You are on page 1of 307

T.C.

ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS TEMEL SLAM BLMLER (TASAVVUF) ANABLM DALI

TASAVVUFTA RCLUL-GAYB

Doktora Tezi

Ahmet Atl

Ankara-2011

II

T.C. ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS TEMEL SLAM BLMLER (TASAVVUF) ANABLM DALI

TASAVVUFTA RCLUL-GAYB

Doktora Tezi

Ahmet Atl

Tez Danman Prof. Dr. Ethem Cebeciolu

Ankara-2011

III

T.C. ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS TEMEL SLAM BLMLER (TASAVVUF) ANABLM DALI

TASAVVUFTA RCLUL-GAYB

Doktora Tezi Tez Danman: Prof. Dr. Ethem Cebeciolu

Tez Jrisi yeleri Ad ve Soyad mzas

....................................................................

........................................

....................................................................

........................................

....................................................................

........................................

....................................................................

.........................................

....................................................................

.........................................

Tez Snav Tarihi 20/10/2011

IV

NSZ

Riclul-Gayb telkkisi, tasavvuf ilminin dikkat ekici, herkes tarafndan idrak edilmesi kolay olmayan, ilm ve irfan aba gerektiren konularndan biridir. Nitekim tasavvufta uzman olmayan ve sfi tecrbeye sahip olmayan insanlarn manev lemin kendine has kanunlar erevesinde meydana gelen, bu tr tasavvuf meseleleri kavramalar zordur. Bu yzden manev dnyaya ait bilgi ve tecrbeleri yetersiz olan kimselere riclul-gayb konusu karmak gibi grnebilir. Bu nedenledir ki, bu dncenin dindeki yeri bugne kadar hep tartla gelmi, birtakm nyarglar ve yanl anlamalar neticesinde bu konuya yneltilen eletiriler, hibir dnemde eksik olmamtr. yle ki bazen bu dnceyi savunan kimselerin sert ve acmasz bir ekilde eletirildikleri hatta bazen daha da ar gidilerek irk ile itham edildikleri grlr. Dier taraftan riclul-gayb anlay, sufiler tarafndan savunulmu ve bu anlay tasavvuf evrelerde asrlardan beri canlln muhafaza etmitir. Halk arasnda da riclul-gayb zmresinden kimselere her zaman ok zel bir yer verilmi ve onlara dair sosyo-folklorik seviyedeki menkabev olaylar gemiten gnmze hep anlatla gelmitir. Tezimizin amac, herkes tarafndan kolayca idrak edilemeyen bu konunun tasavvuf ilmindeki yerini ana hatlaryla tespit etmek, mutasavvflarn (zellikle bnl-Arab gibi) ve mutasavvf olmayanlarn grleri ve eletirileri erevesinde daha salkl bilgilerin elde edilmesini salamak ve bu konu hakknda oluan nyarg, eksik bilgi ve yanl kanaatlere kar tasavvufun daha iyi anlalmasna katkda bulunmaktr. Riclul-gayb telkkisinin tasavvufun ilk kaynaklarndan itibaren gnmze kadar ele alnp incelenmesinin ve bu konudaki grlerin ve eletirilerin deerlendirilmesinin kayda deer bir alma olaca ve ilim adna fayda salayaca kanaatindeyiz. Bu telkki, slm kltr mirasnn gelecek kuaklara aktarlmas asndan da byk bir ehemmiyet arz etmektedir. nk riclul-gayb, ahlk ve manev olarak stn niteliklere sahip olan, rnek ahsiyetlerdir. Konu hicri VI./milad XII. asrdan gnmze kadar ciddi bir ekilde tartlm, bundan dolay da nemini yitirmemitir. Ayrca tasavvuf evrelerde bir

inan olarak canlln muhafaza etmesi, bir kere daha konu zerinde durulmasn gerekli klmaktadr. Ayrca bu konuda doktora seviyesinde bir alma yaplmam olmas da bizi bu almaya sevkeden unsurlardan biri olmutur. Tezimiz giri ve iki blmden olumaktadr. Bu konuyu incelerken giri blmnde ricalul-gayb anlayn ve bu konuyla alakal kaynaklar genel olarak ele alp deerlendirdik ve bu konunun nasl ve ne zaman ortaya ktn tespit etmeye altk. Birinci blmde konunun daha iyi anlalabilmesi iin ricalul-gaybn mahiyetini ortaya koymaya gayret ettik. Bu balamda lgat ve stlah ynnden ricalul-gaybn anlamn, adlarn, saylarn, hiyerarisini ele aldk ve onlarn evrendeki tasarruflar ve bu tasarrufun nasl anlalmas gerektii zerinde durduk. zellikle konuyu sistemli hale getiren bnl-Arabnin tasavvuf felsefesine deindikten sonra onun konumuzla ilgili grlerini ele aldk ve dier melliflerin grlerini de elden geldiince tespit etmeye ve deerlendirmeye altk. kinci blmde ise ilk sf ve mutasavvflarn bu konudaki grlerinin ehemmiyet arz etmesine binaen tasavvufun temel kaynaklarnda bu konuya yer verilip verilmedii, bu konunun ne ekilde ele alnd gibi hususlar inceledik. nk riclul-gayb konusunun salkl bir ekilde ortaya konabilmesi iin ilk sf ve mutasavvflarn bu konudaki gr ve anlaylarnn nemli olduunu dnyoruz. Daha sonra bu blmde sfilerin konuyla ilgili kullandklar naslar yani ayetleri, hadisleri ve bunlarn deerlendirmelerini ele aldk ve konuyla ilgili olan ayetlerin daha iyi anlalabilmesi iin iar tefsir anlayna da deindik. Yine bu blmde gemiten gnmze melliflerin konuyla ilgili eletirilerine yer verdik. Yapm olduumuz bu almann eksikleri olaca muhakkaktr. Fakat eksikleriyle beraber almamzn, bu konuda daha baka almalara vesile olacan umuyoruz. Bu arada beni bu almaya tevik eden ve yardmlarn esirgemeyen kymetli hocam Prof. Dr. Ethem Cebecioluna sonsuz minnet ve kranlarm arz ediyorum. Ayrca bu tezin olumasnda yardmlarn grdm dier hoca ve arkadalarma da teekkr bir bor bilirim.

Ahmet ATLI Ankara 2011

VI

KISALTMALAR

a.g.e. a.g.m. bkz c. ev. DB ed. Fak. haz. H. A MEB M. . s. SBE TDVA Thk. trc. ts. niv. vr. Yay. yy.

: ad geen eser : ad geen makale : baknz : cilt : eviri : Diyanet leri Bakanl : editr : Faklte : hazrlayan : Hicr : slm Ansiklopedisi : Milli Eitim Bakanl : Milad : lm : sayfa : Sosyal Bilimler Enstits : Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi : tahkik : tercme : tarihsiz : niversite : varak : Yaynlar : yeri yok

VII

NDEKLER NSZ .................................................................................................................IV KISALTMALAR ...................................................................................................VI GR A) Riclul-Gayb Konusuna Genel Bir Bak ...........................................................1 B) Riclul-Gayb Anlaynn Ortaya k ............................................................7 BRNC BLM RCLUL-GAYBIN MAHYET Ricl ve Gaybn Kelime Anlamlar .................................................................12 Tasavvufi Istlah olarak Riclul-Gaybn Tanm ..............................................14 Riclul-Gaybn Adlar, Saylar ve Yerleri .....................................................16 Riclul-Gayb Hiyerarisi .................................................................................22 bnl-Arabnin ve Dier Melliflerin Riclul-Gayb ile lgili Grleri .........29 I. Riclul-aded (Say adamlar).........................................................................33 1) Kutub .....................................................................................................33 a) Kutub ile lgili Grler...........................................................................33 b) Kutub ile Benzerlik Gsteren Baz Kavramlar .........................................52 ba) nsan- Kmil .............................................................................52 bb) Hakkat- Muhammediyye..........................................................58 bc) Halife .........................................................................................61 2) mmn (ki imam) .................................................................................64 3) Evtd.......................................................................................................73 4) Abdl ......................................................................................................79 a) Abdal ile lgili Grler...........................................................................79 b) Yedi Bedel ve Yedi klim (Blge) ...........................................................87 ba) Birinci Blge ve Bedeli ..............................................................88 bb) kinci Blge ve Bedeli ...............................................................88 bc)nc Blge ve Bedeli ..............................................................89 bd)Drdnc Blge ve Bedeli ..........................................................89 be) Beinci Blge ve Bedeli .............................................................91 bf) Altnc Blge ve Bedeli ..............................................................92 bg) Yedinci Blge ve Bedeli ............................................................92 5) Nkab ....................................................................................................95 6) Nceb ....................................................................................................97 7) Havriyyn ...........................................................................................100 8) Recebiyyn ...........................................................................................103 9) Htem ....................................................................................................104 10) Mctebn/Mustafn .............................................................................109 11) lh gayret makamndaki ricl .............................................................111 12) Selamet makamndaki ricl ..................................................................114 13) Mlkt-tarkat ...................................................................................115 14) Riclul-hayril-mahz ...........................................................................116 15) srfilin kalbi zerindeki veliler ..........................................................117 16) Riclu lemil-enfs .............................................................................118 16.1. Riclul-gayb.....................................................................................118 16.2. Riclul-zhir.....................................................................................120

A. B. C. D. E.

VIII

16.3. Riclul-kuvvetil-ilhiyye................................................................122 16.4. Riclul-hannn vel-atfl-ilh .......................................................123 16.5. Riclul-heybet vel-cell..................................................................124 16.6. Riclul-feth ....................................................................................126 16.7. Riclul-mericil-ul .......................................................................127 16.8. Riclut-tahtil-esfel .........................................................................128 16.9. Riclul-imddil-ilh vel-kevn .....................................................128 16.10. Riclul-ilh ver-Rahmn ...........................................................130 16.11. Racln vhid.................................................................................131 16.12. Racll-berzah ..............................................................................132 16.13. Racln vhid ................................................................................132 16.14. Saktr-Refref bin Skitl-Ar .....................................................133 16.15. Riclul-an billah ........................................................................133 16.16. ahsun vhid ..................................................................................134 16.17. Ricl aynit-tahkm vez-zevid.....................................................135 16.18. Bdel ............................................................................................135 16.19. Riclul-itiyak ...............................................................................136 16.20. Riclul-eyymis-sitte....................................................................138 II. Mertebe Ricli (Mertebe Adamlar) ............................................................139 1) Melmiyye...........................................................................................139 2) Fukar .................................................................................................141 3) Sfiyye ................................................................................................143 4) Ubbd..................................................................................................145 5) Zuhhd ................................................................................................146 6) Ricll-m .........................................................................................149 7) Efrd ...................................................................................................149 8) men.................................................................................................150 9) Kurr ..................................................................................................151 10) Ahbb..................................................................................................152 11) Ahill ..................................................................................................154 12) Muhaddesn ........................................................................................155 13) Smera ................................................................................................158 14) Verese .................................................................................................158 15) Evliy..................................................................................................160 15.1-Enbiy ...............................................................................................161 15.2-Rusl.................................................................................................162 15.3-Sddkn ............................................................................................162 15.4-hed...............................................................................................163 15.5-Slihn ..............................................................................................165 15.6-Mslimn ..........................................................................................167 15.7-Mminn .........................................................................................168 15.8-Knitn..............................................................................................170 15.9-Sdikn .............................................................................................172 15.10-Sbirn ............................................................................................174 15.11-Hin .............................................................................................176 15.12-Mtesaddikn ..................................................................................177 15.13-Simn ............................................................................................178 15.14-Hfizn............................................................................................180

IX

15.15-Zkirn............................................................................................181 15.16-Tibn veTevvbn .........................................................................183 15.17-Mtetahhirn ...................................................................................186 15.18-Hmidn..........................................................................................187 15.19-Sihn .............................................................................................188 15.20-Rkin.............................................................................................190 15.21-Scidn............................................................................................191 15.22-el-mirne bil-Marf....................................................................193 15.23-en-Nhne anil-Mnker..................................................................194 15.24-Hulem ...........................................................................................195 15.25-Evvhn ..........................................................................................196 15.26- el-Ecndl-lhiyyn .....................................................................198 15.27-Ahyr ..............................................................................................199 15.28-Evvbn ..........................................................................................200 15.29-Muhbitn.........................................................................................202 15.30-Mnibn..........................................................................................203 15.31-Mubsirn .........................................................................................204 15.32-Muhcirn ......................................................................................205 15.33-Mfikn ........................................................................................206 15.34-el-Mfne bi-ahdillh.....................................................................208 15.35-Vsln ............................................................................................208 15.36-Hifn .............................................................................................210 15.37-Muridn ........................................................................................212 15.38-Krem ...........................................................................................213 F. Riclul-Gaybn Evren zerindeki Tasarruflar ................................................214 KNC BLM RCLUL-GAYB ANLAYIININ TASAVVUF LMNDEK YER A) Tasavvufun Temel Kaynaklarnda Ricalul-Gayb ............................................224 B) Sfilerin Riclul-Gaybla lgili Kulland Naslar ...........................................234 a) ar Tefsir ...........................................................................................234 b) Ayetler ve Deerlendirmeleri...............................................................237 c) Hadisler ve Deerlendirmeleri .............................................................243 C) Riclul-Gayb le lgili Eletiriler .....................................................................268 SONU ................................................................................................................278 ZET ...................................................................................................................282 SUMMARY .........................................................................................................283 KAYNAKA .......................................................................................................284

GR

A) Riclul-Gayb Konusuna Genel Bir Bak Tasavvuf, slam kltr ve medeniyet havzasnda ortaya kan nemli tefekkr ve amel tezahrlerden biridir. nsann i dnyasn in eden, kalbin gzel ahlk ile tehz edilmesine nem veren, din tecrbeleri zenginletiren bir yaama, dnme ve yorumlama ekli olan tasavvuf, zamanla din ilimlerden biri olmutur.1 Tasavvuf kl ilmi deil, hl ilmidir.2 Sfler, tasavvuf uurun kl ile deil hl ile elde edileceini sklkla vurgulamlardr. Bu yzden tasavvuf, tecrb bir ilimdir ve bu tasavvuf tecrbe dorudan yaanlarak elde edilir. Dolaysyla sfilikle ilgili marifetin bu tarz bir tecrbe yaamayanlara aktarlmas olduka zor olduu gibi, bazen de imknszdr. Bu duruma iaret etmek zere tatmayan bilmez denilmitir.3 Yaadklar ruh tecrbeyi, batn halleri dile dkerken kelimelerin kifayetsizlii sebebiyle suflerin glk ektikleri, birtakm skntlarla karlatklar anlalmaktadr. Kullanlan dil ne kadar zengin olursa olsun, tasavvuf tecrbe ou zaman dilin snrlarn amakta ve terminolojiye smamaktadr. Bu durumda sufler yaadklar tasavvuf halleri birtakm sembollerle ifade etmektedirler. Onlar, iinde bulunduklar halin ifade edilemez olduunu hissettiklerinde ima, tebih, temsil, telmih, istiare gibi edeb sanatlara, iire veya musikiye mracaat etmektedirler.4 Suflerin kullandklar birtakm ifade ve semboller, tasavvufa hakkyla ain olmayan veya suf tecrbeye sahip olmayan baz kimseler tarafndan yanl anlalabilmektedir. Ancak bu tr ifade ve semboller, mana derinliine vkf olamayan kl ehli tarafndan anlamsz ve sama gibi grlse de, tasavvufun sembollerine ain olan ehil kimseler iin apak bir anlam tamaktadrlar.5 Bu yzden, suflerin bizzat yaayarak, tadarak ulatklar tasavvuf tecrbeleri baka insanlara anlatmak amacyla kullandklar birtakm ifade ve sembollerin zahir manasna bakarak bunlar anlamszlkla sulamak dar bir bak asnn eseridir.

1 2

Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, Dergh Yay., stanbul 2003, s. 5. Ayn eser, s. 19. 3 Ethem Cebeciolu, atahat barelerinin Anlalmasna Doru: Metodik Bir Deneme, Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 7, say: 17, Temmuz-Aralk 2006, s. 20. 4 Hayrani Altnta, Tasavvuf Tarihi, Aka Yay., Ankara, ts., s. 8. 5 Fuad Kprl, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, DB. Yay., Ankara 1984, s. 297.

nsanlarn idrakinin ayn seviyede olmad bir vkadr. Bu nedenle sfiler nceleri, marifete ynelik olduka ince ve hususi meseleleri, kendi aralarnda mektuplama yoluyla imal ve mcmel bir ekilde tartmlardr. Dolaysyla baz tasavvufi metinler zerine yaplan ateli tartmalar, bu adan grmek ve yorumlamak gerekir. Bu husustaki birtakm ar grler, anlatlmaya allan hal ve hakikatin mahiyeti ile alakal henz bir bilgi sahibi olunmadan nyargl biimde verilmi hkmler olarak tezahr etmektedir. nk bu hkmler verilirken, bu derun tecrbe bizzat yaanmad gibi tasavvuf sylemin veciz, iml ve kompleks yaps deifre edilmi de deildir. Neticede bu tr deerlendirme ve tenkitler fevkalde ksr, bak as da dar ve kifyetsizdir.6 Dolaysyla sfiler tasavvufun ince ve hususi meselelerini kapal ve srl bir slupla ifade etmiler ve esrarn dar tamasna engel olmak iin aba sarfetmilerdir. nk manay ok ak bir ekilde ifade etmek, birtakm tehlikeler dourabilecei gibi, hem bunu tam manasyla hazmedecek, kavrayacak kapasitede olmayan bir okuyucunun dallete sapmasna, hem de yazarn bana gailelerin ve manevi mesuliyetlerin almasna sebep olabilir.7 Bu duruma somut rnek olarak Cneyd-i Baddnin bir mektubunu verebiliriz. O, bu mektubunda, Isfahan halkndan baz kimselere bir mektup yazdn fakat mektubunun alp, kopyasnn alndn, bu mektupta yazlan baz eylerin o insanlara yabanc geldiini ve onlarn kurtulmasnn kendisini bir hayli yorduunu dile getirir. Dolaysyla insanlara byle yk olma ve pheye drme endiesinin kendisini mektup yazmaktan menettiini, bu insanlara acmak gerektiini, insanlara bilmediklerini sylemenin ve anlamadklar eylerle

hitabetmenin onlara acma gereklerinden olmadn belirttikten sonra, bazen bu tr istenilmeyen ve kastedilmeyen durumlarn meydana geldiini ifade etmektedir.8 Tasavvufla ilgili uzmanl gerektiren konularla alakal deerlendirmelerinde, nazar ya da amel olarak ihtisas sahibi olmayanlarn anlama veya okuma hatalarna dtkleri her zaman ska grlmektedir. Bu tr yzeysel deerlendirmeler ve bunlarn neticesinde ortaya kan yorumlama hatalarna sfiler genelde, tasavvufun
6 7

Ethem Cebeciolu, a.g.m., s. 20. Sleyman Ate, Cneyd-i Badd, Hayat, Eserleri ve Mektuplar, Snmez Neriyt, stanbul 1969, s. 75. 8 Eb Nasr es-Serrc et-Ts, el-Luma, Tahk. Abdlhalm Mahmd-Abdlbk Srr, DrulKtbil-Hadse, Msr, 1380/1960, s. 312; Sleyman Ate, a.g.e, s. 39.

kl ilmi deil, hl ilmi olduunu syleyerek cevap verirler. Suflerin nemle vurguladklar bu husus, tasavvuf tecrbenin temel bir zelliidir. Bir takm sembollerden ibaret olan ifadelere deil, biztih tecrbenin kendisine vurgu yapmakla da onlar, bu tr yzeysel deerlendirmelere ve eletirilere kar kaplar kapatm olurlar.9 Tezimizin konusu olan ricalul-gayb telakkisi de, gemiten gnmze zerinde ok tartlan, eksik veya yanl anlalmadan hatta nyargl birtakm dncelerden ya da yzeysel deerlendirmelerden dolay hatal kanaatlere ulalmas mmkn olan konulardan biridir. Byle derun bir konunun tasavvuf tecrbeye sahip olmadan yeterince anlalabilmesinin mmkn olmad ikrdr. Bununla beraber, felsef ve kelam metinlerden, ok daha yaygn durumdaki iirlere varncaya kadar, slmn kinata bak asn ekillendirmi olan literatrn yzeysel olarak incelenmesi bile, ricalul-gayb zmresinden kimselere, lemde her zaman ok zel bir yer verildiini ortaya koyacaktr. Hatta iar adan bakldnda baz Kuran ayetlerinin riclul-gayba iaret ettii ve yine baz hadis-i erflerin de bu telakkyi desteklemi olduu sylenebilir. nk konuyla ilgili ayet ve hadis metinlerinden, Allahn baka hibir yaratlma yklemedii vazife ve mesuliyetleri insana yklemi olduu anlalmaktadr.10 Tasavvufun ilk kaynaklarnda ricalul-gayb anlayna gz atacak olursak melliflerin o dnem itibaryla bu anlaya fazla yer vermedii gereiyle karlarz. Klsik dnemin nde gelen melliflerinin, eserlerinde bu konuya fazla ilgi gstermemelerinin nedeni; sz konusu melliflerin, tasavvufun henz er bir ilim olup olmadnn tartld teekkl dneminde, ricalul-gayb gibi anlalmas olduka g ve farkl bir konuyu eserlerinde ilemeyi uygun grmemeleri olabilir. Bu adan bakldnda, tasavvufun eriata uygunluunu ortaya koymak zere telif edilmi pek ok klasik eserde bu konunun ksaca deyim yerindeyse- geitirilmi olmas tabi karlanmaldr. Ancak bu demek deildir ki, o dnemde ricalul-gayb telkkisi tasavvuf ilminin konular arasnda yer almamtr. Muhtemelen bu anlay,

Ethem Cebeciolu, Psiko-Tarih Asndan Farkl Rh Tekml Mertebelerinin Mevlnnn Anlalmasndaki Rol Metodolojik Bir Yaklam- Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6, say: 14, Ocak-Haziran 2005, s. 29. 10 William Chittick, Varolmann Boyutlar, ev. Turan Ko, nsan Yay., stanbul 2007, s. 47; Ahmet gke, Bir Tasavvuf Terimi Olarak Ricalul-Gayb bn Arabnin Grleri-, Tasavvuf ilm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl:2, say: 5, Ocak 2001, s. 161.

mutasavvflar arasnda yaygn olmakla birlikte, yukarda da ksaca temas ettiimiz eitli sebeplerden dolay tasavvuf kitaplarnda yazl olarak yerini almam olmaldr.11 Bununla birlikte Slem, Kueyr, Hucvir, Gazl gibi ilk sfi melliflerin eserlerinde ricalul-gayb anlayn grmek mmkndr. Fakat onlarn bu anlay, hiyerarik ve sistematik bir yapya sahip deildir.12 Bu anlay daha ziyade Muhyiddin bnl-Arab (.638/1240)den sonra yaygnlk kazanm ve etki alan genilemitir.13 bnl-Arabden sonra ricalul-gaybten bahseden mutasavvflar, ummiyetle onun bu konuya dair snflandrmasn esas almlardr.14 bnl-Arab eserlerinde ricalul-gayb konusuna genie yer vermitir. zellikle onun el-Fthatl-Mekkiyye isimli eseri bu bakmdan olduka nemlidir. Zira o, bu eserinde ricalul-gayb telakkisini hiyerarik ve sistematik bir biimde ortaya koymutur. Yine onun Kitabu Menzilil-Kutb ve Maklih ve Hlih15 isimli risalesi de kutbun menzilinden ve onun be srrndan bahsetmektedir. Hilyetl-Abdl16 adl bir risalesinde ise abdl abdl yapan, tasavvuf ehlinin takip etmeleri gereken drt niteliin -samt, uzlet, alk, geceleri uykusuz kalmak- anlam ve nemi zerinde durulmaktadr. Burada konuyla ilgili btn almalardan bahsetmek mmkn olmasa da baz rnekler vermek yerinde olacaktr. Bunlardan bazlar unlardr: bn Hacer elAskaln, Risle f marifeti riclil-gayb, Sleymaniye Ktp., Reat Efendi, nr. 100/16; Suyt, el-Haberud-dl al vucdil-kutb vel-evtd ven-nuceb velabdl (el-Hv lil-Fetv iinde), Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1403/1993; Sar Abdullah Efendi, Rislet riclil-gayb, Sleymaniye Ktp., Hac Mahmud Efendi, nr. 2487/2; Gelibolulu Mustafa l, Hilyetr-ricl fil-aktb ven-nceb vel-abdl, Sleymaniye Ktp., Reit Efendi, nr. 1146; Es-Seyyid Muhammed Emin bn bidin, cbetl-gavs bi-beyni hlin-nkab ven-nceb vel-abdl vel-evtd vel-gavs (Mecmat Resil-i bn bidin iinde), stanbul, 1325; Ahmed Ziyuddin Gmhanev, Cmiul-usl fil-evliy ve envihim ve evsfihim, 1298 H; smail
11 12

Ahmet gke, a.g.m., s. 168. Sleyman Uluda, Ricalul-Gayb, TDVA, stanbul 2008, c. 35, s. 82. 13 Sleyman Uluda, Riclullah, TDVA, stanbul 2008, c. 35, s. 81. 14 rnek olarak bkz: smail Hakk-i Bursev, Kitabul-Hitab, yy., 1192 H., s. 299-352. 15 Bkz: bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb ve Maklih ve Hlih (Resailu bnil-Arab, c. II iinde), Dairetl-Maarifil-Osmaniyye, Haydarabad, H.1367/M.1948. 16 Bkz: bn Arab, Kitabu Hilyetil-Abdl (Resailu bnil-Arab, c. II iinde), Dairetl-MaarifilOsmaniyye, Haydarabad, H.1367/M.1948.

Hakk-i Bursev, Kitabul-Hitab, yy., 1192 H.; Ahmet Yldrm, Tasavvufta Riclul-Gayb Telkkisi ve Konuyla lgili Baz Rivayetler, Sleyman Demirel niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi, say: 4, yl: 1997; A. Vasfi Kurt, RicalulGayb ve Abdl Hadisleri, Baslmam Doktora Semineri, Ankara 1990; Ahmet gke, Bir Tasavvuf Terimi Olarak Ricalul-Gayb bn Arabnin Grleri-, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl:2, say: 5, Ocak 2001; Osman Demir, Ricll-Gayb Kavram ve Kelm lmi Asndan Deerlendirilmesi, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Marmara niv. SBE, 1999; Sleyman Uluda, RicalulGayb, TDVA, c. 35, stanbul 2008. Ayrca tasavvuf tarihi ile ilgili yaplan baz tezlerde de, biyografisi incelenen ahslarn ricalul-gayb ile ilgili grlerine yer verilebilmektedir.17 Tasavvuf Trk iirinde de riclul-gayb anlay ile ilgili kavramlara rastlamak mmkndr. Kutub, gavs, evtd, abdl, kutb-i aktb, kutb-i zaman gibi riclul-gayb zmrelerine divanlarda rastlanmaktadr.18 Kanaatimizce birok airin bu anlay iirlerine yanstmalar, onlarn riclul-gayb telkksini benimsemi olduklarn gstermektedir. Buna dair aadaki iirleri rnek olarak verebiliriz:

Yedilerle Krklarla, Ak sakall pirlerle, Yz balkr nurlarla, Bize derviler gelir.19 Yunus Emre Biz ol abdlz braktk enimizden lmz Varlndan syrlp uryn olan anlar bizi20 Niyaz-i Msr (.1694) Rehber-i rh- hakkat menba- feyz-i Hud Kutb- azm gavs- ekber nr- zt- Kibriy21 Mustafa Rm Efendi
17

rnek olarak bkz: Ahmed Cahid Haksever, 15. Yzyl Bir Trk Sfisi: Yakub- erh, Baslmam Doktora Tezi, Ankara niv. SBE, Ankara 2005; Fikri Akbulut, Ktib Mustafa Fevzi b. Numan Efendinin Hayat, Eserleri ve Tasavvuf Grleri, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Yznc Yl niv. SBE, Van 2006; Muhittin Uysal, Tasavvuf Kitaplarnda Bulunan htilafl Haberler, Baslmam Doktora Tezi, Seluk niv. SBE, Konya 1999. 18 Kaplan stner, Divan iirinde Tasavvuf, Baslmam Doktora Tezi, Gazi niv. SBE, Ankara 2007, s. 474. 19 Vasfi Mahir Kocatrk, Tekke iiri Antolojisi, Edebiyat Yaynevi, kinci basm, Ankara 1968, s. 46. 20 Gndz Grgen, Din iirler Antolojisi, Yeni Kitap Basmevi, Konya 1966, s. 43. 21 smail Halcolu, Mustafa Rm Efendi Dvnnda Din ve Tasavvuf Unsurlar, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Sakarya niv. SBE, 2006, s.160.

Evtd u gavs u kutb u ciht- cihn- ben Dil haymesine mh u stn u tnb idem22 Karamanl Ayn Mekteb-i devlette alm rh- Kudsden sebak Marifet dersinde sz kor kutb- aktb stne23 Ahmed Paa (. 1497) Ehl-i k old Nect olmaz akla mut H meczb olan abdl ide mi hdmet-i pr24 Nect (.1509) Hdim-i fakr old Ahmed ezdi engr erbetin Krklar n itdi an Mustafnn kna25 Nesm (.1404) fitb- sipihr-i kef yakn Pr-i sfiyye eyh Muhyiddn Kutbul-aktb rif-i billh Menba kef maden-i telkn26 Abdurrahman Rm elebi (.1639) Htem-i hs- velyetdir olursa naceb Ehl-i irfn neferi Hazret-i Muhyiddinin27 Nb (.1712) rt- dakk lem- akvlden brun Makmt- garbi fikr-i ehl- hlden brun mmn ile gavs aktb ile abdlden brun Hulsa lem- dgerde hl klden brun28 eyh Galip (. 1799) Ol h- grh- evliy kim Aktb ona bendegn- hayret29 Mehmed Thir [Olgun] (.1951)
22 23

Kaplan stner, a.g.e., s. 474. Ali Nihat Tarlan, Ahmet Paa Divan, M.E.B. Yay., stanbul 2005, s. 59. 24 Kaplan stner, ag.e., s. 476. 25 Kaplan stner, ag.e., s. 478. 26 Erdal Hamami, Rm Dvn, Kltr Bakanl Yay., Ankara 2001, s. 97-100. 27 Mustafa Tatc, ir Nbnin Muhyiddin-i Arabye Bir Medhiyesi, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel Says-II), Ankara 2009, say: 23, s. 421-422. 28 Abdlbaki Glpnarl, eyh Galip Divanndan Semeler, M.E.B. Yay., Ankara 2001, s. 18. 29 Tahir Olgun, ilehane Mektuplar, haz. Cemal Kurnaz-Glgn Erien, Aka Yay., Ankara 1995, s. 74-76.

Ricalul-gayb anlay, slm kltr ve folkloru asndan da ehemmiyet arz etmektedir. Zira Mslman lkelerde bu inancn izlerine rastlamak mmkndr. Deiik corafyalarda abdl, ler, yediler, krklar gibi isimler verilen yerleim yerleri, dalar, rmaklar, gller, kprler, camiler, emeler ve eitli binalar vardr. Bu isimlerin tarikat kltrnde de yaygn biimde kullanld grlmektedir.30 Bununla birlikte ricalul-gayb, en ok eletirilen konulardan biri olmutur. Bu anlaya kar kanlarn banda da bn Teymiyye (.728/1328) ve bn Haldun (.808/1406) gelmektedir. Ricll-gayb olduu sylenen bz kimselere, onlar Allha ortak gsterir gibi olaanst gler ve yetkiler atfetmenin, slm inancyla badatrlamayacan syleyen bn Teymiyye, bu tr bir anlayn daha ok hristiyanlarn ve ar i frkalarnn inan biimlerini yansttn belirtmektedir.31 bn Haldun ise, bu telakkinin ilk defa Irak sflerinde grldn ve bu sebeple ricll-gayb ile ilgili dier kavramlarn ortaya knda iann ve Rfizliin etkili olmu olabileceini ileri srmektedir.32 Baz ada aratrmaclar da bu anlay eletirmiler hatta bazlar eletirinin dozunu kararak bu anlayn mitolojik bir masaldan ibaret olduunu dahi sylemilerdir. Bu konuyla ilgili eletirilere ve bu eletirilerin deerlendirmelerine tezimizin ilgili blmnde genie yer verilecektir.

B) Riclul-Gayb Anlaynn Ortaya k Tasavvuftaki riclul-gayb telakksinin temel dayanan birtakm hadisler oluturmaktadr. Bu hadislerin hibiri Eb Dvdun Sneninde bir ve Ahmed b. Hanbel (.241/855)in Msnedinde bulunan iki rivayet dnda gvenilir hadis kitaplarnda yer almamtr.33 Ancak riclul-gayb hakkndaki rivayetlerin shhat dereceleriyle ilgili farkl grler dile getirilmi, bazlar genel bir kaide olarak bu konudaki hadisleri mevz olarak deerlendirmi, bazlar da bu hadislerin tariklerinin

30 31

Sleyman Uluda, Ricalul-Gayb, TDVA, stanbul 2008, c. 35, s. 82. Takiyyddn Ahmed b. Teymiyye, Mecmatl-Fetv, Drul-Vef, nc Bask, 1426/2005, c. XI, s. 237-243; Sleyman Uluda, Abdl, TDVA, stanbul 1988, c. I, s. 60. 32 Abdurrahmn bn Haldn, el-Mukaddime, Tahk. Abdusselm e-eddd, ed-Drul-Beyd, Birinci Bask, 2005, c. III, s. 59; Sleyman Uluda, Abdl, c. I, s. 60. 33 Bkz: Eb Davud, Mehd, 1; Ahmed b. Hanbel, el-Msned, Tahk. Muhammed Abdulkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, 2008, c. I, s. 320 (hadis no: 908); c. IX, s. 341 (hadis no: 23394).

ok olmas nedeniyle kuvvet kazandn hatta manev mtevatir derecesine ktn belirtmilerdir.34 Riclul-gayb anlayna dayanak olan hadislerden biri yledir: Abdullah b. Mesddan: Rasulullah (a.s.) yle buyurdu: Allahn halk iinde, kalpleri Hz. dem (a.s.)in kalbi zerinde olan yz, kalpleri Hz. Musa (a.s.)nn kalbi zerinde olan krk, kalpleri Hz. brahim (a.s.)in kalbi zerinde olan yedi, kalpleri Cebrail (a.s.)in kalbi zerinde olan be, kalpleri Mikil (a.s.)in kalbi zerinde olan , kalbi srfil (a.s.)in kalbi zerinde olan bir kulu vardr. Bunlardan tek olan ldnde Allah onun yerine lerden, lerden biri ldnde belerden, belerden biri ldnde yedilerden, yedilerden biri ldnde krklardan, krklardan biri ldnde yzlerden, yzlerden biri ldnde de halktan birini yerletirir. Onlarn vesilesiyle Allah Tel diriltir, ldrr, yamur yadrr, bitkileri bitirir ve belalar defeder35 lgili blmde konuyla alakal dier rivayetlere ve deerlendirmelerine genie yer verilecektir. Bununla beraber, abdl hadisleri olarak bilinen riclul-gayb ile ilgili rivayetlerden dolay ortaya kan ve gelitirilen abdl anlaynn, mellifler tarafndan az ok farkl ekillerde anlalm ve aklanm olsa da, tm tasavvuf zmreleri arasnda benimsenerek, ayn ekilde deer kazanan riclul-gayb anlay ile btnletirildii belirtilmektedir.36

34

Farkl grlere rnek iin bkz: Ebul-Ferec Abdurrahmn b. Ali b. Muhammed b. Cafer bnlCevz, Kitabul-Mevdt minel-Ehdsil-Merft, Tahk. Nruddn b. kr b. Ali Boyaclar, Mektebet Edvus-Selef, Birinci Bask, Riyad, 1418/1997, c. III, s. 397-401; Eb Abdillah Muhammed b. Cafer el-Kettn, Nazmul-Mutenasir minel-Hadisil-Mutevtir, Drul-KtbisSelefiyye, kinci Bask, Msr, ts., s. 220; smail b. Muhammed el-Aclun, Keful-Haf ve Muzlullbs Amm tehera minel-Ehdsi al Elsinetin-Ns, Mektebetl-Kuds, 1351, c. I, s. 25. 35 bnl-Cevz, a.g.e., c. III, s. 397-398 (hadis no: 1637); Ebul-Hasan Ali b. Muhammed b. Arrk elKinn, Tenzh-eratil-Merfa anil-Ehdsi-enatil-Mevda, Tahk. Abdulvehhb AbdullatfAbdullah Muhammed es-Sddk, Drul-Ktbil-lmiyye, kinci Bask, Beyrut 1401/1981, c. II, s. 306 (hadis no: 76); Aclun, a.g.e., c. I, s. 26; Eb Nuaym Ahmed b. Abdillh el-Isfahn, HilyetulEvliy ve Tabaktul-Asfiy, Drul-Ktbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1409/1988, c. I, s. 8-9; Muhammed b. Ali e-evkn, el-Fevidul-Mecma fil-Ehdsil-Mevda, Tahk. Abdurrahmn elMuallim, el-Mektebl-slm, nc Bask, Beyrut, 1407/1987, s. 222; Eb Abdillh Muhammed b. Ahmed b. Osmn ez-Zeheb, Mizanul-tidl f Nakdir-Ricl, Thk. Ali Muhammed el-Becv, Darul-Marife, Beyrut, ts., c. III, s. 50; Ahmed b. Ali b. Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, Mektebetl-Matbtil-slmiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1423/2002, c. V, s. 404-405; Celluddn Abdurrahmn b. Ebbekr b. Muhammed es-Suyt, el-Hv lil-Fetv, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1403/1993, c. II, s. 247; Muhammed Nsruddn el-Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe velMevda ve Eseruhas-Seyyiu fil-mme, Mektebetl-Marif, kinci Bask, Riyad, 1408/1988, c. III, s. 670-671 (hadis no: 1479). 36 Sleyman Uluda, Abdal, c. I, s. 59.

Riclul-gayb anlaynn ortaya knda Hakm-i Tirmiz (.285/898)nin velyet ile ilgili grlerinin nemi zerinde durulmaktadr. Bu anlayn, Hakm-i Tirmizden itibaren velyet kavramnn ortaya kmasyla birlikte zuhr ettii, ilk dnemlerde ehl-i snnet kelamclarndan farkl dnmeyen sfilerin, Tirmiz ile birlikte meseleye deiik adan yaklatklar ifade edilmektedir.37 Riclul-gayb telakksini sistematik hale getiren bnl-Arab (.638/1240)nin de nbvvet ve velyet konusunda byk lde Hakm-i Tirmiznin etkisi altnda olduu dile getirilmektedir.38 bnl-Arab, Hakm-i Tirmiziyi takip ederek ricall-gayb ile velayet anlayn tasavvuf grlerinin merkezine almtr.39 Hakm-i Tirmiz, ricall-gayb kavramn kullanmasa da bu telakkye zemin oluturacak grler ileri srmektedir. Ona gre Hz. Peygamber (a.s.)in vefatndan sonra krk sddk ortaya kar. Yeryz onlarla ayakta durur ve onlar ehl-i beyttirler. Onlardan biri ldnde onun makamna bir bakas geer. Bu krk kii, bu mmet iin emandr. nk yeryz onlarla ayakta durmakta ve yamur onlar vesilesiyle yamaktadr.40 Sleyman Uluda, riclul-gayb telkksine ilk defa Muhammed b. Ali elKettande (.322/934) rastlandn ifade etmektedir.41 Hatb el-Badadnin Tarihu Badad adl eserinde Kettnye atfedilen konuyla ilgili bir rivayette, ricll-gayb hiyerarisinde yer alan baz zmrelerin adlar, saylar ve bulunduklar yerlerden bahsedilmektedir.42 Yine Sleyman Uludaa gre, Kettnden sonra bu konudan daha ak ve geni bir ekilde bahseden, Hucvr (.470/1077) olmutur.43 Tasavvufun ilk kaynaklarndan biri olan Keful-Mahcb adl eserinde Hucvr, hibir kimsenin tanmad, gizli olan drt bin kiilik bir veli topluluunun mevcdiyetinden sz

37

Cengiz Gndodu, Abdulmecd-i Sivs Hayat, Eserleri ve Tasavvuf Grleri, Baslmam Doktora Tezi, Atatrk niv. SBE, Erzurum 1997, s. 223. 38 Cafer Karada, Muhyiddin bn Arabnin tikd, Tasavvuf ilm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Say: 21, Ocak-Haziran 2008, s. 90. 39 Sleyman Uluda, Riclul-Gayb, c. 35, s. 82. 40 Eb Abdillah Muhammed b. Ali b. El-Hasen el-Hakm et-Tirmiz, Kitbu Hatmil-Evliy, Tahk. Osman smail Yahya, el-Matbaatl-Kslikiyye, Beyrut 1965, s. 344-346. 41 Sleyman Uluda, Ricalul-Gayb, c. 35, s. 82. 42 Ebubekr Ahmed b. Ali el-Hatb el-Badad, Tarihu Badad, Mektebetl-Hanc, Kahire, M.1931/H.1349, c.III, ss. 75-76. 43 Sleyman Uluda, Ricalul-Gayb, c. 35, s. 82.

10

etmi ve ricalul-gayb ehl-i hal vel-akd eklinde vasflandrm, onlarn adlarn ve saylarn vermitir.44 Fazlurrahmana gre bu anlay, III./IX. yzylda ortaya kmasna ramen, ancak daha sonraki asrlarda tasavvufun kesin bir nazariyesi haline gelmitir. Bununla birlikte, sufilikteki riclul-gayb anlay ile iann imamet gr arasnda bir ba kuran Fazlurrahman, velyet nazariyesinin, beraberinde bir de koruyucu veliler hiyerarisi nazariyesini ortaya kardn ve bu nazariyenin byk olaslkla iann mamet anlaynn sfilikteki bir benzeri olduunu iddia etmektedir. Bu nazariyeye gre dnya, btnln, grnmeyen ve eitli mertebelerde bulunan abdl, evtd, kutub gibi velilerin varlna borludur. Bu hiyerarinin banda kutub bulunmaktadr. Eer bu ruhan yap mevcut olmasayd, kinat parampara olurdu.45 Aslnda riclul-gayb anlaynn ortaya kn gayr- Snn kaynaklarda arayanlarn banda, bn Teymiyye (.728/1328) ve bn Haldun (.808/1406) gelmektedir. bn Teymiyye, riclul-gayb telakksinin daha ok Rfiziliin, smiliyye ve Nusayriyye gibi ar i frkalarn ve Hristiyanlarn inan biimlerini yansttn ileri srerken46; bn Haldun, riclul-gayb anlaynn ilk defa Irak sfilerinde smiliyye gibi ar i frkalarn ve Rfizliin etkisiyle ortaya ktn, sfilerin i frkalardaki imama karlk kutbu, nkabya karlk abdl benimsemek suretiyle i mezhebini taklit ettiklerini iddia etmitir.47 Seyyid Haydar mulye gre de, Sufilikteki kutub, iilikteki masum imama tekabl etmektedir.48 Yine baz muasr mellifler de iilikteki imamet anlay ile tasavvuftaki riclul-gayb anlaynn benzer olduunu savunmaktadrlar.49 Riclul-gayb telakksinin ortaya knda u iki anlayn etkisi olduunu dnmenin de mmkn olduu belirtilmektedir. Birincisi, slm dininde kinattaki baz ilerin Allah adna baz melekler tarafndan tedvir edildii inanc vardr.

