You are on page 1of 10

Yitirilmi hikmeti ararken:

lhan KUTLUER

slam felsefesinin gnmzdeki anlam


*
I. Entellektel Geleneimizin Yeniden Kefi ve Yeniden Teekkl

ine dayal medeniyetlerde bir ekil ve nisbette tezahr etme istidadnda olan felsefenin, slam medeniyetinde tezahr edi ekli ve/veya tezahr etmi ekillerini aratrmann, bugn slam dncesinin seyri gibi hayat bir mevz bakmndan bize ne trl zihn imkn ve ilhamlar verebilecei sorusuna mmkn cevaplar verebilmenin anlaml olaca aktr. Kelm ve tasavvuf yannda felsefenin slam medeniyet modeli iinde geirdii servenin, fikir tarihi bakmndan bir birikim oluturduu ve bu birikimin tm dorudan ve dolayl etkileriyle slam dncesinin oluum ve geliim safhalarnda tarih bir rol oynad bilinmektedir. Eer dnce tarihimizin ana entellektel gelenei olan kelm, felsefe ve tasavvuf yalnzca ilikileri yahut yalnzca ayrmlar asndan okunmaz, hem ilikileri, hem de ayrmlar asndan; yani tarih btnl iinde incelenirse bu hemen farkedilebilecek bir husustur. Ayrmlarn gzard edilmesiyle yaplacak incelemelerin bu ana entellektel gelenei bir dierine irc etmek gibi bir metodolojik hatay; ilikilerin gzard edilmesiyle, yaplacak incelemelerin bu gelenekler arasndaki bir dierini besleyici, ivme ve yn kazandrc etkilemeleri farketmemek gibi baka bir metodolojik hatay derinletireceini dnyoruz. Btncllk endiesine ynelik olan bu metodolojik vurgunun bata cevap aranmas istenen soruyla irtibat ortadadr: slam felsefesi tarihinin slam dncesinin gnmzdeki seyri bakmndan salayabilecei imkn ve verebilecei ilhamlarn, szkonusu btncllkn grmezden gelinerek devirilemeyecei hususu, ite bu irtibata iaret etmektedir. Elbette slam felsefesini aratrmakla ilgili olan metedolojik mesele, btnlk fikriyle snrl deildir. slam dncesi tarihi terimiyle kast

89
DV N 2001 1 /

* Bu metin 26-27 Ekim 1996 tarihinde stanbulda gerekletirilen Trkiye 1. slam Dncesi Sempozyumunda sunulan tebliin geniletilmi halidir.

lhan KUTLUER

olunan aratrma sahasnn gnmz asndan mmkn bir verimlilie mesnet tekil etmesi, tabiatyla slam ve dnce kavramlarnn tarih kavramyla zaptolunamayacak dinamik manalar ifade etmesinin yansra, tarih kavramna dinamik bir mana atfetmekle de ilgilidir. Eer tarihten gerek oluu gerekse gelimesi bakmndan biricik, tamamen kendine zg, hibir ynyle tekrarlanamayacak ve muayyen etkileri itibariyle yeniden fikr alana tanamayacak lde tarihe gmlm, yalnzca gemiin mal saylabilecek vakalarn tespitini anlyorsak slam felsefesi tarihinin gnmz entelektel muhitine salayacak bir zihn imkn yahut verebilecei bir fikr ilham yok demektir. Fakat tarihe yalnzca vakalarn deil de vkalarn tarih olarak yaklalrsa, yeni tabirle sylersek olayn sreksizlii fikri, olgunun sreklilii fikriyle dengelenmi olacak; tarih olaylarn sreklilik arzeden ve asl aratrmay hakeden vecheleri, altn izdiimiz btncllk endiesi tatmin edildiinde gnmz ve hatt gelecek asndan da fikir ve ilham verici olabilecektir. Fakat fenomenlerin sreklilik arzedebilecek vechelerinin iaret ettii manalarn zihin yahut uur planna tanmasdr ki tarih bir fikir geleneini yeniden kefetme ve daha da nemlisi yeniden retme baarsn temin edecektir. Esasen bir yeniden kefetme ve retme mantna dima muhtczdr. zellikle szkonusu entellektel geleneklerle irtibatmzn eitli sosyo-politik ve sosyo-kltrel tercihlerle koparld yahut daha iyimser bir ifade ile zayflatld gnmzde bu ihtiya kendisini fazlasyla. dayatmaktadr. Bu geleneklerle yeniden ve salkl temasta ilm disiplin ihtiyacn elbette akademik alka ve yntemler karlayacaktr. Ancak slam dncesinin seyri yahut geleceinin belirlenmesinde ihtiya duyulan hakikat, istikamet ve kibet tasavvuru, akademik alkalar da aan bir tefekkr younlamasn art komaktadr. Daha akas akademik aratrmann aktr olarak bilim adam yaklam yannda mtefekkir, hakm, rif terimleriyle entellektel tipolojisini resmettiimiz dnr yaklamna da ihtiya vardr. Kald ki byle bir aratrmann mevzu da bu ikinci yaklam daha ok temsil eden dnrlerin rnleridir. Yeniden kefetme sreci dnrlere yalnzca bir akademik aratrma nesnesi olarak deil, Almanlarn Einfhlung (empati, zdeleyim) dedikleri psikolojik art yerine getirerek, dnr gibi yaklamay gerektirir. Bu katlma duygusu bir taraftan mnsz decek sempati ve antipati tavrlarn dladndan nesnellik artn; te taraftan da iin zne inme cesaretini telkin ettiinden anlama ve yorumlama artn yerine getirir. Bu ikinci artta nesne yannda aratran zne de nem ve deer kazanr.

