. Dii geyik. l bu r (kizler, Terazi).\\ burc-i eref-ahter mzn, [DS] 2. {eT} Dii rdek. [Nevay] {OsT} Uurlu yldzlardan olu an T erazi burcu. | | burm ak, [bur-mak] {az} gsz. f . [-u r] Burkul burc-i Delfn, {OsT} gk. b. Yunus.| burc-i evliya, | mak; acmak. [DS] {OsT} B a d a t ehri. | burc-i hut', {OsT} 1. A slan | buruklam ak, [bur-uk-la-mak] {az} g s z .f. [- r ] [burcu. 2. B a a k burcu. | burc-i sreyy, {OsT} | l(u )-yor] Konuu arlamakta sknt ekmek; ik m ec. Gzelin az.| b u rcl-esed, {OsT} g k b. As | ramda zorlanmak. [DS] lan takmyldz.

O ilIIH ESE71 lt br 0 l
buruklu, [prk-l > buruk-lu] {az} is. Havu. [DS] burukturmak, [bur-uk-tur-mak gl. f. [-u r] Sktrmak; taciz etmek, burulmak, [bur-ul-mak] {az} gsz. f . [-u r ] - * buruklamak. [DS] burda, [Ar. brde] is. -* brde. burdurma, [bur-dur-ma] is. Burdurmak eylemi, burdurmak, [bur-dur-mak] gl. f . [-u r ] 1. Burulma sn salamak. 2. gsz. Dudaklarn bzmek suretiy le dargnlm ve ksknln belli etmek; yz n ekitmek. burduz, [Yun. paradeisos / Far. faliz / palz > borduz] {eT} is. Bahe; bostan. [DLT] bure, [Ar. bure ojj;] {OsT} is. 1. ukur. 2. lde u kur alarak yaplan ocak, bure, [Far. bre (b u :re) {OsT} is. 1. Kuyumcula feAT)

BUR

burgalam ak, [bur-ga-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [l(u)-yor] 1. Burga yapmak. 2. Bklmemi pamuk ve yn liflerini dzeltmek iin bkmek. [DS] burgalanm ak, [bur-ga-la-n-mak] dnl. f . [ -r ] (p, tel vb. iin) kvrk hle gelmek, burgalk, - [bur-ga-lk] {az} is. Burga olma durumu. [DS] burgalk etmek, {az} Aykr davran m ak; y an izm ek. [DS] burgada, [t. purgada (in)] ( b u rg a d a ) is. dnz. -* burgata. burgala, -c [burga-l-mak > burgal-a / burga1+aa] {az} is. p eirirken kola taklan yn yu ma. [DS] 0 burgala yapm ak, {az} A r a b a d a k i yk sktrm ak iin ba lan an ip e b ir s o p a yardm ile g erg in lik verm ek. [DS] burgalam ak, [bur-ga-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l()y o r ] 1. Aratrmak; kartrmak. 2. Kvrmak; bk mek. 3. Kukulanmak; phe etmek. [DS] burgalalam ak, [bur-ga-la--la-mak] {az} gsz. f . [r] [-l()-y o r] 1. i ktye vardrmak. 2. e engel olmak. [DS] burgalam ak, [bur-ga-la--mak] {az} ite f. [- r ] 1. Karmak; dolamak; burulmak. 2. (Gvde ve organlar iin) kvnlmak. [DS] burgal, -c [bur-ga-l-a / burga-l+aa] {az} is. adr iplerini gerginletirmeye yarayan aa u buk. [DS] burgam , [burga-mak > burga-m] {az} is. Kvrm; kvrlma. [DS] S burgam burgam , {az} K vrm kvrm. [DS] burgam a, [burga-mak > burga-ma] {az} is. 1. Kasrga. 2. Girdap. [DS] burgan, [bur-gan] {az} is. Mengene sap. [DS] burga, [bur-mak > bur-ac > burga J ~ i - { O s T } is. Bklm; kvrm, burgak, - [burga--mak > bura--k {OsT} {az} sf. 1. Bklm; kvrlm; bkk; kv rk. 2. Kark; dolambal. 3. Dnemeli yol. [DS] burga, [bura-- jy ] {OsT} is. Bklmek ey lemi ve biimi; bkl; kvrl, burgalam ak, [bur-ga-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [l(u )-yor] plik ynn ykandktan sonra bkerek skp toplamak. [DS] burgam ak, [bur-a--mak {OsT} {az} dnl. f . [-r ] 1. Bklmek; kvrlmak; burulmak. 2. Karmak; dolamak. [DS] burgatrm ak, [burga--tr-mak] {az} gl. f . [ -r ] Kartrmak; karma kark etmek. [DS] b urgata, [t. (Vend.) burgada] ( b u rgata) is. 1. dnz. Halat kalnln evresel olarak belirten 2 .54 cm lik birim; in; parmak. 2. {az} Bir tr halat. [DS] burgaz, [Yun. purgos] is. 1. Kale; hisar. 2. Kk e hir.

rn kulland tuza benzer madde. 2. Bitkisel eker, burg, [ng. burg] is. ngiliz krallnda, bamsz bir siyasi ve dar birim oluturan topluluun yaad tahkim edilmi yer. burga, [? burga] {az} is. 1. nce ve etkili keklik sesi. 2. Kekeme, peltek vb. ekilde deiik ses. [DS] burga, [bur-mak > bur-ac lm; kvrm. burgacan, [bur-ga-mak > bur-ga-can] {az} is. 1. Soba borusunun anahtar. 2. Dikenli bir ot. [DS] burga, [bur-mak > bur-a l t J r ] is. 1. Suyun yan dan bir engele arpmas sonucu dibe doru akarken meydana getirdii dnme hareketi; anafor; girdap. {OsT} (ayn) 2. Bklm; bklm. {eAT'} (ayn) 3. Eri br; kvrlm; kvrk; dolak. {OsT} (ayn) 4. fiz. Akkan taneciklerin bir eksen etrafnda dnme hareketi yaparak akmas. 5. mim. Bir halat gibi kendi ekseni etrafnda burularak ilerleyen yap eleman. 6. {az} Husyeleri burularak ksrlatrl m ko, teke. [DS] 7. {az} Yol dnemeci. [DS] 8. {az} Ucu atall, meyve koparmaya yarayan de nek; evgen. [DS] 9. {az} Balta ile yanlamayan, dokular aprak odun. [DS] 10. {az} Taranm ve erilmek zere burularak toparlanm yn demeti. [DS]11. {az} p gibi bklerek byyen aa; sa rlgan bitki. [DS] 12. {az} Eklem yerlerindeki ke mikler. [DS] 13. Odunlar arabada tutmak zere ykn zerine balandktan sonra bir sopa ile ev rilerek sktrmaya yarayan dzenek. 14. {az} imdik. [DS] 15. {az} Vida; vidal ey. [DS] 16. {az} Burgu. [DS] 17. {az} eme musluu; alp kapanabilen eme oluu. [DS] 18. {az} Hortum; rzgr evrintisi. [DS] 19. {az} Burma altn bile zik. [DS] 20. {az} sf. Dolak; aprak; eri br. [DS] {OsT} is. Bk

BUR
burgazan, [burga+ Far. -zen (yapan) / burga-mak > burgar-mak > burgaz-an] {az) sf. Ortal kart ran. [DS] burgazanlk, - [burgazan-lk] {az) is. Fitnecilik; ortalk kartrma; laf tama; fesatlk; dalavereci lik. [DS] burge, [bur-ga / bur-ge] {az} is. Su evrintisi. [DS] burgeik, -i [bur-ga--k] {az} sf. Bkml. [DS] b urgraf, [Alm. burg (kale) + graf (kont)] is. Kutsal Roma-Germen imparatorluunda kral temsil eden bir ehrin kumandan. b urgu 1, [br- > bur- y - jy ] {eT} {eAT} is. Boru; trompet. [Gabain] [EUTS] burgu2, [bur-mak (evirm ek) > bur-gu y -jji] is. 1.

K K E H

. m

burgulanm ak, [burgu-la-n-mak] edil. f . [ -r ] 1. Bur gu ile delinmek. 2. dnl. f . [ -r ] Burgu sahibi ol mak. burgulu, [burgu-lu] sf. 1. Burgusu olan. 2. Burgulan m olan. burgun, [bur-mak > bur-gun] {az} is. 1. shal; di zanteri. 2. Su evrintisi; anafor. [DS] burgusuz, [burgu-suz] sf. 1. Burgusu olmayan. 2. Burgulanmam olan, burgutm ak, [burk-mak > burk-ut-mak] {az} gl. f . [-u r] -* burkutmak. [DS] burha, [Ar. burha diisi. B u rh an , [Sansk. budha / in. fu + T. han (ka an ) > burhan / burkan] {eT} is. 1. Buda. [EUTS] 2. Put; Buda heykelleri. [DLT] 3. Yaratan; hlik; ilah; tan r. [EUTS] 4. aman. [EUTS] y ] {OsT} is. yi cins bir devenin

evirerek delik amaya yarar alet; matkap. 2. ie mantar karmaya yarar alet; tirbuon. 3. Yeri de lerek aalara inebilmeyi salayan alet; sonda. 4. burhan, [Ar. brhnuUy] (bu rha:n ) {OsT} is. 1. De Telli sazlarda, telleri germeye yarar mandal. 5. lil; kant. 2. man. Belgit. S burhn- inn, {OsT} sp or. Alttaki greinin kolunu kapp gs ve kol Tmevarm.\\ burhan- k at, {OsT} B ir m eselenin la sktrmak suretiyle onu tu etmeye ynelik g doruluunu en sa la m biim d e ispatlayan kant.\\ re oyunu. 6. {OsT} Bir ikence arac. 7. {az} Ar burhn- limn, {OsT} Tmdengelim.\\ burhn- tezyen kuyusu. [DS] 8. {az} Di ars. [DS] 9. Mesh, {OsT} Hz. s a (as) m m ucizesi. | burhn- | {az} shal; dizanteri. [DS] 10. {az} Kurt derisi. mizn, {OsT} M anta uygun kant.\\ burhn- [DS] 11. {az} Musluk. [DS] S burgu gibi, 1. E tki rc, {OsT} B ir m eselen in ispat.\\ burhn- siy le rah atsz ed en dnce. 2. E tkisi ile oyu k m ey sllem, {OsT} Sonsuzluk kavram tartlrken k a d a n a g etiren ey. | burgu m akarna, Burgu g ibi | d em eli kant.| burhn- tezyf, {OsT} Sonsuzluk | ken d i etrafn d a kvrm lar h a lin d e retilm i m ak ar kavram tartlrken ileri srlen k arlkl ilinti na. kant. | burhn- trs, {OsT} Uzayn sonluluunu | burgucu, [bur-gu-cu] is. 1. Burgu yapan veya satan ispat iin kullanlan teorem . kimse. 2. Burgu ile delik aan kimse. 3. Tersane burhani, [Ar. brhn (bu rh a.n i:) {OsT} sf. lerde gemi pervanelerini onaran kimse, Aklayan; ispat eden; kant olan, burguculuk, -u [burgu-cu-luk] is. Burgu iilii, burgu, [bur-gu] {az} is. 1. Su evrintisi; anafor. burg, [br-mak > bur-] {eT} sf. Pis kokulu; kok mu. [DLT] [Clauson] 2 . sf. Kabaran; kpren. [DS] burgulam ak, [bur-ga-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [- bur, [bu-r-] {eT} is. Deride ve elbisede grlen krklk. [DLT] l(u )-y or] Bir eyi skmak iin etrafna sarlan ipe geirilen bir sopay evirmek. [DS] burina, [t. boline] (huri na) is. dnz. Direkteki yatay serenlere alan drt ke yelkenleri geri doru ge burgum ak, [bur-ga-mak] {az} gsz. f . [-u r ] Y o rulmak. [DS] ren iplerin balandklar kelere yakn olarak bu lunan ve yelkeni evreleyen halatn zerindeki burguk, -u [burk-mak > burk-uk] {az} is. 1. Sof gen sapanlara balanan ip. raya dklen ekmek krnts. 2. Bulgur. [DS]. burgul, [burk-mak > burk-ul > burgul] {az} is. burinata, [t. bolinetta] (b u r inata) is. dnz. Pruva Bulgur. [DS] direinin en alttaki yatay serenine alan yelken, burgula, -c [burk-mak > burk-ul-a / burkul-u+a- buriya, [Far. briy U jjJ (bu :riy a :) {OsT} is. Hasr. a] {az} is. 1. Bir eyi kaldrmakta kullanlan buriy-bf, {OsT} H asr dokuyan. kaln halat ya da ipten yaplma ara. 2. Odun ykl burjuva, [Alm. burg (ehir) > Fr. bourgeois] is. 1. arabann ykn sktrmakta kullanlan halat veya Orta a Avrupasnda zel imtiyazlarla donatl zinciri bkmeye yarayan aa. [DS] m ehirli snf. 2. Orta smftan olan kimse; kent burgulam a, [burgu-la-ma] is. Burgulamak ii. soylusu. 3. s f Kentsoylu, burgulam ak, [burgu-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l(u )-yor] burjuvalk, - [burjuva-lk] is. 1. Kent soylu olma 1. Bir nesnede veya yerde burgu ile delik amak. 2. durumu. 2. Kentsoylunun nitelii, Sondaj yapmak, burjuvazi, [Alm. burg (ehir) > Fr. bourgeoisie] is. burgulanm a, [burgu-la-n-ma] is. Burgulanmak eyle 1. Orta a Avrupasnda, halk ile soylular arasn mi.

(jl R SEO 703 itl H b


daki snfn durumu ve nitelii; kentsoyluluk. 2. Hayatn el emei ile kazanmayan, mlkiyetin ge tirdii ranttan geinen snf; kentsoylular. 3. Kapi talizmde retim aralarn elinde tutan sosyal snf, burka, -a [Ar. burka'
y \

BUR

burk, [*burk-mak > burk- / burk-] (bu rk:) {eT} sf. 1. (Yz iin) eki. 2. Krk; buruuk. [EUTS] [DLT] [Clauson] burkg, [*burk-mak > burk-] {eT} sf. (Deri ve de riye benzer eylerde oluan) krk; buruuk, burkrak, [burk > burk-rak] {eT} sf. Buruk; eki; ekimtrak. [EUTS] burktm ak, [*burk-mak > burk > burk--t-mak] {eT} gl. f . [-u r ] Yz buruturmak; suratn ekitmek. [DLT] burkm a, [bur-k-ma] is. Burkmak eylemi, b urkm ak, [bur-k-mak gl. f [ - a r ] 1. Burarak evirmek; bkmek; kvrmak. {OsT} (aym) 2. Bu rulmu hale getirmek. 3. gsz. f . ncinmek. 4. {az} Burkulmak. [DS] burku, [bur-u / br-y > burku] {eT} is. Trompet; boru. [EUTS] burkucu, [burk-mak > burk-ucu] sf. Burkma iini yapan; burkan, burkug, [burk-u] {eT} is. Deride ve elbisede gr len krklk. [DLT] burkuk, -u [burk-mak > burk-uk] {az} sf. 1. (A yak, kol vb. eklemleri iin) burkulmu. 2. (Hayvan iin) husyesi burularak ksrlatrlan. [DS] burkulm a, [bur-k-ul-ma] is. 1. Burkulmak eylemi. 2. Kaslarn, kol ve bacaklarn iddetli bir ekilde yana bklmesi. 3. tp. Ani bklme sonucu eklemlerde meydana gelen arl rahatszlk, burkulm ak, [burk-ul-mak] edil. f . [-u r] 1. Bir ey veya kimse zerinde burkmak eylemi uygulanmak. 2. Bir organn kendi eklemi zerinde ani bir ekilde dnmesi. 3. m ecaz. zlmek; krlmak; neesini yi tirmek. burkulu, [burk-ul-u] is. Burkulmak eylemi veya biimi. burkun, [burk-mak > burk-un js^.] {OsT} sf. Bkk; bklm. S burkun burkun, {OsT} B k k b k k; kvr kvr. burkuntu, [burk-untu] {az} is. 1. iddetli rzgr; frtna; hortum. 2. Sancl mide bulants. 3. Yol d nemeci. [DS] brkurm ak, [*burk-mak > burk-I > burku-r-mak] {eT} g s z .f. [-u r ] 1. Burumak; bzlmek. [DLT] 2. Homurdanmak; genizden ses karmak. [DLT] burkum ak, [burk-u-mak] {az} gsz. f . [-u r] 1. Dolamak; karmak; burulmak. 2. (Organlar iin) kvrlmak; bklmek. 3. Burkulmak. [DS] burkutm ak, [burk-ut-mak] {az} gl. f . [-u r] Bur kulmasna sebep olmak. [DS] burlagan, [bur-(u)l-an > burla-an ^ j ^ ] {OsT} is. Su evrintisi; girdap, hurlanm ak, [bur-(u)l-an-mak] {az} dnl. f . [-r ] Dolanmak; dolamak. [DS]

(OsT) is. 1. Eskidenka-

dnlarn yzlerine rttkleri tl; pee; yamak. 2. Kabenin rts. 3. Yedinci kat felek. S burkafiken, {OsT} P e e a a n .| burka-i esrar, {OsT} Giz | perdesi. burkac, [bur-mak > bur-kac lm; kvrm. burkalamak, [bur-ka-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [l()-yor] 1. Burga haline getirmek. 2. Dokunacak iplii, slattktan sonra gl bir ekilde skarak ylece brakmak. [DS] burkalamak, [burka-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()y o r] 1. Bir eyi iki yana bkmek. 2. Sylediini, yaptn inkr etmek ya da deitirmeye almak. [DS] burkamak, [burk-a-mak Bkmek; kvrmak. Burkan, [Sansk. budha / in. fu + T. han (kaan) > burhan / burkan] {eT} is. 1. Buda. [KPy.] [ tig sizler] 2. Put; Buda heykeli, burkanak, - [bur-k-anak] {az} is. Kan ya da araba zerine sarlan yk balayan ip ya da zinciri sktrmakta kullanlan sopa. [DS] burka1 [bur-a / bur-a / bur-ka / bur-ka] {eAT} , is. -* burga. burka2, [? burka] {az} sf. 1. nat; aksi. 2. D zensiz; klksz; beceriksiz. [DS] burkadrmak, [burka-mak > burka--tr-mak / burga-tr-mak] {eAT} gl. f . [-u r] Bklm, kv rlm hle getirmek; bkmek; kvrmak, burkak, - [bur-a--k / bur-ka--k] {eAT} sf. -* burgak. Burkat, [Sansk. budha / in. fi + T. han (kaan) > burhan / burkan > burkat] is. 1. Buda heykelleri; put. 2. inde put bulunan tapmak, burkatlk, - [burkat-lk] is. inde tanr heykelleri bulunan tapnak, burkaz, [bur-k-az / Yun. pyrgos ?] {az} is. Su ve ay kenarlarna aalardan yaplan set. [DS] burkazantk, - [burgazan-lk] {az} is. Fitnecilik; ortalk kartrma; laf tama; fesatlk; dalavereci lik. [DS] burkemek, [bur-ga--mak] {az} dnl. f . [-ir ] (Hayvan iin) bal olduu kazk etrafnda, ayak ya da boynuna ipini dolatrarak boulma durumuna dmek. [DS] burkhan, [Sansk. budha / in. fu + T. han (kaan) > burkan / burhan] is. Buda heykelleri. {eAT} gl. f . [ -r ] {OsT} is. Bk

IM M 1M
burlcsk. [Fr. burlesque] 'is. Komiklie dayanan edeb eser. brlijta, [t. brltoj ! (B l't) is. dnz. 'ir W ate r burm a, [bur-ma is. 1. Rrrfmk eylemi. -2. {O stj

burm al, | bra-l |sf. 1. Burmas olan. 2-. Burulmu olan. 3. Burularak oluturulmu gibi grnen. 4. BfnMari sMehmi-. s burm al em e, {z} M usluklu efne. [D S]|| burm al m arul, {z} G b ek li m arul. [D'S] brtia, [brn-l '(burna.-') :{eT} is. Gm; ibrik. [e i : t s ] bttiatfrk, [brn > burn-a-mak r ] U yapmak; koymak, burnaz, [burun > burun-^az [EREN] {OsT} {az} s f Burun kemii yksek olan; iri ve uzun burunlu; byk burunlu. jDSj bttrus, Ut bites > Ar. bris] {OsT} is. 1. Yn den dokunmu, kelerinden kol geecek kadar aklk ve stnde ba rtmek iin bir bal bu lunan bir eit gk. 2 . Bir eit kadn yeldirmesi. bi*s, [Fr. bourse] is. Bz krm ya da devlet taralindan renim gren veya aratrma yapan kiiye tesrflar krii olarak verilen para, b'trs l-, [bursa-h?] {az} sf. Atik; evik. [DS] brslik, ig [pus-a-lk / burs-lik ?] {az} is. Kapal; bulutlu. '[DS] bt^stinak, [br-sa-iMk] {iz}'(Jl..fi [ - r ] [-s(u )-yor] Beenmemek: kk grmek: az bulmak. [DS] b'rsng, l[in. fo-serig] {e t } is. 1. Kme; takm; gruh; topluluk: cemaat. fKUTS] 2. Rahipler topluluu. [EUTS] burslan, [burs-ln] is. zool. Postu benekli, genellikle geceleri avlanan yrtc, etil ve memeli bir vah hyvn; bebr denilen hayvan; pars; panter; leopar, '(Pdnihera p d rd u s), {e t} <(yM) & L'] burslu, [burs- l |sfi Brs alan, bursu olan, brsng, [in. bt-set] { e t } is. Rahipler dernei. I^EUTS] burssuz, -[bfs-'Suz] sf. Burs alna\an. bursu 'olma yan. brstg, i[in. but-seng] {eT} is. 1. Kme; takm; gruh; topluluk: 'cmaat. [ETS] 2. Rahipler derne i. ['EUTS] brk, -u [bur--k] {az} sf. Kt. [DS] birt, [burt| { e t } is. Kbus; karabasan. !DI.T| burta, [burta] {e t} 'is. Altn krntlar. [D1.T| burhg, i[M:. brt] {e t} is. Bozuk, tal, engebeli, dar yol. [Ncvyj brtalam ak. ibiirta-la-mak1 } e t } ?l. f i [ - i ] Altn krntlar veya Varak yaptrmak. il)l.T| brlalanm ak. Iburta-la n mak' {e t} edil, f i '[-ur] Mtflkrklar vey varkile sslenmek. |DL T | burlurk, |bur-(u)t-ar-k i.:.y ;?ij ,'O.sT;- (Yz iin) ask ve eki. b itft l k , [bur-()t-mak > burt-ar-mak i f e k f } {OsT; az} gifl. fi. [ -ir ] 1. (Yz iin) 'br{ turnak: surat asmak. 2. gsz. f . Burmk. [DS] { eAT} l. f . [ -

'{az} Telleri buruk'.r.k yaplan bilezik. [D'S] 3. ,az; eme musluu. [DS] 4, (Erkek hayvan) ksVrltrma. idi etme; eneme. fO s t; (ayn/ 5. di 'edilmi hayvan. 6. Keserek besi suyunn akratnas iin, bir dal zerinde gereinden k yaprak vey meyve lmnu nlemek -amacyla daim bkle rek kirtulmas. 7. mim. Urgan biiminde silme ya da stuft. 8. 'Burgulu ivi, Vida. 9 . {az} Eirilmek 'z!eie kabaca bkftrt vaplnn yn. [D 10. {az} 'S|] eite 'l. [DS] l . {z} Ayakta kurumasn salamak iin ya aa kabuunu soyma. [DS] 12. {az} Kolak. [DS] 13'. {aiz} Yaken bftiSrak k^MtU'la'n t. [DS] 14. {az} z'm kfelerinin azJna rlerek knln saz. [DS] 15. {az} Yonca ve t demeti. [DS] l . {az} Araba ve kanlarda ykn dkMesim nlemek iin balanan ip ya da zi'ncirin bklerek gerilmesini salayan aa sopa. [DS] 17. {z} Minre merdiveni gibi dolanarak yksel inen yer. [>S] 18. {az} Kvnk kvrla ka n duman. [DS| 19. {z} Simit ya :da ' benzer hlk% ekrriek. [DS] 20. alvar bzgs. 21. sf. Burula cak ypilmi; kvrlm. B burm a bezek, m im. -BurUlfUt h d lt 'ber&er ss nr.\\ burm a brek, {z} B u riila ra k y a p ila h b ir 'tr 'biek. [DS]|| burbkflhek, {az} nca, a y tn ib i Otlar y a k en 'bkerek'kurutup k a hazrlam ak. [DS]|| b u rm a t, '{tz} 'Kn ;hy\>rtldra y ed irilm e k 'iefre burldrdk 'krtlilm ot. {DS]|| burm a sa. {OsT} Kvrk sa. 1 te r t ta sadef, {eA t} ! O st} 'Kitbllilu 'smiikl bddk; { !Mhre.\\ b u rm a sark, tar. B alk zerine, uzunca b ir tlbentten y u v a rla k l r a k sarlar bir tr sitrik. b'ffifiao, ifbtfr-rnac eri demir. burm ak . [cT. br-mek > bur-mak l. f . [ - d i ] Ifstf} is. c eittel gibi

1. fer eyi keM i ekseni etrafnda dndrerek bkrtek: sarmak. {eT} {eAl} '(yrii) [K.B] -2. {eliT} {z} 'feVirttek; yneltmek. [DS] 3. (Yiyecek) azda eki Ve kekre tt brakmak. 4. !(Mide veya bairsk 'n}) iddetli armak: stt-cirriik. fe k t} i(j)tit) -5. tnecaz. znt, sknt Vermek. 6. (^di' edilecek hay'vai iin) erhezlerini e \arama/ bale getirmek iin deriyi kesmeden sktrmak suretiyle ksrla trnu lemi uygulamak. 7. {z} Darlmak. SfD 8. 'S] '{az} Kskanmak. [DS! 'S burum bui'tn, (Karn, ih id e vb. iiti) k'bir lm dk; k 'sahcithdk. b u rm ak 2, '[b '(kk) > br-^ (birm dk) j e t } 'sz. f i '[-ur] . Kk samak. [Gabain] [EUTS] [KB] 2. (G2el) kokmak. [K:B] 3. Bus ykselttik; buulanmak. (D X| 4 . l. fi. Kokutmak. [EUTS:]

lOffitl M f t l SSbH

705

BUR

burta, [bur+ta ?] {az} is. Kap altlarna konulan geni ve salam ta. [DS] burtak, - [bur-ta--k] {azj sf. Drlm, bz lp tortop olmu. [DS] burtnnak, [burt-mak > burt-un-mak] {eAT} gsz. fi. [-u r] Burumak, burtlak, - [burt-lak] is. 1. Domuz yavrusu. 2. {az} Talk, allk yer. [DS] burtmak, [bur-mak > bur-(u)t-mak] {az} gl. fi. [ur] 1. Drp devirmek; bkmek; toplamak. 2. {eAT} Surat asmak. [DS] burtuk, -u [bur(u)t-mak > burt-uk 3 y j y ] {OsT} sf. 1. (Yz iin) ask; eki. 2. (Ka iin) atk, burtulmak, [burt-ul-mak] {az} edil. f . [-u r ] Drl mek; bklmek; tortop olmak. [DS] burtun, [t. bertone] {OsT} is. 1. Kalyon snfndan bir tr byk sava gemisi. 2. {az} Yk gemisi. [DS] burtumak, [burt-mak > burt-u-mak jA -iyyJ {OsT} d n l.f. [-u r ] Burumak. buru1, [bur-mak > bur-u] {az} is. 1. Hal tezghla rnda arlar sktrmakta kullanlan bir metre ka dar sopa. 2. Elli dirhem arlndaki pamuk iplii ilesi. [DS] buru2, [bur-mak > bur-u jjy ] is. 1. Sanc; ar. {eAT} {OsT} (ayn) 2. Doum sancs. {eAT} {OsT} (ayn) 3. {az} Eziyet. [DSJS1 buru tutm ak, {eAT} (G eb e kadn iin) doum sa n cs g elm ek. buruc, [Ar. bur (kale) > brc is. -* bruc. S Buruc Suresi, K u r an - K erim 'in 85. suresinin ad. burucu, [bur-mak > bur-ucu] {az} is. 1. Burmak iini yapan. 2. Tosun ve boalarn husyelerini bura rak eneyen kimse. [DS] buruculuk, -u [bur-ucu-luk] is. Burucunun yapt i; tosun ve boalar burarak eneme ii. buru, -cu [eT. murc > buru / bur] {az} is. 1. kse otu. 2. Meyvesiz bitkilerin ilkbaharda verdik leri tohuma benzer meyve. 3. Meyve kurusu. [DS] fi1 buru gibi, {az} ri ve y akkl. [DS] buruk, -u [bur-mak > bur-uk] sf. 1. Burulmu olan. 2. Tad eki ve kekremsi olan. 3. Gcenmi; krgn; alngan. 4. {az} Eri basan; aksak; topal. [DS] 5. {az} Eri; arpk. [DS] 6. {az} Kambur. [DS] 7. {az} Dzgn konuamayan; dili dnmeyen. [DS] 8. {az} Aksi; ters; inat. [DS] 9. {az} Cimri. [DS] 10. {az} i yava yapan; ar kanl; ar canl; beceriksiz. [DS] 11. is. Dokular burulmu olarak byyen aacn kerestesi. 12. Ksrlatrlm hay van. 13. {az} Husyesiz erkek. [DS] 14. {az} Da lnda kurumu incir. [DS] 15. {az} Tatsz su. [DS] buruka, [buruk-a] sf. 1. Tad biraz buruk olan. 2. Biraz gcenmi olan, buruklama, [buruk-la--ma] is. Buruklamak eyle mi.

buruklam ak, [buruk-la--mak] gsz. f . [-ir ] Buruk duruma gelmek, burukluk, -u [buruk-hk] is. 1. Buruk olma duru mu, kekrelik. 2. Krgnlk; gceniklik; alnganlk. 3. {az} shal; amel. [DS] burulgan, [bur-ul-mak > burul-an {az} is. I. Su evrintisi; girdap. {OsT} (ayn) 2. Hortum; rz gr evrintisi. 3. sf. (El, kol vb. iin) burulmu. [DS] burulm a, [bur-ul-ma] is. Burulmak eylemi, burulm ak, [bur-mak > bur-ul-mak edil, f . [-u r ] 1. Ekseni etrafnda dndrlmek; evril mek; bklmek. {OsT} (ayn) 2. {eAT} {az} d n l.f. Dnmek; eilmek. [DS] 3. {az} m ecaz. Birine k rlmak; ksknlk gstermek; alnmak; gcenmek; tedirgin olmak. [DS] 4. (Mide ve barsak iin) a rmak; sancmak. 5. Ekimek, burulu, [burul-mak > burul-u] sf. Burulmu, bkl m olan. burum 1 [bur-mak > bur-um] {az} is. 1. Burmak ey , lemi ve sonucu. 2. Erilmek zere temizlenip sa rlm yn yuma. [DS] S burum burga, {az} a p ra k ; karm akark. [DS] burum 2, [b (buhar) > br-malc] {az} is. Gzel ko ku; gzel kokma. S burum burum , {az} B uram buram . [DS] burum ak, [bur-mak > bur-u-mak] {eAT} gl. f i [-u r] (Yz iin) asmak; kalarn atmak. burun1, [bir+n > burun] {eT} sf. nce; ileri; ncele ri; evvel; evvelleri. [EUTS] [Ykek] [KB] burun2, -rnu [eT. br-mak (kokm ak) > bur-un] is. 1. Solunum aygtnn en st ksmn tekil eden, st dudakla aln arasnda yer alan, yzn en kntl ksm, ayn zamanda koku alma organ. {eT} (ayn) [EUTS] [Gabain] 2. {eT} (Hayvan iin) hortum. [EUTS] [Gabain] 3. {eT} ne doru knt yapan yer. [DLT] 4. Baz eylerin sivri ve n taraf. 5. Ka ralarn denize doru olan uzantlar. 6. Dalarn veya tepelerin ovalara ya da dzlklere doru ala lan kntl uzantlar. 7. m ecaz. Kibir; byklen me. 8. {az} ak ve benzeri. [DS] 9. {az} Pekmez yapmak iin kaynatlan rann ilk suyu. [DS] 10. {az} Duttan kaynatlarak elde edilen ilk ra. [DS] I I . {az} Samandan ayrlm buday yn. [DS] 12. {az} Yn taranrken tarak diinden ilk alnan yn. [DS] 13. {eT} Zodyak takm yldzlarndan her biri; bur. [KB] S5 burna yel girmek, {eAT} Gurur lan m ak; kib irlen m ek ,| burna hrzmay takm ak, | H ayvan g ib i kullanmak.\\ burn yire depilmek, {eAT} Burnu srtlmek.\\ burnu bile kanam adan, En kk bir z a r a ra uramadan.\\ burnu byk, Gururlu; ken dim beenmi.\\ burnu bymek, G ururlanm ak. | burnu havada, Gururlu; kendini | beenmi.\\ burnu K a f danda, Gururlu, kendini be en m i.| (kimsenin) burnu kanam am ak, K im |

BUR

ie ra L

s e y e z a r a r g elm em ek .| burnu krlsn diye, Guru | burun alm a, {az} At ve ee in hzl solum as. ru krlsn, d ik b all gitsin diye.| (can) burnu | [DS'JI burun ay, {az} D em likten b a rd a a ilk na gelmek, 1. B ir ite o k uram aktan yorulm ak. kon u lan ay. [D S]|| burun ekmek, B ir ey eld e 2. D a y a n a ca k gc kalmamck.\\ burnuna girmek, edememek.\\ burunda kokmak, {eAT} Burunda 1. B irin e o k sokulm ak. 2. Tehdit etmek.\\ burnun ttm ek; zlem ek ; o k arzu etmek.\\ burunda tt da ttmek, B ir ey i veya birin i o k zlem ek, iste mek, o k istek ve zlem duymak.\\ burundan ate m ek .| burnundan fitil fitil getirmek, H akkn | pskrm ek, o k fk eli olmak.\\ burundan d g a s p eden veya z a r a r veren birin den karln k a mek, Tpks, ayns o lm a k .| burundan gelmek, 1. | tyla kartmak.\\ burnundan gelmek, H o a giden Yoksulluk ekm ek. 2. Z orluk ekmek.\\ burundan g z el g een g n lerden so n ra kt so n u la rla k ar getirmek, a lm a k ; acsn ka rm a k .| burundan | lam ak. | burnundan kl aldrm am ak, 1. Huysuz | kan dam lam ak, o k sknt ek m ek .| burundan | ve gururlu olm ak. 2. K en disini eletirtmemek.\\ kl aldrm am ak, K en din i o k b e en m ek; byklk burnundan solumak, o k fkelen m ek]] burnun taslamak.\\ burundan tesini grm emek, K en d isi dan yakalam ak, E gem en li i altn a alm a k .| b ur | ne o k gvenmek.\\ burundan solumak, o k fk eli num smak, {eAT} 1. Burnunu krm ak. 2. Gururunu o lm a k .| burundan syler gibi, H m hm casn a.| | | krm ak.| burnunu ekmek, 1. Smn gen zine | burun delii, Burun bolu klarn n d ary a alan d oru ekm ek. 2. m ecaz. Umduunu bu lam am ak}] iki d eli i.| burun dibinde, o k y a k n d a .| burun | | burnunu emek, {az} D arlm ak ; gcenm ek. dikine, K en d i bildiine.\\ burun direi szlamak, [D S]|| burnunu krm ak, Gururlanan b ir kim seye I. Kt koku duym ak. 2. H erh an g i b ir a cy a ura haddin i bildirmek.\\ burnunun dibi, o k y akn m ak.,| burun ddgi, {eAT} Burun boluunun st | yer.\\ burnunun dikine gitmek, K im seyi din lem e ksm lar; gen iz.| burun etmek, {az} D arlm ak; | y e r e k dilediin i yapmak.\\ burnunun direi krl gcenm ek. [DS]|j burun gelme, {az} Atn burnu m ak, ok p is koku dan rahatsz olmak.\\ burnunun nun k en arn d a olan b ir hastalk. [D S]|| burun ka direi szlamak, o k zlm ek; a c duym ak.| b ur | barm ak , Burnu bym ek; kib irlen m ek,| burun | nunun dorusuna, {az} D ikin e; aksin e; inatla. kanad, Burun deliinin iki yan n d aki k a b a r k k [D S]|| burnunun dorusuna gitmek, K en d i bild i smlar.\\ burun kapan, {az} Bukalem un. [D S]|| inden, dedi in den a m a m a k.| burnunun kl .. | burun krlmak, 1. B irinin gururunu krm ak. 2. tmek, Sknt yznden o k kzgn olmak.\\ bur B a edirm ek. 3. K t b ir koku dan dolay rahatsz nunun ucundan ilerisini grmemek, 1. K t ve o lm a k .| burun krm ak, Gururunu krmak.\\ burun | k sr dnceli o lm a k ; ken d i dncesini doru kvrm ak, {az} nem verm ediini burnunu e e sanm ak. 2. K endini byk ilere uygunmu g ib i c e k e k ild e yan an o y n a tara k belirtm ek; h o r la g rm ek ; gu ru rlan m ak,| burnunun ucunu gre | m ak; b ir ey i b e en m em ek; km sem ek. [D S]|| memek, o k sa rh o olm a k .| burnunun yeli h ar | burun otu, {eAT} B uru na ek ilen b ir tr tiitn; en m an savurm ak, 1. K en dini o k be en m i olm ak. 2. fiy e .| burun perdesi, Burun boluunu ikiye ay | o k fk elen m ek ,| burnunu sksan can kacak, | ran b lm e.| burun sarkm ak, D arg n lk g ster | o k z a y f v e elimsiz.\\ burnunu sokmak, G erekli m ek ; ksm ek.| burun sklmak, Z orlu b ir ie ka| g erek siz h e r ie karmak.\\ burnunu topraa rm ak .| burun sokmak, H i y oktan b ir ie k a r | srtm ek, {az} A a lam ak; k k drmek. m o lm a k .| burun sona, {eAT} Burun delii.\\ | [D S]|| burnu srtlmek, H ayatn g l kleri ile burun srtm ek, {eAT} B irisinin holan m ay aca m ca d ele etm enin g ere in i r en ere k guru rlan ii inat olsun diye y a p m a k .| burun erbeti, {az} | m aktan v azg em ek zoru n da kalm ak .| burnu t, | zmn ilk aln an suyu. [D S]|| burun iirmek, {az} Burnu h a v a d a ; m arur; kazak. [D S]|| burnu Burnu bym ek}] burun tom urm ak, {eAT} Burun yel almak, {az} (At iin) a h lan m a k; d elilem ek. kanamak.\\ burun ucu, {az} co. B ir y a rm a d a y a [D S]|| burnu yellenmek, {az} C in sel isteklerde d a dan den ize uzanan en u taraf. [D S]|| burun ken din i a r h ev e sler e kaptrm ak. [D S]|| burnu yapm ak, Byklk taslamalc.\\ burun yeli saman yelli, {az} H av a l; azgn. [D S]|| Burnu yere dse savurm ak, 1. o k fk e li olm ak. 2. Byklk ta sla alm az, o k gururlu b ir kim se iin s y len ir. \\ bu m ak.,| burun yn, {az} Taranm , tem izlenmi | run atm ak, {az} Brun tem izlem ek. [D S]|| burun yn. [DS] ba, {az} S o k ak la rd a k i d n em eler; keler. burunca, [burun-ca] {az} is. Tepe. [DS] [D S]|| burun boaz, {az} Yan dargn. [D S]|| bu buruncuk, -u [burun-cuk] {az} is. Tepe. [DS] S run boku, {az} (K ii iin) a a lk ; i ren ; nem buruncuk ka, {az} B ir y an en gin ; st diiz te siz. [D S]|| burun boluklar, Burnun iin de k o k la p e . [DS] m a ve s o lu k alp verm eye y a ra y an boluklar. \ bu burun, [bur-mak > bur-un] {az} is. Aa veremi. \ run burm ak, B e en m em ek.j burun buruna, B ir | [DS] b irin e o k y a kn ve yz yze. | burun buruna gel | burundal, [burunda-l J {OsT} is. Emzikli mek, Anszn o k yakn dan k arla m ak ; kar k a r tas. y a g elm ek .| burun bymek, K ib irli o lm a k .| | |

M IB M m i .7 7 0
burundugn, [burun-dun den; balangta, burunduk, [burun-duk [KB] burunduruk, -u [burun-duruk is. 1. Atlar nallarken huysuzluk yapmamas iin dudaklarn kstrmaya yarayan bir tr maa kska; yavaa. 2. {eT} Yular; burana geirilen yular. [DLT] 3. /eAT/ {OsT} Deveyi zapt etmek veya ynetmek iin bur nuna taklan aa ya da geirilen halka, burung, [br-mak > bur-un] (burun) /eT} is. Bir ok atm yer. [DLT] burung, [bir+n > burung-] /eT} zf. nceki; evvel ki. [EUTS] buruni, [burun + Ar. -] (bm n i:) {OsT} sf. Kibirli, burunlamak, [burun-l-mak] (bu ru nla:m ak) /eT} gl. f. 1. Burnu ile vurmak. [DLT] 2. {az} ne gemek. [DS] 3. /az} (Civciv iin) yumurtadan kmadan nce kabuunu gagas ile vurmak. [DS] 4. /az} Burnu ile vurmak. [DS] 5. Beenmemek. 6. /az} (Hayvan iin) saman veya yemi burnu ile itmek. [DS] 7. /az} Darlmak; gcenmek. [DS] 8. jaz} Saban demirinin ucuna demir paras eklet mek. [DS] burunlatm a, [burun-la-t-ma] /az} is. Saban demi rinin ucuna demir ekleterek onartma. [DS] burulatmak, [burun-la-t-mak] (az) gl. f . [-r ] Saban demirinin ucunu onartmak. [DS] burunlu, [buran-lu sf. 1. Herhangi bir ekilde {eT} {eAT} is. Yular. (eAT) zf. nce

BUR

burunsuz, [buran-suz] sf. 1. Burnu olmayan; {eT} (aym). [EUTS] 2. Hmhm, buruntak, - [eT. burun-tuk > burun-tak] {az} is. Yular. [DS] buruntahk, - [burun-ta(k)-lk / burun-sa(lc)-lk] {az} is. Buransak; burunsalk. [DS] burunt, [bur-mak> bur-unt] is. Girdap, buruntu, [bur-mak > bur-untu] is. Kaln barsakta hissedilen burulma ve sanc, burustuk, [burun-tuk] {eT} is. Gem. [EUTS] buru, [bur-u] is. 1. Burmak eylemi ve biimi. 2. Meyve kurusu. 3. {az} Erik hoaf. [DS] S1 buru buru, ok burumu. burugan, [buru-malc > buru-lcan] {az} sf. D vken. [DS] burum a, [bur-u-ma] is. Burumak eylemi. burum ak1 [bur-mak > bur-u-mak j i j j J gsz. f . [, ur] 1. (Kt, kuma, deri vb. iin) Dzgnl gitmek, zerinde krk ve katlanmalar meydana gelmek; krmak. 2. (Az iin) ekilik ve kekrelik duymak. 3. {eT} (Yz iin) somurtmak; aslmak; buruturulmak. [DLT] S buru buru, ok buru mu, bum buruuk.| buru yar olm ak, /OsT} ok j bu ru m ak; buru buru o lm a k ; slpm ek. burum ak2, [bur-u-mak] /az} gsz. f . [-u r] Ba sal dilemek. [DS] b u ru m ak / [vur-u-mak > bur-u-mak] /az} ite. f i [-u r ] Vurumak; dvmek. [DS] burum az, [bur-u-maz] sf. (Kuma iin) kvrklk ve kvrmlar oluturmayan, buruturm a, [bur-u-tu-ma] is. Buruturmak ii. buruturm ak , [bur-u-tur-mak] gl. f i [-u r] Buru uk hle getirmek. b uruturm ak2, [bur-u-tur-mak] {az} gl. fi. [-u r] Karlatrmak. [DS] buruuk, -u [bur-u-mak > buru-uk] sf. Dzgn l, gerginlii kalmam; zerinde katlar, kvrm lar meydana gelmi, buruukluk, -u [bunuk-luk] is. 1. Buruuk olma durumu. 2. Buruuk olann nitelii. 3. Zayflama ve yalanma gibi sebeplerden deride meydana gelen krklk. buruuksuz, [buruuk-suz] sf. Buruuk ve kr olmayan; dz veya dzgn. b u ru t1, [bur-ut] {az} sf. Aklsz. [DS] burut2, [Ar. brt <~jy] (buru:t) {OsT} is. Byk. b urutgan 1, [bur-ut-gan] {az} sf. Somurtkan. [DS] burutgan2, [bur-mak > bur-ut-tan] {az} is. iddetli frtna, kar ve yamur; boran. [DS] b urutm ak 1 [b (buhar) > bu-r-ut-mak] {eT} gl. fi [, u r] 1. Buulandrmak. 2. Kokutarak yellenmek. {az} (aym) [DS] [DLT]

burnu olan (ey). 2. kntl olan. 3. m ecaz. Ken dini beenmi, onurlu; gururlu; kibirli. /eAT} /az} (aym) [DS] 4. /az/ Ask suratl; krgn. [DS] burunluk, -u, [burun-luk] is. 1. Kimi hayvanlan zaptetmek iin burunlarna geirilen halka; burun sak. 2. Miferlerdeki burun siperlii, burunluhk, - [burun-lu-lk gurur. burunsak, - [burun-sak] is. 1. Isrmasna, emmesi ne veya otlamasna engel olmak amacyla hayvan larn burunlarna taklan bir tr torbams aygt. 2. /az} Hayvanlarn burnuna taklan ip; yularda hay vann burnu stne gelen para. [DS] burunsalk, - [burun-sa-lk is. 1. Sr ve /eAT} is. Kibir;

deve cinsinden hayvanlarn bir ey yemesini engel lemek iin az ve burunlarn kapatan bir eit tor ba. 2. Buzalarn, emmek iin annelerine yakla tklarnda, rahatsz ederek emmesine engel olacak biimde burunlarna taklan, ucu ivili ya da kirpi derisinden yaplm alet. 3. Hayvanlar kolayca zaptedebilmek iin buranlarna skca balanan ip. 4. {eAT} {OsT} Hayvan balnn burun zerine gelen paras.

BUR

OIMIfflffJESM.
busbudala, [bu(s)+bu/dala] ( b u sb u d a la ) pekt. sf. Tamamen budala, busbulamk, - [bu(s) + bu/lan-k] (bu'sbulank) pekt. sf. ok bulank. buse, [Far. bsiden (pm ek)> bse ^ y ] (bu .se) {OsT} is. 1. pck; p. 2. tasvf. lah sevgiden doan heyecan. 3. tasvf. Dnya zevki, bse-c, {OsT} p ecek yer. | bflse-n, {OsT} B u se a la n ; pc k | toplayan.\\ bse-gh, {OsT} p lecek yer.\\ bsegeh, {OsT} p lecek yer.\\ buse-rba, {OsT} B u se toplayan ; p c k k ap a n .| bse-ikesten, {OsT} | a p r u pur pme.\\ bttse-zen, {OsT} pen; piic. buselik, -i [Far. bse + T. -lik dil 4-*y\ s f pecek, pmeye deer; plebilir (ey), buselik', -i [Far. bse-lk dU <u^] (bu :seli:k ) {OsT} is. mz. Klasik Trk mziinde, bat mziinin mi nr tonalitesine denk, temel ve basit bir makam, buselikairan, [buse-lik + aran 61jyip dU i^ y] {OsT} is. mz. Klasik Trk mziinde buselik beli si ile hicaz drtlsnn birlemesinden meydana gelmi birleik makam. busende, [Far. bsiden > busende .u*^] (bu :sende) {OsT} sf. pen; pc. busgak, [bs (sis) > bus-ak] {eT} is. Yrek sknts. [Gabain] bus, [Sog. bsanti / Skr. uposatha > bus / pu] {eT} is. Sadaka; kurbanlk. [EUTS] busi, [Far. bsiden > bs! ^ y \ (bu .si:) {OsT} is. p me; p. buside, [Far. bsiden > bslde {OsT} sf. plm, bsiden, [Far. bsiden f . m astar. pmek, busir, [Far. br j ^ y ] (bu :si:r, s, k aim sylenir) (bu :si:d en ) {OsT} F ar. (bu :si:d e)

burutm ak2, [bur-mak > bur-ut-mak] {az} gl. f. [u r] 1. Darlmak; ksmek; somurtmak. 2. Hastalk ncesi dknlk ve keyfsizlik iinde bulunmak. 3. Topallamak; aksamak. 4. (Ko iin) tos vurmadan nce ban yana evirmek. [DS] burutm ak , [brt-mek > burut-mak] {az} gl. f . [u r] Az halamak; brtlemek. [DS] buryuk, [buyur-mak > buy(u)-uk > buryuk] {eTj is. 1. Kumandan; vekil; [Gabain] 2. Buyruk. [EUTS] burzag, [Ar. burza f-jy] (burza) {OsT} is. 1. Gen lik neesi. 2. sf. (Gen iin) etine dolgun. -bus, [Far. bsiden (pm ek) > -bs (bu :s) {OsT} so n ek. Sonuna getirildii Farsa kelimelere pen anlam katarak birleik sfatlar yapan son ek. bus1, [bs / ps] (bu :s) {eT} {az} is. Sis; duman; pus. [DS] bus2, [bus] {az} is. Allahn ceza olsun diye verdii srekli hastalk. [DS] bus3, [bus] {az} is. Srlmesi kolay, gbreli toprak. [DS] bus4, [Far. bsiden > bs j ^ ] (bu :s) {OsT} is. 1. p me; pck. 2. sf. pen. S bs etmek, pm ek.| | bs-gh, {OsT} p lecek yer. | bs kenr, {OsT} | pm e ve ku caklam a. b usak1 - [? busak] {az} is. Kavak. [DS] , busak2, - [bu+sak] {az} zf. Bu sefer. [DS] busamak, [bs (sis) > *bus--mak] {eT} gsz. f . [-r ] Byk bir ac iinde olmak; kederlenmek. [Clauson] busan, [bus-mak > busa-n] {eT} is. Byk znt; ac; keder; strap. [ETY] busandurm ak, [busa-n-dur-mak] {eT} gl. f . [-u r] Bir kimseyi byk bir znt iine sokmak; keder lendirmek; znt vermek; ac vermek. [Clauson] busanmak, [bs (sis) > *bus--mak > busa-n-mak] {eT} gsz. f . [-u r] 1. zlmek; sklmak; kederlen mek. [Gabain] [KPy.] [ETY] 2. Umutsuzlua d mek; meyus olmak. [EUTS] 3. fkelenmek; sinir lenmek. [KPy.]

{OsT} is. bot. Sr kuyruu bitkisi, busark, [eT. bs (sis) > bus-ar-k / pus-ar-k] {eAT} busi, [Far. bsiden > bs jV - ] (bu :si:) {OsT} is. sf. 1. (Hava iin) dumanl; sisli. 2. is. Duman; sis. pme; aprtl p, 3. Uzakta olduu iin iyi seilemeyen bulanklk. 4. Serap. 5. {az} Sisli, tozlu, bulutlu hava. [DS] busitan, [Far. b (koku) + sitn o l^ j;] (bu :sita:n ) is. busarm ak, [bs (sis) > bus-ar-mak] {eT} gsz. f . [-* bustan. u r] Sis bastrmak; dumanlanmak; pusarmak. [DLT] busm, [Ar. bum ^ = y ] {OsT} is. Sere parma ile [Clauson] yanndaki parmak aldnda arada kalan aklk. busat1, [Sog. bsanti / Skr. uposatha] {eT} is. Bir tr . oru. [EUTS] busat2, -d [Ar. bist (hal) > busat {OsT} is. 1. busm ak1 [bus-mak / bs-mek] {eT} gsz. f . [ - a r ] 1. , Pusmak; pusu kurmak; pusuya yatmak; gizlenmek; saklanmak. [Yknek] [Nevy] [KB] 2. {az} Gizle nerek bir konumay dinlemek. [DS] busmak2, [bs (sis) > bus-mak] {eT} dnl. f . [ - a r ] 1. zlmek; sklmak; kederlenmek. [Gabain] [KPy.] 2. fkelenmek. [KPy.]

Kilimler; dekler; minderler; keeler. 2. {az} Kuma paras. [DS] 3. {az} ocuklar beie s kca balamaya yarayan bez. [DS] 4. {az} Elbise. [DS] 5. {az} Ss eyas. [DS] 6 . {az} Harp ara ve gereci. [DS]

iim

r o M

. 7 0 9

BU

busrulmak, [bus (sis) > *busa-mak > bus(a)-r-ulmak] {eT} dnl. fi. [-u r ] Kederlenmek. [Gabain] bussukmak, [bus-mak > bus-uk-mak / bus(s)-ukmak] {eT} - * busukmak. bustan, [Far. b (koku) + sitn (yer) o U ^ ] (bu:sta:r) {OsT} is. 1. Gzel koku yeri; gl ve iek ko kularnn olduu yer. 2. iek bahesi; gl bahesi. 3. Sebze bahesi; bostan. S bustn-bn, {OsT} B ahvan .| bustn-efrflz, {OsT} bot. K atm erli h o | roz ibii. | bustn-frz, {OsT} bot. K a tm erli horoz | ibii.| bustn-pir, {OsT} B a h e s sley en .| bus| | tn-ser, {OsT} B a h e iin deki kk. bustani, [Far. bstn Bahvan. bustani, [Far. bstn + Ar. - (bu .sta.n i:) (b u .sta.n i:) {OsT} is.

busulug, [busu-lu] {eT} sf. Kederli; acl; strapl; dertli; kaygl. [EUTS] [ETY] busumak, [bus-mak (pusu kurm ak) > bus-u-mak] {eT} ite, f i [-u r] Karlkl pusu kurmak; birbirine tuzak hazrlamak. [DLT] bususuz, [busu-suz] {eT} sf. Kedersiz; zntsz. [EUTS] bu, [Far. b

3;] {OsT} is. Hastalanan koyun ve ke

{OsT} sf. 1. Baheye ilikin. 2. Bostanc ocana mensup olan. buster, [ng. booster] is. alma sresi ok ksa fa kat byk bir gce sahip, uzay aralarnn frlatl masna yarayan fze, bustuh, [? bustul / bstli / bsteli] (bustul:) {eT} is. Karapaz, (Atriplex horten sis). [DLT] busu1, [bus-mak (gizlenm ek) > bus-u > bus-u / I j ^ jj ] {eT} {eAT} is. Birine saldrmak iin gizle nerek beklenilen yer; pusu. S busu am ak, {eAT} Pusu kurm ak. busu2, -u u [Ar. buuc {OsT} is. Terler.

ileri tedavi etmek iin bacaklarna yaptrlan bir tr laden. buak, [bu-mak (sknt verm ek, ked erlen d irm ek) > bu-ak / bu-ak] {eT} sf. i skntl; zntl; ke derli. [DLT] buaklk, [buak-lk] {eT} is. fke; kzgnlk. [KB] bugurm ak, [bu-ur-mak] {eT} g l . f [-u r] Kkrt mak. [ETY] bugut, [*bo-mak > bou-t] {eT} is. rak. [DLT] bugutlanmak, [buu-t-la-n-mak] {eT} gsz. fi. [-u r] rak sahibi olmak; mez edinmek. [DLT] bu1 [bu-mak > bu-] {eT} sf. fkeli; sinirli; hr , n. [KB] S1 bu bolmak, {eAT} fkelenm ek. bu2, [Sog. bsanti / Skr. uposatha / in. pu-shih] {eT} is. Sadaka; kurbanlk. [EUTS] bu, [bu-] {eT} sf. Sadaka toplayan; dilenci. [EUTS] bulg, [bu-l] {eT} sf. Sadakaya muhta. [EUTS] bulk, [bu--lk] {eT} is. Hiddetlenme; kzma. [KB] bui, [Sog. bsanti / Skr. uposatha / in. pu-shih] {eT} is. Sadaka. [Gabain] bumak, [bus-mak > bu-mak {eT} gsz. fi. 1. zlmek; sklmak; can sklmak; usanmak. [DLT] [KPy.] 2. Sinirlenmek; hiddetlenmek; fkelen mek; kzmak; heyecanlanmak. {eAT} (ayn) [EUTS] [KPy.] [Yknek] [Gabain] [KB] buon, [Fr. bouchon] is. elkt. Silindirik yapl bir tr akm ama kapama anahtar, burulmak, [bu-mak (sinirlenm ek) > bu-ur-mak (sinirlendirm ek) > bu-(u)r-ul~mak] {eT} edil. fi. [u r] Taciz edilmek; sinirlendirilmek; kzdrlmak; fkelendirilmek. [Clauson] buu, [eT. bu-mak > bu- j - i j J {eAT} is. fke; kz gnlk. buug, [bu-mak > bu-u / puu] {eT} is. Can s knts. [DLT] buukmak, [bu-mak > bu-uk-mak] {eAT} gsz. fi. [u r] Kzmak. buulgan, [bu-ul-n (Clausona gre yuuln)] {eT} sf. Eli ie yatkn. [DLT] buurgam ak, [bu-ur-a-mak {eAT} gsz. f i [-r ] 1. Sklmak. 2. Kzmak; fke lenmek. buurganm ak, [bu-mak>bu-ur-an-mak {eAT} dnl. fi. [-u r] Sklmak.

busug, [bus-mak (gizlenm ek) > bus-u / bus-u] {eT} is. Pusu. [Clauson] [KB] busug, [busu-] {eT} is. Pusu kuran; pusuya ya tan; tuzak. [KB] busukmak, [bus-mak > bus-uk-mak] {eT} gsz. fi. [ur] Birini veya bir eyi yakalamak iin saklanmak; pusuya yatmak; pusuya girmek. [DLT] [Clauson] busun, [bus-un] {az} is. Snma. [DS] busunmak, [bus-un-mak] {az} gsz. fi. [-u r ] Sn mak. [DS] busuramak, [bs (sis) > *bus-ur-malc > busur-amak] {az} gsz. fi. [ - r ] [-r(u )-y or] 1. Bkmak; usanmak. 2. Doymak. 3. nemsizliini gstermek. [DS] busurkanmak, [bs (sis) > *bus-mak > bus-ur-kanmak] {eT} gsz. fi. [-u r ] 1. Mteessif olmak; keder lenmek; zlmek. [Nevy] 2. Korkmak. [Gabain] busuruk, -u [bus-ur-uk] {az} sf. Skntl; kederli; durgun. [DS] bususa, [Ar. bu' zool. Tatarck, busu, [*bus-mak (zlmek) > bus-u] {eT} is. zn t; ac; strap; hzn; keder; dert; kayg. [Gabain] [KPy.] [ETY][EUTS] [Clauson] (b u -su :sa :) {OsT} is.

BU

IMIMM.

buurkanmak, [bu-ur-kan-mak] {eT} gsz. f . [-u r] btayn, [Ar. batn (karn) > butayn jJa J {OsT} is. 1. 1. Rahatszlk hissetmek. [EUTS] 2. Kendisini ku Karnck. 2. Kk gze; hcre, surlu saymak. [EUTS] 3. Kayglanmak. [EUTS] bute [Far. bte jj] (bu :te) {OsT} is. 1. Topraktan buurm ak1 [biir-mek / piir-mek > buur-malc ?] , kar kmaz yaprak ve dallar yere yaylan gvdesiz {az} g l . f [-u r] 1. Arayp bulmak; sorup sorutu bitkiler; srngen dall bitkiler. 2. Kuyumcularn rup elde etmek; her yola bavurarak temin etmek; iinde altn veya gm erittikleri kap; pota. 3. tedarik etmek. 2. Bol bol harcamak; deerini bile eme, sebil gibi yaplarn mermer kitabeleri ze memek. [DS] rine oyulmu yaprak resmi, buurm ak , [bu-mak (zlmek) > bu-ur-mak] {eT} g l. f . [-u r ] Birinin cann skmak; sinirlendirmek. [DLT] [Yknek] [KB] buu, [bus-mak / bu-mak (zlm ek; sklm ak) > bus- / buu] jeT} is. znt; ac; hzn. [KPy.] but1, -du \eT. but / bud (ayak, b a ca k )] is. 1. nsan vcudunun kala ile diz anasndaki blm. {e l '} (ayn) 2. Kasaplk hayvanlarda genellikle arka ba can dizden itibaren gvde ile bitiik olan dolgun etli blm. {eT} [DLT] [EUTS] [Gabain] is. 3. feTj Bacak; ayak. 4. {eT) Dal. fi3 but aac, {az} A ra b a okunun y erletirild i i a ta l ok. [D S]|| but alt pastrm a, {az} Butun b a c a k tarafndan yap lan pastrm a. [D S]|| but yarm as pastrm a, {az} A rka k a l a etlerin den y a p la n pastrm a. [DS] but2, [bt / bd] {eT} is. 1. Deerli ve byk firuze. [DLT] 2. Byk bir adamn armaann getirene ve rilen bahi. [DLT] but3, [Sanslc. Buddha / in. biuet] is. 1. Buda; Bur han. 2. Put; heykel. [KB] b u ta1 [buta > puta] {eA Tl is. 1. Niangh; hedef; a, ma. buta2, [bd / put] {az} is. Sevgili. [DS] butafoga, [t. butafogo] (bu ta'foga) {OsT} is. Eski den, toplar atelemekte kullanlan fitili tutan sopa, butafor, [? butafor] is. tiy. Tiyatro sahnesinde tarih olaylar canlandrlrken kullanlan o devre ait eya lar. butaforcu, [butafor-cu] is. Tiyatroda kullanlacak olan tarih eserlerin benzerini yapan sanatkr, butak, - [but-mak / buta-mak > but-ak JjlkjJ {eT} {eAT} {az} is. Budak; dal. [DLT] [DS] butaklam ak, [but-mak > butk-la-mak > butak-lamak] {eT} g l.f. [- r ] Budamak. [DLT] butaklanm ak, [butak-la-n-mak] {eT} gsz. f . [-u r] Budaklanmak; tomurcuklanmak; kollara ayrlmak. [DLT] butam ak, [but-mak] {eT} g l.f. [ -r ] 1. Budamak. 2. Vurmak; dvmek; kesmek. [EUTS] butanm ak, [buta-n-mak] {eT} edil. f . [-u r] Budan mak. [DLT] butar, [but-mak > buta-r] {eT} is. Hasr dokumasn da kullanlan ip. [DLT] butarlam ak, [but-mak > buta-r-la-mak] {eT} gl. f . [ - r ] Paralamak; yrtmak; para para etmek. [EUTS] [Gabain] bthi, [Ar. butha oJa;] {OsT} is. yi huy. butg, [but-mak > but- / but-k] {eT} is. Budak; dal. [EUTS] butik, [butl-mak > but-k] {eT} is. 1. Budak, dal; aa. [DLT] [EUTS] [Gabain] [KB] 2. Atn ayak deri si karlarak yaplan tulum. [DLT] 3. Kk testi; krba; bodu. [DLT] butklamak, [but-k-l-mak] {eT} gl. f . [ - r ] Buda mak. [DLT] butklanmak, [butlk-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] Budaklanmak; dallanmak, [KB] buti, [Skr. bhta] {eT} is. Cin; peri; umac. [EUTS] butik, -i, [Yun. apoteke (m ahzen) > Lat. apotheca > t. bottege / Fr. butique] is. Bir modelden ok az sayda giyecek eyas satan kk maaza, butiki, [butik-i] is. Butik ileten kimse, butikilik, -i [butilc-i-lik] is. Butik iletmecisinin yapt i. butim ar, [Far. btmr (bu :ti:m a:r) {OsT} is. zool. Balkl, butlam ak, [bt > but-l-mak] {eT} gl. f [ - r ] 1. Buduna vurmak. [DLT] 2. (Kpek iin) birinin bu dunu srmak. [DLT] butlan, [Ar. butlan (bu tla:n) {OsT} is. 1. Batl olma durumu. 2. huk. Geersizlik, hkmszlk. 3. Yanllk; hakszlk, fi1 butlan hatt, G eersizliin i b elirtm ek iin b ir yaznn zerin e ek ilen izgi. | | butln- d av, {OsT} D avann esassz, haksz veya b o oluu. | butln- his, A m eliyat iin b ir organn | g e ic i o la r a k duyarszlatrlm as. butlu1 [but-lu] sf. 1. inde veya zerinde but bulu , nan. 2. (Belirtilen nitelikte) buta sahip olan. 3. Kal as byk olan. butlu2, [but-l] {eT} is. 1. Devenin burnundaki yu muak ksm; 2. Devenin burnuna geirilen burun salk. [DLT] butlug1 [bt > but-lu] {eT} sf. Butlu; ayakl; ba , cakl. [EUTS] [Gabain] butlug2, [but-lu] {eT} sf. Sulu. [EUTS] buttuk, -u [but-luk {eAT} is. 1. Eskiden el bise zerine giyilen alvara verilen ad. 2. Zrhn alvar ksm. butmul, [Sansk. pippala > bibli / batmul] {eT} is. Bir tr karabiber; kuyruklu karabiber; dar- fulfl. [DLT]

6m E H T g B N .7i

BUY buus, [Ar. buus is. Yokluk iinde bulunma,

buton, [Fr. bouter (itm ek) > bouton (gon ca)] is. 1. Sivilce. 2. Bir ksm elektrikli ya da mekanik ara lar altrmak, durdurmak ya da ayar yapmak iin baslan dme eklindeki kk para, butrak, [but-ur-ak > butur-ak {eAT} is. 1. keli diken. 2. Bu dikene benzer eski bir sava arac. butramak, [but-()r-a-mak ,>-1./_*] {OsT} dnl. f . [-u r] ok glenip azgnlamak, buttuk, -u [but-luk] {az} is. Ksa don. [DS] buttum, [Ar. butm (itlem bik) => buttum] {az} is. 1. Yabani fndk. 2. Yabani Antep fst. [DS] butu1 [butu / boto] {eT} is. Deve yavrusu. [KB] , butu2, -u i [Ar. but5 jk J (butu:) {OsT} is. Ge kal ma; gecikme. butukmak, [but-ul-mak] {eT} gsz. f i [-u r ] Bulun mak; bulunmu olmak. [EUTS] butul, [Ar. butl (butu:l) {OsT} is. Boluk; rklk; dayanakszlk. butulamak, [boto-l-mak / butu-l-mak] {eT} gsz. fi. [-r ] (Deve iin) erkek yavru dourmak. [ETY] butulmak, [but-ul-mak] {eT} edil. f i [-u r] Aslmak; .taklmak. [EUTS] butun, [Ar. batn > btn j ^ ] (butu:n) (OsT} is. 1. Karnlar. 2. Soylar; nesiller. butur1, [pt (yans.) > pt-r / butur] {az} is. 1. Ptr; prz. 2. iek hastal geirmi kimsenin yz. [DS] S butur butur, {az} Dz olm ay an ; inili kl; ptrl. [DS] butur2, [Ar. btir (keskin)] {az} sf. 1. Haar; yara maz; azgm. 2. Elence ve gezme dkn. [DS] butur , [Ar. btire (keskin kl)] {az} is. Omuz a rs; kulun. [DS] buturak, - [eT. butur-gk / butur-ak] {az} is. 1. Ptrak. 2. Kilim, ul ve heybede ptrak biimindeki bir ss esi. [DS] buturam ak, [butur-a-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-r(u )y o r ] Yaramazlk yapmak; taknlk etmek; kabna smamak. [DS] buturgak, [butur > butur-k] {eT} is. Ptrak; fstk biiminde engelli bir diken. [DLT] buturlk, [butur-ll prlk. buu, [b] {eT} sf. ve zm. Bu. [EUTS] buud, [Ar. bu'ud] {OsT} is. -* buut, ffb u ud- mc.erred, {OsT} Uzay. buudak, [? bdalc] {eT} is. Engel, buule, [Ar. bu'le (buu.Te) {OsT} is. Kadn e. {OsT} is. Haarlk; z

buus, [buus / bs] {eT} sf. Dank; dalgn. [EUTS] buut, -du [Ar. bu'ud Jju] {OsT} is. 1. Uzunluk, de rinlik ve genilik elerinin her biri; boyut. 2. Uzunluk, fi1 buut rakam , {OsT} B ir harita y a da p la n zerindeki, l leri g steren ra k am ; lek. buutlu, [buut-lu] sf. Boyutlu; boyutlar olan, buva, [puhu > buv-a] {az} is. Bayku. [DS] buvala, [bo-mak > buva-la] {az} is. Bomaca [DS] buvanak, - [bo-mak > buva-ak] {az} is. 1. Derinden ve kapal yerden gelen ses. 2. Gn bat nmda gne . [DS] buvat, [bg-e-mek > buva-t / bve-t] is. Toplanm su; sarn. buy, [Far. b / by (bu:y) {OsT} is. 1. Koku. 2. Gzel koku. 3. m ecaz. mit; umma. 4. Sevgi. 5. Yaradl; huy; tabiat. 6. Tamah. 7. Ksmet; nasip; pay. S by-dn, {OsT} 1. K oku kab . 2. Tuvalet ekmecesi.\\ buy-dar, {OsT} Gzel kokusu olan ; koku lu .| by-efzr, {OsT} 1. G zel kokan. 2. B a | h a r )\ by-fr, {OsT} K oku sa tcs.| by-i ezhr, | {OsT} ieklerin kokusu .| by-i ksmet, {OsT} P ay; | n asip .| by-i rh, {OsT} Ruhun kokusu.\\ by-i ve | fa, {OsT} 1. Vefa kokus. 2. K a rlk l vefa bulm a midi. | by-perest, {OsT} 1. G zel koku seven . 2. | Av k p e i.| by-sz, {OsT} K oku y a k a n ; buhur | dan. | | buya, [Far. by U^] (bu :y a:) {OsT} sf. Gzel koku lu. Buyahya, [Far. byahy (bu .y ah y a:) {OsT} is. Azrail. buyan1, [Sansk. punya > buyan / muyn] {eT} is. 1. Ehliyet. 2. Sevap; iyi amel; iyilik; erdem. [EUTS] [Gabain] 3. Kut; saadet; mutluluk; saadet. [Gaba in] [EUTS] buyan2, [t. pian => buyan j U ] is. Meyan bitkisi, buyan, [buyan-l] (bu yan :) {eT} is. 1. yiliksever. [EUTS] 2. huk. Din adam. [EUTS] buyanlam ak, [buyan-l-mak] {eT} gsz. f . [ - r ] 1. yilik etmek. [EUTS] 2. Hizmet etmek. [EUTS] 3. Kollamak. buyanlg, [buyan-l] {eT} sf. 1. Mesut; mutlu. [EUTS] 2. Sevapl; hayrl. [EUTS] buyansz, [buyan-sz] {eTj sf. Sevapsz; hayrsz. [EUTS] buybam ak, [buyba-mak / burba-mak / yubamak] {eT} gl. f . [ - r ] Savsaklamak; yz st brakmak. [DLT] buye, [Far. by-e ^ .j j ] (bu .ye) {OsT} is. bot. Sar mak otu. buydu, [buy-du] {az} is. 1. Geveze; geimsiz. 2. Zayf; beceriksiz. [DS]

buulet, [Ar. bu'let cJ_yu] (buu:let) {OsT} is. 1. Yok luk. 2. inde olmama.

BUY buydurm ak1, [uy-dur-mak > buy-du-mak] {az} g l .f . [-u r] Uygun duruma getirmek. [DS] buydurm ak2, [bud-mak > buy-dur-mak {O sm T.} gl. f . [-u r ] Dondurmak, buye, [Far. b y e ^ ] (bu :ye) {OsT} is. zleme, buyi, [Far. by (bu :yi:) {OsT} is. Kokululuk. ( b u y i: den) F a r. f i i l

ie iira u iii. buyruk, -u [buy-ur-mak > buyur-uk (-k: son u b il diren g em i zam an sfa t f i i l eki) > buyr-uk / 3y .y / ij] is 1. Yaplmas veya yaplmamas emredilen ey; emir; ferman; sz. {eAT} {OsT} {az} (ayn) [DS] 2. {eT} {eATj {az} Kumandan; bakan; buyur ma yetkisi bulunan amir; emir; nder. [ETY] [EUTS] [Gabain] [Tekin] [DS] 3. Egemenlik. 4. tasvf. Bekta byklerinin vecize ve atasz deerindeki szleri ve bunlar derleyen kitap. 5. {eT} Bakan; mhrdar; vekil. [KPy.] 6. {eT} Mavir; vezir. [KB] S buyruu altna girmek, 1. K ii iin) biri nin em ri altn a g irm ek ; am irliin i k a b u l etm ek. 2. ( lke iin) b a k a b ir lkenin hakim iyetin i k ab u l etmek.\\ buyruunda bulunmak, E m rini yerin e g etirm ek.| buyruunda olm ak, E m ri altn a g ir | m ek, egem en liin i k a b u l etm ek. | buyruu yr | mek, Hkmii g e m e k ; em ri tutulmak.\\ buyruk bu yurm ak, {OsT} Emretmek.\\ buyruk dutm ak, {eAT} E m re itaat etm ek.| buyruk etmek, E m ir verm ek; | em retm ek.| buyruk eyesi, {eAT} E m ir s a h ib i; b a ; | a m ir. \\ buyruk geirm ek, {eAT} E m ri uygulam ak; em rin i y erin e g etirm ek ; infaz etm ek .| buyruk | gemek, {OsT} Verilen em ir g eerlili in i koru m ak; hkm yrm ek.| buyruk issi, {eAT} E m ir veren | k ii; em ir sa h ib i; b a ; bey ; hkim .| buyruk itmek, | {eAT} E m ir verm ek; em retm ek.| buyruk kulu, Ve | rilen em ri y a p m a k zoru n da olan kimse.\\ buyruk kurum u, {az} Cirit alannn uzun ken arlarn dan birinin tam ortas. [D S]|| buyruk smak, {eAT} E m r e aykr davranmak.\\ buyruk snmak, {eAT} E m ir y erin e g elm em ek ; em irleri y erin e getirilmemek.\\ buyruk tutm ak, E m re itaa t etm ek.| buyruk | tutuc, {OsT} ita a tli; b a l; u ysal; s z dinler. buyruku, [buyur-uk-u] is. Buyuran kii, buyruld, [buyur-mek > buyr-ul-d i ^ j J {OsT} is. 1. Memurdan gelen yazl istee yazlan erh. 2. Amirin memura verdii yazl emir; buyrultu; fer man. buyrulm a, [buy(u)r-ul-ma] is. Buyrulmak ii. buyrulm ak, [buy(u)r-ul-mak] edil. f . [-u r ] Buyruk verilmek; emredilmek, buyrultu, [buyur-mak > buy(u)r-ul-tu is. 1. mparatorluk dneminde sadrazam, vezir, beyler beyi gibi st dzey devlet grevlilerince divan ya zs denilen bir tr yaz ile yazlan buyruk. 2. rade. 3. Valiler tarafndan yazlarak i sahiplerinin elleri ne verilen emirname. 4. Askerlikte kolaas rtbe sine kadar ykselenlere verilen tevcihname. 5. {az} Belge. [DS] 6. {az} Diploma. [DS] 7. {az} Davetiye. [DS] 8. {az} l; vilayet. [DS] buyrultucu, [buy(u)r-ul-tu-cu] is. Buyrultu yazan kimse. buyrum cu, [buy(u)r-um-cu] {az} is. Davet eden; karlayan. [DS]

buy iden, [Far. byden m astar. Koklamak,

buyi, [Far. byiden (kokm ak) > byi {OsT} is. Kokulu olma; kokma,

(bu.yi)

buyla, [boyla / buyl] {eT} is. Yksek bir unvan. [ETY] buylu, [? buylu / muylu] {az} is. 1. Kan yanlarn birbirine balayan aa kuak. 2. Kzak deklerini birbirine balayan kuak; ba. 3. Araba, kan din gili. 4. Sabann tabannda topra datmaya yara yan atal. 5. Kan ve araba tekerleine aklan tahta ivi. 6. Araba oku ile boyunduruu birbirine akan ivi. 7. Trpanda, klc sktrmak iin ak lan aa ivi. 8. vendirenin ucundaki ivi. [DS] buyma, [buy-ma] is. Buymak eylemi, buymak, [eT. bud-mak > buy-mak j i j J {eAT} {OsT} {az} gsz. f . [-a r ] (nsan ve hayvan iin) souktan donmak; soukta donarak lmek. [DS] buymul, [*moy-malc / boy-male > *boy-(u)m > boymul > buymul] {eT} is. 1. Bir tr eitilemez do an. [ETY] 2. Bir tr ku, (Circus cyaneus), (C. ceru g in osu s). [Gabain] 3. Boynu beyaz hayvan. [ETY] buynaz, [buy-mak > buy-un-mak > buy(u)n-az] {a z} sf. abuk yen. [DS] buynuz, [eT. mnz / *bnz > boynuz / buynuz] {az} is. 1. {eT} Boynuz. 2. Keiboynuzu; harnup. 3. Hah ve kilimde yer alan boynuz biimli motif. [DS] buynuzlu, [buynuz-lu] sf. Boynuzlu, buyon, [Fr. bouillon (k a b a rc k )] is. inde her trl tekstil rn kaynatlan sv ortam, buyot, [Fr. bouillotte] is. 1. Suyu elektrikle kaynatan kap. 2. Kauuktan yaplma scak su torbas, buyrak, - [buyur-mak > buy(u)r-uk > buyrak] {az} is. Memur. [DS] buyrug, [buyur-u > buy(u)r-u {eT} is. Emir;

buyruk. S buyrugnda bulunmak, {eA T} Em rini y er in e getirm ek .| buyrugnda olmak, {eAT} E m ri | altn a g irm ek ; egem en liin i k ab u l etm ek. | buyrug [ (buyru) yrm ek, {eAT} H km g e m e k ; em ri tutulmak. \ buyrugnlayn, [buyru--n-laym j J Buyruuna gre; emri zerine. {eAT} zf.

im ik m . 73 1
buysuz, [Far. buy-suz hurdan. buyun, [bud-un > buyun] {eT} is. Kavim; ulus. [DLT] buyur, [buyur] (e A T) is. Emir. S1 buyur almak, {eAT/ E m ir a lm a k ; buyrultu alm ak. buyurn, [budr-sm / buyur-m] {eT} is. zool. Bl drcn. buyurdu, [buyur-du / buyur-tu] {OsT} is. Yasa; d zen; nizam; kanun, buyurdum, [buyur-tu-m emirname, buyurgan, [buyur-gan] is. 1. Buyurma alkanlnda olan; her zaman buyuran. 2. Sert; mtehakkim. 3. {az} Kaynana. [DS] buyurm a, [buyur-ma] is. Buyurmak eylemi, buyurm ak, [eT. buyur-mak <y>jy.y. / g l - f [ur] 1. Bir eyin yaplmasn ya da yaplmamasn bildirmek; emretmek. {eT} {eAT} (ayn) [Gabain] [KPy.] [DLT] [KB] 2. (Sayg ifadesi olarak) de mek, sylemek; dncesini bildirmek. {eAT} (ayni) 3. Gelmek; girmek; gemek; gitmek. 4. Almak. 5. nl. Syle, sylediini bir daha tekrarlar msnz! anlamlarnda kullanlr. 6. Etmek, olmak anla mnda yardmc fiil olarak kullanlr. S Buyur! A n lalm ayan b ir szn tekrarlan m asn istem ek iin kullanlan s z .| buyur etmek, 1. B ir kiiyi d a | vet etm ek. 2. M isafiri karlam ak, ieri alm ak. | | Buyurun cenaze nam azna, B ek len m ed ik b ir du rum k arsn d a duyulan znty a k a ile k a rk ifa d e etm ek iin s y len ir.| buyurun itmek, {az} | yi k arla m a k ; k ap d an karlam ak. [D S]|| Buyu runuz! 1. k ra m a a rm a sz. 2. B ir y e r e a r m ak a m a cy la kullanlr. buyurtm ak, [buyur-t-mak] gl. f i [-u r ] 1. Emrettir mek. 2. Bir dilekeyi ya da resm belgeyi ilgili ma kama havale ettirmek, buyurtu, [buyur-tu y j y t ] {OsT} is. 1. Dzen; yasa. 2. Emir; ferman, buyuru, [buyur-u] is. Buyruk; emir. S buyuru gel mek, {az} B uyurm ak; em retm ek. [DS] buyurucu, [buyur-ucu] sf. Emreden; buyuran; buy ruk veren. buyuruk, [buyur-uk d jj*] {eAT} {az} is. 1. Emir; ferman. 2. Emir; komutan; bey. [DS] S buyuruk buyurm ak, {eAT} Emretmek.\\ buyuruk itmek, {eAT} E m ir verm ek; em retm ek.| buyuruk smak, | {eAT} E m re aykr d a v ran m ak .| buyuruk srmek, | {eAT} Hkm yrtm ek. buyuruld, [buyur-ul-d ^ emir; buyrultu; ferman, buyurulmak, [buy-ur-ul-mak yard. fi. [-u r] 1. Sayg gstermek amacyla edilmek, olunmak an - {OsT} is. Yazl y y ] {eAT} is. Buyrultu; (bu:ysu:z) {OsT} is. Bu lamlarnda kullanlr. 2. edil. fi. Emredilmek. (ayn) 3. {eAT} d n l.f. Emir almak,

BUZ

{eA T}

buyurultu, [buyur-ul-tu] {az} is. -* buyuruld. [DS] buyuuk, -u [eT. bud-mak (donm ak) > buy-mak > buy-u-uk] {az} sf. Uyuuk; uyumu. [DS] buyuz, [bu+yz] {az} is. Bu yan; bu taraf. [DS] buz1, [eT. b-mak / bud-mak (donm ak) > bz jy ] (bu:z) is. 1. Donmak suretiyle katlam su. {eT} {O (ayn) [DLT] [KB] 2. imi. (Hava ve nesneler sT} iin) o k s o u k ! anlamnda kullanlr. 3. Bir kimsenin sevgi ve efkatten uzak olduunu belirt mek iin kullanlr. S buz adas, o k byk buz d a la r.| buz alan, D eniz suyunun don m as ile | kutup b lg elerin d e m eydan a g elen g en i buz dz l kleri; buzla, aysfild.| buz balam ak, (Svlar | iin) yzeyi donmak.\\ buz alm ak, {az} P atin aj yapm ak. [D S]|| buz iei, Y aklarak tuz eld e ed ilen b ir deniz bitkisi, (Msembyanthemum).\\ buz zm, Buzlarn erim e e ba la m a s v e krlm as. | | buz da, K u tu plardaki kaln buz ta ba ka la rn d a n k o p a r a k akn tlarla d en izlere s r klen en ve g em i ler iin teh like y aratan byk buz k tleleri; ays b e r g i buz dans, Artistik patin ajn b ir d a l.| buz | duvar, Sam im i olm ay veya uygunsuz b ir durum dan d olay ortam d aki n eesizlik.| buz dmek, | {az} Buz z lm ek; erim ek. [D S]|| buz gibi, 1. ok souk. 2. B ir bilginin g erek li in i ve kesinliini ifa d e etm ek iin ku llan lr; m rn krn y o k ; itir a f etm ek g e r e k ir ki; phesiz. 3. (Et iin) tem iz ve y al. 4. (K ii iin) sam im i ilikiler kuram ayan. 5. (K ii iin) duygusuz; ta kesilm i. 6. S af; katksz. 7. (K ii iin) sevimsi.z.\\ buz gibi soumak, B irin den b ir d a h a h ib ir y a kn lk du ym ayacak biim de duygusal uzaklam ak, tiksinmek.\\ buz hokeyi, Alt a r kiilik takm larla buz p istin d e oynanan b ir tr hokey.\\ buz karpuzu, {az} B eyaz ekird ekli, g n ee konulunca souyan b ir tr karpuz. [D S]|| buz kayd, {az} P a r la k b ir tr kum a. [D S]|| buz kaym ak, spor. Buz stnde kaykay yapmak.\\ buz kesilmek, aknlktan, beklen m ed ik b ir durum dan y a d a znt v er ec e k bir durum k arsn d a n e y a p a c a n bilem em ek ; donakalmak.\\ buz kesmek, l. o k mek. 2. Vcudu buz g ib i o lm a k ; donmak.\\ buzlar zlmek, 1. (Souun m eydan a getird i i bu zlar iin) erim eye balam ak. 2. K i ile r a ra sn d a ki dargnlk, krgn lk g ib i durum lar ortadan kalk m ay a balamak.\\ buz srpm ak (zypmak), {az} Buz stnde kaym ak. [D S]|| buz tutm ak, B uz b a la m a k . \buz urm ak, {eA Buz zerinde kaymak.\\ \ T} buz stne yaz yazm ak, 1. E tki s resi az o la n bir i y apm ak. 2. Birine, ken disin de olum lu h i b ir etki brakm ayan s z ler sylem ek. | buz yala, B uzulla | rn k a r a la r d a at sert k en a rl ve d a la rd a iine k a r biriken y u v a rla k knt. | buz yn, B ir | a ka rsu iin d e buz p a r a la n birikintisi.

BUZ buz2, [bz-mak > bz] (bu:z) {eT} sf. "zc, boz gun cu; ta h rip k r anlamndaki z b u z ikileme sinde geer. buz3, [buz] {eT} is. Bozulma; yklma; harap olma; tahribat. [EUTS] buza, [Tuv. bz / Mo. brau > boza] (buza:) {az} is. Buza. [DS] bzad, [Sod. bsanti / Skr. uposatha] {eT} is. Bir tr oru. [EUTS] buza, [Tuv. bz / Mo. brau > buza- ^ j y ] {eAT} is. -* buzagu. buzaglk, [buza-lak > buza-lk j U ^ ] {OsT} sf. (nek iin) buzalamak zere olan. S buzalk inek, {OsT) D o u rm ak iizere olan inek. buzagu, [buz (yans.) > buz--mak (brm ek) > buz- / buz-a-k > buza ! y -jy ] fcT} {eAT} is. nek ve benzeri hayvan yavrusu; buza. [DLT] [EUTS] [KPy.] [Gabain] S buzagu dii, {eAT} D a na burnu d en ilen b cek . buzagulamak, [buz-l-mak] {eT} gsz. f . (nek iin) dourmak; buzalamak; buza dourmak. [DLT] [ETY] buza, [Mo. burau / eT. boza-u / buza-u > buza ] is. St emen sr yavrusu. S buza burnu, A slanaz ie i, (Anthirrhintm majus).\\ buza dam, {az} B uza konulan ahr. [D S]|| buza derisi, K itap k ab o la r a k ku llan lm ak zere zeri resim ve y a z ile s slen en y en i d o a n buzann derisi. | buza dii, {az} D an aburn u d en ilen ve | b a h e bitkilerinin k k lerin i yiyen b ir z ara rl bcek. [DS] buzalac, [buza-la-y-c] {az} sf. (Manda, inek iin) gebe. [DS] buzalama, [buza-la-ma] is. Buzalamak ii. buzalamak, [buza-la-mak] g s z .f. [ - r ] [-l()-y o r] (Slar iin) yavrulamak; dourmak, buzalk, - [buza-lk] is. 1. Buza al. 2. Ot lamaya baladktan sonra buzalara yedirilen mev sim sonu taze ot. 3. Dada, talar arasnda yetien ayra benzer bir ot. 4. Yakn ayrlk; otlak; mera. buzak, [buz-a > buz-ak buzagu. buzalac, [buza()-la-y-c] {az} sf. (nek, dii man da iin) gebe. [DS] buzalamak, [buza()-la-malc j l j j ;] {eAT} gsz. f . [r] (nek iin) yavrulamak; dourmak, buzalatmak, [buza()-la-t-mak [-u r] nei dourtmak, buzar, [Far. b-zr jlj^] (bu :za:r) {OsT} is. Tarn, karanfil, biber, kimyon gibi baharatlar, buzarmak, [buz-ar-mak] gsz. f . [-r] Buz gibi ol mak; buza dnmek. {OsT} gl. f . {eT) {16. yy.} is. -* buzcu, [buz-cu] is. Buz satan kimse, buzzer, [buz+z-er] is. Buz zmekte kullanlan alet; buz zc, defroster, buzdolab, [buz+dola(p)-] is. Yiyecek ve iecekleri soutmakta kullanlan i scakl soutucu bir d zenekle ayarlanabilir, s yaltml dolap; soutucu, frijider. buzgak, [buz-mak > buz-ak] {eT} sf. Ters. [Clauson] buzgi, [Gre, budzgi (kirpi yavrusu)] {az} is. Di kenli bir tr al. [DS] buzhane, [buz+ Far. hne (ev) (bu zha:n e) {OsT} is. 1. Buz retilen ve satlan yer. 2. Gda maddelerinin uzun sre depoda beklemesini temin iin zel olarak yaplm souk ortaml tesis; souk hava deposu. buz, [buz-mak > buz-T] (buz:) {eT} is. ok pimek ten dolay ekmein zerinde oluan siyahlk. [DLT] buzidan, [Far. bzdn jJujjj] (bu :zi:d a:n ) {OsT} is. bot. Semizlik, buzine, [Far. bzne ^J^j] (bu :zi:n e) {OsT} is. zool. Maymun. buzkrak, - [buz+kr-mak > buz-kr-ak] {az} is. Donmu su; don; buz. [DS] buzkran, [buz+kr-an] is. dnz. Gemilerin geiini veya bir liman, kanal gibi yerlere girip kn en gelleyen buzlar krmak iin zel olarak imal edil mi gemi. buzkun, [buz-mak > buz-kun] {eT} is. 1. Bozgun. [ETY] 2. Kasrga; frtna. [ETY] buzkuna, [buz-mak > buz-kun-a] {eT} zf. Bozguna uram gibi; frtna gibi. [ETY] buzla, [buz-la] (b zla) is. Kutup blgelerindeki ge ni buz alanlarna verilen isim; aysfld. buzlam ak1, [buz > buz-la-mak] gl. f . [ - a r ] [-l(u)y o r ] Bozulmasn nlemek amacyla bir yiyecek zerine buz serpmek, buz koymak. buzlam ak2, [buz(a)-la-mak] {az} gsz. f. [- r ] [l(u )-yor] Buzalamak. [DS] buzlanma, [buz-la-n-ma] is. Buzlanmak eylemi, buzlanmak, [buz > buz-la-n-mak] edil. f . [ -r ] 1. zerini buz kaplamak, buzla rtlmek. 2. dnl. Buz tutmak; buz balamak. 3. Buz edinmek; buz sahibi olmak, buzlama, [buz-la--ma] is. Buzlamak eylemi, buzlamak, [buz > buz-la--malc] gsz. f . [-r ] Buz durumuna gelmek, buzlu, [buz-lu] sf. 1. inde, zerinde buz bulunan. 2. Buz balamaya balam olan. 3. Buz iinde sou tulmu olan. 4. Yar saydam. 5. {az} Bir tr parlak kuma. [DS] S1 buzlu cam , Saydam l azaltlm , yar, saydam cam .| buzlu hoaf imek, ler i y o | lunda olm ak. buzlug, [bz-lu] (bu:zlu) {e l } sf. Buzlu. [EUTS]

715

BC

buzluan, [buz-lu-gan] is. Yksek dalarda hi kar eksilmeyen, srekli buzlu olan yer. buzluk, -u [eT. bz-luk] is. 1. Yiyecek ve iecekleri bozulmamas iin buz iinde saklamaya yarar kap, kk dolap. {eT} (ayn) 2. Soutucularn buz reten blmleri. 3. ine buz konarak servis yapmakta kullanlan kap; buz kab. 4. Buz oluturmak iin buzlua konulan kk kap; buz kalb. 5. m ecaz. ok souk olan yer. 6, inde doal buz bulunan maara; ierisine buz konularak yaz iin saklanan yer; buzluk. {eT/ (ayn) [DLT] buzm, [Ar. buzm 2. Baak. buzm ak1, [buz-mak] {az} sf. Koyu mavi. [DS] buzmak2, [bz-mak] (bu .zm ak) {eT} gl. fi. [ - a r ] 1. Mahvetmek; bozmak; krmak; paralamak; tahrip etmek. [EUTS] [ETY] [Tekin] [Gabain] [KB] 2. Boz guna uratmak; hezimete uratmak; bozmak; yen mek. [EUTS] [ETY] [Tekin] buzra, [Ar. buzra {OsTj is. anat. st dudan or tasndan dar doru taan et paras, buztl, [buz+tl] {eT} is. San gibi bir hayvan. [DLT] buzuk, [buz-mak > buz-uk] {eT} is. Bozuk; krk; y kk. [DLT] [KB] buzuki, [boz-mak >bozuk > Yun. buzki] is. imiz. Sap gitara benzer bir tr Yunan balamas, buzul, [buz-ul] is. 1. nceki yllarn kar erimeden yeni yaan karn ylmas ve billurlamas ile olu an ok byk, kaln ve ar buz ktlesi; cumudiye, (1944). 2. sf. Buzlarla ve buzullarla ilgili. S buzul bilimci, Buzul bilim i uzm an; g la sy o lo jist.| buzul | bilimi, B uzullar ve buzullarn y e r yzn deki ilev lerini konu a la n fiz ik c o ra fy a blm ; g lasy oloj i .| buzu! ana, B ir buzul koyan n taban n da | a r oyulm a son u cu n da olu an ve g en iley en a n a k biim li ukur.| Buzul (a) Dnemi, D r | dnc zam ann, y e r yznn byk b ir blmnn bu zu llarla k ap l oldu u d n em i; p le is to s e n .| buzul | kar, B ir buzulun olu m asn a tem el o la n katlam k a r.| buzul kayna, Buzulun a lt ksm nda eriy e | re k biriken suy aktan kaynak.\\ buzul masas, Buzullarn alttan erim esi ile tek ay ak l b ir m asa grnm ndeki k tle.| buzul seli, Buzulun erim esi | ile m eydan a g elen sel. | buzul ta, B uzullarn ta | yp biriktirdi i zerleri izik ve p a r la k ta lar; m oren .| Buzul Toyn, Yakut Trklerinin in an cn a g | re, A k Toyn d en ilen g k le r d e k i en biiyiik tanrya g id en y olu bekley en iki tanrdan birinin ad. buzullama, [buz-ul-la--ma] is. 1. Buzullamak durumu. 2. Buzul rtsnn ortaya kp geniledi i dnem; buzul devri, buzullamak, [buz-ul-la--malc] dnl. f . [ -r ] Buzul halini almak. {OsTj is. 1. Nefis; istek; arzu.

buzullu, [buz-ul-lu] sf. Buzulu olan, buzulmak, [buz-mak > buz-ul-mak] {eT} edil. f . [ur] Mahvedilmek; bozulmak; yklmak. [Gabain] [EUTS] [KB] buzun, [buz-mak > buz-un / yod-un] {eT} is. Yok eden; bozan. [Clauson] b, [ba / be / b / bo / b / b (yans.)] is. (Hayvan iin) bama, seslenme, brme anlatan kk. [Zlfkar] b-r-m e. bb, [bub / bb (yans.)] is. Bayku tr kularn t n ve bu srada kardklar sesleri anlatan kk. [Zlfkar] biib-r-de-k. bber, [biber] {az} is. -* biber. [DS] bb, - [Ar. bflb5 jjjJ (b :-b :) {OsT} is. 1. Gzbebei. 2. m ecaz. ok deer verilen ey; en de erli ey. bbbk, - [bb (yans.) > bb-+bk / Lat. upupa ?] {az} is. avukuu; ibibik. [DS] bblk, - [bb-ltik] {az} is. Gl goncas. [DS] bbrdek, -i [bb (yans.) > bb-r-de-k] {az} is. Blbl. [DS] bbrlenmek, [bbr-le-n-mek] {az} dnl. f . [-ir] Gvenmek; dayanmak. [DS] bc1, [bc (yans.)] is. Kei ve dier hayvanlar ar ma, kovalama szn anlatan kk. [Zlfkar] biic-iik bck, bc- bc. bc2, [bc / bc / buc (yans.)] is. iman olmay, bedenin yalanarak baz blgelerinin sarkmasn, imanln verdii hantall ve tembellii anlatan kk. [Zlfkar] biic-l-de-m ek, bc-iil-de-n-m ek, b c-l-de-k. bcJ, [Far. bc {OsTj is. Kei.

bc4, -cc [Ar. bcc g ] {OsT} is. Ku yavrusu; palaz, bcal, -li [Far. bcl JUr] (bca.T) {OsT} is. 1. K mr. 2. Ateli kmr; kor. bcdet, [Ar. b cd e to j^ ] {OsT} is. Bilim; bilgi; ilim. bcelenmek, [bce-le-n-mek] {az} dnl. f i [-ir ] Oyalanmak. [DS] bcik, [bc (yans.) > bc-ik] nl. Hayvan arma nlemi. S bcik bcik, {az} H ayvanlar a rm a ve k ov a la m a nlemi. [DS] bcr, [Ar. bcr j ] {OsT} sf. 1. Kt; fena; er. 2. a las. bcriy, [Ar. bcriy ^>f] {OsT} is. Bela; afet; musi bet. bcriye, [Ar. bcriyye is. -* bcriy.

bcud, [Ar. bcd iy^] (b cu:d) {OsT} is. Bir yerde oturma; ikamet etme, bcul, [Far. bcl J_j] (b cu d) {OsT} is. anat. To puk kemii; ak kemii.

BC
b cu s, [Ar. bcus ^ ( b c u : s ) {OsT} is. Svme.

IMIICM.
bdmek, [bd-mek] {eT} gsz. f. [- e r ] 1. Bitmek; sona ermek; tamamlanmak. [EUTS] 2. inanmak. [EUTS] bdremek, [eT, bd-mek > bd(i)-re~mek dU_>-b] {az} gsz. f . [-r ] [-r( )-y or] 1. Sendelemek; sr mek. {eAT} (ayn) 2. Kaymak. 3. Hafife titremek. [DS] bdrimek, [bdre-mek > bdri-mek tiUj-b] {eAT} g s z .f. [ - r ] - * bdremek. bdun, [Ar. bedene > bdn / bdun jJ {OsT} is. Kurbanlk develer, bdur, [Ar. bdr jj-b] (b du.r) {OsT} is. 1. Hzla geme. 2. leri gitme. bd1 [bg-di / b-d] {az} is. Tekerlei kanya , balamakta kullanlan ivi. [DS] bd2, [bd] {az} is. Deve yavrusunu armakta kullanlan nlem. [DS] bdk, - [bd-k] {az} sf. elimsiz ve zayf ocuk. [DS] bdn1, [bd-mek > bd-n / bt-n] {eT} sf. Btn. [Gabain] [EUTS] bdn2, [Ar. bedene > bdn 0-b] {OsT} is. Kurban lk develer. bdr, [bd-r] {az} sf. elimsiz ve zayf ocuk. [DS] bdrmek, [bd-mek > bd()-re-melc > bdiirmekviiojJo] {eAT} g s z .f. [- r] Sendelemek. bdmek, [bd-mek > bd---mek] {eT} ite, f . [- r ] Oyunda ve raksta yarmak. [DLT] bdtmek, [bd-mek > bd--t-melc] {eT} gl. f. [r] Oynatmak. [DLT] bfe, [Fr. buffet] is. 1. Alt blm tabaklara, st b lm de bardaklara ayrlm byke dolap. 2. Bir davet srasnda misafirlere sunulacak yiyecek ve ieceklerle donatlm masa; bu masadaki yiyecek ve ieceklerin tm. 3. Cadde, sokak ba vb. yer lerde gazete, dergi, hazr yiyecek ve iecek satlan kk dkkn. 4. Tren istasyonlarnda, gemilerde ay, kahve vb. iecek satlan yer. bfeci, [bfe-ci] is. Bfe ileten kimse, bfecilik, -i [bfe-ci-lik] is. Bfe iletme ii. bgas, [Ar. bs o-^] (b a:s) {OsT} is. 1. Pek faz la deeri olmayan bir tr avc ku; luri. 2. Karga, saksaan ve benzeri av deeri olmayan kular, bgde, [biigde / bkte] (biig d e:) {eT} is. Haner; ka ma. [DLT] bgdek, [bg-de-melc > bg-de-lc J-vS'jj / {OsT} is. -* bet, bgdelemek, [bgde-le-mek / blcte-le-mek] {eT) g l .f . [ - r ] Hanerlemek. [DLT] bgelek, [bgel-mek > bgel-ek ^ is. Bvelek, (H ypoderm a bovis). y I dilf {OsT}

bc, [bc (yam.) > bc-] tini. Hayvan arma ve kovalama nlemi. S bc bc, {az} -* bc. [DS] bcbc, [bc- + bc-] {az} is. Bir yandaki dana. [DS] bck1, - [b-mak > b-uk > bck] {az} is. 1. Kenar. 2. Hayvana binmi olan kimsenin arkasnda kalan ikinci kiinin oturabilecei yer. 3. Meme ba ; meme. [DS] bck2, - [bc (yam.) > bc-k] {az} is. Buza. [DS] S bck bck, {az} H ayvan a rm a n lem i. [DS] bcldek, -i [bc-l-de-k] {az} sf. (Kii iin) tem bel ve beceriksiz. [DS] bcldemek, [bc (yam.) > bc-l-de-mek] {az} g s z .f. [-r ] [-d ( )-y o r] Oyalanmak. [DS] bcldenmek, [bc-l-de-n-mek] {az} dnl. f . [ir] Oyalanmak. [DS] bcr, [Krgz, bcr (tom urcuk] sf. 1. Ufak tefek, ksa boylu; bodur. 2. m ecaz. Afacan ocuk; bacak sz. bcrleme, [bcr-le--me] is. Bcrlemek eyle mi. bcrlemek, [bcr-le--mek] gsz. f. [-ir] Bcr duruma gelmek, bcrlk, - [biicr-lk] is. Bcr olma durumu, b, [Far. b g ] {OsT} is. Yanaklarn az iinde ka lan ksm; avurt. bd1, [Far. bd Ju] {OsT} is. 1. Sahip. 2. Maa. bd2, -dd [Ar. bdd Ju] {OsT} is. 1. Ayrlma; uzak lama. 2. Vazgeme, bdad, [Ar. bdd M-l.] (b da:d) {OsT} is. 1. Pay; hisse. 2. Nasip. 3. Son; nihayet, budala, -a i [Ar. bdel ^ Ju ] (biid ela:) {OsT} sf. -* bdela. bdbttdek, [Far. bdbdek -d-b-b] {OsT} is. zool. avukuu; ibibik, bdde, [Ar. bdde a J {OsT} is. 1. Pay; hisse. 2. Na sip. 3. Nihayet; son. bde, [Far. bde oJu] {OsT} is. 1. Aa kav. 2. Maa, bdela, -a i [Ar. bedii (aklsz) > bdel (aptallar) f-^-b] (b d ela:) {OsT} s f 1. Aklsz; aptal; sersem; budala. 2. tasvf. Mutasavvflar arasnda sekin bir zmre. bdik, [bd--mek > bd-i-k] {eT} is. Oynay; zpla y; oyun; raks; ritmik ve zarif hareket. [DLT] [EUTS] [KB] bdimek, [bd-I-meld {eT} gsz. f. [ - r l Dans etmek. [Gabain] [E T Y [DLT]

0 t iW b ii. 77 ie i
bgelmek, [Mo. bg (tka) > bge-l-mek / S^SS y t JJUS"jj] {eATf g s z .f. -* bgenmek. bemek, [Mo. bg (tka) > bg-e-mek / tS y

bgnmek, [bg > bg-n-mek] {eT) d n l.f. [-iir] Vkf olmak; tanmak. [Gabain] bgr, [br > bg-r] {eT} is. Kala; br. [Gabain] [EUTS] [KB] bg, [bg > bg-] {eT} is. 1. Dirayet. [Gabain] 2. Hikmet; marifet; bilgi. [EUTS] bgmek, [Mo. bg (tka) > bg-mek > bg-mek] {eT} ite, fi. [- r ] Su bemekte yardm ve yar etmek. [DLT] bdl, [bd-1] {az} sf. Batl; geersiz; yanl. [DS] bdr, [b-mek > b-dr] {az} sf. Clz; hasta lkl. [DS] Bdz, [bg > bii-d-mek > bg()-d-z (hr metli, saygl, tevazulu)\ z. is. Ouzlarn ok ko luna mensup bir boy ad. bdz, [bg-mek (em ek) > b-d-mek > bg()d-z] {az} sf. 1. Kambur. 2. Kerestelik aacn budak yeri. 3. am aacnn ral z. [DS] be, [be / by] {az} is. 1. rmcek. 2. Bve, (H ypoderm a bovis). [DS] bek1, -i [b-mek > b-ek] {az} is. Buzalarn analarn emmesini nlemek iin burunlarna tak lan sivri ulu aygt; burunsalk. [DS] bek , -i [bg-mek > bg-ek] {az} is. Su birikin tisi; bet. [DS] belek, -i [b (yans.) > b-e-lek / bgel-mek > bel-ek] is. zool. Srsineigiller familyasndan 2 cm. boyunda, tknaz gvdeli, ksa ve gl hortu mu ile srlarn derilerini delerek kan emen, nokra ad verilen hastala sebep olan bir tr sinek; eri ce; bve; bvelek; nokra sinei; gm sinei, (H ypoderm a bovis). belez, [bgel-mek > bel-ez] {az} sf. Kambur lam; kambur. [DS] beme, [bge-mek > b-e-me] is. Bemek eyle mi. bemek, [eT. bg-e-mek > bti-e-me-k] gl. f i [-r] [- ( )-y o r] 1. Suyun nne bir bent yaparak suyu ykseltmek; toplamak, biriktirmek. 2. {az} Hay van srsnn nne geerek arkadakiler gelinceye kadar toplamak. [DS] benmek, [biie-mek > be-n-mek] {az} dnl. fi [-ir ] 1. Duygularm aa vuramamak; ilenmek; iine atmak. 2. (Akarsu iin) nndeki engel y znden birikmek; toplanmak. [DS] benti, [ben-melc > be-n-ti] {az} is. Su biri kintisi; glck. [DS] bet, [be-mek > be-t / bget] is. 1. Bir akarsu yu tutmak iin yaplan set, su bendi. 2. Akarsularn biriktii ukur alan; su birikintisi; glck, bataklk. 3. nne set ekilerek tutulmu su. bleen, [b (yans.) > b-le-en] {az} is. Kay nak; pnar. [DS]

/ dU &] {eAT} (az) gl. f i [ - r ] [-( ii)-y o rj (Akar su iin) nne engel yaparak suyu biriktir mek. [DS] bgenmek, [Mo. bg (tka) > bg-e-n-mek / / S ^ y / dLo? y / {eAT} {OsT} edil. f i [-

r] (Akarsu ya da akan bir topluluk, sr vb. iin) n engelle tkanarak ylmak; birikmek, bet, [Mo. bg (tka) > bg-e-t cuS" {eAT} {OsT} is. Su birikintisi; akarsuyun n kesil dii iin yapt birikinti. S bet su, {eAT} G let; su birikintisi. bgez, [bu+kez] {az} zf. Bu kez; bu defa; bu sefer. [DS] bgitmek, [bk-mek > bk-it-mek] {az} gsz. fi. [ir] Bir sknt ile bzlmek. [DS] bglimek, [bk-l-mek > bg-()l-i-mek / dUiSj

/ dUS] {eAT} g s z .f. [ -ir ] Kvrlmak; bklmek, bglk, - [bg-lk] {az} is. By. [DS] bglnmek, [bg-mek > bg-()l-n-mek] {eT} {eT} d n l.f. [-iir ] Toplanmak; birikmek. [DLT] bgmek, [Mo. bg (tka) > bg-mek /

/ dUS'jj] {eT} {eAT} gl. f i [- e r ] 1. Emek; bkmek. [Gabain] 2. nn tutup durdurmak; hareketine en gel olmak; kapanmak; set ekilmek. [DLT] 3. Top lanmak; bklmek. [DLT] bgri, [bg-mek > bg-(i)r-i j y . / y\ {eT}

{OsT} sf. 1. Eri br; eri; eik. [DLT] [EUTS] 2. {eAT} Kambur; tmsek. br, [bg-mek > bg-(i)r-i > bg-r {eT} {OsT} sf. -* bgri. bgrce, [bgr-ce burca. bgte, [bgte] {eT} is. - * bgde. bg, [bg / bk / bg] {eT} sf. 1. Dirayetli; b yc. [Gabain] 2. Bilgin; bilge; akll; hakm. [DLT] [KB] 3. Hikmet. [EUTS] S bg bilge, Akll. [DLT] bglemek, [bg-le-mek] {eT} g s z .f. [- r ] Bilgi ile donanmak. [KB] bglenmek, [bg > bgti-le-n-mek] {eT} dnl. f i [- r] Tabiatst g gstermek; bylemek. [ tigsizler] bglmek, [bg-mek > bg-l-mek] {eT) gsz. fi. [r] Benmek; n benerek toplanmak; oal mak. [DLT] {eAT} sf. Kam / ^sj>y\

DIMIMM.
bhre, [Ar. bhre ^ ] {OsT/ is. 1. Geni yer. 2. Dere iindeki ayrlk ve sazlk. 3. Kesik kesik soluyu. bttht1, [Ar. bht 04 J {OsT/ is. 1. Yalan; iftira. 2. a knlk. bht2, [Far. bht

blemek1 [bng (yans.) > bng-le-mek] {az} gsz. , f [-rj[-l( )-y r] 1. (Su ii) fkrmak; kaynamak. 2. (Ylan iin) deliinden frlamak. [DS] blemek", [bg > byti-le-mek] {az} g l . f [->'][l(ii)-yor] By yaparak bir kimseyi kt yola d rmek. [DS] blez, [bgel-mek > bel-ez] {az} sf. Kambur. [DS] blii, [Fr. bugle (kz)J is. mz. Askeri bandonun nemli bir esi olan, borazana benzer pistonlu bir flemeli alg. bmek1 [bng--mek] {az) gsz. f . [ - e r ] (Su iin) , topraktan kaynayarak kmak. [DS] bmek2, [Mo. biig > b-melc] jaz} g l . f [- e r ] Bemek. [DS] bnmek1, [bng (yans.) > bn-mek] {az/ gsz. f. [ - r ] 1. Yerinde duramamak; yaramazlk etmek. 2. Geimsizlik yznden ayrlmak. [DS] bnmek", [bng (yans.) > bng--mek] {az} gsz. f [~r] * (Su iin) topraktan kaynayarak kmak. 2. (Kstebek iin) yuvasndaki topra yeryzne y n hlinde karmak. [DS] brez, [b-()r-ez] {azfis. Eri byyen aa. [DS] br, [eT. bk-ri / bk-r] sf. . Bklm; kam bur. {az/ (ayn) [DS] 2. Tmsek, brlmek, [b > b-r-l-mek] {azj g s z .f. [-iir] Erilmek; kamburlamak. [DS] b, [eT. bg / bg (hikm et) > bgi / by] {azj is. By. [DS] bl, [bu+yl] {az/ is. Bu sene. [DS] bldemek, [b (yans.) > bii-l-de-mek] {az} gsz. f . [- r ] [-d( )-y or] (Su iin) topraktan kayna mak; bngmek. [DS] biilemek, [by-le-mek] {az! gl. f . [-r ] [-l()y o r ] Bylemek. [DS] blmek, [bg-l-mek > b-l-mek] {az} edil. f . [-iir ] Eilmek; kamburlamak. [DS] bl1 [by-l] {az} s f Byl. [DS] , bg lii2, [ng. bugle] {az} is. Klarnet. [DS] bn, [bu+gn] {az} is. Bugn. [DS] brmek, [b (yans.) > b-r-mek] {az} gsz. f . [- r ] (Hayvan iin) ac ac barmak; brmek. [DS] bt, -di [? bt] {az} is. Hile; aldatma. [DS] bhlel, [Ar. bhlel J l j J {OsTf sf. Bo; bo yere; abes, bhll, [Ar. bhll J>1^] (bhl.l) {OsTf sf. 1. ok glen. 2. Hayr sahibi, bhme, [Ar. bhme 4 *-^] {OsT} is. 1. Kuzu. 2. Olak. 3. Buza. 4. Kei otu. bhr, [Ar. bhr j^>] {OsT} is. Sk sk soluma; solu anlk.

04 J {OsT} is. Bir gezegenin belli

bir sre iindeki hareketi, bhtan, [Ar. bhtan jl^ j] (biihta.n) {OsT/ is. Yalan yere sulama; birine ilemedii suu ykleme; kara alma; iftira. S bhtan etmek, Yalan y e r e su la m ak; iftira etm ek, k a r a alm ak. bhtanc, [bhtan-c] sf. ftira eden, bhtanl, [bhtan-l] sf. ftiraya uram, bhtr, [Ar. bhtiir / bhtre dur; ksa. bhur, [Ar. bhr j^ .] (biih.r) {OsT} sf. Aydnlk; kl. bht, [Ar. beht > bht c ^ ] {OsT} is. Duyanlarda aknlk yaratan trden yalan ve iftiralar, bhv, -vv [Ar. behv / behve > bhvv _^] {OsT} is. 1. Konuk odalar. 2. Yer altndaki hayvan ahrla r. bjhan, [Far. bjhn oUjj] (biijha:r) {OsT} is. m renme; gpta. bjm eje, [Far. bjmeje >>>] {OsT} is. zool. Kaya keleri. bjl, [Far. bjl Jjj^] (biij.T) {OsT/ is. Topuk kemi i; ak kemii. bk1 [bk-mek > bk] {eT/ is. Tomurcuk. [DLT] , bk2, [eT. b k iljJ is. 1. {eT/ {eAT/ {OsT} {az} Dere, ova ve rmak kenarndaki sk al, saz, st gibi aa topluluu; aalk; ormanlk; sk aalk; fun dalk. [DLT] [ETY] [DS] 2. {az/ Aa, al vb. or man gibi bitki topluluklarnn en sile olduu yer. [DS] 3. {az} Brtlen. [DS] 4. {az} Bostan eki mine uygun akarsu ve gl kylarndaki verimli top raklar. [DS] 5. {az} Bostan. [DS] 6. {az/ Dz ve byk toprak paras. [DS] 7. {az/ Da veya tepe yamac; yama; srt; belen. [DS] S bk topra, D ere k en a rla rn d a ki d o lm a topraklar. bkJ, [Argu. bk] is. 1. {eT/ Ke; ke bucak; evin kesi. [ETY] [DLT] [KB] 2. {az/ Dneme. [DS] 3. {azl Akarsularn bknt yerleri. [DS] 4. {eT} {az} Bklerek katlanm bir eyin her bir bk m; kat; bkm. [DS] bk4, [Yun. bki => bk Jjj] {eAT} is. 1. Yem. 2. Lokma. 3. Nasip; ksmet, bka, -a i [Ar. bk *IS] (b k:) {OsT} is. Gz ya dkme; alama. S bk-ald, {OsT} A latc; a lam a kl.| bk-engiz, {OsT} A latc.| bk eyle | | / 0 ] {OsT} sf. B o ^

M C E X bB .ro
mek, {OsTj Alamak.\\ bk-yi srr, fOsTj Sevin g zy a lar.| bk-y edd, {OsTj iddetli a la m a ; | hngr hngr alam a. bkat, [Ar. bkt olS] (biik:t) {OsT} is. Alayanlar; alayclar. bkdelek, -i [bk-()d-e-lek] {az} sf. Eilip bk lerek yryen. [DS] bkdelemek', [bkde-le-mek] {eT) gl. f . f - r ] [-l(i) -y o r] Hanerlemek. [DLT] bkdelemek2, [bk-(ti)d-e-le-mek] {az} gsz. f . [-r ] [-l(i)-y o r] 1. Kaamak cevap vermek. 2. (Yk hay van iin) yknn arlndan dolay sendeleye rek yrmek. [DS] bke1, [bke / bke] {eT} sf. 1. Kahraman; cesur. [ETY] 2. Byk ylan; ejderha. [DLT] [KB] bke2, [bk-e] {az} sf. Sapa; kenar; ky. [DS] bke , [Krt, bk] {az} is. Gelin. [DS] bkecek, -i [bk-ecek] {az} is. 1. Bir eyi bk mekte kullanlan aygt. 2. Deirmende tanelerin az veya ok dklmesini ayarlayan ksm. 3. p bkme aygt. [DS] bke, [bk-e] {az} is. 1. Dneme. 2. Ke. 3. ene. 4. Kambur. 5. Eri. [DS] bkegk, [bk (sk a a lk ) > bke-gtik] /eTj is. Ormanlk. bkelemek, [bk-mek > bk-e-le-tnek] {az} gsz. f . [-r ] [-l(i)-y o r] 1. Bandan kurtulmak iin abala mak; kvranmak; didinmek; uramak. 2. Caymak. 3. Duraksamak. 4. Zor durumda kalmak. [DS] bkelenmek, [bk-mek > bk-e-le-n-mek] {az) gsz. f . [-ir ] 1. Zor durumda kalmak. 2. Sancdan kvranmak. 3. Yaltaklk yapmak; kle gibi eil mek. [DS] bkeme, [biik-eme] {az} is. 1. Dneme; viraj. 2. Ke. [DS] bken1, [bk-mek > bk-en] is. 1. Bkmek eylemini yapan. 2. Oynak kemiklerin arasndaki ay daral tan kaslarn genel ad. bken2, [bk-mek > bken] {eT} is. 1. kembe. 2. Karpuz; bir tr kavun; Hint kavunu. [DLT] [EUTS] bkenek, -i [bk-enek] {az} is. Diz kapa alt. [DS] bkenmek, [bk-mek > bk-en-melc] {eT} d n l.f. [iir] Kapanmak. [Yknek] bkerez, [bu+kere-z] {az} zf. Bu sefer; bu kez. [DS] bkgen, [bk-gen] {eT} is. kembe, bkidmek, [bk-mek > bk-id-mek] {az} gsz. f . [ir] Bir sknt ile bzlmek. [DS] bki, [bk > bk-in] {eT} sf. Erliksiz; pulu; ikti darsz. [DLT] bkle, [bk-()l-e] {az} is. 1. Dneme. 2. Akar su bkntiis; menderes. [DS] bklembe, [bk-l-mek > bkl-en-me > biik()lembe] {az} is. 1. Dneme. 2. Eri. [DS] bklemek, [bg-li-melc > bk-le-mek dUisy {eAT} gsz. f . [- r] -* bglimek. bklesin, [bk-le-sin] {az} is. Gbek kaklndan ileri gelen ve bklnce geecei sanlan karn a rs. [DS] bkle, [bk-le-] {az} is. 1. Dneme. 2. Akarsu bknts; menderes. [DS] bklev, [bk-legi] {az} is. Keser, balta gibi arala rn sap taklan delii. [DS] bklimek, [bg-li-mek > bk-le-mek dUK.] {eAT} gsz. f . [-r ] - * bglimek. bklk, - [bk-lk is. 1. Akarsu ve gl k ylarndaki bostan ekimine elverili tarlalar. 2. Sk al ve aa topluluu. 3. {OsT} Aalk yer. 4. {az} Dneme. [DS] bklm, [bk-mek > bk-()l-m

is. 1. B

klm, katlanm eylerin meydana getirdii kat yeri. 2. {az} Dneme; viraj. [DS] 3. Akarsularn ovalarda meydana getirdii kvrmlar; menderes. 4. {OsT} is. Kvrnt. 5. Mantarlarda apkann altnda gerek anlamda lam oluturacak kadar belirli ol mayan izgisel kntlar. S bklm bklm, ok kvrm l; kvrm kvrm, h a lk a halka. bklmek, [bg-li-mek > bk-l-mek dU^S^j] {eATI gsz. f . [ - ] -* bklimek. bklttml, [bklm-l] sf. Bklmleri olan. 0 bklmltt memeli, (H ayvanlarda g elim ili in belirtisi o la ra k ) beyin yarm k resin de b kl m ler olan m e m eli hayvan. bklmsz, [bklm-sz] sf. Bklm olmayan. 0 bklmsz memeli, B eyin yarm k resin de biikliim bulunm ayan m em eli hayvan ; lisan sefal. bklnmek, [bk-()l-in-mek] {eT} edil. f . [-iir] Kv rlmak. [DLT] bkltmek, [biik-()l-t-mek dUJSy {eAT} g l. f . [- r ] Bkmek; emek; kvrmak, bkm, [Ar. ebkem > bkm *>] {OsT} sf. Dilsizler. bkme, [bk-mek > bk-me] is. 1. Bkmek ii. 2. Bklm ip. 3. nce kvrck kuma. 4. Yaprak dolmas; sarma. 5. Bklerek yaplm bir tr kol brei, {az} (ayn) [DS] 6. Vcudun bir ksmn yannda bulunan ksma doru eip yaklatrma ha reketi. 7. nce fitilleri ya da lifleri iplik haline ge tirmek iin yaplan ilem. 8. {az} di edilmi hayvan. [DS] 9. Daha ok meyve vermesi iin b klerek yay haline getirilmi meyve veya asma da l. 10. {az} Dneme. [DS] 11. {az} Arasna ipek ipi katlarak el tezghlarnda dokunan amarlk bez. [DS] 12. {az} Krepon. [DS] 13. {az} Drt, alt, sekiz telli ip. [DS] 0 bkme orbas, {az} i in e bklm ham u r k on u larak y aplm un o r bas. [DS]

BK

IMIIISM.
bktelemek, [bkte-le-mek] {az} gsz. f . [ - r ] [-l(i)y o r ] 1. Kurtulmak iin abalamak; rpnmak. 2. Kaamak cevap vermek. 3. g l.f. Atlatmak. [DS] bkteletmek, [bktele-t-mek] {az} gl. f . [-ir ] a balatmak; kvrandrmak. [DS] bktir, [bg-mek > *bg-t-mek > bg()t-r [Cla uson] > bk-()t-ir] {eT} is. Dalardaki sarp ve u kur yerler; da engebeleri. [DLT] bktrm ek, [bk-mek > bk-ttir-mek] gl. [- r] 1. Bkme iini birine yaptrmak; kvrttrmak; edir mek. 2. Bir eyin bklmesini salamak. 3. Bir e yin bklmesine sebep olmak, bk, [bke > bg / bg / bk] {eT} sf. Bilgin; akll; hakim. [DLT] S bk bilge, Bilgin, a kll; hakim . [DLT] bkc, [bk-c / bk--c] is. Bken, iplik eiren kimse. S bkc kas, B iikm e iini g ren k a s ; b ken. bkdmek, [bk-mek > bk-d-mek] {az} gsz. f . [- r] Bir sknt ile bzlmek. [DS] bkk, - [bk-mek > bk-k sf. 1. Bkl m olan. 2. Bklm durumda bulunan. 3. E rilmi. 4. {OsT} Dneme, bklek, -i [bk-l-mek > bk-l-ek] {az} is. 1. Tavanlarn iftleme zaman. 2. Mays ay. [DS] bklge, -ci [bk-l-mek > bk-l-ge] {az} is. 1. Dneme. 2. Akarsu bknts; menderes. [DS] bklgen, [bk-l-mek > bk-l-gen] sf. Kolayca, eilip bklebilen. 0 bklgen dil, dbl. K elim e ekim ve y a p m lar k k le rd e k i se s d e im eleri ile y a p la b ile n d il gru bu ; bknl dil; k k bknl dil. bklgenlik, -i [bk-l-gen-lik] is. Bklgen olma durumu. bklme, [bk-l-me] is. 1. Bklmek eylemi ve durumu. 2. Kvrlma. 3. evrilme. 4. Burulma, bklmek, [bk-mek > bk-l-mek] edil. f. [- r] 1. evrilmek; burulmak. {eT} (ayn) [DLT] [EUTS] 2. (plik iin) erilmek. 3. Katlanmak. 4. dnl. f . Eilmek. 5. {eT} Kesilmek. [DLT] [EUTS] 6. (Yolcu iin) dnmek; evrilmek; ynelmek, bttkl, [bk-l-mek > bk-l-] sf. Bklm, kv rlm olan. bkl, [bk-l-mek > bk-l-] is. Bklmek ii ya da biimi. bkm, [bk-mek > bk-m / mkim / mlcin] is. 1. Bkmek eyleminin sonucu ve durumu. 2. Bkl m olan eyin kat yeri; kvrm. 3. Bir ipliin metre bana dnme says. 4. {az} Yufkann drt ke olarak drl biimi. [DS] 5. {azj Kat; katmer. [DS] 6. {azl Dneme. [DS] 7. {eT} Kadn pabucu. [DLT] 8. (plik vb. malzeme iin) bir ya da belirti len daha ok say kadar bklebilecek miktar. S bkm ara, {az} p b km ekte kullanlan arak. [D S]|| bkm etk, K ad n pabu cu . [DLT]

bkmece, [bk-mece] (az) is. 1. Belden aa olan inme. 2. Kays, erik gibi meyvelerin iine badem, ceviz ii ve fstk konularak kurutulmu meyve. [DS] bkme, -ci [bk-mek> bk-me] {az} is. 1. Bke rek meydana getirilmi ey. 2. Yufka iine yemek alnarak kvrmak suretiyle meydana getirilmi lokma. 3. Dneme; viraj. [DS] bkm ek1, [eT. bk-mek / bg-mek / bk-mek 'jJ g l . f [ - e r ] 1. Bir eyi emek; kvrmak. {eTj (ayn) [EUTS] 2. Vcudun bir organm, bir blmn di er ksmna doru emek, yaklatrmak. 3. Lifleri veya telleri bir arada sararak ip veya iplik yapmak. 4. (Kuma, kt vb. iin) katlamak; kvrmak; k rtrmak. 5. Bir metal parasn ya da sac belirli bir a yapacak ekilde zerine kuvvet uygulayarak kvrmak, ekil vermek. 6. Dndrmek; evirmek. 7. {az} Erkek srlar idi etmek; ksrlatrmak. [DS] 8. Durdurmak. 9. {e l } dnl. f . Toplanmak; bklmek. [DLT] 10. Yere kapanmak. [DLT] 11. {eAT} Oynamak; raksetmek. 12. {eAT} Hakaret et mek. S bke bke, B kerek, dndrerek, e ir e rek. bkmek2, [bk-mek] {e l '} gsz. f . [ - e r ] 1. Doymak; yemekten doyup usanmak; kanmak. [ETY] 2. Bk mak; usanmak; tiksinmek. [Gabain] bkolik, [Lat. bocolica] sf. 1. oban hayatna ait. 2. oban iirine dair. bkre1 [bk-mek > bk-()r-e] {az} is. krn , iine taklan kemik. [DS] bkre2, [Ar. bkre {OsT} is. Sabah; erken; tan vakti. bkri, [bk-mek > *blc-r-mek > bk()r-I] (b kri:) {eT} sf. 1. Bkk; eri; eri br. 2. is. Barsak. 3. Kambur kimse. [Clauson] bkr, [eT. bkri] {az} sf. Kambur. [DS] bkse, [Ar. bkse <-S] {OsT} is. 1. Saks. 2. Kiremit paras. 3. Kayrak ta, bksek, [bkse-g] {eT} is. 1. Kadnn gs ile boy nu arasnda gerdanlk taklan yer. [DLT] 2. Gsn yukar taraf; gsten yukar olan ksm. [DLT] bksilmek, [bk--mek > bk-l-mek > bksilmek] {eT} e d il.f. [- r ] Yarlmak. [Gabain] bksklemek, [bkseg > bksk-le-mek] {eT} gsz. f [ - rJ (Kzlar iin) memeleri tomurmak. [DLT] bksllk, - [bk-s-l-lk] is. Nehir kvrmlar, bklmek, [bk()s-l-mek (Clausona gre yanl okuma)] {eT} e d i l . f [-iir] -* bklmek. [DLT] bklmek, [bk-mek > bk()-l-mek] {eT} edil. f. [- r ] atlamak; yarlmak. [Clauson] bkte, [bgde / bkte] {eT} is. Haner. [DLT] bktel, [bktel] {eT} sf. 1. Olgun; oturakl. [Clauson] 2. (nsan iin) orta boylu. [KB] 3. (At iin) yass arkal; oturakl. [DLT] [KB]

r y n f f liif f m .7 2 1 bkmc, [bk-m-c] is. plik retimi iin iplik bkme makinesinde alan kii. bkmhane, [bk-m + Far. hne iUtjSy (bkmh a:n e) is. plik bkm ilerinin yapld atlye, bkmlemek, [bk-m-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [l()-yor] 1. Katlamak. 2. Yn ya da pamuk ipliini kalnlatrmak. [DS] bkml, [bk-m-l] sf. 1. Kvrlm, bklm olan. 2. Erilmi olan, fi5 bkml kak, B a lk larn kulland b a lk la r ken din e ek en b ir tr o l ta. bkmler, [bk-m+l-er] is. Bir ipliin metre bana bkm saysn len alet, bkmsz, [bk-m-sz] sf. 1. Bkm olmayan; katsz; dz. 2. Erilmemi. bkn1, [bu+kn] {eT} zf. Bugn. [EUTS] bkn2, [bk-melc > bk-n OjSjj / is. 1. {OsT} Bklme izi; bkm yeri. 2. {eT} Kr barsak. [DLT] 3. dbl. Cmle kuruluunda baz dillerin zel lii olarak ekim, yapm gibi ilemlerin, kelime bnyesinde ses deiiklikleri ile yaplmas durumu; insiraf. S bkn bkn olmak, {OsT} 1. Kvrm kvrm olm ak. 2. im anlktan vcudun kim i y er le ri kat kat olm ak. bknki, [bu+kn-ki] {eT} sf. Bugnk. [EUTS] bknl, [bk-iin-l] sf. (Dil iin) ekim ve yapm, kkteki deiiklikle yaplan. S bknl dil, dbl. K elim e retim ve durum, cins, kii, zam an, kip, at ve say g ib i ek im ler srasn da, kelim en in kk n de deiiklik olan d il; bklgen d il; tasrifi dil. bknme, [bk-n-me] is. Bknmek eylemi, bknmek, [bk-mek > bk-n-mek] dnl. f. [- r] 1. Kvrlmak, bklmek. 2. Ar ve sanc sebebiyle kvranmak. 3. (Su iin) bir yere toplanmak. bknte, [bu+kn-te] {eT} zf. Bugn iinde. [EUTS] bknt, [bk-mek > bk-nt] is. 1. Bklme sonucu oluan kvrm veya iz. 2. Karn, zellikle barsak ars, sancs. 3. Yollardaki dnemeler; viraj. 4. {az} Ke; a. [DS] bkr, [bir+kr ?] {az} sf. Toplu. [DS] bkrmek, [bk-mek > bk-r-mek] {eT} gl. f . [r] Su serpmek. [Gabain] [EUTS] bk1 [bk-] {az} sf. 1. (Kei iin) kulaklar , orta byklkte olan. 2. (nsan ve hayvan iin) ku laklar ie eri olan. [DS] bk , [bk-] is. 1. Bkmek eylemi veya biimi. 2. {az} Erilmeye hazr pamuk fitillerinin sekiz on tanesinden olumu deste. [DS] bkmek1, [bk-mek > bk--mek] {eT} ite, f . [r] 1. Bkmekte yardm etmek; birlikte bkmek [DLT] 2. {az} El akas yapmak. [DS] bkmek2, [bk-mek > bk--mek dnl. f [-r] {OsT} 1. Yere kapanmak. 2. {az} Ani bir

BL
darbe ile yere yuvarlanmak. [DS] 3. {az} Bir ke ye kvrlp uyuyakalmak. [DS] bktrmek, [bk-mek > bk--tr-mek] {az} gl. f . [- r] Rasgele bkmek. [DS] bktm ek1 [bk-melc > bk-t-mek , {eAT} g s z .f. [- r] 1. Eilmek. 2. {az} Bir sknt ile b zlmek. [DS] bktmek2, [bk-mek (bkm ak) > bk-t-mek] {eT} gl. f . [-iir] 1. (Yemek iin) bktrmak; doyurmak. 2. (Mal vb. iin) gzn doyurmak. [DLT] bl1, [bil / bl (yans.)\ is. Kmes hayvanlarn ar may.anlatan kk. [Zlfilcar] bl- biil, bl-, blc, bl-, bl-k. bl2, [b-1 ?] { eT} sf. Zamanla eskiyen herhangi bir ey. [DLT] S bl at, A yaklar beyazl at. [DLT]|| bl targ, Ylland iin tad bozulan tahl. [DLT] blaceb, [Far. bT + Ar. aceb *_^ *% ] {OsT} sf. ok garip; artc; ayan- hayret. S {OsT} Son d e r e c e a la c a k ey. blacebi, [Far. bT + Ar. aceb {OsT} is. ok acayiplik; ok tuhaf olu, blalet, [Ar. bllet cJU>] (b lalet) {OsT} is. Yalk; slaklk. blbit, [Fr. bulbite] is. tp. Onikiparmak barsann ilk blmnn iltihab, blbl, [Far. / Ar. blbl J J J is. zool. 1. Sesinin g zelliiyle tannan, karatavukgillerden, vcudunun st taraf koyu alt ksm ak, kuyruu kzl kahve rengi, t ok berrak ve ahenkli, gece gndz uzun sre tebilen kk bir tc ku; andelip, (Lu scinia m egarhyn chos). 2. m ecaz. Sesi ok gzel olan kimse. 3. dnz. Byk bir palanga hattnn ba land halka veya halat kasa. 4. tasvf. Hz. Muhammed(sa)e verilen sfatlardan birisi. S blbl ana, o k k k b a r d a k veya kse. | blbl dii, | Tlbentlerin k en a rla rn a g eirilen o k in ce bir tr oya.\\ blbl gibi alm ak, K on u m akta g ittike almak.\\ blbl gibi konumak, o k g z el ve k u ra lla rn a uygun kon um ak.| blbl gibi konu | tu rm ak , t ir a f etm esini sa la m a k .| blbl gibi | okumak, K o la y ve g zel okum ak. | blbl gibi t | mek, S ylen m ek; kon u m ak; it ir a f etm ek. | blbl j gibi syletmek, H er ey i it ir a f ettirm ek.| blbl | gibi akm ak, N eeli ve g zel b ir s e s le konum ak, a rk sylem ek. | blbl-i nln, {OsT} A layan | blbl. | blbl-i eyd, {OsT} A k yznden akln | yitirm i b lbl; a ir.| blbl kesilmek, 1. sten i | len leri k o la y c a sylem ek. 2. G ere in den fa z la k o num ak; itirafta bulunmak.\\ blbl otu, bot. K uzey y a r k red e lm an ve so u k b lg e le r d e yetien, tu rpgiller fam ily a sn d a n yap raklarn n k en a rla r dili, i e k le r i sa r ve g e v e k salkm biim inde, h a lk h ekim li in de ses kskl, balg am sktrc, b T aceb -ter, (b la ceb i:)

BL id ra r artrc o la r a k kullanlan b ir y llk otsu bitki; a lg c otu, (Sisymbrium o fficin a le)\ Blbln \ ektii dili belas, D nlm eden sylen en sz, insan iin so n rad a n ba n a b ir d ert aab ilir. blblan, [Far. blbln Blbller. blble, [Ar. blble <Uj] {O s T} is. 1. arap. 2. Ka deh. 3. Renkli deri. 4. Bir zerdali tr, blbli, [Ar. / Far. blbl! ^LL] (b lb li:) {OsT} is. 1. Emzikli su kab. 2. arap kadehi, blblyuvas, [blbl + yuva-s-] is. Yuva eklinde oturtulmu blmlerden oluan bir tr baklava e idi. bldan, [Ar. belde (ehir) > bldn ul-j] (biilda.n) {OsT) is. 1. ehirler. 2. Memleketler; iller, bldrge, [Mo. bldrge] {eT} is. Bilee geirmek veya asmak iin kullanlan kam sapndaki ba. [Nevy] blega, -a i [Ar. beli > ble *UJb] (b leg a:) {OsT} is. Gzel ve dzgn konuanlar; belagat sahipleri. S' bleg-pesend, {OsT} G zel kon uanlarn hou n a giden. bleha, [Ar. belhet > bleh LjL] (b iileh a:) {OsT} is. Ahmaklar; budalalar, blend, [Far. blend -ulu] {OsT} is. -* blent. S blend-ahter, Yldz y ksek; talihli.\\ blend-vaz, Yksek ^e5.|| blend-bla, Uzun boylu.| bled| bn, 1. Yce e y le r e ilgisi olan. 2. o k hrsl.| | blend-himmet, y ilik iin a la n ; y c e him m etli.| blend-iktidr, o k kuvvetli.| blend-kadd, | | 1. Uzun boylu. 2. B iim li. | blend-pye, Yksek | rtbeli.\\ blend-per, Yksekte u an .| blend-per| vz, Yksekte u an ; izzet-i nefis sa h ib i.| blend| ter, Dahayiiksek.\\ blend-tern, En yksek. blend, [Far. blend JA>] (b len di;) {OsT} is. Yk seklik; ululuk; ycelik, blengez, [bl-eng-ez ?] {az} sf. Kambur. [DS] blent, -di [Far. blend -liL] {OsT} sf. 1. Yksek; y ce; ulu. 2. Uzun boylu. 3. (Ses iin) yksek, blezk, [bilek + zk > biler-zk / bilerzv / blezk {eAT} is. Bilezik. I (blfudu:l) y\ (b lbiila:n) jOsTj is.

O T M IK S M .

blg, [blg / blh / blk / blk / blg (yans.)] is. Maya lanma, kaynama, ekime, rme ve suyunu brak ma gibi olaylar sonucunda kabarp snmeyi, dal galanmay anlatan kk. [Zlfkar] biilg-l-de-m ek. blga, [Ar. bla L ] {OsT} is. Geinecek kadar olan ey; geimlik, blgak, [Far. blk IaL] (b lg a.k ) {OsT} is. Kavga; kargaa. blgame, [Far. bl-gme Her eye istekli olan, blgat, [Ar. blat oUl>] {OsT} is. Geinmeye yete cek kadar olan ey. blgune, [Far. blne AyiL] (blv.ne) {OsT} is. Dzgn; allk, blgldemek, [biing (yans.) > bng / blg-l-de-mek] {az} gsz. f . [-r ] [-d ( )-y o r] (Su iin) topraktan kaynamak; bngldemek. [DS] blheves, [Far. bl (ok) + Ar. heves (istek) {OsT} sf. ok hevesli; maymun itahl, blhevesane, [Far. bl + Ar. heves + Far. -ne (biilh ev esa;n e) {OsT} zf. Maymun itahl olarak; kararszca, blheves, [Far. bl + Ar. heves + Far. -I ^ ^ \ y \ (b lhevesi:) {OsT} is. Maymun itahl olu; sebat szlk. blk, [blg / blh / blk / blk / blg (yans.)] is. Maya lanma, kaynama, ekime, rme ve suyunu b rakma gibi olaylar sonucunda kabarp snmeyi, dalgalanmay anlatan kk. [Zlfkar] biilk-e. blke, [blk (yans.) > blk-e] {az} is. 1. adrvanlar da su kan ta. 2. Hamamlarn ortasnda scak su kan yer. [DS] blkinek, [blk (yans.) > blk-i-mek] {eAT} gsz. f . [ r ] Kaynamak. <5 blkiy km ak, {eAT} K ay n a y a r a k km ak. bttlkttmek, [blk (yans.) > blk-i-mek] {az}] gsz. f i [-r ] [- -y o r] 1. (Yourt, hamur vb. iin) ekiyip kabarmak. 2. (Mide iin) ekimek; bulanmak. [DS blten, [Fr. bulletin] is. 1. Halka bilgi veren ksa, zl, resm rapor. 2. Bir kurum ve kuruluun a lmalar hakknda bilgi vermek; bilim ve teknik alanlarda yaplan aratrmalar duyurmak amacyla karlan sreli yayn. 3. Dergi, blu, - u [Ar. bl jJl>] (biil;) {OsT} is. lal b yk hap. bluc, [Far. blc j-ji.] (b l ;c) {OsT} is. 1. Nian. 2. bot. Horozibii. 3. zl. is. Blcistan halkndan olan. blu, [Ar. bl j-jL] (bl;) is. Fizik olarak o cuu olabilecek yapya ulama; cinsel olgunluk; (biilga;m e) {OsT} sf.

biilfudul, [Far. b l + Ar. fzl

{OsT} sf. 1. Yerli yersiz konuan; boboaz. 2. Kendinden byk ilere karan, blfudulane, [Far. bl + Ar. fuzl + Far. -ne (biilfu du:la-ne) {OsT} zf. Dangalaka; boboazca, blfudul, [Far. bl + Ar. fuzl + Far. -I (blfudu. li.) {OsT} is. Dangalaklk; boboazlk.

im

s o m 723

BN bnig, [mn-ig > *bn-ig] {eT} is. Oulcuk; dl yata; uterus. [Clauson] bndad, [Far. bn-dd M-io] (biinda.d) {OsT} is. 1. Esas kurulu; temel. 2. Set; destek, bndar, [Far. bn-dr jIJoj] (b nda:r) {OsT} sf. 1. Ev bark sahibi. 2. Zengin. 3. Kibirli ve soylu, bnek, -i [bn > bn-ek] {az} is. Bask, ssz ve ukur yer. [DS] bnelmek1 [mne-mek > mne-l-mek / *bne-l, mek] {eT} edil. f . [- r ] (Elbise vb. iin) uzun ve biimsiz yerleri kesilerek dzeltilmek. bnelmek2, [b-el-mek] {az} gsz. f. [ - ir ] 1. Eik bir ekilde durmak. 2. Byk aptesini yapmak iin kmek. [DS] bnemek, [b n > bn-e-mek] {eT} g l .f i [- r ] (Elbi se vb. iin) kusurlu ve biimsiz yerlerini dzelt mek, kesmek; biim vermek. [DTL] bng, [bin / bmg / bmk / bng / bunk / bung / bn / bng / bnk (yans.) iJjJ is. Bir svnn kaynar gibi kabarp snmesini bir yerden veya kaynaktan ara lkl olarak kn anlatan kk. [Zlfkar] bng-lde-m ek, bng-l-dek, bng-l bngl, bng-rmek. S bn bn atm ak, {OsT} B ngl bngl kaynam ak. bngh, [Far. bngh o&j] (b n g.h) {OsT} is. 1. ine saklanmak zere yolcu eyas, para vb. konu lan oda, adr ya da bina. 2. Menkul mallar; arlk, bnglemek, [bng (yans.) > bn-le-mek] {az} gsz. f M [-l( )-y r] (Su iin) topraktan kaynamak. [DS] bngemek, [bin-mek > bng-e-mek] {az} dnl. f . [-ir ] I. Ayak sinirleri uyumak. 2. Damar damar stne binmek; incinmek; kramp girmek. 3. Geriye ekilip toplanmak. [DS] bngdk, - [bng-d-lc] {az} is. Suyun kayna yarak kt yer; pmar; kaynak. [DS] bngl1 [b-mek > b-l > bng-l] is. 1. Ke; , bucak. 2. Klk kumanya. 3. s f (Ot iin) tutam. [DS] bngl2, [bng (yans.) > bng-l] {az} is. 1. Suyun topraktan kaynayarak kmasn anlatan yansmal gvde. 2. Kaynak; pnar. S bngl bngl, {azj (Suyun k iin) topraktan kayn ayarak. [DS]|| bngl bngl km ak, {az} (Su iin) topraktan kayn ayarak, f k r a r a k km ak. [DS] bngldek, -i [bng (yans.) > bng-til-de-k] {az} is. 1. Kaynak; pmar. 2. Bataklk. 3. sf. Yerinde du ramayan; cokun. [DS] bngldemek, [bng (yans.) > bng-l-de-mek] {az} gsz. f i [ - r ] [-d ( )-y or] 1. (Su iin) topraktan kaynayarak kmak. 2. (Ate zerindeki su iin) kaynamak. 3. Comak; yerinde duramamak. 4. (Manda iin) yavrusunu ve eini bararak aramak. [DS]

erinlik; erin olma; bali olma. S blua ermek, D l v er eb ilec e k durum a g elm ek .| blu a, o | cuu o la b ilir ya. bluh, [Ar. blh j-jJJ (biil.h) {OsT} sf. 1. Becerik siz; ciz. 2. is. Yorgun olma, biilukka, [Ar. blCkka <jL] (biil.'kka) {OsT} is. 1. Dz ova. 2. l. blul, -l [Ar. bll JjL ] (bl:l) {OsT} is. 1. Hasta lktan kurtulma. 2. Kurtulu, blulet, [Ar. bllet slaklk. blum, [Ar. bl'm lak; hanere. bl1, [bl (yans.) > bl-] {az} iin l Kmes hayvan larn arma nlemi. [DS] S bl bl, {az} 1. K m es hayvan larn a rm a nlemi. 2. Tavuk. [DS] bl2, [bl (yans.) > bl-] {az} is. Hindi. [DS] bl , [Yun. puli] {az} is. Ku; civciv. [DS] bl4, [Krt, bulu (m sr)] {az} is. Yufka. [DS] bl, [Yun. pullitza (ku yavrusu) ? / bl (yans.) > bl- j k ] {az} is. 1, Pili. {eAT} (ayn) 2. Civciv. 3. Sere. [DS] blk, - [Ar. bl ? / bl (yans.) > bl-k] {az} is. Kk erkek ocuklarn cinsiyet organ. [DS] blk, [blk-] {az} is. Snneti. [DS] blm, [Ar. bel'm {OsT} is. -* blum. (biil-u:m ) {OsT} is. Grt jl>] (b l .iet) {OsT} is. Yalk;

blr, [Erm. bolor (btn)] {az} is. Zedelenmeksizin kabuundan karlan btn ceviz ii. [DS] bl, [bl (yans.) > bl- / bl] {az} is. 1. Pili. 2. Civciv. [DS] blvefa, [Far. bl + Ar. vefa sf. ok vefal. biin1 [bn / mn / min] {eT} is. orba. [DLT] , bn", [b n / bn / bn] {eT} is. 1. Kusur; noksan; ayp. [DLT] [Clauson] 2. {az} s f . ekingen. [DS] bn , -nn [Ar. bnn {OsT} is. 1. Yemen kahvesi. 2. Yemen kahvesinin yaprak ve olgunlamam meyvelerinden yaplan bir turu. bn4, [Far. bn ^ ] {OsT} is. 1. Dip; temel. 2. Aa taraf; alt ksm. 3. Kk; ktk. 4. Aa. 0 bnver, {OsT} K k l ; y erlem i.j| bn-i bagal, {OsT} K oltuk alt.| bn-i bn, {OsT} Burun ucu.| bn-i | | ch, {OsT} Kuyunun dibi,\\ bn-i hisar, {OsT} K a lenin d ibi.| bn-i he, {OsT} zm p ; zm | sap .| bn-i nhn, {OsT} 1. T rnak kk. 2. A ce| le.| bn-i rn , {OsT} K ask. | bnbek, [Ar. bnbek / benbek d U J {OsT} is. zool. Kadrga bal denilen yrtc bir balk. (b lv efa:) {OsT}

BN bngldetmek, [bng (yans.) > bng-l-de-t-mek] { z} gl. f i [-ir ] 1. Bngiildemesini salamak; kay natmak; hoplatmak. 2. Kartrmak. [DS] bngldeyik, -i [bng (yans.) > bng-iil-de-y-ik] {azf is. Kaynak; pnar. [DS] bnglek, -i [bng (yans.) > bng-l-ek] {azf is. Kaynak; pnar. [DS] bnglemek, [bng (yans.) > bng--le-mek] {az} is. Kaynak; pnar. [DS] bnglmek, [bng (yans.) > bng-l-mek] {az} gsz. f i [- r ] 1. (Su iin) topraktan kaynamak. 2. Fkrmak. [DS] bngltmek, [bng (yans.) > bng-l-t-mek] {az} g l .f . [- r ] (Su iin) topraktan kaynamak. [DS] bttngttmek, [bng (yans.) > bng--mek / bn-mek] {az} gsz. fi. [ - r ] 1. (Su iin) topraktan kay nayarak kmak. 2. (Ate zerindeki su iin) kay namak. 3. Comak; yerinde duramamak. 4. (Su iin) fkrmak. 5. (Kstebek iin) yeryzne yuva sndan kard topra ymak. 6. Korku ile s ramak. [DS] bttngr, [bng (yans.) > bng-r] {az} is. Suyun topraktan kaynayarak kmasn anlatan yansmal gvde. [DS] bngr bngr, {az} (K aynayan su iin) h o p la y p karak. [DS] bngrdemek, [bng (yans.) > bng-r-de-mek] {az} g s z .f. [-r ] (Su iin) kaynamak. [DS] bngrm ek, [bng (yans.) > bng-r-mek] {az} g s z .f. [- r ?] (Su iin) topraktan kaynamak. [DS] bngz, [*bn-z / mn-z] (bhz) {eT} is. Boynuz. [DLT] bngzgek, [*bnz-gek / mnz-gek] {eT} is. a lma yznden elde oluan katlk; nasr. [DLT] bngzlenmek, [*bnz-le-n-mek / mnz-le-nmek] {eT} dnl. f . [- r] (Boynuzlu hayvanlarn yavrulan iin) boynuzlanmak. [DLT] bnk1 [bii / bmg / bnk / bng / bunk / bung / bn / , bng / bnk (yans.)] is. Bir svnn kaynar gibi ka barp snmesini, bir yerden veya kaynaktan aralkl olarak kn anlatan kk. [Zlfkar] bnk-m,ek. bnk2, [bnk] is. 1. Bir eyin asl. 2. Ho kokulu bir tr aa kabuu, bnkmek, [bnk (yans.) > bnk-mek] {az} gsz. f i [ r] (Su iin) topraktan kaynamak. [DS] bnlad, [Far. bnld j>Uj] (b n la.d') {OsT} is. 1. Esas bina. 2. Temel. 3. Duvar; set. 4. Destek; payanda, bnlemek, [mn / bn > mn-le-mek / bn-le-mek] {eT} g l .f . [-r ] orba imek. [DTL] bnl, [Far. bn + T. -l] {OsT} sf. Temeli olan, bnsiz, [m n-siz / bn-siz] {eT} sf. Kusursuz; ayp sz. [DLT] bnteg, [bu-n-+teg] {eT} zf. 1. Byle; bunun gibi. [ETY] 2. sf. Serseri. [ETY]

IM U K tE H . bntegi, [bu-n-+teg-I > bnteg] {eT} zf. Bylesi; bunun gibisi. [ETY] bnud, [Ar. bend > bnd ^ ] (bnu.d) {OsT} is. Byk bayraklar; sancaklar, bnd, [bin-mek > bin-it > bnd] {eAT} is. - * binit, bnkmek, [*bn-k-mek > mn-k-mek] {eT} gl. fi. [-iir] Kusurlu hle getirmek; hatal yapmak. [Clauson] bn, [bin-mek > bin-i] {az} is. Bini. [DS] bnvvet, [Ar. bin (oul) > bnvvet o ^ j] {OsT} is. Evlatlk; oulluk, bnyad, [Far. bnyad :>LaJ (bnya:d) {OsT} is. 1. Asl; esas; temel. 2. Yap; bina. S bnyad eylemek, {OsT} 1. B in a etm ek; kurm ak. 2. B ala m ak ]] bnyd-ger, {OsT} B in a yapan.\\ bnyd-krdan, {OsT} K u rm ak; bin a etm ek.| bnyd- kav, {OsT} | S a lam yap.\\ bnyd- zulm, {OsT} Zulm y a p s. bnyadger, [Far. bnyd-ger {OsT} is. Bina yapcs, bnyan, [Ar. bina > bnyn jUi;] (bnya:n) {OsT} is. 1. Bina; yap. 2. Yap tarz, f? bnyan etmek, {OsT} K u rm ak; in a etm ek; yap m ak]] bnyn- kav, {OsT} S a lam yap. bnye, [Ar. bina (yap) > bnye 4_j] {OsT} is. 1. V cut; beden yaps. 2. Bir btn oluturan paralar arasndaki dzenleni; yap; kurulu. 3. Bir binann kuruluu, atks ve dokusu. 4. psikol. Kiinin zel liklerini belirleyen psikolojik ve fiziksel zellikle rin tm. 5. Resim ve heykelde bir figr oluturan atk, fi1 bnye-hz, {OsT} Vcuda ca n llk veren ; dirilten]] bnye-i dhiliye, {OsT} bot. yap]] bnye-i sniye, {OsT} bot. kin ci y ap ]] bnye-i l, {OsT} bot. B irin ci yap. bnyevi, [Ar. bnye-v cj^ ] (bnyevi:) {OsT} sf. Y a p ile ilgili; bnye ile ilgili; yapsal. b r1 [br / pr] {eT} {az} is. Tomurcuk. [EUTS] , [Gabain] [DS] br2, - r i [Ar. br5 *^] {OsT} is. Hastann iyilie yz tutmu olmas, br , [Far. bride (kesm ek) > br ^] {OsT} sf. ek. Ke sen, kesici. br4, [Fr. bure] is. Kmr ocaklarnda, galerileri bir birine balayan ve darya alan dey kuyu. b r5, -rr [Ar. brr y] {OsT} is. Buday, b ra, -a i [Ar. br3 t-\y] (bu ra:) {OsT} is. 1. Aa yongas. 2. Trpden kan krnt, brad, [Ar. brd il_*] (b ra:d) {OsT} sf. Souk. braye, [Ar. brye uljJ (b ra.ye) {OsT} Yontulan aatan kan dknt; yonga. (b nya:dger)

i p i r m . 725
brce, [bir-ce] {az} zf. Tane; bir tane. [DS] brcek, -i [br-mek>br-ek / br-cek d U - {eAT} is. -* prek. brck, -ii [bir-i-cik] {az} zf. Biricik; bir tane. [DS] S brck brck, {az} B ir er b ire r; tane tane. [DS] brcme, [Ar. brcme y] {OsT} is. 1. Parmak boumu. 2. Parmak eklemlerindeki kemiklerin kntlar. bre, [br-mek > br-ge > br-e / br-e] (b re:) {eT} {az} is. Pire. [DS] breck, [brek > bre-ck] {eAT} is. ncecik k kl. brek, [br-mek > br-ek / br-k] {eT} is. Per em; kkl; prek, {az} (ayn) [DLT] [DS] breldenmek, [brelc-le-n-mek] {eT} d n l.f. [- r] 1. (At iin) yelesi kmak; yelelenmek. 2. (nsan iin) kkl olumak; kkllenmek. brekli, [brek-li] {az} is. Havu. [DS] brk, [eT. br-ek > br-k is. 1. Aln veya yanaktan sarkan sa kvrmlar; zlf, kkl. {eAT} (ayn) 2. Kuyruklu yldzn kuyruu. 3. bot. Bileik iek durumu, brkl, [brk-l] sf. (Bitki iin) iekleri pr k durumunda olan. brd1 [Ar. brd , {OsT} is. Bir eit ubuklu, yol yol renkli kuma. S brd-i m uhattt, {OsT} izgi li, ubuklu kum a. brd", [Far. brd j_h] {OsT} is. Bilmece; bulmaca; muamma. biirda, -a i [Ar. brd5 ^bjj] (b rda:) {OsT} is. tp. Stma. brdbar, [Far. brdbr jIjJjj] (b rd b a:r) {OsT} sf. 1. (Kii iin) uysal; arbal. 2. Skntya katlanan; sabrl; tahammll, brbari, [Far. brdbr i j ^ ] (b iird b a .ri:) {OsT} is. 1. Arballk. 2. Sabrl olu. -brde, [Far. -brde < o {OsT} so n ek. Getirildii Farsa isimlere gtren, gtrm , gtrlm " anlam katan son ek. brde, [Ar. brde o^>] {OsT} is. Araplarn gndzleri elbise zerine hrka olarak giydikleri, geceleri de rt olarak kullandklar ynl stlk. brdek1, -i [br-mek > br-dek] {az} is. Tomur cuk. [DS] brdek2, -i [Far. brdek il-SjJ {OsT} is. Kk bil mece. bre, [eT. br-ge > bre IjjJ {eAT} is. Pire, breha, -a i [Ar. breh f - ^ y ] (b reh a:) {OsT} is. iddetli azap; sknt. brehne, [Far. berehne > brehne

BR y] {OsT} sf. p

lak; ak; yaln. S brehne-g, {OsT} plaklk.\\ brehne-py, {OsT} Yaln ayak. | brehne-ser, | {OsT} B a a k ; ba k a b a k .| brehne-sne, {OsT} | G s a k ; ba r ak. brelenmek, [br-mek > br-e-le-n-mek] {az} gsz. f . [-ir ] 1. rtnmek. 2. gl. f. Birinin zerine ul lanmak. [DS] bret, [Fr. brette] is. kim. Hacmi dereceli deney tp. brge, [br-ge] {eT} is. Pire. [DLT] S brge kii, B ir y e r d e du ram ayan ; zev zek; takn kim se. [DLT] brgelenmek, [brge-le-n-mek] {eT} dnl. f. [- r] fkeden pire gibi sramak; pirelenmek. [DLT] brgu, [Far. br y -y ] (biiru;) {OsT} is. miiz. Boru denilen mzik aleti, brgus, [Ar. br y] (bru:s) {OsT} is. Pire,

brguzen, [Far. br-zen ojy-y] (bru:zen) {OsT} is. Boru alan kimse, brg, [eT. br-mek (dolam ak) > br-g is. 1. Barts. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. Bala birlikte vcudu bedene kadar saracak byklkte rt; ih ram; mahrama; car; araf; stlk; fta; ferace. {az} (ayn) [DS] 3. Atk. 4. nce perde. 5. bot. Bit kilerde iek sapnn dibinden kan, yapraklardan daha kk yaprak topluluu; iek yapra. 6. {az} Boyun atks. [DS] 7. {az} Yeldirme. [DS] brgck, - [brgii-ck] is. bot. iek saplarnn dibinde bulunan yaprakk. brg, [br-mek > br-g] {eT} is. Sac zerindeki ekmei evirmekte kullanlan klca benzer tahta ara; evirge. [DLT] [Clauson] brgl, [brg-l] sf. 1. Brgs bulunan; brglenmi, brg rtnm. 2. bot. (Bitki blmleri iin) zerinde brg bulunan. 3. {az} ri taneli bir zm. [DS] brgms, [brg-ms] sf. (Bitki blmleri iin) brg biiminde olan; brgy andran, brgn, [o+bir+gn > br+gn] (b rgn) {az} zf. br gn. [DS] b rh an 1, [Sansk. budha / in. fu + T. han (kaan) > burhan / burkan] is. Burkan. brhan2, [Ar. btirhn oU^J (b-ha:n) {OsT} is. Delil; ispat; tank, fi1 brhn- kat, {OsT} sp a ta g e r e k duyu lm ayacak k a d a r a k ve sa la m delil.\\ brhn- mesh, {OsT} Hz. s a nn g sterd i i mucize.\\ brhn- rci, {OsT} B ir sorunun ispat. | burhn- | limn, man. Tm dengelim . | burhn- sllem, | {OsT} Sonsuzluk kavram nn tartm as sra sn d a kullanlan k ad em eli delil.\\ brhn- tezeyyf, {OsT} Sonsuzluk kavram nn tartm asn da ileri s rlen karlkl ilintili d elil.| burhn-trs, {OsT} |

BR Uzayn sonluluunu ispat etm ek iin kullanlan te orem . bttrhani, [Ar. biirhn patlayc; aklayc, brhe, [Ar. brhe {OsT} is. Uzun zaman; uzun mddet. 0 brheten minez-zemn, (OsT,1 B ir h a y li zam an. brhun, [Ar. brhn 0_yv] (brhu.n) (OsT} is. 1. ember; daire. 2. Kemer; kemerli duvar. 3. Engel. 4. it; avlu. 5. Kale veya ev kaps. b ri1, [bri / bri / br] {eT} is. Kurt; br. [EUTS] bri2, [br-mek > br-] (b ri:) is. 1. ine geirile rek bir ey takmaya yarayan halka veya oyuk; soket. 2. Okun ucuna geirilen temrenin oyuu. [DLT] [Clauson] bride, [Far. brden (kesm ek) > brde (bri:d e) {OsT} sf. 1. Kesilmi. 2. Krlm. 3. Arkada lk ilikilerini kesmi. 4. (Elbise) biilmi. 5. (Yer iin) zerinden geilmi. S brde-dm , {OsT} Kuyruu k esik ; talihsiz.\\ brde-ser, {OsT} B a k esilm i,| brde-zebn, {OsT} 1. D ili kesilm i 2. | S essiz; a z konuan. brideg, [Far. brde- ^ ^.y] (b ri.d eg i:) {OsT} is. Kesilmilik. briklem ek, [brk-le-mek] {az} gl. f . [- r ] rklemek. [DS] brimek, [br-i-mek] {eAT} gl. f i [ - r ] Brmek, brin, [Far. brn ^y.y\ (bri:n) is. Meyve dilimi. bri, [br-mek > br-i] {eT} is. Buru; bk; k vr. [DLT] [Clauson] britis, [Yun. puritis] {az} is. akmak ta. [DS] b(b rh a .n i:) {OsT} sf. Is-

n a v E z u . b rke1, [Ar. brke / birke Sy\ {OsT} is. zool. 1. Kur baa. 2. Mart, fi1 brke-i lciverd, {OsT} G ky z. brke2, [bir-ik-mek > bir-ke] {az} is. Kk gl; havuz. [DS] brkek, [br-mek > *br-k-mek > brk-ek] {eT} is. rt. [DLT] [Clauson] brkirm ek, [br-kir-mek] {eT} gsz. fi [-r] 1. Pskrmek. 2. Serpmek. [KB] brklemek, [biirk-le-mek] {az} gsz. f. [-~] [-l()y o ] (Svlar iin) fkrmak. [DS] brkm e, [bir-ik-me > brk-me] {az} is. Elentili kadn toplants. [DS] brkm ek, [brk-mek] {az} gsz. fi. [ - e ] 1. (Mide iin) bulanmak. 2. Sknt ile kzarmak. [DS] brku, -u u [Ar. brku ^ y ] {OsT} is. Yz rts; yamak; tl. brk, [br-g / biir-k] {az} is. Brg. [DS] brkm , [brk-m] {az} is. 1. Kldeki scaklk. 2. Bunaltc scaklk. [DS] b rkrm ek1 [pr-kr-mek / br-mek > biir-kr-mek , (Clausonun okuyuu)] {eT} dnl. fi. [- r ] 1. r tnmek; kapanmak. 2. (Hava iin) bulutlanmak. [DLT] brkrm ek2, [brk (yans.) > brk--r-mek] {eT} gl. f . [- r ] Pskrtmek. [DLT] brlemek, [br-mek > br-()l-e-mek] {az} gl. fi [ - r ] [-l( )-y or] rtmek. [DS] hrlenm ek, [brle-n-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] r tnmek; brnmek. [DS] hrlenmek, [br (tom urcuk) > br-le-n-mek] {eT} dnl. fi. [ - ] Tomurcuklanmak. [DLT]

brlesk, [t. burlesco] sf. 1. Ar ve baya derecede britmek, [br-mek > br-i-t-mek] {eT} gl. f i [- r] gln olan. 2. Cidd bir konuyu baya bir slpla 1. Hissetmek; duymak; dokunmak. [EUTS] 2. Ha ileyen; kaba gldr. fife yakmak. [EUTS] 3. is. Dokunma; his; duyu; b rm e1, [br-mek (d olam ak) > br-me] is. 1. {az} duygu. [EUTS] Kadnlarn sokaa karken brnp rtndkleri b rk 1 [brk (yans.)] is. Svlarn pskrmesini, f , kuma; car. 2. Brterek sarlan bir eit sark; krmasn anlatan kk. [Zlfikar] biirk-le-m ek, brkburma sark. [DS] r-mek. brm e2, [br-me] {eT} is. 1. Burma; bkme; kvrma. brk 2, [br-()k] {az} is. 1. Ba rts. 2. Klah; 2. Don vb. eylerin a. [DLT] brk. [DS] biirm e, -ci [br-me] {az} is. Kesenin iple bzlen brka, -a [Ar. burka <*5^] {OsT} is. Yamak; tl. S yeri. [DS] bka-fken, {OsT} rt a a n ; rt atan. brm ek 1 [br-mek] {eT} gl. f. 1. Burmak; bkmek; , biirkn, [Ar. brkn olS^] (brk.n) {OsT} is. Yanar da; volkan. brkan, [Ar. brkn j ^ ] (brka:n) {OsT} is. 1. Be yaz tenli adam. 2. zool. Alaca ekirge, brkni, [Ar. brkn y ] (b rk.n i:) {OsT} sf. _^] (b rka.niyet) Volkanik; yanardaa ilikin, brkaniyet, [Ar. brkniyyet is. Volkan bilimi. kvrmak; bir eyi iki ucundan tutup ekseni evre sinde bkmek. [Nevy][DTL] 2. Bzmek. [DLT] 3. {az} Aacn kurumas iin kkne yakn yerinden kabuunu soymak. [DS] 4. Katlamak; devirmek. brm ek2, [b (yans.) > b-r-mek > br-mek] (b:rm ek) {az} gsz. f i [- r] 1. Barmak; brmek. 2. (Kederli kii iin) sesli olarak alamak. [DS] brna, [Far. bm ky] (biirn a:) {OsT} sf. Gen; deli kanl; yiit.

BR btirnah, [Far. bmah U^] (b rn a.h) {OsTj sf. -* brna. biirnak, [Far. bmk i!U^] (hiirna:k) {OsTj sf. -* brna. brns, [Ar. brns {OsTj is. 1. ste giyilen bir tr Arap giysisi. 2. Kollu ve balkl hamam aas. 3. Bir tr kadn yeldirmesi. bro, [Fr. breau] is. 1. alma odas; yazhane. 2. Bir kuruluta memurlarn alt yer; daire. 3. Snrl ve belli bir konuda halka hizmet veren yer. 4. Bir kuruluun belli bir blm; ube; blm. 5. Bir kuruluta yaz ilerinin yrtld yer. 6. Y a z masas, bro malzemeleri, B ir b ro d a k u lla nlan m asa, dolap, yaz a r a ve g er eler i, silgi, dosya g ib i e y a la r ve tketim e y n elik m a lla r; kr tasiye. brokrasi, [Fr. bureaucratie] is. 1. Devlet tekilatn da ynetimin etkisi, gc. 2. Memur ve yneticiler topluluu. 3. lerin yrtlmesinde verimlilikten daha ok, biimsel tam olua nem verme durumu; krtasiyecilik. brokrat, [Fr. bureaucrate] is. 1. Devlet kuruluunda st dzey yneticiler. 2. Bro ilerinde alan kim se. 3. Devlet ilerinin yrtlmesinde biimsellie ar derecede nem vererek uygulanrl ve ve rimlilii ikinci plana iten ynetici, brokratik, -i [Fr. bureaucratique] sf. Brokrasi ile ilgili; brokrasiye dayanan, brokratizm, [Fr. bureaucratisme] is. Devlet yne timinde brokrasinin alamayan, etkili ve egemen bir gcnn bulunmas durumu, brokratlama, [brokrat-la--ma] i s .l. Devlet ynetiminin uygulanabilir, verimli ve demokratik ilemlerden ziyade kt zerinde ok ey retiyor grnerek hizmet retemez duruma gelmesi. 2. B rokratik ilemlere arlk verme. 3. Ar ynetici kalabalna ulama. brran, [Far. biiriden (kesm ek) >berrn / birrn j y l \ (brra:n) {OsTj sf. Keskin; kesici, brs, [Far. brs ^ ijJ {OsTj is. bot. Ard meyvesi, brsan, [Far. brsn L.y\ (b rsa:n ) {OsTj is. Byk ylan; ejderha, brsute, [Ar. brte sjjJ (brs:te) is. Tehlikeli yer. brsn, [Ar. brsn j^ ] {OsTj is. 1. nsan eli. 2. Yrtc hayvanlarn penesi. 3. Develere vurulan damga. brm, [Ar. brm ^ y\ {OsTj is. Kadnlarn yz lerini rttkleri rt, brt, [br-melc ? > br-()t] {eTj is. Karabasan; k bus. [DLT] brtlek, -i [brt (yans.) > brt-le-k / brt-le-k] {az} s f (Gz iin) devrik; patlak; prtlek. [DS] brtlemek, [brt (yans.) > brt-le-mek] {az} gsz. f . [-r ] [-l( )-y or] 1. (Su iin) fkrarak kaynamak. 2. (Ekilmi tahl taneleri iin) toprak altndan yze kmak. [DS] brtletm ek, [brt (yans.) > brt-le-t-mek] {azj gl. f i [-ir ] 1. Ortaya karmak. 2. Kabartmak; iirmek. [DS] brtm ek1, [br-mek > br-t-mek] {eT} g l. fi. [- r ] Dokunmak; temas etmek. [Clauson] brtm ek2, [brt (yans.) > brt-mek / brt-mek] {az} gl. fi: [- e r ] 1. Az halamak. 2. Yumurtay suda halamak. [DS] brtm k, - [brt-mk] {az} is. Yumuak eyler den kopan kk paralar. [DS] brtglg, [brt-mek > brt-g-lg] {eT} sf. 1. His sedilen; duyulan. [EUTS] 2. is. Hissetme; duyma. [EUTS] brtk, - [brt-k] {az} is. Tahl tanesi. [DS] brtlm ek, [brt-l-mek] {eT} edil, f i [- r ] Doku nulmak; temas edilmek. [Clauson] brtm ek, [brt--mek] {eT} ite, f i [- r ] Birbiri ne dokunmak. [EUTS] br, -u i [Ar. br1 *j y] (br:) { OsTf is. 1. Hasta nn iyilie yz tutmas. 2. Bilgi, erdem ve iyiliktebenzerlerine olan stnlk, bruc, [Ar. bur > brc / burc j- jy ] (bru. c) {OsT} is. 1. Burlar; kaleler. 2. On iki takmyldz; bur lar. S brc-i isn-aer, {OsT} Gne sistem inin on iki bu rcu .| brc-i sabite, {OsT} S abit b u rla r; | B o a ; A slan; A krep; K ova. brud, [Ar. brd -sjjJ (bru:d) {OsTj sf. 1. Souk. 2. is. Bir iten bkp usanma; souma, brudet, [Ar. brdet o ^ ] (bru:det) {OsT} is. 1. Soukluk. 2. m ecaz. Krgnlk; ksknlk, brdet-engz, {OsT} o k so u k .| brdet-i hev, | {OsTj H avann soukluu. | brdet-i muamele, | {OsT} D avran souklu u; so u k davran. brufe, [Far. brfe ^ y ] (biirt.fe) {OsT} is. 1. Sark. 2. vas. bruk2, [Ar. berk > brk S jy ] (biiru:k) {OsT} is. imekler. b r um, [Ar. br'm / br'me ?y-y / ^ y y ] (bru:m ) {OsTj is. bot. Bir aacn henz almam i ei; tomurcuk, brt, [Ar. brt o j^ ] (bru.t) is. Byk, bruz, [Ar. brz j jy ] (biru;z) {OsT} is. 1. Belirme; ortaya kma. 2. Ak; meydanda; aikr. 3. Gs terme; tehir. Bel kua. 3. Mendil. bruk1 [Ar. brk 4 jy ] (bru:k) {OsTj is. Un hel ,

BR b r 1, [bri / bri / br] {eT} is. Kurt; br. [EUTS] br2, [eT. br-mek (d olam ak) > br-] (az) is. 1. Ba rts. 2. araf; car. [DS]

IKElIUKC SELK.

brm ek, [eT. br (tom urcuk) > br--mek > br-mek dUjjj / d!:^] gl. f i [- r ] 1. Kaplamak; rt

mek. {eAT} {OsT} {az} (ayn) [DS] 2. Sarmak; ku b rk 1, [eT. br-mek (dolam ak) > br-k] {eT} is. 1. atmak. {eAT} {OsT} (ayn) 3. Basmak; istila etmek. alvar gibi eylerin ukurunda bulunan yuvarlak 4. Etkilemek. 5. {az} Toplanmak. [DS] ip. [DLT] 2. {az} Ba rts. [DS] 3. {az} araf; brm en, [br--mek > br-men] {az} is. pekten car. [DS] 4. {az} Araba stne gerilen tente. [DS] yaplm elbise. [DS] 5 . {az} Duvak. [DS] 6. {az} Boyun atks. [DS] 7. brn, [Yun. pirina] {az} is. Zeytin posas. [DS] {az} Hamam havlusu. [DS] brncek, [br-n-(e)cek / dLfj^] {eAT} brk2, - [pr / br > br-k] {az} is. 1. Irmak, {OsT} {az} is. 1. Ba rts; araf; brmcek. 2. gl ve ova kenarlarndaki gr allk, sazlk vb. 2. Duvak. 3. Kaput, palto, pelerin gibi giyim eyas. Orman. 3. Gvdesini sarmak sarm aa. 4. st [DS] ak evresi allarla sarlm al. 5. Asma yapra brnck, - [eT. br-n-k / br-m-ck] is. 1. . [DS] Brmck. 2. {az} Ham ipekten dokunmu bez. brklemek, [br-mek > br-k-le-mek] {az} gl. [DS] f i [-r ] [-l( )-y or] araflamak. [DS] brnk, [br-mek (d olam ak) > br-n-k] {eT} brklenm ek, [br-k-le-n-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] is. Brmck; kadm ba rts. [DLT] 1. (Kadm, kz iin) ba rts rtnmek. 2. rtn brndrm ek, [br-n-melc > brn-dr-mek] gl. mek; brnmek. [DS] fi. [- r] 1. Brnmesini salamak. 2. Brnmesine b rklk1 - [bir-k-lk] {az} is. Ba rts. , sebep olmak. [DS] brng, [br-mek > br-n] (brn) {eT} is. Akarsu brklk2, - [br-k-lk] {az} is. Havann bu larn yeryznde meydana getirdii yarklar. [DLT] naltc ve scak zaman. [DS] brnm e, [br-n-me] is. Brnmek eylemi ve du brkm ek, [br-k-mek / bir-ik-mek] {az} gsz. fi. rumu. [- r ] Birikmek; toplanmak. [DS] brlnek, [br-mek > br-l-mek / bur-ul-mak] {eT} e d il.fi [-iir ] Buruturulmak; bklmek. [DLT] brl, [br--l] sf. 1. rtl, sarl. 2. Kapl, brm , [eT. br-mek (dolam ak) > br-m c-iil is. 1. Brmek eylemi ve sonucu. 2. Bir kenar ze rinde yuvarlanarak drlm, sarlm, katlanm ey. {OsT} (ayn) 3. bot. emsiye veya kme du rumundaki bileik ieklerde sapn dibinde yan yana duran brglerin tm. 4. {az} Araplarn balarna koyduklar pou zerine geirilen halka eklindeki kaln ip. [DS] 5. {az} Giyim eyas. [DS] 6. {az} emsiye. [DS] 0 brm brm , {eAT} 1. B irbirinin stne sarlm . 2. {az} ( r tnmek iin) sk sky a; skca. [DS] brm cek, -i [br-m > brm-cek] is. 1. Koza gibi yuvarlanm ve brnm ey. 2. pek bcei kozalann d tarafnda bulunan iplikler. 3. Bar ts. 4. {az} Ham ipekten dokunmu bez. [DS] 5. {az} Ba rts. [DS] 6. {az} araf. [DS] 7. {az) Yamurdan korunmak iin rtnlen bez; ya murluk. [DS] 8. {az}Y eni domu yavrunun ze rindeki zar; son. [DS] brm ck, - [brm > brm-ck] is. 1. Kvrat ma denilen bkl ham ipekten bez aya armrde dokunmu ince kuma. 2. sf. Bu tr kumatan ya plm giyecek vb. brm e, [br--me <lojjj] is. 1. Brmek eylemi. 2. Kaplama, sarma. 3. {eAT} sf. Btn vcudu kapla yan. brnm ek, [eT. br-mek (dolam ak, bkm ek) > br-n-mek dlij^] dnl. f i [- r] 1. Sarnmak, rtn mek, kaplanmak. {eT} (ayn) [DLT] [KB] 2. Giyin mek. {eAT} (ayn) 3. m ecaz. Kendini belli bir zel likte gstermeye almak. 4. edil. Sarlmak, r tlmek. 5 {az} (Hava iin) bulutlanmak. [DS]

brnt, [br-n-t] {az} is. 1. Brg. 2. Petamal. [DS] bttrnk, - [br-n-k] {az} sf. (Hava iin) ka pal; bulutlu. [DS] brn, [br-n-] is. Brnme eylemi ve biimi, brde, [? brde] {az} is. Tandr ya da sacda pi irilen ekmein ok kzarm. [DS] brmek, [br-mek > br--mek] {eT} ite, f i [r] Bkme, burma, dolama, kvrma ilerini birlikte yapmak; bkerken birbirine ardm etmek; bkmek. [DLT] biiryan, [Far. bryn o b jJ (brya:n) {OsT} is. 1. Su suz kavurmak suretiyle veya tandrda piirilmi et yemei; kebap, biryan, pryan. 2. {az} Et ve pi rinle tepside piirilen bir yemek. [DS] S1 bryan olmak, K avrulm ak, ssuz kalm ak. b s1, [bis / bs / b (yans.)] is. Kedi cinsi hayvanlar armay ya da kovalamay anlatan kk, biis-sk. bs2, [bs (yans.)\ is. Sinmeyi, rknt duymay anla tan kk. [Zlfikar] bs. bs3, [bs] {az} is. Kspe. [DS] bsbtn, [b(s)+b/tn] (bii sbtn) p ekt. zfi. 1. Bir btn olarak; tamamyla; tamamen. 2. yiden

amire m . 7*.
iyiye; iyice. 3. Kkl bir ekilde; temelli. 4. sf. Ek siksiz bir btn, bsbyk, [b(s)+b/yk] (b sbyk) sf. ok b yk. bsek, -i [bs-ek] (az} is. Katran. [DS] bske, [bs-mek > bs-ge > biis-ke] {eT} is. rek. [DLT] bslemek, [btis-le-mek] {az} gl. f . [-r ] [-l( )-y or] Sslemek. [DS] bslet, [Ar. bslet cJLu] {OsT} is. hret; n. bsmek, [bs (yans.) > bs-mek] {az} gsz. f . [-e r ] Sinmek; saklanmak; pusmak. [DS] bsmrk, - [bs (yans.) > bs-mek > *bs-miirmek > bs-mr-k] {az} sf. (Kii iin) kurnaz; sinsi. [DS] bsr, [Ar. bsr / bsre
{OsT} sf. 1. Taze;

BT bsur1, [Ar. besr > biisr j j i ] (bsu:r) {OsT} is. banlar. bsur2, [Far. bsr j^-o] (bsu:r) {OsT} is. Lanet; beddua. bsut, [Ar. bsut -k~>] {OsT} is. El akl; civan mertlik. bsk, [bs (yans.) > bs-k / pis-ik / ps-k] {eAT} is. Kedi. bskmek, [bs-k-mek] {az} gsz. f. [- r ] Ack mak. [DS] bsrge, -ci [ps-kr-ge] {az} is. Aalara ila skmakta kullanlan ara. [DS] b1 [bis / bs / b (yans.)] is. Kedi cinsi hayvanlar , armay ya da kovalamay anlatan kk, b b. S b b, {az} H ayvanlar a rm a v e k o v a la m a nlemi. [DS] b2, [Far. b sf. Eksik; noksan, berm ek, [bi-mek > b-er-mek] {eT} gl. f i [- r ] Olgunlatrmak. [EUTS] binek, [Kenek. binek] {eT} is. zm salkm. [DLT] bkni, [Ar. bkm ^IS^o] (b k:n i:) {OsT} is. 1. Kendi dilini bilmeyecek kadar ahmak adam. 2. Arap ocuu olduu hlde Arapay bilmeyen ahmak. bmek, [bi-mek > b-mek] {az} gsz. f i [- e r ] Pimek. [DS] bra, [Ar. breS^iJ (b ra:) {OsT} is. Sevinli ha ber; mjde. bter, [Far. bter >a>] {OsT} is. tp. Kurdeen, bterem , [Far. bterem j>>io] {OsT} is. tp. -* b ter. bteri, [Far. bter lSjJ (b teri:) {OsT} is. tp. -* bter. bk, [bi-mek (olgu nlam ak; a lm a k; deneyim kazan m ak) > bi-k > b-k] is. 1. Beik. 2. Birbi rine alm olanlar; birbirlerini iyi tanyanlar 3. li dl olanlar; akraba; yaknlar; hsm. [EUTS] [IKPy.] 4. E dost; sevgili. [Gabain] [KPy.] brmek, [bi-mek > b-r-mek] {az} gl. f i [ii] Piirmek. [DS] bt1, [eT. bit > bt c JJ {OsT} is. Bit. bt2, [Far. bt o j J {OsT} is. 1. Put. 2. Tapnlan ey. 3. Sevgili. 4. sf. m ecaz. Gzel. S bt-gede, {OsT} P uta tapan larn tapna.\\ bt-hne, {OsT} T apnak.\\ bt-i perve, {OsT} P e r i g ib i g zel.| bti | snmak, {eAT} Yz d e iip bozu lm ak; gnlii d a ra lm a k ,| bt-lal, {OsT} H ayran o lan ; a a n ; a | kn. | bt-nigr, {OsT} P ut y a p a n ; pu tu ; p o rtreci. \ | \ {OsT} is. 1. Kkl. 2. At yelesi. 3.

krpe. 2. is. Bir nesnenin ucu ve ba. 3. Gen kz ve olan. bssed, [Ar. bssed
{O s T} is. Mercan.

bst, [t. busto (gs) > Fr. bste] is. 1. nsan ba ve gvdesinin st ksmnn heykeli; ba heykeli. 2. terz. Kadn vcudunun gs ksm, bstah, [Far. bsth ^ ^ {OsT} sf. Kstah; utan ;] maz; edepsiz, bstan, [Far. bstn > Ar. bstn {OsT} is. Ba bahe; bostan, bstani, [Ar. bstn! van; bostanc, bste, [Far. bste 4^~>] {OsT} is. bot. Fndk, bstec, [Far. bstec {OsT} is. -* bstek. (b sta:n i:) {OsT} is. Bah (bsta.n)

bstek, -i [Far. bstek dk~j] {OsT} is. 1. bot. Ak gnlk. 2. Fstk zamk, bsteli, [? bustul / bstel] {eT} is. Karapaz denilen bitki, (Atriplex horten sis). [DLT] bstiyer, [Fr. bustiere] is. 1. Omuzlar ve gbek bl gesini akta brakan bir tr kadn elbisesi. 2. Sut yen. bstka, [Ar. bstka ( b s t . k a ) {OsT} is. K k kp; kpiik. bsuk, -ku [Ar. bsk (biis:k, k kalr s y le

nir) {OsT} is. 1. Aacn boy atmas, boylamnas. 2. Birinin, akranna stn olmas. bsul1, -l [Ar. bsl (bsu.l) {OsT} is. 1. S

vlarn ya da ieceklerin mayalanma sonucu tatlar nn arlamas ya da ekimesi. 2. Bir eyin haram olma zellii kazanmas. bsul2, -l [Far. bsfll J_j~>] (bsr.l) {OsT} is. Lanet, beddua.

BT

M T M M .

bt-perest, {OsT} P uta tapan.| bt-perest, {OsT} bthane, [Far. bt-hane iiU ^] {O | sT} is. inde tapn P u ta tapan .| bt-perve, {OsTj P e r i g ib i g iiz el.j | | lan putlarn bulunduu tapmak, biit-iken, {OsTj P ut kran .| bt-ikest, fOsT} Put | btirat, [Fr. butyrate] is. kim. Btirik asidin tuzu ve krclk.\\ bt-tir, {OsT} 1. Put y a p a n ; p u t oyan. ya esteri. 2. Heykeltra.\\ bt-tir, {OsT} Put y a p c l .| | btirik, -i [Lat. butyrum (ya) > Fr. butyrique] sfi bt yonm ak, {eAT} Put yapm ak. kim. (Asit ve aldehit iin) tereyanda, yaban havu btadien, [Fr, butadine] is. kim. Yapsnda iki tane cu esansnda, terde ve kas znde bulunan CH3ift ba bulunan iki hidrokarbon; C 4 H6; CHr CFL-COOH formll normal, keiboynuzunc h 2= c h - c h = c h 2 da bulunan (CH 3 ) 2 CH-COOH formll izobritik b tan 1 [Far. btan j b j (bta:n) {OsT} is. 1. Putlar. , kimyasallarla ilgili, 2. Gzeller. btirin, [Fr. butyrine] is. kim. Tereyanda bulunan btan", [Fr. butane] is. kim. Dk basn altnda svlatrlarak metal tpler iinde yakt olarak kul lanlmak zere pazarlanan C 4 H 0 formlndeki doymu hidrokarbon, btangaz, [btan+gaz] is. Yakt olarak tplere dol durularak datm yaplan gaz. bte, [Lat. bulgaette (deri k esecik ) > Fr. bougette (kk k e s e ) / ng. budget] (b te) is. 1. Sarfiyat plan; harcama listesi. 2. huk. Devletin ve dier kamu tzel kiilerinin gelecek belli bir dnem iin deki gelir ve giderlerini tahmin eden ve bunlarn tahsil ve harcanmasna izin veren hukuk ilem. 3. gnl. B ir kiinin gelir ve giderleri. S bte a, B ted e g id erlerin g elirlerd en fa z l a olm as drumu.\\ bte aktarm as, D evlet h a rca m a larn d a p a r a s a rta c a tahm in ed ilen k alem lerd en p a r a s y etm ey e cek k a lem lere p a r a aktarm a bte fazlas, G elirlerin g id erlerd en o k olm as durumu.\\ bte hedeflerini amak, D evlet b tesin de tah min ed ilen g e lir y a d a g id erler i y l iin de fa z la s ile gerekletirmek.\\ bte kanunu, D evletin d a ir e ve kurum larm n y llk g elir ve g id er toplam n belirten v e bunlarn yrtlm esine izin v eren kanun. \ bte \ yl, Btenin uygulanm aya b a la d gnden ertesi y l ayn g n e k a d a r g een sre. bteleme, [bte-le-me] is. Bte yapma ii. btelemek, [bte-le-mek] gl. f i / - r / [-l(i)-y o r] 1. Gelir ve gideri bteye kaydetmek. 2. Bte yap mak. bte, [bt-mek > bt-] (bte:) {eT} zf. 1. ok; pek ok. [DLT] [KB] 2. (Zaman iin) ksa. [DLT] ' bteki, [bu+tek-i] {az} zf. Bizden tarafta olan; bu yandaki. [DS] bten, [Fr. butne] is. kim. Olefin grubundan form l C4 FI8 olan etilen hidrokarbon; btilen. bteyra, -a i [Ar. bteyra 1 eljv^] (b teyra :) is. 1. G ne. 2. Sabah, btg, [bt-mek > bt-g ] (btg:) {eT} is. Dk; def-i hacet. [EUTS] btgrm ek, [bt-mek > bt-gr-mek] {eT} gl. f i [ r] Bitirmek. [Clauson] btgsz, [btg-sz] {eT} sf. Tamamlanmam; ek sik. [Clauson] bir gliserinin esterine verilen ad. btkede, [Far. bt-kede yer. btk, [bt-mek > bt-k] (ocuk dili). [DLT]

is. Putlarn

bulunduu

{eT} is. Kaka; byk aptes {eT} gl. fi. [-

btkrmek, [bt-mek > bt-kr-mek] r] Bitirmek. [EUTS]

btm ek1, [bt-mek] {eT} gsz. fi [-er] 1. Bitmek; tamamlanmak; gereklemek. [EUTS] [Gabain] [KB] [ tigsizler] 2. Sona ermek; yok olmak. [EUTS] [Gabain] [KB] [ tigsizler] 3. (Ses iin) kslmak; kesilmek; alalmak. [KB] btmek2, [bt-mek] {eT} gsz. fi. [-er] (Yara iin) ka panmak; onulmak. [Ytiknelr] [KB] btmek3, [bt-mek] {eT} gsz. fi [-er] 1. (Bitki iin) bitmek; kmak; nevnema bulmak. 2. Yaratl mak. 3. Domak. [DLT] btmek4, [bt-mek] {eT} gsz. fi. [-er] 1. B ir eye inanmak. [EUTS] [Yknek] [KB] 2. Arzusu, dilei yerine gelmek; borcu veya alaca gereklemek. [ETY] [KB] 3. (Suya vb.) kanmak. [ETY] 4. Doy mak. [ETY] 5. krar etmek. [DLT] [KB] btmi, [bt-mek > bt-mi] panm; iyilemi. [DLT] btperest, [Far. bt-perest tapan kimse; putperest. 2. puta tapan.

{eT} s (Yara fi'.

iin) ka Putlara

{O is. 1. sT} sfi (Kii

iin) puta tapc;

btr, [bt-r-mek > bt-r- > btr-] tanbaa. [KB] btrrek, [btr-rek] iyice. [KB]

{eT} zfi. B a

{eT} zf.

Tamamen; tamamyla;

btrmek, [bt-r-mek > bt-()r--mek] {eT} ite, fi. [-r] Muhakeme olmak; tank getirmek. [DLT] btsemek, [bt-mek > bt-se-mek] {eT} gsz. fi. [-r] (Yara iin) iyilemee, kapanmaya yz tutmak. [DLT] bttl, [Ar. bdel => bttl ?] la. [DS] btu, -u u [Ar. btc silme. 2. Uzaklama.

{az} sfi Alk;

buda 1. K e

(btu:) {O is. sT}

1 B 1WS.731
btn, [Ar. batn > btn d ^ \ (btu:n) {OsTj is. 1. Karnlar. 2. Nesiller; soylar, btd, [bt-mek > bt-d] {eT} is. Bitme; tamam lanma; ikmal. [EUTS] btg, [bt-mek > bt-g] {eT} sf. 1. Btn; tm. [KPy.] 2. Dokunulmam. [KPy.] 3. (Yara iin) kapanm; iyilemi. [KPy.] btge, [Far. bta ? / Sansk. ? > biit ge] (bti'r.ge:) {eT} is. Patlcan. [DLT] btlmek, [bt-mek > bt-l-mek] {eT} edil. f . [- r] 1. nanlmak. [KB] 2. Tamamlanmak. [KB] 3. dnl. f Olgunlamak. [KB] btn, [eT. bt-mek (bitm ek) > bt-n jj^ ] sf. 1. Eksiksiz; tam. {eT} (eAT) (ayn) [EUTS] [DLT] [ tigsizler] [Gabain] [Yknek] [KB] 2. Paralara ayrl mam; tek para halinde. (eT) {eAT} (ayn) [DLT] [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] [Yknek] [KB] 3. ok sayda varlk ve nesnelerin tamam. 4. (Para iin) bozuk olmayan; byk miktarda ve tek banknot halinde. 5. Mmkn olduu kadar; olanca. 6. Biri cik, tek olarak. 7. {eT} {eAT} Doru; drst; sahih; mkemmel; salam. [Yknek] [KB] 8. is. Birlik; tamlk. S btn btn, Bsbtn; tam am en, iyi ce.\\ btn btne, Btn o la r a k .| btn eyle j mek, {eAT} B irletirip btn h le g etirm ek ; sa lam ve tam y a p m a k .| btn itmek, {eAT} B irletirip | btiin h le g etirm ek ; sa la m ve tam yapmak.\\ b tn olmak, {eAT} B irleip btn h le g elm ek ; s a lam ve tam o lm a k btnce, [btn-ce (biitii n ce) zf. 1. Btn ola rak. 2. sf. Btne yakn; btn grnmnde. 3. is. dbl. Dilbilimsel zmleme amacyla oluturulmu yazl ya da ses alma aralaryla kaytlar yaplm belirli saydaki sz veya cmle verileri, btncene, [btn-cene] (bt ncene) {az} zf. 1. Btn olarak. 2. Sa salim. [DS] btnc, [btn-c] sf. 1. Btne ilikin; btnle ilgili. 2. Btn savunan; btnden yana olan. S btnc ekonomi, eko. B ir m illetin b e lli dn em deki g e n e l ek o n o m ik etkin lik dzeyini ve ek o n o m ik byklkler a ra sn d a k i ilikileri tespit ed en e k o nomi d a l; m akroiktisat. btncl, [btn-cl] sf. Bir ideoloji adna btn ki isel abalar, etkinlikleri sk bir denetim altna alarak bireysel zgrle yer vermeyen ve bireyin hayatn her ynyle devlet otoritesine tabi klan; totaliter. btncllk, - [btn-cl-lk] is. Devletin bir ideoloji adna btn kiisel abalar, etkinlikleri sk bir denetim altna alarak bireysel zgrle yer vermeden, bireyin hayatnn her ynyle devlet otoritesine tabi olmas gerektiini savunan siyasi sis tem; totalitarizm. btnclk, - [btn-c-lk] is. fe l. eitli e lerden meydana gelmi bir btnde, var olmayan baz zelliklerin bulunduunu ileri sren felsefe, btnleme, [btn-le-me] is. 1. Btnlemek eylemi. 2. Eksii bulunan bir eyi btne tamamlama; ek sikliini giderme; btn yapma; ikmal. ? btn leme snav, eit. Sen e iin d e y a d a y a p la n ilk im tihan da derslerin den g e e r not a la m ay a n lar iin ala n ikinci b ir imtihan. btnlemek, [eT. btn-le-mek] gl. f . [- r ] [-l( )y o r ] 1. {eT} Gerekliini aramak. [DLT] 2. Eksii bulunan bir eyi btne tamamlamak; eksikliini gidepek; btn yapmak; ikmal etmek. 3. Ufak paralar btn para haline getirmek. 4. Haritaclkta uaktan ekilerek elde edilmi haritaya nehir, da, ehir ad gibi zellikleri ilemek, btnlemeli, [btn-le-me-li] sf. Bir ksm derslerin den baarsz olmu ve btnleme snavna girebi lecek durumda olan (renci), btnlenme, [btn-le-n-me] is. Btnlenmek eyle mi. btnlenmek, [btn-le-n-mek] e d il.f. [ -ir ] 1. Eksik ksm btne tamamlanmak; eksiklii giderilmek; btn yaplmak; ikmal edilmek. 2. (Ufak paralar iin) btn para haline getirilmek, btnler, [btn-le-mek > btn-le-r] sf. 1. Eksii bulunan bir eyi, kendisini katmak suretiyle btne tamamlayan; btnleyen; btnleyici. 2. Bir btn elde etmek iin eklenen; mtemmim, 1 btnler a, mat. B ir ann d e erin i 180 e tam am lam ak y iin eklen en a la rd a n h e r biri. btnleme, [btn-le--me] is. 1. Btnlemek ey lemi. 2. Btn durumuna gelme, btnlemek, [biitn-le--mek] gsz. f. [ -ir ] 1. Bir btn durumuna gelmek. 2. Bir btnn paralar olarak uyum iinde bulunmak; tek para gibi hare ket etmek. 3. inde bulunduu topluma ayale uy durmak; dayanma iinde olmak; kaynamak, btnletme, [btn-le-t-me] is. Btnletmek ii. btnletmek, [btn-le-t-mek] gl. f . [ -ir ] 1. Btn durumuna getirtmek. 2. Eksikliini gidertmek. 3. (Kk deerli paralar iin) toplam kadar daha byk para hline evirttirmek, btnleyen, [btn-le-y-en] sf. 1. Btn duruma ge tiren; mtemmim. 2. Btn duruma getirmek iin eklenen. btnleyici, [btn-le-y-ici] sf. Btnlemeyi sala yan; mtemmim, btnlk, - [btn-lk] is. 1. {eT} Doruluk; m kemmellik. [KB] 2. Btn olma durumu. 3. Btn olann nitelii, btnsel, [btn-sel] sf. 1. Btn nitelii tayan; total. 2. Btnle ilgili. 3. Btne ilikin, btnsellik, -i [btn-sel-lik] is. Btn olma duru mu.

BT

IMIIESM.
le insan gelecei zerinde etkiler yapma, ynlen dirmede bulunma gibi ilerin btn; sihir; afsun; fsun. 2. nsan zerinde artc etki brakan ola anst gzellik duygusu. 3. Kar durulmas g ekicilik, by bozmak, B ir biiyyii etkisiz h a le g etirm ek .| by ile balam ak, By sayesin de | etkisiz durum a getirm ek. | bysne kaplmak, | G zelliinin ve ekicili in in etkisi altn da kalmak.\\ bysne tavan ba, {az} Byden korkm ad m ifa d e iin sylen en sz. [D S]|| by yapmak, By ile etkisi altn a a lm a y a alm ak. bycek, -i [by(k)-cek > by-cek] sf. 1. Bir de receye kadar byk; byke. 2. Byk saylacak kadar. byc, [by-c] is. By yapan kimse. byclk, - [by-c-lk] is. 1. By yapma sanat. 2. yi veya kt ruhlarn yardmn salaya rak kazanld sanlan gcn kullanm. 3. m ecaz. Doa st gibi gelen her ey. byk, - [eT. bedk > beyk > byk] sf. 1. (Nes neler iin) boyutlar dierlerinden daha uzun olan. 2. Ortalamann stnde olan. 3. Nitelikleri stn olan. 4. Ya ilerlemi; yetikin. 5. nemli. 6. Elde ettii baarlar ve sekinlii nedeniyle benzerlerin den ayrlm bulunan. 7. is. spor. ounlukla 21 ya stndeki sporcularn katld yar grubu, fi1 byk abdest, D k; kaka.\\ byk abdesti (apte si) gelmek, G den b a rsa n d ak i dklar dar ka rm a ihtiyacn duym ak. | byk alad, {az} j p e k bce in in son uykusu. [D S]|| byk amiral, as. D eniz sa v a kazan m a m ira le verilen unvan. | | byk ana, B yk anne.\\ byk anne, Annenin veya baban n an n esi; nine. | byk ay, {az} O cak | ay. [D S]|| byk baba, Annenin vey a baban n b a b a s; d ed e. | byk ba, S r ve m an da g ib i ev cil | hayvan larn g e n e l a d .| byk bal, Akll.\\ b | yk b azar, {eAT} Panayr.\\ byk camgz, zool. S ca k ve lk den izlerd e y aayan , boyu m etreyi bulan, y zgelerin den y a p la n o r b a s ile mehur, y rtc b ir kem ikli b a lk ; (C archarhin u s plum beus).|| byk em ber, mat. B ir krenin m erkez den g e e n d zlem le kesiim i ile olu an em b er.| | byk k, {az} B ir tr kilim. [D S]|| byk dalga, fiz . (R adyo d a lg a la r iin) uzun dalga.\\ b yk dalg kuu, zool. G erdan l d a lg kuu.\\ b yk defter, A na d efter; d efter-i k e b ir .| byk d | nr, {az} fo lk . B e en ilen kz k ad n la r istedikten so n r a isteyen, a ile by bir erkek. [DS]j| byk dnrlk, {az} fo lk . K z evinde b ir se p et iinde sergilen en , o lan evinden g n d erilen lokum vb. hediyeler. [D S]|| byk eksen, B ir elipsin ek sen le rinden uzunluu en o k olan. | byk er, {eAT} | C en gver. | byk hanm , B ir ev d e bulunan kadn | larn en yals. | byk harf, zel isim leri ve cm | le ba la rn belirtm ekte kullanlan, d i er h a rfle re g r e b o y c a d a h a byk ve e k il bakm ndan fa r k l

btrm ek, [bit-r-mek > bt-r-mek] {eT} gl. f i [ r] 1. Tedavi etmek; saaltmak. [KB] 2. Salam hle koymak. [KB] 3. Alacan tanklamak; ispat etmek. [DLT] [KB] 4. Sona erdirmek; bitirmek; ta mamlamak; yerine getirmek; gerekletirmek. [EUTS] [ tigsizler] [Gabain] btr, [bt-mek > bt-r-mek > btr-] feT} zf. Tamamyla; hepsi; topu; batan baa. [EUTS] [Gabam] btmek, [bt-mek > bt--mek] {eT} ite, f . [ r] Bitimek; birlemek. [Clauson] btt, [bt-mek > bt-t] {eT} is. Bitme; tamamlan ma; ikmal, tekml. [Gabain] [EUTS] bvan, [Ar. bvn olj>] (bva:n) {OsT} is. adr di rei; direk. bve, [b > be / bve] is. zool. Srsineigiller familyasndan 2 cm. boyunda, tknaz gvdeli, ksa ve gl hortumu ile srlarn derilerini delerek kan emen, nokra ad verilen hastala sebep olan bir tr sinek; erice, be, belek, nokra sinei, gm sinei, (H ypoderm a bovis). bvelek, -i [bgel-mek > bvel-ek dU -* bvelek; bve. bvenmek, [bge-n-mek / bve-n-mek] {az} gsz. fi. [-ir ] Eilmek; melmek. [DS] bvet1 [bge-mek > be-t > bvet] {az} is. 1. , Suyun nne ekilen set; bent. 2. Irman en derin yeri. 3. Kuyu. 4. Mandalarn serinlemek iin girdii bataklk. 5. it. 6. Su birikintisi. [DS] bvet2, [Fr. bvette] is. 1. Yiyecek, iecek satan kk dkkn. 2. Kk istasyon bfesi, bvkirmek, [br-kr-mek / bv-kr-mek] {eT} gl. f i [- r ] -* brkirmek. bvkrm ek, [br-kr-mek / bv-kr-mek] {eT} gl. fi. [- r] - * brkrmek. byeyz, [Ar. byeyz^i-o] {OsT} is. biy. Yumurtack, bylk, [by-lk ? iijJu^j] {Os T} is. Gonca, byu, -uu [Ar. by' (by:) {OsT} is. 1. Sat {OsT} is.

malar; satlar. 2. Satn almalar. 3. Satlmalar, byud, [Ar. byd Jj~j] (byu:d) {OsT} is. Yok olma, byn, [Ar. bn> byn j j * ] (byu:n) {OsT} is. Bl geler. byt, [Ar. beyt (ev) > byt Oj^] (byu:t) {OsT} is. 1. Evler. 2. Ev halklar; aileler, byutat, [Ar. byt-t o b j^ ] (byu:ta:t) {OsT} is. 1. Ev kmeleri. 2. Soylu aileler. 3. Soylu kiiler, byuz, [Ar. beyz > byz Yumurtalar. by, [eT. bg / bg (hikm et) > bgi / by] is. 1. nsan ve tabiatla ilgili olarak, bir takm gizli gler (byu:z) {OsT} is.

S l lfl B I C t S M

733

BY

bylenmek, [by-le-n-mek] edil. fi. [-ir ] 1. Kendi Bykay, [byk+ay] is. gk. b. Gk yznn ku sine by yaplarak etki altna alnmak. 2. gsz. zey kutbuna yakn bir takm yldz, m ecaz. Bir gzellikten, ekicilikten ar derecede byke, [bylc-e] sf. 1. Olduka byk. 2. Biraz etkilenmek; kendini alamamak, byk; bycek. 3. ok nemli, byleyici, [by-le-y-ici] sf. 1. insann kendini bykeli, [byk+eli] is. Bir devletin, diplomatik alamayaca kadar olaanst ekici ve etkileyici; grevleri yrtmek iin baka bir devlete gnder sihirli. 2. m ecaz. ok gzel. 3. Uygun; cazip. S dii srekli temsilci, byleyici zellik, nsan hayran bra k an y a d a bykelilik, -i [byk+eli-lik] is. 1. Bir lkenin ken din e eken , ba lay an nitelik; ira d esin i k u lla baka bir lkede bulundurduu srekli temsilcilik. nam az durum a g etiren etki; g zellik; alben i. 2. Bykelinin grev yapt yer ve makam. 3. byleyi, [by-le-y-i] is. Bylemek eylemi ya Bykelinin grev yapt konut ve bal servisle da biimi. rin bulunduu bina, bylte, -ci [by-l-t-e] is. Fotoraf ve resimleri bykleme, [byk-le-me] is. Byklemek eylemi, bylterek basmaya yarayan alet; agrandisr. byklemek, [byk-le-mek dUS"^] {OsT} gl. f . [byltme, [by-l-t-me] is. 1. Bytmek ii. 2. r] Sayg gstermek; ilcramda bulunmak, Fotoraflara daha byk boyut kazandrma ilemi; byklenme, [byk-le-n-me] is. Byklenmek ey agrandisman. lemi; kibirlenme, byltmek, [by-l-t-mek] gl. fi. [- r] 1. Bir eyi byklenmek, [byk-le-n-mek gsz. f i [olduundan daha byk hle getirmek; genilik ya ir] 1. Kendini olduundan daha byk gstermek; da byklk kazandrmak. 2. (Resim, harita vb.

yazlan harf. | byk kalori, 1 kg. suyun scakln | 1 a tm o sfer basn altn d a 14,5C 'den 15,5C'ye ka rm a k iin g er ek en s en erjisi miktar, k ilo k a lo ri.| byk kna, {az} fo lk . G elin a lm a gnii. | [DS]|| byk krk, {az} fo lk . D oum yapm bir kadnn krknc giinii. [DS]|| byk lle, {az} K rkteki byk h a v a borusu. [DS]|| byk mevlit ay, H icr a ylardan R eb iiilev v el ay.\\ byk mut, {az} 18 ten ek elik (360 litre) tahl ls. [DS]| | byk nian, {az} fo lk . K k niandan so n ra y aplan nian. [DS]|| byk orta, spor. Yal g re ve k ara k u ca k ta b a alt ile o rta boy a ra sn d a k i bir a rlk kategorisi. | byk ksrk, {az} tp. | B o m aca. [DS]|| byk nerm e, mant. B ir kyasn nc llerin den byk terim veya sonucun yklem in i iinde bulunduran,| byk panda, zool. T aban n a | b a s a r a k yryen, ba ve g v d esi beyaz, d rt b a ca koyu kesta n e ren gin de aydan biraz d a h a byk m em eli hayvan ; (A ilu ropoda melanoleuca).\\ b yk peder, B yk b a b a ]| byk sar, {az} rm ik y a p m a kta kullanlan iri ve sa r b ir buday. [DS]|| byk sesli uyumu, dbl. T rke k elim elerd e ilk hecenin nls kaln ise d i er h ecelerin nlleri d e kaln; e e r ilk h ecen in nls in ce ise d i er h e c e lerin nlleri d e in ce olm as ku ral.| byk sy | lemek, Gcnn dn daki ey leri v a at etmek.\\ b yk sz, K ad erin in stnde dilek.\\ Byk szme tvbe! Byk s z sylem ekten saknmak.\\ byk ehir, B eled iy e sn rlar iin d e birden o k ile bu lunan e h ir ; anakent.\\ byk tansiyon, tp. K a lp at sra sn d a k i d a m a r ii basnc. | byk terim , | B ir kyasta son u nerm enin yklem in i oluturan terim. | byk tvbe ay, H icr a y lard an C em azij y levvel ay.\\ byk nl uyumu, dbl. - * byk sesli uyumu-H byk yemin etmek, B ozulduunda k efareti b ile d en e m e y ece k k a d a r kt yem in et mek.

byklk taslamak. {OsT} (ayn) 2. Kibirlenmek; bbrlenmek, bykleyin, [byk-leyin] {az} zf. Byke. [DS] bykl, [bytik-l] sf. Aralarnda byk bulunan. S bykl kkl, H er yatan ve h e r dzeyden. byklk, - [bylc-lk] is. 1. Byk olma duru mu. 2. Byk olan eyin nitelii. 3. Ho grl bir kiinin nitelii; balayclk. 4. Ho grl kiiye has bir davran; byklk; ululuk. 5. Yldzlarn bal parlakl. 6. mat. Bir l ifade eden btn varlklar, f? byklk gstermek, B a lay c ve h o gr l d avran m ak; ululuk gsterm ek]] byk lk hastal, p sikol. K en din i olduundan d a h a stn ve byk grm e, g sterm e h a stal ; byk lk hezeyan ; byklk kuruntusu; m eg a lo m an i,[| byklk taslam ak, K en din i stn, ba k a la rn diik g rm ek ; kibirlenm ek, bb rlen m ek. bykseme, [byk-se-me] is. Byksemek eylemi, byksemek, [byk-se-mek] gl. f i [-r ] [-s( )-y or] 1. Bir eyi olduundan daha byk olarak deer lendirmek. 2. Abartmak. 3. Birine veya bir eye deer ve nem vermek, byks, [byk-s] sf. 1. Byke. 2. Bymesine. 3. Byme benzer, byksnmek, [byk-sn-mek] {az} gsz. f i [- r] Kendini byk grmek; byk saymak. [DS] byleme, [by-le-me] sihirleme. is. Bylemek eylemi;

bylemek, [by-le-mek] gl. f i [ - r ] [-l( )-y or] 1. By ile etki altna almak; by yapmak; sihir yapmak. 2. m ecaz. Ar lde etki altna almak; cezbetmek; kendine ekmek, byleni, [by-le-n-i] is. Bylenmek eylemi ve biimi. bylenme, [by-le-n-me] is. Bylenmek eylemi,

BY

IMIMM.
kk. [Zlfkar] biiz bz, biiz-de-k, b z-de-k-le-m ek, b z-de-le-m ek. S bz bz, jaz} 1. M ymnt; b e ceriksiz; p srk. 2. ten p a zarlkl. [DS] bz2, [Far. bz j j {OsT} is. zool. Kei, 0 biiz-bn, {OsT'} K e i o b a n .| bz-e, {OsT} K e i yavrusu; | olak. | bz-dil, {OsT} K e i y rek li; korkak. | bz| | gle, {OsT} O lak.| bz-i kh, {OsT} D a keisi. | bz3, [Flaman, buis (boru) > Fr. buse] is. 1. Akc maddelerin akn ve boalmasn salayan beton veya seramik boru; knk. 2. Akc maddelerin ak n kontrole yarayan profil boru, bzak, [Ar. bzk Jjj] (b za:k) {OsT} is. Salya; t krk. bzdek, -i [bz (yans.) > bz-dek] {azj sf. Mymn t; beceriksiz; psrk. [DS] bzdeklemek, [bzdek-le-mek] {az} gsz. f i [ - r ] [l(i)-y or] Miskince hareket etmek; oyalanmak; du raksamak. [DS] bzdeklenmek, [biizdek-le-n-mek] {az} d n l.f. [ir] Mzmlamak; miskinlemek; oyalanmak. [DS] bzdelek, -i [bzde-le-k] {az} sf. 1. Miskin; ps rk. 2. Buruuk. [DS] bzdelemek, [bzde-le-mek] {az} gsz. f i [ - r ] [-l(i)y o r ] Miskinlik etmek; oyalanmak; duraksamak. [DS] bzdeik, -i [bzde--ik] {az} sf. Uyuuk. [DS] bzdk, - [bz-d-k] {az} sf. Miskin; pisinle; mymnt. [DS] bzdm, [bz-mek > bz-dm jOjJ {OsT} {az} is. 1. Kuyruk sokumu. 2. Ans. [DS] S bzdm kemii, {eAT} {az} K uyruksokum u kem ii. [DS] bzdrme, [bz-dr-me] is. Bzdrmek ii.

iin) boyutlarm uzun tutarak byk bir rneini yapmak. 3. m ecaz. Abartmak, byltc, [by-l-t-c] sf. Byltme iini yapan; bylten. byl, [by-lii] sf. 1. By yaplm olan; sihirli. 2. nsann kendini alamayaca kadar olaanst ekici ve etkileyici zellii bulunan; cazibeli; albe nili. byme, [by-me] is. 1. Bymek ii. 2. biy. Bede nin btnnde veya bir blmnde boyut artmas. 3. ekon. Bir dnem iinde bir veya birka ekono mik gstergenin ykselmesi. 4. (ehir, ky, fabrika vb. iin) fazlalamak; genilemek. bymek, [eT. bedmek > beymek > by-mek] gsz. f i [ - r ] 1. Organizmann btnnde veya bir blmnde boyut artmak; gelimek. 2. Eskisinden daha iri duruma gelmek; irilemek. 3. Ya artmak; yalanmak. 4. Yetimek; boy atmak; serpilmek. 5. Says, ls artmak. 6. iddeti, etkisi artmak; glenmek. 7. nem kazanmak; deerlenmek. 8. Rtbece ykselmek. 9. tibar artmak, fi1 bym de klm, D avran bakm ndan b y klere b en zeyen ; yan dan o k ilerid e olum lu d av ran lar serg iley en o cu k iin kullanlr. bynmek, [by-n-mek Bymek. bysel, [by-sel] sf. 1. By ile ilgili. 2. Byye ilikin. byte, -ci [by-t-e] is. fiiz. Cisimleri yaknlat rarak byk gstermeye yarayan mercek; pertavsz, (1935). bytken, [by-t-ken] sf. Bymeye yol aan. S bytken doku, biy. B itk ilerd e bym enin m eyda n a g eld i i siirgen doku ; kam biyom . {eAT} d n l.f. [- r]

bzdrmek, [bz-dr-mek] g l. fi. [- r ] 1. Bzlme sini salamak. 2. Bzlmesine sebep olmak. 3. bytme, [by-t-me] is. 1. Bytmek eylemi ve Bzmek. etkisi. 2. Birisi tarafndan baklp yetitirilen kimse. 3 . g k b. Uzakta duran cisimlere ya da yldzlara bzeyr, [Ar. bzeyr y.y] {OsT} is. biy. Sporcuk. bir optik aletle bakld zaman gren ann, plak bzgale, [Far. btizle dU-jj] (bza.Te) is. Kei yav gzle bakld andaki aya oram, rusu; olak. bytmek, [by-t-mek] gl. f i [- r ] 1. Hacim veya alanca daha fazla duruma getirmek; geniletmek. 2. bzgen, [bz-gen] sf. anat. Vcuttaki herhangi bir geidi veya akl ap kapatan emberimsi kas; Beslenmesini ve bakmn salayarak yetitirmek. muassra. 3. Gelitirmek; ilerletmek. 4. fz . Mercekler veya aynalar araclyla insanda bykm hissi uyan bzg, [bz-g] is. terz. Dikite bir ipliin ekilmesi ile meydana getirilen kk pililer eklindeki dadrmak. 5. m ecaz. Olduundan daha fazla gster ralt. mek; anlatmak; abartmak, bzg, [bz-g] {az} is. alvarn paa ba; u bytlme, [by-t-l-me] is. Bytlmek ii. kur. [DS] bytlmek, [by-t-l-mek] edil, f i [- r] 1. Byk bzgleme, [bz-g-le-me] is. Bzglemek ii. hale getirilmek. 2. Beslenip baklarak yetitirilmek. 3. Abartlmak. 4. Yceletirilmek, ululatrlmak. byt, [by-t-] is. Bytme ii ve biimi, byy, [by-y-] is. Byme eylemi ve biimi. b z1, [biz / biz / bz (yans.)] is. ten kamay, kay tarmay, mymntlk ve mzklk etmeyi anlatan bzglemek, [bz-g-le-mek] gl. f i [-r ] [-l( )-yor] 1. Bzg biimini vermek. 2. Bzg oluturmak, bzgl, [bz-g-l] sf. 1. Bzgs olan. 2. Bzle rek dikilmi olan, bzgsz, [bz-g-sz] sf. Bzgs olmayan.

TRCE SO M 735

______________________

__________________________________________ BY
bzlmek, [bz-mek > bz-l-mek] edil. f . [- r] 1 . Sktrlmak suretiyle boyutlar daraltlmak. 2. (Kuma iin) krmak; ts bozulmak. 3. dnl. f . Korku, aknlk gibi psikolojik etkenlerle bir kena ra ekilmek; susmak; sinmek. S bzl dmek, {OsT} Buruup kalm ak. bzl, [bz-til-] is. Bzlmek ii ve biimi, bzrg, [Far. bzrg S j^ ] {OsT} sf. 1. Ulu; byk. 2. Uzun. 3. htiyar. 4. Gl. 5. Kutsal. 6. is. Bakan 7. Trk mziinde birleik bir makam. S bzrgdil, {OsT} Gnlii y c e; eli a k ; cm ert.| bzrg| himmet, {OsT} Yksek davranl]] bzrg-meni, {OsT} A sil diinl; gururlu.| bzrg-sl, {OsT} | Yal.\\ bzrg-vr, {OsT} K u dretli; soy lu .| b| zrg-vr, {OsT} Byklk; sa y g d e erlik ; ululuk.\\ bzrg-zde, {OsT} Soylu kii ocuu. bzrgn, [Far. bzrg > bzrgn g ;n ) {OsT} is. Bykler; ulular, bzrgne, [Far. bzrg> bzrg-ne 4 jy ] (bzrilS g :n e) {OsT} zf. Byk kiilere yakacak biimde; ululara yakr. bzrg, [Far. bzrg yklk; ululuk, bz, [bz-] is. Bzmek eylemi ve biimi, bzme, [bz--me] is. Bzmek eylemi, bzmek, [bz-mek > bz--mek] dnl. f . [- r] 1 . Bzlerek hacmini, alann veya boyunu daraltmak. 2. Kr kr olmak; burumak. 3. Bzlmek, bztrme, [bz--tr-me] is. Bztrmek eyle mi. bztrmek, [bz--tr-mek] gl. f . [-iir ] Bz mesine yol amak, bztrclk, - [bz--tr-c-lk] is. Tanenli maddelerde bulunan dericilikte alt derinin kuru masn salayarak derinin st yzeyinin bzme sine yol ama zellii, bzk, - [bz--k] sf. 1. Bzlerek boyutlar klm olan. 2. Buruuk; krk, bztmek, [bz-t-mek] {az} gsz. f. [- r ] Souk tan uyuup bzlmek. [DS] bzzaka, [Ar. bzzka (b zza;ka) {OsT} is. K a b jy>] (bzrgi:) {OsT} is. B (bzr-

bzie, [Far. bz-e 4 ^ ] (biizi:e) {OsT} is. Kk * kei; olak. bzm, [Ar. bzm?.i>] {OsT} is. 1. Doru karar; doru oy. 2. Kesin karar. 3. Kuvvet. 4. Tahamml; dayankllk; sertlik, bzme, [bz-me] is. 1. Bzmek ii. 2. Az bzgl rme para kesesi. 3. (az} st dar alt geni kadn elbisesi. [DS] 4. {az} Kol az; yen. [DS] 5. {az} Bzg. [DS] 6. sf. Az bzlerek kapatlan. 7. B zlm. 0 bzme don, P a a s bzgl kadn a l var. bzmece, [bz-mece] {az} is. tp. Sinirin ekilip b zlmesi. [DS] bzme, -ci [bz-me] {az} is. 1. Kesenin iple bzlen az ksm. 2. Kol dmesinin dikildii yer. 3, Bzlen kuman kvrntl yeri. [DS] bzmek, [eT. br-mek (burm ak, sarm ak) > bz-mek dUjjJ gl. f . [ - e r ] 1. Sktrarak ve kvrarak da raltmak, kapatmak. 2. terzi. Bir elbisedeki bolluu gidermek iin geirilen iplii ekmek suretiyle da raltmak. 3. {eAT} Burmak, bzrk, - [Far. bzrg] {OsT} is. -* bzrg. bzug, [Ar. bz j-jjJ (bzu:) {OsT} is. 1. Doma. 2. kma. 3. Domaya balama, bzur, [Ar. bezr (tohum) > bzr jjJu] (biizu:r) {OsT} is. Taneler; tohumlar, bz rat, [Ar. bzr > bzrt oljjju] (b zu :ra:t) {OsT} is. (oulun oulu) Taneler; tohumlar, bzzet, [Ar. bzzet o ijJo ] (biizu:zet) {OsT} is. 1. Danklk; pejmrdelik. 2. Kyafetsizlik. 3. Pinti lik. S bzzet-i hl, {OsT} st b a dkkl; kyafet p erian l . bzc, [bz-mek > bz-c] sf. 1. Bzme iini ya pan; bzen. 2. anat. (Kas iin) baz kanallar ve de likleri epeevre saran ve daraltan, bzk, - [bz-mek > bz-k] sf. 1. Bzlm, daralm olan. 2. {az} is. Kaim barsan bitimi; ans; makat. [DS] 3. a rg o. Gz peklik; cesaret. 4. Utanga. S bzk bzk, (Yz veya cilt iin) y a r a izlerinden bozulm u, y e r y e r bzlm.\\ bzk devirmek, {az} Yan yatm ak. [DS] bzkta, [bzk-ta] is. a rg o. 1. Arkada; kafadar; kafa dengi. 2. karlar ayn olan kiiler, bzlebilirlik, -i [bz-l-e+bil-ir-lik] is. 1. Bzlebilme nitelii. 2. Baz doku ve organ paralarnn lokal etkiler altnda boyutlarn bir derece kiiltebilme zellii. 3. Nem oran deitii zaman odun ve kerestede meydana gelen hacimce deime zel lii. bzlme, [bz-mek > bz-l-me] is. 1. Bzlmek eylemi. 2. fz . Is etkisi ile cismin boyutlarnda meydana gelen klme.

buksuz salyangoz; smkl bcek, bzzk, - [bz-mek > bz(z)-k] is. arg o. zk.

by-pass, [ng. by-pass] (baypas) is. 1 . kinci yol. 2 . Bir akkann ana devresinden herhangi bir aleti ayrmaya veya kontrol etmeye yarar ikinci boru. 3. Ek borular ve bunlar kontrol eden vana.

mm
s u

c, [c / C] (ce) 1. Latin asll Trk alfabesinin nc harfi olup titreimli, sreksiz bir di-dudak ns zdr; c e diye adlandrlr. 2. Sralamada ncy gsterir. 3 . fz . In bolukta yaylma hz sembo ldr. C 1, [Fr. carbone] ksalt, kim. Atom numaras 6, atom arl 12.01 olan, doada elmas, grafit gibi billur lam ya da maden kmr, linyit, antrasit gibi e kilsiz olarak bulunan karbon elementinin sembol. C2, biy. Suda znen bir vitaminin (a sc o rb ic asit) ad. C 3,fz . (C ) C elsius termometresinde scaklk l m yzdelik birimi. C \ fz. Elektrik miktar birimi c o lo m b un sembol. C5, mat. 1. Roma rakamlarnda 100 saysn gsterir. 2. mat. Karmak saylar kmesinin sembol. C , mz. Alman ve ngiliz nota sisteminde do nota sn gsterir. -ca1, [-ca /-ce / -a / -e] ek. e. smin eitlik hli ekidir; sfatlardan sfatn niteliine yaknlk bildirir; ancak trettii kelimeler kalc nitelik tadndan bu ek yapm eki nitelii kazanmtr, eski-ce, y a l ca. -ca2, [-ca / -ce / -a / -e] y ap. e. 1 . simden isim tretme ekidir. Eitlik, benzerlik, gibi, grelik, nis pet kavramlarn veren sfat ve zarflar yapar; {eATj (ayn)', uzunca (boy), uzunca (dnmek), o k a (para), o k a (kazanm ak). Yoktur ann yan n da bir k lca (kl k ad a r) itibarm . Fuzul. 2. Bu sfatla rn kalc isme dnt grlmektedir; siv ilce (< siilce), k a ra ca , yum u aka, stlce. 3. sme o la ra k " anlam katarak zarflar yapar: dosta, gizlice, yalnzca. 4 Nispetle, -e gre, itibaryla kavramlar katarak zarflar yapar: ben ce, insanca, y lla rca , gn lerce. 5. Tarafndan kavram katarak zarflar yapar: derneke, hkm ete, yn etim ce. 6. Ulus adlarn dan dil ve lehe adlar yapar: Trke, A rapa, n gi lizce, Trkm ence, zbeke, K a za ka . 7. Yer ve me kn kavramlar katarak isimler yapar: lca, k a p lc a (< k ap a lca ), D zce, am lca, ekm ece. 8. /eAT} -

da. B en dahi ann la g iile dutup inayet-i H ak ile bastm ta kd irce (takdirde) a y et ki yorulm u idim. Siyer-i Darr. 9. {eAT} -dan. A rd ca (arttan g e len)... Kanunl-Edeb. 10. {eAT} -a uygun olarak. E e r g elm ey e idin bu n lar ile m u rad ca elleem ez id ik dediler. Ebamslimname. 11. {eAT} Kltme, andrma anlatr. B ed en d e can tu tacak k a d a r c a az g d a ve yiyg. Babl-Vast. 12. {eAT} le. O d ilc e (ile) ine idi h a lk a Frkan. Muhammediye. 13. {eAT} -ck. H u b lar ire im di b ir d a n eced ir (tan e ciktir). /4k mer. 14. {eAT} ... boyunca. Bu h l ile y o lc a (yol boyun ca) y o ld a olu p gittiler. Antemame. 15. {eAT} -acalc kadar. B ir b a rta k s a r c a (s a c a k kad a r) kp vaz idiip o l sudan intifa ide. eriye Sicilleri. C a, [Fr. calcium] is. kim. Atom numaras 20, atom arl 40,08 olan, beyaz renkte, bakla kesilebilen, younluu 1,54, ergime scakl 810C olan toprak alkalilerinden en yaygn olan, kalsiyum ele mentinin sembol. c a 1, [Ar. cemziyel-hr U-] (c a :) {OsTj ksalt. Arap aylarndan Cemaziyelahir in ksaltmas. ca2, [Far. c / cay ^U- / U-] (ca :) {OsTj is. 1. Yer. 2. Nokta; husus, t? c-be-c, {OsTj Yer y e r .| c-gir, [ Yer tutan; y e r le e n .| c-gzn, {OsT} Yer seen.\\ | c-nem z, {OsTj N am az y e r i; seccade.\\ c-yi behit, {OsT} C ennet g ib i yer. | c-yi dil nin, {OsT} | G nl a c yer.\\ c-yi iret, {OsTj k i i ile c e k y e r .| c-yi itibh, {OsTj T ereddt e d ile c e k nokta.\\ | c-yi mlahaza, {OsT} D n lecek n okta.| c-yi | penh, {OsT} S n la ca k y e r .| c-yi rh at, {OsTj | R a h at edilecekyer.\\ c-yi bhe, {OsT} phe ed i le c e k nokta. caadet, [Ar. ca'det coU=-] {OsT} is. Kvrcklk. ca b 1, [cab (yans.)] is. akrtl ses karmay, akr datmay anlatan kk. [Zlfkar] cab-r-t. cab2, [cab / cap (yans.)] is. Geliigzel, mark ve hoppaca davranlar anlatan kk. [Zlfkar] ca bck, cabcu k.