44

Hucvir Ali b. Osman Cllb, Keful-Mahcb (Hakikat Bilgisi), Haz: Sleyman Uluda, Dergh Yay., stanbul, 1982, ss. 329-330. 45 Fazlurrahman, slm, ev. Mehmet Da-Mehmet Aydn, Ankara Okulu Yay., Ankara, 1999, s. 203. 46 Bkz: bn Teymiyye, Mecmatl-Fetv, Drul-Vef, nc Bask, 1426/2005, c. XI, s. 237-243. 47 Abdurrahmn bn Haldn, el-Mukaddime, Tahk. Abdusselm e-eddd, ed-Drul-Beyd, Birinci Bask, 2005, c. III, s. 59-60. 48 Seyyid Haydar mul, Kitabu Nassn-Nuss, Tashh: Henry Corbin-Osman smail Yahya, Tahran 1353/1975, s. 264. 49 Bu tr grlere rnek iin bkz: Erol Gngr, slam Tasavvufunun Meseleleri, tken Yay.,stanbul 2004, s. 84-85; Seyyid Hseyin Nasr, Tasavvuf Makaleler, ev. Sadk Kl, nsan Yay., Birinci Bask, stanbul 2002, s. 124; Fazlurrahman, a.g.e. ,s. 203.

11

Kurandaki Mdebbir Melekler tabiri50 bunun alt yapsn fikr olarak hazrlayan bir kavramdr. Dolaysyla riclul-gayb hiyerarisinde yer alan kimselere de byle bir vazife yklenmitir. kincisi, slm tarihi geleneinde devlet hkimiyet ve otoritesinin Allahn otorite ve hkimiyetini temsil ettii kabul edilir. Ayn ekilde bu temsil yetkisi, dnyann insan-man yneticileri olan ve manev hkmet olarak da adlandrabileceimiz riclul-gayba da verilmitir.51 Bununla birlikte madd dnyann yneticileri ile manev dnyann idarecileri arasnda bariz bir fark bulunmaktadr. Bu fark William Chittick yle aklamaktadr: Grlr alanda, yneticilik arya kaan bir sklkla bireylerin kaprislerine ve beer kurumlarn sama isteklerine uyduu halde, gayb alannda insan yneticiler mkemmel bir uyum iinde ilah Melike tbi olurlar. Allahn kendi isimlendirmesini red veya inkr edenler, veya bunu kendi amalar dorultusunda yanl yorumlayanlar, grlr lemi kendi isimlendirmelerine gre ynetmeye alabilirler. Ama her eyi Allah vergisi isimlerle isimlendirenler, onlarla, tpk bizzat Allahn lemi mtemdiyen yeniden yaratmak suretiyle ilgilendii gibi ilgilenirler ve onlara yle muamelede bulunurlar. Gerek ynetim yalnz Allaha aittir, emir veren ya da ykml olarak kim grnrse grnsn hi nemli deil.52 Neticede, riclul-gayb anlayn ortaya k hakknda baz grler dile getirilse de aslnda bu telakknin tarih geliimini bnl-Arab ncesi ve bnl-Arab sonras olmak zere ikiye ayrmann mmkn olduu kanaatindeyiz. bnl-Arab ncesinde Hakm-i Tirmiz, Hucvir, Kueyr, Gazal gibi melliflerin bu dncenin geliimine katklar inkr edilemez olsa da, derli toplu ve sistematik bir riclul-gayb anlay sergiledikleri sylenemez. Ancak bnl-Arab ile birlikte bu konu etraflca ortaya konulmu ve bu anlay sistematik bir btnle kavumutur.

50 51

Nzit, 79/5. Ahmet Yldrm, Tasavvufta Ricalul-Gayb Telakkisi ve Konuyla lgili Baz Rivayetler, Sleyman Demirel niv. lahiyat Fak. Dergisi, 1997, say: 4, s. 118. 52 William Chittick, Varolmann Boyutlar, ev. Turan Ko, nsan Yay., stanbul 2007, s. 73.

BRNC BLM RCLUL-GAYBIN MAHYET A. Ricl ve Gaybn Kelime Anlamlar Ricl, racl kelimesinin ouludur. Racl, kadnn zdd olarak insan trnn erkei demektir. ocukluk dnemini geince, ihtilm olmaya balaynca, delikanl olunca racl olur da denilmitir.53 Dolaysyla racl, biyolojik adan olgunlam ve bula ermi erkek iin kullanlr.54 Bazen kadn iin de racle kelimesi kullanlr.55 Ricl ise ayak demek olup, rcil de ism-i fil formunda ayaklar zerinde yryen kimse manasna gelmektedir. Yry gl olan kimseye de racln rciln denmektedir.56 R-c-l kknden treyen kelimeler Kuran- Kerimde birok ayette gemektedir. rnein, Canllarn bir ksm iki aya (ala ricleyn) zerinde yrr, bazs ise drt aya zerinde yrr.57 nsanlar hacca ar, yryerek (riclen) veya binekler stnde uzak yollardan sana gelsinler.58 ayetlerinde yryen canllarn organ olarak ayak anlamnda; ayet iki erkek (racleyn) yok ise raz olacanz ahitlerden bir erkek ve iki kadn yeter.59 ayetinde ise kadnn zdd olarak insan trnn erkei anlamnda kullanlmtr. bnl-Arab (638/1240), racl (adam) kadnn karsna yerletirir; lkin bu, bir cinsiyet ztl deil, sfat ve mertebelerinden kaynaklanan bir mtekabiliyettir. Bu durumda racl; ister erkek ister dii olsun, raclet (adamlk) sfatn elde eden, raclet makamna ve mertebesine ulam kimse demektir.60 Dolaysyla tasavvuf

53

bn Manzr, Lisanul-Arab, Dru hyit-Trsil-Arab, nc Bask, Beyrut, 1419/1999, c. V, s. 154; Frzabd, el-Kmsul-Muht, Messesetr-Risle, Sekizinci Bask, Beyrut 1426/2005, s. 1003; Seyyid Muhammed Murtaza el-Huseyn ez-Zebd, Tcul-Ars min Cevhiril-Kms, etTrsl-Arab, Kuveyt 1418/1997, c. XXIX, s. 33-34. 54 Ali b. Muhammed e-erf el-Crcn, Kitbut-Tarift, Mektebet Lbnan, Beyrut 1985, s. 114. 55 bn Manzr, a.g.e., c. V, s. 155; Ebul-Huseyn Ahmed b. Fris b. Zekeriyy, Mucemu MekayisilLa, Tahk: Abdusselam Muhammed Harun, Drul-Fikr, 1399/1979, c. II, s. 493. 56 Ebul-Ksm el-Hseyin b. Muhammed er-Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, Tahk. Muhammed Seyyid Keyln, Drul-Marife, Beyrut, ts., s. 189-190. 57 Nr, 24/45. 58 Hac, 22/27. 59 Bakara, 2/282. 60 Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, Dendele, Birinci Bask, Beyrut, 1401/1981, s. 515.

13

adan baklacak olursa, ister erkek ister kadn olsun, Hakk dostu olan herkese racl denir.61 Gayb ise, szlkte gz nnde olmayan,62 balangta duyular yoluyla hemen anlalmayan ve dncede hazr olmayan ey anlamna gelmektedir.63 Baka bir deyile gayb, bir eyin gzlerden gizlenmesi demektir. Gayb, sadece Allahn bildiidir.64 Gayb, bata duygularn idrak etmedii, duyu alglamasnda veya aklnda olmayan, baka bir ifadeyle uurda hissedilmeyen demektir. Gayb, grlemeyen demek deil, grlmeyendir.65 bnl-Arab, baz sf stlhlarn aklad risalesinde gayb kelimesini Hakkn kendisiyle ilgili deil, seninle ilgili olarak senden gizledii her ey olarak tarif etmektedir.66 Kuran- Kerimde gayb ile ilgili baz ayetler yledir: Gaybn anahtarlar, Allahn katndadr. Onlar ancak O bilir67(Allah) Ey dem! Onlara eyann adlarn haber ver buyurdu. dem eyann adlarn haber verince, Allah, Ben size demedim mi idi ki, gklerin ve yerin gaybn ben bilirim. Akladnz ve gizlediiniz her eyi de ben bilirim! buyurdu68 (O takva sahipleri ki) onlar gayba inanrlar, namaz dosdoru klarlar, kendilerine verdiimiz rzktan (Allah yolunda) harcarlar.69 De ki: Ben, Allahn dilediinden baka kendime fayda ve zarara malik deilim. Eer gayb bilmi olsaydm, elbette daha ok hayr yapardm ve bana hibir fenalk dokunmazd. Ben ancak bir uyarc ve iman eden bir kavim iin mjdeci bir peygamberim.70 Kendinden geen, akl tavrndan uzaklaanlar iin gaybete dald tabiri bu terimin bir baka anlam almn ifade eder. Gayb kavram, Kuran- Kerimde kapal bir ekilde yer almtr. Terimsel bir grnm tam olsa bile, kullanmnn yaygnln ilham eden balam, kelimeyi
61

Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, Anka Yay., 3. basm, stanbul 2005, s. 507. smail Hakk-i Bursev ise, Nisda kmile olanlar dah erde dhilelerdir. Zr, racliyyet filhakka mana ile olur, sret-i mcerrede ile olmaz demektedir. smail Hakk-i Bursev, KitbnNetce, haz. Ali Naml-mdat Yava, nsan Yay., stanbul 1997, c. I, s. 241. 62 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. X, s. 151. 63 Zebd, Tcul-Ars, c. III, s. 497-502. 64 bn Fris, Mucemu Mekayisil-La, c. IV, s. 403. 65 Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, Aka Yay., Ankara 1995, c. I, s. 162-164. 66 bn Arab, Kitabu Istlahs-Sufiyye, (Resailu bnil-Arab, c. II iinde) Dairatl-MarifilOsmniyye, Haydarabad, H.1367/M.1948, s. 15. 67 Enam, 6/59. 68 Bakara, 2/33. 69 Bakara, 2/3. 70 Araf, 7/188.

14

birtakm bant ve tamlamalarla snrlar. Bu nedenle terime zg herhangi bir tanma ulalamaz. Gayb, herhangi bir stlh younluu olmakszn ortaya kmtr ve bu geni anlamllk, hicr ilk asrlardaki sfilerin metinlerinde aktr. Gayb ile alakal dile getirilecek tm noktalar yle bir cmleyle zetlemek mmkndr: Gayb, zaman ve mekn ile ilgili bir gizliliktir.71 zetle sylemek gerekirse, insann bilgisi ve grmesi dnda kalan, akln tesinde bilinmeyen bir alandr, mehuldr.

B. Tasavvufi Istlah Olarak Riclul-Gaybn Tanm Szlkte erkek, mert ve yiit anlamlarndaki racl kelimesinin oulu ricl ile gayb kelimelerinden oluan riclul-gayb tabiri Farsada merdn- gayb, merdn- Hud; Trkede gayb erenleri, ler, yediler, krklar eklinde ifade edilir. Ricalul-gayba Arapada mestrn, mektmn, ahfiy (rtl, gizli ve sakl olanlar) gibi isimler de verilir. Riclullah kavram riclul-gaybdan daha geni kapsaml olmakla birlikte riclul-gayb yerine de kullanlmaktadr.72 Tasavvuf dncesinde dnyay idare ettikleri kabul edilen sfiler topluluuna verilen bir isim olan ricalulgayb terimi, gayb adamlar, gayb erenleri manasna gelmektedir.73 Tasavvuf irfanda bu, manev halleri gizli olan ve Allahn temsilcileri olarak grlr dnyay yneten, bylece kendi kozmik ve insan fonksiyonlarn icra eden kimselere iaret etmektedir.74 Riclul-gayb kavram, arzda ve semada yerlerini Hakktan baka kimsenin bilmedii, alak sesle konuan, utanga, yeryznde vakrla yryen, kendisine rastlayanlara selam verip geen ve hu iinde yaayan veliler zmresini ifade ederken, bir baka anlama gre de, bilgilerini ve rzklarn ehdet leminden deil, gayb leminden alan veliler topluluunu ifade etmektedir. Yine riclul-gayb tabirinin, cinlerden mmin ve dindar bir zmreyi anlatmak iin kullanld belirtilmektedir.75
71 72

Suad el-Hakm, a.g.e., s. 848-849. Sleyman Uluda, Riclul-Gayb, c.35, s. 81. 73 Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 196. 74 William Chittick, a.g.e., s. 45. 75 A. Vasfi Kurt, Ricalul-Gayb ve Abdl Hadisleri, Baslmam Doktora Semineri, Ankara 1990, s. 6; bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Thk. Osman Yahya-brahim Medkur, El-Mektebetl-Arabiyye, Kahire, 1407/1987, c. XI, s. 308. Biz bu tezimizde ncelikli olarak Fthtn Osman Yahya tarafndan hazrlanan tahkikli nerini kullandk. Fakat bu alma yarm kald iin ayrca Fthtn

15

bnl-Arab, ricalul-gayb kavramnn suf stlahnda nasl kullanld ile ilgili bilgiler verir. Ona gre riclul-gayb tabiri, Allah ehlinin stlahnda kullanlr ve ehlullh bu terimle, insanlarn gzlerinden gizlenmi kimseleri kastederler. Bazen bu terimi, mmin ve slih olan cinlerden bir grubu anlatmak iin, bazen de herhangi bir bilgi ya da madd rzk almayan, bilakis gaybden rzklanan bir grubu belirtmek iin kullanrlar.76 Ayn zamanda ricalul-gayb, bnl-Arab de Hz. Davudun (a.s) kalbi zerinde olan nefesler leminin riclinden bir grubun addr. Bunlar on kii olup saylar artmaz ve eksilmez.77 Bu gruptan daha sonra riclul-gayb hiyerarisi ele alnrken ayrca bahsedilecektir. Riclullah, gayb erenleri veya bilinmeyen Hakk dostlar diye de isimlendirilen ricalul-gayb kavram, tasavvuftaki Allah dostluunun gizliliine iaret etmektedir. Rabbinin ordularn Ondan baka kimse bilmez78 ayetinin ifade ettii anlamn da bu olduu belirtilmitir.
79

Cenab- Haktan baka hi kimse

tarafndan gkkubbenin altndaki vellerin kimler olduunun bilinemeyecei anlay, velyet srrnn oturduu temeli ortaya koymaktadr.80 Yaygn tasavvuf anlayna gre riclul-gaybn ahslar deil, manev halleri gizlidir. Bylece velyetin, batnliine vurgu yaplmtr. Riclul-gaybdan olan velilerin halleri gizli olduu iin yapp ettikleri herkes tarafndan kolaylkla anlalmaz. Maddi varlklar bakmndan insanlar arasnda bulunsalar da manev ynden sradan insanlarn idrak edemeyecei fonksiyonlara sahiptirler. Bununla birlikte riclul-gayb birbirini tanmaktadr.81 Dolaysyla bunlara ricalul-gayb denilmesinin sebebi, srlarnn gizli olmasndandr. Yoksa gayb leminde bulunduklarndan dolay deildir.82 Riclul-gayb anlayna gre Allah, dnyann cisman dzenini salamalar iin baz insanlarn eitli grevler stlenmesini takdir ettii gibi lemdeki manev ve ruhan dzenin korunmas, hayrlarn temini, ktlklerin giderilmesi gibi konularda
drt ciltlik Msr basksn da kullandk. Bu nedenle bu iki basky tefrik etmek amacyla, Msr basksn kullandmzda dipnotlarda bunu parantez iinde belirttik. Daha ok tahkikli neri kullandmz iin, bunu belirtmede herhangi bir iaret kullanmadk. 76 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 308. 77 Ayn eser, c. XI, s. 306. 78 Mddessir, 74/31. 79 Hasan Kmil Ylmaz, slm Tasavvufu, (el-Lma Tercmesi iinde), Altnoluk Yay., stanbul 1996, s. 541. 80 Ahmet gke, a.g.m., s. 162. 81 Sleyman Uluda, Riclul-Gayb, c.35, s. 81. 82 Abdulmecd b. Muharrem es-Sivs, Tefsr-i Sure-i Ftiha, Sleymaniye Ktp., Mihriah Sultan, No: 300/2, vr. 46b.

16

sevdii baz kullarn grevlendirmitir. nsanlarn ou tarafndan bilinmemeleri, tannmamalar veya gizli olan hakikatlere, srlara vakf olmalarndan dolay ricallgayb ad verilen bu sekin kiilerin arasnda bir dzen ve hiyerarik bir yap mevcuttur.83 Dnyann siyas ve madd ynetiminde bir vazife taksimi olduu gibi, bu grnmeyen mneviyat erlerinin de kendi aralarnda bir vazife taksimi mevcuttur. Kutbul-aktb bu manev hiyerari iinde devlet bakanna benzetirsek dier kutuplar, bakan ve valiler konumundadr. Sufilere sultan ve ah gibi nvanlarn verilmesi de bu balamda deerlendirilebilir. Bunlar bir bakma leker-i dudr. Peygamberlerden bedel kiiler olup, Allahn yeryzn kendilerine musahhar kld, hilfet srrna mazhar olmu kimselerdir. Onlar lemin intizam sebebidir fakat kimler olduklar ummiyetle gizlenmitir.84 Bu gizliliin sebebi ne olabilir? Grnen fenomenler leminin, grnmeyen noumenler alanna mensup glerce ynetilmesi, el-Btn isminin srlarndandr.

C. Riclul-Gaybn Adlar, Saylar ve Yerleri Her mertebedeki riclul-gaybn adlar, saylar ve mesken tuttuklar yerler ile ilgili kaynaklarda farkllklar gze arpmaktadr. Tasavvufa dair eserlerde riclulgaybn isimleri, saylar ve yaadklar yerler ile ilgili bir mutabakatn olmad sylenebilir. Hatb el-Badadnin Tarihu Badadnda Kettnye (.322/934) atfedilen en eski rivayetlerden birinde riclul-gaybn adlar, saylar ve yerleri ile alakal u bilgiler yer almaktadr: Nkab yz, nceb yetmi, bdel krk, ahyr yedi, umed drt ve gavs bir kiidir. Nkab Maribde, nceb Msrda, abdl amda, ahyr yeryznde seyahat etmekte, umed yerin drt yannda (kuzey, gney, dou, bat), gavs ise Mekkededir. Halkn ihtiyac ortaya ktnda nce nkab, sonra nceb, sonra abdl, sonra ahyr, sonra umed Allaha niyazda bulunurlar ve dualarna icabet edilinceye kadar istemeye devam ederler. Aksi halde gavs, Allaha niyazda bulunur ve duasna icabet edilinceye kadar istemeye devam eder.85 Bu

83 84

Sleyman Uluda, Riclul-Gayb, c. 35, s. 81-82. Hasan Kmil Ylmaz, a.g.e., s. 542. 85 Hatb el-Badad, Tarihu Badad, c.III, ss. 75-76. Ayrca bkz: Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 250-251.

17

rivayette geen umed kelimesinden kastedilenin evtd, gavs kelimesinden kastedilenin ise kutub olduu ifade edilmitir.86 Hucvrnin (.470/1077) Keful-Mahcbunda ise ahyr yz, abdl krk, ebrr yedi, evtd drt, nkab , kutub veya gavs bir kii olarak zikredilmitir.87 Ignaz Goldziher (.1921), tasavvuf kitaplarna dayandrarak, ricalul-gayb on mertebede toplam, adlarn ve saylarn u ekilde vermitir: Kutubtan sonra onun iki yardmcs imman, drt evtd veya umud, yedi efrd sonra abdl, altm nceb, yz nkab, be yz asib, sonra hukem veya mufredn ve son olarak recebiyyn gelir. Bu on mertebeden her birinin sahas muayyendir ve her birine has bir faaliyet sahas vardr. Her mertebede meydana gelen mnhalleri, o mertebelerin bir aasndaki mertebelere mensup olanlar doldurur.88 Hakm-i Tirmiz de (.285/898) Hz. Peygamberin (s.a.v.) vefatndan sonra ortaya kacak olan krk kiiden ve htemul-evliydan bahseder. Ona gre yeryz bu krk kii ile ayakta durur ve onlar Onun ev halkdr (l-i beyt). Onlardan biri ldnde yerini bir bakas alr. Onlarn saylar tkenip dnyann sonu geldiinde Allah bir vel gnderir. Allah onu semi, ayrm, kendisine yaklatrm, yaknlatrm, evliyya verdiini ona da vermi ve ona zel olarak htemulvelye89yi ihsan etmitir. Bylece o, dier velilere Allahn kyamet gnndeki delili olur. Muhammedde (s.a.v) sdkun-nbvvet bulunduu gibi onda da bu mhr sebebiyle sdkul-velyet bulunur. Ne eytan ona yaklaabilir ve ne de nefs bu velyetten kendi payna deni alabilir.90 Yakub- erh (.851/1447), evliyadan krk bininin, ne kendisinin ne de birbirlerinin veli olduunu bilmediini belirttikten sonra lemin dzeninin kendilerine havale edildii ve kendilerine ahyr denilen yz kiinin varlndan bahseder. Bunlarn krk tanesi abdl, yedi tanesi ebrr, be tanesi evtd, tanesi ise

86 87

Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 27. Hucvir, a.g.e., s. 329-330. 88 Ignaz Goldziher, Ebdl, A, stanbul 1988, c. IV, s. 3-4. 89 Htemul-velye fikrini Hakm-i Tirmiz ortaya atm, bnl-Arab de bunu gelitirmitir. Bkz: Muhammed es-Seyyid el-Celeyned, Min Kadyt-Tasavvuf f Davil-Kitbi ves-Snne, Daru Kab, Drdnc Bask, Kahire 2001,s. 155. 90 Hakm-i Tirmiz, Kitbu Hatmil-Evliy, s. 344. Ayrca bkz: Muhammed es-Seyyid el-Celeyned, Min Kadyt-Tasavvuf f Davil-Kitbi ves-Snne, Daru Kab, Drdnc Bask, Kahire 2001,s. 158.

18

nkab veya etky olarak adlandrlr. Bunlar Hakkn has kullar olup, en st seviyede gavs, kutub veya kutbul-abdl yer almaktadr.91 mer Ziyuddin Dastn (.1920), Tasavvuf ve Tarikatlarla ilgili Fetvalar adl eserinde kendisine sorulan bir sorunun cevabnda riclul-gayb ile ilgili bilgiler vermitir. Buna gre, kutub ve gavs yalnz bir kii, imam iki kii, umud drt kii, ahyr yedi kii, bdel seksen kii (krk erkek krk kadn), nceb yetmi kii, nkab ise yz kiidir. Ayrca sulehnn sayca bir snr olmayp her slm beldesinde bulunurlar. Abdallar byk ve kalabalk beldelerde birer-ikier kii olur, birinin vefat halinde yerine silsile-i mertibe gre dieri tayin edilir.92 Mehmed Nuri emseddinin Mifthul-Kulb adl eserinde ise riclul-gaybn mertebeleri, ayn zamanda saylarn da ifade etmektedir. Buna gre yeryznde her asrda ler, yediler, krklar, yzler, yzler, yediyzler, binler, binler, yedibinler, onbinler ve nihayet bunlardan ayr yzyirmidrtbin veliyyullah vardr.93 Riclul-gayb ile ilgili kavramlarn hibiri, sonradan tasavvuf geleneinde ihtiva ettii mana ile Kuran- Kerimde yer almamasna ramen,94 birtakm hadislerde abdl, bdel vb. kelimeler bulunmakta ve bunlarn nitelikleri, saylar ve yaadklar yerlerden bahsedilmektedir. Ancak abdl hadisleri olarak da ifade edilen bu rivayetlerde bunlarn saylar ve bulunduklar yerler ile ilgili farkllklar vardr.95 O rivayetlerden bazlarn rnek olarak vermek yerinde olur. Enes b. Mlikten: Raslullah (s.a) yle buyurdu: Abdl/bdel krk kiidir. Yirmi ikisi amda, on sekizi Iraktadr. Her ne zaman onlardan biri lrse bir

91 92

Ahmed Cahid Haksever, a.g.e.,s. 264. mer Ziyuddin Dastn, Tasavvuf ve Tarikatlarla ilgili Fetvalar, ev. rfan Gndz-Yakup iek, Seh Neriyat, 1986, s. 187. 93 Mehmed Nuri emseddin, Miftahul-Kulb, haz. Abdulkadir Akiek, Huzur Yay., stanbul, ts., s. 83-84. 94 Bu kavramlar Kuranda, tasavvuf geleneinde ihtiva ettii mana ile kullanlmamtr. Fakat bu kavramlarn mana ile Kuranda getii de vkidir. rnek olarak u ayetleri verebiliriz: Gklerin ve yerin ordular Allahndr. (Fetih, 48/4, 7), Attn zaman sen atmadn, fakat Allah att. (Enfl, 8/17), Hani o arkadana zlme, nk Allah bizimle beraber diyordu. Allah da onun zerine gven duygusu ve huzur indirmi, sizin kendilerini grmediiniz birtakm ordularla onu desteklemi, bylece inkr edenlerin szn alaltmt. (Tevbe, 9/40), Eer sana hile yapmak isterlerse, unu bil ki, Allah sana kfidir. O, seni yardmyla ve mminlerle destekleyendir. (Enfl, 8/62), Ey iman edenler! Eer siz Allahn dinine yardm ederseniz Allah da size yardm eder ve ayaklarnz sabit tutar. (Muhammed, 47/7). Bu tr ayetlerin Kuranda ok olduu grlmektedir. Aslnda anlamsal bazda olmak zere bu tr ayetler riclul-gaybn varln yaklak olarak da olsa gstermektedir. Mellifler tarafndan konuyla ilgili olarak gsterilen baz ayetler tezimizin ilgili blmnde daha geni olarak ele alnacaktr. 95 Bu rivayetler iin bkz: Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 241-255.

19

bakas onun yerine geer. Allahn emri gelince hepsi de vefat ederler. O vakit kyamet de kopar.96 Ubde b. Smitten: Raslullah (s.a) yle buyurdu: Bu mmette abdl, Hz. brahim Halilurrahman gibi otuz kiidir. Onlardan biri ldnde Allah Tel onun yerine baka birini koyar.97 bn evzeb bir rivayette yle demektedir: Abdl yetmi kiidir. Altm tanesi amda, on tanesi ise yeryznn dier yerlerinde bulunur.98 Fadl b. Fedle: Abdl, amdadr. Yirmi bei Humusta on Dmakta, ikisi Beysanda bulunur.99 Hasan b. Yahy: Dmakta abdldan on yedi nefs, Beysanda drt nefs bulunur.100 Eb Abdillah el-Marib: Abdl, amda; Nuceb, Yemende; Ahyr, Irakta bulunur.101 Riclul-gayb ile ilgili hadislerin tahric ve deerlendirmelerinden ilgili blmde genie bahsedileceinden imdilik bu rneklerle yetiniyoruz. Sleyman Uluda, hadis olduu ne srlen rivayetlerde abdallarn saylar hakknda yedi, otuz, krk, altm, yetmi, seksen gibi fakl rakamlarn verildiini, bu farklla sonraki melliflerde de rastlandn ve bu hususta teden beri benimsenen ve halen de yaygn bulunan en eski telkknin abdallarn saysn krk olarak gsterdiini belirtmektedir. Ona gre abdallarn bir-iki lkede veya bir lkenin deiik ehirlerinde gsterilmesi, o blge halk iin bir eref sebebi saylm, bu nedenle teki baz lkelere veya ehirlere byle bir eref kazandrabilmek iin, abdallarn dnda baka faziletli ve manev nfz sahibi ulularn da buralarda bulunduundan sz edilmitir.102 bnl-Arab, riclul-gaybn saylar arasndaki baz farkllklar u ekilde deerlendirmektedir. Bu yolda abdl, mterek bir lafzdr. Sfler, ktlenmi vasflar vlm vasflarla deitirenlere abdl dedikleri gibi, ayn zamanda kendilerinde toplanm bir sfat sebebiyle zel bir gruba da bu ad verilir. Bunlarn
96

evkn, el-Fevidul-Mecma,, s. 222; bnl-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 399 (hadis no: 1640); Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 27. 97 Ahmed b. Hanbel, el-Msned, Tahk. Muhammed Abdulkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 2008, c. IX, s. 341 (hadis no: 23394); Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 246. 98 Suyt, a.g.e., c. II, s. 250; bn Askir, Ebul-Kasm Ali b. Huseyn, Tarihu Medineti Dmak, Thk. Muhibbeddin Eb Sad, Beyrut 1995, c. I, s. 299; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak libni Askir, Thk. Rhiye en-Nehhs ve dierleri, Beyrut 1984, c. I, s. 115. 99 Suyt, a.g.e., c. II, s. 250; bn Askir, a.g.e, c. I, s. 299; bn Manzr, a.g.e, c. I, s. 115. 100 bn Askir, a.g.e, c. I, s. 299; bn Manzr, a.g.e, c. I, s. 115; Suyt, a.g.e., c. II, s. 250. 101 Eb Abdirrahmn Muhammed b. el-Huseyn es-Slem, Tabaktus-Sfiyye, Tahk. Mustafa Abdlkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, kinci Bask, Beyrut 1424/2003, s. 194. 102 Sleyman Uluda, Abdal, c. I, s. 60.

20

says, baz kimselere gre krk, bazlarna gre ise yedidir. Saylarnn yedi olduunu syleyenler, abdl evtdn dnda sayanlardr. Evtd drt kii sayanlar ise, onlar abdldan sayanlardr. O halde abdl, yedidir. Bu yedi kiiden drd evtd, ikisi immn, birisi ise kutubtur. te bu topluluk (yedi kii) abdldr.103 Seyyid Muhammed Emin bn bidin (. 1258/1836) ise riclul-gaybn says hususunda u yorumu yapmaktadr: Bu mesele hakknda diyebiliriz ki, burada say tayini konusunda dile getirilenlerle daha nce zikredilmi olanlar arasnda baz farkllklar vardr. En dorusunu Allah Tel bilir. Say tayininde daha fazla say bildiren, hepsini zikretmi, daha az say bildiren ise saysn bildirdii derecede bakan durumunda olanlar ve dierlerinden daha nde bulunanlar belirtmekle yetinmi gibidir. Nitekim baz kimselerin bu meseleye dair verdikleri en gzel cevap udur: Aslna baklrsa, saynn hibir anlam yoktur. nk, onlarn bir ksm ile ilgili olarak saylarnn artp eksilmeyecei kayd vardr. Bu konuda daha baka cevaplar da verilebilir.104 Ricalul-gayb anlayn sistematik bir tarzda ele alan bnl-Arab, zellik ve mertebeyi esas alarak adaml yani ricalul-gayb snflandrarak onlarn adlarn ve saylarn verir. O, ricli iki ksma ayrr: Riclul-aded (say adamlar) ve riclulmertib (mertebe adamlar). Riclul-aded, her dnemde saylar deimeyen, sabit olan ricl tifesi, riclul-mertib ise, saylar belli olmayp, artp eksilen ricl tifesidir. Riclul-aded (say adamlar), unlardr: Kutub veya gavs (bir tane), immn (iki tane), evtd (drt tane), abdl (yedi tane), nkab (on iki tane), nceb (sekiz tane), havr (bir tane), recebiyyn (krk tane), htem (bir tane), mctebn/mustafn ( yz tane, Hz. demin kalbi zerindedirler), ilah gayret makamndaki ricl (krk tane, Hz. Nuhun kalbi zerindedirler), selmet makamndaki ricl (yedi tane, Hz. brahimin kalbi zerindedirler), mlkt-tarikat (be tane, Cebrlin kalbi zerindedirler), ricall-hayril-mahz ( tane, Miklin kalbi zerindedirler), srflin kalbi zerindeki veliler (bir tane), ricall-lemil-enfs (nefesler leminin
103

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Thk. Osman Yahya-brahim Medkur, el-Mektebetl-Arabiyye, 1405/1985, c. II, s. 400. bnl-Arab, abdln saysnn yedi, bdelnn ise on iki olduunu belirttikten sonra bdelnn ounlukla ismen abdl ile say itibariyle de nkab ile kartrldn sylemitir. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 333. Seyyid erf Crcn de bu hataya derek bdelnn yedi kii olduundan sz etmitir. Bkz: Crcn, Kitbut-Tarift, s. 44. 104 es-Seyyid Muhammed Emin bn bidin, cbetl-gavs bi-beyni hlin-nkab ven-nceb velabdl vel-evtd vel-gavs (Mecmat Resil-i bn bidin iinde), stanbul, 1325, s. 269.

21

ricli). Riclul-lemil-enfs, Hz. Davudun kalbi zerindedirler ve u ksmlara ayrlrlar: Ricll-gayb (on tane), ricalz-zahir (on sekiz tane), ricall-kuvvetililahiyye (sekiz tane), ricll-hannn vel-atfl-ilah (on be tane), riclul-heybet vel-cell (drt tane), ricall-feth (yirmi drt tane), riclul-mericil-ul (yedi tane), ricalt-tahtil-esfel (yirmi bir tane), ricall-imddil-ilah vel-kevn ( tane),

ricall-ilah ver-rahman ( tane), racll-berzah (bir tane), racln vhid (bir tane), Sakitr-Refref bin Sakitl-Ar (bir tane- bnl-Arabde belirli bir makama iaret eden simgesel bir isimdir), ricll-ani billah (iki tane), ahsun vhid (bir tane), riclu aynit-tahkm vez-zevid (on tane), bdel (on iki tane), ricll-itiyak (be tane) ve ricll-eyymis-sitte (alt tane). Riclul-mertib (mertebe adamlar) ise unlardr: Melmiyye, fukar, sfiyye, ubbd, zuhhd, ricall-m, efrd, men, kurr, ahbb, muhaddesn, ahill, smer, verese, evliy. Evliy da kendi aralarnda eitli ksmlara ayrlrlar: Enbiy, rusl, sddkn, hed, slihn, mslimn, mminn, knitn, sdikn, sbirn, hin, simn, hfizn, zkirn, tibn-tevvbn, mtetahhirn, hmidn, sihn, rakin, scidn, iyilii emredenler, mnkerden alkoyanlar, hulem, evvhn, ilah askerler, ahyr, evvbn, muhbitn, mnibn, mubsirn, muhcirn, mfikn, Allahn ahdini yerine getirenler, vsln, hifn, muridn ve krem.105 Grld gibi bnl-Arabnin snflandrmasnda pek ok terim ortaya kmtr. Bunlar, ilgili blmde genie aklanacaktr. Abdulbaki Glpnarl, ricalul-gaybn miktarn bildiren saylar hakknda iddial szler sarfeder ve bu saylarda eski dinlerin, Fisagorilerin hatta Msr ve Hint inanlarnn etkisinin ak bir biimde grndn iddia eder.106 Ancak bunun abartl ve sath bir deerlendirme olduunu syleyebiliriz. William Chittick, ricalul-gaybn saylar ile ilgili deerlendirmesinde unlar kaydetmektedir: Yaratlm dzende Allahn birlii, kutbun her zaman bir olmas olgusunda yanstlr; buna karlk Onun isimlerinin mertibi, say adamlarnn derece bakmndan kutbun altnda sralanm olmalar olgusunda yanstlr. Adamlarn 1, 2, 4, 7, 12 vs. gibi matematiksel dizilii bir yaratlm gereklikler

105

bnl-Arabnin adlarn verdiimiz tm bu ricl zmreleri hakkndaki aklamalar iin bkz: bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 273-493. Ayrca riclul-gayb listesi iin bkz: Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 517-519. 106 Abdulbaki Glpnarl, Mevln Celaleddin, nklap Kitabevi, stanbul 1951, s. 151.

22

mertibi vastasyla iinde lahi lkenin kendi imknlarn at tarzlar yanstr. Kozmik ynden, bu saylar, btn evrendeki doal olgu ve olaylarda grmek mmkndr. Burada geleneksel ama olduka soyut bir matematiksel ema ile kar karyayz, zr herkes lem zerinde teemml ve tefekkrde bulunmakla onu dorudan doruya kavrayabilir. Bir says, her bir bireysel eyin tekliinde grlr; iki, gece ile gndz, gkle yer, aydnlkla karanlkta; drt, unsurlarda, mevsimlerde, ynlerde, mizalar (humors)da; yedi, gklerde ve gezegenlerde; on iki, burlar kuanda.107 Riclul-gaybn grevleri ve zellikleri aklanrken bu tr deerlendirmeler daha iyi anlalacaktr.

D. Riclul-Gayb Hiyerarisi Gizli olan hakikatlere ve srlara vakf olduklar ve herkes tarafndan kolayca tannmadklar iin riclul-gayb ismi verilen bu sekin kiilerin arasnda hiyerarik bir dzen vardr. Bu dzenle ilgili bnl-Arab ncesi kaynaklardaki bilgilerle, bnl-Arab sonras kaynaklardaki bilgiler olduka ilgin bir biimde birbirinden farkldr.108 Her mertebedeki riclul-gaybn adlar, hiyerarideki yerleri eitli kaynaklarda farkl ekillerde sralanmtr. Hatb el-Badadnin Tarihu Badadnda Kettnden (.322/934) yaplan eski bir rivayette ricll-gayb hiyerarisi en stten en aaya doru; gavs, umed, ahyr, bdel, nceb ve nkab, eklinde sralanmaktadr.109 r mahiyetteki tefsirinden anlaldna gre Slem (412/1021), velilerin stnde evtd, evtdn stnde revsnin bulunduunu, bir felaket zamannda kullarn dua mercinin evtd olduunu belirtmi, revsyi kutubdan sonra gelen Allah dostlarnn havss kabul etmitir.110 Bu durumda Slemye gre hiyerarinin yukardan aaya doru; kutub, revs, evtd ve dier veliler eklinde sralandn syleyebiliriz. Hucvir (.470/1077)nin Keful-Mahcubunda sralama daha farkldr. Ona gre hibir kimsenin tanmad, gizli olan drtbin kiilik bir veli topluluu vardr. Ehl-i hal ve akd yani bir iin yaplmasna veya yaplmamasna karar veren kurmay

107 108

William Chittick, a.g.e., s. 68-69. Hasan Kmil Ylmaz, a.g.e., s. 542. 109 Hatb el-Badad, a.g.e., c. III, s. 75-76. 110 Sleyman Ate, Slemi ve Tasavvuf Tefsiri, Snmez Neriyat, stanbul 1969, s. 199-200.

23

ve komutan veliler arasndaki hiyerariye baklacak olursa bunlar, yukardan aaya doru; kutub (gavs), nkab, evtd, ebrr, abdl ve ahyr eklinde sralanmtr.111 bnl-Arabnin (638/1240), ricalul-gayb, ricalul-aded (say adamlar) ve riclul-meratib (mertebe adamlar) olmak zere ikiye ayrm olduunu, saylar belli olan riclul-adedi yukardan aaya; kutub, immn (eimme), evtd, abdl, nkab, nceb, havr, recebiyyn, htemvd. eklinde sralarken, saylar belli olmayan riclul-mertibi ise; melmiyye, fukar, sfiyye, ubbd, zuhhd, ricllm, efrd, men.vd. biiminde sraladn daha nce belirtmitik.112 bnlArabden sonra riclul-gaybten bahseden mutasavvflar, genellikle onun bu konuya dair snflandrmasn esas almlardr.113 Mehmed Nuri emseddinin Mifthul-Kulb adl eserinde ise daha deiik bir snflama ve sralama vardr. Ona gre yeryznde her asrda ler, yediler, krklar, yzler, yzler, yediyzler, binler, binler, yedibinler, onbinler ve nihayet bunlardan ayr yzyirmidrtbin veliyyullah vardr. Bunlar hi eksilmeden kyamete dek bulunur.114 Goldziherin tasavvuf kitaplarna dayanarak yapm olduu sralama ise en stten en alta doru yledir: Kutub, immn, evtd (veya umud), efrd, abdl, nceb, nkab, asib, hukem veya mufredn ve recebiyyn.
115

Goldziherin bu

sralamas, genellemesi itibariyle, kaynaklar cmi mahiyetindedir. mer Ziyuddin Dastn (.1920) Tasavvuf ve Tarikatlarla ilgili Fetvalar adl eserinde kendisine sorulan bir soruya verdii cevapta riclul-gayb; kutub veya gavs, iki imam, umud, ahyr, bdel, nceb ve nkab eklinde sralamtr.116 Grld gibi tasavvufa dair eserlerde riclul-gaybn saylar ve bulunduklar yerler hakknda farkllklar olduu gibi, riclul-gayb hiyerarisi ile ilgili sralamalarda da birtakm farkllklar sz konusudur. Ancak btn sralamalarda hiyerarinin en banda kutub (gavs) bulunmaktadr. ler, yediler, krklar olarak ifade edilen sralamalarda da yine kutub en batadr. nk lerden kastedilen, kutub ve immn olmak zere kiidir.

111 112

Hucvir, a.g.e., s. 329-330. Bkz: bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 273-493. 113 Sleyman Uluda, Riclullah, c. 35, s. 80. 114 Mehmed Nuri emseddin, a.g.e., s. 83-84. 115 I. Goldziher, Ebdl, c. IV, s. 3-4. 116 mer Ziyuddin Dastn, a.g.e., s. 187.

24

Riclul-gayb hiyerarisi ile dnyann siyas ynetim hiyerarisi ve melekler arasndaki melek-manev hiyerari arasndaki birtakm benzerliklerin ortaya konulmas, konunun daha iyi anlalmasn salayabilir dncesiyle dnyann ynetimi zerinde etkili olan gleri balk altnda ele almak istiyoruz:

1) Dnya Madd Yneticileri Bilindii gibi dnyev ve siyas idarede bir hiyerari vardr ve bunun olmas kanlmaz bir durumdur. Bu ynetim hiyerarisi say olarak en yukardan en aaya doru art gstermektedir. Buna gre, hangi ynetim ekli olursa olsun, en bata kral veya cumhurbakan gibi bir kiinin olduu muhakkaktr. Trkiyenin ynetimini ele alrsak devletin banda cumhurbakan, hkmetin banda ise babakan yer almaktadr. Daha sonra badanmanlar, bakanlar, mstearlar, genel mdrler, valiler, kaymakamlar, mdrler vs. eklinde en stten en alta doru sayca artan baz grevlileri sayabiliriz. Tabi burada btn grevlileri saymak mmkn deildir. Burada ortaya koymaya altmz husus, dnyev ynetimlerde bir hiyerarinin var olduu ve ynetimde yer alan kimselerin kendilerine verilmi olan grevleri yerine getiriyor olmalardr. Bunlar, bir lkenin ynetiminde sz sahibi olup, insanlarn idaresi ve onlarn ileriyle ilgili konularda tasarruflarda bulunmaktadrlar. Bu yneticiler, lkenin asayiini, toplumun dzenini salamaya, i ve d tehditlerden vatan korumaya almaktadrlar. Onlar, bir lkenin savaa girmesi, bar yapmas, gelimesi, geri kalmas, lkenin refah seviyesinin ykselmesi veya dmesi vb. konularda etkin rol oynamakta hatta dnyann gidiatn, tarihin akn olumlu veya olumsuz ynde etkilemektedirler.

