You are on page 1of 220

Teekkr

ncelikle, bu proje zerinde bunca aba sarf ettii ve kitabn ne hakknda olduunu tam anlamyla kavrad iin, dostum ve editrm Jason Kaufman'a teekkr ederim.Da Vinci ifresi 'nin yorulmak bilmez ampiyonu, olaanst temsilcim ve gvenilir dostum Heide Lange'a teekkr ederim. Doubteday'deki harika takma cmertlii, inanc ve fevkalade rehberliinden tr duyduum minneti kelimelerle ifade edemem. Bu kitaba bandan beri inanan Bill Thomas ve Steve Rubin'e zellikle teekkr ederim. Ayrca yaynevindeki ilk destekilerim, Michael Palgon, Suzanne Herz, Janelle Moburg, Jackie Everly ve Adrienne Sparks liderliindeki gruba, Doubleday'in sat blmndeki yetenekli insanlarna ve o harika ceket iin Michael Windsor'a teekkr ederim. Bu kitabn aratrma aamasndaki cmert yardmlarndan tr, Louvre Mzesi'ne, Fransa Kltr Bakanl'na, Gutenberg Projesi'ne, Fransa Milli Ktphanesi'ne, Gnostic Cemiyeti Ktphanesi'ne, Louvre'un Tablolar nceleme ve Belgeleme Servisi Blm'ne, Catholic World Haber'e, Greenwich Kraliyet Rasathanesi'ne, Londra Ariv Dernei'ne, Westminster Abbey'deki Resmi Belge Koleksiyonu'na, John Pike ve Amerikan Bilim Adamlar Federasyonu'na, Opus Dei iindeki tecrbeleriyle ilgili gerek olumlu gerek olumsuz hikyelerini paylaan be ( faal, iki eski) Opus Dei yesine teekkrlerimi sunarm. Ayrca aratrma yaptm kitaplar bulup sunan Water Street Kitabevi'ne, Altn Oran ve Fibonacci Dizimi konusundaki yardmlarndan tr matematik retmeni ve yazar babam Richard Brown, Stan Flanton, Sylvie Baudeloque, Peter McGuigan, Francis Mclnerney, Margie Wachtel, Andr Vernet, Anchorball Web Media'daki Ken Kelleher, Cara Sottak, Karyn Popham, Esther Sung, Miriam Abromowitz, William Tunstall-Pedoe ve Griffin Wooden Brown'a minnettarm. Ve son olarak, kutsal diilere bunca yklenen bir romanda, hayatma etkisi olan iki olaanst kadndan bahsetmemek nankrlk olurdu. Bunlardan ilki annem, Connie Brown -yaz ortam, beni yetitiren kadn, mzisyen ve rnek aldm kii. Ve eim Blythe -sanat tarihisi, ressam, editrlerin en iyisi ve phesiz tandm en yetenekli kadn.

GEREK:
Sion Tarikat 1099 ylnda kurulmu olan gizli Avrupa cemiyeti- gerek bir topluluktur. 1975 ylnda Paris'in Milli Ktphanesi, Sir Isaac Newton, Botticelli, Victor Hugo ve Leonardo da Vinci de dahil olmak zere, Sion Tarikat'nn saysz yelerinin isimlerini ieren, Les Dossiers Secrets *diye bilinen parmenleri ortaya karmtr. Opus Dei olarak bilinen Vatikan Piskoposluu, beyin ykama, bask ve "bedensel ile" denen tehlikeli bir ibadet yapldna dair tartmalar yaratan, koyu dindar bir Katolik mezhebidir. Opus Dei'nin, New York'ta 243 Lexington Caddesi'ndeki 47 milyon dolara mal olan Dnya Merkez Brosu'nun inaat henz tamamlanmtr. Bu romanda bahsi geen tm sanat eserleri, mimari yaplar, belgeler ve gizli ayinler gerektir.

nsz
Louvre Mzesi, Paris 22.46

Mehur Mze Mdr Jacques Saunire, mzedeki Byk Galeri'nin kemerli geidinde sendeledi. Grebildii en yakn tabloya, bir Caravaggio'ya doru hamle yapt. Varakl ereveyi kavrayan yetmi alt yandaki adam, sanat aheserini duvardan kncaya dek kendine doru ekti ve Saunire, tablonun altna srtst yld. Yaknlardaki demir parmaklkl kap, tahmin ettii gibi, grltl sesler kartarak indi ve salonun giriini kapatt. Parke zemin sallanmt. Uzak bir mesafede alarm zilleri almaya balamt. Soluk solua kalan mze mdr, bir sre hareketsiz kalarak nefesini dengelemeye alt. Tablonun altndan srnerek kt ve kendine saklanacak uygun bir yer arad. Tylerini rpertecek kadar yakndan gelen bir ses duydu. "Kprdama." Elleriyle dizlerinin stnde duran mze mdr donakalmt. Yavaa ban evirdi. Kilitli kapnn dnda, yalnzca be metre tede, ona saldran kiinin devasa silueti durmu, demir parmaklklar arasndan bakyordu. Hortlak gibi solgun bir yze ve beyaz salara sahip, uzun boylu, iri csseli biriydi. Koyu krmz gzbebeklerini pembe iris evreliyordu. Albino ceketinden kard silahn namlusunu, parmaklklar arasndan mze mdrne dorulttu. "Kamamalydn." Aksannn nereye ait olduunu anlamak kolay deildi. "imdi bana nerede olduunu syle." Galerinin zemininde savunmasz bir halde melen mze mdr, "Sana daha nce de syledim," diye kekeledi. "Neden bahsettiin hakknda hi fikrim yok!" "Yalan sylyorsun." Hayalet gzlerindeki prlt dnda kprtsz duran adam, ona bakt. "Sen ve kardelerin, size ait olmayan br eye sahipsiniz." Mze mdr adrenalinin arttn hissetmiti.Adam bunu nasl biliyor olabilirdi ? "Bu gece gerek koruyucularna iade edilecek. Bana sakland yeri sylersen yaarsn." Adam silah mze mdrnn ban hedef alacak ekilde dorulttu. "Bu, uruna lecein bir sr m?" Saunire nefes alamyordu. Adam ban yan yatrarak, silahn namlusundan dikkatle bakt. Saunire kendini savunarak ellerini kaldrd. Yavaa, "Bekle," dedi. "Sana renmek istediin eyi syleyeceim." Mze mdr ardndan gelen kelimeleri zenle seti. Syledikleri, hibir zaman ihtiya duymamay mit ederek, defalarca tekrar ettii bir yalandan ibaretti. Mze mdr konumay bitirdiinde, saldrgan kendinden emin bir ifadeyle glmsedi. "Evet. Dierleri de bana aynen bunlar sylemiti." Saunire pes etmiti.Dierleri? Dev adam, "Dierlerini de bulmutum," diye alay etti. "n birden. Az nce sylediklerini teyit ettiler." Bu doru olamazd!Dier snchaux 'un kimliiyle birlikte mze mdrnn gerek kimlii, sakladklar eski sr kadar kutsald. Saunire imdi,snchaux larnn kat kurallar takip ederek, kendi lmlerinden nce ayn yalan sylediklerini anlyordu. Bu, protokoln bir parasyd. Saldrgan bir kez daha silahyla nian ald. "Sen ldnde, geriye gerei bilen tek kii ben kalacam." Gerek. Mze mdr bir anda, durumun gerek dehetini kavramt.Ben lrsem, gerek sonsuza dek yok olacak. gdsel olarak, korunmak iin srnmeye alt. Silah patladnda, mze mdr midesine giren merminin yakc ssn hissetti. Yzst dt... acya kar mcadele veriyordu. Saunire yavaa dnd ve parmaklklarn arkasnda, saldrgannn bulunduu yere doru bakt.

Adam imdi Saunire'in bana ldrc bir nian almt. Saunire gzlerini kapatt, dncelerinde korku ve pimanlk frtnalar kopuyordu. Bo bir mermi kovanndan gelen ses, koridorda yankland. Mze mdrnn gzleri aniden almt. Adam neredeyse akn bir ifadeyle baklarn silahna indirdi. kinci kez ate etmeye yeltendi ama sonra Saunire'in karnna bakp srtarak, vazgeti. "Buradaki iim bitti." Mze mdr ban ediinde, beyaz pamuklu gmleindeki kurun deliini grd. Gs kemiinin birka santim altnda, ince bir kan dairesiyle evrelenmiti.Midem . Kurun, kalbini insafszca syrmt. BirCezayir Sava gazisi olduundan, mze mdr bu korkun uzun lme daha nce tank olmutu. Mide asitleri gs boluuna szp, onu iten ie yavaa zehirlerken on be dakika can ekiecekti. Adam, "Ac iyidir baym," dedi. Ardndan gitti. Artk yalnz kalan Jacques Saunire, baklarn bir kez daha demir kapya yneltti. Kapana kslmt ve kaplar en azndan yirmi dakika daha almayacakt. Bu sreden sonra yanna varan kii ancak lsn bulabilirdi. Buna ramen, artk duyduu korku, lmekten ok daha byk bir korkuydu. Srr birine aktarmalym. Glkle dorulurken, ldrlen dier kardeini hayal etti. Kendilerinden nceki nesli dnd... greve getirilecek kadar gvenilen bu insanlar. Krlmayan bir bilgi zinciri vard. Artk, tm tedbirlere... tm artmacalara ramen, Jacques Saunire geriye kalan tek halka ve saklanan en gl srlardan birinin tek koruyucusuydu. Titreyerek ayaa kalkt. Bir yolunu bulmalym... Byk Galeri'de kslp kalmt ve yeryznde mealeyi devredebilecei tek bir kii vard. Saunire zengin hapishanesinin duvarlarna gz gezdirdi. Dnyann en nl tablolarndan oluan koleksiyon, ona eski bir dost gibi glmsyordu. Yzn acyla buruturarak, tm gcn toplad. nndeki vahim grevin, geriye kalan hayatnn tm saniyelerini alacan biliyordu.

1
Robert Langdon yavaa uyand. Karanlkta bir telefon alyordu, tiz ve tandk gelmeyen bir zil sesiydi. Baucundaki lambaya doru uzanp at. Gzlerini ksarak etrafa baktnda, XVI. Louis tarz mobilyalarla denmi, duvarlarnda el boyamas freskler ve maundan yaplm devasa bir yatak bulunan, lks bir Rnesans yatak odas grd. Hangi cehennemdeyim? ifoniyerin stnde duran koyu krmz bornozun stnde, HOTEL RITZ PARS etiketi vard. Sis perdesi yavaa kalkmaya balamt. Langdon ahizeyi kaldrd. "Alo?" Bir erkek sesi, "Bay Langdon?" dedi. "Umarm sizi uyandrmammdr." Langdon sersemlemi bir halde baucundaki saate bakt. 00.32'yi gsteriyordu. Yalnzca bir saattir uyuyordu ama kendini l gibi hissediyordu. "Resepsiyondan aryorum efendim. Rahatsz ettiim iin zr dilerim, fakat bir ziyaretiniz var. Acil olduu konusunda srar ediyor." Langdon hl kendine gelememiti.Bir ziyareti mi? Baklar, komodinin stndeki buruuk el ilanna sabitlendi. PARS AMERKAN NVERSTES ftiharla sunar! HARVARD NVERSTES, DN SMGEBLM PROFESR ROBERT LANGDON ile BR AKAM

Langdon inledi. Bu akamki seminer Chartres Katedrali talar arasna saklanm baz pagan sembolleri ile ilgili bir dia gsterisi seyirciler arasndaki baz muhafazakr tipleri kzdrm olmalyd. Herhalde koyu dindar bir alim, biraz kavga etmek iin onu kald yere kadar takip etmiti. Langdon, "zgnm," dedi. "Ama ok yorgunum ve..." Ses tonunu alaltp, fsldayarak konuan resepsiyon grevlisi, "Fakat efendim," diye srar etti. "Ziyaretiniz nemli bir adam." ' Langdon biraz duraksad. Dini tablolar ve simgebilim klt hakknda yazd kitaplar onu sanat dnyasnda istemese de nl biri haline getirmiti. stelik geen yl Vatikan'da kart ve genie haber yaplan hadise, nn yzlerce kez artrmt. O gnden beri kapsna dayanan kendini beenmi tarihilerle, sanat merakllarnn arkas kesilmiyordu. Nezaketi elden brakmamaya zen gsteren Langdon, "Rica etsem," dedi. "Bu kiinin ismini ve telefon numarasn alp sal gn Paris'ten ayrlmadan nce kendisini arayacam syleyebilir misiniz? Teekkr ederim." Resepsiyon grevlisi itiraz edemeden telefonu kapatt. Artk yatakta oturan Langdon, kapanda IIKLAR EHRNDE BEBEKLER GB UYUYUN. PARS RITZ'DE UYKU, diyerek vnenMisafir likileri Bror 'ne kalarn atarak bakt. Arkasn dnp, odann dier ucundaki boy aynasna yorgun gzlerle bakt. Karsnda ona bakan adam -salar dalm ve bitkin- bir yabancyd. Tatile ihtiyacn var Robert. Geen yl ondan ok ey gtrmt ama aynalarn bunu ispat etmesi houna gitmiyordu. Genelde sert bakan gzleri bu gece bulank ve iine km grnyordu. Kirli sakal enesini ve gamzeli yanaklarn rtmt. akaklarndaki griler artmaya, simsiyah salarnn ilerine sokulmaya balamt. Bayan meslektalar, gri salarn bilim adam grntsn vurgulad hususunda srar etseler de, Langdon durumu ok daha iyi anlyordu. Boston Magazine beni byle bir grseydi. Geen ayBoston Magazine , Langdon' mahcup ederek onun ismini, en fazla merak uyandran on kii arasnda yazmt... ne ie yarad anlalmaz bu onur onu, Harvard'l meslektalarnn att talarn hedefi haline getirmiti. Bu gece, evden drt bin be yz kilometre uzakta, bu paye onu kendi verdii seminerde avlamak zere yeniden yzeye kmt. Paris Amerikan niversitesi'nin, Dauphine Salonu'ndaki ev sahibesi, "Bayanlar baylar..." diye duyurmutu. "Bu akamki konuumuzun tantlmaya ihtiyac yok. Kendisi saysz kitabn yazandr:Gizli Mezheplerin Sembolojileri, Illuminati Sanat, deogramlarn Kaybolan Dili ve Dini konoloji kitaplarnn yazar olduunu sylediimde abartm saylmam. Pek ounuz snflarda onun yazd kitaplar okuyorsunuz." Kalabalktaki renciler hararetle balarn salladlar. "Bu gece kendisini etkileyici zgemiini anlatarak tantmay planlamtm. Ama..." Muzip baklarn sahnede oturan Langdon'a evirmiti. "Dinleyicilerden biri az nce bana ok daha fazlasn verdi...ilgin bir tantma ne dersiniz?" Boston Magazine'in bir kopyasn elinde tutuyordu. Langdon korkuyla irkilmiti.Bunu hangi cehennemden buldu? Ev sahibesi budala makaleden setii pasajlar okuduka, Langdon sandalyesinde biraz daha bzlyordu. Otuz saniye sonra kalabalk srtmaya balamt ve kadnn susmaya niyeti yoktu. "Ayrca Bay Langdon'n, geen yl Vatikan'daki kardinaller meclisinde ald allmadk rol konusunda konumay reddetmesi ona merak sayacnda daha byk puanlar kazandryor." Ev sahibesi kalabal kkrtyordu. "Daha fazlasn duymak ister misiniz?" Kalabalk alklad. Kadn yeniden makaleye daldnda, Langdon adeta yalvaryordu.Biri onu durdursun . "Baz gen onur konuklarmz gibi yakkl ve seksi olmasa da, krkl yalarndaki bu akademisyende bilimsel ekicilikten daha fazlas var. Onun byleyicilii, bayan meslektalarnn 'kulaklara ikolata' diye nitelendirdii, alak ve bariton sesinde yatyor." Salon kahkahaya boulmutu.

Langdon glmsemek iin kendini zorlad. Bundan sonra ne olacan biliyordu "Harris tviti giyen Harrison Ford" ile ilgili sama sapan bir dize ve o akam Harris tvitiyle, balkyaka Burberry'sini giymenin sakncas olmayaca sonucuna varm olduundan, mdahale etmeye karar vermiti. Langdon zamansz bir anda ayaa kalkp, onu podyumun kenarna iterken, "Teekkrler Monique," dedi. "Gerekten deBoston Magazine 'in uydurma hikyeler yazmakta stne yok." Utanga bir tavrla iini ekerek dinleyicilere dnd. "O makaleyi kimin getirdiini renebilirsem, konsolosluktan snrd etmesini isteyeceim." Kalabalk glmt. "Pekl, arkadalar hepinizin bildii gibi, bu akam sembollerin gc hakknda konumak iin buradaym..." Langdon'n otel odasnda alan telefonunun sesi, bir kez daha sessizlii blmt. Kulaklarna inanamayarak homurdand ve telefonu at. "Evet?" Tahmin ettii gibi, arayan resepsiyon grevlisiydi. "Bay Langdon, tekrar zr dilerim. Misafirinizin u an odanza doru gelmekte olduunu bildirmek iin aradm. Sizi uyarmam gerektiini dndm." Langdon artk iyice aylmt. "Odamabirini mi gnderdin?" "zr dilerim efendim, ama byle bir adam... onu durduracak yetkim yok." "Bu adam tam olarak kim?" Ama resepsiyon grevlisi telefonu kapatmt. Hemen ardndan Langdon'n kapsnda gl bir yumruk sesi duyuldu. Ayak parmaklarnn sabun kp gibi yumuak halya gmldn hisseden Langdon yataktan glkle kalkt. Otel bornozuna sarnp, kapya gitti. "Kim o?" "Bay Langdon? Sizinle konumam gerekiyor." Adamn aksanl bir ngilizcesi vard. Sesi tiz ve otoriterdi. "smim Temen Jerome Collet. Adli Polis Merkezi'nden." Langdon duraksad.Adli polis mi? DCPJ, ABD'deki FBI'n dengiydi. Langdon zincirini karmadan kapy birka santim aralad. Karsnda durmu ona bakan yz, ince ve temizdi. Son derece zayf olan bu adam, resmi grnl mavi bir niforma giyiyordu. Ajan, "eri girebilir miyim?" diye sordu. Yabancnn feri snm gzleri kendisine bakarken Langdon ne yapacana karar veremedi. "Ne hakkndayd?" "Yzbam, zel bir meselede sizin uzmanlnza bavurmak istiyor." "imdi mi?" Langdon azndan kacaklara hkim oldu. "Saat gece yarsn geti." "Bu gece Louvre Mzesi mdryle randevunuz olduu doru mu?" Langdon birden kaygland. O ve saygn Mze Mdr Jacques Saunire, Langdonn o akamki seminerinden sonra bulumay planlamlar, ama Saunire randevuya gelmemiti. "Evet. Bunu nasl bildiniz?" "Randevu defterinde isminize rastladk." "Umarm her ey yolundadr." Ajan derin bir i ekti ve kapnn dar aralndan Polaroid fotoraf uzatt. Langdon fotoraf grnce, tm vcudu kaskat kesildi. Langdon tuhaf resme bakarken, ilk bata duyduu tiksinme ve ok, yerini gittike byyen bir fkeye brakyordu. "Kim byle bir ey yapm olabilir?" "Simgebilim konusundaki bilginiz ve onunla buluma plannz gz nnde bulundurarak, bu soruyu yantlamamza sizin yardmc olacanz mit ediyorduk." Langdon resimden gzlerini ayrmyordu. Duyduu dehete imdi bir de korku eklenmiti. Dehet verici ve son derece garip fotoraf, huzurunu bozan bir dj vu hissi veriyordu. Bir yl kadar nce Langdon'n e!ine bir cesedin fotoraf gemi ve kendisinden benzeri bir yardm istenmiti. Yirmi drt saat sonra, Vatikan ehrinde neredeyse hayatn kaybediyordu. Bu fotoraf tamamyla farklyd ama yine de senaryodaki bir ey rahatszlk verecek derecede tandk geliyordu. Ajan saatine bakt. "Yzbambekliyor efendim." Langdon, onu glkle duymutu. Gzleri hl resme dikilmi duruyordu. "Buradaki sembol ve

vcudunun o kadar tuhaf..." Ajan, "Duruu mu?" diye sordu. Langdon ban sallad. Kafasn kaldrrken rperdiini hissetti. "Bunu yapacak kiiyi hayal edemiyorum." Ajan serinkanl grnyordu. "Anlamyorsunuz Bay Langdon. Bu fotorafta grdklerinizi..." Duraksad. "Bay Saunire kendi yapt."

2
Bir kilometre tede, Silas isimli hantal Albino, Rue La Bruyere'deki lks ta konutun n kapsndan topallayarak geti. Uyluklarnn hemen stne takt kancal kee kemer, etine iyice gmlmt ve ruhu, efendisine hizmette bulunmu olmann verdii tatminle mutluluktan uuyordu. Ac iyidir. Konuta girince, krmz gzleri lobiyi tarad. Botu. Arkadalarn' uyandrmamak iin, merdivenleri sessizce kt. Yatak odasnn kaps akt; burada kilitlemek yasakt. eri girerek, kapy arkasndan kapatt. Oda sade denmiti. Kaba tahta zeminde yatak olarak kullanlan hasr ve am aacndan bir ifoniyer vard. Bu hafta burada misafirdi, New York'ta ise yllarca benzeri bir mabette kutsanmt. Tanr bana barnak ve hayatm iin bir ama verdi. Silas bu gece borcunu geri demeye baladn hissediyordu. Hemen ifoniyerin yanna giderek, en alt ekmecedeki cep telefonunu alarak, bir numara evirdi. Bir erkek sesi, "Evet?" diye cevap verdi. "retmen'im, dndm." Ondan haber almaktan honut olduu anlalan ses, "Konu," diye buyurdu. "Drd de ld. snchaux... veByk stat 'n kendisi." Sanki dua etmek iin ayrlm, ksa bir sessizlik yaand. "O halde, herhalde bilgiyi almsndr, deil mi?" "Drdnn syledii birbirini tutuyor. Ayr ayr konutular." "Ve sen de onlara inandn m?" "Syledikleri rastlant olamayacak kadar birbirini tutuyor." Heyecanl bir nefes sesi. "Mkemmel. Kardeliin gizlilik konusundaki namnn devam etmesinden korkmutum." "lm korkusu gl bir motivasyon aracdr." "Pekl rencim, bana bilmem gerekeni syle." Silas kurbanlarndan toplad bilginin ok etkisi yaratacan biliyordu. "retmen'im, drd declef de vote 'nin var olduunu doruladlar... efsanevikilit tann ." Telefonun dier ucundaki hzl nefes al duydu, retmenin heyecann hissedebiliyordu. "Kilit ta. Aynen tahmin ettiimiz gibi." lme gre, kardelik tan -birclef de vote 'nin... ya dakilit tann kardeliin en byk srrnn nihai mevkiini gsteren gravrl bir tabletin haritasn yapmt... bu bilgi o kadar glyd ki, onun korunmas kardeliin varoluunun sebebi haline gelmiti. retmen, "Kilit tama sahip olduumuzda," dedi. "Yalnzca bir adm kalm olacak." "Dndnzden daha yaknz. Kilit ta burada, Paris'te." "Paris'te mi? nanlmaz. Fazlasyla kolay." Silas o akam daha nce meydana gelenleri anlatt... kurbanlarnn drdnn birden, lmeden saniyeler nce, srlarn aklayarak Tanr'sz yaamlarn nasl aresizce geri almaya altklarn. Her biri Silas'a tpatp ayn eyleri sylemiti -kilit ta, Paris'teki eski kiliselerden birinin iine ustalkla saklanmt Saint-Sulpice Kilisesi'ndeydi. retmen, "Tanr'nn evinin iine," diye lk att. "Bizimle nasl da dalga gemiler!" "Yzyllar boyunca yaptklar gibi." retmen bu zafer ann iyice hazmedebilmek iin bir sre sessiz kald. Sonunda konutu. "Tanrya

byk bir hizmette bulundun. Bunun iin yzyllardr bekliyoruz. Ta benim iin ele geirmelisin. Hemen. Bu gece. Tehlikeleri biliyorsun." Silas saysz tehlike olduunu biliyordu ama retmen'in buyruunu yerine getirmek olanaksz gibiydi. "Kilise kale gibidir. zellikle de geceleri. eri nasl gireceim?" retmen muazzam nfuzu olan birinin kendinden emin sesiyle yaplmas gerekenleri aklad. Silas telefonu kapattnda, teni beklentinin heyecanyla rperiyordu. Bir saat, dedi minnetle kendine, neyse ki retmen ona, Tanr'nn evine girmeden nce gnah kartacak vakti tanmt.Ruhumu bugn iledii gnahlardan arndrmalym . Bugn iledii gnahlarn kutsal bir amac vard. Yzyllardr Tanrnn dmanlarna kar sava alyordu,; Balanaca vaat edilmiti. yle bile olsa, Silas gnahlarnn balanmas iin fedakrlkta bulunmas gerektiini biliyordu. Perdeleri kapatarak, soyundu ve odann ortasnda diz kt. Ban aa eerek, kalasnn etrafna dolanankee kemere bakt.Tark 'in tm sadk mritleri bu aleti takarlard, sa'nn ektii aclar hatrlatacak cinsten, ete srekli batan sivri metal kancalarla dolu, deri bir kay. Aletin verdii ac, ayn zamanda bedenin arzularna hkim olmasna da yaryordu. Silas keeyi o gn, gerekli grlen iki saatten daha fazla takt halde, bunun sradan bir gn olmadn biliyordu. Tokay kavrayarak, bir di geri ekince, etine daha fazla batan kancalar yznden irkildi. Yavaa nefes vererek, strabnn arndrc ayininin tadn kartt. Ac iyidir, diye fsldad Silas. Peder Josemara Escriv'nn -retmenlerin retmeni- kutsal mantrasn tekrar ediyordu. Escriv 1975 ylnda ld halde hikmeti devam ediyor, szleri yere diz kp "bedensel ile" diye bilinen kutsal ibadeti yerine getiren binlerce sadk hizmetkr tarafndan fsldanyordu. Silas artk dikkatini, yerde yannda dzgnce sarl duran, dml ar ipe vermiti.Cezalandrma . Dmler, kurumu kanla katlamt. Kendi strabnn etkilerini temizlemek isteyen Silas hzl bir dua okudu. Ardndan, ipin bir ucundan tutarak gzlerini kapatt ve omzunun arkasndan serte indirirken, dmlerin srtna arpmasn hissetti. Yeniden kendini krbalayarak, omzunun arkasna kuvvetle vurdu. Kam darbelerini tekrar, tekrar indirdi. Bedeni cezalandrma. Sonunda kann aktn hissetti.

3
Citron ZX, Opera Binas'nn ve Vendme Meydan'nn nnden geip, gneye ilerlerken, kuru nisan havas camdan ieri giriyordu. Yolcu koltuunda oturan Robert Langdon, dncelerinden arnmaya alrken, ehrin kendisini fazlasyla yorduunu hissediyordu. Tra olmak ve du almak grntsn adama evirmiti, ama endiesini gidermeye pek yaramamt. Mze mdrnn cesedinin rktc grnts aklndan kmyordu. Jacques Saunire ld. Langdon, mze mdrnn lmyle byk bir kayba uradn hissediyordu. Saunire mnzevi bir yaam srmekle tannmasna ramen, sanata olan tutkunluu onu saygn bir adam haline getirmiti. Poussin ve Teniers'in tablolarndaki gizli ifreler hakknda yazd kitaplar, Langdon'n en sevdii ders kitaplaryd. Langdon bu akamki grmeyi drt gzle beklemi ve mze mdrnn gelmemesi onda hayal krkl yaratmt. Mze mdrnn cesedinin grnts bir kez daha zihninde canland.Bunu kendine Jacques Saunire mi yapt? Langdon grnty zihninden atmak iin kendini zorlayarak, ban evirip pencereden dar bakt. Dardaki ehir uyanmaya balyordu, sokak satclar,badem ekerlemesi arabalarn sryor, garsonlar p torbalarn kaldrm kenarna tayor, geceden kalma klar yasemin kokular tayan meltemde memek iin birbirlerine sokuluyorlard. Citron kaosun iinden yetkiyle geerken, iki tonlu ahenksiz sireni trafii bak gibi yaryordu. Otelden ayrldklarndan beri ilk kez konuan ajan, "Yzba, bu akam Paris'te bulunduunuzu

renmekten son derece memnun," dedi. "ok talihli bir tesadf." Langdon talihli olmak dnda her eyi hissediyordu, ayrca tesadf, kesinlikle gvenmedii bir kavramd. Hayatn, farkl amblemlerle ideolojilerin birbirleriyle gizli ballklarn kefetmekle geiren biri olarak Langdon dnyay birbirine iyice dolanm tarihin ve olaylarn bir a gibi gryordu.Balantlar grnrde olmayabilir , diye sk sk tekrarlard. Harvard'daki simgeleme derslerinde, ama her zaman oradadrlar, yzeyin hemen altna gmlmlerdir. Langdon, "Sanrm," dedi. "Size kaldm yeri Paris Amerikan niversitesi mi syledi?" ofr ban iki yana sallad. "Interpol." Interpol, diye dnd Langdon. Elbette. Avrupadaki tm otellerde giri srasnda pasaport sormann formaliteden daha fazlas olduunu unutmutu, kanunlar byleydi. Tm Avrupa'da herhangi bir gece, Interpol yetkilileri kimin nerede uyuduunu tam olarak tespit edebilirlerdi. Herhalde Langdon' Ritz'de bulmak topu topu be saniyelerini almt. Citron ehrin gneyine doru ilerlerken, sa taraftan gkyzne uzanan Eyfel Kulesi'nin aydnlatlm silueti belirdi. Onu grnce Langdon, Vittoria'y dnd. Bir yl nce, her alt ayda bir, dnyadaki romantik yerlerden birinde bulumaya sz vermilerdi. Langdon, Eyfel Kulesi'nin bu listede yer alacan tahmin ediyordu. Ne yazk ki, Vittoria'y en son Roma'daki grltl bir havaalannda peli bir yldan fazla oluyordu. Ajan yana dnerek, "Ona bindiniz mi?" diye sordu. Langdon ban kaldrp ona gz atarken, yanl anladna emindi. "Affedersiniz anlayamadm?" "Harika, yle deil mi?" Ajan n camdan Eyfel Kulesi'ni gsteriyordu. "Ona bindiniz mi?" Langdon gzlerini devirdi. "Hayr. Kuleye kmadm." "Fransa'nn semboldr. Bence mkemmel." Langdon dalgn bir edayla ban sallad. Simgebilim uzmanlar genellikle Fransa'nn maoluk, zamparalk, Napolyon ve Cce Pepin gibi tehlikeli, ksa boylu liderlerle tannan bir lkenin - yz metrelik penisten daha uygun bir ulusal amblem seemeyeceini sylerlerdi. Rue de Rivoli kavana vardklarnda krmz k yanyordu ama Citron durmad. Ajan sedan gazlayarak, nl Tuileries Baheleri'nin -Paris'in Central Park'- kuzey girii olan Rue Castiglione'nin aalkl bir blgesine doru srd. Pek ok turist, yanl bir tercme yaparak Jardins des Tuileries ismini burada aan binlerce laleye atfederlerdi ama aslndaTuileries 'in, daha az romantik bir ad vard. Bir zamanlar bu park, Paris'li mteahhitlerin ehrin nl krmz kiremitlerini -ya datuiles - retmek iin kil kardklar devasa bir kaz alanyd. Sessiz parka girdiklerinde ajan kontrol panelinin altna uzanarak, ac ac ten sireni kapatt. Langdon ani sessizliin getirdii huzurla rahat bir nefes ald. Arabann dnda, tekerleklerin engebelerden geerken kard trtl ses uyutucu bir ritim yaratrken, halojen farlarn soluk akll bulvarn stnde gezindi. Langdon her zaman Tuileries'in kutsal bir yer olduunu dnmt. Buras, Claude Monet'nin biim ve renkle oynad ve gerek anlamda Empresyonist akmn douuna ilham veren bahelerdi. Bu gece ise her nedense garip bir ekilde, kt bir eylerin habercisi gibiydi. Citron batya ynelerek, parkn merkez bulvarna doru, sola sapmt. ofr yuvarlak bir glcn etrafndan kvrlp, ssz bir caddeden geerek, arka taraftaki geni avluya kestirmeden gitti. Langdon imdi Tuileries Baheleri'nin dev bir ta kemerle belirlenmi bittii yeri grebiliyordu. Arc du Carrousel. Arc du Carrousel'de bir zamanlar yaplan alemlere ramen, sanat tutkunlar bu yere bambaka bir sebepten tr nem verirlerdi. Tuileries'in sonundaki kordondan dnyann en iyi sanat mzelerinden drd grlebiliyordu... her biri pusulann ayr bir noktasnda bulunuyordu. Langdon sa taraftaki pencereden Seine ile Quai Voltaire'in arkasndaki, eski tren istasyonunun -imdiki Muse d'Orsay- arpc derecede aydnlatlm cephesini grebiliyordu. Sol tarafa gz attnda, Modern Sanat Mzesi'ne ev sahiplii yapan ultramodern Pompidou Center'n tepesini seebiliyordu. Langdon arka tarafnda batya doru ise Muse du Jeu de Paume'u belirleyen eski Ramses dikili tann, aalarn stnden ykseldiini biliyordu. Ama dnyann en nl sanat mzesi haline gelen yekpare tatan yaplm Rnesans saray, douya doru tam nlerinde kemerin gerisindeydi.

Muse du Louvre. Gzleri byk yapnn tamamn grmek iin nafile bir giriimde bulunduunda, Langdon tandk bir merak duydu. Louvre'un grkemli cephesi, insan hayrete drecek kadar geni meydann karsnda, Paris semalarna ykselen bir kale gibi duruyordu. U uca eklenmi Eyfel Kulesi uzunluundaki Louvre, at nal ekliyle Avrupa'daki en uzun binayd. Mzenin kanatlan arasndaki doksan bin metrekarelik ak meydan bile, cephenin grkemiyle yaramazd. Langdon bir keresinde Louvre'un evresi etrafnda yryerek, be kilometrelik yol kat etmiti. Bir ziyaretinin bu binadaki 65.300 sanat eserini be gnlk bir sre iinde grebilecei tahmin edilmesine ramen, ou turist Langdon'n "Diyet Louvre" diye bahsettii ksaltlm bir tur atmay tercih ediyordu Bu tur, mzedeki en nl objeyi -Mona Lisa,Milo Vens ' veZafer Tanras Nike 'yigrebilmek iin atlan bir srat kousuydu. Art Buchwald bir zamanlar sanat aheserini be dakika elli alt saniyede grdn syleyerek vnmt. ofr kk bir el telsizi kartarak ksaltlm bir Franszcayla konumaya balad. "Monsieur Langdon est arriv. Deux minutes."* Telsizden deifre edilemeyen czrtl bir teyit geldi. Aygt yerine koyan ajan, Langdon'a dnd. "Yzbaile ana girite buluacaksnz." ofr meydanda ara trafiini yasaklayan iaretleri hie sayarak, gaza bast ve Citron'i kaldrma doru srd. Ikl fskiyelerin su pskrtt yedi gen havuzla evrelenen ana giri, artk grlebiliyordu. La Pyramide. Paris Louvre'un yeni girii mzenin kendisi kadar nl olmutu. in kkenli, Amerikal mimar I. M. Pei tarafndan tasarlanan tartmal, dmi-modern cam piramidi, Rnesans avlunun asaletini bozduunu dnen gelenekiler tarafndan hl hor grlyordu. Goethe mimariyi mziin donmu hali diye tanmlamt. Pei'yi eletirenler ise bu piramide karatahtay izen trnak diyorlard. Bununla birlikte hayranlar, Pei'nin yirmi bir metre uzunluundaki effaf piramidinin, Louvre'un gelecek bin yla tanmasna yardmc olduunu, eski yapyla modern metotlar -eskiyle yeni arasnda sembolik bir ba- arasnda gz kamatrc bir sinerji yarattn syleyerek yceltiyorlard. Ajan, "Piramidimizi beeniyor musunuz?" diye sordu. Langdon kalarn att. Grne baklrsa Franszlar bunu Amerikallara sormaktan holanyorlard. Elbette bu soruda baz anlamlar yklyd. Piramidi beendiinizi itiraf etmek sizi zevksiz bir Amerikal yapyor, beenmediinizi sylemekse Franszlara hakaret gibi alglanyordu. Langdon, "Mitterand cesur bir adamd," diyerek kaamak bir cevap verdi. Piramidin yapm iini balatan, merhum cumhurbakannda "Firavun Kompleksi" olduu syleniyordu. Paris'i Msr sanat, el sanatlar ve dikili talaryla doldurmaktan tek bana sorumlu olan Francois Mitterand'n, Msr kltrne olan tutkunluu o denli aryd ki, Franszlar ondan hl Sfenks diye bahsediyorlard. Langdon konuyu deitirerek, "efinizin ismi nedir?" diye sordu. ofr piramidin ana giriine yaklarken, "Bezu Fache," dedi. "Biz kendisinele Taureau deriz." Btn Franszlara bir hayvan takma ad verilip verilmediini dnen Langdon gzlerini ona evirdi. "efinizeBoa m diyorsunuz?" Adam kalarn yay gibi yukar kaldrd. "Franszcanz sylediinizden daha iyiymi Bay Langdon." Langdon,Franszcam berbattr , diye dnd, amaZodyak ikonografim iyidir. Taurus'un anlam boa demekti. Astrolojinin sembolleri tm dnyada aynyd. Ajan arabay durdurup, parmayla iki emenin arasndan piramidin yan tarafndaki geni kapy gsterdi. "Giri buras. yi anslar baym." "Sz gelmiyor musunuz?" "Bana sizi burada brakmam emredildi. Yapmam gereken baka iler var." Langdon iini ekerek, arabadan indi.Bu da senin numaran . Ajan arabay gazlayarak uzaklat. Langdon tek bana ayakta durup, uzaklaan farlara bakarken, avludan kolaylkla kp, bir taksi evirebileceini ve yatana doru yol alabileceini fark etti. Ama iinden bir ses, ona bunun kt bir fikir olduunu sylyordu.

Havuzlarn yaratt sise yaklarken, baka bir dnyaya alan hayali bir eikten getiini hissediyordu. Akamn rehaveti yeniden bastrmaya balamt. Yirmi dakika ncesine kadar, otel odasnda uyuyordu. imdi ise Sfenks tarafndan yaptrlm effaf piramidin nnde durmu, Boa lakapl bir polisi bekliyordu. Bir Salvador Dali tablosunda kapana ksldm, diye dnd. Langdon ana girie doru yrd, devasa dner kapyd. Arkasnda lo ve bo bir fuaye vard. Kapy alacak mym? Langdon acaba Harvard'l nl Msr uzmanlar hi piramidin n kapsn alp, cevap beklemiler midir, diye dnd. Cama vurmak iin elini kaldrd ama aadaki karanln iinden beliren bir figr, dner merdivenden hzla kmaya balad. Koyu renkli, omuzlarna dar gelen kruvaze bir takm elbise giymi, tknaz yapl ve esmer br adamd. Gl bacaklarnn stnde aka anlalan bir yetkiyle yryordu. Cep telefonuyla konuuyordu ama kapya geldiinde grmeyi bitirdi. Langdon'a ieri girmesini iaret etti. Langdon dner kapy iterek ieri girerken, "Ben Bezu Fache," diye kendini tantt. "Adli Polis Merkezi efiyim." Mesleine uygun bir sesi vard, yaklaan frtnay andran... grtlaktan gelen hrltl bir ses. Langdon tokalamak iin elini uzatt. "Robert Langdon." Fache'nin iri eli, Langdon'nkini ezici bir kuvvetle sard. Langdon, "Fotoraf grdm," dedi. "Ajannz, bunu Jacques Saunire'inkendisinin yaptn syledi..." "Bay Langdon," derken Fache'nin gzleri onunkine kilitlenmiti. "Fotorafta grdkleriniz, Saunire'in yaptklarnn sadece balangc."

4
Geni omuzlarn arkaya atp, enesini gsne gmen Yzba Bezu Fache, kzgn bir boa gibi yryordu. Geriye doru taranm briyantinli koyu renk salar, geni alnndaki derin izgileri vurguluyordu. Yakndan baknca koyu renk salar, kk kalarnn ortasndaki izgiyi vurguluyor ve onun, bir sava gemisinin pruvasna benzemesini salyordu. O yaklamadan evvel, koyu renk gzleri nam sald ciddiyetini korku verici bir aklkla ortaya koyarak, sanki yeryzn kasp kavuruyordu. Langdon, yzbann peinden giderek, nl mermer basamaklardan cam piramidin altndaki avluya indi. Aa inerlerken, makineli tfekle bekleyen iki adli polis muhafznn arasndan getiler. Mesaj akt: Bu akam Yzba Fache'nin izni olmakszn hi kimse buraya giremez veya dar kamazd. Zeminin altna indiklerinde Langdon heyecannn arttn hissetti. Fache'nin davranlar hi de misafirperver saylmazd, ayrca bu saatte Louvre'un kabristan andran bir havas vard. Merdivenler, karanlk bir sinema salonunun koridoru gibi, her bir basamaa gmlm minik deme ampulleriyle aydnlatlmt. Langdon kendi ayak seslerinin stlerindeki camda yank yaptn duyabiliyordu. Yukar baktnda, emelerden yaylan sisin effaf damn stnden ince izgiler halinde getiini grebiliyordu. Geni enesiyle yukary iaret eden Fache, "Siz tasvip ediyor musunuz?" diye sordu. Oyun oynamak iin kendini fazlasyla yorgun hisseden Langdon derin bir nefes ald. "Evet, piramidiniz harikulade." Fache homurdand. "Paris'in yz karas." Birinci darbe. Langdon, ev sahibinin memnun edilmesi zor biri olduunu fark etmiti. Bu piramidin, Cumhurbakan Mitterrand'n kesin istei zerine, tam olarak 666 cam panodan ina edildiini acaba Fache biliyor mudur, diye dnd. Bu garip istek, 666 saysnn eytan'n says olduunu iddia eden komplo merakllar arasnda daima ateli bir tartma konusu olmutu. Langdon konuyu amamaya karar verdi. Yerin altndaki fuayeye doru indike, alan karanlktan yavaa syrlyordu. Louvre'un, yer seviyesinin on sekiz metre aasna yaplm alt bin be yz metrekarelik lobisi, usuz bucaksz bir maaray andryordu. Yukardaki bal rengi talardan yaplm cepheyle uyumlu olmas asndan, sar mermer denmi yeralt koridoru, genellikle gn ve turistlerle canlanyordu. Ama bu gece tm alana souk ve esrarl bir hava veren lobi, ssz ve karanlkt.

Langdon, "Peki mzenin her zamanki gvenlik personeline ne oldu?" diye sordu. "Geici olarak uzaklatrldlar," diye cevap veren Fache'nin sesi, sanki Langdon onun takmnn btnln sorguluyormu gibi kmt. "Bu gece girmemesi gereken birinin ieri girdii ortada. Tm personel Louvre'un Sully Kanad'nda sorgulanyor. Mzenin gvenliini bu gece benim ajanlarm devrald." Fache'ye ayak uydurmakta hzl davranan Langdon ban evet anlamnda sallad. Yzba, "Jacques Saunire'i ne kadar iyi tanyordunuz?" diye sordu. "Aslna bakarsanz hi. Bugne kadar hi karlamadk." Fache arma benziyordu. "Bu gece ilk kez mi buluacaktnz?" "Evet. Verdiim seminerden sonra Amerikan niversitesinin resepsiyonunda bulumay planlamtk ama o gelmedi." Fache kk not defterine bir eyler karalad. Yrrlerken, Langdon, Louvre'un daha az bilinen piramidine-La Pyramide Inverse - tavandan aa sarkt gibi ters sarkan dev atya gz att. Fache, Langdon' ksa bir merdivenden kemerli bir tnelin azna getirdi. Tabelann stnde DENON yazyordu. Denon Kanad, Louvre'un ana blm arasnda en nl olanyd. Fache birden, "Bu geceki bulumay kim istedi?" diye sordu. "Siz mi o mu?" Soru garipti. Tnelden ieri girerlerken Langdon, "Bay Saunire istedi," diye yantlad. "Birka hafta nce sekreteri e-posta vastasyla benimle temas kurdu. Mze mdrnn, bu ay Paris'te seminer vereceimi duyduunu ve orada bulunduum sre iinde benimle bir eyi tartmak istediini syledi." "Ne tartacakt?" "Bilmiyorum. Herhalde sanattr. Onunla ortak ilgi alanlarmz var." Fache kukulu grnyordu. "Grmenizin ne hakknda olacana dair en ufak bir fikrinizyok mu? " Langdon'n hi fikri yoktu. O da merak etmi ama daha ak konumasn istemeye cesaret edememiti. oka sayg duyulan Jacques Saunire'in gizlilie dkn olduu ve ok az toplant yapt iyi bilinirdi; Langdon, onunla buluma frsatna sahip olduu iin minnettard. "Bay Langdon cinayet kurbannn ldrld gece sizinle ne tartacan en azndan tahmin edemez misiniz? ok yardm dokunabilir." Bu manidar soru Langdon' rahatsz etmiti. "Gerekten bilemiyorum. Sormadm. Temas kurmas bile beni gururlandrmt. Bay Saunire'in almalarnn hayranym. Verdiim derslerde onun kitaplarn kullanrm." Fache bunu defterine not etti. Artk iki adam Denon Kanad'nn giri tnelinde yar yola gelmilerdi. Langdon her ikisi de hareketsiz duran yolun sonundaki yryen merdivenleri grebiliyordu. Fache, "Demek ortak ilgi alanlarnz vard?" diye sordu. "Evet. Aslna bakarsanz, geen yln ounu Bay Saunire'in uzmanlk alan hakknda yazacam kitabn taslana ayrdm. Beynine girmek iin sabrszlanyordum." Fache ban kaldrd. "Pardon?" Bu deyimin karlnn bulunmad belli oluyordu. "Onun konu hakkndaki dncelerini renmek iin sabrszlanyordum." "Anlyorum. Peki konu neydi?" Langdon tam olarak nasl izah edeceinden emin olamad iin tereddt etti. "Aslnda taslak, tanralara tapnmay gsteren ikonografi hakknda, diilerin kutsall kavram, sanat ve bununla ilgili semboller." Fache tombul elini salarnda gezdirdi. "Saunire'in bu konu hakknda bilgisi var m?" "Herkesten daha fazla." "Anlyorum." Langdon, Fache'nin hibir eyi anlamadn fark etmiti. Jacques Saunire, dnyadaki en nl tanra ikonografi uzman olarak kabul ediliyordu. Saunire'in bereketle ilgili rliklere, tanra kltlerine, Wicca'ya ve kutsal diilere olan tutkusu bir yana, mze mdrl yapt yirmi yllk memuriyeti sresince Louvre'un dnyadaki en byk tanra sanat koleksiyonuna sahip olmasn salamt, Delphi'deki en eski Yunan tapnandan rahibelerin labrys baltalar, altn ylanl asalar, kk melekleri andran yzlerce Tjet hayat sembol, eski Msr'da kt ruhlar kovmak iin kullanlan sapl kasnak eklindeki ngraklar ve Tanra

sis tarafndan tedavi edilen Horus'u gsteren heykelcikler serisi. Fache, "Belki de Jacques Saunire'in sizin kitap taslanzdan haberi vard," diye fikir yrtt. "Ve kitabnz konusunda size yardma olmay teklif etmek iin bulumak istedi." Langdon bam iki yana sallad. "Dorusunu isterseniz kitabmn taslandan henz kimsenin haberi yok. Hl msvedde halinde ve editrm dnda kimseye gstermedim." Fache sessizleti. Langdon msveddeyi kimseye gstermemesinin nedenini aklamad. yz sayfalk msvedde Kayp Kutsal Diinin Sembolleri adn vermeyi dnyordu mevcut dini ikonografilerin geleneklere aykr yorumlarn sunuyordu ve kesinlikle tartmalara yol aacakt. Langdon hareketsiz yryen merdivenlere yaklatnda, Fache'nin artk yannda olmadn fark ederek durdu. Arkasn dndnde, onun birka metre uzaktaki servis asansrnn yannda beklediini grd. Fache asansrn kaplar alrken, "Asansr kullanacaz, dedi. "Eminim mzedeki mesafenin yaya dolalamayacak kadar uzun olduunu biliyorsunuzdur." Langdon asansrn iki katl Denon Kanadna kmay kolaylatracan bildii halde kprdamad. "Bir sorun mu var?" Fache kapy tutarken, sabrszlanma benziyordu. Langdon derin bir nefes alarak, havadar yryen merdivene hasretle bakt.Hibir sorun yok , diyerek kendine yalan syledikten sonra, asansre doru zoraki admlarla yrd. Langdon ocukluunda terk edilmi bir kuyuya dm ve kurtarlana kadar, o darack alandaki suyun iinde lmle mcadele etmiti. O gnden beri kapal yerlerde kalma fobisi vard, asansrler, metrolar, kapal tenis salonlar. Langdon hi inanmad halde, kendi kendine srekli,asansr kesinlikle gvenli bir makine, diyordu.Kapal bir blmeden sarkan, kk metal bir kutu! Nefesini tutarak asansre bindiinde, kaplar kapanrken adrenalinin verdii o tandk rpertiyi hissetti. ki kat. On saniye. Asansr hareket etmeye baladnda Fache, "Siz ve Bay Saunire," dedi. "Hi konumadnz m? Hi karlamadnz m? Birbirinize postayla hibir ey gndermediniz mi?" Bir garip soru daha. Langdon ban iki yana sallad. "Hayr. Hi." Fache duyduklarn hafzasna alyormu gibi ban yana yatrd. Hibir ey sylemeden, gzlerini krom kaplara dikti. Yukar karlarken, Langdon dikkatini etrafndaki drt duvar haricinde ne varsa ona vermeye alt. Parlak asansr kapsnn yansmasnda yzbann kravat inesini grd, on siyah oniks ilitirilmi gm bir ha. Langdon bunu son derece artc bulmutu.Crux gemmata -stnde on deerli ta bulunan ha- olarak bilinen bu sembol, sa ile on iki havarisini simgeleyen bir Hristiyan ideogramyd. Langdon nedense Fransz polisinin dini inanlarn bu denli ak biimde gstermesine armt. Ama ne de olsa buras Fransa'yd; Hristiyanlk burada domak kadar nemli bir din deildi. Fache birden, "Bu bircrux gemmata, " dedi. aran Langdon karsndaki yansmada Fache'nin gzlerini grebilmek iin ban kaldrd. Asansr sarslarak durdu ve kaplar ald. Langdon hemen, Louvre galerilerinin nl yksek tavanlar sayesinde ferah olan geni koridora kt. Bununla birlikte, adm att dnya bekledii gibi deildi. aran Langdon aniden durdu. Fache, ona bakt. "Anladm kadaryla Bay Langdon, Louvre'u kapandktan sonra hi grmemisiniz?" Sanrm grmedim, diye dnen Langdon, bulunduu yeri alglamaya alt. Genellikle bol kla aydnlatlan Louvre galerileri bu gece son derece karanlkt. Yukardan szlen beyaz n yerine, sprgeliklerden krmz bir k huzmesi yaylyordu, yer demelerine tutturulan aralkl) krmz k benekleri. Langdon karanlk koridora baktnda, bu manzarayla karlaacan tahmin etmesi gerektiini fark etti. Byk galerilerin hemen hepsi geceleri krmz k kullanrlard, aa seviyeye yerletirilen zararsz k, personelin koridorlarda dolamasna olanak salarken, tablolarn a maruz kalarak ypranmasn geciktiriyordu. Bu gece mzeye bir arlk kmt. Glgeler her yere uzanyor, tonozlu yksek tavanlar

siyah, ali ak bir boluk gibi grnyordu. "Buradan," diyen Fache aniden saa dnerek, birbirine bal galerilerden gemeye balad. Gzleri karanla almaya balayan Langdon, onu izledi. Byk ebatlardaki yalboyalar, karanlk odada gelien fotoraflar gibi canlanyordu... tablolardaki gzler, odalardan geerken onu takip ediyorlard. Mze havasnn tandk kokusunu karbon kokusu tayan, kuru bir hava alabiliyordu. Ziyaretilerin sebep olduu karbondioksitin andrc etkilerini nlemek iin sanayi tipi, kmr filtreli nem gidericiler yirmi drt saat boyunca alrd. Duvarlarn tepelerine yerletirilen gvenlik kameralar, ziyaretilere ak bir mesaj gnderiyordu:Sizi gryoruz. Hibir eye dokunmayn. Langdon kameralar iaret ederek, "Aralarnda gerek olan var m?' diye sordu. Fache ban iki yana sallad. "Elbette yok." Langdon buna armamt. Bu byklkteki mzelerin video kameralarla izlenmesinin fahi bir maliyeti vard ve etkili deildi. Kontrol edilmesi gereken binlerce metrekarelik alanyla Louvre'un gzetleme ii iin yzlerce teknisyene ihtiyac olacakt. Byk mzelerin ou artk "evreleme gvenliini" kullanyorlard.Hrszlan darda tutmay unut. Onlar ieride tut. evreleme yntemi mze kapandktan sonra devreye sokuluyordu. Davetsiz bir misafir sanat eserlerinden birini yerinden kardnda, galerinin etrafndaki k blmeleri kapanyor ve hrsz kendini polis gelmeden nce parmaklklarn arkasnda buluyordu. nlerindeki mermer koridorda sesler yank yapyordu. Grlt, sa taraftaki geni kapsz odadan geliyor gibiydi. Parlak bir k koridora tamt. Yzba, "Mze mdrnn ofisi," dedi. O ve Fache odaya yaklatklarnda Langdon ksa koridordan, Saunire'in lks alma odasna gz att, ahap kaplama duvarlarda Byk Ustalar'n tablolar, zerinde altm santim boyunda zrhl bir valye heykeli bulunan muazzam byklkteki antika masa. Bir avu polis ajan odada kouturuyor, telefon grmeleri yapp notlar alyorlard. lerinden biri Saunire'in masasna oturmu, dizst bilgisayarda yaz yazyordu. Mze mdrnn zel ofisinin bu akam iin DCPJ'nin geici komuta merkezi olduu anlalyordu. Fache, "Monsieurs," diye seslendiinde adamlar dnp baktlar. "Ne nous drangez pas sous aucun prtexte. Entendu?"* Ofisteki herkes anladn gstererek ban sallad. Langdon otel odalarnn kapsna, yzbann sylediklerinin ana fikrini anlayacak kadar NE PAS DERANGER yazs asmt. Fache ile Langdon hibir suretle rahatsz edilmeyeceklerdi. Ajanlardan oluan kk cemaati geride brakan Fache ve Langdon karanlk koridorda ilerlediler. ki metre ileride, Louvre'un en popler blmnn -la Grande Galerie- girii hayal gibi belirdi. Sonsuz gibi grnen bu koridorda Louvre'un en deerli talyan sanat aheserleri bulunuyordu. Langdon, Saunire'in cesedinin burada bulunacan nceden sezmiti; Byk Galeri'nin nl parke zemini Polaroid'de kusursuz biimde grlyordu. Yaklatklarnda Langdon giriin, ortaa kalelerinde akn yapan ordular uzak tutmak iin kullanlanlara benzer devasa elik bir kapyla kapandn grd. Parmaklklarn yanna vardklarnda Fache, "evreleme gvenlii," dedi. Barikat, karanlkta bile bir tanka dayanabilecek gibi grnyordu. Langdon parmaklklarn arasndan, Byk Galeri'nin lo blmelerine gz att. "nden buyurun Bay Langdon," dedi. Langdon dnd.nden nereye buyuraym? Fache parmaklklarn dibindeki zemini iaret etti. Langdon aa bakt. Karanlkta fark etmemiti. Altm santim kadar yukar kaldrlan barikatn altnda dar bir alan almt. Fache, "Buras Louvre gvenlii iin hl yasak blge," dedi. "Police Technique et Scientifique'den * gelen takmm aratrmalarn henz bitirdiler." Akl gsterdi. "Ltfen altndan geiniz." Langdon ayaklarnn dibindeki darack srnme aralna baktktan sonra gzlerini ar demir kapya evirdi. aka yapyor, yle deil mi? Barikat, izinsiz girenleri ezmek iin hazr bekleyen giyotine

benziyordu. Fache Franszca bir eyler sylenip saatine bakt. Ardndan dizlerinin stne kerek, hantal vcudunu parmaklklarn altndan geirdi. Dier tarafa geince ayaa kalkp, parmaklklarn arasndan Langdona bakt. Langdon derin bir nefes ald. Avularn cilal parkenin zerine yerletirerek, karnnn stne yatt ve kendini ileri itti. Tam altndan geerken Harris tvidinin ensesi parmaklklarn altna takld ve bann arkasn demirlere arpt. ok ho Robert,diye dnrken el yordamyla kendini kurtarp, dier tarafa geti. Ayaa kalktnda Langdon gecenin ok uzun sreceinden phelenmeye balamt.

5
Murray Hill Binas -Opus Dei'nin yeni Dnya Merkez Brosu ve konferans salonu- New York'ta 243 Lexington Caddesi'nde bulunmaktadr. Indiana kireta ve krmz tuladan oluan 12.500 metrekarelik alan kaplayan gkdelen 47 milyon dolara mal olmutur. May&Pinska tarafndan tasarlanan binada yzden fazla yatak odas, alt yemek salonu, ktphaneler, oturma odalar, toplant salonlar ve ofisler bulunmaktadr. kinci, sekizinci ve on altnc katlarda, mermerle donatlm apeller vardr. On yedinci kat tamamyla mesken olarak kullanlmaktadr. Erkekler, binaya Lexington Caddesi'ndeki ana kapdan girerler. Kadnlarsa yan sokaktan giri yaparlar ve binada bulunduklar srece erkeklerden "akustik ve grsel" olarak ayrlmlardr. O akamn erken saatlerinde Piskopos Manuel Aringarosa, gzlerden uzak teras katndaki dairesinde kk bir seyahat antas hazrlayarak, geleneksel siyah cppesini giymiti. Normalde beline mor kuan takmas gerekirdi ama o, bu gece halk arasnda dolaacandan sahip olduu yksek mevkiiyle dikkat ekmek istemiyordu. Parmandaki 14 ayar altn etraf iri elmaslarla evrili mor ametist tan stne elle piskoposluk armas ilenmi yzn, sadece bilen bir gz fark edebilirdi Seyahat antasn srtna alarak, dairesinden kt. inden bir dua okudu ve aada kendisini havaalanna gtrmek zere bekleyen ofrnn bulunduu lobiye indi. Artk Roma'ya gidecek ticari uakta oturmakta olan Aringarosa, Pencereden darya, karanlk Atlantik'e bakt. Gne batmt ama Aringarosa kendi yldznn ykseldiini biliyordu.Bu gece sava kazanlacak, diye dnd, oysa yalnzca birka ay nce, imparatorluunu ykmaya kalkan ellere kar kendini gsz hissediyordu. Piskopos Aringarosa, Opus Dei'nin genel bakan olarak, hayatnn son on yln "Tanr'nn Eseri'nin" yani Opus Dei-mesajn yaymak iini harcamt. 1928 ylnda papaz Josemara Escriv tarafndan kurulan cemaat, muhafazakr Katolik deerlerini yeniden hayata geirmi ve yelerini, Tanr'nn Eseri'ni meydana getirebilmek iin, kendi hayatlarndan byk fedakrlklar yapmaya tevik etmiti. Opus Dei'nin geleneki felsefesi balangta spanya'da, Franco rejiminden nce kk salmt, ama Josemaria Escriv'nn 1934'te yaynlad The Way (Tark) Tanr'nn Eseri'ni meydana getirebilmek kiinin hayatnda yapmas gereken 999 meditasyon ekli isimli ruhani kitabyla birlikte Escriv'nn mesaj tm dnyaya yaylmt. Artk krk iki dilde milyonlarca kopyas bulunan Tark sayesinde, Opus Dei kresel bir g haline gelmiti. Opus Dei'ye ait okullara, eitim merkezlerine ve hatta niversitelere dnyann her byk ehrinde rastlanabilirdi. Opus Dei, dnyadaki en hzl byyen ve mali adan en gvenli Katolik organizasyonuydu. Ne yazk ki Aringarosa, dini kinizm, mezhepler ve ncil'in televizyondan renildii bir ada, Opus Dei'nin sahip olduu zenginlikle gcn phelen stne ektiini renmiti. Muhabirler genellikle, "Pek ok kii Opus Dei'nin bir beyin ykama tarikat olduunu sylyor," diye stne gelirlerdi. "Bazlar da size ar muhafazakr gizli Hristiyan cemiyeti diyorlar. Hangisisiniz?" Piskopos sabrla, "Opus Dei ikisi de deil," diye cevap verirdi. "Bizler bir Katolik Kilisesi'yiz. Bizler, gnlk yaantlarmzda Katolik retilerini zenle izlemeyi seen Katolik bir topluluuz." "Tanr'nn Eseri'nde saflk yeminleri edilmesi, kiliseye zekt vermek, gnahlar iin kendini dverek ve keeyle kefaret denmesi gerekli midir acaba?" Aringarosa, "Siz Opus Dei'nin sadece kk bir grubundan bahsediyorsunuz," demiti. "Katlmn farkl seviyeleri vardr. Opus Dei'nin binlerce yesi evlidir, aileleri vardr ve Tanr'nn Eseri'ni kendi

topluluklarnda yaparlar. Dierleri manastr okullarmzda nefislerini krarak sade bir hayat yaarlar. Bu tercihler kiiye aittir ama Opus Dei'deki herkes Tanr'nn Eseri'ni yaparak dnyay daha iyi bir yer haline getirme amacn paylarlar. Elbette bu takdir edilecek bir araytr." Buna ramen, bu mantk nadiren ie yarard. Medya her zaman skandallar peinde koard ve byk organizasyonlarn ounda olduu gibi Opus Dei'nin yeleri arasnda da, tm grubun namn glgeleyecek sapkn ruhlar vard. ki ay nce, Ortabat'daki bir niversitedeki Opus Dei grubu, yeni mritlerin dini bir deneyim gibi alglamas iin, onlara kendilerini fazlasyla zinde hissetmelerini salayacak meskalin verirken yakalanmt. Bir baka niversite rencisi inelikee kemerini tavsiye edilen gnlk iki saatten ok daha uzun kullanm ve sebep olduu enfeksiyonla kendisini lmn eiine getirmiti. Ksa sre nce Boston'daki gen bir yatrm bankacs, intihar etmeden nce tm birikimlerini Opus Dei'ye brakmt. Yoldan karlm koyunlar, diye dnd Aringarosa, onlar iin zlyordu. Elbette en byk utanca, Opus Dei'nin nl yesi ve basnn oka yer verdii sapk FBI ajan Robert Hanssen sebep olmutu. Onun mahkemede yarglanrken, kendi karsyla sevimelerini arkadalarna seyrettirmek iin, yatak odasna gizli video kameralar yerletirdii ortaya kmt. Hakim, "Dindar bir Katolik'in elence anlay byle olamaz," demiti. Ne yazk ki, tm bu olaylar Opus Dei Farkndalk ebekesi (ODAN) diye bilinen yeni gzlem grubunun gelimesine yardmc olmutu. Grubun popler web sitesi -www.odan.org- katlmn tehlikeleri konusunda uyarda bulunan eski Opus Dei yelerinin korkutucu hikyelerini aklyordu. Artk medya Opus Dei'den "Tanr'nn Mafyas" ve "sa Mezhebi" diye bahsediyordu. Anlamadmz eylerden korkarz, diye dnd Aringarosa bu eletirmenlerin Opus Dei'nin ka hayat zenginletirdiini bilip bilmediklerini merak ediyordu. Grup, Vatikan'n tam onayn alm ve takdis edilmiti.Opus Dei, Papa'nn kiisel bir piskoposluk makamdr. Bununla birlikte son zamanlarda Opus Dei, medyadan daha kuvvetli bir g tarafndan tehdit ediliyordu... Aringarosa'nn saklanamayaca Eklenmedik bir dman. Be ay nce iktidar kaleydoskopu sarslmt ve Aringarosa hl yedikleri darbenin altndan kalkmaya alyordu. Aringarosa uan penceresinden aadaki okyanusun karanlna bakarken kendi kendine, "Nasl bir sava balattklarn bilmiyorlar," diye' fsldad. Bir an iin gzleri kendi garip yznn -esmer ve uzun, gen bir misyonerken spanya'da yedii yumrukla dalan, yass ve eri bir burun- yansmasna odakland. Artk fiziksel kusurlarn nemi yoktu. Aringarosa ruhani bir dnyada yayordu, bedensel deil. Jet ua Portekiz sahillerinin stnden uarken, Aringarosa'nn cppesinin altndaki cep telefonu sessiz bir ekilde titremeye balad. Uu ynetmelii gerei, uular srasnda cep telefonlarnn kapal tutulmas gerektii halde Aringarosa bu arya mutlaka cevap vermesi gerektiini biliyordu. Bu numara sadece bir kiide vard, telefonu Aringarosa'ya gnderen kiide. Heyecanlanan piskopos sessizce cevap verdi. "Evet?" Arayan kii, "Silas kilit tann yerini buldu," dedi. "Paris'te. Saint-Sulpice Kilisesi'nde." Piskopos Aringarosa glmsedi. "O halde yaklatk." "Hemen alabiliriz. Ama senin nfuzuna ihtiyacmz var." "Elbette. Bana ne yapmam gerektiini syle." Aringarosa telefonu kapattnda kalbi hzla arpyordu. Balatt olaylarn karsnda kendini kk hissederken, bir kez daha karanlk geceye bakt. Sekiz yz kilometre tede, Silas isimli Albino kk bir leenin zerine eilmi, suda dnen krmzlklar seyrederken srtndaki kanlan temizliyordu. Mezmurlar'dan,beni rdkotyla temizle ve ben arnaym , duasn okudu.Beni yka ve ben kardan daha beyaz olaym . Silas nceki hayatndan beri hissetmedii bir nseziye sahip olduunu hissediyordu. Bu onu hem artyor, hem de heyecanlandryordu. Son on yldrTarik 'i izliyor, kendini gnahlardan arndryor... hayatini yeniden kuruyor... gemiindeki iddeti siliyordu. Ama bu gece, her ey geri gelmiti. Gmmek iin onca urat nefret yeniden kabarmta Gemiinin bu kadar abuk su yzne kmas onu ok artyordu. Elbette tm bunlarla birlikte, becerileri de geri gelmiti. Paslanmt ama ie yaryordu. sa'nn mesaj bartr... vahete kardr... sevgidir.Silasa balangtan beri retilen ve kalbinde

tad mesaj buydu. Ve imdi, sa dmanlarnn yok etmeye altklar mesaj da buydu.Tanry iddetle tehdit edenler iddetle karlaacaklardr. Bunu kaldracak ve deitirecek kimse yoktur. sa'nn askerleri iki bin yl boyunca, deitirmeye alanlara kar kaderlerini savunmulard. Silas bu gece savaa arlmt. Yaralarn kuruladktan sonra, ayak bileklerine kadar uzanan kaponlu cppesini giydi. Dz, koyu renk ynden yaplmt ve cildiyle, sann beyazln ortaya karyordu. Kua beline baladktan sonra, kaponu kaldrd ve krmz gzleriyle aynadaki yansmasn hayranlkla izledi.arklar dnmeye balamt.

6
Gvenlik kapsnn altndan iki bklm geen Robert Langdon artk Byk Galeri giriinde duruyordu. Uzun ve derin bir kanyon azna bakyordu. Galerinin her iki tarafndan ykselen dokuz metrelik plak duvarlar, yukardaki karanlkta belirsizleiyordu. Aydnlatmalardan kan krmzms k, yukar doru yaylarak, tavana kablolarla tutturulmu Da Vincilerden, Titianlardan ve Caravaggiolardan oluan muhteem koleksiyonu suni alevlere bouyordu. Natrmortlar, dini sahneler ve peyzajlar, soylularla, siyasetilerin portrelerine elik ediyordu. Louvre'un en nl talyan eserleri Byk Galeri'de bulunduu halde, ziyaretilerin pek ou bu kanadn en artc zelliinin nl parke zemini olduunu dnrd. Diyagonal denmi mee rabtalarn oluturduu geometrik desen, optik bir yanlsamaya sebep olurdu, ok boyutlu bu a grnts sayesinde ziyaretiler, attklar her admda deien bir yzeyde gezindiklerini hissederlerdi. Langdon'n gzleri zemini tararken, sol tarafnn birka metre ilerisinde polis bandyla evrelenmi, yerde yatan beklenmedik bir nesne grp durdu. Fache'ye doru dnd. "Bu yerdeki... birCaravaggio mu?" Fache bakmad halde, bayla onaylad. Langdon tablonun iki milyon dolar deerinde olduunu tahmin ediyordu ama buna ramen, deersiz bir poster gibi yerde duruyordu. "Yerde ne ii var?" Fache, ona ters ters bakyordu ama ierlemedii belliydi. "Buras cinayet mahalli Bay Langdon. Hibir eye dokunmadk. Bu tabloyu mze mdr duvardan karm. Gvenlik sistemini bu ekilde devreye soktu." Langdon olanlar gznde canlandrabilmek iin arkasn dnp kapya bakt. "Mze mdr alma odasnda saldrya uram, Byk Galeri'ye kam ve bu tabloyu duvardan skerek gvenlik sistemini devreye sokmu. Kap derhal aa inerek tm klar kapatm. Bu galeriye girmenin ya da buradan kmann tek yolu bu kap." Langdon armt. "Yani mze mdr kendisine saldran Byk Galeri'ye mi kilitledi?" Fache ban iki yana sallad. "Bu gvenlik kaps, Saunire ile saldrgann birbirindenayrd. Katil uradaki koridorda kald ve Saunire'e bu kapdan ate etti." Fache altndan getikleri kapnn parmaklklarndan sarkan turuncu etiketi gsterdi. "Teknik blm bir silahtan kan izler buldu. Parmaklklarn arkasndan ate etmi. Saunire burada tek bana ld." Langdon'n gznn nne Saunire'in cesedinin fotoraf geldi.Bunu kendisinin yaptn sylemilerdi. Langdon nlerindeki devasa koridora bakt. "Peki cesedi nerede?" Fache hal kravat inesini sktrarak, yrmeye balad. "Sizin de bildiiniz gibi. Byk Galeri epey uzundur." Eer Langdon doru hatrlyorsa, tam uzunluu drt yz elli metreydi, yani u uca eklenmi Washington Ant uzunluundayd. Yan yana iki yolcu trenini iine alabilecek koridorun eni de bir o kadar nefes kesiciydi. Koridorun ortasna, zevkli bir ayra ilevi gren ve trafiin sal sollu akmasna yardmc olan devasa bir ayakl vazo yerletirilmiti. Baklarn ileri dikerek, koridorun sandan hzl bir ekilde ilerleyen Fache imdi sessizdi. Langdon ise bu kadar ok sanat aheserinin yanndan bakmak iin bile durmadan geerek saygszlk yaptn dnyordu. Zaten bu kta fazla bir ey gremezdim, diye dnd.

Ne yazk ki, zayf krmz k, Langdon'n aklna Vatikan Gizli Arivleri'nin lo nda yaad son deneyimi getirmiti. Roma'da lmle burun buruna geldii gnle bu gece birbirine ok benziyordu. Hayalinde yeniden Vittoria belirdi. Aylardr onu ryalarnda grmyordu. Langdon yalnzca bir yl nce Roma'da olduuna inanmyordu, ona aradan sanki asrlar gemi gibi geliyordu.Baka bir yaam. Vittoria'dan en son aralk aynda mektup almt, karmak fizik aratrmalarna devam etmek iin Cava Denizi'ne gittiini syleyen bir kartpostal... kedibalklar glerini takip etmek iin uydulardan faydalanmakla ilgili bir ey. Langdon hibir zaman, Vittoria Vetre gibi bir kadnn onunla niversite lojmanlarnda yaamaktan mutlu olaca hayaliyle kendini kandrmamt, ama Roma'daki karlamalar onda, asla hissedebileceini zannetmedii bir zlem duygusu yeertmiti. Hayat boyunca tutkunu olduu bekrlk ve beraberinde getirdii zgrlkler bir ekilde sarslm... yerine, geen yl daha da byyen beklenmedik bir boluk duygusu getirmiti. Hzla yrmeye devam ediyorlard ama Langdon hl ceset grememiti. "Jacques Saunire bu kadar ileri gidebilmi mi?" "Bay Saunire'in midesine bir kurun isabet etmi. ok yava lm. Yaklak on be ya da yirmi dakika iinde. ok kuvvetli bir adam olduu belli." Langdon afallam bir ifadeyle dnd. "Gvenliin buraya gelmesion be dakika m alm?" "Elbette hayr. Louvre gvenlii, alarm alar almaz harekete gemi ve Byk Galeri kapsnn kilitli olduunu grm. Kapdan baktklarnda, koridorun sonunda birinin yrdn duymular ama kim olduunu grememiler. Seslenmiler fakat cevap alamamlar. Bunun sadece sulu olabileceini varsayarak protokole uymu ve adli polisi aramlar. On be dakika iinde olay yerine geldik. Geldiimizde, barikat altndan geebilecek kadar kaldrdk ve ben ieri bir dzine silahl ajan gnderdim. eri gireni yakalayabilmek iin tm galeriyi aradlar." "Ve?" "erde hi kimseyi bulamadlar. Bir istisna var..." Koridorun uzak bir noktasn iaret ediyordu. "Onun dnda." Langdon baklarn kaldrarak, Fache'nin uzatt parma takip etti. lk nce Fache'nin koridorun ortasndaki byk mermer bir heykeli gsterdiini sand. Ama yrmeye devam edince, Langdon heykelin arkasndakini grebildi. Koridorun metre ilerisinde, tanabilir bir heykel kaidesinden zemini aydnlatan spot lamba, galerinin krmz ortamnda beyaz bir k adac yaratyordu. Mze mdrnn plak cesedi, parkelerin stnde ve n tam ortasnda, mikroskop altndaki bir bcek gibi yatyordu. Fache, "Fotoraf grmtnz," dedi. "Bu yzden fazla artc olmamal." Cesede yaklarlarken Langdon iinde korkun bir rperti hissetti. nnde, o ana dek grd en garip imgelerden biri duruyordu. Jacques Saunire'in solgun cesedi parke zemin zerinde, ayn fotorafta grld gibi yatyordu. Langdon cesedin yannda durup, sert nda altnda gzlerini ksarken kendine, Saunire'in hayatnn son dakikalarn vcuduna bu garip ekli vermekle geirdiini hatrlatt. Saunire onun yandaki bir erkek iin fazlasyla formda grnyordu... ve tm kaslar apak grlyordu. stndeki giysilerin hepsini karm, dzgnce yere koymu ve geni koridorun tam ortasna, odann uzun kenaryla ayn hizaya gelecek ekilde srtst uzanmt. Kollaryla bacaklarn, karda melek izi kartan ocuklar gibi genie amt... belki de, grnmeyen bir kuvvet tarafndan ekitirilen bir adam gibi demek daha uygun olur. Saunire'in gs kemiinin tam altndaki kan lekesi, kurunun etini deldii yeri iaret ediyordu. Alan yara, alacak kadar az kanam ve kararm kk bir kan izi brakmt. Saunire'in sol iaret parma da kanlanmt. Kendi korkun lm deinin huzur bozucu sahnesini yaratmak iin yarasna batrd belli oluyordu; kendi kann mrekkep, plak karnn ise tuval gibi kullanarak, vcuduna basit bir sembol izmiti be keli yldz oluturacak ekilde izilmi be dz izgi. Be keli tlsm yldz. Saunire'in gbeindeki kanl yldz, cesedine gulyabani havas vermiti. Langdon'n grd fotoraf yeterince rktcyd ama imdi, bu sahneyi kendi gzleriyle grmek onu fazlasyla huzursuzlandrmt. Bunu kendine o yapt.

"Bay Langdon?" Fache'nin koyu gzleri yine ona evrilmiti. Langdon, "Be keli yldz," derken, sesi engin bolukta yanklanmt. "Dnyadaki en eski sembollerden biri. sa'dan drt bin yl ncesinden beri kullanlyor." "Peki anlam ne?" Langdon bu soruyla karlatnda her zaman tereddt ederdi. Biri ' sine, bir semboln "ne anlama" geldiini sylemek, bir arknn ona kendisini nasl hissettireceini sylemekle aynyd... bu, kiiden kiiye deiirdi. Beyaz bir Ku Klux Klan bal Birleik Devletler'de nefret ve rklk armlar yaparken, ayn kostm spanya'da dini inanla ilgili bir anlam tard. Langdon, "Semboller farkl meknlarda, farkl anlamlar tarlar," dedi. "Esasen, be keli yldz, bir pagan semboldr." Fache ban sallad. "eytana tapma." Langdon, "Hayr," diyerek dzeltti. Setii kelimeleri daha ak kullanmas gerektiini fark etmiti. Son gnlerdepagan kelimesi, eytana tapma ile neredeyse eanlaml kullanlyordu, bu, ok byk bir yanl kanyd. Kelimenin kkleri Latincedekipaganus kelimesine kadar gidiyordu ki, tarada oturanlar anlamna geliyordu. "Paganlar" tarada blgelerindeki doaya tapnan, dinlerine sadk kalan, dier dini retilerden habersiz tara insanlaryd. Dorusunu sylemek gerekirse kilise, tara kylerinde yaayanlardan ylesine korkard ki, masum bir kyl "villager" kelimesi bile deierek vilain- kt ruhlu adam anlamnda kullanlmaya balanmt. Langdon, "Be keli yldz," diyerek daha ak konumaya balad. "Doaya tapnmakla ilgili, sa ncesinden gelen bir semboldr. Eski a insanlar, yaadklar dnyay iki yar halinde dnrd, erkek ve dii. Tanrlarla tanralar bir g dengesi kurarlard. Yin ile yang. Erkek ile dii dengelendiinde dnyaya ahenk gelirdi. Dengesizlik olduunda kaos yaanrd." Langdon, Saunire'in karnn iaret etti. "Bu be keli yldz, btn varlklardakidiiyi temsil eder, ilahiyat tarihilerinin 'kutsal dii' ya da 'ilahi tanra' dedikleri bir kavram. Saunire bunu herkesten daha iyi bilirdi." "Saunire karnna birtanra sembol m izmi?" Langdon bunun garip grndn kabul etmek zorundayd. "Be keli yldz, en bilindik yorumuyla Vens' sembolize eder, cinsel ak ve gzellik tanras." Fache plak adama gz atarak, homurdand. "Eski dinler doann ilahi dzenine dayanrd. Tanra Vens ile Vens gezegeni aynyd. Tanra gece gkyznde yer sahibiydi ve pek ok simle anlrd -Vens, Dou Yldz, Ishtar, Astarte- hepsi de doa ve Dnya Ana ile balar olan gl dii kavramlard." Fache sanki eytana tapma fikrini tercih edermi gibi, imdi ok daha dertli grnyordu. Langdon be keli yldzn en artc zelliini onunla paylamamaya karar verdi... Vens'le olan balantsnngrafiksel kkeninden. Langdon gen bir astronomi rencisiyken, Vens gezegeninin her drt ylda bir ekliptik semada be kelimkemmel bir yldz izdiini rendiinde ok armt. Eskiler bu fenomeni kefettiklerinde ylesine bylenmilerdi ki, Vens ile onun be keli yldz mkemmellik, gzellik ve cinsel akn sembol haline gelmilerdi. Eski Yunan'da, Vens'n bysne vg olsun diye, onun drt yllk devrini Olimpiyat Oyunlar'n dzenlerken kullanmlard. Bugnlerde pek az insan, drt ylda bir yaplan modern Olimpiyat Oyunlar'nn hl Vens'n devrelerini takip ettiinin farkndadr. Bundan daha da az insan, be keli yldzn Olimpiyat amblemi olmak zereyken son anda deitirildiini bilir, oyunlarn ok kapsaml ruhunu ve ahengini daha iyi yanstmas amacyla be keli yldz, i ie geen be halkayla deitirilmitir. Fache birdenbire, "Bay Langdon," dedi. "Be keli yldzn eytanla da bir ilgisi olmal. Sizin Amerikan korku filmleri bunu ok ak gsteriyor." Langdon kalarn att.Teekkrler Hollywood . Be keli yldz, artk eytani seri katil filmlerinde, genellikle Satanistler'in dairelerindeki duvara dier eytani sembollerle birlikte izilen, grsel bir klie halini almt. Langdon sembol bu haliyle grdnde daima hsran duyard; be keli yldzn gerek kkenleri olduka tanrsald. Langdon, "Sizi temin ederim," dedi. "Filmlerde grdklerinize ramen, be keli yldzn eytani anlamlar tarih asndan yanltr. Orijinal dii anlam dorudur, fakat be keli yldz sembol bin yl iinde gerek anlamndan saptrlmtr. Bu davada, kan dkerek."

"Anladma pek emin deilim." Langdon az sonra syleyeceklerini kelimelere nasl dkeceini dnrken Fache'nin kravatndaki haa bakt. "Kilise, baym. Semboller oluka esnektir ama eski Roma Katolik Kilisesi be keli yldz deitirdi Vatikan'n pagan dinlerini yok etme ve kitleleri Hristiyanlatrma kampanyasnn bir paras olarak kilise, pagan tanrlaryla tanralar kar karalama kampanyas at ve onlarn ilahi sembollerini eytani anlatmlara soktu." "Devam edin." Langdon, "Kargaa zamanlarnda buna olduka sk bavurulur," diyerek devam etti. "Yeni doan bir g var olan sembolleri devralr ve anlamlarn yok etmek iin zaman iinde onlar ypratr. Pagan sembolleriyle Hristiyan sembolleri arasndaki savata paganlar kaybetti; Poseidon'un atall balk zpkn eytann yabas, bilge kocakarnn sivri apkas bir cad sembol ve Vens'n be keli yldz bir eytan iareti oldu. Langdon durdu. "Maalesef Birleik Devletler Ordusu da be keli yldzn anlamn arptt; u anda bizim en sk kullandmz sava sembol. Sembol sava uaklarnn stne iziyor ve generallerin omuzlarna takyoruz."Ak ve gzellik tanras iin bu ok ac. "lgin." Fache kanatlan ak kartal pozisyonundaki cesede bakp ban sald. "Peki ya vcudun pozisyonu? Bundan ne anlam karyorsunuz?" Langdon omuzlarn silkti. "Pozisyon, be keli yldz ve kutsal diiyle olan balantsn kuvvetlendiriyor." Fache'nin yzne dnceli bir ifade geldi. "Anlayamadm?" "Yineleme. Bir sembol tekrar etmek, anlamn kuvvetlendirme en basit yoludur. Jacques Saunire, be keli yldz pozisyonu alm."Bir tane be keli yldz iyiyse, iki tane daha iyidir. Fache elini yeniden briyantinli salarna gtrrken, gzleri Saunire'in kollar, bacaklar ve bann oluturduu be keyi takip etti. lgin bir tahlil." Durdu. "Peki yaplakl ?" Kelimeyi telaffuz ederi adeta homurdanyor, yalanan bir erkek vcudunu grmekten rahatsz olmu gibi sesler kartyordu. "Elbiselerini neden karm?" te bu iyi bir soru,diye dnd Langdon. Polaroid'i ilk grdnden beri ayn eyi dnyordu. En iyi tahmini, plak bir insan formunun Vens fikrini onaylatmann bir baka yolu olduuydu, cinsellik tanras. Modern kltr, Vens'n erkek/dii birleimiyle olan ilikisini oluturduu halde, keskin bir kkenbilimsel gz, Vens'n "zhrevi" kelimesinde iaret ettii anlam fark edebilirdi. Langdon bu konuya girmemeye karar verdi. Bay Fache, size Bay Saunire'in bu sembol zerine neden izdiini ya da neden bu ekli aldn izah edemem, ama Jacques Saunire gibi bir adamn be keli yldz, dii tanrsallnn iareti olarak kabul ettiini syleyebilirim. Bu sembolle kutsal dii arasndaki iliki, sanat tarihileriyle simgebilim uzmanlar tarafndan olduka iyi bilinir." "yi. Peki kendi kann mrekkep olarak kullanmas?" "Belli ki, yazacak baka malzemesi olmad iin." Fache bir sre sessiz kald. "Esasen ben, kendi kann, polisin belli bal adli metotlar uygulamas iin kullandna inanyorum." "Affedersiniz?" "Sol eline bakn." Langdon'n gzleri, mze mdrnn renksiz kolundan sol eline kadar olan ksm tarad ama hibir ey gremedi. Ne yapacan bilmeden cesedin etrafnda dnd ve yere meldi, artk mze mdrnn byk bir keeli kalem tuttuunu grebiliyordu. Fache, Langdon' olduu yerde brakp, aratrma malzemeleri, kablolar ve elektronik cihazlaryla dolu birka metre tedeki seyyar masann yanna giderken, "Saunire'i bulduumuzda bunu elinde tutuyordu," dedi. Masay kartrrken, "Size sylediim gibi," dedi. "Hibir eye dokunmadk. Bu eit kalemleri bilir misiniz?" Langdon kalemin markasn grebilmek iin biraz daha eildi. STYLO DE LUMIERE NOIRE. aknlk iinde bam kaldrd. Siyah k kalemi ya da filigran kalemi mzeler, restorasyon mimarlar ve sahtecilik polisinin nesneler

zerine grnmeyen iaretler brakmak iin tasarladklar bir tr zel keeli kalemdi. aret kalemi, sadece siyah k altnda grlebilen, alkol bazl kmayan floresan bir mrekkeple yazard. Son zamanlarda mze personeli bu kalemleri, restorasyon gereksinimi duyan tablolarn ereveleri zerine grnmeyen iaretler koymak iin tayorlard. Langdon ayaa kalkarken, Fache spot lambann yanna gidip kapatt. Galeri birden karanla gmlmt. Ksa bir krlk yaayan Langdon'n pheleri artyordu. Fache'nin parlak mor kla aydnlanan silueti belirdi. Elinde tad k kayna onu meneke rengi bir pusla kaplyordu. Gzleri mor kla parlayan Fache, "Bildiiniz gibi," dedi. "Polis siyak k aydnlatmasn, cinayet mahallindeki kan ve dier adli delilleri aratrmak iin kullanr. Bu yzden ne kadar ardmz tahmin edebilirsiniz...Sonra, aniden cesede yneltti. Aa bakan Langdon, aknlktan yerinde srad. nndeki parke zeminde parlayan grnt yznden kalbi hzla arpyordu. Mze mdrnn el yazsyla karalanm son szleri, cesedinin yannda mor ltlar yayyordu. Langdon titrek kl metne bakarken tm geceyi kaplayan sis perdesinin giderek younlatm hissetti. Langdon mesaj bir kez daha okuduktan sonra Fache'ye bakt. "Bu da ne demek byle!" Fache'nin gzlerinin ak parlad. "Bu, baym, cevaplamak iin geldiiniz sorunun ta kendisi." Az ileride, Saunire'in ofisinde, Louvre'a geri dnen Temen Collet mze mdrnn devasa masasndaki ses konsoluna iyice eilmiti. Saunire'in masasnn kesinden onu seyrediyor gibi grnen robotumsu ortaa valyesinin verdii huzursuzluk dnda, Collet kendini olduka rahat hissediyordu. AKG kulakln takt ve sabit disk kayt sistemindeki girdi seviyelerini kontrol etti. Tm sistemler iliyordu. Mikrofonlar hi aksamadan alyordu ve ses kalitesi kristal berraklndayd. Le moment de vrit,*diye dnd. Glmseyerek gzlerini kapatt ve banda kaydedilen Byk Galeri'deki konumann geri kalannn tadn kartmak iin rahat bir pozisyon ald.

7
Saint-Sulpice Kilisesi'nin ikinci katnda koro balkonunun sol taraf meskene ayrlmt. Ta zeminli ve iinde az mobilya bulunan iki odal daire, on yldan fazladr Rahibe Sandrine Bieil'in eviydi. Resmi evi yakndaki kadnlar manastrndayd ama o, kilisenin sessizliinden holanyor ve st katta bir yatak, telefon ve kk bir ocaktan oluan odada huzur buluyordu. Kiliseninconservatrice d'affaires 'ine gre, kilisenin dinle ilgisi olmayan tm ilerinden Rahibe Sandrine sorumluydu, genel bakm, yardmc eleman ve beki alm, kapal olduu saatlerde kilisenin gvenlii ve komnyon arabyla ince biskvi gibi malzemelerin siparii. Bu gece ise kk yatanda uyurken, telefonun tiz sesiyle uyanmt. Yorgun bir halde, ahizeyi kaldrd. "Rahibe Sandrine. Saint-Sulpice Kilisesi." Adam, Franszca, "Merhaba rahibe," dedi. Rahibe Sandrine yatanda doruldu. Saat ka? Patronunun sesini tand halde, on be yl sresince hi onun tarafndan uyandrlmamt. Barahip, ayinden sonra doruca evine giden dindar bir adamd. Barahip, mahmur ve sinirleri gergin sesiyle, "Sizi uyandrdysam zr dilerim rahibe," dedi. "Sizden bir ricada bulunacam. Belki onu tanyorsunuzdur. Az nce Amerikan piskoposundan bir telefon aldm. Manuel Aringarosa?" Opus Dei'nin bakan m?"Elbette onu tanyorum .Kiliseden onu bilmeyen mi var? Son yllarda Aringarosa'nn piskoposluk makam g kazanmt. 1982 ylnda Papa II. John Paul, tm ibadetlerini resmen onaylayarak onlar" "Papa'nn kiisel piskoposluk makamna" getirdiinde, erefleri srayarak ykselmiti. Fakat Opus Dei'nin ykseliiyle, zengin mezhebin Vatikan Dini ler Enstits'ne -daha ok Vatikan Bankas olarak bilinir- yaklak bir milyar dolar aktararak, iflastan kurtarnn ayn yla denk gelmesi phe uyandrcyd. Kalar yukar kaldran bir baka olay ise Papa'nn genellikle yz yl sren

bekleme dnemini yirmi yla indirerek Opus Dei kurucusunu azizlik mertebesine hzla ykseltmesiydi. Rahibe Sandrine, Opus Dei'nin Roma'daki makamndan phe duysa da, Papa'yla tartacak hali yoktu. Barahip, ona huzursuz sesiyle, "Piskopos Aringarosa benden bir iyilik istemek iin aram," dedi. "Bu gece Paris'teki mritlerinden biri..." Rahibe Sandrine garip ricay dinlerken aknl giderek artyordu. "Affedersiniz, acaba Opus Dei mridinin bahsettiiniz ziyareti sabaha kadar bekleyemez mi acaba?" "Korkarm bekleyemez. Ua sabah erkenden kalkyormu. Haya boyunca Saint-Sulpice'i grmek istemi." "Ama kilise gndzleri ok daha ilgi ekicidir. Saint-Sulpice'i benzersiz klan eyler, yuvarlak pencereden giren gn ile gne saatin stndeki glgelerdir." "Rahibe, size katlyorum, bununla birlikte eer bu gece gelmesine izin verirseniz bunu kiisel bir iyilik olarak kabul edeceim. Orada yaklak saat... birde olacak diyelim mi? Yani yirmi dakika sonra." Rahibe Sandrine kalarn att. "Elbette. Memnuniyetle." Barahip, ona teekkr ettikten sonra telefonu kapatt. akn vaziyetteki Rahibe Sandrine, uyku mahmurluunu zerinde atana kadar bir sre scak yatanda kald. Bu geceki telefon aklna birtakm dnceler getirmi olsa da, altm yandaki beden eskiden olduu kadar hzl uyanamyordu. Opus Dei, onu her zaman rahatsz ederdi. Piskoposluun bedensel ile rituellerine ball bir yana, kadnlara bak alar hl ortaa seviyesindeydi. Kadn mritlerin hibir cret almadan erkekler ayindeyken onlarn kald yerleri temizlemeye zorlandn; erkekler hasr deklerde yatarken, kadnlarn tahta zeminde uyuduunu; ve kadnlarn daha fazla bedensel ile ekmeye mecbur edildiklerini duyduunda ok geirmiti... tm bunlar ilenen ilk gnahn bedeliydi. Havva'nn bilgiyi aa karan elmadan ald srk, kadnlarn sonsuza dar demekle ykml olduklar bir kefaret gibiydi. Katolik Kilisesi kadn haklarna daha ok deer vermek yolunda ilerlerken, Opus Dei'nin bu gelimeyi tersine evirmeye almas zcyd. Her eye ramen Rahibe Sandrine emir almt. Bacaklarn yataktan aa sarktarak, yavaa ayaa kalkt. plak ayaklar ta zemine temas ettiinde ii rperdi. rperti vcuduna yaylrken, iini bir korku kaplad. Kadn sezgisi mi? Tanrnn bir kulu olarak Rahibe Sandrine kendi ruhunun sakinletirici sesini dinleyerek huzur bulmay renmiti. Ama bu gece, bu sesler iinde bulunduu bo kilise kadar sessizdi.

8
Langdon parkeye karalanm mor metinden gzlerini ayramyor Jacques Saunire'in son szleri, Langdon'n hayal bile edemeyecei veda mesaj niteliindeydi. Mesajda yle yazyordu: 13 - 3 2 21- 1 -1 - 8- 5 On Draco devini al! On sahte alim! Bunun ne anlama geldii konusunda Langdon'n en ufak fikri olmamasna ramen, Fache'nin neden ilk anda be keli yldz eytana tapma ile badatrdn anlyordu. On Draco devini al! Saunire, eytana gerekten atfta bulunmutu. Say serileri de bir kadar tuhaft. "Bir ksm saysal ifreye benziyor." "Evet," dedi Fache. "Kriptograflarmz zerinde alyorlar. Bu saylarn onu ldren kiiyi bulmamzda anahtar rol oynayacana inanyoruz. Belki deitirilmi bir telefon numaras ya da bir tr sosyal kimlik numarasdr. Saylar size sembolik bir anlam ifade ediyor mu?" Langdon saylara yeniden baktnda, herhangi bir sembolik anlam kartmasnn saatler alacam anlad.Eer Saunire bu niyetle yazdysa. Langdon'a saylar rasgele seilmi gibi geliyordu. Birtakm anlamlara gelen sembolik say dizilerine alknd ama buradaki her ey -be keli yldz, metin ve saylar-

en basit seviyede birbirinden bamszd. Fache, "Daha nce," dedi. "Saunire'in burada yaptklarnn bir mesaj iletme abasnda olduunu iddia etmitiniz... tanralara tapnma ya da bu tarz bir ey. Bu mesaj iddianzn neresine oturuyor?" Langdon sorunun tumturakl olduunu biliyordu. Ksa mesaj, Langdon'n tanralara ibadet senaryosunun hibir yerine uymuyordu. On Draco devini al? On sahte alim ? Fache, "Bu metinde bir eit sulama seziliyor. Siz ne dersiniz?" dedi. Langdon, mze mdrnn lmek zere olduunun bilinciyle Byk Galeri'de hapis kald son dakikalarn hayal etmeye alt. Mantkl geliyordu. "Katiline bir sulamada bulunmas mantkl olabilir, sanrm." "Elbette benim iim, bu kiiyi isimlendirmek. Size bir soru soracam Bay Langdon. Saylar bir kenara brakrsak, size bu mesajda en garip gelen ne oldu?" En garip?lmek zere olan bir adam kendini galeriye kilitlemi, zerine be keli bir yldz izmi ve yere gizemli bir sulama karalamt. Garip olmasayd nasl olurdu acaba? Aklna ilk geleni syleyerek, "Draco kelimesi mi?" diye atld. Langdon, Draco'ya -M 7. yzyldaki acmasz politikac- atfta bulunmasnn mmkn olmadna neredeyse emindi. '"Draco devi' garip bir kelime seimi." "Draco mu?" Fache'nin sesinde artk sabrszlk kokusu vard. "Buradaki asl meselemiz Saunire'in kelime seimi deil." Langdon, Fache'nin aklndaki meselenin ne olduundan emin deildi, ama Draco ile Fache'nin iyi geineceini dnmeye balamt. Fache tatsz bir tonla, "Saunire bir Franszd," dedi. "Paris'te yaad. Ama yine de bu mesaj yazmay tercih etti..." Yzbann sylemek istediini yeni yeni fark eden Langdon, "ngilizce," dedi. Fache bayla onaylad. "Tam olarak. Nedeni konusunda fikriniz var m?" Langdon, Saunire'in kusursuz ngilizce konutuunu biliyordu ama de son szlerini yazmak iin neden bu dili setiini anlayamyordu. Omuzlarn silkti. Fache, yeniden Saunire'in karnnn stndeki be keli yldz iaret etti. "eytana tapmayla hi ilgisi yok mu? Buna hl emin misiniz?" Langdon baka bir eyden bu kadar emin olamazd. "Sembol ile metin arasnda iliki yok gibi. zgnm daha fazla yardmc olamayacam; "Belki bu biraz aklk getirir." Fache cesetten uzaklaarak, siyah bir kez daha ykseltti, bu kez k daha byk bir evreyi aydnlatyordu. "Peki imdi?" Langdon'un akn baklar altnda, basit bir ember mze mdrnn cesedi etrafnda parldad. Grne gre Saunire yere uzanm ve kalemle etrafnda uzun yaylar izerek, kendini emberin tam ortasna yerletirmiti. Bir anda anlam akla kavumutu. Langdon soluk solua, "Vitruvius Adam," dedi. Saunire, Leonardo da Vinci'nin en nl eskizinin gerek boyutlu bir kopyasn yapmt. Anatomik adan zamannn en doru izimi olarak kabul edilen Da Vinci'nin Vitruvius Adam tm dnyada posterlerde, fare altlklarnda ve tirtlerde kendini gstererek, modern kltrn ikonu haline gelmitir, Bu nl eskizde, iine plak bir erkek yerletirilmi mkemmel bir daire grlr... erkein kollar ve bacaklar yanlara doru aktr. Da Vinci, Langdon hayretle rperdi. Saunire'in niyetinin son derece ak olduu inkr edilemezdi. Mze mdr hayatnn son dakikalarnda giysilerini karm ve vcudunu Leonardo da Vinci'nin Vitruvius Adam gibi emberin ortasna yerletirmiti. ember o ana dek eksik olan kritik eydi. Dii bir koruma sembol ile plak adamn etrafndaki daire Da Vinci'nin kastettii mesaj tamamlyordu erkek ve dii ahengi. Ama imdi asl soru, Saunire'in bu nl izimi neden taklit ettiiydi. Fache, "Bay Langdon," dedi. "Herhalde sizin gibi biri Leonardo Da Vinci'nin karanlk sanatlara olan eiliminden haberdardr."

Langdon, Fache'nin Da Vinci bilgisinden etkilenmiti ve bu bilgi yzbann eytana tapmayla ilgili phelerini olduka iyi aklyordu. D Vinci tarihiler iin, zellikle Hristiyan geleneinde daima zor bir kon olmutu. nsezileri kuvvetli bir dhi olmakla birlikte, gze arpan bir homoseksel ve doann ilahi dzenine tapan biriydi. Bu ikisi onu Tanr'ya kar srekli gnah ileyen biri haline getiriyordu. Ayrca sanatnn bu davranlar ona eytani bir hava veriyordu: Da Vinci insan anatomisi zerinde almak iin cesetleri mezardan karr, ters el yazsyla gizemli gnceler tutar, kurunu altna dntrecek simya gcne sahip olduuna ve lm erteleyecek bir iksir yaratarak Tanr'y kandrabileceine inanrd. Daha nce hi dnlmemi korkun sava ve ikence silahlar icat ederdi. Yanl anlalmalar gvensizlie sebep olur,diye dnd Langdon. Da Vinci'nin ortaya koyduu nefes kesen Hristiyan sanat bile, sanatnn arpk bir ruh dnyasna sahip olduu ynndeki nn artrmaktan baka bir ie yaramamt. Vatikan'n verdii yzlerce krl siparileri kabul eden Da Vinci, Hristiyan temalarn kendi inanlarn ifade etmek iin deil, ticari birer giriim olarak resmetmiti, savurgan hayat tarzn srdrebilmek iin bir ara olarak kullanmt. Ne yazk ki Da Vinci, genellikle onu besleyen eli sinsice srarak kendi kendini elendiren biriydi. Pek ok Hristiyan tablosuna, Hristiyanlkla ilgisi olmayan gizli semboller yerletirmiti, bylelikle kendi inanlarn yceltiyor, kiliseyi ise belli etmeden kmsyordu. Langdon bir kere Londra'daki Ulusal Galeri'de "Leonardo'nun Gizli Yaam: Pagan Sembolizmi ve Hristiyan Sanat" konulu bir seminer bile vermiti. Langdon, "Kayglarnz anlyorum," dedi. "Ama Da Vinci gerekte asla karanlk sanatla uramad. Kiliseyle srekli ihtilaf halinde de olsa, manevi deerlere fazlasyla nem veren biriydi." Langdon bunu sylerken aklna garip bir fikir gelmiti. Yeniden yerdeki mesaja bakt.On Draco devini al! On sahte alim! Fache, "yle mi?" dedi. Langdon kelimelerini dikkatle seti. "Saunire'in Da Vinci ile pek ok ortak manevi ideolojiye sahip olduunu dnyorum, bunlara kilise modern dinden kutsal diiyi kartt iin duyduklar endie de dahil. Belki de Da Vinci'nin nl izimini taklit ederek, Saunire modern kilisenin tanralar eytanlatrmas yznden duyduklar ortak hsran dile getiriyordu." Fache'nin gzleri ta kesilmiti. "Saunire'in kiliseye sahte aziz ve Draco eytan dediini mi dnyorsunuz?" Langdon bunun kulaa abartl geldiini ama be keli yldzn bu fikri onayladn itiraf etmek zorundayd. "Sadece Bay Saunire'in hayatn tanra tarihini incelemeye adadn ve bu tarihi silmek iin en ok Katolik Kilisesi'nin ura verdiini sylyorum. Son vedasnda Saunire'in hayal krkln ifade etmek istemi olmas muhtemel." "Hayal krkl m?" Artk Fache'nin sesinde saldrgan bir hava vard. "Bu mesaj kulaa hayal krklndan dahafkeli gelmiyor mu sizce de?" Langdonn sabr tkenmek zereydi. "Yzba, benden Saunire'in burada sylemeye alt eyi tahmin etmemi istediniz ve ben de size bunu sylyorum." "Yani bunun kiliseye yaplan bir sulama olduunu mu?" Dilerini kenetleyerek konuan Fache enesini skyordu. "Bay Langdon yaptm ite pek ok cesetle karlatm, izin verin size bir ey syleyeyim. Bir adam baka biri tarafndan ldrldnde, aklndan geen son dncelerin hi kimsenin anlamayaca manevi bir ifade yazmak olduuna inanmyorum. Sadece tek bir ey dndne inanyorum." Fache'nin fsltl sesi havay ikiye bld. "ntikam.Saunire'in bu notu, bize onu ldren kiiyi haber vermek iin yazdn dnyorum." Langdon dikkatle bakyordu. "Ama bunun hibir anlam yok." "Yok mu?" Yorgun ve bitap bir ekilde, "Yok," diye cevap verdi. "Bana Saunire'in, belli ki davet ettii biri tarafndan ofisinde saldrya uradm sylemitiniz." "Evet." "O halde mze mdrnn kendisine saldran kiiyi dnmek mantkl olur." Fache ban sallad. "Devam edin." "Yani Saunire kendi katilinitanyorsa, bu ne eit bir ima olabilir? Parmayla yeri gsterdi. "ifreli saylar. Sahte alimler. Draco devleri. Karnndaki be keli yldz. Hepsi fazlasyla gizemli."

Fache bu fikir daha nce hi kendisinin aklna gelmemi gibi kalarn atyordu. "Bir fikriniz var sanrm." Langdon, "Mevcut artlar gz nnde bulundurarak," dedi. "Sanrm eer Saunire'in niyeti size onu ldren kiiyi sylemek olsayd, birisininisminiyazard." Langdon bunlar sylerken, Fache'nin yzne gecenin bandan beri ilk kez bir glmseme yayld. Fache, "Precisement," dedi. "Aynen." Ses cihazlarn kurcalayan ve Fache'nin kulaklktan gelen sesini dinleyen Temen Collet,bir ustann kartt ie tank oluyorum, diye dnyordu. Sper ajan, yzbay Fransz emniyet tekilatnn zirvesine bu gibi zamanlarn ykselttiini biliyordu. Fache baka kimsenin cesaret edemediini yapacak. Zamann emniyet tekilatnda, bask altnda insann kendine son derece hkim olmasn gerektiren artma sanat artk var olmayan bir yetenekti. ok az insan bu ilerde yeteri kadar soukkanlla sahipti ama Fache bu i iin domu gibiydi. Kendine hkim oluu ve sabr, neredeyse mekanikti. Fache'nin bu geceki yegne istei, sanki bu tutuklama kiisel bir meseleymiesine, cinayeti zmlemek gibiydi. Fache'nin ajanlarna bir saat nce verdii brifing her zamankinden ok daha ksa ve salamd.Jacques Saunire'i kimin ldrdn biliyorum, demiti Fache. Ne yapacanz biliyorsunuz. Bu gece hata istemiyorum. Ve u ana dek hi hata yaplmamt. Collet phelinin suuna Fache'nin emin olmasn salayan delili henz renememiti ama Boa'nn igdlerini sorgulamamas gerektiini iyi biliyordu. Baz zamanlar Fache'nin sezgileri neredeyse doast gibiydi. Ajanlardan biri etkileyici bir olayda Fache'nin altnc hissine ahit olduktan sonra,Tanr onun kulana fsldyor, diye iddia etmiti. Collet eer Tanr diye bir ey varsa, Bezu Fache'nin en sevdii kullar arasnda olduunu kabul etmek zorundayd. Yzba dini trenlere ve gnah kartma ayinlerine srekli halkla ilikileri iyi tutmak adna nemli tatillerde kiliseyi dolduran dier yetkilerden ok daha sk giderdi. Birka yl nce Papa Paris'i ziyaret ettiinde Fache izleyiciler arasnda olmak iin olduka gayret gstermiti. imdi ise Fache'nin Papa ile ektirdii fotoraf ofisinin duvarnda aslyd. Ajanlar kendi aralarnda ona gizlice Papalk Boas diyorlard. Collet halkn nne fazla kmayan Fache'nin son yllarda Katolik sbyanclk skandal yznden szn saknmadan kendinden bahsettirmesini ironik buluyordu.Bu papazlar iki kez asmak lazm! Fache byle beyanat vermiti!Birincisinde ocuklara kar iledikleri sular yznden. Ve bir kez de Katolik Kilisesi'nin ismini ktye kardklar iin. Collet'nin iinde, Fache' en ok ikincisinin sinirlendirdiine dair tuhaf bir his vard. Dizst bilgisayarna dnen Collet, bu gece buradaki sorumluluklarnn dier yarsyla ilgilenmeye balad GPS tarama sistemi. Ekrandaki grnt, Denon Kanad'nn Louvre Gvenlik Birimi'nden yklenen, yapa ema niteliindeki ayrntl zemin plann veriyordu. Gzlerini, galeriler ve koridorlardan oluan labirentte gezdirirken, Collet aradn buldu. Byk Galeri'nin tam ortasnda kk krmz bir noktack yanp snyordu. Nian. Fache bu gece avnn yularn elinden brakmyordu. Akllcayd. Robert Langdon serinkanl bir mteri kmt.

9
Bezu Fache, Bay Langdon ile yapaca grmenin kesilmemesini garantiye almak iin cep telefonunu kapatt. Ancak ne yazk ki, iki ynl telsiz zellikleriyle donatlm pahal bir model olduundan, verdii emirlere ramen ajanlarndan biri tarafndan kendisini takip etmekte kullanlyordu. "Yzba?" Telefon ksa mesafeli telsiz gibi czrdad. Fache dilerinin nefretle birbirine kilitlendiini hissetti. Collet'nin bu katil zanlsnn soruturmasn blmesine neden olacak kadar nemli bir ey hayal edemiyordu, zellikle de u kritik noktada.

Langdon'a zr dileyen sakin bir bak frlatt. "Bir saniye ltfen." Telefonu kemerinden kard ve telsiz frekans dmesine bast. "Evet?" "Capitaine, un agent du Dpartement de Cryptographic est arriv."* Fache'nin fkesi bir anda gemiti. Bir kriptograf m? Yanl zamanlamaya ramen bu iyi bir haberdi. Yerdeki ifreli metni bulduktan sonra Fache, Saunire'in anlatmaya altklarn birinin sylemesi umuduyla, cinayet mahallinin fotoraflarn Kriptografi Birimi'ne gndermiti. Bir ifre zc gelmise, bu, byk olaslkla birilerinin Saunire'in mesajn zd anlamna geliyordu. Fache ses tonuyla sylediklerinin harfiyen anlalmamasna olanak salayarak, "u anda megulm," dedi. "Kriptografa komuta merkezinde beklemesini syleyin. Adamla iim bittikten sonra konuurum." Ses, "Bayan," diye dzeltti. "Ajan Neveu gelmi." Fache her geen dakika bu aramadan daha az memnun oluyordu. Sophie Neveu, DCPJ'nin en byk hatalarndan biriydi. ngiltere'deki Royal Holloway'de kriptografi okuyan Paris'li gen deifreci Sophie Neveu, iki yl nce bakanln polis glerine daha fazla kadn eleman alma giriimiyle, zorla Fache'nin bana yklmt. Fache bakanln politik dzelmelere girimesinin birimi zayflattn ne sryordu. Kadnlar polis ii iin yeterli fiziksel gce sahip olmamakla birlikte, getirii olmayan mevcudiyetleri sahadaki erkeklerin dikkatini datarak tehlikeye atyordu. Fache'nin korkusuysa, Sophie Neveu'nun hepsinden fazla dikkat datmasyd. Otuz iki yandayd ve inat bir azimle ilerliyordu. ngiltere'nin kriptolojik metodunu evkle desteklemesi, kendi stndeki Fransz kriptograflarn ileden karyordu. Fache'ye en ar geleni ise orta yal erkeklerle dolu bir alma yerinde, ekici gen bir kadnn gzleri iten alkoyup kendi zerine ekecei evrensel gereiydi. Telsizdeki adam, "Ajan Neveu sizinle hemen konumak konusunda srar ediyor yzba. Onu durdurmaya altm ama galeriye doru yola kt bile," dedi. Fache duyduklarna inanamayarak tiksintiyle irkildi. "Kabul edilemez! ok ak belirtmitim..." Robert Langdon ksa bir sre iin Bezu Fache'nin fel geirdiin sand. Yzba enesi kapanp gzleri yerinden frladnda cmlesinin ortasndayd. leri atlan baklar, Langdon'n omzunun stndeki bir eye sabitlenmi gibiydi. Langdon ne olduunu grmek iin arkasn dnemeden, bir kadnn ahenkli sesini duydu. "Excusez-moi, messieurs."** Langdon dndnde gen bir kadnn yaklatn grd. Uzun akc admlarla koridordan onlara doru yryordu... yrynde akldan kmayan bir kesinlik vard. Siyah taytnn stne diz boyuna uzanan krem rengi sveter giyen, otuz yalarnda ekici bir kadnd. Omzuna dklen kzl sk salar, yznn scakln ereveliyordu. Harvard'n yurt odalarndaki duvarlar ssleyen para avcs sska sarnlarn aksine, bilakis salkl kadnn sade bir gzellii ve gven duygusunu yanstan kendine zg bir havas vard. Langdon'n akn baklar altnda kadn doruca onun yanna gelerek elini nazike uzatt. "Bay Langdon, ben DCPJ'nin kriptoloji biriminden Ajan Neveu." Kelimeler dudaklarnn arasndan Anglo-Franko aksanyla yuvarlanyordu. "Tantmza memnun oldum." Langdon, onun yumuak elini, avucunun iine ald ve bir an iin kadnn gl baklarna hapsolduunu sand. Zeki ve berrak, zeytin yeili gzlere sahipti. Sinirle derin bir nefes alan Fache'nin paylamaya balayaca anlalyordu. Hzla dnerek ondan nce davranan kadn, "Yzba," dedi. "Soruturmay bldm iin mazur grn ama..." Fache, "Ce n'estpas le moment!"*diye kkredi. "Size telefonla ulamaya altm." Sophie, Langdon'a nezaket gstererek szlerine ngilizce devam etti. "Ama cep telefonunuz kapalyd." Fache, "Bilerek kapattm," diye tslad. "Bay Langdon'la gryorum," Heyecansz bir tonla, "Saylar deifre ettim," dedi. Langdon kalbinin heyecanla arptn hissetti. ifreyi mi zm? Fache nasl davranacan bilemiyor gibi duruyordu.

Sophie, "zah etmeden nce," dedi. "Bay Langdon'a acil bir mesajm var." Fache'nin ifadesi derin bir kaygya dnmt. "Bay Langdon'a m?" Ban sallayp, Langdon'a dnd. "ABD Bykelilii'yle temas kurmanz gerekiyor Bay Langdon. Size Birleik Devletler'den bir mesaj varm." Langdon ararak tepki vermiti, ifreden dolay duyduu heyecan yerini ani bir endieye brakyordu.Birleik Devletler'den bir mesaj m? Ona kimin ulamak isteyebileceini tahmin etmeye alt. Paris'te bulunduunu sadece birka i arkada biliyordu. Fache geni enesini duyduu haberle skmt. Kukulu bir sesle "ABD Bykelilii mi?" diye sordu. "Bay Langdon'burada bulacaklarn nereden biliyorlard?" Sophie omuzlarn silkti. "Grne baklrsa Bay Langdon'n otelini aramlar ve resepsiyon memuru onlara Bay Langdon'n bir DCPJ ajan tarafndan gtrldn sylemi." Fache'nin can sklm gibi grnyordu. "Ve sonra bykelilik DCPJkriptoloji birimiyle mi temasa geti?" Sophie donuk bir sesle, "Hayr efendim," dedi. "Sizinle grmeci iin DCPJ santraln aradmda, Bay Langdon' bekleyen bir mesaj olduunu sylediler ve size ularsam bu mesaj iletmemi istediler." Akl kart belli olan Fache kalarn att. Konumak iin azn at srada, Sophie yeniden Langdon'a dnmt. Cebinden kk bir kt kararak, "Bay Langdon," dedi, "Bykeliliinizin mesaj servis numaras burada yazyor. Mmkn olduunca abuk aramanz istediler." Manidar bir bakla kd ona uzatt. "Ben ifreyi Yzba Fache'ye aklarken, sizin bu grmeyi yapmanz gerekiyor." Langdon kd inceledi. zerinde Paris'teki bir telefon numarasyla dahili hatt yazyordu. 'Teekkrler," derken biraz tedirginlik hissediyordu. "Nereden telefon edebilirim?" Sophie sveterinin cebinden telefonunu kartmaya balad srada Fache, onu eliyle savuturdu. Artk patlamak zere olan Vezv Yanarda'na benziyordu. Gzlerini Sophie'den ayrmadan kendi cep telefonunu karp uzatt. "Bu hat gvenlidir Bay Langdon. Kullanabilirsiniz." Langdon, Fache'nin gen kadna duyduu fkeyi anlamakta glk ekiyordu. Rahatsz olduu halde yzbann telefonunu ald. Fache derhal Sophie'yi kolundan tutup uzaklatrarak, onu sessiz biimde azarlamaya balad. Yzbadan gittike daha da az holanan Langdon, tuhaf sohbete arkasn dnerek, cep telefonunu at. Sophie'nin ona verdii kda bakarak numaray evirdi. Telefon almaya balamt. Bir kez ald... iki kez ald... kez ald... Sonunda balant salanmt. Langdon bykelilik santralnn cevap vereceini tahmin ediyordu, bunun yerine kendini bir telesekreter aletini dinlerken buldu. Kayttaki sesin tandk gelmesi garipti. Bu ses Sophie Neveu'ya aitti. Kadn sesi, "Bonjour, vous tes bien chez Sophie Neveu,"*dedi. "Je suis absente pour le moment, majs..."** Langdon aknlk iinde Sophie'ye dnd. "Affedersiniz Bayan Neveu. Sanrm bana verdiiniz..." Sophie sanki Langdon'n aknln bekliyormu gibi hemen atlarak, "Hayr, doru numara," dedi. "Bykeliliin otomatik mesaj sistemi var. Mesajnz dinlemek iin ulam ifrenizi girmeniz gerek." Langdon gzlerini dikmi bakyordu. "Ama..." "Size verdiim kttaki basamakl numara." Langdon garip yanll aklamak iin azn at ama Sophie, ona susmasn syleyen ok ksa bir bak frlatt. Yeil gzleri kristal kadar berrak bir mesaj iletmiti. Soru sorma. Sadece yap. Sersemleyen Langdon, kttaki dahili numaray tulad: 454. Sophie'nin brakt mesaj birden kesildi ve Langdon elektronik bir sesin Franszca: "Bir yeni mesajnz var," dediini duydu. Grne baklrsa 454 Sophie'nin evden uzaktayken mesajlarn dinlemek iin kulland ulam numarasyd. Ben bu kadnn mesajlarn m dinleyeceim? Langdon artk bandn dndn duyabiliyordu. Sonunda durdu ve makine devreye girdi. Langdon mesaj dinlemeye balamt. Hattaki ses yine Sophie'ye aitti.

Mesaj, korkak bir fsltyla, "Bay Langdon," diye balyordu. "Bu mesaja tepki vermeyin. Sakince dinleyin. u anda tehlikedesiniz. Verdiim talimatlara harfiyen uyun."