CAB

IMIRSM.
ve stte yaayan, Gney Avrupada yaygn pul kanatllardan yuvarlak beyaz zemin zerinde kur un izgileri bulunan pul kanatl pervaneler takm, (C a b e r a p u saria ). cabet, [Ar. cbet ojU -] (c a .b et) {OsT} is. Cevaplan drma; cevap verme, cabgn, [ap-malc > a. apkun / abm] {eAT} sf. (At iin) hzl giden; apgn. cab, [Ar. cb^ U -] {az} is. Suyolcusu. [DS] cabl, [cab (yans.) > cab-l] {az} is. Su iinde hare ket eden cismin kard ses. [DS] fi1 cabl cubul, {az} (Su iin deki h a rek et iin) se s kartarak. [DS] cabldam ak, [cab (yaas.^cab-l-da-m ak] {az} gsz. f . [- r ] [-d ()-y o r] (Su iinde hareket eden cisim iin) ses karmak. [DS] cabldatm ak, [cab (yans.) > cab-l-da-t-mak] {az} gsz. f . [-r ] Svy elle vurarak alkalamak; ses kartarak sratmak. [DS] cabnm ak, [eT. ap-mak > ap-m-mak] {az} dnl. f i [-r ] -* apmmak. [DS] cabrt, [cab (yans.) > cab-r-t] {az} is. ki sert cis min birbirine vurmasndan kan ses; akrt. [DS] cabi, [Ar. cibyet (vergi toplam a) > cb! ^U -] (c a :b i:) {OsT} is. 1. mparatorluk dneminde hara ve cizye ad verilen vergileri, vakf kiralarn ve zekt gibi hayr paralarn toplamakla grevli kimse. 2. z ool. ekirge, cabilik, -i [cabi-lik] (c a :b i:lik ) is. Vergi toplama ii; tahsildarlk. cabir, [Ar. cebr (zor, zorlam a, krk sarm a, dzeltm e) > cbir jjU-] (ca :b ir ) sf. 1. Zorlayan. 2. Krk kk. 3. Dzelten. S 1 C bir-i kll-i kesr, {OsT) K rlan, bozulan h e r ey i dzelten (Allah). cabiye, [Ar. cbiye ^U -] (ca :b iy e) {OsT} is. Havuz. cablak, - [cab (yans.) > cab-la-k] {az} is. Obruk; su biriken derin ukur. [DS] cablam ak, [cab (yans.) / e T ap (kam sesi) > cabla-mak] {az} gsz. f i [-r) [-l()-y o r] Uramak; didinmek. [DS] cabls, [Far. cbls (ca :b l :s) {OsT} sf. 1.

ca b , [cab / ab / ap (yans.)] is. Svlar iinde, ya l havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay an latan kk. [Zlfikar] ca b -a -la -k, ca b -b a -la -k , ca b-lda-m ak. cab4, [Ar. cb uU-] {OsT} is. 1. Gbek. 2. Krmz toprak boya. cab5, [ng. cab < Fr. cabriolet] is. Arabacnn oturma yeri ykseke yaplm bir tr Fransz at arabas. cab a1, [cab (yans.) > cab-a] {az} is. Toprak tencere; gve. [DS] caba2, [Ar. caba / Far. cib / t. giappaa (karlksz a lm a ) Ur] ( c a ba) is. 1. Alman bir eyin yannda karlksz olarak verilen nesne; bedava. 2. {az} Bahi. [DS] 3. zf. Ek olarak, yannda, fazladan. S caba etmek, H ed iy e etm ek.| caba ekmei, H ayr | iin y a p lp datlan ek m ek ; hayr re i. | abay | kesmemek, {OsT} K arlk sz o la r a k verm ekte d e vam etm ek. caba3, [? caba] {OsT} is. tar. mparatorluk dne minde, bekr ve topraksz kylye verilen isim. [Tietze] caba akesi, tar. im p aratorlu k dn em in de, tm ar sistem i uygulanrken ara zi sa h ib i olm ayp d a cretli a la n la rla t ccarlardan alm an yllk vergi. cabadan, [caba-dan] (ca ba d a n ) z f Herhangi bir c ret demeksizin, bedavadan, parasz olarak, cabalak, - [cab (yans.) > cab-ala-k] {az} is. 1. Ekin bime makinesinin pervanesi. 2. ri taneli ve sulu kar. [DS] abalam ak, [caba2 > caba-la-malc jll~ r] {OsT} gl. f . [ - r ] Armaan olarak vermek; caba vermek, aban, [Erme, evon / opan] {az} is. Kaim urgan; halat [DS] cab ar, [Rom. apari / zapari (g e b e ingene)] {az} is. ingene. [DS] cabbalam ak, [cab (yans.) > cab-b-ala-mak] {az} gsz. f. [ - r ] [-l()-y o r] Svy elle vurarak alka lamak; hareket ettirmek. [DS] cabbk, - [cab (yans.) > cab-b-k] {az} is. Su iin de hareket eden cismin kard ses. [DS] S cabbk cabbk, {az} (Su iin deki h a rek et iin) ses ka rta ra k. [DS] cabck, - [cab (yans.) cab+ck] {az} sf. 1. mark; hoppa. 2. Terbiyesiz; saygsz. [DS] cabcuk, -u [cab (yans.) cab+ck] {az} sf. -* cabclc. [DS] cabcup, [cab (yans.) > cab+cup (yans.)] {az} zf. Acemi kimsenin yz biimi. [DS] cabe, [Ar. ca'be dak; ok kuburu, cabe, [Ar. cbe <uU-] (c a :b e) {OsT} is. Bir tek cevap, cab era, [Lat.. cabera] is. zool. Trtllar kzlaa, hu (ca -be) {OsT} is. Okluk; sa

Dalkavuk; yaltaklanan; yaltak. 2. is. Yaltaklan ma; dalkavukluk. cablsane, [Far. cbls-ne (ca :b l :s a :n e) {OsT} zf. Dalkavuklara yakr biimde; dalkavuk a. cablsi, [Far. cbls ^ jL U -] (c a :b l :s i:) {OsT} is. Dalkavukluk; yaltaklk, cabu, [cabu] {az} is. 1. rt. 2. Pencere perdesi. [DS] cabul, [cab (yans.) > cab-ul] is. Svlar iinde, yal havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle

fll ffilt K

739

CAD

oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan yansmal gvde. S cabul cubul, {az Sulu ve ba } tak hlde. [DS] cabur, [cab (yans.) > cab-ur] is. Geliigzel, mark ve hoppaca davranlar anlatan yansmal gvde. S cabur cubur, {az} Ufak tefek; ie yaram az. [DS] cablka, [Far. cblk Lsi>U-] (ca:biilka) {OsT} is. 1. Sakinlerinin bin harfli bir alfabe kullandklar, dnyada var olan her eyin bir suretinin bulunduu, ldkten sonra iyilik yapanlarn gidecei kabul edi len bin kapl ve her kapsnda bin beki ile koru nan uzak douda yer ald sylenen efsanev bir ehir. 2. tasvf. nsann mutlak yaratana ynelme yolundaki ilk merhalesi, cablsa, [Far. cbls LJbU-] (ca:biilsa) {OsT} is. 1. Sakinlerinin bin harfli bir alfabe kullandklar, dnyada var olan her eyin bir suretinin bulunduu, ldkten sonra ktlk yapanlarn gidecei kabul edilen bin kapl ve her kapsnda bin beki ile ko runan uzak batda yer ald sylenen efsanev bir ehir. 2. tasvf. Mutlak ile mevsufun yani Allah ile insann birletii insan gayretinin son hedefi, caca, [Gre, aa > Az. cece > caca] {az} is. Pek mez yapm srasnda ras alnm dut. [DS] -cack, [-cack / -cecik / -ecik / -ack] yap. e. 1 . simlerden zarf yapar: usulcack, yavaack, g zelcecik. 2. Gsterme zamirlerinden sfatlar yapar:

Kvrck ve dolak sa; arapsa.\\ c a d- kalem, {OsT} 1. Giizel yaz. 2. Kaleme yapan mrekkep. 3. Yazarn kaleminden kan gzel yazlar. 4. mat. Yarm daire .| c a d- tr, {OsT} 1. Deve kvrc. | 2. mecaz. Vcudu ok tyl olan kimse.
ca d 1, -dd, [Ar. cdd / cadde / o^U] (ca:d) {OsT)

sf. Cidd; alkan; azimli.


cad2, [Gre, cadi / Erme, cat] {az} is. 1. Msr unu. 2. Msr unundan yaplan ekmek. [DS] cadaloz, [Ar. cd + loz / aloz (Yun. -os ekine uydu rulmu bir ek)] (c a daloz) sf. 1. (Yal kadn iin) huysuz; irret; ok konukan. 2. is. tiy. Trk kukla ve karagz oyununda huysuz, geimsiz ve enesi dk bir yal kadn tipi. 3. {az} sf. Cmert; yiit; becerikli. [DS] 4. {az} Az kalabal ile istedi ini elde eden; irret. [DS] 5. {az} Bilgili; grgl. [DS] cadalozlam a, [cadaloz-la--ma] is. Huysuz ve irret bir yal kadn durumuna gelme, cadalozlam ak, [cadaloz-la--mak] dnl. f. [-r] Huysuz ve irret bir yal kadn durumuna gelme, cadalozluk, -u [cadaloz-luk] is. Huysuz ve irret ol ma durumu; huysuzluk; irretlik; enesi dklk, cadde, [Ar. cadde

{OsT} is. Bir kentin iinde yer

alan geni ve ilek yollardan her biri, fi1 cdde-i kebr, {OsT} A na cadde .| caddeyi tutm ak, 1. Bir |

buncack, urcack, oncack.

engel koyarak caddeden geii durdurmak. 2. argo. B ir eyden ekinerek oradan uzaklamak; sv mak; toz olmak.

cack, - [Sansk. dadika (yourt ) > Erme, cacg] is. cad, [Far. cd is. 1. Bir takm doa st g 1. Sulandrlm yourt iine hyar veya marul do lere sahip olduu ve bu gcn de ktlk yap ramak suretiyle yaplm bir tr salata. 2. {az} A y makta kulland sylenen masal kahraman bir ko ran iine yufka krntlar konulmak suretiyle yap cakar. 2. Geceleri dolaarak rastlad kiilere k lan yiyecek. [DS] 3. {az} inde kekik, biber vb. tlk yaptna inanlan hortlak. 3. gnl. Byclk bulunan pasta eklindeki kelek. [DS] 4. {az} yapan, byclkten anlayan kadn. 4. Gzel gz. Semizotu. [DS] 5. {az} Mantar. [DS] 6. {az} Yeil 5. sf. (Kadn iin) kt, yal ve irkin. 6. argo. tahl. [DS] 7. {az} ine pirin veya bulgur ko (Kadn, kz iin) tuttuunu koparan, giriken ve be nularak yaplan sebze yemei. [DS] <3 cacn cerikli. cad bitik, {az} D manlk muskas. karm ak, {az} Ezmek; berbat etmek. [D S]|| cack [D S]|| cad gibi, 1. (Kadn, kz iin) sa ba da bile olm amak, argo. H ibir ie yaramamak.\\ ca nk, uzun trnakl, p is ve pasakl. 2. (Kadn, kz) ck olmak, argo. Herhangi bir sebeple kendisinden becerikli, giriken.\\ cad kazan, H er trl k geecek hle gelmek. cacklk, - [cack-lk] sf. 1. Cack yapmaya uygun ya da cack iin ayrlm olan. 2. argo. Enayi; ap tal; bn. caci, [Takentin eski ad olan / Cc > cc] {OsT} sf. 1. Takentle ilgili; Takente ait olan. 2. (Yay iin) iyi cins; kaliteli, cacim, [Far. ccim

tln, ihanetin, gvensizliin ok yaygn olduu y e r veya ortam. | cad kazan gibi kaynam ak, K a | rklk iinde olmak.\\ cad imiri, {az} Yap raklar daima yeil, ufak, sivri dikenli bitki. [D S]|| cad unu, {az} M sr unu. [DS] cadc, [cad-c] is. By ve dua gibi yollarla cadlar
kovduu sylenen kii, cadekirgesi, [cad+ekirge-s-i] is. zool. Vcutlar yaadklar yerlere uygun renkte olup gvde ve ba caklarnda bulunan dikenler yardmyla bcekil hayvanlardan korunabilen, tropik blgelerde yay gn iki bin tr bulunan, bazlarnn boyu otuz cm.yi geen bcekler familyas.

(ca:ci:m) {OsT} is. 1. Bir

tr kaba yn dokuma. 2. Renkli ipliklerle dokunan bir tr kaba kilim; cicim. 3. randaki Yrklerin dokuduklar ve kullandklar alacal uzun eritler, cad, [Ar. cad -u>-] {OsT} sf. (Sa iin) kvrck. S cad- engt, {OsT} Cimrilik.\\ ca d- girih-gr,

CAD

M K SOM.
caduyi, [Far. caduy (ca :d u :y i:) {OsT} is. B yclk; sihirbazlk. caf1, [caf (yans.)] is. Kzgn yan dkl srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] caf-la-m a. caf2, [caf / cif (yans.)] is. Gevezelik, az kalabal etmeyi, bu tarz tmeyi anlatan kk. [Zlfkar] c a f caf, c a f c i f ca fca fl. cafcaf1, [caf (yans.) > caf+caf] is. 1. Gsteri ama cyla yaplm ar ssleme; atafat. 2. {az} sf. Az kalabal yaparak amacna ulaan; irret. cafcaf2, [Far. cf-cf ^ W ] ( c a :fc a :f) {OsT} sf. (Kadn iin) iffetsiz; ahlaksz, cafcafl, [cafcaf-l] sf. Olaan d sslemesi olan; gsterili; atafatl, cafcof, [caf (yans.) caf+cof] {az} sf. (Konuma iin) iddial. [DS] cafcuf, [caf (yans.) > caf+cuf] is. 1. Az kalabal. 2. An ssleme; atafat, c a fer, [Ar. ca'fer y ^ r ] {OsT} is. co. 1. Kk akarsu. 2. Ssleme, hat ve minyatr yapmak iin kullanlan deerli bir kt tr. C a fer, [Cafers-Sadka n isb etle ca'fer ^ y ^ r ] is. s Caferiye mezhebinden olan. C a feriye, [Ar. ca'feriyye ^.y^r] is. Hz. Muhammed(s.a)in vefatndan sonra imamln Hz. Ali(r.a)ye getiini kabul eden ilik kolu; mamiye. caf, [Ar. cefa (eziyet) > cf ^JW] (c a .fi:) {OsT} sf. Eziyet eden; zulm yapan; cefa eden, caflak, - [cav-la-mak > cav-la-k] {az} sf. - * cav lak. [DS] caflam a, [caf (yans.) > caf-la-ma] {az} is. Kzgn ya yemek zerine dkldnde kan ses. [DS] cag, [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik (yans.)] is. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] cag -ak. cagak, - [cag (yans.) > cag-ak] {az} sf. Geveze; dedikoducu. [DS] cager, [Far. cer > W ] (ca : er ) is. Ku kursa, caggldamak, [cag (yans.) > cag(g)-l-da-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-d ()-y o r] Kark sesler kararak ba rmak veya tmek. [DS] caggldamak, [cag (yans.) > cag(g)-l-da--mak] {az} ite, f . [- r ] Bir araya gelerek barmak veya tmek. [DS] caggld, [cag (yans.) > cag(g)-l-t] {az} is. Oy nayan ocuklarn, ten kularn birbirine karan sesleri; cvlt. [DS] cagl, [cag (yans.) > cag-l] is. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan yans mal gvde. S 1 cagl cugul, {az} (Ses iin) a n la lm a y a ca k d e r e c e d e k a r k ve in celi kalnl. [DS]

cadlam a, [cad-la--ma] is. 1. (Kadmlar iin) huy suz ve irkin duruma gelme, ekilmez olma. 2. (Bitkiler iin) bakmszlktan yabani hl alma, allama. cadlamak, [cad-la--mak] d n l.f. [ -r ] 1. (Kadm lar iin) huysuz bir duruma gelmek, irkinlemek, ekilmez olmak. 2. (Bitkiler iin) bakmszlk y znden, yabani bir grnm kazanmak; allamak. cadlk, - [cad-lk] is. Cadya yakr tutum ve davran; huysuzluk; irretlik; cadalozluk. S ca dlk etmek, C ad g ib i davran m ak; huysuzluk et m ek. cadm aki, [cad+maki] is. zool. Gneydou Asya adalarmda yaayan san byklnde, byk ku lakl, uzun bacakl, kll bir maymun tr, (7arsius). cadsprgesi, [cad+spr-ge-s-i] is. bot. Askh mantar, virs, kene ve bakteri gibi canllarn mey dana getirdii urlar yznden baz aalarda g rlen sprge biimindeki srgnler demeti. cadi1, [Ar. cad Lpt-] (c a :d i:) {OsTj is. Dilenci. cadi2, [Far. cad P ^-] (c a .d i:) {OsT} is. Safran, cadib, [Ar. cdib/ cdibe {OsT) sf. Kusurlar aratran; kusur gren, cadil, [Ar. cdil J^U-] (ca :d il) {OsT} sf. Gl kuv vetli; grbz. cadis, [Ar. cdis / cdise / (ca .d ib )

4-0 U-] (ca:d is)

{OsT} sf. 1. (Toprak iin) orak; ilenmemi. 2. (Y er iin) harap; ykk. cad u 1 [Far. cd , (ca :d u :) {OsT} is. 1. Cad; byc. 2. Karakoncolos; hortlak; gulyabani. 3. sf. irkin kocakar; acuze. 4. (Gz iin) ok gzel. S cd-fen, {OsT} Byc; sih irb az.| cd-ger, | {OsT} Byc; sih irb a z .| cd-ger, {OsT} B | yclk; sih irb az lk .| cd-ke, {OsT} Byc k | ra n ; byc ldren.\\ cd-suhn, {OsT} insan kan d rc s z le r s y ley en ; s z leri ile insan byleyen. | cdu-vne, {OsT} -* caduvane.|| cdu| zebn, { OsT} D ili ile insan byleyen; bylercesin e. cadu2, [Gre, cadi / Erme, cat] {az} is. 1. Msr unu. 2. Msr unundan yaplan ekmek. [DS] caduluk, -u [cadu-luk] {OsT} is. Cadlk; by clk; sihirbazlk. S caduluk eylemek, {OsT} B yclk yapm ak. cadus, [Lat. cadus] is. 1. Az geni, byk kp. 2. Yaklak 38 litreye eit hacim ls, caduvane, [Far. cdvne -ljjiU-] (ca :d u :v a :n e) {OsT} zf. Byclere yakr biimde; byc tar znda. caduvi, [Far. cdvl LSjjiU-] (ca .d u .v i:) {OsT} is. B yclk; sihirbazlk.

M M f S M . 7 1 4
cagd, [ca (yans.) > ca--d l > ] {az} is.

CA

{OsT} Boncuk, dme gibi nesnelerin maden bir kap iinde sallanmasyla kardklar ses. ca', [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik . Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] ca -l-da-m ak, ca -r ar, ca-l-d. ca2, [ca / cah /cak / c / ck / crk / ci / ciy 6 ;aw*J] s is. akl, kum, kk metal eya, kummu ot, aa vb. nesnelerin arpmas, srtnmesi veya vurmas hlinde kan sesleri anlatan kk. [Zlfikar] ca -lda-m ak, ca-l-d, ca-l-t, ca--t, ca -()-a mak, ca -()-a-k, a -u r cuur. caJ, [ca / cav /c / ci / co / cok / cuk is. Su sesini, suyun alayp akmasn, svlarn kay namasn anlatan kk. [Zlfikar] c a -a l ca al, ca -l al, ca -l-d a-m ak, ca-l-t, ca -la-m ak, ca -la k, ca-la-n. ca4, [Erme, ca / Gre, cali / ij (dem ir ivi) / jmek (germ ek, uzatm ak) > ca / cav W] is. 1. De mirden yaplm i; mil. 2. orap rmekte kullan lan i. 3. Parmaklk; korkuluk. 4. Dokuma tezgh larnda bobinleri takmakta kullanlan aa ya da demir iviler. {OsT} (ayn) 5. {az} Yk tutmak iin kannn yanlarna konulan srklar. [DS] 6. {az} Ekin tarken kullanlan kzaklarn altna ko nulan sopalar. [DS] S ca etmek, {az} P aralay p datm ak. [D S]|| ca kebab, i k e b a b .| ca ke | mii, {az} K olu n d n er k em i i..[D S]|| ca olmak, {az} P aralan m ak . [DS] ca5, [Far h (kuyu)] {az} is. 1. Banyo yaplan yer, kvet veya tekne. 2. El yz ykanan lavabo veya leen. 3. Kirli sular toplayan tekne ya da ukur. 4. amar teknesi. [DS]

caldak, - [ca-l-da-k] {az} is. 1. alayan. 2. ocuk oyunca; ngrak. 3. Deirmende tahln bittiini bildiren alet; akldak; akak. 4. sf. (Kii iin) pis ve dank. [DS] aldamak, [ca (^a.sv)>ca-l-da-mak] {az} gsz. f M [-d ()-y o r] 1. Grlt etmek. 2. Ar szlerle kark t vermek. 3. (Su iin) alama, akma sesi karmak. [DS] caldamak, [ca-l-da--mak] {az} ite, fi. [ -r ] Kavga etmek. [DS] cald, [ca-l-t] {az} is. Hafif grlt. [DS] callk, - [ca-l-lk] {az} is. akll yer. [DS] alt, [ca-l-t] {az} is. 1. Hafif grlt. 2. Su g rlts. [DS] -can, [-can / -cein] {eAT} y a p e. ... olarak, ar, [ca-t] is. Kularn tn, bu ekilde ba rma ve gevezelik etmeyi anlatan yansmal gv de. fi1 ar ar, {az} (Ku ve civciv sesi iin) tm e v e ba rt se sler i b irb irin e karm o la ra k. [DS] cad, [ca (yans.) > ca--d] {az} is. Hafif g rlt. [DS] catam ak, [ca--ta-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-(d )y o r ] 1. (Kuru yaprak, kuru bitki vb. iin) hrtl ses karmak; hrdamak. 2. (Para, zincir, akl ta vb. iin) birbirine srtnerek, arparak ses kar mak. [DS] catatm ak, [ca (yans.) > ca--ta-t-mak] {az} gl. fi. [-r ] Kuru yaprak, bitki, akl ta veya zincir gibi eyleri birbirine srterek ses karttrmak; h rdatmak. [DS] cat, [ca (yans.) > ca--t ^ j -U -] {az} is. 1.

Ot ya da allar arasnda gezerken kan ses; hrt. 2. Zincir krts. [DS] 3. {OsT} Boncuk vb.nin kap iinde alkandklar vakit kard ses. ca6, [Asur. akku > Yun. sakkos > Lat. saccus > -caz, [-cak-z > -ca-z /- ceiz / -az /-eiz ] Mac. zsak [Tietze]] {az} is. 1. Bezden ya da de yap. e. simden isim treten ektir; sevgi, kltme, riden yaplma byk torba; tuluk. 2. Avc antas. dknlk ve zavalllk kavramlar katar: a d a m 3. Ttn ya da para kesesi. 4. Torba. 5. uval. [DS] caz, yavrucaz, kzcaz, buncaz, oncaz. caak, - [Erme, caak (orm an) / ca (yans.) > a calak, - [ca (yans.) > ca-la-k] {az} is. 1. a mak > ca-ak] is. Dere kenarndaki dzlkler, layan. 2. Suyun akntl ve evrimli yeri. [DS] caal, [ca (yans.) > ca-al] is. Su sesini, suyun a alam ak 1 [ca-la-mak] {az} gsz. f i [-r] [-l(), layp akmasn, svlarn kaynamasn anlatan yan y o r ] (Su iin) alamak; ses karmak. [DS] smal gvde. S caal caal, {az} (Akarsuyun alam ak2, [eT. ak (tam) > ca-la-mak J ^ - ] {eAT} kard se s iin) ince, y a v a ve tatl. [DS] caaz, [ca+ az-] {az} is. Ekini biilmi tarlalarda trmkla toplanan baaklar. [DS] -ca, [-ca / -cei] {eAT} y a p e. -ca, .... grnl, ... gibi. al, [ca (yans.) > ca-l] is. 1. akl, kuru dal vb. eylerin arpma ve vurmas annda kan karmak sesleri anlatan yansmal gvde. 2. {az} Hafif g rlt. [DS] al al, {az} 1. Yn yn. 2. S rekli b ir grlt y a p a ra k . [D S]|| al cuul, {az} Grltl; o c u k se sler i ile dolu. [DS] gl. fi. [- r ] 1. Tahmin etmek; hesaplamak. 2. Za mann bekleyip bulmak, calk, - [ca-lk] is. Dokumaclkta zg iplik bobinlerinin desen ve renk srasna gre yerletiril dii sehpa. caak, - [ca (yans.) > ca-a-k] {az} sf. Yerin den oynam; gevek. [DS] caam ak, [eT. *ak (yans.) > ak- > *ah-a-mak (takrdam ak) [Clauson] > ca-a-mak] {az} gsz. fi [ - r ] [-()-yor] 1. (Birbirine geme suretiyle ba-

CA

I M IM M .
hil-i chela, {OsT} H i o ku la gitm em i; tmden cahil.\\ cahil-i munsif, {OsT} B ilm edi in i kab u l ed en c a h il; insafl cahil.\\ (bir eyin) cahili olmak, O kon u da bilgisi bulnmamak.\\ cahil kalmak, B il g isiz k alm ak ; o ku la gitm e ve ren m e im kn bu lam am ak. cahilane, [Ar. chil + Far. -ne > chilne 4j^UU-] (c a .h ila .n e) {OsT} zf. Cahil birine yakr biimde; cahilce; deneyimsizce; bilgisizce, cahilce, [cahil-ce] (c a .h ilc e) zf. Cahil birine yakr biimde; cahillere zg; cahilane; deneyimsizce; bilgisizce. cahil, [Ar. chili ^ ^ - 1 (c a ;h ili;) {OsT} sf. Cahillie ait olan. cahiliye, [Ar. chili / chiliyye -uUU-] (ca:h iliy e) {OsT} is. v e sf. 1. Cahillie ait; cahillikle ilgili. 2. Araplarn slamlk ncesine ait dnemleri. S cahi liye devri, A rap tarihin de Hz. M uham m ed(s.a.) den n cek i dnem . cahiliyet, [Ar. chiliyyet c~UU-] (ca;hiliyet) {OsT} is. Cahil olma durumu; bilgisizlik, cahillik, -i [cahil-lik] (ca ;h illik) is. 1. Cahil olma durumu, bilgisizlik. 2. Genlik ve deneyimsizlik sebebiyle beceriksizlik; bilgisizlik; acemilik; tec rbesizlik. S cahillik etmek, 1. C a h il b ir ek ild e davranm ak. 2. B ilgisizliin i o rtay a koym ak. 3. D e neyim sizlik, toyluk yznden kusur ilem ek. 4. Ye teri k a d a r b ilg i s a h ib i o lm asn a ram en ilerisini dnm eden toy ca b ir i yapm ak. cahim , [Ar. cahm ^ W ] (cahi.m , h kaln sylenir) {OsT} is. 1. Cehennem; tamu. 2. Yedi kat saylan cehennemde eytann ve slamiyeti brakanlarn i kence grecei drdnc kat. cahim , [Ar. cahm L?~^U-] (ca h i.m i;) {OsT} sf. 1. Cehennem gibi scak. 2. Cehenneme benzer. 3. Ce hennemlik; cehenneme ait. cahit, -di [Ar. cehd (gayret)>chid jU-] (ca;hit) {OsT} is. Elinden geldiince alan; abalayan; gayret eden. cahiyen, [Ar. chiyen li*U-] ( c a ;h i en ) {OsT} zf. A y k olarak; alenen. cahiz1, [Ar. cahz (gz d a r fr la m a k ) > chiz jiaU-] (ca;h iz) {OsT} sf. 1. Patlak gzl. 2. Atlgan; mcadeleci; gz pek. cahiz2, [Ar. kafz jis] {OsT} is. 1. Endls Emevlerinin egemenlii altnda kalm bulunan spany ann deiik blgelerinde katilar iin kullanlan yaklak 200 ile 654 litre arasnda deien hacim ls birimi. 2. Madritte al lmede kullanlan 690 kga karlk gelen hacim ls, cahsuk, [Far. chsk Orak. (ca :h su :k ) {OsT} is.

lanth olan nesneler iin) ayrlmak; gevemek. 2. Eskimek. [DS] cau r, [ca (yans.) > ca-ur] is. 1. akl, kuru dal vb. eylerin arpma ve vurmas annda kan kar mak sesleri anlatan yansmal gvde. 2. {az} Ha fif grlt. [DS] S caur cuur, {az} Grltl; o c u k se sler i ile dolu. [DS] cah 1, [ca / cah / cak / c / ck / crk / ci / ciy (yans.)] is. akl, kum, kk metal eya, kurumu ot, aa vb. nesnelerin arpmas, srtnmesi veya vurmas hlinde kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] c a h cah, cah-r-t, cah-()-a-m ak. cah2, [Far. ch / che U- / l-] (ca :h ) {OsT} is. 1. Mevki; yer; orun. 2. Rtbe; paye, cahal, [Ar. chil] {az} sf. 1. Cahil. 2. Deneyimsiz; gen. [DS] cahavel, [Erme, tsah-avel] {az} is. al sprge. [DS] cahcahane, [cah (yans) > cah+cah + Far. ne] {az} is. Msr tarlalarn yaban hayvanlarndan korumak iin kullanlan grlt karan bir alet. [DS] cahcahun, [Erme, ahahun] {az} is. Karklk. [DS] cahd, [Ar. cahd a ^ - ] {OsT} is. Bilerek inkr etme; yadsma. S cahd- mutlak, {OsT} dbl. A rap dil bilgisinde, olumsuz gen i zam an kipi. | cahd- ms| tarak , {OsT} dbl. A rap dilbilgisinde, b ir d i er olum suz g en i zam an kipi. cahrt, [cah (yans.) > cah-r-t] {az} is. akl ta larnn, demir paralarnn, bilye, boncuk vb.nin birbirine arpmasndan kan ses. cahz, [Ar. cahz (gz dar fr la m a k ) > cahz ii^U-] {OsT} sf. Patlak gzl; gz dar frlak, cahi, [Ar. cehy (aklk) > ch! / chiye (ca. h i:) {OsT} sf. Ak; aikr; apak. cahid1, [Ar. cahd > chid J^L=-] (ca:hid, h kaln s y lenir) {OsT} is. Bilerek inkr eden; bile bile yalan syleyen; yadsyan. cahid2, [Ar. cehd (gayref> chid JlU-] (ca :h id ) {OsT} is. Elinden geldiince alan; abalayan; gayret eden. Cahidiye, [Ar. Kurucusu Edirneli eyh Cahid Ah met Efendinin adndan > chidiyye (ca .h id i:y e) {OsT} is. Halveti tarikatnn ubelerinden bi risi. cahil, [Ar. cehl (bilgisizlik) > chil J*l=r] (ca .h il) {OsT} is. ve sf. 1. Herhangi bir konuda renim grmemi; hi okumam; en temel bilgileri bile edinmemi. 2. Belli bir konuda yeterli bilgisi olma yan; bilgisiz. 3. Beceri kazanmam; tecrbesiz; gen; toy; deneyimsiz. S cahil etmek, {az} Ziyan etm ek. [D S]|| cahil-i and, {OsT} n at c a h il.| ca | / V W]

M R S M . 73 4
ca h a k , - [cah (yans.) > eT. aha-k (d a tep e sin d eki g ev ek talar) [Clauson]] {az} is. Dalarn tepelerinden yuvarlanarak eteklerinde birikmi oy nak talar ve bu talarn oluturduu ynlar. [DS]

CAK

mparatorluk dneminde, bir makama geenlerin kendilerini bu makama getirenlere dedikleri para,
-cak,

ca h a m a k ,

[cah (yans.) > eT. *ah-a-mak (takrd a m ak) [Clauson]] {az} gsz. f . [ - r ] [()-y o r] 1. Gev emek; yerinden oynamak. 2. Paralara ayrlmak. [DS] [Ar. cahd (inkr) cahd ^ W ] (cahu :d) {OsT} sf. 1. natla inkr eden; srarla yadsyan. 2. is. Hz. Muhammet(sa)in peygamberliini inkr eden Arap Yahudisi. 3 . gnl. Yahudi; ft. S c a h d - a n f l d , {OsT} o k inat Yahudi.

cah u d ,

ca h u d a n e,

[Ar. cahd + Far. -ne bj^U-] (cah u :-

d a :n e) {OsT} zf. 1. ok inat bir biimde. 2. Bile bile inkr ederek. 3 . sf. (nat ve inkr iin) Yahudi gibi.
c a h u f,

[Ar. cahf

(ca h u :f) {OsT} sf. Kendini

beenmi; gururlu; kibirli,


c a ib e ,

[Ar. cibe <uiU-] (c a :ib e ) {OsT} is. Halkn a [Ar. cife 4U-] (ca. ife) {OsT} is. huk. Karn [Ar. c'il J^L=-] (ca :il) {OsT} sf. Yapan;

znda dolaan haber,


c a ife ,

[-cak / -cek / -ek / -ak] y ap. e. 1. Sfatlardan kltme sfat yapar: b ycek (< byk-elc), k cek (< kk-ek), lca k (< lk-ak). 2. simlere gelerek sevgi, acma ve efkat kavram katar: kuzucak, yu m u rcak (yum ru-cak), yavrucak. 3. Sfat ve zarflardan hareketin tarzn gsterme, anlatma kavram katan zarflar yapar; -ca, -cack, ... olarak {eAT} (ayn): dem incek, a bu cak, sa lca k, y a ln ca k ; ''Sheyle a h iite y a k m c a k (yakn cack) g elir." Sheyl Nevbahar. 4. Beraberlik, toplu halde dav ranma kavramlar katarak zarflar yapar: evcek, a ile cek. 5 . zel bir ama veya i iin kullanlan ara kavram katarak isimler yapar: oyuncak, saln cak, y a p n ca k brm cek. 6. Yer adlar yapar: Kuyucak, B ulan cak, G yncek. 7. simlere ara, gere kavra m katarak dorudan ara, gere isimleri yapar: a y a k a k (m erdiven), boyu n cak (gerdanlk), oyun cak. 8. {eAT} Sfat zellii tayan kelimeler yapar. aru -cak, g k-ek, s-cak. 9. {eAT} Yer ad yapan lk eki greviyle kullanlr. 10. {eAT} Zaman ad ya par.

c a k 1,

veya gs boluuna kadar giden yara.


c a i l 1, 1.

eden; ileyen. 2. Yoktan var eden; yaratan; Allah. f i 1 c i l l - l e y l i v e n - n e h r , {OsT} G ecey i g ece, gndz gndz y a p a n ; Allah.
c a i l 2,

[Ar. caveln > c il JsU-] (ca :il) {OsT} sf. D [Ar. caveln > cil > c ile 4sU-] (ca :ile ) {OsTj

np dolaan.
c a ile ,

is. nsann aklndan bir trl karp atamad d nce veya an.
c a ir ,

[cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik (yans.)] is. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlflcar] c a k cak, c a k -c+ b a r-a k , cak-gl-da--m ak, ca k-lda-k, ca k-k a-l-a, c a k -k a -l-a -k kuu c a k , [ca / cah /cak / c / ck / crk / ci / ciy (yans.)] is. akl, kum, kk metal eya, kurumu ot, aa vb. nesnelerin arpmas, srtnmesi veya vurmas hlinde kan sesleri anlatan kk. [Zlflcar] c a k cak, a k -r cak-r. c a k 3, [cak / ck (yans.)] is. Kahkaha atarak glmeyi anlatan kk. [Zlfkar] cak-kr-a-m ak.
c a k 4,

[Ar. cir

y U ]

(ca :ir) {OsT} sf. Zulmeden; ev

reden.
c a ity a ,

[cak / cok / cuh / cu / cuk (yans.)] is. Yeme, ineme ya da emme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] c a k -r akr, c a k cuk. [-ca (.. k a d a r) > ca-k / -ce-k] e. 1. {az} (Y nelme halindeki isimlerden sonra) kadar; dein; dek. [DS] 2. {eAT} zf. Tam; tamam. [Mac. zsak] {az} is. -* ca6. [DS] [t. giacca (ceket) ?] ( c a ka) is. a rg o. Kendini bakalarna beendirmek amacyla yaplan gste ri; fiyaka. S c a k a s a t m a k , G steri yapm ak. [caka-c] sf. Gsteri yapmay alkanlk edinmi olan.

[Sansk. caitya] is. 1 . Budizmde kutsal yer veya eya. 2. l yakma yeri. 3. Mezar tmsei, [Ar. cevaz (izin) > ciz jiU-] (ca:iz) {OsT} sf. 1. Din ve yasal ynden yaplmasnda herhangi bir saknca bulunmayan. 2. Yaplmas uygun ve ye rinde grlen (davran). 3. Doru; uygun; yerinde. 4. man. Akla uygun gelen ey. f i 1 c a i z g r m e k , Uygunluunu onaylam ak.

c a k 5,

c a iz ,

c a k 6,

ca k a ,

c a k a c ,

c a iz a t ,

[Ar. c iz > cizt oljsU-] (ca :iz a :t) {OsT} is. [Ar. cevaz (izin) > ciz > cize >sL=r]

zin verilen eyler,


c a iz e ,

(ca :ize) {OsT} is. 1. airlere, vdkleri devlet b ykleri tarafndan verilen bahi. 2. st satrda ya zl olann aynen tekrar edildiini belirten () iare ti; denden. 3. Yol az. 4 . Devlet dairelerinde ev raka konulan grlm tr anlamndaki iaret. 5.

- [caka-c-lk] is. 1 . Cakac olma duru mu. 2. Cakal davran, c a k a k , - [cak (yans.) > cak-ak] {az} is. zool. Sak saan. [DS] c a k a c lk , c a k a l,

[caka-l] sf. 1 . Caka satan. 2. (Davran, fiil iin) caka yapma amac tayan,

a k a r,

[Fr. jacquart] {az} is. 1 . Acem ah gibi na kl eyleri ilemekte kullanlan al dokuma tez-

CAK

IHIRSM.
latan yansmal gvde. S c a l a p c a l a p , {az} (Su yun akm as iin) tem iz b o l m iktarda olu p ta a ta a; y a la p y alap . [DS]
a la s n ,

gh. 2. Nazilli dokumalarndan ift drm bir tr keten kuma. [DS]


ca k c a b a n ,

[cak (yans.) > cak+cab-an] {az} sf. -* cakbarak. [DS] [cak (yans.) > cak+cak- > cakcah] {az} is.-* cakcak. [DS]

[Mo. calagu (yiit) / eT. al-mak (yere vur }U-]

c a k c a h ,

m ak, ykm ak) > al-k-sn [Tietze] > calsrn (c el :s:n ) sf. -* cilasun,
c a la s u n ,

ca k c a k ,

- [cak (yans.) > cak+cak] (az} sf. 1. Dedikoducu. 2. Geveze. 3. is. Aakakan. 4. Hindi. 5. Deirmende, kard sesle tahln bittiini bil diren dzenek. [DS]

[Mo. calagu (yiit) / eT. al-mak (yere vur

mak, ykm ak) > al-k-sm [Tietze] > calsun j- %r] (cel:su n ) s f - * cilasun.
c a l a z 1,

c a k c a k ,

[cak (yans.) > cak+cak-] {az} is. Deir mende, kard sesle tahln bittiini bildiren d zenek. [DS] [cak (yans.) > cak-+barak] {az} sf. 1. Geveze. 2. Dedikoducu. [DS] [Fr. jaquette] is. Ceket, [Fr. jakuette taille] is. --jaketatay,
-

c a k b a r a k ,

c a k e t,

c a k e ta ta y , a k ld a k ,

[ca-az > calaz] is. 1. Ekini biilmi tarlalarda trmkla toplanan baaklar. 2 . {az} Msr koan sap. [DS] 3. {az} Sararm ekin; clz ekin. [DS] 4 . {az} Biilirken dklen ve sonradan toplanan za yf sapl ekin. [DS] 5. {az} Kuru aa, dal, yaprak vb. [DS] c a l a z 2, [cal-az] {az} sf. Kark. [DS]
c a lb ,

[cak (yans.) > cak-l-dak] {az} sf. 1. Geveze. 2. Dedikoducu. [DS] [cak (yans.) > akr] is. Yeme, ineme ya da emme srasnda kan sesi anlatan yansmal gvde, t ? a k r a k r {az} (Sakz vb. i n em ek iin) ses k a rta ra k ; aprtl. [DS] [Ar. kaklle] {OsT} is. bot. Turpgiller famil yasndan kumullarda yetien uzun kkl ve tuz ta dnda beyaz veya mor iekli bir bitki, [cak (yans.) > cak+kabak] {az} sf. 1. Geveze. 2. Dedikoducu. [DS] [cak (yans.) > cak(k)-a-dak] {az} zf. 1. Birdenbire. 2. Yerli yersiz. [DS]

a k r ,

[calb / calp (yans.)] is. Svlar iinde, yal havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] c a la b c a la b , calb -a-la-n -m ak, ca lba-la-n -dr-m ak. [calb (yans.)> calb-a-la-n-dr-mak] {az} gl. f . [ -r ] Su vb. svy elle vurarak hareket ettirmek; alkalandrmak. [DS] [calb (yans.) > calb-a-la-n-mak] {az} dnl. f . [ -r ] (Svlar iin) alkalanmak; sallanmak. [DS]
c a lc u l e tm e k ,

c a lb a la n d r m a k ,

c a k ile ,

c a lb a la n m a k ,

ca k k a b a k , -

ca k k a d e k ,

c a lc u l,

[cal (yans.) > cal+cul] {az} is. Grlt. {az} Grlt etm ek. [DS]

S 1

c a k k a la ,

[cak (yans.) > cak(k)-a-la] {az} sf. 1. Geveze. 2. Dedikoducu. [DS]


- [cak (yans.) > cak(k)-a-lak] {az} sf. Gevezelik eden; grltc.S c a k k a la k k u u , {az} 1. G eveze. 2. D edikoducu . [DS]

c a lc u lu s ,

c a k k a la k ,

[Lat. calculus (u fak a k l ta)] is. Roma llarn hesap yapmakta kullandklar kk ve dz akl ta, [al-] {az} is. rak. [DS] [Lat. caldus (scak) > caldaria (sca k banyo)] is. Roma hamamlarnda scak banyo dai resi. [Far. cle aJL=-] (c a :le) {OsT} is. Nehirlerde kul

c a l ,

c a ld a r iu m ,

c a k k r a m a k ,

[cak (yans.) > cak(k)--ra-mak] {az} gsz. f. [ - r ] [-r()-y or] ten gelerek, istekle gl mek. [DS] [-ca-1 / -cel] yap. e. simden sfat yapar: ncel, gncel, [Ar. ca'l J r ] (ca-l) {OsT} is. 1. Yapma; mey dana getirme. 2. Sabr; tahamml. 3. e balama; bir i yklenme,

c a le ,

- c a l,

lanlan sal; kelek,


c a lg a z a n ,

c a l, - i

[cal-gaz-an] {az} sf. 1 . Geveze. 2 . Her eye karan. 3. bozan; oyun bozan. 4 . ten ka an; tembel. 5. Yaramaz; haar. [DS]

c a l, - i

[Far. cl / cal J U - / JU-] (ca :l) {OsT} is. 1.

c a la m u s ,

Tuzak. 2. Misvak aac, [Yun. kalamos (kalem )] is. 1. Tropik ve subtropik blgelerde yetien sarmac grnmde iki yz kadar tr bulunan bir palmiye eidi. 2. Beyindeki drdnc karncn tabann ortadan ikiye ayran kalem kam eklindeki boluk, (C a la mus scrip toriu s). c a l a p , [calb (yans.) > cal(a)p] is. Svlar iinde, ya l havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay an-

- [cal-gaz-an-lk] {az} is. Komiklik. [DS] c a l h , [calh / calk / clh / clk (yans.)] is. Sv ve cvk maddelerin alkalanmas, sarslmas durumunu an latan kk. [Zlfkar] calh -a-m a. c a lg a z a n lk , c a lh a m a ,

[calh (yans.)> calh-a-ma / alk-a-ma] {az} is. Sulanm yourt. [DS]


2.

a lk , -

[cal-k] {az} is. 1 . Parmaklk; korkuluk. Kolan dokunurken enine atlan kl sicim. [DS] [cal-n] {az} is.
1.

c a lin ,

s.

2.

Yele. [DS]

a tn d r m a k ,

[cal-n-dr-mak] {az} gl. f . [ -r ] Y al vartmak. [DS]

i r a i K

. 7 4 5

CAM

ca ln la n d rm a k , [cal-m-la-n-dr-mak] {az} gl. f . [-

r] slendinnek. [DS] caln lan m ak , [cal-m-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] slenmek. [DS] alm latm ak, [cal-n-la-t-mak] {az} gl. f . [-r ] s lemek. [DS]
c a li, [Ar. ca11 J j^ t] (ca -li:) {OsT} sf. 1. Yapma, uy

latan kk. [Zlfkar] ca lk -a-san olm ak, ca lk -a-san hk.


calk 2, [calk jL r] {eAT} zf. Tamamyla; tam. ca lk a sa n , [calk-a-san] {az} sf. 1. i gemi; sulanp bozulmu. 2. Geveze, fi1 calk asan o lm ak , {az}

F a z la g ev ey ip su lan m ak; cvm ak. [DS]


calk asan lk , - [calk-a-san-lk] {az} is. Cvklk;

durma. 2. Sahte, fi1 c a li m a s ta r, A r a p a d a sonu - "-iyyet" ile biten m astar.


ca li1, [Ar. cila (parlaklk) > cali J U - ] (ca d i) {OsT} sf.

fazla hafiflik. [DS]


C alo , [ing. calo] is. ingene diline dayanan olduk

a zengin bir spanyol argosu,


calp , [calb / calp (yans.)] is. Svlar iinde, yal

1. Parlayan, cilal. 2. Temizleyen, parlatan. 3. Sr gn eden; barsaklar temizleyen.


cali2, -i [Ar. cali' <*JU-] (ca d ) {OsT} sf. 1. (Kadn

iin) ak sak. 2. (Erkek iin) utanmas kt.


calib, [Ar. celb (yanna ekm e) > clib

(ca d ib )

{OsT} is. calip. S1 clib -i d ik k at, {OsT} D ikkat ek ic i.| calib -i m e rh a m e t, M erham et uyandran.\\ | clib -i phe, {OsT} phe uyandrc.\\
calif, [Ar. clif

(ca d if) {OsT} sf. Deri yzen;

havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] ca lp calp, calp-a-la-n -m ak. B calp ca lp , {az} (B ol ve tem iz suyun ak iin) ta a ta a. [DS] calp alan m ak , [calp (yans.) > calp-a-la-n-mak] {az} gsz. f . [-r ] (Svlar iin) alkalanmak; sallanmak. [DS] C l t, [br. Goliath] is. Hz. Davut(as)un teke tek dvte sapan ta ile ldrd Filistinli sava,
ca m , [Far. cm fL=r] is. 1. Soda veya potas katlm

kabuk soyan.
calife, [Ar. clife ^ W ] (c a d ife) {OsT} is. tp. Deri ve

eti birlikte koparan yara,


caliks, [Lat. calix] is. 1. Romallarn pimi toprak,

cam veya metalden yaplm kadehlere verdikleri isim. 2. bot. iekte anak ksmn latince ad; a nak.
calip, -b i [Ar. celb (kendine ekm e) > clib

(ca d ip ) {OsT} is. Kendine doru eken; ekici.


fi1calip o lm ak , zerine ekm ek. calis, [Ar. cls (oturm a) > clis

(ca d is) {OsT}

sf. 1. Oturan; cls eden. 2. Tahta kan. S clis-i evren g-i sa lta n a t, {OsT} Saltan at tahtna geen . | | clis-i se rr-i sa lta n a t, {OsT} S altan ata g e e n ; tah ta kan.\\ clis olm ak, Tahta otu rm ak; b a a g e mek.
cali, [Far. cli

(ca d i) {OsT} is. 1. iftleme.

2. sf. Naz ve ive ile salnma. S 1 cli-g er, {OsT} 1.

Yalnz eh v et duygular tayan kim se. 2. N az ve ive ile sa lm a n gzel.


c a liy at,

[Ar.

cali> ca'liyyt o lk > -]

(ca-liya:t)

{OsT} is. Sahte olan eyler; yapma nesneler.


c a Iiye, [Ar. ca'li > ca'liye J^ r] (ca-liye) {OsT} is.

Yapmacklk.
c a liyet, [Ar. ca'li > ca'liyet

(ca-liyet) {OsT}

is. Yapmacklk,
caliz, [Far. clz

(a :li:z) {OsT} is. Sebze bah

esi; kavun karpuz tarlas; bostan.


calk 1, [calh / calk / clh / clk (yans.J] is. Sv ve cvk

maddelerin alkalanmas, sarslmas durumunu an

silisli kumun atete eritilmesiyle elde edilen sert, saydam ve krlgan madde. 2. gnl. Pencere. 3. {OsT} gnl. ki kadehi. 4. {OsT} gnl. ki. 5. {az} Tencere ve su kab. [DS] 6. {az} Lamba iesi ve haznesi. [DS] 7. tasvf. Tanr ak ile dolu gnl; tasavvufunun kalbi. 8. sf. Camdan yaplm. B ca m b uz, Yere d e e r dem ez donan yam u r d a m lalarnn y a d a gn e ile eridikten so n r a k a r ta b a kasn n yzeyinde d o n a ra k m eydan a g etird i i p a r la k yzeyli buz.| cam iei, {az} Itr. [D | S]|| cam delii, {az} P en cere. [D S]|| ca m gibi, 1. A rkas g r n en ; effa f. 2. Donuk, cansz (gz). | cam evi, | 1. Cam k esm e ve takm a ilerinin y a p ld dkkn; cam c. 2. er ev e le rd e cam n oturm as iin a la n yiv ; cam yuvas.\\ ca m -g e r, {OsT} Cam ustas; cam c. | ca m gbei, Cam k rk larn d a gr len | ren g e ben z er y e ile a la r a k mavi.\\ cam gz, 1. Gz takm a olan. 2. m ecaz. A gzl, tamahkr.\\ c m -h a n e , {OsT} Cam y a p la n y e r .]| c m - lem n m , {OsT} in d e dnyay seyrettiren k a d e h ; iki k a d e h i.| c m - te-fm , {OsT} Ate ren kli k a d e h ; | a r a p .| cm - ay, {OsT} Z evk ve s a fa k a d e h i; y a | a m a kadehi.\\ cm - cem , {OsT} E sk i r a n d a a ra b bulduu sylen en hkm darn k a d e h i; a r a p kadehi.\\ cm - cih n -n m , {OsT} Dnyay g s te ren cam.\\ cam erev ey i in d irm ek , O lay k a r a r a k ev red e bulunan ey alar krp dknek.\\ cm - fen a, {OsT} F a n ilik k a d e h i; lm.\\ c m - gevheri, {OsT} 1. B illu r kadeh. 2. Sevgilinin duda.\\ cm - g t-n m , {OsT} in d e dnyay g steren kadeh.\\ c m - g u ru r, {OsT} Gurur veren k a d e h .| cm - | g l-fm , {OsT} 1. G l renkli k a d e h ; a ra p kadehi.

CAM

DlHUlfCtSM.
cam adan2, [t. damigiana > damacan > camadan (c / d se s g m esi)] {az} is. -* damacana. [DS] cam ah, [Yun. diadimata (sa dem etleri) ?] {az} is. Yosun. [DS] S cam ah balam ak, {az} Yosun tutmak. [DS] cam at, [Yun. diadimata] {az} is. Sa demeti. [DS] cam b 1 [camb / cmb / cmb / cimb / cimp / comb / , conb / cumb (yans)] is. Svlarn alkalanmas ile oluan hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] ca m b -l cam bl, ca m b -u l cam bul, cam b -u r cumbur. cam b2, [camb / cmb / comb / comp / cum / cumm / cumb (yans.)] is. Sv iine atlan cismin kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] cam b-u l-da-m ak. cam bJ, [camb / comb / cumb (yans.)] is. Dme, yu varlanma, takla atma gibi eylemler srasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfikar] cam b -al-ak. cam balak, [camb (yans.) > camb-al-ak] {az} is. Takla. [DS] cam baz, [Far. can + bz (oynayan) > canbz > cam baz] is. ve sf. 1. Canyla oynayan. 2. Yksek bir yere gerili ip veya tel zerinde tehlikeli oyunlar ve gsteriler sergileyen kimse. 3. Usta ve becerikli kii. 4. At alp satan ya da at terbiye eden kimse. 5. m ecaz. Szne gven olmayan, hilekr kimse. 6. {az} Birbirine gemi iki zincirin herhangi bir halkasna sokulan omak. [DS] cam bazan, [Far. canbzn > cambazan] (cam b a :z a :n ) {OsT} is. 1. Cambazlar. 2. mparatorluk asker tekilatnda sava snf, cam bazane, [Far. canbzne > cambazane] (cam b az a :n e) {OsT} zf. Cambaza yakacak biimde; cam bazlkla. cam bazhane, [Far. canbaz+hne > cambazhane] (ca m b az h a:n e) {OsT} is. Cambazlarn gsteri yap tklar yer. cam bazi, [Far. cn-bz- ^jUU-] (ca m b a .z i:) is. 1. Cambazlk. 2. Hilecilik, cambazlk, - [cambaz-lk] is. 1. Cambazn yapt i; akrobatlk. 2. At alp satma veya eitme ii. 3. m ecaz. Kurnazlk; hilekrlk, cambl, [camb (yans.) > camb-l] is. Kapal bir yer deki svnn alkalanmas ile kan sesi anlatan yansmal gvde. S cambl cambl, {az} I. (K a p a l y er d ek i sv iin) se s k a r a c a k k a d a r sa lla n a ra k ; a lk a la n a ra k . 2. (Y em ek iin) suyu o k fa z la . [DS] ' cambul, [camb (yans.) > camb-ul] is. Kapal yerdeki suyun alkalanmas ile kan sesi anlatan yansmal gvde, fi1 cam bul cumbul, I. K a p a l bir kap iin d e bulunan svnn a lk a la n d k a ka rd ses. 2. (Y em ek vb. iin) suyu b o l; o k sulu.| cambul cum | bul yemek, {az} B ec er ik siz c e y em ek ; d k e s a a yem ek. [DS] cam buldam ak, [camb (yans.) > camb-ul-da-mak]

2. K rm z a r a p .| cm - ikbl, {OsT} 1. Dnya | mutluluu. 2. arap.\\ cm - leb, {OsT} 1. D udaktan k ad eh . 2. Krm z a r a p la d olu k a d e h e b en z er du d ak]] cm - leb-rz, {OsT} A zna k a d a r dolu k a d e h ,| cm - meml, {OsT} D olu kadeh.\\ cm- m erg, {OsT} lm k a d e h i.| cm - mevt, {OsT} | liim k a d e h i.| cm - mey, {OsT} a ra p kadehi.\\ | cm - mn, {OsT} A k m avi ren kli kadeh.\\ cm - m n-reng, {OsT} G k m avisi kadeh. | cm - mu | saffa, {OsT} P a r la k kad eh ]] cm - mrg, {OsT} lm k a d e h i.| cm - net, {OsT} N ee v eren ka| d e h .| cm - reng, {OsT} G k m avisi k a d e h .| cm - | | ren, {OsT} P a r la k kadeh.\\ cm - sabh, {OsT} S a b a h iki iilen k a d e h .| cm - sahb, {OsT} K r | m z a ra p iilen kadeh.\\ cm - seher, {OsT} G n e .,| cm - sm, {OsT} 1. Gm kad eh . 2. S evgili | nin en esi.| cm - arb, {OsT} a ra p kadehi.\\ | cm - ehriyr, {OsT} Byk k a d e h .| cm - r, | {OsT} Stl m eme. | cm- teh, {OsT} B o kadeh. | | j cam - zerrn, {OsT} 1. Altn kadeh. 2. B ey a z a ra p ]] cam kanatllar, P u l k an atlla r takm ndan kurtu klar elm a, kavak, m ee ve grgen y a p ra k la rn a z a r a r veren, cam s kanatl, hortum lar krelm i b ir k e le b e k fam ily as, (Sesiidae). | cam | kr, {az} Cam g b e i rengi. [D S]|| cam kuu, {az} 1. S ere. 2. K rlan g. [D S]|| cam mozaik, R en kli ta la r y erin e ren kli cam p a r a la r ku lla n la r a k y a p lm m ozaik]] cam m hre, E skiden k t p a rlatm ak ta kullanlan b ir tr mhre. | cam | pamuu, P am u k yn h alin de eld e edilm i cam lifi.| cam pil, {az} Ampul. [D | S]|| cam resim, R en kli cam larn k esilere k birb irin e kurun veya b a k a m a d d elerle ba lan m as sonu cu eld e edilen resim ; vitray]] cam silecei, 1. C am larn tem izlen m esin de kullanlan ara. 2. O tom ob illerd e y a m urlu h a v a la r d a n cam n suyunu spren lastik sprge. | cam suyu, A acn a tee veya b c e k le r e | k a r dayan klln a rtrm ak iin kullanlan p o ta s vey a sodan n kuvars ile eritilm esinden eld e edilen .sm.|| cam ta, {az} 1. Kuvars. 2. Zm para. [D S]|| cam yuvas, erev elerd e cam n oturm as iin a lan y iv ; cam evi]] cam yn, Is yaltm n da ku lla n lan o k in ce e l y a f h a lin e g etirilm i cam ]] cam zm para kd, M aran gozlu kta kullanlan b ir y zne an drc o la r a k k k cam k rista lleri y a p trlm b ir tr zm p a ra kd. cam 2, [Yun. diadima] {az} is. Sa demeti. [DS] cam ad an 1, [Far. cme-dan jl-uL-] {OsT} is. 1. Yn elbise. 2. apraz dmeli, kadifeden yaplm, ile meli ksa bir tr yelek. 3. dnz. (Y elei d m elem e iin e ben zedi i iin) Boulmak suretiyle yzeyi kltlm drt ke yelken. S cam adan vur m ak, F a z la r zgra kar y elk en i kasm ak. | cam a | dan fora etmek, K salm yelken in b a larn s a la r a k am ak.

.7 4 7

CAM

{azI gsz. f i [-r ] [-d (u )-y o r] (ine kat cisim at lan sv iin) ses karmak. [DS] cambultu, [camb (yans.) > camb-ul-tu] {az} is. a prt. cambur, [camb (yans.) > camb-ur] is. Su iinde ha reket eden cismin kard sesi anlatan yansmal gvde. S cambur cumbur, {az} (Su iinde ha reket eden cisim iin) ses kararak. [DS]

m ecaz. Kiirk.\\ cme-i Nahcivn, {OsT} S a d e d i kilm i elbise. | cme-i nevrz, {OsT} 1. R enk ren k | elbise. 2. B a h a r iei.\\ cme-i seher, {OsT} 1. S a b a h gnei. 2. S a b a h rzgr. 3. Srahi.\\ cmekn, {OsT} E lb ise soyu n u lacak y e r ; ca m l b lm e.| | cme-seher, {OsT} S a b a h r zgr; s a b a h gnei. [] cme-y, {OsT} a m a r y kay an ; am arc. | c| me-yn, {OsT} am arclar.

camc, [cam-c] is. 1. Cam reten ve satan. 2. Cam camedan, [Far. cme-dn ub u U ] (ca ;m ed a ;n ) {OsT} dan yaplm eya reten veya satan kimse. 3. Pen is. 1. Elbise dolab. 2. Yolculuk srasnda amar cere cam takan kimse. 4. a rg o. Pencerelerden ev ve elbise koymaya yarar sandk; valiz. leri gzetleyen kimse; rntgenci. S camc arn, camedar, [Far. cme-dr jb uU-] (ca :m ed a ;r ) {OsT} C am clarn kulland 64.8 cm. boyu n daki esk i bir is. 1. Elbiseyi koruyan kimse. 2. Vestiyer. 3. Sa l birim i. | camc elmas, U cunda bulunan kiik | rayda hkmdarn elbiselerini ve fermanlarn ko bir elm as p a r a s ile cam k esm e e y a ra y an alet. | | rumakla grevli kimse. camc gmlei, C am clarn i sra sn d a giydikleri cameduz, [Far. cme-dz L=r] (ca:m edu :z) {OsT} tek kollu bez g m lek. | camc macunu, P en c ere | cam larnn bolu klarn doldu rm akta kullanlan is. Elbise bien ve diken kimse; terzi. rein eli b ir tr m acu n; sa k z m astikas.| camclar | camegh, [Far. cme-gh S wU-] (c a :m eg :h ) {OsT} oca, tar. im p a ra torlu k dn em in d e sarayn v e s a is. Hamamlarda soyunma yeri; sandk odas; ves ray la ilgili y a p la rn cam larn h a zrlam a k ve tak tiyer. m akla grevli, bostan c o ca n n b ir kolu o la n s camegi, [Far. cme-g J uU-] (ca :m eg i:) {OsT} is. nf. camclk, - [cam-c-lk] is. 1. Cam ve cam eya 1. Hizmetilere verilen elbise paras ve cret. 2. retme ii, bilgisi ve teknii. 2. Cam satma, cam Hizmeti. 3. Elbiselik kuma. 4. Tfek fitili. takmak eylemi. 3. Cam ve cam eya sanayii. 4. a r camehab, [Far. cme-hb <-jU- U-] (ca :m eh a :b ) go. Pencerelerden ev ilerini gzetleme ii; rnt {OsT} is. Yatak. gencilik. toU] (c a :m eh a :n e) came, [Far. cme <jU-] (ca :m e) {OsT} is. 1. Giyim camehane, [Far. cme-hne eyas; giyecek; giysi; elbise. 2. Devlet byk lerinin giydii yenleri bol ev elbisesi. S cmeld, {OsT} K irli elbise. | cme-dn, {OsT} 1. E l bise d o la b ; a m a r d olab. 2. Yolculuk sra sn d a a m a r tam akta kullanlan a n ta veya sandk. | | cme-dr, {OsT} 1. E lb is e koruyucu. 2. Vestiyer.| | cme-derde, {OsT} E lb is es i yrtk.\\ cme-dz, {OsT} E lb is e bien ve diken k im se; terzi. | cme| gh, {OsT} I. H am a m lard a soyun m a od as. 2. San dk odas. 3. Vestiyer.| cme-g, {OsT} I. H izm eti | lere verilen elb is e p a ra s. 2. H izm etkr. 3. Tfek fitili. 4. E lb is elik kum a. \ cme-hb, {OsT} I. Uyku \ giysisi. 2. Yatak; ilte.\\ cme-hne, {OsT} am ar konulan ykliik.\\ cme-i hiret, {OsT} A hret e lb i s esi; kefen.\\ cme-i fen, F a n ilik elb is esi; k efen .| | cme-i gflk, {OsT} Yosun.\\ cme-i hb, {OsT} G e celik ,| cme-i hassa, {OsT} m p arato rlu k dn em in | d e su ltan lar tarafn dan verilen elb is e lik kuma.\\ cme-i hayt, {OsT} H ayat e lb is e s i; m r.| cme-i | hurid, {OsT} D nyay g n e nlarndan koruyan sis, bulut, a a dallar, y a p ra k la r vb. eyler.\\ cme-i d, {OsT} 1. Krm z e lb is e ; ba y ra m lk e lb i se. 2. B a h a r iekleri.\\ cme-i ihrm , {OsT} H ac larn giy d i i dikisiz e lb is e ; ihram.\\ cme-i kat ran, {OsT} M uharrem aynn sonuncu gn E hl-i b e y tin giy d i i siyah elbise. | cme-i mtem, {OsT} | Yas g iy sisi.|| cme-i my, {OsT} 1. K ll elbise. 2. {OsT} is. amar konulan yer; yklk. camekn, [Far. cme-kn j t f U -] (cam ek;n ) {OsT} is. 1. Camlarla evrili blme. 2. Dkknlarda sat lacak mallarn veya birer rneinin sergilendii blm; vitrin; sergen. 3. Cam blme. 4. Ktp hanelerde kitaplarn ve mzelerde tarih eyalarn sergilendii dolap. 5. Hamamlarda elbise karlan, soyunup giyinmeye yarar blmelerden her biri. 6. Bahelerde fdeleri souktan korumak iin yapl m st cam, zemini toprak fidelik; ser. 7. argo. Gzlk. cameknl, [camekn-l] (cam ek;n l) sf. 1. Carnekn olan. 2. argo. Gzlkl. camekiye, [Far. cmekiye <uSUU-] (ca:m ekiye) {OsT} is. 1. Vakf gelirlerinden grevlilere verilen cret. 2. Vakf zahirelerini toplamakla grevli kimselere verilen elbise veya elbise paras olarak verilen bah i. cameuy, [Far. cme (giyecek) + -y (ykayan) u U j y i ] {OsT} is. amar ykayc; amarc. camgul, - [Far. cml J j U -] (ca .m u .l) {OsT} is. Klhanbeyi. camgbei, [cam+gbe(k)-i] is. 1. Yeil ile mavi aras renk. 2. sf. Bu renkte olan.

CAM camgz, [cam+gz] is. 1. zool. Kylara yalcn bl gelerde yaayan, 25 kadar yavru douran, ak ye il ile sar aras parlak gzl bir tr kpek bal, (G aleiu s canis). 2. /az} zm teveklerinin kkle rini mahveden bir kurt. [DS] 3. {az} Papaz. [DS] cam gur, [eT. ca-mur] {az} is. algam. [DS] camgzeli, [cam+gzel-i] is. bot. Daha ok evlerin gne alan pencere kenarlarnda yetitirilen krmz iekli bir tr kma iei; (m patien s sultani). cam hane, [Far. cm+hne U-] (ca .m h a.n e)

R S M

camid, [Ar. cmud (donm a) > camid / camide juU/ JuU-] (ca.m id) {OsT} sf. 1. Donmu. 2. Hareketsiz; cansz. 3. dbl. Arap dilbilgisinde ekimi ve trevi olmayan isim veya fiil. S cm idl-ayn, {OsT} K at y rek li; insafsz.| cm idl-kef, {OsT} Cim ri; | tamahkr.\\ cm idl-ml, {OsT} Tanm az mal. cam ih, [Ar. cmih ^ U -] (ca.m ih, h kaln sylenir) {OsT} sf. (Hayvan iin) ba sert; ynetilmez, cam iyet, [Ar.

cmi'iyyet c -m U ] (ca.m iyet) {OsT}

{OsT} is. Cam retilen yer; cam fabrikas, cam , [Ar. cms > cam] {az} is. -* camz. [DS] cam lanm ak, [Ar. smu => am-la-n-malc {eAT} d n l . f [-u r ] -* amlanmak. camlk, [Ar. smu => am-llc jJ ^ U -] {eAT} d n l.f. [-r ] - * amlk. cam z, [Ar. cms > camz / cam / km] {OsT} is. ift toynakllar takmnn boynuzlugiller famil yasndan, iri ve gl bir iskelet yapsna sahip, kaln derili, seyrek kll, su iinde ve bataklklarda yatmay seven st iin ve yk tama hayvan ola rak beslenen memeli bir sr tr; manda; su sr, (B balus bubalis). cam i1, -ii, [Ar. cem' (toplanm a) > cami' L>-] (ca :m i) {OsT} sf. 1. Toplayan, derleyen; bir araya geti ren. 2. ine alan; iinde bulunduran; kapsayan; ieren. S cmi-i K u ran, {OsT} K u r an' derleyen toplayan ; Hz. Osman (ra ).j cm il-fnn, {OsT} | Bitiin bilim leri kapsayan. | cm il-hayr, {OsT} | Btn iyilikleri, h ay rlar ken disin de toplayan.\\ cm il-hurf, {OsT} K itap yazar.\\ cm i lkelm, {OsT} K sa f a k a t anlam bakm n dan zl sz.|| cm il-kemlt., {OsT} Btn olgun nitelik le r i ken disin de toplayan.\\ cm il-mehsin, {OsT} Btn iyi n itelikleri ken disin de toplayan .| cm il| ultn, {OsT} Btiin ilim lerden anlayan. cam i2, -i, -si [Ar. cem ' (toplanm a) > cami' V] (ca:m i) {OsT} is. Mslmanlarn topluca namaz klmak iin toplandklar yer. S cm i-i kebr, {OsT} Byk cam i. | cam i musikisi, Trk din m usi | kisinin b ir d al o la r a k ca m ilerd e okunan ezan, sa lat, Cum a salat, bayram salat, kurban bayram salat, cen a z e salat, sa lat- mmiye, tekbir, m ahfil srm esi, tebih, m iraciye, temcit, tehlil, m nacat g ib i fo r m la rd a n m eydan a gelm i m usiki eserleri.' cm i-i erf, {OsT} M barek cami.\\ Cam i yklm am m a mihrap yerinde, (K adn iin) y alan d h ld e gzelliinden b ir ey kaybetm em i. cam ia, [Ar. cem' (toplanm a) > cm i'a W-] (ca.m ia ) {OsT} is. 1. Topluluk, zmre. 2. Ortak eilimleri nedeniyle bir araya gelerek birlik oluturan insan topluluu. S cm i a Suresi, {OsT} u ara suresi.

is. 1. Toplayclk. 2. Evrensellik, camkesen, [cam+kes-en] is. Bir ucuna kk bir el mas paras taklarak cam kesmekte kullanlan alet; camc elmas, cam kran, [cam+lcr-an] is. Kaza srasnda bir ara tan kabilmek amacyla camn iten krmaya ya rayan eki biiminde kk alet, cam lam a, [cam-la-ma] is. Bir eye cam takma, ze rine cam geirme ii. cam lam ak, [cam-la-malc] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Cam geirmek. 2. Cam takmak, cam lanm a, [cam-la-n-ma] is. 1. Cam sahibi olmak eylemi. 2. zerine cam geirilme, cam taklmak eylemi. cam lanm ak, [cam-la-n-mak] edil. f . [ -r ] 1. Cam geirilmek. 2. Cam taklmak. 3. dn. f . Cam sahibi olmak; cam edinmek, cam lam a, [cam-la--ma] is. Cam gibi sert, krlgan veya effaf duruma gelme ii. cam lam ak, [cam-la--malc] gsz. f i [-r ] Cama ben zer zellikler kazanmak, cam latrm a, [cam-la--tr-ma] is. 1. Cam durumuna getirme ii. 2. Cam gibi effaf bir madde ile bir yeri veya demeyi kaplamak eylemi, cam latrm ak, [cam-la--tr-mak] gl. fi. [-r ] 1. Eriterek cam gibi sert, krlgan veya effaf hle ge tirmek. 2. zerine effaf bir madde kaplayarak par latmak. cam latm a, [cam-la-t-ma] is. Cam taktrmak eylemi, cam latm ak, [cam-la-t-mak] gl. fi. [-r ] Cam tak trmak; cam ile kaplatmak, caml, [cam-h] sf. 1. Cam olan. 2. Cam taklm olan. 3. Cam ile kaplanm bulunan. S caml k, {az} L a m ba . [D S]|| caml kk, tar. S aray ve b a h elerin d e, sou ktan koru n m ak a m a cy la ca m la r tlm o d a veya blm e. | caml ta, {az} M erm er. | [DS] camlk, - [cam-lk] is. 1. Caml erevelerle b lnm oda veya blme. 2. iek ve fdeleri souk ve rzgrdan korumak iin yaplm kk limon luk; camekn; sera., cam s, [cam-s] sf. Cam gibi saydam, sert ve krlgan. fi1 cams cisim, fzy. G z kresini d oldu ran yu m urta a k kvam n daki saydam m adde. | cams do|

r M lK S M .7 4 9

CAN

ku, m in. Cam s doku lardan olu an ve baz p sk rk k a y a la rd a gr len doku katmam.\\ cams madde, min. B ir m agm a ktlesinin h a v a vey a su ile tem as sonu cu aniden so u m as ile m eydan a g elen kristallem em i m in eral m adde. camus, [Ar. cms {OsT} is. ift toynakllar takmnn boynuzlugiller familyasndan, iri ve g l bir iskelet yapsna sahip, kaln derili, seyrek kll, su iinde ve bataklklarda yatmay seven st iin ve yk tama hayvan olarak beslenen memeli bir sr tr; manda; su sr, (B ubalus bu balis) cms- cesm, {OsT} Byk m anda. | cm s k | z, {eATj E rk ek m anda. -can, [-a-can / -e-cen / -can] yap. e. -* -acan. can 1, [Far. can 0U-] (ca:n ) {OsT} is. 1. nsan ve hay vanlarn yaamalarn salayan, lmle birlikte be denden ayrlan madde d varlk. 2. Yaama; ha yat. 3. G, kuvvet; dirilik, canllk. 4. nsann kendi varl, z. 5. Kii; ahs; insan; kimse. 6. Bir ey yapma istei; arzu; gnl. 7. {eATj {OsT} tasvf. Tarikat kardei; tarikata kabul edilmek zere gelen yeni dervi. 8. {OsT} Silah. 9. ok ili dl ve birbirine ok uygun kiiler. 10. sf. ok sevilen. 11. {eAT} Sevimli; cana yakn; irin. 12. {eATj Sevgi ve yaknlk duygusu ile kendisine balanlan; aziz. 13. is. Sevgi ve yaknlk belirten bir seslenme sz. S cana ate brakm ak, {OsTj Ate y a k m a k ; a te koymak.\\ cana baa kalm am ak, {eAT} Canm , b a n esirg em em ek .| cana can katm ak, 1. D in lik | verm ek; kuvvetlendirm ek. 2. F era h la m a k . 3. Ya a m a gcn artrm ak.| cana can istemek, ld | rlen birisi iin k ar taraftan d a birisinin ld rlm esini istem ek. | can acs, B eden in h erh an g i bir | y erin d e duyulan id d etli ar veya a c fes7.ll cana demek, 1. E tkili b ir e k ild e hissetm ek. 2. U la m ak,| cana eser etmek, o k etk ilem ek.| cana ezan | | okumak, lm h a lin d e iken cezalandrmak.\\ cnfern, {OsT} -* canaferin.|| cana gemek, 1. ok etkilem ek; dokunm ak. 2. {eAT} Yrekten k a b u l et m ek.]| can aza gelmek, 1. o k k orkm ak ; rkmek. 2. Dayanamamak.\\ cana ilemek, Gl b ir e k il d e hissettirm ek,| cana kalm am ak, {OsT} Cann | esirg em em ek.| cana k r etmek, 1. o k etkilem ek. | 2. D ayan m a gc bitm ek. | cana karin olmak, | (B eddua sz) hayrn g rm em ek. | cana kastet | mek, ldrm ek am acn gtm ek.| cana kymak, 1. | A cm a duym adan ldrm ek. 2. Z alim lik etm ek.| | can (alacak) alc, 1. En n em li ve ilgi e k ic i; en esasl, en tem el. 2. {eAT} {OsT} Azrail.\\ can alacak (alc) yer (nokta), B ir eyin en n em li ve en h a ssa s yeri. | can alp can verm ek, 1. lm h a lin d e bu | lunmak. 2. Byk b ir sknt iin d e olm ak. 3. o k korkmak.\\ can alm ak, A dam ldrmek.\\ cana minnet bilmek, A n b ir istekle k a b u l etm ek. | can | artm ak, {eAT} K en din i y o rm a k ; cann skntya

koym ak.| cana susamak, ld recek k a d a r kz| m ak .| can a, {az} lnn ardn dan verilen h a | y r yem ei. [D S]|| cana tak demek, D ayanm a sn rn a v arm ak; so n d er ec e y e ulamak.\\ cana tak et mek, D ayanlm az d er ec e y e ulamak.\\ can atm ak, 1. H erhan gi b ir ey i id d etle arzu etm ek. 2. T elala b ir y e r e snmak.\\ cn-ver, {OsT} -* canavar.|| cana yakn, Sevimli, irin ; sempatik.\\ cana yakn lk, Sevimli, irin o lm a durum u; sempatiklik.\\ can ayakl, {az} A celeci. [D S]|| cana Yasin okumak, 1. Durumunu ktletirm ek. 2. B erb a t etmek.\\ cana yetmek, D ayanlm az durum almak.\\ cana yuva yapm ak, A lkan lk edin m ek; huy edinmek.\\ can az, {az} Sinirli. [D S]|| cn-zr, {OsT} Can y a k a n ; eziyet ed en .| can balamak, 1. ldrm em ek. 2. | Suluyu affetmek.\\ can-bah, {OsT} Kurtulu p a r a s; kurtulm alk.| can-bah, {OsT} -* canbah.|| can | baa kmak, 1. o k telalan m ak. 2. Ar ted ir gin lik duym ak.| can baa dmek, I. H ayat teh li | k ey e girm ek. 2. Skntdan kurtulm ak iin ar a b a gsterm ek. | can baa gelmek, K en din i to p a rla | m ak; ken din e gelm ek. | can baa sram ak, ok | korku p tela a kaplmak.\\ can baa mek, 1. ok korkm ak. 2. o k heyecanlanmak.\\ can ba oyna mak, {eAT} Cann f e d a etm e e h azr olm ak. | Can | ba stne! H erhan gi b ir ey i se v e s e v e y a p a c a na d a ir verilen sz. | cn-bz, {OsT} - * canbaz.|| | cn-bzn, {OsT} -* canbazan.|| cn-bzne, {OsTj -* canbazane.|| can bazar, {eATj liim kalmyeri.\\ cn-bz-hne, {OsTj canbazhane.|| cn-be-leb, {OsT} Can du d a n d a; lm ek zere.| c-be-lcb | olmak, {OsT} lm ek zere olm a k .| can beraber, | ok sevilen, aziz.| can-ber-leb, {OsT} Can d u d a | n d a ; lm ek zere.| can beslemek, 1. H am ile o l | m ak. 2. iy i e y le r y iyip i e r e k kendini b eslem ek ; rah atn a bakm ak. | can bezi, {az} anat. O m urilik | soan . [D S]|| (kimsede) can brakm am ak, ok gld rm ek; g ld rerek krp geirmek.\\ can birli i, Sk ve sam im i b ir ortam d a yrtlen a lm a birli i.| can boaza gelmek, 1. o k eziyet ve z a h | m et ekm ek. 2. lecekm i g ib i olm ak. | can boaz | dan gelmek, Salna, y iy eceklerin e dikkat e d e r e k yiyip gleninek.\\ can borcu, lm.| can borcunu | demek, lmek.\\ can bulmak, H erhan gi b ir h a s talktan veya kazadan ku rtu larak iyilem ek; tek ra r h a y ata dnm g ib i olmak.\\ can burna gelmek, o k sk lm ak ; o k eziyet ekmek.\\ can cana, B irlik te, b e r a b e r c e ; y a kn ; y a n yana.\\ can cana, ba ba a, 1. H erhan gi b ir teh likeli durum da herkesin kendini dnm esi durumu. 2. B irbirin i sev en iki kiinin yaln z bir a r a d a kalmalar.\\ can can ol m ak, {az} O rtak olm ak. [D S]|| can cier, o k y a kn olu ; sam im ilik; sk fk . | can cier arkada | (dost), o k sam im i v e dost; ili d l; sk f k ; b ir birin den h i ayrlmayan.\\ can cier kuzu dolmas, ok sam im i ve dost; ili d l; skfk.\\ can cier

CAN

I M IIM M .

olm ak, o k yakn ve sam im i a rk a d a o lm a k ; ili dl o lm a k .| Can cmleden aziz, nsann ken disi | ve kendi hayat b a k a la rn d a n n ce g elir " a n la m n da ku llan lr. can ekilmek, B aygn ve bitkin h le g elm ek ; km ldayam az olm ak. | can ekimek, | 1. lm ek zere olm ak. 2. lm h a lin d e olm a k .| | can ekmek, (B ir eyi) o k istem ek; imrenmek.\\ can kmak, 1. lmek. 2. ok a l a r a k yoru lm a k .| cn-dde, {OsT} ten lik le ba lan m ; can | dan]] can dam ar, (B ir eyin) en n em li ve h a y at ksm ; en duyarl n okta.| can dam arna basmak, | B ir eyin en nem li yn zerinde durm ak; en h a s s a s ve tem el noktasn belirlem ek ,| candan, Sam i| mi. | candan bezmek, 1. B yk skntya uram ak. | 2. H er eyden vazgem ek. | candan bizar olmak, | i in e dt skntl durum dan d o la y y a a m is te in i yitirm ek.| candan etmek, lmne s e b e p | olmak.\\ candan gemek, lm g z e almak.\\ candan olmak, lmek.\\ candan usanm ak, U ra d skn tlar yznden y a a m a isteini yitirm ek; lm d ile y ec e k k a d a r bkm ak]] candan yrekten, iten g elerek , sam im i o la ra k. | cn -d r, {OsT} | candar.|| can darl kar, {az} L a p a la p a y a a n kar. [D S]|| can dartm ak, {eT} Can ekim ek. | | cn-d r , {OsT} candaru.|| can dayanm am ak, 1. B ir durum k arsn d a dayan m a gcn yitirm ek; taham m l edem em ek. 2. o k zlmek.]] can derdi ne dmek, 1. lm karsn da direnm ek. 2. T ehli k eli bir durum da kendini kurtarm a a reler im a r a m ak]] can deri, / eAT} liim teri; e c e l teri]] can dili, {az} Gs. [D S]|| can direi, K em an n iin d e a lt ve st k a p a k la r a ra sn d a d ikili duran u buk]] can dostu, P e k sev g ili ve iten dost]] can dudaa gelmek, 1. o k korkm ak. 2. D ayanm a g cnn son u n a g elm ek]] can dman, 1. En nem li dman. 2. lm isten ecek k a d a r ileri dman]] can dman olm ak, B irin i ld rec ek k a d a r kin g d e re k dm anlk beslem ek .| cn-efgr, {OsT} | C an y a r a s ; strap. | cn-efgen, {OsT} Can d | re n ; ld ren .| cn-efn, {OsT} Can s a a n ; b ir kii | vey a dava uruna ken di cann h a rca y an .| cn| efn, {OsT} B ir kon u da cann f e d a etm e]] cnefz, {OsT} Can artran ; i a a n ; g n l fex h la tan,| can ekitmek, {OsT} Can skm ak; sknt v er | m ek]] can erii, -* canerii.|| can evi, 1. n san da hayatiyetin m erkezi saylan y r ek v e ev resin i iin e a la n ve m id e blgesin in st ksm. 2. {OsT} K a lp ; y rek. 3. En h a ssa s nokta]] can evinden vurm ak, B irin i en h a ssa s noktasn dan y a ka la m ak , a resiz brakm ak]] cn-fed, 1. En byk fe d a k r lk ifa d e si. 2. {OsT} Cann f e d a ed en .| Can feda! yi ve | g z el e y le r iin o k be en ildi in i ifa d e etm ek iin sylen ir]] cn-fers, {OsT} D ayanm a snrlarn aan ]] cn-fen, B ir d a v a uruna cann v eren .| | cn-fez, {OsT} -* canfeza.|| cn-fid, {OsT} Cann f e d a eden]] cn-figr, {OsT} Can y a r a s ; strap.| |

- *

cn-fgen, {OsT} Can dren; ld ren .| can fili | kas, dnz. G em ilerin batm a teh likesi an n da y o lcu larn ve m rettebatn hayatn ku rtarm ak iin d o natlm filik a ]] cn-gh, {OsT} Can ev i; k a lp ; y rek]] can gelmek, G k az an m a k ; ken din e g elm ek ; can lan m ak,| cn-gez, {OsT} 1. Can src; tehli | k eli ve ldrc. 2. A c veren. | cn-gr, {OsT} I. | Can alan. 2. Can skan. 3. A c veren.|| can grme, {az} folk. D iin gn sek in k i iler e verilen y e m ek. [D S]|| can gz, 1. ok dikkat ve in ce d n. 2. {OsT} K a lp gz]] can gzn uyarm ak, {OsT} Gzn d rt a m a k ; uyank d avran m ak.| | can gzyle bakm ak, o k dikkatli b ir e k ild e in celem ek, bakm ak]] cn-gdz, {OsT} Can eriten; k a h r ed ic i.| cn-gsl, {OsT} Can skan ]] cn| gzr, {OsT} C an a doku n an ; y re e ileyen. | can | havli ile, (Yaplan h a rek et iin) lm korkusu ile]] cn-hr, {OsT} Tyler rpertici; y r ek p a ra la y c.| can hrsuzu, {eAT} Can dm an]] can | hulkuma gelmek, Can b o a z a gelm ek. | can | acm ak, M erham et etm ek; a cm a hissi duym ak]] can azna gelmek, B yk b ir teh like an n da le cekm i g ib i byk b ir korku y a kaplm ak]] can Al lah a sm arlam ak, T ehlikeli bir durum da A llah 'a s n m ak.| can azacuk, {eAT} Sabrsz]] can | azalm ak, {az} Sknt basm ak. [D S]|| cn- azz, {OsT} En sev g ili ca n ; insann ken d i hayat.| can | boazna gelmek, 1. lm an n d a olm ak. 2. ok korkm ak. | can burnuna gelmek, B ir i y a p arken | o k sk lm ak ; bu nalm ak]] can burnunda olmak, o k yorgun ve bezgin olm ak]] can burnundan gelmek, o k zah m et ek m ek .| cn- cn, {OsT} | tasvf. Cann c a m ; A llah]] can cana lmek, B a k a birinin y aayn ken d i hayat im i g ib i d e e r len dirm ek; on a d a ayn y a a m a hakkn layk g r m ek]] can cebinde, o k z a y f ve gsz (insan); en eze]] Can cehenneme! N efret ifa d esi o la r a k kullanlr]] can ekilmek, 1. lmek. 2. C anlln k a y b ed er g ib i olm ak. 3. B aylm ak, halsizlem ek. 4. i i sklm ak. | can ekm ek, I. B ir ey i o k istem ek, | arzu etm ek. 2. ita h artm ak]] Can kasca! N ef ret ed ilen biri iin bed d u a szii]] can kk, {az} bot. B ir tr bey az idem . [D S]|| can kmak, I. lmek. 2. o k yorulm ak. 3. Ypranm ak, eskim ek. | | Can ksn! N efret ed ilen biri iin bed d u a sz]] can ...den yanm ak, O e y yznden o k sknt veya a c ekm i olm ak]] can- dilden, Byk bir istekle. | can die alm ak, Btn g c ile a b a la | mak.]] can die takm ak, Btn g c ile m cad ele etm ek]] can evek, {az} A ce le ci; sa b rsz ; tez ca n l. [D S]|| can gemek, U yuklam ak; uykuya b a la m ak]] can gelip gitmek, 1. B aylp aylm ak. 2. mit ve k aram sa rlk a ra sn d a b o ca la m ak . 3. Sinir krizleri g e ir m e k .| cam gelmek, 1. S aln a k a | vumak. 2. Yorgunluu g e m e k ; dinlenm ek]] can gibi sevmek, I. o k sevm ek. 2. zerine titrem ek,

M K SOM. 7 1 5
koru m ak.| can gitmek, 1. o k sev d i i birin e veya | b ir e y e z a r a r gelm esin den ek in m ek ; zerine tit rem ek. 2. o k arzulamak.\\ can ile oynam ak, Teh likeli iler yapm ak. | can ilii gurulm ak, {az} | S a b r v e taham m l d erecesin in stnde sknt verm ek; can n dan bezdirm ek. [D S]|| can istemek, A rzu lam ak; h ev es duymak.\\ Can isterse! K a b u l etm ese b ile nem sen m ediin i an latm ak iin ku lla nlan dayatm a sz. | can klca kalmak, {eAT} | D ayanm a gc k alm am ak ; sabredememek.\\ C a nm! 1. Sevgi ifa d e ed en sz. 2. (Sert bir ton da s y lendiinde) honutsuzluk bildirir. 3. (ilk h e c e uzun okunduunda) o k d e e rli ve g zel.| Canm a de | sin! Sevilm eyen birinin b a n a g elen ktii b ir h a l den d o la y sevin m e ifa d e ed en sz. | Canm a min | net, B ek len m ed ik iyi b ir durum k arsn d a sevin ifa d e eden sz. | canm a sava, {az} "Canm a | minnet. an lam n da kullanlr. [D S]|| Canm , cie rim ! ten duyulan sevgiyi ifa d e ed en sz.|| canm hakk iin, K a rsn d ak i kiiyi in an drm ak iin sylen en yem in szii.\\ canmn ii, I. Sevgi, e fk a t ve iten lik anlatan sz. 2. K iik g rm e, b e en m e m e an latr.| can m rk m rk etmek, {az} H rs ve | korku ile k a r k h ey ecan duymak. [D S]|| canna acm am ak, Saln h i dnm eden kendim y p r a ta c a k e k ild e a lm a k .| canna basm ak, 1. iy ic e | kabullenm ek. 2. K en d in e a it saym ak. | canna bo | yanm ak, {eAT} in e ilem ek ; o k etkilen m ek .| ca | nna demek, 1. o k holan m ak. 2. len birisin i hay rla a n a ra k ruhunu a d etm ek. | canna d | kn, K en d in e iyi ba k p sa l n koruyan. | canna | ezan okumak, arg o. Cezalandrmak.\\ canna gemek, {eAT} {OsT} 1. D ayanlm az ve katlan lm az olm ak. 2. M add ve m an ev o la r a k o k derin etki brakmak.\\ canna ilemek, 1. o k holan m ak. 2. len birisin i h a y rla a n a r a k ruhunu a d etm ek. | | canna kr etmek, 1. ok holan m ak. 2. len biri sini h a y rla a n a r a k ruhunu a d etmek.\\ Canna karm olsun! Y aptklarndan dolay a c e k s in ! an lam n da bed d u a sz.\\. (birinin) canna kastet mek, B irin i ld rm eye niyetlen m ek veya k a lk m ak.| (birinin) canna kymak, O kiiyi ld r | m ek,| (kendi) canna kymak, 1. n tih a ra k a lk | mak. 2. n tih ar etm ek.| canna koym ak, {az} B ir | eyi h a ksz lk la eld e etm ek. [DS]|) Canna minnet! B eklen m eyen ve iyi b ir durum iin sevin m e ifa d e eden s z .| canna ne sarsa, {OsT} Vicdan neyi | kab u l e d e r s e .| canna od dmek, {eAT} i yan| m ak.| canna okumak, arg o. 1. B ir kim seyi p e r i | an etm ek, z o r durum da brakm ak. 2. B ir eyin hakkn dan g elm ek ; becerm ek, y a p ab ilm ek . 3. iy i ve g zel b ir e y e z a r a r verm ek, kullanlm az h le g e tirm ek]] Canna rahm et! yi syledin, o k y a a y a s n ! an lam n da b e en m e sz .| canna soka | ca gelmek, o k holanmak.\\ canna susamak, K en disi iin ktlk a ra n m a k ; bela sn a r a m a k .| |

CAN

canna tak demek, D ayanlm az b ir durum a lm a k .| | canna tak etmek, D ayanlm az b ir durum a lm a k .| | Canna tkrdmn ... ! K zgnlk ve fk e ifa d esi belirten sz.|| Canna frdmn ... ! K z g n lk ve fk e ifa d esi belirten s z .| Canna yand | mn ...! D urum a g r e sevgi, am a, ha y ra n lk ve fk e ifa d e ed en b ir sz.|| Canna yatsn! {az} H aksz bir e y e ld e ed en iin sy len ilen ilenm e s z. [D S]|| canna yetmek, D ayanlm az b ir durum alm a k ; k atlan la m a y a cak durum a g elm ek ; bezmek', bkmak.\\ canndan bkmak, in d e bulunduu b y k sknt yznden bezg in lik ve k a ra m sa rlk ta m ak]] canndan bezmek, i in d e bulunduu byk sknt yznden bezgin lik ve k a r a m sa rlk tam ak. | | canndan usanmak, B ezgin lik getirm ek]] Cann dan yanasca!, {az} len m e sz. [D S]|| cann actm ak, Birinin bed en in e a c verm ek]] cann a zna almak, {eAT} 1. H ayatn teh likey e s o k a r a k b ir ie girim ek. 2. cann diin e alm ak. | cann | alm ak, 1. (Allah) ldrm ek. 2. Cann f e d a e d e c e k k a d a r memnun etmek]\ cann balamak, l drm eye giicii yeterk en veya h akk varken hayatn ba lam ak]] cann cebine koymak, {az} l m ne u ram ak; cann diine takm ak. [D S]|| can n cehenneme gndermek, argo. ldrm ek]] ca nn karm ak, 1. B irin i o k a ltra ra k o ld u ka fa z l a y o rm a k ; bezdirm ek. 2. B ir ey i ar v e hor k u llan m ak su retiyle a r eskitm ek; y p ra tm a k; ie y a ra m a z kullanlm az durum a getirm ek. | cann (bir | yere) d ar atm ak, T ehlikeden g l kle kurtu larak b ir y e r e snm ak]] cann diine almak, Btn gcyle a lm a k; o k g a y ret s a r f etm ek]] cann diine takm ak, O lan ca gcnii s a r f etm ek; o k a lm a k .| cann k urtarm ak , K en di g a y reti ile | hayatn tehlikeden kurtarm ak]] cann ortaya koymak, B ir i iin hayatn teh likey e a ta c a k f e d a k rl g stereb ilm ek ; ban o rtay a koym ak. | | cannn derdine dmek, C anndan b a k a b ir ey d n em eyecek k a d a r byk b ir sknt iin de bu lunm ak]] cannng gaysna yan, {az} len m e s z. [D S]|| cannn iine sokaca gelmek, ok sevm ek. | cannn kadrini bilmek, K en din i dn | m ek; b en cillik etm ek]] cann skmak, I. Birini usandrm ak. 2. Birinin n eesin i k arm a k; zl m esin e s e b e p olm ak]] canm sokakta bulmamak, 1. T ehlikeye atlm aya, g l e katlan m aya niyetli olm am ak. 2. U runda fe d a k r lk gerek tirm ey ecek b ir i iin tehlikeye atlm aya g e r e k bulm am ak]] cann verm ek, 1. K en din i f e d a etm ek. 2. H ibir ey i esirgem em ek. 3. A r dkn o lm a k ; o k sev m ek]] cann yakm ak, 1. B irin e a c verm ek. 2. Zulmetmek. 3. znt verm ek. 4. B irin e ac v erecek b ir ek ild e cezalan drm ak]] Cann isterse! K abu l etm ese b ile nem sen m ediin i a n latm ak iin kulla nlan day atm a szii]] Cann sa olsun! M al ve m lke g elen z ararla rn can sa l k a d a r nem li

CAN
olm ad eklin d e sylen en teselli sz. | can pa | hasna, B ir ii btn teh likeleri g z e a la r a k y a p m a k .| can pek, A cya ve skntya kar dayan kl | (kim se).|| Can sa olsun! M add k a y p la r iin s y len en teselli sz. | can sevmek, B irin e y a kn lk | d u y a ra k ii sm verm ek.| can sklmak, 1. H u | zursuz olm ak. 2. N eesi k a m a k ; y a r fke, y a r znt iin d e olm ak. 3. Y ap acak i bu lam am aktan d o la y sklmak.\\ can sm arlam ak, {eAT} Ruhunu teslim etm ek; can verm ek; lmek.\\ cn- rin, {OsT} Tatl can.\\ can tatl, Skntya g elem ey en ; z o rlu klara g s geremeyen.\\ can tez, 1. B ir i iin o k a c e le ed en ; a c eleci. 2. B ek lem ey e taham m l edemeyen.\\ can yanm ak, 1. o k a c ekm ek. 2. B ir iten z a r a r grm ek. 3. Sonucu z a r a r g etiren b ir den em e g eirm ek .| can yerine gelmek, 1. | Yorgunluu g em ek. 2. S a l n a kavumak.\\ can yerine oturm ak, {OsT} i ra h a t etmek.\\ canyla uram ak, H ayatndan b a k a b ir ey i dnem ez durum a g elm ek .| can yoka komak, {eAT} H ay a | tn f e d a etm eye h a zr olm ak. | ...in can yok mu? | Birisinin katlan d sknty b a k a la rn a rn ek g sterm ek iin sylen en s z .| ca yrekten, B | y k istekle. | can ie smamak, o k sa b rsz lk | gstermek.\\ can iletmek, {eAT/ C an kurtarm ak; tehlikeyi u zaklatrm ak.| can istemek, K eyfin e | b a l o lm a k ; dilediiniyapmak.\\ can kd, {az} Nfus czdan. [D S]|| cn-kh, {OsT} Can eksilten ; a c veren. | cn-k, {OsT} Can ld rc; inat.| | | can kalmamak, 1. lm h alin de olm ak. 2. Yor gun luk veya h a stalk s e b e b iy le dp b a y la ca k k a d a r bitkin olm ak. | can kardei, tasvf. C anl o l | m aktan ileri g elen y a kn lk; insann insan a kar b e sled i i in san cl y a klam ; tarikat k a r d ei; dervi d erv ie arkadalk.\\ can kartrm ak, {eAT} Ya k n lk gstermek.\\ can kaygsna dmek, H er e y i b ra k p s a d e c e ken d i hayatn kurtarm a a b a sn d a o lm a k ; h a stalk y a d a lm den o k k ork m ak ,| can kesesi, {eAT} C i erp a re,| can korkusu, | | 1. lm korkusu. 2. H erhan gi b ir tehlikeyi byk grmek.\\ can kula ile dinlemek, o k byk bir d ikk at ve ilgi ile dinlemek.\\ Can kurban! (yi ve g z el e y le r iin) o k be en ildi in i ifa d e etm ek iin sylenir. | can k urtaran , 1. Yardm eden. 2. {OsT} | Bykyelken.\\ Can k urtaran yok mu? lm teh lik esi ile k arlald n d a istenilen im dat sz; SUS. | can k urtarm ak, T ehlikeyi atlatm ak; tehli | k esiz bir y e r e ulam ak. | can kuu, Yaamn b e | lirtisi olan ru h.| canla hala, 1. Btn gcyle. 2. | B yiik b ir istek le. \\ cn-nisr, {OsT} Can s a a n ; hayatn f e d a eden. | can otu, {az} Az bulunan; | nadir. [D S]|| can oynam ak, 1. K o rk m a k ; rkmek. 2. {eAT} H ayatn fe d a y a h a zr o lm a k .| can oyunu, | lm teh likesi olan h erh an g i b ir i veya durum.\\ can zemek, {OsT} B ir ii y a p a rk en o k zen m ek; o k dikkatli, sa b rl olmak.\\ can pahasna, 1. C a

O T M T IffS M .
nn vererek. 2. Cann teh likey e a ta ra k .| can pa | zar, 1. H erkesin ken d i hayatn kurtarm a a b a sn a dt teh likeli durum. 2. T ehlikeli y e r veya du rum.,| cn-perver, {OsT} Can b esley en ; ru ha f e r a h | lk veren .| can rah at olmak, T ehlikeden kurtul | m ak.| cn-rb , {OsT} -* canrba.|| cn-rby, | {OsT} -* canrbayi.|| can sal, 1. nsann sa lk ve esen lik iin de olm as. 2. M add z ararla rn insan sa l k a d a r nem tam adn ifa d e iin kullan lan teselli sz. | can semesi, {az} Can acsnn | verdi i sersem lik le y a p la n bilin siz hareket. [D S]|| can sevecek bir ey, insann h ou n a g id e c e k bir durum veya n esn e.| can skc, n san a sknt ve | ren ; zcii; skntl.\\ can sklmak, R ahatsz o l m ak; h a fif e kzm ak.| can sknts, H erhan gi bir | durum dan veya y a p a c a k b ir i bu lam am aktan d o lay duyulan huzursuzluk,| can skmak, 1. B kkn | lk verm ek, usandrm ak. 2. Kzdrm ak. 3. R ahatsz lk vermek.\\ can skt, {az} K adn larn ilerin e g iy d ik leri d a r y elek . [D S]|| can simidi, dnz. D enize den kim seyi su stnde tutm aya y a ra y an ii hava veya k p k dolu sim it.| cn-sipar, {OsT} F e d a k r | lk,| cn-siper, {OsT} - * cansiper.|| cn-siperne, | {OsT} -* cansiperane.|| cn-sitn, {OsT} 1. ldren. 2. (G zel kadn iin) gn l byleyip insana b e la o la n .| cn-sitn, {OsT} 1. B ylem e; cezbetm e. 2. | C an a lclk ; ld rm e ;jz.|| can sohbeti, A rkadaa, sam im i o la r a k y a p la n konum a. | can suyu, I. Ye | ni d ikilen f i d e veya fid a n la r a tutmas iin verilen ilk su. 2. lm ek zere o la n kiiye verilen su. 3. {az} Kan. [D S]|| cn-sflz, {OsT} Can y a k a n ; o k zc o la n ; sknt veren .| cn-ikf, {OsT} Can | yrtan ; gn l yaralayan.\\ cn-ikr, {OsT} Can avlay an ; can a la n ; ld ren ; Azrail.\\ can-iken, {OsT} Can k ran ; Azrail.\\ can tahtas, G s k e m ii.| can taprm ak, {OsT} Can vermek.\\ can | tartnm ak, {eAT} Cann esirgemek.\\ can tartm ak, {eAT} Can ek im ek .| can tutm ak, {eAT} ldr | m em ek; s a tutm ak.| cn dilden, {OsT} C andan; | iten likle,| can gnlden, ten likle, kendini ve| rerek.\\ can yrekten, K en din i v ererek ; iten lik le .| can ve ba feda etmek, B irin e veya bir eye, | lm g z e a la c a k b iim d e balanmak.\\ can ve ba ile, o k byk b ir istek ve a lm a ile.\\ can ve ba yoluna, D ayanklln en son sn rn a k a d a r.| | can ve baa kalmak, 1. H er ey i g z e alm olm ak. 2. Yalnz kendisin i dnm ekten b a k a tutumu o l m am ak.,| can verm ek, I. lmek. 2. Canlandrm ak, | h ay at verm ek. 3. R uha dayan kllk ve g verm ek; cesaretlen d irm ek. 4. B ir ey i o k istem ek. | can | yakm ak, 1. B irin e a c verm ek. 2. Zulm etm ek. 3. znt verm ek. 4. B irin e byk z a r a r vermek.\\ can yanm ak, A ckl b ir durum la k arla m ak ,| can ye | lei, K auu ktan y ap lm ve iirilebilen , k az a z ed e y i su stnde tutan b ir tr y e le k biim in de kurtar m a a ra c. | can yeri, {az} H ayvanlardan uzak, |

1 M M M .7 5 3 havas iyi y er. [D S]|| can yolda, Yalnzlktan kur tulm ak iin birlikte y a a n la n kimse.\\ can yrek, {az} M erham etli. [DS] can2, -nn [Ar. cin > cnn uU-] (ca:n ) {OsT} is. Cin taifesi. cana, [Far. cn+ (ey) l;U-] (c a :n a :) {OsT} is. Ey sev gili! cana, [? cana] {az} is. Byk anne. [DS] canaferin, [Far. cn + aferin 0U-] (ca :n a:ferin ) {OsT} sf. Can yaratan; yaratc; Allah, canan, [Far. cn-n / cnne OUU- / <bUU-] (c a :n a :n ) {OsT} is. 1. Gnlden sevilen. 2. Kendisine byk bir akla balanlan kadn; sevgili. 3. tasvf. Vcud- mutlak. canane, [Far. cn-ne sUU-] (ca :n a :n e) {OsT} is. Sev gili kadn. canavar, [Far. cn-ver jjT jU-J is. 1. Canl hayvan. 2. Masallarda geen vahi ve yrtc hayvan. 3. K t ruhlu, azgm, zalim ve gaddar kii. 4. Haar ve yaramaz ocuk. 5. Kurt, domuz ve ylan gibi insan lara zararl hayvanlar. S can av ar bal, zool. D ev k p e k bal gillerden , boyu 10 m. i bulan, h a n er y g ibi sivri ve keskin d ileri bulunan, hem en h e r ta rafta rastlanan en teh likeli k p e k bal, (C a rch a ra d on ca rch a ria s).|| can av ar dd, K e sik k esik h a v a akm v er ere k gl b ir se s ka rm a zellii olan b ir tr a la rm dd; siren .| canavar | gibi, 1. ri y a r ; gl kuvvetli. 2: S aldrgan ve y r tc. 3. ok a lk a n ve iyi.\\ can av ar kesilmek, 1. H rn lam ak; e le av u ca s m az olm ak. 2. S a ld r g an lam ak.| can av ar otu, bot. T ohum lar kltr | bitkilerinin k k lerin d e im lenen, sarm s veya m o rumsu g v d e ve y a p r a k la r a sahip, klorofilsiz, a s a lak ve z ara rl b ir bitki, (O ro b a n ch e ramose).\\ ca navar otugiller, bot. eitli bitkilerin zerinde a sa la k o la r a k yaayan , iki en ekli, d e iik ren kte er diil iekli, k lo ro filsiz bitkiler fam ilyas, (O ro ba n ch a cea e). canavarlam a, [canavar-la--ma] is. Canavar gibi davranlarda bulunma, gaddarlama, korkutucu durum alma ii ve eylemleri, canavarlam ak, [canavar-la--mak] dnl. f. [-r ] 1. Canavarca davranlarda bulunmak. 2. Gaddarla mak. 3. Korkutucu durum almak, canavarlk, - [canavar-lk] is. 1. Canavar gibi dav ranma. 2. Kt ve gaddar kiiye zg davran. 3. Canavar olma durumu ve nitelii, canaz, [Yun. tzanus (p aly ao J] {az} sf. 1. Sinirli. 2. Deli. [DS] canbaha, [Far. cn-bah L^U-] (c a .n b a h a :) {OsT} is. Can paras; kurtulmalk; fidye, canbah, [Far. cn+bah j^-. jU -] (ca :n b a h ) {OsT} sf. 1. Can veren, hayat balayan. 2. ac.

CAN

canb az1, [Far. can-baz jU 0U-] (ca :n b a ;z ) {O sT} sf. 1. Canyla oynayan; akrobat. 2. Tehlikeli iler yapan. 3. Muharip. 4. Atl fedai. 5. m ecaz. Hileci. canbaz2, [Far. cn-bz j^W-] (ca .n b a .z ) {O sT} is. 1. At yetitirip satmakla geinen kimse. 2. At tccar, canbazan, [Far. cnbz-ne -oljUU-] (c a :n b a :z a :n e)
{O sT } zf. Cambaza yakacak biimde,

canbazhane, [Far. cnbz-hne <U-jUU-] (ca :n b a ;z h a :n e) {O sT} is. Cambazlarn gsteri yaptklar yer. canbazi, [Far. cnbz t i j L ^ ] (c a ;n b a :z i:) { O sT } is. Cambazlk. cancaz, [Far. cn+ T. -caz] is. 1. Sevgili can. 2. Sevgi ve ballk ifadesi olarak "cancazm keli mesinde geer. 3. nemsemezlik bildirmek ama cyla ca n ca z isterse; can ca zn b i l ir deyim lerinde kullanlr, cancal, [Yun. tzantzalo (tutacak)'] {az} is. Tutam; demet. [DS] cancuk, -u [can-cuk
{eA T} is. Cancaz.

candan, [Far. cn+ T. -dan] sf. 1. ten, yrekten ve scak davranan; samimi. 2. Gsteriten uzak, iin den geldii gibi davranan, candane, [Far. cndne 1.

4>l.uU-]

(ca :n d a :n e) {O sT } is.

Tepe ile aln aras; bngldak. 2. Beyin,

cand ar, [Far. cn+dr ji-uL-] (c a :n d a :r) {O sT} sf. 1. Birinin hayatm kurtaran. 2. Canl, diri olan. 3. Kuvvetli, hareketli. 4. is. Azk. 5. Korucu; saray lardaki gvenlik grevlisi ve bu snftan olan, candaru, [Far. cn-dr is. Tiryak. candarm a, [t. gendarme] ( c a ndarm a) is. 1. Yurt iinde genel gvenlii salamak, kamu dzenini korumak, yasa ve nizamlarn uygulanmas ile ilgili hkmet emirlerinin yerine gerilmesini salamakla grevli asker g. 2. Bu grevi stlenmi olan kimse. 3. sf. m ecaz. Ak gz. canda, [Far. cn + T. -da] is. 1. ok yakn dost. 2. Can yolda. candirazi, [Far. cn-dirz
{O sT } is. mr uzunluu,

(ca ;n d a ;ru :) {O sT}

(ca .n d ira .z i:)

cane, [Far. cne <l=r] (ca :n e) is. 1. Silah. 2. Ruh. canelik, -i [? cane-lik] {az} is. Irmaklarn denizle birletii yer. [DS] canerii, [Yun. tzaneriki [Tietze] / can+erik-i] is. bot. Mayho tad olan ak yeil renkte, sert ve sulu bir erik tr. canever, [Far. cn-ver jj~\ jl= -] {O sT} is. -* canavar, canfes, [Far. cn-fez / Ar. cunf => canfes] is. 1. Atk ve zgs ipek, zerinde hibir desen bulun

CAN

I M M M .
lulukta birbirinin sylediini anlayamayacak e kilde grltl konumak. [DS] cangrm ak, [cang (yans.) > cang-r-a-mak] {az} gsz. fi [-r] Yanklanmak; yanla yapmak. [DS] cangrd, [can-r-d lP ^ U -] {Os T} is. angrt; n grt. angrt, [cang (yans.) > cang-r-t] {az} is. Grlt patrt; angrt. [DS] fi1 angrtya gitmek, {az} Bou bouna lmek. [DS] angrdam ak, [Erme, cangart (pene) > angrt-lamalc] {az} gl. fi. [-r] [-l()-yor] - * angrdamak. [DS] cangul, [cang (yans.) > cang-ul] is. nlama sesini andrr gevezelik etmeyi, barma, konuma ve tmeyi anlatan yansmal gvde. S cangul cun gul, {az} (ocuklarn konumas veya sesleri iin) grltden anlalmaz derecede. [DS] canhra, [Far. cn+har (trnakla izen)] (ca:nh-a:) {OsT} sf. Dayanlmayacak derecede ac veren; tyler rperten; i trmalayan, canm , [Far can + T. -im (1. teki, kii iyelik eki)] sf. 1. ok sevilen; ok deerli. 2. ok gzel. cani1, [Ar. cinayet (ldrmek) > cn / caniye

mayan, bez aya rg yntemiyle dokunan, par lak, tok, perdahsz dokunmu, tafta tr bir kuma. 2. sf. Bu kumatan yaplm olan. S canfes gibi yap rak , ok az damarl, ince ve taze asma yap

ra.
canfeza, [Far. cn+fez I j&W\ (camfeza:) {OsT} sf. 1. Can artran. 2. ac; gnle ferahlk veren. 3. m z. Klasik Trk mziinde saba, acemairan ve uak makam eklenerek meydana getirilmi iki ayr birleik makamn ad. can g1, [cang (yans.)\ is. Cam ve metal nesnelerin arpma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfkar] cang-ul cungul,

cang-l-da-k, cang-r-a-mak, cang-r-d.


cang2, [cang / cank / cmg / cing / cong / conk / cng / cunk / can (yans .)] is. nlama sesini andrr ge vezelik etmeyi, barma, konuma ve tmeyi anlatan kk. [Zlfkar] cang-a-la-ma, cang-a-ma,

cang-l-da-ma, cang-ul cung-ul. canga, [cang (yans.) > cang-a / ang-a] {az} is. Ko
va; kk bakra. [DS] cangalak, - [cang (yans.) > cang-a-lak] / azj is. Da yzndeki tarla. [DS] cangalam ak, [cang (yans.) > cang-a-lak] {az} gsz. fi [-r] [~l()-yor] Kalabalkta birinin dediini dieri duyamayacak kadar grltl konumak. [DS] cangalaz, [DS] cangam a, Grlt; mak iin [Yun. kohliangos] {az} is. Salyangoz. [cang (yans.) > cang-a-ma] {az} is. 1 . yaygara; az kavgas. 2. Konumu ol konuma; boboazlk. [DS]

4^ W] (ca:ni:) {OsT} is. nsan ldrm, cana kym


olan kii. cani2, [Far. cn <_y^-] (ca:ni) {OsT} sf. (Kii iin) candan sevilen; sevgili; aziz, canib, [Ar. cenb (taraf) > cnib y ^ ] (ca:nib) {OsT}

cangl1, [cang (yans.) > cang-l] is. 1. Karklk belirten yansmal gvde. 2. Hayvanlara taklan anlarn ve baka metallerin kard kaba sesleri anlatan yansmal gvde. 3. Buna benzer her trl grlt. S cangl cangl etmek, {az} B ir top

is. 1. Yan. 2. Yan taraf. 3. Yn; cihet. S cnib-i rahm et, Allah 'm kullarna, ldkten sonra yapa ca ban bulunduu taraf.
canibdar, [Ar. cnib + Far. dr jl-LJl=r] (ca:nibda:r)

{OsT} is. as. Yanc,


canibeyn, [Ar. cnb-eyn j^W -] (ca:nibeyn) is. ki taraf. canib, [Ar. cnib- ^1=-] (ca.nibi:) {OsT} sf. 1. Yana ait; yanda olan. 2. mat. Yanal, canice, [cani-ce] zfi. Cana kyan kiilere yakr bi imde; caniyane. canih, [Ar. cnha > cnih / cniha li-U- juU-/ ] (ca:-

lulukta birbirinin sylediini anlayamayacak e kilde grltl konumak. [D S]|| cangl cungul, 1. ok deiik an ve benzeri aralarn birlikte karm olduklar ses. 2. Karmakark. 3. ok de iik biimde ve tonda ses kararak.
cangl2, [tng. jungle] is. 1. inde ok sayda yabani hayvanlarn barnd sk ve gr tropik orman; cen gel. 2. Hi kesilmemi orman. 3. Zayf ve gsz lerin ortadan ekildii acmasz ve sert rekabet or tam.

nih) sf. Bir su ilemi olan; sulu,


caniha, [Ar. cenah > cniha ti-U-] (ca:niha) {OsT} sf.

1. Yana ynelen. 2. Bir taraf tutan. 3. anat. is. cangldak, - [cang (yans.) > cang-l-dak] {az} zfi. 1. alkalayarak, alkalama sesi kararak. [DS] 2. kinci ve yedinci kaburga kemikleri arasnda ka lanlar. {az} sf. Gereinden ok sulu. [DS] S cangldak ak tarm ak , {az} Sv bir eyi zensiz bir ekilde caniko, [Far. cn + Slav. d. -ka / -ko (diil kltme birden boaltmak. [D S]|| cangldak su etmek, eki)] sf. (Seslenme sz olarak) sevgili, {az} Suyunu fa zla koymak ; ok sulandrmak. [DS] canilik, -i [cani-lik] is. 1. Cana kyma, adam l drme durumu. 2. Cana kyp adam ldren kim cangldam ak, [cang (yans.) > can-gl-da-mak] (cahselerden beklenebilecek davran; gaddarlk. gldamak) {az} gsz. fi [-r] [-d()-yor] Bir top

ru B T O M M .7 5 5

CAN

canip, -bi [Ar. cenb (taraf) > cnib -* canib.


can iyan e, [Ar. cn + Far. -y-ne

(ca :n ib ) is. (OsT) zf. Ca

na kyan kiilere yakr biimde; canice; acmasz ca. caniye, [Ar. caniye ^ W ] (ca:n iye) (OsT) is. Cinayet ilemi kadn. cank1 [cang / cank / cmg / cing / cong / conk / cng / , cunk / can (yans.)] is. nlama sesini andrr ge vezelik etmeyi, barma, konuma ve tmeyi anlatan kk. [Ztilfkar] can k-a-m a. cank2, [cank (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arpma sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfkar] cark-r-d. cank3, [ng. junlc] is. 1. Uyuturucu madde. 2. Eroin, canka, [Bulg. djanka] (az) is. Kk, sar bir erik tr; can erii. [DS] cankama, [cank (yans.) > cank-a-ma] {az} is. G rlt; yaygara; az kavgas. [DS] cankatrm ak, [cank (yans.) > cank-a--tr-mak] { zj g l .f i [ -r ] Birbirine drmek. [DS] cank, [Mo. canki (danm a) Lfs'-=r] {OsT} is. Da nma kurulu, cankrd, [cank (yans.) > cank-r-d ^pyU-] {OsT} is. angrt; ngrt. [DS] canki, [ng. junky / junlcie] is. Uyuturucu bamls; eroinman. cankurtaran, [can+kurtar-an] is. 1. lm tehlikesi altnda bulunanlar kurtarmak iin kullanlan ara. 2. Hasta ve yarallar acil olarak hastaneye tayan otomobil. 3. Plajlarda, yzme havuzlarnda boul ma tehlikesi geirenleri kurtarmakla grevli iyi yzme bilen kii. 4. Yksek da geitlerinde k gnleri yolcularn souk ve olumsuz k art larndan korunmak iin sndklar bina, kulbe vb. S cank urtaran an, G r alannn k ap a l olduu g n lerd e g id ile c e k veya s n la ca k y er i g em ilere g sterm ek iin a lm a n an. | cank urta | ran dd, dnz. G r alannn k a p a l olduu h a v alard a g em ile re y o l g sterm ek a m a cy la a l nan ddk.\\ cank urtaran gemisi, dnz. B atm a teh likesi g eiren veya k a r a y a oturan g em ileri kur tarm akta kullanlan g em i.| cank urtaran kulbesi, | Tipiden veya sou ktan koru n m ak iin d a g e it lerin e y a p la n ku l be veya barnak.\\ cank urtaran simidi, dnz. D enize den birisinin tutunarak su yznde kalm asn sa la y a n batm az simit.\\ can kurtaran yelei, dnz. D en ize den lerin su ya bat m asn en g ellem ek iin iirileb ilen ve p lastikten yaplm b ir tr y elek . canlandrc, [can-la-n-dr-c] sf. 1. Canlandrma ii ni salayan. 2. Canllk veren. 3. Dirilten, canllk kazandran.

canlandrclk, [can-la-n-dr-c-lk] is. 1. Canlan drc olma durumu. 2. Canlandrc eye veya kim seye zg nitelikler, canlandrlm a, [can-la-n-dr-l-ma] is. 1. Diriltilme. 2. Dinletirilme. 3. Hareketlendirilme; faaliyete geirilme. 4. Tekrar yaanyormuasma hayal edilme. canlandrlm ak, [can-la-n-dr-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. Canl hle getirilmek; diriltilmek. 2. Dinletiril mek. 3. Faaliyete geirilmek. 4. Yeniden yaan yormu gibi anlatlmak; hayal edilmek, canlandrm , [can-la-n-dr-m] is. 1. Canlandrmak eylemi. 2. Bir eseri kalntlara bakarak ilk hali ile izmek. 3. Bir metnin zaman iinde silinen ve ko pan paralarm tamamlayarak ilk ekline getirme, canlandrm a, [can-la-n-dr-ma] is. 1. Canl hle getirme; diriltme. 2. G kuvvet kazandrma; din letirme. 3. altrma, faaliyete geirme; hareket lendirme. 4. Bir olay, bir hayali gerek ortam iindeymi gibi zihinde gsterme; anlatma, ortaya karma. 5. Soyut bir dncenin bir ekil veya fi gr ile anlalr hle getirilmesi. 6. Kukla ve resim leri bir hareket duygusu verecek biimde sahnede veya perdede oynatmak eylemi, canlandrm ak, [can-la-n-dr-mak] gl. f . [-r] 1. Canl hle getirmek; diriltmek. 2. G kuvvet ka zandrmak; dinletirmek. 3. almaya balatmak; faaliyete geirmek; harekete geirmek. 4. Gemite olan bir olay hatrlatmak. 5. Yaanm olsun veya olmasn bir olay yaanm gibi kii ve evre orta mnda gstermek, canlanm a, [can-la-n-ma] is. 1. Canl hle gelme, ya ama belirtisi gsterme. 2. Dinleme. 3. Hare ketlenme. 4. Hatrlanma, canlanm ak, [can-la-n-mak] d n l.f. [-r ] 1. l iken canl hle gelmek; hayat belirtisi gstermek. 2. G kuvvet kazanmak, dinlemek. 3. almaya ba lamak, harekete gemek; faaliyete gemek; hare ketlenmek; eskiye gre daha iyi hle gelmek. 4. Gemite olup bitmi bir olay yeniden yaan yormu gibi hatrlamak; belleinde yeniden ortaya karmak. 5. Bir eye hareket ediyormu, yryormu izlenimi vermek, canlatm ak, [Far. can > can-la-t-mak] fazj gl. f . [r] Ayltmak. [DS] canl, [can-l] sf. 1. Can olan. 2. Yaayan; hayat fonksiyonlarm devam ettiren; diri. 3. Gl, kuv vetli; salkl. 4. Hareketli; hayat dolu; neeli. 5. (Yer iin) srekli kalabalk olan. 6. Din. 7. (An latm iin) etkileyici; ilgi ekici ve akc. 8. Parlak; arpc; aydnlk. 9. is. Yaamakta olan, hareket edebilen yaratk. 10. {az} elik omak oyununda elii elmeye hakk olan oyuncu. [DS] 11. {az} Saklamba oyununda kaleye, ebeden nce gelerek sobeleyen oyuncu. [DS] S1 canl bebek, o k g z el.| canl canl, H enz lm em ilcen; d a h a y a y o r |

CAN k en ; hayattayken. | canl can av ar, ( o cu k iin) o k | h a rek etli; y aram az. | canl cenaze, (K ii iin) o k | z a y f ve gsz. | canl hedef, as. A sk er b irlikleri | v e sivil h alk iin e alan hedef.\\ canl kayt, H er h a n g i b ir st dyoda d e il d e sa h n ed e vey a halkn nn de g steri h a lin d e y a p la n kayt.\\ canl mo del, H eykel veya resim yap m n d a m od el o la r a k kullanlan kadn veya erkek. | canl zdekilik, fe l. | E vrenin tem eli o la r a k dnlen m addenin can l olduunu savunan g r ; hilozoizm.\\ canl resim, sine. Sin em a san atn d a b ir h areketin h e r safhasn n n c e ayr ayr grnts aln p so n ra bu grnt lerin b elirli zam an a ra lkla ry la sin em a vericisin d en g eirilm esin e dayan an yntem . | ... canls, O | e y e o k dkn olan. | canl yayn, tv. nceden | h erh an g i b ir e k ild e tespit edilm em i ve a lcy la doru dan aktarlm bulunan yayn. | canl yem, | b a lk. E til ba lk lar y a k a la m a k iin oltann ucuna taklan so lu ca n veya kurtuk. canlc, [can-l-c] sf. Olaylarn ruhlar lemindeki gizli glerce ynetildiine inanan gr sahibi; animist. canlclk, - [can-l-c-lk] is. fe l. 1. Olanlarn ruhlar leminin gizli glerince ynetildiine inanan ilkel anlay; animizm. 2. ocuun, btn varlklarn canl olduuna inanma eklinde beliren dnemi, canlk, - [can-lk] {az} is. Besin. [DS] canllatrm ak, [can-l-la--tr-mak] gl. f i [-r ] Can l hle getirmek, canllk, - [can-l-lk] is. 1. Canl olma durumu. 2. Canl bir eye has nitelik; dirilik. 3. m ecaz. Ha reketlilik, neelilik, cang, [cang / can (yans.)] is. Cam ve metal nes nelerin arpma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfikar] canp, [Ar. canb (yan, br)] {az} is. 1. Kola bitiik duran vcut paras. 2. Kanda yanlar. [DS] canp ara, [Far. cn+pre] {az} is. Saban teker leklere balayan para. [DS] canperver, [Far. cn+perver jU -] (ca:n perver) {OsT} sf. 1. Can besleyen. 2. Ruha ferahlk veren; i aan. 3. Ruha ho gelen, canrba, [Far. cn+rb k> (ca .n r b a :) {OsTj sf. 1. Can alan; gnl kapan. 2. ldrc olan. 3. m ecaz. (Kadn iin) gzelliiyle gnlleri elen; cazip; ho; latif, canrbayi, [Far. cn+rby] (ca :n r b a:y i:) {OsT} sf. 1. ldrc nitelik. 2. By, cansz, [can-sz] sf. 1. Cam olmayan. 2. En temel hayat fonksiyonlardan yoksun olan; canllk be lirtisi gstermeyen. 3. lm, canlln yitirmi bulunan; l. 4. Gl bir yaama belirtisi gste remeyen; zayf; clz. 5. ok ar hareket eden; dermansz; halsiz; mecalsiz. 6. nsan zerinde bir etki brakmayan; etkisiz; durgun; snk. 7. is. Can

K l I C S H l E K E EI .

l olmayan, yaam belirtisi gstermeyen varlk. 8. zfi. l olarak; hareketsiz; durgun biimde. S1 can sz at, {az} B isiklet. [D S]|| cansz dmek, H asta lk ve y orgu n lu k g ib i s e b e p le rd en dolay gcn k ay b etm ek ; zay fla m a k ; bitkin d m ek; h alsiz k a l mak. canszlam a, [can-sz-la--ma] is. Cansz hle gel mek eylemi. canszlamak, [can-sz-la--malc] dnl. f i [ -r ] Can sz hle gelmek; cansz duruma dmek; zayfla mak; gszlemek, canszlatrm a, [can-sz-la--tr-ma] is. 1. Cansz h le getirme ii. 2. tp. Bir diin canl dokusunu yok etme. canszlatrm ak, [can-sz-la--tr-mak] gl. f . [-r] Cansz hle getirmek; cansz duruma drmek; zayflatmak; gszletirmek; canszlamasna yol amak. canszlk, - [can-sz-lk] is. 1. Cansz _olma durumu. 2. Cansz bir eye has nitelik. 3. Durgun ve ha reketsiz olma; zayf ve gszlk, cansipar, [Far. cn+sipr jL-jU -] (c a .n sip a .r) {OsT} sf. -* cansiper. cansiparane, [Far. cn+siprne <uljL~;l-] (ca:n sip a :r a :n e ) {OsTj zfi. -* cansiperane, cansipari, [Far. cn+sipr {OsTj is. Fedakrlk, cansiper, [Far. cn+sipr jU~iU-] (ca :n sip er) {OsT} sf. Cann feda eden; hayatn esirgemeyen, cansiperane, [Far. cn+siper+ne 4iljL_;U-] (ca:n sip e r a :n e ) {OsT} zfi Cann feda edercesine, cant, [Fr. jante] is. -jant. canter, [n. canterbury] is. Yar atlarnn, gsteri ve evikliklerini sergilemek ve yar iin snmalar amacyla tart yerinden balama noktasna kadar koturulmas ii. cantiyane, [Lat. gentiane] is. bot. Byk bir kk, sap zerinde bir dm evresinde dizili altn sars iekleri bulunan, kuvvetli bir kokusu ve ac bir tad olan, itah ac, uyarc, kuvvetlendirici ve ate drc zelliklerinden dolay halk hekim liinde kullanlan bir yllk bitki; kzl kantaron, (G en tian a lutea). ca p 1, [cab / cap (yans.)] is. Geliigzel, mark ve hoppaca davranlar anlatan kk. [Zlfkar] ca p ck, ca p cuk, capcu k-lan -m ak. cap2, [cap (yans.)] is. Gereksiz, yerli yersiz konuma, bo laf etme ve tme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] ca p ak, c a p + a k azl. S cap s yrtm ak, {az} 1. nmek. 2. B irinin arkasn dan k on u m ak; d ed ikod u yapm ak. [DS] cap 3, [cap / calp (yans.)] is. Svlar iinde, yal havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle (c a :n sip a :ri:)

I H I K SI^757
oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] ca p cap, c a p cup, cap-ul, cap-la-k. S cap cap, {az} (Sv iin d e h a rek et ed en cisim iin) aprt se sler i ka ra ra k. [D S]|| cap cup, {az} o c. d. Ykanma. [DS] cap4, [cap] {az} is. 1. Toprak tencere; gve. 2. Srl su kp; kp. 3. elik omak oyununda eliin konulduu oyuk. 4. Emin ve salam yer. 5. Eimli yzey. [DS] capcanl, [ca-(p)+ca/nl] (ca ca n l) p ek t. sf. 1. ok p canl; hareketli. 2. lgi ekici; hemen dikkati eken; gsterili. capcuklanm ak, [cap (yans.) > cap-cuk-la-n-mak] {azj dnl. f . [ - r j Hoppoca davranmak veya ko numak. [DS] apak, - [amak / cap (yans.) > cap-ak ?] {azj is. eme ya da kuyu balarnda su imekte kulla nlan kepe biimindeki aa marapa; marapa. [DS] S apak azl, {az} 1. o k a la y an ocuk. 2. G ev eze; dedikodu cu. [DS] capk, - [ap (yans.) > cap-k] {az} sf. mark; hoppa; terbiyesiz. [DS] caplak, - [cap (yans.) > cap-la-k] {az} is. Kay naa daldrlarak su doldurulan kap. [DS] aplan, [cap (yans.) > cap-lan] {az} is. 1. Su bi rikintisi. 2. Etraf dalarla evrili yer. [DS] caplanlk, - [cap (yans.) > cap-lan-lk] is. Etraf dalarla evrili yer. apul, [cap (yans.) > cap-ul] {az} sf. 1. Sulu. 2. Ba tak. [DS] ca r1 [car (yans.)] is. Srtnme, dnme ve bu biim , de parazit sesler karma, barma, alama, tme vb. sesleri anlatan kk. [Zlfkar] car-l-t. S car car, 1. Yksek s e s le ve grltl b ir b iim d e (k o numa). 2. G eveze, y a y g arac. car2, [Mo. car] is. 1. Yksek ses; barma; nid. 2. Bir eyi tellal araclyla, yksek sesle duyurma; bu ekilde yaplan ilan, {az} (aym) [DS] 3. Tehlike durumunda yardm isteme, {az} (ayn) [DS] 4. Y ar dm. 5. {az} Dilek; rica. [DS] S c a r ekm ek, B ir eyi duyurm ak a m a cy la tella l tarafn dan b a ra r a k ilan edilmek.\\ c a r ektirm ek, T ella l v a stas ile ilan ettirm ek. | c a r etmek, 1. Yksek s e s le | b a ra r a k konum ak. 2. {eAT} N a ra a tm a k; h a y krm ak. 3. {eAT} lan etm ek. 4. B ir kim seyi ba rt m ak.| carna yetimek, {az} m d ad n a kom ak. | [D S]|| carn atm ak, {az} K oruyu culuu na s n mak. [D S]|| c a r klmak, {eAT} -* car etmek. car3, [Ar. civar > car _>U (c a :r ) {OsT} is. 1. Komu. -]

C AR

tndkleri tek para ve renk renk desenlerle ilen mi rt. 2. {az} Siyah stlk; araf. [DS] 3. {az} Bel ba. [DS] c a r5, -rr [Ar. cerr (ekm e) > carr / carre jU- / {OsT} is. eken, ekici, srkleyici. S car h arf leri, A r a p a da, ismin nne g eld i i zam an so n u nun es reli okunm asn g erek tiren n ekler. c a r6, [Ar. cerr yr] {az} is. 1. Dilenme; toplama. 2. Dilenci. [DS] c a r7, [car] {az} is. 1. akl yn. 2. Kayalk ya ma; yar. 3. Meyveli dal. 4. St szmeye yarayan aygt. [DS] c a r a 1, [Ar. carras^-] {az} is. Toprak testi. [DS] ca ra 2, [Fr. cigarette > cara] (c a :ra ) {az} is. Sigara. [DS] carak , - [car (yans.) > car-alc] {az} is. Kurbaa. [DS] c a ra l1, [? caral] {az} is. Zarf; kabuk; sarg; kap; zar. [DS] caral2, [Ar. caral J y r] {az} is. Az rn veren zayf toprak. [DS] caraskal, [Ar. cerr (ekm e, s r klem e) + ekal (ar eyler)] {az} is. Ar eyleri kaldrmakta kullan lan ayak zerine kurulmu bir tr vin. [DS] carasun, [Mo. calagu (yiit) / e T al-mak (yere vur m ak, ykm ak) > al-k-sn [Tietze] > carsun j j - l y r ] (cera:su :n ) sf. - * cilasun, c a rc a r, [Ar. carcar rm arac. [DS] c a rc a ra , [Ar. carcara sy r y r ] {az} is. alayan. [DS] carc, [Mo. ar-i > car-c] is. 1. Halka duyurulacak eyi yksek sesle bara bara dolaarak ilan eden kii; tellal. 2. {az} Kuran okuyarak para kazanan. [DS] c a rc u r1, [car+cur (yans.)] zf. 1. Zararn ve yararn dnmeden, aklna estii gibi. 2. {az} is. Elbise ve anta gibi eyalarda geni aklklar kapatmaya yarayan, karlkl erkekli diili dilerden ve bunla rn zerinde yryen bir kapatcdan meydana gel mi dzenek; fermuar. [DS] 3. {az} sf. Geveze; de dikoducu. [DS] c a rcu r etmek, G elii g z el ve y e r li yersiz konum ak. c a rcu r2, [Fr. chargeur> arjr] {az} is. Tfek ve ta bancada namluya mermi veren yayl kutu. [DS] cardn, [Ar. cirzavn jjiU -] {OsT} {az} is. ri fare.
y ry r]

{az} is. Dven denilen ta

[DS] 2. Mteri. S cr- m las k, {OsT} B itiik kom u .| | c rullh, {OsT} M e k k e e g id ip o r a d a oturan.| care, [Ar. cre Sjl=r] (ca. re) {OsT} is. Mahalle. y | cr l-cenb, {OsT} B itiik k om u .| c r l-cnb, cargam a, [Far. r-gme] {az} is. Az kavgas; g | {OsT} A k rabad an olm ayan kom u. rlt. [DS] larn sokaa karken zerlerine boydan boya r carh , [carh (yans.)] is. Birden vurma, arpma anlatan kk. [Zlfkar] carh-a-da-h.

car4, [Ar. 'izr (rt) => car _>U-] {OsT} is. 1. Kadn

CAR

I M IIT O M .
b o r la r toplam n a blm . | cari olmak, Yrrlk | te olm ak. carih, [Ar. cerh (yaralam a) > crih (ca.rih. h kaln sylen ir) {OsT} sf. 1. Yaralayan; yara aan. 2. m ecaz. Bir grn kartn ispat ederek onu r ten. 3. (Hayvan iin) yrtc. carih a, [Ar. cerh (yaralam a) > criha (ca :rih a ) {OsT} is. 1. Kol ve ayak gibi vcut yele rinden her biri. 2. Yrtclar, (R apaces). carihn, [Ar. cerh (y aralam a) > crihn (c a :rihi.n, h kaln sylen ir) {OsT} is. 1. Yaralayanlar. 2. Bir fikre kar iddiada bulunup bunu ispat edenler. carim , [Ar. cm > crim / crime /> jl>- / jl>-] (ca :rim ) {OsT} sf. 1. Sulu. 2. Kesen. 3. Hurma topla yan. 4. Ailesinin geimini salayan. caris, [Ar. cris ^_>L=r-] (ca :ris) {az} s f 1. (Kadn iin) hrn. 2. Terbiyesiz. 3. Yaramaz. 4. Cad. [DS] cariy e1 [Ar. criyye <;jU-] (ca :riy e) sf. Geerli olan; , yrrlkte bulunan. cariye2, [Ar. criye ^ W ] (ca :riy e) {OsT} is. 1. Para karl alman kadm; odalk; halayk. 2. Eskiden savalarda esir alnarak para karl satlan, hibir zgrl olmayan ve efendisinin her trl ihtiya cn karlayan kle kadm, kz; halayk; karava, cariyelik, -i [cariye-lilc] (ca:riy elik) is. 1. Cariye ol ma durumu. 2. Cariye olann nitelii, cariyeniz, [cariye-niz] (ca:riyen iz) zm. 1. Kadnlarn eskiden ar sayg amacyla kendilerinden bahse derken ben yerine kullandklar kelime. 2. Kar sndakine ar sayg amacyla kendi kzndan ve karsndan bahseden erkein kzm veya e im yerine kulland sz. c a rk 1, [cark (yans.)] is. Birden ikiye ayrlmay, ya rlmay anlatan kk. [Zlfkar] cark-l-da-m ak. cark 2, [cark (yans.)] is. Birden vurma, arpma anla tan kk. [Zlfkar] cark-a, cark--d a-k. carkdak, [cark-a-dak] {az} zf. (Yaplan i veya ha reket iin) carklt sesi ile birlikte ve anszn; bir denbire. carkldam ak, [cark-l-da^malc] {az} gsz. f . [-r ] [d ()-y or] 1. Anszn alp kapanma ile birlikte ses karmak. 2. (Ku, tavuk vb. iin) rahatsz edici ve srekli ses karmak; cark cark tmek, carklt, [cark (yans.) > cark-l-t] {az} is. 1. Ans zn kan vurma ve arpma sesi. 2. Kaln, kaba ve rahatsz edici ku, tavuk sesi. 3. Sakz inerken kan ve buna benzer ses. carlak , - [car-la-k] {az} sf. 1. (Kii iin) sesi hoa gitmeyen. 2. is. Kt ses. [DS] carlam a, [Mo. car (ar) > car-la-ma] is. 1. Yk sek sesle bara bara konuma. 2. Nara atma. 3. Tellal araclyla duyurma; ilan etme.

carh adah , [carh (yans.) > carh-a-dak] {az} zf. Bir denbire. [DS] car, [Yun. tsaro] {az} sf. 1. Becerikli. 2. Eli abuk. 3. Canl. [DS] ark 2, - [eT. yaruk > car-k] {az} is. 1. k; ay dnlk. 2. Yark. [DS] ark 2, [Far. r (p ee)+ Krt, -ik > arik (b ir tr kuak)] {az} is. Keklik avnda avcnn arkasna sakland keklik resimli pano. [DS] cank lanm ak, [eT. yaruk > cark-la-n-mak] {az} d n l.f. [ -r ] Aydnlanmak. [DS] carklatm ak, [eT. yaruk > cark-la-t-mak] {az} gl. f . [-r ] Aydnlatmak; tmak. [DS] arklk, - [eT. yaruk > cark-lk] {az} is. Ik; aydnlk. [DS] carldam ak, [cr-l-da--mak j^uJ_,U-] {eAT} ite f . [-u r] Barmak, carlt, [car (yans.) > car-l-t] {az} is. 1. alt. 2. Hrlt. 3. Bir sesi anlalmaz klan yabanc ses. 4. Hafif ses. [DS] cars, [Ar. cris j-j^ -] {az} sf. 1. (Kadn iin) arsz; terbiyesiz. 2. Yaramaz. [DS] 3. {OsT} Rezil, t? cars etmek, 1. {az} U sandrm ak; rahatsz etm ek. [DS] 2. {OsT} R ezil etm ek; rsvay etm ek.| cars ol | m ak, {az} I. R ahatsz olm ak. 2. U tan acak duru m a dmek. [DS] carslk, - [cars-lk] {az} is. Terslik; uursuzluk; biimsizlik. [DS] cart, [Erme, arat / aruk] is. 1. Ate krei. 2. {az} Toprak krei. [DS] cari, [Ar. cereyan (akm a) > cr! lSjL-] (c a :ri:) {OsT} is. 1. Akan; geen; yryen. 2. Yrrlkte bulunan; hlen geerli olan. S cari faiz haddi, eko. P a r a a rz ve ta leb in e g r e olu an f a i z oran. | cari fiyat, | 1. A lveri ilem lerin de g e e r li olan fiy at. 2. B ir m aln belirli b ir z am an ve y e r d e g e e r li olan p iy a s a de eri. | cari hasla, eko. 1. B ir yatrm dan bir j y l iin de sa la n a n gelirin yatrm d e erin e oran. 2. Serm ayenin y zde ile g sterilen y llk g e lir i.| | c a ri hesap, bank. K iiler veya k iilerle ba n k a a r a sn d a srp giden a la c a k ve b o r ilikisi iin de y rtlen ilem .| cari hesap szlemesi, bank. B irbi | ri ile b o r ve a la c a k ilikisi bulunan iki kiiden k arlk l o la r a k a la c a k ve v ereceklerin i dktkten so n r a eld e edilen toplam so n u ca g r e bo rla n m a v ey a a la ca k la n m a szlem esi. | cari ihtiyat, eko. | K s a zam an da p a r a y a ev r ile b ile c ek a k t if h e s a p lar. | cari kur, eko. Yabanc p a ra la rn m ill p a r a | birim ine dntrld a n d a ki fy a t. | cari mali | yet, eko. B elir li b ir zam an dilim i iin deki fiy a tla r a g r e olu an maliyet. | cari m asraf, B elirli b ir d | nem iin de y ap lan m asraf. | cari nispet, eko. D | nm de bulunan d e erlerin toplam nn k s a vadeli

r o m m ttM i.7 5 9

CAS

c a rla m a k , [Mo. car (ar) > car-la-mak] g s z . f [-

r] [-l()-y o r] 1. Car eker gibi bararak konumak. 2. Tellallk etmek. 3. gl. f . arc araclyla halka duyurmak. carlam ak, [car-la--mak] {az} ite, f [~r] 1. Top lanp konumak; tartmak; grmek. 2. Grlt yapmak. [DS] carl, [car-l] {az} sf. Yoksul; zavall. [DS] arlk, [Mo. car (ar) > car-lk] is. Tellal bart mak suretiyle yaplan duyuru, carlu, [car-lu j=r\ {OsT} sf. Tannm; mehur; nl. carm au r, [Erme, cermag (beyaz) + ur (su)] is. a r go. Rak. S carm au r yapm ak, argo. R ak im ek. carm ak, [Erme, ermag] is. a rg o. Rak, carp, [carp (yans.)] is. 1. Birden kuvvetlice arpma, bu biimde vurma, kesme anlatan kk. [Zlfkar] carp-a-dak, carp -a-d an , carp-l-da-t-m ak. 2 . zf. {az} Birdenbire; hemen. [DS] carpadak, - [carp (yans.) > carp-a-dak] {az} zf. Birdenbire; hemen. [DS] carpadan, [carp (yans.) > carp-a-dan] {az} zf. Bir denbire; anszn; hemen. [DS] carpldatmak, [carp-l-da-t-mak] {az} gl. f . [-r ] Sopa ile anszn kuvvetlice vurmak. [DS] carse, [ng. jersey] is. -* jarse, careb, [Far. cr-eb

cartl, [cart--1] {az} sf. 1. Ktrm. 2. Yallktan bunam olan. 3. Acuze; delimsi; cad. [DS] S ca rtl olmak, {az} 1. Gten dm ek; yoru lm ak. 2. H am lam ak. [DS] cartllam ak, [cart (yans.) > cart-l-la-mak [Zlfkar]] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Yorulmak; gten dmek. 2. Hamlamak; cartl olmak. [DS] cartlak, - [cart (yans.) > cart-la-k] sf. 1. Yrtlm; atlam durumda olan. 2. {az} Kendini beenmi; mark. [DS] 3. Yallktan bunam; delimsi; acu ze; cad. 4. {az} is. Olgunlamak zere olan incir. [DS], c a ru 1 [Far. cr _>l=r] (ca :ru :) {OsT} is. Sprge, , caru , [cr- j_>W {OsT} is. Yksek ses; bart. S -] caru alm ak, {OsT} B a rm ak ; haykrm ak; n a ra atmak.\\ caru urm ak, {OsT} -* caru almak, carub, [Far. crb v Jj^ -] (ca ;ru ;b ) {OsT} is. Spr ge. S crflb-ke, {OsT} -* carubke.|| cr bnm, {OsT} Sprgeyi andran.\\ crb-zen, {OsT} - * carubzen. carubke, [Far. crub-ke _jjjW-] (ca.ru p ke)

4~ijU-] (ca :r eb ) {OsT} is.

{OsT} is. 1. Sprc. 2. Eskiden nemli ve erefli bir grev saylan Mekkede Kbenin, Medinede ise camilerin sprlme ii. carubzen, [Far. crub-zen oj {OsT} is. Sprc; p, carullah, [Ar. crullh -UJljW] (ca ;ru lla ;h ) sf. (ca.ru bzen )

araf. cart, [cart (yans.)] is. 1. Anszn yrtlma ve bu bi imde kabaca ses karma, barma, tme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] ca rt-a-d ak, ca rt cart, ca rt curt, cart-l-la-m ak, ca rt-l olm ak, cartla-k. 2 is. Kt veya bez cinsi eylerin yrtlrken kard ses. 3. argo. Birinin ar abartmada bu lunduunu ikaz iin sylenir. 4. sf. (Renkler iin) gz rahatsz edecek ekilde uyumsuz; frapan. S cart c a rt tm ek, ev resin d ekileri k k g r e r e k kendini be en m i b ir h a ld e durm adan konum ak. | | cart cu rt, 1. B ozu k veya g ev em i eyadan kan gcrt sesi. 2. A slsz tehdit ve g z korkutm a. 3. B o y er e n m e; bbrlenme.\\ c a rt cu rt etmek, 1. Em ri a ltn d akileri korku tm ak iin ba rp a r mak. 2. B b rlen m ek iin y ksekten atm ak; alm l konum ak. 3. le r i g e r i konumak.\\ c a rt kaba k't, Birinin p a la v r a s n a inanlm adn ifa d e etm ek iin sylen en sz.

Mekkeye ekilip orada oturan, caru t, -du [Erme, caru > carut] {az} is. Ate kre i. [DS] c a s1 [cas] is. Parltl grnt ve yansma anlatan , kk. S cas cas, Yanyormu g ib i p a r la y a r a k ; k la r yan starak. cas2, [Ar. ca lr= -] {OsT} is. 1. Kire. 2. Al ta. _ -= cascavlak, [ca(s)+ca/vlak] ( c a sca v lak ) pekt. sf. 1. Sasz. 2. Elbisesiz; plak. 3. zf. Sasz olarak. 4. plak olarak. 0 cascavlak kalmak, 1. zerinde h i b ir g iy ec e k k alm am ak ; r l p la k kalm ak. 2. Btn m ad d varln yitirm i bir durum da k a l m ak; a resiz dmek. caselik, -i [Ar. celk (c a .se li.k , k kaln s y

carta, [Ar. darta / zarta] (ca rta) is. arg o. Seslice yel lenme; osurma. S c a rta ekmek, argo. Yellen m ek.| cartay ekmek, arg o. lmek. | cartadak, [cart (yans.) > cart-adak] ( c a rtadak) zf. 1. Cart! diye ses kararak. 2. Grltl bir biimde ve aniden. 3. {az} Birdenbire; hemen. [DS] cartazan, [cart-az-an] {az} sf. 1. Kendini beenmi. 2. Geveze. [DS] cart, [cart-] {az} sf. Yarm; para. S cart kal mak, {azf Yarm kalm ak. [DS]

lenir) is. 1. Katolik. 2. Byk papaz; bapapaz. -Cas, [-ca-s- / -ce-s-i] {eAT} y a p e. ...-m hepsi, casl, [cas / caz (yans.) > cas-l] is. Yanma srasnda kan sesi anlatan gvde. [Zlfkar] S casl casl yanm ak, {az} C zrd ay araky an m ak. [DS] casim, [Ar. csim iU-] (ca.sim ) {OsT} sf. (Kii iin) yzkoyun yatm olan, casir, [Ar. cesret > csir y*W ] (ca ;sir) {OsT} sf. Ce saret edici; cesaret gsteren.

CAS cassas, [Ar. caa ^ U ^ r ] (ca ssa :s) {OsT} is. 1. Ki rei. 2. Svac, cast, [Far. castc~ ^ -] {OsT} is. zm skma teknesi. casum , [Ar. csm pi'W-] (ca:su :m ) {OsT} is. Kor kun rya; kbus; karabasan, casus, [Ar. cess (gizli) > css (ca :su :s) {OsT} is. 1. Gzetlemek, bilgi toplamak iin d man iine szan veya yabanc bir devlet iinde gizli bilgileri renmek amacyla alan kimse; at. 2. Birini ve bir topluluu izleyerek bilgiler toplamaya alan kimse; ajan. 3. sf. Gizli bilgileri toplamakta ve ilgili yere aktarmakta kullanlan, casus belli, [Lat. casus belli] is. 1. Sava sebebi. 2. Bir lke ile savaa sebep olabilecek her olay. 3. Sava hakl gsteren bahane. casus, [Ar. css ^ ^ U - ] (ca :su :s i:) sf. 1. Casus lukla ilgi. 2. is. Casusluk, casuslam ak, [casus-la-mak] (ca:su slam ak) g s z .f. [r ] [-l(u )-y or] Casusluk etmek; gizli eyleri aratr mak. casusluk, -u [casus-luk] (ca.su slu k) is. 1. Yabanc bir lkede, bal olduu lke yararna bilgi toplama ve aktarmak eylemi. 2. Casusun yapt i ve g rev; ajanlk. car, [Ar. avr] (ca :r) {az} is. -* avr. [DS] canam ak, [ca-na-mak] g s z .f. [-r ] [-n ()-y or] im ek akmak. cau r, [Ar. avr => cur yil=r] {eAT} -* avr. S cau r dibi, {eAT} Yaban p a n c a r kk. cat, [Gre, adi / Erme, cat] {az} is. 1. Msr unu. 2. Msr unundan yaplan ekmek. [DS] atm ak, [cat-mak] g s z .f. [ - a r ] Yatmak. cav1, [ca / cav /c / ci / co / cok / cuk (yans.)] is. Su sesini, suyun alayp akmasn, svlarn kay namasn anlatan kk. [Zlfkar] cav-la-m ak. cav2, [cav (yans.)] is. Cvlt, t, bu biimde ko numa, lk atma, barma anlatan kk. [Zlfkar] ca v -r cavr, cav-r-da-m ak, cav-r-t, cav--t. cav3, [cav (yans.)] is. Gereksiz, anlamsz bo laflarn syleniini anlatan kk. [Zlfkar] cav-gr-t-m ak, cav-k-m ak. S cav saymak, {az} nem verm e m ek. [DS] cav4, [cav (yans.)] is. Flzla uma, uuma, kama ve frlama hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] cav-grt-m ak, cav-k-m ak. cav5, [Far. ah] is. 1. Byk bez veya deri torba; tu luk. 2. Banyo yaplan yer, kvet veya tekne. 3. El yz ykanan lavabo veya leen. cav7, [n (yans.) / ij (dem ir ivi) / jmek (ger m ek, uzatm ak) > ca / cav] is. 1. Parmaklk, korku luk. 2. orap rmekte kullanlan i. 3. Dokuma tezghlarnda bobinleri takmakta kullanlan aa ya

01 M I K S M .

da demir iviler. 4. {az} Balk a rmekte kulla nlan mekik. [DS] cav6, [cav] {az} is. 1. Sava. 2. Dman. [DS] cav8, [cav] {az} is. Ya. [DS] cav9, [cav / av jU- / jU-] {eAT} is. n; an; hret. 0 cav dutm ak, {eAT} n a lm a k ; h re t kazanm ak. cavalacoz, [Yun. zavalis (zavall) ?] sf. argo. 1. De ersiz; nemsiz. 2. Derme atma. 3. Gereksiz sz. cavan, [Erme, evon / opan] {az} is. Kaln urgan; halat. [DS] cavcav, [cav+cav] is. ikile. 1. yi hazrlanmam, tel vesi ve suyu ayr duran kahve. 2. {az} argo. Uy durma, bo ve gereksiz konuma. [DS] 3. {az} Hindi. [DS] 4. {az} Havlama. [DS] cavcavl, [cav+cav-l] {az} sf. En hareketli an. [DS] cavc, [cav-c] {az} sf. Bencil. [DS] cavdmak, [av-mak > cav-()d-mak] {az} gl. f. [r ] (Atlan ta, ok, mermi vb. iin) hedefe varmaya rak yana doru kaymak. [DS] cavers, [Ar. cvers (ca :v ers) {OsT} is. Bu day arasnda biten bir tr sar dar, caversi, [Ar. cvers ^ j j U - ] (c a :v ersi:) {OsT} sf. (Kabarck iin) bir dar tanesi byklnde olan. fi5 cversiyy-ekl, {OsT} D a n biim inde. cavgn, [cav (yans.) > cav-mak > cav-gm] {az} Rzgrl havada karla kark yaan yamur. [DS] cavgrtm ak, [cav (yans.) > cav-g-r-mak] {az} gl. f . [-r ] Karmak. [DS] cavk, - [cav (yans.) > cav--k] {az} sf. Sulu; suyu ok; cvk. S cavk cvk, {az} (Y em ek iin) a c e le ile y a p la n ve uydurma. [DS] cavkm ak, [cav (yans.) > cav-k-mak] {az} gsz. f . [-r ] Oraya buraya koturmak. [DS] cavldak, - [cav (yans.) > cav-l-dak] {az} sf. Sevimli ve konukan. [DS] ca v r1, [cav (yans.) > cav-r] is. Sevimli ve konukan olmay anlatan yansmal gvde, cavr cavr, {az} K onukan ve sevim li. [DS] cavr2, [Ar. kfir / Far. gabr (ateperest) > gvur] {az} is. Gvur. [DS] S cavr com balak, {az} T epe takla. [D S]|| cavr gibi, {az} B ilg i; kurnaz; akll. [D S]|| cavr hyar, {az} E e k hyar. [D S]|| cavr otu, {az} Anason. [DS] cavrdam ak, [cav (yans.) > cav-r-da-mak] {az} g s z .f. [-r ] Tatl sesle konumak. [DS] cavrdam ak, [cav (yans.) > cav-r-da--mak] {az} ite, f . [-r ] Cvldamak. [DS] cavrt, [cav (yans.) > cav-r-t] {az} is. Ku sesi; cvlt. [DS] cavt, [cav (yans.) > cav--t] {az} is. Haykrma sesi; grlt. [DS] cavi, [Cava > cav j j U ] (ca :v i:) {OsT} sf. 1. Cava ile

hm m

SM- 76i

CAY tyleri dklmek. 3. plak kalmak; soyunmak. 4. argo. lmek. 5. Kumarda kaybetmek. [DS] cavlam ak3, [cav (yans.) > cav-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] (Su iin) ses karmak; alamak. [DS] cavlanm ak, [cav-la-n-mak ^ y r ] {eAT} dnl. f . [/ JbjU-] cvidnu r] n salmak; mehur olmak; nlenmek, avl, [av-l {OsT} is. 1. Ava altrlmam {OsT} sf. nl; mehur. doan; avl. 2. sf. nl; mehur, cavlu, [av-lu

ilgili. 2. is. Cava adasnda yetien sert bir kamtan yaplm, hattatlkta ok ince izgiler izmek iin kullanlan kalem. 3. Bu kalemle yazlm bir hat eidi. cavid, [Far. cvid / cvd sf. eavit. cavidan, [Far. cvid-n / cvd-n (ca:v id a:n ) {OsT} sf. Sonsuz; ebed. S sery, {OsT} Cennet. cavidane, [Far. cvid-ne / (ca:vid) }sT}

cvd-ne ubjU- /

(ca :v id a :n e) /OsT} sf. Sonsuz; ebed, cavidani, [Far. cvid-n / cvd-n /

cavm ak 1 [cav (yans.) > cav-mak y y r ] g s z .f. [ - a r ] , 1. (Atlan ok iin) hedefe veya sert bir engele arp tktan sonra saparak yn deitirmek. 2. Hedef de itirmek; yol deitirmek. 3. Amatan amak. 4. nce yaklap sonra birdenbire uzaklap kamak. cavm ak2, [cv-mak J*jU -] {OsT} gsz. f . [ - a r ] Scak l yaylmak, cavrak, - [cav (yans.) > cav-ra-k] {az} is. Kpek. [DS] cavraklam a, [cav-ra-k-la-ma] {az} is. Sznden dnme; piman olma. [DS] cavralam ak, [cavra-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] 1. Sevincini konumalar ile belli etmek; a kmak. 2. Korku ve heyecan yznden npmmak. [DS] cav ram ak 1 [cav (yans.) > cav-ra-mak] {az} gsz. f . , [ - r ] [-r()-y o r] (Bitkiler iin) yanmak; sararmak. [DS] cavram ak 2, [cav (yans.) > cav-ra-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-r()-y or] 1. Uramak; didinmek; abalamak. 2. Yardm istemek. [DS]

j , bjU-] (ca :v id a :n i:) {OsT} sf. Sonsuz; ebed. cavit, -di [Far. cvid ijL-] (ca:vid) {OsT} sf. Sonsuz; srekli kalc; ebed, cavk, [Ar. cavk y r ] {az} is. Topluluk. [DS] S cavk cavk, {eAT} 1. K m e km e; takm takm. 2. ok ok. cavka, [Slav, avka] {az} is. Siyah karga. [DS] cavkrmak, [cav (yans.) > cav-kr-mak] {az} gsz. f [ - >'] (Kpek iin) olduu yerde kesik kesik hav lamak. [DS] cavkrtmak, [cav-k-r-t-mak] {az} gl. f . [ -r ] 1. almak; armak. 2. Etraf dolamak; kolaan et mek. 3. ten kap gezmek, dolamak. [DS] cavkmak, [cavk-mak] {az} gsz. f . [ - a r ] Bir ey elde etmek iin abalamak. [DS]

cavlak, - [cav (yans.) > cav-la-mak > cav-la-k] sf. 1. plak ve sasz kafal; dazlak. 2. Soyunmu; cavratm ak, [cavra-t-mak] {az} gl. f. [ - r ] 1. z plak. 3. (Ku ve kmes hayvanlar iin) tysz; mek; yalvartmak. 2. Gayrete getirmek. [DS] ty dklm. 4. is. San, sakaln, hatta kalar cavri, [Ar. cr] {OsT} is. Bir tr esans, n tra ettirerek plak denecek bir kyafetle diyar diyar dolaan Kalenderi dervii. 5. zf. plak ola cavstm ak, [cav-s-t-mak] {az} gsz. f . [-r ] 1. Konuurken samalamak; sz dzenini yitirmek. 2. rak. fi1 cavla ekmek, a rgo. lmek. | cavla so | Gidecei yeri armak; oraya buraya gidip gelmek. yulmak, S a d k le rek tep esi alm ak. [DS] cavlaklama, [cavlak-la--ma] is. 1. Cavlak duruma gelme eylemi. 2. a rg o. Sebepsiz kavga karma; cavir, [Far. gavsir / Ar. avr] {az} is. bot. M ay danozgillerden ishl kesici, sinirleri yattrc ve maraza karma, hayvanlarda cinsel istek uyandrmak iin kullanlan cavlaklamak, [cavlak-la--mak] dnl. f . [ -r ] 1. otsu bir bitki, (O popon ax chironium ). [DS] Cavlak duruma gelmek. 2. a rgo. Hibir sebep yok ken kavga karmak; hr karmak, cavlaklk, - [cavlak-lk] is. Cavlak olma durumu; plaklk; saszlk ve tyszlk. cavlama, [cav-la-ma] is. 1. (nsan iin) sa dklme durumu. 2. (Ku ve kmes hayvanlar iin) ty d klme durumu. 3. plak kalma. 4. a rgo. lme. cavlam ak1, [eT. ak (yans.) / ca > ca-la-mak] gsz. f M [-l()-y o r] Parldamak; parlamak. cavlamak2, [cav (yans.) > cav-la-mak] {az} gsz. f . l - r ] [-l()-y o r] 1. (nsan iin) salar dklerek ba plak kalmak. 2. (Ku ve kmes hayvanlar iin) cavuldur, [cav-ul-dur] {az} sf. Namuslu. [DS] cavztm ak, [cav-()-z-t-mak] {az} gsz. f . [ -r ] 1. i srncemede brakmak; yarda brakmak; usa narak iten kamaya almak. 2. Ar gitmek; uzatmak. 3. Ksp gitmek. [DS] c a y 1, [cay (yans.)] is. 1. Sratle uma, frlama, kama hareketlerini anlatan kk. [Zlfikar] cay -r-ad ak. 2. Srtnme anlatan kk. [Zlfikar] ca y -r-d a-m ak ; cay-r-da-t-m ak. cay2, [cay (yans.)] is. Acyla yanmay ya da yanmay anlatan kk. [Zlfikar] ca y -r cay-r, cay-r-da-m ak.

CAY

IUMIlCtSM.
caygh, [Far. cay-gah li.L=-] (ca .y g h ) {OsT} is. yi bir memuriyet makam, caygn, [cay-mak > cay-gm] sf. 1. Sk sk karar deitiren. 2. Szne ve kendisine gvenilmeyen; dnek; kaypak.. 3. in ardn brakan, caygnlk, - [cay-gn-lk] {az} is. 1. Caygn olma durumu. 2. Kararszlk. 3. Beenmezlik; usanmlk. [DS] caygir, [Far. cy-gr j^\>-] (ca ;y g i;r) {OsT} sf. Yer lemi, sabit; yer tutan. 0 cygr olmak, {OsT} Yer tutm ak; y erlem ek. cayk, - [Kaz. Kr. Kp. cayk] is. 1. Yayk. 2. Eski Trk kozmogonisine gre Tufan tanrs. ca y r1 [cay (yans.) > cay-r] is. Yanma, yrtlma ve , krlma srasnda kan sesi ve hzl olu anlatan yansmal gvde. S cayr cayr, 1. iddetli b ir y a n m a ve y rtlm a durumu. 2. H zl b ir e k ild e; a bu klu kla. | cayr cayr yanm ak, iddetli ve etkili | b iim d e yanm ak. cayr2, [ayr] {eAT} is. ayr. S {eAT} ayr ve imen. cayr cmen,

cay3, [cay (yans.)] is. Cvlt, t, bu biimde ko numa, lk atma, barma anlatan kk. [Zlfkar] cay-la-m ak, cay-r-t, cay-ra-k. cay4, [cay (yans.)] is. Kuvvetli ve hzl bir ekilde yanmay anlatan kk. [Zlfkar] cay-- cayr, cay-rda-m ak, cay-r-t. cay5, [cay / cy / ciy (yans.)] is. Yrtlma, trnakla yrtma, koparma olaylarm anlatan kk. [Zlfkar] cay-r-da-t-m ak. cay6, [Far. cay ( c a y ) {OsT} is. 1. Yer; mekn. 2. Mevki; rtbe; mertebe. 3. Uygun bir zaman; frsat. 4. m ecaz. Uygun. 0 cy-b, {OsT} Oturulan y e r ; o d a ; yurt; m ekn. | cy-gh, {OsT} -* caygh.|| cy| geh, {OsT} 1. Yer. 2. M evki; r tbe.| cy-gr, {OsT} | -* caygir. 1 cy-gzn, {OsT} Y erlem ek zere y e r 1 s e e n .| cy-i behit, {OsT} C ennet gibiyer.\\ cy-i | bse, {OsT} p lecek yer.\\ cy-i iltic, {OsT} S n m a y e r i; s n a k .| cy-i iret, {OsT} k ili e | le n c e y e r i.| cy-i itibh, {OsT} phe n oktas.| | | cy-i k a r r, {OsT} D inlenm e, durm a y e r i.| cy-i | m eakkat, {OsT} 1. Sknt yeri. 2. m ecaz. Dnya.\\ cy-i m lahaza, {OsT} D n lecek y e r ; dn le c e k konu.\\ cy-i m tlaa, n celem eye, oku m aya d e e r .| cy-i penh, {OsT} Snm a y e r i; s n a k .| | | cy-i rah at, {OsT} R a h at yer.\\ cy-i sul, {OsT} S o ru la ca k ey .| cy-i ek, {OsT} phe n oktas.| | [ cy-i taaccb, {OsT} a la c a k ey.\\ cy-i tereddd, {OsT} phe n oktas.| cy-i md, {OsT} 1. | mit v eren ey. 2. stenilen nokta. | cay-mend, | {OsT} Yerinden kalkm ayan ; en en; tem bel.| cy| nin, {OsT} B irinin y erin e g e e n ; onun y erin i tu tan. caydrc, [cay-mak > cay-dr-c] sf. 1. Bir topluluu veya kiiyi yapmak istedii iten vazgeiren. 2. Dman saldr fikrinden vazgeiren. S caydrc g, B ir lkenin, sa ld rg an b a k a b ir lkenin sa ld rs sonu cun da saldrgan n z ara rl k a ca k a n a a tini uyandran a s k e r im kn lar; dm ana korku v eren ve onu sindiren gler. caydrclk, - [cay-dr-c-lk] is. 1. Caydrc olma durumu. 2. Caydrc olan eyin nitelii, caydrlm a, [cay-dr-l-ma] is. Caymasna 'sebep olunma; niyetinden vazgeirilme. caydrlm ak, [cay-dr-l-mak] edil. f i [ -r ] 1. Cayma s salanmak. 2. Niyetinden vazgeirilmek. 3. Ka rarndan dndrlmek, caydrm a, [cay-dr-ma] is. 1. Sznden ve kararn dan dndrme; vazgeirme. 2. as. Dmandan ge lecek bir nkleer saldr karsnda daha etkili bir silahla karlk verilecei tehdidine dayanan asker strateji. caydrm ak, [cay-mak > cay-dr-mak] gl. fi. [-r ] 1. Caymasn salamak; sznden ve kararndan vaz geirmek. 2. Kt niyet ve emellerimden vazgeir mek.

cayradak, - [cay (yans.) > cay-r-adak] {az} zf. (Krlma, yrtlma, yanma, kama eylemleri iin) birdenbire; arabuk; iddetli bir biimde. [DS] cayradan, [cay (yans.) > cay-r-a-dan] {az} zf. -* cayradak. [DS] cayrdak, [cay (yans.) > cay-r-adak] {az} zf. - cayradak. [DS] cayrdam a, [cay (yans.) > cayr-da-ma] is. Cayrtl sesler kararak yanma ve yrtlma, cayrdam ak, [cay (yans.) > cayr-da-mak] gsz. f i [r ] [-d ()-y o r] 1. (Yanmak ve yrtlmak iin) cayrtl sesler karmak. 2. Hzl bir ekilde yanmak veya yrtlmak. 3. {az} Yanar gibi acmak. [DS] 4. {az} Parlamak; azarlamak; kmak. [DSJ cayrdanak, [cay (yans.) > cay-r-da-n-ak] {az} zf. -* cayradak. [DS] cayrdatm a, [cay (yans.) > cayr-da-t-ma] is. 1. Cayrtl sesler kartarak yrtma veya yakma. 2. Ba kasnn beceremedii g bir ii yapp bitirme, cayrdatm ak, [cay (yans.) > cayr-da-t-mak] gl. f i [r] 1. Cayrtl sesler kartarak yrtmak veya yak mak. 2. Bakasnn beceremedii g bir ii yapp bitirmek. cayrday, [cay (yans.) > cayr-da-y-] is. Yanan veya yrtlan bir eyin ses karma eylemi ve bii mi. cayrrad a, [cay (yans.) > cay-r(r)-a-da] {az} zf. -+ cayradak. [DS] cayrrad ah , [cay (yans.) > cay-r(r)-a-dah] {az} zf. -* cayradak. [DS] cayrtdak, [cay (yans.) > cay-r-t-dak] {az} zf. -* cayradak. [DS]

m m s T iM . cayrtdana, [cay (yans.) > cay-r-t-dan-a] {az} zf. -* cayradak. [DS] cayrtdanak, [cay (yans.) > cay-r-t-dan-ak] {az} zf. -* cayradak. [DS] cayrt, [cay (yans.) > cayr-t] is. 1. iddetle yanan bir eyin veya yrtlan kt, bez gibi nesnelerin kard ses. 2. Grlt patrt; amata. 3. {az} Telala barp arma; velveleye verme. [DS]t5 cayrt vermek, B a rp a r a r a k korku tm ak; g z da verm ek.| cayrty basm ak, 1. B ird en b ire b a | rp a rm a y a balam ak. 2. Grlt p a trt karm ak. 3. Y aygara koparmak.\\ cayrty kopar mak, 1. B ird en b ire ba rp a rm a y a balam ak. 2. Giiriilt patrt karm ak. 3. Y aygara koparm ak. cay, [cay-mak > cay-] is. Caymak eylemi ve bi imi. cayi, -i [Ar. ciy' / cay!' .W ] (ca .y i:) {OsT'} sf. Ackm; a. cayigh, [Far. cy-gh o&L-] (c a :y ig :h ) {OsT} is. Oturulan yer; konut; ikametgh, cayir, [Ar. cevr > cyir jjU-] (ca:yir) sf. Eziyet eden; evreden. cayiz, [Ar. cevaz (izin) > caiz jsU-] {OsT} is. -* caiz, cayize, [Ar. cevaz (izin) > caize jiU>-] {OsT} is. -* caize. caylamak, [cay-la-mak {eAT} gsz. f . [-r ] Yksek sesle barmak; sesini ykseltmek, cayma, [cay-ma] is. Verdii szden, alman karardan ve niyetinden dnme, vazgeme ii ve eylemi; rcu. S caym a hakk, huk. K an u n lar erev esin d e ku llan labilen verilen k arard a n dn m e hakk.\\ cay ma tazminat, huk. Y aplan sz lem ed en veya v a rlan k arard a n so n r a ta raflard an biri vazgetii takdirde kar tarafn u rad z arar k a rla m a k zere d ed i i p a ra . caymak, [av-mak / cv-mak (sapm ak, yn de itir m ek) > cay-mak] gsz. f . [ - a r ] Vermi olduu sz den, birlikte alman karardan ve niyetinden dnmek; vazgemek; rcu etmek. Caynaclk, [Hint, cina (m uzaffer)] is. din. Ruhu, ruh gnden kurtararak Nirvanaya ulatrmak amac n gden bir Hint dini, caynak, - [eT. trn-ak / cr-mak (bir p a r a yrtm ak) ? > crnak / caynak] {az} is. 1. Trnak; pene. 2. Bir tr gvercin. [DS] caynal1, [cay-mak > cay-nal] {az} sf. Beceriksiz. [DS] caynal2, [Far. enl (pen e)] {az} sf. Kark; bir birine girmi. [DS] S caynal cuynal, {az} K a r m akark; e ri brii. [DS] caynaz, [cay (yans.) > cay-na-z] {az} sf. Sska; za yf; clz. [DS]

CAZ cayniin, [Far. caynim] (ca:yn ii:n ) {OsT} sf. 1. Bir birinin yerine geen. 2. Mevki tutan, cayrad ak , [cay (yans.) > cay-()r-a-dak] {az} zf. -* cayradak. [DS] cayrak , - [cay (yans.) > cay-()r-a-k] {az} sf. 1. Geveze. 2. Dedikoducu. [DS] cayrdak, [cay (yans.) > cay-()r-(t)-ak] {az} zf. -* cayradak. [DS] cayroskop, [ng. gyroscope] is. 1. Ar bir cismin bal olduu tabana gre bir veya iki serbestlik de recesine sahip bir eksen evresinde hzla dnmesi sayesinde deimez bir frekans dorultusu sala yan alet; jiroskop. 2. Uan uu vaziyetini gste ren alet. ca z 1 [caz / cz / coz (yans.)] is. 1. Atete yakma, k , zartma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] ca z-r cuzr, ca z-la-m a k caz-r-t, caz-z-adak. 2. Yanan bir eyi atete sndrme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] ca z etm ek, caz-z-adak. 3. a r go. Bo konuma, gevezelik. S caz demek, {az} B irden yanm ak. [D S]|| caz etmek, 1. C azrtl b ir ses k a r a r a k bird en yanm ak. 2. (Yrek, i vb. iin) birden sz la m ak ; bu rkulm ak; a r znt ile s a r slm ak. caz2, [caz (yans.)] {az} sf. 1. Yakan; yakc. [DS] 2. is. {az} Yufka piirmeye yarayan sac. [DS] caz3, [ng. jazz] is. miiz. 1. Btn dnyaca benimse nen Kuzey Amerika zenci mzii. 2. Bu tr mzik alan orkestra. S caz yapm ak, argo. G ev ez elik e t m ek ; b o a konum ak. cazbant, -d [ng. jazz-band] is. mz. Caz orkestras, cazbant, [cazbant-] is. Caz orkestrasnda mzik aleti alan kii, cazc, [caz-c] is. mz. 1. Caz mzii ile uraan kii. 2. argo. Gevezelikle vakit geiren, bo konuan kimse. cazgr, [Far. d (kuak) + -gr (tutan)] is. 1. Baran. 2. Yal grete pehlivanlar halka tantan, dua eden, grein kurallara uygun yaplp yaplmad n denetleyen, ok konuan grevli. 3. sf. ok ko nuan; geveze. 4. argo. Her eye burnunu sokan; hemen her ortamda bitiveren. 5. {az} Sznden dnen; sznde durmayan; dnek. [DS] 6. Dediko ducu; fitneci. cazgrlk, - [caz-gr-lk] is. 1. Cazgr olma durumu ve cazgrn nitelii. 2. Cazgrn yapt i ve mes lek. cazhut, [? c z h u to ^ -jU ] {OsT} is. Kasn, caz, [Far. cd => caz ^jU-] (ca ;z :) {OsT} is. Cad, cazlanm ak, [cz-la-n-makj^-JjU-] {eAT} d n l.f. [ur] Cad hline gelmek, cazr, [caz (yans.) > caz-r] is. Kzgn bir tava veya baka bir kat cisim zerine dklen ya, su vb. eylerin yanarken kard sesi anlatan gvde S

CAZ cazr cazr, (Yanma, kayn am a iin) gl b ir e k ild e cazrt sesler i ka ra ra k. | cazr cuzur, (Yan | m a k iin) cazrtl s e s le r karak. cazrdam a, [caz (yans.) > cazr-da-ma] is. Cazrtl bir ses kararak yanmak eylemi, cazrdam ak, [caz (yans.) > cazr-da-mak] gsz. f i [r ] [-d ()-y o r] Cazrtl sesler kararak iddetli bir ekilde yanmak, cazrdatm a, [cazr-da-t-ma] is. Cazrtl sesler kar tarak yakmak eylemi, cazrdatm ak, [cazr-da-t-mak] gl. f i [-r ] Cazrtl ses kartarak yakmak,

o ie f f lif f S ijM .
cazlam ak, [caz (yans.) > caz-la-mak] {az} gsz. fi. [r ] 1. (Ekmek, yemek vb. iin) sacn, kabn ok s cak oluu yznden czrtl bir sesle yapp yan mak. 2. (Yemee konulan kzgn ya iin) cazrtl bir ses kararak kabarp sramak, cazlak, - [caz-la-k] {az} sf. Kel kafa; dazlak. [DS] cazlg, [caz-lg] {eT} is. Eyer kalta altna konulan rt veya terlik. [Nevy] cazu, [Far. cz jib -] (ca :z u :) {OsT} is. 1. Cad. 2.

Sihirbaz; byc, cazzadak, [caz (yans.) > caz(z)-adak] zf. Birdenbire gl bir yalana ile birlikte cazrt sesi kararak; cazrt, [caz (yans.) > cazr-t] is. 1. Cazrdama sesi. caz ederek. 2. Kzgn bir tava veya baka bir kat cisim zerine cazzak, - [caz (yans.) > caz(z)-a-k] {az} is. Tica dklen ya, su vb. eylerin yanarken kard ses. rette batan kimse. [DS] cazib, [Ar. cezb > cazib (ca :z ib ) {OsT} sf. -* Cb, [Colombia > Fr. colombium] (l ince) is. kim. Atom says 41, atom arl 92,91, younluu cazip. 8,57 olan, oksijen, kkrt ve klor gibi elementlerle cazibe, [Ar. cezb (ekm e) > cazibe ajU] (ca :z ib e) bileikler veren bir element olan kolombiyum (ni {OsT} is. 1. ekim. 2. Bakalar iin istek ve ilgi yobyum) elementinin eski sembol; yenisi Nb. uyandran kiinin veya bir nesnenin belirgin ve be Cd, [Fr. cadmium] is. kim. Kalay grnnde, atom enilen nitelii; almllk; ekicilik; albeni, cnumaras 48, atom arl 112.41, zgl arl zibe-i arz, {OsT} fz . Yer ekim i. | cazibe merkezi, j 8,6 olan, 320C de ergiyen, 778C de portakal ren e h ir suyu eb e k e sin d e b irleik k a p la r sistem in e gi buhar yayarak kaynayan, yksek dzeyde ntron uygun o la r a k suyun p o m p a kullanlm adan y u k a rd a sourucu zellii nedeniyle reaktrlerin denetim bulunan b ir y e r e aktlm asn sa lay an nokta. ubuklarnda kullanlan ok parlak doal bir ele cazibedar, [Ar. cazibe + Far. -dr jb 4bU] (c a :z ib ement olan kadmiyum elementinin sembol. -ce!, [-ca / -ce / -e / -a] yap. e. -* -ca. d a :r ) sf. ekicilii olan; ekici; cezbedebilen. -ce2, [-ca /-ce / -a / -e] ek. e. -ca. cazibeli, [cazibe-li] (ca :z ib eli) sf. 1. ekicilii olan; alml; albenili; gzel. 2. (ehir suyu iin) birleik Ce [Lat. Crs (m itolojik R om a tanras) > Fr. crium] ( s e ryum) is. kim. Atom numaras 58, atom kaplar sistemine gre alan; pompasz. arl 140,12 olan, demir grnnde, 6.7 yo cazibesiz, [cazibe-siz] (ca:zibesiz) sf. ekicilii ol unluunda, 799C de ergiyen, havada kuvvetle mayan; albenisiz; irkin. oksitlenen, suyu yava yava ayrtran, baz birle cazim , [Ar. cezm (k a ra r verm e) > czim < jb-] (c a :4 iklerde 3, bazlarnda 4 deerlik alan, akkor lam zim ) {OsT) sf. 1. Kesin olarak kararn vermi olan; balarn yapmnda kullanlan, nadir topraklar gru kararl. 2. Kestirip atan. bundan bir element olan seryum elementinin sem bol. cazip, -bi [Ar. cezb (ekm e) > czib ^b-] (ca:zip) {OsT} sf. 1. stek ve ilgi uyandran. 2. ekici. 3. ce, [ce / ce (yans.)] (ce e : / c e :) is. Kk ocuklar elendirmek iin saklanlan yerden aniden kveUygun; elverili, rirken sylenen sz. ? ce demek, B ird en b ire o rta cazipleme, [cazip-le--me] (ca:zip lem e) is. 1. lgi y a kp korkutm ak. \ ce demeye gelmek, (Ziyare | ve istek uyandracak biime gelme durumu. 2. e tini k s a kesen kim seye serzen i iin) o k abu k kici olma hali. 3. Uygun duruma gelme, ayrlm olm ak. caziplemek, [cazip-le--mek] (ca:zip lem ek) dnl. ceb 1 [ceb (yans.)] is. Gereksiz, yerli yersiz konuma, , f i [-ir ] . 1. lgi ve istek uyandracak hle gelmek. 2. bo laf etme ve tme srasnda kan sesi anlatan ekici hl almak. 3. Uygun ve elverili duruma kk. [Zlfikar] c e b cek. gelmek. ceb2, [Ar. ceyb] is. -* cep. cazipletirme, [cazip-le--tir-me] (c a lip le tir m e ) is. 1. lgi ve istek uyandracak biime getirme duru ceb3, [Ar. ceb _/b-] {OsT} is. 1. Gbek. 2. Krmz mu. 2. ekici klma. 3. Uygun ve elverili duruma toprak boya. getirme. cebabire, [Ar. cebr (zorlam a) > cebbire J^=r] (cecazipletirmek, [cazip-le--tir-mek] ( c a lip le t ir b a :b ir e ) {OsT} is. Zorlayanlar; bask kuranlar. m ek) gl. fi. [-ir], 1. lgi ve istek uyandracak nitelik kazandrmak. 2. ekici klmak. 3. Uygun duruma ceban 1, [Ar. cebnet (korkaklk) > cebn / cebbn OUr] (ceb a .n ) {OsT} sf. Korkak; yreksiz; dlek. getirme.

7 6 5
cebelendirmek, [cebe-le-n-dir-mek] Silahlandrmak, gl. f.

CEB [-ir ]

ceban2, [eT. ibn > ceban j U ] {OsT} is. Sivrisinek. cebanet, [Ar. cebnet (ceb a :n et) {OsT} is.

Korkaklk; yreksizlik; dleklik, cebbac, [Far. cebbc jr W ] (c e b b a :c ) {OsT} is. ran ahlarnn nevruz gnlerinde giydikleri zel elbise, cebban, [Ar. cebbn L^-] (ceb b a :n ) {OsT} is. Pey nirci. cebbane, [Ar. cebbn (a k alan ) > cebbne AU>-] i (ceb b a n e) {OsT} is. 1. Ak havada namaz klman yer. 2. Mezarlk, cebbar, [Ar. cebr (zorlam a) > cebbar jL^r] (c eb b a :r ) {OsT} sf. 1. Zorlayc; zorlayan. 2. Zulmeden; zor kullanan; baskc; zorba. 3. isi. Her trl g ve kudretin, ululuun sahibi olan (Allah). 4. Orion takm yldz. 5. sf. {az} Ekmeini tatan karan; becerikli; i bilir. [DS] cebbarane, [Ar. cebbar + Far. ne ^IjL-] (ceb b a ra:n e) {OsT} zf. Zorbalara yakr biimde, cebbari, [Ar. cebbar lSjW ] (c e b b a r i:) {OsT} is. 1. Zorbalk. 2. Zorba, cebcek, -i [ceb (yans.) > ceb+cek] {az} sf. 1. Ge veze. 2. Dedikoducu. [DS] cebcebe, [Far. cr cebe / Mo. cer cebe (a sker tehizat)] {az} is. Makyaj malzemelerini koymak iin zerinde kk cepler bulunan ilemeli bez. [DS] cebe, [Ar. cebe 4 jU-] {Os T} is. anat. Gbek mn tkas. cebe, [Mo. cebe] is. 1. {eT} {eAT} {OsT} Halka ve zincirden rme zrh; ceven. 2. Her trl sava ara ve gereci; silah ve mhimmat. 3. {OsT} {az} Altn ve gmten yaplm dz veya ilemeli bilezik. [DS] 4. {az} Altn, gm ve elmastan yaplm gerdanlk. [DS] S cebe bilezik, {OsT} Ssl b ile zikli cebe delen, {OsT} Ucu uzun tem ren.| cebe | gstermek, {OsT} R esm -i g e it y a p m a k ; a la y g sterm ek.| cebe-pfl, {OsT} Zrh giyen.\\ cebe sat | mak, {eAT} G steri y a p m a k ; c a k a satm ak. cebeci, [cebe-ci] is. 1. {OsT} Cephaneci er. 2. Silah yapan veya satan kimse. 3. tar. mparatorluk d neminde ordunun her trl silah ve mhimmatn hazrlayan, tamir eden kapkulu askerleri, cebehane, [cebe + Far. hne <l^-] (ceb eh a .n e) {OsT} is. Sava ara ve gerelerinin saklanp ko runduu yer. cebel, [Ar. cebel J-^-] {OsT} is. 1. Da. 2. Sahipsiz ve bo arazi. 3. Ekime elverisiz yer. 0 as. D a lk a ra z id e kullanlan top. cebel topu,

cebelenmek, [cebe-le-n-mek] {eAT} dnl. f i [-ir ] Si lahlanmak. cebeli, [Ar. cebeli / cebeliyye a J - - / LfW ] (ceb eli:)
{OsT} sf. 1. Dala ilgili. 2. Daa ait.

cebeli, [cebe-li] sf. 1. Silahl ve zrhl asker. 2. mpa ratorluk dneminde tmar sahiplerinin dirliklerinin oranna gre yanlarnda bulundurmak ve savaa hazr tutmak zorunda olduklar silahl muharip as ker. 3. {az} Silahl klavuz. [DS] 4. {az} Tccar larn tehlikeli yollarda yanlarna zel olarak aldk lar silahl adam. [DS] cebelistan, [Ar. cebel + Far. istn jL _J^ -] (c eb elista:n) {OsT} is. Dalk arazi; dalk lke, cebelleme, [cedel-le--me] is. 1. Dvr gibi bo umak eylemi. 2. Mcadele. 3. Urama, ekime, tartma. cebellemek, [Ar. cedel (kavga) > cede-l-le--mek] ite, f i [-ir ] 1. Dvrcesine boumak. 2. Mca dele etmek. 3. Uramak; ekimek; tartmak. 4. {az} Kavga etmek; satamak; atmak. [DS] cebellezi, [Ar. ceyb (cep) + ellezi (arg o uydurm a e k lenti)] is. argo. 1. Cebe indirme. 2. Bir eyi hakk olmadan kendisine mal etme. cebellezi etmek, alm ak; c e b e indirm ek. cebellik, -i [cebel-lik] {az} is. Dz yolda knt yapan toprak ynlar. [DS] cebel, [cebe-l j i <^-] {OsT} is. Timar sahiplerinin yedek gtrdkleri silahl adam, ceber, [Ar. ceber j^r] {OsT} is .fe l. nsann iradesinin elinde olmadn, her davrann bir zor altnda yaptna inanan tarikat; cebriye, ceberi, [Ar. ceberi lS>=-] (c eb er i;) {OsT} is. fe l. nsa nn iradesinin elinde olmadn, her davrann bir zor altnda yaptna inanan kii, ceberiye, [Ar. ceberiyye ^j-] {OsT} is. fe l. nsan iradesinin kendi elinde olmadn, her eyi bir zor lama ile yaptn savunan mezhep, ceberut, [Ar. cebert ojjs=r] (ceb eru ;t) {OsT} is. 1. Ar byklk. 2. m ecaz. Ar kibir. 3. Allahn bykl, ululuu. 4. Merhametsizlik. 5. tasvfi. Allaha varma yolunun nc basama. 6. sf. Merhametsiz, cebhane, [cebe + Far. hne {OsT} is. -* cebehane. cebhe, [Ar. cebhe < ^-] {OsT} is. -* cephe, 4 cebhesa, [Ar. cebhe + Far. sy ^ -] (cep h a ;n e)

cebelemek, [cebe-le-mek] gl. f . [-r] [-l(i)-y o r] Zrh giydirmek. 2. Tehiz etmek; silah kuatmak.

1.

44^-] (ceb h es a ;)

{OsT} sf. Birinin karsnda alnn yere koyan; aln src.

CEB

IMIMM.
B ilinen ve bilinm eyen b yklklerle bu n lara ba l byklk lsn k a rm a k iin g e r e k li ilem leri g steren ve bu nlar c e b ir s e l ia retler le ba layan h a r f ve sa y la r km esi. cebirtlek, -i [cebir-t-lek ?] {az} sf. Yass; yapk. [DS] cebi, [Ar. cebi J^ r] {OsT} is. Yoktan yaratma, cebr, [Ar. cebr j~r\ {OsT} is. -* cebir. Cebrail, [Ar. cebril J^ lj-] (c eb ra :il) {OsT} is. Drt byk melekten Allahn emirlerini vahiy yoluyla peygamberlere getirmekle grevli olan; Cibril, cebren, [Ar. cebr-en 1 ^ ] ( c e bren) {OsT} zf. Zor kul lanarak, zorla, cebretm e, [cebr+et-me] is. Zor kullanmak ii.

cebik, -i [ceb-ik ?] {az} sf. 1. Clz; zayf. 2. is. Moloz, iri taneli kum ve ufak ta paralar karm. [DS] cebin1, [Ar. cebnet> cebin jo^-] (ceb i:n ) {OsT} sf. 1. Korkak; yreksiz. 2. {az} Uslu. [DS] cebin2, [Ar. cebn j ^ r ] (ceb i:n ) {OsT} is. 1. Aln. 2. Grnen yz. t? cebn-fers, {OsT} Yz sren.\\ cebn-s, {OsT} -* cebinsa.|| cebn-sy, {OsT} Yz sren. cebin3, [? cebin] {OsT} is. Bir tr yrk deve, cebinan, [Ar. cebmn j L ^ ] (ceb i:n a :n ) {OsT} is. Alnn st tarafnn akaklara bititii yerler, cebinsa, [Ar. cebm+ Far. s ^ t ] ^ (ceb i:n sa :) {OsT} sf. Alnn yere koyan, fazla sayg gsteren. ceb ir1 -bri [Ar. cebr j^r] is. 1. Zor; zorlama. 2. Bir ,

cebretm ek, [Ar. cebr + T. et-mek dLjl _*>-] gsz. f . kimseye yapmak istemedii bir eyi zorla yatrma. [-e (d )-e r ] Birisini, bir eyi yapmas iin zorlamak, 3. tp. Krk sarma. 4. fe l. nceden belirleyip ayr bask altna almak; zorlamak, ma; takdir. S cebir kullanmak, B ir ii y ap trm ak cebreze, [Ar. cebr > cebr-eze ? / cebri eza ?] {az} is. iin z o r a bavurmak.\\ cebretm ek, Z orlam ak.| | Zorlanarak i gren adam. [DS] cebreylemek, Zorlamak.\\ cebr-i hatr etmek, cebr, [Ar. cebr / cebriyye (ceb ri:) {OsT} G n l a lm a k .| cebr-i m afat, {OsT} K a y b e | {OsT} sf. 1. Zor kullanmak suretiyle yaptrlan. 2. dilm i b ir eyin y er in e b a k a b ir e y bulup onunla Bask altnda yaplan. 3. zf. ster istemez; cebren; avunm a.| cebr-i nefs, {OsT} K en din i z o rla m a .| | | zorlama ile. 0 cebr gei, as. D m an elin d e bu cebr-i noksan, {OsT} E ksi i tam am lam a. lunan kpr, a ka rsu veya y o ld a n z o r ku llan arak cebir2, -bri [Ar. el-cebr (zorlam a, indirgem e) > cebir y a p la n g e i .| cebr istikraz, {OsT} 1. Alnm as | >=r] {OsT} is. mat. Saylarn yerini tutan harfler ve y a s a ile m ecb u r klnm tah v illerle devletin b o r saylarla art, eksi deer vermek suretiyle nicelikler lanm as. 2. B ir b o rcu k a rla m a k iin y a p la n b o rarasnda genel bir balant kuran matematik dal. lan m a.| cebr yry, as. B ir y e r e dm andan | S cebr-i ad, {OsT} mat. Yeni b a la y an la r iin k o n ce v arm ak veya kuvvet yetitirm ek iin y ap lan la y c eb ir.| cebr-i la, {OsT} C eb ir ren im in de | zorunlu ve sk yry. ilerlem i o la n la r iin y k sek cebir. | cebr-i icr, | cebrinefs, [Ar. cebr-i nefs j-jjm-] {OsT} is. Kendini {OsT} Borlunun ken di arzusu ile y a p m a d d e zorlama; kendini tutma, m eyi d ev let kuvvetiyle detmek.\\ cebr-velmukabele, {OsT} C eb ir denklem i. cebriye, [Ar. cebriyye {OsT} is. fe l. nsann cebirci, [cebir-ci] is. 1. Cebir alannda uzmanlam btn davranlarnn nceden Allah tarafndan be matematiki. 2. Cebir retmeni. lirlendiini, bunun iin kiinin iradesinin elinde cebire1 [Ar. cebire , (c eb i:re ) {OsT} is. 1. Krk kemikleri yerine tespit etmek iin zerine bez sar lan, dz ve uzun tahta veya karton gibi malzeme; syek. 2. Raylar birbirine birletirmeye yarar iki dz levha. cebire2, [Far. cebire bir ie hazrlanmas, (c eb i:re ) {OsT} is. Halkn olmadm, her davrann bir zor altnda yaptn savunan tarikat; ceber; kadercilik; yazgclk; fata lizm cebrolunm ak, [Ar. cebr + T. ol-un-mak {OsT} e d il.f. [-u r] Zorlanmak, cec, [Far. => cec ^ ] {OsT} is. Samanndan sav >=r]

rulup ayrlmam tahl yn, cebirsel, [cebir-sel] sf. 1. Cebirle ilgili. 2. Cebire ait. cece, [Gre, aa > Az. cece] {az} is. 1. Eritilip s 0 cebirsel deyim, Bilinen ve bilinm eyen byklk zlen eyden arta kalan tortu; kalnt. 2. Ar petek le r le bu n lara ba l byklk lsn ka rm a k lerinin eritilerek mumu alndktan sonra kalan ks iin g e r e k li ilem leri g steren ve bu nlar c eb irse l m. [DS] ia retlerle ba lay an h a r f ve sa y la r kmesi.\\ cebir cecik, -i [Az. eciy (boncu k) / ecik / cicik] {az} is. sel ifade, B ilinen ve bilinm eyen b yklklerle bun 1. Tel ivi. 2. p eirmekte kullanlan aracn teli. 3. la r a ba l byklk lsn ka rm a k iin g er ek li Kulp; sap. [DS] 0 cecii gevemek, 1. A r ilgi ilem leri g steren ve bunlar c e b ir s e l ia retlerle g sterm ek : aznn suyu akm ak. 2. in attan vaz b a lay a n h a r f ve sa y la r km esi. | cebirsel forml, | g e m e k ; diren m eyi brakm ak.

fiilili B C S Z U 767 BH E b li. cecim, [Far. cacim => cecm {OsT} {az} is. 1.

CEF cedene, [edene > cedene j^-] {O s T} is. itlenbik. cedere, [Ar. cedere j-i-] {OsT} tp. Guatr hastal, cederi, [Ar. cederi (ced eri;) {OsT} tp. iek

nce dokunmu renkli, nakl kilim. 2. Ynden do kunmu nakl ul, uval. 3. Dokuma seccade. 4. rt; yayg. 5. ince halat. [DS] -cecik, [-cack / -cecik / -ecik / -ack] yap. e. -* cack. ced, -ddi [Ar. cedd -l=-] {Os T} is. -* cet. S ced-be-

hastal. S ceder-i bakar, {OsT} vet. S rlard a olan i e k hastal.]] ceder-i kzib, {OsT} tp. Su ie i.

cedes, [Ar. cedes o j > ] {OsT} is. Mezar; kabir, ced, {OsT} Byk b a b a d a n byk b a b a y a g e e g e cedgre, [Far. cedgre ojl?-L=-] (ced g ;r e) {OsT} is. 1. e; soy ca. | cedd-i l, {OsT} B ir soyun b a b a s olan j kimse.\\ cedd-i bzrgvr, {OsT} Soylu; hatrl; Deiik teknik ve yollar; usuller. 2. Baka baka saylan.| cedd-i fasd, {OsT} Annenin b a b a s. | | | oylar; tedbirler, cedd-i sahh, {OsT} B ab an n ba ba s. cedi, [Ar. ced (ced i;) {OsT} is. 1. Kei yavrusu; ced, -d [Ar. ced' {OsT} is. Birinin burun, ku olak. 2. g k b. Olak burcu, lak, dudak, el veya ayan kesme. ceda, [Ar. ced l-br] {OsT} is. 1. Bol yamur. 2. He diye; ihsan. 3. Avantaj; kazan. cedavi, [Ar. cedv meti ayl. cedavil, [Ar. cedvel (su ark) > cedvil (cecedideyn, [Ar. cedid > ceddeyn {OsT} is. Gece ile gndz, cedir, [Ar. cedret (layk olm a) > cedr ja-I-] (ced i. r) {OsT} sf. Uygun; layk; mnasip. S cedrun-bizzikr, {OsT} Sz edilm eye, an latlm aya deer. cedit, -di [Ar. cedd -4 . (cedi;t) {OsT} sf. 1. Yeni. 2. Kullanlmam. Ceditilik, -i [cedit-i-lik] is. On dokuzuncu yzyl sonlarnda Trkistanda batllamak tarznda beli ren yenileme hareketi, cediy, [Ar. cediy lS-l?-] {OsT} is. -* cedi. cedre, [Ar. cedre jA*-] {O s T} is. tp. Guatr, cedva, [Ar. cedv (ced v a :) {OsT} is. 1. Hediye; (cedi:deyn ) da.vil) {OsT} is. 1. Dzgn izgi izmeye yarar tah ta paralar; cetveller. 2. izelgeler. 3. Su arklar. cedb, [Ar. cedb {OsT} is. 1. Ksrlk. 2. Kusur. (ced a :v i:) {OsT} is. Hiz cedid, [Ar. cedd (ced i;d ) {OsT} sf. -* cedit, (ced i;d an )

cedidan, [Ar. cedd > ceddan {OsT} is. Gece ile gndz,

cedide, [Ar. cedd > cedide oJj.-br] {OsT} sf. -* cedit,

ceddani, [Ar. ceddn ,^1-^-] (ced d a m i:) {OsT} sf. 1. Ataya ait. 2. Atalardan gelen, ceddaniyet, [Ar. ceddniyet cuJ-br] (cedda:n iyet) is. Soyda bulunan karakterin uzun aradan sonra tekrar ortaya kmas; ataclk; atavizm, ceddat, [Ar. c e d d a to l^ ] (ced d a :t) {OsT} is. Nineler, byk anneler, cedde, [Ar. cedde o-l=-] {OsT} is. Babann veya anne nin annesi; byk annelerden her biri, fi1 cedde-i faside, {OsT} A nneanne. | cedde-i sahha, {OsT} j B abaann e. cedden, [Ar. cedden ilw-] ( c e dden ) {OsT} zf. 1. Ata larla ilgili olarak. 2. Atasal olarak, cedel, [Ar. cedel J-i-] {OsT} is. 1. Tartma, ekime. 2. Karsndakini susturmak iin yaplan tartma. 3. Hrnlk gsterme; kavga. 4. Diyalektik; eyti im. S cedel etmek, Sz y a r yapmak.\\ cedelgh, {OsT} -* cedelgh. cedelgh, [Ar. cedel + Far. gh (c ed elg ;h ) {OsT} is. 1. ekime yeri. 2. m ecaz. Dnya, cedel, [Ar. cedel! J -b r ] (c ed e li;) {OsT} sf. 1. Mna kaaya, tartmaya ilikin. 2. Mnakaac, tartma c. fi1 cedel-i mucb, {OsT} T artm ada cev a p v e ren ta raf.| cedel-i sal, {OsT} Tartm ay aan , | soru so ra n kii, taraf. cedellemek, [cedel-le--mek] ite, f . [-ir ] Tart mak, ekimek, mnakaa etmek; cebellemek.

armaan. 2. Bol yamur, cedvar, [Ar. cedvr jtj-k-] (ced v a ;r) {OsT} is. bot. Zencefil cinsinden, kfur kokulu, uyarc olarak kullanlan bir tr safran kk, (C urcum a z ed o aria ). cedvari, [Ar. cedvr (ced v a .ri;) {OsT} sf. 1. Cedvarla ilgili. 2. Ayba durumunu kolaylatrma da kullanlan ilalarn genel ad. cedvel, [Ar. cedvel J j -> {Os T} is. -* cetvel, -?-] cedy, [Ar. cedy L ^ ] {OsT} is. 1. Keinin erkek

yavrusu; erkek olak. 2. g k b. Olak burcu, cee, [cee / ce] is. -* ce. cefa, [Ar. cefa li=-] (c efa :) {OsT} is. 1. Byk sknt. 2. Byk eziyet; incitme. 3. Ayrlkta brakma. 4. tasvf. Mridin, mritten ayr veya uzak kalmas. S cef-cfl, {OsT} 1. C efa arayan . 2. C efa e d e n .| | cefa ekmek, Sknt geirm ek, eziyet g rm ek. | | cef-dde, {OsT} C efa grm.\\ cefa etmek, 1. E z i y et etm ek; skntya sokm ak. 2. zmek.\\ cef-ke,

CEF

DIMIRSM.
cegen, [Krt, cegen] {az} is. 1. Hasr otu. 2. Bu day, arpa, avdar veya msr bitkisinin sap. [DS] cegert, [? cegert] is. Sonbaharda ekilen bitkilerin ta ze filizleri. cegirgen, [cegir-gen ?] {az} is. Isrgan otu. [DS] cegzinmek, [iz-gin-melc > cegzin-mek {eAT} d n l.f. [-ir ] 1. Dnmek. 2. Dolamak. -cei, [-ca / -cei] {eA T }yap e. - * -ca. -cein, [-can / -cein] {eAT} y a p e. -* -can. -ceiz, [-cak-z > -ca-z /- ceiz / -az /-eiz ] yap. e. -* -caz. ceh 1 [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / , ci / cik (yans.)] is. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] S celi ceh etmek, {az} tmek. [DS]j| ceh ceh vurm ak, {az} tmek. [DS] ceh2, [ceh] is. aknlk bildiren nlem, cehabize, [Ar. chbz > cehbize olol^-] (ceh a :b ize)

{OsTf -* cefake. [ cef-perver, {OsT} C efay b e | nim seyen kim se.| cef-pe, {OsT} 1. E ziyet etmeyi, | skntya sokm ay huy edinm i; zalim . 2. m ecaz. Sevgili. (I cef-y y r, {OsT} 1. S evgiliden ayr d m e. 2. tasvf. T arikat adam nn kalbinin ren d ik le rinden p e r i a n olm as.
cefakr, [Ar. cefa+ Far. kr jlS'Lir] (c e fa .k .r ) {OsT} sf. 1. Eziyet eden. 2. (anlam ztl ile) Aclara s kntlara katlanm; ok cefa ekmi olan. 3. Ken disine eziyet edilen; cefal, cefake, [Ar. cefa + Far. ke (cefa :k e) {OsT} sf. Eziyet eken; skntlara katlanan; cefal, cefal, [cefa-l] (cefa :l) sf. 1. Skntl ve eziyetli. 2. Eziyet ve skntlara katlanan. 3. Eziyet eden, cefaset, [Ar. cefaset zmszlk strab, cefcaf, [Far. cefcf (cefca :f) {OsT} is. -* caf caf. ceferlik, -i [Ar. cefr => cefer-lik] {az} is. 1. zeri ne kullanlmayan eyalarn konduu ykseke yer. 2. Ahrlarda saman, ot konulan kafesli tahta blme. [DS] ceffaf, [Ar. ceffaf tili?-] (c effa :f) {OsT} is. 1. Kuru ma. 2. Kuru olma; kuruluk, ceffar, [Ar. cifr > ceffar jU=-] (ceffa :r) {OsT} is. Fal c; cifrle uraan, ceffe, [Ar. ceffe *i=r] {OsT} is. 1. Kalabalk; ktle. 2. Kalabaln oluturduu grlt, ceffelkalem, [Ar. c e ff el-lalem (kaderin k alem i ku rumutur) (Uiil
{OsT} zf. 1. Dnp tammak-

(cefa :set) {OsT} is. Ha

{O is. sT}

Gereklerden haberi olanlar,

cehalet, [Ar. cehl (bilm em ek) > cehalet 0 JI4-] (ceh a :let) {O sT} is. Bilgisizlik; bilmezlik; cahillik. S cehlet-i mstetemme, {O K oyu cahillik. sT} ceham , [Ar. cehm jl^] (ceh a :m ) vermeyen bulut, ceham et, [Ar. cehmet c^Ljs-] (ceh a .m et)

{O is. sT}

Yamur 1.

{O sf. sT}

Patlcan burunlu. 2. Yz ekiterek karlama, cehan, [Far. cehn jLjjr] (ceh a m ) {OsT} sf. 1. abuk hareket eden; frlayan; srayan. 2. is. Dnya, ceharet, [Ar. celr (yksek sesle) > cehret OjLj^-] (ceh a :ret) {OsT} is. 1. Yksek seslilik. 2. Gze b yk ve kibar grnme. 3. Gzellik; yakkllk, cehaz, [Ar. cehz jl^=-] (ceh a :z ) {OsT} is. -* cihaz, cehcehe, [Ar. cehcehe dnlk. cehd, [Ar. cehd -i$^] {OsT} is. -* ceht. S gayret, o k alm a. cehdetme, [Ar. cehd + T. et-me] is. alp abala mak eylemi. cehdetmek, [Ar. cehd + T. et-mek dU^j^-] gsz. f . [-e (d )-e r ] [ - e(d)-i-yo-] alp abalamak, cehele, [Ar. cehl (bilm em ek) > cehele Af-] {OsT} is. 1. Bilgisizler; cahiller. 2. Kendini bilmezler; mna sebetsizler. cehende, [Far. cehende J^=r] {OsT} sf. 1. Srayan; frlayan. 2. Sram; frlam. S1 cehende-g, {OsT} F rla y ; sray. cehennem, [bra, gehinnom (Kuds yakn larn d a su lularn ve kurban edilen lerin atld H innom vadisi) > Ar. cehennem {OsT} is. 1. Gnahcehd {OsT} i. Parlaklk; ay

szn; hemen. 2. Bir kalemde. 3. Aklna geldii gi bi; ala kalem, cefif, [Ar. ceff ru. cefn, [Ar. cefn {OsT} is. 1. Gz kapa. 2. Bak veya kl kn. 3. Asma ubuu. ce fr1, [Ar. cefr f cifr ys*.] {OsT} is. 1. Olak veya kuzu. 2. Bir takm harf veya ekillerle gaipten ha ber verdii sanlan bilgi; fal. cefr2, [Ar. cefr y&-] {OsT} is. Geni kuyu, cefri, [Ar. cefr / c i f r (cefri:) {OsT} is. Falc, (c e fv .f {OsT} sf. Kurumu; ku

cefriyat, [Ar. cefriyt / cifriyt o ly i-] (cefriya:t) {OsT} is. Cifr ile ilgili olan eyler, ceft, [Far. ceft / Sry. gevt] {az} is. am ya da mee aacnn meyvesinin kabuu. [DS] cefv, [Ar. cefv y=-] {OsT} is. Kaba davran, cefve, [Ar. cefve y=r\ {OsT} is. Azarlama; cefa etme. cefvet, [Ar. cefvet sizlik. {OsT} is. Kabalk; nezaket

CEK

krlarn ldkten sonra ahrette cezalarn ekmek cehre2, [Far. cehre o ^ ] {az} is. 1. Pamuk, yn veya zere gidecekleri yer; tamu. 2. m ecaz. ok scak ipek gibi maddeleri eirip ip haline getirmeye yarar yer. 3. m ecaz. Byk sknt ve azap veren yer. B alet; i. 2. Cehreye bir kerede sarlan iplik. [DS] cehennem azab, 1. G nahkrlarn a h rette e k e cehren, [Ar. cehr > cehren f ^ -] (ce hren) {OsT} zf. c ek leri cez a ve azap. 2. Byk sknt.\\ cehenneme Yksek sesle; aktan; uluorta, evirmek, A c verm ek; strap ektirmek.\\ cehen neme direk olmak, C ehenn em den kurtulamamak.\\ cehreten, [Ar. cehreten s ^ ] (ce'hreten ) {OsT} zf. cehenneme k adar, sted i i y e r e g id eb ilir.| cehen | Aktan aa; aikr olarak, neme postu sermek, B iiyk g n ah la r ilem ek. | | cehr, [Ar. cehri tsj^r\ (ceh ri:) {OsT} sf. Yksek sesle cehennem gibi, 1. o k scak. 2. o k sk c; bunalveya aktan yaplan; aikr, tc. | cehennem hayat, Byk sknt ve zntler | le dolu mutsuz yaant.\\ cehennemi boylamak, cehri, [Sur. Ar. chra ?] {az} is. bot. 1. Cehrigillerden, 3 m. kadar boylanabilen, yuvarlak meyvele lnce ceh en n em e gitm ek.| cehennemin dibi, ok | rinden sar iplik boyas yaplan, dikenli bir al; uzak veya ulalm as z o r yer. | cehennemin dibine | altn aac; boyac dikeni, (Rhamnus p etio la ris, R. gitmek, K zlan birisin e d efo lu p gitm esi iin s y le orbicu latu s). 2. Kk da erii. [DS] nen s z .| cehennem kt, C ehen n em e gitm eye | cehrigiller, [cehri-gil-ler] is. bot. Yapraklan basit, layk, gn ahkr. | cehennem olmak, D efolm ak]] | iekleri erdii, meyveleri genellikle zeytinimsi iki cehennem suratl, o k irkin yzl. | cehennem | enekli, ayr tayaprakl aa ya da aaklar fa ta, D a lam a ilerin d e kullanlan kalem eklin d e milyas. ergitilm i gm nitrat.| cehennem zebanisi, 1. | Zalim, g a d d a r kim se. 2. o k korku n kim se. ceh, [Ar. ceh is. Korkarak birbirine snma, cehennemi, [Ar. cehennemi (cehen n em i:) cehan, [Ar. cehn OLi^-] (ceh a:n ) {OsT} is. Kor {OsT} sf. 1. Cehennemle ilgili, cehenneme ait. 2. karak birbirine koup snma, Cehennem gibi yakc, azap verici. S cehennemi cehet, [Ar. cehet {OsT} is. 1. Akan gz ya. srat, o k byk hz. 2. nsan topluluu, cehennemiyun, [Ar. cehennemiyyun {Os T} is. Cehennemlikler, cehennemlik, -i [cehennem-lik] sf. 1. Cehenneme gitmeye layk. 2. is. Hamamlar stmak iin yer altna yaplan byk ocak; klhan. 3. is. Klhanla rn stt oda veya salon, cehil, -hli [Ar. cehl J*=r] {OsT} is. Bilgisizlik; bilmez lik; cehalet. cehir, [Ar. cehre > cehr jt^-] (ceh i.r) sf. 1. Aktan, yksek sesle okunan. 2. Gzellii dikkat ekecek kadar belli olan, f? cehrs-savt, G r ve gl sesli. cehiz, [Ar. cihaz > cehz {OsT} {azj is. 1. Gelin olan kzm, babasnn evinden gtrd e ya. 2. Kzlarn gelin olduklar gn sandklarna ko nan hediyeler. 3. Krmz ipekli kuma. [DS] cehiz grdc, {az} fo lk . D nde g elin tarafndan gvey evine g id erek, gvey velisinin y en i ev lilere v erece i o d a v e y em ek takm larn g ren ve tespit eden iki k iilik heyet. [D S]|| cehiz halkas, {az} eyiz a sm a k iin kullanlan ip. [DS] cehl, [Ar. cehl J^=-] {OsT} is. -* cehil. S cehl-i basit, {OsT} Ayp sa y lm a y a ca k e k ild ek i bilgisizlik.| | cehl-i mrekkep, {OsT} B ilm edi in i bilm ezlik. cehr, [Ar. cehre (aklk) _ ^ ] {OsT} is. Yksek sesle konuma veya okuma. cehre1, [Ar. cehre o = {OsT} is. Akta grnen, bel _r& -] li olan ey. ceht, -hdi [Ar. cehd -x^=-] {OsT} is. Bir eyi yapmak, baarmak iin kendini zorlama; alma, abalama, cehud, [Ar. cehd ^ j^ r] (cehu .d) {OsT} is. 1. Yahu di. 2. ft. cehudane, [Ar. cehd + Far. -ne b j^ r] (ceh u :d a :n e) {OsT} zf. Yahudi gibi; Yahudicesine. cehul, [Ar. cehl (bilgisizlik) > cehl J ^4=-] {OsT} sf. Pek ok cahil; kara cahil, cehulane, [Ar. cehl (bilgisizlik) > Far. cehl-ne (ceh u :la :n e) {OsT} zf. Pek cahilcesine; kara cahilcesine. cehum, [Ar. cehm p*?-] (cehu :m ) {OsT} sf. Dkn ve zayf olan, cehz, [Ar. cehz >4 {OsT} is. 1. Dk (ocuk). 2. =-] Birini zorla iinden alkoyma; grevini yapmasna engel olma. -cek, [-cak / -cek / -ak / -ek] y a p e. -* -cak. cek, [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik (yans.)] is. Kularn tn, bu ekilde banna ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] c e k cek, c ek + cek , c e k + c e k kuu. cekcek1, -i [cek (yans.) cek+cek] {az} is. Sere byklnde gri renkli bir ku. [DS] S cekcek kuu, {az} 1. G eveze. 2. D edikoducu . [DS] cekcek2, -i [cek (yans.) > cek] {az} is. Deirmen de, tahln bittiini bildiren dzenek. [DS]

CEK
cekcek3, -i [cek (yans.) > cek] {az} sfi 1. Geveze. 2. Dedikoducu. [DS] cekceki, [cek+cek-i] {az} is. 1. Topa. 2. Topacn hareketi; dn. [DS] ceket1, [t. giachetta > Fr. jaquette] is. Bedeni kala ya kadar rten, kollu ve nden dmeli, gmlek veya kazak zerine giyilebilen elbise. ceket2, [ceket ?] {az} is. 1. Cadde. 2. Sokak. [DS] ceki, [ek-i > cek-i {eAT} is. Ba rts. ceklemek, [Far. jeng (pas) > cek-le-mek] {az} gsz. f i [ - r ] [-l(i)-y o r] Paslanmak. [DS] eklenmek, [Far. jeng (pas) > cek-le-n-melc] {az} d n l.fi [-ir ] Paslanmak. [DS] -cel, [ca-1 / -cel] yap. e. - * cal. cel1, [Far. cel] {az} is. Ak deniz; engin. [DS] cel2, -li [Ar. cell (byklk) > celi J*-] {OsT} sf. Ulu; byk. cela, -a i [Ar. cel t- >U] (c el :) {OsT} is. Gurbete gitme, memleketten ayrlma. S cela-i vatan, {OsT} Vatandan ayrlm a.| cela-i vatan etmek, | Vatandan ayrlm ak, g u rbete gitm ek. celab, [Far. celb 2. Kpe. celabib, [Ar. cilbb > celbib y * ^ - ] (c el b ib ) {OsT} is. 1. Gmlekler. 2. Kadnlarn yzlerini rt tkleri yamak, barts vb. eyler, celacil, [Ar. clcl (an) > celcil celadet, [Ar. celdet oiM-] (c el :d et) (ca l cil) {OsT} is. {OsT} is. 1. Kk anlar; ngraklar. 2. Def zilleri, Kahramanlk; yiitlik; mertlik. S celdet-perver, {OsT} Yiitlik sever, kahraman.\\ caldet-ir, {OsT} Yiit m izal. celadetli, [celadet-li] (cel :d etli) {OsT} sf. Kahraman; cesur, yiit; mert, celafet, [Ar. celfet cJ^U-] (celafet) {OsT} sf. Kaba lk; yakkszlk; yontulmamtk, celail, [Ar. elil (byk) > cell > celil Js>^-] (cela :il) {OsT} is. Ulu, byk ve yce kiiler. S celili meslih-i devlet, {OsT} D evlet ilerinin bykleri. celal1 -li [Ar. elil (byk) > cell / cellet I c J % r , J^U-] (c ela :l) is. 1. Byklk; ycelik; ululuk. 2. Byklere has kzgnlk. 3. fke; hm. 4. Allahn kahr ve gazap tayan sfat. S cell ch, {OsT} Bykln rtbe ve mevkii. celal2, -li [Far. cell J %>-] (c ela .j) {OsT} sf. Gzel, celalet, [At. cell > cellet c J >U-] {OsT} is. - * celal1, cellet-m eb, {OsT} H km dara hitap ed erk en kullanlan sayg unvan. celaletl, [Ar. cellet+T.-li %>] (cela .jetl :) {OsT} (c el :b ) {OsT} is. 1. Salkm.

IMrulCESM.770 sf. Hkmdarlara hitap ederken kullanlan sayg unvan. celali1, [Ar. celli J ^ r ] (c e l :li:) sf. 1. Byklk, ululuk ve ycelikle ilgili. 2. is. Allaha ait kahr ve gazap. S celali takvimi, Seluklu su ltam M elikah tarafn dan bilg in ler heyetin e esk i Iran takvim i esas a ln a ra k dzenletilm i bulunan gn e takvimi. celali2, [Ar. cell (16. y y .'d a A nadolu a y ak la n m a la rnn lid eri eyh C elal'in adn dan ) ^ i ^ r ] (c el :li:) {OsT} is. Ekya. Celalilik, [Cell (M ehdi olduunu iddia eden B ozoklu dervi) > celli => celali-lik] (c el :li:lik ) is. 16. ve 17. yzyllarda Anadoluda kan isyanlarn genel ad. celaliyane, [Ar. celliyne 4jU^U-] (cela :liy a :n e) {OsT} zf. Celali olana yakr biimde, celallenme, [celal-le-n-me] (cela :ilen m e) is. fke lenme, hiddetlenme eylemi, celallenmek, [cell-le-n-mek] (cela :ilen m ek ) dnl. f i [-ir ] fkelenmek; hiddetlenmek, celalli, [celal-li] (cela.Tli) sf. 1. fkeli, kzgn, hiddet li, sert. 2. Cokun. 3. Hrn, celasn, [Mo. calagu (yiit) / eT. al-mak (yere vurmak, ykm ak) > al-k-sm [Tietze] > celsn / cilsn / cilasn] (celsn ) sf. Kahraman; cesur, celasnhk, - [celasn-lk] is. Cesaret; kahramanlk, celasun, [Mo. calagu (yiit) / eT. al-mak (yere vurmak, y km ak) > al-k-sm [Tietze] > celsn / cilasn / cilasn] (celsun ) sf. - * celasn. celavruk, -u [ Karaay. cel (yel) + auruu (ars)] {az} is. Romatizma; yel. [DS] celb1 [celb] {az} sf. Aksi; inat. [DS] fi1 celbine , gelmek, {az} (Y em ek iin) p i e r e k uygun kvam a gelm ek. [D S]|| celbine gitmek, {az} A ksine gitm ek. [DS] celb2, [Ar. celb i_Jl=-] {OsT} is. -* celp. S cclb-i kulb, {OsT} K a lp ler i kazan m a; g n lleri ekm e. | | celb-i lnet, {OsT} L a n eti zerin e ek m e.| celb-i | m enfaat ve deP-i m azarrat, {OsT} karlar s a lam a ve z a ra rla r uzaklatrm a.^ celb-i tevecch, {OsT} Birinin ilgisini, sevgisin i zerin e ek m e.| | celb-nme, {OsT} -* celpname, celba, [elebi+aa] (c e lb a :) {az} is. Kayn birader. [DS] celbe1, [Ar. cerbe (d a arck) ?] {az} is. Avc an tas; av torbas; ca. [DS] celbe2, [Ar. celbe *Jl>-] {OsT} is. Kzl Denizde kul lanlan bir tr kayk, celbetmek, [Ar. celb + T. et-mek e r ] [-(d )i-y o r] Kendi zerine ekmek, celbeze, [Ar. cerbeze] is. -* cerbeze. JL-] gl. f i [-

O l H IK S E H 771 b .