2) Dnya nsan Man Yneticileri Dnya insan man yneticilerinden kastmz, tezimizin konusu olan riclulgaybtr. Nasl ki siyas ve madd idarede bir vazife taksimi ve hiyerari mevcut ise, herkes tarafndan kolayca tannmayan riclul-gaybn kendi aralarnda da bir vazife taksimi ve hiyerari mevcuttur. ayet kutbu bir devlet bakanna benzetirsek, ona bal olan evtd, abdl, nceb, nukab gibi kimseleri de bakan veya vali konumundaki dier grevlilere benzetebiliriz. Manev hkmet olarak

25

nitelendirebileceimiz riclul-gayb hiyerarisi de, dnyann madd yneticileri arasnda grld gibi en yukardan en aaya doru sayca art gstermektedir. bnl-Arabnin hiyerarisine gre ele alrsak, bata bir kutub olmak zere daha sonra iki imam, drt evtd, yedi abdl, sekiz nceb, on iki nkab vd. eklinde bir yaplanma sz konusudur. Manev bir devletin yneticileri olmalar sebebiyle riclul-gaybn, daha sonra ilgili blmde de ele alacamz gibi, lemde kozmik yetki de diyebileceimiz birtakm tasarruflar bulunmaktadr. Riclul-gayb hiyerarisi ierisinde yer alan kimselerin; lemdeki manev ve ruhan dzenin korunmas, hayrlarn temini, ktlklerin giderilmesi, bol yamur yamas, bereketin artmas, zalimlerin cezalandrlmas, belalarn kaldrlmas, yaratklarn ihtiyalarnn karlanmas gibi konularda lemdeki tasarruflar dikkat ekmektedir.

3) Dnya Melek Manev Yneticileri Melek-Manev yneticilerden kastmz, meleklerdir. Meleklerin farkl grevleri olduu gibi, aralarnda bir hiyerarinin olduu da anlalmaktadr. Allah Tel, meleklerin, Bizden her birimizin belli bir makam vardr117 dediklerini bildirmitir. Fahruddin er-Rzye gre bu ayet, meleklerden her birinin, daha ilerisine geemeyecei ve aamayaca bir mertebe ve derecesinin olduuna delalet eder. Ayn zamanda bu, onlarn bu lem zerinde tasarruf etmedeki ve marifetullahtaki derecelerine iaret etmektedir.118 Ne Mesh, ne de mukarreb melekler, Allaha kul olmaktan asla ekinmezler119 ayetinde zikredilen mukarreb melekler tabiri, derece ve fazilet bakmndan melekler arasnda eitli tabakalarn olduuna dellet etmektedir. Bu meleklerin en byklerinin ise, Cebril, Mkl, srfl, Azrl ve Hamele-i Ar olduu ifade edilmitir.120 Drt byk melekten hangisinin daha stn olduu konusunda farkl grler dile getirilmi, bazlar Cebrilin bazlar da srfilin en stn melek olduunu

117 118

Sfft, 37/164. Muhammed Fahruddn er-Rz, et-Tefsrul-Kebr (Mefthul-Gayb), Drul-Fikr, Beyrut, 1401/1981, c. XXVI, s.171; Ltfullah Cebeci, Kurana Gre Melek, Cin, eytan, ule Yay., stanbul 1998, s. 80-81. 119 Nis, 4/172. 120 Fahruddn er-Rz, a.g.e., c. XI, s. 121.

26

sylemilerdir.121 bnl-Arab ve smail Hakk-i Bursevye gre; srfil, Mikilden, Mikil ise Cebrilden efdaldir.122 Buna gre en byk melek srfl, daha sonra srasyla Mikl ve Cebrldir. Erzurumlu brahim Hakk (. 1194/1780) da, Hamele-i Arn ve onlardan biri olan srflin Allah katnda dier meleklerden daha stn olduunu ifade eder. Ona gre, Allaha yakn meleklerin hepsinden, Allah katnda daha muhterem olan, Arn tayclardr. Bu meleklerden birinin ad srfldir ki, Arn bir aya onun boynu zerinde sapasalamdr. Hakk Telnn katnda hepsinden daha azz ve kerm olan odur. srfil, srun sahibi olup, kyamete dek Levh-i Mahfza bakar. Sra flemek iin hazr durur. O, Levh-i Mahfzdan, Cebrl, Mikl ve Azrlin ilerini, durumlarn ve
123

amellerini

aklamakta,

haber

vermekte

ve

kendilerine

ulatrmaktadr.

Yine riclul-gayb ile ilgili hadisler arasnda yer alan u hadisten de srfilin en byk melek olduu neticesi karlabilir: Allahn, halk iinde kalpleri Hz. demin (a.s) kalbi zerinde olan yz, Hz. Musann kalbi zerinde olan krk, Hz. brahimin kalbi zerinde olan yedi, Cebrailin kalbi zerinde olan be, Mikilin kalbi zerinde , srfilin kalbi zerinde bir kulu vardr124 smail Hakk-i Bursev, srafilin kalbi zerinde bulunanlarn saysnn az oluunu yle deerlendirmektedir: srfil, Mikilden ve Mikil dah Cebrilden efdal olduu gibi, Halil, Nuhtan ve Nuh dah demden efdaldir. Onun iin mereb-i srfil ve Hall zerine olan az, mereb-i Mkil ve Nuh zerine gelen orta ve mereb-i Cebril ve dem zerine bulunan ok oldu.125 Bu hiyerariye gre, srfilin en byk melek olduu sylenebilir.

121

Bu konudaki grler iin bkz: Ltfullah Cebeci, Kurana Gre Melek, Cin, eytan, ule Yay., stanbul 1998, s. 82-87. 122 Bkz: bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 375-376; smail Hakk-i Bursev, Kitabul-Hitab, yy., 1192 H., s. 326. 123 Erzurumlu brahim Hakk, Mrifetnme, Sadeletiren: M. Fuad Baar, Kit-San Neriyat, stanbul 1984, s. 27. 124 Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. I, s. 8-9; evkn, el-Fevidul-Mecma, s. 222; bn Hacer elAskaln, Lisanul-Mzn, c. V, s. 404-405; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247; Zeheb, Mizanultidl, c. III, s. 50. 125 Bursev, a.g.e., s. 326.

27

Btn melekler, Allahn kendilerine verdii emirlere kar gelmeyen ve kendilerine emredilen eyi yapan melekler vardr126 ayetinde ifade edildii gibi, Allahn emrine isyan ve muhalefet etmezler. Allah Telnn kendilerine emrettii her eyi yerine getirirler.127 Meleklerden bir ksm, Gece ve gndz, hi durmakszn tesbih ederler128 ayetinde belirtildii zere, srekli olarak Hakk tesbih etmekle megul olurlar. Bir ksm da i bir dzen iinde evirip evirenler129 ayetinde iaret edildii gibi, kaza ve kader kaleminin ileyiine gre, gkten yere ynelik ileri icr ederler ki, bunlarn da gksel ve yersel olanlar bulunmaktadr.130 Melikesiz bir damla yamur bile dmeyecei gibi, melikesiz bir olay dnmek de mmkn deildir.131 Yine baz ayetlerden lem zerinde tasarruf eden, lemin dzeninin salanmas konusunda ileri evirip eviren, taksim ve tevz eden meleklerin olduu anlalmaktadr. Buna gre, i bir dzen iinde evirip evirenler132 ayetinde geen Mdebbirt- emrin, yce Allahn lemin dzenini salamakla grevlendirdii, aldklar emirleri yrrle koyan melekler yahut eli melekler olduu133, Derken ileri taksim edenlere andolsun134 ayetinde geen Mukassimt- emrin ise Allahn ilerini taksim ve tevz eden Cebril, Mikil, srfil ve Azril gibi emir melekleri olduu sylenmitir.135 Peygamberlere ve hatta yine meleklere ilah emirleri tebli eden melekler bulunduu gibi, cihad vs. gibi hususlarda fiilen kuvvet ve imdat getiren melekler de bulunuyor. Halbuki lemde hibir olay olamaz ki ona Allahn kudretinin zel bir ilgisi bulunmasn. Dolaysyla melike cinsinin, Allahn kudret ve tekvininin birlikten oklua dalmasn ve onun zel eitlilik ve belirliliklerini ifade eden etken, yapc ilkeler olarak dnlmesi gerekir. Kinatta hibir ey, hibir olay, hibir fiil ve hareket dnlemez ki, byle bir elilik ile vki olmu olmasn.136

126 127

Tahrim, 66/6. Elmall M. Hamdi Yazr, a.g.e., c. VII, s. 427. 128 Enbiy, 21/20. 129 Nazit, 79/5. 130 Elmall M. Hamdi Yazr, a.g.e., c. I, s. 260. 131 Ayn eser, c. I, s. 259. 132 Nazit, 79/5. 133 Elmall M. Hamdi Yazr, a.g.e., c. VIII, s. 239. 134 Zriyt, 51/4. 135 Elmall M. Hamdi Yazr, a.g.e., c. VI, s. 579. 136 Elmall M. Hamdi Yazr, a.g.e., c. I, s. 258.

28

Bundan baka bir tr melike daha vardr ki bunlar, tekvin olaylardan nce emre ve sze ait ileri, bir baka ifadeyle ruhsal durumlar, akll varlklarn ruhsal ileyiine ait Allahn emir ve iradlarnn zel tecellilerini ifade ederler. Bunlar, daha nce alg ve anlay elileridir. Alg gcne sahip ve istediini yapmakta serbest olan, etken ve yapc ilkelere, fiilden nce hayrn ve Allahn rzasnn ynn gsterirler ve malikeye olduu gibi insana da vekildirler.137 Feleklerin rhniyeti olduu gibi138, yldzlarn da ruhlarnn bulunduunu belirten bnl-Arabye gre bu ruhlar, meleklerdir. Bu durum, insan bedeninin onu idare eden bir ruhu olmasna benzetilirse, yldzlar da onlarn ruhu olan melekler idare etmektedir.139 Ayn ekilde her semnn da bir rhniyeti vardr ki, bunlar yedi semada bulunan Hz. brahim, Hz. Ms, Hz. Hrun, Hz. drs, Hz. Yusuf, Hz. sa ve Hz. demin ruhlardr. Onlarn yeryzndeki halifeleri ise yedi iklmde bulunan ve abdl olarak isimlendirilen kimselerdir.140 Birbiri ierisinde yer alan feleklerin en stnde bulunan Ar felei, dier feleklerin tmn ihta etmektedir. Onun iinde ise, Krs bulunur. Bir felek dierini kuatacak ekilde bu arza kadar byle devam eder. Bunu, hvn- Safnn dile getirdii gibi, bir soann katmanlarna benzetebiliriz.141 Her bir felekte, o felein kendi tabiatna uygun melekler yerletirilmitir. Bu melekler, topraktan yaratlm olan Hz. dem (a.s.) ve ocuklarnn arz imar etmesi gibi, bulunduklar felekleri imar ederler.142 Her semann bir yldz ve bir felei vardr. Semalarda kendi feleklerinde yzen bu yldzlarn cisimleri effaf olup meleklerin meskenidirler.143 Allah Tel her sem iin ruhlardan ve onu mamur eden meleklerden meydana gelen bir lem yaratmtr.144 bnl-Arab, yedi semnn her birini, kendi yldznn ismi ile adlandrd gibi145 birinci sem, ikinci sem, nc sem vd. eklinde de adlandrmaktadr.146
137 138

Ayn yer. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Thk. Osman Yahya-brahim Medkur, el-Mektebetl-Arabiyye, 1405/1985, c. III, s. 133. 139 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Drul-Ktbil-Arabiyyetil-Kbr, Msr, ts., c. II, s. 448. 140 bn Arab, a.g.e. (Msr), c. I, 154-155. 141 hvn- Saf, Resil, Dru Uveydatid-Devliyye, Beyrut 1995, s. 137. 142 bn Arab, a.g.e. (Msr), c. I, s. 148-149. 143 bn Arab, a.g.e. (Msr), c. II, s. 443. 144 bn Arab, a.g.e. (Msr), c. III, s. 438. 145 bn Arab, a.g.e. (Msr), c. III, s. 443.

29

Netice olarak melekler arasnda da riclul-gayba benzer bir yaplanmann olduu anlalmaktadr. Aslnda balk altnda ele aldmz dnya madd yneticileri, dnya insan-man yneticileri ve dnya melek-manev yneticileri arasnda grev, yetki ve birtakm tasarruflar bakmndan benzerlikler olduu sylenebilir. Bu benzerlikleri dile getirmemizin amac da, riclul-gayb hiyerarisinin ve onlarn lem zerindeki etki ve yetkilerinin daha iyi anlalabilmesi iindir.

E. bnl-Arabnin ve Dier Melliflerin Riclul-Gayb ile lgili Grleri Burada bnl-Arabnin daha nce belirtmi olduumuz snflandrmasn esas alarak onun bu konudaki grlerini ortaya koymaya ve aklamaya alacaz. Onun bu konudaki grlerini ele alrken bu arada dier melliflerin grlerini de mmkn olduunca ifade etmeye gayret edeceiz. Tasavvuf dncesindeki riclulgayb anlayn bnl-Arabnin grleri etrafnda incelemeyi tercih ediimizin nedeni, bu telkknin son tahlilde onun fikirleri nda sistematik hale gelmi olmasndan dolaydr. Daha sonra grlecei gibi, bnl-Arab bu konuyu eserlerinde zellikle el-Fthtl-Mekkiyye147 adl eserinde geni bir ekilde ele almtr. bnl-Arabnin riclul-gayb ile ilgili grlerine gemeden evvel, onun tasavvuf felsefesiyle ilgili baz deerlendirmelerden bahsetmek istiyoruz. slm dnce tarihine baktmzda bnl-Arabnin tasavvuf miras, zellikle vefatndan sonra gerek limler gerekse sufiler tarafndan iki ekilde alglanarak deerlendirilmitir: lki, dikkatlerini onun akdesi ve akdesinin erata muvfk olup olmadna teksf edenler; ikincisi, szlerinin btnna bakarak felsefe ve tasavvufunda briz olan ruh ve akl mevhibelerini irdeleyenler. Her iki grup iinde de bnl-Arabyi savunan veya eletirenler olmu, hakknda mspet-menf
146 147

Bkz: bn Arab, a.g.e. (Msr), c. II, s. 442-445. el- Fthtl-Mekkiyye, eyh-i Ekber Muhyiddn bnl-Arabnin derin irfann, dneminin din ve tasavvuf kltrn ayrca bizzat mellifin hayatn ve manev yolculuunu yanstan kapsaml bir eserdir. Fthat, otuz yllk uzun bir telif sresinin yan sra, bnl-Arabnin hayatnn sonlarna doru geni tedris halkasnda etd edilip gzden geirilerek tekrar kaleme alnd iin eyhin son telifi ve adeta dier btn eserlerinin olgunlam bir meyvesi mesabesinde olmutur. M. Mustafa akmaklolu, el-Fthtl-Mekkiyye, Tasavvuf Klasikleri, ed. Ethem Cebeciolu, stanbul 2010, s. 311. bnl-Arab bu eserini, Mekkedeki tecrbesi esnasnda elde ettii manev almlar ve ilhamlar sonucunda yazmtr. Bkz: Ethem Cebeciolu, Muhyiddin bnl-Arabnin Hayat ve Eserleri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ocak-Haziran 2008, say: 21, s. 14. el-Fthtl-Mekkiyye hakknda daha geni bilgi iin bkz: M. Mustafa akmaklolu, a.g.m., s. 311-356.

30

pek ok sz sylenmi ve bu manada birok eser kaleme alnmtr. Reddiyeler genellikle vahdet-i vcd, Hakkn sfatlar, Hak-halk ilikisi, insan- kmil nazariyesi, hatmul-evliy, riclul-gayb, Firavunun iman, tenzih-tebih gibi konular etrafnda ekillenmitir.148 Etkileri itibariyle asrlardr konuulan, gemite olduu gibi gnmzde de fikirleri hl tartlmaya devam eden ve tasavvuf tarihimizin en nemli ahsiyetlerinden biri olan bnl-Arab hakknda hem douda hem de batda pek ok aratrma yaplmtr. Onun gr ve dncelerinin gerek sufi ve mutasavvflar tarafndan gerekse sufi olmayan alan d kimseler tarafndan hemen kabul grdn sylemek mmkn deildir. Bu nedenle kimileri bnl-Arab ve fikirleri hakknda reddiyeler yazarken, kimileri de onun dncelerini aklamak ve mdafaa etmek gayesiyle ok sayda eseri vcda getirmilerdir.149 Dolaysyla bata bn Teymiyye (.728/1328) olmak zere, bnl-Arabyi sert bir ekilde eletirenler ve bu eletirileri hakl grenler olduu gibi, aslnda onun gr ve dncelerindeki kastnn iyi anlalmadn ileri srerek bnl-Arabye yaplan tenkit, tahkir, hatta tekfirleri haksz, yersiz ve ar grenler de bulunmaktadr.150 Toshihiko Izutsu, bnl-Arabnin tasavvuf gr ve dncelerinin nasl anlalabilecei ve kavranabilecei konusunda unlar sylemektedir: bnl-Arab gibi bir ztn dncesini anlamak iin bu dncenin tmne hayat veren ve onu istil eden ruhu kavramak gereklidir; aksi halde her ey kaybolur gider. Sath ve dardan retilen btn mtlalarn hedeften uzak sonular douraca muhakkaktr. Entellektel ve felsef bir dzeyde dahi bnl-Arabnin dncesini iinden kavramaya ve onu kendi nefsinde gerek bir sempati ile yeni batan ina etmeye almak gerekir.151 Izutsunun dedii gibi gnmz tekml etmi entellektel dnyasnda bu inaya ihtiya vardr.
148

Abdurrezzak Tek, bnl-Arabyi Savunan Afrikal Bir Sf: Ali b. Meymn El-Marib, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ocak-Haziran 2008, say: 21, s. 297. 149 bnl-Arabnin hayat ve eserleri ile ilgili yaplm almalar iin bkz: Ethem Cebeciolu, Muhyiddin bnl-Arabnin Hayat ve Eserleri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ocak-Haziran 2008, say: 21, s. 9-25; Nihat Keklik, el-FthtlMekkiyye, stanbul niv. Edebiyat Fak. Yay., stanbul 1974. 150 mer Ylmaz, bnl-Arab Hakknda Yaplan Eletirilere brahim Krnnin Yaklam, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ocak-Haziran 2008, say: 21, s. 366. 151 Toshihiko zutsu, bn Arabnin Fussundaki Anahtar-Kavramlar, ev. Ahmed Yksel zemre, Kakns Yay., 4. Basm, stanbul 2005, s. 19.

31

eyhlislam bn-i Kemal (.940/1534), bnl-Arabyi anlama hususunda sylenmesi gerekeni asrlar evvel verdii fetvada dile getirmitir. Bu fetvasnda belirttiine gre, bnl-Arabnin eserlerinde yer alan meselelerden bazlarnn sz ve manas ak, ilah emirlere ve eri-nebevye muvfktr. Baz meseleler ise, kef ve btn ehli olmayan zhir ehlinin idrak edemeyecei gizliliktedir. Anlatlmak istenen manay ve meram kavrayamayan kiinin, Allah Telnn, Hakknda kesin bilgi sahibi olmadn eyin ardna dme. nk kulak, gz ve kalp, bunlarn hepsi ondan sorumludur152 ikaz gereince, bu konuda susmas gerekir.153 Mahmud Erol Kl, bnl-Arabnin yapm olduu eyin, nebinin kalbine inen vahyin insanla inmesinde tercmanlk veya araclk etmek olduunu yle ifade etmektedir: Bir adan ona bal olduunu iddia edenler ve dier adan da ona kar olduunu syleyenler zellikle bilsinler ki eyh-i Ekber: Atm btn srlar Hz. Kurandan, yani Kuran mertebesinden alnm ve tamamen Muhammed mirasn almndan ibarettir. Yani dncelerimin kayna, ne Aristodur ne Platon. Herhangi bir felsefi okul iinde eitim alarak onlarn grlerini naklediyor deilim. Ben bana ne ilka ediliyorsa ki ona ilka-i ilah ve iml-i Rabban diyor- onu naklediyorum demektedir. Bu surette o Tercmn- Hak vazifesini yerine getirmektedir.154 Yani ilhamlanarak gerein bilgisine ulatn sk sk syler bnlArab. Ortaya koyduu orijinal ve evrensel fikirleriyle, hem Bat felsefesini hem de Dou felsefesini etkileyen bnl-Arab, tasavvuf felsefesinde nemli bir mlat olarak kabul edilmektedir. 155 O, slm kltr ve medeniyetinin en parlak simalarndan birisi olduu gibi, tasavvuf tarihinin kendisinden nce ve kendisinden sonra olmak

152 153

sr, 17/36. Hseyin Atay, lmi Bir Tenkid rnei Olarak bn Kemal Paann, Muhyiddin bn Arab Hakkndaki Fetvas, (eyhlislam bn Kemal Sempozyumu inde), Ankara 1986, s. 267-268; Abdurrezzak Tek, bnl-Arabyi Mdfaa Amacyla Kaleme Alnan Fetvalar, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 296-297. 154 Mahmud Erol Kl, bn-i Arabyle Zamann Ruhunu Okumak, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 57. 155 Bayram Ali etinkaya, hvn- Saf Felsefesinin bnl-Arab Dncesindeki zdmleri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 145.

32

zere ikiye ayrlmasna sebep olan ve tasavvuf felsefesi ile ilgili gr ve dnceleriyle kendisinden oka sz ettiren ender ahsiyetlerden biridir.156 bnl-Arabnin tasavvuf felsefesinin temelini, vahdet-i vcd dncesi oluturur. Ancak bnl-Arab vahdet-i vcd ifadesini kullanmam, onu bir kavrama yakn anlamda ilk kez kullanan, Sadreddin-i Konev (.673/1274) ve talebesi Sadddin el-Fergn (.699/1300) olmutur. bnl-Arabnin vcd ve mertebeleri ile ilgili grleri, Sadreddin-i Konev bata olmak zere eitli mellifler tarafndan derlenerek tanzim edilmitir. bnl-Arabnin fikirlerinin yaylmasnda Konevnin rol inkr edilemez. Konevden sonra, Meyyedddin elCend (.691/1292), Abdrrezzak- Kn (.730/1330) ve Davud-i Kayser (.751/1350) gibi mellifler bu dncenin takipisi olmulardr. Osmanl dneminde ise Abdullah Bosnev (.1045/1644), Niyz-i Msr (.1106/1694), Abdlgan en- Nabls (.143/1731), smail Hakk-i Bursev (.1137/1725), Abdullah Salh-i Uak (.1196/1781) ve Muhammed Nrul-Arab (.1305/1888) vb. sufiler, vahdet-i vcd dncesini takip etmi ve eitli eserlerinde bu konuyu ele almlardr. Ayn dnemde vahdet-i vcd ad altnda mstakil eserler de kaleme alnmtr.157 Grld gibi bu isimler, slm tefekkr tarihinin en nemli simalarndandr. Birok aratrmacnn ortaya koyduu gibi bnl-Arab, kendisinden sonra tasavvuf tarihinin seyrini nemli lde etkilemitir. Bu adan bata Osmanl dnrleri olmak zere, slam dnyasndaki tasavvuf hareketlerini anlayabilmek iin bnl-Arabnin dnce dnyasna vakf olmak gerektiini syleyebiliriz. O, ilk sufilerin gr ve dncelerini yorumlam ve bunlar belirli bir nazariyeye doru sistemletirmitir. bnl-Arabnin gr ve yorumlar, kendisinden nceki tasavvuf ile sonrasn birletiren bir nitelie sahiptir ki, bu sayede tasavvuf homojen ve yeknesak bir btnle ulam, bunun neticesinde btn sufiler taife haline gelebilmilerdir.158
156

sa elik, mam Rabbn Perspektifinden bnl-Arabye Tenkid Bir Yaklam, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 150. 157 Ramazan Muslu, Vahdet-i Vcd zerine Yazlm Bir Risale: Erbilnin Mirat-hd F Beyni Vahdetil-Vcdu, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel SaysII), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 304. 158 Abdullah Kartal, Metafizik Dnemden Geriye Bakmak - bnl-Arabnin lk Sufilerin Baz Grleri Hakkndaki Eletirileri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 372.

33

Vahdet-i vcd dncesini sistemletiren bnl-Arab bu bakmdan tasavvufta bir okuldur. Eserlerinde ilah vcd birliini deiik alardan izah ederken, tasavvuf tecrbenin ou zaman akln ve dilin snrlarn amas sebebiyle, insan akln zmleme asndan zorlayan cmleler sarfeder. Bu yzden o, kimileri tarafndan anlalamam, tenkid ve tahkir edilmitir. bnl-Arabyi ar ve sert bir biimde eletirip tahkir edenlerin syledikleri eyhl-Ekfer lakab, eyhlEkber den kinaye uydurulmu bir ifadedir.159 Bu tenkid ve tahkirlere ramen bnl-Arab, Anadolu sahasnda yetien birok edip ve mutasavvfmzn dnce dnyasna nfz etmitir. Ayrca vurgulanmas gereken nemli bir nokta da udur ki, Muhyiddin-i Arab, air ve ediplerimizin eserlerinde daha ok stn nitelikleriyle yer almtr. Bu da onun, Osmanl Trkl sahasnda tekke mensuplarndan medreselilere, her kesimden insan zerinde derin etkiler braktn gstermektedir.160 bnl-Arabnin tasavvuf felsefesi ile ilgili baz deerlendirmeleri

kaydettikten sonra onun riclul-gayb hiyerarisini, bu konudaki snflandrmasn esas alarak onun ve dier melliflerin riclul-gaybla ilgili grlerini ortaya koymaya alalm. Daha evvel de belirttiimiz gibi bnl-Arab riclul-gayb, her dnemde saylar belli olan riclul-aded (say adamlar) ve saylar belli olmayan, artp eksilen riclul-mertib (mertebe adamlar) olmak zere iki gruba ayrmtr. Riclul-adedden balamak zere bu konudaki grleri ele alalm.

I. Riclul-aded (Say adamlar)

1) Kutub a) Kutub ile ilgili grler Szlkte; deirmenin etrafnda dnd mil, deirmen ii, eksen vs. anlamlarna gelen kutub kelimesinin oulu aktbdr161 ve kuful veznindedir.162 Byk deirmen ta, milin (kutbun) etrafnda dnd gibi, kinat

159

Mustafa Tat, ir Nbnin Muhyiddin-i Arabye Bir Medhiyesi, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 414. 160 Ayn makale, s. 417. 161 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XI, s. 213; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 126. 162 bn bidin, cbetl-Gavs, s. 264.

34

denen bu kozmoz da idare bakmndan kutbun etrafnda dner.163 Kutub kelimesi, Kuran- Kerimde ve hadslerde yer almaz.164 Tasavvufta kutub; veliler tifesinin bakan, dnyann ve lemin manev yneticisi olduu kabul edilen en byk vel anlamndadr. Kutbiyyet ise onun bulunduu makama verilen isimdir. Ayrca kutbun ynetimi altnda bulunan eitli veli gruplarnn her birinin bakanna da kutub ad verilir. Bu nedenle birinci anlamdaki kutbu dierlerinden ayrmak iin ona kutbul-aktb denilmitir.165 Aslnda kutub kavramnn anlam erevesi daha genitir. Nitekim bir beldenin adamna o beldenin kutbu, herhangi bir makamda zamannda hret bulup tek kalm herhangi bir ahsa kutub, bir beldenin adamna o beldenin kutbu veya bir cemaatin eyhine o cemaatin kutbu denilmitir. Ancak stlah anlamda kutub ismini sadece bir kii alr. Ayn zamanda bu kiiye gavs ad da verilmektedir.166 bnl-Arabye gre kutub, asaleten veya vekleten hal ve makamlar kendisinde toplayan kimsedir.167 Kutub, dairenin merkezi, evresi ve Hakkn aynasdr. lemin etrafnda dnd bir eksendir.168 O, sufi stlahlarn aklad risalesinde ise kutub veya gavs; Btn zamanlarda lemde Allahn nazarnn yeri olan tek kimsedir. O, srafil (as.)in kalbi zerindedir. diye tarif etmektedir.169 Ona gre, riclullh (Allah adamlar), bu isimlendirmeyi geniletmilerdir. Onlar, herhangi bir makamn evresinde dnd ve bu makamn hemcinslerinden ayr olarak kendisine zg olduu kimseyi kutub diye isimlendirirler. Yine bir beldenin adam, o beldenin kutbu diye isimlendirildii gibi, bir cemaatin eyhi de, o cemaatin kutbu olarak isimlendirilmitir. Fakat terimsel manada kutublar, herhangi bir tamlama yaplmakszn, bu ismin kendilerine kaytsz olarak verildii kimselerdir. Onlardan bir dnemde tek kii bulunabilir. Bu anlamyla kutub, ayn zamanda

163

Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 385. Varlk dairesi de kutub zerine dndnden bu ad verilmitir. Kutub ruhan ve cisman lemin medar olup zahiriyle zahir lemini, batnyla btn lemini hfzeder. Zira kutubluktan murad, lem ilerinin yrmesi bakmndan Hakk halifeliidir. Vezirin padiaha bal olan halifelii gibi. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 302. 164 Ahmet Yldrm, a.g.m., s.125. 165 Sleyman Ate, Kutub, TDVA, Ankara 2002, c. 26, s. 498. 166 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 274-275; Ahmet Yldrm, a.g.m., s. 126-127. mam- Rabban, gavs kutbun yardmclarndan biri olarak kabul etmektedir. Bkz: mam- Rabbn, Mektubt- Rabbn, ev. Kasm Yayla, Merve Yay., c. I, stanbul 1999, s. 494. 167 bn Arab, a.g.e., c.XI, s. 274. 168 bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 2. 169 bn Arab, Kitabu Istlahs-Sufiyye, s. 4.

35

Gavstr.170 Gavs, mukarrabnden, yani Hakka yakn olanlardandr. O, kendi dneminde cemaatin efendisidir. Onlardan bir ksm zahirde hkm sahibidir ve makam ynnden batn hilafeti elde edebilecei gibi zahir hilafeti de elde edebilir. Bu ksma rnek olarak Eb Bekir, mer, Osman, Ali, Hasan, Muaviye b. Yezid, mer b. Abdulaziz ve Mtevekkili verebiliriz. Bir ksm ise, zel anlamda batn halifelik sahibidir, zahirde yneticilii yoktur. Bu ksma rnek olarak Sebteli Ahmed b. Harun er-Reidi ya da Ebu Yezid el-Bestamiyi verebiliriz. Kutublarn ounluunun dnyev bir hkmdarl yoktur.171 Bu durumda, grld zere hepsinin ortak paydas manev hkmdarlk oluyor. Seyyid Muhammed Emin bn bidin (.1258/1836)e gre, kutub, mutasavvflarn stlahnda btn halifesidir ve kendi dneminde yaayan insanlarn efendisidir. Btn makamlar ve halleri kendisinde toplad ve btn bu makamlarn ve hallerin onun etrafnda dnmesi nedeniyle kutub diye isimlendirilmitir ki ismi, deirmen tana yerletirilen ve talarn onun etrafnda dnd demir kutubtan (iden) alnmtr.172 Aslnda makro lemden mikro leme kadar evrendeki her ey dnmektedir. Bu durum yle anlatlmaktadr: Uzaydaki uydular, gezegenler etrafnda; gezegenler gneler etrafnda; gneler galaktik merkez etrafnda; galaktik merkez kendi ekseni etrafnda, galaksiler sper galaksiler etrafnda dnerler. Bu byk lemi uzmanlar, makrokozmos olarak adlandrmaktadrlar. Maddenin en kk eleman olan atomda da benzer planlamay ve dengeli bir tasarm grmek mmkndr. Mikrokozmosun harika dzeni iinde elektronlar, ekirdek etrafnda; elektronlar kendi ekseni (spin) etrafnda dnerler. Atomlar, fiziksel yasalarla, kimsayal prensipler ve matematiksel denklemlerle baland molekller evresinde hareket edip srekli bir titreim halindedirler.173 Dolaysyla en kk lemden en byk leme kadar her eyin, merkezdeki sabit bir gcn etrafnda dnd gibi, manev lemde de her ey kutub denen bir

170

Gavs nedir? Gavs, zamann sahibi ve tekidir. Bazen onun verdii eyler, lyasn eliyle gerekleir. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XIII, s. 192. 171 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 274-275. 172 bn bidin, cbetl-Gavs, s. 264. 173 Takn Tuna, Ol Dedi Oldu Big Bangin Nefes Kesen yks -I, ule Yay., Yedinci Bask, stanbul 2010, s. 202.

36

sabit gcn etrafnda dnmektedir. Nitekim Meleklerin de Arn evresinde dnerek Rabblerini hamd ile tesbih ettiini grrsn174 ayetinde ifade edildii gibi, btn melekler de Ar sbitesinin etrafnda dnmektedirler. Yine bn bidin(.1258/1836)e gre kutub iki trl olabilir. Birincisi, ehdet lemindeki yaratklara nispetle bu ismi alan kutubtur ki, ld zaman, abdldan ona en yakn olan onun yerine halife olur ve abdl arasnda en kmil olan bu kii, bedel olarak onun makamna geer. kincisi ise, ehadet ve gayb lemlerinin her ikisinde bulunan tm yaratklara nispetle kutub adn alr ki, abdldan hibiri onun yerine bedel olamaz; hatta hibir yaratk onun makamna geemez. Bu ikinci kutub, ehadet leminde bulunan kutublarn kendisine tabi olduklar kutbul-aktbdr. Bu makamda ne ondan nce bir kutub gelmitir, ne de ondan sonra baka bir kutub gelecektir. Bu, Hz. Muhammed (a.s.)in ruhudur.175 Tek bir kiiden ibaret olan kutub, kendisine snld zaman gavs olarak da adlandrlmaktadr. Her zaman nazar ettii kutba Allh Tel, kendi katndan en byk ilh srlar vermitir. Rhun bedende dolat gibi, kutub da kintn gizli ve ak noktalarnda dolar durur. Zr evrenin en yce ve en aa mertebelerinde srmekte olan haytn rhu ondan feyezn eder. Bir de kutbul-aktblk (kendisine snld zaman gavsl-azam da denir) makam vardr ki bu, Hz. Muhammedin (s.a.v.) nbvvetinin btn olup, ancak ekmeliyet derecesine ulamas hasebiyle onun zel versetini kazanm olan kimseler bu makama eriebilir.176 Kutbul-aktbn kutubluu, btn kutublarn kutubluklarn iine alr. Zr essnda kutubluk birdir; ancak farkl sretlerde zuhr eder.177 Kutbul-aktb eitli ilevleri itibariyle kutb-i lem, kutb-i cihn, kutb-i ekber, kutb-i ird, halfe, kutb-i zaman, kutb-i vakt, vhid-i zaman, shib-i vakt, hicb- al, mirt- Hak, kutb-i medr ve gavs adn alr.178
174 175

Zmer, 39/75. bn bidin, cbetl-Gavs, s. 265. Tek kutub ise Hz. Muhammedin ruhudur ve o tm peygamberlere ve resullere, insann yaratlndan kyamet gnne kadar btn kutublara yardm edendir. Bu Muhammed ruhun lemde pek ok mazhar vardr. En yetkin mazhar ise zamann kutbunda, Efradda, Muhammed veliliin Hteminde ve genel veliliin Htemindedir ki o Hz. sadr-. Bu mazhar Hz. Muhammedin ruhunun meskeni olarak ifade edilmitir. bn Arab, elFthtl-Mekkiyye (Thk.), c. II, s. 363. 176 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 185-186. Ayrca bkz: Ahmed Ziyuddin Gmhanev, Cmiul-usl fil-evliy ve envihim ve evsfihim, 1298 H., s. 4-5. 177 smil Hakk-i Bursev, Kitbn-Netce, haz. Ali Naml-mdat Yava, nsan Yay., c. I, stanbul 1997, s. 217. 178 Sleyman Ate, Kutub, c. 26, s. 498.

37

Abdrrezzak el-Knye gre kutub, her zaman lemde Allahn nazargh olan ve srfl (a.s.)in kalbi zerinde bulunan yegne velidir. Kutbiyyet-i kbr ise, kutbul-aktbn mertebesidir. Hz. Muhammedin nbvvetinin btn (hakikat-i Muhammediyye) olan bu mertebe, ancak Hz. Peygamber (a.s.)in en kmil vrislerine ihsan edilmitir. Bu durumda htem-i velyet ve kutbul-aktb, htem-i nbvvetin btnn, baka bir deyile manev hviyetini temsil eder.179 Yakn zamanlarn nemli sfilerinden Mustafa Fevzi Efendi (.1925)nin kutub ile ilgili baz grleri u ekilde nakledilmitir: Btn eya kutba rbta eyler ve her zmre iin vasta olan bir kutub vardr. Onlar seyirlerini kutbuyla yapar, devirlerini de kutba tbi ederler. O kutublar tbileriyle beraber kutb-i aktbdan feyz alrlar. Kutb-i zam en yce veldir, yani evliynn en kmilidir. Onun nispeti enbiyadan zuhr ederken feyzini de nbvvet nurundan alr. Her vel feyzi kendi nebisinden alr ki Hazret-i Mustafa da nebilere misbh olmutur. Fahr-i cihnn mmetinden olan evliy Ondan gizli feyzler alr. Hibir evliy, peygamber gibi olamaz. nk nebilerin sahip olduklar tavr, fevk-i fevkten fevktedir. lemlerde her ne ortaya karsa hepsi Hz. Peygambere balanm bir haldedir. Merkezinde liyt ve sfilt olduu halde, her kinat bylece devreder.180 Ebul-Abbs et-Ticanye gre kutubluk, tm ayrntlaryla varln hepsinde tasarruf etmek zere, Hakkn verdii byk bir hilfettir. Rabbin ilh olduu her yerde kutub, ilerin idaresi ve Allah Telnn ulhiyeti altnda olan herkes ile ilgili olarak hkmn yerine getirilmesidir. Kutub olmakszn btn kinat, ruhu olmayan hayalet gibi grnr. Btn varlklarn ruh ve hayat kazanmalar ancak kutbun onlarda hkim olmasyla mmkn hale gelir. Btn varlklar, onun vesilesiyle rahmet grr.181 Allahn btn srlarna vakf klmas, btn feyizlerini ona vermesi ve ilminin ihata ettii her eyi ona bildirmesi, Allahn kutbul-aktba ikramlarndan bazlardr. Yine lemin varlndan ncesi ve sonrasnn ilmini retmesi, nihayeti olmayan bildirmesi ve btn varlklarn nizamnn kendisiyle kim olduu btn
179

Abdrrezzk el-Kn, Istlhtus-Sfiyye, Tahk. Abdl-l hn, Drul-Menr, Birinci Bask, Kahire 1413/1992, s. 162. 180 Fikri Akbulut, Ktib Mustafa Fevzi b. Numan Efendinin Hayat, Eserleri ve Tasavvuf Grleri, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Yznc Yl niv. SBE, Van 2006, s. 70-71. 181 Ali Harzm bnl-Arab el-Marib, Cevhirl-Man ve Bulil-Emn f Feyzi Seyyid EbilAbbs et-Ticn, Tashh: Abdllatf Abdurrahmn, Drul-Ktbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1417/1997, c. II, s. 290.

38

isimleri retmesi de Allahn kutbul-aktba ikramlarndandr.182 Kutubluk makamna oturduu andan itibaren hibir zaman kutbul-aktb ile Raslullah (a.s.) arasnda bir perde bulunmaz. Hibir an ondan gizli kalmaz.183 Abdulmecd-i Sivsye (.1049/1639) gre semda, biri kuzeyde dieri gneyde olmak zere iki kutub vardr. Semdaki bu iki kutba mukabil, Allah yeryznde de biri kutbul-ird dieri kutbul-abdl olmak zere iki kutub yaratm, bunlardan her biri iin bir mertebe tayin etmitir.184 Mehur sfi Abdlkadir-i Geyln kutub ile ilgili olarak, hibir evliynn mertebesinin onun mertebesinden yksekte olmadn belirtir. Ona gre, kutbun eriate ittibasndan daha kuvvetli bir ittiba yoktur ve onunla beraber olan kimse ak olmaz.185 Yakub- erhye (.851/1447) gre; gney ve kuzey kutbu gibi riclul-gayb hiyerarisinde de kutbul- abdl ve kutbul-ird olmak zere iki tr kutub bulunmaktadr. Kutbul-bdl, uzlete ekilen riclin banda bulunan kutubdur. Bu tifeye uzlete ekilenler anlamnda uzletiyn ad da verilmitir. Kutbul-ird ise, halkn arasna karan riclin kutbu olup bu tifede yer alanlar iin de iretiyn tabiri kullanlmtr.186 smail Hakk-i Bursev (.1137/1725) kutbu, kutbl-vcd ve kutbul-ird olmak zere ikiye ayrmtr. Bu ikisi kutbiyyette mterektir fakat kutbul-vcd medr- lemdir ve her asrda bir olur, kutbul-ird ise ok sayda olur. Kutbulvcd, Cenab- Hakkn tecelllerine ehil olan bir kimsedir ve ulhiyet hakikatinin srr ondadr. nk o, halifetullahtr ve Allahn btn isimlerinin mecmuasdr.187 Ve gerekte kutbul-vcd her asrda kadmen ve hadsen Hz. Muhammed (s.a.v.)dir.188 Enbiynn hepsi dnyada Raslullhn (s.a.v.) zllidir ki, her birinin kendi asrlarnda kutbiyyetleri veklet ve niybetledir, yoksa asletle deildir.189

182 183

Ayn eser, c. II, s. 288-289. Ayn eser, c. II, s. 276. 184 Sivs, Tefsr-i Sre-i Ftiha, Sleymaniye Ktp., Mihriah Sultan No: 300/2, vr. 44a. 185 Abdulkadir Geyln, Risleler, haz. Dilaver Grer, nsan Yay., stanbul 2007, s. 176. 186 Ahmed Cahid Haksever, 15. Yzyl Bir Trk Sfisi: Yakub- erh, Baslmam Doktora Tezi, Ankara niv. SBE, Ankara 2005, s. 266. 187 Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 299. 188 Ayn eser, c. I, s. 341. 189 Ayn eser, c. I, s. 367.

39

Anlaldna gre Bursev, kutbul-vcd terimini kutbul-aktb190 ile e anlaml kullanmaktadr. Ona gre kutbul-aktbn kutubluu, tm kutublarn kutubluklarn kapsamaktadr. Zira, kutubluk asl olarak birdir ve eitli suretlerde zuhr etmitir.191 Bu da kavramn inasnda yeni bir pencerenin aldn gsterir. Velyet nuru her asrn kutbunda zuhr etmitir ki, onun yinesi odur ve dier kutublar, yldzlarn aya tbi olduklar gibi ona tbi olurlar.192 Kutub, medr- lemdir ve Hak Tel halka onun gzyle nazar eder.193 Raiyyetin sultana tabi olduu gibi hert fert de kutba tabidir. ster bilsinler isterse bilmesinler kutbun zabt kfirleri de kapsamaktadr.194 mam- Rabbn (.1034/1624), Mektubt adl eserinde kendisine bu konuyla ilgili olarak sorulan sorulara baz mektuplarnda cevaplar vermitir. Ona gre gavs bakadr, kutb-i medr bakadr. Gavs, yapaca ilerde kutb-u medra yardmc olur. Gavsn, abdl makamna getirilecek kimseleri semede rol vardr. Kutbun yardmclar ok olduu iin kutba, kutbul-aktb da denir. nk kutbul-aktbn yardmclar, onun vekilleri demektir.195 Neticede mam- Rabbn gavs, kutbun yardmclarndan biri olarak grmektedir. Kutb-i medr terimini ise daha nce akladmz kutbl-vcd anlamnda kullandn syleyebiliriz. Aktb- erbaa (drt kutub) ifadesi ile genellikle, Abdlkadir-i Geyln (.562/1166), Ahmed-i Rifa (.578/1183), Ahmed-i Bedev (.675/1278), brahim-i Desuk (.693/1295) gibi tasavvufun nde gelen simalar kastedilir. Bazen drdnc isim olarak Ebul-Hasan zelnin ismi geer. Anadolunun drt kutbu tabiriyle de Mevlna, Hac Bayram- Vel, Hac Bekta- Vel ve Hac aban- Vel anlatlmak istenir. Bu isimler tarikat mensuplarnn hislerine gre deiiklik gsterebilir.196 Ahmed Avni Konuk (. 1938) kutbu, Ceml ve Cell isimlerinin tecellsiyle mnfail ve mteessir olan, kendisinde hikmet ve esm tecellsinin izlerinin zhir olduu kimse olarak nitelendirmektedir.197 Ona gre, Hz. Muhammed (s.a.v.)in
190

Kutbl-aktb ve kutbl-vcd: Bu hteml-evliy olup, derecesi btn- htem-i nbvvettir. Bkz: Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 386. 191 Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 217. 192 Ayn eser, c. I, s. 250. 193 Ayn eser, c. II, s. 241. 194 Ayn eser, c. II, s. 329. 195 mam- Rabbn, Mektubt- Rabbn, ev. Kasm Yayla, Merve Yay., stanbul 1999, c. I, s. 494. 196 Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s.197. 197 bn Arab, Tedbrt- lhiye, Tercme ve erh: Ahmed Avni Konuk, haz. Mustafa Tahral, z Yaynclk, stanbul, 1992, s. 42.