10
Silas, retmen'in onun iin kiralad siyah Audi'nin direksiyonunda oturuyor ve muhteem Saint-Sulpice Kilisesi'ne bakyordu. Aadan projektrlerle aydnlatlm iki an kulesi, binann uzun gvdesinin stnde salam bekiler gibi duruyorlard. Her iki yanda, ince desteklerden oluan glgeli sra, gzel bir yaratn kaburgalarn andryordu. Kfirler kilit tan saklamak iin Tanrnn evini kullandlar.Kardelik bir kez daha yanlsama ve dzenbazlk konusundaki efsanevi nn teyit etmiti. Silas kilit tan bulup, retmen'e vermek iin sabrszlanyordu, bylece kardeliin uzun zaman nce vefakrlardan aldn yerine koyabileceklerdi. Bu, Opus Dei'yi ok gl klacak., Audi'yi Saint-Sulpice'in nne park eden Silas derin bir nefes alrken kendini, akln elindeki iten temizlemeye ikna etmeye alyordu. Srt hl akamn erken saatlerinde kendine verdii bedensel ileden tr aryordu ama bu ac, Opus Dei, onu kurtarmadan nceki hayatnda ektii kederlerle kyaslandnda hafif kalyordu. Hatralar hl ruhunu ele geirmeye alyorlard. Silas kendine,nefretinden arn , diye emir verdi.Sana ktlk yapanlar bala. Saint-Sulpice'in ta kulelerine bakan Silas bu tandk akntyla... onu genlik yllarndaki dnyas olan hapse bir kez daha atarak, gemii hatrlatan o gle mcadele etti. Arafa dair anlar, her zamanki gibi duygularnda frtnalar kopartarak geldiler... ryen lahana kokusu, llerin, insan sidiinin ve dklarn pis kokusu. Pireneler'in uuldayan rzgrna kar aresizlik gzyalar ve unutulmu adamlarn hkrklar, Andorra, diye dnrken kaslarnn gerildiini hissediyordu. Silas'n, spanya ile Fransa arasndaki o kra ve ssz hkmdarlkta lmekten baka hibir ey istemedii ta hcresinde titrerken kurtarlmas inanlmazd. O zamanlar bunu anlamamt. Ik, gk grltsnden ok sonra gelir. Ailesinin kendisine verdii ad hatrlamamasna ramen, o zamanlar ismi Silas deildi. Yedi yandayken evden ayrlmt. ri csseli bir rhtm iisi olan sarho babas, Albino bir evlat sahibi olduu iin fkeliydi. Olann utan verici durumundan tr annesini sulayarak, onu srekli dvyordu. ocuk, annesini korumaya kalkt zaman kt ekilde dayak yiyordu. Bir gece korkun bir kavga olmutu ve annesi bir daha ayaa kalkamamt. ocuk, annesinin yannda dururken, olanlar engelleyemedii iin dayanlmaz bir vicdan azab duymutu. Bu benim suum! ocuk vcudu bir eytan tarafndan idare ediliyormuasna mutfaa giderek bir kasap ba almt. Hipnotize olmu bir halde, babasnn sarho yatt yatak odasna ynelmiti. ocuk tek kelime etmeden onu srtndan baklamt. Babas ac iinde feryat ederek, yan dnmeye alm ama olu onu bir kez, bir kez, bir kez daha baklamt, ev sessizlie kavuana kadar. ocuk evden kam, fakat Marsilya sokaklarn bir o kadar dmanca bulmutu. Garip grn, onu evden kaan dier genler arasnda istenmeyen biri haline getiriyordu. Harap olmu bir fabrikann bodrum katnda, iskeleden ald meyve ve i balkla tek bana yaamak zorunda kalmt. Tek arkada plkte bulduu yrtk prtk dergilerdi ve onlar okumay kendi kendine renmiti. Geen zamanla birlikte glenmiti. On iki yama geldiinde baka bir babo ya kendinden iki kat byk bir kz sokaklarda onunla dalga gemi ve yemeini almaya kalkm ve kendini lmne dayak yerken bulmutu. Yetkililer onu kzn stnden ektiklerinde ona bir ltimatom vermilerdi -ya Marsilya'y terk edersin ya da ocuk hapishanesine gidersin. ocuk sahilden aa inerek Toulon'a gitmiti. Zaman getike sokaklardaki acyan baklar, korku dolu baklara dnmt. ocuk gl gen bir erkek olmutu. nsanlar yanndan geerken, fsldattklarn duyabiliyordu.Bir hayalet , diyorlard, beyaz tenine bakarken gzleri korku dan alrd.eytani gzlere sahip bir hayalet!

Ve o kendini bir hayalet gibi hissediyordu... effaft... bir limanda br limana szlyordu. nsanlar sanki onun iini gryorlard. On sekiz yanda, bir liman kasabasnda kargo gemisinden bir ka kurutulmu jambon almaya alrken, bir ift tayfa tarafndan yakalamt. Onu dvmeye balayan iki denizci tpk babas gibi bira kokuyordu. Canavarn korku ve nefret dolu anlar su yzne kmt. Gen adam elleriyle, ilk denizcinin boynunu krmt. kincisinin ayn kaderi paylamasn gelen polisler engellemiti. ki ay sonra prangalarla Andorra'daki hapishaneye varmt. Gardiyanlar onu plak ve m bir halde ieri tkarken hcre kiler, hayalet kadar beyazsn, diyerek onunla alay etmilerdi.Mira el pectro! Belki de hayalet bu duvarlardan geer! Geen on iki yl sresince, effaflatn anlayncaya kadar bedeni ve ruhu soldu. Ben bir hayaletim. Arlm yok. Yo soy un espectro... plido como una fantasma... caminando mundo a solas. Bir gece hayalet, dier tutuklularn barlaryla uyanmt. zeri de uyuduu zemini hangi grnmez gcn salladn ya da hcresindeki harlar hangi kuvvetli elin silkelediini bilmiyordu ama o ayaa frlar frlamaz, tam uyuduu yere iri bir kaya paras dmt. Tan geldii grmek iin ban kaldrdnda sallanan duvarda bir delik aldn grd, arkasnda on yldr grmedii bir manzara vard. Ay. Yer hl sallanrken, hayalet kendini engin bir manzaraya alan uurumdan ormana inen, dar bir tnelin iinde ilerlerken buldu. Alk ve yorgunluktan lgna dnm bir halde gece boyunca aa doru kotu. Bilincini kaybetmek zereyken, afak vakti kendini tren raylarnn ormann iinden getii bir aklkta buldu. Raylar takip ederken sanki rya da yryordu. Grd bo yk vagonuna snmak ve dinlenmek iin kvrld. Uyandnda tren hareket ediyordu.Ne kadar oldu? Ne ka daruzaktaym? Midesinde bir sanc byyordu.lyor muyum? Yeniden uyudu Uyandnda bu kez birisi ona baryor, vuruyor ve yk vagonun aa itiyordu. Kanlar akarken ac iinde, kk bir ky yemek arayarak dolat. Sonunda, vcudu bir adm daha atamayacak kadar gsz dt, yol kenarna uzand ve bilincini kaybetti. Ik yavaa belirdi ve hayalet ka zamandr l olduunu tahmin etmeye alt.Bir gn? gn? nemi yoktu. Yata bulutlar kadar yumuakt ve havada tatl bir mum kokusu vard. sa oradayd ve ona bakyordu. Buradaym, dedi sa.Ta kenara yuvarland ve sen yeniden dodun. Uyudu ve uyand. Zihni bulanmt. Cennete hi inanmamt, buna ramen sa, onu gzetiyordu. Yatann yannda yemek belirdi ve hayalet onu yedi, adeta kemiklerinin stnde et olutuunu hissediyordu. Yeniden uyudu. Uyandnda sa hl ona glmseyerek konuuyordu.Kurtarldn olum. Benim yolumu izleyenler kutsananlardr . Bir kez daha uyudu. Ac dolu bir lk hayaleti uykusundan kaldrmt. Vcudu yataktan frlayarak, koridordan seslerin geldii yere yneldi. Mutfaa girdiinde iri bir adamn ufak tefek bir adam dvdn grd. Hayalet sebebini bilmeksizin iri adam yakalad ve onu duvara frlatt. Adam katnda hayalet, rahip kyafeti giymi yerde yatan gen bir adamn yannda duruyordu. Rahibin burnu fena halde krlmt. Kanlar iindeki adam yerden kaldran hayalet, onu koltua gtrd. Rahip garip bir Franszcayla, "Teekkrler dostum," dedi. "Ba paras hrszlar buraya ekiyor. Uykunda Franszca konutun. spanyolca da biliyor musun?" Hayalet ban hayr anlamnda iki yana sallad. Bozuk Franszcasyla, "smin nedir?" diyerek devam etti. Hayalet ailesinin kendisine verdii ismi hatrlayamyordu. Tek duyduunu hapishane gardiyanlarnn alayc szleriydi. Rahip glmsedi. "No hay problema.Benim adm Manuel Aringarosa. Madrid'li bir misyonerim. Buraya,Obra de Dios iin bir kilise kurmaya gnderildim." Neredeyim?" Sesi derinlerden geliyordu. "Oviedo. spanya'nn kuzeyinde." "Buraya nasl geldim?"

"Birisi seni kapma brakm. Hastaydn. Gnlerdir buradasn." Hayalet kendisiyle ilgilenen gen adama bakt. Birisi ona iyi davranmayal yllar olmutu. "Teekkrler rahip." Rahip kanl dudana dokundu. "Mteekkir olan benim dostum." Hayalet ertesi sabah uyandnda, dnyas daha berrakt. Yatann stndeki armha bakt. Artk onunla konumad halde, varlnda huzur buluyordu. Yatanda dorulunca, komodinin stnde bulduu gazete kuprn grnce armt. Bir haftalk makale Franszcayd. Hikayeyi okuduunda korku duydu. Dalardaki bir hapishaneyi ykan bir depremden ve tehlikeli mahkmlarn serbest kaldndan bahsediyordu. Kalbi arpmaya balamt.Rahip kim olduumu biliyor! Uzun zamandr duymad bir duyguyu yayordu. Utan. Sululuk. Bunlara yakalanma korkusu elik ediyordu. Yatandan frlad.Nereye kaacam? Kapdan gelen ses, "Kitab Mukaddes," dedi. Hayalet korku iinde dnd. Gen rahip ieri girerken glmsyordu. Burnu garip bir sekili sargya alnmt ve elinde bir ncil tutuyordu. "Senin iin Franszca tane buldum. aretli blm." Ne yapacan bilemeyen hayalet ncil'i ald ve pederin iareti blme bakt. Afetler 16. Dizelerde, plak ve dvlm bir halde hcresinde yatarken Tanr'ya ilahiler syleyen Silas isimli bir mahkm anlatlyordu. Hayalet dizeye geldiinde nefesi kesilmiti. "...Ve birden byk bir deprem oldu, bylece hapishanenin temelleri sarsld ve tm kaplar ald." Gzlerini rahibinkilere dikmiti. Rahibin yznde scak bir tebessm vard. "Bundan byle dostum, eer baka adn yoksa ben sana Silas diyeceim." Hayalet bo bir ifadeyle ban sallad.Silas . Ona beden verilmiti.Benim adm Silas . Rahip, "Kahvalt vakti," dedi. "Bu kiliseyi kurmakta bana yardm edeceksen gce ihtiyacn olacak." Akdeniz'den 6000 metre ykseklikte, 1618 sefer sayl Alitalia trblansa girerek zpladnda, yolcular tedirginlik iinde kmldanmlard. Piskopos Aringarosa durumu fark etmemi gibiydi. O, Opus Dei'nin geleceini dnyordu. Paris plannn gelimelerinden haberdar olmak cin sabrszlanrken, Silas'a telefon aabilmeyi diliyordu. Ama bunu yapamazd. retmen nceden belirtmiti. Fransz aksanyla ngilizce konuan retmen, "Bu sizin kendi gvenliiniz iin," diye aklamt. "Elektronik haberlemeyi, nasl dinleneceini bilecek kadar iyi biliyorum. Sonular size felaket getirebilir." Aringarosa onun hakl olduunu biliyordu. retmen son derece dikkatli bir adamd. Kimliini Aringarosa'dan gizlemesine ramen kendisine itaat ettirmeyi iyi biliyordu. Ayrca, bir ekilde ok gizli bir bilgiye ulamt.Kardeliin en nemli drt yesinin isimleri! Bu, retmen'in ortaya karacan iddia ettii byk dl alma yetisine gerekten sahip olduuna piskoposu ikna eden delillerden biriydi. retmen, ona, "Piskopos," demiti. "Tm ayarlamalar yaptm. Planmn baarya ulamas iin, Silas'n gnler boyunca sadece benimle grmesine izin vermek zorundasnz. Siz ikiniz konumayacaksnz. Ben onunla gvenli kanallardan temasa geeceim." "Ona saygl davranacak msnz?" "nanl bir adam en yksek saygy hak eder." "Mkemmel. O halde kabul ediyorum. Bu i bitene kadar Silas ve ben konumayacaz." "Ben bunu sizin kimliinizi, Silas'n kimliini ve kendi yatrmlarm korumak iin yapyorum." "Yatrmlarnz m?" "Piskopos, eer yeni gelimeleri renme hrsnz sizi hapse gtrrse, cretimi deyemeyeceksiniz." Piskopos glmsemiti. "yi bir nokta. steklerimiz birbiriyle rtyor. Tanr yardmcn olsun!" Yirmi milyon euro, diye dnd uan penceresinden dar bakan Piskopos. Bu tutar Amerikan Dolar cinsinden aa yukar ayn rakama eitti.Bu kadar gl bir ey iin ok dk bir cret. retmen ile Silas'n baarsz olmayacaklarna yeniden gven duydu. Para ve inan, ok gl tevik

unsurlaryd.

11
"Une plaisanterie numirique?" Sophie Neveu'ya inanmayan gzlerle bakan Bezu Fache sinirden mosmor kesilmiti.Saysal bir aka m? "Saunire'in ifresiyle ilgili profesyonel grnz, bunun bir eit matem tiksel aka olduu yolunda m?" Fache bu kadnn kstahln kesinlikle anlayamyordu. Fache'n iine burnunu izinsiz sokmakla kalmam, imdi de onu Saunire'in hayatnn son dakikalarnda matematiksel bir aka yaptna ikna etmeye alyordu. Sophie, Franszca, "Bu ifre," dedi. "Samaln basitletirilmesi Jacques Saunire bunu hemen fark edeceimizi dnm olmal." Sveterinin cebinden bir kt kararak Fache'ye uzatt. "Deifre edilmi hali burada." Fache kda bakt. 11235813-21 "Bu mu?" diye atld. "Yaptnz tek ey, saylan artan sraya sokmak m?" Sophie kendinden memnun tebessm edecek kadar cesaretliydi. "Kesinlikle." Fache'nin ses tonu grtlaks bir homurtuya dnmt. "Ajan Neveu bununla hangi cehenneme varacaksnz bilmiyorum ama bir an nce varsanz iyi olacak." Grnnden, hl ABD Bykelilii ndeki mesajn dinledii anlalan, telefonu kulana bastrm Langdon'a bir gz att. Fache, Langdon'n benzi atm ifadesinden haberlerin iyi olmadn sezinlemiti. Sophie meydan okuyan tehlikeli bir tonla, "Yzba," dedi. "Elinizdeki say dizimi, tarihteki en nl matematiksel dizimlerden biridir." Fache nl olma mertebesine eriecek bir matematik dizimi bulunduunun farknda bile deildi ve Sophie'nin dncesiz ses tonu kesinlikle houna gitmemiti. Fache'nin elindeki kd bayla iaret ederek, "Bu Fibonacci Dizimi," dedi. "Her bir saynn, kendisinden nceki iki saynn toplamna eit olduu bir say dizisidir." Fache rakamlar inceledi. Her say, gerekten de nceki iki saynn toplamna eitti ama Fache tm bunlarn Saunire'in lmyle balantsn anlayamyordu. "Bu ardk say serisini, on nc yzylda, matematiki Leonardo Fibonacci buldu. Saunire'in yere yazd tm saylarn nl Fibonacci Dizimi'ne ait olmas kesinlikle tesadf olamaz." Fache dakikalarca gen kadna bakt. "Pekl, eer tesadf deilse, Jacques Saunire'in neden byle bir ey yaptn syler misin? Ne diyor? Bu ne anlama geliyor?" Sophie omuzlarn silkti. "Hibir ey. Bu basit bir kriptografi akas. Tpk, bir iirin kelimelerini alp, herhangi biri kelimelerin ortak paydasn fark edecek mi diye onlar geliigzel kartrmak gibi." Fache ne doru gzda veren bir adm att ve yzn Sophie'ninkine olabildiince yaklatrd. "Umarm bundan daha tatminkr bir aklaman vardr." Geriye doru eilirken Sophie'nin yumuak hatlar artacak kadar sertlemiti. "Yzba, bu gece burada olanlarn ciddiyetini gz nnde bulundurarak, Jacques Saunire'in sizinle oyun oynadn bilmek isteyeceinizi dndm. Belli ki istemiyormusunuz. Kriptoloji mdrne artk bizim yardmmza ihtiyacnz olmadn bildireceim." Bunu syledikten sonra topuklarnn stnde dnd ve geldii yne doru ilerlemeye balad. Hayretler iindeki Fache, onun karanlkta kayboluunu izledi.Bu kadn akln m kard? Sophie Neveu az nce kendi eliyleprofesyonel intiharn imzalamt. Fache hl telefonda olan Langdon'a bakt. Telefondaki mesajn dinlerken, eskisinden daha kaygl grnyordu. ABD Bykelilii. Bezu Fache pek ok eyi kmserdi... ama ok az onu ABD Bykelilii kadar fkelendirebiliyordu. Fache ile bykeli ortak dileri mevzularnda sklkla boynuzlarn birbirine geiriyordu, en ok arptklar konu turist Amerikallarn polis glerince alkonulmasyd. DCPJ, hemen her gn uyuturucu

bulundurmaktan Amerikal rencileri, ya kk fahielerle birlikte olan Amerikal iadamlarn, dkknlardan mal alma ve mlke zarar verme nedenleriyle Amerikal turistleri tutukluyordu. ABD Bykelilii yasal olarak mdahale edebilir ve sulu vatandalarn, avularna ufak bir aplak yemekle paay kurtaracaklar Birleik Devletler'e iade edilmesini isteyebilirdi. Ve bykeli istisnasz her olayda bunu yapyordu. Fache buna,lmasculation de la Police Judiciaire, * diyordu. Paris Match Fache'nin, Amerikal bir suluyu srmaya alan, ama ABD Bykelilii'ne bal olduu iin bunu beceremeyen bir polis kpei gibi gsteren karikatrn yaynlamt. Fache kendi kendine, amabu gece deil, dedi.Kaybedecek ok ey var. Robert Langdon telefonu kapattnda, hasta gibi grnyordu. Fache, "Her ey yolunda m?" diye sordu. Langdon glkle ban iki yana sallayabildi. Cep telefonunu geri alrken Langdon'n ter dktn gren Fache, haberlerin kt olduunu hissetmiti. Fache'ye garip bir ifadeyle bakan Langdon, "Bir kaza," diye geveledi. "Bir arkada..." Tereddt etti. "Sabah ilk uakla eve dnmem gerekiyor." Langdon'n yzndeki ok ifadesinin gerek olduuna Fache'nin hi phesi yoktu, bununla birlikte bir baka duyguyu daha hissedebiliyordu, sanki Amerikalnn gzlerine ani bir korku dolmu gibiydi. Langdon' dikkatle izleyen Fache, "Bunu duyduuma zldm," dedi. "Oturmak ister misiniz?" Galerideki seyir banklarndan birini iaret etti. Langdon bo baklarla ban sallayp, banka doru birka adm att. Duruyor, her geen dakika kafas biraz daha karm grnyordu. "Aslnda sanrm, tuvaleti kullansam iyi olacak." Fache oyalandklar iin kalarn atmt. "Tuvalet. Elbette. Birka dakikalk ara verelim." Geldikleri uzun koridorun gerisini gsterdi. 'Tuvaletler mze mdrnn ofisinin arka tarafnda." Langdon Byk Galeri koridorunun dier tarafna bakarak duraksad. "Sanrm u tarafta daha yakn bir tuvalet var." Fache, Langdon'n hakl olduunu fark etti. Yolun te ikisini gelmilerdi ve Byk Galeri bir ift tuvaletle son buluyordu. "Size elik edeyim mi?" Galeride ilerlemeye balayan Langdon ban iki yana sallad. "Gerek yok. Sanrm birka dakika yalnz kalmaya ihtiyacm var." Langdon'n koridorda tek bana ilerlemesi Fache'nin ok da houna gitmemiti ama Byk Galeri'den tek kn dier tarafta olduunu bildiinden rahatt, altndan getikleri kap. Bu byklkteki bir yer iin Fransz yangn ynetmelii pek ok acil k merdiveni yaplmasn gerektirdii halde, Saunire gvenlik sistemini altrdnda bu merdivenler otomatik olarak kilitlenmiti. Evet imdi sistem sfrlanm ve merdivenler yeniden almt ama nemi yoktu, d kaplar alrsa yangn alarm devreye girecekti, stelik darda DCPJ ajanlar bekliyordu. Fache'nin haberi olmakszn Langdon'n dar kmas olas deildi. Fache, "Bir sreliine Bay Saunire'in ofisine dnmem gerekiyor," dedi. "Ltfen gelip, dorudan beni bulun Bay Langdon. Tartmamz gereken pek ok ey var." Langdon karanlkta kaybolurken elini sallar gibi yapt. Arkasn dnen Fache, fkeyle dier yne doru ilerledi. Kapya geldiinde altndan geerek Byk Galeri'den kt, koridorda yrd ve Saunire'in ofisindeki komuta merkezine frtna gibi dald. "Sophie Neveu'nun bu binaya girmesine kim izin verdi?" diye bard. lk cevap veren Collet oldu. "Dardaki gvenlik grevlilerine ifreyi zdn sylemi." Fache etrafna baknd. "Gitti mi?" "Sizinle birlikte deil mi?" Gitmi." Fache karanlk koridora bir gz att. Belli ki Sophie, dar kmadan evvel durup dier grevlilerle sohbet edecek halde deildi. Fache bir an iin, giri katndaki gvenlik polislerine telsizle Sophie'yi durdurmalarn ve binadan kmadan yanna getirmelerini sylemeyi istedi. Bunu bir kez daha dnd. Konuan sadece gururuydu... Son sz sylemeyi istiyordu. Bu gece yeterince oyalanmt. Onu kovmak iin sabrszlanrken, kendi kendineAjan Neveu ile daha sonra ilgilenirsin, dedi.

Aklndan Sophie'yi kartan Fache, bir sre iin Saunire'in masasnda duran minyatr valye heykeline bakt. Sonra Collet'ye dnd, "Onu gryor musun?" Collet ban bir kez sallad ve dizst bilgisayarn Fache'ye evirdi. Zemin planndaki krmz nokta aka seilebiliyor ve UMUM TUVALET yazan odada yanp snyordu. Bir sigara yakp, koridora doru yryen Fache, "Gzel," dedi. "Bir telefon aacam. Langdon tuvaletten baka bir yere gitmesin."

12
Robert Langdon Byk Galeri'nin sonuna doru yorgun admlarla yaklarken, sersemlediini hissediyordu. Sophie'nin telefon mesajn zihninde tekrarlayp duruyordu. Koridorun sonunda, uluslararas iaret dilinde p adamlarla ifade edilen tuvaletin kl tabelalar onu, zerinde talyan izimlerinin bulunduu labirent eklindeki bir dizi blmeye gtrmt. Blmeler tuvaletleri grnrden saklyordu. Erkekler tuvaletini bulan Langdon ieri girdi ve klar at. erisi botu. Lavabonun yanna giderek, yzne souk su arpt ve aylmaya alt. Kuvvetli floresan plak fayanslarda parlyor ve ierisi amonyak kokuyordu. Yzn kurularken, tuvaletin kaps gcrdayarak ald. Arkasn dnd. Yeil gzleri korkuyla parlayan Sophie Neveu ieri girmiti. "Tanrya kr ki geldiniz. Fazla vaktimiz yok." Lavabolarn yannda duran Langdon, DCPJ Kriptograf Sophie Neveuya aknlkla bakyordu. Langdon yalnzca dakikalar nce yeni gelen kriptografn deli olduunu dnerek, telefondaki mesajn dinlemiti. Ama dinledike, Sophie Neveu'nun son derece ciddi olduunu anlamt.Bu mesaja tepki vermeyin. Sakince dinleyin. u anda tehlikedesiniz. Verdiim talimatlara harfiyen uyun. Tereddt eden Langdon, Sophie'nin tavsiyelerine uymaya karar vermiti. Fache'ye, telefonun lkesinde kaza geiren bir arkadayla ilgili olduunu sylemiti. Daha sonra Byk Galerinin sonundaki tuvaleti kullanmak istemiti. Nefes nefese kalan Sophie, imdi onun nnde duruyordu. Langdon floresan nda onun gl havasnn yumuak hatlarndan kaynaklandn grnce armt. Sadece baklar sertti ve ok katmanl Renoir portrelerini artryordu... gizemli fakat belirgin, gizem perdesini bir ekilde kaybetmeyen bir yreklilik. "Sizi uyarmak istedim Bay Langdon..." diye sze balayan Sophie hl nefes almaya alyordu. "Siz gzetim altndasnz. Polis sizi gzaltna ald." Konuurken, aksanl ngilizcesi fayans duvarlarda yanklanarak, sesine bouk bir nitelik kazandryordu. Langdon, "Ama... neden?" diye sordu. Sophie, ona telefonda bir aklamada bulunmutu ama bunu, onun azndan duymak istiyordu. Ona doru adm atarken, "nk," dedi. "Fache'nin bu cinayetteki ba phelisi sizsiniz." Langdon'n kelimelerle aras iyiydi ama yine de son derece mantksz geliyordu. Sophie'ye gre, Langdon bu gece Louvre'a simgebilim uzman olarak deil, bir pheli olarak arlmt ve DCPJ'nin en sk kulland sorgu metotlarndan birinin gzetim altndaki sulu hedefi olduunun farknda deildi. Bu usta aldatmacada polis pheliyi cinayet mahalline davet eder ve sinirlerine hkim olamayp, kendini ele vereceini mit ederek onunla mlakat yapard. Sophie, "Ceketinizin sol cebine bakn," dedi. "Sizi gzaltna aldklarna dair bir delil bulacaksnz." Langdon gittike evhamlanyordu.Cebime mi bakaym? Bir ucuz sihir numarasna benziyordu. "Sadece bakn." aknlk iindeki Langdon, elini tvit ceketinin sol cebine gtrd, o cebi hi kullanmazd. Cebi kurcaladnda hibir ey bulamad.Ne bekliyordun ki? Yeniden Sophie'nin deli olabileceini dnmeye balamt. O srada parmaklan beklenmedik bir nesneye dokundu. Kk ve sertti. Minik nesneyi parmaklaryla tutarak dar kartt ve hayretle bakt. Saat pili byklnde, dme eklinde metal bir yuvarlakt. Daha nce hi grmedii bir eydi. "Bu ne?..." Sophie, "GPS takip noktac," dedi. "Bulunduu yeri devaml, DCPJnin gzlemleyebildii Kresel

Mevki Sistemi'ne gnderir. Bunu, insanlarn yerini izleyebilmek iin kullanrz. Dnyann herhangi bir yerinde altm santim hata payyla tam yerini gsteriyor. Sizi elektronik takibe aldlar.Otelden sizi almaya gelen ajan, siz odadan kmadan nce onu cebinize yerletirdi." Langdon otel odasn hatrlamaya alt... ald ksa du, giyinmesi, odadan karlarken DCPJ ajannn Langdon'n tvit ceketini tutmas.Dsars souk Bay Langdon, demiti ajan. Paris'te bahar arklarda sylediiniz gibi deildir. Langdon, ona teekkr etmi ve ceketi giymiti. Sophie'nin zeytin rengi gzleri samimiydi. "Daha nce size takip noktacndan bahsetmedim nk cebinizi Fache'nin yannda aramanz istemedim. Onu bulduunuzu bilemez." Langdon'n nasl tepki vermesi gerektiine dair hibir fikri yoktu. "Sizi GPS takibine aldlar nk kaabileceinizi dnyorlard." Durdu. "Aslnda, kamanz umut ettiler; bu ekilde davalar kuvvetlenecekti." Langdon, "Neden kaaym ki?" diye sordu. "Ben masumum!" "Fache tam tersini dnyor." fkelenen Langdon takip noktacn atmak iin p kovasna doru "Hayr!" Sophie, onun kolunu tutarak durdurdu. "Onu cebinizde brakn. Eer onu atarsanz sinyal hareket etmeyi kesecek ve noktac bulduunuzu anlayacaklar. Fache'nin sizi yalnz brakmasnn tek sebebi, bulunduunuz yeri takip edebilmeleri. Eer ne yaptn kefettiinizi dnrse..." Sophie cmleyi tamamlamad. Bunun yerine metal diski Langdon'n elinden ald ve tekrar tvit ceketinin cebine att. "Noktack sizinle kalsn. En azndan imdilik." Langdon hibir ey anlayamyordu. "Fache, benim Jacques Saunire'i ldrdm nasl dnebildi?" "Sizden phelenmek iin inandrc sebepleri var." Sophie'nin yznde kat bir ifade vard. "Burada henz grmediiniz bir delil var. Fache bunu sizden dikkatle saklad." Langdon bakmakla yetiniyordu. Saunire'in yere yazd metnin satrn hatrlyor musunuz?" Langdon evet anlamnda ban sallad. Langdon saylarla kelimeleri beynine yazmt. Sophie artk fsltyla konuuyordu. "Ne yazk ki, sizin grdnz mesajn tamam deildi. Fache'nin fotorafn ektikten sonra, siz gelmeden nce silip temizlediidrdnc bir dize vard." Langdon filigran kaleminin znr mrekkebinin kolaylkla kartldn bildii halde, Fache'nin delili neden sildiini tahmin edemiyordu. Sophie, "Fache, mesajn son dizesinden," dedi. "Sizin haberiniz olmasn istemiyordu." Durdu. "En azndan sizinle ii bitene kadar." Sophie sveterinin cebinden fotorafn bilgisayar ktsn kard ve amaya balad. "Fache, Saunire'in mesajnda sylediklerini zebilmemiz umuduyla, bu gece cinayet mahallinin grntlerini kriptoloji birimine gnderdi. Buradaki, mesajn tamamnn fotoraf." Sayfay Langdon'a uzatt. Langdon hayretle resme bakt. Yakndan ekilen fotoraf, parke zemindeki parltl mesaj gsteriyordu. Son dize, Langdon'n midesine bir yumruk gibi inmiti. 13 3221 1-1 8-5 On Draco devini al! On sahte alim! P.S. Robert Langdon' bul

13
Langdon saniyeler boyunca, Saunire'in dipnotunun grnd fotorafa hayretle bakt.P.S. Robert Langdon' bul. Ayaklarnn altndaki zemin sallanyormu gibi hissediyordu.Saunire benim ismimi ieren bir dipnot mu brakt? Ne kadar dnrse dnsn, nedenini kavrayamyordu. Sophie srarc baklarla, "Fache'nin bu gece sizi neden buraya getirttiini ve neden ba phelisi olduunuzu," dedi. "imdi anlyor musunuz?" Langdon'n o anda tek anlayabildii, Saunire'in katilini ismiyle ihbar edeceini sylediinde Fache'nin

neden o denli memnun grndyd. Robert Langdon' bul. Langdon, "Saunire bunu neden yazd?" diye sordu, aknl fkeye dnyordu. "Ben Jacques Saunire'i niye ldrmek isteyeyim?" "Fache nedenini henz bulamad ama belki siz aklarsnz umuduyla bu geceki tm konumanz kaydediyordu." Langdon azn at ama tek kelime edemedi. Sophie, "Minyatr bir mikrofon takt," diye aklad. "Sinyali komuta merkezine gnderen cebindeki bir vericiye bal." Langdon, "Bu imknsz," diye kekeledi. "ahitlerim var. Seminerden sonra doruca otelime gittim. Otel resepsiyonuna sorabilirsiniz." Fache bunu yapt bile. Elindeki rapor, resepsiyon grevlisinden odanzn anahtarn saat on buuk civarnda aldnz gsteriyor. Ne yazk ki cinayet saat on birde ilendi. Otel odanzdan rahatlkla grnmeden ayrlm olabilirsiniz." "Bu delilik! Fache'nin elinde hi delil yok!" Sophie'nin gzleri,hi delil yok mu , dercesine bymt. "Bay Langdon, isminiz cesedin yannda yerde yazyordu ve Saunire'in randevu defteri, cinayetin ilendii saatte onunla birlikte olduunuzu sylyor." Durdu "Fache'nin elinde sorgulama iin sizi merkeze gtrmeye yetecek kadar kant var." Langdon birden bir avukata ihtiyac olduunu anlad. "Bunu ben yapmadm." Sophie iini ekti. "Bu Amerikan televizyon dizisi deil Bay Langdon. Fransa'da kanunlar polisi korur, suluyu deil. Ne yazk ki bu davada iin iine medya da giriyor. Jacques Saunire Paris'te tannan ve sevilen bir kiiydi, cinayet haberi sabah gazetelerinde yer alacaktr. Hemen bir aklama yapmas iin Fache'ye bask yapacaklar, nezarette bir pheli bulundurmas onun asndan ok daha iyi olur. Sulu olun ya da olmayn, gerekten olanlar zene kadar sizi DCPJ'de tutacaklardr." Langdon kendini kafese tklm bir hayvan gibi hissediyordu. "Bana tm bunlar neden anlatyorsunuz?" "nk Bay Langdon, sizin masum olduunuza inanyorum." Sophie bir sre uzaklara, daha sonra tekrar onun gzlerine bakt. "Hem ayrca, banzn belada olmas bir bakmabenim suum ." "Affedersiniz? Saunire'in suu benim stme atmassizin suunuz mu?" "Saunire suu sizin stnze atmaya almyordu. Bu bir hatayd. Yerdeki o mesaj aslnda bana yazlmt." Langdonn bunu kavrayabilmesi bir dakikasn ald. "Anlayamadm?" "O mesaj polise yazlmamt. Mesajbana yazmt. Sanrm her eyi ylesine hzl yapmas gerekiyordu ki, polisin bundan ne anlayacan dnemedi." Durdu. "Saysal ifrenin bir anlam yok. Saunire soruturmaya kriptograflarn katlmas iin bunu yazd, bylece bana gelenlerden hemen haberim olacakt." Langdon ilgiyi kurmaya balamt. Sophie Neveu'nun akln karm olmas bu noktada yoruma akt ama en azndan kendisine neden yardm etmeye altn artk anlyordu.P.S. Robert Langdon' bul. Mze mdrnn Langdon' bulmas iin kendisine ifreli bir dipnot braktna inand belliydi. "Peki ama mesaj neden size braktn dnyorsunuz?" Yavan bir sesle, "Vitruvius Adam," dedi. "Da Vinci'nin almalar arasnda en sevdiim eskiz daima bu olmutur. Bu gece onu benim dikkatimi ekmek iin kulland." "Bekle biraz. Yani mze mdrnn, senin en sevdiin eseribildiini mi sylyorsun?" Ban sallad. "zgnm. Batan sylemeliydim. Jacques Saunire ve ben..." Sophie'nin sesi boulmutu. Langdon, onun sesinde bir melankoli sezinledi, grnrn altnda yatan bir ac vard. Sophie ile Jacques Saunire'in zel bir ilikisi bulunduu belli oluyordu. Fransa'da, yalanmaya balayan erkeklerin gen metresler tuttuunu bilen Langdon, nnde duran gen ve gzel kadn inceledi. yle bile olsa Sophie Neveu kiralk bir kadna hi benzemiyordu. Sesi artk fslt haline dnen Sophie, "On yl nce kopmutuk," dedi. "O zamandan beri hemen hemen hi grmedik. Bu gece Kripto telefonla ldrld haberini alnca ve ben vcudundaki ekillerle yerdeki metni grnce, bana bir mesaj gndermeye altn fark ettim."

"Vitruvius Adamyznden mi?" "Evet. Ve P.S. harfleri yznden." "Dipnot mu?" Ban hayr anlamnda sallad. "P.S. benim ismimin baharfleri." "Ama senin adn Sophie Neveu." Sophie ban evirdi. "Ben onunla yaarken P.S. benim takma admd" Yz kzarmt. "Prenses Sophieanlamna geliyor." Langdon hi tepki vermedi. "Aptalca, biliyorum," dedi. "Ama bu on yl nceydi. Ben kk bir kzken." "Sen onu kk birkzken mi tanyordun?" Olduka iyi," derken gzleri dolmutu. "Jacques Saunire benim bykbabamd.

14
Komuta merkezine girerken, sigarasndan son bir nefes alan Fache, "Langdon nerede?" diye sordu. "Hl erkekler tuvaletinde efendim." Temen Collet bu sorunun geleceini tahmin ediyordu. Yzba, omzunun stnden GPS noktasna baktnda, Collet arklarn dnmeye baladn duyar gibi olmutu. Fache gidip Langdon' kontrol etme arzusunu bastrmaya alyordu. Aslnda gzaltna alman kiiye istedii kadar sre ve mmkn olduunca zgrlk verilerek, kendini serbest zannetmesi salanrd. Langdon'n kendi iradesiyle dnmesi gerekiyordu. Yine de aradan on dakika gemiti. ok uzun. Fache, "Langdon'n bizi atlatma ihtimali var m?" diye sordu. Collet ban iki yana sallad. "Erkekler tuvaletinde hl kprdanmalar gryoruz, bu GPS noktacn hl tad anlamna geliyor. Belki de rahatszlanmtr. Noktac bulmu olsayd, kartp kamaya alrd." Fache saatine gz att. "Gzel." Fache'nin zihni hl megul gibi grnyordu. Collet gece boyunca yzbada allmadk bir gerginlik hissetmiti. Genellikle olaylara tarafsz bakan ve bask altnda sknetini kaybetmeyen Fache bu gece sanki sel meselesi gibi davranyor ve iine duygularn kartryor gibiydi. armamak gerekir,diye dnd Collet.Fache'nin bu tutuklamaya fazlasyla ihtiyac var. Son gnlerde Bakanlar Kurulu ile medya Fache'nin saldrgan tarzn, nemli bykeliliklerle ztlamasn ve yeni teknolojik yapt byk yatrmlar aka eletirir olmutu. Bu gece bir Amerikalnn teknoloji sayesinde, nemli bir su yznden tutuklanmas, Fache'ye ynelik eletirileri uzun bir sre susturacak ve iyi bir ikramiyeyle emekli oluncaya dek grevde kalmasna yardmc olacakt.Bu ikramiyeye ihtiyac olduunu Tanr da biliyor, diye dnd Collet. Fache'nin teknoloji tutkusu hem mesleki, hem de ahsi alanda zarar vermiti. Tm birikimlerini teknoloji lgnl uruna harcad ve gmleini bile kaybettii syleniyorduVe Fache sadece en iyi kalite gmlekler giyen bir adamd. Bu gece hl bol vakti vard. Talihsiz olmasna karn, Sophie Neveu'nun sebep olduu kesinti sadece ufak bir przd. O artk gitmiti ve Fache'nin elinde hl oynayaca kartlar vard. Langdon'a isminin yerde yazdn henz sylememiti.P.S. Robert Langdon' bul. Amerikalnn bu kk delil karsnda gsterecei tepki onu ele verecekti. Ofisteki DCPJ ajanlarndan biri onu, "Yzba," diye ard. "Bu telefona cevap vermeniz iyi olacak sanrm." Kaygl bir ifadeyle, elinde telefon ahizesini tutuyordu. Fache, "Kim o?" diye sordu. Ajan kalarn att. "Kriptoloji birimi mdr." "Ve?" "Sophie Neveu hakknda efendim. Ters giden bir eyler var."

15
Zaman gelmiti.

Siyah Audi'den inerken Silas kendini gl hissediyordu. stnden kaan cppesi, gece esintisiyle hrdyordu. Havada deiim rzgrlar esiyor. nndeki iin kuvvetten ok incelik gerektirdiini biliyordu, bu yzden silahn arabada brakmt. On mermi alan Heckler Koch 40' ona retmen vermiti. Tanrnn evinde lm silahna yer yoktur. Bu saatte byk kilisenin nndeki meydan bombotu. Saint-Sulpice' in bittii yerde grlebilen tek canl, gece gezinen turistlere satlk mallarn gsteren ergenlik andaki fahielerdi. Kemale ermi vcutlar Silas'n beline tandk bir ihtiras yayyordu. gdsel olarak kaslan uyluklar, kancal kee kemerinin etine batmasna neden oldu. htiras bir anda snmt. Silas on yldr kendini tm cinsel zevklerden, hatta kendi kendine yaptklarndan bile uzak tutuyordu. Tark emrediyordu, Opus Dei'nin izinden gitmek iin ok fazla fedakrlkta bulunduunu biliyordu ama karlnda ok daha fazlasn almt. Mebbet bekrlk yemini ve tm ahsi menfaatlerden feragat etmek byk fedakrlk saylmazd. inden kt yoksulluk ve hapishanede kat cinsel vahetler dnldnde, mebbet bekrlk tahamml edilebilir bedeldi. Tutuklanp, gemi ile Andorra'daki hapishaneye gnderildiinden beri ilk kez Fransa'ya geri dnen Silas anavatannn, kurtarlm ruhunnun vahi anlar canlandrarak, kendisini snadn hissedebiliyordu. Yeniden dodun, diye hatrlatt kendine. Tanr'ya bugn sunduu hizmet bir cinayet gnahn gerektirmiti ve Silas biliyordu ki bu, sonsuza kadar kalbinde sessizce tamas gereken bir fedakrlkt. nancnn ls,katlanabildiin aclardr,demiti ona retmen. Silas aclara yabanc deildi ve kendini, ona verilen vazifelerin daha yksek bir makamca emredildiini syleyen retmen'e ispat edebilmek iin sabrszlk duyuyordu. Kilise giriine doru ilerleyen Silas, "Hago la obra de Dios,"*diye fsldad. Devasa kapnn glgesinde duraksayp, derin bir nefes ald. Yapmak zere olduu ii ve kendisini ieride gerekten neyin beklediini o ana dek fark etmemiti. Kilit ta. Bizi son hedefimize gtrecek. Hayalet beyaz yumruunu kaldrd ve kapya kez vurdu. Dakikalar sonra, devasa ana kapnn srgleri hareket etmeye balad.

16
Sophie binadan ayrlmadn Fache'nin ne zaman anlayacan dnyordu. Langdonn tamamyla altst olduunu grnce, kendi kendine onu erkekler tuvaletinde yakalamakla doru bir i yapp yapmadn sorgulad. Baka ne yapabilirdim? Gznn nne, bykbabasnn rlplak, kollarn ve bacaklarn am yerde yatan cesedini getirdi. Bir zamanlar onun iin bykbabas her ey demekti, ama bu gece Sophie, onun iin neredeyse hi zlmediine aryordu. likileri, yirmi iki yandayken mart aynda bir gece aniden sona ermiti. On yl nce. Sophie, ngiltere'de okuduu niversiteden eve birka gn erken dnm ve yanllkla, bykbabasn grmemesi gereken bir eyi yaparken grmt. Bugne dek inanmakta glk ektii bir sahneydi bu. Kendi gzlerimle grmemi olsaydm... Bykbabasnn aklama giriimlerine dayanamayacak kadar utanm ve arm olan Sophie, yanna biriktirdii paray alarak, derhal ev arkadalaryla kendine kk bir daire bulmutu. Grdkleri konusunda kimseyle konumamaya yemin etmiti. Bykbabas kartpostallar ve mektuplar gndererek Sophie'ye mitsizce ulamaya alm ve buluup bir aklama yapabilmek iin yalvarmt.Nasl aklayacakt? Sophie, ona bir kez hari hi cevap vermemiti, kendisini aramasn veya onunla halk iinde grmesini yasaklamt. Yapaca aklamann, durumun kendisinden daha dehet verici olmasndan korkuyordu. Ama Saunire ondan hi vazgememiti. imdi ise Sophie'de, on yl boyunca biriken bir ekmece dolusu mektup vard. Bykbabas sznde durarak onun isteine asla kar gelmemi ve bir kez olsun telefon etmemiti.

Bu akamstne kadar. "Sophie?" Bykbabasnn telesekreterindeki sesi, artc derecede telal kyordu. "Bugne kadar senin isteini yerini getirdim... ve aramak bana ac veriyor, ama seninle konumam lazm. Korkun bir ey oldu." Paris'teki dairesinin mutfanda duran Sophie, bunca yl sonra onun sesini yeniden duyunca bir rperti hissetmiti. Yumuak sesi, tatl ocukluk anlarn aklna getiriyordu. "Sophie, ltfen dinle." Kk bir kzken hep yapt gibi, onunla yine ngilizce konuuyordu.Okulda Franszca al. Evde ngilizce al. "Sonsuza kadar bana kzgn kalamazsn. Yllardr sana gnderdiim mektuptan okumadn m? Hl anlamyor musun?" Durmutu. "Her eyi bir anda konumamalyz. Ltfen bykbabann bu isteini yerine getir. Beni Louvre'dan ara. Hemen. Sanrm her ikimiz de byk tehlikedeyiz." Sophie telesekreterine bakakalmt.Tehlike mi? Neden bahsediyordu? "Prenses..." Bykbabasnn sesi, anlayamad bir ekilde titredi. "Senden baz eyleri sakladm biliyorum ve bu bana, senin sevgine mal oldu. Ama bu senin iyiliin iindi. Artk gerei renmelisin. Ltfen, sana ailen hakkndaki gerei anlatmalym." Sophie kendi kalbinin atn duyabiliyordu.Ailem mi? Sophie'nin ebeveynleri o henz drt yandayken lmlerdi. Arabalar kprden nehre umutu. Bykannesiyle, erkek kardei de arabadaydlar ve Sophie'nin tm ailesi bir anda yok olup gitmiti. Bunu kantlayacak bir kutu dolusu gazete makalesi vard. Bykbabasnn szleri, iini beklenmedik bir zlem duygusuyla doldurmutu.Ailem! O ksack an iinde Sophie, kck bir kzken kendisini uykularndan uyandran ryadan sahneler grmt:Ailem hayatta!Eve dnyorlar! Ama, ryasnda olduu gibi, sahneler bulanklaarak kaybolmulard. Ailen ld Sophie. Eve dnmyorlar. Bykbabasnn banttaki sesi, "Sophie..." dedi. "Yllardr sana anlatmak iin bekliyordum. Doru zaman bekledim ama artk vakit doldu. Beni Louvre'dan ara. Bu mesaj alr almaz. Btn gece burada bekleyeceim. Korkarm her ikimiz de tehlikedeyiz. Bilmen gereken o kadar ok ey var ki." Mesaj sona ermiti. Sophie sessizlik iinde titreyerek dururken, sanki dakikalar gemi. Bykbabasnn brakt mesaj dnnce, sadece bir aklama mantkl geliyordu ve gerek niyeti anlalyordu. Bu bir yemdi. Belli ki, bykbabas onu mitsizce grmek istiyordu. Her yolu deniyordu. Adama duyduu tiksinti artmt. Sophie, onun lmcl hastala yakalanp, torununun kendisini son kez ziyaret etmesini salamak iin aklna gelen her trl hileye bavurduunu dnd. Yine de akllca bir seim yapmt. Ailem. imdi, Louvre'un erkekler tuvaletinde ayakta dururken, akamst ald telefon mesajndaki seslerin yanklarn duyabiliyordu.Sophie her ikimiz de tehlikede olabiliriz. Beni ara. Onu aramamt. Hatta buna niyet bile etmemiti. Ama imdi, pheciliinin ona hata yaptrdn anlyordu. Bykbabas, kendi mzesinde ldrlmt. Ve yere bir ifre yazmt. Sophieiin bir ifre yazlmt. Bundan emindi. Anlamn anlamam olsa da, Sophie mesajn ifreli tarzndan, kelimelerde kendisinden bahsedildiinden emindi. Sophie'nin kriptoloji tutkusu ve yetenei, Jacques Saunire ile birlikte bymenin getirdii bir sonutu, Saunire de ifrelere, kelime oyunlarna ve bulmacalara merakl biriydi.Gazetedeki kriptogramlar ve bulmacalar zerek ka pazar geirdik? Sophie on iki yandaykenLe Monde 'un bulmacasn yardm almadan zebiliyordu. Bykbabas, ona ngilizce bulmacalar, matematik bilmeceler ve ifreli bulmacalar getirmeye balamt. Sophie hepsini bir solukta zyordu. Sonunda bu tutkusunu, adli polis iin ifre zmek olarak meslee dntrmt. Bu gece Sophie'nin kriptograf yan, bykbabasnn iki yabancy bir araya getirmek iin kulland basit ifreye sayg gstermeye zorluyordu. Sophie Neveu ve Robert Langdon. Asl soru uydu,niye? Ne yazk ki Sophie, Langdon'n gzlerindeki akn ifadeden, bykbabasnn ikisini bir araya getirme nedeni hakknda Amerikalnn da kendisinden fazla bir ey bilmediini seziyordu.

Yeniden bastrd. "Siz ve bykbabam bu gece bulumay planlamz. Ne hakkndayd?" Langdon allak bullak olmu gibiydi. "Bulumay sekreteri ayarlad ve herhangi bir neden belirtmedi ve ben de sormadm. Fransz katedrallerindeki pagan ikonografileri hakknda seminer vereceimi duyduunu dndm. O, bu konuyla ilgileniyordu ve konumadan sonra iki imek iin bulumann elenceli olacan dnmtm." Sophie bunu yutmamt. Balant uydurmayd. Bykbabas, pagan ikonografisi hakknda, dnyadaki herkesten daha fazlasn biliyordu. Bunun dnda, neredeyse mnzevi bir hayat yaayan bykbabas, nemli bir mesele olmadka nne gelen Amerikal profesrle muhabbet edecek trden bir adam deildi. Sophie derin bir nefes alp, biraz daha kurcalad. "Bu akamst bykbabam beni arayarak, onun ve benim byk tehlikede olduumuzu syledi. Bu, sizin iin bir ey ifade ediyor mu?" Langdon'n mavi gzleri kaygyla dolmutu. "Hayr, ama olanlar gz nne alrsak..." Sophie ban sallad. Bu akamki olaylar dnldnde, korkmamas aptallk olurdu. Bitap dm bir halde tuvaletin dier ucundaki kk dkme camn yanna yrd ve camn iine gmlm alarm kablolarnn ardndan sessizce dary seyretti. Olduka yksekteydiler, en azndan on iki metre. ini ekerek gzlerini kaldrd ve Paris'in byleyici manzarasn seyretti. Sol tarafndaki Seine Nehri'nin karsnda, Eyfel Kulesi duruyordu. Tam nnde Arc de Triomphe.*Ve sa tarafnda, Montmarte yamalarnn tepesinde, beyaz cilal ta aaal mabetler gibi parlayan SacrCoeur'un zarif arabesk kubbesi grlyordu. Denon Kanad'nn en batsndaki bu noktada, Louvre'un d duvaryla arasnda yalnzca ayrc bir kaldrm bulunan Carrousel Meydannn kuzey-gney geidi, binayla neredeyse ayn hizadayd. ehrin geceleri alan nakliye kamyonlar, aada trafik nn deimesini beklerken durmu farlaryla sanki Sophie'ye gz krpyorlard. Yanna gelen Langdon, "Ne syleyeceimi bilmiyorum," dedi. "Bykbabanzn bize bir eyler anlatmaya alt ortada. Ancak bu kadar yardmc olabildiim iin zgnm." Langdonn derin sesinde samimi bir znt hisseden Sophie, pencereye arkasn dnd. inde bulunduu bunca derde ramen, ona yardmc olmak istiyormu gibi grnyordu.indeki retmen, diye dnd Sophie, DCPJ'nin pheliler konusunda ne kadar heyecanl olduunu anlad. Bu adam anlayszla dn vermeyen bir akademisyendi. Bu da ortak noktamz,diye dnd Sophie. Bir ifre zc olarak Sophie hayatn anlamsz verilerden anlam kartmakla kazanyordu. Bu gece yapabildii en iyi tahmin, Robert Langdon'n farknda olsun ya da olmasn, ihtiya duyduu bilgiye sahip olduuydu.Prenses Sophie, Robert Langdon bul . Bykbabasnn mesaj daha ak olabilir miydi?' Sophie'nin Langdon'la daha fazla zamana ihtiyac vard. Dnmek iin zamana. Gizemi birlikte zmek iin zamana. Ne yazk ki vakit tkeniyordu. Ban kaldrp Langdon'a bakan Sophie, aklna gelen tek oyuna bavurdu. "Bezu Fache sizi her an nezarete gtrebilir. Sizi bu mzeden kartabilirim. Ama imdi harekete gemeliyiz." Langdonn gzleri bymt. "Kamam m istiyorsunuz?" "Yapabileceiniz en akllca i bu olur. Eer Fache'nin imdi sizi nezarete gtrmesine izin verirseniz, DCPJ ile ABD Bykelilii davanza hangi mahkemenin bakaca konusunda kavgalarn bitirene kadar Fransz hapishanesinde kalrsnz. Ama eer buradan kp bykelilie giderseniz, o zaman hkmetiniz, siz ve ben bu cinayetle ilginiz olmadn kantlayana kadar sizi korur." Langdon hi de ikna olmua benzemiyordu. "Unut gitsin! Tm klarda Fache'nin silahl adamlar var! Vurulmadan kurtulsak bile, kamak beni sulu gstermekten baka bir ie yaramaz. Fache'ye yerdeki mesajn size yazldn ve benim ismimin bir sulama olmadn anlatmak zorundasnz." Alelacele konuan Sophie, "Bunuyapacam, " dedi. "Ama siz ABD Bykelilii'ne gven iinde girdikten sonra. Buradan sadece bir ka kilometre uzaklkta ve arabam mzenin hemen nnde duruyor. Burada Fache'yle baa kmaya almak kumar olur. Anlamyor musunuz? Bu gece sizin sulu olduunuzu kantlamay Fache kendine grev edindi. Tutuklanmanz geciktirmesinin tek sebebi iddiasn kuvvetlendirecek yanl bir hareket yapmanz ummas." "Kesinlikle. Kamak gibi." Sophie'nin sveterindeki cep telefonu birden almaya balamt. Muhtemelen Fache idi. Elini cebine

sokarak telefonu kapatt. Hzl konuarak, "Bay Langdon," dedi. "Size son bir soru sormam gerekiyor."Ve tm gelecein buna bal olabilir. "Yerde yazanlar elbette sizin sulu olduunuzu gstermiyor, ama Fache takmna arad adamn siz olduunu syledi. Sulu olduunuza ikna olmasnn baka bir sebebi aklnza geliyor mu?" Langdon birka saniye sresince sessiz kald. "Hayr hi gelmiyor." Sophie iini ekti.Demek ki Fache yalan sylyor. Sophie nedenini tahmin edemiyordu ama u noktada asl konu bu deildi. Asl konu, Bezu Fache'nin bu gece her ne pahasna olursa olsun Robert Langdon' parmaklklarn arkasna tkmak istemesiydi. Sophie'nin Langdon'a kendisi iin ihtiyac vard ve bu ikilem onu tek bir sonuca gtryordu. Langdon' ABD Bykelilii'ne gtrmeliyim. Pencereye dnen Sophie, dkme cama yerletirilmi alarm kablolarna ve ba dndrc on iki metre ykseklikten aadaki kaldrma bakt Bu ykseklikten atlarsa Langdon'n kemikleri krlacakt. En iyi ihtimalle. Yine de Sophie kararn vermiti. Robert Langdon, istese de, istemese de Louvre'dan kaacakt.

17
"Cevap vermiyor da ne demek?" Fache duyduklarna inanmyormu grnyordu. "Cep telefonunu aryorsun, yle deil mi? Yannda olduunu biliyorum." Collet dakikalardr Sophie'ye ulamaya alyordu. "Belki de pili bitmitir. Ya da zil sesi kapaldr." Fache telefonda Kriptoloji mdryle konutuundan beri endieli grnyordu. Kapattktan sonra Collet'nin yanna gitmi ve Ajan Neveu'yu telefonla aramasn emretmiti. Collet bunu baaramamt, Fache ise kafesin iindeki bir aslan gibi drt dnyordu. Collet, "Kripto neden aram?" demeyi gze ald. Fache, ona dnd. "Draco devi ve sahte alimlerle ilgili hibir ey bulamadklarn sylemek iin." "Bu kadar mi?". "Hayr, ayrca saylarn Fibonacci Dizimi'ni oluturduunu ve hibir anlam ifade etmediini sylemek iin aramlar." Collet'nin akl karmt. "Ama bunu sylemesi iin zaten Ajan Neveu'yu gndermilerdi." Fache ban iki yana sallad. "Neveu'yu onlar gndermedi." "Ne?" "Mdrn anlattklarna gre, emrim zerine tm takmna ona gnderdiim resimleri aratrmalarn sylemi. Ajan Neveu geldiinde, Saunire'in fotoraflaryla ifreye yle bir bakm ve tek kelime etmeden ofisten ayrlm. Mdr, onun davrann sorgulamadn nk fotoraflardan dolay znt duyduunu anladn syledi." "znt m? Daha nce hi len birinin cesedini grmemi mi? Fache ksa bir an iin sessiz kald. "Benim bundan haberim yoktu, grne gre alanlardan biri syleyinceye kadar mdrn de haberi olmam, ama Jacques Saunire'in Sophie Neveu'nun bykbabas olduu anlalyor. Collet syleyecek kelime bulamyordu. "Mdr, Neveu'nun ona imdiye dek Saunire'den hi bahsetmediini nl bir bykbabaya sahip olmaktan dolay kendisine ayrcalkl davranlmasn istemediinden byle davrandn tahmin ettiini syledi." Fotoraflar grnce zldne armamak gerekir.Collet, gen kadnn kendi ailesinden birinin yazd ifreyi deifre etmesi iin arlmasnn ne kadar ac bir tesadf olduunu tahmin edebiliyordu. Yine de davranlarnn mantkl bir aklamas yoktu. "Ama saylarn Fibonacci Dizimi'ni oluturduunu fark ettii ortada, nk buraya gelip bize syledi. Neden bulduunu kimseye sylemeden ofisten ayrldn anlamyorum." Collet'nin aklna, skntl gelimeleri aklayacak tek bir senaryo geliyordu. Saunire soruturmaya kriptograflarn dahil edilmesi umuduyla yere saysal bir ifre yazm ve bylece kendi torununun da dahil

edilmesini salamt. Peki mesajn geri kalan ksmnda bir ekilde kendi torunuyla m haberleiyordu? yleyse, mesaj ona ne sylyordu? Ve Langdon bulmacann neresine uyuyordu? Collet dncelerini devam ettiremeden, mzenin sessizlii alarm sesiyle bozuldu. Zil, Byk Galeri'nin iinden geliyormu gibi alyordu. Ajanlardan biri, "Alarme!diye bard, bir yandan Louvre'un gvenlik merkezindeki yemine bakyordu. "Grande Galene! Toilettes Messieurs!*Fache, Collet'ye dnd. "Langdon nerede?" "Hl erkekler tuvaletinde!" Collet dizst bilgisayarnda yanp snen krmz noktay gsterdi. "Cam krm olmal!" Collet, Langdon'n uzaa kaamayacan biliyordu. Paris yangn ynetmelii, halka ait binalarda drt buuk metreden yksek pencerelerin krlabilir camdan yapln gerektirse de, Louvre'un ikinci katndaki bir pencereden kanca ve merdiven olmadan kmak intihar olurdu. Bundan baka, Denon Kanad'nn bat ucunda, stne atlayacak aalar ya da imen yoktu. Tuvalet penceresinin tam altnda, d duvarlarn birka metre ilerisinde iki eritli Carrousel Meydan yer alyordu. Ekrana bakan Collet, "Aman Tanrm; diye bard. "Langdon pencere kenarna doru hareket ediyor!" Ama Fache oktan harekete gemiti bile. Omuz klfndan Manurhin MR-93'n eken yzba, ofisten dar frlad. Yanp snen nokta pencere kenarna gelip, beklenmedik bir harekette bulunurken Collet ekran aknlkla izliyordu. Nokta, bina cephesinin dna kmt. Neler oluyor, diye dnd.Langdon kenarda m duruyor yoksa... "Tanrm!" Nokta, duvarn daha da tesine giderken Collet ayaa frlad. Sinyal bir sre iin titretikten sonra yanp snen nokta binann d cephesinin yaklak bir metre ilerisinde aniden durdu. Bilgisayarn tarayan Collet, ekrana Paris'in sokak haritasn ararak GPS'i yeniden ayarlad. Grnty byttnde sinyalin tam yerini grebiliyordu. Artk hareket etmiyordu. Carrousel Meydan'nn tam ortasnda kprdamadan duruyordu. Langdon atlamt.

18
Collet'nin telsizinden yaylan ses, alarm sesini bastrrken Fache, Byk Galeri'de koturuyordu. Collet, "Aa atlad!" diye baryordu. "Sinyal Carrousel Meydan'nn zerinde grnyor. Tuvalet penceresinin dnda! Ve imdi hi hareket etmiyor! Tanrm, sanrm Langdon az nce intihar etti!" Fache sylediklerini duymutu ama mantkl gelmiyordu. Komaya devam etti. Koridor sonsuza kadar devam ediyormu gibi uzanyordu. Saunire'in cesedinin yanndan geerken, baklarn Oenon Kanad'nn sonundaki blmelere evirmiti. Alarm sesi artk daha da yksek kyordu. "Bekleyin!" Telsizden bir kez daha Collet'nin sesi ykselmiti. "Hareket ediyor! Tanrm, yayor! Langdon hareket ediyor." Fache att her admda koridorun uzunluuna lanet ederek komaya devam etti. "Langdon daha da hzl hareket ediyor!" Collet hl baryordu. "Carrousel'den aa kouyor. Bekleyin... hzlanyor. ok hzl hareket ediyor!" Blmelere varan Fache aralarndan geti ve tuvalet kapsna doru kotu. Artk telsizden gelen ses, alarm yznden glkle iitiliyordu. "Arabaya binmi olmal! Sanrm arabada! Ben..." Fache dorulttuu silahyla erkekler tuvaletinden ieri dald anda Collet'in kelimeleri alarm sesi tarafndan yutuldu. Kulak trmalayc ses sebebiyle yzn buruturarak ieriyi tarad. Tuvaletler botu. Lavabo ksmnda kimse yoktu. Fache'nin gzleri hemen odann arka tarafndaki krk cama evrildi. Akln yanna kotu ve kenardan aa bakt. Langdon grnrlerde yoktu. Fache'nin akl hi kimsenin byle bir lgnl deneyeceini almyordu. Bu kadar yksekten dtyse, kesinlikle ok kt yaralanm olmalyd. Sonunda alarm sustu ve Collet'nin sesi telsizden yeniden balad. "...gneye gidiyor... daha hzl... Carrousel Kprs'nden Seine'i geiyor!" Fache sola dnd. Carrousel Kprs'nden geen tek tat, Louvre'dan gneye doru ilerleyen

rmorklu devasa bir yk kamyonuydu. Kamyonun ak kasasna muamba bir branda gerilmiti, uzaktan bakldnda kocaman bir hamaa benziyordu. Fache rpertici bir endie duydu, Bu kamyon, sadece dakikalar nce tam tuvalet penceresinin altndaki krmz kta durmutu. Fache,delice bir risk, dedi kendi kendine. Kamyonun o brandann altnda ne tadn Langdon'n bilmesine imkn yoktu. Ya kamyon elik tayor olsayd? Ya da beton? Hatta ya p tayor olsayd? On iki metrelik bir atlay. Bu lgnlkt. Collet, "Nokta dnyor!" diye bard. "Saint-Pres Kprs'nden saa dnyor!" Kprden geen kamyon yavalamt ve Saint-Pres Kprs'nde saa dnyordu,Demek yle, diye dnd Fache. Hayret iinde kamyonun keyi dnerek kayboluunu seyretti. Collet dardaki ajanlara srekli, Louvre'un dna kmalarn ve takip iin aralarna binmelerini sylyor, bu arada telsizle kamyonun deien mevkiini dakikas dakikasna bildiriyordu. Facheartk sonuna geldiklerini biliyordu. Adamlar dakikalar sonra kamyonu evreleyeceklerdi. Langdon hibir yere kaamayacakt. Tabancasn yerine koyan Fache tuvaletten kp, telsizle Colleti arad. "Arabam getirin. Tutuklama srasnda orada olmak istiyorum." Fache Byk Galeri'de koutururken, Langdon'n dten sonra hayatta kalp kalmadn dnyordu. Aslnda fark etmezdi. Langdon kat. Sank suludur. Tuvaletten yalnzca bir buuk metre uzakta Langdon ile Sophie, srtlarn tuvaletleri gizleyen byk blmelerden birine yaslam bir halde, Byk Galeri'nin karanlnda duruyorlard. Fache elinde tabancasyla yanlarndan hzla geip banyoya girerken, kendilerini glkle saklayabilmilerdi. Son altm saniyenin nasl getiini bilmiyorlard. Sophie dkme cam pencereyi ve iinden geen alarm kablolarn incelerken, Langdon ilemedii bir sutan tr kamay reddederek erkekler tuvaletinde duruyordu. Ardndan Sophie, d lyormu gibi dikkatle aadaki sokaa bakmt. Sophie, "Ufak bir gayretle buradan kabilirsiniz," dedi. Gayret mi?Huzursuzlanarak, tuvalet penceresinden dar bakt. Sokakta, ift rmorklu devasa bir kamyon, pencerenin altndaki krmz a doru ilerliyordu. Kamyonun kocaman kasasnn stne, yk kaplayan mavi bir muamba gerilmiti. Langdon, Sophie'nin aklndan, dndklerinin gememesini diliyordu. "Sophie ben buradan kesinlikle atlamam..." Takip noktacn kartn." aknlk iindeki Langdon elini cebine gtrp, kk metal yuvarla arad. Sophie, onu elinden alp, hemen lavabonun yanna gitti. Eline kaln bir sabun kalb alp, parmayla iyice iine gmd. Disk, yumuak yzeyin iine gmlnce, delii kapatt ve bylece aleti sabunun iine iyice yerletirmi oldu. Sabun kalbn Langdon'a veren Sophie, lavabolarn altndan ar ve silindir eklinde bir p kovas ald. Langdon itiraz edemeden, p kovasn elinde ko ba gibi tutarak pencereye kotu. p tenekesinin altn pencerenin tam ortasna vurarak, cam paralamt. stlerindeki alarm kulak trmalayc bir ses seviyesinde almaya balamt. Bana sabunu verin!" Sophie alarm yznden glkle duyulan sesiyle baryordu. Langdon sabunu onun eline tututurdu. Sabunu avulayan Sophie, krk pencereden aada bekleyen kamyona bakt. Hedef olduka bykt -sabit duran kocaman bir tente ve binayla arasnda en fazla metre vard. Sophie trafik klar deimek zereyken derin bir nefes ald ve sabun kalbn geceye frlatt. Kamyona doru dikine den sabun kalb, brandann kenarna indi ve trafik yeile dnerken yk kasasnn iine doru kayd. Langdon' kapya doru srkleyen Sophie, "Tebrikler," dedi. "Az nce Louvre'dan katnz." Erkekler tuvaletinden kap, Fache tam yanlarndan geerken glgelere saklandlar. Yangn alarm sustuunda, Langdon, Louvre'dan ayrlan DCPJ sirenlerini duyabiliyordu.Polis k.

Fache de koarak gitmi ve Byk Galeri boalmt. Sophie, "Byk Galeri'nin yaklak be metre gerisinde bir yangn merdiveni var," dedi. "Artk muhafzlar gittiine gre, buradan kabiliriz." Langdon gece boyunca baka bir ey sylememeye karar vermiti, Sophie Neveu'nun ondan ok daha akll olduu ortadayd.

19
Saint-Sulpice Kilisesi'nin Paris'teki en tuhaf tarihe sahip olduu sylenirdi. Msr tanras sis onuruna yaplan eski bir tapnan stne ina edilen kilise, mimari adan Notre Dame'a santimi santimine benziyordu. Bu tapnak, Marquis de Sade ile Baudelaire'in vaftizine ve Victor Hugo'nun evlilik trenine ev sahiplii yapmt. Kiliseye bal olan ilahiyat fakltesinde kar geleneki tarihe dair ok sayda belge bulunuyordu ve saysz gizli cemiyetin toplant yeri olmutu. Bu gece Saint-Sulpice'in o byk ana nef mezar kadar sessizdi, yaama dair tek belirti akamn erken saatlerinde yaplan ayinden kalma tts kokularyd. Silas kendisini mabede alan Rahibe Sandrine'in tavrlarnda bir huzursuzluk sezinlemiti. Aslnda buna armyordu. Silas, insanlarn grntsnden rahatsz olmalarna alknd. Rahibe, "Amerikalsnz," dedi. Silas, "Aslen Franszm," diye yantlad. "spanya'da greve arldm ve imdi Birleik Devletler'de okuyorum." Rahibe Sandrine ban sallad. Yumuak gzlere sahip ufak bir kadnd. "Ve Saint-Sulpice'ihi grmediniz mi?" 'Bunun bal bana bir gnah olduunu dnyorum." "Gndzleri daha gzeldir." Suna eminim. Bununla birlikte, bu gece bana bu frsat sunduunuz iin size mteekkirim." Bunu barahip rica etti. Anlalan gl dostlarnz var." Hibir ey bilmiyorsun, diye dnd Silas. Ana koridorda Rahibe Sandrine'in peinden giderken, Silas mabedin sadeliine armt. Renkli fresklere, yaldzl sunaklara ve ahabn scaklna sahip Notre Dame'n aksine, Saint-Suipice'in spanya'daki sssz katedralleri anmsatan bir sadelii ve boluu vard. Dekore edilmemi olmas, ierisini daha da byk gsteriyordu. Silas tavanda ykselen tonozlara baktnda, devasa bir gemi teknesinin altnda durduunu hayal etti. Uygun bir grnt,diye dnd. Kardelik gemisi sonsuzlua dek alabora olmak zereydi. e balamak iin sabrszlanan Silas, Rahibe Sandrine'in yanndan ayrlmasn diliyordu. Silasn kolaylkla etkisiz hale getirebilecei ufak bir kadnd ama gerekli olmadka g kullanmamak iin yemin etmiti. O, takva sahibi bir kadn ve kardeliin, kilit tam saklamak iin kilisesini semesi onun suu deil. Bakalarnn gnah yznden o cezalandrlmamal. "Benim yzmden uykusuz kalmanz beni ok mahcup etti rahibe." "Hi nemli deil. Paris'teki vaktiniz kstl. Saint-Sulpice'i karmamalydnz. Kilisenin daha ok mimarisiyle mi yoksa tarihiyle mi ilgileniyorsunuz?" "Dorusu rahibe, ben ruhani yanyla ilgileniyorum." Rahibe ho bir kahkaha att. "Sylemeye gerek bile yok. Turunuza nereden balamam gerektiini dnyordum." Silas gzlerinin sunak zerine odaklandn hissetti. 'Tura gerek yok. Fazlasyla nezaket gsterdiniz. Etraf kendim gezebilirim." "Sorun deil," dedi. "Zaten uyandm artk." Silas yrmeyi durdurdu. Artk en n sraya gelmilerdi ve sunak sadece drt buuk metre tede duruyordu. Dev gibi vcudunu ufak kadna evirdi, krmz gzlerine bakarken kadnn geri ekildiini hissedebiliyordu. "Eer kabalk olmazsa rahibe, Tanrnn evinde yryp tur atmaya alkn deilim. Etrafa bakmadan nce biraz yalnz kalp dua etmemin sakncas var m?" Rahibe Sandrine tereddt etti. "Oh, elbette. Sizi kilisenin arka tarafnda bekleyeceim."

Silas ar elini yumuak bir hareketle kadnn omzuna koydu ve aa doru bakt. "Rahibe, sizi uyandrdm iin zaten sululuk duyuyorum. Sizi uykunuzdan daha fazla alkoymak istemem. Ltfen yatanza dnn. Ben sunan keyfini kartr, sonra da kiliseden karm." Rahibe rahatsz olmu gibiydi. "Sizinle ilgilenilmediini dnmeyeceinize emin misiniz?" "Hayr kesinlikle. Dua yalnz yaplacak bir itir." "Nasl isterseniz." Silas elini kadnn omzundan ekti. "yi uykular rahibe. Tanrnn huzuru sizinle olsun." "Ve sizinle." Rahibe Sandrine merdivenlere yneldi. "Ltfen dar karken, kapnn arkanzdan iyice kapandndan emin olun." "Dikkat edeceim." Silas, onun merdivenlerden karak gzden kayboluunu seyretti. Sonra arkasn dnp, n srada diz kerken, kee kemerin bacana battn hissetti. Ulu Tanrm, bugn yapacam ii senin rzan iin yapyorum... Sunan stndeki koro balkonunun karanlnda melen Rahibe Sandrine, sessizce trabzandan aa bakp, tek bana diz ken cppeli keii seyrediyordu. Ruhunda hissettii ani korku, hareketsiz kalmasn gletiriyordu. Ksa bir an iin, bu gizemli ziyaretinin, onu hakknda uyardklar dman olabileceinden phelendi. Bu gece, yllardr tad emri yerine getirmek zorunda kalabilirdi. Karanlkta saklanp, onun her hareketini izlemeye karar verdi.

20
Glgelerin arasndan frlayan Langdon ile Sophie, Byk Galerinin bo koridorunda yangn merdiveni knn bulunduu yere doru usulca ilerlediler. Langdon ilerlerken, kendisini karanlkta yapboz bulmacas zmeye alyormu gibi hissetti. Bu bilmecenin son boyutu fazlasyla can skcyd:Adli polis ef beni cinayet sebebiyle ieri tkmaya alyor. "Sence," diye fsldad. "Yerdeki mesaj Fache yazm olabilir mi?" Sophie, ona bakmak iin dnmedi bile. "mknsz." Langdon o kadar emin deildi. "Sulu grnmem iin olduka srarl gibi. Belki de ismimin yerde yazmasnn davasn glendireceini dnmtr." "Fibonacci Dizimi? P.S.? Tm o Da Vinci ve tanra sembolleri? Bu bykbabamn iiolmal ." Langdon, onun hakl olduunu biliyordu. zlerdeki semboller birbirlerine mkemmel uyum salyorlard be keli yldz,Vitruvius Adam , Da Vinci, tanra ve hatta Fibonacci Dizimi. konograflar buna Eevreli Sembolik Set derlerdi. Hepsi de krdm olmu biimde birbirine balyd. Sophie, "Ve bu akamst beni telefonla aramas," diye ekledi. "Bana bir ey anlatmas gerektiini syledi. Louvre'daki mesajn bana nemli bir ey anlatmak iin harcad son aba olduuna eminim, anlamanza yardmc olacanz bir ey olmal." Langdon kalarn att.On Draco devini al! On sahte alim! Hem Sophie'nin, hem de kendi iyilii iin mesaj anlayabilmeyi isterdi. Baklarn gizemli kelimelere evirdii andan itibaren her ey sarpa sarmt. penceresinden yapt sahte atlay, Fache'nin gzndeki poplaritesini bir nebze olsun arttrmayacakt. Belki de Fransz polis efi, tutuklamak iin bir kalp sabun peine dmenin esprili bir yann grebilirdi. Sophie, "k kapsna az kald," dedi. "Sence bykbabann mesajndakisaylar , dier satrlar anlamakta anahtar olabilir mi?" Langdon bir zamanlar, ifrenin baz satrlarnn dier satrlar deifre edecek ipular veren, Bacon *el yazmalar zerinde almt. "Gece boyunca saylar dndm. Toplamlar, blmleri, arpmlar. Hibir ey kartamadm. Matematiksel olarak rasgele yerletirilmiler. Kriptografik anlamszlk." "Ama yine de tm saylar Fibonacci Dizimi'ne ait. Bu tesadf olamaz." "Deil. Fibonacci saylarn kullanmak, bykbabamn bana sesleniinin bir baka yoluydu; mesaj ngilizce yazmak, en sevdiim izimdeki gibi yatmak ya da stne be keli yldz izmek gibi. Tm bunlar benim dikkatimi ekmek iin yapt.

"Be. keli yldzn senin iin bir anlam var m?" "Evet. Anlatmaya frsat bulamadm ama ben bytrken be keli yldz bykbabamla aramzdaki zel bir sembold. Elence olsun diye Tarot kartlaryla oynardk ve benim kartmher seferinde tlsmlardan kard. Desteyi kendisinin dizdiine eminim, ama be keli yldzlar bizim aramzdaki kk akayd." Langdon bir rperti hissetti.Tarot mu oynamlard? Ortaaa ait talyan kt oyununda geleneklere kar o kadar ok sembol vard ki, Langdon yeni kitabnda bir blm tamamyla Tarot'a ayrmt. Oyunun yirmi iki kartnnBarahibe, mparatorie ve Yldz gibi isimleri vard. lk balarda Tarot, kilisenin yasaklad ideolojileri amak iin gizli bir yol olarak tasarlanmt. imdilerde ise Tarot'un gizemli zellikleri modern falclara devredilmiti. Tarot'ta diilerin kutsalln be keli yldzlar temsil eder, diye dnd Langdon. Eer Saunire oyun kartlarn torununa elence olsun diye kendisi dizdiyse, yldzlar kullanarak uygun bir aka yapmt. Yangn merdivenine geldiklerinde Sophie, ak kapy dikkatle at. Alarm almamt. Sadece dar alan kaplar alarma balyd. Sophie Langdon' dar bir dner merdivenden aaya doru indiriyor, basamaklardan indike hzn arttryordu. Arkasndan kouturan Langdon, "Bykbaban," dedi. "Sana be keli yldz anlattnda, tanralara tapnmaktan ya da Katolik Kilisesi'nin duyduu ierlemeden hi bahsetti mi?" Sophie ban iki yana sallad. "Ben iin matematikse! ksmyla daha fazla ilgileniyordum, Altn Oran, PHI, Fibonacci Dizimi, bu gibi eyler." Langdon armt. "Bykbaban sana PHI saysn retti mi?" "Elbette. Altn Oran." Donuk bir ifade taknmt. "Aslnda, benim de yar altn olduum konusunda aka yapard... bilirsiniz, ismimdeki harfler yznden." Langdon bunu biraz dndkten sonra mrldand. s-o-PHI-e Aa inerlerken, Langdon akln PHI'a vermiti. Saunire'in verdii ipularnn, ilk bata dndnden ok daha tutarl olduunu anlamaya balamt. Da Vinci... Fibonacci saylar... be keli yldz. Tm bunlarn, Langdon'n snflarnda defalarca dersini verdii sanat tarihinin temelini oluturan tek bir kavramla balantl olmas inanlmazd. PHI. Kendini birden Harvard'da, "Sanatsal Sembolizm" dersi verirken tahtaya en sevdii sayy yazyormu gibi hissetti. 1.618 Langdon hevesli rencilerini grmek iin arkasn dnyordu. "Bana bu saynn ne olduunu kim syleyebilir?" Arka srada oturan matematik blm son snf rencilerinden biri elini kaldryordu. "Bu PHI says." Sayy fi diye okumutu. Langdon, "yi i kardn Stettner," diyordu. "Herkes PHI ile tansn." Stettner srtarak, "PI ile kartrlmasn," diye eklemiti. "Biz matematikiler yle deriz: PHI, PI'den H kat daha havaldr!" Langdon glmt ama espriyi baka kimse anlamamt. Stettner yerine kt. Langdon, "Bu PHI says," diye devam etti. "Bir nokta alt yz on sekiz sanatta ok nemli bir saydr. Bana nedenini kim syleyebilir?" Stettner dt durumu kurtarmaya alyordu. "ok ho olduu iin mi?" Herkes gld. Langdon, "Dorusu," dedi. "Stettner yine hakl. Evrendeki en gzel saynn PHI olduu varsaylr." Kahkahalar aniden kesilince, Stettner gurur duymutu.

Langdon projeksiyon makinesine diyalar yerletirirken, PHI saysnn Fibonacci Dizimi'nden tretildiini anlatyordu, yalnzca her rakam, kendisinden nceki iki saynn toplamna eit olduu iin deil, ayn zamanda komu saylarnblmleri aa yukar 1.618PHI saysn verdii iin nl olan bir dizemdi. Langdon PHI'nn asl akl kartran yannn gizemli matematiksel douunun dnda, doadaki temel yap ta olduunu aklad. Bitkiler, hayvanlar ve hatta insanlardaki boyutlar hep ayn orana, PHI'nn l'e oranna kesinlikle bal kalyordu. Iklar kapatan Langdon, "PHI'nn doada her yerde bulunmas," dedi. "Elbette tesadfn ok tesindedir ve bu yzden eskiler PHI saysnn evrenin yaratcs tarafndan nceden tasarlandna inanmlardr. Eski bilim adamlar bir-nokta-alt-yz-on-sekiz saysnn Altn Oran olduunu ilan etmilerdi." On srada oturan gen bir bayan, "Bir dakika," dedi. "Ben biyoloji son snf rencisiyim ve doada daha nce bu Altn Oran'a hi rastlamadm." "yle mi?" Langdon srtmt. "Hi ar kovanndaki erkek ve dii arlar arasndaki ilikiyi incelediniz mi?" "Elbette. Dii anlarn says her zaman erkek arlardan fazladr." "Doru. Peki, dnyadaki herhangi bir ar kovannda yaayan dii arlarn saysn erkek arlarn saysna bldnzde hep ayn sayy elde ettiinizi biliyor muydunuz?" "yle mi oluyor?" "Ya. PHI." Kzn az ak kalmt. "MKNI YOK!" Langdon spiral deniz kabuklarnn diyalarn gsterip glmserken "Var!" diye misilleme yapt. "Bunu tandnz m?" Biyoloji rencisi, "Sedefli deniz helezonu," dedi. "Batmazln salayabilmek iin etrafndaki kabuuna gaz pompalayan kafadan bacakl bir kabukludur." "Doru. Peki her bir spiral apnn dierine orannn ne olduunu tahmin edebilir misiniz?" Kz deniz kabuklusunun ortak merkezli emberlerine pheyle bakyordu. Langdon ban sallad. "PHI. Altn Oran. Bir-nokta-alt-yz-on-sekizin bire oran." Kz akn grnyordu. Langdon bir sonraki diyaya gemiti, ayieinin yakndan bir grn. "Ayiei ekirdekleri zt spirallerle byrler. Her birinin apnn dierine orann tahmin edebilir misiniz?" Herkes, "PHI m?" dedi. "Bingo." Langdon diyalar ard ardna gstermeye balamt, spiral am kozalaklar, bitki saplarndaki yaprak dzenleri, bcek kesitleri. Hepsi de Altn Oran'a hayrete drecek derecede uyuyordu. Birisi, "Bu ok artc," diye haykrd. Bir bakas, "Evet," dedi. "Ama bunun sanatla ne ilgisi var?" Langdon, "Aha!" dedi. "Sormanza sevindim." Bir baka diya gsterdi Leonardo da Vinci'nin nl plak erkeini gsteren soluk sar bir parmen -Vitruvius Adam.Bu ismiDe Architectura metninde Altn Oran' ven Romal muhteem mimar Marcus Vitruvius'dan almt. "Kimse insan vcudunun ilahi yapsn Da Vinci kadar iyi anlayamad. Da Vinci insan kemik yapsnn tam oranlarn lmek iin cesetten mezardan karrd. nsan vcudunun, oranlanher zaman PHI saysna eit olan yap talarndan meydana geldiini ilk o bulmutur." Snftaki herkes ona kukuyla bakyordu. "Bana inanmyor musunuz?" Langdon meydan okuyordu. "Dua bir daha girdiinizde, yannza bir mezura aln." Birka futbol oyuncusu ks tas gld. Langdon, "Sadece siz gvensiz sporcular deil," diye hatrlatt. "Hepiniz.Kzlar ve erkekler Deneyin. Banzdan yere kadar olan mesafeyi ln Bunu, gbek deliinizden yere kadar olan mesafeye bln. Bilin bakalm hangi sayy elde edeceksiniz?" Sporculardan biri inanmayan bir sesle, "PHI deil tabii ki!" diye azndan kard. Langdon, "Evet PHI," diye cevap verdi. "Bir-nokta-alt-yz-on-sekiz. Baka rnek ister misiniz? Omzunuzdan parmak ularnza kadar olan mesafeyi ln, daha sonra bunu, dirseinizden parmak

ularnza kadar olan mesafeye bln. Yine PHI. Baka bir tane? Kaladan yere kadar olan mesafeyi, dizden yere kadar olan mesafeye bln. Yine PHI. Parmak eklemleri. Ayak parmaklar. Belkemii blmleri. PHI. PHI. PHI. Dostlarm, her biriniz Altn Oran'n yryen birer armaansnz." Karanlk olduu halde, Langdon hepsinin ok olduunu grebiliyordu. Bunda tandk bir scaklk hissediyordu. Ders vermesinin sebebi de buydu. "Dostlarm, anlayacanz gibi, dnyadaki kaosun altnda bir dzen vardr. Eskiler PHI' kefettiklerinde Tanrnn dnya yap tayla karlatklarna emindiler ve doaya bu yzden taptlar. Sebebi anlalyor. Doada Tanrnn elinin var olduu aktr, gnmzde bile paganlar mevcuttur... Toprak Ana'ya sayg duyan dinler. Pek oumuz doa iin paganlar gibi bayram yapar, ama bunun farkna varmayz. Mesela 1 Mays buna mkemmel bir rnektir, baharn kutlan... cmertliini sunmak iin topran canlanmas. Altn Oran'n znde var olan sihir, zamann balangcnda yazlmtr. nsan doann kurallarna gre oynar ve insan sanatla, Yaradannn elinin gzelliini taklit etmeye altndan, bu dnem sanatta Altn Oran'a bol bol rastlayacamz tahmin edebilirsiniz." Sonraki yarm saat sresince Langdon onlara Michelangelo'nun, Albert Drer'in, Da Vinci'nin ve dierlerinin sanat eserlerine ait diyalar gstermi ve her sanatnn, kompozisyonunda Altn Oran'a bilinli bir dikkatli bir biimde bal kaldn aklamt. Langdon, Yunan Partenonunun, Msr piramitlerinin ve hatta New York'taki Birlemi Milletler binasnn mimari llerinin PHI saysna uyduunu sylemiti. PHI, Mozartn sonatlarnn dzenlemelerinde, Beethoven'in Beinci Senfonisinde, Bartk'un, Debussy'nin ve Schubert'in eserlerinde grlyordu. Langdon onlara, Stradivarius'un bile nl kemanlarndaki f-deliklerin yerlerini belirlemekte PHI saysn kullandn anlatmt. Tahtaya doru yryen Langdon, "Sonu olarak," demiti. "Yenidensembollere dnyoruz." Be keli yldz oluturacak ekilde birbiriyle kesien birka doru izmiti. "Bu dnem greceiniz en gl semboller, den biri bu.Be keli yldz olarak bilinen bu sembol, pek ok kltr tarafndan hem kutsal, hem de sihirli kabul edilmitir. Bana nedenini syleyebilir misiniz?" Matematik rencisi Stettner elini kaldrd. "nk be keli yldz izerseniz, dorular kendiliinden Altn Oran'a bal olarak ksmlara ayrlr." Langdon, ocua bakp gururla ban sallamt. "Gayet iyi. Evet, be keli yldzdaki tm doru paralarnn oranlar PHI' verir. Bu sembol Altn Oran'n enyksek ifadesidir. Bu yzden, tanra ve kutsal dii ile ilintili olan be keli yldz, daima gzellik ile mkemmelliin sembol olmutur." Snftaki kzlarn yz sevinle parlamt. "Bir hatrlatma ocuklar. Bugn Da Vinci'ye yle bir deindik, ama bu dnem onun hakknda ok fazla ey greceiz. Leonardo eski tanralara ok dkn biriydi. Yarn size, tanralara sunulan grp grebileceiniz en hayret verici armaan olanSon Akam Yemei freskini gstereceim." Birisi, "aka m yapyorsunuz?" dedi. "Son Akam Yemei'nin sa ilgili olduunu zannediyordum." Langdon gz krpt. "Hi tahmin edemeyeceiniz yerlerde gizli semboller var." Sophie, "Haydi," diye fsldad. "Ne oldu? Neredeyse geldik. Devam edin." Kendini uzak ryalardan kopup gelmi gibi hisseden Langdon, ayan kaldrd. Merdiven basamaklarnda durduunu ve ani buluunun etsiyle donakalm olduunu fark etti. On Draco devini al! On sahte alim.! Sophie dnm ona bakyordu. Bu kadar basit olamaz,diye dnd Langdon. Ama elbette yle olduunu biliyordu. Louvre'un derinliklerinde... aklnda PHI ve Da Vinci dnceleri, Robert Langdon, anszn Saunire'in ifresini zmt. "On Draco devini al!" dedi. "On sahte alim! Bu en basit ifre biimi!" Sophie merdivenlerde onun nnde durmu, aknlkla bakyordu.ifre mi? Gece boyunca kelimeleri incelemi ve herhangi bir ifreye rastlamamt. zellikle de basit bir ifreye. "Kendin syledin." Langdon'n heyecan sesine yansyordu. "Fibonacci saylar sadece sraya dizildiklerinde bir anlam ifade ediyorlar. teki trl matematiksel anlamszlktan teye gitmezler."

Ne hakknda konutuuna dair Sophie'nin en ufak fikri yoktu. Fibonacci saylar m? Bu saylarn, Kriptografi Birimi'nin ie dahil edilmesi iin yazldna emindi.Baka bir anlam da m var? Elini cebine daldrd ve bilgisayar ktsn kararak, bykbabasnn mesajn yeniden incelemeye koyuldu. 13 3221 118-5 On Draco devini al! On sahte alim! Saylarne demek olabilir ki? Kd eline alan Langdon, "Kartrlm Fibonacci Dizimi bir ipucuydu," dedi. "Saylar, mesajn geri kalann deifre etmek iin yol gsteriyor. Metne de aynn uygulamamz iin diziyi srasna gre yazmad. On Draco devini al? On sahte alim? Bu satrlarn hi anlam yok. Bunlar sadece kark yazlmharfler. " Langdon'n ima ettiini alglayabilmesi Sophie'nin sadece bir saniyeni alm ve bunu glnecek kadar basit bulmutu. "Yani sence mesaj... "bir anagram m?" Langdon'a bakyordu. "Gazetedeki kartrlm kelime bulmacalar gibi mi?" Langdon, Sophie'nin yzndeki pheyi grebiliyor ve bunu anlayabiliyordu. ok az kiinin fark edebildii anagramlar modern zamann elencesi haline gelmesine ramen, kutsal sembolizm konusunda olduka kesin bir tarihe sahipti. Gizemli Kabala retileri anagramlara dayanrd, yeni anlamlar tretmek iin branice kelimelerin harflerinin yerini deitirmek. Rnesans dnemindeki Fransz krallar anagramlarn sihirli bir gce sahip olduklarna ylesine inanrlard ki, nemli evraklardaki kelimeleri inceleyerek daha iyi karar vermelerine yardmc olmalar iin anagram uzmanlar grevlendirirlerdi. Romallar anagram ilminears magna derlerdi... "byk sanat." Langdon gzlerini Sophie'ninkilere dikmiti. "Batan beri bykbabann sylemeye alt gzmzn nndeydi ve bunu anlayabilmemiz iin bize yeterince ipucu brakmt." Langdon baka bir ey sylemeden ceketinin cebinden bir kalem kard ve satrlardaki harfleri yeniden sraya dizdi. On Draco devini al! On sahte alim! u dizelerin mkemmel bir anagramyd.... Leonardo da Vinci! Mona Lisa!

21
Mona Lisa. Yangn merdivenlerinde duran Sophie, bir an iin Louvre'dan dar kmaya altn unutmutu. Anagramla ilgili yaad aknla, imdi bir de mesaj kendisinin deifre edememesinin verdii utan elik ediyordu. Sophie'nin karmak ifre analizindeki uzmanl basit kelime oyunlarn grmesini engellemiti ama bunu anlamas gerektiini biliyordu. Her eyden nce anagramlara yabanc deildi, zellikle de ngilizce olanlarna. Kklnde, ngilizce imla bilgisini gelitirmek iin bykbabas ona anagram oyunlar getirirdi. Bir keresinde ngilizce "planets" kelimesini yazm ve ayn harfleri kullanarak eitli uzunluklarda bu kelimeden altm iki farkl kelime tretilebileceini sylemiti. Sophie hepsini buluncaya kadar ngilizce szln aratrarak gn geirmiti. Bilgisayar ktsna bakan Langdon, "nanamyorum," dedi. "Bykbaban lmeden nceki son dakikalarnda nasl olmu da bylesine kark bir anagram yazm?" Sophie bunun aklamasn biliyordu ve bunu fark ettiinde kendini daha da kt hissetti.

Anlamalydm! imdi -kelime oyunlarna dkn ve bulmaca tutkunu- bykbabasnn nl sanat eserlerinden anagramlar yaratp kendini elendirdiini hatrlyordu. Dorusu, Sophie henz kk bir kzken yazd anagramlardan biri Saunire'in ban belaya sokmutu. Bir Amerikan sanat dergisiyle rportaj yaparken, Picasso'nunLes Demoiselles Avignon * adl sanat eserinin, sama sapan karalamalar anlamna gelenvile meaningless doodles cmlesinin mkemmel bir anagram olduunu syleyerek, modern Kbist hareketinden holanmadm belirtmiti. Bu, Picasso hayranlarnn hi houna gitmemiti. Ban kaldrp Langdon'a bakan Sophie, "Bykbabam bu say anagramn daha nceden bulmu olmal," dedi.Ve bu gece, ifre kullanmak zorunda kalmt. Bykbabasnn sesi rpertici bir sesleniyordu. Leonardo da Vinci! Mona Lisa! Sophie, onun son szleriyle neden nl bir tabloya seslendiini anla yamyordu ama aklna gelen bir neden vard. Rahatsz edici bir neden. Bunlar onun son szleri deildi... Mona Lisa'y grmesi mi gerekiyordu? Bykbabas, ona orada bir mesaj m brakmt? Bu ihtimal kesinlikle akla yaknd. Ama her eyden nce tablo Devlet Salonu'nda duruyordu... yani sadece Byk Galeri'den girilebilen zel odada. Sophie odaya alan kaplarn, bykbabasnn cesedinin bulunduu yerin sadece yirmi metre tesinde olduunu fark etmiti. lmeden hemen nce kolaylkla Mona Lisa'nn yanna gitmi olabilirdi. Sophie yeniden merdivenlere baktnda kararsz kalmt. Langdon' mzeden hemen karmas gerektiini biliyordu ama igdleri ona tam tersini sylyordu. Denon Kanad'na ocukluunda yapt ilk ziyaret aklna geldiinde, bykbabasnn kendisine syleyecek bir srr varsa, yeryznde Da Vinci'nin Mona Lisa' sndan daha uygun bir yer olmadn anlamt. Bykbabas mze kapandktan sonra, kk ellerinden tutup Sophie'yi bo koridorda yrtrken, "Biraz daha ilerde," diye fsldyordu. Sophie henz alt yandayd. Devasa tavanlara ve ba dndrc zemine baktnda kendini ufack hissetmiti. Bo mze onu korkutmutu ama bunu bykbabasna belli etmeye niyeti yoktu. Dilerini skp bykbabasnn elini brakmt. Louvre'un en nl odasna yaklarlarken, bykbabas "lerde Devlet Salonu'nda duruyor," demiti. Bykbabasnn aikr heyecanna ramen Sophie eve gitmek istiyordu.Mona Lisa 'nn resimlerini kitaplarda rm ve hi de beenmemiti. nsanlarn neden bu kadar abarttklarn anlayamyordu. Sophie, "Can skc," diye yaknd. Bykbabas, "Skc," diye dzeltti. "Okulda Franszca. Evde ngilizce." "Louvre benim evim!" diye srar etti. Bykbabas bitkin bir kahkaha att. "Haklsn. O zaman sadece elence olsun diye ngilizce konualm." Sophie suratn asp yrmeye devam etti. Devlet Salonu'na girdiklerinde, gzleriyle dar oday tarad ve onur kesine gelince durdu, sa taraftaki duvarn ortasndaki koruyucu pleksiglas blmenin arkasnda bir portre tek bana asl duruyordu. Bykbabas eikte durup, tabloyu gsterdi. "Haydi git Sophie. ok az insan onu tek bana grme ansna sahiptir." Sophie telan bastrarak, odada yavaa ilerledi.Mona Lisa hakknda duyduklarndan sonra, kendini kral ailesinin huzuruna kyormu gibi hissediyordu. Koruyucu blmenin nne geldiinde nefesini tutup ban kaldrd ve her eyi bir anda anlamaya alt. Ne hissetmeyi umduundan emin deildi ama bunlar hissedeceini dnmedii kesindi. Hibir ekilde armamt. Hayret duymuyordu. O nl yz, kitaplardaki gibi grnyordu. Bir eylerin olmasn sessizce beklerken, zaman ona sonsuzluk gibi gelmiti. Tam arkasna gelen bykbabas, "Syle bakalm ne dnyorsun?" diye fsldad. "Gzel, yle deil mi?" "ok kk." Saunire glmsemiti. "Sen de kk ve gzelsin."

Ben gzel deilim,diye dnmt. Sophie kzl salarndan ve illerinden nefret ediyordu, ayrca snftaki tm erkeklerden daha iriydi.Mona Lisa 'ya yeniden bakp ban iki yana sallad. "Kitaplardakinden bile kt. Yz... sisli." Bykbabas, "Hafif puslu," diye ders verdi. "Hafif puslu," diye yineleyen Sophie, yeni kelimeyi tekrar etmeden konumann sona ermeyeceini biliyordu. Bykbabas, ona, "Buna resim sanatndasfumato tarz denir," demiti. "Ve bunu yapmak ok zordur. Leonardo da Vinci bu konuda herkesten iyiydi." Sophie yine de resmi beenmiyordu. "Bir ey biliyormu gibi grnyor... okuldaki ocuklarn bir srr olduu zamanlardaki gibi." Bykbabas glmt. "nl olmasnn bir nedeni de bu. nsanlar neden glmsediini tahmin etmeyi seviyorlar." "Senneden glmsediini biliyor musun?" "Belki." Bykbabas gz krpmt. "Bir gn sana onun hakknda her eyi anlatacam." Sophie ayam yere vurdu. "Sana srlardan holanmadm sylemitim!" "Prenses," diyerek glmsemiti. "Hayat srlarla doludur. Hepsini birden renemezsin." Sesi merdivenlerde yanklanan Sophie, "Ben geri dnyorum," dedi. Langdon, "Mona Lisa'ya m?" diye geri ekildi. "imdi mi?" Sophie tehlikeyi gzden geirmiti. "Ben cinayet zanls deilim. ansm deneyeceim. Bykbabamn bana ne anlatmaya altn anlamam gerekiyor." "Peki ya bykelilie ne oldu?" Sophie, Langdon' kaak durumuna drp sonra da terk ettii iin pimanlk duyuyor ama baka are bulamyordu. Merdivenlerin aasndaki metal kapy iaret etti, "O kapdan geip, kl k iaretlerini takip edin. Bykbabam beni buradan geirirdi. aretler sizi gvenlik turnikelerine kartacak. Tek ynldr ve dar alrlar." Langdon'a araba anahtarlarn uzatt. "Benimki, alanlar blmndeki krmz araba. Merdiven kapsnn tam nnde duruyor. Bykelilie nasl gideceinizi biliyor musunuz?" Elindeki anahtarlara gz atan Langdon ban evet anlamnda sallad. Sesi yumuayan Sophie, "Dinleyin," dedi. "Bykbabamn banaMona Lisa 'nn bulunduu yerde bir mesaj braktn dnyorum... onu kimin ldrdne dair bir ipucu olabilir. Veya neden tehlikede olduumu anlatyordur."Ya da aileme ne olduunu. "Gidip grmeliyim." "Ama sana neden tehlikede olduunu anlatmak istediyse, neden bunu ld yere yazmad? Bu karmak kelime oyununa ne gerek var?" "Bykbabamn bana anlatmaya alt eyi bakalarnn duymasn istediini sanmyorum. Polisin bile." Bykbabasnn,ona ok zel bir mesai iletmek iin sahip olduu tm imtiyazlar kulland belli oluyordu. Bunu ifre halinde yazm, isminin ba harflerini eklemi ve ona Robert Langdon' bulmasn sylemiti... Amerikal simgebilimcinin ifreyi zd dnlecek olursa, gerekten akllca bir fikirdi. "Kulaa her ne kadar garip gelse de," dedi. "SanrmMona Lisa y herkesten nce benim ulamam istiyor." "Ben de geliyorum." "Hayr! Byk Galeri'nin daha ne kadar bo kalacan bilmiyoruz. Sizin gitmeniz gerek." Langdon tereddt ediyordu. Akademik merak mantna galip gelip onu yeniden Fache'nin ellerine atmak istiyor gibiydi. "imdi. Gidin." Sophie, ona minnetle glmsedi. "Sizinle bykelilikte buluacam Bay Langdon." Langdon honutsuz grnyordu. Sert bir sesle, "Seninle orada bir artla buluurum," diye cevap verdi. Duraksayan Sophie armt. "Peki nedir bu art?" "Bana Bay Langdon demeyi brakacaksn." Sophie, Langdon'n yzndeki arpk glmsemeyi fark ettiinde glmseyerek karlk verdi. "Bol ans Robert."

Langdon basamaklarn akndaki zemine indiinde, bezirya ve al burnuna dolmutu. lerideki kl SORTIE/IKI tabelas, uzun bir koridoru iaret ediyordu. Langdon koridora girdi. Sa tarafta, eitli onarm aamalarndaki heykeller ordusunun dolutuu karanlk bir restorasyon stdyosu yer alyordu Solda ise Langdon, Harvard'daki resim snflarn andran stdyolar grd valeler, tablolar, paletler, ereve malzemeleri- yani bir sanat montaj hatt. Langdon koridorda ilerlerken, Cambridge'deki yatanda uyanmasna imkn olup olmadn dnyordu. Btn gece garip bir rya gibiydi.Louvre'dan kamak zereyim... bir kaak gibi. Saunire'in zekice yazlm anagram mesaj hl aklndayd ve Langdon, Sophie'ninMona Lisa 'da ne bulacan merak ediyordu... bir ey bulursa tabii, Bykbabasnn o nl tablonun yanna bir kez daha gitmesini istediinden emindi. Bu her ne kadar mantkl gelse de, Langdon rahatsz edici bir elikiye dmt. P.S. Robert Langdon' bul. Saunire, Sophie'nin onu bulmasn isteyerek, Langdon'n ismini yere yazmt. Ama neden? Sadece anagram zmesine yardm etmesi iin mi? Byle olmamalyd. Her eyden nce Saunire'in, Langdon'n zellikle anagram konusunda uzman olduunu dnmesine bir neden yoktu.ahsen tanmadk bile. Daha da nemlisi, Sophie anagram kendisinin zmesi gerektiini sylemiti. Fibonacci Dizimi'ni fark etmesi gereken kii Sophie idi ve hi phesiz Sophie biraz daha zaman olsayd, Langdon'n yardm olmakszn ifreyi de zecekti. Anagram Sophie'nin tek bana zmesi gerekiyordu.Langdon bundan giderek daha da emin olmaya balamt ve vard bu kan, Saunire'in eylemlerinin mantk zincirinde bir boluk brakyordu. Neden ben?Koridorda ilerlerken Langdon nedenini merak ediyordu.Saunire son nefesini verirken yllardr grmedii torunundan neden bulmasn istedi? Saunire neyi bildiimi dnyordu? Langdon beklenmedik bir aknlkla aniden durdu. Gzlerini iri \ aarak elini cebine gtrd ve bilgisayar ktsn kard. Saunire'in mesajnn son iki satrna bakyordu. P.S. Robert Langdon' bul. Gzlerini iki harfe dikmiti. P.S. O anda Saunire'in bulmacal sembollerinin gerek anlamn zmt. Sembolizm ve tarih hakkndaki mesleki daarc bir anda beyninde imek gibi akmt. Jacques Saunire'in bu gece yaptklarnn mkemmel bir anlam vard. Gizli imalarn ne anlama geldiini anlayp bir araya getirmeye alrken Langdon'n zihni hzla alyordu. Geri dnerek, geldii yne doru bakt. Vakit var m? nemi olmadn biliyordu. Langdon hi tereddt etmeden, uzun admlarla merdivenlere doru kotu.

22
En ndeki srada diz ken Silas mabette etrafn gzleriyle tararken dua ediyormu gibi davranyordu. ou kilise gibi Saint-Sulpice de byk bir Roma ha eklinde ina edilmiti. Ortadaki uzun blm ana nef dorudan ana sunaa gidiyor ve orada kanat diye bilinen daha ksa blmle aprazlamasna kesiiyordu. Nef ile kanadn ana kubbenin altnda kesitii yer, kilisenin kalbi olarak kabul edilirdi... en kutsal ve mistik noktas. Bu gece deil,diye dnd Silas.Saint-Sulpice'in srr baka bir yerde sakl. Ban sa tarafa evirerek, son sralarn arkasndaki ak alana doru gney kanadna bakt. Kurbanlarnn bahsettii nesneye bakyordu. te orada. Gri granit zeminin iine gmlm, cilal ince. bir erit parldyordu... kilisenin zemininde beliren altn izgi. izginin stnde, cetvelde olduu gibi baz iaretler vard. Silas'a bunun basit bir emsiye, paganlarn gne saati gibi kulland astronomik bir aygt olduu sylenmiti. Tm dnyada yaayan turistler, bilim

adamlar, tarihiler ve paganlar, bu nl izgiyi grmek iin Saint-Sulpice'e gelirlerdi. Gl izgisi. Silas gzleriyle sadan sola doru ilerleyen ve kilisenin simetrisiyle uyumayan garip bir ayla nnde beliren pirin izgiyi yavaa takip etti. Ana sunan karsndan geen izgiyi Silas gzel bir yzdeki bak izine benzetmiti. erit, komnyon parmakln ikiye ayryor ve enine doru uzanarak, sonunda kuzey kanadna eriiyordu. Burada ise, beklenmedik bir objenin karsna varyordu. Heybetli bir Msr dikilita. Parlak Gl izgisi burada doksan derecelikdikey bir dn yaparak, dikilitan zerinde ilerliyor, piramidin tepesine kadar dokuz metre ktktan sonra sona eriyordu. Gl izgisi,diye dnd Silas.Kardelik kilit tan Gl izgisi'ne saklad. O akamn daha erken saatlerinde Silas, retmene kilit tann Saint-Sulpice'de saklandn sylediinde retmen'in sesi pheli kmt. Ama Silas drt kardein de kendisine tam olarak ayn yeri tarif ettiini syleyip Saint-Sulpice'deki sar izgiden bahsettiinde, retmen bir nefeste o ismi sylemiti. "Sen Gl izgisi'nden bahsediyorsun." retmen, Silas'a abucak Saint-Sulpice'in benzersiz nl mimarisini anlatmt, mabedi mkemmel bir kuzey-gney eksenine ayran pirin izgi. Bir eit eski gne saati, bir zamanlar ayn yerde duran pagan tapnann iaretiydi. Gney duvarndaki yuvarlak pencereden giren gne nlar, zamann aktn gstererek, gndnmnden gndnmne izgi boyunca her gn biraz daha ilerliyordu. Bu kuzey-gney eridi Gl izgisi olarak biliniyordu. Gl sembol yzyllar boyunca haritalarla ve doru yolu gsteren ruhlarla ilikilendirilmiti. Hemen her haritann zerine izilen pusula gl, Kuzey, Dou, Gney ve Bat'y gsterirdi. Rzgargl olarak bilinen sembol, sekiz ana rzgr, sekiz ara rzgr ve on alt eyrek rzgr olmak zere, toplam otuz iki rzgrn geldii yn gsterirdi. Bir dairenin iine yerletirildiinde, pusulann bu otuz iki noktas mkemmel bir biimde otuz iki yaprakl geleneksel gl andrrd. Kuzey ucu okbayla iaretlenmi yn gsteren izim, gnmze kadar pusula gl olarak anlmt... ya da daha ok fleur-de-lis*sembol. Yerkrenin stnde Gl izgisi meridyen ya da boylam Kuzey Kutbu'ndan Gney Kutbu'na izilen hayali bir izgiydi. Elbette sonsuz sayda Gl izgileri vard nk, yerkrenin herhangi bir yerinden, Kuzey ve Gney kutuplarn birbirine balayan herhangi bir izgi ekilebilirdi. lk denizciler bu izgilerden hangisinin Gl izgisi sfr boylam olduunu bulmaya almlard, yani dnyadaki tm dier boylamlarn hesaplanabilecei izgiyi. Bugn ise bu izgi ngiltere, Greenwich'teydi. Ama her zaman orada olmamt. Greenwich balang meridyeni olarak seilmeden ok nceleri, tm dnyann sfr meridyeni doruca Paris'in ve Saint-Sulpice Kilisesi'nin stnden geerdi, Saint-Sulpice'deki pirin iaret dnyann ilk balang meridyeninin bir ansyd ve Greenwich bu erefi Paris'in elinden 1888 ylnda ald halde, asl Gl izgisi'ni grmek hl mmknd. retmen, Silas'a, "Demek efsane gerekmi," dedi. 'Tarikatn kilit tann 'Gl areti'nin altnda' olduu sylenir." Sralardan birinde hl diz kmekte olan Silas etrafta kimsenin bulunmadndan emin olmak iin gzlerim kilisede gezdirdi. Bir an iin koro balkonundan bir hrt geldiini sand. Dnp birka dakika boyunca o yne bakt. Hibir ey yoktu. Yalnzm. Ayaa kalkarak, yzn sunaa dnd ve kez diz kt. Sonra sola dnd ve kuzeye dikilitaa doru uzanan parlak Gl izgisi'ni izledi. O srada Roma'daki Leonardo da Vinci Havaalan'nda, ini pistine arpan tekerlek sesleri Piskopos Aringarosa'y uykusundan uyandrd. Dalmm,diye dnd, uyuyacak kadar rahatlam olduuna armt. Uakta, "Benvenuto a Roma, *diye anons edildi. Dorulup oturan Aringarosa siyah cppesini dzeltti ve yzne bir glck yerletirdi. Bu yolculuu yaptna memnundu. ok uzun zamandr savunmadaydm. Ama bu gece, kurallar deimiti. Daha be

ay nce Aringarosa kaderin geleceinden endieleniyordu. Artk, Tanr'nn da izniyle, zm kendiliinden oluuyordu. lahi mdahale. Eer bu gece iler Paris'te planlad gibi yrrse, Aringarosa yaknda Hristiyanlk dnyasnda onu en gl adam haline getirecek bir eye sahip olacakt.

23
Sophie nefes nefese, Devlet Salonu'nun -Mona Lisa'nn bulunduu oda- geni tahta kaplarnn nne varmt. eri girmeden nce, koridorun iki metre kadar tesinde, bykbabasnn cesedinin spot altnda yatt yere doru gnlsz bir bak att. Duyduu vicdan azab ylesine iddetli ve aniydi ki, sululuk duygusuna derin bir znt elik ediyordu. Bu adam son on yl iinde onu defalarca aram, ama Sophie hibir ey yapmamt, gnderdii mektuplarla paketleri amadan bir ekmeceye tkm ve onu grmek iin harcad abalar geri evirmiti.Bana yalan syledi! Korkun srlar saklad!Ne yapmam gerekiyordu? Ve ite bylece onu hayatndan karmt. Tamamen. Artk bykbabas lmt ve onunla mezarndan konuuyordu. Mona Lisa. Byk tahta kaplara uzanp itti. Kap gcrdayarak ald. Bir sre iin kap eiinde duran Sophie nndeki byk drtgen odaya gz gezdirdi. Buras da hafif bir krmz kla aydnlatlmt. Devlet Salonu mzenin en nadirculs-de-sac larndan*biriydi. Byk Galeri'nin ortasnda bulunan ve k olmayan tek oda. Odann tek girii olan bu kap, kar duvardaki drt buuk metrelik dev bir Boticelli'ye bakyordu. Bunun altnda, parke zeminin ortasna, Louvre'un en deerli hazinelerini hayranca izleyen ziyaretilerin bacaklarn uzatp dinlenebilmeleri iin ok byk sekizgen bir divan yerletirilmiti. Sophie ieri girmeden nce bir eyi yanna almay unuttuunu biliyordu.Siyah k. Koridordan, uzaktaki klarn altnda yatan ve etraf elektronik cihazlarla evrili bykbabasna bakt. Eer buraya bir ev yazmsa, bunu mutlaka filigran kalemiyle yazm olmalyd. Derin bir nefes alan Sophie bol kla aydnlatlm cinayet mahalline kouturdu. Bykbabasna bakamyordu, dikkatini sadece teknik blmn kulland cihazlara vermiti. Kk bir kzltesi fener bularak sveterinin cebine att ve koridordan aceleyle Devlet Salonu'nun ak kaplarna geri kotu. Sophie keyi dnerek, eie admn atmt. Ama onun giriini odann iinden kendisine doru gelen beklenmedik ayak sesleri karlad.Burada biri var! Krmz sisin iinde birden hayaletimsi bir figr belirmiti. Sophie srayarak geri ekildi. "te buradasn!" Langdon'n silueti Sophie'nin nne ktnda, bouk fslts duyulmutu. Sophie'nin ii sadece ksa bir sre iin rahatlamt. "Robert, sana buradan kman sylemitim! Eer Fache..." "Neredeydin?" "Siyah k bulmam gerekiyordu," diye fsldarken, eliyle havaya kaldrmt. "Eer bykbabam bana bir mesaj braktysa..." "Sophie, dinle." Langdon mavi gzlerini ona dikmi nefesini tutuyordu. "P.S. harfleri... sana baka bir ey ifade ediyor mu? Herhangi bir ey?" Seslerinin koridorda yanklanmasndan endie eden Sophie, onu Devlet Salonu'ndan ieri ekip devasa ift kapy sessizce kapatt ve ieriden kilitledi. "Sana sylemitim, Prenses Sophie'nin ilk harfleri." "Biliyorum, ama baka bir yerde daha grdn m? Bykbaban P.S. harflerini baka bir ekilde kullanm myd? Monogram olarak kullanm ya da ahsi eyalarnn stne yazm olabilir mi?" Bu soru Sophie'yi artmt.Robert bunu nasl bilebilir? Sophie, gerekten de P.S. harflerini daha nce bir eit monogramda grmt. Dokuzuncu yagnnden bir gn nceydi. Doum gn hediyelerini bulmal iin gizlice evi aryordu. O zamanlar bile kendisinden saklanan srlardan holanmazd.Bu yl Grand-pre bana ne ald? Raflar ve ekmecelerin iini aramt.Bana istediim bebei ald m? Nereye saklam olabilir? Tm evi arayp, hibir ey bulamayan Sophie, bykbabasnn yatak odasna gizlice girme cesaretini

gstermiti. Onun odaya girmesi yasakt ama bykbabas aadaki kanepede uyuyordu. Bir gz atp kacam! Gcrdayan parkenin stnde parmaklarnn ucuna basarak dedesinin gardrobuna gitmi ve elbiselerinin arkasndaki raflar aramt. Hibir ey yoktu Ardndan yatan altna bakt. Hl bir ey yoktu. alma masasnn yanna gitmi ve ekmeceleri teker teker aarak, dikkatlice kartrmaya balamt.Buralarda benim iin bir ey olmal! Son ekmeceye geldiinde hl oyuncak bebee dair bir ize rastlayamamt. Keyifsiz bir ekilde son ekmeceyi at ve bykbabasnn giydiini hi grmedii siyah kyafetleri bir kenara itti. ekmecenin arka tarafnda parlayan altn gzne ilitiinde ekmeceyi kapatmak zereydi. Kstekli bir cep saatine benziyordu, ama bykbabasnn bunlardan kullanmadn biliyordu. Ne olduunu anlamaya alrken kalbi hzla arpyordu. Bir kolye! Sophie zinciri dikkatle ekmeceden kard. Ucundan sarkan harika altn anahtar grdnde ok armt. Ard ve parlyordu. Bylenmi bir halde yukar kaldrd. Daha nce grd anahtarlara hi benzemiyordu. Genellikle anahtarlar yass ve entikli olurdu ama bunun her taraf kabarckl gen bir gvdesi vard. Byk altn ba ha biimindeydi ama normal bir haa benzemiyordu. Art iareti gibi, eit uzunlukta kollan vard. Han ortasna garip bir sembol yerletirilmiti -iee benzer bir desenle i ie gemi iki harf. Harfleri okuyup, kalarn atarken, "P.S.," diye fsldad.Bu ne olabilirdi ki ? "Sophie?" Bykbabasnn sesi kap eiinden gelmiti. rkilerek dnerken anahtar yere dm ve yksek bir ses karmt. Bykbabasnn yzne bakmaya korkarak, gzlerini yerdeki anahtara dikmiti. Ban kaldrp, "Ben... doum gn hediyemi aryordum," derken onun gvenine ihanet ettiini biliyordu. Bykbabas, sonsuzluk kadar uzun gelen bir sre boyunca eikte durmutu. Sonunda skntyla uzun bir nefes almt. "Anahtar yerden al Sophie." Sophie anahtar tekrar eline almt. Bykbabas ieri girmiti. "Sophie, bakalarnn zel hayatna sayg gstermelisin." Nazik bir ekilde melip anahtar ondan almt. "Bu anahtar ok zeldir. Eer onu kaybetseydin..." Bykbabasnn yumuak sesi onun kendini daha da kt hissetmesine neden olmutu. "zgnm Grand-pre. Gerekten zgnm." Durmutu. "Bunun doum gnm iin bir kolye olduunu sanmtm." Bykbabas, ona bir sre bakt. "Bunu bir kez daha syleyeceim Sophie, nk nemli. Bakalarnn zeline sayg duymay renmelisin' "EvetGrand-pre ." "Bunu baka zaman konuuruz. imdi bahenin temizlenmesi gerekiyor." Sophie aceleyle gnlk iinin basma komutu. Ertesi sabah Sophie, bykbabasndan hibir doum gn hediyesi almamt. Yaptndan sonra almay beklemiyordu. Ama bykbabas gn boyunca onu tebrik bile etmemiti. O gece zgn bir ruh haliyle yatana girmiti. Ama yataa girdiinde, yastnn stnde onu bekleyen bir kart bulmutu. Kartn stnde basit bir bilmece yazyordu. Bilmeceyi henz zmeden glmsemeye balamt.Bunun ne olduunu biliyorum! Bykbabas aynn onun iin son ylba sabah yapmt. Bir define av! zene kadar bilmeceyi azimle okumutu. Cevap, onu evin baka bir blmne gtryordu, orada da baka bir kart ve baka bir bilmece bulmutu. Bu bilmeceyi de zerek, bir sonraki karta komutu. Evin iinde lgnca ileri geri kouturuyor, bir ipucundan dierine geiyordu. Son bulduu ipucu onu doruca kendi yatak odasna yneltmiti. Sophie merdivenleri atlayarak km, yatak odasndan ieri dalm ve sonunda durmutu. Odann ortasnda, gidonuna kurdele balanm krmz bir bisiklet duruyordu. Sevinle lk atmt. Odann kesinden glmseyen bykbabas, "Oyuncak bebek istediini biliyorum," demiti. "Bundan daha ok holanacan dndm. Ertesi gn bykbabas patikada yanndan koarak, ona nasl bisiklete binileceini retmiti. Sophie imenlerin arasna dalp dengesini kaybedince ikisi birden otlarn stne yuvarlanm ve glmlerdi. Sophie, onu kucaklayarak, "Grand-pre," demiti. "Anahtar iin gerekten zr dilerim."