CEL meyve. [DS] 3. {az} Esmer undan yaplm ekmek. [DS] 4. {az} Yz dirhem arlndaki ip. [DS] celepi, [celep-i] is. Davar tccar; celep, celeplik, -i [celep-lik] is. 1. Kesimlik hayvan ticare ti. 2. sf. (Gten den ift kz, verimi azalan samal inek veya koyun) kesim iin kasaba satla cak nitelikte; celebe yarar olan. 3. m ecaz. e yara maz; tembel; kaltaban, celesat, [Ar. celse > celest ol_U -] (celesa :t) {OsT} is. Oturumlar; oturmalar, celfin, [Anad. yerli halk. d. > Biz. Yun. selkes (gen h oroz)] is. 1. Pili. 2. {az} Tavuk. [DS] 3. {az} sf. Gen; taze. [DS] cel, [Ar. cil (parlak) > cel (celi:) {OsT} sf. 1. Belli; ak; aikr. 2. Gizli olmayan; gz nnde olan. 3. Parlak; cilal, cel yaz, hat. zellikle lev h a ve ta y a ztla ra yazlar kaln v e byk y az tr. | cel divan, hat. D ivan yaznn o k g irift ve | ssl o la ra k y a z la n ]] cel kalemi, hat. H attatlarn ken d ilerin e zg kam veya tahtadan yap m o l du klar byk boy y a zlar yazm akta kullanlan k a lem ]] cel-msenn, {OsT} Yaz tr.| cel-nvis, | {OsT} hat, C e l tr yaz yazan hattata verilen isim. celib, [Ar. celb s-sM (celi:b ) {OsT} is. 1. Esir. 2. Sa tlk esir. celid1 [Ar. celd -uU] (celi:d ) {OsT} sf. Ar kah , raman olan. celid2, [Ar. celd j^U-] (celi.d ) {OsT) is. Kra; iy. elik, -i [? elik] {az} is. Yavru. [DS] 0 elik c ck, {az} o cu k oluk. [DS] elil, [Ar. cell > cell / celle / ^LU] (celid ) {OsT} sf. 1. ok byk ve ulu. 2. Vezir veya mir rtbeli makamlara yazlan yazlarda hitap olarak kullanlrd. 3. Allahn byklk ve ululuk sfat. S celll-unvn, {OsT} Unvan ve r tbesi byk olan. | cell-n, {OsT} an v e e r e fi byk olan. | celis, [Ar. clus (oturm a) > cels ^ -^ r] (celi:s) {OsT} sf. 1. Birlikte oturan; arkada. 2. ki meclisinde elik eden. 3. Tahta geen; tahta oturan, cels-i ens, {OsT} Yakn a rk a d a ; c a n a yakn dost. celiyat, [Ar. celiyyt o L V ] Meydanda olan eyler, celiye, [Ar. celiyye <uU-] {OsT} is. Belli olan her ey. celiyye-i hl, {OsT} H er ey olduu g ib i; g e r e in ta kendisi. celke, [yel-ke / cel-ke ?] {az} is. 1. Yele. 2. Ense. [DS] cellab, [Ar. cellab / cellabe] (cella :b ) {az} is. Tc car. [DS] cellaba, [Ar. cellbe ^"^U-] (c ella :b a ) {OsT} is. Koltuk altlarndan ve dirseklerden yrtmal, kollu, boydan ve kukuletal harmani. (celiy a:t) {OsT} sf.

celbiz, [Far. celbiz y ^ r ] (celb i:z) {OsT} is. 1. Ke ment; ilmik. 2. sf. Ara bozucu; kovucu. celbu, [Far. celb jJl-] (celb u :) {OsT} is. 1. Naneye benzer bir ot. 2. Sebze, celbub, [Far. celbb Sarmak. celcele, [Ar. celcele Gk grlts. celd1, [Ar. celd jJU-] {OsT} sf. 1. Gl; kuvvetli. 2. Sebatl. celd2, [Ar. celd -iU-] {OsT} is. Kam ile vurma. celd3, [Far. celd -iV| {OsT} sf. Tez; atik; evik, celde, [Ar. celde eA>-]{OsT} is. 1. Byk kam. 2. Kam ile vurma. celeb1 [Ar. celeb , {OsT} is. - * celep. {OsT} is. 1. an sesi. 2. (celb u :b ) {OsT} is. bot.

celeb2, [Far. celeb v~k-] is. 1. Yolsuz kadn; fahie; orospu. 2. an. celebe, [Ar. celebe rlt; homurtu, celebke, [Ar. celeb + Far. ke J ^ W ] {OsT} is. 1. Hayvanlar toplayp baka memleketlere sevk eden kimse. 2. Canl hayvan tccar, celed, [Ar. celed j S^\{Os T} sf. 1. (Arazi iin) sert ve dz. 2. (Kii iin) tez; atik; evik, celencebin, [Ar. celencebn {OsT} is. Gl tatls. celep1, -bi [Ar. cellab / Far. celeb-ke] is. 1. Kasaplk hayvan ticareti ile uraan kii. 2. {OsT} tar. Saray larda hizmetilik eden acemi olanlar. 3. {az} Saraydan yeni km ve henz grev deneyimi olmayan paa. [DS] 4. {az} Hizmeti; ii. [DS] celep2, -bi [Far. celeb v V ] sf. 1. (Hayvan iin) s rlerek getirilmi; tccar mal olan. 2. {az} Ba bo; balanmayan. [DS] 3. Fahie. 4. {az} sf. (Kii iin) acemi; toy. [DS] 5. {az} (Kii iin) gen ve gzel; yakkl. [DS] 6. is. {az} Atlara dl veren damzlk eek. [DS] 7. {az} Uzun boylu hayvan. [DS] 8. {az} Dii deve. [DS] 9. {az} Bir yan am dii tay. [DS] 10. {az} Boanm, dul kadn. [DS] 11. nl. argo. Hayvan anlamnda hakaret sz. celep3, -bi [Sur. Ar. celeb {az}[ sf. 1. (Kii (celen ceb i:n ) is. Anlalmaz konuma; m

iin) kaba yapl; biimsiz. 2. Kalitesi dk; ad. 3. (Kii iin) zayf; ince. 4. Esmer. [DS] celep4, -bi [ ? celeb] {az} is. Dam saa. [DS] celep5, -bi [? celeb] {az} is. 1. {az} Tohum olama yacak kadar zayf ekin. [DS] 2. {az} Alanmam

CEL

i itriM M .;
(c ella :d ) {OsT} (c ella :d i:) {OsT} (celladiye) {OsT} is. celve, [Ar. celve / celvet ejh? / ojJl-] {OsT} is. 1. Yerini yurdunu terk etme. 2. Gelinin peesiz olarak damada gsterilmesi. 3. Yeni gelinin peesinin kal drlmas treni veya damadn geline yz grmll vermesi. 4. tasvf. Tarikat yolcusunun Allahn sfatlaryla halvetten (yalnzlktan) kp Allahn varlnda eriyip (fenfllaha erimesi) yok olmas. S celve eylemek, {OsT} G elinin yzn a m a k ; duva k a ld rm a k

cellad, [Ar. celd (k rba )> celld is. - * cellat. celladi, [Ar. celld + Far. -T is. Cellatlk. celladiye, [Ar. celldiyye Cellatlk creti,

cellase, [Ar. callse 4-5U-] {OsT} is. amdan; lamba; idare. cellat, -d [Ar. celd (krba) > celld

Celvetiye, [Ar. celvetiyye {OsT} is. Aziz Mah (cella:d ) mut Hdanin kurduu, Bayramlikten ayrlan bir {OsT} 1. ok krba vuran. 2. Mahkemece verilen tarikat kolu. lm cezasn uygulayan grevli. 3. m ecaz. Hi ekinmeden su ileyen veya adam ldren kimse. cem 1, [cem (yans.)\ is. Kk yapl kpek ve benze 4. m ecaz. ok merhametsiz. S cellad etmek, ri hayvanlarn havlamasn anlatan kk. [Zlfkar] {OsT} dam etm ek.| cellad- felek, {OsT} Gn | cem -kir-m ek. c ella d ; lm m ele i; A zrail.| cellad olmak, {OsT} cem2, -m i [Ar. cem1 j ^ ] {OsT} is. 1. Biriktirme, | d a m edilm ek. toplama 2. Toplanma; toplam; bir araya getirilme. cellatlk, - [cellt-lk] is. Celladn ii ve meslei, 3. Genel ve zel bir konuyu bir kategori iine sok cellayi, [Ar. cel (parlaklk) > celly ^ }U-] (c ell :ma. 4. man. Bir terimi genelletirme. 5. mat. Top y i:) {OsT} is. Yenleri ak ve geni bir st giyecei, lama ilemi. 6. dbl. oul. 7. tasvf. Allahn birli ini idrak etmi kimsenin cokun hali. 8. tasvf. celle, [Ar. celi (byklk) > celle iU-] {OsT} is. Y (Alevilikte) eyh huzurunda yaplan mevsimlik c e , aziz ve ulu olsun! anlamnda dua sz, ff celle tren. S cem evi, tasvf. 1. (A levilikte) toplanm a cellhtt, {OsT} Onun (Allah n) y celii, an art y eri. 2. Cam inin y erin i tutan c em a a t binas.\\ cem-i sn. iant, {OsT} Yardm ve ba top lam a kurallarn ello, [Ar. cell > Krt, ello] {az} is. Krt adam belirley en tzk. | cem -i mennes, {OsT} dbl. A rap| lar anlamna gelen ello bello ikilemesinde ge a d a, - t ek i ile y a p la n oul.\\ cem-i mer. (B ello, B ila l adnn K rte ksaltlm ). [DS] kesser, {OsT} dbl. A r a p a d a kelim elerin kk d e celmed, [Ar. celmed -U.U-] {OsT} is. Kaya; ta. itirile rek y a p la n s e m a oul.\\ cem -i mtekelcelp, -bi [Ar. celb {OsT} is. 1. Kendi zerine lim, dbl. oklu k birin ci kii. | cem -i mzekker, | {OsT} dbl. A r a p a d a -in ve p e k az d a -un" ile ekme. 2. Yaz ile arma. 3. Getirtme. 4. huk. y a p la n oul.\\ cem-i sahh, {OsT} dbl. C em -i m Yazl ar. 5. Para szdrma; smrme. <3 celp etmek, K en d in e d oru ekm ek. 2. B irin i yaz ile en n es ve cem -i m zekkerin o rta k a d .| cem olmak, | d a v et etm ek. | celp mzekkeresi, huk. B ir m ah k e | B ir a ra y a g elm ek ; toplan m ak.| cem l-cem, {OsT} | m ed e daval, davac, tank y a d a b ilirkii o la r a k 1. dbl. oulun o u lu ; katm erli oul. 2. M uta bulunm as g e r e k e n le r e h azr bulunm alar iin g n savvfn h e r n esn ed e A lla h n tecellisin i grd d erilen y a zl a r .| celp olunmak, arlm ak; | m ertebe. | cem telfik, {OsT} 1. T oplam a ve b irle | getirtilm ek. tirme. 2. ed. Tenasp. celpname, [Ar. celb + Far. nme (celp n a;m e) cem 3, -m m i [Ar. cemm j*^-] {OsT} is. 1. Byk say. 2. Kalabalk; okluk. 3. nsan topluluu; yn. 4. Bir kuyuda toplanan su kitlesi. S cemm-i gafir, {OsT} Byk insan k a la b a l cem4, [Far. cem (E fsan ev ra n hkm darnn adn dan) |*^-] {OsT} is. 1. Hkmdar; ah. 2. zl. is. a rap ve ikiyi bulan efsanev hkmdar. 3. Hz. S leymann lakab. 4. Byk skenderin lakab. cem 5, [Far. cm] {az} is. Tencere; su kab. [DS] cem aat1, -ti [Ar. cem (biriktirm e, toplam a) > cemat c~pL_>-] (cem a ;a t) {OsT} is. 1. Bir yere gel mi, toplanm insanlar. 2. Bir imama uyarak na maz klmak, mevlit veya vaaz dinlemek iin bir araya gelmi kiiler. 3. slam inanlar erevesin {OsT} is. 1. ar kd. 2. Askerlik veya yokla mas iin mkellefe gnderilen ar yazs. 3. huk. Bir mahkemede daval, davac, tank ya da bilir kii olarak bulunmas gerekenlere hazr bulunmalar iin gnderilen yazl ar, celse, [Ar. celse < J l {OsT} is. 1. Dinlenme; alma u =-] aras. 2. Bir kurulun yapt toplant; oturum. 3. Mahkeme durumas. S celse-gh, {OsT} B irka kiinin oturm as iin ayrlan y e r.| celse-i aleniye, | {OsT} A k oturum.| celse-i hafife, {OsT} H em en | k a lk a c a k e k ild e ilierek oturm a. | celse-i hafiye, [ {OsT} Gizli oturum. celu, [Far. cel ] (cel :) {OsT} sf. 1. (Kii iin) akac; latifeci. 2. is. Kebap ii.

m il

SOMU 773

CEM

de toplanan insanlar; mminler topluluu. 4. Ayn an) {OsT} zf. 1. Toplanm durumda; tmyle. 2. dinden, ayn mezhepten insanlarn meydana getir Toplu olarak. S cem an yekn, {OsT} Toplam o la ra k ; h ep si b ird en ; tmden. dii topluluk. 5. Bir devlet iinde byk topluluu meydana topluluktan ayrlan kk gruplar; zmre. cem aniye, [Ar. cem' (toplam a)> cem'niyye 6. tor. Yenieri kuruluunda birka odann meyda (cem -a:n iye) {OsT} is. sosy. Ortaklk; ortaklaac na getirdii blm. 7. Tiyatroda oyuncu topluluu. lk; kolektivizm, 0 cem aate uymak, H erk es n asl davran yorsa cem apur, [Hint. d. Cempur (H in distan d a esk i bir y le h a rek et etm ek; toplum a uymak. ken t ad)\ (cem a:pu r) {OsT} sf. (Ordu iin) derme cem aat2, -ti [Ar. cem'at > cem't oU U ^-] (cem a :atma. a :t) {OsT/ is. 1. Topluluklar; cemaatler. 2. mam cemaziylahr, [Ar. cmdel-hre js- ^ilo-sr] (c e I larn arkalarnda namaz klanlar. 3. Bir mezhepten m a:ziy ela :h r) {OsT} is. Kamer aylarn altmcs; olan halkn tm. 4. tar. Yenieri kuruluunda bir kk tvbe ay. ka odadan oluan zmre. S cem t-i ilingirn- hassa, {OsT} S a ra y d a ki ilin g irler topluluu.\\ ce- cemaziylevvel, [Ar. cmdel-evvel JjVI mt-i hademe-i ehl-i href, {OsT} S a ra y d a a l an sa n a tk rla r,| cem t-i mcellidn- hassa, | {OsT} S a ra y d a ki kita p la r ciltleyen sa n a tla r; s a ray ciltileri.\\ cem at ortalar, {OsT} Y enieri oca n n oluturan 196 ortan n birin ciden yz b i rinci o rtay a k a d a r olan larn o rta k ad. cemaatleme, [cemaat-le--me] (cem a :a tlem e) is. Cemaat hline gelme ii. cemaatlemek, [cemaat-le--mek] (cem a :a tlem ek ) gsz. f . [ -ir ] (nsan topluluu) inan, ibadet veya baka amalarla organize birlik olmak, cemad, [Ar. cemd (cem a :d ) {OsT} is. 1. Can sz varlk; cisim; nesne. 2. Bitki ve hayvanlar d ndaki varlklardan her biri, cem adat, [Ar. cemd > cemdt o b U > ] (cem a :d a ;t) {OsT} is. Canszlar; cansz varlklar, cemadi, [Ar. cemd p W ] (cem a :d i:) {OsT} sf. Ruhsuz; cansz, cemadiyet, [Ar. cemdiyet / cemdiyyet o-oU^r] (cem a:diyet) {OsT} is. 1. Canszlk; ruhsuzluk. 2. Do nukluk. cemah, [Ar. cemh (cem a :h ) {OsT} is. (At (cem a .h i.r) iin) ba sertlii; ynetim zorluu, cemahir, [Ar. cumhr > cemhr {OsT} is. Cumhurlar; topluluklar. S cem hr-i mttehide-i A m erika, A m erika B ir le ik D ev letle ri. cemal, -li [Ar. ceml JUsr] (cem a d ) {OsT} is. 1. Yz gzellii. 2. Yaratl ve grn bakmndan gzel olma; gzellik. 3. Yz; gzel yz. 4. tasvf. Allahn gafr, rahm, kerm, latf sfatlarnn hepsine birden verilen isim; Allahn gzellii. S cemal brlcesi, {az} B ezelye. [D S]|| cem Pullh, {OsT} A llah 'n ltf. cemal, [Ar. cemli (c em a d i:) {OsT} sf. 1. Gzellikle ilgili; gzellie ilikin. 2. Kusursuzlukla ilgili; kusursuzlua ilikin, ceman, [Ar. cem' (toplam a) > cem'an l^ -] (ce m (cem a:ziyelevvel) {OsT} is. 1. Kamer aylarn bein cisi. 2. Byk tvbe ay. 3. Bir kimsenin biraz kirli gemii. S cemaziylevvelini bilmek, yi o la r a k tannan birisinin g em iteki b ir yolsuzluunu veya kirli iini bilm ek. cembiye, [Ar. cenbye bak; haner, cemceme, [Fars, cimcim / cimcime {OsT} is. Bektai dervilerinin yolculua karken giydikleri kaln bez tabanl ve rme sicim konlu bir tr ayakkab veya izme, cem cenabet, [ce(m)+ce/nbet] ( c e m cen a:bet) pekt. sf. irkin; suratsz; meymenetsiz, cem der, [Far. cem-der jJ ^ r ] {OsT} is. Bir tr bak; kama. cemed, [Ar. cemed -w-] {OsT} is. 1. Buz. 2. Kar. 3. Dondurma. cemed, [Ar. cemed t5-u^] (cem ed i:) {OsT} sf. Buz gibi souk; ok souk, cemek, [Erme, camak] {az} is. vendirenin arka snda yer alan, sabandaki amurlar syrp temiz lemeye yarayan kk yass metal para. [DS] cemel, [Ar. cemel J ^ - ] {OsT} is. Erkek deve. S cem eFil-bahr, {OsT} z oo l. 1. K l bal . 2. Balina.\\ cemelI-m, {OsT} 1. K l bal. 2. B alina. cemeliye, [Ar. cemeliyye zool. Devegiller; develer, emen, [Far. emen {OsT} is. ardak, (cem era:t) (cem elr.ye) {OsT} is. {OsT} is. Bir tr kamal

cem erat, [Ar. cemre > cemert {OsT} is. Cemreler,

cemet, -di [Ar. cemed -u^-] {OsT} is. 1. Kar; buz. 2. Dondurma. cemetme, [Ar. cem' + T. et-me ^1 ^=r] is. 1. Bir araya getirme ii. 2. Toplamak eylemi, cemetmek, [Ar. cem' + T. et-mek dlil g l . f [-

CEM ir] [-e(d )-i-y o r] 1. Bir ayara getirmek. 2. Topla mak. cemi, [Ar. cem' > cem ' (cem -i:) { OsT} sf. 1. Toplanma ile ilgili. 2. Toplumla ilgili; topluma ilikin. 3. sosy. Ortaklaa; kollektivist. 4. Toplamla ilgili. 5. oul yapan. cemi, -i [Ar. cem' > cem' ^=r] (cem i:) {OsT} e. Hep; btn, fi1 cemi cmle, {OsT} H erkes, hepsi. cemia, [Ar. cem ' (toplam a) > cem'a a**-] (c em i.a ) {OsT} zf. -* cemi, cemian, [Ar. cem'an IL*^] (cem i.an ) {OsT} zf. Hep; btn; tekmil; hep birlikte; tm birden, cemil, [Ar. ceml J ^ r ] (cemi.T) {OsT} sf. 1. Gzel; iyi; latif. 2. is. Eskiden okullarda baarl olan rencilere verilen bir takdir ifadesi, cemilat, [Ar. ceml > cemilt cj^L*^] (cem i:la :t) {OsT} is. . Beklenmedik ho ve gzel eyler. 2 Ho srprizler; gzel hareketler. 3. Gzel dnce ler. cemile1, [Ar. ceml > cemle *L~>-] (cem id e) {OsT} sf. (Kadn iin) gzel. cemile2, [Ar. cemle (cem id e) is. 1. Kendini beendirmek, yaranmak ya da iyilik olsun diye ya plan gnl okayc hareket. 2. Beklenmedik bir anda yaplan iyi hareket; iyilik; srpriz. 3. Birinin gnln ho etmek iin yaplan iyilik. S cemile gstermek, G nl o kay c h a rek ette bulunm ak; ltfetmek.\\ cem le-kr, yilik yapm ay sev en .| ce| mle-krl, {OsT} yiliksev erlik .| cemle-krlk, yi | likseverlik. cemilendirme, [cem-le-n-dir-me] (cem -i:len dirm e) {OsT} is. 1. dbl. oul hle getirme; okluk hle getirme ii. 2. mat. Toplama ilemi yapma. cemilendirmek, [cem'-le-n-dir-mek il (cem -iden dirm ek) {OsT} gl. f . [-ir] dil b. oul yapmak; okluk durumuna getirmek, cemilenme, [cem'-le-n-me] (cem -iden m e) {OsT} is. dbl. 1. oul hle gelme. 2. okluk yaplmak ey lemi. cemilenmek, [cem'-le-n-mek (cem -id en m ek) {OsT} d n l.f. [ -ir ] dbl. 1. oul hle gelmek. 2. edil. f . (Kelime iin) oul yaplmak, cemiyat, -ti [Ar. cem' (biriktirm e, toplam a) > cemi'yyt o L ^ ] (cem -iya:t) {OsT} is. 1. Kurumlar; demekler. 2. Toplumlar; zmreler, cemiyet, [Ar. cem' (biriktirm e, toplam a) > OsT. cemi'yyet

lHIfflffiSM.v; Dn, snnet treni gibi elenceli veya yemekli mevlit gibi toplant. 5. ed. Divan iirinde birbiri ile ilgili szckleri bir beyitte bir araya getirme esas na dayanan tenasp, mraat-i nazir, tezat gibi sz sanatlar. 6. tasvf. Gnln ve zilinin, madd olan her eyle ilgisini keserek yalnzca Allahla ilgili olmas durumu. 7. as. (Savata) karlama; muha rebe. fi1 cem iyet-gh, {OsT} Toplantyeri.\\ cem iyet-griz, {OsT} Toplum dan k a a n .| cemiyet ha | yat, Toplum hayat. | cem iyet-i akvam , {OsT} | M illetler cem iyeti (B irlem i M illetler kurulm adan n cek i tekilat).\\ cem iyet-i beeriye, {OsT} nsan topluluu.\\ cem iyet-i hl, {OsT} Durumun btnii.| cem iyet-i hatr, {OsT} Zihnin ve dncelerin | tertipli ve ra h a t o lm as durumu.\\ cem iyet-i hitan, {OsT} Snnet tren i.| cem iyet-i kelm, {OsT} S | zn b irk a a n lam a g elm esi.| cem iyet-i mahsusa, | {OsT} zel toplant.]] cem iyet-i nisvn, {OsT} K a d n larla b ir a ra y a g elm e; k ad n la rla sohbet. | | cem iyet-i sr, {OsT} Snnet dn. cemiyetli, [cemiyet-li] sf. Derli toplu ve bir dzen iinde olan; dzenli, cemiz, [Far. camz y>W] {az} is. bot. Yaban inciri, (Ficu s sycom oru s). [DS] cemkirim ek, [cem (yans.) > cem-kir-i-melc] {az} ite, f . [-ir ] Birbirine kar gelmek; karlkl sert cevap vermek. [DS] cemkirmek, [cem (yans.) > cem-kir-mek] {az} gsz. f . [-ir ] 1. (Kpek iin) olduu yerde kesik kesik havlamak. 2. Kar gelmek; sert cevap ver mek. 3. Surat asmak; kzmak. 4. Saldrmak; hcum etmek. [DS] cem krm ek, [cem (yans.) > cem-kir-mek] {az} gsz. f . [- r ] (Kpek iin) olduu yerde kesik kesik havlamak. [DS] cemmal, [Ar. cemel (deve) > cemml JU=-] (cem m ad ) {OsT} is. Deve srcs; deveci, cem m a, [Far. cemm J W ] (cem m a:) {OsT} sf. Zampara. cem re, [Ar. cemre y>^r\ {OsT} is. 1. Kor halindeki ate; kz. 2. lkbaharda, 19 ubat ile 6 mart tarihleri arasnda birer hafta arayla havaya, suya ve topraa dtne inanlan stc kuvvet veya tabiatta s ykselmesi olay. 3. Haclarn Minada eytan ta lamalar ii. 4. Mslman haclarn hac srasnda Mina vadisinde att talardan meydana gelen y nlarn ad. 5. Kk akl talar. 6. Kara kabar ck denilen iltihapl bir yara; ate gyn; yanka ra. S cem re-i la, {OsT} C em relerin ilk haftas.]] cem re-i saniye, {OsT} C em relerin ikinci haftas.]] cem re-i slis, {OsT} C em relerin nc ve son h a f tas. cemreviye, [Ar. cemrevyye (cem revv.ye) {OsT} is. ed. Divan iirinde, nesip blmlerinde

(19 . y). 2 .Belli bir amala bir araya gelmi toplu y

{OsT} is. 1. Toplum; topluluk,

luk; dernek. 3. Derli toplu, dzenli olma hali. 4.

M M M )!. 77 5
baharn gelmesi ile ilgili olarak cemrelerden bah seden kaside tr, cemse, [Amer. General Motors Company (ksaltm as olan) GMC harflerinin ng. okunuu] ksalt, is. Bir asker kamyon markas. cen1 [cen / ceng / cen (yans.)] is. Kpek ve baz , hayvanlarn havlamasn anlatan kk. [Zlfkar] cen cen, cen g-ir-de-m ek. S cen cen etmek, {az} L a f yetitirm ek. [DS] cen2, [Far. ceng > ceng > cen] {az} is. ark; trk. [DS] cen3, [Far. jeng (pas)] {az} is. Bakr pas; kf. [DS] cenab, [Ar. cenb (cen a :b ) {OsT} is. - * cenap. fi1 Cenb- H ak, {OsT} Allah.\\ cenb- hilfetpenh, {OsT} H ilafetin snd y c e k i i; p a d ia h .| cenb- sdde-i devlet-meb, {OsT} P a d i | a h kapsnn avlusu. cenabet, [Ar. cnb > cenabet ojU^-] (cen a:b et) {OsT} is. 1. Gusl etmeyi gerektiren durum; cnplk. 2. sf. Gusl yapmas gereken; cnp. 3. (Kii veya ey iin) holanlmayan kt; skc; menfur. 4. svg. (Kii iin) pis; iren; uursuz; aalk, cenah, [Ar. cenh ^ U -] (cen a:h ) {OsT} is. 1. Kanat. 2. Ku kanad. 3. Kol; paz. 4. Kap gibi alp ka panr eylerin her bir kanad. 5. Ayn siyasi gr paylaan kiilerin topland yanlardan her biri. 6. as. Sava dzenindeki ordunun yanlarndan her biri. 7. Binann yan taraflar ya da yanlarda bulu nan eklentileri, blmleri. 8. Ahret. S cenh- m a dilet, {OsT} A d a let kanad.\\ cenh- semek, {OsT} B a lk k an a d .| cenh- tir, {OsT} K u k a n a | d. cenheyn, [Ar. cenh > cenheyn j e - U -] {OsT} is. ki kol; iki yan. cenaib, [Ar. cenibe > cenib v J '-^] (cen a :ib ) {OsT} is. Yedee alnm olan binek hayvanlar, cenan, [Ar. cenn OL^-] (cen a:n ) {OsT} is. Yrek; kalp; gnl. cenap, -b [Ar. cenb ^L^-] (cen a:p ) {OsT} is. 1. Ev veya binay evreleyen duvar; avlu. 2. Huzur; kat; makam. 3. Ululamak ve yceltmek amacyla say gdeer, hazret anlamlarnda kullanlan sayg s z. cenayib, [Ar. cenibe > cenyib v -i^ rl (cen atib) {OsT} is. -* cenaib. cenaze, [Ar. cinze (tabut) j^ r] (cen a:ze) {OsT} is. 1. Gmlmek zere ykanp kefenlenerek tabuta konulmu insan ls. 2. Cenaze treni. 3. argo. Yava davranl, ar hareketli kimse; miskin. S cenaze alay, lnn cen a z e nam azn k lm a k ve g m m ek g ib i son v a zifeleri y a p m a k iin b ir a ra y a gelm i topluluk.\\ cenaze duas, C en aze nam az

CEN

klnrken okunan dua.\\ cenaze gibi, 1. ok zayf; gsz. 2. S olu k benizli.\\ cenaze levazmat, ly g m m ekte kullanlan eitli a r a ve g e r e le r .| ce | naze m ar, C en aze tren lerin de sylen en b e lli bir m zik p a ra s. | cenaze merasim i, ly g m m e | sra sn d a y a p la n din veya g e le n e k s e l iler. | cena | ze namaz, G m lm eden n ce ykan p kefenlen m i l m u salla ta m a konulduktan so n ra klm an namaz. | cenaze salas, C en aze nam az iin okunan | b ir tr ezan. | cenaze treni, C enazenin gm lm esi | iin y a p la n tren. | cenazeyi kaldrmak, ly | g m m ek zere m ezarl a g t rm ek; gm m ek. cenb,' [Ar. cenb v ^ ] {OsT} is. 1. Yan; taraf; yn. 2. Vcutta kaburgalarn bulunduu yer; br, cenb, [Ar. cenb ^j^r] (cen bi:) {OsT} sf. Yan tarafa ait; yanal. cenbiye, [Ar. cenbiyye cendal, [Far. cendl iin) baya; aalk; ad. cendek, -i [? cendelc] {OsT} is. 1. nsan ya da hay van ls. 2. Beden, cendel, [Ar. cendel J-u=r] {OsT} is. Nehirlerde bulu nan byk kayalar, cendeliye, [Ar. cendeliyye tJ-i-^r] {OsT} is. Bir Rufa tarikat kolu. cender, [Far. cender _>-i^-] {OsT} is. Eya; giyim e yas. cendere, [Far. cendere jJ-^-] is. 1. Bask; skma; s ktrma; tazyik. 2. Bir eyi skmaya yarayan iki aa. 3. Sktrma ilemlerinde kullanlan makine veya alet; pres. 4. Kaln oklava. 5. Sk veya dar yer. 6. Dar dere veya vadi; boaz. 7. m ecaz. Mane vi basks youn olarak hissedilen. 8. m ecaz. in iinden klmas g durum. 9. {az} Taze peyni rin suyunu szmekte kullanlan sk dokumadan ya plm torba. [DS] 10. {az} Ekimik szmekte kul lanlan dokumadan yaplm szge. [DS] cen dere baklavas, Yufkas c en d er e a d verilen kaln o k la v a ile a la n b a k la v a .| cendereye sokmak, | B yk b a sk altn a alm ak. cenderehane, [Far. cendere-hne -tiU- _>jj>-] (cen der e h a :n e ) {OsT} is. Elbise ve kuma tlemeye ya rayan birbirine bitiik iki silindirden yaplm bir tr tnn bulunduu oda veya blme, cenderm e, [Fr. genderme] {az} is. -* jandarma. [DS] enek, -i [gene / yine > cene-k] {az} zf. Buna ra men; yine de. [DS] ceneral, [t. zener] {OsT} is. Bir Hristiyan donanma snn amirali. [Tietze] {OsT} is. Belin yan ta (cen d a:l) {OsT} sf. (Kii

rafna aslan eri bir Arap kamas; haner,

CEN

IM

IM

J M

ceng1 [ceng / cen (yans.)] is. Kpek ve baz hayvan , larn havlamasn anlatan kk. S cen cen etmek, {az} 1. (K p ek iin) cem kirm ek. 2. Can sk c sz sylem ek. [DS] ceng2, [Far. jeng / jeng (pas, kf) > cen] (cen) {az} w Mantar lcfu; pas. [DS] .'" ceng3, [Far. ceng S^>-\ {OsT} -* cenk. S ceng-ver, {OsT} -* cengver.|| ceng-vern, {OsT} -* cengveran.|| ceng-ver-ne, {OsT} -* cengverane..|| ceng-ver, {OsT} -* cengveri.|j ceng-zm , {OsT} S av a grm . | ceng-azmde, {OsT} S ava g r | m .| ceng-azmdeg, {OsT} S avata deneyim ka| zan m a.| ceng-bz, {OsT} Sava, kahraman.\\ | ceng-c, {OsT} -* cengcu.|| ceng-cy, {OsT} -* cengcu.|| ceng-c-yne, {OsT} S av ay a y a k r b i im d e | ceng eylemek, {OsT} S avam ak.| ceng-i | | harb, {OsT} miiz. K la s ik Trk m ziinde 10 z a m anl ve 10 vurulu k k b ir usul. | ceng-i sultan, | {OsT} iddetli arpma.\\ ceng-i zenger, {OsT} Y alancktan y a p la n savabil cengr, [Far. jengr _>l&j] (cen g :r) {OsT} is. Bakr pas. cengri, [Far. jengr-I (cen g :ri:) {OsT} sf. Bakr pas renginde; ak yeil, cengver, [Far. ceng (sava) + ver (getiren) (cen g:ver) {OsT} sf. 1. Savamay seven; sava kan; dvken. 2. is. Sava; silahor, cengveran, [Far. cengver + Ar. -an jljj&L*-] (ceng :v er a :n ) {OsT} is. Savalar; dvler, cengverane, [Far. cengver-ne iljjl&L-] (cen g :v era:n e) {OsT} zf. Savalara yakr tarzda; bir sa va gibi. cengver, [Far. cengver (cen g .v eri:) {OsT} is. Savalk, dvkenlik, cengverlik, -i [cengver-lik] (ceg.'verlik) is. 1. Savalk. 2. Sava olma durumu, cengcu, [Far. ceng-c y r ^ r ] (cen gcu :) {OsT} sf. Kavgac; tartmaya balamaya hazr, cengel, [Sansk. cangala > Hint, cangal > Far. cejgel / ng. jungle] is. 1. Orman; aalk ve sazlk yer. 2. Hindistan ormanlarna verilen isim; cangl, cengelistan, [Far. cengel-istn ta:n) {OsT} is. Orman; sk aalkl yer. cenger, [Far. cenkr / jenkr (b a k r p a s rengi) (cen gelis-

cenglik, [Far. ceng-lik dlLS^-] (cen g i:lik) is. Kah ramanlk. cengirdemek, [cen (yans.) > cen-gir-de-mek] {az} g s z .f. [-ir] (Kpek iin) emkirmek. [DS] cengiz, [Mo. ingiz (han) > cengiz j r ^ r ] {az} sf. Yenilmez. [DS] cengname, [Far. ceng-nme u i ^ - ] {OsT} is. Cenkname. cenib, [Ar. canlb y ^ ] (can i:b ) {OsT} is. Yedek at. cenibe, [Ar. cenbe / cenbet / o ^ = r] (ceni-.be) (cen gn a.m e)

{OsT} is. Yedek hayvan; vgar, fi1 cenbe-ke, {OsT} Y edek hayvan ek ip gtren. cenik1, -i [cen (yans.) > cen-ik] {az} sf. 1. Atik; evik. 2. Becerikli; gz ak. 3. is. Yaps ufak tefek olduu hlde gl kuvvetli kimse. 4. Besili ve kk boylu manda. 5. Ksa boylu, huysuz at. [DS] cenik , -i [Krt, cimik (duvak)] {az} is. Kadnlarn balarna taktklar, evresine altnlar dizili fes. [DS] cenik3, -i [Far. jenk (b a k r p a s}] {az} is. 1. Havas scak ve nemli yer. 2. Deniz kys; sahil. 3. Ova. 4. Uzak, bilinmeyen yerler. [DS] cenin, [Ar. cenin jysr] (cen i:n ) {OsT} is. 1. Ana rahmindeki henz doma zaman gelmemi yavru; dlt. 2. Doma zaman gelmeden lm yavru; dk. 0 cenn-i gayr-i mstebniT-hilka, {OsT) H enz o rg a n lar teekk l etm em i dlt.\\ cenn-i kzib, {OsT} G e r e k olm ayan g e b e lik ; d gebelik.\\ cenn-i mstebnil-hilka, {OsT} O rganlar teek kl etm i dlt.| cenn-i tm m l-hilka, {OsT} Or | g a n la r btnyle teekk l etm i dlt.\\ cenin-i sakt, {OsT} D k ocuk. cenistre, [t. ginestra] is. bot. Katrtrna, ceniver, [Far. ceniver j^ = -] (cen i:v er) {OsT} is. Srat kprs. cenk1, -gi [Far. ceng &*-] is. 1. Sava; harp; kavga; atma. 2. ekime. 3. Byk aba, mcadele. S cenk etmek, S avam ak. | cenk eylemek, S ava | m ak ; vurum ak.| cenk kolay, {eAT} H arp usul. | cenk2, -gi [Far. jeng / jeng (k] {az} is. Kf; pas. [DS] S cenk alm ak, {az} 1. O ksitlenm ek; p a s lanm ak. 2. (K alaysz k ap ta ki y em ek iin) bozulm ak. [DS] cenk3, -gi [Far. ceng (alm avu)] {az} sf. Bir tek avu dolusu. [DS] cenkr, [Far. jenkr jl5^-] (cen k .r) {OsT} is. 1. Ba kr pas. 2. sf. Bakr pas renginde olan; yeilimsi, cenkri, [Far. jenkr (c en k .r i:) {OsT} sf. Bakr pas renginde olan, cenki, [cenk-i] is. Sava; cengver.

>

cenger] {az) is. Bakr eya. [DS] S cengeri km ak, {az} O ksitlenm ek; p aslan m ak. [DS]

ceng, [Far. cengi J ^ r ] (cen gi:) {OsT} sf. 1. Sava eden; sava durumunda olan. 2. {az} sf. Kahraman lk trks. [DS] cengi, [ceng / mg (yans.) > ng- > ceng-i] {az} is. Kk para; molekl. [DS]

lf fir t K S E li

.7 7 7

_____________________________________

_____________________________________________ CEN

cenkleme, [cenk-le--me] is. Savama, atma, e kime ii. cenklemek, [cenk-le--mek] ite f . [ -ir ] 1. Sava mak. 2. atmak; ekimek. cenkname, [Far. ceng-nme IOsT} is. Sava hikyeleri anlatan kitap. (cen kn a:m e)

m n da lm birin den b a h sed erken kullanlan iyi d ile k s z.\\ cennet-nazr, {OsT} C enneti andran]] cennet kz, Temiz kalpli, iyi y rek li f a k a t saf, b u d ala kii.\\ cennet taam , K a b a k y em e i.| cen| netd-dny, {OsT} Yeryz cenneti. cennetabat, [Ar. cennet + Far. bd jL>T o jj-] (cenn eta :b a :t) {OsT} is. Cennete benzer yer. cennetlik, -i [cennet-lik] sf. 1. lnce cennete gi deceine inanlan (kii). 2. Cennete layk. 3. Yeri cen n et o la s ! anlamnda biri iin iyi dilek sz; cennetmekn. censiyan, [Lat. gentiana] is. bot. -* centiyan. centilmen, [ng. gentleman / Fr. gentilhomme (a sil z ad e)] is. Toplum yaayna uygun davranan; ki bar; iyi eitim grm erkek; beyefendi, t? centil men anlamas, B ir hukuk d e e r tam am akla birlikte d ev letler a ra sn d a b ir iyi niyet g sterisi iin karlkl o la r a k y ap lan szl anlam a. centilmence, [centilmen-ce] s f ve zf. Centilmen bir kimseye yakr biimde; kibarca, centilmenlik, -i [centilmen-lik] is. 1. Centilmene yakr tutum ve davran. 2. Centilmen olma duru mu; incelik; kibarlk. S centilmenlik antlamas, R esm zellik tam ayan, k arlkl sam im i g ven lerin e dayan an taraflarn ken d i a ra la rn d a v ardk lar szl anlam a. centilom, [t. gentilis (soydan) + homo (insan)] (ce ntilom ) {OsT} is. Hristiyan asilzadesi, centiyan, [Lat gentiane] is. bot. 1. Byk bir kk, sap zerinde bir dm evresinde dizili altn sars iekleri bulunan, kuvvetli bir kokusu ve ac bir ta d olan, itah ac, uyarc, kuvvetlendirici ve ate drc zelliklerinden dolay halk hekimliinde kullanlan bir yllk bitki; kzl kantaron, (G entiana lutea). 2. Bu bitkinin kknden yaplan ac lezzetli bir likr. centiyaniye, [Ar. centiyniyye {OsT} is: bot. Centiyangiller. cenub, [Ar. cenb (cen u :b) {OsT} is. - * cenup, ff cenb- garb, {OsT} G neybat.| cenb- ark, | {OsT} Gneydou. cenuben, [Ar. cenb-en 1 ^ - ] (cem c b en ) {OsT} zf. 1. Gneye doru; gneye ynelik olarak. 2. Gney ynnden; gneyden, cenubi, [Ar. cenb (gney) > cenb bi:) sf. 1. Gneyde bulunan. 2. Gneye ait. cenup, -bu [Ar. cenb ^ j^ r] {OsT} is. Coraf yn lerden Antarktika ktasna doru ynelik olan; g ney. cenuplu, [cenup-lu] sf. Gneyli, gneyde oturan; k keni gney tarafta bulunan blgelere ait olan, cenk, - [Klt, cimik] {az} is. -* cenik. [DS] (cem :| (centiya:niye)

c e n n a n ,[Ar. cennn jh=-] (cenna:r) {OsT} is. Bah


van. cennat, [Ar. cennet > cennt (cen na:t) {OsT} is. 1. Cennetler; umaklar. 2. Baheler, t? cennt-i adn, {OsT} C ennet b a h eleri. cennet, [Ar. cennet c*^-] is. 1. Bahe; gzel bahe. 2. Allahn gnahsz kullarn veya gnahlarndan arnm olanlar ldkten sonra sonsuz bir mutluluk iinde yaatacan vaat ettii yer. 3. m ecaz. ok gzel ve havas i aan yer. fi3 cennet-s, {OsT} Cennet gibi. | cennet-iyn, {OsT} Yeri cen n et ci [ lan.\\ cennet bal, zool. in veya Tayvan kkenli, hem havadaki, hem d e su d ak i erim i oksijen iyle solunum y ap ab ilen , m avi y e il zem in zerine b a k r rengi izgili b ir eit akvaryum bal, (M acropodu s vinidiauratus).\\ cennet balgiller, zool. Gney dou A sya d en izlerin de y aayan , rn e k tr cennet bal olan ve havan n se r b e s t oksijen in den de y a ra rla n a b ilen kem ikli b a lk la r fam ily a s, (Anabatidae).|| cennet biberi, bot. Z en cefilgillerden , A f rika kylarn da y etien k a r a b ib e r tadn da itah ac b ir baharat, (Amomm paradisi).\\ cennet ca nma minnet, "S eve se v e k ab u l ed erim an lam n da sylenir. | cennet gibi, 1. o k gzel. 2. H av a [ dar, b a lk b ah elik, y eillik (yer), jj cennet-i a l, {OsT} C en net m akam larn n en y kse i olan sekizincisi.| cennet-i a ml, {OsT} Cennetin m ad d d| niil. | cennet-i ePl, {OsT} Cennetin m ad d | dnl. | cennet-i nefs, Cennetin n add d | nl.\\ cennet-i kalb, {OsT} Cennetin m an evi d nl.\\ cennetin kapsn am ak, iy ilikte bu lunmak]] cennet-i rh, {OsT} Cennetin m an evi d nl.| cennet-i sfat, {OsT} Cennetin m anevi | dnl.| cennet-i zaf, {OsT} Cennetin m anevi | dnl. | cennet-i vesle, {OsT} C en net m akam | larnn en y kse i o la n sekizincisi. | cennet ku, | 1. K ckken len gn ahsz o cu k ; m asum bebek. 2. iy i n itelikleri o la n kim se. 3. zool. A lt taraf s a rms esm er ren kte siyah tc ku, (P a r a d ise a apoda). 4. g k b. Gney kutbuna 20 uzakta, gney g k kresinin k k yldz takm . 5. bot. Gney A frika kkenli, y a p ra k la r dikdrtgen biim li, m a vimsi y e il y a p ra k l o k y llk k k sa p l b ir ss bit kisi, (Strelitzia reginae).\\ cennet kuugiller, zool. Yeni G ine ve A vustralya ev resin d e yz yirm i k a d a r tr y a a y an tc ku lar fam ily a s, (P aradiseidae).\\ cennet-m akm , {OsT} M akam cen n et olan .| cennet m ekn, Yeri cen n et o la s ! a n la |

CEP

IM I IC t S O M .

77

ce p 1 [cep (yans.)\ is. Gereksiz, yerli yersiz konuma, , bo laf etme ve tme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] c ep cek, cep + cek-le-n -m ek. cep , [cep / cop (yans.)\ is. 1. Yemek srasnda az aprdatmay anlatan kk. [Zlfkar] c ep -ir cepir. 2. is. Kvam; olgunlama. cep3, -bi [Ar. ceyb (yaka) > ceb] {OsTj is. 1. ine bir takm kk eyleri koymak iin elbise zerine yerletirilmi, az ak, taraf kapal torback. 2. anta, czdan cinsi eyalarn ana blmelerinden daha kk olan. 3. Cebe uygun, cepte tanabile cek nitelikte (olan eyleri belirtmek iin tamlayan olarak kullanlr.) 4. Dmann savunma hattna derinlemesine girilmek suretiyle kazanlan toprak paras. 5. Bir kaya zerinde deiik jeolojik etken lerin at oyuklarda bir takm tortul maddelerin dolmas ile meydana gelmi kat yaplama. 6. Ma den ocaklarnda alm kk yan oda. 7. Tatla rn trafik akn engellemeden yol kenarnda du raklayp bekleyebilmeleri iin yaplm girinti. 8. {az} Ocan yemek piirilen kesi. [DS] B cebe atm ak, 1. H akk olm ad h a ld e ken disin e m a l et m ek ; k en d i m al say m ak; a rm ak; alm ak. 2. H e diye, rvet vb. a lm a k.| cebe el atm ak, P a r a ver | m eye d av ran m ak.| cebe indirmek, 1. H akk o lm a | d h a ld e ken disin e m al etm ek; a rm ak ; alm ak. 2. Z ahm etsizce kazanmak.\\ cebe koymak, K en din e m a l etm ek. | cebi delik, 1. P arasz. 2. o k p a r a | h arcayan , elin e g e e n p a ra y hem en h a rca y p biti ren kii. | cebinde akrep olmak, P a r a s olduu | h a ld e o r ta k h a rc a m a la ra k atlm am ak v e m asra fla r b a k a sn a y klem ek; cim rilik etm ek; a s a la k g ein m ek.| (birini) cebinden karm ak, 1. (O ndan) d a | h a stn olm ak. 2. vnme bildirir. | cebinden | verm ek, K en di p a ra sn d a n d em ed e bulunmak.\\ cebine atm ak (indirmek), H akk o lm ad h a ld e ken disin e m al etm ek; a rm ak ; alm ak. | cebini | doldurmak, F rsattan y a r a r la n a r a k b o l p a r a kazan m ak.| cebi p ara grm ek, 1. P a r a k az an r o l | m ak. 2. o k p a r a kazanm ak. | cep defteri, C epte | ta n a b ile cek k a d a r k k d efter.| cep harl, 1. | K k k iisel ihtiyalar k a rla m a k iin ayrlan p a r a . 2. im p a ra torlu k d n em in de p a d i a h la r a M s r eyaletinden g elen p a r a . | cep hastal, E rik ler | d e taphrin a pru n i den ilen m antarn s e b e p olduu, yum urtaln a r e k ild e b yyerek ek ird ek siz ii b o bir c ep halin i a lm as h a stal ,| cep kitab, | K k b o y ve ucuz kitap . \\ cep saati, Y elek ceb in d e tam an, k stek a d verilen b ir zin cirle y e le e b a lanm b ir sa a t tr. | cep szlU, C ep te tan abi | le c e k b o y d a hazrlan m szlk. | cep krdam ak, | P a r a s o lm a k .| cep takvimi, C ep te ta n a b ilecek | b o y d a ve d efter eklin d ek i takvim ; cep muhtras.\\ cep telefonu, C ep te tan abilen ve uydu a ra cl ile kon um a y a p la b ilen kab losu z telefon.\\ cepten verm ek, 1. K en d i p a ra sn d a n d em ed e bulunmak. 2. Z arar dem ek.

cep4, [Far. ap (so l taraf)] {az} sf. Eri. [DS] cepcek, -i [cep+cek] {az} sf. 1. Geveze. 2. Dedi koducu. [DS] cepceklenmek, [cep (yans.) > cep+cek-le-n-mek] {az} d n l.f. [-ir] Gevezelik etmek. [DS] cepi, [cep-i] is. argo. Kalabalk yerlerde skklk tan yararlanarak bakalarnn ceplerinden czdan, para vb. eyleri alan kii; yankesici, cepilik, -i [cep-i-lik] is. argo. Cepinin yapt i; yankesicilik. eper, [eT. *eb-mek (evirm ek) > cep-er / ep-er] {az} is. it. [DS] cephane, [Mo. cebe (zrh) + Far. hne > cebe-hne > cephne] (cep h a ;n e) {OsT} is. 1. Ateli silahlarn kullanlabilmesi iin gerekli olan mermi, barut hakk, fiize, kapsl gibi malzemelerin btn. 2. gnl. Bir i iin gerekli olan eyler. 3. m ecaz. Para. 4. argo. Uyuturucu; afyon, cephaneci, [cephane-ci] (c ep h a ;n eci) is. 1. Asker birliklerde cephanelik grevlisi ya da sorumlusu. 2. Otomatik ar piyade silahlar ile toplarda cepha neyi namluya doldurmakla grevli numara eri. cephanelik, -i [cephane-lik] (cep h a ;n elik) is. Cep hanenin saklanmas iin yaplm salam, korunak l ve denetimli yer. cephe, [Ar. cebhe (aln)] {OsT} is. 1. n; yz; yz ta raf. 2. mim. Binalarn ana giriinin bulunduu n yz; fasat. 3. mim. Bir binann d yanlarndan her birisi. 4. Taraf; yn. 5. siy. Ayn siyasi gr pay laan parti ya da sivil rgtlerin meydana getirdii mcadele birlii. 6. as. Bir birliin oluturduu sa va dzeninin d hatt. 7. as. atma alannn nnde bulunan snr. 8. as. Bir birliin enine tuttu u alan. 9. m eteo. Scaklklar ya da nem oranlar farkl hava ktlelerinin birbirine demesiyle oluan yzey. 10. Okyanuslarda, ss farkl iki su ktlesi arasndaki snr. 11. arg o. Kadn ve kzda nden grnen gsler. 0 cephe alarak selamlamak, as. Ynn sela m la m a s g er ek en s a n c a k y a d a cu m hu rbakan n a dnp es a s duruta b e k ley e re k sela m v erm ek.| cephe almak, 1. as. (A sker birlik | iin) dm an k a r la m a k zere uygun b ir y er d e m evzi alm ak. 2. K a r km a k; dm anca tavr ta kn m ak,| cephe atei, as. K en di birliinin c e p h e s i | ne d ikey o la r a k dm an zerin e y a p la n ate. | cep | he bytmek, as. (A sker birlik iin) cep h esin i y a n la r a doru a m a k .| cepheden hcum a ge | mek, 1. D ola m b al y o lla r a bavu rm adan doru dan, a k a m ca d eley e girim ek. 2. as. D m ann y a n lard an kuatlm as mmkn olm ayan durum la r d a doru dan sa ld rm a k ; c e p h e taarruzu y a p m ak. | cephe derinlii, B ir a s k e r birliin cep h ed en | itibaren g er iy e doru olan uzants. | cephe gerisi, | S ilahl atm ann bulunduu y erd en itibaren eld e bulunan ve savan k a d eri zerinde sa v a an a sk er-

f l i r a r a i i 779 le r k a d a r etkili olan to p rak p a r a s. | cephe k | ltmek, B irliin c e p h e y an larn d a ra lta ra k g e r i y e doru derin liini artrm as. | cephe olutur | mak, S iyasi o la r a k o rtak bir g r etrafn d a birlik m eydan a getirm ek. cepheleme, [cephe-le--me] is. Karlkl cephe oluturmak eylemi, cephelemek, [cephe-le--mek] ite f . [- ir ] Karlk l zt dnceler etrafnda birleerek siyasi ya da ideolojik gruplar oluturmak, cepheli, [cephe-li] sf. Cephesi olan; ynl; tarafl; yzl. cepin, [Yun. tsapin / Slav, cpn / capn] {az} is. -* epin. [DS] cepir, [cep (yans.) > cep-ir] {az} is. Az aprts. S cepir cepir yemek, {az} Az a p rd a ta ra k yem ek. [DS] cepken, [ek-mek > ek-men [EREN]] is. uhadan yaplma, yrtmal, uzun kollu, yakasz ve gmlek stne giyilen ksa st giyecei, ceplemek, [cep-le-mek] gl. f . [-r ] [-l(i)-y o r] Cebe indirmek. ce r1, [cer / er] {eT} is. Yer. [Clauson] cer , [cer / er / r] {az} e. Kendi bana bir anlam olmayp ancak bana getirildii kelimelere peki tirme grevi yapan edat. [DS] & cer cehennem, {az} Z orla; isteksizce. [D S]|| cer cehiz, {az} e yiz trnden n e g e r e k li ise. [DS] cer3, [Ar. cer y r] {OsT} is. zel olarak yarlm yer; yark; atlak. cer4, - r i [Ar. cer' ^yr] {OsT} is. Suyu yudum yudum ime; yudumlama, cer , -rri [Ar. cerr y r] {OsT} is. 1. ekme; srkle me. 2. Para ekme; eya ekme. 3. dbl. Arap dilbil gisinde ait olduu ismi esreli (-i) okutan harf ya da edat; harf-i cer. 4. Medrese rencilerinin, Rama zan aynda kylere giderek din konularda halk aydnlatma ve namaz kldrma gibi ileri yrtme lerine karlk halkn verdii fitre, zekt, sadaka ve yardmlar toplamalar. 5. fz . Srklenme hz. 6. {az} in ip takmak iin yaplm engeli. [DS] cer atlyesi, D em iryolu tatlarnn bakm n, on armn yapan , a r a v e g er e ler in i reten atlye. | | cere km a, (M edrese ren cileri iin) a y la rd a d a ld klar k y lerd e im am lk veya m ezzinlik y a p a r a k p a r a ve e r z a k toplamak.\\ cer harfi, A rap a 'd a kelim en in sonunun e s r e li (-i, -) okunm asn g erektiren n ek. | cer hocas, C er iin k y lere g i | den h o ca. | ce rr-i ekl, {OsT} A r b ir yk k a l | drm a,| cerr-i kelm etmek, {OsT} B ir konu h a k | kn da kendini kon u m aya zorlamak.\\ cerr-i menfat, {OsT} k a r sa la m a]] cerr-i miyh, {OsT} Su p o m p a s.| cerr-i nukt, {OsT} M en faat sa la m a .| | |

CER

cer kancas, Yk k ald rm a y a d a a r a ek m ed e kullanlan h a la t ve zincirin takld sa la m kan ca. cer6, [Far. cav (arpa)] {az} is. 1. Arpa. 2. nce dili ee. [DS] cerab, [Ar. cerb / cerbe / < !y r] (c er a :b ) 4 {OsT} is. Daarck; torba. S cerbe-i hafiye, {OsT} zool. rem e torbas. cerad, [Ar. cerd ->l_rr] (c er a :d ) {OsT} is. 1. ekirge ler. 2. m ecaz. Yamaclar takm, fi1 cerd- mnter, {OsT} Yaylm y a m a c la r .| cerd l-bahr, | {OsT} zool. T eke ad verilen b ir deniz b ce i. ceraha,t', -ti [Ar. cerh (yarm a) > cirhat > cerahat c^ \ yr] (cera :h a t) {OsT} is. 1. Yara. 2. ltihaplanma sonucunda meydana gelen sar su; irin; aknt. cerah at2, -ti [Ar. cerahat > cerahat ol>-y r] (c e r a :ha:t) {OsT} is. Yaralar; irinler; akntlar, cerahatlenm e, [cerahat-le-n-me] (cera:h allen m e) is. Bir yarann iltihaplanmas durumu; irinlenme ey lemi. cerahatlenm ek, [cerahat-le-n-mek] (cera:h atlen m ek) g s z .f. [-ir ] (Yara iin) irin toplamak, cerahatli, [cerahat-li] (cera.h atli) sf. (Yara iin) irin toplam; irini olan; irinli; akntl, cerah or, [Far. *car (m aa) + hvr (yiyen) [Tietze] yr] (c e r a :h o :r ) {OsT} is. mparatorluk dne minde, Osmanl ordusunda grev yapan Flristiyanlara verilen ad. ceraid, [Ar. ceride > cerid -lsIy r] (cer a :id ) {OsT} is. Gazeteler; cerideler. S Gnlk gazeteler. cerid-i yevmiye, {OsT}

ceraim , [Ar. cerime (su) > cerim pilyr\ (cera:im ) {OsT} is. 1. Sular. 2. Cinayetler. 3. Su karl denmesi gereken para cezalan. S cerim -i cinai ye, {OsT} huk. C inayet su lar.| cerim -i mte | reke, {OsT} O rtak ilenm i sular. ce ra n 1 [Mo. cegeren > jeren / ceren] is. 1. {OsT} , Ceylan; {az} (ayn). [DS] 2. {az} Geyik. [DS] 3. {az} (nsan ve hayvan iin) uzun boylu, sevimli ve gzel gzl. [DS] 4. {az} yi koan biimli at. [DS] 5. {az} Krmz renkli bir tr iek. [DS] S ceran gz, {az} C eylan gz. [DS] ceran 2, [t. geranio (kk turna kuu)] ( c e ran ) is. bot. Meyvesi turna gagasna benzeyen bir iek olan tr iei, ceraskal, -li [Ar. cerr (ekm e, s r klem e) + ekal a r eyler)] {az} is. Ar ykleri kaldrmakta kul lanlan ayakl sehpa veya ray zerine oturtulmu sabit ve hareketli makaralardan meydana gelmi bir tr palanga. [DS] cerasim , [Ar. crsme > cerm |*-l>>-] (cera:si:m ) {OsT} is. 1. Dipler; kkler. 2. Tomurcuklar. 3. Flas-

CER

IMIIMCESM.
cerebl-ayn, {OsT} tp. G z kap aklarn n iinde kan sivilceler. cereb, [Ar. cereb > cereb ^.yr] (c er eb i:) {OsT} sf. Uyz hastalna yakalanan; uyuz olmu; uyuz, cerebiye, [Ar. cereb > cerebiyye '^.yr] {OsT} is. zool. Uyuz bcekleri; (A carides). cerebiyet, [Ar. cereb > cerebiyyet ^ . y r ] {OsT} is. Uyuz hastalna yakalanma; uyuzluk. cered 1, [Ar. cered Jyr] {OsT} is. plak hle getirme. cered2, [Far. cered zyr] {OsT} sf. Yaral. cerek, -i [? cerek] {az} is. 1. nce uzun ve yuvarlak srk. 2. Taze am fidan. 3. Dven oku. 4. Srklar denip zerine toprak doldurularak yaplan de me. 5. Kaburga kemii. [DS]

talkl tohumlan; mikroplar. S cerasm -i mtensile, {OsT} bot. Yeil yosun hcreleri. ceraye, [Far. cerye 4*1^] (cera.ye) {OsT} is. 1. As ker taym. 2. Vakflar tarafndan fakir ailelere veri len yiyecek. cerayet, [Ar. criye > ceryet c_>lyr] (cera.yet) {OsT}

is. Cariyelik.
cerayim , [Ar. cerim ^ y r ] (cera.yim) {OsT} is. -* ceraim. cerazet, [Ar. cerzet o jlyr] (cera:zet) {OsT} is. Obur luk. cerban, [Ar. cerbn oL>_rr] (cerba:n) {OsT} sf. Uyuza yakalanan; uyuz, cerbeze, [Ar. cerbeze y.yr] {OsT} is. 1. Hilekrlk;

kurnazlk. 2. Etkileyici konuma. 3. Girikenlik ve cerelik, -i [Ar. cerre (testi) > cere-lik] {az} is. 1. Musluk. 2. Su haznesi. [DS] beceriklilik. 4. Etkileyici d grn, cerbezeli, [cerbeze-li] is. 1. Hilekr. 2. Etkileyici ve cerem , [Ar. cerem j* r] {OsT} is. 1. Toplanan hurma y gzel konuan; demagog. 3. Giriken ve becerikli. lardan yere deni yeme. 2. Hata. 3. Cinayet. 4. 4. Tavr ve hareketleri veya d grn ile baka Gnah. S l-cerem , {OsT} E lb ette; phesiz; mut larn etkileyen, laka. cerbiye, [Ar. cerb > cerbiyye -hiyr] {OsT} is. zool. cerem e, [Ar. crm (su) > cerime / cereme u yr] Uyuz bcekleri, (Acarides) {OsT) is .l. Baka birinin yapt zarar deme. 2. cercer, [Ar. cercer yryr] {OsT} {az} is. Dven ad Para cezas. 3. {az} Deer; fiyat. [DS] S1 cerem e verilen tarm arac. [DS] sini ekmek, B a k a birinin y o l at z arar d e m ek zoru n da kalm ak. cerci, [Ar. cerr (ekme) > cer-ci] is. Cer atlyesinde alan. ceren, [Mo. cegeren > jeren > ceren y r] {OsT} is. cerd, [Ar. cerd >yr] {OsT} is. plak bir hle getirme; elbisesinden soyma, cerda, [Ar. cerd > cerd b>>-] (cerda:) {OsT} sf. 1. Elbisesinden soyulmu; plak. 2. Mahrum. 3. Daz lak; sasz; tysz. 4. Verimsiz; orak. 5. (arap iin) kartrlmam, cerdan, [Far. cerdn b>>-] (cerda:n) {OsT} is. Di lenci ana. erd e1 [Ar. erde o y r] {OsT} is. 1. Mekkede ha , clara elik eden atl muhafz. 2. sf. Tysz; dazlak. erde2, [Far. erde sar donlu at. cere1, [Ar. cerre yr] {az} is. 1. Toprak testi. 2. Toprak kp. [DS] cere2, [Ar. cri ,xU- > Far. cra j~r] {az} is. 1. Ko casndan boanan kadna ve ocuklarna balanan para; nafaka. 2. Bir maln yllk kiras. 3. Bir maln yllk vergisi. 4. Bir i karlnda alman ey; emek bedeli. 5. G; erk. [DS] S cereye vermek, Ceylan; {az} (ayn). [DS] cereng, [Far. cereng & yr] {OsT} is. 1. an ya da zil sesi. 2. Kl, topuz gibi sava aralarnn kullanm srasnda kan ses. ceres, [Ar. ceres ^yyr] {OsT} is. 1. Kk an. 2. Hayvanlarn boynuna taklan an; ngrak. 3. {eATj Deve an. 4. Zindan. S ceres-d r, {OsT} ngrak tayan ; n grakl]] ceres-hay- zerrin, {OsT} Altn n graklar. ceresiye, [Ar. ceresiyye - ^ -y r ] {OsT} is. bot. anieigiller. cereyan, [Ar. cereyn (cerey a :n ) {OsT} is. 1. Bir yne doru akma; ak; aknt; akm. 2. Elektrik akm. 3. Hava akm; rzgr. 4. m ecaz. Ayn gr ve dncede bulunan kiilerin meydana getirdii hareket, akm. S cereyan etmek, Olup bitm ek; gemek.\\ cereyan arp m ak , E lektrik akm n a tu tulm ak,| cereyn- daim, {OsT} fz . D oru akm. | j j cereyn- elektrik, {OsT} E lektrik akm . | cere| yn- galvn, {OsT} Volt.| cereyn- hev, {OsT} | H av a a km ; rzgr.\\ cereyn- meslih, {OsT} lerin oluu, ak. | cereyn- mtemad, D oru a| km .| cereyn- mtenvil, {OsT} A ltern a tif akm.\\ | cereyn- mvellid, {OsT} rete; jen era t r.

{OsT} is. Kuladan daha ak

{az} Tarlay ekilen tohum kadar cretle kiraya vermek. [DS]


cereb, [Ar. cereb ^ y r ] {OsT} is. tp. Uyuz hastal; uyuz olma; uyuzluk, t? cereb-nk, {OsT} Uyuz.\\

BHIK Silil. 7 1 8
cereyanl, [cereyan-l] sf. 1. Elektrik akm ykl. 2. Hava akm bulunan. 3. Elektrikle alan. 4. (Top lant vb. iin ) tartmal; ekimeli, erez, [erez > erez j~r\ {OsT} is. erez; meze, cergand, [Far. cerand -ui^-] {OsT} is. 1. Bumbar dolmas. 2. Ik; k konacak yer. cerge1, [Mo. cerge > Far. cerge {OsT} is. 1. Bir yerde bulunan insan kmesi. 2. Bitki saplarn dan yaplan demet; deste. 3. Kurutulmak zere st ste dizilmi tezek yn. 4. {eAT} {OsT} {az} Bos tan ve tarlalara yaplan basit kulbe ya da glgelik; derme atma adr. [DS] 5. {az} Gebe adr; tente; erge. [DS] 6. {az} Sslenmi gelin arabas. [DS] 7. {az} Dizi; sra. [DS] 8. {az} sf. Dizi dizi; grup grup. [DS] cerge2, [Bulg. erga] {az} is. -* erge. [DS] cergelenmek, [cerge-le-n-mek ] dnl. f . [- r ] {OsT} (nsan ve hayvan iin) epeevre dizilerek halka oluturmak. cerg, [Bulg. erga ?] {az} is. Fndk kurutmak iin zel olarak yaplan sergi yeri. [DS] cerh, [Ar. cerh ^ y r] {OsT} is. 1. Yaralama. 2. Ba ve yz dndaki organlardan birini yaralama. 3. Bir dnceyi, bir iddiay rtme; yanll ortaya koyma. 4. m ecaz. Kabul etmeme; reddetme. 5. huk. Davada tanklarn tanklklarnn kabul edilmemesi; davalnn tann gvenilir olmadn belirtmesi. B cerh etmek, 1. huk. Y aralam ak. 2. rtmek.\\ cerh f-hkmil-hat, {OsT} huk. B a k a eylem s e en e i olm akszn olan yaralama.\\ cerh-i and, {OsT} huk. H erh a n g i b ir a r a la b ir kim seyi kasten yaralama.\\ cerh-i hat, {OsT} huk. K astsz o la r a k y a d a b ir y a n llk sonu cu yaralama.\\ cerh-i mushin, {OsT} huk. B ir kim senin b ir gn y a d a d a h a az yaam asn n mmkn g r lm ed i i y a r a la m a.| cerh-i mhlik, {OsT} huk. Yaralnn lm ne | neden o la n y a ra la m a . cerha, [Ar. cerh > cerha yr\ {OsT} sf. Yaral. ceride2, [Ar. cerid (hurm a dal) > ceride

CER

y r] {OsT}

is. 1. Sopa. 2. iamn kollarndan olan mamiyede biri lnn sa tarafna, i kefeni ile bedeni arasna; dieri de sol tarafna, i kefeni ile d ke feni arasna konulan ya aatan kesilerek ularna lnn inan sahibi olduuna dair yazlar yazlm iki adet sopa. ceride3, [Ar. ceride (c eri:d e) {OsT} is. 1. m paratorluk devrinde vergi memurlarnn arazilerin yz lmlerini yazdklar defter. 2. Tutanak. 3. Trk basnnda sreli yaynlara verilen ad; gazete, (19.yy.). 4. as. Svari kolu. S cerde-i ferde, {OsT} E i olm ayan, tek g a z e te.| cerde-i nfs, | {OsT} Nfus kt.| cerde-i resmye, {OsT} | TBM M nin resm yayn o rg a n ; R esm G azete. | ce | ride kalemi, {OsT} Nfus saym n yrten kurulu. cerih, [Ar. cerh g.yr\ (ceri.h , h kaim sylenir) {OsT} sf. Yaral; ar yaral. S cerhl-fud, {OsT} Y re i yaral.\\ cerhl kalb, {OsT} Yrei y a ra l. ceriha, [Ar. cerh > ceriha y r] (ceri:h a ) {OsT} is. Yara. S cerh a-d r, {OsT} 1. Y aral; y a ra s olan. 2. G cen ik.| cerha-dr etmek, {OsT} 1. Y arala | m ak. 2. n citm ek; krmak.\\ cerha-dr olmak, {OsT} 1. Yaralanm ak. 2. n cin m ek; krlm ak; d a rl m ak .| cerha-i iltiym -n-perz, {OsT} yi olm az | y a r a ; onulm az y ara. cerik, [eyrek > cerik] {az} [DS] is. - * crk. cerikan, [ng. jerry (Alman) + can (bidon)] is. as. Petrol rnlerini tamakta kullanlan yirmi litrelik tanabilir kap; benzin antas. erim 1, [Ar. cerm ( *+>>-] (ceri;m ) {OsT} sf. 1. Su i leyen; sulu. 2. Cinayet ileyen; cani. 3. Kabahatli. erim 2, [Ar. cerm ?y r] {OsT} is. -* cerme. cerim e, [Ar. crm (su) > cerime {OsT} is. 1.

Baka birinin yapt zarar deme. 2. Para cezas, erin, [Ar. cern yr\ (cerv.n) {OsT} is. Hurma ku rutma yeri. cerip, -bi [Ar. cerb {OsT} is. 1. Bin arn kare (yaklak bir dnm) alanndaki arazi l birimi; dnm. 2. Bu kadar alandan alnabilecek buday (yaklak 216 litre) miktarndaki hacim ls bi rimi. cerire, [Ar. cerre y.yr] (c eri;re) {OsT} is. Kabahat; su. cerm , [Ar. cerm p=r] {OsT} is. 1. Kesme. 2. Koyun krpma. 3. Gnah ileme. 4. Bir tr Arap kay, cerm e, [Ar. cerme {OsT} is. Nil nehrinde ve

cer1, [Ar. cer / ceriy t s y ] {OsT} is. Cereyan; akm. cer2, -ii [Ar. cer5 tSrr] (ceri:) {OsT} sf. 1. Gz pek; korkusuz; cretli. 2. Kstah; yzsz. S cerl-kelm, {OsT} K orku su zca y a z la r y a za n .| | cerl-lisn, {OsT} Szn esirgem eyen. cerib1 [Ar. cerib v v r ] {OsT} sf. Uyuz hastalna ya , kalanan; uyuz. cerib2, [Ar. cerb ^ .y r ] (c er i.b ) {OsT} is. -* cerip. fi1 cerbt-tm , {OsT} D rt ca h iz lik tahl le i. cerid, [Ar. cerid / ceride iin) verimsiz; orak. ceride1 [Ar. ceride o^.yr] (c er i:d e) {OsT} sf. Yalnz; , tenha. {OsT} is. (Yer

skenderiye kysnda seyreden kk tekne. Cerm en, [Fr. germain] is. Eskiden Cermenya ad ve rilen Almanya, Bohemya ve Polonyann bat b-

CER lmn iine alan blgede oturan halk ve bu halk tan olan kii. S Cermen dilleri, Hint A vrupa d ille rinden K uzey A vrupa 'da konuulan dil ailesi. cermze, [Far. cermze y y r] {OsT} is. Misafirlik; konukluk; sefer, cerp, [Far. erb ^ y r ] fa z} ya tabakas. [DS] cerrah , [Ar. cerh (yaralam a) > cerrah j-1y r] (cerr a :h ) {OsT} sf. 1. Yarallara yardm eden. 2. is. Ameliyat uzman hekim; operatr. 3. Eskiden nemsiz yaralar tedavi eden salkya verilen ad. cerrahba, [Ar. cerrah + T. ba- ^ cerrahhane, [Ar. cerrah + Far. hne 1 r] {OsT} is. y )y r ] (c e r mparatorluk dneminde saray cerrahlarnn amiri, r a :h h a :n e ) {OsT} is. mparatorluk dneminde ordu iin cerrah yetitiren kurum. S cerrhhne-i mi re, {OsT} m p arato rlu k dn em in de ileri tekn iklerle am eliy at y a p a n tp kurumu. Et suyunun stndeki cereft, [Far. cereft civ.
o j i^yr]

flie iiiT O M .

8 2

{OsT} is. ed. Yergi; hi

ceruz, [Ar. cerz j jy r ] {OsT} sf. Obur, cerv, [Ar. cerv jy r ] {OsT} is. 1. Yrtc hayvan yav rusu; enik. 2. Kk meyve, cery, [Ar. cery j y r ] {OsT} is. Akm; cereyan, cerz, [Ar. cerz jy r ] {OsT} is. 1. Kesme. 2. Yok etme. 3. ldrme. ces, -ssi [Ar. cess ^j^r] {OsT} is. 1. El ile yoklama. 2. Aratrma. 3. Soruturma, cesam et, [Ar. cism > cesamet c~l~=-] (cesa:m et) {OsT} is. 1. rilik; byklk; kalnlk. 2. gz. santl. Resim, heykel ve maketlerin gerek boyutlarnda yapl. cesametli, [cesamet-li] (cesa:m etli) sf. ri, byk, cesaret, [Ar. cesaret cjjL^-] (cesa :ret) {OsT} is. 1.

cerrah i, [Ar. cerrah ^ 1 y r ] (c e r r a .h i:) {OsT} sf. 1.

Tehlikeyi ya da gl gze alarak ie girimeyi salayan ruhsal g; korkusuzluk; yreklilik. 2. ekinmezlik; cret. S1 cesaret almak, B irin e y a d a sf. Cerrahlkla ilgili; cerrahla ait. 2. is. Tedavi bi b ir e y e g v en erek veya on dan d es tek a la r a k ken liminin canl bir beden zerinde el veya aletle md isin de tehlikeyi g z e a la b ile c e k g bulm ak. | ce | dahleyi gerektiren blm. 3. Hastanelerin ameli saret bulm ak, G ve d es tek kazanm ak. | cesaret | yat blm. 4. tasvf. Cerrahiye tarikatna mensup etmek, ekinm eden, korkm ad an b ir ie g irim ek; kimse. S cerrah mdhale, A m eliyat ii. c ret etm ek. | cesaret gelmek, zerindeki korku ve j cerrahn, [Ar. cerrahn yr] (cerra :h i:n ) {OsT} is. ylgnl atm ak. | cesaret gstermek, Yrekli dav | Cerrahlar. ran m ak,| cesaretini kaybetmek, B ir ii y a p m a | konusunda korku veya y lg n l a d m ek; mitsiz cerrahiye, [Ar. cerrhiyye <<^1y r] (cerra :h iy e) {OsT} li e d m ek; korkmak.\\ cesaretini krm ak, B ir sf. 1. Cerrahlkla ilgili. 2. is. Hastanelerin ameliyat kim senin y lg n l a ve m itsizlie dm esine s e b e p la ilgili blm. 3. tasvf. Halveti tarikatnn Nuredolm ak. | cesaretini toplamak, Korkusunu y en er ek | din Cerrah tarafndan kurulan bir kolu, y reklen m ek,| cesaret verm ek, B irinin zerinde | cerrahlk, - [cerrah-lk] is. 1. Cerrah olma durumu. bulunan korku ve ylgnl, m itsizlii atm asn 2. Cerrahlk meslei; operatrlk. 3. sf. Cerrahn sa lam ak. tedavi edebilecei nitelikte (hastalk), cesaretlendirilm e, [cesaret-le-n-dir-il-me] ( c e s a r e t cerrahnam e, [Ar. cerrah + Far. nme ut; ^1y r] (cerlendirilm e) is. Korkusuz, mitli ve yrekli bir du ra :h n a :m e) {OsT} is. Eskiden cerrahlkla ilgili ola ruma getirilme eylemi, rak yazlm eserlere verilen ad. cesaretlendirilmek, [cesaret-le-n-dir-il-mek] (c a s a ;retlen dirilm ek) edil. f . [-ir ] Birinin tad korku, c e rra r, [Ar. cerr > cerrar jly r] ( c e r r a r ) {OsT} sf. 1. ylgnlk ve mitsizlii zerinden atmas, kendisine eken; srkleyen. 2. sf. Zorla para alan. 3. is. Di gven kazanmas salanmak; yreklendirilmek, lenci. 4. Para toplamaya kan kimse; tahsildar. 5. Sava ara ve gereleri ile donatlm ordu. 6. Ar cesaretlendirm e, [cesaret-le-n-dir-me] ( c e s a r e t le n dirm e) is. Birini korkusuz, mitli ve yrekli bir du hareket eden kalabalk ordu. ruma getirme eylemi; yreklendirme, cerrare, [Ar. cerrre <yl_rr] (c er ra :r e) {OsT} is. K cesaretlendirm ek, [cesaret-le-n-dir-mek] ( c e s a r e t k, sar ve zehirli bir tr akrep, lendirm ek) gl. f . [ -ir ] 1. Birinin korkusunu yen cerrarlk, [cerrar-lk] is. 1. Srkleyicilik; ekicilik. mesini veya ekingenliini zerinden atmasn sa 2. Dilencilik. lamak; yreklendirmek. 2. Ylgnlk duygusunu yenmesine yardmc olmak, cerre, [Ar. cerre o yr] {OsT} is. Toprak testi. cesaretlenme, [cesaret-le-n-me] (c e s a r e tle n m e ) is. cerret, [Ar. cerret y r] {OsT} is. -* cerre. Korkusuz, mitli ve yrekli bir duruma gelme ey lemi. cer [Ar. cer J^yr] {OsT} is. Bir eyin kabuunu > cesaretlenm ek, [cesaret-le-n-mek] (c e s a r etlen m e k ) syma; kazma.

f
M tll M E SAM 8 73
dnl. f i [-ir ] 1. Korkusunu, ekingenliini zerin den atmak; yreklenmek. 2. Ylgnlk duygusunu yenerek mitlenmek, cesaretli, [cesaret-li] (cesa:retli) sf. Korkusu ve e kintisi olmayan; cesur; yrekli; yiit, cesaretlilik, -i [cesaret-li-lik] (cesa:retlilik ) is. Kor kusu ve ekintisi olmama durumu; korkusuzluk; yreklilik; yiitlik, cesaretsiz, [cesaret-siz] (cesa :resiz ) sf. 1. Bir ite grd tehlikeyi veya gl gze alamayan; yreksiz. 2. Korkak, cesaretsizlik, -i [cesaret-siz-lik] (cesa:retsizlik) is. 1. Bir ite grd tehlikeyi veya gl gze alamama durumu; korkaklk; yreksizlik. 2. ekin genlik. cesaset, [Ar. cesset rak; tecesss, cesed, [Ar. cesed ceset, -di [Ar. cesed {OsT} is. -* ceset, is. 1. Canllk faaliyetlerini (c es a :se t) {OsT} is. Me ce, [Far. ce j^ - ] {OsT} is. Mavi boncuk, cen, [Far. cen {OsT} is. 1. Ziyafet; len. 2.
C EV

Bayram. 3. Elence. S cen-i bzrg, {OsT} E sk i den Iran llarn 2 7 m artta ya p tk la r bay ram ; byk bayram . | cen-i M eryem , {OsT} D oum y a p arken | ken disin e m eyve veren hurm ann an sn a yaplar bayram . cet, -ddi [Ar. cedd j^ ] {Os T} is. 1. Annenin veya ba bann babas; dede. 2. Ata. S ceddine lanet, K z gn lk an n da birinin a talarn a ed ilen kfr.\\ ced dine rahm et, 1. A llah b a b a n a rah m et eylesin. 2. o k teekk r ederim " an lam n da sylenir. cetbecet, [Ar. cedd + Far. be + Ar. cedd ^

{OsT} zf. Soyca byk babadan byk babaya gee gee. cetik, -i [i edik] {az} is. -* edik. [DS] cetvel, [Ar. cedvel JjJ^r] {OsT} is. 1. Su kanal; ark. 2. izelge; tablo; liste. 3. Dz izgi izmeye ve boyut lmeye yarar, l birimlerine uygun bi imde derecelendirilmi tahta, metal ya da plastik ten yaplm ara. 4. Oyma ve kakmalarda birbirine paralel olarak yerletirilmi fildii ubuklar. 5. Yazm a kitaplarda sayfann kenarlarna izilen iz giler. 6. Ciltlenmi bir kitabn srtndaki yatay kla vuz. cedvel-ke, {OsT} hat. G zel izgi ek eb ilen h a t san ats. | cedvel-i sm, {OsT} L a le D evrin de | K th a n e y e yap lm y a p ay dere. cev1, [cev (yans.)] is. Gereksiz, anlamsz bo laflarn syleniini anlatan kk. [Zlfkar] cev cev, cev cek, cev + cev -e-le-n -m ek, cev-kir- mek. cev2, [cev (yans.)] is. Hzla uma, uuma, kama ve frlama hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] cev cev. cev4, [Far. cev y?] {OsT} is. 1. Arpa. 2. Kk bir arlk ls birimi; buday; yaklak bir gramn 2 9 6 da biri kadar. S cev cev, {OsT} Tane tane; p a r a para. cev3, -vvi [Ar. cevv j^-] {OsT} is. Boluk; gk; hava; atmosfer, fi1 cevv-i heva, {OsT} H av a boluu. | | cevv-i kebut, {OsT} M avi bolu k; gkyz. cevab, [Ar. cevb vls^r] (cev a :b ) {OsT} is. -* cevap. S cevb alel-cevb, {OsT} C ev a b a cevap. | cevb| dh, {OsT} C evap v eren .| cevab dndrmek, {OsT} | 1. itiraz etm ek. 2. C evap verm ek. | cevab etmek, | {eAT} C evap verm ek.| cevb- b-sevb, D oru | cevap. | cevb- k at, {OsT} K esin o la r a k verilen | cevap. | cevb- mskit, {OsT} S essizce verilen c e | vap,| cevb- n-sevp, {OsT} D oru olm ayan ce | vap. | cevb- red, {OsT} R et cev a b .| cevb- f, | | {OsT} n an drc cevap. \ cevb-nm e, {OsT} C evap \ o la r a k yazlan y a z.| cevb-nvis, {OsT} C evap | y a za n ; ktip ; yazc. | |

kaybetmi insan vcudu; l. 2. Gvde; beden; ten. -cesi, [-cas / -cesi] {eAT} y a p e. - * -cas. cesim, [Ar. cesamet > cesm / cesme {OsT} sf. ri; byk; kocaman; kaln. S cesmlcsse, {OsT} ri vcutlu. cesk, [Far. ceskdl is. Keder; musibet; mihnet, ^-] cessas, [Ar. cesss rakl. cessase, [Ar. cessse gemisi; kruvazr, cest, [Far. cestn > cest c ^-] {OsT} is. 1. Sray; atlay. 2. sf. abuk hareket eden. 3. zf. Srayarak; atlayarak. cestan, [Far. cestn (cesta:n ) {OsT} sf. Sra yan; atlayan. S cestn cestn, {OsT} S ray a sraya. ceste, [Far. cesten > ceste * ^ r ] {OsT} sf. Sram, frlam. S ceste ceste, {OsT} A zar azar, p a r a p a ra , blm blm .| ceste-gr, {OsT} 1. Arsz. 2. | Dilenci. cesten, [Far. cesten Cr~^r] {OsT} f. 1. Sramak; at lamak. 2. Atlmak; kamak; kurtulmak, cesur, [Ar. cesret > cesr jj-^ r] (cesu :r) {OsT} sf. 1. Tehlikeden korkmayan; korkusuz; yrekli. 2. G lklerden ylmayan; gz pek. cesurane, [Ar. cesr + Far. -ne (cesu :ra :n e) {OsT} zf. 1. Tehlikelerden korkmadan; korkusuzca; yreklice. 2. Glklerden ylmadan; cesurca, cesurluk, -u [cesur-luk] is. 1. Cesur olma durumu; korkusuzluk; yreklilik. 2. Cesur olann nitelii; cesaret; gz peklik; yiitlik. (c es sa :s e) {OsT} is. Harp (cessa :s) {OsT} sf. ok me

CEV cevabat, [Ar. cevb-t o U jj-] (cev a :b a :t) {OsT} is. Cevaplar, karlklar; yantlar, cevaben, [Ar. cevb-en Cevap olarak; karlk olarak. cevabi1 [Ar. cbi (tahsildar) > cevb , b i:) {OsT} is. Tahsildarlar. cevabi2, [Ar. cevb > cevb (c e v a :b i:) {OsT} zf. 1. Karlk olmak zere; cevap yerine gemek zere. 2. sf. Cevapla ilgili olan; cevaba ilikin. 3. Cevap olarak sylenen ya da yazlan, cevabname, [Ar. cevb + Far. nme (cev a ;b n a :m e) {OsT} is. 1. Cevap yazs. 2. Yazl cevap; kar nota. cevad, [Ar. cd > cevd \yr] (cev a :d ) {OsT} sf. C mert; eli ak, (cev a ;(cev a .b en ) (OsT} zf. cevan, [Far. cevn ze; delikanl; civan,

io ra i ic tm . (ceva:n ) {OsT} sf. Gen; ta

cev an, [Ar. cu > cev'n Ipjs.] (ce:v -a:n ) {OsT} sf. Midesi bo; ackm; a. cevanan, [Far. cevn > cevnn jlilj=r\ (cev a:n a:n ) {OsT} is. Genler; tazeler; delikanllar; civanlar, cevani, [Far. cevn! lik. cevanib, [Ar. cnib (yn, taraf) > cevnib ^Ij=r] (ceva:n ib) {OsT} is. Ynler; taraflar; her taraf. S cevnib-i erb aa, {OsT} D rt yn. cevanil, [Ar. cniha > cevnih k aim sylen ir) {OsT} is. Sulular, cevap, -b [Ar. cevb (cev a :b ) {OsT} is. Bir (ceva:n ih, h (cev a .n i;) {OsT} is. Gen

soruya, bir istee, bir sz ya da yazya verilen kar lk; yant. S cevab dayatm ak, G rn kesin cevad, -dd [Ar. cadde > cevdd (cev a :d ) {OsT} o la r a k sylemek.\\ cevab dikmek, Grn kesin is. Caddeler. e k ild e sylem ek]] cevab yaptrm ak, K arln cevahir, [Ar. cevher (de erli ta) > cevhir j\yr] hem en ve bek len m ed ik b ir e k ild e verm ek.| cevap | (ceva.'hir) {OsT} is. 1. Prlanta, elmas, yakut, zm hakk, K iilerin kiilik ve on u rlarn a z a r a r v eril rt gibi deerli talar; mcevher. 2. Mayalar; zler. m esi veya k en d ileriy le ilgili g e r e k d yay n lar 3. sf. Cevhere benzer; parlak. S cevahir bedeste y a p lm as zerine, bunlarn z a ra rl son u larn o r ni, K ym etli talarn satld d kkn lar grubu. | | tadan k a ld rm a k am acn giiden a n a y a sa l hak]\ cevhir-i ulvye, {OsT} G ezeg en ler; felekler.\\ ce cevap-nm e, {OsT} C evap iin yazlan m ektup.| | vahir yum urtlam ak, alay. G zel konutuunu s a cevap verm ek, l. K a rlk verm ek; yantlam ak. 2. n a ra k sam alam ak. K a r koy m ak; saygszlk etm ek. | cevap yetitir | cevahirci, [cevahir-ci] (cev a .h irci) is. Mcevher alp mek, Sorunun karln hem en verm eye alm ak. satan kimse. cevaplam a, [cevap-la-ma] is. Bir soruya, istee, bir sz veya yazya karlk verme ii. cevahiri, [Ar. cevhir (c ev a :h ir i:) {OsT} is. cevaplam ak, [cevap-la-malc] gl. f . [- r ] [-l()-y o r] Mcevher alp satan kimse, Bir soruya, istee, bir sz veya yazya karlk cevaib, [Ar. cibe (sylenti) > cevib (c e vermek; cevap vermek; yantlamak, v a :ib ) {OsT} is. Halk arasnda dolaan sylentiler, cevaplandrlm a, [cevap-la-n-dr-l-ma] is. Bir soru ya, istee, bir sz veya yazya karlk verilme ey cevaiz, [Ar. cize (arm aan) > cev'iz icclemi; yantlandrma, va:iz) {OsT} is. 1. Armaanlar; bahiler; hediyeler. 2. mparatorluk dneminde yksek grevlere ata cevaplandrlm ak, [cevap-la--dr-l-mak] edil, f i [ir]. Bir soruya, istee, bir sz veya yazya karlk nanlarn sadrazama ve ona bal grevlilere verdik verilmek; yantlandrlmak, leri armaanlar. cevaplandrm a, [cevap-la-n-dr-ma] is. Bir sorunun, cevali, [Ar. cl (terk eden) > cevl JL y r] (cev a ;li;) istein, bir sz veya yaznn karln verme ey {OsT} is. 1. Memleketlerini terk edenler; bulunduk lemi; yantlandrma, lar yeri deitirenler. 2. Mslman olmayan Arap cevaplandrm ak, [cevap-la-n-dr-mak] is. Bir soru larn demekle ykml olduklar cizye vergisi. 3. nun, istein, bir sz veya yaznn karln ver Yallk ve malliyet emeklilii, mek; yantlandrmak, cevami, -m i [Ar. cmi > cevmi' (ceva:m i) cevaplanm ak, [cevap-la-n-mak] edil. fi. [-r ] (Soru, istek veya sz iin) karl verilmek; cevap ve {OsT} is. 1. badet yerleri; camiler; mescitler. 2. rilmek; yantlanmak, Toplu eyler. cevaplam ak, [cevap-la--mak] ite, f i [-r ] Kar cevamid, [Ar. cmid (cansz) > cevmid A -l_j=r] (celkl olarak birbirine mektup yazarak haberlemek, va;m id) {OsT} is. Cansz varlklar; canszlar; hayatcevapl, [cevap-l] sf. Cevab da iinde bulunan; ya sz, donmu eyler; nesneler. ntl. S cevapl telgraf, A ln a cak cev abn creti cevamis, [Ar. cms (m anda) > cevms (cen ceden , talep eden kii tarafndan denm i olan va.m is) {OsT} is. Su srlar, mandalar. telgraf.

t i .

785

________________________

__________________________________________________ C E V

cevapsz, [cevap-sz] sf. 1. Cevab olmayan. 2. Ceva b verilmemi; karlksz; yantsz. cevari, [Ar. cevri tij'_>=r] (c ev a .ri;) {OsT} is. Hala yklar; odalklar; cariyeler. S cevrl-Knnes, {OsT} M erkr, Vens, Mars, J p iter ve Satrn g e zegen lerinin o rta k ad. cevarih, [Ar. cevrih (cev a.rh , h kaln s y (cev a :si:s) lenir) {OsT} is. 1. Yaralayanlar. 2. rtenler, cevasis, [Ar. css > cevss {OsT} is. Casuslar; atlar, cevat, -d [Ar. cd (cm ert) > cevd Jj-] sf. -* cevad. cevaz, [Ar. cevaz j\yr] (cev a:z) {OsT} is. 1. Yasak olmama. 2. zin. 3. mkn; olanak; ihtimal, 6> cevz- istihdam k arr, {OsT} A tam a k a r a r.| ce| vz- kanun, {OsT} K an m a uygun, kanunun izin verdii.| cevz- er, {OsT} Y aplm asn da din ce | b ir sa k n ca bulunmayan.\\ cevaz verm ek, Uygun g rm ek ; izin v erm ek; h o karlam ak. cevcek, -i [cev (yans.) > cev+cek] j'az} sf. 1. Ge veze. 2. Dedikoducu. [DS] cevcev, [cev (yans.) > cev+cev] {az} is. 1. Bir top lantnn, iin en kzkn, en hareketli zaman. 2. Havlama. 3. (Scak iin) en koyu, en etkili olduu zaman. [DS] cevceve, [cev (yans.) > cev+cev-e] {az} sf. Geveze; boboaz. [DS] cevcevelenmek, [cev (yans.) > cev+cev-e-le-n-mek] {az} dnl. f i [-ir ] 1. steksiz isteksiz konumak. 2. Oyalanmak. [DS] cevder, [Far. cevder j* y r ] {OsT} is. kz, cevdet, [Ar. cevdet o ^ ] {OsT} is. 1. Gzellik. 2. Tazelik. 3. yilik. 4. Olgunluk; byklk. 5. Kusur suzluk. S cevdet-i fehm, {OsT} A nlay stnl ,| cevdet-i fikr, {OsT} D nce stnl. [ cev | | det-i karha, {OsT} K a v ra m a stnl,| cevdet-i | zihn, {OsT} D nce stnl. cevelan, [Ar. cevelan / cevln o il_*-] (cev el :n ) {OsT} is. Dolama, gezinme; gezinti. S cevelan etmek, Gezinm ek, dolamak.\\ ceveln-geh, {OsT} 1. D ola lan y e r ; dnp d o la m a yeri. 2. K ou yeri. 3. S a va yeri.\\ ceveln-ger, {OsT} D o la a n ; g ez ici.| ce| veln-ger, {OsT} D ola clk ; gezicilik.\\ ceveln- dem, {OsT} K an dolam . cevf, [Ar. cevf <-}-] {OsT} is. 1. Boluk; oyuk. 2. ;

cevf-i mide, {OsT} M ide boluu.\\ cevf-i nih, {OsT} anat. O m urilik kovuu.| cevf-i nuh, {OsT} | B eyin boluu. | cevf-i sadr, {OsT} G s boluu. | cevf, [Ar. cevf ,,jyr\ (cevfi;) {OsT} sf. Gvdeye ili kin; gvde ile ilgili; ie ait. cevgn, [Far. evgn 01S j^ ] (evg;n ) {OsT} is. -* evgn. cevher, [Ar. cevher y>yr I Far. gevher y^jS'] {OsT} is. 1. Bir eyin z, esas, mayas. 2. Ruh. 3. stn nitelik, yetenek. 4. G, enerji. 5. Deerli ta, ma den veya mcevher. 6. am ve Horasanda yaplan kllar zerindeki menevili dalgalar. 7. ed. Ebcet hesabnda noktal harflere verilen ad. 8. fe l. Her trl belirlenmi arazdan bamsz ve kendinden gelen eyin nitelii; tz. 9. Erdem; hner; marifet. S cevher bilimi, D e erli talarn yap larn a r a tran ve bunlarn s slem ed e ku llanl alan larn belirley en bilim d a l.]| cevher-dr, {OsT} 1. E lm as l. 2. yi, zl; nitelikli. 3. N oktal harfli. 4. (K l iin) siyah ve bey az benekli. 5. E ski b ir tr tfek a d .| cevher-ebyz, {OsT} A k m ad d e.| cevher fiili, | | dbl. E k fiil.\\ cevher-fru, {OsT} M cevher sa tan ; kuyum cu.| cevher-i ebyz, {OsT} A k m ad d e.| cev| | her-i ferd, {OsT} 1. fiz . B ir m addenin bln m ez en kk p a r a s ; atom. 2. ed. m ecaz. Sevgilinin dud a .| cevher-i kl, {OsT} Evrenin asl.\\ cevher-i | lsk, {OsT} biy. Agliitinin.\\ cevher-i m cerred, {OsT} M utlak cev h er; m ad d e h lin d e olm ayp k i natn ruhunu m eydan a getiren madde.\\ cevher-i sincb, {OsT} anat. B oz madde.\\ cevher-i ulv, {OsT} 1. En y k sek c ev h er; g ez eg en ler; fe le k le r . 2. Ruh. 3. Ate.\\ cevher-pre, {OsT} M cevher p a r as7.|| cevher-tra, {OsT} M cevher ileyen .| cev | her yum urtlam ak, G zel konutuunu sa n a ra k sa m a la y a n la ra sylen en a la y sz. cevherci, [cevher-ci] is. 1. Cevher bilimi uzman. 2. fe l. Olaylarn deimez temeli olarak bir cevherin var olduun kabul eden gr yanls, cevhercilik, -i [cevher-ci-lik] is. fe l. Olaylarn de imez temeli olarak bir cevherin gerekten var olduunu kabul eden reti, cevhere, [Ar. cevhere y^yr] {OsT} sf. Bir tek cevher. cevheri, [Ar. cevheri sy>j>-] (cev h eri;) {OsT} sf. 1. Cevhere ilikin. 2. Cevherle ilenmi; cevher ssl. 3. is. Cevher ileyen; kuyumcu, cevherin, [Ar. cevherin y.y>yr] (cevheri;n ) {OsT} sf.

Mcevherden; cevherden, kalp. S cevf-i a la, {OsT} G vde bolu u.| cevf-i | cevheriye, [Ar. cevheriyye ^ .y ^ ] {OsT} is. fe l. Cev arz, {OsT} D nyann iin deki bo lu k .| cevf-i batn, | hercilik; tzclk, {OsT} anat. K arn boluu.\\ cevf-i fehm, {OsT} anat. Az bolu u .| cevf-i galsam, {OsT} biy. S o cevheriyun, [Ar. cevheriyyn oy.y*yr] (cevheriyu;n) | lunga kovuu. 1 cevf-i hicb, {OsT} anat. G z evi; | {OsT} is. Allah bir cevher olarak kabul eden o rb ite.| cevf-i leyi, {OsT} G e c e y a rs; y a n g ece. | | | Mutezile kolu.

CEV

i M im m i.7 8 6

cevherli, [cevher-li] sf. Cevheri olan; zl, deerli, cevhersiz, [cevher-siz] sf. Cevheri olmayan, cevi, [Far. cev (arp a) > cev [Syr\ (cevi:) {OsT} is. Arlk ls birimi olarak arpa; bir arpa; yaklak 3,38 miligram. cevin, [Far. cevin / cevne j.y r / ^ .y r ] (cevi:r) {OsT} sf. 1. Arpadan yaplm. 2. Arpa unu. evir, -vri [Ar. cevr jy r ] {OsT} is. Eziyet, sknt; cefa. ceviz, [koz / Far. avz jy - / Ar. cevz {OsT} is. bot. 1. Cevizgillerden uzun mrl, kaln gvdeli, kerestesi deerli, yurdumuzda ok sayda yetien, bir evcikli, sert kabuk iinde ikier loplu iki enek ten meydana gelen ve yal bir meyveye sahip uzun mrl aa, (Ju glan s regia). 2. Bu aacn mobilyaclkta kullanlan ileme ve oymacla el verili kerestesi ve bu keresteden yaplm mobilya. 3. Bu aacn, olgunlanca zerinden syrlp den ve g v ek " denilen yeil bir d kabukla kapl odunsu i kabuklu, yal ve ikier loplu iki enetten oluan meyvesi. 4. ila drt santimetre arasnda deien ticar para maden kmr. S ceviz boya, C eviz grnm verm ek iin h er cins k erestey e vu ru lan koyu k ah v eren g i boya.\\ ceviz glgesi, K oyu g lg e. | ceviz ii, Cevizin odunsu kabuun dan ay | rlm y en ilebilen i ksm .| ceviz kabuu gibi, | (T ek n eler iin) k k ve d a lg a la ra k ar gsz.\\ ceviz kabuuna sokmak, o k skntl bir durum a getirm ek .| ceviz kabuunu doldurmaz, nemsiz.\\ | ceviz kran, k i kolu ara sn d a ki yu val bolu kta cev iz krm aya y a r a r bir tr m aa. | ceviz krmak, | 1. B aka la rn n y a n n d a uygun d m ey ecek biim d e sevim ek. 2. K e y if atmak.\\ ceviz oynamak, C evizleri y u v a rla m a k su retiyle oynanan b ir tr o cu k oyunu oynam ak. cevizgiller, [ceviz-gil-ler] is. bot. Kuzey Amerika kkenli, z suyu sts, iki enekli, byk boylu aalar familyas, (Juglans). cevizi, [Ar. cevizi ijjy r ] (cevizi:) {OsT) sf. Koyu kah ve ile yeil aras bir renkte olan; ceviz rengi. , cevizli, [ceviz-li] sf. ine ceviz katlm olan; cevizi bulunan. cevizlik, -i [ceviz-lik] is. 1. Ceviz aalar bulunan yer. 2. Ceviz yetitirilen yer; ceviz bahesi. 3. Ce vizlerin korunup sakland sandk, oda, ambar vb. cevkirmek, [cev (yans.) > cev-kir-mek] {az} gsz. f . [- ir ] (Yeni doan ocuk iin) alamak. [DS] cevlan, [Ar. ceveln / cevln o ' i ( c e v l : n ) {OsT} is. Dolama, gezinme; gezinti, fi1 cevln-geh, {OsT} 1. D ola la n y e r ; dnp d o la m a yeri. 2. K o u yeri. 3. S ava yeri. | | cevlek, [cev-lek dUj^-] {OsT} is. Ok kuburu.

cevm erdrak, [Far. civanmerd => cevmerd-rak] {eAT} sf. Daha cmert. cevm erd, [Far. civanmerd => cevmerd {OsT} sf. Cmert, cevmerdlik, -i [cevmerd-lik d mertlik. cevr, [Ar. cevr j y ] {OsT} is. -* evir. S1 cevr cef, {OsT} Zulm ve eziyet. cevreb, [Ar. cevreb ^ j y r ] {OsT} is. orap. cevretm ek, [Ar. cevr + T. et-mek {OsT} l b {eAT} is. C !e/i T}

gsz. f . [-er) [-(d )i-y o r] Eziyet etmek; zulmetmek; zmek. cevsak, [Ar. cevsak y ^ y r] {OsT} is. Kk; konak. cevse, [Ar. cevse ^ y r ] {OsT} is. 1. Kk. 2. ardak. cevsek, [Ar. cevselc ^ y r ] {OsT} is. Dme. ceven, [Far. ceven ^ y r ] {OsT} is. rme zrh;

eskiden giyilen bir sava elbisesi. S ceven-dz, {OsT} Zrh re.|| ceven-gdaz, {OsT} Zrh er i ten.| ceven-gzr, {OsT} Zrh d elen .| ceven-hay, | | {OsT} Zrh delen. | ceven-p, {OsT} Zrh giyen ; | zrhl.| ceven-ikf, {OsT} Z rh p a ra la y c, | cevir, [Far. cevr j ^ y r ] (cevi:r) {OsT} is. 1. Arpa torbas. 2. ulha, cevngar, [Mo. cegngar / cngar] {eAT} is. Or dunun sol yan, cevval, -li [Ar. ceveln > cevvl (c e w a :l)

{OsT} sf. 1. Koan; dolaan; hareket eden. 2. Atik. 3. Hazrcevap. 4. Hareketli, canl; ilek; yerinde duramayan, ok alkan. 5. Parlak, cevvar, [Ar. cevr > cir > cevvr j\yr\ (cev v a:rj {OsT} sf. Cevredici; zalim, cevv, [Ar. cevv (hava kre) > cevv <jy>-] (cevvi:) sf. Dnyay saran hava kresi ile ilgili; havakre ile ilgili; atmosferik, cevz, [Ar. cevz j y r / Far. avz jy-\ {OsT} is. -* ceviz, | cevz-bergnbed, {OsT} Yararsz ve b o ile | urama.\\ cevz-i bevv, {OsT} H indistan cevizi.\\ cevz-i gendttm, {OsT} B u day tanelerinin birbirin e y a p m a s ile olu an topak. | cevz-i msil, {OsT} | bot. Tatula.\\ cevzl-Hind, {OsT} bot. H indistan cevizi. | cevzl-kay, {OsT} bot. K a rg a biik en ve | m eyvesi.| cevzt-tb, {OsT} K k H indistan cev i | z i.| cevziis-serv, {OsT} Servi kozala. | Cevza, [Ar. cevz \jyr] (cev za:) {OsT} is. kizler bur cu. cevzak, [Far. cevzk illjy r ] (cevza:k) {OsT} is. Elemlenme; kederlenme.

H M E SAM 787
cevziye, [Ar. cevz > cevziyye <jyr] {OsT} is. bot. Cevizgiller. ceyb, [Ar. ceyb <-~=r] {OsT} is. 1. ki meme aras; ya ka. 2. Gmlein iki yakas arasndaki aklk. 3. Cep. 4. Kese. 5. mat. Sins. S ceyb-i a zm , {OsT/ mat. D oksan d erecen in sins. \\ ceyb-i hmyn, {OsT} P ad iah n husus kesesi.\\ ceyb-i kavs, {OsT} anat. A rka sin s.| ceyb-i m urkabe, {OsT} tasvf. | D ervilerin dnm ek zere ba la rn n e e ip i lerin e k ap a n m ala r; dnm e vaziyeti. | ceyb-i | sabr, {OsT} S abretm e]] ceyb-i tam am , {OsT} mat. Kosins. | ceyb-i tefekkr, {OsT} D nm e duru | mu; dnrken a lm an biim . ceyb, [Ar. ceyb ^ ^ r] (cey b i:) {OsT} is. mat. Sinsle ilgili; sinzoidal. ceyda, [Ar. ceyd J*>-] (cey d a :) {OsT} is. Uzun boy lu kadn. ceyl, [Ar. ceyl J^=r] {OsT} is. 1. Topluluk; kavim. 2. Nesil; kuak. 3. zool. Yenge, ceylan, [Mo. cegeren > jeren / ceren > ceyln] (ceyl:n ) is. zool. 1. Asya ve Afrika bozkrlarnda yaayan, boynuzlugiller familyasndan narin yapl, ince bacakl, ok gzel gzl, hzl koan, halka biiminde boynuzlu bir antilop tr; gazal, (G azella d o rca s). 2. {az} Krehir yresinde tek erkek tarafndan oynanan bir halk oyunu. [DS] S ceylan bakl, (K adn iin) g z el gzl, tatl szgn b a kl, etkileyici. | ceylan iei, {az} Y apra b e | keli olu p p e m b e i e k le r a a n b ir ot. [D S]|| cey lan gibi, (K adn iin) in ce ve uyumlu vcutlu. | cey | lan kd, zerine y a z y a z la c a k k a d a r inceltil mi ceylan derisi. ceyran, [Mo. cegeren > jeren > ceyrn oljy=-] is. 1. Ceylan, {az} (ayn) [DS] 2, {az} Karaca. [DS] cey, [Ar. cey seda. ceyvad, [Ar. ceyvd nahtan saknma, ceyyid, [Ar. ciydet (saflk, tem izlik) > ceyyid/ ceyyide ] {OsT} sf. yi; ho; saf ve temiz, ceyyid-i heva, {OsT} y i h a v a ; tem iz hava. | cey| yidl-ayr, {OsT} (P ara iin) ay ar tam ; halis. cez1 -zi [Ar. cez' / cez'a , / **j=r] (cez-a) {OsT} 1. Damarl akik; alaca bir deerli ta. 2. Gz bon cuu. cez2, -zi [Ar. cez' {OsT} is. Aa kk. (cey v a:d ) {OsT} is. G {OsT} is. 1. Ordu; asker. 2. Ses;

C EZ

cezJ, [Ar. cez y>-] {OsT} is. Ada. ceza1 -a i [Ar. ceza , (cez a ;) {OsT} is. 1. yi ve

huk. Yasalarda belirlenen sulan ileyen kiilere devlete uygulanan eitli yaptrmlar. 4. Yanl bir davrann istenmeyen ve kt sonucu. 5. Baz o cuk oyunlarnda yenilen oyuncuya uygulanan yap trm. 6. dbl. art cmlesinde, artl fiilin bulundu u cmlenin karl olan temel cmle. K azan r sanz, (art) sevinirim . (ceza). S ceza alm ak, C e z alan d rlm ak ,| ceza alan, spor. F u tb o ld a k a le | direklerin in nnde, fu tb o lcu larn iled ikleri doku z kusurlu d avran d olaysyla p en a lt at ile c e z a lan drlan d ik drtgen alan. | ceza at, spor. F u t | bolda, b ir oyuncunun cez a sa h a sn d a yan l h a r e ketini cez a la n d rm a k iin kar tarafn h a k kaz an d s e rb est vuru. | ceza ekmek, H ap iste y a t | m ak.| cezaevi, H apis cez a sn a arptrlan larn bu | c e z a s resin i g eir d ik le ri hrriyeti kstlayc y e r ; h a p ish a n e; m ahpu shan e.| ceza grm ek, C ezalan | drlm ak.| ceza hukuku, huk. Su say lan eylem leri | ve b u n lara u ygu lan acak cez a la r in celeyen hukuk dal. \ ceza ehliyet, C ezalan drlm a y a ve soru m \ luluuna sa h ip olma.\\ ceza art, S zlem elerde, s z lem e artlarn y erin e g etirm ey en lere uygula n a c a k yaptrm.\\ cezalarn birletirilmesi, huk. B irden f a z l a sutan hkm giyen kim senin c e z a la rnn b ir a ra y a toplanm as,| cezalarn kanunlii | ilkesi, huk. Su saylan eylem lerin ve bu n lara uy g u la n a c a k cez a la rn kanunla tespit ed ilm esi ilk esi.| | ceza kesmek, 1. P a r a cez a sn a arptrm ak. 2. a r go. K en d isi ile birlikte bu lunanlara ay, m erubat vb. sm arlam ak. | ceza mahkemeleri, huk. C eza J y a rg la m asn d a g rev li a r ceza, su lh cez a ve a s liye c e z a m ah k em eleri g ib i m a h k em eler. | cezann | dmesi, B ir kim senin iledi i sutan dolay uygu lan m as g er ek en cezann lm, a f ve zam an am g ib i s e b e p le r le uygulam adan kalkm a s; cezann suktu. | ceza reisi, huk. A r cez a m ahkem esi b a | kan.J| cezasn bulm ak, H a k etm i olduu kt so n a u ram ak.| cezasn ekmek, 1. T edbirsizlik | ve kusurlu davran sonu nda z a r a r grm ek. 2. M ah k em ece hkm edilen h ap is cezasn h a p ish an e d e tam am lam ak,| ceza vuruu, spor. -* ceza at.|| | cezaya arptrlm ak, huk. M ah k em ece su saylan davran karl o la r a k hkm giy m ek; c ez a la n d rlm ak .| cezaya kalmak, ( renci iin) eskiden | uygulanan, ilenen b ir su y a d a d erslerin e a l m am aktan d o la y cez a niteliin de o lm a k zere, son dersten so n r a oku ld a b ir m ddet d a h a kalm ak]] ceza yazm ak, C ezalandrm ak]] ceza yemek, C ez a lan drlm ak]] cez-y amel, {OsT} len en b ir ey lem den d olay gr len karlk. | cez-y nakd, | {OsT} P a r a cez a s.| cez-y seza, {OsT} Uygun d | en ceza. ceza2, -a [Ar. ceza' _!>?-] (cez a ;) {OsT} is. Sabrsz lkla szlanma. S cez fez, {OsT} K o rk u ; en d ie; tedirginlik.

ya kt karlk. 2. Bir kimsenin kusurlu ya da yan l davranlarndan dolay uygulanan yaptrm. 3.

CEZ

M R S M .
(cez a :en ) {OsT} zf. Ceza cezbe-dr, {OsT} C ez b eli; c ez b ey e tutulmu.\\ cezbe-drne, {OsT} C ezbey e tutulmu gibi. | cezbe| dr, {OsT} C ez bey e tutulma durumu. | cezbe| efgen, {OsT} C ezbey e dren; c e z b e v eren .| cez| be-figen, {OsT} C ez bey e drc; c e z b e v erici.| | cezbe-yb, {OsT} C ezbey e tutulmu; kendinden gem i. | cezbeye tutulmak, K en dinden g em ek ; | coku ile kendini kaybetm ek. cezbelenme, [cezbe-le-n-me] is. Cezbeye tutulma, kendinden geme eylemi, cezbelenmek, [cezbe-le-n-mek] gsz. f . [-ir ] Cezbe ye tutulmak; cokuyla kendinden gemek, cezbeli, [cezbe-li] sf. 1. Cezbeye gelmi, cezbeye tu tulmu olan. 2. Cezbesi olan; ekici, cezbetmek, [Ar. cezb + T. et-mek y y r ] {OsT} gl. f . [ - e r ] [-(d )-y o r] Gzelliiyle ya da soyut zellikleri ile kendine ekmek, cezbiye, [Ar. cezbiyye kicilik. cezebat, [Ar. cezbe > cezebt oL>^] (cez eb a ;t) {OsT} is. Cezbeler. cezel, [Ar. cezel J y r] {OsT} is. 1. Bir eyi ikiye blme. 2. Doru ve dzgn sz. cezer, [Ar. cezer jl=-] {OsT} is. Havu. 0 cezertt rb , {OsT} Yaban havucu. cezerye, [Ar. cezer (havu) > cezerye *v y r] {OsT} is. Havu, eker ve krem tartarla piirildikten soma iine Antepfst, fndk ve ceviz katlmak suretiy le yaplan bir tr lokum, cezginmek, [iz-gin-mek > cezgin-mek / d U jy r {OsT} is. ekme; e

cezaen, [Ar. cezen olarak; karlk olarak,

cezai, [Ar. cez j\ y r ] (c ez a :i:) {OsT} sf. 1. Ceza ile ilgili. 2. Cezaya ilikin. S cez meyyide, {OsT} C ez a b a sk s; cezann yaptrm . cezair, [Ar. cezire (ad a) > cezir / cezyir (cez a .ir) {OsT} is. Adalar, fi1 cezir-i B ah r-i Sefd, {OsT} A kdeniz a d alar. | cezir-i garb, {OsT} C eza| yir. | cezir-i hlidt, {OsT} K a n a ry a a d a la r .| | | cezir-i Hind, {OsT} H ind-i in adalar.\\ cezir-i isna-aer, {OsT} E g e den izindeki On k i A d a .j | cezir-i mctem i, {OsT} Takm a d a la r .| cezir-i | saadet, K a n a ry a adalar.\\ cezir-i seb a, {OsT} Yunan a d alar. cezalandrlm a, [ceza-la-n-dr-l-ma] (c e z a la n d r l m a) is. Ceza verilme eylemi, cezalandrlmak, [ceza-la-n-dr-l-mak] ( c e z a la n d rlm ak) edil. f . [ -r ] ledii bir su karl cezaya arptrlmak; kendisine ceza verilmek, cezalandrm a, [ceza-la-n-dr-ma] (c ez a la n d rm a ) is. Ceza verme ii. cezalandrm ak, [ceza-la-n-dr-mak] ( c e z a la n d r m ak) dnl. f . [ -r ] Su ileyen birine ceza vermek; suluyu cezaya arptrmak, cezalanm a, [ceza-la-n-ma] (ceza.Tanm a) is. Ceza al mak eylemi. cezalanm ak, [ceza-la-n-mak] (ceza.Tanm ak) gsz. f . [- r ] ledii bir su karl olarak ceza almak, cezalet, [Ar. cezlet (cez a :let) {OsT} is. 1. Dilde herhangi bir tutukluk, bozukluk olmamas; dzgn syleyi; akclk. 2. Sylenii zor olan ke limeleri syleyebilme. S cezlet-i lafz, {OsT} Sz dzgnl. \ cezlet-i m an, Anlam dzgnl. \ cezal, [ceza-l] (cez a ;l) sf. 1. Ceza verilmi. 2. Cezas olan. 3. Gnnde denmeyen (bor ya da vergi). 4. zf. Para cezas demek suretiyle, cezasz, [ceza-sz] (cezaisiz) sf. 1. Cezas olmayan. 2. Cezalandrlmam (kimse). 3. zf. Cezaya arptrl madan; ceza demeden, cezayir, [Ar. cezire > cezir / cezyir y\yr], (ceza:y ir) {OsT} is. Adalar. S Cezayir menekesi, bot. Z akkum gillerden h er dem y e il ve b o l i e k veren, dik sapl, m avi iek li b ir ss bitkisi, (Vinca). cezb, [Ar. cezb ^ y r ] {OsT} is. 1. Kendine ekme. 2. ekilme, fi1 cezb-i kalb, {OsT} Gnl ek m e; g nl alm a. cezbe, [Ar. cezbe ^.yr] {OsT} is. 1. Ruhun coku ve sevin ile sanki bedenden ayrym gibi olmas; kendinden geme; vecit. 2. tasvf. nsann znn Allah tarafndan Allahn ilahi varlna ekilmesi cokusuna kaplarak kendinden geme durumu, fi

dnl. f . [- r ] Dnmek; dolamak, cezi, -zii [Ar. cezf .Ju-] (cezi;) {OsT} is. bot. Kk tomurcuk. cez-i add-i re s, {OsT} anat. K o l ve b a a n a atardam ar. cezil, -zli [Ar. cezlet (bolluk, b ela g a t) > cezl J yr\ {OsT} sf. 1. Bol; ok. 2. Sanatl, beli (sz), cezir, -zri [Ar. cezr jlsr] {OsT} is. 1. Kk. 2. Deniz lerin alalma durumu; git. 3. mat. Kk. 4. dbl. Her hangi bir ekle geniletilmemi kelime; kk. cezire1, [Ar. cezire y.yr] (cez i;re) {OsT} is. 1. Ada. 2. Yarmada. cezire2, [Ar. zecr > zecr y r j] {az} is. 1. Zorlama; sktrma; ikence; eziyet. 2. [DS] Sknt; ile. [DS] cezi, [Ar. cezi J y r ] {OsT} is. 1. Tomruk; kaln odun; ktk. 2. (Sz iin) doru, anlalr ve dzgn olan, cezlan, [Ar. cezln (cezla;n ) {OsT} sf. Mutlu,

cezm, [Ar. cezm yr] {OsT} is. 1. Kesme. 2. Kesin bilgi. 3. Kesin olarak karar verme. 4. Kuran- Ke

fll PME S M i 789 tstl


rimi kesin ve ak bir ekilde okuma. 5. Hattatlarn kulland bir kalem eidi. 6. dbl. Arapada geni zaman fiilinin sonundaki harekeyi drme. 7. Bu harekesizlii gstermek iin kullanlan yuvarlak kk iaret; ( 0 ). S cezm etmek, 1. K esin o la r a k anlam ak. 2. H km etm ek. cezmazec, [Ar. cezmzec jU ^ r] (cez m a:zec) {OsT} is. bot. Ilgn meyvesi, cezmen, [Ar. eezmen l_^-] {OsTj zf. 1. Kesinlikle. 2. Kararl olarak; kestirip atmak suretiyle,
cezm , [Ar. cezm

CIB

cezzar, [Ar. cezzar

(cezza:r) {OsT} is. 1. Kasap.

2. Deve kasab. 3. sf. ok ldren; zalim; gaddar. 4. sf. Dman ldren; kahraman. Cf, [Fr. califomium] (kalifo rniyum) is. kim. Kriyum elementinin alfa paracklaryla bombardman edilmesi ile elde edilen, atom numaras 98, radyo aktiflii yksek bir element olan kaliforniyumun sembol. cgs, C . G. S. [santimetre-gram-saniye] ksalt, fz . Santimetre (uzunluk), gram (arlk), saniye (za man) l l birim sistemi.

-c, [-c / -ci / -cu / -c / - / -i / -u / -] yap. e. 1. simden isim treten ektir. Sonuna getirildii keli l. me ile ilgili i, meslek ve sanat adlar yapar; bir i ve meslekle uraan kimseleri bildiren isimler ya cezp, -bi [Ar. cezbr] is. 1. ekme, kendine yak par: {eAT} (ayn), kapu -c, kulluk-, ok-, dem irci, latrma. 2. Kendine bal hle getirme. S cezp ifti, a, ii. 2. eitli ihtiya maddelerini ret etmek, 1. B ir ey i ken disin e doru ekm ek. 2. B iri meyi, satmay kendine i ve meslek edinmi kimse ni kendisin e ba lam ak. 3. B akasn n ilgisini uyan kavram tayan isimler yapar: st, sim iti, drmak. 4. K en din i be en dirm ek. zmc, eczac. 3. Bir alet veya ie bal olarak bir cezr, [Ar. cezr ji-] {OsT} is. 1. Kk; asl. 2. Deniz i yrten kimse kavram tayan isimler yapar: suyunun seviyesinde alalma; git. 3. mat. Karelck. dm enci, m akas, tornac. 4. Bir ii grev olarak S cezr-i amd, {OsT} biy. D ikey k k ; k a z k k k .| | alm kimse kavram tayan kelimeler yapar: g z cezr-i arz, {OsT} bot. E k kk.\\ cezr-i asm , {OsT} c, konum ac, p o litika c, eli, havac. 5. Bir inan mat. S a n a l k k .| cezr-i deren, {OsT} bot. Yumru | , gr ve dn benimsemi olma kavram kk.| cezr-i ekmel, {OsT} co. B yk gidim . | cezr-i | | tayan kelimeler yapar: g elen ek i, k ad erci, cum hu hamz, {OsT} kim. Asit kk .| cezr-i hava, {OsT} | riyeti, m illiyeti. 6. Bir ite uzmanlam kimse bot. H av a d a y etien k k k k .| cezr-i mantk, | kavram tayan kelimeler yapar: g k bilim ci, p la n {OsT} mat. A sal kk.\\ cezr-i mikb, {OsT} mat. c, m atem atiki. 7. Bir ii kendine ura alan ola Kiip k k .| cezr-i m urabba, {OsTj mat. K a r e k k .| | | rak semi kimse kavram tayan kelimeler yapar: cezr-i muzaf, {OsT} ki k k .| cezr-i miikeab, | drumcu, trkc, zletirm eci. 8. Bir eye sahip {OsTj mat. K p k a r e.| cezr-i msbit, bot. Tutunma | olma kavram tayan kelimeler yapar: m iras, y a kk.| cezr-i ntk, {OsTj mat. A sal k k .| cezr-i | | trmc, frn c. 9. Bir eye dknlk, tutkunluk, ri, {OsT} bot. S a a k kk.\\ cezr-i tam , {OsT} mat. sevme kavram tayan kelimeler yapar; {eAT} (ay A sal kk. | cezr-i veted, {OsT} bot. K a z k kk. | n): a ra p , uykucu, a k a m c; ig-ci, kovu-cu, y a la n -c. 10. Bir ii davran biimi haline getirme, cezre, [Ar. cezre ojj=-] {OsT} is. Kasaplk koyun, kei. alkanlk ve huy edinme kavramlar tayan keli cezr, [Ar. cezri lSj--] (cezri:) {OsT} s f 1. Kke ait; meler yapar: alayc, yalan c, bozguncu, kinci. 11. kkle ilgili. 2. Kktenci; kkl; esasl; radikal. 3. Eklendii ismin bildirdii i veya durumla ilgili Kk ok derinlere giden. bulunma kavram tayan kelimeler yapar: yolcu , a ra c, y aban c. cezriye, [Ar. cezriyye (cezri:y e) {OsT} is. 1. c, [c (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arpma, Kktencilik; radikalizm. 2. mat. Kkl ifade, sallanma ve srtnme ile kard nlama sesleri cezu, -zu u [Ar. cez ^ jy r] (cezu :) {OsT} sf. ok sa ni anlatan kk. [Zlfkar] c -c k bck, c-ck-l bbrszlanan. ckl, c-c-l bcl. cezub, [Ar. cezb (cezu :b) {OsT} s f ok cez cb1, [cb / cip (yans.)] is. Svlar iinde, yal ha kararllkla ilgili. 2. Kesin karar sahibi; kesin karar beden; ar eken, cezve, [Ar. cezve {OsT} is. Genellikle kahve pi irmekte kullanlan uzun sapl kk silindir bii minde kap. cezzab, [Ar. cezzb cezbeden; ar eken, cezzaf, [Ar. cezzf balk tutan balk. (cezza:f) {OsT} is. A ile (cez z a:b ) {OsT} sf. ok valarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] c b -a l-a km ak, cb--dk, cb -l cb-l, cb-l-a-m ak, cb-l-da-m ak, cb-l-lk, cb-r cbr, cb-r-dan, cb-t. cb , [cb / p / cib (yans.)] is. El rpma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cb-ban . cba, [cb (yans.) > cb-a] {az} sf. 1. (Koyun veya kei iin) ty krklm. 2. plak. 3. Sasz; kel.

(cezm i:) {OsT} sf. 1. Kesin

CIB

I M IM M . ,o
cbldamak, [cb (yans.) > cb-l-da-mak] {az} gsz. f i [-r ] [ - d ( )- y o r ] (Su iinde hareket eden cisim iin) ses karmak. [DS] cblk, - [cb (yans.) > cb-l-k] {az} sf. Islak. S cbl km ak, {az} Srlsklam slanm ak. [DS] cbllk, - [cb (yans.) > cb-l-lk] {az} is. Sulu a mur. [DS] cbr , [cb (yans) > cb-l / cb-r] sf. 1. Tyleri dklm olan. 2. Kel. 3. Geim darl eken; pa ras olmayan; zrt; iflas etmi. {OsT} (ayn) 4. Zayf; clz; elimsiz; zavall. 5. siz gsz; tem bel. 6. (nsan iin) ksa boylu; ya byk, boyu kk. 7. Suyun s yeri. cbr2, [cb (yans.) > cb-r] {az} sf. Sulu; cvk; srlsklam. [DS] S cbr cbr, {az} 1. Sulu sulu. 2. (Y iyicek iin) koku m a d er ecesin d e ekim i, b o zulmu. [DS] cbr3, [Slav, br] {az} is. Kk tahta f. [DS] cbrdan, [cb (yans.) > cb-r-da-n] {az} sf. Az sulanm toprak. [DS]

4. Bozkr; verimsiz toprak. 5. zerinde aa bu lunmayan tepe. [DS] S1 cbada kalmak, {az} 1. (A a iin) y a p ra n d k e r e k p la k kalm ak. 2. O va zerin de y o l arm ak. [DS] cbalak, - [cb (yans.) > cb-a-lak] {az} sf. Islak. S cbala km ak, {az} Srlsklam slanm ak. [DS] cb a r1 [cb (yans.) > cb-ar] {az} sf. Geim darl , eken. [DS] cb ar2, [Rom. cabar / opar] {az} is. Bebeklikten ye ni km ocuk. [DS] cb ar , [Ar. cibre] {az} is. -* cibar. [DS] cbara, [cb (yans.) > cb-ar-a] {az} sf. 1. plak. 2. Geim darl eken. 3. Grgsz. 4. Tutumsuz. 5. (Kii iin) dk karakterli; serseri. 6. is. Ttnn kk yapra. [DS] cbarm ak, [cb (yans.) > cb-ar-mak] {az} gl. f i [r j 1. Aac budamak. 2. Aacn yaprak ve iekle rini koparmak. 3. gsz. fi. Dvlmekten dolay cilt kabarmak. 4. (Yara iin) iltihap ve su toplamak. [DS]

cbrlam ak, [cb (yans.) cb-r-la-mak] {az} gsz. fi cbban, [cb (yans.) > cbb-a-n] {az} is. 1. Kk el. [~r] [-l()-y o r] 1. Zayflamak. 2. Parasz kalmak. 2. Alk. [DS] S cbban alm ak, {az} E l rp [DS] m a k ; alklam ak. [DS] cbrlk, - [cb (yans.) > cb-r-lk] {az} is. Yok sulluk. [DS] cbbk, - [cb (yans.) > cb()b-k] {az} is. Usan ma ve cayma bildiren sz. [DS] f? cbbk ar cb, [cb (yans.) > cb-] {az} sf. Dertli; dnceli. [DS] m ak, {OsT} A ckl se s karm ak. cbt, -d [cb (yans.) > cb-t] {az} sf. -* cbdk. cbt, [cb (yans.) > cb-t] {az} sf. Srlsklam slak. 0 cbt olmak, {az} Srlsklam slanm ak. [DS] [DS] cbdk, - [cb (yans.) > cb-d-k] {az} sf. Srsk cc, [cc (yans.)] is. Ezilme, hrpalanma ve cvk cvk lam; slak; sulu. [DS] 0 bd km ak, {az} olma durumlarn anlatan kk. [Zlfkar] cc-(k)- km ak. S rsklam slanm ak. [DS] cbk, - [cb (yans.) > cb-k] {az} sf. 1. Oyunda ve yapt ite hileye kaan; hileci. 2. Yerli yersiz vnen. [DS] cbl, [cb (yans.) > cb-l] sf. 1. plak. 2. zerinde yrtk prtk elbise bulunan. 3. Yoksul. 4. {az} (At ve eek iin) zerinde semer ya da eyer bulunma yan. [DS] 5. {az} Paras olmad hlde caka satan. [DS] 6. {az} Srlsklam slak. [DS] 7. {az} Sulu. [DS] 8. {az} is. Bezir ya kandili. [DS] 9. {az} Suyu az rmak ya da glck. [DS] 10. {az} .Suyun s yeri. [DS] 0 cbl cbl, {az} 1. (Ykanm ak iin) suyu a k r a k r d kerek. 2. (Su iin deki eyin h a rek eti iin) aprtl s e s le r ka ra ra k. 3. o k su lu. [D S]|| cbl cbl immek, {az} Ykanmak. [D S]|| cbl cbl etmek, {az} Ykanmak. [D S]|| c bl cbl olmak, {az} Srlsklam slanm ak. [DS] cblamak, [cb (yans.) > cb--la-mak] {az} gsz. fi. [- r ] 1. Sulanmak; cvmak. 2. Oyunda mzklk etmek. [DS] cbldack, - [cbl-da-ck] {az} sf. rlplak. [DS] cbldak, - [cb (yans.) > cb-l-dak] {az} sf. 1. Kararsz durumda; arm. 2. Geveze. [DS] cck1 - [cc (yans.) > cc-k] is. 1. {az} Ss. [DS] , 2. {az} sf. Gzel. [DS] 0 cck bck, {az} Ss ve ssl g ib i ey le r; s s ps. [DS] cck2, - [a. i-ek > cck] {az} is. 1. Derisi yzlm et. 2. organlar. 3. Gbek. 4. Limon. [DS] 5 1 cc km ak, {az} 1. i dn a km ak. 2. o k yorulm ak. 3. o k ypranm ak. 4. Suyu k mak. 5. E zilm ek; p a r a m p a r a o lm a k; sa lam y eri kalm am ak. [D S]|| ccn karm ak, o k fa z l a hr p a la m a k , rselem ek, y p ra tm a k; o k yorm ak. ccklam ak, [cc (yans.) > cc-k-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] 1. Kd karalamak. 2. Sslemek. [DS] cckl, [cc (yans.) > cc-k-l] {az} sf. Ssl. [DS] S cckl bckl, {az} Ssl pslii. [DS] cicili, [cc (yans.) > cc--la] {az} sf. Ssl. S cicili bcl, {az} 1. Ssl piislii. 2. A ll m orlu. [DS] cicim, [Far. ccim] {az} is. -* cicim. [DS] ccrk, - [cc (yans.) > cc-r-k] {az} is. Karata vua benzer bir ku. [DS] cd , [cd / ct (yans.)] is. Bir eyi ikiye ayrma, bl me, krma, arpma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] cd-m ak.

lETBffMUTSI
cd2, [cd / ct (yans.)] is. Oyunbozanlk etmeyi, oyunda kavga karmay, mzklk etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] cd--k, cd--mak, cd-r-k karmak,

C I

cdrk1, - [cd (yans.) > cd-r-k] sf. 1. Azck; bir para. 2. Przl. 3. sf. shal. cdrk2, - [cd (yans.) > cd-r-k] {az} is. Oyun bozanlk; mzklk. S cdrk karm ak, {az} O yunbozanlk etm ek. [DS] cdrm , [cd (yans.) > cd-r-m] {az} is. Hoa git meyen szler. [DS] d rlan m ak , [cd (yans.) > cd-r-la-n-mak] {az} dnl. fi. [ -r ] 1. Sinirlenmek. 2. Gcenmek; darl mak. [DS] cdrl, [cd (yans.) > cd-r-l] {az} sf. 1. Titiz; si nirli. 2. Deli. 3. Srekli hasta. 4. Vcudu yaradan kurtulamayan. 5. Kirli. 6. Akgz. 7. Atlgan. 8. abuk gidip geri gelen. 9. Svari. [DS] cdrhk, - [cd (yans.) > cd-r-lk] {az} is. Sinirli lik. [DS] cdm ak, [cd (yans.) > cd-mak] {az} gl. fi. [ - a r ] 1. Paralamak; didiklemek. 2. kiye ayrmak; yrtmak. [DS] cdrolu, [cdr + olu] is. Anadoluda ky oyunlar n hazrlayan ve yneten kii; nc; yiit ba; meydanc; delil ba, cif, [caf / cif (yans.)] is. Gevezelik, az kalabal etmeyi, bu tarz tmeyi anlatan kk. [Zlfikar] c i f cif. 6> cif cif, {az} K u se si; c ik cik. [DS] cfra, [Yun. tsifra] {az} is. 1. Kalem ucu. 2. Mrek kep kalemin sap; divit. [DS] cg1, [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik (yans.)] is. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] cg-l-da-m ak, cg-l-t. cg2, [cg / c (yans.)] is. Ya ve benzeri maddelerin kaynamas srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cg-g-l-t. cga, [Far. cia] {az} is. -* a. [DS] cgay, [eT. an / ay] {az} sf. + an. [DS] cgldamak, [cg (yans.) > cg-l-da-malc] {az} gsz. f i [- r ] [-d ()-y o r] Kavga aramak. [DS] cgdt, [c (yans.) > c-l-t] {OsT} is. Kark ses lerden meydana gelen grlt, c'j [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik (yans.)] is. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] c ck, c c, c + c -a, c -al-a-k, c -l c-l, c -l-da-m ak, c-l-dm , c-l-t, c-r, c-r-tgan, c-r-t. S c c, {az} (Tavuk sesi iin) hafiften t erek ; cltl s e s le r ka ra ra k. [DS] c2, [ca / cah /calc / c / ck / crk / ci / ciy (yans.)] is. akl, kum, kk metal eya, kurumu ot, aa vb. nesnelerin arpmas, srtnmesi veya vurmas hlinde kan sesleri anlatan kk. [Zlfikar] c -l-da-m ak, c--t, c-l, c--la-m ak, c()-ta-m ak, c--ta-k. c3, [ca / cav /c / ci / co / cok / cuk (yans.)] is. Su sesini, suyun alayp akmasn, svlarn kay-

cd-r-m, cd-r-lk.
cda1, [Mo. cida > e T da] (eAT} {OsT} is. 1. Ucu sivri, yaralayc ve batc, uzun srk gvdeli eski bir sava arac; mzrak; karg, {az} (ayn) [DS] 2. {az} Olta. [DS] 3. {az} nce uzun tahta. [DS] cda2, [cd-a ?] {az} is. 1. Ar istek. 2. Aerme. 3. nat; iddia. [DS] cda, [Mo. cid (kantl cilt hastal ) [Tietze] > cda / cdav / cdau] is. 1. Hayvann srtnda eyer veya semer vurmasndan oluan derin ve b yk yara. 2. At ve sr gibi hayvanlarda boyun, srt ve krek kemii arasnda kalan blm; krek ke miinin st. S5 cda ykseklii, D rt b a ca k l hayvan larda y k seklik l m ne es a s o la n cda n en y k sek n oktas ile y e r a ra sn d a ki m esafe. cidal, [cd (yans.) > cd-al] is. 1. Ayr; aksi. 2. M zklk. 3. sf. (Kii iin) huysuz ve sinirli, damak, [cd-a-mak] {az} gl. f [- r ] [-d ()-y o r] 1. Beenmek; istemek, l . g s z . f Sabretmek. [DS] cdamk, - [cd-a-mk] {az} sf. Sabrl olan. [DS] cidar, [cd (yans.) > cd-ar] {az} sf. 1. Sakat. 2. atlak. [DS] cdav, [cd (yans.) > cd-au > cdv jJ^-] {OsT} is. Binek ve yk hayvanlarnn omuz balarnda eyer veya semer vurmasndan dolay oluan yara; yar, cdav, [? cdav] {az} sf. 1. Aksi; inat. 2. Afacan; yaramaz. [DS] cd, [cd (yans.) > cd-] is. Oyunbozanlk etmeyi, oyunda kavga karmay, mzklk etmeyi anlatan yansmal gvde. S cd cd, {az} (K k o c u k konum as iin) tatl tatl; cvl cvl. [DS] cdk, - [cd (yans.) > cd-k] {az} 1. Karda ku yakalamakta kullanlan bir tr ubuktan yaplma tuzak. 2. At klndan yaplm ku tuza; kse. 3. sf. Kavgac. 4. ok olgun. [DS] & cdk etmek, {az} D id ik lem ek; p a ra la m a k . [DS] cdl, [cd (yans.) > cd-l] {az} sf. 1. Kk; zayf; ince. 2. is. Elin en kk parma. [DS] cdmak, [cd (yans.) > cd--mak] {az} gsz. f i [-r ] Oyun bozmak; mzmalc. [DS] cdn , [cd (yans.) cd-m] {az} is. Kenar; u. [DS] cdn2, [cd (yans.) > cd-n] {az} is. Gurur; onur. [DS] cdr', [cd (yans.) > cd-r] {az} is. 1. fke; sinir. 2. fkeyi tahrik eden ey. 3. sf. Titiz; sinirli. [DS] fi1 cdrma basm ak, {az} 1. fkesini ta h rik etm ek. 2. Onuruna dokunm ak. [D S]|| cdrm a gitmek, {az} Birinin istem edi i ey i y a p a r a k fk elen d irm ek; a k sin e gitm ek. [DS] cdr2, [cd (yans.) > cd-r] {az} is. 1. rilemi ya ra. 2. Vcutta sk sk kan yara. 3. nsan vcudun daki kir. [DS]

C I

I M I M tM .

namasm anlatan kk. [Zlfikar] c -l cl, c-lda-nak, a -l-t, c --la-m ak, a --ta -m a k . c4, [cg / c (yans.)\ is. Ya ve benzeri maddelerin kaynamas srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfi kar] a -l-t. c5, [c (yans.)] is. Ac, sz ve sinirlilik anlatan kk. [Zlfikar] c etm ek. S1 c etmek, {az} (Y r e k iin) a cm a duygusu ile bu rkulm ak; cz etm ek. [DS] c6, [c / ck (yans.)] is. Oyunda mzklk etmeyi, anlamadan dnmeyi, mymntlk etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] c-r, c-z, c-z-lk, c-z-lamak, c-z-m ak. c7, [c] {az} is. 1. Gen, kk aa dallar. 2. Aaca yaplan kalem asnn u ksm. 3. Kuzular iin tahtadan yaplm al. 4. Ahrn st demesi. [DS] c8, [c] {az} is. 1. Kar zerindeki ayak izi. 2. Smr. 3. Sr; katar. [DS] S1 c tutm ak, {az} 1. K a r izleri rtm em ek. 2. (K ular iin) b ir y e r e top lan m ak; ylm ak. [DS] a, [Far. cia => c U=-] {az} is. 1. Kadnlarn ss iin balarna taktklar parlak ty ya da telden ta; sorgu; elenk. 2. Kalayl kttan ya da simli iplikten yaplm tel ya da erit; gelin teli. 3. ed. Dou Anadoluda ve Azer halk airlerinin cinasla ra verdikleri isim; cinas. 4. {OsT} Kmes hayvanla r ile baz kularn ba, kanat ya da kuyruklarndaki renkli ve uzun tyler. 5. eitli renklere boyanm tavuk tyleri. 6. Filiz. [DS] cal1 [eT. an / ay] {az} sf. Aldatc; hileci. , [DS] cal2, [c > cl J W ] {OsT} is. -* a. calak 1 - [c (yans.) > c-a-lak] {az} sf. (Kii , iin) zayf. [DS] calak2, - [c (yans.) > c-a-lak] {az} sf. 1. Geveze. 2. Dedikoducu. [DS] calam ak, [c-a-la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l()y o r ] 1. (Bitki iin) filiz verip gelimeye balamak. 2. g l.f. Sslemek. [DS] aalan m ak , [ca-la-n-mak jaJU -] {O sT }, {az} . n l .f [ -r ] Sslenmek. [DS] :al, [ca-l] sf. 1. as olan; a ile sslenmi bulunan. 2. Cinasl, calmak, [c-al-mak] {azf gsz. f . [-r ] 1. Nem lenmek. 2. Sulanmak. [DS] an, [eT. an / ay] {az} sf. 1. Parasz; zrt. 2. {eATf Cimri; hasis. 3. {OsT} nsafsz; dmanca hareket eden. [DS] canlk, - [can-lk jk '^ r] {eAT} {OsT} is. Cimri lik. canmak, [c-an-mak] {az} dnl. f . [-r ] Sevin mek. [DS]

cara, [t. cigarra] {az} is. Sigara. [DS] cc, [c+c] {az} sf. 1. (Scaklk iin) gnein dik gelen nlarnn etkisi ile oluan. 2. Parlak. [DS] cca1, [c (yans.) + Far. cia] {az} is. 1. Ss olarak kullanlan ku tyleri. 2. Gen ve kk aa dallar. [DS] cca2, [c (yans.) > c+c-a] {az} is. Kuru grlt; gevezelik. [DS] ccl, [c (yans.) > c+c-l] {az} s f (Zaman iin) en hararetli. [DS] cck1, - [ (kam ) > c-ck] is. Haha bitkisi nin kozas koparlm kuru saplar; haha ubukla r. cck2, - [c (yans) > c+ck] {az} is. Tarla kuu. [DS] cc, [c (yans.) > c-+c-] {az} is. Austos bcei. [DS] cl1, [c (yans.) > c-l] is. 1. Suyun akarken kard yava ve tatl sesi anlatan yansmal gvde. 2. Suyun s ve yava akan yeri. 3. {az} ri kumlu toprak. [DS] S cl cl, {az} 1. P ekm ezin a r a r kayn arken ka rd ses. 2. Ku veya civciv s e s i; cvl cvl. 3. Yava y a v a ; a r ar. [DS] cl, [Yun. atsingano (ingene)] {az} is. -* cngl. [DS] alam ak , [c (yans.) > c--la-mak] {az} gsz. f . [->'] [- l( 1 - y r] Hafiften alamak. [DS] ) cldam ak, [c-l-da-mak] {az} gsz. f i [-r ] [-d()y o r ] 1. (ocuklar iin) hep bir azdan yksek ses le konumak. 2. Grlt yapmak. 3. (Akar su iin) alamak. [DS] cldamak, [c-l-da--mak] {az} ite fi. [-r ] (ocuklar iin) hep bir azdan yksek sesle kar lkl olarak konumak; barmak. [DS] cldm, [c (yans.) > c-l-dm] {az} is. Kuru grlt; gevezelik. [DS] lt, [c (yans.) > c-l-t] {az} is. 1. Su sesi; hafif alt. 2. Hafif grlt. 3. {OsT} Kark ses lerden meydana gelen grlt. 4. Yan erirken kard ses. 5. Yeni doan ocuk. [DS] r1 [c (yans.) > c-r] {az} is. Boaz sklan , kimsenin kard bouk ses. [DS] r2, [c (yans.) > c-r] {az} s f Oyunbozan; mzk. [DS] a rck , - [c (yans.) > c-r-ck] {az} is. zool. T arla kuu; ayr kuu; toygar. [DS] crgan, [c (yans.) > c-r-gan] {az} is. zool. Austos bcei. [DS] crtgan, [c (yans.) > c-r-t-gan] {az} is. zool. - * crgan. [DS] rt, [c (yans.) > c-r-t] {az} is. Tavuk sesi. [DS] c, [c (yans.) > c-] {az} is. Parlama belirten

i f f i i n g s B O j i .7 9 3

CIK

yansmal gvde. [DS] 0 c c, {az} P a r l p a rl; p a rla y a ra k . [DS] clamak, [c--la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l()vor] 1. Hafif hafif ses karmak. 2. (Ocaktaki su iin) yeni kaynamaya balamak. 3. (Ocaktaki ya iin) erimeye balamak. [DS] ctamak, [c--ta-malc] {az} gsz. f . [ - r ] [-(d)y o r] 1. (Para, zincir, boncuk, akl ta gibi nesne ler iin) birbirine arparak, srtnerek ses kar mak. 2. (Su iin) hafiften alamak; ses karmak. 3. (Kuru yaprak iin) rzgr vb. etkilerle ses karmak; hrdamak. [DS] ctatmak, [c (yans.) > c--ta-t-mak] {az} g l - f [-r ] (Para, zincir, akl ta vb. iin) birbiri ne srtnerek ya da sallanp arparak ses karmak. [DS] cit, [c--t] {az} is. allk yerlerde ya da otlar arasnda gezerken kan srtnme sesi; hrt. [DS] z1, [c-z] {az} is. 1. Oyunbozan; mzk. 2. Oyunda hile yapan. 3. Kavgac; geimsiz; huysuz. 4. Dedikoducu. [DS] z2, [c-z] {az} is. 1. Yol. 2. Dzen. [DS] azlam ak, [c-z-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r] 1. Oyunda mzklk etmek. 2. Hile yapmak. 3. Huylanmak. 4. rkmek. [DS] azlanmak, [c-z-la-n-mak] {az} dnl. f. [-r] Oyunda mzklk etmek. [DS] czlh, [c (yans.) > c-z-lh] {az} is. -* azlk. [DS] azlk, - [c-z-lk] {az} is. 1. Mzklk. 2. Hi lecilik. [DS] azm ah, [c (yans.)> c-z-mak> czmah] {az} gsz. f . [-r ] -* czmak. [DS] czmak, [c (yans.) > c-z-mak] {az} gsz. f. [r] Oyunbozanlk etmek; oyunda mzklk etmek, la, [c-la] {az} sf. 1. Byyememi, bodur. 2. (Kii iin) donsuz. [DS] cra, [c-ra] {az} is. Bir tr dikenli ot. [DS] cralk, - [c-ra-lk] is. Sk allk, crk, - [c (yans.) > c-()r-k] {az} is. Doku mac kr; krk. [DS] camak, [c (yans.) > c-()-a-mak] {az} gsz. f [-r ] Yerinden oynamak; gevemek. [DS] -ck, [-ck / -cik / -ik / -k / -ck / -cuk / -k / uk] yap. e. 1. simden isim treten ek. Eklendii kelimeye bilinen byklnden daha kk olma kavram katar: derecik, o d ack, sapk, bak. 2. Doada var olan bir nesneye benzerlii veya ok kk rnei olma dolaysyla tp, bitki bilimi ve hayvan bilimi terimlerini karlayan kelimeler ya par: arpack, badem cik, beyincik, gelin cik, k arn ck, kzlck, m aymuncuk, tomurcuk, s arck, to suncuk. 3. Kltme kavram katarak yer adlar ya par: narck, G erm encik, O vack, P n arck, R us uk. 4. Dknlk ve ballk duygularn katar:

p a ra c k , lirack, m akam ck. 5. Niteleme sfatlarnn tad kavram daraltan, ksaltan veya daha az bulunduunu belirten sfatlar yapar: a z ck (az-ck), incecik, d a ra c k (dar-a-ck), u fa ck (ufak-k), k ck (kk-k). 6. Yer bildiren iaret zamirle rinden yaknlk, mesafe ksal, benimseme kav ram tayan zamirler yapar: burack, u rack, o r a ck. 7. Kimse kelimesine gelerek hilik, yokluk kavram tayan zamir yapar: kim secik, kim secikler. 8. Getirildii isimlere sevgi, acma, efkat duygula r katarak isimler yapar: annecik, M ehm etik, A ye cik. 9. Sfatlardan holanma, sevgi duygulan kata rak sfatlar yapar: biricik (< bir-i-cik), s c a c k (< scak-k). 10. Benzerlik ve kullanma yeri kavram lar katarak ara gere isimleri yapar: ku rba ack, maymuncuk, a y akk. 11. Aalama, hor grme kavramlar katar: adam ck, h o cack . 12. eitli benzerliklerden dolay hastalk adlar yapar: kzl ck, kzam kk, ylanck, pam ukuk. -ck, [-cik / -ik / -k / -ck / -cuk / -k / -uk] yap. e. Fiilden isim treten ek. Fiilin kknn belirttii eyleme bal olarak ortaya kan veya yaplan k k i kavram katarak isimler tretir: pck, g lck. ck1, [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik (yans.)] is. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] ck+ ck-la-m ak, ck-r+ iy-ik. ck2, [ca / cah /cak / c / ck / crk / ci / ciy (yans.)] is. akl, kum, kk metal eya, kurumu ot, aa vb. nesnelerin arpmas, srtnmesi veya vurmas hlinde kan sesleri anlatan kk. [Zlfikar] c k ck, ck c k etm ek, ck+ ck-a, ck- takm ak, ckgr, ck-kr. ckJ, [cak / ck (yans.)] is. Kahkaha atarak glmeyi anlatan kk. [Zlfikar] ck-r-a-k. ck4, [c / ck (yans.)] is. Oyunda mzklk etmeyi, anlamadan dnmeyi, mymntlk etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] ck--la-m ak. ck5, [ck (yans.)] is. Hayr anlamnda n damaktan karlan sesi anlatan kk. [Zlfikar] ck--la-m ak, c k c k e t m e k B S ck ck ck!.. am a, hayret b ild i ren ve ayn e k ild e karlan ses. ck6, [ck (yans.)] is. Ekiyip kabarma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] ck-ra-m ak, ck-r-m ak. ck7, [ck (yans.)] is. 1. Fazla yal olmay, vck vck olma durumunu anlatan kk. [Zlfikar] c k -la ya, ck-la-m a. 2. {az} sf. Sulu; cvk. [DS] ckck, - [ck+ck] {az} is. 1. Krmz boya. 2. Gizli sz. 3. Salyangoz. 4. Tarla kuu; toygar. 5. sf. Geveze; dedikoducu. [DS] S ckck etmek, {az} Sinirlenm ek. [DS]|| ckck kula, {az} Salyangoz. [DS]j| ckck ta, {az} B irbirin e srtldnde kvlcm ka ra n ta; a k m a k ta. [DS] ckcka, [ck (yans.) > ck+ck-a] {az} is. Deir mende tahln bittiini bildiren dzenek. [DS]

CIK ckcklam ak, [ck+ck-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [l()-y or] 1. Barp armak. 2. Gevezelik etmek. 3. Ck ck sesleri kararak aknln belirt mek. [DS] cklam ak, [ck (yans.) > ck--la-mak] {az} gsz. f M Oyunda mzklk etmek. [DS] ck, [ck-] {az} is. 1. Kk boha; km. 2. Kk tencere. [DS] S ck takm ak, {az} fo lk . Dnden n ce, d am at tarafn dan g elin e h ed iy e gn derm ek. [DS] klamak, [ck--la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] Hayr, yok! anlamnda ck sesi karmak. [DS] ckriyik, -i [ck-r-a-yk] {az} is. 1. Tahterevalli. 2. Austos bcei. [DS] ckgr, [ck (yans.) > ck-gr] {az} is. Silindir bii minde aatan yaplm yayk. [DS] ckrk, - [ck (yans.) > ck-r-k] {az} is. krk. [DS] ckriyik, -i [ck (yans.) > ck-r-k > ckriyik] {az} is. 1. Austos bcei. 2. Tahterevalli. [DS] ckka, [azck > ack (p ek az) > ckka [Tietze]] {az}] sf. 1. Gelimemi; bymemi. 2. is. nce, dar ve tal yol; patika; clga. 3. Da ya da aa tepesi; doruk. [D S ckkadar, [ck+kadar] {az} sf. Bir para; azck. [DS] ckkrak, - [ck (yans.) > ck-kr-a-mak > ck-kr-ak] {az} is. Kap mandal. [DS] ckla, [ck-la] {az} sf. 1. Katksz; saf. 2. ok yal. 3. i; pimemi. [DS] S ckla ya, {az} (Y em ek iin) o k yal. [DS] cklam a, [ck-la-ma] {az} is. Bulgur ve mercimekle yaplan sulu bir yemek. [DS] ckrak, - [ck-ra-k] {az} sf. Yerli yersiz ok glen. [DS] ckram ak, [ck-ra-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-r()-y or] (Yemek iin) ekimek; bozulmak. [DS] ckrm ak, [ck (yans.) > ck-ra-mak] {az} gsz. f . [r ] (Mide iin) ekimek. [DS] -cl, [-cl / -cil / -il / -il / -cul / -cl / -ul / -l] yap. e. 1. simden isim ve sfat yapan ek. Getirildii isimlere yaknlk duyan, seven, holanan gibi be nimseme ve alma kavramlar katarak sfatlar ya par; {eAT} (ayn): an acl, b a b a cl, adam cl, insancl. 2. Dknlk, bamllk kavramlarn katarak s fatlar yapar: bencil, avcl, evcil, kadncl, boazcl. O l k o kuzu a d a m cl (adam s) oldu. Ebamslimname. 3. Bir ortam seven veya o ortamda yaa yabilen kavram katararak isimler yapar: rkl, kumcul, tuzcul, alcl, nem cil. 4. Getirildii bitki ve hayvan isimleri ile ilgili olarak o bitki ve hay vanlarla beslenen, onlar yemeyi seven kavram ta yan hayvan adlar yapar: balkl, etil, kurtul, bitkicil. 5. Eimli olan, ynelen kavram tayan

IE IIIE E S E U R . tm
sfatlar yapar: alm cl, olum cul, lm cl, ncl. 6. Benzerlik kavram katarak isimler yapar: ta rak l (ku ad). cl1, [cl / cld (yans.)] is. Barma, sylenme, a lama, mzklk etme, bu biimde konuma ve tmeyi anlatan kk. [Zlfkar] cl-la-m ak, cl-m ak, cl-l-m ak, cl-l-t-m ak, cl-lk-la-m ak, cl-la-k. cl2, [cl] {az} is. 1. Ya. 2. Yl. [DS] cila, [Ar. cel] {az} is. -* cila. [DS] clagt, -d [c-la-gt ?] {az} is. Suyu deirmenden ayrmak iin oluklar zerinde kurulan bir dzenek; savak; savacak. [DS] clam ak, [c-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()-y or] nce ince ses karak alamak. [DS] clamuk, -u [cl-a-muk] {az} is. 1. Cvk yourt. 2. sf. Clz. [DS] cilasn, [Mo. calagu (yiit) / eT. al-mak (yere vurmak, y km ak) > al-k-sm [Tietze] > celsn > cilasn j - 5 ^ - ] (cilasn) is. 1. {eAT} {OsT} Kahra man; yiit; grbz delikanl. 2. {az} Erkek ve kz gzeli. [DS] cilasun, [Mo. calagu (yiit) / eT. al-mak (yere vurmak, ykm ak) > al-k-sn [Tietze] > celsm > cilasun (cilasun) is. {eAT} -* cilasn.

clamak, [eT. y-la-mak > cla--mak] {az} [DS] ite, f . [ -r ] Alamak, clatm ak, [cla-t-mak] {az} gl. f . [-r ] Alatmak. [DS] clav1, [cla-v] {az} is. Alay. [DS] clav2, [Mo. cillau > cilav j ^ ] {eAT} {az} is. At yular; dizgin; gem. [DS] S clavu burm ak, {OsT} D izgin krm ak. clav3, [Ar. cel => clav] {az} is. 1. Parlaklk. 2. Ss. 3. stek. [DS] clavlanm ak, [clav-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] 1. ok isteklenmek. 2. gsz. f . alm satmak. [DS] -clayn, [-cl-a-y-n / -cil-e-y-in] {eAT} y a p e. ... gibi; ... kadar; ...trl. B en cileyin (benim kadar) yoktu ru r baht siyah. Mihri Divan, claz, [cl-az] {az} sf. 1. (ocuk iin) hastalkl. 2. (Ekin iin) gelimemi. 3. Ark; clz. [DS] clb1, [clb / clp (yans.)] is. Svlar iinde, yal havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] clb-k, clb-ir-ik. clb2, [clb / clp / cilb (yans.)] is. Y a l, sulu ve cvk olmay anlatan kk. [Zlfkar] clb-r, clb -r a, clb-r-, clb-r-t clbaa, [clb (yans.) > clb+aa] {az} is. 1. Yara maz ve huysuz ocuk. 2. sf. Sska; clz. [DS] clbak, - [p-la-k / clbak] {az} sf. 1. plak. 2. Geim darl eken; yoksul. [DS]

I m

. 795

CIL

clban1, [Ar. culban jU tr] {az} is. 1. Yabani bezel ye. 2. Burak. [DS] ban2, [Erme, urban] {az} is. Sulama iini dzen leyen grevli. [DS] clbanmak, [clba-n-mak] {az} dnl. f . [ -r ] So yunmak. [DS] cdbk, - [clb (yans.) > clb-k] {az} is. Sulu a mur. [DS] lbr1 [clb (yans.) > clb-r] {az} is. 1. Yourtlu , yumurta. 2. Et, spanak ve yumurta ile yaplan bir yemek. 3. Makarna veya eriteden yaplan sulu bir yemek. 4. Yada kzartlan balk stne limon ve sarmsak dklerek yaplan bir yiyecek. 5. sf. Y r tk prtk. [DS] >5 lbr a, {az} S ebze yem ei. [DS] lbr2, [Mo. ilbr > lbr / ilbir] is. 1. At, eek ve sr gibi hayvanlarn bana geirilen yulara ba lanarak hayvan ekmek ve yedmekte kullanlan ip veya zincir. { OsT} (ayn) 2. {az} Satlan hayvann ipini teslim ederken oban yardmcsna verilen bahi paras. [DS] lbr, [clb (yans.) > clb-r-] {az} is. Bulgur ve patatesle yaplan bir tr sulu yemek. [DS] clbrt, -d [clb-r-t] {az} is. Sacda piirilen, bu day, arpa, avdar ekmei. [DS] clbirik, -i [clb (yans.) > clb-r-k] {az} is. Sulu amur. [DS] clcl, [cr (yans.) > cr+cr > clcl] {az} is. Az az akan su. [DS] clclk, - [cr (yans.) > cr+cr-k] {az} is. -* clcl. [DS] cld1 [cl / cld (yans.)] is. Barma, sylenme, , alama, mzklk etme, bu biimde konuma ve tmeyi anlatan kk. [Zlfkar] cld-r-k, cld -r cld-r. cld2, [cld / cilt / cild (yans.)] is. Parlamay, k samay anlatan kk. [Zlfkar] cld -r ldr, cld-ra-mak, cl-dr-da-t-m ak. clday, [cl-day / ildek] {eT} is. Atlarn gsnde kan bir hastalk. [DLT]

cldrdatm ak, [cld-r-da-t-mak] {az} gl. f . [-r] Parlatmak. [DS] cldrk, - [cld (yans.) > cld-r-k] {az} is. Sere. [DS] clga1 [Mo. cilga / clk] {az} is. 1. nce, dar ve , talk yol; patika; kei yolu. 2. nce dal. 3. Engel. 4. Fundalk. 5. Bulank akan su. [DS] clga2, [Gre, cilga] {az} is. Kk pulluk; kk saban. [DS] clgar, [? clgar] {az} is. rt. [DS] clgar etmek, {az} Tarlann zerini su tam am en r te c e k k a d a r su verm ek. [D S]|| clgar olmak, {az} Tarlann ze rini tam am en su brmek. [DS] clg1, [Mo. cilga / clk ^^1=r] {az} is. Patika yol; lceiyolu. [DS] clg2, [mg (yans.) > ng] {az} is. ak ve bakla rn ucunda bulunan zincir takmaya mahsus halka. [DS] clg3, [eT. k-mak (dm lem ek) > k- / k-m > clg L il=-] is. 1. {OsT} Beyaz tylerden oluan ty S demeti. 2. {az} nce uzun tlbent. 3. ncecik ba. [DS] clg4, [cl (yans.) > cl-g] {az} sf. 1. (Kii iin) kendine sahip olamayp yerli yersiz konuan. 2. is. Deriden yaplma su tulumu. [DS] clgmak, [cl (yans.) > cl-g-mak] {az} gsz. f. [r] 1. (Kii iin) isteine ulaamayp bozulmak. 2. Oyunda mzklk etmek. [DS] clgsz, [cl-g-sz] {az} sf. 1. Terbiyesiz. 2. apkn. 3. Yaramaz. 4. Oyunbozanlk eden. 5. Agzl. 6. Obur. [DS] clh, [calh / calk / clh / clk (yans.)] is. 1. Sv ve cvk maddelerin alkalanmas, sarslmas durumu nu anlatan kk. [Zlfkar] clh-m ak. 2. {az} sf. C vk. [DS] 3. {az} Bozuk; rk; kokmu; lk. [DS] cl, [Krg. cl-mak (lm ak)] {az} sf. 1. Scak. 2. Ilk. [DS]

-clk, [-c-lk / -cilik / -ilik / -lk / -clk / -culuk / -lk / -uluk] yap. e. 1. simden isim yapan ek; meslek ad yapan -ci eki ile soyut kavramlar reten cildi, [cld-] {az} is. Resim. [DS] -lik ekinin kalplam biimidir. Meslek ve ura ldr, [cld (yans.) > cld-r] {az} is. 1. Parlamay, alan kavram tayan isimler yapar: besicilik, k samay anlatan yansmal gvde. 2. Barp oyunculuk, yatrm clk, szclk, iftilik. 2. Al armay, mzklk etmeyi anlatan yansmal kanlk haline getirilmi i, tabiat, huy kavramlar gvde. 3. is. A z akan su. [DS] t? ldr ldr, {az} tayan isimler yapar: frsa tlk, yalan clk, m zk 1. H oppa. 2. ( ocuun konum as) en akrak. 3. lk, otlaklk, k aa klk. 3. Bir gr, dnce Suyun a ka rk en ka rd ses. [D S]|| ldr kaym ak, ve bir akm benimseme, taraftar olma kavramlar Yass talar durgun su yzeyinde kaydrm ak. tayan isimler yapar: adclk, ataclk, belirlen im cldramak, [cld (yans.) > cld-r-a-mak / yld-r-acilik, devletilik, devrim cilik, g erek ilik, A tatrk mak] {az} gsz. f . [-r ] [-r()-y o r] 1. (Kedi, koyun lk, trecilik, toplumculuk, lkclk, y a p s a lc vb. hayvanlarn gz iin) karanlkta parlamak; lk. lamak. 2. (Gz iin) kaymak. [DS] clk1 - [cl (yans.) > cl-k] {az}is. 1. ncir. 2. sf. , cldrdamak, [cld (yans.) > cld-r-da-mak] {az} Oyunbozan; mzk. 3. Terbiyesiz. [DS] g sz .f. [-r ] [-d ()-y o r] nce sesle alamak. [DS]

CL

IHIMtSM. ;S ,3
cllaka, [cl (yans.) > cl-la-mak > cl-la-k / cllaka] {az} is. mark. [DS] allam ak , [cl / cr (yans.) > cl-la-mak / cr-la-mak] {az} gsz. f i [- r ] [-l()-y o ] 1. Dnmek; vazge mek. 2. Kar gelmek. 3. Oyunda mzklk etmek. 4. nce ve yksek sesle alamak. [DS] cllayk, - [cl (yans.) > cl-la-y-k] {az} sf. nce bir sesle srekli barp alayan. [DS] clh1, [cl (yans.) > cl-l] {az} sf. 1. Nazl. 2. Oyun bozan; mzk. 3. Haksz. 4. elik oyununda din lenmek iin verilen zaman. [DS] cll2, [Krg. cl-mak (lm ak)] {az} sf. Ilk. [DS] cllgu, [ctll- jill=r] {OsT} is. allk. cllk1, - [cl (yans.) > cl-l-k] {az} sf. 1. Oyunbo zan; mzk. 2. ok abuk darlan. 3. is. Bir yllk ya da daha kk horoz. 4. Mncklama; bozma. 5. Tala. 6. Mayasz hamur ekmei. 7. Korku. [DS] S cllk cllk, {az} Sulu sulu. [D S]|| cllk etmek, {az} 1. M era k etm ek. 2. (Yrek iin) znt y a da korku dan burkulm ak. [DS] cllk, - [cl (yans.) > cl-lk jl-] {eAT} is. Kabarck. cllklamak, [cl (yans.) > cl-l-k-la-mak] g s z .f. [ - r ] Oyunda mzklk etmek. [DS] {az}

clk2, - [cl (yans.) > cl-k / cl-k] {az) sf. l./ ok slak. 2. Cvk. 3. rk. [DS] Im ak , [cl (yans.) > cl--mak] {az} g s z .f. \[-r] 1. Oyunda mzklk etmek. 2. i bozmak. [DS] clman, [cl-man ?] {az} is. nsan gc. [DS] clngz, [cl-mg-z] {az} sf. 1. Ark; clz. 2. Bakm sz. [DS] clnt, [cl-n-t] {az} is. al rp. [DS] clrga, [cl-r-ga] {az} is. Kaldra. [DS] clz, [Erme, clz] sf. 1. ok zayf, elimsiz. 2. Gc kuvveti yetersiz; kuvvetsiz. 3. Dayanksz. 4. ok ince. 5. Deersiz. 6. {azj Cce. [DS] 7. {az} Sey rek. [DS] 8. {az} Yeni domu kk ocuk. [DS] clzlama, [clz-la--ma] is. Gsz dme, zayf lamak eylemi, clzlamak, [clz-la--mak] dnl. f . [ -r ] 1. Zayf lamak; gsz dmek. 2. Gcn kuvvetini, etki sini yitirmek; snklemek, clzlk, - [clz-lk] is. 1. Clz olma durumu. 2. Clz olan eyin nitelii. 3. Zayflk, gzszlk. clk1, [calh / callc / clh / clk (yans.)] is. Sv ve cvk maddelerin alkalanmas, sarslmas durumunu an latan kk. [Zlfkar] clk km ak, c lk y ara, clk clk, cl(l)k cllk. clk2, [clk (yans.)] sf. 1. {az} ok slanm. [DS] 2. {az} (Yara iin) irinlenmi. [DS] 3. (Yumurta iin) bozulmu. 4. (Yumurta iin) kulukada civciv k mayan, dlsz. 5. rm; kokmu. 6. Sznde durmayan; sznn eri olmayan. 7. {az} Kt kalpli. [DS] S clk kmak, Kusurlu, kt, bo km ak. | clk etmek, 1. B ozm ak; rtmek. 2. y ice | sulamak.\\ clk kmak, Gvenilirlii, sa lam l k alm am ak ; bozulm ak, la k a la m a k ,| clk kesmek, | {OsT} C lk olm ak .| clk olmak, {az} o k uslan | mak. [DS] clkava, [Slav, vlk (kurt) > Bulg. clkava] is. 1. Kafa derisi. 2. Kurt veya tilkinin ense ksmndan yaplan krk. clk1, [Krg. clk] {az} is. 1. At srs; ylk. 2. Eek. [DS] clk2, [Mo. cilga / clk (_ -] {az} is. raJU [DS] clkc, [ylk > clk-c] {az} is. At oban. [DS] clkr, [clk (yans.) > clk-r] {az} is. Et, spanak ve yumurta ile yaplan bir yemek. [DS] clklama, [clk-la--ma] is. Clk olmak eylemi, clklamak, [clk (yans.) > clk-la--mak] dnl. f . [ -r ] Clk duruma gelmek. [DS] {az} clga1.

clhmak, [cl (yans.) > cl-l-mak] {az} gsz. f i [-r] 1. Yorgunluk yznden gten dmek. 2. Dn mek; vazgemek. 3. Oyunda mzklk etmek. 4. nce ses kararak alamak. 5. gl. f i Sulandrmak. [DS]
Iltm a k , [cl (yans.) > cl-l-t-mak] {az} gl. f i [-

r] Oyunda kar taraf mzkla zorlamak. [DS]


cl m ak , [cl (yans.) > cl-mak / yl-mak] {az} gsz.

f i [ - a r ] Oyunda mzklk etmek. [DS] clmk, - [cl (yans.) > cl-mk] {az} sf. ok sulu; cvk. [DS] S clmk yourt, {az} Sarm sakl y o urt. [DS] clmuk, -u [cl (yans.) > cl-muk] {az} sf. -* clmk. [DS] clp1, [clb / clp (yans.)] is. Svlar iinde, yal havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] clp clp, clp--m ak, clp-k, clp-mak. clp2, [clb / clp / cilb (yans.)] is. I. Yal, sulu ve cvk olmay anlatan kk. [Zlfkar] clp clp, clpk. 2. sf. Cok slak. 0 clp clp, {az} o k sulu. [DS] clpk, - [clp (yans.) > clp-k] {az}is. 1. Sulu peynir. 2. Bir tr tatl su bal. [DS] clpmak, [clp (yans.) > clp--mak] {az} gsz. f i [r ] (Donmu yerler iin) gne etkisi ile zlp amur olmak. [DS] -clrak, [-el-ra-k / -cil-re-k] {eAT} y a p e. sim ve sfatlara benzerlik kavram katan yapm eki; bu gnk -ms grevinde kullanlmtr.

clklk, - [clk-lk] is. 1. Clk olma durumu. 2. Clk olan eyin nitelii, cllak, - [cr (yans.) > cr-la-k > cl lak] {az} sf. 1. nce bir sesle srekli alayan; baran. 2. Mzk. 3. is. Civciv. 4. nce ve przl ses. [DS]

i iM ita .7 9 / cilt, [cld / cilt / cild (yans.)] is. Parlamay, k sa may anlatan kk. [Zlilfkar] c t-ra-m ak. cltram ak, [cilt (yans.) > clt-ra-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-r()-y or] Parlamak. [DS] cltratm ak, [clt-ra-t-mak] {az} gl. f. [ -r ] Parlat mak. [DS] cim, [cim / cim / ciim ('yans.)] is. Parmak ular arasnda sktrma, ezme ve buna benzer hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] cm ck, cm -ck-la-m ak, cm -k-la-m ak. crnak1, [cr-mak > c-mak] {az} gl. f . [-r ] Yrt mak. [DS] crnak2, [Gre, cmahe] {az} sf. Ekimi. [DS] cm b1 [camb / cmb / emb / cimb / cimp / comb / , conb / cumb (yans.)] is. Svlarn alkalanmas ile oluan hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] cm b -l cm bl, cm b-a-la-m ak, cm b-l-la-m ak, cm b-l-damak, cm b-l-da-k. cmb2, [camb / cmb / comb / comp / cum / cumm / cumb (yans.)] is. Sv iine atlan cismin kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] cm b-a-la-n -m ak. cnbJ, [cmb / cim (yans.)] is. Suya dalma, ykanma, su sratma, svlar alkalama srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cm b -l cm bl. cmbalam ak, [cmb (yans.) > cmb-a-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Svy alkalamak; sarsmak. [DS] cmbalanmak, [cmb (yans.) > cmb-a-la-n-mak] {az} dnl. f . [ -r ] (Su iin) iine ta atld za man ses karmak. [DS] cm bar1, [cmb (yans.) > cmb-ar ?] {az} is. 1. Filiz; srgn. 2. Mee; al rp. 3. atal denek. 4. nce ve kuru sopayla atlan dayak. 5. fke; sinir. [DS] S cm bar yemek, {az} D a y a k yem ek. [DS] cmbar2, [Far. ember (kasn ak) > cmbar] {OsT} is. Dokuma tezghlarnda dokunan kuma gergin tut mak iini tezghn iki yanna geirilen dili aygt, cm barlam a, [cmbar-la-ma] is. Cmbar geirme ya da takmak eylemi, cmbarlamak, [cmbar-la-mak] gl. f [ - r ] [-l()-y o r] Tezghtaki kuma cmbarla geriye almak. cmbl1, [cmb (yans.) > cmb-l] is. Su iinde hareket eden eylerin ya da dklen, alkalanan svlarn kard sesi anlatan yansmal gvde. S cmbl cmbl, {az} 1. (Y kanm ak iin) su s e s i k a ra k ; dklen su la ra se s kartarak. 2. (Su iin de h a rek et eden cisim iin) su s e s i kartarak. 3. Sulu sulu. [S] cmbl2, [cmb (yans.) > cmb-l ?] {az} sf. 1. Zayf; clz. 2. is. Kk zm salkm; salkm zerindeki dalcklar. [DS] cmbldak, - [cmb (yans.) > cmb-l-da-k] {az} sf. 1. Stsz; soysuz. 2. Yaramaz. 3. Her eye karan; ukala. 4. Arsz. 5. Oynak. 6. Sznde durmayan; dnek. [DS]

CM cmbldamak, [cmb (yans.)> cmb-l-da-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-d ()-y o r] 1. (Su iin) alkalanmak. 2. Suda oynamak. 3. Bulanmak. 4. Heyecanlanmak. [DS] cmbldatmak, [cmb-l-da-t-mak] {az} gl. f . [-r ] 1. Bir kaptaki svy yavaa alkalayarak kendi zerine sratmak. 2. Yourdu yaykta dvmek. 3. Sratmak. 4. Duyurmak; sezdirmek. [DS] cmbldayk, - [cmb (yans.) > cmb-l-da-y-k] {az} sf. Sznde durmayan; dnek. [DS] cmbllamak, [cmb (yans.) > cmb-l-la-mak] {az} g s z .f. [ -r ] 1. Korkmak. 2. Kafas karmak. [DS] cmbrk, - [cmb-r-k] {az} sf. (Kii iin) ufak tefek. [DS] cm brt, [Yun. tsimpidi] {az} is. 1. Davul ubuu. 2. is. Cam ve porselen eyann krlrken kard ses. [DS] cmbt, -d [Yun. tsimpidi] {az} is. 1. Cmbz. 2. Yemek atal. [DS] cmbz, [Yun. tsimpidi] is. 1. Kl, tel gibi ince eyleri ekip karmaya yarar kk maa. 2. tekst. Boya ilerinde kuma zerinde bulunabilecek p vb. eyleri temizlemede kullanlan alet. 3. {az} Hay van srmekte kullanlan ucu sivri aa. [DS] 4. Deri veya mein delmeye yarayan sap tahta, ucu metal ara; biz. S cmbz gibi, Atik; evik. cmbzc, [cmbz-c] is. tekst. Kumalar cmbzla te mizleme iini yapan ii, cmbzlama, [cmbz-la-ma] is. 1. Cmbzlamak ii. 2. tekst. Boya ncesi kuma zerinde bulunan iplik, p paralar ya da dm, nope gibi kuman kali tesini bozabilecek maddelerin temizlenmesi ii. cmbzlamak, [cmbz-la-mak] gl. f. [-r ] [-l()-y o r] 1. tekst. Boya ncesi kuma zerinde bulunan iplik, p paralan ya da dm, nope gibi kuman kali tesini bozabilecek maddeleri cmbz ad verilen el arac ile temizlemek. 2. {az} Cmbz ad verilen ucu sivri aala hayvan drtmek. [DS] cmcklamak, [cim (yans.) > cm+clc-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()-y o r] 1. Trmalamak. 2. imdikle mek. 3. Ezmek. 4. Krtrmak. [DS] cmcl, [cmb (yans.) > cmb-l > cmcl] {az} -* cmbl. fi3 cmcl cmcl, {az} -* cmbl cmbl. [DS] cmclk, - [c(m)+c/lk] {az} sf. Srlsklam. [DS] cm cm a, [Far. cumcuma (kuyu)] {az} is. Yollarda ve tarlalarda meydana gelen su birikintisi ve batak lk. [DS] cmcslak, - [c(m)+c/s-la-k] sf. rlplak, cmck, - [cm--ck] {az} sf. Biraz; ok az; cim dik. [DS] cmklam ak, [cim (yans.) > cm-k-la-mak] {az} g l.f. [-r ] 1. Yourmak. 2. Kartrmak. 3. imdik lemek. [DS] cm rtlak, - [cm-r-t-la-k] {az} is. Arasna oturup

CM

I M I M tS M .

8S

sallanmak ya da yatmak iin karlkl iki aa ara ma gerilmi iplerden meydana gelen salncak; ha mak. [DS] cmka, [? cmka] {az} is. Ayiei tohumu. [DS] cimiz, [? cimiz] {azf is. 1. Yaz k sulu olan yer; bataklk. 2. Ekilemeyen killi tarla. [DS] cmzlanm ak, [cmz-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] 1. Huysuzlanmak. 2. (Hava iin) bulutlanmak. [DS] -cm , [-cin / -cin / -cn / -cun / -in / -in / -n / un] yap. e. 1. simden isim treten ek. Ku adlar yapar: gvercin (gk-er-cin), bldrcn, kakn. 2. Yaad yeri esas alarak ku ad yapar: amurcun, hayrcn. 3. Belli bir hayvan yiyerek beslenen ku ad yapar: balkn. 4. Deik trde adlar ve sfatlar yapar, tokurcun, rcn (ipten rlm m erdiven), yaln. cm , [cm / cnc (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arpma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfkar] cnc--k, cin ck, cnc--k-l, cn c--k gz, cn c--k-la-m ak. crnak, - [cn-ak ?] {az} is. Cam ve porselen eya. [DS] cm az, [cn-az ?] {az} is. Huysuz ihtiyar. [DS] cnb, [camb / cmb / cmb / cimb / cimp / comb / conb / cumb (yans.)] is. Svlarn alkalanmas ile oluan hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] cnb-l-da-m ak, cm b-l-t. cnbldak, - [cmb (yans.) > cnb-l-da-k] {az} sf. 1. Zevzek. 2. Oynak. [DS] cnbldam ak, [cmb (yans.) > cmb-l-da-mak] {az} g s z .f. f - r ] [-d ()-y o r] alkalanmak. [DS] cnbdt, [cmb (yans.) > cmb-l-t] {az} is. Kap iindeki svnn alkalanmasndan doan ses. [DS] cnbs, [Yun. tsumpidion => cnbs Lf-^-] {OsT} is. Cmbz. cnck, - [cm (yans.) + ck (yans.)] is. 1. Bardak, tabak gibi cam ve porselenden yaplm eyalar; zcaciye; sra. 2. {az} Krk cam ve porselen par alar. [DS] 3. {az} ocuk oyunca. [DS] 4. {az} Bilye. [DS] S cnck boncuk, Yalanc talardan ya p lm ss ve tak eyas.\\ cnck gz, {az} a k r gz. [D S]|| cnck kr, {az} H ay al krkln a uratan g erek . [DS] cnck, [cmck-] {az} is. Zcaciyeci. [DS] cncklam ak, [cmck-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()y o r ] 1. Sslemek. 2. Gdklamak. 3. Mncklamak. '[DS] cnckl, [cnck-l] {az} sf. Ssl. [DS] cindi, [cn-d] {az} sf. Cimri. [DS] cindik, - [cn-d-k] {az} sf. 1. Kk ve yuvarlak. 2. Alngan ve kt huylu. [DS] cindim, [cn-d-m] {az} sf. Davranlarn ve szn kontrol edemeyen. [DS] cindir, [cy (yans.) > cy-n-dr] {az} sf. Kuru; za yf; clz. [DS]

cndra, [cm-d-r-a ?] {az} is. Yaban at ve sr ya kalamakta kullanlan, ucunda urgan halka bulunan atal aa. [DS] cndrk, - [i / c (yans.) > cy-n-dr-k] {az} sf. (Et iin) yasz ve sinirli. [DS] cng1 [cang / cank / cng / cing / cong / conk / cng / , cunk / can (yans.)] is. nlama sesini andrr geve zelik etmeyi, barma, konuma ve tmeyi anla tan kk. [Zlfkar] cng-, cng-l-da-m a, cng-r cng-r, cng--m ak. ff cng atm ak, {az} ifte atm ak; tepm ek. [DS] cm g2, [cmg (yans.)] is. Cam ve apma, sallanma ve srtnme ile seslerini anlatan kk. [Zlfkar] m ngll, cng-l-da-k, cng-r-a-k, r-t-la-k. metal nesnelerin kard nlama cng-l, cng-l-l cng--m ak, cng-

ngar, [Yun. tsingra] {az} is. Kavga; kavga grl ts. [DS] S ngar karm ak, {az} K a v g ay a n e den o lm a k ; s e b e p li seb e p siz kav g a karm ak. [DS] cngayl, [cmg (yans.) > cng-ay-l] {az} is. aylak. [DS] cngaz, [cng (yans.) > cmg-az] {az} sf. Geveze. [DS] ng, [cmg (yans.) > cng-] {az} is. 1. Kvlcm; mg. 2. Civciv. [DS] cngl1 [cmg (yans.) > cmg-l / cingil / ngl] {az} , is. Su veya st tamakta kullanlan bakr kap; ko va; bakra; su kovas; kuyu kovas. [DS] cngl2, [Yun. atsingano (ingene) [Tietze] / cmg (yans.) > cng-l] {az} is. 1. Asma ktnden zm salkmlar elle eklem yerinden koparldktan sonra o eklem yerine bitiik kk bir sap zerinde kalan birka taneli zm salkm. 2. nci, boncuk, altn gibi maddelerden yaplm balk veya elbise ye taklan ss eyalar. 3. Su veya st taman bakr kap; bakra. 4. sf. (Elbise iin) eski; yrtk prtk. 5. Szn dnp tanmadan konuan. 6. mecaz. Ufak tefek. [DS] cngl3, [ng. jingle (ngrt)] is. Radyo ve televizyon reklamlar iin uyarlanm ya da zel olarak beste lenmi, kolayca aklda kalabilen ksa mzik para s. cmgldak, - [cmg (yans.) > cmg-l-dak] {az} is. Bir tr tahterevalli. [DS] cngldamak, [cmg (yans.) > cng-l-da-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-d ()-y o r] 1. (Metal kap vb. iin) cmg sesi karmak. 2. (Su iin) kap iinde alka lanmak. 3. (an veya zil iin) almak. 4. (Kulak iin) nlamak. 5. Hafifmerep davranmak; oynak lk etmek. [DS] cngllamak, [cmgl-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l(t)y o r ] zm salkmlarnn cngllarn koparp ayr mak. [DS] cngll1, [cmg (yans.) > cmgl-l] {az} is. Kk ka zan. [DS]

E li M

. 799

c ip

cngll2, [cmgl-l] {az} sf. 1. Ssl. 2. m ecaz. (Ka dn iin) oynak; hafifmerep. 3. Dayanksz; irade siz. 4. Yaman; etin. [DS] 0 cngll melek a, {az} M ercim ekli ham u r o r b a s .[D S]|| cngll mngll. {az} Ssl psl. [D S]|| cngll pngH, {az} Ssl psl. [DS] cngmak, [cmg (yar.) > cng--mak] {az} gsz. f . [-r ] 1. Komak. 2. Hoplamak; zplamak. 3. Kz mak. 4. Oyunda mzklk etmek. 5. Bir ii gnl sz yapmak. [DS] ngr, [cmg (yans.) > cng-r] {az} is. 1. ki ay lk horoz. 2. sf. (Hava iin) ak; bulutsuz. 3. ok parlak. [DS] S ngr ngr, {az} n grak sesin i an d rr ekild e. [D S]|| cm gr ngr etmek, {az} 1. G ev ezelik etm ek. 2. T erb iy esizce s z sylem ek. [DS] cngrah, [cmg (yans.)> cmg-r-a-k > cmgrah] {az} is. ngrak. [DS] ngrak1, - [cmg (yans.) > cmg-r-a-k] {az} is. ngrak. [DS] ngrak2, - [cmg (yans.) > cmg-r-a-k] {az} is. Tahterevalli. [DS] ngrdak1, - [cng (yans.) > cng-r-da-k] {az} is. Geniletilmi sz. [DS] ngrdak2, - [cmg (yans.) > cmg-r-da-k] {az} is. 1. Kk an. 2. ocuk oyunca. 3. Eek srmek iin ucuna halka geirilmi denek. 4. Tahterevalli. [DS] ngrdamak, [cmg (yans.) > cmg-r-da-mak] gsz. f . [-r ] [-d ()-y o r] 1. (Hava iin) ak, parlak ve souk olmak. 2. (Cam bilezik vb. iin) birbirine deerek ses karmak. 3. (Eriyen ya iin) ses karmak; czrdamak. cngrge, [cmg (yans.) > cmg-r-ga] {az} is. Tah terevalli. [DS] cngrk, - [cmg (yans.) > cmg-r-k] {az} is. Tah terevalli. [DS] cngrlak, - [cmg (yans.) > cmg-r-la-k] {az} is. Tahterevalli. [DS] cngmak, [cng (yans.) > cmg--mak] {az} ite. f. [-r ] Tartmak. [DS] cn, [cm (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arp ma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfkar] cn-r-da-k, cnr-k. ngrdak, - [cm (yans.) > cn-r-da-k] {az} is. Tahterevalli. [DS] cnrk, - [cn (yans.) > cn-r-k] {az} is. Tah terevalli. [DS] cnmak, [cm (yans.) > cm--mak] {az} gsz. f . [- r ] Oyunda mzklk etmek. [DS] cnk, [cnk (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arp ma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfkar] cnk-l, cnk-l-l. cnkay, [cin (yans.) > cm-kay ^Li^-] {OsT} is. skete kuu.

cnlu, [cmk (yans.) > cnk- ( ^ ] {eAT} is. Kvlcm. _ cnkl, [cmk (yans.) > cnk-l] {az} is. 1. nci, bon cuk, gm ve altndan yaplan ss eyas. 2. K k zm salkm. 3. zm salkmndaki kk salkmaklarn her biri. [DS] cnkll, [cmk (yans.) > cnkl-l] {az} is. Kk ka zan. [DS] cnkrk, - [cnk (yans.) > cnk-r-k] {az} is. 1. Kaldra. 2. Tahterevalli. [DS] cnnak, - [cr (yans.) > cr-()n-ak > cnnalc] {az} is. 1. Trnak; pene. 2. Kk bir para. [DS] cnnaklam ak, [cr (yans.) > cr()n-ak-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()-y o r] Trmalamak; trnaklamak. [DS] ' cip1, [cb / cip (yans.)] is. Svlar iinde, yal ha valarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfikar] cip cip, cp --d k-la- mak, cip etm ek, cp-l-da-m ak, cp-l-dan, cp-t- km ak. S cip cip, {az} (Suyun ak veya dam lay iin) kesinti li o la ra k. [D S]|| cip etmek, {az} ( o cu k d.) y kanm ak. [DS] cip2, [cb / p / cib (yans.)] is. El rpma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cp-pan, cip ck. cip3, [cip / cip] {az} e. 1. Pekitirme edat. 2. zf. Anszm. 3. Hep; btn; ok. [DS] cpan, [cip (yans.) > cp-an] {az} is. Ykanma, fi1 cpan etmek, {az} Ykanmak. [DS] cpck, - [cip (yans.) > cp-ck] {az} is. 1. El rp ma; alk. 2. ki ocuun karlkl olarak ellerini birbirine vurma ve yzlerine dokunma biiminde oynadklar bir oyun. 3. rpnarak ykanma. [DS] cpclz, [c(p)+c/lz] pekt. sf. ok clz, cpcp, [cip (yans.) + cip] {az} is. Su iinde rpna rak ykanma. [DS] cplamak, [cip (yans.) > cp--la-mak] {az} g s z .f. [-r ] [-l()-y o r] Su iinde hareket ederek ses kar mak. [DS] pldak, - [cip (yans.) > cp-l-da-k] sf. (Y er iin) slak; sulu; yrrken plama sesi karan, cpldamak, [cip (yans.) > cp-l-da-mak] {az} gsz. f [~r] [-d ()-y o r] Sv ya da su iinde rpnarak ses karmak; ses kararak hareket etmek. [DS] cpldan, [cip (yans.) > cp-l-dan] {az} is. Suyun s yeri. [DS] cpldk, - [cip (yans.) > cpl-dk] {az} sf. Tepe den trnaa kadar slak. [DS] cpt, [cip (yans.) > cp-t] {az} sf. ok slak. S cpt kmak, {az} Islanm ak. [DS] cpk, [cip (yans.) > cp-k] {az} is. 1. Kam. 2. nce uzun denek; mk. [DS] cppan, [cip (yans.) > cp(p)-an] {az} is. Alk. [DS] S cppan alm ak, {az} E l rp m ak; alklam ak. [DS]

CP
ciptir, [cip (yans.) > cp-()t-r] {az} sf. Hoppa; oy nak; hafifmerep. [DS] c r1, [cr (yans.)] is. Pene ile vurma, trmalama, yrt ma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] crm ak, cr-l-m ak, cr--k, cr--m , cr-m ak-la-m ak, cr-m k, cr-m k-la-m ak, cr-n a-k-la-m ak, cr-r-lda-m ak. c r', [cr (yans.)] is. Srtnme, dnme ve bu biimde parazit sesler karma, barma, alama, tme vb. sesleri anlatan kk. [Zlfkar] cr+ b a a , c r+ c r b ce i, cr cr, cr c r crlam ak, cr-k, cr-l-da-m ak, cr-l-t. S cr cr, R ahatsz ed ici bir s e s le durm ak szn .| cr cr tmek, Yerli yersiz rahatsz e d e c e k | biim d e konum ak. crJ, [cr / cir / cor / cur / cr (yans.)] is. Sv madde lerin ak, dkl ve ishal olma durumunda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cr-l-crl, cr cr ak-m ak, c r cr. cr4, [cr / yr / r / r] is. Szl mzik paras. cr5, [cr] {az} is. mdat iareti. [DS] cr6, [cr] {az} sf. Son. [DS] crbaa, [cr (yans.)+bala (cock) / Far. cerb (uyuz)] sf. 1. (ocuk iin) kk. 2. {az} (ocuk iin) za yf; elimsiz. [Gemalmaz] 3. {az} Aalk; yara maz; arsz. [DS] crboa, [Fr. gerboise / Ar. cerb] is. zool. Bir tr l faresi; Arap tavan, (Dipus aegiptius). crcr, [cr (yans.) + cr / Ar. cercer j? y r ] is. 1. Do kuma tezghlarnda gc erevelerinin asld, ykseklik ayar yaplabilen bir tr engel. 2. {az} Kaynana zrlts da denilen crltl ses karan bir eit oyuncak. [DS] 3. {az} Fermuar. [DS] 4. {az} shal. [DS] 5. {az} Austos bcei. [DS] 6. Pamuk ekirdeini ayrmakta kullanlan bir tr tezgh; r r. 7. {az} Suyu az akan eme. [DS] 8. {az} Ka p gcrts. [DS] 9. sf. {az} ok konuan; geveze. [DS] S1 crcr akm ak, {az} ( em e, d e r e vb. iin) suyu o k az o la r a k akm ak. [DS]|j crcr arab a, {az} K an. [D S]|| crcr bcei, zool. D z kan at lla r takm ndan iri bal, s c a k ve k a ra n lk y e r le r d e y aayan , erk e k ler i crlam a s e s i ka ra n ,. 15-20 mm. uzunluunda, m utfak krntlar, un dkntle ri ile beslen en, s c a k o c a k b a la rn d a ki kov u klara y u v a lar y a p a n k azc k k b c e k ; k a r a ek irg e; crc r; rr; crlak, (A cheta domesticus),\\ crcr delgi, D n m e h areketin i yivli g v d e zerinde bulu nan p a ra n n ileri g e r i itilm esi ile sa lay an kk delg i. | crcr olmak, sh a l olm ak. | crcrn, [cr (yans.) > cr+cr-m] {az} is. shal; srgn. crcrl, [cr (yans.) > cr+cr-l] sf. Crcr ad verilen evirdike crt sesi karan dzenei bulunan, fi1 crcrl an ahtar, Vida veya som un sk arken g eri a d m d a rlam a s e s i karan anahtar.

d l H IK S M .

crcvk, - [c(r)+c/vk] {az} sf. ok sulu; ok cvk. c rd 1, [crd (yans.)] is. Anszn yrtlma ve bu biim de kabaca ses karma, barma, tme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] crd-m ak. crd2, [crd / crt / crt (yans.)] is. Bir yerde tutulan, sktrlan sv ve dier akkanlarn veya domates vb. meyvelerin ezilmesiyle iindeki svlarn da rya kmalar, frlamalar, tepilmeleri srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] crd-a-m k, crd-k atm ak. crdak, - [crd (yans.) > crd-ak] {az} is. 1. Kk testi. 2. Kk bardak. [DS] crdam k, - [crd (yans.) > crd-a-nnk] {az} sf. (Meyve iin) olgun fakat tatsz. [DS] crdaval, [? crdaval] is. Mee dallarndan yaplm ucu demirli uzun mzrak ya da cirit denei, crdavall, [crdaval-l] sf. Crdaval tayan; crdaval bulunan; crdaval sahibi, crdm ak, [crd (yans.) > crd-mak / Krrg. crt-mak] g l . f [-a r ] Yrtp paralamak, crga, [crk (yans.) > cr-ga] {az} sf. 1. Zayf; ince. 2. (Meyve iin) ok olgun; yumuak. [DS] crgam ak 1 [crk (yans.) > cr-ga-mak] {az} g s z .f. , [- r ] [-g ()-y o r] Ezilmek. [DS] crgam ak2, [Mo. cr-ga-mak] {eT} gsz. f . [-r ] E lenmek; zevk srmek. [Nevy] crgana, [crk (yans.) > crgan-a] {az} is. 1. Uzak yere gnderilen meyve sepetinin zerine balk a gibi iple yaplan rg. 2. rmeye yz tutmu meyve. 3. Cendere. [DS] S1 crgana olmak, {az} Ezilm ek. [DS] crganak, - [crk (yans.) > crga-n-ak] {az} is. Ka rn boluundaki organlar. [DS] crgelmek, [cr+gel-mek] {az} gsz. f . [ -ir ] Bkmak; usanmak. [DS] crgt, [cr (yans.) > cr-t o i-yr] {OsT} is. Crcr b cei. crk ', - [cr-mak (yrtm ak) > cr-k] {az} sf. 1. Yrtk; yark. 2. Parampara. [DS] crk2, - [cr (yans.) > cr-k / crr-k] {az} is. 1. Sereye benzer bir ku. 2. Ku yavrusu. 3. Pili. 4. Masal; hikye. 5. Arnn nc ve sonraki oulla r. 6. sf. m ecaz. Dzenbaz. 7. Sr saklamayan; ge veze. 8. Akl kt. 9. (Meyve iin) fazla olgunlam. 10. (Meyve iin) bozuk; rk; clk. 11. Byme mi; gelimemi. [DS] crkJ, - [cr (yans.) > cr-k] {az} is. Tekme. S1 crk atm ak, {az} Tepm ek. [DS] crk4, - [Far. ehr-yek > eyrek] is. On be ve on altnc yzyllarda kullanlm, mangrn drtte biri deerinde bakr para, crklam ak, [cr (yans.) > cr-k-la-mak] {az} gsz. f i [ - r ] [-l()-y o r] Barmak. [DS]

r M M .

801

CIR

crkl, [crk2 > crk-l] {az} sf. 1. ok kaba. 2. Kirli; pis. 3. is. Yankesici; hrsz. [DS] a rk ta , [Yun. tsrhta] {az} is. Lokma tatls. [DS] crl, [cr (yans.) > cr-l] is. 1. Sv maddelerin dk l srasnda kan sesi belirten yansmal gvde. 2. {az} is. Tiz sesle ten bir ku. [DS] 0 crl crl, {az} 1. (A lam a iin) ba rarak . 2. (Ses iin) crltl; atall. 3. (Akan sv iin) az f a k a t srekli. [DS] crldak, - [cr (yans.) > cr-l-da-k] {az} sf. 1. Ho a gitmeyen crltl sesler karan; grltc. 2. Dokuma tezghnda zgy germek iin kullan lan aygt. [DS] crldam a, [cr (yans.) > cr-l-da-ma] is. Crltl ses karmak eylemi, crldam ak, [cr (yans.) > cr-l-da-mak] gsz. f . [-r ] [-d ()-y o rJ 1. Crlt sesi karmak; crlamak. (OsTJ (ayn) 2. {az} Yerli yersiz alamak. [DS] 3. {az} Gevezelik etmek. [DS] 4. {az} Her ie burnunu sokmak. [DS] 5. {az} (Ayakkab vb. iin) gcrda mak. [DS] crlmak, [cr (yans.) / cr-mak > cr-l-mak] {az} g s z .f. [-r ] 1. Kesilmek. 2. Yrtlmak. [DS] crlt, [cr (yans.) > cr-l-t] is. 1. Austos bcei tmesi gibi, aralksz ve rahatsz edici bir ekilde kan crlama sesi. 2. {az} Alayan ocuk sesi; bart. [DS] 3. Makine veya araba tekerlei, crm, [cr-mak (yrtm ak) > cr-m] is. 1. Trmalama, paralama, yrtmak eylemi. 2. {az} is. nce kesil mi bez paras. [DS] 3. Snr. 4. Belli yer. crm crm , 1. P a r a p a r a ; d id ik didik. 2. ( alm ak iin) didin e didine. | crm crm etmek, {az} P a r | a p a r a etm ek. [D S]|| crm ekmek, {az} D ik k a tle a ram ak. [D S]|| crm karm ak, {az} P a r a p a r a etm ek. [DS] cirit, [Ar. card] {az} is. Cirit. [DS] crtk, [cr (yans.) / cr-t-mak (yrtm ak) > cr-t-k] {az} is. nce basma; dayanksz astar. [DS] crtlavuk, -u [crt (yans.) > cr()t-la-muk ?] {az} is. 1. St dalndan yaplan su tulumbas. 2. Pat langa. [DS] crk1, [ca / cah / cak / c / ck / crk / ci / ciy (yans.)] is. akl, kum, kk metal eya, kurumu ot, aa vb. nesnelerin arpmas, srtnmesi veya vurmas hlinde kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] c-k-l-da-m ak, crk-l-d. crk2, [crk (yans.)] is. Krma, srtme vb. srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] crk-la-m a, crk-lda-t-m ak. ., crk , [crk (yans.)] is. Sv maddelerin kapal yerde skmalar srasnda bir delik veya atlaktan frla yp kmalarm anlatan kk. [Zlfkar] crk olm ak, crk--d- km ak, crk alt, {az} H uninin altn a ba lan m kap. [D S]|| crk km ak, {az} Bozum olm ak. [D S]|| crk olmak, {az} 1. E zilm ek. 2. B o zulm ak. [DS]

crkldatm ak, [crk (yans.) > crk-l-da-t-mak] {az} g l.f. [-r ] Parmak tlatmak. [DS] crkt, -d [crk (yans.) > crk-t] {az} is. 1. Posa. 2. sf. Ezik. S crkd kmak, {az) Ezilm ek. [D S]|| crkdn karm ak, E zip iin i dn a karm ak. crklam a, [crk (yans.) > crk-la-ma] {az} is. Fasul ye, bulgur ve soanla yaplan bir yemek. [DS] crlaan, [cr (yans.) > cr-la-an] {az} is. Austos bcei. [DS] crlauk, -u [cr (yans.) > cr-la-u-k] {az} is. Austos bcei. [DS] crlak, - [cr (yans.) > cr-la-k] sf. 1. (Ses iin) kulak trmalayc. 2. (Renk iin) parlak, gze ar pan; srtan; crtlak. 3. {az} Srekli olarak ince bir sesle barp alayan. [DS] 4. {az} abuk alayan. [DS] 5. {az} Korkak. [DS] 6. {az} Geveze. [DS] 7. is. Crcr bcei. 8. {az} Olgun meyvenin toplan dktan sonra ezilerek bozulmu hli. [DS] 9. {az) Karga. [DS] 10. {az} Boz renkli bir kk ku. [DS] 11. {az} rn vermeyen ykanm toprak. [DS] 12. {az} Ocak ekirgesi. [DS] 13. {az} Do kuma tezghlarndan selminin dnmesine ve dur masna yarayan ark. [DS] crlak crlak, K ula trm alayc in ce b ir sesle. crlam a, [cr (yans.) > cr-la-ma] is. Cr sesi kar mak eylemi. crlam ak, [cr (yans.) > cr-la-mak] g s z .f. [ - a r ] [l()-y or] 1. Aralksz ve rahatsz edici ekilde ince ses karmak. 2. /az} Gevezelik etmek. 3. nce ses kararak alamak. 4. Tiz sesle barp armak. 5. ark okumak. 6. emek. 7. Oyunbozanlk etmek; mzklk etmek. 8. aresiz kalmak. 9. Zil almak. 10. (Mentee veya tekerlek iin) srtnerek ses karmak. [DS] crlange, -ci [cr (yans.) > cr-lan-ge] {az} is. Austos bcei. [DS] crlang, -c [cr (yans.) > cr-lan-g] {az} is. Austos bcei. [DS] crlatm a, [crla-t-ma] is. Cr sesi kartmak eylemi, crlatm ak, [cr (yans.) > cr-la-t-mak] gl. f . [ - r ] 1. Crlama sesi karmasna yol amak. 2. {az} Yrtmak. [DS] crlavk, - [cr (yans.) > cr-la-mak > cr-la-y-k] {az} is. 1. Austos bcei. 2. Crlama sesi karan bir tr akbaba. 3. Kamnn alt beyaz karatavuk boyunda bir ku, (Lanius). 4. sf. Geveze. [DS] crlavuk, -u [cr (yans.) > cr-la-y-uk] {az} is. 1. Austos bcei. 2. Hindi yavrusu. [DS] crlayan, [crla-y-an] is. Crlama sesi karan bcek ler. crlayk, - [crla-y-k] is. 1. Austos bcei. {eATf {OsT'/ (avn) 2. zool. rmcek kuugillerden kk bir av kuu; (Lanius). crm ah 1, [cr (yans.) > cr-mak > cr-mah] {az} gl. f . [ - a r ] Yrtp paralamak. [DS]

CIR

IMIMEM.
crnaklamak, [cmak-la-mak] gl. f. [-r ] [-l()-yor]
Trnaklar ile yaralamak; izmek; trmalamak,

crmah2, [cr (yans.) > cr-mak > crmah] {az} is. Pene. [DS] S crmah atmak, {az} Trnakla yrt
mak; penelemek. [DS]

crmak1 [cr-mak] /az} gsz. f. [-a r] 1. Yardm ,


istemek. 2. zr dilemek. 3. Kamak. 4. Delirmek.

crnaz, [? cmaz] {az} sf. Clz. [DS] crnk, - [Erme, crmuk > crnk] is. 1. Set duvarla
rnda arkada biriken suyun duvara zarar vermeden akmasn salamak iin duvar iinde braklan k k delikler. 2. {az} Dar yol; patika. [DS]

[DS]

crmak2, [a. yr-mak / cr (yans.) > cr-mak] {az}


gl. f. [-a r] 1. Yrtp paralamak. 2. Penelemek.
[D S]

crnklamak, [cr (yans.) > cr-()n-lc-la-mak] {az}


gl. f . [-r ] [-l()-yor] Trmalamak. [DS]

crmak , - [cr-mak] {azf is. 1. Yrtc hayvan


penesi; trnak. 2. Aa kklerindeki lifler. [DS]

crpak, - [crp (yans.) > crp-ak] {az} is. nce so


pa. [DS]

crmaklamak, [cr (yans.) > cr-mak-la-mak] {az}


gl. f. [-r ] [-l()-yor] 1. Trmalamak. 2. Kavrayp almak. [DS]

crrk, - [cr (yans.) > cr-k] {az} is. Sereden


biraz byk, eti yenen bir ku; boz bakal. [DS]

crt1 [crd / crt / crt (yans.)] is. Bir yerde tutulan, ,


sktrlan sv ve dier akkanlarn veya domates vb. meyvelerin ezilmesiyle iindeki svlarn da rya kmalar, frlamalar, tepilmeleri srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] crt, crt-a-t-mak, crt+at-an, crt-da-mak, crt-da-k, crt-la-mak, crtla-k, crt-la-mbuk, crt-la-muk, crt-la-n, crt-la-vuk, crt-la-ma, crt-tr-mak. S crt atmak, {az} Frlatmak. [D S]|| crt crt, {az} Az az. [DS]

crmalama, [crma-la-ma] is. Trnakla yaralamak ey


lemi.

crmalamak, [cr (yans.) > cr-ma-la-mak] gl. [-r]


[-l()-yor] Trnakla yaralamak; trmalamak,

crmalanmak, [cr (yans.) > cr-ma-la-n-mak] {azj


gsz.f. [-r] Ypranmak. [DS]

crman, [Mo. cumran] {az} is. zool. ri bir san


tr; tarla sincab. [DS]

crmanmak, [cr (yans.) > cr-ma-n-mak] {azj gsz.


f. [-r] Trmanmak. [DS]

crt, [crt (yans.)] is. Kt, kuma gibi eylerin


yrtlrken kard ses.

crmk1 - [cr (yans.) > cr-mk] is. Trmalama so , nucu deride kalan trnak izi.. S crmk atmak,
{az} Trmalamak. [DS]

crt3, [crt (yans.)] is. Anszn yrtlma ve bu biimde


kabaca ses karma, barma, tme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] crt-k, crt-mak, crt-an, crt-la-muk, crt-lak.

crmk2, - [cr (yans.) > cr-mk] {az} is. Etin


cvk ve yal ksm. [DS]

crt4, [crt (yans.)] {az} is. 1. Souk vurmu meyve.


2. Tanesi yeni olgunlamaya balam ekin. 3. K mes hayvanlar ve ku gbresi. 4. ocuklarn za mansz yapt i. 5. sf. Yaramaz; arsz. 6. ma rk; hoppa; zppe. 7. zf. (k iin) sert. 8. Pek az. [DS] & crt atmak, {az} Korkmak. [D S]|| crt crt, {az} 1. Az. 2. Cvk; gevek. 3. H er ie karan. 4. Kk domates. [D S]|| crt etmek, {az} Crt" sesi karmak. [D S]|| crt parmak, {az} Sere parmak. [DS]

crmk3, - [Erme, rmuk] {az} is. Evlere ve bah


elere su almak iin avlu duvarna alan delik. [DS]

crmklamak, [cr (yans.) > cr-mlc-la-mak] {az}


g l . f [-r] [-l()-yor] Trmalamak. [DS]

crmlamak, [cr (yans.) > cr-ma-la-mak > crm-lamak] {az} g l.f. [-r ] [-l()-yor] Trmalamak. [DS]

crmt, -d [cr-mak (yrtmak) > cr-m > cr-()m-t]


{az} is. Parack. [DS]

crmtmak, [cr-mak (yrtmak) > cr-m > cr-()m-tmak] {az} gl. f. [-r] Topra yzeyden geliig zel srmek. [DS]

crt5, [Yun. sirtis] {az} is. Kap srgs. [DS] crta, [crt- / crt+aa?] (crta:) {az} sf. 1. Geveze.
2. Dkn. [DS]

crtabozart, [crt-a+boz-an] {az} sf. Onurlu; kibirli.


[DS]

crmuk, -u [cr (yans.) > cr-muk] {az} is. Trnak


izi. [DS]

crtacak, - [crt (yans.) > crt-acak] {az} zf. Cayradak. [DS]

crmuklamak, [cr (yans.) > cr-muk-la-mak] {az}


g l.f. [-r] [-l()-yor] Trmalamak. [DS]

crtalak, - [crt (yans.) > crt-alak] {az} sf. ma


rk; hoppa; zppe. [DS]

crnak, [cr (yans.) > cr-()n-ak] is. 1. Yrtc hayvan


trna; pene. 2. {az} bot. oban antas. [DS] 3. {az} bot. Hindiba. [DS] 4. {az} Dolmakalem. [DS] 5. {az} Kalem ucu. [DS] 6. {az} zm ras konulan byk teneke. [DS] 7. {az} Lades. [DS] 8. {az} sf. Az bir para, birazck. [DS] fi1 crnak ekmek, {az} Lades tutumak. [DS]

crtan, [Yun. tzirtizo [Tietze] ? / crt (yans.) > crt-an]


{az} is. Kk elale. [DS]

crtanalk, - [crtana-lk] {az} is. Tatszlk. [DS] crtatan, [crt (yans.) + at-mak] / azf is. 1. Yenme
yen, portakal byklnde, gzel kokulu, kavun cinsi bir meyve. 2. Tohumlarna basldnda to hum ve su fkrtan bir bitki; acrga. 3. Kk do mates. 4. Su fkrtan oyuncak. [DS]

crnaklama, [crnak-la-ma] is. Trnaklar ile yarala


ma eylemi; trmalama.

OKI lilEt SM. 8 3 0


crtcrt1, [crt (yans.) + crt] {az} is. Kk doma tes. [DS] crtcrt2, [crt (yans.) + crt] {az} sf. 1. Cvk; gev ek. 2. mecaz. mark; hoppa. [DS] crtdak, - [crt (yans.) > crt-(a)-dak] {az} zf. 1. (Yrtmak iin) birdenbire; crt sesi kartarak. 2. is. Yellenme. [DS] crtdam ak, [crt (yans.) > crt-la-mak] {az} g l.f. [r ] [-d()-yor] Kabak ekirdei, ayiei yemek; itlemek. [DS] crtdanak, [crt(d)-anak] {az} zf. (Yrtmak iin) bir denbire; crt sesi kartarak. [DS] crt, [crt-] {az) is. 1. Mee aac yemiinin en k. 2. Sereden biraz byk, eti yenen boz renkli bir ku. [DS] crtdak, - [crt (yans.) > crt-(a)-dak] {az} zf. Birdenbire. [DS] crtk1 - [crt (yans.) > crt-k] {az} sf. 1. mark; , hoppa; zppe. 2. is. Bir ar kovannn kard nc oul. [DS] crtk2, - [crt-mak (yrtmak) > crt-k] {az} sf. Yrtk. [DS] 1 crtk m rtk, {az} 1. (Yaz iin) kt yazlm. 2. Yrtk prtk. [DS] crtdt, [crt (yans.) > crt-l-t] {az} is. Ku sesi; c vlt. [DS] crtkan, [crt (yans.) > crt-kan] {az} is. Ocak ekir gesi. [DS] crtladan, [crt (yans.) > crt-la-t-an] {az} is. Porta kal kabuu frlatan, kamtan yaplm bir oyuncak. [DS] crtlak, - [crt (yans.) > crt-la-k] sf. 1. (Meyve iin) olgunlamak ya da ok beklemekten dolay yumuam, atlam. 2. {az} Kendini beenmi; mark. [DS] 3. (Ses iin) kula rahatsz edecek derecede ince ve trmalayc. 4. {az} Her sze ka ran. [DS] 5. is. {az} Sk sk pisleyen hayvan ya da ocuk. [DS] 6. is. {az} Biimsiz, kuru ve ince adam. [DS] 7. {az} Kt cins erik. [DS] 8. {az} Olgunlamam, ezik meyve. [DS] 9. {az} Kk domates. [DS] 10. {az} Su fkrtan oyuncak. [DS] S crtlak otu, {az} Nohuda benzer fakat ac bir ot. [DS] crtlam a, [crt-la-ma] is. 1. Crtlak duruma gelme eylemi. 2. {az} Crt diye ses karma. [DS] crtlam ak1, [crt (yans.) > crt-la-mak] gsz .f. [-r ] [l()-yor] 1. (Sebze ve meyve iin) olgunlamak ya da ok beklemekten dolay yumuak bir hl almak veya atlamak. 2. (Kt, kuma iin) ses kararak yrtlmak. 3. {az} (Ku ve kmes hayvanlan iin) pislemek. [DS] 4. {az} Fkrmak. [DS] 5. {az} Dnmeden konumak. [DS] 6. {az} (At iin) drtnala kamak. [DS] crtlam ak2, [crt (yans.) > crt-la-mak] {az} gsz. f . [-r] [-l()-yor] Srekli konumak; bcek gibi cr cr etmek. [DS]

cs
crtlam buk, -u [crt-la-mak > crt-la-mk > crtlambuk] {az} is. 1. Su fkrtan ocuk oyunca. 2. itlembik meyvesi. 3. Hayvanlarn yaralarndan kan aknt. [DS] crtlam uk, -u [crt-la-mak > crt-la-muk] {az} sf. 1. Kendini beenmi. 2. is. Su tulumbas. [DS] crtlan, [crt (yans.) > crt-lan] {az} is. Yenmeyen, portakal iriliinde kokulu bir kavun. [DS] crtlanbuk, -u [crt (yans.) > crt-la-muk > crtlanbuk] {az} is. -* crtlambuk. [DS] crtlatm a, [crt-la-t-ma].w. Sebze ve meyveyi skarak veya srrken, suyunu fkrtmak eylemi. crtlatm ak 1 [crt (yans.) > crt-la-t-mak] g l . f [-r] , Olgun sebze veya meyveyi elle skarak ya da sra rak yerken kabuundan suyunu fkrtmak; crttrmak. crtlatm ak2, [crt (yans.) > crt-la-t-mak] {az} gl. f . [-r] Frlatmak. [DS] crtlavuk1, -u [crt (yans.) > crt-la-muk > crtlavuk] {az} sf. Tez canl. [DS] crtlavuk , -u [crt (yans.) > crt-la-muk > crtlavuk] {az} is. 1. Kk domates. 2. Austos bce i. [DS] crtlayk, - [crt (yans.) > crt-la-y-k] is. 1. { OsT} Austos bcei. 2. {az} Su fkrtan oyuncak. [DS] crtlk, - [crt (yans.) > crt-lk] {az} is. 1. A a kakan. 2. Menevi. 3. Su fkrtan oyuncak. 4. S prge yaplan bir ot. 5. Szme bal veya zm ra s. 6. sf. Kk; cce. [DS] crtlk ku, {az} alkuu. [D S]|| crtlk p arm ak , {az} Kiiiik p a r mak. [DS] crtm ak 1 [Mo. cr-mak (yrtmak) > cr-t-mak] , {az} g l.f. [-a r] Yrtmak. [DS] crtm ak 2, [crt (yans.) > crt-mak] {az} gsz.f. [-ar] 1. Yerli yersiz darlmak. 2. Kendi kendini vmek. [DS] a rttrm a k , [crt-tr-mak] {az} gsz. f. [-r] 1. Ps krtmek. 2. Frlatmak. [DS] cs1, [cs (yans.)] is. 1. ocuklarn tehlikeli eylerden ya da ateten uzak durmalarm salamak iin sy lenen uyar sz. 2. {az} Sus! [DS] 3. is. Ate. S cs etmek, {az} (ocuk d.) yakmak. [D S]|| cs ol m ak, {az} Yanmak. [DS] cs2, [cs (yans.)] is. Kaynama srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cs-la-mak. cs , [cs (yans.)] is. Yalana, kzartma ve piirme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cs et mek, cs olmak, cs-tr-ma yapmak. cscbl, [c(s)+c/bl] {az} pekt. sf. 1. Tamamen plak. 2. Yoksul. [DS] 0 cscbl olmak, {az} Soyunmak. [DS] cscbldak, - [c(s)c/bl-dak] {az} pekt. sf. -* cscbl. [DS] cscbr, [c(s)+c/br] {az} pekt. sf. 1. Tamamen plak. 2. ok yoksul; hibir eysiz. [DS]

cs
cscblak, - [c(s)c/blak] {az} p ekt. sf. -* cscbl.
[D S ]

TliHTM SM.
{az} [DS] (Silahn nam lusundan kan kurun iin) h a v a d a se s k a r a r a k gitm ek. cv4, [cv (yans.)] is. Mzklk etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] cv-z, cv-z-lk, cv-z-m ak, cv-z-la-m ak.

cscvk, - [c(s)+c/vk] {azj pekt. sf. ok cvk;


ok sulu. [DS]

csdr, [crs (yans.) > cs-dr] {az} is. Yakma, kzart


ma ve piirme srasnda kan sesi anlatan yansma l gvde. [DS] S csdr yapmak, {az} Yufkann b ir tarafn a y a s re rek s a c d a stmak. [DS]

cv5, [cv / cy /cuv (yans.)] is. Sv maddelerin sulu,


alkantl ve cvk olularn anlatan kk. [Zlfkar] cv-ak, cv-k, ctv-k-l, ctv-tk-la-m ak, ctv--mak, cv--t-m ak, cv--ra-k.

csdrma, [cs-dr-ma] {az} is. Sacda stlm yal yufka. [DS] 0 csdrma yapmak, Yufka ekm ein
b ir ta rafn a y a s re rek s a c d a stmak, {az} [DS]

cv6, [cv] {az} is. 1. Ok atmakta kullanlan ince dz


denek. 2. Kendir sap. [DS]

csgal, [cs-ga-1] {az} is. Kvlcm. [DS] cskmak, [czk-mak > csk-mak] {az} gsz. f . [-r ]
Caymak; vazgemek. [DS]

cva1 [cv (yans.) > cv-a] {az} sf. Atlgan; gz , pek. [DS] S cva gibi, o k h a rek etli ve e le av u ca
sm az.

cva2, [Far. civa] {OsTj is. kim. Atom says 80, ktle
si 200.59, normal artlarda sv halde bulunan me tal parlaklnda bir element; sembol: Hg.

cslamak, [cs-la-mak] {az} gsz. f i [-r][-l(l)~ yor] 1.


Kaynamak. 2. Heyecanlanmak. [DS]

csl, [cs-l ?] {az} sf. Hastalkl. [DS] cak, - [? cak] {az} is. Gelin tac. [DS] cglk, - [c-mak > c-g-lk ?] {az} is. Mzk
lk. [DS]

cvadan, [cv (yans.) > cv-adan] {az} zfi. ok a


buk. [DS]

cvadra, [t. givadiera] is. dnz. Yelkenli gemilerin


ba taraflarnda belirli bir eimle ileriye doru uza tlan seren.

ck, [c-mak > c-k] {az} is. Oyunbozan; mzk


. [DS]

cvak, - [cv (yans.) > cv-ak] {az} sf. 1. Sulu;


cvk. 2. is. Leblebi. 3. eytan trna. [DS]

cknmak, [ckn-mak] {az} gsz. f i [ -r ] Oyunda


mzklk etmek. [DS]

cvalama, [cva-la-ma] is. kim. Organik bir molekle


cva atomu tayan bir grubun eklenmesini sala yan tepkime. cval, [cva-l] sf. 1. inde cva bulunan; cva ile alan. 2. Etkili maddesi cva ya da cval bileik ler olan. S cval zar, Oyunda h ile y a p m a k iin yzlerden birinin taban n a cv a konulm u zar.

cmak, [? c-mak] {az} gsz. f i [ - a r ] Vazgemek;


dnmek. [DS]

ctak, - [c-mak > c-()t-ak] {az} sf. Arsz;


utanmaz. [DS]

ct1 [cd / ct (yans.)] is. Oyunbozanlk etmeyi, o,


yunda kavga karmay, mzklk etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] ct ct.

civar, [cv-ar] {azfis. Tarlalara su datan beki.


[DS]

ct2, [ct / ct (yans.)] is. Bir eyi ikiye ayrma, blme,


krma, arpma rasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] ct-la-k, ct-r.

cvarna, [t. ciavarina] is. dnz. 1. Durgun havalarda


ara sra esen rzgrn etkisi ile su yzeyinde oluan habbecikler. 2. {az} Hortum. [DS] 3. {az} Kar fr tnas. [DS] 4 {az} Rzgrla kark yamur. [DS]

ctct, [ct+ct] {az} sf. 1. Elinden hibir i gelmedi


i hlde gsteri yapan. 2. Titiz ve sinirli. [DS]

tlamak, [ct-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-l()-y o r]


(Ku iin) pislemek. [DS]

cvata, [t. giaveta] is. ki veya daha fazla paray


birbirine birletirmekte kullanlan bir vida ve so mundan meydana gelmi mekanik balama elema n.

tr, [ct (yans.) > ct-r] {az} sf. Ufak. [DS] ctlak, - [ct (yans.) > ct-la-k] {az} is. 1. Kap
mandal. 2. Tfek kapsl. [DS]

cvatalama, [cvata-la-ma] is. Cvata ile balamak


eylemi.

tlamak, [ct (yans.) > ct-la-mak] {az} gsz. f i [- r ]


[-l()-y o r] (Ku iin) pislemek. [DS]

cvatalamak, [cvata-la-mak] g l .f i [- r ] [-l()-y o r] 1.


Cvata ile tutturmak, balamak. 2. Cvatann somu nunu skarak yerine takmak,

cv1 [cv (yans.)] is. Cvlt, t, bu biimde konu ,


ma, lk atma, barma anlatan kk. [Zlfkar] cv cv, cv-l ctv-l, cv ck, cv-l-da--m ak, cv--la-tm ak, cv-l-t, cv-l-dr-a-k.

cvazlk, - [cv-az-lk] {az} is. Hile. [DS] cvck, - [cv (yans.) > cv+ck] {az} is. 1. Afyo
nun kurutulmu sap. 2. Sere. 3. sf. Geveze; dedi koducu. [DS]

cv2, [cv (yans.)] is. Gereksiz, anlamsz, bo laflarn


syleniini anlatan kk. [Zlfkar] cv ck, cv--k azl.

cv , [cv (yans)] is. Hzla uma, uuma, kama ve


frlama hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] cv cv, cv-m ak, cv-dr-m ak, cv-gn, v-gr-t-m ak, cv-lam ak, cv-r-m ak, cv-(v)a-dak. S cv cv vlamak,

civciv, [cv (yans.) > cv+cv] {az} is. nce sesli adam. [DS] S civciv olmak, {az} K rlp p a r a
p a r a olm ak. [DS]

civcivli, [cv (yans.) > cv+cv-l] {az} sf. 1. (Hava


iin) karl ve frtnal. 2. (Ortam iin) ok hareketli. [DS]

M M I H ffM .8 0 5

cv
h a rek etli ve n eeli o la ra k. 3. N eeli; canl. 4. H a reketli ve k alab alk. cvlamak, [cv (yans.) > cv--la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l()-y o r] Havada slk sesi kararak gemek. [DS] cvlatmak, [cv (yans.) > cv--la-t-mak] {az} g l. f . [ -r ] 1. Ku gibi barmak. 2. Gaz karmak; yel lenmek. [DS] cvldam a, [cv (yans.) > cv-l-da-ma] is. Cvl cvl tme eylemi. cvldamak, [cv (yans.) > cv-l-da-mak] gsz. f i [-r ] [-d ()-y o r] (Ku, civciv vb. iin) terek cvl cvl sesler karmak, cvldama, [cv (yans.) > cv-l-da--ma] is. Kar lkl ya da bir arada cvl cvl tme eylemi, cvldamak, [cv (yans.) > cv-l-da--mak] ite, f . [-r ] (Ku, civciv vb. iin) karlkl ya da bir arada cvl cvl terek sesler karmak, cvld, [cv (yans.) > cv-l-d ls-yr\ {OsT} is. Fslt. cvldrk, - [cv (yans.) > cv-l-dr-k] {az} is. Sere. [DS] cvllatmak, [cv (yans.) > cv-l-la-t-mak] {az} gsz. fi. [ -r ] Cvldamak. [Gemalmaz] cvlt, [cv (yans.) > cv-l-t] is. 1. Kularn, civciv lerin trken kard ses. 2. nce seslerden olu an grlt. cvma, [cv (yans.) > cv--ma] is. Cvk veya yumu ak hle gelmek eylemi, cvmak, [cv (yans.) > cv--mak] gsz. fi. [-r ] 1. Yu muak hle gelmek; cvk olmak; sulanmak. 2. m e caz. Yakk almayacak bir duruma gelmek; rndan kmak. 3. marklk yapmak; laubalile mek. 4. {az} Verdii sz tutmamak. [DS] cvmak, [cv (yans.) > cv-mak / cv--mak] gsz. f . [-r ] 1. {az} Atlamak. [DS] 2. aha kalkmak. cvnm ak1, [cv-m-mak] {az} gsz. fi. [-r ] 1. Ye rinmek; zlmek. 2. Gcenmek. 3. Dvne dvne alamak. 4. Bir kimseye kiilii ile ilgili beenisini bildirmek. 5. gl. fi. Arlamak. [DS] cvnmak2, [cv-n-mak] {az} dnl. fi. [-r] Saln cakta sallanmak. [DS] cvr, [? cvr] {az} is. Kadn. [DS] cvrak, - [cv (yans.) > cv--rak] {az} sf. A z c vk; cvka. [DS] cvrm ak, [cv (yans.) > cv-r-mak] {az} gsz. f i [r] Komak. [DS] cvtlma, [cv--t-l-ma] is. Cvk duruma getirilme eylemi. cvtlmak, [cvt-mak > cv--t-l-ma] edil, f i [-r] Cvk duruma getirilmek, cvtma, [cv--t-ma] is. Cvk duruma getirme eyle mi. cvtmak, [cv (yans.) > cv--t-mak] gl. f i [ - r ] 1. Cvk duruma getirmek. 2. (, durum vb. iin) ya

vdrmak, [cv (yans.) > cv-dr-mak] {az} gl. fi. /r] 1. Gzel ok atmak. 2. gsz. f i (Su iin) fkr mak. 3. Delirmek. 4. Sevinten delirecek gibi ol mak. [DS] cvga, [eT. va- > cvga] {az) sf. 1. Dik ve sivri. 2. nce uzun aa. 3. Sr boynuzu. 4. Uzun boylu ve sska kimse. [DS] vgn1, [cv (yans.) > cv-gm] {az} is. Aalarn verdii gen ve taze filizler; srgn. [DS] vgn2, [cv (yans.) > cv-gm] {azf sf. 1. Delice hareketler yapan. 2. Delirmi; ldrm. 3. is. Rz grla kark yamur. 4. alkuu. [DS] cvgrtmak, [cv (yans.) > cv-gr-t-mak] {az} gsz. f. [-r ] Saa sola koturmak. [DS] cvgmak, [cv (yans.) > cv-g--mak] {az} dnl. f . [-r ] Kanmak. [DS] cv, [cv-] {az} is. Sa kvrm. [DS] cvk, - [cv (yans.) > cv--k] sf. 1. ok miktarda sv kararak akkanl, bulakanl artm du rumda olan. 2. (Kii iin) souk akalar yapan; can skc szler syleyen; ylk; geveze. 3. {az} Verdii sz tutmayan. [DS] 4. {az} Sr saklayamayan. [DS] 5. {az} is. Bataklk; amur. [DS] S cvk azl, {az} Sr saklam ayan . [D S]|| cvk c vk, 1. H o o lm a y a ca k biim de, so u k ve can sk c o larak. 2. {az} P a r a p a r a . [D S]|| cvk m an tar lar, bot. B ak terilerle o rta k y a a y an ilk el v e hayva nms y a p d a , je la tin grnm nde o la n m antarlar. ayklam ak, [cvk-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [l()~ y o r ] shal olmak. [DS] cvklanma, [cv (yans.) > cvk-la-n-ma] is. Cvk duruma gelir gibi olmak eylemi, cvklanmak, [cv (yans.) > cvk-la-n-mak] dnl. f . [-r ] Cvk duruma gelir gibi olmak, cvklama, [cv (yans.) > cvk-la--ma] is. Cvk bir durum almak eylemi, cvklamak, [cv (yans.) > cvk-la--mak] dnl. f . [-r ] 1. Cvk duruma gelmek. 2. Hoa gitmeyen bir durum almak. 3. rndan kmak, cvklatrma, [cv (yans.) > cvk-la--tr-ma] is. C vk duruma getirme, cvklatrmak, [cv (yans.) > cvk-la--tr-mak] gl. f. [-r] Bir eyin katln azaltmak iin biraz daha su veya baka sv ekleyerek akkanln ve bulaklm arttrmak, cvklk, - [cv (yans.) > cvk-lk] is. 1. Cvk olma hali. 2. Cvk olan eyin tad nitelik. 3. m ecaz. Satama ve sululuk, cvkmak, [cv (yans.) > cv--k-mak] {az} gsz. f . [-r ] Sululuk etmek. [DS] cvl, [cv (yans.) > cv-l] is. 1. Ku sesi gibi cvlt lar, hareketlilii, kaynamay anlatan yansmal gvde. 2. is. Kularn trken kard ses. 0 cvl cvl, 1. (Ku iin) cvlt ile terek. 2. Canl,

cv
kk almayacak hle sokmak. 3. gsz. f . Ciddiyet ten uzak bir durum kazanmak. 4. /az} i uzatarak usan vermek. [DS] 5. {az} Caymak; dnmek. [DS] cvz, [cv (yans.) > cv-z] {az} sf. 1. Oyunda hile yapan. 2. Bozguncu; i bozan. 3. Sznde durma yan; sznn eri olmayan. [DS] cvzlamak, [cv (yans.) > cv-z-la-mak] {az) g s z .f. [ - r ] [-l()-y o r] 1. Sk sk hataya dmek. 2. Oyun bozanlk yapmak. 3. Oyunda mzklk yapmak. [DS] cvzlk, - [cv (yans.) > cv-z-lk] {az} is. 1. Hi lecilik. 2. Mzklk. 3. Arabozuculuk. 4. Cimrilik. [DS] cm zm ak , [cv (yans.) > cv-z-mak] {az} gsz. f . [r ] Oyunda mzklk yapmak. [DS] cvkrtm ak, [cv (yans.) > cv-kr-t-mak] {az} gl. f . [- r ] Hayvan peklikten kurtarmak. [DS] cvkmak, [cv (yans.) > cv-k-mak] {az} gsz. f . [r] Srayp kaymak. [DS] cvlak, - [cv (yans.) > cv-la-k] (az) is. 1. Uzun ve dzgn gvdeli aa. 2. sf. nce ve kuru. 3. Ty leri dklm; soyulmu. [DS] vlam ak1 [cv (yans.) > cv-la-mak] {az} g s z .f. [, r ] [-l()-y o r] 1. Frlayp kmak. 2. (Hava iinden geen cisim iin) ses karmak. 3. (Aa iin) sr gn vermek; filizlenmek. 4. Uzamak. 5. Kayna mak. [DS] vlamak2, [cav-la-mak > cv-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-()-y o r] 1. Yontmak; paralamak. 2. Kabu unu soymak. 3. Tyn dkmek; kavlamak. [DS] cvlan, [cv (yans.) > cv-la-n] {azfsf. Sulu. [DS] cvlatm ak1, [cav-la-mak > cv-la-t-mak] {az} gl. f . [- r ] 1. Soymak; yzmek. 2. Ac ac bartmak. 3. Frlatmak. 4. Havada sallayarak ses kartmak. [DS] av latm ak , [cv (yans.) > cv-la-t-mak] {az} gl. f . [ - r ] 1. Ac ac bartmak. 2. Frlatmak. 3. Havada sallayarak ses kartmak. [DS] vmak, [cv (yans.) > cv-mak] {azf gsz. f . [- a r ] 1. Sramak; frlamak. 2. (Atlan mermi iin) he deften amak. 3. (Yldz iin) kaymak. 4. Boy at mak; 5. Delirmek. 6. Oyunda mzklk etmek. [DS] cvralam ak, [cv (yans.) > cv-ra-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] Acele etmek. [DS] cvram ak, [cv (yans.) > cv-ra-mak] {az} gsz. f . [r ] [-r()-y o r] 1. amur olmak. 2. (Sr iin) tyle rini dkmek. [DS] cvstmak, [cv (yans.) > cv-s-t-mak] {az} gl. f . [r] Delirmek. [DS] cvvadak, - [cv (yans.) > cv(v)-adak] {az} zf. (Geip gitmek iin) ok hzl olarak. [DS] cvzklamak, [cv (yans.) > cv-()z-k-la-mak] {az} g s z .f. [- r ] [-l()-y o r] Acele etmek. [DS] cvztmak, [cv (yans.) > cv-()z-t-mak] {az} 1.