90
DV N 2001 1 /

Ancak asl hedef tabiatyla yeniden retmek, kblin tabiriyle yeniden teekkl ettirmektir1 ve asl maksad slam dncesinin seyri bakmndan hasl edecek olan da budur. Bu ibaredeki yeniden kelimesinin, zihinde
1 Yeniden teekkl (Reconstruction) terimi kblin felsef konferanslarn ieren The Reconstruction of Religious Thought in Islam (Lahor 1958) adl eserindeki ynlendirici fikri ifade etmekte olup bu byk dnrn slam entelektel geleneini okuyu ve yeniden ina edi tarz ayr bir deerlendirme konusudur.

Yitirilmi Hikmeti Ararken: slam Felsefesinin Gnmzdeki Anlam

telaffuz edildii zaman yineleme ve yenilemenin mterek bir uur kalb iinde tad anlam ifade edecei dnlmelidir. Yalnzca yineleme anlamna gelebilecek bir yeniden teekkl srecini balatma ve/veya gelitirmenin anakronistik yahut tarih-d bir karaktere brnm, manasz ve verimsiz skolastik bir muhafazakrla zemin hazrlayaca kolayca tahmin olunabilir. Yalnzca yenileme anlamna gelebilecek bir yeniden teekkl srecini balatma ve/veya gelitirmenin ise entellektel geleneklerimizin tarihin akyla berhev olmayan ve esasen olmayacak olan ilke bazndaki dayanaklarn grmezden gelme tehlikesiyle aratrmacy kar karya getirecei ve kksz bir modernist tavrn tuzana drecei ortadadr. Esasen bu tavr, dnce tarihi birikiminin hi bir fikr alma yol aamayaca, hi bir fikr ilham veremeyecei nkabulyle zdetir ve gelenekle kurulmas gerekli salkl irtibatn imkan aleyhine, tam bir epistemolojik kopmay temsil eder. u halde yenileme ve yineleme mantndan kastettiimiz mn, slam dnce mirasn yeniden retirken ne skolastik bir muhafazakrla ne de kksz bir modernizme gtren, elverili bir yntemden ibarettir. Bu yntem genelde slm entelektel geleneinden zelde de slam felsefesinden hareketle salanabilecek nemli fikr almlar olduu fikrini peinen ngrr. Bu gelenek(ler)in, insanln yeni ufuklar peindeyken salad teorik ve empirik birikim karsnda eskimi, ypranm ve aklama gcn yitirmi teorik ynlerinin yenileyici yaklamnn mevzuu olaca ortadadr. Ancak bu yaklam yeni ve alternatif olan esas alrken, gelenee karakterini veren temel perspektiflerin mutlak anlamda terkine de yol amaz. Szgelii Aristo/Batlamyus modelinin artk mevcut teorik ve empirik birikim karsndaki eskilii, Kuran, kainat ve insan kitabnn kozmolojik okunuuna gnmzde eskisi kadar katk salayamaz. Artk Frbnin bu modelden kalkan sudur nazariyesi, Fahreddin Rznin bu modeli esas alan Kuran tefsirleri yahut Erzurumlu brhim Hakknn ayn modelden hareket eden tasavvuf izahlarnda Batlamyus etkisinin oynad rol yeniden gzden geirmek lzumludur. Ancak bu yenileyici tenkidin Frbnin kinata, Rznin Kurana ve Erzurumlunun insana baknda esas ald temel fikr ve manev perspektifleri yerinden edecei anlamna zorunlu olarak gelmez. Zten bu perspektiflerdir ki gelenein ruhunu temsil ederler. Ve bu ruh sayesinde Allah-kainat ve insan telakkimizde yeni ufuklara ynelirken temel prensiplerle olan irtibatmz kaybetmemi oluruz. II. slam Felsefesinin Tarih Baars Gnmzde kuatc bir slam felsefesi tarihi yazmnn, uzmanlar nezdinde dahi uzun ve yorucu bir almay gerektirdii bilinir. Bunun birinci sebebi slam felsefesini tm boyutlaryla tespit etmek iin ihata edilmesi gereken literatrn muazzam bir nicelik arzetmesidir. Bunun yansra zaman iinde ortaya kan yeni tarih verilerin, yahut yeni perspektifler nda daima zenginletirilme istidad gsteren anlamlandrma ve yorumDV N 2001 1 /