40

mmetinin avm tabakas, zamnn halfesinin ve kutbunun kim olduunu bilemez. Onun kim olduunu sadece mmetin havss olan evliy bilebilir. Zamnn halfesi olan kutub, ilh nazarn ve Rabbn tecelllerin de mahallidir. Gizli ve ak, bu lemde gerekleen ilh isimlerin her trl tecellsi hep ondan sudr edip tm halka datlr. Zr o, yeryznde ilh haznenin emnidir. Mesel, bir kimseye merhamet veya azb olunsa, bu, hep onun sebebiyle olur.198 Konuyla ilgili bnl-Arabnin grlerini aktaran Ahmed Avni Konukun kaydettiine gre: lemde tasarruft- ilhiyye, halfetullh fil-arz199 olan kutub vstasyladr. Onun mahall-i nazar, ancak Hakk Sbhneh hazretleridir. Ve bilcmle fyzt- ilhiyye, leme onun vstasyla nzil olur. Ve onun ism-i mnevsi Abdullhtr. Binenaleyh o, lhin-ns makamnda kimdir.200 Kutbun ism-i manevsi olan Abdullah, Hakkn kendisine btn isimleriyle tecelli ettii kuldur. Bu kul, Onun en byk ismini gerekletirip, onunla sfatland iin kullar arasnda bundan daha yce bir makam yoktur. Nitekim u ayette de ifade edildii gibi, bu isim, sadece Hz. Peygamber (s)e mahsustur: Allahn kulu, Onu anmak iin kalktnda, neredeyse onun etrafnda kee gibi birbirlerine geeceklerdi (Cin,72/19). Hakikaten bu, sadece Hz. Peygamber (a.s.) iin geerlidir. Kutublar iin bu makam, snnetine uymakla ona miras olduklarndan dolaydr. Bu isim, bakalarna meczen verilir. nk btn isimlerle muttasf olmak, vhidiyyet ve tm isimlerin ehadiyyeti iledir.201 Kulluk (Abdiyyet) bir insan iin en byk makamdr. Nitekim lemde en byk vel olarak kabul edilen kutbun manev isminin Abdullah (Allahn kulu) olmas, bu balamda manidardr. Tasavvufta, aadan yukarya doru manev ykselii ifade eden makamlarn banda tevbe, zirvede ise kulluk bulunmaktadr. Kul olan kii gerek hrriyet sahibi olup, Allahtan baka kimseye boyun emez, sadece Allahn emirlerine sarlr, Ondan baka her eyden bamsz ve hr olur.

198 199

Ayn eser, s. 43. Nitekim Allh Tel: Ben yeryznde bir halfe yaratacam (Bakara, 2/30) ve Allah sizi yeryznde halfe kld (Neml, 28/62; Ftr, 35/39) buyurmaktadr. nsan- kmilin halfetullh filarz oluuyla ilgili olarak bkz: Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 163, 217, 299, 341, 367, 442; c. II, s. 1, 66, 122, 191, 258. 200 bn Arab, Tedbrt- lhiye, s. 204. 201 Abdrrezzk el-Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 126.

41

Bunun aksine, Allahn emirlerine uzak kalan kimse, nefis ve eytann esareti altnda demektir.202 Kutub konusunu en geni ve kapsaml bir biimde ele alan, Muhyiddin bnl-Arab ve takipileri olmutur. bnl-Arab, el-Fthtl-Mekkiyyede riclul-gayb hiyerarisinin banda bulunan kutub ile ilgili geni bilgiler gibi ayrca Menzill-kutb, Risale f marifetil-aktb ve er-Risletl-gavsiyye adyla eserler de kaleme almtr. Ona gre her eksen, evresinde dnen eylerin kutbudur. Bu manada ynettii toplumun kendisine dayanmas, etrafnda dnmesi itibaryla kabile efi kabilesinin, airet reisi de airetinin kutbudur. Tasavvuftaki kutbu da buna benzetebiliriz. bnl-Arab, herhangi bir sfat veya kabiliyetin kendisinde en mkemmel ekilde tecelli ettii, bir iin erbab ve ustas olan kimseleri de kutub olarak nitelendirir. Mesela, bir ada tevekkl en zirvede temsil eden ahsiyet, o ada tevekkl ehlinin kutbudur. Bu durumda kutbun bir tr prototip, belli bir zmrenin veya meslein ideal temsilcisi ve piri olduu sylenebilir.203 bnl-Arabye gre, her dnemde tevekkl, muhabbet, marifet gibi tasavvuf hal ve makamlarn her birinin mutlaka bir kutbu vardr. Resl-i Ekrem (s.a.v.)in manev bir zelliine en yksek derecede vris olan, Ona ait bir nitelii mkemmel bir ekilde temsil eden bir velye, Muhammed kutub dendii gibi, yine Hz. Peygamber vastasyla nceki peygamberlerden birine ait bir nitelii gl bir biimde temsil eden veliye de mesel brahim kutub, Musev kutub gibi adlar verilir.204 Kutublarn en mkemmeli, Muhammed olandr. Bu makamdan inen herkes vris olduu nebinin mertebesine gre tekml eder. Kutublar iinde sevler, Musevler, brahimler, Yusufler ve Nuhler vardr. Her kutub vris olduu nebinin

202 203

Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 10-11. Sleyman Ate, Kutub, c. 26, s. 498. Mesel, Yusuf peygamber, vahdet-i vcd retisi mensuplarnca, hayal ve misl leminin kutbu olarak kabul edilir. Bu, Yusuf suresinde de belirtildii zere, onun tabir (yorum) limlerinin kutbu olduu anlamna gelir. Bunun sebebini yle aklayabiliriz: Misl lemi nrndir ve Yusuf (a.s)un kefi de misl lemine ait olup, hayal suretlerin kefi ile ilgili nrn ve ilm kabiliyet onda zuhur etmitir. Onda zuhur eden bu kabiliyet, ayn zamanda, ilm-i nurn denen tbir ilminin en mkemmel eklidir. Dolaysyla Yusuf peygamberden sonra bu ilim ancak onun mertebesinden alnr ve bu ilimde ondan istifade edilebilir. te bu anlayn temel dayana, Fussul-Hikemin Yusuf Fassnda Hz. Yusuf ile ilgili bn Arabnin yapm olduu yorumlardr. Bkz: Dilaver Grer, Hz. Yusufun Grd Ryann Fussul-Hikemdeki Yorumu, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ocak-Haziran 2008, say: 21, s. 41-42. 204 Sleyman Ate, Kutub, c. 26, s. 498.

42

mertebesine gre bir mertebeye iner. Ama hepsi de Hz. Muhammedin (sav) kandilinden k alr. Bu kandil hepsini kuatmtr. Kutublar, kutubluk nitelii ve varl tedbir etme fonksiyonu itibariyle deil, marifetleri itibaryla birbirlerinden stndrler.205 bnl-Arab, kutub lafzn belirsiz tamlama eklinde kullanrsa, bu durumda kutub, manasn ve ahsn bu tamlamadan kazanr. Kutub, bu balamda, geometrikszlk bir anlam kazanr ve herhangi bir iin etrafnda dnd ahs anlamna gelir. Dolaysyla zhd, tevekkl vb. sufilerin szn ettikleri makam ve hallerden her birinin evresinde dnd bir kutub vardr. rnein, zhdn bir kutbu vardr. Bu manada kutub bir zamanda okluu ve art kabul eder, fakat ayn ite bunlar kabul etmez (tevekkl, zhd). Nitekim daha nce iaret edilen kutbun eanlaml terimleri de bu manada kullanlmazlar.206 bnl-Arab, kutub kelimesini belirli, fakat tamlama yapmakszn da kullanr. Bu durumda kutub, belirli mertebedeki belirli bir ahs ifade eder. Yani kutbiyyet mertebesindeki kutbu ifade eder. bnl-Arabnin bu balamdaki tavrn iki kta ele alabiliriz. Birincisi, kutub, demden kyamete kadar tek kiidir ve kutubluunu kendisinden nceki bir kutuptan almamtr. Kutub tektir, o da dnya hayatnda bedeniyle sanki yaayan canl peygamberdir. kincisi, kutub, bir zamanda tek kiidir ve zamann ilerlemesiyle oalmtr. Kutbiyyet mertebesi lmle ahiret lemine intikal eden kutubtan alnr. Bu manada kutub, peygamber deil, genelde veli, zelde ise efrddan birisidir. Bu kutub; gavs, sahibul-vakt gibi kutub ismiyle eanlaml terimlerden birisidir. Fakat bu kutub hakiki kutub deil, onun vekilidir, hakiki kutbun vekili olduunu da bilir. Bu yzden kendisinden nceki kutubtan sonra kutbiyyete nil olan her kutub, demden kyamete kadar tek kutub olan Peygamberin vekilidir.207 bnl-Arabye gre kutublar (aktb), asaleten veya niyabeten halleri ve makamlar kendilerinde toplayan kimselerdir. Ayrca her beldede, riclllahtan o beldenin kutbu olan bir kii bulunur ve o blgedeki cemaatin eyhi de onlarn kutbudur.208 bnl-Arabye gre kutub lemin rhu, lem de kutbun bedenidir.

205 206

bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 6. Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 909-910. 207 Ayn eser, s. 910-911. 208 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 274; Kr.: bn bidn, cbetl-Gavs, s. 264-265.

43

Herey kutbun evresinde ve onun syesinde hareket eder; yni hereyi o idre eder.209 Kutbun bulunduu makamda grev sresinin ne kadar olduu, grevden alnp alnamayaca hakknda baz sorular akla gelebilir. Bazlar kutubluun belli bir mddet sonra sona erebileceini, yni kutbun gerekli grlrse bu makamdan azledilebileceini ileri srerken; bazlar da kutbiyyet iin muayyen bir mddet olmadn, kutbun adletten ayrlmasnn mmkn olmamas sebebiyle makamndan azledilmesinin de sz konusu olamayacan, onun ancak vefatyla birlikte bu makamdan ayrlabileceini savunmaktadrlar.210 Manev derecesi byk, veli bir kul olan kutub, lemin ruhu olarak deerlendirilir. Allah, emaneti varlklar iinde sadece insana vermi ve buna bal olarak kinatn tmn de onun emrine boyun edirmitir. Emaneti tahakkuk ettirebilen, yani onu kuvveden fiile karabilen kmil veli, bu niteliiyle btn kinatn zerinde, onun mahkmu deil hkimi gibidir. Kutub olabilme zellii, herkeste bilkuvve vardr. Ama bunu gerekletirebilmek ok az kiiye nasip olmaktadr. Ancak kutub, Allahn izniyle hareket eder, kendi kafasna gre davranmaz. nk mutlak bamsz yetki ve g sadece Allaha aittir. Emr leminden halk lemine doru meydana gelen tenezzl olaylar, kutub zerinden cereyan ederek vuk bulur.211 Suad el-Hakm, ada bir dille, banda kutbun bulunduu riclul-gayb hiyerarisini manev bir devlete benzetmektedir. Ona gre kutubluk, yasama gcn temsil eden ilah ilmin icra gcdr. Mutasavvflar grnen (zhir) devlet gibi grnmeyen (btn), etkin, manev bir devlet ortaya koymulardr. Bu devlette de grnr devletteki halifenin mukabili olarak kutub bulunur. Yine grnr devletteki halifenin vezirleri mukabilinde, grnmeyen devlette de kutbun yardmclar olan immn vardr. Kutbiyyet veya bu grnmez devletin hilafeti kendisine lemde tasarruf imkn salayan kutbun eritii bir mertebedir; ancak bu icrac tasarrufun snrn ilm-i ilah belirler. Kutub, yaad zamanda tek kiidir, tm

209

Ahmed Avni Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, haz.: Mustafa Tahral-Seluk Eraydn, Marmara niv. lhiyat Fak. Vakf Yay., stanbul 2005, c. I, s. 297, 299. 210 bn bidn, a.g.e., s. 275; Ayrca bkz: Muhammed Ebul-Ysr bidn, Hikys-Sfiyye, DrulBeir, Dimak, 1993, s. 116; Ahmet gke, a.g.m., s. 174. 211 Muhammed b. Ala b. Ali el-Faruk et-Tehnev, Kefu Istlhatil-Fnn, Daru Sadr, Beyrut ts., c. III, s. 1166-1167; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 385.

44

yaratlmlarn kalplerine uzanan balar vardr.212 Kutub, lemin ihtiyalarnn kendisine bal olmas asndan, yaratklarn gereksinimlerini karlar. Kutub, kendi tasarruf dairesinin dnda bulunan yce melekler ve velilerin efrd snf hari, ulv ve sfl her mkellef kendisine biat etmedii srece, kutubluk grevini yerine getirmi olmaz.213 bnl-Arab, belli isimlerle adlandrlm olsalar bile kutublarn, kutbiyyet mertebesindeki mterek isimlerinin Abdullah olduunu belirterek yle der: Kutublar ve salihler, belli isimlerle adlandrlm olsalar bile, bu mertebede ancak kulluk (ubdiyyet) ile kendilerini yneten isme arlrlar. Allah Tel yle buyurur: Allahn kulu Ona ibadet iin ayaa kalktnda214 Bylelikle, babas kendisini Muhammed veya Ahmed diye adlandrm olsa bile, onu Abdullah (Allahn kulu) diye adlandrmtr. yleyse kutub, her zaman bu birletirici isme tahsis edilmitir. Bu ynyle o, bu mertebede Allah isminin kuludur.215 Dolaysyla her kutbun genel ismi Abdullahtr. Ayrca bnl-Arab bu genel ismin yannda, her kutbun kendisine ait zel bir isminin bulunduundan da sz eder. Mesel, Hz. Musann (a.s.) kendine zg ismi Abdu-ekr (e-ekrun kulu), Hz. Davudun (a.s.) Abdul-Melik (el-Melikin kulu), Hz. Muhammedin (a.s.) ise, Abdul-Cmdir (el-Cminin kulu). Her kutbun Abdullah olan genel ismine ek olarak zel bir ismi vardr ve onunla arlr. Kutbun, sona eren nebilik zamannda, bir nebi olmas veya Hz. Muhammed (s.a.v)in eriat zamannda bir veli olmas durumu deitirmez.216 Kefe dayal olarak verdii bilgilerde bnl-Arab, ruhlarn kutba nasl biat ettiklerini yle anlatr: lah snnet, makama yerleen kutbun, yaknlk ve temkin meclislerinden birisinde bulunmas eklinde cereyan etmitir. Onun adna o meclise byk bir taht konulur. nsanlar onun heybetine baksalard, akllar balarndan kard. Kutub o tahtn zerine oturur ve Allahn kendisine vermi olduu iki imam, nnde oturur. lah biat ve halife atanmak iin, kutub elini uzatr. Melek ruhlara,
212

Kutub, btn mahlktn kalplerine hayr ve erle uzanr; ama bu hayr ve er ayn orandadr, biri dierine ar basmaz. Aslnda bunlar kutbun yannda ne hayr ne de erdir; bilakis varlktrlar, bunlar kabul eden mahalle gre hayr ve er olarak belirginleirler. bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 2. 213 Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 912. 214 Cin, 72/19. 215 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 571. Kutbun Allah indinde ismi Abdullahtr ki o gerek kulluu tatmtr. Ayn zamanda Abdulcmidir ki bu ismi btn ilhi isimleri kapsadna iarettir. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 300. 216 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 571.

45

ruhanlere, cin ve insanlara tek tek kendisine biat etmeleri emredilir.217 nk Hakkn kat, herkesin ulaaca bir yer olmaktan mnezzehtir ve ona tek tek gidilir. Bu makamda kendisine biat eden her ruh, ona soru sorar. Baka bir ifadeyle, her ruh kutba herhangi bir konuyu sorar, o da, orada bulunanlar, bilgideki mertebesini rensin diye, bu soruya cevap verir, hangi ilah ismin kendisine tahsis edilmi olduunu da renirler. Kutba, ancak temiz ve yakn ruhlar biat edebilir.218 Biat eden cin ve insan ruhlarndan ise, kutublarn ruhlar soru sorar. Kendi zamannda kendisine biat edilen btn kutublarn durumu byledir.219 Abdlaziz ed-Debba (. 1132/1720) ise, gavsn banda bulunduu, gavsa bal kutublarn, meleklerin, Mslman ve kmil cinlerin, lm olan baz rif zatlarn ve marifet ehli olan baz byk kadnlarn itirak ettii, alt saftan oluan slihler dvnndan genie bahsetmektedir. Onun anlattna gre bu divan, Hz. Peygamber (a.s.)in nbvvetinden nce inzivaya ekildii Hira maarasnda kurulmaktadr. Divanda bulunan en byk zat, gavstr. Gavsa bal olan yedi kutubtan drd gavsn sanda, dier ise solunda yer alr. Divanda gavsn vekli olan zat ise, gavsn nnde oturur. Gavs, sadece vekl ile konuur. Bu nedenle vekl, konumalarda btn divanda bulunanlara veklet eder. Divanda bulunan yedi kutbun tasarruf ve idareleri gavsn emirleri ile yrtlr. Yedi kutbun her birinin emrinde zel saylarda baka kutublar da vardr. Onlar da balarnda bulunan kutublarn emirleri ile ncekiler gibi tasarrufta bulunurlar. Bazen de divana Hz. Muhammed (a.s.) terif eder. O zaman gavs, veklin yerine geer, vekl de safn arasna katlr.220 Burada gavs kelimesinin, kutbul-aktb anlamnda kullanld anlalmaktadr. Kutbun hallerinden etraflca bahseden bnl-Arabye gre kutub, el-Cmi isminin kuludur (Abdul-Cmi). Bu ynyle o, ahlklanma (tehalluk) ve zdeleme (tahakkuk) yoluyla btn ilah isimlerle nitelenen kimsedir. O, Hakkn aynas, kuds niteliklerin tecell ettii ve ilah mazharlarn yansd bir yerdir. O, vaktin sahibi,
217

bnl-Arab, bir kutub, kutbiyyet mertebesine ulatnda, ok az mstesna her srrn, her hayvann, her cansz varln, her insann ve cinnin ona biat etmesi gerektiinden sz etmektedir. bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 4. 218 Ona ilk itaat edenler; akl- evvel sonra nefs-i klliye, sonra gkleri ve yeri imar edici mukaddesun melekleri, sonra tabii lmle bedenlerinden ayrlm ruhlar, sonra cinler, sonra mvelledt, sonra mekan ve mekanda yerlemi olanlar ve yerlerden ve hallerden dier eylerdir. Bunlarn hepsi ilah isimleri tesbih edicidirler. Akl- evvelin kutba itaati melek ve ruh olmas bakmndandr. Ancak hakik kutub akl- evveldir. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 302. 219 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 571-572. 220 Salihler divan hakknda daha geni bilgi iin bkz: Abdlazz ed-Debb, el-brz, DrulKtbil-lmiyye, nc Bask, Beyrut 1423/2002, s. 278-297.

46

zamann kendisi, kaderin srrdr. Dehirlerin dehrinin bilgisi, ona aittir. Ona gizlilik (haf) hkimdir, gayret hazinelerinde saklanm, korunma rtlerine brnmtr. phe ona musallat olmaz, makamyla elien bir dnce (htr) aklna gelmez. Cinsel ilikisi oktur, onu ok sever ve kadnlar sever. Mer llere gre doaya hakkn verdii gibi ruhan yne de hakkn verir. Terazileri koyar, belli bir lye gre tasarrufta bulunur. Vakit ona aittir, o, vakte ait deildir. O, bakasna deil, Allaha aittir. Onun hali ubdiyyet ve iftikrdr. irkini irkin, gzeli gzel bulur. Ziynete ve ahslara bal gzellii sever.221 Ruhlar kendisine en gzel suretler iinde gelir. k olarak erir. Allah adna gayrete gelir ve Allah adna fkelenir. lah mazharlar, onun iin tedbir ile snrlanmaz, aksine onlarda serbesttir. Yneticinin ynetmesinde onun ruhaniyeti, ehadet ve gayb perdesinin ardndan, duyumsanan beerden ortaya kar. Nesnelerde yalnzca Hakkn yzn grr. Sebepleri yerletirir ve ikame eder, onlara delalet eder ve onlarn hkmn uygular, onlara iner, onlar da kendisi zerinde hkm sahibi olur ve etki eder. Herhangi bir ekilde kendisinde Rabbanlik bulunmaz. Daima bu haldedir.222 Dnyalk ve servet sahibi olursa, cmert bir efendinin malnda tasarruf eden kle gibi tasarruf eder. Dnyalk bir eyi olmaz ve kendisine alan eye sahip ise, herhangi bir nefs onun iin stn olmaz. Aksine, ihtiya annda doasnn muhta olduu baz eyler iin kendisini tanyan samimi bir dostunun evine ynelir223 ve adeta doas adna bir efaati gibi doasnn muhta olduu eyi ona arz eder. Ardndan ihtiya duyduu eyleri dostundan alr ve kullanr. Bir arkadan bulamazsa, doasnn ihtiyacn karlamas iin Allaha snr nk doas zerinde ynetici olduu iin doasndan sorumludur- sonra da, Allahtan diledii eylere karlk vermesini bekler. Allah dilerse istediini hemen, dilerse sonra verir. Mertebesi, istekte srar ve doasna efaattir. Hal sahipleri ise yle deildir, nk eya
221

onlarn

himmetlerinden

oluur

ve

onlar

kendilerinden

sebepleri

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 573. Ayrca bkz: Abdlvehhb b. Ahmed b. Ali e-arn, el-Yevkt vel-Cevhir f Beyni Akidil-Ekbir, Dru hyit-Trsil-Arab, Beyrut, ts., c. II, s. 446-447. 222 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 573. Ayrca bkz: arn, el-Yevkt velCevhir, c. II, s. 447. 223 Hz. Muhammed (s.a.v.) de dar zamanlarnda baz zengin sadk ashabn ziyaret eder, orada yemek yerler sonra bolluk vakitlerinde karln verip deirlerdi. Evde zarureti defedecek bir ey bulunmadnda Hakka snr ve duay sklatrrlard. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 304.

47

uzaklatrmlardr. Bu nedenle, rabbanlerdir. Kutub ise, halden mnezzeh, ilimde sabit ve grlen, ilimle tasarruf eden kimsedir. Hakk, olacak olan eylerin bilgisini verirse, bunu vnme amacyla deil, Allaha iftikr ve minnet cihetiyle bildirir.224 Yeryz onun adna drlmez, su stnde veya havada yrmez, esbaba tevessl etmeden yemez. Bu ekilde harikulade bir olay onda gzkmez.225 radesiyle deil, zorunluluk gerei aln giderir. Evlenme imkn olmadnda, cinsel ihtiyalara kar sabrldr. O, nikh (cinsel birleme) tecellisinden, kendisini, onu talebe ve arzu duymaya kimin sevk ettiini bilir. nk o ve arifler adna ubdiyyet, ne yemede ne imede ne de kendisinden bir sknty uzaklatrmak iin bir ey giymede, cinsel ilikide (nikh) olduu kadar hibir eyde tahakkuk etmez.226 Kutub, cinsel ilikiyi (nikh) remek iin arzulamaz. Aksine salt ehvet iin arzular. Bu esnada oalmay dnmesi ise meru emirden kaynaklanr. Bu konuda oalma ve reme, bu dnyada trn bekasn korumak iin, doal bir durumdan kaynaklanr. nk bu makam sahibinin cinsel ilikisi, tpk cennet ehlinin cinsel ilikisi gibi, salt ehvet amaldr. nk o, en byk tecellidir ve o, Allahn kendisine tahsis ettii insan ve cinlerin dnda btn yaratklara gizlidir. Hayvanlarn cinsel ilikisi de, bu ekilde salt ehvet amaldr. Fakat bu hakikat, riflerin oundan gizlenmitir. nk bu, inyet ehlinden az bir kimsenin renebilecei srlardandr. Cinsel ilikide ubdiyyetin hakk olan zayfla delalet eden stn bir delil, insan gcnden ve iddiasndan uzaklatran kahr (stnlk) hazz vardr. Sz konusu kahr (eziklik), haz veren bir kahrdr. Yoksa kahr ile karlamak, haz almak ile eliir, nk kahrda lezzet ve haz, kahredilenin deil, kahredene aittir. Bu fiilde ise durum farkldr. nsanlar, hi kukusuz, cinsel ilikinin bu deerinden habersiz kalm ve onu hayvan bir ehvet sayarak kendilerini ondan

224

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 573. Ayrca bkz: arn, el-Yevkt velCevhir, c. II, s. 447. 225 Kutbun zelliklerinden birisi de detleri kabul etmek ve onlara gre hareket etmektir. Hal sahibinde zuhr ettii gibi kutubta genellikle harikulade bir olay zuhr etmez. Harikulade onun hedefledii bir ey deildir. Aksine ondan kabilecei gibi kmayabilir de. nk onun bu konuda bir iradesi yoktur. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 574. smail Hakk-i Bursev bu durumu yle aklar: Kutupta hl olmaz, ilm-i ilah olur. Yani tayy- arz, havada ve su zerinde yrmek gibi harikalar olmaz. Zira rtbesi ubdiyyet makamdr. Onun iin ismi Abdullahtr. Avam takm ise kevn kerameti severler ve gsterenlere byk alaka beslerler. Kutublar ise rtldr, kevn vasflarla perdelenirler. Onun iin demilerdir ki, kutbun Hakk ile muamelesi daima perde gerisindendir. Orada hitap sfat vardr, uhd sfat yoktur. Bursev, Kitabul-Hitab, s. 304. 226 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s.573-574. Ayrca bkz: arn, el-Yevkt velCevhir, c. II, s. 447.

48

uzak tutmu, yine onu isimlerin en ereflisiyle, hayvan diye isimlendirmilerdir. Baka bir ifadeyle cinsel iliki arzusu, hayvann, yani hayat sahibi olmann zelliklerinden biridir. Hayattan daha stn bir nitelik olabilir mi? yleyse kendileri adna irkin diye inandklar ey, kmil arife gre vgnn ta kendisidir.227 Kutub, mutlak gzellikte ikin olarak bulunan snrl gzellii de sever. Bunun nedeni, onun iliki bakmndan gzellie yaknldr. Bu nedenle byle bir gzellie bakarken derin bir baka ve sayesinde doa irkinliinin perdesini aarak o irkinlie tevdi edilmi ilah gzellii idrak etmesini salayacak bir gce gerek duymaz. yleyse snrl gzellik, ilk bakta, maksadn kendisine verir. yle ki, mutlak gzellii idrake kar doal irkinliin direniinden baka bir eye gei yapar. nk nefesler, ykmll yerine getirirken pek kymetlidir. Kutub ise en gzel ekilde, kendisini karlayaca ve en gzel ziynet ve sse ynlendirecei bir nefesinin olmasn ister. phesiz bu ldeki marifetten, ariflerden bir topluluk perdelenmi, sradan insanlarla bu konudaki ama ortakl nedeniyle de nefislerini bunlardan uzaklatrmlardr. Bununla birlikte sradan insanlar, kendilerinden farkl olarak, snrl gzellii grmede kendilerine ortak olan bu adamn snrl gzellikte veya onun dndaki eylerde mutlak gzellii mahede imknna sahip olduunu bilemezler.228 bnl-Arab, Kurtuba ehrinde mahede halinde berzah mertebesindeyken, Hz. demden Hz. Muhammed (a.s.) zamanna kadar, daha nce yaam mmetlerin kutublarnn gsterildiini ve onlar grdn belirterek, isimlerini verir. Bunlar yirmi be tane olup isimleri unlardr: el-Mufarrk (ayran), Mdvilklm229 (hastalklar iyi eden), Bekk (ok alayan), Mrtef (ykselen), ifa, Mhk (silen), kb (izleyen), Menhur (kurban edilmi), ecerl-m (su aac), Unsurul-hayat (hayat unsuru), erid (firar), Rci (dnen), Sni (yapan), Tayyr, Slim, Halfe, Maksm (blnm), Hayy (diri), Rmi(atan), Vsi (geni), Bahr

227

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 574. Ayrca bkz: arn, el-Yevkt velCevhir, c. II, s. 447. 228 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 574. 229 Hz. Peygamberin bir ad da mdvil-klmdur (yaralar iyiletiren). nk o, arzunun (hevnn) yaralarndan haberdar olduu gibi fikrin, dnyann, eytann ve nefsin yaralarndan da nebi veya resuller veya velyetin btn dilleriyle haberdard. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 363.

49

(deniz), Mulsak (balanan), Hdi, Muslih (slah eden), ve Bkdir.230 smail Hakk-i Bursev de ayn isimleri zikretmektedir.231 Bursev, ilk mmetlerde kutublarn az oluunu enbiyann okluuna balamaktadr. Ona gre ilk zamanlarda halk ilzam eden mucizelerdi. Onun iin uzun bir zamanda yirmi be kutubtan fazla gelmedi. Bu mmet-i merhme arasnda ise her asrda birer kutub mevcuttur.232 bnl-Arabnin, Kitabu menzilil-kutb ve maklihi ve hlihi adl risalesinde belirttiine gre, kutbun menzili, ekip evirmeyi varetme huzurudur. O halifedir. Makam, emri yrrle koyma ve hkmleri ekip evirmedir. Hali ise, genel niteliklidir ve zel bir hal olarak kaytlandrlamaz. nk o, varlktaki genel rtdr ve cmertliin hazineleri Onun elindedir. Hak devaml olarak onda tecelli eder. Yine bnl-Arabye gre memleketler iinde kutbun payna Mekke dmtr. Kutub, bedeniyle herhangi bir yerde ikamet etse de onun mahalli Mekkedir baka bir yer deildir.233 Yani bir yorum yapmak gerekirse, Mekkenin merkeziyet konumu bu durumda kutubta tecell etmi demektir. Kutubluk makamndan hissedr olanlar haf (gizlilik) mertebesindedir. Zir, velyet ve velyet makamlar, nbvvet ve saltanat gibi ortaya karlmas gerekli olan hususlardan deildir. Bu durumda velyet makamnn gerektirdii ey, ortaya karlmasna gl bir zaruret bulunmadka her hali gizlemektir.234 Sret asndan herhangi bir eksiklie sahip olmann kutublua engel olmayaca belirtilmitir. Bursevye gre, her kimin feyz-i akdesden235 keml noktasnda tam bir nasibi var ise, suret noksanl ona zarar vermez. Nitekim Maribde zuhr eden kutublardan biri olak idi, ancak bu durum kutubluuna engel olmad. Zr, batn asndan bakldnda feyz-i akdesden nasb-i kemlsi var idi.236

230

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 362. Ayrca bkz: arn, el-Yevkt vel-Cevhir, c. II, s. 452. 231 Bkz: Bursev, Kitabul-Hitb, s. 305. 232 Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 327; Bursev, Kitabul-Hitb, s. 306. 233 bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 4. 234 Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 332. 235 Feyz-i Akdes: En kutsal feyz anlamnda olup nce ilim, sonra ayn mertebesinde, nesneler ve yeteneklerinin var olmasn gerekli klan zt-hubb tecelldir. Bu, ilah ilimde subt vacip olan tecelldir. Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 215. 236 Bursev, Kitbn-Netce, c. II, s. 89-90.

50

Kutublar, Hz. drisin (a.s.) vekilleridir.237 Gne gzden kaybolduunda yerine hulef alkoyduu gibi, dris (a.s.) de yeryznde yerine vekiller alkoymutur ki bunlar kutublardr. drisin (a.s.) nrunun btn, nr-i Muhammeddir. Kutublar, nrunu Hz. dristen aldklar gibi Hz. dris de nrunu, nr-i Muhammedden almaktadr. Dolaysyla Hz. Muhammedin ruhaniyetinden gelen yardm ve feyiz, Hz. dris vastasyla, kabiliyetleri lsnde kutublara aktarlmaktadr.238 Demek oluyor ki, bu durumda riclul-gayb konusunun merkez noktasn Hz. Muhammed (s.a.v) tekil eder. bnl-Arab, Marib lkesinde Fas ehrinde bulunduu bir srada kutubla ilgili yaad bir tecrbeyi yle aktarmaktadr: Bir ara kendimde bir karamsarlk hissettim. Bu, det haline getirdiim baz alkanlklardan kaynaklanyordu. Bu esnada mahedeyi mahede etmekte gaflet ettim. Sonra kendime geldiimde kevnin grtlama sarldn, boazm sktn grdm. Hicap gnahlar beni kuatmt. Kalkp kapnn arkasnda durdum. Gh kapy alyordum, gh kulak kabartyordum. Birden kap ald, gsm ferahlad, geniledi. Baktm kutub kapda tebessm ederek duruyor. Dedi ki: rif ne istiyor? Dedim ki: Yceler lemimize g etmem gerekiyor. nk irkin sfatlar zerimizde belirdi. Durumumla ilgili olarak olacak eyin srrna vkf oldum. Amacm g etmedeki tek halin lezzetini almakt. Mele-i alaya alayc ve aalayc gzlerle bakt ve yle dedi: Benden taraf yaz, benden sana grneni. Bunun zerine ona aralksz baktm. Srlar zerimize akmaya balad, kutbun nmzde belirmesini istedii her ey yansyordu. Bu gzlemlenen sahnede ondan kaynaklanan bir iir inad ettim. Bu Rabbn bir srd. Sanki onun diliyle konuuyordum. Onun kalbindeki dnceleri tercme ediyordum. iirin sonuna geldiimde susmam istedi. Mektubu yazdm.

237

bnl-Arab, yeryznn bedeniyle yaayan bir resulden yoksun kalamayacan nk resuln, insan leminin kutbu olduunu belirtir. Bu nedenle Allah, Hz. Peygamberden sonra bu dnya hayatnda bedenleriyle baz peygamberleri sa brakmtr. Dolaysyla dris bunlardan biri olup, bedeniyle canldr ve Allah onu drdnc ge yerletirmitir. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 267-268. 238 Bursev, Kitbn-Netce, c. II, s. 159; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 300. Bursev bir baka yerde yle demektedir: Hz. Rislet (s.a.v.) kalb-i lem oldu ki, fil-hakka her asrda kadmen ve hadsen kutb-i vcd odur. Ve drs (a.s.) onun zlli ve gavs-i azam, zllz-zll ve sir tahtel-livda olan aktb, uks ve zllttr. Msemmya nisbetle esm ve esmya izfetle hakik- kevniyye gibidir. Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 341.

51

Himmet, onu doruluk Burakna bindirdi ve ahbaplara ulatrd. Bylece herkes miktarn renmi oldu.239 bnl-Arabnin anlaynda, riclul-gayb hiyerarisinde olduu gibi harfler arasnda da bir hiyerari gze arpmaktadr. Buna gre, insanlar arasnda kutub olduu gibi harfler arasnda da kutub vardr. Harfler ykml insan lemi gibidir ve insan gibi btn hakikatleri kabul ederler. Harflerin kutbu, Eliftir. Btn harfler kendisine yerleir ve ondan oluur. Elif ise onlara yerlemez. Nitekim elif de kendi ruhaniyetine yerleir. Harflerden iki imam, illetli Vav ve Yadr. Onlar, uzatma ve yumuatma harfleridir, sahih harfler deildir. Evtad (direkler) ise drttr: Elif, Vav, Ya ve Nun. Harflerden abdl (bedeller) ise yedidir: Elif, Ya, Vav, Nun, Te, zamir Tesi ve Kefi ve Hesi (birinci ve ikinci tekil ahs zamirleri).240 Her peygamber mmetiyle birlikte haredildii gibi her kutub da zamannn iyi kt btn ehliyle birlikte haredilir.241 Kutub ld zaman, iki imamdan birini yerine halife brakr. nk bu iki imam, vezir makamndadrlar.242 Kutubluk mertebedir, bu nedenle evlda miras olmaz.243 Annemarie Schimmel, slamn Mistik Boyutlar adl kitabnda mminin en yksek manev klavuzu olan kutub kavramyla iliin gizli imam arasnda yakn bir yapsal iliki olduunun varsaylabileceini belirtmektedir. Ona gre kendisini ann kutbu ilan etmemi pek az mutasavvf vardr ve birou, zamann sonunda ortaya kacak olan gizli imam Mehdinin roln stlenmitir. Tasavvuf yolunun hocas olarak zuhur eden imam veya kutba gsterilen derin sayg tasavvufta da ilikte de ortaktr.244 Ancak burada i imamet anlaynn Snn tasavvuftaki kutub kavramndan bir tr meriyet aray iinde olduu da sylenebilir. Bizce kavramn iini ilk dolduran ehl-i snnet olmutur. Affi ve Seyyid Hseyin Nasr gibi baz dnrler de ilikteki imamet anlay ile sfilikteki kutub anlay arasnda ba

239 240

bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 13-14. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Thk. Osman Yahya-brahim Medkur, el-MektebetlArabiyye, Kahire, 1405/1985, c. I, s. 335-336. 241 bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, c. II, s. 7. 242 bn bidin, cbetl-Gavs, s. 265. 243 Bursev, Kitabul-Hitb, s. 305. 244 Annemarie Schimmel, slamn Mistik Boyutlar ev. Ergun Kocabyk, Kabalc Yay,, stanbul 2004, s. 215.

52

kurmulardr.245 Tezimizin riclul-gaybla ilgili eletiriler blmnde bu konuya ayrca yer verilecektir.

b) Kutub le Benzerlik Gsteren Baz Kavramlar Tasavvuf literatrde ska karmza kan baz kavramlar kutub kavram ile yakndan ilgilidir. Biz burada zellikle insan- kmil, hakikat- Muhammediyye ve halife kavramlarn ele alacaz. Bu kavramlarn bilinmesinin, kutub konusunun daha iyi anlalmasna katk salayaca kanaatindeyiz.

ba) nsan- Kmil Tasavvuf bir kavram olarak insan- kmil, szlk anlamndan farkl ve daha kapsaml bir manaya sahiptir. Allahn btn isim ve sfatlarnn kendisinde tecell ettii, bu nedenle yeryznde Onun halifesi olan, hazart- hams ve meratib-i vcdu kendisinde toplayan kiiye insan- kmil ad verilir. lk dnem sufileri insan- kmil kavramn kullanmamlardr. Fakat Hallc- Mansr (. 309/922) Allah demi kendi suretinde yaratt246 hadisine dayanarak, Allahn kendi nefsinde, kendisi iin tecelli ettiini sylemitir. Bu tecelli ile Allah, kendi isim ve sfatlarnn tmn ihata eden sureti vcda getirmitir. Hallacn bu anlay, daha sonra bnlArab (. 638/1240)nin insan- kmil dncesine temel oluturmutur. nsan- kmil anlay, varlk dncesiyle balantldr. Nitekim bnl-Arabye gre lem ilk nce ruhsuzdu. Cilasz bir aynaya benzemekteydi. dem bu cilasz aynann cilas ve ruhu oldu. Ona gre ilahi isim ve sfatlarn, btn kemallerini aksettiren insann cismi, byk lemin cisminden kk olsa bile, o byk lemin tm hakikatlerini kendinde toplamtr. Allahn btn isimlerini bilen, maddi ve manevi tm kemal mertebelerini ihata eden tek varlk, insan- kmildir. O, Hz. Muhammed (a.s.)dir. Ancak Onun tarihi ahsiyeti deil, henz dem balk halinde iken peygamber olan Hz. Muhammeddir. Baka bir deyile hakikat- Muhammediyyedir. nsan- kmil, varln ve yaratln gayesidir. Zira ilahi irade ancak onun vastasyla tahakkuk

245

Bkz: Ebul-la Affifi, Muhyiddin bnl-Arabde Tasavvuf Felsefesi, ev. Mehmet Da, Krkambar Yay., stanbul, 1999, s. 98-99; Seyyid Hseyin Nasr, Tasavvuf Makaleler, ev. Sadk Kl, nsan Yay., Birinci Bask, stanbul 2002, s. 124. 246 Buhari, stizan, 1; Mslim, Birr, 115.

53

edebilir. Dolaysyla sufilere gre, insan- kmil olmasayd Allah Tel hakkyla bilinemezdi.247 Byezid-i Bestm (.234/848), Hallc- Mansr (.309/922), bnl-Arab ve Abdlkerim Cl (.805/1402) gibi tasavvufun nde gelen sfileri, Kurn- Kerim ayetlerinden ve Peygamberimiz (s.a.v.)in hads-i erflerinden ilham alarak248 insan- kmil dncesini gelitirmilerdir. Mutasavvflar, Allah Telnn btn isim ve sfatlarn keml derecesinde temsil eden ve onlarn tecellilerine mazhar olmu kimseleri insan- kmil olarak vasflandrrlar. Ancak asl insan- kmil, Hz. Muhammed (a.s.) olup, dier peygamberler ve Peygamberimiz (a.s.)in hakkat-i Muhammediyyesine vris olan insan- kmiller, Onun vekili olarak bu mertebede bulunurlar.249 nsan- kmil anlay, tasavvuf tarihinin en nemli konularndan biridir. Varlk ve bilgi problemleriyle balantl olan, derin fikr abalarn ve tasavvuf tecrbenin mahsl olarak ortaya kan bu telkknin din ve ahlk boyutlar da bulunmaktadr. Tasavvuf dncede zerinde ok durulan insan- kmil kavram, tasavvuf literatrne bnl-Arab tarafndan yerletirilmitir. bnl-Arab izgisinde gelien tasavvuf gelenekteki muhtevasyla insan- kmil telkksini dorudan Kurandan karmak mmkn deilse de baz ayetlerin insan- kmil dncesi istikametinde yorumlanabilecei250 ve yorumlana geldii grlmektedir.251 bnl-Arab, insan- kmil kavramn bazen hakikat- Muhammediyyeyi, bazen demi, bazen de Eb Yezid el-Bestam (.234/848) gibi insanlarn kmil
247

bnl Arab, Ahadiyyet Risalesi ve Ftht- Mekkiyyeden Seilmi Tasavvufa Dair Blmler, ev. Mahmut Saadettin Bilginer, Sen Matbaas, stanbul 1983, s. 42; H. Kamil Ylmaz, Ana Hatlaryla Tasavvuf ve Tarikatler, Ensar Neriyat, stanbul 2010, s. 309-310; sa elik, Tasavvuf Dncede nsn- Kmil, Kakns Yay., stanbul 2010, s. 30-31. 248 Bu hadislerden bazlar yledir: dem su ile amur arasnda iken ben peygamberdim veya dem ruh ile ceset arasnda iken ben peygamberdim Aclun, Keful-Haf, c. II, s. 129; Sehv, elMeksdul-Hasene f Beyni Kesrin minel-Ehdsil-Mutehira alel-Elsine, Drul-Ktbillmiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1399/1979, s. 327. Allah, demi kendi suretinde yaratt Buhari, stizan, 1; Mslim, Birr, 115. Sen olmasaydn bu kint yaratmazdm Acln, a.g.e., c. II, s. 164. Ben yaratlta peygamberlerin ilki, peygamber olarak gnderilme bakmndan sonuncuyum Acln, a.g.e., c. II, s. 129; Sehv, a.g.e., s. 327. 249 sa elik, Tasavvuf Dncede nsn- Kmil, Kakns Yay., stanbul 2010, s. 9. 250 Bu ayetlerden bazlar unlardr: Andolsun, biz insanolunu erefli kldk. Onlar karada ve denizde tadk. Kendilerini en gzel ve temiz eylerden rzklandrdk ve onlar yarattklarmzn biroundan stn kldk (sr, 17/70), Hani, Rabbin meleklere, Ben yeryznde bir halife yaratacam demiti (Bakara, 2/30), Allah, deme btn varlklarn isimlerini retti (Bakara, 2/31), Biz insan en gzel biimde yarattk (Tin, 95/4), O, gklerde ve yerde bulunan her eyi kendinden bir ltuf olarak sizin hizmetinize vermitir (Csiye, 45/13). 251 Mehmet S. Aydn, nsn- Kmil, TDVA, stanbul 2000, c. 22, s. 330.