M HE M .
Konuurken armak; saptmak. 2. Gidecei yolu kaybetmek. 3. ten bkknlk gstererek brakmaya almak; ii uzatmak; savsaklamak. [DS] cy', [cay / cy / ciy (yans.)} is. Yrtlma, trnakla yrt ma, koparma eylemlerini anlatan kk. [Zlfkar] cyr-t-, cy -n a k-la-m a k cy2, [cv / cy /cuv (yans.)] is. Sv maddelerin sulu, alkantl ve cvk olularn anlatan kk. [Zlfkar] cy-k, cy-k-la-m a. cyJ, [cy (yans.)] is. Cvlt, t, bu biimde konu ma, lk atma, barma anlatan kk. [Zlfkar] cy a k cy-ak, cy-r-gan, cy-ak-la-m ak, cy-l-da-m ak, cy-r-gan, cy-(y)a-k. cyak, [cy (yans.) cy-ak] is. 1. nce, tiz, crlak ve yksek biimde barma sesi. 2. {az} is. Bayku. [DS] 0 cyak cyak, (B a rm ak iin) durm adan ince, tiz, c r la k v e y k sek b ir ekilde. cyaklam a, [cyak-la-ma] is. Cyak cyak ses kar mak eylemi. cyaklam ak, [cyak-la-mak] gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] Durmadan ince, tiz, crlak, ac ve yksek bir ekil de barmak. ay ak latm a, [cyak-la-t-ma] is. Cyak cyak ses kartmak eylemi, cyaklatm ak, [cyak-la-t-mak] gl. f . [-r ] Durmadan ince, tiz, crlak, ac ve yksek bir ekilde bart mak. cydak, - [cy (yans.) > cy-dak] {az} sf. (ocuk iin) ok alayan. [DS] cydan, [cy-()d-an] {az} is. Derin olmayan dere. [DS] cyklam a, [cy (yans.) > cy-k-la-ma] {az} is. Y u murta, kyma, biber, bal ve tereya ile yaplan bir yemek. [DS] ayk lam ak , [cy-k-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] Toplamak. [DS] cyldam ak, [cy (yans.) > cy-l-da-mak / cvlda mak] {az} gsz. f . [- r ] [-d ()-y o r] Grlt yap mak. [DS] cyndrk, - [i (pim em i) i-in-dirik / cy-ndnk] {az} is. Yasz ve sinirli et. [DS] cymt, [cy-nt] {az} is. Toplant. [DS] cypmak, [cy (yans.) > cy-p-malc] {azf gsz. f . [a r ] Kaymak. [DS] cyr, [cy (yans.) > cy-r] is. 1. Diler arasnda ezilen ta, kum cinsi maddenin kard ses. 2. Yr tlan kt ya da bezin kard ses. cyrdak, - [cy (yans.) > cy-r-da-k] {az} is. Ayakkabnn yrrken ses karmas iin yerletiri len ikinci kat astar. [DS] cyrdam a, [cy (yans.) > cyr-da-ma] is. Cyr! diye ses karmak eylemi, cyrdam ak, [cy (yans.) > cyr-da-mak] gsz. f . [-r ] [-d (i)-y o r] (Diler arasndaki ta veya yrtlan k

MM R

. 807

cz
cz8, [cz (yans.)] {az} is. Yank. [DS] czak, - [cz (yans.) > cz-ak] {az} sf. 1. Mzk; oyunbozan. 2. is. At klndan yaplm bir tr ku tuza; kse. 3. Rendeye benzer bir marangoz ayg t. 4. Tahterevalli. [DS] czalam ak, [cz (yans.) > cz-ala-mak] {az} gl. f i [r ] [-l(t)-y o r] 1. izmek; karalamak. 2. Ekmee ok az ya srmek. [DS] czbz, [cz + biz (yans.)] is. 1. Izgarada kendi ya ile piirilen kfte. 2. {az} Tavann dibinde kalan ya bulana konan yemek. [DS] 3. {az} Arasna peynir ve maydanoz konularak piirilen pide. [DS] czcz1, [cz (yans.) + cz] {az} is. 1. Haha ya ile yalanm ekmek. 2. ri undan yaplm sac ekme i. [DS] czcz", [cz (yans.) + cz] {az} is. 1. Austos bce i. 2. Yerli yersiz alayan ocuk. [DS] czdak, [cz (yans.) > cz-dak] {az} is. 1. Koyun kuyruu eritilip ya alndktan sonra geri kalan kkrdaklar. 2. Zayf, elimsiz kimse. [DS] czdam, [cz (yans.) > cz-da-m] is. argo. Kama; savuma. S czdam ekmek, K a m a k ; savum ak. czdatm ak, [cz (yans.) > cz-la-t-mak] {azj gl. fi. [-r ] (Yemee konulan soan iin) sertlii kayboluncaya kadar yada kavurmak. [DS] czdr, [cz (yans.) > cz-dr] {az} is. Sacda, tavada piirilen ekmek veya brek. [DS] czdrverm ek, [cz-dr-mak + ver-mek] {az} gl. b. fi. [-ir ] 1. Batan savmak. 2. Oyunda yenmek. [DS] czdrm a, [cz-dr-ma] /azj is. 1. Sacda veya tavada yaplan ekmek veya brek. 2. Tarlann iyi srl memi durumu. [DS] a z d rm a k 1 [cz (yans.) > cz-dr-mak] {az} gl. fi. , [-r ] (Ya iin) tavada, tencerede kzdrmak. [DS] azd rm ak , [cz (yans.) > cz-dr-malc] {az} gl. fi. [- r ] Oyunda kar tarafa mzklk ettirmek. [DS] azd rm ak 2, [cz (yans.) > cz-dr-mak] {az} gl. fi [-r ] 1. izdirmek. 2. Vcudun bir yerinden kan aldrmak. [DS] czga, [clga / cz-ga] {az} is. Kei yolu. [DS] czgal, [cz (yans.) > cz-ga-1 ?] {az} is. Kvlcm. [DS] czg, [cz (yans.) > cz-g] {az} is. izgi. [DS] izgin, [cz (yans.) > cz-gm] {az} sf. Sznde dur mayan; dnek. [DS] czgrm ak, [cz (yans.) > cz-gr-mak] {az} gsz. f i [-r ] 1. Uuldamak. 2. Barmak. 3. (At iin) ki nemek. [DS] czgrtm ak, [cz (yans.) > cz-gr-t-malc] {az} gl. fi. [-r ] Su pskrtmek. [DS] cz, [cz (yans.) > cz-mak > cz- / cz-g] {az} is. 1. izgi. 2. Tohum ekerken saban ya da pulluk ile toprakta alan iz; izi. 3. Tarladaki su yolu. [DS] fi1 cz ekmek, {az} izgi ekm ek. [D S]|| cz ka-

t, bez cinsi maddeler iin) Cyr! diye ses karmak. cyrdatm a, [cy (yans.) > cyr-da-t-ma] is. Cyrt karmasna sebep olmak eylemi, cyrdatm ak, [cy (yans.) > cyr-da-t-mak] gl. f i [r] Cyrdamasna sebep olmak . cyrdk, - [cy-r-dk ?] (az) is. Tomurcuk. [DS] cyrt, [cy (yans.) > cy-r-t] is. Bez, kt cinsi eyler yrtlrken ya da diler arasnda kalan kum tanelerinin ezilirken kard ses. cymalam ak, [cy (yans.) > cy-ma-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [~l()yor] Trmalamak. [DS] cynak, - [cy (yans.) > cy-()n-ak {az} is. 1. Yrtc ku trna; pene. {OsT} (ayn) 2. Ceviz ii. 3. uval, bez vb. zerine yaplan bir tr motif. 4. Bitki kklerinin ince saaklar. 5. Ispanak. [DS] cynaklam ak, [cynak-la-malc] {az} gl. fi. [ - r ] [l()-y or] Trmalamak. [DS] cynaz, [cy-()-n-az] {az} sf. 1. (ocuk iin) dur madan alayan. 2. (Kii iin) ok ince; kuru. [DS] cyrk, - [eT. crk / cy (yans.) > cy-()r-k] {az} is. Pamuktan tohumlar ayran makine; rr. [DS] cyyak, - [cy (yans.) > cyy-alc] {az} is. Tavuk ve kularn tehlike annda kard ses. [DS] cyyaklamak, [cy (yans.) > cyy-ak-la-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] [-l()-y o r] (Tavuk ve kular iin) ba rmak. [DS] cz1, [caz / cz / coz (yans.)] is. 1. Atete yakma, k zartma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cz-la-m ak, cz biz, cz-la -m a k cz-r-t, cz-r czr. 2 Yanan bir eyi atete sndrme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] cz etm ek, cz-la-m ak.

cz2, [cz (yans.)] is. 1. Kzgn ya iine sulu bir ey atlnca kan ses. 2. Atee su dklnce ani buhar lamann kard ses. 3. ocuk dilinde ate veya scak, yakc olan ey; cs. 0 cz etmek, Yanm g ib i iddetli ve in ce b ir a c ile irkilm ek. cz3, [cz (yans.)] is. Mzklk etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] cz-k-m ak, cz-k-tr-m ak. cz4, [cz (yans.)] is. Pskrmeyi anlatan kk. [Zlfkar] cz-gr-t-m ak. cz5, [cz (yans.)] is. Yrtma ve yrtarak izme sra snda kan sesi anlatan ek. cz-r-da-k, cz-r-t-dak, cz-r-t-da-n-ak, cz-m ak-la-m ak. S1 cz ekmek, {az} S a b a n la tarlann etrafn b ir k e r e dolanm ak. [DS] cz, [cz / ciz (yans.)] is. Yaz yazma, izme vb. s rasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] ctz-mak, cz-k, cz-k-tr-m ak, cz-z-k. cz7, [cz / coz (yans.)] is. tme, barma, szlanma, alama ve dnme belirten kk. cz bebek, cz-grm ak, cz-l-da-m ak, cz-r-k, ctz-la-n, cz sinei. <5 cz sinei, zool. B ir eit b velek. | cz tutm ak, | {az} B v elek tutmak. [DS]

cz
r, {az} K a rkla rn en uzunu. [D S]|| czya gel m ek, /az} D oru y olu bulm ak. [DS] czk1, - [cz (yans.) > cz-k] is. tme, barma, szlanma, alama ve dnme belirten yansmal gv de. S czk czk barm ak, Can a csy la in ce bir s e s le barm ak. czk2, - [cz (yans.) > e T z-mak / iz-mek > iz ik > izik] {az} is. 1. izgi. 2. z. 3. Syrk. [DS] S azk tan km ak, {az) Yoldan km ak; doru y o l da n sapm ak. [DS] czk , - [cz-k] {az) is. ; can. [DS] S cz blzkmak, {az} Can sklm ak; ca m yanm ak. [D S]|| czk tutm ak, {az} Tutunmak; balan m ak. [DS] czk4, - [cz (yans.) > cz-k] {az} sf. Mzk; oyunbozan. [DS] czklamak, [cz (yans.) > cz-k-la-mak] {az} gsz. f i [ - r ] [-l()-y o r] 1. Acele etmek. 2. Zor karsnda oraya buraya koturmak. [DS] czklatmak, [cz (yans.) > czk-la-t-mak] {az} gsz. f . [ -r ] 1. Buruturmak; bzmek. 2. izgi h line koymak. [DS] czkmak1, [cz (yans.) > cz-k-mak] {az} gsz. f i [r] Son hzla komak. [DS] czkmak , [cz-k-mak] {az} gsz. fi. [-r ] Kzmak. [DS] czkmak3, [cz (yans.) > cz-k-mak] {az} gsz. fi. [r] 1. Dnmek; caymak. 2. Mzmak. 3. Yoldan kmak. [DS] czktrm a, [iz-ik-tir-me > zktrma] is. izgi ek me veya acele yaz yazmak eylemi. czktrm ak1, [eT. z-mak > iz-ik-tir-mek > zktrmak] gl. fi. [-r] 1. izgi ekmek. 2. Acele bir eyler yazmak; batan savma yazmak. 3. {az} Ka ralamak. [DS] 4. {az} ifti iyi srememek. [DS] czktrm ak , [cz (yans.) > cz-k-tr-mak] {az} gl. f i [ - r ] 1. Karmak. 2. Oyunda kar taraf mzk lk yapacak duruma drmek. [DS] czlamak, [cz (yans.) > cz--la-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] [l()-y o r] (Kzdrlan ya iin) ses karmak. [DS] czldak, - [cz (yans.) > cz-l-da-k] {az} sf. Y a da ya da sacda piirilen cvk hamurdan yaplma yal ya da yasz ekmek. [DS] czldama, [cz (yans.) > cz-l-da-ma] is. 1. Czltl sesler karmak eylemi. 2. Ne dedii anlalma makla beraber srekli ve bktrc istekte bulunmak eylemi. czldamak, [cz (yans.) > cz-l-da-mak] gsz. f i [-r ] [-d ()-y o r] 1. Czl czl sesler karmak. 2. Ne de dii anlalmamakla birlikte srekli, bktrc ve mzmz bir ses karmak. 3. {az} Yerli yersiz a lamak. [DS] 4. {az} (Kzdrlan ya iin) ses karmak. [DS] 5. {az} (Yemek iin) pime srasnda suyunu ekerken ses karmak. [DS] 6. {az) Yanp

IMIfflftESM.
acmak. [DS] S czldayp durm ak, {az} H i su sm adan alam ak. [DS] czldu, [cz (yans.) > cz-l-du j-JJ^r] {OsT} is. C zldama sesi; czrt, czlmak, [eT. z-mak > cz-l-mak] {az} edil, f i [r] izilmek; yrtlmak. [DS] czlt, [cz (yans.) > cz-l-t] is. 1. Czldama sesi. 2. Czl czl kan sesler. 3. Radyo, televizyon ve te lefon gibi aygtlarda sesin anlalmasn engelleyen czrdama sesleri. 4. {az} Grlt. [DS] 5. {az} Kimsenin bilmedii olayla ilgili olarak verilen ok ksa bilgi. [DS] czltl, [cz (yans.) > cz-l-t-l] sf. 1. Czl czl sesi kan. 2. Czlts olan, czr, [cz (yans.) > cz-r] is. Kt veya cam gibi maddeler zerine kat bir cisim srtmekle srekli olarak kan cz sesi. 0 czr czr, Czrtl se s le r ka ra ra k. czradan, [cz (yans.) > cz-r-adan] {az} zf. (Ko numa iin) hzl ve tiz sesle. [DS] czrdak1, - [cz (yans.) > cz-r-dak] {az} is. 1. Koyun kuyruu eritildikten sonra kalan kkrdakl ksm. 2. Yerli yersiz alayan. [DS] czrdak2, - [cz (yans.) > cz-r-dak] {az} zf. 1. (Yrtlmak iin) birdenbire. 2. (Gaz karmak iin) birden. [DS] czrdak3, - [cz (yans.) > cz-r-dak] {az} is. Topa. [DS] czrdam a, [cz (yans.) > cz-r-da-ma] is. 1. Czr czr etme; czrdamak eylemi. 2. {azj Tavada ya plan brek. [DS] czrdam ak, [cz (yans.) > cz--da-mak] gsz. f i [-r ] [-d()-yor] 1. Srekli bir cz sesi karmak; czrt yapmak. 2. m ecaz. Acele ve karmakark, anlal maz sesler karmak. 3. {az} Alamaya balamak; alamak. [DS] 4. {az} (Kzdrlan ya iin) czr dama sesi karmaya balamak. [DS] czrtdak, - [cz (yans.) > cz-r-t-da-k] {az} zf. 1. (Yrtlma iin) birdenbire ince bir sesle. 2. (Yanma iin) birdenbire. 3. (Gaz karmak iin) birdenbire. [DS] czrdatm a, [cz (yans.) > cz-r-da-t-ma] is. Czrtl sesler karmasn salamak eylemi. czrdatm ak1, [cz (yans.) > cz-r-da-t-mak] gl. fi. [r] 1. Czrt halinde ses karmasna sebep olmak. 2. {az} nce sesle hafiften yellenmek. [DS] czrdatm ak2, [cz (yans.) > cz-r-da-t-mak] {az} gl. f i [ -r ] (Yaz iin) abuk ve gzel yazmak. [DS] czrk, - [cz (yans.) > cz-r-k] {az} sf. Yerli yersiz alayan. [DS] czrtdak, - [cz (yans.) > cz-r-t-dak] {az} zf. 1. (Yrtlmak iin) ince bir sesle ve birden. 2. (Yan mak iin) birden. [DS] czrtdanak, - [cz (yans.) > cz-r-t-da-n-ak] {az} zf. -* czrtdak. [DS]

aiBlICESM.sos
czrt, [cz (yan s.) > cz-r-t] is. 1. Czrdama sesi. 2. Czr czr kan ses. 3. Radyo, televizyon ve tele fon gibi aygtlarda sesin anlalmasn engelleyen czrdama sesleri, czrtl, [cz (yans.) > cz-r-t-l] sf. 1. Czr czr se si olan. 2. Czrt yapan, cztmak, [cz (yans.) > cz-t-mak] {az} gsz. fi. [r] Akln karmak; bozmak. [DS] azttrm ak , [cz (yans.) > cz-mak > cz-t-tr-mak] {az} gl. fi. [-r ] 1. Batan savmak. 2. ten ka mak. [DS] czla, [cz (yans.) > cz-la-k > czla] {az} is. Eri tilen koyun kuyruunun kalan kkrdakl posas. [DS] czlaan, [cz (yans.) > cz-la-an] {az} is. Isrgan otu. [DS] czlal, [cz (yans.) > czla-l] {az} sf. Kkrdakl. fi5 czlal ekmek, {az} K k rd a k k a tla ra k y a p l m gzlem e. [DS] czlak1, - [cz (yans) > cz-la-k] {az} is. 1. Yada veya sata piirilen sulu hamurdan yaplm yal veya yasz ekmek. 2. Koyun kuyruu eritildikten sonra kalan posa. [DS] czlak2, - [cz-la-k ?] {az} is. 1. Verimsiz toprak. 2. Temizlenmi ve topra sktrlm dz alan. [DS] czlak3, - [cz (yans.) > cz-la-k] {az} sf. Yerli yer siz alayan. [DS] czlak4, - [cz (yans.) > cz-la-k] {az} is. Ortas de linmi kestaneye ip geirmek suretiyle yaplan bir ocuk oyunca. [DS] czlam, [cz (yans.) > cz-la-mak > cz-la-m] is. argo. Kama; savuma. S czlam ekmek, K a m a k ; savuup gitm ek. czlama, [cz (yans.) > cz-la-ma] is. 1. Cz sesi karmak eylemi. 2. {az} Yada ya da sacda pii rilen sulu hamurdan yaplma yal ya da yasz ekmek. [DS] 3. {az} Mayal hamur iine peynir ve maydanoz konulup pasta biiminde kesilerek frn da piirilen rek. [DS] 4. {az} Yumurta ve unla yaplan bir tr omlet. [DS] czlama, -c [cz (yans.) > cz-la-ma] {az} is. Yada ya da tavada piirilen bir tr rek. [DS] czlamak, [cz (yans.) > cz-la-mak] gsz. f . [ - r ] [l()-yor] 1. (Yanan nesne, ten bcek vb. iin) cz sesi karmak. 2. {az} Kaynamak. [DS] 3. {az) gl. f . (Ya iin) kzartmak. [DS] 4. {az} Kalbi szlamak; acmak; ii burkulmak. [DS] czlan, [cz (yans.) > cz-lan] {azj is. Austos bce i. [DS] czlandurmak, [cz (yans.) > cz-la-n-dur-mak jjjJ-Jy r] {eAT) gl. f . [-u r ] Yavaa aktmak. S czlandurd czlandurd, {eAT} (Aktmak, d km ek iin) y a v a yava.

CB czlatm a, [cz (yans.) > cz-la-t-ma] {az} is. Az ya da yaplan kzartma. [DS] czlk, - [cz (yans.) > cz-lk] {az} is. 1. Ya s rlm ekmek. 2. ine soan kyma ve ya konu larak sata kzartlan yufka. [DS] czm ak1 [eT. z-mak > cz-mak] {az} gl. f. [ - a r ] , 1. izmek. 2. Yazmak. [DS] czmak2, [cz (yans.) > cz-mak] {az} gsz. f. [ - a r ] 1. Caymak; dnmek; vazgemek. 2. Mzklk et mek. 3. Gitmek. [DS] czzk1 - [cz (yans.) > cz-ck / czz-k ?] {az} zf. , Az; biraz. [DS] czzk2, - [cz (yans.) > cz(z)-k] {az} is. 1. Y e mee ya koyduktan sonra kalan ya aldrmak iin tavaya konulan bir veya iki kak yemek. 2. Yan ma. [DS] czzk, - [cz (yans.) > cz(z)-k] {az} is. izgi; izik; izik. [DS] czzk4, - [cz (yans.) > cz(z)-k] {az} is. Ka. [DS] czzk5, - [cz (yans.) > cz(z)-k] {az} sf. Sk sk darlan. [DS] czzktrm ak, [cz (yans.) > cz(z)-k-tr-mak] {az} gl. f i [ -r ] Yazmak; izmek; karalamak. [DS] -ci, [-c / -ci / -cu / -c / - / -i / -u / -] yap. e. -*
-c.

ci, [ci (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arpma, sallanma ve srtnme ile kard nlama sesleri ni anlatan kk. [Zlfkar] ci-ci-li bicili, ci-cik. ciale, [Ar. ci'le <JU=r] (cia :le ) {OsT} 1. Rvet olarak verilen ey. 2. cret; maa. cib 1 [cb / p / cib (yans.)] is. El rpma srasnda , kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cib -b an alm ak, c ib (b )-e -le -k a lm a k ; cibciik, cib-ciik alm ak. cib2, [cib (yans.)] is. Birden kuvvetlice arpma, bu biimde vurma, kesme anlatan kk. [Zlfkar] cibtir-m ek, cip-i-dek. cib3, [cib (yans.)] is. Kei cinsi hayvanlar arma ya da kovalama nlemi ve bu anlamda kk. [Zlfkar] cib -i cibi, cib-i cibi. cib4, [cib (yans.)] is. Parldamay anlatan kk. [Zlfkar] cib-ir-de-m ek. cib5, [cib /cip (yans)] is. Svlar iinde, yal hava larda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle olu turulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] cib-il-de-k, cb-il-e-m ek, cib-il-le-m ek, cib-il-di-t-m ek. S cib cib akm ak, {az} A zar a za r v e inci in ce akm ak. [DS] cib6, [? cip / cib] {az} e. 1. Eer; ayet. 2. zf. Hep; btn; tamamen. [DS] S cib beter, 1. ok ktii. 2. T am am en; bsbtn. cib7, [ng. general purpose (g en el i iin) > GP (bir A m erikan a r a c tipi) > jeep] is. -* cip, jip. ciba, [Far. cb W r] (c i:b a ;) {OsT} is. Odun.

CB

I M I lC fS M .

cibab, [Ar. cibab u l -] (cib a :b ) {OsT} is. Cppeler, cibah, [Ar. cebhe (yz, alr) > cibh oL^-] (cib a :h ) {OsT} is. 1. Cepheler. 2. Alnlar, cibal, -li [Ar. cebel > cibl J W ] (cib a :l) {OsT} is. Dalar. S cibl-i mbhe, {OsT} K im senin m lki y etin d e olm ayan d alar. | cibl-i ahika, {OsT} | Yksek d alar. cibali, [Ar. cibl ^ J^ -] (ciba. li:) {OsT} sf. Dalk, cibar, [Ar. cibra (krk tedavisi) jUr] {az} is. Bel ars, krk kk gibi durumlarda sarg amacyla kullanlan i ya, kara sakz vb. ile yaplan bir ka rm. [DS] cebavet, [Ar. cibvet / cibyet o j U ] {OsT} is. -* cibayet. cibayat, [Ar. cibyet > cibyt (cib a :y a :t) {OsT} is. 1. Tahsiller. 2. Devlet gelirini toplamalar. 3. Vakf kiralarn toplamalar, cibayet, [Ar. cibvet / cibyet (ciba.y et) {OsT} is. 1. Tahsil etme; toplama. 2. Devlet gelirini top lama; vergi tahsil etme. 3. Vakf kiras toplama. S cibayet etmek, T ahsil etm ek, toplam ak. cibban, [cib (yans.) > cib(b)-an] {az} is. Alk, fi1 cibban alm ak, {az} A lklam ak; e l rpm ak. [DS] cibbelek, [cib (yans.) > cib(b)-e-lek] {az} is. Alk. fi1 cibbelek alm ak, {az} El rpmak; alklamak. [DS] cibcitmek, [cib-tir-mek ?] {az} gl. f i [ - e r ] Bir eyi kknden kesmek. [DS] cibck, - [cib (yans.) > cib-ck] {az} is. Alk. S cibck alm ak, {az} E l rp m ak; alklam ak. [DS] cibdirmek, [cib (yans.) > cib-dir-mek] {az} g l .f . [ir] Bir vuruta kesmek. [DS] cibe, [Mo. cebe] {eT} is. Cebe; zrh; silah. [Nevy] cibei, [Mo. cebe > cibe-i] {eT} is. Cebeci; silah yapmcs. [Nevy] cibek, -i [cib (yans.) > cib-ek] {az} is. Msr ps kl. [DS] cibelek, -i [cib (yans.) > cib-ele-k / civ-ele-k] '{az} sf. 1. Geveze. 2. ok neeli ve kpr kpr. 3. So kulgan; scak kanl. [DS] cibelemek, [cib (yans.) > cib-ele-mek] {az} g l .f . [r] [-l(i)-v o r] 1. Sevmek. 2. gsz. f . Hrnlamak. [DS] cibelenmek, [cib (yans.) > cib-ele-n-mek] {az} gsz. f. [-ir ] 1. marmak; yersiz davranlarda bu lunmak. 2. Nazlanmak; cilvelenmek. [DS] cibelge, [cib (yans.) > cib-el-ge] {az} sf. Terbiye siz; mark. [DS] cibelik, -i [cib6 > cib-e-lik] {az} zf. Temelli; bs btn. [DS] cibelmek, [cib (yans.) > cib-el-mek] {az} gsz. f . [(cib a :v et)

ir] 1. Yersiz davranlarda bulunmak; marmak. 2. Kendini beenmek. 3. Huysuzlanmak. 4. Yiitlik taslamak. 5. gl. f . Sevmek. [DS] cibeltmek, [cib (yans.) > cib-el-t-mek] {az} g l.f. [ir] martmak; yz vermek. [DS] ciberik, -i [cib (yans.) > cib-er-ik] {az} sf. 1. (Yer iin) sulu; batak. 2. (Yara iin) sulanm; sulu. [DS] cibermek, [cib (yans.) > cib-er-mek] {az} gsz. f . [ir] (Yara iin) sulanmak. [DS] cibertlemek, [cib6 > cib-er-t-le-mek] {az} gl. f . [r]J-l(i)-y o r] Yeni batan incelemeye almak; tekrar kartrmak. [DS] cibi, [cib (yans.) > cib-i] {az} is. Civciv. [DS] S cibi cibi, {az} K e i a rm a nlemi. [DS] cibicik, -i [cib (yans.) > cib-i-cik] {az} is. Alk; el rpma. 0 cibicik alm ak, {az} A lklam ak; e l rpm ak. [DS] cibik, -i [cib (yans.) > cib-ik] {az} is. 1. Ke. 2. sf. Her ie burnunu sokan. [DS] cibil1, [cib (yans.) > cib-il] is. Sulanma, slanma, su yu sratarak ses karma anlatan yansmal gvde. fi1 cibil cibil, {az} (Y ara iin) su lanm ; akntl. [D S]|| cibil cibil yunmak, {az} B o l su ile y k a n m ak. [DS] cibil2, [cib (yans.) > cib-il] {az} is. Sulu amur. [DS] cibil3, [cib (yans.) > cib-il] {az} is. Kk bir yaban rdei. [DS] cibildek, -i [cib (yans.) > cib-il-de-k] {az} is. 1. Su birikintisi. 2. Sulu amur. [DS] cibildemek, [cib (yans.) > cib-il-de-mek] {az} gsz. f i [-r][-d (i)-y o r ] 1. (Kaplumbaa, kurbaa gibi su hayvanlar iin) suda yzerken ses karmak. [DS] cibilemek, [cib (yans.) > cib-i-le-mek] {az} gsz. fi. [- r ] [ - l(i)-yor] 1. Yzmek. 2. stek duymak. 3. Acele etmek. 4. (Ku ve tavuklar iin) yumurtadan yavru karmak. [DS] cibilger, [lbr / cibilger] {eT} is. Gem; oyan. [Nev y] cibilik, -i [cib (yans.) > cib-i-lik] {az} is. Ku. [DS] cibillet, [Ar. cibillet o -W ] {OsT} is. Yaradl; huy; doutan getirilen davranlar, cibilletsiz, [cibillet-siz] sf. svg. Soysuz; st bo zuk. cibill, [Ar. cibill J>~r\ (cibilli;) sf. Yaratltan, do utan olan; ftr, cibilli, [cib (yans.) > cib-il-li] {az} is. Taneleri tam gelimemi zm salkm. [DS] cibillik1, -i [cib (yans.) > cib-il-lik] {az} is. 1. Karanlk ve pis yer. 2. Arlarn bol bulunduu yer. 3. Bataklk ve pnar ba gibi yerlerde biten ot ve yosun tr eyler. [DS] cibillik2, -i [cib (yans.) > cib-il-lik] {az} is. Ku. [DS]

orffiiiiW M .8
cibilliyet, [Ar. cibillet > cibilliyet c~L>-] {OsTj is. Yaradl; huy. S1 cibilliyeti bozuk, Yaratltan, doutan kt o la n ; soysuz. cibilliyetsiz, [cibilliyet-siz] sf. svg. Kt yaradl l; soyu bozuk olan; soysuz, cibilliyetsizlik, -i [cibilliyet-siz-lik] is. 1. Kt ya radll olma durumu. 2. Cibilliyetsiz bir kimseye has davran; soysuzluk, cibimek, [cib (yans.) > cib-i-mek] {az} gsz. f . [ - r ] Suda yumuamak. [DS] cibin1 [eT. bn (sivrisinek) > eib-in j ^ ] {OsT} { , z} is. Sivrisinek, karasinek, tatarck gibi rahatsz edici uucu bcekler. [DS] cibin2, [cib (yans.) > cib-in] {az} is. 1. amurlu top rak. 2. Killi toprak. [DS] cibindirik, -i [eT. bn (sivrisinek) > cibin-dirik] {az} is. 1. Cibinlik. 2. zm posas. [DS] cibinlik, -i [eT. bn (sivrisinek) > cibin-lik] is. 1. Sinek ve sivrisinek gibi zararl bceklerden korun mak amacyla yatan stne kurulan tlden ya plma bir tr adr. 2. Sivrisinei bol bataklk yer. cibir1, [cib (yans.) > cib-ir] is. Sulanma, slanma ve suyu sratarak bir ey yapma anlam veren yans mal gvde. S cibir cibir, {az} (Y ara iin) ilti hap l; sulu. [DS] cibir2, [? cibir] {az} is. dizi zincirden yaplm gerdanlk. [DS] cibirdemek1, [cib (yans.) > cib-ir-de-mek] {az} gsz. f . [-r ] [-d (i)-y o r] (Gz iin) prl prl parla mak. [DS] cibirdemek2, [cib (yans.) > cib-ir-de-mek] gsz. f . [r] [-d (i)-y o r] Ac ac tmek. [Trkmen DS] cibirdemek, [cib (yans.) > cib-ir-de--mek] ite, f . [-ir] Dertlemek. [Trkmen DS] cibirdi, [cib (yans.) > cib-ir-(t)i] is. Ku cvlts. [Trkmen DS] cibi, [cib (yans.) > cib-i] {az} nl. Kei arma veya kovalama nlemi. 0 cibi cibi, {az} K e i a rm a nlemi.[DS] cibre, [Yun. tsipura] is. 1. Suyu alnmak zere skl m meyve posas. 2. rk, ezik meyve. 0 cibresi kmak, {az} S km ak; ezilm ek. [DS] Cibril, [Ar. cibrl Jo k -] (cib ri.l) {OsT} is. Drt b yk melekten Allahn emirlerini vahiy yoluyla peygamberlere getirmekle grevli olan; Cebrail; Cebreil cibs, [Ar. cibs ^-^r] {OsT} sf. 1. (Kii iin) alak; ha yrsz; duygusuz. 2. is. Kire, cibt, [Ar. cibt c~=-] {OsT} is. 1. Araplarn slamlk ncesi putlarndan birinin ad. 2. isi. Allahn ha ram kld khin, byc gibi inanlmamas gere ken kii.

c ic
cibtirm ek, [cib (yans.) > cib-tir-mek] {az} gl. f . [ir] Bir vuruta kesmek. [DS] cibtrm ek, [cib (yans.) > cib-tr-mek] {az} gl. f . [- r] Bir vuruta kesmek. [DS] cicam k, [cica-mk ?] {az} is. Ard aac ve mey vesi. [DS] cicaz, [? cicaz] {az} is. eytan. [DS] cice, [ci-ce / cici] {az} is. 1. Abla. 2. Bykanne. 3. Hala. 4. Teyze. 5. Grmce. [DS] cicecik, -i [ci-ce-cik ?] {az} sf. 1. Yaramaz. 2. Kantdan yerinde duramayan. [DS] cicer, [? cicer] {az} is. Kk tulum. [DS] cicgar, [Gre, cikari (it kaps)] {az} is. Buzala r kapatmak iin ahrn bir kesine yaplm yer; buzalk. [DS] cici, [ci (yans.) + ci L S>^~r] is. 1. {OsT} Ss. 2. ocuk lara ho gsterilmek istenen eyler iin sylenen sz. 3. ocuklar iin alnm yeni elbise veya ayakkab vb. eyler. 4. sf. {azf oc. d. ocuun houna giden; gzel; ho; sevimli. [DS] 5. {az} eitli blgelerde yenge, hala, teyze ve amca yeri ne kullanlr. [DS] 6. {az} Snnet edilen ocuu tutan erkek. [DS] 7. {az} Karsnn veya yaknla rndan birinin kt yola sapmasna gz yuman er kek. [DS] S cici ana, {az} 1. Yenge. 2. vey anne. [D S]|| cici anne, ocuklarn vey anne, byk a n ne, y a l y akn a k r a b a kadn lar iin ku llan dklar isim .| cici bici, 1. Ss, g z a lc inci boncuk. 2. | K arm akark. 3. {eAT} Allpullu.\\ cici el, ocu k la r iin s a el.\\ cici m am a, Toy delikanlnn dp kalkt kadn .| cici nene, {az} A rabulucu kadn. | [DS] cicicik, [ci (yans.) > ci+ci-cik] {az} sf. ok az; az ck. [DS] cicidan, [ci (yans.) > ci-ci-dan] {az} is. Blbl. [DS] cicie, [ci+ci-ge] {az} is. Tarla kuu. [DS] cicik1 -i [Yun. tsitsi (m em e) / ci (yans.) > ci-cik] , {az} is. Meme; meme ucu. [DS] cicik2, -i [ci (yans.) > ci-cik] {az} is. 1. Taze soan yapra; cck. 2. sf. Kk; clz. 3. Tysz. [DS] 0 cicik byk, {az} Z or b e en ir; m klpesent. [D S]|| cicik boaz, {az} H er y em e i beenm eyen. [DS] cicik3, -i [Az. eiy (ss) / ci (yans.) > ci-cik] {az} is. 1. Ss. 2. Bakr kaplarn saplarn tutturmak iin taklan ivi. 3. Oyuncak. [DS] 0 cicii gevemek, {az} 1. Ar ilgi g sterm ek; az su lanm ak; itah k ab arm ak. 2. Gnlii yum uam ak. [DS] cicikli, [ci-cilc-li] {az} sf. Kark renkli. [DS] 0 cicikli su, {az} Pis, am urlu su. [DS] ciciko, [cici + Slav, ko (kltm e eki)] is. Yakn dost; sevgili. cicili, [cici-li] sf. zerinde cicisi olan; ssl. 0 cicili bicili, Ssl, inci b on cu k takm olarak.

cic
cicilmek, [cic-il-mek] {az} g s z .f. [-ir ] 1. Srtnme ve scak dolaysyla yara olmak. 2. (Ak yara iin) yaylmak; genilemek. [DS] cicim 1, [cici-m (iyelik eki)] nl. 1. Gzelim, sev g i lim anlamnda sevgi hitab. 2. Alay yollu sylenen seslenme sz. 3. is. Naz; yapmack kibarlk; gs teri. cicim ay, Evliliin ilk z a m a n la n ; balay. cicim2, [Far. ccim] {OsT} is. Ensiz ve para para dokunmu kk kilimlerin birbirine eklenmesi ile meydana getirilmi rt, cicim tl, {az) Yn d en y a p la n d o la p rts. [DS] cicoz, [ing. ioz (kedi)] is. 1. Cam ya da toprak bilye. 2. Bu bilyelerle oynanan bir ocuk oyunu. 3. Yzk oyunu. 4. U ta oyunu. 5. argo. Yok; hi yok. S cicozu ekmek, arg o. Yok o lm a k; savu m ak. cicozlam a, [cicoz-la-ma] is. a rg o. 1. Bitme, tkenme eylemi. 2. arg o. Kama, savumak eylemi, cicozlam ak, [cicoz-la-mak] gsz. f . [- r ] [~l()-yor] a r g o .l . Bitmek, tkenmek, kalmamak. 2. argo. Kamak, uzaklamak, svmak; yok olmak; ty mek. cid1 [cid] {az} is. Tavuk gbresi. [DS] , cid2, [Ar. cd -l^-] (ci:d ) {OsT} is. Boyun. cidJ, -ddi [Ar. cidd -i^-] {OsT} is. 1. Arballk; cid dlik. 2. Emek sarf etme; aba; gayret; urama. S cidd ile, {OsT} G ayretle. cida, [eT. da] {az} is. Karg; mzrak. [DS] cidagu, [? cidagu] {az} sf. 1. Yaramaz. 2. Hrn. [DS] cidal, -li [Ar. cedel (tartm a) > cidal JJ^-] (cid a.l) {OsT} is. 1. Kavga; tartma. 2. Mcadele; sava. S cidl-c, {OsT} K a v g a c; mcadeleci.\\ cidl-cyne, {OsT} 1. K a v g a cla r a y a k r tarzda. 2. K a v g a k a rm a k istercesin e.| cidal etmek, {OsT} K av | g a etm ek, m ca d ele etmek. | cidl-gh, {OsT} K a v | g a yeri. | cidl-i hayt, {OsT} H ayat m cad elesi; | y a a m kavgas.\\ cidl-i miet, {OsT} G eim d erdi; g eim kavgas. cidalci, [cidal-ci] is. Sava; kavgac, cidar, [Ar. cidar jl-t>-] (cid a.r) {OsT} is. 1. duvar; kenar. 2. biy. Zar; eper. S1 cidr- hadka, {OsT} B a h e duvar. cidav1, [Mo. cid] /az} is. 1. At ve eeklerde g rlen derin yara; ban. 2. sf. Ezik; rk. 3. Kav gac. 4. m ecaz. Kt kadn. [DS] cidav , [Mo. cid] {az} is. nsan ve hayvanlarda, krek kemiinin st; omuz ba. [DS] cidden, [Ar. cidd > cidden \'^] ( c i dden) {OsT} zf. Ciddi olarak; gerek olarak, ciddi, [Ar. cidd > cidd tS-J^-] (ciddi;) {OsT} sf. 1. Arbal. 2. aka olmayan; akaya gelmez. 3. Gl

O lM K EESgU . meyen. 4. Elendirmek amac gtmeden retici olan. 5. Gerek. 6. nemli. 7. Sk. 8. Tehlikeli. 9. zf. Arbal olarak. 10. aka yapmadan. 11. nem vererek, 6 1 ciddi ciddi, C iddi o la r a k ; a k a y a g e l m eksizin.| ciddiye alm ak, 1. nem verm ek. 2. | G erekli in e inanm ak. ciddileme, [ciddi-le--me] (c id d ile m e ) is. Ciddi bir durum almak eylemi, ciddilemek, [ciddi-le--mek] (c id d ile m e k ) dnl. f . [ - ir ] 1. Ciddi bir grnm kazanmak. 2. Kayg verici kt bir hl almak, ciddilik, -i [ciddi-lik] (cid d i:lik) is 1. Olaylar kar snda arbal, dnceli davranma. 2. nemi do laysyla tehlike arz eden. 3. Glmezlik; ask surat llk. 4. Laubali olmamak; ciddiyet, ciddiyat, [Ar. ciddiyyt o L = -] (ciddiya:t) {OsT} is. Gerek olarak allacak iler, ciddiyet, [Ar. ciddiyyet c-j.j^-] fOsTjis. 1. Olaylar karsnda arbal, dnceli davranma. 2. nemi dolaysyla tehlike arz eden. 3. Glmezlik, ask su ratllk. 4. Laubali olmamak; ciddilik, ciddiyeti ni taknm ak, akay ve lau ba lili i b r a k a r a k ciddi b ir d avran sergilem ek. ciddiyetle, [ciddiyet-le] zf. Ciddi olarak; ciddi bir ekilde. cidirli, [cidir-li] {az} s f Akgz. [DS] cidirm ek, [cid (yans.) > cid-ir-mek] {az} g l . f [-ir] Bir eyin suyunu karmak. [DS] cidos, [? cidos ^jjusr] {OsT} i. Umac. cif, [ng. cost (fiyat)-insurance (sigorta)-freight (nav lun) (tam a ve sig o rta fiy a ta d ahildir) > c.i.f] k salt. is. tic. Alc ile satc arasnda yaplan, bir ma ln asl fiyatna teslim edilecek lkeye kadar olan tama, sigorta ve dier zararlar karlayc her tr l masraf ekleme anlamas. cifar, [Ar. cefr > cifar jU^] (cifa .r) {OsT} is. Geni kuyular. cife, [Ar. cife *i-] {OsT} is. 1. Le. 2. m ecaz. ren ey. 3. {az} Bozulmu; bayatlam. [DS] 4. {az} Kirli; pis. [DS] 5. {az} nsan dks. [DS] 6. {az} m ecaz. (Kii iin) dk; kt. [DS] S cfe-gh, {OsT} 1. L e le d olu olan y er. 2. m ecaz. D nya.| | cfe-h'r, {OsT} L e yiyen. cifi, [? cifi] {az} sf. 1. Yiit. 2. alkan; becerikli. [DS] cifr, [Ar. cifr / cefr y=-] {OsT} is. 1. Olak, kuzu. 2. Bir takm harf veya ekillerle gaipten haber verdii sanlan bilgi; fal. cifre, [t. cifra (imza) / Ar. iff (sfr)] is. 1. ifre. 2. {az} Mrekkep kalemin sap; divit. [DS] S cifre kalemi, {az} M ad en ulu y az kalem i. [DS] cifr, [Ar. cifri / cefri L sy^r] (cifri:) {OsT} is. Falc.

iicfm.m
c ifr iy a t,

C (cifriya.t) Bir ift kz. [cig / ci (yans.)] is. Parldamay anlatan kk. [Zlfikar] ci -il ciil. c i a , [Far. cia] {az} is. 1 . Yanaa dklen sa. 2 . Tu. 3. Trl renklere boyanm tavuk ty. 4. Tysz ku yavrusu. [DS]
c i J , c i e r ,

[Ar. cifriyt / cefriyt feAT} is.

{OsT} is. Cifr ile ilgili olan eyler,


c ift ,

[Far. cuft / cift

1.

2.

Birbiri ile evli elerden her biri. S c i f t o l m a k , {eAT} Evlenm ek. | c i f t s r m e k , {eATf ift srm ek. | i f t l e n d i r m e k , [cift-le-n-dir-mek] {eAT} gl. f i [ -r] Evlendirmek. c i g 1, [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik (yans.)] is. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] cig cig, cig+ cig-e. c i g 2, [cig / ci (yans.)] is. Parldamay anlatan kk. [Zlfikar] cig-il-cigil. c ig a r a , [t. cigarra] is. Sigara. S c i g a r a g i z d i i , {az} S ig a ra izmariti. [DS] c i g a r e t , [cier + et > cigret] {az} is. Diyarbakr ve Siirt dolaylarnda ilkbaharda krlara klarak cier ve et yemek suretiyle kutlanan bir tr bahar bayra m. [DS] c i g a z , [cig-az] {az} sf. Zavall; zararsz. [DS] c ig c ig e , [cig (yans.) > cig+cig-e] {az} is. Tarla kuu; toygar. [DS]
c i e r ,

[Far. cier _>-] is. 1. anat. Kamn sa st ks

[Far. cier J i ^ ] {OsT} is.

1.

Cier; bar.

2.

Keder; sknt. 3. Barma; avaz. 4. {eAT} Cesaret; yrek, f i 1 c i g e r - m , {OsT} A c veren. | c i g e r - c , | {OsT} Yrei cotu ran .| c i g e r - d r , {OsT} C i erli; | y rekli; cesur. | c i g e r - d e r , {OsT} C i er p a ra la y a n ; | ci er y rtan ; c i e r s k e n .| c i g e r - d z , {OsT} C i eri | delip g e e n .| c i g e r - f r , {OsT} C i er sa tan ; c i | e r c i.| c i g e r - g h , {OsT) C ierin bulunduu y e r .| | | c i g e r - g h o l m a k , {OsT} N e y a p a ca n bilem em ek ; armak.\\ c i g e r - g e , {OsT} 1. o k sev ilen kim se. 2. E vlat.| c i g e r - g d z , {OsT} C i er y a k a n ; a c ve | ren. | c i g e r - h S r , {OsT} (K ii iin) k ed er li; sk n tl]] | c i g e r - h r e , {OsT} 1. ok eziyet ekm i kim se. 2. A cm asz; m erham etsiz; g a d d ar. 3. Byc.| c i g e r | h y , {OsT} A c veren.| c i g e r - h u n , | {OsT} C i eri kan l; o k ackl. | c i g e r - p r e , {OsT} C i er p a r a s ; | evlat. | c i g e r - s z , {OsT} B a r y a k a n ; ackl. | c i g e r | | r e n d , {OsT} A ckl.| c i g e r - t b , {OsT} A c veren ; | acs o la n .| c i g e r - t e n e , {OsT} 1. Susam cier. 2. | m ecaz. ok zleyen. c i g i , [cig / yi / yigi] (cig i:) { eT} is. (Diki iin) sa lam. [DLT] c i g i l , [cig (yans.) > cig-il] is. Parldamay anlatan yansmal gvde. B c i g i l c i g i l , {az} P r l p rl. [DS] c i , [ca / cah /cak / c / ck / crk / ci / ciy (yans.)] is. akl, kum, kk metal eya, kurumu ot, aa vb. nesnelerin arpmas, srtnmesi veya vurmas hlinde kan sesleri anlatan kk. [Zlfikar] ci-ir-de-m ek, ci -ir ciir. c i " , [ca / cav /c / ci / co / cok / cuk (yans.)] is. Su sesini, suyun alayp akmasn, svlarn kay namasn anlatan kk. [Zlfikar] ci-il-ti.

mna yerlemi bulunan, kan depolanmas, mikrop lardan szlmesi, safra salglanmas, eker ve eker trleri ile ya ve proteinlerin metabolizmaya katl mas, A, D ve B vitaminlerinin depolanmas gibi pek ok hayat fonksiyonlar yrten, ortalama bir buuk kilogram arlnda i organ; karacier. 2. anat. 'Gs boluunda bulunan ve gs boluu araclyla korunan, esnek ve sngerimsi bir yap da, nefes alp verme srasnda alveollerdeki alyu varlar araclyla kanda metabolizma sonucu olu an karbondioksiti alarak, havada serbest olarak bulunan oksijeni alyuvarlara aktarma grevini ye rine getiren bir i organ; akcier. 3. Akcier ile ka racierin ortak ad. 4. Kasaplkta akcier ve karaci er ile yrek ve bbreklerden meydana gelmi bu lunan yemeklik takm. 5. ; bar; gs. 6. nsa nn herhangi bir i organ. 7. m ecaz. Kalp; yrek. 8. m ecaz. Sevgili. 9. Cesaret; yiitlik; kahramanlk. 1 0 . znt; i sknts. 1 1 . {az} Yakn akraba. [DS] 1 2 . {az} alkan kadn. [DS] S c i e r a c s , E vladn lm ile duyulan byiik znt]] c i e r a z d a n g e l m e k , {az} rm ek; kusm ak. [DS] | | c i e r b e n i , {az} Yzde ve boyunda olan krm z et beni. [D S]|| c i e r c a n l , {az} A kra ba sn a dkn olan. [D S]|| c i e r d a l a m a k , Byk b ir a c ve s kntl durum a s e b e p olm ak]] c i e r d e l d i , {az} -* cierdeldi. [D S]|| c i e r d e l m e k , ok doku n akl o l m ak]] c i e r e g e m e k , ok doku n m ak; o k a c v er m ek]] c i e r e i l e m e k , Acsn o k fa z l a duym ak; can o k y anm ak]] c i e r e v i , {az} K alp. [D S]|| c i e r h u n o l m a k , ok a c ve ziintii duym ak; y rek p a ra la n m a k ]] c i e r i a z n a g e l m e k , 1. ok k o r k mak. 2. Sarsnt g eirm ek]] c i e r i b e p a r a e t m e m e k , n san lk d e erlerin d en yoksun olm ak]] c i e r i d a l , ok zc b ir a cy a u ram .| c i e r i m i n | k e s i , Sevilen kii iin sev g i hitab]] c i e r i n e i l e m e k , ok etkilenm ek]] c i e r i n i d a l a m a k , B ir i ne byiik a c ve znt ektirm ek,| c i e r i n i d e l | m e k , B irin i byk b ir zntye sokm ak. | c i e r i n i | d o r a m a k , A cn drm ak,| c i e r i n i n | b a n a i le m e k , o k a c verm ek; dokunm ak]] c i e r i n i o k u m a k , Birinin p lan la rn tahm in etm ek; d n cele rini bilmek.]] c i e r i n i s k m e k , ok byk iken ce etm ek; eziyet ektirm ek. | c i e r i p a r a p a r a o l | m a k , ok acnm ak. | c i e r i s z l a m a k , Byk bir | a c duym ak]] c i e r i y a n m a k , Byk bir ziintii duym ak]] c i e r k e b a p o l m a k , ok y a n lm a k y a klm ak]] c i e r l e r i b a y r a m e t m e k , 1. S ig ara imek. 2. Tem iz h a v a d a gezm ek]] c i e r o t l a r , bot. Yap

IM IM M .
f i [ - r [-d (i)-y o r] (Yiyecekteki ok kk ta iin) die dokununca ezilme veya srtnme sesi kar mak; cyrdamak. [DS] iit, -di [? iit / ct] (az) is. 1. ekirge. 2. e kirdek. 3. Kesilmi st dal. [DS] ciitlik, -i [ciit-lik] {az}is. Fidanlk. [DS] cihad, [Ar. cehd > cihd 3+r] (cih a:d ) {OsT} is. -* cihat1. S cihd- asgar, K k sa v a ; din uruna y a p la n sila h l sarabil cihd- ekber, En byk sa v a ; A llah in em irlerin i y erin e g etireb ilm ek iin kiinin ken di nefsi ve ben lii ile yapt m cadele. cihadi, [Ar. cihd > cihd pl+-] (cih a .d i;) (OsT) sf. 1. Sava ileri ile ilgili; cihada ait. 2. huk. slam da vas uruna dnyadaki slam dzenini egemen kl mak ya da bu dzeni savunmak amacyla yaplan savalara ilikin, cihan, [Far. cihan <jl& (cih a;n ) {OsT} is. 1. Evren; =-] lem. 2. Dnya. 3. Dnyada yaayan insanlarn hepsi; herkes. 4. {eAT'} sf. ok byk miktarda; dnya kadar. S cihn-fern, {OsT} A lem i y a r a tan; A llah .| cihana gelmek, D o m ak.| cihn| | lem, {OsT} H erk es.| cihn -r, (OsT) Dnyay | s sleyen ; cihan bezeyen. | cihn-bn, {OsT} 1. | Dnyann b ek isi olan. 2. A llah. 3. H km dar.| ci| hn-bn, {OsT} H k m darla ilgili.\\ cihn-bn, 1. D nyay g ren ; A llah. 2. Gz.|| cihan cihan, {eAT} P ek o k . | cihn-cu, {OsT} D nyaya egem en o lm a | y a a la n hkmdar.\\ cihandan el ekmek, lm ek. | cihandan tara, {eAT} H i g r lm ed ik ve | iitilmedik.\\ cihn-dr, {OsT} D nya egem en liin i elin d e tutan hkmdar.\\ cihn-dr-ne, {OsT} H k m dar gibi.\\ cihn-dr, (OsT) H km darlk; p a d iah lk^ cihan-dde, (OsT) ok gezm i; o k g r m ; deneyim li. | cihn-ddeg, {OsT} D nyay g e | zip grm o lm a .| cihn-efrz, {OsT} Dnyay | parlatan.\\ cihn-gerd, {OsT} D nyay d o la a n . | | cihan-gete, {OsT} D nyay do la m .| cihn-gr, | {OsT} -* cihangir.|| cihn-grne, {OsT} Dnyay zap t e d e rc e sin e; cih an g ir gibi. | cihn-gr, (OsT} | Dnya egem enlii. | cihan-g, {OsT} Dnyay | a a n ; fatih.\\ cihn- cn, R u h lar lem i.| cihn- | gayb, {OsT} B ilinm eyen diinya; teki dnya.| ci| hn- slm, slam dnyas. | cihn-key, {OsT} | Dnyay dzen e koy a n ; hkmdar.\\ cihn-m uta, (OsT} Btn dnyann boyun e d i i (kii).\\ cihnnevred, {OsT} D nyay d o la a n .| cihn-nm , | {OsT} -* cihannma.|| cihn-penh, (OsT) H erkesin s n a ; padiah.\\ cihn-penh, {OsT} P a d ia h lk .| cihn-pfl, {OsT} D nyay dolaan.\\ cihn| rev, {OsT} D nyaya y a ra a n ; dnyada g e e r o la n .| cihn-rev, {OsT} D nyada g e e r li o lan ; | cih a n a yakan.\\ cihn-slr, {OsT} Dnyann b y o la n p a d i a h ; dnyann bakan.\\ cihnsitn, {OsT} Dnyay zapt ed en padiah.\\ cihnsitn, {OsT) H km darlk; p a d ia h lk ]] cihn-sz,

r a k l k a r a yosu n larn dan b ir bitki snf. | cier otu, | bot. Dn ie ig illerd en , Avrupa ve B at Asya k rla rn d a yetien, a la c a l ve sert tyl y a p ra k la r bulunan, i ek le ri olgu n lan ca krm zdan m ora dnen, itah artrc ve g s yum uatc o la r a k h a lk hekim liin de kullanlan o k y llk otsu b ir bit ki, (P ulm onaria o fficin alis).\ cier pare, o k sev i \ len ; evlat. | cier szlamak, ok fa z l a a c duym ak; | iizlmek.\\ cier skmek, A cm asz davranmak.\\ cier yakm ak, o k a c v erm ek.| cier yanm ak, | o k ac duymak. cierci, [cier-ci] is. 1. Kasaplk hayvanlarn cier ve ona bal i organlarn satan kii ya da bunlarn satld dkkn. 2. Cierden yaplma yemekleri satan kimse ya da bu yemeklerin yenildii a dkkn, cierci sr, o k uzun kimse. cierdeldi, [cier+del-di] is. 1. Kalem biiminde, i leme yapmak iin kuma zerinde kk delikler amaya yarayan alet. 2. Beyaz ite zenginletirme amacyla cierdeldi ile alan deliklerin kenarlarna sarma suretiyle yaplan ileme, cierek, -i [Ar. ziyaret ?] (az) is. lkbaharda yap lan yemekli okul gezisi. [DS] cierlenmek, [cier-le-n-mek] (az) dnl. f . [-ir] Tatlanmak; olgunlamak. [DS] cierli, [cier-li] {az) sf. 1. Merhametli. 2. Atlgan; yrekli. [DS] cierpare, [Far. ciger-pre (ci erp a :r e) (OsT) is. 1. Cier paras. 2. gnl. ocuklar ve torunlar iin kullanlan sevgi ifadesi, ciersek, -i [cier-sek] {azf sf. Acya dayanksz. [DS] ciersiz, [cier-siz] (az) sf. Korkak; yreksiz. [DS] ci, [ci] (e7} is. . Cin. 2. Savaan taraflarn da kendi aralarnda savaan cinleri, ciil1 [ci (yans.) > ci-il] {az} is. 1. ri kum. 2. , Kskandrmak iin yaplan vg; nispet. [DS] S ciil ciil, {az} 1. (Yz iin) p a r la k ve krmz. 2. P r l prl. 3. (P a ra iin) k k k k; u fa k ufak. [DS] ciil2, [ci (yans.) > ci-il] is. Ku seslerini anlatan yansmal gvde. S' ciil ciil, {az} - * cvl cvl. [DS] ciil, [ci (yans.) > ci-il] is. Parlamay anlatan yan smal gvde. S ciil ciil, {az} P r l p rl. [DS] ciir, [ci (yans.) > ci-ir] is. Srtnme, czrdama anlatan yansmal gvde. S ciir ciir, (az) 1. (K um lar iin) srtnm e s e si k a ra ra k ; cyr cyr sesinin bira z d a h a in cesi ile. 2. (Eriyen y a iin) h a f i f h a fi f czrt y a p arak . [DS] ciir2, [ci (yans.) > ci-ir] {az} sf. e alt hlde yapmaktan ekinen. S ciir etmek, {az} B irisin e k z a r a k kendisin den beklen m eyen b ir ii yapm ak. [DS] ciirdemek, [ci (yans.) > ci-ir-de-mek] {az} gsz.

f jf fiH T O g S a M . 8 1 5

CH

{OsTj Dnyay y a k a n ; g n e.| cihn-ml, {OsTj | 1. H er yan kaplayan. 2. D nya a p n d a; dnya lsnde.\\ cihn-tb, D nyay p a r la ta n ; dnyaya k v e sca k lk veren. cihanarayi, [Far. cihn-ry ra ;y i;) {OsTj is. Gzellik, cihanda, [cihan-da] (cih a; nda) zf. (Olumsuz cmle lerde) asla; hibir surette; dnyada. cihangir, [Far. cihn-glr jt^^rr] (cih a;n g i;r) {OsTj sf. Dnyann byk bir blmn ele geiren, cihangirane, [Far. cihn-grne ijjSjL^] (ciha:ngi:~ ra ;n e) {OsTj zf. 1. Cihangire yakr bir biimde. 2. Btn dnyay zapt edercesine, cihangirlik, -i [cihangir-lik] sf. Cihangir olma du rumu; btn dnyay ya da dnyann byk bir b lmn ele geirme ii. cihani, [Far. cihn (cih a.n i:) {OsTj is. ve sf. 1. olfr?-] (ciha:na:~

idaresi, {OsTj E skiden d in hizm et p erson elin in idaresin den sorum lu dev let d a ir esi; e v k a f idaresi. cihat2, [Ar. cihet (yn, taraf) > ciht (cih a:t) ,'OsT) is. 1. Ynler, taraflar. 2. Yerler; semtler. 3. Grler, hususlar. 4. Vakflara ait hizmet ileri. S ciht- aslye, {OsTj 1. A na y n ler. 2. huk. M der rislik, imam lk, hatiplik, mezzinlik, kayyum luk g ib i b ir vakfn b a lc a g ay esin i y erin e g etiren hizm et ler.| ciht- erba, {OsTj D rt y n .| ciht- | | feriye, {OsTj huk. Vakfn ikinci d ereced en saylan hizmetleri.\\ ciht- gayr- zaruriye, {OsTj huk. B ir vakfn hizm et iin zorunlu olan ilerinin dn da k alan lar. | ciht- selase, {OsT} y n ; boyut; en, | b o y ve kalmlk.\\ ciht- sitte, {OsTj Alt y n : n, arka, sa, sol, st ve alt.\\ ciht- zarriye, {OsTj huk. B ir vakfn, g a y esin i sa la m a k iin y erin e g eti rilm esi g er ek en hizm etler; b a lc a a lm a a la n ve hizm etleri. cihaz, [Ar. cehz / cihaz jl&=r] (ciha:z) {OsTj is. 1. Bir ilevi yerine getirmek iin birbirine bal al an para ve aletlerin meydana getirdii btn; ay gt; takm; sistem. 2. Evlenecek kz iin hazrlanan ev eyas; eyiz. 3. Cenazenin kaldrlmas iin ge rekli olan malzeme. S cihz- asab, {OsTj anat. Sinir sistem i. | cihz- basar, {OsTj anat. G rm e | sistem i.]| cihz- devern, { OsTj anat. K an d o la m .| cihz- hazm, {OsTj anat. Sindirim sistem i. | ,| | cihz- m uharrik, {OsTj anat. H arek et sistem i. | | cihz- mfri, {OsTj anat. B oaltm sistem i. | ci| hz-i tensl, {OsTj anat. rem e sistem i. | cihz- | tensl-i ey biye, {OsTj bot. A potek. | cihz- | teneffs, {OsTj anat. Solunum sistemi. cihazlam ak, [cihaz-la-mak] gl. f . [ r ] [-l()-y o r] 1. Bir i yerine, yaplacak i iin gerekli olan ara, gere ve eyay salamak ve yerletirmek; donat mak. 2. {OsTj (Kz iin) eyiz hazrlamak. cihazlanm ak1, [cihaz-la-n-mak] edil. f . [-r ] (Kii ya da yer, iin) gerekli olan ara gere salanmak ve yerletirilmek; donatlmak. cihazlanmak2, [cihaz-la-n-mak] dnl. f i [-r] Ken disi iin gerekli olan araca veya gerelere sahip olmak; donanmak, cihet, [Ar. cihe / cihet (yan, ynetim u besi) c_$s-] {OsTj is. 1. Yn; taraf. 2. Grev; vakf hizmeti. 3. tar. Vakfn gelirlerinin harcanma amac, yn. 4. huk. lemlerin amac. 5. tar. mparatorluk dne minde ulema snfnn devletten ald aylk. 6. man. Akim verdii hkm. S cihet-i gayr- muntaka, {OsTj Vakfta sonu gelm eyen hizmetler.\\ ci het tayini, 1. B ir p u su la y a d a y n g steren a ra veya iaret yard m y la ken di bulunduu y er i belir lem esi. 2. B ir eyin an a y n lere g r e durumunu belirlem e. | cihet tevcihi, {OsTj B ir din g rev lisi | nin bulunduu y erd en b a k a b ir y e r e atanm as.

Dnyal; insan. 2. Dnya ile ilgili; dnyaya ilikin, cihannma, [Far. cihan + nm (gsteren ) U oL ^] (eiha;n n u m a;) {OsTj is. 1. Dnyay gsteren ayna. 2. Dnya haritas. 3. Eski stanbul evlerinde atnn tepesinde yaplan drt taraftan gr ak oda ya da blmeye verilen ad; bakacak. cihanmul, -l [Far. cihan + ml (ci-

ha:n m u;l) (OsTj sf. Dnyay kaplayan, dnya l snde; evrensel. cihanyan, [Far. cihn-yn (cih a;n i:y a ;n )

(OsTj is. Dnyallar; insanlar. cihar1, [Ar. cehr (sesini ykseltm e) > cihar (cih a;r) {OsTj is. Yksek sesle ve aka syleme. cihar2, [Far. ehr (cih a;r) {OsTj is. Drt says. S cihar d, T avla y a d a dom in o oyunun d a d rt iki.| cihr se, T a v la y a d a dom in o oyu | nunda d rt .\\ cihr yek, T avla y a d a dom ino oyununda d rt bir. ciharen, [Ar. cehr > cihren bir biimde; ak olarak; alenen. cihat1 -d [Ar. cehd (direnm e, a b a la m a ) > cihd , > 1$-] (cih a;d ) {OsTj 1. Mcadele; sava. 2. Dman ile arpma, dvme. 3. Kuran bilgisi ve inanla, alma ve uygulama ile, mal ve canla btn gc n ve zamann, btn imknlarn Allah yoluna harcama. 4. Allah rzas iin yaplan muharebe. 5. Din bilgileri retmek, yaymak iin almak. 6. man, ibadet, ahlak ve beer mnasebetler konu sunda titiz davranarak Allahn sevgili kulu olabil mek iin almak, abalamak; kendi benlii ve nefsi ile mcadele etmek. 7. slam davas uruna, yeryznde slam dzenini egemen klmak veya bu dzeni savunmak amacyla yaplan sava. S cihat {OsTj zf. Apak

CH
ciheteyn, [Ar. cihet-eyn j^ = r] {OsT} is. ki cihet. cihetle, [cihet-le] e. 1. Gibi; iin. 2. Sebebiyle; bun dan dolay. Cihut, [Far. cuhd (OsT} is. Yahudi. -cik, [-ck / -cilt / -ik / -k / -ck / -cuk / -k / uk] yap. e. -* ck. cik1, [cag / ca / cak / ceh / cek / cg / c / ck / cig / ci / cik (yans.)] w. Kularn tn, bu ekilde barma ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] c ik cik, cik c ik etm ek, cik+ cik-i, cik-gil-de-m ek, cikil-ti. S cik cik etmek, {az} (Ku iin) tm ek. [DS] cik2, -i [cik / ik] {az} is. 1. Hasr otu. 2. Srt st yat biimi. [DS] cik3, [cik (yans. dil-di sesi)] iinl. Hayr; deil, cikcik, -i [cik+cik] is. 1. Civciv, ku vb. arma sz. 2. {az} is. alkuu. 3. Paralanm balonun paralarndan iirilmi baloncuk. 4. Ty. 5. Kr mz boya. 6. nce yapl ve hoppa kadn. [DS] 7. Seyrek den damlalar. 8. arg o. Ya kk kz. 9. arg o . Kolayca aldatlabilen kz veya kadn, cikciki, [cik (yans.) > cik+cik-i] {az} is. 1. alku u. 2. sf. akac; takliti; gldrc. [DS] cikciklemek, [cik (yans.) > cik+cik-le-mek] {az} gsz. f. [ - r ] [-(i)-y o r] Cik cik sesleri karmak. [DS] ' cikilemek, [cik (yans.) > cik-i-le-mek] {az} gz. f . [- r ] [-l(i)-y o rJ Cik cik sesleri karmak. [DS] cikilti, [cik (yans.) > Trkm. cik(g)-il-di / cik-il-ti] is. Bcek, ku sesi. [Pskllolu] iklet, [Fr. jiclet] {az} is. ekerli sakz. [DS] -cil1, [-cl / -cil / -il / -il / -cul / -cl / -ul / -l] yap. e. -* -cl. -cil2, [-cl / -cil] {eAT} y a p e. - * -cl. cil1, [Ar. cl J ^ ] (ci:l) {OsT} is. 1. nsan topluluu; topluluk; gruh. 2. Airet; millet. 3. Kuak; nesil. 0 clen b a de clin, {OsT} D evirden devire. cil2, [Erme, il / Oset. cl] {az} is. Hasr otu. [DS] cila, -a / -y [Ar. cel5 >U-] (cil :) {OsT} is. 1. Parlaklk. 2. Parlatma. 3. Uyguland yzeye cam s bir parlaklk vermek iin eriticiler yardpyla inceltilmi mumlardan ibaret koruyucu bileik. 4. Bir kiinin ya da bir eyin d grnndeki par laklk, ss. 5. argo. Esrarkelerin yedii bir tr hel va. <3 cil-bah, {OsT} P a r la k lk veren. | cil-dde, | {OsT} C ila srlm ; cila ile p a rla tlm ; cila la n m .| cil-dr, {OsT} C ilal; p a r la k .| cila fras, | | N orm a l fr a la r d a n d a h a yu m u ak fr a . | cil-ger, | {OsT} C ila y a p a n kim se; cilac, cila makinesi, Yer inilerini, p a r k e le r i v e m erm erleri p a rla tm a k ta kul lanlan, ucuna f r a taklm elektrikli alet. | cil| sz, {OsT} P arla tan ; p a r la k lk veren.|| cila topu, C ilann s r lm esin de kullanlan top h a lin e g etiril m i p a m u k y a d a b ez yum ak. | cilaya gelmek, argo. | Sarholuun etkisi ile iyice neelenm ek.

n if S M

cilac, [cila-c] (c il :c ) is. Cila yapan kii, cilaclk, - [cila-c-lk] (cil ;clk) is. Cila yapma ii ve bu ii yapan kiinin meslei, cilalam a, [cila-la-ma] (cil :la m a ) is. Cila srerek parlatmak eylemi, cilalam ak, [cila-la-mak] (cil d a m a k ) gl. f. [- r ] [l(i)-y or] 1. Cila srerek parlatmak; cila vurmak; cila ekmek. 2. Metal eyalar zerindeki przleri gidermek. 3. teks. Bklm olan iplie mekanik yollarla parlaklk kazandrmak, cilalanm a, [cila-la-n-ma] (cil:lan m a) is. 1. Cila sa hibi olmak eylemi. 2. zerine cila srlm olmak eylemi; cila vurulma. cilalanm ak1, [cila-la-n-mak] (cil d a n m ak ) edil. f . [r] 1. zerine cila uygulanmak; cila vurulmak; cila ekilmek. 2. dnl. Kendi d grnn parlat mak; sslenmek. 3. Cilaya sahip olmak; cila edin mek. 4. argo. Sarholuun etkisi ile iyice neelen mek. cilalatm a, [cila-la-t-ma] (cil :la tm a ) is. Cila yaptr mak eylemi. cilalatm ak, [cila-la-t-mak] (cil d a tm a k) gl. f . [-r ] Bir eye cila yaptrmak, cilal, [cila-l] (cil :l) sf. Cilas olan; cilalanm. S cilal kum ta, P a r la k krk yzeyli kum ta. | Ci | lal Ta Devri, Ta devrinin en son ev resi; neolitik dev ir; y en i ta devri. cilam ak, [y-la-mak / ci-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l(t)y o ] Alamak. [DS] cilanger, [Far. ciln-ger _^ % r] (cil.n g er) {OsT} is. ilingir. cilas, [Ar. cils ^>^ r] (cila :s) {OsT} is. Beraber oturma. cilasz, [cila-sz] (cil:sz) sf. Cilas olmayan veya bozulmu olan, cilasun, [eT. celasun / cilasun] sf. 1. Kahraman; yiit; cesur. 2. Becerikli; eli abuk, cilasunluk, [cilasun-luk] is. I. Cesaret; kahramanlk. 2. Beceriklilik, cilaz, [? cilaz] {az} is. Mzk; oyunbozan. [DS] S cilaz etmek, {az} Oyunda h ile yapm ak. [DS] cilb, [clb / cp / cilb (yans.)] is. Yal, sulu ve cvk olmay anlatan kk. [Zlfkar] cilb-ir, cilb-ir-t-i. cilb etmek, {az} m artm ak. [Aksoy] cilbab, [Ar. cilbb (cilb a :b ) {OsT} is. 1. Gm lek. 2. araf; uzun pee; ferace, cilban, [Ar. culbn Ut=r] {az} is. Kk taneli fa sulye. [DS] cilbend, [Ar. cild+ Far. bend bent. cilbent, -di [Ar. cild + Far. bend -^JJt-] {OsT} is. 1. Cilt ba. 2. Kt ya da evrak saklamak iin kulla{OsT} is.-*- cil

o iif it B i.8 1 7
mlan byk dosya. 3. Evrak antas. 4. Byk para czdan. 5. {OsTj Dervilerin kemerleri arasna yer letirdikleri mein cep. cilbir, [Mo. ilbr] {az} is. lbr. [DS]

CL

cilkes, [cil+kes] {az} z f Hibir zaman; asla. [DS] cilkisiz, [cillci-siz] {az} sf. Terbiyesiz. [DS] ille1 [cil-le] {az} sf. (Kii iin) yalnz. [DS] , ille2, [cil (hasr otu) > cil-le] {az} is. 1. Sedir. 2. st toprak rtl ev. 3. Byk testi. [DS] ille'1 [ille] {az} is. 1. Hile. 2. kence. [DS] ,

cilbir, [cilb (yans.) > cilb-ir] {az) is. 1. Makama. 2. Pide zerine domates ve kyma kavurmas dkle rek yaplan bir yemek. 3. Sacda piirilen kaim pide. ille4, [Ar. ille / clle -ti=-] {OsT} is. Sr tezei. 4. Kalemlerin ucunu korumak iin taklan kapak. 5. cillek, -i [cil-le-k] {az} sf. 1. Obur; pisboaz. 2. A Yourtlu yumurta. [DS] gzl. [DS] cilbirt, [cilb-ir-t ?] {az} is. Mee odunu. [DS] illi1 [cil-li] {az} sf. 1. Filizli. 2. Kkl. [DS] , cilbirti, [cilb (yans.) > cilb-ir-ti] {az} is. Peynir ve illi2, [cil-li] {az} is. 1. Cam bilye. 2. Kovalamaca yumurta ile yaplan sarmsakl bir yemek. [DS] <5 oyunundaki kale. [DS] cilbirti etmek, {az} Yumurtal y em ek piirm ek. cilliJ, [cil-li] {az} sf. Scak. [DS] [DS] illi4, [cil-li] {az} zf. Belli; gerek. [DS] cilcilik1, -i [cil (h a sr otu) > cil-ci-lik] {az} is. cillik, -i [cil (h a sr otu) > cil-lik] sf. 1. Yrtk; eski. Sepet ve hasr dokuma sanat. [DS] 2. Hasr otunun bol bulunduu yer. 3. Tala kebab, cilcilik2, -i [cil (yans.) > cil+cil-ik] {az} is. Az az cilliyen, [cil-li + yen (Ar. zarf ekine benzetilmi)] akan su. [DS] {az} zf. Gerekten. [DS] cild1 [cld / cilt / cild (yans.)] is. Parlamay, k , cillop, [? cillop] {az} sf. 1. Dz; przsz. 2. Ter samay anlatan kk. [Zlfikar] cild -ir ildir, cild-ir. temiz. [DS] cild2, [Ar. cild jlU-] {OsT} is. -* cilt. S cild-ger, cilov, [? cilov] {az} is. Dizgin. [DS] {OsT} C ilti; mcellit. cilpirti, [cilb (yans.) > cilp-ir-ti] {az} is. Bir tr al. cild, [Ar. cild > cildi _s-=r] (cildi:) {OsT} sf. Ciltle ilgili; cilde ait. ildir, [cild (yans.) > cild-ir] is. Parlamay, k sa may anlatan yansmal gvde. S ildir ildir, {az} (B ak m a k iin) g zlerin i a a r a k . [DS] cildiye, [Ar. cildiyye {OsT} is. tp. Deri hasta [DS] -cilrek, [-cl-ra-k / -cil-re-k] {eAT} y a p e. - * -clrak. cilt, -di [Ar. cild J-L>-] {OsT} is. 1. Deri; ten. 2. Kitaba geirilen deri, bez, plastik gibi malzemelerden ya plm kap. 3. ok sayfal bir eserin ayr baslan ve her birine ayr numaralar verilen ksmlarndan her biri. S cilt evi, K itaplarn ciltlen dii y e r ; m cellithane. cilti, [cilt-i] is. 1. Kitaplarn forma ve yapraklarm diktikten ya da yaptrdktan sonra zerine deri, plastik vb. malzemeden kapak geiren kii; mcel lit. 2. Bu ilemlerin yapld dkkn; cilt evi. ciltilik, -i [cilt-i-lik] is. 1. Kitaplara kap geirme ii ve meslei. 2. Basnn kitaplara kap geirme iini yapan sanayi dal, ciltillemek, [cild (yans.) > cilt-il-le-mek] {az} gsz. f i [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. Kvlcmlandrmak. 2. Kzdr mak. [DS] ciltillenmek, [cild (yans.) > cilt-il-le-n-mek] {az} gsz. f . [ -ir ] Kvlcmlanmak. [DS] ciltillendirmek, [cild (yans.) > cilt-il-le-n-dir-mek] {az} gl. f i [ -ir ] Kvlcmlandrmak. [DS] ciltin, [cild (yans.) > cilt-in] {az} is. Kvlcm. [DS] ciltleme, [cilt-le-me] is. Kitaplarn sayfalarn bir araya getirip diktikten veya yaptrdktan sonra zerine kap geirme ii. ciltlemek, [cilt-le-mek] g l. f i [- r ] [-l(i)-y o r] Kitapla rn sayfalarn bir araya getirip diktikten veya ya ptrdktan sonra zerine kap geirmek, ciltlenme, [cilt-le-n-me] is. (Kitap vb. iin) sayfalar bir araya getirilip dikildikten veya yaptrldktan sonra zerine kap geirilme eylemi.

lklar tedavisi ile ilgili tp dal, cildiyeci, [cildiye-ci] is. tp. Cilt hastalklarnn tedavisi ile ilgili uzman hekim, cilet, [ng. gilette] {az} is. Jilet. [DS] -cileyin, [-cl-a-y-m / -cil-e-y-in] / eAT} y a p e. -* -clayn. cilf, [Ar. cilf ^=-] {OsT} sf. 1. (Kii iin) kaba; hoy rat; ayak takmndan. 2. Cahil, cilga, [? cilga] {az} is. Halkal toka. [DS] cilgar, [? cilgar] {az} is. 1. Akarsu kolu. 2. Tarlaya verilmi suyun yaygn durumu. [DS] cili, [ci-li / c-lii] {az} is. 1. Pili. 2. Yeni domu kei yavrusu. [DS] -cilik, [-c-llc / -cilik / -ilik / -lk / -clk / -cululc / -ltik / -uluk] yap. e. -* -clk. ilim, [? ilim] {az} is. 1. Killi toprak. 2. ok su e ken ancak hemen atlayan toprak. 3. Akarsuyun brakt tortu. 4. Srekli olarak nemli duran top rak. 5. Bir metre derinliinde tasz, temiz, verimli kara toprak. [DS] cilimlemek, [cilim-le-mek] {az} gsz. f . [ -r ] [-l(i)y o r ] Batakla batp kaybolmak. [DS] cilis, [? cilis / iliz] {az} zf. 1. Btn; hep. 2. Sonuna kadar. [DS]

CL

IM IRSM .
anlatan kk. [Zlfkar] cim cim , cim cim etm ek, cim dir-m ek, cim + cim -e, cim + cim -e-lik. S cim cim et mek, {az} 1. Az you rttan y a karm ak. 2. Y kanm ak. [DS] cimJ, [Ar. cim {OsT} is. Arap alfabesinde (c) sesi ni veren harf; ebcet hesabnda saysnn karl dr. S cim dal hocas, lko ku l retm eni. | cim-i | A rab, {OsT} A r a p a d a k i "cim " h arfi olu p c sesinin karl.\\ cim-i Faris, {OsT} F a rs a d a k i n oktal "im " h a rfi olu p " sesinin k arl .| | cim karnnda nokta, H ib ir ey bilm eyen ; k a ra cahil. cim a, -a [Ar. cem (toplanm a, birlem e) > cima' ^U^r] (cim a;) {OsT/is. (nsanlar iin) cinsel birle me; iftleme. S cima etmek, C in sel ilikid e bu lunmak. cim ah, [Ar. cimh ^ W ] (cim a;h) {OsT} is. (At iin) sert bal olma, cimal, -li [Ar. cemel (deve) > ciml JU=r] (cim a;l) {OsT} is. Erkek develer, cim ar, [Ar. cimr jU^-] (cim a;r) {OsT} is. 1. Toplu kabile. 2. Svari alay, cimb, [camb / cmb / cmb / cimb / cimp / comb / conb / cumb (y a n s.)] is. Svlarn alkalanmas ile oluan hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] cim b-lda-m ak, cim b-l-dak. cim bakuka, [cim (harf) + ba (harf) + kuka ?] sf. Eri br, arpk ve elimsiz (kimse), cim bar, [cimb-ar] {az} is. Tezghta dokunan kuma gerdirmeye yarayan aa. [DS] cm barlam ak, [cimbar-la-mak] {az} gl. f. [-r ] [l()-y or] Dayak atmak; sopa ile dvmek. [DS] cim birt, [Yun. tsimpidi (cm bz)] {az} is. Aalarn yksek dallarndan meyve koparmaya yarayan ucu atall srk. [DS] cim bistra, [Yun. tzimbistra] is. Cmbz, cimbi, [Yun. tsimbizi] {az} is. Cmbz. [DS] cimbilemek, [cimbi-le-mek] {az} gl. f . [- r ] [-l(i)y o r ] 1. imdiklemek. 2. Drtmek; nodullamak. [DS] cimbiz, [cimb-iz] {az} is. Kk bataklk. [DS] cimbizik, -i [cimb-iz-ik] {az} sf. ok ufak tefek. [DS] cimbom, [cim (yans.) + bom (yans.)] is. Sporcular arasnda etin bir mcadeleyi anlatan sz. cimcik, -i [Mo. im-i / cim (yans.) > cim-cik] {az} is. 1. imdik. 2. ki parmak ucu ile alman miktar; tutam. 3. Ev makarnas; erite. 4. Yourtlu hamur orbas. [DS] S cim cik a, {az} Yourtlu ham u r o rba s. [DS] cimciklemek, [cim-cik-le-mek] {az} gl. f . [- r ] [l(i)-y or] imdiklemek. [DS]

ciltlenmek, [cilt-le-n-mek] edil. f . [-ir ] (Kitap vb. iin) sayfalar bir araya getirilip dikildikten veya yaptrldktan sonra zerine kap geirilmek, ciltletme, [cilt-le-t-me] is. Kitap ve defter cinsi ey lerin yapraklarn ve formalarn diktirerek dna kap geirtme ii. ciltletmek, [cilt-le-t-mek] gl. f . [-ir ] Kitap ve defter cinsi eylerin yapraklarn ve formalarn diktirerek dna kap geirtmek, ciltli, [cilt-li] sf. (Kitap vb. iin) yapraklar dikilerek dna kap geirilmi; ciltlenmi olan, ciltsiz, [cilt-siz] sf. Ciltlenmemi olan, cilve, [Ar. cilve o^i-] {OsT} is. 1. Ortaya kma; g rnme; tecell. 2. Bir olayn veya durumun bir kii yi artan ve beklenmedik yan. 3. Bir kadnn bir erkei batan karmak iin yapt hoa giden ve ilgi eken davranlarnn tm; ive; naz; krtma. 4. Yz grmll. 5. tasvf. Kulun lah tecelliler ile halvetten kp btn varl ile Allaha ulama hali. S cilve-fru, {OsT} C ilve sa ta n ; cilv eli.| cil| ve-gh, {OsT} 1. C ilve ed ilen yer. 2. G rnm e ve g z km e y eri. 3. G elin od as. | cilve-ger, {OsT} N az | v e ive y a p a n ; cilveli.\\ cilve-ger, {OsT} C ilve et m e; naz ve ive y a p m a .| cilve-i ilahiye, {OsT} 1. | A lla h n cilvesi. 2. K a d erin cilvesi.| cilve-kr, | {OsT} C ilveli; iveli.| cilve kutusu, ok cilv eli.j | | cilve-kn, {OsT} Cilve y a p a n ; cilv e eden. | cilve| knan, {OsT} C ilve e d e rek .| cilve-nma, {OsT} | C ilve g ster en ; cilv e y a p a n .| cilve-penh, {OsT} | G rk em li; tantan al; a a a l.| cilve-perdaz, {OsT} | H o ve g z el o la n .| cilve-rz, {OsT} K en din i g s | term e.| cilve-sz, {OsT} C ilve ed en ; ive y a p an ; | iveli. | cilve-sz, {OsT} C ilve y a p m a ; ivelilik. | | | cilve urm ak, {OsT} Cilve y a p a r a k kendini g ster m ek ; g steri yapmak.\\ cilve yapm ak, B irin i ive v e krtm alar ile batan ka rp ken din e b a la m a y a alm ak. cilvelenme, [cilve-le-n-me] is. Kendi kendine cilve yapmak eylemi, cilvelenmek, [cilve-le-n-mek] dnl. f . [- ir ] Kendi kendine cilve yapmak, cilveleme, [cilve-le--me] is. Karlkl cilve yap mak eylemi. cilvelemek, [cilve-le--melc] ite, f . [ - i ] Karlkl cilve yapmak, cilveli, [cilve-li] sf. Cilvesi olan; cilve yapan; nazl; iveli. cim 1, [cim / cim / cm (yans.)\ is. Parmak ulan ara snda sktrma, ezme ve buna benzer hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] cim ck, cim -cik-le-m ek, cim i-k-le-m ek, cim -cir-m ek, cim -di-le-m ek, cim -di-m ek, cim -cir-i-k. S cim cim etmek, {az} G zlerini sk s k a p kapam ak. [DS] cim2, [cmb / cim (yans.)~\ is. Suya dalma, ykanma, su sratma, svlar alkalama srasnda kan sesi

R S M

.8 1 9

CN

cim rim ', [cim+cim] {az} sf. Cimri. [DS] S cimcim ars, {az}[DS] S a n ren kte y a b a n a rs; s a n c a a r .| cimcim etmek, /a/z/[DS] Az you rttan y a | karm ak. cimcim, [cim (yans.) > cim+cim] {az} is. ocukla rn ellerini st ste koyarak oynadklar bir oyun.
[D S ]

cimlastik, [Fr. gymnastique] (cim lstik) {az} is. Beden eitimi. [DS] cimlos, [Yun. tzimblos => cimloz] {eAT} sf. Gz a pakl. cimnastik, -i [Fr. gymnastique] {az} is. Beden ei timi. [DS] cimp, [camb / cmb / cnb / cimb / cimp / comb / conb / cumb (yans.)] is. Svlarn alkalanmas ile oluan hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] cim p-ir cim pir, cim-ir, cim p-ir-ik.

cimcime, [Ar. cmcme / cim (yans.) > cim+cim-e 4^^-] is. 1. Tatl ve kk bir karpuz cinsi. 2.

,'OsT} Paavra tabanl, rme konlu bir tr dervi ayakkabs. 3. {az} st ok ak terlik. [DS] 4. cim pir, [Ar. cinn + Slav, vampir [Tietze] ? / Far. peri ] {az} sf. 1. Cin; hortlak 2. abuk kzan. [DS] S {azj sf. (Kz ocuu iin) kk ve sevimli. [DS] S]|| cim pir ol 5. {az} Ufak tefek. [DS] 6. {az} (Kadn iin) ufak cim pr etmek, {az} K zdrm ak. [D mak, {az} o k kzm ak; fkelen m ek. [DS] tefek ve gzel. [DS] 7. {az} (Kadn iin) becerikli cimpirik, -i [cimpir-ik] {az} sf. Kuruntulu; vesve ve konukan ufak tefek. [DS] seli. [DS] cimcirik, -i [cim (yans.) >cim-cir-ik] {az} sf. 1. cim re, [Erme, cimre] {az} is. Gz apa. [DS] Ufak tefek; elimsiz. 2. Akgz. [DS] cimcirnek, [cim-ci-r-mek] {az} gl. f . [-ir ] im diklemek. [DS] cimcuk, -u [cim (yans.) > cim-cik] {az} is. Ev ma karnas. [DS] cimck, -i [cim (yans.) > cim-cik] {azj is. imdik. [DS] cimdall, [Ar. cim + dal (c ve d h a rfleri) T. -l] is. 1. Bir tr erkek kyafeti. 2. Bir tr kt oyunu, cimdilemek, [cim (yans.) > cim-di-le-mek dUl-u^-] {OsT} gl. f i [ - r ] imdiklemek, cimdimek, [cim (yans.) > cim-di-mek dU-u^] {eAT} {OsT} gl. fi. [ - r ] imdiklemek, cimdirik, -i [cim (yans.) > cim-dir-ik] {az} is. imdik. [DS] imdirmek, [cim (yans.) > cim-dir-mek] {az} gl. f i [ - i ] 1. Ykamak. 2. zerine su serp mele. [DS] imek, -i [cim-elc] {az) is. ok kk ey. [DS] cimicik, -i [cim (yans.) > cim-i-cik] {az} sf. (Tuz, eker vb. iin) iaret ve ba parmak ucu ile alnabi lecek miktarda. [DS] cimin, [e l . bm > cibin / cimin] {az} is. Tatarck. [DS] cimit, -di [cim (yans.) > cim-it] {az} is. 1. Keten tohumu. 2. Keten tohumundan yaplm hayvan yemi. 3. Fndk ve ceviz ii. [DS] cimiz1, [cim-iz] {az} is. 1. Erkek isteyen dii deve. 2. Erkee dkn kadn. [DS] cimiz2, [cim-iz] {az} is. 1. Sulu toprak. 2. Yalk; ya. 3. sf. Yapkan. [DS] cimiz3, [cim (yans.) > cim-iz] {az} sf. Minik; kk. [DS] cimizimek, [cimiz-i-mek] {az} gsz. f i [ - ] (Dii iin) erkek istemek. [DS] cimke, [cim (yans.) > cim-ke] {az} is. 1. Nokta. 2. Kk knt; kabarck. [DS] cimla, [Yun. tzimbla] {azf is. Gz apa. [DS] cim ri, [Far. cimri (dilenci) { ^ r] (cim ri:) {eAT} {OsT} jy sf. 1. Soysuz; alak. 2. Dilenci. 3. ( c i nv-i) Temel ihtiyalar iin bile harcamay keserek srekli para biriktiren; pinti; nekes; hasis. 4. Paray tutku dere cesinde seven. S. {az} Gen ve bilgisiz. [DS] 6. {az} Grgsz. [DS] 7. {az} Gelimemi; by memi. [DS] 8. {az} Yoksul. [DS] 9. {az} Tysz; plak. [DS] 10. {az} Atlgan; yaramaz. [DS] cimrileme, [cimri-le--me] is. Cimri durumuna gel me eylemi. cimrilemek, [cimri-le--mek] d n l.f. [ - ir ] 1. Cimri gibi davranmaya balamak. 2. Cimrilik belirtileri gstermek. cimrilik, -i [cimri-lik] is. 1. Cimri olma durumu. 2. Cimri olan kiiye zg davran. 3. Cimrinin ta d nitelik, fi1 cimrilik etmek, C im rice d av ran mak. -cin, [-cin / -cin / -cn / -cun / -n / -in / -n / un] yap. e. -* -cm. cin, [cin] {az} sf. 1. Kuvvetli. 2. Kuvvetlendirme, pekitme bildirir. [DS] 0 cin bana, Yapayalnz; tek b a n a ; inzivada. | cin k ara, {az} Sim siyah. | [DS] cin, [cin] {az} sf. 1. (Y er iin) en son. 2. (Yer iin) en yksek. [DS] cin dal, {az} 1. A acn en y k sek ve en in ce dal. 2. Omuz ba. [D S]|| cin dal, A a larn en y ksekteki in ce dal.\\ cin doruk, {az} En y k sek yer. [D S]|| cin tepesi, {az} En y k sek tep e; d oru k; zirve. [DS] cin1, [cin] {az} sf. Kck; minimini. [DS] fi1cin ddk, {az} St daln dan y a p la n ince sesli ddk. [D S]|| cin kadar, {az} o k az. [DS] cin2, -nni / -i [Ar. cinn l r] {OsT} is. 1. Bir eyi his y seden. 2. isi. Meleklerle eytanlardan olup duyu organlar ile hissedilemeyen, eitli biimlere gire bilme gcne ve insan llerinin stnde akla sa hip olan latif yaratk. 3. Masallarda geen doast

CN glere sahip yaratk. 4. sf. Akll ve zeki (kii). S cin arabas, {az} Bisiklet. [DS][| cin at, {az} B i siklet. [DS]|| cin atna binmek, {az} Sinirlenm ek; kzm ak. [DS]|| cin aynas, {az} 1. Ss o la r a k kul lan lan p a r la k top. 2. D b key ayna. [DS]|| cin ba, {az} 1. a bu k yryen at. 2. Z eki; uyank. 3. irret; aksi. [DS]|| cin baa mek, o k terslen m ek ; o k kzmak.\\ Cin baka, eytan baka, O lay larn de erlen d irilm esi sra sn d a k iiler a ra sn d a fa r k llk g r leb ilir.| cin biberi, {az} Ss biberi. | [DS]|| cin bilimi, Cinleri, cinlerin niteliklerini, tr lerin i ve in san lara kar davran larn in celeyen bilim dal.\\ cin cin bakm ak, 1. Uykusuz g z ler le f a k a t gz a k o la ra k, uykuya d iren erek bakm ak. 2. K urnaz ve z ek ic e bakm ak. | cin ah, arp k ve | d grn irkin kii.| cin alm ak, {az} Cin | a rp m a k ; bir tarafn a inm e inmek. [DS]|| cin arp m ak , (E ski b ir inana g re) az veya b e d e ninin b ir y e r i a rp lm a k; inm e inm ek; f e l gelm ek. | | cin arpm as, {az} S a ra hastal. [DS]|| cin arpm a dnmek, A n lalam ayan s e b e p le r le ile rin ters gitm esin e a rp kalmak.\\ cin ras, {az} B ird en p a rla y p s n en h a y a l k. [DS]|| cin dalak, {azl T erbiyesiz; geveze. [DS] | cin dans, bot. Cin | m sr, (Z ea m ays everta). | cin dermek, {az} J| rklkte cin leri b ir a ra y a toplam ak. [DS]|[ cin dili, {az} ok akll ve y aram az. [DS]|| cin evi, {az} Ykanm a y e r i; banyo. [DS]|| cin fikirli, (Kii iin) g r ve an lay keskin. | cin gibi, 1. o k | a k ll ve b ecerik li. 2. H arek etli; yaram az.^ cin gz, o k a kll; kurnaz.\\ cini co etmek, {az} inden g elm ek ; h ev es etm ek. [DS]|| cini dmek, {az} 1. g edinm ek. 2. H i durm akszn uram ak. [DS]|| cin ifrit olmak, o k sin irlen m ek; kzmak.\\ cini kzmak, {az} ok kzm ak; sinirlenm ek. [DS]|| (bir ey) cinine gitmek, (O eyden ) holan m am ak; sin irlerin i bozmak.\\ cinini karm ak, {az} ok kzdrm ak. [DS]|| cinini dermek, {az} fkesini g id erm ek ; yatm ak. [DS]|| cin kafa, {az} abuk kzan adam . [DS]|| cinler baa toplanmak, ok kzm ak; sin irlen m ek,| cinler cirit atm ak, ok ten | h a ve b o olm ak. | cinleri ayaa kalkmak, ok | sin irlen m ek.| cinleri bana mek, o k kz | m a k ; fk e b a sm a k .| cinleri civirdemek, {az} | fkelen m ek; kzm ak. [DS]|[ cinleri kalkmak, Huy suzluk etmek.\\ cinler top oynam ak, H i kim se o l m am ak; ssz ve tenha olm ak. | cin msr, bot. | B udaygillerden, k k ve sert taneli, g zel p a tla y a n ve er ez o la r a k tketilen b ir m sr tr; cin dars, (Z ea m ays everta)\ cin otu, {az} K ereviz. | [DS]|| Cin Suresi, B irka cinin okunan K u r an ' k u la k v er ere k din lediklerin i ve on a iman ettiklerini, A lla h a h i b ir o rta k k om ay acaklarn belirten ve bunu d i er cin lere g id ere k on lar d a doru y o la a rd n anlatan, 28 a y etlik, 72. sure. | cin tavu | u, {az} 1. K k y a p l b ir tr tavuk. 2. Hindi.

O M ESOM. I T M
[DS]|| cin tutm ak, 1. Huysuzluk ve y a ra m a zlk et mek. 2. {OsT} ldrm ak; delirm ek. | cin yavrusu, | ( ocu k iin) e le av u ca s m az; akll.\\ cin yolu, 1. Tarlann iin de y e r y e r g r len verim siz ksm lar. 2. {az} Verimsiz toprak. [DS] cin3, [ng. gin (ard)] is. Mayalanm tahl tanesi iine ard kozala katldktan sonra damtlmak suretiyle ede edilen ve Anglosakson lkelerinde ok tketilen bir alkoll iki, cina, [Ar. cinayet > cin cinaiyet, [Ar. ciniyyet (cina. i;) {OsT} sf. 1. (cin a:iyet) {OsT} is. Cinayetle ilgili olan. 2. Konusu cinayet olan, hulc. Adam ldrme ii ve durumu, cinan, [Ar. cennet > cinn j l ^ ] (cina:n ) {OsT} is. Cennetler. S cinnd-dny, {OsT} D nya cen netleri. cinas, [Ar. cins (soy, tr) > cinas (cina;s) {OsT} is. 1. Mnasebet; benzeyi. 2. ed. Anlamlan ayr olduu halde yazllar ayn olan iki kelimeyi art arda kullanma. 3. Bir kelimenin iyi anlamn belirtir gibi grnerek kt anlamn kullanma. S cins- darb, {OsT} P ekitirm e sfat ile yap lan cinas. | cins- mefrk, {OsT} Y azllar b ir ses | fa r k l o la n cin as.| cins- m uharref, {OsT} H arf | lerd e bera b erlik , h a r e k e le r d e fa r k llk bulunan ci n a s: merd-m"rd.\\ cins- nks, {OsT} C inasl k eli m elerin birin d e fa z la d a n h a f bulunan cin a s; ek sik cinas.\\ cins- tm , {OsT} H ib ir eksikli i ve f a z l a l bulunm ayan cin a s; k a r (ya biim i) k a r (kartr). cinasl, [cinas-l] sf. Cinasa yer verilen, iinde cinas bulunan, cinasl kafiye, ed. A n lam lar ayr, y a zllar ayn olan k elim eler le y a p la n kafiye. cinayat, [Ar. cinayet > cinyt {OsT} is. 1. Cinayetler. 2. Ar sular, cinayet, [Ar. cinayet (cin a.yet) {OsT} is. 1. n san ldrme. 2. Adam ldrme derecesinde ar su. S cinayet etmek, {eAT} Su ilem ek .| cinayet | ilemek, nsan ld rm ek]] cinyet-kr, {OsT} A dam ld ren ; cin ayet ileyen. | cinyet-krne, j {OsT} A dam ld ren lere y a k r b iim d e.| cinyet| kr, {OsT} A dam ld rm e durum u; canilik. cinaze, [Ar. cinze / cenaze (m usalla ta) {OsT} is. Tabut, cinbil, [cimb-il] {az} sf. 1. Benekli; noktal. 2. Renkli. [DS] cinbistire, [Yun. tsumpidion => cimbistire ej~^>-] {OsT} is. Cmbz, cinbit, -di [cimb-it] {az} is. Yemek atal. [DS] cinc, [cin / cinc (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arpma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfikar] cinc-i-k, cinc-i-l. (cin a:ya:t)

0 H I1 IE 1 . 8 2 1
cincar, [Gre, canciri] {az} is. Isrgan otu. [DS] cinci', [cin-ci] sf. 1. Cin ve perilerle iliki kurarak in sanlarn psikolojik sorunlar ve hastalklar ile hr szlk, kayp, evlenme, elerin birbirine balanmas, boanmas gibi pek ok sosyal olaylarla ilgili prob lemlerine zm bulacan iddia eden ve bu tr ilerle uraan kii. 2. {az} Byc; frk. [DS] 3. {az} Falc. [DS] cinci2, [cinc-i] {az}is. 1. Cam ya da porselen bilye. 2. Cam paras. [DS] cincibir, [cinc (yans.) > cinc-i-mek > cinci + pr (yans.)\ {az} is. Zpzp. [DS] cincik', -i [cinc (yans.) > cinc-i-mek > cinc-i-k] {azj is. 1. Ziynet eyas. 2. Cam ya da porselen ev eyas. 3. Ufak tefek. [DS] S cincik m akarna, {az} E v m akarn as; erite. [DS] cincil', [cinc-il / cin-cil] {az} sf. En yksek yer. [DS] cincil2, [cinc (yans.) > cinc-il] {az} is. 1. Yeni yr yen ocuun ayana taklan halka. 2. Beik. 3. Bir tr ku. [DS] cincilemek, [cinc-i-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [-l(i)y o r ] Tahllarn arasna karm pleri el yorda myla ayklamak. [DS] cincilik, -i [cin-ci-lik] {az}is. Sihirbazlk. [DS] cincirak, -i [cinc (yans.) > cinc-ir-ak] {az} is. Atlkarnca. [DS] cincombalak, - [cin+comb-al-ak] {az} is. Takla. [DS] 0 cincom balak gitmek, {az} T akla atm ak. [DS] cinc, [cin / yinc / yin / yn] (cin :) {eT} is. nci. [DLT] cindal, [? cindal] {az} is. Kedi yavrusu. [DS] cindar, [Ar. cinn+ Far. -dr] {az} is. Cinci. [DS] cinde, [Far. jende] {az} is. Yamal, eski ey. [DS] cinder, [Ar. cinn + Far. -dr] {az} is. Cinci. [DS] cinderen, [Ar. cinn+der-en] {az} is. Cinci. [DS] cindi, [cindi] {az} is. Kk ey. [DS] cindirmek, [cin-dir-mek dUj-u^-] {OsT gl. f . [- r j } Aratrmak; soruturmak, cinede, [Yun. kinaidos > cinaede] is. 1. Eski Yunan ve Romada nceleri para karl soytarlk yapa rak katlanlar elendiren kiilere verilen ad. 2. Da ha sonralar Romada ehvet uyandrc dans ve gsteriler yapanlara verilen ad. cinel, [Gre, jinel] {az} is. Yk hayvanlarn bala makta kullanlan ya aa kabuk veya liflerinden yaplm halat biimdeki ba. [DS] cineviz, [t. Genovese (C en oval)] {az} sf. (Kii iin) ksa boylu ve ok akll. [DS] 0 cineviz akll, {az} n ce g r l ; h e r ey i bilen. [DS] cineya, [Yun. tzinea] {az} is. Ku gbresi. [DS] cinfiz, [ng. gin fzz (kp ren iki)] is. Bir tr iki, cing', [cang / cank / cng / cing / cong / conk / cng / cunk / can (yans.)] is. nlama sesini andrr geve

CN

zelik etmeyi, barma, konuma ve tmeyi anla tan kk. [Zlfikar] cing-il-de-m ek, cing-il-dek, cingir-de-m ek. cing2, [cing (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arpma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfikar] cing-il-de-k, cing-ire-k, cing-il-de-m ek, cing-ir-k, cing-ir-t. cingan, [Far. inne / Yun. tsingani] {az} sf. 1. Cimri. 2. zl. is. ingene. [DS] cingaz, [cin+gaz] {az} is. Kk lamba. [DS] cingen, [Far. inne] {az} is. 1. ingene. 2. sf. Cimri. 3. Grgsz. [DS] 0 cingen cab ar, {az} K t niyetli y a b a n c kii. [DS] cingldak, -i [cing (yans.) > cing-l-dak] {az} is. Tahterevalli. [DS] cingrak, - [cing (yans.) > cing-r-a-k] {az} is. Hayvanlarn boyunlarna taklan kk an. [DS] cingi', [cing (yans.) > cing-i] {az} is. Kvlcm; n g. [DS] cingi2, [cing (yans.) > ing-i] {az} is. 1. Sert ta; granit. 2. Kk pili. [DS] cingil1 [cing (yans.) > cing-il , Kk bakra, cingil , [cing (yans.) > cing-il] {az} is. 1. Kk zm salkm. 2. Salkmdaki kk salkmaklar dan her biri. 3. nci, boncuk ve altndan yaplm ss eyas. [DS] cingil3, [cing (yans.) > cing-il] {az} is. Burundan damlayan su. [DS] cingil4, [cing (yans.) > cing-il] {az} is. Takla. [DS] cingildek, -i [cing (yans.) > cing-il-de-k] {az} sf. mark. [DS] cingildemek1, [cing (yans.) > cing-il-de-mek] {az} g s z .f. [ - r ] [-d (i)-y o r] marmak. [DS] cingildemek2, [cing (yans.) > cing-il-de-mek] {az} g s z .f. [- r ] [-d (i)-y o r] nlamak. [DS] cingildetmek, [cing (yans.) > cing-il-de-t-melc] {az} gl. f i [-ir ] nlatmak. [DS] cingilli, [cing (yans.) > cing-il-li] {az} is. 1. Srla rn arkasndan dolaarak artklar ile beslenen be yaz, siyah ve sar tyleri bulunan kk bir ku; cingit. 2. Burnu ucunda srekli su bulunan kimse. [DS] cingilmek, [cing (yans.) > cing-il-mek] {az} dnl. f i [-ir ] . Takla atmak. 2. edil.fi. Yklmak; devril mek. 3. Ayan taklmas ile yere, yuvarlanmak. [DS] cingilti, [cing (yans.) > cing-il-ti] {az} is. 1. nla ma. 2. Kulak nlamas. [DS] cingirdemek, [cing (yans.) > cing-ir-de-mek] {az} gsz. fi. [-r ] [-d (i)-y o r] 1. Alamak. 2. Parlamak. [DS] cingirik, -i [cing (yans.) > cing-ir-ik] {az} is. Ku yu kr. [DS] / J ^ r ] /eAT} is.

CN

IMIfflffiSM.
net-i mtenavibe, {OsT} p sik o l. Zam an zam an o r taya kan delilik. cinni, [Ar. cinn > cinnl l_ r^-] (cinni:) {OsT} is. 1. Bir tek cin; ecinni. 2. sf. Cinlerle ilgili; cinlere ilikin. S cinni cre, {az} D elidolu konuan. [DS] cinnistan, [Ar. cinn + Far. istn jU~^-] {eATf is. Cin lkesi. cins, [Yun. genos > Ar. cins j~^-] {OsT} is. 1. Tr; eit. 2. Aralarnda ortak zellikler bulunan nesne ya da varlklar topluluu. 3. Birbiri ile ayn zellik te grnmesine ramen onlar birbirinden ayrt eden zellik. 4. Erkekle diiyi birbirinden ayrt eden zellik. 5. Soy; kk; asl. 6. s f (Hayvan iin) soyu iyi olan; saf kan; melezletirilmemi. 7. sf. a rg o. (Kii iin) kendine has tuhaf alkanlklar, deiik zellikleri olan; acayip; garip. 8. biy. Canl larn snflandrlmasnda, ortak zellikler gsteren ve birbirine yakn trleri kapsayan, familya veya alt familyann blm. 9. dbl. Baz dillerde kelime lerin dii, er veya yansz olduunu belirten dilbilgi si kategorisi. 10. {eAT} Para dndaki kymetli ey ler. 0 cins cibilliyet, 1. S oy sop. 2. Nitelik. 3. K ken. | cins cins, I. eit eit; eitli. 2. Trlerine | g re. | cins-i latif, {OsT} G zel kad n .| cins isim | | (cins ismi), dbl. Ayn trden v a rlk lara ve n esn elere birden a d olan isim ; tr ad, ortak ad. cinsa, [cin + sa-] is. bot. Sarlgan, erguvan rengi iekler aan asalak otsu bitki; baboan; kskt, (Cuscuta). cinsel, [cins-el] sf. 1. Cinsiyete yani erkek ve dii arasndaki farka ilikin; cins. 2. Cinsellikten kay naklanan. S1 cinsel birleme, (nsan ve y k sek y a p l hay v an lar iin) rem e b a la n g c o la r a k e r k e in cin sel organnn, diinin cin sel organ iin e g irm esi; cin sel iliki; cin sel tem as; cin s m n ase b et; iftleme.\\ cinsel davran, K iinin cin sel ihti y a la rn g id erm ey e ve rem eye ilikin d av ran la rnn tm.| cinsel hastalk, C in sel birlem e ile | bu laan h a stalk; z hrev h a stalk .| cinsel kimlik, | Kiinin b iy o lo jik cinsiyetinden ayr o la r a k kendisi iin seti i ve tatmin oldu u gr n rdeki cinsiyet ekli. | cinsel organ lar, E r k e k ve kad n d a a s l fo n k | siyonu rem e o la n b ir tr z ev k a lm a organlar.\\ cinsel sapm a, Kiinin b iy o lo jik cin sel yapsn dan ayr veya o la a n cin sel ilikiler dn da tatmin y o l larn a sapm as. cinsellik, -i [cins-el-lik] is. 1. Erkek veya diilik ge rei canllarn gsterdikleri zellikler. 2. Cinsel do yum olaylarnn tm, cinseyn, [Ar. cins > cinseyn j^~^r] {OsT} is. ki cins; iki cins birden; erkek ve dii olarak, cins, [Ar. cins (cin si:) {OsT} sf. 1. Trle ilgili; cinse ilikin; cinsel. 2. Cinsiyete yani erkek ve dii arasndaki ayrla ilikin; cinsel. 3. Cinsellikten

cingit, -di [cing (yans.) > cing-it] {az} is. 1. Srla rn arasnda dolaarak onlarn yiyecek dkntleri ile beslenen beyaz, siyah ve sar tyleri bulunan kk ku. 2. s f Akgz. 3. Arsz; utanmaz. [DS] cingoizm, [Bask, jainko (tanr) > jainkoism > cingoizm] is. J. Chamberlain ve R. Kibling ile arla vardrlm olan tutucu ngiliz milliyetilii, cingz, [Ar. cinn + T. gz] sf. 1. (Kii iin) kolay kandrlamayan, zeki ve akgz. 2. {az} Titiz. [DS] 3. {az} Kltrl; bilgili. [DS] 4. {az} nce zayf. [DS] 5. {az} Kk gzl. [DS] cini1, [cin-i?] {az} is. 1. Maden orap ii; mil. 2. p eirmekte kullanlan ara. [DS] cini2, [cin-i] (ci'ri) {az} sf. 1. Bir para. 2. Bir di. [DS] cinicik, -i [cin (yans.) > cin-i-cik] {az} s f Ba ve iaret parmaklar ucu ile tutulan miktarda. [DS] cinik1, -i [cin-ik] {az} is. 1. Kk hyar. 2. Pek kk ey. 3. Tavuun gs kemii; lades kemii. [DS] cinik2, -i [Zaza. Krt, cinike (kadn)] {az} sf. Dii. [DS] cinik3, -i [cin-i-k] {az} sf. Mzk. [DS] cinimek, [cin-i-mek] {az} gsz. f i [-ir ] Mzklk yapmak. [DS] cinistan, [Ar. cinn + Far. istn] (cinista.n) {OsT} is. Cinler lkesi, cink, [cink (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arp ma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfkar] cink-il. cinkil, [cink (yans.) > cink-il] {az} is. 1. Kova; bak ra. 2. Kk salkm. 3. zm salkmndaki kk salkmaklardan her biri. [DS] cinkmek, [cink (yans.) > cink-mek] {az} gsz. f i [e r ] 1. Tepetakla yuvarlanmak. 2. Kayarak sende lemek. 3. gl. fi. Bir eyi devirmek. 4. (Grei iin) hasmn kaldrp yere vurmak. 5. Sopay yere vura rak sektirmek. [DS] cinlendirmek, [cin-le-n-dir-mek] {az} gl. f i [-ir ] Kzdrmak. [DS] cinlenme, [cin-le-n-me] is. fkelenme, ok kzmak eylemi. cinlenmek, [cin-le-n-mek] dnl. fi. [-ir ] 1. Cinli olmak; cinlerin saldrsna urad sanlmak. 2. m ecaz. ok kzmak; fkelenmek, cinli, [cin-li] sf. 1. Cin bulunan. 2. Cin arpm olan. 3. m ecaz. ok sinirli; fkeli, cinlik, -i [cin-lik] {az} is. 1. Cin nitelii; cin gibi olu. 2. Eskiden, kye gelen misafirlerin arland ky odalarnda misafirlerin heybelerini koymak iin yaplm dolap. [DS] cinnet, [Ar. cinn > cinnet o ^ -] {OsT} is. 1. Cin tut mas. 2. Delilik; lgnlk. S cinnet getirmek, D e lir m e m cinnet-i maniya-i inhittiye, {OsT} p sikol. R u h sal bunalm sonu cu o rtay a kan delilik.\\ cin

bke s u .
kaynaklanan. S cins cazibe, {OsT} C insiyete ili kin ekicilik.\\ cins mnsebet, {OsT} C in sel b ir lem e. cinsiyet, [Ar. cinsiyyet {OsT} is. 1. Bir cins ile ilgili olu. 2. Ayn cinsten olma zellii; cins ve rk denklii. 3. biy. Canllarda erkekle diiyi birbi rinden ayrt ettiren kalc nitelikteki biyolojik, fiz yolojik ve insanlar iin psikolojik zelliklerin t m; dii veya erkek olma durumu; eey. 4. Cinsel iliki veya ihtiyac, cinsiyetsiz, [cinsiyet-siz] sf. biy. Cinsiyet ayrmn belirleyen biyolojik ve fizyolojik zellikleri olma yan; erkek ya da diilik zellikleri bulunmayan; eeysiz. cinslik, -i [cins-lik] is. Canllarda erkekle diiyi birbirinden ayrt ettiren biyolojik, fizyolojik ve in sanlar iin psikolojik zelliklerin tm; cinsiyet. S cinslik bilimi, C in sellikle ilgili soru n lar konu a la n bilim d a l; seksolo ji. cinsliksiz, [cins-lik-siz] sf. biy. 1. Cinsiyet ayrmn belirleyen biyolojik ve fizyolojik zellikleri olma yan; erkek ya da diilik zellikleri bulunmayan; eeysiz. 2. dbl. Ne eril, ne de diil olan kelimeler iin kullanlr. cip1, [cib /cip (yans.)] is. Svlar iinde, yal hava larda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle olu turulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] cip-il-de-k. cip2, [cip] {az} e. 1. Pekitirme edat. 2. Eer; ayet. 3. zf. Hep; btn; bsbtn ok. [DS] cip3, [Ing. GP (G en eral P u rpose) > jeep] is. Her trl arazide kullanlabilen hafif motorlu kara tat, cipil, [cip-il] /atzjis. Geliigzel yetien fidan. [DS] cipkesen, [cip+kes-en] is. Ba ba, cips, [Ing. chips (tala, y o n g a la r)] is. Buharda kuru tularak kzartlm ince dilimli patates, cipten, [cip-ten] {az} zf. Gerekten. [DS] ciptirm ek, [cip (yans.) > cip-tir-mek] {az} gl. f i [ir] Bir vuruta kesmek. [DS] cipidek, -i [cip (yans.) > cip-e-dek] ( c i id ek ) {az} p zf. (Kesmek iin) bir vuruta. [DS] cipil, [cip (yans.) > cip-il] is. Svlar iinde, yal havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan yansmal gvde. 0 cipil cipil, 1. {az} (G z iin) a p ak l. [DS] 2. (A kar su veya gl, su birikintisi iin) s ; derin olm ayan. [Pskllolu] cipildetmek, [cip . (yans.) > cip-il-de-t-mek] {azf gl. f i [ -ir ] Suyu etrafa sratmak. [DS] ciptirm ek, [cip (yans.) > cip-tir-mek] {az} gl. fi. [ir] Bir vuruta kesmek. [DS] c ir1 [cr / cir / cor / cur / cr (yans.)] is. Sv madde , lerin ak, dkl ve ishal olma durumunda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cir-i-k, cir-i-l-d emek. cir2, [cir (yans.)] {az} sf. Cvk; sulu. [DS]

CR

cir3, [Far. cr j~r] (ci:r) (OsT) is. 1. Alt; aa; zir. 2. Kl kay, eldiven vb. yaplan tabaklanm deri, cirah at, -ti [Ar. cirahat cirah at, -ti [Ar. cirht o 1. yr] (cira .h a t) {OsT} is. 1. >=-] (c ira :h a :t) {OsT} is. Yaralanma. 2. Yara. 3. Yaradan akan sv; irin, Yaralanmalar. 2. Yaralar. 3. rinler.

cira n 1, [Ar. cr > crn oU=r] (c i:ra :n ) {OsT} is. 1. Komular. 2. evrede olan yerler; yakn yerler. 3. Mteriler. S cirn- slihn, {OsT} yi kom ular. ciran2', [Ar. cerre > cirn j [ / r ] (cira:n ) {OsT} is. Top rak testiler. ciran ta, [t. girare (evirm ek) > girante] is. tic. Emre yazl senedi ciro eden kii. ciraye, [Ar. cirye < .ly>-] (cira .y e) {OsT} is. Gnlk u nafaka; tayn, cirbit, -di [cirb (yans.) > cirb-it] {az} is. apak. [DS] cirbitik, -i [cirb (yans.) > cirb-it-ik] {az} sf. Bir vuruta kesilmi. S cirbitik kesmek, {az} Anszn b ir vuruta kesm ek. [DS] circir, [cir (yans.) > cir+cir] {az} is. 1. Austos bcei. 2. ok yiyen ocuk; obur ocuk. [DS] cirdaval, [? cirdaval / crdaval] is. -* crdaval, cirdavall, [cirdaval-l] is. Savalarda crdaval deni len mzra kullanan atl sava. c ire 1, [cir (yans.) > cir-e] {az} sf. 1. Kk. 2. Ser sem. [DS] cire2, [Ar. cre oj^r] (ci:re) {OsT} is. 1. Gnlk geim ihtiyalar; nafaka; yevmiye. 2. Bir i yerinde al anlara verilen gndelik veya yemek, cirenk, [Erme, renk] {az} is. Ana kanaldan ayrlan byk ark. [DS] cireltmek, [cir-el-t-mek] {az} gl. f i [ -ir ] Azaltmak; ksmak. [DS] ciret, [Ar. clret o *-] (ci.ret) {OsT} is. Komuluk. cirik 1, -i [cir (yans.) > cir-ik] {az} is. Austos bcei. [DS] cirik2, -i [cir (yans.) > cir-ik] {az} is. 1. Smk. 2. Pek sulu hamur. 3. Pek sulu amur. [DS] cirildemek, [cir (yans.) > ciril-de-mek] {az} gsz. fi. [- r ] [-d (i)-y o r] Bahe sulamak. [DS] cirim 1, -rm i [Ar. cirm j^r] {OsT} is. 1. Cisim. 2. Hacim; byklk; oylum. cirim 2, [cir-im] {az} is. 1. Snr. 2. evre. [DS] S cirim evirm ek, {az} 1. Snrlam ak. 2. Snrda d olam ak. 3. ( ocu klar iin) k o a r a k oyun o y n a m ak. [D S]|| cirim karm ak, {az} 1. B ir ii a b u k bitirm ek. 2. P a r a p a r a etm ek. [DS] cirit, -di [Ar. cerd / cered (kabuu soyulm u hurm a

CR

IMIMESM.
cirs, [Ar. cirs ^yyr] {OsT} is. Kk; asl; mene. cirsam , [Ar. cirsm ^ y r ] (cirsa:m ) {OsT} is. 1.

d a l) > cirit] {OsT} is. 1. At zerinde birbirine de nek atmak suretiyle oynanan bir takm oyunu. 2. Bu oyunda kullanlan zel denein ad. 3. Atle tizmde kullanlan ucu sivri, zeri sargl metal srk. S cirit atm a, A tletizm de atm a d a ln d a y e r a la n ve cirit ad n d aki srn atlm asn a dayan an b ir y a r tr. | cirit atm ak, isted i i g ib i d a v ra n a ra k ev r e | sin e z a r a r v er ec e k h a rek etler d e bulunmak. ciriti, [cirit-i] is. s p o r 1. Cirit oyuncusu. 2. Atle tizmde cirit atma dalnda yaran sporcu, ciriya, [Ar. ciriyy ^.yr] (ciriya:) {OsTf is. 1. Yarad l; tabiat; huy. 2. Alkanlk; det, cirk , -i [Far. irk] {az} is. 1. Tavan bulgurlamasn da kullanlan amur. 2. Gbre. 3. Ttn zifiri. [DS] cirlek, -i [cir (yans.) > cir-le-k] {azj sf. nce ve szltl bir sesle barp aran. [DS] cirlemek, [cir (yans.) > cir-le-mek] {az} g s z .f. [-r ] [-l(i)-y o r] nce ve rahatsz edici bir sesle barmak. [DS] cirle, [? cirle] {az} is. Gzel kokulu kk bir kavun tr. [DS] cirm , [Ar. cirm ?yr] {OsT} is. . Oylum; hacim. 2. Cisim. cirm an, [Ar. cirm > cirmnOLoj-] (cirm a:n) {OsT} is. Btn uzuvlaryla tam insan vcudu, cirm ik, -i [Erme, rmuk] {az} is. 1. Su delii. 2. Evlere ya da baheye alman suyun duvardan geti i delik. [DS] ciro, [t. giro] ( c i ro) is. tic. hk. Emre yazl her trl senedin hak sahibi tarafndan bir bakasna devredilmesi. S1 ciro etmek, A lacakl tarafndan em re y azl bir sen ed i, b a k a sn a devrettiin e d a ir aklam ay, senedin a rk asn a yazp im zalam ak. cirp, [cirp (yans.)] is. 1. Birden kuvvetlice arpma, bu biimde vurma, kesme anlatan kk. [Zlfkar] cirp-m ek, cirp -e-d ek, cirp-e-den, cirp cirp. 2. zf. Hemen; birdenbire. S cirp cirp, {az} (K esm ek iin) keskin b a k gibi. [DS] cirpedek, -i [cirp (yans.) > cirp-edek] {az} zf. (Kesmek, bimek iin) bir rpda, keskin bak gibi. [DS] cirpeden, [cirp (yans.) > cirp-e-den] {az} zf. He men; birdenbire. [DS] cirpitm ek, [cirp (yans.) > cirp-it-mek] {az} g l .f . [ir ] Bir rpda kesmek. [DS] cirpmek, [cirp (yans.) > cirp-mek] {az} gl. f . [-e r ] Bir vuruta kesmek. [DS] cirptirm ek, [cirp (yans.) > cirp-tir-mek] {az} gl. f . [- ir ] Bir vuruta kesmek. [DS] cirris, [Ar. cirrs (cirri:s) {OsT} is. zool. 1. Ylan bal. 2. Sazan bal, cirriye, [Ar. cirriye i>.y] {Os T} is. 1. Ku kursa. 2. anat. Leen; havsala.

ldrc zehir. 2. Zatlcenp. 3. Delilik, cirane, [Far. e-hne < =-2 U ~i] (cira :n e) {az} is. Yivli eski bir tfek. [DS] cirt, [cirt (yans.)} is. Anszn yrtlma ve bu biimde kabaca ses karma, barma, tme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cirt- lik. cirtlem , [cirt (yans.) > cirt-le-m] {az} is. Damla. [DS] cirtlik 1, -i [cirt (yans.) > cirt-lik] {az} is. Hafiflik. [DS]? cirtlik2, -i [cirt (yans.) > cirt-lik] {az} is. Sereden biraz byke, eti yenen, boz renkli bir ku. [DS] cirtm ek 1, [cirt (yans.) > cirt-mek] {az} g s z .f. [-e r ] Yerli yersiz darlmak. [DS] cirtm ek2, [cirt (yans.) > cirt-mek] {az} gl. f . [-e r ] Ufak paralara ayrmak; doramak; entmek. [DS] cirtm ek', [cirt (yans.) > cirt-mek] {az} gl. f . [-e r ] nei damla damla samak. [DS] ciryal, -li [Ar. ciryl JU yr] (cirya:l) {OsT} is. 1. Bir eit krmz boya. 2. sf. Altn sars. 3. (Renk iin) temiz ve saf. 4. (arap iin) saf. ciryale, [Ar. ciryle 4 li>>-] (ciry a d e) {OsT} is. Saf arap. cirye, [Ar. cirye ^ .y ] {OsT} is. 1. Cereyan. 2. biy. Brkenek. cis1, [cis (yans.)} is. nce ince yamur yan, svla rn incecik szntsn ve bu ekilde dkln an latan kk. [Zlfkar] cis-en cisen, cis-e-le-m ek, cis-il cisil, cis-le-m ek. cis2, [cis] {az} is. Badana. [DS] cisad, [Ar. cisd :>L~=r] (cisa :d ) {OsT} is. 1. Kan. 2. Safran. ciscibil, [ci(s)+ci/bil] {az} p ekt. sf. Tmyle p lak; rlplak. [DS] iselemek, [cis (yans.) > cis-e-le-mek] {az} gsz. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] (Yamur, su damlacklar iin) ince ince ve yumuak bir dle yamak; iselemek. [DS] cisen, [cis (yans.) > cis-e-mek > cis-en] {az} is. Yamurun ince ince yan anlatan yansmal gvde. [DS] S cisen cisen, {az} (Yam ur iin) in ce in ce; isil isil. [DS] cisetmek, [cis (yans.) > cis+et-mek] {az} g l . f [-ir] emek. [DS] cisil, [cis (yans.) > cis-il] {az} is. Yamurun ince ince yan anlatan yansmal gvde. [DS] <3 cisil cisil, {az} (Yam ur iin) in ce in ce; isil isil. [DS] cisim, -smi [Ar. cism =r] {OsT} is. 1. Ruh ve can kart olarak insan vcudu; beden. 2. Uzayda yer kaplayan, elle tutulan, gzle grlen, biimi, rengi,

o ram i

. 825

civ
ilgili. 2. Yalnz isimle ilgili olarak deil ayn za manda bedenle, varlkla ilgili; gerekten, cismiyet, [Ar. cismiyyet bir vcuda sahip olma, cisr, [Ar. cisr {OsT} is. Kpr. 0 cisr-i mual {OsT} is. (Bilinen) {OsT} is. Bir cisme,

arl ve hacmi bulunan her ey; nesne; madde. 3. Dnya. 4. mat. Sfr olmayan cmle, cisimcik, -i [cisim-cik] is. 1. ok kk cisim. 2. Atom tanecii; atomun paralanmasndan doan ykl ya da yksz tanecik. 3. Havada bulunan'toz tanecii. cisimlenme, [cisim-le-n-me] is. Cisim nitelii ka zanma eylemi; cisimleme; tecessm. cisimlenmek, [cisim-le-n-mek] dnl. f i [-ir ] Cisim nitelii kazanmak; cisimlemek; tecessm etmek, cisimleme, [cisim-le--me] is. 1. Cisim durumuna gelme eylemi. 2. hrist. Manevi bir varln veya tanrnn insan veya hayvan klna brnerek et ten, kemikten bir varlk olarak grnmesi, cisimlemek, [cisim-le--melc] gsz. fi. [-ir] Cisim durumuna gelmek; cisimlenmek; tecessm etmek, cisir, [Sur. Ar. cisr (kpr) j~^-] {az} is. Dam iin kullanlan kaim ve uzun aa. [DS] cislemek, [cis (yans.) > cis-le-mek] {az} gl. fi. [- r ] [-l(i)-y o r] Badana yapmak. [DS] cism, [Ar. cism {OsT} is. -* cisim. S cism-i azm, {OsT} a n a t. K em ik gvdesi. | cism-i bast, | {OsT} Tz; c ev h er.| cism-i beyz, {OsT} Yumurtam| s cisim .| cism-i billr, {OsT} K rista l cisim ; bill r | cisim .| cism-i cemd, {OsT} C ansz cisim.\\ cism-i | cevher, (OsT) A na m ad d e; ilkmadde.\\ cism-i eflatun, {OsT} mat. P o lig o m .| cism-i felek, {OsT} G k | cism i.| cism-i gayr- muz, {OsT} Iksz cisim .| | | cism-i hil, {OsT} K orku n cis im.\\ cism-i hava, {OsT} G az h a lin d eki cisim .| cism-i latf, {OsT} 1. | B e duyunun kav ray am ad m elek, cin vb. yaratk. 2. m ecaz. G zel bay an .| cism-i m rekkeb, {OsT} | B irleik m ad d e; b ileik .| cism-i m teharrik, {OsT} | H arek et hlin d eki cisim. | cism-i mhm, {OsT} | Smks m adde. | cism-i nm, {OsT} Y aayan v | cut.\\ cism-i ntk, {OsT} Sz syleyen cisim ; insan vcudu. | cism-i nizr, {OsT} Z a y f vcut. | cism-i | | sefen, {OsT} N asrl cisim .| cism-i semav, {OsT} | G k cism i.| cism-i sulb, {OsT} K at cisim .| cism-i | | ryn, p lak vcut. cismani, [Ar. cismn / cismniyye (cism a. ni:) {OsT} sf. 1. Cisimle ilgili; bedene ait. 2. Din iler dnda kalan. 3. Hristiyanlkta dinle il gili olmayan hususlar; ruhani kart. S cismani ad, H ristiyanlkta o cu a kilisen in dnda, a iles i nin verdii isim. cismanilik, [cismani-lik] (cism a.ni. lik) is. Bir vcu du, cismi olma; maddilik, cismaniyet, [Ar. cismniyyet cismen, [Ar. cismen (cism a:niyet) {OsT} is. Bir cisme, bir vcuda sahip olma, (ci'sm en) {OsT} zf. 1. Ci sim olarak. 2. Bedence; vcuta, cism, [Ar. cism = (cism i:) {OsT} sf. 1. Cisimle r\

lk, {OsT} A sm a kpr. cisreyn, [Ar. cisr > cisreyn iki kpr. cisse, [? cisse] {az} is. Yeni ve gzel ey. [DS] cistik, -i [cis-tik] {az} is. Yemeni tr ayakkab. [DS] cit1, [cit\'{az} sf. Kk; ufak; zerre. [DS] S cit kadar, {az} A zck; az; o k az. [DS] cit2, [? cit] {az}] {eAT} {az} is. Saman konulan byk uval. [DS citek, i [cit-e-k] {az} is. Kular canl yakalamak iin zel olarak tahta parmaklklardan yaplm tu zak. [DS] iti, [a. et (ky) > cit-i] {az} sf. 1. Sivri ve kes kin. 2. m ecaz. ok akll. [DS] S iti tav, {az} Yksek ve sivri da. [DS] citlek, -i [it > cit-le-k] {az} is. Yayl bilezik. [DS] ittir, [cit-tir] {az} is. Kk topa. [DS] civ1 [civ (yans.)] is. 1. Cvlt, t, bu biimde , konuma, lk atma, barma anlatan kk. [Zlfikar] civ civ, civ-ci-le-m ek, civ-ir-ti, civ-il civil, civil-de--m ek, civ-dir-m ek, civ-ir-de-m ek. 2. {az} is. Yksek ses; nara. [DS] S civ civ, {OsT} D u rm adan ; s rekli.| civ civ etmek, {az} civ c i v diye se s | karm ak. [DS] civ', [civ (yans.)] is. Hzla uma, uuma, kama ve frlama hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] civ-kirmek. civan, [Far. cevn / cvn => civan (civa:n) {OsT} sf. 1. Gen ve yakkl olan. 2. is. Yakkl gen. S civn-baht, {OsT} B ahtiyar, mutlu. civanan, [Far. civnn OUI^] (civ a:n a:n ) {OsT} is. Civanlar. civanane, [Far. civnne a j U I (civ a:n a :n e) {OsT} zf. Genlere yakr biimde; gen gibi, civani, [Far. civn ,_ y ^ ] (civ a:n i:) {OsT} is. Gen lik. civanka, [civan+ka-] is. 1. Paralel kenar fildii paralarla zikzaklar halinde oyma ve kakmalar yapmak eklindeki ssleme teknii. 2. Bu tr ile menin ad. S civanka kundura, {az} E skiden gen lerin giydii burnu k esik a y akkab. [D S]|| ci van ka sark, On sekizin ci yzylda kadn larn takt b ir balk. civanm erd, [Far. civn-merd ^y-[y-] {OsT} is. vanmert. ci

civ
civanm erdan, [Far. civan-merdan bJ.\^>-] (civa.n m erda:n ) {OsT} is. Alicenaplar, yce gnlller; ci vanmertler. civanm erdane, [Far. civn-merdne 4ibyl_^] (civ a .n m erd a .n e) {OsT} sf. 1. licenaplkla; yce g nlllkle. 2. zf. Yce gnll, yiit insanlara yak acak biimde, civanm erdi, [Far. civn-merd (c iv a n m e r d i:) {OsT} is. Yce gnlllk; cmertlik; iyilik severlik. civanm ert, -di [Far. cevn+merd

IM IfflfE M . civcr, [? civcir / civcr jy r y r ] {OsT} {az} is. K k tulum. [DS] civdirmek, [civ (yans.) > civ-dir-mek] {az} is. nei geliigzel samak. [DS] cive1 [civ (yans.) > civ-e] {az} is. Kvlcm. [DS] , cive2, [Far. cve ^rr] (ci:v e) {OsT} is. kim. Cva. civek, -i [civ (yans.) > civ-e-k] {az} is. 1. Kvl cm. 2. Kadn alvarlarnn bacak ba. 3. s[. Atl gan. [DS] civelek, -i [civ (yans.) > civ-elek / cibelek] sf. 1. Canl, neeli; oynak. 2. {az} Kk ve sevimli. [DS] 3. {az} (nsan iin) kk tipli. [DS] 4. {az} Toy. [DS] 5. {az} Geveze. [DS] 6. is. Gen insan. 7. Deve yavrusu. 8. Yenieri ocana yeni giren yenieri aday. 9. {az} Su ulluu. [DS] 10. {az} Gelincik otu. [DS] 11. {az} Kyn btn ilerine karan adam. [DS] civeleklik, -i [civelek-lik] is. 1. Canl, neeli ve oy nak olma durumu. 2. Civelek olann nitelii, civez, [? civez] {azjsf. ok ince. [DS] civgar, [Yun. zevgari] {az} is. 1. kz ifti. 2. Ara baya yedek koulan at. [DS] civi, [Far. dev => civ] (civi:) {eT} is. -* ci. [Clauson] civik, -i [civ-ik] {az} is. 1. Pekmez. 2. sf. Verdii szde durmayan. [DS] civil1, [civ (yans.) > civ-il] is. Cvlt, t, bu biim de konuma, lk atma, barma anlatan yansma l gvde. S1 civil civil, {az} I. (K onum a iin) g z e l bir t andran. 2. K u se sler i iinde. 3. (H a va iin) a k ; gneli. [DS] civil", [civ (yans.) > civ-il] is. 1. Kk taneli dar. 2. Yazn ekilen ekin. 3. Doranm yeil fasulye tane si. 4. Kuburnu. 5. Yaban rdei. 6. Ik iplik ilesi. 7. sf. (Kii iin) kk tipli. 8. Titiz; duygu lu. 9. Uyank. S civil cc, {az} Yalar kk v e o k sa y d a ocuk. [DS] civil3, [Erme, ivil] {az} is. 1. Ya, peynir vb. koy maya yarar kk toprak mlek. 2. Yada peyniri piirerek yaplan bir yemek. 3. Ya alnm stten yaplan peynir. [DS] civildek, -i [civ (yans.) > civ-il-de-k] {az} sf. nce sesi ile hi durmadan konuan. [DS] civildemek, -i [civ (yans.) > civ-il-de-mek dlojJ^-] gsz. f . [ - r ] [-d (i)-y o r] 1. {eAT} {OsT} Fsldamak. 2. {az} Tatl sesle konumak. [DS] civildemek, [civ (yans.) > civ-il-de--mek dU-ijJy>-] {eAT} ite, f . [-ir] Fsldamak. civilgi, [civ-il-gi] {az} is. Asma dal. [DS] civildirik, -i [civ-il-dirik] {az} sf. (Kii iin) scak tan bunalarak baylan. [DS] civilti, [civ (yans.) > civ-il-ti] {az} is. Ku sesi; cvlt. [DS]

*ji\yr] {O sf. sT}

ve

is. 1. Alicenap; yce gnll. 2. Mert yaratll; yiit, yrekli, civanm ertlik, -i [civanmert-lik] is. 1. Yiitlik; y reklilik. 2. Civanmert olma durumu, civanperem i, [civan+perem-i] is. bot. B ileikgil lerden paral yaprakl, tyl, beyaz ve sar iekli, halk hekimliinde kullanlan ok yllk otsu bitki; ak yavan; barsama; marsma; (A chillea a lep p ica ). civar, [Ar. civar j,\yr] (civa:r)

{O sT}

is. 1. Bir yerin

yakn, evresi. 2. Yalcn yer; evre; dolay; yre. 3. {az/ Sulanacak arazilere su datm ile grevli kimse. [DS] 4. sf. Yaknda olan; komu, civari, [Ar. civr s J y r ] (civ a:ri:)

{O sf. sT}

evre ile

ilgili. civarina, [t. ciavarina (olak)] is. dnz. -* cvama, civariyet, [Ar. civriyyet Cojlj-] (civa:riyet) {OsT} is. 1. Yaknlk. 2. evrede, dolaynda bulunma du rumu. civce, [civ-ce] {az} is. Civciv. [DS] civcer, [? civcer] {az} is. 1. Kk ya, yourt, peynir tulumu. 2. Sere kuu. [DS] civcik, -i [civ (yans.) > civ-cilc] {az} is. 1. Civciv. 2. Sere. 3. sf. Geveze; dedikoducu. [DS] civcilem ek1, [civ-ci-le-mek] {az} g s z .f. [ - r ] [-l(i)y o r ] 1. (Tavuk, ku iin) civciv karmak. 2. (Ta vuk iin) civcivlerini armak. [DS] civcilemek2, [civci-lemek] {az} gl. f . l - r ] [ -l(i)y o r ] Sivriltmek. [DS] civcir, [? civcir / civcr] {az} is. - * civcr. [DS] civciv, [civ (yans.) + civ] is. 1. Kmes hayvanlarnn yumurtadan yeni km bir iki haftalk yavrusu. 2. gnl. Heyecanl ve telal alma. S civcivi kara, {az} B a ta n k a ra denilen g zel ve tc b ir ku. [DS] civcivlemek, [civ (yans.) > civ+civ-le-mek] {az} g s z .f. [ - r ] 1. (Tavuk iin) yavrulamak. 2. (Tavuk iin) civcivlerini armak. [DS] civcivlenmek, [civciv-le-n-mek] dnl. f . [-ir ] id detlenmek; keskinlemek, civcivli, [civciv-li] sf. 1. Hareketli; telal. 2. Zorlu, civcivlik, -i [civciv-lik] is. Civcivlerin bakmna ay rlm olan kmes.

O T t iM I lf f im i.8 2 7

c iz

civir, [civ (yans.) > civ-ir] is. 1. Hzla uma, uuma, kama ve frlama hareketlerini anlatan yansmal gvde. 2. sf. Cce. 3. is. Dallarndan sepet rlen bir tr st. S civir civir, {az} (K ii iin) g iiler yzl. [DS] civirdek, -i [civ (yans.) > civ-ir-de-k] {az} is. Kk an. [DS] civirdemek, [civ (yans.) > civ-ir-de-mek] {az} gsz. f [~r] [-d (i)-y o r] Tatl bir sesle konumak. [DS] civirdeyik, -i [civ / ci (yans.) > ciir-delc / civir dek / civir-de-y-ik] {az} is. Mayas gelmemi ha murdan yaplan ekmein iindeki kk maya ka barcklar. [DS] civirmek, [civ (yans.) > civ-ir-mek] {azj g l .f . [-ir ] Aldatmak. [DS] civkirmek, [civ (yans.) > civ-kir-mek] {az} gsz. f i [-ir ] Fkrmak. [DS] civrilmek, [civ (yans.) > civ-(i)r-il-mek] {az} gsz. fi. [-ir ] 1. Donmak. 2. (Yaprak iin) souk ya da scak yznden burumak, kvrlmak. [DS] civriik, -i [civ (yans.) > civ-(i)r-i-ik] {az} sf. Buruuk. [DS] civrimek, [civ (yans.) > civ-(i)r-i-mek] d n l.f. /'-/r/Dolam ak; karmak. [DS] {az}

Yksek ve tiz bir sesle durmadan barmak. 2. {az} (Ku ve tavuk iin) yksek sesle barmak. [DS] 3. {az} Bararak konumak. [DS] ciye1, [iye / ciye] {az} is. 1. Ceviz iinin drtte biri. 2. Badem ve fndk ii. ciye2, [Yun. tsia] {az} is. Kvlcm. [DS] ciye3, [Yun. tia] {az} is. 1. Bykanne. 2. Hala; teyze. 3. Grmce; abla. [DS] ciyef, [Ar. cife > ciyef ^ r ] {OsT} is. Leler, ciy er, [Far. cier] {az} is. -* cier. [DS] ciyindirik, -i [i (pim em i) i-indirik / cyndrk] {az} is. Sinirli ve yasz et. [DS] ciyir, [ciy (yans.) > ciy-ir] {az} is. 1. akl, kum tanesi vb. eylerin birbirine srtmesi, ezilmesi gibi durumlarda kard sesi anlatan yansmal gvde. 2. Yrtma, trnakla koparma gibi durumlarda kan esleri anlatan yansmal gvde. [DS] S ciyir ciyir, {az} 1. (E ya iin) yen i ve p a rla k . 2. (Yrtlm ak iin) ciy ir" s e si ka ra ra k. 3. (Y em ek iin) p i m em i tan eleri bulunun; yerken a zd a ciy ir" s e s i karan . [D S]|| ciyir ciyir etmek, {az} G crd a m ak. [D S]|| ciyir etmek, {az} K zm ak; n efret et mek. [DS] ciyirdek, -i [ciy (yans.) > ciy-ir-de-k] {az} sf. Ciyir sesi karan; ciyirtili. [DS] S ciyirdek hel vas, {az} H ah a tohumu ile pekm ezin kayn atl m asn dan eld e ed ilen tatl. [DS] ciyirdemek, [ciy (yans.) > ciy-ir-de-mek] {az} gsz. f i [ - r ] [-d (i)-y o r] 1. ok az ses karmak. 2. nce sesle yrtlmak. 3. Susuzluktan yanmak; ok kuru mak. [DS] ciyirdetmek, [ciy (yans.) > ciy-ir-de-t-mek] {az} gl. f . [-ir ] Gcr gcr etmek. [DS] ciynak, - [eT. trnak / cynak] {az} is. 1. Trnak; pene. 2. Kl ve yn dokumalarda yrtc hayvan penesini andran desen. 3. Kprck kemii. 4. Msr tarlalarnda biten, yapraklar buday andran bir yaban otu. 5. sf. Bir para; az. [DS] ciz1 [cz / ciz (yans.)] is. Yaz yazma, izme vb. , srasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] ciz-iktir-m ek. ciz2, -zi [Ar. ciz' -] {OsT} is. Hurma aac kk, cizal, -li [Ar. cizl J!_^-] (ciza.i) {OsT} is. Hurma top lama.

civvede, [civ .(yans.) > civ(v)-e-de] ( c i vvede) {az} zf. Hemen; arabuk. [DS] ciy1, [ca / cah /cak / c / ck / crk / ci / ciy (yans.)] is. akl, kum, kk metal eya, kurumu ot, aa vb. nesnelerin arpmas, srtnmesi veya vurmas hlinde kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] ciy-ir-de-m ek, ciy-ir ciyir. ciy2, [cay / cy / ciy (yans.)] is. Yrtlma, trnakla yrtma, koparma olaylarn anlatan kk. [Zlfkar] ciy-ir ciyir, ciy-ir-de-m ek. ciy3, [ciy (yans.)] is. Cvlt, t, bu biimde konu ma, lk atma, barma anlatan kk. [Zlfkar] ciy a k ciyak, ciy-ak-la-m ak. ciy4, [ciy (yans.)] is. Kuvvetli ve hzl bir ekilde yanmay anlatan kk. [Zlfkar] ciy-ir-de-m ek. ciya1 a [Ar. cyi' > ciy' f W ] (ciya:) {OsT} is. , Kam ackm olanlar; alar. ciya2, [Gre, ciyakela] {az} is. Solucan. [DS] ciyad, [Ar. ceyyid (saf) > ciyd j U ] (ciy a:d ) {OsT} is. Ekin giden iyi cins atlar, ciyadet, [Ar. ciyd > ciydet cjjL-] (ciy a:d et) {OsT}

cizaret, [Ar. cizret o;l_^-] (ciza:ret) {OsT} is. Deve is. 1. yilik; gzellik. 2. Yenilik; tazelik, kasapl. ciyak, [ciy (yans.) > ciy-ak] is. 1. Yksek ve tiz sesle cizek, -i [ciz (yans.) > ciz-ek] {az} is. z; izgi. durmadan barma sesini anlatan yansmal gvde. [DS] 2. {az} is. Ku ty. [DS] S ciyak ciyak, Yksek cizelenmek, [diz-mek > diz-ele-n-mek / diz-e-le-nve tiz b ir s e s le durm akszn haykrarak. mek] {az} gsz. fi. [-ir ] Sralanmak; dizilmek. [DS] ciyakela, [Gre, ciyakela] {az} is. Solucan. [DS] cizeme, [diz-mek > diz-e-me] {az} is. 1. Parmaklk. ciyaklama,, [ciyak-la-ma] is. Ciyaklamak eylemi, ciyaklamak, [ciyak-la-mak] gsz. f i [-r ] ]-l()-y o r ] 1. 2. Deme aalarn yan yana dizerek yaplan du var. 3. Ba; dizi; demet. [DS]

ciz
cizfe, [Ar. cizfe 4y>-] {OsT} is. Kk sr, cizgar, [Ar. acze + T. kar] {az} is. Byc ka dn. [DS] cizge, [ciz-mek > ciz-ge] {az} is. Kyl kadnlarn nlklerini baladklar yn rme ip. [DS] cizginmek, [ciz-gin-mek dUj5"^-] {eAT} dnl. f. [iir] Dnmek; dolamak, cizgit, -di [ciz-mek > ciz-gi-t] {az} is. Bir tr beyaz fasulye. [DS] cizi, [ciz-mek > ciz-i jy>-] {az} is. 1. Dizi; sra. 2. Tohum ekerken saban ya da pulluun at iz; ka rk. 3. Sebze dikmek iin boylu boyunca alan u kur. 4. Tarlaya giden su yolu. [DS] 5. {eAT} izgi. fi3 cizi tutm ak, {az} H ayvan larla ift srm eye b a la rk en b ir kii nden g id e r e k ilk izi y a p m a k ; ilk iziyi am ak. [DS]j| iziyi ayaklatm ak, {az} Suyu a r k a getirm ek. [DS] izim, [ciz-mek > ciz-im] {az} is. Sra; dizi. [DS] S izim izim, 1. {eAT} D ilim dilim ; e r h a erh a . 2. {az} S ra s ra ; dizi dizi. [DS] cizimlik, -i [ciz-mek > ciz-im-lik] {az} sf. Bir s raya yetecek kadar. [DS] cizlam a, [ciz (yans.) > ciz-la-ma] {az} is. Ta ze rinde piirilen yufka. [DS] cizm, [Ar. cizm ?y>-] {OsT} is. 1. Tayn. 2. Porsiyon. izme, [ek-me / z-me > ciz-me] {OsT} {az} is. izme. [DS] izmek, [ciz-mek > ciz-mek] {az} gl. f . [- e r ] pe dizmek. [DS] cizrnir, [Ar. cizmr jyy=r] (cizm i:r) {OsT} is. Aa k t. cizn, [Ar. cizn o y r] {OsT} is. 1. Kk. 2. Aa kt. Cizvit, [Fr. Jsus (sa) > jsuite] is. 1. tsa birlii yesi. 2. sf. Cizvitlerle ilgisi olan. S cizvit brl ce, {az} K k cins b ir fasu ly e. [DS] cizvitlik, [cizvit-lik] is. Cizvitlerin ahlaki, sosyal, di n sistemleri. cizye, [Ar. cizye {OsT} is. mparatorluk dne minde devleti metbu tanm bulunan Mslman olmayan ahaliden devlete can gvenliinin sa lanm olmasndan dolay slm hkmlere daya nlarak alman kiisel vergi. 0 cizye-dr, {OsT} H ristiyan teb a a d a n vergi toplayan tahsildar.\\ cizye-i gebrn, {OsT} H ristiyanlardan alm an vergi. | cizye-gzr, {OsT} slam devletin e cizye d ey en M s lm an olm ayan gen. cl, is. Hacim llerinden santilitrenin sembol. Cl, [Yun. khloros > Fr. chlore] (k lo r l in ce sylen ir) ksalt, kim. Normal scaklkta gaz hlinde bulunan, atom numaras 17, atom arl 35,46 ve younlu u 2,5 gr/cm3 yeil sar renkte, keskin ve pis koku lu, zehirli bir element olan klorn sembol.

M K M

Cm , [Fr. Crie (radyum u bulan F ran sz fiz ik isi) > curium] is. kim. Pltonyum 2 3 9 un helyum ekir dekleri ile bombardman sonucunda bulunan, atom numaras 98, atom ktlesi 248 olup birok izotopu bilinen, uranyum tesi aktinitler grubundan radyo aktif bir element olan kriyumun sembol, cm, is. Uzunluk llerinden santimetrenin sembol, cm", is. Alan llerinden santimetre karenin sembo l. Co, [Alm. kobalt (efsa n ev b ir eytan ad)] ksalt, kim. Younluu 8,8, atom numaras 27, atom kt lesi 58,93; sert, krlgan, krmzms beyaz bir me tal olan kobalt elementinin sembol, cob, [cob / cop / cub (yans.)] is. Svlar iinde, ya l havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] c o b-la-k . S cob cob sancmak, {az} ( ban iin) zon klam ak. [DS] coblak, -u [cob (yans.) > cob-la-k] {az} is. 1. Lavabo suyunun akt ukur; pis su ukuru. 2. Dz arazide yamur sularnn biriktii yer. [DS] coblan, [cob (yans.) > cob-la-n] {az} is. 1. Sarp dalarla evrili vadi. 2. Byk derin dere. 3. Batak lk. 4. Balta girmemi orman. [DS] cobol, [ng. Common Business Oriented Language (o rtak g r e v bu lm a dili)] ksalt, bsy. Ticaret ve i yeri ynetimde kullanlan yapma bir bilgisayar dili, cobuduk, -u [cob (yans.) > cob-ud-uk] {az} sf. ok slak; ok sulu; srlsklam. [DS] S cobuduu km ak, {az} Srlsklam slanm ak. [DS] cobuk, -u [cob (yans.) > cob-uk] {az} is. 1. Arazi zerindeki kk ukurlar. 2. Ksa boylu ve zayf at. 3. Yeni palan vurulacak at. 4. sf. Tatsz; biim siz. 5. iekbozuu yzl; opur. 6. Budanm; kesilmi. 7. (At, eek, katr iin) kuyruunun ucun daki uzun lallar kesilmi olan. [DS] cobul1, [cob (yans.) > cob-ul] {az} is. 1. Etraf yksek dalarla evrili dere. 2. Kk su birikinti si. 3. Bulank su. [DS] cobul2, [cob (yans.) > cob-ul] {az} sf. Bol. [DS] S cobul dmek, {az} Yem ei itahla y em ek. [DS]| cobul olmak, {az} o k bu lm ak; bkm ak. [DS] cobut, -du [Far. p => cob-ut] {az} is. Ksa ve kaln sopa. [DS] coca-cola, [ng. coca-cola (tescil ed. ad)] (k o'k ak ola ) is. Kokaini karlm koka yapraklar ve kola cevi zi zsuyu, eker, karamela, su ve karbon gaz kar m ile retilen bir tr sodal iecek, coddu, [codd-u ?] {az} sf. Ksa boylu. [DS] cof, [Erme, coh (zengin) > cof] {az} is. 1. Gsteri; parlaklk. 2. sf. Eli ak; cmert. 3. akac. [DS] cofcof, [cof+cof] {az} is. 1. Az kalabal; geveze lik. 2. Ss eyas; ss. [DS] cofcoflu, [cof+cof-lu] {az} sf. Renkli; gsterili; parlak. [DS]

r a t i f E . 829
cogi, [Far. cg / covgi] {eATJ is. Hint fakiri, co, [ca / cav /c / ci / co / cok / cuk (yans.)] is. Su sesini, suyun alayp akmasn, svlarn kay namasn anlatan kk. [Zlfkar] co -u l oul, co l-da-k, co-u l-dak, co -u l co -u l sam ak. coldak, - [co (yans.) > co-l-dak] {az) is. alayan. [DS] colamak, [co-la--mak] {az) ite, fi. [-r ] Top lanmak; ylmak. [DS] coraf, [Ar. coraf] (co r a fi:) {OsT) sf. Corafya ile ilgili. corafyim , [Ar. corafiyyn] (corafiyyu :n ) {OsT} is. Corafyaclar, corafya, [Yun. geograhia > Ar. corafya] is. 1. Y er yznn doal ve beer grnmn inceleyen ve belirleyen bilim dal. 2. Bir blgenin fizik ve be er zellikleri, corafyac, [corafya-c] sf. 1. Corafya ile ilgili aratrma ve inceleme yapan. 2. Corafya dersi ve ren. corafyaclk, - [corafya-c-lk] is. Corafya uz manl. oul, [co (yans.) > co-ul] is. Su sesini, suyun a layp akmasn, svlarn kaynamasn anlatan yan smal gvde. S oul oul sam ak, {az} Gr ve b o l o la r a k sam ak. [DS] couldak, - [co (yans.) > co-ul-da-k] is. Talarn arasndan akan su. couldamak, [co (yans.) > co-ul-da--mak] {az) ite, f i [-r ] Koro hlinde ark okumak. [DS] coh, [Erme, coh] {az) sf. 1. Gamsz; en. 2. Gz tok; cmert; eli ak. [DS] cohcohun, [Erme, ahahun] {az} is. Karklk; ana baba gn. [DS] cohum, [coh-um] {az} is. Bolluk. [DS] cok', [ca / cav /c / ci / co / cok / cuk (yans.)] is. Su sesini, suyun alayp akmasn, svlarn kay namasn anlatan kk. [Zlfkar] cok-u r-da-m ak. cok2, [cak / cok / cuh / cu / cuk (yans.)] is. Yeme, ineme ya da emme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] co k-u r cokur. cok3, [Erme, cog / Rus. joh ?] is. 1. Ak kemiinin ukur taraf; cuk. 2. Ak oyununda an istenilen biimde oturmas, cokey, [ng. jokey (gen, uak)] is. Yar atlarna bi nerek koturan ve bu alanda kendini yetitirmi ki i; binici. cokeylik, -i [cokey-lik] is. Cokeyin ii ve meslei, cokur, [cok (yans.) > cok-ur] is. 1. Su sesini, suyun alayp akmasn, svlarn kaynamasn anlatan yansmal gvde. 2. Yem e, ineme ya da emme srasnda kan sesi anlatan yansmal gvde. S cokur cokur, {az) ( ocuun em m esi iin) c o k co k! s e sler i k a ra ra k . [DS]

COM

cokurdam ak, [cok (yans.) > cok-ur-da-mak] {az} gsz. f i [ - r ] [-d(u )-y or] (Kaynak suyu iin) kar ken ses karmak; sesli kaynamak. [DS] colab, [Ar. culb / Far. gulb] {az} is. Temiz, duru su. [DS] colaf, [Ar. culb / Far. gulb] {az} is. 1. ekeri so uk suda eriterek yaplan-erbet. 2. Pestil hoaf. [DS] columbudak, [comb (yans.) > columb-ud-ak {eAT) zfi. Com sesi kararak; combadak. colmak, [gel-mek / col-mak] {az} gsz. f i [ - a r ] Gelmek. [DS] com , [com] {az} sf. 1. Her eye kar merak olan. 2. is. Suyun en derin yeri. 3. Dairenin ii. [DS] S com ba, {az} Anlaysz. [D S]|| com com, {az} B o l bol. [D S]|| com com etmek, {az} S a rsla ra k y r m ek; tin tin gitm ek. [D S]|| com olm ak, {az} T oplanm ak. [DS] com art, [Far. cmerd] {az} is. Eli ak; cmert. [DS] com b 1 [camb / cmb / cmb / cirnb / cimp / comb / , conb / cumb (yans.)} is. Svlarn alkalanmas ile oluan hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] com b-u lda-m ak, com b-ak. comb2, [camb / cmb / comb / comp / cum / cumm / cumb (yans.)] is. Sv iine atlan cismin kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] com b -a-d ak, com b-ul-tuy a dm ek. comb3, [camb / comb / cumb (yans.)] is. Dme, yuvarlanma, takla atma gibi eylemler srasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] co m b -a-d a k, co m b -al-a k, com b-al-la-k. com ba, [comb-a] {az} is. 1. Gen erkek manda; manda danas. 2. Ya byk olmakla birlikte vcut yaps kk olan manda. 3. Gl kuvvetli, yiit erkek ocuk. [DS] com badak, - [comb (yans.) > comb-adak] (co'm b a d a k) zfi 1. Birdenbire. 2. Comb sesi kararak. S com badak klmak, -* combalak klmak. com b ak 1 - [comb (yans.) > comb-ak] {az} is. , Yapraklar soyulmu fakat koparlmadan halka ek linde sarlarak balandktan sonra biribirine gei rilmi msr hevengi. [DS] combak2, - [comb (yans.) > comb-ak] {az} is. Kk gl; glck. [DS] com balak, - [comb (yans.) > comb-alak] {az} is. Takla. [DS] 3 combalak klmak, {az} T akla a t mak. [DS] com ballak, - [comb (yans.) > comb-al(l)ak] {az} is. Takla. [DS] com baz, [comb-az] {az) is. Ban tepe ksmnda braklm uzun sa tutam; perem. [DS] combu, [comb-u] {az} is. Byk ve sapl testi. [DS] combul, [comb (yans.) > comb-ul] {az} is. 1. Sv

yr]

COM

IMIfflftEM.
cong1 [cong (yans.)] is. nlama sesini andrr geve , zelik etmeyi, barma, konuma ve tmeyi anla tan kk. [Zlfkar] cong-ul-da-m ak, cong2, [cong (yans.)] is. Su ve svlarn kaynamalar srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] con g -d congul, cong-ul-da-m ak. congalaz, [koncolos] {az} -* concoloz. [DS] congaz, [cong-az] {az} is. Ha. [DS] congul, [cong (yans.) > cong-ul] {az} is. Svlarn kaynamasn ve bu srada kan sesi anlatan yans mal gvde. [DS] congul congul, {az} B o l bol. [DS] conguldam ak, [cong (yans.) > cong-ul-da-mak] { z} gsz. f . [-r ] [-d (u )y o r] 1. (Sallanan eyler iin) ses karmak. 2. stek uyanmak; arzu duymak; kan kaynamak. [DS] conguldamak, [cong (yans.) > cong-ul-da--mak] {az} ite, f . [ -r ] (Birka kii iin) bir araya gele rek glp konumak. [DS] Coni, [ng. johnny (kk Jo h n )] is. alay. 1. Ameri kal. 2. argo. c. is. Bykler tarafndan altrlan yankesici ocuk. conk1, [conk (yans.)] is. Cam ve metal nesnelerin arpma, sallanma ve srtnme ile kard nlama seslerini anlatan kk. [Zlfkar] conk-ul-da-m ak. conk2, [conk (yans.)] is. nlama sesini andrr geve zelik etmeyi, barma, konuma ve tmeyi anla tan kk. [Zlfikar] con k-la--m ak. S conk kuu, {az} Bayku. [DS] conkabr, [cong (yans.) + kab-uk > kab-ur > conkabr] {az} is. D kabuu soyulmu ceviz. [DS] conkabrlam ak, [conkabr-la-malc] {az} gl. f . [-r ] [-l()-y o r] Cevizleri dndaki yeil kabuktan ayr mak. [DS] Conkikirik, -i [ng. john + T. kikirik (yans.)] is. argo. ngiliz. conklamak, [conk (yans.) > conk-la--mak] {az} ite, f . [ -r ] Birka ldi bir araya gelerek grltl biimde glp konumak. [DS] conkuldam ak, [conk (yans.) > conk-ul-da-mak] {az} gsz. f . [- r ] [ -d(u)-yor] Kaimli inceli ngrak lar alnmak. [DS] co n ta1, [t. giunta / giunto > Fr. joint] is. Geirmezlii salamak zere, sktrlm iki yzey arasna yerletirilmi ince para. conta2, [t. zonta] is. dnz. Yan yana gelen iki sac levhay birbirine balamakta kullanlan para lev ha. co p 1 [cep / cop (yans.)] is. Yemek srasnda az a , prdatmay anlatan kk. [Zlfkar] co p -u r opur, co p -u l copul, cop-ur-da-t-m ak. cop2, [cop (yans.)] is. 1. Svlar iinde, yal hava larda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle olu turulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk.

iine atlan cismin kard sesi anlatan yansmal gvde. 2. zf. (Bir yere toplanma, me iin) dercesine. [DS] S combul oku, {az} H ep b ir d en ; toptan. [DS] combulak, - [comb (yans.) > comb-ul-ak] {az} is. Takla. combuldam ak, [comb (yans.) > comb-ul-da-mak] {az} is. (Su iin) alkalanmak. [DS] combuldatm ak, - [comb (yans.) > comb-ul-da-tmak] {az} gl. f . [-ir] Bir svy alkalamak; bu lunduu kab sarsmak. [DS] combullak, - [comb (yans.) > comb-ul-la-k] {az} is. Takla. [DS] combltu, [comb (yans.) > comb-ul-tu] {az} is. Bir svnn iine den cismin kard ses. [DS] f? combultya dmek, {az} m ecaz. B ird en b ire bir olayn iin e g irm ek ; kendini olay larn iin de buluverm ek. [DS] com br, [comb (yans.) > comb-ur] {az} [DS] is. Ykanma, yzme srasnda kan su sesini anlatan yansmal gvde, t? combr com bur etmek, {az} [DS] Ykanrken a r d e r e c e d e su s e s i kartm ak. com burt, [comb-ur-t ?] {az} is. Kadnlarn belden aa ksm. [DS] com m an, [com-man] {az} is. ri yar ve aptal ocuk. [DS] co m p 1 [camb / cmb / comb / comp / cum / cumm / , cumb (yans.)] is. Sv iine atlan cismin kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] com p etm ek. S comp etmek, {az} (Suya atlan veya den iri b ir nesne iin) "com p s e si k a ra ra k dm ek. [DS] com p2, [camb / comb / cumb (yans.)] is. Dme, yu varlanma, takla atma gibi eylemler srasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] com p kalm ak. S comp kalmak, {az} B ird en b ire b ir olayn o rta sn d a kalm ak. [DS] :om zunnak, [com-(u)z-un-mak] {az} gsz. f . [-u r] steklenmek; heveslenmek. [DS] con, [Erme, con] {az} is. avdar. [DS] conb, [conb (yans.)] is. Svlarn alkalanmas ile oluan hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] con b-u l conbul, conb-ul. conbul, [conb (yans.) > conb-ul] is. Svlarn alkanmas ile oluan hareketleri anlatan yansmal gvde. S conbul conbul, {az} (Su s e si iin) a l kan tdan dolay c o n b s e s i kartarak.[DS]\\ con bul conbul etmek, {az} Ykanrken se s karm ak. [DS] conbul, [conb (yans.) > conb-ul] {az} is. Su g m. [DS] conbul conbul, {az} C on b sesler i ka ra ra k. [DS] concoloz, [konuy + Yun. -los / karkantzolos > koncolos] {az} is. 1. Hortlak. 2. Sara hastal yap tna ve k geceleri dolatna inanlan hayal yaratk. 3. htiyar kadn. 4. Bunak kadn. 5. sf. Bo zuk dzen; karmakark; berbat. [DS]

O I M

.8 3 1

CO R

[Zlfkar] co p cop, co p co p etm ek. 2. {az} Bataklk. [DS] 0 cop cop etmek, {az} Ykanmak. [DS] cop3, [cop /corp (yans.)\ is. Yutkunmay ve yutkun ma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cop ul copul. cop4, [Far. b / b] {OsT} is. 1. nsan dvmek amacyla zel olarak yaplm ii demirli kauuk sopa. 2. Kaln ksa denek. 3. {az} Cirit denei. [DS] coplama, [cop-la-ma] is. 1. Cop ile birini dvmek eylemi. 2. {az} Evlerin damna konulan ince uzun aalar. [DS] coplamak, [cop-la-mak] gl. fi. [ - r ] [-l(u )-y or] 1. Cop ile vurmak. 2. Cop ile dvmek, coplan, [cop-la-n] {az} is. Sarp dalarla evrili va di. [DS] coplanm a, [cop-la-n-ma] is. 1. Cop sahibi olma du rumu; cop edinme. 2. Cop ile vurulma, dvlme, coplanmak, [cop-la-n-malc] g l .f . [-ir ] 1. Cop sahibi olmak; cop edinmek; cop kuanmak. 2. edil. f i Cop ile vurulmak, dvlmek, coplatma, [cop-la-t-ma] is. Birini bakasna cop ile vurdurma veya dvdrme ii. coplatmak, [cop-la-t-mak] gl. fi. [-r ] Bir kimseyi, baka birine cop ile dvdrmek, coppadak, - [cop (yans.) > cop(p)-a-dak] {az} zf. (Bir sv iine dmek iin) birdenbire ve cop sesi kararak. [DS] copul, [cop (yans.) > cop-ul] is. Yutkunmay ve yut kunma srasnda kan sesi anlatan yansmal gv de. S copul copul, {az} (Yemek, em m ek iin) is tekle ve co p c o p s e s le r i kartarak. [DS] opur, [cop (yans.) > cop-ur] {az} is. Yemek yer ken az aprdatmay ve itah anlatan yansmal gvde. [DS] S opur opur, {az} (Y em ek iin) itahl b ir biim d e se s k a ra ra k ; hp rdeterek. [DS] copurdatm ak, [cop (yans.) > cop-ur-da-t-mak] {az} g l . f [ -r ] 1. Sulandrmak. 2. stekle ve ses kara rak yemek; apr upur yutmak. [DS] coput, [cop (yans) > cop-ut] {az} sf. ok slanm. [DS] cor1, [cr / cir / cor / cur / cr (yans.)} is. Sv madde lerin ak, dkl ve ishal olma durumunda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] co r-u l-co ru l alc-mak, c o r cor, cor-ul-da-m ak. cor , [Ar. (Sur.) jj-i] {az} is. 1. Sz. 2. Toplanp konuma; danma. [DS] 0 cor davar, {az} B tn ky d avarlarn n katld sr. [D S]|| cor et mek, {az} 1. T oplanp ekin bim ek. 2. K onum ak. [DS] coralamak, [cor-a-la--mak] {az} ite, f . [ -r ] Bir yiyecein bana mek ve ksa zamanda bitir mek. [DS]

coram ak, [cor-a-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-r()-y or] Toplanp konumak; tartmak. [DS] c o rc o r1 [cor (yans.) +cor] {az} sf. Sulu; cvk. [DS] , fi1 corco r pekmezi, {az} Duttan y a p la n sulu p ekm ez. [DS] corco r2, [cor+cor] {az} is. Hindi. [DS] corcu, [cor-cu] {az} sf. Dedikoducu. [DS] corh, [corh / cork (yans.)] is. Yutkunma, yutma sra snda yutaktan gelen sesi anlatan kle. [Zlfkar] corh--dak. corhudak, - [corh (yans.) > corh-u(d)-ak] {az} is. Boazdan kan hrltl ses. [DS] co rk 1 '[corh / cork (yans.)] is. Yutkunma, yutma , srasnda yutaktan gelen sesi anlatan kk. [Zlfkar] co rk -u l corkul, cork-a-d ak, cork-ul-da-t-m ak. cork2, -ku [cork] {az} is. Kuluka. [DS] S cork ta vuk, {az} K u lu kaya g elm i tavuk. [DS] corkadak, - [cork (yans.) > cork-a-dak] {az} zf. Birdenbire; aniden. [DS] corklam ak, [cork (yans.) > cork-la-mak] {az} gsz. f i [ - ] [-l(u )-y or] Kulukaya yatmak. [DS] corkul, [cork (yans.) > cork-ul] {az} is. Yutkunma srasnda yutaktan gelen sesi anlatan yansmal gvde. [DS] S corkul corkul, {az} (Yemek, em m ek iin) istekle ve c o r k s e sler i ka ra ra k. [DS] corukuldatm ak, [cork (yans.) > cork-ul-da-t-mak] {az} gl. fi. [-r ] tahla ve tadn kararak yemek; yutmak. [DS] corkuntu, [cork (yans.) > cork-un-tu] {az} is. Tor tu. [DS] corlak, - [cor (yans.) > cor-la-k] {az} is. zool. Bartlak. [DS] corlam ak, [cor (yans.) > cor-la--mak] {az} ite, f i [ - r ] 1. Toplanp konumak; tartmak. 2. Toplu hlde grlt yapmak. [DS] co rp 1 [cop /corp (yans.)] is. Yutkunmay ve yut , kunma srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] co rp yutm ak. S corp yutm ak, {az} A ldn v er m em ek. [DS] corp2, [corp (yans.)] is. Birden kuvvetlice arpma, bu biimde vurma, kesme anlatan kk. [Zlfkar] co rp a-dak. corpadak, - [corp (yans.) > corp-a-dak] {az} zf. (Batma, arpma, vurma iin) birdenbire ve etkilice. [DS] cort, [cort] {az} is. 1. fke;, hrs. 2. iddet. [DS] t? cort atm ak, {az} iinmek. [D S]|| c o rt etmek, {az} 1. P alavradan , y alan d an s z verm ek. 2. B ir ii veya sz b ird en b ire bozm ak. 3. iin sonunu g etirem em ek; bozm ak. [D S]|| c o rt szl, {az} A k szl. [DS] cortlam ak, [cort (yans.) > cort-la-mak] {az} gsz. f i [~r] [-l(u )-y or] Gizlenen eyi syleyivermek. [DS] cortlatm ak, [cort (yans.) > cort-la-t-mak] {az} gl.

COR f . [-r] Bel, ap, saban gibi tarm aralarnn kul lanmaktan dolay anm u ve kenarlarn inceltip keskinletmek. [DS] cortm ak, [yort-mak > cort-mak] {az} gsz. f i [ - a ] 1. Yava komak. 2. (Vida, ivi vb. iin) skmek; iletmek. [DS] coruk, -u [cor (yans.) > cor-uk] (az) sf. 1. By memi; gelimemi. 2. (Kii iin) ftkl. 3. Zrt; para tutmayan. 4. nat. 5. is. Bahane; zr. 6. Fi dan. 7. Yklmaya yz tutmu yap; ykklk. [DS] S coruk komak, {az} H akl haksz h e r e y e iti ra z etm ek. [DS] coruklam ak, [cor (yans.) > cor-uk-la-mak] {az) gsz. f. [ - r ] [-l(u )-yor] 1. Zayflamak. 2. Uyukla mak. 3. alca olarak birinin kalasna dokunmak. [DS] corul, [cor (yans.) > cor- ul] {azj is. Svlarn bol olarak dkln ve bu srada kardklar sesleri anlatan yansmal gvde. [DS] ? corul corul, {az} (in ek st vb. iin) o k ; bol. [D S]|| corul corul akm ak, {az} (Yal y iy ece k iin) yerken y a akm ak. [D S]|| corul corul konumak, {az} o k kon um ak; grlt yapm ak. [DS] coruldam ak, [cor (yans.) > cor-ul-da-mak] {az} gsz. f. [ - r ] [-d(u )-y or] Toprak damlarda yamur sularn aktan oluklardan bol bol ak belirten ses ler gelmek; arldamak. [DS] coruldam ak, [cor (yans.) > cor-ul-da--mak] {az} ite, f. [ - r ] 1. Toplanp konumak; tartmak; ka rar vermek. 2. Grlt yapmak. [DS] corum , [t.ciurma] is. 1. Balk akn. 2. Uskumrularn byk balklardan rkerek kylardaki kayalklara snmalar durumu, coslatm ak, [cos (yans.) > cos-la-t-mak] gl. f . [-r ] Czlatmak. co, [co (yans.)] is. Kabaran denizin dalgalarnn ya da akar suyun kabard zaman kard ses. >5 co co, H er an oyn am aya h azr olan. coak, - [co (yans.) > co-ak] {az} is. 1. Bataklk. 2. sf. abuk coan. [DS] coanm ak, [co (yans.) > co-an-mak] {az} gsz. f . [-r ] Tamak; pskrmek. [DS] coarm ak, [co (yans.) > co-ar-mak] {az} gl. f i [r] 1. Bir eyi abartarak anlatmak. 2. Gururla ka barmak; kurulmak. [DS] coartm ak, [co (yans.) > co-ar-t-mak] {az} gl. fi. [- r ] Bir eyi abartarak anlatmak. [DS] codan, [co (yans.) > co-(u)d-an] {az} sf. Bobo az; geveze. [DS] coka, [? coka] {az} sf. 1. Dikkatsiz. 2. Sska; clz. [DS] coku, [Far. c (tam a, k ab arm a ) ? / co (yans.) > co-ku] is. Ar heyecan; cokunluk, cokulanm a, [coku-la-n-ma] is. Cokuya kaplmak eylemi.

h m keh m k.
cokulanm ak, [coku-la-n-mak] gsz. f i [-r ] Coku ya kaplmak, ar heyecan duymak, cokulu, [coku-lu] sf. Cokuya kaplan; ar heye can duyan. cokun, [co-kun] sf. 1. Comu olan. 2. (Deniz, nehir vb. iin) kabaran, coan, cokunca, [cokun-ca] zf. Cokun bir biimde; co kulu olarak. cokunlama, [cokun-la--ma] is. Cokun duruma gelmek eylemi, cokunlamak, [cokun-la--malc] gsz. f i [-r] Cokun bir durum almak; cokunluk kazanmak, cokunluk, -u [cokun-luk] is. 1. Cokun olma du rumu. 2. Byk heyecan, com a, [co-ma] is. 1. Byk bir sevin veya heye can iinde duygularn da vurmak eylemi. 2. (De niz, rmak iin) Artma, kabarma, iddetlenme ey lemi. comak, [Far. c (tam a, k ab arm a ) ?/ co (yans.) > co-mak] gsz. fi. [ - a r ] . 1. Byk bir sevin veya heyecan iinde duygularn da vurmak. 2. (Deniz dalgas, rmak aknts vb. iin) artmak; kabarmak; iddetlenmek. 3. {az} Uzamak. [DS] 4. {az} Ge nilemek. [DS] cotar, [Far. c-dr] {az} is. 1. Cmert; eli ak. 2. Fesat. 3. (Erkek iin) apkn. [DS] coturm a, [co-tur-ma] is. Birinin comasn sala mak eylemi. coturm ak, [co-tur-mak] gl. fi. [-u r ] 1. Birinin co masn salamak. 2. Comasna yol amak. 3. Co ku uyandracak heyecan verici katkda bulunmak, coturucu, [co-tur-ucu] sf. Coturan; coku sala yan. coturuculuk, -u [co-tur-ucu-luk] is. 1. Coturucu olma durumu. 2. Coturucunun nitelii, coturulm a, [co-tur-ul-ma] is. Coku verilme; coku uyandrlma, coturulm ak, [co-tur-ul-mak] edil, f i [-u r] Coku uyandrlmak; comas salanmak, cot, [cot] {az} is. 1. En kk pirin kar. 2. ki duvar arasndaki dar aklk. [DS] cotlak, - [cot-la-k] {az} sf. Aptal. [DS] cottu, [cot-tu] {az} sf. 1. Yz iek bozuu olan; opurlu. 2. Bodur. [DS] cotturm ak, [cot-tur-mak] {az} gsz. fi. [-u r] Kzp gitmek. [DS] cotturuk, -u [cot-tur-uk] {az} sf. Kocam ve irkinlemi. [DS] otuk, -u [ot-mak > ot-uk] {az} is. 1. Asma. 2. Budak. [DS] cotum ak, [at-mak / ot-mak > > cot-u-mak] {az} ite, fi. [-u r ] iftlemek. [DS] cov, [? cov] {az} is. Kk pirin balam. [DS] covalk, - [o (b ir y e r e den g n e ) > o-

M CE . 833________________________________

__________________________________________________C R

a-hk] {az} is, Evin ve bahenin gne gren yer leri. [DS] covuk, -u [Erme, ca (tel)] {az} is. emsiye teli.
[D S]

cddrk, - [cdd-r-k] {az} sf. (Erkek iin) ksa boylu. [D S] cde, [cd-e] {az} is. Kk somun. [D S] celtmek, [-mek > co-el-t-mek y>-] {eAT}

coynak, [Kp. yoy-mak] {az} gl. f i [ - a r ] Yok etmek; imha etmek; kaybetmek. [D S] coytmak, [yoy-ut-mak] {az} gl, fi. [-u r ] Kaybet mek. [D S] coyulmak, fyol-ul-mak] {afz} edil. f i [-u r] Yok edilmek; yklmak. [DS] cozj [caz 1 2 I Gt (yans.)) is. Yanan bir eyi suda sndrme srasnda kan sesi anlatan kk. ]Zl t kar] 'C'z^til <ozul. eoz-l'a^fndk. coz \ [cz / coz (yans.)] is. tme, barma, szlanma, alama ve dnme belirten kk. tz-4a--m ak. c o z , Icoz] {atz} is. 1. Topa. 2. Atein s iine atld zaman kard SeS. 3. Gz afis. 4 . CeV2; kz. 5. sf. Kambur. ]DS] cozak, - [coz-ak] {a a } sf. . (Kii iin) hastalkl; soluk benizli. 2. (Meyve iin) rk. DS] cozalak, - ]coz-a-lak] {az} sf. Cozak. [DS] tzlanak, [coz (yar.) > tz-la-m ak] fz} gsz. f . { ifir] [4 (u )-y o r] 1 Sya gmlmek; dalmak. 2. (Yanan kmif iin) suya atlmea ses karmak. [DS] coznak, [coz (yarn.) > coz-mak] {az} g sz . f i [ - t] Vazgemek; dnmek; mzklk etmek. [DS] cozulamak, [coz (yans.) > cz^l-a-mak] {az} gsz, f . J - r ] ,[-l{u)-yor] Alarken nzitl sesler kar mak, 'DS] cozul, [Coz (yaws-.) > coz-ul| is. Yanan bir eyin su ile sndrlmesi annda kan sesi anlatan yansmal gvde. S cozul cozul, {az} (K ayn am ak iin) fa z la ses ka ra ra k. [D S] cozurdamak, jc<V. (yans. / > cZ-r^da-niak] {az} gsz.. f . /-)/ /-ii{u )-y o ] (Ya iin) kzarrken ses karmak. [DS] cozltmak, [coz (yans.) > coz-ut-mak / coz+et-mek] {az} gsz, f i [ -u t] 1. Kamak, t . Darlmak, 3-. So uktan bzlmek, 4. Akln karmak. 5. Yoldan kmak. [D S] cbk, - [cb-k] (az} s. ki izginin birleme sinden oluan aklk; a. [DS] cbi, [eT. p-r > 'cbni'r] {aizj <S, 1. erp. 2. Tz; Mi-, [DS] cobH, [pr > cbrT] {'az} sf. (Kii iin) mide Ve barsak hastal olan. [DS] cc, [? cej {iz} is. Sefmaye; anapara. [D S] c'cefitek, [cc-er-mek] {az} gsz, f i [ -ir ] 1. Kf lenmek. 2. Filizlenmek; yeermek; ccklenmek. [DS] cocertmek, [cc-er-t-mek] {az} gl. fi. [-ir ] Yeil

{OsT} gl. fi [-ir] Yukar kaldrmak, ckndr, [Far. uundur] {az} is. 1. Toprak altn
da kalan t kkleri. 2. Pancar. [D S] cmbek, -i [cmb-ek] {az} is. Karn; mide. [DS] cm erm ek, [eT. *mer-mek] {az}] gsz. fi. [-ir] Bakakalmak. [DS cm ert, -di [Far, cuvnmerd => cmerd] {OsT} sf. 1. Elindekini vermekten kanmayan; eli ak. 2. ok rn veren; verimli, cm erte, [cmert-e] zfi 1. Cmert olarak; cmert bir biimde. 2. Saknmadan, bol bol, cmertlem e, [cmert-le--me] is. Cmert davran mak eylemi. Cmertlemek, [cmert-le--inek] dnl, f i [-ir] 1. Cmerte davranmak. 2. Cmerte davranr hle gelmek. Cmertlik, -i [cmert-lik] is. . Cmert olma duru mu. 2. Cmert olann nitelii; el akl; semahat. 3. Verimlilik; bolluk, cnbelek, -i [cmb-e-lek] {az} is. Sevinten gler ken gbein oynamas. [D'S] cg1, [cng (yans.)] is. nlama sesini andrr geve zelik etmeyi, barma, konuma ve 'tmeyi anla tan kk, [Zlfkar] cim g-iir dc-m ek. cng2, [Malay, cong > Far. cng] {OsT} is. 1. Bir tr byk gemi. 2. Cnk, cngeltmek, [cng-el-t-mek dUjJS^] gl. f i [- r ] Yukar kaldrmak, conger, [Cfi-er] (c n erj {az} s. Kz arkada. [D S] cngerlik, -i [cn-er-lik (ckerlik) {az} is. Kz arkadalk. [D S] S1 cnerlik etmek, {az} A rka d a lk etm ek. [D S] cngrdemek, [cng (yans.) > cng-r-de-mek] {az} gsz. fi. [- r ] [-d( )-yor] Sylenerek alamak.
[D S]

cnk1, [Malezya d. eong > Far. cng => cnk &$>]

lendirmek. [DS]
Cdd, [cMd-u] {az} sf. Bymemi; gelimemi. (DS|

is. . Byk yelkenli gemi. 2. {OsT} ed. Halk airle rinin iirlerinin topland, uzunlamasna alan el yazmas, dana derisi kapl iir defteri; dana dili; sr dili. cnk2, -g [? cnk] {az} is. Ke. [D S] cnk3, [cng (yans.) > cnk] {az} sf. (Kii iin) akac, glenyzl. [D S] cnkl, [cnk-l] {az} sf. Neeli. [DS] crdek, -i [ert (yans.) > cr(d)-ek] {az} is. Su barda. [DS] crdk, - [? rdk > crdk] {az} is. Ahlat; rdk. [DS] cretm ek, [cr (yans.) > cr-et-mek] {az} gl. .fi. [ir] Suda halamak. [DS]

CR
c r t1, [crd / crt / crt (yans.)] is. Bir yerde tutulan, sktrlan sv ve dier akkanlarn veya domates vb. meyvelerin ezilmesiyle iindeki svlarn da rya kmalar, frlamalar, tepilmeleri srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] c rt crt. S crt crt, {az} (M eyveler iin) sulu. [DS] c rt2, [crt] {az} sf. 1. Topal ya da olak. 2. Geli memi; bymemi. 3. Kaba saba. 4. Savruk; sa knmas olmayan. [DS] S c rt etmek, {az} Yanl yapm ak. [DS] crtle, [crt (yans.) > crt-le / crt-le-k / crtlei] {az) is. eme borusu. [DS] crtlek, -i [crt (yans.) > crt-le-k] {az} sf. 1. Cce; ksa boylu. 2. Gzleri bozuk olan. 3. Her sze karan. 4. is. Ses kararak azar azar su aktan oluk ya da musluk. [DS] crtlem ek, [crt (yans.) > crt-le-mek] {az} gsz. f . [ - r ] [-l( )-y or] 1. Oynad oyunu becerememek. 2. Sinmek; saklanmak; bzlmek. [DS] crtlem en, [crt (yans.) > crt-le-men] {az} sf. ok ksa boylu; cce. [DS] crtletm ek, [crt (yans.) > crt-le-t-mek] {az} gl. f . [-ir ] Eei koturmak. [DS] cte, [ot-mak / t-mek > ct-e] {az} is. 1. Biilen ekinleri toplamakta kullanlan ucu atal sopa. 2. Msr tanelemekte kullanlan ubuktan rlm aa. [DS] ctt, [ctt] {az} is. Kk toprak testi. [DS] C r. [Fr. chrome] (k ro m ) ksalt, kim. Atom numaras 24, atom arl 52,01; baz alamlarn elde edil mesinde ve oksitlenmedii iin koruyucu kaplama maddesi olarak kullanlan, beyaz, sert bir metal element olan kromun sembol. C s, [Lat. caesius (mavi) > Fr. caesium / csium] ( s e zyum) ksalt, kim. Atom numaras 55, atom arl 132,91, younluu 1,9 olup 28C de ergi yen, 670C de kaynayan, uuk sar renkli, potas yuma benzeyen bir alkali element olan sezyumun simgesi. C u , [Fr. cubrium] ksalt, kim. Atom numaras 29, ktlesi 63,34; ergime scakl 1084C olan esmer kzl renkte, s ve elektrii iyi ileten, dvlerek ekillendirilebilen yumuak bir metal olan bakr elementinin simgesi. -e u 1 [-c / -ci / -cu / -c / - / -i / -u / -] yap. e. , - * -c. -eu2, [Far. c y

0 H M M H .8 3 4 cu3, -u u [Ar. cu y r] (cu:) {OsT} is. Alk; a kal ma. S cfl-i kelb, {OsT} 1. K p e k al. 2. tp. Tu tulann b ir trl d o y m a k bilm ed ii b ir tr hastalk. cu4, [Far. c y r ] (cu :) (OsT) sf. 1. Arayan; arayc. 2. is. Arama; aratrma. cu5, [Far. c / cy y ? / <sj=r] (cu :) (OsT} is. Akarsu; rmak; ay. cu an, [Ar. cu'an li^>-] (cu :an ) {OsT} zf. A olarak; a acna. cub, [cub (yans.)] is. Svlar iinde, yal havalarda ya da slak zemin zerinde ayakla, elle oluturulan hareketleri, bu tarz abalamay anlatan kk. [Zlfkar] cu b-u l cubul. cubbal, [cubb-al] {az} is. Cankurtaran dd. [DS] cubi, [Yun. tzupi] {az} is. eme tkac. [DS] cu bub, [Ar. cu'bb yaramaz adam, cubul, [cub-ul] is. Svlar iinde meydana gelen hareketin kard sesi anlatan yansmal gvde. S cubul cubul, {az} 1. Sulu sulu. 2. (Y kanm ak iin) suyu se s k a r a c a k e k ild e srata ra k. [DS] cubur, [Yun. tsipuro] {az} is. zm posas. [DS] cu bus, [Ar. cu'bs r] (cu bu :s) {OsT} sf. Aptal, (cu -bu :b) {OsT} is. e

cce, [Far. cce 4^=-] (cu :ce) {OsT} is. Civciv. cucu, [cu (yans.) +cu] {az} is. Bir tr austos bce i. [DS] cucuk, -u [cu (yans.) > cu-cuk / cck] {az} is. 1. Civciv. 2. Soann tohum veren uzun ve sert yap ra. [DS] cucuklam ak, [cu (yans.) > cu-cuk-la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l(u ]-y o r] Filiz vermek; yeermek. [DS] cuculam ak, [cu (yans.) > c+c-la-mak] (cu .cu .lam ak) {az} gl. f i [ - r ] 1. (Tavuk iin) armak. 2. gsz. f i emek. [Gemalmaz] cu d 1, [Ar. cd *y>-] (cu:d) {OsT} is. Cmertlik; eli aklk. S cfld-i kerem , {OsT} C m ertlik. | cd-i | seh, {OsT} Cm ertlik. cud2, [Far. cehud (Yahudi) > cd >yr] (cu:d) {OsT} is. Karagz oyunundaki Yahudi tipinin ad. cudam , [Ar. cdam fU ir] (cuda:m ) {az} sf. 1. Grgsz; beceriksiz 2. Gsz. 3. Sakat ve irkin. 4. is. Kt adam. 5. Czam. [DS] cudaym a, [Ar. kudayme ] {az} is. Leblebi. [DS] cufut, [Far. cehud => ft > cufut] {az} is. 1. Ak gz. 2. Yaramaz. 3. Cimri. 4. ingene. [DS] cug, [Far. c y>-\ (cu:) {OsT} is. kz boyundu ruu. -cugaz, [-cuk-az > -cu-az / -cg-ez] {eAT} y a p e. Kltmelik ekidir, -cuk ve -az eklerinin birlemesi

-] (cu:) {OsT) son ek. Sonuna geti

rildii Farsa isimlere arayan, arayc anlamlan katarak birleik sfatlar yapan son ek. c u 1, [cu / c (yans.)\ is. Filiz vermeyi, kk, krpe olmay anlatan kk. [Zlfkar] cu + cu -k-la-m ak. cu2, [cu / c / cl (yans.)] is. Kmes hayvanlar vb. kular arma nlemi, cu+cu, cu +cu-k, cu + cu -lam ak, cu-r-luk.

i l l l i l t 1 )1 .8 3 5 ile olumutur. ounlukla tek heceli kelimelere eklenir. Bugnk -caz ilevindedir. ev-cgez, kz-cuaz, ton-cuaz. cugdu, [cug-du / yogdu / yorgu / yogruy / yugdu] {eT} is. Devenin uzam tyleri. [DLT] cugu, [? cugu] {az} is. Pili. [DS] cugun, [Rus. cugun (ten cere)] {az} is. Byk ay danlk. [DS] cu1 [cu (yans.)] is. Yem e, ineme ya da emme , srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cu-urda-t-m ak. cu2, [cu] {az} is. 1. Suyun ekilmesi iin batak lklara alan kk kanal. 2. Yn; birikinti. [DS] cud, [Ar. cud jj^>-] {OsT} is. zool. Bayku. cuu, [cu-u] {az} is. 1. Hindi yavrusu. 2. Pili. [DS] cuun, [Rus. cugun] {az} is. Demlik. [DS] cuurdatm ak, [cu (yans.) > cu-ur-da-t-mak] {az} g l . f [-r ] istekle yutkunmak. [DS] cuurm ak, [cu (yans.) > cu-ur-mak] {az} gsz. f i [-u r] Sinmek. [DS] cuutmak, [cu (yans.) > cumak > cu-ut-mak] gsz. fi. [-u r] 1. mek; titremek. 2. Bzlmek; aknlk iinde kalmak, durmak, cuh, [cuh (yans.)] is. Yeme, ineme ya da emme s rasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cu h-u r-dat-mak. cuhud, [Far. cehd => cuhd J^^r] {eAT} is. Yahudi. S cuhud stmas, {eAT} iddetli stm a; ft stm a s,| cuhud yolunmas, {eAT} Yaygara. | cuhurdatm ak, [cuh (yans.) > cuh-ur-da-t-mak] gl. fi [-r ] istekle yutkunmak. -cuk, [-ck / -cik / -ik / -k / -ck / -cuk / -iik / ulc] yap. e. -* ck. cuk1, [cuk (yans.)] is. Su sesini, suyun alayp ak masn, svlarn kaynamasn anlatan kk. [Zlfkar] cuk-ur-da-m ak. cuk2, [cuk (yans.)] is. Yeme, ineme ya da emme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cuk-urda-t-m ak, cu k-ur ukur. cuk3, [cuk (yans.)] is. 1. Ak oyununda kemiin dz taraf. 2. Yakn akraba; dost. S cuk oturm ak, 1. A k kem iinin dz taraf y e r e g e le c e k e k ild e dur m as. 2. m ecaz. Tam y er in e oturm ak. 3. Uygun dmek, d en k gelm ek. cuka, [cuka-s^-] {eAT} is. uha. cukcuk1, -u [cuk (yans.) + cuk] {az} is. 1. ok c lz tavuk. 2. Karatavuk kuu. 3. Hindi. [DS] cukcuk2, -u [cuk (yans.) + cuk] {az} is. 1. Ddk. 2. Zurnann st ksm. [DS] cukka, [cukk-a] {az} is. Hayvan ve ocuk memesi. [DS] cuklamak, [cuk-la-mak] {az} gsz. f i [ - r ] [~l(u)~ y o r ] Uyuklamak. [DS] cukluk, -u [cuk-luk] {az} is. Yaknlk. [DS]

CUL

ukur, [cuk (yans.) > cuk-ur] {az} is. Yem e, i neme ve yutma srasnda kan sesi anlatan yans mal gvde. [DS] S ukur ukur, {az} A rka a r k a y a yutkunurken kan ses. [DS] cukurdam ak, [cuk (yans.) > cuk-ur-da-mak] {az} gsz. fi. [- r ] [-d (u )-y or] istekle yutkunmak. [DS] cukurdatm ak, [cuk (yans.)> cuk-ur-da-t-mak] {az} g l.f. [-r ] stekle yutkunmak. [DS] -cul, [-cl / -cil / -il / -il / -cul / -cl / -ul / -l] yap. e. -* cl. cu l, [Ar. cul Jj<^-] {OsT} is. 1. cret; karlk. 2. Ayak kiras, cul, [Ar. cl J.yr] (c.i) {OsT} is. zool. aylak, ula, [Ar. cl ?] {az} is. 1. Karga. 2. Yuvasn sarp kayalklara yapan, ula ula diye ten ve eti ye nen bir tr karga. [DS] culah, [Far. clh culahek, [Far. culhek (cu :la:h ) {OsT} is. 1. Kuma {OsT} is. 1. Kk dokuyan. 2. gnl. rmcek, dokumac. 2. rmcek, culam ak, [cula-mak] {az} glsz. f i [- r ] [-l(u )-y or] Eskimek; ypranmak. [DS] culban, [Ar. culbn 6LJU-] {az} is. Yabani bezelye; burak. [DS] culcul1 [cul (yans.) + cul] {az} is. Hindi. [DS] , culcul2, [Ar. clcl (susam )] {az} is. Ku yemi. [DS] culeh, [Far. cleh (cu.leh, h kaln sylenir) {OsT} is. Yoksul kimselerin giydii kaln ve kaba dokunmu kuma, culehi, [Far. cleh _j=r] (cu .ieh i:, h kaln sylenir) {OsT} sfi. 1. (Kii iin) abal; kebeli. 2. Kalender, culfa, [Far. clh ^ y r ] {az} is. Dokumac. [DS] ulha, [Far. clh f^ yr] (eu. lh a :) {OsT} is. 1. Kuma dokuyan. 2. gnl. rmcek, culk, [culk /curk (yans.)] is. Kuluka tavuun kar d sesi anlatan kk. [Zlfkar] cu lk tavuk. S culk culk etmek, {az} B irisi y erken az su lanp yut kunm ak. [DS] culk, [Az. culku] {az} is. Kannn tekerleinin kmamas iin dingil bana taklan ivi. [DS] culp, [culp (yans.)] is. Sv iine den ta vb. mad denin kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] culp. culuf, [Yun. lupa] {az} is. Fndn yeil kabuu. [DS] -culuk, [-c-lk / -cilik / -ilik / -lk / -clk / -culuk / -lk / -uluk] yap. e. -* -clk. culuk, -u [cu (yans.) > cu-lu-k] {az} is. Hindi. [DS] ulum, [cu-lu-m ?] {az} sfi Alngan; kk sz ve olaylar byten. [DS] culumlamak, [culum-la-mak] {az} gsz. fi. [- r ] [l(u )-yor] Sinirlenmek. [DS]

CUM cum , [cum (yans.)] is. Sv iine atlan cismin kar d sesi anlatan kk. [Zlfkar] cum. cum a, [Ar. cem' >cuma4*^ -] (cum -a: /cu m a:) {OsT} is. 1. Toplanma gn. 2. Haftann gnlerinden per embe ile cumartesi arasndaki gn. 3. Mslman lkta haftann kutsal gn. 4. Cuma gn, camide cemaatle klman namaz. 3 cuma akam, {az} P e r em b e gn. [D S]|| cum a biri, {az} Cum artesi. [DS]|| cum a evi, {az} Cami. [DS][| cum a ikisi, {az} P azar. [DS]|| cum a , {az} P azartesi. [DS]|| cum a namaz, isi. Cum a gn le vakti c e m aa tle ca m id e klnan iki rek tlk fa r z nam az. | | cum a selaml, tar. P ad iah n cu m a gn nam aza g id i ve g eli i sra sn d a dzenlenen t ren .| cumas | eksik, B u d a la .| C u m a Suresi, C um a nam azndan | b a h sed en K u r 'an m on b ir ay etlik 62. suresi. cum alk, - [cuma-lk] {az} is. Zifaf gecesinden sonraki cuma gn kadnlarn gelini grmee git meleri. [DS] cum artesi, -yi [Ar. cuma + T. erte-s-i > cumartesi] is. Haftann cuma ile pazar arasndaki gn, t? cum artesi kibar gibi sslenmek, Byk b ir zen tiyle f a k a t zevksiz b ir e k ild e sslenm ek. cum at, [Ar. cum't / cume't
o

IffitlTIffSM.. g ere in d en o k suyu bulunan; ca m b u l cumbul. 2. (Yar dolu k ap ta ki svnn a lk ala n iin) se s k a rarak. cumbul2, [cumb-ul] {az} is. . ok eski elbise. 2. Naz; cilve. [DS] cum bulak1 - [cumb (yans.) + cumb-ul-ak] {az} , is. Takla. [DS] cum bulak2, - [cumb (yans.) + cumb-ul-ak] {az} is. Su biriken yer; birikinti yata. [DS] cum buldak, - [cumb-ul-da-k] {az} is. 1. Bozuk st. 2. s f Dnek; sznde durmayan. [DS] cum buldam a, [cumbul-da-ma] is. Kapal bir kap iindeki svnn sesine benzer ses karmak eylemi, cum buldam ak, [cumbul-da-mak] g s z .f. [-r ] [-d(u)y o r ] 1. Kapal bir kap iinde alkalanan svnn se sine benzer ses karmak. 2. {az} Bol ve gr ola rak akmak. [DS] 3. {az} (Su iine atlan ta iin) cumb sesi karmak. [DS] cum buldatm a, [cumbul-da-t-ma] is. Kapal bir kap taki svy alkalayp ses kartmak eylemi, cum buldatm ak, [cumbul-da-t-mak] gl. f i [-r ] Ka pal bir kaptaki svy alkalayp ses kartmak. cu m b u r1, [cumb-ur] is. Su iine atlan nesnelerin kard sesi ve bat anlatan yansmal gvde. cum bur2, [Ar. cumhur] {az} is. Topluluk. [DS] cum burdam a, [cumbur-da-ma] is. Kapal bir kap iindeki svnn sesine benzer ses karmak eylemi, cum burdam ak, [cumbur-da-mak] gsz. f i [ - r ] [d(u )-yor] 1. (Kapal bir kap iinde alkalanan sv iin) ses karmak. 2. Bu sese benzer ses karmak. 3. Su iinde oynayarak ses kartmak. 4, (Su iin) bol ve gr akarak ses karmak, cum burdatm a, [cumbul-da-t-ma] is. Kapal bir kap taki svy alkalayp ses kartmak eylemi, cum burdatm ak, [cumbur-d-t-mak] gl. fi. [ -r ] Ka pal bir kaptaki svy alkalayp ses kartmak, cum burlop, [cumbur (yans.) + lop (yans.)] zf. 1. Ar bir cismin suya dt zaman kard ses. 2. arg o. Kolayca alnmak; cebe indirilmek, cum burt, [cumb-ur-t] {az} is. Kk gl. [DS] cum burtu, [cumb (yans.) > cumb-ur-tu] is. Suya d en bir cismin ya da kapal kap iinde alkalanan svnn kard ses. cum e, [Far. cme U -] {OsT} is. Elbiselik, cum hur, [Ar. cumhr (cum hu:r) {OsT} is. 1.

Uj -] (cum -a:t) {OsT}

is. Cumadan sonra gelen gnler. cu m b 1 [cumb (yans.)] is. Dme, yuvarlanma, takla , atma gibi eylemler srasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] cu m b-al-ak, cum b-ul-ak. cum b2, [cumb (yans.)] is. Sv iine atlan cismin kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] cu m b-ul cum bul, cu m b-ul-da-m ak, cu m b-ur+ lop, cumb-ur-tu, cum b-ul-da-k. cum b3, [cumb (yans.)] is. Svlarn alkalanmas ile oluan hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] cum b-ul cumbul, cu m b-ul-da-m ak, cu m b-r cumhur. cum ba, [t. gibbo / Far. cunbad (kem er)] is. 1. Bina larn bir yzne taraf pencereli olarak yaplan knt; kma. 2. Tahkim edilmi sava gemisi ku lesi. 3. Tamimlerin okunduu krs biiminde ah ap kma. S cum ba mazgal, K a le zerin deki cu m ba biim in deki m azgal. cum badak, - [cumb (yans.) > cumb-adak] zf. Bir denbire ve hzlca (suya dmek), cum balak, - [cumb (ses taklidi) > cumb-alak] is. Takla. S1 cum balak amak, {az} T akla atm ak. [DS] cum balam a, [cumba-la-ma] is. Tahta kenarn d zeltme ii. cum balam ak, [cumba-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Tahtann dar kenarndaki testere di izlerini gider mek, dzeltmek, cumbal, [cumba-l] sf. Cumbas olan. cum bul1, [cumb (yans.) > cumb-ul] is. 1. Kapal bir kap iinde alkalanan svnn kard ses. 2. argo. Karn; mide. S cumbul cumbul, 1. (Y em ek iin)

Halk; ahali. 2. Topluluk. 3. Grup; snf. 4. Cumhu riyetle ynetilen insan topluluu. 5. tasvf. Trk ta savvuf mziinde kimi blmlerin koro ile seslen dirileceini belirten terim. S Cum hra muhalefet kuvve-i hatadandr, H alkn uygun bulduu g r e kar km a k o k y a n l tr. \\ cum hur-i httkem, {OsT} F ilo z o fla r grubu.\\ cum hr lhi, B atan s o n a k o r o ile seslen d irilen ilah.\\ cum hr-i ns,

liiIlIIEE 1.837
{OsT} H alk topluluu.\\ cum hur-i deba, {OsT} E d ebiy atlar. cum hurbakan, [Ar. cumhur (halk) + ba-kan-] is. Cumhuriyetle ynetilen lkede devlet bakan; cumhurreisi. cumhurbakanl, [cumhur+ba-kan-l()-] is. 1. Cumhurbakannn grevi. 2. Cumhurbakannn makam. 3. Cumhurbakannn ve bal personelin grev yapt yer veya bina. cum huri, [Ar. cumhri (cm hu :ri:) {OsT} sf.
{OsT} is. Perembeden sonra gelen gnler,

CUR

cum uat, -ti [Ar. cum' > cumu't cjU^-] (cum u :a:t)

cumuh, [Ar. cumh ^ ^ r ] (cumr.h) {OsT} is. Atn huysuzluu; bann sertlii, cum ur, [Erme, mur / Yun. tzumur] {az} is. 1. Yada kzartlm ekmek. 2. Peynir ve taze msr ekmeinden yaplan bir yemek. [DS] cum urlam ak, [cum (yans.) > cum-ur-la-mak] {az} g l .f . [ - 1] [-l(u )-yor] 1. Buruturmak; krtrmak. 2. Yourmak. 3. imdiklemek. [DS] -cun, [-cin / -cin / -cn / -cun / -m / -in / -n / un] yap . e. -* -cm. cunbalak, - [cumb (yans.) > cumb-a-lak > cunbalak

1. Halkla, toplumla ilgili. 2. Halka ve topluma z g. 3. Cumhuriyete ait. cumhuriye, [Ar. cumhriyye ^ j y ^ ] (cum hu:riye) {OsT} sf. 1. Halkla, toplumla ilgili. 2. Halka ve top luma has. 3. Cumhuriyete ait. cumhuriyet, [Ar. cumhriyyet (c u m h u ri

{O is. sT}

Takla. S cunbalak atm ak,

{O T akla atm ak. sT}


cunbuldamak, [cumb (yans.) > cumb-ul-da-mak > cunbuldamah] {az} gsz. f . [ - r ] [-d(u )-yor] (Su iine atlan ta iin) ses karmak. [DS] cuncukm ak, [tunc-uk-mak > cuncuk-mak yJ>ySryr]

yet) {OsT} is. 1. Milletin, egemenlik hakkn kendi elinde tuttuu ve bunu belirli sreler iin setii milletvekilleri araclyla kulland siyasal rgt lenme biimi. 2. Bu biimde ynetilen lke. 3. sf. Cumhuriyete ait, cumhuriyetle ilgili olan. S1 C um huriyet B ayram , Trkiye Cum huriyetinin ilan ed ild i i gn olan 29 E kim 1923 un y l dnm lerin | d e kutlanan m ill bayram . | cum huriyet-perver, {OsT} Cumhuriyeti. cumhuriyeti, [cumhuriyet-i] sf. 1. Cumhuriyetilik yanls olan. 2. Cumhuriyetilii savunan. 3. is. Cumhuriyet yanls olan topluluk. S cumhuriyeti dokumac kuu, zool. D oku m ac ku u giller fa m il yasndan, Gney A frika sav a n larn d ak i a a la r d a otuz k rk iftin y avru ka rd s e r e y e b en z er t c b ir ku trii; (P hiletairus socius). cumhuriyetilik, -i [cumhuriyet-i-lilc] is. 1. Yne timde cumhuriyet yanls olma durumu. 2. Cumhu riyeti gr. 3. Cumhuriyet yanllarnn gr, cum huriyetperver, [Ar. cumhriyet + Far. perver (cum hu :riyetperver) {OsT} sf. Cumhu riyet yanls olan; cumhuriyeti, cumluzrak, - [cum-lu-z-rak raz kapal; yar yumuk, cumm, [cumm (yans.)] is. Sv iine atlan cismin kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] cum m -a-dak. cumnadak, - [cumm (yans.) cumm-adak] {az} zf. (Su atlamak, batmak iin) cum sesi kararak. [DS] cump, [cump (yans.)] is. Suya den bir nesnenin kard ses; cup. cum ra, [cum-ra yy=r] {eAT} is. Kozadan ipek sa makta kullanlan aygt, cumu, -u u [Ar. cemc > cumc ^y^r] (cum u:) {OsT} is. 1. Toplamalar; ymalar. 2. oullar. {eAT} zf. B i

{O gsz. f . [-u r] Havaszlktan bunalmak; tunsT} cukmalc.


cun da1 [t. giunta / zonta] is. dnz. Yelkenli gemiler , de yatay serenlerin her iki ucu. S cundaya bin mek, Ynetim i ve yn len dirm eyi e le a lm a k ; b a a gem ek. cunda2, [? cunda] {az} is. Kuvvet. [DS] cundas/, [cunda-sz] {az} sf. 1. Kuvvetsiz. 2. Ufak tefek; gelimemi. [DS] cunggar, [Mo. cegiingar] (cuhgar) {eAT} Ordunun sol kanad. cunk, [cunk (yans.)] is. nlama sesini andrr geve zelik etmeyi, barma, konuma ve tmeyi anla tan kk. [Zlfkar] cunk kuu. B cunk kuu, {az} Bayku. [DS] cunm ak, [yu-n-mak > cu-n-mak] { eTf dnl. f. [ - a r ] Ykanmak. [Clauson] cunta, [sp. junta] is. 1. Eskiden spanyol ve Portekiz siyasi ve idari kurulu. 2. Mevcut seilmi hkmeti askeri gle devirerek ynetimi ele geiren diktatr hkmet. cuntac, [cunta-c] is. ve sf. 1. Cunta yanls olan. 2. Cunta yesi. cup, [cup (yans.)] is. Suya den bir nesnenin kar d ses; cump. cuppadak, [cup (yans.) > cup(p)-a-dak] zf. 1. (Suya dmek iin) birdenbire ve cup sesi kararak. 2. (Herhangi bir d iin) birdenbire. 3. {az} (Suya atlamak iin) birdenbire. [DS] cur, [cr / cir / cor / cur / cr (yans.)] is. Sv madde lerin ak, dkl ve ishal olma durumunda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] cu r cur. S cur cu r, {az} (A km ak iin) s rekli ve gl. [D S]|| cu r et mek, {az} em ek. [DS]

CUR
c u r a 1, [Far. curre (uan e r k e k h a ere) ? > cura j y ] is. 1. {OsTf Tezene ad verilen mzrapla alman balama ailesinin en k. 2 {az} Tiz ses. [DS]

m m c E H .a curunlu, [cur (yans.) > cur-un-lu] {az} is. stnden su damlayan maara. [DS] curum ak, [cur (yans.) > cur-u-mak] {az} gsz. f . [-u r ] Burumak; prsmek. [DS] curuzlam ak, [cur-uz-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-r ] [-l(u )-y or] Uyumak; bzlmek. [DS] cus, [cus] {az} s f Akll; kurnaz. [DS] dlanm ak, [cus-la-n-mak] {az} dnl. f . Kendini ar satmak; nazlanmak. [DS] [-r]

cura , [cura I y ] is. 1. Doan cinsinde kk ve yr j tc bir ku. 2. Gelimemi, ufak tefek, elimsiz ocuk. 3. {az} Erkek atmaca. [DS] 4 {OsT} sf. Ge limemi; ufak tefek. S cura zurna, K k zurna.

c u r a , [Ar. cr'a] is. argo. Esrar, curac, [cura-c] is. Cura alan, curcuna, [cur (yans.) > curcuna i y j y ] ( c u rcuna) is. 1. Grlt, kargaalk ve amata. 2. Trk mzi inde on zamanl alt vurulu kk bir usul. 3. {eAT} Kaba etlerini oynatarak yaplan bir dans. S curcuna tepmek, C urcuna h avas ile oynam ak]] curcunaya evirm ek, O rtal karm akark, g rltl ve patrtl b ir h le getirm ek. | curcunaya | kalkmak, K a v g a karm ay a davran m ak,| curcu | nay koparm ak, Grlt p atrt etm ek. curcuni, [curcuni ^ j y ] {eAT} {OsT} is. Kalalarm oynatarak yaplan hzl bir dans, curde, [Ar. curd (svari alay) > curde {OsT} is. Atl asker. 0 curde askeri, E skiden h a c c a giden k afilelerin gvenliklerinin sa lan m as ile g rev len dirilen atl a sk er.| curde babuu, Atl a s k e r le | rin kum andam . curk, [culk /curk (yans.)] is. 1. Kuluka tavuun kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] cu rk tavuk. 2 {az} Kuluka. [DS] S curk tavuk, {az} K ulu ka olm u tavuk. [DS] curnal, [Fr. journal] {az} is. Birisi hakknda verilen ktleyici rapor. [DS] S curnal etmek, B irisi h a k k n da y etk ili y e r e kt leyici bir ra p o r verm ek. curnata, [t. giomata] is. 1. Bldrcn akn. 2. m ecaz. Hareketli ve ok verimli dinleni. curru k, -u [cur (yans.) > cur(r)-uk] {az} is. 1. Mart. 2 Ocak ekirgesi. 3. Bir ocuk oyunu. 4. sf. (Yemek iin) sulu; zlememi; curu. [DS] S cu rru k km ak, {az} P ayn alam am ak. [DS] curu, [cur (yans.) > cur-u] {az} s f (Yemek iin) su yu bol; koyu olmayan. [DS] curul, [cur-ul] {az} is. Svlarn dkln ve bu srada kan sesi anlatan yansmal gvde. [DS] S curul curul, {az} (Suyun a k iin) az f a k a t "curultulu se s ka ra ra k. [DS] cu ru m 1 [Ar. curm (yalak)] {az} is. Ta havuz. [DS] , curum 2, [Yun. korimbos] {az} is. Lahana iei. [DS] curum ak, [cur (yans.) > cur-u-mak] {az} gsz. f . [r ] Sulu akalar yapmak; oynamak. [DS] curun, [Ar. cum] {az} is. 1. ra karlrken rann akt yer. 2. Ta veya tahtadan yaplma oluk; kur na. 3. Ta, imento veya tahtadan yaplma zm ezme kab. [DS]

cuslu, [cus-lu] {az} sf. 1. Kendini ara satan. 2. Nazl ve hileli konuan. 3. Akll; uslu; rahat duran. [DS] custul, [? custul] {az} sf. Nazl ve hileli konuan. [DS] custullu, [custul-lu] {az} sf. Alngan. [DS] cusun, [Ar. cins > Krt, cisin] {az} is. 1. eit; cins. 2. Biim. [DS] cu, [Far. c J ^ y ] (cu:) {OsT} is. 1. Coma; co kunluk. 2. Kaynama; tama, S cfla gelmek, Ans zn c o m a k .| c c, {OsT} ok com u ; takn; | coku n .| c-ver, {OsT} Coturucu.| c etmek, | | {OsT} C om ak.| c-i b, {OsT} Suyun co m as; | suyun ak. | c-i dil, {OsT} G nl cokunluu,| | | c-i dil-i enhr, {OsT} Irm aklarn gnlnn c o m as; rm aklarn cokunlu u. | c hur, I. C o j up tam a. 2. tasvf. C o m a; tama. cuak, [Far. c > ck ^ l i y ] (cu :a :k ) {OsT} is. Kaynama; kaynay, cuan, [Far. c n o lij^ ] (cu :a ;n ) { OsT} sf. Cokun; kaynayan; taan, cuani, [Far. cn ^ J ^ y ] (cu :a :n i:) {OsT} is. Co kun olma hli, cuen, [Far. ceven j ^ y ] {OsT} is. - ceven. cuide, [Far. cde y ] (cu ;i;d e) {OsT} sf. 1.