91

lhan KUTLUER

lama denemelerinin slam felsefesi tarihi yazmnda daima ucu ak bir faaliyet srecini gerekletirdii ortadadr. Akas slam felsefesini insanln dnce serveninde bir baar olarak kaydetmeye tarihiyi mecbur brakan cesim bir gelenek ve literatr szkonusudur. Bu gelenek ve literatrn yalnzca slam dnce tarihi bakmndan deil, genel felsefe ve bilim tarihi bakmndan tad nem ise artk eskisinden daha kolaylkla teslim edilmektedir. Kendinden nceki medeniyetlerin artk yeni bir fikr ve ilm rnesansa dntrmeyecei ekilde muhafaza ettii birikimi baaryla ve tam bir zgven duygusu iinde tevars eden mslman entelektel muhitin daha sonraki merhalede ve fakat zgn bir tarzda bu birikimi yeniden rettii ve Akdeniz medeniyetlerinin mterek serveni bakmndan dinamik bir safhay iaret edecek tarzda gzalc baarlar sergiledii tarihen bilinmektedir. Balangta lgat anlamyla mm olan, daha ziyade szl gelenee yaslanan bir kltr havzasnn insanlarna ne olmutur da iki ya da yzyl iinde yazl gelenee dayal bir kltrel ve kurumsal dinamizmi yakalamay baarm ve ksa srede felsefe ve dolaysyla bilimde insanln retmenleri olmulardr? Eer szkonusu olan slam felsefesi yahut drul-slamda gelien felsefe gelenei ise bu gelimede birincil faktrn, el-Kitb olarak Kuran olduu sylenmelidir. Zira Kuran- Kerim Rosenthalin de sarahatle belirttii gibi2 el-ilm kavramn slam medeniyetinin ta yreine yerletirmi olan bir kitaptr. ou kere belirtildiinin tesinde, Kurann ilm ve fikr faaliyetin slam dnyasnda balamasnda yalnza tevik edici bir rol olmam; byk lde ilm ve fikr faaliyete istikamet verici ve daha da nemlisi ilm ve fikr prensipleri tayin edici bir rol olmutur. Kuran okuyan ve anlamaya gayret eden her akl sahibi hemen farkeder ki, bu Kitb ncelikle bir Tanr telakkisi ortaya koymakta; bir lem resmi izmekte; bir insan tanm yapmakta ve okuyucusundan, iaretlerini tam bir Tanr-lem-insan mnsebetleri kadrosu iinde anlamlandrmasn istemektedir. Kurandaki yet kavramnn yalnzca bu yce metnin birim nermeleri anlamna gelmedii, tabi ve tabiatst sreleri iinde, insan da dahil, tm lemdeki kozmolojik fenomenleri ifade ettii de dnlrse, Kitb okuyup, anlamann ve gereini yerine getirmenin sadece bir gksel metnin satrlarn okumak anlamna gelmedii, kinat kitabn okumak ve anlamak anlamna geldii de akca grlebilmektedir. Akas Kuran, ierdii gsterge (yet, iaret, delil) sistemiyle, her akl seviye bakmndan derece farkllklar arzedebilecek ve fakat mahiyeti itibaryla her akleden iin ayn ve sbit olan ilkeleri iaret ederek Tanr, lem, insan ve bunlar arasndaki mnasebet hakknda bir hakikat tasavvuru oluturmaktadr. Bununla kalmamakta, szkonusu hakikat perspektifinden bakarak lemdeki insann bu tasavvuru derinletirecek
2 Franz Rosenthal, Knowledge Triumphant, Leiden 1970, s. 20, 22, 32. Rosenthalin bu eseri bilgi ve bilim kavramnn din deerler sistemi iindeki yerini ve eitli slam entelektel gelenekleri iinde kazand zengin anlamlar bir kez daha kavramak isteyen okuyucu iin ayrntl veriler sunmaktadr.