"Biliyorum tatlm. Affedildin. Sana kzgn kalamam. Bykbabalar torunlar daima birbirlerini balarlar." Sophie sormamas gerektiini biliyor ama kendini tutamyordu. "O neyi ayor? Daha nce hi yle bir anahtar grmedim. ok gzeldi." Bykbabas bir sre sessiz kalmt. Sophie, onun nasl cevap vereceini dndn anlayabiliyordu.Grand-preasla yalan sylemez. "Sonunda, "Bir kutuyu ayor," demiti. "Orada pek ok sr saklyorum." Sophie suratn asmt. "Srlardan nefret ediyorum!" "Biliyorum, ama bunlar nemli srlar. Ve bir gn sen de onlara benim kadar sayg gstermeyi reneceksin." "Anahtarn stnde harfler ve bir iek grdm." "Evet, o benim en sevdiim iek. Ad Fleur-de-lis. Bahede onlardan var. Beyaz olanlar. ngilizcede bu ieklere zambak deniyor." "Onlar biliyorum!Benim de en sevdiim iekler!" "O zaman seninle bir anlama yapacam." Bykbabasnn kalar, ona her nasihat veriinde olduu gibi iyice yukar kalkmt. "Eer anahtarm sr olarak saklayabilirsen ve bu konuda ne benimle, ne de bir bakasyla bir dahaasla konumazsan bir gn onu sana veririm." Sophie kulaklarna inanamamt. "Verecek misin?" "Sz veriyorum. Zaman geldiinde anahtar senin olacak. stnde senin ismin yazyor," Sophie kalarn att. "Hayr yazmyor. P.S. yazyor. Benim ismim P.S. deil!" Bykbabas sesini alaltarak, kimsenin duymadna emin olmak istiyormu gibi etrafa bakmt. "Peki Sophie, P.S.'in bir ifre olduunu bilmen gerekiyor. Bunlar senin isminin gizli baharfleri." Gzleri bymt. "Benim gizli baharflerim mi var?" "Elbette. Torunlarnher zaman sadece bykbabalarnn bildii gizli baharfleri vardr." Bykbabas onu gdklad. "Prenses Sophie." Sophie kkrdamt. "Ben prenses deilim!" Bykbabas gz krpmt. "Benim iin ylesin." O gnden sonra bir daha asla anahtar hakknda konumamlard. Ve ismi Prenses Sophie olmutu. Sophie, Devlet Salonu'nda sessizce durmu, kaybnn acsna katlanyordu. Ona garip bir ekilde bakan Langdon, "Baharfler," diye fsldad "Onlar grm muydun?" Sophie mzenin koridorlarnda fsldayan bykbabasnn sesini duyar gibi oldu.Bu anahtar hakknda asla konuma Sophie. Ne benimle, ne de bir bakasyla. Balama konusunda bykbabasna karlk veremediini biliyor ve gvenini yeniden sarsp sarsmayacan dnyordu.P.S. Robert Langdon' bul. Bykbabas Langdon'n yardm etmesini istemiti, Sophie ban evet anlamnda sallad. "Evet daha nce P.S. harflerini bir kez grmtm. ok kkken." "Nerede?" Sophie tereddt etti. "Onun iin ok nemli olan bir eyin stnde." Langdon gzlerini onunkilere dikmiti. "Sophie bu ok nemli. Bana harflerin yannda bir sembol olup olmadn syleyebilir misin? Mesela birfleur-de-lis olabilir mi?" Sophie hayretten geriye doru sendeler gibi oldu. "Ama... bunu nereden biliyor olabilirsin?" Langdon rahat bir nefes alp, sesini alaltt. "Bykbabann gizli bir cemiyet yesi olduundan emin gibiyim. ok eski bir gizli kardelik." Sophie karnnda bir eyin dmlendiini hissetti. O da bundan emindi. On yl sresince, bu dehet verici gerei teyit eden olay unutmaya almt. Akla gelmeyecek bir olaya tank olmutu. Balanamazd. Langdon, "Fleur-de-lis," dedi. "P.S. harfleri ile bir araya geldiinde, kardeliin resmi armasn meydana getirir. Onlarn logosunu." "Sen bunu nereden biliyorsun?" Sophie iinden, Langdon'n da bir ye olduunu sylememesi iin dua ediyordu. "Bu grup hakknda bir kitap yazmtm," derken sesi heyecandan titriyordu. "Gizli cemiyetlerin sembollerini aratrmak benim uzmanlk alanm. KendilerinePrieur de Sion -Sion Tarikat- diyorlar.

Merkezleri burada Fransa'da ve tm Avrupa'da ok gl yeleri var. Aslna bakarsan, dnyadaki en eski gizli cemiyetlerden biri." Sophie daha nce onlar hakknda hibir ey duymamt. Langdon artk hzla konuuyordu. 'Tarikatn yeleri arasnda tarihin kltrl isimleri vard: Boticelli, Sir Isaac Newton, Victor Hugo gibi adamlar" Durdu, ardndan akademik cokuyla, "Ve Leonardo da Vinci," dedi. Sophie, ona bakyordu. "Da Vinci gizli bir cemiyet yesi miydi?" "Da Vinci, kardeliin Byk stat' olarak 1510 ile 1519 yllar arasnda tarikata bakanlk etti. Bu da bykbabann Leonardo'nun almalarna ynelik tutkusunu aklayabilir. kisi arasnda tarihi bir kardelik ba var. Ve her ey, tanra ikonolojisi, paganizm, dii ilahlar ve kiliseyi kk grmeye olan meraklarn mkemmel bir biimde aklyor. Tarikatn tarih boyunca kutsal diilere kar byk bir sayg gsterdiine dair pek ok vesika var." "Bana bu topluluun tanralara tapan bir eit pagan mezhebi olduunu mu sylyorsun?" "Daha ok tanralara tapan pagan mezhebi olduklarn sylyorum. Ama daha da nemlisi, ok eski bir srrn muhafzlar olarak bilinirler. Bu da onlar tahmin edilemeyecek kadar gl klar." Langdon'n gzlerindeki inanca ramen, Sophie kesinlikle inanmayan bir ifade taknmt.Gizli bir pagan mezhebi mi? Leonardo da Vinci'nin bakanlk ettii bir mezhep mi? Kulaa tamamyla sama geliyordu. Ve unutmaya alt halde, zihni on yl geriye gitmeye alyordu -yanllkla bykbabasn bast ve hl kabul edemedii o olaya ahit olduu geceye. Aklamas bu olabilir miydi? Langdon, "Yaayan tarikat yelerinin kimlikleri son derece gizli tutulur,' dedi. "Ama ocukken grdn P.S. ve fleur-de-lis bunun kantyd. Bu sadece tarikatla ilgili olabilir." Sophie artk Langdon'n, bykbabas hakknda daha nce tahmin ettiinden ok daha fazlasn bildiini anlyordu. Bu Amerikalnn onunla paylamas gereken ok ey olduu belliydi ama buras yeri deildi. "Seni yakalamalarna izin veremem Robert. Konumamz gereken ok ey var. Gitmen gerek!" Langdon, onun sesini ancak belli belirsiz bir mrlt olarak duyabiliyordu. Hibir yere gitmeyecekti. imdi baka bir yerde kaybolmutu. Eski srlarn yzeye kt bir yerde. Unutulmu tarihin glgelerden syrld bir yerde. Langdon suyun altnda hareket ediyormu gibi yavaa ban evirdi ve krmz sisin arasndanMona Lisa 'ya bakt. Fleur-de-lis... Lisa iei... Mona Lisa. Hepsi birbirinin iine girmiti, Sion Tarikat ile Leonardo da Vinci'nin en derin srlarn aktaran sessiz bir senfoni gibiydi. Birka kilometre tede, Les Invalides'in ardndaki nehir kenarnda ift rmorklu kamyonun silah zoruyla durdurulan ofr aknlktan az bir kar ak, adli polis efinin bir kalp sabunu hrsla Seine Nehri'ni kabarm sularna frlatmasn seyrediyordu.

24
Silas Saint-Sulpice'deki dikilitan st tarafna doru bakarken, heybetli mermerin gvde uzunluunu hesaplamaya alyordu. Kaslar zindeleerek gerilmiti. Yalnz olduundan emin olmak iin bir kez daha kilisede etrafna iyice bakt. Daha sonra mecburiyetten deil de, daha ok saygsndan heykelin altnda diz kt. Kilit ta Gl izgisi'nin altnda sakl. Sulpice dikilitann altnda. Tm kardeler bunu teyit etmilerdi. Artk dizlerinin stnde duran Silas ellerini ta zeminin stnde gezdirdi. Karolardan birinin kabileceini gsteren herhangi bir ize rastlamamt, bu yzden yumruuyla yere yavaa vurmaya balad. San izgiyi takip ederek dikilitaa biraz daha yaklatnda, izgiye komu olan her karoya vurdu. Sonunda birinin sesi dierlerinden farkl gelmiti. Yerin altnda bo bir alan var!

Silas glmsedi. Kurbanlar doruyu sylemilerdi. Ayaa kalkp, mabette yer karosunu krmaya yardma olacak bir ey arad. Silas'n tepesindeki balkonda duran Rahibe Sandrine glkle soluk alyordu. En byk korkusu gereklemiti. Bu ziyareti grnd gibi deildi. Gizemli Opus Dei keii Saint-Sulpice'e baka bir amala gelmiti. Gizli bir ama iin. Srlar olan tek kii sen deilsin,diye dnd. Rahibe Sandrine Bieil, bu kilisenin sadece bakcs deildi. Ve bu gece eski arklar dnmeye balamt. Bu yabancnn dikilitan altna gelmesi kardelikten bir iaretti. Sessiz bir tehlike alarmyd.

25
Paris'teki ABD Bykelilii, Champs-Elyses'nin hemen gneyinde, Avenue Gabriel'deki kk bir sitedir. dnmlk arazi ABD topraym gibi kabul edilir, yani bu arazinin stnde duran herkes, Birleik Devletler'deki kanunlara tabi tutulur ve ayn korunma haklarna sahiptir. Bykelilikte gece vardiyasnda alan santral memuru, telefon aldndaTime dergisinin uluslararas basksn okuyordu. "ABD Bykelilii," diye cevap verdi. "yi akamlar." Arayan kii Fransz aksanyla ngilizce konuuyordu "Yardma ihtiyacm var." Adamn kulland nazik kelimelere ramen, ses tonu sert ve resmiydi. "Bana, otomatik sisteminizde benim iin bir mesaj olduu sylendi. smim Langdon. Ne yazk ki, haneli eriim ifremi unuttum. Yardmc olabilirseniz, ok sevinirim." Santral memuru ararak susmutu. "zgnm efendim. Mesajnz olduka eski olmal. Bu sistem iki yl nce gvenlik tedbirleri nedeniyle kaldrld. Ayrca tm eriim ifreleri be haneliydi. Size mesajnz olduunu kim syledi?" "Yani otomatik telesekreter sisteminiz yok mu?" "Hayr efendim. Size gelen mesajlar hizmet blmmzde el yazsyla alnr. sminiz neydi?" Ama adam telefonu kapatmt. Bezu Fache, Siene Nehri'nin kysnda aa yukar volta atarken kendini sersem gibi hissediyordu. Langdon' yerel bir numaray evirirken, sonra haneli bir ifreyi girerken ve sonra da bir kayd dinlerken grdne emindi.Ama Langdon eer bykelilii aramadysa, kimi aram olabilirdi? ste o anda, cep telefonuna bakan Fache, cevab ellerinde tuttuunu fark etti.Langdon bu aramay benim telefonumdan yapt. Cep telefonunun mnsne girerek, son aranan numaralardan Langdonn yapt aramay buldu. haneli 454 saysnn takip ettii bir Paris numarasyd. Numaray yeniden arayan Fache hattn almasn bekledi. Sonunda bir kadn sesi cevap verdi. Kayttaki ses, "Bonjour, vous tes bien chez Sophie Neveu," diyordu. "Jesuis absentepour lemoment, mais..." Fache rakamlar tularken kan kaynamaya balamt 4... 5... 4.

26
O muazzam nne ramen,Mona Lisa sadece yetmi sekiz santime elli santim ebatndayd... Louvre'un hediyelik eya dkknnda satlan posterlerinden bile daha kkt. Devlet Salonu'nun kuzeybat duvarnda, alt santim kalnlndaki pleksiglas panelin arkasnda asl duruyordu. Kavak aacndan yaplm bir tahta panonun stne boyanan resmin o buulu havas Da Vinci'nin, birbirinin iinde kaybolan formlar anlamna gelensfumato tarzndaki ustaln ortaya koyuyordu.

Mona Lisa-ya da Fransa'da dedikleri gibiLa Jaconde - Louvre'a getirildikten sonra iki kez alnmt. En son 1911 ylnda Louvre'un "salle impntrable" Carre Salonu'ndan alnmt. Paris'liler sokaklarda alam ve hrszlarn tabloyu iade etmeleri iin gazetelere ilanlar vermilerdi.Mona Lisa iki yl sonra Floransa'da bir otel odasndaki sandn altndaki sahte blmelerin iinde bulunmutu. Sophie'ye aka bir yere gitmeyeceini belirtmi olan Langdon, Devlet Salonu'nda onunla birlikte hareket ediyordu. Sophie siyah atndaMona Lisa hl iki metre tede duruyordu. Fenerden kan mavi k nlerinde yelpaze gibi almt. Sophie, bir maden araycs gibi yerde ileri geri hareket ettirirken, gazl mrekkebin izine rastlamaya alyordu. Onun yanndan yryen Langdon sanat aheserleriyle karlamann verdii tatl rpertiyi hissetmeye balamt bile. Sophie'nin elindeki siyah ktan kan morumsu n tesini grebilmek iin kendini zorlad. Sol tarafta, bo parke denizindeki karanlk bir adaya benzeyen, sekizgen divan grlyordu. Langdon artk duvardaki karanlk cam paneli grmeye balamt, arkasnda, zel hcresinin duvarlar arasnda, dnyann en nl tablosunun asl durduunu biliyordu. Langdon,Mona Lisa 'nn dnyadaki en nl tablo olarak n kazanmasnn muammal glmseyiiyle ilgisi olmadn biliyordu. Sanat tarihileri ya da komplo merakllar tarafndan onun hakknda yaplan gizemli yorumlarla da ilgisi yoktu.Mona Lisa 'nn bu kadar nl olmasnn nedeni ok basitti nk Leonardo da Vinci, onun en byk baars olduunu sylemiti Gittii her yere bu tabloyu beraberinde tar ve nedeni sorulduunda dii gzelliinin en yce ifadesinden ayrlmann ona zor geldiini sylerdi. Buna ramen pek ok sanat tarihisi Da Vinci'ninMona Lisa 'ya duyduu saygnn, sanatsal ustalyla ilgisi olmadndan phelenmiti. Gerekte bu tablo, sradan birsfumato portresiydi. Pek oklar Da Vinci'nin bu esere duyduu saygnn ok daha derin bir eyden kaynaklandn iddia etmiti: resmin iinde sakl gizli bir mesaj. DorusuMona Lisa iinde en ok espri barndran resimlerden biriydi. Tablonun ierdii ift anlamlar ve elendirici kinayeler, sanat tarihi kitaplarnda aklanmt ama, inanlmaz bir ekilde insanlarn byk bir ksm onun gln byk bir gizem olarak nitelendiriyordu. Langdon ilerlerken,hi de gizemli deil, diye dnd, tablonun belirsiz erevesi ekillenmeye balamt.Hi de gizemli deil. Langdon,Mona Lisa 'nn srrn son olarak allmadk bir toplulukla paylamt -Essex le Cezaevi'ndeki bir dzine hkmlyle. Langdon'n hapiste verdii seminer, Harvard'n hapishanelere eitim ulatrma programnn bir parasyd. Langdon'n meslektalar bunaMahkmlar in Kltr diyordu. Karanlk hapishane ktphanesinde projektrn banda duran Langdon,Mona Lisa 'nn srrn seminere gelen mahkmlarla paylayordu. Onlarn konuyla ilgilenmelerine olduka armt, stn kr dinliyorlard ama akllydlar.Mona Lisa nn ktphane duvarndaki ktan grntsne doru yryen Langdon, "Fark edebileceiniz gibi," demiti. "Yznn arkasnda eit olmayan bir fon var." Langdon dikkat ekici tutarszl gsteriyordu. "Da Vinci sol taraftaki ufuk izgisini sadakinden belirgin derecede aada izmiti." Mahkmlardan biri, "Yzne gzne mi bulatrm yani?" diye sormutu. Langdon kkrdayarak glmt. "Hayr. Da Vinci bunu sk yapmazd. Dorusu, bu Da Vinci'nin bavurduu ufak bir hileydi. Da Vinci sol taraftaki kr plann daha aada tutarak,Mona Lisa 'nn sa tarafta olduundan daha byk grnmesini salamt. Resmin iindeki kk bir Da Vinci akas. Tarihte erkeklere ve diilere atfedilmi ynler vardr, sol dii, sa erkektir. Da Vinci dii ilkelerin byk bir hayran olduundanMona Lisa 'y sol tarafta, sadan daha byk grnecek ekilde izmiti." Keisakall ufak bir adam, "Ben onun o biim olduunu duymutum," demiti. Langdon yzn buruturmutu. "Tarihiler genellikle byle demezler ama evet, Da Vinci bir homosekseldi." "Bu yzden mi diilere kafay bu kadar takmt?" "Aslna baklrsa Da Vinci, erkekle dii arasndakidengeyi vurgulard. nsan ruhunun, erkek ve dii unsurlar bir arada olmadan aydnlanamayacana inanrd." Birisi, "Yani pililerle babafingolar gibi," diye seslenmiti. Bu szler abartl kahkahalara neden olmutu. Langdon hermaphrodite kelimesinin kkenbilmsel aklamasn yapp, Hermes ve Afrodit'le olan balantsn anlatmay dnm ama iinden bir ses ona szlerinin bu kalabalkta kaybolacan sylemiti.

ri kym bir adam, "Hey, Bay Langford," dedi. "Mona Lisa'nn Vinci'nin kadn klnda kendi resmi olduu doru mu? Bunun doru olduunu duydum." Langdon, "Bu doru olabilir," demiti. "Da Vinci akac biriydi veMona Lisa ile Da Vinci'nin kendi yzne ait izdii portreler bilgisayarda karlatrldnda nemli benzerlikler bulundu. Da Vinci her neyin peinde olursa olsun," demiti. "OnunMona Lisa 's ne dii, ne de erkekti. inde ince bir androjen mesaj var. Her ikisinin birbirinin iinde erimi hali." "Bunun,Mona Lisa nn irkin bir pili olduunu sylemenin Harvard'cas olmadna emin misin?" Langdon glmt. "Hakl olabilirsin. Ama Da Vinci tablonun androjen olduuna dair pek ok ipucu brakmt. Aranzda hi Amon diye bir Msr tanrs duyan var m?" ri adam, "Evet ya!" demiti. "Erkek bereket tanrs!" Langdon etkilenmiti. "Btn kutu Amon prezervatiflerinin stnde byle yazyor." ri adam arszca srtmt. "n tarafta elinde ko ba tutan bir erkek var stnde Msr bereket tanrs olduu yazyor." Langdon bu markaya aina deildi ama korunma reticinin hiyeroglifleri doru kullandna memnun olmutu. "Aferin. Amon gerekten de ko ba tutan bir erkekle ifade edilir ve onun rasgele cinsel ilikileriyle kvrml boynuzlar, gnmzn cinsel argosu 'azgn' ile ilikilidir." "Atma!" "Atmyorum," demiti Langdon. "Peki Amon'un kar cinsteki denginin kim olduunu biliyor musunuz? Msr berekettanras? " Sorunun ardndan saniyeler sren bir sessizlik hkim olmutu. Elinde bir keeli kalem tutan Langdon onlara, "sis," dedi. "Demek bir erkek tanr Amon var." Bunu yazmt. "Ve bir de dii tanra sis, eski resim yazlarnda bir zamanlar ona L'ISA denirdi." Langdon yazma iini bitirince, projektrden uzaklat. AMONL'ISA "arm yapyor mu?" diye sormutu. Birisi soluk solua, "Mona Lisa... tanr akna," demiti. Langdon ban sallamt. "Beyler,Mona Lisa 'nn sadece yz androjen olmakla kalmaz, ismi de erkek ile diinin ilahi birleiminin bir anagramdr. Ve ite bu dostlarm, Da Vinci'nin kk srr veMona Lisa 'nn bilmi glmsemesinin nedenidir." Mona Lisa'dan metre kadar tede birden dizlerinin stne ken Sophie, "Bykbabam buradayd," dedi. Siyah usulca parkedeki bir noktaya tuttu. lk bata Langdon hibir ey grememiti. Ama sonra onun yannda diz ktnde, parldayan ufak bir damlack grd. Mrekkep mi? Birden, siyah n aslnda ne i iin kullanld aklna gelmiti.Kan. Tyleri rpermiti. Sophie haklyd. Jacques Saunire lmeden nceMona Lisa y ziyaret etmiti. Ayaa kalkan Sophie, Bir nedeni olmasayd buraya gelmezdi," diye fsldad. "Burada bana bir mesaj braktn biliyorum."Mona Lisa ya doru son admlarn hzla atarak, tablonun hemen nndeki yere k tuttu. I plak parkenin stnde ileri geri hareket ettiriyordu, "Burada hibir ey yok!" Langdon o srada,Mona Lisa nn nndeki koruyucu camn stnde mor bir parlt grmt. Eilerek Sophie'yi bileinden tuttu ve yavaa tablonun stne dorulttu. Her ikisi de donakalmalard. Camn stnde, tam olarakMona Lisa 'nn yzne gelecek ekilde karalanan drt kelime mor kla parlyordu.

27
Saunire'in masasnda oturan Temen Collet, duyduklarna inanamadndan, telefonu kulana iyice bastryordu.Fache'yi doru mu duydum? "Bir kalp sabun mu? Ama Langdon'n GPS noktacndan

nasl haberi olmu olabilir?" Fache, "Sophie Neveu," diye karlk verdi. "O syledi." "Ne! Neden?" "yi soru ama az nce onun ispiyonladn kantlayacak bir kayt dinledim." Collet syleyecek kelime bulamyordu. Neveu ne dnyordu? Fache'nin elinde Sophie'nin bir DCPJ operasyonuna mani olduuna dair kant vard. Sophie Neveu kovulmakla kalmayacak, ayn zamanda hapse atlacakt. "Ama yzbam... peki o zaman Langdon imdi nerede?" "Orada hi yangn alarm ald m?" "Hayr efendim." "Byk Galeri kapsnn altndan geen kimse de olmad deil mi?" "Hayr. Kapda Louvre gvenlik grevlisi duruyor. Sizin emrettiiniz gibi." "Peki, o zaman Langdon hl Byk Galeri'de olmal." "erde mi? Ama ne yapyor ki?" "Louvre gvenlik grevlisi silahl m?" "Evet efendim. Kdemli bir memur." Fache, "Onu ieri gnderin," diye emretti. "Adamlarm birka dakikadan nce o blgeye gnderemem ve Langdon'n kamasn istemiyorum. Fache durdu. "Ayrca grevliye Sophie Neveu'nun da onunla birlikte olacan haber versen iyi olur." "Ajan Neveu'nun gittiini sanyorum." "Onun gittiini tam olarak grdn m?" "Hayr efendim, ama..." "yi, oradaki kimse de gittiini grmedi. Sadece ieri girdiini grdler." Collet, Sophie Neveu'nun cesareti karsnda kk dilini yutmutu.O hl binann iinde mi? Fache, "Bu ii hallet," diye emretti. "Oraya geldiimde Langdon ile Neveu'yu namlunun ucunda istiyorum." Rmorklu kamyon uzaklarken, Yzba Fache adamlarn toplad. Robert Langdon etin ceviz kmt ve imdi Ajan Neveu, ona yardm ediyordu. Onu yakalamak dndnden daha zor olabilirdi. Fache ii ansa brakmamaya kararlyd. Kesin emirler vererek, adamlarnn yarsnn Louvre'a geri gitmelerini istedi. Dier yary, Langdonn Paris'te snaca tek olas liman beklemeye gidecekti.

28
Langdon, Devlet Salonu'nda pleksiglasn stnde parlayan drt kelimeye hayretle bakyordu.Mona Lisa 'nn gizemli glne entikli bir glge dren kelimeler, havada uuuyor gibiydi. Langdon, "Tarikat," diye fsldad. "Bu, bykbabann bir ye olduunu ispatlyor!" Sophie, ona akl karm bir ifadeyle bakyordu. "Sen bunuanladn m? Dnceleri budaklanrken Langdon ban sallayarak, "Kusursuz," dedi. "Tarikatn en temel felsefelerinden birini aklyor!" Sophie,Mona Lisa 'nn yzne karalanan prltl mesaja merakla bakt. KARA RYA AKLI BLSEK Langdon, "Sophie," dedi. "Tarikatn tanralara tapnma geleneini srdrmesi, eski Hristiyan kilisesindeki iktidar sahibi kimselerin, kadnlarn deerini drecek ve durumu erkekler lehine evirecek yalanlar syleyerek dnyay aldatt inancna dayanr." Kelimelere bakan Sophie sessizliini srdryordu. "Tarikat, Constantin ile erkek veliahtlarnn, kutsal diileri eytan gibi gsterecek bir propaganda balatarak dnyay diil paganizmden erkek Hristiyanla dndrdne ve tanralar modern dinden sonsuza dek kardna inanr."

Sophie kukulu bir ifadeyle bakyordu. "Bykbabam buraya beni bunu bulmam iin gnderdi. Daha fazlasn sylemeye alm olmal." Langdon, onun ne demek istediini anlyordu.Bunun bir baka ifre olduunu dnyor. Langdon orada gizli bir anlam olup olmadn u anda syleyemeyecekti. Akl hl Saunire'in brakt mesajn ak yrekliliiyle bouuyordu. Kara riya akl bilsek,diye dnd.Gerekten de ok kara. Modern kilisenin gnmzn karmak dnyasna getirdii onca yenilikleri hi kimse reddedemezdi ama bununla birlikte, kilisenin hilekr ve vahi bir gemii vard. Pagan ve diilere tapan dinleri "imana getirmek' iin balattklar merhametsiz hal seferleri yzyl srmt. Katolik Engizisyonu, hi tartmasz insanlk tarihinin en fazla kana bulanm kitabn yaynlamt. Malleus Maleficarum -ya da Cadnn Balyozu- dnyaya "serbest dnen kadnlarn tehlikelerini" bildirmi ve papazlara onlar nasl bulacaklarn, ikence edeceklerini ve yok edeceklerini anlatmt. Kilisenin belirttii bu szde "cadlarn" hepsi kadn alimlerden, rahibelerden, ingenelerden, mistiklerden, doa klarndan, bitki toplayclardan ve "doal hayata phe ekici ekilde uyum salayan" kadnlardan oluuyordu. Ayrca ebeler de doum srasndaki sancy azaltacak, doktrinlere kar gelen tp bilgisini kullandklar iin ldrlyorlard -kilise, bu acnn Havva'nn Bilgi Elmas'n yedii ve bylece lk Gnah fikrine sebep olduu iin verilen bir ceza olduunu iddia ediyordu. yzyl boyunca cad av srasnda kilise be kadn yakmt. Yaplan propagandalar ve kan dkm ie yaramt. Gnmz dnyas bunun bir kantyd. Bir zamanlar ruhani aydnlanmann mutlak yars olarak sayg duyulan kadn, dnyadaki mabetlerden kovulmutu. Hi kadn Ortodoks haham, Katolik papaz, Mslman imam yoktu. Bir zamanlarn kutsal Hieros Gamos'u -erkek ile kadn arasndaki doal cinsel birlik, bu sayede her biri ruhen btnleniyorduutan verici bir davran ekline sokulmutu. Bir zamanlar Tanr ile sylemek iin dii meslektalaryla cinsel birlemeye ihtiya duyan kutsal adamlar, artk eytann ii olarak grdkleri doal seks gdlerinden korkuyorlard. nk eytan en sevdii su ortayla ibirlii iindeydi...kadnlarla. Kadn ile sol taraf ilikisi bile kilisenin karalamalarndan nasibini almt. Fransa ve talya'da "sol" gauche ve sinistra- kelimelerinin ima ettii anlamlar olumsuzdu, fakat sa taraf iin kullanlan kelimeye drstlk, ustalk ve doruluk gibi anlamlar yklenmiti. Gnmze kadar radikal dnceleresol kanat , mantksz dnceleresol beyin ve eytani olan her eye netamelisinister denildi. Tanralarn gnleri sona ermiti. Saat durmutu. Toprak Ana,erkeklerin dnyas haline gelmiti ve devir, ykm ile sava tanrlarnn devriydi. Erkek egosu dii dengi tarafndan iki bin yl babo braklmt. Sion Tarikat, modern zamanda kutsal diilerin bu ekilde silinmesinin, Hopi Yerli Amerikallarn koyanisquatsi "dengesiz hayat" dedii eye sebep olduuna inanyordu. Yakt testosteron olan savalarn, kadndan nefret eden cemiyetlerin artmasnn ve Toprak Ana'ya kar giderek artan bir saygszln oluturduu dengesiz bir duruma sebep olduunu dnyorlard. Sesi arka taraftan gelen Sophie, "Robert," diye fsldad. "Biri geliyor!" Langdon koridordan gelen ayak seslerini duydu. "Buraya!" Sophie siyah kapatp, Langdonn gznn nnden adeta kaybolmutu. Langdon geici bir krlk yaad.Nereye! Gzleri semeye baladnda, Sophie'nin odann ortasna doru koturup, sekizgen divann arkasna saklanan siluetini grd. Arkasndan frlamak zereyken duyduu grleyen ses onu olduu yere iviledi. Kapda duran adam, "Arrtez!"*diye seslendi. Louvre'un gvenlik grevlisi, Langdon'n gsne nian ald silahn ileri dorultmu bir halde Devlet Salonu'ndan ieri girmiti. Langdon'n kollar igdsel olarak havaya kalkt. Muhafz, "Couchez-vous!" diye emretti. "Yere yat!" Langdon birka saniye iinde yzkoyun yere uzanmt. Muhafz hemen yanna gelerek bacaklarn tekmeleriyle birbirinden ayrd. Silahn Langdon'n srtna bastrarak, "Mauvaise ide, Monsiur Langdon,"** dedi. "Mauvaise ide." Parkenin stnde elleri ve kollan yanlara alm bir halde yatan on durumu bir para komik bulmutu.

Vitruvius Adam, diye dnd.Ama yzkoyun yatyor.

29
Silas Saint-Sulpice'de sunaktan ald ar demir amdan tutmu dikilitaa doru tayordu. amdann gvdesi tokmak grevi grecekti. Yerdeki boluu rten gri mermere baknca, kapa ses kartmadan kramayacan anlad. Mermer ve demir. Sesi tonozlu tavanlarda yanklanacakt. Rahibe onu duyar myd? imdiye dek uyumu olmalyd. yle bile olsa, bu Silas'n almamay tercih ettii bir riskti. Demirin ucuna saracak bir bez bulmak iin etrafna bakt ama sunaktaki keten rtden baka bir ey gremedi, onu da kirletmek istemiyordu.Cppem, diye dnd. Koca kilisede tek bana olduunu bildiinden cppesini zd ve stnden kard. kartrken, yn liflerin srtndaki ak yaralara battn hissediyordu. Kask ba haricinde plak kalan Silas cppesini demir amdann alt ucuna dolad. Ardndan, yer karosunun tam ortasn hedef alarak vurdu. Bouk bir ses kt. Ta krlmamt. amdann gvdesiyle yeniden vurdu. Yine hafif bir ses kt ama bu kez bir atlak olumutu. Kapak nc sallaynda nihayet paraland ve ta paralar yerin altndaki bolua dkldler. Bir blme! Kalan paralar abucak ekip kaldran Silas bolua bir gz att. Yannda diz kerken kalbi hzla arpyordu. Soluk avucunu kaldrp ieri daldrd. lk bata hibir ey hissetmedi. Blmenin zemininde sadece ta vard. Daha sonra elini biraz daha derinlere soktuunda, Gl izgisi'nin altnda bir eye dokundu! Kaln bir ta tablet. Parmaklaryla ucundan kavrayarak, tableti yavaa dar kard. Ayakta durup bulduu nesneyi incelerken, zerine kelimeler kaznm yontma bir ta levha tuttuunu fark etti. Bir an iin kendini modern zamann Musa's gibi hissetmiti. Silas tabletin stndeki kelimeleri okurken aknlk iindeydi. Kilit tann bir harita, bir dizi talimatlar ya da ifrelerden olumasn bekliyordu. Buna ramen kilit tanda en basit yaztlardan biri vard. Eyub 38:11 Bir ncil ayeti mi?Silas bu sadelik karsnda hayrete dmt. Aradklar eyin sakland gizli yer bir ncil ayetinde mi aklanmt? Kardelik, dorulukla alay etmek iin hibir eyden ekinmemiti! Eyub. Otuz sekizinci sure. On birinci ayet. Silas on birinci ayetin szlerini tam olarak hatrlamasa da, Eyub Kitab'nn Tanr inanc birok snavdan baaryla geen bir adamn yksn anlattn biliyordu.ok uygun, diye dnrken heyecann bastrmakta glk ekiyordu. Dnp omzunun stnden baknca, parldayan Gl izgisi'ni grd ve glmsemesini engelleyemedi. Ana sunan stndeki yaldzl rahlede, deri kapl ak braklm kocaman bir ncil duruyordu. Rahibe Sandrine yukardaki balkonda titriyordu. Aadaki adam cppesini kard srada rahibe, uzaklap ald emirleri yerine getirmek zereydi. Onun kaymak beyaz tenini grdnde dehete dmt. Geni ve solgun srt kan krmz syrklarla doluydu. Bulunduu yerden bile yaralarn yeni olduunu grebiliyordu. Bu adam merhametsizce krbalanm! Ayrca kalasnn etrafndaki kanl kee kemeri ve altndaki yaradan damlayan kan grmt.Nasl bir Tanr bir vcudun byle cezalandrlmasn ister? Rahibe Sandrine, Opus Dei'nin hayat boyunca anlayamayaca bir ey olduunu biliyordu. Ama o anda ncelikli kaygs bu deildi.Opus Dei kilit tan aryor . Rahibe Sandrine dnecek vakti olmadn bildii halde, bunu nereden bildiklerini tahmin edemiyordu. Kanlar iindeki kei imdi yeniden cppesini giyiyordu. Sunaa ve stndeki ncil'e doru ilerlerken mkafatn skca kavramt. Rahibe Sandrine nefesini tutarak balkondan ayrld ve koridordan kald odaya kouturdu. Elleriyle

dizlerinin stne kerek, ahap karyolasnn altna uzand ve yl nce oraya saklad mhrl zarf ald. Zarf yrtarak anca, iinden drt tane Paris telefon numaras kt. Titreyerek numaralar evirmeye balad. Aada ise, Silas ta tableti sunan stne brakm, hevesli ellerini deri ncil'e evirmiti. Uzun beyaz parmaklan sayfalan evirirken terliyordu. Eski Ahit'e geerek, Eyub Kitab'n buldu. Otuz sekizinci sureyi at. Parmaklarn metinde aa doru kaydrrken, okuyaca kelimeleri tahmin etmeye alyordu. Onlar liderlik yapacaklar! On birinci ayeti bulan Silas cmleyi okudu. Sadece yedi kelimeden oluuyordu. Akl karm bir halde yeniden okurken, bir eylerin son derece yanl gittiini sezinliyordu. Ayette u basit kelimeler yazyordu: BURAYA KADAR GELECEKSN, AMA DAHA LER DEL.

30
Gvenlik grevlisi Claude Grouard,Mona Lisa 'nn nnde yzkoyun yatan esirinin banda dikilirken, fkeden kuduruyordu.Bu hergele Jacques Saunire'i ldrd! Saunire, Grouard ve adamlar iin ok sevdikleri bir baba gibiydi. Grouard tetii ekip, Robert Langdon'n srtna bir kurun saplamaktan baka bir ey istemiyordu. Kdemli bir memur olan Grouard, dolu silah tayan az saydaki grevliden biriydi. Kendi kendine Langdon' ldrmenin, Bezu Fache ve Fransz hapishanelerinin ektirecei strapla karlatrldnda ok hafif kalacan hatrlatt. Grouard kemerinden kk telsizini karp destek istemeye alt. Ama tek duyduu parazitli bir sesti. Bu odadaki elektronik gvenlik, bekilerin iletiim sistemini almaz hale getiriyordu.Kapya doru gitmeliyim. Grouard silahn Langdon'a dorultmu bir halde, yavaa kap eiine doru gerilemeye balad. nc admnda, onu durduran bir eye rastlamt. Bu da ne byle! Odann ortasnda belirsiz bir grnt beliriyordu. Bir siluet. Odada bir bakas m vard? Karanlkta hareket eden bir kadn, sol taraftaki dura doru yryordu. Renkli fenerle yerde bir ey aryormu gibi, nne morumsu bir k demeti ileri geri hareket ediyordu. Kim var orada?"diye soran Grouard, son otuz saniye iinde adrenalinin ikinci kez tavana vurduunu hissetmiti. Birden silahn nereye dorultacana veya hangi yne doru hareket edeceine karar veremedi. Elindeki kla hl yeri tarayan kadn sakin bir tonla, "Teknik blm diye cevap verdi. Police Technique et Scientifique.Grouard terliyordu.Ben tm ajanlarn gittiini sanyordum! Artk kzl tesi mor n teknik blmle badatn fark etmiti ama yine de DCPJ'nin burada neden delil aradn anlayamyordu. Grouard, "Votre nom!" diye seslendi. gdleri ona bir eyin gerektii gibi olmadn sylyordu. " Repondez!"* Ses, sakin Franszca, "C'est moi,"** diye karlk verdi. "Sophie Neveu. Grouard'n zihninin derinliklerinde bir yerlerde bu isim kaytlaSophie Neveu? Bu, Saunire'in torununun ismiydi, yle deil mi? Kk bir kzken buraya gelirdi ama bu yllar nceydi.Bu kesinlikle o olamaz! Hem Sophie Neveu bile olsa, bu ona gvenmek iin yeterli bir sebep deildi; Grouard, torunuyla Saunire arasndaki hznl ayrl duymutu Kadn, "Beni tanyorsun," diye seslendi. "Ve bykbabam Robert Langdon ldrmedi. nan bana." Memur Grouard bunu yutacak kadar saf deildi.Destee ihtiyacm var! Bir kez daha telsizini deneyip, parazit sesleri duydu. Kap girii hl alt metre arkasndayd, bu yzden silahn yerde yatan adamdan ayrmadan yavaa gerilemeye balad. Grouard admlarn geri geri atarken, odann dier

tarafndaki kadnn UV n yukar kaldrarak, Devlet Salonu'nun arka ksmnda,Mona Lisa 'nn tam karsnda asl duran resmi incelediini grd. Hangi resme baktn gren Grouard yutkundu. Tanr akna ne yapyor bu kadn? Odann arka tarafndaki Sophie Neveu, alnndan souk terler damladn hissediyordu. Langdon hl kollar ve bacaklar ak bir halde yerde yatyordu.Dayan Robert. Geldim. Muhafzn her ikisini de vurmayacan bildiinden, Sophie dikkatini elindeki ie verdi ve zellikle bir sanat eserinin -bir baka Da Vinci- etrafndaki alan iyice gzden geirdi. Ama UV srad bir ize rastlamamt. Ne yerde, ne duvarlarda, ne de tablonun stnde. Burada bir ey olmal! Sophie bykbabasnn ifrelerini doru zdne kesinlikle emindi. Baka ne kastetmi olabilir? nceledii bayapt bir buuk metrelik bir tabloydu. Da Vinci'nin resmettii tuhaf sahnede, tehlikeli kntl kayalklar zerinde kucanda Bebek sa'yla oturan Bakire Meryem, Vaftizci Yahya ve Azrail Melei grlyordu. Sophie kkkenMona Lisa 'ya yapt her ziyarette bykbabas onu kolundan srkleyerek bu ikinci tablonun bana getirirdi. Grand-pre, ben buradaym! Ama gremiyorum! Sophie arkasnda duran grevlinin telsizinden yardm istemeye altn duyabiliyordu. Dn! Mona Lisann koruyucu camna karalanan mesaj gznde canlandrd.Kara riya akl bilsek. Karsndaki tablonun nnde, mesaj yazlacak koruyucu herhangi bir cam yoktu ve Sophie, bykbabasnn bir bayaptn stne yaz yazarak asla zarar vermeyeceini iyi biliyordu. Durdu. En azndan nne deil. Gzlerini yukar, tabloyu tamak iin tavandan sarkan uzun kablolara dikti. Olabilir mi? Ahap ereveyi sol tarafndan kavrayarak kendine doru ekti. Tablo olduka bykt. Sophie, onu duvardan ekerken tablonun arka taraf duvardan ayrlmt. Sophie bayla omuzlarn tablonun arkasna sokup arka yzeyi incelemek iin siyah k tuttu. Sezilerinin yanl olduunu anlamas yalnzca birka saniyesini almt. Tablonun arkas botu. Mor yazlar yoktu, sadece eskiyen tuvalin kfl kahverengi arka yzeyi... Dur biraz. Sophie'nin gzleri, ahap erevenin alt kenarna yerletirilmi parlak bir metalin ltsna taklmt. Bu kk nesne, tuval ile erevenin bulutuu ksmdaki akln iine sktrlmt. Arasndan parlak altn bir zincir sarkyordu. Sophie zincirin tandk altn bir anahtara bal olduunu grnce hayrete dt. Geni ve oymal ba ksm ha eklindeydi ve stne Sophienin dokuz yandan beri grmedii mhr baslmt. P.S. harfleriyle birlikte bir fleur-de-lis. Sophie o anda bykbabasnn hayaletinin kulana fsldadn hissetti. Vakti geldiinde anahtar senin olacak. Bykbabasnn ld halde verdii sz tutmas, boaznn dmlenmesine neden oldu. Bykbabasnn sesi,bu anahtar bir kutuyu ayor , diyordu,orada pek ok srrm saklyorum. Sophie artk o geceki kelime oyununun sadece bu anahtar iin oynandn anlad. Bykbabas ldnde yannda bu anahtar vard. Polisin eline dmesini istemediinden, onu bu tablonun arkasna saklamt Sonra, sadece Sophie'nin bulmas iin dhice bir hazine av planlamt. Gvenlik grevlisinin sesi, "Au secours!" *diye bard. Sophie anahtar tablonun arkasndan ararak, UV feneriyle birlikte cebine att. Tuvalin arkasndan bakarken, grevlinin mitsizce hl telsizinden birilerine ulamaya altn grebiliyordu. Langdon' hedef alan silahm ondan ayrmadan kap giriine doru geriliyordu. Telsizine bir kez daha, "Au secours!" diye bard. Parazit. Buraya gelen turistlerinMona Lisa 'y grdklerini vnerek anlatmak iin evi aramaya altklarnda, cep telefonlarnn almadn hatrlayan Sophie,telsizi almyor, diye dnd. Duvarlardaki youn izleme tertibat yznden, koridora kmadka herhangi bir haberleme sisteminin ilemesine imkn

yoktu. Grevli hzla ka doru ilerliyordu ve Sophie abuk davranmas gerektiini biliyordu. Arkasnda durduu byk tabloya ban kaldrp baktnda, o gece Leonardo da Vinci'nin bir kez daha yardmna kotuunu grd. Silahn adama dorultmu olan Grouard kendi kendine, birka metre kald, diyordu. Odann dier tarafnda duran kadnn sesi, "Arrtez! Ou je la dtruis!*diye yankland. Grouard o tarafa bakp durdu. "Mon dieu, non!"** Krmzms sis bulutunun iinden, kadnn byk tabloyu kablolar kartp yere indirdiini grebiliyordu. Bir buuk metre yksekliindeki tablo, kadnn tm vcudunu gizliyordu. Grouard ilk nce tablonun yerinden oynayan kablolarnn neden alarmlar altrmadn dnd ama sonra, kablo vericilerinin alarm iin yeniden altrlmas gerektiini anlad.Ne yapyor! Grdnde kan dondu. Tablo ortasndan bel vermeye, Bakire Meryem, Bebek sa ve Vaftizci Yahya arplmaya balamt. Paha biilemez Da Vinci'nin bkldn dehetle seyreden Grouard, "Non! diye lk att. Kadn dizini arka taraftan tablonun ortasna bastryordu. "NON! Grouard dnerek, tabancasn kadna dorulttu ama hemen o anda bunun bo bir tehdit olduunun farkna vard. Tablo sadece bir bez parasyd ama kesinlikle delinemezdi stne alt milyon dolarlk bir zrh giyiyordu. Bir Da Vinci'ye kurun skamam! Kadn soukkanl bir sesle Franszca, "Silahnla telsizini yere brak," dedi. "Yoksa dizimi bu tabloya geiririm. Sanrm bykbabamn bu konuda neler hissedeceini iyi biliyorsundur." Grouard sersemlemiti. "Hayr... ltfen. BuKayalklar Bakiresi! Silahyla telsizini yere brakp, ellerini bann stne kaldrd. Kadn, "Teekkrler," dedi. "imdi sylediklerimi tam olarak yap ki, her ey yolunda gitsin." Birka dakika sonra, Sophie ile birlikte yangn merdiveninden zemin kata koarak inen Langdon'n kalbi hl gmbrdeyerek atyordu. Yerde titreyerek yatan grevliyi Devlet Salonu'nda braktklarndan beri ikisi de tek kelime etmemiti. imdi grevlinin silahn skca tutan Langdon, ondan kurtulmak iin sabrszlanyordu. Silah ard ve ona son derece yabanc geliyordu. Basamaklar ifter ifter atlayan Langdon, neredeyse mahvetmek zere olduu tablonun ne kadar deerli olduu konusunda Sophie'nin bir fikri olup olmadn merak ediyordu. Yapt sanatsal seim, bu geceki macerayla son derece rtyordu. Eline ald Da Vinci, tpkMona Lisa gibi, sanat tarihileri arasnda gizli pagan sembolleri ierdii dncesiyle olduka nlyd. Koarlarken, "ok deerli bir rehine setin," dedi. "Kayalklar Bakiresi," diye cevap verdi. "Ama onu ben deil, bykbabam seti. Tablonun arkasnda benim iin bir ey brakm." Langdon, ona akn bir bak frlatt. "Ne! Ama hangi tablo olduunu nereden anladn? Neden Kayalklar Bakiresi? " "Kara riya akl bilsek." Yzne zafer kazanm bir glmseme oturmutu. "lk iki anagram gremedim Robert. ncy karamazdm,"

31
Rahibe Sandrine, Saint-Sulpice'deki odasnda telefona, "Hepsi ld!" diye kekeledi. O srada bir telesekretere mesaj brakyordu. "Ltfen an! Hepsi ld!" Listedeki ilk telefon numaras korkun sonular dourmutu histerik bir dul, cinayet davas zerinde ge saatlere kadar alan bir dedektif ve matemli bir aileyi teselli eden ciddi bir rahip. Her balant da lmt. Ve imdi de drdnc numaray aradnda ilk ne ulalamad mddete aranmayacak olan numara karsna telesekreter kmt. Karlama mesajnda hibir isim verilmiyor, sadece arayan kiinin mesajn brakmas isteniyordu. Mesaj brakrken, "Yerdeki karo krld!" diye yalvard. "Dier ld!"

Rahibe Sandrine, koruduu drt adamn kimliklerini bilmiyordu, ama yatann altna tktrd zel telefon numaralan tek bir koulda aranabilirdi. Yz olmayan haberci ona,eer bu yer karosu krlrsa, demiti,st kademeye eriildi demektir. imizden biri lmle tehdit edilmi ve mitsiz bir yalan sylemek zorunda kalmtr. Numaralar ara. Dierlerini uyar. Bizi bu konuda yzst brakma. Bu sessiz bir alarmd. Basit olduu kadar salam ve gvenilirdi. lk plan onu hayrete drmt. Kardelerden birinin kimlii tehlikeye girdiinde, dierlerini uyarmaya yarayan mekanizmay balatacak bir yalan syleyecekti. Ama bu gece, bir kiiden fazlasnn kimlii tehlikeye dm gibiydi. Korkuyla, "Ltfen cevap verin," diye fsldad. "Neredesiniz?" Kapdan gelen derin bir ses, "Telefonu kapat," dedi. Dehetle arkasn dnnce, dev csseli keii grd. Ar samda elinde tutuyordu. Rahibe, titreyen elleriyle telefonu yerine koydu. Kei, "ldler," dedi. "Drd birden. Ve beni aptal yerine koydular Bana kilit tann yerini syle." Rahibe Sandrine gerei syleyerek, "Bilmiyorum!" dedi. "Srr dierleri saklyordu."lm olan dierleri! Beyaz yumruuyla demir amdan kavrayan adam, ona doru ilerledi. "Sen bir kilise rahibesisin, buna ramenonlara m hizmet ediyorsun?" Rahibe Sandrine meydan okuyan bir tavrla, "sa'nn gerek bir mesaj vard," dedi. "Ben bu mesaj Opus Dei'de gremedim." Keiin gzlerinde birden gazap frtnalar koptu. amdan sopa gibi sallayarak bir hamle yapt. Rahibe Sandrine yere derken, aklndan son geen dnceler, kt bir eylerin olacayd. Drd birden ld. Kymetli gerek sonsuza dek kayboldu.

32
Denon Kanad'nn bat ucundaki gvenlik alarm, Langdon ile Sophie Paris akamnn kucana koarken, yakndaki Tuileries Baheleri'ndeki gvercinleri rktp karmt. Sophie'nin meydann kar tarafnda duran arabasna koarlarken, Langdon uzaklardan gelen polis sirenlerini duyabiliyordu. Meydanda park halinde duran iki kiilik krmz arabay iaret eden Sophie, "te uradaki," dedi. aka yapyor yle deil mi?Ara, Langdon'n hayatnda grd en kk arabayd. Sophie "SmartCar," dedi. "Yz kilometrede bir litre yakyor." Sophie arabay altrp, akl talarndan kaldrma kana kadar, Langdon kendini yan koltua ancak atabilmiti. Araba kaldrmda ilerleyip, Carrousel de Louvre'daki adacn bulunduu yere srayarak inerken arabann n paneline tutundu. Sophie bir an iin merkezi evreleyen taflanlarn arasndan geip adacktan dmdz giderek ksa yolu kullanmay ve bylelikle ortadaki geni imenlik alana ulamay dnd. Carrousel du Louvre'un etrafndaki taflanlarn ortadaki tehlikeli ukuru -La Pyramide Inversesaklamaya yaradn bilen Langdon, "Hayr!" diye bard. Ba aa duran bu gkdelen piramidi daha nce mzeni" iinden grmt. Tek bir lokmada SmartCar' yutabilecek byklkteydi. Bereket versin ki, Sophie geleneksel yolu tercih edip direksiyonu saa krm ve dar kncaya kadar daire izmiti. Daha sonra sola dn ve kuzey eridini takip ederek, Rue de Rivoli'ye doru hzland. Arkalarndaki iki tonlu polis sirenlerinin sesi artk daha yksek gelmeye balamt ve Langdon yan aynadan baktnda farlar grebiliyordu. Sophie, Louvre'dan daha hzl uzaklaabilmek iin gaza basnca SmartCar'n motoru itiraz etti. Elli metre ileride, Rivoli'deki k krmzya dnd. Sessizce kfreden Sophie hzn kesmeden devam etti. Langdon kaslarnn gerildiini hissediyordu. "Sophie?" Kavaa geldiklerinde ok az yavalayan Sophie farlarn at ve yeniden gaza basp, bo kavaktan sola keskin bir dn yapmadan nce her iki yne de yle bir bakt. Batya doru be yz metre kadar gittikten sonra Sophie geni bir adann etrafndan saa sapt. Ksa sre iinde Champ-Elyses Bulvar'nn kar tarafnda ilerlemeye balamlard.

Dz yolda gitmeye baladktan sonra Langdon yan pencereden boynunu uzatp Louvre'a doru bakt. Arkalarndan polis takip ediyormu gibi grnmyordu. Mzenin nnde bir mavi klar denizi toplanmaya balamt. Kalp at sonunda yavalayan Langdon nne dnd. "Bu ilginti," dedi. Sophie, onu duymua benzemiyordu. Gzlerini, Paris'in Beinci Cadde'si diye bilinen lks maazalarn yer ald kilometrelik Champ-Elyses Bulvar'na dikmiti. Bykelilik sadece bir buuk kilometre uzaklktayd. Langdon koltuuna yerleti. Kara riya akl bilsek. Sophie'nin akln bu kadar hzl altrmas gerekten etkileyiciydi. Kayalklar Bakiresi. Sophie, bykbabasnn onun iin tablonun arkasna bir ey sakladn sylemiti.Son bir mesaj m? Langdon, Saunire'in zekice dnlm saklama yerine hayranlk duymaktan kendini alamyordu; Kayalklar Bakiresi o gecenin birbirine bal sembol zincirine tam olarak uyuyordu. yle grnyordu ki Saunire, her seferinde Leonardo Da Vinci'nin karanlk ve muzip ynne duyduu hayranl dile getirmiti. Kayalklar Bakiresiteklifi Da Vinci'ye Lekesiz Doum Kardeler Birlii diye bilinen bir kurulutan gelmiti. Milano'daki San Francesco kiliselerindeki sunakta bulunan lemenin ortas iin bir tabloya ihtiya duyuyorlard. Rahibeler, Leonardo'ya tablonun tam ebatlarn ve istedikleri temay belirtmilerdi... bir maaraya snan Bakire Meryem, Vaftizci Bebek Yahya, Azrail ve Bebek sa. Da Vinci onlarn istedii gibi alt halde, ii teslim ettiinde grup dehete dmt. Tabloyu tartmal ve rahatsz edici ayrntlarla doldurmutu. Tabloda, kolunu bebek sa olduu tahmin edilen bir ocua dolam mavi sabahlk iindeki Bakire Meryem grnyordu. Meryem'in karsnda, ne bir ocukla, ki onun da Vaftizci Yahya olduu tahmin ediliyordu, Azrail oturuyordu. Bununla birlikte, alldk Yahya'y vaftiz eden sa betimlemesinin yerine bu kez bebekYahya, sa'y vaftiz ediyordu... ve sa yetkisini ona veriyordu! Bundan daha da sknt verici olan, Meryem'in bir elini bebek Yahya'nn bann stnde tutmas ve tehditkr bir tavr iinde olmasyd -elleri, grnmeyen bir ba kavrayan kartal penesi gibiydi. Son olarak, en belirgin ve en korkutucu grnt: Meryem'in kvrlm parmaklarnn tam altnda Azrail'in yapt kesme iaretiydi -sanki Meryem'in penemsi elinin tuttuu grnmeyen ba boynundan kesip ayryor gibiydi. Langdon'n rencileri, Da Vinci'nin ikinci bir tablo yaparak kardeler cemiyetini yumuattn rendiklerinde daima arrlard. Bu "hafifletilmi"Kayalklar Bakiresi 'nde tm bireyler daha geleneksel bir ekilde tasvir edilmilerdi. kinci tablo imdi Londra'daki Ulusal Galeri'de sergileniyordu ama Langdon yine de Louvre'da yer alan daha ilgi ekici resmi tercih ediyordu. Sophie arabay Champ-Elyses'de hzla srerken Langdon, "Tablonun arkasnda ne vard?" diye sordu. Sophie gzlerini yoldan ayrmad. "Bykelilie gven iinde girdikten sonra sana gstereceim." "Banagsterecek misin? " Langdon armt. "Sana maddi bir nesne mi brakm?" Sophie ters ters ban sallad. "stnde fleur-de-lis ve P.S. harfleri var." Langdon kulaklarna inanamyordu. Sophie arabann direksiyonunu saa krp, lks Hotel de Crillon'un en Paris'in eritli diplomatik mahallesine hzla dnerken,bu ii baaracaz, diye dnyordu. Artk bykelilie bir kilometreden az kalmt. Sophie sonunda nefesinin yeniden normale dndn hissetti. Arabay srerken bile Sophie'nin akl cebindeki anahtardayd. Yllar nce onu grd ana ait hatralar, kollar eit ha biimindeki altn ba ksm, gen gvde, ierlek yazlar, kabartmal iek mhr ve P.S. harfleri. Geen yllar sresince anahtar Sophie'nin aklna nadiren gelmi olsa da, istihbarat camiasnda yapt grev ona gvenlik hakknda pek ok ey retmiti ve artk anahtarn garip grnts ona ok artc gelmiyordu.Lazerle ilenmi bir matris. Kopyalanmas imknsz . Kilidi dndren diler yerine bu anahtarda yer alan lazerle yaplm karmak kabarcklar elektronik bir gz tarafndan inceleniyordu. Eer gz, altgen kabarcklarn doru aralklarla yerletirildiine ve evrildiine karar verirse kilit alacakt.

Sophie bylesi bir anahtarn neyi aacan tahmin edemiyor ama Robert'n syleyebileceini sezinliyordu. Her eyden nce, daha grmeden anahtarn stndeki kabartmal mhr tarif etmiti. st taraftaki armh formu, anahtarn bir tr Hristiyan rgtne ait olduunu gsteriyordu ama Sophie lazer ilemeli matris kullanan bir kilise bilmiyordu. Ayrca bykbabam Hristiyan deildi... Sophie on yl nce bunun ispatna tank olmutu. Ne gariptir ki, bykbabasnn asl tabiatn ona gsteren bir baka anahtar ok daha normal bir anahtar olmutu. Charles de Gaulle Havaalan'na inip, eve giden bir taksiye atladnda lk bir akamstyd. Grand-preaz sonra beni grdne ok aracak, diye dnyordu. ngiltere'deki okulundan bahar tatili dolaysyla eve birka gn erken dnen Sophie, onu grmek ve alt deifre metotlarn ona anlatmak iin sabrszlanyordu. Ama nedense Paris'teki eve vardnda bykbabasn orada bulmamt. Hayal krklna uramt ama gelmesini beklemediini biliyordu. Belki de Louvre'da alyordu.Ama bugn cumartesi, diye hatrlad. Hafta sonlarnda nadiren alrd. Hafta sonlarnda genellikle... Sophie srtarak garaja komutu. Elbette arabas orada deildi. Hafta sonuydu. Jacques Saunire ehirde araba kullanmaktan holanmazd. Arabay tek bir yne gitmek iin almt -Paris'in kuzeyinde, Normadiya'daki atosuna gitmek iin. Sophie Londra'nn kemekeinde geirdii aylardan sonra doa kokusunu almak ve hemen yola kmak iin sabrszlanyordu. Akamn erken saatleri olduundan, derhal yola koyulup ona spriz yapmaya karar vermiti. Bir arkadann arabasn dn alan Sophie, kuzeye ynelerek Cruelly yaknlarndaki ssz dalara doru yol ald. Bykbabasnn inziva kesine giden zel araba yoluna saptnda saat onu biraz geiyordu. Yol yaklak bir buuk kilometre uzunluundayd ve Sophie ancak yolu yarladnda aalarn arasndan evi grmeye balamt -bir da kenarndaki ormann iine yaplm, dev gibi eski ta bir ato. Sophie bu saatte bykbabasnn uyuyor olabileceini aklndan geirmiti ama evin klarnn parldadn grnce olduka heyecanland. Park edilmi arabalarla dolu garaja vardnda sevinci aknla dnmt -Mercedes'ler, BMW'ler, Audi'ler ve bir Rolls-Royce. Sophie bir mddet baktktan sonra kahkaha krizine tutuldu. BenimGrand-pre 'm, nl mnzevi! Grne baklrsa Jacques Saunire grnd kadar mnzevi biri deildi. Sophie okuldayken bir partiye ev sahiplii yapt belli oluyordu ve arabalarn grnne baklrsa, Paris'in en nfuzlu kiileri partiye katlmlard. Ona srpriz yapmak iin sabrszlanan Sophie hemen n kapya kotu. Kapya vardnda kilitli olduunu grd. Kapy yumruklad. Kimse cevap vermedi. akn bir halde evin etrafnda dnd ve arka kapy denedi. Cevap yoktu. Akl karm bir ekilde biraz durup dinledi. Tek duyduu, vadinin etrafnda dnerken hafif uultular karan serin Normandiya havasyd. Mzik almyordu. Ses yoktu. Hibir ey duyulmuyordu. Sophie ormann sessizlii iinde evin yan tarafna gidip, bir aa gvdesine trmanarak yzn oturma odasnn penceresine dayad. eride grdkleri bir anlam ifade etmiyordu. "Burada kimse yok!" Birinci katn tamam bombo grnyordu. nsanlar nerede? Kalbi hzla arpan Sophie, odunlua gidip bykbabasnn ra kutusunun altnda saklad yedek anahtar ald. n kapya koup ieri girdi. Bo antreye admn attnda gvenlik sisteminin kontrol paneli yanp snmeye balamt... ieri giren kimsenin, gvenlik alarm almaya balamadan doru ifreyi tulamas iin 10 saniyesi olduunu gsteren uyar. Parti verirken alarm m altrmt? Sophie abucak ifreyi girdi ve sistemi kapatt. eri girdiinde tm evin bombo olduunu grd. Yukar katta da kimse yoktu. Bir kez daha bo oturma odasna indiinde bir sre sessizce durdu ve neler olduunu anlamaya alt.

te o anda derinden gelen sesleri duydu. Ve bu sesler aadan geliyor gibiydi. Sophie bir anlam veremiyordu. Eilerek kulan yere dayad ve dinledi. Evet, sesler kesinlikle aadan geliyordu. ark sylyor gibiydiler... Korkmutu. Sesten daha rktc olan, bu evin bir bodrum kat olmadn hatrlamasyd. En azndan benim bildiim bir bodrumu yok. Arkasn dnp oturma odasn gzleriyle tarayan Sophie, evde yerinde durmayan tek bir nesneye rastlamt -bykbabasnn en sevdii antika Aubusson duvar hals. Genellikle dou duvarnda minenin arkasnda asl dururdu ama o gece pirin korniinden kenara ekilmiti ve arkasndaki duvar gzler nne seriyordu. plak lambri duvara doru yryen Sophie ark seslerinin ykseldiini hissetti. Tereddt ederek kulan duvara yaslad. Artk sesler daha berrakt. nsanlar kesinlikle ark sylyor... Sophie'nin anlayamad kelimeler kullanyorlard. Bu duvarn arkasnda bir boluk var! Panelin kenarlarn eliyle yoklayan Sophie gizli bir oyuk buldu. Titizlikle ilenmiti. Kayarak alan bir kap. Kalbi deli gibi arparken parman delie yerletirdi ve ekti. Ar duvar ses kartmadan yana kayd lerideki karanlkta ark syleyen sesler yanklanyordu. Kapdan geen Sophie kendini dnerek aa inen, kaba ta bir merdivende buldu. ocukluundan beri bu eve gelirdi ama bu merdivenin varlndan bile haberi yoktu! Aa indike hava serinlemiti. Sesler daha da belirginleti. Artk kadn ve erkek seslerini duyuyordu. Dner basamaklar gr asn engelliyordu ama son basamakta n almt. Arka tarafta bodrum katnn kk bir parasn grebiliyordu, titreen turuncu alevlerle aydnlan ta. Nefesini tutan Sophie birka adm daha yaklat ve neler olduunu grmek iin meldi. Grdklerini anlayabilmesi birka saniyesini almt. Buras bir yeralt odasyd, dadaki granitten oyulmu kaba bir odaya benziyordu. erideki tek k, duvarlardaki mealelerden geliyordu. Devlerin aydnlatt odann ortasnda yaklak otuz kii ember oluturacak ekilde duruyordu. Hayal gryorum,dedi Sophie kendi kendine.Bu bir rya. Baka ne olabilir? Odadaki herkes maske takmt. Kadnlar beyaz tl gecelikler ve altn ayakkablar giymilerdi. Maskeleri beyazd ve ellerinde altn kreler tutuyorlard. Erkekler uzun siyah tunikler giymilerdi ve maskeleri siyaht. Dev bir satran tahtasndaki piyonlara benziyorlard. emberdeki herkes ileri geri sallanp yerde duran bir eyi huu iinde zikrediyorlard... Sophie'nin gremedii bir eyi. ark yeniden balamt. Hzland. Artk grlyordu. Daha hzl. Katlmclar ieri doru birer adm atp, diz ktler. Sophie o srada neye tanklk ettiklerini grebilmiti. Dehetle geriledii halde, bu manzara hafzasndan sonsuza kadar silinmeyecekti. Tiksinti duyan Sophie arkasn dnp, ta duvarlara tutunarak merdiveni trmanmt. Kapy ekerek kapattktan sonra evden kat ve gzyalar iinde Paris'e geri dnd. O gece hayal krklna ve ihanete uram bir halde eyalarn toplayp evden ayrld. Yemek odasndaki masann stne bir not brakmt. ORADAYDIM. BEN BULMAYA ALIMA. Notun yanna atonun odunluunda duran yedek anahtar brakt. "Sophie!" Langdon'n sesi dncelerini blmt. "Dur! Dur!" Hatralarndan uyanan Sophie aniden frene asld ve araba patinaj yaparak durdu. "Ne? Ne oldu?" Langdon nlerindeki uzun caddeyi gsteriyordu. Grdnde Sophie'nin kan dondu. Yz metre kadar ilerideki kavak DCPJ polis arabalaryla kapatlmt. arpk park edilmilerdi ve niyetleri belliydi.Gabriel Bulvar'n kapatmlar! Langdon iini ekti. "Bu gece bykelilik yasak blge mi ilan edildi?" Sokan aasnda, arabalarnn yannda duran iki DCPJ polisi imdi onlarn bulunduu yne doru bakyorlard. nlerindeki caddede bylesine tuhaf biimde duran farlarn ne olduunu merak ettikleri

ortadayd. Pekl Sophie, yavaa dn. SmartCar' geri vitese takarak, puanlk bir dn yapt ve araba aksi istikamete dndrd. Uzaklarken, arkasndan patinaj yapan tekerleklerin sesini duydu. Sirenler almaya balamt. Sophie kfrederek gaza bast.

33
Sophie'nin SmartCar' diplomatik semtteki bykelilikler ve konsolosluklarn nnden hzla ilerledi. Sonunda bir yan sokaa saparak saa dn yapt ve tekrar grkemli Champ-Elyses Bulvarna kt. Yumruklarn bembeyaz oluncaya kadar skan Langdon yolcu koltuunda iki bklm oturuyor ve pelerinden gelen polis olup olmadn kontrol etmek iin arka tarafa bakyordu. Birden kama kararn vermemi olmay diledi. Sonra kendine, bu karan sen vermedin, diye hatrlatt. GPS noktacn tuvalet penceresinden attnda bu karar onun adna Sophie vermiti. imdi bykelilikten tam gaz uzaklap Champ-Elyses'nin hafif trafiinde ylankavi kvrmlar izerken Langdon seeneklerinin daha da ktye gittiini hissediyordu. Sophie polisi atlatm gibi grnyordu ama Langdon en azndan o an iin, anslarnn devam edeceinden pheliydi. Direksiyon banda oturan Sophie, elini sveterinin cebine daldrp kk metal bir nesne kartarak Langdon'a uzatt. "Robert, una bir baksan iyi olacak. BykbabamnKayalklar Bakiresi 'nin arkasnda bana brakt ey bu." Aklna gelen armlardan tr tyleri rperen Langdon nesneyi eline alp inceledi. Ard ve armh biimindeydi. lk nce bir cenazepieu su -mezarlkta topraa gmmek iin tasarlanan bir tr minyatr an ivisi- tuttuunu dnd. Ama daha sonra hatan devam eden gvdenin gen ve prizma formunda olduunu fark etti. Ayrca gvdenin stnde titizlikle ilenerek geliigzel datlm gibi grnen yzlerce minik altgen kabarck vard. Sophie, ona, "Lazerle kesilmi bir anahtar," dedi. "Elektrikli bir gz bu altgenleri okuyor." Bir anahtar m?Langdon daha nce byle bir eyi hi grmemiti erit deitirip kavaktan dnerken Sophie, "Arka tarafna bak" dedi. Langdon anahtar evirdiinde hayretten az bir kar ak kald. Han tam ortasna, bir fleur-de-lis ile P.S. harfleri zenle kabartlarak ilenmiti. "Sophie," dedi. "Sana bahsettiim mhr bu! Sion Tarikat'nn" resmi amblemi." Sophie ban sallad. "Anahtar ok uzun zaman nce grdm sana sylemitim. Bana bundan bir daha asla bahsetmememi sylemiti" Langdon'n gzleri kabartmal anahtar stne akl kalmt, leri teknoloji retimiyle stndeki asrlk semboller, eski ve yeni dnyay birbirine kaynatrmt. "Bana bu anahtarn, pek ok srr saklad bir kutuyu atn sylemiti." Langdon, Jacques Saunire gibi bir adamn ne tr srlar saklayabileceini dnnce bir rperti hissetti. Eski bir kardeliin, ftrist bir anahtarla ne ii olduunu tahmin edemiyordu. Tarikatn varoluunun tek sebebi bir srr korumakt. nanlmaz gce sahip bir srr.Bu anahtarn bir ilgisi olabilir mi? Bu dnce tm zihnini sarmt. "Neyi atn biliyor musun?" Sophie hayal krklna uram gibi grnyordu. "Senin bildiini sanyordum." Langdon elindeki ha dndrp, incelerken bir sre sessiz kald. Sophie, "Hristiyan iine benziyor," diye srar etti. Langdon bundan o kadar da emin deildi. Anahtarn ba ksm geleneksel uzun kollu Hristiyan Ha na deil de, Hristiyanlktan bin beyz yl ncekikare -drt kolu da eit uzunlukta- halara benziyordu. Bu tr halarn uzun kollu Latin Ha'yla gsterilen armhla hi ilgisi yoktu olarak Romallar tarafndan bir ikence aleti olarak kullanlmt. Langdon kullandklar semboln tarihte ok vahi bir ismi yansttn, 'armha" bakan Hristiyanlarn ok az bir ksmnn bilmesine her zaman hayret etmiti. "Ha" ve "armh" kelimeleri Latincedekicruciare fiilinden geliyordu... yani ikence. "Sophie," dedi. "Sana syleyebileceim tek ey, bunun gibi eit kollu halarnbarl halar olarak

kabul edildii. Kare biimleri, armha germe ilemi iin elverili deildir, ayrca dengeli dikey ve yatay eksenleri erkek ile diinin doal birleimini gsterir. Bylece sembolik olarak tarikatn felsefesiyle rtrler." Sophie, ona bezgin bir ifadeyle bakt, "Hi fikrin yok, yle deil mi?" Langdon kalarn att. "En ufak bir arm bile yapmyor." "Pekl, yoldan kmamz gerekiyor." Sophie dikiz aynasn kontrol etti. "Bu anahtarn neyi atn bulmak iin gvenli bir yere gitmemiz gerek." Langdon hasretle Ritz'deki konforlu odasn dnd. Ama seenekler arasnda olmad gayet akt. "Paris Amerikan niversitesi'ndeki ev sahiplerime ne dersin?" "Anlalr. Fache onlar kontrol edecektir." "Tandklarn olmal. Burada yayorsun." "Fache telefonumu aratrp, i arkadalarmla konuacaktr. Benim tandklarm tehlikeli olur, ayrca otel bulmak da iyi bir fikir deil, nk kimlik soruyorlar." Langdon bir kez daha, Louvre'dayken Fache'nin kendisini tutuklamasna izin vermenin daha iyi olacan dnyordu. "Bykelilii arayalm. Durumu aklayabilirim, bykelilik de bizimle bir yerde bulumas iin birini gnderebilir." "Bizimle bulumak m?" Sophie dnp, ona deliymi gibi bakyordu. "Robert, sen hayal gryorsun. Bykeliliinin kendi arazisi dnda hibir yetkisi yok. Bizi almas iin birini gndermeleri, Fransz hkmetinden kaan birine yardm etmek olur. Olmaz. Eer bykeliliine gidip, geici snma hakk isteseydin bu olabilirdi ama onlardan Fransz emniyet glerine kar harekete gemelerini nasl istersin?" Ban iki yana sallad. "Bykeliliini imdi ararsan sana ban daha fazla belaya sokman kanman ve Fache'ye teslim olman syleyeceklerdir. Ardndan bir mahkeme yaplmas iin diplomatik kanallar kullanacaklarna izin verecekler." Ban kaldrp, Champ-Elyses'deki k dkkn vitrinlerine bakt. "Yannda ne kadar nakit var?" Langdon czdanna bakt. "Yz dolar. Birka euro. Neden?" "Kredi kartn yok mu?" "Elbette var." Sophie gaza basarken, Langdon onun bir plan yaptn sezmiti. Tam nlerinde, Champ-Elyses'nin bitiminde, Fransa'nn en geni adacyla evrelenmi Arc de Triomphe -Napoleon'un askeri gcn vmek iin yaplan elli metrelik ant- duruyordu. Adaca yaklarlarken, Sophie'nin gzleri yine dikiz aynasndan "imdilik onlar atlattk," dedi. "Ama bu arabada kalrsan be dakika gemeden enseleniriz." Langdon,demek baka bir araba alacaz, diye dncelere dalmt,artk iyice sulu olduk . "Ne yapacaksn?" Sophie SmartCar' adaca doru srd. "Gven bana." Langdon, hi tepki vermedi. Gven duygusu, bu gece ona fazla bir ey kazandrmamt. Ceketinin kolunu geriye syrarak saatine bakt -onuncu ya gnnde ebeveynlerinin armaan ettii- Mickey Mouse marka bir koleksiyon retimiydi. ocuksu kadran genellikle tuhaf baklar zerinde toplasa da, Langdon asla baka bir saat almamt; biim ve renk bysyle ilk olarak Disney animasyonlar sayesinde tanmt. imdi ise Mickey her gn, Langdonn ruhen gen kalmasn salyordu, Ama o anda Mickey'nin kollar garip bir a yaparak, bir o kadar garip bir zaman gsteriyordu. Sabaha kar 02.15. Bileine bakp SmartCar' geni adacn etrafndan dndren Sophie, "lgin bir saat," dedi. Langdon ceketinin kolunu aa ekerken, "Uzun hikye," diye cevap verdi. "yle olduunu tahmin edebiliyorum." Sophie, ona bakp abucak glmsedikten sonra, adacktan ayrld ve ehir merkezinden uzaa, kuzeye doru yol ald. ki yeil g bela yakaladktan sonra nc kavaa ulat ve Malesherbes Bulvar'na doru keskin bir sa dn yapt. Diplomatik semtin zengin grnl aal yollarndan kmlard. Artk daha karanlk olan sanayi mahallesinde ilerliyorlard. Sophie sola dndkten ksa bir sre sonra Langdon nerede olduklarn anlad. Gare Saint-Lazare. nlerinde duran cam atl tren istasyonu, uak hangaryla bir serann garip uzantsn andryordu.

Avrupa'daki tren istasyonlarna hi uymuyordu. Bu saatte bile ana giriin yannda yaklak yarm dzine taksi bekliyordu. Srt antal ocuklar istasyondan kp adeta hangi ehirde olduklarn hatrlamaya alyormu gibi gzlerini ovutururken, sandvi satan satclar el arabalarn sryorlard. Yolun ilerisinde bir ift ve ehir polisi, yolunu arm turistlere yn tarif ediyordu. Sophie SmartCar'n taksilerin arkasna ekip yolun kar tarafndaki park alan yerine krmz blgeye park etti. Langdon henz neler olduunu sormaya frsat bulamadan, Sophie arabadan inmiti. nlerinde duran taksinin penceresine kotu ve ofrle konumaya balad. Langdon arabadan indiinde Sophie'nin taksi ofrne bir tomar para verdiini grd. Taksi ofr ban salladktan sonra Langdonn akn baklar altnda arabaya onlar almadan uzaklat. Taksi uzaklarken, kaldrmda Sophie'nin yanna giden Langdon, "Neler oldu?" diye sordu. Sophie tren istasyonu giriine doru ilerlemeye balamt bile. "Haydi. Paris'ten ayrlan ilk trene iki bilet alacaz." Langdon onun yanndan aceleyle kouturdu. ABD Bykelilii'ne giden bir buuk kilometrelik yolculuk, artk tam anlamyla Paris'ten kama operasyonuna dnmt. Langdon bu fikirden gittike daha az holanyordu.

34
Piskopos Aringarosay Leonardo da Vinci Uluslararas Havaalan'ndan alan ofr, kk ve gsterisiz siyah bir Fiat sedanla gelmiti Aringarosa, tm Vatikan aralarnn, zerinde Papa'nn mhrn tayan bayraklar ve madalyonlarla ssl, byk lks arabalardan olutuu gnleri hatrlad.O gnler geride kald. Vatikan arabalar artk az gsteriliydiler ve genellikle iaret tamyorlard. Vatikan bunun daha iyi hizmet verebilmek iin masraflardan ksmak niyetiyle yapldn sylese de, Aringarosa daha ok bir gvenlik meselesi olduunu dnyordu. Dnya lgna dnmt ve Avrupa'nn pek ok yerinde Hazreti sa'y sevdiini ilan etmek, arabann stne hedef tahtas resmi izmek gibi bir eydi. Aringarosa siyah cppesini eteklerinden toplayarak arka koltua bindi ve Castel Gandolfo'ya giden uzun yolculuk iin yerine iyice yerleti Be ay nce yapt yolculuun br benzeri olacakt. Geen yl Roma'ya yaptm yolculuk,diye dnd.Hayatmn o uzun gecesiydi. Vatikan be ay nce telefon ederek, Aringarosann derhal Romaya gelmesini buyurmutu. Hibir aklama yapmamlard.Biletlerin havaalannda. Papa gizem perdesini kapal tutmak iin elinden geleni yapmt, en yksek rtbeli papaz iin bile. Aringarosa gizemli arnn, Opus Dei'nin son zamanlarda halkla ilikilerde kazand baary -New York'taki Dnya Merkezi'nin tamamlanmas- kutlamak amacyla Papa ile dier Vatikan yetkililerinin fotoraflarnn ekilebileceini dnmt.Architectural Digest, Opus Dei binas iin, "Katolikliin, modern manzarayla yce bir ekilde badaan parlak feneri" diye bahsetmiti ve son zamanlarda Vatikan "modern" kelimesini ieren her eye kar yaknlk duyuyor gibi grnyordu. Aringarosa'nn, istemeden de olsa daveti kabul etmekten baka aresi yoktu. ou muhafazakr papaz gibi, mevcut Papalk ynetiminin bir hayran saylmayan Aringarosa, yeni Papa'nn makama geldii ilk yl derin kaygyla izlemiti. Grlmemi bir liberal olan Papa Cenaplar, Vatikan tarihindeki en tartmal ve allmadk kardinaller meclisi sayesinde Papala atanmt. Daha sonra ise beklenmedik bir anda iktidara geldii iin mtevaz olaca yerde, Hristiyanln en yksek makamyla ilgisi olan tm bilekleri bkmekte hi vakit kaybetmemiti. Kardinaller Meclisi'nden srekli liberal destek alan Papa, Papalk misyonunun "Vatikan doktrinlerini adalatrmak ve Katoliklii nc bin yla hazrlamak" olduunu ilan ediyordu. Aringarosa, syledii szlerle bu adamn, Tanrnn yasalarn yeniden yazabileceine ve gerek Katolikliin gerektirdiklerinin modern dnyaya ters dtne inananlarn kalplerini yeniden kazanacana inanacak kadar kstah olmasndan korkuyordu. Aringarosa, Papa ile danmanlarn, kilisenin kurallarn yumuatmann sadakatsizlik ve korkaklkla kalmayp ayn zamanda siyasi bir intihar olacana ikna etmek iin, tm siyasi nfuzunu -Opus Dei'nin semenleriyle banka hesabnn miktar dnldnde olduka byk saylrd- kullanyordu. Kilise

kanunlarn bir nceki yumuatma giriiminin -2. Vatikan fiyaskosu- geriye zarar verici bir miras braktn hatrlatyordu: Artk kiliseye gelenlerin says her zamankinden daha dkt, balar sfr tketmek zereydi ve kiliselere atayacak yeterli sayda Katolik papaz yoktu, Aringarosa insanlarn kilisenin yol gstermesine ihtiyac var,diye srar etmiti,srtlarn svazlayp martmasna deil. Aylar nce o gece, Fiat havaalanndan ayrlrken Aringarosa, Vatin ehri yerine doudaki dolambal bir da yoluna gittiklerini grnce ofrne, "Nereye gidiyoruz?" diye sormutu. Adam, "Alban Dalar'na," diye yantlamt. "Toplantnz Castel Gandolfo'da. Papann yazlk evi mi?Aringarosa daha nce oraya hi gitmemi ve gitmek de istememiti. On altnc yzyldan kalma hisar, Papa'nn yazlkevi olmasnn yan sra, Avrupa'daki en gelimi astronomigzlemevlerinden biri olan Specula Vaticana'ya -Vatikan Rasathanesi- ev sahiplii yapyordu. Aringarosa, Vatikan'n bilimle uramasn bir trl iine sindirememiti. Bilimle inanc kaynatrmann mant ne olabilirdi ki? Tanr inanc tayan bir adam, bilimle tarafsz uraamazd. mann ise fziksel olarak teyit edilmesine gerek yoktu. Yldzlarla kasm gkyzne doru ykselen Castel Gandolfo alanna girdiinde,yine de geldik ite , diye dnd. Garaj yolundan bakldnda Gandolfo, intihar atlay yapmay dnen devasa bir ta canavara benziyordu. Uurumun tam kenarna ina edilmi ato, talyan medeniyetinin beiine doru eilmiti, Roma'y kurmadan nce Curiazi ile Orazi kabilelerinin uzun zaman savatklar vadi. Gandolfo'nun silueti bile grlecek bir manzarayd... bu coku verici uurum sahnesinin etkisini artran etkileyici bir mimarisi vard. Aringarosa imdi, Vatikan'n bina atsna iki dev alminyum teleskop kubbesi yerletirerekmahvettiini grmekten znt duyuyordu. Bir zamanlarn bu marur yapsn adeta, komik apka giymi gururlu bir sava konumuna drmlerdi. Aringarosa arabadan indii srada bir Cizvit rahibi kouturarak, karlamak iin yanna geldi. "Ho geldiniz piskopos. Ben Peder Mangano. Bir gkbilimciyim." Ne kadar iyi.Aringarosa homurdanarak onu selamladktan sonra, ev sahibinin peinden atonun antresine girdi, Rnesans sanatyla astronomi grntlerinin zevksiz karmndan oluan geni ve ak bir alan. Kendisine elik eden rahibi traverten merdivenlerde takip eden Aringarosa konferans salonlar, derslikler ve turist bilgilendirme hizmetlerine ait iaretler grd. Vatikan'n her seferinde ruhani geliim iin mantkl rehberlik hizmetinden geri kalp, turistlere astrofizik dersleri vermeye bir ekilde vakit bulduunu dnmek onu artmt. Aringarosa, gen rahibe, "Sylesene," dedi. "Kuyruk ne zaman kpei sallamaya balad?" Rahip, ona tuhaf bir biimde bakt. "Efendim?" Bu gece yine o tartmay amamak dncesiyle Aringarosa konuyu kapatt.Vatikan delirmi . Taviz vermeden ona deerleri retmek yerine, mark ocuklarnn kaprislerine boyun een enge ebeveynler gibi, kilise de gittike yumuuyor, doru yoldan sapan bir kltre ayak uydurmaya alnyordu. st kattaki geni koridor olduka lks denmiti ve pirin tabelal kaplarn bulunduu yne doru ilerliyordu. AS TRO NOM KT PHAN ES

Aringarosa burada Vatikan Astronomi Ktphanesi Copernicus, Galileo, Kepler, Newton ve Secchi'nin nadir bulunan almalar da dahil olmak zere, yirmi be binden fazla eser bulunduunu duymutu. ddia edildiine gre Papa'nn kdemli alanlar da burada zel toplantlar dzenliyorlard...Vatikan ehri snrlar iinde yapmak istemedikleri toplantlar.

Kapya yaklaan Piskopos Aringarosa, ieride duyaca haberi ya da harekete geirecei olaylar zincirini kesinlikle tahmin etmiyordu. Bir saat sonra toplantdan sendeleyerek karken, kt olaylara dair imalar yerine oturmaya balamt.Bundan alt ay sonra! diye dnmt.Tanr yardmcmz olsun! imdi Fiat'ta oturmakta olan Piskopos Aringarosa, o toplanty dnrken yumruklarn sktn fark etti. Yumruunu gevetip, yavaa derin bir nefes ald ve kaslarn gevetti. Fiat dalara trmandka, kendi kendine, her ey yolunda gidecek, dedi. Yine de cep telefonunun almasn diliyordu.retmen beni neden aramad? Silas u ana kadar kilit tana ulam olmalyd. Sinirlerini yattrmaya alan piskopos, yzndeki mor ametist taa bakarak meditasyon yapt. Piskoposluk armas ilenmi yznn elmaslarn dokusunu hissederek, kendi kendine bu yzn yaknda sahip olaca gten ok daha kk bir gcn sembol olduunu hatrlatt.

35
Gare Saint-Lazare'n ii, Avrupa'daki dier tren istasyonlarna benziyordu. Her zamanki mdavimleriyle -mukavva kutular tayan evsizler, srt antalarnn stnde uyuyup MP3 alarlarn dinleyen gzleri apaklanm kolej rencileri ve sigara ien mavi niformal hademeler- dolu byk bir ambardan ibaretti. Sophie ban kaldrp yukarda asl duran sefer tablosuna bakt. Siyah beyaz kutucuklar bilgi yenilendike dnerek deiiyordu. Listenin en stnde yle yazyordu: LILLE-HIZLI TREN- 03.06 Sophie, "Keke daha erken hareket etseydi," dedi. "Ama Lille iimizi grr." Daha erken mi?Langdon saatine baktnda 02.59 olduunu grd, Tren yedi dakika sonra hareket edecekti ve henz biletlerini bile almamlard. Sophie, Langdon' bilet giesine doru srkleyerek, "Kredi kartnla bize iki bilet al," dedi. "Kredi kart harcamalarnn takip edildiini sanyordum..." "Kesinlikle." Langdon, Sophie Neveu'ya yetimeye almaktan vazgeti. Kredi kartn kullanarak Lille'e iki bilet ald ve Sophie'ye uzatt. Sophie, onu Lille yolcularnn trene binmeleri iin son arnn yapld peronlarn bulunduu yne doru gtrd. nlerinde on alt farkl peron ayrm uzanyordu. Sa taraftaki nc peronda Lille treni ayrlmak zere ddn ttryordu, ama Sophie, Langdon' kolundan tutup tam ters istikamete srklemeye balamt bile. Hzla yan taraftaki lobiye dnerek, gece boyunca ak bir kafeteryann nnden getiler. Sonunda yan kapdan istasyonun bat tarafndaki sessiz sokaa kmlard. Bir taksi tek bana kapnn nnde bekliyordu. ofr, Sophie'yi grnce farlarn yakp sndrd. Sophie arka koltua atlad. Langdon, onun ardndan bindi. Taksi istasyondan uzaklarken Sophie yeni satn aldklar biletleri kartarak yrtt. Langdon derin bir nefes ald.Yetmi dolar ok gzel harcadk. Gerekten katklarn Langdon ancak, taksi Rue de Clichy'den kuzeye giden dz bir yola ktktan sonra anlamt. Sa taraftaki camdan Montmarte'yi ve Sacr-Coeur'un gzel kubbesini grebiliyordu. Bu manzaray, kar istikametten geen polis arabasnn klar bld. Sirenler uzaklaana kadar Langdon ile Sophie balarn aa ediler. Sophie, taksi ofrne sadece ehir dna kmasn sylemiti. Langdon, onun enesini sktn grdnde, bir sonraki adm hesapladn sezinlemiti. Langdon ha eklindeki anahtar cama tutarak yeniden incelemeye koyuldu. Anahtarn nerede yapldn belirten herhangi bir iaret bulmak amacyla gzlerine yaklatrd. Aralkl sokak lambalarnn nda tarikat mhr dnda hibir iarete rastlayamad. Sonunda, "Hibir anlam ifade etmiyor," dedi. "Hangi ksm?" "Bykbabann, ne yapacan bilmediin bir anahtar bulman iin bunca zahmete girmesi." "Sana katlyorum."

Tablonun arkasnda baka bir ey yazmadna emin misin?" Her yeri aradm. Hepsi bu kadar. Bu anahtar tablonun arkasna sktrlmt. Tarikat mhrn grdm, cebime attm ve sonra ktk." imdi gen gvdenin kr ucuna bakmakta olan Langdon kalarn att.Hibir ey. Gzlerini ksarak anahtar yaklatrd ve ba ksmn keti. Orada da bir ey yoktu. "Sanrm bu anahtar yakn zaman nce temizlenmi." "Neden?" "Tuvalet ispirtosu gibi kokuyor." Sophie, ona dnd. "Anlamadm?" "Sanki birisi buna temizleyici sv srm gibi." Langdon anahtar burnuna gtrerek koklad. "Dier tarafta daha keskin." Arka taraf virdi. "Evet, alkol bazl, bir temizleyiciyle ya da..." Langdon durdu. "Ne?" Anahtar a tutarak, han zerindeki przsz yzeye bakt. Baz yerlerde parldyordu... sanki slakm gibi. "Cebine atmadan nce bu anahtarn arkasna ne kadar iyi baktn?" "Ne? yi bakmadm. Acele ediyordum." Langdon, ona dnd. "Siyah k hl yannda m?" Sophie elini cebine sokarak, UV feneri kard. Langdon feneri eline alp at ve anahtarn arka tarafna tuttu. Anahtarn arka taraf hemen renklenmiti. Bir yaz grnyordu, Aceleyle yazlmt ama okunuyordu. Langdon glmseyerek, "Evet," dedi. "Sanrm ispirto kokusunun nereden geldiini biliyoruz." Sophie anahtarn arkasndaki mor yazya hayretle bakyordu. 24 Rue Haxo Bir adres! Bykbabam bir adres yazm! Langdon, "Nerede buras?" diye sordu. Sophie'nin hi fikri yoktu. Tekrar ne doru eildi ve taksi ofrne heyecanla, "Connaissez-vous la Rue Haxo?*diye sordu. ofr ksa bir sre dndkten sonra ban sallad. Sophie'ye bu adresin, Paris'in bat tarafndaki d mahallerinde bulunan tenis stadyumuna yakn olduunu syledi. Sophie, ofrden onlar hemen oraya gtrmesini istedi. ofr, ona Franszca, "En abuk Bois de Boulogne'den gideriz, dedi. "Olur mu?" Sophie kalarn att. Aklna daha az sakncal yollar da geliyordu bu gece fazla seici davranamayacakt. "Oui."Amerikal turisti biraz artabiliriz. Yeniden anahtara bakan Sophie, 24 Rue Haxo'da ne bulabileceklerini tahmin etmeye alt.Bir kilise mi? Bir eit tarikat merkezi mi? Aklna tekrar on yl nce bodrum katnda tank olduu gizli ayin grntleri geldi ve iini ekti. "Robert, sana anlatacam ok ey var." Durdu taksi batya doru hzla yol alrken gzlerini ona dikmiti. "Ama nce bana Sion tarikat hakknda bildiin her eyi anlatman istiyorum."

36
Louvre gvenliinden Grouard Devlet Salonu'nun nnde, Sophie ile Langdonn onu nasl etkisiz hale getirdiklerini anlatrken Bezu Fache ate pskryordu.Lanet tabloya neden ate etmedin! "Yzbam?" Komuta odasnn bulunduu ynden atlan Temen Collet'nin sesi duyuldu. "Yzbam imdi rendim. Ajan Neveunun arabasnn yerini tespit etmiler." "Bykelilie ulam m?" "Hayr. Tren istasyonuna gitmi. ki bilet alm. Tren az nce hareket etmi." Fache, Memur Grouard' bandan savarak Collet'i yakndaki kk odaya ekti ve en alak sesiyle konumaya balad. "Hangi yne gitmiler?" "Lille." "Yem olabilir." Fache plan yaparken iini ekti. "Pekl, bir sonraki istasyonu uyar, her ihtimale kar

treni durdurup arasnlar. Arabasn olduu yerde brakn ve geri dnmeleri ihtimaline kar sivil polisler yerletirin. Yaya kama ihtimaline kar istasyon civarndaki sokaklar aramalar iin adam gnderin. stasyondan kalkan otobs var m?" "Bu saatte yok efendim. Sadece taksiler var." "Gzel. ofrleri sorgulayn. Bakn bakalm herhangi bir ey grmler mi? Daha sonra taksi irketiyle temas kurup ekallerini bildirin. Ben de Interpol' arayacam." Collet akn grnyordu. "Tm tekilata haber verecek misiniz? Fache duyaca mahcubiyete zlyor, ama baka are gremiyordu. Kafesi hemen ve sk kapat. lk saat ok nemliydi. Kaaklarn firar ettikten sonraki ilk saat yapacaklar tahmin edilebilirdi. Her zaman ayn eylere ihtiya duyarlard.Yolculuk. Barnak. Nakit. Kutsal l. Interpol'n n birden gz ap kapayncaya kadar yapacak gc vard. Paris'teki seyahat acentelerine, otellere ve bankalara Sophie ile Langdonn fotoraflarn fakslamak onlar kapana kstracakt, ehirden kaamayacak, hibir yerde saklanamayacak ve tannmadan nakit para ekemeyeceklerdi. Firariler genellikle sokaklarda panikler ve aptalca bir ey yaparlard. Araba almak gibi. Dkkn soymak gibi. aresizlikle bir banka kart kullanmak gibi. Hangi hatay yaparlarsa yapsnlar, yetkililerin yerlerini saptamasn kolaylatrrlard. Collet, "Sadece Langdon, yle deil mi?" diye sordu. "Sophie Neveu'nun peinde olamazsnz. O bizim ajanmz." "Elbette onun peindeyim!" diye parlad Fache. "Sophie onun tm pis ilerini yaparken, sadece Langdon' yakalamak ne iimize yarar? Neveu'nun personel dosyasn incelemeyi dnyorum, arkadalar, ailesi, tandklar, yardmn isteyebilecei herhangi birini. Orada ne yaptn sandn bilmiyorum ama ona iinden daha fazlasna mal olacak!" "Benim telefon banda m olmam istersiniz yoksa takipte mi?" "Takipte ol. Tren istasyonuna git ve takm koordine et. Dizginler sende ama benimle konumadan harekete geme." "Peki efendim." Collet dar kt. Kk odada dururken Fache kendini gergin hissediyordu. Pencerenin dnda, parlayan piramidin yansmalar havuzda dalgalanyordu.Ellerimin arasndan kaverdiler. Kendini sakin olmaya davet etti. Interpol'n uygulayaca baskdan eitimli bir ajan bile kolay kurtulmazd. Kadn bir kriptografla bir retmen mi? afak skmeden yakay ele verirlerdi.

37
Bois de Boulogne, diye bilinen ormanlk parkn pek ok ismi vard ama Paris'in eskileri ona "Dnyevi Zevkler Bahesi" derlerdi. Bu vg dolu szlere ramen, gerek bunun tam tersiydi. Bosch'un ayn isimli tablosunu gren herkes kinayeyi anlyordu; orman gibi resim de karanlk ve sapknd, sapklarla fetiistler iin bir Araf gibiydi. Geceleri ormann rzgrl patikalar, insann aza alnmayan en derin tutkularn gerekletirmek iin dnyevi zevkler sunan prltl kiralk vcutlarla dolard... kadn, erkek ve arada kalan dierleri. Langdon, Sion Tarikat hakknda Sophie'ye anlatacaklarn aklnda toparlarken, bindikleri taksi parkn aal giriinden geip, kaldrm talarnn zerinden batya yneliyordu. Parkn gece mdavimleri glgeler arasndan syrlp, mallarn farlarn nda sergilerken Langdon dikkatini toplamakta glk ekiyordu. lerideki iki stsz ergen kz, taksiye gzleri yuvalarndan frlayarak baktlar. Arkalarnda duran iyice yalanm tanga klotlu adam arkasn dnp kalalarn gerdi. Yanndaki dev gibi sarn kadn mini eteini kaldrarak, aslnda kadn olmadn gsteriyordu. Tanrm bana yardm et!Langdon baklarn taksinin iine evirerek derin bir nefes ald. Sophie, "Bana Sion Tarikat'n anlat," dedi. Langdon ban sallarken, anlataca efsane iin aklna daha uygunsuz bir yer gelmiyordu. Nereden balayacan dnd. Kardelik w bin yldan daha eskiydi... srlar, antaj, ihanet ve hatta fkeli bir Papa merhametsiz ikenceleriyle dolu bir tarih.

"Sion Tarikat," diye balad. "ehri fethetmesinin hemen ardndan, ,099 ylnda Kuds'te Fransz kral Godefroi de Bouillon tarafndan kuruldu" Sophie gzlerini ondan ayrmadan ban sallad. "ddialara gre Kral Godefroi ok gl bir srra sahipti... sa zamanndan beri ailesinin saklad bir srra. ldkten sonra srrnn kaybolaca endiesiyle, gizli bir kardelik kurdu Sion Tarikat ve onlara srrn nesilden nesile gizlice aktararak koruma grevini verdi. Tarikat Kuds'te bulunduu zaman boyunca, bir zamanlar Sleyman Mabedi'nin bulunduu yerin stne ina edilmi Herod Tapna'nn ykntlar altna gml gizli belgeleri rendiler. Bu belgelerin, Godefroi'nin gl srrn teyit ettiine ve kilisenin bu tehlikeli srr ele geirmek iin her eyi yapacana inandlar." Sophie'nin baklarndan tam anlayamad belli oluyordu. 'Tarikat, ne kadar vakit alrsa alsn bu belgelerin tapman altndan kurtarmaya ve sonsuza dek korumaya yemin etti, bylece gerek asla yok olmayacakt. Tarikat, belgeleri ykntlar arasndan kurtarmak iin askeri bir kuvvet oluturdu -sa'nn Fakir valyeleri ve Sleyman Mabedi Tarikat isminde dokuz valyeden oluan- bir gruptu." Langdon durdu. "Daha ok Tapnak valyeleri ismiyle bilinirler." Sophie duyduu ismi hatrlaynca ban kaldrp aknlkla bakt. Langdon verdii seminerlerden, dnyadaki herkesin en azndan ismen Tapmak valyeleri'ni duyduunu biliyordu. Akademisyenler iin Tapnaklar'n tarihi, gereklerin, ilmin ve yanl bilginin salt gerei iinden ayklanamayacak kadar i ie gemi, bulank bir dnyayd. Son zamanlarda Langdon, Tapnak valyeleri'nden bahsetmekten bile ekiniyordu, nk Komplo teorileriyle dolu imal soru yamurlarna tutuluyordu. Sophie sklma benziyordu. "Yani Tapmak valyeleri'nin, gizli rgeleri kurtarmak iin Sion Tarikat tarafndan m kurulduunu sylyorsun? Ben Tapnaklar'n Kutsal Topraklar' korumak iin oluturulduunu sanyordum." Ortak bir yanl yarg. Tapnaklar grevlerini, haclar korumak kisvesi altnda yrtyorlard. Kutsal Topraklar'daki asl amalar, tapnan altndaki belgeleri ele geirmekti." "Peki bulmular m?" Langdon srtt. "Bunu kimse tam olarak bilmiyor, ama tm akademisyenler u konuda hemfikirler: valyeler ykntlarn altndabir ey buldular... onlar, hayal edilebilenin ok tesinde zengin ve gl klan bir ey." Langdon, Sophie'ye Tapnak valyelerinin kabul edilen tarihim akademik bir dille anlatarak, kinci Hal Seferleri srasnda valyeler'in Kutsal Topraklar'daki durumunu ve Kral II. Baldwin'e orada bulunma sebeplerinin yoldan geen haclar korumak olduunu sylediklerini aklad. Maa almadklar ve fakirlik yemini ettikleri halde. valyeler kraldan barnacak yer ve tapnan altndaki ahrlarda kalmak iin izin istemilerdi. Kral Baldwin askerlerin isteini kabul etmi ve valyeler harap tapnakta zor artlar altnda yaamaya balamlard. Langdon barnmak iin setikleri yerin tuhaflnn tesadf olmadn aklad. valyeler, tarikatn arad belgelerin ykntlar altnda gml olduuna inanyorlard... Kudslakdas'n, yani Tanrnn bizzat oturduuna inanlan kutsal odann altnda. Yahudi inannn temelinde bu yatyordu. valyeler yaklak on yl ykntlar arasnda yaam ve byk bir gizlilik iinde kaz yapmlard. Sophie, ona bir gz att. "Ve sen onlarn bir ey kefettiini sylemitin." Langdon, "Evet elbette kefettiler," diyerek kazlarn dokuz yl srmesinin sebebini ve valyeler'in sonunda aradklarn bulduklarn aklad. Hazineyi mabetten alarak Avrupa'ya gtrmlerdi ve orada nfuzlar bir gecede artmt. valyeler'in Vatikan'a antaj yapp yapmadn ya da Kilise'nin onlara sus pay verip vermediini kimse bilmiyordu ama Papa II. Innocent hemen Tapnak valyeleri'ne snrsz g veren bir Papalk bildirgesi yaynlam ve onlarn "kendilerine mnhasr yasalara tabi olduklarn" ilan etmiti gerek dini, gerek siyasi anlamda tm krallklardan ve piskopos hklardan bamsz zerk bir ordu. Vatikan'dan yeni aldklar kaytsz artsz salahiyetle Tapnak valyeleri, gerek say, gerekse siyasi g bakmndan inanlmaz bir hzla bymler ve bir dzineden fazla lkede saysz mlk edinmilerdi. flas eden soylulara kredi salayp, karlnda faiz alarak modern bankacl oturtmular ve

zenginlikleriyle nfuzlarn kat kat arttrmlard. 1300'lere gelindiinde Vatikan'n salad ayrcalklar valyeler'in o kadar fazla g kazanmasna yardmc olmutu ki, Papa V, Clement bir eyler yaplmas gerektiine karar vermiti. Fransa Kral IV. Philippe ile ibirlii yapan Papa, Tapnaklar' ortadan kaldrp hazinelerini ele geirmek iin dhice bir plan hazrlad. Bylece sahip olduklar srrn idaresi Vatikan'a geecekti. Papa Clement, CIA'e ta kartacak askeri bir hileyle, tm Avrupa'daki askerlerinin 13 Ekim 1307 Cuma gn, ayn anda aacaklar mhrl emir mektuplar yollamt. Ayn on nde afak skerken mhrler alm ve iindeki dehet ortaya kmt. Clement mektubunda Tanrnn kendisine ahsen grndn ve Tapnak valyelerinin eytana tapmak, homoseksellik, armh karalamak, hemcinslerine dknlk ve Tanr'ya kfreden dier davranlarndan tr gnahkr olduklar konusunda uyardn iddia etmiti. Tanr, Papa Clement'ten valyeler'i yakalayarak dnyay onlardan temizlemesini ve Tanr'ya kar iledikleri suu itiraf edinceye kadar ikence etmesini istemiti. Clement'in sinsi operasyonu saat gibi ilemiti. O gn saysz valye yakalanm, merhametsizce ikence grm ve gnahkr olduklar gerekesiyle yaklmt. Bu trajedinin yanklar modern zamana kadar gelmiti; gnmzde bile ayn on ne gelen cuma gnleri uursuz saylyordu. Sophie akl karm bir ifadeyle bakyordu. "Tapnak valyeleri yok mu edildi? Ben Tapnak kardelerinin hl var olduunu sanyordum." "Varlar, farkl isimler altnda. Clement'in sahte sulamalarna ve onlar silip sprmek iin gsterdii abalara ramen valyeler'in gl ittifaklar vard ve ilerinden bazlar Vatikan'n temizlik operasyonundan bulmay baardlar, Tapnaklar'n gcnn temelini oluturan belgelerden oluan hazinesi Clement'in asl hedefiydi, ama onu elinden kard. Belgeler uzun zaman nce Tapnaklar'n glge mimarlarna teslim edilmiti, yani Sion Tarikat'na. Onlarn gizlilik perdesi Vatikan katliamndan kurtulmalarna yardmc oldu. Vatikan yaklatnda, tarikat talimatlara uyarak gece vakti belgeleri Paris'ten, Tapnaklar'n La Rochelle deki gemilerine kard." "Belgeler nereye gitti?" Langdon omuzlarn silkti. "Bu srrn cevabn sadece Sion Tarikat biliyor. Belgeler bugn bile tartmalara ve speklasyonlara yol atndan, yerlerinin defalarca deitirildiine ve tekrar saklandna inanlyor. Son zamanlardaki speklasyonlara gre belgeler ngiltere'de bir yerde gizli." Sophie endieli grnyordu. Langdon, "Bu srra ait efsaneler," diye devam etti. "Bin yl devam etti. Belgeler, onun gc ve aklad srrn tm tek bir isimle biliniyor, Sangreal. Hakknda yzlerce kitap yazld. ok az gizem tarihilerin Sangreal kadar ilgisini ekmitir." "Sangreal mi? Franszcadakisang ya da spanyolcadakisangre kelimesiyle bir ilgisi var m? Yani kan?" Langdon ban sallad. Sangreal'in bel kemii kand ama Sophie'nin anlad ekilde deil. "Efsanenin anlalmas g, ama unutulmamas gereken en nemli ey, tarikat muhafzlarnn gerei aklamak iin tarihteki doru an bekliyor olduklar." "Hangi gerei? Hangi sr bu kadar gl olabilir?" Langdon derin bir nefes alarak, glgelerden syrlan Paris manzarasna bakt. "Sophie,Sangreal kelimesi ok eski bir kelimedir. Yllar iinde bir baka deyie dnmtr... daha modern bir kelimeye." Durdu. "Sana gnmzde kullanlan ismini sylediimde, bildiini anlayacaksn. Aslnda, dnyada yaayan herkes Sangreal'in hikyesini biliyor." Sophie pheyle bakyordu. "Ben hi duymadm." "Elbette duydun." Langdon glmsedi. "Sadece ondan 'Kutsal Kse' diye bahsedilmesine alknsn, o kadar."

38
Sophie taksinin arka koltuunda Langdon' batan aa inceledi.aka yapyor. "Kutsal Kse mi?" Langdon ciddi bir ifadeyle ban evet anlamnda sallad. "Kutsal Kse,Sangreal kelimesinin gerek manasdr. Deyim, Franszcadaki Sangraal kelimesinden treyerek Sangreal eklini alm. Ve sonra da iki

kelimeye blnm,San Greal olmu." Kutsal Kse. Sophie dilbilimsel balar hemen fark etmemi olduuna armt. Ama yine de Langdon'n iddialar onun iin bir anlam ifade etmiyordu. "Ben Kutsal Kse'nin birkadeh olduunu dnyordum. Ama sen bana Sangreal'in bir eit karanlk srr aklayan belgelerden olutuunu syledin." "Evet, ama Sangreal Belgeleri Kutsal Kse hazinesinin sadeceyars . Geri kalan Kse ile birlikte gml... ve gerek anlamn aklyorlar. Belgelerin Tapnak valyeleri'ne bunca g vermesinin nedeni, sayfalarda Kse'nin gerek tabiatnn aklanmasyd." Kse'nin gerek tabiat m?Sophie artk ipin ucunu iyice karmt. Kutsal Kse'nin, Son Akam Yemei'nde sa'nn imek iin kulland ve Arimatea'l Yusufun armha gerilen sa'nn kann doldurduu kadeh olduunu sanyordu. "Kutsal Kse, sa'nn Kadehi," dedi. "Daha basit olamazd." Ona doru eilen Langdon, "Sophie," diye fsldad. "Sion Tarikat iin Kutsal Kse bir kse deil. Kse efsanesinin -ayinde kullanlankadeh - dhice dnlm bir alegori olduunu iddia ediyorlar. Kse efsanesindeki ayinde kullanlankadeh , baka bir eyin, ok daha gl bir eyin mecazi hali." Durdu. "Bykbabann kutsal diilere yapt sembolik atflar da dahil, bu gece bize anlatmaya alt her eyle mkemmel uyum salyor." Hl emin olmayan Sophie, Langdon'n yzndeki sabrl glmsemeden onun aklnn karmasn anlayla karladn sezmiti Langdon'n gzleri yine de ciddiyetini koruyordu, Sophie, "Peki Kutsal Kse bir kadeh deilse," diye sordu. "O zaman nedir?" Langdon bu sorunun geleceini tahmin etmesine ramen, ona nasl anlatacana karar veremiyordu. Cevab tarihsel sralamaya uygun biim vermezse, Sophie arp kalacakt. Birka ay nce zerinde alt kitabn msveddelerini editrne verdii zamanda adam ayn tepkiyi gstermiti "Bu alma neyi iddia ediyor?" Editr neredeyse bouluyordu. Elindeki arap kadehini brakm, tabanda yarm kalan yemeine bakarak, "Ciddi olamazsn," demiti. "Bir yl aratrma yapacak kadar ciddiyim." New York'un nl Editr Jonas Faukman, keisakaln sinirli bir edayla kamt. Faukman'n nne, meslek hayat boyunca baz tehlikeli kitaplar geldiine hi phe yoktu ama bu, ona kk dilini yutturacak cinstendi. Faukman sonunda, "Robert," demiti. "Beni yanl anlama. Senin almalarna baylyorum ve birlikte ok iyi iler kardk. Ama bylesi bir fikri yaynlayacak olursam, ofisimin nnde insanlar aylarca gsteri yaparlar. Ayrca senin nn de zedeler. Tanr akna, sen Harvard'l bir tarihisin hzla hret olmak isteyen bir popu deil. Bunun gibi bir teoriyi destekleyecek geerli delilleri nereden bulmu olabilirsin?" Langdon kendinden emin bir glmsemeyle tvit ceketinin cebinden bir kt paras karm ve Faukman'a uzatmt. Ktta, ou en ok satan akademik kitaplardan olmak zere, elliden fazla balk kaynak gsterilerek sralanmt -kimi yeni, kimi yzyllar ncesine ait tannm tarihilerin kitaplar. Tm kitap isimleri, Langdon'n ne srd teoriyi destekliyordu. Faukman listeyi incelerken, dnyann dz olduunu henz kefetmi bir adam gibi grnyordu. "Bu yazarlardan bazlarntanyorum . Bunlar... gerek tarihiler!" Langdon srtmt. "Grdn gibi Jonas, bu sadece benim teorim deil. Uzun zamandr mevcut. Ben sadece zerine eklemeler yapyorum. imdiye dek hibir kitapta Kutsal Kse efsanesi sembolik adan ele alnmad.Teoriyi desteklemek iin bulduum ikonografik delil, ey, son derece ikna edici. Faukman hl listeye bakyordu. "Tanrm, bu kitaplardan biri Sir Leigh Teabing tarafndan yazlm... ngiliz Kraliyet Tarihisi." "Teabing hayatnn byk ksmn Kutsal Kse zerinde alarak geirdi Onunla tanmtm. En byk ilham ondan aldm. Bu listedeki tm isimler gibi Jonas, o da inananlardan biriydi." "Yani imdi sen bana bu tarihilerin hepsinin eye inandn..." Kelimeleri sylemeye dili varmayan Faukman yutkunmutu. Langdon bir kez daha srtmt. "Kutsal Kse insanlk tarihinde en ok aranan hazine olmutur. Kse efsanelere, savalara ve bitmek tkenmek bilmeyen sorulara neden oldu. Sadece bir kadeh olmas mantkl geliyor mu? Eer yleyse, dierkutsal hazineler de ayn ya da daha byk ilgi uyandrmalyd -Dikenli Ta, armhta kullanlan Gerek Ha, Titulus- ama yle deiller. Tarih boyunca aralarnda en

zeli Kutsal Kse olmu." Langdon srtt. "Artk nedenini biliyorsun." Faukman hl ban iki yana sallyordu. "Ama yazlan bunca kitaba ramen, bu teori neden bilinmiyor?" "Bu kitaplar yzyllar boyunca oluan tarihle yaramazlar, zellikle de bu tarih tm zamanlarn en ok satan kitab tarafndan onaylanmsa." Faukman'n gzleri bymt. "BanaHarry Potter'n Kutsal Kse'den bahsettiini sylemeyeceksin, deil mi?" "Ben ncil'den bahsediyordum." Faukman geri ekildi. "Bunu biliyordum." "Laissez-lai! Sophie'nin haykr taksinin iinde nlamt. "Brak onu!" Sophie ne eilerek taksi ofrne barrken, Langdon yerinden srad. Langdon, ofrn telsiz mikrofonunu eline alp konutuunu grmt. Sophie arkasn dnp, elini Langdon'n tvit ceketinin cebine daldrd. Langdon neler olduunu anlayamadan, silah ekip ofrn ensesine dayamt. ofr o anda telsizi elinden brakt ve bota olan elini bann stne kaldrd. Langdon, "Sophie!" diye hayretle bard. "Sen ne halt..." Sophie, ofre, "Arrtez!" diye emretti. Titreyen taksi ofr emre itaat edip arabay durdurdu ve park etti Langdon taksi irketinin n konsoldan gelen metalik sesini duydu. Telsiz, "...qui s'appelle Agent Sophie Neveu..."*diye czrdad. "Et un Amricain, Robert Langdon..."** Langdon kaskat kesilmiti. Bizi bu kadar abuk mu buldular? Sophie, "Descendez, in," dedi. ofr taksiden karken kollarn titreyerek bann stne ve geriye doru birka adm att. Sophie camn indirmi ve silahn pencereden, hayret iindeki taksi ofrne dorultmutu. Alak bir sesle, "Robert," dedi. "Direksiyona ge. Sen kullanacaksn." Langdon silah tutan bir kadnla tartacak deildi. Arabadan inip, direksiyona geti. Elleri hl bann stnde duran taksi ofr kfredip duruyordu. Arka koltuktaki Sophie, "Robert," dedi. "Sanrm sihirli ormanmz yeterince grdn." Ban sallad.Gereinden fazla. "Gzel. Bizi buradan kart." Arabann kumanda cihazlarna bakan Langdon tereddt etti. Kahretsin, Langdon arabann vitesiyle debriyaj pedaln yoklad. "Sophie? Belki de sen..." Sophie, "Yr!" diye bard. Dardaki birka fahie, neler olup bittiini grmek iin onlara doru yaklayordu. Kadnlardan biri telefonuyla bir numaray aryordu. Langdon debriyaja basarak vitesi, birinci vites olmasn mit ettii diliye geirdi. Gaz pedalna basarak kontrol etti. Langdon debriyaj pedaln brakmt. Taksi ne doru srarken tekerlekler uuldad. Araba yalpalarken kalabalk saklanacak yer bulmak iin kayordu. Cep telefonlu kadn aalarn arasna koarak, ezilmekten son anda kurtulmutu. Araba sallanarak yola ktnda Sophie, "Doucement? dedi. "Yavala, ne yapyorsun?" Langdon gcrdayan tekerlek seslerini bastrmak iin bararak, "Seni uyarmaya altm," dedi. "Ben otomatik araba kullanyorum!"

39
Rue la Bruyere'deki ta binann bo odas pek ok kedere ahit olduu halde Silas solgun bedeninin o an ektii straba edeer bir ac dnemiyordu.Kandrldm. Her eyi kaybettik. Silas tuzaa dmt. Kardeler, gerek srlarn aklamak yerine lmeyi tercih ederek yalan sylemilerdi. Silas'n retmen'i aramaya mecali yoktu. Silas kilit tann sakl olduu yeri bilen drt kiiyi ldrmekle kalmam, Saint-Sulpice'deki rahibeyi de ldrmt.O, Tanrya kar geliyordu! Opus

Dei'yi kk gryordu! Dnmeden ilenmi bir cinayet, kadnn lm ileri haddinden fazla kartracakt. Silas'n Saint-Sulpice'e girmesini salayan telefonu Piskopos Aringarosa amt; rahibenin ldrldn kefettiinde barahip neler dnecekti? Silas, onu yatana yatrd halde, bandaki yara izi belirgindi. Silas yerdeki krk karolar da yerine koymaya almt ama verdii bu hasar da fazlasyla belli oluyordu. Oraya birinin gittiini anlayacaklard. Buradaki ii bittiinde Silas, Opus Dei'de saklanmay planlyordu.Piskopos Aringarosa beni korur. Silas, onu Opus Dei'nin New York merkezinin duvarlar arasnda meditasyon yapp ve dua ederek geirecei hayattan daha fazla mutlu edecek bir yaam dnemiyordu. Bir daha dar admn atmayacakt. htiya duyaca her ey o mabette bulunacakt.Beni kimse zlemeyecek. Ne yazk ki Silas, Piskopos Aringarosa gibi bir adamn bu kadar kolay unutulmayacan biliyordu. Piskoposu tehlikeye attm.Silas dalgn gzlerle yere bakarken, kendi hayatna kymay dnyordu. Her eyden nce... spanya'daki o kk kilisede onu eitip, bir ama edindirerek Silas'a hayat veren Aringarosa idi. Aringarosa, ona, "Dostum," demiti. "Sen bir Albino olarak dodu Bakalarnn seni bunun iin ayplamasna izin verme. Bunun seni ne kadar zel kldn anlamyor musun? Nuh'un da bir Albino olduunu farknda deil misin?" "Geminin Nuh'u mu?" Silas bunu daha nce hi duymamt. Aringarosa glmsyordu. "Evet, Geminin Nuh'u. Bir Albino'ydu Senin gibi, onun da teni melekler kadar beyazd. Bunu iyi dn. Nuh dnyadaki hayat kurtard. Sen byk iler yapmak iin dnyaya geldin Silas. Rab, seni bir neden iin zgr brakt. ary duydun. ini yapman iin Rabbi'n sana ihtiyac var." Silas zaman getike kendine farkl bir adan bakmay renmiti.Ben safm. Beyazm. Gzelim. Bir melek gibi. Ama o anda konuttaki odasnda, babasnn gemiten gelen hayal krklna uram fsldayan sesini duydu. Tu es un dsastre. Un spectre. * Silas tahta zeminde diz kerek balanmak iin dua etti. Ardndan, cppesini kararak bir kez daha kendini cezalandrmaya balad.

40
Vites koluyla mcadele eden Langdon arabay sadece iki kez stop ettirerek kardklar taksiyi Bois de Boulogne'nin sonuna kadar gtrmeyi baard. Ne yazk ki, durumun komiklii, telsizle srekli ofrlerini arayan taksi irketinin sesiyle glgeleniyordu. "Ara be-alt-. Neredesin? Yant ver!" Langdon parkn kna ulatnda gururunu ayaklar altna alarak frenlere asld. "Sen kullansan daha iyi olur." Sophie direksiyona getiinde rahatlama benziyordu. Birka saniye iinde, Dnyevi Zevkler Bahesi'ni geride brakarak, arabay Alle de Longchamp'dan batya doru srmeye balamt. Langdon, Sophie'nin hz ibresini saatte yz kilometreye karmasn seyrederken, "Rue Haxo hangi ynde?" diye sordu. Sophie gzlerini yoldan ayrmyordu. "Taksi ofr Roland Garros Tenis Stadyumu'na yakn olduunu sylemiti. O blgeyi biliyorum." Langdon bir kez daha ar anahtar cebinden kard ve avucunda tartt. ok nemli bir nesne olduunu hissedebiliyordu. Belki de kendi zgrl bile bu anahtara balyd. Langdon, Sophie'ye Tapnak valyeleri'nden bahsederken, bu anahtarn stnde tarikat mhrn tamasnn yan sra, Sion Tarikatna daha derin baa sahip olduunu fark etmiti. Eit kollu ha dengenin sembolyd ama ayn zamanda Tapnak valyeleri'ni simgeliyordu. zerine eit kollu krmz halar ilenmi beyaz tunikli Tapnak valyeleri resimlerini herkes grmt. Aslnda Tapnaklar'n hann kollar ularda biraz geniliyordu ama yine de eit uzunluktaydlar.