Kaynam; comu. 2. Galeyana gelmi. 0 cdemaz, I. B eyn i kaynam . 2. A teli; ehvetli. cuideg, [Far. cdeg ^ ^ y ] (cu ;i;d eg i;) {OsT} is. Cokunluk, cuir, [Far. c r/ cre j ^ y / j ^ y ] (cu ;i:re) is. {OsT} Dokumac, cui, [Far. ci J ^ y ] (cu;i) {OsT} is. Coma; cokunluk; kaynama; tama. S ci-i ahzn, {OsT} Hzn cokunluu. | ci-i dil, {OsT} Gnl | cokunluu]] cfli-i efkr, {OsT} F ik irlerin c o kunluu]] ci-i yd, {OsT) H atrlam ann verdii cokunluk. cuv, [cv / cy /cuv (yans.)} is. Sv maddelerin sulu, alkantl ve cvk olularn anlatan kk. [Zlfkar] cuv-uk. cuvap, [Ar. cevb v l f d {az} is. Cevap. [DS]

M H l R lffi S

. 839

c c
{OsTj is. Mide ilac, is. 1. Boyu normalden daha ksa olan kii. 2. {az} Civciv. [DS] 3. sf. ok ksa boylu. 4. m ecaz. Ge limesi geri kalm olan; bodur. 5. m ecaz. Deer siz; kafasz. <3 cce bayku, zool. K uzey y a r k renin lm an b lg elerin d e y a a y an tepelikli, p e e l e ri ve k u lak tyleri kah v eren g i ve boz ren kli bir b a y ku eidi, (Otus scops).|| cce geyik, z oo l. Asya ve A fr ik a d a yaayan , erkeklerin in st k p e k d ileri savunm aya y n elik o la r a k d a doru fr la m in ce y a p l kk, m em eli b ir hayvan, (Tragulus).\\ cce karab atak, z oo l. A nadolu ve ev resin d ek i g l ve a ka rsu k en a rla rn d a y a a y an b a ve boynu k a h v e rengi, d i er y e r le r i siyah ren kli b ir b a ta k lk kuu, (P h a la cr o c o ra x pygm aeus). | cce maki, zool. M a | d a g a s k a r d a yaayan , san byklnde bir maymun, (M icrocebu s murinus). ccek, -i [c (yans.) > c-cek] {az} is. 1. Hayvan yavrusu. 2. Kmes hayvanlarnn yavrusu. 3. Koza lak. [DS] ccelek, -i [c (yans.) > c-ce-lek] {az} sf. Yuvar lak. [DS] cceleme, [cce-le--me] is. Cce durumuna gelme eylemi. ccelemek, [cce-le--mek] dnl. f . [- ir ] Cce durumuna gelmek, ccelik, -i [cce-lik] is. 1. Cce olma durumu. 2. Cce olann nitelii. 3. tp. eitli bozukluklar ne deniyle bir kiinin yetikinlikte ulamas gereken boy uzunluunu kazanamama durumu, cc, [c (yans.) > c-c] {az}is. 1. (ocuk dili) ku. 2. ocuklar iin yaplan kk ekmek. 3. B cek. 4. Kk bir dar tr. [DS] cck, - [c (yans.) > c-ck i!y y ] is. 1. Soanl bitkilerde, soandan kan tomurcuk. 2. Soann i ksm. 3. Bir sebze veya meyvenin gbei karlp yenilen ksm. 4. Filiz; tomurcuk. 5. Bir eyin k veya benzeri. 6. {eAT} Ku veya tavuk yavru su; civciv. 7. {az} Sere. [DS] 8. Tohumda bulu nan bitki embriyonu. 9. Baz yer alt yumrularnda meydana gelen kk basit tomurcuk. 10. {az} Da ilei. [DS] 11. {azf krkta hareketi sala yan kol. [DS] 12. {az} bann ortasnda toplanan kat irin tabakas. [DS] 13. {az} ekilmi ince bul gur. [DS] 14. {az} sf. Kk; krpe. [DS] 15. {az} Tatl; gzel. [DS] S cck ay, {az} ubat ay. [D S]|| cck burnu, {az} Tomurcuk. [D S]|| cck karm ak, {az} Civciv karm ak. [D S]|| cck pilav, {az} Kuskuslu pilav. [DS]|| cck suyu, {az} P eyn ir veya k e le k suyu. [D S]|| cck ye tirm ek, {az} K u lu kaya yatrm ak. [DS] ccklenme, [cck-le-n-me] is. 1. Cck karma. 2. Canllarda embriyon oluumu, ccklenmek, [cck-le-n-mek] gsz. f . [-ir ] 1. C ck karmak. 2. Canllarda embriyon meydana gelmek.

cuvari, [Far. guvri

cuvuk, -u [cuv (yans.) > cuv-uk] {az} sf. Sulu; cvk. [DS] cuvurmak, [cuv-ur-mak] {az} gsz. f . [-u r ] Koa rak yrmek. [DS] cuvutmak, [cur (yans.) > cuv-ut-mak] {az} gsz. f . [-u r] Kendinden gemek; dalmak. [DS] cuy, [Far. cy / c / y ] (cu:y) {OsT} is. Irmak, nehir; akarsu. S cy-br, {OsT} 1. A k ar su; ay ; d e r e ; rm ak. 2. A karsu kys.\\ cfly-e {OsT} K k a k a r su.\\ cfiy-i revn, {OsT} A karsu.| cy-i sirik, | {OsT} G zya rm a. cuya, [Far. csten (aram ak) > cy {OsT} sf. Arayan; isteyen, cuyan, [Far. csten (aram ak) > cyn OL;.^] (cu :ya;n ) {OsT} sf. Arayan; isteyen, cuybar, [Far. cy-br karsu; rmak; nehir, cuye, [Far. cy-e *^ .y r] (cu :ye) {OsT} is. Kk akarsu. cuyek, [Far. cy-ek d X ^ y ] (cu .yek) {OsT} is. K k akarsu. cuyende, [Far. csten (aram ak) > cyende (cu;yende) {OsT} sf. Arayan; arayc, cuyendeg, [Far. csten (aram ak) > cyende-g (cu ;y b a :r) {OsT} is. A (cu tya;)

(cu .y en d eg i:) {OsT} sf. Arayclk. -c , [-c / -ci / -cu / -c / - / -i / -u / -] y ap. e. -* -c. c , [cu / c (yans.)] is. Filiz vermeyi, kk, krpe olmay anlatan kk. [Zlfkar] c -ce, cii-ce-lik, c + c k-le-m ek, c +c k-le-n -m ek. c2, [cu / c / cl / cy (yans.)] nl Kmes hayvanlar vb. kulan arma nlemi, c + c -k, c + c -k karm ak. S c c, {az} Tavuk a rm a sz. [DS] cb, -bb [Ar. cbb v^r] {OsT} is. Kuyu, cbbe, [Ar. cbbe *+>-] {OsT} is. Eskiden sarkl din adamlarnn giydii yenleri geni, uzun ve dmesiz st elbisesi, cbbeci, [cbbe-ci] is. -* cppeci. cbbeli, [cbbe-li] sf. -* cppeli, cbeb, [Ar. cbbe > cbeb _^r] {OsT} is. Cppeler; stlkler. cbn, [Ar. cbn j -] {OsT} is. 1. Peynir; kazein. 2. Korkaklk. cbni, [Ar. cbn { y ] (cbni;) {OsT} sf. 1. Peynir J gibi olan; peynirimsi. 2. is. Peynirci, cbn, [Ar. cebn > cbn j y ] {OsT} is. Alnlar, cce, [c (yans.) > c-ce (civciv) / Far. cce (civciv)]

cc
ccm en, [cc-men] {az} sf. Kck. [DS] cctm ek, [c-c-t-mek] {az} gl. f i [- r] Tadn karmak. [DS] cda, [Far. cd l-L=r] (ciida:) {OsT} is. 1. Ayr d m; ayrlm. 2. Uzak kalm, fi1 cda cda, Ayr a y r; tek tek. | cda dmek, 1, A yrlm ak. 2. U zak | kalm ak, \ cda etek, Ayrmak. \ cdagne, [Far. cdgne -Uftj^-] (c d a :g :n e) {OsT} zf. Ayr olarak, cda, [Far. cttda (c d a :i:) {OsT} is. Ayrlk; aynli. cdalk, [cd-lk] (e d ad k ) is. Ayrlk, cdam , [Ar. cdrn j>U&-] {OsT} is. Czam, cdat, [Ar. cad! > cdt o W ] {c d a :t) {OsT} is. Dilenciler. cday, [Far. cdy ( cid a .y i:) {OsT} is. Ayr lk. cdde1 [gvde ? > cdde] {az} is. Vcut; gvde. , [DS] cdde2, [Ar. cdde -l=-] {OsT} is. 1. Dalar arasndan :geeft yol. 2. izgi. 3. aret; biim; yol; metot. Cddeli, [cdde-li] {az} sf. Gvdeli. [DS] cdele, [? cdele] {az} is. Yazlk yorgan. [DS] cdera, -a i [Ar. cedir > cder cder, [Ar. ceder / cder (c d era:) {OsT} sf. Uygun deller; layk olanlar; yakanlar, (c deri:) {OsT} is. tp. iek hastal. S cder- bakar, {OsT} S rla r d a gr len i e k hastal . | cder-i kzib, | {OsT} tp. Suiei. Cdey, [Ar. cdeyy ^-^-] {OsT} is. Kutup yldz, cdran, [Ar. Cedr cdrn Duvarlar, cdud, [Ar. ced > cdd i j i r ] (cM u :d) {OsT} is. Atalar; cet ler. cdr, [Ar. cidar cdr j-L=r] {OsT} is. . Duvarlar. 2. Zarlar. 3. nce deriler, {OsT} is. 1. Bata, beyne ulam cf, [Ar. cff (c dra:n ) {OsT} is.

m h i m m

ift s rm ekte kullanlan kz ifti. | cft-i felek, | {OsT} Gne ve Ay. cfte, [Far. cfte \ {OsT} is. 1. At, katr gibi hayvanlarn arka ayaklaryla attklar tekme; ifte. 2. Sar. 3. sf. Benzer; e. S cfte-endz, {OsT} ifte atan. cftlenmek, [cft-le-n-mek [- r ] E edinmek; evlenmek, cftsz, [cft-sz {OsT} sf. Esiz; bekr, cgen, [eT. yn (dizgin)] {az} is. A t bal. [DS] -cgez, [-cuk-az > -cu-az / -cg-ez] {eAT} y a p e. cugaz. cr, [a. r] {az} is. al sprgesi. [DS] chal, -li [Ar. chl J U > ] (c h a d ) {OsT} is. Zehir; a. chan, [Far. cihan j ^ ] {az} is. Dnya. [DS] chela, [Ar. cehl > chil > chela1 * 5L^-] (c h ela:) {OsT} is. Cahiller; bilgisizler, chera, [Ar. cehr > cher t j ^ ] (c h era :) {OsT} is. Yksek sesle ve aktan sylenenler, chhal, [Ar. cehl > chil > chel > chhl Jl&^-] (c hharl) {OsT} is. Cahiller, bilgisizler. Chud, [Ar. chd Cahd Chudek, -i [Ar. chd + Far. -ek is. 1. Kk Yahudi. 2. Kurnaz Yahudi, cje, [Far. cje j y r j {eAT} is. Civciv. -ck, [-ck / -cik / -ik / -k / -ck / -cuk / -k / uk] yap. e. -* ck. -cl, [-cl / -cil / -il / -il / -cul / -cl / -ul / -l] yap. e. - * cl. cl1 [cu / c / cl / cy (yans.)] is. Kmes hayvanlar , vb. kulan arma nlemi [Ztilfkar] ve buna bal trevlerin kk, ciil+ c-lk, ciil-, ct+cl. cl2, [cl] {az} is. ans. [DS] cl3, -l [Ar. cll J^r] {OsT} zf. En fazlas; ou; btn. S cll-i himmet, 1. E lden g elen gayret. 2. En fa z l a dikkat. 3. K en dim ie tam verme. cl4, -l [Ar, cll J*-] {OsT} is. 1. ul. 2. At ulu, clab, [Far. glb > A r clb / cllb (clab) {OsT} z. (chu :d) {OsT} is. Yahudi; {eAT} dnl. f .

bulunan yara veya yark. 2. sf. i bo; kof. cfa, -a i [Ar. Cia >U>] (c fa :) {OsT} is. 1. Kpk. 2. Suyut zerindeki erp, cfaen, [Ar. cfaen * U-] (c fa:en ) {OsT} zf. Bo yere; bouna, cfaf, [Ar. efaf (c fa.f) {OsT} sf. Kurumu,

{OsT} is. 1. Gl suyu. 2. Srgn veren erbet; ms hil. clahek, [Far. clhek dU ^U-] (c la :h e) {OsT} is. 1. Kk dokumac. 2. zool. rmcek, claver, [Far. cl-ver jjT J=-] (c la .v er) {OsT} sf. ulla rtl. clazi, [Ar. clzi lP (cla:zi) {OsT} s f 1. riyan ve gl. 2. is. Hizmeti. 3. Kilise hizmetisi. 4. Papaz; kei.

cfal, li [Ar. cfal JU=r] (c fa .l) {OsT} sf. Bol; ok. ciifre, [Ar. cfre yi^-] {OsT} is. Boluk; ukur, cft, [Far. cft c ^ ] {OsT} sf. 1. kili. 2. Ei olan; eli. 3. ift. cft-gv, {OsT} 1. B ir ift kz. 2.

l f ll.M
ciilbe, [Ar. clbe 4-Jb.] {OsT} is. tp. Kapanm yara nn zerindeki deri veya pulcuklar. clcl1, [Ar. clcl J=*A-] {OsT} is. 1. Kk zil; k k an; ngrak. 2. D ef kenarna konulan zil; pul. clcl2, [cl (yans.) + cl] {az} is. Eti yenecek aa gelmi horoz. [DS] clclan, [Ar. clcln 6^UJb>-] (c lc la.n ) {OsT} is. Kini. ciilcle, [Ar. clcle *W=r] {OsT} is. 1. D ef kenarna konulan zil; pul. 2. El ngra, clclk, - [cl (yans.) > cl+cl-k] {az} is. 1. aylak. 2. Kartal. [DS] clde, [cl-de] {az} is. Bir sara aygt. [DS] cldelenmek, [cl-de-le-n-mek] {az} dnl. f . [-r ] [-l(i)-y o r] steini belli ederek beklemek. [DS] clesa, -ai [Ar. cels > clesa *L~U] (c lesa :) {OsT} is. Birlikte oturanlar, cleyde, [Ar. cleyde o-JlJl-] {OsT} is. Dericilik, cllab, [Ar. cllb (c lla.b) {OsT} is. - * ciilab.

CM

larn beinci ve akncsnn adlar. S cm delhre, {OsT} C em aziyelahir]] cm del-ula, {OsT} C em aziyelevvel. cm an, [Ar. ctimn uUjt] (cm a:n) {OsT} is. Byk inci. cm ane, [Ar, cmne liU^-] (cm a:n e) {OsT} is. Tek ve iri taneli inci. cm br, [Ar. cumhr jj^ ^ r] {az} is. Topluluk. [DS] S cm br cem aat, Toplu o la r a k ; h ep birden.. cmb, [Far. cnbiden (km ldam ak) > cnbi > cmb u ~ ^r] is. 1. Elence. 2. Hareket; nee. 3. miiz. Gvdesi alminyumdan, gvde tahtas deri den, mzrapla alman uta benzer, Zeynelabidin Cmb tarafndan icat edilmi bir telli saz, t? cmb yapm ak, Toplu h a ld e elen m ek. cmb, [cmb-] is. Cmb imal eden ya da cmb alan kii, cmbl, [cmb-l] sf. Elenceli, hareketli, cm cm e, [Ar. cmcme {OsT} is. Kafatas, cmcmlemek, [cm (yans.) > cm+cm-le-mek] {az} g l . f [ - r j [-l( )-y or] imdiklemek. [DS] cmd, [Ar. cmd -u^-] {OsT} is. Ta.

cllah, [Far. cllh / clleh o}U- / {OsT} is. Dokumac, cllas, [Ar. clis > clls Oturanlar. 2. Tahta kanlar, cllenar, [Ar. cllenr iei; glnar. clmud, -d [Ar. clmd Kaya.

4JU-] (c lla:h)

(c lla:s) {OsT} sf. 1. (c llen a:r) {OsT} is. Nar (clm u:d) {OsT} is.

cmel, [Ar, cmle > cmel / cmmel J^=r] {OsT} is. 1. Cmleler; sz dizileri. 2. ed. Arap harflerinin ebcet hesabna gre hesaplanmas, fi1 cmel-i ekber, {OsT} B ir c m lede A rap h a rflerim sa y a ra k y a p la n hesap.\\ cmel-i hikemiye, D erin anlam l, hikm etli szler.\\ cmel-i kebr, {OsT} E b c e t h a r fle rinin saysn a g r e y a p la n hesap.\\ cmel-i mntehbe, {OsT} S em e s z ler.| cmel-i sagr, {OsT} | E b c e t hesab. cmeyz, [Ar. cmmeyz >*^-] {OsT} is. Firavun inciri, cm br, [Ar. cmhr jjf*-] (cm hu:r) {OsT} is.

clmd, [Ar. clmd -u-U-] {OsT} sf. Sesi gl olan kimse. clnar, [Ar. clnr lenar. clud, -d [Ar. cild > cld Hayvan derileri; ciltler, clus, [Ar. cls ^ ^=-] (cl.s) {OsT} is. 1. Oturma. 2. (Ynetici iin) tahta kma; bakanlk makamna geme. 3. Yldz falnda kehanette bulunmay mmkn klan yldzlarn durumu, 0 cls etmek, T ahta oturm ak. clusi, [Ar. cls hn tahta k ile ilgili, clusiye, [Ar. clsiyye (cl :siye) {OsT} is. 1. Hkmdarlarn clus trenlerinde datt bah i. 2. ed. airlerin tahta kan hkmdarlar iin yazdklar kaside, cl, [cl (yans.) > cl-] {az} is. Civciv. [DS] -clk, [-c-lk / -cilik / -ilik / -lk / -cliik / -culuk / -lk / -uluk] yap. e. -* -clk. cmade, [Ar. cemad (cisim ) > cemdl / cmde coU(ciim a.d e) {OsT} sf. 1. Ruhsuz. 2. Arab ay (cl si:) {OsT} sf. Padia (cl :d) {OsT} is. (c ln a:r) {OsT} is. -* cl

Halk; kamuoyu; herkes, cmle, [Ar. cmle A -] {OsT} is. 1. Hep; btn. 2. Herkes. 3 . dbl. Bir duyguyu, bir dnceyi veya eylemi tam olarak bir hkm halinde anlatan keli meler dizisi; tmce. 4. Anatomide sistem. S1 cmle lem, Herkes.\\ cmle bilgisi, dbl. Szdizim i.| | cmle zmlemesi, dbl. Cm leyi oluturan elerin ayrtrlm as; cm lenin eitlerinin b e lir tilm esi:.| cmle-i asabiye, {OsT} anat. Sinir s iste | mi]] cmle-i aslye, {OsT} dbl. T em el cmle.\\ cm le-i cezaiye, {OsT} dbl. art ciimlesi.\\ cmle-i fliye, {OsT} d b l F iil cm lesi]] cmle-i emriye, {OsT} dbl. E m ir c m lesi.| cmle-i hukuk-i mkte | sebe, {OsT} huk. K azanlm haklarn ben zerlerin den biri.| cmle-i ihbariye, {OsT} dbl. B ildirm e | c m lesi. | cmle-i iltizmiye, {OsT} dbl. stek cm | lesi]] cmle-i iniye, {OsT} dbl. E m ir cm lesi]] cmle-i ismiye, {OsT} dbl. sim c m lesi]] cmle-i istidrkiye, {OsT} dbl. K artl c m lecik]] cmle-i

CM

M R S M . M 2

kevkebiye, {OsT} g k b. Takm yldz.| cmle-i cnabe, [Far. cnbe -oU-] (ciin a:be) {OsT} is. kiz | lenfviye, {OsT} anat. L e n f sistemi.\\ cmle-i m uocuk. ta n z , {OsT} dbl. A ra c m le; a k la m a cm lesi. | | cnah, [Far. cnh (cn a:h) {OsT} is. Gnah, cmle-i mfessire, {OsT} dbl. Yorum c m lesi; y a n i" kelim esi ile ba la y an c m le.| cmle-i mste- -cnhan, [Far. ciinbden > -cnbn oL^>- -] (cnba:n) | nefe, {OsT} dbl. B am sz cmle.\\ cmle-i mtem{OsT} son ek. Sonuna getirildii Farsa kelimelere meme, {OsT} dbl. Anlam b a k a c m le tarafndan "sallanan, km ldanan, km ldatan, o y n a y an an tam am lanan cmle.\\ cmle-i mtevliye, {OsT} lamlar katarak birleik sfatlar yapan son ek. dbl. Sra c m leler.| cmle-i sempati-i kebr, {OsT} cnban, [Far. cnbiden (km ldam ak) > cnbn | anat. B yk sem p a tik sin ir sistem i. | cmle-i ar| OL-^-] (c n ba:n ) {OsT} sf. Kmldanan; hareket tiye, {OsT} dbl. art cm lesi. | cmle-i artiye-i | eden; sallanan. S5 cnban etmek, T itrem ek; s a lla faraziye, {OsT} dbl. S zde a rt cmlesi.\\ cmle-i m ak. | cnban olmak, S allan m ak; titrem ek. | artiye-i hakkiye, {OsT} dbl. G e r e k a rt c m le (c b a:n i:) {OsT} is. si. | cmle-i tbia, {OsT} dbl. A nlam b a k a cm le cnbani, [Far. cnbn | tarafn dan tam am lanan cm le. | cmle-i tm m e, | Tahrik edicilik, {OsT} dbl. T ek b a n a anlam tam am olan c m le.| | cnbide, [Far. cnbde (c n bi.de) {OsT} sf. cmle-i tefsiriye, {OsT} dbl. K en dinden n ce g elen Kmldam; sallanm; hareket etmi, c m leleri "yani, m ese la " s z leri ile b a la y a r a k cttnbi, [Far. cnbiden (km ldam ak) > cnbi J^ = r] ak lay a n c m le.| cmle-i vasfiye, {OsT} dbl. | C m lede sfa t o la r a k kullanlan cmlecik.\\ cmle-i {OsT} is. 1. Kmldama; harekete gelme; titreme. 2. vcbiye, {OsT} dbl. G erek lilik c m lesi.| cmle-i | Elence. 0 cnbi-geh, {OsT} Elenceyeri.\\ cnzarfiye, {OsT} dbl. Z a r f o la r a k kullanlan cmle.\\ bi-i evvel, {OsT} 1. K a z a ve kad erin ba. 2. F e le cmle kaps, mim. B in alarn a n a g iri kaps.\\ in hareketi. 3. G eze en lerin K o bu rcu ndaki hacmle eleri, dbl. Cm lenin y a p sn d a y e r alan r ek eti.| cnbi-i mjgn, {OsT} K irpiklerin h a r e | zne, yklem ve tm le g ib i biim ler\ cmle vur keti. | cnbi-i zemn, D eprem . | gusu, dbl. C m lede nem li olan ksm n vurgu ile cnbde, [Ar. cnbde V r ] {OsT} is. Kubbe; km belirtilm esi durumu. bet. cmlecik, -i [cmle-cik] is. 1. nerme. 2. dbl. K cnb, [Far. cnbi J ^ r ] {OsT} is. -* cmb, k cmle. cmlemsi, [cmle-msi] is. dbl. Bir cmlenin anlam n tamamlayan, genellikle flimsilerle, dilek-art kipiyle, ekimli eylemler ve ek eylemle birlemi ad soylu szcklerle kurulan ve ona bal, bir yarg ieren birimler btn; yan cmle; tmcemsi. cmleten, [Ar. cmleten Sl^] ( c m leten) {OsT} zf. Hep birlikte; beraberce, cm m a, -a [Ar. cem ' > cmm' (c m m a:) {OsT} is. Bir araya gelerek tortop olmu; kme. S cm m l-kef, {OsT} Yumruk. cm mal, -li [Ar. ceml > cmml J W ] (cm m a:l) {OsT} sf. ok gzel; ok iyi. cmud, [Ar. cmd (cm u:d) {OsT} is. 1. Buz soukluu. 2. Donma. 3. Hareketsizlik; donukluk. S cm d-i ayn, {OsT} G z donukluu.\\ cm d l-mevt, {OsT} lm donukluu. cmudiye, [Ar. cmd (donm a) > cmdiyye (cm u:diye) {OsT} is. Buzul, cm uh, [Ar. cmh (cm u:h) {OsT} is. Atta, ba sertlii. -cn, [-cm / -cin / -cn / -cun / -m / -in / -n / un] yap. e. -* -cm. cnab, [Far. cnb tutuma. (c n a:b) {OsT} is. Lades cnbz, [Ar. cnbz bet. 2. Kemer, cnd, [Ar. cnd j ^ ] {OsT} is. Asker, ordu, cnd, [Ar. cnd (cndi:) {OsT} is. 1. Asker; {OsT} is. 1. Kubbe; km

svari. 2. At zerinde silah kullanma becerisi ka zanm asker. 3. Msrl svari. 4. sf. yi at binen, cttndiba, [cndi+ba-] is. t. mparatorluk dne minde svarilerin ve binicilikle ilgili kiilerin ami ri. cttndilik, [cnd-lik] (cndi. lik) is. Binicilik, cndiyane, [Ar. cnd + Far. -ne > cndiyne (ciin di.yane) {OsT} zf. Ata iyi binenlere yakr biimde, cngltt, [cu (hindi, civciv) + gl- > cngl] is. Hindinin gagasnn altndan sarkan krmz deri, cnh, [Ar. cnh ^ r ] {OsT} is. Koruma; esirgeme, cnha, [Far. gnah > Ar. cnha (cn ha:) {OsT}

is. 1. Kabahatten ar, cinayetten hafif su. 2. C rm derecesindeki su. cnhadar, [Ar. cnha + Far. -dr jtaUa-] (cn ha:d a :r) sf. Sulu, cnnar, [Ar. cnnr nar. (cnna:r) {OsT} is. bot.

u:;-..

843

CR

ciinne, [Ar. cnne <i-] {OsT'} is. 1. Kalkan. 2. Kadn barts. cnud, [Ar. cnd > cnd Askerler; ordular, cttnun, [Ar. cinnet > cnn (cnu:n) {OsT} is. (cnu:d) {OsT} is.

creksinm ek, [crek-sin-mek] {az} gsz. f . [ - ir ] fkelendii hlde bir ey yapamamak. [DS] c ret, [Ar. cret o i y ] {OsT} is. -* cret, fi1 c ret etmek, C esa retle ortaya atlm ak. c retk r, [Ar. cret + Far. -kr jLSjIy \ (c retk:r)

{OsT} sf. -* cretkr, 1. Delilik; ldrma. 2. tasvf. Allah sevgisinin s tnl dolaysyla insann d lemle ilgisini kes c retkrane, [Ar. cret + Far. -kr-ne ljlSj'lj^] mesi. <3 cnn- hid, {OsT} M era k hastal . | | (c retk :ra :n e) {OsT} zf. 1. Yiite. 2. Atlganlkla. cnn- devr, {OsT} A ra sra g elen lgnlk.\\ c3. Cesaretli bir ekilde. 4. Kstaha, nn- ehl-i ak, {OsT} A klarn lgn l ,| cnfln| c retkrlk, - [cretkr-lk] (c r-etk:rlk) {OsT} l gayr- mutbk, {OsT} A kl bozukluunun g elip is. -* cretkrlk, giden ek li.| cnfln- mutbk, {OsT} S rekli a k l | c retlenme, [cret-le-n-me] {OsT} is. -* cretlenbozukluu.\\ cnn- sebn, {OsT} S rekli a k l b o zukluu.| cnn- ebb, {OsT} E rken bunam a. | me. cnup, -bu [Ar. cnb _^-] sf. slamiyetin getirdii temizlik kurallar gereince btn bedenim ykayp maddeten ve manen temizlenmek zorunda olan, cnupluk, -u [cnup-luk] is. 1. Din adan ykan may, temizlenmeyi gerektirir durum. 2. Cnup olann nitelii, cnb, [Ar. cnb sf cnup. cr, [cr / cir / cor / cur / cr (yans.)] is. Sv madde lerin ak, dkl ve ishal olma durumunda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] c r-de-k, cr-ii-k, cr cr. t? c r cr, {az} (Suyun a k iin) s rekli ve ince. [DS] cra, [Ar. cr'a yr\ {OsT} is. 1. Yudum. 2. Kade hin dibinde kalan son yudum. 3. arg o. Sigaradan ekilen son nefes. 4. tasvf. lah ikiden sonra mu tasavvfn baz srlara vakf olmas. 0 c r a-dn, {OsT} 1. k i kadehin in dibin d e k alan ksm . 2. a rap artklarnn dkld k a p .| c ra-nfi, {OsT} | ki ien .| c ra-nan, {OsT} k i ien ler.| c ra| | rz, {OsT} 1. D am la d a m la dken. 2. B ir tr ibrik. craz, [Ar. crz jlyr\ (c ra:z) {OsT} is. Keskin, crcll, [cr-cl-l] {az} sf. Ssl. [DS] crcne, [curcuna > crcne] {az} is. Dedikodu. [DS] crcr, [cr (yans.) > cr + cr] {az} is. shal; sr gn. [DS] crd, [Ar. crd syr\ {OsT} sf. 1. Tysz; klsz. 2. (At iin) ksa tyl. 3. (Y er iin) bitki rts olmayan. 4. (Deve iin) cilt hastas. 5. (Svari iin) piyadesiz. crde, [Ar. crde co^] {OsT} is. 1. plak vcut. 2. orak blge. 3. Atl asker, crdek, -i [cr (yans.) > cr-dek] {az} is. Su testi si. [DS] cre, [cre] {az} is. Cins; ekil; tr. [DS] crek, -i [Alt. crek / Krg. crk] {az} is. Yrek. [DS] crekli, [crek-li] sf. Yrekli. c retlenmek, [cret-le-n-mek] {OsT} dnl. f . [-ir ] -* cretlenmek. c retli, [cret-li] {OsT} sf. -* cretli, c r etyb, [Ar. cret + Far. -yb (crety a :b ) {OsT} is. ve sf. 1. Cesaret bulabilen. 2. Sal drma cesaretini gsteren. 3. Cesaretli. cret, [Ar. cret o yr] is. 1. Cesaret; yiitlik. 2. D ncesizce atlganlk, o rtay a atlm ak. cret etmek, C esaretle

c retk r, [Ar. cret + Far. -kr jISjIy>-] (ciiretk:r) {OsT} sf. 1. Atlgan (kimse). 2. Atak. 3. Dncesiz ve saygsz davranan; kendini bilmez; kstah, cretkrane, [Ar. cret + Far. -kr-ne (c retk :ra :n e) {OsT} zf. 1. Yiite. 2. Atlganlkla. 3. Cesaretli bir ekilde. 4. Kstaha, cretkrlk, - [cretkr-lk] (c r-etk:rlk) is. 1. Atlganlk; cesaret. 2. Cretkr olma durumu, cretlenme, [cret-le-n-me] is. Atlganlk ve cesaret gsterme eylemi, cretlenmek, [cret-le-n-melc] dnl. f . [-ir ] 1. Cesaret bulmak. 2. Bir eyi yapma cesaretini gs termek. 3. Cretkr olmak, cretli, [cret-li] sf. 1. Cesur, atak, giriken; cret kr. 2. Cesaret sahibi; atlgan, crez, [Ar. crez iyr\ {OsT} is. z oo l. Tarla faresi, crf, [Ar. crf ^yr\ {OsT} is. Uurum; yar. crh, [Ar. crh jv=r] {OsT} is. Yara, cttrha, [Ar. crha ^ y r\ {OsT} is. 1. Bir tek yara. 2. huk. Tanklkta bir tek hkmszlk sebebi, crm , [Ar. crm yr] {OsT} is. -* crm. 0 crm -i mehd, {OsT} -* crmmehut. crm ane, [Far. crmne Para cezas; ceza, crm nak, [Far. crm-nk Sulu; kabahatli. (crm na:k) sf. (cirm a:n e) {OsT} is.

C R

M
?y ] cssedar, [Ar. csse + Far. -dar _>b

K .
(cssedatr)

crm m ehut, -du [Ar. ctirm-i mehud i

(crm m ehud) {OsT'} is. hk. Sust; gz nnde ilenen su. c rre, [Far. crre o y ] {OsT} s f 1. Cesur; cretkr. 2. is. Uan her trl kuun erkei. 0 crre-bz, {OsT} 1. E r k e k a h in ; e r k e k akdo an . 2. A tm aca. 3. H zla uan ok. crsum e, [Ar. crme y ] (crm su.m e) {OsT} is.

sf. ri yapl; csseli, csseli, [csse-li] sf. Vcuta iri yapl olan, cssesiz, [csse-siz] sf. nce yapl; ufak tefek; clz, cst, [Far. csten (aram ak) > cst {OsT} is. Aratrma; arama. S cst c, {OsT} A rayp s o r m a; sk sky a a ra m a .| cst c etmek, {OsT} S | k c a a ra m a k ; aratrmak.\\ cst c olunmak, {OsT} A ratrlm ak; denetlenm ek.

1. Kk. 2. Dip. fi3 crsflme-i drht, {OsT} 1. A a cst, [Far. cft => cst o -^ -] {eAT} sf. Denk; uygun; kk. 2. K a rn c a yuvas. yakr. crub, [Ar. crb ^ j y ] (ciiru.b) {OsT} is. Fena szler; beddualar; ilenler. cruf, [Ar. curf ^ j j y ] (cru:J) {OsT} is. 1. Maden eritilip artldktan sonra geride kalan posa ksm. 2. Hafif, kaba ve kpkl volkanik madde, cruh, [Ar. crh (yara) > crh s y ] (cru.h) {OsT} is. Yaralar. crun, [Ar. rn j y r] (cru:n) {OsT} is. Alkan lk. crf, [Ar. crf ^ y ] {OsT} is. Yar; uurum, rk, - [cr (yans.) > cr-k] {az} is. brik. [DS] crm , -rm [Ar. crm fy \ {OsT} is. Cezay gerek tirecek su. crm sz, [crm-sz] sf. Suu olmayan; susuz, crz, [Ar. crz j y ] {OsT} sf. (Y er iin) verimsiz; orak. c rz, [Far. grz > Ar. crz j y ] {OsT} is. Grz, csad, [Ar. csd ) U ] ars. csal, -li [Ar. cl JU=r] (c sad ) {OsT} is. Tarla kuu. csale, [Ar. csle c sam 1 [Ar. csm , karabasan. csam 2, [Ar. csm pL-^-] (csa:m ) {OsT} is. Byk; geni. cses, [Ar. csse > ce c i - ] {OsT} is. Gvdeler; cesetler; bedenler; kalplar; elimler. cseym, [Ar. cism > cseym ^ y ] {OsT} is. Cisim cik. cseym at, [Ar. cseymt U ~ > ] (cseym a:t) {OsT} is. Cisimcikler, cseyme, [Ar. cseyme csm an, [Ar. csmn Btn vcut. csse, [Ar. csse <ir] {OsT} is. 1. nsan ve hayvan gvdesi; kalp. 2. rilik. {OsT} is. Cisimcik, (csm a.n) {OsT} is. (c sad e) {OsT} is. Sonba (c sa:m ) {OsT} is. Kbus; harda dklen yapraklar. (ciisa:d) {OsT} is. Karn cstelemek, [Far. custe + T. -le-mek dU 4x~=-] {eAT} 1. Aramak; aratrmak. 2. Denetlemek, csteletmek, [Far. custe + T. -le-t-mek {eAT} 1. Aratmak. 2. Denetletmek,

csu, -u u [Ar. cs ^y~^r] (csu:) {OsT} is. Ta mahkrlk; pintilik, csum , [Ar. cism > csm j> y ] (csu;m) {OsT} is. y Cisimler. csur, [Ar. cisr (kpr) > csr j y y ] (csu.r) {OsT} is. Kprler. ca, -ai [Ar. c5 cval, -li [Far. cvl (c a;) {OsT} is. Geirme, (cvad) {OsT} is. uval.

S cvl-dz, {OsT} uvaldz. cvan, [Far. civan o \ y ] {OsT} is. Gen ve yakkl erkek. S cvn-baht, {OsT} 1. Mutlu. 2. A sil; c m ert,| cvn-m erd, {OsT} C m ert]] cvan-m erd| lik etmek, {OsT} C m ertlik etm ek; cen tilm en ce h a re k e t etm ek. cvani, [Far. civn ^ y ] (civ a:n i;) {OsT} is. Gen lik. cvere, [t. cigarro] {az} is. Sigara. [DS] cveyre, [Ar. cveyre y ] {OsT} is. Kk cariye; y cariyecik. cvt, [cvit] {eT} is. Boya. [DLT] cy, [cu / c / cl / cy (yans.)] is. Kmes hayvanlan vb. kular arma nlemi, cy-ce. cyub, [Ar. ceyb (cep ) > cyb ^> j--] (cyu;b) {OsT} is. 1. Cepler. 2. Yarklar, cyud, [Ar. cd > cyd >ys-] (cyu;d) {OsT} is. Bo yunlar; gerdanlar, cyu, [Ar. cey (asker) > cy J - j y ] (cyu:)

{OsT} is. Askerler,


cz, -z i [Ar. cz5 t- y ] {OsT} is. 1. Ksm; para. 2. Kuranm otuzda birine denk gelen sayfalar toplu luu. 3. Yirmi sayfadan ibaret el yazmas eser. 4. Bir kitabn bir formalk veya daha fazla sayfalk blm. 5. Bir sayy tamamyla blen kesir. 6. tasvfi Btnn bir paras. S cz gl, {OsT} Ss

O K U M ? m . a45 lem elerd e griilen g l motifleri.\\ cz-i ced, {OsTf nik. Yakn ve uzak a m ca ve a m c a oullar.\\ cz-i eb, { OsTI huk. len kim senin a n a b a b a b ir k a r d e leri ve onlarn o u lla r.| cz-i ferd, {OsT} fz . | Atom]| cz-i ferd, {OsT} A tom al.j| cz-i ferdiye, {OsT} fe l. Atom culuk.| cz-i itim , {OsT/ g k b. | tki g k cism inin birbirin i kesti i yerin boylam ]] cz-i la-yetecezz, {OsT} B l n em eyen ; p a r a la nam ayan ksm ; bln m e im kn olm ayan en kk p a r a . | cz-i m te in m em, {OsT} Tam olm ayan | p a r a .| cz-i yi, {OsT} B ir eyin te b ir veya | drtte b ir g ib i b ir p a ra s]], cz -i tm , {OsT} Tam p a r a ; p a ra la n d zam an e s a s k arak terin i k a y b e den ey. | cz kesesi, E skiden ren cilerin oku la | g id erk en oku y aca kla r kitap lar iin e koydu klar boyun larn a a sl anta. czaf, [Ar. czf (c za:j) {OsT} is. 1. Tahmin; attn tutturma. 2. Gtr alveri, czafen, [Ar. czfen lilj-] (c iiz a :fe n) {OsT} zf. 1. Tahminen. 2. Gtr olarak; gtr pazarlkla, fi1 czfen-bey , {OsT} Gtr sat. czam , [Ar. czam / czzam M ir] (cza:m ) {OsT} is. tp. Bir tr basilin sebep olduu deri hastal; lep ra. czam hane, [Ar. czam + Far. hne 4ils-li-] (cz a :m h a :n e) {OsT} is. Czaml hastalarn topland yer. czaml, [czam-l] sf. Czam hastalna tutulmu olan. czazat, -ti [Ar. czzt czdan, [Ar. cz (para) + Far. -dan (-lk)

cz

(czda:n) {OsT} 1. nsann zerinde tayabilecei byklkte, iine para veya evrak konulan kk anta. 2. Evrak antas. 3. Kimlik belgesi, czeyr, [Ar. cezr (kk) > czeyr kk; kk dallan, czeyre, [Ar. cezire (ada) > czeyre ^,1=-] {OsT} is. Kk ada; adack, czeyrevi, [Ar. cezire (ada) > czeyrev , 3ji.^r] S {OsT} is. Adada oturan; adal, czhan, [Ar. czhvn j l (czha:n) {OsT} is. 1. Cz cz Kuran renen kimse. 2. Kuran oku yan. cz [Ar. cz (para, blm ) > cz (cz-i:) {OsT} sf. 1. ok az; azck. 2. Gze arpmayacak kadar kk ve nemsiz olan. 3. fe l. Tikel. 4 . Yaln tek maddeden meydana gelmi olan. S cz ksf, {OsT} Gnein ksm i tutulmas. czice, [cz-ce] (cz-i:ce) zf. Son derece az; ok kk miktarda; azck, cziyat, [Ar. cziyyt o U j -] (cz-iya:t) {OsT} is. 1. Ufak tefek nemsiz eyler. 2. Bir iin ayrntlar, cziye, [Ar. cz (para, blm ) > cziyye ^j=r] (cz-iye) {OsT} sf. 1. ok az; azck. 2. Gze arp mayacak kadar kk ve nemsiz olan. 3. fe l. Ti kel. 4. Yaln tek maddeden meydana gelmi olan, cziyet, [Ar. cziyyet Ayrnt; teferruat, czur, [Ar. cezr (kk) > czr is. Kkler. cztam , [Ar. cz-i + tm (btn) ta.m ) {OsT} is. Birlik, czvi, [Far. czv nik. (czvi:) {OsT} sf. Kk; mi (cz(czu:r) {OsT} (cz-iyet) {OsT/ is. {OsT/ is. nce

o lill^-]

(ciiza:zat) {OsT} is. czzt-i ze-

Kesintiler; krpntlar; krntlar. S heb, {OsT} Altn krntlar. czaze, [Ar. czze krnt; krpnt,

oil.L>-] (cza:ze)

{OsT} is. Kesinti;

czbend, [Far. cz-bend J-4 >r] / OsTjis. 1. Bir eit czdan. 2. Cilt yapan kimse, czbend, [Far. czbend! s ^ . y ] (c zben di:) {OsT} is. Ciltilik; mcellitlik.

SOM

[ / ] (e) is- Latin asll Trk alfabesinin drdn > c harfi. Di-damak nszlerinden olup sreksiz, sert bir sesi vardr ve e diye seslendirilir. Sra lamada drdncy gsterir.

a9, [Far. ta => a] {az} zf. Ta. [DS] a b 1, [ab / alp / ap / p / ip / ulp (yans.)] is. Su vb. sv maddeler iinde, sallanma ve alkalanma gibi hareketler sonucunda oluan, ya da el ve ayak la oluturulan hareketleri ve bu biimde abalamay anlatan kk. [Zlfikar] ab-a, a b-a la -m ak , a b l-d a -m ak

-, [- / -a / -e / - / -i / -u / -] y a p e. 1. Fiilden isim treten ek. Bir ie yarayan, o ii yapmakta kul lanlan nesne ad ve o ie yarayan nitelik kavram veren isimler tretir: g ere, topla, tmle, tka, ab2, [ab / ep / p / ip (yans.)] is. Gevezelik byte, gle, k ald ra, a tla (yam a), u la (snr). etmeyi, yerli yersiz konumay, hoppaca hareketle 2. Kltme ve sevgi anlam katan ek. a ta - (b a b a ri, tmeyi anlatan kk. [Zlfikar] a b cak, a b c k ck) {eT} (ayn) [ETY] 3. Belli bir zellik kazanm ab3, [ab] {eT} is. 1. hret; an. [ETY] 2. anl; kavram veren isimler yapar: an a, b a b a , ara. hretli; mehur. [ETY] - a 1 [-ca /-ce / -a / -e] {eAT} ek. e. - * -ca. , ab4, [Erme, ap (l)] {az} is. Tahl lei; ap. -a2, [-a / e] {eT} {eAT} yap. e. 1. Eitlik bildiren, kadar, gibi, g re, d e k anlamlar kazandran isimden isim yapma eki. a rsla n -a (aslan kad ar), y a n a n -a b o lm a k (fil g ib i olm ak), n e-e (nice) [ETY] 2. {eT} Asl eylemden az nce yaplan ya da oluan eylemi belirten zarf fiil treten ek; -ince. [ETY] a1, [a / ag / a / ak / / g / / og (yans.)] nl. 1. Haykrma, barma, arma ve bu biimde konuma, gevezelik etme, tme ve tmeyi anla tan kk. [Zlfikar] a-gr-m ak, a -g r-g an 2. {az} kz, manda, kei vb. hayvanlar yrtmek ya da kovalamak iin sylenen sz. [DS] a2, [a] {eT} e. Benzetme edat. [DLT] a3, [ U-] (a :) {eATf nl. Aferin; yaa. a3, [a] {az} e. 1. Uzakta olan bir yeri gstermekte kullanlr; ta. 2. zf. Sonu olarak; eninde sonunda. [DS] a4, [in. => Far. / y U- / lU-] (a :) {OsT} {az} is. ay. [DS] a5, [] {az} nl. kz, manda, kei gibi hayvanla r kovalama ve yrtme nlemi. [DS] a6, [Mo. aka > aa > ] (a :) {az} is. Bebek; ocuk. [DS] a7, [a > ] ( a :) {az} is. Saat. [DS] a8, [a (yans.) > ] ( a :) {az} is. akl ve ta y n. [DS] [DS] aba, [ap (yans.) / ap-mak > ab-a] is. 1. Bir ii yapmak, bir direnci yenmek iin byk bir beden sel, zihinsel veya ruhsal g harcama; gayret, (1935). 2. Byk bir gayret sarf etme; zorlu al ma. 3. {az} rpm; arpnt. [DS] 4. {az} Tasa. [DS] S aba gstermek, B ir ii b a a rm a k iin u ram ak, alm ak. ab ak 1, [Mo. rkab > arbak > abk 3 W ] (o b a :k ) {eT} {eAT} is. ok ince dokunmu bir tr bez; patiska. abak2, - [ab (yans.) > ab-ak] {eT} {az} is. zool. Bir tatl su bal, (A bram is bram a). [DLT] [DS] abak3, [ap-mak (kom ak) I ap (yans.) > elpek / elpik > ab-ak [Clauson]] {eT} is. Gz pnarndaki aknt; apak. [DLT] 0 abak er, Soysuz; m ayas bozu k; stsz adam . [DLT] abalaan, [ab (yans.) > ab--la-an ^ W ] {eAT} sf. abalayan; hareketli, abalak, - [ap (yans.) > ap-mak > ab-a-la-k jlL>-] {eAT} sf. (At iin) aha kalkan; daima sra yan. abalaklanm ak, [ab (yans.) > ab-a-la-k-la-n-mak jo J {eAT} dnl. f . [-u r] abalamak, abalam a, [aba-la-ma] is. 1. Urama. 2. G bir

AB________________________ __ _______________
durumdan kurtulmak iin rpnma i.i. 3, /az} Kaynama, [DS] abalam ak, [ap (yans.) > e T ap-mak > ab-a-lamak] gsz. f [- r ] [-l()-y o r] 1. Hzl hareketlerle g bir durumdan kurtulmaya almak, 2. Bir ii baarmak iin elindeki btn olanaklar kullanarak uramak; var kuvvetiyle almak, abalam a kaptan ben gidemem. Biitm u ram alar b ou na. " a nlam nda kullanlr. abalanm a, [aba-la-n-ma] is. Didinme, abalama, urama eylemi, abalanm ak, [aba-la-n-mak] dnl. f . [-r ] rpn mak, debelenmek, abalay, [aba-la-y-] is. abalama durumu ve ii. abcak, - [ab (yans.) > ab-cak] /az} sf. mark; hoppa, [DS] abck, - [ab (yans.) > ab-ck] {az} sf. 1. ma rk; hoppa. 2. Geveze. 3. Dedikoducu, [DS] abck, - [Far. blc => abk > ab(k)-ck] {az} zf. abucak. [DS] abmak, [Far. bk => ab(k)--mak > abmak] {az} gsz. f . [-r ] abuk olmak; abuk dav ranmak. [DS] abk, - [Far. bk > abk] {az} zf. abuk; tez.
[D S]

abuklam ak, [abuk-la--mak] dnl: f [-ir ] Daha hzl davranr duruma gelmek, abuklatrlm a, [abuk-Ia--tr-l-ma] i. Daha hzl davranr duruma getirilme ii. abuklatrlm ak, [abuk-la--tr-l-mak] edil, f . [r] Hz verilmek; abuk yaplr hle getirmek; a buk yaplmasn salamak, abuklatrm a, [abuk-la--tr-ma] i.s. abukluk ka zandrma eylemi; tacil, istical, abuklatrm ak, 'abuk la--tr inak] gl. f . f r] Hz kazandrmak; abukluk kazandrmak; seri hle getirmek; tesri etmek, abukluk, -u [abuk-luk] is. abuk olma hli; hz; eviklik. abula, [Far. pSla] {az} is. * apula. [DS] abk, [Far, bk iljjl*.] (a:b iik) {OsT} zf. abuk. bk-dest, {OsT} E lin e abuk. I bk-dest, {OsT} E l abu kluu,| bk-hrm n, {OsT} a | bu k yryen. | abuk-hir3m , {OsT} abu k yr | y en .| bttk-inn, {OsT} D izginine a bu k; atm | hzl s ren ,| bk-p, {OsT} A yana abuk.\] | biik-rev, {OsT} abu k giden. | abuk-shn, | {OsT} H azrcev ap ,| bk-svr, {OsT} yi a t s | ren ; a ta iyi binen. abk, [Far. bk (a :b k i:) is. 1, abuk

abldamak, [ab (yans.) > ab-l-da-mak] gsz. f . [r ] [-d ()-y o r] 1. abalamak. 2. vedilik etmek, abr, [? abr] {az} is. Hayvan derisinden yaplm ark. [DS] abrak, - [ap-mak (kom ak, saldrm ak) > abr-ak] {az} is. apulcu; babozuk. [DS] ab, [ap-mak (kom ak) > ab-] {eT} is. Yaver.
[E T Y ]

luk; eviklik. 2. Hzl giden at, acal, [? acal] {az} f. plak. [DS] -ack, [-cack. / -cecik / -ecik / -ack] yap, e, -* cack. ack, - [Erme, cacg => cack] {az} is. Salata. [DS] ackana, [Far. e-hne *=> akana] {az} is. Kur undan yaplm yuvarlak ok. [DS] a , -c [Far. ^U-] ( a : ) {az} is. 1. Samann dan savrulup ayrlm tahl yn; e. 2. Buday yn. [DS] a2, -c [Erme, a] {az} is. 1. Patates, pancar gibi bitkilerin toprak stndeki yeil dallan. 2. Hayvan larn altna serilen kuru yaprak. [DS] a3, -c [Gre, ai] {az} is. apka. [DS] a4, -c [sa > a] {az} is. Sa. [DS] a a 1, [Rom. ao manu (g er ek insan)] is. 1. Eski ve usta gemici. 2. Hatrl kabaday. 3. zool. aa bal. 4. {az} Duvar kertenkelesi. [DS] S. {az} Yemekli ve ikili elence dernei. [DS] S aa bal, z ool. Sardalyegillerden , sa rd a ly e bykl nde, g s y zg eleri srt yzgecin den d a h a n d e olan b a lk (C lp ea spratts). aa2, [Yun. tsatsa (teyze, a b la )] is. argo. Genelev yneticisi kadn, aa , [e > aa] {az} is. Az ball siyah petek. [DS] aa4, [? aa] {az) is. Meyve ras. [DS]

abt, [Far. abt => aput > abt] {az} is. Eski bez paras; aput; paavra. [DS] abras, [Far. b rast => abras] {az) sf. a. [DS] abucack, [abu(k)-a-ck > abuca-ck] ( a bu cack) zf. 1. ok abuk olarak; hi vakit geirmeden; olabildiince abuk. 2. Kolaylkla; zorlanmadan, abucak, [abu(k)-cak > abucak] ( a buk) zf. 1. ok abuk olarak; hi vakit geirmeden; olabildi ince abuk. 2. Kolaylkla; zorlanmadan, abuk, [ap-mak > ap-uk / Far. bk il^U-] z f 1. Ksa bir zaman iinde. 2. Seri olarak. 3. sf. Hzl. 4. nl. Acele et! Oyalanma! anlamnda kullanlr. S abuk-inan, {OsT} Atn hzl siiren.| abuk | kpr, D erinlii az su lard a bidon f g ib i m esnet le r le bir erin g e e b ile c e i k a d a r byklkte kuru lan kpr. abuka, [abuk-a] ( a bu ka) zf. Acele olarak; ok ksa srede; hzl bir biimde, abuklam a, [abuk-la--ma] is. Hzl davranma ey lemi.

849 aa3, [? aa] {a } is,.. Sulu yara. JDS} aalam a, [aa ia ma] fauzj is. Ayak srtme.[DS] aaa. [p. ehacha-cha| is, l . Rumba, ye mambo danalarnn baz ritimlerinin uyarlanmas ile do mu olan Meksika kkenli bir dans. 2. Bir zaman lar moda olan bir tr kadn ayakkabs. aan , [een (K a fk asy a h alklarn dan ) > aan] a z} is. een. [DS] aan arabas, {az} Yayl, d rt tekerlekli, ift atl, iki p en c er eli, s sl ve a r k a d a b a g a j bulunan esk i p o s ta a r a b a s ; e en arubas. [S| aar, [t, chiachierone => aaron > aar ?] {az.} sf. Kavgac. [DS] aaran , [t. chiacchierone] {az} sf. 1. ok konu an. 2, Sarp. [DS] aaran , [t, chiacchierone] s f ok konuan; enesi dk; geve/e. aaron ca, [aaron-caj ( a a m 'n c a ) zfi aarona yakr biimde; bir aaron gibi, aaronluk, -u [aaron-luk] is. Gereksiz yere ,ok fazla konuma; gevezelik. ? aaronluk etmek, G ereksiz y e r e o k kon u m ak; g ev e z e lik etm ek. aele, [Far. ele ^U -] ( a : e le ) {OsT} is. ark, postal, ayakkab gibi eyalarn genel ad. ak, - [Erme, cacg => ak] {az} is. Salata. [DS] ar, [Sansk. atra > atr > r] (a.:r) {eT} is. adr. [DLT] a, [Far. ( zb ekistan d a k i T akent kentinin es k i ad) > - ^ t . ] ( a : i:) {OsT} s f a eh rine ait; Takentli. S a keman, {OsT} E skiden o k iyi say lan b ir yay. aka, [Slav, cska] {az} is. inko ya da teneke tas.
[D S]

AP

{OsT} 1. adrm ihram . 2. m ecaz. K a n[| der-i kfr, {OsT} S a b a h aydnl, j der-i kuhl, {OiT} l. K a ra n lk g e c e , 2, Gdkyz.\\ der-i lci verdi,, {OsT} i. ayr- imen. 2. Gkyifcii..\\ der-i eb, {Os.T} I.. A rap kadnlarn giydii a ra f. 2, Ya ta a yaylan rt; araf\\ der-i ters, {OsT} 1. Hristiyan kadn larn b a rts o la r a k kulland sa r w m avi ren kli ip ek kuma. 2. afak, 3. Gne tmlar\{ der-nin, {OsT} ad rd a a tr m ; g eb e. ader, [Far, der u s j^ ] ( a :d e r v ) {Os.T.I is.. Mavi ile yeil arasj bir renk; gk rengi.. ad, [Far. cld ad] {az} i. Kt yaradll kadn, [DS] a d r1, [Far. nidur a dr] (a ;d r) {eT} is. Kl. [EUTS] S* adr ua, {OsT} A m onyak sakz, adr2, [Sansk. attra (gne em siyesi) > eT. tr / at()r / etir is. 1, Ak havada kaba bez, ul, kilim, kee, hasr, vb. eylerden kurulan, toplanp tanabilir barnak; erge, ota. 2. mparatorluk d nemi sava gemilerinde k stne alan tente. 3. Sirklerde tavan rten byk bez rt, 4, ranl Mslman kadnlarn yabanc erkeklerden sakn mak amacyla elbiselerinin zerine giydikleri b yk ferace, {eAT} (ayn) 5, {az} emsye, [DS] 6. {az,} Kefen, [DS] 7.. {az} Yorgan araf., [DS] 8. {az} Kadnlarn rtndkleri alacal ya da dz renkli araf, [DS] 9 , {az} adr bezi; patiska, [DS] 10. {az} Kaput bezi, [DS] 11. dnz. Yelkenli sava gemilerinin k tentenesine verilen ad. 0 adr ara, {eAT} adrn d irek b a l .} adr bezi, 1. D a h a o.k a d r yapm n da kullanlan yn, keten veya p am u ktan dokunm u k aim ve st geirm ez, bez. 2. E rin a h s ey as a ra sn d a bulunan, yam u rlu h a v a la r d a o rtasn d a ki boluktan b a m g e ir e r e k slan m aktan korunduu, b a k a la r ile birletirild i in d e a d r o la b ilen drtgen bir bez. | adr | am a, {az} ad r direinin a d r a dayan m as iin kon ulan ortas oyuk a a . [DS]|| adr iei, bot. 1. N ilfergillerden, zeytin y eili yap raklarn n g en ili i b ir m etreyi bulan, p e m b e beyaz i ek li H indistan k k en li b ir su bitkisi, (E uryaleferox). 2. Trk s slem ecili in d e kullanlan a d r a ben zer i e k m otifi.| adr dikmek, {eAT} a d r kurmak.\\ j adr direi, adrn iskeletini oluturan ve a y ak ta durm asn sa lay an a a v ey a m etal direkler.\\ a dr dutm ak, {eAT} 1. adr kurm ak. 2. P erd e g er m ek. | ad r etei, {az} G n byk blm n | k ap lay an v e s rekli yam u r y a d ra n bulut. [DS]|| adr gbei, {eAT} adrn tepesinde, direin g e m e sin e y a ra y an y u v arlak d elikli tahta.\\ adr ipi, a d r bezinin gergin durm asn ve adrn y e r e balan tsn sa la y a n ipler. | adr kaz, a d r | iplerin i balam ak, iin y e r e a klan kazklar.\\ adr kurm ak, 1. adr, iinde o tu ru la b ilecek e k ild e

an a, [Erme, a => a.na ?] {az} is. Yaprak konan yer. [DS] ao, [? ao] {az) sf. Dzensiz; budala, [DS] ao, [? ao] {az} sf. Yze glp arkadan konu an; dedikoducu. [DS] auv, [Kr, auu (sa m a) > auv] {az} sf. Sal m; datlm. S auv kuuv, {az} D a rm a d a n. [DS] adan, [dan] (a :d a n ) {eT} is. 1. yan. [DLT][KB] 2. Akrep. [D LT ] [KB] 3. Akrep burcu. [KB] a d a r1, [Far. nidur=> dar] (a.'dar) {eT} is. Kl.
[E U TS]

adar2, [? adar] {az} is. 1. Tohumluk msr. 2. M sr demeti. [DS] addah, [at-la-k > addah] {az} sf. atlak. [DS] ader, [Far. der j^U-] (a.'der) is. 1. adr. 2 Ka dnlarn balarna brndkleri rt. 3. Gkyz. 4. {az} Atk. [DS] 5. {az} Bez. [DS] 6. {az} adr iin kldan rlm kilim. [DS] t? der-i ihram ,

AP a m ak, dzenlem ek, yerletirm ek. 2. argo. E rk ek cin s el organnn sertlem esi ile elb is e zerin de i kin lik m eydana getirmek.\\ adr kua, bot. M ay dan ozgillerden , id ra r sktrc, afrod izy a k ve uya rc bir y a eld e ed ilen otsu bir bitki, (D orem a ammoniacum).\\ adr mehterbas, tar. P ad ia h a d rla rm kurup kald ran ve koruyan a d r m eh terlerinin am irin e verilen a d ; haym e mehterba.\\ ad r mehteri, tar. im p a ra torlu k dn em in de p a d i a h larn adrlarn n bakm , korunm as ve se fe r d e kurulup kald rlm as ile g rev li s n f | adr meh | terleri, tar. a d r m ehteri. | adr sayvan, ad r | kan atlarn n st tarafn a fr d o la y tutturulan en li ve n akl kuak.\\ adr tepelii, Yuvarlak ad rlarn tep ed ek i k on ik ksm . | adr tiyatrosu, a d rla r | k u ra ra k tem siller veren gezgin tiyatro.| adr toz | luu, ad r iin e toz to p rak girm em esi iin a d r y an larn n altn a fr d o la y dikilen ve iten zerin e ta to p rak ile bastrlan uzun p a r a . | adr turiz | mi, Turistik b lg elerd e, a d r ku rm ak su retiyle g erek letirilen turizm olay. | adr yarm ak, {eAT} | H rszlk niyeti ile a d r a girmek.\\ adr ykmak, Kurulu a d r bozm ak. adr3, [? adar > adr] {az} is. Msr demeti. [DS] adra, [adr > adr-a] {az} is. Alaca veya dz renkli kadn ba rts. [DS] adrc, [adr-c] is. 1. adr reten veya adr satan kimse. 2. adrda yaayan kimse. 3. as. Yenieri ocann retim atlyelerinde adr retenlere veri len ad. adrclk, - [adr-c-lk] is. 1. adr retme veya satma ii. 2. adrda yaama, adrga, [adr-ga] {az} is. Asmann ubuklarn yksekte tutmak iin aatan yaplm ardak; gl gelik. [DS] adrga, -c [ad (yans.) > ad-r-ga] {az} is. Atete hafife tlm buday baaklar. [DS] adri, [adr + Ar. -] (ad ri:) sf. Bakr yeili; gz ta rengi; yeil, adrlanm ak, [adr-la-n-mak] dnl. f . [-r ] [eA T ur] 1. adr sahibi olmak; adr edinmek. 2. {eAT} arafa brnmek; ar rtnmek, adrl, [adr-l] sf. 1. adr olan. 2. adra yerle mi; adrda oturan. S adrl ordugh, as. a d r la r d a barn drlan a s k e r i g. adtm a, [at-mak > ad-t-ma] {az} is. Asma ar dann atklar; glgelik. [DS] adir, [Far. nidur => atr / atr] (a:tr) {eT} is. kim. Niadr ruhu; amonyak. [EUTS] ad m ak, [at-mak] {az} gl. f . [-a r ] Odunlar yana cak ekilde ocaa yerletirmek, [DS] adura, [ad-r-ga > adur-ga] {az} is. -* adrga. [DS] afalanm ak, [alk-ala-n-mak > af-ala-n-mak] Sa z} dnl. f . [-r ] (Kaptaki svlar iin) sallanarak dklmek. [DS]

m a m a n ..
aflam ak, [af-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Trmalamak. [DS] afi, [? af] {az} is. Trnak. [DS] afilam ak, [af-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y or] Trmalamak. [DS] afli, [af-li] {az} sf. Trnakl. 0 afili kiirek, {az} G bre y n larn eelem ey e y a ra y an ucu trm kl krek. [DS] afk ar, [Bul. cvka] is. Karga, {az} [DS] afral, [afra-l] {az} is. Odun paras. [DS] afr, [afr / avr] {az} sf. Ters. [DS] ag1, [a / ag / a / ak / / g / / og (yans.)] is. Haykrma, barma, arma ve bu biimde ko numa, gevezelik etme, tme ve tmeyi anlatan kk. [Zlfikar] ag -n a-n ak ag2, [ag / a / ah / ak / av / / i / o / uv (yans.)] is. Suyun kaynama, akma ve alama sra snda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] a g ag, a g -l al, ag-n am agnam . ag3, [ag / a / ah / ak / g / h / k / y / ig / i / ik / iy (yans.)] is. Tahta, ta, kum, cam, me tal eya ve kuru nesnelerin birbirine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay, arpmay anlatan kk. [Zlfikar] ag-l, ag--t, ca g --l-d a m ak, ag --l-d ag4, [a / ak] {eT} is. a; zaman. [EUTS] aa, [? aa] {az} is. apa. [DS] aada, [a-ad-a ?] {eAT} sf. 1. ocuka; aa. 2. Yeni domu; ty bitmemi. [YE] aggal, [Far. agl] {az} is. akal. [DS] a, [a (yans.) > a- / o-T / u-] (a :) {eT} is. Grlt. [DLT] S ag ug, Grlt; a r ur. [DLT] agg, [a- / av-] {eT} is. Kam; srm. [DLT] aglam ak, [a--l-mak / o--l-mak / jaglamak / aglamak] {eT} gl. f . [- r ] 1. armak; seslen mek. [DLT] l . g s z . f . alamak. [DLT] a r1 [ar / akr] {eT} is. arap; ra. [DLT] , ar2, [-r > ar] {eT} is. Dar yol; kk yol; r. [DLT] agrlam ak, [ar-l-mak] (a rla :m a k) {eT} gl. f . [ - r ] 1. zmn suyunu karmak; ra yapmak. [DLT] 2. ra imek. [DLT] agrlanm ak, [ar-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] ra veya arap sahibi olmak. [DLT] agrhg, [ar-l] {eT} sf. arapl; arab olan. [DLT] agru, [a-r-u] {eAT} is. 1. Davet. 2. Davetiye. [YE] alanm ak, [a-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] (Et iin) yar pimek; brtmek. am ak, [a / ak (yans.) > a-mak] {eT} gl. f . [u r] 1. akmak; vurmak. [EUTS] 2. akmak ak mak.

IMITOM. 81 5
agm ur, [am-ur > a-mur] {eT} is. algam, (B rass ic a ra p a ). [DLT] ar, [Lt. sacer [Clauson] => ar / ak-r / avl] (a r:) {eTj is. Doan kuu; akr doan, (H ypotriorchis a eso lon ). [DLT] [KB] agruk, [ca-ruk] {eT} sf. Sertleen; katlaan. [DLT] agaput, [Sansk. ikapada] {eT} is. Ahlak; ahlak kural. [EUTS] agurm ak, [aur-mak] {eT} gl. f i [-u r ] ftira et mek; leke srmek; amur atmak. [EUTS] [Gabain] a 1 [a / ag / a / ak / / g / / og (yans.)] , is. Haykrma, barma, arma ve bu biimde ko numa, gevezelik etme, tme ve tmeyi anlatan kk. [Zlfikar] a -a, a -r--m ak, a-r-m ak, a --la-m ak, a -la-k, a-lk, a -r- a2, [ag / a / ah / ak / av / / i / o / uv (yans.)] is. Suyun kaynama, akma ve alama sra snda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] a -al-gan , a + a r-a , a -l al, a -la-m ak, a -la-k, a la-y-ar, a -la-r, a -la-y-k, a - a -k & a a, ,'eATj al al.\\ a a derlemek, {eAT} B u ram buram terlem ek. a3, [ag / a / ah / ak / g / h / k / y / ig / i / ik / iy (yans.)] is. Tahta, ta, kum, cam, me tal eya ve kuru nesnelerin birbirine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay, arpmay anlatan kk. [Zlfikar] a a , a -al, a -al-d ak, a-l, a -l-da-k, a --ta-k, a -ra-m ak, a ra-k, a -a-m ak, a - a -k a4, [a / ak (yans.)] is. In yansmasn, canl ve parlak oluunu anlatan kk. [Zlfikar] a -m a k a5, [eT. ak > a > a jL>-] is. 1. Zaman; zaman paras; vakit; mevsim; devir; {eAT} (aym). 2. Haya tn, ocukluk, genlik ve yallk gibi nemli d nemlerinden her biri. 3. Belli bir zellii bulunan zaman paras; devir. 4. Dnya tarihini daha kolay inceleyebilmek amacyla varsaymla blnm d nemlerden her biri. 5. je o l. Bir katmann olutuu sre. 6. Bir eyin en uygun ve elverili olduu za man. 7. {eAT} Y a; asr. 8. {az} Saat. [DS] 3 a am ak, E v ren sel nitelii tayan n cekin den o k fa r k l y en i b ir dnem in b a la m a sn a y o l a m a k .| | a d, 1. an g er ek le rin e y etiem em i; an artlarn a g r e g e r id e k alm ; khn e. 2. as. A sker lik y a p m a y a sn rlar dn a km olan. | a | d olmak, as. Y edek a sk erlik a n doldurm u olm ak. | a gemek, Yalanm ak. | a6, [Erme, ca / Gre, cali / Far. h / eT. ij (d e m ir ivi) / jmek (germ ek, uzatm ak) > ca / a {eAT} is. 1. Dokumaclarn zerine ip sardk lar dolap. 2. {az} orap t. [DS] 3. Yn eir mekte kullanlan iin tepesindeki engel. 4. {az} Ykn dmemesi iin kannn yanlarna konulan aalar; sve. [DS] S a kemii, {az} K a l a ile diz a ra sn d a ki kem ik. [DS] a7, [a (yans.)

{eAT} is. 1. Su delii. 2. a

layan. 3. {az} ra szmeye yarayan tahta tekne. [DS] 4. {az} Musluk. [DS] 5. {az} Lavabo; banyo. [DS] S a evi, {az} L avabo. [DS] a8, [a jjL- / ak / ah] {eAT} is. 1. Tam; tamam. 2. sf. Salt; srf; sade; halis; yalnz. 3. zf. Ta. a9, [a] {az} is. 1. Erkek kmes hayvanlar ve kularda cinsel organ. 2. Erkek danalarn cinsel organn rten tyl deri ksm. [DS] a 10, [a] {az} is. 1. Saz otu. 2. Yapraklar hay vanlara yedirilen bir bitki. [DS] a a1,' [Mo. aka > aa ^ / 4&U-] is. 1. {az} ocuk; bebek. [DS] 2. {eAT} {OsT} (Ku yavrusu iin) daha ty bitmemi; yeni domu. S aa plak, {eAT} rlplak. aa2, [a-a] {az} is. Balk tutmakta kullanlan, fndk dallarndan yaplma sepet. [DS] aabacak, [a-a+bacak] {az} is. nce, zayf ba cakl kimse. [DS] aala, [Far. ale => caala *1^?-] {eAT} {az} is. -* ala. [DS] aalam ak, [aa-la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l()y o r ] (Yal kimse iin) ocuka davranlarda bu lunmak; ocuklamak. [DS] aaldak, - [a (yans.) > a-al-dak] {az} is. Pis insan. [DS] aalgan, [a (yans.) > a-al-gan] {az} is. ala yan. [DS] aan a1, [Far. ene] is. * aanak. aana2, [Yun. tsaganos] {az} is. Yenge. [DS] aanak, - [Far. egne-k => aanak] is. engi ya da danszlerin oynarken parmaklarna takarak bir birine vurmak suretiyle ritim sesi karttklar k k pirin yuvarlak zil. aandr, [aan-dr ?] {az} is. ingene adr. [DS] aanoz, [Yun. tsaganos] is. zool. Trkiyenin btn kylarnda yaayan yan yan yrmesiyle tannan kabuklu, yzer yenge; ingene pavuryas, ingene yengeci, (C arcinus m aen as). B aanoz gibi, 1. Vcudu e r i br olan kim se. 2. (Sarho iin) y a m u k ve y a n yan yryen. aarak , - [a-ar-ak ?] {az} is. Baca. [DS] aarm ak 1, [a (yans.) > a-ar-mak] {az} gsz. fi [-r ] Tala hcum etmek. [DS] aarm ak 2, [a-ar-mak] {az} gsz. fi. [-r ] Kay mak. [DS] aatayca, [aatay-ca] ( a a t a c a ) is. dbl. 1. y Yirminci yzylda yerini zbekeye brakm olan on beinci yzyldan on dokuzuncu yzyla kadar Orta A syada kullanlan tarih Trk lehesi. 2. s f Bu Trke ile yazlm veya sylenmi olan, abacak, - [a +bacak] {az} is. nce bacakl insan.

O I M IM M .
a3, [Far. ale => ala > al] {az} is. Cala. [DS] aldah, [a (yans.) > a-l-dah] {az} sf. Pek ok. [DS] aldak1 - [a (yans.) > a-l-da-k] {az}, is. , Koyunlarn kuyruk altlarnda birikmi pislik topak lar. [DS] aldak2, - [a (yans.) > a-l-dak] {az} is. 1. Taze brlce. 2. iei yeni dklen taze kabak. [DS] aldak3, - [a (yans.) > a-l-dak] {az} is. akll yer. [DS] aldam a, [a-l-da-ma] is. alt kararak akma eylemi. aldam ak, [a-l-da-mak] gsz. fi. [ - r ] [-d ()-y o r] (Su iin) akarken talara, kayalara arparak ho ve tatl sesler karmak, alday, [a-l-da-y-] is. aldamak durumu ve eylem biimi, all, [a-l-l] {az} sf. akll; akl bulunan. [DS] alak, - [a (yans.) > a-l-dak > alak] {az} is. akll yer. [DS] alt, [a-l-t] is. Suyun akarken talara, kayalara arparak kard grltl ve ho ses. altl, [a-l-t-l] sf. alts olan, alt sesi karan. ar, [eT. akr > ar > U -] is. 1. {eAT} arap. 2. Mool imparatorluunda yabgunun emrindeki su baylara maa yerine tahsis edilen arazi geliri, arc, [a-r-mak > a-r-c] {az} sf. (Kii iin) kaba konuan. [DS] ardak, - [a-l-dak > a-r-dak] {az} is. Koyunlarn kuyruk altlarna yapp kuruyan pis lik. [DS] argan1, [a-r-mak >a-r-an u U ^ U -/ji^ U -] sf. 1. {eAT} {OsT} ok baran; yaygarac. /azj (ayn) [DS] 2. {az} is. Tellal. [DS] 3. {az} Mba ir. [DS] 4. {az} Zil; an. [DS] argan fatm a, {az} K a ra fa tm a . [DS] argan2, [a-r-gan] {az} sf. 1. (Hayvan iin) iyi enenmemi. 2. (Kadn iin) terbiyesiz; dile dm. [DS] ar, [a-r-] is. - * ar, fi1 a n sylemek, {eAT} B a r a r a k seslen m ek. arc, [a-r-c] is. 1. Birini armak iin giden veya grevli olarak gnderilen kimse; daveti. {az} (ayn) [DS] 2. ark, trk syleyen kimse, ar, [a-r-] is. arma eylemi ve biimi, arm a, [a-r-ma] is. 1. Birisinin gelmesini kendi sine yksek sesle syleme; davet. 2. Birisinin gel mesi iin istekte bulunmak; davet etme. 3. (Trk veya ark) syleme, arm ak, [a / ak (yans.) > eT. ak-r-mak > a

aba, [a+ba] {az} sf. Hamarat. [DS] acl, [a-cl] sf. 1. an yeniliklerini benimse yen, yeniliklerden yararlanabilen; modem; asri. 2. Tekniin ve bilimin yeniliklerini kullanabilen; mo dem. acllam a, [a-cl-la--ma] is. an yeniliklerini benimseyebilir, yararlanabilir hle gelme eylemi; modernleme, asrileme, acllamak, [a-cl-la--mak] d n l.f. [ -r ] an yeniliklerini benimseyebilir, ondan yararlanabilir hle gelmek; modernlemek, asrilemek, acllatrm a, a-cl-la--tr-ma] is. an yenilik lerini benimsetme, ondan yararlanabilir hle getir me eylemi; modernletirme, asriletirme, acllatrm ak, [a-cl-la--tr-mak] gl. f . [-r] an yeniliklerini benimseterek ondan yararlana bilir hle getirmek; modernletirmek, asriletirmek, acllk, - [a-c-lk] is. an yeniliklerini ve yaama gereklerini benimseyebilme, ondan yarar lanabilme durumu; modernlik, asrilik, aa, [a+a] {az} is. Deirmende tanelerin dzenli dklmesini salayan ve titreimini tan hareketinden alan dzenek. [DS] aara, [a+ar-a] {az} is. alayan. [DS] ada, [a-da] sf. 1. Biri ile ayn ada yaayan; muasr. 2. inde bulunulan an artlarna uygun olan; muasr, (1935). adalam a, [a-da-la--ma] is. an gereklerine uygun davranma eylemi; muasrlama, adalam ak, [a-da-la--mak] dnl. f . [-r ] a n gereklerine uygun davranmak; muasrlamak, adalatrm a, [a-da-la--tr-ma] is. an ge reklerine uygun davranmasn salama eylemi; mu asrlatrma. adalatrm ak, [a-da-la--tr-mak] gl. f i [-r] an gereklerine uygun davranmasn salamak; muasrlatrmak, adalk, - [a-da-lk] is. ada olama duru mu; muasrlk; asrilik; modernlik, adavul, [Mo. ada-mak / da-mak (n bet tut m a k ) > ada-vul] is. Mool ordu kuruluunda art kuvvetler. ae, [ e l uva > oa > ae] {az} is. Sonba harn bunaltc sca. [DS] aevi, [a+ev-i] {az} is. Lavabo; banyo. [DS] agelmek, [a+gel-mek] {az} g s z .f. [-ir ] abuk gelmek; tez gelmek. [DS] al2, [a (yans.) > a-l J*U -] is. 1. {eAT} Kk ta paralar; akl. 2. {az} akl yn. [DS] 3. {az} ri talardan rlm harsz duvar. 4. {az} ri ta yn. [DS] al1 [a (yans.) > a-l] iinl. Yksekten derek , akan suyun kard ses. & al al, a ld a y a r a k a ka n suyun sesin i belirten ikilem e.

M K M . 8*
r-mak jjijiU-] g l . f [ -r ] 1. Birine gelmesini sy lemek; davet etmek. {eAT} {OsT} (aym) [YE] 2. Ba rmak; haykrmak; seslenmek. {eAT} {OsT} (aym) 3. Trk, ark sylemek. 4. {eAT} Manzume sy lemek. [DK] S ar sylemek, {eAT} B a ra ra k hitap etm ek.| aru sylemek, {eAT} B a ra ra k | sylenm ek. art, [a-r-t] is. Barma, haykrma sesi, artkan, [a-r-t-kan / -r-t-kan] is. 1. Yksek sesle bararak insanlarn evresinde toplanmasn salayan kimse. 2. Av kularnn sesini taklit ede rek onlarn toplanmasn salayan kii veya bu i iin kullanlan ddk. 3. t ile kendi cinsinden olan av kularn evresine toplamakta kullanlan altrlm ku. 4. {az} Karafatma. [DS] artm a, [a-r-t-ma] is. Birinin, bir bakasn armasn salama ii. artm a, -c [a-r-t-ma] is. Halka duyurulmas gereken konular yksek sesle bararak ve dolaa rak ileten kimse; tellal, artm ak, [a-r-d-mak > a-r-t-mak] gl. f i [ -r ] 1. Birini, biri aracl ile armak. 2. Bir eyi halka yksek sesle bartarak duyurmak; tellal bartmak. {eAT} (ayn) 3. ark veya trk syletmek. aru, [a-r-u jj^-U-] zf. 1. {eAT} ararak. 2. is. ar, c? aru sylemek, {eAT} B a r a r a k s e s lenm ek. a1, [a (yans.) > a-] is. Tahta, ta, kum, cam, metal eya ve kuru nesnelerin birbirine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay, arpmay anlatan yansmal gvde. S1 a a etmek, (Zincir vb. iin) ngrtya b en z er srtnm e s e s i karm ak. a2, [a-] {az} is. Al nndeki itle evrili avlu. [DS] a3, [a-] {az} is. Bal. [DS] alamak, [a (yans.) > a--la-mak] {az} g sz .f. [ - ] [-l()-y o r] Yank yapmak. [DS] atak1, - [a (yans.) > a--ta-lc] {az} is. a kll yer. [DS] atak2, - [a (yans.) > a--ta-k] {az} is. Zincirli bizlengi. [DS]

alagan, [a (yans.) > a-la-gan] {az} is. ala yan. [DS] alaa, [a (yans.) > a-la(k)-a] {az} is. Akarsu seti. [DS] alaan, [a

(yans.) > a-la-an j U U ] sf. 1. {O (Su iin) alayarak akan. 2. is. alayan. sT} alak1, - [a (yans.) > a-la-k / d!UU-] {eAT} is. arl arl akan su; alayan; elale. alak2, - [aylak] {az} is. aylak. [DS] alam , [a (yans.) > a-la-m] {azj is. alayan.
[DS] alam a, [a (yans.) > a-la-ma] is. 1. (Su iin) kprerek ve ses kararak akma eylemi. 2. gnl. Alama. alam ak 1 [a (yans.) > a-la-mak] gsz.f. [-r] [, l()-yor] 1. (Su iin) kprerek ve ses kararak cokun bir ekilde akmak. 2. gnl. Alamak. alam ak2, [ag / a (zaman) > a-la-mak] {eA T} gl. f. [-r] [-()-yor 1. Tahmin etmek. 2. Zaman beklemek; zamann bulmak. 3. {az} (Dii koyun, kei iin) iftleme zaman gelmek; kzmak. [DS] 5 alam adan atlam ak, Gereken olgunlua

erimeden, olgunmu gibi davranlarda bulun mak; olgunluk taslamak; sekmeden mak. alan, [a (yans.) > a-la-n] {az} is. 1. ala
yan. 2. Delta; atalaz. [DS] alang, [a (yans.) > a-la-n / a-la-k i^tu]

{eAT} is. -* alak.


alanlk, - [a

(yans.) > a-la-n-lk j K l t U ] {eAT} is. arl arl akma durumu, alanm ak, [eT. av (n) > av-la-n-mak > a-la-nmak {eA dnl.f [-ur] hret kazanmak; T}

n sahibi olmak; tannmak, alar, [a (yans.) > a-la-r] sf. 1. (Su iin) az veya ok bir yksekten derek kprp akarken, altl sesler karan; alayan 2. alama iini yapan. 3. {az} is. alayan; elale. [DS] alayan, [a (yans.) > a-la-y-an] sf. 1. alama iini yapan. 2. is. Suyun az veya ok bir yksekten derek kprp akt, altl, grltl yer; alar; elale, alayk, - [a (yans.) > a-la-y-k] is. Yerden ses kararak fkrp kaynayan scak su; kaynarca, at, [a (yans.) > a--t , / S U / ^ J^ iU -] is. alay, [a (yans.) > a-la-y-] is. alamak 1. {eAT} Boncuk, dme vb. eylerin kapal bir kap eylemi veya biimi, iinde sallandklar zaman kard ses; kr kr ale, [Far. ale => ale] {az} is. ala. [DS] sesi. 2. {az} Ot veya allar arasnda gezerken al, [a-l] {az} sf. Yal; kocam. [DS] kan ses; hrt. [DS] alk', - [a-lk] {az} is. lk. [DS] aide, [aa-da / aide] {eAT} sf. 1. ocuka. 2. alk% - [a-lk] {az} is. 1. Lavabo; banyo. 2. Ham; manasz. [YE] Musluk. [DS] S alk buca, {az} Lavabo; ban airdek, -i [ekirdek] {az} is. ekirdek. [DS] yo. [DS] ala, [Far. ale] is. Henz olmam fakat yenile alu, [av-lu > a-lu _jJil=r] {eAT} sf. 1. Talihli. 2. bilen erik, badem, kays yemii. S ala yeili, nl; mehur. Griye a la n a k yeil.

I M I R M . 5 4
lantya veya birinin yanna arlm olan (kimse); davetli; okulu. 2. zfi. arlm olarak, arlk, - [a-()r--lk > ar-lk] is. Birini armak iin yazlm kt; davetiye, oku, okun tu. arl, [a-()r--l > ar-l] is. 1. Bir yere arlma eylemi. 2. arl biimi, arlm a, [a-()r-l-ma > arl-ma] is. 1. Bir yere gelme konusunda ar yaplma eylemi; davet edil me; okunma. 2. (Trk veya ark) sylenilme, arlm ak, [a-()r--l-mak > arl-mak] edil. fi. [r] 1. Bir yere gelme konusunda seslenme ya da adam gnderme yoluyla ar yaplmak; davet edilmek. 2. (ark veya trk) sylenilmek, arm , [a-()r--m > ar-m] is. Yksek sesin ii tilebilecei uzaklk, arsz, [a-()r--sz > ar-sz] sf. 1. Kendisine ar yaplmam olan; davetsiz. 2. Bir yere veya toplantya kendisine ar yaplmadan gelmi bulu nan. 3. zfi. ar yaplmakszn; ar yaplmadan, arm , [a-()r--m > ar-m] is. 1. Zihinde ortaya kan bir hatrlamann ya da grlen bir nesnenin bir baka eyi hatrlatmas, onu akla ge tirmesi olay; tedai. 2. Bir eyin hatrlatt eyler den her biri. 3. Davranlar, dnceler ve kavram lar arasnda benzerlik, ztlk veya yer ve zaman bir lii bakmndan ilikilendirme sonucu bilin alan na bunlardan birisi girince brnn de bilin ala nna ekilmesi durumu, arm c, [arm-c] is. Btn zihn faaliyetleri, akln ileyiini dncelerin armna dayand ran. armclk, - [ar-m > ar-m-c-lk] is. fe l. Btn bellek ilemlerini, akim ileyi ilkelerini dncelerin arm yoluyla aklamaya alan reti. arml, [ar-m > arm-l] sf. arm olan. arm sal, [ar-m > arm-sal] is. arma dayanan; armla ilgili, armsz, [ar-m > arm-sz] sf. arm olmayan. arm a, [a-()r--mak > ar-ma] is. 1. Kar lkl birbirini arma ii. 2. Hep birlikte bararak grlt etme. arm ak, [ar-mak > a()r--mak] ite, f. [r] 1. Karlkl birbirine seslenerek armak. 2. Birbirini davet etmek. 3. Birlikte barmak suretiy le grlt karmak, artrm a, [ar-mak > ar-tr-ma] is. 1. Bir arma yol ama eylemi. 2. Akla getirme, hatr latma. artrm ak 1 [ar-mak > ar-tr-mak] gl. f i , [-r ] 1. Zihinde bir arma yol amak. 2. Alda getirmek, hatrlatmak.

am a, [cav-mak (h ed efi arm ak) > av-mak > a-ma] is. ama eylemi. am ak 1, [cav-mak (h ed efi arm ak) > av-mak > a-mak / avmak] g s z .fi [ -a r ] 1. {az} Hedeften sapmak; armak. [DS] 2. Gn vurmak. 3. Parlamak. 4. (Scak, koku, k iin) dalp yayl mak. 5. {az} (Gne iin) domak. [DS] 6. {az} Ykselmek; kmak. [DS] am ak2, [a-mak] {az} gsz.fi. [ - a r ] (At, eek vb. iin) iftlemek. [DS] am an, [cav-mak (h ed efi arm ak) > av-mak > a-mak / avmak > a-man] is. bot. Akaaa. anak, - [a-()n-a-k] is. biy. Dl kesesini doldu ran ve dltn korunmasn salayan sv; amnios svs. anam , [a (yans.) > a-()n-a-m {eAT} is. alama sesi; alt. [DK] fi1 anam anam , {eAT} 1. a l al. 2. D am la dam la. an am ak 1, [a (yans.) > a-()n-a-mak % ] {eAT} gsz. f i [-r ] [ - n()-yor] 1. Haykrmak; lk koparmak. 2. {az} Meydan bo bulup cesaret alp sylenmek. [DS] 3. {az} Her yeri gezip dolamak. [DS] anam ak2, [a-()n-a-mak > ana-malc ? [Tietze] {az} 1. (Hayvanlar iin) yerde keyifle yuvarlan mak. [DS] 2. {az} (Hayvan iin) yatt yerde lp kalmak. [DS] anam ak, [a-()n-a-mak> ana--mak U-]

{eAT} ite, fi. [-r ] 1. Konumak; grmek. 2. Me raka dp aralarnda tahmin yrtmek, ap ara, [Far. l+pre => apara] {az} is. Da nk insan. [DS] a ra, [eT. *-r-mak > ()r- > a-()r-a] {az} is. krk. [DS] ara, [a-ra-k > ara] {az} is. Su evirisi; burga; girdap. [DS] arak , - [a (yans.) > a-ra-k] {az} is. akll yer. [DS] a r1, [ar-mak > a-()r- > ar-] is. 1. Birinin bir yere gelmesini isteme ve duyurma; davet, (1935); okuma, {az} (ayn) [DS] 2. Bir kimseyi ve ya bir topluluu bir i yapmak zere ibirliine a rma; davet etme, {az} (ayn) [DS] ar2, [ak (yans.) > ak-r / ar / avl] {eT} is. z oo l. Doan; akr ku, (H vpotriorchis a eso lon ). [Nevy] arc, [a-()r-c > arc] is. 1. arma iini yapan. 2. armak iin giden kimse; daveti; okucu. 3. Baz yerlere girmek isteyenleri sras ge lince aran kimse; mbair, arclk, - [a-()r-c-lk > arc-lk] is. a rcnn grevi veya meslei, arl, [ar-mak > a()r-l] is. ve sf. 1. Bir top

BK. 855
[ar-mak > ar-tr-mak yU r] {eAT} g l . f [-r ] Bartmak.

AH

artrm ak2,

aaban, [a-()-mak + -ben?] (eAT} zf. Dala rak. [YE] aak 1 - [eT. a-()-a-mak > aa-k J-L-r] , (eAT) sf. 1. (Eklem yeri iin) ok oynak; gevek. 2. (az} Eski. [DS] aak2, - [a (yans.) > a-()-ak] {az} is. 1. akll yer. 2. Anarak dklm da ya da duvar dknts; moloz. [DS] aak3, - [a (yans.) > a-()-ak] (az) is. 1. Suyun biriktii yer. 2. alayan. [DS] aak4, - [a (yans.) > a-a-k] (az} is. Yn eirmekte kullanlan i. [DS] aak5, - [a (yans.) > a-a-k] {az} is. Koyunlarm kuyruk altlarnda kuruyarak sertlemi pislikler. [DS] aakl, [ca-a-k-l] {az} sf. 1. akldakl. 2. Kir li. [DS] aam ak, [a (yans.) > eT. a-()-a-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-()-y o r] (Duvar iin) eskimek; gev emek. [DS] ar1, [Far. cahcir => ahur > ar _** j-l-/ al r > akur / akr] {eAT} is. 1. st donu; bol pan tolon; alvar. 2. {az} Kldan dokunan alvarlk kuma. [DS] 3. {az} lemeli dar alvar. [DS] 4. {az} donu. [DS] ar2, [Far. cahcir] {az) 1. Yrtk prtk elbise. 2. Kmes hayvanlarnn ve kularn ayandaki ty ler. 3. Kularn ayana balanan ssl bez paras. 4. Dantel. 5. Pskl. 6. Post. [DS] S arl gercin, {eAT} P a a l g vercin .| arl tavuk, | {az} 1. P a a la r tyl tavuk. 2. m ecaz. (K adn iin) p a s a k l; b u d a la ; p a a s dk. [DS] ar-5 [a+a-r- > ar] {az} zf. (Davarn ift , leme istei iin) bir ylda ikinci defa olarak. [DS] ar4, [Far. gavsir / Ar. avr] {az} is. bot. 1. Krlarda yetien, susuzlua dayanan bir ot. 2. Dereotuna benzer, yemei yaplan bir ot. [DS] ar, [ / c+a-r-] {az} sf. (izgi iin) tersi ne, yanlamasna izilen. [DS] aur, [Far. cahcir / ahur > air / ahr > aur l akr] {eAT} is. -* ar; akr

i / ik / iy (yans.)] is. Tahta, ta, kum, cam, me tal eya ve kuru nesnelerin birbirine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay, arpmay anlatan kk. [Zlfkar] a h ah, a h + a h , ah-m ak, ah-m ah, ah-a-m ak, a h -a k S ah ah, {az} -* akak. [DS] ah3, [a / ak / ah ^U-] {eAT} sf. 1. Tam; tamam. 2. Salt; srf; hli; yalnz; sade. 3. zf. Ta. ah4, [Far. h / eh oU- / t^] (a :h ) {OsT} is. 1. Kuyu; ukur, {az} (ayn) [DS] 2. {az} Lavabo. [DS] h-c, {OsT} 1. Kuyu k az c; kuyu tem izle y ic i.'2. Kuyunun iin dekileri alm a y a y a ra y an en g e l vb. ara.\\ h- bn, (OsT} Kuyu d ibi.| h- | gbgb, {OsT} en e alt ukuru.\\ h- nisyn, {OsT} Unutmu.| h- nisyna atlmak, {OsT} | Unutulmak.\\ h- pest, {OsT} 1. A la k ukur. 2. Dnya. | h- sitre-c, {OsT} M neccim kuyusu. | | | h- zekn, (OsT) en e ukuru.\\ h- zemzem, {OsT} Zem zem kuyusu.\\ h- zenh, {OsT} en e ukuru.| h- zenahdn, {OsT} en e ukuru. | | | h- zc, {OsT} G zlem ukuru.\\ h- zulmn, {OsT} 1. K a ra n lk ukur. 2. i in d e y aad m z dn ya. 3. Ten; n efis.| h-ken, {OsT} Kuyu k a z c.| | | h -sr, {OsT} Kuyusu o k yer.\\ h-yz, (OsT} Kuyuya dm bir ey i alm a y a y a ra y an ara. a h a 1 [ak (yans.) > ak-mak > aha / ehe] {eT} is. , akmak. [DLT] aha2. [Far. h => aha] {az} is. Musluk. [DS] aha, [Erme, tsah-avel => aha] {az} is. al s prgesi. [DS] ahal, [Far. agl => akal > ahal] {az} is. 1. Sr ve atlarn alnnda bulunan beyaz leke. 2. sf. Y ara maz; huysuz; kt. [DS] ah ar, [? ahar] {az} sf. 1. Beyaz. 2. (Gz iin) st mavisi ile ak mavi kar renk. [DS] ahaveli, [Erme, tsah-avel] {az} is. ah sprgesi. [DS] ahavuz, [? ahavuz] {az} is. Akbaba. [DS] ahcaver, [? ahcaver] {az} is. ene eklemlerindeki bozukluk yznden hayvanlarda gevi getirmeyi engelleyen bir hastalk. [DS] ahah, [ah (yans.) + ah] {az} is. Deirmende, tahln bittiini bildiren dzenek. [DS] ahaha, [ah (yans.) > ah+ah-a] {az} is. -* ah ah. [DS] ahdrm ak, [ak-mak > ah-dr-mak] {az} gl. fi. [r] Hayvan nallatmak. [DS] ahldah, [ak-l-dak > ahl-dah] {az} is. -* akl dak. [DS] ahldahl, [eT. akr / ar (arap) > ahldah-l] {az} sf. Olgunlamam zmden yaplan koyu, eki pekmez. [DS] ahldah1, [ak-l-dak] {az} is. -* akldak. [DS]

au, [a (yans.) > a-u y^r] {eAT} is. alt; ses; grlt. az, [Far. az y-^-] {OsT} is. 1. zool. Kurbaa. 2. Az iyileip kapand hlde iinde aknt bulunan yara. 3. Korku. 4. nleme; inilti. ah 1, [ag / a / ah / ak / av / / i / o / uv (yans.)] is. Suyun kaynama, akma ve alama sra snda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] a h -la -k ah2, [ag / a / ah / ak / g / h / k / y / ig /

AH

OIMIRSM.
mak {eAT} gsz. f i [- r ] [-()-y o r] Sarslp gevemek; kaamak; geveyip birbirinden ayrl mak. {az} (ayn) [DS] aham ak3, [a (yans.) > a-()-a-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] [-()-y o r] mek; titremek. [DS] ahapat, [Sansk. ikpada] (a k h a .p a t) {eT} is. Ahlak. ahapatlg, [Sansk. ikpada] (akh ap atlg ) {eT} sf. Ahlakl; ahlak kurallarna uyan, sayg gsteren. [EUTS] ahatm ak, [aha-mak > aha-t-mak j^jl-L*-] {eAT} gl. fi. [-r ] ngrdatmak, alr', [Far. cahcir => cahr is. -* akr; ar. ahr2, [Far. avsir / Ar. avr] {az} is. - * cavir. [DS] ahu, [Sansk. caksu (gz)] {eT} is. Gz ars iin kullanlan flizher denilen bir ot; dikenli imir, (Lycium). ahur, [Far. cahcir => cahur j y ^ f ] {eAT} is. -* akr / ar. ahtana, [Far. h+hne => ahtana ?] {az} is. Ayakyolu; tuvalet; hela. [DS] aidan, [? aidan] {eT} is. Tapmak; mabet; ibadetha ne; ibadetgh. [EUTS] aidir, [Sansk. citr] {eT} is. Bir yldz ad. [EUTS] {eAT}

ahldah2, [ak-l-dak] {az} sf. okluk, bolluk bil dirir. [DS] ahm , [ak-m > ah-m] {az} is. Nal akma; nal lama. [DS] a h r1 [eT. akr / ar > ahr] {az} is. ki; arap , ve rak. [DS] ahr2, [akr > ahr] {az} sf. (Hayvanlar iin) bir gz beyaz, dier gz siyah olan. [DS] S ahr gz, {az} Siyahla e la a ra s gz. [D S]|| ahr tike ni, {az} -* akr dikeni. [DS] ah r3, [akr > ahr] {az} is. Hrsz. [DS] ahra, [Far. arh => ahra] {az} is. krk. [DS] ahm ak1, [ak--mak] {az} ite, f . [-r ] 1. Sz yar yapmak. 2. (airler iin) atmak [DS] ahmak2, [a--mak > ah--mak] {az} ite, f . [ -r ] Dengelemek; denge salamak. [DS] ahlak, - [ah (yans.) > ah-la-k] {az} is. ala yan; alak. [DS] ahlam ak, [ah-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Kskanmak. [DS] ahm ah, [ak (yans.) > ak-mak] {az} is. akmak. [Zlfkar] 0 ahm ah da, {az} akm ak ta. [DS] ahm ak, [ak-mak > ah-mak {eAT} gl. f i [a r ] 1. tyice anlatmak; bildirmek; tantmak; akla mak. 2. Kovlamak; jurnal etmek, ahm am ak, [ak-()m-a-mak > ahma-mak] {az) ite, fi. [-r ] Birbirine girmek; karmak.[DS]

ahm ur, [akr (m avi-yeil) > Ar. mahmr (etkisiyle) aitir, [Sansk. citr] {eT} is.-* aidir. [EUTS] > akmur] {az} is. 1. St mavisi gz. 2. Yar uy aiye, [Far. > iye uiU-] (a. iye) {OsT} is. bot. kulu bak. [DS] aygiller. ah ra, [Far. arh => aha] {az} is. kr eviren - a k 1 [-calc / -cek / -ak / -ek] {eAT} y a p e. -* -cak. , ark. [DS] -ak 2, [-ak / -ek / -uk / -k / -k / -ik] {eT} yap. ah rah , [ak (yans.) > ak-rak > ahrah] {az} is. 1. e. Kltme bildiren isimden isim yapma eki; -ck1. ay ve derelerin geit verdii yerler. 2. Dalarn a k 1 [a / ag / a / ak / / g / / og (yans.)] , anm, ypranm yerleri. [DS] fi1 ahrah yer, is. Haykrma, barma, arma ve bu biimde ko {az} A n arak dklm du var ve d a yn ts; numa, gevezelik etme, tme ve tmeyi anlatan m oloz. [DS] kk. [Zlfikar] a k ak, ak-an ak, ak-ra-k, ak-lahsar, [Far. hsr] ( a :h sa :r) {OsT} is. Kuyusu bol da-k, ak-n-ck, ak-()r--m ak, olan yer. ak2, [ag / a / ah / ak / av / / i / o / uv ah ak 1 [ak (yans.) > ak-()-a-mak > ah-k] , (yans.)] is. Suyun kaynama, akma ve alama sra ( a h a .k ) is. 1. {eT} Da tepesindeki talk yer; snda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] ak-l-dam , aak. [DLT] 2. {az} Anarak dklm duvar a k -r su ve da ynts; moloz. [DS] 3. {az} sf. Yerinden akJ, [ag / a / ah / ak / g / h / k / y / ig / oynam; gevek. [DS] i / ik / iy (yans.) /eT} ap / at/ it] is. Tahta, ahak2, [ak (yans.) > ak-()-a-mak > ah-k] ta, kum, cam, metal eya ve kuru nesnelerin birbi ( a h a .k ) {eT} is. Kurutulmu kays, zm gibi rine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya meyveler; kak. [DLT] vurmay, arpmay anlatan kk. [Zlfikar] ak-ak, ahak3, - [ak (yans.) > ak-()-a-k > ahak] ak-m ak, a k + a k -a , a k- uku, a k ak, a k uk, {az} s f (Kii iin) bozuk yryl. [DS] ak-gl, S ak uk, Ta, k a y a veya m etal g ib i c i aham ak 1, [ak (yans.) > ak-()-a-mak > ahasim lerin b irb irin e a rp m as ile o k sa y d a kan mak] (a h a :m ak ) {eT} gsz. f i [-r ] 1. (Ta, akl ses. [DLT]|| ak etmek, {eT} S es karm ak. [DLT] vb. iin) altl ses vermek; al uul etmek. 2. ak4, [a / ak (yans.)] is. In yansmasn, canl (Ss eyas iin) ses vermek. [DLT] ve parlak oluunu anlatan kk. [Zlfikar] ak-r, aham ak2, [a (yans.) > a-()-a-mak > aha ak-r-m t, a k -m a k

i i i i

i . 8

AK

ak5, [ak] {eTj zf. a; zaman. [EUTS] ak6, [ak / k JU - / j-] '{el} zf. 1. Bir eyin z, ayns; tam; ite; ayn; doru olarak; tamamyla. {eAT} {OsT} (ayn) [DLT] [EUTS] [Gabain] 2. /eAT}_sf Salt; srf; sade; halis; yalnz. 3. {eAT'} {az} zf. Ta; ite. [DS] 4. {az} En son; ancak. [DS] ak7, [ak-mak > ak] {az} is. Mhr. [DS] ak8, [ok > ak ?] {az} sf. (Meyve iin) bol. [DS] ak9, [Far. kiiU-] (a :k ) {OsT} is. 1. Yrtlm yer; yrtk. 2. Yark. 3. Yrtma. 4. Sabahn aydnl. 5. {az} Bata salarn birletii yer. [DS] S ak ak, {OsT} 1. P aralan m a. 2. o k p a ra la n m ; p a r a p a r a . 3. K l, b a k g ib i eylerin arpm asn dan kan se.s.|| k k etmek, {OsT} P a r a la m a k ; yarm ak. | k k olm ak, {OsT} P a r a la n m a k ; y a | rlm ak]] ak em beri, {az} zerinde a l d esen i bulunan yazm a. [DS]|j k -d r, {OsT} Yarlm ; yrtlm ; atlam.\\ ak etmek, {OsT} Yrtmak, p a r a la m a k ,| k eylemek, {OsT} P a r a la m a k ; | yrtm ak. | k-i girbn, {OsT} 1. Y aka yrtm ac; | y a k a akl . 2. S a b a h aydnl. | k-i girbn | etmek, {OsT} zntden y a k a yrtm ak.| k ol | mak, {OsT} P a r a la n m a ; yrtlm ak. ak 11, [Far. h => ak] {az} is. Lavabo; banyo. [DS] a k a 1, [ak-a] {az} is. Bir iskambil oyunu. [DS] aka, [ak-mak > ak-a / ak-] {az} is. ak; b ak. [DS] aka3, [t. giacca ?] {az} is. Caka, [DS] akaak, - [eT. ak (yans.) > Far. k--k lS'Lr

(Kii iin) i bilmeyen; acemi; toy. [DS] 8. {az} (Kpek iin) havlayan ancak srmayan. [DS] 9. {az} (Kii iin) mavi gzl ve sarn. [DS] 10. (Kii iin) sinsi. 0 akal az, {az} T el d o la m a s. [D S]|| akal arm udu, bot. Yaban arm udu; a h lat]] akal idemi, {az} bot. Z ehirli bir i ek li bitki. [D S]|| akal erii, bot. G lgillerden beyaz ren kli i ek le ri kan artc o la r a k h a lk h ekim li in de, o k eki, sert m eyvesi d e k y lerd e erik ezm esi o la r a k kullanlan 1-1,5 m. boyunda y a b a n erii. (Prunus sp in o sa )] \ akal gibi kevkirmek, N e d e dii an lalm az biim de g erek siz y e r e a r s z ler s y ley en e h a k a ret iin sylen en sz.|| akal olmak, phe etm ek; ikillenm ek,| akal ldye vurm ak, | {az} 1. Uyumu g ib i yapm ak. 2. B aylm , lm g ib i y apm ak. [D S]|| akal soluu, {az} K sa s reli dinlenm e. [D S]|| akal uy(u)dusu, {az} B ir a ra lk kestiriliveren uyku. [D S]|| akal yam uru, {az} G neli h a v a d a y a a n yam ur. [DS]|[ akal yolu, {az} K e i y o lu ; p a tik a ; d a r yol. [DS] akal2, [Yun. tsukali] {az} is. Toprak kap. [DS] akala, [Far. aale => akala] {az} is. ala. [DS] akalboan, [akal+bo-an] is. Krlarda rastlanan aralarndan geilemeyecek kadar dallar birbirine gemi yaban allarnn genel ad. akallam ak, [akal-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] 1. Yeni olgunlamaya balayan zm salk mndaki olgun taneleri seip almak. 2. Gizli tutulan bir iin i yzn sezdirmeden anlamak. [DS] akallk, - [akal-lk] {az} is. Grgszlk. [DS] akaloz, [akl + Yun. -os / -oz > akaloz / akanor] is. 1. as. Kk gemilerde kullanlan azdan dol ma, ta glle atan 40 cm apnda bir tr havan to pu. 2. Bu tr toplar kullanan topu. 3. {az} sf. Toplulua uyamayan; asosyal. [DS] 4. {az} (Kii iin) ie yaramaz; beceriksiz. [DS] S akaloz sa pan, B ir den kletirm e a rl ile byk ta la n u zak m esa felere atan b ir eit sapan. akan, [ak-mak > ak-an] {az} is. Ky evlerinde ahane kirileri ile at arasndaki boluk. [DS] ak an a1, [? akana] {az} is. Diken. [DS] akana2, [? akana] {az} sf. Yaramaz. [DS] ak an ak 1 - [ak (yans.) > ak-anak] {az} sf. 1. , Geveze. 2. Dedikoducu. [DS] akanak2, - [ak-anak] {az} is. erp. [DS] akanos, [Yun. tsaganos (yen ge)] argo. sf. 1. (Kii iin) inat; dik kafal. 2. Serke. a k a r1, [ak-mak > ak-ar] is. dnz. 1. Denizde aa ya da kylara yerletirilerek tehlikeli blgeyi ya da kyy gsteren, belirli aralklarla yanp snen k k fener. 2. Genilii on, uzunluu iki yz elli kula civarnda olan balk a. 3. Kule ve yksek binalarn uaklar tarafndan gece fark edilmesi iin bu gibi yerlere konulmu, belirli aralklarla yanp snen krmz k. 4. {azj Kvlcm. [DS] 5. {az}

U-] ( a :k a : a :k ) is. 1. Sert eylerin birbirine arp masndan kan ses. 2. {OsT} Silah atmalarndan kan ses. ak ak 1, - [ak-mak > ak-ak] {az} is. 1. Yere aklan ksa kazk. 2. Kannn kenarlarna, yk tutmak iin konulan aalar. [DS] akak2, - [ak (yans.) > ak-ak] {az} is. akll yer. [DS] fi1 akak brlcesi, {az} K lkl fa s u l ye. [DS] akaks, [akak-s] sf. 1. (Y er iin) akll; akl dknts olan. 2. is. {az} ki tepe arasndaki va di; dalardan ta ve akl yuvarlanarak birikmi ukur yer. [DS] akal1, [Sansk. rigala > Far. al] is. zool. 1. Kpekgillerden tilki byklnde ve tilki gibi uzun ve bol tyl kuyruu olan, geceleri sr hlinde dolaarak avlanan, srden srye karlkl kevkirmek suretiyle ok grlt karan etil bir yaban hayvan; da iti, (C anis aureus). 2. argo. Kurnaz, yalanc, dzenbaz, aalk kimse. 3. sf. (Kii iin) grgsz. 4. (Kii iin) titiz; huysuz, {az} (ayn) [DS] 5. (Kii iin) serseri; ipsiz. 6. {az} (Hayvan iin) alnnda beyaz tyler bulunan. [DS] 7. {az}

AK imek. [DS] 6. {az} sf. (Kii iin) eli ie yak mayan; sakar. [DS] ak ar2, [ak-ar] {az} is. Uskumru a.[DS] akaralm az, [ak-mak+al-ma-mak] is. 1. Eski za man tfei; akmakl fitille atelenen eski bir tfek. 2. Kullanlamayacak kadar eski tabanca. 3. Salkl ilemeyen herhangi bir ey. 4. sf. m ecaz. (Ateli si lah iin) bozuk, ie yaramaz. 5. a rgo. (Erkeklik g c zayflam kiiler iin) ara sra sertleen erkeklik organ, t? akaralm azdan gelmek, Duym azdan, g rm ez d en gelm ek. ak arm ak 1, [ok-ar-malc > ak-ar-mak] {az} gl. fi [- r ] 1. Odunlar ocaa ya da sobaya yanacak bi imde yerletirmek. 2. Snmekte olan atei yeniden yakmak. [DS] akarm ak 2, [ak-ar-mak] {az} gsz. fi. [ -r ] Sap lanmak; batmak. [DS] ak at, [? akat] {az} is. Da ba; tepe. [DS] akatu ra, [ak-a+tur-a] {az} is. 1. Hayvan saym yapan grevli. 2. Badadi duvar. [DS] akatuz, [ak-a+tuz] {az} is. Yeil zeytin bastrma s. [DS] akcavar, [ak (yans.) > ak+a(k)-ar > akcavar] {az} is. Geveze. [DS] akcaver, [ak (yans.) > ak+ca(k)-ar > akcaver] {az} is. Hayvanlarda alt eninin st eneyle ba land yer. [DS] ak ak 1, - [ak (yans.) + ak] {az} is. Deirmen de tahln bittiini haber veren dzenek; cakcak. [DS] akak 2, - [ak (yans.) + ak] {az} sf. Geveze; cakcak. [DS] akaka, [ak (yans.)> ak+ak-a / Ar. ca'ca'a akerane, [Far. akerane

I l iM

( a :k e r a :n e ) {OsT}

zf. 1. Kleye yakr biimde; klecesine. 2. zm. (Alak gnlllk gstermek iin) ben zamiri yerine kullanlr, aker, [Far. ker ( a :k e r i:) is. 1. Klelik; kulluk. 2. sf. Kula ilikin; kulla ilgili; kula ait. aketa, [t. giacchetta] {az} is. Kadnlarn giydii bir tr astarl gmlek. [DS] akevi, [? akevi] {az} is. Balk yavrusu. [DS] akgal, [Far. al => akgal] {az} is. Bir veya iki gznde beyazlk bulunan hayvan. [DS] akgala, [Far. ele] {az} is. ala. [DS] akgl, [Ar. kl] {az} is. Sucu omuzluu. [DS] akgldah, [ak (yans:) > ak(g)-l-dak] {az} is. Koyunlarn kuyruklar altnda kuruyup kalm pis lik topaklar. [DS] ak1, [ak-mak > ak-u / ak] is. Bir veya birden ok ba bulunan ve bu baklar gvdesi zerin deki yuvalara katlanarak kapanabilen cepte tanr kk kesici alet. S ak boynuz, {az} K srlat rlan kou n byyem em i boynuzu. [D S]|| ak gibi, o k salam , ev ik ve ca n l; dipdiri. ak2, [ak-mak > ak-] (eT} is. Isrgan otu. [EUTS] ak3, [ak-mak > ak-] {az} is. Atlarn, bol ayrl bir yerde, bir ucu ayaklarna balanm olan ipin dier ucu yere akl bir kaza bal olmak sure tiyle otlatlmas. [DS] ak4, [ak-mak > ak-] {az} is. imek; aknt. [DS] ak5, [ak-mak > ak-] {az} is. Balk yavrusu. [DS] akcak, - [ak--cak] {az} is. ak; bak. [DS] akc1, [ak-c] is. ak reten ya da satan kimse. akc2, [ak-mak > ak-c] s f 1. akma iini yapan. 2. a rg o. kici; ayya. akc3, [ak-c] {az} is. Koyu esmer. [DS] ak, -c [ek / ak] {az} is. eki. [DS] akdak, - [ak--dak ?] {az} is. ala. [DS] akl1, [ak / a (yans.) > ak-l JaU- / a-l] is. 1. ounlukla deniz ve akarsularda suyun srkleme si srasnda birbirine srtnme sonucu sivrilikleri gitmi ve yuvarlaklam kk ta paralar. {eT} (ayn) 2. {eT} Tepe; srt. [Nevy] 3. {az} Harsz rlm ta duvar; kuru ta duvar. [DS] S akl ukul, Dzgn olm ayan y e r veya h erh an g i b ir y zey. | akl dikmek, as. O k atm a y a rla rn d a re k o r | krd h ld e a rk a d a la r n a ziy afet ek m ey e gc yetm ey en ler n am n a y a p la n o rta k la a ziyafet. | a | kl etmek, {eAT} a kl p id e s i.| akl nohut, {az} | S ert ve clz nohut. [D S]|| akl pidesi, {eAT} nce den kzdrlm a k l talar zerin de p iirilen b ir tr ekm ek. akl2, [ak-l] {az} is. 1. ala. 2. Taze fasulye. [DS]

[Tietze]] {az} is. Deirmende tlmekte olan budayn bittiini sesi ile haber veren dzenek. [DS] akak, [ak (yans.)> ak+ak-] {az} is. -* ak aka. [DS] akura, [ak (yans.) > ak+ur-a] {az} is. Beiin bana taklan aa halka. [DS] akd ar, [Far. k-dr jl-ifU-] ( a :k d a :r) {OsT} sf. Yarlm; yrtlm, aker, [Far, ker jS"^-] (a :k er) is. 1. Cariye; kle; kul. 2. Yanama. S ker-hne, "Benim e v im y er in e "kulunuzun e v i an lam n da kullanlan s z .| | ker-nevz, {OsT} 1. K u llarn a o kay c e k ild e davranan. 2. H rm et iin "siz" y erin e kullanlr.\\ ker-nevz, {OsT} K u llarn a okayc e k ild e davranma.\\ ker-perver, {OsT} K le le rin i b e s le yen , o n la ra iyi davranan. | ker-perverne, {OsT} | K le kay ra n a y a k r biimde.\\ aker-perver, {OsT} K le le r i kayrma.\\ ker-zde, {OsT} "Ku lu n u z an lam n da kullanlr.

I H I R SM. 8 9 S
akl3, [ak-l] (az) is. Pide. [DS] aklam ak, [ak--la-mak] {az} gl. f . [~r] [-l()y o r ] Trmalamak. [DS] aklca, [akl-ca] {az} is. akll toprak. [DS] akldak1, - [ak (yans.) > ak-l-da-k JjlLHs- / JI-iU- /] is. 1. Bir arkn tek ynl dn mesini salayan,deirmen veya su dolab gibi alet lerin ileyiini kontrole yarayan ve dndke ses karan para. 2. {eAT} {az} Deirmende talara arparak ses karan ve talar arasndaki budayn bittiini bildiren aygt; alcldrak; akaka. [DS] 3. {eAT} {az} Bostanlarda ku rktmek iin kullan lan bir eit frldak. [DS] 4. Elde evrildike grl t karan bir ocuk oyunca; kaynana zrlts. 5. Koyun kuyruklar altnda top hline gelmi kuru pislikler. 6. Nohut bitkisinin taneleri dn saran kabuu. 7. {az} Ham meyve. [DS] 8. {az} Kabu u ile kurutulmu fasulye. [DS] 9. {az} Patlcan kurusu. [DS] 10. {az} Brlce. [DS] 11. {az} Su samn meyvesini koruyan zar. [DS] 12. {az} Ara balarn yan kaylarnn takld aalar. [DS] 13. {az} Olmadan kflenmi zm salkm. [DS] 14. {az} Aa srg; kilit. [DS] 15. sf. (Tahl ve mey ve iin) bol; ok. S akldak gibi, {az} o k sk. akldak2, - [ak (yans.) > ak-l-da-k] {az} sf. 1. Seviyesi dk. 2. Pis; dank. 3. Geveze. 4. Renksiz. [DS] akldak3, - [ak-l-dak] {az} sf. Pis; dank. [DS] akldakt', [akldak-l] sf. aklda bulunan. akldakl2, [akldak-l] {az} sf. 1. Terbiyesiz. 2. Geimsiz. 3. Pis; kirli; dank. [DS] 0 akldakl un, {az} Tal un. [DS] akldam, [ak (yans.) > ak-l-da-m] is. Dklen suyun kard ses; alam. [H. Kadri] akldam a, [ak (yans.) ak-l-da-ma] seslerine benzer ses karma, is. akl

AK

akldrak, - [ak (yans.) > alc-l-d-ra-k] {eAT} is. - * akaka. akldu, [ak-l-du] {eAT} is. Ceviz, badem gibi eyler bir yere boaltlrken birbirine arpma sonu cunda kan ses; akrt; takrt. akl1, [ak > ak-l] sf. aks bulunan; ak sahibi olan. akb2, [ak (yans.) > ak-mak > ak-l-] sf. 1. Bir yere aklm olan. 2. ivi, kazk gibi bir eyle tut turulmu olan. 3. Yeri deimez, sabit. 0 akl kalmak, Olduu y er d e k alm ak ; a klp kalm ak. akll, [akl-l] sf. inde akl bulunan; akl ko nulmu. akllk, - [akl-lk] is. 1. akl bulunan yer. 2. akl denmi yer. 3. {az} Tal tarla. [DS] aklm a, [ak-l-ma] is. 1. akl duruma gelmek ii. 2. Yksekten sert bir zemine hzla dmek ii. akd m ak ', [ak-l-mak] {eT} edil. f . [-u r] 1. akmak eylemi yaplmak; ate kartlmak. 2. (akmak ta vb. iin) birbirine vurularak kvlcm kartlmak. 3. Eritirilmek; ulatrlmak; yetitirilmek. [DLT] aklm ak2, [ak-l-mak] edil. f. [-r ] 1. akl duru ma gelmek. 2. {az} Gmlmek. [DS] 3. argo. An lalmak; sezilmek; fark edilmek. 4. d n l.f. Yk sekten sert bir yere hzla dmek, saplanmak. aklt, [ak (yans.) ak-l-t / al-t] is. akl tala rnn veya ona benzer nesnelerin birbirine arpmas veya srtnmesi ile kan ses. akm ', [ak-m] is. 1. akmak ii. 2. imek, {az} (ayn) 3. Kvlcm. [DS] akm 2, [ak-m] {az} is. 1. Hayvanlarn ayra kma zaman. 2. Hayvan ayra akmaya yarayan kstek, rk vb. takm. [DS] akm 3, [ak-m] {az} is. Kavun, karpuz dilimi. [DS] akm 4, [ak-m] {az} is. Yn. [DS] akn', [ak-m] is. 1. imek. {eT} {az} (ayn) [Nevy] [DS] 2. Kvlcm. akn2, [ak-n] {az} sf. Mavi gzl. [DS] aknm ak, [ak-m-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] Kendisi ne ate yakmak iin akmak akmak. [DLT] akm t1, [ak-nt] is. 1. Birden ve geici bir aydn lanma durumu. 2. {az} imek. [DS] 3. {az} a ret. [DS] akm t2, [ak-nt] {az} is. Birka yolun birletii yer. [DS] akm t3, [ak-nt] a rgo. ki meclisi, ak r', [ak (yans.) > ak-r] nl. Tahta, ta, kum, cam, metal eya ve kuru nesnelerin birbirine arp masn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay arpmay anlatan yansmal gvde. 0 akr ukur, a k u k diye kan seslerin m eydan a g etird i i grltii.| akr su, {az} Yalnz yam u r yadktan | so n r a a ka n d e r e suyu. [DS]

akldam ak, [ak (yans.) > ak-l-da-mak] gsz. f . [r ] [-d ()-y o r] akl sesine benzer sesler karmak, akldavuk, -u [ak (yans.) > ak-l-da-uk] {az} is. Deirmende, tahln bittiini bildiren dzenek. [DS] akldrak, - [ak (yans.) > ak-l-dr-a-k j-*-] {eAT} is. Dnen deirmen tama arparak ses ver mek suretiyle deirmende tlen tahln bittiini haber veren dzenek; akldak, aknck, - [ak (yans.) > ak-n-ck] {az} is. Saksaan. [DS] akrm ak, [ak (yans.) > ak()r--mak] {eT} ite. f . [-u r] armak, [DLT] akldatm a, [akl-da-t-ma] is. akl sesine benzer ses karmasn salama eylemi, akldatmak, [akl-da-t-mak] gl. f . sesine benzer sesler kartmak. [-r ] akl

AK

fll M I M M .
yerlerde dulavratotuna, kimi yerlerde de boa di keni veya deve dikeni gibi bitkilere verilen isim, akrdoan, [ak-r+do-an] is. zool. Kuzey yarm krenin lman blgelerinde yaayan, kam beyaz ve enine izgili, srt kl rengi, karga, saksaan ve gvercin avlamak iin yetitirilen bir avc ku; a kr kuu, (As tur p a lu b a riu s). akrga, [akr-ga] {az} is. Maz aac. [DS] akrm , [ar-mak > ar-m / akr-m] {az} is. arldnda ses duyulan uzaklk; kilometre. [DS] akrnt, [ak-r-mt] {az} is. imek. [DS] akrkanat, [akr+kanat] is. zool. Dnyann pek ok blgesinde, bol bitkili su kenarlarnda yaayan yen ge, salyangoz, larva ve su bitkileri ile beslenen en kk rdek; amurcun, cce rdek, erikoca, (Anas c recca ). akrkeyf, [akr (arap ) + Ar. keyf] sf. kinin etkisi ile yar sarho olmu (kimse), akrlam ak, [akr-la--mak] dnl. f . f r ] (Meyve iin) yar olgun hle gelmek. akrl1, [akr-I] {az} sf. 1. (Msr koan) iinde renkli taneler bulunan. 2. Ala. 3. (Meyve iin) yar olgunlam. [DS] akrl2, [akr-l] {az} is. Isrgan ile yaplm b rek. [DS] akrm ak, [ak-r-mak / a-r-mak / ak-ur-mak / a-ur-mak] {eT} g l .f . [-r ] 1. armak; davet et mek. 2. lan etmek, akrpene, [akr (akrd o an )+ Far. pene] sf. Balad ve el att her ii baaran, tuttuunu ko paran; ok hrsl, aksz, [alo-sz] s f aks bulunmayan; yannda ak tamayan, akk, - [ak--mak > ak--k] sf. Birbiri ile akan. akm a, [ak--ma] is. 1. st ste gelerek btn noktalardan bitimek ii. 2. Gerekte ayr olduklar hlde st ste getirildiklerinde birbirini tamamen rten iki geometrik eklin durumu. 3. {az} Hasta ln yaylmas; bulama. [DS] akm ak1, [ak (yans.) > ak--mak] {eT} ite, f i [u r] Ate yakmak iin akmak akmakta yardm ve yar etmek; akma birlikte akmak. [DLT] akm ak2, [ak--mak] ite, fi. [ -r ] 1. st ste getirildii zaman biim ve boyut bakmndan denk ve eit olmak; birbirine tam uymak. 2. Birbirinin iine geerek kenetlenmek. 3. m ecaz. Birbiri ile uyum iinde bulunmak; uyumlu olmak. akm ak3, [ak--mak] ite, fi. f r ] 1. Birbiri ile arpmak; vurumak. 2. {az} Karlkl sz yar yapmak; yarmak. [DS] 3. ed. (Halk airleri iin) karlkl atmak; {az} (ayn). [DS] 4. Ayn zama na rastlamak. akm ak4, [ak--mak Birbirini kovlamak. ite, f i [-u r] {eAT}

akr2, [e l . akr] {az} is. 1. Tam deil; kark. 2. Kark iki. 3. (Hayvan rk olarak) kark; melez. [DS] S akr pilav, {az} P irin v e bulgur ile k a r k pilav. [DS] ak r3, [eT. akr sf. 1. Mavi benekli gri; ma vimsi; yeile alan mavi. {eT} (ayn) 2. (Meyve iin) yeni olgunlamaya balam, yer yer yeillikleri bulunan, {az) (ayn) [DS] 3. {eT} Gk gzl; akr gzl. [DLT] 4. {eAT} (Et iin) iyi pimemi. 5. {eAT} Bir gz mavi dier gz siyah olan. 6. is. bot. Isrgan otu. 7. {az} Prz; sertlik. [DS] 3 a kr ala, {az} Yeni olgu n lam aya balam meyve. [D S]|| ak r ayaz, 1. A k f a k a t o k so u k hava. 2. {eAT} K a r serpin tili so u k.| akr akm ak, {az} | A k ve y ldzl gkyz. [D S]|| akr ukur, (Yol vb. iin) dzgn olmayan.\\ akr dikeni, {az} (K ii iin) k a v g a c; sinirli. [D S]|| akr ldzlk, {az} A k hava. [D S]|| akr yldz, {az} A k ve yld zl gkyz. [DS] akr4, [Lat. sacer / Ar. akr [Clauson] => a-r / ak r yU-] {eAT} {OsT} is. zool. Doan ile atmaca aras, iri ve keskin peneli bir avc ku; akrdoan, (H ypotriochis a eso lon ). ak r5, [eT. ar > akr jsU-] is. arap, fi1 akr keyif, ikin in verdii honutluk. ak r6, [Sansk. cakra => akr] {eT} is. Tekerlek; ark. [EUTS] akr7, [ak-r] {az} is. Gnl; i; can. [DS] S1 akr ekmek, {az} Gnl istem ek. [DS] ak r8, [ak-r] {az} is. Hrsz. [DS] ak rca, [akr-ca] {az} is. 1. Almak zere olan pamuk kozas. 2. Yeni olgunlamaya balayan meyve. [DS] S akrca dikeni, {az} S a n i ek aan , uzun ve sert sa p o la n diken. [DS] akrc, [akr-c] is. Avda kullanlmak zere akr doan yakalayp yetitiren ve bunlar avda kullanan kimse. akrcba, [akr-c+ba- tar. Kuuba. akra, [akr-a] {az} sf. yice; orta. [DS] akrdak 1, - [ak-r-dak] {az} is. rnleri hay vanlardan korumak iin yaplm, rzgrda ses kararak dnen bir ark. [DS] akrdak2, - [ak-r-dak] {az} is. Koyunlarn kuy ruk altlarnda oluan kurumu pislik artklar. [DS] akrdaka, [akr-dak-a] {az} is. -* akrdak1. [DS] akrdakh, [akldak-l] {az} sf. Kirli; pis. [DS] akrdam ak, [ak-r-da-mak] {az} gsz. f . [- r ] [d ()-y or] Kahkaha ile glmek. [DS] akrd, [ak (yans.) > ak-r-d takrt. akrdiken, [ak-r+diken / ak-r+diken-i] is. Kimi is. akrt; {eAT} is.

M IflM S ai.s
akmal, [ak-ma-l] sf. (ekiller iin) lleri birbirine eit olan, aktnc, [ak-tr-c] {az/ sf. Dedikoducu; fit neci. [DS] aktrm a, [ak-tr-ma] is, 1. lleri denk iki e yi birbiri stne getirmek ii. 2. Nesneleri st ste getirmeye alma eylemi. aktrm ak1 [ak-tr-mak , gl. f [ -r ] 1. lci nesnenin birbiri ile akmasn salamak. 2. {eAT) (az) Mukayese etmek; karlatrma yap mak. [DS] aktrm ak2, [ak (yans.) > ak--tr-mak] gl. f . [r] tki ierek elenmek; kadehleri birbirine vur mak; kadehleri tokuturmak; akmak. aktrm ak3, [ak (yans.) > ak--tr-mak] gl. f i [r] 1. {eAT} {az} lci kiiyi birbirine drmek; birisinin aklna vesveseli eyler sokmak. [DS] 2. Birka tokat vurarak dvmek. 3. {az} Yapt k tl yzne vurmak. [DS] 4. {az} Elenmek. [DS] akt, -t [ak (yans.) > ak-t] {az} is. 1. Verimsiz toprak. 2. sf. Eski; hurda. [DS] S akt km ak, {az} G evem ek; birbirin den a y rlm a k; eskim ek. [DS] aktlam ak, [ak-t-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()y o r ] Gevemek; birbirinden ayrlmak; eskimek. [DS] akide, [Far. kde j-S'U-] ( a :k i:d e ) {OsTf sf. Yr tlm; yarlm, akilmek, [ek-l-mek] {az} dnl. f i [ - ir ] ekil mek. [DS] akinck, -i [akin-ck] {az} is. Alakarga. [DS] akir, [Sansk, cakra] {eT} is. Tekerlek. [Gabain] akkadak, - [ak(k)-adak] {az} zfi 1. Birdenbire. 2. Yerli yersiz. [DS] akkal, [Ar. kl => ak(k)-al] {az} is. Sucu omuzluu. [DS] akkala, [Far. ele] {az} is. ala. [DS] S akkala badam , {az} a la badem . [DS] akkl, [ak (yans.) > ak(k)-l] {az} is. akl. [DS] akkldah, [ak(k)-l-dah] {az} is. akldak. [DS] akkram ak, [ak (yans.) > ak-kr-a-mak] {az} g sz .f. [-r ] [-r()-y or] Kahkaha atmak. [DS] akla, [ak-la] {az} is. Bir tr gz bozukluu. [DS] aklam ak1, [callc (yans.) > calk-a-mak > akla-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l()-y o r] alkalamak; alkalaya rak ykamak. [DS] aklam ak2, [ak-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] Gizlice, birer birer toparlayp gtrmek. [DS] aklanmak, [callc (yans.) > calk-an-mak / akla-nmak] {eT} e d il.fi [-u r] alkanmak. [DLT] aklatm ak, [ak (yans.) > ak-la-t-mak] gl. fi. [ -r ] ak sesi karacak biimde vurmak; aplatmak, ald, [ak-l] {az} is. Patlam msr. [DS]

AK

aklg, [ak-l] {eT} sf. Yeterli; kfi miktarda. [Clauson] aklm m ak, [ak-l-mak > ak-()l-m-mak] {eT} dnl. fi. [-u r] Kvlcmlanmak; alevlenmek. [DLT] ak m a1, [ak-ma] is. 1. Ucu sivri bir nesneyi tepe sinden vurarak bir zemin iine gmme ii. 2. Vur mak suretiyle meydana getirilmi ukurlu ya da kabartmal kuyumcu ii. 3. Bu ite kullanlan kalp. 4. {az} Gelin teli. [DS] akm a2, [ak-ma] {az} is. ltihaplanma meydana getiren, yer yer kabarck eklinde gelien bulac bir deri hastal; yara; ban, (im petigo). {azj (ay n) [DS] akm a3, [ak-ma] {az} is. Hayvanlara iaret vermek iin kullanlan bir ara. [DS] ak m aca1, [ak-maca] {az} is. Bozuk para ile oyna nan bir kumar oyunu. [DS] akm aca2, [ak-maca] {az} is. tp. -* akma2. [DS] akm ak 1, [ok-mak / uk-malc > akmak] {eT} gsz. fi. [ - a r ] (Ku iin) aa inmek. [DLT] akm ak2, [ak (yans.) > ak-malc] gl. fi. [ - a r ] 1. {eT} Vurmak. [Gabain] [EUTS] 2. {eT} Paralamak; kes mek. [EUTS] 3. ivi, kazk gibi ucu sivri nesneleri tepesinden vurarak yer, duvar veya herhangi bir zemine gmmek; vurarak yerletirmek. 4 . Bir eyi ivi ile tutturmak. 5. a rg o . Vurmak. 6. arg o. Fark etmek; anlamak; sezmek; kefetmek. 7. argo. s tenmeyen bir eyi birisine kurnazlkla kabul ettir mek; yamamak. 8. arg o. (aret iin) etmek; yap mak. 9. Tututurmak; ate kartmak; alevlendir mek. {eT} (ayn) [DLT] 10. ki imek; kadeh toku turmak. 11. Silah atelemek. 12. {az} (Bir iskam bil oyunu olan altm altda) masadaki ktlar ka patldktan sonra rakibin elindeki kd koz ile almak. [DS] 13. gsz. fi. Gazaba gelmek. 14. Birden ve geici bir sre aydnlanmak; parlamak. 15. a rg o. mtihanda baar gsterememek; snfta kalmak. 16. a rg o . Hakaret olarak benzetmek, akm ak3, [ak-mak ,>-*>- / ^ L * -] gl. fi. [ - a r ] 1. {eT} Yapmak. [EUTS] 2. {eT} Eritirmek. [DLT] 3. {eT} {eAT} (Kiiler iin) aralarn amak; birini dierine kkrtmak; kovlamak; gammazlamak; jurnal et mek. 4. {eAT} yice anlatmak; bildirmek; tantmak; aklamak. 5. {eAT} Yanstmak; aksettirmek. 6. {eAT} fa etmek. 1. {az} Ktlk etmek, [DS] akm ak4, - [eT. ak-mak] is. 1. Ate elde etmeye yarar kk mekanik, manyetik ya da elektrik tututurmal alet. 2. Kibritin icadndan nceleri, ak mak tana hzla vurma ile meydana gelen srtn me sonucunda kan kvlcm ile kav ad verilen maddeyi tututurarak ate elde etmeye yarar eri elik paras. 3. Azdan dolma tfeklerde tetiin harekete geirdii ateleme dzenei. 4. Eskiden kullanlan akmakl tfeklerde taa arpp kvlcm karmak ve bu yolla barutu tututurmakta lcullam-

AK

IMIRSM.S62
ako, [ako] {az} sf. Budala. [DS] ako, [ak-u / ek > ako] {az} is. eki. [DS] akoz, [ak-mak (an lam ak) > ak + Yun. -os (ben zetm e ile)\ is. argo. Anlama; sezme, akoz ol mak, arg o. i a n lam a k; kav ram ak ; hileyi sezm ek. akozlam ak, [akoz-la-mak] gl. f . [-r ] [-l(u )-yor] (Gizli bir ey iin) anlamak; sezinlemek, ak ra, [Sansk. cakra] is. 1. ember; disk. 2. Teker lek. 3. Budaclkta, evrenin varln, Buda reti ve yasalarn, Tanr Vinunun Gne emberini simgeleyen daire, akradm ak, [alc-r > ak-()r-ad-mak] {eT} gl. f . [ur] akrlatrmak. [DLT] a k ra k ', [ak-()r-a-k] {eT} sf. 1. Kel; dazlak. [DLT] 2. {az} Ufak tal arazi. [DS] 3. {az} Akarsularn en akntl yeri. [DS] ak rak 2, - [akr > ak()r-(r)ak] {az} sf. Mavi gzl. [DS] akratm ak , [ak-()r-at-mak] {eT} gl. f . [-u r] Gz akrlatrmak; gzn akr gzl imi gibi dn drmek. [DLT] akraz, [ak-()r-az] {az} sf. nce; rk, akrm , [ar-mak > a()r-m] {az} is. arlnca ses duyulabilecek kadar uzaklk; kilometre. [DS] akrm ak, [ak-r-mak > ak-()r--mak] {eT} ite. f. [-u r] Birbirini armak; armak. [DLT] akak', - [ak-()-a-k] {az} is. Yrrken arka ayak bileklerini birbirine srten at, eek, katr. [DS] akak2, - [aa-mak > aka-k] {az} sf. Gevek. [DS] akam ak, [a()-a-mak > aka-mak] {az} gsz. f i [- r ] [-()-y o r] Gevemek; oynamak; eskimek. [DS] akapat [Sansk. ikapada] {eT} is. Talimat; akide; ahlak kural. [Gabain] akaput, [Sansk. ikapada] {eT} 1. Bir ayn ad; Ulu Bey takviminde yln on ikinci aynn ad. [EUTS] 2. Ahlak kaidesi. [EUTS] akak, - [ak()-a-k] {az} sf. Dengesiz. [DS] akam ak, [ak()-a-mak] {az} dnl. f i [-r ] Bir eye karar vermemek. [DS] akr, [eT. akr > Far. cahcir / akr ? [Doerfer]] {a z.} is. 1. Erkeklerin giydii ince kuma tan yaplm bir tr alvar. {OsT} (ayn) 2. Paal gvercin ve dier kularn ayaklarndaki tyler. {eAT} (ayn) S akr otu, bot. P a r a l yaprakl, g en ellik le sa r iekli, baz trlerinin y a p ra k la r h alan dktan so n r a tuzlanp yen ilebilen , bazlarnn kurutulmu y a p ra k la r hayvan yem i o la r a k kullan lan, kim isinin kk d e toz h lin e g etirildikten so n ra b a l ile k a rtrla ra k cin sel gc artrc o la r a k kul lanlan, lkem izde yirm i k a d a r eid i bulunan, m aydan ozgillerden p e k o k bitkinin g e n e l ad, (Ferula).

lan ara. 5. {az} imek. [DS] 6. {az} Dokumada bir motif eidi. [DS] 7. {az} Tfek; tabanca.fDS] 8. {az} ocuklarn ku avlamakta kullandklar bir yay. [DS] 9. sf. Eri olan. 10. (Bak iin) korkulu ve fkeli. S akm ak akm ak, 1. (G z iin) kzar m. 2. o k z ek ic e (bak). \ akm ak gibi, Z ek f \ kran (gz). | akm ak pabu, E skiden kullanlan | a k m a k la r g ib i e ri y a p l b ir tr a y ak ka b y a veri len a d .| akm ak ta, eli e srtldnde s c a k | kvlcm ka ra n kuvars. | akm ak tiftik, K a lite | bakm n dan en iyi tiftik. akm ak5, - [ak-mak] is. tp. Streptokok denilen mikroplardan ileri gelen ve yer yer uuumsu ka barcklar eklinde gelien bir deri hastal, (imp etig o ). akm ak6, - [ak-mak] {az} sf. Gsterili; alml. [DS] akm ak7, - [ak-mak] {az} is. Dokumada bir mo tif eidi. [DS] akm ak1, [ak-mak-] is. 1. akmak reten, satan ya da tamir eden kimse. 2. {az} Makine onarm yapan kimse; tfeki; ilingir. [DS] akm ak2, [alc-mak-] {az} is. Konuan iki kiiyi kztrarak birbirine takan kii. [DS] akm aklk, - [ak-mak--lk] is. akmaknn ii; akmaknn meslei, akm aklam ak, [ak-mak-la--mak] d n l.f. [ -r ] 1. (Gz iin) ok zekice bakmaya balamak. 2. K zarmak. akm akl', [ak-mak-l] sf. 1. akma olan; akmak tayan; akmak bulunduran. 2. is. akmak tana arpmak suretiyle kan kvlcmdan ate alan, azdan dolma eski tr silah. 0 akmakl havan, H avan doldurulduktan so n ra bir tetik dzeni ile a telen en esk i b ir top eidi. | akmakl k, Bil | g em i tarafndan b a k a b ir gem inin dikkatini ek m ek iin g e ic i b ir s re yan p sn en k. akm akl2, [akmak-l eidi. akmaklk, [ak-mak-lk] sf. akmakta kullanlmaya elverili olan, akmaksz, [ak-mak-sz] sf. 1. akma bulunma yan. 2. is. Kibrit, akm ak, [ak-ma-l] {az} is. pek tl zerine renkli pullar ilenmi ba rts. [DS] akm an, [ak-man] {az} sf. St mavisi. [DS] ak m u r', [akr (m avi-yeil) (Ar. mahmr etkisiyle) > akmur] {az} is. Yar uykulu bak. [DS] akm ur, [ak-mur] {az} is. Sert kire ta. [DS] akm ur buday, {az} ri, a r b ir tr buday. [DS] aknam ak, [ok-mak > ak-()n-a-mak / an-amak] d n l.f. [-r] 1. {eAT} Meraka dp aralarn da tahminler yrtmek. 2. {az} Toplanmak. [DS] {eAT} is. Bir tlbent

__________________________________
akrl, [akr-l] sf. 1. (Erkek iin) akr giymi olan. 2. (Ku iin) ayaklarnda paa bulunan; paa l. akrm ak, [ak-()-r-mak] {az} gl. f . [-ir ] Su sratmak. [DS] akrsz, [akr-sz] sf. akr olmayan; akr giymemi. akur, [Far. cahcir r. akurlu, [akur-lu Jj>sU -] {OsT} is. akrl. S akurlu gercin, {OsT} P a a l gvercin. aktrlm a, [ak-tr-l-ma] is. akmak iinin yapt rlma eylemi. aktrlm ak, [ak-tr-l-mak] edil. f . f r ] akmak eylemi yaptrlmak; aktrmak eylemi yaplmak, aktr, [ak-tr-] is. aktrmak ii veya biimi, aktrm a, [ak-tr-ma] is. akma iini yaptrma ey lemi. aktrm adan, [ak-tr-ma-dan] zf. argo. Belli etme den, sezdirmeden, aktrm ak, [ak-tr-mak] gl. f . [-r ] 1. ivi, kazk gibi ucu sivri nesneleri tepesinden vurarak yer, du var veya herhangi bir zemine gmdrmek. 2. Bir eyi ivi ile tutturtmak. 3. arg o. Fark ettirmek; bi rinin bir eyi sezmesini salamak. 4. aret ederek anlatmak. 5. Tututurmak, ate kartmak iin srt trmek. 6. mtihanda baarsz saymak; snfta b rakmak. 7. Silah ateletmek, akturm ak, [ak-mak > ak-tur-mak] {eT} gl. f . 1. (akmak vb. iin) aktrmak. 2. ki kiiyi kztr mak. [DLT] aku, [ak-mak (iftira etm ek) > ak-u / ak-u] {eAT} is. ftira. aku, -cu [Far. k eki. akul, [Ar. akul > akul ? JjsU-] {eAT} is. Dirhem; arlk. akulam ak, [ak-u-la-mak] {az} gl. f . f r ] f l ( u ) y o r ] Sr saklayamamak. [DS] akum ak, [olc-u-mak > ak-u-mak] {az} dnl. f . [-u r] Toplanmak. [DS] al1, [al] (a .i) {eT} sf. 1. Alaca; kr; krl. {eAT} {az} (ayn) [KB] [DK] [DLT] [DS] 2. Boz; kl rengi. {az} (ayn) [DK] [DS] 3. {az} Ben; il; leke. [DS] 0 al horozu, {az} 1. A la cal horoz. 2. ri ibikli horoz. [D S]|| al kara ku, {eAT} zool. K artal. [DK] | al kiraz, {az} B ey a z kiraz. [DS] | al2, [al-an / al] {az} is. 1. Talk ve plak tepe. 2. Kireli toprak. 3. Ormanlk; fundalk. 4. Maki ile rtl engebeli alan. 5. Susuz, plak engebeli alan. 6. Sulu, dz ova. [DS] S al ba, K el. al3, [al] {eT} is. Yele. (a :k u :) {OsT} is. {eAT} is. -* ar / ak

AL

al4, [Far. h (kuyu) => al] {az} is. Mslman ol mayanlarn mezar. [DS] al5, [ca > al] {az} is. 1. Arabann yanlarndaki direklere balanan srk. 2. Etraf itle evrili yazlk al. 3. Tatan rlm it. [DS] S1 al duvar, {az} 1. Asm ann altn a yap lm a rd a k. 2. A a la r la evrilm i avlu. 3. aldan y a p la n it. [D S]|| al kam, {az} D am n a a c den dikten so n r a zerine am u r ve to p rak serilen kaln kam dizisi. [DS] al6, [al / ala] {az} z f 1. (Vakit iin) tam o anda. 2. Tam; eksiksiz. [DS] S al akap, {az} ok k sa zam an iinde. [D S]|| al akam , {az} A kam o lu r olm az; tam a kam vakti. [D S]|| al ahm ak, {az} B eceriksiz ; ahm ak. [D S]|| al ense etmek, {az} E nsesinden y a ka la m ak . [D S]|| al koyun, {O Srt sT} st.| al p ara, {az} Su lar a zald n d a p a r a s | d en m ek zere tarlay b eled iy ey e su latm ak ii. [D S]|| al p arac, {az} B eled iy e su lam a iinde g revlen dirilen kii; su bekisi. [DS]|j al yaka et mek, {az} Yakasndan tutmak. [DS] al7, [Far. h => al] {az} is. Lavabo; banyo. [DS] al8, [al] {az} is. Salncak. [DS] ala, [al-mak (srdrm ek, tekrarlam ak, a c e le ile y a p m a k) > al-a] zf. 1. Defa; kez. 2. Bir an, bir ara. {az} (aym) [DS] 3. {az} Frsat. [DS] 4. Baz isim lerden nce gelerek deyimin fiiline abukluk, s reklilik, dikkatsizlik ve stnkrlk anlam ta yan birleik zarflar yapar, fi1 ala kalem, -* alaka lem^ ala kam, -* alakam.|| ala kak, -* alakak|| ala kl, -* alakl. | ala krek, -* | alakrek.|| ala p aa, -* alapaa.|| ala pala yapm ak, {az} -* alapala. [D S]|| ala pata, {az} -* alapata. [D S]|| ala taban, alataban. ala2, [al-mak (benzem ek, andrm ak) > al-a] zf. 1. {eAT} Biraz; ksmen. 2. {az} Az kullanlm; eski; kullanlm. [DS] S ala kullanmak, {az} B ir ey i az kullanm ak. [D S]|| ala tutulmu, {az} Az kullanlm . [DS] ala3, [al-mak (andrm ak) > al-a] {az} zf. (Gr mek eylemi iin) yalan yanl. [DS] ala4, [al-mak > al-a] {az} is. Silah. [DS] ala5, [Gre, ala] {az} is. 1. Hayvanlara yedirilen tahl saplar; msr koan vb. 2. Tatsz tuzsuz ye mek. [DS] alabm ak, [aba-la-mak > alab-mak ?] {az} gsz. f. [ -r ] Uramak; didinmek. [DS] a la ca 1, [al-mak > ala-ca

{eA zf. T}

1. Biraz;

az. 2. {az} Bir an; bir ara. [DS] S alaca dutulm ak, {eAT} Az kullanlm ak.| alaca yapm ak, {a| z} ( iin) g eliig z el ve zam an ndan o k n ce bitirm ek. [DS] alaca2, [ala-ca] {az} sf. Eski; kullanlm; msta mel. [DS]

ffMIfflftt S M .
a la ca k 1, -r (aH aak > l~-ck3 {az} is, Yourt in ayas. [DS| alacak 2, - [al-acak] {az} is, Kibrit, [BSj alacak3, - [al-acak] {az} is. ra kartrmaya yarayan zn, i atal aa, pas] alaf, [? akl] {a a } sf. nce; zayf, [SJ aaI, , [al-agan] {az} sf. -* alaan1. [DS] a l a p a 2, [al^agan] [az} Is, **alan2. t s] alaan . |a!-uak l-an] {az} is. 1. Kartal. 2. 'aylak. [DS]
a la a n 2, a la k a p ,

[al-a+kap] {-az} zf. ok ksa zaman iin

de, [DS]
a la k a k ,

[al-mak (srdrmek, tekrarlam ak, acele le yapm ak) > al-a+kak] (u lakak) -zf Acele ile yiyerek, kaklayarak, [al-+kat] {az} is. Eski ceket, [DS]

a la k a t,

a la k ll ,

[al-mak (srdrmek, t&k-ariamak, acele ille yapm ak) > a l-a kl! fakili) z f Srekli kl sallayarak.

a la k ,

[Far. ik

'(aM :ki:)

{Osj is.

Eline

[al-mak > al-aah] '{aa} is. Ba, bahe ve tarla kenarlarm selden korumak iin al rp ve aalar ile yaplm set. '[DS] , [al-mak > al-aan] {az} is. Isrgan otu. [DS]

ayana abukluk; tez canllk; abukluk, eviklik.


a l a k l a m a k 1,

[al-ak-la-mk] {az} g l.f. f i ] /-l()y orj (Yaban domuzu iin) insana saldrarak az di leri ile yaralamak. ['k-l-mak] {az} l. f [-r] f-l()-

a la a n

a l a k l a m a k 2,

a la a n c ,

[al-aan-c] {at} is. Doan kti. [DS] l a p , [al-a+kap-(mak)] {az} zf. yle byle; yant yamalak; stnkr. [DS]
ahrlauk. | al-ak > la-gur-la-mak / alavur-

y orj Aratrmak. [DS]


a la k p ,

[Yun. tsalukopus] {az} is. al rp kesi len byk bak. |Ds]


[al+akam] {az} zf. Akam olur olmaz.

alai, [al-mak > l-lj {az} is. Sprge. [S] la-mak ?] {az} . f . aramak. |1)S]
a l a k 1, - i

a la k a .

m )
a l k r e k ,

[-l(u )-y or] Sezdirmeden

[al-mk (srdrmek, tekrarlam ak, acele eyapm ak) > al-a+krek] (atak rek) zf. Aralk siz krek ekerek, [al-%-lak] {az} gl. f. i[-r] {-l()-yorj Gzden geirmek. [DS] [al--lr / Kmr] faz} is. st ak, etraf al itle evrilmi yazlk koyun, kei al; il. iDS]

[Lmk > almak] {az} is. Erkek yabal dmuZn'n alt enesindeki kpek dilerinden her biri: alg. [ D S ] a la k -- [al (&taoa) > al-ak] fatz} is. 1 . Kk krpllz. i Ham [ D S 'l S a l a k c l e k , {az}

a la n a k ,

a la m f,

1, (Meyve iit) kam, 2. (Kii iin) ruhen :geliremi. [ D S ]


alak\ -i ta (yans.) a(;)-l-k] { a tla k ) {az} is-, 1. Avludaki suyun dar akmasn salayan de lik. 2 ukur. 3. Kk alayan. [DS] tak4, - [al-mak fvarm ak, kesm ek) > al-ak] {az} is. 1. Dall budakl aa, 2. Davar iin yapl m klk al, 3. Sele kar korunmak iin al ve rpdan yaplm set, [DS] alak5, - [al-mak (vurm ak) > al-ak] {az} is. a ret: iz. [S| alte6-, - [al (p la k ) > &l-kj {az} is. Rffigann katn Srkleyerek plak brakt yer, [DS]
a l a k 7, -

alan1, [al-Sn] {a a sf. Parlayan. [DS] } alan2, [al-n] { z sf. Aceleci; sabrsz. [Ds] a } alang, [al-mak > ai-afi] (a'lafi) feT) sf. 1 . Gevele; baran; alene. [DLT] 2. (Yer iin) yanm gibi siyah; t bitmeyen'; orak. [DLTJ alno, [Far. eleng] { z is. elenk. [DS] a } laik, [al-mk > l-ft-kl] { z is al irpl1 a } . ; ince odun. {DS] a l a p , - b [Ar. callb fMfe Utecan) > talab '(koie sa

hibi)
l p a l a p 1,

=> alab
T a n r , 4>

[MarCel] > alap

{eAT} is. 1.

Tanri; ilah. 2. Efendi; sahip. 3. Hot: yardmc.

[Far. iilik l-] ('a.-ld.-k) { s f } 1. sf.

abuk hareket edebilen; evik; tez canl. 2. Adam ldren hrsz. 3. Yol kesici. 4. Yksek yer; byk dm.
a l a k 8, -

tccar) -> clafe (kle sahibi) => alab [Mrcel] > alap yl-3 {eAT} is, 1 .
[Ar. caliab (kle

feT} Hk P aai; Cenab- Hak.

[al-ak] {az} is. Biilen ekinin bir srada olmas. [DS] [al-mak > al-ak] {az} sf. Deli. [DS] [al-mak (srdrmek, tekrarlamak, acele ile yapm ak) > al-a+kalem] (alakalem ) zf. abuk

a l a p 2,

Efendi; sahip, 2. Dost; yardmc, [l-k > l^av # lp

f] {az}

is. Ate.

[DS]
a l a p a 1,

a l a k 9, -

a la k a le m ,

[Lat, jalappa] is. bot. 1. Kknden mshil olarak yararlanlan bir bitki, (pom aca Jalappa). 2. Bu bitkiden alnan mshil,

abuk ve zentisiz biimde yazarak,


a la k a m ,

a l a p a 2,

[al-mak (srdrmek, tekrarlam ak, acele ile yapm ak) > al-a; kam] (aakam ) zf. 1. S

[Far. l-p] {az} sf. Beceriksiz; elinden i gelmeyen. [DS] [al-mak (srdrmek, acele ile yapmak) > al-a - paal ( a lapa) z f Zorla; srkleyerek, [al-mk (srdrmek, < cele ile yapmak) > a

a la p a a ,

rekli veya sk sik kam vurarak. 2. (t arabas iin) btn ayrntlar ile tam olarak.

a la p a la ,

llltTIWS0M.85 6
al-a+pala] ( a lap a la ) zf. Acele ile. ^ a la p a la yapm ak, {az} ( iin) tez y apm ak. [DS] alapat, [al-a+pat] {az} sf. (Grlt iin) az. [DS] alapata, [al-mak (srdrm ek, a c e le ile y a p m a k) > al-a+pat-a] ( a lap a ta) {az} zf. (Dvmek iin) hemen girimek; ne olup bittiini anlamadan. [DS] a la r1 [al-mak > al-ar] sf. alma, ses verme zel , lii bulunan. S alar saat, A yarlanp kurulduun d a belirlen en sa a tte b ir zil donanm ile a la n m asa saati. alar2, [al-ar] {az} is. Sprge. [DS] alarJ, [Yun. skillarion] {az} is. Srt dikenli, yen meyen kpek balna benzer bir balk cinsi. [DS] alarm a, [al-ar-ma] is. (Ekinler iin) baaklarn ol gunlamaya balama durumu, alarm ak, [al-ar-mak] {az} gsz. f . [-r ] (Ekin iin) olgunlamaya, sararmaya yz tutmak. [DS] alas, [al-as] {az} is. Yourt mayas. [DS] ala, [al-a / tala] {az} is. Tala. [DS] alar, [al-mak (srdrm ek, a c e le ile y a p m a k) > al-a-r] {az} sf. (Kii iin) karlk beklemeden herkesin iini gren, bakalarna alan. [DS] alata, [al-mak (srdrm ek, a c e le ile y a p m a k) > al+at-a] {az} sf. Elbiseyi abuk yrtp eskiten. '[DS] alataban, [al-mak (srdrm ek, a c e le ile y a p m a k) > al-a+taban] zf. (Kamak, komak iin) paldr kl dr. alav, [alk (yans.) > alk-au > al-av] {az} is. Y a yk. [DS] alavan, [al-mak (srdrm ek, a c e le ile y a p m a k) > al-aan] {az} is. Hizmeti; ii. [DS] alavanlk, - [alavan-lk] {az} is. ilik. [DS] alavlam ak, [alav-la-mak] {az} gl. f . [ -r ] [-l()y o r ] evreyi gezip dolaarak aratrmak. [DS] alavurlam ak, [al-mak (srdrm ek, a c e le ile y a p m ak) > al-a+vur-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [l(u)~ y o r ] Herhangi bir yerdeki pislii ve eitli dkn tleri zen gstermeksizin yzeyden temizlemek. [DS] alaz, [al-mak9 > al-az / ala-z] {az} is. 1. Msr koan. 2. Kuru dal; kuru aa. [DS] alba, [Lat. salvia] {az} is. 1. Adaay. 2. Labada; efelek. 3. Ocak yakmakta kullanlan kuru dal ya da al rp; kuru ot. [DS] albadar, [Far. r-p (d r ay akl) > rp-dr] {azf is. At ya da katr kervannn nnde giden hay van. [DS] albara, [Bul. erepna ?] {az} is. Kk tencere. [DS] albarm ak, [yalvar-mak > albar-mak] {eT} gsz. f . [-u r] Yalvarmak, albus, [Far. l-bs tak; dalkavuk. (a :lb u :s ) {OsT'} is. Yal

al

albuzan, [Far. al-bus => albuzan] {az/ sf. Her eye burnunu sokan. [DS] alcak, - [al-acak > alcak] {az} is. Yourt ma yas. [DS] alcek, -i [al-acak] {az} is. Yourt mayas. [DS] ala, [al-a] {az} is. Dalarda kayalarn toplu bu lunduu yer. [DS] alap, [al-mak+ap-mak] {az} is. 1. Eli abuk; hrsz. 2. Acele, geliigzel i yapan. [DS] 1 alap etmek, {az} alm ak; hrszlam ak. [DS] alaput, -du [al+aput] {az} is. Eski bez paras. [DS] alar, [al+ar ?] {az} sf. (Kii iin) eri yryen; yrrken bacaklar birbirine dolaan. [DS] alene, [al-mak+ene] sf. Durmadan (kimse); enesi dk; geveze, konuan

alenelik, -i [al+ene-lik] is. Durmadan konuma durumu; gevezelik, alubuk, -u [al+ubuk] {az} sf. Terbiyesiz; ken dini bilmez. [DS] ald, [ald / ld / ild (yans.)] is. Hafif arpma ve srtnmeyi; trt ve hrt kararak kprdanma, sallanma, dnme ve titremeyi anlatan kk. [Zlfkar] a l-d r aldr, a l-d r uldur, al-d r-a-m ak, a l-d r-d a -m a k aldam ak, [ald (yans.) > ald--mak] {eT} -* alramak. ald r1, [ald (yans.) > ald-r] {eT} is. arpma, sr tnme gibi durumlarda kan sesi ve sallanma gibi hareketleri anlatan yansmal gvde. 0 aldr al dr, S es karm a. [DLT] | aldr aldr etmek, | {az} (M aden byk p a r a la r iin) b irb irin e s r t n erek ses karm ak. [D S]|| aldr uldur, (A ra bann g id ii iin) h zla ve grlt y a p arak . aldr2, [Sansk. jaladhara] (aldr) {eT} is. Deniz. [EUTS] ald ram ak, [ald (yans.) > ald-r-a-mak jjjJU -] {eAT} gsz. f . [-r ] [-r()-y or] 1. Hareket etmek. 2. aldrt karmak; akrdamak, aldrlm a, [al-dr-l-ma] is. aldrmak eylemine urama. aldrlm ak, [al-dr-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. almak eylemine uramak; almak eylemi uygulanmak. 2. Hrsza kaptrlmak; alnmasna sebep olmak, aldr, [al-dr-] is. aldrma ii veya biimi, aldrverm ek, [al-dr-+ver-mek] {az} gl. b. f i [ir] Sprvermek. [DS] aldrm a, [al-dr-ma] is. 1. Ses karacak ekilde bir mzik aletini veya nesneyi kullandrma ii. 2. Hr szn kapmasna sebep olma eylemi. aldrm ak 1, [al-dr-mak] gl. f i [-r ] 1. (Zil vb. iin) ses karmasn salayacak ekilde birisine kullan drmak. 2. Mzik aleti kullandrmak, musiki icra ettirmek.

AL

IMIMfSM.
algap 1, [alk-a-m > alk-ab] {az} is. 1. Dalga. 2. Anafor. [DS] algap2, [al+gap] {az} zf. 1. Bir para; azck. 2. Birdenbire; hemen. 3. Belli belirsiz. 4. Bir an; bir ara. [DS] algap3, [al-mak+kap-mak] {az} is. Yama. [DS] algar, [al + kar-] {az} sf. 1. Kark. 2. (Hava iin) bozuk. [DS] algavu r1, [*al-ga-mak > ala-ur ?] {az} zf. (Arayp yakalamak iin) hemen. [DS] S1 algavur etmek, {az} T elala dolam ak. [DS] algavur2, [alk-a-mak > allcavur ?] {az} is. Tahl eleme makinesi; selektr. [DS] algavu, [al+kav-u ?] {az} sf. (Kii iin) acele ve zensiz i gren. [DS] algay, [al-gy] (a lg a .y ) {eT} is. 1. Ku kanadnn ular; ku ty [DLT] 2. Kaz ty. [Clauson] algazan 1 [al+kaz-an] {az} is. Dolandrc. [DS] , algazan2, [alk-az-an] {az} sf. Geveze. [DS] alge, -ci [al-ge] {az} is. Yourt mayas. [DS] algeir, [al+ge-ir] {az} is. Kap mandal. [DS] alg , [al-mak (vurmak, se s kartm ak) > al-g] is. 1. Mzik yapmak amacyla kullanlan her trl ses verebilen alet; saz; enstrman; mzik aleti. 2. Bu tr aletleri kullanan mzikiler topluluu; saz. 3. algl yer; gazino. S alg aleti, M zik sesler i ka rm a y a y a r a r a ra . | alg aanak, algl, | n eeli ve grltl olarak.\\ alg alm ak, B ir m z ik aletin i kullanmak.\\ alg .mzii, n san sesinin katlm ad, y a ln z ca m zik a r a la r ile y ap lan m zik; en str m an tal mzik. | alg partisi, Yalnzca | a lg larn ic ra ed ild i i m zik partisi. alg2, [al-mak > al-g] {az} is. Yourt mayas. [DS] alg3, [al-mak > al-g] alg4, [al-mak > al-g] [DS] alg5, [al-mak > al-g] {az} is.Trpan. [DS] {az} is.Ba rts;alma. {az} is.Kibrit. [DS]

aldrm ak2, [al-dr-mak] {az} gl. f [-r ] Hrszn almasna meydan vermek; armasna, alp gtr mesine sebep olmak. [DS] aldrm ak3, [al-dr-mak] {az} gl. f . [-r ] 1. Vur durmak; kestirmek. 2. Bir eyi apraz olarak kes tirmek. [DS] aldrm ak4, [al-dr-mak] {az} gl. f . [-r ] (Yourt iin) mayalatmak. [DS] aldrm ak5, [al-dr-mak] {az} gl. f . [-r ] (Spr mek, srmek iin) zen gstermeden yapmak; geli igzel yapmak. [DS] aldrm ak6, [al-dr-mak] {az} gl. f . [-r ] Duymak; hissetmek. [DS] aldrm ak7, [al-dr-mak] {az} gsz. f . [-r ] Azck benzemek; andrmak. [DS] aldvar, [al+duvar] {az} is. 1. Asma arda. 2. A ala evrilmi avlu. [DS] aldram ak, [ald (yar.) > ald-()r-a-mak] {eT} gsz. f . [-r ] Ses karmak; al uul etmek; aldramak; ldrdamak. [DLT] aldurm ak, [al > ald-ur-mak] {eA T} gsz. f . [-u r] Azck benzemek [DK] aldurum , [al+dur-um] {az} is. 1. Dalarn enge beli talk yerleri. 2. Scak mevsimlerde ya, peynir vb. konulan yer. [DS] aldut, [al+tut] {az} is. Kibrit. [DS] ald u var1 [al+duvar ?] {az} is. 1. Yemekten nce , yenen meyve. 2. Kahvalt. [DS] alduvar2, [al+duvar] {az} is. aldan yaplan it. [DS] ale, [Far. ele] {az} is. ala. [DS] aleli, [a-l-l ? > aleli] {az} sf. (Toprak iin) kumsal. [DS] S aleli toprak, {az} Kum lu toprak. [DS] alen, [ng. challenge] is. spor. Spor karlamala rnda birincinin, daha sonra rakibinin kendisini yeninceye kadar elinde bulundurduu dl ya da un van. alfatura, [Far. r-p-dr] {az} is. Hayvan vergisi iin saym yapan memur. [DS] alg, [alg / alh / alk / lh / lk (yans.)} is. Sv ve akkan maddelerle, cvk kvamdaki eylerin sar slma, alkalanma ve bu biimdeki hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] a lg -a r- alga, -c [al-mak > al-ga] {az} is. Yourt mayas. [DS] algam 1, [al-ga-m] {az} is. Kartal. [DS] algam 2, [alg-a-m] {az} is. 1. Suyun akntl yeri. 2. alayan. [DS] algam 3, [Far. elm] {az} is. algam. [DS] algam lanm ak, [algam-la-n-mak] {az} dnl. f . [r] (Meyve iin) tam olgunlamak. [DS] algan, [alg-an] {az} is. 1. Talk ve meyilli su yata. 2. Suyun akntl yeri. [DS]

algc, [alg-c] is. 1. Geimini bir mzik aletini alarak salayan kimse. 2. Bir alg ile mzik ya pan sanat. 3. alg aleti yapan veya satan kimse. S algc bcek, zool. B a se rt b ir k a b u k la rtl, k a h v e ren gi y a d a siyah renkli, b e m ilim etre b o yu n da z a r a rl b ir b cek . | algc otu, bot. Turpgil | lerden b ey az iekli, h a lk hekim li in de g s yu m uatc o la r a k kullanlan, g en ellik le k u ra k y e r le r d e y etien b ir otsu bitki; b lb l otu, (Sisymbrium officin ale). algclk, - [algc-lk] is. algcnn ii veya meslei. alg1, -c [al-mak (vurmak, se s kartm ak) > al g] is. Baz telli sazlar almakta kullanlan boy nuz, kemik, plastik vb. eylerden yaplm ara; tezene; mzrap.

i e

MCE

. 8 6 7

AL

alg2) -c [al-g] {az} is. Yourt mayas. [DS] alg3, -c [al-g] is. 1. Yaban domuzunun alt e nesindeki kpek dilerinden her biri; alak. 2. { z} Yaban domuzunun erkei. [DS] alg4, -c [al-g] {az} is. Bahe sprgesi. [DS] alghane, alg + Far. hne] (a lg h a :n e) is. 1. alg alman yer. 2. Konser salonu, alglama, [alg-la-ma] is. Elde bulunan bir mzik parasn belli bir alg ile seslendirilebilecek hle getirme ii; enstrmantasyon. alglam ak1, [alg-la-mak] gl. fi. [ - r ] [-l()-y o r] Bir mzik eserini her parasn ayr bir alg seslendi recek ekilde yazmak ve bylece besteye renk kat mak. alglamak2, [al-la-mak / alg-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l()-y o r] Haha, susam vb. kk taneli to humlarn topraa karmasn salamak iin ze rinden bir al parasn sryerek dolatrmak. [DS] algl, [alg-l] sf. 1. algs bulunan. 2. alg a lnarak yaplan. S algl saat, i in e yerletirilm i d e iik s e s le r veren a n la r zerin e k k ek i vurm ak su retiyle m zikal s e s le r ka ra n saat. algn1, [al-mak (vurmak, a rp m a k > al-gn jyJU-] {az} sf. 1. (Ekin iin) scak ya da souktan geliemeyip clz kalan; alk. 2. (Meyve iin) donmu ya da hastalkl. 3. (Yemek iin) uzun sre bakr kapta kalarak bozulmu; alk. 4. (Kii iin) cin tarafndan arpldna inanlan; ktrm; inmeli; sakat; alk. 5. Deli; delimsi. 6. Terbiyesiz; hoppa; oynak. [DS] <3 algn yrm ek, {eAT} S a a s o la a rp a ra k, d elice, dzensiz yrm ek. algn2, [al-mak (benzem ek) > al-gm] {az} sf. An dran; benzeyen. [DS] algn3, [al-mak > al-gn] {az} is. Hrsz. [DS] 0 algn salmak, {az} K y san d n a p a r a y a tr mak. [DS] algn4, [alg-mak > alg-m] {az} is. Hzl akan su. [DS] algn5, [al-mak > al-gn] {az} is. Hafif hafif ya an yamur; isenti. [DS] algn6, [al-mak > al-gm] {az} is. Eski ba rts. [DS] algnlk, - [al-gm-lk] {az} is. Yamur etkisi ile budaylarda olan bir hastalk. [DS] algr, [al-gr] {az} is. Gelinlerin balarna bala np ucu arkadan sarktlan rt. [DS] algrba, [al+kr+ba ?] ( a Ig rba) {az} zf. Hep si; tamam. [DS] algsz, [al-g-sz] sf. algs, mzii olmayan, algotur, [Far. r-p-dr] {az} is. Hayvan saym memuru. [DS] algu, [al-gu] {az} is. Bahe sprgesi. [DS] algu, [al-gu] {az} is. 1. Azgn erkek domuz. 2. Domuzun uzun az dii; domuz boynuzu. [DS]

algulu, [al-gu-lu] {az} sf. Utanmaz; arsz. [DS] algun', [al-mak > al-gun] {az} is. Saanak ya mur. [DS] algun2, [al-gun / al-gm] {az} is. Scak veya so uk yznden geliemeyerek clz kalm ekin. [DS] alguz, [yal-()ng-uz / al-guz / yal-guz] {eTf sf. Yalnz. alap1, [al+kap] {az} zf. 1. Birdenbire; hemen. 2. Belli belirsiz. [DS] alap2, [Far. arh-b] {az} is. 1. Anafor. 2. Yama. [DS] alazan, [al+kazan] {az} is. Dolandrc. [DS] al, [al-g] {az} is. Ahr sprgesi. 0 al dyds, {az} A hr sprgesinin yprandktan so n r a k alan yeri. [DS] al, -c [al-g] {az} is. Azgn erkek domuz. [DS] aln, [al-gm] {az} is. 1. Souk veya scak y znden geliememi clz kalm ekin. 2. Ktrm; inmeli. [DS] almlk, - [al-gm-lk] {az} is. Yamur yzn den ekin ve meyvelerde olan hastalk. [DS] alu, [al-g] {az} is. Bahe sprgesi. [DS] alu, -cu [al-g] {az} is. Dii yaban domuzu. [DS] alun, [al-gn] {az} is. Donmu veya hastalkl meyve. [DS] alh, [alg / alh / alk / lh / lk (yans.)\ is. Sv ve akkan maddelerle, cvk kvamdaki eylerin sar slma, alkalanma ve bu biimdeki hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] alh -a-m ak, alh-ala-n -m ak, alh-a-n t alhaal, [al+ha+al ?] {az} zf. (Dvmek iin) iddetli. [DS] alhalam ah, [alh-ala-mak] {az} gl. f . [-r ] [~l()~ y o r ] -* alkamak. [DS] alhalam alam ak, [alh-ala-ma-la-mak] {az} g l. f . [- r ] [-l()-y o r] Hafife ykamak; durulamak. [DS] alham a, [alh-a-ma] {az} is. alkama, 6* alham a sepet, {az} n c e kam tan yap lm byk sepet. [DS] alham ak, [alh (yans.) > alh-a-mak] {az} gl. f i [r ] - * alkamak. [DS] alhalanm ak, [alh (yans.) > alh-ala-n-mak] {az} edil.fi. [-r ] -* alkalanmak. [DS] alhant, [alh (yans.) > alh-a-nt] {az} is. -* al kant. [DS] alhantu, [alh-a-nt] {az} is. 1. Ykanan budayn elek altnda kalan ksm; elenti. 2. Bulak suyu. 3. Sulandrlm yourt. [DS] alh ar1, [alh-a-r] {az} is. iri gzenekli kalbur. [DS] alh ar2, [alh-ar] {az} is. Poyraz yeli. [DS] al1, [al-mak (vurmak, arp m ak) > al-u / al-] is. 1. Boyu fazla uzamayan, genellikle dipten dallana-

AL ralc yaylan, gvdesi fazla kalnlamayan odunsu bitki. 2. Clz ve karmak dall otsu bitkiler toplu luu. f? al blbl, zool. Sin ekkapan gillerden, a a la r a yu va y a p a r a k m eyve ve b c e k le r le b e s le nen iri b ir tc ku, (Sylvia hortensis).\\ al a pak, (az) al rp. [D S]|| al eper, {az} 1. al rp. 2. aldan yap lm it. [D S]|| al pk, {az} al rp. [D S]|| al rp, K o la y tutuabilen, ince a a d a lla r ile kuru ot tr eyler. [ al | tl, {az} zool. alkuu. [D S]|| al demeti, Yenge av n d a kullanlan, a ra la rn a et p a r a la r k o n u la ra k akam d an suya braklan a l dem eti. | | al dibi, {az} a llk lard a biten ve y em e i y a p lan bir ot. [D S]|| al dikeni, K a r a a l.| al fasul | yesi, bot. T aze ve kuru o la r a k tketilen b ir tr srk fa s u ly e s i.| al gaga, {az} de. [D | S]|| al gibi, (S a ve s a k a l iin) sert, s k ve dik.\\ al horozu, z oo l. O rm an tavuugillerden, k oz ala kl a a o r m an larn da y aayan , b c e k ve k o z a la k s rg nleri ile beslen en iri b ir ku; orm an horozu, (T etrao urogallus).\\ al kakc, {az} Yol k esicili e z e nen kim se. [D S]|| al kap, {az} D iken vb. ey leri tutm aya y a ra y an a ta l a a . [D S]|| al koparan, {az} S a lam kum a. [D S]|| al kuu, zool. S in ek k ap a n g illerd en A vrupa ve A sya 'nn btiin b lg e le rin d e y a a y an b cek , larv a ve tan e ile beslen en gm en , tyleri yeilim si, kan atlarn n st koyu es m e r benekli, bann ortasn d aki sa r y a n la rd a siy a h izg iler bulunan, o k kk b ir tr tc ku, (Regulus regu lu s).J ah kl, {az} K o r ; kz. | [D S]|| al sprgesi, 1. Sprge otundan y a p la n sprge. 2. al otlarn dan y ap lan sprge.\\ al talam ak, B ir giriim in y a d a b ir szn altn da b a k a n iyetler olu p olm adn ara trm ak ,| al j toprak, {az} D a eteklerin d e bulunan iyi cins, verim li toprak. [D S]|| al tutm ak, {az} it y a p m a k iin a lla r b ir ucundan y e r e g m e r e k b irb i rin e ba lam ak. [D S]|| al yemii, {az} de. [D S]|| aly ucundan srm ek, 1. i yn tem in e ters o la r a k yapm ak. 2. B eceriksiz davranm ak. al2, [Far. h => al] {az} is. Delikli ta. [DS] al3, [al-] {az} is. Bahe. [DS] al4, [ah] {az} nl. Kei kovalama nlemi. [DS] al5, [al- / al-a] {az} zf. Bir ara; bir an. [DS] al6, [Far. ele] {az} is. ala. [DS] albasan, [al+bas-an] {az} is. ri ve sert taneli, uzun sapl ve klkl bir buday. [DS] albasmaz, [al+bas-maz] {az} is. Kara klkl buday. [DS] alcak, - [al-acak] {az} is. Yourt mayas. [DS] alc, [al-mak > al-c alan; algc, alcl, [al-cl] {az} is. zool. al kuu. [DS] alg, [al- / al-k] {eTj sf. -* alk4. / ^ y * ^ ] {eAT} sf. Saz

alg, [al-mak > al- / al-k] {eT} is. 1. Yitik arama. 2. Beylerin halk davet iin gnderdii ha ber. [DLT] alga, -c [al-()ga] {az} is. Yourt mayas. [DS] alge, [al-()ga] {az} is. Yourtmayas. [DS] alh1, [al-k] {az} is. bot. Krmz iekli, kk yenir bir yaban bitkisi. [DS] alh2, [al-k] {az} sf. Ktrm; inmeli; sakat. [DS] alk1 - [al-mak (vurmak, arp m ak) > al-k] {a, z} sf. 1. Bir tarafa erilmi; arpk; yamuk. 2. Bi imsiz. [DS] alk2, - [al-mak > al-k] {az} sf. 1. Doal du rumundan, doal renginden uzaklam; bozulmu. 2. (Ekin iin) souk ya da scaktan geliemeyerek clz kalm. 3. is. Koyunlarda grlen iek trn den bir virsn yol at hastalk. [DS] S alk kavak, bot. D allar sep etilik te kullanlan b ir tr k a v a k a a c ; se p et i kava. alkJ, - [al-mak > al-k j ! ^ ] sf. 1. {az} Y znde yara izi bulunan. [DS] 2. {eAT} Kesik. 3. {eAT} is. Y ara veya ban izi. 4. {az} Bir yan yon tulmu aa. [DS] alk4, - [al-mak > al-k jJL-] sf. 1. {eT} {eAT} {az} (Kii iin) cin arpm gibi delice hareket eden; haar; delimsi. 2. {eAT} (At iin) rahat dur mayan; yerinde durmadan srayan. 3. {az} Sabr sz. [DS] 4. {az} Aceleci. [DS] 5. {az} Kaba; pa tavatsz. [DS] 6. {az} Hasta; yznn rengi ka m; kansz. [DS] 7. {az} Sska; gsz; zayf. [DS] 8. {az} Sakat. [DS] 9. Doru yryemeyen; yan yan giden. 10. is. {eAT} Delilikten kalan iz. S alk at, {eAT} o k srayan , y erin d e durm ayan at.| a | lk seirtm ek, {eAT} D e lic e s r a y a ra k k om ak .| | alk yrm ek, {eAT} D e lic e rp n a ra k yrm ek. alk5, - [al-mak > al-k] {az} is. Saat. [DS] alk6, - [al-mak > al-k] {az} is. Uzun sre bakr kapta kalmaktan dolay bozulan yemek. [DS] alk7, - [al-mak > al-k] {az} sf. 1. (ocuk iin) babas belli olmayan; pi. 2. Serseri. 3. (Kadn iin) hoppa; ahlaksz; oynak. [DS] alk8, - [al-mak > al-k] {az} is. 1. Hrsz. [DS] 2. tar. Sulu bulunarak askerlikten karlm yeni eri. alk9, - [al-mak > al-k] {az} is. Barts. [DS] alk10, - [al-mak > al-k] {az} sf. (Kadn iin) aeren; hamile. [DS] S alk alm ak, {az} A ermek. [DS] a lk ", - [al-mak > al-k] {az} is. Krpk kuma.

[DS]
alk 12, - [Far. h => ah-lk > alk] {az} is. Lavabo. [DS] alklam a, [al-k-la-ma] is. 1. Salam koyunlar

B M SOM. 89 6
alk virs ile alama eylemi. 2. {az} Koyunlarn memelerinde grlen bir hastalk. [DS]

almlanma, [alm-la-n-ma] is. Kendisine alm ya


plma eylemi,

alklamak1 [al-k-la-mak] g l. fi. [ - r ] [-l()-y o r] ,


Koyunlara alk virs alamak.

almlanmak, [alm-la-n-mak] edil. f . [ -r ] 1. Ken


disine alm yaplmak. 2. dnl. f . alml davran mak.

alklamak2, [al-k-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l()y o r ] Karanlkta etraf yoklamak. [DS]

almlay, [alm-la-y-] is. alm yapma eylemi ya


da biimi.

alklanmak1 [al-k-la-n-mak ,
f

U-] {eATj dnl.

[~lr] (Hayvan iin) haarlk etmek. 2. {azj Sinirlenerek szle atmak. [DS]

alml1 [alm-l] sf. 1. alm olan. 2. Gsterili; ,


azametli.

alklanmak2, [al-k-la-n-malc] edil. f i [-r ] Her


hangi bir eyin bir yanndan kesilip alnmak,

alml2, [alm-l] (az} is. Krmz killi toprak. [DS] almlk, - [alm-lk] sf. (Maya iin) bir kere
yourt almaya yetecek lde,

alkl, [al-k-l] sf. (Koyun iin) ala tutulmu


olan.

almsz, [alm-sz] sf. 1. alm olmayan. 2. Gste


risiz, sade,

alks, [al-k-s L -JflU-] {eAT} sf. abuk abuk ve S


delice.

allandrma, [al--la-n-dr-ma] is. Topra koru


mak amacyla, plak arazi zerinde al yetitir mek.

aln, [al-n] {az} is. akmak. [DS] alng, [in. cha (ay) => a-lfi] (aln) {eT} is. in
ksesi. [DLT]

allk, - [al-hk] is. 1. als ok olan yer. 2.


Kaln bir al rts ile rtl alan. 3. zerinde yalnzca al, funda ve katrtrna gibi yabani bit kilerin bulunduu geni arazi. 4. Tropik blgelerde aa ve aaklardan olumu bitki topluluu.

alnma, [al-n-ma] is. alnmak ii. alnmak1 [al-mak (vurmak) > al-n-mak] {eT} ,
dnl. f . [-r] 1. Kendini yere atmak. [DLT] 2. (Ba iin) selam, sayg amacyla yere srmek. 3. edil. f . Kovulmak; iten karlmak.

alnmak2, [al-mak > al-m-mak] {eT} {eAT} edil. f .


[-r ] 1. (Sz iin) kulana gelmek. 2. {az} (Dedi kodu iin) yaylmak. [DS]

alm1 [al-mak (vurmak, devirm ek) > al-m jU>-] ,

is. 1. Vuru. (eAT) (ayn) 2. Klcn keskin yan. 3. alnmak3, [al-mak > al-m-mak] {eT} dnl. f . [ -r ] (az) Ekin bierken her trpancnn trpanla at Arklamak; zayflamak. [DLT] yer. [DS] 4. (az) Trpann bir vuruta bitii ot. alnmak4, [al-mak > al-m-mak] edil. f . [-r] al [DS] 5. {az) Dnmn bir paras; evlek. [DS] 6. mak ii yaplmak; hrszlar tarafndan alnmak. {eT} {az} Yakn yer; semt. [DS] 7. Karsndakini etki (avn) leyici ve yanltc davran; gsteri. {eAT} (ayn) alnmak5 [al-mak > al-n-mak , U-] dnl. f . [[DK] 8. dnz. Geminin su altnda kalan ksmnn ba bodoslamasna doru daralmas durumu. 9. dnz. Bir r] [eA T -u r] 1. Fel gelmek; inme inmek, {az} yatta ba ve k taraflarnc a teknenin su kesimi s (ayn) [DS] 2. {az} Cin arpmak. [DS] 3. {az} Deli tnde kalan ksm. 10. sp'or. Bir futbolcunun aya olmak. [DS] 4. {az} (lmek zere olan hasta iin) ndaki topu kaptrmadan kvrak hareketlerle rakip dili pelteklemek; tutulmak. [DS] 5. (Ekin iin) oyuncuyu aldatp gemesi. S alm atmak, 1. rzgr veya scak yznden bozulmak. 6. {eAT} G steri y apm ak. 2. alm lam ak,| almna gel | e d il.f. Yaralanmak; vurulmak. mek, {eAT} B iim in e g elm ek .| almna getirmek, | alnmak6, [al-mak > al-m-mak {eAT} Uygun b ir zam an kollay p fr sa tta n istifa d e etm ek. | | dnl. f . [-r ] [eA T -u r] 1. Telala etraf yoklamak. almndan geilmemek, o k kuru m lanm ak; b 2. {az} Kendi kendine aranmak. [DS] b rlen m ek; kurumlanmak.\\ alm satmak, Byk lk taslam ak; b b rlen m ek ,| alm syrtmak, alnmak7 [al-mak > al-m-mak J ^ r ] {eAT} edil. | , {az) alm satm ak. [D S]|| alm yapmak, 1. G s f . [-u r] Syrlmak. teri y apm ak. 2. alm lam ak ,| alm yeri, {eAT} | alnmak8, [al-mak > al-m-mak {eAT} edil, K l az. f . [-u r ] 1. (Yaz iin) izilmek; silinmek. [YE] 2. alm2, [al-mak > al-m] {az) is. lgi. [DS] gl. f i izmek. [YE] alm3, [al-m] {az} is. Vakit; zaman. [DS]

almc, [lm-c] is. alm yapan kimse, almlama, [alm-la-ma] is. alm yapma eylemi, almlamak, [alm-la-mak] gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1.
Futbolda topu kaptrmamak iin vcut hareketle rinden yararlanarak kar oyuncuyu artmak. 2. Bir frsatn bularak kar tarafn hakk olan bir eyi ele geirmek.

alnmak9, [al-mak > al-m-mak] {az} dnl. f i [r] 1. Biraz yemek; attrmak. 2. (Hayvan iin) az otlamak. [DS]

alnmak1 , [al-mak > al-m-mak] {az}] dnl. fi. 0


[-r ] 1. Srnmek; sokulmak. 2. Uramak. 3. s tekle bakmak. [DS

alnmak", [al-mak > al-m-mak] {az} gsz. f i [-

AL

IMIIttSM.
p la n iin b a a r ile so n u lan d rla bilm esi iin uy g u la n a c a k tekn ikler v e g id ile c e k y ollar.

r] Bir ile veya bucak baka bir ile balanmak. [DS]

alnmak1 , [al-mak > al-n-mak] {az} edil. f i [2


r] 1. stne bir ey srlmek. 2. dnl. fi. Kendi zerine srmek. [DS]

almac, [al--ma-c] is. Salk, idari bilimler gibi


alanlarda aratrma yapan kimse.

almak1 [al--mak] {eT} ite, f . f r ] 1. Gre ,


mek. [DLT] 2. {eAT} Vurumak; arpmak; sava mak; kllamak. [DK]

alnmak1 , [al-mak > al-n-mak] {az} dnl. f . [3


r] rtnmek; sarnmak. [DS]

alnt1 [al-mak > al-nt] sf. 1. alnm olan. 2. ,


is. Bir eserden kaynak gstermeden yaplan alnt; intihal. alnt2, [al-mt] {az} is. Yourt yapmak iin iine maya konulmu st. [DS] alnt3, [al-mt] {az} is. Scak ya da rzgrdan geliemeyerek zayf kalan ekin. [DS]

almak2, [al-mak (vurm ak) > al--mak] dnl. f .


[-r ] 1. Bir ey ortaya koymak iin srekli emek ve aba sarf etmek. 2. grmek; grev yapmak; ii olmak. 3. Bir ile urayor olmak; bo durmamak. 4. Bir eyi yapmak veya anlamak iin byk aba ve emek harcamak. 5. renmek iin emek harca mak; ders yapmak. 6. (Bir motor ya da makine ve alet iin) iliyor olmak; ilemek. 7. Dvnmek; kendisini saa sola arpmak. S alan nfus, B ir lke nfusunun a la n blm ; a k t if nfus, etkin nfus. | alp abalamak, o k uram ak. |

alnt4, [al-mt] {az} is. Cin ve perilerin etkisinde


kald sanlan ocuk. [DS]

alnt5 [al-mt] {az} is. Eski sprge. [DS] , alsz, [al-sz] sf. (Y er iin) zerinde hi al bu
lunmayan.

almak3, [al--mak] dnl. f i f r ] 1. (Ahap iin)


nem oran deiimi sonucu liflerindeki ksalma se bebiyle ekil deitirmek; arplmak. 2. (Bir eyin atlaklar, ekleri iin) almak; ayrlmak. {eT} (ayn) 3. (Bir yapnn baz elemanlar iin) yk altnda ekil deitirmek.

al1 [al-] is. alma eylemi ya da biimi. , al2, [al-mak (vurmak) > al- j d * - I ji.U-] {eT}
is. 1. alma; gre; vuru; {eAT} (ayn). [DLT] [DK] 2. a bak. [Clauson] 3. arpk. 4. arpma; cenk; muharebe; {eAT} (ayn). i? al klmak, {eAT} S avam ak; arpmak.\\ al yryen, {eAT} nc.

abtrc, [al--tr-c] is. Bir spor dalnda sporcu


lar altran ve eiten kimse; antrenr,

altrclk, - [al--tr-c-lk] is. altrcnn


ii ve grevi; antrenrlk,

alk, - [al-malc > al-k .jiJJU-] {eAT} is.


alma; gayret,

altrlma, [al--tr-l-ma] is. altrma iinin ya


plma eylemi,

alld, [al-k-l] {az} sf. 1. alkan. 2. badete


dkn olan. [DS] allma, [al-l-ma] is. alma iinin yaplma ey lemi.

altrlmak, [al--tn-l-malc] edil, f i f r ] al


mak ii yaptrlmak,

altr, [al--tr-] is. altrmak eylemi veya


biimi.

allmak, [al-l-mak] edil. f . f r ] almak ey


lemi yaplmak,

altrma, [al--tr-ma] is. alma iini yaptrma


eylemi.

alkan, [al-kan] sf. ok alan ve almaktan


byk zevk alan,

altrmak, [al--tr-mak] gl. fi. f r ] 1. Birine


almak eylemini yaptrmak. 2. Bir eyi bir ite kullanmak. 3. (Bir motor veya alet, bir kurum, bir i yeri veya fabrika iin) iletmek; ileri yrtmek. 4. spor. Maa veya yarmaya hazrlk almas yaptrmak; idman yaptrmak.

alkanlk, - [al-kan-lk] is. alkan olma du


rumu; alkan olann nitelii,

alma, [al-mak (vurmak) > al--ma] is. 1. Emek


vererek ve gayret gstererek bir eyi ortaya koyma eylemi; say; mesai. 2. . 3. Gayret gsterme. 4. Bir yapnn baz elemanlarnn yk altnda ekil dei tirmesi. 5. inde bulunan suyun azalmas ya da oalmas sonucu ahap malzemenin eilip bkl mesi. 6. Bir motorun ya da bir teknik aletin ilevini yerine getirmesi; ileme, fi1 alma bar, al a n la rla i veren a ra sn d a verim artrc huzur o r tam ,| alma hayat, hayat.| alma karnesi, | | B ir i y er in d e a lm a y a balay an iiye, i veren tarafn dan verilen o iinin a lm a durumunu g s terir belge. | alma masas, zerinde i y a p la n | m a s a ; tezgh. | alma odas, alm a a m a l kul | lan lan oda.\\ alma saati, in ba la m a ve biti z am an lar a ra sn d a k i sre. \ alma yntemi, Ya

altmak, [al-mak > al-t-mak] {az} gl. f i f r ]


Ban iyice sararak rtmek. [DS]

alvermek, [al-mak+ver-mek] {az} gl. fi. f i r ]


Srvermek. [DS]

alik, -i [Far. lilc dlJU] (a ;lik ) {OsT} is. elik o


mak oyunu. S lik-bz, {OsT} elik o m a k oyn a y an kim se.

ali, [Far. liden (nazla saln m ak) > li ^ U -]


(a :li ) {OsT} is. 1. Salnarak yrme. 2. Mcadele etme; sava. 3. Kar durma. 4. iftlemek; birle mek. 6> li-ger, {OsT} 1. S a ln arak yryen. 2. C in sel ilikiye a r dkn.

l M t M

. 81 7

AL

alk 1, [alg / alh / alk / lh / lk (yans.)] is. Sv ve akkan maddelerle cvk kvamdaki eylerin sarslma, alkalanma ve bu biimdeki hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] a lk ullc, alk-m ak, a lk -a mak, alk-a, alk-a-n - alkan y rm ek alk2, [alk (yans.)] feT} is. arpma, srtnme sesini anlatan yansmal kk. S alk ulk, tm enin k a r d ses. [DLT]|| alk ulk klmak, tm ek; arpm ak. [DLT]|| alk koyun, {eATj S rt st ; alkoyun. alkafa, [al+kafa / lkava ? i U ] {eAT'} is. Kurdun ense postundan yaplan krk. alka1, [alka-mak > alk-a / alkavu / algavur] is. 1. -* alkak1. 2. {azj Pamuk kozasn temizle mekte kullanlan en seyrek kalbur. [DS] alka2, [alk-a] {az} is. Testi yayk. [DS] alka3, [alk-a] {az} is. Msr patlatlan tava. [DS] alkak 1, - [alk-a-k] {az} is. 1. Tahl tanelerinin yabanc maddelerden ya da istenmeyen tanelerden ayrlmasn salamak iin dner veya sarslr elek leri bulunan makine; alkar, alka. 2. {az} Tahl temizleme yeri. [DS] alkak2, - [alk-a-k] {az} is. Keten bitkisinin lifi alndktan sonra kalan art. [DS] alkak3, - [alk-a-k] {az} is. Oynak kadn. [DS] alkak4, - [alk-a-k] {az} is. 1. Testi yayk. 2. Yourdun yan almakta kullanlan ara. [DS] alkalam a, [alk (yans.) > alk-ala-ma] is. Bir eyi saa sola sallayarak iindeki svy kartrma ey lemi. alkalam ak, [alk (yans.) > alk-ala-mak] g l . f [-r ] f-l()-y o r] 1. inde bir nesne bulunan eyi sarsarak karmasn veya alt st olmasn salamak. 2. Su yun iinde bir eyi sarsarak temizlemek. 3. Tahlla r sarsarak kalburdan geirip temizlemek; elemek. {az} (ayn) [DS] 4. a rg o. Gbeini veya kalasn oynatarak sallamak. 5. Kuluka yumurtalarn e virmek. 5. {az} Hafife ykamak; durulamak. [DS] alkalan, [alk (yans.) > alk-ala-n-] is. alka lanmak eylemi veya biimi, alkalanm a, [alk (yans.) > alk-ala-n-ma] is. alka lanmak ii. alkalanmak, [alk (ya/M\j>alk-ala-n-mak j^-dilU-] edil. f i 1. alkalama eylemi yaplmak. 2. Dalgalan mak. 3. (Haber, sylenti iin) herkesin aznda do lamak. alkalat, [alk (yans.) > alk-ala-t-] is. alkalat mak eylemi ya da biimi, alkalatm a, [alk (yans.) > alk-ala-t-ma] is. alka lama iini yaptrma eylemi, alkalatm ak, [alk (yans.) > alk-ala-t-mak] gl. fi. [r] alkalama eylemini yaptrmak, alkalay, [alk (yans.) > alk-ala-y-] is. alkala ma eylemi ya da biimi.

alkam a, [alk (yans.) > alk-a-ma] is. 1. Bir eyi sarsmak, sallamak suretiyle kartrmak ya da te mizlemek eylemi. 2. Msr unu, ya, yourt, su ve spanak konulup kartrlmak suretiyle yaplan bir tr brek; kaygana, {az} (ayn) [DS] 3. {az} Su landrlm yourt; ayran. [DS] 4. {az) eker veya pekmezden yaplan erbet. [DS] 5. {az} Un, ya ve ekerden yaplan bir ocuk yiyecei. [DS] 6. {az} alkak1. [DS] 7. {azf Toprak testiden yaplma ya yk. [DS] 8. sf. alkalayarak yaplan, alkam a, -c [alka-ma] {az} is. Ayran. [DS] alkam ak, [alk (yans.) > alk-a-mak] gl. f. [ - r ] [k()-y o r] 1. Bir eyi sarsmak; sallamak. {eAT} (ayn) 2. Bir nesneyi sadece suya tutmak, ya da suyun iinde sallamak suretiyle temizlemek. 3. Tahl al kak ya da kalburdan geirerek ayklamak, temizle mek. {az} (aym) [DS] 4. {az} Tahl tarlaya sa tktan soma tekrar srmek. [DS] 5. {az} (Kuluka tavuu iin) yumurtalar alt st etmek. [DS] 6. (Arataki yolcu iin) sallantdan midesi bulanmak. 7. {az} (Tohumu tarlaya serptikten sonra topraa karmas iin) ikinci defa srmek. [DS] 8. {az} Bezdirmek; rahatsz etmek. [DS] 9. a rg o . Kala ya da gbeini iki yana sallayarak ya da evirerek oy namak. alkan1, [al-kan] {eT} sf. tp. 1. (Yara iin) bulaan; reyen; yryen. 2. is. Ayak iliinin kasklara doru yaylmas. [DLT] alkan2, [alk-an] {az} is. 1. Suyun en hzl akan yeri. 2. Su birikintisi. [DS] alkan, [alk (yans.) > alk-a-n-] is. alkama eylemi ya da biimi, alkanm a, [alk (yans.) > alk-a-n-ma] is. alkan mak ii. alkanm ak1, [alk (yans.) > alk-a-n-mak j^aiU -] edil, f i 1. alkalama eylemi yaplmak. 2. Dalga lanmak. 3. (Haber, sylenti iin) herkesin aznda dolamak. 4. {eAT} Sarsla sarsla yrmek; yerinde duramamak. S alkanarak yrm ek, {eAT} S a rs la sa rs la yrm ek. | alkan alkan yrmek, | {eAT} a lk a n a ra k yrm ek. alkanm ak2, [al-ka-n-mak] {az} dnl. f. [-r ] zlmek; darlmak. [DS] alkant, [alk (yans.) > alk-a-n-t] is. 1. alkanm nesne. 2. Denizdeki dalgalanma; kk dalga. 3. {az} Tahllarn kalburdan geirilmesi srasnda stte kalan pler ve istenmeyen eyler. [DS] 4. Devlet otoritesinin zayflamas ile ortaya kan kargaa ve bunalml durum veya dzen bozukluu. 5. {az} Elenen tahln kalbur stnde kalan toz ve pleri. [DS] 6. {az} Bulak suyu. [DS] alkantl, [alk (yans.) > alk-a-n-t-l] sf. 1. alka nan. 2. alkants olan, alkantsz, [alk (yans.) > alk-a-n-t-sz] sf. 1. al kanmayan. 2. alkants olmayan.

AL

I M I R S M .

alkap 1, [al+kap] {az} zf. 1. Bir anda; hemen. [DS] 2. sf. Bir eyin yars. S alkap etmek, {az} 1. K a p p kam ak. 2. E linden alm ak. [D S]|| alkap grm ek, {azf B ir a r a g rm ek ; dikkatsiz bakm ak. [DS] alkap2, [Yun. tsalukopus] is. al kesmekte kullan lan demir testere; alakop. a lk a r1, [allc-a-r] is. 1. -* alka; allcak1. 2. {az} Pamuk kozalarn ayklayan makine. [DS] alkar2, [alk (yans.) > alk-a-r] {az} is. Mshil ila c. [DS] alkara, [ay+ara (m aden suyu)] {az} is. Su kena rndaki kaynak. [DS] alkatm a, [alk (yans.) > alk-a-t-ma] is. alkama iini yaptrma eylemi, alkatm ak, [alk (yans.) > alk-a-t-mak] gl. f i [-ir ] alkama eylemini yaptrmak, alkatora, [Far. r-p-dr] {az} is. Hayvan saym.
[ S D]

alk, [al-k] {az} is. Bahe sprgesi. [DS] alkn, [al-lcn / al-gm] {az} sf. Ktrm; inmeli; felli. [DS] alkm ak, [alk (yans.) > alk-mak] {az} gl. f . [-a r ] alkalamak. [DS] alkop, [Yun. tsalukopus] {az} iis. al kesmekte kullanlan ara; testere. [DS] alkota, [akatura-ca > alkota] {az} is. Hayvan saym yapan grevli. [DS] alku1, [al-mak > al-ku] {az} is. Kepe. [DS] alku2, [al-gu] {az} is. Bahe sprgesi. [DS] alkun, [al-kun] {az} sf. Ktrm; inmeli; sakat. [DS] alkur, [al+kr] {az} is. Kurumu aa kk par as. [DS] allaklam ak, [Far. lk => allak-la-mak] {az} gl. f i f r ] [-l()-y o r] Acele olarak aramak. [DS] allam ak', [al-la-mak] {az} gl. f i f r ] f l( ) - y o r ] 1. Grmeden el yordam ile aramak. 2. El sallamak. [DS] allam ak2, [al-la-mak] {az} gl. f i f r ] [-l()-y o r] 1. Yemekten nce bir eyler attrmak. 2. Yemek taban ekmekle syrp yemek. [DS] atlanm ak1, [eT. av (n) > av-la-n-mak > alla-nmak] {az} edil, f i f r ] Ad yaylmak; n yayl mak. [DS] allanm ak2, [al-la-n-mak] {az} dnl. f i f r ] 1. Dolap aranmak. 2. Oraya buraya saldrmak. 3. Yapaca ii ona buna sylemek. [DS] atlanm ak3, [ar (rt) > ar-la-n-mak] {az} dnl. fi. f r ] rtnp sarnmak. [DS] atlanm ak4, [al-la-n-mak] {az} dnl. f i f r ] (Sa iin) aarmak. [DS] allanm ak5, [al-la-n-mak] {az} dnl. f i (Hayvan iin) otlamak. [DS] [-r]

alkatura, [Far. r-p-dr] {az} is. 1. Hayvan sa ym. 2. Saym memurlar tarafndan saylan, say m yaplp bitirilmi hayvanlarn doru yazlp ya zlmadn kontrol iin yaplan ikinci saym. 3. Dolap arama ii. [DS] alkaturac, [alkatura-c] {az} is. 1. Etraf kart ran kimse. 2. Hayvan saym grevlisi. [DS] alkavu, [alka-mak > alka-u] {az} is. -* alka. [DS] alkavur, [Far. r-p-dr ] {az} is. Dolap arama. [DS] alkavu, [alk (yans.) > alk-a-u- ?] {az} sf. Aceleci. [DS] alkay, [alk-a-mak > alka-k / alk-ka-gu > alkay] {az} is. 1. Msr kalburu. 2. Pamuk kozasn ayklayan makine; alkar. [DS] alkaya, [al+kaya] {az} is. allk ve kayalk yer. [DS]. alkayacak, - [alk-a-y-acak] {az} is. Geni azl ve byk mlek. [DS] alkay, [alk (yans.) > alk-a-y-] is. alkama durumu ya da biimi, alkaymak, [al+kay-mak] {az} gsz. f . f a r f Ar kaya yaslanmak; kurulmak. [DS] alkaz, [alk-az] {az} sf. Dzensiz. [DS] alkazan, [alk (yans.) > alk-az-an] {az} is. 1. Geveze. 2. Takliti. 3. Ballk duygusu olmayan. [DS] alkazanlk, - [alk-az-an-lk] is. Gevezelik. alk1, [al-k ( i?-] {eAT} is. alg. _s alk2, [al-mak > al-k] {az} is. 1. al sprgesi; bahe sprgesi. 2. Ekin ve ot bimeye yarayan byk orakl tarm arac. 3. Trpan. [DS] alk3, [al-k] {az} is. Kadnlarn balarna sardk lar rt. [DS]

allanm ak6, [a (zam an) > a-la-n-mak] {az} dnl. fi. f r ] (Meyve iin) tatlanmak. [DS] allayuk, -u [a-la-y-k > alla-y-uk] {az} is. alayan. [DS] altumak, [al-la-mak > al-lu-mak ?] {az} gl. f i f r ] Yemekli misafire, yemekten nce meyve vb. vererek itahn kesmek; tkamak. [DS] alm a1 [al-ma] is. 1. almak eylemi; hrszlk. 2. , Hileli olarak oyun kart deitirme. 3. sf. Bakasn dan gizlice alnan; alnan. alm a2, [al-ma] {eT} is. Ahrlardan ve allardan toplanarak kn yakmak zere kurutulan ve kesilen tezek; kemre. [DLT] alm a3, [al-ma] {az} is. 1. Yourt yapmak zere ayrlm maya. 2. i stten yaplan yourt. [DS] alm a4, [eT. al-mak (sarm ak) [Rsnen] > al-ma 4U-] is. 1. zerinde serpme iek motifleri bulunan tlbent. {eT} (ayn) 2. Bu tr tlbent dolanmak sure tiyle yaplan sark. 3. {eT} {eAT} {OsT} {az} Bar-

a c t 1.873
ts; yazma; elme; ember. [DS] 4 {az) Baa taklan altnl ss. [DS] S alma destar, tar. lm iye snf tarafndan sarlan bey az destar. alma5, [al-ma] is. Ta, tahta gibi malzeme zerine yaplan ince oyma ii. alma6, [al-ma] is. 1. ine yasz yourt katlarak yaplan kvaml bir tr zm pekmezi. 2. {az} Koyulatrlm pekmez. [DS] alma7, [al-ma] is. Msr unu, ya, yourt, su ve spanak konulup kartrlmak suretiyle yaplan bir tr brek; kaygana. alma8, [al-ma] /az) is. 1. Kibrit. 2. Odunluk aa dal. [DS] alma9, [al-ma] {az) is. Orman ya da fundalk iindeki otu bol ve sulak alan. [DS] alma10, [al-ma] (az) is. 1. Azm yara ya da si vilce. 2. Bir tr deri hastal. [DS] alma", [al-ma] {az} is. Kabartma ili kilim veya uval. [DS] alma12, [al-ma] {az} is. Kei veya koyunun ayak larnn tutulup aksamas. [DS] alma13, [al-ma] {az} is. eltik tarlalarnda su k mayan yerlere, evresine amur atarak su karma ilemi. [DS] almac, [al-ma-c] is. Kalemle metal zerine ince oyma ii yapan usta. alma1 -c [al-mak > al-ma] {az} is. Tahta kap. , [DS] alma2, -c [al-ma+a > alma] {az} is. 1. Pirin unu ya da niasta ile yaplan pelte. 2. Msr unu, ya ve su ile yaplan bir lcuyma yemei. [DS] almaJ, -c [al-ma] {az} is. Yaylada hayvan s na. [DS] almak1 [al-mak] gl. f . [ - a r ] 1. Bakasna ait bir , mal, sahibinin haberi olmadan yararlanmak veya kendine mal etmek zere almak; hrszlk yapmak. 2. (Kuma vb. iin) baka yerde kullanmak amacy la biraz arttrmak. 3. Bir eyin bir ksmn apraz olarak kesmek. S1 alp rpmak, H aksz k azan eld e etm ek.| alub arpmak, {eAT} T alan etm ek; | y a m a la m a k .| alub rpmak, H rszlk etm ek. |

AL

drp srmak; sokmak; yaralamak; di geirmek; srmak; sokmak. [DS] 6. Zarar vererek dokunmak. 7. (Kuma iin) kesmek; bimek. 8. (Yaz iin) silmek; izmek. 9. Maden kalemle ilemek; ss lemek. fi1 ala ala, {az} Vura vura. [D S]|| al ka p gitmek (gelmek), B ir y e r e davetsiz o la r a k g it m ek.| al koyun, {eAT} Srt st.| almadan oy | | namak, 1. B ir ey e o k hev esli grnm ek. 2. o k sevin li veya keyifli olm ak.

almak, [al-mak JL;-] {eAT} gl. f . [ - a r ] (Top vb.


iin) elmek.

almak4, [al-mak J^ -] gl. f . [ - a r ] 1. (Zil, an,


saat, telefon vb. iin) tokmakla vurarak veya baka yollarla ses kartmak. {eT} (ayn) 2. alg aleti ile bir mzik parasn seslendirmek. 3. Kaydedilmi mzik paralarm zel aleti ile dinlemek veya din letmek. 4. Radyo ve televizyondan mzik yayn yapmak. 5. gsz. (Radyo, televizyon, pikap, zil, saat vb. iin) ses vermek.

almak5, [al-mak j i y gl. f i [~ a] {eAT) Bir eyi


beline, bana, boynuna balamak; takmak; sar mak; dolamak.

almak6, [al-mak JL>-] gl. f i [ - a r ] {eAT/ 1. Kat


mak; kartrmak; ilave etmek. 2. Yourt yapmak iin ste maya katmak; mayalamak; katmak kar trmak. {az} (aym) [DS] 3. (az} alkalayp kar trmak. [DS] 4. (Yiyecek kaplar iin) iindeki yi yecei kimyasal olarak bozmak. almak7, [al-mak] gsz. fi. [ - a r ] 1. Benzemek; hafif e andrmak. 2. (Ses iin) kulaa gelmek; baka sesler arasnda bir ara kulana gelmek; iitmek. {eT} (aym) [DLT]. 3. (Grmek iin) gzne ilimek.
{eT} (ayn)

almak8, [al-mak] {eT} gsz. f i [ - a r ] Eilmek.


[EUTS]

almak9, [al-mak] {az} gsz. fi. [ - a r ] (Di iin)


kamamak. [DS]

almak10, [al-mak] {az} gsz. f i [-a r ] Hava arp


mak; havann etkisi ile hasta olmak. [DS]

almak2, [al-mak

g l - f [~or] 1. ( iin) ge

almak1 , [al-mak] g sz f i [ - a r ] Bir yere yollanmak. almak12, [al-mak] {az} gl. fi. [-r ] Silah atele
mek. [DS]

liigzel yapmak. 2. (Sprge iin) geliigzel s prmek. 3. Arka arkaya yapmak; srdrmek. 4. (Boya, badana, ya, reel vb. iin) bir eyin zerine srmek; yaymak. {eATf {az} (ayn) [DS] 5. {eAT} Srmek; samak. fi1 alp atmak, {az} K sa z a m anda, g eliig z el yazm ak. [DS]

alman, [al-mak > al-man] {az} is. 1. nce ubuk


larla evrilmi it. 2. st ak, al veya talarla evrilmi al; almar. [DS] almar, [al-mak > al-mar] {az} is. st ak, al ve talarla evrilmek suretiyle yaplm al. [DS] almzzk, - [al+mz(z)-k] (az) sfi Mzk. [DS] alp1 [ab / alp / ap / b / p/ ip / ulp (yans.)] , is. Su vb. sv maddeler iinde, sallanma ve alka lanma gibi hareketler sonucunda oluan ya da el ve ayakla oluturulan hareketleri ve bu biimde abalamay anlatan kk. [Zlfikar] alp -a, alp-a-k, alp-a-n -m ak, alp-a-n-t, alp-a-n -a, a lp -a la m ak

almak3, [al-mak JL>-] g l. f . [ - a r ] 1. {eAT} Elle ve


ya bir arala vurmak; arpmak. {eT} {eAT/ (ayn) [Gabain] [EUTS] [KB] [DK], 2. Silah dorultarak vurmak. 3. {eT/ Yere vurmak; atmak, arpmak; yenmek. [Gabain] [EUTS] [KB] [DK], 4. Kesici bir aleti sallamak; kesmek; kesmek zere srmek; vur mak; bimek. {eAT} {az} (ayn) [DS] 5. {az} Sal

m a iR K E E S E U l.

alp2, [alp] {az} sf. evik; tetik. [DS] alp a1, [Far. l (eri) + p (ayak)] {az} sf. Eli ie yatkn olmayan; beceriksiz. [DS] alpa2, [alp-a] {az} is. Dalgalarn karaya vurup da lmas durumu. [DS] alpa, [Lat. salvia] {az} is. 1. Adaay. 2. Labada. [DS] alp ak 1, [eT. alp--mak (svm ak) > alpa-k] {eT} is. 1. Kir; pislik. [DLT] 2. {eT} sf. Kirli; pis. [DLT] S alpak i, {eT} K a r k i. [DLT] alpak2, [alp (yans.) > alp-ak] {az} is. 1. Kk su birikintisi. 2. Testi yayk. [DS] alpakl, [alpak1-l] {az} sf. Eli ie yatkn olma yan; beceriksiz. [DS] alpalam ak, [alp (yans.) > alp-ala-mak] {az} gl. f i [~rj f l( ) - y o r ] 1. Yourt, pekmez vb. eyleri su landrarak ezmek. 2. (Kaynamakta olan ra iin) kprmek. [DS] alpam ak, [alp--mak] {eT} gsz. f i f r ] (Hamur, amur vb. iin) su ya da nemden cvmak. alpan a1 [alp (yans.) > alp-an-a] {az} is. Yourt , kartrmaya yarayan ara. [DS] alpana2, [Far. r-pre] {az} is. Zil. [DS] alpang, [eT. alp--mak (svm ak) (alpan ) {eT} is. Svk amur. [DLT] d n l.f. f r ] {eAT} alkanmak, alpant, [alp (yans.) > alp-an-t] {az} sf. Acele, t? alpantya binmek, {az} i a c e le y e getirm ek. [DS] a lp a ra 1, [eT. alp--mak (svm ak) > alpara / olpara] {az} sf. 1. Eli ie yakmayan; beceriksiz. 2. (Kadn iin) pis ve kt. [DS] alp ara2, [Far. r (drt) + pare (p ara) => alpara] is. 1. ok sert aatan yaplm, danszlerin elleri ne ikier ikier alarak aldklar bir tr mzik aleti. 2. Eskiden Avrupada czamllarn yerleim birim lerinden geerken halk uyarmak iin kullandklar mentee ile tutturulmu kemik veya ahaptan mey dana gelen alet. 3. z ool. Ege, Marmara ve Akdeniz kylarnda yaayan bir tr lezzetli yenge, (P ortunus p u b er). 4. {az} Araba dingilinin ucuna gei rilen yass halka. [DS] S1 alparas kmak, {az} o k yorulm ak. [DS] alparal, [alpara-l] {az} sf. (Kii iin) dalgn. [DS] alpare, [Far. r+pre - * alpara. alpa, [eT. alp--mak (svm ak) > alp-] {eT} is. Elbiseye ya da ele bulaan meyve yapkan, alpalanm ak, [eT. alp-mak > calpa--la-n-mak] {eT} dnl. fi. (El vb. iin) yapkan olmak; meyve yapkan gibi bir ey bulamak. [DLT] alpam ak, [alp-a-mak] {eT} ite, f i 1. Mcdele ( a :lp a :re ) {OsT} is. > alp-a-n]

etmek; arpmak. 2. Sertlemek; 3. Bir ey kt lemek; pislemek. [DLT] alpauh, [alp-a-uk > alpauh] {az} sf. Kark; bulak. [DS] alpatu r, [Far. r-p-dr] {az} is. Katrc; kervan c. [DS] alpavur, [Far. r-p-dr] {az} is. Dolaarak ara yp tarama. [DS] alpaz, [eT. alp--mak (svm ak) > alp-a-z] {aa} sf. Eli ie yatkn olmayan; beceriksiz. [DS] alp1, [alp-] {az} is. al rpdan yaplan cit. [DS] a lp r, [arp- / alp-] {az} is. Badana iin kullan lan beyaz toprak. [DS] alp ra1 [eT. alp--mak (svm ak) > alp--ra / Far. , l-pre] {az} sf. 1. Pis, kt (kadn). 2. is. Kt sz. [DS] alpra2, [Far. r-pre] {az} is. Araba dingiliflin ucuna geirilen yass halka. [DS] alpra3, [Ar. cll + Far. pre] {az} is. rme bel kua. [DS] alpz, [alp-z] {az} is. al rp; it. [DS] alram ak , [ald (yans.) > ald-()r-a-mak > alramak] {eT} gsz. f i Ses karmak; ldrdamalc. [DLT] alratm ak , [ald (yans.) > ald-()r-a-t-mak] gl. fi. [-u r] ldratmak; ses kartmak. [DLT]

{eT}

alpanniak, [alp (yans.) > alp-an-mak jiU U -]

alskmak, [al-m ak> al-slc-mak] {eT} e d il.fi f a r ] Yere vurulmu olmak; yere arplmak. [EUTS] altak 1, - [ald (yans.) > alt-ak] {az} is. Aa atal; budakl dal. [DS] altak2, - [al-()t-ak] {az} sf. 1. Eri bacak. 2. Yatakta dzgn yatamayan. 3. Elbiseyi dzgn gi yemeyen; tutumsuz. [DS] altakl1, [altak-l] {az} sf. 1. (Kadn iin) kavgac. 2. (Kii iin) dank; pis. [DS] altakl2, [altak-l] {az} is. Budakl. [DS] altanaz, [al-()t-an-az ?] {az} sf. lek. [DS] altayak, - [al-()t+ayak] {az} is. Grete ayakla yaplan bir oyun. [DS] altek, -i [Krg. cel-mek (yelm ek) > el-t-ek > al-tek] {az} is. Yamak. [DS]alt1, [al- > al-(t) ?] {az} is. 1. Diken; al. 2. Nazarlk iin gen biiminde kesilmi aa para s. 3. Maki. 4. Akasya aac. 5. Ormanlk; kk orman. 6. Aa dal. [DS] S alt dikeni, {az} D iken ; al. [DS] alt2, [al-()t-] {az} sf. Tetik; tez; ayana abuk. [DS] alt3, [al-()t-] {az} is. 1. Kuytu yer. 2. Engel. [DS] altlk, - [alt-lk] {az} is. Dikenlik; allk. [DS] altm a, [al-()t-ma / alt-ma] {az} is. Kadn ba lklarndan ta balamakta kullanlan boncuklu e rit. [DS]

e r iit iM

. 8 7 5

AM

altrak, - [alt-rak 3> V ] {eAT} sf. Daha evik; en abuk. altop, [al-t-ak > altop] {az } sf. (Kii iin) elbi seyi dzgn giyemeyen. [DS] alturm ak, [al-mak > al-tur-mak] {eT '} g l. f . 1. Yere eldirmek, 2. Yere arptrmak. 3. Aranmasn emretmek; aratmak. [ETS] 4. ittirmek iin a rmak; barmak. [DLT] aluk , [al-k > al-uk Jjl-] {eAT} sf. Srayan. S aluk at, -* alk at. aluk2, -u [al-mak > al-uk] {az} sf. Ktrm; in meli; sakat. [DS] alunm ak, [al-un-mak] {eT} dnl. f . [-u r ] 1. taat etmek. [OKD] 2. gl. f . Emek, aluska, [? aluska] {az} is. Bir kat siyah yn ile iki kat beyaz yn eirerek yaplan ip.[DS] alu, [al-u ?] {az} is. Yardmc olarak araba ya da kanya koulan kz ya da manda. [DS] alulamak, [alu-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l(u )y o r ] Bir ift kze yardmc olarak ikinci bir ift kz araba ya da kanya komak. [DS] aluturm ak, [al-u-tur-mak] {az} gl. fi. [-u r] Karanlkta el yordamyla bir ey aramak. [DS] alvurm ak, [*al-ur-m ak> alvur-mak] {az} gsz. f i [-u r] Kinayeli sz sylemek. [DS] alyaka, [al+yaka] zf. 1. Birdenbire. 2. Birinin ya kasna yaparak. S alyaka etmek, Y akasna y a p p sk c a tutmak. am 1, [am (yans.)] is. Su ve dier svlarn bolca akm anlatan kk. [Zlfkar] am -ak, a m -a k am ak. am 2, [am] {eT} is. Dava; itiraz. [EUTS] fi1 am arm klmak, {eT} tiraz etm ek; d a v ac olm ak. am , [Ar. em' / amc [EREN] / Kore, cham-namu (m ee) [Ramstedt] > am] is. amgillerden kuzey yarkrede yetien ine yaprakl ve reineli byk orman aac, (Pinus). S1 am a akan, {az} A a kakan. [DS] 1 am a ard ak , {az} (O lay iin) y a y 1 ma, duyurma. [D S]|| am ivisi, {az} E rk ek lik o r gan. [D S]|| am dan kavuktan konumak, {az} Ordan burdan, b irb iri ile ba lan tsz ey lerd en sz etm ek. [D S]|| am delen, {az} A akakan . [D S]|| am devirmek, D nm eden kon u m ak; p o t kr m ak]| am fst, F stk am nn k o z a la k biim in | d ek i m eyvesinden ka rlan sert kabuklu, y a l ve niastal tohum .| am piir, {az} Kuru am y a p | ra. [D S]|| am sakz, am a a cn d a n eld e ed ilen re in e.| am sakz oban arm aan, Verilen a r | m aann m ad d d e erin in p e k olm adn, verenin gcnn a n c a k buna y eteb ild i im ifa d e ed en zr dilem e szii. | am sakz gibi, Huzursuz e d e c e k | ek ild e birinin p e in i brakmayan.\\ am zm, {az} ra iin kullanlan k k krm z taneli zm. [D S]|| am ya, {az} R ein e. [D S]|| am

yarm as, ir i yapl, koca m a n gvdeli. | am yeili, | K oyu y e il; nefit. am 4, [am] {eT} is. anak; mlek. [EUTS] am 5, [am] {az} sf. Toplu; kme. [DS] am 6, [am] is. dnz. Nehirlerde ileyen bir tr kk tekne. am 7, [Far. am fU-] (a;m ) {OsT} is. 1. Salnma. 2. Erilme. am a1, [am-a] {az} is. 1. Demet; tutam. 2. Toplu, kme hlinde olan ey. [DS] am a2, [am-a] {az} is. 1. Derece. 2. Oranlama. [DS], am ah, [om-ak > amah] {az} is. Ucu topuzlu kaim sopa; omak. [DS] am ak 1, - [am-ak] {az} sf. Kendini beenmi. [DS] am ak2, - [am+ak] {az} is. Klksz buday. [DS] am alam ak, [am-ala-mak] {azj gl. fi. [ - r ] [-l()y o r ] Tahmin etmek. [DS] am an, [Erme, aman (kim yon)] {az} is. 1. Kebap; pirzola. 2. Doranm, kurutulmu pastrmalk et. [DS] am ar, [am-ar] {azjsf. (nsan ya da hayvan) cce; ksa boylu. [DS] am ariva, [t. ciama arriva] ( a m a riva) nl. dnz. Gemi tayfalarna armaya kmalar iin verilen emir sz. am ar, [Far. cme (giyecek) + y (ykayan) > cmer] is. 1. giyeceklerinin genel ad. 2. Y kanmak zere ayrlan ya da ykanm olan her trl giyecek, havlu, araf gibi eyler. 3. Bu eyalar ykama. S am ar deitirmek, K irlen m i i g i y e c e k le r i ka rp tem izini giyinm ek.| am ar de | terjan, am arlarn kirini artm akta kullanlan eitli kim yasal birleik.\\ am ar dolab, a m a rlarn konulduu ek m ece li y a d a k a p a k l d o la p . | | am ar ipei, K adn a m a rla r zerine ilem e y a p m a kta kullanlan eitli ren kte ip ek iplik.\\ a m ar ipi, Ykanm a m a rla r se rm ek iin k u lla nlan gergin ip.| am ar leeni, in d e a m a r | slatlan y a d a y kan an gen i kap. | am ar m aki | nesi, alkalam a, suyu stm a ve tem izlik m a d d e le rini otom atik o la r a k a la r a k a m a r ykam a, duru lam a, skm a ve kurutm a g ib i ilem leri y a p an m ak i ne. | am ar mandal, Serilen a m a rla r ip e tut | turm ada kullanlan k k kska.\\ am ar sabu nu, am ar y k a m a d a kullanlan sabun. | am ar | sepeti, Ykanm y a d a kurumu a m a rla r iin e koyup tam aya y a ra y an p la s tik y a d a h a sr sep et. | | am ar sodas, a m a rla r zerin deki asitli k ir le ri g id erm ed e kullanlan kim yasal m adde. | am ar | suyu, B eyaz a m a rla r a artm akta kullanlan kim yasal bileik. . am arc, [amar-c] is. creti karlnda baka larnn amarlarnn ykayan kii.

AM

a i M IM M .

am arclk, - [amar-c-lk] is. amarcnn yapt i. am arhane, [amar + Far. hne] (a m a rh a n e) is. 1. creti karlnda mterilerin amarlarnn ykanp kuruland ve tlendii ticarethane. 2. amar ykamak iin ayrlm yer; amarlk. 3. Kylerde mahalle halknn amar ykamas iin yaplm yer. am arlk, - [amar-lk] is. 1. amarhane. 2. sf. amar yapmna uygun (kuma, bez), am aur, [? amaur] {az} is. Eri bak. [DS] am az, [am-az] {az} is. Taze aa dallarn bke rek ip yapma. [DS] am b ara, [Far. enber => ambara] {az} is. Msr patlatlan tava. [DS] am ber, [Far. enber => amber] {az} is. Kadn ba rts. [DS] amb, [Ar. cmus] {az} sf. Gamsz; kedersiz; al drsz. [DS] ambudivip, [Sansk. sambudvipa] {eT} is. Kinat. [EUTS] am buna, [Yun. tsambuna / t. zampogna] {azj is. Bir tr ddk. [DS] am bu, [Ar. sm] {az} is. nsana sokulmayan, kt huylu hayvan. [DS] am a, [am (yans.) > am-ak > ama /F a r . am (byk k ep e) + -a (kltm e eki)} is. 1. {az} Aatan oyularak yaplm byk kak; kepe. [DS] 2. {az} amdan oyularak yaplm su kab. [DS] 3. {az} Bir tr kilim deseni. [DS] 4. zool. Sa zangillerden, pullarndan yalanc inci yaplan, Anadolunun btn tatl su gl ve rmaklarnda ya ayan iri pullu bir tr balk, (Leuciscu s rutilus). am ak 1 - [sap-ak [EREN] > ap-ak > am-ak , jU ^ U ] is. 1. Aatan, zellikle de amdan oyula rak yaplm yayvan su kab; apak, melc. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. {az} Kayklarn kayk iindeki suyu boaltmak iin kullandklar tahta krek. [DS] 3. {az} Su kabandan yaplm kap. [DS] 4. {az} Byk kepe. [DS] 5. {az} Srahi. [DS] 6. Bakra; kova, fi1 am ak am ak, 1. B o l b o l. 2. arl arl. am ak 2, - [am-()-ak] {az} sf. Ezik. [DS] anaka, [am (yans.) + ak-a] {az} is. Deirmen de, sandktan tanelerin ta azna akmasn sala yan ara. [DS] am akr, [am+ak-r] {az} is. fo lk . Gece oynanan bir ocuk oyunu. [DS] am aru, [Far. r-s (drt taraf) => a(m)+a/ru] {OsT} pekt. zf. 1. Her tarafta. 2. Bsbtn. am 1 [am a/ am] {az} is. Kak. [DS] , am 2, [yam > am] {az} is. Yam. [DS] am d, [? amd] {az} is. 1. Tavan. 2. Pencere. [DS] am e, [Far. me U ] (a. m e) {OsT} is. 1. iir; ga

zel. 2. Sz; nutuk. S am e-g(y), {OsT} 1. air. 2. arkc. amel, [emel > cmel] (a :m el) {az} is. 1. Dme yerine kullanlan ucu eri kanca. 2. Yksek dallan yakalamakta kullanlan ucu eri ya da kancal sopa. 3. sf. Eri; kavisli. [DS] <5 amel boynuz, {az} E ri boynuz. [DS] am era, [? amera] {az} is. Kk el sepeti. [DS] amgiller, [am-gil-ler] is. bot. Kn da yeil kalan ine yaprakl ve kozalakl, plak tohumlu aalar familyas, (P in aceae). am guk, [am (dava) > am-uk] {eT} is. Kovucu; kovcu. [DLT] am guklanm ak, [am-uk-la-n-mak] {eT} dnl. f i [u r] Dedikoducu, kovucu, yerici olmak. [DLT] am gur, [cam -ur> am-ur] is. algam. [DLT] amhui, [in. tschan-huei] is. Nadim olma; piman lk duyma. [EUTS] am 1, [am-] {eT} is. Grlt patrt anlamna gelen og am ikilemesinde geer. [DLT] S og am , {eT} Grlt patrt. am 2, [am-] {az} is. 1. Sa rgs. 2. rlm msr demeti. [DS] am , -c [Erme, ani] {az} is. 1. Dut kurusu. 2. Kuru zm. 3. sf. (Kii iin) kk yapl. [DS] am r, [am -ur> am-r] {eAT} {az} is. amur. [DS] fi1 am r aylak, {az} B a ta k lk ; am urlu yer. [DS] am rak , - [amr-ak] {az} is. Bulank su. [DS] am rca, [amr-ca] {az} is. zool. Balkl. [DS] am rc, [amr-c] {az} is. zool. Balkl. [DS] am rh, [amr-lk] {az} is. Araba amurluu. [DS] am , [Ar. sm => am j^ U -] sf. (Hayvan iin) haan; sert bal; {eAT} {az} (ayn). [DS] am lanm ak, [am-la-n-mak j^ lio U -] dnl. fi. [r] [eA T -u r] Haarlamak; {eAT} (ayn). amlk, [am-lk jLi^U-] is. Haarlk, huysuzluk; {eAT} (ayn). am z, [Ar. cmus] {az} is. Manda; camz. [DS] am i1, [Yun. trafon] {az} is. Taze peynir. [DS] am i2, [am- / ami] {az} is. 1. Sa rgs. 2. rlm msr demeti. [DS] am i, [Erme, ami] {az} is. Dalnda kurumaya balam meyve. [DS] am in, [Far. mn j^U-] (a.m i. n) {OsT} is. Sidik ve pislik. am kalam ak1, [am-ka-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [l()-y or] Pene ile yzn yrtmak. [DS] am kalam ak2, [amk-ala-mak] {az} gl. f i [-r ] (Sv iin) alkalamak. [DS] am km ak, [am-k-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] Sra mak. [DS]

MK877 . M
amlagu, [am-la-u] { e l } sf. Dava eden; dava aan; daval; iddia eden. [EUTS] am lam ak, [am (dava) > am-l-mak] (am la.m ak) {eTf gsz. f . [ - r ] Dava etmek; ekimek; (mahke mede) itiraz etmek. [EUTS] amlan, [am-l(k)-an] {az} is. 1. Aal tepe. 2. amlk. [DS] anlh, [am-lk > amlh] {az} is. amlk. [DS] amlk, - [am-lk] sf. 1. (Arazi iin) am aalan ok olan. 2. is. am korusu, amp, [amp / mp / omp / umb / unb (yans.)] is. Svlar iinde meydana gelen alkantl hareketleri anlatan kk. [Zlfikar] am p-u l am pul, a m p -a la nak, am p-u l-da-t-m ak am palam ak, [amp-ala-mak] {az) gl. f . [ - r ] [l()-y or] alkalamak. [DS] am palandrm ak, [amp-ala-n-dr-mak] {az} gl. f i [-r ] inde sv olan bir kab sallamak. [DS] am p ara, [Far. arpara => alpara / ampara] {az} is. 1. Ses vermesi iin dingile geirilen yass halka. 2. Msr kavurmaya yarayan ara. 3. Zil. [DS] fi1 am p ara alm ak, {az} T elalanm ak. [DS] am p r1 [Far. enber => ampr] {az} is. Beyaz , patiska; humayun. [DS] am pr2, [? ampr] {az} is. Hayvan yemi olarak toplanan ot. [DS] am pnak, [amp (yans.) > amp-()n-ak] {az} is. Yayk. [DS] ampul, [amp (yans.) > amp-ul] {az} is. Svlar iinde meydana gelen alkantl, hareketi anlatan yansmal gvde. [DS] S am pul ampul, {az} (Su iin de yrm ek, y zm ek iin) a y a k la rla gl b ir e k ild e se s k a r a r a k ve su srata ra k. [DS] am puldatm ak, [amp-ul-da-t-mak] {az} g l fi. [r] alkalamak. [DS] am rak , [r / am-rak] {eT} -* ar3. am rak 2, [ar-mak > amrak] {eT} is. * armak. am rak 3, - [am-()r-ak] {az} is. Bulank su biri kintisi. [DS] am rk, - [am-()r-k] {az} is. Bulank su birikin tisi. [DS] ams, [am-s] {az} sf. am gibi; am andrr. [DS] amstnak, [am-s-mak] {az} gsz. f . [-r ] (Erkek iin) kadna meyletmek; holandn sezdirmek. [DS] amstm ah, [am-s-t-mah] {az} gsz. fi. [-r ] (Y i yecek maddesi iin) ekimek; bozulmak. [DS] am stm ak1 [an-s-t-mak] {az} gl. fi. [ -r ] 1. , Sezdirmek; duyurmak. 2. Samalamak. [DS] am stm ak2, [am-s-t-mak] {az} gl. fi. [-r ] 1. Meylettirmek. 2. Doru yoldan evirmek. [DS] amsz, [am (dava) > am-sz] {eT} sf. Davasz; itirazsz. [EUTS] am taklam ak, [am-tak-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [l()-yor] Trmalamak. [DS] am t1, [am-t] {az} is. Yk; denk. [DS] ant2, [am-t] {az} is. Tavan. [DS]

AM

am u, -cu [am (yans.) > am-u] {az} is. Kepe. [DS] am uha, [Yun. tsimuha] is. Dk kaliteli snger, am uk, -u [am-uk] {az} is. Kk kulakl kei veya koyun. [DS] am uka, [Yun. tsamauka] is. zool. Gm balna benzer fakat daha kk bir balk tr, (A therina hepsetus). B amuka a, balk. Az k a r a y a d nk yarm d a ir e eklin d e ve dikin e sarkk, g el-g it olay sra sn d a deniz a la lrk en b a lk tutm aya y a r a r ct. am ur, [am-ur ?] is. 1. Su ile karm bulakan toprak. 2. Yap ilerinde kullanlan eitli malzeme ile karm har. 3. sf. m ecaz. Satakan, kavga karmaktan holanan; srnak, am u ra bula mak, K irli ilere karm ak .| am u ra ta atm ak, | K a v g a c birin e satam asn a s e b e p o la c a k sz s y lem ek .| am u r atm ak, Birini kt b ir ie karm | g sterm ek; iftira etm ek; k a r a a lm a k .| am u ra | yatm ak, argo. 1. B orcunu dem em ek. 2. Sznde durm am ak. | am u r banyosu, T edavi ed ic i zelli i | o la n am u r ile y kan m ak .| am urdan karm ak, | B irin i onur krc bir iten veya y le y erd en ku r tarm ak,[| am u r gibi, 1. yi pim em i. 2. S atakan ; kavgac. | am u r rb, D enizin s y erlerin d e ku l | lan lan b a lk a .| am uru karnnda, ok taze; | i e i burnunda. am u ra, [amur-a] {az} is. Bataklk; sazlk. [DS] am urcal, [amur-ca-l] {az} is. Balkl. [DS] am urcl, [amur-cl] {az} zool. Az bulunur deerli bir yaban rdei. [DS] am u rcu, [amur-cu] {az} is. zool. Balkl. [DS] S am urcu kuu, {az} zool. B alkl. [DS] am urcuk, -u [amur-cuk] is. zool. Sazangillerden, bataklk ve gllerde yaayan, sazandan daha kk lezzetsiz bir balk, (C hron drostom a nasus). am urcun, [amur-cun] is. zool. Dnyann pek ok blgesinde, bol bitkili su kenarlarnda yaayan yen ge, salyangoz, larva ve su bitkileri ile beslenen en kk rdek; akrkanat; cce rdek; erikoca, (Anas crecca ). am urcl, [amur-cl] {az} is. zool. Balkl. [DS] am u rla, [Mo. amur (ok) > amur-la] {az} is. -* amurla. [DS] am urla, [Mo. amur (ok) > amur-la] {az} is. Okun dingil hizasnda durmas iin altna konulan destek. [DS] am urlam a, [amur-la-ma] is. amur srme veya amura batrma ii. am urlam ak, [amur-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] 1. amur srmek; amurla kirletmek. 2. m ecaz. Ktlemek.