92
DV N 2001 1 /

Yitirilmi Hikmeti Ararken: slam Felsefesinin Gnmzdeki Anlam

ilm ve fikr aratrmalara ynelmesini istemektedir. Konumuz bu ilm ve fikr aratrma alanlarnn snrlarn tayin yahut yntemini tespit etmek deildir. Ancak tm teorik ve pratik vecheleriyle bu aratrma faaliyetinin yeryzndeki halife3 yani dnen, bilen ve seen bir varlk olarak insana tevdi edilmi bir mkellefiyet olduu hemen farkedilmektedir. Elbette bu tasavvuru hazr bulduu slam bir muhit iinde yaayan yahut Nasrn ifadesiyle slam bir evren iinde nefes alan 4 mslman entelektellerin varlk, olu ve deere ilikin aratrmalarnda Kurann tayin edici ynlendirmelerde bulunmu olaca ve bu ynde aratrmalar motive edecei tabi idi. Kelm ve tasavvufu ortaya koyan artlar bir yana braklacak olursa; felsefe geleneinin olumasnda slmn hazr bulduu birikimin, szn ettiimiz Kurn form yannda gerekli olan materia primay5 tekil ettii sylenebilir. Bu yzden slamn klasik andaki tercme faaliyetinin felsef gelenein olumasna etki eden esasl faktrlerden biri olarak zikredilmesi gerekir. Tek bir mslmann bile yer almad ama yalnzca mslmanlarn inisiyatifinde alan bir mtercimler kadrosunun, neticeleri slam entelektel geleneinin teekklne hizmetten baka bir ey ifade etmeyen almalar, slam felsefesinin tarih baarlarndandr. Zira kh bizzat halifelerin kh sivil aristokrat zmrelerin destekledii ve ynlendirdii bu tercme faaliyeti gerek kendinden nceki gerek modern zamanlara kadar kendinden sonraki tercme faaliyetlerinden hem nitelik hem de nicelik bakmndan byk bir stnlk sergilemitir. O an Yakn ve Orta Dousunda aheser kabul edilen hi bir eserin tercmesi ihmal edilmemitir. ntikal konusunda kaydedilen bu baarnn daha sonraki aamalar iin salam bir zemin oluturaca tabi idi. Bunlarn anlama, yorumlama, yeniden teekkl aamalar olduu ve zgn eserlere ynelmekle hedefine ulat gerei daha nceki deerlendirmelerimizden karlabilir bir husustur. Kindyi nebev hakikat - felsef hakikat ilikisi zerine kayda deer fikirlere ynelten6, Ebu Bekir er-Rzye Galenosa Ele3 Halfe fil-Arz (Bakara 2/30). Ahlk dncesi asndan bakldnda hilfet, insanl esenlie gtrc evrensel deerlerin yeryznde ikamesini salamak eklinde tanmlanabilecek bir vazifeyi iaret eder ve dolaysyla bu vazifeyi yerine getirmeyi mmkn klacak akl, zgr irade gibi insana zg yeteneklere atfta bulunur. Akl mkellefiyeti, zgr irade de mesuliyeti gerektirdiinden halife kavram insan trnn yeryzndeki misyonunu belli bir moral erevede tanmlam olmaktadr. 4 S.H. Nasr, slam ve lim: slm Medeniyetinde Akl limlerin Tarihi ve Esaslar, trc. lhan Kutluer, stanbul 1989, s. 3; Nasr, bu ifadesiyle entelektel gelenekleri reten znelerin slm bir dnyann atmosferinde yaadn ve bu durumun onlarn etkinlikleri zerinde belirleyici olduunu hatrlatmaktadr. 5 A.g.e., s. 12. Nasr, slam entelektel muhitinin tevars ettii d birikimleri, Aristocu bir terim olan materia prima (form almam ilk madde) ile ifade etmekle, bu birikime form veren etkinliin zgnln iaret etmi olmaktadr. 6 Kind, Felsef Risaleler, trc. Mahmut Kaya, stanbul, s. 159-160.