Kare ha. Tpk bu anahtarn stnde olduu gibi. Langdon ne bulacaklarn tahmin etmeye alrken hayal gcnn lgna dndn hissetti.Kutsal Kse. Neredeyse bunun samalk kahkahalarla glecekti. Kse'nin ngiltere'de bir yerlerde olduuna ve azndan 1500 senesinden beri, Tapnaklar'a ait pek ok kiliseden birin altndaki odada gml olduuna inanlyordu. Byk Usta Da Vinci'nin dnemi. Tarikat nemli belgelerini gven iinde saklamak iin nceki yzyllarda pek ok kez yerlerini deitirmek zorunda kalmt. Tarihiler, Kuds'ten Avrupa'ya geldiinden beri Kse'nin alt kez yer deitirdiini dnyorlard. Kse son olarak 1447 ylnda grlmt. Saysz tank bir yangn ktn ve belgelerin, her birini ancak alt adamn tayabildii drt dev sanda yklenerek yanmaktan son anda kurtarldn anlatmt. Bunun ardndan bir daha Kse'yi grdn iddia eden biri kmamt. Artk sadece belgelerin Byk Britanya'da, Kral Arthur'un ve Yuvarlak Masa valyeleri'nin topraklarnda olduu fsldanyordu. Her nerede olursa olsun, iki temel gerek vard: Leonardo yaarken Kse'nin nerede olduunu biliyordu. Sakland bu yer, gnmze kadar muhtemelen deimemiti. te bu yzden, Kse tutkunlar hl Kse'nin yerini aa karan gizli bir ipucuna rastlayabilmek iin, Da Vinci'nin eserleriyle gnlklerini derinlemesine inceliyorlard. Kimileri,Kayalklar Bakiresi 'deki dalk arka plann, skoya'daki maaralarla dolu dalarn topografyasyla uyutuunu iddia ediyordu. Kimileri iseSon Akam Yemei ndeki havariler pheli oturu dzeninin bir eit ifre olduu konusunda srar ediyordu. Bazlar iseMona Lisa 'nn rntgen filmlerinden, aslnda sis'in lapislaz tal kpesini takarken resmedildiinin anlaldn iddia ediyordu... Da Vinci daha sonra bu ayrntnn stn boyamaya karar vermiti. Langdon kpenin var olduuna dair hibir ispata rastlamam, yle olsa bile Kutsal Kse ile balantsn anlayamamt, ama Kse merakllar hl internetteki ilan panolarnda ve sohbet odalarnda bkp usanmadan bu konuyu tartyorlard. Srlara herkes baylr. Ve srlar devam ediyordu. Bunlardan en yenisi elbette, Da Vinci'nin nlAdoration of the Magi 'sinin * boya katmanlarnn altnda korkun bir gerek sakladnn kefedilmesiydi. talyan sanat uzman Maurizio Seracini,New York Time s Magazine'in "Leonardo Sahtecilii" balyla anlatt hikyeyi ortaya karan kii olmutu. Seracini, pheye hi mahal brakmadan, resimdeki gri-yeil fonun gerekten Da Vinci'nin almas olduunu ama resmin ona ait olmadn ortaya koymutu. Gerek uydu ki, ismi bilinmeyen bir ressam, Da Vinci'nin lmnden yllar sonra onun eskizlerinin zerinden geerek resmi doldurmutu. Ama sahtekrn yapt resmin altndaki ey ok daha rahatszlk vericiydi. Kzltesi reflektografi makineleri ile ekilen fotoraflar ve rntgen filmleri, bu hilekr ressamn, Da Vinci'nin eskiz almasn doldururken, altta kalan resimden phe ekecek farkllklar izdiini gsteriyordu... sanki Da Vinci'nin asl niyetini gizlemeye almt. Resmin altnda her ne varsa, halkn bilmeye hakk vard. Ama Floransa'daki Uffizi Galeri yetkilileri durumdan mahcubiyet duyarak, resmi derhal sokan karsndaki bir depoya gndermilerdi. Galerinin Leonardo salonuna giren ziyaretiler, bir zamanlarTapnma 'nn bulunduu yerde yanltc ve zr iermeyen madeni bir levha buluyorlard.

B U ESER , REST ORAS YON ALI MA LARI NA H AZIR LIK AMA CIYL A TANI TE STLE RND EN GE MEK TED R. ada Kse avclarnn garip yeralt dnyasnda, Leonardo da Vinci hl en byk muammayd. Onun eserleri bir srr aklayacak gibi grnyordu ve belki bir kat boyann altnda, belki ak bir manzarada ifrelenmi bir halde veya belki de hibir yerde, hl sakl duruyordu. Da Vinci'nin bo mitler uyandran ipular, merakllar hayal krklna uratmak ve bilmiMona Lisa 'nn yzne halinden memnun bir glmseme oturtmaktan baka bir ama gtmyor olabilirdi. Sophie, Langdon' dncelerinden ayrarak, "Elinde tuttuun anahtarn, " diye sordu. "Kutsal Kse'nin sakl olduu yeri amas mmkn m?" Langdon zorlama bir kahkaha attnn kendisi bile farkna varmt. "Gerekten hi sanmyorum. Ayrca Kse'nin ngiltere'de sakl olduuna inanlyor, Fransa'da deil." Sophie'ye hikyeyi ksaca anlatt. Sophie, "Ama tek mantkl cevap Kse'ymi gibi geliyor," diye srar etti. "Elimizde tarikat mhrn tayan son derece gizli bir anahtar var ayrca bize Sion Tarikat yelerinden biri tarafndan iletildi... ki, sen bana onlarn Kutsal Kse muhafzlar olduunu sylemitin." Langdon, onun iddiasnn mantkl olduunu kabul ediyordu ama sezgileri bunu kabul edemeyeceini sylyordu. Tarikatn Kse'yi bir gn nihai dinlenme yeri olarak Fransa'ya getireceklerine dair yemin ettiklerini anlatan sylentiler vard ama bunun olduuna dair hibir tarihi kant bulunmamt. Tarikat Kse'yi Fransa'ya getirmi olsa bile, tenis stadyumunun yanndaki 24 Rue Haxo adresi pek de soylu bir nihai dinlenme yerine benzemiyordu. "Sophie, bu anahtarn Kutsal Kse'yle nasl bir ilikisi olabileceini gerekten kestiremiyorum." "nk Kse ngiltere'de olmal, yle deil mi?" "Sadece bu deil. Kutsal Kse'nin yeri tarih boyunca en iyi saklanan srlardan biridir. Tarikat yeleri kardeliin st kademelerine ulamadan nce gvenilir olduklarn kantlayp, Kse'nin bulunduu yeri renmek iin yllarca beklerler. Bu sr, blmlere ayrlm karmak bir sistemle korunur ve tarikat kardelii olduka geni olduu halde, herhangi bir zamanda yalnzda drt ye Kse'nin nerede olduunu bilir... Byk stat ile onun snchaux 'u. Bykbabann en yukardaki bu drt kiiden biri olma

ihtimali olduka zayf." Gaz pedalna iyice basarken Sophie,bykbabam onlardan biriydi, diye dnd. Bykbabasnn kardelikteki konumunu pheye hi yer brakmayacak ekilde teyit eden bir grnt hafzasna kaznmt. "Bykbaban st kademelerdeolsa bile, kardelik dndan hi kimseye hibir ey aklamasna izni olmazd. Seni i embere almas olanaksz." Bodrumdaki ayini gzlerinde canlandran Sophie, ben oraya girdim bile,diye dnd. Normandiya'daki atoda o gece ahit olduklarn Langdon'a anlatmann vakti gelip gelmediini dnd. Duyduu utan on yldr tek bir Tanrnn kuluna bile anlatmasna engel olmutu. Dnmek dahi tylerini rpertmiti. Uzaklarda bir yerlerde sirenler alarken, 016 oluunun giderek arttn hissetti. leride beliren Roland Garros tenis stadyumunu grmenin heyecann duyan Langdon," te orada!" dedi. Sophie yolunu stadyuma doru deitirdi. Birka denemeden sonra Rue Haxo kavan buldular ve daha az say ieren tabelalarn gsterdii yne saptlar. Yoldaki sanayi siteleri ve i merkezleri artmt. Yirmi drt numaray bulmamz gerekiyor,diye dnen Langdon gizliden gizliye ufukta bir kilise kulesi aramakta olduunu fark etti.Samalama. Bu mahallede Tapnaklar'n kilisesi mi olabilir mi hi? Sophie parmayla iaret ederek, "te orada!" diye lk att. Langdon'n gzleri nlerinde uzanan yapya kayd. Bu da ne byle? Modern bir binayd. n cephesinin st dev bir neon kare hala donatlm bir kaleye benziyordu. Han altnda u kelimeler yazyordu: Z RH EMA NET BAN KASI

Langdon, Tapnaklar kilisesi hayallerini Sophie'yle paylamadna memnundu. Hibir anlam iermeyen sembollerden gizli anlamlar karmaya almakla geen bir meslek hayat, insan byle yapyordu. Langdon bu kez de, eit kollu barl han, svire bayrann sembol olarak seildiini unutmutu. En azndan gizem zlmt. Sophie ile Langdon, ellerinde svire bankasndaki bir kasann anahtarn tutuyorlard.

41
Castel Gandolfo'nun nnde, uurumun ve kayalklarn stnde dnen souk da havas, Fiat'tan dar admn atan Piskopos Aringarosa'y karlad.Bu cppeden daha kaln bir ey giymeliydim, diye dnrken, dn belli etmemeye alyordu. Bu gece ihtiya duyaca son ey zayf ya da rkm grnmekti. atonun en st katnda, sevimsiz bir aydnlk yayan pencereler hari tm bina karanlkt.Ktphane, diye dnd Aringarosa.Uyanklar ve bekliyorlar. Rzgra kar yrrken ban ne edi ve rasathane kubbelerine bakmamaya alarak yoluna devam etti. Onu kapda karlayan rahip uykulu grnyordu. Be ay nce onu karlayan yine ayn rahipti ama bu gece daha az misafirperver davranyordu. Saatine bakarken, endieliden ok rahatsz olmua benzeyen rahip, "Sizi merak ettik piskopos," dedi. "zrm kabul edin. Bugnlerde havayollarna gven olmuyor."

Rahip anlalmayan bir eyler mrldandktan sonra, "Yukarda bekliyorlar. Size elik edeceim," dedi. Ktphane, yerden tavana kadar koyu renk lambri kapl kare eklinde geni bir salondu. Her tarafta tka basa dolu yksek kitaplklar vard. Siyah bazaltla sslenmi kehribar mermer yerler, insana burasnn bir zamanlar saray olduunu hatrlatyordu. Odann kar tarafndan gelen bir erkek sesi, "Ho geldiniz piskopos," dedi. Aringarosa konuan kiiyi grmeye alt ama klar yeterli deildi... her yerin l l parlad ilk ziyaretinde olduundan ok daha lotu. Uyan gecesi.Bu gece insanlar, ortaya kacak olandan utanyormu gibi Bu saklanmlard. Aringarosa olduka yava, krallara yakan admlarla ieri girdi. Odann arka tarafndaki uzun masada oturan erkein ekillerini grebiliyordu. Ortada oturan adamn silueti hemen seiliyordu... obez Vatikan sekreteri, Vatikan ehri'ndeki tm resmi ilerden sorumlu yetkili, dier ikisi yksek rtbeli talyan kardinallerdi. Aringarosa ktphaneden geerek, onlara yaklat. "Vaktinde gelemediim iin zrlerimi sunarm. Farkl zaman dilimlerindeyiz. Yorgun olmalsnz." Elleri muazzam gbeinde kavumu duran sekreter, "Hi deiliz," dedi. "Buraya kadar geldiiniz iin mteekkiriz. Uyank kalp sizi karlamak yapabileceklerimizin asgarisidir. Size kahve ya da kendinize getirecek baka bir ey ikram edebilir miyiz?" "Sradan bir ziyaretmi gibi davranmamay tercih ederim. Dier uaa yetimem gerekiyor. Hemen meseleye girebilir miyiz?" Sekreter, "Elbette," dedi. "Tahmin ettiimizden ok daha abuk davrandnz." "yle mi yaptm?" "Daha bir aynz vard." Aringarosa, "Kayglarnz be ay nce dile getirdiniz," dedi. "Beklememe gerek var myd?" "Hakikaten. Bulduunuz zmden son derece memnunuz." Aringarosa gzleriyle uzun masay takip ederek, byk siyah bir antaya bakt. "stediim ey bu mu?" "Evet." Sekreterin sesi huzursuz gibiydi. "Bununla birlikte, isteinizin kayg duyduumuzu itiraf etmeliyim. Biraz ey gibi..." Kardinallerden biri, "Tehlikeli," diye cmleyi tamamlad. "Bunu sizin iin bir yere havale edemeyeceimizden emin misiniz? Ykl bir mebla. " zgrlk pahaldr. "Kendi gvenliim hususunda hibir endiem yok. Tanr benimle birlikte." Adamlar pheyle bakyorlard. "Tam olarak istediim fonlar m?" Sekreter ban sallad. "Vatikan Bankas'ndaki ba bonolar. Dnyann her yerinde nakitle deitirilebilir." Aringarosa masann sonuna yryerek, evrak antasn at. inde Vatikan mhrn ve tayan kiiye deme yaplmasn garantileyen POR- TATORE baln tayan iki kaln bono destesi vard. Sekreter gergin grnyordu. "Bu fonlar nakde evirmi olsayd, hepimizin ok daha az endieleneceini sylemeliyim piskopos." antay kapayan Aringarosa,o kadar nakdi tayamam, diye dnd. "Bonolar nakde evrilebiliyor. Bunu siz sylediniz." Kardinaller birbirlerine huzursuz baklar frlattktan sonra, ilerinden biri sonunda, "Evet ama bu bonolarn Vatikan Bankas'ndan kt hemen anlalacaktr." Aringarosa iinden glyordu. retmen'in Aringarosa'ya paray Vatikan bonolar eklinde almasn sylemesinin asl sebebi de buydu.Bu iin iinde hepimiz varz. Aringarosa, "Bu son derece yasal bir ilem," diye savundu. "Opus Dei, Vatikan ehri'nin ahsi piskoposluk makamdr ve Papa Hazretleri paray uygun grd ekilde harcayabilir. Herhangi bir kanun inenmi olmuyor." "Doru ama..." Sekreter ne doru eilince oturduu sandalyenin altndan atrtlar geldi. "Bu fonlarla ne yapmay amaladnz hakknda hi bilgimiz yok ve eer bir ekilde yasal deilse..." Aringarosa, "Benden istediiniz ey gz nne alnacak olursa," diye karlk verdi. "Bu parayla yapacaklarm sizi ilgilendirmez."

Uzun bir sessizlik oldu. Hakl olduumu biliyorlar,diye dnd Aringarosa. "imdi sanrn benden bir ey imzalamam isteyeceksiniz." Hepsi sanki hemen gitmesini istiyormu gibi ayaa frlayarak kd ona doru ittiler. Aringarosa nnde duran kda bir gz att. zerinde mhr vard. "Bana gnderdiiniz kopyann ayn m?" "Kesinlikle." Aringarosa belgeyi imzalarken ne kadar az duygulandna armt. Buna ramen dier adam rahat bir nefes alm gibiydiler. Sekreter, "Teekkrler piskopos," dedi. "Kiliseye vermi olduunuz hizmet asla unutulmayacak." Evrak antasn kaldran Aringarosa umudun ve yetkinin arln hissediyordu. Drt adam syleyecek baka bir ey varm gibi bir sre birbirlerine baktlar ama grne gre yoktu. Aringarosa arkasn dnerek, kapya yneldi. Aringarosa kap eiine geldiinde kardinallerden biri, "Piskopos?" diye seslendi. Aringarosa duraksayp dnd. "Evet?" "Buradan nereye gideceksiniz?" Aringarosa bu sorunun ieriinde corafi deil, ruhani bir anlam tadn sezmiti ama bu saatte ahlak tartmaya niyeti yoktu. "Paris," diyerek kapdan dar kt.

42
Zrih Emanet Bankas, svire'nin geleneksel mevduat bankaclnda modern isimsiz hesap hizmeti salayan, yirmi drt saat ak birGeldschrank bankasyd. Zrih, Kuala Lumpur, New York ve Paris'te ubeleri bulunan banka, son yllar ierisinde isimsiz ve resimsiz hesaplar iin bilgisayar kaynakl ifre ve dijital destek hizmeti vermeye balamt. Bu operasyonun can daman en eski ve en basit hizmetlerden biri olan-anonyme Lager- sorgusuz sualsiz emanet hizmetine ya da dier adyla isimsiz banka kasas hesaplarna dayanyordu. Hisse senedinden, deerli tablolara kadar mal varlklarn isimsiz atrdklar kasalarda saklamak isteyen mteriler, ileri teknoloji sayesinde gizlilik perdesi altnda, istedikleri zaman yine isim vermeden emanetlerini geri alabiliyorlard. Sophie taksiyi son duraklarnn nne ekerken, binann kaba mimarisine bakan Langdon, Zrih Emanet Bankas'nn ok az espri anlayna sahip olduunu dnd. Tamamen elikten yaplm gibi grnen drtgen binann hi penceresi yoktu. Devasa bir metal tulay andran yapnn n cephesinde parldayan drt buuk metre yksekliinde neon bir kare ha vard. svire'nin bankaclkta gsterdii gizlilik hakknda salad n, lkenin en fazla gelir getiren ithal rnlerinden biri olmutu. Bu gibi tesisler sanat camiasnda tartmalara yol ayordu nk, sanat hrszlarnn ortalk sakinleene kadar aldklar sanat eserlerini yllarca saklayabilecekleri mkemmel bir yer salyorlard. Gizlilik kanunlar uyarnca netler polis teftilerinden korunduu ve hesaplar isimler yerine kasalara ald iin, hrszlar mallarnn gvende olduunun ve asla bulunmayacaklarnn bilinciyle rahata eriyorlard. Sophie taksiyi, bankann garaj yolunu binann altna doru inen rampay kesen grkemli kapnn nnde durdurdu. Yukardaki video kameras onlara evrilmiti. Langdon nedense, buradaki kamerann Log'dakinin aksine gerek olduunu hissediyordu. Sophie cam indirerek, ofr tarafndaki elektronik podyumu incele.. bir LCD ekranda yedi farkl dilde talimatlar yazyordu. Listenin en stndeki yaz ngilizciydi. ANAHTARI SOKUN Sophie lazer ii anahtar cebinden kararak, dikkatini yeniden podyuma verdi. Ekrann altnda gen bir delik vard. Langdon, "imden bir ses, uyacak diyor," dedi.

Sophie anahtarn gen gvdesini delikle hizalayarak iine soktu ve gvde tamamen girinceye kadar itti. Bu anahtar evirmeye gerek olmad ortadayd. Kap o anda almaya balad. Sophie ayan frenden ekerek, ikinci bir kapya ve podyuma ilerledi. Arkalarndaki kap kapandnda, ykseltme havuzundaki gemi gibi kapana kslmlard. Langdon bu kstrlmlk hissinden holanmamt.Dua edelim de, ikinci kap da alsn. kinci podyumda da ayn talimatlar yazyordu. ANAHTARI SOKUN Sophie anahtar soktuu anda ikinci kap hemen ald. Birka dakika iinde, aa meyilli rampadan, binann iine doru ilerlemeye balamlard. Yaklak bir dzine ara kapasiteli garaj kk ve lotu. Ziyaretileri metalden yaplm dev bir kapya kadar uzanan, beton zeminin stndeki krmz hal karlyordu. Zt mesajlara bak,diye dnd Langdon.Ho geldiniz ve ieri girilmez. Sophie girie yakn bir yere taksiyi park edip, motoru durdurdu. "Silah burada braksan iyi olur." Memnuniyetle,dye dnen Langdon silah koltuun altna itti. Sophie ile Langdon krmz halnn stnden elik kapya doru yrdler. Kapnn kolu yoktu ama yanndaki duvarda bir baka gen delik duruyordu. Langdon, "Yava renenler girmesin," dedi. Gergin grnen Sophie kahkaha att. "te giriyoruz." Anahtar delie yerletirince, kap ieri doru hafife gcrdayarak ald. Birbirleri,, bakan Sophie ile Langdon ieri girdiler. Kap arkalarndan ses kartarak kapand. Zrih Emanet Bankas'nn antresi, Langdon'n o gne dek hi grmedii grkemli bir ekilde denmiti. ou banka alldk cilal mermer ve granitle yetinirken, burada duvardan duvara metal ve kabara kullanlmt. Bunlarn dekoratr kim,diye dnd Langdon.Birleik elikiler mi? Sophie'nin gzleri lobiyi tararken, ayn oranda arm grnyordu. Her taraf gri metalden yaplmt... yer, duvarlar, tezghlar, kaplar, hatta lobi merdivenleri bile kalptan km metale benziyordu. Etkileyici bir etki yaratyordu. Mesaj akt: Banka kasasna giriyorsunuz. Onlar ieri girerken, tezghn arkasnda duran iriyar bir adam ban kaldrarak bakt. Seyretmekte olduu kk televizyonu kapatt ve onlar ho bir glmsemeyle selamlad. Devasa kaslarna ve tad tabancaya ramen, diksiyonundan yontulmu bir svireli komi olduu anlalyordu. "Bonsoir," dedi. "Size nasl yardmc olabilirim?" ki farkl dille yaplan karlama treni, Avrupal evsahibinin yeni konukseverlik numarasyd. Hibir ima iermeyen karlama, ziyaretiye istedii dille cevap verme frsatn tanyordu. Sophie herhangi bir dille cevap vermedi. Altn anahtar adamn nndeki tezgha brakmakla yetindi. nne bakan adam derhal duruunu dikletirdi. "Elbette. Asansrnz koridorun sonunda. Oraya gittiinizi birine bildireceim." Sophie bam sallayarak anahtar: geri ald. "Hangi kat?" Adam, ona garip bir bak frlatt. "Anahtarnz asansre hangi kata kacanz syleyecektir." Sophie glmsedi. "Ah, evet." Grevli yeni gelen iki ziyaretinin asansre ilerlemesini, anahtar yerletirmesini, binmelerini ve grnrden kaybolmalarn izledi. Kaplar kapanr kapanmaz, telefonu eline ald. Geldiklerini hi kimseye bildirecek deildi; buna gerek yoktu. Mterinin anahtar giri kapsna girdii anda kasa grevlisi otomatik olarak ikaz edilmiti zaten. Grevli, bankann gece mdrn aryordu. Telefon hatt alarken, televizyonunu yeniden at ve seyretmeye balad. Seyretmekte olduu haberler sona eriyordu. nemli deildi. Televizyondaki iki yze yeniden bakt. Mdr telefona cevap verdi. "Oui?" "Burada bir durum olutu."

Mdr, "Neler oluyor?" diye sordu. "Fransz polisi bu gece iki kaan peinde." "Yani?" "Her ikisi de az nce bankamzdan ieri girdiler." Mdr alak bir sesle kfretti. "Tamam. Hemen Msy Vernet ile temas kuracam." Grevli telefonu kapatarak, baka bir numara evirdi. Bu kez Interpol aryordu. Langdon asansrn yukar kmak yerine aa iniyormu gibi bir his uyandrmasna armt. Kaplar alana kadar Zrih Emanet Bankas'nn ka kat altna indiklerini anlayamad. Umurunda deildi. Asansrden km olduuna memnundu. Onlar karlamak iin bekleyen grevli, etkileyici bir nee iindeydi, son derece muntazam, flanel bir takm elbise giyen yalca ve tatl biriydi, yksek teknoloji dnyasnda, eski zaman bankaclarna benziyordu. Adam, "Bonsoir," dedi. "yi geceler. Beni izleyebilir misiniz, s'il vous plat ?" Cevap vermelerini beklemeden topuklarnn stnde dnd ve metal koridorda canl admlarla yrmeye balad. Langdon yannda Sophie'yle birlikte bir dizi koridorlardan ve yanp snen ana bilgisayarlarn bulunduu geni odalarn nnden geti. elik kapnn nne gelen adam, "Voici," diyerek kapy onlara at. "te geldik." Langdon ile Sophie, bir baka dnyaya adm atmlard. nlerini duran kk oda, iyi bir otelin lks oturma odasna benziyordu. Metalle ve perinler gitmi, yerini ark hallar, koyu mee mobilyalar ve yastk) sandalyeler almt. Odann ortasndaki geni masann stnde, hl baloncuklar karmakta olan bir ie Perrier'in yannda iki kristal bardak duruyordu. Yanndaki makinede kahve piiyordu. Saat gibi alyorlar,diye dnd Langdon.Saat iini svirelilere brakmak lazm. Adamn yznde anlayl bir glmseme belirmiti. "Anladm kadaryla bu bize yaptnz ilk ziyaret," dedi. Sophie tereddt ettikten sonra ban sallad. "Anlyorum. Anahtarlar genellikle miras olarak braklrlar, bu yzden ilk kez gelen kullanclar protokol bilmezler." eceklerin durduu masay gsterdi. "Oday dilediiniz kadar kullanabilirsiniz." Sophie, "Anahtarlarn miras olarak braklabileceini sylemitiniz, deil m?" diye sordu. "Evet. Anahtarnz bir svire say hesabna aittir ve genellikle nesilden nesile miras braklrlar. Altn hesaplarn en ksa kasa kiralar elli yldr. Pein denirler. Bu yzden aile iinde pek ok kez elden ele getiini grrz." Langdon, ona bakyordu. "Elli yl m?" Adam, "En az," diye yant verdi. "Elbette daha uzun dnem iin kasa kiralanabilir ama pek kullanl deildir. Hesapta elli yl sresince hareket grlmezse, kasadakiler otomatik olarak imha edilirler. Kasanza ulamanz iin ilemleri balataym m?" Sophie ban sallad. "Ltfen." Grevli kolunu lks salona doru sallad. "Buras sizin zel gr odanz. Ben odadan ktktan sonra, kasann iindekileri grmek ve deitirmek iin istediiniz kadar vakit harcayabilirsiniz, kasa kutunuz... buraya gelecek." Havaalanlarndaki bagaj bantlarn andran bir tayc bandn odaya giri yapt arka taraftaki duvara yrd. "Anahtarnz buradaki yuvaya sokacaksnz..." Tayc banda bakan geni bir elektronik konsolu gsterdi. Konsolun stnde benzer bir gen delik vard. "Bilgisayar anahtarnzn stndeki iaretleri onayladnda hesap numaranz gireceksiniz ve kasa kutunuz banka kasasndan buraya gnderilecek. Kasayla iiniz bittiinde yeniden tayc bandn zerine brakp, anahtarnz karn ve ilemi tersten tekrar edin. Her ey otomatie balandndan, ilemleriniz bu banka personelinden bile gizlidir. Herhangi bir eye ihtiyacnz olursa, odann ortasndaki masann stnde duran ar dmesine basn." Telefon ald srada Sophie bir soru sormak zereydi. Adam akn ve mahcup grnyordu. "zninizle ltfen." Masadaki kahveyle Perrier'in yannda duran telefonun bana gitti. "Oui?" diye cevap verdi. Arayan kiiyi dinlerken kalar atlyordu. "Oui... oui... d'accord." Kapattktan sonra zorla glmsedi. "zgnm, imdi yannzdan ayrlmam gerekiyor. Evinizdeymi gibi hareket edin." Hemen

kapya yneldi. Sophie, "Affedersiniz?" diye seslendi. "Gitmeden nce bir eyi akla kavuturabilir misiniz? Bir hesap numaras gireceimizden bahsetmitiniz, yle deil mi?" Kapda duran adam solgun grnyordu. "Evet elbette. ou svire bankasnda olduu gibi, kasa kutular bir sayya baldrlar, isme deil. Sadece sizin bileceiniz bir hesap numaranz ve bir anahtarnz var. Anahtar, kimliinizin sadece yansn oluturur. ahsi hesap numaranz dier yarsdr. Aksi takdirde, anahtarnz kaybettiinizde bir bakas onu kullanabilirdi." Sophie duraksad. "Peki ya bana miras brakan kii bir hesap numaras vermediyse?" Bankacnn kalbi tekledi.O zaman burada hi iiniz yok demektir! Onlara soukkanllkla glmsedi. "Birinden size yardm etmesini isteyeceim. Ksa sre iinde burada olur." Odadan kan bankac, kapy arkasndan kapatarak ar kilidi evirince onlar ieriye kilitlemiti. ehrin dier ucunda Collet telefonu ald srada Gare du Nord Tren stasyonu'nda duruyordu. Arayan Fache idi. "Interpol bir ipucu bulmu," dedi. "Treni Langdon ile Sophie, Zrih Emanet Bankas'nn Paris ubesine gitmi! Adamlarn hemen oraya gndermeni istiyorum." "Saunire'in Ajan Neveu ile Robert Langdon'a ne anlatmaya altna dair bir gelime var m?" Fache'nin ses tonu souktu. "Sen onlar tutuklaynca Temen Coller, ben onlara bizzat soracam." Collet mesaj almt. "Yirmi drt Rue Haxo. Hemen yzbam." Telefonu kapatarak, adamlarn telsizle bilgilendirdi.

43
Zrih Emanet Bankas Paris ubesi Bakan Andr Vernet, bankann stnde lks bir dairede yayordu. Sahip olduu ihtiaml eve ramen, her zaman L'Ile Saint-Louis'de nehir kysndaki dairelerden birinde yaamak istemiti. Burada karlat pis zenginler yerine, orada gerekekabirlerle grecei bir hayat srebilirdi. Emekli olduumda, diyordu Vernet kendi kendine,bodrumumu en nadide Bordeaux araplaryla dolduracam, salonumu bir Fragonard ya da bir Boucher ile ssleyeceim ve gnlerimi Quartier Latin'de antika mobilyalar ve kitaplar aramakla geireceim. Vernet uyanal sadece alt buuk dakika olmutu. Buna ramen bankann yeraltndaki koridorlarnda kotururken, terzisiyle berberinin yanndan yeni km gibi grnyordu. Kusursuz bir ipek takm giyen Vernet yrrken az spreyini skt ve kravatn dzeltti. Farkl zaman dilimlerinden gelen mterilerini karlamak iin uykusundan uyanmaya yabanc olmayan Vernet, uyku alkanlklarn Masai savalarna gre dzenlemiti... en derin uykularndan uyandktan sonra, saniyeler iinde savaa hazr olmalaryla nl Afrika kabilesi. Vernetsavaa hazrm, diye dnrken, szlerinin bu geceki duruma uymasndan korkuyordu. Altn anahtar sahibi mteriler her zaman fazladan ilgi isterlerdi, ama adl polisin peinde olduu bir altn anahtar mterisi son derece hassas bir mevzuydu. Bankann, sulu olduklarna dair ispat olmad mddete mterilerinin gizlilik haklarn korumas yznden gvenlik gleriyle srekli kavga halindeydiler. Vernet kendi kendine,be dakika, dedi.Polis gelmeden bu insanlar bankadan kartmalym. abuk hareket ederse, yaknda olmas muhtemel bu felaketten ustalkla kurtulabilirdi. Vernet polise, kaaklarn belirtildii gibi bankasna gerekten girdiini ama mteri olmadklar ve hesap numaralan olmad iin geri evrildiklerini syleyebilirdi. Lanet bekinin Interpol' aramam olmasn diliyordu. Ama saatte on be euro kazanan bir bekide takdir yetkisi olmas beklenemezdi. Kap eiine geldiinde derin bir nefes ald ve kaslarn gevetti. Ardndan, yzne zorla yumuak bir glmseme oturtarak kapnn kilidini at ve odadan ieri lk bir meltem gibi girdi. Gzleri mterileri bulur bulmaz, "yi geceler," dedi. "Ben Andr Vernet. Size nasl yard..." Cmlenin geri kalan boaznn bir yerine dmlenmiti. nnde duran kadn, Vernet'nin karlamay hi ummad bir ziyaretiydi. Sophie, "Affedersiniz, tanyor muyuz?" diye sordu, Sophie bankacy tanyamamt ama bir an iin

adam hayalet grm gibi olmutu. Banka bakan, "Hayr..." diye kekeledi. "yle olduunu... sanmyorum. Hizmet verdiimiz mterileri tanmayz." Nefes verdikten sonra soukkanllkla glmsedi. "Yardmcm bana bir altn anahtarnz olduunu ama hesap numarasn bilmediinizi syledi. Bu anahtara nasl sahip olduunuzu sorabilir miyim?" Adam dikktle inceleyen Sophie, "Bykbabam verdi," diye yantlad. Adamn rahatszl artk daha da ak anlalyordu. "yle mi? Bykbabanz size anahtar verdi ama hesap numarasn vermeyi unuttu mu?" Sophie, "Vakti kalmadn sanyorum," dedi. "Bu gece ldrld." Sophie'nin kulland kelimeler adamn geriye doru sendelemesine neden olmutu. "Jacques Saunire ld m?" diye sorarken gzleri dehetle dolmuu. "Ama... nasl?!" imdi hayretten sendeleme sras Sophie'deydi. "Bykbabamtanyor muydunuz? " Bankac Andr Vernet bir o kadar akn grnyordu, bir sehpaya tutunarak dengesini korumaya alt. "Jacques ve ben arkadatk. Bu olay ne zaman oldu?" "Bu akamn erken saatlerinde. Louvre'da." Vernet deri sandalyenin yanna giderek, adeta iine gmld. "Her ikinize de ok nemli bir soru sormalym." Ban kaldrp nce Langdon'a sonra Sophie'ye bakt. "kinizden birinin bu lmle bir ilgisi var m?" Sophie, "Hayr!" diye haykrd. "Kesinlikle yok." Vernet yzn buruturup duraksad ve dnmeye balad. "Resimleriniz Interpol tarafndan her yere datlyor. Sizi bu ekilde tandm. Cinayetten aranyorsunuz." Sophie yklmt.Fache Interpol'e mi haber verdi? Yzbann Sophie'nin tahmin ettiinden daha hrsl olduu belli oluyordu. Vernet'ye ksaca Langdonn kim olduunu ve o gece Louvre'da yaananlar anlatt. Vernet akn grnyordu. "Ve bykbabanz lrken, size Bay Langdon' bulmanz syleyen bir mesaj m brakt?" "Evet. Ve bu anahtar." Sophie altn anahtar tarikat mhr arka tarafta kalacak ekilde Vernet'nin nndeki masaya brakt. Vernet anahtara bakt ama dokunmak iin hibir eylemde bulunmad. "Size sadece bu anahtar m brakm? Baka bir ey yok mu? Herhangi bir kt paras?" Sophie, Louvre'dayken aceleye geldiini biliyordu amaKayalklar Bakiresi 'nin arkasnda baka hibir ey grmediine emindi. "Hayr. Sadece anahtar." Vernet aresizce iini ekti. "Korkarm her anahtar, ifre olarak geen on haneli bir hesap numarasyla birlikte ilevlik kazanyor. O say olmadan anahtarnz hibir ie yaramaz." On hane.Sophie gnlszce olaslklar hesaplad.On milyardan fazla seenek vard. DCPJ'nin en gl zmleme bilgisayarlarn bile getirse, ifreyi krmas yine de haftalar alrd. "Ama elbette msy, bu artlar altnda siz bize yardmc olabilirsiniz." "zgnm. Gerekten hibir ey yapamam. Mteriler gvenli bir terminalden kendi hesap numaralarn kendileri seerler, bu da hesap paralarn sadece mterilerle bilgisayarlarn bildii anlamna geliyor. Mteri gizliliini bu ekilde salyoruz. Ve tabii alanlarmzn gvenliini." Sophie anlamt. Lks maazalar da ayn eyi yapyorlard. ALIANLARDA KASA ANAHTARI YOKTUR. Bu banka birisinin anahtar almas halinde, alanlardan birini hesap numaras iin rehin alma riskini ortadan kaldrmt. Langdonn yanna oturan Sophie ban indirip anahtara, sonra da Vernet'ye bakt. "Bykbabamn bankanzda ne sakladna dair fikriniz var m?" "Hayr hi fikrim yok.Geldschrank bankasnn anlam budur." Sophie, "Monsieur Vernet," diye srar etti. "Bu gece vaktimiz kstl Olabildiince ak konumaya alacam." Altn anahtara uzanarak tersini evirdi. Tarikat mhrn gsterirken adamn verecei tepkileri izli. yordu. "Anahtarn stndeki bu semboln sizin iin bir anlam var m?" Fleur-de-lis'e bakan Vernet hi tepki vermedi. "Hayr, ama mterilerimizin ou anahtarlarnn stne irket logolarn ya da isimlerinin baharflerini iletirler." Hl adam dikkatle incelemekte olan Sophie, iini ekti. "Bu mhr, Sion Tarikat diye bilinen gizli bir

cemiyetin sembol." Vernet yine hi tepki vermemiti. "Bu konu hakknda hibir ey bilmiyorum. Bykbabanz arkadamd ama daha ok iten bahsederdik." Gergin grnen adam, imdi kravatn dzeltiyordu. Sophie sesini biraz daha sertletirerek, "Monsieur Vernet," diye bastrd. "Bykbabam beni bu gece arayarak, benim ve kendisinin byk bir tehlikede olduumuzu syledi. Bana bir ey vermesi gerektiini syledi. Bana bankanza ait bir anahtar verdi. imdi o ld. Bize syleyeceiniz herhangi bir eyin faydas dokunabilir." Vernet terlemeye balamt. "Bu binadan kmalyz. Korkarm polis ksa sre sonra burada olur. Bekim Interpol' aramas gerektiini dnm." Sophie de bundan korkuyordu. ansn son bir kez daha denedi. "Bykbabam bana ailem hakkndaki gerei anlatmas gerektiini sylemiti. Bu size bir ey ifade ediyor mu?" "Mademoiselle, aileniz siz kkken bir araba kazasnda ld. zgnm. Bykbabanzn sizi ok sevdiini biliyorum. likinizi kesmenizde tr ne kadar ac ektiini bana defalarca anlatmt." Sophie nasl karlk vereceine karar veremiyordu. Langdon, "Bu hesabn Sangreal'le ilgili bir eyler iermesi mmkn m?" diye sordu. Vernet, ona garip bir bak frlatt. "Ne olduu hakknda hi fikrim yok." Tam o srada Vernet'nin cep telefonu ald ve o da, telefonu kemerinden kard. "Oui?" Dinlerken yzndeki akn ifade giderek endieye dnt. "Polis mi? Bu denli abuk mu?" Kfrettikten sonra Franszca birtakm talimatlar verip, az sonra lobide olacan syledi. Telefonu kapattktan sonra Sophie'ye dnd. "Polis her zamankinden daha hzl davranm. Biz konuurken yola kmlar bile." Sophie'nin oradan eli bo ayrlmaya niyeti yoktu. "Onlara oktan gelip gittiimizi syleyin. Bankay aramak isterlerse, arama emrini sorun. Bylece biraz zaman kazanrz." Vernet, "Dinleyin," dedi. "Jacques dostumdu ve bankamn bu trden bir baskya hi ihtiyac yok. te bu iki sebepten tr, bu tutuklamann benim alanm dahilinde gereklemesini istemiyorum. Bana bir dakika verirseniz, yakalanmadan bu bankadan kmanza nasl yardmc olabileceimi dneceim. Bunun haricinde, ben bu ie karmam." Ayaa kalkp, kapya yrd. "Burada kaln. Baz ayarlamalar yapp hemen dneceim." Sophie, "Ama kasa kutusu," diye yineledi. "Brakp gidemeyiz." Kapya doru acele eden Vernet, "Yapabileceim bir ey yok," dedi. zgnm." Sophie, onun arkasndan bakarken, bykbabasnn yllar boyunca gnderdii ve kendisinin amad saysz mektup ya da paketin herhangi birinde hesap numarasn verip vermediini dnyordu. Langdon aniden ayaa kalktnda, Sophie, onun gzlerindeki beklenmedik parlty sezinlemiti. "Robert? Glmsyorsun?" "Bykbaban bir dhiydi." "Anlayamadm?" "On hane dedi, deil mi?" Neden bahsettii hakknda Sophie'nin en ufak fikri yoktu. "Hesap numaras," derken tandk bir glmseme yzne yaylmaya balamt. "Numaray bize braktna eminim." "Nerede?" Langdon cinayet sahnesi fotorafnn bilgisayar ktsn karp harm stne koydu. Langdon'n hakl olduunu anlamak iin Sophie'nin ilk satr okumas yeterliydi. 13 3221 118-5 On Draco devini al! On sahte alim! P.S. Robert Langdon' bul

44

Bilgisayar ktsn incelerken, kriptograf duyular harekete geen Sophie, "On hane," dedi. 13 3221 118-5 Grand-prebu hesap numarasn Louvre'da yere yazmt! Sophie kartrlm Fibonacci Dizimi'ni parkenin stnde ilk grdnde, yazlmasnn tek amacnn DCPJ'nin kriptograflar aramasn salayarak, Sophie'yi ie kartrmak olduunu dnmt. Daha sonra saylarn, dier satrlar deifre etmek iin ipucu verdiini grmt...dzensiz bir dizi... saysal anagram. imdi ise hayretten akna dnm bir ekilde saylarn ok daha nemli bir anlam olduunu gryordu. Bykbabasnn gizemli kasa kutusunu aacak son anahtar bu saylard. Langdon'a dnen Sophie, "ift anlaml bilmecelerde ustayd," dedi. ok anlam ieren her eye baylrd. ifrelerin iindeki ifrelere." Langdon tayc bandn yanndaki elektronik konsola doru yrmeye balamt bile. Sophie bilgisayar ktsn eline alarak onun peinen gitti. Konsolda, bankalarn ATM terminallerindekine benzer bir tu takm vard. Ekranda bankann ha eklindeki logosu grnyordu. Tu takmn yannda gen bir delik bulunuyordu. Sophie hi vakit yitirmeden anahtar gvdesini yuvaya soktu. Ekran o anda deiti. HESAP NUMARASI: -------------mle yanp snyor, bekliyordu. On hane.Sophie bilgisayar ktsndaki saylar okurken, Langdon tulad. HESAP NUMARASI: 1332211185 Langdon son haneyi girdikten sonra ekran tekrar yenilendi. farkl dilde yazlm bir mesaj grnyordu. En stteki ngilizciydi. UYARI: Giri tuuna basmadan nce ltfen hesap numaranz hatasz girdiinizden emin olunuz. Kendi gvenliiniz iin, bilgisayar hesap numaranz tanmad takdirde sistem kendiliinden kapanacaktr. Sophie kalarn atarak, "Fonction terminer," dedi. 'Tek ansmz var gibi grnyor." Standart ATM makineleri, banka kartn alkoymadan nce doru PIN kodunu girmek iin deneme hakk verirdi. Bunun sradan bir nakit ekme makinesi olmad ortadayd. Ekrana girdikleri sayyla elindeki bilgisayar ktsn dikkatle karlatran Langdon, "Sayy doru girdik sanrm," dedi. Eliyle GR tuunu iaret etti. "Ateleyelim bakalm." aret parman tu takmna uzatan Sophie aklna gelen garip dnceyle tereddt etti. Langdon, ona, "Hadisene," diyerek hzlandrmaya alt. "Vernet az sonra burada olur." "Hayr." Sophie elini geri ekmiti. "Asl hesap numaras bu deil "Elbette bu! On haneli. Baka ne olabilir ki?" "Fazlasyla geliigzel." Geliigzel mi?Langdon bu fikre kesinlikle katlmyordu. Banka mterilerinden PIN kodlarn geliigzel saylardan semelerini isterdi, bylece numaray kimse tahmin edemezdi. Elbetteburadaki mteriler de hesap numaralarn geliigzel saylardan seeceklerdi. Sophie ekrana yazd her eyi sildi ve kendinden emin bir ifadeyle Langdon'a bakt. "Bugeliigzel saynn, Fibonacci Dizimi'nden seilmi byk bir tesadf olurdu."

Langdon onun hakl olabileceini fark etmiti. Sophie daha nce bu Fibonacci Dizimi'ni oluturacak ekilde sralamt. Bunun olabilme ihtimali gerekten ok dkt. Sophie sanki hesap numaras ezberindeymi gibi bir kez daha tu takmna uzanm, yeni bir say giriyordu. "Ayrca bykbabamn sembollere, ifrelere olan tutkusu gz nne alnrsa, mutlaka kendisi iin anlam ifade eden bir hesap numaras semi olmal, kolaylkla hatrlayabilecei bir ey." Sayy yazmay bitirdikten sonra sinsi bir ifadeyle glmsedi. "Geliigzel gibi grnen... amaolmayan bir ey." Langdon ekrana bakt. HESAP NUMARASI: 1332211185

Ekrana bakt anda Sophie'nin hakl olduunu anlamas Langdonn sadece saniyelerini almt. Fibonacci Dizimi 1-1-2-3-5-8-13-21 Fibonacci Dizimi, on haneli tek bir say haline getirildiinde kesinlikle ne olduu anlalmyordu. Hatrlamas kolay ama grn geliigzel. Saunire'in asla unutamayaca on haneli dhice bir ifre. Bunun dnda, Louvre'un zeminindeki kark saylarn sraya sokulduunda nl diziyi meydana getirmesini mkemmel bir biimde aklyordu. Sophie uzanarak GR tuuna bast. Hibir ey olmad. En azndan fark edebilecekleri bir ey olmad. O srada, bankann altlarnda bulunan yeralt mahzenindeki robotumsu bir pene harekete gemiti. Tavana bal ift eksenli bir tama sisteminde kayarak hareket eden pene, ald koordinatlara doru ilerliyordu. Aadaki beton zeminde, devasa bir zgarann stnde yan yana dizilmi plastik kasalar duruyordu... bir yeralt odasna sralanm kk tabutlar andryorlard. Pene, doru noktaya geldiinde durup alald, bu srada elektrikli bir gz, kutunun stndeki barkod numarasn okuyordu. Ardndan, pene bir bilgisayar hassasiyetiyle ar kulpu kavrad ve kutuyu diklemesine kaldrd. Devreye giren yeni cihazlarn yardmyla pene kutuyu odann dier ucuna tad ve tayc bandn zerine geldiinde durdu. Sonra kol kutuyu nazike brakarak, geri ekildi. Kol devre d kaldktan sonra tayc bant dnmeye balad... Yukarda, Sophie ile Langdon tayc bandn hareket etmeye baladn grnce rahatlamlard. Bandn yannda dururlarken, kendilerini iinden ne kacan bilmedikleri gizemli bir bavulu bekleyen yorgun tatilciler gibi hissediyorlard. Tayc bant odaya, sa taraflarndaki hareketli kapnn altndaki dar aralktan girdi. Metal kap yukar kayarak aldnda, tayc bandn gerilerinde muazzam bir plastik kutu belirmiti. Bu siyah ve plastik kutu, Sophie'nin tahmin ettiinden ok daha bykt. Uaklarda evcil hayvan tamaya yarayan kafeslerin deliksiz olanlarna benziyordu. Kutu, tam nlerine gelince durdu. Orada sessizce duran Sophie ile Langdon, gizemli kutuya gzlerini dikmilerdi. Bankadaki dier her ey gibi, bu kutu da sanayi yapmyd, metal menteeleri, zerinde bir barkod etiketi ve arla dayankl kulplar vard. Sophie, onu dev bir alet antasna benzetmiti. Sophie hi vakit kaybetmeden, nnde duran iki tokay zd. Sonra Langdon'a gz att. Ar kapa birlikte kaldrarak, arkaya doru ittiler. ne doru yaklaarak, kasann iine dikkatle baktlar. Sophie ilk baktnda kutunun bo olduunu sanmt. Ardndan bir ey grd. Kutunun en altnda duruyordu. Tek bir nesne. Ayakkab kutusu byklndeki cilal tahta kutunun menteeleri oymalyd. Parlak mor aacn koyu damarlar vard. Sophie bunungl aac olduunu fark etti. Bykbabasnn en sevdii. Kapanda gzel

bir gl deseni bulunuyordu. Sophie ile Langdon birbirlerine aknlkla baktlar. Sophie eilip kutuyu kavrayarak, dar kard. Tanrm, ne kadar ar! Byk bir dikkatle geni masann stne tayp, brakt. Langdon, yannda duruyordu. Her ikisi de, bykbabasnn bulmalar iin gnderdii kk hazine sandna gzlerini dikmiti. Langdon kapaktaki el oymas be yaprakl gle hayretle bakyordu. Bu trden gl ekillerini pek ok kez grmt. "Be yaprakl gl," diye fsldad. "Tarikatn Kutsal Kse iin kulland semboldr." Sophie dnp ona bakt. Langdon, onun ne dndn anlayabiliyor, kendisi de ayn eyi dnyordu. Kutunun boyutlar, iindekinin arl ve tarikatn kulland Kse sembol kukusuz tek bir sonuca gtryordu.sa'nn Kadehi bu sandn iinde. Langdon bir kez daha kendisine bunun mmkn olmadn syledi. Sophie, "Bu bir," diye fsldad. "Kadehi koymak iin en uygun boyut." O bir kadeh olamaz. Sophie kutuyu amaya hazrlanarak, sand masann stnde kendine doru ekti. Fakat o kutuyu hareket ettirirken beklenmedik bir ey oldu. Kutudan garip lkr lkr bir ses geldi. Langdon iyice anlamak iin kulam edi. indesv m var? Sophie de ayn derecede arm grnyordu. "Sen de duydun mu?..." Langdon bo bir ifadeyle ban sallad. "Sv." leriye uzanan Sophie yavaa kopay at ve kapa kaldrd. indeki nesne, Langdonn o gne dek grd hibir eye benzemiyordu. Ama her ikisi de bir eyi o anda iyice anlamt. Bu kesinlikle sa'nn Kadehideildi.

45
Bekleme odasndan ieri giren Andr Vernet, "Polis yollan kapatyor," dedi. "Sizi buradan kartmak zor olacak." Kapy arkasndan kaparlarken, tayc bandn zerindeki plastik antay grnce, olduu yerde srad.Tanrm! Saunire'in hesap numarasn m buldular? Sophie ile Langdon masadaki byk ahap bir mcevher kutusuna benzeyen eyin banda birbirlerine sokulmulard. Sophie hemen kapa kapatp ban kaldrd. "En bandan beri hesap numaras bizdeydi," dedi. Vernet'nin sesi soluu kesilmiti. Bu her eyi deitiriyordu. Gzlerini saygyla kutudan kard ve bir sonraki hareketini planlamaya alt.Onlar bankadan kartmalym! Ama polis yollar kapatm olduundan, Vernet'nin aklna bunu yapmann tek bir yolu geliyordu. "Mademoiselle Neveu, sizi bankadan gven iinde kartabilirsem, bu nesneyi yannzda m gtreceksiniz, yoksa ayrlmadan nce kasaya iade mi edeceksiniz?" Sophie, Langdon'a bir bak frlattktan sonra Vernet'ye dnd. "Yanmzda gtrmemiz gerekiyor." Vernet ban sallad. "ok gzel. O halde bu nesne her ne ise, koridorda yrrken onu ceketinize sarmanz tavsiye ederim. Baka birini grmesini istemem." Langdon ceketini karrken, Vernet tayc bandn yanna gidere bo kasay kapatt ve ekrana bir dizi emirler girdi. Tayc bant, zerindeki plastik kasayla birlikte aadaki mahzene doru hareket etmeye balad. Vernet altn anahtar konsoldan kararak, Sophie'ye uzatt. "Bu yoldan ltfen. Acele edin." Arka taraftaki ykleme havuzuna gittiklerinde Vernet polis arabas klarnn yeraltndaki garaj doldurduunu grd. Kalarn att. Rampay kapatyor olmalydlar.Gerekten bu ii alnmn akyla baaracak mym? Artk terlemeye balamt. Vernet bankann kk zrhl aralarndan birini iaret etti.Transport sr , Zrih Emanet Bankas'nn sunduu dier bir hizmetti. Byk ve ar arka kapy aarken, "Kargo ksmna gein," diyerek, eliyle parlayan elik blmeyi gsterdi. "Hemen dnerim." Sophie ile Langdon araca binerlerken, Vernet ykleme havuzu denetisinin ofisine girerek kamyonun anahtarlarn ald ve kendine bir ofr niformasyla apkas buldu. Ceketiyle kravatn kararak, ofr ceketini giymeye balad. Her ihtimale kar, niformasnn altna omuz tabancas klfn takt. Dar

karken ofrn tfekliinden bir tabanca ald ve klfa yerletirdi, niformasn stne ekti. Kamyona geri dnen Vernet apkayla yzn iyice rterek dikkatle, bo elik kasann iinde oturmakta olan Sophie ile Langdon'a bakt. "Bunun ak durmasn istersiniz herhalde," diyen Vernet, ieriye uzanp, tavandaki tek ampul yakmak iin duvardaki dmeyi evirdi. "Ayrca otursanz iyi olur. Kapya giderken hi sesinizi kartmayn." Sophie ile Langdon metal yere oturdular. Langdon tvit ceketine sarmalanm olan hazineyi kucana ald. Vernet ar kaplar rterek onlar ieri kilitledi. Ardndan direksiyona geip, motoru altrd. Zrhl kamyon rampay karken Vernet apkasnn altnda biriken terleri hissetmeye balamt. n tarafta tahmin ettiinden daha fazla polis olduunu grebiliyordu. Kamyon rampay kmaya baladnda, geilerine izin vermek iin kaplar ieri doru ald. Vernet ilerleyip bir sonraki bilgisayar mekanizmasna gelmeden nce kapnn arkasndan kapanmasn bekledi. kinci kap kalktnda, k yolu almt. Rampann nn kesen polis arabas dnda. Vernet alnn silip, arac ileri doru srd. Leylek gibi bir polis memuru dar kp, barikatn birka metre ilerisinde ona durmasn iaret etti. Darda drt devriye arabas park etmiti. Vernet durdu. ofr apkasn daha da aa indirerek, kltrl terbiyesinin elverdiince kaba grnmeye alt. Direksiyonun bandan ayrlmadan kapy at ve sert yzl ajana bakt. Vernet sert bir ses tonuyla, "Gei iznin var m?"diye sordu. Ajan, "Je suis Jrome Collet," dedi. "Adli polisten temen." Kamyonun yk kasasn iaret etti "Bunun iinde ne var?" Vernet bozuk bir Franszcayla, "Nerden bileyim?" diye karlk verdi. "Ben sadece bir ofrm." Collet etkilenmie benzemiyordu. "ki suluyu aryoruz." Vernet gld "O halde doru yere gelmisiniz. ofrln yaptm bu heriflerden bazlarnn o kadar ok paras var ki, mutlaka sulu olmallar." Ajan, Robert Langdonn pasaport resmini kaldrd. "Bu adam bu gece bankanza geldi mi?" Vernet omuzlarn silkti. "Hi fikrim yok. Bizim mterilerin yanna girmemize izin vermiyorlar. eri girip n masaya sormanz gerekiyor." "Bankanz ieri girmek iin bizden arama belgesi istiyor." Vernet tiksintili bir ifade taknd. "Mdrler. Azm atrmayn benim." 'Kamyonu an ltfen." Collet yk kasasn gsteriyordu. Vernet ajana bakarak, iren bir kahkaha att. "Kamyonu amak m? Bende anahtarlar var m sanyorsunuz? Bize gvendiklerini mi dnyorsunuz? Bana dedikleri bozukluklar grmeniz lazm." Ajan pheli bir ifadeyle, ban yana doru emiti. "Kendi kamyonunuzun anahtarlarnn sizde olmadn m sylyorsunuz?" Vernet ban iki yana sallad "Yk kasasnn anahtarlar yok. Sadece kontak anahtar. Bu kamyonlar, ykleme havuzundaki denetiler tarafndan mhrleniyor Sonra birisi yk kasasnn anahtarn var yerine gtrene kadar kamyon yerinde bekliyor. Anahtarlarn alcya ulat arsn aldktan sonra, yola kmak iin onay alyoruz. Daha nce deil. Hibir zaman ne tadm bilmem." "Bukamyon ne zaman mhrlendi?" "Saatler nce olmal. Bu gece St. Thurial'a kadar gideceim. Kargo anahtarlar oraya ulam." Ajan hi cevap vermeden susuyor, gzleriyle adeta Vernet'nin zihnini okumaya alyordu. Bir ter damlas Vernet'nin burnundan aa akmak zereydi. Burnu ceketinin koluyla silip, yolunu kesen polis arabasn iaret ederken, "Sakncas var m?" diye sordu' "ok uzun bir yolum var." Ajan, Vernet'nin kolunu gstererek, "Btn ofrler Rolex mi takyor? " diye sordu. Vernet ban eip baktnda, ceket kolunun altndan parlayan son derece pahal saatinin kayn grd.Merde. "Bu bok mu? St. Germain des Prs'teki Tayvanl sokak satcsndan yirmi euroya aldm. Size krka satarm." Ajan biraz duraksadktan sonra kenara ekildi. "Hayr teekkrler. Gvenli yolculuklar." Kamyon sokan elli metre uzana gidene kadar Vernet nefes almad. imdi baka bir sorunu vard.

Yk.Onlar nereye gtreceim?

46
Odasndaki hasr kilimin stnde yzkoyun yatm olan Silas taze krba yaralarnn phtlamasn bekliyordu. Bu gece kendine verdii ikinci cezalandrma onu sersemletmi ve gsz brakmt. Ayrca kee kemerini artk kartmas gerekiyordu, kalalarnn i ksmlarndan kan aktn hissedebiliyordu. Yine de kay kartmak hakkn kendinde grmyordu. Kiliseye ihanet ettim. Daha da kts, piskoposa ihanet ettim. Bu gecenin Piskopos Aringarosa'nn kurtulu gecesi olmas gerekiyordu. Piskopos be ay nce Vatikan Rasathanesi'nden dndnde, onu derinden deitirecek olan bir ey renmiti. Haftalarca depresyonda gezen Aringarosa, en sonunda haberi Silas'la paylamt. Silas, "Ama bu imknsz!" diye haykrmt. "Bunu kabul edemem!" Aringarosa, "Doru," demiti. "nsann aklna gelecek trden deil, ama doru. Sadece alt ay var." Piskoposun szleri Silas' dehete drmt. Kurtulmak iin dua etti ve o karanlk gnlerde bile Tanrya ve Tark'e olan inancn kaybetmedi. Bir ay sonra bulutlar mucizevi bir ekilde aralanm ve umut domutu. Aringarosa buna,ilahi mdahale demiti. Piskopos ilk kez umutlu grnyordu. "Silas," diye fsldamt. "Tanr bizeTarik 'i korumamz iin bir frsat sunuyor. Tm mcadeleler gibi bizim mcadelemiz de fedakrlk gerektirecek. Sen Tanrnn neferi olacak msn?" Silas, Aringarosa'nn -ona yeni bir hayat veren adamn- nnde diz km ve, "Ben Tanr'nn kuzusuyum. Beni yreinizin diledii gibi gdn," demiti. Aringarosa ortaya kan frsat anlattnda Silas bunun sadece Tanrnn yardmyla olabileceini anlamt.Mucizevi kader! Aringarosa, Silas'a plan yapan adamla kendine -retmen diyen bir adamtemas kurdurtmutu. retmen ile Silas asla yz yze gelmedikleri halde, her telefon konumalarnda Silas, onun hem inancna, hem de gcnn byklne korkuyla kark sayg duyuyordu. retmen, her yerde gz ve kula olan, her eyi bilen bir adama benziyordu. Silas, retmen'in bu bilgileri nasl topladn bilmiyordu, ama Aringarosa'nn ona byk bir gveni vard ve Silas'a da aynn yapmasn sylemiti. Piskopos, Silas'a, "retmen'in sylediklerini yap," demiti. "O zaman zafere ularz." Zafer.Silas imdi plak zemine bakarken zaferin ellerinden kam olmasndan korkuyordu. retmen aldatlmt. Kilit ta meselesi dolambal bir kmaza dnmt. Ve bu dzenin iinde tm umutlar yok olmutu. Silas, Piskopos Aringarosay arayp onu uyarmak istiyordu, ama retmen o gece iin dorudan yapacaklar tm iletiimi yasaklamt.Kendi gvenliimiz iin. Sonunda dayanlmaz korkularn yenen Silas ayaa kalkp, yerde duran cppesini ald. Cebinden telefonunu kard. Ban utanla sallarken telefon numarasn evirdi. "retmen," diye fsldad. "Her eyi kaybettik," Silas, adama nasl drldn tm drstlyle anlatt. retmen, "nancn ok abuk kaybediyorsun," diye karlk verdi. Yeni bir haber aldm. Beklenmedik ama iyi bir haber. Sr devam ediyor. Jacques Saunire lmeden nce srr devretmi. Seni yaknda arayacam. Bu geceki iimiz henz bitmedi."

47
Zrhl kamyonun lo yk kasasnda yolculuk yapmak, hcrenin iinde mebbet hapse gtrlmek gibi bir histi. Langdon kapal yerlerde gelip kendisini vuran o tandk heyecan duygusuyla bouuyordu.Vernet bizi ehirden gvenli bir mesafeye gtreceini syledi. Nereye? Ne kadar uzaa? Langdon'n bacaklar yerde bada kurup oturmaktan uyutuundan, vcudunun alt ksmnda kan dolamm salayacak yeni bir pozisyon ald. Kollaryla bankadan aldklar garip hazineye sk sk

sarlmt. Sophie, "Sanrm artk otoyola ktk," dedi. Ayn eyi Langdon da hissetmiti. Kamyon, rampann sonundaki cesaret krc duraklamann ardndan sola dnm, bir iki dakika sonra saa sapmt. imdi ise son sratle gidiyor gibiydi. Altlarndaki kurun geirmez lastikler yumuak asfalt zerinde vzldyordu. Dikkatini zorla kollarnda tuttuu gl aacndan kutuya vermeye alan Langdon kymetli bohasn yere brakt, ceketini at ve iinden kutuyu kararak kendine ekti. Sophie yan yana oturacaklar ekilde pozisyonunu deitirmi"' Langdon birden kendilerini, ylba aacnn altnda birbirine sokulmu! iki ocuk gibi hissetti. Gl aac kutunun scak renkleriyle tezat oluturacak soluk bir aatan, muhtemelen dibudaktan yaplm olan gl ilemesi, lo kta belirgin biimde parlyordu.Gl. Gizli cemiyetler gibi pek ok ordu ve din bu sembol stne kurulmutu.Rozenkruzlar. Gl Ha valyeleri. Sophie, "Devam et," dedi. "A unu." Langdon derin bir nefes ald. Elini kapaa uzatrken, hayranlk uyandrc aa oymasna son bir kez daha bakt ve sonra kancay aarak kapa kaldrd ve iindeki nesneyi ortaya kard. Langdon bu kutunun iinde bulabilecekleri nesneye dair pek ok fantezi kurmutu ama btn tahminleri yanl kmt. Kutunun yumuak koyu krmz ipek i yzeyinin stne yerletirilen nesne, Langdon'n anlayabilecei trden bir ey deildi. Cilal beyaz mermerden oyulmu, tenis topu kutusu byklnde tas bir silindirdi. Bununla birlikte tek bir gvdeden olumak yerine, ta silindir pek ok paradan oluuyor gibiydi. Amerikan ekerli rei byklndeki alt mermer yuvarlak, ince bir pirin karkas zerine yerletirilip bir araya getirilmiti. Boru eklindeki bir kaleydeskopa benziyordu. Silindirin her iki ucu da, ii grlmeyecek ekilde mermer bir kapakla rtlmt. indeki sv sesini duyan Langdon silindirin iinin oyuk olduunu tahmin etti. Tpn etrafndaki oymalar da ilk bakta, silindirin gizemli yaps kadar Langdon'n dikkatini ekmiti. Alt diskin her birine, dierinden farkl harfler kaznmt... tm alfabe. zerinde harfler bulunan silindir Langdon'a ocukluunda en sevdii oyuncan hatrlatmt... farkl kelimeler tretmek iin evrilebilen harf tabletleri takl bir sopa. Sophie, "Etkileyici, yle deil mi?" diye fsldad. Langdon ban kaldrp ona bakt. "Bilmiyorum. Bu da ne byle?" imdi gzleri parlayan Sophie idi. "Bykbabam hobi olarak bunlar yapard. Leonardo da Vinci tarafndan icat edildiler." Sophie lo kta bile Langdon'n gzlerindeki aknl grebiliyordu. Silindire yeniden bakan Langdon, "Da Vinci mi?" diye mrldand. Evet. Bunakripteks deniyor. Bykbabamn anlattna gre planlar da Vinci'nin gizli gnlklerinden birinde bulunmu." "Ne ie yaryor?" Sophie, o gece olanlar dnldnde cevabn ilgin bir anlam ierdi biliyordu. "Bu bir kasa," dedi. "Gizli bilgileri saklamak iin." Langdonn gzleri daha da byd. Sophie, bykbabasnn en sevdii hobisinin Da Vinci'nin icatlarnn modellerini yapmak olduunu aklad. Ahap ve maden atlyesinde saatler geiren yetenekli bir zanaatkar olan Jacques Saunire, nl ustalarn taklitlerini yapmaktan holanrd... eitli emaye ileriyle Faberg Yumurtalar ve Leonardo da Vinci'nin sanattan ok pratik almalar. Da Vinci'nin gnlklerine yle bir bakmak bile, neden dehasyla olduu kadar balad ii bilinmemekle nl olduunu anlamaya yeterdi. Da Vinci asla yapmad yzlerce icadn modelini izmiti. Jacques Saunire'in en byk ura, Da Vinci'nin aprak icatlarn hayata geirmekti... saatler, su pompalar, kripteksler ve hatta imdi gururla masasnn stnde duran eklemli ortaa Fransz valyesi. Anatomi ve vcut hareketi almalarnn bir rn olarak Da Vinci'nin 1495 ylnda tasarlad robot valyenin i mekanizmas, yanlsz eklemler ve tendonlar ieriyordu. Ayrca dik oturabilecek, kollarn aabilecek, bklebilir boynu zerindeki ban oynatabilecek ve anatomik yaps doru bir eneyi ap kapayabilecek ekilde tasarlanmt. Sophie daima bu zrhl valyenin, bykbabasnn yapt en gzel nesne olduunu dnmt... bu gl aac kutunun iindeki kripteksi grene kadar. Sophie, "Kkken bana bunlardan bir tane yapmt," dedi. "Ama bu kadar sslsn ve byn

hi grmedim." Langdon gzlerini kutudan ayrmyordu. "Ben hi kripteks diye bir ey duymadm." Sophie armamt. Leonardo'nun retmedii icatlarnn stnde hibir zaman allmam ya da onlara isim verilmemiti.Kripteks terimi bykbabasnn uydurduu bir kelime olmalyd. Parmen ktlar ya dakodeks stne yazl bilgiyi saklamak iin kriptoloji bilimini kullanan bu alet iin uygun bir terimdi. Sophie pek sk bahsedilmese de, Da Vinci'nin birkriptoloji ncs olduunu biliyordu. Sophie'nin niversitedeki retmenleri, veri saklamak iin bilgisayarda ifreleme yntemlerini anlatrlarken, Zimmerman ve Schneier gibi ada kriptograflar vmler fakat asrlar nce ilk ifreleme biimlerini icat etmi olan Leonardo'dan bahsetmemilerdi. Bunu Sophie'ye anlatan kii elbette bykbabas olmutu. Zrhl kamyon otoyolda grleyerek ilerlerken Sophie, Langdon'a kripteksin uzun mesafelere gvenli mesajlar gndermek iin Da Vinci'nin bulduu zm olduunu aklad. Telefonlarn ve e-postalarn o olmad bir dnemde, insanlarn uzaktaki birilerine zel bilgi gndermek iin yaz yazmaktan ve tayan kiiye gvenmekten baka aresi yoktu. Ne yazk ki ulak, mektupta deerli bir bilgi olduundan kukulandnda mektubu yerine ulatrmak yerine iindeki bilgiyi rakiplere satarak daha ok para kazanabileceini dnrd. Tarihteki pek ok byk zek, bilginin korunmas iin kriptolojik zmler retmilerdi: Jl Sezar, Sezar Kutusu adl bir ifreli yazm teknii gelitirmiti; sko Kraliesi Mary, icat ettii sras deitirilmi ifrelerle hapisten gizli bildiriler gndermiti; ve dhi Arap bilim adam Ebu Yusuf i mail al-Kindi srlarn, zekice tasarlad ok alfabeli bir ifreleme sistemi sayesinde korumutu. Bununla birlikte Da Vincimekanik bir zm retmek iin matematikten ve kriptolojiden uzak durmutu. Kripteks. Mektuplar, haritalar, emalar ve akla gelebilecek her eyi gvenlikle saklayabilecek bir muhafaza. Bilgi kripteksin iine yerletirildikten sonra, ancak doru parolay bilen kii ona eriebilirdi. Sophie disklerin stndeki harfleri gstererek, "Bir parolaya ihtiyacmz var," dedi. "Bir kripteksin alma sistemi bisiklet kilitlerine benzer. Numaralar doru sray oluturacak ekilde dizildiinde kilit alr. Bu kriptekste ise be harf var. Doru sra dizildiinde ierdeki diler yerine oturur ve silindir ayrlr." "Peki iinde ne olur?" "Silindir aldktan sonra ortadaki bo blmeye ulaabilirsin. Orada da genellikle gizli kalmasn istediin bilginin yazl olduu kt rulosu bulunur." Langdon inanmyormu gibi grnyordu. "Ve bykbaban kkken sana bunlardan yapt, yle mi?" "Daha ufaklarndan, evet. Doum gnlerimde birka kez bana kripto verip bir bilmece sormutu. Bilmecenin cevab kripteksin parolas olurdu. Cevab bulduktan sonra ap doum gn kartm alrdm." "Bir kart iin fazla uratrc." Hayr, kartlarda genellikle baka bir bilmece ya da ipucu yazl olurdu. Bykbabam evin iinde hazine av oynamaya baylrd, gerek hediyeme giden ipucu zincirleri. Her hazine av, dlm alacam temin eden bir karakter ve erdem snavyd. Ve snavlar asla kolay olmazd." Tekrar alete bakan Langdon hl pheli grnyordu. Peki, ama niye ortadan ikiye ayrmyorsun ki? Ya da krmyorsun? Metal hassas grnyor, ayrca mermer de yumuak br kaya." Sophie glmsedi. "nk Da Vinci bundan ok daha akllyd. Kripteks herhangi bir ekilde zorlanarak alacak olursa, iindeki bilgi kendi kendini yok edecek ekilde tasarlamt. zle." Sophie kutuya uzanarak, dikkatle silindiri kard. "eri konulacak olan bilgi ilk nce papirs kdna yazlr." 'Tireye deil mi?" Sophie ban iki yana sallad. "Papirs. O gnlerde koyun tiresin daha sk kullanldn ve daha dayankl olduunu biliyorum ama mutlaka papirs olmas gerekiyordu. Ne kadar ince olursa o kadar iyi." "Tamam." "Papirs, kripteksin iindeki blmeye yerletirilmeden nce, krlgan cam bir ienin etrafna sarlrd." Sophie parmayla kriptekse hafife vurunca iindeki svdan ses geldi. "i sv dolu bir ie." "Ne svs?" Sophie glmsedi. "Sirke." Langdon ksa bir sre duraksadktan sonra ban sallad. "Dhice." Sirke ve papirs,diye dnd Sophie. Herhangi biri kripteksi zorla amaya kalkt takdirde cam

ie krlacak ve sirke abucak papirs eritecekti. Gizli mesaja ulaan kiinin elinde bir topak kt hamurundan baka bir ey olmayacakt. Sophie, "Anlayacan gibi," dedi. "indeki bilgiyi renmenin tek yolu be harfli ifreyi bulmak." Aklndan abucak deiimleri hesaplad. "On iki milyondan fazla ihtimal var." Aklndan yaklak on iki milyon soru geiyormu gibi grnen Langdon, "Sen yle diyorsan yledir," dedi. "inde nasl bir bilgi olduunu tahmin ediyorsun?" "Her ne ise, bykbabamn ok gizli bir sr olarak saklamak istedii ortada." Kutunun kapan kapatp, stndeki be yaprakl gl oymas bakarak duraksad. Onu rahatsz eden bir ey vard. "Sen gln Kse kullanlan bir sembol olduunu mu sylemitin?" "Kesinlikle. Tarikat sembollerinde gl ve Kse ayn anlama gelirler Sophie kalarn att. "Bu ok garip, nk bykbabam bana her zaman gln gizlilik anlamna geldiini sylerdi. Evdeyken gizli bir telefon grmesi yaptnda benim odasna girmemi istemedii zamanla kapsna bir gl asard. Benim de aynn yapmam sylerdi."Tatlm, demiti bykbabas, birbirimize kaplan kilitlemek yerine, rahatsz edilmek istemediimiz zamanlarda kapmza bir gl la fleur des secrets asabiliriz. Bu ekilde birbirimize sayg duyup gvenmeyi renebiliriz. Gl asmak eski bir Roma geleneidir. "Sub rosa," dedi Langdon. "Romallar, toplantlarnn gizli olduunu iin gl asarlard. Bylece toplantya katlanlar gln altnda -ya da sub rosa- konuulanlarn sr olarak kalmas gerektiini bilirlerdi." Langdon abucak, tarikatn gl Kse sembol olarak kullanmasnn tek nedeninin sadece gizlilik dncesinden kaynaklanmadn aklad. En eski gl trlerinden biri olanrosa rugosann , ayn Vens yldz gibi be yapraa ve begen bir simetriye sahip olmas gle,kadnlkla gl ikonografik balar salyordu. Bununla birlikte gln "doru yn" ve yol bulmak kavramlaryla ok yalan balar vard. Pusula gl, ayn Gl izgisi gibi, seferilere haritalardaki boylamlara bakarak yn bulmakta yardmc oluyordu. Bu yzden dii kadeh ve gizli geree gtren yldz anlamndaki gl, pek ok adan gizlilik, kadnlk ve yn tayini Kse'yi tanmlayan bir sembol olarak kabul edilmiti. Langdon aklamasn bitirdiinde, yz ifadesi birden dondu. "Robert? yi misin?" Gzlerini gl aac kutuya dikmiti. Yzndeki korkulu aknlk ifadesiyle, "Sub... rosa," diye mrldand. "Olamaz." "Ne?" Langdon gzlerini yavaa yukar kaldrd. "Gl iaretinin altnda," diye fsldad. "Bu kripteks... Sanrm bunun ne olduunu biliyorum."

48
Bu ta silindiri onlarakimin verdiini, nasl verdiini dnen Langdon kendi tahminine glkle inanyor ve kutunun stndeki gl oymasna baktka tek bir sonuca varabiliyordu. Tarikatn kilit tan tutuyorum. Efsane, akt. Kilit ta, gl iaretinin altndaki ifreli bir tatr. "Robert?" Sophie, onu inceliyordu. "Neler oluyor?" Dncelerini toparlayabilmek iin Langdon'n biraz zamana ihtiyac vard. "Bykbaban hi sanala clef de vote diye bir eyden bahsetti mi?" Sophie, "Kasa anahtar m?" diye tercme etti. "Hayr, bu tam tercmesi oluyor.Clef de vote sk kullanlan bir mimari terimdir.Vote banka kasas deil, tonoz anlamnda kullanlr. Tonozlu tavanlar gibi." "Ama tonozlu tavanlarn anahtar olmaz." "Dorusunu istersen vardr. Her ta kemerin ortasnda, takoz gre grerek paralan birbirine tutturan ve tm yk tayan bir ta vard Mimari anlamda bu ta, kemerin anahtardr. ngilizcede biz buna kilit ta diyoruz." Langdon anladndan emin olmak iin Sophie'nin gzlerine bakt. Baklarn kriptekse indiren Sophie omuzlarn silkti. "Ama bunu bir kilit ta olmad ortada."

Langdon nereden balamas gerektiini bilemiyordu. Bir duvarc teknii olarak ta kemerler yapmakta kullanlan kilit talar, eski Msr kardeliinin en iyi korunan srlarndan biriydi.Kraliyet Kemeri Derecesi. Mimari. Kilit talar. Hepsi birbirine balyd. Kemerli geit yapmakta kullanlan kilit talarnn nasl kullanlacana ait gizli bilgi, Masonlarn bu kadar zengin olmalarna yardmc olan bilginin bir parasyd ve titizlikle saklanan bir srd. Kilit talar her zaman iin bir gizlilik gelenei olmutu. Ancak yine de gl aac sandn iindeki silindir bambaka bir eye benziyordu Tarikatn kilit ta -eer ellerindeki ey gerekten buysa- kesinlikle Langdon'n tahmin ettii gibi bir ey deildi. Langdon, "Tarikatn kilit ta benim uzmanlk alanm deil," diye itirafta bulundu. "Benim Kutsal Kse'ye olan ilgim daha ok sembolik anlamda, bu yzden onun nasl bulunacana dair verilen bilgileri hi nemsemedim." Sophie'nin kalar keman yay gibi gerilmiti. "Kutsal Kse'yibulmak m? " Langdon ban kaygyla sallarken, kullanaca kelimeleri dikkatle seti. "Sophie, tarikat ilmine gre, kilit ta ifreli bir harita... Kutsal Kse'nin sakland yeri gsteren bir harita." Sophie'nin yzndeki ifade donmutu. "Bunun o olduunu mu sylyorsun?" Langdon ne syleyeceini bilmiyordu. Kendisine bile inanlmaz geliyordu ama bununla birlikte aklna gelen tek mantkl cevap kilit tayd.Gl iaretinin altna saklanm ifreli bir ta. Kripteksin Leonardo da Vinci -Sion Tarikat'nn Byk Ustas- tarafndan tasarlanm olmas, bunun gerekten tarikatn kilit ta olduunu gsteren bir iaretti.Eski Byk Usta'nn taslaklar... yzyllar sonra bir baka tarikat yesi tarafndan hayata geirilmi . Aradaki ba gz ard edilemeyecek kadar aikrd. Tarihiler son on yldr kilit tan Fransz kiliselerinde aryorlard. Tarikatn ifreli terimlerine aina olan Kse avclar,la def de vote' un, bir kilisedeki kemere yerletirilmi oymal ve ifreli gerek bir kilit ta olduu sonucuna varmlard. Gl iaretinin altnda. Mimaride kullanlan gller dipsiz kuyuydu.Gl pencereleri. Gl rlyefleri. Ve elbette bolca rastlanlanbeparmakotu. .. kemerlerin en tepesindeki kilit tann stnde grlen be yaprakl dekoratif iekler. Saklama yeri eytana ta kartacak cinstendi. Bilinmeyen bir kilisenin kemerine yerletirilmi Kutsal Kase haritas, altndan geen kr kilise cemaatiyle alay ediyordu. Sophie, "Kripteks bir kilit taolamaz, " diye itiraz etti. "Yeterince eski deil. Bunu bykbabamn yaptna eminim. Eski Kse efsane*' bir paras olamaz." Bedenini bir heyecan kapladn hisseden Langdon, "Dorusu" H di. "Kilit tann yakn zaman nce tarikat tarafndan yapldna inan yor." Duyduklarna inanamayan Sophie'nin gzleri parlamt. "Ama eer bu kripteks Kutsal Kse'nin sakland yeri aklyorsa, bykbabam, onu bana niye versin? Onu nasl aacam ya da onunla ne yapacam bilmiyorum. Hatta Kutsal Kse'nin neolduunu bile bilmiyorum." Langdon, onun hakl olduunun farkndayd. Sophie'ye Kutsal Kse'nin gerek tabiatn anlatmaya frsat bulamamt. Bu hikyenin beklemesi gerekiyordu. u anda dikkatlerini kilit tana vermilerdi. Eer bu gereklen oysa... Langdon altlarndan gelen kurun geirmez tekerlek vzltlarn bastrarak Sophie'ye, kilit ta hakknda duyduu her eyi abucak anlatt. Yzyllardr, tarikatn en byk srrnn -Kutsal Kse'nin yeri- asla bir yere yazlmad iddia ediliyordu. Gvenlik tedbiri olarak bu bilgi, gizli bir ayin srasnda yenisnchal 'e ifahen aktarlyordu. Bununla birlikte son yzyl ierisinde tarikat politikasnn deitii fsldanyordu. Belki de yeni elektronik dinleme tertibatlar gerekesiyle tarikat, kutsal saklama yerini bir daha asla konumamaya ant imiti. Sophie, Teki o zaman srr nasl aktardlar?" diye sordu. Langdon, "te kilit ta o zaman devreye girdi," diye aklad. "En stteki drt yeden biri ldnde, geriye kalan aadaki kademelerden birini yenisnchal aday olarak seecekti. Yenisnchal 'a Kse'nin yerini sylemek yerine onu, bu bilgiyi hak ettiini kantlayacak bir snava sokarlard." Sophie bu duyduklarndan tedirgin olmu gibi grnyordu. Langdon birden bykbabasnn onun iin hazine avlar -preuves de mrite- dzenlediinden bahsettiini hatrlad. Kilit ta kavram da aynyd. Ayrca, bu gibi snavlar gizli cemiyetler arasnda olduka yaygnd. En iyi bilineni, yelerin bir srr saklayabildiklerini kantlayp, yllar boyunca bir dizi erdem snavlarndan geerek st kademelere

ykseldii Masonlard. Adaylar en st seviye olan otuz ikinci derece Mason mertebesine eriinceye kadar verilen grevler gittike arlard. Sophie, "Demek kilit ta birpreuves de mrite, " dedi. "Yenisnchal atnda, iindeki bilgiyi hak ettiini kantlam oluyor." Langdon ban sallad. "Bu tip eylere yabanc olmadn unutmuum. "Sadece bykbabam sayesinde deil. Kriptolojide buna 'kendini etkilendirme lisan' denir. Yani, eer onu okuyacak kadar akllysan, orada sylenenleri okumaya hak kazanrsn." Langdon bir sre tereddt etti. "Sophie eer bu gerekten kilit taysa, bykbabann buna sahip olmas Sion Tarikat'nda ok yetkili biri olduunu gsterir, farknda msn? En stteki drt yeden biri olmal." Sophie iini ekti. "Gizli bir cemiyette yetki sahibiydi. Buna eminim. Ama bunun tarikat olduunu sadece tahmin edebilirim. Langdon, onun sylediklerini sonradan kavrayabilmiti. "Onun gizli bir cemiyette ye olduunubiliyor muydun? " "On yl nce, grmemem gereken bir eyler grdm." Durdu. "Bykbabam grubun sadece st kademelerinde deildi... sanrm en yksek dereceli ye oydu." Langdon, Sophie'nin az nce sylediklerine inanamyordu. "Byk stat m? Ama... senin bunu bilmene imkn yok!" "Bundan bahsetmemeyi yelerim." Sophie ban evirdi. Yznde kararl olmakla beraber, ac dolu bir ifade vard. Langdon aknlndan nutku tutulmu bir halde oturuyordu.Jacques Saunire mi? Byk stat m? Doru kt takdirde byk yanklar uyandraca halde, Langdon son derece mantkl olduunu hissediyordu. Her eyden nce, eski Tarikat Byk statlar da sanat ruha sahip tannm kiilerdi. Bu gerein ispat yllar nce Paris'tekiMilli Ktphane de bulunan veLes Dossiers Secrets diye bilinen belgelerle ortaya kmt. Tm tarikat tarihileri ve Kse merakllarDossiers 'i okumutu. 4 lm 249 numarasyla katalogda yerini alanDossiers Secrets , pek ok uzman tarafndan tasdik edilmi ve tarihilerin uzun zamandr phelendii eyi dorulamt: Tarikatn Byk statlar arasnda Leonardo da Vinci, Botticelli, Sir Isaac Newton, Victor Hugo ve Parisli nl ressam Cocteau yer alyordu. Neden Jacques Saunire olmasn? Langdon'n pheleri, bu gece Saunire ile buluacan hatrlan da younlat.Tarikatn Byk stat' benimle bulumak istedi. Neden? Sanat hakknda sohbet etmek iin mi? Birden bu ihtimalin dk olduunun farkna vard. Her eyden nce, eer Langdonn sezileri doru, Sion Tarikat'nn Byk stat' kardeliin efsanevi kilit tan torununa devretmi ve ayn zamanda ondan Robert Langdon' bulmasn istemiti. Anlalmaz! Langdon'n hayal gc, Saunire'in davrann aklayacak koullar tahmin edemiyordu. Saunire kendi lmnden endie duymu olsa bile srr bilen ve bylece tarikatn gvenliini garantileyen snchaux daha vard. Saunire, kilit tan torununa vermek gibi byk bir riski neden gze almt, zellikle de ikisinin iyi anlaamad dnlecek olursa? Ve ayrca neden Langdon' ie kartrmt... tamamyla yabanc birini? Bu bulmacann bir paras eksik,diye dnd Langdon. Cevaplarn beklemesi gerektii ortadayd. Yavalayan motor sesi, her ikisinin de ban kaldrmasna neden olmutu. Lastiklerin ezdii akl ta sesleri duyuluyordu.Neden imdiden kenara ekiyor, diye dnd Langdon. Vernet onlar ehrin iyice uzanda, gvende olacaklar bir yere gtreceini sylemiti. Kamyon hzn kesmiti ve bozuk bir yoldan ilerliyordu. Sophie, Langdon'a endieli bir bak, frlattktan sonra kripteks kutusunu aceleyle kapatarak, kapa mandallad. Langdon ceketini giydi. Kamyon durduunda, arka kap kilidinin aldn duydular ama motor hl alyordu. Kaplar iki yana aldnda, yoldan iyice uzak ormanlk bir alana park etmi olduklarn gren Langdon armt. Vernet gzlerini ksm bir halde karsna dikildi. Elinde bir tabanca tutuyordu. Vernet, "Bunun iin zgnm," dedi. "Gerekten baka seeneim yok."

49
Andr" Vernet elinde tabancayla gerekten tuhaf grnyordu ama Langdon, onun gzlerinde grd kararll snamamak gerektiini anlamt. Kamyon kasasnn arka ksmnda oturan Langdon ve Sophie'ye silahn dorulturken, "Korkarm srar etmek zorundaym," dedi. "Kutuyu brakn." Sophie kutuyu gsne bastrd. "Bykbabamla arkada olduunuzu sylemitiniz." Vernet, "Grevim bykbabanzn mevduatn korumak," diye yant verdi. "Ve u anda tam olarak bunu yapyorum. imdi kutuyu yere brakn." Sophie, "Bykbabam bunu bana emanet etti," diye srar etti. Silahn daha yukar kaldran Vernet, "Dediimi yapn," diye emir verdi. Sophie kutuyu ayann dibine brakt. Langdon silah namlusunun kendisine evrilmesini izledi. Vernet, "Bay Langdon," dedi. "Kutuyu bana siz getireceksiniz. Ve unu bilin ki, bunusizden istiyorum nk ate etmekten ekinmeyeceim kii sizsiniz." Langdon inanmayan gzlerle bankacya bakyordu. "Bunu neden yapyorsunuz?" Vernet, "Neden olduunu tahmin ediyorsunuz?" diye aksanl ngilizcesiyle karlk verdi. "Mterimin mal varln korumak iin." Sophie, "Artk mterinizbiziz, " dedi. Vernet byk bir deiim geirmiti, gzleri artk buz gibi bakyordu. Mademoiselle Neveu, bu gece bu anahtarla hesap numarasn nasl ele geirdiinizi bilmiyorum ama iin iine bir cinayet kart ortada. lediiniz sularn boyutunu bilseydim, bankadan kmanza asla izin vermezdim." Sophie, "Size syledim," dedi. "Bykbabamn ldrlmesiyle bizim hibir ilgimiz yok!" Vernet, Langdon'a bakt. "Ama radyoda sizin sadece Jacques Saunire'in deil,dier kiinin de katili olarak arandnz iddia ediliyor" "Ne!" Langdon hayretten az ak kalmt. cinayet daha m? Saynn kendisi, onu ba pheli olmas gereinden daha fazla etkilemiti Bunun tesadf olma ihtimali yok gibi grnyordu. snchaux mu? Langdon baklarn gl aac kutuya indirdi.Eer snchaux ldrldyse, Saunire'in baka ans yoktu. Kilit tan birine devretmesi gerekiyordu., Vernet, "Ben sizi teslim ettiimde bunu polis halleder," dedi. "Bankam bu ie gereinden fazla kart." Sophie, Vernet'ye bakt. "Bizi teslim etmeye niyetiniz olmad belli, Bizi bankaya geri gtrmeliydiniz. Ama onun yerine buraya getirip, silah ekiyorsunuz." "Bykbabanz beni bir sebepten tr seti... mal varlklarnn gvende ve gizli kalmas iin. Bu kutunun iinde her ne varsa, onun polis soruturmasnda kataloga alnan bir delil paras olmasn istemiyorum. Bay Langdon, kutuyu bana getirin." Sophie ban iki yana sallad. "Yapma." Patlayan mermi sesiyle, kurun stndeki duvar deldi. Bo mermi kovan yk kasasnn zeminine derken, yank sesi kamyonun arkasn sallamt. Kahretsin!Langdon olduu yerde kald. Artk Vernet kendinden daha emin bir tavrla konuuyordu. "Bay Langdon, kutuyu aln." Langdon kutuyu kaldrd. "imdi bana getirin." Vernet arka tamponun nnde durmu, ne doru uzatt silahyla ieri doru nian almt. Langdon elinde kutuyla birlikte ak kapya doru yrd. Bir eyler yapmalym, diye dnd Langdon.Tarikatn kilit tan bakasna vermek zereyim! Langdon kapya doru ilerlerken, yukarda durduu daha da belirgin bir hal almt. Bu durumu avantaja evirip eviremeyeceini dnd. Vernet silahn yukar kaldrd halde, Langdonn diz hizasna geliyordu.yi bir tekme mesela? Ama ne yazk ki Langdon yaklanca tehlikeli durumu fark eden Vernet, geriye doru adm atarak yaklak iki metre uzaklat. Yeterince uzaa ekilmiti. Vernet, "Kutuyu kapnn yanna brakn," diye emretti.

Baka seenek gremeyen Langdon melerek, gl aac kutuyu kapnn tam nne brakt. imdi ayaa kalkn." Langdon ayaa kalkmaya hazrlanrken, kap eiinin yannda duran bo ve kk mermi kovann grnce duraksad. "Ayaa kalkn ve kutudan uzaklan." Metal eie bakan Langdon biraz daha duraksad. Daha sonra ayaa kalkt. Bunu yaparken, kovan dikkatle kapnn alt eiindeki dar kntya ayayla iteledi. Tamamen ayaa kalknca geriye adm att. "Arka duvara kadar gidip arkanz dnn." Langdon sylediini yapt. Vernet kalbinin hzla arptn hissediyordu. Silah sa eliyle tutarken, sol elini tahta kuruya doru uzatt. Kutunun fazlasyla ar olduunu fark etmiti.ki elimi kullanmalym. Baklarn yeniden tutsaklarna evirerek, riskleri hesaplad. Her ikisi de yk kasasnn arka duvarnda, en azndan drt metre uzaktaydlar. Silahn aceleyle tamponun stne brakarak, kutuyu iki eliyle kaldrd ve yere brakt. Sonra silahn yeniden kavrayp, kasann iine dorulttu. Esirleri kprdamamt. Mkemmel.imdi geriye kaplar kapatp kilitlemek kalyordu. Kutuyu ksa bir sre iin yerde brakarak, ar metal kapy tutup kapatmaya balad. Kapy nnden arrken, itilmesi gereken srgy tutmak iin uzand. Kap grlt kartarak kapannca Vernet srgy kavrayarak sola itti. Srg birka santim hareket ettikten sonra, beklenmedik bir eye taklarak, kar kola girmedi.Neler oluyor? Vernet yeniden itti ama srg kapanmyordu. Mekanizma eit hizada deildi.Kap tam kapamand! Panikleyen Vernet kapya yaslanarak serte itti ama yerinden kprdamyordu.Bir ey engelliyor! Vernet kapya omuz atmak iin yan dnd srada kap dar doru aniden alarak Vernet'nin suratna arpt ve onu arkast yere yaptrd. Burnu krlm ve acyordu. Vernet elini yzne gtrp, burnundan akan kan hissederken silah elinden umutu. Robert Langdon yaknlarnda bir yerlere atladnda Vernet ayaa kalkmaya alt ama gremiyordu. Gzleri buland ve tekrar srt dt. Sophie Neveu baryordu. Birka dakika sonra Vernet zeri bir toz ve egzoz duman hissetti. Tekerleklerin akl talarn ezdiini duyduunda dik oturdu ve tam o anda kamyonun geni dingil mesafesi yznden dn tamamlayamadn grd. Duyulan ezilme sesiyle birlikte n tampon bir aaca arpmt. Motordan hrltlar geldi, aa eildi. Sonunda yars yerde kalan n tampon oldu. Zrhl kamyon, n tamponunu yerde srkleyerek uzaklat. Kamyon asfalt yola ulatnda aracn farlar geceyi aydnlatmt. Vernet gzlerini yeniden kamyonu park ettii yere evirdi. Zayf ay nda bile orada hibir ey kalmadn grebiliyordu. Tahta kutu gitmiti.

50
Castel Gandolfo'dan ayrlan armasz Fiat sedan, Ablan Dalar'ndan aadaki vadiye doru kvrlarak ilerliyordu. Arka koltukta oturan Piskopos Aringarosa, kucandaki evrak antasnn iinde bulunan bonolarn arln hissederek glmsedi. retmen ile dei tokuu yapmasna ne kadar zaman kaldn merak ediyordu. Yirmi milyon euro. Kucandaki para Aringarosa'ya bundan ok daha deerli bir g satn alacakt. Araba Roma'ya geri dnerken Aringarosa bir kez daha retmen'in kendisini neden henz aramadn dnd. Cppesinden cep telefonunu kararak, ebeke sinyalini kontrol etti. Hi sinyal yoktu. Dikiz aynasndan ona bakan ofr, "ebeke burada ekmiyor," dedi. "Yaklak be dakika iinde dadan inmi oluruz, o zaman ebeke ekecektir." "Teekkr ederim." Aringarosa birden kaygland.Dalarda ekmiyor mu? Belki de retmen tm bu sre boyunca kendisine ulamaya almt. Belki de bir eyler yanl gitmiti. Aringarosa hemen telefonunun sesli mesaj kutusunu kontrol etti. Hibir ey yoktu. Sonra yeniden

retmen'in asla kaytl bir mesaj brakmayacan fark etti; haberleme konusunda muazzam tedbirler alan bir adamd. Bu modern dnyada aka konumann sakncalarn retmenden daha iyi kimse bilemezdi. Sahip olduu artc gizli bilgileri toplamasnda elektronik dinleme cihazlar byk rol oynamt. Bu yzden sk nlemler alyor. Ne yazk ki retmen'in ihtiyat tedbirleri arasnda Aringarosaya herhangi bir ar numaras vermemesi de yer alyordu. retmen ona,temas ben kuracam, demiti.Bu yzden telefonunu yanndan ayrma. imdi telefonunun doru almadn fark eden Aringarosa, retmen'in srekli arayp cevap almam olmasndan korkuyordu. Bir sorun olduunu dnecek. Ya da bonolar alamadm sanacak. Piskopos terlemeye balamt. Ya da daha kts... paray alp katm dnecek!

51
Saatte altm kilometre gibi dk bir hzla ilerledii halde, zrhl kamyonun aa sarkan n tamponu bo banliy yoluna srtnerek, motor kapana kvlcmlar sayordu. Yoldan kmalyz,diye dnd Langdon. Nereye gittiklerini bile glkle grebiliyordu. Kamyonun ileyen tek far ortasndan krlmt ve otoyolun kenarndaki aalara arpk bir k demeti yayyordu. Bu "zrhl kamyondaki"zrhlarn nde deil, sadece yk blmnde bulunduu belli oluyordu. Yolcu koltuunda oturan Sophie, kucandaki gl aac kutuya bo gzlerle bakyordu. Langdon, "yi misin?" diye sordu, Sophie sarslma benziyordu. "Ona inanyor musun?" "Dier cinayet hakknda m? Kesinlikle. Pek ok soruyu cevaplyor... bykbabann kilit tan aresizce devretmeye almasn ve Fache'nin beni yakalama azmini." "Hayr, Vernet'nin bankasn korumaya almasndan bahsediyordum." Langdon, ona bakt. "Aslnda ne olduunu dnyorsun?" "Kilit tan kendisinin almak istediini." Langdon bunu aklna bile getirmemiti. "Bu kutuda ne olduunu nereden bilebilir ki?" "Bankasnda saklyd. Bykbabam tanyordu. Belki de olanlar biliyordur. Kse'yi kendi almak istemi olabilir." Langdon ban iki yana sallad. Vernet o tip birine benzemiyordu. Tecrbelerimden rendiim kadaryla, insanlar Kse'yi sadece iki sebepten tr isterler. Ya saftrlar ve sa'nn uzun zamandr kayp olan kadehini aradklarna inanrlar..." "Ya da?" "Ya da gerei bilirler ve bu yzden tehdit altndadrlar. Tarihte Kse'yi yok etmek isteyen pek ok grup olmutur." Aralarnda yaanan sessizlik, yere srten tampon sesinin iyice duyulmasna yardmc olmutu. Birka kilometre yol kat etmilerdi. Kamyonun nnden gelen kvlcmlar seyreden Langdon tehlikeli olup olmadn dnyordu. Yine de baka bir arabaya bindikleri takdirde dikkat ekeceklerdi. Langdon kararn vermiti. "u tamponu geri takmaya alacam." Bankete ekerek, kamyonu durdurdu. Sesler sonunda kesilmiti. Langdon kamyonun nne doru yrrken kendini hi almad bir ekilde gergin hissediyordu. Bu gece bir baka silahn namlusuna bakmak onu kendine getirmiti. Cierlerine derin derin gece havas ekti ve akln bana toplamaya alt. Aranan biri olmann verdii vahametin yan sra, imdi bir de tad sorumluluun arln hissetmeye balamt. O ve Sophie, tm zamanlarn en byk gizemine giden ifreli

talimatlar tayor olabilirlerdi. Bu yk yeterli deilmi gibi, Langdon imdi de kilit tan tarikata iade etme ansnn yok olduunu gryordu. Dier cinayet haberinin korkun bir anlam vard.Tarikat zld. Tehlikedeler. Kardeliin izlendii ya da aralarnda bir muhbir olduu anlalyordu. Saunire'in kilit tan Sophie ile Langdon'a devretmesini aklyordu... kardeliin dndan kimseler, tahmin edilemeyeceklerini bildii kiiler.Kilit tan kardelie iade edemeyiz. Langdonn herhangi bir tarikat yesini nasl bulacana dair bir fikri olsa bile, kilit tan almak iin adm atacak kiinin dman kma olasl da vard. En azndan u an iin, isteseler de istemeseler de kilit ta Sophie ile Langdon'dayd. Kamyonun n taraf Langdon'n tahmin ettiinden daha berbat grnyordu. Sol far artk yoktu, sa far ise yuvasndan dar frlam bir gze benziyordu. Langdon, onu dzeltti ama tekrar frlad. Tek iyi haber, n tamponun neredeyse dmek zere olduuydu. Langdon sk bir tekme savuranca, tamamen krp yerinden karabileceini anlad. arplm metale pe pee tekmeler savururken, Sophie ile daha nce yapt konumay hatrlad. Sophie, ona,bykbabam telefonuma bir mesaj brakm, demiti.Bana ailem hakkndaki gerei aklayacam sylemi. O an iin hibir ey ifade etmemiti ama imdi Sion Tarikat'nn iin iinde olduunu bildiinden, Langdon yeni bir olasln sz konusu olduunu hissediyordu. Tampon birden grltl bir ses kartarak koptu. Langdon nefes almak iin durdu. En azndan kamyon artk Drt Temmuz maytaplar gibi grnmeyecekti. Tamponu kaldrarak, aalarn arasna srklerken buradan nereye gideceklerini dnyordu. Kripteksi nasl aacaklarna ya da Saunire'in bunu onlara neden verdiine dair hi fikirleri yoktu. Ne yazk ki, bu gece hayatta kalmalar bu ok nemli sorularn cevaplarna bal gibiydi. Yardma ihtiyacmz var.Langdon kararn vermiti.Profesyonel yardma. Kutsal Kse ve Sion Tarikat dnyasnda, bu tek bir adam anlamna geliyordu. Ama elbette asl sorun bu fikri Sophie'ye kabul ettirmekti. Zrhl aracn iinde Langdon'n dnmesini bekleyen Sophie, kucandaki gl aac kutunun arln hissederek yakmyordu.Bykbabam bunu bana niye yerdi? Onunla ne yapacana dair en ufak bir fikri yoktu. Dn Sophie! Akln kullan. Grand-pre sana bir ey anlatmaya alyor. Kutuyu aarak, kripteksin stndeki harflere bakt.Hak ettiini ispatlamak. Bunda bykbabasnn parmann olduunu hissedebiliyordu.Kilit ta, sadece uygun kiinin izleyebilecei bir haritadr. Halis muhlis bykbabasnn ii gibiydi. Kripteksi kutudan karan Sophie, parmaklarn harflerin zerinde ezdirdi. Be harf. Yuvarlaklar teker teker evirdi. Mekanizma yavaa hareket etti. Diskleri, setii harfler kripteks silindirinin her iki ucunda bulunan iki pirin hiza ubuu arasnda sralanacak ekilde dndrd. imdi yuvarlaklar, Sophie'nin fazlasyla bariz olduunu bildii be harfli bir kelime oluturmulard. K-A-D-E-H Silindiri nazike iki ucundan tuttu ve hafif bir bask uygulayarak ekti. Kripteks almyordu. indeki sirkeden sesler geldiini duyunca durdu Sonra tekrar denedi. V-I-N-C-I Yine hi hareket yoktu. K-E-M-E-R Hibir ey olmamt. Kripteks sapasalam kilitli duruyordu. Kalarn atarak gl aac kutuya yerletirdi ve kapan kapatt. Darda duran Langdon'a bakarak, bu gece onunla birlikte olduu iin minnet duydu.P.S. Robert Langdon' bul. Bykbabasnn onu da iin iine kartrma mant imdi aka anlalyordu. Sophie, bykbabasnn niyetini anlayacak kadar bilgiye sahip deildi, bu yzden Robert Langdon' ona rehber atamt. Eitimini stlenecek bir zel retmen. Fakat ne yazk ki Langdon, bu gece retmenlikten ok daha fazlasn yapmak zorunda kalmt. Bezu Fache'nin hedefi haline gelmiti... ve Kutsal Kse' yi ele geirmek isteyen bilinmeyen bir gcn. Kse sonunda ne kacakt?

Sophie bunun cevabn bulmann hayatn tehlikeye atmaya deip demeyeceini dnd. Zrhl kamyon tekrar hzlandnda Langdon artk onu ok daha rahat kullanabildii iin halinden memnundu. "Versailles'e nasl gidildiini biliyor musun?" Sophie yan gzle ona bakt. "Dolamak iin mi?" "Hayr, bir planm var. Tandm bir din tarihisi Versailles yaknlarnda yayor. Yerini tam olarak hatrlamyorum ama bulabiliriz. smi Leigh Teabing. Eski bir ngiliz Kraliyet Tarihisi." "Paris'te mi yayor?" 'Teabing'in en byk tutkusu Kse'dir. On be yl nce tarikat kilit tayla ilgili fsltlar ayyuka ktnda, onu kiliselerde arayp bulma midiyle Fransa'ya tand. Kilit ta ve Kse hakknda baz kitaplar yazd. Onu na aacamza ve sonra onunla ne yapacamza yardmc olabilir." Sophie kaygl gzlerle bakyordu. "Ona gvenebilir misin?" "Ne iin gvenebilir miyim? Bilgiyi almayacana m?" "Ve bizi ele vermeyeceine?" "Ona polis tarafndan arandmz sylemek niyetinde deilim. Her eyi yoluna sokana kadar bizi evine kabul edeceini sanyorum." "Robert, Fransa'daki tm televizyon kanallarnn resimlerimizi yaynlamak iin hazrlk yaptnn bilmem farknda msn? Bezu Fache medyay daima kendi lehine kullanr. Tannmadan etrafta dolamamz imknszlatracana eminim." Fevkalade,diye dnd Langdon.Fransz televizyonunda ilk sahne alm "Paris'in En ok Arananlar" dizisinde olacak. En azndan Jonas Faukman bu ie sevinecekti; Langdon haberlere her konu oluunda kitap satlar artyordu. Sophie, "Bu adam yeterince iyi bir arkada m?" diye sordu. Langdon, Teabing'in zellikle de bu saatte televizyon seyreden biri olduunu sanmyordu ama yine de dikkate alnacak bir soruydu. Sezgileri Langdon'a Teabing'in kesinlikle gvenilecek biri olduunu sylyordu. Snlacak ideal bir liman. artlan gz nne alnca Teabing onlara mmkn olduunca yardm etmeye alacakt. Sadece Langdon'a iyilik borcu olduu iin deil, ayn zamanda bir Kse aratrmacs olduu iin. stelik bir de Sophie, bykbabasnn Sion Tarikat'nn Byk stat' olduunu sylyordu. Bunu duyduunda, sorunu zmelerine yardmc olmak iin Teabing'in aznn suyu akacakt. Langdon, "Teabing gl bir mttefik olabilir," dedi.Tabii ona ne kadarn sylemek istediine bal. "Fache para dl koyabilir." Langdon gld. "nan bana bu adamn ihtiyac olan son ey para." Leigh Teabing'in serveti, kk lkelerin zenginlii ile boy lebilirdi, ngilterenin ilk Lancester Dk'nn torunu olan Teabing, sahip olduu Paray eski moda bir yolla elde etmiti... miras yoluyla. Paris yaknlarndaki on yedinci yzyl saraynda kendisine ait iki zel gl vard. Langdon onunla ilk kez, yllar nce ngiliz Radyo Televizyon Yayn irketi vastasyla tanmt. Teabing BBCye, televizyon seyircilerine Kutsal Kse'nin tartmalar yaratacak tarihini aklayaca bir tarih belgeseli fikriyle gelmiti. BBC prodktrleri Teabing'in nerisine scak bakmlar, aratrmalarna ve dayanaklarna baylmlard ama o kadar artc ve hazmedilmesi o kadar zor bir konuydu ki, kaliteli yaynclk nlerine leke gelmesinden ekinmilerdi. BBC itibar korkularn Teabing'in, hepsi de kendi yaptklar aratrmalarla Kutsal Kse'nin artc yapsn dorulayan dnyann saygn tarihilerinden uzman arlmas teklifiyle zmt. Langdon seilenler arasndayd. BBC, Langdon' film ekimi iin Teabing'in Paris'teki maliknesine gndermiti. Teabing'in zengin grnl kabul salonunda kameralar karsna geerek kendi hikyesini paylam, farkl bir Kutsal Kse hikyesini ilk duyduunda phelendiini itiraf ederek, doru olduuna emin oluncaya dek yllarca aratrma yaptn anlatmt. Langdon en sonunda kendi aratrmalarndan bazlarn aklamt... tartmal iddialar kuvvetle destekleyen bir dizi sembolik balar. Program Britanya'da gsterime girdiinde, zengin kadrosuna ve kaynak gsterilen delillere ramen, iddialar popler Hristiyan inancna ylesine ztt ki, annda imekleri zerine ekmiti. Birleik

Devletler'de hi yaynlanmad halde, yanklar Atlantik'i amt. Langdon ksa sre sonra eski bir arkadandan bir posta kart almt... Philadelphia Katolik Piskoposu. Kartta sadece unlar yazyordu: Sen de mi, Robert? Sophie, "Robert," diye sordu. "Bu adama gvenebileceimizdenemin misin? " "Kesinlikle. Meslektamn paraya ihtiyac yok, ayrca Fransz yetkililerinden holanmadn biliyorum. Fransz Hkmeti tarihi bir arazi satn ald iin ondan fahi vergi alyor. Fache ile ibirlii yapmak iin acele etmeyecektir." Sophie karanlk yola bakt. "Ona gidersek, ne kadarn anlatmak istiyorsun?" Langdon kaytsz grnyordu. "nan bana, Leigh Teabing Kutsal Kse ve Sion Tarikat hakknda bu dnyada yaayan herkesten daha fazlasn biliyordur." Sophie, ona bakt. "Bykbabamdan da m fazla?" "Kardeliindndaki herkesten demek istedim." "Teabing'in kardelik yesi olmadn nereden biliyorsun?" 'Teabing tm hayatn Kutsal Kse hakkndaki gerei aklamaya almakla geirdi. Tarikat ise onun zyapsn sakl tutmaya yeminli." "Bana kar atmas gibi geldi." Langdon, onun kayglarn anlyordu. Saunire kripteksi dorudan Sophie'ye vermiti ve iinde ne olduunu veya onunla ne yapacan bilmedii halde, iin iine tamamen yabanc birini sokmaya tereddt ediyordu. inde barndrd bilgi gznne alndnda bu doru bir igd saylrd. "Teabing'e hemen kilit tandan bahsetmemiz gerekmez. Hatta belki de hi bahsetmemiz gerekmez, Evinde saklanp dnebiliriz ve belki onunla Kse hakknda konutuumuzda bykbabann bunu sana neden verdii hakknda bir fikir edinebilirsin." "Bize," diye dzeltti Sophie. Langdon mtevaz bir gurur duydu ve tekrar Saunire'in neden kendisini bu ie kartrdn merak etti. Sophie, "Bay Teabing'in aa yukar nerede oturduunu biliyor musun?" diye sordu. "Chteau Villette adnda bir yer." Sophie, ona dnerek, inanmayan gzlerle bakt. "Chateau Villette m dedin?" "Evet o." "yi arkadam." "Oray biliyor musun?" "Evet. atolarn olduu blgede. Buradan yirmi dakika uzakta." Langdon kalarn att. "O kadar uzak m?" "Evet, bu arada sen de bana Kutsal Kse'ningerekten ne olduunu anlatabilirsin." Langdon duraksad. "Sana bunu Teabing'de anlatrm. O ve ben efsanenin farkl alanlarnda uzmanz, bu yzden ikimiz birlikteyken tam hikyeyi renebilirsin." Langdon glmsedi. "Ayrca Kse Teabing'in hayat saylr, Kutsal Kse hikyesini ondan dinlemek, zafiyet Teorisi'ni Einstein'dan dinlemek gibi olacaktr." "Dua edelim de Leigh gece yars misafirlerinden rahatsz olmasn." "Unutmadan syleyeyim, Sir Leigh." Langdon bu hataya yalnzca bir kez dmt. "Teabing ilgin biridir. Yllar nce York Saray'nn zengin tarihini yazdktan sonra kralie tarafndan valye payesi verilmiti." Sophie dikkatle ona bakt. "aka yapyorsun, deil mi? imdi bir valyeyi mi ziyaret edeceiz?" Langdon beceriksizce srtt. "Kse'nin peindeyiz Sophie. Bize bir valyeden daha fazla kim yardmc olabilir?"

52
Versailles yaknlarndaki 185 dnmlk Chteau Villette, Paris'in yirmi be dakika kuzeybatsndayd. 1668 ylnda Francis Mansart tarafndan Aufflay Kontu iin tasarlanan malikne, Paris'in en nemli tarihi atolarndan biriydi. Chteau Villette, tasarmn Le Notreun yapt iki drtgen gl ve baheleriyle, bir

malikneden ok mtevaz bir kaleyi andryordu. nsanlar buraya sempatiylela Petite Versailles diyorlard. Langdon zrhl kamyonu, garaj yolunda titreterek durdurdu. Grkemli gvenlik kapsnn ardndaki ayrlarda Sir Leigh Teabing'in maliknesi ykseliyordu. Kapdaki tabela ngilizceydi: ZEL MLKTR. GRLMEZ. Teabing evinin kendisine ait bir ngiliz adas olduunu gstermek istercesine, tabelalar ngilizce yazmakla yetinmemi, kapnn dahili haberleme sistemini kamyonunsa tarafna gelecek ekilde yerletirmiti... ngiltere hari dnyann her yerinde yolcu koltuunun bulunduu tarafa. Sophie yanl yerde duran sisteme tuhaf bir bak frlatt. "Ya ofrn yannda kimse yoksa?" "Sorma." Langdon bu konuyu Teabing'le daha nceden tartmt. "Her eyin vatanndaki gibi olmasn tercih ediyor." Sophie camn aa indirdi. "Robert, sen konusan daha iyi olur." Langdon dmeye basmak iin Sophie'nin bulunduu tarafa doru eildi. Bunu yapt srada Sophie'nin i gcklayc parfm kokusu buru deliklerinden sznca, ne kadar yakn olduklarnn farkna vard. Garip bir ekilde eilmi beklerken, kk hoparlrden alan telefon sesi duyulmaya balamt. Sonunda czrtlarn ardndan, sinirli bir adam aksanl Franszcasyla cevap verdi. "Chateau Villette. Kim aryor?" Sophie'nin stne abanm olan Langdon, "Ben Robert Langdon," diye seslendi. "Sir Leigh Teabing'in bir dostuyum. Yardmna ihtiyacm var. "Efendim uyuyor. Ben de yle yapyordum. Onunla ne iiniz vard?" "zel bir konu. Kendisini ok ilgilendirecek bir konu." "O halde eminim yarn sabah sizi memnuniyetle kabul edecektir." Langdon arln biraz daha vererek uzand. "ok nemli." "u anda Sir Leigh uyuyor. Eer arkadaysanz, salnn iyi olmadndan haberiniz vardr." Sir Leigh Teabing kkken, ocuk felci geirmiti ve imdi koltuk denekleriyle yryordu, fakat son ziyaretinde Langdon, onu o kadar canl ve neeli bir adam olarak grmt ki, bunun bir hastalk olduunu unutmutu. "Ltfen kendisine Kse ile ilgili yeni bir bilgi edindiimi syleyin. Sabaha kadar bekleyemeyecek bir bilgi." . Uzun bir sessizlik oldu. Kamyon grltler kartarak yerinde sayarken, Langdon ile Sophie beklediler. Tam bir dakika gemiti. Sonunda birisi konutu. "Sevgili dostum, zannedersem hl Harvard Standart saatine gre yayorsun." Kendinden emin ve yumuak bir ses konuuyordu. Ar ngiliz aksann tanyan Langdon glmsedi. "Leigh bu mnasebetsiz saatte uyandrdm iin zrlerimi kabul et." "Uam bana, Paris'te bulunmakla kalmayp, bir de Kse'den bahsettiini syledi." Bunun seni yatandan kaldracan dndm." "yle yapt." Eski bir dostun iin kapy ama ihtimalin var m?" Gerei arayanlar arkadatan tedir. Onlar kardetir." Teabing'in dramatik konumalar yelemesine alkn olan Langdon gzlerini Sophie'ye evirdi. Teabing, "Aslna bakarsan kapy aacam," dedi. "Ama ilk nce kalbinin doruluundan emin olmalym. Bir eref snav. soruyu cevaplandracaksn." niltiler karan Langdon, Sophie'ye fsldad. "Buna tahamml eksin. Sana ilgin bir tip olduunu sylemitim." Herkl gibi bir ses tonuyla, "lk sorun," dedi Teabing. "Sana ay yoksa kahve mi ikram edeyim?" Langdon, Teabing'in Amerikallarn kahve alkanl hakkndaki duygularn biliyordu. "ay," diye cevap verdi. "Earl Grey." "Mkemmel. kinci soru. St m eker mi?" Langdon tereddt etti. Sophie kulana, "St," diye fsldad. "Sanrm ngilizler stl iiyor,"

Langdon, "St," dedi. Sessizlik. "eker?" Teabing cevap vermedi. Bekle!Son yapt ziyarette kendisine ikram edilen iecei hatrlayan Langdon, bu sorunun bir aldatmaca olduunu fark etmiti. "Limon!" dedi. "Limonlu Earl Grey." "Doru." Teabing gerekten keyiflenmie benziyordu. "Ve son olarak, en ciddi soruyu sormalym." Teabing durup, resmi bir sesle konumaya balad. "Harvardl kreki Henley'de en son hangi senede Oxford'lu birini geti?" Langdonn hi fikri yoktu ama sorunun tek br sebepten sorulmu olduunu dnebiliyordu. "Elbette byle bir rezalet hi yaanmad." Kap almt. "Kalbin doru dostum. Girebilirsin."

53
"Monsieur Vernet!Zrih Emanet Bankas'nn gece mdr, telefonda bakann sesini duyunca rahatlamt. "Nereye gittiniz efendim? Polis burada, herkes sizi bekliyor." Banka bakan kaygl bir sesle, "Ufak bir sorunum vard," dedi. "Acil yardmnza ihtiyacm var." Mdr,ufak bir sorundan daha fazlas var, diye dnd. Polis bankay tamamen kuatmt, ayrca DCPJ efinin bizzat bankann istedii arama emriyle geleceini sylyorlard. "Size nasl yardm edebilirim efendim?" " numaral zrhl kamyon. Onu bulmalym." Mdr aknlkla datm izelgesini inceledi. "Burada. Aadaki ykleme havuzunda." "Dorusunu istersen hayr, orada deil. Kamyon, polisin peine dt iki kii tarafndan alnd." "Ne? Dar nasl ktlar?" Telefonda ayrntlara girmeyeceim. Yalnz u anda banka iin son derece talihsiz olabilecek bir durumla kar karyayz." "Ne yapmam istiyorsunuz efendim?" "Kamyonun acil durum vericisini devreye sokman istiyorum." Gece mdrnn gzleri, odann kar tarafndaki LoJack kontrol tuuna gitti. Bankann tm kamyonlar, pek ok zrhl araba gibi, bandan harekete geirilebilen. uzaktan kumandal bir telsiz sistemiyle donatlmt. Mdr, bir karlma olaynn ardndan bunu sadece bir kez kullanmak zorunda kalmt ve sistem kusursuz bir ekilde ilemiti... kamyonun yerini tespit edip, koordinatlar otomatik olarak yetkililere iletmiti. Ama mdr bu gece, bakann biraz daha tedbirli davranmak istedii izlenimine kaplmt. "Efendim, LoJack sistemini devreye soktuum anda, vericinin yetkililere bir sorunumuz olduunu haber vereceinin farkndasnzdr." Vernet birka saniye sessiz kald. "Evet, biliyorum. Yine de yap. numaral kamyon. Bekliyorum. Tespit ettiin anda kamyonun tam yeri bilmek istiyorum." "Hemen efendim." Otuz saniye sonra, krk kilometre tedeki zrhl kamyonun yk kasasnn altna gizli kk vericinin yanarak almaya balad.