AM am urlanm a, [amur-la-n-ma] is. zerine amur bu lama, amur olma eylemi, am urlanm ak, [amur-la-n-mak] edil. f . [ -r ] 1. zerine amur bulamak, sramak; amur ile kir lenmek. 2. dnl. f . Sululamak; cvmak. 3. Sar holuktan edepsizlemek, am urlam a, [amur-la--ma] is. amur durumuna gelmek ii. am urlam ak, [amur-la--mak] dnl. f . [ -r ] 1. amur durumuna gelmek. 2. m ecaz. Satamaya, saldrmaya yeltenmek; edepsizlemek. 3. Kaba ha karetlerle hcum etmek. 4. {az} Bir eyde srar etmek. [DS] am u rlatm a, [amur-la-t-ma] is. amurlatmak ii. am urlatm ak, [amur-la-t-mak] gl. f . [ -r ] 1. a murla svatmak. 2. amur srdrmek. 3. amurlu hle getirtmek, am urlu, [amur-lu] sf. 1. stnde amur bulunan. 2. amur srlm; amur bulam. 3. {az} Arazi kaytlarm gsteren resm belgeler. [DS] am urluh, [Mo. amur (ok) > amur-luk > amurluh] {az} is. Araba dingili. [DS] am urluk1, -u [amur-luk] is. 1. ok amurlu olan yer. 2. Paalar amurdan korumak iin giyilen bir tr tozluk. 3. Ayakkablarn amurunu syrmak iin yaplarn nne konulan ayakkab silecei. 4. Otomobillerde tekerleklerden srayan amuru tu tan ve srcleri amurdan koruyan sa veya baka lit para 5. {az} Yemeni zerine giyilen izme koncu. [DS] am urluk2, -u [Mo. amur (ok) > amur-luk] {az} is. 1. Araba dingili. 2. Tavan kirilerinin duvar la balantsn salayan direk. 3. Arn yere de memesi iin ucuna eklenen ayak. [DS] am ursuz, [amur-suz] sf. 1. amuru olmayan. 2. amur bulamam, stnde amur bulunmayan, am u, [Ar. sm => amu {az} is. 1. K k yapl katr.' 2. Huysuz hayvan. 3. Katr. [DS] a n 1, [an / ang / ank / en / n / ng / nk / in / ing (yans.j\ is. nlamay andrr konuma, ba rma, tme ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] a n an, an -n a-m ak S an an, 1, an se sin e b en z er ses ka ra ra k. 2. Srekli ve y ksek s e s le y a p la n gevezelik.^ an an ark, {az} (Kii iin) h akkn d a ded ikod u ka n ; d ile den. [D S]|| an an etmek, Yksek s e s le durm adan kon u m a k .]| an angara etmek, {az} D edikodu y a y m ak. [DS] an2, [an / ang / ank / eng / m / mg / n / nk / i / in / ing / in / ink / un / ung (yans.)\ is. Cam ya da maden eyann nlama biiminde kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] an -la-m ak, anl-t an3, [an / en (yans.)\ is. ri yapl kpek ve kpek tr hayvanlarn havlamasn anlatan kk. [Zlfkar] a n -ku r-m ak

O M I C E IM .
an4, [ang (yans.) > an / in. eng] is. 1. nlayan bir metalden ters evrilmi bardak eklinde, ite bulunan bir dil ya da dtan bir ekile vurularak ses karan ara; kampana. 2. Baz stun balkla rnda balk tablasnda tepe bileziine kadar olan ksmn genel biimi. 3. {az} Deirmende tahln bittiini haber veren bir ipe asl taa deen maden paralar. [DS] 4. {az} i oyularak kurutulmu patlcan. [DS] 5. {az} Kanda yanlara konulan aa. [DS] 6. {az} Ha. [DS] S an alm ak, H er k e s e duyrmak.\\ an iei, bot. 1. an ie ig illerd en an biim in de bitiik ta y a p ra k l b ir bit ki, (C am panula). 2. N erg isg iller fam ilyasn dan , ta z e so an n d a kusturucu a lk a lo it bulunan, kuzey A nadolu 'da su la k y e r le r d e yetien, sa p ucunda an biim in de i e k le r a a n so an l b ir bitki, (L eu coju m aestivum ).|| an iceigiller, bot. an biim in d e i e k le r i o la n a c stl ve kim isi tyl otsu bitki le r fam ily a s, (Campanulaceae).\\ an erisi, istk. O laslklar h es a b n d a g ra fi i a n a benzeyen ve L a p la c e -G a u ss e y a sa sn tem sil eden e ri.| anna | ot basm ak, {az} Gururunu k r a r a k susturm ak; sesin i kesm ek. [D S]|| anna ot tkam ak, 1. B irin i z a r a r v erem ey ecek durum a getirm ek. 2. Susturmak. an5, [in. chen > n / an] {eT} is. -* m. [EUTS] an6, [in. chan] {eT} is. 1. Bardak; kadeh. [Gabain] 2. anak. [EUTS] an 7, [an] {eT} is. Yan. ana, [ana] {az} is. 1. Kzak. 2. Fren. [DS] anacuk, -u [ana(k)-cuk 3^-L^-] {eAT} is. anak k. ana, [an-a] {eT} is. 1. Korkak. 2. gremeyen; gevek. 3. Edilgen cins sapk. [DLT] analanak, [ana-la-mak] {eT} gl. f . [ - r ] 1. Bir kimseyi zayf saymak; ark bulmak. 2. Gevek, kekez olarak deerlendirmek. [DLT] analk, [ana-lk] {eT} sf. 1. (Erkek iin) kadns; efemine. 2. is. Aptallk; perianlk. [DLT] ana, [can-a] {az} is. anak. [DS] anah, [an-ak > anah] {az} is. 1. Saks. 2. okkalk tahl lei. [DS] anak, - [an-ak] is. 1. Kilden yaplma yayvan ve kk kap. 2. {eT} Kap kacak, tuzluk, tuzlua ben zer amdan oyulmu kap. [DLT] [EUTS] 3. Arap harflerinden bazlarnn biraz ukur ve yayvan olan ksm. 4. ieklerin anak yapraklarnn meydana getirdii, genellikle yeil olan d klf. 5. Bir a nan alaca miktar. 6. evresine gre alakta kal m ortas ukur arazi paras, {az} (ayn) [DS] 7. Dor stun balklarnda tabla altna yaplan yastk ta biimindeki silme. 8. {eT} l kab. [EUTS] 9. {az} okkalk bir tr tahl lei. [DS] 10. {az} Minare erefesi. [DS] 11. {az} Fincan. [DS] 12. mz. Sazn ba tarafna verilen ad 13. {az} Gne te sertlemi amur. [DS] 14. {az} Aa veya ma

M I iM l O I . 8 7 9

AN

den kap. [DS] S (bir eye) anak am ak, S eb ep o lm a k; m eydan verm ek; v esile hazrlamak.\\ anak azl, 1. B yk azl. 2. m ecaz. Sr sa k la y am a yan.\\ anak anten, Uydu yayn larn a lm a k iin byke b ir a n a k eklin d e yap lm z e l anten.\\ anak atlatan, {azj bot. G elin cik ie i. [D S]|| anak mlek, T opraktan yap lm trl k a p la r.[| anak mlek otu, {az} bot. P atlcan gillerden , sa r-m or iekli, yu m u ak tyl, 20-100 cm. k a d a r boylu, y a p ra k la r a r k esici o la r a k kullanlan iki y llk z eh irli b ir otsu bitki; ban otu; g v u r haha, (H yoscyam us niger). [D S]|| anak gibi, (K k k a p la r iin) az g ere in d en byk.\\ anak kran, {az} bot. G elincik. [D S]|| anak kurutan, {az} S ca k e s e r e k ekin leri kurutan r zgr; sam yeli. [D S]|| anak tutm ak, 1. D ilenm ek. 2. Sz ve d a v ran lary la kt b ir karl d a v et etm ek. | anak ) zengi, B aslan y e r i tabann byk b ir blm n k a p s a y a c a k k a d a r g en i zengi.\\ anak yalam ak, D alkavu kluk etm ek; y a lta kla n m ak .| anak yalay | c, D alkavu k; y a lta k .| anak yalayclk etmek, | D alkavu klu k etmek.\\ anak yapra, bot. iek lerd e a n a oluturan y a p ra k la rn h e r biri. anakbast, [anak+bas-t] is. Toprak kap iine ba slan, gerektike bir miktar alnarak kfte yaplan evde hazrlanm sucuk ii. anakbaz, [anak + Far. bz] (a n a k b a :z ) is. Eski den eitli anaklarla denge oyunlar gsterisi ya pan sirk cambaz, anak, [anak-] is. anak reten veya satan kim se. anaklk, - [anak--lk] is. anak retme veya satma ii. anaklam ak, [anak-la-mak] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] 1. Aalarn dibini ukurlatmak. [DS] 2. gsz. f. (Ekin iin) iyice kk salmak, anaklk, - [anak-lk] is. 1. anak konulan yer. 2. dnz. Gemi direklerindeki gzetleme yeri. S anak lk feneri, dnz. E skiden kum andan g em ilerin d e kum andan fo r s u an lam n a g eceley in a n a k lk a r k a sn d a y a klan fe n e r e verilen ad. anakpara, [anak + Far. pare] {az} is. zm sk makta kullanlan ara. [DS] anaks, [anak-s] sf. anaa benzeyen; anak gibi. S anaks hcreler, anat. S alg o la c a an ien ve b elirli b ir h a cm e ulatktan so n r a ilerin d eki salgy bo a ltan bezler. anakte, [? anakte] {az} is. alayan. [DS] anavar, [Far. cn-ver => anavar] {az} is. 1. Ca navar; kurt; bri. 2. sf. (Kii iin) a gzl. [DS] anayaz, [m+ayaz] {az} is. Ak, mehtapl ve ok souk gece. [DS] anca, [? anca] {az} is. Kra. [DS] anc, [an-c] is. 1. an reten ya da satan kimse. 2. an almakla grevli kii.

anala, [Gre, anala] {az} is. ki yandaki to sun. [DS] anan, [an (yans.) > an+an] is. Dedikodu; lakla kyat. S anan ark, {az} H akkn d a ded ikod u kan. [D S]|| anan gara etmek, {az} D edikodu yaym ak. [DS] ank, - [an-k] {az} is. Aa perin. [DS] ankr, [an-kr] {az} is. Kk alayan. [DS] annak, [san-malc > an-mak] {az} gl. f . [ - a r ] 1. Batrmak. 2. gsz. f . Br, yan sancmak. [DS] anu, [in. chan chou] {eT} is. Erite hamuru alan oklava. [DLT] anuk, -u [an-uk] {az} is. eki. [DS] anun, [an (yans.) > an+un] is. Dedikodu, anur, [? anur] {az} is. Krmz siyah erik. [DS] anda, [at-mak > a(n)t-mak ? > anda] {az} is. Duvarlar birbirine geme kalaslarla yaplm ev. [DS] andallam a, [andal-la-ma] {az} is. Seyrek ve kaba diki. [DS] andallam ak, [andal-la-mak] {az} gl. f. [ - r ] [l()-y or] Seyrek ve kabaca dikmek. [DS] an d ar2, [? andar] {az} sf. Yar kurumu; nemli. [DS] an d ar2, [eT. *and-mak > and-ar] {az} is. 1. Y a sz et. 2. zool. Karaman ile dal cinsi koyunlardan doan melez koyun rk. [DS] andavul, [Mo. adaul (nbeti) [TUNA] J jl-i^ ] {eAT} is. Art, and, [at-mak > a(n)t-mak ? > and / ant] {az} is. 1. Direk bal. 2. Badadi. 3. Kuyu azna ve baca balarna tahtadan yaplm kapak. 4. Dam ve atlarn zerinden alan pencere. 5. Duvarlar bir birine geme tahtadan yaplm ev veya herhangi bir yap. 6. Hayvan barna olarak yaplan yayla al. 7. Duvar. 8. Ke. 9. Tavan. 10. Hayvann iki yanma vurulan yk. [DS] S and ev, {az} D u var lar birb irin e g em e kaln tahtalardan y a p la n ev veya yap. [D S]|| and samanlk, {az} A a lar st ste d izm ek su retiyle y a p la n sam an lk. [DS] an d r1, [eT. *and-mak (caym ak) [Clauson] > and r] sf. 1. (Koyun, kei, kpek vb. iin) rk kark; melez. 2. (Aa iin) alanmam; yabani. 3. {az} (Kii iin) dik bal; kavgac. [DS] 4. {az} (Hay van iin) rkek. [DS] 5. {az} Yarm; bitmemi. [DS] 6. (kii iin) gk gzl. 7. (Kii iin) ince uzun bacakl; clz. 8. {az} (Kii iin) pi; edepsiz; yabani. [DS] 9. {az} is. Boz renkli bir tr ku. [DS] S andr baba, {az} fo lk . ocu klarn yam u r y a m a s iin y a p tk la r tren ve bu t ren d e tanan ku kla adam . [DS] andr2, [adr > andr] {az} is. Kee. [DS] andrJ, [? andr] {az} is. Msr ekmei. [DS] andra, [? andra] {az} is. Bir gemiyi karinaya basmak iin diree destek olan ek direk. [DS]

AN

OlMIMESM.
ayakla da o greinin bacana engel taktktan sonra onu ne doru eip bann zerinden atma oyunu; elme takma. 11. Dere dibi. 12. sf. Eri. 13. Dall budakl. [DS] S1 angal almak, {az} elm e takm ak. [D S]|| angal alm ak, {az} Kuyuya den b ir ey i ucu en g elli bir s o p a ile alm a y a alm ak. [D S]|| angal mbal, {az} (H ayvanlar iin) eitli n ed en lerle st ste toplan p ylm ak. [D S]|| angal ungal, {az} 1. Salkm salkm . 2. K arm akark. 3. E ri br. 4. engelli. [DS]|j angal fasulyesi, {az} S rk fasu ly esi. [D S]|| angal mangal, {az} K arm akark. [DS] angala, [Far. ele => angala] {az} is. ala. [DS] angalak, - [ang-ala-k] {az} is. 1. Y er elmas. 2. Kei veya koyun gibi hayvanlarn kvrlm boynu zu. [DS] angalaz, [angal-az] {az} sf. Yaramaz. [DS] angalh, [angal-l] {az} sf. 1. (Kii iin) yaramaz; kt karakterli. [DS] 2. Kark; aprak. S angall ungall, {az} (A a iin) dall budakl. [DS] angara, [Yun. tsingara] {az} is. Grlt; kavga. [DS] angaza, [Yun. tsingara] {az} sf. 1. Grltc; kav gac. 2. Geveze. [DS] angazlanm ak, [cangaz--la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] Gevezelik etmek. [DS] angdavul [Mo. adaul / adavul / ndavul / andavul] {eT} is. Art; dmdar. [Nevy] anggal, [an(g)-al] (an gal) {az} sf. (Aa, al vb. iin) eri br ve dall budakl. [DS] S1 angal ungal, {az} Salkm salkm . [D S]|| angal mangal, {az} K arm akark. [DS] ang, [Far. engi / ang-] {az} is. Kt adam. [DS] angl, [ang (yans.) > ang-l] is. nlama biimin de kan sesleri anlatan yansmal gvde. S1 angl ungul, 1. ok d e iik a n ve ben zeri a ra la rn b irlikte karm oldu klar veya k a b a ve irkin ses. 2. sf. K arm akark. 3. zf. o k d e iik biim d e ve ton da s e s ka ra ra k. anglamak, [an > an--l-mak] (a h :la :m a k ) {eT} gsz. f i [ - r ] 1. (Kpek iin) dvldkten sonra ba rmak; enilemelc. 2. (Kii iin) kt szler syle yerek barmak; cengildemek. [DLT] angldak, - [ang (yans.) > eT. an-la-mak > ang-l-da-k] {az} sf. Geveze. [DS] anglt, [ang (yans.) > ang-l-t] {az} is. Zil sesi; an sesi. [DS] an g r1, [ang (yans.) > ang-r] is. nlama bii minde kan sesleri anlatan yansmal gvde, angr ungur, (B irbirin e a rp m a vey a dm e y znden) k ark ve h o olm ayan se s kararak. angr2, [ang-l > an-gr] {az} is. Fasulye sr. [DS] angrdam a, [ang (yans.)> ang-r-da-ma] is. an gr! sesi karma eylemi.

andrm a, [Fr. gens darmes] fazj is. Jandarma. [DS] andm ak, [*and-mak (caym ak) > and--mak] {eT} ite, f i [-u r] 1. Karsndakini caydrmak iin birbirine kar sertlemek. 2. Birbirinden caygmlk gstererek kanmak; ekinmek. [DLT] andm ak, [*and-mak] {eT} gsz. fi. [-u r] Caymak. [Clauson] a n d tu rm a k , [*and-mak (caym ak) > and-tur-mak] {eT} g l . f [-u r] Caydrmak. [Clauson] andu, [at-k / at-ku > andu ?] {az} is. Duvar.
[D S ]

andur, [eT. *and-mak > and-r > and-ur] {az} is. Uzun boylu adam. [DS] ane, [Far. ne 4il=r] {OsTj is. ene, anemek, [ang-a-mak > ane-mek] {az} dnl. f H r ] (p iin) dolamak. [DS] anfr, [Far. enber => anfr] {az} is. Patiska. [DS] an g1, [an / ang / ank / en / n / ng / nk / in / ing (yans.)\ is. nlamay andrr konuma, ba rma, tme ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] a n g -a m anga, an g -ar-a, an g-l-da-k, a n g --m ak ang2, [an / ang / ank / eng / n / mg / n / nk / i / in / ing / in / ink / un / ung (yans.)] is. Cam ya da maden eyann nlama biiminde kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] ang-a, an ga l ungal, ang-l-t, arg-r ungur, a n g -a l m an g a l, an g-r-da-m ak, ang-r-t ang3, [ang / eng / en (yans.)] is. Kk kpek ve benzeri hayvanlarn barlarm, havlamalarn anlatan kk. [Zlfikar] an g --la-m ak ang4, [an. cheng / Far. ang / Ar. anc] (an) is. 1. {eT} Kk an; an. [Gabain] [EUTS] 2. {az} i oyularak kurutulmu patlcan. [DS] 3. {az} Deir mende tahln bittiin haber veren, ta zerine sar kan ipe bal maden paralar. [DS] S1 an angara etmek, {az} D edikodu yaym ak. [DS] ang3, [Far. h => an] (an) {az} is. Lavabo; banyo. [DS] ang6, [ca / a / an] (an) {az} is. Kanda yan lara konan aa. [DS] an g a1, [ang-a] {az} is. Kk bakra; kova. [DS] anga , [ang-a] {az} is. Ke; dneme. [DS] angak, [yang-ak > ang-ak] {eT} is. Yan taraf. an gal1 [an-al] {eT} sf. er; yaramaz. [DLT] , angal2, [Far. engl => / ang (yans.) > angal / angal] {az} is. 1. Dall budakl, eri aa. 2. Fa sulye sr. 3. Tarlay korumak iin dall budakl aalardan yaplm it. 4. engel. 5. Sucularn su tamakta kulland ucu engelli omuz denei. 6. Boyunduruk. 7. nce kemikleri km olan zayf hayvan. 8. Kuzusu lm samal koyun. 9. Zayf fakat byk boynuzlu kz. 10. spor. Ayakta gre irken rakibin koltuu altndan bir kolu sokarak bir

o iu m

r a M

.8 8 1

AN

angrdam ak, [ang (yans.) > ang-r-da-mak] gsz. f i [- r ] [-d ()-y o r] (Maden eyler derken veya birbirine arparken) grlt karmak, angrt, [ang-r-t] is. angrdama sesi, angrdam ak, [Erme, cangart (pen e) > angrt-lamak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] 1. Trnakla iz mek; trmalamak. 2. iziktirmek; izgilerle zede lemek. [DS] angmak, [ang (yans.) > ang--mak] {az} ite. fi. [-r] Dvmek. [DS] anglak, - [a-la-k > anlak] {az} is. alayan larn dkld bataklk yer. [DS] angl, [an (zil) > an-l] {eT} sf. Bir ocuk oyunu olan angl mangl adnda geen sz. [DLT] anglk, - [an (zil) > an-lk JS^-] (anlk) {eAT'} is. an kulesi, ang, [in. chang shih => ang] (afv.) {eT} is. st dzey resm tarihi; vakanvis. [EUTS] angu, [in. chang shih ? => ang] (ah u :) {eT} is. Ksa kadn st giysisi; ksa hrka; tunik. [DLT] angu, [an-u U-] {eAT} is. Syleme.

hayvan. [DS] 4 {az} Clz, ark, byk boynuzlu kz. [DS] S ankal unkal, {az} 1. K a rm ak ar k. 2. E ri brii. [DS] ankal2, [ank-al ? ] {az} is. Kuzusu lm samal koyun. [DS] an k al, [an+kale ?] {az} is. En yksek kaya. [DS] ankam a, [ank-a-ma] {az} is. Az kavgas. [DS] ank ar, [ank-ar] {az} is. Yamru yumru olu bildi ren gvde. S ank ar unkar, {az} Yamru yumru. [DS] anka, [ank (yans.) > ank-a-] {az} sf. Becerik siz; sakar. [DS] ankaza, [Yun. tsingara] {az} sf. 1. Grltc; kav gac. 2. Geveze. [DS] ankl, [ank (yans.) > ank-l] {az} is. Kaba ve grltl ses. [DS] ankldak, - [ank (yans.) > ank-l-da-k] {az} is. alayan. [DS] anklam ak, [ank-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l()~ y o r ] Trmalamak. [DS] ankurm ak, [ank (yans.) > ank-ur-mak] {az} gsz. fi. [-u r] (Kpek iin) can acsndan havlamak; haykrmak. [DS] anlaa, [an-laa] {az} is. Gerdan. [DS] anla, [a-la- > anla] {az} is. alayan.[DS] anlak, - [an-la-k] {az} is. alayan suyunun dkld bataklk. [DS] anlam ak, [an (yans.) > an-la-mak / an-na-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l(t)-y o r] Dedikodu yaymak. [DS] anlanm ak, [an (3ww.,)>an-la-n-mak] {az} dnl. fi. [-r ] Dile dmek; yaylmak. [DS] annam ak, [an (yans.) > an-la-mak] gsz. fi. [ - r ] [n ()-yor] nlamak; almak, anp ara, [Far. r-pre] {az} is. 1. alpara. 2. Ara balarn ses karmas iin tekerleklere konulan de mir levha. [DS] anpr, [Far. enber => anpr] {az} is. Beyaz pa tiska. [DS] anpr, [Far. enber => anpr] {az} is. Beyaz pa tiska. [DS] anpur, [Far. enber => anpur] {az} is. Beyaz pa tiska. [DS] anak, - [a-()-a-k > anak] {az} is. Koyunlarm kuyruk altlarnda kurumu pislik topaklar. [DS] anr, [Ar. avr / Far. gavsir] {az} is. bot. -* cavir, (O popon ax chironium ). [DS] anta, [Mo. cuntay (yn torba) > antay / Roman, gent [Doerfer] > anta] (a nta) is. Deri, bez, plas tik vb. maddelerden eitli byklklerde yaplan ve iinde eya, giyecek, evrak gibi eyler taman bir tr torba. S antada keklik, E ld e edilm i sa y lan ey. antac, [anta-c] is. 1. anta yapan veya satan kim se. 2. Avclkta avcnn yannda dolaarak av anta-

angu, [Erme, cank (trnak)] {azf is. Trnak. [DS] S angu etmek, {az} T rnakla skm ek. [DS] angulamak, [angu-la-mak] {az} gl. f . [ - r [l(u )-yor] Trnakla skmek. [DS] anlaa, [a-la > anlaa] {az} is. alayan. [DS] anldamak, [ang (yans.) > can-l-da-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-()-y o r] Srekli olarak yksek sesle konumak; ileri geri sylenmek. [DS] anldatmak, [ang (yans.) > anl-da-t-mak] gl. fi. [-r ] (an vb. iin) aldrmak; ses karttrmak, anlamak, [Yun. tzannis => an-la-mak] gsz. fi. [-r ] [-l()-y o r] Bilincini yitirmek; bunamak, anlt, [an (zil) > an-l-t] {az} is. an sesi. [DS] anlamak, [ans-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] Bilincini yitirmek; baylmak. [DS] aniir, [? aniir] {az} is. Evin en gzel odas. [DS] ank1 [an / ang / ank / en / m / mg / mk / in , / ing (yans.)] is. nlamay andrr konuma, ba rma, tme ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] an k-a-m a, a n k -az -a ank2, [an / ang / ank / eng / m / mg / n / nk / i / in / ing / in / ink / un / ung (yans.)] is. Cam ya da maden eyann nlama biiminde kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] a n k -a ank, -g [Erme, cank] {az} is. 1. Keskin trnak. 2. Pene. [DS] anka, [ank (yans.) > ank-] {eT} is. 1. Bir tr tuzak. [DLT] 2. {az} Bakra; kova. [DS] ankal1, [ank (yans.) > ank-al Jli^ -] {eAT} sf. 1. Eri. 2. is. {az} Dall budakl, eri aa. [DS] 3. {az} Zayflktan kemikleri km insan ya da

AN sim tayan kimse. 3. tor. Padiah saray dnda bulunduu srada, altn dolu antasn tayan me murlara verilen ad. antaclk, - [anta-c-hk] is. anta yapma ve sat ma ii. antak, - [? antak] {azj is. Dall budakl aa. [DS] an tal, [Sansk. candla] {eT} is. Cellat. [EUTS] [Gabain] antal2, [an+dal ?] is. etek denilen kadm elbise si; {az} (ayn). [DS] antal, [anta-l] sf. antas olan; antas bulunan, antasz, [anta-sz] sf. tamayan. antas olmayan; anta

OluraIM S S M .
lerin genilii; kutur. 2. Byklk; hacim. 3. m e caz. l, deer. 4. Bir damarn veya i organn i akl. 5. Tapuya kaydolunan tanmazn harita daki yerini ve durumunu gsteren izili belge. 6. mat. Bir dairenin, kapal erinin veya bir krenin merkezinden geen ve o erinin evresi ile snrl doru paras. 7. Bir silahn namlusunun i ls. 8. {az} En ve boy. [DS] 9. Arazi lme ii. 10. l ; mikyas. 11. S apn am ak, {az} H zlan dr m ak. [D S]|| ap ucu, mat. B ir e m b e r y a d a kre zerinde a p n e riyi k esti i noktalar. ap5, [ap] {az} is. Kor. ap 6, [ap] {az} is. Toprak tencere; gve. [DS] ap 7, [ap] {az} is. ince kuru aa. [DS] ap 8, [ap] {az} is. Sva. [DS] ap9, [Mo. ap (yalan)] {az} is. 1. Hile. 2. Dolan drma. [DS] S ap yapm ak, {az} Sz verdii ii y a p m a m ak ; sznden dnm ek. [DS] a p 10, [Far. ep (sol)] {az} sf. 1. Aylar; eri; dola k. 2. Testere dilerinin saa sola akl. [DS] S ap demiri, {az} T estere d ilerin i s a a s o la b ke r e k a k lk verm eye y a ra y a n a ra . [D S]|| ap git mek, {az} Zt gitm ek. [DS] ap 11, [ap] {az} is. Hile. [DS] ap 12, [ap] {az} is. Yn. [DS] a p 13, [ap] {az} is. 1. Deste; ba; ile. 2. sf. Bir avu miktarnda. [DS] ap a1, [t. zappa => apa] is. 1. Tarla ve bahelerde topra ilemekte kullanlan aa sapl eik azl kaz arac. 2. Kollar dibe gmlerek gemiyi tutan iki ve daha ok kollu gemici arac; demir. 3. {az} engelli ine. [DS] 4. {az} Gse taklan ssl ine. [DS] 5. .{az} ri dili tarak. [DS] 6. {az} Kesmez, kr keski. [DS] apa-, [t. ciappa / Yun. tspa => apa] is. 1. Gemi kirii. 2. {az} nce uzun tahta paras. 3. 8 x 1 6 * 4 0 0 cm. boyutlarnda kalas. [DS] apa3, [Far. p] {az} is. A v kpei. [DS] apa4, [? apa] {az} sf. Tysz. [DS] ap a5, [apa] {az} is. lein sekizde biri. [DS] apac, [apa-c] is. Tarla ve bahelerde apa ile tarm iinde alan ii; renper, apaclk, - [apa-c-lk] is. apacnn yapt i. apaul, [ap (yans.) > apak+ul / Far. epn (eski) + l] sf. Klk ve kyafeti dank, zensiz; derbe der; hrpani. apaulluk, -u [apaul-luk] is. Klk ve kyafetteki danklk, zensizlik; derbederlik, apadmek, [ap-mak + d-melc g l . f [ - e r ] Yam etmee balamak, apah, [ap-alc > apah] {az} is. - * apak1. [DS] apahlanm ak, [apak-la-n-mak > apah-la-n-mak] {az} d n l.f. [-r ] (Gz iin) apaklanmak. [DS] 4.U-] {eAT}

antay, [Mo. antay] {az} is. 1. Byk keten tor ba. 2. Bavul. [DS] a n t1, [at-malc > at-k > ant] {az} is. 1. Aatan yaplm duvar. 2. Badadi. 3. Ke. 4. Saak. 5. Baca. 6. Balkon. 7. Tavan. [DS] S ant aras, {az} Tavan aras. [D S]|| ant ba, {az} K e ba. [D S]|| ant ev, {az} D uvarlar birbirin e g em e k aln k erested en yap lm ev veya duvar. [DS] ant2, [at- > ant] {az} is. anat. Leen kemii. [DS] antJ, [? ant] {az} is. Srklar birbirine vurmak suretiyle oyanan bir oyun. [DS] antl, [at-l > ant-l] {az} sf. (Yap iin) zeri kapal. [DS] antras, [? antras] {az} sf. Yabanc. [DS] antik, -i [anta > antik] {az} is. Kk torba; anta. [DS] antu, [and / antu] {az} is. Duvarlar birbirine geme kaim tahtalardan yaplm ev. [DS] anturm ak, [*and-mak (caym ak) > and-ur-mak / m-dr-malc] {eT} g l . f [-u r] Caydrmak. [DLT] ao, [? ao] {eT} is. Bir tr para ve birimi. [EUTS] a p 1, [ab / alp / ap / p / ip / ulp (yans.)] is. Su vb. sv maddeler iinde, sallanma ve alkalanma gibi hareketler sonucunda oluan ya da el ve ayakla oluturulan hareketleri ve bu biimde abalamay anlatan kk. [Zlfikar] a p ap, a p -a ap -a, ap a+ u l, ap-ak-la-n -m ak, ap-l-m ak, ap-n-m ak, ap-t-m ak, ap-kn -la--m ak, ap-kn S ap ap, {eAT} a p r apr. ap 2, [ap (yans.)) {eT} is. Vurma ya da yemek yeme srasnda kan sesleri yanstan kk. S ap ap, {eT} 1. K a m sesi. 2. D u d ak aprts. [DLT] 3. (Yeni yryen o cu k la r iin) p a t p a t ses k a ra ra k ; yalpalayarak.\\ ap ap yemek, {eT} ap r upur yem ek. [DLT] ap 3, [ap / ep / b / ib / ip / p (yans.) is. El rpma ve alklama sesini ve hareketini anlatan kk. [Zlfikar] ap-an , a p -an etm ek, ap-k, a p -k alm ak. ap4, [Erme, ap (l, p er g el) [Tietze]] is. 1. Cisim

B K . 883

AP

apak 1, [eT. elp-ek > ap-ak j U ] is. 1. Meibous bezlerinin salglad, gz kapaklarnn kenarlarn da biriken sarms yapkan madde. {eT} {az} (ay n) [DS] 2. {eT} Gzdeki yalk veya pislik. 3. {az} Gze inen beyaz perde. [DS] 4. Madenler dvlr ken meydana gelen ince paralar. 5. lenen, dk len metal eyadaki przler. 6. Matbaaclkta bir baskda grlen leke. 7. {az} Pantolon, alvar, akr bacaklarnn arasna konulan gen para. [DS] 8. {az} Don ya. [DS] fi1 apan silmek, {eAT} Przn g iderm ek. apak2, [^p-mak > ap-ak > ab-ak] {eT} is. z oo l. 1. Kk bir balk, (A bram is bram a). 2. {aiz} Tatl su balnn iri pullusu. [DS] S apak bal, {az} 1. Sazan trnden, karn kan atl ve sa r p u llu tatl su bal. 2. Sazan ve yayn bal yavrusu. [DS] apak3, - [ap (yans.) > ap-ak] {az} is. 1. D kabuk. 2. Selin getirdii pler. [DS] apak4, - [Far. rkab (kym etli kum a) j {az} ~j is. 1. Tarak ve gcden geirilen ip. 2. {eAT} ok ince dokunmu bir tr bez; patiska. [DS] apaklan, [apak-la-n-] is. apaklanma eylemi veya biimi. apaklanm a, [apak-la-n-ma] is. apakl duruma gelmek ii. apaklanm ak, [apak-la-n-mak] dnl. f . [-r ] a pakl duruma gelmek, apakl, [apak-l] sf. 1. apa olan. 2. Przl; kark. 3. {az} (Kadn iin) ahlaksz. [DS] apaksz, [apak-sz] sf. apa olmayan, apala, [Far. p-le => apala] {az} is. ark. [DS] apalah, [apak > apalah] {az} is. apak. [DS] apalam a, [apa-la-ma] is. Topra apa ile kabart ma ii. apalam ak1 [apa-la-mak] gl. f. [ -r ] [-l()-y o r] , Topra apa ile kabartmak ve yabanc otlardan temizlemek. apalam ak2, [ap (yans.) > aba-la-mak > apa-lamak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] Uramak; di dinmek; abalamak. [DS] apalam ak3, [ap-mak > ap-a-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Ustaca aramak. [DS] apalan, [apa-la-n-] is. apalanmak eylemi veya biimi. apalanm a, [apa-la-n-ma] is. apalanmak ii. apalanm ak, [apa-la-n-mak] edil. f . [ -r ] (Tarla ya da bahe-topra) apa ile kabartlmak ve otlar ke silmek. apalatm a, [apa-la-t-ma] is. Topra apa ile ka barttrmak ii. apalatm ak, [apa-la-t-mak] gl. f . [-r ] Topra apa ile kabarttrmak; apa yaptrmak, apal, [apa-l] sf. 1. (Ba, bahe ya da tarla iin) apas yaplm. 2. apas olan.

ap an 1, [ap-mak > ap-an] is. Atl haberci, postac; ulak. {eAT/ (ayn) [DK] apan2, [ap (yans.) > ap-an] {az} is. El rpma; alk. [DS] S apan etmek, {az} A lklam ak. [DS] apan3, [ap-mak > ap-an] {az} is. 1. Dn ye mei yapan a. 2. Kadm. [DS] apan4, [ap-an] {az} sf. Engelli; tehlikeli. [DS] apan5, [Mo. apan] {az} is. 1. Ceket 2. Kaput be zi. [DS] apan6, [ap-an] {az} is. Ya aatan eilerek ya plan, iftilikte saban ile boyunduruu birbirine balayan ara. [DS] apana, [? apana] {az} is. Kap menteesi. [DS] apana, [Far. pale] {az} is. Eski Ayakkab. [DS] apana, [apan] {az} is. apak. [DS] apanak, - [ap-mak > ap-an-ak] {az} is. Kaak mal. [DS] apanakh, [apan-ak-l] {az} sf. Beceriksiz. [DS] apanolu, [apan+o(u)l-u (Yozgat ta raflarn d a bey lik yap m olan apan o u llar ailesin in a d n dan)\ is. nsann bana bela aacak durum. S apanolunun abdest suyu gibi, (Sv i e c e k le r iin) o k sulu, iyi hazrlan m am ve bulank. a p a r1, [ap-mak (kom ak, hzlanm ak) > ap-ar / ap-an / Far. pr j^U-] is. 1. Atl haberci, postac; ulak. {eAT} (ayn) [DK], 2. {az} Takadan byk tek direkli bir tr kayk. [DS] 3. {az} Ba ve k yuka r kalkk mavna. [DS] fi1 ap ar g ap ar (kapar), {az} B ecer ik li av kpei. [D S]|| apar ulak, {eAT} H a b eri a b u k u latrm ak iin h e r m enzilde at ve bin icisi de ien p o s ta ; tatar. ap ar2, [Far. epr (iki renkli) jL-] sf. 1. (Kii iin) ok sarn veya ak renk gzl. 2. {az} (Hayvan iin) kark renkli; alaca; benekli. [DS] 3. {az} illi. [DS] 4. {az} (Hayvan iin) kula renkli. [DS] 5. {az} (Kpek iin) boz ve siyah karm renkli. [DS] 6. {az} (Tavuk iin) kark renkli tyleri olan. [DS] 7. {az} (Hayvan iin) beyaz ok, kr renkli. [DS] ap ar3, [opur > apar] {az} is. iek bozuu yz. [DS] ap ar4, [ap-mak > ap-ar] {az} sf. 1. (Kii iin) huysuz; ters. 2. Sakar. [DS] apar avu, {az} (K ii iin) h e r e y e burnunu sokan . [DS] ap ar5, [ap (yans.) > ap-ar] {az} sf. 1. Srnak. 2. Cesur. [DS] ap ar6, [ap (yans.) > ap-ar] {az} is. Kolan doku makta kullanlan, deve derisinden yaplma, her de lii 5 cm. boyunda drtgen aygt. [DS] ap ar7, [ap (yans.) > ap-ar] {az} is. Marapa. [DS] ap ara, [t. chiaparin] {az} is. -* apari. [DS] aparaz, [Far. ep-rst (sol-sa ) c l -] {az} sf. 1. j^ Hileli. 2. (Kii iin) zarar verici. [DS]

AP

I M I R S M .

aparazluh, [aparaz-luh] {az} is. Srnaklk. [DS] aparhane, [apar + Far. hne U-jUU-] (a p a r h a :ne) {OsT'} is. 1. mparatorluk dneminde haberle me ile grevli kiilerin atlarnn durduu barnak. 2. Posta gvercinlerinin barna, apars, [Far. ep-rst dere. [DS] aparz, [t. impazzare / Far. ep-rst sf. 1. 1 ^ ] {az} is. Tal ve sarp

apgm , [ap-mak > a. apkun > ap-m jy ^ r ] sf. 1. {eAT} (At iin) hzl koan. 2. {az} apkn. [DS] apgut, [ap-mak > ap-ut] {eT} is. 1. Kk kuma paras; aput. 2. ilte. [DLT] aphn, [ap (yans.) > ap-km > ap-hm] {az} is. Alk. [DS] S aphn alm ak, {az} A lklam ak. [DS] ap 1 [ap-] {az} is. Meyve toplamakta kullanlan , ift ayakl merdiven. [DS] ap2, [ap (yans.) > ap-] {az} is. Toprak tencere. [DS] ap3, [ap (yans.) > ap-] {az} is. Kk kpek. [DS] ap4, [ap-] {az} is. Testere az; yiv. [DS] apak, - [abuk-cak > apcak] {az} z f ara buk. [DS] apda, [ap (yans.) > ap-t-mak > apda] {az} sf. (Kadn iin) beceriksiz. [DS] apk 1 - [a. apuk] {az} is. Pantolon vb. giye , ceklerin iki paas arasna konulan gen para. apk2, - [ap (yans.) > ap-mak > ap-k] {az} is. Alk. [DS] apkJ, - [Erme, apuk] {az} is. st ak, kolay tanan kollu sepet. [DS] apk4, - [abuk > apk] {az} zf. abuk; tez. [DS] apl, [ap (yans.) > ap-l] {az} is. Sulu batak. [DS] apl, [ap-mak > ap-ul > ap-l] {az} is. Yama; ganimet; apul. [DS] apla, [Far. pla] {az} is. Ular kvrk ayakkab; yemeni; apula, aplac, [apla-c] {az} is. ark ve yemeni satan kimse; yemenici. [DS] aplam ak, [ap (yans.) > ap--la-malc] {az} gl. fi. [-r ] [-l()-y o r] i tam olarak anlamak. [DS] apldam ak, [ap (yans.) > ap-l-da-mak] {az} gsz. f i [-r ] [-d ()-y o r] (Suya den nesne iin) ses karmak. [DS] apl, [arp-l-] is. arplma eylemi veya biimi. aplm ak1, [ap (yans.) > ap-l-mak] {eT} edil, f i [ur] nce ve yumuak amurla svanmak. aplm ak2, [ap-mak (vurm ak) > ap-l-mak {eT} edil. fi. 1. Boynu vurulmak. [DLT] 2. {eAT} Yamalanmak; yama edilmek; baslmak. [DK] apndrm ak, [ap-mak (kom ak) > ap-n-dr-mak j*jJl^>-] {eAT} gl. f i [ -r ] Koturmak. apm m ak 1, [ap (yans.) / ap-mak (rpm ak) > apn-mak] {eT} dnl. fi. 1. Yzmek; suda rpnmak. [DLT] 2. {az} Yapmaya almak; yapmaya kal kmak; davranmak. [DS] apnm ak2, [ap-mak (kom ak) > ap-m-mak {eT} {eAT} dnl. fi. [-u r] 1. Hzl hareket etmek; sratle komak. 2. leri atlmak; saldrmak.

{eAT} G; aprak. 2. {az} (Kii iin) borcuna sadk olmayan. [DS] 3. is. Tokat; vuru. 4. argo. Flerhangi bir konuda engel douran karklk. 5. {az} inden klamayacak kark i. [DS] 6. {az} Engel. [DS]

aparzlanm ak, [aparz-la-n-mak j^jJjjL^-] {eAT} dnl. f i [ -r ] G ve kark duruma gelmek, aparzlk, - [aparz-lk j i j / y r l {eAT} is. 1. G lk; apraklk. 2. argo. Engel; zorluk, apari, [t. chiaparin (ine takm )] is. dnz. Pek ok ine balanm olta, {az} (ayn) [DS] apariz, [t. impazzare / Far. ep-rst] is. -+ aparz, ap ark r, [apar+kr] {az} sf. (Hayvan rengi iin) beyaz ok olan kr. [DS] aparoz, [t. impazzare / Far. ep-rst jjL ^ ] is. -> aparz. aparuz, [t. impazzare / Far. ep-rst jjL?-] is. -* aparz. aparya, [? aparya] {az} is. Bir balk tr. [DS] apasz, [apa-sz] sf. 1. (Tarla ve ba, bahe iin) apas yaplmam. 2. apa bulunmayan, apavul, [ap-mak + Mo. -avul] {eTf is. 1. Aknc. [Nevy] 2. Yama iin dman topraklarna sald ran asker birlik ve bu birlikte bulunan kii. ap ak 1 - [ap-mak > ap-ak 3W=^-] is. 1. {eAT} , Aatan, zellikle de amdan oyularak yaplm yayvan su kab; amak; mek. 2. {az} Az ak f; am bardak. [DS] 3. {az} ra szmekte kullanlan aygt. [DS] apak 2, - [abuk-cak] ( a p a k ) {az} zf. ara buk; tez. [DS] ap ak 5 - [apak] mz. Birka neyin birbirine ve , hepsinin bir boruya balanmas suretiyle meydana getirilmi bir mzik aleti, ap, [ap-c / ap-] {az} is. Dolandrc. [DS] apk, - [abuk-cak] (a k ) {az} zf. arabuk; p tez. [DS] apdrm ak, [ap-mak > ap-dr-mak] {az} gl. f i [r] Koturmak. [DS] apdurm ak, [ap-dur-mak JajJu?-] {eAT} gl. fi. [-u r] 1. Yamalatmak; yama ettirmek. 2. Koturmak; at koturmak. [DK]

[D S],

d im

m o . 885

AP

apnm ak3, [ap-malc (kam lam ak) > ap-n-mak] {eT/ e d il.f. [-u r] Kamlanmak, apr, [ap9 > ap-r] (az/ is. Tal, sarp yol. [DS] ap t1 [eT. ap-mak > ap-ut > aput / ap-t c~>-] is. 1. {eAT} Bez paras; paavra; baya bez. (az/ (aym) [DS] 2. (az) iftilerin ie giderken ark iine ve bacaklarna sardklar kaln aba, yn ve rme paralan. [DS] S1 apt a, (az/ Kurutulmu a sm a y a p ra n d an y a p la n y em ek. [D S]|| apt gibi, {az/ (M eyve iin) o k s k ve b irb irin e girm i. [DS] apt2, [ap-t] {az} is. Kaln ve kabuklu kk. [DS] apt, [apt-] {az} is. 1. Eskici. [DS] 2. Giyim eyasna ok dkn olan, aptgan, [ap-mak (kom ak) > ap-t-an] {eT} sf. ok saldran. [DLT] (5 aptgan er, {eT} C ellt; boym vuran. [DLT] aptl, [apt-l] sf. 1. zerinde, iinde apt bulu nan. 2. {az} m ecaz. stne bana zen gsterme yen; dank. [DS] S apth al, {az} D ilek bezi b a lan an a l veya a a . [D S]|| aptl orba, {az} i in e l h a n a y a p ra kon ulan o rb a . [DS] aptm ak, [ap-mak (kom ak) > ap-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] Saldrmak; vurdurmak. [DLT] api, -ci [epi / api] {az} is. yandaki kei. [DS] apik1, -i [ap-mak > ap-ilc] {az} is. Alk. [DS] apik , -i [ap (yans.) > ap-ik] {az} is. Alk. [DS] apile, [Far. pla] {az} is. Alt ksele, st mein den yaplma yumuak ayakkab. [DS] apili, [? apili] {az} is. Bir tutam ot. [DS] apille, [Far. ple] {az} is. apile. [DS] apilya, [Far. ple] {az} is. -* apile. [DS] apilye, [Far. ple] {az} is. - * apile. [DS] apka, [aput > apka] {az} is. - * apt. [DS] apk1, [ap-mak (vurm ak) > ap-k] {az} is. Y a ma iin yaplan akm. [DS] apk2, [ap-k] {az} is. 1. Badadi. 2. atlardaki dilmeler zerine konulan aa paralar. [DS] apkc, [ap-mak (vurm ak) > apk-c] {az} is. Aknc; yamac. [DS] apklamak, [apk-la-malc] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] Akn etmek; yamalamak. [DS] apkn1 [ap-mak (kom ak) > ap-km , (At iin) hzl koan. 2. Koucu. S {eAT/ H zl koan at. sf. 1. apkn at,

apkn3, [ap-km] {az} sf. Biimsiz yryen. [DS] apkn4, [ap-mak > ap-km] {az/ sf. (Kii iin) kstl; tutuklu. [DS] apknca, [apkm-ca] zf. apkn bir kimseye yakr biimde. apknlama, [apkn-la--ma] is. apkn bir durum alma eylemi. apknlamak, [ap-km-la--mak] apknlk yapmaya balamak, dnl. f. [-r ]

apknlk, - [ap-kn-llc] is. apkn olma durumu ve nitelii. apkun, [ap-mak (kom ak, saldrm ak) > ap-kun j {eAT/ is. 1. Akm; baskn. [DK] 2. Ak ekin giden at. 3. m ecaz. Srtk; derbeder; klhanbeyi; hovarda; zendost. f? apkun etmek, {eAT} Akn etm ek. apla1, [Lat. salvia] {az/ is. Adaay, (Salvia o ffi cinalis). [DS] apla2, [? apla] is. Metal levha zerine kazma i lemi yapmakta kullanlan elik kalem, aplak, - [ap (yans.) > ap-la-k] {az/ is. Sulu batak. [DS] aplam a, [ap (yans.) > ap-la-ma] is. 1. Bir yontu tann etrafnda belirli kalnlkta bir pay brakarak yaplan profil almas. 2. Bir ateli silaha veya mermiye istenilen ap verme ii. 3. {az/ naat larda eitli amalarla kullanlan yontulmu aa. [DS] aplam ak, [ap > ap-la-mak] gl. f .[ - r ] [-l()-y o r] 1. Bir cismin apn lmek. 2. Bir aa tomruu ya da ta ktleyi kabaca yontmak. 3. mal edilen toprak, aa ya da metal eyaya, tavlandktan soma en son eklini vermek. 4. {az} Demet yapmak. [DS] 5. {az} Eyay dzgnce birbiri zerine y mak. [DS] 6. {az} spor. (Grei iin) rakibine ark kndesi uygulamak. [DS] aplananak, - [ap-lan+anak] {az} is. bot. Kapsl kre biiminde olan bir tr gelincik, (P ap a v e r rh o ea s). [DS] aplanm ak, [ap-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] (Aa, kereste vb. iin) arplmak; erilmek. [DS] apl1, [ap-l] sf. 1. ap olan. 2. m ecaz. Enli; geni. 3. (Kii iin) deerli, nitelikli, a p lr, [Far. ep (sol, eri) > ap-l] {az} sf. 1. (Tes tere az iin) dileri saa sola alarak az geni lii kazandrlm; keskin. 2. Eri; arpk. [DS] apl3, [ap-l] {az} sf. Dzenli. [DS] aplk, - [Far. ep (sol, eri) > ap-lk] {az} is. Erilik. [DS] aplus, [Far. bls ^^LU-] (a .p lu .s) {OsT/ sf. Dal kavuk; yaltak, apm a, [ap-mak (kom ak, hzlanm ak) > ap-ma] is. Koturma veya akm etme; at srmek ii.

apkn2, [ap-mak (kom ak, at srm ek) > ap-km] sf. 1. Srekli sevgili deitiren; geici aklar peinde koan; hzl ak hayat yaayan; hovarda; zendost. 2. ki ve kumar gibi alkanlklara dknlk gs teren; sefih. 3. Hibir ite diki tutturamayan; uar ve haylaz. 4. (Bak iin) batan karc; cinsellik tayan. 5. {az} Her grd eyay alan. [DS] 6. {az} Kabaday. [DS] 7. {az} Akgz. [DS]

AP

IMIHIfSM. s6

ap m ak 1 ,

gl. fi [-ar] 1. {el} {eA } (At) koturmak; srmek. 2. gsz. f i Komak; T sratle hareket etmek. (eAT) {az} (ayn) [DS] 3. jeAT} Drt nala yetimek. [DK] 4 . {eTj {eAT} {az}
ap-mak

[eT.

ip vb. ey) biri dierini kesecek ekilde biri dieri nin zerinden gemek ya da balanmak; itimek. 5. {az} Birbirine zt gitmek. [DS] apraz, [Far. ep (sol) rst (sa) => apraz] sf. 1. arp iareti eklinde birbiri stnden geen veya birbirini kesen. 2. Karlkl iki yandan birbirine doru kapanan. 3. (Kar ya iin) sulu sepken. 4. {az} Eri. [DS] 5. {az} a. [DS] 6. (At iin) n sa, arka sol ya da n sol, arka sa ayaklan beyaz ya da alacal olan. 7. {az} (Kii iin) inat. [DS] 8. {az} (Kii iin) ortal kartran. [DS] 9. is. Eski den kuak zerine taklan halkal silahlk. 10. Tes terenin ardk iki dii arasndaki yana doru olan a fark. 11. {az} Kopa. [DS] 12. {az} Kaytanla sarlm ss dmesi, [DS] 13. {az} Gm veya altn gerdanlk. [DS] 14. {az} Gse taklan ss inesi; gm ine. [DS] 15. {az} Buday ve arpa karm. [DS] 16. {az} Engel. [DS] 17. {az} Ka dife ya da uhadan zeri srma ile ilenerek yapl m ceket. [DS] 18. {az} Bir tr dokuma motifi. [DS] 19. spor. Ayakta iken rakibin koltuk altndan ellerini geirerek srtnda kenetlemek eklinde ya l gre oyunu. 20. {az} Demircilerin kskac ba lamak iin kullandklar demir halka. [DS] 21. {az} Dolap ve pencere menteesi. [DS] 22. {az} Kpek tasmas. [DS] 23. {az} Kolan tokas. [DS] fi1ap raz ate, as. eitli n oktalard an kan ve birbirin i k e s e r e k ayn h e d e fe y a p la n at. | apraz | balar, anat. D iz eklem in in a rk a tarafn d a bulunan iki ba . i apraz kafiye, ed. B ir drtl kte birin ci ile | nc, ikin ci ile drd n c m sralarn o rta k k a fi y e s i,| ap raz ta, At b a l n a taklan pirin ten | y a p lm a rfw .|| ap raz tozlama, biy. B ir ie in b a k a iekten g elen i e k tozlaryla dllenmesi.\\ ap raz yaknlar, B ir kim senin h a la ile day o cu k lar a ra sn d a k i a k r a b a lk ba. aprazlam a, [apraz-la-ma] is. 1. apraz hle getir mek ii. 2. zf. apraz olarak, verevine birbirini ke ser biimde. aprazlam ak, [apraz-la-mak] gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] 1. ki eyi art ya da arp gibi st ste getirmek ya da kesitirmek. 2. ki ayr tr ya da rk birbiri ile dllemek. 3. Dokumaclkta zg ipliklerini ok sayda basit gruplara ayracak biimde birbirine kesitirmek. aprazlam a, [apraz-la--ma] is. apraz duruma gelmek ii. aprazlam ak, [apraz-la--mak] dnl. f i 1. apraz duruma gelmek. 2. (, olay, ortam iin) kanmak, iinden klamaz hle gelmek, aprazlk, - [apraz-lk] is. 1. apraz olma duru mu. 2. apraz olan eyin nitelii, aprazm ak, [ap-ra-z()-mak ?] {az} gsz. fi. [-r] (yi cins tohum iin) toprakta bozulmak. [DS] aprazler, [apraz+l-er] is. Testere dilerinin p./:azln len alet; apraz mastar.

Vurmak; arpmak; kesmek. [Nevy] [DLT] [DS] 5. {eAT} Hcum etmek; saldrmak. 6. Akn etmek; yama ve talan etmek; apul yapmak. 7. {eA T} Yarmak. [DK] 8. {eT} Yapmak. [OKD] 9. {az}v mek. [DS] apm ak2, [ap (yar.) > ap-mak ] {eT} gsz. fi. [-a r ] yi cins amurla svamak. apm ak3, [ap (yans.) > ap-mak ] {eT} gsz. f i [-a r ] Yzmek. [KB] apm ak4, [ap-mak] {az} g s z .f. [ - a r ] (Kpek iin) havlamak. [DS] apm az, [Far. ep rast => apraz > apmaz] {az} is. n ve arka ayaklar aprazlama beyaz olan at. [DS] aprak, -, [Mac. csprg] is. Atlarn zerine rt len bir tr rt; gaiye; haa, {az} (ayn) [DS] a p ra 1, [Far. ep rst] {az} sf. 1. Eri. 2. a. [DS] ap ra2, [Far. ep rast => apra] {az} is. Ayakla r aprazlama beyaz olan at. [DS] ap ra3, [Far. ep rst => apra] {az} is. Gse taklan ss inesi; gm ine. [DS] ap rast, [Far. ep rst (so la s a a dn) c - J J {OsT} {az} sf. apraz. [DS] aprastlam a, [aprast-la-ma] {OsT} zf. aprazlama, aprak, - [Far. ep rst => apraz > apra-k] sf. 1. Sadan sola, soldan saa olmak zere birbiri nin iine gemi; dolak; itiik. 2. zlmesi g ve kark. 3. inden klamaz, apraklam a, [aprak-la--ma] is. zlmesi ve anlalmas glemek ii. apraklam ak, [aprak-la--mak] dnl. f. [-r] aprak duruma gelmek, apraklk, - [apra-k-lk] is. aprak olma durumu. aprak a, [Far. ep rst => apra-ka] {az} sf. a. [DS] apralam ak, [Far. ep rst => apraz > apra-lamak] gl. f . [-r ] apraz olarak yerletirmek; aprazlamak. apram a, [Far. ep rst => apra-ma] is. 1. Kark ve iinden klamaz duruma gelmek ii. 2. Karlkl birbirini kesecek biimde biri dierinin zerinden gemek ii. apram ak, [Far. ep rst => apra-mak dnl. f . [-r ] 1. Kark, anlalmaz, zlmez ve iinden klmaz duruma gelmek; karmakark ol mak. {eAT} (ayn) 2. (p vb. iin) zlmez hle gelmek; karp dmlenmek; kenetlenmek; s kmak. 3. iddetlenmek. 4. ite, f . (Karlkl iki j

m u.

887

apraznari, [Far. ep rst-vr-] {az} is. Kk eki. [DS] aprazvari, [Far. ep rst-vr-] (a p ra zv a :ri:) zf. apraz olarak; aprazlamasna, apr, [rp- / arp- > apr] {az} is. rp. [DS] apsal, [ap-sal] sf. 1. apa ilikin. 2. Bir yzeyi iki e deerli paraya blen, apsam ak, [ap-mak > ap-sa-mak] {eT} gsz. f i [-r ] Yzmek istemek. [DLT] apsz, [ap-sz] sf. m ecaz. Deersiz, nemsiz, zayf, apak, - [amak > apak] {az} is. am aacn dan yaplm su kab. [DS] aptrm ak, [ap-mak (kom ak, y a m a la m ak ) > aptr-mak {eAT} gl. f . 1. Yamalatmak; ya ma ettirmek. 2. Koturmak. 3. gsz. f . {azj Serse rice gezmek. [DS] aptrm , [ap-mak (kom ak) > ap-tr-m] {az} is. Sokak kadm. [DS] aptu rm ak 1, [ap (yans.) > ap-mak > ap-tur-mak] {eT} g l.f. [-u r] 1. Suda yzdrmek. 2. amurla s vatmak. apturm ak2, [ap-mak > ap-tur-mak] {eT} gl. f. 1. Boyun vurdurmak. [DLT] 2. Yaptrmak. [OKD] apuk1, -u [a. apuk a. [DS] apuk2, -u [ap (yans.) > ap-uk] {a z .} is. Alk; el aklamas. S apuk alm ak, {az} A lklam ak. [DS] apuk3, -u [Erme, c apuk] {a z .} is. Az ak el sepeti. apuk4, -u [Far. bk => apuk] {az} zf. abuk; tez. [DS] apukbaz, [Far. bk-bz] {eAT'} zf. 1. abuk; tez. 2. sf. evik. apul1 [ap (yans.) > ap-ul] is. 1. Su vb. sv mad , deler iinde, sallanma ve alkalanma gibi hareket ler sonucunda oluan ya da el ve ayakla oluturulan hareketleri ve bu biimde abalamay anlatan yan smal gvde. 2. {az} Su dolu ukur; obruk. [DS] 3. {az} sf. (Y er iin) sulu; batak. [DS] fi1 apul upul, {az} 1. am ur yznden a y a k la r "ap up s e sler i ka ra ra k. 2. K arm akark. [DS] apul2, [ap-mak (kom ak, a t s rm ek) > ap-ul JjU-] is. 1. Bir yeri toplu hlde basarak yama et me; talan; yama. {eAT} (ayn) 2. Yam a sonucu ele geirilen mal, eya; ganimet. S apul civerm ek, {eAT} apulcu g n d erm ek ; akn ettirmek.\\ apul seirtmek, {eAT} Akn etm ek. apul3, [ap (yans.) > ap-ul] {az} is. Gl ve ay kenarnda yetien ot. [DS] apula1, [Far. pla] ( a u la ) {az} is. 1. Karadeniz p blgesinde giyilen, ham deriden yaplm, ucu sivri {eAT} {az} is. Don

ve kalkk bir tr gnlk ayakkab; yemeni. 2. A yakkab ivisi. 3. Alt kabaral kaba ayakkab. [DS] apula2, [? apula] {az} is. Barts. [DS] apulac, [apula-c] is. apula yapp satan ayakka bc. apulcu, [apul-cu] sf. 1. Yamac. 2. Dman top raklarna yama amacyla saldran aknc. 3. (Kii iin) kaba saba ve krc. 4. siz gsz; serseri, apulculuk, -u [apulcu-luk] is. 1. apulcunun yapt i. 2. Bir yeri yamalama. S apulculuk etmek, 1. B ir y e r i y a m a la m ak ; y a m a c lk yolu y la gein m ek. 2. K a b a s a b a ve krc davranm ak. apuldam ak, [ap (yans.) > ap-ul-da-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-d(u )-yor] Su ya da amur iinde y rrken ayaklar ses karmak; saa sola su ve amur sramak. [DS] apuldatm ak, [ap (yans.) > ap-l-da-t-mak] {az} gl. f . [ -r ] 1. Yemek yerken az aprdatmak. 2. alkalamak. [DS] apullam a, [apul-la-ma] yamalama. is. apul yapmak ii;

apullam ak, .[apul-la-mak] g l . f [ - r ] [-l()-y o r] 1. Yam a etmek. 2. Ganimet almak, apur, [opur > apur] {az} is. 1. Keskin talarla rtl yer. 2. Kee kl. 3. iekbozuu yz. [DS] apurculuk, -u [apul-cu-luk] {az} is. apulcu luk; yamaclk. 0 apuruluk etmek, {az} T ar la a m a k iin orm an yakm ak. [DS] apurt, [aput > apurt] {az} is. Eski bez paras; paavra. [DS] apum ak, [ap-mak > ap-u-mak {eAT} ite, f . [-u r] Birlikte hcum etmek; koumak, aput, [eT. ap-mak > ap-ut > aput] is. 1. Eski bez paras; paavra; {eT} {az} (ayn). [DS] 2. E s kimi, dklm ve skk elbise. 3. Bez. S aput kilimi, {az} n c e erit hlin d e kesilm i b ez p a r a larn dan dokunm u kilim. [DS] aputlam a, [aput-la-ma] burun aknts. [DS] {az} is. Grip; nezle;

ap k 1, - [a. apuk vil;L>-] {eAT} is. Don a. apiik2, - [Far. bk / eT. ap-mak > ap-k] sf. Hzl hareket eden; abuk. a r 1, [ar / r /ir / r / ur / r (yans.)] is. Su ve benzeri akkan maddelerin dkln anlatan kk. {eT} (ayn) [DLT] ar-lan , a r-a -k S ar a r, A karsuyun ka rd ses. a r2, [ar / r /ir / ur (yans.)] is. Dnme, srtnme, barma, alama, tme ve parazitli sesler karma durumlarnda kan sesleri anlatan kk. [Ztilfkar] a r-la -m a k a r3, [r] (a :r) {eT} is. oluk ocuk anlamndaki ar armak ikilemesinde geer. [DLT] "5 a r arm ak , {eT} olu k ocuk.

AR

I M I f flr C tS M .

a r4, [Ar. izr => car / ar] is. 1. Omuzlara rtlen atk; al. 2. {eAT} {az} Ba rts; araf. [DS] 3. {az} Bel ba. [DS] a r5, [Far. ehr / cihar / r jl>] (a :r) {eAT} {OsT} sf. Drt. S r-ak tr, {OsT} H er ta raf; h e r y n ; h e r yan. | r-bli, {OsT} 1. D rt g e. 2. tar. P a d i | a h larn ve dev let byklerinin zerine oturduklar d rt katl ilte.| r-bli-i erkn, {OsT} D o a d ak i | scaklk, soukluk, nem ve kuruluktan ib a ret drt z ellik .| r-cih et, {OsT} D rt ta ra f; drt yan.\\ | r-c -yi ftrat, {OsT} nsan vcudundaki kan, balgam , l e n f ve sa fra d a n ib a ret saylan d rt ge. | | r-em , {OsT} 1. D rt gz. 2. Candan, gnlden istem e ve b e k lem e.| r-be, {OsT} -* arube.|| | r-d arb , {OsT} tasvf. M elm likte sa, sakal, k a ve by ustura ile tra etm e g elen e i.| r| deh, {OsT} 1. On drt. 2. Dolunay.\\ r-dehm , {OsT} On drdnc.\\ r-d ivr, {OsT} D iin y a nm d rt taraf.| r-duvl, {OsT} Ucu drt dilli kr| b a .| r ebr, {OsT} 1. D rt kal. 2. Yeni terle | m eye balay an byk.\\ r-em n, {OsT} D rt halif e .| r-erk n , {OsT} D rt elem an .| r-erkn- | | cuvn, {OsT} tar. P ad iah n zel hizm etini g ren h a s o d ab a, silhtar, u h ad a r ve rik b d ard an ib a ret enderunun d rt byk grevlisi. | r-gh , | {OsT} -* argh. | r-gm e, {OsT} 1. Hzl ve y o rg a | at. 2. ki m eclisin d eki kzm a.| r-ge, {OsT} [ arge.|| r-g, {OsT} D rt k eli a r a p jiyayj.|| r ke, {OsT} E sk i kitaplarn cilt kaplarn n k elerin in d a lm a y a yz tutmas zerine, bu k e le r e sa la m la trm a k iin g eirilen m ein y a d a b a k r k eb e n tler e verilen ad.\\ r-m d er, {OsT} 1. D rt g e. 2. D rt yldz.\\ r-m z, {OsT} K abu klu y e m ilerin ii. | r-m ezheb, {OsT} Snnlik, M alik| lik, afilik ve H an bellik 'ten ib a ret olan d rt slam m ezh ebi.| r-m sr, {OsT} R u bai.| r-m h, {OsT} | | 1. D rt ivi. 2. arm h. 3. B ir erke in d i er er k e k le cin sel ilikiye g irm e biim i.| r-m h-i hayt, | {OsT} H ayatn ve vcudun esasn oluturan drt unsur.| r-p , {OsT} D rt ay ak l.| r-p re, | | {OsT} 1. D rt p a r a . 2. alpara.\\ r-s, {OsT} 1. D rt taraf. 2. D rt taraf olan ey. 3. a r; p a zar-.1 r-eb, {OsT} K adn larn rtnd araf.\\ 1 r-enbh, {OsT} D rdnc gn; a ra m ba . | r| t, {OsT} 1. D rt telli tam bur veya kem en e. 2. D rt ge. 3. D nya.| r-tre, {OsT} 1. D rt telli | tam bur veya kem ene. 2. Dnya. 3. D rt ge. | r| tk , {OsT} 1. D rt k e adr. 2. ardak.\\ r tek bir, {OsT} D rt tekbir; cen az e nam az. | r-y r, | {OsT} D rt d o st.| r-yr, lk d rt h a lifey e b a l | lk; Snnlik.\\ r-yr-i gzn, {OsT} D rt sevgili d o st.| r-yek, {OsT} D rtte b ir; ey r ek .| r| | zebn, {OsT} 1. D rt dil. 2. a len e; geveze. ar6, [Far. r jU-] (a :r) {OsT} is. 1. are. 2. Tula ve anak mlek frn. S r-n -r, {OsT} a re siz ; ister istem ez.

a r7, [Lat. caesar (hkm dar) > Slav, tsesary / tzar => ar] is. Rus ve Bulgar hkmdarlarna verilen unvan. a r8, [eT. er] {az} is. Hastalk; or. [DS] a r9, [? ar] {az} is. Tart. [DS] a r 10, [? ar] {az} is. Saman sepeti. [DS] a r 11, [? ar] {az} is. Bozuk para. [DS] a r a 1, [Far. rejU-] {eAT/ is. are. [DK] a ra 2, [ara] {az} is. 1. Memeli hayvanlarn kzgn lk zamanlarnda ve doum ncesinde diilik or ganlarndan gelen sv. 2. Meni; sperma. 3. Yeni doan yavrunun ilk dks. 4. Dlyatamda yavru-yu saran zar; e; plasenta. [DS] a ra J, [ara] {az} sf. (Et iin) yasz, ince. [DS] ara4, [? ara] {az} is. Kap mandal. [DS] a ra 5, [Ar. carre ^=r => ara] {az} is. Testi. [DS] a ra 6, [ar (yans.) > ar-a] {az} is. Bez paras; eski bez. [DS] S a ra gibi, {az} (B ez iin) in ce ve rk. [DS] arak , - [ar-a-k] {az} is. Ayakyolu; yz numara; tuvalet. [DS] aral, [Ar. caral] {az} is. Az rn veren toprak. [DS] aranbula, [Far. er => ra-(m)+bul-a ? > arambula] {az} is. Ate bcei. [DS] aran , [Ar. caral => aran] {az} is. 1. Az rn veren toprak. 2. Nemli toprak. [DS] a ra 1, [? ara] {az} is. 1. Pekmez oca. 2. ra iin zm ezilen byk tekne. [DS] ara2, [? ara] {az} is. Bir ift kzn nne koulan ikinci koum ifti. [DS] arabu k, [a(r)+ a/buk] ( a rabu k) zf. ok abuk olarak; ok acele olarak, arak , - [ar+ak / ar+ak] {az} is. Da etekle rindeki ta yn. [DS] arb ak 1, - [? arbak] {az} is. Tarla faresi. [DS] arb ak 2, - [? arbak] {az} is. pek veya yn ku ak. [DS] arcavlak , - [ar+cav-la-k] {az} sf. [DS] a r, -c [Far. arh => ar] {az} is. Tekerlek. [DS] arak , - [ar (yans.) + ak (yans.)] {az} is. Da eteklerindeki ta ynlar. [DS] a r a r, [Ar. cercer [DS] a ra r, [ar+ar-] {az} is. Birdirbir oyunu. [DS] arel, [? arel] {az} is. ubuklarla rlen deme. [DS] arube, [Far. r (drt)+ be (a a ) <b^>-jU-] (a :ru :b e) {OsT} is. ereve, aru r, [ar (yans.) > ar+ur / Erme, arrug (alkalan m )] {eT} is. 1. e yaramaz eyler; abur cubur. [DLT] 2. Gereksiz harcama; israf, aru r etmek, 1. B o y e r e h a rca y p bitirm ek; is r a f etm ek; => arar] {az} is. Dven.

s n

i i f f . a

889

_________________________

___________________________ _________________ AR

ziyan etm ek. 2. D atm ak; h o r kullanmak.\\ aru r olmak, B o y e r e h a rca n p gitm ek; ziyan olm ak. | | a ru r yemek, E lin e g e e n i y em ek ; h ib ir e y b rakm adan yem ek. [DLT] ar , [Far. eri => ar] {az} is. eri. [DS] ard a, [Far. r-tk tjlkjU- > ard] {eAT} {az} is. ardak. [DS] ard ah, [Far. r-tk => ardah] {az} is. 1. ardak.

k an lk yolu.\\ re-perdz, (OsT) zm yolunu bu lan ; a r e bu lan .| re-sz, {OsT} a re bulan| ted b ir dnen.\\ re-sz, {OsT} a re buluculuk.\\ aresine bakm ak, zm y olu aram ak, a ra tr mak. | aresi yok, ster istem ez; ne a re. | re| | perdz, {OsT} zm reten, bu lan .| re-yb , | {OsT} zm y o lu bu lan ; a r e bulan. are2, [Far. re ojU-] (a :re ) {OsT} is. Ayrlk.

2. Bir oda ierisinde ayrlm ykseke yer. 3. Bal are3, [Far. re ojU-] (a ;re ) {OsT} zf. Bir kere, kon. 4. Salon. [DS] arem in, [Far. r + Ar, emin (a:rem in ) ard ak 1, - [Far. r (drt) + Ar. tk (direk) JU^U-] {OsT} is. Drt gvenilir kimse; (FIz. Ebubekir, Hz. is. 1. stne sarmak cinsi bitkiler sardrlmak mer,' Hz. Osman, Hz. Ali), suretiyle birka direk ve kafesten olumu glgelik. aresiz, [are-siz] (a;resiz) sf. 1. aresi olmayan. 2. 2. Drt direk zerine kurulmu bahe veya bostan are bulamayan; zm getiremeyen. 3. zf. B a k a kulbesi. 3. tar. mparatorluk dneminde esnaf k a r y olu b u lam ay arak; zorunlu olarak. kontrol eden daire ve bu dairenin elemanlar ile aresizlik, -i [are-siz-lik] (a;resizlik) is. 1. are gmrk dairesine verilen ad. 4. {az} Bir oda iin siz kalma durumu. 2. Elden bir ey gelmeme, de ayrlm yksek yer. [DS] 5. {az} Davarclarm arevi, [Rus. tsarovits] is. arm byk olu veya allarnn yanma yaptklar ilkel yap. [DS] 6. {atahta kacak olan prens; veliaht, z} Odalarn n ksm. [DS] 7. {az} Mutfak. [DS] arg a, [aa > ? arga] {az} is. Bebek. [DS] S ard ak emni, tar. G m rk k on trol memuru. | | ard ak palas, {az} Tem izlik bezi; tahta bezi. [DS] argh, [Far. r + gh (yayla) \SjU-] ( a :r g ;h ) {OsT) is. 1. Drt yn. 2. mz. Trk mziinde bir ard ak 2, - [ar (yans.) > ar-da-k] {az} is. ala numaral basit makam ve dizgesi. S argh p er yan. [DS] desi, Trk m ziinde d o sesin e verilen ad. ardalk, - [ardak-lk] {az} is. ardak. [DS] ardam an, [ardak > arda-man] {az} is. ardak. argala, [? argala] {az} is. Pancar. [DS] [DS] argat, [Ar. izr + kadd -ijL>-] {az} is. Ba rts. ard arb , [Far. r + Ar. zarb (a ;rz a rb ) is. tasyf. Melamlerin zikir srasnda kalplerinin drt darp denilen dzende arpmaya balamas ile ne elenmeleri zerine sakal, sa, byk, kalarm tra etmeleri olayna verilen ad. arda, [Mac. csardas] is. nce yava tempoda balayan daha sonra hzl tempoda devam eden iki veya drt zamanl bir Macar dans, ardeh, [Far. r (drt) + deh (on) { OsT} sf. 1. On drt. 2. is. Dolunay. S1 ardeh-i m asm, On d rt masum (Hz. M uhammet, kz F a tm a ve on iki imam). ard n 1 [ardak > ardn] {az} is. Balkon. [DS] , ardn2, [Ar. cirzavn j j i y r ] {az} is. ri fare. [DS] ardntt, [ardak+n- > ardn] {az} is. Salon. [DS] a re 1, [Far. re jU-] ( a ;re ) {OsT} is. 1. Bir engeli, bir gl amak iin tutulan yol; kar yol; yn tem. 2. zm; tedbir. 3. Kurtulu yolu. 4. Bir has tal iyiletirecek her trl yol; deva. 5. Yardm. 6. Hile.S re-c , {OsT} a re a ra y a n .| re-c | yne, {OsT} a re a ra y a n a y a k r biimde.\\ reger, {OsT} a re bu lm ak isteyen.\\ re-hh, {OsT} a re ara y an .| re-i hl, {OsT} zm y o lu .| | | re-i halas, {OsT} Kurtulu yolu. | re-i tahlis, | {OsT} Kurtulu y o lu .| cre-i teenntts, {OsT} A l | [DS] arg, [? arg] {az} is. Mendil. [DS] arge, [Far. r-ge _>U ( a :rg ;e) {OsT} is. -] 1. Drt keli olan ey. 2. Drt yn; her taraf. 3. Drtgen yemek sofras. 4. Ypranmasn nlemek iin kitap kabnn kelerine konulan bakr gen. 5. Drtgen kesilen aa, ta vb. 6. mat. Ekenar drtgen. a rh 1, [Far. arh / erh j ^ r ] {OsT} is. 1. Tekerlek gibi bir eksen zerinde dnen aygt; ark. 2. Daire sel hareket. 3. {eAT} Gkyz. [YE] 4. ans; talih; baht. 5. {eAT} Felek. 6. m ecaz. Dnmeye devam eden ey. 7. Tef. 8. Ok yay. 9. Elbise yakas. 10. tasvf. Mevlevilikte, sema ederken direk (sol ayak) sabit tutulurken onun etrafndan dndrlen sa ayaa verilen ad. 11. zool. akr doan. 12. {az} Kap mandal. [DS] 13. {az} Deirmen ark. [DS] 14. {az} Aartma ta. [DS] 15. sf. Dnen; devre den. 0 arh -b, {OsT} D n en su ; girdap.\\ arh gh, {OsT} M evlevi dervilerin se m a ya p tk la r yer. | arh - abkes, {OsT} Su ek en a r k ; bostan | d o la b .| arh - bnus, {OsT} Gn dokuzuncu | kat.| arh- ahdr, {OsT} M avi g k kubbe.\\ arh - | atlas-bern, {OsT} Gn dokuzuncu k at.| arh - | devrn, {OsT} D nen g k k u b b e; talih, k a d e r .| | arh - devvr, {OsT} 1. Gkyz. 2. T alih; ksm et;

AR
a n s; kader.\\ arh - esr, {OsT} Giin es ir katm an.| arh - felek, {eAT} 1. Gkyz. 2. D o la b a ben | zeyen gkyz. 3. m ecaz. T alih; baht. 4. D n erken etra fa a te ve kvlcm sa a n d a ir e s e l b ir e n lik f i e in e eskid en verilen ad. 5. E sk i ku m alard a g rlen a r k eklin d eki b ir s slem e esi. | arh- | gaddar, {OsT} Zalim fe le k ; kt talih.| arh - ger | dan, {OsT} l. D n en ark. 2. Dnya.\\ arh- kebt, {OsT} M avi g k k u b b e.| arh - kne-sz, | {OsT} A lt st olm u, kt talih .| arh - nn, M avi [ g k kubbe. | arh - nign, 1. Alt st olmu. 2. Kt | talih.\\ ar- nhiin, D okuzuncu g k .| arh - si| tem kr, {OsT} Zalim talih .| arh urm ak, {eAT} | tasvf. D n m ek; se m a etm ek. [YE]|| arh-zen, {OsT} A rba let a d n d ak i oluklu oku kullanan.

IraiilO ESiM .
3. argo. Para czdan. S ar ekmek, 1. e balam ak. 2. {az} G itm eye hazrlanm ak. [D S]|| ark az, {az} Az byk. [D S]|| ark kart maz, {az} K o le r a hastal. [D S]|| ark rk, Sa lam deil.\\ ark kapm aca, {az} folk. B ir tr oyun. [D S]|| ark rt, {az} H er yz gen olan at. [DS] ark, [ark-] is. ark yapan veya satan kimse, arklk, - [ark--lk] is. ark yapma ve satma ii.

arkl, [ark-l] sf. 1. ar bulunan; ark giymi olan. 2. Anlay ve becerisi yksek kyl. 0 a rkl erknharp, C a h il f a k a t kurnaz k rsa l kesim insan. | arkl mht (mft), {az} Okuyup y a z | m a bilm edii h ld e y a sa la rd a n ivi an layan kyl. a rh 2, [Far. h] {az} is. Lavabo; banyo. [DS] [DS] arh a, [Far. arha 4i-y>-] {OsT} is. 1. Dnen tekerlek. arklk, - [ark-lk] is. 1. ark yapmaya elverili deri. 2. sf. ark yapmak iin ayrlm olan. 3. Be 2. {eAT} Ordu ncs. S arh a cengi, nclerin lirtilen sayda ark kabilecek byklkte olan, yap t sava:\\ arh a girmek, {eAT} S em a etm ek; arksz, [ark-sz] sf. ar olmayan, ark giy dnmek.\\ arh a topu, H a fif top. memi olan. arh ac, [arha-c ^ {OsT} is. 1. arm , [eT. ar > ar-m] {eT} is. Dava; iddia; itiraz. Devriye. 2. tar. mparatorluk dneminde ordunun [EUTS] yryn gvenlik altna almak iin seme sva arnd, [? arnd] {az} is. Salon. [DS] rilerden kurulu drt be bin kiilik nc birlii. 3. arnm ak, [ar (yans.) > ar-m-mak] {az} dnl. f . {eATf nc asker. 4. {az} Kt kadn; fahie. [DS] [-r ] Barmak. [DS] arhacba, [arha-c+ba- ^ 4i-^-] {OsT} is. art, [? art / cart] {az} is. Ate krei. [DS] tar. Grevi genellikle sefer sras devam eden arhac birliinin kumandan, arh ala, [? arhala] {az} is. 1. Paz otu. 2. Pancar. [DS] arhalanm ak, arhalam ak, [arha-la-n-mak 4i-y>-] {OsT} d n l.f. [ -r ] Devriye gezmek; nc olmak, [arha-la--mak 4i-y>-\ {OsT} d n l.f. [-r] Devriye gezmek; nc olmak, arh atun , [? arhatun] {az} is. Kulplu marapa. [DS] arhaveli, [Erme, tsahavel] {az} is. al sprge. [DS] arhevi, [Far. arh + T. ev-i] {az} is. Deirmende, talar dndren arkn bulunduu yer. [DS] arh t, -d [ark (yans.) > ark-t] {az} sf. 1. Ezik; bozuk. 2. Eski. 0 arhdn karm ak, {az} e y a ra m a z h a le getirm ek. [DS] arh i, [Far. arh y?\ (a rh i;) {OsT} is. 1. Dnen; devreden 2. Semavi; kutsal, arh , [ark > arh] {az} is. ark. [DS] ark , - [eT. ar-mak (sarm ak, d olam ak) > ar-uk > ar-k] is. 1. Kenarlar sicim geirilerek kvrlmak, n ucu da ortadan ikiye katlanarak dikilmek sure tiyle ham deriden yaplm, krsal kesimde giyilen bir tr ayakkab. 2. Yoku aa inen araba veya rmorklar frenlemek iin tekerlek ile yol arasna konularak srkletilen oluk eklindeki demir levha. a r i1, [? ari] {az} is. Ekmek. [DS] ari2, [? ari] {az} is. Srlarn kuyruk kl. [DS] arie, [Rus. tsaritsa] is. 1. arlk ynetiminin ban da bulunan kadn. 2. Rus arnn kars. a rk 1, [ark (yans.)] is. Vurma, arpma sonucunda kan sert ses. S ark ark , {az} Sava grlt s. [DS] ark 2, [Far. arh=> ark] is. 1. Makinelerde tekerlek biimindeki hareketli para. 2. Bilei ta. 3. m e caz. Ynetici durumunda olan kii ve kurumlar. 4. Devam eden, ileyen; srp giden ey. 5. Talih, felek, ans. 6. Askerlikte yanak dzende taktik manevra. 7. Birlikte manevra yapan gemilerin daire hareketi izmeleri. 8. Sularn ak hzn lmek iin kullanlan alet. 9. tasvf. Mevlevilikte, sema ederken direk (sol ayak) sabit tutulurken onun etra fndan dndrlen sa ayaa verilen ad; arh. S ark a tutm ak, B ile i ta ile m akas, bak, satr vb. ey le ri bilemek.\\ ark evirm ek, ep eev re dolamak.\\ a rk etmek, 1. O lduu y e r d e dnm ek. 2. as. B ir ktann kan atlarn dan b iri ev resin d e d n e re k y n de itirm ek .| ark dnmek, ler i y o | lunda gitm ek. | a rk evi, {az} D e irm en de talar | dndren arkn bulunduu yer. [D S]|| arkna UKiimak, a rg o. B ozm ak, b e rb a t etm ek; ykmak.\\ ark ke, {az} K a r e ; d rt k e. [D S]|| ark yapm ak, B in icilikte at k s a m esa fed e d a ir e izer eklin d e dndrm ek.

i f a i s o M

.8 9 1

AR

ark 3, [Far. h => ark] {az} is. Lavabo. [DS] ark 4, [Far. arh] {az} is. K iin saklanan elma, armut hevengi. [DS] ark ab, [a. rkab / r + kp] is. 1. Deerli bir tr kuma. 2. pek ya da yn kuak, ark ac, [arha-c > arka-c ^ arkaclk, - [arka-c-lk jU-] {eAT} is. 1. {eAT} is. n nc asker. 2. {az} Dolandrc. [DS] clk. S1 arkaclk etmek, {eAT} S e fe rd e orduya nc l k etm ek. ark adak , - [ark (yans.) > ark-adak] {az} sf. Birdenbire; anszn. [DS] ark ak , - [eT. ahak > arkak] {az} sf. 1. Gev ek; yerinden oynam. 2. is. Da eteklerindeki ta ynlar. [DS] ark ana, [Far. arh-hne] {az} is. Deirmenin tan dndren arkn bulunduu yerin darya alan kaps. [DS] ark at, [Ar. izr-kadd] {az} is. Ba rts. [DS] ark , [ark-] is. Makine ile ileyen gemilerde makine ksmn yneten kimse, arkba, [ark-+ba-] is. t. Vapurda birinci ark. arklk, - [ark--lk] is. 1. arknn ii. 2. arknn meslei. ark 1, [Far. rh => ark] {az} is. Her yz gen olan at. [DS] ark2, [? ark] {az} is. 1. Kk tepsi. 2. Porselen veya bakr tabak. [DS] arkfelek, -i [Far. ark- felek dUs j y r ] is. bot. 1. Dne dne yanan havai fiek. 2. m ecaz. Talih; ka der. 3. tar. Eskiden kale kuatmalarnda kaleden atlan top mermilerine kar kullanlan bir eit si per. 4. Eski kumalarda grlen ark biimindeki ss. 5. bot. Byk, parlak krmz, pembe veya er guvan renkli iekleri olan otsu veya aas bitki ler, (P assiflora). 6. {az} Samanyolu. [DS] 7. {az} Pervane. [DS] 8. {OsT} Dnyay evrenin merkezi olarak kabul eden Baltamyusa ve onu izleyenlere gre Y er ile birlikte onun etrafnda dnen gezegen lerin oluturduu sisteme verilen ad. arkfelekgiller, [arkfelek-gil-ler] is. bot. rnek bitkisi arkfelek olan, ift ta yaprakl, st yumurtalkl, eperden eteneli iki enekli sarmaks bitki ler familyas, (P assiflo ra c ea e). arkt, [ark (yans.) > *ark--mak > ark--t] {az} sf. 1. Eski; bozuk. 2. Sakat. 3. is. Kt kadn. [DS] arkl, [ark-l] sf. ark olan; ark bulunan, arko, [Far. r-ge] {az} is. Mendilin apraz iki kesi birletirilerek yaplan gen biim. [DS] arke, [Far. r-ge is. -* arge. arksz, [ark-sz] sf. ark olmayan; ark bulunma yan.

arkue, [Far. ar-gue

y?-\ is. -* arge.

arkyel, [ark+yel] {az} is. Kayseri yresinde ku zeyden esen rzgra verilen ad; poyraz. [DS] arlam ak , [ar (yans.) > ar-l-mak] (arla:mak) {eT} gsz. f. [-r] 1. Alamak; szlamak; barmak; crlamak. [DLT] 2. armak. [EUTS] 3. Seslenmek, arlan, [ar (yans.) > ar-la-n] {az} is. Kuvvetli akan su. [DS] arlan m ak 1, [Ar. izr => ar-la-n-mak]

dnl. f.

[-

r] al rtnmek.
arlanm ak2, [ar-la-n-mak] {az} dnl. f. [-r] Paslanmak. [DS] arlam ak, [ar (yans.) > ar-la--mak] {eT} ite, f. [-ur] Hkrarak alamak; barmak. [DLT] arlatan, [t. ciarlatano] (arlatan) is. Kendi maln verek mterilerini aldatan kimse; arlatan, arlatm ak , [ar (yans.) > ar-la-t-mak] {eT} gl. f. [ur] Hkra hkra alatmak. [DLT] arlg, [yarl > ar-l] {eT} is. Emir; yarlk; buyruk. [OKD] arlk 1, - [ar-lk] is. 1. ar olma durumu. 2. ar ile ynetilen lke. arlk2,-- [Ar. izr => ar-lk]

{az} is. Kaputbezi.

[DS] arliston, [ng. charleston] is. 1. kinci Dnya Savandan sonra Avrupada yaygnlaan bir dans tr. 2. argo. Zppe. 3. Sivri ulu, uzun ve kaln bir bi ber tr. arm az, [Far. r + maz (sert kabuklu yemi ii) jxy -\ (a:rmaz) > arm ak 1, 1. (Ar hasta iin) rpnmak; abalamak. 2. ar mak. [DS] arm ak 2, [ar > ar-mak] {eT} is. oluk ocuk anlamna gelen ar armak ikilemesinde geer. [DLT] arm ak , - [Far. r-mih] {az} is. Merdiven. [DS] arm an , [Sansk. carman] {eT} is. Bir tr deri hastal . [EUTS] arm h, [Far. r

{O is. bot. Ceviz. sT} [r-mak] (a:rmak) {az} gsz. f. [-r]

(drt) +

mh

(ivi)

is.

1. p

cambazlarnn zerinde gsteri yaptklar ip ve onu tutan kazklar. 2. Birbiri zerine apraz konmu iki tahtadan ibaret daraac. 3. Hz. sa(as)m armha gerilmi olarak gsterildii ha. 4. Dokumaclkta, dayankl bir gvde zerine bal iki koldan mey dana gelmi bir ile rpma arac; kollu sehpa. 5. dnz. Ana direkleri ve gabya ubuklarn yandan tu tan kaim halatlar. 6. {az} Elbise kurutmak iin ya plm ask. [DS] arm hl, [armh-l] {az} sf. ri yapl; gsterili. [DS] arm k 1, - [Far. rmh armh. 2. => armk]

is.

1.

dnz.

Serenleri ve gabya ubuklarn dik

AR

M { i S M .
a rp a n 1 [arp-mak > arp-an] is. 1. arpmak iini , yapan. 2. mat. Bir arpma ileminde arplan say larn veya cebirsel ifadelerin her biri. 3. ekon. Bir yatrmn art miktarnn toplam gelir zerinde et kisini gsteren kat say. 4. {az} zool. arpan bal . [DS] S arp an bal, zool. Serin ve lk deniz lerd e y a a y an y zge d iken leri o k z eh irli bir tr balk, (T rachinus d raco). | arp an lara ayrm a, | m a t B ir sayy veya c e b ir s e l ifaden in kendisin i a rp m a su retiyle m eydan a g e tir e b ile c e k sa y la ra a y r a r a k a ra la rn a a rp m a iaretini koym a. arp an 2, [arp-an] {az} is. Kadn. [DS] arp an J, [arp-an] {az} is. Engebeli arazi. [DS] arp an 4, [arp-an] {az} is. Kk saman sepeti. [DS] arp an, [Far. rpre => arpana > arpan] {az} is. alpara. S arp an alm ak, {az} a b a la m a k ; uram ak. [DS] a rp a n a 1 [Far. rpre jVjW-] is. 1. Kolan, ukur , gibi eyleri dokumakta kullanlan, kelerinde birer delik bulunan tahta vb. malzemeden yaplm, drt ke kk levha. 2. Ensiz kilim. 3. {az} Drt be metre boyunda yn kuak. [DS] arp an a2, [Far. rpre jIjjU-] {az} is. 1. Sahan ka pan andran ve birbirine vurularak alman byk zil. [DS] 2. {az} Zilli def. [DS] 3. {az} Eski ayak kab. [DS] 4. {az} Eski deri paras; deri paralar. [DS] 5. {az} Araba tekerleine konulan sert tabla. [DS] 6. sf. Serseri; avare. 7. (Kadn iin) fahie; orospu. S arp an a yzl, {az} K a r a kuru ve i e k bozuu yzl. [DS] arp anak , - [arp-an > arp-an-ak] {az} sf. 1. arpk bacakl. 2. Selden korunmak iin evlerin nne yaplan eik kgir duvar. [DS] a rp a ra , [Far. rpre (drt p a r a ) jVjM {Os T} is. -* alpara. arpak, - [arp-a-k] {az} is. Sulu amur. [DS] arpauh, [apra-k > arpauh] {az} sf. Dolak; kark. [DS] arp , [arp] {az} sf. Eri. S arp dezgh (tezg h), {az} E ri h a lla r dzeltm ekte kullanlan h a l c a ra c. [DS] arp 1, [arp-mak > arp-] is. mat. 1. arpma ile minin yaplacan belirten ( x ) iareti; zarp, (1937). 2. Flarc duvara mala ile hzla savurup arpmak suretiyle yaplan kaba sva; arpma sva. arp 2, [arp-] {az} is. 1. nce uzun srk; rp. 2. Pekmez kaynatrken, kazandaki ray tarmamak iin kullanlan ubuklar. [DS] arp 3, [arp-]
{az}is.

tutan elik halatlar. 3. Bir direi veya vin gibi bir makineyi dikine tutmak ya da ykn etkisi ile dev rilmesini nlemek iin zt ynde ekilen kar ko yucu elik halat. 4. {az} Yelkenli kayk direkleri nin evresinde bulunan ip veya teller. [DS] 5. {az} Kk at ivisi. [DS] 6. {az} Yklmamas iin direklere, aalara vurulan destek. [DS]' 7. mim. Boyunduruklarn altna ve stne ha biiminde apraz olarak ivilenen desteklere verilen ad; ku aklama. 8. {az} Dzen. [DS] 9. {az} Yetenek. [DS] 10. '{az} Mal; mlk. [DS] 11. sf. Gsterili. S arm k aya, {az} dm . K peteye ba lan an iple r i tutan halka. [D S]|| arm k demiri, {az} dnz. K p eted en gem inin teknesine ivilen en d elikli d e mir. [DS]|[ arm kta kalmak, {az} Sknt iin de kalm ak. [DS] arm k2, - [eT. armak] {az} is. oban yama. [DS] arm k3, - [yar-mk > ar-mk] {az} is. Aa ta la. [DS] arm k4, - [ar-mk] {az} is. Dar yol. [DS] arm klam ak, [eT. armak > armk-la-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [-()-y o r] oalmak. [DS] arm klanm ak, [armk-la-n-mak] {az} dnl. f . [r] (Tohum iin) baak karmak; ccklenmek. [DS] arm uk, -u [Far. armh j^ jU ] {eAT} is. armh. S arm u k aya, {az} dnz. K peteye ba lan an ip leri ttan halka. [D S]|| arm uk ta kalmak, {az} Sknt iin d e kalm ak. [DS] arn aar, [Far. r (are) + n (yok, deil) + r (aresiz) jU-UjU-] ( a rn a : a :r) zf. ster istemez; aresiz olarak, arn ak , - [Far. armh => amak] {az} is. Fasulye sr. [DS] a rp 1, [arp / erp / rp / irp (yans.)] is. Sv ya da kvaml maddeler iinde kendi kendine ya da el ve ayakla oluturulan hareketler srasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] a rp urp, arp-ala-m ak, a rp -a -k a rp 2, [arp / erp / rp /irp (yans.)] is. Anszn kuvvetlice vurma, vurarak kesme ve bu biimdeki hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] a rp -k urp-uk, arp-an , arp-an -ak, arp-m ak, arp-n-t a rp 3, [arp] {az} sf. Geligzel izilmi; eri. [DS] arp a, [Far. r-p / rv IjU ] ( a :r p a :) {OsT} is. 1. Drt ayakl hayvan. 2. Yk tayan hayvan, arp ag, [Yun. arpag / arp-mak > arp-a] {az} is. Bir diree taklm yuvarlak ve kk balk a. [DS] arp ala, [? arpala] {az} is. Az geni alt dar tencere. [DS] arpalam ak, [alp (yans.) > alp-a-la-mak] {az} g l.f. [ - r ] [-l()-y o r] alkalamak. [DS]

Kilim; yayg. [DS]

arp 4, [arp-] {az} is. Beyaz badana topra. [DS] S arp topra, {az} B ey a z b a d a n a topra. [DS]

* 0 1 . 8 9 3

AR

arpcak, [arp-acak > arpcak] is. Ta ilemecili inde kullanlan az geni eki, arpc, [arp-c] sf. Ar derecede dikkat eken; artc; nemli, arpk, - [arp-mak > arp-k] sf. 1. arplm; dzgn olmayan. 2. Bir yana doru eilip bkl m olan. 3. Amacndan sapm; olmas gereken nitelikleri kaybetmi. 4. (Dnce iin) akla ve manta aykr. 5. Felli. 6. (Ahap iin) nem ora nnn deimesi ile liflerinde ekme olmu ve dz gnln kaybetmi. 7. zf. Bozuk bir biimde, arpk ayak, B ast y e r e uursuzluk getird i in e inanlan kimse.\\ arpk urpuk, o k arpk, e ri brii. arpka, [arpk-a] sf. Biraz arpk olan, arpklam a, [arpk-la--ma] is. arpk bir durum alma eylemi. arpklam ak, [arpk-la--mak] dnl. f . [-r ] ar pk bir durum almak, arpklatrm a, [arpk-la--tr-ma] is. arpk du ruma getirmek ii. arpklatrm ak, [arpk-la--tr-mak] gl. f . [-r ] arpk duruma getirmek, arpldk, - [arpk-lk] is. 1. arpk olma durumu. 2. arpk olan eyin nitelii. 3. Bozukluk; dzen sizlik; amaca ters ileme. 4. Nispetsiz, arplan, [arp-l-an] sf. 1. arpma iinin etkisinde kalm olan. 2. is. mat. Bir arpma ileminde bir sa y ile arpma yaplan ilk say; arpanlardan ilki ve ya byk olan, arplm a, [arp-l-ma] is. 1. arplma eylemi. 2. arpk duruma gelme, arplm ak, [arp-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. arpma eyleminden etkilenmek. 2. arpk duruma gelmek; biimi bozulmak; yamrulmak; eilmek; bklmek; yana yatmak. 3. ok etkilenmek; akna dnmek. 4. Fel geirmek; (fel hastalnn sebebi olarak gsterilen inana gre) cinlerin hmna uramak. 5. Elektrik akmnn etkisinde kalarak fiziksel zarar grmek. 6. argo. Aldatlmak; paras alnmak; so yulmak. arp m 1, [arp-m] is. mat. Bir arpma ileminde sonu. S arpm cetveli, arpm tablosu, B irden o n a k a d a r olan say larn birb iri ile arpm n g s teren cetvel, P is a g o r cetveli.\\ arpm arpm a r pnmak, {az} K en dini o k yorm ak. [DS] arpm 2, [arp-m] {az} is. Beyaz badana topra. [DS] arpm 3, [arp-m] {az} is. Tutam; deste; kme. [DS] arpnlam ak, [arp-mak > arp-m-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l()-y o r] Badana topra ile badana yapmak. [DS] arpnm a, [arp-m-ma] is. arpnmak ii. arpnm ak, [arp-n-mak] dnl. f . [-r ] 1. Kendini

saa sola arpmak; tela gstermek. 2. Bir ii ger ekletirmek iin birok yere ba vurarak ura mak; didinmek; rpnmak, {az} (aym) [DS] S arpnp rpnm ak, {az} o k rpnm ak. [DS] arp n t1 [arp-mt] is. 1. Bir boru iinden geen , svlarn ak hzndaki deiikliin yapt sarsnt. 2. Heyecan, korku gibi sebeplerle kalp vuru dze nindeki deiiklik ve art. arpnt2, [arp-nt] {az} is. alnm eya. [DS] arpm tJ, [arp-nt] {az} is. Toprak damlarda, toprak altna denen kuru aa dallar. [DS] arpntl, [arp-m-t-l] sf. 1. arpnts olan. 2. Kalp atn deitirecek lde heyecanl, telal, arpntsz, [arp-n-t-sz] sf. 1. arpnts olmayan. 2. Sakin. arp, [arp-mak > arp-] is. arpmak eylemi veya biimi. arpdurm ak, [arp--dur-mak] {eTj g s z .f. [-u r] 1. Gezip tozmak. [DK] 2. rptrmak, arpk, - [arp--k / arp-a-k] {az} sf. Zik zakl. [DS] arplm a, [arp--l-ma] is. Karlkl veya birlikte arpmak ii. arplm ak, [arp--l-mak] edil. f . [-r] arpmak eylemi yaplmak; sava yaplmak; dv yaplmak, arpm a, [arp-mak > arp--ma] is. 1. Karlkl arpma eylemi. 2. as. ki ordunun baz birlikleri arasnda kan kk apl sava; atma; vuru ma; msademe. 3 . fiz . ki ya da daha ok hareketli cisim arasnda hareketlerinin ynn ve hzn de itirecek etki, arpm ak, [arp-mak > arp--mak] ite, f . [-r] 1. Karlkl birbirine arpmak; vurumak; tokumak. 2. (Dman birlikleri ile) kk apl sava yap mak; atmak; vurumak; msademe etmek. 3. (Dnce, gr iin) stn gelmeye almak. arptrm a, [arp--tr-ma] is. arpmak iini yap trma. arptrm ak, [arp--tr-mak] gl. f . [-r ] 1. ar pmak iini yaptrmak. 2. {az} Dvmek. [DS] arptlm a, [arpt-mak > arp-t-l-ma] is. arpk duruma getirilmek ii. arptlm ak, [arp-t-mak > arp-t-l-mak] edil. f. [r] 1. Biimi ve grnts deitirilmek. 2. m ecaz. Gerek nitelii veya doruluu giderilmek; bozul mak; deiik biime sokulmak, arp tm a, [arp-t-ma] is. arpk hle getirmek ii. arptm ak, [arp-mak > arp-t-mak] gl. f . 1. Bir eyin biimini ve grntsn deitirmek, boz mak; arpk hle getirmek. 2. Bir olayn veya du rumun gerek niteliini deitirmek, yok etmek; yanl biimde yorumlamak; arptrmak. 3. {az} Emek. [DS] arpik, -i [arp-k] {az} sf. Ksa boylu; bodur. [DS]

A R

I M IM J S M .8 9 4

arpinm ek, [arp-n-mak] {az} dnl. f . [ -ir ] ok heyecanlanmak. [DS] arplam ak, [arp-la--mak] {az} dnl. f . [-r] (Y a aatan kesilen tahta iin) kuruyunca ekseni evresinde bklmek; arplmak. [DS] arpl, [arp-l] {az} is. evresi dzeltilmi yap ta. [DS] a rp m a 1, [arp-ma] is. 1. arpmak eylemi veya i lemi. 2. mat. arpan ve arplan ad verilen iki sa ydan arpm ad verilen nc sayy elde etme ilemi. 3 .fiz . Hareket hlindeki bir cismin baka bir cisme hzla dokunarak ktlesinden ve hzndan do lay uygulad fizik etki. 4. balk. Balk srleri arasna daldrldktan soma hzla ekilmek suretiyle balk yakalamaya yarar ok ineli bir tr olta. 5. Svay mala ile duvara hzla atarak yaplan bir sva ii. 6. Trk mziinde asl notalarn arama skt rlm ve usul bozmayan kk fazlalk. 7. {az} nme; fel gelme. [DS] 8. Vurarak, takma gibi ya plm kabartmal gm eyalara verilen ad. 9. sf. arplarak yaplan. S arpm a iareti, arpm a ilem in de ku llan dan a rp (X ) y a d a (.) ia retleri.| | arp m a yol, {az} T al yol. [DS] arp m a2, [arp-ma] {az} is. Yanltma. [DS] arp m ak 1, [arp-mak |g l .f i [ - a r ] 1. (Bir eyi) hzla bir yere vurmak. 2. Hzl kapatmak. 3. (Elekt rik akm iin) etkisinde brakmak. 4. (Hava, rz gr, souk, gne iin) hasta etmek. 5. Dvmek, tokat vurmak. 6. (Cin, eytan vb. iin) etkisi altna almak. 7. Hzla sva atmak. 8. Hareket hlindeki bir cisim, baka bir cisme hzla vurarak ktlesinden ve hzndan dolay fizik etki uygulamak. 9. mat. Bir sayy ikinci bir say kadar toplamaya dayanan ma tematik ilemini yapmak. 10. Olumsuz bir davran yz yze sylemek; hatrlatmak. 11. (Kalp iin) atlar hzlanmak ve at gc ykselmek. 12. {eAT} Svamak; srmek; bulatrmak. 13. {eAT} Yam a etmek; baskn yapmak. [DK] 14. a rg o al mak; kandrmak; el abukluu ile almak. arp m ak 2, [eT. ap-mak > arp-mak] {az} gl. f . [a r ] At koturmak. [DS] arptr, [arp-tr-] is. arptrma eylemi ve biimi, arp trm a, [arp-tr-ma] is. arpma eylemini yap trma ii. arp trm ak , [arp-tr-mak] gl. f . [ -r ] 1. arpma eylemini yaptrmak. 2. Bir eyin baka bir eye arpmasna sebep olmak. 3. Yankesiciye para, cz dan vb. eylerini aldrmak; kaptrmak. 4. arpk duruma getirmek; arptmak, arpuh, [arp-k > arpuh] {az} sf. Eri; arpk. [DS] arpuhlu, [arpk-l > arpuhlu] {az} sf. (Ekin iin) clz. [DS] arpuk, -u [arp-mak > arp-uk] {az} sf. 1. Eri; arpk. 2. Yalanc. [DS]

arpul, [arp (yans.) > arp-ul] is. Sv ya da kvaml maddeler iinde kendi kendine ya da el ve ayakla oluturulan hareketler srasnda kan sesleri anla tan yansmal gvde. S arpul urpul, {az} (Kap iin de sa lla n a n su iin) a rp u r p s e s i k a ra rak. [DS] arputurm ak, [arp--tr-mak] {az} gl. f. [-u r] Tokatlamak. [DS] a rs 1, [ars (yans.)] {eT} is. arpma, vurma sesini anlatan yansmal kk. S ars ars, Ses belirtir; a t at. [DLT] | ars ars urm ak, Vcudunun n ere | sin e d en k g e lir s e a t a t vurmak, dvm ek. [DLT] ars2, [ars] {az} is. Sis. [DS] arsu, [Far. r (drt) + s (yn) ar. [YE] araf, [Far. der+eb (g ec e rts) is. 1. {eAT} is.

Yataa serilen ve yorgana kaplanan pamuklu ku matan rt. 2. Eskiden kadnlarn giydii uzun sokak kyafeti. 3. Byk boy sigara kd. S a r afa brnm ek, {OsT} (G en kz iin) eskiden on iki on y a m a g eld ik lerin d e a r a f ad verilen rt ile rtnm eye balamak.\\ arafa dolamak, ( ve konu iin) karm ak, iinden klm az duru m a g elm ek ; beeeremenek.\\ arafa girmek, (Yeni y etien g en k z lar iin) a r a f rtnm eye b a la m ak.| arafa sokmak, (Y en iy etien g en kz iin) | a r a f giydirm ek. | a ra f araf, (G azete, m ektup | vb. iin) o k uzun; o k sayfal.\\ araf gibi, 1. (Deniz, g l vb. iin) dalgasz, durgun. 2. (Kt, m en dil vb. iin) byiik boy. | araf kadar, G ere | in den veya o lm as g erek en d en d a h a byk. araf, [araf-] is. araf reten ya da satan kimse. araflk, - [araf--lk] is. araf retme ya da satma ii; arafnn meslei, araflam a, [araf-la-ma] is. 1. araf kaplama ey lemi. 2. Baarsz olma eylemi, araflam ak, [araf-la-mak] gl. [-r ] [-l()-y o r] 1. (Yatak, yorgan iin) araf geirmek; arafla kap lamak. 2. gsz. argo. Baarsz duruma dmek; becerememek; kt duruma dmek, araflanm a, [araf-la-n-ma] is. 1. (Yatak, yorgan iin) araf geirilme; arafla kaplanma eylemi. 2. araf rtnme. 3. araf edinmek ii. araflanm ak 1, [araf-la-n-mak] edil. f. [ - ] 1. (Yatak, yorgan iin) araf geirilmek; arafla kaplanmak. 2. dnl. f . araf rtnmek. 3. araf sahibi olmak; araf edinmek; arafl hle gelmek, araflatm a, [araf-la-t-ma] is. 1. araf geirtme veya kaplatma ii. 2. a rg o. Birini zor duruma d rmek ii. araflatm ak, [araf-la-t-mak] gl. f . [ -r ] 1. (Y a tak, yorgan vb. iin) araf geirtmek; araf kap latmak. 2. (Bir kadn veya kz iin) arafa girme

lllt ll[ f il. 8 9 5

AR

sini salamak; buna zorlamak. 3. argo. Birini zor duruma drmek, arafl, [araf-l] sf. 1. (Yorgan, yatak vb. iin) ar af kaplanm veya- rtlm olan. 2. (Kii iin) araf giyinmi olan, araflk, - [araf-lk] sf. araf yapmna uygun, arafsz, [araf-sz] sf. 1. araf olmayan. 2. (Kadn iin) araf giymemi. arak 1 - [eT. aha-k (g ev ek talar) > arkak / , aralc / arak] {az} is. 1. Yamalardan aa doru akarak eteklerde biriken akl yn. 2. Ka yalk yama yer. 3. Uurum. 4. Ufak akl talar ile rtl yer. [DS] arak2, - [a (yans.) > a-()-ak > arak] {az} is. alayan. [DS] aram ba, [Far. r (drt) + enbih (giin) vA ;U -] is. Sal ve perembe arasnda kalan gnn ad. S a r amba kars, 1. (K adn iin) s a b a dank, st ba p erian . 2. m ecaz. C ad ; sihirbaz. | a r | amba pazar, K a rm ak ve d a rm ad a n k (yer). | | aram ba pazarna evirm ek, B irin i iyice dvp yzn gzn kan iin de brakmak.\\ aram b a dr aram b a demek, D ncesinden ve inadn dan vazgem em ek. aranga, [? aranga] {az} sf. Uyarlara kulak as mayan; sz dinlemeyen; bildiini okuyan. [DS] areb, [Far. r-eb af. arenbih, [Far. r-enbih (drdnc gn) -u^ijU-] (a :ren bih ) {OsT} is. aramba gn, ar, [Far. ehr (drt) + s (taraf) -* ar / > aru] is. ehir ve kasabalarda pek ok dkknn bir arada bulunduu al veri yeri. S ar aas, arnn dzenini sa la m a k la g rev li kii. | ar | ekmei, E v d e yaplm am , a rd a k i frn la rd a n satn alnm ek m ek ; fr a n c a la . | ar tulas, B o | yutlar alt p a r m a k o lan g en i tula. arl, [ar-l] is. Esnaf. arr1, [Far. cahcir] {az} 1. ilemeli dar alvar. 2. donu. [DS] arr2, [Far. cahcir] {az} is. Kmes hayvanlarnn ve kularn ayandaki tyler. [DS] arr3, [Far. gavsir / Ar. avr] {az} is. bot. Kr larda yetien, susuzlua dayanan bir ot. [DS] arrlk, - [arr3-lk] {az} is. arr otunun bol olduu yer. [DS] arov, [araf] {az} is. araf; rt. [DS] aru, [Far. gavsir] {az} is. Yeilken ac, sararnca tatllaan, hayvanlara yedirilen bir ot. [DS] arut, -du [eT. aut > arut] {az} is. Sezdirme den denetleyen kii. [DS] a rt1, [art / rt (yans.)] is. Kaba bir ekilde tmeyi, barmay anlatan kk. [Zlfkar] a rt kuu. 0 a rt ( a :r eb ) {OsT} is. ar

kuu, {az} zool. D iken a ra la rn d a g ezen b o z ren k li k k b ir ku; a l tle en i; a k g erd an l tleen, (Sylvia com m unis). [DS] a rt2, [art] {eT} is. Para. [DLT] fi1 (bir) a rt algu, {eT} B ir p a r a a la c a k .| a rt urt, {eT} H er eyin | u fa ; dknt. [DLT] a r t , [art] {az} is. Sularn getirdii rp. [DS] arta, [Far. r (drt) + tr (saz teli)] {OsT} is. Eski den kullanlan drt telli, perdeli bir tr telli saza verilen ad. artak , [Far. r (drt) + tak (direk)] (a .rta .k ) {eAT} is. Drt ke adr; ardak, artan , [? artan] {az} is. Uurumun dibi. [DS] arter, [Lat. chartula > ng. to charter (kiralam ak)] (artr) is. 1. Bir turizm kuruluunca kiralanan uak. 2. Hava tamaclnda dzenli olmayan hizmetler iin yaplan kiralama szlemesi. 3. De niz tamaclnda yer ayrtmal navlun szleme si. artk, - [? artk] {az} is. Boya iin dalyanlarda kullanlan kayk. [DS] arub, [Far. rb v Jj^-] (a .ru .b ) {OsT} is. Spr ge. S rflb-fr, {OsT} Sprge y a p an ve satan kim se. | rb-ke, {OsT} -* arubke.|| arubke, | 1. Spren. 2. T ekke eyhi. | rb-zen, {OsT} Sii| priic. arub, [Far. rb + Ar. - ^ jj^ -] ( a ;ru ;b i;) {OsT} is. Hayr kuramlarndaki temizlikilere verilen ad; sprc. aru ca, [? aruca] {az} is. Turu veya sirke kab. [DS] arug, [Far. ru ^j^-] (a.ru ) {OsT} is. ark. aru h 1, [arak > aruh] {az} is. Demir saban. [DS] aru h 2, [aralc > aruh] {az} is. ark. [DS] aru k, [aruk] {eT} is. 1. ark, {az} (ayn) [DLT] [EUTS] [DS] 2. Ik, aruke, [Far. r-ke jiS 'jjU ] {OsT} is. Tekke eyhi. aruklam ak, [aruk-l-malc] (aru kla;m ak) {eT} g l f . [ - r ] 1. arklamak; ark giydirmek. 2. ark bo yuna nispet etmek. [DLT] aruklanm ak, [aruk-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] ark giymek. [DLT] aruklug, [aruk-lu] {eT} sf. arkl. [DLT] arukluk, [aruk-luk] {eT} is. ark yaplmak zere ayrlm deri. [DLT] arun, [arn / nk / nk] (aru:n) {eT} is. bot. nar aac, (P latanus orien talis). [DLT] aru t, -du [Erme, arut / art] {az} is. Ate krei. [DS] ar k, - [r-k] {az} sf. rk. [DS] arke, [? arke] {az} is. Terlik; ayakkab. [DS]

{O sT}

AR
ar m , [Far. rm pU-] dnc. arm in, [Far. rmn uyjW-] Drdnc. ary ar, [Far. r

I M

C E S

(a.rm) { O } sf. sT

Dr

agr2, [Far. cahcir] {az} is. 1. Yrtk, eski psk elbise. 2. lemeli dar alvar. [DS] agrJ, [Far. cahcir] {az} is. Kmes hayvanlarnn ayaklarndaki telekler. [DS] agu, [a-u / aa-u] afen, [? afen]

(a:rmi:n) {O sf. sT} (dost)


jIjjU-]

(drt)

+ yr

{O T s }

(a:ya:r) is. Drt dost; (F[z. Ebu Bekir, Hz. mer, Hz. Osman, Hz. Ali). S ryr- gzn, lk drt halife.
ary ari, [Far. ryri lSj^j^-] aryek, [Far. r

(a:rya:ri:) {O is. sT} (bir) ijj.L*-] (a:yek) (a:rzarb)

Drt halifeye ballk; Snnlik,

a r1 [Sansk. , {eT} is. Byk adr; ala sayvan. [DLT] ar2, [Far. cahcir => ar => r] (a.r) {az} 1. Geni pantolon; alvar. 2. Kldan dokunmu bez. 3. donu. [DS] ar% [r] (a:r) {az} is. Etraf dzeltilerek at zerine denen aa. [DS] ar4, [Far. gavsir / Ar. cavir => ar > r] (a:r) {az} is. bot. 1. Krlarda yetien, susuzlua dayanan bir ot. 2. Dere otuna benzer, yemei yap lan bir ot. 3. Yaban pancar. [DS] ar5, [r]

{eT} is. Hayat, {az} is. Pencere kafesi. [DS] chattra (krala ait) => r] (a:r)

(drt) +

yek

{O is. Drtte bir; eyrek, sT}


arzarb , [Far. r-zarb / r-darb

{O sf. tasvf. sT}


edilmi. asa, [? asa]

Sa, sakal, byk ve kalar tra [DS]

{az} is. ahin.

(a:r) {az} is. Bo

gezen. [DS]

asar, [Lat. caesar > Mac. zaeszar => sr jL-U-]

(a.sa.r) {O is. 1. Osmanllarn Viyanada otu sT} ran Alman imparatoruna verdikleri unvan; kayser. 2. Rus ar.
as, [*a-mak > as-] {eT} atma; iftira. [EUTS] [Gabain]

aran, [a (yans.) > a-r-an] {az} is. Geni ve yuvarlak yapraklarndan sarma yaplan bir tr ot. [DS] ardam ak, [a

is.

(yans.) > a-r-da-mak] {az} gsz.f. [-r] [-d()-yor] (Kuru yaprak vb. iin) birbi
rine srtnerek crdamak. [DS] ses karmak; hrdamak;

Leke srme; amur

asu rm ak, [*a-mak > as-ur-mak / aurmak] {eT} gl. f. Leke srmek; amur atmak; iftira etmek. [EUTS] [Gabain] asut, [as-ut] {eT} [EUTS] [Gabain]

arm ak, [a-r-malc / as-ur-mak] ftira etmek; haksz yere sulamak. at1, [au-r-mak

{eT} gl. f. [-ur]

is.

ftira; kara alma; karalama.

(sulamak) >

aut > at o*i^-]

a 1, [a (yans.)] is. Kaln bir hrt ve srtnme sesini anlatan kk. [Zlfkar] a-r-da-mak a2, [a] a3, [Far.

{eT} is. Firuze; Trk mavisi. jiUr] (a:) {O sT} is. Harmandaki tahl

1. Casus. {eAT} {az} (ayn) [DS] 2. {az} Dedi kodu yaparak ara bozan; laf getirip gtren kii. [DS] at2, [a-t] {az} is. zm. [DS] at, [at-]

is.

{az} is. Gzetleyici.

[DS]

yn; cec, e. a4, [ca / a] {az} is. Msr unu ile yaplan ocuk mamas. [DS] aa, [? aa] {az} is. am aacnn kuru dallar. [DS] aak 1, - [eT. caha-mak > a-k] (a:ak) {az} sf. 1. Eskimi. 2. Paralanm; dalm. [DS] aak2, - [a

atlam a, [at-la-ma] is. 1. Casusluk yapmak ii. 2. Dedikodu yaparak ara bozmak ii. atlam ak, [at-la-mak] gl. f. [-r] [-l()-yor] {az} 1. Casusluk yapmak. 2. Dedikoduculukla, laf tamakla ara bozmak. [DS] atlk, - [at-lk] is. 1. Casusa davran; casus luk. 2. Kiiler arasnda laf tayarak ara bozuculuk yapma. ak a1, [? aka]

(yans.) > a-()-a-k > ak] (ca:ak) {az} is. 1. Yamalardan akarak birikmi [eT. *caha-mak > -a-mak] (a:amak) {az} gsz. f. [-r] [-()-yor] Yklacak duruma {az} sf. Dedikoducu.
[DS]

{az} is. Bebek; ocuk.

[DS]

ta ynlar. 2. alayan. [DS] aam ak,

gelmek. [DS] aara, [a-ar-a] aarat, -d [a + Ar. avret => arat] (aa.rat) {az} is. 1. Huysuz, kavgac kadm. 2. Ahlksz ka dn; afte. 3. Dedikoducu. 4. Beceriksiz, akn kadn. [DS] ag r1, [Far. gavsir] {az} is. Krlarda yetien, su suzlua dayanan bir ot. [DS]

aka2, [? aka] {az} is. Byk yayg. [DS] 0 aka aparak a, {az} (I iin) iyi yaplmam. [DS] ak ar, [? akar] {az} is. Tal ve kumlu. S ak ar tarla, {az} Tal ve kumlu tarla. [DS] alak, - [oa-la-mak ? > ala-k] {az} is. 1. Balk alarn serip kurutmaya yarayan ykseke ardak. 2. Ar ykleri kaldrmakta kullanlan, or tasnda makara bulunan ayakl aygt. [DS] am ak 1 [*a-mak] {eT} gsz. f. [-ur] ftira etmek; , karalamak; haksz yer sulamak. [Clauson] am ak2, [a-mak]

{az} is. ocuk salnca.

[DS]

'
r a iu it is f lM . 8 9 7

AT

amuli, [? amuli] {az} is. Sulu hamurdan pien ekmek. [DS] ani, [Far. n (a :n i:) {OsT} is. 1. Lezzet; tat; eni. 2. Tadmlk. S an-gr, {OsT} tar. S a ra y lard a y em ek leri h azrlayp piiren , tadn kon t r o l eden ve su nm a ilerin i yrten k im se le re v eri len a d ; en ici.| an-gr ba, {OsT} tar. S o fra | hizm etini g ren an igirlerin b a m a verilen ad.\\ an-gr usta, {OsT} tar. im p a ra to rlu k d n em in de sa ra y la r d a y em ek hizm etleri ile grevlen dirilm i k ad n la ra verilen a d .| ani tutm ak, {OsT} tar. | (E skiden b e le d iy elerc e ekm ein cinsin i b elirlem ek iin) bir takm tekn ikler uygulam ak. at, [Far. t c~.U-] (a:t) {OsT} is. 1. Sabah ile le arasndaki vakit; kuluk. 2. Kuluk yenen ye mek. S t-dn, {OsT} in e y iy e c e k ve ek m ek konulan se p et; ek m ek sepeti. aur, [Far. eahr => ur] (a:u r) {az} is. bot. akr otu. [DS] aurm ak, [*a-m ak > a-ur-mak] {eT} g l .f i [-u r] ftira etmek; haksz yere sulamak. aut1, [*a-mak > a-ut o-iU-] is. 1. {eT} {eAT} {az} Casus. [DS] 2. .{az) Muhabir. [DS] 3. {az} Arabulucu. [DS] 4. sf. artan; aldatan; karalayan. 5. {az} Gzetleyici. [DS] aut2, [? aut] {az} is. Her gn koyun ve inei saan kadn. [DS] autlam ak, [aut-la-mak j^-b'^iU-] {eAT} gl. f . [r] 1. Araya casus koyup durumndan ve szlerin den haber almak. 2. Gzetlemek; gzetlettirmek. at1, [at / et / d / t / it (yans.)] is. Gl bir ekilde vurma, arpma, krma, patlama, dalma, yanma ve tutumay anlatan kk. [Ziilfkar] {eT} (ay n): a t p at, a t kap, at-l-t, a t at, a t-r at-r, at-r-da-m ak, at-la-m a, at-r-t t at at ? urm ak, {eT} "at a t" s e s le r i k a rta ra k vurmak, dvm ek. | at kap, (B ir kim senin g elii y a d a kap | aln m as iin) b eklen m ed ik b ir a n d a .| at orada | at burada, Yeri b e lli olm ayan ; n ere d e oldu u k e sin lik tam ayan ; s k s k y e r deitiren. at2, [at / t / it (yans.)] is. Kzma, kavga etme vb. durumlarnda barma, rasgele konuma ve sylenmeyi anlatan kk. [Zlfikar] a t-r atr, at-rda-m ak, a t-r-ga, a t pat, S at pat, (Y abanc d il iin) az ok, y le b y le; y a la n yanl.\\ at e ne, {az} G ev eze; a len e. [DS] at3, [at (fiil kk)] is. 1. Birbirine kavuturulup balanm eylerin birleme yeri; iki eyin birbirine dedii, kesierek birletii u ksm. 2. {az} ki derenin birletii yer. [DS] 3. {az} ki yolun kesi tii yer; kavak. [DS] 4. {az} Orta yer. [DS] 5. {az} Ke ba. 6. {az} ki tepe arasndaki geit. [DS] [DS] 7. {az} ki bacan birlemesi ile oluan biim. [DS] 8. {az} Bel. [DS] 9. {az} Kuyruk so

kumu. [DS] 10. {az} Tam kar. [DS] S at ayak, {az} Sacayak. [D S]|| at ayna olmak, {az} K a v g a etm ek; atm ak. [DS] at4, [Sod. c t =>t] {eT} is. Kuyu. [ETY] [DLT] at5, [at] {az} is. Kk yuvarlak ta; akl. [DS] at6, [at] {az} is. Ate. [DS] at7, [at] {az} sf. etin; sert. [DS] t? at ayaz, {az} 1. ok souk. 2. P a r a s olm ayan. 3. Orta yer. [DS] at8, [at] {az} is. Souk almaktan dolay oluan bir hayvan hastal. [DS] at9, [at] {az} is. Msr unundan yaplarak frnda piirilen, byk, uzun ekmek. [DS] atadak, - [at (yans.) > at-adak] ( a tadak) zf. at sesi kararak, atak, - [at (yans.) > at-mak > at-ak] is. 1. ki yol veya derenin birletii, birbirine kavutuu yer; kavak. 2. {az} ki da yamacnn kesimesi ile meydana gelmi dere; iki tepe arasndaki geit. [DS] 3. {az} Su akntl yerler. [DS] 4. {az} Da lardaki derin dereler. [DS] 5. sf. aprak; i ie girmi; kark; girift; arabesk. 6. (Meyve iin) ya pk; ikiz; atal. 7. (Kii iin) varp ona buna a tan; kavgac. atal, [at (yans.) > at-mak > at-al Jl^ -] sf. 1. Bir ucu iki ve daha ok paraya ayrlm olan. 2. (Sz iin) iki anlaml. 3. is. (Yol, aa vb. iin) ayrl noktas. 4. ki ve daha ok dallara, ya da kola ayr lan nesne. 5. Yiyeceklere saplamada kolaylk ol mas iin ucunda veya drt dii bulunan metal yemek servis arac. 6. oyun. Satranta kar tarafn iki tan tehdit altnda brakacak ekilde ta srme. 7. Ucu iki ya da daha ok dala ayrlm denek. 8. Dall olan eylerin her bir kolu. 9. Tarm aralarn dan yaba veya dirgenin iki parmakls. 10. {eAT} denei bir demir halkaya balamak suretiyle olu turulan bir av arac. 11. {az} Erkeklerin giydii, topuklara kadar uzun i amar. [DS] 12. {az} Arabalarda dingile balanan tahta. [DS] 13. {az} ki tepe arasndaki geit. [DS] 14. nsann bacaklar ile oluturduu aklk; ap aras. 15. {OsT} tar. mparatorluk dneminde, ordu sefere ktnda asker hizmetler dnda altrlan kimselere veri len ad. 16. {az} Et aslan engel. [DS] 17. {az} Kalafatlarn kulland keskiye benzer, boyuna oluklu demir aygt. [DS] S atala binmek, {az} P an tolon giym ek. [D S]|| atal aarsak , {az} Sr, davar, a t ve eek lerin trnak a ra la rn d a olu an y a ra. [D S]|| atal as, {az} -* atal aarsak. [D S]|| atal az, co . D enize dklrken d elta m eydana g etiren akarsuyun bu blm . | atal aksak, {az} | - * atal aarsak. [D S]|| atal ansa, {az} atal aarsak. [DS] | atal arab a, {az} D rt tek erlekli at | a r a b a s .| [DS] atal arz, {OsT} tar. B ir m akam da | e zam an l y a d a a rt zam an l o la r a k ortay a km

IMIfflitfSM.
bulunan tutarsz i veya ilem ler. | atal asak, | dala ayrlma eylemi, {az} -* atal aarsak. [D S]|| atal a, {az} -* atal atallanm ak, [atal-la-n-mak] dnl. f . [-ir ] 1. atal a. [D S]|| atal a, {az} Yarm a ve m ercim ekle meydana getirmek. 2. (Ses iin) grtlakta iki ayr yaplar b ir yem ek. [D S]|| atal ak, {az} -* atal ses olumak. aarsak.[DS]|| atal at, {eAT/ 1. B in ilen ve y ed e k te atallam a, [atal-la--ma] is. atal bir durum alma bulunan atlarn h e r ikisine birden verilen ad. 2. eylemi. {OsT} ki tarafn a d a b ire r den k y k sarlm at. | atallam ak, [atal-la--mak] dnl. f . [-r] 1. ( | atal atm ak, B ir ie burnunu so k m a k .| atal avu, | iin) karmak ve iinden klmaz bir duruma Yan y a n a g etirilere k birletirilen iki avu.\\ atal gelmek. 2. (Ses iin) iki ayr ses olarak kmak, bayrak, {OsT} Y enieri b l k ve ortalarn n b a y atallatrm a, [atal-la--tr-ma] is. atal duruma ra k la rn d a n y a rs krmz, y a rs sa r olan. | atal [ getirmek ii. bel, Ucu ikiye ayrlm bel. | atal ciynak, {az} | atallatrm ak, [atal-la--tr-mak] gl. f . [ -r ] atal B ir doku m a m otifi. [D S]|| atal atal, B ird en o k bir durum almasn salamak, a ta lla r a ayrlm ; atallanm.\\ atal apa, Ucu atall, [atal-l] sf. 1. atal olan. 2. ki ve daha ok ikiye ayrlm a p a. | atal orba, {az} -* atal | ihtimal bulunan. 3. (Ses iin) przl, a. [D S]|| atal utal, 1. o k atall. 2. (A a iin) atallk, - [atal-lk] is. 1. atal olan yer. 2. atal d a ll budakl.\\ atal utal boynuzlu, (E rk ek iin) konulan yer. kars tarafn dan o k a aldatlm ,| atal don, | atam ak, - [otanak > atamak] {az} is. Daldaki {az} y a p a rk en giyilen don. [D S]|| atal fitil, meyve kmesi. [DS] {OsT} B ir tr es k i zam an tfei.\\ atal gavak, {az} -* atal kavak. [D S]|| atal grm ek, N esn ele atan 1, [at-an ?] {az} is. Saman tamakta kullan lan byk kfe. [DS] ri net g rem em ek ; birden fa z la grnt tekil etatan, [at-an] {az} is. Orta yer. [DS] m ek .j atal ilm, {OsT} B ir m ahkem enin ayn tr | a ta n a 1, [Rom. atanele / etine (Y u goslavyad a v e zellikteki kon u lara verdi i b irb iri ile elien k a s a b a ) adndan] is. dnz. Filika byklnde mo k a r a r .| atal ine, {az} en gelli ine. [D [ S]|| atal torlu tekne. kap, {az} 1. ift kan atl s o k a k kaps. 2. H ayvan larn sa ld yer. [D S]|| atal kavak, {az} B a atan a2, [atan-a] {az} is. Saman tamak iin arabaya yaplan parmaklk. [DS] c a k la r y u k a rd a a k durum da b a zerin de durm a ekli. [D S]|| atal kazk, Tutumlar birb irin e ters ve a ta n a , [at-an-a] {az} sf. Ona buna sataan. [DS] birbirinin em irlerinin y aplm asn en gelleyen iki atanac, [atana-c] is. atana ileten kii, y etk ili kii. | atal m atal, l. (Grnt iin) a ta l atanah , [atan-ak > atanah] {az} is. Feslere diki | lam o la r a k ; net olm ayan. 2. {az} B ir o cu k len altn ss. [DS] oyunu; uzuneek. [D S]|| atal m atal ka atal, atanak, - [ot-anak / at-anak] {az} is. 1. Dalda U zuneek oyunu.\\ atal tmek, {az} (T fek iin) ki meyve kmesi. 2. Aa dal. 3. ki dal aras. 4. g e a te alm ak. [D S]|| atal sakal, {OsT} Yzn iki Bacaklarn gvdeye birletii yer. 5. Birbirine ba tarafn dan uzatlan sakaln en ed en k esilm esi ile lanm iki boha. 6. sf. atall; przl. [DS] verilen biim .| atal ses, k i ayr p e r d e d e n k atanakl, [ot-anak-l / atanak-l] {az} sf. Dall; | yorm u g ib i k u lak trm alayc ses. | atal trnak, | budakl. [DS] {OsT} Koyun, k e i ve s r cinsi h a y v an lara verilen atane, [at+ayna] {az} is. atma; kavga etme; ad. | atal yaras, {az} -* atal aarsak. [D | S]|| a urama. [DS] tal yk, {OsT} Atn iki tarafn a yerletirilen yk. atangr, [at-an+kr ?] {az} is. Ya, un ve yumurta atalca1, [atal-ca {az} is. 1. Bazlama ile yaplan bir yemek. [DS] piirmekte kullanlan bir tr sacaya. {eAT} (ayn) atap at, [at (yans.) + pat (yans.)\ is. 1. Yere srl 2. Dokuma tezghlarnda iplii aralayan aygt. 3. dnde ya da ayakla inendiinde srtnme ss ift srerken topra dier tarafa yatrmak iin ile tutuarak nce trt daha sonra da patlama ses sabana sokulan keskinin deliine vurulan demir. leri karan patlayc madde. 2. zf. Beklenmedik bir yer ve zamanda; anszn; birdenbire. S atapat aEfSda2, [atal-ca] {az} is. Kam kalem. [DS] gelmek, {az} Anszn k arsn a km ak; k a r la atalca , [atal-ca] is. Lades kemii. m ak. [DS] atalca4, [atal-ca] {az} is. Tahl iinde bulunan yabanc ot taneleri. [DS] atalclk, - [atal-ca-lk] {az} is. Bir at altnda birlemi birka bina. [DS] atallam ak, [atal-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()y o r ] spor. Grete bir oyun yapmak. [DS] atallanm a, [atal-la-n-ma] is. ki ve daha fazla ana atap ata, [ata + pata ?] is. dnz. Gemi sahibi ile tccar arasnda yaplan szleme, atara, [at+ara] {az} is. Bacak aras. [DS] atam ak, [at-a-mak {eAT} ite, f . [-r] [eA T -u r] 1. atmak. 2. {az} Bulumak. [DS] 3. {az} Birbirine atmak. [DS]

ffilIK C E S M . MS

AT rndan kavumu, birbirine balanm olan. 2. Ask. 3. atlm. 4. {eT} Birbirine kenetlenmi; ya pk. [EUTS]. 5. {az} Birleik. [DS] 6. {az} ki derenin ya da iki yolun kesitii yer. [DS] S atk ehre, (surat, yz), fkeli ve sin irli y a d a kiis, d a r gn oldu u yznn, yz kaslarnn gergin liin den b e lli o la n . \\ atk ka, I taraftaki ular b irb irin e degin ve yu karya doru k a lk k olan k a ; k ala r b y le olan (kii). atk2, - [at-k] {az} is. Yak. [DS] atk3, - [at-k] {az} is. Byk havlu. [DS] atklam a, [atk-la--ma] is. atk duruma gelmek ii. ' atklam ak, [atk-la--mak] dnl. f. [ -r ] atk duruma gelmek, atklk, - [atk-lk] is. atk olma durumu. atlam ak 1 [at (yans.) > at--l-mak] (a t:la :m a k ) , {eT} gsz. f . [ - r ] aklamak; at sesi karmak. [DLT] atlam ak2, [at-mak > at-u > at--la-mak] {az} g l.f. [- r ] [-l()-y o r] ki eyin ularn birletirmek; at meydana getirmek. [DS] atld, [at-l-d lS ^ V ] {eAT'} is. atrt, atldu, [at-l-du j-U-] {eAT} is. atrt. at 1 [at-l] sf. (Bina iin) ats olan. , atl2, [at-l-] sf. 1. atlm bulunan. 2. {az} Birleik. [DS] atlk, - [at-lk] {az} is. Orta yer. [DS] atl, [at-l-] is. atlma durumu veya biimi, atlm a, [at-l-ma] is. atl duruma getirilmek eylemi. atlm ak, [at-l-mak] edil. f . [-r ] atl duruma getirilmek. atlt, [at (yans.) > at-l-t is. arpma, vurma gibi sebeplerle kan ses; atlama sesi; atr t. {eAT} (ayn) atnm a, [at-m-ma] is. Kalarn atm bir hle gelmek ii. atnm ak, [at-m-mak] dnl. f . atmak; suratn asmak. [-r ] Kalarn

atdanku, [at-la-n+ku > atdangu] {az} is. bot. Hindiba. [DS] atg1 [at-mak > at-g] {az} is. 1. Alna balanan , iki parmak eninde tlbent. 2. p; urgan veya kor don. 3. Ba rts. [DS] atg2, [at-g] {az} is. ayakl sehpa. [DS] atg", [at-g] {az} is. Saman tamaya yarar byk sepet; saman selesi; kfe. [DS] atgn, [at-mak > at-km > at-gm] sf. atkn. at1, [at-mak > e T at-] is. 1. Yol, dere vb.nin ikiye ayrld yer. 2. Bir ucunda bir ayara getirilip aklm eylerin btn. 3. as. Tfeklerin birbirine destek olacak ekilde dayanm durumu. 4. {az} ki bacan oluturduu atal; bacak aras; ap. [DS] 5. {az} Birbirine tutturulmu kereste. [DS] 6. Binalarn stnde yamur, kar ya da scak, souk gibi doal etkilerden korunmak amacyla yaplm eimli rt. 7. Binalarn dam ile tavam arasndaki boluk. 8. gnl. Barnak; smak. 9. {az} Ara du var. [DS] 10. Ayn ama etrafnda toplanan kiilerin btn. 11. dbl. Eylemin zne tarafndan yaplma sna veya zneye ynelik yaplmasna gre fiillerin tad zellik. 12. {az} Baca. [DS] 13. Omuzda su tamaya yarayan iki ucu engelli sopa, t? at aras, 1. E im li at yzeyi ile son k at tavan a r a sn daki boluk. 2. {az} B a c a k aras. [D S]|| at av, {az} rtkan o la r a k kullanlan b ir ift e r k e k k ek likle m art ayn da y a p la n k ek lik av. [D S]|| at ayrlmak, {az} B a c a k la r ayrlm ak. [D S]|| at atm a, {az} B a h e y i seld en k oru m ak iin a a ta n y a p la n it. [D S]|| at ekleri, dbl. F iil k k lerin e g etirilere k fiille r in atsn ve anlam n deitiren ekler. | at kat, B ir binann son n orm al katndan | so n ra n cep h ed en bira z d a h a g e r id e y a p la n k k kat.| at kemii, anat. K a l a kem iinin n alt | p a r alar.\\ at kopmak, {az} Yorgunluktan adm atam az olmak.\\ at makas, {az} at altn a k o nulan kiri. [D S]|| atna girmek, {az} (E rk ek iin) b ir kadn ile cin sel ilikide bulunmak.\\ at penceresi, at zerinde kntl o la r a k y a p la n ve at arasn havalan drm aya, b ir i iin aty a g irip km aya y a ra y an boluk. | at yarm a, {az} vet. | B ir tr s r h astal (H alk hekim li in de hayvann iki o m a kem i i o rtas (at) k a n a tla ra k iyiletiri lir). [DS] at2, [at-mak > at-] {az} is. 1. p; urgan; kordon. [DS] 2. Byk kl uval. 3. nce ince rlerek birbi rine balanm sa. S at kuyruk (cad kuyruk ?), {az} D edikodu cu kadn. [DS] at3, [at-] {az} is. Kulpsuz yourt kab; tahta kova; klek. [DS] atba, [igil. at-b] (at. b a :) {eT} is. Ky muhta rnn imeceye katlmayanlardan ald vergi; salma. [DLT] atk1 - [at-mak > eT. at-uk > at-k] sf. 1. U la ,

atn t1, [at-m-t {az} is. 1. ki derenin ya da iki yolun kesitii yer. 2. yi yaplmam ev. [DS] atnt2, [at-mak (o cak ta yakm ak) > at-mt] {az} is. al rp. [DS] atpat, [at (yans.) > at- + pat (yans.) > pat-] {az} is. Arka arkaya birka defa patlayan patlan ga. [DS] a tr1 [at (yans.) > at-r] is. 1. Gl bir ekilde , vurma, arpma, krma, patlama, dalma, yanma ve tutumay anlatan yansmal gvde. 2. Knlan bir aacn karm olduu ses. 3. Yanan bir aacn veya aaln iinde bulunan kozalak veya tohum larn kard atlama sesleri. S atr ayaz, {az}

M K ESBO K .

G e c e kan sert souk. [D S]|| atr atr, 1. atr d a m a k suretiyle. 2. Z or ve ba sk kullan arak. 3. H i g l k ek m ed en ; k olay ca. | atr atr atlam ak, | 1. ok atlam ak, p a r a p a r a olm ak. 2. Ar ks kan l n dan ne y a p a ca n bilememek.\\ atr a tr etmek, atrdam ak. | atr atr skmek, Zor | ku llan arak, z o r la b ir y erd en b ir ey i sk p karm ak. | atr utur, K rlan b ir a a cn kard s e | sin arl m an latm ak iin kullanlr. atr", [Sansk. chattra (k rala ait) atr] (a:tr) > {eT} is. adr; glgelik. [DLT] S atr bezi, {az} P atiska. [DS] atr , [Far. nidur => atr] (a:tr) {eT} is. 1. Na dr; amonyak tuzu. [DLT] 2. Kl.

atk, - [at-mak > at--k] sf. 1. Birbiri ile atma durumunda olan; atm. 2. Birbirini tut mayan; eliik, atlma, [at-l-ma] is. atma durumunda bulu nulmak eylemi, atlmak, [at-l-mak] edil. f . [ -r ] atma du rumunda bulunulmak, atkan, [at-kan] sf. 1. atma hlinde bulunan; srekli atan. 2. {az} Ahlaksz kadn; fahie. [DS] atk, [at-k] is. Yasalar, fikirler veya nermeler arasndaki tutarszlk; kartlk; eliki,

atkl, [at-k-l] sf. 1. atk douran. 2. at kya dayanan; elikili, atr4, [at (yans.) > cat-r] {az} is. atlak; izgi. atm a, [at--ma] is. 1. Birbirine atma ii. 2. Kar [DS] t gruplar arasnda meydana gelen iddetli arp a tr5, [at (yans.) > at-r] {az} sf. Sert; eti. [DS] ma; dv; arbede. 3. Dnceler ve menfaatler aS1 atr ayaz, {azj G e c e kan souk. [DS] rasndaki kartlk; anlamazlk; uyuamama. 4. p sik ol. Bir eyi yapma arzu ve istekleri ile bunu atrdam a, [at-r-da-ma] is. Yanma veya krlma yasaklayan veya yapmak istemedii eyler ile bu srasnda atrt sesi karma eylemi, nun yaplmasn zorunlu klan deerler ve kurallar atrdam ak, [at-r-da-mak] gsz. fi. [ - r ] [-d ()-y o r] 1. atr! sesi kararak yanmak veya krlmak. 2. arasnda kiide grlen bocalama; ekime. 5. as. Dman iki ordunun ilk birlikleri, keif kollar ya gnl. fi. (Bir kurum veya bina iin) kmeye, ykl da gvenlik kollar arasndaki ilk arpma, maya yz tutmak. 3. {az} Sert ve dik szler sy atm ak, [at--inak] ite, f . [ - r ] 1. ki ve daha lemek; hakaret etmek. [DS] ok nesnenin bir noktada birbirleri arparak, da atrga, [at-r-ga] {az} is. Taze buday baakla yanarak, kavuarak birlemeleri. 2. (Giden veya rnn saplar ile birlikte yaklmas sonucu elde edi akan ayr eyler iin) bir noktada karmak, birle len kavurga; tme. [DS] mek; karlamak. 3. {az} Karlamak; bulumak. atrgam ak, [at-r-ga-mak] {az} gl. f i [- r ] [-g()[DS] 4. (Olay, randevu, program vb.) ayn zamana y o r ] Paylamak; azarlamak. [DS] rastlamak; akmak. 5. Kar karya gelerek birbi atrk 1, - [at-mak > at-r-k] {az} is. ki dere rine vurmak, arpmak; vurumak; arpmak; kav veya yolun birletii yer. [DS] ga etmek. 6. (Sz ve iddia iin) birbirini tutmamak; atrk", - [at-r-k] {az} sf. (Hava iin) ok elimek. 7. {az} (Kpek, deve iin) iftlemek. souk; don tutacak zaman. [DS] [DS] 8. {az} Zina etmek. [DS] atrk , - [at-r-k] {az} is. Yeni km ekin. attrm a, [at-tr-ma] is. atma iini yaptrma [DS] eylemi. atrm , [at-r-m] {az} is. (Hava iin) topran don attrm ak, [at-tr-mak] g l. f i [ - r ] 1. (Odun, tutma zaman; ok souk. [DS] sopa vb. eyleri) dier ucu serbest ve ak kalacak atrka, -c [atr-ga] {az} is. Taze buday baak biimde bir ucundan bir araya getirerek balamak; larnn yaklmas ile elde edilen kavurga; buday birbirine ilitirmek. 2. Kiileri birbirine drmek; tmesi. [DS] kavga etmelerini salamak, {az} (ayn) [DS] 3. atrlg, [atr3 > atr-l] {eT} sf. 1. Niadrl. 2. {az} (Deve, kpek iin) iftletirmek. [DS] Kll. attm a, [at-mak > at-t-ma] {az} is. 1. Buday sap yklenecek kannn, boyunduruk yanlarna atrt, [at (yans.) > at-r-t] nl. Krlma ve yanma konan bir metre boyunda iki aa. 2. Evin iinde, srasnda kan gl ses. buday konulan, kenar evrili ke. [DS] atrt, [at (yans.) > at-r-t-] is. Sert ve kuru bir eyin yand, krld veya sktrldnda kar d ses. atrtl, [at-r-t-l] s f atrt sesi karan, atrtm a, [at-mak > at-r-t-ma] {az} is. Asma arda. [DS] atsz, [at-sz] sf. ats bulunmayan; st ak, at, [at-mak > at-] is. atmak eylemi ya da biimi. atik, [Sansk. jataka] {eT} Budanm daha nceki yaayna dair hikyeleri; doum efsanesi. [Gabain] [EUTS] atk 1 [at-mak > at-k / at-] is. 1. Sehpa. 2. , Ularndan birbirine atlan nesnelerin btn. 3. skele kurmak veya destek salamak amacyla bir birine aklan ahap paralarn meydana getirdii btn. 4. Mobilya iskeleti. 5. Aralarna dolgu yap

O H UWE S U .

m i

AT

larak duvar rmek amacyla birbirine ularndan balanan ahap ya da metal iskelet. 6. {az} Kuyu nun drt tarafna konan, zerine duvar rlen aa. [DS] 7. {az} Yayk aslan sopadan meydana gelmi sehpa. [DS] 8. {az} Su tamakta kullanlan sopa. [DS] atk2, [at-mak > at-k] {az} is. {az} 1. Alndan geerek bam evresini ember gibi saran ba. 2. Pullu ve ilemeli, krmz renkli gelin duva. 3. Hotoz; toplanm sa biimi. 4. Teyelleme. [DS] atkk, - [at-mak > at-k-k] {az} is. Bir tr kuma. [DS] atkl1, [atk-l] sf. atks olan. atkl2, [atk-l] {az} 1. izgili. 2. atall. 3. Birbi rine bal. [DS] S atkl kna, {az} fo lk . zl d zam an eld e bey az izler b r a k a c a k e k ild e e le ba lan an ip likler zerine y a k la n kna. [DS]

k a r a r bozucu, huzursuzluu artrc s z le r ve h a reketler^ atlak utlak, ok a tla blunan.\\ atlak zurna, (K ii iin) s e s i irkin ve geveze. atlak2, - [at-la-k] {az) is. 1. Ard. 2. Kknde patates gibi yumrular bulunan, sar iekli, 10-80 cm. boyunda ok yllk bir bitki; krkba otu; aslanaya; patlanga, (L eon tice leon topelatu m ). [DS] atlaklk, - [atlak-lk] is. 1. atlak olma durumu. 2. atlama sonucunda meydana gelmi yark; at lak. 3. gnl. Delilik, kaklk, atlako, -cu [at-la-u > atlako] {az} is. Me lengi aacnn tohumu. [DS] atlaku', [at-la-u > atlaku js^b>-] {eAT} is. Melengi aacnn tohumu, atlankoz, [atla-n-gu > atlankoz] {az} is. Hindi ba, (C ichorium intybus). [DS]

atlanku, -cu [at-la-gu > atla-n-ku] {az} -* atklk, - [atk-lk] is. 1. atk yapmaya uygun. atlaku. S atlanku sabunu, {az} M elengi 2. ift kzlerini birbirine balayan ifte boyundutohum u y a kartrlm sabun. [DS] ruklu aa. atlanku, [atla-n-gu > atlanku] {az} is. Hindi atkn1, [at-kn] sf. atlm olan; atk. ba, (C ichorium intybus). [DS] atkn2, [at-kn] {az} sf. 1. Byk ve zengin bir atlam a, [at-la-ma] is. 1. Yark oluma eylemi. 2. aileye girmi olan. 2. Kayrlan; iltimasl. [DS] bot. Tohumlarn frlayp dalmas iin kuru meyve atkn3, [at-km] {az} sf. kiye ayrlm; paralan kabuunun yarlmas. 3. dnz. Dalga tepelerinin fr m. [DS] tna etkisi ile krlmas. 4. Dalgalarn kyya arpp atknlk, - [at-km-hk] is. 1. atkn olma durumu. grlt ile paralanmas. 2. atkn olan eyin nitelii, atlam ak 1 [at (yans.)] g s z .f. -* atlamak. , atksz, [atk-sz] sf. atks olmayan, atlam ak2, [at (yans.) > eT. at-T-l-mak > at-laaklad, [atla-mak > atla-d] { OsT is. atlak; izik. '} mak] (eT. a tla .m a k) g s z .f. [- r ] [-l()-y o r] 1. {eT} atlagu1, -cu [at-la-u {eA T} is. 1. at sesi karmak; aklamak. [DLT] 2. at sesi Kamnn aklamas iin ucuna konulan ty ya da ile birlikte paralanmak; dalmak. 3. Paralar ay yarlm kay paras. 2. {eAT} Sapann atlayan rlp dalmayacak ekilde yarlmak. 4. (Toprak, ksm. [DK] duvar, sva, deri vb. iin) yarklar olumak. 5. (Dalga iin) kayalara vurup dalmak; krlmak. 6. atlagu2, -cu [at-la-u ^^i-'^-] {eAT} itlem is. (At iin) ok koturmaktan lecek hle gelmek; bik; melengi. ok yorulmak. 7. (Kii iin) almaktan, yorgun atlak1, - [at (yans.) > at-la-mak > at-la-k] sf. 1. luktan vb. bitkin hle gelmek. 8. (Kii iin) zn Henz paralara ayrlmam, ancak yarlm olan; tden, meraktan ok sklmak. 9. (Kii iin) ok zerinde veya iinde atlaklklar grlen. 2. g n l yemekten dolay rahatsz olmak. 10. (ocuk iin) Deli, kak. 3. (Ses iin) kulaa ho gelmeyen; bir ok alamaktan dolay tkanmak, nefesi kesilmek; den ok ses eidini bir arada karan; przl; cr katlmak. 11. (Kii iin) ok glmekten dolay ka lak. 4. Bir deride veya dzgn olmas gereken y tlmak. 12. Yalnzlk, sknt, sabrszlk, kskanlk zeylerde grlen kk yarklar. 5. Kemiin bir gibi duygulan an derecede hissetmek. 13. (Mey blmnde grlen ancak tamamlanmam krk. 6. ve iin) olgunluktan yarlmak. 14. (Bak, spor je o l. Y er kabuunda grlen her trl yark. 7. El kesesi; kozalak gibi) kapal organlarn kendi ken mas zerinde grlen damar biimindeki yark. . dine yarlp almas. 15. {az} Tuvalet ihtiyacn Bir kmr tabakasnda grlen krklar. 9. Bir bi gidennek; d e f-i hacet etmek. [DS] S atladn nann duvar ve atsnda grlen ince yarklar. 10. m? o k sa b rsz davranyorsun. an lam n da uis. {az} Tabanca, tfek kapsl. [DS] 11. {az} y a r sz. Frtnal havalarda kylara yakn yere vurarak k {eAT} pren dalga. [DS] 12. {az} Sahile yakn byk ka atlam uk, [at-la-mak > atla-muk ya. [DS] 13. {az} Ftk. [DS] 14. {az} Patlam {az} is. Melengi aacnn tohumu. [DS] msr. [DS] 15. {az} Kabakulak hastal. [DS] 16. atlatlm a, [atla-t-l-ma] is. atlatlmak ii. {az} Kt (ar damar atlak) kadn; dk; fahie. atlatlm ak, [atla-t-l-mak] edil. f . f- r ] atlatmak [DS] 3 atlak ses, Toplum dzenini veya alnan eylemi yaplmak.

AT
a tla t ,

IM IIfCE S M .
[atla-t-] is. atlatma eylemi ve biimi,
a t m a k 1,

[at-mak j*U-] gl. f i [ - a r ] [eA T -ur] 1.

a tla t m a ,

[at-la-mak > atla-t-ma] is. atlamasna yol ama eylemi. [atla-t-mak g l. f i [~r] 1. Bir

a tla t m a k ,

eyin paralan dalmayacak ekilde yarlmasna sebep olmak. 2. atlayacak duruma getirmek; zor lamak; bask altnda tutmak. 3. Birini ar derecede zmek; kskandrmak; jaz} (ayn). [ D S ] 4. ok f kelendirmek; kzdrmak. 5. (At iin) ar derecede koturarak, yorgunluktan lmesine yol amak. 6. {eAT} Sezdirecek kadar sylemek; tlatmak. 7. g s z .f. Akln karmak; delinnek; fttrmak,
a tla t m a k ,

[at (yans.) > at-la-t-mak] gl. fi. [-u r] {eAT} aklatmak. [ D K ]


-

a tla y k ,

[at-la-y-k

{eAT} is. atlak;

yark.
a tla y , a tl,

[at-la-y-] is. atlama eylemi ve biimi,

[at-mak > at-()l-] {az} is. Pullarla ssl, ilemeli, krmz gelin duva. [DS] [at-()l-u jJ^-] {eAT} sf. 1. evrelenmi; sarl [at-mak > at-ma <U-] is. 1. atmak ii. 2.

a tlu ,

m; dolanm. 2. atlm.
a t m a 1,

Bir btnn deiik paralarn bir arada tutmaya yarayan ana elerin btn. 3. Kavga karmak amacyla birine satama. 4. {az} Ba rts. [ D S ] 5. {az} Duvarlar, aa ktkleri ularndan birbi rine taklmak suretiyle yaplan kr evi. [ D S ] 6. {az} Etin asld sehpa. [ D S ] 7. Dericilikte iki paray elle veya makine ile birbirine birletirme. 8. Gemi lerin birbiri ile arpmas. 9. Yaplarda ahap iske let; eitli ilerde kullanlan tahta destek. 10. Kap vb. eylerin evresindeki ahap e. 11. {az} Y rk adr. [ D S ] 12. {az} Direkler atlarak aralar tula ya da kerpi ile doldurulmu duvar. [ D S ] 13. {az} Dvensiz olarak birbirine bal on-on be hayvan ile harman dvme ii. [ D S ] 14. {az} Yayk aslan, birer ucundan birbirine balanm ince srktan oluan asklk. [ D S ] 15. {az} Destek ola rak kullanlan atal aa. [ D S ] 16. {az} Drt teker lekli arabada arka tekerlekleri badoga balayan atal aa. [ D S ] 17. {az} Semerin aa ksm. [ D S ] 18. sf. atk; atlm. [ D K ] S a t m a e k m e k , {az} D v lecek sap, harm ann etrafn a yaym ak. [ D S ] | | a t m a e v , {eAT} A a la n b irb irin e a tla ra k y a p la n k r ev i.| a t m a k a , B irb iri iin e girm i | g r ve siy ah ka. | a t m a k o v m a k , {az} H arm an | dvm ek. [ D S ]
a t m a 2,

(Odun, denek, tfek gibi uzun eyler iin) dier ular serbest kalacak biimde bir ucundan apraz lama kavuturarak durdurmak, tutturmak; bir araya getirmek; birbirine dayamak. {eT} {eAT} (ayn) [Yilknek] 2. Keresteyi kabaca ularndan ivileyerek bir ey kurmak; birbirine tutturmak. 3. Kavuturup balamak. 4. Baa yazma, yemeni balamak. 5. (Ka, yz iin) yz kaslarn germek suretiyle fke li ve sert bir ifade taknmak. 6. {az} Rast gelmek; karlamak. [ D S ] 7. (Bilinen, belirlenen zaman iin) iyice yaklamak; vakti zaman, sras gelmek. 8. Hayvana iki yanl yk vurmak. 9. Yaklap vur mak. 10. Yapmak, ina etmek; kurmak; tanzim et mek. {eAT} (ayn) 11. Yksek mevkide bulunan bi rinin iltimasn kazanmak; ona sokulmak. 12. {az} Yetimek; geriden varmak. [ D S ] 13. terz. Bir elbi seyi dikmeden nce paralarn teyelle birbirine birletirmek. 14. gsz. Birine sert ve krc szler sylemek, yazlar yazmak; satamak; saldrmak. {az} (ayn) [ D S ] 15. m ecaz. Hoa gitmeyen bir du rumla veya kiiyle karlamak. 16. {eAT} Paralar birbirine tutturmak suretiyle bir ey yapmak. 17. {eT} Kuzuyu koyuna katmak. [ D L T ] 18. {eAT} Kar lamak; arpmak; dokunmak. 19. gsz. / dnz. (ki gemi iin) birbiri ile arpmak. S a t a c a k b i r i n i a r a m a k , Sinirli ve fk eli o lm a k; sinirini yattr m ak iin k av g a e d e c e k birin i a r a m a k veya ba h a n e bulmak.\\ a t t k t e y e l l e m e s i k a l d . Atlattmz zannettiim iz bu skntnn d a h a a rk a s var. a n la m n da kullanlr.\\ a t t m a n a k , {az} G elin cik i e i. [ D S ]
a t m a k 2,

[at-mak] {az} is. (Halk hekimliinde) kan almak iin ustura ile vcudu izmek. [ D S ] [at-mak] {az} sf. Damal; kareli.
[D S ]

a t m a k 3, - a tm a la m a k ,

[at-ma-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [-l()y o r ] Dvensiz olarak birbirine bal on-on be hayvan sap zerinde koturarak harman dvmek.
[D S ]

a tm ,

[at-ma > atm] {az} is. Samanlk.

[D S ]

a t m k 1, -

[at-mk] {az} is. Oca tututurmaya yarayan kk odun paralar. [ D S ] [at-mk] {az} is. Ka.
[D S ] [D L T ]

a t m k 2, - a tp a , a tp a t,

[iil. atba / atpa] {eT} is. Salma.

[at }yans.) + pat (yans.)] ikile, is. Yere srl dnde srtnme ss ile tutuarak nce trt da ha sonra da patlama sesleri karan patlaycl e lence fiei.
p a t r a , [at (yans.) > atr-a-mak + pat-r-amak / Bulg. etir-pet (drt-be)] is. 1. Grlt; pa trt. 2. zf. (Yabanc dil iin) az ok, yle byle; yalan yanl.

[at-ma <U- / <^>-] {az} is. 1. Birletirme.

a tra

2. lmeleme. 3. Zemini klaptan, st kadife iek lerle ssl bir tr eski Trk kadifesi. {eAT} (ayn)
[D S ] a t m a 3,

[at-ma] {az} is. 1. Elbise sand. 2. Yk leri hayvann semerine ykleme. [DS]

a tra n ,

[? atran] {az} is. Gbre ekmekte kullan lan, ubuklardan rlm derin sepet. [ D S ]

M SOM. 903
atrk, - [at > at-lk > atrk] {az} is. ki dere veya yolun birletii yer. [DS] attadak, - [at (yans.) > att-adak] {az} zf. at diye ses kararak. [DS] attadan, [at (yans.) > att-a-dan] {az} zf. at sesi kartarak. [DS] attrm a, [at-tr-ma] is. atmak iini yapma eylemi, attrm ak, [at-tr-mak] gl. f . [ -r ] 1. atmak eyle mini yaptrmak. 2. Birinin veya bir eyin birine veya bir eye atmasna yol amak. 3. Odun, de nek, tfek gibi uzun eyleri dier ular serbest ka lacak biimde bir ucundan aprazlama kavuturtarak durdurtmak. 4. Keresteyi kabaca ularndan i vileterek bir ey kurdurmak. 5. Baa yazma, yeme ni balatmak. 6. (Ka, yz iin) fkeli ve sert bir ifade takndrmak. 7. Hayvana iki yanl yk vurdur mak. 8. Yaptrmak, ina ettirmek; kurdurmak. 9. terz. Bir elbiseyi dikmeden nce paralarn teyelle birbirine birletirtmek. 10. Birine, birisi iin sert ve krc szler syletmek, yazlar yazdrmak; sata trmak; saldrtmak. 11. m ecaz. Hoa gitmeyen bir durumla veya kiiyle karlatrmak. 12. ki gemiyi birbiri ile arptrmak, atu, [at-malc > at-uk / at-] (atu:) {eT} is. 1. inden gelen bir balk boynuzu. [DLT] 2. {az} uvallarn azna balanan ip. [DS] 3. {az} Yk hayvannn karnnn altndan geen kolan. [DS] 4. Ate krnn kollarm balayan aa. [DS] atu k 1, [at-mak > at-uk / at-ok / tak / tk/ tulc] {eT} sf. atk; atlm. atuk2, -u [at-mak > at-uk] {az} is. 1. ki dere nin veya yolun birletii yer. 2. ki tepe arasndaki geit. [DS] atukJ, -u [at-mak > at-uk] {az} is. Aa kk. [DS] atuldu, [at-ul-du] {eAT'} is. atrt, atum , [at-mak > at-um] {az} is. ki dere veya yolun birletii yer. [DS] atura, [Bul. otra] {az} is. 1. Yarm f. 2. am dan yaplm su kab. [DS] au, [?au] {eT} is. Havale. [EUTS] av 1, [ag / a / ah / ak / av / / i / o / uv (yans.)] is. Suyun kaynama, alana ve alama sra snda kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] av-la-n av2, [av / v / iv (yans.)] is. Anszn frlama, ka ma, kayma ya da uma hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] av-m ak, av-gn av3, [av jU-] (a:v) {eT} is. 1. hret; an; n. {eAT} {az} (ayn) [DS] [DLT] [KB] [Yknek] 2. Ad; san. [KB] 3. Haber. {eAT} (ayn) 4. Ses. [KB] 5. {eAT} Yksek ses. 6. {eAT} hretli bir yer; memleket; iklim. [YE] 7. sf. {eAT} hretli. [YE] S av al drm ak, {eAT} 1. ln etm ek. 2. Sz y a y m a k; s y lenti karmak.\\ av alm ak, {az} B avu rm ak; aranm ak. [D S]|| av dutm ak, {eAT} n a lm a k; h ret k az an m a k .| av dmek, {eAT} Sylenti ol| m ak .| av itmek, {eAT} S eslen m ek; a rm a k .| av | | olmak, {eAT} D ile dm ek; a d y a y lm ak ; hakkn da sylen ti kmak.\\ av urm ak, {eAT} S esin i h er ta r a fa y a y m a k; barm ak. av4, [av jU-] is. 1. {eAT} Erkek cinsel organ. 2. {az} At, eek, deve gibi iri yapl hayvanlarn erkek lerinin cinsel organ. [DS] av , \eT. o > av] {az} is. Gnein buluttan syrlm durumu. [DS] av6, [Krt, av] {az} is. Ottan rlm urgan. [DS] av7, [in. chao] {eT} is. Kt para; banknot. [EUTS] av8, [Lat. sclavus (kle) > schiavo (kleniz) > Vend. t. ciao] nl. Allahasmarladk, ava, [Far. cavn => ava] (a v a:) {eT} is. Delikanl; gen. [DLT] avalye, [? avalye] is. Balk tamada kullanlan kestane aacndan yaplm geni sepet, avam ak, [av-mak (syrlp km ak) / av-a-mak] {az} gsz. f . f - r ] [-v ()-y or] (Buday filizleri iin) baak vermeden boylanmak. [DS] avan, [av-mak (syrlp km ak) > av-an] {az} is. 1. Hayvanlarn erkeklik organ. 2. Srlarn diilik organ. [DS] a v a r1, [avr] (a v a:r) {eT} is. Ate yakmaya yara yan ey; tututurucu. [DLT] av ar2, [av-mak (sapm ak) > av-ar] sf. {OsT} (Ok iin) dz gitmeyerek saa sola sapan, avarlg, [avr-l] (a v a:rl ) {eT} sf. Tututurma ya yarayan, fi1 avarlg yer, Yavan g ib i tututuru cu y a p m a y a y a ra y an odunluk yer. [DLT] ava, [ > o-a > ava] {az} is. 1. Gnelik yer; gne den alan. 2. Gney. [DS] avalam ak, [ava-la-mak] {az) gsz. f . [-r ] [-()y o r ] Gnelenmek. [DS] avd ar, [Mo. avdar / Far. dr] is. 1. bot. Bu daygillerden ekmei yaplan niastas az, sellozu fazla, bir yllk, boylu tahl; (S eca le cer ea le ). 2. {az} Arabann n ve arka tekerleklerinin balan d uzun aa. [DS] 0 avd ar bacak, {az} (K ii iin) in ce bacakl. [D S]|| avd ar mahmuzu, bot. H y p ocrea les takm ndan, i ek te tep e cik y o lu ile dly ata n a y erleen ve o r a d a iin de o k sa y d a zeh irli a lk a lo it bulunduran siy ah bir sk lero z m ey d a n a g etiren b ir m an tar trii, (C lavicep purpurea).\\ avd ar mahmuzu hastal, tp. in d e avdarm ahm uzu bulunan unlarn y en m esi ile o rtay a kan, e l ve a y a k la rd a kangren, k ra m p lar ve ba d n m eleri ile su ilem ey e y n elik d a v ra n lara s e b e p olan b ir o k h astal n ad. avdarl, [avdar-l] sf. 1. inde avdar bulunan. 2. (Yiyecek veya ekmek iin) iine avdar unu katl m olan.

AV avdarlk, - [avdar-lk] {az} is. avdar bitkisi kadar byyen, baak verdii halde tanesi olma yan, al ilerinde yetien bir tr bitki. [DS] avdarsz, [avdar-sz] sf. 1. inde avdar bulunma yan. 2. avdar konulmam olan, avdr, [av-mak (sapm ak) / eT. *and~mak > av dr] {az} sf. Irk saf olmayan; melez; kark. [DS] avdrm a, [av (yans.) > av-dr-ma] {az} is. 1. Tarlay batan aa sulama. 2. Akarsuyun kollara ayrld yer. 3. Eyere bal kolann ok sklma sndan, hayvann kamnda meydana gelen ilik. 4. sf. (At iin) isabetsiz. [DS] avd rm ak 1, [av (yans.) > av-dr-mak] /azj gsz. f . [ -r ] Ik tutmak. [DS] avdrm ak2, [av (yans.) > av-dr-mak] {az} gl. f . [-r] Frlatmak; atmak. [DS] avdurm ak, [av-dur-mak] {az} gl. f . [-r] 1. At mak. 2. Uurmak. [DS] avela, [t. ciambella] {az} is. Balk sepeti. [DS] avele, [Far. vele JjU-] (a :v ele) {OsT} is. 1. Gzel grnml bir tr gl. 2. sf. Eri br, ave, [ > o-a > ave] {az} is. Gne ve ss alan yer; gne. [DS] aveir, [Ar. avr / Far. gavsir => avr / aveir] {az} is. Meyveleri, halk hekimliinde uyarc ve gaz sktrc olarak kullanlan ok yllk otsu bit ki, (P ran gos p a b u la ria ). [DS] av g a1 [Slav, cvka] {az} is. Bir tr karga. [DS] , avga2, [av-mak (caydrm ak, savm ak) > avga] {az} is. Geirilen kazadan soma verilen kran ye mei. [DS] avga, -c [o > o-a > av-ga] {az} is. Gney. [DS] avgal, [? avgal] {az} sf. ok; bol. [DS] & avgal avgal, {az} B o l bol. [DS] avgan, [Far. evgn] {eT} is. Polo oynamakta kulla nlan ucu eik sopa; evgen. [DLT] avgn, [av-mak > av-m / av-km j*jl=r] {eAT} is. 1. iddetli rzgr ve alev. 2. {az} iddetli esen rzgrla birlikte yandan yaan yamur. [DS] 3. {az} Kar ve yamur karm ya. [DS] avgm 2, [av-mak (syrlp km ak) > avan / avm CAsW] {eAT} is. 1. Erkeklik organ. 2. zellikle at, eek gibi iri yapl erkek hayvanlarn cinsel organ. avgnJ, [av-gn] {az} is. abuk hareket eden ince ylan. [DS] avgn4, [? avgn] {az} is. aydanlk. [DS] avgn5, [av-gm] {az} sf. Bir an dierine uyma yan; kararsz. [DS] avgu, [al-mak > al-gu > av-gu] {az} is. Spr ge. [DS] avgun, [av-gun] {az} is. Rzgr ve karla kark yaan yamur. [DS]

H M S M .
avht, [? avht] {az} sf. i yaramaz; bozulmu. [DS] av, [av-] {az} is. 1. Azgn 2. Vahi. [DS] avg, [av-mak > av- / a-] {eT} is. Kam; kam ucu. [DLT] avk, - [av-k] {az} is. Koku. [DS] avkm ak, [v (n) > av-k-mak] {eT} gsz. f. [-r ] 1. Glenmek; kuvvetlenmek. [EUTS] 2. n sahibi olmak; mehur olmak. [EUTS] [KB] avkm, [v > av-k-mak > av-k-m] {eT} sf. Mehur. [Gabain] avl, [a-l > avl] {az} is. akl yn; al. [DS] avldr, [av > av-l-d-r] {az} sf. Namuslu. [DS] avlmak, [v > av-mak > av--l-mak] {eT} dnl. f. [ - a r ] Mehur olmak, avm ak, [av-mak > av--malc] {az} gsz. f i [-r] armak. [DS] avn 1, [av > av-m] {az} is. Baston. [DS] avn2, [av > av-m] {az} is. ri yapl hayvanlarn erkeklik organ. [DS] a v r1 [v (n) > av-r jjU-] is. 1. {eATf {OsT} Ses , lenme; arma.. 2. {az} Haber. [DS] S avr ey lemek, {eATf {OsT} H a b e r verm ek ; ilan etmek. avr2, [Ar. (Sur.) j_^] {az} is. Duyuru. S avr et mek, {az} K a y bed ilen b ir ey i ev rey e duyurmak. [DS] avr3, [ > -r > avr] {az} is. 1. Karda alan yol; r. 2. Sonu olmayan yol. [DS] avr4, [av > av-r] {az} is. ri yapl hayvanlarn erkeklik organ. [DS] av1 [av- / ev-i] {eT} is. 1. Y ol; vasta; tedbir. , [EUTS] 2. Hile. [EUTS] av2, [av > av-] {az} is. Huni. [DS] avdan, [a > a--dan > av-dan] {az} is. Duvarlar olmayan basit barnak. [DS] avju, [? avj] (avju :) {eT} is. 1. Gvdesi, dallan ve meyvesi krmz olup meyvesi ac bir aa. 2. (Bu aaca benzetme yaplarak) gzel kadn parma . [DLT] avka, [Slav, cvka] {az} is. Bir tr karga. [DS] avka, -c [o-a > avka] {az} is. Gne ve ss alan yer; oa. [DS] avke, [Slav, cvka] {az} is. Bir tr karga. [DS] avkn1, [av-mak > av-kn esen rzgr ya da alev. avkn2, [av > av-kn] {az} is. Erkek cinsel orga n. [DS] avk rm ak 1 [av-kr-mak] {az} gsz. fi. [-r ] Sert , karlk vermek; kar gelmek. [DS] avkrm ak2, [av-kr-mak] {az} gsz. fi. [-r ] (Hasta iin) abalamak. [DS] {eATf is. iddetli

lI lI K f f i J . 9 0 5

AV

avlam ak, [-la-mak / av-l-mak] (av la:m ak) {eT} gsz. f i [-r ] Bozulmak; rmek; kokumak, avlan, [av (yans.) > av-la-mak > av-la-n] is. B yk alayan; elale, avlanna, [av (n) > av-la-n-ma] is. 1. Grlts etrafa duyulma eylemi. 2. n yaylma eylemi, avlanm ak, [av (ses, n, an ) > av-la-n-mak edil. f . [-r ] [eT, eAT, OsT. -u r] 1. Sesi veya grlts etrafa yaylmak; evreden ii tilmek. 2. {eT} {eAT} {OsT} dnl. f . n, an, h reti yaylmak; yu bulmak; dillere dmek; an hret sahibi olmak; nlenmek. [DLT] [DK][KB] avl1 [vl /vl] (a v l:) {eT} is. Ate tututur , maya yarayan meyve kabuklar. [DLT] avl2, [eT. v-l > av-l J jU r ] sf. {OsT} n ya ylm; mehur; hretli. avl3, [av-l] (avl:) is. 1. {eT} Henz ava altrl mam doan yavrusu. 2. {az} ahin kuu. [DS] avlg, [v-l] (a. vl) {eT} sf. hretli; tannm. [Clauson] avlm, [av-l-m {eAT} sf. nl; mehur.

avm ak6, [cav-mak j^jU-] {OsT} gsz. fi. [ - a r ] (Vcut iin) pimek; isilik olmak; yanmak. avm ak7, [cav-mak] {az} gsz. fi. [-r ] Benzemek. [DS] avon, [? avon] {az} is. Ayak izi. [DS] avras, [Far. ep rst = > apraz > avras] {az} is. Ayaklar aprazlamasna beyaz olan at. [DS] avratm ah, [av (n, ses) > av-()r-a-t-mah] {az} gl. fi. [ -r ] Duyurmak. [DS] avrkm ak, [av-()r-k-mak] {az} gsz. fi. [-r ] 1. Acele etmek; abalamak. 2. Ba dnmek. 3. Ate ten yz kzarmak. [DS] avrm ak, [av-()-r--mak] {az} gsz. fi. [-r ] Ate ten yz kzarmak. [DS] avsmak, [av-s-mak] {az} gsz. fi. [-r ] Kokmak. ' [DS] avsz, [in. chao (kt p a r a ) => av-sz] {eT} sf. Parasz. [EUTS] avsurm ak, [av-()s-ur-mak] {az} gl. f i [-u r] Toplamak. [DS] avam ak, [ak (yans.) > ah-mak] {eT} gsz. fi. [r] (akl, kk ta, boncuk vb. iin) ses karmak; ckrdamak. avak, [eT. ah-mak > ahak / ava-k] {az} is. 1. Kk akll tarla. 2. Tarladaki ta yn. [DS] avang1 [i. avn / vn] (a a :n ) {eT} is. , Koyun krpma makas. [DLT] avang2, [avn] (cava:n ) {eT} sf. srekli ya akan; sulu gz. [DLT] Gznden

avl, [av-lu] {az} is. Meyve tamak iin bezden yaplm sepet. [DS] avlug, [v-l / av-lu] {eT} sf. hretli; tannm, avlum, [ av -lu -m ^ jU -] {eAT} sf. nl; tannm. avm a, [ (yalm ) > a-mak / ca-malc > cav-ma (dalm a; yolunu saptm a) > av-ma] is. . Gne in domas eylemi. 2. (Scak, koku, k) yaylma, dalma eylemi. 3. Yolundan sapma eylemi; hedef ten sapma; arma. avm ak1, [a-mak / ca-mak / cav-mak (dalm ak; yolunu saptm ak) > av-mak / J*_yr] gsz. f . [ - a r ] 1. {eAT} {OsT} {az} Dorultusunu, ynn deitirmek; yoldan kmak; hedeften sapmak; a rmak. [DS] 2. {eAT} {OsT} leri frlamak. 3. {az} (Yldz iin) kaymak. [DS] 4. {az} Ku kanatlarn bzerek ok gibi umak. [DS] 5. {az} (Araba iin) n yukar kalkmak. [DS] 6. {az} vmek; abala mak. [DS] 7. {az} Sinmek. [DS] 8. {OsT} (Scak, koku, k iin) yaylmak; dalmak; salmak. {az} (ayn) [DS] 9. {az} (Ekin iin) baak verme den boy atmak; uzayp ykselmek. [DS] 10. {az} (Ku iin) kanatlarn sika sika umak. [DS] avmak , [v (n) > av-mak] {eT} gl. f i 1. Ses ta mak; haber gtrmek. 2. {az} Duymak. [DS] avmak3, [eT. > av-mak gsz. f i [ - a r ] 1. (Gne iin) domak, {az} (ayn) [DS] 2. {az} (Gne iin) bulutlarn arasndan syrlmak. [DS] avmak4, [av-mak] {az} gsz. fi. [ - a r ] 1. Dola mak; gezmek. 2. Hasta yoklamak. [DS] avmak5, [av-mak] {az} gsz. fi. [ - a r ] Temizlii, gzellii gz almak. [DS]

avar, [Far. p rest ? / av-mak > av()-ar-] {az} sf. arpk; ters. [DS] av r1, [Ar. avr (b a h a r otu) / Far. gvr => avr /ar / aur / akr otu] is. bot. Maydanoz gillerden, telek yaprakl, sert gvdeli, emsiye bi iminde bileik sar iekli, kaln kkleri kurutulup dvlerek cinsel gc artrmada ila olarak kullan lan ok yllk otsu bir bitki; akr otu, (P astin aca opopancpc), avr2, [cav-mak > av-()-r] {az} is. Enlemesine. [DS] avr, [cav-mak (sapm ak) > av-()-r-] {az} zf. 1. Enlemesine. 2. Ters. [DS] avur, [cav-mak > cav-()-ur] {az} is. Enlemesi ne. [DS] avut, [at > avt] {az} is. Casus; at. [DS] avul, [ak / a (yans.) > ak-l > a-l / avul] {az} is. Buz ktlelerinin dalardan srkleyip ge tirdii ta yn. [DS] avullam ak, [av-mak (dolam ak) > av-ul-la-mak] {az} gl. fi. ] - r ] [-l(u )-yor] evreyi dolaarak g zetlemek. [DS] avu n 1, [av > av-m] is. . {az} ri yapl hayvan larn erkeklik organ. [DS] 2. Hayvanlarn erkeklik organndan yaplan krba. 3. Baston.

AV

O lM I R M .
avzukm ak, [av-()z-uk-malc] {az} gsz. f . [-u r] -* avzurtmak. [DS] avzurtm ak, [av-()z-ur-t-mak] {az} gsz. f . [-u r] 1. Oraya buraya kouturmak; cozurtmak. 2. v mek. [DS] ay 1, [ay] is. Irmaktan kk, dereden byk, yaz k suyu bulunan akarsu, t? ay ana, {az} E be. [DS] | ay anas, {az} ayn ta a r a k iki tarafta | brakt y a ta k izi. [D S]|| ay beyi, {az} ay k en a rn d a kan kay n ak; p n a r ; g z e ; ay kara. [D S]|| aydan geip derede boulmak, P e k o k gl k leri am ken k k b ir olum suzlukla baa rsz du ru m a dmek.\\ ay grmeden p aalar svamak, Yersiz o la r a k o k n ced en ted b ir almak.\\ ay ke narna kuyu kazm ak, G erek siz y e r e em ek h a r c a m ak.| ay ta, {az} ri akl. [D | S]|| ay zm, bot. M eyvesi iin de tad tanenden dolay ishal k esic i o la r a k kullanlan y a b a n m ersini bitkisi, (V accinium myrtilius). ay2, [in. c a-ye > Mo. ai => ay] is. bot. 1. Gneydou in kkenli, demlendikten sonra uya rc bir etkisi ve kekremsi bir tad dolaysyla scak iecek olarak tketilen yapraklar almak, ksa sapl, sert derili ve dili, iekleri sarms ve az ko kulu bodur aa, (C am ellia cinensis). 2. Bu aacn demlenmek zere kurutulmu yapraklan. 3. Bu yapraklarn scak su iinde demlenmesi ile elde edilen krmz renkli ve ho kokulu scak iecek. 4. Genel iecei ay olan ve yannda pasta brek gibi yiyeceklerin de ikram edildii davetli toplant. 5. Genellikle leden sonra dzenlenen mzikli e lence. 6. argo. Esrar. S ay bahesi, ay, kah v e ve alkols z iecek lerin iildi i a k h a v a k a h v eh an e s i.| ay barda, ay im ekte kullanlan d a r belli | in ce b a r d a k .| ay cotu, {az} ay sem averi. [D | S]|| ay evi, ev red eki i y er le rin e a y ve d e iik i e c e k satan k k kahvehane.\\ ay fincan, ay ii len k a h v e fin ca n la rn d a n d a h a byk p o rse le n kap. | ay ka, aya kon ulan e k e r i kartrm ak | ta kullanlan k k kak. | ay oca, B ir i y erin | d e y a d a a r iin de ayn dem len ip hazrlan d yer.\\ ay saati, alm a ortam n da ay veya d e i ik i e c e k le r i im ek iin ayrlm b e lir li b ir zam an dilim i. | ay servisi, ay ikram etm e; a y datm a | ii.| ay ekeri, D em lenm i ayn tatlandrlm ast | iin kullanlan kristal e k e r .| ay takm, 1. ay | danlk, dem lik, ekerlik, stlk ve fin ca n la rd a n m eydan a g elm i m utfak eyasnn tm. 2. ay ik ram ed erk en kullanlan rt ve p e e t e g ib i ey a lar. | ay verm ek, K o n u k lara a y v e yan n d a pasta, | brek, r e k g ib i y iy e c e k le r verm ek zere toplant dzenlem ek. ay3, [Rom. ay] is. argo. Kz. aya, [Mo. aka > aa > aya] {az} is. ocuk; bebek. [DS]

avun2, [av+n] {az} is. an; hret. [DS] avunJ, [? avon > avun] {az} is. Ayak izi. [DS] avundur, [av-mak (syrlp km ak) > av-un-(u)dur ?] {az} is. Dzlklerin ortasnda ykselen tepe; hyk. [DS] a v u r1, [eT. -r > avur] {az} is. Karda alan yol; iz; r. [DS] avu r2, [av (ses) > aur / avur] {az} is. Haber. [DS] avu r3, [Ar. kfir / Far. gabr] {az} is. Gvur. [DS] avurdam ak, [av (ses) > av-ur-da--mak] {az} ite, f i [ -r ] Grlt yapmak; anlalmaz biimde hep birden konumak. [DS] avurgun, [av-mak > *av-ur-mak > avur-gun] {az} is. Birdenbire yaan kar. [DS] avu rlam ak 1, [av-mak (dolam ak) > av-ur-lamak] {az} gl. fi. [ - r ] [-l()-vor] Dolap bakmak. [DS] avurlam ak2, [Ar. (Sur.) avur j> s = > avur-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [-l(u )-y or] Duyurmak; haber ver mek. [DS] avurm ak, [ev-ir-mek] {az} gl. fi. [-u r] Yemeni lerin etrafn dikmek. [DS] avu 1 [v (ses) > av-mak > av- / avu] {az} , is. 1. Svlar ie veya f gibi kaplara koymakta kullanlan koni biimli ara; huni. 2. Fes ibii. [DS] avu2, [eT. ab (yaver) / awu (kom utan) > Far. v JjU - JijjU - /] is. 1. {eT} Ordu komutan. 2.

{eT} Savata askerin dzenini salayan; onlar zu lm yapmaktan men eden kimse; kumandan. [DLT] 3. tar. Toplantlarda, divanlarda alman kararlar yksek sesle halka duyuran kii. 4. tar. Orduda on badan sonra gelen erba. 5. Bir iin veya iilerin banda bulunan, onlar yneten kii. 6. {eAT} Bek i. [DK] 7. {eAT} Hizmetkr. [DK] avu a, {OsT} B ir k a trlii hu bu bat k artrla ra k y ap lan b ir y em ek ; etren c. | avu kuu, z oo l. G k kzgu| num sular takm nn avu kuu giller fa m ily a sn dan, gen i siyah v e beyaz izgili, kzlm s renkli, b a n d a iri bir tep elik bulunan, esk i dnyann s c a k ve lm an b lg elerin d e yaayan , yuvasn a a k o vuklarn a y a p an b c e k il b ir ku; htht, (U pupa ep op s). | avu kuugiller, zool. avu kuunu | kap say a n ku fam ily a s, (Upupidae).\\ avu z m, bot. M arm ara, T rakya ve E g e b lg esin d e y e titirilen iri taneli, ince kabuklu, b o l sulu tatl bir so fr a lk zm tr.
avu3, [ > oa > avu] {az} is. Gnelik yer; gne. [DS] avuan, [avu + Far. n OLijjU-] (avua:n) {OsT}

is. avular, avukan, [? avukan] {az} is. ardak. [DS]


avuluk, -u [avu-luk] is. 1. avu rtbesi ve grevi. 2. avu olma durumu.

r a

h k b d k . .T

AY p e m b e iek li b ir a a k ; e r k e sakal, k e i sakal, (S p ira ea aruncus).\\ ayr nergisi, bot. lk b a h a r d a i e k a an y a b a n i nergis, (N arcissus officin alis) ve u h a i e i (P rim ula officin alis) g ib i sa r i ek li bitkilerin g en el ad. | ayr otu, bot. 1. ayrda b i | ten, b a a k la r km e eklin d e o la n otlarn g en el ad. 2. B u daygillerden kk boylu g en ellik le k ir e li y e r le r d e ve a y rlk la rd a y etien b ir a y r bitkisi, (Phleum pratese).\\ ayr peyniri, Koyun stnden y a p la n zerine r e k otu serp ilip a y r otlarn a s a r la r a k satlan taze peynir. | ayr saz, bot. P a | p ir sg illerd en gen kesitli sa p la r b ir tutam e tr a fn d a bulunan, yatay k k sap l o k y llk otsu bitki, (Carex).\\ ayr sedefi, bot. Diin ie ig illerd en , su lak y e r le r d e yetien, kk m shil o la r a k kullan lan b ir bitki, (Thalictrum).\\ ayr tavuu, zool. Kuzey A m erika 'da y a a y an srt beyaz izgili siy ah ve esm er, karn siyah b ir y a b a n tavuu, (Tympanchs). I ayr teresi, bot. T urpgillerden y a b a n i I b ir bitki, (C ardem in a p raten sis). | ayr tirfili, B a k | lag illerd en hayvan y em i o la r a k y etitirilen bir b it ki, (Trifolium p raten se).|| ayr voynuklar, tar. S e fe rd e ordu atlarn a bakm ak, has a h r ve a y r hizm etlerini g rm ek zere H risU yanlardan seilen b ir s n f asker. | ayr yulaf, bot. B u daygillerden | y u la fa ben z er b ir kr bitkisi, (Avenastrum ). ayr2, [ay-r] {az} is. rdek. [DS] ayrgzeli, [ayr+gzel-i] is. bot. Kme biimin de ve ortas sar, epeevre ve ular pembe dilsi iekleri olan sapsz otsu bir bitki, (B ellis pernn is). ayrlam a, [ayr-la-ma] is. 1. (Hayvanlar iin) a yrda otlamak ii. 2. (Hayvanlar iin) ayr otlar yznden hastalanma, ayrlam ak, [ayr-la-mak] g s z .f. [-r ] [-l()-y o r] 1. (Hayvanlar iin) ayrda otlamak; ayr otlar ile kamn doyurmak. 2. (Hayvanlar iin) yedii ayr otlar yznden hasta olmak, ayrlanm a, [ayr-la-n-ma] is. ayr oluumu, ayrlanm ak, [ayr-la-n-mak] is. (Tarla, arazi, bah e vb.) ayr otlar bitmek; ayr olumak, ayrlam a, [ayr-la--ma] is. ayr durumuna gel mek ii. ayrlam ak, [ayr-la--mak] dnl. fi. [-r ] ayr durumuna gelmek; ayr gibi olmak, ayrlatm a, [ayr-la-t-ma] is. 1. Bir hayvan ayrda otlatma ii. 2. ayr otu yedirerek hastalandrma, ayrlatm ak, [ayr-la-t-mak] g l .f . [- r ] 1. Bir hay vann ayrda otlamasn salamak. 2. (Hayvan) ayr otu yedirerek hastalandrmak, ayrl, [ayr-l] sf. ayr olan; zerinde ayr bulu nan. ayrlk, - [ayr-lk] is. ayr bitkileri yetimi olan yer. ayka, [Slav, ayka / ayka] is. mparatorluk dne-

ayan 1 [eT.. adan > ayan] {az} is. 1. yan. 2. , Krkayak. 3. Akrep. 4. Ylan. 5. Midye. 6. Ylana benzer, kertenkele gibi yryen hayvan. 7. Yenge. 8. Arpa baa. [DS] fi1 ayan gzl, {az) M avi gzl. [DS] ayan2, [? ayan] fazj sf. Mavi gzl. [DS] ayanJ, [av (yar.) > av-mak > ay-an] {az} is. Kzak. [DS] ayana, [a(a)+ana] {az} is. Ebe. [DS] ayc, [ay-c] is. 1. ay demleyip satan kimse. 2. ay reticisi. 3. ay tiryakisi. 4. a rg o. Esrar, uyu turucu satcs, ayclk, - [ay-c-lk] is. 1. ay demleyip satma ii ve meslei. 2. ay reticilii. 3. argo. Uyuturucu satcl. ayco, [ay+co] {az} is. aydanlk. [DS] aydam , [aydam / iydem] {eT} is. Yatak iine ko nulan veya yamurluk yaplan ince kee, aydanlk, - [ay + Far. dan (yer) + T. -lk] is. in de ay demlemek iin su kaynatlan ve demlikten daha byk olan kap. ayevi, [ay+ev-i] {az} is. ayn taarak, iki tara fnda brakt yatak yerleri. [DS] aygara, [ay + gara (m aden suyu) [Tietze] / ay + (kak (su dolu oyuk) > kah-ra > kra > ra] {az} is. 1. ay kenarnda kan su gzesi; pnar; kaynak; aykara. 2. Kumsal; nehir yata. [DS] aygiller, [ay-gil-ler] is. bot. Yapraklar basit ve dili, almak; iekleri ounlukla tek, ayr ta yaprakl, iki enelcli bitkiler familyas, (T h ea cea e). ayhane, [ay + Far. hne (ev) ^UrU-] (a y h a:n e) is. evredeki i yerlerine ay ve deiik iecek hazr layp satlan kk kahvehane; ay evi. ayhaneci, [ayhane-ci] (a y h a :n ec i) is. ayhane i leten kimse. ayhanecilik, -i [ayhane-ci-lik] (a y h a:n ecilik) is. ayhane iletme ii. ayr1, [Krg. iyir / yr [Rsnen] > ay-r] is. bot. 1. zerinde ot biten, bu otlar biilerek ya da otla tlmak suretiyle hayvanclk yaplan nemli arazi. 2. Bu tr yerlerde biten otlar. S1 ayr faresi, zool. ayrlk a la n la rd a y a a y an ta rla f a r e s i bykl n de olan b ir tr fare.\\ ayr gbelei, bot. ayr m antar. | ayr kpei, zool. M arm ota benzeyen | byk kem irgen hayvan, (Cynom ys socialis).\\ ayr kuu, zool. T arla ku gillerden, ta rla la r d a yuva y a p an 2 0 cm. boyu n da srt kahveren gi, karn b e yaz, yuva y a p m a d n em leri dn da sr hlin d e dolaan k k tc ku; tarla kuu, toygar, tarla toygar, (A lauda arvensis). | ayr m antar, bot. | ayrlk a la n la rd a y etien kim i y en ileb ilen kim i de zehirli olan a p k a l m an tarlarn o rta k ad, (Agaricus, Am anita, Psillota).\\ ayr melikesi, bot. B a h e le rd e ss bitkisi o la r a k yetitirilen, beyaz

m minde kullanlan, topu bulunan ve alt dz, 2050 asker alan sava gemisi, aykalm ak, [alka-n-mak > ayka-l-mak] feT j is. alkanmak; sallanmak; harekete gelmek. [Nevy] aykam , [alk-a-m > aykam] {az/ is. Yayk yay ma; alkama. S aykam testisi, {az} Yayk. [DS] aykam a, [allt-a-mak > ayka-ma] {az} is. Bir tr dar ekmei. [DS] ayk ara, [ay + gara (m aden suyu) [Tietze] / kak (su d o lu oyuk) > kah-ra > kra > ra)] is. ay kena rnda kan su kayna; gze, aykavu, [ay+kavu] {az} sf. Srasz. [DS] aykazan, [ay+kazan-] {az} is. Byk amar kazan. [DS] ayku, [ay+ku] {az} is. aydanlk. [DS] aylak 1, - [or. ay-lak > ay-lak] is. 1. zool. Uzun kanatl, engel gagal, kk kular ve fare gibi zararllar avlayan tavuk byklnde yrtclar dan bir ku; kocalak, (Milvus m igrans). 2. {az} Bebek; ocuk. [DS] 3. tar. mparatorluk dnemin de, terfi eden, rtbe alan kiilere bunu haber veren ve bylece mjdelik toplayan kiilere verilen ad. 4. sf. m ecaz. Acemi; tecrbesiz; toy. 5. Tamahkr. 6. {az} (Kii iin) sznde durmayan. [DS] 7. {az} (Sr iin) boynuzlarnn aras ak olan. [DS] 8. {az} (At iin) bacaklarnn aras ok ak olan. [DS] fi1 aylak frtnas, K a g irerken g r len bir frtna.\\ aylak kapmak, {az} B ir tr oyun. [DS] aylak2, - [a-la-mak > ay-la-k] {az} is. 1. Irman en geni yeri. 2. alayan; elale. [DS] aylak, - [aa-lak > aylak] {az} is. ocuk; bebek. [DS] aylaka, [aylak-a] zf. aylaa yakr biimde; toyca; acemice, aylaklk, - [aylak-lk] is. Toyluk, acemilik. aylam ak 1 [ak / a (yar.) / ay (dere) > ay-la, mak] {az} gsz. f . [-r ] [-l()-y o r] Sel sular tara fndan tarlaya ta, kum getirilmek. [DS] aylam ak2, [ay-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] Dnmek. [DS] aylambuk, -u [ay-la-mk > ay-la-(m)bk] {az} is. bot. Ayrk otu. [DS] aylamk, - [ay-la-mk] {az} is. bot. Ayrk otu. [DS] ay lan, [ay-la-mak > ay-la-n] {az} is. 1. Akarsu larn geit verdii yer. 2. akll, kumlu yer. [DS] ayl, [ay-l] sf. inde ay bulunan, fi1 ayl kek, i in e ay k on u larak yap lm b ir tr kek. aylk1, - [ay-lk] is. 1. ay aalarnn yetitii yer; ay bahesi. 2. sf. ay iin ayrlan; ayda kul lanlan. aylk2, - [ay-lk] {az} is. Kadnlarn i yaparken giydikleri geni, uzun don. [DS] aylk1, - [Far. ch => a-lk > ay-lk] {az} is. Lavabo; banyo. [DS]

n c E H

aym ak 1 [ay-mak / cay-mak] {e A gsz. f. [-ar] 1. , T} Dnmek; vazgemek. [DK] 2. {az} Kaymak. [DS] aym ak2, [ay-mak] [DS] aynak, - [cr aynakUj.Ur]

{az} gl. f. [-ar]

Trmalamak.

aynk, [Bulg. cjnik]

{az} is. aydanlk. [DS] (yans.) > cr-()n-ak > cy-()n-a-lc > {O {az} is. -* cynak. [DS] sT} {eAT} edil.f.
Eli kolu,

aynaklanak, [aynak-la-mak j*JUi>U-]

[-ir] Trmalamak,
aynak, - [ay-()n-a-lc] {az} tutmayan; eli kolu sakat olan. [DS]

sf.

aynam ak, [ay-()n-a-mak] {az} dnl.f. [-r] 1. Dolamak; karmak; birbiri iine girmek. 2. a rmak. 3. Bir yere toplanmak. [DS]

{az} is. aydanlk. [DS] {az} is. aydanlk. [DS] aynu, [? aynu] {az} is. mar aac. [DS] ay rak 1, - [ay (yans.) > ay-()r-a-k] {az} is.
aynk, - [Bulg. cjnik] aynik, -i [Bulg. cjnik] aykara. 2. akll ve otlu dz toprak. [DS] ayrak 2, - [ay-()r-a-k] [DS]

1.

{az} is. 1.

Baca. 2. Odun.

ayram ak, [ay-()r-a-mak] {az} is. 1. Hasada eri mek. 2. (Ekin iin) susuzluktan kurumak. [DS] ayram palk, - [ayrampa-lk] bataklk yer. [DS]

{az} is.

Sulak ve

ayraz, [ay-r > ay-()r-a-z] {az} tarla hline getirilen toprak. [DS]

is. Bataklk iken

aysam ak, [ay-sa-mak] {az} gsz. f. [-r] [-s()yor] ay imek istemek; ay arzulamak. [DS] ayak, - [a-()-ak) toprak. [DS]

{az} is.

Otlu ve akll dz

aytak, - [a (i, sopa) + tak ? > aytak] {az} is. 1. Atlara yk vurulurken kullanlan atal aa. 2. sf. Bacaklar da doru eri olan. 3. Dz taban. [DS] ayt, [? ayt] aytnak, - [ay()t-m-ak] doru eri olan. [DS] aytulus, [? aytulus] azer, [Far. der]

{e'T is. Manastr. [EUTS] } {az} sf. Bacaklar

da

{az} is. akal. [DS] {eAT} is. araf; st giyim eyas. - e 1 [-ca / -ce / -a / -e] yap. e. -* -ca. , -e2, [-ca /-ce / -a / -e] {eAT} ek. e. -* -ca. -eJ, [Far. -e <^-] {O sT} ek. Sonuna getirildii Farsa isimlerden isim yapan kltme eki, ba-e (kiik ba). e1, [e / (yans.)] is. ama ve ne syleyeceini bilememe durumlarn anlatan kk. [Zlfkar] eele-me e2, [e /a] {eTf e. Benzetme edat. eJ, [Far. t => > e] {az} zf. Ta. [DS] ebek, -i [? ebek] {az} sf. (Hayvan iin) bir boy
nuzu krk. [DS]

l H

. i l .
ece3, [? ece] {az} is. Pencere. [DS] een, [een] {az} is. Sr kuyruu klndan do kunmu st szgeci. [DS] ecey, [? ece > ecey] {az} is. Baba. [DS] ecgere, [Far. dest-gre] {azj is. Teskere. [DS] ecih, [ecik > ecih] xaz} is. Altn veya maden ' paralara ip taklmas iin yaplan kk halka. [DS] -ecik, [-cack / -cecik / -ecik / -ack] yap. e. -* cack. ecik1, -i [Az. eciy (ss boncuu)] is. 1. Kulp; sap. 2. A a veya madeni ivi. 3. Kova, kazan gibi kap larn kulplarnn takld yer. 4. Kaplarn kulpunu tutturmak iin aklan ivi; cicik. 5. Kazan veya yemek tenceresinin az ksmnn kvrnt yeri. S ecii gemek, {az} (M akas, b a k vb. iin) ivisi gevem ek. [D S]|| ecii gevemek, {az} 1. -* eci i gemek. 2. in ad krlm ak; gn l o lm a k ; d a y an m a g c ve kuvveti kalm am ak. [DS] ecik , [Far. => e > ec-ik] {az} is. Savrularak samanndan ayrlm tahl yn. [DS] ecitmek, [e + et-mek] {az} gl. f . [ - r ] Savrulmu buday gzerden geirerek yn yapmak. [DS] ecrce, [ecr-ce ?] {az} is. Byk ta cekici. [DS] ecst, [e+st-] {az} is. Harman sahibinin, ta hl vererek harmanda alanlara ald erez vb. yiyecek. [DS] e1, [Far. (yaba) U / =-] is. 1. {eAT} {OsTj Savrulmu, samanndan ayrlm tahl yn; e. {az} (ayn) [DS] 2. {eAT} Yn. 3. {az} Kabuu karlm fndk, ceviz ve msr yn. [DS] 4. {OsT} Tahl elenen kalbur. 5. {OsT} Harman savur makta kullanlan yaba. S e tepe, {az} evresi dz, to p rak y n ; hyk. [DS] e2, [Ene. c ec] {az} is. Balsz petek; dalak. [DS] e3, [Erme, c e] {az} is. zmn suyu alndktan sonra kalan posas. [DS] e4, [e] {az} is. algamn yaprak ve saplar. [DS] e5, [Far. =>e] {az} is. Koni eklinde yl m ta. [DS] e6, [e] {az} is. oc. d. El. [DS] e7, [e] {az} is. Kova sap. [DS] ee1, [? ee] {az} is. Efe. [DS] ee2, [Bantu d. > Fr. tse-tse] (e e) is. zool. nsan lara uyku hastal bulatran, iki kanatllardan, Gney Afrikada pek ok tr bulunan sinekten byk bir bcek; ee sinei, (G lossina). S ee sinei, {az} ee. [DS] ee2, [? ee] {az} is. Aabey. [DS] eeJ, [? ee] {az} is. o. d. Et. [DS] ee4, [Yun. tsatsa] {az} is. 1. Genelev altran ka dn, aa. 2. Kefalin kk yavrularna verilen ad; aa bal. [DS] S ee ba, {az} A rabu lu cu ; a a ba. [DS]

eber, [Ar. cebbar] {eT} sf. Becerikli. /azj (ayn) [DS] ebe, [Yun. kemos / imos (burunsalk)] {az} is. 1. Ata vurulan gemin damakl ve metal ksm. 2. Da makl gem. [DS] ebi1 - d [ebi > ebi] {az} is. 1. Bir ya da iki , yandaki kei yavrusu 2. Ksr kei. 3. Tiftik kei si. [DS] fi1 ebi ene, {az} (nsan iin) sivri en e. [DS] ebi2, -ci [? ebi] {az} is. Kklenmi ba ubuu. [DS] ebik, -i [Far. bk => ebik] {az} zf. abuk; acele. [DS] ebil, [ebil] {az} is. Bir yandaki kei yavrusu. [DS] ebi1 [Far. ebi / epi J>-] 1. {eT} {eAT} {OsT} {a, z} Bir ya da iki yandaki kei. [DS] 2. {az} ki yandaki erkek kei. [DS] ebi2, [eb-mek / ew-mek (ev irm ek; k a r y o l bulm ak) > eb-i / ev-i] {eT} is. 1. Kurnazlk; hi le; oyun. [KPy.] 2. kar yol; are. [KPy.] ebi3, [? ebi] {az} is. Kklenmi ba ubuu. [DS] ebis4, [? ebi] {az} is. Kzlarn cinsiyet organ. [DS] ebileme, [ebi-le-me] {az} is. Salkmnda kuru mu zm. [DS] ebit, -di [? ebit] {az} is. Yufka hamurunun iine tereya ve peynir konularak sata kzartlmak sure tiyle yaplan brek. [DS] eblebi, [? eblebi] {az} is. ay kenarnda kendi kendine yetien aa, al, st vb. [DS] ebmek, [eb-mek / ew-mek] {eT} gl. f . [* - iir ] 1. evirmek. [KPy.] 2. kar yol bulmak. [KPy.] ebre, [Slav, eber ] {az} is. Turu iin kullanlan st geni, alt dar f. [DS] ebres, [Far. eb rast] {az} is. 1. engel. 2. Kop a. [DS] ebrez, [Far. eb rast] {az) is. -* ebres. [DS] ebk, [Far. bk] {eAT} sf. 1. evik; seri; atik. 2. Becerikli. ec1, [Far. => ec] {az} is. -* e 1. [DS] 0 ec etmek, {az} 1. H arm anda, savrulm u tahl k al burdan g e ir e r e k yn yap m ak. 2. B ir m eyveyi v e y a kuru se b z ey i kabu u n dan ayrm ak. 3. H erhan gi b ir m eyveyi b ir a ra y a to p la m a k ; ym ak. [D S]|| eci durm ak, {az} K a y n a tla rak veya kuru tularak f i resi kan b ir eyin g e r i k alan z o k o lm a k ; evin li olm ak. [DS] ec2, [e] {az} is. -* e2. [DS] ece1, [? ece] {az} is. 1. Aabey. 2. Baba. 3. Dede. [DS] ece2, [? ece] {az} is. 1. Ova kylerinden almak iin gelen ii. 2. Seyyar satc. [DS]

O l M IIttM .
eek ,

[eT. eek / Mo. eeg > Far. eek

is.

T. {eT} {az) iek. [Gabain] [DLT] [EUTS] [DS] 2. {OsT} Gl. 3. {OsT} {az} iek hastal. [DS] 4. {OsT) nsan vcudundaki ben.
e e k le n m e k ,

2. Keten tohumu. 3. Kendir tohumu. 4. am fst kozala. 5. Sakz aac meyvesi. 6. Buday kavur gas. 7. sf. (Kii iin) ksa boylu ve huysuz. 8. ok zayf. [ D S ]
e d i,

[eek-le-n-mek] {eT} dnl. f . [- r] ieklenmek. [DLT] [EUTS] [eek-lig] {eT} sf. iekli. [EUTS] [eek-lik] {eT} is. ieklik. [DLT] [EUTS]

[? edi] {az} is. Bir tr diken.


-i

[D S ]

e d i k 1,

[i + edk (pabu ) > edik J-i-] is. 1.

e e k lig , e e k lik ,

e e le m e k ,

[ee-le-mek] {az} gsz. f . [ - r ] [-l(i)y o r ] armak. [DS] [een (kavim ad)] z. is. 1 . Kuzey-Dou Kafkasyada yaayan ve kendilerine Nahci, Nahcuva adn veren yerli Mslman halk. 2. sf. eenlere ait, onlara zg olan. 3. sf. een soyundan olan. e e n a r a b a s , E skiden p o s ta a r a b a s o la r a k kullanlan, yayl, d rt tekerli, iki p e n c e r e li ve ift atl ssl b ir a r a b a tr. | e e n k z , A dya | man, E rzin can y resin d e kn a g e c e s i e len celerin d e oynanan g v en d e trii b ir h a lk oyunu ve trk s. [? een] {az} sf. Akll. [DS] [een-ce] is. eenler tarafndan konuu lan Kafkas dili, [t. chiacchierone] {az} sf. Akgz olan kimse. [DS] [Far. e (yaba) > e-ge] {eT} is. ulha tara . [DLT]

Mest zerine giyilen sar pabu. 2. Terlik. 3. {eAT} {az) Koncu ksa izme; konlu mest. [ D S ] & e d i k p a b u , ed ik le birlikte giyilen ayakkab.
e d i k 2, - i e d ik , -i

[? edik] {az} is. ekirge.

[D S ]

e e n ,

[et-ik > edik] {az} is. Bir cismin kena rnda meydana getirilen oyuklar. [ D S ] [edik-i] is. edik imal eden ya da satan kimse.

e d ik i,

e d im ,

[ed-im ?] {az} is. (ocuk iin) gelime; b yme. [ D S ] [etk / edk {eAT} is. Kedi,
[D S ] [D S ]

e d k , - e fa ,

[? efa] {az} is. imen; yeil ot. [Far. eft-l] {az} is. eftali.

e fa lk , - e fd e li, e fe t, [D S ] e f e n g ,

[efa-lk] {az} is. imenlik; otlak.


[D S ]

een ,

een ce,

[Far. ceht => efet] {az} is. Geimsiz kimse.

e e ro n ,

[epi (olak) > cefen / avn [Clauson]] {eT} is. Koyun krplan makas; krk. [ D L T ]

ege,

e ft,

e i k 1, - i

[Az. eciy (ss boncuu) > eik] {az} is. 1. Ziynet altnnn halkas. 2. Kulp; sap. 3. Tencere ya da kazann azndaki dar doru olan kvrklk. 4. Kovann kulp taklan yeri. 5. Aa veya metal ivi. [DS] S e i i g e v e m e k , {az} D ayanm a g c k alm am ak ; gn l olm ak. [DS] [eik] {az} is. Kadnlarn balarna rt tkleri yazmann gerisini atma biimi. [DS]

[? eft] {az} is. 1. am ve palamut aacnn meyvesinin kabuu. 2. zm kabuu. 3. Meyvenin iindeki paralardan her biri. [ D S ] [eget] {az} is. Orman.
[D S ]

c e g e t, - d i eg ,

[eg] (e:g ) {eT} is. izgili bir tr pamuklu do kuma. [ D L T ] [Far. ele ^Uj-] (e a. le) {OsT} is. ala, [Far. egne ^ t"-] (eg :n e) {OsT} is. 1.

e g a le ,

e i k 2, - i

eg n e,

e i k , - i

[eik] {az} is. Elma, armut gibi meyve lerin yenmeyen z; koan. [DS] [? eil] is. Ya alnm stten ya da ayrandan yaplan bir tr peynir; kelek; ke; kurut, [Far. ccim => eim] {az} is. nce dokun mu, renkli kilim. [DS]

e il,

engilerin dans ederken aldklar, zilleri ve kas na metal def. 2. engilerin ikierli olarak ellerine takarak aldklar drt paradan ibaret bir tr metal alpara; aana.
eg n eb az,

[Far. egne+baz (oynayan) jL jU-]

e im ,

e in li,

[ein-li] {az} sf. Macun gibi yorulmu; yapkan. [DS] [e-le-mek] {az} gl. f . [- r ] [ - l(i)-yor] Flamandaki ekin saplarm, dven srmek zere yaymak. [DS]
f i1 e li b a l,

( eg :n eb a :z ) {OsT} is. egne ad verilen tek veya kollu zilli maay alarak oynayan dans,
ege, e g e l,

[ene] {az} is. Ke.

[D S ] [D S ]

e le m e k ,

[a-l] {az} is. akl yn; al.

eg e se k , -i

[ene-sek] {az} sf. (Kii iin) ok ko nuan; geveze. [ D S ] [? eget] {az} is. Orman.
[D S ]

e li,

[e-li] (az/ sf. Petekli. P etek li bal. [DS]

{az}

e g e t, e g i,

e d e k , -i

[? edek] {az} sf. (Kii iin) pis ve bece riksiz. [DS]

[eg-i] {az} is. Saban demirinin amurunu kazmakta kullanlan demir. [ D S ] [a-l > eg-il] {az} is. akl yn; al.
[D S ]

e g il,

edeme, [Far. cu (arp a) ? / eT. (hasr otu) + Far. dne] {az} is. Keten tohumu. [DS]
ed en e,

e g in ,

[Far. cu (arpa) ? / eT. (h a sr otu) + Far. dne] {az} is. 1. Fterhangi bir eyin kk paras.

[eT. ig-mek > ig-in / iin / iyin] {az} is. * iin. [ D S ] [eg-le] {azf is. akl yn; al.
[D S ]

e g le ,

is

k a

s n

E ranmak; ardan, almak; oyalanmak. 2. {eAT} Dn mek; dolamak. [DS] eh 1, [Far. eh<t=-] {OsT} is. Kuyu. eh2, [Far. eh ^ - ] {OsT} is. Kl, haner vb. eylerin klf; km. ehan, [Far. ehn l^-] (eh a:n ) {OsT} sf. 1. Dam layan. 2. Damlayc. ehar, [Far. ehr jl-4 (eh a :r) {OsT} sf. Drt; r. =-] S ehr-bli, {OsT} 1. D rt yastk. 2. e r e f sa d r ; taht.| ehr-deh, {OsT} On d rt.| ehr-gne, | | {OsT} D rt g e .| ehr-ke kap, {OsT} K e le r i | b ire r santim en in de d er i ile kaplan m ortas eb r u lu kitap k ap larn a verilen ad.\\ ehr-p, {OsT} D rt ay ak l hayvan.\\ ehr-enbih, {OsT} D rdn c gn ; a ra m b a .| eh r-yr, {OsT} D r t dost. | eharenbih, [Far. ehr + enbih (gn) <u^ijL^-] {OsT} is. aramba, eharm , [Far. ehrm fjL^-] {OsT} sf. Drdnc, eharm in, [Far. ehrmn j^jl^=-] (eha:r m i:n ) {OsT} sf. Drdnc, ehdirm ek, [ek-tir-mek > ehdir-mek] {az} gl. f . [-ir ] ektirmek. [DS] ehe, [ene > ehe] {az} ene. [DS] 0 ehe ta, kon ulan byk talar. [DS] ehebaz, [ene + Far. bz > iin) ok konuan; geveze. ehiz, [Ar. cihz > ehiz is. 1. Duvar kesi. 2. {az} D uvar k elerin e ehebaz] {az} sf. (Kii [DS] {eAT} is. eyiz.

eglemek, [eg-le--mek] {eT} ite, f . [- r ] Kar lkl olarak ad ekmek; kura ekimek, egtirge, [eg-r-ge] {az} is. naatta kullanlan drt ke aa. [DS] egzinmek, [tegzin-mek > egzin-mek > a. izgin-mek] {eAT} dnl. f . [- r] -* ezginmek; izginmek. e, [ene > e] {az} is. Kene. [DS] ee1, [ene > ee] {az} is. Ke. [DS] ee2, [ene > ee] {az} is. Kene. [DS] eel, [a (yans.) > a-l > e-el] {az} is. akl; kum yn. [DS] S eel ta, {az} ay ta. [DS] een, [Far. evgn => een] {az} is. Baston; asa. [DS] eesek, -i [ene-sek] {az} sf. ok konuan; geve ze. [DS] eil1 [e-il] {az} is. 1. ekirdek. 2. akl; al. , [S] eil", [e-il] {az} is. Savrulup temizlenerek yl m tahl yn. [DS] eillik, -i [e-il-lik] {az) is. akl ta bulunan yer; akllk. [DS] ein, [iin > iin > ein] {az} is. Omuz. [DS] eir, [a (yans.) > e-ir] {az} is. Tarlada bir yere toplanm ta yn. [DS] eirdek, -i [ekir-dek] {az) is. ekirdek. [DS] eiz1, [ez-gin-mek / ez-in-mek > eiz / ez] {eAT} is. Daire; evre. [Tietze] eiz2, [Ar. cihaz => eiz] {az} is. eyiz. S eiz evi, {az} G elinin kt ev. [DS]. ele, [a (yans.) > e-le] {az} is. 1. Kumdan b yk, akldan kk ta. 2. Bykl kkl ta yn. [DS] em el1 [ek-mek > ek-me-1 ?] {az} sf. l.Y a y ya , da engel biiminde olan. 2. is. Baston biimindeki oban denei. 3. Yksek dallardaki meyveleri ekmek iin kullanlan ucu atal sopa. [DS] emel2, [ek-mel] {azf is. Kl adr. [DS] emen, [ek-mek > e-men] {az} is. ekmen. [DS] enek, -i [e-ne-k] {az} is. Yol stndeki batak lk. [DS] eneraek, [eyne-mek / ine-mek] {az} g l . f ] - r ] [-n(i)-yor] -* inemek. [DS] eek, -i [e-(i)-ek] {az} is. Krlarak kltl m ta. [DS] erme, [ev-ir-me > e-r-me] {az} is. 1. Etra fn sarma; kuatma; evirme. 2. Allarn nnde her taraf itlerle evrilmi olan yer. [DS] ezindrmek, [ez-(i)g-in-mek > ezin-mek > ezin-dr-mek dUjjjjSU-] {eAT} gl. f . [ r ] Dn drmek; devrettirmek, ezinnek, [[tegzin-mek> egzin-mek > ezin-mek li jS y dnl. f . [-ir ] [eA T - r] 1. {az} Yava davranmak; ardan almak; oyalanmak. 2. {eAT}

ehim, [? ehim] {az} is. Patiska. [DS]

ehm e1 [ek-me > ehme] {az} is. Ayakkab. [DS] , ehme2, [cek-me > ehme] {az} is. Bir tr pilav. [DS] ehmece, [ek-me-ce] {az} is. ekmece. [DS] ehmek, [ek-mek > ceh-mek] {az} gl. f . [ - e r ] ekmek. [DS] ehre, [Far. ihre o^hj-t] is. 1. nsanda ban salar, ku lak ve ene alt ile snrlanm blm; yz; sima; surat. 2. Yznn zellikleri ile zdelemi kii; ahsiyet, kiilik. 3. Yzdeki ifade. 4 gnl. Bir eyin d grnm; biim. 5. zellik. 6. Somurtkanlk; surat asma. S ehre-g, {OsT} Satranba.\\ ehre-g, {OsT} Yz a c ; yzn aan . | ehre-i j glgn, {OsT} Gl ren k li yz; g l y a n a k l.| ehre| nttm, {OsT} Yz g steren , yznii g steren .| eh| re-perdz, {OsT} R essam .| ehre-perdz- cihan, | {OsT} G ne.| ehre-s, {OsT} Yz sren.\\ ehre | zrd, irkin yzl kimse.

ehretim , [? ehretim] {az} sf. Sapl; kollu. [DS] ehr, [Ar. (Sur.) clra] {az} is. -* cehri. [DS] eik, -i [ecik] {az} is. Kova, bakra vb. kaplarn birleme yerlerindeki ivi. [DS]

EJ

Ell V

XU .

ej1, [ej / ev / eg / v / y] (e:j) {eT} is. 1.


Demir ivi. 2. ivi ve tellerin ucundaki kancalar.

ekek1 -i [ek-mek + ek-mek > ek+ek] is. 1. ,


nsan gc ile hareket ettirilen drt tekerlekli ara ba. 2. Uzakdouda insan tamada kullanlan el arabas. 3. Eskiden bayram yerlerinde, drt be o cuk alabilen ve sahibi tarafndan ekilerek gtr len st pskllerle ssl arabalara verilen ad. ekek2, -i [elc+ek] {az} is. 1. zm ve niasta dan yaplan bir tr tatl. 2. Kp biimindeki eyler.

ej2, [Far. cec] is. {az} Sapl buday yn. [DS] -ek1 [-cak / -cek / -ak / -ek] y a p e. -* -calc. , -ek2, [-ek] {eAT} y a p . e. Fiilden isim yapan ek; tek
rnei vardr, em -ek.

-ek3, [-ak / -ek / -uk / -k / -k / -ik] {eT} yap.


e. - * -ak.

ek, [Slav, eh] is. 1. Orta Avrupada Bohemya,


Moravya ve Silezyann bir kesiminden meydana gelen blge ve bu blge halkndan olan. 2. sf. ek lerle ilgili olan. ek1 [eT. eg] is. Bez aya rg ile dokunmu , izgili bir kuma tr. ek2, [ek] {eT} is. 1. Kura; ad ekme. 2. Hisse; pay. ek3, [ek] {az} is. 1. Halla tokma. 2. Harmanda saplan ekerek datmakta kullanlan uzun sapl geni azl engel. [DS] ek4, [? ek] {eT} is. Ufak tefek eyler anlamndaki ek k ikilemesinde geer, S ek k, M aln en d e ersiz i; kvr zvr. [DLT] ek5, [Far. h > Ar. > Fr. > ng. cheque / check (satran oyununda a h a K !" dem ek)] is. Belli bir parann denmesi konusunda bankaya talimat veren, ekli kanunla belirlenmi deme emri belge si. S ek etmek, K on trol etm ek; y o k la m a k ; tahkik etm ek ; den etlem ek. ek6, [ak > ek] {az} zf. Ta. [DS]

[DS] ekeki1 [cek+cek-i] {az} is. ekirge. [DS] , ekeki2 [ek+ek-i] {az} is. Kaim kiri ucu ile ,
direk arasna konulan sslenmi kama. [DS]

ekdire, [ek-dir-e ojJ&y] {OsT} is. -* ektiri. ekdiri, [ek-dr-r lSj-1 ^?-] {eAT} {OsT} is. -* ektiri. ekdirik, [ek-dir-mek > ek-dirik] {az} is. Har
manda samanlar toplamakta kullanlan tahta ara. [DS]

ekdirme, [ek-dir-me <bOjj-] {eAT} is. -* ektiri. ekdir, [ek-dr- j j - s y {eAT} is. -* ektiri. ekdrmek, [ek-dr-mek] {eAT} gl. f . [- r] ek
tirmek.

ekdrr, [ek-mek > ek-dr-r] {OsT} is. ektiri. fi1 ekdrr gemi, {OsT} ektiri. eke1 [Far. eke ( o k kiik)] {az} sf. Kk; ufak. ,
[DS]

eke2, [ek-e] {eAT} is. 1. ekme eylemi ve durumu.


2. ekerek dzene sokma. 3. {az} sf. Sk; gergin. [DS] eke durmak, {az} ek in erek k en ard a du rm ak; karm am ak. [D S]|| eke dutmak, {az} G ergin tutmak. [D S]|| (ayan) eke dutmak, {az} B irisin e sk g id ip g elm em ek ; s k grm em ek. [D S]|| eke dzen, {eATj ek i dzen; intizam .| eke | dzen virmek, {eAT} K lk kyafetin i dzeltm ek; sslenm ek.

ekak, [Far. ekk U-1&*-] ( e k . a .k ) {OsT} is.