93
DV N 2001 1 /

lhan KUTLUER

tiriler (e-kk al Clns) kitabn yazdran7, Frbiye sudur nazariyesi gibi a bakmndan etkileyici bir retiyi ilham eden, Belhye Beden ve Ruh Sal hakkndaki Meslihul-ebdn vel-enfs adl eseri yazdran,8 miryi slam medeniyetinin stnln vurgulamaya sevkeden9, el-Knn fit-tb gibi bir saheserin mellifi olan bn Sny merik felsefe adn verdii bir slm Felsefesi projesine ynelten10, kritik yaklamn byk std Gazlnin felsef metinlerle meguliyetini yine bir felsef verime dntren11, bn Rd gnmz bakmndan bile nem arzeden bir tevl teorisine12 gtren, ite bu zgn tavrn, rnekleri oaltlabilecek tarih baarlardr. nk verilen rnekler paralelinde dnlrse, semitik vahiy telakkisinden uzak olan Grek felsefe ruhunu, ann almaz olduu dnlen bilim otoritelerini, nbvvetin isbat gibi bir mevzuu metafizik aratrmann niha amac klmay13 yerletirmeyi aklnn ucundan bile geirmeyecek olan Aristoyu, felsef bilginin bizzat mslmanlar elinde bir dogmatizme dme tehlikesini ve daha neyi ve neyi amay mmkn klan zgn bir felsef inisiyatiftir ki, anlan tarih baary kaydetmeyi mmkn klmtr.
7 Rz klinik gzlemcilii n planda tutan bir metodolojiyi benimsedii iin kendi empirik birikiminin Galenostan daha fazla olduunu ortaya koymak ve Grek hekimden tp ve felsefe bakmndan ayrld noktalar belirtmek zere bu eseri kaleme almtr. Rz Galenosun felsefeye ve zellikle tbba yapt byk katky hayranlk belirten ifadeler kullanarak takdir etmekle birlikte, bilimin otoriteleri izlemekten ibaret olmadn, bu etkinliin birikimsel bir karaktere sahip bulunduunu, dolaysyla sonraki uzmanlarn ncekileri eletirmesinin doal olduunu vurgulamtr. Bk. Eb Bekr er-Rz, Kitbu-kk al Clns, nr. Mehdi Muhakkk, Tahran 1998, s. 1-3. 8 Eb Zeyd el-Belhnin eseri hakknda bk. lhan Kutluer, slam Felsefesi Tarihinde Ahlk lminin Teekkl, M.. Sosyal Bilimler Enstits, Baslmam Doktora Tezi, stanbul 1989, s. 134-154. 9 Bu vurgu, filozofun el-lm bi menkibil-slm (Beyrut 1989) adl eserine tamamen hakimdir. Bk. F. Rosenthal, State and Religion According to AbulHasan Al-Amir, Islamic Quarterly, S. 3-4 (1956-57), s. 42-52. 10 bn Snnn entelektel grafiinin belli bir erisinde srarla kulland Marik hikmet terimine klasik slam ann eitli dnrleri tarafndan atflarda bulunulmu, modern aratrmaclar da bu konu zerinde bir hayli mrekkep sarfetmilerdir. Filozofun kulland bu terim, esasen temelleri Frb tarafndan atlm bir felsef sistemi, Horasan felsefe muhitinin birikimlerini ve nihayet bn Snnn nbvvet temelli slam felsefesi projesini ifade etmektedir. Bk. . Kutluer, slamn Klasik anda Felsefe Tasavvuru, stanbul 1996, s. 61 vd. 11 Bu anlamda onun Tehftl-Felsifesi slam felsefe geleneine ciddi bir katkdr. Mesela onun filozoflarn illiyet ve dolaysyla zorunluluk kavramna ynelttii ve David Humeun habitus kavram etrafnda gelitirdii dncelerle mukayese edilebilen sistematik eletirileri, bu katk sadedinde hemen zikredilebilir. Bu esere egemen olan felsef analiz ynteminin etkili ve baarl kullanm bal bana bir katk saylmaldr. 12 Kutluer, Felsefe Tasavvuru, s. 212-214. 13 Nitekim bn Sn felsef sisteminin yreinde duran nbvvet konusunu, din-ahlk-toplum ilikileri balamnda, Kitbu-if, el-lhiyytn onuncu ve sonuncu blmnde ele almaktadr. (A.g.e., nr. G. Anawati, Said Zyid, Kahire 1960, c. II, s. 435-455).