54

olanlarn anlatmak iin kullanr. yleyse, bunlar arasnda insan- kmil kimdir? Acaba insan- kmil, iine pek ok tikeli alan bir cins midir, yoksa tek ve ayr bir hakikatin ismi midir? nsan- kmil, Muhammed (a.s.), baka bir tabirle hakikat- Muhammediyyedir. Lkin bu hakikat, kemale ermek isteyen herkesin devaml olarak etrafnda dnd bir kutubtur. Kemale ermek isteyen herkes, devaml dner, baka bir deyile Muhammed sfatlarla donanr ve dner. Bu dnlerde dairenin kadran btnyle silininceye kadar klr. Bylece kemli isteyen kimse, dairenin merkezine, baka bir ifadeyle hakikat- Muhammediyye ile bir olduu mertebeye ular. Bylelikle, bu makama ulaan kimseye insan- kmil ad verilir. Bu durumda, insan- kmil tabiri, gerek sahibi Hz. Muhammed (s.a.v.) iin kullanlmakla birlikte, fen haline ulam kimseler iin de kullanlmaktadr. nk onlar da sfat itibaryla Muhammedin ayns haline gelmilerdir. Neticede bu kavram asl olarak, insan- kmil olarak yaratlm sahibine, nitelenme ynyle de ona ulama yolunda aba sarfeden kmil insanlara verilen bir isimdir.252 nsan- kmil dncesinin daha iyi anlalabilmesi iin, bu konunun ontolojik adan bnl-Arabnin temellendirdii varlk mertebeleri (mertib-i vcd) ile balantl olarak ele alnmas gerekir. bnl-Arabye gre mutlak vcd, ilk mertebede (taayyn-i evvel) ahadiyyetini, vhidiyyete dntrerek taayynata balamtr. Asl yaratma fiili, bnl-Arabnin hakikat- Muhammediyye adn da verdii mertebeden sonra gereklemekte, btn mahlkat ondan yaratlmaktadr. L taayyn (ahadiyyet) hakikat- Muhammediyyenin btn, hakikat- Muhammediyye ise l taayynn zahiridir. Bu mertebeye verilen isimlerden biri de insan- kmildir. Allah insan- kmili yaratt zaman ona akl- evvel253 mertebesini vermi ve bilmedii eyleri retmitir. Meleklere onun mertebesini tarif etmi, insan- kmili lemde kendisine halifesi kldn bildirmi, gklerde ve yerde bulunanlarn tmn, onun emrine boyun edirmitir. Nitekim Allahn lemdeki hkm insan- kmil ile zuhr etmitir.254

252 253

Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 161. Akl- Evvel: Ulhiyyet mertebesi olup, vcd bu mertebede kendisindeki sfat ve esmy mcmel olarak bilir. Bu mertebeye vahdet-i hakik, taayyn-i evvel, ilm-i mutlak, tecelli-i evvel, kbiliyyet-i evvel, lem-i vahdet, hakikat- Muhammediyye gibi isimler de verilmitir. Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 45. 254 Mehmet S. Aydn, nsn- Kmil, c. 22, s. 330.

55

bnl-Arabye gre insan- kmil, lemin yaratlmasnn sebebi olup, ayn zamanda onun koruyucusudur. Tabi burada kastedilen, hakikat- Muhammediyye veya Hz. Muhammed (a.s.)in manev hviyeti anlamndaki insan- kmildir. Allah isminin mazhar olmas bakmndan Allah, ancak insan- kmil bilebilir. Dier taraftan varlk mertebelerinin sonuncusu da insan- kmil mertebesidir. Bu mertebe l taayyn dndaki btn mertebelerin hakikatlerini ihata eder. Bu yzden ona kevn-i cmi ve lem-i ekber ad verilmitir. Bu mertebede insan- kmil, bir kavramn yahut mecazi ve izafi manada var olan bir eyin deil, gerek anlamda mevcut olan bir insann ad ve sfatdr. Bu anlamda insan- kmil, Hz. Muhammedin tarih ahsiyetidir. Bu makama ulaan veliler ise onun vrisi konumundadrlar.255 Bata enbiy ve daha sonra da evliy birer insan- kmil olarak nitelendirilseler de, Allahn btn isimlerini kemal derecede temsil etmezler. Ancak Hz. Muhammed (a.s.), zel anlamda ve en st seviyede insan- kmili temsil etmektedir. nk btn nebiler ve velilerde icmal edilen isim ve sfatlar tafsil bir ekilde Hz. Muhammed (a.s.)de tecelli etmitir. Kemle erimek isteyen bir kimse iin btn mertebeleri aarak hakikat- Muhammediyyeye ulamak bir idealdir. Bu nedenle tasavvufun nde gelen ahsiyetleri ferd anlamda insan- kmil olabilme idealini srekli canl tutmulardr. Kozmik anlamda en mkemmel varlk olan insan, bu durumunu kiisel planda da gerekletirebilmek iin marifet ufkuna ykselmeye ve ilim-amel btnln salamaya aba gsterecektir.256 lemde mevcut olan her eyi kendisinde tamas, baka bir deyile Hakkn her mertebedeki tecellilerini ve kemallerini kendisinde toplam olmas ve bu kemal hallerinin eitli vesilelerle ve deiik ekillerde zuhr etmesi nedeniyle insan- kmile birok isim verilmitir. rnein, Hz. Peygamber (a.s.)in manev ahsiyetini ifade etmesi dolaysyla, ona nr-i Muhammed veya hakikat-i Muhammediyye ad verildii gibi, onun ilmne, gzel ahlkna ve faziletlerine sahip olmas itibariyle vris-i Muhammed, lemlerin z, kk bir rnei olmas nedeniyle lem-i sar, Allahn vekili olmas dolaysyla nib-i Hak, zllullah, Hakkn mazhar ve tecelligh olmas cihetiyle mirt- Hak gibi isimler verilmitir.257

255 256

Mehmet S. Aydn, nsn- Kmil, c. 22, s. 330-331. Abdlhakim Yce, Tasavvufta nsan- Kamil ve Mevlna, Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi (Mevlana zel Says), Ocak-Haziran 2005, say: 14, s. 64. 257 Mehmet S. Aydn, a.g.m., c. 22, s. 331.

56

Allah isminin mazhar, yaratln gayesi ve Allahn halifesi olan insan- kmil, Hakk ile halk arasnda bir kpr vazifesi grr. Gerek insan- kmil olan Hz. Peygamber ile onun vrisi olan insan- kmillerin bir vasf da Allahn ahlkyla ahlklanm olmalar ve gzel ahlk kmil manada veya doruk noktasnda temsil ediyor olmalardr. nsan- kmil, tasavvufta drt kap olarak ifade edilen eriat, tarikat, hakikat ve marifet itibariyle tam ve ergin olan kiidir. Kmil insann szleri doru, ileri iyi, ahlak gzeldir. O, marifet ehli olup eyann hakikatini ve ondaki hikmetleri gerei gibi bilir. Aslnda seyr-i slkun gayesi de, sz konusu drt hussu kemle erdirmekten ibarettir. nsan- kmilin bir baka fonksiyonu da, ilah varlk iin en byk ahit ve delil olmasdr. Bu delil, teki btn delillerden daha gldr; nk ilahi isim ve sfatlar hibir varlkta Hakkn aynas olan insan- kmilde olduu kadar parlak bir ekilde zuhr etmez.258 nsan- kmil, ilah tecellileri engelsiz gren ve przsz/tertemiz bir ayna gibi en mkemmel biimde yanstan, Hakk ile lem, zhir ile btn arasnda yer alan bir varlktr. Cenab- Hakk ilk nce onun kalbine, sonra da onun vastasyla btn leme zat ve isimleriyle tecelli etmitir. Bu durum, bir aynann nn, ona paralel duran baka bir aynaya yansmasna benzetilebilir. Tpk bunun gibi, ilahi isimlerin ayn- sbitedeki ve ezeli ilimdeki hakikatleri, varlk alannda en mkemmel ekilde ancak insan- kmil vesilesiyle zuhr etmitir.259 Dolaysyla aynadaki grntler konumundaki leme yansyan ilahi tecelliler, ilk nce her dnemde bir tek olan insan- kmilin kalp aynasna yansr; ondan sonra da onun kalbinden btn varlklar dnyasna yansmak suretiyle datlr.260 Mustafa Fevzi Efendi (.1925)ye gre, Allah Teldan gelen feyz, ilk nce Hz. Peygamber (a.s.)e gelir, sonra da ondan evliyya geer. Bir akis zere kinat rtbe rtbe terakk eder. Her ey, en aadan en yukarya devreder ve hepsi de devirlerini tamamlamak iin srekli seyir halindedir. Onlarn da etrafnda dndkleri bir kutub vardr ki btn ycelerden yce ve mehurdur. O kutub, insan- kmil ve cihnn kutb-i aktbdr.261

258 259

Mehmet S. Aydn, a.g.m., c. 22, s. 331. Ahmed Avni Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c. I, s. 129. 260 Ayn eser, c. I, s. 134. 261 Fikri Akbulut, a.g.e., s. 70.

57

Vahdet-i vcud felsefesinde, vcud mertebelerinin yedili tasnifine gre ikinci mertebeye taayyn-i evvel ad verildii gibi, ayn zamanda hakikat- Muhammediyye veya insan- kmil ad da verilir. Hakikat- Muhammediyye, zaman ve mekn snrlarnn dnda saf metafizik bir olgudur. Tasavvuf eserlerde birok stn zelliklerin atfedildii mertebe ya da manev hviyete sahip olan varlk budur. Vahdet-i vcud felsefesinin mertib-i vcud aklamasna gre, bu mertebeyi Zttan ayrmak mmkn olmad gibi, hull ve ittihad dncesine yol aaca iin Onunla ayn saymak da mmkn deildir.262 Zaten sfilerin, insan- kmilin Hakk ile lem arasnda yer almasn O, iki denizi salverdi, birbirine kavuuyorlar. Fakat aralarnda bir engel vardr, birbirine geip karmyorlar263, O iki denizi birbirine salmtr. Bu tatl, susuzluu giderici; bu tuzlu ve acdr. Ve ikisinin arasna birbirine kavumalarna engel olan bir perde koymutur264 gibi ayetlerle desteklemeleri de hull ve ittihad iddialarn rtmektedir.265 Abdlkerim el-Cl (.805/1402), insan- kmilin maneviyat ve gnl lemiyle ar, krs, sidre-i mnteha ve levh-i mahfuz gibi manev deerlere karlk geldiini; maddi yaps, akl, nefsi, idraki gibi hassalaryla da yldzlar, gk katlar, ay gibi kinatn deiik katmanlarna mukabil olduunu uzun uzun anlatmtr. Ona gre insan- kmil yle bir kutubtur ki vcut semalar devresini onun zerinde tamamlar. O daima birincilik makamnn sahibidir. Bu durum hibir zaman deimez. nsan- kmilin deiik libaslara brnebilme kabiliyeti vardr.266 Hangi libasa brnmse o ekline itibar edilir. Asl insan- kmil, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v)dir. Btn insan- kmiller onun terbiyesinden geerek insan- kmil olmulardr. nsan- kmil, iinde bulunduu duruma gre isim alr. Peygamber Efendimiz (s.a.v) onlarn makamlarn yceltmek, yoldan kaymalarn nlemek iin

262 263

Abdlhakim Yce, a.g.m., s. 64. Rahmn, 55/19-20. 264 Furkan, 25/53. 265 Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 112-113. 266 Cl yle der: nsan- kmilin asl ismi, Muhammed; knyesi, Ebul-Ksm; vasf, Abdullah; lakab, emsddndir. Baka elbiseleri itibaryla da isimleri vardr. Her zamanda, o zamann elbisesine gre isim alr. Hz. Muhammed (s.a.v.)i insan- kmil olarak temsl eden zt ile birlikte bulundum, eyhim erafddn sml el-Cebertnin suretinde idi. Ben biliyordum ki o, Hz. Peygamber (s.a.v.) idi. Ama eyhimin suretinde idi. Bu benim (hicr) 796 ylnda Yemenin Zebd ehrinde vuk bulan mahedemdir. Bu iin srr udur ki, Hz. Muhammed (s.a.v.) her surette tasavvura kdirdir. Bkz: Abdlkerim b. brahim el-Cl, el-nsnl-Kmil f Marifetil-Evhir velEvil, Tahk. Eb Abdirrahmn Salh b. Muhammed b. Avda, Drul-Ktbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut 1418/1997, s. 210.

58

devrin en kmil insannda tecelli eder. Zira insan- kmiller zahirde Peygamber Efendimizin halifeleri, batnda ise Peygamber Efendimiz onlarn hakikatidir.267 nsan- kmil, kinatn z ve ruhu mesabesinde olup, varln kendisiyle ayakta durmasna vesiledir. O, varlk leminin etrafnda dnd mihver (kutub) dir. Kesrette vahdet, vahdette kesret srrna ulam olup, zahirde halkla, btnda ise Hakk ile beraberdir. Hakkn haber vermesiyle gaybn srlarna vkf olduu gibi, varlklar zerinde tasarruf sahibidir. Ancak bu tasarruf yetkisini Hakkn izni lsnde kullanr. nsan- kmil sfatn, insanlk tarihinde en zirve noktada temsil eden ahsiyet ise, Hz. Muhammed (a.s.)dir. O, Hakkn kmil manada tecelli ettii bir ayna konumundadr.268 Btn bu anlatlanlardan hulsa olarak yle diyebiliriz: nsan- kmil, madd ve manev tm keml mertebelerini iine alan, Allahn isim ve sfatlarn keml derecesinde temsil eden, lemin varlnn sebebi ve koruyucusu olan manev bir ahsiyettir. Bu anlamda insan- kmil, Hz. Muhammed (a.s.)in manev hviyeti, ruhu ve nuru olan hakikat- Muhammediyye veya varlk leminin onun etrafnda dnd kutbul-aktbdr. Bu manev ahsiyet, tarihin her dneminde zamana gre deien isim ve suretlerde peygamber ve vel olarak zuhur eder. Nitekim tarihi bir ahsiyet olarak da Hz. Peygamber, insan- kmil anlaynn zirvesinde bulunur ve o, gerek insan- kmildir. Dier peygamberler ve veliler ise Hz. Peygambere vekleten insan- kmildirler. nsan- kmil nazariyesi tasavvuf dncede ok geni bir yer igal eder. Fakat tezimizin snrlar lsnde bu kadarla iktifa ediyoruz. Kutub anlay ile ilgili zerinde durulmasn gerekli grdmz kavramlardan birisi de hakikat- Muhammediyye kavramdr. imdi, tasavvuf tarihinin bu nemli kavramn anlamaya alalm.

bb) Hakikat- Muhammediyye Tasavvuf anlaya gre, Hz. Muhammedin (a.s.), yaklak altm yl sren cisman hayatndan ayr olarak deerlendirilen baka bir varl daha mevcuttur. Bu varlk, henz hibir ey yaratlmam iken Allah Telnn ilk olarak
267 268

el-Cl, a.g.e., s. 210-212. Osman Trer, Tasavvuf Dncede nsan, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 2 say: 5, Ocak 2001, s. 14.

59

yaratt hakikat- Muhammediyye olup, btn varlklar bu hakikatten ve onun iin yaratlmtr. Bu hakikat, lemin varolma sebebi, maddesi ve gayesidir. Hz. Peygamber (s.a.v.)in ruhu veya nuru olarak da ifade edebileceimiz bu hakikat, btn insanlardan, peygamberlerden, hatta meleklerden evvel varedildiinden, Hz. Peygamber (s.a.v.), insanln manev babas hkmndedir. Hz. demde tecelli edip daha sonra br peygamberlere intikal eden, Hz. Muhammed (s.a.v.) beden olarak dnyaya gelince de ona intikal edip, onda karar klan bu nur, vefatndan sonra da devam etmekte ve kinat, varln devam ettirebilmektedir. Bu nur, lmsz ve ebed olduundan dolay da mutasavvflar, Hz. Peygamber iin ld ifadesini kullanmazlar.269 Hakikat- Muhammediyye veya nr-i Muhammed ile ilgili grlerin kaynan aslnda Peygamberimizden (a.s.) rivayet edilen lk yaratlan benim nurumdur270, dem su ile amur arasnda iken ben peygamberdim veya dem ruh ile ceset arasnda iken ben peygamberdim271 gibi hadislerin oluturduunu ve bu hadislerin bu tr fikirler iin bir dayanak olduunu syleyebiliriz. Hz. Peygamberin tarih ahsiyetinden ayr olarak manev ahsiyetini ifade etmek iin kullanlan hakikat- Muhammediyye kavramndan aka sz etmemi olsa da, bu nazariyeye ilk defa Sehl b. Abdillah et-Tsterde (.283/896) rastlanld ifade edilmitir. Tster, yaratlan ilk varln Hz. Muhammed (a.s.) olduunu ve Allah Telnn onu kendi nurundan yarattn ileri srmtr.272 Bu kavram, brahim b. Edheme ve Sfyn- Sevrye kadar da gtrlmtr. Hakikat-i Muhammediyye anlay en gzel biimde Muhyiddin bnl-Arab ve Abdlkerim el-Cl (.805/1402) tarafndan aklanm, Fussul-Hikem erhlerinde de bu mesele zerinde nemle durulmutur.273 Hakikat-i Muhammediyye, bnl-Arabnin logos (kelime) felsefesinin en nemli kavramlarndan biridir.274 bnl-Arabye gre btn peygamberler, insan- kmil dncesinin en nemli temsilcisidirler. Fakat Hz. Muhammed (a.s.)in btn
269 270

Mehmet Demirci, Hakkat-i Muhammediyye, TDVA, stanbul 1997, c. XV, s. 180. Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 265-266. 271 Ayn eser, c. II, s. 129; Sehv, el-Meksdul-Hasene, s. 327. 272 Sehl b. Abdillahn bu konudaki szleri iin bkz: Eb Tlib el-Mekk, lmul-Kulb, Thk.. Abdulkdir Ahmed At, Kahire, ts., s. 93-94. 273 Mehmet Demirci, a.g.m., c. XV, s. 179. 274 Felsefi metinlerde yer alan ilk akl, kll akl, kll ruh gibi kavramlarn mutasavvflar tarafndan Kelime ve Hakikat- Muhammediyye gibi tabirlerle karlanmaya balad anlalmaktadr. Mehmet Demirci, Nur-i Muhammed, Dokuz Eyll niv. lahiyat Fak. Dergisi, say: 1, zmir 1983, s. 244.

60

bu peygamberler arasnda zel bir yeri vardr. Hz. Muhammed hakknda zellikle nemli olan, onun belirli bir zamanda Allahn elisi olarak gnderilen bir peygamber olmasndan ok nce, kevn bir varlk olduudur. bnl-Arab, bu kavram, Hz. Peygamberin kendisini kevn tabiata sahip bir varlk olarak tasvr ettii dem su ile amur arasndayken ben peygamberdim hadisine dayandrmaktadr. Ontolojik adan, ezeldenberi var olan kevn bir varlk olarak Hz. Muhammed (s.a.v.) ayn- sbiteye tekabl eder veya ayn- sbitenin dzeyini temsil eder. Bu dzey, Hakk ile halk arasnda, baka bir deyile, Hakk ile Hakkn zahir tecellisi olan lem arasnda bulunan ve berzah olarak da adlandrlan ara dzeydir. Bu ara dzey, ilah bilin ile zletirilmesi cihetiyle ilah niteliktedir ama ayn zamanda da, yalnzca yaratlm lemle ilikili olduu srece temelinde mahlk ya da beerdir. te hakikat-i Muhammediyye bu beer yn itibariyle bu ara dzeydir. Bu, ayn zamanda kevn (kozmik) dzeydeki insan- kmile tekbl etmektedir.275 Kevn manada insan- kmil olarak Hz. Muhammed (s.a.v.), Hakkn ilk taayyn ettii veya tecell ettii manev, kozmik bir varlktr. lm-i Kelam asndan da Allahn ilk yarattdr. bnl-Arab hakikat-i Muhammediyyeyi nr-i Muhammed olarak da adlandrmaktadr. Btn yaratlanlar varla brnmezden evvel de var olan bu nur, ezeldir veya baka bir deyile kadmdir. Ve bu ezel nur da sonuncu ve tarih tecelligh olan Hz. Muhammed (s.a.v.)e eriinceye kadar srasyla demde, Nhda, brahimde Musada, sada vs. tecelli etmitir. Allahn her eyden nce yaratt bu nur, lemin hilkatinin temelini oluturur. Allah, dier mahlkat da bu nurdan hareketle yaratm olduu iin bu nur, lemin varlk sebebi ve gayesidir. Bu nur, Akl- Evvelden yani Allah mutlak teklik halindeyken, Onu kendinden kendine tecelli ettiren ilahi bilinten baka bir ey deildir ve bu nur, ahs yn itibariyle hakikat-i Muhammediyyedir.276 Abdlkerim el-Cl (.805/1402) de tpk bnl-Arab gibi, insan- kmilin hakikat-i Muhammediyye olduunu ifade etmekte ve bu hakikatin her zamana gre deien isim ve kisveleri olduunu dile getirerek, hakikat-i Muhammediyyenin, her devirde deiik ekillerle peygamber ve veli suretinde grndn kaydetmektedir.277
275 276

Toshihiko zutsu, bn Arabnin Fussundaki Anahtar Kavramlar, s. 313-314. Ayn eser, s. 315. 277 Bkz: el-Cl, el-nsnl-Kmil, s. 210-212.

61

bnl-Arab, insanla ilikisi asndan da hakikat-i Muhammediyyeyi nefsinde btn varlk hakikatlerini bir araya getiren insan- kmilin, kmil sureti olarak kabul eder. Dolaysyla ilk olarak yaratlan ve varlklarn hilkatinin temelini tekil eden hakikat- Muhammediyyeyi gerek dem ve insan hakikat olarak isimlendirir. Tasavvuf adan ise onu, batn ilmin kayna, memba ve kutbulaktb kabul eder.278

bc) Halife Halife kelimesi, kendinden ncekinin ardnca gelip onun yerine geen demektir. Padiah anlamna da gelmektedir.279 K.Kerimde; Bir zamanlar Rabbin meleklere: Ben yeryznde bir halife yaratacam demiti280 ve Ey Dvud! Gerekten Biz seni yeryznde bir halife kldk, artk insanlar arasnda Hakk ile hkmet!281 ayetlerinde gemektedir. nsanlar arasnda Hakk ile hkmeden peygamberin, Allahn yeryznde halifesi olduu bu ayetlerden anlalmaktadr. Halifelik, tasavvufta kiinin ulaabilecei son makamdr.282 Halife ve hilafet tasavvuf bir kavram olarak insan- kmil ve kutub dncesinin gelimesi neticesinde ortaya kmtr. Dolaysyla ilk dnem sufileri arasnda bu mesele zerinde durulmamtr.283 Halife kelimesine ilk kez tasavvufi bir anlam ykleyen Gazl olmutur. nsann Allah tarafndan flenen bir ruh tadn284 ve Allahn demi kendi suretinde yarattn dile getiren Gazl, Allah ile insan arasnda manev mahiyette zel bir mnasebetin bulunduunu, bu mnasebetin yazyla anlatlmasnn mmkn olmadn ifade eder ve insann Allahn halifesi olmasn bu mnasebete balar.285 bnl-Arab ve takipilerinin, insann hilafeti meselesi zerinde nemle durmalar sebebiyle, halfe kavramn tasavvufun temel kavramlarndan biri haline

278

Ebul-Al Aff, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, ev. Ekrem Demirli, z Yay., stanbul 2000, s. 471. 279 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IV, s. 183. 280 Bakara, 2/30. 281 Sd, 38/26. 282 Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 245. 283 Sleyman Uluda, Halife, TDVA, stanbul 1997, c. XV, s. 299. 284 Hicr, 15/29. 285 Eb Hmid Muhammed b. Muhammed el-Gazl, hyu Ulmid-Dn, Mektebet Kiryata, Endonezya, ts., c. IV, s. 298.

62

getirdikleri bilinmektedir.286 bnl-Arab, insan- kmilin hilafet nvanna cemiyyet niteliinden dolay sahip olduunu aka ifade etmitir.287 Cemiyyet, Hz. dem (a.s.)in Allahn suretinde yaratlmasna bal olarak btn ilah isimleri toplayan Allah isminin tezahr olduunu gstermekte ve lemde var olan tm hususlarn insanda topland hakikatini ifade etmektedir.288 bnl-Arab halife kelimesini farkl ve zt amalarla kullansa da, kendisi bu ztla iaret etmez ve kastettii eyi de aklamaz. Bununla birlikte, onun anlayndaki halifeyi aklamak zere aadaki noktalara dikkat ekilebilir. Birincisi, halife lafz, belirsiz olarak (nekre) kullanldnda, herhangi bir ey zerine halife atanm insan kastedilir. Bu noktada hilafet, halifenin Hakkn ve lemin hakikatleriyle zuhr etmesi hakkna nispetle geniler ve daralr. Bu manada her insan halifedir. kincisi, halife lafz, belirli olarak (marife) kullanldnda, iki anlama gtrr. Bu durumda halife; insan- kmil, kutub, vaktin sahibi olabilir. Bylelikle halifenin says, zamann deimesiyle artar. Dier anlamda halife, her zamanda, vaktin sahibinin veya kutbun suretiyle zuhr eden tek kiidir.289 Yine bnl-Arabye gre, Allah Telnn bilinme arzusu, insann yaratl sebebidir. Bu yzden varoluunun anlamn kavrayan insan, bu arzuya hizmet eder. Bu durum, halife kavramyla da balantldr. nk bnl-Arab dncesinde, Hakk Telnn bilinme ve tannma istei, insann varlk sahasna knn temelini oluturmutur ve bu durum hilafetin ilevi ile de yakndan alakaldr. nsann halife olmasnn anlam, lemi ynetmesi ve tm lemin ona itaat etmesidir. bnl-Arab, insann halife olmas ve Rabbinin suretine gre var edilmi olmas arasnda iliki kurarak, halife kavramn epistemolojik bir dzlemde yorumlar. Buna gre, insan, Allah Telnn suretine gre var olmusa, o zaman yalnzca Onun lemi ynetmesindeki halifesi deil, ayn zamanda Onun bilinmesi ve tannmasndaki yegne vastadr.290

286 287

Sleyman Uluda, a.g.m., c. XV, s. 300. Bkz: bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, Dru hyil-Ktbil-Arabiyye, 1365/1946, s. 49-50, 55; Ahmed Avni Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c. I, s. 128, 165. Ayrca bkz: Toshihiko zutsu, bn Arabnin Fussundaki Anahtar Kavramlar, s. 311-313. 288 Zafer Erginli, bn Arabye Gre Hz. demde Temel nsan Nitelikleri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ocak-Haziran 2008, say: 21, s. 193. 289 Suad El-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 419. 290 bnl-Arab, Fussul-Hikem, ev. ve erh: Ekrem Demirli, stanbul 2006, s. 281.

63

Yzk ka (fass) benzetmesi, Hakkn lemde insan yoluyla tasarruf ediini veya baka bir deyile, Hakk ile lem ilikisinde hilfetin temel ilevini, ok gzel ifade etmektedir.291 Yzk kann, padiah adna mhr olarak kullanlmasna telmihte bulunan bnl-Arab, bu benzetme yoluyla insann hilafetine vurgu yapmaktadr. Buna gre Hakk, kendi zt tasarruflarndan baka, yzk ka olarak yaratt insan yoluyla da lem zerinde tasarrufta bulunmaktadr.292 demin hilafeti, hem kendisini halife klan Allahn onun suretiyle zhir olmasndan, hem de kendisine musahhar klnm olanlarn talep ettii eylerin demde mevcut olmasndan dolaydr. Allah, insan- kmilin zhir suretini lemin hakikatlerinden, batn suretini kendi suretinden ina ettii iindir ki halifelik yalnzca insan- kmil iin gereklemitir. nsan- kmilin tamamlanmasyla lem vcut bulduu iin onun leme olan nispeti yzn ka gibidir. O mhr, padiahn hazinelerini koruduu gibi insan- kmil de lemi korur. Btn varlk lemi Allahn hazinesi konumundadr. nsan da Allahn bu hazineyi korumak zere hazinenin bana bizzat diktii muhafz ve vekildir.293 Halife, halifesi olduu varln btn g ve yetkilerini tar. u halde sonsuz g ve kudret sahibi Allah, varlkta diledii gibi tasarrufta bulunduuna gre onun halifesi olan velinin de ayn zellie sahip olmas gerekmez mi? Eer veli, mutlak bilgiye, iradeye ve kudrete sahip deilse, nasl tasarrufta bulunacak ve halife olabilecektir? Cil (.805/1402)ye gre varlkta tasarrufta bulunamayan halife, gerek halife deildir. Yine ona gre mutlak anlamda insan- kmil, hakikat- Muhammediyye olduu gibi mutlak hilafet de onun hakkdr. Nebi ve velinin halife olmalar, onun suretine sahip olmalarndan kaynaklanr. Buna gre hakikat- Muhammediyye Allahn halifesi, nebi ve veliler de hakikat- Muhammediyyenin halifesidir.294 smail Hakk-i Bursev (.1137/1725)ye gre, demin yaratlmasndan asl maksat hilafet mertebesinin tahakkuk etmesidir.295 Ona gre kutbl-vcd, Allahn halifesidir. Bundan dolay o Cenab- Hakkn tecellilerine ehil olan kimsedir ve
291

Bkz: bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, s. 50; Ahmed Avni Konuk, FussulHikem Tercme ve erhi, c. I, s. 130-134. 292 Zafer Erginli, a.g.m., s. 185-186. 293 Toshihiko zutsu, bn Arabnin Fussundaki Anahtar Kavramlar, s. 311-313. 294 el-Cl, el-nsnl-Kmil, s. 210-212; Abdullah Kartal, Abdlkerim Cl, Hayat, Eserleri, Tasavvuf Felsefesi, stanbul 2003, s. 260-262. 295 Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 327.

64

ulhiyet hakikatinin srr ondadr. O, Allahn btn isimlerinin mecmuasdr ve ismi, ism-i azamdr. Enel-Hak demeye slih olan odur.296 nsn- kmil, Hakkn halfesidir ki, mlk ve melektun tasarrufu onlara verilmitir. Ancak hakikatte onlar vastasyla mutasarrf olan Allah Teldr.297

2) mmn (ki imam) Riclul-gayb hiyerarisinde, kutubtan sonra immn vardr. mmn, iki imam demektir. Bunlardan birincisi kutbun sanda bulunup melekt lemini, ikincisi de solunda bulunup mlk lemini gzetir. Bunlardan ikincisinin derecesi ve makam birincisinden daha ycedir. Kutbun lmnden sonra onun yerine geecek ahs da bu ikincisidir.298 Bunlardan sadaki, maneviyt leminin imdadlarnn merkez kutbuna aynalk grevi yaparken, dieri hissedilir madd leme ynelik bir ayna olmakla vazifelidir.299 mmn, her dnemde iki kiiden fazla olamaz.300 Kutbun sanda yer alan imam, mlk leminin btn olan melekt lemini gzetir. Mlk lemi, taayynt- esmiyyeden ibret olup, ilhi fiillerin tecell ettii ettii yerdir. Esmnn btn ise, sft olduundan melekt lemi, sft lemidir. te bu imam, Rabbin-ns makamnda kaim olup, onun mnevsi ismi AbdrRabbdr. Kutbun solunda yer alan dier imam ise, mlk lemini gzetir. Onun iin Melikin-ns makamnda kaim olup, mnev ismi Abdl-Melik olan bu imam, mertebe bakmndan Abdr-Rabbden daha stndr. Mlk lemi, melekt lemini iine aldndan ve lhin-ns makamnda kaim olan kutub btn mertebeleri elde etmi olduundan, daha stndr.301 mmn, kutub iin iki vezir konumundadr.302 Kutublar tam bir kul olduklarndan yani ubudiyet-i tamme ile kaim olduklarndan, kendi nefisleri iin

296 297

Ayn eser, c. I, s. 299. Ayn eser, c. I, s. 227. 298 bn Arab, Kitabu Istlahs-Sufiyye, s. 4; Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 57; Crcn, KitbutTarift, s. 36; Gmhanev, Cmiul-usl, s. 4. 299 Crcn, a.g.e., s. 36; Gmhanev, a.g.e., s. 4; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 308. 300 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 275. 301 bn Arab, Tedbrt- lhiyye, s. 204. 302 Sfilerin mstakil bir devletleri vardr. Bu devlet dta egemenlii altnda yaadklar siyasi rejim gibi dzenlenmitir. Bu devlette Gavs veya Kutub diye isimlendirilen bir halife, onun da iki veziri vardr. te iki imam o vezirlerdir. Bkz: Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 109.

65

tasarruf gstermezler. Onlarn ilerini vezirler infaz eder, ykn onlar ekerler. Onun iin ar yk manasna vezir denilmitir.303 Daha nce kutbun kendine zg isminin Abdullah olduunu belirtmitik. ki imamn da kendilerine zg isimleri vardr. Her imam bulunduu vakitte o isimle arlr. Soldaki imamn ad Abdl-Melik, sadaki imamn ise Abdr-Rabbdr. Onlar kutub iin iki vezirdir.304 Kuran- Kerimdeki ayetlerden kutba ve iki imama dair iaretler karlmtr. Buna gre Cin suresindeki Ve o Allahn kulu (Abdullh) kalknca305 ayeti kutba iaret ederken306, yine Ns suresindeki lhin-ns ifadesi kutba, Rabbin-ns ifadesi kutbun sandaki imama, Melikin-ns ifadesi ise kutbun solundaki imama iaret etmektedir.307 Vezirlik peygamberlerden kalmtr. Nitekim Hz. Musann Kurandaki hikyesinde Bana ehlimden Harunu vezir kl308 ayetinde geer. Hz. Sleymann veziri, Belksn tahtn hazr eden saf b. Berhiy idi.309 Hz. Peygamberin devrinde Ebu Bekir, Abdl-Melik; mer, Abdr-Rabb idi. Peygamber vefat ettiinde ise, Ebubekir Abdullah, mer Abdl-Melik olmu, merin makamna vris olan imam ise Abdr-Rabb diye isimlendirilmitir. Bu durum kyamete kadar byle devam eder.310 Kutub vefat ettii zaman kutbun solundaki Abdl-Melik onun yerine geer.311 ar adan bakldnda Vka suresinde geen ashab- imal312 ve ashab- yemn313 ifadelerinin bu duruma iaret ettii belirtilmitir. Bu duruma gre ashab- iml, ashab- yemn hkmndedir. Nitekim mihraptaki imam namaz sonunda cemaate dndnde solu sa olur ki, bu manay iaret eder. Dier hikmet udur ki; sol, cell lemidir. Cell lemi, mlk lemidir. Hilafet, arza yani cell lemi olan yeryzne aittir.314

303 304

Bursev, Kitabul-Hitab, s. 307. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 571. 305 Cin, 72/19. 306 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 275-276. 307 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 307. 308 Th, 20/29-30. 309 Bursev, a.g.e., s. 306-307. 310 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 571. 311 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 275-276. 312 Vka, 56/41. 313 Vka, 56/27. 314 Bursev, a.g.e., s. 307-308.

66

Anlaldna gre sol, mlk lemini temsil ederken; sa, melekt lemini temsil etmektedir. Mlk leminde, melekt lemi mndemi olduundan olsa gerek, kutbun solunda bulunan ve mlk lemini gzeten imam, sada bulunan ve melekt lemini gzeten imamdan derece ve makam olarak daha stndr. Bu yzden kutub vefat edince yerine soldaki imam gemektedir. bnl-Arab, iki imama ait hususlardan genie bahsetmektedir. nce uzak imam olarak niteledii kutbun sandaki imamdan balarsak o, Rabbinin kuludur (Abdr-Rabb). nk onun hali, kendilerini gnahlar ilerken grd iin leme efkat ederek alamaktr. Onlarn gnahlar karsnda, cezalandrma ve hesaba ekmeyi gerektiren ilahi isimleri grr. Halbuki ona gnahlara kar balamay, affetmeyi ve hatalar silmeyi gerektiren ilahi isimler tecelli etmez. Bu nedenle de alamas artar. Srekli olarak Allahn kullarna dua eder, onlara merhamet eder, Allahtan kendilerini itaatlerin yoluna sevk etmesini ister.315 Bir seyahatinde bu imam grdnden sz eden bnl-Arab, hayatnda karlat salih insanlar arasnda Allahn kullarna kar ondan daha ok endie duyann ve daha ok merhametli olann grmediini belirtir ve bu imamla aralarnda geen diyalou anlatr. Buna gre bnl-Arab bu imama sorar: Niin Allah uruna gayret seni tutmuyor (da gnahlar nedeniyle insanlara alyorsun)? mam da yle cevap verir: Ben kendimden dolay Allah adna gayrete gelmiyorum. Bunun yerine Allahtan kendi adma beni balamasn ve gnahlarm silmesini diliyorum. Allahn kullar adna ise ancak kendi adma istediimi istiyorum. Allah karsnda drst olan kimsenin, makamnn gerektirmedii bir halde bulunmas yakk almaz.316 Bu imam, eytanlara kar otorite sahibidir. Onlar, kendilerini yollarndan evirmek iin, salih insanlara elik eden ve onlardan ayrlmayan eytanlardr. eytan kendisini bulunduu yoldan evirmek zere bir salihe tuzak kurarken bu imam grdnde, kurunun atete erimesi gibi erir. Bunun zerine imam, belki teslim olur umuduyla, onu adyla arr, fakat eytan koarak uzaklar. mam kendine bakt ve onun karsnda bulunduu srece, bu salih insan, bu tr eytanlarn kendisine verdii ve onu iyilikten kartacak vesveseden korunmutur. Bununla birlikte bu
315 316

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 572. Ayn yer.

67

salih insan, imam tanmaz ve eytan ile imam arasnda cereyan eden hadiseyi de bilmez. Allah, kendilerine dnk inayetiyle, zellikle salihlere tahsis edilen ktlkleri bu imam vastasyla kullarndan uzaklatrr.317 Bu imamn zelliklerinden birisi de, Allahtan haber veren herkesin haberini tasdik etmektir. Habercinin doru szl veya iftirac olmas birdir, nk bu imam, haber veren kiide onu yneten ilah isme bakmaktadr. Doru szl ise, verdii haber de gerek bir kefe dayanr. Bu durumda o ve imam bu haberde ortaktr. Kefi olmayp kendinde gerekleen eyden haber verirse ki bunu gerekletirenin farknda deildir ve yalan amalamaktadr- bu imam yine de onu, verdii haberde tasdik eder. Haber veren ise, Allah tarafndan cezalandrlr ve yalan amalad iin mahrum kalr. Gerekte ise syledii yalan deildir. Bu durumda niyetinin vebali kendisine dner ve Allah yalann hesabn soruncaya kadar azap eker.318 Bu imamn hallerinden birisi de, srekli, hallerden mahede makamna, makamlardan ise salah makamna gemek iin dua etmesidir. O srekli olarak cennetlere muttalidir. Allahn kendisini byle bir bilgiye tahsis etmesinin nedeni, onun varln koruma iradesidir. Bu sayede imam, iinde bulunduu ve umutsuzlua yol aan alama ve hzn halinin karsnda, Allahn kendisine gstermi ve bildirmi olduu cennetteki srr, ehlinin oradaki nimetleri, ehline kavumaya duyduu itiyak ve onlarn geliini beklemesi gibi hususlara karlk verir. Bu ise onun itidaline sebep olur. Bu imamn makam, ihsandr. Bu ihsan, Cebrailin Hz. Peygambere sorduu ihsan nedir? sorusunda zikredilmitir. Hz. Peygamber bu soruya, hsan, Allah grr gibi kulluk etmendir319 diye cevap vermitir.320 lemin maslahatlar ve kendisinden yararlandklar hususlar bu imamn elindedir. O, Efrad terbiye eder ve ilah marifetlerle onlar besler, marifetleri gerek bir teraziyle ehline taksim eder. Bunu ise, kendisine verilen marifetle nefsine hayat versin diye, rifin maslahatnn gerektirdii miktara gre taksim eder. nsanlara ve cinlere kar efendilik, ona ait olduu gibi onlarn yararlarna gre haklarnda hkm vermek ve tasarrufta bulunmak da ona aittir.321

317 318

Ayn yer. Ayn yer. 319 Buhari, man, 37; Mslim, man, 7; Tirmiz, man, 4. 320 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, (Msr), c. II, s. 572. 321 Ayn yer.

68

Bu imamn zelliklerinden birisi de, kendisi adna meydana gelen btn hallere ve makamlara yerlemektir. Byle bir ey herkese ait olmaz. Herkes, bir halle veya makamla nitelenip ondan ayrlmaz. Bu imamdan bakas, bir hale veya makama intikal ettiinde, makam ve halin otoritesi zerinde hkimdir ve onu ayrld makam veya halden habersizletirir. Bu imam ise yle deildir, nk onun ayrld makam, onun iin korunmutur ve ondan habersiz kalmaz. Bu, Allahn kendisine tahsis ettii ilah bir gten kaynaklanr. Ruhunun iki yz drt kanad vardr. Hangisini aarsa, diledii yere kendisini uurur. nc ve birinci mertebede kademi vardr. Baz vakitlerde el-Birrur-Rahm diye dua eder. Bidayeti nc mertebeden iken nihayeti birinci mertebededir. Bandan sonuna kadar takip ettii yntem, bilinen slk tarzndan farkldr. Makamlar, derece ve menzilleri katederek, geriye doru dner. Slkunun bandan sonuna kadar on dokuz menzil vardr. Balang ve son menzili buna dahildir.322 Mertebeler drttr ve onlara ilave bir ey yoktur. Her mertebe, nihayetsiz ilim, sr ve halleri gerektirir. Birinci mertebe iman, ikincisi velayet, ncs nbvvet, drdncs risalettir. Bu mmette risalet ve nbvvet teri bakmdan kesilmi olsa bile, bu ikisinden gelen miras kesilmemitir. Buna gre baz kimseler, nbvvete vris iken baz kimseler hem nbvvete hem de risalete vristir.323 bnl-Arab, uzak imama ait hususlar zikrettikten sonra, Melikin kulu (Abdl-Melik) olan yakn imama ait hususlar zikreder. Ona gre bu imamn ruhaniyeti ynnden doksan kanad vardr. Hangisini aarsa, o kanat kendisini diledii yere uurur. Onun bidayeti ve nihayeti, ikinci mertebededir. Onun dier mertebede kademi yoktur. Onun kendilerini kat edecei menzilleri, dereceleri ve makamlar yoktur. G ve kahr zellii ona aittir. Oluu gerektiren btn ilah isimlerle tasarruf eder. rnek olarak Hlk, Rzk, Melik ve baz ynleriyle Bri vb. isimleri verebiliriz. Daha nceki imamdan ayr olarak, tenzih isimleriyle tasarruf edemez. Byk ve iddetli hadiselerde kendisine snlr, Allah, onun eliyle bu skntlar kaldrr. nk Allah onun iin bu skntlara kar otorite yaratmtr. Kerem sahibidir. Bakasn tercih etmeye mmkn klacak ekilde bir eye ihtiyac

322 323

Ayn yer. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, (Msr), c. II, s. 573.