54
Langdon ile Sophie zrhl kamyonu, kenarnda kavak aalarnn dizildii kavisli yoldan eve doru srerlerken, Sophie kaslarnn gevediini hissetmeye balamt bile. Yoldan km olmak rahatlatcyd, ayrca iyi huylu yabancnn sahip olduu bu zel malikneden daha gvenli bir yer aklna gelmiyordu. Geni araba yoluna saptklarnda, Chateau Villette sa taraflarnda belirmiti. katl ve en azndan altm metre yksekliindeki yapnn gri ta cephesi, dardaki spot klaryla aydnlatlyordu. Mkemmel bakml baheleriyle, cam gibi parldayan durgun glet kaba cepheyle yan yana duruyordu.

erideki klar yanmaya balamt. Langdon n kapya kadar srmek yerine, arac yeillikler arasndaki parka ekti. "Yoldan fark edilmeye gerek yok," dedi. "Ya da Leigh'i neden zrhl bir arala geldiimiz konusunda meraklandrmaya." Sophie ban sallad. "Kripteksi ne yapacaz? Burada brakamayacamz ortada ama Leigh grrse, ne olduunu bilmek isteyecektir." Arabadan inerken ceketini karan Langdon, "Endielenme," dedi. Tvit ceketini kutunun etrafnda sararak, bebei kucaklar gibi kolunun altna ald. Sophie kukulu grnyordu. "Anlalr." Teabing kapy asla kendisi amaz; salona konuundan sonra girmeyi tercih eder. O bize katlmadan nce bunu saklayacak bir yer bulurum. Langdon duraksad. "Aslnda, onunla tanmadan nce seni uyaraym. Sir Leigh'in, dier insanlarn biraz... garip bulduu bir espri anlay vardr." Sophie bu gece artk onu baka bir eyin artabileceini sanmyordu. Ana girie giden patika akl talaryla denmiti. Kvrlarak, greyfurt byklnde pirin bir kap tokma olan, mee ve kiraz aacndan yaplm kapya doru gidiyordu. Sophie tokmaa uzand srada ieriden ald. stne henz geirdii belli olan beyaz kravatyla smokinindeki son dzeltmeleri yapan, resmi ve zarif bir uak karlarnda duruyordu. Elli yalarnda grnyordu ve zarif bir ehresi vard. Yzndeki sert ifade orada bulunmalarna hi memnun olmadn pheye yer brakmayacak kadar iyi anlatyordu. Ar Fransz aksanyla, "Sir Leigh birazdan aada olacak," dedi, "Giyiniyor. Ziyaretilerinin karsna gecelikle kmaktan holanmaz. Ceketinizi alabilir miyim?" Langdon'n kollarndaki sarmalanm tvit cekete doru uzand. Teekkrler, ben rahatm." "Elbette ylesiniz. Buradan ltfen." Uak onlar lks mermer antreden geirerek, pskll Victoryan abajurlarn hafife aydnlatt, ince bir zevkle denmi kabul salonuna gtrd. eride pipo ttn, ay yapraklan, scak spanyol arab ve ta yapnn kendine has kokusunun bileiminden oluan bir eit saray kokusu hkimdi. Arka duvardaki prltl iki zrhl elbisenin ortasnda, kz evirmeye yetecek byklkte bir mine duruyordu. mineye doru yryen uak melerek, nceden yerletirilmi mee ktkleriyle ralarn stne bir kibrit att. Ate hemen yanmaya balamt. Adam ayaa kalkarak ceketim dzeltti. "Efendim kendinizi evinizde hissetmenizi istedi." Bunu syledikten sonra Sophie ile Langdon' yalnz brakarak, odadan ayrld. Sophie minenin yanndaki hangi antikaya oturacana karar vermeye alyordu... kadife Rnesans divan m, rustik kartal penesi ayak salncakl sandalye mi, yoksa Bizans mabedinden alnm gibi grnen ta sralara m? Kripteksi ceketinden karan Langdon kadife divann yanma giderek, tahta kutuyu grnmeyecek ekilde altna itti. Ardndan ceketini silkeleyerek yeniden giydi, klapalarn dzeltti ve saklad hazinenin stne otururken Sophie'ye glmsedi. Divana,diye dnen Sophie, Langdon'n yanna geti. Sophie byyen alevlere bakp, scan keyfini karrken, bykbabasnn bu odaya baylacan dnd. Koyu lambri kapl duvarlarda eski ustalarn tablolar aslyd. Sophie bunlardan birinin, bykbabasnn en sevdii ikinci ressam olan Poussin'e ait olduunu fark etmiti. minenin stndeki rtnn zerinde, sis'in kaymaktandan yaplm bir bst oday seyrediyordu. Msr tanrasnn altndaki minenin iinde, ayaklk olarak kullanlan iki ta gargoyle*tehditkr boazlarn gstermek iin azlarn amlard. Sophie kklnde gargoyle'lerden hep korkmutu; ta ki yamurlu bir gnde bykbabas onu Notre Dame Katedrali'nin tepesine kartana kadar. Azlarndan yamur suyu pskrten gargoyle oluklarn gstererek, "Prenses, bak ne kadar aptal yaratklar," demiti. "Boazlarndan gelen komik sesi duyuyor musun?" Boazlarndan gelen gurultulu sesi duyan Sophie glmseyerek ban sallamt. Bykbabas, ona, "Gargara yapyorlar," demiti. "Gargarac!Bu aptal 'gargoyle' ismini bu yzden almlar." Sophie bir daha onlardan korkmamt. Ac cinayet gerei aklna yeniden geldiinde, bu tatl hatra Sophie'yi hznlendirdi.Grand-pre gitti. Divann altndaki kripteksi gznde canlandrrken, Teabing'in onun nasl alacan bilip bilmediini

merak etti.Hatta acaba ona sormal myz? Bykbabas son szleriyle ona Robert Langdon' bulmasn tembihlemiti. Baka birini kartrmaktan bahsetmemiti. Robert'n takdirine gvenmeye karar veren Sophie,saklanacak bir yere ihtiyacmz vard, diye dnd. Arkalarndan gelen bir ses, "Sir Robert," diye seslendi. "Bakyorum bir bayanla seyahat ediyorsun." Langdon ayaa kalkt. Sophie de peinden dikildi. Ses, ikinci katn karanlklarna kvrlarak kan bir merdivenin tepesinden gelmiti. Basaman en stndeki kii karanlklar arasnda hareket ederken sadece silueti seiliyordu. Langdon, "yi geceler," diye seslendi. "Sir Leigh, size Sophie Neveu'yu takdim edeyim." "eref duyarm." Teabing a kmt. "Bizi kabul ettiiniz iin teekkr ederim," diyen Sophie, artk adamn metal bacak sspansiyonlar ve koltuk denei kullandn grebiliyordu. Her seferinde bir basamak iniyordu. "Hayli ge olduunun farkndaym." "O kadar ge ki hayatm, artk erken saylr." Gld. "Amerikal msnz?" Sophie ban iki yana sallad. "Parisienne." "ngilizceniz fevkalade." 'Teekkr ederim. Royal Holloway'de okudum." "Bu her eyi aklyor." Teabing topallayarak aa iniyordu, "Belki Robert size Oxford yollarn andrdm sylemitir." Langdon'a eytani bir glmsemeyle bakt. "Ama garanti olsun diye Harvard'a da bavurmutum." Basamaklarn sonuna inen ev sahibi, Sir Elton John'dan daha fazla valye gibi grnmyordu. iman ve krmz yzl Sir Leigh Teabing'in kzl gr salar ve konuurken parldayan neeli ela gzleri vard. Pilili bir pantolonla, yeleinin altna bol bir ipek gmlek giymiti. Bacandaki alminyum desteklere ramen, bilinli bir aba gstererek deil de sanki gerekten soylu olduu iin tad bir asalet vard. Teabing, Langdon'n yanna giderek elini uzatt. "Robert, kilo vermisin." Langdon srtt. "Sen de almsn." Tombul gbeine hafife vuran Teabing, bir kahkaha patlatt. "Touch.Son gnlerdeki tek bedeni zevkim mutfak." Daha sonra Sophie'ye dnerek, elini yavaa kaldrd, ban hafife eerek nefesini usulca parmaklarna verdi ve gzlerinin iine bakt. "Leydim." Zamanda gei mi yaptn yoksa tmarhaneye mi geldiini kestiremeyen Sophie, Langdon'a bakt. Kapy aan uak, elinde ay tepsisiyle ieri girerek, minenin nndeki masaya yerletirdi. Teabing, "Bu Rmy Legaludec," dedi. "Uam." Zayf uak resmi bir ba hareketiyle yeniden odadan ayrld. Teabing aresiz bir hastalktan bahsediyormu gibi, "RmyLyon'lu, " dedi. "Ama ok gzel soslar yapyor." Langdon arma benziyordu. "Ben ngiliz alanlar getirteceini sanmtm." "Tanr akna, hayr! Fransz vergi memurlarndan sonra, isteyeceim kii ngiliz bir a." Sophie'ye bakt. "zr dilerim,Mademoiselle Neveu. Franszlara duyduum honutsuzluk, emin olun politikaclar ve futbolcularla snrl. Hkmetiniz param alyor ve futbol takmnz bizi kk drd." Sophie, ona yumuak bir ifadeyle glmsedi. Bir sre Sophie'ye bakan Teabing, daha sonra Langdon'a dnd. "Bir eyler olmu. Her ikiniz de sarslma benziyorsunuz." Langdon ban sallad. "ok ilgin bir gece geirdik Leigh." "Hi phem yok. Kse'den bahsederek, gecenin bir yars haber vermeden kapma geliyorsunuz. Sylesene, bu gerekten Kse'yle mi ilgili, yoksa gece yars beni ayaa kaldrabilecek tek ey olduunu bildiin iin mi bu yalan kullandn?" Koltuun altndaki kripteksi gznde canlandran Sophie,her ikisi de, diye dnd. Langdon, "Leigh," dedi. "Seninle Sion Tarikat hakknda konumak istiyoruz." Teabing'in gr kalar yay gibi olmutu. "Koruyucular. Demek gerekten Kse hakkndaym. Bilgi getirdiinizi sylememi miydiniz? Yeni bir eyler mi var Robert?" "Olabilir. Pek emin deiliz. nce senden bilgi edinebilirsek, belki fikrimiz daha iyi oluur." Teabing parman sallad. "Seni kurnaz Amerikal. Karlkl bir oyun demek. Pekl.

Hizmetinizdeyim. Size ne anlatabilirim?" Langdon iini ekti. "Bayan Neveu'ya Kutsal Kse'nin gerek tabiatn anlatma nezaketinde bulunursun diye dnmtm." Teabing arma benziyordu. "Bilmiyor mu?" Langdon ban sallad. Teabing'in yzndeki glmseme gittike yaylyordu. "Robert, bana birbakire mi getirdin?" Sophie'ye kaamak bir bak atan Langdon yzn buruturdu "Bakire,Kse hayranlarnn, gerek Kse hikyesini hi duymayanlar iin kullandklar bir terimdir." Teabing hevesle Sophie'ye dnd. "Ne kadar biliyorsun, hayatm? Sophie abucak Langdon'n kendisine aklam olduklarnn ksa bir zetini verdi... Sion Tarikat, Tapnak valyeleri, Sangreal Belgeleri pek oklarnn bir kadeh deil... ok daha gl bir ey olduunu iddia ettii Kutsal Kse. "Bu kadar m?" Teabing, Langdon'a ayplayan bir bak frlatt. "Robert, senin centilmen olduunu sanyordum. Onu en zevkli ksmndan mahrum brakmsn!" "Biliyorum, dndm de belki sen ve ben..." Langdon yakksz mecazn yeterince uzadn fark etmiti. Teabing ise oktan Sophie'yi prltl baklarnn etkisi altna almt. "Sen bir Kse bakiresisin hayatm. Ve inan bana, ilk tecrbeni asla unutmayacaksn."

55
Divanda Langdon'n yanna da oturan Sophie ayn iip kk rekleri yerken, kafeinle yemein verdii keyfin tadn karyordu. Bacak destekleri ta mine duvarna arpan Sir Leigh Teabing, atein nnde aa yukar yryordu. Vaaz verir gibi bir sesle, "Kutsal Kse," dedi. "nsanlarn ou bana onun yerini sorar. Korkarm bu soruyu asla cevaplayamayacam." Dnerek, baklarn doruca Sophie'ye evirdi. "Bununla birlikte... asl yerinde olan soru: Kutsal Kse'ninne olduudur." Sophie imdi her iki erkek arkadanda da akademik bir hava sezinliyordu. Teabing, "Kse'yi tam olarak anlayabilmek iin," diye devam etti. "lk nce ncil'i anlamalyz. Yeni Ahit'i ne kadar iyi biliyorsun?" Sophie omuzlarn silkti. "Pek fazla deil. Beni Leonardo da Vinci'ye tapan bir adam bytt." Teabing hem arm, hem de memnun olmu gibiydi. "Aydnlanm bir ruh. Fevkalade. O halde Leonardo da Vinci'nin Kutsal Kse srrn saklayanlardan biri olduunu biliyorsundur. Ve sanatnda birtakm ipular verdiini." "Robert bana bu kadarn anlatt, evet." "Peki Da Vinci'nin Yeni Ahit hakkndaki grlerini?" "Hi fikrim yok." Odann sonundaki kitapl gsterirken, Teabing'in gzleri neeyle "Robert, rica etsem yapabilir misin acaba? En alt rafta.La Storia di Leonardo. " Odann kar tarafna giden Langdon byk bir sanat kitab bularak yanlarna getirdi ve aralarndaki masaya brakt. Teabing kitabn yz Sophie'ye gelecek ekilde evirdi ve ar kapa aarak, arka kapaktan alntlar gsterdi. zellikle bir alnty iaret eden Teabing, "Da Vinci'nin polemikler ve speklasyonlar hakkndaki defterinden," dedi. "Sanrm bunun konumuzla ilgili olduunu dneceksin." Sophie kelimeleri okumaya balad. Pek oklar, aptal kalabal aldatarak, yanlsamalardan ve sahte mucizelerden gelir elde etmitir. -LEONARDO DA VNC Baka bir alnty iaret eden Teabing, "te bir bakas," dedi.

Kara cehalet bizi yanl yola gtrr. Ey! Biare lmller, gzlerinizi an! -LEONARDO DA VNC Sophie ufak bir rperti hissetti. "Da Vinci ncil'den mi bahsediyor?" Teabing ban sallad. "Leonardo'nun ncil hakkndaki hisleri, dorudan Kutsal Kse ile balantlyd. Aslnda Da Vinci gerek Kse'yi resmetmiti, sana biraz sonra gstereceim, ama nce ncil'den bahsetmeliyiz." Teabing glmsedi. "Ve ncil hakknda bilmen gereken her eyi Katedral Meclisi yesi nl Martyn Percy'den dinleyebiliriz." Teabing boazn temizleyerek, "ncil cennetten faksla inmedi," dedi. "Affedersiniz, anlayamadm?" "ncil, insan rndr hayatm. Tanr'nn gnderdii bir ey deildir ncil mucizevi bir ekilde gklerden inmedi. nsanolu onu alkantl zamanlarn tarihini tutmak iin var etti, sonra saysz tercmelere evrildi, eklemeler ve yenilemeler yapld. Gerek tarih asla tam olarak bu kitapta anlatld gibi deildi." "Peki." "sa Mesih, insanlara son derece tesir edebilen tarihi bir kiilik. Belki de dnyaya gelmi en gizemli ve telkin yetenei en gl liderdi. Vahiy alan bir Mesih olarak sa krallar devirdi, milyonlar peinden srkledi ve yeni felsefeler buldu. Kral Sleyman ve Kral Davut'un soyundan geldii iin, Yahudi Krall tahtnda hak iddia edebiliyordu. Bilindii yaam lke apndaki binlerce mridi tarafndan kaleme alnd." Teabing ayndan bir yudum aldktan sonra, rtnn stne geri koydu. Yeni ahit iinseksenden fazla ncil yazld, ama bunlardan birka kabul edildi. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna bunlardan bazlar." Sophie, "Hangi ncillerin kabul edileceini kim belirledi?" Teabing, "Aha!" diyerek evkle parlad. "Hristiyanlk tarihinin cilvesi. Bugn bildiimiz ncil, pagan Roma imparatoru byk Constantine tarafndan yazdrld." Sophie, "Ben Constantine'in Hristiyan olduunu sanyordum," dedi. Teabing, "Hemen hemen," diye alay etti. "Kar koyamayaca lm deinde vaftiz edilene kadar bir pagan olarak yaad. Constantine zamannda Roma'nn resmi dini gnee tapnmakt -Sol Invictus mezhebi ya da Yenilmez Gne- ve Constantine barahipti. Roma'da yeni bir dinin yaylmas onun iin talihsizlik olmutu. sa, Mesih'in armha gerilmesinden yz yl sonra sa mritleri katlanarak artyordu. Hristiyanlarla paganlar savamaya balamlard ve anlamazlk o boyutlara gelmiti ki, Roma'y ikiye blmekle tehdit ediyordu. Constantino bir eyler yaplmas gerektiine karar verdi. 325 ylnda Roma'y tek bir din altnda birletirmeye karar verdi. Hristiyanlk." Sophie armt. "Pagan bir imparator resmi din olarak neden Hristiyanl sesin?" Teabing kkrdad. "Constantine ok iyi bir iadamyd. Hristiyanln ykselie getiini grebiliyordu, bu yzden kazanacak ata oynad. Tarihiler hl Constantine'in gnee tapan paganlar Hristiyanla nasl dndrdne hayret ederler. Pagan sembollerini, tarihlerini ve ayinlerini byyen Hristiyan geleneine yerletirerek, her iki tarafn da kabul edebilecei karma bir din yaratmt." Langdon, "Byc deiiklii," dedi. "Hristiyan sembollerinde pagan dinine ait izler inkr edilemez. Msrllarn gne emberleri Katolik azizler'in haleleri oldu. sis'in mucizevi bir ekilde gebe kald olu Horusu emzirdiini resmeden harfler, Bakire Meryem'in Bebek sa'y emzirdii modern sahnelere dnt. Ve Katolik ayinindeki tm grsel unsurlar -piskoposluk tac, sunak, ilahi okumak ve komnyon, 'Tanr'y yeme treni- dorudan eski pagan dinlerinden alnd." Teabing iniltili bir ses kard. "Bir simgebilimcinin Hristiyan ikonlar zerine konumaya balamasna izin vermeyeceksin. Hristiyanlkta hibir ey orijinal deildir. Hristiyanlk ncesi tanr Mithra -Tanr'nn Olu ve Dnya I diye bilinir- 25 Aralk'ta domutu, sonra bir ta mezara gmld ve gn sonra yeniden dirildi. Bu arada 25 Aralk a zamanda Osiris'in, Adonis'in ve Dionisos'un doum gndr. Krina doduunda beraberinde altn, tts ve laden reinesiyle gelmiti. Hristiyanln kutsal gn bile paganlardan alntdr." "Ne demek istiyorsunuz?" Langdon, "Aslnda," dedi. "Hristiyanlkta Yahudilerin abat olan cumartesi gn kutsaldr ama Constantine, onu, paganlarn gne kutlamas gnyle akmas iin deitirmiti." Srtarak duraksad. "Gnmzdeki kilise cemaatinin ou, pagan gne tanrsnn vld gn olduunu bilmeden pazar

Sunday- *ayinlerine giderler." Sophie'nin ba dnyordu. "Tm bunlarn Kse'yle ilgisi var m?" Teabing, "Olduka," dedi. "Henz bitmedi. Dinlerin harmanland bu dnemde, Constantine'in yeni Hristiyan geleneini salamlatrmas gerekiyordu, bu yzden Nikaia Konseyi diye bilinen nl bir ekmenik toplants dzenledi." Sophie bunu sadece znik Aments'nn*doduu yer olarak biliyordu. Teabing, "Bu toplantda," dedi. "Hristiyanlk pek ok adan ele alnp, oylama yapld... Paskalya tarihi, piskoposlarn rolleri, kutsal tren ynetimi ve elbettesa'nn Tanrsall." "Tam anlayamadm. Tanrsall m?" Teabing, "Hayatm," dedi. 'Tarihin o anna kadar Mesih, mritleri tarafndan lml bir peygamber olarak kabul ediliyordu... byk ve gl bir adam ama sonuta birinsand.Bir lml." 'Tanr'nn Olu deil yani?" Teabing, "Doru," dedi. "Mesih'in Tanr'nn Olu olduu Nikaia Konseyi'nde teklif edilmi ve oylanmt." Durun biraz. sa'nn Tanrsallnnoylama sonucu ortaya ktn sylyorsunuz?" Teabing, "Oybirliiyle de denilebilir," diye ilave etti. "Yine de, sa'ya Tanrsallk tanmak Roma mparatorluu'yla yeni Vatikan ssn birlemekte nemli bir rol oynamt. Constantine, Mesih'i resmen Tanr'nn Olu kabul etmekle sa'ya insan dnyasnn tesinde var olan bir ilaha, gcne kar konulmaz bir varla dntrmt. Bylece paganlarn Hristiyanla daha fazla kar gelmelerini engellemekle beraber, artk sa inanlarnn kendilerinisadece kutsal bir kanal vastasyla balanmalar salanm oldu... Katolik Roma Kilisesi." Sophie kendisine baknca, Langdon ban hafife sallayarak duyduklarn onaylad. Teabing, "Her ey gle ilgiliydi," diye devam etti. "sa'nn Mesih olmas kilise ile devletin ilemesi iin elzemdi. Pek ok alim, kilisenin sa'y mritlerindenaldn , insanla getirdii mesaj kardn, anlalmaz bir Tanrsallk perdesine sardn ve kendi gcn yaymak iin onu kullandn iddia eder. Bu konuda pek ok kitap yazdm." "Sanrm dindar Hristiyanlar bu yzden size her gn nefret mektuplar yolluyordur." Teabing, "Bunu neden yapsnlar?" diye kar geldi. "Eitimli Hristiyanlarn byk ounluu inandklar dinin tarihini biliyorlar. sa gerekten byk ve gl bir adamd. Constantine'in el altndan yrtt politik manevralar sa'nn hayatnn ihtiamna glge drmez. Kimse sann sahtekr olduunu sylemiyor ya da dnyay etkisi altna alp insanlara daha iyi hayatlar sunduunu inkr etmiyor. Tek sylediimiz, Constantine'in sa'nn nfuzundan ve neminden faydaland. Ve byle yaparak, Hristiyanl bugn bildiimiz ekline soktu." Sophie baklarn nnde duran sanat kitabna evirdi. Ap, Da Vincinin Kutsal Kse resmini grmek iin sabrszlanyordu. Teabing daha hzl konuarak, "Dm burada," dedi. "Constantine Mesih'in statsn, lmnden yaklak drt yzyl sonra ykselttii iin, 'hazrda onun hayatnlml bir adam olarak anlatan binlerce belge duruyordu. Constantine tarih kitaplarn yeniden yazmak iin cesur bir hamle yapmas gerektiini biliyordu, te Hristiyanlk tarihinin en byk an o zaman olutu." Teabing gzlerini Sophie'ye dikerek durdu. "Constainline, sa'nninsani zelliklerini anlatan kutsal kitaplar lanetleyen ve onu tanr gibi gsteren ncilleri ycelten, yeni bir ncil yazlmasn emretti. Eski nciller yasaklanmt, toplatlp yakldlar." Langdon, "lgin bir ey ekleyeyim," dedi. "Yasaklanm ncilleri Constantine'in yazdrdna tercih edenler kfir ilan ediliyordu. Kfirheretic- kelimesi tarihin bu dneminden gelir. Latincedeki haereticus kelimesi 'seim' anlamna geliyordu. sa'nn asl tarihini 'seenler', dnyan ilk kfirleriydi." Teabing, "Constantine'in ortadan kaldrmaya alt ncililerden bazlarnn," dedi. "Gnmze kadar gelmesi tarihiler iin byk bir anstr. Lut Gl Yazmalar, 1950'lerde Yahuda l'nde Kurman Vadisi yaknlarndaki bir maarada sakl bulundu. Ve tabii bir de 1945'te Nag Hammadi'de bulunan Kpti Yazmalar. Bu yazmalar gerek Kse hikyesini anlatmakla kalmyor, sa'nn peygamberliini insans terimler iinde aklyordu Elbette yanl bilgilendirme geleneini srdren Vatikan, bu yazmalarn duyulmasn engellemek iin elinden geleni yapt. Neden yapmayacaklard ki? Yazmalar, tarihi uyumazlklarla uydurmasyonlar gn na kartarak, yeni ncil'in siyasi karlar gden adamlar

tarafndan derlenip dzenlendiini aka ortaya koyuyordu -sa Mesih'i Tanrsallatrarak, onun nfuzunu kendi iktidarlarn salamlatrmak iin kullanmlard." Langdon, "Bununla birlikte," diye kar geldi. "Modern kilisenin bu belgeleri saklamaya alma abasnn, yerlemi samimi bir sa inancndan kaynaklandn unutmamak gerekir. Vatikan bu tezat yazmalarn sahte ahitten baka bir ey olmadna gerekten inanan, dindar adamlarla doludur." Teabing, Sophie'nin karsndaki sandalyeye otururken kkrdad. "Grdn gibi profesrmzn kalbi Roma'ya kar benden daha yumuak. Yine de, gnmz papazlarnn bu belgelerin sahte olduu inandklar konusunda hakl. Bu anlalr bir ey. Asrlarca Constant ncilinin gerek olduuna inandlar. Hi kimse bir fikre, fikrin esaslarn alayandan daha fazla inanmaz." Langdon, "Demek istiyor ki," dedi. "Atalarmzn tanrlarna taparz. Teabing, "Demek istiyorum ki," diye itiraz etti. "Atalarmzn bize sa hakknda rettii hemen her ey yanl. Kutsal Kse hikyelerinde olduu gibi." Sophie bir kez daha nndeki Da Vinci alntsna bakt.Kara cehalet bizi yanl yola gtrr. Ey! Biare lmller, gznz an! Kitab eline alan Teabing, ortasn at. "Ve son olarak, sana Da Vincinin Kutsal Kse resmini gstermeden nce, una bir bakman istiyorum." Her iki sayfay kaplayan renkli bir resim amt. "Sanrm bu freski tanmsndr." aka yapyor yle deil mi?Sophie, tm zamanlarn en nl freskine -Son Akam Yemei- Milano yaknlarndaki Santa Maria dele Grazie duvarndaki efsanevi Da Vinci resmine bakyordu. Ypranm freskte, ilerinden birinin kendisine ihanet edeceini aklad srada Mesih ile havarileri betimlenmiti. "Bu freski biliyorum, evet." "O halde belki u kk oyunu benimle oynarsn. Gzlerini kapatabilir misin?" Sophie tereddt ederek gzlerini kapad. Teabing, "Mesih nerede oturuyor?" diye sordu. "Ortada." "Gzel. Peki o ve havarileri hangi yiyecei krp yiyorlar?" "Ekmek."Elbette. "Muhteem. Peki hangi iecek?" "arap. arap imilerdi." "Harika. Ve son soru. Masada ka arap barda var?" Aldatmacal bir soru olduunu fark eden Sophie duraksad.Ve yemekten sonra, Mesih arap kadehini alarak havariyle paylat. "Bir bardak," dedi. "Kadeh."sa'nn Kadehi. Kutsal Kse. "Mesih tek bir arap kadehini dierlerine geirmiti, komnyon trenlerinde gnmz Hristiyanlarnn yapt gibi." Teabing iini ekti. "Gzlerini a." Sophie gzlerini at. Teabing kendinden memnun bir ifadeyle tebessm ediyordu. Sophie ban eip resme baktnda, sa dahil, masadakiherkesin bir arap barda olduunu grnce armt. On bardak. Ayrca bardaklar kk, sapsz ve camdan yaplmlard. Resimde kadeh yoktu. Kutsal Kse yoktu. Teabing'in gzleri parlad. "Hem ncil'de, hem de Kse efsanesinde Kutsal Kse'nin ortaya k an olarak anlatld dnldnde biraz garip, sence de yle deil mi? Herhalde Da Vinci sa'nn Kadehi ni izmeyi unutmu." "Sanat alimleri bunun farkna mutlaka varmlardr." "Da Vinci'nin bu resimde, ou alimin grmedii veya grmezden gelmeyi yeledii anomalilerini duysan aarsn. Bu fresk aslnda Kutsal Kse gizeminin anahtardr Da VinciSon Akam Yemei 'nde her eyi gzler nne sermitir." Sophie eseri hevesle inceledi. "Bu fresk bize Kse'nin gerekte ne olduunu anlatyor mu?" Teabing, "Ne olduunu deil," diye fsldad. "Kimolduunu. Kutsal Kse bir nesne deildir. O aslnda bir... kiidir."

56

Sophie uzunca bir sre Teabing'e baktktan sonra Langdon'a dnd. "Kutsal Kse bir insan m?" Langdon ban sallad. "Aslnda bir kadn." Langdon, Sophie'nin yzndeki bo ifadeden onun iyice koptuunu anlad. lk duyduunda kendisi de benzer bir tepki vermiti. Kse'nin ardndakisembolik anlam kavradktan sonra kadn balants daha ak grlyordu. Teabing de ayn ekilde dnyordu. "Robert, belki de artk simgebilimcinin aklama yapma zaman gelmitir, ne dersin?" Yakndaki bir masadan ald kd Langdonn nne koydu. Langdon cebinden bir kalem kard. "Sophie, ada dii ve erkek sembollerini biliyor musun?" Bilindik erkek sembol > ve dii semboln + izdi. Sophie, "Elbette," dedi. Alak bir sesle, "Bunlar," dedi. "Orijinal erkek ve dii sembolleri deiller. Pek oklar erkek sembolnn kalkan ve mzraktan, dii sembolnn ise gzellii yanstan bir aynadan geldii yanlgsna der. Dorusu semboller, tanr gezegen Mars ve tanra gezegen Vens iin kullanlan eski astronomi sembollerinden gelir. lk semboller ok daha basitti." Langdon kda bir baka ikona izdi.

Ona, "Bu sembol,erkek iin izilen orijinal ikonadr," dedi. "Gelimemi bir penis." Sophie, "Tam isabet," dedi. Teabing, "Sanki," diye ekledi. Langdon devam etti. "Bu ikona bak az olarak bilinir ve saldrganlkla erkeklii temsil eder. Dorusunu istersen bu penis sembol gnmzdeki askeri niformalarda rtbe nian olarak hl kullanlyor." "Gerekten." Teabing srtyordu. "Ne kadar ok penisin varsa rtben o kadar yksektir. Erkekler erkektir." Langdon yzn buruturdu. "Devam edecek olursak, dii sembol tahmin edecein gibi tam tersidir." Kda baka bir sembol izdi. "Bunakadeh denilir."

Ban kaldrp bakan Sophie akn grnyordu. Langdon onun balanty anladn grebiliyordu. "Kadeh," dedi. "Bir kseye ya da tasa benzer ya da daha nemlisi kadn rahmini andrr. Bu sembol diilik, kadnlk ve dourganlkla ilgilidir." Langdon imdi doruca ona bakyordu. "Sophie, efsane bize Kutsal Kse'nin bir kadeh olduunu sylyor... bir tas. Ama Kse'ninkadeh olarak tasvir edilmesi, Kutsal Kse'nin asl yapsn korumak iin uydurulmu bir alegoriydi. Yani, efsanede kadeh, ok daha nemli bir eyinmecaz olarak kullanlyor." Sophie, "Bir kadn," dedi. "Kesinlikle." Langdon glmsyordu. "Kse aslnda eski bir kadnlk semboldr. Kutsal Kse kutsal diiyi ve elbette imdi kilise tarafndan tamamen yok edilmi olan tanray temsil eder. Kadnn gc ve onun hayat verebilme yetisi bir zamanlar kutsald ama erkek egemen kilisenin ykseliine tehdit oluturuyordu. Bu yzden kutsal dii eytanlatrld ve ona gnahkr dendi. Havva'nn elmay yiyerek insan rkn ke uratt 'ilk gnah' kavramn yaratan Tanr deil,insand . Bir zamanlar hayat veren kutsal kadn artk dman olmutu." Teabing, "unu eklemeliyim ki," dedi. "Kadnn hayat vermesi kavram ilk dinin temelini atmtr. ocuk doumu mistik ve gl bir eydi. Ne yazk ki Hristiyan felsefesi biyolojik gerei grmezden gelerek kadnn yaratc gcn zimmetine geirmi ve Yaratc'yerkek ilan etmitir. Balang'ta bize Havva'nn Adem'in kaburgasndan yaratld anlatlr. Kadnlar erkeklerin bir yan rn olmutu. Ve ayrca gnahkr. Balang, tanra iin sonun balangc olmutu." Langdon, "Kse," dedi. "Kayp tanrann semboldr. Hristiyanlk tava ktnda, eski pagan dinleri hemen yok olmad. Kayp Kse'yi Yan valye efsaneleri, aslnda kayp kutsal diinin arandn anlatan sak hikyelerdi. 'Kadehi aradn' iddia eden valyeler, kadnlara boyun ediren, tanralar dlayan,

inanmayanlar yakan ve paganlarn kutsal diiye sayg gstermesini yasaklayan bir kiliseden korunmak iin ifreli bir biimde konuuyorlard." Sophie ban iki yana sallad. "Affedersiniz, Kutsal Kse'nin bir kii olduunu sylediinizde ben onu gerek bir insan sanmtm." Langdon, "yle," dedi. Heyecanla ayaa kalkmaya alan Teabing, "Amaherhangi bir kadn deil," diye azndan kard. "Tad sr ylesine gl ki, aklandnda Hristiyanl temelinden sarsmakla tehdit ediyor." Sophie duygularna kaplm gibiydi. "Peki bu kadn tarihte tannm biri mi?" "Olduka." Teabing koltuk deneklerini alarak, koridora yneldi. "Ve eer almay baka bir yerde srdrebilirsek dostlarm, size onun Da Vinci'nin izdii resmini gstermekten eref duyarm. ki oda tedeki mutfakta uak Rmy Legaludec sessizce bir televizyonun nnde duruyordu. Haber kanal bir adamla bir kadnn fotoraflarn gsteriyordu... Remy'nin az nce ay ikram ettii iki kiiyi.

57
Zrih Emanet Bankas'nn dndaki barikatta duran Temen Collet Fache'nin bir arama emriyle gelmesinin neden bu kadar uzun srdn merak ediyordu. Bankaclarn bir ey saklad belli oluyordu. Langdon ile Neveu'nun daha nce geldiini ve doru hesap numarasn bilmedikleri iin geri evrildiklerini iddia etmilerdi. Peki o zaman neden ieri girip bakmamza izin vermiyorlar? Sonunda Collet'nin cep telefonu ald. Arama Louvre'daki komuta merkezinden yaplyordu. Collet, "Hl arama emri karamadnz m?" diye sordu. Ajan, ona, "Bankay unut," dedi. "Yeni bir ipucu aldk. Langdon ile Neveu'nun sakland yeri tam olarak tespit ettik." Collet kendini arabasnn kaportasna serte brakarak oturdu. "aka yapyorsun." "Banliyde bir adres aldm. Versailles yaknlarnda." "Yzba Fache biliyor mu?" "Henz bilmiyor. nemli bir telefon grmesi yapyor." "Yola kyorum. Msait olduunda beni aramasn sala." Collet adresi alarak arabasna atlad. Bankadan uzaklarken, Langdonn bulunduu yeri DCPJ'yekimin ihbar ettiini sormay unuttuunu fark etti. nemli de deildi. Collet pheciliinin ve eski krd potlarn bedelini deme ansna sahip oluyordu. Meslek hayatnn en nemli tutuklamasn gerekletirmek zereydi. Collet kendisine elik eden dier be arabaya telsizle bildiri yapt. "Siren almayn. Langdon geldiimizi anlamamal." Siyah bir Audi, krk kilometre ilerideki bir tara yolunda kenara ekmi ve bir tarlann kenarnda glgeler arasna park etmiti. Silas dar karak, nnde duran muazzam yapy evreleyen demir parmaklklara gz gezdirdi. Uzaktaki atoya giden, ay nn vurduu eime bakt. Aa katn tm klar yanyordu.Bu saat iin pek de alldk deil, diye dnen Silas glmsedi. retmen'in ona verdii bilginin doruluu ortadayd.Bu evden kilit tan almadan kmayacam, diye ant iti. Piskoposu ve retmen'i yzst brakmayacam. Heckler Koch'undaki on mermilik arjrn kontrol ettikten sonra, parmaklklarn arasndan iterek imenlik araziye drd. Ardndan, parmaklklar st ksmndan kavrayarak kendini yukar ekti ve dier tarafa atlad.Kee kemerinin verdii acy dikkate almayan Silas silahn kavrayarak imenli yokutan yukar uzun yryne balad.

58
Teabing'in "alma odas", Sophie'nin hayatnda grd hibir alma odasna benzemiyordu. valyenin, en lks ofis odalarndakilerden en az alt, yedi kat daha geni,alma masas, fizik laboratuvar, ariv ktphanesi ve kapal bit pazarnn garip bir karmn andryordu. Yukardan sarkan

avizeyle aydnlatlmt. Usuz bucaksz yer karosunun stnde, kitaplarn, sanat eserlerinin, el sanatlarnn ve elektronik cihazlarn bilgisayarlar, projektrler, mikroskoplar, fotokopi makineleri ve tarayclar altnda kaybolan alma masalar vard. Ayaklarn sryerek odaya girerken utanga grnen Teabing, "Buras balo salonuydu," dedi. "Dans etmekle ilgili ufak bir sorunum var." Sophie tm gecenin, hibir eyin bekledii gibi kmad bir alacakaranlk kuana dntn hissediyordu. "Hepsi almalarnz iin mi?" Teabing, "Gerei renmek hayatmn ak oldu," dedi. "Ve en sevdiim metresim Sangreal." Kutsal Kse bir kadn,diye dnen Sophie'nin akl, hibir anlam ifade etmeyen birbiriyle balantl fikirlerin karmaas iindeydi. "Kutsal Kse olduunu iddia ettiiniz bu kadnn sizde birresmi olduunu sylemitiniz." "Evet ama bu kadnn Kse olduunu ben iddia etmiyorum. Bunu sa kendisi iddia etti." Gzleriyle duvarlar tarayan Sophie, "Bu tablo hangisi?" diye sordu "Hmmm..." Teabing unutmu gibi yapt. "Kutsal Kse. Sangreal. Kadeh." Birden dnp arkasndaki duvar gsterdi. OrayaSon Akam Yemei 'nin iki buuk metre uzunluunda bir basks aslmt, yani Sophie'nin az nce bakt resmin ayn. "te orada!" Sophie bir eyleri kardna emindi. "Bana az nce gsterdiiniz resmin ayn." Teabing gz krpt. "Biliyorum, ama bytlm hali ok daha heyecan verici. Sen de yle dnmyor musun?" Sophie yardm istercesine Langdon'a dnd. "Ben koptum." Langdon glmsedi. "Kse'nin gerekten Son Akam Yemei'nde grld ortaya kt. Leonardo onu gze arpacak bir ekilde tabloya dahil etmiti." Sophie, "Dur biraz," dedi. "Bana Kutsal Kse'nin birkadn olduunu sylediniz.Son Akam Yemei , on erkein gsterildii bir resim." "yle mi?" Teabing kalarn yukar kaldrd. "Yakndan bak." Sophie tereddt ederek resmin yanma gidip on figr inceledi ortada sa Mesih, solunda alt havari ve sanda alt havari. "Hepsi de erkek," diye teyit etti. "Ya?" dedi Teabing. "Peki Hz. sa'nn sa yannda, onur koltuunda oturana ne demeli?" Sophie, Mesih'in hemen sandaki figr dikkatle inceledi. Bu kiinin yzne ve vcuduna bakarken, iinde byk bir aknlk uyand. Omuzlarna dklen kzl salar, narince kvrlm elleri ve gsleri olduuna dair bir ipucu vard. Bu hi phesiz... bir kadnd. Sophie, "Bu bir kadn!" diye lk att. Teabing glyordu. "Srpriz, srpriz. nan bana bu bir hata deil. Leonardo cinsler arasndaki farklar boyamakta bir ustayd." Sophie gzlerini sa'nn yanndaki kadndan ayramyordu.Son Akam Yemei 'nde on erkek olmas gerekiyor. Bu kadn kim?Sophie bu klasik resmi defalarca grd halde bu bariz uyumazl hi fark etmemiti. Teabing, "Herkesin gznden kaar," dedi. "Bu sahne hakkndaki inancmz o kadar sabittir ki, zihnimiz uyumazl grmemizi engeller." Langdon, "Bunaskitoma denilir," dedi. "Beyin gl semboller karca bunu bazen yapar." Teabing, "Bu kadn fark etmemi olmann bir sebebi de," dedi. "Sanat kitaplarndaki fotoraflarn ounun 1954 ylndan nce ekilmi olmasdr, o zamanlar ayrntlar hl kir katmanlarnn altnda saklyd ve on sekizinci yzylda resmin zerinde beceriksiz eller tarafndan restorasyon almalar yaplmt. Ama artk fresk, Da Vinci'nin asl boyad kata kadar temizlendi." Fotoraf gsterdi, "te." Sophie resme daha da yaklat. Mesih'in yanndaki dindar ifadeli arbal bir yze sahip, kzl sal gen bir kadnd ve ellerini nazike kavuturmutu.Kiliseyi tek bana paralayacak olan kadn bu mu? Sophie, "Kim bu kadn?" diye sordu. Teabing, "Bu kadn hayatm," diye yant verdi. "Magdalal Meryem." Sophie, ona dnd. "Fahie mi?" Teabing bu kelime kendisini ahsen yaralam gibi ksa bir nefes ald "Magdalene yle biri deildi. Bu talihsiz yanl kavram, eski kilisenin balatt karalama kampanyasndan miras kald. Tehlikeli srrn -yani

Kutsal Kse roln- rtbas etmek iin kilisenin Magdalal Meryem'i karalamas gerekiyordu." "Roln m?" Teabing, "Dediim gibi," diye aklama yapt. "Eski kilisenin tm dnyay lml sa'nnTanrsal olduuna inandrmas gerekiyordu. Bu yzden Mesih'in dnyevi zelliklerini anlatan tm surelerin ncil'den karlmas lazmd. Fakat zellikle bir dnyevi temann surelerde srekli yenilenmesi, eski editrlerin cann skmt. Magdalal Meryem." Durdu. "Daha da nemlisi, sa Mesih'le olan evlilii." "Affedersiniz anlayamadm?" Sophie'nin gzleri nce Langdon'a sonra Teabing'e evrildi. Teabing, 'Tamamen tarihi kaytlara dayanyor," dedi. "Ve Da Vinci bu gerein kesinlikle farkndayd. Son Akam Yemei, zellikle izleyicisinin yzne sa ile Magdalalnn bir ift olduunu haykrr." Sophie freske yeniden bakt. "Mesih ile Magdalalnn giysilerinin, birbirlerinin aynadaki yansmas gibi olduuna dikkatini ekerim." Teabing freskin ortasndaki iki figr gsterdi. Sophie bylenmiti. Elbette giysilerindeki renkler yer deitirmiti. Mesih krmz bir elbise ile mavi harmani giyerken, Magdalal Meryem elbisesi mavi harmanisi de krmzyd.Yin ve yang. Teabing, "Daha da tuhaf olan ksmna gelecek olursak," dedi. "Mesih ile einin kala ksmndan birlemi olduunu ve geriye doru karlkl yaslanarak, aralarnda ters bir boluk oluturduklarn grrz." Teabing henz konturlarn zerinden gemeden, Sophie boluu grmt... resmin odak noktasndaki sekilin su gtrr yan yoktu. Langdon'n az nce Kse, kadeh ve kadn rahmi iin izdii sembolle aynyd. Teabing, "Son olarak," dedi. "Eer Mesih ile Magdalalya insan gibi deil de, kompozisyon unsurlar olarak bakarsan, baka bir biimin ortaya ktn greceksin." Durdu. "Alfabedeki birharf. " Sophie ilk bakta grmt. Harfi okumak, onu olduundan hafife almak gibi olacakt. Birden Sophie'nin resimde grebildii tek ey bu harf olmutu. Resmin tam ortasnda, koskocaman kusursuz bir M harfi belirginleiyordu. Teabing, 'Tesadf olamayacak kadar mkemmel, yle deil mi?" diye sordu. Sophie hayrete dmt. "Neden orada?" Teabing omuzlarn silkti. "Komplo teorisyenleri bu harfinMatrimonio ya daMagdalal Meryem 'i temsil ettiini sylyorlar. Dorusunu istersen, bundan hi kimse emin deil. Emin olunan tek ey orada sakl duran M harfi. Kse'yle ilgili saysz eserde sakl bir M harfi vardr... filigran olarak, resmin altnda sakl olarak ya da kompozisyonda yanlsamalar yaratarak. Ama elbette en belirgin M harfi, Sion Tarikat'nn eski Byk stat Jean Cocteau'nn yapt, Londra'daki suna ssleyen Paris'li Meryem'inde grlr." Sophie ald bilgiyi dnp tartt. "Mesih'in Magdalal ile olan evliliinin kant olduu iddia edilemese de, gizli M harflerinin merak uyand olduunu itiraf etmeliyim." st kitaplarla dolu, yakndaki bir masaya doru ilerleyeni Teabing, Hayr, hayr" dedi. "Daha nce de sylediim gibi, Mesih ile Magdalal Meryem'in evlilikleri tarihi tutanaklarn bir paras." Kitap koleksiyonunu kartrmaya balamt. "Ayrca sa'nn evli bir adam olmas, ncildeki bekr sa grnden ok daha mantkl." Sophie, "Neden?" diye sordu. Teabing kitaplarn kartrrken konumay ksa sreliine de Langdon, "nk Mesih bir Yahudiydi," dedi. "Ve o zamanlardaki kltr, Yahudi bir erkein bekr kalmasn yasaklyordu. Yahudi geleneklerine gre evlenmemek aypt, Yahudi bir babann olu iin uygun bir e bulmas zorunluydu. Eer sa evli olmasayd, ncil ayetleri bundan mutlaka bahseder ve normal olmayan bekrlnn bir aklamasn yapard." Teabing bulduu koca bir kitab kendine doru evirdi. Deri kapl bask, dev bir atlas byklndeydi. Kapakta yle yazyordu:Gnostig lahileri. Teabing kapa kaldrarak atnda Langdon ile Sophie yanna gittiler. Sophie eski yazlardan alnma benzeyen bytlm pasaj fotoraflarn grebiliyordu, el yazsyla yazlm yrtk prtk papirsler. Eski dili tanmamt ama yan sayfada tercmeleri yazyordu. Teabing, "Bunlar daha nce bahsettiim Nag Hammadi ve Lut Gl yazmalar," dedi. "En eski

Hristiyan kaytlar. Ne yazk ki ncil'deki ayetlerle uyumuyorlar." Kitabn orta ksmn aarak, parmayla bir pasaj iaret etti. "Filippos Suresi balamak iin iyi bir yer." Sophie pasaj okudu: Ve Kurtarc'nn yolda Magdalal Meryem'dir. sa, onu tm mritlerden daha fazla sever ve genellikle onu dudaklarndan perdi Dier mritler bu duruma ierler ve knadklarn ifade ederlerdi. Ona, "Neden onu hepimizden daha fazla seviyorsun?" derlerdi. Okuduklar Sophie'yi artmt ama kesin bir yarg uyandrmyorlard. "Evlilik hakknda hibir ey sylemiyor." "Au contraire." lk satr gsteren Teabing glmsedi. "Herhangi bir Arami uzman sana o gnlerde yolda kelimesinin,e anlamnda kullanldn syleyecektir." Langdon ban sallayarak onaylad. Sophie ilk satn tekrar okudu.Ve Kurtarc'nn yolda Meryem'dir. Teabing kitab kartrarak dier pasajlar gsterdi. Magdalal Mesih'in romantik bir ilikisi olduunu gren Sophie olduka armt. Pasajlar okurken, kklnde bykbabasnn kapsn hnla alan kzgn papaz hatrlamt. Kapy aan kk Sophie'ye ters bir bak frlatan papaz, "Buras Jacques Saunire'in evi mi?" diye sormutu. "Bu yazs hakknda onunla konumak istiyorum." Papaz bir gazeteyi tutuyordu. Sophie, bykbabasn arm ve iki adam alma odasna girerek, kapy kapatmlard. Bykbabam gazeteye bir ey mi yazd? Sophie hemen mutfaa koup, sabah gazetesinin sayfalarn kartrmaya balamt. kinci sayfadaki makalede bykbabasnn ismini grmt. Okudu. Sophie yazlan her eyi anlayamamt ama sanki, papazlarn basks altndaki Fransz Hkmeti'nin, Mesih'in Magdalal Meryem isimli bir kadnla sevitiini konu edinensa'nn Son Gnahadl bir Amerikan sinema filmini yasaklad anlatlyordu. Bykbabas makalesinde kilisenin kstahlk yaptn ve yasaklamakla hata ettiini sylemiti. Papazn tepesinin attna armak gerekir,diye dnd Sophie. "Bu pornografi! Dine saygszlk!" diye baran papaz alma odasndan frlayarak, n kapya ynelmiti. "Bunu nasl onaylarsn? Bu Amerikal Martin Scorsese Tanr'ya kfrediyor, kilise onun Fransa'da hibir ekilde isim yapmasna izin vermeyecek!" Papaz dar karken kapy arkasndan arparak kapatmt. Bykbabas mutfaa girdiinde, Sophie'nin elinde gazeteyle kalarn attn grmt. "Hzl davranmsn." Sophie, "Sence sa Mesih'in kz arkada m vard?" "Hayr hayatm, ben kilisenin bize hangi fikirleri benimseyip benimsemeyeceimizi dayatmamal dedim." "Mesih'in kz arkada var myd?" Bykbabas bir sre sessiz kalmt. "Olsayd ok mu kt olurdu?" Sophie dndkten sonra omuzlarn silkiniti. "Bence sakncas yok." Sir Leigh Teabing hl konuuyordu. "Seni Mesih ile Magdalal Meryem'in birlikteliine dair saysz referansla skmayacam. Modern tarihiler bunu clkn kartncaya kadar aratrdlar. Yine de bir eyi belirtmek isterim." Baka bir pasaj gsterdi. "Bu Magdalal Meryem Suresi'nden." Magdalal adn tayan bir sure olduunu bilmiyordu. Metni okudu: Ve Petros dedi ki: "Kurtarc bizim bilgimiz olmayan bir eyi gerekten bir kadnla m konutu? Hepimiz imdi o kadn m dinleyeceiz? O kadn bize tercih mi etti?" Ve Levi cevap verdi. "Petros, sen her zaman abuk sinirlenen biri olmusundur. imdi senin o kadnla bir rakip gibi uratn gryorum. Eer Kurtarc, onu deerli klmsa, sen kim oluyorsun da o kadn reddediyorsun? Elbette Kurtarc o kadn ok iyi tanyor. Onu bizden daha fazla sevmesinin nedeni bu."

Teabing, "Bahsettikleri kadn," dedi. "Magdalal Meryem. Petros onu kskanyordu." . "Mesih, Meryem'i tercih ettii iin mi?" "Sadece bu deil. in ciddiyeti sevgiden ok daha bykt. Surenin bu ksmnda Mesih'in yaknda yakalanp, armha gerileceinden phe ettii anlatlr. Bu yzden Magdalal Meryem'e kendisi ldkten sonra kilisesini nasl devam ettireceine dair talimatlar verir. Sonu olarak Petros bir kadnn arkasnda ikinci srada bulunmaktan tr honutsuzluunu dile getirir. Zannedersem Petros cinsiyet ayrmcl yapyordu." Sophie duyduklarm kavramaya alyordu. "BuAziz Petrosdeil mi? Mesih'in kilisesini ina ettii kayalk." "Ayn ama iin iinde bir bityenii var. Deitirilememi olan bu dizelere gre sa, Hristiyan Kilisesi'nin kurulu direktiflerini Petros'a vermemiti. Verdii kiiMagdalal Meryem'di." Sophie, ona bakt. "Yani Hristiyan Kilisesi'nin bir kadn tarafndan devam ettirileceini mi sylyorsunuz?" "Plan buydu. sa ilk feministti. Kilisesinin Magdalal Meryem'e emanet edilmesini istemiti." Son Akam Yemei'ne iaret eden Langdon, "Ve Petros'un bu konuda bir rahatszl vard," dedi. "Buradaki Petros. Da Vinci'nin onun Magdalal Meryem'e duyduu hislerin bilincinde olduunu anlayabilirsin." Sophie'nin bir kez daha nutku tutulmutu. Resimde Petros tehditkr bir ekilde Magdalal Meryem'e doru eiliyor ve bak gibi tuttuu eliyle onun boynunu kesiyormu gibi yapyordu.Kayalklar Bakiresi 'ndeki ayn tehditkr el hareketi! Petros'un yanndaki havarileri iaret eden Langdon, "Ve burada," dedi. "Biraz netameli gibi, deil mi?" Sophie gzlerini ksarak baktnda, havarilerin arasndan bir el ktn grd. "Bu el birhaner mi tutuyor?" "Evet. Yine de biraz garip, eer kollar sayarsan bu elin... hi kimseye ait olmadn greceksin. Vcudu yok. Belirsiz." Sophie'nin akl fazlasyla karmt. "Affedersiniz, ben tm bunlarn Magdalal Meryem'i nasl Kutsal Kse yaptn hl anlayamadm?" Teabing yeniden, "Aha!" diye bard. "te asl mesele de bu!" Bir kez daha masaya dnerek, geni bir izelge kartt ve Sophie'nin nne at. Ayrntl bir ecere grlyordu. "ok az kii Magdalal Meryem'in sa'nn sa kolu olmasnn yan sra, zaten gl bir kadn olduunu bilir." Sophie imdi soyaacnn baln grebiliyordu. BENJAMIN ALES Soyaacnn st ksmlarnda bir yeri gsteren Teabing, "Magdalal Meryem burada," dedi. Sophie armt. "Benjamin Hanedan'ndan biri miydi?" Teabing, 'Tamamen," dedi. "Magdalal Meryem soylu biriydi." "Ama ben Magdalal Meryem'in fakir olduu izlenimini edinmitim." Teabing ban iki yana sallad. "Gl aile balarnn kantlarn yok etmek iin Magdalaly bir fahie gibi tantmlard." Sophie kendini yeniden Langdon'a bakarken buldu, o da tekrar ban sallad. Sonra Teabing'e dnd. "Peki ama Magdalal Meryem'in soylu olmasnn eski kilise iin ne gibi birsakncas vard?" Britanyal glmsedi. "Sevgili ocuum, kiliseyi bu kadar kayglandran Magdalal Meryem'in soylu olmas deil, yine soylu bir kan tayan sa ile birlikte olmasyd. Bildiin gibi Matta ncil'inde bize Mesih'in Davut Hanedan'ndan geldii sylenir. Ayn zamanda Kral Sleyman'n -Yahudi Kral- torunudur. sa, gl Benjamin Hanedan'ndan biriyle evlenerek iki soylu kan birbirine harmanlam oldu, bylece tahtta yasal iddia edebilecek ve Sleyman zamannda olduu gibi krallklar canlandracak potansiyel bir siyasi birlik yaratmt." Sophie sonunda onun bunu asl konuya balayacan sezinlemiti. Teabing imdi heyecanl grnyordu. "Kutsal Kse efsanesi, asil kan anlatan bir efsanedir. Kse hikyesinde bahsedilen 'sa'nn kan ile dolu olan kadeh' ...aslnda Magdalal Meryem'i anlatr... Mesih'in soylu neslini tayan kadn rahmini."

Kelimeler Sophie'nin aklna kaznmadan nce balo salonunda yanklanarak geri dnm gibiydi. Magdalal Meryem, sa Mesih'in soylu neslini mi tayordu? "Ama sa'nn nasl nesli olur, onlarn?..." Durup Langdona bakt. Langdon tebessm etti. "ocuklar olmalyd." Sophie donup kalmt. Teabing, "uraya bakn," diye veryansn etti. "nsanlk tarihindeki en byk rtbas buydu. sa Mesih evlenmekle kalmam, ayn zamanda baba olmutu. Tatlm, Magdalal Meryem, Kutsal Kse'ydi. sa Mesih'in asil nesli ile dolu olan kadehti. Soyu tayan rahim ve kutsal meyvenin kt zm bayd." Sophie kollarndaki tylerin diken diken olduunu hissediyordu. "Ama bu kadar byk bir sr, bunca yl boyunca nasl sakl kalm?" Teabing, 'Tanr akna!" dedi. "Kesinliklesakl tutulmad! sa Mesih'in soylu nesli, tm zamanlarn en ok anlatlan efsanesidir... Kutsal Kse. Magdalal Meryem'in hikyesi yzyllarca her trl mecaz ve lisan kullanlarak avaz avaz dnyaya ilan edildi. Gzlerini atn anda onun hikyesini her yerde grebilirsin." Sophie, "Peki Sangreal Belgeleri?" diye sordu. "Onlar da Mesih'in soylu neslini ispatlyorlar m?" "Evet." "O halde Kutsal Kse efsanesi tamamyla soylu nesille ilgili." Teabing, "Harfi harfine," dedi. "Sangrealkelimesi San Greal'den gelir... ya da Kutsal Kse'den. Ama Sangreal kelimesinin en eski blnme ekli farklyd." Teabing bir msvedde kdna yazarak, Sophie'ye uzatt. Sophie, onun yazdn okudu. Sang Rea1 Sophie o anda tercmeyi fark etmiti. Sang RealaslndaAsil Kan anlamna geliyordu.

59
New York'taki Lexington Caddesi'nde bulunan Opus Dei merkezinin lobisindeki erkek resepsiyon grevlisi telefonda Piskopos Aringarosa'nn sesini duyunca armt. "yi geceler efendim." Allmadk bir ekilde endieli konuan piskopos, "Bana mesaj brakan oldu mu?" diye sordu. "Evet efendim. Aradnza ok memnun oldum. Size dairenizden ulaamadm. Yarm saat kadar nce acil bir telefon mesaj aldnz." "yle mi?" Ald haberle rahatlam gibiydi. "Arayan kii ismini brakt m?" "Hayr efendim, sadece bir numara." Santral numaray verdi. "lke kodu otuz m? Fransa'nn kodu yle deil mi?" "Evet efendim, Paris arayan kii onunla hemen balant kurmanzn ok nemli olduunu syledi." "Teekkr ederim. Bu telefonu bekliyordum." Aringarosa grmeyi, hemen bitirdi. Resepsiyon grevlisi ahizeyi yerletirirken, Aringarosa'nn telefon hattndan neden czrtl sesler geldiini merak etti. Piskoposun gnlk plan, onun bu hafta sonu New York'ta olacan gsteriyordu ama sesi dnyann bir ucundan geliyor gibiydi. Resepsiyon grevlisi omuzlarn silkti. Piskopos Aringarosa son birka aydr olduka tuhaf davranyordu.

Fiat, Romadaki Ciampino Charter Havaalan'na yaklarken Aringarosa,cep telefonum ekmemi olmal, diye dnd.retmen bana ulamaya alyordu. Aringarosa telefonu kard iin endielenmekle beraber, retmen'in Opus Dei merkezini aramakta saknca grmememden iaret almt. Bu gece Paris'te iler yolunda gitmi olmal. Aringarosa numaray evirirken, yaknda Paris'te olaca iin canlanyordu.afak skmeden ayak basm olacam. Aringarosa'nn kiralad uak Fransa'ya gitmek iin onu bekliyordu. Bu saatte ticari havayolu irketlerini kullanmay dnemezdi, zellikle de evrak antasndakileri gznnde

bulundurduunda. Hat almaya balamt. Bir kadn sesi cevap verdi. "Direction Centrale Police Jdiciaire" Aringarosa tereddt etti. Bu beklenmedik bir eydi. "Ah, evet... Benden bu numaray aramam istenmi." Kadn, "Qui tes-vous?" dedi. "sminiz?" Aringarosa ismini verip vermemek konusunda kararszd. Fransa adli polisi mi? Kadn, "sminiz monsieur?" diye srar etti. "Piskopos Manuel Aringarosa." "Un moment." Hatta bir klik sesi duyuldu. Uzun bir bekleme sresinin ardndan, sert ve kaygl sesiyle bir baka adam telefonu cevaplad. "Piskopos, sonunda size ulatma ok memnun oldum, Sizinle tartmamz gereken pek ok konu var."

60
Sangreal... Sang Real... San Greal... Asil Kan... Kutsal Kse. Hepsi i ie gemiti. Kutsal Kse Magdalal Meryem... sa Mesih'in asil soyunun annesi.Sophie sessiz balo salonunda durup Robert Langdon'a bakarken, yeni bir dalgann zihnini kartrmaya baladn hissediyordu. Teabing ile Langdon bu gece masaya ne kadar delil koyarsa, bulmaca o kadar belirsizleiyordu. Bir kitap rafn kartran Teabing, "Anlayacan hayatm," dedi. "Kutsal Kse hakkndaki gerei dnyaya anlatmak isteyen tek kii Leonardo deildi. sa Mesih'in asil soyu, ok sayda tarihi tarafndan geni kapsaml biimde anlatlmtr." Parman dzinelerce kitabn stnde gezdirdi. Ban yana een Sophie kitap isimlerine gz gezdirdi. TAPINAKI KEF: sa'nn Gerek Kimliinin Gizli Bekileri KAYMAKTAI KAVANOZU TAIYAN KADIN: Magdalal Meryem ve Kutsal Kse DZELERDEK TANRIA Kutsal Diiyi Geri stemek Kitaplarn arasndan kaln kapakl, yrtk prtk birini karp, Sophie'ye uzatan Teabing, "En ok duyulan bu olmal," dedi. Kapakta yle yazyordu: KUTSAL KAN, KUTSAL KSE Alklanan Uluslararas En ok Satan Sophie ban kaldrp bakt. "Uluslararas en ok satan m? Ben bunu hi duymadm." "Sen daha kktn. Bin dokuz yz seksenlerde ortal fena halde kartrmt. Bana gre yazarlar incelemelerinde baz belirsiz boluklar brakm ama temel iddialar olduka kuvvetli, ayrca sonunda sa'nn bir nesli olduu fikrini aa karm oldular." "Kilisenin bu kitaba tepkisi nasl oldu?" "Elbette ok fkelendiler. Ama bu beklenen bir eydi. Her eyde nce, Vatikan bu srr drdnc yzylda rtbas etmeye almt. Hal Seferleri'nin bir sebebi de buydu. Bilgileri toplayp, yok etmek. Magdalal Meryem'in eski kilisenin erkeklerine kar oluturduu tehdit ykcyd Mesih'in kilise kurma grevini verdii kadn olmakla kalmyor, kilisenin yeni ilan ettiiilahn aslnda lml nesiller dnyaya getirdiinin fiziksel ispatn tayordu. Magdalal Meryem'in gcne kar kendini korumak isteyen kilise, onu bir fahie olarak tantt ve sa'nn onunla evlendiine dair tm delilleri saklad. Bylece sa'nn yaayan

vrisleri bulunduu ve lml bir peygamber olduunu iddia edecek kimse kalmayacakt." Sophie ban sallayan Langdon'a bakt. "Sophie bunu dorulayan tarihi deliller olduka salam." Teabing, "tiraf etmeliyim ki," dedi. "ddialar mthi ama bu rtbas olayna bavurmak iin kiliseyi harekete geirecek gl unsurlar vard. Halkn kanban renmesi durumunda, kilisenin sreklilii mmkn deildi. Mesih'in bir ocuunun var olmas, sa'nn Tanrsallna ve dolaysyla kendini, Tanr katna ulamann ve cennet krallna girmenin tek yolu olarak ilan eden Hristiyan Kilisesi'ne zarar verecekti." Aniden Teabing'in kitaplarndan birinin srtn iaret eden Sophie, "Be yaprakl gl," dedi.Gl aac kutunun stndeki kabartmayla ayn desen. Langdon'a gz atan Teabing srtt. "Gznden hibir ey kamyor. Yeniden Sophie'ye dnd. "Bu tarikatn Kse semboldr. Magdalal Meryem. smi kilise tarafndan yasakland iin onu pek ok gizli takma isimle andlar Kadeh, Kutsal Kse ve Gl." Durdu. "Gln, Vens'' be keli yldz ve klavuz Pusula Gl'yle balar vardr. Bu arada kelimesi ngilizce, Franszca, Almanca ve dier pek ok dilde birbirine benzer." Langdon, "Gl," diye ilave etti. "Ayn zamanda Eros'un anagramdr, yunan cinsel ak tanrs.' Teabing konumaya devam ederken, Sophie, Langdon'a hayretle bakt. "Gl, daima dii cinselliinin en nemli sembol olmutur. lkel tanra mezheplerinde be yaprak, dii hayatnn be evresini temsil ederdi... Doum, det, annelik, menopoz ve lm. Modern alarda iek aan gln, kadnlkla olan balarnn ok daha grsel olduu kabul edildi." Robert'a bir gz att. "Belki bunu simgebilimcimiz aklayabilir." Robert tereddt ediyordu. Fazlasyla uzun srmt. Teabing, "Ah, Tanrm," diye yaknd. "Siz Amerikallar fazlasyla erdemlik taslyorsunuz." Yeniden Sophie'ye bakt. "Robert'n geveledii ey, amakta olan iein kadn cinsellik organna benzedii, insanolunun dnyaya adm att yce iek. Georgia O'Keeffe'nin resimlerini grmsen, ne demek istediimi anlarsn." Yeniden kitap rafn iaret eden Langdon, "Burada asl konu," dedi. Tm bu kitaplarn ayn tarihi iddiay ispatlad." "sa bir babayd." Sophie hl emin olamyordu. Teabing, "Evet," dedi. "Ve Magdalal Meryem, onun asil soyunu tayan rahimdi. Sion Tarikat gnmze kadar Magdalal Meryem'e Tanra, Kutsal Kse, Gl ve lahi Anne olarak tapmtr." Sophie'nin aklna yeniden bodrum katnda grd ayin gelmiti. Teabing, 'Tarikata gre," diyerek devam etti. "armh olay srasnda Magdalal Meryem hamileydi. sa'nn domam ocuunun gvenlii iin Kutsal Topraklar'dan * kamaktan baka aresi yoktu. Mesih'in gvendii amcas Arimatea'l Yusuf un yardmyla Magdalal Meryem, o zamanlar gizlice Gaul olarak bilinen Fransa'ya gelmiti. Oradaki Yahudiler arasnda kendine snacak gvenli bir yer buldu. Kzna doum yapt yer oras, yani Fransa'yd. smi Sarah idi." Sophie ban kaldrp bakt. "ocuunisminigerekten biliyorlar m?" Bundan ok daha fazlas biliniyor. Yahudi koruyucular Magdalal ile Sarah'nn hayatlarn dikkatle inceleyip kaleme almlard. Magdalalnn ocuunun Yahudi krallar -Davut ve Sleyman- soyundan geldiini unutmamak gerekir. Bu yzden Fransa'daki Yahudiler Magdalalln kutsal asaleti olduunu kabul ettiler ve ona soylu krallarn atas olarak gsterdiler. O dnemde saysz alim Magdalal Meryem'in Fransa'da geirdii gnleri, Sarah'nn doumu ve gelecek kuaklarn aile aac dahil olmak zere, tarihsel bir dille yazmt." Sophie akna dnmt. "sa Mesih'insoyaac m var?" "Doru. Ayrca Sangreal Belgeleri'nin ke talarndan biri olduu dnlyor. sa'nn ilk torunlarnn tam eceresi." Sophie, "Ama sa'nn torunlarn yazan bir ecere varsa ne olacak yani?" diye sordu. "Bu hibir eyi kantlamaz. Tarihiler doruluunu ispatlayamazlar." Teabing kendi kendine gld. "ncil'in gerekliini ispatlayamayacaklar gibi." "Yani?" "Yani tarih daima kazananlar tarafndan yazlr. ki kltr arptnda, kaybeden silinir ve tarih

kitaplarn kazanan taraf yazar... kendi davalarn ycelten ve kaybeden dman kk dren bir tarih. Napolyon bir zamanlar, 'Tarih, zerinde anlamaya varlan bir masaldan baka nedir ki?' demiti." Glmsedi. "Tarih, yaps itibariyle daima tek tarafl bir tutanaktr." Sophie hi byle dnmemiti. "Sangreal Belgeleri, sa hikyesinindier yzn anlatr. Sonunda hikyenin hangi tarafna inanacan imanna ve kiisel takdirine baldr, ama en azndan bilgiler gnmze kadar gelmitir. Sangreal Belgeleri, on bin sayfalk bilgi ierir. Sangreal hazinesinin grg tanklar, drt dev kasada tandklarn sylemilerdir. Bu kasalardaPurist Belgeleri 'nin olduu sanlmaktadr... sa'nn ilk inanlar tarafndan yazlan, Constantine ncesi deitirilmemi binlerce sayfalk belge. sa'dan tamamyla insan bir retmen ve peygamber diye bahsediyorlard. Ayrca hazinenin bir ksmnn efsanevi'Q' Belgeleri 'nden -Vatikan'n bile var olduuna inandn itiraf ettii el yazmalar- olutuu sylentiler arasndadr ddia edildiine gre, kendi el yazsyla yazlm sa retileri." "sa'nn kendi el yazs m?" Teabing, "Elbette," dedi. "Mesih kendi papazlnn tarihini neden tutmasn? O gnlerde pek ok kii bunu yapard. Hazinenin iinde inanlan bir baka belge deMagdalal Gnl diye bilinen el yazmalar. Magdalal Meryem'in sa ile olan ilikisini, armha geriliini Fransa'da geirdii gnleri anlatan kendi yazlar." Sophie bir sre sessiz kald. "Bu drt sandk belge, Tapnak valye'nin Sleyman Mabedi'nin altnda bulduu hazine mi?" "Kesinlikle. valyeleri bu denli gl klan belgeler. Tarih boyunca saysz Kse aratrmasna konu olan belgeler." "Ama Kutsal Kse'ninMagdalal Meryem olduunu sylemitiniz. eer insanlar belgeleri aryorlarsa, neden Kutsal Kse'yi aradklarn sylyorsunuz?" Teabing gz ucuyla ona bakarken, ifadesi yumuuyordu. "nk Kutsal Kse'nin sakland yerde bir lahit var." Darda rzgr aalar arasnda uulduyordu. Teabing artk daha alak sesle konuuyordu. "Kutsal Kse aray, aslnda Magdalal Meryem'in kemikleri nnde diz kme araydr. Dlanan birinin, kayp kutsal diinin ayaklar dibinde dua etmek iin klan bir yolculuk." Sophie birden meraklanmt. "Kutsal Kse'nin sakland yer... bir mezar m?" Teabing'in ela gzleri buulanmt. "yle. Magdalal Meryem'in cesedinin ve onun gerek hayat hikyesi yazan belgelerin bulunduu bir mezar. Kutsal Kse aray, her zaman iin Magdalal aray olmutur. Sulanan Kralie, ailesinin hakl iktidar talebinin kantyla birlikte gmld." Teabing kendini toparlarken, Sophie biraz dnd. Bykbabas hakkndaki bunca ey hl bir anlam ifade etmiyordu. Sophie sonunda, "Tarikat yeleri," dedi. "Bu kadar yl sresince, Sangreal Belgeleri'yle Magdalal Meryem'in mezarn korumak grevini mi yerine getirdi?" Evet, ama kardeliin daha nemli bir grevi daha vard...nesli korumak. sa'nn soyu srekli tehlike altndayd. Eski kilise, onun neslinin artmasndan, Mesih ile Magdalal srrnn aa kmasndan ve temel retilerine meydan okumasndan korkuyordu... kadnlarla arkadalk etmeyen ve cinsel iliki kurmayan ilahi bir Mesih." Duraksad. Her eye karn sa'nn nesli, on beinci yzyldaki cesur bir harekete kadar Fransada gizlice oald. Fransz asillerinden biriyle evlenildi ve Merovingian Hanedan diye bilinen bir soy olutu." Bu haber Sophie'yi artmt. Fransa'daki her renciye Merovingia terimi retilirdi. "Merovingianlar Paris'i kurdular." "Evet. Kse efsanesinin Fransa'da bu kadar nl olmasnn nede de bu. Vatikan'n Kse araylar, aslnda bu asil hanedan yelerini gizlice yok etme giriimleridir. Kral Dagobert'i duydun mu?" Sophie bu ismi tarih dersindeki tyler rpertici bir hikyeden yle byle hatrlyordu. "Dagobert bir Merovingian kralyd, yle deil mi? Uyurken gzlerinden hanerlenmiti." "Kesinlikle. Vatikan'n Pepin d'Heristal ile ortak suikast giriimi, On yedinci yzyl sonlar. Dagobert'in cinayetiyle Merovingian Hanedan neredeyse yok oluyordu. Bereket versin ki, Dagobert'in olu Sigisbert saldrdan kamay baarm ve nesli devam ettirmiti. Aileye daha sonra Godefroi de Bouillon da

eklenmiti... Sion Tarikat'nn kurucusu." Langdon, 'Tapnak valyeleri'ne," dedi. "Sangreal Belgeleri'ni Sleyman Mabedi'nin altndan almalarn syleyen adam. Bylece Merovingianlarn sa Mesih ile kan ba olduunun ispatn elinde bulunduracakt." ini ar ar eken Teabing ban sallad. "Gnmzdeki Sion Tarikat'nn ciddi bir vazifesi var. Onlarn yk kat ar. Kardelik Sangreal Belgeleri'ni korumak zorunda. Magdalal Meryem'in mezarn korumak zorundalar. Ve elbette sa soyunu yetitirip, korumak zorundalar... Merovingian Hanedan'ndan gnmze kadar gelen birka soylu yeyi." Kelimeler bolukta asl kald. Sophie kemikleri yeni bir tr gerekle yanklanyormu gibi tuhaf bir titreme hissetti.Gnmze kadar yaam olan sa torunlar. Bykbabasnn sesi yine kulana fsldamaya balamt.Prenses, sana ailen hakkndaki gerei anlatmalym. Vcudunu bir rperti kaplad. Asil kan. nanamyordu. Prenses Sophie. "Sir Leigh?" Uan kelimeleri duvardaki dahili haberleme sisteminden czrdayarak ykseldiinde Sophie yerinden srad. "Acaba mutfakta bana bir sre elik edebilir misiniz?" Teabing vakitsiz kesinti yznden kalarn att. Cihazn yanna dmeye bast. "Rmy, bildiin gibi misafirlerimle ilgileniyorum. Eer mutfaktan baka bir eye ihtiya duyarsak kendimiz alabiliriz. Teekkrler ve iyi geceler." "Odama ekilmeden nce sizinle grmem gerekiyor efendim. Ltfen." Teabing sylenerek dmeye bast. "abuk ol Rmy." "Evle ilgili bir mesele efendim. Misafirlerin duymas ho olmayabilir." Teabing inanamyormu gibi bakyordu. "Sabaha kadar bekleyemez mi?" "Hayr efendim. Sorum bir dakikanz bile almayacak." Teabing gzlerini yuvarlayarak Langdon ile Sophie'ye bakt. "Bazen kimin kime hizmet ettiini merak ediyorum." Dmeye yeniden bast. "Hemen geliyorum Remy. Gelirken bir ey getirmemi ister misin?" "Sadece baskdan kurtaracak zgrlk efendim." "Remy hl yanmda almann tek sebebinin ok lezzetli biberli bonfile piirmek olduunun farknda msn?" "Tevecchnz efendim. Tevecchnz."

61
Prenses Sophie. Teabing'in koltuk deneklerinin koridorda giderek azalan tkrtlarn dinlerken, Sophie iinden bir eylerin koptuunu hissediyordu. Uyumu bir halde arkasn dnnce, bo balo salonunda Langdon ile karlat. Langdon, onun akln okuyormuasna, ban iki yana sallyordu. "Hayr Sophie," diye fsldarken, gzleriyle adeta onu temin ediyordu. "Bykbabann tarikatta olduunu ve sana ailen hakknda bir sr vermek istediini rendiimde ayn dnce benim de aklmdan geti. Ama bu imknsz." Langdon durdu. "Saunire bir Merovingian ismi deil." Sophie rahatlamas m yoksa hayal krkl duymas m gerektiine karar veremedi. Daha nce Langdon, ona annesinin gen kzlk soyad gibi allmadk bir soru sormutu. Chauvel. Sorunun anlam imdi ortaya kmt. Gergin bir ifadeyle, "Peki ya Chauvel?" diye sordu. Langdon bir kez daha ban iki yana sallad. "zgnm. Bunun senin iin baz sorular cevaplayacan biliyorum. Merovingianlarn sadece iki balants kald. Onlarn da soy isimleri Plantard ve Saint-Clair. Her iki aile de saklanyor, tarikat tarafndan korunuyor olmallar." Sophie isimleri iinden tekrarladktan sonra ban hayr anlamnda sallad. Ailesinde Plantard ya da Saint-Clair adnda kimse yoktu. imdi akntya kar krek ektiini hissediyordu. Bykbabasnn kendisine aklamak istediklerini anlamaya, Louvre'da olduundan daha yakn deildi. Bykbabasnn o akamst ailesinden hi bahsetmemi olmasn diledi. Eski yaralar yeniden amt.ldler Sophie. Geri

gelmeyecekler.Annesinin uyumas iin geceleri ona ninni sylemesini, babasnn omuzlarnda gezdirmesini, bykannesiyle erkek kardeinin yeil gzleriyle ona bakp glmsemelerini hatrlad. Hepsi gitmiti. Geriye yalnzca bykbabas kalmt. Ve imdi o da gitti. Yalnzm. SessizceSon Akam Yemei 'ne dnen Sophie, Magdalal Meryem'in kzl salarna ve sakin gzlerine bakt. Kadnn ifadesinde, sevdii birini kaybetmenin yansmas grlyordu. Bunu Sophie de hissedebiliyordu. "Yumuak bir sesle, "Robert?" dedi. Langdon, ona yaklat. "Leigh'in Kse hikyesinin her yerde olduunu sylediini biliyorum ama ben bu gece ilk kez duydum." Langdon teselli edici bir tavrla elini omzuna atmak istiyor gibi bakt ama kendini tuttu. "Hikyeyi daha nce duydun Sophie. Herkes duymutur. Sadece duyduumuz zaman fark etmeyiz." "Anlamyorum." "Kse hikyesi her yerde var ama gizli bir ekilde. Kilise, Magdalal Meryem'den bahsetmeyi yasakladnda, onun hikyesi ve nemi daha tedbirli kanallarla gelecek kuaklara aktarlmalyd... mecaz ve sembolizm ieren kanallarla." "Elbette. Sanat." LangdonSon Akam Yemei 'ni iaret etti. "Mkemmel bir rnek. Gnmze kadar gelen pek ok sanat, edebiyat ve mzik eseri gizlice Magdalal Meryem'le sa'nn hikyesini anlatr." Langdon, ona ksaca Da Vinci, Botticelli, Poussin, Bernini, Mozart ve Victor Hugo'nun yasaklanan kutsal diinin arandn fsldayan almalarn anlatt. Sir Gawain ve Yeil valye, Kral Arthur ve Uyuyan Gzel gibi efsaneler, Kse alegorileriydi. Victor Hugo'nunNotre Dame'n Kambur u ve Mozart'nSihirli Flt ' Mason sembolleri ve Kse srlaryla doluydu. Langdon, "Bir kez Kutsal Kse'yi aramaya baladn m," dedi. "Her yerde onu grrsn. Resimlerde. Mzikte. Kitaplarda. Hatta izgi filmlerde, ocuk parklarnda ve sevilen filmlerde." Langdon, Mickey Mouse saatini kaldrarak, Walt Disney'in yapt ite hayat boyunca Kse hikyesini gelecek nesillere aktarmaya altn syledi. Disney yaad mddete, 'modern zamann Leonardo da Vincisi' diye vlmt. Her iki adam da yaadklar zamann tesinde, yetenekli birer sanat, gizli cemiyet yeleri ve en nemlisi akac insanlard. Leonardo gibi Walt Disney de sanatna gizli mesajlar ve semboller yerletirmeye baylrd. Eitimli bir simgebilimci, eski Disney filmi seyrederken bir kinaye ve mecaz yamuruna tutulduunu hissederdi. Disney'in ou gizli mesaj din, pagan mitleri ve eziyet gren tanra hikayeleriyle ilgili olurdu. Disney'in Sinderella ,Uyuyan Gzel vePamuk Prenses gibi masallar yeniden ele almas bir tesadf deildi -hepsi de bir kutsal diinin hapsedilmesini anlatyordu. AyrcaPamuk Prenses teki zehirli elmann -zehirli elmadan srk alan prensesin kendinden gemesi- Havva'nn Cennet Bahesi'nden kovulmasna ak bir gnderme olduunu anlamak pek de zor deildi.Uyuyan Gzel 'deki Prenses Aurora ise -ifreli ismi "Gl" idi ve onu kt caddan korumak iin ormann derinliklerinde saklanyordu- ocuklar iin yazlm bir Kse hikayesiydi. Disney'in irket imajna karn, alanlarnn elenceli bir yan vard ve sanatlar Disney rnlerine gizli semboller kartrmaya baylrlard. Langdon rencilerinden birininAslan Kral DVD'sini snfa getirdii gn unutamyordu. renci filmi bir sahnesinde dondurduunda, Simba'nn bann stnde uuan toz taneciklerinin belirgin bir ekilde SEKS kelimesini oluturduu grlyordu. Langdon bunun pagan cinselliine yaplan bir gnderme olmak yerine, izgi film sanatsnn ocuka akas olduunu dnse de, Disney'in sembolizm anlayn kmsememek gerektiini renmiti.Kk Denizkz 'ndaki dini semboller tanra ile ylesine zdeleiyordu ki, tesadf olmas mmkn deildi. Langdon,Kk Denizkz 'n ilk grdnde, Ariel'in denizin altndaki evindeki resmin, on yedinci yzyl sanatlarndan George de la Tour'unTvbekar Magdalal -yasakl Magdalal Meryem'e hrmeten yaplm nl bir tablo- tablosunun ayns olduunu ve tm dekorun doksan dakika boyunca aka sis'in, Havva'nn, balk tanra Pisces'n ve tekrar tekrar Magdalal Meryem'in kutsallna sembolik gndermeler yaptn fark edince nefesi kesilmiti.Kk Denizkz 'na verilen Ariel isminin, kutsal diiyle gl balar

vard ve aya Kitab'ndaki "kuatma altnda! Kutsal ehir" ile ayn anlamdayd. Ve elbetteKk Denizkz 'nn dalgalanan kzl salar bir tesadf deildi. Koridordan koltuk deneklerinin sesleri duyulan Teabing, allmadk biimde canl admlarla yryordu. alma odasna giren ev sahibinin yz sertti. Souk bir sesle, "Aklama yapsan iyi olur Robert," dedi. "Bana kar drst davranmadn."

62
Soukkanlln bozmamaya alan Langdon, "Leigh, suu benim stme atyorlar," dedi. "Beni tanrsn. Kimseyi ldremem." Teabing'in sesi yumuamamt. "Robert, Tanr akna, seni televizyonda gsteriyorlar. Yetkililerin seni aradn biliyor muydun?" "Evet." "O zaman gvenimi suistimal ettin. Buraya gelerek beni tehlikeye atmana ve evimde saklanabilmek iin Kse hakknda sorular sormana aryorum." "Ben kimseyi ldrmedim." "Jacques Saunire ld ve polis senin yaptn sylyor." Teabing zgn grnyordu. "Sanata o kadar katkda bulunan biriydi ki..." "Efendim?" Uak alma odasnn kapsnda, Teabing'in arkasnda ellerini kavuturmu bir halde duruyordu. "Onlara yolu gstereyim mi?" "Ben yaparm." Teabing topallayarak alma odasnda yrd, cam kaplarn kilidini at ve arka baheye giden yolu gsterdi. "Ltfen arabanza binip, buray terk edin." Sophie yerinden kprdamad. "Elimizdeclef de vote hakknda bilgi var.Tarikatn kilit ta. " Birka saniye ona bakan Teabing alayc bir tavr taknd. "mitsiz bir hile Robert, onu ne kadar aradm biliyor." Langdon, "Syledikleri gerek," dedi. "Bu gece buraya geliimizin nedeni, seninle kilit tan konumaya geldik." Uak mdahale etti. "Buray terk edin yoksa yetkililere haber vereceim." Langdon, "Leigh," diye fsldad. "Yerini biliyoruz." Teabing'in sert tutumu bozuluyor gibiydi. Rmy odann ortasna doru sert admlarla yrd. "Hemen gidin! Yoksa zor kullanmak..." Arkasn dnp, laf uann azna tkayan Teabing, "Rmy!"dedi. "Bize biraz izin ver." Uan az ak kalmt. "Efendim? Kar kmak zorundaym. Bu insanlar..." "Bu konuyla ben ilgileneceim." Teabing koridoru gsteriyordu ok etkisi altndaki birka saniyenin ardndan Rmy, ban ne eerek azarlanm bir kpek gibi dar kt. Ak kaplardan gelen serin akam rzgrnda Teabing, yzndeki tedbirli ifadeyle Sophie ile Langdon'a dnd. "Bylesi daha iyi. Kilit ta hakknda ne biliyorsunuz?" Teabing'in alma odasnn dndaki sk taflanlarn arasnda saklanan Silas silahna sarlm, cam kapdan ieri bakyordu. Birka dakika nce evin etrafnda dolarken, Langdon ile kadn geni alma odasnda konuurlarken grmt. O harekete geemeden, koltuk denekli bir adam ieri girip, Langdon'a barmaya balam, kaplan iterek am ve misafirlerinden gitmelerini istemiti.Sonra kadn kilit tandan bahsetmi ve her ey deimiti. Bartlar fsltlara dnmt. Tutumlar yumuamt. Ve cam kaplar abucak kapanmt. imdi taflanlarn arasna saklanan Silas, camdan ieri bakyordu.Kilit ta evin iinde bir yerlerde. Silas bunu hissedebiliyordu. Konuulanlar duymaya can atarken, karanln iinde cama biraz daha yaklat. Onlara be dakika sre tanyabilirdi. Kilit tann yen aklamazlarsa, ieri girip onlara zorla syletecekti. alma odasndaki Langdon, ev sahibinin aknln hissediyordu.

Sophie'ye bakan Teabing, "Byk stat m?" diyerek yutkundu. " Jaques Saunire mi?" Onun gzlerindeki aknl gren Sophie ban sallad. "Ama bunu bilemezsin!" "Jacques Saunire benim bykbabamd." Teabing koltuk deneklerinin stnde sendelerken, ban sallayarak yan Langdon'a gz att. Teabing yeniden Sophie'ye dnd. "Bayan Neveu, nutkum tutuldu. Eer bu doruysa, kaybnz iin gerekten zgnm. tiraf etmem gerekiyor ki, Paris'te tarikat yesi olabilecek kiilerin bir listesini tutmutum. Pek oklaryla birlikte Jacques Saunire de bu listedeydi. Ama Byk stat diyorsunuz kabullenmek zor." Teabing bir sre sessiz kaldktan sonra ban iki yana sallad. "Yine de mantkl gelmiyor. Bykbabanz tarikatn Byk stat' olsa ve kilit tan kendisi yaratm olsa bile, onu nasl bulacanz size asla sylemedi. Kilit ta kardeliin nihai hazinesine giden yoldur. Torunu olun ya da olmayn, bu bilgiye ulamaya yetkili deilsiniz." Langdon, "Bay Saunire bilgiyi devrederken lmek zereydi," dedi. ok az seenei vard." Teabing, "Seenee ihtiyac yoktu," diyerek kar kt. "Ayn srr bilen snhaux daha var. Sistemin gzellii burada. lerinden biri Byk stat'la terfi eder ve aralarna yeni birsnchal alarak, kilit ta srrm paylarlar." Sophie, "Sanrm haberleri tamamen dinlememisiniz," dedi. "Bykbabamn yan sra, bugn nemli Parisli daha ldrld. Hepsi birbiriyle balantl gibi grnyor." Teabing'in az ak kalmt. "Ve siz de onlarn ey olduunu dnyorsunuz..." Langdon, "Snchaux," dedi. "Ama nasl? Katilin Sion Tarikat'nn en st drt yesinin birden kimliklerini renmesiimknsz! Bana bakn, ben onlar yllardr aryorum ama hl bir yenin ismini bile bilmiyorum. snchaux ile Byk stat bulup ayn gn iinde ldrdklerine inanmak biraz zor." Sophie, "Sanrm bilgiyi bir gn iinde edinmiler," dedi. "Kulaa, iyi planm birsuikast gibi geliyor. Organize cinayet rgtleriyle mcadele etmek iin kullandmz bir tekniktir. DCPJ belirli bir gruba kar harekete gemek isterse, aylarca onlar dinleyip gzetleriz, tm barol oyuncularn tespit eder ve hepsini ayn anda ele geiririz. ban ban yakalamak. Lideri olmayan grup kargaaya der ve dier bilgileri ak verir. Birinin, en bataki kiilerin kilit tann yerini aklayacan umarak sabrla izlemesi ve sonra saldrm olmas muhtemel." Teabing ikna olmua benzemiyordu. "Ama kardeler asla konumazlar. Gizlilik yeminleri var. leceklerini bilseler bile." Langdon, "Kesinlikle," dedi. "Yani eer srr asla aklamadlar ve ldrldlerse..." Teabing yutkundu. "O zaman kilit tann yeri sonsuza dek kaybolacakt!" Langdon, "Ve beraberinde," dedi. "Kutsal Kse'nin yeri." Langdon'n azndan kan kelimelerle Teabing'in vcudu adeta salland. Ardndan daha fazla ayakta durmaya mecali yokmu gibi, kendini bir sandalyeye brakp, pencereden dar bakt. Yanna giden Sophie yumuak bir sesle konuuyordu. "Bykbabamn iinde bulunduu durum gznne alnrsa, tamamen mitsizlik iin. de srr, kardeliin dndan birine geirmeye alt dnlebilir. Gvenebileceini dnd birine. Ailesinden birine." Teabing'in benzi atmt. "Ama byle bir saldry yapabilecek kii... kardelik hakknda bunca bilgiyi renebilecek biri..." Durdu, farkl bir korku duymaya balamt. Tek bir gcn ii olabilir. Bu tip bir sznty ancak tarikatn en eski dman yapabilir." Langdon ban kaldrd. "Kilise." "Baka kim olabilir? Roma yzyllardrKse 'yi aryor." Sophie kuku duyuyordu. "Bykbabam kilisenin ldrdn mi dnyorsunuz?" Teabing, "Kilisenin kendisini korumak iin tarihte iledii ilk cinayet bu deil. Kutsal Kse'nin beraberindeki belgeler ok tehlikeli ve kilise onlar yllardr yok etmek istiyor," diye yantlad. Langdon, Teabing'in, bu belgeleri elde etmek iin kilisenin insani alenen ldrd iddiasn kabullenmekte glk ekiyordu. Yeni r ve kardinallerin ou ile tanm olan Langdon, onlarn asla bir suikast planlamayacak, dinine derinden bal adamlar olduklarn biliyordu.Tehlikeler ne olursa olsun. Sophie'nin de aklndan benzer dnceler geiyor gibiydi. Tarikat yelerinin kilisedndan biri

tarafndan ldrlmeleri olas deil mi? Kse'nin gerekten ne olduunu bilmeyen biri? Her eyden nce sann Kadehi ekici bir hazine. Hazine avclar ok daha az iin bile cinayet iliyor." Teabing. 'Tecrbelerimden rendiim kadaryla," dedi. "nsanlar ulamak istediklerini elde etmekten ok, korktuklarnn balarna gelmemesi iin daha byk tehlikeleri gze alrlar. Ben bu suikastta tarikata kar mitsiz bir saldr sezinliyorum." Langdon, "Leigh," dedi. "nermede paradoks var. Katolik papazlar, eer bu belgelerin sahte olduklarna inanyorlarsa, onlar bulup yok etmek amacyla neden tarikat yelerinildrsnler? ' Teabing kkrdayarak gld. "Harvard'n fildii kuleleri seni yumuatm Robert. Evet, Roma'daki papazlarn iman ok kuvvetli ve bu yzden inanlar, kutsal saydklar her eye kar kan bu belgeler de dahil olmak zere, her trl felakete kar koyabilir. Ama ya dnyann geri kalan? Kesin itikat sahibi olmayanlara ne olacak? Dnyadaki zorbalklara bakp bugn Tanr nerede diyenlere ne olacak? Kilise skandallarna bakp kendi papazlarnn ocuklara cinsel taciz yaptn saklamak iin yalan syleyen bu adamlar kim oluyor da sa hakkndaki gerei konutuklarn iddia ediyor, diyenlere ne olacak?" Teabing durdu. "Bu insanlar Robert bilim kilisenin sa hikyesinin yalan olduunu ispatladnda, kendilerine anlatlan en byk hikyenin, tm zamanlarn en ok satan hikyesi olduunu dnecekler." Langdon cevap vermedi. Teabing, "Belgeler ortaya karsa sana ne olacan syleyeyim," dedi "Vatikan iki bin yllk tarihinde grlmemi bir inan kriziyle karlaacak." Uzun bir sessizliin ardndan Sophie, "Ama bu saldrnn sorumlusu ise, neden imdi harekete getiler? Neden bunca yldan sonra? Tarikat Sangreal Belgeleri'ni sakl tutuyor. Kiliseye tehdit oluturmuyorlar ki." Skntyla iini eken Teabing, Langdon'a bakt. "Robert sanrm sen tarikatn son hamlesini biliyorsundur?" Langdon dnd anda nefesinin kesildiini hissetti. "Biliyorum." Teabing, "Bayan Neveu," dedi. "Kilise ile tarikat arasnda yllardr szl bir anlama vard. Kilise tarikata saldrmayacak, tarikat da Sangreal Belgeleri'ni gizli tutacakt." Durdu. "Ama tarikat tarihinin bir blmnde srr aklamak iin yaplan bir plan hep vardr. Tarihteki o zel gn geldiinde kardelik sessizlii bozmay ve Sangreal Belgeleri'ni dnyaya aklayp, sa Mesih'in gerek hikyesini haykrarak en byk zaferine ulamay planlamtr." Sophie sessizce Teabing'e bakyordu. Sonunda o da oturdu "Ve siz bugnn yaklatn m dnyorsunuz? Yani kilise bunu biliyor mu? Teabing, "Speklasyon," dedi. "Ama ok ge olmadan belgeleri bulmak iin kiliseyi saldrya tevik edebilecek bir olaslk." Langdon, Teabing'in sylediklerinin akla yatkn olmasndan huzursuzlanmt. "Sence kilise gerekten tarikatn gizli tarihini renmi olabilir mi?" "Neden olmasn... eer kilisenin tarikat yelerinin kimliklerini rendiini varsayabiliyorsak, o halde mutlaka planlarn da renmi olmal. Kesin tarihi bilmeseler bile, batl inanlar onlar bu yargya gtrm olabilir." Sophie, "Batl inanlar m?" diye sordu. Teabing, "Kehanet," dedi. "Byk bir deiiklik andayz. Yakn zaman nce bin yl sona erdi ve onunla birlikte iki bin yllk Balk Burcu a da kapand... ayn zamanda Mesih'in burcu. Herhangi bir astroloji simgebilimcisinin syleyecei gibi, Balk Burcu'na gre, insana ne yapmas gerektii yksek makamlarca sylenmelidir, nk insan kendisi iin neyin iyi olduunu dnme yeteneine sahip deildir. Dolaysyla hararetli bir din devri yaanmtr. Fakat imdi, Kova Burcu a'na giriyoruz, bu burca gre insangerei renecek ve kendi adna dnme yeteneine sahip olacaktr. Aradaki ideolojik deiim ok byk ve gereklemeye balad." Langdon rperdiini hissetti. Astrolojik kehanetler onun iin hibir zaman ilgin ya da kayda deer olmamt ama kilisede yakn takipileri olduunu biliyordu. "Kilise bu gei dnemine Zamann Sonu diyor." Sophie pheyle bakyordu. "Dnyann sonu gibi mi? Kyamet mi?' Langdon, "Hayr," diye cevap verdi. "Bu ortak bir yanlg Pek ok dinde Zamann Sonu'ndan bahsedilir. Bahsedilen dnyann sonu deil, an sonudur, sa'nn doumuyla balayan Balk a iki bin

yl srd kapanan bin ylla sona erdi. imdi Kova a'na getik, Zamann Sonu geldi." Teabing, "Kse tarihilerinin ou," diye ekledi. "Tarikat sahiden gerei aklamay planlyorsa, tarihin bu annn sembolik adan uygun olacana inanyor. ou tarikat uzman, ki bunlara ben de dahilim, kardeliin yapaca aklamann yeni bin ylla akacan tahmin ediyordu. yle olmad ortada. Kabul etmek gerekir ki, Roma takvimi astrolojik tarihlerle tam olarak uyumaz, bu yzden kehanette baz karanlk alanlar var. Kilise kesin tarihin yaklatn ierden mi haber ald yoksa astrolojik kehanet yznden endieye mi kapld bilemiyorum. Zaten hi nemli deil. Her iki senaryo da kilisenin kendini mdafaa etmek iin tarikata kar saldrya ermesinin nedenini aklyor." Teabing kalarn att. "Ve inan bana, eer kilise Kutsal Kse'yi bulursa onu yok edecek. Beraberinde belgeleri ve Magdalal Meryem'in kalntlarn." Gzleri yaarmt. "te o zaman hayatm, yok olan Sangreal Belgeleri'yle birlikte tm kaytlar kaybolacak. Kilise binlerce yllk tarihi yeniden yazmak savan kazanm olacak. Gemi sonsuza dek silinecek." Sophie yavaa ha eklindeki anahtar sveterinin cebinden kararak Teabing'e uzatt. Anahtar eline alan Teabing, dikkatle bakt. "Aman Tanrm, Tarikat mhr. Bunu nereden buldunuz?" "Bu gece bykbabam lmeden nce bana verdi." Teabing parmaklarn han stnde gezdirdi. "Bir kilise anahtar m?" Sophie derin bir nefes ald. "Bu anahtar kilit tana ulamaya yaryor." Teabing yzndeki inanmayan ifadeyle ban aniden yukar kaldrd. "mknsz! Hangi kiliseyi atlam olabilirim? Fransa'daki btn kiliseleri aradm!" Sophie, "Kilisede deildi," dedi. "Bir svire emanet bankasndayd." Teabing'in heyecanl grnts kaybolmutu. "Kilit ta bir bankada myd?" "Kasa," diye dzeltti. Bir banka kasas m?" Teabing ban hzla iki yana sallad. "Bu imkansz. Kilit tann gl iareti altnda sakl olmas gerekiyordu." Langdon, "yle," dedi. "Be yaprakl gl kabartmal gl aacndan bir kutunun iinde saklyd." Teabing iyice afallamt. "Siz kilit tangrdnz m? " Sophie ban sallad. "Bankaya gittik." Gzleri korkuyla dolan Teabing yanlarna yaklat. "Dostlarm, bir eyler yapmalyz. Kilit ta tehlikede! Onu korumak bizim grevimiz peki ya baka anahtarlar varsa? Mesela ldrlensnchaux 'larda? Eer kilise de sizin yaptnz gibi bankaya girebilirse..." Sophie, "O zaman ok ge kalm olurlar," dedi. "Kilit tan biz aldk." "Ne! Kilit tan sakland yerden kardnz m?" Langdon, "Endielenme," dedi. "Kilit ta iyi bir yerde sakl." "Umarm, fazlasyla iyi bir yerdedir!" Kendini tutamadan srtan Langdon, "Aslnda," dedi. "Koltuunun altndaki tozlar hangi sklkta temizlediine bal." Chateau Villette'in dnda esen rzgr artm ve pencerenin yanna emekleyerek yaklaan Silas'n cppesini havalandrmt. Konuulanlarn ounu duyamad halde, kilit ta kelimesi pek ok kez camdan dar szmt. eride. retmen'in szleri kelimesi kelimesine aklndayd.Chateau Villette'ye gir. Kilit tan al. Kimseye zarar verme. imdi Langdon ile dierleri aniden baka bir odaya geerek, alma odasnn klarn sndrmlerdi. Silas avna yaklaan bir panter gibi cam kapya doru, srnerek ilerledi. Kilitli olmadklarn grnce ieri girerek, kaplan arkasndan sessizce kapatt. Dier odadan gelen bouk sesleri duyabiliyordu. Silah cebinden karan Silas emniyeti at ve koridorda ilerlemeye balad.

63
Temen Collet, Leigh Teabing'in garaj yolunun banda tek basma durmu, heybetli eve bakyordu. Issz. Karanlk. Saklanmak iin iyi bir yer. Collet yarm dzine adamnn sessizce itlerin etrafn sardn

grd. zerinden ap, evi birka dakika iinde kuatabilirlerdi. Langdon, Collet'nin adamlarnn ani baskn yapmas iin daha uygun bir yer seemezdi. Sonunda telefonu aldnda, Collet, Fache'yi kendisi aramak zereydi. Fache, gelimelerden Collet'nin tahmin ettii kadar memnun deildi. "Neden kimse bana Langdon'n yerini tespit ettiimizi sylemedi?" 'Telefonda gryordunuz ve..," "Tam olarak neredesin Temen Collet?" Collet, ona adresi verdi. "Arazi, Teabing isimli bir ngilize ait. Langdon buraya gelmek iin hatr saylr bir yol kat etmi, ara gvenlik kapsnn ardnda. eriye zorla girildiine dair bir belirti yok, yani Langdon ev sahibini tanyor olabilir." Fache, "Geliyorum," dedi. "Yerinizden ayrlmayn. Bu meseleyle ahsen ilgileneceim." Collet'nin az bir kar ak kald. "Ama yzbam, yirmi dakika uzaktasnz! Hemen harekete gememiz gerekli. Onu keye sktrdm. Toplam sekiz adamm var. Drd tfekli, dierlerinin tabancas var." "Beni bekleyin." "Yzbam, ya ierde Langdon birini rehin almsa? Ya bizi grp yaya kamaya karar verirse?imdi harekete gememiz gerek! Adamlarm pozisyonlarn ald ve hazr bekliyorlar." Temen Collet, harekete gemek iin benim gelmemi bekleyeceksiniz. Bu bir emirdir." Fache telefonu kapatmt. Hayret iindeki Temen Collet, telefonunu kapatt.Fache ne diye beklememi istiyor? Collet cevab biliyordu. Sezilerinin kuvvetli olmasyla n yapmasna ramen, Fache gururuna fazlasyla dkn biriydi. Fache tutuklama vesilesiyle itibarn artrmak istiyor. Televizyonlarda Amerika kadar kendi yznn de gsterilmesini istiyordu. Patron gelip gn kurtarana kadar Collet'nin vazifesi kaleyi kollamakt. Beklerken, Fache'nin gecikmesinin baka bir nedeni aklna geldi.Hasar kontrol. Emniyet tekilatnda, bir kaan tutuklanmas sadece bir nedenden tr geciktirilirdi, phelinin suundan emin olmadklar zamanlarda.Fache, Langdon'n aradmz adam olmadndan m pheleniyor? Bu dnce korkutucuydu. Yzba Fache, Langdon' tutuklamak iin o gece herkesi seferber etmiti... Interpol bile cinayet zanlsn aryordu. Ayrca Fransz televizyonunda tannm bir Amerikaly cinayet suuyla haksz yere yarglarsa, bu iin siyasi sonularndan Bezu Fache bile kurtulamazd. Eer Fache imdi bir hata yaptn fark etmise, Collet'ye harekete gememesini sylemesi mantkl olurdu. Fache'nin ihtiya duyaca son ey Collet'nin masum bir ngilizin zel mlkne yldrm baskn yaparak Langdon' silah zoruyla almasyd. Collet bununla birlikte, Langdon'n masum olmasnn davadaki en garip paradokslardan birini akladn fark ediyordu: Kurbann torunu Sophie Neveu, neden katil zanlsna yardm etmiti? Langdon'n haksz yere sulandn bilmedii mddete tabii. Fache bu gece Sophie'nin tuhaf tutumunu aklamak iin tm aklamalar dnmt. Bunlara, Saunire'in tek vrisi olan Sophie'nin gizli Robert Langdon' miras paras iin bykbabasn ldrmeye ikna etmi olmas da vard. Saunire bundan phelendiyse, polise P. S. Robert Langdon' bul, diye bir mesaj brakm olabilirdi. Collet iin iinde baka bir i olduundan emindi. Sophie Neveu, bylesine alak bir ie karmayacak kadar gvenilir biriydi. "Temenim?" Ajanlardan biri koarak yanna geldi. "Bir araba bulduk. Collet, ajann peinden garaj yolunun yaklak elli metre arkasn yrd. Ajan, yolun kar tarafndaki geni banketi iaret etti. Orada, allklar arasnda siyah bir Audi, neredeyse grnmeyecek biimde park edilmiti. Kiralk araba plakas vard. Collet kaportay tuttu. Is hl hissediliyordu. Hatta scakt. Collet, "Langdon bununla gelmi olmal," dedi. "Araba kiralama irketini arayn. alnm m renin." Peki efendim." Parmaklklarn bulunduu taraftan bir baka ajan, Collet'ye seslendi. Temenim, una bir bakar msnz?" Collet'ye bir ift gece gr gzl uzatt "Garaj yolunun bitimindeki korulua bakn." Collet gzl tepeye doru kaldrd ve gr ayarlaryla oynad. Yeilimsi ekiller yavaa belirginlemeye balamt. Garaj yolundaki virajdan balayarak, yukar doru takip etti ve korunun olduu yerde durdu. Bakakalmt. Orada, aalarn arasnda zrhl bir kamyon duruyordu. Collet'nin o

gece Zrih Emanet Bankas'ndan ayrlmasna izin verdii kamyonun aynyd. Bunun bir eit garip rastlant olmasn diliyor, ama olmadn biliyordu. Ajan, "Her ey ortada," dedi. "Langdon ile Neveu bankadan bu kamyonla kamlar." Collet'nin sesi kesilmiti. Barikatta durdurduu zrhl kamyonun ofrn dnd. Rolex. Gitmek iin sabrszlanmas.Yk kasasn kontrol etmedim. Collet bankadan birinin Langdon ile Sophie'nin bulunduu yer hakknda yalan syleyip, kamalarna yardmc olduunu fark etmiti.Ama kim? Ve neden? Belki de Fache, bu yzden Collet'nin henz harekete gemesini istemiyordu. Belki de Fache bu akamki olaya Langdon ile Sophie'den daha fazla kiinin kartn dnyordu.Peki Langdon ve Sophie zrhl kamyonla geldiyse, siyah Audi'yle kim geldi? Yzlerce kilometre gneyde, kiralk bir Beechcraft Baron 58 Tiren Denizi stnden kuzeye doru uuyordu. Gkyz sakin olduu halde, her an midesinin bulanabileceini hisseden Piskopos Aringarosa, elinde koltuun arkasndaki torbayla hazr bekliyordu. Paris'le yapt grmenin bekledii telefonla ilgisi yoktu. Kk kabinde tek bana oturan Aringarosa, parmandaki altn yz dndrd ve duyduu korku ve mitsizlik hislerini bastrmaya alt.Pariste her ey ters gitti. Gzlerini kapayan Aringarosa, Bezu Fachenin durumu dzeltebilmesi iin bir dua okudu.

64
Divanda oturan Teabing, kucandaki tahta kutuyu bebek beii gibi tutarken, kapaktaki zenle ilenmi gl kabartmasna hayranlkla bakyordu.Bu gece hayatmn en tuhaf ve en sihirli gecesi oldu. Teabing'in banda, Langdon ile yan yana duran Sophie, "Kapa an," diye fsldad. Teabing glmsedi.Bana acele ettirme. Kilit tan arayarak geirdii yllardan sonra, bu ann her salisesinin tadn kartmak istiyordu. Avucunu tahta kapan stnde gezdirirken, kabartmal iein dokusunu hissediyordu. "Gl," diye fsldad.Gl, Magdalaldr, Kutsal Kse'dir. Gl, yolu gsteren pusuladr. Teabing kendini sersemlemi gibi hissediyordu. Kilit tan arad yllar boyunca, Fransa'daki tm kiliselerin ve katedrallerin gizli geitlerine, gl pencerelerin altndaki yzlerce kemere bakmt.La clef de vote... Gl iaretinin altndaki ta anahtar. Teabing yavaa kapan kilidini aarak, kaldrd. Baklar sonunda kutunun iindekiyle karlat anda, bunun kilit ta olabileceini anlamt. Birbiriyle balantl dner harflerle bezenmi ta bir silindire bakyordu. Grd nesne ona artc derecede tandk geliyordu. Sophie, "Da Vinci'nin gnlklerine bakarak tasarland," dedi. " Bykbabamn hobisi bunlar yapmakt." Elbette, diye dnd Teabing. Eskizlerini ve taslaklarn grmt.Kutsal Kse'ye gtren anahtar bu tan altnda yatyor. Teabing nazike tuttuu ar kripteksi kutudan kaldrd. Silindirin nasl alacana dair ufak fikri olmamasna ramen, kendi kaderinin iinde durduunu hissediyordu. mitsizlie kapld anlarda Teabing hayatn adad bu arayn dllendirilip dllendirilmeyeceini sorgulamt. Artk bu pheler sona ermiti Eski kelimeleri duyabiliyordu... Kse efsanesinin douunu: Vous ne trouvez pas le Saint-Graal, c'est le Saint-Graal qui vos trouve. Kse'yi sen bulamazsan, Kse seni bulur. Ve bu gece inanlmaz bir ekilde, Kutsal Kse'yi bulmak iin gerekli olan anahtar, n kapsndan ieri girmiti. Sophie ile Teabing kripteks ile oturup, sirkeden, harflerden ve ifrenin ne olabileceinden bahsederlerken, Langdon gl aac kutuya daha iyi bakabilmek iin, odann arka tarafndaki aydnlk bir masaya gtrd. Teabing'in az nce syledii szler, Langdon'n zihninde tekrarlyordu. Kse'nin anahtar gl iaretinin altnda gizli.

Langdon kutuyu a tutarak, gl kabartmasn inceledi. Ahap ileri ve kabartmal mobilyalar sanattaki uzmanlk alanna girmese de, Madrid yaknlarndaki spanyol manastrnn mozaik kapl nl tavannn, yapmndan yzyl sonra dklerek, keiler tarafndan alttaki svaya yazlan kutsal metinleri aa karttn hatrlyordu. Langdon gle bir kez daha bakt. Gln altnda. Sub Rosa. Sr. Koridorda duyduu bir arpma sesi Langdon'n arkasn dnmesine neden oldu, Teabing'in ua gemi olmalyd. Langdon yeniden kutuya dnd. Gl karp karamayacan dnrken parmaklarn kabartmann kenarlarnda gezdiriyordu, ama iilik mkemmeldi. Gl ilemekle, zerine yerletirildii ii oyulmu katman arasna keskin bir bak sokabileceini dnd. Kutuyu aarak, kapan iini inceledi. Girinti knts yoktu. Kutunun pozisyonunu deitirdiinde k, kapan altnda ve tam ortasnda kk delie benzeyen bir eyi aydnlatmt. Langdon kapa kapatarak, kabartmal sembol st tarafndan inceledi. Delik yoktu. inden gemiyor. Kutuyu masann stnde brakarak, gzleriyle oday arad ve tutturulmu bir kt destesi grd. Atas alarak kutunun yanna gitti. Kapa ap, delii yeniden inceledi. Atas dzletirip bir ucunu dikkatle delikten ieri soktu. Nazike itti. Fazla kuvvet harcamasna gerek kalmamt. Masann stne den bir eyin sesini duymutu. Bakmak iin kapa kapatt. Yapboz paralarna benzeyen kk bir tahta parasyd. Tahta gl kapaktan karak, masann stne dmt. Sesi soluu kesilen Langdon, kapakta gln kt noktaya bakyordu. Oraya, kusursuz bir el tarafndan, daha nce hi grmedii bir dilde drt satrlk bir metin kaznmt. Sami dili karakterlerine benziyor,diye dnd Langdon amalisan tanyamadm. Arkasnda hissettii ani bir hareket dikkatini ekmiti. Bana yedii apansz bir darbe onu dizlerinin stne yuvarlamt. Yere derken, silah tutan, soluk bir hayaletin etrafnda dolatn grdn sand. Ardndan her taraf simsiyah oldu.

65
Sophie Neveu emniyet tekilatnda alt halde o geceye kadar kendisine hi silah dorultulmamt. imdi bakmakta olduu silah, uzun beyaz sal, devasa bir Albino'nun soluk elinde duruyordu. rktc krmz gzlerle Sophie'ye bakyordu. zerine giydii yn cppe ve belindeki ip kuakla, ortaadan kalma papazlar andryordu. Sophie, adamn kim olduu konusunda tahmin yrtemedii halde Teabing'n, iin arkasnda kilisenin yer ald hakkndaki phelerine sayg duymaya balamt. Kei bouk sesiyle, "Ne iin geldiimi biliyorsunuz," dedi. Sophie ile Teabing, saldrgann istei zere kollarn havaya kaldrm bir halde divanda oturuyorlard. Langdon inleyerek yerde yatyordu. Kei gzlerini derhal Teabing'in kucandaki kilit tana evirdi. Teabing'in meydan okuyan bir sesi vard. "Bunu aamazsn." Silahn bir Sophie'ye bir Teabing'e eviren kei, biraz daha yaklaarak, "retmen'im ok aklldr," diye cevap verdi. Sophie, Teabing'in uann nerede olduunu merak ediyordu.Robertn dtn duymad m? Teabing, "retmen'in kim?" diye sordu. "Belki sorunu parayla zebiliriz," Kse'ye paha biilemez." Biraz daha yaklat. Teabing, keiin bacandan akan kann topland bileini gstererek, sakin bir tonla, "Kanaman var," dedi. "Ve topallyorsun." Teabing'in yan banda duran metal koltuk deneklerini gsteren kei, Senin gibi," diye yantlad. "imdi kilit tan bana ver." Teabing akn bir sesle, "Sen kilit tan biliyor musun?" diye sordu. "Benim ne bildiimi bo ver. imdi yavaa ayaa kalk ve onu bana ver. "Ayaa kalkmakta glk ekiyorum."

"ok iyi. Kimsenin ani hareket yapmamasn tercih ederim." Teabing sa eliyle koltuk deneklerinden birini, sol eliyle kilit tan tuttu. Ar silindiri sol eliyle tarken yalpalayarak ayaa kalkt ve sonra sa koltuk deneinin zerine doru eildi. Kei dorudan Teabing'in bana doru tuttuu tabancasyla ona otuz santim kadar yaklat. Kei silindire doru uzanrken, Sophie kendini son derece aresiz hissediyordu. Teabing, "Baaramayacaksn," dedi. "Bu ta ancak uygun kii aabilir." Uygun kiinin kim olduuna Tanr karar verir,diye dnd Silas, Kolu titremeye balayan koltuk denekli adam, "Biraz ar," dedi "Hemen almazsan, korkarm yere dreceim!" Tehlikeli bir ekilde salland. Silas ta almak iin ne doru adm att, fakat o bunu yapt srada koltuk denekli adam dengesini kaybetmiti. Koltuk denei kaynca, sa yanma doru yklmaya balad.Hayr! Ta kurtarmak iin atlan Silas, bu srada silahn indirmiti. Ama kilit ta ondan uzaa doru hareket ediyordu. Adam sa tarafa derken, sol eli arkaya gitti ve silindir avucundan kayarak koltuun stne frlad. Ayn anda, adamn altndan kayan koltuk denei havada geni bir kavis izerek Silas'n bacana doru yneldi. Koltuk deneikee kemerine arptnda, taze yaralarna batan kancalar Silas'n bedenine muazzam bir ac vermiti. ki bklm kalan Silas dizlerinin stne knce, kemerin daha da batmasna neden olmutu. Kulaklar sar edecek bir sesle patlayan silahtan kan kurun, Silas yere derken kimseye zarar vermeden deme tahtalarna saplanmt. Silahn kaldrp, yeniden ate etmeye frsat bulamadan, kadnn tekmesini enesine yedi. Garaj yolunun sonunda duran Collet patlama sesini duymutu. Bouk ate sesi, damarlarndaki kann hzlanmasna neden oldu. Fache yola km olduundan, Langdon' bu gece tek bana yakalama hayalleri zaten suya dmt. Ama Fache grevini ihmal ettii gerekesiyle onu Yrtme Tetkik Kurulu'nun nne kartrsa, Collet'nin ii bitecekti. Evde bir silah patlad! Ve sen garaj yolunun sonunda m bekledin? Collet gizli baskn ansnn oktan katn biliyordu. Ama ayn zamanda orada bir saniye daha hibir ey yapmadan durursa, sabaha meslek hayat diye bir ey kalmayacan da biliyordu. Mlkn demir kapsna bakarken kararn verdi. "Aa indirin." Robert Langdon sersemlemi bann derinliklerinde silah sesini duymutu. Ayrca bir de feryat duymutu. Kendi feryad m? Kafatas arkasndan matkapla deliniyormu gibi hissediyordu. Yaknlarda bir yerlerde, insanlar konuuyorlard. Teabing, "Neredeydin sen?" diye baryordu. Uak telala ieri girmiti. "Neler oldu? Aman Tanrm! Bu kim? Polisi arayacam." "Kr olas! Polisi arama. Bir ie yara da, git u canavar balayacamz bir eyler getir." Sophie arkasndan, "Ve biraz buz," diye seslendi. Langdon yine kendinden gemiti. Daha ok ses. Hareketler. imdi divanda oturuyordu. Sophie, onun bana bir buz torbas koymutu. Kafatas aryordu. Sonunda Langdon'n gzndeki bulanklk gittiinde, yerde yatan birini grd.Hayal mi gryorum? Albino keiin dev cssesi balanm Ve azna yapkanl bant yaptrlmt. enesi yarlm ve sa kalasnn olduu taraf kan iinde kalmt. O da kendine yeni geliyor gibiydi. Langdon, Sophie'ye dnd. "Bu kim? Ne... oldu?" Teabing topallayarak yanna geldi. "Acme Ortopedi tarafndan yaplan bir Excalibur sallayan valye hayatn kurtard." Ha?Langdon dik oturmaya alt. Sophie'nin duyarl dokunuu onu kendine getirdi. "Kendine biraz zaman tan Robert." Teabing, "Korkarm," dedi. "Bayan arkadana iinde bulunduum durumun tatsz faydalarn gsterdim. Sanrm herkes durumumu hafife alyor. Langdon oturduu divandan keie bakp, neler olduunu tahmin etmeye alt.

Teabing, "Keekemer takyordu," diye aklad. "Ne takyordu?" Teabing yerde duran kanlanm kancal deri kay gsterdi, "N terbiye kemeri. Kalasnn stne takmt. ok dikkatli nian aldm" '" Langdon ban ovuturdu. Nefis terbiye kemerlerini biljy0 "Ama nasl... bildin?" Teabing srtyordu. "Hristiyanlk benim uzmanlk alanm Robert baz tarikatlar duygularn fazlasyla belli ediyorlar." Koltuk deneiyle keiin cppesinden szan kan iaret etti. "Bunun gibi mesela." Ksa sre nce medyada gsterilen Opus Dei yesi Boston'l nl iadamlarn hatrlayan Langdon, "Opus Dei," diye mrldand. Endieli is arkadalar bu adamlar paral takm elbiselerinin altna terbiye kemerleri taktklar gerekesiyle halkn gz nnde sulamlard. Aslnda adamn byle bir ey yapt yoktu. Opus Dei'nin pek ok yesi gibi, bu iadamlar da nemsiz kiilerdi ve bedensel ceza ibadetinde bulunmuyorlard. Dindar birer Katolik, ocuklarna bal birer baba ve cemaatin mdavim yeleriydiler. Ama medya elbette, onlarn mezheple olan ruhani bana deinir deinmez, mezhebin daha kat olan "asl" yelerini.. u anda Langdonn nnde yatan kei gibi yelerini sayp dkmeye balamt. Teabing kanl kemere yakndan bakyordu. "Ama Opus Dei neden Kutsal Kse'nin peinde olsun?" Langdon bunu dnemeyecek kadar sersemlemiti. Tahta kutunun yanna yryen Sophie, "Robert," dedi. "Bu nedir' Langdon'n kapaktan kartt gl kabartmasn tutuyordu. "Kapaktaki oymal yaznn stnde duruyordu. Alttaki metnin bu kilit tan amak iin ipucu vereceini sanyorum." Sophie ile Teabing henz cevap veremeden, bir kilometrelik gar yolunun aasnda aniden sirenler ve mavi polis klar belirmiti Teabing kalarn att. "Dostlarm, sanrm bir karar vermemiz gerekiyor. Ve bunu abuk yapsak iyi olacak."

66
Collet ile ajanlar, ellerinde silahlaryla Sir Leigh Teabing'in n kapsndan ieri daldlar. Dalarak, birinci kattaki tm odalar aramaya baladlar. Kabul salonunun zemininde bir kurun delii, biraz kan, kancal tuhaf bir kemer ve ksmen kullanlm yapkanl bant rulosu buldular. Birinci kat tamamen bo gibi grnyordu. Collet, adamlarn ikiye blp bodrum katyla, evin arka tarafn arayaca srada, st kattan sesler geldiini duydu. "Yukardalar!" Geni merdivenlerden koarak yukar kan Collet ve adamlar, karanlk yatak odalaryla koridorlardan geerek sesin geldii yere yaklarken, kocaman evi oda oda aradlar. Sesler, uzun bir koridorun sonundaki odadan geliyor gibiydi. k yollarn kapatan ajanlar, koridorda ar admlarla ilerlediler. Son odaya geldiklerinde, Collet kapnn ardna kadar ak olduunu grd. Sesler aniden kesilmi, yerini makine sesini andran bir grlt almt. Collet kolunu yana kaldrarak iaret verdi. Usulca kapnn nne gelerek k dmesini at. Dnerek odaya girmi, adamlar arkasndan ieri dalm ve Collet bararak silahn... hibir eye dorultmutu. Bo bir misafir odas. El dememi, Grltl araba motoru sesleri, yatan yanndaki duvara monte edilmi siyah bir elektronik panelden geliyordu. Collet, evin dier yerlerinde de bunlardan grmt. Bir eit dahili haberleme sistemiydi. Hemen yanna gitti. Panelin stnde yaklak bir dzine dme vard: SALON... MUTFAK...AMAIRHANE...KLER Peki araba sesi hangi cehennemden geldi? YATAK ODASI... CAMEKNLI ODA... AMBAR KTPHANE

Ambar!Collet saniyeler iinde aa inmi ve yolun stndeki adamlarndan birini yanna alarak arka kapya komutu. Adamlar arka taraftaki imenleri geerek, soluk solua ypranm gri ambarn nne vardlar. Collet daha ieri girmeden, uzaklaan bir arabann motor sesini duyabiliyordu. Silahn ekerek, ieri girdi ve klar at. Ambarn sa taraf, basit bir atlyeden oluuyordu -im bime makineleri, otomobil gereleri, bahe malzemeleri. Yakndaki duvarda benzer bir haberleme paneli vard. Dmelerden biri aa inmi, ierideki sesleri gnderiyordu. MSAFR ODASI II. Collet fkeyle gerisin geriye dnd.Haberleme sistemiyle bizi yanlttlar! Ambarn dier tarafna baktnda, at ahrlarn grd. At yoktu. Ev sahibinin baka trden beygir gcn tercih ettii belli oluyordu; ahrla etkileyici bir araba parkna dntrlmt. Harika bir koleksiyondu.. siyah bir Ferrari, yepyeni bir Rolls-Royce, antika bir spor Aston Marti bir Porsche 356. Son ahr botu. Derhal oraya koan Collet, yerdeki ya lekelerini grd.Arazinin dna kamazlar. Garaj yolu ve kap, bu gibi durumlar nlemek i devriye arabas tarafndan kapatlmt. "Efendim?" Ajan ahrlarn bittii yeri gsteriyordu. Ambarn arka kaps sonuna kadar almt. Ambarn arkasnda karanlk, amurlu ve engebeli arazi grlyordu. Kapya koan Collet karanlkta bir eyler grmeye alt. Grebildii tek ey, uzaktaki ormann zayf glgesiydi. Araba farlar yoktu. Bu aalkl vadide dzinelerce yangn yolu ve av patikas olmalyd ama Collet onlarn ormana ulaamayacandan emindi. "Birka adam al ve o blgeye yayln. Yaknlarda bir yerde aklp kalmlardr. Bu spor arabalar engebeli arazide fazla gidemez. ey, efendim?" Ajan, pek ok anahtarn asl durduu kancal paneli eriyordu. Anahtarlarn stnde tandk marka isimleri yazyordu. DAlMLER..ROLLS-ROYCE...ASTONMARTIN... PORSCHE... Son anahtar kancas botu. Collet anahtarn stndeki marka adn okuduunda, bann dertte olduunu anlamt.