94
DV N 2001 1 /

Yitirilmi Hikmeti Ararken: slam Felsefesinin Gnmzdeki Anlam

slam dnyasnda felsef faaliyetin, bugn biz modernlerin bilim dedii faaliyeti de ierdii, felsef tavrn bilimsel denilebilecek yntemi de iaret ettii ve ortaya konan bilimsel rnler bakmndan slam bilim tarihi yazmnn slam felsefe tarihi yazmndan ayr dnlemeyecei hususu gznnde bulundurulduunda, szkonusu tarih baarlarn teorik ierii daha da farkedilmi olacaktr. slam filozoflarnn ou zaman bilim adam tipi de izmelerini yahut daha ziyade bilim adam olarak tavsif edilen mslman entelektelerin felsef meselelere bgne kalmadklarn grmek, bu yzden hi de artc deildir. Kindnin optik zerine olan almalar,14 Ebubekir Rznin efsanevi bir hekim olarak empirik yaklam, Frbnin tabiatta boluun imkn zerine ilgin mtalalar,15 bn Sinnn ann bilimine dair sistemci ve ansiklopedik tavr ve tptaki otoritesi, Tecrd yazar Tsnin derin matematik uzmanl, Birnnin dnya bilim tarihinde a aan ok ynl kiilii veya kurumlar asndan bakldnda medrese, hastane ve zellikle rasathanelerin tesisinde gsterilen performans, slamn klasik andaki felsef inisiyatifin tarihi baarlar olarak ayrca not edilmelidir. Tm bunlar Grek phila-sophiasnn, slm el-Felsefesi haline gelii srecinde insanln geliimine armaan edilmi kazanmlardr. III. slam Felsefe Geleneinin Gnmzdeki Anlam Daha nceki iki blmde slam entelektel geleneinin yeniden keif ve yeniden teekkl mant iinde okunuunun yntemi, bu yntemin nasl bir tarih birikime tatbik edilecei ve bunun mmkn verimlilii zerinde durduk. slm felsefe geleneinin gnmz dnce hayat bakmndan ilham edecei en hayat fikirleri, telkin edecei en nemli perspektifleri anahatlaryla u ekilde ortaya koymak mmkndr: Hereyden nce slam felsefesi geleneinin biztih kendi tecrbesi, yeniden keif ve yeniden teekkl mantna dair anlaml bir birikimi temsil eder. slam medeniyetinin oluum ve geliim evrelerinde yalnzca felsefe geleneidir ki, bu medeniyetin baka medeniyetlere ait birikimi tevars ediiyle ilgili ak-seik bir tavr simgelemektedir. Baka medeniyetlerden
14 Kindnin Latince evirisiyle De aspectibus adyla bilinen optie dair Fil-Basariyyt balkl eseri, k hz problemi ile ilgili olarak Roger Bacon tarafndan tetkik edilmiti. Bk. E. Grant, A Source Book on Mediaveal Science, Cambridge 1974, s. 396. 15 Szkonusu olan filozofun, boluun imkanszln teorik ve deneysel olarak kantlamak zere kaleme ald Fil-Hal adl risalesidir. (Eb Nasr el-Frbinin Hal zerine Maklesi balyla nr., trc. Necti Lgal, Aydn Sayl, Ankara 1951.) Filozof suya batrlan bo bir ienin dolmamas, buna mukabil havas boaltlm bir ienin doluvermesi gzleminden kalkarak problemi tartmaktadr. Frbye gre boluun varln savunanlarn kendi tezleri lehine ortaya koyduklar bu gzlem verisi aslnda eksik ortaya konmu ve yanl yorumlanmtr; doru betimlenip yorumlandnda boluun imkanszln aklayacaktr. A.g.e., s. 14-16.

95
DV N 2001 1 /

lhan KUTLUER

alnan fikr ve ilm tesirlerin inkr olunmad, aksine, ilgili referanslarn aka gsterilip, d meneinin cesur bir tarzda vurguland yegne slm gelenek, felsefedir. Harizm, felsefenin ulmul-acemden yani Arap olmayan yabanc unsurlardan aktarlm ilimlerden ibaret olduunu belirtirken,16 felsefenin antik ilimler (culmul-evil)17 eklinde isimlendiriliine paralel bir tavr iindeydi. Bu haliyle felsefe gelenei mslman entelektel muhitin baka medeniyetlere ait ilm ve fikr muhitlerle dolayl yahut dolaysz, fakat apak ekilde temasa geme tecrbesini kendinde barndrmaktadr. Her salkl medeniyet geliirken baka medeniyetlerle temasa geer. Alnmas gerekeni onlardan alr, yeniden retir ve yeni zgn ekilleriyle kendine mal eder. Byle bir zmleme srecindeki salk art, intikal ve taklit aamasnn mutlaklamasna izin vermeyen bir tahkik aamasnn makul sre iinde balatlabilmesidir. slam felsefe gelenei hi bir zaman gizleme gerei duymad bir intikal ve taklit dnemi ardndan zgnle ynelen bir tahkik aamasna ulaabilmitir. slam felsefesinin Hellenistik felsefenin Arapa bir versiyonu olduu ididas artk gnmzde daha fazla tartma grmektedir. slam felsefe geleneinin medeniyetler aras alverite ok doal karlanmas gereken sreklilik ve otorite fikrinin muhafaza edilii yannda, slam medeniyetinin dinanizmini ve kendine gvenini temsil edecek tarzda zgnle ulama ve otoriteyi ama fikrinin tatmin ediliine de ak seik bir rnek tekil ettii belirtilmelidir. te bu rneklik, Bat medeniyetiyle ilm ve fikr (ve tabi siyas-kltrel) olarak temasa gemi olan mslman lkelerin bu maceray ne lde esenlik istikmetinde yaadklar, yahut esenlie gtrc bir mnsebetin hangi ruh ve zihn tavrlarla mmkn olabilecei hususuna k tuttuunu dnyoruz. Kuran merkezli ve bu yzden de ilim merkezli bir medeniyetin kltrel corafyasnn genilemesiyle Grek, Hellenistik, Bizans, Fars, Sbi, Bbil, Hristiyan, Yahudi ve hatt Hint kltr havzalaryla nasl mnasebete girdii, muhtemel meydan okumalara nasl mukabele
16 Ulmul-acem terimi, konuyla ilgili modern aratrmalarda kullanlan foreign sciences teriminin, -el-ulmud-dahle ile birlikte- klasik karldr. Bilindii gibi acem teriminin yabanc anlamna gelii Arapa konuulan kltr havzas bakmndandr. Ancak Hrizmnin ilimler taksimindeki arab olan-acem olan ayrmna esas olan kriter, ncelikle din gelenein Kurnn indirildii ve din kltr geleneinin ina edildii bir dil olarak Arapadr. Acem ilimleri ise bu anlamda er-arab olmadklar gibi, slamdan nce var olduklar ve slam-ncesi arab kltr havzasnda da yeermedikleri iin yabancdrlar. Ancak Frb, mir, bn Sn gibi filozoflarn ilimler taksimi bahsinde byle bir kltrel kstas esas almadklar bilinmektedir. Hrizm, Mefthul-ulm, nr. brahim el-Ebyr, Beyrut 1409/1989, s. 15, 153-155.
DV N 2001 1 /