69

olmad iin, sar (bakasn tercih) ona ait bir zellik deildir. Farknda olmadklar ynden yaratklar nimetlendirir.324 Bu imamn, bir mjdeyle kendisini nimetlendirdiini belirten bnl-Arab, berzah bir mahedede onunla grmesini yle anlatr: Ben halimde o nimeti bilmiyordum, fakat benim halim olmutu. Bunun zerine bana onu bildirdi ve beni karlatm eyhlere balanmaktan nehyetti. Bana yle dedi: Sadece Allaha balan! Benim karlatm hi kimsenin, senin bulunduun hale ulamanda bir katks yoktur. Aksine senin iini Allah inayetiyle stlenmitir. stersen karlatn kimselerin zelliklerini sana anlataym. Onlara intisap etme ve sadece Rabbine balan! Bu imamn hali benim halimle eitti. Allahtan baka, Allah yolunda karlat kimselerin onun zerinde bir katks yoktu. Benim gvenilir bulduum kimseler, bana byle aktarmt. mam da, kendisiyle bir araya geldiimizde bunu bana kendinden aktarmt. Onunla berzah bir mahedede bir araya gelmitim. Bu nedenle Allaha hamd senalar olsun!325 Yaratklarnn ilerinin yneticileri, bu imama dner, o da onlar grevden alr veya grevlendirir. Allah onunla ktlkleri def eder. Onun, ate kaynakl ruhlar zerinde byk bir otoritesi vardr. Bunlar, Allahn rahmetinden uzaklatrlm eytanlardr.326 bnl-Arab, Fthtta iki imamn niteliklerinden etraflca bahsettii gibi Menzill-Kutub adl risalesinde de konuyu etraflca ele almtr. Fakat burada iki eser arasndaki bir elikiye dikkat ekmek istiyoruz. Fthtta kutbun solundaki imamn ad Abdl-Melik, sandaki imamn ad Abdr-Rabb olarak adlandrlrken; Menzill-Kutubdaki adlandrma bunun tam tersi olarak gzkmektedir. Yani sadaki imam Abdl-Melik, soldaki imam ise Abdr-Rabb olarak zikredilmitir.327 Dolaysyla Menzill-Kutub adl risalede iki imamla ilgili aada zikredilen hususlar, herhangi bir karkla meydan vermemek iin bu ayrnt gz ard edilmeden deerlendirilmelidir.

324 325

Ayn yer. Ayn yer. 326 Ayn yer. 327 Karlatrmak iin bkz: bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 571; bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 12.

70

Buna gre en kmil imam, kutbun solundadr ve ad Abdr-Rabbdr.328 Bu imam, srlarn srrn bilir. O ilahi tedbire sahiptir. Saylarda da ilahi srlar vardr ki, ondan bakas bunlar bilemez. Bu imam, zel olarak k olunan sanat da bilir. Deerli talar da bilir, ama bu bilgiyi bakalarndan gizler. nfiallerin isimlerine dair baz bilgileri elde eder ki bazs hakiki mahiyetiyle oluur. Savalarda ve tuzaklarda akl almaz yetenekler sergiler. O, kutubluk makamna eriinceye veya lnceye dek mrnn yars kadar lemle, dier yars kadar da kutubla veya mahlk hak ile ayn seviyede olur.329 Soldaki imamn be srr vardr. Biri sebat srrdr ki, onunla eylerin hakikatini bilir, onunla tedbir eder, onunla tafsil eder, onunla dourtur, onunla evlendirir. Remzlerin srlarn onunla yorumlar, byleri zer, eyann zahir, batn, hakik ve gayr-i hakik ynlerini aklar.330 Beinci srrn ikincisi ise temlik (sahip olma) srrdr. Onunla zayflara acr, boulan kurtarr, yoksula kazandrr, zayf glendirir, herkesi tar. Hakkn gnderdii belalara kar onlara yardm eder, ktle urayana cmert davranr, sular affeder, ho grr, tkezlemeleri grmezlikten gelir, iki , anne ile ocuunu bir araya getirir. zlem duyduklar iin yolcular iin yolu drerek ksaltr. Rahman hakikatin ona verdii ve varlkta sergiledii genel g bu srdan kaynaklanr.331 nc sr ise liderlik srrdr. Onunla vnr, hakikatini sergiler ve Ben demoullarnn efendisiyim, phesiz ben Allahm, benden baka ilah yoktur, Ben mnezzehim, Cbbemin iinde Allahtan bakas yoktur der. Ona verilen ve makamn ve yksekliini gsteren hakikat ite bu srdan ileri gelmektedir.332 Drdnc sr, slh srrdr. Bu sr ile mahlkat, kurtulularn ieren zorluklara sevk eder, helak olmalarna neden olacak lezzetlerden uzak tutar. Bu sr ile ocukla annesini, birbirini sevseler ve Allah iin bir araya gelseler de klar birbirinden ayrr. Mahlkatn birliini datr. nk bu sr, ona hakikati gsterir ki, kalb duygular birbirleri iin yaratlmamlardr ve bunlar ancak Allah deitirir. Dolaysyla bunlar Allaha doru fertlik makamna dndrr. Zaten bu duygular iin
328 329

bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 8-9. bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 9. 330 Ayn yer. 331 bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 9-10. 332 Ayn eser, s. 10.

71

istenen de budur. Bu srla imam, kalplerin ilgisini Allahtan bakasndan koparr, Allaha yneltir. Bu hallerden hibiri yoktur ki insanlar onu, kendi ilerinde hissetmesinler. Ama nereden doduunu bilmezler. Bunun kayna szn ettiimiz bu imamdr. mam, gzetilen ahsla ilgili olarak kaim olan bu srra ilikin hkm itibariyle Allahn ncesiz ilminin bir yansmasdr. te bu sr, imamn kalbine Allahn ezel ilmi uyarnca yerleir. Halkn slah ile ilgili olarak imama bahedilen hakikat bu srdan kaynaklanr.333 Buradan anlaldna gre iimizde oluan duygular bu ricl tarafndan ilham olunmaktadr. Beinci sr ise tadiye (hazrlama, donatma) srrdr. Bu srla yamurlar yadrr, memelerin st vermesini salar, ekinleri yeertir, ehvetleri uyandrr, meyveleri olgunlatrr, sularn tatl olmasn salar. Bu srla mcadele ve huzur ehline bir kuvvet verir ki onlar, zorluk ekmeden birok gnlere ve ayrlmadan, zarar grmeden nice yllara ularlar. Bu srla brahim, Mikil, Muhammed, srafil, Cibril, dem, Rdvn ve Mlik hakikat devam eder. nk lemin bekas bu sekize baldr. lemin bekasnn srr ise gdasdr. Bu cevherin gdas ise, amalarnn devaml ve pe pee yenilenmesidir. Bir zaman bir fert bundan soyutlanrsa, bsbtn yok olur. Gdalarn gdas da bu srdan kaynaklanr. Bu be sr bu imama hastr ve imamn ismi de Abdr-Rabbdr.334 Bu be srr zetleyip yorumlayacak olursak, bunlar zikredildii gibi sebat, temlik, liderlik, slh ve tadiye srlardr. Bu srlarn sahibi olan imam, sebat srryla varlklarn zahir, batn, hakiki ve gayr- hakiki ynlerini bilir, onunla tedbir ve tafsil eder. Dolaysyla dourtur, evlendirir, byleri zer, iaretlerin srlarn yorumlar vs. Temlik srryla yaratklara sahip kar. Dolaysyla bu srla zayflara merhamet eder, onlar kuvvetlendirir, boulan kurtarr, bela ve musibetlere kar yardmc olur, sulular affeder, sevenleri bir araya getirir vs. Liderlik srrnda grld gibi, bu imamn tasavvufta atahat olarak ifade edilen birtakm ifadeleri kullanmasnn, onun makamnn yceliine iaret ettii ifade edilmitir. Buradan yola karak, tasavvuf tarihinde atahat tr szleriyle n plana kan Eb Yezid el-Bestam (.214/848), Hallac- Mansur (.309/921) gibi sufilerin bu liderlik srrna sahip olduklarna ve riclul-gayb hiyerarisinde st makamlarda bulunduklarna iaret edildii sonucunu karabiliriz.
333 334

Ayn eser, s. 10-11. bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s.11.

72

Islh srryla bu imam, insanlar iyi yola sevkeder, kurtulularna vesile olur, onlarn kalplerini masivadan arndrr ve onlar Allaha yneltir vs. Tadiye srryla, varlklar tehiz eder, donatr. Buna gre yamur yadrr, ekinleri yeertir, memelerin st vermesini salar, ehvetleri harekete geirir vs. Bu be srda ilgili imamn sahip olduu ilah ilmin derinliini ve varlklar zerindeki tasarruf yetkisini grmekteyiz. Buna gre, bu imam varlklar zerinde tasarruf ederek, Allahn evrene koymu olduu fiziksel, biyolojik ve toplumsal yasalarn gereklemesinde ve bir dzen ierisinde devam etmesinde bir vasta olmaktadr. Sahip olduu g ve kabiliyetler ona Rahman hakikat tarafndan verilmitir. bnl-Arab, eyh Eb Medyenin, Ticnede lmne bir veya iki saat kalncaya kadar bu makamda yaadn bildirir. Bu son demlerinde onun zerine kutubluk hilati giydirilmi, imamlk kisvesi zerinden karlm ve bylece ismi Abdl-lh olmutur. zerindeki hilat, Abdr-Rabb ismiyle birlikte Badatta ismi Abdl-Vahhb olan bir adama intikal etmitir. Bu hususta Horasanda bir adam, eyh Ebu Medyen ile yarrd. Ama eyh byk bir kutub olarak ld. Kurandan ona ilikin blm Tebarekellezi biyedihil-mlk335 idi.336 Kutbun sandaki imamla ilgili baz hususlara gelince o, hal sahibidir, makam sahibi deildir. Maliki tarafndan kendi nefsiyle meguldr ve ad Abdl-Meliktir. Mahlkata izafesi srf bir izafe deildir. Ruhaniyete salam basmtr. Sema bilgisine sahiptir, arza dair ilmi ise yoktur. O, mele-i aldan bir haberdir. Onunla k olunur. nceki imamdan daha fazla onunla parlarz, belirginleiriz. nk buna mnasip gce sahiptir. Ancak onlardan kaynaklanan bir srr vardr. Bu yzden baz srlara hlis deildir. O, kutub iin ayna hkmndedir. br ise mahal ve ayna hkmndedir. ncekinin nasibi levh ve en yce kalem iken, bu ikincisinin pay ycelere uygun ilkdr. ki srr vardr: kulluk srr ve efendilik srr. Kulluk srryla, gece gndz durmadan tesbih eder, ikrama nail olmu (mkremin) kullara katlr.337 Netice itibaryla bu iki imamn farkl grevleri olduu gibi benzer grevleri de bulunmaktadr. Bunlardan bazlarn ele alabiliriz. Mesela, her ikisinin de eytanlara kar otorite sahibi olduklar anlalmaktadr. Her ikisinin de ruhlarnn
335 336

Mlk, 67/1. bn Arab, Kitabu Menzilil-Kutb, s. 12. 337 Ayn eser, s. 12-13.

73

kanatlar vardr. Dolaysyla diledikleri yere ksa zamanda gidebilirler ki bu onlarn tayy-i mekn kabiliyetine sahip olduklarn gsterir. Yine her ikisi vesilesiyle de Allah, insanlardan ktlkleri, bela ve musibetleri uzaklatrr. Her ikisi de mahlkt zerinde tasarruf sahibidir. Bununla birlikte bu iki imamdan Abdur-Rabb, kendisinde cezalandrmay gerektiren ilah isimler tecell ettiinden, gnahkrlar grdke merhamet ve efkatinden dolay alar, srekli Allahn kullarna dua ve merhamet eder. Allahn kullar iinde ondan daha merhametli olan yoktur. Dier imam Abdul-Melikte ise g ve kahr zellii bulunur. Abdur-Rabb daha nce zikrettiimiz be srra

sahipken, Abdul-Melik iki srra sahiptir. Abdr-Rabb, kendisi adna meydana gelen hal ve makamlara yerleir. Srasyla iman, velayet, nbvvet ve risalet olmak zere toplam drt mertebeden oluan mertibin, nc ve birinci mertebedesinde nasibi vardr. Slkunun bandan sonuna kadar on dokuz menzil vardr. Abdl-Melik ise katedecei menzil, derece ve makama sahip deildir. O, hal sahibidir. Onun balangc ve sonu ikinci mertebedir. Riclul-gayb hiyerarisinde immndan sonra evtd gelmektedir.

3) Evtd Evtd kelimesi veted kelimesinin ouludur. Evtd, direkler manasna gelmektedir.338 Drt kiiden ibaret olup, her biri dnyann drt yerinde bulunurlar. Bunlarn birinin makam douda, birinin makam batda, birinin makam kuzeyde, dierinin makam da gneydedir.339 Evtdn lakaplar Abdl-Hayy, Abdl-Alm, Abdl-Kadr ve Abdl-Mrddir.340 Drt veliden oluan evtdn her biri, merkezinde bulunduklar drt ynden birine nezret ettikleri iin bu ismi alrlar.341 Allah bu ynleri onlarla korur. nk bu ynler, Allah Telnn nazar ettii mahallerdir.342 Douyu hfzeden Abdl-Hayy, baty hfzeden Abdl-Alm, kuzeyi hfzeden Abdl-Mrd, gneyi hfzeden ise Abdl-Kadrdir.343 Evtd, abdldan
338

bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XV, s. 204; bn bidin, cbetl-gavs, s. 268; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 201; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 308-309. 339 Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 58; bn Arab, Kitabu Istlahs-Sufiyye, s. 4; Gmhanev, Cmiul-usl, s. 4; Crcn, Kitbut-Tarift, s. 41. 340 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 278. 341 Ethem Cebeciolu, a.g.e., s. 201. 342 Kn, a.g.e., s. 58;bn bidin, a.g.e.,s. 268. 343 Bursev, a.g.e., s. 309.

74

(bedeller) daha zel kiilerdir. mamn ise onlardan daha zeldir. Kutub ise riclulgaybn en zelidir.344 Sehl b. Abdullah et-Tsterye (283/896) hl ilminin ne olduu sorulduunda; bu ilmin, tedbri terk etmek olduunu ve bu sfat kendisinde bulundurann evtddan olacan sylemitir.345 Hucvir (.470/1077) ise, evtd denilen vellerin, lemi her gece dolamalarnn gerekli olduunu ifade eder. Eer gzlerinin ilimedii ve grmedii bir yer kalr ve burada da herhangi bir aksaklk meydana gelirse, bu durumda kutbun himmetine bavururlar. Kutbun bereketiyle Allh Tel bu aksakl ortadan kaldrncaya kadar kutba mrcaat etmeye devam ederler.346 mm Gazl de (.505/1111) Kbe-i Muazzamay her sabah bir evtdn tavf etmekte olduunu ve bu durumun sona ermesinin Kbenin yerden ref olunmasna sebep olacan haber vermektedir.347 Ahmed Ziyuddin Gmhanevye (1311/1893) gre, evtdn drd zahir drd de batn olmak zere sekiz ameli vardr. Zahir amelleri; ok oru, insanlar uykuda iken gece namaz, oka imtisal (gzel eyleri rnek edinmek) ve seherlerde istifar olup btn amelleri ise; tevekkl, tefvz348, sika349 ve teslim350dir.351 Bu drt evtdn, ilah bir ruhanilikleri ve yce bir ruhaniyetleri vardr. Onlardan birisi dem (a.s.)in kalbi zerindedir, birisi brahim (a.s.)in kalbi zerindedir, birisi sa (a.s.)nn kalbi zerindedir, dieri ise Muhammed (a.s.)in kalbi zerindedir.352 Bu meyanda birisine srfilin ruhaniyeti yardm eder, birisine
344 345

bn Arab, a.g.e., c. II, s. 400; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 201. ihbuddn Eb Hafs mer b. Muhammed b. Abdullah es-Shreverdi, Avrifl-Marif fitTasavvuf, Matbaatl-Vehbiyye, 1292 H., c. I, s. 82. 346 Hucvir, Keful-Mahcb, s. 346. 347 Gazl, hyu Ulmid-Dn, c. I, s. 243. 348 Tefvz: Bir ii, bir kimseye havle etmek manasna gelen Arapa bir kelimedir. Her eyi Allaha havale etmek, her eyi Allahtan beklemektir. Tevekkl, tefvzin bir dal gibidir. Tefvizin teslimle arasndaki fark ise yok denecek kadar azdr. Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 644. 349 Sika: Gvenme, dayanma anlamna gelen Arapa bir kelimedir. Sika, Allaha gvenmeyi ifade eder. Tevekkln esas sikadr. Ethem Cebeciolu, a.g.e., s. 573. 350 Teslim: Boyun emek, teslim olmak manasnda Arapa bir kelimedir. Allahn emrine boyun emek, hoa gitmeyen hususlarda itiraz terk etmek veya kazay rza ile karlamak, dta ve ite herhangi bir deime olmakszn inen belaya sabretmek, gayb leminden zuhra gelen ilere rza gstermek gibi manalar tamaktadr. nk her kaza ve belann meydana gelmesi, Allahn dilemesi iledir. Ayrca slikin, slkunda akla aykr gelen, kalbe sknt veren her ne grrse grsn, kar gelmemesine de teslim denir. yle ki, helak gibi grnen ve korku uyandran eylere, ekimelere rastlarsa rza gstermesi gerekir. Ethem Cebeciolu, a.g.e., s. 654-655. 351 Gmhanev, Cmiul-usl, s. 4. 352 Yani ruhn zellikleri bakmndan her biri, bu peygamberlerden birinin etkisi altnda olmak zere, bir eit (veya bir ynden) benzeim arz ederler. Yine ruhniyetlerinden istimdd ederler. Ethem Cebeciolu, a.g.e., s. 201.

75

Mikilin ruhaniyeti, birisine Cebrailin ruhaniyeti, dierine ise Azrailin ruhaniyeti yardm eder. Her bir veted (direk), evin (Kbe) rknlerinden birisinin sahibidir. dem (a.s.)in kalbi zerinde olan veted, am blgesindeki rknn; brahim(a.s.)in kalbi zerinde olan veted, Irak tarafndaki rknn; sa(a.s.)nn kalbi zerindeki veted, Yemen blgesindeki rknn; Muhammed (a.s.)in kalbi zerindeki veted ise Hacer-i Esved rknnn sahibidir. 353 bnl-Arab, Muhammed (a.s.)in kalbi zerindeki vetedin dolaysyla Haceri Esved rknnn sahibinin kendisi olduunu aka ifade etmektedir.354 Buna gre bnl-Arab kendisini evtddan birisi olarak zikretmektedir. bnl-Arab kendi zamannda yaam olan evtd ile ilgili bilgiler vermitir. Buna gre onun devrinde yaayan evtddan birisi er-Rebi b. Mahmud el-Mardin elHattabtr. Bu zat vefat ettiinde, baka bir ahs onun yerini almtr. bnlArabnin anlattna gre, h. 599/m.1202de vefat etmi olan ve vefat edinceye kadar da bnl-Arabnin yanndan ayrlmayan Eb Ali el-Hevvar adndaki zata Allah, evtd tantmtr. Binaenaleyh ad geen zat, lmezden nce onlardan kiiyi duyusal lemde grm ve grdklerini bnl-Arab ile paylamtr. Buna gre, bu kii er-Reb el-Mardin, ranl bir ahs ve bnl-Arabdir. Bu zat drdnc kiiyi grmediini fakat Habeli bir adam olduunu bildirmitir.355 bnlArab, kna ticreti yapan bn Cadn adl evtddan bir kiiye de Fasta rastladn sylemektedir.356 mm- finin de evtddan olduu belirtilmitir. Bursevnin bildirdiine gre, mm- finin ictihattan baka mereb-i hakikatten dah hissesi olmutur. O, elli drt yanda iken vefat ettiinde evtd- erbaadan idi. Eer daha fazla yaasayd kutbiyyet-i kbrya dek ykselme ihtimali vard.357 bnl-Arabye gre evtd, pek ok ilme sahip olarak yaar. Bu meyanda onlar iin zorunlu olan ilim, Allah hakkndaki bilgidir ve onun sayesinde evtd olurlar. Buna gre ilimleri artar. Bu meyanda birisinin on be ilmi varken, birisinin zorunlu olarak on sekiz ilmi, birisinin yirmi bir ilmi, birisinin ise yirmi drt ilmi vardr. nk saylarn snflar oktur. Evtddan her bir bireye zg bu ilim trleri,
353 354

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 401; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 309. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 401. 355 Ayn yer. 356 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 276. 357 Bursev, Kitbn-Netce, c.II, s. 69.

76

onun iin zorunludur. Bazen birisi ya da hepsi, topluluun ilmini ya da daha fazlasn kendisinde toplayabilir. Fakat her birisine zg ilim zikredildii kadardr.358 Bu meyanda onlardan birisi, yz (vech) bilgisine sahiptir. Bu duruma u ayette iaret vardr: (eytan der ki) Sonra onlara nlerinden, arkalarndan, salarndan ve sollarndan sokulacam359 Her ynn bir vetedi vardr. O veted, blisin o ynden kendisine geldii kimselere kyamet gn efaat eder.360 Bu drt evtddan n tarafn sahibine ait ilimler unlardr: Cokuyu bilmek, vecd, evk, ak, meselelerin kapallklar, bakma ilmi, riyazet ilmi, doa ilmi, metafizik, l ilmi, nurlar ilmi, yzdeki perdeler ilmi, mahede ilmi, fena ilmi, ruhlar amade klma ilmi, yce ruhlarn inmesini salama ilmi, hareke ilmi, blis ilmi, mcahede ilmi, har ilmi, ner ilmi, amellerin lleri ilmi, cehennem ilmi ve srat ilmi.361 Solun sahibi olan vetede ait ilimler ise unlardr: Srlar ilmi, gaybler ilmi, hazineler ilmi, bitkiler ilmi, maden ilmi, hayvan ilmi, ilerin gizliliklerinin ilmi, sular bilmek, oluu bilmek, deimeyi bilmek, derinlii bilmek, sebat bilmek, makam bilmek, kademi bilmek, kurucu fasllar bilmek, hakikatleri bilmek, duraanl bilmek, dnyay bilmek, cenneti bilmek, (cennette) kal bilmek ve deimeleri bilmek.362 Sa tarafn sahip olduu vetede ait ilimler unlardr: Berzahlar bilmek, berzah ruhlarn bilmek, ku dilini bilmek, rzgrlarn dilini bilmek, inii bilmek, dnmeleri bilmek, zecri bilmek, zat mahede etmeyi bilmek, nefisleri hareketlendirmeyi bilmek, meyli bilmek, mirac bilmek, risaleti bilmek, kelm bilmek, nefesleri bilmek, halleri bilmek, sema bilmek, hayreti bilmek ve hevy bilmek.363 Arka ynn sahibi olan vetede ait ilimler unlardr: Hayat bilmek, inanlarla ilgili halleri bilmek, nefsi bilmek, tecelliyi bilmek, oturaklar bilmek, nikh bilmek, rahmeti bilmek, ilgi gstermeyi bilmek, dostluk gstermeyi bilmek, zevki bilmek,

358 359

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 401-402. Araf, 7/17. 360 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 402. 361 Ayn yer. 362 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 403. 363 Ayn yer.

77

imeyi bilmek, kanmay bilmek, Kuran cevherlerini bilmek, Furkan incilerini bilmek, ktl emreden nefsi (nefs-i emmre) bilmek.364 bnl-Arabnin belirttiine gre her ahs, bu ilimlere sahip olmaldr. Bunlara ilave ilimler olursa bu durum, ilahi ihtisastan kaynaklanr.365 bnl-Arab, mlk lemini bir adra veya bir eve, evtd da o adr veya evi drt bir tarafndan destekleyerek ayakta tutan direklere veya stunlara

benzetmektedir. O, evtdn, insanlarn gzel ve yce ahlklarn sembolize ettiini, onlarn her birinin insanlarn mlknde sz shibi ve idre edici bir konumda bulunduklarn belirtmektedir.366 Allah Tel bu kimseleri Kurn- Kermde, Biz yeryzn bir beik ve dalar (cibl) da birer kazk (evtd) olarak yaratmadk m?367 ayetinde getii zere, cibl (da) olarak zikreder. Yni dalar yerin ivileri statsnde olduu gibi, bu evtd da lemin ivileri konumundadrlar. Baka bir deyile, yeryz dalarla skin durduu gibi lem de bunlarla skin olur.368 Allh Tel, yine Kuran- Kerimde, blsin azndan kan u szlerle evtdn makamna iret eder: Sonra onlara nlerinden, arkalarndan, salarndan, sollarndan sokulacam369 bls, insanlar saptrmak iin bu drt ynden harekete geip onlara musallat olduunda, Allah, evtd ile bu drt yn muhafaza altna alr.370 bnl-Arab, blisin nlerinden, arkalarndan, salarndan, sollarndan yaklaacan belirterek demoullarn aldatacan syledii drt ynden sz etmekte, burada her yne mahsus ilimleri de ricalul-gaybdan saylar drt olan evtdn mertebeleri sadedinde saymaktadr. Bu drt ynn korunmasnda evtdn grevleri de Allahn Hayy, Alm, Kadr ve Mrd isimlerine karlk gelmekte, bu isimlerle sfatlanan evtd da Abdl-Hayy, Abdl-Alm, Abdl-Kdir ve AbdlMrd isimlerini almaktadr. Her ne kadar bu grler ilk bakta makrokozmoz anlamndaki lemin korunmasndan ibaret gibi grnyorsa da, byk (evren) ve kk (insan) olmak zere iki lemin btnl asndan bakldnda bnl-Arab,
364 365

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 403-404. bn Arab, a.g.e., c. II, s. 404. 366 bn Arab, Tedbrt- lhiyye, s. 307 vd. 367 Nebe, 78/6-7. 368 Bu srla mnasebet kurmak iin baz riclullah dalarda oturdular. Hak oturulan yere bakt iin onlarn oturduklar yerlerde gz eserleri grlmez, yeillikleri solmaz. Hzra bu adn verilmesi oturduu kuru yerin tazelenip yeermesi yzndendir. nk hdr yeil demektir. Evliyaya bu mana onlardan kalmtr, zira onlarn oklar onlarn ruh frmesiyle diridir. Bursev, Kitabul-Hitab, s. 309. 369 Araf, 7/17. 370 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 277; Kr: bn bidin, cbetl-Gavs s. 268; Bursev, a.g.e., s. 308-309.

78

blisin demoullarn aldatma konusunda drt boluktan sz etmi olmaktadr. Bu drt boluk hayat, bilgi, kudret ve irdedir.371 bnl-Arab, evtddan bahsederken, riclul-gayb hiyerarisinden genellikle ricl (adamlar) diye sz edilse bile onlarn arasnda kadnlarn da olabileceini belirtmektedir. Ricl olarak ifade edilmesi erkeklerin daha ok olmasndan dolaydr. Hatta bir kimseye bedellerin says ne kadardr? diye sorulduunda krk nefstir diye cevap vermi, niin krk adam demiyorsun denildiinde ise, bazen aralarnda kadnlar da bulunabilir diye karlk vermitir.372 Nitekim kadn olmak kemle engel deildir. Onun iin bnl-Arab ve byk eyhler, kmile ve rife hatunlardan nicelerinin sohbetlerinde bulunmular, terbiyelerinden ilhi feyiz ve yce terakkler bulup faydalanmlardr.373 Hakk tarafndan lemin drt ynn korumak zere tayin edilen evtd, her dnemde Hz. drs, Hz. lys, Hz. s ve Hz. Hzr (a)n vekilidirler.374 Bu durumu yle aklayabiliriz: bnl-Arabye gre cismiyle bu dnyada yaayan drt resul bulunmaktadr. Bunlar; Hz. drs, Hz. lys, Hz. s ve Hz. Hzrdr. Ad geen bu peygamberler cisimleriyle dnya leminde yaamaktadrlar ve bu ynyle hepsi de direklerdir (evtd). Bu drt kiiden birisi kutub, ikisi imamdr. Bunlar dier veted ile birlikte drt evtd oluturmaktadrlar. Onlardan birincisiyle Allah iman, ikincisiyle velilii, ncsyle nebilii, drdncsyle ise resull korur. Hepsiyle birlikte ise Allah Hanif dinini korur. Cisimleriyle beraber, dnyada var olsalar bile, her dnemde bu mmet iinden, bu drt peygamberin her birinin kalbi zerinde olan biri vardr. Onlar (evtd), her devirde bu peygamberlerin - Hz. drs, Hz. lys, Hz. s ve Hz. Hzrvekilleridir. bnl-Arabye gre velilerin byk ksm ne kutbu, ne iki imam ne de vetedi bilirler. Onlar sadece vekilleri bilirler, yoksa ad geen resulleri bilmezler. Hatta mmetten bazlar bu makamlara ulatnda veya bu makamlar kendilerine tahsis edildiinde vekil olduklarn renirler. Kutbun vekili, kutbun bakas
371 372

Zafer Erginli, a.g.m., s. 172. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 277-278; Bursev, a.g.e., s. 309-310. 373 Bursev, a.g.e., s. 309-310. bnl-Arabnin istifade ettii kadn eyhler ile ilgili bilgi iin bkz: Hlya Kk, Anne Nr El-Ensriyyeden lime-i Hicaz Fahrun-Nis Bint Rsteme: Muhyiddn bn Arabnin evresindeki Hanmlar, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, ss.193-219. 374 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 267-271; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 201.

79

olduunu, kendisinin ise vekil olduunu; imamn vekili ise, imamn bir bakas olduunu, kendisinin ise vekil olduunu renir. Ayn ey vetedin vekili iin de geerlidir.375 Riclul-gayb hiyerarisinde evtddan sonra abdl gelmektedir. 4) Abdl a) Abdl ile lgili Grler Abdl, Arapada karlk, birinin yerine geen anlamlarna gelen bedel ve bedl kelimelerinin ouludur. Abdl, Allahn kendileriyle yeryzn ikme ettii slihlerden bir topluluktur. Byle isimlendirilmelerinin sebebi, onlardan biri ldnde baka birinin onun yerine gemesidir.376 Abdl kelimesi, zamanla Farsa ve Trkede tekil manasnda kullanlm ve Farsada abdln, Trkede abdallar eklinde oul yaplmtr. Bdel kelimesi de abdl ile ayn anlamda kullanlmtr. Bu kelimelerden hibiri, sonradan tasavvufun abdl geleneinde ihtiva ettii mana ile Kuran- Kerimde yer almamtr. Fakat baz hadislerde ve hadis diye rivayet edilen birtakm szlerde abdl ve bdel kelimeleri gemekte, bu kimselerin nitelikleri, saylar ve yaadklar yerlerden bahsedilmektedir.377 Abdl kavram ile ilgili olarak hicr nc asrdan bu yana oluan manalar ele alnrsa, bu kavramn, birbirinin yerine geenler, diledikleri zaman yerlerine ayn ekil ve grnmde bakasn (bedel) brakarak diledikleri yere gidenler, peygambere veya kutba vekil (bedel) olanlar vb. anlamlarda kullanld grlmektedir. Ancak Arapadaki bedel ve bedl kelimeleri, tasavvuf kaynaklarnn abdaln bata gelen nitelikleri olarak dile getirdikleri ubdiyet, zhd, riyzet, inziv, kalp temizlii, velilik gibi anlamlardan hibirini ihtiv etmemektedir.378 Abdl anlaynn ilk ortaya kt zamanlarda, abdl tabirinin bid ve zhidlerle birlikte muhaddis ve fakihler iin de kullanld grlmektedir. Nitekim itimada en yakn bilinen abdl hadislerini nakleden Ahmed b. Hanbel (241/855), yeryznde muhaddislerden baka abdl tanmadn sylemitir.379 mam afi

375 376

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 267-271. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. I, s. 343-344. 377 Tezimizin ilgili blmnde konuyla ilgili hadisler ve deerlendirmeleri ayrca ele alnacaktr. 378 Sleyman Uluda, Abdal, c.I, s. 59. 379 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 253-254; Sehv, el-Meksdul-Hasene, s. 10.

80

(204/819) ve mam Buhr (256/870)nin de abdal kelimesini beendikleri kiiler iin bir takdir ifadesi olarak kullandklar rivayet edilir.380 Hakm-i Tirmiz (320/932) abdla iki manadan dolay bu adn verildiini belirtir. Birincisi, riclul-gaybtan biri vefat ettiinde Allah bir bakasn onun yerine bedel yapt iin; ikincisi, onlar kt ahlk, amel ve inanlarn terkedip, iyileriyle deitirdikleri iin onlara bu isim verilmitir.381 Ragb el-Isfahn (.502/1108), abdal kelimesinin kk itibariyle terim haline gelmi anlamnn; te Allah onlarn ktlklerini iyiliklere evirir382 ayetinden kaynaklandn belirtmitir.383 Kan (.730/1330), tasavvuf stlahlarn ele ald eserinde, abdl yerine bdel kelimesini kullanmtr. Ona gre kendisinin yerine bakasn vekil brakan kimselere bdel denir. Bunlar bulunduklar toplumdaki meknlarndan uzaklaarak, yerlerine tpk kendilerine benzeyen birini brakrlar. Bylece hi kimse onun gzden kaybolduunu fark edemez. Bunlar yedi kii olup brahim (a.s)in kalbi zeredirler.384 Knnin yapm olduu bu tanm bnl-Arabnin yapm olduu tanmn tekrar gibidir.385 Esasen daha nce de ifade ettiimiz gibi birok mellifin bnl-Arabnin fikirlerini, tasavvuf felsefesini takip ettii bilinmektedir. bnl-Arabye gre bu adamlarn abdl diye isimlendirilmelerinin sebebi udur ki onlar, bir yerden ayrldnda ve ilerinden birisini o yere brakmak istediklerinde bunu dndkleri bir yarar ve Hakka yaknlk amacyla yaparlaroraya kendi suretlerinde bir ahs brakrlar. O ahs gren hi kimse, onun kendisini brakan adamn ayn olduundan phelenmez. Gerekte ise, o deildir. O kii, bedelin sahip olduu bir bilgi nedeniyle kastl olarak oraya brakt ruhan bir ahsiyettir. Byle bir kuvvete sahip herkes, bedeldir. Kendisinin bilgisi olmakszn, Allah biri adna bir bedel grevlendirirse, byle bir kii zikredilen bedellerden deildir.386

380 381

bn Arrk, Tenzhu-eratil-Merfa, c. II, s. 307; Sehv, el-Meksdul-Hasene, s. 9. Eb Abdillah Muhammed el-Hakm et-Tirmiz, Nevdirul-Usl f Marifeti Ehdsir-Rasl, Thk. Mustafa Abdulkadir At, Beyrut 1992, c. I, s. 167. 382 Furkan, 25/70. 383 Ebul-Ksm el-Hseyin b. Muhammed er-Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, Tahk. Muhammed Seyyid Keyln, Drul-Marife, Beyrut, ts., s. 39. 384 Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 62. 385 Bkz: bnl-Arab, Kitabu Istlahs-Sufiyye, s. 4. 386 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 279-280.

81

Aslnda abdl kavramnn, tasavvuftaki riclul-gayb hiyerarisinde ifade ettii manasnn dnda yaygn bir kullanm vardr. Buna gre abdl kelimesinin ifade ettii anlamlar ile ilgili olarak unlar kaydedilmektedir: Mevcut bilgilere gre abdl tabiri, byk bir ihtimalle XII-XIV. yzyllardan balayarak randa yazlm olan edeb metinlerde dervi manasnda kullanlmtr. XIV. yzylda ran sahasnda abdl tabiri ile, Kalenderlere benzeyen serseri derviler kastediliyordu. XV. yzyl metinlerinde ise, kelimenin meczp, dvne manasna geldii grlmektedir. Abdl kelimesi XVII. ve XVIII. yzyllarda daha ziyade serseri ve dilenci dervi manasnda kullanlmtr.387 Anadolu Trkleri arasnda abdal tabirinin, randan daha yaygn olduu ve XIV. asra ait edeb vesikalardan anlaldna gre, bu asrn balarndan itibaren Anadoluda abdl lakapl dervilerin oald belirtilmektedir. Abdl Musada olduu gibi bu lakap bazen ismin bana, Kumral Abdl, Pir Sultan Abdl veya Kaygusuz Abdlda olduu gibi bazen de ismin sonuna gelmektedir. XV. yzylda abdal ile e anlaml olarak k kelimesi de kullanlmtr. Daha sonralar abdl kavramnn Kalender veya Haydar yerine de kullanld ifade edilmektedir.388 Fuad Kprl de abdl tabirinin kalender, k vs. ile eanlaml olarak kullanldn ve batn zmrelere mensup dervilerin ad olarak zikredildiini belirtmektedir.389 Bektalik XVII. asrda birok Rfiz zmreleri ile birlikte abdllar da iine almtr. XVIII. yzylda Bekt abdllar tabirinin yaygnlk kazand, abdl kavramnn Bekt kelimesi ile e anlaml olarak kullanld grlmektedir. Bununla birlikte XVII. ve XVIII. asrlarda abdl zmrelerinin Bektlik iinde eritilerek temsil olunmasndan sonra da abdl topluluklarndan bir ksmnn, ehir Bektiliine karmayarak kylerde yaayan heteredoks Alev zmreleriyle birletii anlalmaktadr.390 Netice itibariyle, abdl kavramnn tasavvuftaki riclulgayb hiyerarisindeki bir grubun ad olarak kullanlmasndan baka, deiik zmreleri temsil eden insanlar iin de bir ad olarak kullanld grlmektedir. bnl-Arab, abdl kavram ve abdln says hakknda verdii bilgilerde, abdln, mterek bir lafz olduunu, sflerin, ktlenmi sfatlar vlm

387 388

Orhan F. Kprl, Abdal, TDVA, stanbul 1988, c. I, s. 61. Ayn yer. 389 M. Fuad Kprl, Abdal, Trk Halk Edebiyat Ansiklopedisi, stanbul 1935, c. I, s. 31-34. 390 Orhan F. Kprl, Abdal, c. I, s. 61.

82

sfatlarla deitirenlere abdl dedikleri gibi, ayn zamanda, kendilerinde toplanm bir sfat sebebiyle zel bir gruba da bu adn verildiini ifade eder. Bunlarn says, bazlarna gre krk, bazlarna gre ise yedidir. Saylarnn yedi olduunu syleyenler, abdl evtdn dnda sayanlardr. Evtd drt kii sayanlar ise onlar abdldan sayanlardr. O halde abdl, yedidir.391 Bu yedi kiiden drd evtd, ikisi imam, birisi ise kutubtur. Dolaysyla abdl, bu yedi kiiden oluur.392 Abdaldan drdnn isimleri drt evtdn isimleridir ki Abdl-Hayy, AbdlMrd, Abdl-Alm, Abdl-Kadrdir. Beincinin ismi Abds-Sem, altncnn ismi Abdl-Basr ve yedincinin ismi Abd-ekrdur.393 Bundan zhir olur ki evtd- erbaa yedi abdldandr. Nitekim isimlerinin ayn olmas ona delildir. Buna gre, imman, yani kutbun vezirleri ve kutub abdala dhil olup onlarla yedi olur. Bazlar abdl, evtddan bakadr demilerdir. Nitekim isimlerinin farkl olmas da ona delildir. Zira daha nce de getii gibi, kutbun sandaki imamn ismi AbdrRabb, kutbun solundaki imamn ismi Abdl-Melik ve kutbun ismi Abdullahtr.394 Muhammed Emin bn bidin (1258/1836)e gre, abdl, krk kiidir ve her birinin kendine zel derecesi vardr. Onlarn derecelerinin ilki (en altta bulunan), salihlerin en st derecesine denk der. Onlarn en st derecesi ise, kutbun ilk derecesidir. Onlardan biri ldnde, Allah Tel derece bakmndan onun altnda olanlardan ona en yakn olan yerine bedel yapar. Ona derece bakmndan en yakn olan kimselerin bedel yaplmas hep bu minval zere olur. Sonuta onlarn ilk derecesine salihlerden biri girer ve bedellerin seyr-i slkne katlr. Saylar kyamete kadar daima tam olarak devam eder. Kyamet emri geldiinde ise, hepsinin ruhu birden kabzolunur.395 Abdln bazen riclul-gaybten saylar krk olan recebiyyn ile

kartrldn ima eden bnl-Arab, ehlullahtan recebleri gren kimsenin bedeller krk kiidir dediini ifade etmektedir.396 Yine o, abdaln saysnn yedi, bdelnn

391

bnl-Arab, abdln saysnn yedi, bdelnn ise on iki olduunu belirttikten sonra bdelnn ounlukla ismen abdl ile say itibariyle de nkab ile kartrldn sylemitir. bn Arab, elFthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 333. Seyyid erf Crcn de bu hataya derek bdelnn yedi kii olduundan sz etmitir. Bkz: Crcn, Kitbut-Tarift, s. 44. 392 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 400. 393 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 279. 394 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 311. 395 bn bidin, cbetl-Gavs, s. 266. 396 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 281.