67
Java Black Pearl modeli, drt ekerli Range Rover'n dz vitesi dayankl polipropilen farlar, bir sr arka far ayar ve sa tarafta direksiyonu vard. Langdon arac kullanmadna memnundu. Teabing'in ua Rmy, efendisinden ald emirler zerine, Chteau Villette'nin arkasndaki ay nn aydnlatt arazide, arac olduka etkileyici bir ustalkla idare ediyordu. Farlarn amadan bir tepeciin stnden gemiti ve imdi araziden uzaklaarak uzun bir yokutan aa iniyordu. Uzaklardaki orman siluetine doru gidiyor gibiydi. Kilit tana iyice sarlan Langdon yolcu koltuunda arkasn dnerek, Sophie ile Teabing'e gz att, Sophie kaygl bir sesle, "Ban nasl Robert?" diye sordu. Langdon acyla glmsemeye alt. "Daha iyi, teekkrler." Ardan lyordu. Sophie'nin yannda oturan Teabing, omzunun stnden koltuun arasndaki bagaj blmesinde bal yatan keie bakt. Kucanda keiin tabancasyla oturan Teabing, eski bir fotorafta avnn banda poz veren safariye km bir ngilize benziyordu. Yllardr ilk kez eleniyormu gibi srtan Teabing, "Bu gece kp gelmene ok sevindim Robert," dedi. "Seni bu ie kartrdm iin zgnm Leigh." "Oh, ltfen, hayatm boyunca bu ie karmak iin bekledim." Teabing Langdonn arkasndaki n

camdan uzun itlerin glgesine bakt. omzuna hafife dokundu. "Unutma fren istemiyorum. ok ihtiya duyarsan el frenini kullan. Ormann iine kadar girmek istiyorum. Evden bizi grecekleri ekilde bir riske girmemize gerek yok." Rmy yoku aa inerken, Range Rover' itlerin arasndaki bir boluktan geirmiti. Ara yalpalayarak zerinde imenlerin bittii patikaya vardnda, nlerindeki aalar ay n kesti. nlerindeki herhangi bir eyi semeye alan Langdon,hibir ey gremiyorum , diye dnd. Etraf simsiyaht. Aracn sol tarafna aa dallan srttnde Rmy dier tarafa doru manevra yapt. Direksiyonu olabildiince dz tutarak otuz metre kadar ilerledi. Teabing, "Harika i karyorsun Rmy," dedi. "Yeterince uzaklatk sanrm. Robert uradaki havalandrmann altndaki kk mavi dmeye basabilir misin? Grebiliyor musun?" Langdon dmeyi bularak bast. Yolun stne yaylan zayf san k demeti, patikann her iki tarafndaki allklar grnr klmt. Langdon sis farlarn yaktklarn fark etti. Yolu grebilecekleri kadar k salamakla birlikte, ormann yeterince iine girdikleri iin bu farlarla uzaktan grnmeyeceklerdi. Teabing mutlu bir edayla, "Ee, Rmy," dedi. "Farlar atk. Artk hayatmz sana emanet." Sophie, "Nereye gidiyoruz?" diye sordu. Teabing, "Bu yol, ormanda yaklak kilometre kadar devam eder," dedi. "Arazinin ortasndan geer ve kuzeye doru kavis izer. Suya saplanmaz veya yolu kapayan aa ktklerine arpmazsak, beinci otoyola sa salim karz." Sa salim. Langdon baka eyler dnmeye alt. Gzlerini, kilit tahta kutusunun iinde gvenle durduu kucana evirdi. Kapaktaki gl kabartmas yerine taklmt. Zihni karmakark olduu halde, Langdon kabartmay yeniden kartp, altndaki oyma yazy incelemek iin sabrszlanyordu. Teabing, elini omzuna koyduunda kapaktaki kakmay kaldrmak zereydi. Teabing, "Sabrl ol Robert," dedi. "Zplayp duruyoruz ve stelik k yok. Dua edelim de bir eyleri krmayalm. Aydnlktayken o lisan tanmadysan, karanlkta daha iyisini yapamazsn. stersen imdi tek para halinde buradan uzaklamaya konsantre olalm. Yaknda bu i iin yeterince vakit bulacaksn." Langdon, onun hakl olduunu biliyordu. Ban bir kez sallayarak kapa kilitledi. Arka tarafta balarndan kurtulmaya alan kei, inliyordu. Son aniden tekmelemeye balad. Arkasn dnen Teabing, silah koltuun stnden ona dorulttu. "ikyetinizin nedenini anlayamyorum baym. Evime izinsiz girip, sevgili dostumun kafasna kt bir darbe indirdin. Aslnda seni hemen cesedini ormanda rmeye terk edebilirim." Kei sesini kesmiti. Langdon, "Onu yanmzda gtrmemiz gerektiine emin misin?" diye sordu. Teabing, "Katiyetle eminim," diye sesini ykseltti. "Cinayetten aranyorsun Robert. Bu hergele senin zgrlk biletin. Polis seni yakalamay peinden evime gelecek kadar ok istiyor." Sophie, "Benim hatam," dedi. "Byk ihtimalle zrhl aracn ileticisi vard." Teabing, "Konu bu deil," dedi. "Polisin sizi bulmasna armyorum, Opus Dei'nin bulmasna ardm. Bana anlattklarnzdan sonra, bu adamn adli poliste ya da Zrih Emanet Bankasnda bir balants yoksa, evime kadar sizi nasl takip ettiini anlayamyorum." Langdon bunu biraz dnd. Bezu Fache bu geceki cinayet iin bir gnah keisi bulmaya kesinlikle kararlyd. Vernet ise onlara aniden dman olmutu. Langdonn drt cinayetle sulandn bildii dnlrse, bankacnn fikrini deitirmesi anlalr bir eydi. Teabing, "Bu kei yalnz almyor Robert," dedi. "Ve tm bunlarn arkasndakim olduunu renene kadar her ikiniz de tehlikedesiniz. yi haberse dostum, imdi g senin elinde. Arkamdaki canavar bu bilgiye sahip ve ipler her kimin elindeyse, u anda fazlasyla gergin olmal." Yola almaya balayan Rmy hzn arttryordu. Bir eit su birikintisinin iinden getikten sonra, hafif bir rampa ap, yeniden inmeye baladlar. "Robert bana u telefonu uzatabilir misin acaba?" Teabing n konsoldaki telefonu iaret ediyordu. Teabing bir numara evirdi ve almas iin uzun sre bekledi. "Richard? Seni uyandrdm m? Elbette uyandrdm. Aptal bir soruydu. zgnm. Ufak bir sorunum var. Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Tedavim iin Rmy ile birlikte Isles'a gitmemiz gerekiyor. ey, dorusunu istersen, hemen. Bu kadar ge haber

verdiim iin zgnm. Elizabeth'i yirmi dakika iinde hazrlayabilir misin? Biliyorum, elinden geleni yap. Grrz." Telefonu kapatt. Langdon, "Elizabeth mi?" dedi. "Uam. Ona verdiim parayla kralienin fidyesi denirdi." Langdon arkasn dnp ona bakt. Teabing, "Ne?" diye hayret etti, "Adli polis peinizdeyken Fransa'da kalmay dnemezsiniz. Londra ok daha emniyetli." Sophie de Teabing'e dnmt. "lkeden ayrlmamz gerektiini m dnyorsunuz?" "Dostlarm, medeni dnyada, Fransa'da olduundan ok daha fazla szm geer. Bununla birlikte, Kse'nin Byk Britanya'da olduum inanlyor. Kilit tan aabilirsek, eminim doru yerde olduumuzu gsterecek bir harita bulacaz." Sophie, "Bize yardm etmekle," dedi. "Byk bir tehlikeye atlyorsunuz. Fransz polisinde dostunuz kalmayacak." Teabing yzn buruturdu. "Fransa'yla iim bitti. Buraya kilit tan bulmak iin tanmtm. O i artk halloldu. Bundan sonra Chteau Villette'yi bile grp grmemek umurumda deil." Sophie kukuyla sordu. "Havaalan gvenliinden nasl geeceiz?" Teabing kkr kkr gld. "Ben Le Bourget'den havalanyorum -buradan fazla uzak olmayan zel bir hava sahasdr. Fransz doktorlar beni sinirlendiriyor, bu yzden tedavi grmek iin on be gnde bir ngiltere'ye uuyorum. Her iki tarafta da baz imtiyaz haklar iin deme yapyorum. Uaa bindikten sonra, ABD Bykeliliinden biriyle grp grmeyeceinize karar verirsiniz." Langdon aniden bykelilikle hibir ekilde grmek istemediin fark etti. Dnebildii tek ey kilit ta, yazlar ve sonunda Kse'ye ulap ulaamayacaklaryd. Teabing'in ngiltere konusunda hakl olabileceini dnd. Gerekten de en yeni efsanelerde Kse'nin Birleik Krallkta olduu anlatlyordu. Hatta Kral Arthur efsanesindeki Kse zengini Avalon Adas'nn bile ngiltere, Glastonbury'den baka bir yer olmadna inanlyordu. Kse her nerede olursa olsun, Langdon bir gn onu ahsen greceini hi tahmin etmemiti.Sangreal Belgeleri. sa Mesih'in gerek hikyesi. Magdalal Meryem 'in mezar . Bir an iin, o gece kendini bir eit alacakaranlk kuana dm gibi hissetti... sanki gerek dnyann eriemeyecei bir baloncuun iindeydi. Rmy, "Efendim?" dedi. "Gerekten ngiltere'ye bir daha dnmemek zere gitmeye kararl msnz?" Teabing, onu, "Rmy endielenmene gerek yok," diye telkin etti "Kralienin lkesine dnmem, zevklerimden vazgeip hayatmn geri kalann ziyan edeceim anlamna gelmiyor. Ksa sre iinde yanmda temelli kalacan tahmin ediyorum. Devonshire'da muhteem bir villa satn almay planlyorum, btn eyalarn getirtiriz. Macera olacak Rmy. Kesinlikle bir macera!" Langdon glmsemesine engel olamad. Teabing, ngiltere'ye yapaca zaferli dnn planlarn yaparken, Langdon kendini onun bulac heveslerine kaptrmt. Camdan dar bo gzlerle bakarak, sis farlarnn zayf sar nda geip giden aalar seyretti. Aa dallarnn yalad yan ayna ieri dnmt. Langdon arka koltukta sessizce oturan Sophie'nin yansmasn grd. Onu uzun sre seyrettikten sonra beklenmedik bir memnuniyet duydu. Gece boyunca yaad skntlara ramen, Langdon byle ho bir arkada bulmu olduuna minnettard. Sophie dakikalar sonra, Langdon'n gzlerini zerinde aniden hissetmi gibi ne doru eilerek elini onun omzuna koydu ve svazlad. "yi misin?" Langdon, "Evet," dedi. "Bir ekilde." Sophie koltuuna geri yaslandnda, Langdon, onun dudaklarnda belli belirsiz bir glmseme grd. Sonra kendisinin de srttnn farkna vard. Range Rover'n arkasna tktrlm olan Silas glkle nefes alyordu. Kollar arkadan balanmt, ayak bileklerine kadar amar ipi ve yapkanl bantla sarlmt. Yoldaki her sarsnt, arpk duran omuzlarn da iddetli arlara sebep oluyordu. Onu tutsak alanlar en azndankee kemerini kartmlard. Yapkanl bant yznden azndan nefes alamad iin iki bklm kvrld bagaj blmndeki tozlar iine ekerek ancak burnundan soluyabiliyordu. ksrmeye balad. Fransz ofr kaygl bir sesle, "Sanrm bouluyor," dedi.

Silas'a koltuk deneiyle vurmu olan ngiliz, dnp koltuun zenden atk kalaryla Silas'a bakt. "ngilizler insann medeniyetini dostlarna gsterdii merhametle deil, dmanlarna gsterdii merhametle lt iin anslsn." ngiliz eilip, Silas'n azndaki yapkanl band tuttu. Hzl bir hareketle, yerinden kard. Silas dudaklarnn yandn hissetti ama cierlerine dolan hava Tanrnn ltf gibiydi. ngiliz adam, "Kim iin alyorsun?" diye sordu. Silas, kadnn tekmeledii enesindeki acyla, "Tanr'nn iini yapyorum," diye tersledi. Adam, "Sen Opus Dei'densin," dedi. Bu bir soru deildi. "Kim olduum hakknda hibir ey bilmiyorsun." "Opus Dei kilit tan neden istiyor?" Silas'n cevap vermeye hi niyeti yoktu. Kilit ta Kutsal Kse'ye gtren bad, Kutsal Kse ise yazgy korumann anahtar. Ben Tanr'nn iini yapyorum. Tark tehlikede. imdi Range Rover'da balaryla mcadeleden Silas, retmen'le piskoposun mitlerini boa karm olmaktan korkuyordu. Onlarla temas kurmasnn ve korkun gelimeleri anlatmasnn imkn yoktu.Kilit ta beni tutsak alan kiilerde! Kseye bizden nce ulaacaklar! Silas karanlkta dua etti. Hissettii acnn yakarlarn arttrmasna izin verdi. Bir mucize Tanrm. Bir mucizeye ihtiyacm var.Silas saatler sonra bir mucizeye tank olacan bilmiyordu. "Robert?" Sophie hl onu seyrediyordu. "Yznde komik bir ifade belirdi." Dnp ona bakan Langdon, enesini skm olduunu ve kalbinin hzla arptn fark etti. Aklna inanlmaz bir fikir gelmiti.Aklamas gerekten bu kadar basit olabilir mi? "Cep telefonunu kullanmam gerek Sophie" "imdi mi?" "Sanrm bir ey buldum." "Ne?" "Sana birazdan anlatacam. Telefonuna ihtiyacm var." Sophie endieli grnyordu. "Fache grmeleri dinliyor olabilir. Her ihtimale kar bir dakikadan ksa tut." Ona telefonu verdi. "Amerika'y nasl arayacam?" "demeli araman gerekecek. Benim hattm denizar aramalara kapal." Langdon sonraki altm saniyenin gece boyunca akln megul eden soruyu cevaplayabileceinin bilinciyle sfr tulad.

68
Telefon aldnda New York'ta editr Jonas Faukman yatana henz girmiti. Ahizeyi kaldrrken, aramak iin biraz ge , diye mrldand. Bir santral memuru, ona, "Robert Langdon'dan gelen demeli aramay kabul ediyor musunuz?" diye sordu. aran Jonas at. "Ha... elbette, tamam." Hatta klik sesi duyuldu. "Jonas?" "Robert? Gece yars beni uyandrp, bir de bana m detiyorsun?" Langdon, "Jonas, beni affet," dedi. "ok ksa keseceim. Gerekten renmem gerekiyor. Sana verdiim msvedde. Sende..." "Robert, zgnm, redaksiyon yaplm halini sana bu hafta gndereceimi sylemitim ama iim bamdan akn. Gelecek pazartesi. Sz veriyorum." "Ben redaksiyonu sormuyorum. Bana sylemeden kopyalarn tantm iin gndermi olabilir misin?" Faukman tereddt etti. Langdonn son almasnda -tanralara tapnma tarihi hakknda bir aratrma- Magdalal Meryem hakknda bazlarn hayrete drecek pek ok blm vard. erik bolca

kaynaa dayandrld ve dierleri tarafndan desteklendii halde, Faukman en azndan ciddi tarihilerden ve sanat duayenlerinden onay almadan Langdon'n kitabn basmaya niyetli deildi. Jonas sanat dnyasndan on byk isim semi ve her birine kapak iin ksa bir onay yazs yazmalarn rica ettii mektupla birlikte Langdon'n almasnn tm blmlerini gndermiti. Faukman tecrbelerinden rendii kadaryla, kitapta isimlerinin grnce hepsi bu frsata balklama atlayacakt. Langdon, "Jonas?" diye yeniden sordu. "Msveddeyi gnderdin yle deil mi?" Langdon'n bundan memnun olmadn sezinleyen Faukman kalarn att. "Msveddeler temizdi Robert, ayrca harika vglerle sana srpriz yapmak istedim." Sessizlik. "Paris Louvre mze mdrne de gnderdin mi?" "Ne zannediyordun? almanda onun Louvre'daki koleksiyonundan ska bahsetmisin, kaynakanda onun kitaplar var ve bu adam yurt d satlarnda olduka etkili. Saunire byk bir danmand." Hattn dier ucundaki sessizlik uzun srd. "Ne zaman gnderdin?" "Bir ay kadar nce. Ayrca yaknda Paris'e gideceinden bahsettim ve ikinizin bulumasn nerdim. Grmek iin seni arad m?" Gzlerini ovuturan Faukman durdu. "Bekle biraz, senin bu hafta Paris'te olman gerekmiyor muydu?" "Paris'teyim." Faukman yatanda doruldu. "Beni Paris'ten mi demeli aryorsun?" Telif hakkmdan kesersin Jonas. Saunire sonra sana geri dnd m? almay beenmi mi?" "Bilmiyorum. Henz beni aramad." "ey, sen uykuna devam et. imdi kapatmam gerek ama bu ok eyi aklad. Teekkrler." "Robert..." Ama Langdon telefonu kapatmt. nanamayan bir edayla kafasn sallayan Faukman telefonu yerine koydu.Yazarlar , diye dnd. Aklllar bile kak . Leigh Teabing, Range Rover'da naho bir kahkaha att. "Robert gizli bir cemiyeti aratran bir aratrma yazyorsun ve editrn kopyasn bu gizli cemiyete gnderiyor, yle mi?" Langdon koltuuna gmld. "yle grnyor." "Kt bir tesadf dostum." Langdonbunun tesadfle alakas olmadn biliyordu . Jacques Saunire'den tanra tarihi hakkndaki bir almay onaylamasn istemek, golf hakknda yazlm bir kitab Tiger Woods'a sormak gibiydi. Ayrca tanra tapnmasyla ilgili herhangi bir kitapta Sion Tarikat'ndan bahsedilecei neredeyse garanti gibiydi. Hl kkrdamakta olan Teabing, "te bir milyon dolarlk soru," dedi. Tarikat hakkndaki grlerin olumlu muydu, olumsuz mu?" Langdon, Teabing'in asl sormak istediini anlayabiliyordu. Pek ok tarihi, tarikatn Sangreal Belgeleri'ni neden hl gizli tuttuunu sorguluyordu. Bazlar bilginin dnyayla oktan paylaldna inanyordu. "Ben tarikatn tutumu hakknda yorum yapmadm." "Yani grmezden geldin." Langdon omuzlarn silkti. Teabing'in belgelerin halka aklanmas gerektiine inand belli oluyordu. "Ben kardelik tarihini yazdm ve onlar tanraya tapman modern bir cemiyet, Kse koruyucular ve eski belgelerin bekileri diye anlattm." Sophie, ona bakt. "Kilit tandan bahsettin mi?" Langdon yzn buruturdu. Bahsetmiti. Pek ok kez. "Ben bahsedilen kilit tandan, tarikatn Sangreal Belgeleri'ni korumak iin yapacaklarna bir rnek olarak bahsettim." Sophie arm grnyordu. "SanrmP. S. Robert Langdon' bul , bylece aklanm oluyor." Langdon, Saunire'in ilgisini asl ekenin aratrmada yazan baka bir ey olduunu hissediyordu ama bu konuyu Sophie'yle yalnz kaldnda tartabilirdi. Sophie, "Demek," dedi. "Yzba Fache'ye yalan syledin." Langdon, "Ne?" diye sordu.

"Ona bykbabamla hi karlamadn sylemitin." "Karlamadm. almam editrm gndermi." "Dn Robert. Yzba Fache, editrnn gnderdii zarf bulma onu senin gnderdiin sonucuna varmtr." Durdu. "Ya da daha . elden verdiini ve yalan sylediini dnmtr." Le Bourget Havaalan'na vardklarnda Rmy Range Rover' pistin sonundaki kk bir hangara doru srd. Onlar yaklarken haki renkli pantolon giyen dank sal bir adam hangardan dar koturarak el sallad ve oluklu dev metal kapy aarak, ierideki beyaz jet uan gzler nne serdi. Langdon parldayan uak gvdesine bakt. "Elizabethbu mu? " Teabing srtt. "Kr olas Man' bile geer." Farlar yznden gzlerini krptran hakili adam onlara yaklat. ngiliz aksanyla, "Neredeyse hazr efendim," diye seslendi. "Gecikme iin zr dilerim ama beni hazrlksz yakaladnz ve..." Arabadakiler inmeye balaynca laf ksa kesti. Sophie ile Langdon'a baktktan sonra Teabinge dnd. Teabing, "Ortaklarmla Londra'da acil bir iimiz var. Kaybedecek vaktimiz yok. Ltfen hemen kalka hazrlan." Teabing konuurken silah arabadan alp, Langdon'a uzatt. Tabancay gren pilotun gzleri yuvalarndan frlad. Teabing'in yanna giderek. "Efendim, affedin ama diplomatik uu iznime gre sadece sizi ve uanz gtrebilirim, misafirlerinizi alamam," dedi. Teabing scak bir tebessmle, "Richard," dedi. "ki bin sterlin ve bu dolu tabanca misafirlerimi gtrebileceini sylyor." Range Rover' gsterdi. "Ve arkadaki talihsiz herifi."

69
Hawker 731'in Garrett TFE731 ikiz motorlar grleyerek, ua muazzam bir kuvvetle havalandrmt. Pencerenin dndaki Le Bourget Havaalan artc bir sratle geride kalyordu. Vcudu deri koltuunda gcn etkisiyle geriye giden Sophie,lkeden kayorum , diye dnd. O ana kadar, Fache ile oynad kedi fare oyununun bir ekilde Savunma Bakanl'na aklanabilir olduuna inanmt.Masum bir adam korumaya alyordum. Bykbabamn lmeden nceki son isteini yerine getirmeye alyordum. Sophie bu frsat kapsnn artk kapandn biliyordu. Aranan bir adamn yannda, haber vermeden ve bal bir rehineyle lkeden ayrlyordu. Eer bir "mantk snr" varsa, o snr amt.Hem de ses hznda. Sophie kabinin n ksmnda -kapdaki altn madalyada yazdna greFan Jet Elite Design Langdon ve Teabing ile yan yana oturuyordu. Pel dner koltuklar yerdeki raylar zerine oturtulmutu ve drtgen bir ahap masann etrafnda yerleri deitirilebilecek ekilde tasarlanmt, ufak bir toplant odas. Fakat bu ahane dekor, uan arka tarafnda, tuvaletin yanndaki ayr bir blmde Teabing'in emirleri zerine yerde kanlar iinde yatan keiin banda elinde silahla nbet bekleyen Rmy'nin pek de ahane olmayan grntsn kamufle etmeye yetmiyordu. Teabing, "Dikkatimizi kilit tana vermeden nce," dedi. "zin verirseniz birka kelime etmek istiyorum." ocuklarna kulardan bceklerden bahsedecek bir baba gibi ciddi grnyordu. "Dostlarm, bu yolculukta sadece bir misafir olduumun farkndaym ve bu beni onurlandryor. Bununla birlikte, hayatm Kse'yi aramakla geirmi biri olarak, geri dn olmayan bir yola admnz attnz size hatrlatmam gerektiini dnyorum." Sophie'ye dnd. Bayan Neveu, bykbabanz Kutsal Kse srrn devam ettirmeniz umuduyla bu kripteksi size verdi." "Evet." "Bu yol her nereye gtrecekse gitmeye kararl olduunuz anlalyor. Sophie iinde bir baka drtnn de alev aldnn bilinciyle ban sallad.Ailem hakkndaki gerek . Langdon kilit tann onun gemiiyle hibir balants olamayaca konusunda telkin edici aklamalar yapm olsa da, Sophie hl bu gizemle kiisel bir balants bulunduunu hisse diyordu. Sanki bykbabas tarafndan ona emanet edilen bu kripteksi onunla konuup, yllar boyunca onu etkisi altna alan bolua bir zm getirmeye alyordu. Teabing, "Bu gece bykbabanz ve dier kii ld," diyerek devam etti. "Bunu, kilit tam kiliseye kaptrmamak iin yaptlar. Opus Dei'nin bu gece ona ulamas an meselesiydi. Umarm bunun sizi, son

derece mesuliyet isteyen bir pozisyona soktuunun farkndasnzdr. Meale size verildi. Snmesine izin verilemeyecek iki bin yllk bir alev. Bu meale yanl ellere devredilemez." Baklarn gl aac kutuya evirerek durdu. "Bu konuda size baka ans tannmadn gryorum Bayan Neveu, ama buradaki tehlikeler dnlecek olursa, ya bu sorumluluu olduu gibi kabul edeceksiniz... ya da bu sorumluluu baka birine vereceksiniz." "Bykbabam kripteksi bana verdi. Sorumluluu kaldrabileceimi dndne eminim." Teabing duyduklarndan cesaret alm fakat ikna olmam gibiydi "Gzel. Hrs gerekli. Bununla birlikte, kilit tan amann, beraberinde ok daha ar bir sorumluluk getireceini anladnza emin deilim" "Nasl yani?" Tatlm, aniden elinizde Kutsal Kse'nin yerini gsteren bir harita tuttuunuzu farz edin. O anda, tarihi sonsuza dek deitirecek geree sahip olursunuz. nsanlarn yzyllardr aradklar bir gerein koruyucusu olacaksnz. Bu gerei dnyaya aklama sorumluluu sizin olacak. Bunu yapan kiiyi pek oklar yerecek, pek oklar vecek. Asl son grevi tamaya yetecek gce sahip olup olmadnz." Sophie duraksad. "Bunun benim kararm olacana emin deilim. Teabing'in kalar yukar kalkmt. "Deil mi? Kilit tan elinde tutan kiinin karar deilse, kimin karar olabilir?" Srr bunca zaman baaryla koruyan kardeliin." Tarikat m?" Teabing kukuyla bakyordu. "Ama nasl? Kardelik bu gece dald.Boynu vuruldu demek daha doru olur. ster konumalar gizlice dinlenmi olsun, ister ilerinden biri casusluk yapm olsun, bunu asla bilemeyiz. Ama gerek u ki, biri onlar buldu ve en stteki drt yenin kimliklerini rendi. Bu noktadan sonra kardelikten herhangi birine ben olsam gvenmezdim." Langdon, "Peki ne neriyorsun?" diye sordu. "Robert, tarikatn bunca yldr gerei sonsuza kadar tozlansn diye saklanmadn sen de en az benim kadar biliyorsun. Srlarn paylamak iin tarihteki doru zamann gelmesini bekliyorlard. Dnyann gerei kaldrmaya hazr olduu zaman." Langdon, "Ve sen bu zamann geldiine mi inanyorsun?" diye sordu. "Kesinlikle. Daha bariz olamazd. Tm tarihi iaretler uyuyor, ayrca eer tarikat gerei yaknda aklamaya karar vermediyse kilise neden saldrsn?" Sophie, "Kei henz bize amacn anlatmad," diye kar kt. Teabing, "Keiin amac, kilisenin amac," diye yant verdi. "O byk yanlgy aklayan belgeleri ortadan kaldrmak Kilise bu gece amacna her zamankinden daha ok yaklat. Tarikat sana gvendi Bayan Neveu. Kutsal Kse'yi kurtarmak grevi, tarikatn gerei dnyayla paylamak isteini gerekletirmeyi de ieriyor." Langdon mdahale etti. "Leigh, Sophie'den bu karar vermesini istemek, Sangreal Belgeleri'nin varln yalnzca bir saat nce renen biri iin biraz fazla." Teabing i geirdi. "Bask yapyorsam zr dilerim Bayan Neveu. Doruyu sylemek gerekirse, ben bu belgelerin her zaman halka duyulmasndan yanaydm, ama karar yine de sizin. Sadece kilit tan aabilirsek, olabilecekler hakknda fikir sahibi olmanz istedim." Sophie ciddi bir sesle, "Baylar," dedi. "Sizin de sylediiniz gibi, 'Kseyi sen bulmazsan, Kse seni bulur.' Bir nedenden tr Kse'nin beni bulduuna ve zaman geldiinde ne yapmam gerektiini bileceime inanyorum." Her ikisi de arm gibiydi. Sophie gl aac kutuyu iaret ederek, "O halde," dedi. "Haydi balayalm.

70
Chteau Villette'in kabul salonunda duran Temen Collet snmekte olan atei seyrederken kendini aresiz hissediyordu. Dakikalar nce gelen yan odadaki Yzba Fache telefonda kayp Range Rover'n yerini tespit etmeleri iin gerekli talimatlar verirken barp duruyordu. Colletimdiye kadar herhangi bir yere gitmi olabilir , diye dnd.

Fache'nin verdii emirlere itaat etmeyen ve Langdon' ikinci kez elinden karan Collet, teknik blmn yerde kurun delii bulmasna seviniyordu, en azndan Collet'nin silah sesi duyduuna dair iddialarm desteklemiti. Yine de Fache'nin surat aslmt ve Collet ortalk sakinletikten sonra daha byk yanklar duyacan hissedebiliyordu. Ne yazk ki burada bulduklar ipular, neler olduunu ya da ie kimin kartn aydnlatacak bir bilgi vermiyordu. Dardaki Audi, sahte bir isim ve sahte bir kredi kartyla kiralanmt, ayrca bulunan parmak izleri Interpol'n veri bankasndakilerle uyumamt. Bir baka ajan salondan ieri telala girdi. "Yzba Fache nerede? Collet gzlerini korlardan glkle ayrp, ban kaldrabildi. "Telefonda." Odadan ieri hmla giren Fache, "Telefonda deilim," diye mdahale etti. "Ne oldu?" kinci ajan, "Efendim, Zrih Emanet Bankas'ndan Andr Vernet nce merkezi aram. Sizinle zel olarak grmek istiyormu. Hikyesini deitirmi." Fache, "Ya?" dedi. imdi Collet de ban kaldrmt. "Vernet bu gece Langdon ile Neveunun bir sre bankasnda bulunduklarn itiraf etmi." Fache, "Biz bunu zaten biliyorduk," dedi. "Vernet neden yalan sylemi?" Sadece sizinle konuacan sylemi ama tam ibirlii yapmay kabul etmi" Neyin karlnda?" "Bankasnn ismini haberin dnda tutmamz ve alnan eyay bulmasna yardmc olmamz karlnda. Langdon ile Neveu, Saunire'in hesabndan bir ey alm gibi grnyor." Collet, "Ne?" diye patlad. "Nasl?" Fache gzlerini ikinci ajandan ayrmadan, vcudunu biraz geri ekti. Ne almlar?" "Vernet ayrntlara girmedi ama onu geri almak iin her eyi yapmaya raz gibi." Collet olanlar zihninde aklamaya alt. Langdon ile Neveu, bir banka alann silahla zorlam olabilirler miydi? Belki de Vernet'yi Saunire'in hesabn amaya ve zrhl arala kamalarna yardmc olmaya zorlamlard. Her ne kadar mantkl gelse de, Collet, Sophie Neveu'nun byle bir eye karacana inanmakta glk ekiyordu. Bir baka ajan mutfaktan Fache'ye seslendi. "Yzbam? Bay Teabing'in hzl arama kaytlarn incelerken, Le Bourget Havaalanna ulatm. Kt haberlerim var." Fache otuz saniye sonra Chteau Villette'den ayrlmak zere hazrlanmaya balamt. Teabing'in yaknlardaki Le Bourget Havaalan'nda zel bir ua olduunu ve yaklak yarm saat nce havalandn renmiti. Telefondaki Bourget temsilcisi uakta kimlerin bulunduunu ve nereye gittiini bilmediini iddia etmiti. Uu nceden planlanmamt ve uu plan bildirilmemiti. Kk bir hava sahas iin bile olduka yasadyd. Fache doru basky uygularsa arad cevaplar bulabileceine inanyordu. Kapya ynelen Fache, 'Temen Collet," diye grledi. "Buradaki teknik blm soruturmasnn bana seni brakyorum. Tm yetki sende. Benim gitmem gerek. Kendini balatmak iin doru bir eyler yapmaya al.

71
Hawker rotasn dzeltip burnunu ngiltere'ye evirdiinde Langdon kalktan beri kucanda koruduu gl aac kutuyu dikkatle kaldrd Kutuyu masann stne koyarken, Sophie ile Teabing'in merakla ne doru eildiini hissedebiliyordu. Kapa kaldrp kutuyu aan Langdon, dikkatini kripteksin stndeki harflere deil, kapan akndaki minik delie vermiti. Bir kalemin ucunu kullanarak, stteki gl kabartmasn dikkatle karp, altndaki metni aa kard.Sub rosa , diye mrldanrken, metne dikkatle yeniden baknca anlayacan mit ediyordu. Langdon tm enerjisini younlatrarak, tuhaf metni inceledi.

Bir sre sonra, ilk hissettii hsran duygular yeniden canlanmaya balamt. "Leigh, hibir eye benzetemiyorum." Sophie masann karsnda oturduu yerden metni gremedii halde, Langdon'n lisan hemen tanyamamas onu hayrete drmt.Bykbabam bir simgebilimcinin bile tanmlayamad bir lisan m konuuyordu? Sonra hemen bunun o kadar da artc olmamas gerektiini fark etti. Jacques Saunire'in torunundan saklad tek sr bu olmamalyd. Sophie'nin karsndaki Leigh Teabing patlamak zereydi. Metni grmek iin sabrszlanrken heyecanla titreyerek, kamburunu kartp kutuyu kapatm olan Langdon'n arkasndan yazy grmek iin ne doru eildi Langdon dalgn bir edayla, "Bilmiyorum," dedi. "lk tahminim Sami diliydi ama imdi o kadar emin deilim. Pek ok Sami dilindeharekeler vardr. Bunda yok." Teabing, "Belki de ok eskidir," diye tahminde bulundu. Sophie, "Harekemi?" diye sordu. Teabing gzlerini kutudan bir an olsun ayrmyordu. "ada Sami alfabelerinin ounda nl harfler yoktur ve nsz harfle hangi nlnn beraberinde kullanlacan gstermek iinhareke kullanrlar, nsz harflerin altna veya yanna eklenen minik noktalar ya da kesme iaretleri. Tarih asndan bakacak olursak,hareke ler lisana yakn zaman nce eklenmilerdir." Langdon hl kprdamadan yazy inceliyordu. "Belki de baka alfabeyle yazlm Sefardik dilidir..." Teabing daha fazla dayanamayacakt. "Belki ben..." Uzanarak kutuyu Langdon'n nnden kendine doru ekti. Langdon'n bilinen eski dillere -Yunan, Latin, Roma- aina olduuna hi phe yoktu ama ksa bir sre bakabildii bu lisan Teabing'e daha karmak bir dili, belki Rai ya a STA"M*yazsn andryordu. Teabing derin bir nefes alarak, gzlerini oymal yazya dikti. Uzun sre tek kelime etmedi. Teabing her geen saniyede, kendine duyduu gvenin kaybolduunu hissediyordu. "ok aknm," dedi. "Bu lisan imdiye dek grdm hibir eye benzemiyor!" Langdon koltuuna yld. Sophie, "Grebilir miyim?" diye sordu. Teabing, onu duymam gibi davrand. "Robert, daha nce benzer bir eygrdn sylememi miydin?" Langdon'n can skkn gibiydi. "yle sanmtm. Emin deilim. El yazs bir ekilde tandk geliyor." Tartmaya dahil edilmediine pek sevinmedii anlalan Sophie "Leigh?" diye tekrar etti.

"Bykbabamn yapt kutuya bakabilir miyim?" Kutuyu ona doru iten Teabing, "Elbette hayatm," dedi. Niyeti onu kmsemek deildi ama Sophie Neveu'nun onunla ayn kefeye konulmas iin bir frn ekmek yemesi lazmd. Eer bir ngiliz Kraliyet Tarihisi ve Harvard'l bir simgebilimci bile lisan tanmlayamyorlarsa... Sophie kutuyu inceledikten saniyeler sonra, "Aaa," dedi. "Tahmin etmeliydim." Teabing ile Langdon ayn anda dnp ona baktlar. Teabing, "Neyi tahmin etmeliydin?" diye sordu. Sophie omuzlarn silkti. "Bunun bykbabamn kulland lisan olduunu." Teabing, "imdi bu metniokuyabildiini mi sylyorsun?" diye sesini ykseltti. Elenmeye balad anlalan Sophie, neeyle, "Hem de ok kolay," dedi. "Bykbabam bu dili bana alt yandayken retti. ok iyi biliyorum." Masann br tarafna doru eilerek, Teabing'e ters ters bakt. "Ve samimi olmak gerekirse baym, kraliyet ailesine bu kadar bal olmanza ramen yazy tanyamamanza ok ardm." Langdon bir anda anlamt. El yazsnn bu kadar tandk gelmesine amamak lazm! Langdon yllar nce Harvard'n Fogg Mzesi'ndeki bir davete katlmt. Harvard'daki eitimini yarm brakan Bill Gates, paha biilmez edinimlerinden birini mzeye vermek iin eski okuluna dnmt... Armand Hammer Vakf'ndaki ak arttrmadan satn ald on sekiz sayfay. Arttrmay kazand fiyat... 30.8 milyon dolar gibi salam bir rakamd. Sayfalarn yazar... Leonardo da Vinci, idi. Bu on sekiz sayfa -imdilerde Leicester El Yazmalar olarak bilinen ve adn eski sahibi Leicester Kontu'ndan alan- Leonardo'nun byleyici not defterlerinden geriye kalan son sayfalard. Denemeler, Da Vincinin astronomi hakkndaki teorilerinin izimleri, jeoloji, arkeoloji ve hidroloji konusunda yapt almalarn zetiydi. Langdon srada bekledikten sonra, paha biilmez parmeni ilk grd an asla unutamyordu. Mutlak hayal krkl. Sayfalar anlalmazd. Gzel korunmu ve dzgn bir el yazsyla -krem rengi kt stne krmz mrekkeple- yazlm olmasna ramen, yazlar anlamsz grnyordu. Langdon ilk bata, Da Vinci defterlerine arkaik talyancayla yazd iin okuyamadn sanmt. Ama daha yakndan inceledikten sonra, tek bir talyanca kelimeyi, hatta harfi bile tanyamadn fark etmiti. Sergi tezghnn banda duran bayan doent, "Bunu deneyin efendim," diye fsldamt. Tezghn stnde zincirle asl duran el aynasn gstermiti. Langdon aynay eline alp, aynadaki metni incelemeye koyulmutu. Her ey bir anda anlalr olmutu. Langdon, byk dnrn fikirlerini okumaya ylesine heveslenmiti ki, onun saysz sanatsal yeteneinden biri olan tersten yazma slubunu unutmutu. Bylece yazdklarn kendisinden baka kimse anlayamyordu. Tarihiler hl Da Vinci'nin elence olsun diye mi yoksa omzundan yazdklarn okuyup fikirlerini almaya alanlar uzak tutmak iin mi byle yazd konusunda tartyorlard ama gerek olan bir ey vard. Da Vinci cannn istediini yapmt. Robert'n kendisini anladn fark eden Sophie tebessm etti. "lk birka kelimeyi okuyabiliyorum," dedi. ngilizce." Teabing heyecanlanmt. "Neler oluyor?" Langdon, "Tersten yazlm," dedi. "Bir aynaya ihtiyacmz var." Sophie, "Hayr yok," dedi. "Bu aacn yeterince ince olduunu zannediyorum." Gl aac kutuyu duvardaki a tutarak, kapan altn inlemeye balad. Bykbabas aslnda tersten yazamyordu, bu yzden ncenormal yazp, sonra kd ters evirerek yazlarn stnden gemek gibi bir hileye bavuruyordu. Sophie, bykbabasnn metni bir tahtann stne yakarak dzden yazdktan sonra tahtann arkas kt inceliine gelene kadar zmparaladn tahmin ediyordu. Bylece tahtaya yaklarak kaznan yaz tersten bakldnda okunur olacakt. Ardndan tahta parasn ters evirip yerine yerletirmi olmalyd. Sophie kapa a iyice yaklatrdnda hakl olduunu grd. Ik ince tahtadan szlm ve kapan arkasndaki yaz meydana kmt. Yaz okunuyordu.

Ban utanla sallayan Teabing, "ngilizce," dedi. "Anadilim." Uan arkasnda oturan Rmy Legaludec, n tarafta konuulanlar duymak iin kendini zorluyor ama motor sesinden duyamyordu. Rmy gecenin ak eklinden holanmamt. Hem de hi. Ayaklarnn dibinde bal bir ekilde uzanan keie bakt. Adam hi kprdamadan duruyordu bir eit kabullenme haline gemi ya da sanki kurtulu iin sessiz bir dua okuyor gibiydi.

72
Langdon yerden en az bin alt yz elli metre ykseklikte, dikkatini Saunire'in kapan arkasndan ldayan ayna etkili iirine verirken, gerek dnyayla balarn koparttn hissediyordu.

Hemen bir kt paras bulan Sophie, yazy aynen aktard. Bitirdiinde, de srayla metni okudular. Bir eit arkeolojik bilmeceye benziyordu... kripteksin nasl alacan vaat eden bir bilmece. Langdon msr yavaa okudu. Eski hikmet sz zer bunu... ve toplar size savruk bir soyu... tapnak kilit lahde tapar... gerek neyse atbash k tutar. Langdon msralarn hangi eski ifreyi anlatmaya altn dnme balamadan nce, ok daha belirgin bir tn sezinlemiti.Bir ksa bir uzun be heceli l. Langdon, Vatikan Gizli Arivleri'nde geirdii geen yl da dahil olmak zere Avrupa'daki gizli cemiyetleri aratrd yllar sresince hece lsyle olduka sk karlamt. Bir ksa bir uzun be heceli l, eski Yunan yazar Archilochus'tan, Shakespeare'e, Milton'a, Chaucer'den Voltaire'e kadar, tm dnyada yzyllarca tercih edilen bir iir ls olmutu. Bu kiiler sosyal yaptlarn, ou adalarnn mistik zellere sahip olduunu dnd bir lyle yazacak kadar cesurdular. Bir hece bir uzun be heceli lnn kkleri paganlara dayanyordu. Bir ksa bir uzun hece ls. Zt vurgulu iki hece. Vurgulu ve vurgusuz. Yin yang. Dengeli bir ift. Beli dizgi iinde. Be heceli msra. Vens'n ve kutsal diinin be keli yldzna ithaf en be says.

Langdon'a dnen Teabing, "Be heceli msra!" deyiverdi. "Ayrca msralar ngilizce!La Lingua pura! Langdon ban evet anlamnda sallad. Kiliseyle geinemeyen pek ok Avrupal gizli cemiyet gibi tarikat da, yzyllar boyunca ngilizcenin teksaf Avrupa dili olduunu kabul etmiti. Latin Vatikan dili, kkenli Franszca, spanyolca ve talyancadan farkl olarak ngilizce, Roma'nn propaganda makinesinden ayr tutulmu ve bylece kardeliin renmesini gerektirecek kutsal ve gizli bir dil haline gelmiti. Teabing, "Bu iir," diye methetmeye balad. "Sadece Kse'den deil, ayn zamanda Tapnak valyeleri'nden ve Magdalal Meryem'in dalan ailesinden bahsediyor! Daha baka ne isteyebilirdik?" Yeniden iire bakan Sophie, "ifre," dedi. "Eski bir hikmet szne ihtiyacmz olduu belli." Gzlerini krptran Teabing, "Abrakadabra olabilir mi?" diye dalga geti. Be harfli bir kelime,diye dnen Langdon hikmet sz olarak nitelendirilebilecek eski kelimeleri aklndan geiriyordu... mistik tilavetlerden blmler, astrolojik kehanetler, gizli cemiyet talimatlar. Wicca sihirleri, Msr by kelimeleri, pagan mantralar. Liste dipsiz bir kuyuydu. Sophie, "ifrenin," dedi. "Tapnaklarla bir ilgisi var gibi grnyor. Metni yksek sesle okudu. "Tapnak kilit lahde tapar." Langdon, "Leigh," dedi. "Tapnak uzman sensin. Fikrin var m? Teabing uzun sre sessiz kaldktan sonra iini ekti. "ey, kilit lahit bildiimiz mezar talarndan olmal. iir, Tapnaklar'n kutsal sayd Magdalal Meryem'in mezarndan bahsediyor olabilir. Ama bize fazla yardmc olmuyor nk mezarn yerini bilmiyoruz." Sophie, "Son msra," dedi. "Geree atbash k tutacak diyor. Bu kelimeyi duymutum.Albash. " Langdon, "Hi armadm," diye cevap verdi. "Kriptoloji 101 dersinde duymu olmalsn. Atbash ifresi, insanln bildii en eski ifredir." Elbette,diye dnd Sophie.nl brani ifreleme yntemi. Atbash ifresi gerekten Sophie'nin kriptoloji eitiminin bir paras olmutu. M 500 tarihine kadar giden ifreleme yntemi, artk snflarda yer deitirmeli temel dng dzenine rnek olarak kullanlyordu. Musevi kriptogramnn sk rastlanan bir biimi olan Atbash ifresi, yirmi iki harfli brani alfabesine dayanan basit bir yer deitirme ifresiydi. lk harf son harfle, ikinci harf sondan ikinci harfle yer deitiriyor ve bylece srp gidiyordu. Teabing, "Atbash son derece uygun," dedi. "Atbash ile ifrelenen metinlere Kabala'da, Lut Gl Yazmalar ve hatta Eski Ahit'te bile rastland. Musevi alimlerle mistikler, Atbash' kullanarak hl gizli anlamlar karyorlar. Elbette tarikat da retilerinin bir paras olarak Atbash ifresi'ni kullanacakt." Langdon, "Tek sorun," dedi. "Elimizde ifreyi uygulayabileceimiz hibir ey yok." Teabing iini ekti. "Mezar tann stnde ifreli bir kelime olmal. Tapnaklar'n kutsal sayd bu mezar tan bulmalyz." Sophie, Langdon'n yzndeki tatsz ifadeden, Tapnaklar'n mezar tan bulmann yabana atlacak bir i olmadn anlamt. Anahtar Atbash,diye dnd Sophie.Ama kapmz yok. dakika sonra Teabing hsranla derin bir nefes alarak ban sallad. Dostlarm, ne yapacam ardm. Rmy ile misafirimizi kontrol edip, bir eyler attrrken bunu dnmeme msaade edin." Ayaa kalkp uan arkasna doru ilerledi. Arkasndan ona bakan Sophie kendini yorgun hissediyordu. Pencerenin dndaki afak ncesi karanlk mkemmeldi. Sophie reye ineceini bilmeden kendini uzay boluuna frlatlm gibi hissen yordu. Bykbabasnn hazrlad bilmecelerle bym olduundan nlerinde duran bu iirin, henz fark edemedikleri bir bilgi ierdiini hissedebiliyordu. Orada daha fazlas var,dedi kendi kendine.Ustalkla gizlenmi... ama yine de var. Ona rahatszlk veren dnceler arasnda, kripteksin iinde bulacaklar nesnenin "Kutsal Kse'ye gtren bir harita" kadar basit bir ey olmad da vard. Langdon ile Teabing, gerein mermer silindirin iine bulunduuna her ne kadar emin olsalar da, Sophie, bykbabasnn hazne avlarn, Jacques Saunire'in srlarn kolaylkla aklamadn bilecek kadar ok zmt.

73

Adli polis yzbas, kapdan ieri rzgr gibi girdiinde, Bourget Havaalan'nn gece vardiyasnda alan hava trafii kontrol memuru, bo bir radar ekrannn nnde uyukluyordu. Kk kuleyi admlaryla arnlayan Bezu Fache, 'Teabing'in jet ua," dedi. "Nereye gitti?" ngiliz mterisinin gizliliini korumaya alan kontrol memurunun ilk yant gevelemek oldu. ngiliz adam, havaalannn en saygn mterilerinden biriydi. Ama baaramad. Fache, "Pekl," dedi. "Uu plann bildirmeden zel bir uan kalkmasna izin verdiin iin seni tutukluyorum." Fache'nin iaret verdii bir baka memur kelepelerle yaklamaya balaynca trafik kontrol memuru panie kapld. Polis yzbasnn bir kahraman m yoksa bir babelas m olduunu tartan gazeteleri gznn nne getirdi. Bu soruya oktan cevap verilmiti. Kontrol memuru kelepelerle karlatnda, "Bekleyin!" diye atld. Size u kadarn syleyebilirim. Sir Leigh Teabing tbbi tedavileri iin Londra'ya sk sk uar. Kent'teki Biggin Hill zel Havaalan'nda bir hangar var. Londra'nn d mahallelerinde." Fache kelepeleri tutan adam el iaretiyle uzaklatrd. "Bu gece gidecei yer Biggin Hill mi?" Kontrol memuru tm drstlyle, "Bilmiyorum," diye cevap verdi. Uak her zamanki rotasndan kalkt ve son radar balants Birleik Krallk gsteriyor. Biggin Hill olmas son derece kuvvetli bir ihtimal." Uakta bakalar da var myd?" "Efendim, yemin ederim bunu bilmeme imkn yok. Mterilerimiz dorudan hangarlarna gider ve uaklarna istedikleri gibi binerler. Uakta kimin olduu, kar taraftaki havaalann gmrk yetkililerinin sorumluundadr." Saatine bakan Fache, terminalin nnde duran jet uaklarna gz att. "Biggin Hill'e gidiyorlarsa, yere inmeleri ne kadar srer?" Kontrol memuru, kaytlarn kartrd. "Ksa bir uu. Ua yaklak saat... alt buukta ini yapabilir. Yani on be dakika sonra." Fache kalarn atarak adamlarndan birine dnd. "Buraya bir ara getirtin. Ben Londra'ya gidiyorum. Ayrca bana kent polisini bulun. ngiliz MI5'i olmasn. Bu ii sessiz halletmek istiyorum.Yerel kent polisi. Teabing uana ini izni verilmesini istediimi syle. Sonra pistte etrafnn sarlmasn istiyorum. Ben oraya varana kadar kimse uaktan inmesin."

74
Hawker'in kabininde Sophie'nin karsnda oturan Langdon, ona, "Sustun," dedi. Sophie, "Sadece yorgunum," diye cevap verdi. "Ve iir. Bilmiyorum." Langdon da ayn eyleri hissediyordu. Motorlardan gelen vnlama sesiyle, uan beik gibi hafif sallanmas insana uyku veriyordu, banda ayrca keiin vurduu yer hl zonkluyordu. Teabing hl uan arka tarafnda olduundan Langdon, Sophie'yle ba baa kald bu an deerlendirerek, bir dncesini onunla paylamaya karar verdi. "Sanrm, bykbabann neden bir araya gelmemizi planladn biliyorum. Galiba sana aklamam istedii bir ey vard." "Kutsal Kse ve Magdalal Meryem hikyesi yeterli deil mi yani?" Langdon nasl devam edeceine karar verememiti. "Aranzn almas. Onunla on yldr konumamann sebebi. Sanrm sizi birbirinizden ayran eyin ne olduunu aklayabileceimi mit ediyordu." Sophie koltuunda kprdand. "Bizi ayran eyin ne olduunu sana katmadm." Langdon dikkatle ona bakt. "Bir seks ayinine tank oldun. yle deil mi?" Sophie kendini geri ekti. "Bunu nereden biliyorsun?" Sophie, bykbabann gizli bir cemiyet yesi olduuna inanman salayacak bir olaya tank olduunu sylemitin. Ve grdn ey, o gnden itibaren onunla bir daha konumamana sebep oldu. Gizli cemiyetler hakknda az ok bilgim var. Grdklerini tahmin etmek iin Da Vinci olmaya gerek yok." Sophie baklarn ona dikti. Langdon, "Bahar aylar myd?" diye sordu. "Ekinoks zaman olabilir mi? Mart ay ortalar?" Sophie pencereden dar bakt. "niversiteden bahar tatili iin dnmtm. Birka gn erken

gelmitim." "Bana anlatmak ister misin?" "Anlatmasam daha iyi olur." Buulanm gzlerle birden dnd. "Ne diyeceimi bilmiyorum." "Hem kadnlar, hem erkekler mi vard?" Ksa bir duraksamadan sonra ban sallad. "Beyazlar ve siyahlar giymilerdi deil mi?" Gzlerini sildikten sonra ban sallad. Biraz alma benziyordu "Kadnlar beyaz tl gecelikler giymilerdi... altn ayakkablar vard. Ellerinde altn kreler tutuyorlard. Erkekler siyah tunik ve siyah ayakkab giymilerdi." Langdon duygularn belli etmemeye alt ama yine de duyduklarna inanamyordu. Sophie Neveu farknda olmadan, iki bin senelik kutsal bir trene tank olmutu. Soukkanl bir sesle konumaya alarak, "Peki maskeler?" diye sordu. "Androjen maskeler?" "Evet, Herkeste vard. Birbirinin ayn maskeler. Kadnlarda beyaz. Erkeklerde siyah." Langdon bu trene dair birtakm tanmlamalar okumutu ve mistik kkenlerini anlayabiliyordu. Yumuak bir sesle, "Buna Hieros Gamos denir," dedi. "ki bin yldan daha eskilere dayanr. Msrl rahipler ve rahibeler, diinin reme gcn kutlamak iin bu treni aralklarla tekrar ederlerdi." Durup, Sophie'ye doru eildi, "Ve tabii eer manasn anlamaya hazr olmadan Hieros Gamos'a ahit olduysan, seni ok edeceini tahmin edebiliyorum." Sophie hibir ey sylemedi. Langdon, "Hieros Gamos Yunancadr," diye devam etti. "Kutsal evlikanlamna gelir." "Benim grdm, bir evlilik treni deildi." "Birlemeanlamndaki evlilik, Sophie." "Yani seks gibi mi?" "Hayr." Yeil gzleriyle onu sorgulayan Sophie, "Hayr m?" diye sordu Langdon laf evirdi. "ey... bir bakma evet, ama bugn anladmz gibi deil." Grdkleri bir seks ayinine benzese de, Hieros Gamos'un erotizmle bir ilgisi olmadm aklad. Bu, dinsel bir ibadetti. Tarihte cinsel birleim, dii ile erkein Tanry deneyimledii bir ibadetti. Eskiler, kutsal diiyi cinsel adan tanmad mddete erkek ruhunun tamamlandna inanrlard. Dii ile salanan fiziksel birleim, erkein ruhani adan tamamlanmasnn vegnosis 'e ulamasnn -Tanr bilinci- tek yoluydu Seks ayinleri, sis zamanndan beri erkein dnyadan cennete uzanan tek kprs olduuna inanlrd. Langdon, "Erkek, kadnla birleerek," dedi. "Zihninin tamamen boald ve Tanr'y anlayabildii zirve anna ulaabilirdi." Sophie pheyle bakyordu. "Yani orgazm dua gibi miydi?" Aslnda Sophie hakl olduu halde, Langdon umarszca omuzlarn silkti. Fiziksel adan baklacak olursa, dncelerden tamamen soyutlanm, kopuk bir an erkek orgazmna elik ediyordu. Ksa bir zihinsel boluk. Tanrya baklabilecek bir dinginlik an. Meditasyon gurular, dncelerden arnm benzeri hallere seks yapmadan geerler ve Nirvana'y genellikle sonsuz bir ruhani orgazm olarak nitelendirirlerdi. Langdon alak bir sesle, "Sophie," dedi. "Eskilerin seks anlaynn gnmzdekinden tamamen farkl olduunu anlaman ok nemli. Seks yeni hayata en byk mucize can verirdi ve mucizelere sadece bir Tanr sebep olabilirdi. Kadnn rahminde bir hayat retmesi onu kutsal klyordu. Bir Tanr. Cinsel birleme, insan ruhunun iki yarsnn -erkek ve dii- birlemesi anlamna geliyordu, bylece erkek ruhani btnle ulayor ve Tanry paylayordu. Grdn eyin seksle deil, dinle ilgisi vard. Hieros Gamos ayini bir sapklk deildir. ok kutsal bir trendir." Szleri ona tesir etmi gibiydi. Sophie gece boyunca mesafesini korumutu ama Langdon imdi ilk kez etrafna rd duvarn atrdamaya baladn gryordu. Gzlerinde yeniden yalar belirdi ve onlar sveterinin koluyla kurulad. Langdon, ona biraz zaman tand. Kabul etmek gerekirse, seksin Tanrya ulamak iin izlenen bir yol olduu dncesi, ilk bakta biraz akl kartrcyd. Langdonn Musevi rencileri, ilk Musevi geleneklerinin ayinleri ierdiini rendiklerinde aknlktan kk dillerini yutarlard.badethanede, asla olamaz. Eski Museviler, Sleyman Mabedi'ndeki Kudslakdas'ta Tanryla birlikte, onun dii dengi Shekinahn da oturduuna inanrlard. Ruhsal btnlk arayan erkekler, seviecekleri rahibeleri -veya

hierodules - ziyaret etmek iin mabete gelirler ve fiziksel birleme sayesinde kutsall tecrbe ederlerdi. Musevilerin drt harfli YHWH kelimesi -Tanrnn kutsal ad- aslnda Yehova kelimesinden tretilmiti. ErkekJah kelimesi ileHavva 'nn branilerden nceki olan Havah'n androjen birleimi. Langdon yumuak bir sesle, "Eski kilise iin," dedi. "nsanlarnla Tanr'ya ulamak adna seksi kullanmas byk bir tehdit oluturuyordu. Kilisenin kendi kendine ilan ettii Tanrya giden tek yol dncesini glgeliyordu. Belirli nedenlerden tr seksi kt gstermek, iren ve gnahkr bir davran olduuna inandrmak iin ellerinden geleni yaptlar. Dier byk dinler de aynn yapt." Sophie susuyordu ama Langdon, onun bykbabasn daha iyi anlamaya baladn sezmiti. Langdon bu smestr ayn konuya derslerinden birinde deinmiti. rencilerine, "Seks hakkndaki dncelerimizin elikili olmas artc m?" diye sormutu. "Eskiden gelen drtlerimiz ve fizyolojimiz bize seksin doal bir ey olduunu syler ruhani btnle giden aziz bir yol ama modern din, bunun utan verici olduunu alar ve eytann ii olan seks drtlerimizden korkmamz gerektiini retir. Langdon dnyada bir dzineden fazla gizli cemiyetin -pek oklar hayli nfuzlu- hl seks ayinleri yaparak, eski gelenekleri srdrd gereiyle rencilerini daha fazla korkutmak istememiti.Gzleri Tamamen Kapal filminde Tom Cruise'un canlandrd karakter, son dere elit Manhattan'llann zel bir toplantsna gizlice girerek, Hieros Gamos'a tank olmutu. Ne yazk ki film yapmclar pek ok noktay yanl anlamt ama fikrin temeli mevcuttu... cinsel birlemenin bysn kutlamak iin bir araya gelen gizli bir cemiyet. "Profesr Langdon?" Arka sralarda oturan bir erkek renci umut dolu sesiyle elini kaldrmt. "Kiliseye gitmek yerine daha fazla seks yapmamz gerektiini mi sylyorsunuz?" Langdon kkrdam fakat yemi yutmamt. Bu ocuklarn Harvard partilerinde seksten ok daha fazlasn yaptklarn duymutu. Tehlikeli bir blgede bulunduunun bilinciyle, "Baylar," demiti. "Hepinize bir teklifte bulunmak istiyorum. Evlilik ncesi sekse gz yummaya cret etmeden ve hepinizin lekesiz melekler olduunu dnecek kadar saf olmadan, size seks hayatnz hakknda u kk tavsiyede bulunacam." Dinleyiciler arasndaki tm erkekler, ne doru eilerek dikkatle dinlemilerdi. "Bir kadnla bir daha beraber olduunuzda, kalbinize bakn ve sekse etik ruhani bir olgu olarak yaklamadnz anlayn. Erkeklerin sadece kutsal diiyle birleerek ulaacaklar o ilahi kvlcm bulmak iin kendinize meydan okuyun." Kadnlar balarn sallayarak, bilmi bir tebessm taknmlard. Erkeklerse garip bir ekilde kkrdayarak birbirlerine ak sak akalar yapmlard. Langdon iini ekmiti. niversitedeki erkekler hl ocuktu. Ban uan penceresine dayayp bolua bakarken aln yen Sophie, Langdon'n az nce anlattklarn dnyordu. inde yeni bir pimanlk hissediyordu.On yl. Bykbabasnn, ona gnderdii almam mektup tomarlarn dnd.Robert'a her eyi anlatacam . Sophie ban pencereden evirmeden konumaya balad. Yavaa. Korkuyla. O gece olanlar yeniden anlatrken, zamanda geri gittiini hissetti... bykbabasnn Normandiya'daki atosunun yaknlarndaki ormanda dolayordu... aknlk iinde bo evi aryordu.., aadan gelen sesler duyuyordu... sonra gizli kapy buluyordu. Ta merdivende, her admda bir basamak inerek usulca bodrumdaki yeralt odasna vard. Toprak kokusunu alabiliyordu. Serinlik ve k. Mart ayyd. Merdivende sakland glgeler basndan, yabanclarn sallanarak ellerindeki mumlarla ilahiler sylediini duyuyordu. Rya gryorum,dedi kendi kendine.Bu bir rya. Baka ne olabilir? Kadnlarla erkekler sraya dizilmilerdi, siyah, beyaz, siyah, beyaz. Kadnlar hep birlikte ellerindeki altn kreleri kaldrp, her bir azdan, "Balangta seninle birlikteyim, kutsal olan her ey grnmeye baladnda, gn domadan nce seni rahmimden karttm" diye seslenirlerken gzel gecelikleri dalgalanyordu. Kadnlar krelerini indirdiinde, herkes sanki vecit haline gemi gibi geri salland. emberin ortasndaki bir eye sayg gsteriyorlard. Neye bakyorlar? Sesler artk ykseliyordu. Daha yksek. Daha hzl.

Kadnlar krelerini yeniden ykselterek, "Grdn kadn sevgidir!diye bardlar. Erkekler, "O kadnn meskeni sonsuzluktur! diye cevapladlar. lahiler yeniden balamt. Artt. Grledi. Daha hzl. Katlmclar ieri doru adm atarak, meldiler. te o an Sophie, sonunda hepsinin neyi seyrettiini grebilmiti emberin ortasndaki alak, ssl bir sunan stnde bir adam yatyordu. plakt, srtst yatyordu ve yznde siyah bir maske vard. Sophie hemen adamn omzundaki doum lekesinden, vcudu tanmt. Neredeyse baracakt.Grand-pre! Bu grnt bile Sophie'yi ok etmeye yeterdi ama fazlas vard. Gm renkli gr salar arkasndan sallanan, beyaz maskeli plak bir kadn, bykbabasnn stne kmt. Mkemmellikten ok uzak tombul bir vcudu vard ve ilahilere ritim tutarak sallanyordu -Sophie'nin bykbabasyla seviiyordu. Sophie dnp kamak istedi ama yapamad. lahi sesleri ykselmeye baladnda, yeraltndaki odann ta duvarlar onu ieri hapsetmiti. Katlmclarn oluturduu ember imdi adeta arta sylyordu ve sesler ykselerek lgn bir hal almt. Ani bir grlemeyle tm oda adeta doruk noktasnda patlad. Sophie nefes alamyordu. Sonra birden hkrarak sessizce aladm fark etti. Arkasn dnerek usulca merdivenlerden yukar, evden dar kt ve titreyerek Paris'e geri dnd.

75
Aringarosa, Fache ile yapt ikinci telefon grmesini bitirirken, kiralk uak Monaco'nun titrek klan stnde uuyordu. Yeniden torbaya uzand ama kendini kusamayacak kadar bitap hissediyordu. u i bir sona erse! Fache'nin verdii son haber anlalr gibi deildi ama bu gece artk her ey anlamn yitirmiti. Neler oluyor? Her ey kontrolden kmt.Silas' nasl bir ie bulatrdm ? Kendimi nasl bir ise bulatrdm! Aringarosa titreyen bacaklaryla pilot kabinine yrd, "Var noktamz deitirmem gerekiyor." Omzunun stnden bakan pilot gld. "aka yapyorsunuz, yle deil mi?" "Hayr. Derhal Londra'ya gitmem gerekiyor." "Peder, bu kiralk bir uak, taksi deil." "Sana elbette daha fazla deme yapacam. Ne kadar? Londra sadece bir saat kuzeyde ve ynmz deitirmemiz gerekmiyor, bu yzden..." "Para meselesi deil peder, baka sorunlar var." "On bin euro. Hemen imdi." Gzleri hayretle alan pilot arkasn dnd. "Ne kadar? Nasl bir rahip bu kadar paray yannda tar?" Aringarosa siyah evrak antasnn yanna giderek, at ve bonolardan birini kard. Bonoyu pilota uzatt. Pilot, "Bu nedir?" diye sordu. Vatikan Bankas'ndan alnm on bin euro deerinde bir bono." Pilot kukuyla bakyordu. "Nakitle ayndr." Bonoyu geri uzatan pilot, "Sadece nakit nakittir," dedi. Aringarosa pilot kabininin kapsna tutunurken kendini olduka gsz hissediyordu. "Bu bir lm kalm meselesi. Bana yardm etmelisiniz. Londra'ya gitmeliyim." Pilot, piskoposun altn yzne bakt. "Gerek elmas m?" Aringarosa yzne bakt. "Bundan ayrlamam." Omuzlarn silken pilot, arkasn dnp dikkatini n camdan dar verdi. Aringarosa derin bir znt hissetti. Yze bakt. Onun temsil ettii her eyi zaten kaybetmek zereydi. Uzun bir sre sonra yz parmandan kararak, nazike kontrol panosunun stne brakt. Pilot kabininden ar aksak kan Aringarosa yeniden koltuuna oturdu. On be saniye sonra, pilotun kuzeye doru birka derece dndn hissetti. Buna ramen Aringarosa'nn zafer an parampara olmutu.

Her ey kutsal bir dava olarak balamt. Zekice hazrlanm bir plan. imdi ise iskambil kdndan yaplan evler gibi kendi stne yklyordu... ve sonunda hibir yer grnmyordu.

76
Langdon, Sophie'nin kendi Hieros Gamos deneyimini hatrlamaktan dolay sarsnt geirdiini hissedebiliyordu. Kendi adna, bunu duyduuna armt. Sophie tm ayine ahit olmakla kalmam, kendi bykbabasnn kutlandn grmt... Sion Tarikat'nn Byk stat'. arpc bir topluluktu.Da Vinci, Botticelli, Isaac Newton, Victor Hugo, Jean Cocteau... Jacques Saunire. Langdon yumuak bir sesle, "Sana baka ne syleyebilirim bilmiyorum," dedi. Sophie'nin yalarla dolan gzleri, imdi koyu yeil grnyordu. "Beni kendi kz gibi bytt." Konuurlarken, Langdon, onun gzlerindeki duygusall fark etti. Vicdan azab duyuyordu. Uzak ve derin. Sophie Neveu, bykbabasndan kamt ve imdi onu tamamen farkl bir adan gryordu. Darda afak hzla skyor, kzl hareleri sancak tarafnda toplanyordu. Aadaki dnya hl siyaht. "Kumanyalar, sevgili dostlarm." Teabing, kutu kolalar ve krakerlerle yanlarna gelmiti. Yiyecekleri datrken, az miktarda olduu iin bol bol zr diledi. Kei dostumuz henz konumuyor," dedi. "Ama ona biraz zaman tanyalm." Krakerini srarak, iire gz att. "Peki, hayatm, ilerleme kaydettiniz mi?" Sophie'ye bakt. "Bykbaban burada bize ne anlatmaya alyor? Bu mezar ta hangi cehennemde? Tapnaklar'n kutsal sayd u mezar ta." Sophie ban iki yana sallayarak sessizliini korudu. Teabing bir kez daha ban msralara gmerken, Langdon bir kutu aarak pencereye dnd. Zihni gizli ayin sahneleri ve zlmemi ifrelerle doluydu.Tapnak kilit lahde tapar. Kolasndan byk bir yudum ald.Tapnaklar'n kutsal sayd bir mezarta. Kola lkt. Gecenin karanlk perdesi hzla zlmeye balamt. Langdon bu deiimi seyrederken, aada parlayan bir okyanus grd.ngiliz Kanal. Artk fazla kalmamt. Langdon gn nn ikinci bir aydnlanma getirmesini diledi ama darda hava aydnlandka gerekten daha da uzaklatn hissediyordu. Be heceli lnn ve ilahilerin, Hieros Gamos ile kutsal ayinlerin uan gmbrtsyle yanklanan ritimlerini duydu. Tapnaklar'n kutsal sayd bir mezar ta. Yzne k vurduunda uak yeniden kara parasnn zerinde uuyordu. Langdon elindeki kola kutusunu serte brakt. Dierlerine dnerek, "Buna inanmayacaksnz," dedi. "Tapnak lahdi... buldum." Teabing'in gzleri faltana dnmt. "Mezar tann nerde olduunubiliyor musun? " Langdon glmsedi. "Neredeolduunu deil.Ne olduunu." Sophie daha iyi duyabilmek iin eildi. Akademik buluun verdii o tandk heyecann tadna vararak, "Sanrm aslnda lahitten deil, ta bir bstten bahsediyor," diye aklad. "Yani mezar ta deil." Teabing, "Bst m?" diye sordu. Sophie de bir o kadar arm gibiydi. Langdon dnerek, "Leigh," dedi. "Engizisyon srasnda kilise Tapnak valyeleri'ni her trl gnah ilemekle sulamt, yle deil mi?" "Doru. Her trl sulamada bulunmulard. ehvet dknl, haa iemek, eytana tapmak, kabark bir liste." "Ve bu listede sahte putlara tapmak da vard yle deil mi? Kilise Tapnaklar' zellikle bir ta bste ibadet ettikleri gizli ayinler yapmakla sulamt... pagan tanrs..." Teabing, "Baphomet!" diye lk att. "Tanrm, Robert, haklsn! Tapnaklar'n kutsal sayd bir ta bst!" Langdon abucak Sophie'ye, Baphomet'in yaratc reme gc. balantl bir pagan bereket tanrs olduunu aklad. Baphomet'in o yarat ve reme sembol olan bir ko ya da kei bayla temsil ediliyordu. Tapnaklar, tatan bir kopyasn yaptklar Baphomet'in bann etrafnda ember oluturarak ilahiler

sylyorlard. Teabing, "Baphomet," diyerek kkrdad. "Trende aslnda cinsel birleimin yaratc bys kutlanrd ama Papa Clemet herkese, Baphomet'in bann aslnda eytan ba olduuna inandrd. Papa, Baphomet'in ban Tapnaklar'a kar balatt davada idam ipi gibi kulland." Langdon, onu dorulad. eytan olduuna inanlan boynuzlu eytann kk Baphomet'e kadar gidiyordu. Kilise boynuzlu bereket tanrsn eytanla deitirmiti. Tamamen olmasa da kilisenin bu ii baard ortadayd Geleneksel Amerikan kran Gn masalarnda hl paganlarn boynuzlu bereket sembolleri vard. Bereket kfesi ya da "bereket boynuzu", Baphomet'in verimliliine atfta bulunurdu ve boynuzu knlan bir kei tarafndan emzirilen Zeus efsanelerine dayanrd. Keinin boynuzu sihirli bir ekilde meyvelerle dolmutu. Baphomet ayrca grup fotoraf ektiren arkadalardan akac biri, dierinin arkasndan parmaklarm V eklinde havaya kaldrdnda da grnrd; akaclardan ok az alay ettikleri kurbanlarnn sperm saysnn bol olduunu ilan ettiklerinin farkna varrd, Teabing heyecanla, "Evet, evet," dedi. "iirde bahsi geen Baphomet olmal. Tapnaklar'n kutsal sayd ta." Sophie, "Peki," dedi. "Ama Tapnaklar'n kutsal sayd ta bst Baphomet ise, bir ikilem var demektir." Kripteksin stndeki harfleri iaret etti. "Baphomet kelimesinde sekiz harf var. Burada ise sadece be." Teabing genie srtt. Tatlm, Atbash ifresi burada devreye giriyor."

77
Langdon olduka etkilenmiti. Teabing yirmi iki harfli brani alfabesini alefbet ezbere yazmt, brani karakterleri yerine Latin harflerini kullanarak yazmt ama buna ramen, alfabeyi akc bir telaffuzla okuyordu. A B G D H V Z Ch T Y K L M N S O P Tz Q R Sh Th "Alef, Bet, Gimel, Dalet, Het, Vav, Zayn, et, Tet, Yod, Kaf, Lamed, Mem, Nun, Sameh, Ayn, Pe, Tsadik, Kof, Re, n ve Tav."*Teabing alnnn terini silerek, tekrar ie koyuldu. "brani dilinde sesli harfler yazlmaz. Bu yzden Baphomet kelimesini brani alfabesiyle yazacak olursak, sesli harf der ve geriye..." Sophie, "Be harf kalr," diye atld. Teabing ban sallayarak yeniden yazmaya koyuldu. "Tamam, ite brani alfabesiyle Baphomet kelimesi byle yazlyor. Daha ak anlalmas iin sesli harfleri de araya yazacam." BaPV oM eTh "Elbette," diye ekledi. "branicenin tersten yazldn unutmamak gerekir ama Atbash' bu ekilde daha kolay kullanrz. Bundan sonra, yerine kullanma tablosunu oluturmak iin tm alfabeyi orijinalinin tersin' den yeniden yazmamz gerekiyor." Kalemi Teabing'in elinden alan Sophie, "Daha kolay bir yolu var," dedi "Atbash da dahil, tm yer deitirmeli ifreler iin geerlidir. Royal Holloway'de rendiim ufak bir hile." Sophie alfabenin ilk yansn soldan saa yazdktan sonra altna ikinci yarsn sadan sola doru yazd. "Kriptoloji analistleri buna katla-kvr derler. Yar yarya kartrlm. Ama iki kat daha temiz."

A Th

B Sh

G R

D Q

H Tz

V P

Z O

Ch S

T N

Y M

K L

Eliine bakan Teabing kkrdad. "Haklsn. Holloway'deki ocuklarn ilerini yaptklarna sevindim." Sophie'nin yer deitirme matrisine bakan Langdon, eski alimlerin nl eak Gizemi'ni** zmek iin

Atbash ifresi'ni ilk kullandklarnda hissettikleri deheti duydu. Din alimleri yllarca ncil'de eak diye bir ehirden bahsedildiini grp muallakta kalmlard. Bu ehir herhangi bir haritada ya da baka bir belgede grnmyordu ama Yeremya Kitab'nda ska bahsi geiyordu, eak kral, eak ehri ve eak halk. Sonunda bir alim kelimeye Atbash ifresi'ni uyguladnda sonulan herkesi hayrete drmt. eak kelimesinin aslnda olduka iyi bilinen baka bir ehrin ifrelenmi hali olduunu ortaya koymutu. ifre zme ilemi olduka basitti. eakkelimesi branicede Sh-Sh-K diye yazlyordu. Sh-Sh-K. harfleri yer deitirme tablosuna yerletirildiinde, B-B-L harflerini veriyordu. B-B-L ise branicedeBabil diye okunuyordu. Gizemli eak ehrinin aslnda Babil ehri olduu ortaya ktktan sonra, nciller deli gibi aratrlmaya balanmt. Birka hafta sonra Eski Ahit'te alimlerin farknda olmadklar daha pek ok Atbash ifreli kelimenin bulunduu kefedilmiti. Heyecann bastrmakta glk eken Langdon, "Yaklayoruz," diye fsldad. Teabing, "Adm adm Robert," dedi. Sophie'ye bakarak "Hazr msn?" Sophie ban sallad. "Pekl, Baphomet kelimesi nlleri indirgendiinde branicedeB-P-V-M-Th diye yazlyor. imdi be harfli ifremizi bulmak iin Atbash yer deitirme matrisine uygulayalm." Langdon'n kalbi hzla arpt.B-P-V-M-Th. imdi gne pencerelerden ieri doluyordu. Sophie'nin yer deitirme matrisine bakarak, eviriyi yapmaya balad.B yerineSh ...P yerineV ... Teabing Noel zaman gelen bir okul ocuu gibi srtyordu. "Ve Atbash ifresi diyor ki..." Sesi kesilmiti. "Aman Tanrm!" yz bembeyaz olmutu. Langdon'n kalbi tekledi. Sophie, "Ne oldu?" diye sordu. "Buna inanmayacaksn." Teabing, Sophie'ye bakt. "zellikle sen." "Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu. "Bu... gerekten dhice," diye fsldad. "Son derece zeki!" Teabing yeniden kda yazd. "Davullar ltfen. te ifreniz." Yazdklarn onlara gsterdi. Sh-V-P-Y-A Sophie, "Bu ne byle?" diye kalarn att. Langdon da anlayamamt. Teabing'in sesi huuyla titriyordu. "Bu dostum, hikmet kelimesinin eski hali." Langdon harfleri yeniden okudu.Eski hikmet sz zer bunu. Bir saniye sonra her eyi anlamt. Bunu hi tahmin etmemiti. "Eski hikmet kelimesi!" Teabing kahkahalarla glyordu. "Harfi harfine!" Sophie nce kelimeye, ardndan kripteksteki harflere bakt. Langdon ile Teabing'in gremedii ciddi bir yanll fark etmiti. "Durun biraz! ifre bu olamaz," diye kar kt. "Kripteksin stnde Sh harfi yok. Geleneksel Latin harfleri kullanlm." Langdon, "Kelimeyi oku," diye srar etti. "ki eyi aklndan karma. branicede Sh harfine kar gelen sembol, vurgu iaretine bal olarak ayn zamanda S diye de okunabilir. P harfi de ayn ekilde F diye okunabilir. Sophie'ninSVFYA?diye dnrken akl karmt. Teabing, "Dhice!" dedi. "Vav harfi genellikle O seslisi yerine kullanlr.'' Yeniden harflere bakan Sophie, yksek sesle okumaya alt. "S... o... f...y... a." Kendi sesini duyduunda, azndan kanlara inanamamt. "Sophia m? Bu Sophia diye mi okunuyor?" Langdon hararetle ban sallyordu. "Evet! Sophia, Yunancada hikmet demektir. sminin kkeni Sophie, gerekten eski hikmet szdr.'" Sophie birden bykbabasna kar derin bir zlem duydu.Tarikat kilit tan benim ismimle

ifrelemi. Boaznda bir yumru olumutu. Her ey son derece mkemmeldi. Ama gzlerini kripteksin stndeki harflere evirdiinde, hl bir sorun olduunu grd. "Ama durun... Sophia kelimesinde alt harf var." Teabing glmsemeye devam ediyordu. "iire yeniden bak. Bykbaban 'eski hikmet sz,' demi." "Evet?" Teabing gz krpt. "Eski Yunancada, hikmet S-O-F-I-A diye yazlr."

78
Sophie kripteksi kucana alp harfleri evirmeye baladnda korkun bir heyecan duyuyordu. Eski hikmet sz zer bunu. Langdon ile Teabing, onu seyrederlerken nefes almay unutmu gibiydiler. S... O... F... Teabing, "Dikkatli ol," diye uyard. "ok ok dikkatli ol." ... I... A. Sophie son harfi evirmiti. Ban kaldrp dierlerine bakarken, Tamam," diye fsldad. "imdi ekip kartacam." Langdon korkuyla kark bir neeyle, "Sirkeyi unutma," diye fsldad. "Dikkatli ol." Sophie bununda ocukluunda at kripteksler gibi olduunu biliyordu. Tek yapmas gereken silindiri her iki ucundan skca kavramak ve farkl ynlere doru hafif bir basn uygulayarak yavaa ekmekti. Eer harfler, ifreye gre doru sralanmsa, ulardan biri kayarak alacak ve Sophie ierideki, sirke iesinin etrafna sarlm papirs sayfaya ulaa akt. Bununla birlikte eer yazdklar ifre yanlsa,Sophie'nin dardaki ulara uygulad bask ierideki manivelay harekete geirince alttaki bolua kayacakt. Eer Sophie silindirleri hzla ekecek olursa cam ie paralanacakt. Yava ek,dedi kendi kendine. Sophie avu ileriyle silindirin ularn kavrarken, Teabing ile Langdon iyice eildiler. Sophie ifre kelimeyi zmenin verdii heyecanla, neredeyse ieride bulmay umduklarnn ne olduunu unutuyordu.Bu tarikatn kilit ta. Teabing'e gre, Magdalal Meryem'in ve Sangreal hazinesinin yerini gsteren, bir Kutsal Kse haritas vard... en byk sahibi belirsiz gizli gerek hazinesi. Ta tp tutan Sophie., bir kez daha tm harflerin ibre ile ayn hizada olduunu kontrol etti. Ardndan yavaa ekti. Hibir ey olmamt. Biraz daha kuvvet verdi. Ta birden yerinden kayarak ayrld. Utaki ar para elinde kalmt. Langdon ile Teabing neredeyse ayaa frlayacaklard. Utaki kapa masann stne koyup, iindekini grmek iin silindiri yana eerken Sophie'nin kalbi yerinden frlayacak gibi olmutu. Bir parmen! Sophie yuvarlanm kdn ortasna baktnda, silindir eklindeki bir nesnenin etrafna sarlm olduunu grd. Sirke iesi olduunu tahmin etti. Fakat sirkenin etrafna sarlan kt alldk hassas papirs deil, tireydi.Bu garip, diye dnd Sophie,sirke koyun derisinden yaplan tireyi eritmez . Kdn ortasna tekrar baktnda, merkezdeki nesnenin sirke iesi olmadn fark etti. Tamamen farkl bir eydi. Teabing, "Sorun nedir?" diye sordu. "Parmeni kartsana." Kalarn atan Sophie yuvarlanm tireyle birlikte etrafna sarld nesneyi ekip, ikisini birlikte dar kard. Teabing, "Bu papirs deil," dedi. "ok ar." "Biliyorum. Bu dolgu maddesi." "Ne iin? Sirke iesi iin mi?" "Hayr." Sophie kd atnda, iine sarlan nesne ortaya kmt. "Bunun iin." Langdon tire kdn iindeki nesneyi grdnde kalbi teklemiti. Teabing yutkunarak, "Tanr yardmcmz olsun," dedi. "Bykbaban merhametsiz bir mimarm." Langdon hayretle bakyordu.Saunire'in ileri kolaylatrmaya hi niyeti olmadn anlayabiliyorum. Masann stnde ikinci bir kripteks duruyordu. Dahakk. Siyah oniksten yaplmt. Birincisinin

iine yerletirilmiti. Saunire'in iftlere olan tutkusu.ki kripteks. Her ey iftler halinde.ifte anlamlar. Erkek dii. Beyazn iinde siyah. Langdon nnde duran sembol zincirini sezinleyebiliyordu.Beyaz siyaha can verir. Her erkek bir kadndan kar. Beyaz-dii Siyah-erkek. Langdon uzanarak kk kripteksi eline ald. Birincisinin ayn gibiydi, sadece yar ebadnda ve siyaht. O tandk alt sesini duydu. Daha nce duyduklar sv sesi bu kk kripteksin iinden gelmi olmalyd. Tire kdn onun nne iten Teabing, "E, Robert," dedi. "En azndan doru ynde utuumuza sevineceini dnyorum." Langdon kaln tire kdn inceledi. Ssl bir hat yazsyla bata bir drt msral metin yazyordu. Yine be heceli lyle yazlmt. Msra ifreliydi ama Teabing'in ngiltere'ye gitme plannn ie yarayacan anlamas iin ilk msray okumas yeterli olmutu. PAPA VALYE GMM LONDRA'DA iirin geri kalannda, ikinci kripteksi aarken kullanlacak ifrenin ancak bu valyenin ehrin bir yerindeki mezarnda bulunabileceini ima ediyordu. Langdon heyecanla Teabing'e dnd. "Bu iirde bahsi geen valyenin ne olduu hakknda fikrin var m?" Teabing srtt. "Hi fikrim yok. Ama hangi ifreye bakmamz gerektiini ok iyi biliyorum." O srada, en az be kilometre nlerinde alt kent polis arabas, yamurun slatt sokaklardan Biggin Hill zel Havaalan'na doru gidiyordu.

79
Temen Collet, Teabing'in buzdolabndan bir Perrier aldktan sonra, yeniden hzl admlarla kabul salonuna yrd. Asl hareketin yaand Londra'ya Fache ile birlikte gitmek yerine, burada Chteau Villette'e yaylan teknik blme ocuk bakcl yapyordu. imdiye dek ele geirdikleri ipularnn bir yardm dokunmamt: yere saplanan bir tek mermi;bak vekadeh szcklerinin yazld sembollerle karalanm bir kt paras; teknik blmn Collet'ye muhafazakr Katolik grubu Opus Dei ile balants olduunu syledii kanl bir kemer. Yakn zaman nce bir haber program onlarn Paris'te eleman toplamadaki saldrgan tutumlarn gn na karttnda ortalk hayli karmt. Collet iini ekti.Umarm bu mitsiz karklktan bir anlam kar. Collet atafatl bir koridordan geerek, teknik blm memurunun parmak izi toplad geni balo salonuna girdi. Pantolon asks takan toplu bir adamd. eri giren Collet, "Herhangi bir ey var m?" diye sordu. Memur ban iki yana sallad. "Yeni bir ey yok. Evin geri kalanndakilerle uyuan baka parmak izleri var o kadar." "Yakee kemer stndeki parmak izleri?" "Interpol hl zerinde alyor. Ben bulduumuz her eyi topluyorum." Collet masann stndeki iki mhrl torbay iaret etti. "Peki bu ne?" Adam omuzlarn silkti. "Alkanlk. Tuhaf bulduum her eyi torbalarm," Collet yanna gitti.Tuhaf m? Memur, "u ngiliz garip biriymi," dedi. "una bir bakn." Delil torbasn kartrarak, birini seti ve Collet'ye uzatt. Fotorafta bir Gotik katedralinin ana girii grnyordu... kk kap eiine doru giderek daralan geleneksel kemerler. Fotorafa dikkatle baktktan sonra Collet, memura dnd. "Bu mu tuhaf?"

"Arkasn evirin." Collet arkasn evirince, katedralin uzun nefinin paganlar tarafndan kadn rahmine atfedildiini anlatan ngilizce karalamalar buldu. Bu garipti. Onu artan, katedral giriini tasvir eden notlard. "Dur biraz. Katedral giriinin bir kadnn eyini temsil ettiini dnyor..." Memur ban sallad. "Ayrca dudaks at srt ve giriin stndeki kk beparmakotunun temsil ettii bir klitoris," ini ekti. "nsan yeniden kiliseye gitmek istiyor." Collet ikinci delil torbasn eline ald. Plastiin iinde, eski bir belgeye benzeyen byk parlak bir fotoraf durduunu grebiliyordu. Balkta yle yazyordu: Les Dossiers Secrets-Say 4 lm 249 Collet, "Bu ne?" diye sordu. "Hi fikrim yok. Her tarafta bunun kopyalar vard, bu yzden torbaya attm." Collet belgeyi inceledi. SION TARKATINI YNETEN BYK STATLAR JEAN DEGISORS MARIE DE SAINT-CLAIR GUILLAUME DE GISORS EDOUARD DE BAR JEANNE DE BAR JEAN DE SAINT-CLAIR BLANCE D'EVREUX NICOLAS FLAMEL RENE D'ANJOU IOLANDE DE BAR SANDRO BOTTICELLI LEONARDO DA VINCI CONNETABLE DE BOURBON FERDINAND DE GONZAQUE LOUIS DE NEVERS ROBERT FLUDD J. VALENTIN ANDRA ROBERT BOYLE ISAAC NEWTON CHARLES RADCLYFFE CHARLES DE LORRAINE MAXIMILIAN DE LORRAINE CHARLES NODIER VICTOR HUGO CLAUDE DEBUSSY JEAN COCTEAU 1188-1220 1220-1266 1266-1307 1307-1336 1336-1351 1351-1366 1366-1398 1398-1418 1418-1480 1480-1483 1483-1510 1510-1519 1519-1527 1527-1575 1575-1595 1595-1637 1637-1654 1654-1691 1691-1727 1727-1746 1746-1780 1780-1801 1801-1844 1844-1885 1885-1918 1918-1963

Sion Tarikat m,diye dnd Collet. Temenim?" Bir baka ajan ban ieri uzatmt. "Yzba Facte'ye acil bir ar var fakat ona ulaamyoruz. Siz grr msnz?" Mutfaa giden Collet, telefona cevap verdi. Arayan Andr Vernet idi. Bankacnn dzgn aksan, sesindeki gerginlii saklamaya yetmiyordu. "Yzba Fache'nin beni arayacan dnyordum ama henz ondan haber alamadm." Collet, "Yzba biraz megul," diye cevap verdi. "Ben yardmc olabilir miyim?" Bana bu geceki gelimelerden haberdar edileceimin garantisi verilmiti. Collet bir an iin adamn ses tonunu tanr gibi oldu ama nereden tandn kartamad. "Monsieur

Vernet, Paris'teki soruturmadan u an ben sorumluyum. smim Temen Collet." Hatta uzun bir sessizlik oldu. 'Temen, dier hattan aranyorum. zin verirseniz kapatyorum. Sizi daha sonra arayacam." Telefonu kapatt. Collet birka saniye sonra ahizeyi yerine koydu. Ardndan hatrlad.Bu sesi tandm biliyordum! Yapt keif soluunu kesmiti. Zrhl aracn ofr. Sahte Rolex takan. imdi Collet bankacnn neden telefonu kapatmakta acele ettiini anlayabiliyordu. Vernet, Temen Collet ismini hatrlamt... o akam gznn iine bakarak yalan syledii memur oydu. Collet bu garip gelimenin sonularn dnmeye balad.Vernet iin iinde. gdleri ona, Fache'yi aramasn sylyordu. Bu ansl gelimenin onun yldznn parlad an olacan hissedebiliyordu. Hemen Interpol' arayarak, Zrih Emanet Bankas ve bakan Andr Vernet hakknda bulabildikleri her trl bilgiyi temin etmelerini istedi.

80
Hawker 731 kasvetli sabah yamurunun iine dalarken Teabing'in pilotu, "Emniyet kemerleri ltfen, be dakika sonra iniyoruz," diye anons yapt. Teabing alalan uan altnda uzanan kentin dumanl tepelerini grdnde eve dnmenin keyfine vard. ngiltere, Paris'e bir saatten daha yakn mesafedeydi ama arada dalar kadar fark vard. Bu sabah anavatannn nemli ve canl yeillikleri son derece konuksever grnyordu.Fransa'daki gnlerim sona erdi. ngiltere'ye zaferle dnyorum. Kilit ta bulundu. Ama elbette, kilit tannnerede olduu sorusu hl gndemdeydi.Birleik Krallk 'ta bir yerde. Tam olarak nerede olduunu hi bilmemesine ramen, zaferin tadn almaya balamt. Langdon ile Sophie bakmaya devam ederlerken Teabing ayaa kalkp kabinin kar tarafna geti ve duvardaki bir panoyu yana kaydrarak, altnda gizli kasay ortaya kard. ifreyi tuladktan sonra kasay at ve iki pasaport kartt. "Rmy ve benim belgelerim." Ardndan elli sterlinlik banknotlardan oluan kaln bir deste kard. "Ve sizin belgeleriniz." Sophie pheyle bakyordu. "Rvet mi?" "Yaratc diplomasi. zel havaalanlar birtakm masraflar alrlar. Hangarda bir ngiliz gmrk memuru bizi karlayacak ve uaa binmek isteyecek. Onun girmesine izin vermek yerine, ngiltere'de bulunduunu kimsenin bilmesini istemeyen -basn yznden, bilirsiniz- nl bir Franszla birlikte seyahat ettiimi syleyip, saduyusu iin ona bu cmert bahii vereceim." Langdon arm gibiydi. "Ve memur bunukabul edecek mi?" Herkestenkabul etmezler, ama bu insanlarn hepsi beni tanr. Tanrya kr silah kaaks deilim. valye ilan edildim." Teabing glmsedi. "yeliin getirdii baz imtiyazlar var tabii." Rmy elinde tuttuu Heckler Koch silahyla koridorda belirmii "Efendim, ben ne yapacam?" Teabing, uana bakt. "Biz dnene kadar senin misafirimizle birlikte uakta kalman istiyorum. Londra'da her gittiimiz yere onu peimizden srkleyemeyiz." Sophie endieli grnyordu. "Leigh, biz dnene kadar Fransz polisinin uan bulaca konusunda ciddiydim." Teabing gld. "Evet, uaa binip Rmy'yi bulduklarn dnsene." Sophie, onun laubali tavrna armt. "Leigh, bal bir rehineyi uluslararas snrdan geirdin. Bu ciddi." "Benim avukatlarm da yle." Uan arkasndaki keie kalarm atarak bakt. "Bu hayvan evime girdi ve az kalsn beni ldryordu. Bu bir gerek ve Rmy bunu dorulayacak." Langdon, "Ama onu balayp Londra'ya getirdin," dedi. Teabing sa elini kaldrarak, mahkemede yemin ediyormu gibi yapt. "Sayn yarg, ngiliz mahkemelerini tercih ettii iin bu tuhaf yal valyeyi mazur grn. Fransz yetkililerini aramam gerektiini biliyorum ama ben bir zppeyim ve ugei izni kadyla Franszlarn davay yrtebileceine gvenmiyorum. Bu adam beni neredeyse ldryordu. Evet, onu ngiltere'ye getirmekte uam bana

yardm etmesi iin zorlayarak aceleci bir karar verdim ama byk bir bask altndaydm.Mea culpa. Mea culpa. " Langdon kukuyla bakyordu. "Syleyen sen olursan, belki ie yarar." Pilot arkaya dnerek, "Efendim?" diye seslendi. "Kuleden telsizle bildirdiler. Sizin hangarnzn yannda bir bakm sorunu yayorlarm. ua dorudan terminale indirmemi istediler." Teabing Biggin Hill'e on yldan fazladr uuyordu ve bu ilk kez olmuyordu. "Sorunun ne olduunu sylediler mi?" "Kontrol memuru belirsiz eyler syledi. Galiba benzin istasyondaki benzin kaa gibi bir eydi. Terminalin nne park etmemi ve sonraki uyarya kadar herkesin uakta kalmasn istediler. Gvenlik tedbiriymi. Havaalan yetkililerinden onay almadan uaktan inmeyecekmiiz" Teabing phelenmiti.Byk bir benzin kaa olmal. Benzin istasyonu onun hangarndan en az yarm kilometre uzaktayd. Rmy de kayglanma benziyordu. "Efendim, allmn hayli dnda." Teabing, Sophie ile Langdon'a dnd. "Dostlarm, bir ho geldin heyeti tarafndan karlanacamza dair tatsz phelerim var." Langdon dnceli bir tavrla iini ekti. "Sanrm Fache hl arad kiinin ben olduumu dnyor." Sophie, "Ya yle," dedi. "Ya da hata yaptn itiraf edemeyecek kadar kendini kaptrd." Teabing onlar dinlemiyordu. Fache'nin ne dndn bir yana brakp, bir an nce harekete gemeleri gerekiyordu.Asl hedeften ama.Kse.O kadar yaklatk ki. Altlarndaki ini takmlar ses kartarak aldlar. Langdon vicdan azab dolu bir sesle, "Leigh," dedi. "Onlara teslim olup, bu ii yasal yoldan halledebilirim. Sizi de kartrmam olurum." Teabing, "Oh, Tanr akna Robert," diyerek savsaklad. "Gerekten geri kalanmzn gitmesine izin vereceklerini mi dnyorsun? Sizi buraya yasaya aykr bir ekilde getirdim. Bayan Neveu Louvre'dan kamana yardm etti ve uan arkasnda bal bir adam var. Kendine gel! Hep birlikte iin iindeyiz." Sophie, "Belki baka bir havaalan deneyebiliriz," dedi. Teabing ban iki yana sallad. "Eer imdi dnersek, baka bir yere indiimiz anda bizi askeri tanklarla karlarlar." Sophie yutkundu. Teabing, ngiliz yetkilileriyle karlamay, Kse'yi bulmalarna yetecek kadar uzatmak iin cesur bir karar vermesi gerektiini anlamt. Pilot kabinine doru aksayarak giderken, "Bana bir dakika izin verin," dedi. Langdon, "Ne yapyorsun?" diye sordu. Teabing, "Sat toplants," derken, pilotu usulsz bir manevra yapmaya ikna etmenin ne kadara mal olacan dnyordu.

81
Hawkerson turunu atyor. Kontrol kulesine hzla giren Simon Edwards -Biggin Hill Havaalan zel Hizmet Mdr- yamurun slatt piste gzlerini ksarak bakyordu. Cumartesi sabahlan erken kaldrlmaktan hi holanmazd, en zengin mterilerinden birinin tutuklanmasn seyretmek zere arlmas onun iin zellikle sinir bozucuydu. Sir Leigh Teabing, Biggin Hill'e sadece zel hangar iin deil, ayn zamanda sk ini kalklar iin her seferinde ayr bir avans creti dyordu. Genellikle havaalannn onun programndan nceden haberi olur ve gelii iin sla bir protokol hazrlanrd. Teabing bylesinden holanrd. Hangarnda duran zel imalat Jaguar tam depo doldurulur, cilalanr ve o gnnLondonTime s gazetesi arka koltua braklrd. Gerekli evrak ilemlerini ve valiz kontroln kolaylatrmak iin bir gmrk memuru uak hangarnda beklerdi. Baz zamanlarda gmrk yetkilileri zararsa organiklere genellikle lks yiyecekler gz yumarak Teabing'den byk bahiler alrlard. Bunlar, Fransz salyangozlar, ilenmemi zel bir Roquefort peyniri ve baz meyveler gibi yiyecekler olurdu. Zaten gmrk kurallarndan pek ou

samayd ve Biggin Hill mterilerine yardmc olmayacaksa, bir baka havaalan olabilirdi. Teabing'e, Biggin Hill'de istedii her ey sunulur ve alanlar karln alrlard. Uan indiini gren Edwards'n sinirleri iyice gerilmiti. Teabing'in servetini harcama meraknn bir ekilde ban derde soktuunu dnyordu; Fransz yetkililer onu yakalamaya hayli niyetli grnyorlard. Henz Edwards'a neyle suland sylenmemiti ama ciddi bir eyler olduu belliydi. Fransz yetkililerin istei zerine kent polisi Biggin Hill hava kontrolne Hawker'in pilotuyla temas kurmasn ve mterinin hangar yerine dorudan terminale ini yapmasn sylemesini emretmiti. Benzin sznts hikyesine inand anlalan pilot istei kabul etmiti. ngiliz polisi genelde silah tamad halde, durumun vahameti silahl bir kuvvetin arlmasn gerektirmiti. imdi sekiz silahl polis terminal binasnn iinde durmu, uan motorlarn durduraca o an bekliyordu. Ayn anda bir pist grevlisi, bir daha hareket edememesi iin uan tekerleklerinin altna gvenlik takozlar yerletirecekti. Ardndan polisler ieri girip, Fransz polisi duruma mdahale etmek zere gelinceye kadar ieridekileri zapt edecekti. Sa taraftaki aalarn stnde uan Hawker, alalmaya balamt. Simon Edwards inii pist seviyesinden grmek iin aa kata indi. Kent polisi saklanmt, pist grevlisi ise elinde takozlarla bekliyordu. Piste ini yapan Hawker'n burnu hafife yukar kalkt ve tekerlekleri toz kaldrarak yere dedi. Terminalin nnde sadan sola doru hareket eden uan beyaz gvdesi yamurlu havada parlyordu. Ama jet ua gaz kesip terminale dnecei yerde, gei eridinden Teabing'in hangarna doru yoluna devam etti. Tm polisler dnp Edwards'a baktlar. "Pilotun terminale gelmeyi kabul ettiini sylediinizi sanmtm!" Edwards akna dnmt. "yle dedi!" Edwards birka saniye iinde, kendini uzaktaki hangara doru hzla yol alan bir polis arabasnn iinde buldu. Teabing'in Hawker'i sakince zel hangara girip gzden kaybolurken, polis konvoyu hl be yz metre uzaktayd. Arabalar sonunda patinaj yaparak ak hangar kapsnn nne varnca, polisler silahlarn ekerek dar dkldler. Edwards da dar frlamt. Sesler sar edecek kadar yksekti. Jet ua hangarda, bir sonraki kalk iin burnunu kapya vererek, her zamanki manevrasn tamamlarken Hawker'n motorlar hl gmbrdyordu. Uak, 180 derecelik dnn tamamlayp hangarn nne doru ilerlerken Edwards pilotun akn ve polis barikatndan dolay korkulu yzn grmt. Pilot ua durdurup, motorlar susturdu. eri doluan polis, jetin etrafn sard. Edwards, uan kapsna doru tedbirle yaklaan kent polis mfettiine elik etti. Birka saniye sonra uak kaps dar doru ald. Uan elektronik merdivenleri aa doru alrken, Leigh Teabing kapda belirdi. Kendisine dorultulmu silahlara bakarken, arln koltuk deneklerine vererek ban kad. "Simon, buralarda yokken polis piyangosunu mu kazandm?" Sesi endieliden ok arm gibi kmt Boazndaki dm yutan Edwards, bir adm ne kt. "Gnaydn efendim. Karklk iin zr dilerim. Benzin sznts vard ve pilotunuz terminale geleceini sylemiti." "Evet, evet, ey, ona buraya gelmesini ben syledim. Randevuma ge kaldm. Bu hangara para dyorum ve benzin sznts hakkndaki u samalk bana abartl bir tedbir gibi geldi." "Korkarm buraya gelmekle bizi hazrlksz yakaladnz efendim." "Biliyorum. Programm dnda hareket ettim. Aramzda kalsn, yeni tedavi gcrdamama sebep oluyor. Buraya motoru ayarlasnlar diye geldim." Polisler birbirlerine baktlar. Edwards irkilerek yzn buruturdu. "ok gzel efendim." ne doru adm atan kent bamfettii, "Efendim," dedi. "Yarm saat daha uakta kalmanz istemek zorundaym." Teabing merdivenlerden inerken szlerini dikkate almam gibi davranyordu. "Korkarm bu mmkn deil. Doktordan randevu aldm." Uaktan inmiti. "Randevuyu karmay gze alamam." Bamfetti, Teabing'in uaktan uzaklamasn nleyecek ekilde yoluna kt. "Fransz Adli Polisi'nin

emri zerine buradaym. Bu uak kanun kaaklarn tadnz iddia ediyorlar." Uzun sre gzlerini bamfettie diken Teabing, sonunda kahkahalarla patlad. "u kamera akalarndan biri mi? ok iyi!" Bamfetti istifini bozmamt. "Bu i ciddi efendim. Fransz uakta ayrca bir rehine tuttuunuzu iddia ediyor." Teabing'in ua Rmy merdivenlerin banda belirmiti. "Kendi Sir Leigh iin alan birrehine gibi hissediyorum ama bana gidebileceimin garantisini verdi." Rmy saatine bakt. "Efendim, gerekten gecikiyoruz.! Hangarn arkasnda duran Jaguar limuzini gsterdi. Devasa arabann iini gstermeyen camlar ve beyazl lastikleri vard. "Arabay getireyim." Rmy merdivenlerden inmeye balad. Bamfetti, "Korkarm gitmenize izin veremeyeceiz," dedi. "Ltfen uanza dnn. Her ikiniz de. Fransz polis temsilcileri ksa sre sonra burada olacaklar." Teabing imdi Simon Edwards'a bakyordu. "Simon, Tanr akna, bu ok sama! Uakta baka kimse yok. Her zamanki yolcular var, Rmy, pilotumuz ve ben. Belki sen arabuluculuk yapabilirsin. Uaa binip, ieride baka kimsenin olmadn teyit edebilir misin?" Edwards kapana ksldn anlamt. "Evet efendim. Bakabilirim." Teabing'in Biggin Hill mterisi olarak kalmas iin, Simon Edwards gibi zel havaalan mdrlerinin uaktakiler hakknda yalan syleyebileceini bilen kent bamfettii, "Kesinlikle bakamazsn!" dedi. "Ben kendim bakarm." Teabing ban iki yana sallad. "Hayr bakamazsnz mfetti. Bu zel bir mlk ve arama emriniz olmad mddete uamdan uzak duracaksnz. Burada size mantkl bir teklifte bulunuyorum. Teftii Bay Edwards yapabilir." "Kabul etmiyorum." Teabing'in tavr sertlemiti. "Mfetti, korkarm oyunlarnza katlacak vaktim yok. Geciktim ve gidiyorum. Eer bu ey beni durduracak kadar nemliyse, beni vurmak zorunda kalacaksnz." Bunu syledikten' sonra Teabing ile Rmy, bamfettiin yanndan geip, limuzine doru yrmeye baladlar. Leigh Teabing'in meydan okuyarak yanndan geip gitmesi kent bamfettiinin hi houna gitmemiti. mtiyazl kiiler daima kanunun stnde olduklarn dnrlerdi. Ama deildiler.Bamfetti dnerek Teabing'in srtna nian ald. "Durun! Ate edeceim!" Teabing ne durdu, ne de arkasn dnp bakt. "Devam edin," dedi. Avukatlarm kahvalt yerine testislerinizi yer. Ve arama emri olmadan uama binmeye cret ederseniz, ardndan dalanz gelir." G oyunlarna yabanc olmayan bamfetti etkilenmemiti. Teabing teknik adan haklyd ve polisin jet uana binmesi iin arama emrine ihtiyac vard ama uak Fransa'dan havalanmt ve nfuzlu Bezu Fache yetki verdii iin kent bamfettii, Teabing'in uanda saklamak iin bunca aba sarf ettii eyi bulmann kariyeri bakmndan ok daha iyi olacana karar verdi. Mfetti, "Durdurun onlar," diye emir verdi. "Ua arayacam." Adamlar silahlaryla Teabing ile uann limuzine giden yolunu kestiler. Teabing imdi arkasn dnmt. "Mfetti, bu size son uyarm, o uaa binmeyi aklnzdan bile geirmeyin. Piman olursunuz." Tehdide aldrmayan bamfetti tabancasna sarld ve uan merdivenlerinden yukar kt. Kapya ulatnda ieriye bir gz att. Ksa bir sre sonra kabinden ieri girdi.Nasl yani? Pilot kabininde dehet dolu baklarla oturan pilot dnda uak bombotu. nsan hayatna dair en ufak belirti yoktu. abucak tuvaleti, koltuklar, bagaj blmn aradlar ama mfetti ieride saklanan hi kimseyi bulamad... hele birka kiiye dair hibir iz yoktu. Bezu Fache hangi akla hizmet etti?Leigh Teabing galiba doruyu sylyordu. Bo kabinde tek bana duran kent bamfettii glkle yutkundu.Kahretsin. Kzarm bir yzle yeniden merdivene dnd ve gzleriyle hangar tarayarak, namlu altnda limuzinin yannda bekleyen Leigh Teabing ile uana bakt. Mfetti, "Brakn gitsinler," diye emir verdi. "Yanl tyo almz." Hangarn uzak bir kesinde olduu halde Teabing'in gzlerinden alev pskryordu. "Avukatlarmn sizi arayacandan emin olabilirsiniz Ve bir dahaki sefere Fransz polisine fazla gvenmeyin."

Bu szlerin ardndan Teabing'in ua limuzinin arka kapsn aarak, zrl efendisinin arka koltua yerlemesine yardm etti. Ardn uak arabann n tarafna yryerek direksiyon bana geti ve motoru altrd. Jaguar hangardan karken, polisler alarak yol verdiler Limuzin havaalanndan hzla uzaklarken, arka koltuktaki Teabing, "Roln iyi oynadn vefakr dostum," dedi. Ardndan gzlerini geni aracn lo n koltuklarna evirdi. "Herkesin rahat yerinde mi?" Langdon usulca ban sallad. Sophie ile birlikte elleri kollar bal Albino'nun yannda hl yere melmi vaziyette duruyorlard. Dakikalar nce, Hawker bo hangara girdiinde, uak yarm dnn tamamlayp yavaladnda Rmy kapy amt. Polis hzla yaklarlarken Sophie ile Langdon keii merdivenlerden srkleyerek indirmiler ve limuzinin arkasnda saklanmlard. Ardndan jet uann motorlar yeniden gmbrdeyerek ua dndrmeye balam ve polis arabalar hangarn nnde patinaj ekerken manevrasn tamamlamt. imdi limuzin hzla kente doru yaklarken Langdon ile Sophie, keii yerde brakarak doruldular ve Teabing'in karsndaki uzun koltua oturdular. ngiliz her ikisine de muzip bir tebessmle bakarak, limuzinin bar dolabn at. "Size birer iki ikram edebilir miyim? Biraz erez? Gevrek? Fndk? Seltzer?" Sophie ve Langdon hayr anlamnda balarn saldlar. Teabing srtarak bar kapatt. "Peki o halde, u valyenin mezarna dnelim..."

82
Limuzinin arkasnda Teabing'e bakan Langdon, "Fleet Caddesi mi?' diye sordu.Mezar Fleet Caddesi'nde mi? O ana kadar Leigh "valyenin mezarn" bulacaklarn dnd yer hakknda olduka kurnaz davranmt. iire gre bu mezar kk kripteksi amak iin gerekli olan ifreyi verecekti. Teabing srtarak Sophie'ye dnd. "Bayan Neveu, Harvard'l ocuun iire bir daha bakmasna izin verir misiniz?" Sophie cebini kartrarak, tireye sarl siyah kripteksi kard. Gl aac kutuyla byk kripteksi hep birlikte uan ufak kasasnda brakmaya ve yanlarnda ok daha kk ve tanabilir boyutlarda olan siyah kripteksi getirmeye karar vermilerdi. Sophie tireyi aarak, sayfay Langdon'a uzatt. Langdon iiri uaktayken defalarca okumu olmasna ramen, tam olarak nereden bahsettiini anlayamamt. imdi kelimeleri yeniden yavaa ve dikkatle okurken, be heceli ritimlerin anlam kartmasna yardmc olmasn diliyordu. Papa valye gmm Londra'da. Kutsal gazap cevap lm ona. Ara, kreyi kabre aitti. Gld teni doluydu gbei. Lisan olduka basit grnyordu. Londra'da gml bir valye vard. Kiliseyi kzdracak bir ey yapmt. Bu valyenin mezarnda olmas gereken kre kaypt. iirin son msralar ise-Gld teni, doluydu gbei- kesinlikle sa'nn tohumlarn tayan Magdalal Meryem'e atfta Sunuyordu. Msrann ak diline ramen Langdon hl bu valyeninkim olduunu veya nereye gmldn kartamyordu. Ayrca mezarn yerini bulduklar anda kayp olan bir baka eyi aramalar gerekecekti. Ara kreyi kabre aitti? Teabing aresizlik iinde, "Hi fikrin yok mu?" diye sorarken, Langdon Kraliyet Tarihisi'nin bir cevap bulduunu hissedebiliyordu. "Bayan Neveu?" Sophie ban hayr anlamnda sallad. Teabing, "Siz ikiniz ben olmasam ne yapacaktnz?" dedi. "Pekl, size yardm edeceim. Gerekten

ok kolay. lk dize anahtar. Okur musunuz ltfen?" Langdon yksek sesle okudu. "Papa valye gmm Londra'da." "Kesinlikle.Papa'nn gmd bir valye." Langdon'a bakt. "Bu sana ne ifade ediyor?" Langdon omuzlarn silkt. "Papa'nn gmd bir valye mi? Cenazesini Papa'nn kaldrd bir valye." Teabing yksek sesle gld. "Oh, bu ok komik. Her zaman iyimsersindir Robert. kinci dizeye bak. Bu valye belli ki kilisenin kutsal gazabn ekecek bir ey yapm. Tekrar dn. Kilise ile Tapnak valyeleri arasndaki ba dn. Papa'nn gmd bir valye mi?" Sophie, "Papa'nnldrd bir valye mi?" diye sordu. Teabing glmseyerek onun dizine hafife vurdu. "Aferin tatlm. Papa'nn gmd bir valye. Ya da ldrd." Langdon 1307'deki dillere destan Tapnak avn -anssz on nc Cuma- dnd. Papa Clement yzlerce Tapmak valyesi'ni ldrp gmmt. "Ama papalar tarafndan ldrlen sonsuz valye mezar olmal," Teabing, "Aha! Hi de yle deil!" dedi. "Pek oklar o anda yakld ou tren yaplmadan Tiber Nehri'ne atldlar. Ama bu iir birmezardan bahsediyor. Londra'daki bir mezardan. Ve Londra'da gml ok az valye var." Ik akmasn beklermi gibi Langdon'a bakt. Sonunda fkelenmiti "Robert, Tanr akna! Tarikatn askeri kolu tarafndan Londrada ina edilen kilise... Tapmak valyeleri'nin yapt!" "Mabet Kilisesi mi?" Langdon kesik kesik nefes ald. "Mezarl m var?" "Grp grebilecein en korkutucu on mezar." Langdon, tarikat aratrmas yaparken pek ok kereler ismine rastladysa da, daha nce Mabet Kilisesi'ni hi ziyaret etmemiti. Bir zamanlar Birleik Krallk'taki tm tapnak/tarikat faaliyetlerinin merkezi ola Mabet Kilisesi'ne Tapnak valyeleri, Sleyman Mabedi'nin ve Roma'da sahip olduklar nfuzu borlu olduklar Sangreal Belgeleri'nin onuruna bu ismi vermilerdi. valyelerin Mabet Kilisesi'nin allmadk ortamnda garip ve gizli ayinler gerekletirdiklerine dair pek ok hikye anlatlrd. "Mabet Kilisesi Fleet Caddesi'nde mi?" "Aslna bakarsan Fleet Caddesi'nden saplan Inner Temple Lane'de." Teabing haylaz bir ocuk gibi davranyordu. "Yerini sylemeden nce biraz terlediini grmek istedim." 'Teekkrler." "kiniz de daha nce oraya hi gitmediniz mi?" Sophie ile Langdon balarn salladlar. Teabing, "armadm," dedi. "Kilise byk binalarn arkasnda kalr. Oradaki varln birka kii bilir. Issz eski bir yer. Mimarisi pagan stilindedir." Sophie ard. "Pagan m?" "Pagan abidesidir," dedi. "Kilisenin ekli yuvarlaktr. Tapnaklar geleneksel Hristiyan ha temeline aldr etmeden, kiliseyi gnein erefine mkemmel bir daire biiminde ina ettiler." Kalar eytani bir ifadeyle yukar kalkmt. "Roma'dakilerin cann ok fazla skacak bir mesele deildi. Stonehenge'i Londra'nn merkezinde yeniden diriltmi olmallar." Sophie, Teabing'e bakt. "Peki iirin geri kalan?" Tarihinin neeli havas bozulmutu. "O kadar emin deilim artmal. On mezarn her birini dikkatle incelemeliyiz. ans yzmze glse, ilerinden birinin kayp kresi gzmze arpacaktr." Langdon geree ne kadar yaklatklarn fark etmiti. Eer kre ifreyi aklayacaksa, ikinci kripteksi aabileceklerdi. inde ne bulacaklarn tahmin etmeye alt. Langdon yeniden iire gz att. Balangta var olan apraz kelime bulmacalarna benziyordu. Kse'den bahseden be harfli bir kelime mi? Uaktayken zaten muhtemel ifreleri denemilerdi -KADEH, EVLAT, GNE, VENS, MARIA, JESUS, SARAH- ama silindir almamt.ok bilindiktiler. Gln dllenmi rahmini anlatan be harfli baka bir telime olmalyd. Leigh Teabing gibi bir uzman bile zorlamas, Langdona bunun bilindik bir Kse kelimesi olmadnn iaretini veriyordu. Rmy omzunun stnden, "Sir Leigh?" diye seslendi. Aradaki blme ak olduundan dikiz aynasndan onlar seyrediyordu. "Fleet Caddesi'nin Blackfriars Kprs yaknlarnda olduunu mu sylemitiniz?"