96

17 Antik bilimler (Ulmul-evil) terimi slm ncesi Grek-Hellenistik felsefe birikimini ifade etmek zere yaygn ekilde kullanlmtr. Ancak unu belirtmeliyiz ki bu terim, el-felsefe terimi ile birlikte, din bilginleri iin ou zaman olumsuz armlara sahip olmu ve ifade ettii birikim ve literatr genellikle dlayc bir tutum ile deerlendirilmitir. Bk. Ignaz Goldziher, The Attitute of Ortodox Islam Toward the Ancient Sciences, ng. trc. Merlin L. Swartz, Studies on Islam iinde (nr. M.L. Swartz), New York, Oxford 1981, s. 185-215.

Yitirilmi Hikmeti Ararken: slam Felsefesinin Gnmzdeki Anlam

ettii, bu havzalarda biriken ilm ve fikr miras nasl bir keif ve teekkl mantyla devirdii ve btn bu karmak srelerde zkimlik ve zgvenini nasl yitirmediini renmenin, herhalde kltr deimelerine dair gnmz meselelerine k tutmak asndan bir anlam vardr. slam felsefe geleneinin gnmz entelekteline verebilecei ikinci ilham, ikinci blmde deindiimiz tarih baary yeniden ortaya koymann mmkn olduunu hatrlatmas ve daha da nemlisi bu konuda mslman ilm ruhunu gayrete getirmesidir. Baz aratrmaclarn Altn a tesmiye ettikleri slamn Klasik ann, hi bir surette Karanlk a tasvirlerine tekbl etmedii apak bir gerektir.18 O dnemin felsef/hikem/akl ilimlerinde sergilenen mthi baar ve kaydedilen yksek seviye, gnmzn her evreden aratrmacsnca teslim edilmektedir. Kuran yahut ilim merkezli slam medeniyetinin, ana gre neleri ve hangi seviyede baarabileceini grmek iin slam felsefe/bilim geleneinin klasik ana bir gz atmak yeterlidir. Burada gnmz bakmndan sorulabilecek can alc soru, neredeyse, bir bitkisel hayata mahkum edilmi olan, slamn medeniyet kurucu deerlerini ihy etmek bir kez baarldnda, mslmanlarn dnya apnda olumlu etkileri olacak bir Altn a balatma gcne de malik olup olmayacaklardr. slam felsefe ve bilim tarihi yalnzca bunun mmkn olduunu ispat etmekle kalmaz; nasl mmkn olabileceine dair ipularn da ierir. Gnmzde dnya apnda otorite olabilecek Frbler, bn Snlar, Birnler, Nasreddin Tsler, bn Heysemler ve bn Rdlerin hatta daha muah18 Bildiimiz kadaryla slam bilim tarihinin ykseli dnemi iin Altn a terimini ilk kullanan George Sartondur. Konunun bu dnya apndaki uzmanna gre, Arapa, sekizinci yzyln ikinci yarsndan onbirinci yzyln sonuna kadar insanln kat ettii ilerlemelerin ifadesi olan, iyi tahsil grmek isteyen herkesin bilmek zorunda olduu ortak bilim dili olup Kurnn dili bilimsel ilerlemenin uluslararas vastas olmutu. Sarton, eserinde sekizinci yzyln ikinci yarsndan onikinci yzyla kadarki kronolojiyi her yarm yzyla damgasn vurmu mslman bilim adamlarnn adn vererek dzenlemekte ve topyekn bu dnemi Altn a olarak nitelemektedir. Sartona gre bu yzyllarda yaam Cbir b. Hayyn, Kind, Hrizm, Fergn, Eb Bekr er-Rz, bn Sn, Birn, bn Ynus, bnl-Heysem, mer Hayym gibi mslman bilim adamlarnn Batda edeerleri bulunmamaktayd. Ortaa tarihi uzmanlar bu dnemdeki bilimsel dnce hakknda mslmanlarn ortaya koyduu byk baarya kaytsz kalmaktan kaynaklanan yanl izlenimlere sebebiyet vermi, bu da Ortaa hakkndaki yaygn karanlk a nitelemesini pekitirmiti. Sanat alan hari Ortaa Bat medeniyeti iin bu niteleme dorudur ancak ondan daha karanlk olan, ada uzmanln mslmanlarn Ortaadaki bilimsel baars hakkndaki cehaletidir. George Sarton, Introduction to the History of Science, London 1962, New York 1975, c. I, s. 16-17, 520, 543, 619, 693, 738; M. Ali Kettani slam n bu an Altn a yapan temel nitelikleri bilim-din-uygarlk ilikisi balamnda yle sralamaktadr: a. Evrensellik, b. Msamaha, c. Uluslararas piyasa, d. Bilime ve bilimadamna itibar etme, e. Bilimin ara ve amalarnn slma uygunluu. Bk. M. Ali Kettani, Science and Technology in Islam: The underlying valuesystem, The Touch of Midas, nr. Z. Sardar, London 1984, s. 85-86.