83

ise on iki olduunu belirttikten sonra bdelnn ounlukla ismen abdl ile say itibariyle de nkab ile kartrldn sylemitir.397 Abdaln says hakknda farkl rivayetler mevcuttur. Hadis olduu ne srlen bu rivayetlerde abdaln says ile ilgili yedi, otuz, krk, altm, yetmi, seksen gibi rakamlar verilmektedir. Bu hususta gemiten bu yana benimsenen ve halen de yaygn olan en eski anlaya gre abdaln says krk olarak398 gsterilmektedir.399 Bu nedenle abdl kelimesi bazen krklar tabiri ile ifade edilir. Annemarie Schimmel, riclul-gayb hiyerarisindeki gruplardan krklara slamda zel bir nem verildiini belirterek yle der: Onlar hakknda saysz menkbe anlatlr; Yakndouda, Trkiyenin Trakya blgesindeki Krklareli ehri gibi varlklarnn dayandrld yer adlar da vardr. Genellikle krklarla ilikili saylan abdal kelimesi, bu yksek manev anlam ancak yava yava kazanm gibi grnyor. Senanin iirlerinde olduu gibi ilk dnem sufi metinlerinin bir ksmnda abdallar genellikle zahitlerle birlikte anlr. Daha sonralar bu kelime, lmnden sonra bir bakasnn kendi yerine (bedel) brakt veli iin kullanlmtr. Trkiyede zellikle Bekta geleneinde, Kaygusuz Abdal (.1444), Pir Sultan Abdal (.1590) gibi belirli bir grup tasavvuf ehlinin adeta lakab haline gelmitir.400 Ahmed Ziyuddin Gmhanevye (.1311/1893) gre abdl; fazilet, kemal, istikamet ve itidal ehli kimseler olup, yedi kiidirler. Bunlar vehim ve hayalden kurtulmulardr. Bunlarn drt zahir drt de batn amelleri vardr. Zahir amelleri; skt, az uyku, alk ve uzlet olup bunlarn da zahir ve batn taraflar vardr. Sktun zahir taraf Allahn zikrinden baka olan szlerin terk edilmesi, batn taraf ise insann iinin her trl tafsilat ve haberlere sessiz kalmasdr. Az uyumann zahir taraf uykusuzluktur, batn taraf ise gafletin bulunmamasdr. Aln zahir taraf seyr- slkte kemale ermek iin sekin kimselerin a kalmasdr, batn taraf ise nsiyetin elde edilmesi iin mukarreb olanlarn doyumsuzluudur. Uzletin zahir

397 398

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 333. Ebubekr Ahmed b. Ali el-Hatb el-Badad, Tarihu Badad, Mektebetl-Hanc, Kahire, M.1931/H.1349, c.III, ss. 75-76. 399 Sleyman Uluda, Abdal, TDVA, c. I, s. 60. 400 Annemarie Schimmel, slamn Mistik Boyutlar, s. 216.

84

taraf insanlarn arasna karmay terk etmektir, batn taraf ise insanlarla nsiyeti terk etmektir. Abdln batn amelleri ise; tecrid, tefrid401, cem402 ve tevhid403dir.404 Yine ona gre, abdln zelliklerinden biri de, bir kiinin bulunduu yerden ayrlp geride sadece kendi suretinde bedenini brakmasdr. Bu suret o gidenin yerine bedel olup baka bir ey deildir. Bedel ise brahim (a.s.)in kalbi zeredir. Bu bedellerin en nlerinde imam olan biri vardr ki dierleri ondan emir ve feyz alrlar ve ona uyarlar, bu zat da onlarn kutbudur.405 Abdl o kadar gldr ki, daha nce belirtildii gibi kendi makamlarna bir bedel brakp diledikleri yere gidebilirler. Bu kuvvet kt huylar iyi ahlaka tebdl etmekten hsl olur. Bunu biraz daha aklarsak yle diyebiliriz: Hak yolunda drt erkn vardr ki; Hakk, nefsi, dnyay ve eytan bilmek bu drt erkna baldr. Bunlar; susmak, halktan uzak kalmak, alk ve uyumamaktr. nsan halktan ve kendinden ayrlp bunlar anmasa ve Allah zikretmekle urasa ve cisim gdasndan yz evirse ve uyumasa, bu drt hasletin toplanm olmas sebebiyle beerlii meleklie, kulluu efendilie, akl duyguya, gayb ehdete ve batn zahire dner. Yani onlarn yerine bunlar geer.406 Abdllarn hasta olmadklar ve o hastalklarn tedavi ile uramadklar srece bir yerde ikamet etmedikleri, srekli olarak seyahat ettikleri belirtilir. Onlar, yemek yerler, elbise giyerler ve abdal olmazdan evvel evlenirler de. Evlenmilerse,

401

Tecrd-Tefrd: Yalnz bana kalmak, tek tek yapmak, soyutlanmak gibi anlamlar olan iki Arapa kelimedir. Slikin, dn mal ve mlkten, iini de karlk bekleme anlayndan arndrmasdr. Tecrd, mlik olmamak; tefrd memlk olmamaktr. Tecrd, kalbi Allahtan baka eylerden uzak tutmak; tefrd, Hakk nna lyk olmayan sfatlardan yce tutmak, Onu ferd yani esiz ve benzersiz olarak grmektir. Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 641. 402 Cem: Bir araya gelmek, toplamak, biriktirmek gibi anlamlar olan Arapa bir kelimedir. Tasavvuf bir terim olarak kadm (ncesiz) ile hdis (sonradan olan) arasndaki ayrln ortadan kalkmasdr. Zira, cem halindeyken ruh basireti, Allahn zt cemlini mhedeye doru ekilir. Eyalar ayrt edici akl, kadim olan zt nurunun kendisine galip gelmesiyle rtl kalr. Hakk geldiinde batl kaybolduu iin, huds ile kdem arasn ayrt etmekten uzaklar. Bu hale cem ad verilir. Sonra izzet perdesi ztn vechi zerine rtlnce, ruh madde lemine dn yapar. Bu hale de tefrika hali denir. Ceme makam olarak yerlememi balang durumundaki mritler, cem ve tefrika arasnda gelir giderler. Ethem Cebeciolu, a.g.e., s. 121-122. 403 Tevhd: Birletirmek manasna gelen Arapa bir kelimedir. Allahn ztn, aklla tasavvur olunan, zihn olarak hayal edilebilen her eyden uzak tutmaktr. ki eit tevhd vardr: Kusd ve uhd tevhd. Kusd tevhd; sadece Allah kastetmek, istemek veya Allahn istediini istemektir. Yani kulun ve Allahn iradesinin bir noktada birlemesidir. Bu, kulun iradesini Hakkn iradesinde eritmesi eklinde de tanmlanr. uhd tevhd ise slikin vecd halinde masivay terk ederek sadece Hakk grmesidir. Buna, vicdn ve zevk tevhid de denilir. Ethem Cebeciolu, a.g.e., s. 659. 404 Gmhanev, Cmiul-usl, s. 4. 405 Ayn yer. 406 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 313.

85

artk evli kalrlar. nk abdl olmak eriattan ve tarikattan ayrlmay gerektirmez. Ama abdl olduktan sonra artk evlenmezler. Zira daima yolculuk etmeleri, eleri ve ocuklar ile ilgilenmelerine engel olur.407 Sleyman Uluda, abdl konusunun tasavvufun temel kaynaklarndaki yeri ile ilgili olarak u tespitlerde bulunmaktadr: Abdullah b. Mbarek (.181/797), Hris el-Muhsib (.243/857), Eb Talib elMekk (.386/996), Serrc (.378/988), Kelbz (.380/990), Slem (.412/1021), Kueyr (.465/1072), Gazl (.505/1111), Hucvir (.470/1077) gibi tasavvufun ilk ve en byk melliflerinin eserlerinde abdl konusu ya hi yer almam veya pek az ilgi grmtr. Eb Nuaymn Hilyesinde ise sadece hadis olduu iddia edilen baz ibareler nakledilmitir. Ancak abdl telakkisi, eitli melliflerce az ok farkl ekillerde aklanm da olsa, btn tasavvuf zmreleri arasnda benimsenmi ve ayn ekilde deer kazanan ricalul-gayb telakkisiyle btnletirilmitir.408 Gemiten gnmze birtakm tasavvuf eserlere bakldnda, bunlarn, abdallarn madd, ruh ve ahlak nitelikleri, lemin ileyii ve dzeninin salanmasna ynelik tasarruflar, saylar ve yaadklar yerler hakknda olduka geni bilgiler verdii grlmektedir. Mellifler, bu bilgileri ortaya koyarken hadis olarak kabul ettikleri birtakm rivayetlerden de istifade etmilerdir. Fudayl b. Iyaz (187/802)n, Bize gre ermi kii, ok oru ve ok namazla deil, ancak gnl zenginlii, kalp temizlii ve insanlarn iyiliine almakla ermitir anlamndaki sznn409, sonralar abdln en ok tekrarlanan tarifi olduu hatta hadis olarak nakledildii de belirtilmektedir.410 Seriyys-Sekat (.257/870), abdln sahip olduu drt nitelikten sz eder. Bunlar; vera hussunda tam bir titizlik, salam irde, i dnyy ahlk sorunlardan arndrmak ve ahlk hususlarda samm olup ilkeli davranmaktr.411 Sehl b. Abdullah et-Tster (.283/896) ise, riclullahtan bir ksmna; mutmainlie ulaan nefslerinin kalbe tesir eden ynnn nurlanmas sonucunda ahlklarn gzelletirmeye ve kt

407 408

Ayn eser, s. 314. Sleyman Uluda, Abdal, c.I, s. 59. 409 Slem, Tabaktus-Sfiyye, s. 24. 410 Sleyman Uluda, Abdal, TDVA, c.I, s. 59. 411 Slem, a.g.e., s. 54. Sadakay gizli vermenin de Allahn abdala tahsis ettii yce makama ulamak iin art olduu ileri srlmtr. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Thk. Osman Yahyabrahim Medkur, el-Mektebetl-Arabiyye, Kahire, 1403/1983, c. VIII, s. 420.

86

niteliklerini iyiye doru tebdl etmeye balamalar nedeniyle abdl denildiini ifade etmektedir.412 Cneyd-i Badd (.297/909), bdeldan otuz kiinin kendisine; halk Yce Allaha dvet etme ehliyetine shipsin diye irette bulunmadka, nasihat etme faliyetine girimediini sylemektedir.413 mm- Gazl de Kbe-i muazzamay her akam bir abdln tavf etmekte olduunu ve bu durumun sona ermesinin Kbenin yerden ref olunmasna sebep olacan haber vermektedir.414 Zaman ierisinde gelierek, felsefeden ve birtakm mitolojik unsurlardan da yararlanan tasavvuf anlaynda, kendilerine tasarruf yetkisi verilen abdln, hayrlarn temini, ktlklerin giderilmesi, bol yamur yamas, bereketin artmas, zalimlerin cezalandrlmas, belalarn kaldrlmas vb. konularda, lemdeki ileyi ve dzenin salanmas ve devam ettirilmesine ynelik birtakm grevleri icra ettikleri ileri srlmtr. Metafizik bir hviyete sahip olduklar sylenen abdl, herkes tarafndan kolayca tannmaz, baz mstesna kiiler dnda kimseye grnmezler; zaman ve mekn snrlarn aarak diledikleri anda diledikleri yerde bulunurlar, Allahtan ne dileseler geri evrilmez. Bu yzden abdl, sevgilerine ihtiya duyulan, gcendirilmelerinden saknlan zel kimseler olarak grlmtr. Abdln lem zerindeki etki ve yetkileri hakkndaki gr ve dnceler, zellikle bnl-Arab tarafndan daha da gelitirilmitir.415 bnl-Arabye gre abdl, yedi kiidir, onlarn saylar artmaz ve eksilmez. Allah onlar vastasyla yedi blgeyi (yedi iklm) muhafaza eder. Her bedelin vali olduu bir blgesi vardr.416 Onlardan birisi Halil brahim (a.s.)in kademi zerindedir. Birinci blge ona aittir. kincisi Kelm Musa (a.s.)nn, ncs Harun (a.s.)un, drdncs dris (a.s.)in, beincisi Yusuf (a.s.)un, altncs sa (a.s.)nn, yedincisi dem (a.s.)in kademi zerindedir.417 bnl-Arab, el-Fthtl-Mekkiyye adl eserinde kefe dayal olarak

verdii aklamalarda; yedi bedele ait yedi blge bulunduundan, bedellerin


412 413

Shreverdi, Avrifl-Marif, c. I, s. 125. Eb Bekr Muhammed b. shk el-Kelbz, et-Taarruf li Mezhebi Ehlit-Tasavvuf, DrulKtbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut 1413/1993, s. 163. 414 Gazl, hyu Ulmid-Dn, c. I, s. 243. 415 Sleyman Uluda, Abdal, c. I, s. 59. 416 Yani her bedel iin bir blge tayin olunmutur ki, onun velayet ve tasarrufu o blgelere mahsustur, baka yere gemez. Bursev, Kitabul-Hitab, s. 310. 417 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 278; Bursev, a.g.e., s. 310.

87

makamlarndan ve dsturlarndan, bedeller adna haftann gnlerinde meydana gelen ilm konulardan, gezegenlerin hareketlerinden meydana gelen ulv ve sfl eserlerden vb. sz etmektedir. imdi bunlar ele alalm.

b) Yedi Bedel ve Yedi klim (Blge) Allah yeryzn yedi iklime (blgeye) ayrm, mmin kullarndan yedi tanesini seerek, onlar abdl olarak isimlendirmitir. Her blgenin bir bedeli vardr ki, Allah o blgeyi o bedel vastasyla ayakta tutar. Birinci blgeye emir, birinci semdan iner ve o semnn yldznn ruhaniyeti kendisine bakar. Bu blgeyi koruyan bedel, Halil (a.s.)in kalbi zerindedir. kinci blgeye emir, ikinci semdan iner ve yldznn ruhaniyeti kendisine bakar. Onu koruyan bedel, Hz. Musa (a.s.)nn kalbi zerindedir. nc blgeye ilahi emir, nc semdan iner ve yldznn ruhaniyeti kendisine bakar. Onu koruyan bedel, Hz. Harun (a.s.) ve Yahya (a.s.)nn kalbi zerindedir. Onlara Hz. Muhammed (a.s.) de yardm eder. Drdnc blgeye emir btn feleklerin kalbinden iner ve en byk yldzn ruhaniyeti ona bakar. Bu blgeyi koruyan bedel, Hz. dris (a.s.)in kademi zerindedir. Hz. dris imdiye kadar lmeyen kutubtur, dier kutublar onun vekilleridir. Beinci blgeye ilahi emir, beinci semdan iner ve yldznn ruhaniyeti kendisine bakar. Onu koruyan bedel, Hz. Yusuf (a.s.)un kalbi zerindedir ve Hz. Muhammed (a.s) kendisine yardm eder. Altnc blgeye emir altnc semdan iner ve yldznn ruhaniyeti ona bakar. Bu blgenin bedeli, Allahn ruhu Hz. sa (a.s.)nn ve Yahya (a.s.)nn kalbi zerindedir. Yedinci blgeye emir, dnya semsndan iner ve o semnn yldznn ruhaniyeti kendisine bakar. Bu blgeyi muhafaza eden bedel ise, Hz. dem (a.s.)in kalbi zerindedir.418 Dolaysyla Allah, kendilerine abdl denilen bu yedi kii ile bu yedi blgeyi muhafaza eder. Grld gibi her bedelin bir blgesi vardr. Yedi semnn ruhaniyeti onlara bakar. Abdldan her bir ahs, bu semlarda bulunan peygamberlerin ruhaniyetinden meydana kan bir gce sahiptir. Bylece bu yedi bedelin kalplerine bu peygamberlerin kalplerinden gler iner. Sz konusu

418

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 455.

88

peygamberler Halil brahim, Musa, Harun, dris, Yusuf, sa ve demdir. Yahya ise sa ile Harun arasnda gider gelir.419

ba) Birinci Blge ve Bedeli Birinci blgeyi koruyan bu bedel adna Cumartesi gn meydana gelen her ilm konu, Halil brahim (a.s.)in ruhaniyetindendir. Bu gnde ate ve hava unsurunda oluan her ulv eser Keyvn (Zhal, Satrn) gezegeninin kendi feleinde hareket etmesinden meydana gelirken su ve toprak unsurunda meydana gelen her sfl eser ise bu gezegenin feleinin hareketinden oluur. Allah Tel seyyar gezegenler hakknda yle buyurur: Hepsi bir felekte yzer.420 Baka bir ayette ise Yldz ile yollarn bulurlar421 buyurur. u halde Allah, yldzlar klavuz edinilsin diye yaratt.422 Bu gnde ve dier gnlerin gece ve gndzndeki saatlerinde birinci blgeyi koruyan bu bedel adna meydana gelen ilimler; sebat ve temkin ilmi, devam ve bek ilmidir.423 Birinci bedelin makam ve dsturu, Onun benzeri hibir ey yoktur424 ayetidir. Bunun nedeni, ilkliin kendisine ait olmasdr. nk bir benzeri kendisinden nce olsayd, onun ilk olmas geerli olmazd. Binaenaleyh onun zikri, kendi makamna uygundur.425

bb) kinci Blge ve Bedeli Perembe gn meydana gelen her ilm mesele, Musa (a.s.)nn

ruhaniyetindendir. Ate ve hava unsurunda oluan her ulv eser Mteri (Jpiter)nin yzmesinden, su ve toprak unsurunda oluan her sfl eser ise onun feleinden kaynaklanr. Bu bedele ait blge ikinci blgedir. Bu gnde ve dier gnlerin saatlerinde onun adna meydana gelen ilimler unlardr: Bitkiler ve detler ilmi, hayrn ve gzel

419 420

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 376. Enbiya, 21/33. 421 Nahl, 16/16. 422 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 381. 423 Ayn yer. 424 ra, 42/11. 425 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 381-382.

89

ahlkn sebepleri ilmi, Hakka yaklatran eylerin ilmi, amellerin kabul ve bu amellerin sahiplerini nereye ulatracann ilmi.426 kinci bedelin dsturu, Rabbimin kelimeleri tkenmezden nce deniz tkenirdi427 ayetidir. Bu ise Hakkn ilminin makamdr ve onun ilimesi sonsuzdur. lim, nitelikler sralamasnda ikincidir. nk niteliklerin ilki, hayattr, ondan sonra ilim gelir.428

bc) nc Blge ve Bedeli Sal gn meydana gelen her ilmi mesele, Harun (a.s.)un ruhaniyetinden meydana gelir. Ate ve hava unsurunda meydana gelen her ulv eser ise Merih (Mars) feleinin ruhaniyetinden kaynaklanr. Su ve toprak unsurunda oluan her sfl eser, beinci felein hareketinden meydana gelir. Bu bedele ait blge nc blgedir. Ona bu gnde ve dier gnlerin saatlerinde verilen ilimler unlardr: Mlk ynetme ve idare ilmi, himaye ve koruma ilmi, ordu dzeni, sava ve harp hileleri ilmi, kurbanlar ve hayvan kesme ilmi, kurban gnlerinin srlar ve onun dier ksmlara yaylmasnn ilmi, hidayet ve dallet ilmi ve phenin kanttan ayrmas ilmi.429 nc bedelin dsturu ve makam, Nefislerinizde de grmyor musunuz?430 ayetidir. Bu ise nc mertebedir. nk ilk ayetler ilahi isimlerdir, ikincil ayetler ise ufuklardadr. kincileri takip eden ayetler ise nefislerimizde olan ayetlerdir. Allah yle buyurur: Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve kendi nefislerinde gstereceiz.431 Bu nedenle bu dstura, nc bedel tahsis edilmitir.432

bd) Drdnc Blge ve Bedeli Pazar gn meydana gelen her ilm konu, dris (a.s.)in maddesindendir. O gnde, hava ve ate unsurunda oluan her ulvi eser ise Gnein yznden ve Allahn gnee tevd ettii eylerle bakmasndan kaynaklanr. Pazar gnnde su ve

426 427

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 380. Kehf, 18/109. 428 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 382. 429 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 378-379. 430 Zriyt, 51/21. 431 Fussilet, 41/53. 432 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 382.

90

toprak unsurunda oluan her eser, drdnc felein hareketindendir. Kendisini koruyan bu ahsn yeri, drdnc blgedendir.433 Abdldan bu blgeye tahsis edilmi ahs iin meydana gelen ilimler unlardr: Ruhnlik srlarnn ilmi, nur ve k ilmi, imek ve u ilmi, aydnlk her cismin ve niin aydnlandnn ilmi, aydnlanabilir olmay salayan mizacn mahiyetinin ilmi. Aydnlk cisimlere rnek olarak canl snfndan ate bcei ya da bitkilerden incir aacnn kklerini ya da talardan inci ve yakutu ve hayvann kimi etlerini verebiliriz. Maden, bitki, hayvan, insan ve melekteki keml ilmi, herhangi bir bitki veya hayvanda ortaya ktnda doru hareketin ilmi, tesis ve nurlarn nefesleri ilmi, mdebbir (ynetici) ruhlarn (bedenlerden) ayrlmasnn ilmi, belirsiz durumlarn zah edilmesi, kapal meselelerde sorunun halledilmesi, feleklerin ve arkn kard namelerin ilmi, telli alglar ve benzeri aletlerin seslerinin ilmi, onlarla hayvanlarn doalar arasndaki mnasebetin ilmi, bunlardan bitkilere ait eylerin ilmi, ruhan manalarn ve gzel kokularn kendisinde bittii eyin ve onlar kokulu yapan mizacn ilmi, neden ona dndklerinin, havann gzel kokular koklama duyusuna nasl aktardnn ve onun araz m cevher mi olduunun ilmi. Btn bunlar, bu blgenin sahibi olan bedel, Pazar ve dier gnlerde sz konusu felein ve ondaki gezegenlerin hkmnn saatlerinde ve kendisinde bulunan peygamberin ruhaniyetinden elde eder ve renir. Cuma dnene kadar byle devam eder.434 Drdnc bedelin dsturundaki makam ise, Keke toprak olsaydm435 ayetidir. Toprak, merkez fikrini kabul edenlere gre, merkezi talep eden drdnc unsurdur. Bu nedenle krenin noktasnn topraa daha yakn bir eyi yoktur. O nokta, evrenin varlnn sebebidir. Bu drdnc bedel, Allaha, yani eyleri varedene yaklamak ister ve bu yaknlk ise ancak tevazuyla gerekleir. Tevazuda ise topraktan daha aada bulunan kimse yoktur. Toprak, bilgilerin kaynaklar ve nehirlerin kaynama yeridir. Sklan bulutlardan yaan eyler, topraktan ykselen rutubetlerin buharlardr. Bu meyanda pnarlar ve nehirler topraktan fkrd gibi

433 434

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 377. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 377-378. 435 Nebe, 78/40.

91

buharlar havaya topraktan kar. Bylece suya dnr ve yamur olarak yaar. Bu nedenle drdnc bedel drdnc unsura tahsis edilmitir.436

be) Beinci Blge ve Bedeli Allahn kendisiyle beinci blgeyi koruduu bu ahs adna Cuma gn meydana gelen her ilm konu, Yusuf (a.s.)un ruhaniyetinden meydana gelir. Ate ve hava unsurunda oluan her ulv eser, Zhre (Vens) gezegeninin bakndan meydana gelirken su ve toprak unsurunda meydana gelen her sfl eser, Zhre feleinin hareketinden kaynaklanr. Bu ise Allahn her semya vahyettii437 emirdendir. Baka bir deyile bu eserler, arz ve sem arasnda inen ilhi emirdendir. Sz konusu emir, bu ikisinin arasnda doan her eyde, baka bir anlatmla gkten yaan eyle bu yamay kabul eden yeryz arasnda oluan her eyde bulunur. Yamurla yeryznn dllenmesi gibi, yeryznn gkten inen eyi kabul etmesi, ocuun meydana gelmesi iin diinin rahminin erkein suyunu kabul etmesi ya da kular sz konusu olduunda dii kuun erkek kutan slak havay kabul etmesine benzer. Allah yle buyurur: Yedi g yaratt, yerden de bir o kadarn yaratt. Emir onlarn arasnda iner. Bylece Allahn her eye kadir olduunu renirsiniz.438 Kudret ancak var etmeyle ilgili olabilir. Bylelikle, bu ini (tenezzl) ile kastedilenin oluturma (tekvn) olduunu anlarz.439 Bu gnde ve dier gnlerdeki saatlerinde sz konusu ahs adna meydana gelen ilimler, cemal ve nsiyet mertebesinden tasvr ilmi ve ahvl ilmidir.440 Beinci bedelin makam ise Bilmiyorsanz zikir ehline sorun441 ayetidir. Sadece doan kii soru sorar. nk ocuk, tfllk makamndadr. Tfllk, yalk anlamndaki tfl kelimesinden tretilmitir. Allah yle buyurur: Sizi annelerinizin karnndan bir ey bilmiyor iken kard.442 Dolaysyla ocuk sormadan bilemez. O halde ocuk beinci mertebededir. nk onun anneleri drttr ki onlar da

436 437

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 382. Fussilet, 41/12. 438 Talak, 65/12. 439 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 380-381. 440 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 381. 441 Nahl, 16/43. 442 Nahl, 16/78.

92

unsurlardr. Bylece ocuk, beinci varlk oldu. Bu nedenle soru sormak, bedeller iinde beinci bedelin alkanl olmutur.443

bf) Altnc Blge ve Bedeli aramba gn meydana gelen her ilmi konu, sa (a.s.)nn ruhaniyetindendir. aramba, nur gndr. Ate ve hava unsurundaki her ulv eser, Ktib (Utarid, Merkr) gezegeninin kendi feleinde yznden, su ve toprak unsurundaki her sfl eser ise ikinci semnn feleinin hareketindendir. Bu gnn sahibi bedele ait blge, altnc blgedir. Onun iin bu gnde ve dier gnlerdeki saatlerde meydana gelen ilimler unlardr: Evhm, ilham, vahiy, grler, kyaslamalar, rya, ibare, sanatsal yaratm, koruma ve dzenleme ilmi, anlay gzne ilien srme ilmi, talimler ilmi, yaz ve dab ilmi, zecr, kehanet, sihir, tlsmlar ve niyetler ilmi.444 Altnc bedelin makamna gelince, onun dsturu imi Allaha havale ederim445 ayetidir. Bu, altnc mertebedir ve altnc bedele aittir. Altnc mertebenin ona ait olmasnn nedeni udur: Daha nce zikredildii gibi o, beinci mertebede soruyordu ve bilmiyordu. Sorduunda ise renmiti. rendiinde ise Rabbine dair bilgisinin hakikatine ulam ve bylelikle kendi iini Allaha havale etmiti. nk ii hakknda kendisinin bir gc olmadn ve Allahn dilediini yapan olduunu anlamtr. Bunun zerine yle der: Allahn beni iimin sahibi yaptn ki Allah dilediini yapandr- rendiimde, iimde Allaha tevekkl etmemin daha doru olduunu da rendim. Bylelikle onu (tevekkl dile getiren ayeti) dstur edindim.446

bg)Yedinci Blge ve Bedeli Pazartesi gnnde meydana gelen her ilm konu, dem (a.s.)in

ruhaniyetinden meydana gelir. Hava ve ate unsurunda meydana gelen her ulv eser ise Ayn yzndendir. Su ve toprak unsurunda oluan her sfl eser ise dnya semsnn feleinin hareketindendir. Bu ahsa ait blge, yedinci blgedir.

443 444

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 383. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 379. 445 Mmin, 40/44. 446 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 383.

93

Pazartesi ve bu felein hkmnn bulunduu Cuma gnnn btn saatlerinde bu bedel iin meydana gelen ilimler; mutluluk ve bedbahtlk ilmi, isimler ve onlara ait zelliklerin ilmi, med-cezir ilmi ile artma ve eksilmenin ilmidir.447 Yedinci bedelin makam ve dsturu, Biz emaneti arz ettik448 ayetidir. nk emanet, yedinci mertebenin sahibine aittir. Ayrca, insan diye tabir edilen demin yaratlmas da yedinci mertebede gerekleti. nk o, akldan, nefsten, sonra hebdan, sonra felekten, sonra iki etkinden (ate ve hava), sonra iki edilgenden (toprak ve su) olumutur. Bunlar ise altdr. Sonra insan ki demdir- yedinci mertebede olumutur. nsan Baak (Snble)ta var olduuna gre, onun ynetim sresi yedi bin sene olmutur. Bylece srenin yedinci mertebesinde var olmutur. Binaenaleyh emaneti ancak yedinin hakikatiyle zdeleen kimse tayabilir. O, bedellerin yedincisidir. Bu nedenle onun dsturu, iinde emanetin zikredildii bu ayet olmutur.449 Yukarda verilen bilgilerden anlaldna gre, bnl-Arab, haftann yedi gnnde olacak olaylarn yedi iklim ve yedi peygamber vstasyla abdln tasarrufuna verildiini sylemekle bunlarda birtakm metafizik nitelikler ve gler bulunduunu kabul etmektedir.450 smail Hakk-i Bursev de bnl-Arab gibi ad geen peygamberlerin mutasarrf olduklar blgeleri belirttikten sonra, adeta o blgelerin snrlarn izer. Ona gre, yeryz yedi seyyrenin (gezegenin) seyri zerine taksim olunup yedi hisse klnmtr ki her hissesine bir iklim (blge) derler. klim kalem kelimesinden alnmtr, kesilmi yer manasna gelir. Birinci iklim, Zuhale (Satrn) mensuptur ki Hind beldeleridir. kinci iklim, Mteriye (Jpiter) mensuptur ki in lkesidir. nc iklim, Merihe (Mars) mensuptur ki Trk illeridir. Drdnc iklim, emse (Gne) mensuptur ki Horasan memleketleridir. Beinci iklim, Zhreye (Vens) mensuptur ki Maverannehirdir. Altnc iklim, Utaride (Merkr) mensuptur ki Anadoludur. Yedinci iklim, Kamere (Ay) mensuptur ki Bulgar memleketleridir (Avrupa).451

447 448

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 378. Ahzab, 33/72. 449 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. II, s. 383-384. 450 Ahmet gke, a.g.m., s. 179. 451 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 310.

94

Hlsa Allah Tel Hazretleri yedi iklime yedi abdal yznden nazar eder. Onun iin her bedel kendine mensup olan iklimin ilerine vkf ve esrarna riftir. lmi, mazhar olduu ilahi ismin mulne ve ihatasna gredir.452 bnl-Arab, bu yedi abdalla Mekkede Hatmul-Hanbele denilen yerin ardnda karlap bir araya geldiklerini ve o blgeden daha gzel bir yer grmediini belirterek devamla yle der: Daha nce onlardan Musa es-Seddertiyi biliyyede 586 (1190 M.) ylnda grmtk. Bir amala bize gelmi ve grmtk. Ayrca bu adamlarn arasndan dalarn eyhi Muhammed b. Eref er-Rundyi de grdk. Dostumuz Abdlmecid b. Seleme bu bedellerden ad Muaz b. Eres olan birisiyle karlamt. Muaz, abdln byklerindendi ve arkadam onun selamn bize ulatrmt. Abdlmecid ona yle sormu: Abdl bu mertebeyi nasl elde etmitir? O da yle cevap vermi: Ebu Talibin (el-Mekk) zikrettii drt eyle elde ettiler. Yani alk, uykusuzluk, susma ve uzlet.453 bnl-Arab bir arkadann bir seyahatte abdldan birisiyle karlamasn yle nakletmektedir: Arkadalarmzdan birisi bir seyahatte abdldan birisiyle karlam, ona hkmdarlarn, vali ve halkn nasl bir bozukluk iinde olduklarndan bahsetmeye balam. Bedel sinirlenmi ve ona yle demi: Allahn kullarndan sana ne? Efendi ile kulu arasna girme. Rahmet, mafiret ve ihsan o insanlar arar. Yoksa sen ulhiyetin hkmnn ilevsiz kalmasn m istersin? Sen kendinle megul ol ve bu eylerden yz evir. Allaha bak ve Allah ile megul ol.454 Hilyetl-Abdl adl risalesinde455 bnl-Arab, Endls lkesinde

Meranetuz-Zeytunda, Kuran reten, byk bir fakh, hafz, erdemli ve yoksullara hizmet eden salih bir kimse olarak niteledii, Abdlmecid b. Seleme adl arkadann bandan geen bir olay nakletmektedir. Buna gre bu zat, bnlArabye unu anlatmtr:

452 453

Ayn eser, s. 311. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 280. 454 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XIII, s. 556. 455 Bu risalede bnl-Arab, abdaln nasl abdal olduunu yani abdaln niteliklerini anlatmaktadr. Bu nitelikler ise Eb Talib el-Mekknin, Ktul-Kulb adl eserinde zikrettii drt eydir. Bunlar; samt, uzlet, alk ve geceleri uykusuz kalmaktr. bnl-Arab bu risalesinde bu drt vasf tek tek aklamaktadr. Bkz: bn Arab, Kitabu Hilyetil-Abdal, s. 1-10.

95

Bir gece namaz kldm kemde Kuran okuyordum. Kurandan bir hizip tamamlayp bam geriye doru omuzlarma yaslayarak Allah zikrettim. Birden bir ahs belirdi, zerinde namaz kldm seccademi altmdan ekti. Onun yerine kuru bir hasr serdi ve: Bunun zerinde namaz kl, dedi. Evimin kaps kapalyd. Ondan korktum. Bana dedi ki: Allah ile nsiyet kuran kimse korkmaz. Sonra yle dedi: Her durumda Allahtan kork. Derken iime ilham edildi, ona dedim ki: Efendim! Abdl ne ile abdl olur? Bana dedi ki: Eb Tlibin, el-Kut adl eserinde zikrettii u drt eyle: Susmak, uzlet, alk ve geceleri uykusuz kalmak. Bunu dedikten sonra ekip gitti. Nasl ieri girdi, nasl kt, anlamadm. Ama kapm hala kapalyd ve bana verdii hasr altmdayd.456 bnl-Arabye gre, arkadann anlatt yukardaki olayda bahsi geen kii abdldan biridir ve ad Muaz b. Erestir. Anlatt drt ey ise samt (susmak), uzlet, alk ve geceleri uykusuz kalmak- bu yce tarikatn stunlar ve temelleridir. bnl-Arab, bu drt eye adm atmam, derinlik kazanmam kimsenin Allahn yolundan am olduunu, Hilyetl-Abdl adl risaleyi yazma amacnn ise bu drt eyden ve bunlardan kaynaklanan marifet ve hallerden sz etmek olduunu belirtmitir.457 Hz. Muhammed (a.s.) zamannda mezzinlerin pri Bill-i Habe (r.a.)nin de yedi abdldan olduu, o vakitte abdln kutbunun ise veys el-Karannin amcas olan Usameddin el-Karan olduu, Usameddin vefat ettiinde ise yerine Mekke ve Yemen arasnda bir kyden olan Ahmed bin At adl bir ztn getii belirtilir.458

5) Nkab Bir iten anlayan, bir kavmin by, bir topluluun ileri gelen ahs, lider, bakan, kabile reisi vs. gibi anlamlar ihtiva eden Arapa bir kelimedir. Nakb kelimesinin ouludur.459 Ayrca ayakta zikir eken Rifiyye, Bedeviyye ve Sadiyye gibi tarikatlarda, slkunu tamamlam dervie, nakb ad verilir.460 Abdurrrezzk el-Kn, nkabnn saysnn yz olduunu syler. Ona gre nkab, Allahn Btn ismiyle tahakkuk edip bu isme mazhar olduklarndan
456 457

bn Arab, Kitabu Hilyetil-Abdal, s. 3-4. bn Arab, Kitabu Hilyetil-Ebdal, s. 3-4. 458 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 311. 459 Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 139; bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XIV, s. 252. 460 Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 490-491.

96

halkn ilerine muttal olup oradaki gizlilikleri aa karanlardr. Srlar rten perdeler, onlar adna ortadan kalktndan bu gibi konular bilirler.461 smail Hakk-i Bursev (1137/1725)ye gre, nkab on iki kiidir. Nitekim Kuranda, Onlardan on ikisini nakp olarak grevlendirdik462 diye geer. Yani sriloullarnn iinden sefer ve hazer zamanlarnda bayra altndaki askerlerin ve topluluun ihtiyalarn karlamak, ilerinin iyi yrtlmesini salayp denetlemek zere on iki nakp tayin edilmitir. 463 Nkab saysnn on iki olmasnn srr, on iki burtur. Zira her bir bur iin o burcun zelliklerine vkf; srlarn, tesirlerini bilen ve kez o burca giren seyyare ve sabit yldzlarn hallerinden, gereklerinden haberdar olan on iki nakp tayin olunmutur.464 Nkaba, btn ismi ile mtehakkk olduklar iin insanlarn batnlarn kefederler. Srlarn yznden rtlerini aar, iindeki gizlilikleri karrlar. Nefs vesveselerini, hile ve tuzaklarn bilirler. Hatta blisin kendisi hakknda bilmedii eylere vkf olurlar. limleri o derece ileridir ki, bir kimsenin yeryznde izini grseler, ondan sahibinin sad veya ak olduunu anlarlar, imanla veya kfrle gider diye hkmederler.465 Seyyid erif-i Crcn (816/1413) ve Ahmed-i Ziyuddin Gmhanev (1311/1893) de nkabnn, nefislerdeki gizli eyleri meydana karan, Btn isminin hakikatine ermi olan ve bu sebeple insanlarn i lemine vkf olan, kendilerine srlarn yzlerindeki perdeler kaldrldndan dolay ilerdeki gizli eyleri ortaya karan kimseler olduunu ifade ettikten sonra nkaby balca gruba ayrmaktadrlar. Bunlar; birtakm yce hakkatlere vkf olan ulv ahslar; mahlkat katndaki sfl ahslar ve birtakm insn hakkatleri bilen orta dereceli (vasat) ahslardr. Bu gruptan her birinde, Cenb- Hakkn gizli emnetleri ve ilh srlar bulunmaktadr. Her iki mellif de nkabnn saysn yz olarak ifade etmektedir.466

461 462

Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 116. Mide, 5/12. 463 Bursev, a.g.e., s. 314. 464 Bursev, a.g.e., s. 315. 465 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 315. 466 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 266; Gmhanev, Cmiul-usl s. 5.

97

bnl-Arabye gre ise nkab, her dnemde saylar artmakszn ve eksilmeksizin, on iki kiidir. Bu on iki, felein burlarnn says olan on ikiye iaret eder. Her nakb kendisine zg burcun zelliini ve Allahn onun makamna yerletirdii sr ve tesirleri bilir. Ayrca oraya inen hareketli ve sabit yldzlarn brakt eyleri bilir. Sabit yldzlarn, burlarda duyularla grlmeyen birtakm hareketleri ve noktalar vardr. Bu durum, binlerce sene ierisinde gerekleebilir. Gk bilimcilerin mr ise, bunu grecek kadar uzun deildir.467 Allah, bu nakblerin ellerine, indirdii eriatlerin bilgilerini vermitir. Onlar, nefslerinin gizliliklerini ve hilelerini ortaya kartr, tuzak ve aldatmalarn bilir. blis ise onlara gre besbellidir. Onlar, blis hakknda, blisin bile bilmedii eyleri bilirler. yle bir bilgiye sahiptirler ki, yeryznde bir insan hareket etse, bu hareketin mutlu, ya da bedbaht birisinden meydana geldiini bilirler. Onlarn bu durumu, izleri ve eserleri bilenlerin durumuna benzer. bnl-Arab, Msr blgesinde onlardan pek ok kiinin olduunu bildirmektedir. Onlar, bir ahs grdklerinde Bu ahs bu eserin sahibidir derler ve gerekte i syledikleri gibi olur.468 bnl-Arabnin, nakbi, nakabe fiiliyle irtibatlandrd grlr. Bu anlamda nakb, deta, marifet hazinesini aratrp, nefsinden onu ortaya kartmak isteyen kimsedir.469 Netice itibaryla nkab, halkn srlarna muttali olan, insanlarn i dnyalarn bilen, kendilerinde Allahn el-Btn isminin tecell ettii kimselerdir. Bunlar burlarn zelliklerini, srlarn ve tesirlerini bilmektedirler. Ayn zamanda bir insann cennetlik veya cehennemlik olduunu bildiklerine gre, demek ki, kaderde yazl olanlara, ilah srlara Allahn izniyle vkftrlar. Onlar, uzayla ilgili gk bilimcilerinin dahi bilemeyecekleri kef bilgiye sahiptirler. Nkabnn says baz melliflere gre yz, bata bnl-Arab olmak zere baz melliflere gre de on ikidir.

6) Nceb Nceb, lgatte kymetli, stn kii, asl, asalet sahibi vb. anlamna gelen necb kelimesinin ouludur. Fakat oulu, encb eklinde de gelebilir.470 Bu
467 468

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 281-282. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 282. 469 Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 1068.

98

kullanm Arap dilinin kyas kurallarna aykr olmakla birlikte, abdl ve aktb kelimelerine benzetmek amacyla tretilmitir. Fakat necp kelimesinin kyas kurallarna gre oulu olan nceb, kermin oulu olan kremya benzemektedir.471 Nceb, son derece efkatli ve yaratltan merhametli olduklarndan, tayamadklar ykmllkler konusunda halka yardmc olan, insanlarn ilerini ve durumlarn dzeltmekle grevli bulunan ermi kimselerdir. Tm mahlkatn yklerini tar ve skntlarn gidermeye alrlar. Cenb- Haktan bakasna bakmazlar. Bunlarn krk veya yetmi kii olduklar sylenir.472 Nceba, halka ok efkat ettiinden ve yaratlnda fazla rahmet zellii olduundan kendi nefislerinde tasarruf etmeyi brakm, halkn yklerini tamakla megul olmular, bakalarnn ilerine bakp onlarn hacetlerini yerine getirmeye g yetirmilerdir. yle ki, bakasnn maddi gcnn yetmediine onlarn gc kfi gelir. Hakk kudretiyle her ey ellerinden gelir. te onlar bu hizmetleri ve uralar yznden terakk etmilerdir.473 Anlalan o ki nceb, halkn skntlaryla, sorunlaryla megul olan ve onlarn ihtiyalarn gidermeye alan ksacas halka hizmet eden Allah dostlardr. Onlar, bu hizmetleri vesilesiyle terakk etmiler ve yce makamlara erimilerdir. Aslnda bu durumu Peygamberimizin (s.a.v.) Bir kavmin efendisi ona hizmet edendir474 hadisi ile ilikilendirebiliriz. Bu balamda hizmetsiz yol alnmaz475 deyii de manidardr. Ahmed-i Ziyuddin Gmhanev (1311/1893)ye gre; ncebnn, drd zahir ve drd de batn olmak zere sekiz ameli vardr. Zahir amelleri; ftvvet, tevz, edep ve ibadet okluudur. Batn amelleri ise; sabr, rz, kr ve haydr. Onlar, yksek ahlk ve irfan sahipleridir.476

470

Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 136; bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XIV, s. 41-42; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s.490. 471 bn bidin, cbetl-Gavs, s. 268. 472 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 259; Gmhanev, Cmiul-usl, s. 3-4; Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 114; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s.490. 473 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 316. 474 Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 462. 475 Bkz: Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 280. 476 Gmhanev, Cmiul-usl, s. 3-4.