Kl, mzrak gibi silahlarn arpmasndan kan ses; silah akrts. S ekk- syf, {OsT} K l akrts.

ekn, [Far. ekiden (dam lam ak) > ekn jlSL>-] (ek ;n ) {OsT} sf. 1. Damlayan. 2. Damla damla akan,

ekap, [ng. check (yoklam ak) + up (sonuna kad ar)]


is. Herhangi bir hastalk belirtisi bulunmasa dahi, bir kimseyi btn tbbi inceleme ve aratrma metot ve tekniklerini kullanarak yaplan tam bir salk muayenesi; tam bakm, ekas, [ek-mek + as-mak] is. Bir ucu sabit bir yere takldktan sonra dier ucu ekilmek suretiyle ma karasndaki ip veya telin boanmas ile kar duvar veya diree taklan ve sonra da tekrar makarasna sarlarak toplanp kaldrlabilen bir tr amar ser geni. ekberi, [ek-mek + beri] is. 1. Harmandaki saplar ekmeye veya yaymaya yarar uzun sapl bir tr engel. 2. Frndan ate ve kl ekmekte kullanlan engelli krek,

ekecek, -i [ek-mek > ek-ecek] is. 1. Ayakkaby


kolayca giyebilmek iin topuun biimine uydu rulmu metal ya da plastikten yaplma kk eya. 2. Kap kilitlerinin dilini harekete geiren ve zincir balanabilen bir tr kanca. 3. {az} Kar temizle meye yarayan aygt. [DS] 4. {az} Yemenicilerde kalplar kartmakta kullanlan aygt. [DS] 5. {az} Kar temizlemeye yarayan aygt. [DS] 6. {az} D venin altna sap ekmek iin kullanlan aygt. [DS] 7. {az} Saban okunu boyundurua balayan iP-[DS]

ekek1 [ekek] {eT} is. iek hastal. [DLT] , ekek2, -i [ek-mek > ek-elc] is. dnz. Tekneleri
kyya ekmeye ve karinasn temizlemeye yarar eik dzlem biimindeki iskele; {az}. [DS]

ekak, [Far. ekk 3\^>-] ( ek a ;k ) {OsT} is. -*


ekaak. eke, [ek (Avrupal b ir ulus) > ek-e] is. Bo hemya, Moravya ve Silezyamn bir blmnde konuulan Slav dili.

ekek3 -i [ek-ek] {az} is. Bataklk. S ekek , amur, {az} B ataklk, [DS] ekel, [Yun. tzakelin] {az} is. 1. Sabana yapan
amurlar syrmaya yarayan ve vendirenin ucuna

o m ii.9 3 m iiw ii 1
taklm spatula biiminde kk metal para. 2. Kk apa. 3. nce, uzun denek. [DS] ekelebz, [ek-ele-vz / ekele-biiz] {az} is. Sin cap. [DS] ekeleme, [ek-ele-me] is. Tekrar tekrar ekmek ii. ekelemek, [ek-ele-mek] gl. fi. [ - r j [-l(i)-y o r] 1. Tekrar tekrar ekmek; ekitirmek. 2. {az} Bir kimseyi, bir eyi ekerek, srkleyerek gtrmek. [DS] ekeles, [ekelez / ekeles] {az} is. Sincap. [DS] ekeleve, [t. sacaleva / Yun. sakko (k a b a giysi) + leva / laifa (yelken)] is. dnz. K taraf yksek hzl bir yelkenli tr, ekeleviz, [ekelevz > ekeleviz] {az} is. Sincap. [DS] ekelevz, [ekele-vz] {az} is. Sincap. [DS] ekelevz, [ek-ele-vz] {az} is. Sincap. [DS] ekelez1 [ek-mek > ek-ele-z] {az} is. Sincap. , [DS] ekelez2, [ek-mek > e'k-ele-z] {az} is. Kasap. [DS] ekelge, [ek-er-ge > ek-el-ge] {az} is. 1. Sre. 2. Mesafe. 3. Uzam. [DS] ekelik, -i [k-el-ik > ekel-ilc] {az} is. kelek; yasz ayran peyniri. [DS] ekelos, [ekelez] {az} is. Sincap. [DS] ekeloz, [ekelez] {az} is. Sincap. [DS] ekem 1, [ek-em] is. 1. {eAT} (Kuyu vb.den) bir ekimlik su; ekim. 2. drar artrc, tansiyon d rc ve zellikle romatizmaya kar yak olarak kullanlan, elma, armut aalar ile amlar zerinde asalak yaayan kse otunun (Viscum albm ) kuru tulmu meyvesi; bur; gevele; gke; gvelek; gvelek. 3. {az} Brtlen. [DS] 4. {az} Su yolla rn yapan ve su ilerinden anlayan kimse. [DS] 5. {az} Kuyucu. [DS] ekem2, [ek-em] {az) is. Pekmez kaynatlarak yaplan ada. [DS] ekemci, [ekem-ci] {az} is. Lamc. [DS] ekememe, [ek-e-me-me] is. 1. ekmeye gc yetmeme durumu. 2. Katlanamama, ho grememe veya kskanma durumu, ekememek, [ek-e-me-mek (ek eb ilm ek fi. olum su zu)] gl. yeterlik, fi. 1. ekmeye gc yetmemek; ekme, tama gcnden yoksun bulunmak. 2. Katlanamamak; kskanmak. 3. Ho karlamamak. S ekemeze dmek, {az} T ehlikeye dm ek. [DS] ekemezlik, [ek-e-me-mek > ek-e-me-z-lik] is. ekememe durumu; kskanlk; ho grmeme. eken1 [ek-en] sf. 1. ekme ilemini yapan. 2. , Uzatan. 3. is. Makinelerde hareketi baka bir orga na aktaran kay vb. ey. 4. Mzikte bir durak veya tonalite dizisinde biti sesinden sonraki en nemli ses. eken2, [ek-en] {az} is. Su yollarn yapan ve su ilerinden anlayan kimse. [DS]

EK ekene, [k-mek > ken-e / eken-e] {az} is. 1. Keten dkntlerinden yaplan bir tr kilim. 2. K e ten ipinden dokunmu yayg. [DS] ekenek, -i [ek-mek > ek-enek] {az} is. 1. Her hangi bir eyi ekmekte kullanlan aygt. 2. Dolma tfein iindeki sky boaltmakta kullanlan ucu engelli ince ubuk. 3. Harman tnaz yapmakta kullanlan aygt. [DS] ekenel, [eken+el] {az} is. Semerin arka tarafna aklan engelli demir. [DS] ekenez, [ekele-vz > ekelez / ekenez] {az} is. Sincap. [DS] ekenmek, [ek-mek > ek-en-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] Arzu etmek; istemek. [DS] eker1, [ek-mek > ek-er] is. 1. Bir tartnn kaldra bilecei en ar yk miktar. 2. Uzatma iareti. 3. Paketlenecek rne sarldktan sonra boyutlar klebilen ambalaj maddesi. eker2, [ek-mek > ek-er] {az} is. ekinilen ey. [DS] ekerJ, [Far. eker] {eT} is. Kudret helvas; tatl; eker. ekere, [? ekere] {az} sf. Sar. [DS] ekerek1, -i [eke (kk) > eke-rek i)jS^-] {OsT} zf. 1. Az kk. 2. {az} Daha kk. [DS] ekerek2, -i [ek-mek > ek-er-ek] {az} is. ekim serlik. [DS] ekerek , -i [cek-er-ek] {az} is. Uzaklk; mesafe. ' [DS] ekerge, [ek-mek > ek-er-ge] {az} is. Sre; uzak lk; uzam; mesafe. [DS] ekert, [? ekert] {az} is. Yeermi gzlk ekin. [DS] eket1, -di [Fr. jaquette] {az} is. Ceket. [DS] eket2, -di [? eket] {az} is. Sokak. [DS] eketlemek, [ceket-le-mek] {az} gl. f . [-r ] [-l(i)y o r ] (Bitki kkleri iin) su yznden fazla by mek. [DS] eketm ek1, [ek-mek + et-mek] {az} gsz. f i [ - r ] [d (i)-y or] Yola kmak; yola koyulmak; hareket et mek; ekip gitmek. [DS] eketmek2, [ek+et-mek] {az} gsz. fi. [-r ] [-d (i)y o ] ekimser durmak. [DS] ekgaleviz, [ek-ele-vz => ekgaleviz] {az} is. Sincap. [DS] ekge, [ekrge > ek-ge > elc-ke] {az} is. ekirge. [DS] ekgel, [Yun. tzekalin] {az} is. vendirenin alt ucundaki demir syrg. [DS] ekgi, [ek-mek > ek-ki] {az} is. Harmanda saplar yaymak iin kullanlan bir tarm arac. [DS] e k i, [ek-i] is. 1. ekme eylemi ve sonucu. 2. Ha ly tezgha germe ii. S eki dzen, D zenlilik; tertipli ve intizaml yaay.

EK

IMIIffSM.
5. spor. Bir ucu sapl uzun bir tele bal glle ve bu glle ile yaplan at. S 1 eki atm a, spor. ek icin u zaa fr la tlm a s ek lin d e y a p la n b ir atletizm y a rm as.| eki bal, zool. S c a k ve lk d en iz lerd e | y aayan , b a e k i biim in d e ve g z ler i bu e k icn iki y an n d a bulunan b ir tr k p e k bal, (Sphyrnidae). | eki kemii, anat. M em elilerd e o r ta k u | lak tak i k k kem iklerd en b ir tan esi.| eki kuu, | zool. G a g as e k ic e ben zeyen b ir ku, (S co p u s m bretta). ekige, [Yun. tskisti (ezik)] {az} is. Yeil zeytin salamuras. [DS] ekihane, [eki + Far. hne] (ek ih a .n e ) is. De mir fabrikalarnda makine ile alan ok ar e kilerin bulunduu blm, ekileme, [eki-le-me] is. 1. ekile dvme, vur ma eylemi. 2. ekile dvmek suretiyle meydana getirilmi ssleme, ekilemek, [eki-le-mek] gl. f . [ - r j [-l(i)-y o r ] 1ekile dvmek, ekil vermek. 2. Maden eyleri dvmek suretiyle ekillendirmek. 3. Kesilecek or man aalarn damgal ekile vurarak belirlemek. 4. vet. Boann erbezi kanallar altna bir sopa koy duktan sonra zerinden vurarak enemek, ekide, [Far. ekiden (dam lam ak) > ekide o

eki2, [ek-mek (tartm ak) > ek-i] is. 1. Odun, k mr, kire vb. ar eyleri tartmak iin kullanlan 195 okkalk (=250 kg) arlk ls. 2. pek cinsi eyleri tartmakta kullanlan 300 glk l. 3. Tart aleti. 4. (az) Tfekte barut ve sama miktarm gsteren l. [DS] S eki ta, Tart aletin in b ir tarafn d a a sl duran iki yz elli k ilo g ram lk ta veya m ad en a rlk .| eki ta gibi, (K ii iin) a r | davran an y a d a h a rek etsiz .| ekiye gelmek, D ze | n e uymak. | ekiye gelmez, 1. l lem ey ecek k a d a r j ar. 2. isted i i g ib i davranan, b a sk altn a g ir e meyen. eki3, [eT. -mak (drm ek) > k-mak > k- > ek-i {OsT} is. 1. Kadn barts. 2. {az} Alna balanan yazma; ember. [DS] 3. Kadnlarn fes zerine sardklar yemeni. 4. Kadnlarn bala rna baladklar ba rts. 5. {az} Hayvan pala nnn zerine ekilen ul. [DS] eki4, [eT. -mak (drm ek) > k- > ek-i] {az}] is. fo lk . 1. Dne gtrlen hediye. 2. Dnlerde oyuna kaldrlan kimse. [DS] eki5, [ek-mek > ek-i] {az} is. 1. Ekin ve ot ek mekte kullanlan engelli alet. 2. Halla tokma. 3. Bk; dili ak. 4. Boyunduruu oka balayan aa ivi. [DS] S eki kay, {az} A raban n yan kay. [DS]

(ek i.d e ) {OsT} sf. 1. Damlam. 2. is. Topuz, grz eki6, [eT. -mak (drm ek) > k-mak > ek-mek > gibi sava aralar, ek-i] {az} is. 1. Hayvanlarn beline balanan ip. ekidek, -i [ekir-dek > ekdek] ( ek i.d e k ) {az} 2. Kuak. 3. Hayvann payamnn stne rtlen is. ekirdek. [DS] ul. 4. Pantolon. [DS] ekidik, -i [eki-d-ik / eki-dik] {az} is. Kadnlarn eki7, [ek-mek > ek-i] {az} is. Meyve sebze ta balarna baladklar yemeni. [DS] makta kullanlan kamtan rlme byk sepet. ekig, [ek-mek > ek-ik / ek-ig] {eT} is. Nokta; el [DS] yazmas kitaplarda noktay temsil eden ekil. [DLT] eki8, [ek-mek > ek-i] {az} is. 1. Sknt. 2. zn ekik1, -i [ek-ik] sf. 1. Bir tarafa doru eilmi ve t. [DS] fi1 eki ekmek, znt, sknt veya a cy a ya ekilmi. 2. eriye doru ekilmi; ieriye ka katlanm ak. m. eki9, [ak-mak > ak- > ek-i] {az} is. Bk; ak. ekik', -i [ek-ik] {az} sf. Tatsz; irkin. [DS] [DS] ekicek, -i [eki-cek / ek-ecek] {az} is. Testi ekik2, [ekik / ekk i! jS^-] {eT} {eAT} {az} is. zoo lSiyah kayalklarda yaayan sereye benzer alacal byklnde pekmez kp. [DS] bir ku; tarla kuu; toygar, (A lauda). [DLT] [DS] ekici, [ek-mek > ek-ici] sf. 1. ekme eylemini yapan. 2. lgi ve eilim uyandran; beenilen; ca ekik3, [ek-ik / bek] {eT} is. Kk ocuklarn er keklik organ. [DLT] zip, alml. 3. is. Rmork ve treyler gibi yk arala rm tamakta kullanlan motorlu ara. 4. Geriye ekike, [ek-ik-e] sf. Biraz ekik; ekie yakn, doru aslan. ekikge, [ekir-ge > ekikge] {az} is. ekirge. [DS] ekicilik, -i [ek-ici-lik] is. 1. ekmek eylemini ekildek, -i [ak-l-dak > ek-il-dek] {az} is. O l uygulayan eyin nitelii. 2. Bir eyin veya kiinin mam meyve. [DS] hoa gitmesini, beenilmesini salayan nitelik; be ekilek, -i [ek-il-mek > ek-il-ek] {az} sf. 1. K sa enilme; almllk, albeni, cazibe, 2. Kk. [DS] eki, -ci [eT. ek / ekk] is. 1. ivi akmak, maden dvmek gibi ilerde kullanlan sapl demir veya elik ara. 2. anat. Orta kulakta yer alan drt kemikten biri. 3. mz. Piyano klavyesine basld nda tele vurarak ses kartan tahta ta. 4. as. tar. Eskiden kullanlan uzun sapl bir tr silah; martel. ekilen, [ek-il-en] {az} is. Nezle; grip hastal1ekilenmek, [k-la-n-mak > eki-le-n-mek] {a'z dnl. f . [-ir ] Kendi bana yazma balamak. [DS] ekili, [ek-il-i] {az} sf. Dzenli; tertipli; derli toplu[DS]

[D S]

0 I M K E 2 U I . .
ekili, [ek-il-i] is. 1. ekilmek eylemi veya bii mi. 2. ok saydaki nesne arasnda birini tesadfi olarak almak, semek; keide, ekilme, [ek-il-me] is. 1. ekme iinin yaplmas. 2. Bir iten, bir grevden kendi isteiyle ayrlma. 3. Akarsularda veya gllerde grlen su almas. 4. Anlama ve szlemelerden vazgeme; cayma. 5. Bir seim iin aday olan kiinin adaylktan vaz gemesi. 6. Bir spor karlamasna katlmama. ekilmek1, [ek-il-mek dUAsy e d il.f. [ - ir ] 1. ekme ii yaplmak. 2. (az} (Hayvan iin) ahr,, al, avla vb. yere yedilerek gtrlp balanmak. 3. {azf (Dii hayvan iin) erkei ile iftletirilmek. [DS] 4. Tartlmak. {OsT} (ayn) 5. (Kuma iin) makine ile dikilmek. 6. (Et, yal tohum vb. iin) kyma, ezme makinelerinden geirilmek. 7. dnl. f. Bulunulan yerden baka bir yere gitmek, ayrlmak; uzakla mak. 8. Dinlenmek ya da sessiz almak iin bir odaya veya bir kenara gemek. 9. Geriye gitmek; gerilemek; ricat etmek. 10. Bir grevden kendi is tei ile ayrlmak; istifa etmek; bir ii veya kar lamay terk etmek. 11. Azalmak. 12. Katlmamak. ekilmek2, [ek-il-mek] {eT} edil. f . noktalanmak. [DLT] (Kitap iin)

EK zaman ya da ahs asndan uygun ekleri getirerek belirli bir dzen iinde sralamak, ekimli, [ek-im-li] sf. 1. ekimi olan. 2. dbl. eki mi yaplm ya da yaplabilir olan. S ekimli fiil, ekim ek i a la b ile c e k durum da veya ek im i y a p l m ; kip, zam an ve a h s eklerin i alm fiil. ekimler, [ek-im+l-er] is. ekim kuvvetlerini lmeye yarayan aygt; atraksiyometre. ekimseme, [ek-im-se-me] is. stememekten dolay yapmama eylemi, ekimsemek, [ek-im-se-mek] gsz. f . [-r ] [-s(i)y o r ] stenmeyen bir eyi, yapmaya gc yettii hlde yapmamak; vazgemek, ekimsenme, [ek-im-se-n-me] is. stememekten do lay bir eyi yapmaktan kanma eylemi, ekimsenmek, [ek-im-se-n-mek] dnl. f . [-ir ] Bir eyi yapmaktan geri durmak; kanmak; istinkf etmek. ekim ser, [ek-im-se-r] sf. 1. Taraf tutmaktan ka nan; mstenkif. 2. Yaplan bir oylamada taraflarn hi birisi iin olumlu oy vermeyen; bo oy veren; mstenkif, (1955). 3. Bir ey yapmaktan kaman. 4. is. Kabul veya ret karar belirtmeyen oy. ekimserlik, -i [ek-im-se-r-lik] 1. ekimser kalma durumu; karmama. 2. ekimser kalan kiinin ni telii. ekimsiz, [ek-im-siz] sf. 1. ekimi olmayan; cazi besiz. 2. dbl. ekimlenebilen kelimeler grubundan olmasna ramen btn durumlarda hep ayn kalan, ekime girmeyen. 3. Cins, say, kii bakmndan btn hllerde ayn kalabilen (kelime),

ekilmek , [ek-il-mek] edil. f . [- ir ] Uzatmak; esne tilmek. ekilmez, [ek-il-mez] sf. Dayanlmas, katlanlmas zor.

ekim 1, [ek-im] is. 1. ekmek eylemi. 2. Aslma, uzatma veya gtrme ii. 3 .fz . Cisimlerin birbirini ekme biiminde ortaya kan ktlesel etki. 4. G zel ve dzgn grn; ekme gc; cazibe. 5. ekimsizlik, -i [ek-im-siz-lik] is. 1. ekimsiz olma durumu. 2. ekimsiz olan eyin nitelii. 3 .fz . Var Yn, pamuk, elyaf cinsinden erit veya fitil hlin lklarn ve eyann, etkisinde kaldklar ekim kuv deki dokuma ham maddesi rn iplik yapmak vetinden kurtulduklarn sandran ya da buna denk zere zel makinelerden geirerek inceltme ilemi. 6. dbl. sim soylu kelimelere hl, iyelik, soru, eit bir kar ekimle sfrlanan bir tr denge durumu; arlkszlk. lik, oul eklerinin, fiil soylu kelimelere de zaman, , kip ve ahs eklerinin getirilmesi ile urad dei ekin1 [? ekin] {az} is. Mee aalarnda olan iri bir eit meyve. [DS] iklik. 7. Kamera ile grnt alma ii. 8. a rg o. Bir imdik eroin. S1 ekim eki, dbl. K elim e le ri c m le ekin2, [eke / ekkem] {az} is. Ba ubuklarnn almak zere olan gzlerini bitten korumak iin d e kullanrken on lar b irb iri ile ilikilen diren ekler. kullanlan kse, (Viscum albm ). [DS] ekim2, [ek-im {OsT} is. Tart. ekin3, [iin] {az} is. Omuz. [DS] ekim3, [ekem / ekkem] {az} is. 1. am ve armut ekince, [ek-in-ce] is. 1. ekinti yapmay gerektiren aalarnda grlen kse otu, (Viscum albm ). 2 durum; ekinilecek durum; utan, {az} (ayn) [DS] am yapra. [DS] 2. Bir anlama veya szlemede taraflardan birinin, ekim4, [ek-im] {az} is. Tespih. [DS] belli haklar kullanmakta serbest kalacan ifade ekim5, [ek-im] {az} is. G; erk. [DS] eden n art; ihtiraz kayt, kayd- ihtiraz, (1935). ekim6, [ek-im] {az} is. Damzlk, iyi cins iri yapl 3. Uluslararas anlamalarda taraflardan birinin an erkek eek. [DS] lamann baz maddelerini tanmadn ilan eden bildirim. ekimleme, [ek-im-le-me] is. ekimli hle getirme ii. ekincek1, -i [ek-in-cek] {az} sf. (Kii iin) e kingen kimse; utanga. [DS] ekimlemek, [ek-im-le-mek] gl. f . [ -r ] [-l(i)-y o r] fz . 1. (Cisimler iin) genel ekim kanunu gerein ekincek2, -i [ek-in-cek] {az} is. Tetik. [DS] ce bir baka cismi ekmek. 2. dbl. Kelimelere hl, ekinceme, [ek-in-ceme] {az} is. Bir tehlike kor-

EK

I M I fflfttS M .

lcusu ile bir ey yapmak ya da sylemekten sakn ma. [DS] ekindirik, -i [iin-dirik / ek-in-dirik] {az} is. Mum iindeki fitil. [DS] ekinge, [ek-in-ge] {az} is. 1. Kanma. 2. Sakn ca. [DS] ekingen, [ek-in-gen] sf. 1. Bakalar ile iliki kur makta sknt eken; kendisini ortaya koymaktan kaman; rkek; muhteriz, (1935). 2. zf. ekingen olarak; ekingenlikle, ekingence, [ekingen-ce] (ekin ge'n ce) zf. ekin gen bir ekilde; rkeke, ekingenleme, [ekingen-le--me] is. ekingen bir hl alma. ekingenlemek, [ekingen-le--mek] dnl. f i [-ir ] ekingen biimde davranmaya balamak, ekingenlik, -i [ekingen-lik] is. 1. ekingen olma durumu. 2. ekingen olan kiinin nitelii, ekingi, [ekin-gi] {az} is. Kararszlk. [DS] ekinik, -i [ekin-ik] sf. biy. Birka kuak gizli ka lan ve daha sonraki kuaklarda ortaya kan soya ekim nitelii; resesif. ekiniklik, -i [ekin-ik-lik] is. ekinik bir genin ve ya karakterin durumu, ekinilme, [ekin-il-me] is. ekinmek iinin yaplma eylemi. ekinilmek, [ekin-il-mek] edil. f . [-ir ] Bir ii yap maktan korkulma, kanlmak veya saknlmak ekini, [eki-i] is. ekinme ii veya biimi. ekinm e1, [ek-in-me] is. Bir eyi yapmaktan kan ma veya utanma eylemi. ekinme2, [eT. -mak (drm ek) > k-mak > ekin-me] {az} is. Kadnlarn ba rtlerinin altna baladklar ince rt. [DS] ekinm ek1, [eT. -mak (drm ek) > k-n-mak > ekin-mek] {eT} dnl. f i [- r] Boha balamay zerine almak; bohay kendi kendine balamak. [DLT] ekinmek2, [eT. ek-i (nokta) > ekin-mek] {eT} dnl. f. [- r ] Kendi kitabna nokta koymak; kita bn noktalamak. [DLT] ekinmek3, [ek-in-mek] dnl. fi. [-ir ] 1. eitli etkenlerden dolay bir eyi yapmaktan kanmak; yapmak istememek. 2. Sayg yznden biri ile me safeli durmak; ll davranmak. 3. Utanmak, s klmak. 4. Srme, rastk gibi eyler kullanmak. S ekinip iiknmek, {az} B ir e y e hzla vurm ak iin g eriy e doru e k ile r e k hz alm ak. [DS] ekinmek4, [ek-in-mek viU-^-] {eATf {OsT} {az} dnl. f. [-iir ] i ekmek; arzulamak; can istemek. [DS] ekinti1, [ekin-ti] is. 1. Kt bir sonula karla maktan korkarak duraksama; kararszlk; tereddt. 2. {az} Saknma. [DS]

ekinti2, [ekin-ti] {az} is. 1. Hal dokunurken yatk liflerin dikletirilmesi srasnda ortaya kan serbest lifler. 2. Dkm ilerinde grlen souma farkll nn dourduu bzlme hatas. 3. Hal ilenirken elle ekilen fazla ynler. [DS] ekintili, [ekin-ti-li] sf. 1. ekintisi olan. 2. Karar sz; mtereddit, ekintilik, -i [elcin-ti-lik] {az} is. Utangalk. [DS] ekirdecik, -i [ekirde(k)-cik > ekirde-cilc] is. biy. Hcre ekirdeinin iinde, tek veya birden fazla bulunan yuvarlak cisim, ekirdek, -i [k / ak / ek (yans.) > ekr-de-mek / k-mek > k-r-mek (you nlam ak) / ek-mek > ek-r-mek > ekr-de-k ] is. 1. Etli mey velerin iinde bulunan odunsu bir kabukla rtl tohum. 2. erez olarak tketilen kabak ekirdei, ayiei vb. 3. biy. Hcrenin zn ve merkezini oluturan cisimcik. 4. Bir dncenin, bir eyin esasn, temelini oluturan z; nve. 5. Y er yuvar lann orta ksm. 6. fiz. Atomun evresinde elekt ronlarn dnd merkez blm. 7. {eAT} {O sT} Kuyumculukta kullanlan be santigram deerinde bir arlk ls. 8. a rg o. Mermi, kurun. 9. sf. Tane durumunda bulunan, ezilmemi, dvlmemi, ekilmemi. 10. sf. Bir kurumun temelini oluturan az sayda ve iyi yetimi elemandan kurulu olan. 0 ekirdek aile, Ayn ev d e oturan anne, b a b a ve o cu klardan m eydan a g elm i en k k toplu m sal b i rim]] ekirdekten yetime, (K ii iin) b ir m esle e k iik y a ta ba la m ve o m eslek le ilgili h e r k a d e m eyi b a a r ile g e e r e k uzm anlam olan.\\ ekir dek kahve, ekilm em i veya dvlm em i kah v e.| | ekirdek svs, biy. H crenin ekirde in in iini doldu ran koyu kvam l sv.\\ ekirdek zar, biy. H cre ek ird e in i sa ra n you n m olek l katm am . ekirdeki, [ekirdek-i] is. 1. erez satan kimse. 2. erez satlan dkkn, ekirdekilik, -i [ekirdek-i-lik] is. 1. ekirdek ve erez satma ii. 2. Bu kiinin meslei, ekirdeklenme, [ekirdek-le-n-me] is. ekirdek ba lama. ekirdeklenmek, [ekirdek-le-n-mek] dnl. fi. [-ir ] (Bitkiler iin) ekirdek balamak, ekirdekli, [ekirdek-li] sf. inde ekirdei bulunan, ekirdeksel, [ekirdek-sel] sf. fiz. Atom ekirdei ile ilgili; nkleer, ekirdeksi, [ekirdek-si] sf. Grnm bir ekirdee benzeyen; ekirdei andran, ekirdeksiz, [ekirdek-siz] sf. 1. ekirdei olmayan. 2. gnl. ekirdeksiz zm, ekirge, [eT. ek / ak (yans) > ekr-ge & J&?] is. zool. Scak blgelerde tarma zarar veren dz ka natllardan uzun art bacaklarna dayanarak srayan bcekler, (A crididae). ekirge gibi ekmek, (Y iyecek iin) b ir e r ikier a la r a k k s a zam an da b i

ir a in et so m . 9 7 1
tirm ek; b a k a la rn a h i brakm ad an yemek.\\ e kirge kamn, zool. tle en gillerden 14 cm. uzunlukta, srt y e il kahveren gi, karn a k renkli, A vrasya nm a y rla rn d a ve o rm an lk a la n la rn d a yaayan , T rakya ve K uzeydou A n adolu d a la rn d a kulukaya yatan, b c e k ve b c e k lrv alar ile beslen en , g m en b ir tc ku ; ta rla a rd kuu, (L ocu stella n aevia). | ekirge kuu, zool. Srck, | (Sturnus vulgaris). | ekirge teeni, z ool. Tyleri | koyu izgili esm er, se si ek irg e sesin e b en z er tc b ir ku, (L ocu stella woevwj.ll ekirge suyu, (eATI ek irg e ld ren ku lar ek irg elerin bulunduu y e r e to p la m a k iin b ir k a p iin d e kon ulan z e l sv | ekirge ta, {az} O can y a n larn a konulan i.| uzun talar. [DS]

EK

mek. {eAT} {OsT} (ayn) 3. (Bak, silah vb.) kar lkl olarak dorultmak, saldrmak. 4. Karlkl ad ekmek. 5. Dvmek; kavga etmek; savamak. 6. {az} Lades tutumak. [DS] fi1 ekie ekie, K a r lkl tartarak; az kavgas e d e rek ; glkle. ekimek2, [ek-mek > ek-i-mek] {eT} ite, f . Nokta koymakta birbirine yardm etmek; birlikte noktalamak. [DLT] ekimek1, [ek-mek > eki-mek] {az} gl. f . [-ir ] Ortak yaplan bir gideri hep beraber demek. [DS] ekimekli, [eki-mek-li] {az} sf. Kavgal. [DS]

ekimeli, [ek-mek > eki-me-li] sf. 1. ekimeye yol aan; tartmal. 2. sosy. Bir ekime sonucun da ortaya kan. 3. Sert, etin, zorlu, kran krana bir mcadeleye dayanan. 4. zf. Zorlu ve etin bir ekirgegiller, [ekirge-gil-ler] is. zool. ekirge ve biimde. yakn trleri iine alan dz kanatl srayc bcek ekimesiz, [ek-mek > eki-me-siz] sf. 1. ekime ler familyas, (A rcididae). ye yol amayan; tartmasz. 2. Sakin; heyecansz. ekirke, [ekir-ke] {az} is. ekirge. S ekirke ta, 3. zf. Tartmaya, ekimeye yol amakszn, {az} O can iki y a n n a kon ulan uzun talar. [DS] ekite, [Yun. tsakiste] ( e k i te) is. eki gibi bir eki1 [ek-mek > ek-i] is. 1. ekme ii ve biimi. , eyle zerine vurularak hafife ezildikten sonra 2. Bir motorun ekme gc; ileme kuvveti. 3. {a- tuzla terbiye edilen yeil zeytin; krma zeytin, z} Ekin bierken, keskinletmek iin trpann az ekitirici, [ek-mek > eki-tir-ici] sf. Bakalarn na vurulan ta. [DS] S ekiten dmek, (M akine ekitiren; aleyhinde konuan; dedikoducu, iin) eskisi g ib i iyi ilem em ek ; iyi ek m ez olm ak. ekitiricilik, -i [ekitir-ici-lik] is. Bakalarn e eki2, [ek-mek> ek-i is. 1. {az} Az kav kitirme, dedikodularn yapma ii veya durumu, gas. [DS] 2. {eAT} {OsT} ti kak ve az kavgas; ekitirilme, [ek-mek > eki-tir-il-me] is. 1. Biri mcadele; mnazaa. S eki etmek, {az} Tart nin hakknda dedikodu yapma ii. 2. ekitirmek m ak ; m n akaa etm ek; a z k av g as etm ek. [DS] iinin bakalar tarafndan yaplma eylemi, eki3, [Yun. tsakiste (ezik)] {az} is. -* elcige; e- ekitirilmek, [ek-mek > eki-tir-il-mek] edil. f . [kige. [DS] ir] 1. Hakknda dedikodu yaplmak; aleyhinde ko nuulmak. 2. Bir ey ucundan tutularak bir tarafa ekige, [Yun. tsakiste] {az} is. Tuzla terbiye edil doru ekilip srklenmeye allmak, mi yeil zeytin. [DS] ekigen, [ek-mek > ek-i-gen] {az} sf. (Kii iin) ekitirme, [ek-mek > eki-tir-me] is. 1. Karlkl ekmek ii. 2. Aralkl olarak ekip ekip brakmak kavgac. [DS] eylemi. 3. Dedikodu, ekiik, -i [ek-i-mek > ek-i-ilc {eAT} is. ekime. ekiikli, [ek-i-mek > eki-ik-li] {az} sf. Kavga l. [DS] ekike, [Yun. tsakiste] {az} is. -* ekige; ekige. [DS] ekiken, [ek-mek > eki-lcen] {az} sf. 1. Kavga y, az dalan seven; kavgac. 2. Bakas ile eki erek stn gelmeye alan. [DS] S1 ekiken ke mii, {az} L d es kem ii. [DS] ekili, [ek-i > eki-li] sf. 1. ekie dayanan. 2. (Otomobil iin) hareketini ekme gc ile sala yan. ekime, [ek-mek > ek-i-me] is. 1. Bir eyi kar lkl ekme ii. 2. Az kavgas. ekimek1 [ek-mek > ek-i-mek dU^i=-] ite, f . , [-ir ] 1. Bir eyi ularndan tutarak karlkl ek mek. 2. m ecaz. Biri ile anlamazla derek kar lkl tartmak; mnakaa etmek; az kavgas etekitirmek, [ek-mek > eki-tir-mek] g l. f . [- ir ] 1. Gl biimde fakat ksa sre ekmek. 2. Bir e yi karlkl olarak ekmek; aslmak. 3. eitli ruh sal skntlardan dolay bir eyi ekip ekip brak mak. 4. Birinin olumsuz ve kt ynlerini onun bulunmad bir ortamda sayp dkmek; dedikodu sunu etmek, ekit, -di [Fr. jaquette] {az} is. eket. [DS] ekke, [ek-ke] {az} is. ekirge. [DS] ekkel, [Yuun. tzakalin] {az} is. Sabann amurunu syrmakta kullanlan vendirenin ucundaki demir. [DS] ekkem, [ekem / ekkem] {az} is. drar artrc, tansiyon drc ve zellikle romatizmaya kar yak olarak kullanlan, elma, armut aalar ile amlar zerinde asalak yaayan kse otunun (Viscum album ) kurutulmu meyvesi; bur; gevele; gke; gvelek; gvelek. [DS] S ekkem sakz, {az} B ir tr o t ya. [DS]

EK

I M I M M .
dzgn burun. | ekme dem ir, H a d d e ad verilen | z e l k aim lik verm e tezghn dan g eirilm i demir.\\ ekme direi, {az} atd a a k d ireklerin in b a lan d direk. [D S]|| ekme kapan, {az} Kn, k k ku tutm ak iin kullanlan tuzak. [D S]|| ek me kat, A partm an larda b ir veya bird en o k c e p h e s i teras o la r a k bra k la n en st kat. | ekme ta, | {az} D eirm en ta. [DS] ekme2, [eT. -mak > ek-me] {az} is. Barts. [DS] ekm e3, [ek-me] {az} is. Geven bitkisinin otu. [DS] ekm ece1 [ek-me-ce] sf. 1. ekmek suretiyle kulla , nlabilen. 2. Deiik anlamlara ekilebilen. S1 ek mece pnar, {az} Kuyu. [DS] ekm ece2, [ek-mece] is. 1. Masa, dolap gibi eya larda darya doru ekilmek suretiyle alan ka pal blme. 2. ine mcevher gibi kymetli ss e yalarnn konulduu ilemeli, kk sandk. 3. {az} Tek gzl kk masa. [DS] ekm ece3, [ek-mece] {az} is. 1. Frtnal havalarda kk gemilerin ve teknelerin snd kk koy; derin koy. 2. Buharl lokomotiflerde, buharn pis tonlara gidiini ayarlayan dzenek. [DS] ekm ece4, [ek-mece] {az} is. gaz tenekesi (60 litre) su alabilen kp. [DS] ekm ece5, [ek-mek (tm ek, suyunu em m ek) > ek-mece] {az} is. Bulgur pilav. [DS] ekmece6, [ek-mek (katlanm ak) > ek-mece] {az} is. irkin grnl bir cilt hastal. [DS] ekm ece7, [ek-mece] {az} i. Dokumaclkta kulla nlan ve ip ekmeye yarayan aygt. [DS] ekmeceli, [ek-mece-li] sf. 1. ekmecesi olan; ek mecesi bulunan. 2. {az} Dolambal; ok anlaml; deiik anlamlara ekilebilen. [DS] ekmecesiz, [ek-mece-siz] sf. ekmecesi bulunma yan; ekmecesi olmayan. ekm ek1, [ek-mek] {eT} gl. f . [ - e r ] (Kitap iin) noktalamak. [DLT] ekmek2, [ek-mek dUS^-] g l. f . [ - e r ] 1. Bir cismi, baka bir cisim kendisinde var olan kuvvetin etkisi ile harekete geirmek, yrtmek; aslmak. 2. Bir nesnenin bir ucunu kendisine doru getirerek uzatmak; germek. {eAT} (ayn) 3. (Su iin) kuyudan karmak. 4. Alp gtrmek; bir yerden baka bir yere tamak. 5. (Tel, kablo vb. iin) demek. 6. Nem ve slakl emmek. 7. Perde, it vb. ey ile bir akl kapatmak. 8. Bir metni yazarak baka bir yere aktarmak; almak. 9. (Silah iin) kullanma ya davranmak; (sklan ok iin) aslmak. {eT} (ayn) [DLT] 10. (Kura iin) kendisine isabet edecek olan eyi tespit etmek amacyla yazl ktlardan birini tesadfe dayal olarak almak. 11. {eT} Attan kan almak. [DLT] 12. Tedavi amacyla boynuz, ie gibi kan ve kan svs emici aygtlar uygulamak. 13. Bir ucundan tutarak hzlca rtnmek. 14. {eAT}

ekkka, [krk ? > ekkka] {az} is. Sarmak iin zerine iplik ilesi geirilen aygt. [DS] ekki1, [eT. g-mak > ek-mek > ek-ki] {az} is. 1. Kadnlarn balarna baladklar ba rts. 2. At larn palanlarnn zerine rtlen kaim bez. [DS] ekki2, [ek-ki] {az} is. Kilit. [DS] ekkin, [ek-mek > ek-lcin] sf. 1. Elini eteini ek mi; etrafna ilgisiz. 2. ekingen. ekle1 [Far. ekle <d>-] {OsT} is. Kk su damlas; , serpinti. ekle2, [Far. cegle] /az} is. ala. [DS] eklemek, [ek-le-mek] {az} gsz. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] ekinmek; utanmak. [DS] eklemek, [ek (k u r a) ek-le--mek] {eT} ite, f . [iir] Birlikte kura ekmek. [DLT] ekli, [ek-li ?] {az} is. Ucu ateli odun; meale. [DS] eklinmek, [ek-(i)l-in-mek dUjJSU-] {OsT} dnl. f . [ -ir ] ekilmek, ekme, [ek-me **>-] is. 1. Bir kuvvetin, bir cismi kuvvetin kaynana doru aslmas eylemi. 2. Do lap ve masa gibi eyalarn darya alan kk gz. 3. Yksek ve ince dallar kesmek iin kulla nlan uzun sapl bir tr orak. 4. (Kuma vb. iin) boyay emme. 5. Parmak veya mzrapla alnan bir telli saz. 6. spor. Barfikste kol gcyle bedeni yu karya doru ykseltme. 7. Bir izgisi ipek, bir iz gisi pamuk ipliiyle bez aya rgde dokunan kuma. 8. pek kozalarnn iplik krnda skl mesi ilemi. 9. Scak yaldz kalbyla kitap sayfala rm ssleme ii. 10. Aacn yapsnda bulunan ne min azalmas sonucu lif ksalmas ile meydana ge len arplma. 11. yaparken giyilen omuzdan as kl, n ksm gs de rtecek kadar yksek panto lon; bahvan pantolonu; tulum. {eAT} {OsT} (ayn) 12. {eAT} {OsT} {az} izme. [DS] 13. Eskiden, so kaa karken iinde mum yaklarak en nde giden kimse tarafndan taman fener. 14. {az} Ayakkab penesi. [DS] 15. {az} Ayakkab ekecei. [DS] 16. Kurumu dut ve ceviz iinin tlmesi ile elde edilen un karm. 17. {az} Etin btn olarak'pii rilmesinden sonra kzartlp piirilen yemek. [DS] 18. {az} Az testereli ba ba; bk. [DS] 19. {az} Tarla sulama srasnda toprak ymakta kul lanlan bir tr byk krek. [DS] 20. {az} Har manda saplar datmak iin ekmekte kullanlan ucu eri tarm arac. [DS] 21. {az} Tornadan gei rilmi, alt kaim oban denei. [DS] 22. {az} Bir ukur iinde birden ok olarak kklendirilmi ba ubuu. [DS] 23. {az} Kz karma. [DS] 24. {az} Kk toprak kap; kk mlek. [DS] 25. {az} di edilmi erkek hayvan. [DS] 26. sf. ekilerek giyilen veya kullanlan. 27. ekilmi. 28. (Burun iin) dzgn ve biimli, fi1 ekme burun, G zel ve

e c t so m . 9 1,
Yemek. [YE] 15. {OsT'} (Yemek iin) sralamak; dizmek. 16. (Boya vb.) srmek; almak. 17. (Elbise vb. iin) bir ucundan aslmak suretiyle giymek. 18. (Duman, koku vb. iin) nefesle birlikte iine al mak. 19. (Baca, boru iin) duman, kokuyu darya vermek; iyi bir hava akm oluturmak. 20. {OsT} Ykseltmek. 21. (Kahve, karabiber vb. iin) t mek. 22. Tartmak; bir eyin arln lmek. {eATf {OsT/ (ayn) 23. {eAT} Zorla elinden almak. 24. (Kimyasal svlar iin) damtmak. 25. Dayan mak; kaldrmak; tamak. 26. (Bayrak, sancak, fla ma iin) gndere asmak. 27. spor. Topa vurmak; atmak. 28. inden almak; uzaklatrmak. 29. (iz gi iin) izmek. 30. (Telgraf vb. iin) posta ile gndermek; yollamak. 31. (Grnt iin) kaydet mek. 32. lgi, dikkat uyandrmak; ilgiyi ve merak kendi zerine yneltmek. 33. (Sz ve davran iin) kast edilenin dnda belli bir anlam vermek; yor mak. 34. Yaplan masraf karlamak. 35. Bir eyi iten gelerek ya da fke ile sylemek, demek. 36. (Sevda vb.) bir duyguyu gnlnde yaatmak; sr drmek. 37. (Bir skntya veya yaanlmas zor birinin davranlarna) katlanmak; ho grmek. 38. (Aharlanacak kt iin) apl suya batrp kar mak. 39. (Oto, araba iin) tamak; gtrmek. 40. (At, otomobil iin) kapal yere koymak. 41. argo. mek. 42. Orduyu savatan almak. 43. dbl. sim, zamir, fiil gibi kelimelerin ekim eklerini cmlede ki grevine gre deitirerek sylemek. 44. Kam ilmikleri ine veya t ile aslarak tamir etmek. 45. Bir eyi iinde yer ald ortam ya da etkinliin dna karmak. 46. (Sank, tank vb. iin) ifadesi ni almak; sorgulamak; soru sormak. 47. (Tartda) belli bir arl olmak. 48. {az} (Dii hayvan iin) erkei ile iftletirmek. [DS] 49. {az} Kz kar mak. [DS] 50. gsz. f . (Yol vb. uzaklklar iin) be lirtilen sre kadar zaman almak; srmek. 51. (o cuk iin) aile byklerinden birine benzemek. 52. (Aylar iin) belirtilen kadar gn olmak. 53. (Motor lu ara vb. iin) iyi gitmek; tamak. 54. znt ve sknt iinde yaamak. 55. (Ziyafet iin) vermek; arlamak. 56. (Kuma, elbise iin) daralmak, k salmak. S ek arab an ! D efo l!| ekecei olmak, | K t bir durum veya katlan lm as z o r bir kii y znden skntl a n la r y a a y a c a anlalm ak. | ek | etmek, {az} 1. ek im ser durm ak. 2. B ir y erd en b a k a b ir y e r e g itm ek iin y o la km ak; h a rek et etm ek. [D S]|| ekip alm ak, Z or k u lla n a ra k e le g e irm ek. | ekip evirm ek, Y netm ek; y o lu n a koy| m ak. | ekip gitmek, H ab ersiz gitm ek; kam ak. | | | ekiver kuyruunu, a rg o. "Artk on dan hayr gelm ez, p ein i brak. an lam n da kullanlr. ekmek0, [k-mak / ek-mek] {eT} gl. f . [ - e r ] Top lamak; ekerek balamak. [DLT] ekmel, [ek-mek > ek-me-1 / ek-mel] {az} is. Harman srerken ekinleri dvenin altna getiren engelli bir tarm aygt. [DS]

EK

ekm eler, [ekme-ler] {az} is. Yk hayvanlarnda semerin ne kaymasn nlemek iin hayvnan kuy ruu altna taklan kay. [DS] ekmeli, [ek-me-li] {az} sf. 1. ekmesi olan. 2. ekilerek kullanlabilen. [DS] "5 ekmeli ala bon cuk, {az} Yn ve u l doku m alarn d a kullanlan b ir tr motifin ad. [DS] ekmen, [ek-mek > ek-men] is. 1. biy. Baz hay vanlarn kat cisimlere tutunmak veya yakalamak iin kullandklar organ. 2. tp. Deri zerine uygu lanarak iindeki hava boaltldktan sonra kan veya kan svs emen ie, boynuz gibi eski bir tedavi aleti; vantuz. 3. {az} obanlarn giydii, kl veya yn rgs uldan yaplm bir tr yamurluk. [DS] 4. {az} Kk kp. [DS] 5. {az} Trmk. [DS] ekmenliler, [ek-men-li-ler] is. zool. Mrekkep ba l, ahtapot gibi ekmeni bulunan yumuakalar, ekm er, [? erkem > ekmer] {az} is. Ard cinsin den bir aa; boz ard, (Ju n iperis ex celsa). [DS] ekmez, [ek-mez] sf. 1. Tamaz; kaldrmaz. 2. K lmez; daralmaz. 3. Emmez; massetmez, ekmezlik, -i [ek-mez-lik] is. (Kuma vb. iin) su veya baka d etkenlere kar dayanarak boyutlar nn klmemesi durumu, eknedir, [? eknedir] {az/ is. 1. Mum fitili. 2. P rz; engel. [DS] eknemek, [ek-in-mek > elc(i)n-e-mek] {az/ gsz. f M (-n (i)~yr] ekinir gibi olmak. [DS] ekneik, -i [ek-in-mek > ek-(i)n-e-ik] {az/ is. 1. Kavga grlt. 2. Engel. 3. sf. (amar, meyve vb. iin) suyu yar yarya ekilmi olmakla birlikte tam kurumam. [DS] ekneikli, [ek-(i)-n-e-ik-li] {az/ sf. Daval. [DS] ekneir, [ek-(i)n-e-ir] is. 1. Engel. 2. Aydnlanmakta kullanlan mumun fitili, eknemek, [ek-mek>ek-(i)n-e-mek] {az/ dnl. f . [-ir ] Suyunu biraz ekmek; yar yarya kurumak. [DS] eknimek, [elc-(i)n-i-mek] {az/ gsz. f . [-ir ] (Ya meyve iin) kurumaya yz tutmak. [DS] ekpaa, [ek+paa] {az/ is. Kyl kadnlarn giy dii paas bzgl don. [DS] ekre1, [Far. ekre ^>-] {OsT/ is. Kk su damlas; serpinti; ekle. ekre2, [Yun. tzegra ? [Tietze]] {eATf is. 1. Oluktan atlan kk ok. 2. Bu tr okun atlmasnda kullan lan oluk. ekrek, [ek-m ek/ e T k-mak (toplam ak, bzm ek) > ek-rek / eg-rek] /eTf is. Klelerin giydii ynden yaplma cepsiz kaftan; alttan giyilen ksa giyim. [EUTS] [DLT] ekreklenmek, [ekrek-le-n-mek] {eT} dnl. f . [- r] Kaba ynden yaplma kaftan giyinmek. [DLT] ekremek, [eT. Tk-mak (toplam ak, bzm ek) > ek-

EK

IMMESM.
amurlar syrmakta kullanlan vendire ucundaki syrg. [DS] ekl k, - [ek--lk] {az} is. Pullu fes zerine balanan erit. [DS] ekm, [ekem > ekm] {az} is. am ve armut aalarnda grlen parazit kse otu, (Viscum albm ). [DS] ektin, [ekn] {eT} is. Ada tavan yavrusu; gen. [DLT] ekndr, [k-mek > k-n-mek > ekndr] {az} is. Yasz peynir; kelek; ke. [DS] eknt, [ek-nt ?] {az} is. Kesilmi aacn izi. [DS] ektir, [ek-iir] {eT} is. ukur. [FAJTS] ektirce, [ekr-ge] {az} is. ekirge. [DS] ekrcek, -i [ekr-cek] {az} is. ekirge. [DS] ekrdek, -i [ek (yans)> elc-r-de-k is. ekirdek. ekrge, [ek (yans.) / ekr-mek > ekr-ge / ^ r - tS ^ U ] {eT} {eAT} {az} is. ekirge. [DLT] [DS] ekrgelik, -i [ekrge-lik] {az} is. Ky evlerinde ocaklarn yanlarna lamba ya da ra koymaya ya rayan ta knt;, ekirge ta. [DS] ekrgen, [ek-r-gen] /az} sf. (Kii iin) ekin gen; utanga. [DS] ekrtge, [ekr-t-ge] {az} is. ekirge. [DS] ekii, [ek-k / ek-] {eT} is. eki, ekmek, [ek-mek > ek--mek dU-ijS"U-] {eAT} ite, fi. [-iir ] ekimek; tartmak, ektrm ek, [ek-mek > ek-tr-mek] {az} gl. fi. [- r] Bir kimsenin kt taraflarn sayp dkmek; ekitirmek. [DS] ekyat, [ek-mek + yat-malc] is. Arkal devrilmek suretiyle yatak hline gelebilen kanepe veya kol tuk. el1 [el] {az} is. Bir eyi engelleme; engel olma. , [DS] el2, [al > el] {az} is. Yumuak kaya. [DS] el3, [Ar. err => el] {az} sf. (ocuk iin) yaramaz. [DS] elan, [el-en > elan] {az} is. Dam saa. [DS] elap, [alap] {az} is. Tanr; alap. [DS] elba, [elebi+aa] {az} is. Kaynbirader. [DS] elbelek, -i [elebi-lik ?] {az} is. Cami. [DS] elber, [Far. enber] {az} is. Kadnlarn ba rts, elbeik, -i [eT. alpa-mak (kirlenm ek) > elpeik] {az} sf. 1. Kark. 2. Bozuk. [DS] elbek, - [elpe-k] {az} sf. -* elbeik. [DS] elcebel, [er / al+pel] {az} is. al rp. [DS] eldirem e, [eld-ir-e-me] {az} is. Ara vermeden sylenme. [DS] eldirmek, [el-dir-mek] {az} gl. f i [-ir ] 1. Hareket {OsT}

re-mek] {az} gl. fi. [-r ] [-r(i)-y or] Paalar ve kollar svamak. [DS] ektir, [ek-mek > ek-dr-r] is. d m . -* ektiri. ektiri, [ek-mek > ek-tr-r] is. dnz. 1. Yelkeni bulunmakla birlikte krekle de iletilen eski bir sava ve ticaret gemisi; ektinne. 2. {az} Byk salam kayk. [DS] ektirik, -i [ek-mek > ek-tir-ik] {azj is. Dvl m harman bir yere toplamak iin kullanlan tahta srg. [DS] ektiri, [ek-tir-i] is. 1. ektirmek eylemi. 2. ek tirme biimi. ektirm e, [ek-mek > ek-tir-me] is. 1. ekme iini birine yaptrmak ii. 2. dnz. ektirme a. 3. Sk lp kurulabilir mobilyalarn paralarn bir birine tutturmaya yarar kk vidal para. 4. (Rulman vb.) sk gemi paralar ekip karmaya yarar alet. 5. Soan, et ve havula yaplan Trkmen pila vna baz yrelerde verilen isim. 6. {az} Hamurun ate iine uzun olarak konulup piirilmesi. [DS] 7. dnz. ektiri. ektirm e a, k i tekn e tarafndan e k ile r e k kullanlan byk b ir o ra p eklin d e ve a z a k a. ektirm ek, [ek-mek > elc-tir-mek] gl. f i [ -ir ] 1. ekmek eylemini bir bakasna yaptrmak. 2. Biri ni sknt ekmesine, eza grmesine, zor duruma dmesine sebep olmak. 3. {az} kk organ ye rine getirtmek. [D S] ektrm ek, [ek-tr-mek] {eT} gl. fi. [- r] 1. Nokta latmak. 2. Kan aldrmak. [D LT] eku, [g-mak > k-u > ek-i / ek-u] {az} is. Kadnlarn balarna baladklar ba rts. [D S] eku, [Far. ek _ ^ r l e T ekii] (eku :) {OsT} is. 1. Ta tara; diengi. 2. Deirmen ta diengisi. 3. eki. ekum, [Lat. caecum] is. Kr barsak, ek, [ek- / ek-i] {az} is. Barts; yemeni.
[D S]

ekcek, -i [ekr-cek > ek-cek] {az} is. ekir ge. [DS] ek, -c [ek-] {eAT) is. eki. ekg, - [ek-k > ek-g] {az} is. eki. [DS] ekk1, -i [eT. ekik / ekk {eAT} is. zool. Tarla kuu; toygar, (Alauda). ekk2, [ek-k / ek / k] {eT} {az} is. eki.
[D L T ] [DS]

ekl1, [ek-l (Ar. k le ben zeterek)] is. 1. Yere kimi dorultusu veya deylii bulmak iin kulla nlan bir ucuna arlk balanm uzunca bir ipten ibaret alet; akul. S ekl (eklden) kam ak, ek l dorultusundan sa p m a gsterm ek. | ekl | ne bakm ak, ek l yardm ile b ir y a p esinin deyliini k on trol etm ek. ekl, [Yun. tzakalin] {az} is. Sabana yapan

T u i i m .^ hlindeki bir eyin ynn vurmak suretiyle dei tirmek. 2. Kafasn koparp atmak. [DS] ele1 [? ele] {az} is. Byk karde. [DS] , ele2, [? ele] {az} is. Taze fasulye. [DS] eleba, [elebi+aa > eleba] ( e le b a :) is. Kayn bi rader. elebaa, [elebi+aa] {az} is. Kayn birader. [DS] elebi1, [Ar. callab (k le tccar) > calab (k le s a h i bi) => alab > alab > elebi [Marcel] L ^ r ] is. 1. S Okumu kimse. 2. Efendi; kibar kimse. 3. Bey; bay. 4. Padiah oullan. 5. Mevlanamn torunlar. 6. Bir hurma tr. 7. {az} Kayn birader. [DS] 8. {eAT} {OsT} Klenin sahibi; efendi. 9. {az} stas yon efi. [DS] 10. {az} Ecinsel erkek. [DS] 11. {az) Hristiyan tccar. [DS] 12. sf. (Erkek iin) na zik; terbiyeli; grgl; ince. {OsT} (ayn) S elebi aa, {az} K ayn birader. [D S]|| elebi efendi, tasvf. K on ya M evlevihanesinin postn iin in e verilen ad. jj elebi sultan, tar. im p a ra torlu k dnem inde, s a n c a k ve v ily etlerd e v alilik y ap m olan e h z a d e lere verilen ad. elebi2, [Sur. Ar. alebi / alebi] {az} is. Berber. [DS] elebice, [elebi-ce] is. ve zf. 1. elebiye yakr tarzda. 2. elebi gibi, elebilik, -i [elebi-lik] is. 1. elebi olma durumu ve nitelii. 2. elebi karakteri tama, elebne, [Bulg. erebne] {az} is. zerinde gzleme piirilen toprak sac. [DS] elebk, - [? elebk] {az} sf. Akgz. [DS] elec, [? elec] {az} is. Havu, pancar turusu. [DS] ele, [? ele] {az} is. Yokutan sonraki dzlk. [DS] elei, [el-ei / el-en] {az} is. Evin saa. [DS] elek1 -i [e. T yel-ek > el-ek] {eAT} is. 1. Yelek. 2. , {az} Kanat ty; telek. [DS] elek2, -i [el-mek > el-ek / el-ik] {az} is. 1. Bir boynuzu krk hayvan. 2. Eri boynuzlu hayvan. 3. Gz a olan kimse. [DS] elek3, -i [? elek] {az} sf. 1. Kaba. 2. Yakkl. [DS] elek4, -i [Kara. elek / ellek] {az} is. 1. Metal su kovas. 2. Tahta st kovas. [DS] elek5, -i [el-ek] {az} is. Elma, armut gibi meyve lerin yenmeyen ekirdek yuvalar. [DS] elek6, -i [el-ek] {az} is. Koyunlann kuyruklar altnda birikmi kuru pislik akldaklar. [DS] elem 1 [Far. elem] {az} is. 1. algam. 2. Pancar. 3. , Krmz turp. [DS] elem2, [el-em] {az} is. Yiit. [DS] elenr, [el-mek > cel-em] {az} is. Evin saa. [DS] elen1, [el-mek > el-en / el-en] (elen ) {az} is. 1.

EL Evlerin duvarlarn yatan korumak iin damlarda yaplan da doru knt; saak. 2. Kar, ya, rz gr tutmayan kuytu yer. 3. Ke ba. [DS] S elen alt, {az} Ev. [D S]|| elen hrsz, {az} B ec er ik li hrsz. [DS] elen2, [Far. lk] {az} sf. 1. (Delikanl iin) yak kl. 2. Becerikli; canl. 3. Eline abuk. [DS] elen3, [el-en] {az} is. Balarda kark boyunca dikine sralanan ubuklar. [DS] S elen evirm ek, {az} B a ktklerinin dibini e p e e v r e a p e virmek. [DS] elen4, [el-en] {az} is. Tarlada buday saplarndan yapln bek. [DS] elen5, [el-en] {az} is. 1. Kadnlarn yakalarna ve ya balarna taktklar ncili ine. 2. Krklan lcoyunlarn ss olsun diye boyunlarnda braklan ty ler. [DS] elen, [Lat. calumnia (iftira) > ng. challenge] is. spor. 1. Rekor kranlara verilen ve elden ele geen kupa. 2. Bu kupa iin yaplan yar, elenger, [Far. ilnger => elenger] (elen ger) {az} is. Bo zamanlarn deerlendiren kimse. [DS] elengi, [el-mek > el-en-gi] {az} is. Evin saa. [DS] elenk1, -gi [Far. elenk tbK^-] is. 1. Trenlerde kul lanlan veya bir sayg ifadesi olarak mezarlara ko nan halka eklindeki iek demeti. 2. Kadnlarn balanna taktklar mcevher ya da kymetli ma denden yaplma sorgu, 3. tar. Eskiden savata ba ar gsteren kahramanlar veya komutanlar dl lendirmek iin datlan gm ya da altn sorgu armaanlar. 4. zool. Kuun kanadndaki iri tyler. 5. {az} Uzun ku ty. [DS] 6. {az} Dik boynuzlu sr. [DS] elenk2, -gi [el-mek > el-en > elenle] {az} is. 1. Saak alt. 2. Ke ba.[DS] elep, [alap > elep] {az} is. Tanr. [DS] elep1, [Ar. (Sur.) celeb] is. 1. mparatorluk dne minde Galata, Edime ve brahim Paa saraylarnda grevlendirilen i olanlarna verilen unvan. 2. {az} Satlmak iin ayrlm ksr hayvan. [DS] elep2, [elep {eAT} sf. (Un iin) esmer, elepaa, [elebi+aa] {az} is. Kayn birader. [DS] elepe, [? elepe] {az} is. Sulu sepken. [DS] elepene, [Bulg. erepna] {az} is. Toprak sac. [DS] elepne, [Bulg. erepna] {az} is. 1. stnde gzle me piirilen sac. 2. Ocakta piirilen ekmee kapa nan sac. [DS] elerik, -i [eler-ik] {az} sf. ierek gerilmi. [DS] elerm ek1 [cel-er-mek/er-er-mek , 0>r] {az} gsz. f . [-ir ] 1. Y er yer ltl ve parltl hl almak. 2. (Ekinler iin) yeermek; kuvvetlenmee balamak. 3. {eAT} (Gz iin) alp parlamak. 4. Sinirlendii iin gzlerini aarak barp armak.

EL

M K SM.
nek. f? elik om ak, elik den ilen k sa kesilm i a a d a l ve o m a k a d verilen d a h a kaln ve uzun b ir s o p a y la oynanan b ir o c u k oyunu. elik2, -i [Far. celc / clk (deirm en ta enten a ra ) > elik] is. 1. iinde ok az karbon bulunan, sl ve mekanik ilemlerden geirilmi ok sert ve esnek demir ve karbon alam. 2. sf. Bu tr metal den yaplm. 3. Salam; ok gl; sarslmaz; da yankl. S elie su verm ek, eli i h zla so u ta r a k d a h a se rt h le getirm ek. | elik balk, Savata | a skerin ban m erm ilerin p a r a etkisinden koru m a k iin giyilen elikten y a p lm a balk. | elik | fabrikas, elik reten fa b r ik a . \ elik gibi, Giil, \ salam . | elik kasa, K ym etli evrak, p a r a veya | m cevher sa k la n a n a lm as ve krlm as o k z or k asa. | elik kap, elik m alzem e k u lla n larak y a | p lm k a p .| elik macunu, Ya, vernik, dolgu ve | b o y a m ad d elerin d en hazrlan m a b u k katlaan b o y a astar. | elik mavisi, P a r la k gri-m avi. | elik | | m etre, K vrlp b k lebilen eritten y ap lm ve bir kutu iin e y a y g ib i b k lerek g ireb ile n b ir tr metr e .| elik pamuu, Verniklenm i y zeyleri dzelt | m eye y a d a m atlatrm aya y a ra y an uzun ve keskin ken a rl e lik tel tom ar. | elik yelek, G s Ve srt | b lg elerin i k ap atan kurun g eirm ez stlk. elik3, -i [Kar. elek / elik] {az} is. fo lk . Dn sahiplerinin, akrabalarna zel bir trenle yollad koyun, kuzu, kaz eti. [DS] elik4, -i [el-ik] {az} is. 1. Pencere. 2. Ahrlarda, darya gbre atmak iin alm delik. [DS] elik5, -i [el-ik] {az} is. Bir boynuzu krk hayvan. [DS] elik6, -i [el-ik] {az} is. 1. Direk bal. 2. Aa tan yn eirme aygt; kirman. 3. Tahta yapmak iin hazrlanm aa kt; kereste.[DS] elik7, -i [el-ik] {az} is. de aac. [DS] elik8, -i [el-ik] {az} is. Hayvann boyundurua baland yer. [DS] elik9, -i [el-ik] {az} is. On kiloluk tahl lei-DS]____________ elik1 , -i [el-ik] {az} is. pek bceine yapra verildikten sonra kalan dut als. [DS] elik ", -i [el-ik] {az} is. Baston. [DS] elik12, -i [el-ik] {az} is. Krlan kemiin tedavi sinde kullanlan yumurta ve un karm madde. [DS] elik13, -i [el-ik] {az} is. Altnlara yaplan halka. [DS] elikhane, [elik + Far. hne] (elikh a :n e) is. elik retilen fabrika, elikleme, [elik-le-me] is. 1. Aa yetitirmek zere aalardan dal alma ve bu dallar kklenmesi iin topraa gmme ii. 2. {az} Ksa odun. [DS] S e likleme atm ak, {az} B ir a a p a r a sn y a d a de n e i dikin e atm ak. [DS]

5. Bymek gelimek. 6. Hastalktan kalkmak, iyi olmak. 7. Sallanarak yryp kendini gstermek. 8. Byklere kar gelmek. 9. (Bebek iin) ala maktan tkanmak. 10. Boaza kaan bir eyi karmaya almak. 11. (Kan iin) phtlamak. 12. Soukta kalp mek. 13. Susuzluktan baylmak. 14. (Vurulan yer iin) yara olmak. [DS] elermek2, [eT. erer-melc] gsz. f . [-ir ] 1. (Koyun srs iin) ok yemekten ya da yedii ottan dolay lmek; iip lmek. 2. {az} (Hayvan iin) zehirli ot yiyerek lmek. [DS] 3. {az} (Hayvan iin) fazla yalanarak lmek. [DS] elertm e, [eler-t-me {eAT} is. Koyunlarda g rlen ldrc bir hastalk. elertm ek1, [eler-t-mek] {az} gl. f . [-ir ] 1. Sakla nlan bir yerden ban hafife gstermek. 2. By yp, gelimeye yardm etmek. [DS] elertm ek2, [eler-t-mek] {az} gl. f . [-ir ] (Zehirli ot vb. iin) zehirleyerek veya ikinlik vererek hayvan ldrmek. [DS] elet, -di [? elet] {az} sf. (ocuk iin) mark; hrn; atlgan; haylaz. [DS] eleyi, [? eleyi] {az} is. rdein kanadnn ucu. [DS] elfin, [Biz. Yun. selkes => celfn / elfn] {az} is. Pili. [DS] elgetir, [el+get-ir ?] {az} is. Baz yerleri eskimi, yrtlm giyecek. [DS] elgi, [el-gi] {az} is. 1. ene altndan balanarak kullanlan ba rts. 2. Alna balanan yazma veya yemeni. 3. Kalem aaca; kalemtra. [DS] elgin, [el-gin] {az} is. Yaral av hayvan. [DS] elgir, [el-gi > el-gir] {az} is. Alna balanan yaz ma, yemeni. [DS] elh, [? elh] {az} is. Harman savrulduktan sonra geri kalan yar ezilmi baak veya iri saman. [DS] eli1, [? eli] {az} is. Msr sap. [DS] eli2, [? eli] {az} is. Kei yavrusu. [DS] eliba, [elebi + aa] {az} is. 1. Baldz. 2. Kayn birader. [DS] eliba, [eri+ba- > eliba] {az} is. Kt bir ite nclk eden; eleba olan kimse. [DS] eli, -ci [ebi > eli] {az} is. Bir yandaki kei yavrusu. [DS] elik1 -i [el-mek (yandan kesm ek) > el-ilc] is. 1. , elmek suretiyle kesilmi olan ubuk paras veya odun; ksa kesilmi aa dal. 2. Deneklerle vur mak suretiyle oynanan ubuklardan kk olan para. 3. Daldan retme sisteminde ana gvdeden ayrlm ve kklendirilmek zere topraa gml m ya da as yaplacak dal, filiz, srgn; kalem. 4. dnz. Gemilerde, zerine halat veya ip geirip tutturmaya yarar metal veya aa denek. 5. tasvf. Mevlevi derghlarnda kabahat ileyenleri cezalan drmak iin kullanlan bir arn uzunluunda de

EL eliklemek1, [elik-le-mek] g l f . [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. Aa yetitirmek zere aalardan dal almak ve bu dallan kklenmesi iin topraa gmmek, {az} (ay n) [DS] 2. Ayakkab vb. eylerin dayanklln ar trmak iin uygun yerlerine elik paralar yerle tirmek. 3. {az} Ba ktn uzunca budamak. [DS] 4. {az} Hayvana sarlan yk, trl yerlerden yedek iplerle balamak. [DS] 5. tasvf, Mevlevi der ghlarnda kabahat ileyenleri elik ad verilen deneklerle dverek cezalandrmak. eliklemek2, [elik-le-mek] gl. f . f - r ] [-l(i)-y o r] B ak, satr, nacak gibi kesici aralarn yzne elik paras kaynatmak. eliklenmek1 [elik-le-n-mek] ed il f . [-ir ] 1. elik , durumuna getirilmek. 2. Uygun bir yerine elik paras eklenilmek. eliklenmek2, [elik-le-n-mek] ed il f. [-ir ] (elik ad verilen aa dal iin) kesilmek veya kklendiril mek. elikleme, [elik-le--me] is. 1. elik durumuna gelmek ii. 2. elik gibi sert ve dayankl bir durum almak ii. eliklemek, [elik-le--mek] dnl. f . [ - i ] 1. elik durumuna gelmek; elie dnmek. 2. elik gibi gl ve salam olmak; salamlamak, {az} (ayn) [DS] elikletirme, [elik-le--tir-me] is. 1. elik durumu na getirmek ii. 2. elik gibi sert ve dayankl hle getirmek ii. elikletirmek, [elik-le--tir-mek] gl. f . [ -ir ] 1. e lik durumuna getirmek; elik zellii kazandrmak. 2. elik gibi sert ve dayankl hle getirmek, elikletme, [elik-le-t-me] is. eliklemek iini yap trmak; elikli hle getirme, elikletmek, [elik-le-t-mek] gl. f . [-ir ] 1. elikle mek iini yaptrmak. 2. Demir veya baka bir metal zerine elik bir para kaynattrmak, elikli, [elik-li] sf. 1. elii olan. 2. eliklenmi olan. eliklik, -i [elik-lik] {az} is. Dam delii. [DS] elikmen, [elik-men] {az} is. elik omak oyunu. [DS] eliksi, [elik-si] sf. elik gibi olan; elii andran; elik zellii tayan, elilemek, [eli-le-mek] {eT} gl. f . [ - r ] Karartmak. [KB] elim, [el-mek > el-im] is. 1. Beden yaps; csse; endam. 2. {az} Davran biimi; eda; tavr. [DS] 3. {az} Gsteri. [DS] 4. {az} Kuvvet; g. [DS] S1 elim avu, {az} B ir avu dolusu. [D S]|| elim ba, {az} S ras g elm i sz. [DS] elimli, [el-im-li] sf. 1. Beden yaps gzel ve oran l; endaml. 2. {az} Gl; kuvvetli. [DS] elimsiz, [el-im-siz] sf. 1. Zayf, gsz. 2. Gste risiz. elimsizlik, -i [elim-siz-lik] is. Gsterisiz ve g sz olma durumu, eling, [in. cha (ay) => aln / elin] (elin) {eT} sf. inden gelme; ini. [DLT] celin ayag, in ksesi. [DLT] elinmek, [el-in-mek] {az} dnl. f . [-ir ] 1. Takl mak; yeterince salkl dnememek. 2. Taklp dmek. [DS] elipa, [Smer, elipa > Far. elip / Ar. allb] (elipc:) {OsT} is. 1. Put. 2. Ha, armh; istavroz; salip. 3. Kvrk, kavisli izgi. 4. Kadn kkl, elien, [el-i-en] is. Birbiri ile kart olan veya tutarszlk gsteren, eliik, -i [el-i-ik] sf. 1. Birbiri ile elien; birbiri ni yalanlayan; zt. 2. man. Nitelik ve nicelik bak mndan birbirine ters olan; mtenakz. eliiklik, -i [el-i-ik-lik] is. 1. eliik olma duru mu. 2. Birbirine nitelik ve nicelik bakmndan ters olu. S eliiklik ilkesi, man. k i eliik nerm enin hem doru hem yan l o la m a y a ca ilkesi. eliken, [el-i-ken] sf. eliik olan; elien, eliki, [el-i-ki] is. ki ey arasnda var olan tutar szlk veya ztlk; kartlk; tenakuz, elikili, [el-i-ki-li] sf. Birbiri ile aralarnda eliki bulunan; birbirini tutmayan; tutarsz olan; mtenakz. elikisiz, [el-i-ki-siz] sf. Aralarnda eliki bu lunmayan; tutarl, elime, [el-i-me] is. 1. Birbirine zt ve ters nitelik te olma; tenakuz, (1942). 2. Aralarnda tutarszlk olma durumu. 3. man. Kart iki eyin durumu, elimek, [el-mek > el-i-mek] ite, f . [-ir ] 1. Karlkl olarak birbirini elmek. 2. (Dnce, sz, davran iin) birbirini tutmamak, birbirine ters dmek, (1942). elimeli, [el-i-me-li] sf. Aralarnda eliki bulu nan; elien. elimesiz, [el-i-me-siz] sf. Aralarnda eliki bu lunmayan; elikisiz, elimezlik, -i [el-i-mez-lik] is. man. elime ol mamas durumu. S elimezlik ilkesi, B ir ey k e n disinden b a k a b ir ey d e ild ir veya b ir ey b ir ni telii hef tayor ham d e tam yor olam az, ilkesi. elitirmek, [el-i-tir-mek dlo^JU-] {eAT} gsz. f . [r] Gevelemek, eliye, [Far. eliyye <J^] is. Eskiden rmaklarda i leyen bir tr kayk, elke, [? elke] {az} is. 1. Kuyu bilezii. 2. st ak, etraf al vb. ile evrilmi al. [DS] elki, [el-ki] {az} is. 1. Kurumu aa dal. 2. Du varlar yamurdan korumak iin duvarlara konulan al rp. 3. Ba kulbesi. 4. Balkon; taraa. 5. Bahe; avlu. [DS]

m n ra m c E H .

elle, [Far. ihil] {az} is. Yazn ve km en etkili ol duu zaman; yazn en scak zaman; kn en souk zaman. [DS] ellek1 -i [Kara. elle-k] {az} is. Su kovas. [DS] , ellek2, -i [el-mek > el-ik > el(l)-ek / el-lek] {az} is. elik omak oyunu. [DS] cellek3, -i [Far. llc] {az} sf. Atlgan; akgz.
[ S D]

klarak y ere drlmek istenmek. 2. Baarsna engel olunmak; baltalanmak. elm ek', [el-mek] gl. fi [-e r] 1. Yolundan evir mek; engellemek; gidi ynn deitirmek; sap trmak. 2. elme takarak birini drmek. 3. Birini kandrmak. 4. Bir eyin kenarn apraz veya verev kesmek. 5. (rt iin) rtnp iki ucunu balamak. 6. (Sz, dnce iin) birbirini tutmamak; uyma mak; nakzetmek. 7. {az} (Kalem, kazk vb. iin) ucunu yontarak sivriltmek; amak [DS] 8. {az} Havaya frlatlan elii omak ile vurarak uzakla trmak. [DS] elmek2, [el-mek] {az} gl. fi. [-e r] 1. Koyunlar iftleirken kuyruklarn yana doru ekerek yar dmc olmak. 2. gsz. f i (Koyun iin) iftlemek. [DS] elmek, [gel-mek > el-mek] {az} gsz. fi. [-ir] Gel mek. [DS] elmeleme, [elme-le-me] is. 1. elme takarak d rmek ii. 2. Birinin baarsn engellemek eylemi, elmelemek, [el-mek > elme-le-mek] g l . f [-r] [l(i)-yor] 1. elme takarak drmek. 2. Birinin ba arsn engellemek; baltalamak, elmelenme, [elme-le-n-me] is. 1. elme taklarak drlme eylemi. 2. Baarsna engel olunma ey lemi. elmelenmek, [elme-le-n-mek] edil. f. [-ir] 1. el me taklarak drlmek. 2. Baarsna engel olun mak; baltalanmak, elmeleyi, [elme-le-y-i] is. elmelemek eylemi veya biimi, elmelik, -i [el-me-lik] {az} is. Pencere. [DS] elmen, [el-men] {az} is. Fese veya baa sarlan oyal krep, mendil veya yazma. [DS] elmice, [el-mece > el-mice] {az} is. Ksa al odunu. [DS] elmig, -i [el-mik > el-mig] {az} is. -* elmik1. [DS] elmik1, -i [el-mek > el-mik] {az} is. 1. Har manda tahl elendikten sonra kalburun stnde ka lan iri saman veya baak paralar; kesmik. 2. Pa muk kozasndan lifler alndktan soma geri kalan kabuk. 3. sf. (Miktar iin) ok az. [DS] elmik2, -i [Erme, cermug > elmik] {az} is. Ilca; kaplca. [DS] elm ik, -i [im-lik > elmik] {az} is. ayrlk. [DS] elpek, [elp-ek/ elp-ik] {eT} is. Gz apa. [DLT] elpeklenmek, [elpek-le-n-mek] {eT} dnl. f. [-r] (Gz iin) apaklanmak. [DLT] elpene, [Bulg. cerepna] {az} is. Ekmek piirmekte kullanlan sac. [DS] elpeik, -i [eT. alpa-mak > elp-e-ik] {az} sf. 1. Kark. 2. Bozuk. 3. (Kii iin) stmadan yr-

ellem ek1 [e/l T. er-er-mek > eler-mek [Tietze]] , {az} gsz. f. [-r ] [-l(i)-yor] 1. Souktan donmak. 2. Gebermek. [DS] ellemek2, [el-mek > el-le-mek] {az} g l.f. f-rj [l(i)-yor] Caydrmak. [DS] ellig, [el-mek > el-ik > el(l)-ig] {az} is. elik omak oyununda kullanlan ksa denek. [DS] ellik1, -i [el-mek > el-lik] {az} is. 1. elik o mak oynanan denek. 2. elik omak oyunu. [DS] ellik yapm ak, {azj Yaramazlk yapmak. [DS] ellik2, -i [el-mek > el-ik > el(l)-ik] {az} is. Kirman. [DS] ellik3, -i [el(l)-ik] {az} is. Kovana yerletirilen gmecin dmemesi iin iki yanna dayanan aa paras. [DS] elliklemek, [el-ik > el(l)-ik-le-mek] {az} gl. f . [- r ] [-l(i)-yor] Frlatmak. [DS] ellime, [el-mek > el-me > el-(li)-me] {az} is. Ksa, al odunu. [DS] ellist, [It. ello > ng. cellist] is. ello alan mziki; ellocu. elli, [? elli] {az} is. ok ucuza alman mal. [DS] ello, [t. violon-cello > ello] is. Keman ailesinden, kemandan daha gl ve bas sesi olan, bacak aras na alnarak alnan bir yayl alg; viyolonsel, ellocu, [ello-cu] is. ello alan mziki; ellist. elme, [el-me -u-U-] is. 1. elmek ii. 2. Yryen birisini drmek iin adm atarken nne ayak uzatma ii. 3. Ayakta duran birisini yere drmek amacyla arln tayan ayana arkadan bir ba can dolama. 4. {az} Ular salarn altndan ve enseden geirilerek arkada balanan ba rts. [DS] 5. Zeybeklerin balarna doladklar oya ile meli mendil. 6. {eAT} Ba rts; sark. 7. {az} Ksa al odunu. [DS] 8. mecaz. Bir ii baltalama; engel olmaya alma. 9. {az} Pencere; elmelik. [DS] 10. {az} Akarsuyun hzn kesmek iin al ve kum torbalar ile yaplan set. [DS] 11. {az} Keklik. [DS] 0 elme atm ak, 1. Birini elme ile y ere drmeye almak. 2. Birinin baarl olma sna engel olmak. 3. Bir iin baar ile sonulan masn engellemek.\\ elme elik, {az} elik o mak oyunu. [D S]|| elme takm ak, 1. Birini elme ile yere drmeye almak 2. Birinin baarl olmasna engel olmak. 3. Bir iin baar ile sonu lanmasn engellemek .| elme yemek, 1. elme ta |

i ti c a i i .9 2 5 yemeyecek kadar bitkin dm. 4. (Odun iin) zor krlan. 5. (Arazi iin) amurlu; batak. [DS] elpek, - [elp-e-k] {az} sf. Kark; bozuk. [DS] elpi, [elp > elp-i] {az} is. Dam saa. [DS] elpik, -i [elp > elp-ilc] {az} is. 1. Paavra. 2. Aacn yeni km dallar. [DS] elpin, [And. yer. d. > Biz. Yun. selkes] {az} is. Pi li. [DS] elpmek, [elp-mek] {az} gsz. f . [- e r ] Gz krp mak. [DS] elt, [Gre, elti] {az} is. zerinde meyve kurutu lan, aa dallarndan rlm byk sele. [DS] eltek1 -i [Krg. cel-mek (yelm ek) > el-t-ek] {az} , is. 1. oban yama. 2. Yardmc; uak. 3. Dost; ah bap. [DS] eltek2, -i [? eltek] {az} is. Deriden yaplan kal bur. [DS] eltekJ, -i [elt-ek] {az} sf. Korkak. [DS] eltek4, -i [Far. eltk] {az} is. Kabuklu pirin. [DS] elten, [Krg. cel-mek (yelm ek) > el-t-en] {az} is. Deveyi yeden kimse. [DS] eltermek, [? elt-er-mek] {az} gsz. f . [-ir ] 1. Kzgn kzgn bakmak. 2. Byklere kar gelmek. [DS] elteik, [elp / elt (yans.) > elt-e-ik] {az} is. (t, durum iin) kark; anlalmas zor. [DS] elti1, [el-mek > el-ti] {az} is. 1. Derelerde balk avlamak iin kullanlan, ubuklardan rlm, bir taraf ak dier taraf kapal bir tr tuzak. 2. Ku yakalamakta kullanlan bir tr kse. [DS] elti2, [el-ti] {az} is. Meyve kurutulacak sergi. [DS] eltik1, -i [Far. eltk] is. 1. Pirin. 2. Kabuu so yulmam pirin. 3. {az} Niastas karldktan sonra kalan buday kabuu. [DS] 4. {az} Suyu alnm meyve posas. [DS] 5. {az} Krntl leble bi. [DS] 6. {az} Msr patlaklar arasnda patlama dan kalm olan taneler. [DS] 7. {az} Pirin iinde bulunan yabanc bitki tohumlar. [DS] S eltik fabrikas, P irin lerin kab u klarn n tra lan arak soyulduu fa b r ik a . \ eltik kargas, zool. b isg iller \ fam ily a sn d a n s c a k ve lm an b lg e le r d e yaayan , Orta A v ru p ad a yuva yapan , A fr ik a d a klayan ibis, (P leg ad is falcinellus),\\ eltik nehri, P irin le rin s rekli su d a bra k lm as iin p irin ta rlalarn a ala n arklar.\\ eltik tarlas, P irin yetitirilen su la k tarla. eltik2, -i [cel-mek (yelm ek) > el-(i)t-ik] {az} is. oban yama. [DS] eltik3, -i [el-(i)t-ik] {az} is. Ufak hayvan. [DS] eltik4, -i [el-(i)t-ik] {az} is. Dokunakl sz. [DS] eltik5, -i [el-(i)t-ik] {az} is. Kesilmi odun para s. [DS] eltiki, [eltik-i] is. eltik yetitiren kimse,

EM

eltikilik, -i [eltik-i-lik] is. eltikinin yapt i. eltikli, [eltik-li] sf. eltii olan; iinde eltik bulu nan. eltiklik, -i [eltik-lik] is. inde eltik yetitirilen yer, tarla. eltin, [el-(i)t-in ?] {az} is. Bir tr ku tuza. [DS] eltiyh, [Far. eltk => eltik > etiyh] {az} is. Pi rin tohumu. [DS] eltk1 - [Far. eltk => eltk - ^ j^ ] {eAT} is. , Kabuklu pirin; eltik, fi1 eltk eltk, {az} D zensiz; dengesiz. [DS] eltk2, - [cel-mek (yelm ek) > el-(i)t-ik] {az} is. Bir ocuk oyunu. [DS] eltk3, - [Far. eltk] /azf is. 1. Buday veya baakla kark iri saman; elmik. 2. Hastalkl meyve. [DS] elk1 - [el-ik > el-k] {az} is. Kavaklk. [DS] , elk2, - [Yun. kaliki] {az} is. ocuk ayakkabs. [DS] S celge koymak, {az} K rlan a y a a ly a koym ak. [DS] em 1 [em / im / m (yans.)] is. Kpek ve benzeri , hayvanlarn havlamasn ve buna benzer sesler karmay anlatan kk. [Zlfikar] em -kir-m ek, em ki-n -m ek em2, [em / im (yans.)] is. Anlalmayacak biimde szler sylemeyi ya da gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] em em, em m S em basm ak, {az} Konuyu kapatm ak. [DS] em 3, [Far. emiden (sa ln arak yrm e) > em ^ ] {OsT} is. 1. Naz ile salnarak yrme. 2. Anlam. 3. Su; kabahat. 4. Yemek. 5. sf. Ssl; dzgn. 6. Kazanlm; toplanlm; ylm. em4, [im > em] {az} is. 1. Zararl otlarla dolu yer. 2. ayr imen. 3. Karamuk ve benzeri bodur yaban aalar ile dolu yer. [DS] S em yeli, {az} D ou y e li; poyraz. [DS] em5, [em] {az} is. Akar su. [DS] em ak, - [Erme, tsmah / Gre, mahe] {az} is. Bit ldren zehirli bir ot. [DS] em an, [Far. emn oL^>-] (em a:n ) {OsT} sf. 1. Sa lnarak yryen; nazl. 2. is. arap kadehi. 3. i men. emane, [Far. emne L^-] (em a .n e) {OsT} is. ki kadehi; arap kadehi, emani, [Far. emn ^ L ^ ] (em a :n i:) {OsT} is. 1. Salnc; naz edici. 2. Saki, em apur, [Hind. cempr (H indistan d a efsan ev i b ir kent) {OsT} sf. (Ordu iin) derme atma, embalo, [t. clavi-cembalo] is. Spinet ailesinden tel li ve klavyeli bir alg; klavsen, embelcik, -i [embel-cik] {az} is. Saka kuu. [DS]

EM

em b er1 [Far. enber] {az} is. 1. Kadnlarn sala , emberle kuatlmak. 2. ember geirilmek. 3. rn toplamada kullandklar bir akaktan brne ember hline getirilmek. 4. dnl. f . ember kadar uzanan metal. 2. Baa veya boyuna balanan edinmek; ember sahibi olmak, byk yazma, yemeni; barts. [DS] emberlenmi, [ember-le-n-i] sf. (Boru iin) souk em b er', [Far. enber] is. 1. mat. Bir merkeze ayn ortamda ember geirilmi, uzaklkta bulunan noktalarn meydana getirdii ka emberletme, [ember-le-t-me] is. ember geirtme pal eri; daire; halka. 2. Deirmi hle sokulmu ii. sert cisimlerin evresi. 3. ocuklarn bir sopa ile emberletmek, [ember-le-t-mek] gl. f . [- ir ] 1. yuvarlayarak arkasndan kotuklar daire eklindeki emberlenmesini salamak. 2. Etrafna ember ge oyuncak. 4. Kiilik haklarndan yoksunluk; bal irtmek. kimse; esirlik; esaret. 5. F, sandk, ambalaj pake emberli, [ember-li] sf. 1. emberi olan. 2. zerine ti, araba tekerlei gibi eyleri sk tutturmak iin veya etrafna ember geirilmi, emberlenmi bu evrelerine geirilen metal ya da plastik erit. 6. lunan. 3. is. Eskiden kullanlan arkas kalkk bir tr mz Trk musikisinde genellikle ilahi formunda kou arabasna verilen ad. kullanlan on iki darpl bir usul. 7. as. Tun topla embersel, [ember-sel] sf. 1. emberi andran. 2. rn namlu evresini saran metal kuak. 8. Elii ya ember biiminde olan, plan ve zerine ilenecek kuman gerdirildii ah embersiz, [ember-siz] sf. 1. emberi olmayan. 2. ap kasnak. 9. Bir kiiyi saran ve skntya sokan embersiz, zerine veya etrafna ember geiril duygu. 10. {az} Araba ve kan tekerleklerine ta memi bulunan, klan deirmi demir. [DS] 11. {az} oban kpek emcik, -i [amak > emcik] {az} sf. (Az iin) lerinin boyunlarna taklan mahmuzlu halka. [DS] bir tarafa arpk. [DS] 12. {az} mz. On iki telli alg. [DS] 13. {az} Oda blmelerinde kiri altna konulan direk. [DS] 14. eme, [am (yans.) > am-ak > am-a / Far. m (byk k ep e) + (kltm e e.) => am-a > em {az} ereve. [DS] 15. {az} Pullua bal olan e] {az} is. Aatan yaplm byk kak; kepe. boyunduruun alt paras. [DS] 16. sf. Biimi em [DS] beri andran; ember gibi. S em ber as, mat. em em , [em (yans.) + em] {az} sf. Geveze. [DS] em b er zerin de alm an b ir noktadan uzatlan ve S emem etmek, {az} G ev ez elik etm ek. [DS] em b er zerinde b ir yay ayran iki kiriin olutur em rah, [? emrah] {az} is. Kymetli ta. [DS] duu a. | em ber evirm ek, zel so p a s ile bir | emi, [ama / me > emi] {az} is. Aatan em b eri ev ir ere k oynam ak]] em bere alm ak, as. yaplm su kab. [DS] evresin i sa rm a k ; kuatm ak]] em bere dmek, as. K uatm a iin d e kalm ak]] em ber geirmek, emuk, -u [em-k] {az} sf. - * emk. [DS] evresin i em b erle ku atm ak; em b erlem ek ]] em emk, - [em (yans.) > em-k] {az} sf. Zayf beri yarm ak, as. K u atm adan kurtulm ak]] em ber ve irkin. [DS] t? em k kak, {az} K s a sa p l sakal, Yz e p e e v r e kuatan y u v a rla k sa k al]] tahta kak. [DS] em ber tahtas, K estan e, kayn, d ibu d ak a a cn em m , [em (yans.) + m] {az} sf. Geveze. S da n em b er y ap m a y a elv erili kereste. | em ber | em m etmek, {az} G ev ez elik etm ek. [DS] ya, {azf y a . [DS] emm e, [Ar. cmcme] {az} is. Ufak tefek; cim em berbaz, [Far. enber-bz] (em b erb a:z) is. em cime. [DS] berlerle gsteri yapan sirk oyuncusu, em n, [? emn] {az} is. Soan, sarmsak ve p emberde, [ember-de] sf. mat. (Noktalar iin) ay rasann ortasndan byyp uzayarak tohum veren n ember zerinde bulunan, sap. [DS] em bere, [Far. enber => embere] {az} is. Kadn eme, [em-e] {az} sf. Budala; sersem. [DS] larn balarna taktklar kasnak. [DS] em ek1, -i [em-ek] {az} is. Y er odalarndaki cam em beri, [Far. enber] (en b eri:) {OsT} sf. ember sz kk pencere. [DS] biiminde olan. S em beri ulla, {az} K adn ba emek2, -i [Erme, camak] {az} is. 1. vendirenin rts; yem en i. [DS] ucundaki syrg. 2. Zpkn. [DS] em berlem e, [ember-le-me] is. 1. emberle kuat emek3, [em (yans.) > em-ek] {az} sf. ok konu ma. 2. ember takma, an; geveze. [DS] emberlemek, [ember-le-mek] g l.f. f- r ] [-l(i)-y o r] 1. ember geirmek; emberle kuatmak. 2. em em en1, [eT. imgen > Far. emen j ^ - ] {OsT} is. i men; yeillik. 0 em en-r, {OsT} B ahvan ]] eber hline sokmak, men-istn, {OsT} im enlik; bahe.]] em en-pr, em berlenm e, [ember-le-n-me] is. 1. emberle ku {OsT} B a bu dayc]] emen-soffa, {OsT} B a h e d e atlma eylemi. 2. Soukta ve i basn altnda bir im en le kapl, o tu ra ca k yer]] em en-zr, {OsT} borunun ember biimini almasn salayan usul, im enlik. emberlenmek, [ember-le-n-mek] edil. f . [-ir ] 1.

filin R
e m e n 2,

. 927

EM

[Erme, amon / Rum. kaminon [ E R E N ] ] is. 1. bot. Maydanozgillerden bir tr kimyon (Cum inum cyminum) ve bunun kokulu tohumu. 2. emen tohumlan pastrmann zerine srlmek zere, 11 11 gibi tldkten sonra krmz biber ve dvlm sarmsakla kartrlmak suretiyle hazrlanm ma cun. [? emen] {az} is. Pirzola. [DS] [Far. emend-er j^-^=-] {eAT} {OsT} is.

emirli, [em-ir-li] {az} sf. Kollarn, paalarn ya da eteklerini toplam; emrenmi. [DS] em irm ek, [em-ir-mek] {az} gl. f i [ -ir ] Kolunu veya paasn svamak; eteklerini toplamak. [DS] em irrenm ek, [emir-le-n-mek] {az} dnl. / [ -ir ] -* emirlenmek. [DS] emirek, -i [? emirek] {az} is. Atlarn burunla rnda olan bir hastalk. [DS] em i1 [eT. ebi / emi] {az} is. Alt ay ile bir ya , arasndaki kei yavrusu. [DS] S emi eti, {az} K e i eti. [DS] emi2, [Erme, c amic] {az} is. 1. Dut kurusu. 2. Kuru zm. [DS] emi3, [emi] {az} is. 1. Kavun. 2. Ballanm annut. [DS] emikemek, [emi-ke-mek] {az} gsz. fi. [ r ] [k (i)-y o r] (Meyve iin) kurumaya yz tutmak; ka buundan ayrlmak. [DS] emilenmek, [emi-le-n-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] Kuruyup tatlanmak. [DS] emimek, [emi-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] (Bitkiler iin) susuzluktan sararmak; suyu ekilmek. [DS] emit, [Erme, ami] {az} is. Dut kurusu. [DS] emki, [? emki] {az} is. Hayvanlarn yn krkl dktan sonra vurulan damga. [DS] emkinme, [em-kin-me] {az} is. Hayvanlarn az otlu yerde otlamas. [DS] emkinmek, [em-kin-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] 1. (Kpek iin) olduu yerde kesik kesik havlamak. 2. Kar gelmek; sert cevap vermek. [DS] emkiri, [em (yans.) > em-kir-i] is. emkirme eylemi veya biimi, em kirm e, [em (yans.) > em-kir-me] is. emkirmek ii. emkirmek, [em (yans.) > em-kir-mek] {az} gsz. fi. [-ir ] 1. Kendinden byk ve yal birine kar yksek sesle ve saygszca karlk vermek; diklenmek; kar gelmek. 2. (Kpek iin) olduu yerde kesik kesik havlamak. 3. (Av kpei iin) ava yaklat zaman ses kararak haber vermek. 4. (Kpek yavrular iin) alktan ac ac ses kar mak. 5. (akal iin) ulumak. 6. (Yaban hayvanlar iin) barmak. [DS] emkirmeyh, [em-kir-mek > emkirmeyh] {az} g s z l.f. [ -ir ] -* emkirmek. [DS] em kirtm ek, [em-kir-t-mek] {az} gl. fi. [ -ir ] emkirmek eylemini yaptrmak; emkirmesine sebep olmak. emkitmek, [em (yans.) > em-ki-t-mek] gsz. fi. [---7 ir] (Hayvanlar iin) korku duyduklarnda kulakla rn dikerek etrafa sert sert bakmak. f em krm ek, [em-kr-mek] {az} gsz. fi. [-Ur] -* emkirmek. [DS] em lam ak, [em-le-melc] {az} gl. fi. [ - r ] [-l(i)-y o r]

em en J ,

e m e n d e r,

Eek.
e m e n le m e ,

[emen-le-me] is. zerine emen srme veya emene koyma ii. 1. [emen-le-mek] gl. f . [- r ] ]-l(i)-y o r] zerine emen srmek. 2. emene yatrmak,

e m e n le m e k ,

[emen-li] sf. emeni bulunan veya emen srlm olan, e m e n s i z , [emen-siz] sf. emeni bulunmayan veya emen srlmemi olan.
e m e n li, e m e n t e 1,

[? emente] {az} sf. Bakasnn srtndan geinen; asalak. [DS] [? emente] {az} is. oluk ocuk. [DS] [t. cemento] {az} is. imento. [DS] [Far. emen-zar jl> ^ r] (em en za:r) {OsT}

e m e n t e 2, e m e n te J , e m e n z a r,

is. imenlik; yeillik,


e m e te ,

[? emete] {az} is. Su tas. [DS]

e m i 1, - c i

[ebi / ebi > emi] {az} is. Bir ya ndaki erkek kei. [DS]
1.

e m i 2, - c i

[Erme, c amic] {az} is. kurusu. 2. ri leblebi. [DS]

Dut ve zm

e m ile m e k ,

[em-i(r)-le-mek] {az} gl. f. f - r ] [-l(i)y o r ] Kol ve paalar svamak. [DS] [? emille] {az} is. Semizotu. [DS] [Far. emn je^ -] (em i:n ) {OsT} is. Sidik ve

e m ille , e m in ,

pislik.
e m ille m e k ,

[em-i(r)-le-mek > emil-le-mek] {az} gl. f i [ - r ] [-l(i)-y o r] Kol ve paalar svamak. [DS]

[em-i(r)-le-n-mek] {az} dnl. fi. [ir] e balamakta istekli olmak; kararl olmak. [DS] e m i l l i , [? emilli] {az} is. Semizotu. [DS]
e m ille n m e k , e m in ,

[Erme, ami] {az} is. Kuru zm. [DS]

[em-ir-e-mek] {az} gl. fi. [- r ] [-r(i)y o r ] Kolunu veya paalarn svamak; eteini top lamak. [DS] e m i r e n m e k , [em-ir-e-n-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] Kolunu veya paalarn svamak; eteini toplamak. [DS] e m i r l e m e k , [em-ir-le-mek] {az} gl. fi. [-r][-l(i)y o r] Kollar ya da paalar toplamak; dna doru kvrmak; emremek. [DS]
e m ir e m e k , e m ir le n m e k ,

[em-ir-le-n-mek {az} dnl. fi. [-ir] Kollarn veya paalarn kvrarak veya syrarak toplamak; emrenmek. [DS]

EM

IMIlttSM.
emik, -i [Erme, ami] {az} is. Burumu sebze veya meyve. [DS] emtk, - [em-(i)t-k] {az} sf. 1. Sznde dur mayan. 2. Geveze. [DS] emlemek, [em--le-mek] {az} gsz. f . [- r [-l(i)y o r ] Alamak. [DS] emllenmek, [em-(ir)-le-n-mek / emre-n-mek] {az} dnl. f . [ - i ] emrenmek. [DS] emirlenmek, [em-ir-le-n-mek] {az} dnl. f . [-ir] emrenmek. [DS] emt, [Erme, ami] {az} is. Dalnda kurumu dut meyvesi. [DS] en 1 [an / ang / ank / en / m / ng / nk / in / , ing (yans.)] is. nlamay andrr konuma, ba rma, tme ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] en en, en en etm ek en2, [an / en (yans.)] is. ri yapl kpek ve kpek tr hayvanlarn havlamasn anlatan kk. [Zlfkar] en -kir-m ek en3, [en] {az} is. Sis; duman. [DS] en4, [en] {az} is. 1. Bir eyin yar paras. 2. Omuz aras. 3. Ceviz ii. [DS] enag, [Far. enjj-^-] (en a: ) {OsT} is. anak.

Kolunu veya paalarn svamak; eteklerini topla mak. [DS] em lanm ak, [em-le-n-mek ?] {az} dnl. f [-ir] Svmek. [DS] em lek1, -i [em-le-k] {az} sf. (Kol ve bacak iin) emrenmi; plak. [DS] emlek2, -i [mlek] {az} is. Sv koymaya yarar tahta kap. [DS] emlemek, [em-le-mek] {az} g l . f [-r ] 1. Arklar dan taan suyun nn al rp ile tutmak. 2. Kol larn ve paalarn svamak; eteini toplamak. [DS] emlenmek1, [em-le-n-mek] {az} dnl. f . [-ir ] emrenmek. [DS] emlenmek2, [im-le-n-mek] {az} dnl. f. [-ir] imlenmek. [DS] emli, [em-lik] {az} is. Aa dikilmi yer. [DS] em lik1 -i [em-lik / im-lik] {az} is. imenlik; , ayrlk. [DS] emlik2, -i [Erme, cermuk] {az} is. Kaplca. [DS] em per, [Far. enber] {az} is. Kadn ba rts; yemeni. [DS] em re, [Far. ihre] {az} is. ehre; yz. [DS] em reh, [em-re-k] {az} sf. -* emrek. [DS] em rek 1 -i [em-re-k i!y-] {OsT} sf. 1. Kvrak; a ,

enak, -i [? enak] {az} is. ki derenin birletii buk i yapan; becerikli; dzenli, {az} (ayn) [DS] 2. yer. [DS] Ksa. 3. {az} (Kol ve bacak iin) plak; emren enar, [Far. enr _>L^-] ( en a :r) {OsT} is. nar; mi. [DS] nk. em rek, -i [em-re-k] {az} sf. (Kii iin) becerikli; dzenli. [DS] enber, [Far. enber _ ^ ] {OsT} is. 1. ember. 2. em reke, [em-re-k-e] {az} sf. Derli toplu. [DS] * {eAT} {az} Ba yemenisi; yazma. [DS] 3. Esirlik; emreklik, -i [em-re-k-lik] {az} is. eviklik; ballk. S1 enber-bz, {OsT} em b erler a ra sn kuvvetlilik. [DS] dan a tla y a r a k g ster i y a p a n cam baz. | enber-de, | em rem e, [eT. erme-mek > emre-me] is. Eteklerini {OsT} Aym em b erd e bulunan n o k talar.| enber-i | veya kollarn yukar doru svamak, toplamak ii. gerdan, {OsT} anat. B oy an kem ii. | enber-i | mn, {OsT} Gkyz. | enber ya, {az} K arn | em rem ek, [eT. erme-mek> emre-mek dLy^>-] gl. zar. [DS] f M [-r(i)-y r] 1. Gmlek kolunu veya pantolon paasn st ste kvrmak suretiyle yukar doru toplamak; svamak. {eATf {az} (ayn) [DS] 2. Enta ri, palto gibi giyeceklerin eteklerini toplayp bele balamak veya byle yaparak oturmak. 3. {az} Herhangi bir eyin ucunu, etrafn toplamak. [DS] em renm ek, [emre-n-mek / imre-n-mek ^ j ^ r ] dnl. f . [ -ir ] [eAT. -iir] 1. Kendi elbisesinin kolu nu, paasn kvrmak suretiyle toplamak; svan mak. {eATf {OsT} (aym) 2. Bir ie girimek; i iin gerekli hazrlklar tamamlamak; kollar svamak. 3. {az} Yznumaraya oturmak. [DS] emrenik, -i [jmre-n-ik] {az} sf. Kollar svan m; paalar emrenmi; etekleri toplanm. [DS] emrilem ek, [em-re-le-mek] {az} g l .f . [-r ] [-l(i)y o r ] Kollarn, paalarn svamak; eteini topla mak. [DS] emse, [? emse] {az} is. ksrrken azdan sra yan tkrk paralar. [DS] enber, [Far. enber- jj;->-] (en b eri:) sf. 1. em ber biiminde olan; ember gibi. 2. {az} is. Kadn ba rts; yazma; yemeni. [DS] encere, [Far. tengre (ten cere)] {az} is. Tencere. [DS] enci, [t. cencio / Yun. tzentzi] {az} is. Tutacak. [DS] encik, -i [en (yans.) > en-cik] {az} is. Kilidi takmak iin kullanlan halka. [DS] encire, [Far. tengre] {az} is. Tencere. [DS] encne, [Ar. cmcme] {az} sf. Ksa boylu; bodur. [DS] en, [ng. change] is. 1. Bir lkenin parasn baka lke parasna evirme; tahvil etme. 2. argo. Bir yerden arlm, alnm veya yrtlm eya, mal. 3. a rg o. zerinde bulunan araca ait olmayan, numaras kaznm, deitirilmi motor, enen, [en (yans.) > en+en] {az} sf. ok konu

oin riK C m ffi.929 an; geveze. [DS] enen a, {az} B ir ham ur tatls. [DS]j| enen etmek, {az} 1. o k kon u mak. 2. A c s z le r sy lem ek. [D S]|| enen itmek, {az} A c s z le r sylem ek. [DS] enere, [Far. tengre] {az} is. Tencere. [DS] eni, [en (yans.) > en-i ?] {az} is. Kk mavi boncuklarla parmak eklinde rlm nazarlk. [DS] enne, [Ar. cmcme] {az} sf. Ksa boylu; bodur. [DS] end1, [Far. end x^-] {OsT} sf. 1. Birka. 1. zf. Her ne kadar. 3. Ta ki. S end-br, {OsT/ B ir k a defa.\\ end-n, {OsT} Bu k a d a r .| end-rz, {OsT} B irka | gn. end2, [? end] {az} is. Ceviz ii. [DS] endan, [Far. endn j t j ^ ] (en d a.n ) {OsT} zf. (Olumsuz cmlelerde) o kadar da (deil). S1 endn ki, O k a d a r ki. endek1 -i [ent-mek > ent-ik] {az} is. 1. zl , mesi g dm. 2. Bakr sahan ya da bak azn daki trtklar. 3. Aata balta ile yaplan kesik; en tik. 4. zerinde odun krlan aa paras. [DS] 5. sf. (Kii iin) yz iek bozuu olan; opur. endek2, -i [? endek] {az} is. nsan veya hayvan ls. [DS] endele, [end-ele ?] {az} is. 1. Peynir szmekte kullanlan seyrek dokuma. 2. Sofra bezi. 3. nl . [DS] endelek, -i [end-ele-k ?] {az} sf. Kararsz; dei ik. S en delek gitmek, {az} (H ava iin) d e iik ve y a l olm ak. [DS] endelemek, [ent-mek > ent-ele-mek dllj^-] {az} g l . f [-r ] [-l(i)-y o r] 1. Ufak ufak doramak; yont mak. {eAT} (ayn). 2. Keserle tahta zerine vurarak kesik ya da izler amak. [DS] endelemek, [cend-ele--mek] {az} ite f . [-ir ] Tartmak; ekimek. [DS] endemek, [end-e-mek] {az} g l . f [ r ] [-d (i)-y o r] Yontmak. [DS] endere1, [Far. cendere] {az} is. Cendere. [DS] endere2, [? endere] {az} is. Su barda. [DS] endey, [Mo. cunday] {az} is. anta. [DS] endi, [Far. end s ^ r ] (en d i:) {OsT} zf. Bir sre; biraz; bir mddet, endik, -i [ent-mek > ent-ik] {az} is. 1. Trtk; entik. 2. Et tahtas. [DS] endiklemek, [entik-le-mek] {az} g l .f . [- r ] [-l(i)y o r ] Trtklamak. [DS] endikli, [end-ik-li] {az} is. Elbise. [DS] endil, [? endil / end-ele] {az} is. 1. Bezden yap lan rt. 2. Peynir szmkte kullanlan seyrek do kuma. 3. nl. [DS] endin, [Far. endn ^.^-] {OsT} sf. 1. Birka (tane). 2. Bu kadar ok; nice, endir, [iy-in-dir / cy (yans.) > cy-m-dr] {az} is. 1. Yasz et. 2. Sinirli et. 3. sf. (Bayan iin) zayf. [DS] endire, [Far. tengre] {az} is. Tencere. [DS] endiri, [el-mek > el-dir-i] {az} is. Dall, uzun kazk. [DS] endirek, -i [end-ir-e-k] {az} is. Sabaha kar esen yel. [DS] endk, - [n-mek > n-diik > en-dk] {az} is. Snfta ocuklarn oturduu sra. [DS] endrttk, - [iy-in-dirik / cy (yans.) > cy-mdrk] {az} sf. (Et paras iin) gevemi. [DS] ene, [Far. ne [EREN] <u^ / *i+enek [Tietze] > e ne] is. 1. anat. Azda alt sra dileri tayan kemik; yzn alt blmnde yer alan ve her canlya gre deiik biim alan paras. 2. biy. Omurgallarda boazn n blmnde yer alan, dileri tayan; az ap kapamaya, yiyecekleri koparmaya, i nemeye yarayan iki hareketli organdan her biri. 3. Yzn alt kys. 4. Yzn alt yanndaki n knt. 5. U taraf. 6. Kerpeten ve pense gibi aletlerin tut maya ve koparmaya yarayan karlkl iki paras. 7. m ecaz. Aralksz, durmadan konuma huyu. 8. m z. Kemana tutturulan ve eneye dayanan kk para. 9 dnz. Gemilerde ba bodoslamann omurga ile birletii yuvarlak ksm. S ene alm ak, On dan bundan k o n u a ra k g ev e z e lik etmek.\\ ene ivi si, {az} A raban n tekerlein in km am as iin dingilin ucuna kon ulan ivi. [D S]|| ene ukuru, anat. Alt en en in ucunda bulunan ukurluk. | ene | etmek, {az} P az arlk etm ek. [D S]|| ene kavaf, o k kon u an ; geveze. | ene kavafl, {az} G e v e | zelik. [D S]|| enen prt! o k konutun, artk s u s ! an lam n da kullanlan uyar sz .| enen | tutulsun! K t ey ler syleyen kii iin Sylem ez ola sn ; kon u am ayasn !" an lam n da bed d u a sz.\\ ene satm ak, D evam l ve g erek siz y e r e konum ak. | | enesi alm ak, n celeri suskun iken konum aya, s y lem ey e balamak.\\ enesi atm ak, Can e k i ir ken en es i titrem ek; lm ek. | enesi dk, K o | nu m alar ile ev resin i bezd iren ; durm adan y er li y ersiz konuan. | enesi gevek, D evam l ve o k | konuan, g ev e z e .| enesi kilitlenmek, 1. Azn | a a m a z olm ak. 2. Sz sy ley em ez durum a dm ek. | | enesi kuvvetli, ok kon u an ; konum aktan y o ru lm ayan ; dinletm esin i bilen.\\ enesini atrm ak, K on u m asn a m eydan verm ek veya s e b e p olm ak. | | enesini balamak, 1. len birisinin en esin i tl ben t ile ba lam ak. 2. Birinin lmn dilemek.\\ enesini datmak, Birinin en esin e vu rarak a z nn burnunun kan am asn a s e b e p olm ak. | enesini | tutm ak, B ild iklerin i b a k a sn a s y lem em ek; sr saklam ak. | enesi oynam ak, Az k a p a l b ir ey |

EN y e m e k veya inemek.\\ enesi akrdak, {az} G e veze. [D S]|| enesi tutulm ak, K onuam az o lm a k .| | ene ta, {az} K e ta. [D S]|| ene yar, D ur m adan k arlkl konum a. | ene yartrc, G eve | z e ; a len e. | ene yartrm a, K arlkl g ev ez elik | etm e. | eneye kuvvet, K on u m a y o lu y la ; du rm a [ d an konuup an latarak. | eneye tutm ak, K onutu | r a r a k zam ann a lm a k .| ene yorm ak, S y led ikle | rinin h ib ir etkisi o lm a m a k; bou n a konum ak. eneb, [Far. eneb {OsT} is. Snnet,

TM l i l l f t S O M .

dan her biri. 2. {az} But; kala. [DS] 3. {az} Ka p, pencere gibi iki kanatl eylerin kanatlarndan her biri; kanat. [DS] enetlemek, [enet-le-mek] gl. f . [- r ] [-l(i)-y o r] 1. Fstk, kabak ekirdei gibi erezlerin kabuklarn kararak yemek; itlemek. 2. {az} iki paray birbirine bititirmek; kenetlemek. [DS] 3. {az} Paralamak. [DS] enetlenmek, [enet-le-n-melc] {az} d n l.f. [-ir ] 1. (ki para iin) birbirine bitimek. 2. edil. f . Birbi rine bititirilmek. [DS] enetmek, [en-et-mek / en+et-mek] {az} gl. f . [e r ] Paralamak. [DS] enevir, [? enevir] {az} is. Arpa, buday ve avdar gibi tahl elemeye yarayan seyrek kalbur. [DS] eneyh, [enek > eneyh] {az} is. Tarladan pamuk toplama. [DS] eng1 [an / ang / ank / eng / m / mg / n / mk , i / in / ing / in / ink / un / ung (yans.)] is. Cam ya da maden eyann nlama biiminde kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] en g -il eng2, [ang / eng / en (yans.)] is. Kk kpek ve benzeri hayvanlarn barlarm, havlamalarn anlatan kk. [Zlfkar] en g-il-de-m ek, en g-ir-demek, en g-le-m ek, en -i-le-m ek, en -le-m ek eng3, [en] (en) {eT} is. Zil; alpara. [DLT] eng4, [Far. eng &>] {OsT} is. 1. Hayvan penesi. 2. El. 3. /e/f 77 Eskiden, dikine tutulan ve parmakla alman kanuna benzer 17-40 aras telleri bulunan bir saza verilen ad; kl. [YE] 4. sf. Eri br, eng-i m eryem , {OsT} Buhurumeryem.\\ eng-nme, {OsT} ed. D ivan ed ebiy atn d a b ir nazm tr. engl, -li [Far. engl J&-=-] {OsT} is. 1. Pene. 2. engel. S engl-i ahin, {OsT} ahin p en esi. engr, [Far. engr j l ^ - ] (en g ;r) {OsT} is. 1. Yenge. 2. Bakr pasndan yaplm yeil boya. engr battal, E skiden kullanlan b ir tr byk boy k d a verilen ad. engri, [Far. engr ( en g ;ri;) sf. Bakr pas renginde olan. enge1, [Far. enge / inge >S^] is. 1. Avu; el. 2. Dnlerde erkek ve kadnlarn el ele tutuarak oynadklar ve genellikle y r, y r szleriyle bi ten gelin karlama havas. enge2, [*i+enek > ene [Tietze] &>-] (en e) {az} is. 1. Ke; knt. 2. Arazide ileri doru olan knt; burun. 3. Su arklarnn iki yanda srt olutu ran kenar. 4. Sabann, srg demiri taklan ucu; enek. 5. m ecaz. ok konuan; geveze; enen. [DS] 6. {OsT} U ; taraf. 7. {OsT} ene. S ene atm ak, {az} o k ateliyken en e tutmaz olm ak. [D S]|| ene gavafl, {az} G evezelik. [DS]

enebaz, [Far. ne+bz > enebaz jl> -us-] (en e b a z ) {OsT} is. Konumas ile herkesi kandran veya ok konuan kimse, enebazlk, - [enebaz-lk] is. enebaz olma du rumu; enebazn nitelii, enet, -d [? enet] {az} sf. Zayf yapl; e limsiz. [DS] ened, [ene-t] {az} is. -* enet. [DS] enek, -i [ene-k] is. 1. Tohumun iinde yer alan yaprak taslaklarndan her biri, (1944). 2. {az} Bir birine yapk iki eit paradan meydana gelmi eylerden her biri. [DS] 3. {az} Fasulye, nohut gibi sebze ve badem, ceviz, fndk gibi kuru meyvelerin iindeki paralardan her biri. [DS] S enek etmek, {az} Toplam ak. [DS] eneke1, [? eneke] {az} is. Kz ocuu. [DS] eneke2, [ene-ke] {az} is. enenin u taraf. [DS] enekli, [enek-li] sf. enei bulunan; belirtilen sa yda enee sahip olan, enekok, [ene + Yun. kopto] {az} is. Lfer bal nn k; inakop. [DS] enelemek, [en (yans.) > en-i-le-mek] {az} gsz. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] (Kpek iin) herhangi bir ekilde can yandnda kesik kesik alar gibi barmak. [DS] enelemek2, [ene-le-mek] {az} gl. f . [-r ] [-l(i)y o r j (ocuk, kadn vb. iin) zntsn dindirmek iin oyalamak, aldatmak. [DS] eneleme, [ene-le--me] is. ene durumuna gel mek ii. enelemek1, [ene-le--mek] d n l . f [-ir ] ene du rumuna gelmek; ene gibi olmak, enelemek , [ene-le--mek] ite, f . [-ir ] 1. Kar lkl ene yartrmak; konumak. 2. Az kavgas yapmak. eneli, [ene-li] sf. 1. enesi olan. 2. m ecaz. ok ko nuan; geveze; alene, enelik, [ene-lik] is. Kemann eneye dayanan ye rinde eneye skca tutunmasn salayan para, enepe, [Bulg. cerepna] {az} is. Ekmek piirmek iin topraktan yaplm sac. [DS] enet, [ene-t] is. 1. Bakla, nohut, fstk, fndk ve ce viz gibi bitkilerde olgunlatklar zaman tohumun iinde yer alan yaprak hlindeki bitki taslaklarn

H M K E S b l.m
enge3, [ene > enge] {az } is. 1. Duvar kesi. 2. ene. [DS] engedir, [enge-dir ?] {az} is. Yere aklan drt s rn ularna geirilen bir ul parasyla yaplan glgelik. [DS] engel1, [Far. engl > engel jS ^r] is. 1. zerine bir ey asmaya veya bir eyi bir yere tutturmaya yara yan ucu eri kanca. 2. Yrtc hayvan veya kularn penesi. 3. spor. Yal grete rakibin ayan sar maya dayanan bir oyun. 4. Ahr gbrelerini topla mak, topra yzeyden kabaca ilemek gibi tarm sal alanlarda kullanlan, birka dii bulunan alet. 5. Geyiin st enesindeki kpek dii. 6. mz. Bir notann deerini yarya indirmek iin eklenen ia ret. 7. {az} Yemek atal. 8. Eskiden kullanlan bir tr idam sehpas. [DS] 9. {az} oban kpeklerinin boynuna taklan dili demir halka. [DS] 10. {az} Pulluun u ksmndaki eri demir. [DS] 11. {az) Maa. [DS] 12. {az} Tarlay hayvanlardan koru mak iin, kenarna dikilen uzun srklar. [DS] 13. sf. engel biiminde olan. S engel atm ak, Yanda to p la m a k iin iliki ku rm ak; e l atm ak; ken di ta raf na ek m ey e alm ak. | engel beygiri, K ou lu top | u bey g iri iftlerin den en n d e bu lunanlar,| en | gel eneliler, en eleri g a g a biim in de uzam bu lunan p u llu veya pulsu z p e k o k b a lk la r iin e alan kem ikli b a lk la r a lt takm, (Plectognathi).\\ engel iei, E skid en en g ele a tlm ak su retiyle ldrlen kim senin kan l ve s a r k k ces ed in e verilen ad. | en | gel ngel, {az} E ri br; k a r g a c k bu rgack. [D S]|| engelde kokmu etim yok. "Kzm d a h a ev len ec e k y a ta deil. an lam n da sylenir.\\ en gele dnmek, H a stalk veya y a llk s e b e b iy le z a yflam ak, kamburlamak.\\ engele gelmek, A sla r a k idam edilm ek. | engel er, er a d a m ; e rli kim | se. [DLT] | engel guyruh, {az} -* engel kuyruk. | [D S]|| engel kemik, anat. E l b ile i kem iklerin den en ite ve ikinci s ra d a ola n (Os hamatum)\\ engel kuyruk, {az} A krep. [D S]|| engel otu, {az} Ya ban en gin ar; k en g e r dikeni. [D S]|| engel sakz, bot. Gl ve kaln b ir kk bulunan, g m e le r h lin d e sa r iek li ve g a g a g ib i uzun m eyveli, k knden e n g e l sakz a d verilen z e l b ir sa k z eld e ed ilen o k y llk otsu b ir bitki; k en g e r sakz, (C han drilla ju n cea ).|| engel takm ak, B irin e kt lk etm ek a m a cy la uram ak. engel2, [Far. engl > engel J S^ \ {OsT} is. Orman. S engel-istn, {OsT} S k orm an. engel3, [Far. jeng] {az} is. Bakr al. [DS] engelci, [engel-ci] {az} is. Zahire tccarnn, bir blgedeki kylerden alm yapmak zere grevlen dirdii kimse. [DS] engelcik, -i [engel-cik] is. Kk engel, engelcikli, [engel-cik-li] sf. 1. Kk engeli olan. 2. Kk bir engel biiminde olan. engelleme, [engel-le-me] is. engel takma ii.

EN

engellemek, [engel-le-mek] gl. f . [- r ] [-l(i)-y o r] 1. engel takmak; engel geirmek. 2. Kap ve pencere gibi alp kapanan yerlerde engeli kanca sna oturtarak kapal hle getirmek; trklamak. engellenme, [engel-le-n-me] is. engeli takl hle getirilmek ii. engellenmek, [engel-le-n-mek] edil. f . [-ir] 1. engelle tutturulmak. 2. dnl. f . engel sahibi ol mak. engelleyi, [engel-le-y-i] is. engellemek eylemi veya biimi. engelli, [engel-li] sf. 1. engeli bulunan. 2. Ucu engel biiminde olan. S engelli ine, B a trla r a k kullanlan, s e rb est ucu b ir yu vaya o tu ra ra k tutturu lan in ce b ir telin kvrlm as ile y aplm i n e; a ta l l ine. engelsi, [engel-si] sf. engel biiminde olan. S engelsi diken, anat. E l b ile i oyuunun i k e n a rn da bu lan an ve en g el kem iinin n yzndeki kn t.| engelsi knt, anat. Alt k a fa boynuzunun | tabannda, beyin y an karn c n a ait tmsek. engeme, [ene > enge-me ?] {az} is. Yontma ta. [DS] engen, [Far. engl => engen] {az} is. Yemek a tal. [DS] enger, [Far. kenger] {az} is. Yaban enginar; ken ger. [DS] engerek, -i [? engerek] {az} is. Toprak iine alan byk delik; kovuk. [DS] engesek, [cene-sek] (en esek) {az} is. (Kii iin) ok konuan; geveze. [DS] engetir, [? engetir] {az} is. 1. Yazlk ardak. 2. Gebe adr. [DS] enggir2, [en(g)-ir] {az} is. Kk gebe adr. [DS] enggirdemek, [en(g)-ir-de-mek] (eh g ird em ek) {az} gsz. f . [- r ] [-d (i)-y o r] Flakaret etmek; ba rp armak. [DS] enggiremek, [en(g)-ir-e-mek] (ehgirem ek) {az} gsz. f i [-r ] [-r(i)-y or] -* enggirdemek. [DS] engi1, [ene > eni <<=-] (ent) {eAT} is. ene, fi3 engi gz, {az} K k oda. [DS] engi2, [Far. engi L ^ r ] (en gi;) {OsT} is. 1. enk / denen saz alan kimse. 2. alg eliinde oynama y meslek edinmi olan kadn; eski zaman dansz. 3. sf. enk denilen saza ilikin. S engi kolu, K o l ba, y a rd a k, a lg c la r ve on iki oyuncudan m ey d a n a g elen en g i topluluu.\\ engi-nm e, {OsT} enginame.|| engi takm, en gi kolu den ilen to p luluk.| engi yeli, {az} Rom atizm a. [DS] | engi3, [eng-i] {az} is. ok konuma; gevezelik. [DS] engil1 [eng (yans.) > eng-il] is. Kk kpek ve ,

EN
benzeri hayvanlarn barlarn, havlamalarn anlatan yansmal gvde, engil engil (eh il), (K p ek hav lam as iin) korku lu b ir ekilde. pas. [DS]

H K f S H . 32

enk1 -ngi [Far. jeng => enk] {az} is. Bakrn yeil , enk2 -gi [Far. eng] is. 1. Hayvan penesi. 2. mz. ,
Harpa benzeyen, dik tutularak alman, gen bir ereveye gerilmi tellerden oluan, mzrap veya elle alnan, dou kltrne ait kk bir alg. S eng egne, Sazl e len ce. enkel, [Far. engl] {az} is. Pulluun u ksmnda ki eri demir. [DS] enketir, [adr > enketir] {az} is. Karlkl iki aacn arasna kurulan adr. [DS] enki1 [ene > enki] {az} is. ok konuan; geve , ze. [DS] enki2 [enk (yans.) > enk-i] {az} is. Kvlcm. ,

engil2 [eng-il] (az) is. Bakr kova. [DS] , engildemek, [eng (yans.) > en-il-de-mek] {az}
gsz. f . [ - r ] [-d (i)-y o r] 1. (Kpek iin) barmak; ac ac ses karmak; ulumak. 2. (Kii iin) hakaret etmek; barp armak. 3. ok konumak. [DS] engilemek, [eng (yans.) > eng-i-le-mek / en-i-lemek dU-K^-] (eh ilem ek / en g ilem ek) {eT} gsz. f [ - r ] 1. Dvldkten sonra barp armak; kt syleyip barmak; enilemek. [DLT] {az} (ayn) [DS] 2. {eAT} {az} (Kpek iin) ac ac barmak. [DS] 3. {az} ok konumak. [DS] engilik, -i [engi-lik] is. enginin yapt i ve meslek. engilti, [en-il-ti] (enilti) {az} is. 1. Kpein ac ac haykrmas. 2. Barp arma; hakaret. [DS]

[DS] enkirmek, [em-kir-mek] {az} gsz. f . [ -ir ] (K


pek iin) can acsyla alar gibi kesik kesik bar mak. [DS] enkrmek, [em-kr-mek] {az} gsz. f. [- r] 1. (Kpek iin) can acsyla alar gibi kesik kesik ba rmak. 2. Hakaret etmek. 3. Barp armak.

enginame, [Far. eng-nme

,j^ -\ (en g i:n a :-

m e) is. Kekler iin yazlm iirlere verilen ad. engir1 [eng-ir?] {az} sf. Haar. [DS] , engitmek, [en+it-mek] {az} gsz. f . [ - e r ] (ocuk iin) alamak. [DS] engiz, [Ar. cihz => eyiz / eniz] (eniz) {azj is. eyiz. [DS]

englemek, [eng (yans.) > en-(i)-le-mek dUJSU-]


{eAT} g s z .f. [-r ] (Kpek iin) ac ac barmak,

[DS] enlenek, [en-i-le-mek] {az} gsz. f . [-r ] [-l(i)y o r ] 1. Hakaret etmek. 2. Barp armak. [DS] enletmek, [eng (yans.) > en-le-t-mek] {az} gl. f . [ -ir ] Kpei dverek bartmak. [DS] enpe, [? enpe] {az} is. Pencere. [DS] ent1 [Far. end j^ -] sf. -* end. , ent2, [ene-t > ent] {az} is. enet. [DS] ente1 [Mo. centey] {az} is. anta. [DS] , ente2, [inko > ente] {az} is. inko sahan. [DS] ente3, [? ente] {az} is. Asker arkada. [DS] entek1 -i [ent-m ek> ent-e-k] {az} is. 1. Bak ,
la ubuk ya da tahta zerinde alan kk trtk; entik. 2. Aa dallarnn birbirinden ayrld yer. 3. sf. Dz olmayan; eri br. [DS] S entek flntek, {az} D z olm ay an ; eri. [DS] entek2, -i [ent-mek > ent-ek] {az} is. Et satr.

englemek, [eT. an-la--mak / eng (yans.) > enle--mek] (eh lem ek) {eAT} ite, f . [-ir ] (Kpekler iin) ksk ksk havlamak. englik, [en-lik] (ehlik) {eT} is. bot. Sarmak otu, (D olich os lab la b ). [DLT] eng, [in. chang shih] {eT} is. Kk hrka.

[DLT] enikmek1 [en-i-k-mek] {az} gsz. f . [ -ir ] Kork , mak ve telalanmak. [DS] enikmek2, [en-ik-mek] (e:n ikm ek) {az} gsz. f . [~()-ir] -* eynikmek. [DS] enileme, [eng (yans.) > en-i-le-me / eT. an-lamak] is. (Kpek iin) ac ac barma eylemi,

[DS] enteklemek, [ent-e-k-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [l(i)-y o r] Yontmak. [DS]

enilemeh, [eng (yans.) > en-i-le-mek > en-i-lemeh] {az} is. 1. Hakaret etmek. 2. Barp ar mak. [DS] enilemek, [eng (yans.) > en-i-le-mek / eT. anla-mak] g s z .f. [- r ] [-l(i)-y o r] 1. (Kpek iin) can yanmaktan dolay ac ac barmak. 2. m ecaz. Ha karet etmek, barp armak, enilti, [eng (yans.) > eT. an-la-mak / en-il-ti] is. Kpein can yanmaktan dolay ac ac havlamas, enitrk, [*en-mek > *e-i (b ir tr fn d k, L ich e e ) > eni-trk [Clauson]] {eT} is. Fnda benzer bir meyvesi olan aa. [DLT] enitrksemek, [entrk-se-mek] {eT} gsz. f . [ - r ] enitrk yemek istemek. [DLT]

entelek, -i [ent-ele-k] {az} is. Deiken hava.


[DS]

entelemek, [ent-ele-mek] gl. f . [ - r ] [-l(i)-y o r] 1.


Ufak ufak doramak; yontmak, {az} (ayn) [DS] 2. Ar pazarlk etmek; aradaki kk farklar da pa zarlk konusu yapmak, enteleli, [ent-ele-li ?] {az} is. Buda ok olan denek. [DS] entelemek1 [ente-le--mek] {az} ite, f . [-ir] , ekimek; tartmak; mnakaa etmek. [DS] entelemek2, [ente-le--mek] {az} dnl. f . [-ir] Sk pazarlk etmek. [DS] enteli, [ent-e-li / ent-el-i] {az} is. nden ve ara dan kapal cadn elbisesi. [DS]

M M .

933

EP

entelmek, [ent-el-mek] /az} g s z .f. [-ir ] 1. Kar lk vermek. 2. isyan etmek. [DS] entemek, [ent-e-mek] {azj gl. f i [-r ] [-l(i)-y o r] Yontmak. [DS] entes, [Yun. tsentezimo] {az} is. -* entez. [DS] entey, [Mo. centey] {az} is. anta. [DS] entez, [Yun. tsentezimo] {az} is. Bozuk para. [DS] enti1 [Mo. cendey] {az} is. anta. [DS] , enti2, [? enti] {az} is. Gmlek. [DS] enti3, [ent-ek > ent-i] {az} is. Bakla, ubuk ve ya tahta zerinde alan kk trtk; entik. [DS] entici, [ent-ici] {az} is. Hastann iip szlayan ye
rini, ban azyla yontuyormu gibi yava yava vurarak iyiletirmeye alan kimse. [DS]

tikler amak; kertmek. 5. Yararak amak. 6. {az} frkler tarafndan, hastaya okuyarak bakla yontuyormu gibi tedavi amacyla hafif hafif vur mak. [DS]

enttirmek, [ent-tir-mek] {az} gl. fi. [-ir ] Aryp


szlayan yerine, ban azyla yava yava dokundurtmak. [DS]

entk, - [ent-mek > ent-k] {az} is. entik, fi1 entUk ntk, {az} D i di przl yontulmu. [DS] enlemek, [en-i-le-mek] {az} gsz. fi. [-r ] [-l()y o r ] (Kpek iin) can acsyla alyormu gibi ke sik kesik barmak. [DS]

enzinmek, [ez-gin-mek / ezin-mek > enzinmek] {eAT} d n l.f. Dnmek; dolanmak.

entik1 -i [ent-mek (yontm ak) > ent-ik] is. 1. Bir ,


eyin zerinde yontmak suretiyle meydana getirilen kk oyuk; kertik. 2. {az} Kymal brek. [DS] 3. {az} Elma, armut gibi meyvelerin etli ksm yenil dikten sonra kalan ekirdekli sert ksm. [DS] 4. {az} Bez szge. [DS] 0 entik amak, en terek oyuk amak.\\ entik atmak, en tm ek su retiyle iaret koym ak.

ep1 [ab / ep / p / ip (yans.)] is. Gevezelik ,


etmeyi, yerli yersiz konumay, hoppaca hareketle ri, tmeyi anlatan kk. [Zlfikar] e p ek, ep + ek-le-n -m ek, ep -il-d e-y -ik

ep2, [ap / ep / b / ib / ip / p (yans.) is. El


rpma ve alklama sesini ve hareketini anlatan kk. [Zlfikar] ep-ik, ep -ik alm ak, ep-k, ep3, [ep (yans.)] is. aprtl yemek yeme srasnda kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] e p -ir ep ir. S1 ep-p, {OsT} p sesi.

entik2 -i [Mo. centey] {az} is. anta. [DS] , entikleme, [ent-ik-le-me] is. entik meydana ge
tirme eylemi

entiklemek, [ent-ik-le-mek] gl. f . [-r ] [-l(i)-y o r]


Bir eyin zerinde keskin bir arala bir ok oyuklar oluturmak; entik entik etmek,

ep4, [Far. ep _^-] {OsT} is. 1. Sol. 2.m ecaz. Uur


suz. 3. Yanl. S ep-endz, {OsT} 1. i ters gi den. 2. H ilek r; hileci.\\ ep-endzne, {OsT} H ile ciy e y a k r b iim d e; bir h ile c i gibi. | ep-endz, | {OsT} H ilecilik; hilekrlk.\\ ep rast, {OsT} Sa ve sol.

entiklenme, [ent-ik-le-n-me] i. entik alma ey


lemi.

entiklenmek, [ent-ik-le-n-mek] edil. f . [-ir ] ze


rinde entik almak; entikler meydana getirilmek,

entikli, [ent-ik-li] sf. entii olan; entik alm


bulunan.

ep5, [ep] {az} is. p; ev art. [DS] ep6, [ep] {az} is. G. [DS] ep7 [Ar. ceyb] {az} is. Cep. [DS] , epakin, [T. ap-km > Ar. o. epkin
p a :k in ) {OsT} is. apknlar, (e-

entilemek, [ent-i-le-mek] {az} gl. fi. [-r ] [-l(i)y o r ] Sk pazarlk etmek. [DS]

entilme, [ent-il-me] is. nce ince doranma veya


entik ama biiminde yontulma eylemi,

epap, [ep (yans.) + ap / Far. epp u U -> ] is.


pme sesi.

entilmek, [ent-mek > ent-il-mek] ed il f. [-ir ] 1.


nce ince, di di doranmak. 2. zerinde pek ok entik aacak biimde kesilmek; oyuklar almak. 3. {az} (Hasta olan kimse iin) bir yerindeki szy dindirmek iin entici tarafndan tedavi olmak. [DS] entimek, [ent-i-mek] {az} gl. fi. [- r ] Yontmak.

epek, -i [ep+ek] {az} sf. Geveze. [DS] epevre, [e(p)+e/vre


^ - ] ( e ev re) pekt. p zf. Btn yanlarn kuatacak biimde; frdolay. S epevre almak, evresin i s a rm a k ; kuatm ak.

epeevre, [e(p)-e+e/vre] ( e p e e v r e ) p ek t. zf.


Btn yanlarn kuatacak biimde; frdolay,

' [DS] entiyan, [Lat. gentiane] {az} is. Centiyan. [DS] entme, [ent-me] is. 1. nce ince dorama veya en
tikler ama eylemi. 2. Taze kaba yada kavurma,

epeklemek,

[ep-ek-le--mek

dL-ilSL>-]

{eAT}

dnl. f i [-ir ] Kark bir durum almak; karmak; aprak duruma gelmek.

entmek, [ent-mek iU^=-] gl. /

[ - e r ] 1. (Soan,

epel1 [Ar. cebel] {az} is. (Arazi iin) engebeli. , [DS] epel2, [Far. epel J~>-] is. 1. {eAT} {OsT} {az} Kir;
bulak; pislik. 2. rn iine karm yabanc madde; p. 3. {eAT} {OsT} amurlu, bataklk yer.

domates vb. iin) ince ince, di di kesmek; do ramak. {eAT} (ayn) 2. Bir eyin zerinde ince diler amak; kertmek. 3. Duvara yaplacak sva iin bir birine dik ve kk entikler amak. 4. {eAT} Ker

EP

IMIfCESM.
eperli, [eper-li] sf. eperi bulunan. eperlik1 -i [epel > eper-lik] {az} is. Yamurlu, , amurlu hava. [DS] eperlik2, -i [eper-lik] {az} is. it yapmaya elverile al, diken, tahta gibi eyler. [DS] epez, [ep-ez] {az} is. 1. Bozuk ipek bcei koza s. 2. erez. 3. Denizin yosun ve snger tal yeri. 4. Sazl yerler. [DS] epi, [Yun. tsapi / Slav, capn] {az} is. Kk apa. [DS] epi epilemek, {az} Soan ta rlalala rn d a so a n a ra la rn k k b ir a p a ile kartrm ak. [DS] epicek, -i [Far. bk => abu-cak > epicek] {az} zf. abucak. [DS] epi, [eT. epi > epi] is. 1. Bir veya iki yandaki olak. 2. yi cins tiftik veren besili tiftik keisi o la. 3. yi beslenmi alt aylktan byk olak. 4. {eT} Alt aylk olak. 5. {az} Yayn iindeki so pa. [DS] epik!, -i [ep (yans.) > ep-ik / Erme, capik] {az} is. Alk; el rpma. [DS] epik2, -i [Bulg. cepik] {az} is. rme yn terlik. [DS] epik3, -i [abuk > epik] {az} is. abuk. [DS] epik4, -i [? epik] {az} is. Meyve konulan sepet. [DS] epik3, -i [ep-ik] {az} is. Gmlein uzun ve geni kolu. [DS] epik6, -i [epik] {az} is. ekirdek. [DS] epik7, -i [epik] {az} is. Kei eti. [DS] epil, [ep-il] {az} is. it. [DS] epildeyik, -i [epil-deyilc] {az} sf. ok konuan; geveze. [DS] epillenmek, [epel-le-n-mek] {az} d n l.f. [-ir ] 1. Karmak. 2. Kirlenmek. [DS] epin, [Yun. tsepa > tsapin / Slav, capn] {az} is. Bir taraf dz yass, dier taraf atal ve sivri azl k k bahvan apas. [DS] epinlemek, [epin-le-mek] {az} gl. f . [- r ] [-l(i)y o r ] apalamak. [DS] ep ir1, [eper > epir] {az} is. amur; pislik; bula k; kir. [DS] epir2, [epir] {az} is. Su kuyusu. [DS] epir3, [Ar. cebel => epir] {az} is. Engebeli arazi. [DS] epirdek, -i [ep-ir-de-k] {az} sf. 1. Kark. 2. E ri br. [DS] epirdeklenmek, [ep (yans.) ep-ir-dek-le-n-mek viU-dS"^j^ -] dnl. f . [-ir ] 1. Nazlanmak; cilve yap mak. {eAT} (ayn) 2. Sevinmek. {eAT} (ayn) epirdeklik, -i [ep-ir-dek-lik Hafife hareket; naz; ive, epirlemek, [epin-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [-l(i)y o r ] Tarlay apalamak. [DS] {eAT'} is.

4. {az} al rp; er p. [DS] 5. Otlu, ayrl, dikenli tarla. 6. {az} Dii hayvanlarn reme or ganlarnn kard beyaz renkli salg. [DS] 7. {eAT} {OsT} sf. Kirli; pis; murdar. 8. {az} (Tahl iin) toz, saman ve baka tohumlarla kark. [DS] 9. {az} (Hava iin) yamurlu; bozuk. [DS] S epel eylemek, {eAT} Kirletmek.\\ epel illeti, {OsT} B e l soukluu. | epeli m rt, {az} N am usluca. | [DS] epelek, -i [epel-ek] {az} is. Gz apa. [DS] epellemek, [epel-le-mek] {az} gl. f . [ - r ] [-l(i)y o r ] 1. Kirletmek; bulak hle getirmek. 2. Y a banc maddelerle kartrmak; bozmak; berbat et mek. [DS] epellenme, [epel-le-n-me] is. Kirlenme veya iine yabanc madde karm duruma gelmek ii. epellenmek, [epel-le-n-melc] {az} d n l.f. [-ir ] 1. epelli duruma gelmek; kirlenmek; bulaklanmak; pislenmek. 2. Yabanc unsurlarla karp bozulmak. [DS] epellemek1, [epel-le--mek] d n l.f. [-ir ] 1. e pel hline gelmek; epel olmak. 2. {az} Karmaka rk olmak. [DS] epellemek2, [epel-le--mek] {az} dnl. f . [-ir] Bir eye engel olmak. [DS] epelli, [epel-li] sf. 1. Kirli. 2. {az} Kark; pislik li; pl. [DS] 3. (Tahl iin) iinde ta, toprak, sap ve yabanc tohum gibi baka maddeler bulunduran. 4. {az} (Hava iin) yal; bozuk. [DS] epellik, -i [epel-lik] {az} is. 1. Kirli ve amur yer. 2. allk. 3. Yamurlu ve bozuk hava. [DS] epellilik, -i [epel-li-lik] is. epelli olma durumu, epen, [Yun. tsapin => epen Kk apa; epin. [DS] eper1, [eT. *eb-mek (evirm ek) [Tietze] > ep-er > Far. eper j ^ ] is. 1. Bir boluu epeevre saran yzey; cidar. 2. {OsT} Bir oday dierinden ayran blme. 3. Yan yz; i yz. 4. biy. Zar. 5. {az} it. [DS] 6. {az} Sebze bahesi. [DS] S eper ek mek, {az} itten duvar evirm ek. [D S]|| eper etmek, {az} -* eper ekmek. [D S]|| eper ger mek, {az} G elin alaynn nne ip g e r e r e k bah i istem ek. [D S]|| eper kurm ak, {az} -* eper ger mek. [DS] eper2, [Far. epel J ^ ] {az} is. 1. Tahl iinde bulu nan yabanc madde. 2. Toz, saman, yoz tohumlarla kark hububat. 3. sf. (Kii iin) ahlaksz; geim siz. [DS] eper , [eper] {az} is. Kn, yapraklar hayvanlara yedirilmi kuru mee dallar. [DS] eperiz, [epel > eperiz] {az} sf. Tehlikeli; kark. [DS] eperlemek, [eper-le-mek] {az} gl. f . [-r ] [-l(i)y o r ] it duvar evirmek. [DS] {eAT} {az} is.

n M H E E SEMD, m i

ER eprdk, - [ep (yans) > ep-r-dk il-sx ^-\ {eAT} sf. Kark; etrefil. e r 1, [er (yans.) / r] is. Kk ve dayanksz ey. 0 er p, 1. al rp krnts. 2. Dknt, k rn t, sprnt. 3. o cu k oyunlarnda "D ikkat! a n lam n da uyar sz ] | erden pten, D ayanksz; rk; d erm e atm a. er2, [cer / er] {eT} is. 1. Yer. [DLT] [EUTS] [Gabain] 2. Savata karlkl duran saflar. er3, [er] {eT} is. Vakit. [DLT] er4, [er] {eT} is. 1. Vcudun arln bildiren bir kelime; arlk; hantallk. [DLT] 2. Hastalk. [Rsnen] 3. {az} Hayvan hastal. [DS] fi1 er al mak, {az} Ani h a stal a yakalan m ak. [DS] er5, [er] {az} is. Kk zehirli bcek. [DS] er6, [Yun. tzirin / Erme, ir / Gre, iri] {az} is. Kays kurusu. [DS] er7, [Ar. err] {az} sf. Yaramaz. [DS] e ra 1 [Far. eriden (otlam ak) > er l_^-] ( er a :) , {OsT} is. 1. Otlama. 2. Otlak. S er-c, {OsT} Ot la k ; a y r.| er-cfl, {OsT} H ayvan otlatlan y e r ; | m era ; otlak. | er-em , {OsT} S ekin ; gzide. | | | er-gh, {OsT} H ayvan otlatlan y e r ; ayr; otla k .| er-ger, {OsT} O tlayan.| er-h r, {OsT} | | O tla beslen en hayvan ; o t obur. | er-h r, {OsT} | O tla beslen en hayvan ; ot o b u r.| er-zr, {OsT} | ayr; otlak. era2, [? era] {az} is. Evlerde, zerine mertek konulmak iin braklan aalar. [DS] erag, [Far. er ra. e ra 1, [Far. er _!>>-/ ra] {OsT} is. 1. Ya kan dilinin fitili. 2. ine ya konulup yaklan bir tr fitilli lamba; kandil; ra. 3. m ecaz. Parlayan, ya nan, k veren ey. 4. rak. 5. Bektai derghla rnda, yeni gelen dervi iin tren dzenlenen ma kam. S er-bere, {OsT} S o k a k fe n e r i; am dan . | | er-em , 1. G z nuru; g z aydnl. 2. Evlat. | | era delii, E ski b in a la r d a kan dil k oy m ak iin d u vara a la n oyuk.| era glbank, D erg h la rd a | mm y aklrken okunan glbank. | er-hre, | {OsT} D um an yutan; k an d il deli in den yu kar kan b a ca . | er- has, E skiden, byk d ev let a d am lar | tarafn dan kayrlan dev let m em urlarna verilen a d .| er- em, {OsT} G z nuru; evlat.| era | | dinlendirmek, Mumu, sndrmek.\\ er- has, {OsT} m p arato rlu k dn em in de ileri g elen dev let a d am lar tarafn dan korunan, kayrlan kimse.\\ er- mugn, {OsT} K rm z a r a p .| er- se | her, {OsT} S a b a h yldz.\\ er- sipihr, {OsT} Ay, gn e ve yldzlar.\\ era yanm ak, K a y b o lm a m ak; n devam etmek.\\ er-k, {OsT} S r s a k layan]] er olmak, 1. (C ariy e iin) ev b a r k veri lip ev len d irilerek sa ra y d an karlm ak. 2. R esm / erle / rak] {eAT} is. e-

epirlenmek, [epir-le-n-mek] {az} d n .f. [- ir ] 1. Kanmak. 2. Kirlenmek. [DS] epirli, [epel-li > epir-li] {az} is. 1. Kark. 2. pl. 3. Pislikli. [DS] epi, [eT. epi] {eT} {eAT} is. Alt aylk kei yavru su; epi. [DLT] fi1 epi gzl, {az} Gzn k s a r a k b a k an a k ren k gzl kii. [DS] epilenmek, [epi-le-n-mek] {eT} dnl. fi. [- r] epi olmak; epi hline gelmek. [DLT] epit1, -di [ep / ep (yans.) > ep-it > ep-it] {az} is. Yufka ekmei iine tereya ve peynir konul mak suretiyle yada kzartlarak yaplan bir tr b rek. [DS] epit2, -di [Far. abut] {az} is. Paavra. [DS] epiyh, [Far. bk] {az} sf. evik; abuk. [DS] epka, [? epka] {az} is. zm salkm. [DS] epkel, [Far. evgn] {az} is. Pulluun ucundaki e ri demir. [DS] epken, [ek-mek > epken] is. Cepken, eplemce, [eplem-ce ?] {az} sf. ok konuan; e nesi dk; geveze. [DS] epleik, -i [Far. ep rest => eple-ik] {az} sf. 1. ( durumu vb. iin) kark; aprak. 2. (Hava iin) bozuk. [DS] eplek, - [Far. ep rest => eple-k] {az} sf. -* epleik. [DS] epli1 [epel > epli] {az} is. Saman, toz vb. kark , tahl. [DS] epli2, [ep (yans.) > ep-li] {az} is. nce, uzun, es nek ubuk. [DS] epmek, [ap-mak > ep-melc] {az} gl. f . [- e r ] almak. [DS] epni, [eT. ap-mak > ep-ni ?] zl. is. Ouz boyla rndan bir oymak ad. epni, [? epni] {az} is. 1. Da kyllerine verilen ad. 2. sf. Soysuz; ahlak bozuk. 3. Fahie. [DS] eprast, [Far. ep (sol) (ve) rst (sa)] {OsT} sf. apraz. epreik, -i [Far. ep (sol) (ve) rst (sa) => *epre-mek > epre-ik {eAT} sf. 1. Kark; aprak; {az} (ayn). [DS] 2. Eri br, epreikli, [epreik-li] {az} sf. Kark; aprak. [DS] epreiklik, -i [epreik-lik {eAT} is. Dar lk; ktlk. eprez, [Far. ep rst] {az} is. oban kpeklerinin boyunlarna taklan mahmuzlu halka. [DS] eptirm ek, [ap-mak > ep-tir-mek] {az} gl. f. [ir] Gndermek. [DS] epk, - [ep (yans.) > ep-k] {az} is. El rp ma; alk. [DS] eprdeklenmek, [ep (yans.) > ep-r-dek-le-nmek dJUS'ijj^] {eAT} dnl. f i [- r ] -* epirdeklenmek.

ER
d a ir e le r d e m aal ie gem ek. 3. E m ekli edilmek.\\ er-p , {OsT} am dan ; s o k a k fe n e r i.| er| perhz, {OsT} F e n e r fan u su . | er-vre, {OsT} | Kandil.\\ era uyandrm ak, D erg h la rd a , mumu yakm ak. era2, [Far. er j-Jj-] ( er a : ) {OsT} is. 1. Otlama. 2. Otlak. eraan, [Far. ern / raan] {OsT} is. 1. Kandillerle etraf aydnlatma; donanma. 2. Yaa bulanm fitil. 3. Eskiden, sulunun vcudunda, banda alan yaralara fitil sokularak ularndan tututurmak suretiyle yaplan bir ikence tr, erac, [era-c] is. Tekkelerde mumlar yakmakla grevli dervi, eracyan, [Far. er + T. -c + Ar. -n] is. Kandil yakma grevlileri. erakise, [erke > (Ar. o k lu k ku raln a g re) erkise / erkese i~S\_/> ] {OsT} is. 1. erkesler. 2. M srda hakimiyet kuran erkez asll klemenler, eram , [Far. erm j l>>-] (era. m) {OsT} is. Otlak. eram in, [Far. ermn Otlak. erb , [Far. erbden (yal olm ak) > erb v ./r] {OsT} sf. 1. Yal; semiz; besili. 2. Uygun; elverili. 3. Fazla; stn. 4. Daha becerikli. S erb -h r, {OsT} 1. Y iyecei b o l olan ahr. 2. (K ii iin) ra h a t ve bollu k iin d e yaayan.\\ erb-dest, {OsT} 1. E li h e r ie yatkn olan. 2. A kll; san atkr. | erb-gl, | {OsT} 1. H o soh bet. 2. Yaltak. 3. Hilekr.\\ erbgftr, {OsT} 1. H o soh bet. 2. Yaltak. 3. H ilek r .| erb-pehlfl, {OsT} 1. Sem iz; yal. 2. evre | sin e y a ra rl kim se.| erb huk, {OsT} 1. Sem iz ve | zayf. 2. Varlkl ve yoksul.\\ erb-zebn, {OsT} 1. H o so h b e t; tatl dilli. 2. Yaltak. 3. H ilekr. erbe, [Far. erbiden (yal o lm a k)> erbe <>>-] {OsT} sf. 1. Ya. 2. Yal kt, erbi, [Far. erbiden (yal olm ak) > erb (erb i;) {OsT} sf. 1. Yallk; semizlik. 2. Tatl dillilik; yumuaklk. erbi, [Far. ervi / erbl ya. 2. Yallk. e rc e 1 [ser-e > er-e] {az} is. Sere. [DS] , ere2, [er-e ?] {az} is. Kare. [DS] eref, [Far. der-eb => araf > eref] {az} is. araf. [DS] ereki, [er-ek-i] {az} is. ekirge. [DS] erelli, [Yun. kerkelli] {az} is. Bir tr hamur tatl s. [DS] erene, [er+ene] {az} is. tiraz, f? erene et m ek, {az} K a r du rm ak; k ar sylem ek. [DS] ereve, [Far. r (drt) + be (ubuk) > rbe {eAT} {OsT} is. 1. >~] (era:m i:n ) {OsT/ is.

IMMESM.
is. 1. Resim, ayna gibi eyleri bir yere asabilmek veya korumak iin etrafna geirilmi kenarlk. 2. Gzlk camm gzlerin nnde tutmak iin yaplm metal veya plastik ksm. 3. Bir yaz nn veya resmin evresine izilen drtgen eklin deki ' izgi. 4. Kasnak. 5. m ecaz. Bir konuyu, bir anlamay ya da ortam snrlayan ey. 6. Petekleri tamak iin ar kovanna konulan drtgen ara. 7. Kap ve pencerenin yarletirildii d ksm. 8. Te levizyon grntlemesinde dey sprme srasn da taranan yatay satrlarn btn. 9. Kuramlarn ileyiinde genel uygulama snrlar. S ereve anlam a, S on radan y a p la c a k ayrntl an lam aya rn eklik e d e c e k g e n e l hkm ler tayan ta sla k a n lam a. ereveci, [ereve-ci] is. ereve yapan, satan ya da resimlere, tablolara ereve takan kimse, erevecilik, -i [ereve-ci-lik] is. ereve yapma veya satma ii. ereveleme, [ereve-le-me] is. 1. ereve takma veya bir ereve iine alma eylemi, l . f o t . Grnt lenecek nesneyi kamerann veya makinenin vizr snrlar iine almak ii. erevelemek, [ereve-le-mek] gl. f . [-r ] [-l(i)y o r ] 1. Bir nesneye ereve geirmek ya da bir resmi ve yazy ereve iine almak. 2. fo t. Grn ts alnacak bir nesneyi makinenin vizr snrlar iine almak. erevelenm e, [ereve-le-n-me] is. 1. ereve iine alnma ii. 2. ereve geirilmek durumu. 3. er eve sahibi olma durumu. erevelenm ek1 [ereve-le-n-mek] ed il f . [-ir ] 1. , ereve iine alnmak. 2. ereve geirilmek. erevelenmek2, [ereve-le-n-mek] dnl. f . [-ir] ereve sahibi olmak, ereveletme, [ereve-le-t-me] is. 1. ereve iine aldrmak ii. 2. ereve geirtmek ii. ereveletm ek, [ereve-le-t-mek] gl. f . [-ir ] 1. ereve iine aldrmak. 2. ereve geirtmek, ereveleyici, [ereve-le-y-ici] is. sin. Film ekimi srasnda grnt ynetmeni veya onun yardmcs; kameraman. ereveli, [ereve-li] sf. ereve geirilmi veya ereve iine alnm olan, erevesiz, [ereve-siz] sf. ereve geirilmemi veya ereve iine alnmam olan, eri, [eT. ert (k k p a r a , krnt) > ert-i > eri] is. 1. Ky ky dolaarak ufak tefek tuhafiye eyas satan, ou zaman da bunlar kylnn rnleri ile deimek suretiyle al veri yapan es naf. {eAT} (ayn) [YE] 2. {az} Tuhafiyeci. [DS] eribe, [Far. r-be] {az} is. ereve. [DS] erici, [eri-ci] is. eri, erife, [Far. r-be] {az} is. ereve. [DS]

937 M I1 K .
erilik, -i [eri-lik] is. erinin yapt i. erive, [Far. r-be] (az} is. tal uurtma.[DS] erde, [Far. erde < o {az} sf. Koyu renk; esmer; yaz. [DS] erdek, -i [ekir-dek > er-dek] ( e:rd e k ) {az} is. ekirdek. [DS] erdeyh, [ekirdek > erdeyh] {az} is. ekirdek. [DS] erek 1, -i [? erek] {az} is. atlarda kullanlan aa. [DS] erek ', -i [eyrek] {az} is. 1. Yarm taslk, buday ls. 2. Be kuru. 3. eyrek. 4. Dibi dar, az geni, ii srl toprak kap. [DS] ereki, [erek-i j=r] {eA l} is. Halk kalabal,

ER

is. 1. Pulluk ba. 2. Saban demirinin nne ko nan uzun demir. [DS] erene, [Slav, ereslo => erene] {az} is. Pulluk ba. [DS] erez, [Yun. kseros (kuru) / Far. eres (sad aka)] is. 1. Yemeklerden nce yenen ve asl yemekten sayl mayan zeytin peynir gibi yiyecekler. 2. Leblebi, fndk, fstk, ayiei gibi kuru yiyecekler; kuru yemi. S erez paras, {az} fo lk . D nde a lg c la r a verilen bahi. [DS] erezci, [erez-ci] is. erez satan kii veya kuru ye mi dkkn. erezcilik, -i [erez-ci-lik] is. Kuru yemi hazrlama ve satma ii. erezlenme, [erez-le-n-me] is. Biraz yararlanma ey lemi. erezlenmek, [erez-le-n-mek] dnl. f . 1. Kuru ye mi cinsinden bir eyler yemek. 2. m ecaz. Bir ey den biraz yararlanmak, erezlik, -i [ere-lilc] is. 1. erez olabilecek eyler. 2. m ecaz. Ucundan kysndan yararlanlabilecek ey. erge1, [Yun. tserga / Lat. serica > Bul. erga / Far. hargh (adr) < ] is. 1. Kilim; yn rt, {az} 6"y (avm) [DS] 2. Kk adr. {eAT} {OsT} (ayn) [YE] 3. ingene adr. 4. Derme atma kulbe. 5. gnl. adrda yaayanlar; ingeneler. 6. mparatorluk dneminden padiah iin kurulan bir tr tren ad r. 7. sf. Gebe. [DS] erge erisi, ingene. | | erge-i seyis, {OsT} E skiden seyislerin ku llan d kla r a d r la ra verilen ad.\\ erge kabadays, K a b a day lk taslayan ingene.\\ erge-nn, {OsT} K y ve k a s a b a d a yerlem i olm ayp g e b e y a a y a n la ra verilen ad. erge2, [Far. erge *5y ] {az} is. Srek av. ergeci, [erge-ci / ergi-ci] is. 1. Pazarlarda sergi aan gezginci esnaf. 2. Seferde padiahn adrn kurmak ve beklemekle grevli kii. 3. Yenieri or talarndan yedincisi. ergel, [Far. evgn => ergel] {az} is. Bir taraf kzleri srmek, dier taraf saman temizlemek iin yaplan ara. [DS] ergelenmek, [erge-le-n-mek & y?] {OsT} dnl. f i [- r] (nsan ya da hayvan iin) bir yerde halka yaparak toplanmak, ergen, [ergen / erken] {az} is. Uurtma. [DS] ergemek, [er-(i)g-e-mek] {eT} ite, fi. [- r] (Or du iin) sava saf tutmak, ergi, [Yun. tserga / Lat. serica > Bul. erga / Far. hargh (adr)] {az} is. 1. Kilim; bir tr dokuma. 2. Gebe adr; tente. [DS] ergo, [? ergo] {az} is. Araba ve pullua koulan iki ift kz veya manda. [DS]

erek e', [? ereke] {az} is. Gen kz. [DS] ereke2, [? ereke] (az} is. nce ve renkli yn iplii ile ilenen bir tr kuma. [DS] erekeJ, [? ereke] {az} is. Tespih. [DS] erelm ek1, [el-er-mek > erel-mek] {az} dnl. f i [-ir ] Kzgnlktan gzlerini fazla ap bakmak. [DS] erelmek2, [el-er-mek > erel-mek] {az} gsz. fi. [ir] (Hayvan iin) ldrc ot yiyerek lmek. [DS] ereltmek, [eler-t-mek > erelt-mek] {az} gl. f i [ir] Kzgnlktan gzlerini fazla ap bakmak. [DS] erem eti, [eremet-i] {az} sf. Aceleci. [DS] erem onya, [t. ceremonia] {OsT} is. Tren; mera sim; seremoni, erem k, - [ere-mk] {az} is. Erik. [DS] eren, [Far. eren] is. Biilmi ot yn, erende, [Far. eriden (otlam ak) > erende o-Uyr] {OsT} sf. 1. Otlayc; ot yiyen; otul. 2. is. Ot yiyen hayvanlar. erep 1 [Ar. crab => erep] {az} is. orap. [DS] , erep2, [Bul. erapna] {az} is. Kk toprak kap. [DS] erepene, [Bul. erepna] {az} is. - * erepne. [DS] erepne, [Bul. erepna] is. {az} is. Ekmek piirmek iin yaplm toprak sac. [DS] ererim ek, [er-er-i-mek r] Parldamak. ererm ek, [eT. er-le-n-mek > er-er-mek / el-ermek ^ j > ? ] {etT} gsz. f i [ - i ] (Gz iin) korkudan alp parlamak. S erer bakm ak, {eAT} G zle rini f a z l a c a a p bakm ak. eres, [Far. eres {OsT} is. 1. Hapishane; zin dan. 2. kence. 3. zm ezilen tekne. 4. Otlak. 5. Dilencilerin dilenerek biriktirdikleri ey. 6. erez. S eres-dn, {OsT} Yoksul torbas. ereslenmek, [ceres-le-n-mek iU- ^ y ] {eAT} gl. f i [ - i ] erez yemek, ereme, [Slav, ereslo => ereme / irene] {az} {OsT} ite, f . [-

ER ergz, [er+gz] {az} is. a gz. [DS] ergi, [erg-] (erg i:) {eT} is. Kurtarc. [KB] erglemek, [erg-le-mek] (erg le:m ek) {eTj gl. f M Kurtarmak. [KB] erh, [Far. erh j-y ] { OsT } is. -* arh. erhenek, [erhe-mek ?] {az} gsz. f . [-r ] [-h (i)y o r ] lmek. [DS] eri, [eT. erig > eri ^ y ] is. 1. Asker. {eAT} {OsT} (ayn) 2. {eAT} {OsT} Sava. 3. Bir sr halk, fi1 eri ard , {eAT} A rt; diimdar.\\ eri ba, -* eriba.|| eri balk, eribam n ii ve g rev i.| eri ba | lam ak, {eAT} { OsT} A skerin kum andasn e le a l m a k ; a s k e r e kom uta etmek.\\ eri bei, {eAT} K o m utan; se r a s k e r .| eri bindirmek, {eAT} {OsT} A s | k e r g n d erm ek .| eri ekmek, {eAT} {OsT} A sker | g etirm ek ; a sk er se v k etm ek .| eri dirmek, {eAT} | A s k e r toplamak.\\ eri dzmek, {eAT} A sker top la m a k ; a s k e r ted a rik etm ek. | erinin yzn dn | drm ek, {eAT} A skeri hezim ete uratmak.\\ eri n, {OsT} A skerin n d e g id en i: nc.\\ eri sal m ak, {eAT} A sker sev k etm ek.| eri snkmak, | {eAT} A sker bozulmak.\\ eri snmak, {eAT} {OsT} A s k e r krlm ak, bozulmak.\\ eri src, {eAT} {OsT} A sker evki ile g rev li kim se. | eri tartm ak, | {eAT} A sker toplayp g t rm ek; a s k e r yollamak.\\ eri yasam ak, {eAT} A sker tertiplem ek.| eri ya | ra, {OsT} S ilh ; c ep h a n e .| eriyi balam ak, | {eAT} A skeri durdurmak. eriba, -y, -n [eri+ba-] {eAT} {OsT} is. 1. Asker ba; komutan; babu. 2. tar. imparatorluk dne minde tmarl sipahilerin komutan. 3. ingene top luluklarna bakanlk eden kimse, eribalk, - [eri+ba--lk] is. eribamn ii ve grevi. erig, [erig] {eT} is. Asker; ordu; asker dizisi. [DLT] [ETY] [KB] erik 1, [erik] {eT} is. 1. Her eyin kars. 2. Her eyin vakti; sras. [DLT] erik2, -i [Far. r-yek] {az} is. Bir tahl ls. [DS] erik3, -i [er-ik] {az} is. emensiz pastrma. [DS] erik4, -i [er-ik] {az} is. Ba atks. [DS] erik5, -i [Far. r-yek => erik] {az} is. 1. Para. 2. Yarm. 3. On santimetre kalnlnda eitli en ve boyda bulunan tahta. [DS] S1 erik rk, {az} B l k ; p a r a . [DS] eriki, [eT. erig > erik-i] {eAT} is. Asker, eriklemek, [irk-le-mek] {az} g l.f. [-r ] [-l(i)-y o r] irklemek. [DS] erilemek, [eri-le-mek] {az} g s z .f. [-r ] [-l(i)-y o r] Kar gelmek; yze gelmek. [DS] eripene, [Bul. erepna] {az} is. -* erepne. [DS] erke, [Yun. tserga / Lat. serica > Bul. erga / Far. hargh (adr) kilim. [DS] y ] {az} is. Bir eit dokuma;

I M I T O M .9 3 8

erkel, [Yun. tzakelin] {az} is. vendirenin ucunda bulunan syrg. [DS] erkelez, [ekel-ez > erkel-ez] {az} is. Sincap. [DS] erkelli, [Yun. tzakelin > ekel > erkel-li] {az} is. -* erkel. [DS] erkemek, [erk-e-mek] {az} is. Taze yemileri toplamak iin kullanlan ucu engelli denek. [DS] erken, [erk-en] {az} is. Uurtma. [DS] erkene, [Far. irk => erk-en-e] {az} is. Evlerde pis sularn akmas iin alan ukur. [DS] erkenez, [erk-en-ez] {az} is. Gvercin bykl nde, sar renkli bir ku. [DS] erke, [Kerket / erke] is. -* erkez, erkes, [? erkes] {az} is. Kadnlarn giydikleri uzun elbise. [DS] erkem ek, [eT. erig > er-(i)lc-e-mek] {eT} ite, f . [-iir] Saf hline gelmek; sralanmak; dizilmek; d zelmek. [DLT] erkez, [Kerket > erkez] is. 1. Kuzey Kafkasyada yaayan yerli halklardan bir boydan olan kii. 2. sf. Bu halk ile ilgili, 0 erkez biberi, mutf. erkez y em ek lerin d e b o l b o l kullanlan k k f a k a t a c bir b ib e r tr ve b b ib erd en y a p lm a so.y.|| erkez eyeri, O rtasndan boulm u b ir y ast an d rr b ir tr eyer.\\ erkez tavuu, m u tf H alan m tavuk eti zerin e ceviz, ek m ek ii, kavrulm u so an , ki ni, sa rm sa k ve a c b ib e r ile hazrlan m z e l so s d k lerek y a p la n b ir yemek.\\ erkez peyniri, mutf. D il p ey n irin e ben z er tuzsuz ve y a sz b ir p e y nir. erkez, [? erkez] {az} is. Kadnlarn giydikleri uzun elbise. [DS] erkez kuu, {az} Uurtma. [DS] erkinez, [erk-in-ez] {az} is. -* erkenez. [DS] erlem ek1, [er-le-mek] {az} gsz. f . [- r ] [-l(i)-y o r] 1. (Hayvan iin) zehirli ot yiyerek lmek. 2. (Hay van iin) anszn lmek. [DS] erlem ek2, [er-ye-mek] {az} g s z .f. [-r ] [-l(i)-y o r] 1. Usanmak. 2. Bakmak. [DS] erlenmek, [er-le-n-mek] {eT} d n l.f. [-iir] 1. Has talanmak; arlamak. 2. (Vcut iin) arlamak. [DLT] 3. {az} (Hayvan iin) zehirli ot yiyerek l mek. [DS] erletm ek, [er-le-t-mek] {eT} gl. f . [- r ] Bozmak; artmak; arlk vermek. [DLT] erlig, [er-lig] {eT} sf. (Gz iin) gece krl olan, erlik, [er-lik] {eT} is. 1. Kar. [DLT] 2. Vakit. [DLT] erm , [Far. erm fy ] {OsT} is. nsan ve hayvan de risi. 0 erm -r, {OsT} K am . erm e1, [Far. erme (beygir) u y ] {OsT} is. Huysuz luu ile tannan bir at tr. erm e2, [Erme, erm => erme] {az} is. 1. ay ke

I H

I M

SM . 9 3 9

es

narlarnda sulu ve yeil yer. 2. Akarsularn toprak tan kan su sznts; kaynak; memba. 3. eme. 4. Scak su kayna; kaplca. [DS] erm e3, [? erme] {azj is. Sata yaplan yufka ek mein kaln. [DS] erm ek, [er-mek] {az} gsz. f i [ - e r ] yilemek. [DS] ermelemek, [eT. erme-mek > erme-le-mek] (az) gl. fi. [ - r ] [-l(i)-y o r] 1. rtnn kenarlarn bir araya toplamak. 2. Bartsn balamak. [DS] ermelm ek, [erme-l-mek] {eT} edil. f i [- r ] Bir e yin ucu kvrlmak; bklmek. [DLT] erm em ek, [erme-mek y \ {eT} gl. fi. [- r ] 1. Bkmek; burmak; ylan gibi kvrmak. 2. {eAT'} emrenmek. erm enm ek, [eT. erme-mek > em e-n-m ek/ emren-melc y>-] {eAT} d n l.f. [- r ] - * emrenmek. ermemek, [erme--mek] {eT} ite, fi. [-iir] Bk mekte yardmlamak; birlikte bkmek. [DLT] erm etm ek, [erme-t-mek] {eT} gl. 1. Bir ey fitil gibi bklmek. 2. rdrlmek. [DLT] erm ik, -i [Erme, ermug / cermuk] {az} is. Scak su kayna; lca; kaplca. [DS] erminebaz, [Far. ermln (deriden yaplm ) > ermne-bz] (erm i.n eb a.z ) {OsT} sf. (Kadn iin) yapay erkeklik organ ile cinsel tatmine ulaan, erm k, - [Erme, ermug] {az} is. -* ermik. [DS] erne, [Far. erme <u_^-] {OsT} is. -* erme. ernik, -i [Slav, olnak] {OsT} is. 1. Kk gemi. 2. Balk kay. 3. Tahl tamakta kullanlan kayk, ernozyom, [Rus. emoziom / emozom] is. Gney Rusya bozkrlarnda bulunan, kalsimorf snf ok verimli siyah toprak e rp 1 [arp / erp / rp / irp (yans.)] is. Sv ya da , kvaml maddeler iinde kendi kendine ya da el ve ayakla oluturulan hareketler srasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] erp-m ek, erp -ele-n -m ek erp2, [arp / erp / rp /irp (yans.)] is. Anszn kuvvetlice vurma, vurarak kesme ve bu biimdeki hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] er p -e-ik erpelenmek, [erp-ele-n-mek] {az} edil. fi. [ -ir ] alkalanmak. [DS] erpeik, -i [Far. ep rast => apra-k] {az} sf. Kark; dolak. [DS] erpek, - [apra-k > erpe-tik] {az} sf. Kar k; bozuk. [DS] erpez, [Far. ep rast => apraz / pervz ?] {az} is. Pencereyi tutan d engel. [DS] erpi, [? erpi] {az} is. Ba rts. [DS] erpinti, [erp-in-ti] {az} is. Dalgalarn kayalarda paralanmasndan soma meydana gelen su serpinti si damlalar. [DS]

erpm ek, [erp-mek] {az} gsz. f . [ - e r ] Etrafa ya ylmak; serpilmek; sramak. [DS] erptirm ek, [erp-tir-mek] {az} gl. f i [-ir ] Yaydr mak; sratmak. [DS] erefe, [Far. r-be] {az} is. ereve. [DS] eri, [eri > eri] {az} is. eri, S1 eri kars, {az} K y leri d o la a r a k e lb is elik satan kadn. [DS] ert, [ertOj^-] {eT} {eAT} is. Kk para; krnt. S ert aleti, {eAT} eri ey as; eriy e g er ek li olan ey. ertevl, [ert-e-g-1 > ertevl] {az} sf. Geimsiz; uysal olmayan. [DS] ertik 1, -i [ert-ik] {az} is. Dz bir yzeye alm prz veya entik. [DS] ertik2, -i [ert-ik / rt-k] {az} is. Yabani armut; ahlat. [DS] ertilmek, [ert-ilmek] {eT} edil, 1. Yok edilmek. 2. Ortadan yok olmak; kaybolmak; 3. lmek; 4. Uzaklamak. 5. Elden kmak, ertm e, [Bul. erepna] {az} is. -* erepne. [DS] ertm ek, [ert (yans.) > ert-mek] gl. fi. [- e r ] 1. {eT} Kesme, koparma vb. srasnda ca rt" diye ses kartmak. 2. {az} Yontmak. [DS] 3. {az} (frk ler iin) hastann aryan yerini bakla kesiyor mu gibi hafif hafif vurmak. [DS] ertk, - [ert-lc] {az} is. Yaban armudu; ahlat. [DS] er, [eT. erig > eri / er ^y?] {eAT} is. -* eri. erk, - [er--k] {az} sf. Ezik; rk. S erk rk, {az} 1. O lgunlam am , ezilm i vey a rm meyve. 2. K rk dk k eya. [DS] ervi, [Far. erb / ervi (ervi:)

fi

fi

{OsT} is. 1. Eritilmi hayvani ya; i ya. {eAT} (ayn) 2 {eAT} Yal et suyu. 3. Yemein yal ve sulu blm. 4. Un kavurarak yaplan bir tr ye mek.

erzelenmek, [erze-le-n-mek] {az} dnl. fi. [ -ir ] Kahvalt yapmak. [DS] esban, [Far. esbden (yapm ak) > esbn OL ^-] (esb a :n ) {OsT} sf. 1. Yapkan; yapk olan. 2. m ecaz. Uygun; layk, esevre, [e(s)+e/vre] pekt. sf. Btnyle evresi: epevre espan, [Far. esbden (yapm ak) > espn ^ - t ] (esp a:n ) {OsT} sf. - * esban. espide, [Far, espde -^~r] (esp i:d e) {OsT} sf. -* esban. -e, [Far. elden (tatm ak) > -e -] {OsT} son

ek. Sonuna getirildii Farsa kelimelerden tadan, tadn a bakan , ta tl anlamnda sfatlar yapan son ek.

E e1, [e / a] feT} is. Peraze; firuze; trkuaz. [DLT] e2, [Far. eiden (tatm ak) > e] sf. Tadna bakan; deneyen, snayan. e3, [e] {azj is. Yan taraf. [DS] e4, [e > e] {az} is. Savrularak samanndan ay rlm tahl yn. [DS] S e karm ak, {az} H arm an da dvlm tahl savurm ak. [DS] ean1, [Far. Kaan (^e^>kan>ean jtis -] {OsT} is. Makasl ya da tarakl petamal adyla bilmen pa muk ipliinden veya pamuk ipek karmndan bez aya rgyle dokunan bir tr kuma. ean2, [Far. en oli-] (ea.n ) {OsT} is. Grz; to puz. eana, [Far. e-hne -uU^-i] {az} is. 1. ii yivsiz tfek namlusu. 2. Uzun namlulu eski tip tfek. 3. Kurundan yaplm yuvarlak ok. [DS] eber, [Far. eper => eber] {az} is. Ucu topuzlu oban denei; baston. [DS] ede, [Far. et Ui-i] is. mz. -* ete. edelmek, [e-de-l-mek ?] {az} dnl. f i [-ir ] Kendini beenmek; gururlanmak. [DS] ediman, [Far. det-bn] {az} is. Ky bekisi. [DS] edira, [e-tir+aa] {az} sf. 1. (Kii iin) gereksiz yere ok dolaan. 2. Szn saknmayan. [DS] eende, [Far. eden (tatm ak) > eende o.u^>-] {OsT} sf. Tadna bakan; tadan, eetmek, [e+et-mek > e+et-mek] {az} gl. f . [e r ] Kabuundan ayrmak. [DS] eide, [Far. eden (tatm ak) > eide J-i> ] ( e i:d e) {OsT} sf. 1. Tadna baklm; tadlm. 2. Tat m. eit, -di [Far. eiden (tatm ak) > eid ?] is. 1. Ayn cinsten varlklar arasnda yer almakla birlikte baz zellikleri dolaysyla onlardan ayrlan ve kendi ilerinde bir btnlk oluturan nesneler topluluu. 2. Canllarn snflandrlmasnda ayn zellikleri tayan bireylerden meydana gelmi ve trn altn da yer alan bir snflandrma basama. 3. iki ayr nesne veya durum arasndaki yaknlk; benzerlik. 4. {az} Kilim vb. dokumakta kullanlan renkli iplik. [DS] 5. sf. (Ayn cins varlklar iin) aralarnda ayk rlk tayan; deiik. S eit eit, ok d e iik z ellik leri o la n n esn eleri ve durum lar b ir a ra d a bulunduran; trl trl. | eit t, H er trl; | e it eit. \ eit pazar, B it pazar. \ eitkenar, [eit+kenar] is. mat. (okgen iin) hi bir kenar birbirine eit olmayan okgen. S1 eit kenar gen, mat. K en a rla r b irb irin e eit o lm a y an gen. eitleme, [eit-le-me] is. 1. Bir eyin eidini o altma eylemi. 2. Bir mzik parasnn ikinci de recedeki unsurlarm deitirerek meydana getirilen

I H

l i .

yeni beste. 3. Yazmaclkta zemin zerine dier renkleri basma ii. eitlemek, [eit-le-mek] gl. f. [- r ] /-lti)-y o ] 1. Bir eyin eidini artrmak, oaltmak. 2. mz. De iik yntemler kullanarak bilinen ve tannan bir mziin ikinci derecedeki unsurlarn deitirerek yeni bir biime sokmak, eitlendirme, [eit-le-n-dir-me] is. 1. eit saysn artrma eylemi. 2. Bir iletmenin hitap ettii piya salar geniletmek amacyla belirledii yeni strateji, eitlendirmek, [eit-le-n-dir-mek] gl. f . [-ir ] 1. eit saysn arttrmak. 2. eitlilik kazandrmak, eitlenme, [eit-le-n-me] is. eidi ok duruma gelme eylem. eitlenmek, [eit-le-n-mek] dnl. f . [-ir] 1. eit says artmak. 2. eidi oalmak, eitli, [eit-li] sf. eidi ok olan; trl; pek ok. eitlilik, -i [eit-li-lik] is. 1. eitli ve deiik ol ma durumu. 2. eidi olan eyin nitelii. 3. Bir eko sistemin tr saysna ve trlerinin okluuna dayal zellii. ekel, [? ekel / ahal] {eT} is. anak; mlek. [DLT] elem ek', [e-le-mek] {az} gl. f . [- r ] [-l(i)-y o r] 1. Hedefe nian almak. 2. sabet ettirmek. [DS] elemek2, [e-le-mek] {az} gl. f . [ -r ] [-l(i)-y o r] Harmanda tahl samandan ayrmak; harman sa vurmak; tahl e yapmak. [DS] em, [Far. em |*-i>-] {OsT} is. 1. Gz. 2. d m . Es kiden yelkenli gemilerin tamir ve imali srasnda kullanlan ve srme denilen kalaslarn konulduu blmeli yerler, t? em -ar, {OsT} N azar boncuu; m uska.| em -ina, {OsT} Tandk.| em-ny, | | {OsT} T andktk; tan o lm a ; g z ain a l .| em| vz, {OsT} 1. At gzl. 2. P e e .| em -bz, | {OsT} 1. G z oynatan. 2. Yalvaran.\\ em-bend, {OsT} 1. G zba c. 2. Byc.| em-bendek, | {OsT} G zleri b a la n a ra k oynanan b ir o cu k oyu nu; k r e b e .| em-beste, {OsT} Gz ba l.| em| | bs, {OsT} G z p en .| em-bs, {OsT} G z p| m e.| em -era, {OsT} 1. G z nuru; evlat. 2. Se| kin. | em -dn, {OsT} G z evi.| em -dr, {OsT} | | G zleyen ; bekley en .| em -dt, {OsT} mit etm e; | b e k lem e.| em -derde, {OsT} Utanmaz; yzsz.| | | em -dz, {OsT} B ir e y e g z dikm i o la n .| em| efs, {OsT} N azar d e m esin i n lem ek am acy la oku nan efsun.\\ em-efsy, {OsT} -* em-efsa.|| em-g, {OsT} G z a a n ; d ikk atle b a k a n .| | em -hne, {OsT} anat. G zevi; g z yuvasa.\\ em -hurde, {OsT} N az ar demi.\\ em-i h, {OsT} C eyln gzl. | em-i bed, {OsT} K tii g z .| | | em -i bed-dflr, {OsT} "K t n a z ar d e m esin " an lam n da kullanlan b ir dua. | em -i b-b, {OsT} | U tansz; utanm az; sklmaz.\\ em-i cd, {OsT} Byleyen g z .| em -i derde, {OsT} E d ep siz ; h a |

0IMIM5M.941
y sz.| em-i dttmble-dr, {OsT} B oy a ile kuyruk | ekilm i gz. | em -i fettan, jOsTj B yleyici ve | ek ic i g z .| em -i fireng, {OsT} G zlk.| em-i | | gv, {OsT} bot. ri p a p a ty a ; kzgz; srgz ; m ast i e i; arnika, (A rnica montana).\\ em-i gazal, {OsT} 1. C eyln gz. 2. m ecaz. o k g zel g z .| em-i gazOb, {OsT} K zgn b a k .| em-i | | giryn, {OsT} A layan g z .| em -i hb-alde, | {OsT} Uykulu g z ; m ahm ur gz. | em-i habde, | {OsT} Uykulu g z .| em-i horos, {OsT} 1. H oroz | gz. 2. Krm z arap.\\ em -i honigh, {OsT} G zel bakl g z.| em-i hn-fen, {OsT} K an | dk c g z ; o k g a d d a r ba k l g z.| em-i hun | h ar, {OsT} K an dk c g z ; o k g a d d a r bakl g z .| em-i hn-rz, {OsT} K an dk c g z ; o k | g a d d a r ba k l g z .| em -i hurfis, {OsT} 1. K rm | z a ra p . 2. Krm z dudak. | em -i kede, {OsT} | ek ik g z .| em-i m ahm ur, {OsT} B aygn ba k l | g z ; m ahm ur gz.\\ em -i mest, {OsT} S arh o g ib i b akan g z .| em -i meygn, {OsT} a ra p g ib i s a r | h o ed ici g z .| em-i mizan, {OsT} Terazi k e fe s i.| | | em-i nergs, {OsT} 1. N ergisin ta y a p ra klar. 2. G zel gz. 3. tasvf. Tasavvufunun kavutuu mut luluu insan gz nden gizli tutuu.| em-i nerm , | {OsT} Yumuak bakl, sevim li g z .| em-i pe | nam , {OsT} N azarlk; n azar d e m em esi iin taklan f e t i .| em-i pr-hum r, {OsT} B aygn ba k l | g z ; m ahm ur g z .| em -i pr-m ahm flr, {OsT} | Baygn, szgn g z .| em-i sepd, {OsT} 1. B eyaz | g z ; a k gz. 2. F e r i kam , don u k g z.| em-i | sitre-m r, {OsT} Uykusuz gz. | em-i siyah, | {OsT} K a r a gz, k a r a gzl .| em -i szen, {OsT} | 1. n e delii. 2. o k d a r y er. 3. m ecaz. Ar cim ri.| em-i eb, 1. G ecen in gz. 2. Ay ve yldz | lar^ em -i eb-peym, {OsT} Uykusuz g z .| | em-i ehla, {OsT} eh l gz.\\ em -i ter, {OsT} Islak, sulu g z .| em-i teraz, {OsT} T erazi k efesi; | terazi gz .| em -i y r, {OsT} Sevgilinin gz .| | | em -i z, {OsT} 1. K a r g a gz. 2. A k renkli, m avi g z .| em-i zahm , {OsT} N azar d e m esi.| | | em-i zn, {OsT} anat. D iz k a p a .| em kii, | {OsT} G z a a n ; d ikk atle bakan . | em-nin, | {OsT} I. H er zam an g r leb ilen . 2. G z dolduran.\\ em-p, {OsT} U tan ga.| em -p, {OsT} 1. G | z k a p a l; gz yum ul; 2. G rm ezden gelen . | | em-p, {OsT} 1. G z yum m a; grm ezlikten g e l me. 2. A ffetm e; balama.\\ em -resde, {OsT} N azar de m i.| em -ter, {OsT} 1. Gz sulu. 2. | o k alayan.\\ em g, {OsT} 1. G z ve kulak. 2. D ikkat.| em -zhm , {OsT} N az ar d e m e.| | | em-zed, {OsT} 1. N az ar boncuu. 2. K sa bir z a m an; b ir an. eman, [Far. emn jl-i^-] (em a;n ) {OsT} is. Gzler. em aru, [Far. em-ru j j l (em a.ru ) {OsT}

is. Kt baka kar korunmak iin taman muska, nazar boncuu gibi eyler. eme, [Far. eme is. 1. Musluklu su deposu. 2. Pnar; su kayna. 3. Borularla kaynaktan getiri len, bir oluktan yalaa aktlan ve herkesin yarar lanmasna ak, ounlukla srekli akan su ve bu nunla ilgili yap; pnar. 4. {az} Ayakyolu; yznumara; hela. [DS] 5. {az} Krkten ocaa hava gnderen ince boru. [DS] S ene-i b- hayt, {OsT} E b e d hay at em esi.| eme-i ftb, {OsT} | Gnein parlts.\\ eme-i ate-fean, {OsT} G ne.| eme-i germ , {OsT} Gne.\\ eme-i hver, | {OsT} Gne.\\ eme-i hayvn, {OsT} A b- hay at em esi.| eme-i hdr, {OsT} A b- h a y at em esi.| | | eme-i hzr, {OsT} A b- hayat emesi.\\ eme-i hurit, {OsT} Gnein p arlts. \ eme-i nr-bah, \ {OsT} Giine.\\ eme-i n, {OsT} 1. Bengisu. 2. Sevilen erke in az.| eme-i ren, {OsT} Gii| n e.| eme-i sm-b, {OsT} Ay.| eme-i szen, | | {OsT} I. n e gz. 2. C im ri.| eme-i tedbr, | {OsT} 1. B eyin; dim a. 2. D nm e gc.\\ eme-i tre-gm, {OsT} G ece.| eme-i sm-b, {OsT} A y.| | ] eme-i szen, {OsT} n e delii.\\ eme-i vasi, {OsT} K avu m a em esi.| emeleri koyvermek, ] H er iki gznden iddetli y a g e le r e k a lam ak]] em e-sr, {OsT} 1. P n ar bulunan yer. 2. em e b a .| emeye gitse kurutur, Birinin ansszln | ifa d e iin kullanlr]] em e-zr, {OsT} 1. P n a rla rn bulunduu yer. 2. em e ba. em ek', [e-mek / se-mek / j-mek] {eT} {az} gl. f . [-e r ] Dm zmek; gevetmek; serbest brakmak. [DS] emek2, [Far. em-ek iU-i>-] {OsT} is. 1. Gz mer hemi yaplan siyah bir tohum. 2. {az} Kara al denen bir bitkinin tohumu. [DS] emek3, [e-mek] {az} is. 1. Aa dal. 2. Meyve lerin dallarna tutunduu sap. [DS] emek4, [imek > emek] {az} is. imek. [DS] S1 emek alay, {az} im ek akt zam an m ey d a n a g elen aydnlk. [DS] emezen, [Far. eme-zen j > ^ r ] {az} is. Bir tr gz ilac. [DS] emiblbl, [Far. em-i blbl JA> ^-i=-] is. 1. Bl bl gz. 2. Renkli ve sarmal cam yapm teknii. 3. Bu teknikle yaplm cam eya, en, [Far. en / een ^ r ] {OsT} is. 1. Bayram. 2. len; ziyafet. 3. Dn, enevir, [? enevir] {az} is. Misafirlere sunulan kuru yemi; erez. [DS] eni1 [Far. n! > eni , (en i:) is. 1. Bir yi yecek veya iecein azda brakm olduu ho bir tat; lezzet, {eA T} (aym) [YE] 2. Hoa gidecek gzel ve ho bir zellik; tat. 3. Darphanede maden ala-

I M IlC E S M
mlarnm orann belirtmede kullanlan terim. 4. {eATj sf. Tadmlk miktarda. [YE] S eni dei tirm ek, (E rk ek iirt) evli olduu h ld e b a k a k a d n larla d a ilikiye girm ek. | eni delii, K tahya | in i frn larn n g v d esin d e bulunan iin deki s e r a m iin p i m e durumunu d en etlem ey e y a ra y an a lp k a p a n a b ilir k k delik.\\ eni-gr, en ici.| eni | mal, ini frn n d ak i seram i in p im e durumunu d en etlem ek iin frn n iin e kon ulan rn e k se ra m ik p a r a s .| eni tutm ak, E km ek ilik te d e iik bir | lezzet eld e etm ek iin bu day um m a k a tla c a k m sr, a rp a g ib i unlarn m iktarn ayarlamak.\\ eni sine bakm ak, Tadna, lezzetine bakm ak. eni2, [Far. n] {az} is. Kurak toprakta yetien kavun, karpuz ve sebze. [DS] eniye, [eniye] (az) is. - * eni2. [DS] enici, [eni-ci] is. 1. Saraylarda ve byk konak larda yemeklerin tadn denetleyen kii; enigir; aba; sofracba. 2. Ttn ve ikilerin tadn ve zelliini belirleyen kii. 3. Darphanede baslan para ve altnlarn ayarlarn kontrol eden kii. eniciba, -n, -y [eni-ci+ba- is. 1. Saraydaki enicilerin ba; anigir ba, ba e nici. 2. Darphanede ba ayarc. 3. a rg o. Sk sk e deitiren erkek, enicilik, -i [eni-ci-lik] is. enicinin ii ve g revi. enileme, [eni-le-me] is. eni verme ii. enilemek, [eni-le-mek] gl. f . eni vermek, [-r ] [-l(i)-y o r] ete2, [? ete] {az} is. Koyun takldnda zerin de braklan bir tutam yn. [DS] ete3, [? ete] {az} is. Sulamadan yetien mahsul. [DS] eteman, [Far. dt-bn] {az} is. Kr bekisi; koru cu; ky bekisi. [DS] e t1 [at / et / d / t / it (yans.)] is. Gl bir , ekilde vurma, arpma, krma, patlama, dalma, yanma ve tutumay anlatan kk. [Zlfkar] et-lemik, et-le-n -b ik et2, [eT. t / it > a. et] is. 1. Snr. 2. Kenar; ky. et3, [et] {az} is. yice dvlmemi tahln kalbu run stnde toplanan ksm; elmik. [DS] etare, [? etare] {az} is. - * etari. [DS] etari, [? etari] {az} is. pek veya ipek kar, yollu dokuma. [DS] etda, [et-da] {OsT} sf. Snr orta; komu. ete1, [Bulg. ceta (alay, sr)] is. 1. Ordu birlikleri dndaki silahl birlik. 2. Yasa d faaliyetlerde bulunan kk topluluk. 3. tar. mparatorluk d neminde, keif amacyla dman topraklarna gn derilen, balarnda kumandan bulunmayan aknc birliine verilen ad. S ete kay, tar. m p arato r luk dn em i don an m asn da, i su larda, d a r g e it ve n eh irlerd e kullanlan ek tiri tr in ce donanm a gem isi. | ete sava, etelerle yrtlen sava. | ete2, [eT. et-mek > et-e] {az} sf. Ksa boylu. [DS] ete3, [Yun. segitta / Lat. sagitta (ok)] ( e te) is. Sa pan. eteci, [ete-ci] is. 1. Bir ete yesi olan kii. 2. ete savalarna katlan kii. 3. {az} Buday tccarnn, kylerden kendi adna alm yapmak zere grev lendirdii kimse; engelci. [DS] etecilik, -i [ete-ci-lik] is. 1. ete olma durumu. 2. etecinin yapt i. etek, -i [et-ek] {az} is. Kabak ekirdei. [DS] etel1, [etele ?] {az} is. Kura. [DS] etel2, [? etel] {az} sf. (Meyve iin) ham; olmam. [DS] etel3, [at-al > etel] {az} is. U taraf ikiye ayrlan aa dal. [DS] etele1 [Yun. tsetula / Lat. cedula (liste, pu su la) > t. , cedula] is. 1. Say belirlemek iin ekilen izgi ya da alan entik. 2. Kahvecilerin iilen ay veya merubat iaretledikleri tahta. 3. Oyuncularn say larn iaretledikleri tabla. 4. Eskiden okuma yazma bilmeyen esnafn veresiye verdikleri ekmek, st vb. eylerin miktarn iaretledikleri tahta ubuk. 5. Saym ilemleri srasnda kolaylk olsun diye her bir say iin ekilen bir ubuk ve bunlarn drt ta nesini kuaklamasna birletiren beincisi ile birlik te meydana getirilen beli kmeler. 6. {az} Mal blmnde ekilen kura. [DS] 7. {az} Hediye gnderirken adres yazlarak balanan tahta. [DS] S

. 9

enilenme, [eni-le-n-me] is. eni verilmek ii. enilenmek, [eni-le-n-mek] edil. f . [-ir ] 1. eni kazanmak. 2. Tad ve lezzeti yerine gelmek. 3. (Y i yecek iin) kvamnda olmak, enilik, -i [eni-lik] is. Yemee deiik bir tat vermek iin katlan baharat vb. eyler, enilik, -i [eni-lik] is. Yemee deiik bir tat vermek iin katlan baharat vb. eyler, eniyar, [Far. niyr j L ^ - ] (en iy a:r) {OsT) is. eniye bakan kimse; enici. S eniyar usta, Sarayn h arem d a iresin d e g en el h izm etlere, ve ki lerc i usta ile b irlikte y e m e k ilerin e bakan kalfan n unvan. e t1, [et] {az} nl. Uyar sz. [DS] et2, [? et] {az} is. yice dvlmemi budayn kalburda toplanan ksm. [DS] et3, [Srp, est] {az} is. Bayram yemei. [DS] eta, [Far. e-tr j l i ] {eAT} is. -* ete. etal, [? etal / Far. e-tr] {az} sf. Hantal; uyu uk; tembel. [DS] ete1 [Far. e-tr j U / ete -*^-] {eATf is. Tek , nesi yarm kre biiminde, uzun sapl, be telli, sk perdeli bir tr r. [YE]

H I M I ) ! . 93 4
etele tutm ak, H esap tutmak amacyla bir yere izgiler ekmek.\\ eteleye dnmek, nsann yzn de p e k ok kesikler olmak.\\ eteleyi arm ak,

ET

hotozlar, kz ocuklarnn apka kenarlarna diki len ss. [DS] eti, [et-mek > et-i] {az} is. bot. Baklagillerden, 30-100 cm. boyunda, meyvelerinin d kabuu sy rldktan sonra i olarak yenen ve hayvan yemi olarak kullanlabilen sar iekli, dikenli bir al, (Prosopis fa r d a / P. stephaniana). [DS] S eti si nei, Bir tr sivrisinek. etibeti, [eti + pat-] {az} is. Kasmpat. [DS] etik1, -i [eT. etk > etik 2. {eAT} is. 1. Kedi.

{az} N e yapacan bilememek; pusulay ar mak. [DS] etele2, [? etele] {az} is. Kk apa. [DS] etele3, [at-la-mak > etele ?] {az} is. Souktan el
ve ayak atlamas. [DS] eteleci, [etele-ci] {az} is. Ormanda kesilen odun lar bir tccar adna teslim alan ve alm satm he saplarn tutan memur. [DS] etelem ek1, [eT. et-mek (kesmek) > ete-le-mek ?] {az} g sz.f. [-r] [-l(i)-yor] Veresiye hesap amak. [DS] etelemek2, [ete-le-mek ?] {az} gl. fi [-rj [-l(i)yor] apalamak. [DS] eteleme, [ete-le--me] is. ete durumuna gelmek ii. etelemek, [ete-le--mek] dnl. f i [-ir] ete olu turmak; ete durumuna gelmek, eteletirm e, [ete-le--tir-me] is. ete durumuna getirme ii. eteletirmek, [ete-le--tir-melc] gl. f. [-ir] ete durumuna getirmek,

{az} Kpek yavrusu. [DS] etik bal, {az} Karides. [DS] etik2, -i [i+edik > etik] {az} is. 1. edik. 2.
Ynden rlm terlik. 3. Mest. 4. ark. 5. ocuk ayakkabs. [DS] etik3, -i [et-ik] {az} is. ekirge. [DS] etik4, -i [et-ik] {az} is. Birbirine girmi; kark; girift. [DS] etik5, -i [et-ik] {az} is. Ekilmeyen toprak. [DS] etik6, -i [Ar. atl => etil > etik] {az} is. Fidan. [DS] etil, [Ar. atl] {az} is. Fidan. [DS] etili, [et-mek / it-mek > et-il-i / it-il-i] {az} sf. rlm; itilmi. [DS]

eten, [eT. it / et > et-en / it-en] {az} is. 1. etilik, -i [etil-ik] {azj is. Fidanlk. [DS] Saman tamak iin arabalara konan byk sepet , veya it. 2. Ahrn yannda yavrular iin ayrlm etin1 [et-mek > et-in j ^ r ] {OsT} sf. Hayrsz. blme. 3. itten yaplm ambar. 4. amar sepeti. etin2, [et-mek > it-in / et-in] sf. 1. Almas zor; 5. it ambar. 6. it duvar; kamtan yaplm du ok sarp; ok engelli. 2. Yola gelmesi, elde edilme si imknsz. 3. lenmesi zor; sert, g. 4. (Kii var. 7. Saman l birimi. 8. Msrlar koanlar ile iin) inand ilkelerden taviz vermeyen; inat. 5. kurutmak iin ubuklardan yaplan kulbemsi yer. Kendisinden korkulup ekinilen. 6. Kafasna koy 9. st all yeilli kilimle rtl gelin kans. [DS] duu ii mutlaka yapan; azimli. 7. zlmesi veya etene1 [edene > etene] {az} is. 1. Keten tohumu. , zmlenmesi g. 8. Skntl; bunalml. 9. {eAT} 2. Kendir tohumu. 3. am fst kozala. 4. Sakz Hayrsz. S etin ceviz, 1. Krlmas ve iinin ka aac meyvesi. 5. Buday kavurgas. [DS] etene2, [Yun. tsetula / Lat. cedula (liste, pusula )] {az} is. Hesab unutmamak iin zerine bakla ia ret yaplan aa; etele. [DS] etene3, [et-en > eten-e] {az} is. 1. Saman ta mak iin kanlara konan byk sepet. 2. Ahrn bir tarafnda yavrular iin ayrlan yer. [DS] etene4, [ete > etene] {az} is. apulcu; aknc. [DS] etene5, [? etene] {az} is. Kk para; krnt. [DS] etenek1, -i [et-mek > et-enek] {az} is. G oku nan yaz. [DS] etenek2, -i [et-enek] {az} is. Elma, armut ve ceviz gibi meyvelerin drtte biri. [DS] etenek3, -i [et-mek > et-enek] {az} is. Ekmek sepeti. [DS] etgen, [et-gen / et-ken] {eT} is. Gem dizgini. [DLT] eti, [et-mek > et-ki > eti] {az} is. Kadnlarn

rlmas zor sert kabuklu bir ceviz tr. 2. mecaz. Yola gelm esi veya bir fikrin kabul ettirilmesi ok zo r olan kii; anlama imkn neredeyse yo k dene cek kadar az olan kii. 3. Baarlmas ok zor olan iy | etin koz, {OsT} Krlmas, ayklanmas g .| olan ceviz. etin3, [et-in] {az} is. kse otu. [DS] etince, [etin-ce] sf. Biraz zorluu olan; baarlmas
yle kolay grlmeyen, etine, [edene > etine] {az} is. Kendir tohumu; kenevir tohumu. [DS] etinlenmek, [et-in-le-n-mek d U j-b ^] {eAT} d n l

fi [-ir] fke ve iddet sergilemek,


etinleme, [etin-le--me] is. etin duruma gelmek eylemi. etinlemek, [etin-le--mek] dnl. fi. [-ir] etin bir durum almak, etinletirme, [etin-le--tir-me] is. etin bir durum kazandrma eylemi.

Sil______________________________ ________________________ M U . * 4
etinletirmek, [etin-le--tir-mek] g l . f [-ir ] etin bir duruma getirmek, etinlik, -i [etin-lik d U ^ -] is. 1. etin olma du rumu. 2. etin olan eyin nitelii. 3. {eA T} Glk gsterme. etir1, [Sansk. attra > Far. etr z} is. adr. [DS] etir2, [etir] {az} is. 1. Bodur boylu eitli allk lardan ibaret kayalk ve talk arazi. 2. Ak mee. [DS] etirdemek, [et-ir-de-mek] {az} g s z .f. [-r ] [-d(i)y o r ] Her sze karmak; gevezelik etmek. [DS] etirez, [et-i-re-z ?] {az} is. -* eti. [DS] / etir] {eAT} ( etneviz, [? etneviz] {az} is. -* etnevir. [DS] etr, [Sansk. attra > Far. etr (adr) /=-] is. 1. G neten korunmak iin yaplan glgelik; emsiye. {eA (ayn) [YE] 2. Bir tahtn veya yatan zerine T} kurulan tavan. 3. adr. 4. m ecaz. Gece. 5. De melik olarak kullanlan bir tr ipekli kuma. S etr-i b-gn, {OsT} 1. G k a d r ; m avi adr. 2. Gkyiiz.\\ etr-i anbern, {OsT} K a ra n lk g e c e .| | etr-i b-stun, {OsT} Gkyz. | etr-i firze-fm, | {OsT} M avi renkli gkyz.\\ etr-i nr, {OsT} G ne. | etr-i seher, {OsT} Gne.\\ etr-i rflz, {OsT} | Gne.| etr-i smb, {OsT} Ay; dolunay.| etr-i | | smn, {OsT} Ay; dolunay. etrebez, [? etrebez] {az} sf. (Kii iin) geimsiz; kavgac. [DS]

etirik, -i [et-ir-ik] {az} sf. 1. Vcudu zayf olan. 2. is. Yayk yaymakta kullanlan tulumu tutan etrefil, [? etrefil] sf. 1. Anlalmas g. 2. zm ayak. 3. Kayalk yerler. [DS] lenmesi zor. 3. Sonulandrlmas mmkn grl etirmek, [et-mek (kesm ek) > et-ir-mek] {az} gl. meyen. 4. Kark; karmak. 5. (Dil iin) yanl ve f. [-ir ] Sivri bir arala izdirerek yazdrmak. [DS] bozuk kullanlan; yanl telaffuz edilen, etie, [Yun. tsakiste] {az} is. -* ekide; ekige. etrefilce, [etrefil-ce] sf. Biraz karmak ve zor. [DS] etrefilleme, [etrefil-le--me] is. etrefil duruma etide, [Yun. tsakiste] {az} is. izilerek yaplan gelmek ii. yeil zeytin salamuras; ekige. [DS] etrefillemek, [etrefl-le--mek] gl. f . [-ir ] etre etite, [Yun. tsakiste] {az} is. -* ekide; ekige. fil duruma gelmek, [DS] etrefilli, [etrefil-li] sf. Karmak ve anlalmas zor etken, [yet-mek > et-mek (ekip gtrm ek) > etolan. gen / et-ken] (etke:n ) {eT} is. Gem dizgini. [DLT] etrefillilik, -i [etrefl-li-lik] is. etrefil olma etle, [et-le] {az} is. Kk zm salkm. [DS] durumu veya etrefil olan eyin durumu, etlek, -i [et-le-k] {az} is. Sakz aacnn meyve etrefilsiz, [etrefl-siz] sf. Basit ve anlalmas ko si. [DS] lay. etlemik, -i [et-le-mik] {az} is. itlenbik. [DS] etlemk, - [et-le-mk] {az} is. itlenbik. [DS] etlenbik, -i [et-le-mik > etlenbik] {az} is. it lenbik. [DS] etlenbuk, -u [et-le-mik > etlenbuk] {az} is. itlenbik. [DS] etlevik, -i [et-le-mik > etlevik] {az} is. Fndk. [DS] etlevuk, -u [et-le-mik > etlevuk] {az} is. Fn dk. [DS] etlik1, -i [et-lik] {azf is. Kk memeli koyun. [DS]^ etlik2, -i [eltik > etlik] {az} is. Pirin tarlas. [DS] etine, [et-me] {az} is. 1. Olmam karpuz. 2. Doranm sebzelerle yaplan bir yemek. [DS] etm ek1 [yet-mek (ekip gtrm ek) > et-mek] {eT} , g s z .f. [- r ] Erimek. [DLT] etm ek', [eT. ket-mek > et-mek] {az} gl. f . [-e r ] Kesmek; yarmak. [DS] etini, [epni > etmi] {az} sf. 1. Akgz. 2. is. Y a yourt yaparak geinen kyl. [DS] etnevir, [? etnevir] {az} is. Konuklara sunulan kuru yemi. [DS]

etrez, [et-(i)r-e-z] {az} is. Geven tr dikenli bir ot. [DS] ettirm ek, [et-tir-mek] {az} g l .f . [-ir ] Aldatmak. [DS] etu, [Far. et ^ - ] (etu :)

{O is. Perde; rt. sT}

etuk, -u [Far. etkil^=r] (etu .k) {OsT} is. Sere. etk1 - [etkiij^-] {eT} {eAT} {OsT} is. 1. Kedi. , [DLT] 2. {az} Kedi yavrusu. [DS] 3. {az} Doan kuu. [DS] 0 etk otu, {eAT} K ed iler tarafndan o k sevilen ve kokusu sm ble ben zer b ir ot. etk2, - [et-k] {az} is. Kaydrak oyunu. [DS] etklemek, [etk-le-mek] {az} gl. f . [-r ] [-l()y o r ] (Kedi iin) yavrulamak. [DS] evale, [? evale] is. Balk sepeti, evdalk, - [evda-lk] {az} is. Terbiyesizce yap lan hareket; terbiyesizlik; saygszlk. [DS] eve, [ene > eve] {az} is. ene. [DS] evek, [? evek] {eT} is. ivit. evele, [? evele] {az} is. Kfe. [DS] evelek, -i [ev-ele-k] {az} is. Su evrintisi. [DS] ever1 [? ever] {az} is. Kap. [DS] , ever2, [? ever] {az} is. Akarsuyun blnd yer. [DS]

r M lK S M .9 4 5
everm ek, [ever-mek] {az} g s z .f. [ -ir ] Gelimek; yaylmak; dalmak. [DS] evgn, [Far. evgn \S_ >] y(evg.n )
{eA T} {O is. sT}

EV

evirecek, -i [evir-ecek] {az} is. Ayakkab eke cei. [DS]

eviren, [ev-ir-en] sf. 1. eviri yapan; tercme eden. 2. Dndren, deitiren; tahvil eden. 1. Cirit oyununda kullanlan denek; evgen; en. [YE] 2. Ucu eri denek; baston. 3. Polo oyu evirge1, [ev-ir-ge] {az} is. 1. Kap veya pencere mandal. 2. . 3. Yerli kozay temizlemek iin ya nunda topu frlatmakta kullanlan ucu eik omak. plm sepet. [DS] 4. Dervi asas. 5. Davul tokma. 6. tasvf. Allahn evirge2, [ev-ir-ge] {az} is. ekirdek. [DS] evirge1, -ci [ev-ir-ge] is. Devredeki elektrik ak mnn ynn ters eviren ara, evirge, -ci [ev-ir-ge] {az} is. 1. Yufkay sacda dndrmeye yarayan ara; aktara. 2. ocuklar yrmeye altnnak iin kullanlan tekerlekli ara; yrte. 3. Kap veya pencere mandal. 4. Bir ocuk oyunu. [DS] evirgel, [evir-mek+gel-mek] {az} is. Tespih e kerken okunan dua. [DS] evirgele, [evir-mek + gel-mek] {az} is. Tespih. [DS] evirgen1, [ev-ir-gen] {az} sf. Yneticilik yapan. [DS] evirgen2, [ev-ir-gen] {az} is. Topa. [DS] evirgen3, [ev-ir-gen] {az} is. Damzlk eeini, dii eeklere artarak para alan adam. [DS] evirgi, [ev-ir-gi y..y-\ is. 1. evirmek suretiyle kullanlabilen tokmak, anahtar vb. 2. {eAT} amar eteklerinin evrilerek bastrlm ksm, evirgil, [evir-gil] {az} is. A bylerinde okunan dua. [DS] eviri, [ev-ir-i] is. 1. Bir dilden baka bir dile e virme, aktarma ii; tercme, (1959). 2. Bu ekilde evrilmi eser. 3. sf. Tercme edilmi, fi1eviri ya z, dbl. 1. B ir d ild e yazlm olan b ir metni, z e l ia retlerle btn se s zelliklerin i g ster ere k b a k a b ir y a zy a akta rm a ii; yaz evirim i; transkripsi yon. 2. Bu y n tem le yazlm yaz. evirici, [ev-ir-ici] is. 1. Bir dilden baka bir dile eviri yapan kii; evirmen; mtercim, l .f z . Ener jilerden en az biri elektrik enerjisi olmak zere enerjiyi baka tr bir enerjiye eviren dzenek. 3. bil. Bir kod aracl ile verilen bilgilerin evirisini yapan sinyal aralan. eviricilik, -i [ev-ir-ici-lik] is. eviricinin yapt i veya grevi, evirim, [ev-ir-im] is. evirmek eylemi ve sonucu. evirim senaryosu, ekim senaryosu. eviri, [ev-ir-i] is. evirmek eylemi veya biimi, evirm e, [ev-ir-me is. 1. evirmek eylemi. 2. Kuatma; asker ile etrafm sarma. 3. Btn bir kuzunun ite dndrlmesi ile yaplan kebap. {eAT} {OsT} (ayn) 4. {az} Etraf duvar ya da itle evrilmi kk bahe. [DS] 5. {az} Ekin desteleri yn yaplrken konan birinci sra. [DS] 6. {az} Kozay tozundan ayrmak iin kullanlan dolap.

ezeldeki takdiri. S evgn-bz, {OsT} evgn oy n ayan; so p a sallayan . | evgn-dr, {OsT} evgn | tayan u ak ,| evgn- smbl, {OsT}Sevgilinin | sa. | evgn-zen, {OsT} evgn ile oynayan. | evgni, [Far. evgn ] (ev g .n i;)
{O sT} is.

1.

evgen oyunu iin yetitirilmi at. 2. Bir tr tatl kavun. evgel, [Far. evgn => evgel] {az} is. Saban de mirin amurunu syrmaya yarayan, vendirenin ucundaki aygt; syrg. [DS] evgen, [Far. evgn o > evgen] {OsT} is. 1. Denek. 2. Polo oyununda topu yakalayp belirli bir delikten geirmeye yarayan eri ucuna file gei rilmi denek. 3. Bu denekle oynanan bir tr cirit oyunu. 4. Ba eri denek; baston. 5. Davul tok ma. 6. tor. Mehterde epeevre ngrak, zil ve zincir takl bir ember ile bunu yukarda tutmaya yarar bir sopadan ibaret ritim aleti. 7. tar. ran h kmdarlarnn nnde taman ucu eri denek. 8. tasvf. nsan bir top gibi yuvarlayan hayat artlan; kader; Allahn ezeldeki takdiri. S evgn-bz, {OsT} evgen oyn ayan .| evgn-dr, {OsT} evgen | oyununun takm m tayan hizm eti. | evgn-zen, | {OsT} evgen ile to p a vuran oyuncu.| evgn-i | smbl, {OsT} Sevgilinin kvrm l sa. evicek, -i [evi(k)-cek [Tietze]] {az} sf. Kcek. [DS] evik1, -i [Far. abk => evk / evik] sf. Kolay ve abuk davranan; atik; tetik. S1 evik kuvvetler, as. H arek et ve m an evra k ab iliy eti ile vurucu gc y k s e k zrhl v e m otorlu b irliklerd en m eydan a g elen a s k e r kuvvet. evik2, -i [? evik] {az} is. Palamut. [DS] evike, [evik-e] sf. 1. Hzl ve abuk. 2. zf. evik bir biimde. evikleme, [evik-le--me] is. evik bir durum alma eylemi. eviklemek, [evik-le--mek] dnl. f . [-ir ] evik bir durum kazanmak, evikletirme, [evik-le--tir-me] is. evik hle ge tirmek ii. evikletirmek, [evik-le--tir-mek] gl. f . [-ir ] evik bir durum kazandrmak; evik hle getirmek, eviklik, -i [evik-lik] is. 1. evik olma durumu ve ya evik olan eyin nitelii. 2. abuk ve kolay dav ranabilme. evirdik, -i [evir-dik] {az} is. Ksa boylu grgen aac. [DS]

EV [DS] 7. {az} Izgara et. [DS] 8. {az} Tatan yaplan bir kapta yaplan ekmek. [DS] 9. sf. evirmek sure tiyle yaplm olan. S evirm e ksre, {eAT} arkl b ile i ta. evirm ek, [eT. ev-r-mek J-y y ] g l .f . [-ir ] 1. Bir eyi kendi ekseni etrafnda dndrmek. 2. Bir mer kez etrafnda daire izecek ekilde dndrmek. 3. Bir eyin ynn deitirmek. 4. Alt st etmek; grnmeyen yzn grnr hle getirmek. 5. Bir yazy, konumay baka bir dile aktarmak; tercme etmek. 6. Etrafn sarmak; kuatmak. 7. (Silah, sz, bak vb.) birine veya bir yere dorultmak. 8. Bir kurumu, irketi, iletmeyi ynetmek. 9. Gitmekte olan yolcuyu, arac durdurarak geri dndrmek. 10. Kabul etmemek; geri gndermek; iade etmek; red detmek. 11. Deitirmek. 12. (Elbise vb. iin) ters yz etmek; iini dna getirmek. 13. Bir durumdan baka bir duruma getirmek. 14. Birini kt bir du ruma sokmak; saygnln gidermek. 15. Sz baka trl anlamak veya o yne doru ekmek; baka anlam vermek; tevil etmek. 16. Bir maddeyi kimyasal ilemlerle baka bir madde hline getir mek; dntrmek; hl deitirtmek. 17. Bir ener jiye baka bir enerji hline dntrmek. 18. (Hava iin) bir iklim artndan baka bir duruma gemek. 19. Bir paray baka bir paraya dntrmek. 20. Bankada bulunan bir hesab baka bir tr hesaba dndrmek. 21. Birinin aleyhinde gizli planlar kurmak; hesaplar yapmak. 22. Bir masa etrafna toplanarak kt vb. oyun oynamak. 23. Konuma y veya sohbeti baka konuya getirmek; sz sap trmak. 24. Grnt alma makinesi ile hareketli resimler kaydetmek; film ekmek. 25. Film eki minde rol almak. 26. tasvf. (Saray, tekke vb. kap lan iin) kapatmak. S evir kaz yanm asn! B ir h a ta yaptn anlayan larn sz d e itirm ek iin h a rc a d k la r a b a y an latm ak iin sylenir. evirmen, [evir-men] is. Bir dilden baka dile ter cme yapan; tercman; mtercim; evirici; eviren, (1935). evirmenlik, -i [evir-men-lik] is. evirmenin yap t i ve meslei; eviri ii. evirtm e1 [evir-t-me] is. evirme iini yaptrma; , evirtmek eylemi. evirtm e2, [evir-t-me] {az} is. Sokak. [DS] evirtm e3, [evir-t-mek] {az} is. Topa. [DS] evirtm e, -ci [evir-t-me] {az} is. Topa. [DS] evirtm ek, [evir-t-mek] gl. f i [-ir] 1. evirmek iini yaptrmak. 2. Bir eyi kendi ekseni etrafnda dndrtmek. 3. Bir merkez etrafnda daire izecek ekilde dndrtmek. 4. Bir eyin ynn deitirt mek. 5. Alt st etmek; grnmeyen yzn gr nr hle getirtmek. 6. Bir yazy, konumay baka bir dile aktartmak; tercme ettirmek. 7. Etrafn sardrmak; kuattrmak. 8. (Silah, sz, bak vb.)

O ir a ilH S M .

946

birine veya bir yere dorultturmak. 9. Bir kurumu, irketi, iletmeyi ynettirmek. 10. Gitmekte olan yolcuyu, arac durdurtarak geri dndrtmek. 11. Kabul ettirmemek; geri gndertmek; iade ettirmek; reddettirmek. 12. Deitirtmek. 13. (Elbise vb. iin) ters yz ettirmek; iini dna getirtmek. 14. Bir durumdan baka bir duruma getirtmek. 15. Bi rini kt bir duruma sokturmak; saygnln gidertmek. 16. Bir maddeyi kimyasal ilemlerle baka bir madde hline getirtmek; dntrmek; hl deitirtmek. 17. Bir enerjiye baka bir enerji hline dntrtmek. 18. (Hava iin) bir iklim ar tndan baka bir duruma gemek. 19. Bir paray baka bir paraya dntrtmek. 20. Bankada bulu nan bir hesab baka bir tr hesaba dndrtmek. 21. Birinin aleyhinde gizli planlar kurdurmak; hesaplar yaptrmak. 22. Bir masa etrafna toplanarak kt vb. oyun oynatmak. 23. Konumay veya sohbeti baka konuya getirtmek; sz saptatmak. 24. G rnt alma makinesi ile hareketli resimler kaydet tirmek; fl ektirmek. 25. Film ekiminde rol al masn salamak. 26. tasvf. (Saray, tekke vb. kap lar iin) kapattrmak, evi, [av / ev-] {eT} is. 1. Yol; vasta; tedbir; usul. [Gabain] [EUTS] 2. Hile; kandrma. [EUTS] [Gabain] evilig, [evi-lig] {eT} sf. Hileli. [EUTS] evit1, -di [ivit > evit] boya; ivit. [DS] evit2, -di [evit]
{az}is. {az} is.

Bir eit mavi

am kabuu. [DS]

evk1, [evk / evik] {az} is. Palamut aacnn, tabaklkta kullanlan meyvesi. [DS] evk2, [evik > evk]
{az} sf.

evik. [DS]

evkel1, [? evkel] {az}sf. (Kii iin) ekie ekie pazarlk eden. [DS] evkel2, [? evkel] {az}sf. (Ceviz iin) kolay ayklanamayan; etin. [DS] evkel, [Far. evgn] {az}is. vendirenin ucundaki syrg. [DS] evken, [Far. evgn] {az} is. Meyve toplamak iin kullanlan drt metre uzunluundaki sehpa. [DS] evkirm ek, [em (yans.) > em-kir-mek > ev-kirmek] {az} gsz. f . [-ir ] (Tilki veya kpek iin) havlamak. [DS] evlek, -i [ev(i)r-ek > ev-le-k ^ .y r ] {eAT'} {OsT} is. 1. evre; etraf; civar. 2. Girdap. evlik1, -i [ev(i)r-ik > ev-lik ^ y ] {az} is. 1. Etraf evrilmi bahe ya da tarla. 2. Irmak kenarla rndaki talk ve kumluk yer. [DS] 3. {eAT} {OsT} {az} Girdap. [DS] evlik2, -i [ev-lik] {az} is. adrn tepe rtsn tutan aa iskelet. [DS] evlik3, -i [ev(i)r-ik > ev-lik] {az} is. Samanlk. [DS]

im ct m u .