97
DV N 2001 1 /

lhan KUTLUER

har dnemler iin Ulubeylerin Ali Kuularn yeniden zuhruna imkn verecek olan kltr ve ilim politikalar ancak bu ipularndan hareketle retilebilir. Son olarak felsefe geleneinin teekkl ve gelimesini mmkn klan zihn tavrn tahlililinden gnmz slam dncesinin seyri bakmndan ie yarar sonular elde edilebilecei belirtilmelidir. Bu tavr esas itibariyle, slamda felsefe tarihini yapanlarn nasl bir felsefe tasavvuruna sahip olduklar meselesinin incelenmesiyle ortaya konabilir. Bu satrlarn yazar slmn Klasik anda Felsefe Tasavvuru (stanbul 1996) adl almasyla meselenin aydnlatlmasna mtevzi bir katk salamay amalamtr. Mellif bu almann ardndan grmtr ki, slamn klasik anda muayyen bir felsefe tasavvurunu oluturan zihn tavra, evrensellik, sreklilik, nebevlik, ilmlik, zgnlk ve meruiyyetin gereklerini karlamak zre byk bir gayret elik etmi; slam felsefe gelenei muayyen baarszlklarna ramen gzalc baarlaryla dnya felsefe ve bilim tarihindeki mmtaz yerini almtr. Esas itibariyle hikmet ve ilim kavramlar ekseninde oluan slam felsefe paradigmas, klasik ada yaplan halid hikmet, merk hikmet ve irk hikmet tartmalaryla belirli Aydnlanma modelleri ortaya karm; ayn zamanda o aa zg bilimsel faaliyeti temsil eden felsefe, ilim olarak da kavrand iindir ki, dengeli bir epistemolojiyi temellendirme, kapsaml bir bilimler sistemi oluturma, tatmin edici bir dorulama mant gelitirme yolunda zgn modellerin ortaya konmas mmkn olmutur. Ortaya konan teorik modeller ve bavurulan felsef/bilimsel dil, o an artlarnda evrenselliin gereklerini yerine getiriyor iken, ayn zamanda mslmanlara zg yaklam biimleri hakknda da fikir vermekte ve slmn ynlendirici retilerini o veya bu adan yanstmaktayd. Birka marjinal dnr hari tutularak u vurgulanabilir ki slam filozoflar, iinde bulunduklar faaliyetin ilh meneli nebev bilgiye olsun, kantland dnlen ilm bilgiye olsun ters dt kanaatini beslemek bir yana; ulatklar sonularn nebev retilere ve ilm kabullere uygun olduunu dnyorlard. Mslman entelekteller olarak insanln ortak ilm ve fikr mirasna hikmetin anayurdu saydklar topraklarda anlaml birikimler katmay arzu etmekteydiler ve zihinlerini daima, tahlili kitap apnda uzun srecek olan, ilim, hikmet ve hakikat tasavvurlar ynlendiriyordu.

98
DV N 2001 1 /

Bu zihn tavrdr ki, klasik an entelektel abasna bir din-bilim, vahiy-akl, evrensellik-yerellik, kadimlik-adalk, mutlaklk-izaflik, tarihtesi-tarihsel kutuplamalarna yol amakszn yn ve anlam vermitir. te bu saydmz kutuplamalarn dourduu problemlerle alabildiine megul olan ada mslman dnrn, klasik felsefe geleneimizde sergilenen sz konusu zihn tavrdan renecei ok ey bulunmaktadr. Eski stadlarla ayn zihn frekans yakalayabilmenin nce slam felsefesi mirasn yeniden kefetmekten getii hususu ise izahtan varestedir.

You might also like