"Evet, Victoria Embankment'tan dn." "zgnm. Nerede olduundan emin deilim. Genelde sadece hastaneye gidiyoruz." Langdon ve Sophie'ye bakarken gzlerini deviren Teabing homurdand. "Yemin ederim bazen ocuk bakcl yaptm hissediyorum. Bir saniye ltfen. Kendinize iecek ya da attracak bir eyler aln." Ak blmeden Rmy ile konuabilmek iin yanlarndan ayrlarak, n tarafa gitti. Sophie, Langdon'a dnerek alak sesle konumaya balad. "Robert, ngiltere'de olduumuzu kimse bilmiyor." Langdon, onun hakl olduunu fark etmiti. Kent polisi Fache'ye uan bo olduunu syleyince Fache, onlarn hl Fransa'da olduunu dnecekti.Grnmez olduk. Leigh'in kk aldatmacas onlara bolca vakit kazandrmt. Sophie, "Fache kolay vazgemeyecektir," dedi. "Bu tutuklamaya ok hevesli." Langdon aklna Fache'yi getirmemeye alyordu. Sophie bu i bittikten sonra Langdon' temize karmak iin elinden geleni yapacana sz vermiti, ama Langdon buna gerek kalmamasndan korkuyordu.Fache bu plann bir paras olabilir. Adli polisin Kutsal Kse meselesiyle ii olacan akl almasa da Langdon bu gecenin, Fache'nin su orta olabileceini gzard edemeyecek kadar fazla tesadfle dolu olduunu dld.Fache dindar biri, ayrca bu cinayetleri benim stme ykmaya kararl. Ayrca bir de Sophie, Fache'nin bu tutuklamaya fazlasyla hevesli olduunu sylemiti. Her eyin tesinde Langdon aleyhinde salam deliller vard. Louvre'da yerde ve Saunire'in not defterinde isminin yazmasnn yan sra imdi bir de yazd kitap konusunda yalan sylemi ve kamt.Sophie'nin teklifi zerine. Elini onun bacana koyan Sophie, "Robert, seni bunca derdin iine kartrdm iin zgnm," dedi. "Ama burada olmana seviniyorum,"' ltifatnda romantik olmaktan ok pragmatik bir hava vard, Ama Langdon aralarnda beklenmedik bir ekim olutuunu hissediyor Yorgun bir yzle glmsedi. "Uyuyabildiim zamanlar ok daha elenceli oluyorum." Sophie bir sre sessiz kald. "Bykbabam sana gvenmemi istedi Bir kez olsun onu dinlediime memnunum." "Bykbaban beni tanmyordu bile." "yle bile olsa, onun isteyebilecei her eyi yaptn dnmekten kendimi alamyorum. Kilit tan bulmama yardm ettin, Sangreal'i akladn, bodrum katndaki ayini anlattn." Durdu. "Bu gece kendimi bykbabama bir ekilde geen yllardan daha yakn hissediyorum. Eminim buna sevinirdi." Artk ufuktaki Londra manzaras seher vaktinin aydnlyla belirginlemeye balamt. Bir zamanlar Big Ben ile Tower Kprs'nn hkim olduu manzara imdi Milenyum Kubbesi'ni selamlyordu... yz elli metre yksekliindeki ultramodern, dev Ferris dnme dolabndan, ehrin nefes kesici manzarasn grmek mmknd. Langdon bir kez binmeyi denemiti ama "kapsller" ona mhrl lahitleri hatrlattndan ayaklarn karada tutmay ve manzaraya Thames Nehri'nin kysndan bakmay tercih etmiti. Langdon bilinin dizini skarak onu geri ektiini hissetti. Sophie yeil gzleri ona bakyordu. Kendisiyle konutuunu fark etti. "Eer bulursak Sangreal Belgeleri'yle ne yapmamz gerektiini dnyorsun? diye fsldad. Langdon, "Benim ne dndm nemsiz," dedi. "Bykbaban kripteksi sana verdi ve igdlerin bykbabann ne yapman istediini sylyorsa onu yapacaksn." "Ben senin fikrini soruyorum. Aratrma kitabnda bykbabamn gvenini uyandracak bir ey yazdn ortada. Seninle zel olarak grmek istemiti. Bunu ok nadir yapar." "Belki de bana her eyi yanl anladm anlatacakt." "Fikirlerinden holanmadysa neden seni bulmam istesin? Kitabnda Sangreal Belgeleri'nin aklanmas gerektiini mi sylyordun yoksa gizin devam edilmesini mi?" "kisini de yazmadm. Aratrmam kutsal dii sembolleriyle ilgiliydi... Tarih boyunca yaplan ikonografilerin izini srdm. Kesinlikle ne Ksenin sakland yerle ilgili, ne de aklanp aklanmamasyla ilgili bir yorumda bulunmadm." "Ama bu konuda bir kitap yazyorsun, demek ki bilginin paylalmas gerektiini dnyorsun." "sa'nn farkl bir hikyesi olduunu teorik adan tartmakla dieri arasnda dalar kadar fark var..."

"Dieri ne?" "Dnyaya Yeni Ahit'in sahte olduunu gsterecek binlerce eski belgeyi bilimsel ispat diye sunmak." "Ama bana Yeni Ahit'in insan rn olduunu sylemitin?" Langdon glmsedi. "Sophie, dnyadaki her trl inan insan rndr.nancn tanm budur.,, doru olduunu dndmz ve ispatlayamadmz eyi kabul etmek. Eski Msrllardan modern kiliseye kadar her dinde Tanr mecazlarla, alegoriyle ve abartyla anlatlr. Mecazlar aklmzn almadn anlamasna yardm eder. Sorunlar kendi mecazlarmza kelime anlamyla inanmaya baladmz zaman ortaya kar." "Yani Sangreal Belgeleri'nin sonsuza kadar sakl tutulmasndan yanasn, yle mi?" "Ben bir tarihiyim. Belgelerin yok edilmesine karym ve ayrca din alimlerinin sa Mesih'in olaanst hayat hakknda daha fazla bilgi sahibi olduunu grmek isterim."' "Sorduum soruya her ekilde kar geliyorsun." "yle mi yapyorum? ncil, dnyadaki milyonlarca insan iin bir rehber niteliindedir. Ayn ekilde Kuran, Tevrat ve Pali, Kanon dier dindeki insanlara rehberlik ederler. Eer sen ve ben slam inancyla, Yahudi inancyla, Budist inancyla ve pagan inancyla elien belgeler bulsaydk, bunu yapmal mydk? Budistlere bayrak sallayp, Buda'nn aslnda nilfer ieinden domadna dair kantlarmz olduunu sylemeli miydik? Ya da sa'nnkelimeanlamnda bir bakireden domadn? Dinlerini laykyla anlayanlar, bu hikyelerin mecaz olduunu zaten anlarlar." Sophie kukuyla bakyordu. "Ama benim dindar Hristiyan arkadalarm kesinlikle sa'nn suda yrdne,gerekten suyu araba dntrdne ve gerek bir bakireden doduuna inanyorlar." Langdon, "Kesinlikle bundan bahsediyorum," dedi. "Dindeki alegoriler gerein bir paras oldular. Ve bu geree inanarak yaamak milyonlarca insann hayatla mcadele edip, daha iyi insanlar olmalarna yardmc oluyor." "Ama inandklar gerek yalan." Langdon kendi kendine gld. "ifreleri zmesine yardmc olduu iin hayalii saysna inanan matematiki bir kriptograftan daha fazla deil. Sophie kalarn att. "Bu hi de adil deil." Aradan biraz zaman geti. Langdon, "Ne sormutun?" dedi. "Hatrlayamyorum." Langdon glmsedi. "Her seferinde ie yarar."

83
Sophie ve Teabing'le birlikte Inner Temple Lane'de Jaguar limuzinden inerken Langdon'n Mickey Mouse saati yedi buuu gsteriyordu. l, binalarn oluturduu bir labirentten, Mabet Kilisesi'nin dndaki kk bir avluya girmilerdi. Kaba yontulmu ta yamurda parlyor ve binann tepesindeki kumrular kuuruyorlard. Londra'nn eski Mabet Kilisesi tamamyla Caen tandan yaplmt. Dramatik dairesel yaps, insann gzn korkutan cephesi, ortadaki ufak kulesi ve tek taraftan kan nefiyle kilise, bir ibadet yerinden ok askeri kaleleri andryordu. On ubat 1185'te, zamann Kuds Patrii Heraclius tarafndan takdis edilen Mabet Kilisesi sekiz yzyl iinde, 1940 ylnda ar hasar ald Luftwaffe bombardman hari, siyasi kargaalardan, Byk Londra Yangn'ndan, Birinci Dnya Sava'ndan sa kurtulmutu. Savatan sonra sade grkemine yeniden kavuturulacak ekilde onarlmt. emberin basitlii,diye dnen Langdon, ilk kez grd binaya hayranlkla bakyordu. Sade ve basit mimari, ncelik kazandrlm Pantheon'dan ok Roma'daki kaba Castel Saint-Angelo'yu andryordu. Sa taraftan knt yapan kk mtemilat gz zevkini bozuyordu ama asl yapnn orijinal pagan biimini bozmaya yetmemiti. Girie doru aksayarak ilerleyen Teabing, "Cumartesi sabahnn erten saatleri , dedi. "Yani uramamz gereken hizmetlilerle karlaacamz sanmyorum." Kilisenin antresindeki ta niin iinde geni bir ahap kap vard. Kapnn sol tarafnda konser

programlan ve kilise yardm ilanlarnn asl olduu bir duyuru panosu yer alyordu ve kesinlikle oraya yakmyordu. Panoyu okuyan Teabing kalarn att. "Ziyaretiler iin kaplar bir ka saat sonra alacak." Kapya yaklap amay denedi. Kap yerinden oynamad. Kulan ahaba dayayarak ieriyi dinledi. Bir sre sonra geri ekildiinde yznde sinsi bir ifade vard. Duyuru panosunu gstererek "Robert yardm programna bakar msn? Bu hafta kim bakanlk ediyormu?" diye sordu. Kapnn vurulduunu duyduunda, ierideki papaz yardmcs komnyon alann sprmeyi yeni bitirmiti. Duymazlktan geldi. Peder Harvey Knowles'n kendi anahtarlar vard ve daha birka saat gelmeyecekti. Kapy alan merakl bir turist ya da fakir olmalyd. Papaz yardmcs temizlie devam etti kapnn vurulmas kesilmemiti.Okumanz yok mu? Kapdaki panoda, kilisenin cumartesi gnleri saat dokuz buuktan nce almad yazyordu. Papaz yardmcs iine devam etti. Birden kapdaki yumruklama sesi, sanki biri metal bir tokmakla vuruyormu gibi grltl bir hal ald. Elektrikli sprgeyi durduran papaz yardmcs sinirli admlarla kapya yrd. erideki kilidi evirerek, kapy at. Kapda kii duruyordu.Turistler, diye mrldand. "Saat dokuz buukta ayoruz." Liderleri gibi grnen iri csseli adam koltuk deneklerini kullanarak bir adm ne kt. ngiliz Sakson aristokrat aksanyla, "Ben Sir Leigh Teabing'im," dedi. "phesiz farknda olduun gibi, drdnc kuaktan Bay ve Bayan Christopher Wren'e elik ediyorum." Yana ekilerek, kolunu arkasndaki ekici ifte doru uzatt. Kadnn yumuak yz hatlar ve gr kzl salar vard. Adam ise uzun boylu, koyu renk sal ve fazlasyla tandkt. Papaz yardmcs nasl karlk vermesi gerektiini bilmiyordu. Sir Christopher Wren, Mabet Kilisesi'ne bata bulunan en nl isimdi. Byk Yangn'n sebep olduu hasarn onarlmas iin elinden geleni yapmt. Ayrca on sekizinci yzyl balarnda lmt. "Um... sizinle tanmak bana eref verdi." Koltuk denekli adam kalarn att. "Sat iiyle uramadn bet olmu gen adam, hi ikna edici deilsin. Peder Knowles nerede. "Bugn cumartesi. Daha ge gelir." Engelli adam yzn daha da buruturmutu. "Burada olacan syleti ama yle grnyor ki, bu ii onsuz yapacaz. Fazla uzun srmez." Papaz yardmcs hl kapnn nnde durarak, yolu kapatyordu. Affedersiniz,ne uzun srmez?" Ziyaretinin gzleri ksld ve ne doru eilerek, kimseyi mahcup etmek istemiyormu gibi fsldad. "Gen adam, burada yeni olduun belli Sir Christopher Wren'in torunlar her yl buraya gelir ve kiliseye kllerinden bir tutam serper. Bu onun son istei ve mirasyd. Bu geziden hi kimse holanmyor ama elden ne gelir?" Papaz yardmcs birka yldr burada alt halde bu gelenei daha nce hi duymamt. "Saat dokuz buua kadar beklerseniz iyi olacak. Kilise henz almad, ben de sprmeyi bitirmedim." Koltuk denekli adam fkeyle parlad. "Gen adam, bu binada senin sprebilecein herhangi bir eyin kalm olmasn, bu kadnn cebindeki beyefendiye borlusun." "Affedersiniz anlayamadm?" Koltuk denekli adam, "Bayan Wren," dedi. "Acaba bu mnasebetsiz gen adama klleri gsterebilir miydiniz?" Kadn tereddt ettikten sonra, adeta kendine gelmi gibi elini sveterinin cebine gtrd ve koruyucu kumaa sarlm kk bir silindir kard. Koltuk denekli adam, "Oldu mu, grdn m?" diye atld. "imdi ya onun son isteine sayg gsterip, kllerini mabede serpitirmemize izin verirsin ya da Peder Knowles'a bize nasl davrandn anlatrm." Peder Knowles'in kilise geleneine balln... daha da nemlisi, bu tarihi mabede glge drecek bir ey olduunda ne kadar fkeleneceini ok iyi bilen gen adam tereddt etti. Ama Peder Knowles bu aile bireylerinin geleceini sylemeyi unutmu olabilirdi. Eer durum buysa, onlar geri evirmenin riski, ieri alma riskinden ok daha bykt.Zaten en fazla bir dakika alacan sylediler. Ne kadar zarar verebilir ki ? Papaz yardmcs, lnn ieri girmesi iin kenara ekildiinde, olan bitene Bay ve Bayan Wren'in de en az kendisi kadar ardna yemin edebilirdi. Kararsz bir halde iine devam ederken bir yandan

gzucuyla onlar takip ediyordu. l kilisenin ilerine ilerlerken Langdon kendini tutamadan glmsedi. "Leigh," diye fsldad. "ok gzel yalan sylyorsun." Teabing gzlerini krptrd. "Oxford Tiyatro Kulb. Hl beni oynadm Julius Caesar' anlatrlar. nc perdenin ilk sahnesini kimsenin benden daha iyi oynadn sanmyorum." Langdon, ona bakt. "Ben o sahnede Caesar'n ldnsanyordum." Teabing kendinden memnun bir ekilde srtt. "Evet ama yere dnce benim ehramm yrtlmt. Bu yzden yarm saat boyunca sahnede yerde yattm. Buna ramen tek bir kasm bile kprdatmadm. Muhteemdim, inan bana." Langdon yzn buruturdu.Kardma zldm. Grup halinde ek binadan, ana kiliseye giden kemerli yola girdiklerinde Langdon gsterisiz sadelie ard. Sunak, dz bir Hristiyan apelini andrd halde, geleneksel ssleme izlerini tamayan mobilyalar yaln ve souktu. "Kasvetli," diye fsldad. Teabing sessizce gld. "ngiltere kilisesi. Anglikanlar dinlerinde gsterie kamazlar. Dikkatlerini aclarndan uzaklatracak hibir ey gremezsin." Sophie kilisenin dairesel blmne giden geni akl gsterdi. "Buras kaleye benziyor," diye fsldad. Langdon, onunla ayn fikirdeydi. Duvarlar, bulunduklar yerden bile olduka salam grnyordu. Alminyum koltuk deneklerinden kan sesler yank yaparken Teabing, "Tapnak valyeleri savayd," dedi. "Dini nefer topluluu. Kiliseleri onlarn kaleleri ve bankalaryd." Leigh'e bakan Sophie, "Bankalar m?" diye sordu. "Elbette, evet. Modern bankaclk kavramn Tapnaklar icat etti. Avrupal asilzadelerin alanlaryla birlikte yolculuk etmeleri tehlikeliydi, bu yzden Tapnaklar, onlarn altnlarn en yakn Mabet Kilisesi'ne edip, Avrupa'daki dier tapnak kiliselerinden ekmelerine imkn saladlar. Tek ihtiyalar olan ey, gerekli evraklar gstermeleriydi." Gz krpt. "Ve tabii kk bir komisyon. lk ATM'ler bunlard." Teabing, gne nn kzl renkli bir ata binen beyaz giysili valyeden szld vitray pencereyi gsterdi. "Alanus Marcel," dedi. "Bin iki yzl yllarn banda Tapnak stat'yd. O ve ondan sonra gelenler Primus Baro Angiae'de senatr koltuuna oturdular." Langdon armt. "lkenin ilk baronu mu?" Teabing ban sallad. "Bazlar Tapnak stat'nn kraldan daha fazla nfuza sahip olduunu iddia eder." Daire eklindeki blme vardklarnda Teabing uzakta hl yerleri sprmekte olan papaz yardmcsna bakt. Sophie'ye, "Biliyor musun?" diye fsldad, "Tapnaklar bir yerden bir yere tayp sakladklar zamanlarda Kutsal Kse'nin bir kez bu kiliseye yerletirildii sylenir. Drt sandk Sangreal Belgesi'yle Magdalal Meryem'in lahdinin bu kilisede olduunu hayal edebiliyor musun? Tylerimi diken diken ediyor." Dairesel blme girdiklerinde, Langdon'n da tyleri diken diken olmutu. Gzlerini ierideki soluk ta duvarlarda gezdirerek, hepsi de i tarafa doru bakan gargoyle, eytan, canavar ve acl insan yz oymalarna bakt. Oymalarn altnda daire eklindeki oday evreleyen tek bir oturma sras vard. Langdon, "Yuvarlak tiyatro," diye fsldad. Teabing koltuk deneklerinden birini kaldrarak, sol ve sa arka keleri gsterdi. Langdon onlar grmt bile. On ta valye. Bei solda. Bei sada. Yere meyilli yerletirilmi gerek boyutlardaki oyma figrler, huzur iinde yatyorlard. valyeler zrhl giysileri, kalkanlar ve kllaryla betimlenmilerdi. Langdon mezarlar grnce, onlar uyurken birisi ieri gizlice girmi ve yzlerine al dkm gibi tatsz bir hisse kaplmt, hepsi de olduka eskimiti ama birbirlerinden hayli farklydlar, kol ve bacaklar farkl pozisyonlarda duruyordu, farkl zrhlar ve kalkanlarnn stnde farkl iaretler vard. Papa, valye gmm Londra 'da. Daire eklindeki odada ilerlerken Langdon dizlerinin bann zldn hissetti. Buras, oras olmalyd.

Rmy Legaludec, Jaguar limuzini Mabet Kilisesi'nin yaknlarndaki pis bir sokaa ekerek, sanayi p tenekelerinin arkasnda durdu. Motoru susturarak etraf kolaan etti. Botu. Arabadan inerek, arka tarafa yrd ve keiin bulunduu orta blmeye geti. Remy'nin varln hissederek vecit halinden kan kei, krmz gzleriyle korkudan ok merakla bakyordu. Rmy bu vefakr adamn sakin kalabilmesinden olduka etkilenmiti. Range Rover'daki ilk boumadan sonra kei iinde bulunduu durumu kabullenmi ve kaderini daha yksek bir gce teslim etmi gibiydi. Papyonunu geveten Remy, kolal yksek yakasnn dmesini at ve kendini, yllardr ilk kez nefes alyormu gibi hissetti. Limuzinin iki barndan kendine bir Smirnoff votka doldurdu. Tek dikite ikisini bitirdikten sonra biraz durdu. Yaknda zengin bir adam olacam. Bar dolabn arayan Rmy, standart bir arap aaca buldu ve kk ban dar kartt. Bak genellikle arap iesinin mantar etrafndaki yaldz kesmek iin kullanlrd ama bu sabah ok daha farkl b amaca hizmet edecekti. Rmy elinde tuttuu bakla yzn Silas'a dnd. Artk krmz gzlerden korku fkryordu. Remy glmseyerek limuzinin arka tarafna gitti. Balaryla bouan kei kendini geri ekiyordu. Ba havada tutan Remy, "Kprdama," diye fsldad. Silas, Tanr'nn onu terk ettiine inanamyordu. Silas kana susayan kaslarnn zonklamasn bile sa'nn ektii aclarla badatrarak, balamann verdii fiziksel acy ruhani bir ibadete dntrmt.Gece boyunca kurtulu iin dua ettim. Bak aa inerken Silas gzlerini skca kapad. Krek kemiklerinde ani bir ac hissetti. Limuzinin arkasnda, kendini savunmaktan aciz bir durumda leceine inanmayarak feryat etti.Tanrnn iini yapyordum. retmen beni koruyacan sylemiti. Silas srtna ve omuzlarna yaylan yakc scakl hissettiinde, kendi kannn derisinin stne yayldn hayal etti. Uyluklarnn delinirken verdii ary duyduunda, hasara kar verilen o tandk mcadelenin baladn hissedebiliyordu... vcudun acya kar savunma mekanizmas. Yakc scaklk tm kaslarna yayldnda Silas gzlerini daha da sk kapad ve mrnn son dakikalarnda grecei kiinin katili olmamas gerektiine karar verdi. spanya'daki kk kilisede duran gen Piskopos Aringarosa'y hayal etti... Onun ve Silas'n kendi elleriyle ina ettii o kilisede. Hayatmn balangc. Silas vcudunu alevler sarm gibi hissediyordu. Smokini! adam aksanl Franszcasyla, "Bir iki al," dedi. "Kan dolamna yardm eder." Silas'n gzleri hayretle ald. zerine eilen bulank figr ona bir bardak iecek ikram ediyordu. Yerdeki kansz ban yannda kullanlm yapkanl bant duruyordu. Adam, " bunu," diye yineledi. "Hissettiin ac kaslarna hcum eden tandan kaynaklanyor." Silas duyduu korkutucu zonklamann karncalanmaya dntn hissediyordu. Votkann tad berbatt ama minnet duyarak iti. Kader bu gece Silas'a pek ok tuzak hazrlamt ama Tanr mucizevi bir hareketle bunlarn hepsini zmt. Tanr beni terk etmedi. Silas, Piskopos Aringarosa'nn buna ne diyeceini biliyordu. lahi mdahale. Uak, "Seni daha nce kurtarmak isterdim," diye zr diledi. "Ama buna imkn yoktu. Polis nce Chateau Villette'e sonra da Biggin Hill Havaalan'na geldi, ancak imdi frsat bulabildim. Anlyorsun, deil mi Silas?" Silas aknlkta geri ekildi. "Adm biliyor musun?" Uak glmsedi. Silas dorularak sertlemi kaslarn ovalad. Kuku, minnet ve aknlk duygular kabarmt. "Sen... retmen misin?" Soruyu komik bularak glen Remy, ban iki yana sallad. "Keke kadar gcm olsayd. Hayr, ben retmen deilim. Senin gibi ben de ona hizmet ediyorum. Ama retmen senden vgyle bahsediyor. Benim adm Remy."

Silas sersemlemiti. "Anlamyorum. retmen iin alyorsan, Langdon neden kilit tan senin evine getirdi?" "Benim evime getirmedi. Dnyann en nl Kse tarihilerinden Sir Leigh Teabing' in evine getirdi." "Ama sen orada yayorsun. Garip..." Langdon'n snmak iin yapt seime armam gibi grnen Rmy glmsedi. "Her eyi nceden tahmin etmek mmknd. Kilit ta Robert Langdon'dayd ve yardma ihtiyac vard. Kamak iin Leigh Teabing'in evinden daha mantkl bir yer olur muydu? Benim orada yaamam, retmen'in beni yanna almasnn ilk sebebiydi." Durdu. "Sence retmen Kse hakknda bu kadar ok eyi nereden biliyor?" imdi her ey akla kavumutu, Silas aknd. retmen, Sir Leigh Teabing'in tm aratrmalarna ulaabilecek bir ua yanna almt. Mkemmel bir pland. Silas'a dolu Heckler Koch silahn uzatan Rmy, "Sana anlatmam gereken baka eyler de var," dedi. Ardndan, ak blmeden uzanarak torpido gzndeki kk tabancay kard. "Ama nce seninle bir iimiz var." Biggin Hill'de uaktan inen Yzba Fache, Teabing'in hangarnda olanlar kent bamfettiinden dinlerken, duyduklarna inanamyordu. Mfetti, "Ua kendim tefti ettim," diye srar etti. "erde kimse yoktu." Kibirli bir tonla konumaya balad. "Ayrca eklemeliyim ki, eer Sir Leigh Teabing bana kar sulamalarda bulunursa..." "Pilotu sorguladnz m?" "Elbette hayr. O bir Fransz ve bizim yetkimiz sadece..." "Beni uaa gtrn." Hangara vardnda, bir zamanlar limuzinin park ettii yerin yannki pheli kan lekesini fark etmek Fache'nin yalnzca altm saniyesini almt. Fache uan yanna giderek, gvdeye var gcyle vurdu. "Fransz Adli Polisi. Kapy an!" Dehete den pilot, hemen kapy ap, merdiveni indirdi. Fache yukar kt. Birka dakika sonra, tabancasnn da yardmyla, tutsak Albino keiin tanm da dahil olmak zere drt drtlk bir itiraf dinlemiti Ayrca pilot, Langdon ile Sophie'nin Teabing'in kasasna bir eit ahap kutu braktklarn grmt. Pilot kutunun iindekini bilmediini syledii halde, uu sresi boyunca Langdon'n tm dikkatini ona younlatrdn itiraf etmiti. Fache, "Kasay a," diye emretti. Pilot korkuyla bakyordu. "ifreyi bilmiyorum!" "Bu ok kt. Sana pilot lisansnn devam edebileceini syleyecektim." Pilot ellerini skt. "Buradaki bakm ilerinde alan birka kii tanyorum. Belki onlar delebilir, olmaz m?" "Yarm saat sren var." Pilot telsizine uzand. Uan arka tarafna sert admlarla yryen Fache, kendine sert bir iki hazrlad. Sabahn erken saatleriydi ama o henz uyumamt, bu yzden akamdan nce imi saylmazd. Pel koltukta oturarak gzlerini kapatt ve neler olduunu anlamaya alt.Kent polisinin hatas bana pahalya mal olabilirdi. imdi herkes siyah Jaguar limuzini aryordu. Telefonu aldnda Fache bir an olsun huzur bulmay diledi. "Alo?" "Londra'ya geliyorum." Arayan Piskopos Aringarosa idi. "Bir saate kadar orada olurum." Fache oturduu yerde doruldu. "Paris'e gittiinizi zannediyordum." ok endieliyim. Planlarm deitirdim." "Yapmamalydnz." "Silas sizde mi?" Hayr. Ben gelmeden kaaklar yerel polisi atlatm." Aringarosa birden fkelenmiti. "Bana gvence vermitin. Hani ua duracaktn!" Fache sesini alakt. "Piskopos, durumunuzu gz nnde bulundurarak, bugn benim sabrm snamamanz neririm. Silas ve dierleri mmkn olduunca abuk bulacam. Nereye ineceksiniz?" "Bir saniye." Aringarosa ahizeyi kapatt ve sonra yeniden konuma balad. "Pilot Heathrow'a ini izni

almaya alyor. Tek yolcusu benim ama yeni rotamz nceden bildirmemitik." "Ona kentteki Biggin Hill Havaalan'na inmesini syleyin. ni iznini ben alrm. Siz geldiinizde ben burada yoksam, bir araba sizi bekliyor olacak." Teekkrler." "lk konumamzda belirttiim gibi piskopos, her eyi kaybetme tehlikesiyle kar karya olan yalnz siz deilsiniz."

85
Ara, kreyi kabre aitti. Mabet Kilisesi'ndeki her bir valye, ba ta bir yastn stnde, artst yatyordu. Sophie bir rperti hissetti. iirde bahsi geen "kre", ona bykbabasnn bodrum katndaki akam grd sahneleri hatrlatyordu. Hieros Gamos. Kreler. Sophie ayn ayinin bu mabette de uygulanp uygulanmadn dnd. Daire eklindeki oda, bylesi bir pagan ayini iin zel yaplm gibiydi. Ortadaki plak alann etrafndan ta bir oturma sras geiyordu. Robert'n da syledii gibiyuvarlak bir tiyatro. Bu meknn akamlar, ellerinde mumlarla ilahiler syleyen ve odann ortasndaki "kutsal birlemeye" ahit olan maskeli insanlarla dolu olduunu hayal etti. Bu sahneleri aklndan uzaklatrmaya alarak, Langdon ve Teabing'le birlikte ilk grup valyelerin yanma gitti. Teabing titiz bir inceleme yapmalar gerektii konusunda srar etmi olsa da Sophie sabrszlanarak onlarn nne geti ve sol taraftaki be valyeye doru yrd. Bu ilk lahitleri inceleyerek aralarndaki benzerlikleri ve farkllklar gzlemledi. valyelerin hepsi srtst yatyordu, ama nn bacaklar dmdz uzatlmken, dier ikisi bacak bacak stne atmt. Bu garipliin kayp kreyle ilgisi yok gibi grnyordu. Sophie giysilerini inceledie, valyelerden ikisinin zrhlar stne tunik, dier nn ise bileklerine kadar uzanan pelerinler giydiini fark etti. Bunun da hibir faydas dokunmayacakt. Sophie dikkatini geri kalan tek farklla verdi ellerin duruu. ki valye kllarn tutmutu, ikisi dua ediyordu, birinin ise kollar yanndayd. Ellere uzun sre baktktan sonra, kayp kreye dair hi bir ipucuna rastlayamayan Sophie, omuzlarn silkti. Sveterinin cebindeki kripteksin arln hissederek Langdon Teabing'e bakt. Hl nc valyenin banda duran adamlar yava ilerliyor, fakat onlar da aresiz grnyorlard. Beklemeye tahamml edemeden, ikinci grup valyenin yanna gitti. Ak alanda kar taraf doru yrrken, defalarca okuduu iiri iinden tekrar etti. Papa valye gmm Londra'da. Kutsal gazap cevap olmu ona. Ara, kreyi kabre aitti. Gld teni, doluydu gbei. Sophie ikinci grup valyelerin yanna geldiinde, bu ikinci grubun ilkiyle ayn olduunu fark etti. Hepsi zrhlar ve kllaryla, farkl pozisyonlarda yatyorlard. Onuncu ve sonuncu lahit hari. Hemen yanna koturarak, dikkatle bakt. Yastk yok. Zrh yok. Tunik yok. Kl yok. "Robert? Leigh?" diye seslenirken, sesi bo odada yanklanyordu. "Burada eksik bir eyler var." Adamlarn her ikisi de balarn kaldrarak, Sophie'nin yanna gitmek iin dier tarafa doru yrmeye baladlar. Teabing heyecanla, "Bir kre mi?" diye sordu. Aceleyle yrrken metal koltuk denekleri tempolu bir ses karyordu. "Bir kre mi kayp?" Onuncu lahite bakarken yzn buruturan Sophie, 'Tam olarak deil," dedi. "valye tamamyla kayp." Yanna gelen iki adam hayretle onuncu lahde baktlar. Akta yatan bir valye yerine bu lahitte,

mhrl ta bir tabut vard. stte bir kapal olan bu tabut, ayaklara doru inceliyor, yukar ktka geniliyordu. Langdon, "Bu valye neden gsterilmemi?" diye sordu. enesine hafife vuran Teabing, "Byleyici," dedi. "Bu garip rnei unutmutum. Buraya geleli yllar oluyor." Sophie, "Bu tabut," dedi. "Dier dokuz lahitle ayn zamanda ve ayn heykeltra tarafndan ovulmu gibi grnyor. Peki akta braklmak yerine bu valye neden bir tabuta konulmu?" Teabing ban iki yana sallad. "Bu kilisenin gizemlerinden biri. Bildiim kadaryla kimse buna aklama getiremedi." Yznde rahatsz olmu bir ifadeyle ieri giren papaz yardmcs gen "Merhaba?" diye seslendi. "Kabalk gibi grnyorsa beni balayn ama klleri datmak istediinizi sylemitiniz, fakat siz tur atyorsunuz" Gence bakp kalarn atan Teabing, Langdon'a dnd. "Bay Wren, anlalan ailenizin hayrseverlii size eskisi kadar vakit tanmyor, belki klleri bir an evvel serpitirip gitsek iyi olur." Teabing, Sophie'ye dnd. Bayan Wren?" Sophie tireye sarl kripteksi cebinden kararak roln oynad. Teabing, gence dnerek, "O halde, dedi. "imdi bizi biraz yalnz brakr msr?" Papaz yardmcs gen yerinden kprdamad. Langdon' dikkatle inceliyordu. "Yznz tandk geliyor." Teabing fkelendi. "Belki de Bay Wren buraya her yl geldii iindir!" Belki de geen ylki Vatikan olaynda Langdon' televizyonda grmtr, diye endielendi Sophie. Gen, "Ben Bay Wren ile hi karlamadm," diye srar etti. Langdon nezaketle, "Yanlyorsunuz," dedi. "Geen yl ayakst karlamtk. Peder Knowles bizi resmen tantramad ama ieri girdiimizde yznz hatrladm. Davetsiz geldiimizin farkndaym ama bize birka dakika daha izin verebilirsiniz. Bu lahitlere klleri serpitirmek iin o kadar uzun bir yoldan geldim ki." Langdon cmleleri Teabing'e zg bir inandrclkla seslendirmiti. Papaz yardmcs gencin yznde daha da pheli bir ifade belirmiti. "Bunlarlahitdeil." Langdon, "Affedersin anlamadm?" dedi. Teabing, "Elbette onlar birer lahit," diyerek kar kt. "Neden bahsediyorsun sen?" Papaz yardmcs gen ban iki yana sallad. "Lahitlerde ceset olur. Bunlar ant ta. Gerek kiilerin ansna yaplm talar. Bu figrlerin altnda ceset yok." Teabing, "Bu bir mezar," dedi. "Sadece modas gemi tarih kitaplarnda yle. 1950'de yle bir olmad ispat edilene kadar bunun bir mezar olduuna inanlyordu. Langdon'a dnd. "Ve bunu Bay Wren'inbileceini tahmin ediyordu Gerei kendi ailesi ortaya kardna gre..." Rahatszlk verici bir sessizlik hkim oldu. Antreden gelen kap arpmas sesi, skneti bozdu. Teabing, "Peder Knowles olmal," dedi. "Gidip baksan iyi olmaz m?" Papaz yardmcs kukulu grnd halde, antreye geri dnerek Langdon, Sophie ve Teabing'i yeni bir hznle ba baa brakt. Langdon, "Leigh," diye fsldad. "Ceset yok mu? Neden bahsediyor?" Teabing'in can sklm gibiydi. "Bilmiyorum. Hep dndm ki... burasmutlaka o yer olmal. Neden bahsettiini bildiini sanmyorum. Hi anlam yok!" Langdon, "iiri yeniden grebilir miyim?" dedi. Sophie kripteksi cebinden kararak, dikkatlice ona uzatt. Langdon tireyi aarak, kripteksi elinde tutarken iiri inceledi. "Evet, iir kesinlikle bir mezardan bahsediyor. Anttan deil." Teabing, "iir yanl olabilir mi?" diye sordu. "Jacques Saunire de benim yaptm hataya dm olabilir mi?" Biraz dnen Langdon ban iki yana sallad. "Leigh, kendin syledin. Bu kiliseyi Tapnaklar ina etti, tarikatn askeri kolu. imden bir ses, eer burada gmlm valyeler varsa, tarikatn Byk

stat'nn bunu bileceini sylyor." Teabing iyice sersemlemi gibiydi. "Ama buras mkemmel." va1yelere doru dnd. "Bir eyi atlyor olmalyz." Antreye giren papaz yardmcs gen, bo olduunu grerek : "Peder Knowles?" Girii iyice grebilmek iin biraz daha ilerlerken,kapy duyduuma eminim, diye dnyordu. Kapnn yanndaki smokinli adam ban kayor ve yolunu arm gibi grnyordu. Dierlerini ieri alrken kapy kilitlemeyi unuttuunu fark eden gen kendi kendine kzmt. imdi de grnnden bir yerini arad belli olan gln adam, sokaktan geerken elini kolunu sallayarak gelmiti. Bir stunun yanndan geerken, "zgnm," diye seslendi. "Kapalyz." Arkasndan gelen kuma hrtsn duyup, tam dnmek zereyken ba geriye doru ekildi ve gl bir el azn kapatarak, ln bastrd Gencin azndaki el kar beyazyd ve alkol kokuyordu. Smokinli adam serinkanllkla ektii kk tabancay dorudan gencin alnna nian ald. Papaz yardmcs gen kasklarnn sndn hissedince, altn slattn fark etti. Smokinli adam, "Dikkatle dinle," dedi. "Bu kiliseden sessizce kacak ve koarak uzaklaacaksn. Durup oyalanmak yok. Anlald m?" Gen aznda bir el varken elinden gelen en iyi ekilde ban sallad. "Eer polisi ararsan..." Smokinli adam silah etine bastrd. "Seni bulurum." Gencin bundan sonra hatrlad tek ey, bacaklarnda derman kalmayncaya kadar hi durmadan dardaki avluya kotuuydu.

86
Silas bir hayalet gibi hedefinin arkasndan yaklat. Sophie Neveu onun farkna ok ge varmt. Henz arkasn dnemeden Silas tabancann namlusunu onun srtna dayayp gl kolunu gsnn etrafndan dolayarak, onun vcudunu kendi hantal vcuduna doru ekti. Sophie irkilerek haykrd. Teabing ile Langdon bunun zerine aknlk ve korku dolu ifadelerle yzlerini dndler, Teabing, "Ne?..." diye bard. "Rmy'ye ne yaptn?" Silas sakin bir sesle, "Seni tek ilgilendiren," dedi. "Benim buradan kilit tayla kacak olmam." Rmy'nin de anlatt gibi bu grev temiz ve basit olacakt:Kiliseye gir, kilit tan al ve dar k; ldrmek yok, dvmek yok. Sophie'yi skca tutan Silas elini gsnden beline ve oradan ceplerine kaydrarak, ilerini arad. Sophie'nin salarndan kendi alkoll nefesi ne karan hafif esans kokusunu alabiliyordu. "Nerede ?" diye fsldad.Kilit ta daha nce onun cebindeydi. Peki imdi nerede? Langdon'n odann kar kesinden yanklanan sesi, "Burada," dedi Silas dndnde, siyah kripteksi elinde tutan Langdon'n onu aptal bir hayvann karsndaki matador gibi ileri geri salladn grd. Silas, "Yere brak," diye bard. Langdon, "Sophie ile Leigh'in kiliseden kmalarna izin ver,' diye yantlad. "Bunu seninle aramzda halledebiliriz." Sophie'yi kendisinden iterek uzaklatran Silas, silahn Langdon'a dorultup, ona yaklamaya balad. Langdon, "Bir adm daha yaklama," dedi. "Onlar binadan kana kadar olmaz." "Emir verecek pozisyonda deilsin." "Sana katlmyorum." Langdon kripteksi bann stne kaldrd. "Bunu yere atp iindeki ieyi krmakta hi tereddt etmem." Silas tehdide dudak bkse de, korkuya kaplmt. Bu beklenmedik bir eydi. ' Silahn Langdon'n bana dorultarak, eli kadar iyi hkim olduu sesiyle, "Kilit tan kramazsn. Sen de benim kadar Kse'yi bulmak istiyorsun," dedi. "Yanlyorsun. Sen benden ok daha fazla istiyorsun. Bu i iin ldrebileceini kantladn." On metre ilerideki kemerli geidin yanndaki n sralardan ieri bakan Rmy Legaludec, tehlikenin

farkna varmt. ler planladklar gibi gitmiyordu ve bulunduu yerden bile Silas'n durumla baa kamadn grebiliyordu. retmen'in verdii emirlere gre Silasn silahn kullanmas yasakt. Kripteksi bann stnde tutarken Silasn silahna bakan Langdon bir kez daha, "Brak gitsinler," dedi. Keiin krmz gzleri fke ve hsranla parlyordu, Remy, onun kripteksi elinde tutan Langdon' vurabileceinden endie etti.Kripteks yere demez! Kripteks Rmy'nin zgrle ve zenginlie giden biletiydi. Daha bir yl nce, Chateau Villette'in duvarlar arasnda yaayan ve ekilmez ktrm Sir Leigh Teabing'in kaprislerini yerine getiren elli be yanda bir uakt. Ardndan olaanst bir teklifle karlamt. Rmy'nin Sir Leigh Teabing dnyann en sekin Kse tarihisi ile olan balants ona hayat boyunca hayalini kurduu her eyi salayacakt. O andan itibaren Cheau Villette'de geirdii her dakika onu bu ana yaklatrmt. Mabet Kilisesi'nin ibadet alanna ve Robert Langdon'n elindeki ki1it tana bakan Rmy kendi kendine,o kadar yaknm ki, dedi. Eer Langdon onu yere drrse, her eyi kaybedecekti. Yzm gsterecek miyim?Bu, retmen'in kesinlikle yasaklad bir eydi. retmen'in kimliini bilen tek kii Rmy idi. Yarm saat kadar nce, kilit tan alma emrini aldnda Rmy retmen'e, "Bu greviSilas'n yerine getirmesini istediinizden emin misiniz?" diye sormutu. "Ben de yapabilirim." retmen kararlyd. "Silas drt tarikat yesi konusunda bize iyi hizmet verdi. Kilit tan getirecektir. Senin ismin bilinmemeli. Dierleri seni grrse, onlarn da ldrlmeleri gerekir ve bu gece yeterince cinayet ilendi. Yzn gsterme." Yzm deiecek,diye dnd Rmy.demeye sz verdiin parayla bambaka biri olacam. retmen, ona plastik cerrahinin parmak izlerini bile deitirebileceini sylemiti. Yaknda zgr olacakt plajda gnelenen bir baka tannmadk gzel yz. Rmy, "Anlald," demiti "Ben Silas'a perde arkasndan yardmc olacam." retmen, ona, "Bilgin olsun Rmy," demiti. "Aradklar mezar Mabet Kilises'nde deil. O yzden korkma. Yanl yerde aryorlar." Rmy hayrete dmt. "Sen mezarn yerini biliyor musun?" "Elbette. Sana daha sonra sylerim. imdi hzl hareket etmelisin. Eer dierleri mezarn gerek yerini kefedip, sen kripteksi alamadan kiliseden ayrlrlarsa Kse'yi sonsuza dek kaybetmi olacaz." Kse Rmy'nin umurunda bile deildi ama retmen, onun payn ancak Kse bulunduktan sonra deyeceini sylemiti. Yaknda sahip olaca paray her dndnde Rmy'nin ba dnyordu.Yirmi milyon euronun te biri.Sonsuza dek yok olmaya yeter de artar bile . Remy, gnein altnda uzanrken bakalarnn bahi alabilmek iin kendisine hizmet ettii Cte d'Azurdaki sahil kasabalarnn hayalini kurmutu. Ama imdi burada Mabet Kilisesi'nde Langdon kilit tan krmakla tehdit ederken, Remy'nin gelecei pamuk ipliine balyd. Bu kadar yaklap da her eyi kaybetmek fikrine katlanamayan Rmy, o cesur hamleyi yapmaya karar verdi. Elindeki silah kk kalibreli J-gvdeli bir Medusa idi ama yakn mesafeden gerei kadar ldrc olacakt. Glgelerin arasndan kan Remy, dairesel blme girerek, silah Teabing'in bana dorulttu. "Uzun zamandr bunu yapmay bekliyordu yal adam." Rmy'nin silah kendisine dorulttuunu gren Sir Leigh Teabingin kalbi teklemiti.Ne yapyor? Teabing, Remy'nin elinde tuttuu Medusa'nn kendi gvenlii iin Jaguar'n torpido gznde saklad silah olduunu fark etti. Teabing hayretle, "Rmy?" diye titredi. "Neler oluyor?" Langdon ile Sophie de bir o kadar sersemlemilerdi. Teabing'in arkasndan dolanan Rmy, silahn namlusunu srtnn sol tarafndan tam kalbine gelecek ekilde dayad. Teabing'in omzunun stnden Langdon'a bakan Rmy, "Bu ii ok basit halledeceim," dedi. "Kilit tan yere brak, yoksa silah ekerim." Langdon fel olmu gibiydi. "Kilit tann senin iin bir nemi yok," dedi. "Kesinlikle aamazsn."

Rmy, "Kibirli budalalar," diye fkelendi. "Btn gece iirleri tartrken sizi dinlediimin farknda deil miydiniz? Duyduum her eyi dierleriyle paylatm. Sizden daha fazlasn bilen dierleriyle. Doru yeri bile aramyorsunuz. Aradnz mezar tamamyla farkl bir yerde!" Teabing panie kaplmt.Neler sylyor! Langdon, "Kse'yi neden istiyorsun?" diye sordu. "Yok etmek iin mi? Zamann Sonu gelmeden, yle mi?" Remy, keii ard. "Silas, kilit tan Bay Langdon'dan al." Kei ilerlerken Langdon geriye adm att ve yere atmak iin hazrlanarak kilit tan iyice havaya kaldrd. Langdon, "Yanl ellere gittiini grmektense," dedi. "Krmay tercih ederim." imdi Teabing dehete kaplmt. Bir mr verdii emein gzlerinin nnde buharlatn grecekti. Tm hayalleri yklmak zereydi. Teabing, "Robert, hayr!" diye lk att. "Yapma! Elinde tuttuun Kse! Rmy bana asla ate etmez. Birbirimizi on..." Remy tavana nian alarak, Medusa'y ateledi. Ses, bu kadar kk bir silah iin muazzamd. Silah sesi ta odada gk grlts gibi yank yapmt. Herkes olduu yerde dondu. Remy, "Oyun oynamyorum," dedi. "Bundan sonraki srtna saplana^ Kilit tan Silas'a ver." Langdon isteksizce kripteksi uzatt. ne adm atan Silas, krmz gzleri intikamn verdii tatminle parlarken kripteksi ald. Kilit tan cppesinin cebine yerletiren Silas hl Langdon ve Sophie'ye doru tuttuu tabancasyla geri ekildi. Uak binadan karken Teabing, Rmy'nin kolunu boazna doladn ve kendisini beraberinde srklediini hissetti. Silah srtndan ayrmamt. Langdon, "Brak onu," dedi. Hl geri ekilmekte olan Rmy, "Bay Teabing'i gezintiye karyoruz," dedi. "Polisi ararsanz o lr. Engellemeye alacak herhangi bir ey yaparsanz lr. Anlald m?" Sesi heyecandan atallaan Langdon, "Beni gtr," dedi. "Leigh'i brak." Remy kahkaha att. "Sanmyorum. Onunla yle ho vakit geirdik ki. Ayrca o hl iimize yarayabilir." imdi de silahn Langdon ve Sophie'den ayrmayan Silas geri ekilmeye balamt. Rmy ka doru Leigh'i srklerken, koltuk denekleri arkasndan yere srtyordu. Sophie kararl bir sesle, "Kim iin alyorsun?" diye sordu. Soru, ayrlmakta olan Remy'yi gldrmt. "Bilseniz ok arrdnz Mademoiselle Neveu."

87
Chateau Villette'in kabul salonundaki mine souktu ama Collet Interpol'den gelen fakslan okurken, nnde aa yukar dolanyordu. Bekledii hibir ey yoktu. Resmi kaytlara gre Andr Vernet rnek bir vatandat. Poliste hi kayd yoktu, park cezas bile almamt. zel okuldan sonra Sorbonne'da eitim grm ve uluslararas bankaclk blmn birincilikle bitirmiti. Interpol, zaman zaman Vernet'nin isminin gazetelerde yer aldn fakat hep olumlu ynde anldn sylemiti. Adamn Zrih Emanet Bankas gvenlik sistemlerini, ultramodern elektronik dnyasnda bir numaraya tayacak hale getirdii anlalyordu. Vernet'nin kredi kart kaytlan sanat kitaplarna, pahal araba ve yllar nce satn ald ileri teknoloji rn mzik setinde dinledii klasik CD'lere ounlukla Brahms tutkunluunu gsteriyordu. Sonu sfr, diyerek iini ekti Collet. Interpol'n bu gece bulduklar arasnda phelendii parmak izlerinin Teabing'in uana ait olduu anlalyordu. Teknik blmn bamfettii odann karsndaki rahat bir koltukta raporu okuyordu. Collet, ona bakt. "Bir ey var m?"

Adam omuzlarn silkti. "Parmak izleri Rmy Legaludec'e ait. Kk ipulardan aranyor. Ciddi bir ey yok. Bedava konumak iin telefon hatlarn kendine balad anlalnca niversiteden atlm... sonra birka hrszlk. Zorla ieri girme. Bir keresinde acildeki nefes borusu ameliyatnn hastane faturasn demeden kam." Kkrdayarak ban kaldrd. "Fstk alerjisi." Collet bir restorann mnsndeki krmz biber sosunun iinde fstk ya olduunu yazmad iin yaplan polis soruturmasn hatrlayarak ban sallad. Devaml mterilerden biri ilk lokmay yuttuunda anafilaktik*ok geirerek lmt. "Herhalde Legaludec yakalanmamak iin burada yatl alyordu. Mfetti arm grnyordu. "ansl gecesindeymi." Collet iini ekti. "Pekl, bu bilgiyi Yzba Fache'ye iletsen iyi olacak." Bir baka teknik ajan telala ieri girerken, mfetti dar kt "Temenim! Ambarda bir ey bulduk." Ajann yzndeki heyecanl ifadeden Collet'nin aklna tek bir ihtimal geliyordu. "Bir ceset." "Hayr efendim. Bu daha..." Duraksad. "Beklenmedik." Collet gzlerini ovuturarak ajann peinden ambara gitti. Kf kokulu, geni alana girdiklerinde ajan odann ortasndaki tahta merdiveni iaret etti. at katna doru uzanan merdiven, stlerindeki samanln kenarna dayanmt. Collet, "Merdiven daha nce orada deildi," dedi. "Hayr efendim. Yerde duran merdiveni grdmde, Rolls Royce'un yanndaki izleri inceliyorduk. Basamaklar anm ve kflenmi olmasayd stnde durmayacaktm. Bu merdiven ska kullanlyormu. Samanln ykseklii merdivenin boyuyla uyuuyordu, bu yzden kaldrp, bakmak iin yukar ktm." Collet gzleriyle merdiveni takip ederek samanla bakt.Birisi oraya dzenli olarak m kyor? Bulunduu yerden samanlk bo bir alana benziyordu ama itiraf etmek gerekirse byk ksm arkada kaldndan grnmyordu. Merdivenin banda beliren kdemli teknik ajanlardan biri aa bakyordu. Lateks eldivenli elini Collet'ye sallarken, "Bunu kesinlikle grmek istersiniz temenim," dedi. Eski merdivenin bana giden Collet, alttaki basamaklar tuttu. Eski model merdiven Collet yukar ktka daralyordu. Collet tepeye yaklatnda ince basamaktan neredeyse aya kayp decekti. Aadaki ambar dnyordu. Sonra dikkatle ilerledi ve sonunda tepeye ulat. Yukardaki ajan, ona bileini uzatt. Onu yakalayan Collet tuhaf bir hamleyle yukar kt. Teknik ajan, tertemiz grnen samanln arkalarn iaret ederek, "Orada," dedi. "Burada sadece bir kiinin parmak izleri var. Ksa sre iinde kimlik tespitini yaparz." Collet lo kta gzlerini ksarak arka duvara bakt.Bu da ne byle? Arka duvara son derece gelimi bir bilgisayar istasyonu yerletirilmiti iki dev CPU, hoparlrleri olan bir dz ekran, bir dizi ana src, kendi g kaynana sahip olduu anlalan ok kanall bir ses konsolu. nsan almak iin ne diye ta buraya kar ki?Collet cihazn yanna yaklat. "Sistemi incelediniz mi?" "Dinleme ebekesi." Collet arkasn dnd. "Gizli kulak m?" Ajan ban sallad. "ok gelimi bir gizli kulak." Elektronik paralar, klavuzlar, aletler, kablolar, havyalar ve dier elektronik malzemelerle dolu uzun bir masay gsterdi. "Her kimse iini ok iyi biliyor. Buradaki malzemelerin ou bizim kullandklarmzdan. Minyatr mikrofonlar, fotoelektrik arj pilleri, yksek kapasiteli RAM cipleri. u yeni nano srclerden bile var." Collet olduka etkilenmiti. Coliet'ye hesap makinesinden daha byk olmayan bir para uzatan ajan, "Burada tam bir sistem var," dedi. Cihazdan otuz santim uzunluunda, ucuna pul byklnde folyo tutturulmu bir kablo sallanyordu. arj edilebilir pilleri olan yksek kapasiteli hard disk ses kayt sistemi. Kablonun ucundaki bu folyo, mikrofonla fotoelektrik arj pilinin birleimi." Collet bunlar iyi tanyordu. Folyoya benzeyen bu fotosel mikrofonlar, birka sene ncesinin byk buluuydu. Artk folyo mikrofona mesela bir ampuln metal altyla ayn ekil verilerek, ampuln arkasna hard disk yerletirilebiliyordu. Mikrofon gnde birka saat gne alabilecei ekilde yerletirildii takdirde, fotoseller sistemi srekli arj ediyordu. Bunun gibi dinleme cihazlaryla birisini sonsuza kadar

dinlemek mmknd. Collet, "Yayn yaplyor muymu?" dedi. Ajan, bilgisayarn arkasndan dolaarak, duvar takip eden ve ambarn atsndaki bir delikten kan izole kabloyu gsterdi. "Basit radyo dalgalar. atda ufak bir anten var." Collet bu kayt sistemlerinin genellikle ofislere yerletirildiini, hard diskte yeterince bo yer brakmak iin sesle harekete getiini ve gn iinde yaplan konumalardan ksa blmler kaydederek, fark edilmemek iin ses dosyalarn akamlan gnderdiini biliyordu. Dosyalar gnderildikten sonra hard disk kendini temizliyor ve ertesi gn ayn ilemleri tekrarlamak iin kendini hazrlyordu. Collet baklarn, zerinde hepsi de numaralanm ve tarihlenmi yzlerce ses kasetinin bulunduu rafa evirdi.Birisinin ileri baya younmu. Yeniden ajana dnd. "Hangi hedefin dinlendiine dair fikriniz var m?" Bilgisayarn yanma gidip, bir bilgisayar yazlmn aan ajan, "ey temenim," dedi. "En garibi de bu..."

88
Langdon, Sophie ile birlikte Temple metrosundaki turnikelerden atlayp, tnellerin ve peronlarn oluturduu labirentin derinliklerine ilerlerken kendini son derece bitkin hissediyordu. Korkun bir vicdan azab duyuyordu. Leigh'i bu ie bulatrdm ve imdi o byk tehlikede. Rmy'nin iin iinde olmas ok edici olmakla beraber mantklyd. Kse'nin peindeki her kimse, ieriden birini yanna almt.Benimle ayn sebepten tr Teabing'in peine dtler. Kse bilgisine sahip olan kiiler tarih boyunca, hrszlar ve benzeri alimlerine kendilerine eken birer mknats olmulard. Teabing'in iin bandan beri hedef olmas yznden Langdon kendini sulu hissetmemeliydi. Ama buna engel olamyordu.Leigh'i bulup ona yardm etmeliyiz. Hemen. Langdon bat blmne ve oradan Circle Line peronuna giden Sophie'yi takip etti. Sophie, Rmy'nin aksi yndeki ihtarlarna ramen polisi aramak iin ankesrl bir telefona doru kotu. Langdon pimanlkla yakndaki bir banka oturdu. Sophie numaralan tularken, "Leigh'e yardmc olmann en iyi yolu," dedi. "Londra yetkililerini hemen ie kartrmak. Gven bana." Langdon ilk bata bu fikri onaylamamt ama planlan gelitike, Sophie'nin dncesi mantkl gelmeye balamt. Teabing o an iin gvendeydi. Rmy ile dierleri valyenin mezarnn yerini bilseler bile, kreyle ilgili ifreyi zmek iin Teabing'in yardmna ihtiya duyabilirlerdi. Langdon, Kse haritas bulunduktan sonra olacaklardan endie ediyordu.Leigh onlara ayak ba olacak. Langdon'n Leigh'e yardm etmesinin ya da kilit tan bir daha grmesinin bir yolu varsa, ncelikle mezar bulmas artt.Ne yazk ki, Rmy benden ok daha nde. Rmy'yi yavalatmak Sophie'nin vazifesi olacakt. Mezar bulmak ise Langdon'n. Sophie, Londra polisini Rmy ile Silas'n kanun kaaklar olduuna inandrarak, pelerine dmelerini ya da daha iyisi onlar yakalamalarn salayacakt. Langdon'n plan ise henz belirsizdi, dini bilgilerle ilgin geni bir elektronik veri bankasna sahip olmasyla nl King's College'a gitmeyi dnyordu. Langdon bu yerinen iyi aratrma arac olduunu duymutu.Dini tarihle ilgili herhangi bir soruya annda cevap alnabiliyor . Veri bankasnda "Papa'nn gmd valyeyle" ilgili neler bulacan tahmin etmeye alt. Trenin bir an nce gelmesini dileyerek ayaa kalkp yrmeye balad. Sophie'nin ankesrl telefondan yapt arama sonunda Londra polisine balanmt. Santral memuru, "Snow Hill Birimi," diye at. "arnz nasl ynlendirebilirim?" "Bir karma olayn bildireceim." Sophie ksa ve zl konumay iyi biliyordu. "sminiz ltfen?" Sophie duraksad. "Fransz Adli Polisi'nden Ajan Sophie Neveu."

Rtbesi istenen etkiyi yaratmt. "Hemen efendim. Sizi bir dedektifle grtreceim." Telefon balanrken Sophie, polisin Teabing'i karanlarla ilgili verecei tarife inanp inanmayacan merak ediyordu.Smokinli bir adam. Bir pheli daha basit nasl tespit edebilirdi ki? Rmy kyafetlerini deitirse bile, yannda bir Albino vard.Fark etmemek imknsz. Bunun dnda, yanlarnda bir rehine vard ve toplu tama aralarn kullanamazlard. Londra'da ka tane Jaguar limuzin olabileceini dnd. Sophie'nin dedektife balanmas sonsuza dek srecek gibiydi.Hadisene! Hattn, baka bir numaraya aktarlyormu gibi bipleyip czrdadn duyabiliyordu. On be saniye geti. Sonunda hattn ucunda bir adam konuuyordu. "Ajan Neveu?" Hayrete den Sophie, sevimsiz ses tonunu hemen tanmt. Bezu Fache, "Ajan Neveu," dedi. "Hangi cehennemdesin?" Sophie syleyecek kelime bulamyordu. Sophie aradnda santral memuruna kendisine haber vermesini tembihledii anlalyordu. Fache onunla Franszca konuarak, "Dinle," dedi. "Bu akam korkun bir hata yaptm. Robert Langdon masum. Ona ynelik tm sulamalar dt. Buna ramen her ikiniz de tehlikedesiniz. Buraya gelmeniz gerekiyor." Sophie'nin az ak kalmt. Nasl cevap vermesi gerektiini bilmiyordu. Fache kolay zr dileyen biri deildi. Fache, "Jacques Saunire'in," dedi. "Bykbaban olduunu bana sylemedin. Geen akam iinde bulunduun duygusal gerilimi gz nnde bulundurarak, emirlere itaatsizlik etmene ses karmayacam. Buna ramen u anda senin ve Langdon'n snmak iin en yakn Londra polis karakoluna gitmeniz gerekiyor." Londra'da olduumu biliyor mu?Fache baka ne biliyor?Sophie arka fondan gelen matkap ya da delgi makinesine benzer sesler duydu. Ayrca telefon hattnda tuhaf bir bip sesi kmt. "Bu numaray bulmaya m alyorsunuz yzba?" imdi Fache'nin sesi sert kyordu. "Sizinle ibirlii yapmamz gerek Ajan Neveu. Her ikimizin de kaybedecek ok eyi var. Buna hasar kontrol denir. Dn akam yarglamamda hataya dtm ve bu hata Amerikal bir profesrle DCPJ kriptografnn lmne sebep olursa kariyerim sona erer." Tren hafif bir uultu kartarak yaklarken istasyona lk bir rzgr dolmutu. Sophie o trene binmeye kesinlikle kararlyd. Langdon'n da ayn dncede olduu belliydi; kendini toparlayarak Sophie'ye doru yrmeye balamt. Sophie, "Aradnz adam Rmy Legaludec," dedi. "Teabing'in ua. Mabet Kilisesi'nde Teabing'i kard ve..." Ajan Neveu!" Tren grltyle istasyona girerken, Fache baryordu. Bu ak bir telefon hattnda grlecek mesele deil! Sen ve Langdon derhal buraya gelin. Kendi iyiliiniz iin! Bu kesin emirdir!" . Sophie telefonu kapatarak Langdon ile birlikte trene atlad.

89
Teabing'in Hawker'inin tertemiz kabini imdi elik paracklarma dolmutu ve sktrlm havayla propan gaz kokuyordu. Bezu Fache herkesi gndermi, Teabing'in kasasnda bulduu tahta kutu ve ikisiyle tek bana oturuyordu. Parmaklarn gl kabartmasnda gezdirerek, ssl kapa kaldrd, inde, harflerin dizilmi olduu dairelerden oluan bir silindir buldu. Be harf SOFIA yazacak ekilde dizilmiti. Bir sre kelimeye bakan Fache, silindiri yerinden alarak her bir santimini incelemeye balad. Ardndan, ularndan yavaa ekerek, bir tarafn dierinden ayrd. Silindirin ii botu. Fache onu kutuya geri yerletirerek, jetin penceresinden hangara bo gzlerle bakt ve Sophie ile yapt ksa grmeyle birlikte Chteau Villette'deki teknik blmden ald haberleri dnd. Telefonundan gelen ses, onu kurduu gndz hlyalarndan uyandrd. DCPJ santralndan aranyordu. Santral memuru zr diliyordu. Zrih Emanet Bankas'nn bakam, kendisine yzbann i iin Londra bulunduu sylendii halde srekli aryordu. Fache istemeyerek santral

memuruna telefonu kendisine balamasn syledi. Adam konumaya balamadan Fache, "Monsiur Vernet," dedi. daha nce aramadm iin zgnm. Meguldm. Bankanzn ismi verdiimiz gibi medyada duyurulmad. Kaygnz nedir acaba?" Vernet, ona, Langdon ile Sophie'nin bankadan kk ahap bir kutu aldklarn ve onlara yardm etmesi iin kendisini ikna ettiklerini anlatrken sesi olduka gergindi. Vernet, "Sonra radyoda onlarn arandn duyunca," dedi. "Kamyonu kenara ektim ve kutuyu geri istedim ama bana saldrp arac aldlar." Kapaktaki gl kabartmasna baktktan sonra bir kez daha kapa ap beyaz silindire bakan Fache, "Ahap bir kutu iin endieleniyorsunuz" dedi. "Kutunun iinde ne olduunu bana syleyebilir misiniz?" Vernet, "indekilerin nemi yok," diye fkeyle cevap verdi. "Ben bankamn n iin endieleniyorum. imdiye kadar hi soyulmadk. Asla. Mterim namna bu mal yerine koyamazsam bu bizi mahveder." "Ajan Neveu ile Robert Langdon'da bir anahtar ve ifre olduunu sylemitiniz. Kutuyu aldklarn sylemenizin sebebi nedir?" "Bu gece insanlar ldrdler. Bunlara Sophie Neveu'nun bykbabas da dahil. Anahtar ve ifreyi hileyle ele geirdikleri belli." "Bay Vernet, adamlarm gemiiniz ve ilgi alanlarnz hakknda bir aratrma yapt. ok kltrl ve ince zevklere sahip bir adam olduunuz ortada. Ayn zamanda sizinle gurur duyulduunu da tahmin edebiliyorum. Benim gibi. Bu szlerin ardndan, adli polisin yetkili bir memuru olarak bankanzn ismiyle birlikte kutunuzun da en emin ellerde olduuna sizi temin ederim."

90
Chateau Villette'in samanlnda duran Collet hayretle bilgisayar ekranna bakyordu. "Bu sistemtm bu yerleri gizlice dinliyor muymu?" Ajan, "Evet," dedi. "Bir yldan fazladr veri topland anlalyor." Sesi soluu kesilen Collet yeniden listeyi okudu. COLBERT SOSTAQUE - Conseil Constitutionnel Bakan (Anayasa Konseyi Bakan) JEAN CHAFFEE - Muse du Jeu de Paume (Mzesi) Mdr EDOUARD DESROCHERS - Mitterand Ktphanesi, Kdemli Ariv Memuru JACQUES SAUNIRE - Muse du Louvre (Mzesi) Mdr MICHEL BRETON - DAS efi (Fransz stihbarat) Ajan ekran iaret etti. "Drt numara zellikle dikkat ekici." Collet bo gzlerle ban sallad. Bakar bakmaz fark etmiti.Jacques Saunire dinleniyormu. Listenin geri kalanna yeniden gz att.Herhangi biri bu nl insanlar dinlemeyi nasl baarabilir? "Ses dosyalarndan dinlediin var m?" "Birka tane. En yenilerinden biri bu." Ajan birka bilgisayar tuuna bast. Hoparlrler czrdayarak faaliyete geti. "Capitaine, un agent du Dpartement de Cryptographie est arriv."* Collet duyduklarna inanamyordu. "Bu benim. Bu benim sesim!" Saunire'in masasnda otururken, Byk Galeri'deki Fache'ye telsizle Sophie Neveu'nun geldiini haber verdiini hatrlad. Ajan ban sallad. "lgilenen biri olduysa bu akam Louvre'daki soruturmamzn byk ksm duyulmutur." "Dinleme cihazn aramas iin birini gnderdin mi?" "Gerek yok. Tam olarak nerede olduunu biliyorum." Ajan, alma masasnn stndeki eski notlarn ve kopya ktlarnn bana gitti. lerinden birini seerek Collet'ye uzatt. "Tandk geliyor mu?" Collet hayrete dmt. Elinde ilkel bir makineye ait eski bir diyagramn fotokopisini tutuyordu. talyanca el yazsn okuyamyordu ama neye baktn biliyordu. Tam zrh kuanm bir ortaa Fransz

valyesi. Saunire'in masasndaki valye! Collet'nin gzleri, birisinin krmz keeli kalemle notlar karalad fotokopi kdnn kenarlarna kayd. Franszca yazlan notlarda, valyeye dinleme cihaznn en iyi ekilde nasl yerletirilecei aklanyordu.

91
Silas Mabet Kilisesi'nin yannda park edilen Jaguar limuzinin iinde oturuyordu. Rmy'nin bagajda bulduklar iplerle Teabing'i balayp, arka tarafa tktrmasn beklerken, kilit tan tutan elleri terlemiti. Sonunda Rmy limuzinin arkasndan inerek etrafnda dolam ve Silas'n yanndaki ofr koltuuna oturmutu. Silas, "Gvenli mi?" diye sordu. stndeki yamur damlalarn silkeleyen ve omzunun stnden arka taraftaki glgeler arasnda iki bklm yatan Leigh Teabing'e gz atan Rmy kkrdayarak gld. "Hibir yere gidecek hali yok." Teabing'in bouk haykrlarn duyan Silas, Rmy'nin yapkanl bandn bir ksmn azn kapamak iin kullandn anlad. Rmy omzunun stnden Teabing'e, "Ferme ta guele! *diye bard. Rmy kark kontrol paneline uzanarak bir dmeye bast. Arkalarndaki k geirmeyen blme yukar kalkarak iki blm birbirinden ayrd. Teabing artk grnmyor ve sesi duyulmuyordu. Remy, Silas'a bakt. "Onun inleyen namelerini yeterince dinledim." Dakikalar sonra, Jaguar limuzin sokaklarda hzla yol kat ederken, Silas'n cep telefonu ald. retmen. Heyecanla telefona cevap verdi. "Alo?" retmen, tandk Fransz aksanyla, "Silas," dedi. "Sesini duymak beni rahatlatt. Bu, gvenlikte olduunuz anlamna geliyor." Silas da retmen'in sesini duyduu iin rahatlamt. Aradan saatler gemiti ve operasyon garip bir boyut kazanmt. imdi sonunda her ey yeniden normale dnm gibiydi. "Kilit ta bende." retmen, ona, "Bu harika bir haber," dedi. "Rmy seninle birlikte mi?" Silas, retmen'in Remy'nin ismini kullanmasna armt. "Evet. Beni Rmy kurtard." "Aynen ona emrettiim gibi. Yalnz senin bu kadar uzun sre bal kalmana zldm." "Fiziksel rahatszlklarn nemi yok. nemli olan kilit tann bizde olmas." "Evet. Hemen bana gnderilmesi gerek. Zaman ok nemli." Silas sonunda retmen'le yz yze gelmek iin sabrszlanyordu. "Evet efendim, eref duyarm." "Silas, onu hanaRmy'nin getirmesini istiyorum." Rmy mi?Silas hayal krklna uramt. retmen iin yapt bunca eyden sonra, dl ona kendisinin vereceini zannediyordu.retmen Rmy'yi mi tercih ediyor? retmen, "Hayal krkln anlayabiliyorum," dedi. "Ama ne yapmak istediimi tam olarak anlayamadn gryorum." Sesini alaltarak fsltyla konumaya balad. "Kilit tansenin -bir sulu yerine kendini Tanr'ya adam biri olarak- getirmeni ok daha fazla isteyeceime inanmalsn ama Rmy'nin icabna baklmas lazm. Emirlerime itaatsizlik etti ve tm abalarmz tehlikeye atacak byk bir hata yapt." Tyleri rperen Silas, Rmy'ye gz att. Teabing'i karmak, plann bir paras deildi ve onunla ne yapmalar gerektii yeni bir sorun dourmutu, retmen, "Sen ve ben kendimizi Tanrya adamz," diye fsldad, hedefimizden ayrlamayz." Telefon hattnda uursuz bir sessizlik oldu. te sadece bu sebepten tr, kilit tan bana Remy'nin getirmesini istiyorum. Anlyor musun?" Silas, retmen'in sesindeki fkeyi sezmi ve daha anlayl olmayna armt.Yzn gstermekten kanamazd, diye dnd.Rmy yapmas gerekeni yapt. Kilit tan kurtard. Silas, "Anlyorum," diyebildi. "Gzel. Kendi gvenliin iin, sokaklarda dolama. Polis yaknda limuzini aramaya balar ve

yakalanman istemiyorum. Opus Dei'nin Londra'da bir konuk evi var, yle deil mi?" "Elbette var." "Peki seni oraya kabul ederler mi?" "Karde olarak kabul ederler." "O halde oraya git ve ortalarda grnme. Kilit tan elime geirdiimde ve yeni sorunumla ilgilenmeye baladmda seni arayacam." "Londra'da msnz?" "Sylediklerimi yap, her ey yoluna girecek." "Peki efendim." retmen imdi yapmas gerekenlerden znt duyuyormu gibi iini ekti. "Rmy ile konumamn vakti geldi." Rmy Legaludec'in hayatndaki son telefon konumas olabileceini hisseden Silas, telefonu ona uzatt. Rmy telefonu alrken, bu zavall keiin kendisini bekleyen kaderden haberi olmadn biliyordu. retmen'in amacna hizmet etmiti. retmen seni kulland Silas. Ve senin piskoposun bir piyondu. Rmy yine de retmen'in ikna gcne hayrand. Piskopos Aringarosa her eye inanmt. Kendi hrs gzlerini kr etmiti.Aringarosa o kadar hrslyd ki, her eye inand. Rmy, retmenden pek fazla holanmasa da, adamn gvenini kazand ve ona yardmc olduu iin kendisiyle gurur duyuyordu. Maam alnmn teriyle kazandm. retmen, "Dikkatle dinle," dedi. "Silas' Opus Dei konuk evine gtr ve birka sokak tede brak. Oradan St. James Park'na git. Parlamentonun ve Big Ben'in yannda. Limuzini Horse Guard Parade'de brakabilirsin. Orada konuuruz." Bu szlerin ardndan balant kesildi.

92
1829 ylnda Kral IV. George tarafndan yaptrlan King's College'n, Parlamento'nun yanndaki lahiyat Fakltesi, kraliyetin balad arazinin stndeydi. King's College'n lahiyat Fakltesi eitim ve aratrmada 150 yllk deneyime sahip olmakla birlikte, 1982'de kurulan Sistematik Teoloji Aratrma Enstits dnyadaki en gelimi ve elektronik adan en ileri dzeyde dini aratrma ktphanelerinden birine sahipti. Langdon, Sophie ile birlikte yamurdan kurtulup, ktphaneye girerken hl titriyordu. Aratrma ana salonu tpk Teabing'in tarif ettii gibiydi, on iki adet dz ekranl bilgisayar birimi olmasayd, Kral Arthur ile valyelerinin rahata oturabilecei devasa bir yuvarlak masann hkim olduu, sekizgen bir oda. Salonun arka tarafndaki danman ktphaneci, i gnne hazrlanmadan nce kendine bir fincan ay yapyordu. ay brakp yanlarna doru yrrken, neeli bir sesle ngilizce, "Harika bir sabah," dedi. "Size yardmc olabilir miyim?" Langdon, "Teekkrler, evet," diye cevaplad. "Benim adm..." "Robert Langdon." Tatl tatl glmsedi. "Sizi tanyorum." Langdon bir an iin Fache'nin onu ngiliz televizyonlarnda da gstermi olmasndan korktu ama ktphanecinin tebessm bunun tam tersini sylyordu. hretin getirdii bu tr beklenmedik anlara hl alamamt. Ama yine de onun yzn yeryznde tanyabilecek biri varsa o da lahiyat Fakltesi'ndeki ktphaneci olabilirdi. Elini uzatan kadn, "Pamela Gettum," dedi. Gleryzl ve akc bir sese sahip tatl dilli bir kadnd. Boynundan sarkan ereveli gzln camlar olduka kalnd. Langdon, "Memnun oldum," dedi. "Bu benim arkadam Sophie Neveu." ki kadn birbirlerini selamlar selamlamaz, Gettum hemen Langdon'a dnd. "Geleceinizi bilmiyordum." "Bunu biz de bilmiyorduk. Eer sizin iin fazla sorun yaratmazsa, baz bilgilere erimek iin yardmnz

rica edeceiz." Gettum tereddt ederek kmldand. "Genellikle dileke ve randevu zerine hizmet veririz. niversiteden birinin misafiri olmadnz mddete tabii." Langdon ban iki yana sallad. "Korkarm haber vermeden geldik Bir arkadam sizden vgyle bahsediyor. Sir Leigh Teabing?" Langdon onun ismini telaffuz ederken hznl bir ac hissetti. "ngiliz Kraliyet Tarihisi." Gettum imdi anlama benziyordu. Gld. "Aman Tanrm, evet. ahsna mnhasr biri. Fanatik! Buraya her geliinde ayn arama kelimelerini kullanr. Kse. Kse. Kse. Yemin ederim, bu adam lse de arayndan vazgemez." Gz krpt. "Zaman ve para imkn insann byle lksler edinmesine yardmc oluyor, ne dersiniz? Tam bir Don Quixote." Sophie, "Bize yardm etmeniz mmkn m?" diye sordu. "ok nemli." Gettum bo ktphaneye gz attktan sonra, her ikisine birden gz krpt. "ey, ok megul olduumu iddia edemem, yle deil mi? Giri yaptnz mddete, kimsenin fazla kzacan zannetmiyorum. Ne yapmay dnyordunuz?" "Londra'daki bir mezar bulmaya alyoruz." Gettum kararsz grnyordu. "Burada onlardan yaklak yirmi bin tane var. Daha belirleyici bir eyler var m?" "Bir valye mezar. Ama ismini bilmiyoruz." "Bir valye. Bu, seenekleri nemli lde azaltyor. Daha az rastlanan trden." Sophie, "Aradmz valye hakknda fazla bilgiye sahip deiliz," dedi. "Bildiklerimiz bundan ibaret." iirin yalnzca ilk iki satrn yazd kat parasn ona uzatt. Dardan birine iirin tmn gstermekte tereddt eden Langdon ile Sophie, sadece valyeyi tarif eden ilk iki dizeyi paylamaya karar vermilerdi. Sophie buna,paylatrlm kriptoloji diyordu. Bir istihbarat ajan hassas veriler ieren bir ifre bulduunda, kriptograflarn her biri ifrenin farkl bir blm zerinde alrd. Bylece ifre zldnde, kriptograflarn hibiri deifre edilen mesajn tmn bilmezdi. Ama bu kez tedbir arya kam olabilirdi; bu ktphaneci iirin tmn grse, valyenin mezarn bulsa ve hangi krenin kayp olduunu bilse bile, ele geirdii bilgi kripteks olmadan deersizdi. Gettum bu nl Amerikal bilginin gzlerinden, ok nemli sayd mezar bir an evvel bulmak iin acele ettiini anlayabiliyordu. Yanndaki yeil gzl kadn da endieli grnyordu. aran Gettum gzlklerini takarak, kendisine uzattklar kd inceledi. Papa valye gmm Londra'da. Kutsal gazap cevap olmu ona. Kadn misafirlerine bakt. "Bu nedir? Bir eit Harvard le av m?" Langdon'n att kahkahada zoraki bir hava vard. "Evet, onun gibi bir ey." Kendisine tm hikyenin anlatlmadn hisseden Gettum durdu. Yine de merakn uyandrmt, dizeleri dikkatle dnd. "Bu dizelere gre, valye Tanr'y fkelendirecek bir ey yapm ama bir Papa, onu Londra'ya gmme nezaketinde bulunmu." Langdon ban sallad. "Herhangi bir arm yapyor mu?" Gettum bilgisayarlardan birine doru ilerledi. "Hemen imdi yapmyor ama bakalm veri bankasndan neler bulacaz." Geen yirmi yl iinde King's College Sistematik Teoloji Aratrma Enstits, muazzam bir metin koleksiyonunu dini ansiklopediler, dini biyografiler, dzinelerce lisanda kutsal yazlar, hikyeler, Vatikan mektuplar, papazlarn gnlkleri, insan dinine ait olarak nitelendirilebilecek her trl yaz dijital ortama tamak ve katalogunu hazrlamak iin lisan evirisi yntemleriyle birlikte optik karakter tanma yazlmn kullanmt. Artk bu geni koleksiyon gerek sayfalar yerine bitler ve baytlar formunda olduu iin verilerin tmne birden ulamak ok daha kolayd. Bilgisayar istasyonlarndan birinin nne yerleen Gettum, kt parasna gz attktan sonra yazmaya balad. "Balang olarak belirgin anahtar kelimelerle Boolen taramas balatacak ve ne olduuna

bakacaz." "Teekkrler." Gettum birka kelime yazd: LONDRA, VALYE, PAPA ARA tuuna bastnda aadaki devasa ana bilgisayarn saniyede 500 MB hzla verileri tararken kard vnlamay hissetmiti. "Sistemden, bu anahtar kelimeyi birden ieren tm metinleri gstermesini istedim. stediimizden daha fazla sonu kacaktr ama iyi bir balang." Ekranda ilk sonular belirmeye balamt bile. Papay resimlemek. Sir Joshua Reynolds'n Toplu Portreleri. Londra niversitesi Yaynevi. Gettum ban iki yana sallad. "Aradnzn bu olmad ortada." Sonraki sonuca indi. Alexander Pope'un Londra Anlar. Yazar G. Wilson Knight. Yine ban hayr anlamnda sallad. Sistem almaya devam ederken, sonular eskisinden daha hzl dklyordu. ou on sekizinci yzyl ngiliz yazar Alexander Pope'dan bahseden dzinelerce metin belirmiti. Din kart, alayc epik iirlerinde ska valyelerden ve Londra'dan bahsetmiti. Gettum ekrann en altnda yer alan nmerik ksma bir gz att. Mevcut sonular ve taranmayan veri alanndan kabilecek sonularn yzdesini hesaplayan bilgisayar, bulunacak sonulara dair kaba bir tahmin veriyordu. Bu aramada fazlasyla geni bir veri ortaya kaca anlalyordu. Toplam sonularn tahmini says: 2692 Aramay durduran Gettum, "Parametreleri arttrmalyz," dedi."Mezarla ilgili sahip olduunuz tek bilgi bu mu? Baka bir ey yok mu?" Langdon kukulu gzlerle Sophie Neveu'ya bakt. Gettum bunun birle av olmadn sezmiti. Robert Langdon'n geen yl Roma'da yaptklaryla ilgili dedikodular kulana gelmiti. Bu Amerikal dnyadaki en gvenli ktphaneye girmiti -Vatikan Gizli Arivleri'ne. Langdon'n ieride ne gibi srlar rendiini ve Londra'daki mitsiz mezar araynn, Vatikan'da edindii bu bilgilerle ilgi olup olmadn dnd. Gettum, insanlarn Londra'da neden valye aradklarn bilecek kadar tecrbeli bir ktphaneciydi. Kse. Gettum glmseyerek gzlklerini dzeltti. "Leigh Teabing'in dostusunuz, ngiltere'desiniz ve bir valye aryorsunuz." Ellerini kavuturdu. "Kse peinde olduunuzu tahmin ediyorum." Langdon ile Sophie aknlkla birbirlerine baktlar. Gettum gld. "Dostlarm, bu ktphane Kse'yi arayanlarn merkez ssdr. Leigh Teabing de onlardan biri. Keke her gl, Magdalal Meryem, Sangreal, Merovingian, Sion Tarikat, vesaire, vesaire araymda ondan bir ilin alsaymm. Komplolara herkes baylr," Gzlklerini kararak onlara bakt. "Daha fazla bilgiye ihtiyacm var." Yaanan sessizlikte Gettum misafirlerinin gizlilik arzusunun, abuk sonu alabilmek hrsna yenik dtn anlamt. Sophie, "te," diye atld. "Bildiimiz her ey bu." Langdon'n kalemini dn alarak kda dier iki dizeyi de yazd ve Gettum'a uzatt. Ara, kreyi kabre aitti. Gld teni, doluydu gbei.

Gettum iinden gld. Gl ve doluydu gbei kelimelerini grdnde,gerekten Kse'ymi, diye dnd. Ban kttan kaldrarak, "Size yardm edebilirim," dedi. "Bu iirin nereden geldiini sorabilir miyim? Ve neden bir kre aradnz?" Langdon dosta bir tebessmle, "Sorabilirsiniz," dedi. "Ama ok uzun hikye ve ok az vaktimiz var." "Kendi iinize bakn demenin kibar yolu." Langdon, "Bu valyenin kim ve nerede gml olduunu bulabilirseniz, dedi. "Size sonsuza dek mteekkir olacaz, Pamela." Yeniden yazmaya balayan Gettum, "Pekl," dedi. "Ben devam edeyim. Eer bu Kse'yle ilgili bir meseleyse, Kse'yle ilgili anahtar kelimeleri de aramaya dahil edelim. Balk ksmn karp, yaknlk parametre ekleyeceim. Bylece kan sonular sadece metindeki kelimeleri ieren ve Kse'yle ilgili kelimelerin yannda belirenlerle snrlanm olur." Ara: VALYE, LONDRA, PAPA, MEZAR 100 kelime yaknnda: KSE, GL, SANGREAL, KADEH Sophie, "Bu ne kadar srer?" diye sordu. "Birka yz terabayt iinde ok gndermeli sahay aramak m?" ARA tuuna basarken Gettum'un gzleri hafife prldad. "Yaklak on be dakika." Langdon ile Sophie hibir ey sylemedikleri halde, Gettum bunun onlara sonsuzluk gibi geldiini hissetmiti. Ayaa kalkp, daha nce demledii aydanln yanna yryen Gettum, "ay?" diye sordu. "Leigh benim ayma baylr."

93
Londra'daki Opus Dei Merkezi, Kensington Baheleri'nin kuzey parkuruna bakan 5 Orme Court adnda gsterisiz bir tula binayd. Silas daha nce buraya hi gelmemiti ama binaya yaya olarak yaklarken snma duygularnn arttn hissediyordu. Limuzini ana caddeden uzak tutmak iin Rmy yamura ramen onu biraz uzakta brakmt. Yrmek Silas'n umurunda deildi. Yamur onu temizliyordu. Rmy'nin teklifi zerine Silas silahn temizlemi ve kanalizasyon zgarasndan aa atmt. Ondan kurtulduuna memnundu. Kendini daha hafif hissediyordu. Bacaklar uzun sre bal kalmaktan dolay hl aryordu, ama Silas daha byk aclara da katlanmt. Yine de Remy'nin limuzinin arkasnda bal brakt Teabing'i dnmeden edemedi, ngiliz acy hissetmeye balam olmalyd. Buraya gelirlerken Silas, Rmy'ye, "Ona ne yapacaksn?" diye sormutu. Rmy omuzlarn silkiniti. "Buna retmen karar verecek." Sesinde kararllk vard. imdi Silas, Opus Dei binasna yaklarken yamur iddetini arttrd ve srlsklam olan ar cppesi, bir gn ncesinin yaralarn szlatmaya balamt. Son yirmi drt saatin gnahlarn ardnda brakmaya ve ruhunu artmaya hazrd. i sona ermiti. n kapya giden kk avludan geen Silas kapnn kilitli olmamasna armad. Aarak, az eyayla denmi lobiye adm att. Silas halya bastnda, yukardaki elektronik zil ald. Sakinlerin gnlerini odalarnda dua ederek geirdikleri bu gibi meknlarda ziller ska kullanlan v arat. Silas gcrtl parkeler zerindeki hareketin sesini duyabiliyordu Pelerinli bir adam aa indi. "Size yardm edebilir miyim?" Silas' artc grntsne dikkat etmeyecek kadar dnceli gzlere sahipti 'Teekkrler. Benim adm Silas. Opus Dei yesiyim." "Amerikal msnz?" Silas ban sallad. "ehre sadece bir gnlne geldim. Burada dinlenebilir miyim?"

"Sormanza bile gerek yok. nc katta iki bo oda var. Size ay ve ekmek getireyim mi?" Teekkrler." Silas ok ackmt. Silas yukardaki tek pencereli odaya karak, slak cppesinden kurtuldu ve i amarlaryla dua etmek iin meldi. Grevlinin yukar kp, kapsnn nne tepsiyi braktn duydu. Silas dua etmeyi bitirdi, yemeini yedi ve uyumak zere yatt. kat aada bir telefon alyordu. Silas' karlayan Opus Dei yesi telefona cevap verdi. Arayan kii, "Londra polisi," dedi. "Albino bir kei bulmaya alyoruz. Orada bulunabileceine dair istihbarat aldk. Onu grdnz m?" Adam armt. "Evet, o burada. Bir terslik mi var?" "imdiorada m?" "Evet, yukarda dua ediyor. Neler oluyor?" Memur, "Onu olduu yerde brakn," diye emretti. "Kimseye tek kelime etmeyin. Hemen memur gnderiyorum."

94
Westminster, Buckingham ve St. James saraylarn evreleyen St. James Park Londra'nn ortasnda bir yeillik deniziydi. Bir zamanlar Kral VIII. Henry'nin kapatt ve iini avlanmak iin geyikle doldurduu park, artk halka akt. Londra'llar gneli gnlerde stlerin altnda piknik yapar ve Rus bykelisinin II. Charles'a hediye ettii pelikanlarn glde yaayan torunlarna yem atarlard. retmen o gn etrafta pelikan grememiti. Frtnal hava beraberinde okyanustaki martlar tamt. imenler onlarla doluydu. Hepsi de ayn yne bakan yzlerce beyaz figr sabrla nemli rzgrn gemesini bekliyordu, Sabah sisine ramen parktan Parlamento Binas'yla Big Ben'in muhteem manzaralar grlebiliyordu. Meyilli imenlerden, rdek havuzunun yanndan ve su damlayan st aalarnn ince siluetlerinin nnden geen retmen, valyenin mezarnn bulunduu binann sivri kulelerini grebiliyordu. Rmy'ye buraya gelmesini sylemesinin asl sebebi buydu. retmen, park etmi limuzinin n yolcu kapsna yaklarken Rmy uzanarak kapy at. Darda biraz duran retmen, yannda tad konyak matarasndan bir yudum ald. Ardndan azn kurulayarak, Rmy'nin yanna geti ve kapy kapatt. Rmy kilit tan bir dl gibi tutuyordu. "Neredeyse kayboluyordu. retmen, yi i kardn," dedi. Kilit tan retmen'in sabrsz ellerine brakan Rmy, "yi i kardk." diye yantlad. retmen uzun sre hayranlkla bakarak glmsedi. "Peki ya silah temizledin mi?" "Bulduum yere geri koydum, torpido gznde." "Mkemmel." Konyaktan bir yudum daha alan retmen mataray Rmy'ye uzatt. "Baarmz kutlayalm. Sona yaklatk." Rmy ieyi minnetle kabul etti. Konyan tuzlu bir tad vard ama Rmy nemsemedi. O ve retmen artk gerekten ortak olmulard. Hayatnn daha yksek bir konuma ykseldiini hissedebiliyordu.Bir daha asla uak olmayacam. Rmy aadaki rdek havuzuna bakarken Chateau Villette ok uzaklarda kalm gibiydi. Mataradan bir yudum daha alan Remy, konyan kann sttn hissetmeye balamt. Bununla birlikte Remy'nin boazndaki scaklk, yerini rahatszlk verici bir yanma hissine brakt. Papyonunu geveten Rmy azndaki kumluluk hissinden rahatsz olarak mataray retmen'e geri uzatt. Zayf bir sesle, "Galiba yeterince itim," diyebildi. retmen, "Rmy, senin de farknda olduun gibi, yzm gren tek kii sensin. Sana ok gvendim," dedi. Papyonunu daha da gevetirken ateinin ykseldiini hisseden Rmy, "Evet," dedi. "Ve kimliin mezara kadar bende sakl kalacak." retmen bir sre sessiz kald. "Sana inanyorum," Matarayla kilit tan cebine atarak, torpido

gzne uzanan retmen, kk Medusa'y kartt. Rmy bir an iin korkuya kapld ama retmen onu da pantolonunun cebine soktu. Ne yapyor?Rmy aniden terlemeye balamt. Artk zntl bir tonla konuan retmen, "Sana zgrlk vaat ettiimi biliyorum," dedi. "Ama iinde bulunduun artlar gz nne aldmda, yapabileceimin en iyisi bu." Boazndaki ikinlik Rmy'yi deprem gibi sarst. Daralan soluk borusundaki kusmuk tadyla, boazn kavrayarak direksiyonun stne doru sendeledi. Arabann dndan duyulmaya yetmeyecek kadar ksk bir lk atabildi. Konyaktaki tuz tad etkisini gstermiti. ldrlyorum! Rmy inanamayan gzlerle dnp, yannda soukkanllkla oturup n camdan dary seyreden retmen'e bakt. Remy'nin gr bulanklat ve nefes almakta zorland.Onun iin her eyi yaptm! Bunu nasl yapabilir! Rmy, retmen'in onu batan beri mi ldrmeye niyetli olduunu yoksa Mabet Kilisesi'ndeki davranlaryla gvenini sarst iin mi ldrdn asla bilemeyecekti. imdi dehet ve intikam duygularyla dolmutu. Rmy, retmen'e doru hamle yapmak istedi ama sertleen vcudunu hareket ettiremiyordu.Sana her konuda gvendim! Rmy yumruk haline gelen ellerini kaldrp kornay almak istedi ama yana kayarak, retmen'in koltuuna dt. Boazn skan retmen'in yannda yan yatyordu. Yamur daha da iddetlenmiti. Rmy artk gremiyordu ama oksijensiz kalan beyninin son zayf uyarc duyular almaya zorlandn hissedebiliyordu. Dnyas yavaa kararrken Remy, Riviera dalgalarnn yumuak sesini duyduuna yemin edebilirdi. Limuzinden inen retmen, kimsenin kendinden tarafa bakmadna memnun olmutu.Baka ansm yoktu, diye dnrken, az nce yaptklarndan tr ne kadar az pimanlk duyduuna kendisi de armt,Rmy kendi kaderini izdi . retmen grev tamamlandktan sonra Rmy'nin ortadan kaldrlmas gerekebileceinden bandan beri endie etmiti, ama Mabet Kilisesi'nde kendini gstererek bu gereklilii hzlandrmt. Robert Langdon'n Chateau Villette'ye ani ziyareti retmen'e hem beklenmedik bir hediye olmu, hem de onu ikileme drmt. Langdon kilit tan dorudan operasyon merkezine getirmiti, bu ho bir srprizdi. Ama peinden polisi de srklemiti. Tm Chateau Villette'de ve samanlktaki dinleme nitesinde Rmy'nin parmak izleri vard. retmen, Rmy'nin faaliyetiyle kendisininkiler arasnda her trl balanty engellediine seviniyordu. Rmy konumad mddete retmen'i hi kimse tehis edemezdi ve artk bu sorun da ortadan kalkmt. Limuzinin arka kapsna doru ilerleyen retmen,burada halletmemiz gereken tek bir sorun kald, diye dnd.Yaananlar hakknda polisin hibir fikri olmayacak... ve onlara anlatacak yaayan hibir tank kalmayacak. Hi kimsenin bakmadndan emin olmak iin etraf kolaan ederek, kapy at ve geni blme girdi. retmen dakikalar sonra St. James's Park'n geride brakyordu.Geriye iki kii kald.Langdon ve Neveu. Onlarn ii daha karmakt. Ama stesinden gelmek mmknd. Ama u anda retmen'in ncelikle kripteksle ilgilenmesi gerekiyordu. Parka zafer edasyla gz gezdirerek, hedefini grd.Papa valye gmm Londra'da. retmen iiri duyar duymaz, cevab bulmutu. Buna ramen, dierlerinin hl bulamam olmas artcyd. Adaletsiz bir avantaja sahibim. Aylardr Saunire'in konumalarn dinlediinden. Byk stat'n bir kez Da Vinci'ye besledii kadar saygyla bu valyeden bahsettiini duy. mutu. Bir kere grdkten sonra iirin bahsettii valyeyi anlamak son derece basitti -Saunire'in espritelliini kabul etmek gerekirdiama bu mezarn son ifreyi nasl aklayaca hl bir muammayd. Ara, kreyi kabre aitti. retmen, nl mezarn ve en ayrt edici zelliinin fotoraflarn belli belirsiz hatrlad.Muhteem bir kre. Mezarn stne yerletirilmi dev kre, neredeyse mezar kadar bykt. Krenin varl retmen iin hem cesaret vermi, hem de sknt yaratmt. Bir yandan yol gsteren bir levha gibiydi ama iire baklacak olursa, bulmacann eksik paras, valyenin mezarnda bulunmasgereken bir kreydi ... zaten orada mevcut duran deil. Cevab ortaya karmak iin mezarda yapaca incelemeye gveniyordu. Yamur hzn arttrmt. Kripteksi nemden korumak iin sa cebinin iyice derinlerine itti. Kk

Medusa marka tabancay sol cebine saklad. Birka dakika sonra, Londra'nn dokuz yz yllk en eski binalarndan biri olan sakin mabede giriyordu. retmen yamurdan kap ieri girdii srada Piskopos Aringarosa dar kyordu. Aringarosa, Biggin Hill Havaalan'nn slak pistinde uandan indi ve souk rutubete kar cppesine sarnd. Yzba Fache tarafndan karlanmay umut ediyordu. Onun yerine emsiye tutan gen bir ngiliz polis memuru yaklat. "Piskopos Aringarosa? Yzba Fache'nin gitmesi gerekiyordu. Sizinle ilgilenmemi syledi. Sizi Scotland Yard'a gtrmemi istedi. En gvenlisinin bu olacan dnd." En gvenlisi mi?Aringarosa, elinde skca tuttuu Vatikan bonolaryla dolu antaya ban eerek bakt. Neredeyse unutmutu. "Evet, teekkr ederim." Silas'n nerede olduunu merak eden Aringarosa polis aracna bindi. Dakikalar sonra polis taraycs bu sorunun cevabyla czrdad. 5 Orme Court. Aringarosa adresi hemen tanmt. Londra'daki Opus Dei Merkezi. ofre dnd. "Beni hemen oraya gtr!"

95
Langdon'n gzleri arama baladndan beri ekrandan ayrlmamt. Be dakika. Sadece iki sonu. kisi de birbiriyle alakasz. Endielenmeye balyordu. Yan odadaki Pamela Gettum, scak iecekleri hazrlyordu. Langdon ile Sophie, Gettum'un nerdii ayn yan sra aklszca kahve iip iemeyeceklerini sormulard. Ama Langdon, yan odadaki mikrodalgadan gelen seslerden, isteklerinin hazr Nescafe ile dllendirileceini arlayabiliyordu. Sonunda bilgisayar neeli bir bip sesi kard. Gettum ierideki odadan, "Yeni bir sonu daha buldu galiba," diye seslendi. "Bal ne?" Langdon ekrana gz att. Ortaa Edebiyatnda Kse Alegorileri: Sir Gawain ve Yeil valye zerine nceleme "Yeil valye alegorileri," diye seslenerek cevap verdi. Gettum, "e yaramaz," dedi. "Londra'da gml fazla mitolojik yeil dev yoktur." Ekrann nnde oturan Langdon ile Sophie, iki anlamsz sonucu di ha sabrla beklediler. Bilgisayar bir kez daha biplediinde, karlarnda beklenmedik bir neri kmt. DIE OPERN VON RICHARD WAGNER Sophie, "Wagner'in operalar m?" diye sordu. Elinde bir paket hazr kahve tutan Gettum, kap eiinden bakyordu. "Bu ilgin bir eleme olmu. Wagner valye miydi?" Aniden merak uyanan Langdon, "Hayr," dedi. "Ama iyi tannan bir parmason'du."Mozart, Beethoven, Shakespeare, Gershwin, Houdini ve Disney'in yan sra. Masonlarla Tapnak valyeleri, Sion Tarikat ve Kutsal Kse arasndaki ba anlatan saysz kitap yazlmt. "Buna bakmak istiyorum. Tam metni nasl grebilirim?" Gettum, "Tm metni grmenize gerek yok," dedi. "Koyu renkli bala tklayn. Bilgisayar, anahtar kelimelerinizi ieren tekli ncl kaytlar ve l artl kaytlar gsterecektir." Ne syledii hakknda en ufak fikri olmamasna ramen, Langdon yine de bala tklad. Yeni bir pencere almt.

...mitolojik valye, Parsifal ismindeki bu... ...mecazi Kse aray tartmal olarak... ...Rebecca Pope'un opera antolojisi "Diva"nn... ...Wagner'in mezar Almanya, Bayreuth'tadr... Hayal krklna urayan Langdon, "Yanl papa," dedi. Buna ramen sistemin kullanm kolaylna hayran kalmt. Metindeki anahtar kelimelerle, Wagner'inParsifal isimli operasnn Magdalal Meryem ve sa Mesih'in ocuklarna deindiini, gerei arayan gen bir valyenin hikyesini anlattn anlayabiliyordu. Gettum, "Sabrl olun," dedi. "Bu bir say oyunu. Brakalm da makine alsn." Sonraki birka dakika boyunca bilgisayar,trubadorlarla -Fransa'nn n' gezgin halk ozanlar- ilgili bir metin de dahil olmak zere Kse'yle ilgili pek ok sonu dkt. Langdon ozan(minstrel) ve papaz (minister)kelimelerin ortak bir etimolojik kkene sahip olmasnn tesadf olmadn biliyordu. Trubadorlar, Magdalal Meryem Kilisesi'nin mzii kullanarak halka kutsal dii hikyesini yayan gezgin hizmetkrlar ya da "papazlarydlar". Trubadorlarn syledikleri "Hanmmzn" erdemlerini ven arklar gnmze dek gelmitir. Kendilerini sonsuza dek adadklar gizemli ve gzel bir kadn. Kaln harflerle yazl bala tklad ama hibir ey bulamad. Bilgisayar yeniden bipledi. VALYELER, VALELER, PAPALAR VE BE KEL YILDIZLAR: KUTSAL KSE'NN TAROT TARH Langdon, Sophie'ye, "Hi armadm," dedi. "Anahtar kelimelerimizden bazlar kartlarla ayn isimleri tayor." Fareye uzanarak, balant adresini tklad. "Bykbabann Tarot oynadnz zamanlarda bundan bahsettiine emin deilim Sophie ama bu oyun, Kayp Gelin ile ona eziyet eden kt kilise hikyesini anlatan 'ksa soru-cevap kartlaryd'." Sophie pheyle ona bakt. "Hi fikrim yoktu." "te asl konu da bu. Kse mritleri, mesajlarn mecazi bir oyun yoluyla reterek, kilisenin dikkatli gzlerinden saklam oldular." Langdon modern kt oyuncularndan ka tanesinin, oyun kartlarnn stndeki drt iaretin kupa, maa, karo, sinek aslnda Tarot'un dorudan Kse'yle ilgili drt sembolnden kllar, kupalar, asalar ve tlsmlar geldiini bildiklerini merak etti. Maalar kllard -Bak. Erkek. Kupalar kupalard -Kadeh. Dii. Sineklen Asalard -Kraliyet Soyu. Filizlenen asa. Karolar Tlsmlard -Tanra. Kutsal dii. Drt dakika sonra, Langdon aradklarn bulamayacaklarndan endie etmeye balad srada, bilgisayar yeni bir sonu gsterdi. Dehann Cazibesi: Modern Bir valye Biyografisi. Langdon, Gettum'a, "Dehann Cazibesi mi?" diye seslendi. "Modern bir valye biyografisi mi?" Gettum ban keden uzatt. "Nasl modern olur? Ltfen bana Sir Rudy Giuliani olduunu syleme. ahsen ben bunun biraz yanl bir seim olduunu dnyorum." Langdon'n, yeni valye ilan edilen Mick Jagger hakknda kendine ait baz dnceleri vard ama modern ngiliz valyeleriyle ilgili politikalar tartmann sras deildi. "Bir bakalm." Langdon dikkatini kaln harflerle yazlm anahtar kelimelere verdi.

...erefli valye, Sir Isaac Newton... ...1727'de Londra ehrinde ve ayrca... ...onun mezar Westminster Manastr'nda... ...Alexander Pope, dostu ve meslekta... Sophie, Gettum'a, "Sanrm modern greceli bir kelime," dedi. "Bu eski bir kitap. Sir Isaac Newton hakknda." Kap eiinde duran Gettum ban iki yana sallad. "imize yaramaz. Newtonn mezar Westminster Manastr'nda, oras ngiliz Protestanlarnn mekndr. Katolik bir Papa'nn oraya gitmesine imkn yok. Krema ve eker?" Sophie ban sallad. Gettum bekledi. "Robert?" Langdon'n kalbi hzla arpyordu. Gzlerini ekrandan ayrarak ayaa kalkt. "Aradmz valye Sir Isaac Newton," dedi. Sophie oturduu yerde kald. "Neden bahsediyorsun?" Langdon, "Newtonn mezar Londra'da," dedi. "Bilimdeki yeni kefi, kilisenin hmn zerine ekmiti. Ayrca Sion Tarikat'nn Byk stat'yd. Daha baka ne isteyebiliriz ki?" "Daha baka ne mi?" Sophie iiri gsterdi. "Peki Papa'nn gmd valyeye ne diyeceksin? Bayan Gettum'u duydun. Newton' Katolik bir Papa gmmemi." Langdon fareye uzand. "KatolikPapa'dan bahseden kim?" "Papa" yazan balanty tkladnda, cmlenin tamam ekranda belirdi. Sir Isaac Newtonn, krallarn ve soylularn katld cenazesine bakanlk eden Alexander Pope, dostu ve meslekta olarak mezarna toprak serpitirmeden nce ona methiyeler yadrd. Langdon, Sophie'ye bakt. "kinci aramada gerek Papa'y bulduk Alexander." Durdu. "Yani Alexander'in Pope soyad Papa anlamnda kullanlm." Papa valye gmm Londra'da ya da Pope valye gmm Londra'da. Ayn anlama geliyordu. Sophie yzndeki aknlk ifadesiyle ayaa kalkt. ift anlaml kelimelerin ustas olan Jacques Saunire bir kez daha korkun zeki bir adam olduunu kantlamt.

96
Silas srayarak uyand. Onu neyin uyandrdna ya da ne kadar sredir uyuduuna dair fikri yoktu.Rya m gryordum? Hasr kilimin stnde dorularak, Opus Dei konuk evinin koridorundan gelen sesleri dinledi. Sessizlii sadece aa katta, yksek sesle dua eden birinin mrltlar bozuyordu. Bunlar alldk seslerdi ve aslnda ona huzur vermeliydi. Buna ramen iddetli ve beklenmedik bir huzursuzluk hissediyordu. Sadece i amarlaryla ayaa kalkan Silas, pencerenin yanna yrd.Takip mi edildim? Aadaki avlu botu, tpk ieri girerken grd haldeydi. Dinledi.Sessizlik. Peki neden tedirginim? Silas uzun zaman nce nsezilerine gvenmeyi renmiti. Hapse girmeden ok nce, nsezileri onun Marsilya sokaklarnda hayatta kalmasna yardmc olmutu... Piskopos Aingarosa'nn ellerinde yeniden hayat bulmadan ok nce. Pencereden dar baktnda, itlerin arkasndaki bir arabann bulank siluetini ferle etti. Arabann tepesinde bir polis sireni vard. Koridordaki parkelerden bir atrt sesi geldi. Bir kap srgs hareket etti. gdlerine gre hareket eden Silas odada hzla hareket ederek, aldnda tam arkasnda olacak

ekilde kapnn yannda durdu. eri frtna gibi giren polis memuru, bo gibi grnen odada dorulttuu silahn sola ve saa gezdirdi. O henz Silasn yerini kefedemeden, Silas atlarak omzuyla kapy ieri girmekte olan ikinci memurun yzne arpmt. Polis ate etmek zere dnerken Silas, onun bacaklarna dald. Silah ate aldnda kurun, polisin incik kemiini kavrayan Silas'n bann tam stnden gemiti. Bacaklarn aadan ekerek, polisi yere yatrd ve adam ban yere arpt. Kap eiinde sendeleyen ikinci polis memurunun kasklarna Silas bir tekme indirdi ve kvranan vcudunun stnden atlayarak koridora kotu. Silas neredeyse plak bir halde solgun vcuduyla merdivenlerden aa indi. Kendisine ihanet edildiini biliyordu ama kim? Lobiye indiinde, n kapda kouturan baka polisler olduunu grd. Silas dier yne dnerek, konuk evinin derinliklerinde ilerledi.Kadnlara ayrlan ksmn girii.Tm Opus Dei binalarnda bir tane var. Dar koridorlarda kvrlarak ilerlerken, bir mutfaa dalarak, tabaklar ve atal baklar deviren plak Albino'dan uzak durmay yeleyen, dehet iindeki alanlarn yanndan geti. Silas kazan dairesinin yanndaki karanlk koridora kotu. Arad kapy bulmutu. k tabelas, koridorun sonunda parlyordu. Kapdan karak vargcyle yamura doru koan Silas alak banketten atlarken dier ynden gelen memuru ok ge fark etti. ki adam arptnda Silas'n geni ve plak omzu, dier adamn gs kafesine ezici bir gle arpt. Polis memuru kaldrma srtst ylrken, Silas onun stne dmt. Memurun silah takrtyla yere dt. Silas koridorda bararak koan adamlarn sesini duyabiliyordu. Yuvarland ve dier memurlar geldii srada yere den silah kapt. Merdivenlerden bir el silah sesi geldiinde, Silas kaburgalarnn altnda yakc bir ac hissetti, intikam hrsyla dier polise ate at ve kanlarn etrafa yayd. Birdenbire arkasnda karanlk bir figr belirmiti. Onun plak omuzlarn tutan fkeli eller, gcn sanki eytann kendisinden almt. Adam, onun kulana doru bard. SILAS, HAYIR! Silas dnerek ate etti. Gz gze geldiler. Piskopos Aringarosa yere derken, Silas dehet lklar atmaya balad.

97
Westminster Manastr'nda binden fazla insann mezar ya da saygn bir yeri vard. Dev ta yapnn ii krallarn, devlet adamlarnn, bilim adamlarnn, airlerin ve mzisyenlerin hatralaryla doluydu. Mmkn olan her niin ve duvar oyuunun iine yerletirilmi mezarlar, mozolelerin en ahanesinden kubbeli lahdinde zel bir apeli bulunan Kralie Elizabeth'in mezar aada kimin kalntlarnn yattn kiinin hayal gcne brakan, yzyllar boyunca zerinde gezinilmekten anm mtevaz yer karolarna kadar geni bir yelpazeye yaylmt. Amiens, Chartres ve Canterbury'deki byk katedraller gibi tasarlanm olan Westminster Manastr, ne bir katedral, ne de kilise olarak kabul ediliyordu. Sadece kraliyete bal, kraliyete zg bir snfa aitti. 1066 ylnn Noel gn, Fatih Williamn ta giyme trenine ev sahiplii yapt gnden bu yana, gz kamatrc mabet, Gnah kartan Edwardn azizlik mertebesine ykseltilmesi, Prens Andrw ile Sarah Ferguson'n nikh, V. Henry, Kralie Elizabeth ve Lady Diana'nn cenaze trenleri gibi saysz kraliyet ve devlet trenine ahit olmutu. Buna ramen Robert Langdon bir olay hari, manastrn tarihine hi ilgi duymamt ngiliz valyesi Sir Isaac Newtonn cenazesi. Papa valye gmm Londra 'da. Kuzey kanadndaki byk revaktan aceleyle geen Langdon ile Sophie'yi, nezaketle karlayan muhafzlar onlar, manastra yeni ilave edilen Ve im4 erde Londra'nn birok tarihi binasnda bulunan geni metal detektrden geirdiler. Her ikisi de alarm altrmadan altndan getiler Vu Manastr giriine yneldiler. Langdon, Westminster Manastr'na admn atar atmaz, d dnyayla balarn birden koptuunu hissetti. Trafik grlts yoktu. Yamur sesi yoktu. Sadece, sanki bina kendi kendisiyle konuuyormu gibi ileri geri yanklanan sar edici bir sessizlik hkimdi. Hemen her ziyareti gibi Langdon ile Sophie'nin gzleri de derhal manastrn yukardaki gkyzn

iine alyormu gibi grnen kubbesine kayd. Gri ta kolonlar, glgelerin arasna servi aalar gibi ykseliyor ba dndrc akln zerinde kavis izerek, yeniden ta zemine geri dnyordu. nlerindeki geni kuzey kanad vadisi, dik kayalklar ve vitrayl camlarla ayrlm derin bir kanyon gibi uzanyordu. Gneli gnlerde manastrn zemininde prizmatik bir k gsterisi oluurdu. Bugn ise, yamur ve karanlk bu heybetli bolua hayaletimsi bir hava vermiti... aslnda daha ok gerek bir ukuru andryordu. Sophie, "Tamamyla bo," diye fsldad. Langdon hayal krklna uramt. ok daha fazla insan grmeyi umut ediyordu.Halkn daha ok dolutuu bir yer. Langdon bo Mabet Kilisesi'ndeki nceki deneyimlerinin tekrar etmesini istemiyordu. Turistlerin urak yeri olduundan bir gvenlik sistemini bekliyordu ama Langdon'n hatrnda kalan iyi aydnlatlm manastrdaki kalabalk turistlerin geldii yaz sezonunda olumutu. Bugn ise yamurlu bir nisan sabahyd. Kalabalklarn ve parldayan vitray camlarn yerine grebildii tek ey, bombo bir zemin ve karanlk bo duvar oyuklaryd. Langdonn kuruntularn sezinledii belli olan Sophie, "Metal detektrden getik," diye hatrlatt. "Burada birisi varsa bile silahl olamaz." Langdon ban sallad ama yine de temkinli davranmas gerektiim hissediyordu. Yanlarnda Londra polisini getirmek istemiti ama Sophie'nin ie kimlerin kartna dair endiesi, onlarn yetkililerle balan kurmasn engellemiti. Sophie,kripteksi geri almalyz, diye srar etmiti.Her eyin anahtar o. Elbette haklyd. Leigh'i canl kurtarmann anahtaryd. Kutsal Kse'yi bulmann anahtaryd. Bunun arkasnda kimin olduunu bulmann anahtaryd. Ne yazk ki kilit tan geri almalar sadece imdi ve burada mmknd... Isaac Newtonn mezarnda. Kripteksi elinde bulunduran kii, son ipucunu zmek iin mezar ziyaret etmek zorunda kalacakt ve ee imdiye kadar gelip gitmemise, Sophie ile Langdon, onunla karlamaya kararlyd. Akla kmak iin sol taraftaki duvara doru yryerek, bir dizi stunun arkasndaki karanlk yan koridora getiler. Langdon kendi limuzininin arkasnda byk olaslkla bal bir halde rehin tutulan Leigh Teabing'in grntsn zihninden karamyordu. En stteki tarikat yelerinin ldrlmesini emreden kii, yoluna kan dierlerini de ldrmekte tereddt etmeyecekti. Teabing'in modern bir ngiliz valyesi kendi vatanda Sir Isaac Newton ararken rehin alnmas acmasz bir ironiydi. Etrafna baknan Sophie, "Ne taraftan?" diye sordu. Mezar. Langdonn hi fikri yoktu. "Bir gzetmen bulup sormalyz." Langdon burada amaszca dolamamalar gerektiini biliyordu. Westminster Manastn, mozolelerden, kapal blmelerden ve gm nilerinden oluan karmak bir dehlizdi. Louvre'un Byk Galerisi gibi, buraya da tek bir noktadan giriliyordu -az nce getikleri kap-, eri girii bulmak kolay fakat k bulmak imknszd. Langdonn meslektalarndan biri bunagerek bir turist tuza, demiti. Mimari gelenee bal kalnarak, manastr dev bir ha biiminde ina edilmiti. Bununla birlikte, ana nefin birimindeki koridordan geilen arka taraftaki giri yerine dier kiliselerden farkl olarak, girii yan taraftand. Ayrca manastra bir dizi kemeralt balanmt. Ziyareti yanl kemerli geide ataca tek bir admla, yksek duvarlarla evrili bir d pasajlar labirentinde kaybolacakt. Kilisenin ortasna doru yryen Langdon, "Gzetmenler koyu krmz biniler giyer," dedi. Gney kanadnn en sonundaki yaldzl yksek sunaa bakan Langdon, ellerinin ve dizlerinin stnde emekleyen insanlar grd. Grnd kadar kutsal olmasa da, airler Kesi'ndeki yere kapanma hacl alldk bir sahneydi.Mezarlara srtnen turistler. Sophie, "Ben gzetmen gremiyorum," dedi. "Mezar belki kendimiz Alabiliriz, olmaz m?" Langdon tek kelime etmeden manastrn ortasna doru birka adm daha att ve sa taraf gsterdi. Sophie manastrn ana nefinin uzunluuna baktnda ararak derin bir nefes ald. imdi binann ne kadar byk olduunu grebiliyordu "Ah," dedi. "Hadi bir gzetmen bulalm." O srada ana nefin yzlerce metre tesinde, koro sahnesinin arkasnda gzlerden uzakta kalan Sir

Isaac Newtonn mezarnn tek bir ziyaretisi vard. retmen bu ant on dakikadr inceliyordu. Newtonn mezar, klasik kostmnn iindeki Sir Isaac Newtonn gururla kendi kitaplarna lahiyat, Kronoloji, Optik ve Philosophiae Naturalis Principia Mathematica- yasland bir heykelinin zerinde durduu byk siyah mermer bir lahitti. Newtonn ayaklarnn dibinde, parmen kd tutan iki kanatl erkek ocuu vard. Newtonn boylu boyunca yatan bedeninin arkasnda gsterisiz bir piramit ykseliyordu. Piramidin kendisi de tuhaf olduu halde, retmen'in en ok merakn uyandran, piramidin ortasna yerletirilmi dev ekildi. Bir kre. retmen, Saunire'in artmal bilmecesini dnd.Ara, kreyi kabre aitti. Piramidin n yznden dar doru kan dev kre, yarm kabartma eklinde oyulmutu ve tm semavi betimlemeleri ieriyordu; takmyldzlar, burlar kua, kuyruklu yldzlar, yldzlar ve gezegenler, stnde ise, yldzlarla kapl bir alann altndaki Astroloji Tanras simgesi vard. Saysz kre. retmen mezar bulduktan sonra kayp kreyi bulmann kolay olacan zannetmiti. Ama artk o kadar emin deildi. Gkyznn karmak bir haritasna bakyordu. Eksik bir gezegen mi vard? Takmyldzlardan astronomik bir kre mi kartlmt? Hi fikri yoktu. Buna ramen retmen cevabn son derece basit olacandan pheleniyordu. "Papa'nn gmd bir valye" gibi.Hangi kreyi aryorum? Kutsal Kseyi bulmak iin astrofizik uzman olmaya gerek yoktu elbette, yoksa yle miydi? Gld teni doluydu gbei Bulunduu yere yaklaan turistler retmen'in dikkatini datm Kripteksi yeniden cebine att ve yaknlardaki masaya giderek, kseye ba paras atan ve manastr tarafndan cretsiz datlan mezara srtnme gerelerini yanlarna alan ziyaretileri dikkatle izledi. Ellerindeki fzen kalemleri ve byk ktlarla, manastrn n ksmna, byk ihtimalle de Chaucer'e, Tennyson'a ve Dickens'a duyduklar saygy mezarlarna srtnerek gsterecekleri airler Kesi'ne doru ilerlediler. Tekrar yalnz kalan retmen mezara biraz daha yaklaarak, onu tepeden trnaa inceledi. Lahidin altndaki pene ayaklarla balad, oradan yukar Newton'a, bilim kitaplarna, matematik parmenleri tutan iki erkek ocuuna, piramidin n yzeyine, takmyldzl kreye ve sonunda niin yldzlarla dolu kubbesine bakt. Burada hangi krenin olmas gerekiyordu... hangisi kayp?Sanki cevap Saunire'in oyma mermerinden vahiy gelecekmi gibi, cebindeki kriptekse dokundu.Kse'yle aramda sadece be harf var. Koro sahnesinin kesine doru adm atarken, derin bir nefes ald ve ban kaldrarak uzaktaki ana sunan uzun nefine bakt. Baklar yaldzl sunaktan parlak koyu krmz bini giyen bir manastr gzetmenine kaymt. Onu el iaretiyle iki tandk sima yanlarna aryordu. Langdon ve Neveu. retmen sakince koro sahnesinin arkasna doru iki adm att. Bu ok hzl oldu. Langdon ile Sophie'nin sonunda iirin anlamn zerek Newtonn mezarna geleceklerini tahmin etmiti ama bu, onun tahmin ettiinden ok daha erken gereklemiti. retmen derin bir nefes alarak ihtimalleri gzden geirdi. Beklenmedik olaylarla ba etmeye almt. Kripteksi elimde tutuyorum. Elini cebine sokarak, ona gven veren ikinci nesneye dokundu: Medusa marka tabancas. Tahmin edilecei gibi, retmen saklad silahyla altndan geerken manastrn metal detektr tmt. Ama yine tahmin edilecei gibi, gvenlik grevlileri retmen'in fkeyle kartt kimlik kartn grnce geri ekilmilerdi. Resmi rtbeler her zaman beklenen saygy uyandrrd. retmen ilk bata kripteksi tek bana zmeyi umut etmi olsa da, imdi Langdon ile Neveu'nun geliinin iyi bir gelime olduunu sezinliyordu. Bahsedilen "kre" ile ilgili baarszln gz nnde bulundurarak, onlarn uzmanlndan faydalanabilirdi. Zaten eer Langdon iirdeki ifreyi zerek mezara kadar gelmise, kreyle ilgili bir eyler bilme olasl da vard. Ve eer Langdon ifreyi biliyorsa, doru basky uygulamas yeterli olacakt. Ama elbette burada deil. zel bir yerde.

retmen manastra gelirken yolda grd kk bir tabelay anmsad. O an onlar ekecei mkemmel yer kafasnda olumutu. imdi tek sorun... yem olarak neyi kullanacayd.