97 4

EV tutumlu kullanlmasn, korunmasn; doaya ve evreye zarar verilmemesini savunan kii. 2. s f evrecilik yanls. evrecilik1 -i [evre-ci-lik] is. Doal kaynaklarn , daha tutumlu kullanlmasn, korunmasn; doaya ve evreye zarar verilmemesini savunan akm. evrecilik2, -i [evre-ci-lik] {az} is. Gen erkekle rin kulland byk mendil; evre. [DS] evreelen, [ev-(i)r-e+el-en] {az} zf. epeevre. [DS] evregelen, [evre+gel-en] {az} is. epeevre. [DS] evrek 1 -i [evre-k] {az} sf. Genel. [DS] , evrek2, -i [ev-ir-mek > ev(i)r-ek] {az} is. Gir dap; burga. [DS] evrek3, -i [ev(i)r-mek > ev(i)r-ek] {az} is. Etraf evrilmi bahe vb. [DS] evreklemek, [evre-k-le-mek] {az} gl. f. [ - r ] [l(i)-y or] Bir kimseden yarar bekleyerek evresinde dolamak. [DS] evrel, [evre-1] sf. 1. evre ile ilgili. 2. mat. ember izgisine ait. 3. biy. (iek, yaprak, erkek organ vb. iin) bir e merkez etrafnda dizilmi olan, evreleme, [evre-le-me] is. evresini ve snrlarn belirleme ii. evrelemek, [evre-le-mek] gl. f . [ - r j [-l(i)-y o r] 1. Kuatmak; iine almak. 2. Bir konunun snrlarn izmek; tahdit koymak; kstlamak. 3. Bir resimde kontur denilen evre izgisini daha belirgin hle getirmek. evreleni, [evre-le-n-i] is. evrelenmek eylemi ve biimi. evrelenme, [evre-le-n-me] is. Kuatlma, snrlar belirlenmek ii. evrelenmek, [evre-le-n-mek] ed il f i [- ir ] 1. Kua tlmak; sarlmak. 2. Snrlar izilmek; tahdit edil mek; kstlanmak, evreleyi, [evre-le-y-i] is. evreleme eylemi ve biimi. evrelik, -i [evre-lik] is. mim. Bir bina, meydan, kpr, yol gibi yaplarn kenar paralar, evrem , [evre-m] is. bot. Bir bitkinin ana eksenin deki bir dmden kan dallarn tm, evrenli, [evre-m-li] sf. evrem eklinde dizili olan. evren 1, [evir-mek > ev(i)r-en] is. g k b. 1. Yery znn herhangi bir noktasnda ekl dorultusuna dik dzlem; ufuk. 2. Dz bir arazide veya denizde yeryz ile gkyznn birleir gibi grnd yer. evren2, [evir-mek > ev(i)r-en] {OsT} is. Hayvann karn zarna sarlmak suretiyle tava ya da frnda piirilmi karacier kebab, evrendi, [evir-mek > ev(i)r-en-di / evrenti] {az} is. Clz tahl. [DS]

evlik4, -i [ev(i)r-ik > evlilc] {az} is. Srek avn da, avn iine drld tuzak vb. [DS] evlk1, - [ev(i)r-ik > ev-lk dUy~\ {eAT} {OsT} is. evre; etraf. evlk2, - [ev(i)r-ik > evlk] {az} is. Etraf evrili ba, bahe veya tarla. [DS] evlk^ - [ev-lk] {az} is. Irmak kenarlarndaki talk ve kumluk yer. [DS] evlk4, - [eltik > evlk ?] {az) is. Pirin. [DS] evlk5, - [ev(i)r-ilc > ev-lk] {az} is. ayrlk. [DS] evre, [evr-mek > ev-(i)r-e > evre jr] is. 1. Bir nesnenin etrafn kuatan, ona yakn olan yer ve nesnelerin btn; etraf; civar; muhit; dolay. {eAT} (ayn) 2. mat. Bir yzeyi veya alan snrlayan izgi ler. 3. Bir insann sosyal olarak yaad, iinde yer ald ortam. 4. Bir kiinin yetitii, iinden kt sosyal ortam; muhit. 5. Ayn etkinlii gsteren in sanlar topluluu. 6. Kenarlar oyal ve ilemeli mendil; makrama. 7. biy. Bir canlnn yaamas ve soyunu srdrebilmesi iin gerekli olan fiziksel ve biyolojik ortam. 8. sosy. Bir kiinin, toplumsal bir grubun veya toplumun gelimesi zerinde etkili olabilecek her trl d etken. 9. dbl. Bir birimden nce ve sonra gelen ayn trden birimlerin tm; bunlarn meydana getirdii kk balam. 10. sf. Bir eyin veya yerin etrafnda, yaknnda bulunan. 11. {eAT} zf. epeevre, fi1 evre a, mat. B ir em b eri k esen kirii g ren ve tepesi em b er ze rinde bulunan a .| evre alm ak, {eAT} evresin i | ku atm ak; etrafn sarmak.\\ evre bilimci, evre bilim i uzm an; ek o lo jis t.| evre bilimi, C an llar | a ra s ilikileri ve on larn y a a m a ortam larn in ce leyen bilim d a l; ek o lo ji.| evre bilimsel, evre | bilim i ile ilgili; o n a day an an ; onun v erilerin e g r e ; ekolojik.\\ evre biliim, B ir biliim sistem inde, m erkez birim i ev reley en u birim ler, ba lan tlar ve y a z c la r g ib i b ile en ler le ilgili etkinlikler.\\ ev re alm ak, {eAT} evresin i y o k la m a k ; etrafn a ra trm ak ,| evre izim, B ir binann d hatlarn | g steren izim .| evre etraf, {eAT} H er taraf.\\ ev | re kirlenmesi, H ava, su ve to p ra k g ib i y a a m a o r tam larn a z a r a rl m a d d e le r k a r a r a k insan ve d i e r can llarn sa l n b o z a c a k y n d e etkili olm a.s;.|| evre sal, B elli b ir o rtam d a y a a y an insan larn sa l n etkileyen d fa k t r le rin tm. | ev | re sz, ed. K sa y o ld a n a n la tla b ilecek k en b ir sz dolay l o la r a k a n latm a; dolay lam a. | evre taraf, | {eAT} H er ta ra f.| evre teker, bot. B itki k k lerin d e | m erkez silindirin en d ta b a k a s.| evre yan, {eAT} | D rt y a n ; etraf. | evre yolu, B ir y erleim birim inin | dndan g e e n e h ir le r a ra s ulam yolu. evrecek, -i [ev-r-mek > ev()r-ecek] {az} is. i. [DS] evreci, [evre-ci] is. 1. Doal kaynaklarn daha

EV evrenge, -ci [ev(i)r-en-ge] {az} is. Su evirisi; girdap; akntl yer. [DS] evrenmek, [ev(i)r-e-n-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] (Ba iin) armak. [DS] evrenti, [ev(i)r-enti] {az} is. 1. Clz tahl. 2. Tar lalar gbrelemek iin yaplan geici al. [DS] evresel, [evre-sel] sf. 1. evre ile ilgili olan. 2. dbl. Bir sesin deimede etkisinde kald yanndaki baka seslerle ilgili, evri, [ev-(i)r-i > evr-i] is. 1. Karlkl gelen iki hava veya su akmnn etkisinde kalarak arpma yerinde meydana gelen dnme; hortum. 2. m ecaz. Bir ii veya hareketi olduundan baka trl, kendi iine gelecek biimde anlamlandrma; tevil, evrik, -i, [evir-mek > ev(i)r-ik sf. 1. Dn drlm, evrilmi olan; dnk. 2. Etraf kapatl m; sarlm; evrilmi; snrlanm, {eAT} (ayn) 3. is. Girdap veya hortum gibi dnen ey. {az} (aym) [DS] 4. {az} Akarsuyun oyduu yarmada eklin deki toprak. [DS] 5. {az} Harman sonu kalnts. [DS] 6. {az} Becerikli kadn. [DS] 7. {az} Etraf evrili ba, bahe veya tarla. [DS] evrileme, [ev(i)r-i-le-me] is. evriye uratma ey lemi. evrilemek, [ev(i)r-i-le-mek] gl. f . [- r ] [-l(i)-y o r] evriye uratmak; tevil etmek, evrili, [evir-mek > ev(i)r-il-i] sf. 1. Etraf kua tlm olan; sarlm. 2. Bir yne veya yere dnd rlm olan; evrilmi olan, evrili, [evril-mek > evril-i] is. evrilmek eyle mi veya biimi, evrilme, [ev(i)r-il-me] is. evrili hle gelmek ii. evrilmek, [evir-mek > ev-(i)r-il-mek] edil. f . [-ir ] 1. Dndrlmek. {eT} (aym) [KES] 2. Bir dilden ba ka bir dile aktarlmak; tercme edilmek. 3. Etraf kuatlmak; sarlmak. 4. Bir tarafa ynelmek; bir yere dorulmak. 5. k yolu, geii kapatlmak. 6. tasvf. (Tekke ve saray kaplar iin) kapanmak. 7. Deitirilmek; baka bir amala kullanmak. 8. {eA T} dnl. f . Geri gelmek; dnmek; dolamak. 9. {az} Dnmek. [DS] evrili evrili, {eAT} D n e dne. evrilmi, [ev(i)r-il-mi zartlm. evrim 1, [ev(i)r-im > evr-im is. 1. Srekli ayn biimde olan deime; devir. 2. bil. Kendi aralarnda ayn dalga zerinde alacak ekilde ayarlanm radyo istasyonlar. 3. bil. Ayn kanalda alacak ekilde ayarlanm telsiz alc vericileri. 4. fz . Bir balang durumundan itibaren bir takm deiikliklere uradktan sonra yeniden ilk duru muna dnen bir sitemin gsterdii dnmlerin tm. 5. ki veya drt zamanl bir motorun devri. 6. fz. Saniyede bir salnm yapan bir titreim kayna {eAT} sf. ite k

. ; . 48

nn frekans; hertz. 7. En son etkileyicinin birin ciyi etkiledii etkiler dizisi; dng. 8. ed. Ayn ki iyi, ayn aileyi, ayn olay konu alan romanlar b tn. 9. {eAT} Daire; deirmi. 10. {az} Snr. [DS] 11. {az} Suyun akntl yeri; su evrintisi; girdap. [DS] evrim ii, bil. B ilg isa y ar sistem in de an a ilem birim inin doru dan d o ru y a den etim i altnda o la n ksm ; on-line. evrim 2, [ev(i)r-im] {az} is. fo lk . Dn gecelerin de, meale yakp etrafnda toplanarak oynanan oyun. [DS] S evrim iek, {az} ocu klarn ken d i etraflarn d a d n er ek oy n ad klar b ir oyun. [DS] evrim li, [ev(i)r-im-li > evrim-li] sf. Becerikli; eli abuk; canl. evrim sel, [ev(i)r-in-sel > evim-sel] sf. 1. Belli aralklarla dzenli olarak ortaya kan. 2. Az ok dzenli olarak yinelenen, evrince, [ev(i)r-in-ce] {az} is. bot. Meyveleri sar mal biimde olan, iekleri sar, ak mor renkli, ounlukla hayvan yemi olarak kullanlan ok yl lk otsu bitkiler, (M edicago, M. sativa). [DS] evringe, -ci [ev(i)r-in-ge] {az} is. Su evirisi; girdap. [DS] evrinme, [evrin-mek > evr-in-me] is. 1. Kendi ekseni etrafnda srekli dnmek ii. 2. Ba dnme si. evrinm ek, [evir-mek>ev(i)r-in-mek ^ JJ?-] dnl. f . [- r] 1. Kendi ekseni etrafnda srekli dnmek; kvrlmak. {eAT} { OsT } (aym) 2. (Ba iin) dnmek. 3. {eAT} {OsT} evresinde dolamak; etrafn dn mek. evrinti, [evir-mek > ev(i)r-in-mek > evr-in-ti is. 1. Hava ve su akntlarnn karlamas ile meydana gelen dnme; girdap; anafor. {OsT} {az} (aym) [DS] 2. Byle yer deitiren hava veya su ktlesi. 3. eitli tahllarn birbiri ile kartrl mas ile elde edilen karm. 4. {OsT} ukur, evri, [Far. ervi (eritilm i i y a ) > evri] {az} is. Yemek suyu. [DS] evrimek, [ev(i)r-i-mekdUJiJ J >-] {OsT} dnl. f . [ir] evrilmek, evrit, [ev(i)r-it] is. Resim ya da desende etkin bi imde belirtilmi biimleri birbirinden ayran izgi ler. evr k 1, - [ev-(i)r-k] {az} is. 1. Etraf evrili tarla, ba veya bahe. 2. Su evrintisi; girdap. [DS] evrk2, - [? evrk] {az} is. ayrlk. [DS] evrliceizlik, -i [ev-(i)r-l-ice-iz-lik
{eAT} is. evrilici durumda olma.

J jy ?

evrlm ek1 [ev(i)r-l-mek] {eT} edil. f . [- r] ev , rilmek; dndrlmek. [DLT] evrlm ek2, [ev(i)r-l-mek] {az} edil, f i [- r] (Dii hayvan iin) erkeiyle iftletirilmek. [DS]

1 M I I I { .9 4 9

EY eyan, [eT. adan > eyan oL=r] {OsT} is. -* yan. eyanga, [yenge > eyanga] {az} is. Yenge. [DS] eyde, [ardak > eyde] {az} is. 1. Kabak fdelerinin dallarndan, srk ve allardan yaplan ardak. 2. Evin ot kapl olan dam. [DS] eyem, [eem > eyem] {az} is. Yapraklan amnkine benzeyen, nohut byklnde krmz mey veleri olan, bir metre boyunda bir aa; Frenk zm, (R ibes rubrum ). [DS] eygel, [? eykel] {az} sf. Sert; kavgac. [DS] eyil1, [a (yans.) > a-l > eil > eyil] {az} is. 1. Tal, kumlu yer. 2. Verimsiz toprak. [DS] eyil2, [? eyil] {az} is. Sar boya yapmada kullan lan bir eit ksa boylu al. [DS] eyin, [iin > iin > eyin] {az} is. Omuz. [DS] eyiz, [Ar. cihaz (donanm ) > cehiz] is. 1. Evlenecek kz iin gerekli olan her trl ev eyas; gelinin sandk eyas. 2. Bir kadnn evlenirken eine ge tirmi olduu her trl mal mlk. 3. huk. Baba ve ya ana tarafndan, rf ve dete gre, evlenen kz ocuklara, evin denmesi iin verilen tanr eya. S eyiz alay, fo lk . G elinin eyizini gvey evin e getiren dn alay. | eyiz emen, eyiz tr e | y a la r ; eksiksiz eyiz. | eyiz dzmek, E v le n ec ek kz | iin eyiz hazrlam ak .| eyiz halay, G elin e a ile | si tarafn dan verilen hizm eti kadn. | eyiz katr, | 1. eyiz tayan katr. 2. m ecaz. G ze b a ta c a k b i im d e a r sslenm i kii.| eyiz sermek, fo lk . G e | linin g etird i i ey ala r sergilem ek. eyizci, [eyiz-ci] is. 1. eyiz hazrlayan ve satan kii. 2. Bu kimsenin i yeri, eyizcilik, -i [eyiz-ci-lik] is. eyiz eyas hazrla ma, satma ii; eyizcinin meslei, eyizleme, [eyiz-le-me] is. Evlenecek kzn eyizini hazr etme ii. eyizlemek, [eyiz-le-mek] gl. f. [ - r ] [-l(i)-y o r] Evlenecek kz eyiz sahibi yapmak, eyizlenme, [eyiz-le-n-me] is. eyiz sahibi olmak eylemi. eyizlenmek, [eyiz-le-n-mek] dnl. f . [-ir ] 1. eyiz sahibi olmak. 2. (Evlenecek kz iin) eyizli duru ma gelmek; kendisi iin eyiz hazrlanmak, eyizli, [eyiz-li] sf. eyizi olan, eyizlik, -i [eyiz-lik] sf. 1. eyiz iin ayrlm olan. 2. eyiz olarak hazrlanan. 3. eyiz hazrlamaya uygun. 4. is. eyiz eyas. eyizsiz, [eyiz-siz] sf. eyizi olmayan; kendisi iin eyiz hazrlanmam olan. eykel1, [Far. evgn => evgel / eykel] {az} is. vendirenin ucunda bulunan sabandaki amuru syrmakta kullanlan gen ulu demir. [DS] eykel, [? eykel] {az} sf. 1. (Kii iin) sert; kavga c. 2. Klksz. [DS]

evrm , [ev-(i)r-m] {az} is. Otuz taneli tespih dizisi. [DS] evrml, [ev-(i)r-m-l] {az} sf. (Kii iin) ii dzenli olarak yrten. [DS] evrnmek, [ev(i)r-n-mek d ^ j^ ] {eAT} dnl. f . [- r] -* evrinmek. evrnt, [ev(i)r-nt] {az} is. Harman sonu ka lnts. [DS] evrmek, [ev(i)r--mek] {eT} ite, f . [- r ] Bir birini evirmek. [DLT] eveng, [avan / even] {eTj sf. Gz sulu; gz her zaman akan. [DLT] evek, -i [a (yans.) > a-()-a-k > evek] {az} is. akll toprak. [DS] even, [? even] {az} is. Kpenin kulaa taklacak yeri. [DS] S even uval, {az} B erit ve N urda y r k airetlerin in kulland z e l doku m a uval. [DS] evt, [Far. eft (kab a)] {az} is. 1. Palamut kabuu. 2. Hayvanlarn diilik organ. [DS] evtali, [Far. eft-l] {az} is. eftali. [DS] evteli, [Far. eft-l] {az} is. eftali. [DS] evtik, -i [Far. eft-ik ?] {az} is. Elma, armut gibi meyvelerin etli ksmlar yenildikten sonra geriye kalan ekirdekli sert ksm. [DS] eviik, - [Far. bk => evk dy>-] {eAT} {az} sf. evik; canl; atik; seri; cevval. [DS] evklenmek, [evk-le-n-mek dUJS'j*-] {eAT} dnl. f . [- r ] 1. Acele etmek. 2. Titiz davranmak, evrecek, -i [evr-mek > evr-ecek] {eAT} is. Piirilecek eyi saplayarak ate zerinde evirmeye yarayan ara; i. evrge, [evr-ge] {az} is. Etraf evrilmi, ba, bahe veya tarla. [DS] evrgen, [evr-gen] {eT} sf. Her zaman eviren. [DLT] evrm e, [evr-me jy>-] is. 1. {OsT} -* evirme. 2. {az} Etraf evrili tarla, ba ve bahe. [DS] 3. {az} Etraf ta veya itle evrilmi al. [DS] evrmek, [evr-mek] {eT} gl. f . [- r] 1. evir mek; bir eyi sol elin ba parma zerinde evir mek. [DLT] 2. {eAT} Dndrmek; dolandrmak; de virmek. [DK] 3. {eAT} nn kesmek. [DK] 4 {eAT} evire evire piirmek. [DK] S. {az} Bahenin evresini dikenli aalarla evirmek. [DS] 6 {az} Hayvanlar iftletirmek. [DS] evttrilmek, [evr-il-mek] {eAT} edil. f . [- r] 1. evrilmek. [DK] 2. dnl. f . Dnmek. [DK] 3. D np dolamak. [DK] evt, [Far. eft => evt] {az} is. Palamut kabuu. [DS] evzinmek, [iz-ginmek (dnm ek, d olan m ak) > ez-

gin-mek > ezin-mek > evzinmek ^ j y ? ] {eAT} dnl. f . -* ezinmek.

EY

TlMt U TM

[? eykem] (az) is. Krater. [DS] [a (yans.) > a-la(lc) > eyle] {az} is. 1. Killi toprak. 2. Kumlu toprak. 3. Ufak tal toprak. [DS] e y l e k , - i [a (yans.) > a-lak] {az} is. Kumlu toprak. [DS]
eyk em , e y le , e y l e n 1,

[a (yans.) > a-la-n] {az} is. Ufak tal


[D S ]

toprak.
e y l e n 2,

[a (yans.) > a-la-n] {az} is. ay ve de re gibi kk akarsularn derin olmayan yeri. [ D S ] [ala-n+] {az} is. Tahterevalli.
[D S ]

rak kol ve bacaklarn apraz olarak birbirine de dirmek suretiyle altrma yaptrmak, e y r e k l e n m e , [eyrek-le-n-me] is. Kol ve bacaklar aprazlama oynatlarak hareket yaptrlma, e y r e k l e n m e k , [eyrek-le-n-mek] 1. (Bir ey) ula rndan drtte bir orannda kvrlmak. 2. (St ocuk lar iin) yz st yatrlarak kol ve bacaklarn apraz olarak birbirine dedirmek suretiyle altr ma yaptrlmak,
e y e k , -i

e y le n , eym ek ,

[ey-mek dU^-] {eAT} gsz. f i [ - e r ] 1. Geri

[a (yans.) > a-()-ak > eyek] {az} is. 1. Tal, kumlu yer. 2. atyla tavann birletii yerdeki aklk. [ D S ] [ey(i)z-in-mek] {az} d n l.f. [ -ir ] Ta salanmak; abalamak. [ D S ] [Far. tez => ez] {az} zf. abuk.
-i [D S ]

dnmek; caymak. 2. Hoplamak; sramak, e y m e l , [Far. evgn => emel > eymel] {az} is. Yksek aa dallarn emekte kullanlan ucu eri sopa. [ D S ]
e y n a k , -

e y z in m e k ,

ez,

ezek,

[mak > ceynak] {az} is. Yrtc hay van veya kedi gibi hayvanlarn trna; pene. [DS] [cmak-la-mak] {az} gl. fi. [ - r ] [l()-y or] Trnaklamak. [DS] [ey-ne-mek > ey-ne-m p-^>-] {eAT} { OsT'} {az} sf. Bir kere ineyecek kadar; bir lokmalk.
[D S ]

[ez-ek] {az} is. Yap talan arasndaki derzleri yapmakta kullanlan aygt. [ D S ] [iz-ginmek (dnm ek, dolan m ak) > ezgin-melc > ezin-mek] {az} d n l.f. [ -ir ] 1. Oya lanmak. 2. Tembellik etmek. [ D S ] [z-g > ez-gi] {az} is. Hal ve dier do kuma tezghlarna gerilen sra ipler; zg. [ D S ] [ezgin-dir-il-mek dUj-uSj-] {eAT}

ez en m ek ,

e y n a k la m a k ,

e z g i,

eyn em ,

e z g in d ir ilm e k .

eyn em ek ,

[eyne-mek d U ^ -] {eAT} {OsT} {az} gl.

e d il.fi [-ir ] Dndrlmek,


e z g in m e k ,

[[tegzin-mek > egzin-mek > ezgin{eAT} dnl. fi. [- r] Dnmek; do

fi. [ - r ] Azda inemek. [YE] [DS]


eyn en m ek ,

mek lamak.
e z ilm e k ,

[eyne-n-mek] {eAT} edil. f . [-ir ] Az da inenmek, [en-ik-mek / eynik-mek] gsz. f i [( )ir] Spor yaparak bedeni evikletirmek; jimnas tik yapmak. [eyre] {az} is. Sellerin brakt kk ta lar. [DS]

e y n ik m e k ,

[ez-il-mek dUj^-] {eAT} {az} edil.fi. [-ir ]


[D S ]

zlmek.
e z in m e k ,

e yre ,

[tegzin-mek > egzin-mek > ezin-mek > ezin-mek] {az} dnl. fi. [-ir ] Oyalanmak; vakit kaybetmek. [ D S ] [ez-mek {eAT} {OsT} gl. fi. [- r ?] I. zmek; amak, {az} (ayn) [ D S ] 2. {az} zg ipliklerini tezgha dikine olarak, sra sra germek.
[D S ]

e y re k , -i

[Far. r (drt) + yek (bir)] sf. 1. Drtte bir; bir btnn drtte birini oluturan. 2. On be dakikalk sre; tam saatlerden nce ve sonra on beinci dakika. 3. argo. Alman Mark. 4. Gm mecidiyenin drtte biri deerinde olan para. 5. Bir elbisenin beden ve eteini meydana getiren balca drt paradan her biri. 6. Eskiden, pazarlarda gezici kasaplarn satt koyun budu vb. et parasna veri len a d .0 e y r e k s o n u , spor. E lem e usul y ap lan k a r la m a la rd a en s o n a k a la n sekiz sp o rcu veya takm a ra sn d a y a p la n karla m ala rd a n h e r biri; e y r e k fin a l. | e y r e k s o n u u , spor. ey rek son u | ta y a ra n sp o rcu v ey a takm ; ey r ek son u oyun cusu; ey rek fin alist. [eyrek-i] is. Eskiden, pazarlarda et satan gezici kasaplara verilen ad.

ezm ek ,

e z n ttt, [D S ] h a p a t,

[z-nt] {az} is. Eski orap sknts.

[Sanslc. ikapada] (c*hapat) {eT} 1. Oru ay. [ E U T S ] 2. Ahlak kural. [ E U T S ] 3. Talimat; ni zam; kaide. [ E U T S ] 4. Tann buyruklar. [ E U T S ]
-c.

- 1, [-c / - / -ci / -i / -cu / -u / -c / -] yap. e. -* -2, [- / -i] {eT} y ap. e. O meslekle uraan, o g revi yapan, o ii yapan ya da yapacak olan anlam veren isimden isim ya da fiilden isim yapma eki. a l- (hileci), b z -i (doku m ac) [ E T Y ] 1, [a / ag / a / ak / / g / / og (yans.)] is. Haykrma, barma, arma ve bu biimde konu ma, gevezelik etme, tme ve tmeyi anlatan kk. [Zlfikar] -gr-m a, -gr-m ak, 2, [i / / ig / k] (:) {eT} is. Nem; slaklk.
[D L T ]

e y r e k i,

e y r e k le m e ,

[eyrek-le-me] is. Kol ve bacaklar aprazlama oynatarak hareket yaptrma eylemi, e y r e k l e m e k , [eyrek-le-mek / eynik-le-mek] gl. fi. [-r ] [-l(i)-y o r] 1. Bir eyi ularndan drtte bir ora nnda kvrmak. 2. St ocuklarn yz st yatra

IM IItS M .ss
3, [] {az} is. Karg. [DS] 4, [] {az} is. aylarda balk tutmak iin ta ve itten yaplan set. [DS] b1, [ab / alp / ap / b / p / ip / ulp (yans.)] is. Su vb. sv maddeler iinde, sallanma ve alkalan ma gibi hareketler sonucunda oluan, ya da el ve ayakla oluturulan hareketleri ve bu biimde abalamay anlatan kk. [Zlfkar] b -a -k b a k b2, [ap / ep / b / ib / ip / p (yans.) is. El rpma ve alklama sesini ve hareketini anlatan kk. [Zlfkar] b-(b)ar ba, [? ba] {azj sf. 1. Zayf; ince; clz. 2. Kk. [DS] S ba oluk, {az} olu k o cu k ; aile. [DS] bak, [b (yans.) > b-ak] {az} is. Su vb. sv maddeler iinde, sallanma ve alkalanma gibi ha reketler sonucunda oluan ya da el ve ayakla olu turulan hareketleri ve bu biimde abalamay anla tan yansmal gvde. [DS] S> bak bak, {az} (Y kanm ak iin) su s e s i ka rta ra k. [DS] ban1, [eT. bkan > bkan > ban] is. 1. Vcudun herhangi bir yerinde deride ikinlik, kzart, ar ve ate ykselmesiyle kendini gsteren irin biriki mi; yara; ba. {eT} (ayn) 2. arg o. Byk altn yzk.fi1 ban ara, bann d er id e k i kzarm ve ikin blm.\\ ban ba, 1. bann p a tla m a k zere olan ucu. 2. m ecaz. Altndan cid d i so ru n lar ka bilen durum veya soru n y a r a ta c a k kii. | ba | nn ban koparm ak, R ah atszlk v e r e c e k b ir du rumun do m a sn a y o l a m a k .| ban otu, bot. S | ra ca g illerd en , boru biim in d e bitiik ta yaprakl, h a la n a r a k dtan y a r a la r a s r lerek iyiletirici o la r a k kullanlan otsu bitki; (V eron ica offcinalis).\\ ban z, K an bannn l doku ve irinden olu an m erkez blgesi. ban2, [bkan > bkan > ban] {eT} bot. Hnnap. (Zizyphus vulgaris). bar, [bar] {az} is. ban. S bar atm ak, {az} ban karm ak. [DS] barm ak, [b (yans.) > b-ar-mak] {az} g s z .f. [r] Dvlmekten dolay derisinde kabarcklar olu mak. [DS] bartm ak, [b (yans.) > b-ar-t-mak] {az} gl. f i [-r ] Derisi kabaracak ekilde dvmek. [DS] bban, [b (yans.) > b(b)-an] {az} is. Alk. [DS] bbana, [b (yans.) > b(b)-an-a] {az} is. Alk. [DS] b, [b (yans.) > b-] {az} nl. Kpek kovalama nlemi. [DS] balt, [ubuk+alt-] {az} is. Kahvalt. [DS] bk1, - [bk] {eT} is. 1. Y a dal paras; ubuk. [DLT] 2. {az} Uzun sigara azl. [DS] 3. {az} nce ip. [DS] 4. {az} Pulluun ortasndaki uzun demir. [DS] 5. {az} Bir tr yn ve ul motifi. [DS] S bk kemii, {az} Boyun kem ii. [D S]|| bk kzdrm ak, {az} K esilen b a u buklarn to p ra a

i
g m e r e k kklendirm ek. [D S]|| bk konur, {az} Vcudu siyah, boynundan kuyruuna k a d a r o la n srt b lg esi sa r ren kli sr. [DS] bk2, - [b (yans.) > b-k] {az} is. Gz hastal . [DS] bk, [bk-] {az} is. Ba ktklerinin dibi kazlrken dallarn krlmamas iin tutan ii. [DS] bkan1, [bkan / byan / ban] (bka :n ) {eT} is. Hnnap, (Zizyphus vulgaris). bkan2, [bkan > bkan > ban] (bka .n ) {eT} is. ban; ba. bklamak, [bk-la-mak] {eT} gl. f . [ - r ] ubukla vurmak. [DLT] bklatma, [bk-la-t-ma] {az} is. ubuk ad veri len hastalktan kurtulaca inanc ile ubuku deni len adama, ocuun ayan yava yava dvdrtme. [DS] bkl, [bk-l] {az} is. Yol yol dokunmu kuma. [DS] bl, [il (yans.) > b-l] {az} is. Yayk. [DS] bn, [eT. b-un > bm] {az} is. Sinek. [DS] b r1, [Bulg. br] {az} is. Kk tahta f. [DS] br2, [? br] {az} sf. Tembel. [DS] br3, [? br] {az} is. ubat. [DS] brtm ak, [b (yans.) > b-r-t-mak] {eT} gl. f i [ur] Taze dal paralar ile dvmek; rptrmak. [DLT] bga, [? bga] {az} is. nce, uzun ve ya de nek. [DS] blamak, [b (yans.) > b-la-mak] {az} gl. fi. [-r ] [-l()-y o r] (Aa iin) budamak. [DS] buk, -u [b-uk {eAT} is. ubuk. S buk brk, {eAT} n c e uzun k e e klh.\\ buk alm ak, {eATf D ay a k a tm a k bun, [bun] {eT} is. Sinek. [KB] ck1, - [-ck] {az} is. Yay. [DS] ck2, - [-ck] {az} sf. Gzel. [DS] a, [a / ie] {eT} nl. 1. Yeter, yetiir, kfi. [KB] 2. zf. Yeter derecede, alak, [-lak] ( a :la k ) {eT} is. Sere parma; sra parmak. [DLT] am uk, [-muk] (a:m u k) {eT} is. Yzk par ma. [EUTS] [DLT] [Gabain] artm a, [ka-r-t-ma] {az} is. Balkon; cumba. [DS] an, [s-gan > -gan] {az} is. Fare; san. [DS] rgan, [-r-gan] {az} is. Kn yapraklarn dken, 6-9 mm. uzunlukta, sar ve turuncu renkli, olgun meyveleri i olarak, reel veya ezme olarak yenilen, C vitamini bakmndan zengin, ok dikenli bir al; kara al, (H ippophe rham n oides). [DS] uk, -u [? uk] {az} is. Asl peynir alndktan sonra kalan stten yeni peynir yapmak iin alman maya. [DS]

ID

M K E KUR. w
reten yapm eki. a d n -g (a la s; olaanst), korku n-g. g', [a / ag / a / ak / / g / / og (yans.)] is. Haykrma, barma, arma ve bu biimde ko numa, gevezelik etme, tme ve tmeyi anlatan kk. [Zlfkar] g-u, g-r-dr-m ak. g2, [ag / a / ah / ak / g / h / k / y / ig / i / ik / iy (yans.)] is. Tahta, ta, kum, cam, me tal eya ve kuru nesnelerin birbirine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay, arpmay anlatan kk. [Zlfkar] g- g, g--t, g-r ig3, [ (yans.)] {eT} is. Memnuniyetsizlik; yz ek itme. [KB] g4, [ / i] {eT} is. Nemlilik; slaklk. ig5, [ >-] {eT} is. bot. 1. Sepet, hasr vb. rmede kullanlan bir tr bataklk bitkisi; kam, (Arund in ella n epalen sis). [EUTS] [Abuka] 2. {OsT} Ev ve yurt kaps zerine aslan ince ubuk ve sazlar dan yaplma perde biimindeki kafes, blme. [Nevy] 3. Gebelerin sele saz ( otu) ile yap tklar adr rts. [DLT] 4. Kamtan iple rlm hasr. 5. {az}Pencere kafesi. [DS] ig6, [in. ilc] {eT} is. 1. Trklerin bez lmede kul land 25 cm. kadar gelen bir uzunluk ls bi rimi. [DLT] 2. Kgarda bir Trk arn; uzunluk ls birimi olarak ayak. [EUTS] 3. Litre. [EUTS] g7, [ - is. 1 {OsT} Kafile; sr. 2. ?] .
{az}Har

d, [at / et / d / t / it (yans.)] is. Gl bir ekilde vurma, arpma, krma, patlama, dalma, yanma ve tutumay anlatan kk. [Zlfkar] d d, d -d a k da, [da] {eT} is. Sng; mzrak. [EUTS] da, [Mo. cid] {az} is. Derin ileyen byk yara. [DS] dak, - [d-ak] {az} sf. (Kii iin) evresine za rar veren; yaramaz. [DS] dam , [Mo. idn > dam dayankllk; {eAT} (aym). dam a, [da-ma] is. Sabretmek ii. dam ak, [Mo. da-mak] {eT} gsz. f . [ - r ] Taham ml etmek; katlanmak; dayanmak. [Nevy] d ar1, [? dar] {az} is. Hayvanlarn otlama sra snda uzaklamalarn nlemek iin n ayaklarn topuklarndan birbirine balayan kay veya ip. [DS] dar2, [? dar] {az} is. am aac. [DS] dd, [d (yans.) > d+d-] {az} is. tt. [DS] ddak1 - [cd (yans.) > d-la-k > ddak] {az} is. , tt. [DS] ddak2, - [ d (yans) > d(d)-ak] {az} is. Kap kilidi. [DS] dlg, [at-l-mak / *t-l-mak / it-il-mek > dlg] {az} is. 1. Engel; duvar; it. 2. al rp. [DS] dlgu, [at-l-mak / *t-l-mak / it-il-mek > dlgu] {eAT} is. Birbirine girmi allk, aalk ya da orman. drh, [dr-l] {az} is. 1. Bir yere gidip gelme ii ni arabuk yapan; ayana abuk. 2. Sinirli; titiz. [DS] f, [f (yans.)] {eT} is. ra kaynarken kazandan kan ses. [DLT] flamak, [f (yans.) > f--l-mak] {eT} gsz. f . [r] l l ses vermek; ra kaynarken ses ver mek. [DLT] fm, [? fn] {az} is. Kk hamur teknesi. [DS] fnlk, - [fm-lk ?] {az} is. Dikenlik. [DS] ft, [Ar. yehd / Far. cehd => ft] z. is. 1. Yahudi. 2. sf. Hileci, dzenbaz anlamnda haka ret sz. S ft ars, 1. B ir o k eyin k arm a ka r k olduu y er. 2. H ile, dzen, k an d rm aca ve kt niyetlerin i i e olduu ortam . | ft orucu, Uzun | s reli olm ayan ey. ftlk, [ft-lk] z. is. 1. Yahudilik. 2. cins. is. m ecaz. Hilekrlk; dzenbazlk; dmen. S ftlk etmek, D zenbazlk etm ek; diim en evirm ek. futa, [t. cifutti] is. dnz. Kzaktan denize indirilmek zere olan geminin destekler alnnca devrilmemesi iin altna konulan ereve. -g1, [- / -ig] {eT} yap . e. "Benzer, g i b i anlam veren isimden isim yapma eki. "'g2> [-s > ] {eT} ek. Durum bildiren kavramlar {e T} is. Sabr;

manda bir araya toplanm hububat yn; e. [DS] an, [n] (g a:n ) {eT} s f Yoksul; fakir. [ETY] [DLT] gang, [an] ( g a :n ) {eT} sf. Yoksul, gar, [-ar- / -r] {eT} is. krk; dokuma kr. [KPy.] gay1 [an / ay] {eT} sf. 1. Yoksul; fukara; se , fil. {az} (aym) [DLT] [ETY] [KPy.] [Gabain] [Te kin] [KB] [DS] 2. Felaket. gay2, [ige / gay] {eT} is. Yaban kendiri lifi, gaylk, [gay-lk] {eT} is. Yoksulluk; fakirlik. [KB] [Ykek] gl, [ (yans.) > -l / ca-l / a-l / ak-l / c-l] {eT} is. Srtnme, arpma sonucunda kan sesi anlatan yansmal gvde. <3 gl tgl, Ses b il diren b ir sz. [DLT] glmak, [-mak > -l-mak] {eT} edil. f . [-u r] Balanmak; bohalanmak; boulmak; klanmak glvar, [l + Far vr ? / l-mar] ( lva:r) /eT) is. Tatar oku; mancnk. S glvar ok, {eT} B ir tr k k ok. [DLT] r, [-r] {eT} is. 1. Dar yol; kk yol; r. [DLT] 2. Snr; hudut. [Clauson] grlam ak, [-r-l-mak] ( rla :m a k) {eT} gsz. f . [ - r ] 1. Ayaklar ile ineyerek yol amak; iz yap mak; r amak; r amaya ynelmek; karda

be b i

.953

I
afet. 0 dmek, D adan a a doru y k sek b ir k a r ktlesi kaym ak, dmek.\\ gibi by mek, (Dert, tasa, p ro b lem iin) g ittike artm ak; y a y lm ak; o alm ak. 5, [eT. ] {az} is. 1. bot. ki metre kadar boylu, iek durumlar dikenli bir topuzu andrd iin eitli tarama ilerinde, sap da kam olarak kulla nlabilen, beyaz veya soluk pembe iekli, iki yllk bir bitki; oban tara; fesi tara; tarak otu, (D ipsacu s laciniatus). 2. Kurumu afyon bitkisi sap. 3. Harman savrulurken, samanla tane arasna dikilen uzun denek. 4. Kam tr uzun bitki sap larndan yaplan ve zerinde meyve, tarhana gibi yiyecekleri kurutmaya yarar, gerektiinde hal gibi drlerek kaldrlabilen bir tr sergi. 5. Bu tr bitki saplarndan yaplm blme. 6. St kaplarnn st n rtmeye yarar kamtan yaplma rt. 7. Al larda olak ve kuzu koymaya yarar blme. 8. Pen cere kafesi. 9. amar sepeti. 10. Kandan saman dklmemesi iin tahtalardan yaplm it. 11. Ok lu kirpinin dikenlerinden her biri. 13. Tavan aras. 0 , {az} Atkuyruu bitkisi. [DS] 6, [ / i] {az} is. 1. St zerinde toplanan kaymak. 2. Ekimi st. [DS] 7, [ / i / iy] {az} is. iy. [DS] 8, [i > ] {az} sf. Pimemi; iy. [DS] i9, [i] {az} sf. ok sk. [DS] a1 [Az. a > a] {az} is. 1. Horoz ve cennet , kuu gibi baz hayvanlarn kuyruklarndaki en uzun ve en gsterili ty. 2. Kadnlarn bana rtndk leri araf. 3. Gelinlerin bana taklan sorgu. [DS] a2, [-a ?] is. zool. Havyar ile tannan bir tr mersin bal, (A cipen ser ruthenus). a, [aa > a] {az} is. Yaramaz ocuk. [DS] ial1, [al] is. - * a1. al2, [ (yans.) > -al] {az} is. akl. [DS] al3, [ (yans.) > -al] {az} is. Palamut mey vesinin st ksm. [DS] alanm a, [a-la-n-ma] is. a durumuna gelmek ii. alanm ak, [a-la-n-mak] dnl. f. [- r ] (At kuy ruu iin) horoz kuyruu gibi diklemek, arm ak, [k-ar-mak > -ar-mak] {az} gl. f . [r] karmak. [DS] da, -c [? da] {az} is. St kazanlarnn st n rtmek iin kullanlan kamtan yaplm rt; . [DS] darm ak, [ > -()d-ar-mak] {az} gsz. f . [r] Nemlenmek; iylenmek. [DS] dklamak, [eT. -mak (balam ak, drm ek) > dk-la-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-l()-y o r] Bahar da, aalarn yaprak gzleri kabarmak. [DS] drm ak, [cv / (yans.) > v-dr-mak > -drmak] {az} g s z .f. [-r ] Delirmek. [DS]

aya ile yol amak. [DLT] 2. Ayaklar ile basarak ezmek; inemek, grlanm ak, [-r-la-n-mak] {eT} dnl. f . [-u r] (Yer iin) r meydana gelmek; r olumak. [DLT] gtl, [gt-l] {az} is. Tarladan pamuk toplama ii. [DS] glamak, [6 > -l-mak] ( la .m a k) {eT} gl. f i [ - r ] ile lmek. [DLT] glanm ak1 [6 > -la-n-mak] {eT} edil. f i [-u r] , ile llmek. [DLT] glanmak2, [4 > -la-n-mak] {eT} edil. fi. [-u r] (Et, sebze vb. iin) biraz pimek; az halanmak. [DLT] glatm ak, [-la-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] ile ltrmek. [DLT] gmak, [-mak] {eT} gl. f . [ - a r ] Drmek; kn lamak; balamak. [DLT] gr, [*-r-mak > -()r- / -()r-k / k-()rk] {eT} is. krk, deirmen, dolap gibi dnen ey lerin kr; ip kr; makara; daire; felek. [DLT] grk, [* -r-mak > -()r- / -()r-k / k-()rk] {eT} is. -* gr. rlm ak, [-()--t-mak] {eT} gl. fi. [-u r] 1. inetmek; ineterek sertletirmek. 2. (nsan iin) ite piirmek, ustalatrmak. [DLT] gruk, [-()r-u-k] {eT} sf. (Yer iin) ok inen mek yznden sertlemi; kat; inek. [DLT] grum ak, [-()r--mak] ( ru :m ak) {eT} gsz. f i [-r ] 1. (Nesne iin) gevek iken sert hle gelmek; sertlemek. [DLT] 2. (Kaba ve gevek toprak iin) ok inemek yznden sertlemek, grutm ak, [r-mak > ru-t-mak] {eT} gl. f i [ur] 1. (Y er iin) ayakla ineterek, tepindirerek sertletirmek. 2. (Un vb. eyler iin) uvala kuvvet le basarak sktrmak; tepmek. [DLT] isiz, [6 > -sz] {eT} sf. lsz. [EUTS] 1, [a / ag / a / ak / / g / / og (yans.)] is. 1. Haykrma, barma, arma ve bu biimde konuma, gevezelik etme, tme ve tmeyi anla tan kk. [Zlfkar] -d-t, -l-t-m a, -r-d ama, -r-m ak, -r-t-kar, -r-gat, -r-, -r-t-m a, -rn-m ak. 2. {az} lk; haykr. [DS] 2, [ag / a / ah / ak / av / / i / o / uv (yans.)] is. Suyun kaynama, akma ve alama sra snda kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] -l l, --la-m ak. 3, [ (yans.)] is. Yada kzartma yaparken kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] -r-t-m a. 4, [ (yans.) > g-mak / -mak (drmek, top lam ak, y m ak) > ] is. Ykseklerdeki kar yn larnn arlklarnn artmas sebebiyle kopmas ve aa doru yuvarlandka bymesi suretiyle meydana gelen kar kaymas biimindeki bir doal

I gn, [ / cv (yans.) > v-mak > -gm] faz} sf. (Gidi iin) hzla. [DS] 1, [-] {az} is. Pencere kafesi. [DS] 2, [? ] {az} is. Anne. [DS] 3, [-] {az} is. Hediye paketi. [DS] 4, [-r > ] {az} is. Karda krekle alan yaya yolu. [DS] 5, [-] {az} is. Ddk yaplan kam. [DS] l1, [ / c (yans.) > -l] is. Suyun kaynama, akma ve alamas srasnda kan sesleri anlatan yansmal gvde. l2, [a / (yans.) > a-l > l] {az} is. 1. Ta ve akl yn. 2. ri kumlu toprak. 3. ri sa man. [DS] fi1 ltoprak, {azf K rm z ve sa r ren k li toprak. [DS] l3, [-r > -l] {az} is. Tal yol; patika. [DS] l4, [-l] {az} sf. Kalabalk. [DS] l5, [ng-l > l] {az} is. Baa taklan yirmilik altn. [DS] lamak, [k-mak > k--la-mak > --la-mak] {az} gl. f . [- r ] [-l()-y o r] kn yapmak; bohay balamak. [DS] ililik, - [-l-lk] {az} is. akll yer; akllk. [DS] lt, [ (yans.) > -l-d ^ .d i^ ] {OsT} is. lkla kark ses. m, [? m] {az} is. Akraba. [DS] n, [iin > n] {az} is. Omuz ba. [DS] iindirik, - [y (yans.) > y-m-drk > -ndrk] {az} is. Sinirli ve yasz et. [DS] r1, [eT. -mak > -r > -r] is. 1. Kar ze rinde n at iz. 2. {az} Karda krekle alan yol. [DS] 3. Kar yolu; buz yolu. 4. Hayvanlarn kr da srekli gemeleri sonucu alan yol; kei yolu; patika, {az} (ayn) [DS] 4. {az} z. [DS] 5. m ecaz. Bakalarnn takip edebilecei yeni bir tarz, yntem veya yol. 6. Byk hattatlarn ortaya koyduklar ve sonra gelenlerin benimsedikleri sanat yolu. S r am ak, Yeni bir y o l ve tekn ik ortay a koymak.\\ rndan kmak, (B ir i, uygulam a, dzen iin) doru ve uygun y o ld a n sapm ak. r2, [-r] {az} sf. Kel. [DS] rdam ak1, [ (yans.) > -r-da-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [-d ()-y o r] Ses karmak. [DS] rdam ak2, [-r-da-mak] {az} gsz. f . [- r ] [d ()-y or] (Pekmez, yourt vb. iin) ekiyip kabar mak; kpklenmek. [DS] rdemek, [ (yans.) > -r-da--mak] {az} ite, f. [-ir ] 1. Kavga, grlt etmek. 2. natla mak. [DS] rdk, - [eT. -mak (drm ek, ba lam ak ) > r-dk] {az} is. 1. Kara grgen. 2. Zeytin aalar nn iek aaca zaman kard tomurcuk. [DS] rdm, [r-mak > r-d-m] {az} is. Dn

H B C SM. I I K t
lerde, davetlilerin verdikleri hediyeleri abartarak syleme gelenei. [DS] rgan 1, [r-mak > r-gan] sf. 1. aran; arc. 2. (ocuk iin) ok baran. rgan3, [ (yans.) > -r-gan] is. 1. zool. Crcr bcei. 2. bot. Yabani meneke. rgan2, [ (yans.) > -r-gan] {az} is. Pamuu ekirdeinden ayran el kr. [DS] r, [k / (yans.) > -r-mak > -r-] is. arma, barma eylemi veya biimi, rmak, [ (yans.) > r--mak] {az} ite, f . [-r ] Yksek sesle birlikte barmak; rmak. [DS] rm a, [k / (yans.) -r-ma] is. armak ii. rm ak, [k / (yans.) > k-r-mak > -r-mak {az} gl. f . [ -r ] 1. Birini armak; ona seslenmek. 2. Davet etmek; armak. {eAT} (ayn) 3. gsz. f . Barmak; haykrmak; lk koparmak. {eAT} (ayn) 4. ark trk sylemek. 5. Bir kimse hakknda iyi konumamak; dedikodu etmek. [DS] rnk, - [ (yans.) > -r-()n-k] {az} is. Tarla kuu; toygar. [DS] rt, [ (yans.) > -r-t] {az} is. Tal yol; pa tika. [DS] rtgan, [-r-t-gan] {az} sf. 1. ok baran; rtkan. 2. Austos bcei. [DS] rt1 [k / (yans.) > -r-mak > -r-t] , {az} is. Barma, arma sesleri; lk. [DS] rt2, [-r-t] {az} is. Davetiye. [DS] rt3, [-r-t] {az} is. Karda, krekle alan yol. ' [DS] rt4, [-r-t] {az} is. Hamile kadnlarn yzn de grlen koyt renkli leke. [DS] rtk an 1, [k / (yans.) > -r-mak > -r-tkan] sf. 1. ok barp aran, {az} (ayn) [DS] 2. is. Yksek ses kararak barma ve arma iini yapan; tellal; mnadi. 3. Seyirci veya alc ekmek iin barmak suretiyle davet eden kimse. 4. m ecaz. kar uruna bakalarm her yerde yksek sesle ven kimse. 5. Avclarn t ile kendi trnden olan kulan etrafnda toplamas iin kullandklar ku. 6. Avclarn kular yakma toplamak iin kul landklar ku sesi karan ddk. 7. Eskiden adr tiyatrolarna mteri toplamak iin yksek sesle baran soytar. rtkan2, [-r-t-kan] {az} is. Austos bcei. [DS] rtkanlk, - [rt-kan-lk] is. 1. Halkn ilgisini ekmek iin barp arma. 2. m ecaz. kar sa lamak iini birini vme. S1 rtkanlk yapm ak, kar dolay sy la birin i o k a b a r ta r a k vm ek. rtm a, [k / (yans.) > -r-mak > -r-t-ma >~r] is. 1. Barp arma iini yaptrmak ii. 2. mz. Uzunluu 20-30 cm. kadar, kam veya kartal

f f M

I t a . 9 5 5

kanadndan yaplm, stte alt, altta tek delii bu lamak2, [-la-mak] {az} g l.f. [-r ] [-()-y o r] 1. lunan, tiz sesli bir tr kaval. {OsT} {az} (ayn) [DS] (Ceviz, badem, fndk vb. iin) kabuundan ayr 3. {az} Yumurtal unun yada kzartlmas ile ya mak. 2. Msr tanelerini koanndan ayrmak. 3. Aplan bir tr tatl. [DS] 4. {az} Domates, biber ve a dallarn budamak. [DS] patlcann zeytinyanda kzartlmas suretiyle ya lamak3, [-la-mak] {az} gsz. f i [-r ] [-l()-y o r] plan yemek. [DS] Hastalanmak. [DS] rtm ac, [rtma-c] is. rtma alan kii. lamak4, [-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-l()-y o r] rtm a1, -c [rt-mak > rt-ma] {az} is. Tellal. [DS] rtm a2, -c [rt-ma] {az} is. Yumurtal unun yada kzartlmasyla yaplan tatl. [DS] rtm ak, [k / (yans.) > -r-mak > -r-tmak {eAT} {OsT} {az} gl. f i [-r ] [eA T ur] 1. Bartmak. [DK] 2. lan etmek. [DK] 3. Davet etmek; artmak. [DK] 4. Barta barta zorla mak. [DS] , [- / c- is. arpma, vurma ve srtnme sonucu kan sesi bildiren yansmal gvde. S , {eAT} {az} 1. arpm a ve vurm a se si ka ra ra k. 2. H arm an savururken y a bann ka rd ses. [DS] k, - [--k] {az} is. Bulgurcuk denilen kar tanesi. [DS] lamak, [--la-mak] {az} gsz. f i [- r ] [-l()y o r ] (Su iin) hafif hafif akmak. [DS] it, [--t j ^ r ] {eAT} is. akl. iit1, [-lt / -U=-] {eAT} {OsT} is. 1. Yzde 1. Gururlanmak. 2. marmak. [DS] la, [-lan] {az} is. Balk yata olan s su. [DS] l, [-l] {az} is. bulunan. S1 l kirpi, {az} Qklu kirpi. [DS] lk1, - [k / (yans.) > -lk] is. 1. nce ve keskin bir sesle ac ac haykrma; barma; feryat. 2. Bir kiinin haykrarak syledii ksa szler. 3. Grtlakta ve yutakta titreimlere yol aan iddetli ve srekli bir soluk vermeye dayal seslenme. S l basm ak, A c a c ba rm ak ; fe r y a t etm ek. | | lk atm ak, A c a c ba rm ak ; fe r y a t etm ek.| | lk lk, lklar a ta ra k .| lk la, lk | la r a ta ra k ; lk iin d e.| lk koparm ak, A c | a c b a rm ak ; fe r y a t etm ek. lk2, - [5 > -lk] {az} is. Teras nne ince talardan yaplan korkuluk. [DS] lk3, - [-lk] {az} is. Kekliin terken kar d ses. [DS] iliki, [-lk-] is. Cenazelerde len ile yaknl olmayan fakat lklar atarak yas tutan ve bunu meslek edinmi kii; at; yas, mak, [-mak] {az} gsz. f . [- a r ] Birdenbire komak; frlamak. [DS] mak, [ (nem) > -mak] {az} gsz. f . [- a r ] 1. (Testi iin) dna su vermek; szdrmak. 2. Terle mek. [DS] m alam ak, [-ma-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [-l()y o r ] Ot ve benzeri eyleri kknden skmek. [DS] nak, - [-()n-a-k] {az} is. 1. Ayak alt. 2. ok inenen yer. [DS] S1 naa gitmek, {az} A yak a ltn d a ezilm ek. [DS] nam, [ (yans.) > -()n-a-m j-^>-] {eAT} is. Su sesini anlatan yansmal gvde. S nam nam, {eAT} l l; rl rl. nam ak, [-()n-a-mak] {az} gl. fi. [ - r ] [-n()y o r ] inemek. [DS] nk, - [-()n-k] {az} is. Ocak arkas. [DS] ra, [-()r-a] {az} is. Tal ve dar yol. [DS] rak, - [-()r-a-k] {az} is. - ra. [DS] rem ek, [eT. kr-mak > ra-mak / re-mek] {az} gsz. f i [ - r ] [-r()-y or] 1. Bkmak. 2. Tiksin mek. [DS] rh, [-()r-k > rh] {az} is. p bkmekte kullanlan krk. [DS] rk1, - [-r-mak > ()r-k] {az} is. lk. [DS]

bulunan nokta nokta esmer lekeler; il. 2. {az} Hamile kadnlarn yznde bulunan koyu renkli lekeler. [DS] iit2, [eT. ig-mek > i-it > -t Pamuk ekirdei. 2. ekirdek. iit3, -d [-t] {az} is. Karda, krekle alan yol. [DS] tlanmak, [-t-la-n-mak j*jJ-U -] {Os T} d n l.f. [-u r] (Yz iin) illenmek. z, [-z] {az} is. Oyunda hile yapan. [DS] zlk, - [z-lk] {az} is. Mzklk, zlk yapm ak, {az} M zklk etm ek. [DS] la1, [Yun. tsihla (ard kuu)] {az} is. Civcivden byk fakat pili saylamayacak tavuk yavrusu. [DS] la2, [Az. clha (katksz)] {az} is. 1. zerinde ot bitmeyen sert ve tal toprak. 2. Kumlu toprak. [DS] laJ, [? la] {az} is. Pulluk. [DS] lam a1, [-la-ma] {az} is. 1. Altna lahana yap ra konularak piirilen msr ekmei. 2. i stten yaplan peynir. [DS] lama2, [eT. l (nem) > -la-ma] {az} is. Nem lenme. [DS] lam ak1 [-la-mak] {az} gsz. fi. [-r ] [-()-y o r] , Alamak. [DS]
{Os T} is. 1.

I rk2, - [eT. *-r-mak > -()r-T / -()r-k / k-()r-k] {az} is. krk. [DS] S rk kap, {az} D a r b o a z la r a y ap lan p a rm a k lk l kap. [DS] rk3, - [ (yans.) > -()r-k] {az} is. Tal yol. [DS] rk4, - [-()r-k] {az} is. Civciv. [DS] rlm ak, [()r-l-mak J>=-] {eAT} edil. f . [-r ] arlmak; seslenilmek. [YE] rlt, [ (yans.) > ()r-l-t] {az} is. Barma; haykrma; bart; lk. [DS] rnm ak, [()r-m-mak] {az} dnl. f i [-r] Haykrmak; lk atmak. [DS] rnt, [()r-n-t] {az} is. lk. [DS] rm a, [k / (yans.) -()r--ma] is. Hep be raber rma, rm ak, [k / (yans.)> -()r--mak y^] ite, fi. [- r ] Hep birden rp bararak grlt etmek; {eAT} {OsT} (ayn). rdurm ak, [-()r--dur-mak y^-] {eAT} g l . f [-u r ] rtrmak; bartrmak; feryat ettir mek. sak, - [eT. c > -sa-k] {az} sf. Nemli. [DS] sk, - [eT. l > -s-k] {az} sf. 1. Nemli. 2. (Yamur iin) srekli olarak yaan. [DS] samak, [eT. l > -sa-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [()-y or] Nemlenmek; terlemek. [DS] smak, [eT. > -s-mak] {az} gsz. f . [-r ] Nemlenmek; terlemek. [DS] 'a, [i (yans.) > -()-a- I {eAT} {OsT} is. 1. ine konulan kk ta paralan yznden sallandka ses karan yuvarlak bir o cuk oyunca. 2. Yoyo.
iau, [ (yans.) > ()-a-u

O I M I H I S f i M . 9Wl

rlmak, [()-r-l-mak] {az} dnl. f . [-r] Yaplacak i varken tembel tembel oturmak. [DS] tm ak, [()-t-mak] {az} gl. f . [-r ] Biraz halamak. [DS] u, [k / (yans.) > -u y ~ ] {eAT} is. n; lk; haykrma. h 1, [ag / a / ah / ak / g / h / k / y / ig / i / ik / iy (yans.)] is. Tahta, ta, kum, cam, me tal eya ve kuru nesnelerin birbirine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay arpmay anlatan kk. [Zlfkar] h -a-g u h2, [h (yans.)] is. Hayvan arma ya da kovala ma nlemi, h h, h -e h e h, [k > h] {az} sf. Saf; temiz; dolgun. [DS] hans, [in. chih han ss] {eT} is. Nakl bir tr in ipeklisi. [DLT] har, [k-ar > har] {az} is. 1. kar. 2. Kr. 3. Yarar; fayda. [DS] hari, [kar-mak > hari / kari] {az} is. 1. Da r. 2. Kr; yaban. [DS] harm ak, [h-ar-mak karmak. hartm ak, [k-ar-t-mak > hart-mak] {az} gl. f . [-r ] kartmak. [DS] h, [-mak > k- > h] {az} is. Kk boha; kn; torback. [DS] hh, [k-k > h-h] {az} sf. kk. [DS] hn, [k-m > h-m] {az} is. km. [DS] hnlamak, [kn-la-mak > hn-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [-l()-y o r] km yapmak; knlamak. [DS] hdh, [k--tk > hdh] {az} is. 1. Kar gelme; dvme. 2. deme; anlama. [DS] hm ak1 [k--mak > ah--mak] {az} ite, fi. , [-r ] Dvmek. [DS] hmak2, [k--mak > h--mak] {az} dnl. fi. [-r ] Yeterli gelmek; yeter olmak. [DS] hla, [k-la> hla] {az} sf. Yalnz; ar. [DS] tm a, [lc-ma > hma] {az} is. Vcutta kan basz ban. [DS] hm ak, [h-mak J ^ r ] {eAT} g s z .f. [ - a r ] kmak, hau, [k / (yans.) > k()-a-u / h()-a-u y - ^ ^ r ] {eAT} -* ia. hana, [Far. ehane] {az} is. -* ana. [DS] jm ak, [j-malc] {eT} gsz. f i [ - a r ] (Yarl hayvan iin) binerken veya yk sarldnda acdan belini ktnnek. [DLT] -k 1 [-ck / -cik / -ik / -k / -ck / -cuk / -k / , uk] yap. e. -* -ck. -k2, [-ak / -ek / -uk / -k / -k / -ik] {eT} yap. e. -* -ak. k 1, [ag / a / ah / ak / g / h / k / y / ig / i / ik / iy (yans.)] is. Tahta, ta, kum, cam, me {eAT} gl. f . [-r]

{eAT} is. {eAT} sf.

- * ia. aulu, [()-a-u-lu ses kartan; altl, ak, - [ (yans.) > ()-ak] {az} is. 1. Ka rldk. 2. Krk; para para. 3. is. Kk taneli dolu. 4. Tal arazi. 5. Fincan oyunu sonunda kaza nan tarafn dier tarafa syledii mni. [DS] am ak1, [eT. caha-mak] {az} g s z .f. [ - r ] [-()y o r ] Gevemek; birbirinden ayrlmak. [DS] am ak2, [ (eki) > ()-a-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-()-y or] Ekimek; bozulmak. [DS] ana, [Far. ehne] {az} is. Eski bir tfek cinsi. [DS] amak, [()-a--mak {eAT} ite, f . [-u r] maden sesler karmak; ckrdamak. atm ak, [()-a~t-mak jaJu-] {eAT} gl. f . [u r] sesi kartmak; ckrdatmak.

f l i a n f f i M .9 5 7 tal eya ve kuru nesnelerin birbirine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay arpmay anlatan kk. [Zlfikar] k -r kr, k+ k -a, k-ran-ck, k-a-m ak, k-a- k 2, [lk] {eT} is. ok kk bir ses; ses; t. [DLT] t? k et k rey in , { eT j t k a r d a greyim . k 3, [in. ik] {eT j is. Ayak (uzunluk ls). [Gabain]
k 4, [k Jht] {eT } {eATj {az} sf. Kark olmayan;

IK
ken d i m enfaatinden b a k a b ir ey dn m em ek,| | k a r b u d ak , {az} Kurum u k ere sted e bulunan budak. [D S]|| k a r yol, Kurtulu y o lu ; are. k a r2, [k-ar] {az} is. Kz. [DS] k a rc, [k-ar-c] sf. Yalnz kendi karn gzeten; kendinden bakasn dnmeyen; menfaati; men faatperest. k arclk , - [k-ar-c-lk] is. Yalnz kendi karn dnme; menfaatilik; menfaatperestlik,
k a r, [k-ar-] {az} zf. 1. Dar. 2. is. Kr. [DS] k a rc , [k-ar-c] is. karma ilevini yapan alet

temiz; ar; yalnz; sade; saf; halis; srf; salt.


k 5, [k] {az} is. 1. kn; bohack. 2 . Torback.
[D S ]

veya makine.
k arl, [k-ar-l-] is. karlma eylemi ve biimi, k a rlm a , [k-ar-l-ma] is. karmak eylemi, k a rlm a k , [k-ar-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. karl mak eylemi. 2 . Herhangi biri tarafndan karma

k 6, [k] {azI is. An dz taraf. [DS] k a , [caa > ka] {az} is. 1. Kz ocuu. 2 . Y ara

maz ocuk. [DS] k a c a k 1, - [k-acak] is. Hamamlarda darya karken kurulanmak iin verilen havlu. k a ca k 2, - [k-acak] {az} is. Hayvanlarn otla masna yarayan yer. [DS] k agelm e, [k-a+gel-me] is. Beklenmedik bir anda kp gelmek ii. k agelm ek , [k-mak+gel-mek] gsz. f . [ -ir ] Bek lenmedik bir anda gelivermek,
k a g rm e k , [k-mak+gr-mek

eylemi uygulanmak,
k a rm , [k-ar-m] is. 1. karmak eylemi ve sonu cu. 2. man. Verilmi olan nermelerden bir sonuca

ulama ilemi; karsama. 3. Bu ilemin sonucu; karsama, (1935). 4. dbl. retici dilbilgisinde, cm lenin bir esini baa veya sona koymak iin nor mal yerinden almaya dayanan dntrm,
k a rn m a k , [kar-n-mak j^ .y b -] {eAT} edil. f . [-

jjS" Ai^] {eAT}

gsz. b. f i [- r] kmaya almak; kmaya bak mak. [YE] k ak , - [k-ak] is. 1 . k yeri; kaynak; mahre. 2 . dbl. Ses yolundaki organlardan birinin kapanma s, daralmas gibi hareketlerle sesin meydana geldi i yer; boumlanma noktas; mahre. 3. {az} Kaynak; memba. [DS] 4. {az} Tahta ya da tada, aacn ortadan kenara doru uzanan byme izgi si. [DS] 5. {az} Ahrdaki su ve gbreyi dar akt makta kullanlan delik. [DS] k ak o y m ak , [k-mak+koy-mak] {az} g s z .f. [ - a ] kagelmek. [DS] k al, [? kal] {az} is. Havu. [DS] k a la m a k , [k--la-mak > ka-la-mak] {az} gl. f i [ - r ] [-l()-y o r] knlamak; bohalamak. [DS] k a n 1, [k-an] sf. 1. kma eylemini yapan. 2. (Ik, dalga, parack iin) bir ortam geerek terk eden. k an 2, [kan] {eT} is. Yeen; kuzen; teyzezade; hala veya teyze olu. [DLT] [ETY] [Gabain] [Tekin] k a n J, [in. chiang-chn] {eT} is. Bir unvan. [ETY] kana, [? kana] {az} is. Kz kardeinin ocuu; yeen. [DS] kanu, [kan-u] {az} is. Eski kaynbirader. [DS] kannak, [k-an-mak] {eT} edil. f . [-u r ] 1. i nenmek; ayaklar altnda inenmek. 2. Saknmak, ekinmek; korkmak; gerilemek. [Nevy] k a r1 [k-ar] is. 1. Bir kiinin yararna olan ey; , menfaat, (1935). 2. Bir kiinin yalnz kendine yarar salayan ey. 3. {az} Hedefe gtren; sonu ver diriri; are; yol. [DS] 4. sf. Yararl; uygun; iyi so nu veren. S karm a bakm ak, K en din den ve

] karlmak,
k arn lm ak , [k-ar-n-l-mak j/J^ i*-] {eAT} edil.

f . [ -r ] karlmak,
k ar, [k-ar-] is. karma eylemi veya biimi, k arl, [k-ar-l] {az} sf. inde yabanc madde

bulunan; kark. [DS]


k a r m a 1, [k-ar-ma] is. 1. kma iini yaptrma ey lemi. 2 . as. Dman topraklarnda nemli bir yeri

ele geirerek oraya asker, ara, silah ve mhimmat yerletirme harekt. 3 . mat. Aritmetikte drt temel ilemden kincisi; toplamann ters ilemi. 4 . tp. Organizmada mevcut zararl bir maddeyi veya a rl ve yararndan ok salk iin zarar bulunan bir organ alma ilemi. 5 . Sindirim veya metabolizma sonucu ortaya kan deiik maddeleri dar atma ilemi. S k a rm a iareti, M atem atikte karm a ilem inin y a p la ca n belirten ( ia reti; eksi. ) k a rm a 2, [k-ar-ma] {az} is. Balkon. [DS] k a rm a 3, [k-ar-ma] {az} is. 1. Kz gelin etme. 2. fo lk . Dn ve nian srasnda kar tarafn yaknla rna karlkl olarak gnderilen hediye. [DS] karm ak, [eT. k-mak > k-ar-mak
[-r]

j% r] g l. f

1. Bir eyin kmasn salamak; ierden da rya hareket ettirmek. 2. Gizli veya rtl bir eyi grnmesi iin ortaya koymak. 3. Bir eyi bulun duu yerden dar almak. 4. Bir kiiyi iinden veya bulunduu topluluktan dar atmak. 5, Bir eyi bulunduu yerden daha yksek olan bir yere g trmek; ykseltmek; {eAT} (ayn). 6. Darya uzat mak. 7. Aklk yere gtrmek. 8. Ayrmak; atmak.

IK 9. Sahnede ve televizyonda grnmesini salamak. 10. Giyecekleri vcuttan zerinden syrp atmak; soyunmak. 11. Birini veya bir eyi tanmak; anla mak; kavramak; bulmak; bilmek. 12. Birinin gizli kalmas gereken eylerini aa vurmak; ak et mek; aikr etmek. 13. m ecaz. Elde etmek. 14. Ulatrmak; eritirmek 15. ok holanmak. 16. Ge imini salamak; ihtiyalarm karlayabilmek. 17. fkesini veya kinini bakasna yneltmek; intikam almak. 18. Yaymlatmak; neretmek. 19. m ecaz. Vermek. 20. Vcutta sivilce ve yaralar kmasna sebep olan bir hastala tutulmak. 21. Bir ksmn atmak; elemeye tabi tutmak; gereksiz grlen ey leri almamak; brakmak; silmek; yok etmek. 22. Bir kiiyi bilinen zelliklerinden uzaklatrmak. 23. Derinde bulunan su, kmr, petrol ve maden gibi *- maddelerin yeryzne kmasn salamak; elde etmek. 24. mat. nc bir say elde etmek iin bir saydan baka bir sayy eksiltmek. 25. (Kir ve leke iin) yok etmek; temizlemek. 26. Haberci gnder mek. 27. Ses, k ve s yaymak. 28. Birini, bir eyi veya bir olay unutmak; akimdan gitmek; zihnin den silmek. 29. Bir mzik parasnn melodisini almay baarmak. 30. as. Bir lkeye veya adaya, kyya asker birlik, ara gere ve mhimmat gt rp yerletirmek. 31. Bir eyi ykseltmek. 32. Bir eyin kopyasn veya rneini oaltmak. 33. Biri nin para harcamasna sebep olmak. 34. Bir eyi belli bir paraya mal etmek. 35. Aklamak, syle mek; gizlilii kaldrmak. 36. Doruluktan sapt mak. 37. Eitmek, yetitirmek; mezun etmek. 38. Kusmak. 39. Bir kavgaya, tartmaya veya savaa sebep olmak; byle bir eyi balatmak. 40. Dedi kodu, sylenti gibi eylerin yaylmasna sebep ol mak. 41. Sonunu getirmek; bir ii bitirmek, {az} (ayn) [DS] 42. retmek; imal etmek; tamir etmek; yapmak. 43. icat etmek. 44. Piyasaya srmek. 45. Birine bir niteliin yklenmesine sebep olmak. 46. (Kanun, ynetmelik, emir iin) dzenlemek, yayn lamak; kararlatrmak; yapmak. 47. Bir kimseye yiyecek, iecek sunmak. 48. Organizmada bulunan bir eyi dar atmak. 49. (Belirtilen zaman ya da sre iin) yaamak; ermek. 50. {az} Resim yap mak. [DS] S karm ak etmek, {eA T} karm ak is tem ek; ek m ek istem ek. karm, [kar-mak > kar-m] is. argo. Bir erke in genelevden karp evlendii ya da metres edindii kadm. karsam a, [k-ar-sa-ma] is. man. Doru kabul edilen bir nermeden dnce yoluyla yeni bir ner me elde etme; intikal, (1942). karsz, [k-ar-sz] sf. 1. Belli bir kara dayanma yan. 2. zf. Bir kar gzetmeden, kart, [k-ar-t] {az} is. Y er elmas. [DS] kart, [kar-t] is. 1. Organizmadan dar atlan

1 M I M J M .9 5 8 maddeler. 2. nsan ve hayvanlarn dar attklar artk maddeler; dk; sidik; ter. kartc, [kar-t-c] is. fo t . Mavi, yeil ve krmzya duyarl st ste konmu tabakadan meydana gelen fotoraf filmi kullanma esas ve buna dayal fotoraf ekme ilemi, kartlm a, [kar-t-l-ma] is. kartlmak eylemi, kartlm ak, [kar-t-l-mak] edil. f . [-r ] 3. kart mak eylemi yaplmak. 2. Hakknda kartma ilemi uygulanmak. kartm a, [kar-t-ma] is. 1. karma iini yaptrma eylemi. 2. Kt, cam, porselen gibi maddelerin zerine resim geirme ilemi. 3. Bu yntemle ya plm resim. 4. {az} Balkon. [DS] 5. {az} ze rinde tahl kurutmak iin eve bitiik olarak yaplan meyilli tavan. [DS] 6. sf. Bir knt, kma meyda na getiren. 7. karlm olan; karlp atlan. 8. {az} Terbiyesiz. [DS] kartm a, [kar-t-ma] {az} is. Karann denize doru uzanan ksm; burun. [DS] kartm ak, [kar-mak > kar-t-mak] gl. f . [-r ] karma eylemini baka birisine yaptrmak, katurm ak, [k-malc + tur-mak gsz. b . f [-u r] kmakta olmak, kavarm ak, [k-mak+var-mak -s-] {eAT} gsz. b .f . [-u r ] Anszn gitmek; habersizce varmak; kagelmek, kcanl, [k+can-l] {az} sf. Aceleci. [DS] kcanlk, - [k+can-lk / k+can-l-lk] {az} is. Acelecilik. [DS] kcanllk, - [k+can-l-lk] {az} is. Sabrszlk. [DS] kka, [k (yans.) > k+k-a] {az} is. 1. Doku ma tezghlarnda ayakaklar ile gcleri aa yu kar hareket ettiren makaralar. 2. Yoyo denilen oyuncak. [DS] kan, [k-gan] {az} sf. (Ayak, bilek, kol iin) kk. [DS] k, [eT. -mak (drm ek, toparlam ak) > k- {az} is. 1. kn; kk boha; {OsT} (ayn). 2. B yk dm. 3. Sofra bezi. 4. Nian treni. 5. m e caz. Trban. [DS] kc, [k-c] is. 1. Dkm srasnda kalp ile d km ergimi dkm malzemesi arasnda kalan ha va veya oluan gazlarn boaltlmas iin braklan kk delik. 2. sf. kan, ykselen. S kc a ra lk, mz. lk se si p es , ikinci s e si tiz olan aralk. | | kc dizi, mz. S esleri p e ten tize doru sralan an dizi. | kc ezgi, mz. P eten tize doru seyreden | ezgi. | kc m akam , mz. Seyri d u rak p erd esin d en | v eya dolay larn d an ba la y an m akam . kk, - [k-mak > k-k] sf. 1. Normal hizasnda olmayp dar doru taknlk yapan; kntl. 2. Bedende normal yzeylerden daha fazla knt ya *>-] {eAT}

o lu ra iitE m

u it.

959

IK

pan. 3. tp. (Organ iin) kemii yerinden oynam. 4. {azj Normal olmayan; uursuz; netameli. [DS] 5. is. Kemiklerin eklem yzeylerinin birbirinden ayrlmas. 6. {az} Kirli amar. [DS] kk, [kk-] is. Krklar, kklar ve burkulma lar tedavi etmekte ustalam ve bunu meslek edinmi kimse; snk; krk, kklk, - [kk--lk] is. kknn yapt i veya meslei. kl1, [ (yans.) > k-l / akl / al] {az} is. Kk ta paralar. [DS] S kl kl, {az} a ltl s e s le r k a ra ra k . [DS] kl2, [-mak > -l] {az} sf. 1. Dml. 2. K a rk. [DS] kl3, [k (yans.) > k-l] {az} is. Vcutta meyda na gelen kabarcklar. [DS] kl, [eT. -mak > k-l] sf. 1. Dml. 2. Ka rk. klama, [k-la-ma] is. k durumuna getirmek ii. klam ak1, [-mak > k--la-mak] gl. f . f - r ] [l()-yor] 1. Bir eyi kn yapmak; kn iine koy mak. 2. {az} Bohalamak; kn yapmak. [DS] 3. m ecaz. (Ba iin) iyice sarmak; rtmek; skca ba lamak; trban takmak. klamak2, [k (yans.) > k-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] (Tavuk, ku vb. iin) kielemek; kovalamak. [DS] klanma, [k-la-n-ma] is. kn durumuna getiril mek ii. klanmak, [k-la-n-mak] edil. f . [ -r ] kn duru muna getirilmek; kn iine konulmak, klma, [k-mak > k-l-ma] is. kma iinin ya plmas eylemi, klmak, [k-mak > k-l-mak] edil. f . [ -r ] 1. k ma eylemi yaplmak; darya uranmak. {eT} (ayn) [DLT] 2. (Kat, balkon vb.) ina edilmek; yaplmak. km 1, [k-mak > k-m] sf. 1. (Ekin bime, ift srme iin) bir defada tarlann bir ucundan br ucuna kadar gidilebilecek genilikte olan. 2. is. Ev lek; bir ekimlik yer. km2, [k-mak > k-m] {az} is. rn. [DS] km3, [-mak > k-m] {az} is. kn; boha. [DS] kmsz1, [km-sz] {az} sf. Verimsiz. [DS] kmsz2, [km-sz] {az} sf. (Kii iin) sznde durmayan. [DS] kn, [eT. -mak (toplam ak, drm ek) > lc-n] is. ine konan eyi rtecek ekilde apraz ular birbi ri stne getirip balanan byke mendil, boha cinsi bir bez. S kn etmek, B ir ey i kn iin e koyup b a la m a k ; kn y a p m a k ; knlam ak. kndrk, - [Far. ukundur => kndrk] {az} is. 1. Pancar. 2. Paz kk. [DS]

knlama, [km-la-ma] is. kn yapma eylemi, knlamak, [km-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()-y o r] Bir eyi kn iine koyup balamak; kn etmek. knt1 [k-mak > k-mt] is. 1. Dz bir yzeyden , dar kan tmsek ya da uzant. 2. Yazda satrla rn dna yaplan ekleme veya dzeltme. 3. Bir binann balkon gibi da taan unsurlar; balkon. {az} (ayn) [DS] 4. Dkm yaplm bir makine parasnn baka bir paraya eklenmesi iin yapl m eklenti. 5. argo. Sigara. 6. (Kii iin) davran lar ile evresindekilere rahatszlk veren. knt2, [k-nt] {az} is. Fayda; kr. [DS] knt3, [k-nt] {az} is. 1. Sr iinde ie yara mayan koyun. 2. Kirli amar; kirlendii iin ka rlan amar. 3. e yaramayan eya. [DS] 4. sf. e yaramaz; eski, kmtck, - [kmt-ck] is. zool. Baz kavkl canllarn kavksnn yzeyinde iki izgi ile snr lanm kk knt, kntl, [k-mt-l] sf. knts olan, kntsz, [k-mt-sz] sf. knts olmayan, kr, [kr (yans.)] is. Birbirine srten metal veya kat cisimlerin kard ses. fi1 kr kr, kr s e sler i ka ra ra k. kranck, - [k (yans.) > kr-a-n-ck] {az} is. Bir eit tahterevalli. [DS] krcak, - [kr-cak] {az} is. Tarlalarda, hayvan larn gemesine yarayan kap. [DS] krk, - [kr-k / k()-r-k] is. -* krk. k1 [k- j > ] {eT} {az} is. kar; menfaat. , [DLT] [KB] [DS] 0 k etmemek, {eAT} K azan e ld e ed em em ek; k r edem em ek. k2, [k-] is. 1. kma eylemi ve biimi. 2. Ha reket; gidi; azimet. 3. Bir yerden kmak iin kul lanlan kap veya geit; klacak yer. 4. kma zaman; i veya okul bitimi. 5. Beklenmedik bir zamanda, araya girerek yaplan sert konuma. 6. Yoku; trman. 7. havc. Havaclkta pilotlarn uua gitmeleri; uu yapmalar; sorti. 8. spor. Yal grete pehlivanlarn tutumadan nce seyir cilere doru alm yaparak yrmeleri. 9. spor. Ve rilen bir iaretle yara balamak; depar. 10. gnl. Ykselme; ilerleme. 11. Bir yerden ya da iten ay rlma ilemi ve bununla ilgili belge, fi1 k al m ak, ten ayrlm ak. | k belgesi, 1. B ir okulu | bitiren lere dip lom a y erin e verilen g e ic i m ezuniyet belgesi. 2. B ir m aln lke dn a k iznini g s te ren b e lg e .| k eylemek, {eAT} Sert s z le rle s a l | d rm ak; a z a rlam a k .| k hakemi, spor. Yarn | k u ra lla ra uygun b alay p balam adn den etleyen hakem . | k kaps, B in ala rd a d a r km ay | sa lay an veya s a d e c e bu i iin ayrlm olan kap.\\ k noktas, 1. B ir e y e ba la n a n yer. 2. B ir g r veya dn ceye tem el alnan olay, durum veya a n a fikir.\\ k vermek, E lin e b ir b e lg e vere-

IK

I I CES . M M M
kl1, [k-l] {az} sf. 1. Sade; saf; ar; katksz; yalnz. 2. Tamamen; hep; tm. [DS] kl2, [k-l] {az} is. 1. ember (oyuncak). 2. Ekmek piirmekte kullanlan sacn stne konulan demir ember. [DS] klk, - [t-lk > k-lk] {az} is. 1. itlembik meyvesi; tlk. 2. Hindiba. [DS] km a, [k-ma <uJL=-] is. 1. Darya doru tama, gitme, ynelme veya frlama eylemi. 2. Binalarda darya doru yaplm kntl blme; balkon; cumba. {eAT} {az} (ayn) [DS] 3. {az} Bir binann yanma ek olarak yaplan ksm. [DS] 4. Hamam havlusu veya kurulanma takm. 5. Yazl bir say fann kenarna eklenmi konu ile ilgili not; derke nar. 6. {az} Merdiven. [DS] 7. Kirli amar. 8. {az} Bir odann iinden geilerek merdivenle k lan oda. [DS] 9. {az} Sedir. [DS] 10. {az} Yara. [DS] 11. {az} Kna yaklrken ellere, ayaklara bir takm naklar karmak iin kullanlan oyulmu muamba. [DS] 12. tar. mparatorluk dneminde, acemi oca ile ocak dndaki hizmetlerde bulu nanlardan yenieri ocana alnmalar hlinde yap lan kayt ve kabul ilemi. 13. tar. Saray hizmetle rinde bulunanlarn darda grevlendirilmeleri. 14. tar. Saray mensuplarnn bir daireden dier daireye ya da bir odadan dier odaya nakledilmeleri ilemi. 15. sf. Dar tam, knt yapm olan. S kma ba, tar. S a ra y g rev lilerin in sa ltan at d e iik likle ri sra sn d a sa ra y d hizm ette en y k sek r tbe ve y a m em uriyet ile g rev len d irilen lerin e verilen unvan. | km a durum u, dbl. sim ve isim soyundan | b ir kelim en in an lam n da k g steren durum ; den hli. | km a kule, mim. K a le b ed en leri zerine | bin dirm e u sulle d a ry a d oru takn o la r a k y a p lan k k k u lelere verilen a d .| km a su, {az} | K a y n a k suyu. [DS] km ak1 [ta-k-mak > *t-k-mak [EREN] > k , mak j * ^ ] gsz. fi. [ - a r ] 1. Bir yerden, bir yerin iinden dar varmak. {eT} (ayn): E vden ktlar. 2. Frlamak; kopmak. K a n ca ividen kt. 3. (Kapal yerde veya rtl, gizli olan eyler iin) grnr olmak. Yalan o rtay a kt. 4. Bir okulu bitirmek; mezun olmak. niversiteden 1960 d a kt. 5. (Bir yerden, iten) ayrlmak; uzaklamak; ilgisini kes mek; istifa etmek. S zlem e s rem i doldu ru n ca bu radan d a kacam . 6. (Hapishane vb. yer iin) sresini doldurup serbest kalmak. Tam on y l so n ra kt. 7. Baka bir eyden meydana gelmek. k i hid rojen b ir oksijen d en su kar. 8. (Kuma vb. iin) yetmek; yetimek; yaplabilmek; yeterli gelmek. B undan b ir elb is e k a r m bilmem . 9. Eksilmek; azalmak; indirilmek. B orcu n birazn km lar. 10. Yksekteki bir yere varmak; ykselmek; trman mak. B iz d a a kacaz. 11. (Yap ve bina iin) yaplmak; bina edilmek; ykselmek. nc kat

r e k iten veya oku ldan u zaklatrm ak,| k yap | m ak, B ir tartm ada kart d n cede o la n la r y en m e k iin se rt konum ak. | k yolu, z m e gt | r e c e k y o l veya teknik. k3, [k-] {az} is. rn. [DS] kk, - [k--k] {az} is. Deime; takas. [DS] t3 kk yapm ak, {az} D eim ek. [DS] kl, [k--l] sf. 1. Bir okulu bitirmi olan. 2. Bi tirdii okuldan k belgesi alm bulunan. 3. Bir i yerinden k belgesi verilerek kovulmu bulu nan. klk, - [lc--lk] {az} is. Gelin olacak kza, ailesi tarafndan yaplan elbise. [DS] kma, [k--ma] is. 1. Yeterli olmak eylemi. 2. Azarlamak eylemi. km ak1, [k--mak , ^ - i r ] ite, f i [-u r ] 1. {eT} kmakta yardm ve yar etmek; birlikte kmak. [DLT] 2. {az} Hesaplama sonucu uzlamak. [DS] 3. {eAT} d n l.f. Baa kmak. kmak2, [eT. k--mak] dnl. fi. [- r ] Yeterli miktarda olmak; bu miktara ulamak; kfi gelmek. kmak3, [k--mak] dnl. f i [-r ] Birini sert sz lerle azarlamak; uyarmak, kta, [ (yans.) > k-()-a > kta] {az} is. Hayvanlar yrtmek iin kullanlan ucu ivili tahta. [DS] ktrm a, [k--tr-ma] is. Gereken miktara ula masn salama eylemi, ktrm ak, [k--tr-mak] gl. fi. [-r ] Gereken miktara ulamasn salamak; tamamlamak. kt1, -d [k-t] is. 1. k yeri; kaynak; mahre. 2. dbl. Ses yolundaki organlardan birinin kapanmas, daralmas gibi hareketlerle sesin meydana geldii yer; boumlanma noktas; mahre. kt2, -d [k-t]
{az}is.

rn. [DS]

kt3, -d [k-t] {az}is. Un yapmak iin deirme ne getirilen budaydan tlemeyecek derecede kalan artklar. [DS] kt4, -d [k-t] {az}is. Kirli amar. [DS] ktlk, - [k-t-lk] {az}is. fo lk . 1. Gelin olacak kza ailesi tarafndan yaplan elbise. 2. Evlenme srasnda kz tarafnn istedii para. [DS] kkr, [k (yans.) > k-kr] {az} is. Aa gvde sinden oyulmu su kab. [DS] kla1, [ak (tam) > k4 > k-la] {az} zf. 1. Tama men; bsbtn. 2. sf. Ar; saf; yalnz. 3. Tpk; ay n. [DS] kla2, [Yun. tsihla (ard kuu)] is. Civcivle pili aras byklkte tavuk yavrusu. kla3, [Mac. cilga => clga > kla] {az} is. Tal yol. [DS] klamak, [k-la-mak] {az} gsz. f i [-r ] [-l()-y o r] (Topraa atlan tohum iin) imlenmeye balamak; atlamak. [DS]

I lir iB S M

. 9 6 1

IK
lm dan d a h a y en i kt. 53. Belli bir ama iin bir yere gitmek. alm aya kt. 54. Resm bir ma kamdan, mahkemeden izin, karar almak. K a y m a kam dan izin kt. 55. Bir eye kaynaklk etmek ve bu kaynaktan gelmek. Bu olay d an iyi bir hikye kar. 56. Ticari bir iliki sonunda yaplan hesap lamada borlu veya alacakl olduu anlalmak. 57. (Haber iin) ulamak; duyulmak; gelmek. Dn lm h a b er i kt. 58. Duygusal ynden kz-erkek arkadal kurmak; flrt etmek. 59. (Akraba, hem ehri) olduu anlalmak. 60. Bir engel ile kar lamak. im di d e bu sknt kt. 61. mat. Bir say baka bir saydan eksilmek. 62. (Kir, boya vb. iin) yok olmak; temizlenmek; gitmek; arnmak. 63. (Bir skntdan, kazadan, hastalktan) kurtulmak. 64. (Yeni bir rn iin) piyasaya srlmek. 65. (Haber ve yaz iin) gazetede baslmak; yaynlanmak; te levizyon ve radyoda yaynlanmak. 66. Oyunu terk etmek; brakmak. 67. Bir eyin snrlar dna ta mak; yetkisinin stnde i yapmak. 68. Dzen ve tertibi bozulmak. 69. {az} Oyunda kazanmak. [DS] 70. (Giyecek) syrlmak, ayrlmak. 71. Yapl mak; yrtlmek. B iz d a h a o k i kardk. 72. nceleme aratrma sonucunda bulunmak. K an n d a e k e r km . 73. Bir yere varmak; ulamak. Bu s o k a k sizin aradn z m eydan a kar. 74. Kar gelebilmek; rakip olmak. 75. {eAT} Ulamak; erimek; bir sonuca sebep olmak; mncer olmak. "... geyikler... aslan n iinin n eye ktn so rd u lar. (Kelile ve Dimne) 76. {eAT} Vazgemek. 77. (Erkek hayvan iin) diisi ile iftlemek. 78. gl. f. argo. Vermek. 79. (Yol, k yeri vb. iin) ierden dar kmak. K yden erken ktlar. 80. Aadan yukar trmanmak, ykselmek. Srt kn ca y o l d zelir. 0 kmalu olmak, {eAT} km ak zere bu lunm ak]| kt dokuza, inmez sekize. K a ra rn d a a y a k d irer; vazgem ez.| ksavuz gerek, {eAT} 1. | km alyz. 2. kacaz. km ak2, [k-mak / T-mak] (:km ak) {eT} gl. f . [a r ] ekerek balamak; bomak; klamak; kn yapmak. [DLT] km ak3, [ > -k-mak] {eT} gsz. f. [ - a r ] Nemlen mek. [DLT] kmaklk, - [k-mak-lk] is. kma durumunda olma. kmal, [k-ma-l] sf. lana durumunda olan. 0 kmal tam lam a, dbl. Tam layan km a duru munda, tam lanan d a nc kii iy elik ek i alan tamlama,\\ kmal tmle, dbl. F iilin anlam m tam am layan ve km a durum unda olan d olayl tmle. km az, [k-maz] sf. 1. Sonu kapal olan; devam etmeyen; k yeri olmayan; hibir yere ulama yan. 2. m ecaz. zmsz; zme ulamayan; zm yolu bulunamayan, S km aza girmek, (

d a ktlar. 12. Bir evden baka bir eve tanmak. B a b a evini b rakp k ira y a ktlar. 13. Birinin an sna, talihine dmek. B a n a d a suyun kysndaki b a h e kt. 14. (Tahminler, varsaymlar) gerek lemek; sylenenlerin gerek olduu anlalmak; dorulanmak. D ed ikleri aynen kt. 15. Gitmek, yola koyulmak. Y ola akam ktlar. 16. Kapal bir ey aldnda birdenbire grnvermek; Ortalkta grlvermek. P aketten oyu n cak ay kt. 17. Elde edilmek; sonu olarak meydana gelmek; salan mak. ka k a b ir k ile un kt. 18. Belirli bir fiya ta mal olmak; (o kadar) bedel denmek. K endim rey im dedim a m a b a n a p a h a ly a kt. 19. Sahne de oynamak; rol almak; bir tipi canlandrmak; tele vizyonda grnmek. lk d e fa oku l m sam erelerin de sa h n ey e kt. 20. Varmak, ulamak; sonulanmak. Bu y o l b a a rsz l a kar. 21. (Denizden) karaya ayak basmak; kyya varmak. Atatrk, 19 M ays 1 9 1 9 'da S am su n a kt. 22. Rtbe ve makamca daha st birinin yanna varmak. D oru kay m akam a kt. 23. (Boya iin) bulamak; gemek. R esim ler sayfan n k arsn a km . 24. (Sylenti ve haber iin) duyulmak; yaylmak. Gn g em ed en a d kt. 25. Bir yere doru gitmek; bulunulan yerden uzak lamak. K aym akam b e y le r k y ler e ktlar. 26. So kaa gitmek. 21. (zellik ve nitelik iin) anlal mak. Y alanc kt. 28. (Yangn, sava, salgn has talk vb. iin) meydana gelmek; olmak. 29. (Kemik iin) eklem yerinden ayrlmak; yerinden kaymak. G reirken kolu kt. 30. Dikkati ekecek kadar grnr hle gelmek. 31. (Deri zerinde) yara, ban veya sivilce olmak. 32. Bulunmak. K aybettim san d sa a ti ev d e kt. 33. (Gazete, dergi, kitap) baslmak; yaynlanmak; datma sunulmak. 34. cat edilmek; imal edilmek; retilmek. Yeni b ir te m izlik rn km . 35. (Sakal, byk, ty, bitki iin) bitmek. 36. (zin, terfi, maa, emir) verilmek; denmesi, verilmesi, yaplmas iin emir yazs gelmek. 37. (Mevsim, ay, hafta iin) bitmek; sona ermek. 38. (Meyve, sebze iin) turfanda olarak ilk defa pazara getirilmek. 39. (Fiyat) ykselmek. 40. (Vcut ss'; atei) ykselmek. 41. (Ses iin) du yulmak; ykselmek; barmak, 42. Kk ve b yk abdest iin tuvalete gitmek. 43. (Renk, boya iin) solmak; kaybolmak; yok olmak. 44. Hatrda kalmamak; zihinden silinmek; akldan gitmek; unutmak. 45. (Ay, gne, yldz iin) domak; yk selmek. Ay kt. 46. Ortalkta grnmek; dola mak; peyda olrtak. B u y a b a n c d a n ered en kt? 47. skambilde koz oynamak. 48. m ecaz. Para har camak zorunda kalmak; cebinden para vermek; demek. 49. (Duman, koku, su) szmak, yaylmak. 50. Gitmekte olduu yolu brakmak; sapmak; sy rlmak. 51. Bir durumla ilgili nitelikleri kaybetmek. Yol, y o l olm aktan km . 52. Bir dnemi veya problemi geride brakmak. lke ek o n o m ik buna

IK

I H K

S ZL K . 9 5 2

iin) zm lenem ez, iinden klam az durum al- krksz, [krk-sz] sf. kr olmayan, m ak. | km aza sokmak, (I, durum vb. iin) olum krncak, - [k()r-m-cak] {az} is. ocuklar [ suz tutumlar yznden y a p lm as g durum a d yrmeye altrmak iin kullanlan tekerlekli rm ek; yaplam az, z m len em ez h le getirm ek. | | araba. [DS] km az ayn son aram bas, Yaplm as h ibir krnka, -c [k()r-m-ga] {az} is. -* krncak. zam an mmkn olm ayan iler iin sylen en s z d e [DS] zam an. | kmaz sokak, leriy e devam etm eyen, | krm ak, [eT. akr-malc> ak()r--mak > kr-n bin a la r veya a r s a ile k a p a l so k a k ; irim. mak] {eT} ite, f . 1. Hep birlikte bir eyin ortaya km, [k-m] {az} is. Kirli amar. [DS] kmas, anlalmas iin almak; karmakta yar dm ve yar etmek. [DLT] 2. Birbirinin hrszlk vb. kra, [ (hasr otu) > k-ra ?] is. Dere ve su eylerini ortaya karmak, kenarlarndaki sk ve birbirine girmi allar; trak. krack, - [k (yans.) > k-()r-a-ck] {az} is. Dnme dolap. [DS] kralk, - [e l . (hasr otu) > kra-lk] is. Sk allarla kapl olan yer. kram ak, [k (yans.) > k-()r--mak] (kra:m ak) {eT} gsz. f . 1. (Di, kap vb. iin) gcrdamak. [Gabain] [EUTS] 2. Kzgnlk ya da dmanlkla bi rine barmak. [DLT] kranck, - [k-()r-an-ck] {az} is. Atl karnca. [DS] kram ak, [k (yans.) > k-()r-a--mak ite, f. 1. {eT} (Di, kalem, kap vb. iin) oka gcrdamak; ckrdamak. [DLT] 2. {eATf dnl. f . Fokurdamak. kratm ak, [k (yans.) > k-()r-a-t-mak] {eT} gl. f . [-u r] (Di, kap, kalem vb. iin) gcrdatmak. [DLT] [EUTS] krcak, [-mak (drmek, ba lam ak ) > g()r- > kr-cak {OsT} is. 1. krk. 2. {az} Yn ve ul dokumalarnda kullanlan bir motif ad. [DS] krk, - [eT. *-r-mak > r / -()r-k / k()r-k] is. 1. {eT} Deirmen, dolap gibi eylerin dnen blm. [DLT] 2. in daha ok ve hzl dnmesini salayacak ekilde elle evrilir bir kol, bu kola bal geni bir silindir ve bu silindir ile i arasnda dnme hareketini salayan kaytan ibaret bir iplik bkme arac. {eT} (ayn) [DLT] 3. {eT} Ma kara. [DLT] 4. {eT} Daire; felek. [DLT] 5. Kuyudan su ekmekte kullanlan, elle evrilen bir silindir zerine ipin sarlmas ile ipini ksaltarak kovay yukar eken ara. 6 .fz . Ar bir ykn kaldrlma snda kullanlan, elle evrilen kolun uzunluundan daha kk apl bir silindir zerine yk tayan halatn sarlmas esasna dayanan bir tr mekanik ara. 7. Kuyumcularn altn tel sardklar makara. 8. {az} Pamuklan ekirdekten ayrmaya yarayan ve elle altrlan bir ara. [DS] 9. {az} ocuklar yrmeye altrmak iin kullanlan tekerlekli araba. [DS] krk, [krk-] is. krk yapp satan kimse, krklk, - [krk--lk] is. 1. krk yapma ve satma ii. 2. krknn meslei, krkl, [krk-l] sf. kr olan. ksam ak, [k-sa-mak j * i?-\ gsz. f . [- r ] kmak istemek. S ksavuz gerek, {eA T} km am z gerek. ksingir, [eT. k (tam am en) + sinir] (ksinir) {az} sf. (Kii iin) zayf fakat gl. [DS] ka, [ (yans.) > k()-a-] {az} is. -* ka. 5 1 ka alm ak, {az} Yoyo denilen oyuncakla oynamak. [DS] ka, [ (yans.) > -()-a- / ka / ^ {OsT} is. 1. k k ses karan ocuk oyunca. 2. Yoyo. kau, [ (yans.) > -()-a-u / ka] (e AT} is. -* ka. kam ak, [eT. caha-mak] {az} gsz. f . [-r][-()y o r ] Gevemek; ek yerleri birbirinden ayrlmak; eskimek. [DS] kt, [k-t] is. 1. Bir retim sonucu ortaya kan rn. 2. bsy. Bir veri ilem sisteminden darya verilen bilgi; ilem ve hesap sonucu. 3. matb. Bask ncesi dzeltme yapmak zere alman rnek. k tu rm ak 1 [k-mak1 > k-tur-mak] {eT} gl. f . [, ur] kartmak. [DLT] kturm ak2, [k-mak3 > k-tur-mak] {eT} gl. f . [u r] Islak bir yere koymak; slatmak. [DLT] ku, [k (yans.) > k-u] {eT} is. la olarak kullan lan bir ta. [EUTS] kupken, [k-up+i-ken] {eAT} zf. km iken. -il1, [-cl / -cil / -il / -il / -cul / -cl / -ul / -l] yap. e. -* cl. -2, [-cl / -il /-il / -ul / -l] yap. e. simden isim treten ek. Benzerlik, yaknlk, beneklilik gibi te mel renkten farkl renkleri belirten sfatlar yapar: akl, krl, gk l. il, [ar / r /ir / r / ur / r (yans)] is. Su ve benzeri akkan maddelerin dkln anlatan kk. [Zlfkar] l-l-an la, [-l-mak > -l] (ila :) {eT} is. Krda yayl makta bulunan atn ya gbresi. [DLT] lak, - [ > -la-k] {az} is. ocuklarn kuru saplarn mzrak olarak kullandklar bitkisi, (D ipsacu s laciniatus). [DS] lam ak 1 [l-l-mak / i-le-mek] ( :la :m a k ) gl. f . , [ - r ] [-l()-y o r] 1. {eT} Islatmak; nemlendirmek.

. 963
ld2, [ld (yans.)] is. Suyun azar azar akn anlatan kk. [Zlfkar] ld-r-a-m ak, ld-r-t ld3, [ld / ild (yans.)] is. Ik sama, parlama ve bu biimde bak anlatan kk. [Zlfkar] ld-r-dam ak, ld -r ldr, ld -r-k ldamak, [l-da-mak / al-da-mak / lramak] {eT} gsz. f . [-r ] ldr ldr ses karmak; ldramak. [DLT] ldr , [ld (yans.) > ld-r] is. al, ot, p gibi eylerin arasndan geerken veya rzgr estiinde kardklar sesi anlatan yansmal gvde; ldrt; trt. S ldr ldr, 1. tr tr s e s le r k a r a r a k ., 2. {az} (Kutu iin deki dm e, kib rit vb. iin) b irb irin e a rp m a sonu cu s e s ka ra ra k. [DS] ldr2, [ld (yans.) > ld-r] is. Ik sama, parlama ve bu biimde bak anlatan yansmal gvde, fi1 ldr ldr, {az} (G z iin) canl ve p a r la k bir biim de. [DS] ldr3, [? ldr] {az} is. Dn. [DS] ldr4, [? ldr] {az} is. Abla. [DS] ldr5, [ld-r] {az} is. Kabuu soyulmu ceviz ii. [DS] ldr6, [el-mek > el-dir > ldr] {az} is. elik omak oyununda eliin dikilme biimi. [DS] ldram ak', [ld (yans.) > ld-r-a-mak {eAT} gsz. f . [-r ] [r()-y or] 1. ldrtl sesler karmak. 2. {az} (Aa dallar, al vb. iin) hafif esen rzgrla ses vermek. [DS] 3. {az} (Deve veya koyun an iin) ses karmak. [DS] ldram ak, [ld (yans.) > ld-r-a-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-r()-y o r] (Su iin) rldayarak ak mak. [DS] ldram ak3, [ld (yans.) > ld-r-a-mak] {eAT} gsz. f . [ - r ] [-r()-y o r] Parlamak; lamak; k samak. ldrasya, [ldr-mak > l-dr-as-y-a] zf. 1. ld racak gibi. 2. Pek ok; ar, ldrayaz, [ld-r+ayaz] {az} is. Dondurucu k so uu; kuru souk. [DS] ldrdam ak1 [ld-r-da-mak] {az} gsz. f. [ - r ] [, d ()-y or] (Aa dallar, al vb. iin) hafif eser rz grla ses karmak; ldrtl ses karmak. [DS] ldrdam ak2, [ld-r-da-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [d ()-y or] (Soba iin) ate yanmaya balamak. [DS] ldrdam ak3, [ld-r-da-mak] {az} gsz. f . [ - r [d ()-y or] (Kapl bir yerdeki kk nesneler iin) birbirine arparak ses karmak. [DS] ldrge, -ci [ld-r-ge] {az} is. Gece ay nda oynanan bir oyun. [DS] ldrg, [ld-r-g] {az} sf. Zayf; gsz. [DS] ldrh, [ld-r-k > ldrh] {az} is. Tututurmada kullanlan abuk yanabilecek ince odun paralar. [DS] ldrk1, - [ld (yans.) > ld-r-k] {az} is. 1. abuk yanabilen ince aa paralan. 2. Pamuk at

lam ak2, [k4 > -la-mak] {az} gsz. f . [- r [-l()y o r ] 1. (Badem, ceviz vb. iin) meyveler dalnda olgunlaarak d kabuklar atlayp dklmek. 2. g l . f Aa dallarn budamak. [DS] lan, [uv. lan / Far. eln => lan] is. bot. Hn nap; ide, (Zizyphus sative). lanmak, [l-la-n-mak] (:lan m ak) {eT} dnl. f . [ur] 1. Nemden slanmak. 2. At terlemek. [DLT] lamak, [-la--mak] (v.lam ak) {eT} ite, f . [-u r] Birlikte slatmak; yardmlaarak slatmak. [DLT] latm ak, [-l-mak > -la-t-mak / l-la-t-mak] {eT} g l .f . [-u r ] 1. At terletmek, 2. Islatmak. [DLT] lbak, - [b (yans.) > b-la-k > lbak jJ^ -] {OsT} {az} sf. plak. [DS] lbaklk, - [lbak-lk {OsT} is. plaklk.

lbamak, [b-la-malc > lba-mak] {az} gl. f . [-r ] [-b ()-y o r] Bir insan tamamen soymak; rlplak yapmak. [DS] lbanmak, [lba-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] So yunmak. [DS] lbr1, [Krg. alap (koyu ayran ) > alap-r / Erme, tsvabur [Nianyan] > lbr] is. 1. Kaynar suya kr larak halanm yumurta zerine sarmsakl yourt ve kzarm ya dklerek yaplan bir yemek. 2. Msr ununa peynir koymak suretiyle yaplan bir yiyecek. 3. Yeni yavrulam ineklere iirilen yal. lbr2, [Mo. ilbr / ilbuur jd*-] is. 1. {eAT} {az} At, eek ve sr gibi hayvanlarn bana geirilen yulara balanarak hayvan ekmek ve yedmekte kullanlan ip veya zincir. [DS] 2. {az) Anahtar zinciri. [DS] 3. Yular. S lbr p aras, {az} H ay van satlarn da, sa tcy a y a rd m c o la n ocuun alcd an a y a k k iras o la r a k a ld bahi. [D S]|| l br yol, P atika. lbrlam ak, [lbr-la-mak] {azj gl. f . [-r ] [-l()y o r ] Binek hayvanlarn yrtmek iin dizginleri ile vurmak. [DS] lbur1, [lbr1 > lbur] {az} is. - * lbr1. [DS] lbur2, [Mo. ilbr j ,? ^ ] {eT} {OsT} {az} is. Y u lar; yular sap; ilbir. [Nevy] [DS] lap ar, [eT. l > l+apar] {az} sf. Kark renk li. [DS] lbl, [-r+/bl] {az} sf. rlplak. [DS] llan, [l (yans.) > l-l-an] {az} is. alayan. [DS] llbak, - [-r+/b-()l-ak > r+plak] ( Ilbak) {az} sf. rlplak. [DS] lbldak, - [r+/p-l-da-k] ('lb ld ak) {az} sf. rlplak. [DS] ld1, [ald / ld / ild (yans.)] is. Hafif arpma ve srtnmeyi; trt ve hrt kararak kprdanma, sallanma, dnme ve titremeyi anlatan kk. [Zlfkar] l-dr-a-m ak, l-d r-d a-m ak, l-dr-t

L
makta kullanlan yay ve kiriin arasna yerletirilen ince ubuk. [DS] ldrk2, - [ld (yans.) > ld-r-k] {az} is. Gz bebei. [DS] ldrk3, - [ldr-mak > ldr-k] {az} sf. (Kii iin) ldrm; delirmi. [DS] ldrk4, - [ld (yans.) > ld-r-k / cvl-dr-k] {azj is. Sere. [DS] ldr, [ldr-mak > ldr-] is. ldrma eylemi ve biimi. ldryuk, -u [ld-r-k > ldryuk] {az} is. Gz bebei. [DS] ldrlam ak, [ld-r-la-mak] faz} gl. f . [ - r ] [-l()y o r ] ocuk oyunlarnda, oyun srasnda iki kiinin arasndan geerek birinin oyun d kalmasn sa lamak. [DS] ldrtanm, [ld (yans.) > ld-r-la-n-m] {az} sf. (Ceviz, badem iin) kabuu soyulmu. [DS] ldrm a, [ld-r-ma] is. Akln yitirme; ldrmak eylemi. ldrm ak, [*l-mak (delirm ek) > l-dr-mak] gsz. f. [ - r ] 1. Delirmek; akln oynatmak. 2. m ecaz. Byk bir arzu iinde olmak; ok istemek. 3. (Se vin, korku, znt iin) an duygulanmak; ar mak; ne yapacan bilemez hle gelmek, ldrt, [ld (yans.) > ld-r-t] is. 1. Rzgrdan dolay aa ve allarn kard ses; hrt; ldrama sesi. 2. {az} Su sesi. [DS] 3. {az} Maden para sesi. [DS] 4 {az} Gizli haber; sylenti. [DS]

HUGESEUI.m
lg1, [* l-mak (delirm ek) > l-e ?] {az} is. 1. Akl; us. 2. Terbiye. 3. Biim. [DS] lg2, [l-g] {az} is. al rp. [DS] lg3, [Mo. cilga > lg] {az} is. 1. Dar ve talk yol; patika. 2. Uurum. [DS] lg4, [l-mak > l-g] {az} sf. Rahat. [DS] lgdr, [lg-t-r] {az} is. Tfek harbisi. [DS] lgn, [*l-mak (delirm ek) > l-gn] sf. 1. Akln karm; delirmi; mecnun, (1935). 2. ldrma benzer; hareketlerinde ok ar giden. 3. Akln kullanan birinin iini veya davrann gsterme yen. 4. ok ar. 5. is. Delirmi kimse, fi1 lgn edebiyat, ed. Akln, a h l kn veya toplu m sal ku ral larn den etim in den uzak; z ellik le ten zevkin i a la bild i in e coku lu b ir duygu iin de ileyen ed eb iy at a km ; lg m okulu. lgnca, [lgn-ca] ( lgn ca) zf. lgm gibi; lgna yakr biimde; delice, lgncasna, [lgm-ca-s-n-a] ( Igncasna) Deli gibi; deliye yakr biimde; delicesine, zf.

lgnlama, [lgn-la--ma] is. lgn durumuna gelmek ii. lgnlamak, [lgn-la--mak] dnl. f . [ -r ] lgn ca davranlarda bulunur olmak, lgnlk, - [lgm-lk] is. Ho grlmeyecek ar davran; delilik, lgsz, [lg-sz] {az} sf. 1. Aklsz. 2. Terbiyesiz. [DS] ldr, [lk (yans.) > lk-d-r] {az} sf. (Kii iin) vcudunun etleri gevemi. [DS] lsz, [l-g-sz] {az} sf. Aklsz. [DS] ltt, [l-g-t-t] {az} sf. ldrm. [DS] lh, [clk > lh] {az} sf. Bozuk; rk; kokmu. [DS] -lk, [-c-lk / -cilik / -ilik / -lk / -clk / -culuk / -lk / -uluk] yap. e. -* -clk. lk, - [-lk] {az} is. Evlerden pis sular dar aktmak iin yaplm uzun oluk. [DS] lk2, - [-l-k] {az} sf. Hoppa; zppe. [DS] lm ak, [-l-mak] {az} gsz. f . [ - r ] Mzklk etmek. [DS] lnga, [l-n-ga ?] {az} is. Kvlcm. [DS] lng1, [l-n-g ?] {az} is. Kvlcm. [DS] hng2, [al-mak > al-mg ?] {az} is. al rp. [DS] ilingiriz, [l-ng-r-z] {az} sf. Zayf; elimsiz; c lz. [DS] lngz, [l-mg-z] {az} sf. Zayf; elimsiz; clz. [DS] ln, [l-n-g] {az} is. Kvlcm. [DS] lnk, [al-m-g] {az} is. al rp. [DS] lnt, [al-n-t] {az} is. al rp. [DS] l, [al- / l-] {azf is. al rp. [DS] lk1, [alg / alh / alk / lh / lk (yans.)] is. Sv ve

ldrtm a, [ldr-t-ma] is. Birinin ldrmasna yol ama; ldrtmak eylemi, ldrtm ak, [ldr-t-mak] gl. f . [- r ] 1. Birinin akln karmasna sebep olmak. 2. (Sevin veya fkeden) akl dengesini yitirtmek, ldirdemek, [ld (yans.) > ld-r-da-mak] {azj g s z .f. [-r ] [-d (i)-y o r] yilemek. [DS] ldurdu, [ld (yans.) > ld-u-du -* ldrt. ldurmu, [ldr-m] {az} sf. (Kii iin) ldrm; deli. [DS] ldurttu, [ldr-t-t] {az} sf. ldrm. [DS] . ldurtu, [ld (yans.) > ld-r-t] {az} is. Su hrt s. [DS] lduruh, [ldr-lc > ldruh] {az} sf. ldrm. [DS] lga1, [? lga] {az} is. Kalem saklanan klf. [DS] lga2, [Mo. cilga] {az} is. Dar ve talk yol; pati ka. [DS] lga3, [? lga] {az} is. Kay tokas. [DS] lga4, [alk (yans.) > alk-a > lg-a] {az} is. Silin dir eklinde aatan yaplm yayk; ckgr. [DS] lgan, [l-gan] {az} is. Gelin tac. [DS] lgar, [vgar > lgar] {az} is. Bir kan veya arabaya koulmu iki ift kz. [DS] {eATf is.

lil

965

M
lph, [lp-k > lph] {az} sf. (ocuk iin) yara maz. [DS] lpk1 - [rp-mak > rp-k > lpk] {az} is. 1. , Kesilen ya da yrtlan kuman bu kenarndaki bir birine dolam iplikleri; ilpek. 2. Kuma paras. [DS] lpk2, - [lp-k] {az} sf. 1. (ocuk iin) yara maz. 2. mark; zppe. [DS] lpk , - [lp-k] {az} is. Clz zm. [DS] lpk4, - [lp-k] {az} is. Gzden akan ya. [DS] lpkl, [lp-mak > rp-k-l ?] {az} sf. 1. lpklar olan; saakl. 2. Eskimi, iplikleri meydana km. 3. Yamal. [DS] lpmak, [lp-mak > lp--mak] {az} gsz. f . [- r ] (Donmu yerler iin) gnein etkisi ile zlerek amurla karmak, [DS] lpuk, -u [lp-k > lp-uk] {az} sf. (ocuk iin) yaramaz. [DS] lratm ak, [al-d-()-ra-t-mak / lratmak] {eT} gl. f . [-u r] l l ettirmek; seslendirmek. [DLT] ltak1, - [*l-mak (delirm ek) > l-()t-ak] {az} is. ftira. [DS] ltak2, - [l-()t-ak] {az} sf. 1. Kavgac. 2. S znde durmayan. [DS] 0 ltak dolamak, {az} Sznden dnm ek. [DS] ltak3, - [l-()t-ak] {az} is. Kaba aa. [DS] ltm, [lt-m ?] {az} is. Vcut gzellii. [DS] lvra, [? lvra] {az} is. Bulgur orbas. [DS] im 1, [em / im / m (yans.)] is. Kpek ve benzeri hayvanlarn havlamasn ve buna benzer sesler karmay anlatan kk. [Zlfkar] m -kr-m ak im2, [im / n / im (yans.)] is. Uyuma, birden silkinme ve rperme anlatan kk. [Zlfkar] m -g-m ak, m -k-r-m ak im3, [im / im (yans.)] is. Sv maddeyi fkrtmay, bu biimde pislemeyi, bir yerde sktrlan svlarn darya atlmasn anlatan kk. [Zlfkar] m -krm ak im4, [im / im / in / m (yans.)] is. Parmak ular ile sktrmay, ezmeyi anlatan kk. [Zlfkar] m d-k, m -d-k-la-m ak im 3, [im / im / om / m / um / m (yans.)] is. Suya girmeyi, ykanmay, suyu alkalamay ve bu srada su sratmay anlatan kk. [Zlfkar] m m ak, m -g-m ak, m -k-m ak, im6, [im / n] {eT} mg3. im7, [im / im] {eT} e. Pekitirme edat; (slak ve i sfatlar ile birlikte kullanlr.) im8, [im / im] {eT} is. Ayrk otu; imen. [KB] ma, [t. cima] is. dnz. 1. Gemi balama halat. 2. Bu halatn halka biimindeki ucu. 0 ma atm ak, dnz. G em i b a la m a halatn uzatmak. | ma m a | ya, dnz. m a uzatldktan so n r a a n c a k b a la y a c a k k a d a r y er i kalm bulmmak.\\ ma vermek, dnz. G em iyi b a la m a k iin halatn ucunu uzatmak.

akkan maddelerle, cvk kvamdaki eylerin sar slma, alkalanma ve bu biimdeki hareketlerini anlatan kk. [Zlfkar] lk-, lk -k lk2, [eT. k > lk] {az} sf. Sade; ar; katksz. [DS] lk3, [clk > lk] {az} sf. rk; bozuk; kokumu. [DS] lka1, [Mo. cilga] {az} is. Dar ve talk yol; pati ka. [DS] lka2, [k-la > lka] {az} sf. Sade; ar; temiz. [DS] lkalamak, [lk-a-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-k()y o r ] Yay hafif olarak yaymak. [DS] lkava, [Bul. clkava !yi=-] {OsT} is. Kurdun ense postundan yaplan krk. lk1, [lk-] {az} is. nce denek. [DS] lk2, [lk-] {az} is. al rp. [DS] lk3, [clk > lk-] {az} sf. Bozuk; rk; koku mu. [DS] lk4, [al-g > lk] {az} is. Bahe sprgesi. [DS] lkdr, [lk-d-r] {az} sf. Vcudunun etleri gev emi. [DS] lluk, - [lk-k] {az} sf. 1. Yumuam. 2. (Mey ve iin) olgunlam. [DS] lkm, [lk-m] {az} is. Kk zm salkm; cngl. [DS] lksz, [lk-sz] {az} sf. Terbiyesiz. [DS] llaa, -c [r-la-a] {az} is. Austos bcei. [DS] llaa, [r-la-a] {az} is. Austos bcei. [DS] llaka, [l-la-k-a] {az} sf. mark. [DS] llk , - [l-llc] {az} is. Komaca oyunu. [DS] llk2, - [Erme, l (a) > l-lk / llk] {az} is. ok boyanm, hafifmerep kadn. [DS] lm, [? lm] {az} is. Smk. [DS] lma, [l-ma ?] {az} is. Erik. [DS] lm k1, - [cv--k > l-mk] {az} sf. Szlmeden yenen peynir. [DS] lmk2, - [al-mak > al-mk > l-mk] {az} is. Yonga. 0 lmk sap, {az} T rpan la biilen ekin sap. [DS] lmuk, -u [al-mak > l-muk] {az} is. Kk odun paras; yonga. [DS] lpa, [? lpa] {az} is. Kk kulakl kei. [DS] lpah, [pla-k > lpah] {az} sf. plak. [DS] lpak, - [p (yans.) > p-la-k > lpak < ^ ] {OsT} 3 sf. plak. 0 lpak olmak, {eAT} Soyunm ak. lpant, [lp-ant] {az} is. Yaykta yaylacak az miktardaki yourt. [DS] lpek, -i [? lpek] {az}.is. Yry kvrak hay van. [DS] lp1, [rp-] {az} is. Fasulye sr. [DS] lp2, [lp-a] {az} is. Kvlcm. [DS] lpc, [rp-c] {az} is. Hrsz. [DS]

M C E m .*
mik, -i [im-dik / im+ik] {az} is. imdik. [DS] imdik, - [m-d-k / im-di-k] {az} is. imdik. [DS] mdlam ak, [im (yans.) > m-d-la-mak / im-dimek] {eT} g l.f. [- r ] imdiklemek. [Nevy] mgl, [m-gl] {az} is. Ksalm kurun kalemi kullanmaya devam etmek iin zerine geirilen ka m. [DS] mgrk, - [im (yans.) > m-r-k > ~ r ] {eAT} is. Pskrte. m gm ak1, [im (yans.) > m---mak {az} dnl. f . [-r ] 1. {OsT} rpermek. 2. Uyu mak. 3. (Vcudun bir yeri iin) armak; szlamak. 4. Kanmak. 5. (Boaz iin) gcklanmak. [DS] mgmak2, [im (yans.) > m-k--mak] {az} d n l.f. [-r ] (Sv maddeler iin) sramak. [DS] mguklanm ak, [m-uk-la-n-mak] {eT} d n l.f. [ur] Kovcu olmak; dedikoduculuk yapmak. [DLT] rnk1, - [m-k] {az} is. 1. Skntl hava. 2. K geceleri rastlanan bulutlu fakat yamursuz hava. 3. Yumuak lk hava. 4. Bataklk. [DS] rnk2, - [m-k] {az} sf. A z; birazck. [DS] mk, [m--k] {az} is. Aatan koparlm ince uzun dal paras. [DS] mtlk, - [mt-lk] {az} is. ok scak hava. [DS] m kalam ak, [m-ka-la-mak] {az} gl. f . [- r ] [l()-y or] alkalamak. [DS] m k1, [im (yans.) > m-k] {az} is. nce uzun denek. [DS] mk2, [m-k] {az} is. Kvlcm. [DS] m klam ak1, [im (yans.) > m-k-la-mak] {az} g l . f [-r ] [-l()-y o r] Hayvanlara kam ile vurmak. [DS] mklam ak2, [im (yans.) > m-k-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] Kvlcm atmak; ate etrafa yaylmak. [DS] mkm ak, [im (yans.) > m-k-mak] {az} gsz. f . [ - r ] 1. (Bir kaptan baka kaba boaltlan sv iin) sramak. 2. (Yara, bere vb. iin) zonklamak. [DS] mkm ak bm ak, {eT} B im ek kesm ek. [EUTS] m krk1, - [im (yans.) > m-kr-k y^^r] is. 1. Ku pislii. 2. Bahe kovas. 3. {eAT} Pskrte. 4. {az} Fkran sv. [DS] m krk2, - [im (yans.) > m-kr-k] {az} is. K rlarak paralanm camn tuz gibi etrafa srayan en kk paras. [DS] m krm a, [im (yans.) > m-kr-ma] is. (Ku iin) pislemek ii. m krm ak1, [im (yans.) > m-kr-mak j * y^ -\ {az} g s z .f. [-r ] [eAT.,O sT. -ur] 1. (Ku iin) f krtarak pislemek. {eAT} {OsT} (ayn) 2. Fkrmak. 3. {eAT} Pskrtmek. 4. {eAT} Kt ve sert syle-

m ac, [ma-c] is. dnz. skeleye yanaan geminin masn atan ve balayan veya zen kii; halat, maclk, - [ma-c-lk] is. macnn yapt i; macnn meslei, m ad, [? mad] {e l } is. fke; hiddet; kzgnlk. [EUTS] [OKD] m ak ', - [Erme, tsmah] {az} is. Bit ldren bir ot; bit otu, (D elphinium sta p h isa g ria ). [DS] m ak2, - [(r)-mak] {az} is. Trmalama sonucu deri zerinde alan yara bere. [DS] malanak, [(r)-ma-la-mak] {az} g l.f. [-r ] [-l()y o r ] Trmalamak. [DS] m am ak, [m-a-mak] {az} g l .f . [-r ] [-m ()-y or] amar ykamak. [DS] m ara, [Ar. camr (km r)> camr o ^ - / jl^-] {eAT} y is. 1. Hamamlarda ate yakan ve kl atan ii; kl hanc; klhan iisi. 2. m ecaz. nemsiz, deersiz adam. 3. Yoksul, m arm ak, [mar-mak / mar-mak] {az} g s z .f. [r ] marmak. [DS] mb, [amp / mp / omp / umb / unb (yans.)] is. Svlar iinde meydana gelen alkantl hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] m b--m a, m b -l-d a-m ak m bar, [Far. enber (kasnak) => mbar / cmbar] is. Dokuma tezghlarnda dokunan kuma gergin tutmak iini tezghn iki yanna geirilen dili ay gt. S m b ar tahtas, {az} D oku m a tezghlarn d a bezi g er d ir m e k iin kullanlan iki taraf dili aygtn tahtas. [DS] mbars, [mbar-s] {az} sf. (Kii iin) Zayf ve uzun boylu. [DS] mbk, - [eT. elpik / mb (yans.) > mb--k ?] {az} is. Gz apa. [DS] mbl, [mb (yans.) > mb-l] {az} is. Gz apa. [DS] mbma, [mb--ma] {az} is. Su kaynamaya balama. [DS] mbildemek, [imb (yans.) > imb-il-de-mek] {az} g l. f . [ - r ] [-d (i)-y o r] Kulaa yavaa sylemek. [DS] m am a, [im (yans.) > m-()k-a-mak ?] {az} d n l.f. [-r ] Korkudan titremek; mkmak. [DS] m, [im (pekt.) + k j ^ r ] {eAT} sf. Ar; saf; halis; temiz. mk, - [im (pekt.) + k] {az} sf. 1. Sade; ar; yalnz. 2. Tm; tamamen; hep. 3. Tpk; ayn. [DS] mkl, [(m)+/k-l] {az} pekt. sf. 1. ok; bol. 2. (Hava iin) ak; aydnlk. [DS] mm lanm ak, [m+m-la-n-mak] {az} dnl. f . [ -r ] Bir eyi nazlanarak azar azar yemek. [DS] m tr, [(m)+/t-r] {az} pekt. sf. ok; bol. [DS] mtlk, - [m+t-lk] {az} is. Sakz karlan bir bitki. [DS]

m iic m

.967

IN

mek; azarlamak. 5. (Hayvan iin) sramak; oyna mak. 6. Sv iin sramak. 7. ishal olmak. [DS] m krm ak2, [em-kir-mek] faz} g sz. fi. [ - r ] 1. (Kpek, akal vb. iin) barmak; ac ac havla mak. 2. in iin alamak. [DS] m krtm a, [m-kr-t-ma] fazf is. Ergenlik ama girerken duyulan sinirlilik. [DS] m krtm ak, [mkr-t-mak Jjo J ^ r ] {Os T} {az} gl.
f. [ -u r ] Fkrtmak; pskrtmek. [DS]

[EUTS] [KB] 2. is. Gereklik. [EUTS] S n bitig, G e r e k sen et ve szlem e. [EUTS]|| n sav, G er e k ; g e r e k ve doru sz; hakikat. [EUTS] | n | tutm ak, Sylenenin doruluunu tasdiklem ek; d o ru lam ak; g erek lem ek. m 6, [m] {az} is. 1. zerinde ok meyve bulunan kk dal. 2. Aa uru. [DS] n7, [iin > iin > n] {az} is. Omuz. [DS] n a 1 [ma] {eT} sf. (Hayvan iin) gen. [ETY] , na2, [ene > ma] {az} is. Dirsek. [DS] nak, - [na-k] {az} is. Dirsek. [DS] nahs, [in. chih han ssu] {eT} is. Nakl bir tr in ipekli kuma. [DLT] n ak , - [r-()n-ak > lnak {az} is. Yrtc ku penesi. [DS] m ak2, - [eT. n + ak] {az} is. Yamurdan sonra alan hava. [DS] naklam ak, [mak > {az} nak-la-mak / {eAT} naklamak ({az} .n ak lam ak ) {eAT} {az} gl. f i [- r ] [-l()-y o r] Trmalamak. [DS] n ar, [Far. enr jb=-] is. bot. 1. ki eneklilerden, boyu 25-30 m. kadar uzayabilen, koyu glgeli, ka ln gvdeli ve paral yaprakl, uzun mrl bir aa; kavlaan; nk, (Platanus). 2. {az} am aac. [DS] 3. {az} Dibudak. [DS] 4. {az} Akas ya. [DS] narg iller, [mar-gil-ler] is. bot. rnek tr nar olan aalar familyas, (P la ta n a cea e). nar, [eT. n + ar] {az} sf. Kk fakat salam yapl. [DS] S n ar beden, {az} K k fa k a t sa la m y a p l kim se. [DS] narm s, [mar-ms] sf. nara benzer; nar gibi, narm s isfendan, n ara ben z er bir a k a a a tr, (A cerpseu doplatan u s). m arlanm ak, [n-ar-la-n-mak] (narlan m ak) {az} dnl. f i [-r ] Sinirlenmek. [DS] n arl, [mar-l] is. nar olan, n arlk, - [mar-hk] is. nar aalar ok olan yer. natm ak, [m-a-mak > n-a-t-mak] {az} gl. fi. [r] Sratmak. [DS] nayaz, [eT. n (pekt. e.) + ayaz] {az} is. Ak, mehtapl ve ok souk hava. [DS] m b ar, [mb-ar > mb-ar] {az} is. Dokuma tezgh larnda bezi gerdirmek iin kullanlan iki taraf dili bir aygt. [DS] nbarm ak, [in. chen => mg-ar-mak > nbarmak] {eT} gl. f. [-u r] -* mgarmak. [EUTS] n b ld am ak1, [mb-l-da-mak] {az} gsz. f i [ - r ] [d ()-y or] alkalanmak. [DS] nbldam ak2, [mb > mb-l-da-mak] {az} gsz. f . [- r ] [-d ()-y o r] Alar grnmek. [DS] n k , - [n-k] {az} zfi. Tamamen. [DS] (;n ak) {OsT}

m km ak1 [im (ya n s.) > m-k--mak ,


{OsT} {az} d n l. f i [ - r ] 1. rpermek. 2. Uyu-

mak. 3. (Vcudun bir yeri iin) armak; szlamak. 4. Kanmak. 5. (Boaz iin) gcklanmak. [DS] m km ak2, [m-k-mak] {az} d n l. fi. [ - r ] ilk yamur damlalar dmek. [DS] m m aak, [m+ak+ak] {az} sf. Bembeyaz. [DS] m m ak, [m-mak] {az} g sz. fi. [ - a r ] Ykanmak; immek. [DS] mp, [amp / mp / omp / umb / unb (yans.)] is. Svlar iinde meydana gelen alkantl hareketleri anlatan kk. [Zlfkar] m b--m a, m b -l-d a -m a k m ram ak, [em-(i)r-e-mek > mra-mak] {az} gl. f M [-r()-y or] Kolunu, paalarn svamak; ete ini toplamak. [DS] mrk, - [r-mk > mrk] {az} is. Ate tutu turmakta kullanlan kk ard odunu paralar. [DS] m stm ak, [m-s-t-mak] {az} g l. f i [ - r ] ldr mak. [DS] m k, - [m-()-k] {az} sf. Benzer; ayn. [DS] m tan, [Far. nm-ten ? => mtan] {az} is. Frenk gmlei. [DS] -n, [-n / -in] {eT} yap. e. isimden isim yapma eki. k k-in (gri) n 1, [an / ang / ank / en / n / mg / mk / in / ing (yans.)] is. nlamay andrr konuma, ba rma, tme ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfikar] n m m 2, [an / ang / ank / eng / m / mg / n / nk / i / in / ing / in / ink / un / ung (yans.)] is. Cam ya da maden eyann nlama biiminde kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] n m tm ek, m -k, fi1 n m , n lam a s e si kararak.\\ m m inletm ek, K eskin, g r ve h o a g id en b ir se s karmak. | m m tm ek, A ralksz b ir n lam a s e si | duyulmak. m 3, [im / m / im (ya n s)] is. Uyuma, birden sil kinme ve rperme anlatan kk. [Zlfkar] n -g m ak

n4, [n / im / in] {eT} e. Pekitirme bildiren edat; tam; tamamen; btn; btnyle, m g tolu k l (a zna k a d a r su dolu g l) n5, [in. chen => n] ( :n) {eT} sf. 1. Gerek; doru; sahih. [DLT] [ tigsizler] [Yknek] [Gabain]

IN nk2, - [m (yans.) > n-k] {az} is. Cam ve porselen nesne. [DS] nm, [n+m] {az} is. 1. Sere. 2. Yusufuk ku u. [DS] nrga, [m+r-g / p+r-g] (n rg a:) {eT} is. Sere kuu. [DLT] ndan, [Sansk. candana] {eT} is. 1. Sandal aac, (Santalum albm ). [EUTS] [DLT] 2. sf. Krmzms. S ndan at, {eT} G v d esi kirli sa r ren kte yele, kuyruk ve b a c a k la r koyu renkte olan a t; kula. [DLT] nday, [nday] {az} is. ile rlm yn orap. [DS] ndk, - [md-k] {az} is. Az kapakl bakr kap. [DS] ndkel, [md-k-al] {az} is. Eskimi orap parala r. [DS] ndr1, [md-r] {az} is. Sinirli ve gevek et. [DS] ndr2, [nd-r] {az} is. fo lk . Sinsin denilen oyun. [DS] ndrk, - [cy-m-drk] {az} is. Cyndrk. [DS] m dturm ak, [and-tur-mak / nd-tur-mak nturmak] {eT} g l .f . [-u r] Caydrmak. [DLT] /

1 V E S E

[-u r] 1. Aratrtmak; inceletmek. [EUTS] 2. Tetkik ve tahkik etmek. [EUTS] 3. Muayene etmek. [EUTS] m garu, [in. chen => m-aru] {eT} sf. 1. Tam; phesiz. [Gabain] [EUTS] 2. is. Arzulama; zlem; hasret. [EUTS] ngam ak, [ma--mak] {az} dnl. f . [-r ] Sra mak. [DS] ngayaz, [mg+ayaz] {az} is. Ak, mehtapl ve ok souk hava. [DS] ngayl, [ngay-l] {az} is. zool. aylak. [DS] nggack, - [m-ga-ck] (m gack) {az} is. Kilim lerde kullanlan bir motifin ad. [DS] ngglamak, [n(g)--la-mak] (hglam ak) {az} gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] (Su iin) srayp dalmak. [DS] nggmak, [mg--mak] (hgm ak) {az} gsz. f . [r] Komak; yar etmek. [DS] ng1, [mg (yans.) > m-g / cn-g / cm-k] {az} is. 1. Kvlcm. 2. ok kk para; zerre. [DS] ng2, [ng-] {az} is. 1. Su tas. 2. Srayan a murlu suyun brakt iz. [DS] ngJ, [mg (yans.) > mg-] {az} is. 1. Kuru am odunu. 2. Sopa paras; dal kr. [DS] ng4, [ng-] {az} is. Leke. [DS] ngl1, [mg (yans.) > mg-l] {eT} is. ngrt sesini veren yansmal gvde. 0 ngl ngl, B ir eyin in ce b ir n lam a s e s i ka rm a s durumu. [DLT] n g l, [Yun. atsingano / mg (yans.) > ng-l] .1 . Ufak ve seyrek taneli kk zm salkm, {az} (ayn) [DS] 2. Asma ktnden zm salkmlar elle eklem yerinden koparldktan sonra o eklem yerine bitiik kk bir sap zerinde kalan birka taneli zm salkm, {az} (ayn) [DS] 3. {a a } Ge linlerin bana taklan pul dizisi. [DS] 4. {az} Bon cuk; nazarlk. [DS] 5. {az} Cam bilezik. [DS] 6. {az} Kalemin ucunu korumak iin kullanlan me tal balk. [DS] 7. {az} Pskl; kuyruk. [DS] 0 ngl ngl, {az} (M eyve iin) b o l; sk. [D S]|| ngl tak, {az} 1. (M eyve iin) b o l; sk. 2. Takp taktrm . [DS] ngl3, [mg (yans.) > ng-l] {az} is. Kumlu, a kll toprak. [DS] ngl4, [ng (yans.) > mg-l] {az} is. Kvlcm. [DS] ngl5, [ng-l] {az} is. Da ve aa doruu. [DS] ngl6, [mg-l] {az} is. Kova; bakra. [DS] ngldn, [mg-l-dm] {az} zf. nceli kalnl. [DS] ngllamak, [mgl-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()y o r ] Nazlanmak. [DS] ngll1, [ngl-l] {az} is. aylak. [DS] ngll2, [mgl-l] {az} sf. 1. Paal; saakl. 2. (Aa iin) dallar sk olan. [DS] ngll3, [mgl-l] {az} sf. Nazl. [DS] 0 yry, {az} Titiz yry. [DS] ngll

ng1, [an / ang / ank / en / n / ng / mk / in / ing (yans.)] is. nlamay andrr konuma, ba rma, tme ve gevezelik etmeyi anlatan kk. [Zlfkar] ng-r-ak, ng--ta-k-l ng2, [an / ang / ank / eng / m / ng / n / mk / i / in / ing / in / ink / un / ung (yans.)] is. Cam ya da maden eyann nlama biiminde kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] n g etm ek, n g l, ng-, ng-l-da-k, n g-r ngr, ng-r-k, m g -r-a-k, m g-r-t, n g-ra-t-m ak ng3, [n (yans.)] (n) {eT} is. an ve leen gibi nesnelerin verdii ses; nlama sesi. [DLT] S ing etmek, n lam ak; m s e si verm ek. [DLT] ng4, [mg / im / im] {eT} e. Pekitirme edat. 0 ng ayaz, {az} Ak, m ehtapl ve o k so u k hava. [DS] mg5, [in. chen] {eT} is. 1. Doru. 2. Gerek. 3. sf. Tam. 4. zf. Kesin olarak. [EUTS] nga1 [mg-a] {az} sf. Kvrck. [DS] , nga2, [m-ga] {az} is. Kvlcm; ng; ng. [DS] ngamak, [m-a-mak] (ham ak) {az} gsz. f . [-r ] [- h()-yor] Sramak. [DS] ngar, [Yun. dzingra / ing. ngar] is. argo. Grl t patrt; kargaa; kavga. 0 ngar karm ak, K a v g ay a s e b e p o lm a k ; grlt patrt yapm ak. | | ngar kopmak, K a v g a o lm a k; grlt patrt o l mak. ngar mak, [in. chen => mg-ar-mak] {eT} g l .f . [ur] Aratrmak; tahkik etmek. [EUTS] [DLT] m gartgu, [n-ar-t-] (nartgu;) {eT} is. Zil; ngrak. [EUTS] ngartm ak, [in. chen => ng-ar-t-mak] {eT} gl. f .

f f l M K E E S a .M ngll4, [ngl-h] {az} sf. 1. (Ss eyas iin) de mir, bakr ya da gmten yaplma. 2. is. Kk kazan. [DS] ngll5, [ng-l-l] {az} s f Ssl. [DS] ngll6, [mg-l-l] {az} sf. (Kadn iin) hoppa; oy nak. [DS] ngmak, [ng--mak] {az} gsz. f. [-ir ] 1. Hopla mak. 2. Yar yapmak. [DS] ngr1 [mg-r (yar.)] is. Bir metale vurma veya , arpma srasnda kan nlamal ses. S ngr ngr, 1. n grak s e s i g ib i ses ka ra ra k. 2. {az} (H ava iin) o k so u k ve avaz. [D S]|| ngr mn gr, (At a r a b a s vb. g id ii iin) ngrtl s e s le r k ararak. ngr2, [mg-r] {az} is. 1. Bakr kap. 2. Su kovas. [DS] ngr3, [ng-r] {az} is. Atmaca. [DS] ngr4, [n-r] {az} is. Dar ve tal yol; patika. [DS] ngrak1, - [eT. nra-m ak> n-ra-k] is. 1. Kk an. 2. Sesinden gittikleri yeri takip edebilmek ve kaybolmalarm nlemek iin hayvanlarn boynuna aslarak hayvann hareketi ile iindeki metal yuvar lan arpmas sonucu ses karan kk metal k re. 3. inde kk boncuklar bulunan plastik bir kreden meydana gelmi ocuk oyunca. 4. {az} Beygir koulan dvenin n tarafna taklan, beygi rin yan kaylarnn baland, aatan yaplma falaka. [DS] ngrak2, - [n-r + ak] {az} sf. (Hava iin) ok souk ve ak. [DS] ngrak , - [Far. er => ngrak] {az} is. ra. [DS] ngrak, [mgrak-] is. ngrak yapan veya sa tan kii. ngraklk, - [mgrak--lk] is. ngrak yapma ve satma ii. ngrakl, [ngrak-l] sf. 1. ngrak tayan; ze rinde ngrak bulunan. 2. (Kahkaha iin) yksek sesle, nee iinde, keyifle atlan, fi1 ngrakl y lan, zool. A m erika d a y aayan , k sa ve kiit kuyru unun ucunda bulunan boynuzsu p u lla r la h a rek et hlin d e n g ra k se si karan , belirg in b a l ve o k zeh irli on b e k a d a r eid i bulunan b ir ylan, (Crotalus). | ngrakl ylangiller, zool. K uyrukla j rn y e r e v u rarak ilerlerken kuru y a p r a k hrtsna ben z er se s ka ra n zeh irli y lan lar, (C rotalidae). ngrdak, - [n-gr-da-k] is. Bebek oyunca ola rak kullanlan sapl bir tr ngrak, ngrdam a, [mg (yans.) > ng-r-da-ma] is. ng rak gibi ses karma; ngrdamak eylemi, ngrdam ak, [mg (yans.) > mg-r-da-mak] gsz. f . [-r ] [-d ()-y o r] ngrak sesine benzer ngr ngr ses karmak. ngrdatm a, [mg-r-da-t-ma] is. ngrak sesi kartmak ii.

IN
ngrdatm ak, [ng-r-da-t-mak] gl. f i [-r ] ng rak sesine benzer ses kartmak, ngrk, - [grk > ngrk] {az} is. Kuyu kr . [DS] mgrlav, [ng-r-la > mgrlav] {az} is. ocuk oyunca; ngrak. [DS] ngrm ak, [m-r-mak] {az} gl. f i [ -r ] armak. [DS] ngrak, - [mg-r-cak > ngrak] {az} is. Tah terevalli. [DS] ngrt1, [mg-r-t] {az} is. Y er altndan dere hlin de akan su. [DS] ngrt2, [g-r-t] {az} is. 1. Sabana, arabaya ko ulan hayvann baland demir halka. 2. Zinciri, araba veya herhangi bir eyaya tutturan halka. [DS] ngrt, [n-r-d j z j ^ } (nrt) {OsT} is. ngrak sesine benzer keskin ve tiz ses. ngmak, [mg--mak] {az} d n l.f. [-r] rper m ek ; uyumak; mkmak. [DS] ngtakl, [ng--ta-k-l] {az} sf. Neeli. [DS] m gtam ak, [mg--da-mak ^ jl j^ -] {OsT} gsz. fi [-r ] [-d ()-y o r] (Kk metal, soncuk vb. eyler iin) ses karmak; ngrdamak, ngkrdak, - [n-kr-da-k jtayiS^-] {eATj is. n grak. m glam ak, [n-la-mak] (nlam ak) {eAT} gsz. fi. [r ] [ - l()-yor] nlamak. [DK] ngmak, [im-mek > n-mak] (nm ak) {az} is. Ykanmak. [DS] m gra, [n-()-ra- ngrak. ngrau, [n-()r-a-u mgra. ngrak, [m-r-mak > n-rak] (nrak) {eT} is. Gr ve przsz ses. [DLT] ngram ak, [n (yans.) > m-r-mak / in-re-mek / jal S j- / ^ _ ^ y ] (h ra:m ak) {eT} gsz. f. [ - r ] 1. nlamak. [DLT] {eAT} {OsT} (ayn) [DLT] 2. n grdamak; ngrdamak, ngratgu, [n (yans.) > fi-r-(a)t-gu] (nratgu) {eT} is. ngrak; an. [KPy.] ngratm ak, [n (yans.) > n-()r-a-t-mak _=-] (firatm ak) {eT} gl. f i [-u r] 1. nlatmak. {eAT} {OsT} (ayn) [KPy.] DLT] 2. Ses kartmak; n grdatmak. m gam ak, [n (yans.) > m-a--mak / a-mak / caha--mak] ite, fi. [-r ] Toplu olarak n grdamak. ngne, [n (pekt. e.) + gne] {az} sf. Bulutsuz hava. [DS] nk1, - [m-k] {az} is. Byk orba tas. [DS] ^ ] (nra) {eAT} is. -* (m ra ) {OsT} is.

IN nk2, - [sm-k > mk] {azj is. Krlan kemik. [DS] nkmak, [in. chen => m-k-mak] {eT} gsz. u r] Tahakkuk etmek; gereklemek. [EUTS] bain] [DLT] nju, [in. chen-ju] {eT} is. Gerek; hakikat. bain] nk1, [an / ang / ank / en / m / mg / nk / ing (yans.)] is. nlamay andrr konuma, rma, tme ve gevezelik etmeyi anlatan [Zlfkar] nk--m ak, f i [[Ga[Gain / ba kk.

I H V E S M .*0 ED 7
(n la:m ak) {eT} gl. f . [ - r ] Gerekliini aratr mak; tahkik etmek. [DLT] nlamal, [n-la-ma-l] sf. nlamas olan, nlayan, nlat, [m-la-t-] is. nlatma eylemi veya biimi, nlatm a, [n-la-t-ma] is. nlamasn salama; n latmak eylemi. nlatm ak1, [m-la-t-mak] gl. f . [ -r ] nlamasn salamak. nlatm ak2, [in. chen => n > m-la-t-mak] gl. f . [ - a r ] Gerekletirmek; tahkik ettirmek; tasdik et tirmek. [DLT] nlay, [m-la-y-] is. nlama eylemi veya biimi, nlayu, [m-layu] {eT} zf. Gerek olarak. [ tigsizler] nlk1, [n-lk] {eT} is. Doruluk; gereklik. [KB] nlk2, - [n-lk] {az} is. Yaban tavuuna benzer bir tr av kuu. [DS] m n am ak 1, [m-la-mak] {az} gsz. f . [-r ] [-n()y o r ] Sramak. [DS] m nam ak2, [ine-mek > mna-mak] {az} gl. f . [r ] [-n ()-y or] inemek. [DS] nsabah, [n (pekt. e.) + sabah] zf. Sabahn ok erken saatinde, nsz, [in. chen (g erek) => m-sz] {eT} sf. Gerek olmayan. [ tigsizler] nsu, [in. chen-ju] {eT} zf. Olduu gibi. [EUTS] ntam an, [Sansk. cintmani] {eT} is. -* intemeni. [KPy.] m tan, [Sansk. candana => mtan] {eT} is. Sandal aac, (Santalum albm ). [ETY] ntar, [? ntar] {az} is. Yenilen bir tr mantar; am mantar; kanlca mantar, (L actariu s delicioss). [DS] ntk1 - [in-t-ik > n-t-k] {az} is. 1. Bir eyin , ok kk paras. 2. Sabun paras. [DS] ntk2, - [int-ik > mt-k] {az} is. Fiske. [DS] ntr, [? mtr] {az} is. Koyun ve keinin karn boluu zerindeki etli ksm. [DS] S ntr ntr, {az} P a r a p a r a . [DS] n tn k 1, - [mtr-k] {az} is. Fiske. [DS] m trk2, - [ymdrk > ntnk] {az} is. Yasz et. [DS] ntyan, [Ar. intiyn] {az} is. 1. Kadnlarn giy dikleri alvar. 2. Gmlek. [DS] ntm ak, [mt-mak] {az} gl. f . [ - a r ] Bir eyi ince ince paralara ayrmak. [DS] p 1 [ab / alp / ap / b / p / ip / ulp (yans.)] is. , Su vb. sv maddeler iinde, sallanma ve alkalan ma gibi hareketler sonucunda oluan, ya da el ve ayakla oluturulan hareketleri ve bu biimde abalamay anlatan kk. [Zlfkar] p p, p- p, p l, p-l-dan-lk, p-l-da-tm ak, p-l-dm , p2, [ab / ep / p / ip (yans.)] is. Gevezelik etme-

nk2, [an / ang / ank / eng / n / mg / n / nk / i / in / ing / in / ink / un / ung (yans.)] is. Cam ya da maden eyann nlama biiminde kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] nk-, nk-l-dak nkar, [in. chen => mkar] {eT} sf. Dosdoru. [EUTS] nkayaz, [nk+ayaz] {az} is. Ak, mehtapl ve ok souk hava. [DS] nk1, [nk- L r ] {eAT} {OsT} {az} is. Kvlcm. /^ [DS] nk2, [nk-] {az} is. al rp. [DS] nk3, [mk-] {az} is. Para; zerre. [DS] nkbat, [? mkbat] {az} is. Kavga. [DS] nkl1, [nk-l] {az} is. Kk zm salkm. [DS] mkl2, [nk-l] {az} is. Koyun salan kk bak ra. [DS] nkldak, - [mk-l-dak] {az} is. ngrak. [DS] nkrak, - [nk-r-a-k] {az} is. ngrak. [DS] nkrdak, - [nk-r-da-k] {az} is. ngrak. [DS] nkrk, - [n+kr-k] {az} sf. (Hava iin) ak ve ok souk. [DS] nkrk2, - [grk > nkrk] {az} is. Kuyu kr . [DS] nkdak, - [nk--dak] {az} is. ngrak; ocuk oyunca. [DS] m km ak1 [nk--mak] {az} ite, f . [ -r ] Tar , tmak. [DS] nkmak2, [m-k--mak] {az} dnl. f . [ -r ] V cudun bir yeri armak; szlamak; zonklamak. ,[DS] nlak, - [m (yans.) > n-la-mak > m-la-k] is. iinde sesin yanklanarak nlad yer. nlama, [n-la-ma] is. 1. n m sesleri ile yank lanma. 2. Kulakta duyulan tiz bir uultu. 3 .fz . Re zonans. nlam ak1, [m (yans.) > m-la-mak] gsz. f . [- r ] [l()-y or] 1. m diye ses vermek. 2. Yanklanmak. 3. (Kulak iin) kendiliinden tiz bir ses duymak. 4. fiz . Titreerek ses veren bir tel veya diyapazonu, ayn titreimi gsteren baka bir tel veya cisme yaklatrdmzda ayn titreimleri ve sesi ondan almak. nlamak2, [in. chen => in (gerek) > n-l-mak]

ilK tllH tffllil.9 7 1

IP

yi, yerli yersiz konumay, hoppaca hareketleri, tmeyi anlatan kk. [Zlfkar] p ck, p p3, [p / lb] {eT} is. nce ve yumuak dal; ubuk. [DLT] p4, [cip / p {eAT} e. Pekitirme edat. S p yalncak, {eAT} rlplak. pa', [t. zappa => apa / pa] is. dnz. ki kollu gemi demiri. pa2, [t. ceppo => ipo] is. dnz. Gemi demirinin kollarna dikey olan demir. pa3, [? pa] {az} is. Askda deil de, yerde rlen koza. [DS] pa4, [? pa] {az} is. Kk ve ksa kulakl koyun. [DS] pa5, [? pa] {az} is. Kap srgs. [DS] pa6, [? pa] {az} is. Gbek; orta yer. [DS] p ar', [Yun. tipari] is. (Hayvanlar iin) biim; ekil. par2, [apar > par] {az} is. 1. Kula renkli hay van. 2. iek bozuu yz. [DS] pba, [? pba] {az} is. Tandrda piirilen ekmek. [DS] pck, - [p+ck] {az} is. Sere. [DS] p1 [p+] {az} is. St dalndan yaplan , oyuncak ddk. [DS] iPi2* [i(p)++i/] {a a } sf. i; pimemi. [DS] pplamak, [p (yans.) > p+p-la-mak] gsz. fi. [ - r ] [-l()-y o r] o c u k d. Ykanmak; yzmek, pek, -i [Far. bek => pek] {az} is. Asma dal. [DS] pg, [p-g] {az} is. nce uzun denek. [DS] pgn, [v-gm] {az} is. Saanak hlinde yaan id detli yamur. [DS] p, [p (yans.) > p-] is. 1. Ses kartmak iin elle suya vurma. 2. {az} Bebek banyosu. [DS] S p p, ocu k d ilin de y ka n m a ; b c bc. pkan, [b-k-n / p-k-an /pkan] {eT} is. - * bkan. pl1, [p (yans.) > p-l] is. 1. Ykanrken suyun kard ses. 2. sf. (Kii iin) gzleri apakl. S pl pl, Ykanrken suyun kard s e s e ben zer se s ka ra ra k. pl2, [p (yans.) > p-l] {az} sf. (Gen iin) ty sz. [DS] pldak1, - [p (yans.) > p-l-da-k] sf. plak. pldak2, - [p (yans.) > p-l-da-k] {az} sf. V ck vck. [DS] pldama, [p (yans.) > p-l-da-ma] sf. 1. plt karma. 2. Soyunma; plaklama, pldamak, [p (yans.) > p-l-da-mak] gsz. f . [-r ] [-d ()-y o r] 1. (Sv eyler ve su iin) dklme sesi karmak. 2. Soyunmak; plaklamak, pldanlk, - [p (yans.) > p-l-da-n-lk] {az} is. Tarla iinde ya da kenarndaki su birikintileri. [DS]

pldatmak, [p (yans.) > p-l-da-t-mak] {az} g l .f i [-r ] Suyu etrafa sratmak. [DS] pldk, - [p (yans.) > p-l-dk] {az} sf. Vck vck; amur iinde. [DS] pldum, [p (yans.) > p-l-dm] {az} is. Derinli i birka santimetreyi gemeyen su birikintisi. [DS] pmak, [p (yans.) > p--mak] {az} gl. f i [-r] Ykamak. [DS] p r1, [rp-mak > rp- > pr] {az} is. al rp. [DS] pr , [apar > pr] {az} is. Alacal, benekli hay van. [DS] p ,' [cp-] {az} sf. (Kii iin) gzleri apakl. [DS] ' pka, [? cmka / simika / pka] {az} is. Ay iei. [DS] pka, [? pka] {az} is. Hamle. [DS] pk, [m-k / p-k] {az} is. nce uzun denek. [DS] pk, -c [p-k] {az} is. nce uzun denek. [DS] pkn1, [p (yans.) > p-kn] {az} is. Rzgrla kark yaan yamur. [DS] pkn2, [p-kn] {az} is. nce uzun denek. [DS] plack, - [pla(k)-k] sf. plak, plak, - [lb-a-mak (soym ak) > lb-a-k [EREN] / p (yans.) > p-la-mak > p-la-k] sf. 1. Giyinik olmayan; stnde hibir giyecek bulunmayan; soyunuk. 2. Sa dklm. 3. (At iin) koum takm vurulmam. 4. Hi paras olmayan; zrt, {az} (aym) [DS] 5. gnl. (Arazi iin) zerinde bitki rts olmayan. 6. (Anlatm iin) yalm ve sssiiz. 7. m e caz. Hi gizli bir yeri kalmam olan. 8. (Tel iin) zeri yaltkan ile kapl olmayan. 9. is. Soyunmu kimse. 10. Giyimi kuam yeterli olmayan kimse; fakir. 11. tar. Yenieri ocanda hizmete balamak zere nbete soyunan er. 12. Soyunuk bir modele bakarak yaplm ve bu ekilde tasvir edilmi resim veya heykel. 13. zf. Hi giyinmeden, soyunmu olarak. 14. {az} (Tahl alm satm iin) uval gibi ambalaj olmakszn. [DS] t? plak bal, zool. S azan gillerden durgun tatl su la rd a y aayan , ya ss ve g en i beden li, o k klkl f a k a t eti lezzetli b ir tr balk, (A bram is bram a).|| plak gzle, G rm eyi etkiley ici h i b ir a r a ktllanmadan.\\ plak ku, {az} Y arasa. [D S]|| plak mlkiyet, huk. Y arar lan m a h a kk ba k a sn a ait b ir m al zerin deki m ali kin mlkiyeti.\\ plak sazan bal, {az} zool. Pulsuz sazan bal. [D S]|| plak tohum lular, bot. A k tohum lular.| plak cret, ekon. P rim ler ve | e k d em eler d ikkate aln m adan h esap lan an cret. plaka, [plak-a] {az} sf. plak. [DS] plaklam a, [plak-la--ma] is. plak duruma gel me; plaklamak eylemi, plaklam ak, [plak-la--mak] dnl. f i [-r ] p lak duruma gelmek.

IP
plaklatrm a, [plak-la--tr-ma] is. plak duru ma getirme; plaklatrmak eylemi, plaklatrm ak, [plak-la--tr-mak] gl. f . [-r] plak duruma getirmek, plaklk, - [plak-lk] is. plak olma durumu. S (btiin) plaklyla, Olduu g ib i; h i b ir ey saklanm akszn. planma, [p-la-mak > p-la-n-ma] is. plak du ruma gelmek ii. planmak, [p-la-mak > p-la-n-mak] dnl. f . [r ] 1. plak hle gelmek; soyunmak. 2. (Aa iin) yapraklarn dkmek. 3. e d il.f. (Arazi iin) bit ki rts yok edilmek, platmak, [p-la-mak > pla-t-mak] {az} g l .f . [r ] plak hle getirmek; soymak. [DS] plattrm ak, [p-la-t-tr-mak] {az} gl. f . [ -r ] Bir vuruta kesmek. [DS] plk, - [p-lk] {az} is. Bez paras. [DS] pra, [Yun. tsipura] {az} is. Meyve posas. [DS] pra, [p-ra-] {az} is. nce ve uzun denek. [DS] purduk, -u [p-ur-du-k / ep-(i)r-d-k] {eAT} sf. Kark; etrefil. r1, [ar / r /ir / r / ur / r (yans.)\ is. 1. Su ve benzeri akkan maddelerin dkln anlatan kk. [Zlfkar] r r, r-k 2. Zincir vb. eylerin srtnme ile kard ses. 3. Suyu az emenin akarken kard bir tr rlt sesi. 4. Crcr bce inin sesi. S r r rpnmak, T elala ve znt ile n e y a p a ca n bilem ez h ld e a b a gsterm ek. r2, [ar / r /ir / ur (yans.)] is. Dnme, srtnme, barma, alama, tme ve parazitli sesler karma durumlarnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] r r, r-gan, r-gt, r-la-m a, r-la-k, rla( )-a, r-la-n -g, r-n-k, r(r)-l-d r3, [r / ir (yans.)] is. 1. Trnakla yrtma, trmala ma, peneleme veya herhangi bir ekilde yrtmay ve bu srada kan sesi anlatan kk. [Zlfkar] {eT} (ayn) [DLT] r-m ak, r-k, r-m ak-la-m ak, rm a-la-m ak, r-n a-k 2. {eT} is. Elbise vb. yrtlrken kan ses. [DLT] r4, [r / ir] {eT} is. Ya. [DLT] r5, [r] {az} is. A z akan su. [DS] r6, [Yun. tzrin] {az} is. Meyve pestili. [DS] r7, [r] {az} is. 1. Hastalk. 2. sf. Bozuk; dzensiz. [DS] r8, [r > r] (:r) {az} is. Tal yol; patika. [DS] ra, [Far. er (mum, kandil) > ra I yr] is. 1. am aacnn, reinesi bol odunundan elde edilen, kolay tutuan ve bol alev veren ubuk. 2. Her trl aydn lanma arac; lamba; fener; kandil; mum. {eAT} {az} (ayn) [DS] 3. {az} Ik; aydnlk. [DS] fi1 ra gibi yanm ak, Byk b ir z a r a ra u ram ak; p e rian o lm a k ; M arm ara ra s g ib i yanm ak.

rabana, [Far. era-p] {az} is. Ocak. [DS] raburun, [ra+burun] {az} is. Siyah tyl, drt cm. uzunluunda ra renginde gagas olan bir ku. [DS] ra, [ra- / ray] {eT} is. Yz; ehre. [OKD] ra, [Far. er / ra {eAT} is. 1. ine ya konulup yaklan bir tr lamba; kandil; ra. 2. Ya kandilinin fitili. 3. m ecaz. Parlayan, yanan, k ve ren ey. 4. Klavuz, mrit. 5. Efendisi tarafndan ev bark verilerek evlendirilmi cariye ya da hala yk. 6. Bir devlet dairesinde memur aday olarak yetitirilmi kii; akirt. 7. rak. 8. Bektai der ghlarnda, yeni gelen dervi iin tren dzenlenen makam. raan, [Far. ern > raan] is. 1. Kandillerle etraf aydnlatarak yaplan enlik; donanma. 2.Yaa bulanm fitil. 3. Alan yaralara tututurulmu fitil sokularak yaplan bir ikence tr, rah baca, [Far. er-p] {az} is. Lamba veya ra konulan yer. [DS] rahlam ak, [rah-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()y o r ] Krmak. [DS] rahlh, [rah-lh] {az} is. Adak; sadaka. [DS] rahm a, [Far. er-p] {az} is. 1. Kandil. 2. Nal atal. [DS] rahm an, [Far. er-p] {az} is. Lamba veya ra konulan yer. [DS] rah pa, [Far. er-p] {az} is. Lamba veya ra konulan yer. [DS] rak 1, - [Far. er => rak jl> r] {eAT} is. Ik; kandil; ra; mum. S rak uyandrm ak, {eAT} K a n d il yakmak.\\ rak uyarm ak, {eAT} K an d il yakmak.\\ rak yandrm ak, {eAT} K a n d il yakm ak. rak 2, - [Far. er > ra => rak] is. 1. Bir usta yannda meslek edinmek amacyla renime bala yan kii. 2. Bir i yerinde renmek amacyla deil de ayak ilerini yapmak amacyla bulunan kii; yamak. 3. Gerekli deneyimi edinememi ve ie ye ni balam kii; aday. 4. Sanat alannda bir usta sanatnn yannda sanatkr olarak yetimek zere alan ve o sanat ustasndan renmi olan kii; renci; tilmiz; akirt. 5. Efendisi tarafndan ev bark verilerek evlendirilmi cariye ya da halayk. S rak karm ak, 1. B eklen en d en az bir kazan la ortaklktan ayrlm asn sa la m ak . 2. m ecaz. B oz m ak, ie y a ra m a z durum a getirm ek. 3. {az} Kz g elin etm ek. [D S]|| rak km ak, {az} A a k m ak ; fay d a lan am am a k. [D S]|| rak etmek, /. tar. Yalanm k le veya cariy elerin geim in i s a la y a r a k veya ev len d irerek h r ve bam sz hayat s r m elerin e izin verm ek. 2. B ir ustann y an n d a ra k lk ettikten so n r a bam sz o la r a k b ir i y a p a b ile c e k ve g eim in i sa la y a b ile c e k durum a g elm i ola n la ra izin verm ek.

IT O M

973

IR

rakJ, - [Far. era] {azf is. Derileri sermek iin iki kazk arasna uzatlan direk. [DS] rakba, [Far. er-p => rakba aJj=r] /OsT} is.

ray, [? ray] {az} is. Beniz. [DS]

razan, [r5 > r-az-mak > r-az-an ?] {az} is. Y er altndan akan sularn oymas ile meydana ge len knt ukuru; dden. [DS] amdan. rbaa, [r (yar.) + baa] {az} is. 1. Yaramaz; rak, [rak- >>-] {eAT} is. Tekkenin kandil arsz. 2. Aalk. [DS] lerini yakmakla grevli kii, rban, [Erme, ur (su) + Far. bn (yneten)] {az} raklk, - [rak-lk] is. 1. rak olma hli; yamak is. Sulama suyunun idare ilerinden sorumlu grev lk. 2. ran ii. 3. raa verilen cret. 4. ran li. [DS] alt yer. raklk etmek, ra k o la r a k a ra, [? ra] {az} is. Hadm. [DS] lm ak. ram ak, [ra-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-()-y o r] (Meyve, sebze iin) burumak; tazeliini kaybet rakm a, [Far. er-py / er-p {OsT} is. 1. zerine mum, kandil veya herhangi bir k ko mek. [DS] nulan yksek sehpa; amdan, {az} (ayn) [DS] 2. rel, [? rel] {az} is. ift srlen saban. [DS] {az} Lamba konulan yer. [DS] 3. {az} Ik; ay rl, [t. sercelo] is. dnz. Gemilere f, bidon gibi eyalar yklerken yatay olarak kaldrmakta kulla dnlk. [DS] 4. {az} Nal atal. [DS] nlan iki ayakl ve ayaklarnn ucunda trnak ya da rakm ak, - [Far. er-p] {az} is. zerine mum, kanca bulunan vin engeli, ra konulan amdan vb. ara. [DS] rplak, - [r+/plak] p ekt. zf. Tamamen plak rakmalk, - [rakma-lk] {az} is. Lamba konu olarak. lan yer. [DS] rplaklk, - [r+/plak-lk] p ekt. is. Tamamen rak m an 1 [Far. er-p => rakman y^\y>-] {eAT} , plak olma durumu. is. 1. zerine mum, kandil veya herhangi bir k r r1, [r (yans.) + r / Ar. (Sur.) carcar] is. 1. konulan yksek sehpa; amdan, {az} (ayn) [DS] 2. Pamuk liflerini ekirdeinden ayrmaya; keten, ke {az} Geceleri meydanda yaklan ate. [DS] 3. nevir gibi kabuu elyafl bitkilerin liflerini kar {az} Balk mealesi. [DS] 4. {az} Tabaklarn, maya yarayan makine; rr makinesi. 2. {az} zerinde deri temizledikleri ayakl aygt. [DS] 5. Suyu ok az olan eme. [DS] 3. {az} Suyu yk {az} Sekiz on susam demetinin bir araya gelmesi sekten akan az sulu alayan. [DS] 4. Crcr bcei. ile oluan kme. [DS] 6. {az} Tekke ve trbelerin 5. {az} Yeni yryen ocuklarn yrmesini ko kandillerini yakp temizliini yapan grevli. [DS] 7. laylatrmak iin kullanlan tekerlekli araba; y {az} ocuklar tarafndan ufak bir ukura makara rte. [DS] 6. Kk derenin akarken kard ses. kukasn koymak iin sopalarla vurarak oynanan 7. Ar cisimleri kaldrmada kullanlan zincir do bir eit oyun. [DS] nanml makara. 8. z oo l. Lapinagillerden eti lezzet rakm an2, [Far. er-p] {az} is. alayan. [DS] siz, kk, parlak renkli bir deniz bal; urur, rakpa, [Far. er-p] {az} is. Kandil koyacak (C ren ilabn s). 9. Denizcilerin nemsiz saydklar yer. [DD] kk balklar. 10. {az} Etli sac ekmei. [DS] 11. sf. m ecaz. Deersiz, nemsiz. 12. Devaml ve ok ralam ak, [ra-la-mak] g l .f . [- r ] [-l()-y o r] 1. konuan; geveze. S rr bcei, {az} z oo l. Ara koymak. 2. ra edindirmek. 3. {az} Tututur u stos b ce i. [DS] mak; kztrmak. [DS] ralanm ak, [ra-la-n-mak] d n l.f. [ -r ] 1. Reine- rr2, [r+r] {az} is. Fermuar. [DS] rd, [rd / rt / irt (yans.)] is. Sv maddelerin her lenmek. 2. ra sahibi olmak; ra edinmek. 3. e d il hangi bir yerde skmalar sonucu bulduklar bo ra konulmak; ral hle getirilmek, luktan fkrmasn, ezilen bir maddenin iinde bu ral, [ra-l] sf. ras olan veya ra gibi reinesi lunan sv ya da koyu maddenin frlayp kmasn, bulunan. bir gcn tepmesini anlatan kk. [Zlfkar] rd -akralh, [ra-lk > ra-lh] {az} is. ralk. [DS] la-m ak ralk, - [ra-lk] sf. 1. (Odun iin) ra olarak rdaklam ak, [rd (yans.) > rd-ak-la-mak] {az} kullanlmaya elverili. 2. {az} is. ra veya lamba g l . f [ - r ] [-l()-y o r] Frlatmak. [DS] konulan yer. [DS] 3. {az} Lamba. [DS] rga, [r-ga] {az} is. Domates salatas. [DS] ram oz, [ra + yakamoz] is. Balklarn sardalye avlarken veya geceleri avlanrken kullandklar, rgap, [Far. cr + Ar. kadd => rap] {eAT} is. Al tn ilemeli, ssl elbise, ucunda lamba bulunan uzun sapl zgara, rgm ak, [()r--mak / crg-mak] {az} ite, f. rapha, [Far. er-p] {az} is. Lamba. [DS] [-r ] armak; barmak. [DS] rapna, [Far. er-p] {az} is. Kandil. [DS] rgt, [r (yans.) > r-t Ji^>-] is. 1. {az} Bir tr rap pa, [Far. er-p] {az} is. Kandil ve ra ko nulan yer. [DS] ekirge. [DS] 2. {eAT} Austos bcei.

IR

l ffl 1 . 9 7 4

rguy, [ry] {eT} is. 1. Ok temreninin ikince olan yeri. [DLT] 2. Bir giyecein yan tarafnda olu an ikinlik. [Clauson] 3. Dkn; yoksul. [KB] 4. Cimri. [KB] rh t1 -d [rk--t > rht] {az} is. Bir tr ekirge. ,
P>s]

ta stnde dverek ykamak. 2. Aac silkelemek. 3. Bir kimseyi fkeyle silkelemek ve dvmek. [DS] rlaga, -c [r-la-ga] {az} is. Austos bcei. [DS] rlaa, -c [r-la-a] {az} is. Austos bcei. ' [DS] rlak 1, - [(p)-la-k> rlak] {eAT} sf. rlplak anlamna gelen rlak plak ikilemesinde geer. rlak2, - [r / cr (yans.) > r-la-k y r] {az} sf. 1. nce ve srekli bir sesle alayan. 2. (Ses iin) ince ve rahatsz edici; crlak. 3. abuk alayan. 4. is. Ku yavrusu. [DS] S rlak plak, {OsT} rl plak. rlak3, - [r-la-k] {az} sf. (Kii iin) gzleri d ar frlak olan. [DS] rlam ak 1 [r-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [-l()-y o r] , 1. nce ses kararak alamak; crlamak. 2. Tiz ses le barp armak. [DS] rlam ak2, [r-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] [ - l()-yor] 1. (Suda akntya kaplan nesne iin) kyya vur mak. 2. (Gemi iin) karaya oturmak. [DS] rlam ak3, [r-la-mak] {az} gl. f . [ - r ] [-l()-y o r] Kkrtmak; isteklendirmek. [DS] rlang1, -c [r-la-n-g] {az} is. Austos bcei. [DS] rlang2, -c [r-la-n-g] {az} is. Gzel kokulu, yenmeyen bir tr kavun. [DS] rlavk, - [r-la-gu-k] {az} is. Austos bcei. [DS] rlavuk, -u [r-la-gu-k] {az} is. Austos bcei. [DS] rlayk, - [rla-y-k j J y>-] {eAT} is. 1. Austos b cei; crlayk. 2. {az} Kurbaa. [DS] rm atr, [r-ma+t-r] {az} sf. Kark ve ba kmsz. [DS] rm aan, [r-ma-an] {az} is. Dokuma tezghn da, gclere taklan kuyu makarasna benzer bir tahta ara. [DS] rm ak, [r-mak / cr-mak / yr-mak] {az} gl. f i [a r ] 1. Yrtmak; paralamak. 2. Trmalamak. 3. Par alara ayrarak blmek; pay etmek. [DS] rm aklam ak, [mak / trnak > r(m)ak-la-mak] {az} gl. fi. [- r ] [l()-y o r] Trmalamak. [DS] rm alam ak, [mak > rma-la-mak] {az} gl. fi. [r ] [-l()-y o r] Trmalamak. [DS] rm am ak, [Tat. rma-mak] {az} gl. f i [- r ] [-m ()y o r ] Sarp sarmalamak; dolamak. [DS] rm ar, [r-mak (blm ek) > r-mar ?] {az} is. 1. Evlek. 2. Tarlay sulamak iin alan su arklar. [DS] rm k 1, - [r-mak > r-mk] {az} is. 1. Trnak. 2. Pene. [DS] rm k2, - [r-mak > r-mk] {az} is. Odun par alar. [DS]

rht2, -d [rk--t] {az} sf. Krk; bozuk. [DS] rk 1, - [ (yans.) > ()r-k] (:rk) {az} is. 1. Su oluu. 2. Kirman; krk. [DS] S rk atm ak, {az} Tepm ek. [DS] rk2, - [r-mak / yr-mak / cr-mak] {az} sf. 1. Yrtk; yark. 2. m ecaz. Srtk; fahie. 3. Arsz; ter biyesiz. [DS] rk3, - [r (yans.) > r-k] {az} is. 1. Kpk; kaymak. 2. Bir tr sere. 3. Sklm zm posas. [DS] rklam ak, [r (yans.) > r-k-la-mak] {az} gsz. f M [-l()-yor] Barmak. [DS] rklk, - [cr-mak > r-k-lk] {az} is. Srtklk. [DS] rlplak, - [rl+plak] pekt. zf. Tamamen plak olarak, rlplaklk, - [rl+plak-lk] p ekt. is. Tama men plak olma durumu, rlta, [r (yans.) > r-l-ta ?] {az} is. Lokma tat ls. [DS] rmbula, [r (yans.) > rmbula ?] {az} is. Aus tos bcei. [DS] rm lam ak, [r-mak > r-m-la-mak] {az} gl. f . [-l()-y o r] Para para etmek. [DS] rng, [r (yans) > r-n] {eT} nl. ngrt; ngrt. [DLT] rnt, [r-nt] {az} is. Odun paralar. [DS] rz, [r-z] {az} is. al rp. [DS] rk 1, [rlc (yans.)] is. Sklan amar vb. eylerden suyun dar atlmasn anlatan kk. [Zlfkar] rkm ak rk2, [rk (yans.)] {az} is. Hayr, yok! anlamn da dil aklatma sesi. [DS] rk3, [rk] {az} sf. Sade; ar; saf. [DS] rk4, [Far. irk] {az} is. Sigara zifiri. [DS] rka, [? rka] {az} is. Civciv. [DS] rkalam ak, [rk (yans.) > rk-ala-mak] {az} gl. f M [-l()-y o r] alkalamak. [DS] rkd, [r (yans.) > r-t > rkd- $J>vr] {eAT} {az} is. -* rgt. [DS] rkk, - [n > krk > rkk] {az} is. Pamuun tohumunu ayrmak iin kullanlan aatan yaplm ara. [DS] rk t1, [r (yans.) > r-gt / rlct] {eAT} {az} is. Austos bcei. [DS] rkt2, [r-kt] {az} is. Bir eit keklik; il keklik. [DS] rkm ak, [rk-mak] {az} gl. f . [ - a r ] 1. amar

T i i M i i i t t a z i j i i .9 7 5

IR
rp, rp-mak, rp-, rp-n-t, rp--la-mak, rp--tr-mak S rp rp atm ak, {az} Kestirip atmak. [DS] rpacah, [rp-acak > rp-acah] {az} is. -* rpa
cak. [DS] rp acak , - [rp-mak > rp-acak] is. 1. rpma iinde kullanlan ara. 2. {az} ok ince denek. [DS] 3. {az} Aalardan meyve drmekte kulla nlan uzun sopa. [DS] 4. {az} Yn, pamuk vb. ka bartmakta kullanlan iki atall ince sopa. [DS] rpa, [r-mak > rp-a] {az} is. Yn kabart makta kullanlan ucu iki atall ince sopa. [DS] rp ak 1, - [rp-ak] {az} is. 1. nce denek. 2. Ce viz, palamut, zeytin gibi meyveleri silkmeye yarar ince uzun denek. 3. Yn, yapa ve pamuk ka bartmakta kullanlan ucu atall ince denek. [DS] rpak2, - [rp-mak > rp-ak] zf. Bir rpda; a bucak. S rpak karm ak, {az} Tezden yapp bitirmek. [DS] rpaklam ak, [rp-ak-la-mak] {az} gl. f. [-r] [l()-yor] 1. Hafife vurarak dvmek. 2. Sopa ile aacn meyvelerini dkmek. 3. (Sv iin) kap iin de alkalanmak. [DS] rpalam ak, [rp-ala-mak] {az} gl. f . [-r] [-l()yor] 1. Kap iindeki svy sallamak; alkalamak. 2. Pskrtmek. [DS] rp an 1, [rp-an / corb-an] {az} is. 1. Bataklk; coblan. 2. Kt kadn, fahie. 3. sf. (Kii iin) geim siz; kavgac. [DS] rpan2, [rp-mak > rp-an] sf. 1. rpma iini ya pan; rpc. 2. {az} Ku avlamakta kullanlan sa pan. 3. Meyve aalarn silkmekte kullanlan ince uzun sopa. [DS] rpan3, [rp-an/ trpan] {az} is. Trpan. [DS] rpan4, [rp-an] {az} is. Sarlk tedavisi iin halk arasnda iki kan arasndan kan kartmakta kulla nlan ara. [DS] rp an 5, [Erme, urban] {az} is. Bir kyn sulama suyunu ynetmekle grevli kimse. [DS] rp1, [rp (yans.) > rp-mak > rp- .^.yr] is. 1. Aa veya asmann dal ve budak krnts. 2. Biile cek tahtalarn boylarn ve kalnlklarn belirlemek iin iki ucundan gerdirilip bastrlan boyal ipin ortasndan ekip brakmak suretiyle kalas zerine ekilen izgi. {OsT} (ayn) 3. mecaz. Hiza; tahmin; hesap; tertip. 4. {OsT} Huy; gidi; tavr; klk. 5. {az} Bir ii dzgn biimde yap. [DS] 6. zf. (Bu lunma hli ile) birdenbire; anszn; arabuk; ara vermeksizin. Diyeceklerini bir rpda syler, son ra susard, fi1 rp ipi, 1. rp vurmada kullan

rmk3, - [-r-mk > r-mk] {az} is. Civciv. [DS] rmk4, - [r-mk] {az} is. Duvarlar yamurdan korumak iin zerine rtlen al rt. [DS] rm klam ak1, [r-mk-la-mak] {az} gl. fi [-r] [l()-yor] Trmalamak. [DS] rm klam ak2, [rmk-la-mak] {az} gl. fi. [-r] [l()-yor] Odunu paralayp kltmek. [DS] rm t1, [r-mak > r-mk > rmt] {az} is. 1. Su yolunun bahe duvarndan gemesi iin alan de lik. 2. Deirmen arklarnda suyu evirmekte kulla nlan tahta paras; savacak. [DS] rm t2, [r-mak > r-mk > rmt] {az} is. Para ck. [DS] rm uklam ak, [r-mk-la-mak] {az} gl. f i [- r ] [l()-yor] Trmalamak. [DS] rnah, [r-()n-a-k > mah] {az} is. Trnak. [DS] rnahlam ak, [mah-la-mak] {az} gl. f [-r] [-l()yor] Trnaklamak; penelemek. [DS] rn ak 1 - [eT. trnak / r-mak > r-()n-a-k ,

{17.yy.} {az} is. Trnak; pene. [Karacaolan] [DS] S rnak atm ak, {az} Trmalamak. [DS]
rnak2, - [r > r-()n-ak] {az} is. Tal ve dar yol; kei yolu. [DS] rnakaz, [r (yans.) > r-()n-a+kaz ?] {az} is. Bir su kuu. [DS] rnaklam ak, [mak-la-mak j ^ l j y - ] {eAT} {az}

gl. fi. [-r] [-l()-yor] Trmalamak; penelemek.


[DS] rn k 1 - [Bul. tsamk / tsolnak => emik > rnk , r] {OsT} is. dnz. 1. Kk boyda kayk. 2. Tek ve yekpare direkli, flok yelkeni bulunan ve 200 tona kadar olan yelkenli. 3. {az} ki ba eri ba lk ya da tahl kay. [DS] rnk2, - [r (yans.) > r-()n-k] {az} is. Tahte revalli. [DS] rnk3, - [r (yans.) > r-()n-k] {az} is. 1. Kk dere. 2. Kei yolu. [DS] rnk4, - [Far. zemih => zrnk] is. argo. 1. En kk ey. 2. sf. Deersiz; irkin. rnk5, - [r-()n-k] {az} is. nce aal, sk or man. [DS] rnk6, - [cr-k > rnk] {az} is. Sereye benzer, crrk diye ses kararak ten bir ku. [DS] rnkl, [mk-l] {az} sf. Sulu. [DS] rona, [Yun. tzirona] {az} is. Bayku. [DS] rp 1, [arp / erp / rp / irp (yans.)] is. Sv ya da kvaml maddeler iinde kendi kendine ya da el ve ayakla oluturulan hareketler srasnda kan sesleri anlatan kk. [Zlfkar] rp-n-mak, rp--mak rp2, [arp / erp / rp /irp (yans.)] is. Anszn kuv vetlice vurma, vurarak kesme ve bu biimdeki ha reketleri anlatan kk. [Zlfkar] rp-a rpa, rp

lan boyal ip. 2. {OsT} Duvarclarn yap talarn bir hizada koymay salamak iin kullandklar ip. | | rp vurm ak, Boyal bir ipi iki ucundan gergin tutarak ortasndan ekip brakmak suretiyle tahta veya herhangi bir zem in zerinde dz bir izgi ek

IR

I M

I M

m ek. | rp gibi, (K o l ve b a c a k iin) o k in ce ve | zayf. | rpya getirmek, {eAT} H izaya sokm ak. | rp2, [rp-] (az) is. 1. Kadnlarn balarna ba ladklar yemeni. 2. paral, el dokumas renkli kilim. 3. Ensiz kilim. [DS] rp3, [rp-] {az} is. Yaprak. [DS] rp4, [rp-] {az} is. Yn atmakta kullanlan ara. [DS] rp5, [arp-] {az} is. Beyaz badana topra. [DS] rpcak, - [rp-acak > rpcak] {az} is. rpa cak. [DS] rpc', [rp-mak > rp-c , ^ y - ] is. 1. rpmak iini yapan kii. 2. Kuma ve yazma gibi eylerin boyalar tutsun diye deniz suyunda rpan kii. {OsT} (ayn) 3. {az} amarc. [DS] 4, {az} Srk larla zeytin ve ceviz gibi meyveleri dallarndan rpmak suretiyle dren kii. [DS] 5. tar. Boyan m yazmalar, uha ve benzeri dokumalar ykayan iilere verilen ad. S rpc oan, {OsT} rpc larn keten y ka m ak ta kullan dklar su d a eriyen bir tr ta. rpc2, [arp-mak / rp-mak > rp-c] {az} is. Hrsz. [DS] rpdak, - [rp (yans.) > rp-adak / rp-(t)-ak] {az} zf. Bir anda; bir rpda. [DS] rpk1, - [rp-k] {az} is. 1. Hileci. 2. (Kii iin) eline geeni alp gtren. 3. (Kii iin) adaletsiz; kt ruhlu. [DS] rpk2, - [rp-k] {az} is. 1. Badana. 2. apak. [DS] rpk3, - [rp-k] {az} is. Bez paras. [DS] rplm a, [rp-l-ma] is. rpma iinin yaplma ey lemi. rplmak, [rp-l-mak] edil. f . [-r ] rpma eylemi yaplm olmak, rpm cak, - [rp-mak > rp-m-cak] {azf is. Unu su iinde rpmaya yarar alet; rpacak. [DS] rpnd, [rp-m-d] {eAT} is. rpnt. [DK] rpn, [rp-n-] is. rpnmak eylemi ve biimi, rpnm a, [rp-m-ma] is. Kol ve bacaklarn bilin sizce rpma eylemi, rpnmak, [rp-m-mak] dnl. f . [ -r ] 1. Bir' ac etkisi ile vcudun baz yerlerini, zellikle kol ve bacaklar iddetle sallamak, sarsmak; saa sola sa vurmak. 2. (Kaslar iin) kendiliinden ve dzensiz olarak kmldamak; seirmek. 3. (Deniz iin) k k dalgacklar hlinde dalgalanmak. 4. Kendini tutan veya skan birinden kurtulmaya almak. 5. m ecaz. Zor bir durumdan kurtulmak veya bir mese leyi zmek iin aba harcamak; kar yol aramak; abalamak. 6. Ne yapacan ararak znt iin de tela gstermek. rpnt1, [rp-n-t] is. 1. rpnma. 2. Su yzeyin deki hafif dalga; alkant. 3. {az} arpnt; heye can. [DS]

rpnt2, [rp-n-t] {az} is. Bir yerden alnm ya da. gtrlm eya. [DS] rpntl, [rp-m-t-l] sf. (Deniz iin) kk ve oy nak dalgal; alkantl, rpz, [rp--sz] {az} sf. Terbiyesiz. [DS] rp, [rp-] is. rpmak eylemi veya biimi, rplam ak, [rp--la-mak] {az} g l . f [ - r ] [-l()y o r ] Bir hayvann arkasna hzl fakat hafif bir e kilde vurarak srmek. [DS] rpm a, [rp--ma] is. (Kular iin) birlikte kanat rpma; rpmak eylemi. rp m ak 1 [rp--mak] ite, f . [ - r ] 1. Srekli ve , karlkl rpmak. 2. (Kular iin) birlikte kanat rpmak. 3. Birbiri zerine sramak; srayarak karmak. rpm ak2, [rp--mak] {az} dnl. fi [-r ] 1. (Su, amur vb. iin) bir eyin zerine sramak. 2. Sa lmak; dklmek; etrafa sramak. [DS] rptrlm a, [rp--tr-l-ma] is. rptrmak ii nin yaplmas; rptrlmak eylemi, rptrlm ak, [rp--tr-l-mak] edil.fi. [ -r ] 1. r ptrmak eylemi yaplm olmak. 2. nce denekle hafif hafif vurulmak. 3. (Bir i iin) stnkr ya pp bitirilmek, rptrm a, [rp--tr-ma] is. 1. rptrmak ii. 2. ( iin) acele ve dikkatsizce yaplma durumu, rptrm ah, [rp--tr-mak > rp trmah] {az} g l.f. [-r ] ocuu hafife dvmek. [DS] rp trm ak 1, [rp--tr-mak] gl. fi [-r ] 1. r pmasn salamak. 2. nce bir denekle hafif, hz l ve ksa darbelerle vurmak. 3. Bir ii stnkr ve abucak yapmak. 4. {az} Aa dallarnn ularn ve kk dallar kesmek. [DS] 5. {az} Herhangi bir eyi silkelemek. [DS] 6. {az} Satmak. [DS] rptrm ak2, [rp--tr-mak] {az} gl. fi. [-r] almak; hrszlk etmek. [DS] rptrm ak3, [rp--tr-mak] {az} gl. f i [-r ] Meyve ve yemek attrmak. [DS] rptrucu, [rp--tur-ucu] {az} is. Hrsz. [DS] rpt, [rp-t / kibrit] {az} is. Kibrit. [DS] rpz, [rp-z ?] {az} is. 1. Sonbaharda erken eki lerek sulanan ve dolaysyla erken geliip yeille nen buday. 2. avdar. 3. Aa filizi. [DS] rpm a, [rp-ma] is. 1. rpmak, silkelemek eylemi. 2. Kuman kenar kvrlarak ine ile yan tutturulan diki. 3. Adan balk ayklamak; a suda temizle mek. 4. spor. Yal grete rakibinin tutmak zere uzatt eli, eli ile keserek bu hamleyi engelleme hareketi; budama. 5. spor. Greko-Romen grete minderde rakibini beli hizasndan kavrayarak kendi zerinden saa veya sola srt st arma oyunu. 6. Meyve aalarm bir srkla vurarak meyvelerini yere dkme. 7. Sulu yiyecekleri atal veya kak ile hzl hzl kartrma. 8. {az} veya drt oltann bir araya getirilmesinden oluan bir tr olta. [DS] 9.

T lllt lR M

I 977

s rtanhk, - [rtan-lk] {az} is. ta yapmaya uy gun aa, [DS] rtdam ak, [rt (yans.) > rt-da-mak] {az} gsz. fi. [ - r ] [-d ()-y o r] trdamak. [DS] rtboa, [rt-+bo-a J* s ? ] {eAT} is. tleen kuu. rtk 1, - [rt-k / rt-lj] {az} is. 1. Oynarken parmaklarn kard ses. 2. e yaramaz duruma gelmi sprge. 3. Hoppa; zppe. 4. Kap mandal. [DS] S rtk prtk, {az} P a r a p a r a ; a z a r azqr. [DS] rtk2, - [rt-k] {az} 1. Salmas g olan k k hayvan memesi. 2. nce su yolu. 3. sfi. Kk; az. [DS] rtkl, [rt-k-l] {az} sfi ( iin) kark. [DS] rtlm a, [rt-l-ma] {az} is. Para para yrtlma. [DS] rtm , [rt-mak > rt-m / crkm] {az} is. 1. K k bir para; az miktarda. 2. Bir damla. [DS] rtm rtm , {az} A zar azar. [DS] rtlak, [rt (yans.) > rt-la-k] is. 1. Karga. 2. sfi (ocuk ya da hayvan iin) ok abuk pisleyen, rtlam k, - [rt-la-mk] {az} is. Su fkrtan ocuk oyunca. [DS] rtlayk, - [rt-la-y-k {eAT} is. Crcr b cei. rtlaz, [r-t-la-z] sfi. Arsz, geveze; maskara, rtlk, - [rt-lk] {az} is. Sprge otu. [DS] rtm a 1, [rt-mak > rt-ma] {az} is. 1. Kk par alara doranm patlcan ya da kabak yemei. 2. nce doranm taze fasulye yemei. 3. Cack. 4. Isrgan otundan yaplm brek. [DS] rtm a2, [rt-ma] {az} is. 1. Tekme; elme. 2. Fis ke. [DS] rtm ak 1, [rt-mak / crt-mak / yrt-mak] {az} gl. fi. [ - a r ] 1. Bak vb. ile kk delikler, gzler a mak. 2. Kk paralara blmek; ince ince dora mak. 3. Kan almak iin vcudun herhangi bir yeri ni kesmek. [DS] rtm ak2, [rt-mak] {az} gl. fi. [- a r ] Damla damla inek samak. [DS] rtm ak 3, [rt-mak] {az} gsz. fi. [ - a r ] 1. Yellen mek; osurmak. 2. Bbrlenmek; nmek. [DS] rtm an , [rt-man] {az} is. Hayvan srmekte kul lanlan ince aa dalndan yaplma sopa. [DS] rya, [Yun. tsirya] {az} is. Elma, armut kurusu; kak. [DS] s, [ > l-s] (:s) {az} sfi Yapkan ve slak. S s toprak, {az} lenm i topran altndan kan a k renkli, sakz g ib i y a p ka n to p rak ; tula h a muru. [DS] san1 [eT. (nem) > -s-an] {az} is. isenti. [DS] , S1 san san, {az} (Yam ur iin) y a v a y a v a ; isen isen. [DS]

{az} Cack. [DS] 10. {az} Halanm yumurta zerine soan doranarak yaplan bir yemek. [DS] 11. Iaz} Sulu lahana yemei. [DS] 12. {az} K k paralara ayrlm patlcan veya kabaktan yap lan yemek, [DS] rpm ac, [rp-ma-c] is. rpma iini yapan kimse; rpc. rp m ak 1, [rp-mak J*i> r] gl- f i [ - a r ] 1. Hzla ve kesik kesik silkelemek. 2. (Aa, sa vb. iin) ucundan birazck kesmek. {OsT} [DK] 3. ki eyi birbirine hzla vurmak; arpmak. {eAT} (ayn) [DK] 4. Sulu yiyecekleri hzla atal veya kak ile srekli olarak kartrmak. 5. spor. Greko-Romen grete minderde rakibini beli hizasndan kavrayarak kendi zerinden saa veya sola srt st armak. 6. spor. Yal grete rakibinin tutmak zere uzatt eli, eli ile keserek bu hamleyi engellemek; budamak. 7. {eAT} {az} Hrszlk etmek; almak. [DS] 8. {eAT} Kesmek. 9. {az} Kk paralara ayrmak; ince ince doramak. [DS] 10. {az} Badana yapmak. [DS] 11. {az} Evi temizlemek. [DS] 12. {az} D zeltmek. [DS] 13. {az} Tketmek. [DS] 14. {az} amar ykamak. [DS] 15. {az} izgi ekilmek istenen yere iki uundan tespit edilmi boyal ipi ortasndan ekip brakmak; rp ile iaretlemek.

[DS]
rpm ak, [rt-mak / rp-mak] {az} gl. f i [-r ] Kan almak iin ustura ile vcudun herhangi bir yerini kesmek. [DS] rp trm a, [rp-tr-ma] is. rpma iini yaptrma ey lemi. rptrm ak, [rp-tr-mak] gl. fi. [ - r ] rpmak iini yaptrmak. rt1, [art / rt (yans.)] is. Kaba bir ekilde tmeyi, barmay anlatan kk. [Zlfkar] rt-la-y-k rt2, [rd / rt / irt (yans.)] is. Sv maddelerin herhangi bir yerde skmalar sonucu bulduklar boluktan fkrmasn, ezilen bir maddenin iinde bulunan sv ya da koyu maddenin frlayp kma sn, bir gcn tepmesini anlatan kk. [Zlfkar] rt-la-k, rt-la-m ak, rt-m ak, rt-k rt3, [rt / rt / urt (yans.)] is. 1. Svlarn atln, dkln ve akn anlatan kk. [Zlfkar] rt-k 2. {eT} Diler arasndan tkrk frlatrken kan ses. rt4, [rt / irt (yans.)] is. Blme, kesme, krma ve trdatma anlatan kk. [Zlfkar] rt-m ak, rt-k, rt-d a-m ak rt5, [? rt] is. At veya eek tarafndan evrilen tu lumlu su dolab, r t , [rt (yans.)] {az} is. Kmes hayvanlar ile kularn gbresi. [DS] rtak, - [? rtak] {az} is. Badadi duvarlara ko nulan ta. [DS] rtan, [rt-an / ort-an] {az} is. Aa oluk. [DS]

IMrlCtSM.m
tak3, - [t-ak] {az} is. yi giyimli, yakkl delikanl. [DS]

san2, [? san] {azj is. Sarmak. [DS] sk, - [eT. (nem ) > -s-k / -s-k] (:sk) {azj sf. Nemli. [DS]

tak4, - [t-ak] {az} is. obana dardan katlan davar; katnt. [DS] tak5, - [at-ak > t-ak] {az} is. Bir dalda bulu nan drt be meyve topluluu. [DS] smak, [s-mak ?] {az} g s z .f. [ - a r ] Susmak; pus tal, [ta-l] sf. 1. tas bulunan. 2. ta ile birle mak. [DS] tirilmi olan. kmak, [-k-mak] {az} gsz. f i [- r ] Oyunda tanak, - [t-anak] {az} is. 1. Kk dal. 2. Bir mzklk etmek. [DS] dalda bir arada bulunan drt be meyve topluluu. mak, - [-mak ?] {az} is. imek. [DS] [DS] t1, [at / et / d / t / it (yans.)\ is. Gl bir e ta n , [Far. se () + tar (tel)] {OsT} is. Bir tel ipek, kilde vurma, arpma, krma, patlama, dalma, iki tel pamuk iplii ile, bez aya armrle sar ve yanma ve tutumay anlatan kk. [Zlfkar] t, tkrmz ubuklu dokunmu kuma; diba, k, t-, t- pt, t-r t-r, t-r-m ak, t-r-t, itari, [Yun. kitari] is. zool. Bir balk tr, (S alpa t+ kr-l-d-m , t-lk sa lp a ). t2, [at / t / it (yans.)] is. Kzma, kavga etme vb., tavk, - [t-a-g-k > tavk] {az} is. Yara; durumlarnda barma, rastgele konuma ve syban. [DS] lenmeyi anlatan kk. [Zlfkar] t-r-an, t-r ptr, tt1, [t (yans.) + t] is. 1. Elbise, anta gibi iki t-r-k ayr paras bulunan eylerin kapal kalmasn sa t3, [t (yans.)] is. Krlan bir aa vb. ubuun layan erkek, dii olarak birbiri iine geen bir tr kard hafif ve sreksiz ses. S t karm am ak, dme; fermejp. 2. Dolap kapaklarn kapal tut H i ses ka rm a m a k . | t km am ak, En hafifi bir | mak iin zel olarak imal edilmi gemeli veya se s bile km am ak. | t t, B irbiri a rd n ca kan | manyetik tertibat. trtl ses.|| t etmek, t s e s i karmak.\\ t k tt2, [t+t] {azj is. ncir aacnn, yapraklardan m am ak, ( ocu k iin) y a ra m a zlk etm em ek; grlt nce verdii ilk meyve. [DS] yapmamak.\\ t pt, t ve p t se sler i kararak.\\ tt3, [t+t] {az} is. 1. Patlam msr. 2. Keten t yok, En kk b ir ses b ile olm am ak. tohumu. 3. Kenevir tohumu. [DS] t4, [t / it] {eT} is. 1. it. [ETY] 2. Kamtan yap ttan, [t+t-an] {az} is. itlembik. S ttan lan kulbe. [ETY] 3. {az} al rp. [DS] fi1 t aac, {az} itlem bik a a c. [DS] p arm ak , S e r e p a rm ak . tt1, [t (yans.) + t-] {az} is. Fermejp. [DS] t5, [t] {az} is. 1. Asma kilit. 2. Anahtar. [DS] tt2, [t+t-] {az} is. Bakr tabak; bakr tepsi. t6, [Sansk. citra (renkli) > Far. t => t / it] {az} [DS] is. 1. Ba rts. 2. Yemeni. [DS] ttlam a, [t+t-la-ma] is. Bir elbisenin veya an t7, [ift > t] {az} is. Odun tayan kan. [DS] tann ttn takma eylemi, ta, [Mo. cida (m zrak) > da > ta] ( ta) is. 1. ttlam ak, [t+t-la-mak] gl. f i [- r ] [-l()-y o r] 1. Dzgn biilmi ensiz ve uzun tahta. 2. ki metal (Elbise, anta veya dolap iin) tt takmak. 2. Bu parann ek yerini rtmekte kullanlan maden plak. eyalarn ttn iliklemek; tt ile kapamak, tut 3. Yan yana gelen, fakat birletirilmeden eklenen turmak. tahtalarn ek yerlerini ivileyerek rtmekte kullan tdam a, [t-la-ma > t(d)a-ma] {az} is. Ayiei lan ince dar tahta paras, t? ta gibi, Salkl, e tohumu. [DS] v ik ve grnm zarif. | ta p arm ak , {az} K k | tdk, - [Erme, tsilik / t (yans.) > t(d)-k] {az} p a rm ak . [DS] is. Diilik organ. [DS] ta2, [? ta] {az} is. Bir taraf apa, dier taraf ten, [t-an > ten] {az} is. Aa dallarndan ya trmk olarak kullanlan tarm arac. [DS] plm kk kulbe. [DS] tak, [tak] {az} z. is. Bulgaristann Deliorman t1, [t-] {az} is. Msr patlatmak iin kullanlan blgesinde yaayan, Kpakanm deiik bir azn bir tava eidi. [DS] konuan bir Trk topluluu. t2, [t-] {az} is. 1. Sonbaharda toplanan meyve tak 1 - [t-ak ?] {az} sf. 1. (Sr iin) boynuzla , ve sebzenin aalarna ve bitki kklerine balana r dzgn bir hilali andran. 2. Dada yaayan ve rak atlm ekli. 2. Bir araya balanm msr ko odunculukla geinen; dal. 3. Huysuz, kavgac; an. [DS] S t miti, {az} Sam im iyet; itenlik. az bozuk. 4. Kaba saba, dzgn konuamayan; [DS] ivesi bozuk kimse. 5. Akgz; kurnaz. [DS] t3, [t (yans.) > t-] is. Kklk ve incelik an tak2, - [t-ak] {az} sf. (Kii iin) evlenmeye ilk latan yansmal gvde. S t pt, (Kz ocu u ve yeltenen. [DS] y a kadn iin) u fa k tefek, .irin ve sevim li. smak, [eT. (nem) > -s-mak] (v.sm ak) {az} g s z .f. [ - r ] Hafif hafif terlemek. [DS]

M llR f f lli.9 7 9
t4, [t (yans.) > t-] {az} is. tt. [DS] t3, [t-] {az} is. 1. Anahtar. 2. Asma kilit. [DS] tk1 - [t-k] {az} is. 1. Kfe, sepet rmekte , kullanlan soyulmu fndk ubuu. 2. Tuzak. [DS] tk2, - [it-ik > t-k] {az} sf. Bitiik. [DS] tk3, - [t-k] {az} is. zool. Sereden kk, srt kahverengi ile siyah aras, gs kirli sar, gagas siyah bir ku; su seresi, (P a sser m obiticus). [DS] S1 tk parm ak, {az} K k p a r m a k ; s e r e p a r mak. [DS] tl1, [t-l] {az} is. 1. Kavga. 2. sf. (Kii iin) kavgac. [DS] S tl karm ak, K a v g a karm ak. tl2, [t-l] {az} is. 1. zerinde kendir ipi bklen atal aa. 2. Kesilen aacn yerde kalm olan ince dallar. 3. Yeni km aa dallar; taze dal; filiz. 4. Dikenlik. [DS] tlc, [t-l-c] {az} sf. Kavgac. [DS] tldamak, t-l-da-mak] {az} gsz. f . f - r ] [-d ()y o r j (Yolda yryen hayvan ve insan iin) ayaklar ses karmak. [DS] tlg1, [t-l-u / t-l-k / t-ur-u> t-l- ^y^r] {az} is. 1. {OsT} Birbirine gemi aalk, allk ya da orman. 2. St ve kavak aalarnn ince dallar. 3. Entarilerin kenarlarna yaplan ileme. 4. Su iinde dal ve artklardan meydana gelmi set. 5. sf. Sk. [DS] tlg2, [t-l-g] {az} is. Kvlcm. [DS] tlgu, [t-l-u / t-l-k / t-ur-u y ^ r \ {eAT} is. tlg1. tlk, [t-l-u / t-l-k / t-ur-u . j ^ r ] {OsT} {az) sf. Birbirine gemi; dolak. [DS] tlt, t-l-t] {az} is. Hafif ses; t sesi. [DS] tm an, [t-man ?] {az} is. Hayvan yemi yn. [DS] tm ak, [t--mak] {az} gl. f . [ - r ] Kuma, elbise vb.nin eskiyen, yrtlan yerlerini rmek suretiyle dikmek. [DS] tmk, - [t--mk] {az} s f 1. ok; bol. 2. Sk. 3. is. Sakz aac meyvesi. [DS] tmt, [t (yans.) > t-+(m)t] {az} is. Samimi yet; itenlik. [DS] tmk, [t-l-k > t-m-k] {az} is. St ve kavak aacnn ince dallar. [DS] tn1, [etin > t-n] {az} is. i glkle kan ceviz; etin ceviz. [DS] tn2, [t-n] {az} is. Kk dal. [DS] tm ak, - [t-anak > t-mak] {az} is. Kk dal. [DS] tng, [t-m-g] {az} is. Kuru aa ve al dallan. [DS] tngl, [t-n-g-l] {az} sf. Birbirine girmi; ka rk; dolak. [DS] tnk, - [t-n-k] {az} is. 1. Sarp tal yer. 2. sf. Birbirine girmi; kark; dolak. [DS]

il
tnkl, [t-m-g-l] {az} sf. Birbirine girmi; do lak; kark. [DS] tnuk, -u [t-n-k] {az} sf. Birbirine girmi; ka rk; dolak. [DS] tpt, [ct-+pt-] {az} is. Fermejp; tt. [DS] tr1, [t (yans.) > t-r] is. 1. Yanan bir odun veya kmrn kard ses. 2. Gevrek bir yiyecein azda inenirken kard ses. 3. nce tahta veya dal paralarnn krlrken kard ses. 4. {az} is. Gevretilmi ekmek ve simit. [DS] 5. {az} Kavrul mu kabak ekirdei. [DS] 6. sf. Kark; birbirine girmi; dolak. S tr tr, trdayarak. | tr | ptr, 1. (K k o cu k iin) dzgn ve tatl kon u ma. 2. Kibrit. tr2, [eT. atr (niadr) > tr / otur] {az} sf. 1. amar kili. 2. Kibrit. 3. sf. orak; alkali. [DS] tr1 [t (yans.) > t-r] sf. {az} (Kii iin) ksa , boylu; ufak. [DS] <5 tr m tr, {az} (Kii iin) u fa k tefek. [D S]|| tr ptr, {az} (K ii iin) u fa k tefek ; t pt. [DS] tr4, [t-r] {az} is. Diken; al. [DS] tr5, [? tr] {az} is. Tahl ls; kile. [DS] tranm ak, [tr (yans.) > tr-a-n-mak] {az} d n l.f. [-r ] Sinirlenip rahat kamak. [DS] trtr, [tr (yans.) + tr] {az} sf. Kk; ufak. [DS] trdam a, [t-r-da-ma] is. trt sesi karma ey lemi. trdam ak, [t-r-da-mak] g s z .f. [-r ] [-d ()-y o r] 1. tr tr ses karmak. 2. tr tr etmek. 3. (Tuzlar iin) kristalleme srasnda su kaybndan dolay ses karmak, trdat, [t-r-da-t-] is. trdatmak eylemi veya biimi. trdatm a, [t-r-da-t-ma] is. tr tr ses kart mak ii. trdatm ak, [t-r-da-t-mak] gl. f. [ -r ] tr tr ses kartmak, trday, [t-r-da-y-] is. trdamak eylemi veya biimi. trga, [t-r-ga] is. 1. Yaprakl aa dal. 2. {az} Mee yapra. [DS] trg1, [t-r-g] {az} is. 1. St ve kavak aac nn ince dallar. 2. Ard aacnn yaprakl ular.

[DS]
trg2, [t-r-g] {az} is. Elbiselerin kol ve yakas na ince izgi eklinde yaplan nak. [DS] trg3, [t-r-g] {az} s f (Kii iin) ince dnen. [DS] trg4, [t-r-g] {az} is. bot. Silcan, (Smiax). [DS] trgu, [t (yans.) > t-r-gu] {az} is. Kk dolu tanesi. [DS] trh1, [t-r-k > trh] {az} is. St ve kavak aacnn ince dallar. [DS]

JI trh2, [t-r-k > t-r-h] {az} sf. Kark; birbi rine girmi; dolak. [DS] trhJ, [t-r-k > t-r-h] {az} is. Kvlcm. [DS] trk 1, - [t-r-k] {az} is. Bir srada dikilmi a~ alar. [DS] trk2, - [t-r-k] {az} is. Dert; hastalk. [DS] trk3, - [t-r-k] {az} sf. ok konuan; geveze. [DS] trk4, - [t-r-k] {az} is. Da eteklerindeki tal yol. [DS] trk5, - [t-r-k] {az} is. Kavga. [DS] trk6, - [t-r-k] {az} is. Kavun ve incir ze rinde grlen kk atlaklar. [DS] trk7, - [t-r-k] {az} is. Kvlcm. [DS] trk8, - [t-r-k] {az} is. Kk dolu tanesi. [DS] trk9, - [t-r-k] {az} sf. 1. Kark; dolak; g. 2. Sk. 3. nce, kuru aa dallar. [DS] trk 10, - [t-r-k] {az} is. 1. ki derenin birle tii yer. 2. kacak ayn son, girecek ayn ilk gn leri. [DS] trm , [t-r-m] {az} s f 1. ok gl; sert. 2. ok; bol. [DS] trk, [t-r-g > t-r-k] {az} is. St ve kavak aacnn ince dallar. [DS] trlanm ak1, [tr-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r ] Dolamak; karmak. [DS] trlanm ak2, [tr-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] Yarlmak; ayrlmak; atlamak. [DS] trlanm ak3, [tr-la-n-mak] {az} dnl. f . [-r] Sinirlenip huzuru kamak. [DS] trlam ak, [tr-la--mak] {az} ite, f . [-r] Birbirine girmek; karmak; dolamak. [DS] trl1, [Far. se () + tr (tel) > tr-l] {az} sf. izgili. [DS] trl2, [tr-l] {az} sf. Yaral. [DS] trl3, [tr-l] {az} sf. (Kavun, yemi vb. iin) zerinde kk atlaklar bulunan. [DS] trm ak 1, [t (yans.) > t-(t)r-mak] {az} g l . f [r] ki parmak arasnda sktrdktan sonra dnd rerek atmak. [DS] trm ak2, [tr-mak] {az} is. Susam helvas. [DS] trm an, [tr-man] {az} is. Biilmi ekin yn. [DS] trm k, [t-r-mk] is. Pekmezi, susam veya haha ile kartrarak yaplan bir eit tatl veya helva, trt, [t (yans.) > t-r-t] is. trdayan eyden kan kesik ve hafif ses. tm a, [t--ma] {az} is. Kpek iftlemesi. [DS] tkam a, [t-ka-ma] {az} is. Kavga. [DS] tk, [t-k] {az} is. Kadm hotozunun etrafna ss iin dikilen krmz basma veya ipek erit. [DS] tkrldm, [t+kr-l-d-m] sf. 1. Ar duyarlk, ekingenlik ve incelik gsteren. 2. abuk yorulan veya hastalanan, gsz.

ltllIlK C E S U .

tkrldmlk, - [t-kr-l-d-m-lk] is. tkrldm olma durumu, tlah, [t-la-k > tlah] {az} is. Kvlcm. [DS] tlak1, - [t (yans.) > t-la-k] {az} is. 1. Kvl cm. 2. Kibrit. [DS] tlak2, - [t-la-k] {az} is. Kap mandal; zembe rek. [DS] tlak3, - [t-la-k] {az} is. Tuzlanm yeil zeytin. [DS] tlak4, - [t-la-k] {az} is. 1. Kavrulmu msr ve unu. 2. Kenevir tohumu. [DS] tlak5, - [t-la-k] {az} is. Fermuar. [DS] tlak6, - [t-la-k] {az} is. atlak. [DS] tlak7, - [t-la-k] {az} is. 1. Kara kavuk otu; hindiba, (C h on d rilla ju n c ea ). 2. Bu otun kknden karlan sakz. [DS] S tlak sakz, {az} K a ra kavu k otunun stnden h azrlan an sakz. [DS] tlak8, - [t-la-k] {az} is. itlembik, (Celtis orien talis). [DS] tlam a, [t-la-ma] is. 1. t sesi karma; tlamak eylemi. 2. {az} Etle trnak arasnda oluan yang. [DS] tlam ak 1 [t (yans.) > t-la-mak] gsz. f . [-r ] [, l()-y o r] 1. t sesi karmak, {az} (ayn) [DS] 2. t sesi kararak krlmak, yarlmak veya ezilmek. 3. {az} atlamak. [DS] 4. {az} (Meyve sebze iin) iekleri almak. [DS] tlam ak2, [t (yans.) > t-la-mak] g l .f . [ -r ] [-l()y o r ] {az} Sylemek; szn etmek. [DS] tlam ak3, [t (yans.) > t-l-mak] g l . f [-r ] [-l()y o r ] 1. Fstk, ekirdek gibi kuru yemilerin bir ucundan di vb. ile bastrarak amak; hafife at latmak. 2. Byle yaparak yemek, tlam k, - [t (yans.) > t-la-mk] is. itlembik aac. tlatlm a, [tla-t-l-ma] is. tlatma ii yaplmak; tlatlmak eylemi, tlatlm ak, [tla-t-l-mak] edil. f . [ -r ] tlatmak eylemi yaplmak, tlat, [tla-t-] is. tlatma eylemi ve biimi, tlatm a, [tla-t-ma] is. tlamasn salama eylemi, tlatm ak, [tla-t-mak] gl. f . [-r ] 1. tlamasn salamak; t sesi kartmak. 2. Sylenmesi gere ken eyin bir ksmn syleyerek geri kalann anla yna brakmak; ihsas etmek. 3. {az} m ecaz. Bir kimseye bilmedii bir eyi birazck duyurmak; sezdirmek; belirtmek. [DS] 4. Fstk gibi eylerin azn, kabuu yarlacak kadar krmak, tlay, [t-la-y-] is. tlama eylemi ve biimi, tlk, - [t-lk] is. 1. bot. Karaaagillerden sakz aacnn mercimekten biraz byk, buruk lezzetli meyvesi; itlembik; melengi. 2. {az} Sakz aac. (C eltis orientalis). [DS] 3. {az} Kenevir tohumu. [DS] 4. {az} Flindiba. [DS] 5. {az} Kara kavuk

am m e

.981 ttr, [t(t)-r] {az} sf. Ufak; ttr. [DS]

v
ttrm , [t (yans.) > tt-r-m] {az} is. ocuklarn su zerinde sektirdikleri yass ta. [DS] S ttrm t, {az} fo lk . ocu k oyunlarnda kapnn a lp kapan m asn anlatan sz. [DS] ttrm ak, [t-tr-mak] {az} g s z .f. [-r ] 1. (Mermi vb. atlan ey iin) hedefe isabet ettirmek. 2. Bir aac, bir vuruta keserek kesilen parasn frlat mak. [DS] turgu, [t-l-u / t-l-kl / t-ur-u j^-] {OsT} is. Birbirine gemi aalk, allk ya da orman, turgu, [t-r-g > t-ur-u] {az} is. Frtna. [DS] v1, [av / v / iv (yans.)\ is. Anszn frlama, kama, kayma ya da uma hareketlerini anlatan kk. [Zillfikar] v-m ak, v-gn, v-la-m ak, v--lam ak v2, [v (yans.)] is. Cvk hlde bulunmay anlatan kk. [Zlfkar] v--k v3, [v / iv (yans.)] is. Kularn tmesini, fsltl hlde konumay anlatan kk. [Zlfkar] v-l-dam ak v4, [in. chio] {eT} is. 1. Boynuz. 2. Ke. [Clauson] v5, [eT. > v] {az} is. Kestane ubuklarndan rlm yer sofras tablas. [DS] va, -c [eT. (yalm ) > o-a > va] {az} is. Souk havalarda az stan gne. [DS] vangar, [Mo. cevn gar] {az} is. Sol taraf. [DS] vdrgm , [v-dr-mak > v-dr-gn] {az} sf. Deli; ldrm; mecnun. [DS] vdrm a, [v (yans.) > v-dr-ma] is. vma iini yaptrma eylemi, vdrm ah, [v-dr-mak > v-dr-mah] {az} gsz. f . [ -r ] Delirmek. [DS] vdrm ak1, [v (yans.) > v-dr-mak] gl. f i [ - r ] 1. vmak eylemini yaptrmak. 2. vmasn sala mak. 3. {az} Frlatmak. [DS] vdrm ak2, [v-dr-mak] {az} gsz. f . [-r ] Delir mek. [DS] vdrm ak , [v-dr-mak] {az} gl. fi. [-r ] Aacn kabuunu yontarak zn karmak. [DS] vga, [v (yans.) > v-g] (vga:) is. 1. {eT} kse ubuu. [Gabain] [EUTS] 2. Sr boynuzu. 3. {az} Budaksz, dzgn ubuk. [DS] 4. {az} Taze ve ince st dal. [DS] 5. sf. nce, zayf, kuru clz, vga, [va-] {eT} is. Tuzak kurarak avlanan avc; tuzak; kseci. S vgac tor, A a tc ; tor kurucu; tuzak kuran. [EUTS] vgan, [v-gan] {az} sf. 1. (Hayvan iin) zayf, clz ve ince. 2. is. Boynuzlar geriye bklm sr. [DS] vgar, [Yun. zevgari (eklem e)] is 1. ift sren kz. 2. ift sren veya araba eken hayvanlara yardmc olarak koulan hayvan, {az} (ayn) [DS] 3. {az} Drt tekerlekli yk arabas. [DS] 4. {az} Odun ve

otu ve bu otun kknden karlan sakz. [DS] 6. {az} engel sakz. [DS] 7. {az} Labada. [DS] 8. {az} al sprgesi. [DS] 9. {az} al kuu. [DS] S tlk ekirgesi, {az} (K ii iin) h e r e y e bu r nunu sokan . [D S]|| tlk ban, {az} tp. Vcudun k o l ve b a c a k ksm nda kar k k ban . [D S]|| tlk sakz, {az} K a r a kavu k otunun kkn den ka rlan sakz. [DS] tm a1, [t-ma / it-me] {az} is. Hayvan tekmesi. [DS] tm a2, [at-ma > t-ma] {az} is. Pencere kafesi. [DS] tm a3, [t-ma] {az} is. Beyaz hamam havlusu. [DS] tm a4, [ent-me > nt-ma > t-ma] {az} is. nce ince dorama; kyma. S tm a gabah (kabak), {az} K a b a k ve m ercim ek le y a p la n b ir y em ek. [DS] tm ak 1, [ent-mek > mt-mak > t-mak] {az} gl. f M Yontmak. [DS] tm ak2, - [t-()n-ak > t-mak] {az} is. Portakal vb. dilimlerinin birka tanesinin bir arada bulun mas durumu. [DS] tme, [it-me > t-me] {az} is. Hayvan tekmesi. [DS] tmh, [t-mk > tmh] {az} is. Hayvan tekmesi. S tmh atm ak, {az} T ekm e atm ak. [DS] itm ik1 - [t-mk] {az} is. Tekme. [DS] , itmik2, - [t-mk] {az} is. ra. [DS] itmik3, - [t-mk] {az} is. itlembik. [DS] tm uklam ak, [t-mk-la-mak] {az} gl. f i [-r ] [l(u )-yor] Bozmak. [DS] tnak, - [t-()n-a-k] {az} sf. 1. ift. 2. (Meyve dilimi iin) bitiik; atal. [DS] S tnak k ara, {az} B ir zm eidi. [DS] tnam ak, [t-()n-a--mak] {az} ite, fi. [-r] (Hayvan, zellikle kpek iin) iftlemek. [DS] tnk, - [t-lk / t-()n-k] {az} is. Kara kavuk otu, (C hon drilla ju n c ea ). [DS] tpt, [t (yans.) + pt (yans.)] is. 1. Ayak altnda ezildii veya bir yere srtld zaman tr ptr sesler karan bir ocuk elence arac; atapat. 2. {az} tt; fermejp. [DS] trak, - [t (yans.) > t-()r-a-k] {az} is. Diken; al. [DS] traklk, - [trak-lk] {az} is. allk; fundalk. [DS] trk 1, - [t (yans.) > t-()r-k ^ J^ r] {OsT} is. K vlcm; erare. trk2, - [t (yans.) > t-()r-k] {az} is. 1. Yan sma. 2. Kavgac ocuk. [DS] trk3, - [t (yans.) > t-()r-k] {az} sf. (Kii iin) ufak tefek. [DS] ttadak, - [tt-adak] {az} zf. t diye ses kara rak. [DS]

v
kereste aralarnda ipi gerdiren sopa. [DS] S v g a r aac, {az} v g ara kou lan kzlerin koulduu aa. [D S]|| vgar takm, {az} vgar a a c. [DS] vgarlam ak, [vgar-la-mak] {az} g i f M [ - 1( 0 y o r ] Bir ift kzn nne bir ift kz daha ko mak. [DS] vgn, [v (yans.) > v-mak > v-gm] {az} is. 1. Rzgrl havada yamurla kark yaan kar. 2. A a srgn; filiz. 3. sf. (Kadn iin) hafifmerep. [DS] fi1 vgn yam ak, {az} (Yam ur iin) id d etli yam ak. [DS] v, [Far. dv > uv / v / [Clauson]] {e l } is. -* cil. vl, [v-l] {az} sf. Kk. [DS] vldamak, [v-l-da-mak j * r ] [-d ()-y o r] Fsldamak, vld, [v (yans.) > v-l-d vldu, [v-l-du j>-] {OsT} is. Fslt, {OsT} g s z .f. [-

I t i l T

vagun, [v-mak > v-()--un] (va:gtn) {eT} sf. Eki. [EUTS] vam ak, [*v > v-()--mak] {eT} gsz. f i [~r] 1. (Yiyecek, iecek vb. iin) ekimek; bozulmak; mayalanmak. [Clauson] 2. (Mide iin) yanmak; ek imek; bulanmak, vang, [v()--n / civen] (cva.n ) {eT} is. Eki arap; bozulmu arap. [DLT] vatm ak, [cv-mak > v()-a-t-mak] {eT} gl. f i [-u r] Ekitmek; bozmak. [DLT] vtan, [idem > vtan] {az} is. idem. [DS] y1, [ag / a / ah / ak / g / h / k / y / ig / i / ik / iy (yans.)] is. Tahta, ta, kum, cam, me tal eya ve kuru nesnelerin birbirine arpmasn, vurmasn, srtnmesini veya vurmay arpmay anlatan kk. [Zlfikar] y-rt-h, y-r-k, y2, [y (yans.)] is. Yanmay anlatan kk. [Zlfikar] y -r-d a-k y3, [ik / i / ] {az} sf. Pimemi; i. [DS] yan, [eT. adan (akrep)] is. zool. 1. okayakllardan scak yerlerde yaayan, yirmi bir ift eklem baca olan, sarms esmer renkli, zehirli bir bcek, (S colop ed ra). {eA l') (ayn) [YE] 2. m ecaz. Sar, so uk ve sevimsiz kimse. 3. {az} Arpa baann bir teki. [DS] S yan gibi, H ain ve g en ellik le sarn kii. | yan gzl, M avi gzl. |

{OsT} is. -* vld,

vlgm, [v-l-gn] {az} is. Kvlcm. [DS] vncak, [v-m-(a)cak] {az} is. Salncak. [DS] v, [v-] {eT} is. Eki.

vka, [eT. v-a > v-ka] {az} is. 1. Kavak ve sdn yeni srm yumuak ve ince dallar. 2. Budaksz, dzgn ubuk. 3. Sivri boynuz. [DS] vkar, [Yun. zevgari (koum )] {az} is. 1. Yardm. yanck, - [yan-ck] is. Be yz metreden daha 2. Boyundurua koulan bir ift kze yardm iin yukar kesimlerde ayrlklarda yetien, kk ge nellikle iki kere kendi stne bkl olan bir tr koulan ikinci ift kz. 3. Pulluk kzle kullanla bitki, (Polygonum bistorta). ca zaman pulluk halkasna taklan ok. [DS] vk, [v-k] {az} is. Kavak ve st aalarnn yanlk, - [yan-lk] is. Hainlik; sinsilik. S yanlk etmek, H ain lik etm ek, sin sice davranm ak. yeni srm ince ve yumuak dallar. [DS] vkn, [v (yans.) > v-kn] {az} is. Rzgrl havada karla kark yaan yamur. [DS] vlam a, [v (yans.) > v-la-ma] is. 1. Fkrarak akma eylemi. 2. v diye srekli ses kararak fr lama, uma eylemi. vlam ak1 [v (yans.) > v-la-mak] {az} g s z .f. [, r ] [- l(0 -y r ] 1. (Su iin) fkrarak akmak. 2. (So pa, ok vb. eyler iin) v sesi kararak gitmek; frlamak. [DS] S vlayp gitmek, {az} (H zla atlan ey iin) se s k a ra ra k gitm ek. [DS] vlamak2, [cav-la-mak > v-la-mak] {az} gsz. f . [ - r ] Tyleri dklmek; cavlamak. [DS] vm a, [v-ma] is. vma durum ve eylemi, vmak, [v (yans.) > v-mak] {az} gsz. f i [-a r ] 1. Frlamak. 2. Atlamak. 3. Sramak; hoplamak. 4. Kamak. 5. (Hzla giden bir ey iin) bir eye ar pp yn deitirmek; sekmek; avmak; amak. 6. (Bitkiler iin) filiz vermek; ok uzamak. 7. (Kapal yerdeki svlar iin) basn altnda kalp fkrmak. 8. Salncakta salnmak. 9. (Hayvan iin) yoldan kmak. 10. (Yldz iin) kaymak. 11. (Atlan ta iin) dz gitmek. [DS] ydam, [? ydam] {eT} is. 1. obanlarn giydii yn rme ya da keeden yaplm gmlek. 2. Yataa doldurulan ince join. [DLT] yr, [-r > yr] {az} is. Karda krekle alan yol; r. [DS] yrdak, - [y-r-da-k] {az} is. Prnal meesi, (Q uercus ilex). [DS] ylatm ak, [u-la-t-mak / -la-t-mak] {eT} gl. fi. 1. (At iin) terletmek. 2. (Nesne iin) slatmak. [DLT]

ynak1, - [y-na-k 3U^-] {eA l'} {az} is. Trnak; pene; cynak. [DS] ynak2, - [i-ne-k / -na-k / y-na-k] {az} is. ok inenen yer; ayak alt. [DS] ypak, - [zyp > yp (yans.) > yp-ak] {az} is. Kaygan toprak. [DS] yrk, - [k-()r-k / rk] {az} is. 1. krk. 2. ocuklar yrmeye altrmakta kullanlan te kerlekli araba. [DS] yrm ak, [yr-mak] {az} gsz. f i [ - r ] Tiksinmek. [DS] iz1, [iz (yans.)] is. Kzartma yaparken kan sesi anlatan kk. [Zlfikar] iz

lK lllir o S M

.9 8 3

iz2, [iz (yar.)] is. Oyundan kamay, mzklk etmeyi, kama ve svma anlatan kk. [Zlfkar] z-k-m ak, z-m ak S iz gelmek, {az} Oyunda k u ra lla ra uymamak. [DS] iz3, [iz (yans.j] is. tme, bararak konuma ve alamay anlatan kk. [Zlfkar] z-kr-m ak iz , [iz / iz (yans.)] is. Srterek yazma, bir eyi kazma, kazyarak izmeyi anlatan kk. [Zlfkar] z-m ak, z-g, z-k, z-k-tr-m ak zak, - [z-ak] {az} is. Tahterevalli. [DS] zdrm a, [cz (yans.) > cz-dr-ma > z-dr-ma] {azj is. Tavada da yaplabilen bir tr sac brei.[DS] zdrm ak, [z-dr-mak] {az} gsz. f . [ -ir ] Komak. [DS] zdurm ak, [z-dur-mak] {eT} is. izdirmek. [EUTS] zga, [? zga] {az} is. Domuz yavrusu. [DS] izgi1, [iz (yans.) > z-g] is. Sznden dnme; cayma. izgi2, [z-g / z-g] {az} is. 1. z. 2. izgi. [DS] izgi3, [mg- / z-g] {az} is. Kvlcm. [DS] izi, [iz-mek > iz-i > z-] {az} is. 1. Saban veya pulluun tarlada brakt iz. 2. Tarladaki su yolu. [DS] zg, [z-] {eT} is. 1. izgi. [EUTS] 2. Hareket tarz ve usul. [EUTS] zhmak, [z-k-mak > zh-mak] {az} gsz. f . [r] Sznden dnmek; caymak. [DS] zhtrm ak, [z-k-tr-mak > zh-tr-mak] {az} g l . f [-r ] 1. Yazmak. 2. Karalamak. [DS] izik, - [z-k] {az} is. izilmi yer. [DS] zkmak, [z-k-mak / zh-mah] {az} gsz. f . [r] 1. Kaytarmak. 2. Son hzla komak. 3. Szn den dnmek; mzklk etmek. [DS] zktrm a, [iz (yans.) > iz-ik-tir-me > z-k-trma] is. izgi ekme ii. zktrm ak, [iz (yans.) > iz-ik-tir-mek > z-k-trmak] gl. f. [-ir ] 1. Kesin olmayan izgilerle iz mek, yazmak. 2. arabuk batan savma yazp iz mek. zlma, [iz (yans.) > z-l-ma] {az} is. Sacda ya da tavada yaplan brek. [DS] ztrm ak, [iz (yans.) > z--tr-mak] {az} gl. f . [-r] Yazmak; karalamak. [DS] zttrm ak, [iz (yans.) > z-t-tr-mak] {az} gl. f . [-r ] Yazmak; karalamak. [DS] zkrm ak, [iz (yans.) > z-kr-mak] {az} gsz. f . [-r ] Barp armak. [DS] zmak, [iz (yans.) > z-mak] {eT} gl. f . [-a r ] izmek. [EUTS] zmaklam ak, [iz (yans.) > z-mak-la-mak] gl. f . [-r ] [-l()-y o r] Trmalamak, zmk, - [iz / r (yans.) > z-mk] {az} is. Trnak yaras. [DS] zzak, - [z(z)-ak] {az} is. Tahterevalli. [DS]

- i1, [-c / -ci / -cu / -c / - / -i / -u / -] yap. e. - * -Cl, {eAT} (ayn). -i2, [- / -i] {eT} yap. e. -. i-, [Far. i- 4=-] {OsT} n ek. Bana getirildii farsa isimlere ne anlam katar n ek. S i-faide, {OsT} N e fa y d a ; k a p a r a eder.\\ i-gne, {OsT} N asl; ne trl.| i-gneg, {OsT} N asllk; nicelik. | i1, [an / ang / atk / eng / n / ng / n / nk / i / in / ing / in / ink / un / ung (yans.)] is. Cam ya da maden eyann nlama biiminde kard sesi anlatan kk. [Zlfkar] i-ri-n -g i2, [i (yans.)] is. vmeyi, yz vererek martmay anlatan kk. [Zlfkar] i i, ii-le-m ek i3, [i / u / (yans.)] nl. Kmes veya dier evcil hayvanlar kovalama ya da arma nlemi, i i i4, [i] {eT} is. Topraktaki yalk; ya; slaklk; nem. [DLT] i5, [in. cheng] {eT} is. Bitme. [EUTS] i6, [Far. ] {eAT} zf. 1. Nasl. 2. Ne. i7, [i > ] (i;) {az} s f i; pimemi. [DS] ib, [ap / ep / b / ib / ip / p (yans.) is. El rpma ve alklama sesini ve hareketini anlatan kk. [Zlfkar] ib-el-ek, ib-i-cik, ib -ik a lm a k iba, [iba] {az} is. Gbek. [DS] ibare, [? ibare] {az} sf. 1. (Kii iin) terbiyesiz. 2. mark. [DS] ibe, [? ibe] {az} is. Kvlcm. [DS] ibek, [ib-ek / p-ek] {eT} sf. (Ku iin) avc; yr tc. S ibek krguy, A tm acaya ben z er bir avc ku; d e lic e d o a n ; m oym ul; (A ccipiter nisus). [DLT] ibelek, -i [ib (yans.) > ib-ele-k] {az} is. Alk. [DS] ibelenmek, [ibe-le-n-mek] {az} dnl. f. [ -ir ] Nazlanmak; ive yapmak. [DS] ibeng, [? iben] {az} zf. Bundan sonra; artk. [DS] ibi, [ibi] {az} is. Olak. [DS] ibiibi, [ib-i+ib-i] {az} is. Bir eit ot. [DS] ibiik, -i [ib (yans.) > ib-i(k)-ik] {az} is. Alk. [DS] ibik1, -i [ib (yans.) > ib-ik ^ r ] {OsT} is. El a krts; el rpmakla kan ses; alk sesi. S1 ibik alm ak, {OsT} {az} E l rp m ak ; alklam ak. [D S]|| ibik rpm ak, {az} E l rpm ak. [D

You might also like