98
Langdon ile Sophie kuzey koridorunda, onu ak neften ayran geni stunlarn glgelerinde yavaa ilerlediler. Nefin yarsna kadar yol kat etmi olmalarna karn hl Newton'n mezarn gremiyorlard. Bir nie yerletirilen lahit, bulunduklar ters adan grnmyordu. Sophie, "En azndan burada kimse yok," diye fsldad. Rahatlam olan Langdon ban sallad. Nefin Newtonn mezarnn yanndaki blm tamamen botu. "Ben oraya gideyim," diye fsldad. "Sen burada kalp saklan, bir gren..." Sophie oktan sakland yerden km, ak alanda ilerlemeye balamt. "...olursa diyecektim," diyen Langdon koturarak yanna gitti. Geni nefi aprazlama geen Langdon ile Sophie, bo mitler uyandran niceliklerle dolu kabri grdklerinde hi konumadlar... siyah, mermer bir lahit... Newtonn boylu boyunca yatan bir heykeli... kanatl iki erkek ocuk... dev bir piramit... ve...devasa bir kre. Sesi arm gibi gelen Sophie, "Bunu biliyor muydun?" dedi. Ayn ekilde arm olan Langdon ban iki yana sallad. Sophie, "zerine takmyldzlar oyulmu gibi duruyor," dedi. Nie yaklatklarnda, Langdon yavaa ktn hissetti. Newton'n mezar krelerle doluydu -yldzlar, kuyrukluyldzlar, gezegenler.Onun lahidinin stndeki kreyi m arayacakt? Bu i samanlkta ine aramaya benzeyecekti. Kaygl grnen Sophie, "Astrolojik simgeler," dedi. "Ve saylar ok fazla. Langdon kalarn att. Kse ile gezegenler arasnda Langdonn aklna gelen tek ba, Vens'n be keli yldzyd. Ama Mabet Kilisesi'ne giderken zaten "Vens" ifresini denemiti. Sophie doruca lahidin yanna yaklat ama Langdon birka adm geride durarak, manastr kolaan etmeyi yeledi. Ban eerek Newtonn yasland kitaplarn kapaklarn okuyan Sophie, "lahiyat" dedi. "Kronoloji Optik. Philosophiae Naturalis Principia Mathematica?" Ona dnd. "arm yapyor mu?" Langdon dnerek yaklat. "Hatrladm kadarylaPrincipia Mathematika , gezegenlerin yerekimiyle ilgili bir eydi... bunlar kesinlikle kre ama ilgisiz grnyor." Krenin stndeki takmyldzlar gsteren Sophie, "Peki ya burlar?" diye sordu. "Daha nce Balk'tan ve Kova'dan bahsetmitiniz, yle deil mi?" Zamann Sonu, diye dnd Langdon. "Balk Burcu'nun sonu ve Kova Burcu'nun balangcnn, tarikatn Sangrea! Belgeleri'ni dnyaya duyurmay planlad tarih olduu iddia ediliyordu."Ama bin yl sessiz sedasz gelip geti ve tarihiler gerein ne zaman ortaya kaca konusunda muallakta kald. Sophie, "iirin son dizesi," dedi. 'Tarikatn gerei aklamay planlamasyla ilgili olabilir." Gld teni doluydu gbeidiye. Langdon olasl dndnde rperdiini hissetti. Dizeyi hi bu ekilde dnmemiti. Sophie, "Bana daha nce," dedi. "Tarikatn 'gl' ve bereketli rahmini aklamay planlad zamann, dorudan gezegenlerin -yani krelerin pozisyonlarna bal olduunu sylemitin." htimalin giderek kuvvetlendiini hisseden Langdon ban sallad. Buna ramen, igdleri ona anahtarn astronomide sakl olmadn sylyordu. Byk stat'n nceki cevaplar hep kelime oyunlarna ve sembolik zelliklere sahiptiler -Mona Lisa, Kayalklar Bakiresi, SOFIA.Bu kelime oyunu kavram gezegen kreleri ve burlara kesinlikle uymuyordu. u ana kadar Jacques Saunire ok titiz bir ifre yazar olduum ispat etmiti ve Langdon son ifrenin... tarikatn en byk srrn koruya be harfin sembolik adan uyum salamakla kalmayp, kristal berraklnda olacana inanyordu. Bu cevap da dierleri gibiyse, zdklerinde gn gibi ortada olduunu anlayacaklard. Onu kolundan yakalayarak dncelerini blen Sophie, ""Bak!" diye heyecanland. Dokunuundaki

korkudan Langdon yanlarna birisinin geldiini sand ama Sophie'ye dndnde siyah mermer lahidin stne dehetle baktn grd. Newtonn sa ayann yanndaki bir noktay iaret ederken, "Buraya biri gelmi," diye fsldad. Langdon, onun neden kayglandn anlayamamt. Dikkatsiz bir turist, mezarlara srtt fzen kalemini Newtonn ayann yanndaki lahit kapana brakmt. Hibir ey demek deildi. Langdon, onu almak iin uzand ama lahide doru eildii anda cilal siyah mermer zerindeki k deiti ve Langdon donakald. Sophie'nin neden korktuunu o an anlamt. Newtonn ayann dibindeki lahidin kapana glkle grlen bir fzen kalemiyle yazlan mesaj okunabiliyordu: Teabing elimde, Papazlar Meclisi Binas'nda gney kna gidin, Oradan halka ak bostana kn. Langdon kalbi hzla arparken, yazlanlar iki kez okudu. Sophie ban evirerek, nefi inceledi. Kelimeleri grdkten sonra kapld korkuya ramen, Langdon kendi kendine bunun iyi haber olduunu sylyordu. Leigh hl yayor. Bunun bir anlam daha vard. "ifreyi bilmiyorlar," diye fsldad. Sophie ban sallad. Yoksa neden burada olduklarn bildirsinler? "ifreyle Leigh'i dei toku yapmak isteyebilirler." "Ya da bir tuzak." Langdon ban iki yana sallad. "Sanmyorum. Bostan, manastr duvarlarnndnda. Halka ak bir yer." Langdon bir kez manastrn, keie ferin doal farmakolojik ilalar yetitirdii gnlerden kalma Faklte Bostan'n ziyaret etmiti -kk bir meyve ve ifal ot bahesi. Byk Britanya'daki en eski meyve aalarn barndran Faklte Bostan, manastra yrmek zorunda kalmadan ziyaret edebildikleri urak bir meknd. "Sanrm bizi darda bir yere gndermek bir eit itimat gsterisi. Bylece kendimizi gvende hissedeceiz." Sophie pheli grnyordu. "Yani darda, metal detektrlerin olmad bir yerde." Langdon yzn buruturdu. Syledikleri mantklyd. Krelerle dolu mezara bir kez daha bakan Langdon kripteks ifresi hakknda keke bir fikrim olsayd, diye dnd... pazarlk yapabilecek bir eyi olurdu.Bu ie Leigh'i ben bulatrdm ve ona yardm etmek iin ne gerekiyorsa yapacam. Sophie, "Notta Papazlar Meclisi Binas'ndan gney kna gidin, diye yazyor," dedi. "Belki ktan bostan grebiliriz. Bylece dar kp, kendimizi tehlikeye atmadan nce durumu deerlendirebiliriz." yi bir fikirdi. Langdon, Papazlar Meclisi Binas'nn, modern parlamento binasndan nce orijinal ngiliz Parlamentosu'nun topland sekizgen bir salon olduunu hatrlyordu. Oraya gideli yllar olmutu ama revakl avludan kldn anmsayabiliyordu. Langdon geri birka adm atarak lahitten uzaklat ve geldikleri ynn aksi istikametinde nefin karsnda bulunan, sa taraftaki koro sahnesine bakt. Geni bir tabelann yannda tonozlu bir geit vard.

B U YOLD AN: K EME RALT I B APA PAZI N EV FA KLT E BNA SI M ZE H AZN E ODAS I AZ Z FAIT H APE L PA PAZL AR MEC LS BNA SI

Langdon ile Sophie tabelann altndan koarak geerken, tadilat dolaysyla baz blmlerin kapal olduunu yazan kk ilan gremediler. Sabah yamurunun slatt, yksek duvarlarla evrili st ak bir avluya kmlard. Tepelerindeki rzgr, sanki birisi bir ienin azna flyormu gibi vzldayarak esiyordu. Avluyu evreleyen dar yry yoluna girdiklerinde Langdon, kapal alanlarda hissettii o tandk huzursuzluu yaamaya balad. Bu yry yollarna kemeralt deniyordu, Langdon bukemeralt (cloister) kelimesinin, Latincedekikapal yer fobisi (claustrophobic) kelimesiyle olan ban i skntsyla fark etti. Dikkatini tnelin sonuna vererek Papazlar Meclisi Binas tabelalarn takip etti. Artk yamur serpitiriyordu. Yry yolu souk ve kemeraltnn tek k kayna olan stunlu duvarlarn arasndan szan yamur damlalar yznden nemliydi. Ktleen havadan kaarak dier ynden gelen baka bir ift, yanlarndan kouturarak geti. imdi bombo grnen kemeraltnn, rzgrda ve yamurda manastrn en cazip yer olmadn itiraf etmek gerekirdi.

Dou kemeraltnn krk metre aasnda sol tarafta, baka bir koridora balanan bir kemerli geit belirmiti. Aradklar giri bu olduu halde, giri bir kordonla ve resmi grnl bir tabelayla kapatlmt.

T ADL AT DOL AYISI YLA KAPA LI H AZN E ODAS I AZ Z FAIT H APE L PA PAZL AR MEC LS BNA SI Kordonun arkasndaki bo ve uzun koridor, yap iskeleleri ve rtlerle kaplanmt. Langdon kordonun hemen arkasnda sal sollu yer alan Hazine Odas ve Aziz Faith apeli girilerini grebiliyordu. Bununla birlikte Papazlar Meclisi Binas girii koridorun sonunda, yani ok daha uzaktayd. Langdon bulunduu yerden bile, ar ahap kapnn ardna kadar ak olduunu ve Faklte Bostan'na bakan kocaman pencerelerden giren grimsi doal kla aydnlanan sekizgen i mekn grebiliyordu.Papazlar Meclisi Binas'nn gney kapsna gidin, oradan halka ak bostana kn. Langdon, "Dou kemeraltndan az nce ktk," dedi. "O halde bostana giden gney k orada ve sada olmal." Sophie kordonun stnden aarak ileri gitmeye balamt bile. Karanlk koridorda aceleyle ilerlerken, arkalarnda kalan rzgr ve yamur sesleri giderek zayflyordu. Papazlar Meclisi Binas, bir eit uyduya benziyordu... Parlamento toplantlarnn gizliliini korumak iin uzun koridorun sonunda tek bana duran ek bina. Yaklarlarken Sophie, "Kocaman grnyor," dedi. Langdon bu odann ne kadar byk olduunu unutmutu. Giriin dndan bile geni i mekna baktnda, sekizgenin arka tarafnda tonozlu tavana kadar be kat boyunca ykselen nefes kesici pencereleri grebiliyordu. eriden baktklarnda dardaki baheyi gayet net grebildikleri ortadayd. Kap eiinden admn atan Langdon ve Sophie, gzlerini ksmak zorunda kaldlar. Karanlk kemeraltndan sonra Papazlar Meclisi Binas, onlara solaryum gibi gelmiti. Gney duvarn ararken, onlara bahsedilen kapnn mevcut olmadn fark ettiklerinde odada metre kadar ilerlemilerdi.

Kocaman bir kmazdaydlar. Ar kapnn arkalarndan kard gcrtl sesle dndler. Bu srada kap gmbrtyle kapand ve srgs yerine oturdu. Kapnn nnde duran adam, kk silahn onlara dorulturken olduka sakin grnyordu. ri yapt ve alminyum koltuk denekleri kullanan bir adamd. Langdon bir an iin rya grdn sand. Bu Leigh Teabing idi.

99
Medusa marka tabancasnn ardndan Robert Langdon ve Sophie Neveu'ya bakan Sir Leigh Teabing hznl grnyordu. "Dostlarm," dedi. "Dn gece evimden ieri girdiiniz andan itibaren, size zarar gelmesini nlemek iin elimden geleni yaptm. Ama srarclnz artk beni zor duruma dryor." Langdon ile Sophie'nin yzlerindeki ok ve ihanete uramlk ifadesini grebiliyordu, ama yaknda her ikisinin de, yollarn kesitii bu noktada onlar buluturan olaylar zincirini anlayacaklarndan emindi. Her ikinize de anlatmam gereken o kadar ok ey var ki... hl anlayamadnz o kadar ok ey var ki. Teabing, "Bu ie karmaya," dedi. "Aslnda hi niyetim olmadna ltfen inann. Evime siz geldiniz. Beni arayan siz oldunuz." Langdon sonunda, "Leigh?" diyebildi. "Sen ne yapyorsun Tanr akna? Bann dertte olduunu sanyorduk. Buraya sana yardm etmeye geldik!' "Ben de byle yapacanzdan emindim," dedi. "Konumamz gereken ok ey var." Langdon ile Sophie, kendilerine yneltilmi tabancadan gzlerini alamyorlard. Teabing, "Sadece dikkatinizi ekmek iin," dedi. "Eer size zarar vermek isteseydim, imdiye kadar lm olurdunuz. Dn akam evime geldiinizde, hayatlarnz kurtarmak iin her eyi tehlikeye attm. Ben onurlu bir adamm ve sadece Sangreal'e ihanet edenleri kurban edeceime kalbimle ant itim." Langdon, "Sen neden bahsediyorsun?" dedi. "Sangreal'e ihanet etmek mi?" Teabing iini ekerek, "Korkun gerein farkna vardm," dedi "Sangreal Belgeleri'ninneden dnyaya aklanmadn rendim. Tarikatn gerei hibir ekilde aklamamaya karar verdiini rendim. Bin yln aydnlanmadan geip gitmesinin sebebi bu, Zamann Sonu'na geldiimizde hibir ey olmamasnn sebebi bu." Langdon itiraz edecekmi gibi derin bir nefes ald. Teabing, "Tarikat," diyerek devam etti. "Gerei paylamak gibi kutsal bir grevi stlenmiti. Zamann Sonu geldiinde Sangreal Belgeleri'ni aklayacaklard. Da Vinci, Botticelli ve Newton gibi adamlar yzyllar boyunca bu belgeleri korumak ve grevi devam ettirmek iin her eylerini tehlikeye attlar. Ve sonra, gerein ortaya kaca zaman, Jacques Saunire fikrini deitirdi. Hristiyanlk tarihindeki en byk sorumlulukla onurlandrlan adam grevini yapmaktan kand. Zamann doru olmadna karar verdi." Teabing, Sophie'ye dnd. "Kse'ye ihanet etti. Tarikata ihanet etti. Ve bu an mmkn klmak iin uraan tm nesillerin hatralarna ihanet etti." Sophie, "Sen?" diye sorarken farkna varmt. Ban kaldrp hrs dolu yeil gzleriyle ona bakt. "Bykbabamn cinayetinden sen mi sorumlusun?" Teabing alayc bir tavrla konuuyordu. "Bykbaban ve onunsnchaux 'lar Kse'ye ihanet eden kiilerdi." Sophie iinde byk bir fkenin bydn hissediyordu. Yalan sylyor! Teabing'in sesi acmaszd. "Bykbaban kendini kiliseye satt. Gerei sakl tutmas iin ona bask yaptklar ok ak." Sophie ban iki yana sallad. "Kilisenin bykbabam stnde hibir etkisi yoktu." Teabing tuhaf ekilde gld. "Tatlm, kilisenin yalanlarn aklayacak olanlara bask yapmakta iki bin yllk tecrbesi var. Constantine zamanndan beri kilise, Magdalal Meryem ve sa hakkndaki gerei baaryla gizli tuttu.imdi, dnyay karanlkta tutmak iin bir yol daha bulduklarna armamak gerekir, Artk kilise inanmayanlar kymdan geirecek Hallar bulamayabilir ama nfuzu en az o zamanlardaki kadar ikna edici. Bir o kadar da frsat." Bir sonraki fikrini iyice vurgulamak istiyormu gibi duraksad.

"Bayan Neveu, bykbabanz bir sredir size aileniz hakkndaki gerei anlatmak istiyordu." Sophie hayrete dmt. "Bunu nasl bilebilirsin?" "Benim hangi yntemleri kullandmn nemi yok. u anda anlamanz gereken nemli ey ise u." Derin bir nefes ald. "Annenizin, babanzn, bykannenizin ve erkek kardeinizin lm kaza deildi." Kelimeler Sophie'nin duygularn altst etmiti. Konumak iin azn at ama yapamad. Langdon ban iki yana sallad. "Sen ne diyorsun?" "Robert, bu her eyi aklyor. Tm paralar yerine oturuyor. Tarih kendini tekrarlar. Sangreal Belgeleri'ni gizli tutmak meselesine gelindiinde, cinayet ilemekte kilisenin stne yoktur. Zamann Sonu yaklatnda, Byk stat iin deerli olan kiileri ldrmekle ona ak bir mesaj gndermi oldular. Sesini karma, yoksa sradaki Sophie ve sen olursunuz." ocukluk aclarnn depretiini hisseden Sophie, "O bir trafik kazasyd," diye kekeledi. "Bir kazayd!" Teabing, "Masumiyetini korumak iin uykudan nce anlatlan masallar," dedi. "Aileden sadece iki kiiye -tarikatn Byk stat' ve tek torunu- dokunulmadn dnsenize. Kilisenin kardelik zerinde hkimiyet sahibi olabilmesi iin mkemmel bir ift. Kilisenin geen yllar boyunca bykbaban, Sangreal srrn aklamaya kalkarsaseni ldrmekle ve Saunire tarikat eski yeminlerini tekrar gzden geirmeye ikna etmezse, baladklar ii bitirmekle tehdit ettiklerini hayal edebiliyorum." fkesi tepesine srayan Langdon, "Leigh," diye kar kt. "Elinde, kilisenin bu lmlerle ilgisi olduunu ya da tarikatn kararn sessiz kalmak ynnde etkilediini kantlayacak deliller olmad belli." Teabing, "Delil mi?" diye pskrd. "Tarikatn etkilendiine dair kant m istiyorsun? Yeni bin yl geldi ama dnya hl bilgisiz! Bu yeterli bir kant deil mi?" Teabing'in kelimeleri kulaklarnda yanklanrken, Sophie baka bir konutuunu duydu.Sophie, sana ailen hakkndaki gerei anlatmalym. Titrediini hissetti. Bu, bykbabasnn ona anlatmak istedii gerek olabilir miydi? Ailesininldrld gerei? Ailesinin ld trafik kazas hakknda tam olarak ne biliyordu? Sadece, yarm yamalak ayrntlar. Gazetelerdeki hikyeler bile belirsizdi. Kaza m? Uykudan nceki masallar m? Sophie aniden bykbabasnn gereinden fazla korumac olduunu ve kkken onu yalnz brakmaktan hi holanmadn hatrlad. Sophie byyp, niversiteye gittiinde bile bykbabasnn onu izledii hissine kaplrd. Btn hayat boyunca, onu glge gibi izleyen tarikat yeleri olup olmadn merak etti. Langdon inanmaz gzlerle Teabing'e ters bir bak frlatarak, "Onun kullanldndan m phelendin," dedi. "Bu yzden mi onuldrdn? " Teabing, 'Tetii ben ekmedim," dedi. "Saunire, kilise ailesini ondan aldnda zaten yllar nce lmt. erefi tehlikeye atlmt. imdi bu acdan ve kutsal grevini yerine getirmekteki yetersizliinden kaynaklanan utancndan kurtuldu. Dier seenei dn. Bir ey yaplmas gerekiyordu. Dnya sonsuza kadar bilgisiz mi kalacakt? Kilisenin sonsuza kadar tarih kitaplarmza kendi yalanlarm sokmasna izin mi verilecekti? Kilisenin sonsuza kadar cinayet ve harala szn geirmesine msaade mi edilecekti? Hayr, bir ey yaplmas gerekiyordu! Ve imdi biz Saunire'nin mirasn yerine getirmeye hazrz ve son derece byk bir yanl dzeltmeye." Duraksad. "mz. Birlikte." Sophie sadece kuku duydu. "Bizim sana yardm edeceimizi nasl dnebilirsin?" "nk, hayatm, tarikatn belgeleri ortaya karamamasnn sebebisensin . Bykbabann sana olan sevgisi, kiliseye meydan okumasna engel oldu. Ailesinin geri kalan tek ferdine misilleme yaplmas korkusu onu kstekledi. Gerei aklama ansna hi sahip olmad nk sen onun ellerini balayarak ve onu bekleterek reddettin. Bunu, bykbabann hatrasna borlusun." Robert Langdon olaylar anlamaya almaktan vazgemiti. Aklndan geen soru seline ramen, imdi sadece tek bir eyin nemli olduunu biliyordu... Sophie'yi buradan canl karmak. Langdonn daha nce yanllkla Teabing'i bu ie bulatrmasndan duyduu sululuk duygusu, imdi Sophie'ye kaymt. Onu Chateau Villette'ye ben gtrdm. Ben sorumluyum. Langdon, Leigh Teabing'in onlar burada, Papazlar Meclisi Binas'nda soukkanllkla ldrebileceine ve bu yolunu arm araynda bakalarnn ldrlmesi iine bulatna bir trl nanamyordu. Kaln duvarl ve kuytu kedeki bu odada, zellikle de yamurda, silah seslerinin duyulmayaca dncesi onu huzursuz etti.Ve Leigh az nce suunu bize itiraf etti.

Langdon sarslm gibi grnen Sophie'ye bakt.Kilise, Sophie'nin ailesini tarikat susturmak iin mi ldrtt? Langdon modern kilisenin insanlar ldrmediine emindi. Bunun baka bir aklamas olmalyd. Langdon, Leigh'e bakarak, "Sophie'yi brak," dedi. "Bunu sen ve ben tartmalyz." Teabing garip bir ekilde gld. "Korkarm bu, benim gcmn yetmeyecei bir gven gsterisi. Yine de, sana unu nerebilirim." Silahn Sophie'ye evrili tutarak, koltuk deneklerine dayand ve cebinden kilit tan kard. Langdon'a uzatrken, biraz yana kayd. "Bir gven sembol Robert." Robert tedbirli davrand ve kprdamad. Leigh kilit tan bize geri mi veriyor? Teabing, onu beceriksizce Langdon'a doru uzatrken, "Al," dedi. Langdon, Teabing'in onu geri vermesi iin tek bir neden dnebiliyordu. "Zaten atn. Haritay iinden aldn." Teabing ban iki yana sallyordu. "Robert, kilit tan zseydim, Kse'yi tek bama bulmak zere oktan ortadan kaybolmu olurdum ve sizi de bu ie bulatrmazdm. Hayr, cevab bitmiyorum. Ve bunu rahatszlk duymadan itiraf edebilirim. Gerek bir valye, Kse uruna tevazu gstermeyi renir. Kendisinden nce koyulan iaretlere uymay renir. Bunu, manastra girdiinizi grdmde anladm. Buraya gelmenizin bir nedeni vard. Yardm etmek. Ben tek bama zafer peinde deilim. Kendi gururumdan ok daha byk bir efendiye hizmet ediyorum. Geree. Gerei bilmek insanln hakk. Kse hepimizi buldu ve imdi ortaya karlmak iin yalvaryor. Birlikte almalyz." birlii ve gven ricalarna ramen, Langdon ileri adm atp, souk mermer silindiri kabul ederken, Teabing silahnn namlusunu hl Sophie'ye doru tutuyordu. Langdon silindiri eline alp, geri adm atarken iindeki sirke iesi lkrdad. zerindeki harfler hl kark ve kripteks kilitliydi. Langdon, Teabing'e gz att. "Onu u anda krmayacamdan nasl emin olabiliyorsun?" Teabing'in kahkahas rktcyd. "Mabet Kilisesi'ndeki krma tehdidin bo bir tehdit olduunu fark etmi olmalym. Robert Langdon kilit tan asla krmaz. Sen bir tarihisin Robert. ki bin yllk tarihin anahtarm elinde tutuyorsun... Sangreal'in kayp anahtarn. Onun srrn korumak iin yaklan valyelerin ruhlarn hissediyor olmalsn. Onlarn bo yere lmelerine izin mi vereceksin? Hayr, sen onlar temize karacaksn. Hayran olduun dier byk adamlarn saflarna katlacaksn Da Vinci, Botticelli, Newton. Onlarn her biri u an senin yerinde olmay eref sayarlard. Kilit tann iindekiler u an bize yalvaryor. zgr braklmay bekliyorlar. Vakit geldi. Kader bizi bu ana getirdi." "Sana yardm edemem Leigh. Bunu nasl aacama dair en ufak fikrim yok. Newtonn mezarn ksa bir sre iin grdm. ifreyi bilsem bile..." Gereinden fazla konutuunu fark eden Langdon sustu. "Bana sylemez miydin?" Teabing iini ekti. "Bana borlu olduunu takdir etmemen karsnda hayal krklna uradm ve ardm Robert. Chateau Villette'ye geldiiniz anda, Rmy ile birlikte iinizi bitirmek benim iin ok daha kolay olurdu. Ama ben daha saygn olan yapmak iin her eyi tehlikeye attm." Silaha bakan Langdon, "Buasilce bir davran m?" diye sordu. Teabing, "Saunire'in hatas," dedi. "O vesnchaux lar Silas'a yalan syledi. yle yapmasalard kilit tan glk karmadan ele geirmi olacaktm. Byk stat'n beni aldatabileceim ve kilit tan arasnn ak olduu torununa brakabileceini nasl tahmin edebilirdim?" Teabing aalayc gzlerle Sophie'ye bakt. "Bu bilgiye sahip olmaktan o k dar acizdi ki, simgebilimci bir bebek bakcsna ihtiyac vard." Teabing yeniden Langdon'a bakt. "Neyse ki Robert, iin iine senin girmen benim nm at. Kilit ta emanet bankasnda sonsuza dek kilitli kalaca yerde, onu sen kartp benim evime getirdin." Baka nereye kaabilirdim,diye dnd Langdon.Kse tarihileri topluluu kktr. Ayrca Teabing'le benim ortak bir gemiimiz var. Teabing imdi halinden memnun grnyordu. "Saunire'in lmeden nce size bir mesaj braktn rendiimde, deerli tarikat bilgisinin sizde olduunu anladm. Bu kilit tann kendisi de olabilirdi, onu nerede bulacanza dair bir ipucu da, bundan emin deildim. Ama peinizde polis varken, kapma kadar ulaacanzdan pheleniyordum." Langdon sinirle parlad. "Peki ya baaramasaydk?" "Size yardm eli uzatmak iin plan yapyordum. Hangi yoldan olursa olsun kilit ta Chateau Villette'ye gelecekti. Sizin onu kendi ellerinizle getirmeniz, benim davamn hakl olduunun ispatdr." "Ne!" Langdon dehete dmt. "Silas, Chateau Villette'ye girip kilit tan sizden alacakt, bylece size zarar vermeden aradan

karacak, benim de ismimi pheliler arasna bulatrmayacakt. Ama Saunire'in notlarnn karmakln grdmde her ikinizi de arayma bir sre daha dahil etmem gerektiine karar verdim. Tek bama devam edebileceime kanaat getirdikten sonra Silas onu tekrar alabilirdi." Sophie ihanete uradn yanstan bir sesle, "Mabet Kilisesi," dedi. Anlamaya baladlar,diye dnd Teabing. Mabet Kilisesi, kilit tan Robert ile Sophie'den almak iin mkemmel bir yerdi, ayrca iirde geen tarife uygun grnts onu makul bir yem haline getiriyordu. Rmy'nin ald emirler akt... Silas kilit tan alrken ortalarda grnme. Ne yazk ki Langdonn kilit tan krma tehdidi, Rmy'nin panie kaplmasna neden olmutu. Kendi sahte karlma sahnesi aklna gelen Teabing hznle,keke Rmy ortaya atlmasayd, diye dnd.Rmy benimle balants olan tek kiiydi ve yzn gsterdi! Neyse ki Silas, Teabing'in gerek kimliinden habersizdi ve onu kilimden karp, Rmy'nin balayarak limuzinin arkasna atmasna kolayca inmiti. Ses geirmeyen ara blme yukar kalktnda Teabing, sahte Fransz aksann kullanarak n koltukta oturan Silas'a telefon etmi ve ona doruca Opus Dei'ye gitmesini sylemiti. Polise verilen isimsiz bir ihbar, Silas' sahneden kaldrmaya yetmiti. Sorunlardan biri halledildi. Dier sorun daha bykt.Rmy. Teabing karar vermekte zorlanmt ama sonunda Rmy byk bir yk olduunu ortaya koymutu. Kse'nin her arannda bir kurban verilmesi gerekir. En ak zm, limuzinin iki barndan Teabing'in yzne bakyordu, bir matara, biraz konyak ve bir kutu fstk. Kutunun dibindeki tozlar Rmy'nin alerjisini tetiklemek iin yeterli olacakt. Rmy limuzini Horse Guards Parade'e park ettiinde, Teabing arka taraftan km, n koltuun kapsna doru yrm ve Rmy'nin yanna oturmutu. Teabing, dakikalar sonra arabadan inmi, delilleri yok etmi ve grevinin son evresini tamamlamak zere yola kmt. Westminster Manastn ksa bir yry mesafesindeydi. Teabing'in bacak destekleri, koltuk denekleri ve silah metal detektrn altrm olsa da, gvenlik grevlileri ne yapacaklarn armlard.Bacak desteklerini kartp, altndan srnerek gemesini mi istesek? Engelli bedenini mi arasak? Teabing heyecandan aran grevlilere daha kolay bir zm sunmutu Kraliyet valyesi olduunu ispat eden kabartmal kimliini gstermiti. Zavall adamlar onu ieri buyur etmek iin neredeyse birbirlerini eziyorlard. imdi hayretler iindeki Langdon ile Neveu'ya bakan Teabing, yaknda kilisenin kne neden olacak plana Opus Dei'yi ne kadar zekice alet ettiini aklama hevesine kar koyuyordu. Bu konunun beklemesi gerekiyordu. u anda yaplmas gereken iler vard. Teabing akc Franszcayla, "Mes amis," dedi. "Vous ne trouvez pas le Saint-Graal, c'est le Saint-Graal qui vous trouve." Glmsedi. "Birleen yollarmz daha bariz olamazd. Kse bizi buldu." Sessizlik. imdi onlarla fsltyla konuuyordu. "Dinleyin. Duyabiliyor musunuz? Kse bize yzyllar ncesinden sesleniyor. Tarikatn budalalndan kurtulmak iin yalvaryor. Her ikinizin de bu frsat anlamanz rica ediyorum. u anda son ifreyi zmek ve kripteksi amak iin bir araya gelmi daha ehil kii olamazd." Teabing susarken, gzleri l l parlyordu. "Hep birlikte yemin etmemiz gerekiyor. Birbirimize gveneceimize ant ielim. Gerei ortaya karacana ve aklayacana dair bir valye yemini." Teabing'in gzlerinin derinliklerine bakan Sophie, sert bir sesle konutu. "Bykbabamn katiliyle asla yemin etmem. Ancak seni hapse gndermek iin yemin edebilirim." Teabing nce bozuldu sonra yeniden kararllkla konutu. "Byle dndnz iin zgnm mademoiselle." Dnp silahn Langdon'a evirdi. "Peki ya sen Robert? Benimle misin, bana kar msn?"

100
Piskopos Aringarosa'nn bedeni pek ok ac ekmiti ama gs kafesindeki merminin yakc scakl ona tamamen yabancyd. Derin ve ar. Bu, bedenine deil... ruhuna ald bir yarayd. Grmeye alarak gzlerini at ama yzndeki yamur, grn bulanklatryordu.Neredeyim? Siyah cppesi dalgalanrken onun hantal vcudunu bir oyuncak gibi tayan gl kollan hissedebiliyordu.

Bitkin kolunu kaldrarak gzlerini sildi ve onu tayan adamn Silas olduunu grd. Sisli bir kaldrmda ilerlemeye abalayan dev Albino; yrek paralayc bir ekilde feryat ederek, hastane diye baryordu. Krmz gzlerini nndeki yola dikmiti ve kana bulanm solgun yznden aa gzyalar akyordu. Aringarosa, "Olum," dedi. "Yaralanmsn." Silas strapla buruturduu yzn eip ona bakt. "ok zgnm peder." Konuamayacak kadar acl grnyordu. Aringarosa, "Hayr Silas," diye yant verdi. "zgn olan benim. Bu benim hatam."retmen bana cinayet ilenmeyeceini sylemiti ve ben de sana, ona itaat etmeni syledim. "ok hrslydm. ok korkmutum. Sen ve ben kandrldk." retmen Kutsal Kse'yi asla bize vermeyecekti. Yllar nce himaye ettii adamn kollarndaki Piskopos Aringarosa, zamanda geriye yolculuk yaptn hissetti. spanya'ya. Mtevaz balangc, Oviedo'da Silas ile birlikte kk bir Katolik Kilisesi ina etmiti Daha sonra, New York'a gelmi ve Lexington Caddesi'ndeki Opus Dei Merkezi'nde Tanrnn zaferini ilan etmiti. Aringarosa be ay nce ykc bir haber almt. Hayat boyunca verdii emek tehlikedeydi. Castel Gandolfo'da hayatn deitiren toplanty tm ayrntlaryla hatrlad... tm bu felaketleri harekete geiren haberi. Aringarosa, Gandolfo'nun Astronomi Ktphanesi'nden ieri ba dik girmiti. Amerika'da Katoliklii temsil ederken kard stn iten tr srtn svazlamak iin sabrszlanan bir kalabalk tarafndan karlanacan ve vleceini dnyordu. Ama orada yalnzca kii vard. Vatikan sekreteri. Obez. Aksi. ki yksek rtbeli talyan kardinali. Sahte sofu. Ukala. Aringarosa aknlkla, "Sekreter?" demiti. Resmi ilerden sorumlu iko deneti Aringarosann elini skm ve karsndaki sandalyeyi gstermiti. "Buyurun oturun ltfen." Bir eylerin ters gittiini sezinleyen Aringarosa oturmutu. Sekreter, "Sohbet etmeyi pek iyi beceremem piskopos," demiti. "Bu yzden ziyaretinizin asl sebebine geleceim." "Ltfen. Ak konuun." Aringarosa, kendilerini stn grerek onu szen iki kardinale bakmt. Sekreter, "Sizin de farknda olduunuz gibi," demiti. "Papa Hazretleri ve Roma'daki dierleri son zamanlarda Opus Dei'nin tartmal uygulamalarnn getirdii siyasi sonulardan kayglanyor." Aringarosa o anda tylerinin rperdiini hissetmiti. Kilisede ak fikirli bir deiiklie gidilmesini hararetle isteyen yeni Papa'yla bunu daha nce defalarca grmt. Sekreter hemen ardndan, "Papa Hazretleri'nin," diye ekledi. "Papazlnz ynetim eklinizde herhangi bir deiiklie gitmenizi ho grmediine sizi temin etmek isterim." Umarm yledir!"O halde neden buradaym?" ri csseli adam iini ekmiti. "Piskopos, bunu daha ince bir ekilde nasl anlatrm bilemiyorum o yzden dorudan syleyeceim. Sekreterlik Konseyi iki gn nce Vatikan'n Opus Dei'ye verdii onay geri almay oy birliiyle kabul etti." Aringarosa yanl anladna emindi, "Affedersiniz anlayamadm?" "ok ak bir ekilde ifade edildi, bugnden itibaren alt ay sonra, Opus Dei, Vatikan'n piskoposluu olarak kabul grmeyecek. zerk ayr bir kilise olacaksnz. Papalk kendini sizden ayr tutacak. Papa Hazretleri onaylad, biz de yasal evraklar hazrlamaya baladk." "Ama... bu imknsz." 'Tam tersine, gayet mmkn. Ve gerekli. Papa Hazretleri yeni ye alma politikalarnzdan ve bedensel ile ibadetlerinizden rahatszlk duymaya balad." Durdu. "Ayrca kadnlara ynelik uygulamalarnzdan. Samimi olmak gerekirse, Opus Dei yk ve utan kayna oldu." Piskopos Aringarosa serseme dnmt. "Utan kayna m?" "Bu noktaya gelmesine armamanz gerekir." "Says giderek artan tek Katolik rgt Opus Dei. Rahiplerimizin says u anda bin yzn zerinde!"

"Bu doru. Hepimiz iin can skc bir durum." Aringarosa ayan yere vurmutu. "Papa Hazretleri'ne 1982'de Vatikan Bankas'na yardm ettiimiz zaman da Opus Dei bir utan kayna mym sorun bakalm." Sekreter sakinletirici bir ses tonuyla, "Vatikan bunun iin daima mteekkir kalacaktr," dedi. "Ama 1982'deki mali cmertliinizin tek sebebinin ilk bata size piskoposluk mertebesi tannmas olduunu dnenler de var." "Bu doru deil!" Bu olumsuz ima Aringarosa'y derinden yaralamt. "Neden her ne olursa olsun, size iyi niyetli davranmay dnyoruz. Yaptnz ba da dahil ederek, size tazminat deyeceiz. Be taksitte denecek." Aringarosa, "Beni satn m alacaksnz?" diye sormutu. "Sessiz sedasz gitmem iin para m deyeceksiniz? Opus Dei mantn tek sesiyken yle mi?" Kardinallerden biri ban kaldrmt. "Affedersiniz, mantk m dediniz?" Aringarosa masaya doru eilerek, sesini ykseltmiti. "Katoliklerin kiliseyi neden terk ettiklerini gerekten merak ediyor musunuz? Etrafnza bakn kardinal. nsanlar saygsn kaybetti. mann getirdii zorlukla yok oldu. reti ak bfeye dnt. Mahrum kalma, itiraf, komnyon vaftiz, ayin istediinizi sein hangi bileimi isterseniz onu aln ve gerisin bo verin. Kilise ne eit bir klavuzluk sunuyor?" kinci kardinal, "nc yzyl kurallar," demiti. "sa'nn ada mritlerine uygulanamaz. Bu kurallar, bugnn toplumuyla uyumaz." "yi ama, Opus Dei'dekilere uyuyor!" Sekreter kararl sesiyle, "Piskopos Aringarosa," demiti. "rgtnzn nceki Papa'yla olan ilikisine hrmeten Papa Hazretleri Opus Dei'yekendi rzasyla Vatikan'dan ayrlmak iin alt ay sre tand. Size Papa Hazretleri ile olan gr ayrlnz bir kenara brakmanz ve kendi Hristiyan rgtnz kurmanz tavsiye ederim." Aringarosa, "tiraz ediyorum!" diye kar kmt. "Ve bunu kendim syleyeceim!" "Korkarm Papa Hazretleri artk sizinle grmek istemiyor." Aringarosa ayaa kalkmt. "Eski Papa tarafndan kurulan zel piskoposluu feshetmeyecret edemez!" "zgnm." Sekreter gzn bile krpmamt. "Tanr verir ve yine Tanr alr." Aringarosa bu toplantdan aknlk ve panik iinde ayrlmt! New York'a dndnde ehir manzarasn gnlerce hayal krklyla seyretmi, Hristiyanln gelecei iin kederlenmiti. Her eyi deitiren o telefonu haftalar sonra almt. Arayan kii Fransz aksanyla konuuyordu ve kendisiniretmen diye tantmt, bu piskoposlukta kullanlan bir lakapt. Vatikan'n Opus Dei'den desteini ekmeyi planladn bildiini sylyordu. Bunu nasl bilebilir,diye dnmt Aringarosa. Opus Dei'nin yakn gelecekteki fesih kararndan sadece Vatikan'n birka kodamannn haberdar olduunu sanyordu. Haberlerin yayld ortadayd. Konu dedikodular engellemeye gelince, dnyadaki hibir duvar Vatikan'n etrafndakiler kadar gzenekli olamazd. retmen, "Benim her yerde kulam var," diye fsldamt. "Ve bu kulaklar sayesinde nemli bilgiler edindim. Senin de yardmnla sana muhteem bir g kazandracak olan kutsal bir mirasn sakland yeri bulabilirim... bu g Vatikan'n nnde eilmesine yetecektir. man kurtarmaya yetecektir." Durmutu. "Sadece Opus Dei iin deil. Hepimiz iin." Tanr geri ald... ve Tanr yine verdi.Aringarosa bir umut grmt. Bana planndan bahset." St. Mary's Hastanesi'nin kaplar tslayarak aldnda Aringarosann bilinci yerinde deildi. Silas girite, yorgunluktan bitap dm bir halde sendeledi. Dizlerinin stne derek yardm iin feryat etti. Resepsiyondaki herkes, kanlar iindeki bir din adam iin yardm isteyen yar plak Albino'ya hayretle bakyordu. Silas'n bitkin vaziyetteki piskoposu sedyeye kaldrmasna yardm eden doktor, Aringarosa'nn nabzn dinlerken hznl grnyordu. "ok kan kaybetmi. mitli deilim." Aringarosa'nn gzleri krpt ve bir an iin bilinci geri geldi. Baklarn Silas'a evirmiti. "Evladm..." Silas'n ruhunda pimanlk ve intikam frtnalar esiyordu. "Peder, tm hayatm harcayacak olsam da, bizi kimin aldattn bulup onu ldreceim."

Aringarosa ban iki yana sallad. Onu gtrmeye hazrlandklar srada olduka zgn grnyordu. "Silas... benden hibir ey renmediysen, ltfen... en azndan unu ren." Silas'n elini tutarak skt. "Balamak Tanrnn en byk hediyesidir." "Ama peder..." Aringarosa gzlerini kapad. "Silas, dua etmelisin."

101
Issz Papazlar Meclisi Binasndaki ufak kubbenin altnda duran Langdon, Leigh Teabing'in silahna bakyordu. Robert, benimle misin, bana kar msn?Kraliyet tarihisinin szleri Langdon'n zihninde yanklanyordu. Langdon pratik bir cevap olmadm biliyordu. Evet cevabyla Sophie 'yi satm olacakt.Hayr cevabn verirse, Teabing'in her ikisini de ldrmekten baka aresi kalmayacakt. Langdon'n snflarda geirdii yllar, ona silah namlusunun karsnda ne yapmas gerektiiyle ilgili bir yetenek kazandrmamt ama snflarda rendii bir ey varsa, o da elikili sorulara cevap vermekti.Bir sorunun dor cevab yoksa, tek bir drst yant vardr. Evet ile hayr arasndaki gri blge. Sessizlik. Langdon gzlerini elindeki kriptekse dikerek yrmeyi seti. Gzlerini kaldrmadan, geni odada geriye doru adm att. Tarafsz blge. Kriptekse odaklad baklarnn Teabing'e ibirliinin bir ihtimal olduu izlenimini vermesini, sessizliinin ise Sophie'ye onu yzst brakmadn anlatmasn umuyordu. Bu srada dnmek iin zaman kazanrm. Langdon, Teabing'in de ondan tam olarak dnmesini istediini sanyordu.Kripteksi bu yzden bana verdi. Bu sayede vereceim kararn arln hissedeceim. ngiliz tarihi, Byk stat'n kripteksinin Langdon'a iindekilerin bykln fark ettirmesini, baka her eyi bastracak akademik merakn uyandrmasn, kilit tan aamamalarnn, tarihin kaybolaca anlamna geldiini anlamaya zorlamasn umut ediyordu. Odann kar tarafnda namlunun ucundaki Sophie'ye baktnda Langdon, onu kurtarmann tek yolunun kripteksin zor ifresini zmek olduu dncesiyle irkildi.Haritay ortaya karabilirsem, Teabing pazarlk yapacaktr. Dikkatini bu kritik greve vererek, yavaa uzaktaki pencerelere yaklat... zihninde Newtonn mezarndaki saysz astronomik simgeyi canlandrd. Ara, kreyi kabre aitti Gld teni doluydu gbei Onlara arkasn dnerek, yksek pencerelerin yanna giderken vitray camlarndan ilham almay umut ediyordu. Dardaki Faklte Bostan'na bakarken kendi kendine, Saunire gibi dnmeye al,diyordu. Newton'n mezarnda hangi krenin olmas gerektiini dnyordu? Yaan yamurla birlikte yldz, kuyrukluyldz ve gezegen imgeleri yanp snd ama Langdon onlar grmezden geldi. Saunire bir bilim adam deildi. O, beeri bilimler, sanat ve tarih adamydKutsal dii... kadeh... Gl... srgne giden Magdalal Meryem... tanrann d... Kutsal Kse. Efsane, her zaman iin Kutsal Kse'yi. gzlerden uzaktaki karanlkta dans eden, kulana fsldayarak insan cazibesinin tuzana dren sonra sislerin iinde kaybolan zalim bir metres gibi betimlemiti. Faklte Bostan'nn hrdayan aalarna bakan Langdon, onun ne seli varln hissetti. aretleri her yerde grmek mmknd. ngiltere'nin en eski elma aacnn dallar, sisin iinden frlayan akac bir siluet gibi be yaprakl tomurcuklarla bezenmiti ve hepsi de Vens gibi parlyordu. Tanra imdi bahedeydi. Yamurda dans ediyor, asrlk sarkla sylyor, sanki Langdon'a bilgi meyvesinin elini uzatsa alabilecei mesafede olduunu hatrlatmak istermiesine tomurcuklu dallarn arkasndan bakyordu.

Odann kar tarafndaki Teabing, bylenmi gibi pencereden dar bakan Langdon', gnl rahatlyla seyrediyordu. Tam beklediim gibi,diye dnd Teabing. Dediime gelecek. Teabing bir sredir, Langdon'n Kse'ye giden anahtara sahip olduundan pheleniyordu. Langdon'n Jacques Saunire ile buluaca gece Teabing'in plann balatm olmas bir tesadf deildi. Mze mdrn dinlemeye alan Teabing, adamn Langdon ile zel olarak bulumak iin sabrszlanmasnn tek bir sebebi olduuna emindi.Langdon'n gizemli almas tarikattakilerin damarna bast. Langdon gerei tesadfen buldu ve Sauinire, onun aklamasndan korkuyor.Teabing, Byk stat'n Langdon' susturmak iin onunla buluma ayarladna emindi. Gerek yeteri kadar susturuldu! Teabing hzl davranmas gerektiini biliyordu. Silas'n saldrs iki amaca hizmet edecekti. Saunire'in Langdon' sessiz kalmas ynnde ikna etmesini engelleyecek ve Teabing kilit tan eline geirdikten sonra ihtiya duymas halinde Langdon hl Paris'te olacakt. Saunire ile Silas'n lmcl randevusunu ayarlamak fazlasyla kolay olmutu.Saunire'in en byk korkusu hakknda ieriden bilgi aldm. Bir gn nce, akamst Silas, mze mdrn telefonla aram ve ok endieli bir papaz gibi davranmt. "Monsieur Saunire, beni balayn ama sizinle hemen grmem gerekiyor. Asla gnah kartmann kutsalln bozmamalym ama bu kez sanrm, bozmam gerekiyor. Ailenizin bireylerini ldrdn iddia eden bir adam bana gnah kartt." Saunire arm ve ayn zamanda endielenmiti. "Benim ailem bir kazada ld. Polis raporu yeterince akt." Yemi elinden brakmayan Silas, "Evet, bir araba kazasyd," demiti. "Konutuum adam arabay yolun dna ve nehre doru ittiini syledi." Saunire'in sesi kesilmiti. "Monsieur Saunire, bu adam imdi sizin gvenliiniz konusunda beni endielendirmeseydi, bu telefonu size asla amazdm." Durmutu. "Adam ayn zamanda torununuz Sophie'den de bahsetti." Sophie'nin adnn gemesi akan sular durdurmutu. Mze mdr hemen harekete gemiti. Silas'a derhal, bildii en emin yerde kendisini grmesini sylemiti... Louvre'daki ofisinde. Ardndan tehlikede olabileceini sylemek iin Sophie'yi aramt. Robert Langdon'la iecei iki o anda iptal olmutu. imdi Langdon, odann dier tarafndaki Sophie'den uzakta dururken, Teabing iki dostu birbirinden baaryla uzaklatrdn hissediyordu, Sophie Neveu kar koyuyordu, fakat Langdon'n olaylara daha geni adan bakt belliydi. ifreyi tahmin etmeye alyordu.Kse'yi bulmann ve onu esaretten kurtarmann nemini biliyor. Sophie souk bir sesle, "Onu senin iin amayacak," dedi. "Aabilecek olsa bile." Teabing elindeki tabancay Sophie'ye dorulturken Langdon'a gzucuyla bakt. Artk elindeki silah kullanmak zorunda kalacana emin gibiydi. Bu fikir onu rahatsz etse de, i o noktaya geldikten sonra tereddt etmeyeceini biliyordu.Ona doru olan yapma frsatm tandm. Kse her birimizden daha nemli. O srada Langdon pencereye arkasn dnd. Aniden gzlerindeki umut yla onlara, "Mezar..." dedi. "Newtonn mezarnda nereye bakmamz gerektiini biliyorum. Evet, sanrm ifreyi bulabilirim!" Teabing'in kalbi yerinden oynad. "Nereye Robert? Syle bana!" Sophie'nin sesi dehet doluydu. "Robert, hayr! Ona yardm etmeyeceksin, deil mi?" Langdon kripteksi nnde tutarak kararl admlarla yaklat. Leigh'e dnerken baklar sertlemiti. "Hayr," dedi. "Senin gitmene izin verene kadar etmeyeceim." Teabing'in olumlu dnceleri kararmt. "Birbirimize ok yaknz Robert. Bana oyun oynamaya kalkma!" Langdon, "Oyun yok," dedi. "Seni Newtonn mezarna gtreceim. Kripteksi birlikte aacaz." Gzlerini hrsla ksan Sophie, "Hibir yere gitmiyorum," dedi. " O kripteksi bykbabam bana verdi. O sizin deil, siz aamazsnz." Langdon korku dolu gzlerle dnd. "Sophie, ltfen! Tehlikedesin. Sana yardm etmeye alyorum!" "Nasl? Bykbabamn korumaya alrken ldn imdi ortaya kartarak m? O sana gvendi Robert. Ben de sana gvendim."

Langdon'n mavi gzlerinde panik ifadesi vard. Onlar birbirine drmekten memnun olan Teabing glmsemesine engel olamamt. Langdonn centilmenlik abalar hayli glnt.Tarihin en byk srlarndan biri aa kaca srada, aray yolunda deersiz olduunu ispat eden bir kadn iin kendini tehlikeye atyor. Langdon, "Sophie," diye, yalvard. "Ltfen... gitmelisin." Sophie ban iki yana sallad. "Sen kripteksi bana verene ya da yere atp krana kadar buradan bir yere gitmem." Langdon, "Ne?" diye yutkundu. "Robert, bykbabam srrn katilinin elinde greceine sonsuza dek kaybolmasn tercih ederdi." Sophie'nin gzleri yalarla dolacak gibiydi, ama yle olmad. Dorudan Teabing'in gzlerine bakt. "Gerekiyorsa beni vur. Bykbabamn mirasn sana brakmayacam." Pekl.Teabing silahyla nian ald. Kripteksi dikkatli bir ekilde yere doru uzatan Langdon, "Hayr!" diye bard. "Leigh, bunu aklndan bile geirirsen, yere atarm." Teabing gld. "Bu blf Remy'de ie yarad. Bende ilemez. Seni gayet iyi tanyorum." "yle mi Leigh?" Evet yle. Pokerde ustalaman gerek dostum. Birka saniyemi almasna karn, artk yalan sylediini anlayabiliyorum. Newtonn mezarnda cevabn nerede olduuna dair hi fikrin yok. "Sylesene Robert? Mezarn neresine bakman gerektiini biliyor musun?" "Biliyorum." Langdonn gzlerinde bir anlk tereddt yanp snd ama Leigh bunu grmt. Yalan sylyordu. Sophie'yi kurtarmak iin mitsiz ve gln bir hile. Teabing, Robert Langdon konusunda derin bir hayal krkl yayordu. Etraf deersiz ruhlarla evrili, yalnz bir valyeyim. Ve kilit tan tek bama deifre etmek zorunda kalacam. Artk Langdon ile Neveu, Teabing iin tehditten baka bir ey deildiler... ve de Kse iin. zm her ne kadar ac olursa olsun, bu ii salam bir bilinle yapabileceini biliyordu. Tek sorun Langdon', kilit tan yere brakmaya ikna etmekti, bylece Teabing tek kiilik oyununu sona erdirebilecekti. Sophie'ye ynelttii silahn indiren Teabing, "Bir gven gstergesi," dedi. "Kilit tan yere brak, konualm." Langdon yalannn ie yaramadn biliyordu. Teabing'in yzndeki kara maskeyi grebiliyor ve zamann onlann aleyhine ilediini biliyordu.Bunu yere braktmda, her ikimizi de ldrecek. Sophie'ye bakmad halde, kalbinin sessiz bir aresizlikle kendisine seslendiini duyabiliyordu.Robert bu adam Kse'ye layk deil. Ltfen ona verme. Bedeli ne olursa olsun. Langdon kararn, pencerenin yanndan Faklte Bostan'na bakarken dakikalar nce vermiti bile. Sophie'yi koru. Kseyi koru. Langdon neredeyse aresizlik iinde baracakt.Ama nasl yapacam bilmiyorum! Yaadklar haya! krkl, imdiye dek hi duymad bir karar vermesine neden olmutu.Gerek gzlerinin tam nnde duruyor Robert. Bu izlenime nereden kapldn bilmiyordu.Kse seni kmsemiyor, deerli bir ruha sesleniyor. Leigh Teabing'in birka metre nnde duran bir hedef gibi eilerek, kripteksi yere iyice yaklatrd. Silahn ona dorultan Teabing, "Evet, Robert," dedi. "Yere brak." Langdon'n gzleri yukar, Papazlar Meclisi Binas'nn ak kubbesine evrildi. Biraz daha melerek, baklarn doruca kendisini hedef alan Teabing'in silahna indirdi. "zgnm Leigh." Langdon seri bir hareketle kolunu yukar doru sallayarak srad ve kripteksi balarnn stndeki kubbeye frlatt.

Leigh Teabing parmann tetie dokunduunu hissetmemiti ama Medusa grltyle patlad. Az nce melen Langdon'n vcudu imdi dimdik ayakta duruyordu ve kurun onun ayaklarnn tam dibine isabet etmiti. Teabing'in aklnn bir yars yeniden nian alp atelemesini sylyordu ama daha gl olan dier yans gzlerini yukardaki kubbeye yneltti. Kilit ta. Teabing'in tm dnyas ar ekim bir ryada uan kilit tayla kaplanrken zaman durmu gibiydi. Trmannn zirvesine ulamasn seyretti... bolukta bir sre asl kalmasn... ardndan aa doru taklalar atmasn, ta zemine kadar nce bir u, sonra dieri. Teabing'in tm mitleri ve hayalleri yere doru dikine dyordu.Yere arpamaz! Yakalayabilirim! Teabing'in bedeni igdlerinden ald emirle hareket etti. Silah brakarak ileri atlrken, yumuak ve bakml etlerinden koltuk deneklerini drd. Kollarn ve parmaklarn iyice uzatarak, kilit tan yere dmeden yakalad. Zaferle elinde tuttuu kilit tayla ne doru sendelerken Teabing, hzla yere dtn biliyordu. Dne engel olamad ve yere ilk nce ileri uzatt kollar arpt. Kripteks ta zemine arpmt. inde krlan camn korkun sesi geldi. Teabing'in nefesi kesilmiti. Souk zeminde uzanm yatarken, plak elleriyle tuttuu mermer silindire bakyor ve iindeki cam ienin krlmam olmas iin dua ediyordu. Ardndan sirkenin keskin kokusu odaya doldu. Teabing silindirin yuvarlaklar arasndan avularna akan souk svy hissetti. Panie kapld.HAYIR! Sirke dar akarken, iindeki papirsn zldn hayal edebiliyordu. Robert, seni ahmak! Sr yok oldu! Teabing hkrklarna mani olamyordu.Kse gitti. Her ey yok oldu. Langdon'n davranlarna inanamayarak titreyen Teabing, kripteksi amak iin zorlad. Sonsuza dek yok olmadan nce tarihin kayp giden satrlarna ksa bir an da olsa bakmak istiyordu. Ama kilit tan ularndan ektiinde, silindirin almasna olduka ard. Hayretler iindeki Teabing kilit tann arkasna baknca ne olduunu grd. Artk harfler kark dzende deillerdi. Be harfli bir kelime oluturmutu: MEYVE Langdon soukkanllkla, "Havva'nn srk ald kre," dedi. "Tanrnn gazabn zerine ekmiti. lk gnah. Kutsal diinin dn sembol." Gerek Teabing'e dayanlmaz aclar veren sert bir darbe indirmiti. Newtonn mezarnda olmas gereken kre, cennetten derek Newtonn kafasna arpan ve hayatnn en byk iini yapmasn salayan gl rengi elmadan bakas olamazd.Kutsal gazap! Gld teni, doluydu gbei! Teabing, "Robert," diye kekeledi. "Sen onu atn. Peki... harita nerede?" Langdon gzn krpmadan elini tvit ceketinin st cebine gtrd ve dikkatle, yuvarlanm narin papirs kard. Langdon, Teabing'in yatt yerin sadece birka metre tesinde papirs ap bakt. Uzun bir aradan sonra, Langdonn yzne bilmi bir tebessm oturmutu. Biliyor!Teabing'in kalbi bu bilgi iin can atyordu. Hayat boyunca kurduu haya! tam nnde duruyordu. Teabing, "Syle bana!" dedi. "Ltfen! Ah Tanrm, ltfen! Henz ok ge deil!" Koridordan Papazlar Meclisi Binas'na doru ilerleyen ayak sesleri artarken, Langdon sessizce papirs kvrp, yeniden cebine yerletirdi. Bo yere ayaa kalkmak iin debelenen Teabing, "Hayr!" diye bard. Kaplar aniden aldnda, Bezu Fache hedefini yerde aresizce yatan Leigh Teabing arayan vahi gzleriyle ieri arenaya atlan bir boa gibi girdi. Rahat bir nefes alan Fache, Manurhin marka tabancasn klfna sokarak Sophie'ye dnd. "Ajan Neveu. Senin ve Bay Langdonn gvende olmanz beni rahatlatt. Sylediimde gelmeliydiniz." Fache'nin ardndan ieri giren ngiliz polisi elem iinde kvranan tutsa yakalayarak kelepeledi. Sophie, Fache'yi grdne ok arm gibiydi. "Bizi nasl buldunuz?" Fache, Teabing'i gsterdi. "Manastra girerken kimliini gstermek gafletinde bulunmu. Gvenlik grevlileri, onu aradmza dair yaptmz polis yaynn duymular." "Langdon'n cebinde!" Teabing deli gibi baryordu. "Kutsal Kse haritas!" Polisler Teabing'i ayaa kaldrp, dar tarken ban geriye atp adeta uludu. "Robert! Bana nerede

sakl olduunu syle!" Teabing uzaklarken Langdon, onun gzlerinin iine bakyordu. "Sadece layk olan Kse'yi bulur Leigh. Bunu bana sen rettin."

102
Silas sessiz bir bolukta izini kaybettirmeye alarak topallarken, Kensington Baheleri'ne sis kmt. Islak imenlerin stnde diz ktnde, gs kafesinin altna ald kurun yarasndan akan kann scakln hl hissedebiliyordu. Sis, burann grnn cennete evirmiti. Dua etmek iin kanl ellerini kaldrarak, yamur damlalarnn parmaklarn okamasn ve onlar yeniden beyazlatmasn seyretti. Yamur damlalar srtna ve omuzlarna daha iddetli arparken, vcudunun sisin iinde azar azar kaybolduunu hissetti. Ben bir hayaletim. Yeni hayatn topraks nemli kokusunu tayan bir rzgr onu yalad. Silas harabeye dnm vcudunda kalan her hcreyle dua etti. Balanmak iin dua etti. Merhamet iin dua etti. Ve her eyden nemlisi, akl hocas... Piskopos Aringarosa iin dua etti... Tanr'nn onu vaktinden nce almamas iin. Daha yapacak o kadar ok ii var ki. imdi sis, Silas'n etrafnda dnmeye balamt. Kendini o kadar hafif hissediyordu ki, sis dalgalarnn onu tayacana emindi. Gzlerini kapayarak son bir dua okudu. Sonra sisin derinliklerinden Manuel Aringarosa'nn sesi ona fsldad. Bizim Tanr'mz iyi ve merhametli bir Tanr. Sonunda Silas'n acs azalmaya balamt ve piskoposun doru sylediini biliyordu.

103
Londra gnei kendini gsterip yamurun izlerini silmeye baladnda akamzerydi. Bezu Fache sorgulama odasndan kp, taksiye seslendiinde kendini ok yorgun hissediyordu. Sir Leigh Teabing grltl bir ekilde masum olduunu ilan etmiti. Kutsal Kse, gizli dokmanlar ve gizemli kardelik hakkndaki tutarsz konumalarna ramen, Fache kurnaz tarihinin avukatlarna cinnet savunmas iin ortam hazrladndan pheleniyordu. Fache, tabii, diye dnd.Cinnet . Teabing masumiyetini her ynden koruyan bir plan belirlemekte ustalk gstermiti. Tamamyla masum olduklar ortaya kan iki grubu, Vatikan ve Opus Dei'yi kendi karlar iin kullanmt. Kirli ii, fanatik bir kei ve mitsiz bir piskopos tarafndan farknda olmadan yrtlmt. Daha da akllca davranarak, Teabing elektronik dinleme ssn, ocuk felci geirmi bir adamn ulaamayaca bir yere kurmutu. Gerek izleme, hizmetkr Rmy tarafndan yerine getirilmiti Teabing'in gerek kimliinin tek srda ve o alerjik reaksiyon yznden artk bir lyd. Fache,akli dengesi yerinde olmayan birinin iine pek benzemiyor, diye dnd. Chteau Villette'den kan Collet'ten gelen bilgiye gre, Teabing o kadar kurnazd ki, Fache bile bundan bir ey renebilirdi. Paris'in en nemli ofislerinde baaryla dinleme cihazlar saklam olan ngiliz tarihi, Yunanllarn taktiini uygulamt.Truva atlar. Teabing'in amalad hedeflerden bazlar, ondan aldklar sanat eseri hediyelerine boulmu dierleri farknda olmadan Teabing'in belirli paralar koyduu mzayedelerde fiyat arttrmt, Saunire'in olaynda, mze mdr, Teabing'in Louvre'da yeni bir Da Vinci Kanad'na para salamas ihtimalini tartmak zere Chateau Villettede bir akam yemeine davet edilmiti. Saunire'in davetiyesinde, Saunire'in yapt sylenen robot valyenin byleyiciliinden bahseden zararsz bir dipnot vard. Teabing, onu yemee getir, diye teklifte bulunmutu. Saunire grne baklrsa bunu yapm ve valyeyi, Remy'nin gze arpmayan bir ekleme yapmasna yetecek kadar uzun bir sre babo brakmt. imdi taksinin arkasnda otururken, Fache gzlerini kapad.Paris'e dnmeden nce yapacak son birey kald.

St. Mary Hastanesi'nin hasta odas gneliydi. Hemire, ona glmseyerek, "Hepimizi etkilediniz," dedi. "Adeta bir mucize gerekletirdiniz." Piskopos Aringarosa hafife glmsedi. 'Tanr her zaman yanmdadr. Hemire ilerini bitirdi ve piskoposu yalnz brakt. Yzne vuran lk gne ndan holand. Dn gece, hayatndaki en karanlk gece olmutu. Elemle, cesedi parkta bulunan Silas' dnd. Ltfen beni affet, olum. Aringarosa, Silas'n erefli plannn bir paras olmasn istemiti. Bununla birlikte dn gece, Aringarosa, Saint-Sulpice'de ldrlen rahibeyle olan ilikisi hakknda onu sorgulayan Bezu Fache'den bir telefon almt. Aringarosa gecenin korkutucu bir dn yaptnn farkna varmt. Drt yeni cinayet haberi, korkusunu straba dntrmt. Silas, ne yaptn! retmen'e ulaamayan piskopos, oyuna getirildiini anlamt.Kullanlmt. Eyleme dnmesine yardmc olduu rktc olaylar zincirini durdurmann tek yolu, her eyi Fache'ye itiraf etmekti ve bundan sonra Aringarosa ile Fache, retmen, onu tekrar ldrmeye ikna etmeden nce Silas'a yetieceklerdi. Kemikleri aryan Aringarosa gzlerini kapad ve nl ngiliz valye, Sir Leigh Teabing'in tutuklanmasyla ilgili; televizyon haberini dinledi.retmen, halka akland. Teabing, Aringarosa'y plannda mkemmel bir piyon olarak semiti.Sonuta, Kutsal Kse'nin arkasndan kr gibi gidebilecek ve her eyi kaybedebilecek benden baka kim vard ki? Kse ona sahip olan kiiye muazzam bir g getirecekti. Leigh Teabing, kimliini kurnazca korumutu. Fransz aksan ve dindar bir kalbi taklit ederek ve ihtiyac olmayan eyi maa olarak talep ederek... paray. Aringarosa phelenmeyecek kadar istekliydi. Yirmi milyon euroluk fiyat etiketi, Kse'yi elde etme isteiyle karlatrldnda nemsizdi ve Vatikan'n Opus Dei'ye ayrd demeyle, finansman sorunsuz iledi.Krler, grmek istediklerini grrler. Teabing'in son hakareti, tabii ki, Vatikan bonolarndan deme talep etmesi olmutu, bylece eer bir terslik karsa, soruturma Roma'ya kayacakt. "Sizi iyi grdme sevindim, efendim." Aringarosa kapdaki sert sesi tand ama yzn bu ekilde tahmin etmiyordu... sert, gl yz hatlar, arkaya yaptrlm briyantinli salar ve siyah takm elbisesinden uzanan geni bir boyun. Aringarosa, "Yzba Fache?" diye sordu. Yzbann, Aringarosa'nn dn geceki kt durumuna gsterdii efkat ve ilgi, daha narin bir fizii artrmt. Yzba yataa yaklat ve tandk, ar, siyah bir evrak antasn sandalyenin zerine koydu. "Sanrm, bu size ait." Aringarosa, bonolarla dolu olan evrak antasna bakt ve utan, hissederek, hemen gzlerini kard. "Evet... teekkr ederim." Parmaklarn yatak rtsnn dikilerinin zerinde gezdirirken, duraksad ve sonra devam etti. "Yzba, bunu uzun zamandr dnyorum ve sizden bir iyilik isteyeceim." 'Tabii ki." "Silas'n Paris'te ldrdklerinin aileleri..." Duygularn bastrarak sustu. "Hibir tutarn zarar demeye yeterli olamayacann farkndaym ama bu evrak antasnn iindekileri aralarnda bltrebilirseniz... merhumlarn aileleri arasnda." Fache'nin koyu renk gzleri bir sre onu inceledi. "Erdemli bir jest efendim. steinizin yerine getirilmesini salayacam." Aralarnda ar bir sessizlik oldu. Televizyonda, zayf bir Fransz polisi geni bir alana yaylm maliknenin nnde basn toplants yapyordu. Fache, onun kim olduunu grd ve dikkatini ekrana verdi. Sulayc bir ses tonuyla bir BBC muhabiri, "Temen Collet," dedi. "Dn gece, yzbanz alenen iki masum kiiyi cinayetle sulad. Robert Langdon ve Sophie Neveu ubenizden ikyeti olacak m? Bu, Yzba Fache'nin iine mal olacak m?" Temen Collet'nin glmseyii yorgun ama sakindi. "Deneyimlerimden, Yzba Bezu Fache'nin nadiren hata yaptn syleyebilirim. Bu konu hakknda henz kendisiyle grmedim ama nasl altn bildiim iin, Ajan Neveu ve Bay Langdon' halka ilan ediinin, gerek katili ortaya karmak iin bir hile olduunu dnyorum."

Muhabirler akn baklarla birbirlerine baktlar. Collet devam etti. "Bay Langdon ve Ajan Neveu'nun bu kandrmacaya istekli katlp, katlmadklarn bilmiyorum. Yzba Fache yaratc metotlarn genellikle kendisine saklar. Bu noktada kesin olarak syleyebileceim, yzbann sorumlu kiiyi baarl bir ekilde tutuklad ve Bay Langdon ile Ajan Neveu'nun masum ve gvende olduklardr." Fache, Aringarosa'ya dnerken, dudaklarnda belli belirsiz bir glmseme vard. "u Collet, iyi bir adam." Birka dakika geti. Sonunda, Fache elini alnnda gezdirip, san arkaya yaptrrken, Aringarosa'ya bakt. "Efendim, Paris'e dnmeden nce, konumak istediim son bir konu var. Londra'ya hazrlksz uuunuz. Rotay deitirmesi iin bir pilota rvet verdiniz. Bunu yaparak, bir dizi uluslararas kanunu ihlal ettiniz." Aringarosa kt. "Umutsuzdum." "Evet. Adamlarm onu sorguya ektiklerinde pilot da yleydi." Fache elini cebine gtrd ve zerinde el ii bir piskoposluk armas bulunan mor renkli, tandk bir ametist yzk kard. Aringarosa yz alp, parmana takarken, gzyalarnn aktn hissetti. "ok kibarsnz." Elini uzatp, Fache'nin elini tuttu. "Teekkr ederim." Fache yaptnn nemsiz olduunu el iaretiyle ima ederek, pencereye yrd ve ehre bakt. Dncelerinin ok uzaklarda olduu belliydi. Arkasn dndnde belirsizlik iinde kvrand hissediliyordu. "Efendim, buradan nereye gideceksiniz?" Aringarosa'ya ayn soru, bir gece nce Castel Gandolfo'dan ayrlrken de sorulmutu. "Sanrm, benim yolum sizinki kadar belirsiz." "Evet." Fache duraksad. "Sanrm, ben erken emekliye ayrlacam." Aringarosa glmsedi. "Biraz iman, harikalar yaratabilir, yzba. Biraz iman."

104
ounlukla ifre Katedrali denilen Rosslyn apeli, skoya'da Edinburgh'un on bir kilometre gneyinde, eski Mitras mabedinin bulunduu tarafta yer alyordu. 1446'da Tapnak valyeleri tarafndan ina edilen apel, Yahudi, Hristiyan, Msr, Mason ve pagan geleneklerinden gelen eitli sembollerle donatlmt. apelin corafi koordinatlar, Glastonbury'den geen kuzey-gney meridyenine dyordu. Bu Gl izgisi boylam, Kral Arthur'un Avalon Adas'nn geleneksel iaretiydi ve ngiltere'nin kutsal geometrisinin merkezi saylyordu. Rosslyn -Roslin olarak okunuyor- adn bu kutsal Gl izgisi'nden almt. Langdon ile Sophie kiraladklar arabay, apelin kurulduu kayalklarn dibindeki imli park alanna ekerlerken, Rosslyn'in sivri kulelerinin glgeleri uzuyordu. Onlar bekleyen eyin verdii heyecanla her ikisi de uyuyamam olsa da, Londra'dan Edinburgh'a rahat bir uu yapmlard. Ban kaldrarak bulutlarla dolu gkyznn nndeki gsterisiz byk yapya bakan Langdon kendini tavan deliine ba aa den Alice gibi hissetti. Bu birrya olmal. Bununla birlikte Saunire'in son mesajnn daha ak olmayacan biliyordu. Kutsal Kse Roslin'in altnda Langdon, Saunire'in "Kse haritasnn" bir diyagram hazinenin X iaretiyle gsterildii bir izim olacan hayal etmiti ama tarikatn son srr da Saunire'in onlarla batan beri konutuu ekilde aklanmt. Basit bir dize. Apak dizeler, pheye hi yer brakmadan aradklar yerin buras olduunu gsteriyordu. Rosslyn'den ismiyle bahsetmenin yan sra, dizeler apelin mimari izgilerine de deiniyordu. Saunire'in son aklamasnn aklna ramen Langdon aydnlanm olmaktan ok, armt. Ona gre Rosslyn apeli ok anlalr bir yerdi. Bu ta apel yzyllar boyunca Kutsal Kse'nin varlndan sz edilen fsltlarla yanklanmt. Yeraltm tarayan radarlar yakn zaman nce, apelin altnda artc bir

yapnn byk bir yeralt odas var olduunu ortaya kardnda bu fsltlar, barlara dnmt. Bu derin mahzen stndeki apeli glgede brakmakla birlikte, herhangi bir giri ya da k yoktu. Arkeologlar gizemli odaya ulamak iin kayalklar delme talebinde bulunmular fakat Rosslyn Vakf kutsal alanda her trl kazy aka yasaklamt. Elbette bu tavr, speklasyonlar arttrmaktan baka bir ie yaramamt. Rosslyn Vakf neyi saklamaya alyordu? Rosslyn artk gizem arayclarnn hacc haline gelmiti. Bir ksm, bu koordinatlardan yaylan nedeni aklanamaz gl bir manyetik alann onlar buraya ektiini iddia ederken, bazlar kayalklardan mahzene giden gizli girii bulmak iin geldiklerini sylyordu ama ou, bu topraklarda yrmek ve Kutsal Kse ilmini iyice ilerine sindirmek iin geldiklerini itiraf ediyordu. Langdon daha nce Rosslyn'e gelmemi olmasna ramen, apelin Kutsal Kse'nin yeni yuvas olduunu her duyduunda kendi kendine glerdi. tiraf etmek gerekirse, Rosslyn bir zamanlar Kse'ye ev sahiplii yapm olabilirdi, uzun zaman nce... ama kesinlikle imdi deil. Son yllarda Rosslyn'e ok fazla dikkat ekilmiti ve birisi er ge mahzene giriin yolunu bulacakt. Kse uzmanlar! Rosslyn'in bir tuzak yemi olduu konusunda birlemiyorlard... tarikatn ustaca rd dolambal kmazlardan biri. Ama bu gece, tarikatn kilit ta alenen bu noktadan bahsettii iin Langdon artk fazla ukalalk taslayamayacan dnyordu. Gn boyunca aklndan artc bir soru gemiti; Saunire bizi bu kadar aleni bilinen bir yere getirmek iin neden bunca zahmete girdi? Tek bir mantkl cevab olabilirdi. Rosslyn hakknda henz anlayamadmz bir ey var. "Robert?" Sophie arabann dnda durmu, ona bakyordu. "Geliyor musun?" Yzba Fache'nin onlara iade ettii gl aac kutuyu tayordu. Her iki kripteks de iinde, ilk bulduklarndaki gibi yatyorlard. Papirsteki iir ise ortasna yerletirilerek kilitlenmiti... krlan sirke iesi artk yoktu. akll uzun patikadan yryen Langdon ile Sophie, apelin nl bat duvarn getiler. Sradan ziyaretiler knt yapan bu tuhaf duvarn, apelin tamamlanamayan bir blm olduunu sanrlard. Langdon ise gerein, daha ilgi ekici olduunu hatrlyordu. Sleyman Mabedi'nin bat duvar. Tapnak valyeleri, Rosslyn apeli'ni, Kuds'teki Sleyman Mabedi'nin mimari bir kopyas gibi ina etmilerdi; dar drtgen bir ibadethane, ilk dokuz valyenin paha biilmez hazinelerini saklad Kudslakdas gibi bir yeralt mahzeni ve tm bunlar tamamlayan bir bat duvar. Langdon, Tapnaklar'n modern Kse bankasn, Kse'nin ilk sakland yeri artracak ekilde ina etmeleri fikrinin ilgin olduunu itiraf etmek zorundayd. Rosslyn apeli'nin girii, Langdon'n tahmin ettiinden daha gsterisizdi. Kk ahap kapnn iki demir menteesi ve meeden basit bir tabelas vard. R OSLI N

Langdon, Sophie'ye, bu eski adn, apelin zerinde bulunduu Gl izgisi meridyeninden geldiini anlatt... ya da Kse alimlerinin inanmay tercih ettii gibi, Magdalal Meryem'den gelen soya ithafen "Gl Boyu" kelimesinden. apel ksa sre sonra kapanacakt. Langdon kapy anca, eski byk yap, uzun bir gnn sonunda yorgunlukla iini ekiyormuasna ieriden darya scak bir hav^ aknts olutu. apelin giri kemerleri oymal beparmak otlaryla sslenmiti. Gller. Tanrann gbei. Sophie ile birlikte ieri giren Langdon, gzleriyle tm ibadethaneyi inceleyerek, her eyi hafzasna kazmaya alt. Daha nce Rosslyn'in ayrntl ta ilemelerini kitaplarda okumu olmasna ramen, kendi gzleriyle grmek byleyici bir tecrbeydi. Langdon'n meslektalarndan biri buna, semboller cenneti, demiti.

apeldeki her bir yzeye semboller kaznmt; Hristiyan halar, Yahudi yldzlan, Mason mhrleri, Tapnak halar, boynuzlar, piramitler, astrolojik iaretler, bitkiler, sebzeler, be keli yldzlar ve gller. Tapmak valyeleri, Avrupa'nn her bir yanna tapnak kiliseleri diken, usta birer ta duvarcsyd, ama Rosslyn onlarn sevgi ve sayg ile harcadklar emein en yce rnyd. Duvar ustalar ilenmemi tek bir ta brakmamlard. Rosslyn apeli tm inanlarn... tm geleneklerin... ve her eyden nemlisi, doa ile tanrann mabediydi. Kilise, gnn son turunu yaptran gen bir adam dinleyen birka ziyareti dnda botu. Adam, onlar, yerdeki ok iyi bilinen bir hattn zerinden yrtyordu... mabetteki alt anahtar mimari noktay birbirine balayan grnmeyen bir patika. Ziyaretiler yzyllar boyunca, noktalar birbirine balayan bu dz izgiler zerinden yrmlerdi ve onlarn ayak izleri yeri andrarak, kocaman bir sembol oluturmutu.

Davut'un yldz, diye dnd Langdon. Kesinlikle tesadf deil. Ayn zamanda Sleyman'n mhr olarak bilinen bu altgen, bir zamanlar yldzlar gzetleyen rahiplerin gizli sembol olmu ve daha sonradan srail krallar Davut ve Sleyman tarafndan benimsenmiti. Langdon ile Sophie'nin ieri girdiini gren gzetmen kapan vakti olmasna ramen, tebessm ederek etraf diledikleri gibi gezebileceklerini iaret etti. Langdon ban sallayarak teekkr ettikten sonra, mabedin iinde ilerlemeye balad. Bununla birlikte Sophie, yzndeki akn ifadeyle girite kalakalmt. Langdon, "Ne oldu?" diye sordu. Sophie gzlerini dikmi apele bakyordu. "Sanrm... buraya daha nce gelmitim." Langdon armt. "Ama Rosslyn'in adn bile duymadn sylemitin." "Duymamtm..." Emin olamayan bir ifadeyle, gzleriyle mabedi tarad. "Bykbabam ok kkken beni buraya getirmi olmal. Bilmiyorum. Tandk geliyor." eriyi incelerken, daha emin bir ifadeyle ban sallamaya balamt. "Evet." Mabedin n ksmm gsterdi. "ki stun... bunlar grmtm." Langdon mabedin dier tarafnda titizlikle oyulmu iki stuna bakt. Gnn son klar bat tarafndaki pencereden krmzms bir renkle szlrken, stunlarn ilemeleri alev alm gibi grnyordu. Aslnda sunan olmas gereken yerde duran iki stun, uyumsuz garip bir iftti. Sol taraftaki stun ok basit, dik izgilerle bezenmiken, sa taraftaki stunun ssl, devaml dnen spiral hatlar vard. Sophie onlara doru yrmeye balamt. Langdon, onun peinden gitti. Stunlarn yanna geldiklerinde Sophie hayretle ban sallyordu. "Evet, bunlar grdme eminim." Langdon, "Grdnden phe etmiyorum," dedi. "Ama burada olmalar gerekmez." Sophie, ona dnd. "Ne demek istiyorsun?" "Bu iki stun, tarihte en ok kopyalanan mimari yaplardr. Tm dnyada kopyalar var." "Rosslyn'in kopyalan m?" Sophie kukulu grnyordu. "Hayr. Stunlarn kopyalan. Daha nce sana Rosslyn'in kendisinin, Sleyman Mabedi'nin bir kopyas olduunu sylediimi hatrlyor musun? Bu iki stun, Sleyman Mabedi'nin n tarafnda duran iki stunun tpatp kopyalan." Langdon sol taraftaki stunu iaret etti. "Buna Boaz denir... ya da Duvarc Stunu. Dierinin ismi Jachin'dir ...ya da rak Stunu." Durdu. "Aslna bakarsan dnyadaki tm Mason tapnaklarnda bunun gibi iki stun vardr." Langdon, ona daha nce, Tapnaklar'n modern Mason cemiyetleriyle olan gl tarihi balarn anlatmt. En nemli dereceleri olan rak Farmasonlar, Kalfa Farmasonlar ve Usta Farmasonlar, Tapnaklar'dan kalma deyilerdi. Sophie'nin bykbabasnn son iiri, Rosslyn'i artistik becerileriyle donatan Usta Mason'lardan bahsediyordu. Ayrca Rosslyn'in yldz ve gezegen sslemeleriyle dolu tavanna da deinmiti. Hl stunlara bakmakta olan Sophie, "Daha nce hibir Mason tapna grmemitim," dedi. "Bunlar burada grdme memnunum." Yeniden gzlerini apele evirerek, hafzasn canlandracak bir ey aryormu gibi etrafna bakt. imdi son kalan ziyaretiler de ayrlyorlard ve gen gzetmen apelin kar tarafndan ho bir

tebessmle onlara doru yryordu. Yirmili yalarnn sonunda, skoya ivesiyle konuan, ak san sal yakkl bir erkekti. "Kapatmak zereyim. Aradnz bulmanza yardmc olabilir miyim?" Kutsal Kse'ye ne dersin, demek istedi Langdon. Sophie ani bir ilhamla, "ifre," diye atld. "Burada bir ifre var!" Gzetmen onun duyduu heyecandan memnun olmua benziyordu. "Evet efendim, var." Sophie sa taraftaki duvara dnerek, 'Tavanda yazyor," dedi. "uralarda... bir yerlerde." Adam glmsedi. "Grdm kadaryla Rosslyn'e ilk geliiniz deil." ifre, diye dnd Langdon. Bu bilgiyi unutmutu. Rosslyn'in saysz gizemleri arasnda, yzlerce ta blokun knt yapt, ok fasetal bir yzeyden aa uzanan kemerli bir geit de vard. zerine sembol ilenmi her bir blok, anlalmaz bir dzende bir ifre oluturacak ekilde, rast gele yerletirilmiti. Kimileri, bu ifrenin, apelin altndaki mahzene giri yolunu akladna inanyordu. Bazlar ise gerek Kse efsanesini anlattna. nemi yoktu... kriptograflar, yzyllardr anlamn deifre etmeye alyorlard. Rosslyn Vakf, gizli anlam zen kiiye cmert bir dl vereceini aklamt ama ifre gnmze kadar zlememiti. "Size gstermekten memnuniyet..." Gzetmenin sesi geride kald. Transa gemi bir halde, kemerli geide doru tek bana ilerleyen Sophie,ilk ifrem,diye dnd. Gl aac kutuyu Langdon'a verdikten sonra Kutsal Kse, Sion Tarikat ve nceki gnn esrarn unutmu gibiydi. ifreli tavann altna gelip, bann stndeki sembolleri grdnde hatralar canlanmaya balamt. Buraya yapt ilk ziyareti hatrlyordu ve hatralar onda beklenmedik bir znt yaratmt. Kk bir kzd... ailesinin lmnn stnden bir yl kadar gemiti. Bykbabas ksa bir tatil iin onu skoya'ya getirmiti. Paris'e dnmeden nce Rosslyn apeli'ni grmeye gelmilerdi. Akamn ge saatleriydi ve apel kapanmak zereydi. Ama onlar hl ierideydi. Kendini yorgun hisseden Sophie, "Eve dnebilir miyiz,Grand-pre ?" diye yalvarmt. "Yaknda hayatm, ok yaknda." Melankolik bir sesi vard. "Burada yapmam gereken son bir ey var. Arabada beklemeye ne dersin?" "Yine sadece byklere zg bir ey mi yapacaksn?" Ban sallamt. "abuk olacam. Sz veriyorum." "Kemerli geit ifresini yeniden deneyebilir miyim? ok elenceliydi. "Bilmiyorum. Ben darda olacam. Burada tek bana korkmaz msn." "Elbette hayr!" diyerek fkelenmiti. "Hava henz kararmad bile!" Bykbabas glmsemiti. "Peki o zaman." Sophie'yi daha ne gsterdii kemerli geide kadar gtrmt. Sophie hemen ta zemine srtst yatarak, bann stndeki cam paralarna bakmaya balamt. "Bu ifreyi sen dnmeden zeceim!" "Yar yapalm o zaman." Eilip, onu alnndan pm ve yan tarafta ki kapya doru yrmt. "Ben darda olacam. Kapy ak brakyorum. Bana ihtiyacn olursa seslen." Kapdan kp, akamn zayf klarna yrmt. Sophie baklarn ifreye dikerek orada yatmt. Gzleri uykuluydu. Semboller birka dakika sonra birbirine karmt. Sonra da yok olmulard. Sophie uyandnda, yer ona ok souk gelmiti. "Grand-pre?" Cevap veren yoktu. Ayaa kalkarak, stn silkeledi. Yan taraftaki kap akt. Akam karanl bastryordu. Darya ktnda, bykbabasn kilisenin tam arkasndaki ta bir evin verandasnda durduunu grd. Bykbabas, tel kapnn ardndan belli belirsiz seilebilen biriyle konuuyordu. "Grand-pre??" diye seslenmiti. Bykbabas arkasn dnerek ona el sallam ve biraz daha beklemesini iaret etmiti. Ardndan, ierideki kiiye son szlerini syleyerek, kapya doru bir pck gndermiti. Sophie'nin yanna vardnda gzleri yalarla dolmutu. "Neden alyorsunGrand-pre? ?" Sophie'yi kaldrp, skca kucaklamt. "Oh Sophie, sen ve ben bu yl pek ok kiiye veda ettik. Bu

ok zor." Sophie kazay, annesine, babasna, bykannesine ve bebek yataki erkek kardeine veda ediini dnmt. "Bakabirine mi veda ediyordun?" Sesi duygularla titrerken, "ok sevdiim bir dostuma," diye cevap vermiti, "Ve korkarm o kadn uzun sre bir daha gremeyeceim." Gzetmen ile yan yana duran Langdon apel duvarlarn incelerken, bir kmaza gireceklerinden endieleniyordu. Sophie ifreye bakmak zere gitmi ve grne gre artk hi yardm olmayacak Kse haritasn ieren gl aac kutuyla Langdon' ba baa brakmt. Saunire'in iiri Rosslyn'inden aka bahsettii halde, Langdon geldiklerinden beri ne yapacaklarn bilemiyordu. iir, "bak ve kadehten" sz ediyordu ama Langdon onlar hibir yerde gremiyordu. Kutsal Kse Roslin'in altnda Bak ve kadeh bekidir ona Langdon bir kez daha bu gizemin henz aklanmam bir yan olduunu hissediyordu. Gzetmen, Langdonn elindeki gl aac kutuya bakarak, "nsanlarn zeline girmekten nefret ederim ama," dedi. "Bunu nereden aldnz... sorabilir miyim?" Langdon yorgun bir kahkaha att. "Bu gerekten ok uzun bir hikaye." Gzlerini bir kez daha kutuya eviren gen adam tereddt etti. "Bu ok garip bykannemde de bunun tpatp ei bir kutu var, bir mcevher kutusu. Ayn ekilde cilalanm gl aac, ayn gl kabartmas hatta menteeleri bile ayn." Langdon, gen adamn yanldna emindi. Eer dnyada ei benzeri olmayan bir kutu varsa, o da buydu. .. tarikatn kilit ta iin zel imal edilmi bu kutu. "ki kutu birbirine benzeyebilir ama..." Yan taraftaki kapnn arpmasyla, her ikisi de baklarn o yne evirdi. Sophie tek kelime etmeden dar kmt ve yaknlardaki ta eve doru kayalklarda yryordu. Langdon, onun arkasndan bakakald.Nereye gidiyor? Binaya girdiklerinden beri garip davranyordu. Gzetmene dnd. "Bu evin ne olduunu biliyor musunuz?" Sophie'nin oraya gitmesine arm olan gen adam ban sallad. "Oras apelin rektrldr. apel mdr orada yaar. Ayn zamanda Rosslyn Vakf'nn bakandr." Durdu. "Ve benim bykannemdir." "Bykanneniz Rosslyn Vakf'nn bakan m?" Gen adam ban sallad. "Onunla birlikte rektrlkte yayorum. apeli idare etmesine yardm edip, tur rehberlii yapyorum." Omuzlarn silkti. "Hayatm boyunca burada yaadm. Bykannem beni o evde bytt." Sophie iin endielenen Langdon, seslenmek iin apelin kapsna doru yrd. Yan yola geldiinde durdu. Gen adamn syledii bir eyin yeni farkna varmt. Beni bykannem bytt. Langdon nce kayalklarda yryen Sophie'ye, sonra elindeki gl aac kutuya bakt. "mknsz." Langdon yavaa yeniden gen adama dnd. "Bykannenizde bunun gibi bir kutu olduunu sylediniz deil mi?" 'Tpatp ayn." "Onu nereden alm?" "Bykbabam onun iin yapm. Ben henz bir bebekken lm ama bykannem hl ondan bahseder. Elleriyle harikalar yarattn syler. Her eyi yapabilirmi." Langdon hayal edilmesi imknsz balantlarn ortaya ktm hissediyordu. "Sizi bykannenizin byttn sylyorsunuz. Ailenize ne olduunu sormamn sakncas var m?" Gen adam arm gibi grnyordu. "Ben kkken lmler." Durdu. "Bykbabamla ayn gn." Langdon'n kalbi teklemiti. "Bir araba kazasnda m?" Gzetmen, zeytin yeili gzlerindeki hayret ifadesiyle geri ekildi. "Evet, bir araba kazas. Btn ailem o gn ld. Bykbabam, ailemi ve..." Gzlerini kapya evirerek durdu. Langdon, "Ve kz kardeinizi," dedi.

Kayalklarn stndeki ta ev, tpk Sophie'nin hatrlad gibiydi. Akam karanl kyordu, evin scak ve davetkr bir havas vard. Kapnn ak kafeslerinden dar ekmek kokusu yaylyor ve pencerelerde altn rengi bir k parlyordu. Sophie yaklarken ieriden gelen hkrk seslerini duydu. Tel kapdan ieri baktnda, koridorda yal bir kadnn alamakta olduunu grd. Kadnn uzun, gr, gm rengi salar onun hafzasndaki anlan canlandrmt. Sophie kendisinin o yne doru ekildiini hissederek, verandann merdivenlerine admn att. Yal kadn bir adamn ereveli fotorafna sarlm sevgi dolu bir. zntyle parmaklarn adamn yznde gezdiriyordu. Bu, Sophie'nin ok yakndan tand bir yzd. Grand-pre? Kadn dn gece, bykbabasnn zc lm haberini alm olmalyd. Sophie'nin ayann altndaki tahtalardan biri gcrdaynca kadn yavaa dnd ve zntl gzleri Sophie'yle karlat. Sophie kap gitmek istedi ama olduu yerde akl kalmt. Fotoraf brakp kapya doru yaklarken, kadn ateli gzlerini hi krpmamt. ki kadn ince telin arkasndan birbirlerine bakncaya kadar sanki bir sonsuzluk yaanmt. Ardndan, kabaran bir okyanus dalgas gibi kadnn grnts belirsizlikten... inanmaya... umuda... ve sonunda neeye dnmt. Kadn kapy iterek at ve dar kt. Sophie'nin oka uram yzn yumuak ellerinin arasna ald. "Oh, benim sevgili yavrum... haline bak!" Sophie, onu hatrlayamad halde, bu kadnn kim olduunu biliyordu. Konumaya alt ama nefes bile alamyordu. Kadn, onun alnn pp, hkrarak alarken, "Sophie," dedi. Sophie ancak fslt halinde konuabiliyordu. "Ama...Grand-pre senin..." "Biliyorum," Kadn nazik ellerini Sophie'nin omuzlarna koydu ve ona tandk gzlerle bakt. "Bykbaban ve ben ok fazla ey sylemek zorunda kaldk. Doru olduunu dndmz eyi yaptk. ok zgnm. Bu senin kendi gvenliin iindi prenses." Sophie, onun son szlerini duyduunda aklna hemen, onu yllarca prenses diye aran bykbabas geldi. imdi bykbabasnn sesi Rosslyn'in eski talarnda yanklanyor, topran stne konarak, aadaki bilinmeyen boluklarda nlyor gibiydi. Kollarn Sophie'ye dolayan kadnn gzyalar daha hzl akyordu. "Bykbaban sana her eyi anlatmay ylesine ok istedi ki. Ama ikinizin aras pek iyi deildi. ok urat. Aklanacak ok ey var. Aklanmas gereken o kadar ok ey var ki." Sophie'nin alnn bir kez daha pt. "Artk sr yok prenses. Ailen hakkndaki gerei renmenin zaman geldi." Gen gzetmen gzlerindeki umut ltsyla baheden hzla koarak gelirken, gzyalar iinde birbirlerine sarlan Sophie ile bykannesi, verandann merdivenlerinde oturuyorlard. "Sophie?" Sophie gzyalaryla ayaa kalkarak ban sallad. Gen adamn yzn tanmyordu ama kucaklarken, damarlarnda dolaan kann gcn hissedebiliyordu... artk ortak olduunu anlad kann. Langdon, onlara katlmak zere imenlerden yrrken, Sophie daha dn kendisini dnyada yapayalnz hissettiine inanamyordu. Ve imdi, bir ekilde bu yabana yerde, fazla tanmad kiinin eliinde, sonunda kendini evinde hissediyordu.

105
Rosslyn'de akam olmutu. Ta evin verandasnda tek bana ayakta duran Robert Langdon arkasndaki tel kapdan gelen kahkaha ve birbirlerine kavumann getirdii mutluluk seslerinin tadn karyordu. Elinde tuttuu Brezilya kahvesi ile dolu fincan yorgunluunu alrken, bu dinlencenin fazla srmeyeceini biliyordu. Artk vcudu dayanamayacak kadar bitkin dmt. Arkasndan gelen bir ses, "Dar ok sessiz ktnz," dedi.

Arkasn dnd. Salar akamn klaryla prldayan, Sophie'nin bykannesi dar kmt. smi, en azndan son yirmi sekiz yldr Marie Chauvel idi. Langdon yorgun bir ifadeyle tebessm etti. "Ailenizi biraz ba baa brakmak istedim." Pencereden baknca Sophie'nin erkek kardeiyle konumakta olduunu grd. Marie gelip, yannda durdu. "Bay Langdon, Jacques'in ldrldn ilk duyduumda Sophie'nin gvenlii konusunda dehete dmtm. Hayatm boyunca, bu akam onu kapmn nnde grmek kadar rahatlatan bir ey olmad. Size ne kadar teekkr etsem azdr." Langdon nasl cevap vereceim bilemiyordu. Sophie ile bykannesine zel konumalarn teklif etmi olmasna karn, Marie, onun da gelip dinlemesini istemiti.Eimin size gvendii belli Bay Langdon, ben deyle yapacam. Bylece Langdon, Sophie'nin yannda kalm ve Marie'nin, ailesi hakknda Sophie'ye anlattklarn! sessiz bir aknlk iinde dinlemiti. Her ikisinin de Merovingian ailelerinden olmas inanlmazd Magdalal Meryem ve sa Mesih'in torunlar. Sophie'nin ailesi ve atalar, korunmak amacyla soyadlarn Plantard ve Saint-Clair olarak deitirmilerdi. Onlarn ocuklar bu kanbann dorudan vrisleriydiler ve bu yzden tarikat tarafndan dikkatle korunmulard. Sophie'nin ailesi sebebi belirsiz bir araba kazasnda ldnde, tarikat asil soyun kimliinin kefedilmesinden korkmutu. Marie acyla titreyen bir sesle, "Bykbaban ve ben," diye aklad. "O telefonu aldmzda derhal bir karar vermek zorundaydk. Ailenin arabas nehirde bulunmutu." Gzlerindeki yalan kurulad. "Altmz siz iki torunumuz da dahil o gece ayn arabada seyahat edecektik. Son anda planlarmz deitirmitik, annen ve baban arabada yalnzdlar. Kazay duyduumuzda Jacques ve benim gerekte olanlar bilmemizin imkn yoktu... ya da bunun gerekten birkaza olup olmadn." Marie, Sophie'ye bakt. "Torunlarmz korumamz gerektiini biliyorduk ve en iyisi olduunu dndmz eyi yaptk. Jacques polise benim ve erkek kardeinin de o arabada olduumuzu syledi... ikimizin cesedi akntya kaplm olmalyd. Daha sonra erkek kardeinle ben tarikatla birlikte saklandk. nl bir kii olduundan Jacques saklanmak gibi bir lkse sahip deildi. ocuklardan byk olan Sophie'nin Paris'te kalp Jacques tarafndan yetitirilmesi daha mantklyd, tarikatn kalbine ve korumasna daha yakn olarak." Sesi fsltya dnmt. "Yapmamz gereken en zor ey, aileyi blmekti. Jacques ile ben birbirimizi nadiren grdk, tabii en gizli toplantlarda... tarikatn korumas altnda. Kardeliin sadk kald baz trenler vardr." Langdon hikyenin daha derinlere gideceini, fakat geri kalann duymamas gerektiini hissetmiti. Bu yzden dar kmt. imdi Rosslyn'in sivri tepelerine bakarken, onun zlmemi srrn dnmekten kendini alamyordu. Kse gerekten burada Rosslyn'de mi? Eer yleyse, Saunire'in iirinde bahsettii bak ve kadeh neredeler? Langdon'n elini iaret eden Marie, "Onu ben alrm," dedi. "Oh, teekkrler." Langdon boalan kahve fincann geri uzatt. Marie, ona bakt. "Dierelinizdekinden bahsediyordum Bay Langdon." Baklarn indiren Langdon, Saunire'in papirsn tuttuunu fark etti. Daha nce gzden kard bir eyi grmek umuduyla onu yeniden kripteksin iinden karmt. "Elbette, affedersiniz." Marie kd alrken neeli grnyordu. "Paris'te, bu gl aac, kutunun geri dndn grmekten son derece memnun olacan bildiim bir bankac var. Andr Vernet, Jacques'in ok yakn bir arkadayd ve Jacques, ona son derece gveniyordu. Andr, Jacques'in bu kutunun korunmas ricasn yerine getirmek iin her eyi yapard." Buna beni vurmak da dahil,diye dnen Langdon, adamcazn burnunu krm olabileceini hatrlayarak, bu konuya deinmemeye karar verdi. Langdon Paris'i dndnde aklna ayn gece ldrlen dier snchaux gelmiti. "Peki ya tarikat? imdi ne olacak?" "arklar dnmeye balad bile Bay Langdon. Kardelik yzyllardr ayakta, bunu da atlatacaktr. st kademeye gemek ve yeniden yaplanmak iin srada bekleyenler var." Langdon gece boyunca Sophie'nin bykannesinin tarikat faaliyetleriyle yakn balan olduundan phelenmiti. Her eyden nce, tarikatn her zaman kadn yeleri olmutu. Drt Byk stat kadnd. Snchaux'lar geleneksel olarak erkeklerden muhafzlar- seiliyordu ama tarikatta kadnlarn daha yce bir stats vard ve herhangi bir kademeden en st kademeye geebilirlerdi. Langdon, Leigh Teabing'i ve Westminster Manastr'n dnd. Aradan yllar gemi gibi geliyordu.

"Kilise einize Zamann Sonu geldiinde Sangreal Belgeleri'ni aklamamas yolunda bask yapyor muydu?" "Aman Tanrm hayr. Zamann Sonu paranoyak zihinlerin uydurmas. Tarikat retilerinde, Kse'nin aklanmas gereken tarihe deinen hibir ey yoktur. Tam aksine, tarikat her zaman Kse'nin asla aklanmamas gerektiine inanmtr." Langdon armt. "Asla m?" "Ruhlarmz ayakta tutan gizem ve meraktr, Kse'nin kendisi deil. Kse'nin gzellii onun semavi doasndadr." Marie Chauvel imdi Rosslyn'e bakyordu. "Bazlar iin Kse, onlara sonsuz hayat getirecek olan kadehtir. Bazlar iin ise, kayp belgelerin ve gizli tarihin aray. Ve pek oklar iin sanrm Kutsal Kse sadece muhteem bir fikirdir... gnmzn kaos iindeki dnyasnda bile bizlere ilham verecek ulalmaz bir hazine." "Peki ama Sangreal Belgeleri gizli kalrsa, Magdalal Meryem hikyesi sonsuza dek yok olmayacak m?" "yle mi olacak? Etrafnza bakn. Onun hikyesi resimde, mzikte ve kitaplarda anlatlyor. Her gn biraz daha fazla. Sarka sallanyor, Tarihimizin tehlikelerini anlamaya balyoruz... ve ykc yollarmz. Kutsal diiyi yeniden canlandrmamz gerektiinin farkna varyoruz," Durdu. "Kutsal dii sembolleri hakknda bir aratrma yazdnz sylemitiniz, yle deil mi?" "Evet." Glmsedi. "Onu bitirin Bay Langdon. Onun arksn syleyin, Dnyann modern ozanlara ihtiyac var." Verdii mesajn zerinde yaratt arl hisseden Langdon sustu. lerideki ak arazide ay, aalarn stnde ykseliyordu. Gzlerini Rosslyn'e eviren Langdon, onun srrn renmek iin ocuksu bir heves duydu. Sorma, dedi kendi kendine.Zaman uygun deil . Marie'nin elindeki papirse, sonra da Rosslyn'e bakt. Neeli grnen Marie, "Soruyu sorun Bay Langdon," dedi. "Doruyu duymay hak ettiniz." Langdon yznn kzardn hissetti. "Kse'nin burada, Rosslyn'de olup olmadn bilmek istiyorsunuz." "Bana syleyebilir misiniz?" Marie fkelenmi gibi iini ekti. "u insanlar neden Kse'nin huzur iinde yatmasna izin vermiyorlar? " Sonra gld, elendii belli oluyordu. "Neden burada olduunu dnyorsunuz?" Langdon, onun elindeki papirs iaret etti, "Einizin iiri aka Rosslyn'den bahsediyor ama bir de Kse'ye bekilik eden bak ile kadeh var. Orada bak ve kadeh sembollerini gremedim." Marie, "Bak ve kadeh mi?" diye sordu. "Tam olarak neye benziyorlar?" Langdon, onun kendisiyle dalga getiini anlamt ama oyuna katlarak, sembolleri abucak tasvir etti. Marie'nin yznden belli belirsiz bir hatrlama ifadesi geti. "Ah, evet, elbette. Bak, erkek olan her eyi temsil eder. u ekilde iziliyor, yle deil mi?" aret parman kullanarak, avu iine bir ekil izdi.

"Evet," dedi Langdon. Marie, eklin daha az kullanlan kapal biimini izmiti ama Langdon semboln her iki kullanln da nceden grmt. Yine avu iine izerek, "Ve tersi ise," dedi. "Diiyi temsil eden kadeh."

"Doru," dedi Langdon. "Ve siz bana burada, Rossilyn apeli'nde var olan yzlerce sembol arasnda bu iki eklin yer almadn sylyorsunuz, yle mi?" "Onlar grmedim."

"Peki ben size gsterirsem, uyuyabilecek misiniz?" Langdon cevap vermeye frsat bulamadan, Marie Chauvel verandadan indi ve apele doru yrmeye balad. Langdon, onun arkasndan koturdu. Eski binaya girdiklerinde, Marie klar at ve mabedin ortasnda, yerde duran sembol gsterdi. "te burada Bay Langdon. Bak ve kadeh." Langdon anm zemine bakt. Botu. "Burada hibir ey..." ini eken Marie, apelin o nl anm yolu zerinde adm atmaya balad. Langdonn akamst grd ziyaretilerin yrd ayn yolda. Gzleri dev semboln farkna vardnda, hl bir ey anlamyordu. "Ama bu Davut'un..." Langdon sonunda hayrete derek anladnda, konumay kesti.

Bak ve kadeh. Birbirinin iine gemi. Davut'un yldz... erkek ile diinin mkemmel birleimi... Sleyman'n Mhr... erkek ile dii ilahlarn Yahweh ile Shekinah oturduuna inanlan Kudslakdas'n iareti. Langdon syleyeceklerini toparlayabilmek iin bir dakikaya ihtiyac vard. "iir buray, Rosslyni gsteriyor. Kesinlikle. Mkemmel bir biimde." Sophie glmsedi. "yle grnyor." Aklna gelenler tylerini rpertmiti. "Demek ki Kutsal Kse altmzdaki mahzende, yle mi?" Marie gld. "Sadece ruhu. Tarikatn en eski vazifelerinden biri de Kse'yi, sonsuza dek huzur iinde yataca anavatan Fransa'ya geri gtrmekti. Onun gvenliini korumak iin yzyllar boyunca bir lkeden dierine tadlar. Bu erefini zedeliyordu. Byk stat olduunda Jacques'n grevi, onu Fransa'ya geri getirip, kralieye uygun bir dinlenme yeri ina ederek erefini onarmakt." "Peki bunu baard m?" imdi yz ciddilemiti. "Bay Langdon, bu gece benim iin yaptklarnz gz nnde bulundurarak, Rosslyn Vakf'nn bakan olarak, size Kse'nin artk burada olmadn syleyebilirim." Langdon srar etmeye kararlyd. "Ama kilit ta, Kutsal Kse'nin imdi sakl olduu yerden bahsetmeli. Neden Rosslyni iaret etsin?" "Belki de okuduunuzdan yanl anlam kartyorsunuzdur. Unutmayn, Kse yanltc olabilir. Merhum eimin olduu gibi." "Ama daha ne kadar ak olabilir ki?" diye sordu. "Bak ve kadehle iaretlenmi bir yeralt mahzeninin stnde duruyoruz, Usta Masonlarn sanatyla sslenmi, yldzl bir tavann altndayz. Her ey Rosslyni anlatyor." "Pekl, u gizemli iire bir bakaym." Papirs aarak, iiri yksek sesle okudu. Kutsal Kse Roslin'in altnda Bak ve kadeh bekidir ona aheserler ssler yatan Seyrederken yldzl semay Okumay bitirdikten sonra, yzne bilmi bir tebessm oturmas biraz zamann almt. "Aah, Jacques." Langdon mitle onu seyrediyordu. "Bunuanlyor musunuz? " "apelin yerinde de ahit olduunuz gibi Bay Langdon, basit eyleri grmenin pek ok yolu vardr." Langdon anlamak iin kendini zorlad. Jacques Saunire ile ilgili her eyin ift anlam var gibiydi ve Langdon daha tesini gremiyordu. Marie yorgunlukla esnedi. "Bay Langdon, size bir itirafta bulunacam. Kse'nin u an bulunduu yeri hi grmedim. Ama elbette, son derece nfuzlu bir erkekle evliydim... ve kadnlk igdlerim kuvvetlidir."

Langdon konumak zereyken Marie devam etti. "Bunca emein ardndan, Rosslyn'den gerek cevaplarla ayrlamayacak olmanza gerekten zgnm. Ama bir ey bana, sonunda aradnz bulacanz sylyor. Bir gn anlayacaksnz." Glmsedi. "Bu gerekletiinde, srr saklayabileceiniz konusunda size, herkesten daha fazla gveniyorum." Kapya gelen birinin sesi duyuldu. "Her ikiniz de yok oldunuz," dedi Sophie. Kapda duran Sophie'ye doru yryen bykannesi, "Gitmek zereydim," dedi. "yi geceler, prenses." Sophie'nin alnn pt. "Bay Langdon' ge vakitlere kadar ayakta tutma." Langdon ile Sophie, bykannesinin ta eve doru yrmesini seyrettiler. Sophie, Langdon'a dndnde, gzleri duyguluydu. "Tam olarak beklediim son bu deildi." ki kii olduk,diye dnd Langdon. Sophie'nin duygularna yenik dtn grebiliyordu. Bu akam ald haberler, tm hayatn deitirmiti. "yi misin? Kabullenmesi zor bir durum." Sophie sessizce glmsedi. "Bir ailem var. e buradan balayacam. Kim olduumuz ve nereden geldiimiz biraz vakit alacak." Langdon sessizliini bozmad. Sophie, "Bu geceden sonra da bizimle kalacak msn?" diye sordu. "En azndan birka gn iin." Bundan daha fazlasn istemeyen Langdon iini ekti. "Burada ailenle biraz ba baa kalman gerek Sophie. Sabah Paris'e geri dnyorum." Hayal krklna uram, fakat yaplmas gerekenin bu olduunu biliyormu gibi grnyordu. Bir sre her ikisi de konumad. Sonunda Sophie uzanarak onun elini tuttu ve apelden dar kard. Kayalklardaki kk bir kntya doru yrdler. nlerinde uzanan skoya kr manzaras, aralanan bulutlarn arasndan szan ay yla kaplanmt. Elele tutuarak, zerlerine ken yorgunluun verdii sessizlik iinde durdular. imdi yldzlar parlamaya balamt ama dou tarafndaki bir nokta hepsinden daha parlakt. Onu grnce Langdon glmsedi. Bu Vens't. Eski tanra, sabit ve sabrl yla gkyznde parlyordu. Akam serinlemeye balamt, aadaki ovalardan souk bir rzgr esiyordu. Bir sre sonra Langdon, Sophie'ye bakt. Gzlerini kapatmt, dudaklarnda halinden memnun bir glmseme vard. Langdon kendi gzlerinin arlamaya baladn hissedebiliyordu. stemeden onun elini skt. "Sophie?" Sophie gzlerini yavaa aarak ona dnd. Yz ay nda ok gzel grnyordu. Uykulu bir ifadeyle ona glmsedi. "Merhaba." Langdon, Paris'e onsuz dnecei iin beklenmedik bir znt duyduunu fark etti. "Sen uyanmadan gitmi olabilirim." Durdu, boaznda bir yumru dmlenmiti. "zgnm, bu eyde pek iyi deilim..." Sophie uzanarak, yumuak elini onun yzne gtrd. Sonra ne doru eilerek, yanandan hafife pt. "Seni bir daha ne zaman grebilirim?" Onun gzlerinde kaybolan Langdon'n bir an iin ba dnd. "Ne zaman m?" Durdu, ayn eyi kendisinin de ne kadar istediini acaba biliyor mu, diye dnd. "ey, aslnda gelecek hafta Floransa'da bir konferans vereceim. Bir hafta kadar orada olacam ve yapacak fazla iim olmayacak." "Bu bir davet mi?" "Lks iinde yaayacaz. Bana Brunelleschi'de bir oda ayrdlar." Sophie muzip bir edayla glmsedi. "ok ey bekliyorsunuz Bay Langdon." Kulaa nasl geldiini anladnda laf evirmeye alt. "Ben aslnda ey demek..." "Sizinle Floransa'da bulumak kadar ok istediim bir ey olamaz Bay Langdon. Amabirartm var." Ciddi bir tonla konumaya balad. "Mze yok, kilise yok, mezar yok, sanat yok, kutsal emanet yok." "Floransa'da m? Bir hafta boyunca m? Yapacak baka bir ey yok." Sophie uzanarak onu bir kez daha pt, bu kez dudaklarndan. Vcutlar bir araya geldi, nce nazike, sonra tamamen. Sophie kendini geri ektiinde, gzleri umut doluydu. "Evet," diyebildi Langdon. "Bu bir randevu."

Sonu
Robert Langdon srayarak uyand. Rya gryordu. Yatann yannda duran bornozun stnde HOTEL RITZ PARS armas iliydi. Stor perdelerin arasndan szlen lo grd.Akam karanl

m seher vakti mi, diye dnd. Langdon'n vcudu scak ve halinden olduka memnundu. Son iki gndr uykusuzluun acsn kartyordu. Yatakta yavaa dorulduunda, onu neyin uyandrdn fark etti... u garip dnce. Gnlerdir bir bilgi yamurunu zmlemeye alyordu ama imdi daha nce hi dnmedii bir eyin zerine younlamt. Olabilir mi? Uzun sre kprdamadan durdu. Yataktan karak, mermer dua ilerledi. ine girdiinde, gl fskiyelerden fkran su omuzlarna masaj yapt. Ama aklndaki dnce onu hl bylyordu. mknsz. Langdon yirmi dakika sonra Ritz Otel'den Vendme Meydan'na kmt. Akam olmak zereydi. Gnlerce uyumak, geceyle gndz birbirine kartrmasna neden olmutu... bununla birlikte akl tuhaf bir ekilde bandayd. Dncelerinden arnmak iin otel lobisinde durup bir stl kahve imeye kendi kendine sz vermiti ama bacaklar onu doruca n kapya, canlanmaya balayan Paris akamna tamlard. Rue des Petits Champs'dan douya yryen Langdon giderek heyecanlanyordu. Rue Richelieu'den, Palais Royal bahelerinden gelen yasemin kokularnn havay yumuatt gneye dnd. Aradn grnceye kadar gneye doru yrmeye devam etti. Cilal siyah mermerden yaplm,.prl prl parlayan nl srakemer. zerine giderek, ayaklarnn altndaki yzeyi gzleriyle tarad. Birka saniye sonra, orada olduunu bildii eyi bulmutu... mkemmel bir dz izgi oluturacak ekilde yere gmlm bronz madalyonlar. Her bir yuvarlan ap bir santimdi ve zerlerine N ile S harfleri ilenmiti. Nord. Sud. Madalyonlarn oluturduu dz izgiyi gzleriyle takip ederek gneye dnd. zleri takip ederek yeniden hareketlendi, yrrken kaldrma bakyordu. Comedie-Franaise'nin kesine geldiinde, ayann altnda baka bir bronz madalyon belirdi. Evet! Langdon yllar nce Paris sokaklarnn bu bronz iaretlerden 135'iyle donatldn renmiti. ehrin kuzey-gney ekseni zerinde kaldrmlara, avlulara ve sokaklara gmlerek yerletirilmilerdi. Bir keresinde izgiyi SacreCoeur'dan balayarak, Seine zerinden kuzeye doru takip etmi ve sonunda Paris Rasathanesi'ne varmt. te orada izledii kutsal yolun nemini kefetmiti. Dnyann orijinal balang meridyeni. Dnyann ilk sfr boylam. Paris'in eski Gl izgisi imdi Langdon Rue de Rivol'de koutururken, var noktasnn uzanabilecei kadar yaknda olduunu hissediyordu. Bir bloktan az kalmt. Kutsal Kse Roslin'in altnda imdi dalgalar halinde alglamaya balyordu. Saunire'in Roslin kelimesinin eski okunuunu yazmas... bak ve kadeh... ustalarn eserleriyle ssl mezar. Saunire bu yzden mi benimle konumas gerektiini dnyordu? Farknda olmadan gerei tahmin mi etmitim? Ayaklarnn altndaki Gl izgisi'ni hissederek, onun rehberliini izleyerek, gtrd yere doru kouyordu. Uzun Richelieu Geidi'ne girdiinde, aklna gelenler yznden ensesindeki tyler rperdi. Bu tnelin sonunda, en gizemli Paris antlarndan birinin durduunu biliyordu... 1980'lerde Sfenks'in kendisi, gizli evrelere dahil olduu fsldanan bir adam, Francois Mitterand tarafndan smarlanan ve masraflar denen ant. Paris'e brakt son miras Langdon birka gn nce ziyaret etmiti. Baka bir mr. Langdon son kalan enerjisiyle geitten frlayarak o tandk avluya kt ve durdu. Nefes nefese kalm bir halde yavaa gzlerini kaldrd ve hayretler iinde nnde duran parltl yapya bakt. Louvre Piramidi. Karanlkta parlyordu.

Hayranlkla izleyii ksa srd. Sa tarafnda olan eyle daha ok ilgileniyordu. Dndnde, ayaklarma.yeniden eski Gl izgisi'nin grnmez patikasn takip ettiini hissetti. Ayaklar onu avludan kararak Carrousel de Louvre'a gtrd... dzgn itlerle evrili devasa dairesel imenlik. Tarih ncesi alarda Paris'teki doaya tapma festivalleri burada kutlanrd... verimlilii ve tanray kutlamak iin dzenlenen neeli ayinler. Langdon taflanlar aarak, imenlikli alana girerken, bir baka dnyaya admn attn hissediyordu. Bu kutsal toprak imdi ehrin en allmadk antlarndan biriyle iaretlenmiti. Tam ortada, topraa kristal bir yark gibi dalan camdan yaplm dev ters piramidi birka gece nce Louvre'un bodrum katndaki antresinde grmt. La Pyramide Inverse. Langdon rkek admlarla kenara kadar yrd ve Louvre'un kehribar rengi kla aydnlatlm yeralt tesisine bakt. Gzleriyle sadece devasa ters piramide deil, ayn zamanda onun tam altnda yatan eye bakyordu. Aadaki odann zemininde, en minik yaplardan biri duruyordu... Langdonn almasnda bahsettii.yap. Langdon akla hayale gelmeyecek ihtimalin verdii dehetle rpermiti. Baklarn kaldrp yeniden Louvre'a bakarken, mzenin dev kanatlarnn kendisini kucakladn hissetti... dnyann en gzel sanat eserleriyle ssl koridorlar. Da Vinci... Botticelli... aheserler ssler yatan Bir kez daha merakla baklarn cama indirerek, aadaki minik yapya bakt. Oraya inmeliyim! Adacktan karak, avludan Louvre'un yksek piramit giriine doru koturmaya balad. Gnn son ziyaretileri mzeden azar azar kyorlard. Dner kapy iterek ieri giren Langdon, merdivenden piramidin aasna doru inmeye balad. Havann giderek serinlediini hissedebiliyordu. En alta ulatnda, Louvre'un avlusunun altndanLa Pyramide Inverse 'ye doru uzanan uzun tnele girdi. Tnelin sonunda geni bir odaya ulamt. Tavandan sarkan ters piramit tam nnde duruyordu... nefes kesici bir V eklindeki cam. Kadeh. Langdon gzleriyle aa doru daralan formunu takip ederek, yerden iki metre yukarda duran ucuna bakt. te onun tam altnda, o minik yap duruyordu. Minyatr bir piramit. Sadece doksan santim boyundayd. Bu devasa tesiste, kk boyutlarda ina edilmi tek yap oydu. Langdon'n almas, Louvre'daki tanra sanat koleksiyonunu anlatmakla beraber, bu mtevaz piramitten de bahsetmiti. "Minyatr yap, sanki bir buzdann tepesiymi gibi, yerden yukar doru knt yapar... aaya gizli bir oda gibi saklanm, piramit seklindeki devasa bir mahzenin zirvesi. " Bo antrenin yumuak klaryla aydnlatlm iki piramidin ular birbirlerine bakyordu. Gvdeleri mkemmelce yerletirilmiti, ular neredeyse birbirine deiyordu. Kadeh yukarda. Bak aada. Bak ve kadeh kaps stnde bekilik eder. Langdon, Marie Chauvel'in szlerini duyuyordu.Bir gn her eyi anlayacaksn. Ustalarn eserleriyle evrili eski Gl izgisi'nin altnda duruyordu.Saunire'in gzetleyebilecei daha iyi bir yer olabilir miydi? imdi artk en sonunda, Byk stat'n dizelerinin gerek manasn anlayabiliyordu. Gzlerini gkyzne evirerek, camn stndeki yldzlarla dolu geceye bakt. Altnda uyur yldzl semann

Unutulmu szler, karanlkta hayalet mrltlar gibi yanklanyordu.Kutsal Kse aray, Magdalal Meryem'in kemikleri nnde diz kme araydr. Dlanan kadnn ayaklan dibinde dua etmek iin klan bir yolculuktur. Robert Langdon iinde uyanan ani bir sayg drtsyle dizlerinin stne kt. Bir an iin bir kadn sesi duyduunu sand... yzyllarn getirdii bilgelik... topran derinliklerinden yukar doru fsldyordu.

Gizli dosyalar. Bay Langdon geldi. ki dakika sonra oradayz * Baylar bir ey bahane edip bizi rahatsz etmeyin. Anlald m? * Teknik birim. * Gerek imdi ortaya kacak. * Yzba, kriptoloji biriminden bir ajan geldi. ** zr dilerim, baylar,
* *

imdi sras deil.

**

Merhaba, ben Sophie Neveu. imdi size yant veremiyorum, ama...

Adli polisi idi etmek. Tanrnn ii. * Zafer Ant. * Byk Galeri! Tuvaletler msy! * ngiliz bilim adam. * Avignon'lu Kadnlar. * Fransann eski armas. * Roma'ya ho geldiniz. * kmaz sokak. * Dur. ** ok kt fikir msy.
* *

Cevap verin. Benim. * mdat. * Dur! Yoksa buna zarar veririm! ** "Aman Tanrm, hayr!" * Haxo Sokan biliyor musunuz? * Ajann ismi Sophie Neveu. ** Amerikalnn ismi Robert Langdon. * Sen bir felaketsin. Bir hayaletsin. * Madonna'ya Tapnma * Gotik mimaride su oluklarn ssleyen az ak insan ya da hayvan eklindeki sslemeler * Gne gn. * znik'te 325 ylnda kurulan kilise meclisinin kararlatrd Hristiyanlk umdeleri. * Filistin. * branice ifreli el yazmalar.. * Alfabe okunular sevivon.com adresindeki Trk Musevilerin brani okulundan alnmtr.
* **

nternetten Trkeye geerken bu ekilde yazlyor. eak kralyla ilgili bir efsane var. Yabanc bir proteine kar ar duyarllk hali. lmle sonulanabilir. * Yzba, kriptoloji biriminden bir ajan geldi. * Kapa eneni. Kuzey-Gney.
** *

You might also like