99

bnl-Arabye gre nceb, her dnemde sekiz kiidir, saylar artmaz ve eksilmez.477 Onlarn zerinde, hallerini kabul ettiklerine dair alametler grlr. Bu hususta kendi iradeleri olmasa da, hl onlara galip gelir. Onlarn durumunu ise, zerlerinde bulunanlar bilebilir, altlarnda bulunanlar bilemez. Onlar, sekiz nitelii bilen kimselerdir. Bunlar yedi mehur nitelik ile sekizincisi idraktir. Onlarn makam Krsdir ve nceb zmresinden olduklar srece onu aamazlar. Onlar, yldzlarn yrylerini bilmede gk bilimcileri tarafndan bilinen yoldan deil- Allahn bildirmesi yoluyla derin keif sahibidirler.478 Nkab, dokuzuncu felein479 ilmini elde edenlerdir. Nceb ise, onun altnda bulunan sekiz felein ilmini elde edenlerdir. Bu, iinde yldz bulunan her felektir.480 smail Hakk-i Bursev de ncebnn saysn sekiz olarak belirtir. Ona gre ncebnn makam Krsdir, Krs ise sekizinci felektir. Seyyare ve sabiteler, yani gezegen ve sabit yldzlar bu sekiz gkte devrederler. Bu yzden nceba, yldzlarn hallerine vkf, seyirlerine ve devirlerine riftirler. Lkin bilgileri kef yzndendir yoksa yldz bilginleri gibi renmekle deildir.481 Nkab, ncebnn stndedir. Nakipler dokuzuncu felee kmlar, sekiz gn tesinde olan srlar bilmilerdir. Bunlar ncebnn hallerini bilirler, zira yksekteki aadakine hkimdir. Ama nceb, nukabnn hallerine vkf deillerdir. Bundan dolay nkaba, vezirler konumunda, nceb ise vekiller konumundadr.482 zet olarak nceb, efkat ve merhamet duygularnn ar basmasndan dolay, halkn ihtiyalarn karlamak, onlarn durumlarn slh etmek, skntlarn gidermek, dertlerine dev olmak iin aba sarfedip insanla hizmet ederler. Bu cehd, gayret ve hizmetleri, onlarn makamlarnn ykselmesine vesile olur. Yine nukabda
477 478

Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 1053. Feleklerin tertibinin ancak keif ve Hakkn bildirmesiyle veya peygamberin haber vermesiyle bilinebileceini syleyen bnl-Arab, gzleme dayal aratrma yapanlarn, ilah sanatn keyfiyeti ve feleklerin tertibi hakknda tam bir gr birliine varamadklarn belirtir. O, onlarn baz hususlarda hataya dtklerini, bazlarnda ise isabet ettiklerini ifade eder. Bkz: bn Arab, Ukletl-Mstevfiz, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 2005, s. 175. 479 Feleklerin says ile ilgili bnl-Arabnin yaad asrda, Batlamyusun sekiz felek anlay ve buna Sbit b. Kurrnn felek-i Muhti eklemesiyle dokuz felek anlay vardr. Bkz: Seyyid Hseyin Nasr, An ntroduction to slamic Cosmological Doctrines, Sunny Press, 1993, s. 75. bnl-Arab, bu astronomik gre mahede edilebilen olmalar ynyle yer verir. Fakat o, feleklere sadece madd varlklar olarak bakmaz. Ayn zamanda manev lemin dereceleri olarak deerlendirir. Bkz: Titus Burckhardt, Mistical Astrology According to bn Arabi, Beshera Publications, Abingdon 1989, s. 12; Veysel Akkaya, eyh-i Ekber bn Arabde drs Peygamber, Erkam Yay., stanbul 2010, s. 71. 480 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 282-283; Kr.: bn bidn, cbetl-Gavs, s. 268. 481 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 315. 482 Ayn eser, s. 315-316.

100

olduu gibi nceb da astronomi ile ilgili gk bilimcilerinin bilemeyecei bilgilere sahiptirler. Tabi ki onlarn bigisi birtakm let ve aralarla veya renme yoluyla elde edilebilecek bir bilgi olmayp, kef bilgidir. Ncebnn durumunu ancak hiyerarik olarak daha stte bulunan ricl bilebilir, alt mertebede olanlar ise bilemez. Bata bnl-Arab olmak bazlarna gre ncebnn says sekiz, bazlarna gre de krk veya yetmitir.

7) Havriyyn Havar kelimesi, havr kknden tremi olup, Arapada bu kkten treyen kelimelerin birbirinden farkl anlamlar vardr.483 Havr kknden gelen havar kelimesinin szlkte; elbise aartan, btn ayplardan arnm, hlis ve samimi dost, bir kimseye ileri derecede yardm eden gibi anlamlar bulunmaktadr.484 Terim olarak ise genelde, Allahn peygamberlerine inanp onlara yardmc olan herkes iin kullanlan havar, bilhassa Hz. sa tarafndan seilmi, tebli ve irad grevinde ona yardmc olan on iki kiilik grubu ifade eder.485 Kuran- Kerimde havr kknden treyen kelimelerin getii ayetler mevcuttur.486 slm tarihi kaynaklarnda havr terimi, ncelikle Hz. sann on iki yardmcs iin kullanlyorsa da, Hz. Peygamberin kinci Akabe Biatndan sonra Medinelilere vekil tayin ettii Evs kabilesinden, dokuzu da Hazrec kabilesinden olan toplam on iki kiiye de havr denilmektedir. Baz slm kaynaklar ise, Kureyten Eb Bekir, mer, Osman, Ali, Hamza, Cafer b. Eb Talib, Eb Ubeyde b. Cerrah, Osman b. Mazun, Abdurrahman b. Avf, Sad b. Eb Vakks, Talha b. Ubeydullah ve Zbeyr b. Avvmdan (r. anhum) oluan on iki sahabyi havr olarak zikretmektedir.487
483

Bu kkten treyen kelimeler ve anlamlar iin bkz: Frzabd, el-Kmsul-Muht, MessesetrRisle, Sekizinci Bask, Beyrut 1426/2005, s. 380-381; bn Manzr, Lisanul-Arab, c. III, s. 383-388. 484 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. III, s. 385-386. 485 Osman Cilac, Havr, TDVA, stanbul 1997, c. XVI, s. 513. Havarilerin adlar baz kk farkllklarla Matta (10/2-4), Markos (3/16-19), Luka (6/14-16), ve Resullerin lerinde (1/13) gemektedir. Matta ve Markos ncillerinde havarilerin isimleri unlardr: Simun Petrus, Andreas, Yakb (Zebedinin olu), Yuhanna, Filipus, Bartolomeus, Tomas, Matta, Yakb (Alfeusun olu), Taddeus, Gayyur Simun ve Yahuda skariyot. 486 Bu ayetlerden birinin meli yledir: sa, onlarn inkrlarn sezince, Allah yolunda yardmclarm kim? dedi. Havriler, Biziz Allah yolunun yardmclar. Allaha iman ettik. ahit ol, biz mslmanlarz dediler. l-i mrn, 3/52. Havr kknden treyen kelimerin getii dier ayetler iin bkz: nikak, 84/14; Kehf, 18/34, 37; Mcadele, 58/1; Duhan, 44/54; Tr, 52/20; Rahman, 55/72; Vaka, 56/22; Mide, 5/112; Sf, 61/14. 487 Osman Cilac, a.g.m., s. 515.

101

bnl-Arabye gre havriyyn, her dnemde bir kiidir ve iki kii olmaz. Bu tek kii ldnde, onun yerine bakas yerletirilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) dneminde bu makamda Zbeyr b. Avvm bulunuyordu. Bununla beraber, klla dine yardm eden pek ok insan vard. Havar, Allahn dinine yardm ederken kl ile kant (hccet) birletiren kimsedir. Bu ynyle kendisine bilgi, ifade ve kant verildii gibi kl, cesaret ve atlganlk da verilmitir. Onun makam, meru dinin geerlilii ile ilgili kant ortaya koymada atlganlktr (tehadd). Bu kant, nebinin mucizesi gibidir. Raslullah (a.s.)n davasnn doruluunu kantlamak iin ortaya koyduu delilden sonra geride havarnin kant kalr. Mucizenin vrisi olan havar, onu sadece Hz. Peygamberin doruluunu kantlamak iin gsterir.488 Havarnin ortaya koyduu sz konusu kanta da mucize adn veren bnlArabye gre, havarnin kantna eklenen ey, peygamberin mucizesine eklenenle birdir. Fakat havar, onu peygambere izafe ederken; peygamber, mucizeyi kendisine izafe eder. Havarye ait olan byle bir ey, vellere has olan keramet olarak isimlendirilemez. nk, tanm ve kapsam asndan Hz. Peygamberin mucizesi olan bir ey, hibir zaman veli adna keramet olamaz. Peygambere tbi olan bir ahstan, peygamberin doruluunu tasdik etmek iin mucize eklinde peygamberden meydana gelen ey gerekleirse, byle bir ey zellikle havarden zuhr eder. Belirtilen ekilde byle bir eyin kendisinden zuhr ettii kimse, bulunduu dnemin havarsidir. bnl-Arab, kendi dnemindeki havaryi hicr 586 (milad 1190) ylnda grdn de beyan etmektedir.489 Havariyyn zmresini; saf kalpli, inanlar ok salam ve pek gl, din iin harp etmeye ok istekli, inkrclar susturacak kuvvetli delillere sahip kimseler olarak tanmlayan smail Hakk-i Bursevye gre havarden kastedilen, Hz. Zbeyr b. Avvm (r.a.) n merebinde olan zel bir velidir ki, kutbul-aktb gibi bir tanedir. 490 Ayrca smail Hakk-i Bursev, konuyla ilgili olarak u hadisi de zikretmektedir: Ahzab gazasnda Raslullah (s.a.v.) buyurdu: 488 489

Bana kavm haberini kim getirir? Zbeyr: Ben ya Raslallah, dedi. Orada nbvvet dilinden yle sadr oldu:

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 283-284. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 284. 490 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 317.

102

Her nebinin havarisi vardr, benim havarim Zbeyr (r.a.)dir.491 Acaba Zbeyr b. Avvm, niin havar olarak isimlendirilmitir? Bununla ilgili

olarak smail Hakk-i Bursev yle demektedir: Havar, dine yardmda klla ecaat gsterip daima stn bir gayretle hccet, brhan, ilim ve ibadet hasletlerini kendinde toplayandr. Raslullah zamannda, geri klla dine yardm eden oktu velkin dinin doruluu zerine balayc ve susturucu delil getirmek hususunda, Zbeyr (r.a.) nde geliyordu. Hulsa, Raslullahn en byk mucizesi Zbeyre miras kalm gibiydi. Yani Raslullahn, ak mucizeleriyle, zellikle zhir Kuran ayetleriyle meydan okuyup doruluuna salam ve ak delil gsterdii gibi, Zbeyr de inkrclar reddedip eriatn doruluu zerine brhan ortaya koymu, bu hususta meydan okuyup492 tartmak ve atmak istemitir.493 Raslullahtan sonra bu makamn ehli ve bu mirasn sahibi olan kimse mmetin havarsi olup, velyetin bu zelliiyle serfirz olur.494 Bilindii gibi havar denince ilk akla gelen Hz. sa (a.s.)nn yardmclardr. Ancak Hz. Peygamberin Benden nce Allah hangi mmete peygamber gndermise bu peygamberlerin hepsinin de mmeti iin havarileri ve snnetini takip eden, emrine uyan yakn dostlar olmutur495 hadisinde belirttii gibi, genel anlamda Allahn peygamberlerine inanp onlara yardmc olan kimseler iin de kullanlmtr. Bununla birlikte riclul-gayb anlay ile beraber havar kavramnn yeni bir boyut kazandn syleyebiliriz. Bu anlay ile birlikte havar, herkes tarafndan bilinemeyen gizli veliler zmresinden biri olarak, riclul-gayb hiyerarisi ierisinde yer almtr. Dolaysyla teri nbvvetin sona ermesi sebebiyle yeryznde kendisine yardm edilecek bir peygamber bulunmasa da, havar her

491 492

Buhar, Cihad, 40; Fedilu Ashbn-Nebi, 13; Bursev, a.g.e., s. 317. Urve (r.a) anlatyor: Zbeyr b. Avvm Mslman olmutu ve o sralarda on iki yalarndayd. Bir gn eytandan gelen bir ses ona Muhammed (a.s.) yakaland dedi. Bunun zerine Zbeyr klcn ekerek sokaa frlad. Mekkenin yukar mahallelerinde oturmakta olan Hz. Peygamberin evine kadar kotu. Bu arada klc da hep elindeydi. Onu gren Hz. Peygamber, Nedir bu halin, sana ne oldu diye sordu. O da, Seni yakaladklarn duydum dedi. Hz. Peygamber bu kez, ayet yle olsayd ne yapacaktn diye sordu. Zbeyr, Seni yakalayan kimseyi bulup ldrecektim cevabn verdi. Bunun zerine Hz. Peygamber hem ona hem de klcna dua etti. te Allah yolunda ekilen ilk kl budur. Bkz: Aluddn Ali el-Mttak el-Hind, Kenzl-Umml, Messesetr-Risle, Beyrut, 1405/1985, c. XIII, s. 210-211. 493 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 317-318. 494 Ayn eser, s. 318. 495 Mslim, man, 80.

103

dnemde bulunacak ve bir ahs tarafndan temsil edilecektir. Netice olarak bunu, Hristiyn bir kavramn slmlemesi olarak yorumlayabiliriz.

8) Recebiyyn Recebiyyn, Recebe mensup olanlar anlamnda Arapa bir kelime olup Recebler olarak da Trkeye evrilebilir.496 bnl-Arabye gre, Recebiyyn, her dnemde krk kii olup, saylar artmaz ve eksilmez.497 Onlar, ar sz (kavl-i sakl) sahipleridir. Kuran- Kerimde Biz sana ar bir sz ykleyeceiz498 ayetinde geen kavl-i sakl (ar sz) ifadesiyle bunlara iaret edilmektedir. Recebiyyn diye isimlendirilmelerinin sebebi, bu makama zg hallerin Recep aynda ortaya kmasdr. Bu hal, Recep hilalinin grnmesinden bitimine kadar devam eder, sonra kaybolur. Onlar, gelecek sene Receb ay girinceye kadar bir daha bu hali bulamazlar. Bir ksmnn zerinde Recebdeki halinde alan bilgilerin bir yn senenin dier ksmnda da kalrken bir ksmnda o halden hibir ey kalmaz. Bu yol sahiplerinden onlar tanyanlar azdr. Onlar, ehirlerde dalmlardr ve birbirlerini tanrlar. Bir ksm Yemende, amda ve Diyarbakrda bulunur. bnl-Arab, onlardan birisiyle Diyarbakr-Dneysirde karlatn, ok arzulad halde recebiyyndan daha baka birine rastlayamadn ifade etmektedir.499 bnl-Arab, Dneysirde karlat ztn ilgin bir zelliinden

bahsetmektedir. Onun bildirdiine gre, bu kiinin zerinde senenin dier ksmlarnda inn Rfizleri hakknda bir kef kalrd. O zt, Rfiz olan kimseleri, domuz sretinde grerek kolaylkla tanyabilmekteydi. Mezhebini bilmedii, Rfizlie gre dindarln yaayan ve bu mezhebe inanan, tanmad bir insan kendisine gelir, onunla karlatnda kendisini domuz suretinde grr, onu arr ve yle derdi: Allaha tevbe et! nk sen i-Rfizsin. Bunu gren baka biri arp kalrd. Adam tevbe eder ve tevbesinde drst olursa, onu insan suretinde grrd. Diliyle tevbe ettim deyip mezhebini gizlerse, onu srekli domuz olarak grr ve kendisine yle derdi: Tevbe ettim derken yalan sylyorsun. Doru
496 497

Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 513. smail Hakk Bursev de bunlarn saysnn krk olduunu ve recebiyyn iinde kadnlarn da olabileceini belirtir. Bursev, Kitabul-Hitab, s.319. 498 Mzemmil, 73/5. 499 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 285-286.

104

sylediinde ise, doru syledin derdi ve bylelikle kefinde doru syleyip sylemediini bilirdi. Bylelikle o Rfiz, kendi mezhebinden dnerdi.500 Recebiyyn, Receb aynn ilk gnnde sanki gn zerlerine kapaklandn hissederler. Bu arlktan dolay, gzlerini krpmaya, organlarn hareket ettirmeye, ayaa kalkmaya, oturmaya, ellerini ve ayaklarn oynatmaya g yetiremezler, yanlar zere yatarlar. Bu durum ilk gn byle devam eder, sonra ikinci gn yava yava azalmaya balar, nc gn daha da azalr. Bylece bilinmeyen eyler hakknda bilgi, tecelli ve keifler gerekleir. Onlar, ya da iki gnden sonra konumaya ya da seciyeli sz sylemeye balarlar ve bylelikle kendileriyle konuulabilir. Sz sylerler, kendilerine sz sylenir, ta ki ay tamamlanr. Recep ay tamamlanp aban girdiinde, sanki balarndan kurtulmu gibi olurlar. Bir sanat ya da ticaret sahibi iseler, ileriyle megul olmaya balarlar ve btn halleri kendilerinden alnr. Fakat Allah, bu hallerden herhangi bir eyi onlarn zerinde brakmay dilerse, onu brakr. Onlarn hali byledir. Bu, sebebi mehul olan tuhaf bir haldir.501 Recebiyyn tifesi ierisinde yer alan riclin, Recep aynda bedenleri zerinde de etkili olan birtakm zel hallere mazhar olduklar anlalmaktadr. Onlar, bilinmeyen eyler hakknda bilgi, tecell ve keflere nil olmaktadrlar. Bilhassa onlarn kendilerinden geip gaybe ait eyler konumalar ilhamn bir tr olarak deerlendirilebilir.

9) Htem Hatm kelimesinin Arapada, basmak, mhrlemek, tamamlamak, kapamak, sonuna varmak gibi anlamlar bulunmaktadr. Htem kelimesi ise hem bir eyi tasdik eden mhr, hem de sonuncu anlamlarna gelmektedir.
502

Bu

balamda konumuzla ilgili bir kavram olan hteml-velye kavram velilerin sonuncusu manasna geldii gibi, tm velileri tasdik eden mhr manasna da gelmektedir. bnl-Arabye gre htem, her zaman lemde tek kii olmakla birlikte iki tr velyet bulunmasndan dolay, her iki velyet tr iin de birer htem bulunmaktadr.
500 501

Ayn eser, c. XI, s. 287. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 288-289; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 319-320. 502 Bkz: bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IV, s. 24-26; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 1099.

105

Allah, bu iki htemden birisiyle, Muhammed velyeti (velyet-i Muhammediyye) bitirir. Artk Muhammed veliler ierisinde ondan daha byk kimse olmaz. Dier htemle ise Allah, demden son veliye kadarki umm velyeti (velyet-i mme) bitirir. Kendisiyle umm velyetin sona erdii kii Hz. sa (a.s.)dr ve Hz. sa, hatml-evliydr (velilerin sonuncusu). Ayn ekilde o, mlk devresinin

sonuncusudur. Bu nedenle kyamet gn iki ekilde diriltilecektir: Bir ynyle Muhammed (a.s.) mmeti ierisinde diriltilirken, baka bir adan peygamberlerle beraber peygamber olarak diriltilecektir.503 Konunun daha iyi anlalabilmesi iin bnl-Arabnin velayet anlayndan bahsetmek yerinde olacaktr.504 bnl-Arab, velyeti, umm velyet ve hussi velyet olmak zere ikiye ayrmaktadr. Umm velyet, tm neb ve resullerin velyetini kapsarken, huss velyet ise vellerin velyetinden ibarettir. O, buna paralel olarak hatml-velyeyi de umm ve huss olmak zere ikiye ayrmaktadr. Birincisi, zuhur etmesiyle btn neb ve resullerin velyetini mhrleyecek olan umm hatml-velyedir ki, ahir zamanda vellik vasfyla dnyaya gelip Hz. Peygamberin eriati zere hkmedecek olan Hz. sadr. Daha evvel peygamber olarak gnderilen Hz. sa, kyametten nceki bu srete Hz. Peygamberin eriatine tbi olacandan Muhammed (a.s.) mmetindendir ve bu mmetin en faziletlisidir. kincisi, Hz. Peygamberden sonra verset yoluyla devam eden huss velyeti, yani Hz. Muhammedin kademi zere bulunan vellerin velyetini (velyet-i

Muhammediyye) mhrleyen hussi hatml-velyedir ki, bnl-Arab bu kimseyi bizzat grdn ve onunla bir araya geldiini belirtir. Ondan sonra velyet-i Muhammediyye zere bulunan herhangi bir vel gelmeyecektir. Fakat dier peygamberlerden tevars eden velyet Musev, sev velyet vb.- kymete, umm hatml-velyenin ortaya kna kadar devam edecektir.505 Yani dier veliler htemden sonra gelebilirlerse de, artk bunlar Hz. Muhammedin dorudan doruya varisleri deildir. Bunlar, htem vastasyla dier peygamber ve velilerin varisleridir.

503 504

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 289-290. Geni bilgi iin bkz: M. Mustafa akmaklolu, bnl-Arabnin Nbvvet-Velyet Hakkndaki Grleri ve bn Teymiyyenin Bu Husustaki Eletirileri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-I), Say: 21, Ocak-Haziran 2008, s. 213-255. 505 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 174-177; c. XI, s. 289-290; c. XII, s. 119-122; bn Arab, Dvn, nr.: Muhammed Rikb er-Red, Drr-Rikb, Kahire 1992, s. 257.

106

bnl-Arab, peygamberlerin velyetini kapsayan umm velyetin hteminin Hz. sa olduunu aka belirtirken, huss htemin kimlii hakknda, bizim zamanmzda domutur, onu grdm, onunla bir araya geldim ve ondaki hatmiyyet almetini grdm506 gibi kapal ifadeler kullanr. Fakat baz yerlerde hususi hatml-velyenin bizzat kendisi olduunu aka dile getirir. Mesel, Fthtta phesiz ben Himnin ve Mesihin vrisi olarak htem-i evliyym.507 derken, yine Divnnda htem oluunu kesin bir dille beyan eder: Enbiynn htemi, Hz. Muhammed (a.s.) ile ortaya kt gibi, ben de evliynn htemiyim. Umm velyetin deil, hususi velyetin htemiyim, zira umm velyette htem, Hz. sa (a.s.)dr.508 bnl-Arabye gre, Hz. Muhammed (a.s.) de dhil olmak zere btn peygamberler ve veliler, rh- Muhammednin tezahrleridir. Rh silsilenin ba ve sonu Odur. bnl-Arabnin hatml-velye dedii ey, sadece Onun saysz tezahrlerinden biridir. Hatml-velyeyi dier veli ve peygamberlerden ayran ey sadece onda rh- Muhammednin tamamyla tezahr etmi olmasdr.509 Dolaysyla html-velye, kutub, efrd gibi velayet tarzlarnn asl kayna rh- Muhammed veya dier bir deyile hakikat-i Muhammediyye olmaktadr. Hteml-evliy konusunu ilk defa gndeme getiren Hakm-i Tirmizdir (. 285/898). Hatml-Evliy adyla bir de kitap yazmtr. Kuranda geen ve htemn-nebiyyn 510 ifadesinden hareketle, peygamberlerin birbirine stnlkleri olduu gibi, velilerin de birbirine stnlkleri olduu iddiasn ortaya atmtr. Hatml-velye anlayna nih eklini veren de, bnl-Arab olmutur.511 Hakm-i Tirmizye gre, Hz. Peygamber (s.a.v) btn peygamberlerin htemidir. Onun vefatndan sonra mmetinden krk kii onun yerine geer, arz

506 507

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. III, s. 177. Ayn eser, c. IV, s. 71. 508 bnl-Arab, Dvn, s. 227,257, 294. smail Hakk-i Bursev de bnl-Arabye hatml-evliy denmesi ile ilgili u yorumu yapmaktadr: Ve eyh-i meyihid-dny Muhyiddn el-Arab (k.s.) Hazretlerine hatml-evliy dedikleri huss, mertebe itibriyledir. Nitekim lim fln kimsede ve seyf fln pdihta hatm oldu derler, maa-hz onlardan gayr dnyda dah limler ve pdihlar vardr. Velkin ilmin ve klcn klliyyeti onlarda hatm oldu demektir. Pes, eyh-i Ekber, Hz. Alinin yne ve mazhar- tmmdr ki onun tefsl-i kemlt Hz. eyhde zuhr etmitir. Ve bu makle yneye zarret ne idiini erbb- kef bilirler. Bursev, Kitbn-Netce, c.II, stanbul 1997, s. 433. 509 Ebul-la Affifi, Muhyiddin bnl-Arabde Tasavvuf Felsefesi, ev. Mehmet Da, Krkambar Yay., stanbul 1999, s. 106. 510 Ahzab, 33/40. 511 Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 120.

107

onlarla ayakta durur. Bunlar Rasln ehl-i beytidir, nesep itibariyle deil, fakat zikir itibariyle onun evinin halkdrlar yani ehl-i beyttirler. Bu krk kiiden biri lnce, yerine mmetten biri geer. Bunlarn saylar tkenip dnyann zeval vakti gelince Allah bir veli gnderir. Bunu seerek kendine yaklatrm, hatml-velaye/velayet mhr vererek kyamete kadar dier velilere hccet klmtr. O, velayet sdkna sahip olduu iin, eytan ona musallat olamaz. Nefis onu velayetten alp zevkine dremez. O btn velilerin efendisidir ve her hususta onlarn evvelidir. Hz. Muhammed (s.a.v) nasl peygamberlerin nnde bulunuyorsa, o da her meknda evliynn nndedir. Kyamet gnnde dier velilere efaat edecektir ve o, Allaha yle bir hamd senda bulunacaktr ki btn evliy onun, Allah hakkndaki ilmi hususunda kendilerinden stn olduunu itiraf edeceklerdir.512 Abdurrrezzk el-Knye gre htem, makamlar tamamen amak ve kemlin nihyetine ulamaktr. Bu manaya gre pek ok htem vardr. Htemnnbvve, Allahn peygamberlii kendisiyle sona erdirdii kiidir ki bu, Hz. Muhammed (s.a.v.)dir. Hteml-velye ise, hir zamanda gelecei vededilen Mehddir. Onun lmyle lemin nizam bozulacaktr.513 Ahmed Avni Konukun Fuss erhinde beyan edildiine gre, drt eit htem bulunmaktadr. Birincisi htem-i kebr olup, hulef-i ridnin sonuncusu olmas nedeniyle bu, Hz. Ali b. Eb Tlibdir. kincisi htem-i sar olup, ahlken Hz. Peygambere (s.a.v.) benzemekle birlikte derece olarak onun altnda bulunan, hir zamanda ortaya kacak olan ve ad Muhammed olan Mehddir. ncs htem-i asgar olup, hem sr ve hem de mnev tasarrufta cmi olan Muhyiddn bnlArabdir. Drdncs ise htem-i ekber olup, umm velyetin kendisiyle sona erdii Hz. s (a.s.)dr.514 smail Hakk-i Bursevye gre, adet hatml-evliy vardr. Birincisi s (a.s.)dr ki, dem (a.s.)den son dneme kadar hilfet-i mme ve velyet-i mile onunla sona erer. Bundan dolay biri peygamberlerle biri de Muhammed (a.s.) mmetiyle olmak zere kyamette iki kez harolacaktr. kincisi, beklenen Mehd hazretleridir ki hilfet-i hassa-i Muhammediyye onunla sona erecektir. O, Ftma-i

512

Eb Abdillah Muhammed b. Ali b. El-Hasen el-Hakm et-Tirmiz, Kitbu Hatmil-Evliy, Thk. Osman smail Yahya, el-Matbaatl-Kslikiyye, Beyrut 1965, s. 344-346. 513 Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 178. 514 Ahmed Avni Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c. I, s. 213.

108

Zehr (r.a.)nn neslinden gelir ve Kbenin hazinesini o karr. Ben Asfarn ortaya kmasndan, sa (a.s.)nn inmesinden ve Deccalin kmasndan sonra zuhr eder. ncs ise htem-i ekberdir ki, devr-i Muhammednin ortalarnda gelmi olan Muhyiddn bnl-Arabdir. Muhammed veliler arasnda ondan daha byk olmadndan eyh-i ekber diye tannmtr. O, htem-i hstr ki o merepte bir veli gelmemitir ve kyamete kadar da gelmez.515 Sud el-Hakm, bnl-Arabnin stlhtnda htem kelimesinin, mfret olarak kullanldnda bizzat bir ahs tayin etmeksizin niteliklere iaret ettiini belirtir. Bu nedenle, mhrlenip sonlandrlan tr, hakikat ya da manann okluu nispetince birok htemden sz edilir. Mesel, nbvvetin htemi Hz. Peygamber, umm velyetin htemi Hz. sa, huss velyetin htemi bnl-Arab, hilfetin htemi Hz. Sleyman, btnyle lemin htemi ise insan- kmildir. Bir de btn bu htemlerin tad sfat, mana ya da hakikatleri zatnda toplayan kuatc bir hakikat vardr ki bnl-Arab ona mhrn mhr anlamnda hatml-hatm der. Bu kuatc hatml-hatm de, cevmiul-kelim ve hakkatl-hakik olmas itibaryla Hz. Peygamber (a.s.)dir.516 bnl-Arab bir de hteml-evlddan bahseder. Ona gre, insan trnden doan son insan, it (s)in izinde olacak ve onun srlarn tayacaktr. Ve artk ondan sonra herhangi bir ocuk dnyaya gelmeyecektir. Ve gerekte o, ocuklarn sonuncusudur (hteml-evld). Onunla birlikte dnyaya gelen kz kardei, ondan hemen nce doar. O da ba, kz kardeinin ayaklarna deiyor olarak, kz kardeinin hemen ardndan doar. Bu ocuk inde doacak ve bu lkenin dilini konuacaktr. Ve erkeklerde ve kadnlarda ksrlk yaygnlaacak, ocuksuz evlilikler oalacaktr.517 O, onlar Allaha arr ama kendisine uyan olmaz. Ve Allahu Tel
515 516

Bursev, Kitabul-Hitab, s. 321. Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 375. 517 Bu ifadeler, aklmza inin ksrlatrma politikasn getirmektedir. inde 1979 ylndan beri zorunlu doum kontrol uygulamas yrtlmektedir. Bu politikann ana hedefi bir aile bir ocuk prensibi ile tespit edilmitir. Bu hedefi gerekletirmek iin inde ok sert tedbirler uygulanmakta, evlilik ya kontrol altna alnmakta ve iftlerin sahip olacaklar ocuk says ve zaman sk bir ekilde snrlandrlmaktadr. Bir kadnn hamile kalp ocuk sahibi olabilmesi iin resmi bir izne sahip olmas gerekmektedir. Bu izinler ise bir alma veya yerleme yerine tahsis edilen doum kotalarnn datlmas ile verilmektedir. Komnist Partisinin mahalli temsilcileri bu ilemin ilemesi ve kontrolnden sorumludurlar. Bu kiiler doum kotas sisteminin tam baarl olamad hallerde eitli cezalara arptrlmaktadrlar. Kota ve doum izni haricinde ocuk sahibi olan iftler ar para cezalarna arptrlmakta, bu paralar aile deyememise birok yerlerde evlerinin yklmas hadiseleri meydana gelmektedir. Devlet memurlarnn iine son verme veya derece indirme uygulamalar yaplmaktadr. Doum izni elde etmeden hamile kalm kadnlara her trl zorlama metodu ve

109

onun ve onun zamanndaki iman sahiplerinin canlarn aldnda, geri kalanlar hayvanlar gibi olacaktr. Bunlar helali helal ve haram da haram olarak bilmezler. Akldan ve eriattan tmyle yoksun olarak tabiatn hkmlerine gre ehvetin gdmnde hareket ederler. Ve kyamet onlarn zerine kopar.518 Sonu itibariyle html-velye dncesi, bilindii gibi, Hakm-i Tirmiz ile birlikte hicr nc asrda ortaya kmtr. Fakat onu irfan muhtevasyla doldurarak daha sonraki zamanlarda velayet ile ilgili dile getirilen dncelerin temel bir unsuru haline getiren kii ise bnl-Arab olmutur.519

10) Mctebn/Mustafn (demin kalbi zerindeki veliler) Mctebn ya da mustafn, dem (a.s.)in kalbi zerinde bulunan yz kiidir. bnl-Arabye gre, Hz. Peygamber (a.s.) bu yz kiinin dem (a.s.)in kalbi zerinde olduunu sylemitir. Ayrca Hz. Peygamber (a.s.), byklerden ya da meleklerden birinin kalbi zerinde bulunan kimselerden bahsetmitir.520 Bu ifadenin anlam, o insanlarn ilah marifetlerde o ahs gibi halden hale girmesi demektir. nk ilah ilimler kalplere gelir. Melek ya da peygamber gibi bir byn kalbine gelen her bilgi, onun kalbi zerindeki kimselerin kalplerine de gelir. Bazlar Falanca falann kademi (ayak, iz) zerindedir derler ki, bu da ayn anlam ifade eder.521 Yani ilah marifet, evvel melekler ve peygamberler vastasyla, bu kiilerin kalplerine gelir, sonra da onlar vastasyla dier insanlarn kalplerine iner. Hz. Peygamber (a.s.)in, bu yz kiinin dem (a.s.)in kalbi zerinde oluundan haber verdiini, ancak bu mmet ierisinde onlarn yz kii olduunu ya da her dnemde bulunduklarn sylemediini belirten bnl-Arab, onlarn her
psikolojik basklar uygulanarak bebek ka aylk olursa olsun cebr krtaj uygulanmaktadr. Hatta in ynetimi tarafndan Dou Trkistandaki soydalarmz, bask ve ikence iinde ocuk sahibi olmaktan men edilmekte, en gen yalarnda ksrlatrlmakta ve ayet resmi izin haricinde hamile kalnm ise bebekleri zorla krtaj edilerek ldrlmektedir. Bkz: Nevzat Yalnta, Nfs Planlamasnda Olumsuz Uygulamalar, III. Aile uras Teblileri, T.C. Babakanlk Aile Aratrma Kurumu Yay., Ankara 1998, s. 3-4. 518 bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, s. 67. 519 Michel Chodkiewicz, Sahilsiz Bir Umman, ev. Atila Ataman, Gelenek Yaynclk, stanbul 2003, s. 23. 520 Bu konuyla ilgili rivayet edilen hadislerden biri yledir: Allahn halk iinde, kalpleri Hz. demin (a.s) kalbi zerinde olan yz, Hz. Musann kalbi zerinde olan krk, Hz. brahimin kalbi zerinde olan yedi, Cebrailin kalbi zerinde olan be, Mikilin kalbi zerinde , srfilin kalbi zerinde bir kulu vardr Bkz: Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. I, s. 8-9; evkn, el-FevidulMecma, s. 222; bn Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, c. V, s. 404-405; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247; Zeheb, Mizanul-tidl, c. III, s. 50. 521 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 290-291.

110

dnemde bulunduunu ve zamann bu saydan yoksun kalmayacan kef yoluyla rendiini ifade etmektedir.522 Bu yz kiiden her birinin kaynan ilah ahlktan alan yz ilah huyu vardr. Onlardan birisiyle ahlklanan kimse, saadeti elde edebilir. Onlar, seilmi ve ayrlm kimselerdir. Onlar, Hakkn kitabnda zikrettii ekilde, duay sevenlerdir. Onlarn dualar yledir: Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Bizi balamaz ve merhamet etmezsen, hsrana urarz.523 Baka bir ayette ise yle buyrulur: Sonra Kitab kullarmz arasndan setiklerimize (istafeyn) miras verdik. Onlardan nefsine zulmeden, orta (yolda) giden ve Allahn izniyle hayrlarda ne geen vardr. Bu bir fazl- kebrdir.524 bnl-Arabye gre ayette kastedilen, dem (a.s.) ve bu konumdaki kimselerdir.525 Bu taife ierisinde yer alan kimseler, ilah isimleri renmilerdir. Bu isimler, Onlarn isimlerini bana bildir526 ayetinde iaret edilen eyaya ynelik isimlerdir.527 Demek ki bu kimseler, Hz. dem (a.s.)in kalbi zerinde bulunduuna ve Onun kalbine gelen ilah marifet onlarn kalbine de geldiine gre, dem (a.s.)e retilen ilah isimlerin bu yz kiiye de retildiini veya dem (a.s.)e verilen ilmin bu kimselere de verildiini syleyebiliriz. bnl-Arab, Rabbinin katnda bir gn sizin saydklarnzdan bin yl gibidir528 ayetini delil getirerek bir rifin, rububiyeti mahede ettii bir mertebedeyken, o mertebenin zamanyla bir srede elde ettii Allah hakkndaki bilgiyi, baka birinin duyu leminde alarak ve kazanarak malum senelerden bin senede tahsil edebileceini belirtmektedir. Yine o, konuyla ilgili olarak Kuran- Kerimdeki Ashb- Kehf kssasna atfta bulunmaktadr. Buna gre zamandan demin kalbi zerinde bulunan velilere ait ksm yz senedir. Allah Ashb- Kehfin maarada yz yl ay takvimine gre yz dokuz yl- kaldn belirtmitir.529 Bu sre ise Rabbin gnlerinden yaklak te birine tekabl etmektedir. Bu yz kiinin kendilerinden alnp da Rabbin gnlerinden birisinde
522 523

Ayn eser, c. XI, s. 291. Araf, 7/23. 524 Ftr, 35/32. 525 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 291-292. Kr: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 322. 526 Bakara, 2/31. 527 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 294. 528 Hac, 22/47. 529 Kehf, 18/25.

111

bulunduunda ilah ilimlerden elde ettii miktar, bu hesaba gre deerlendirilir. Zikredilen meselenin kymetini ve deerini ise, sadece onu zevk yoluyla tadan bilir. O anda zaman, bu kimse hakknda, grme gcnn nndeki mesafe ve llerin drlmesi gibi drlr.530 Bu durumu u ekilde yorumlayabiliriz: Bilindii gibi Ashb- Kehf, maarada gne takvimine gre yz yl kalm ancak bu sre onlara bir gn kadar gelmitir. Ayetin ifadesine gre, Allah katnda bir gn dnyadaki zamandan bin yla tekabl ettiine gre, Ashb- Kehfin maarada kald sre, Allah katndaki bir gnn yaklak te birine karlk gelmektedir. Bu yz kii kendilerinden geip ilah tecell ve keflere mazhar olduklarnda, zaman onlar iin adeta drlr. Normalde alet ve aralarla veya renme yoluyla ok uzun bir zamanda elde edilebilecek bir bilgiyi, onlar ulatklar mertebeler neticesinde ksa bir srede zevk yoluyla, tadarak elde ederler. bnlArabnin, bu yz kiinin sahip olduu ilmin miktarn ve derinliini bu hesaba gre yaptn grmekteyiz. zet olarak mctebn/mustafn, Hz. demin kalbi zerinde bulunan ve her dnemde var olan yz kiidir. Hz. demin kalbine gelen her bilgi, Onun kalbi zerinde bulunan bu yz kiiye de gelir. Bu tife, bir tanesiyle bile ahlklanld takdirde insann mutluluuna vesile olabilecek yz ilah huya sahiptir. Bu kimseler ilah isimlerin ilmine sahiptirler. Onlar, baka birinin duyular leminde alarak, renerek ok uzun bir zamanda elde edebilecei kesb bir bilgiyi, ok ksa srelerde vehb olarak elde edebilmektedirler.

11) lah gayret makamndaki ricl (Nuhun kalbi zerindeki veliler) Kskanlk manasnda kullanlan gayret kelimesi, daha zel anlamda erkek veya kadnn eini kskanmas531 olarak tanmlanr. Crcn, gayret kelimesini kiinin kendisine zg bir eye bakasnn ortak olmasndan holanmamas eklinde tarif etmektedir.532 Gayret, ar sevgiden kaynaklanan bir durumdur ve sevgide vefay ifade eder. Gayyr ise Allahn sfatlarndan biri olup, ok

530 531

bn Arab, a.g.e.,c. XI, s. 292-293. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. X, s. 156. 532 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 170.

112

kskanan anlamna gelir. Bu, kulun taatinde kendisinden bakasn ortak klmamasna ynelik olarak Allahn kskanma sfatn gsterir.533 Kueyrye gre, gayret iki trldr. Hakk Telnn kuluna kar gayreti, onu halka brakmamas ve halktan kskanmasdr. Hakkn, kulum hep benimle megul olsun diye istemesi, onun iin de kulun halk ile olmasn kskanmasdr. Kulun Hakk iin olan gayreti ise, hallerinden ve nefeslerinden hi bir eyi Allah Teldan bakas iin harcamamasdr. Hakk, koruduu ve kendisi iin setii kulunun kalbinin bakas ile megul olmasn kskanr; kul, hl ve amellerinin Hakk rzsndan baka bir mlhaza ile olmasn kskanr. u halde, ben, Allah Telya kar kskanlk duyuyorum denilemez, fakat ben, Allah iin kskancm denilebilir. Hal byle iken, Allah Telya kar gayret, cehalettir. Bazen dinin terk edilmesine sebep olur. Allah iin gayret ise, Onun hukukunu tazm etmeyi ve amelleri Onun iin tasfiye etmeyi gerektirir.534 Yine Kueyrye gre, Hakk Telnn evliys ile olan snneti (deti) udur: Evliy, Hakktan bakas ile skn ve huzur bulur veya ondan bakasn mlhaza eder veyahut da gnlleri baka bir eye yatar ve ona snrsa, Allah derhal bunlarn bu nevi hallerini tevi (altst) eder. Evliysnn kalbleri tekrar ve hlis olarak kendisinin olana kadar, bu kalpler sknet bulduklar veya mlhaza ettikleri veyahut sndklar eyden tamamen ayrlana kadar evliyasn kskanr. dem (a.s.) gibi ki, kendisinin cennette ebed olduuna kanaat getirip skn bulunca Hakk, onu kskanm ve cennetten karmt. brahim (a.s.) gibi ki, olu smail (a.s.) houna gidince kskanm ve onu boazlamay kendisine emretmi, bylece smaili brahimin kalbinden karmt. Sonunda ikisi de (Allahn emrine) teslim olunca, brahim ocuu yan zerine ykt.535 Bylece brahim (a.s.) in srr ve ruhu smail (a.s.) den temizlenip saf hle gelince Allah, olu yerine fidye vermesini emretti.536 bnl-Arabye gre, riclden bir ksm ise Nuh (as.)un kalbi zerindedir ve bunlar her zamanda krk kiidir. Onun kalbi zerinde bulunan adamlarn zellii kabzdr (daralma). Onlar, Nuh gibi Rabbim! Beni, anne babam, evime mmin olarak gireni, erkek ve kadn mminleri bala. Zalimlerin ise ancak helkini
533 534

Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 228. Ebul-Ksm el-Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, Thk. Abdulhalm Mahmd-Mahmud b. e-erf, Dru-ab, Kahire, 1409/1989, s. 430. 535 Sfft, 37/103. 536 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 430.

113

artr537 diye dua ederler. Bu adamlarn makam, din konusunda gayret (kskanlk) makamdr.538 Sz konusu makam, ykselmenin zor olduu bir makamdr.539 zellikle de Hakk, kendisini peygamberinin lisanyla bu makamla nitelemitir.540 Gayret (kskanlk), kalbin ve batnn sfatlarndandr. Gayret, kskanlacak birisinin varln gerektirir. Gerekte ise, varlklar bakmndan deil, sabitlikleri bakmndan mmknlerin hakikatlerinden bakas yoktur. yleyse gayret,

mmknlerin hakikatlerinin sabitliinden zuhr eder. Gayretin yokluu ise, mmknlerin hakikatlerinin varlndan zuhr eder. Allah, mmknlerin varln kabul etmesi bakmndan kskantr. Bu sebeple, fevhiin (taknln) gzken ve gzkmeyenini yasaklamtr. De ki: Rabbim taknlktan ak ve gizli olanlar yasaklamtr.541 Yani, bilinen ya da algdan gizli olduu iin bildirilmedii srece bilinmeyenleri yasaklamtr.542 Halbuki ortada gzken ve gzkmeyenden baka bir ey yoktur. Bu adan, gayret her eye yaylmtr. Btn canllarn yaratlnda bulunur ve etkisinin farkna varlmaz. Akl ynyle kskanlk duyan birinin mahedesi, hakikatlerin sabit olmasdr. Din bakmndan kskanlk duyan ise, d varl grm demektir. te bu krk kii bu makamn riclidir.543 bnl-Arab, Hz. Musann szleme sresinin hakikatinin, bu adamlar sebebiyle krk gn olduunu syler. Konuma ve tecell bu srenin

tamamlanmasndan sonra gerekletii iin, bu krk kiinin lemde tamamlanmasyla da makam Hz. Nuhun babal makam olan birisi lemde ortaya kar. nk Hz. Nuh, ikinci babadr. yz kiide ayran her eyin demde toplanmas gibi, krk kiide ayran her ey de, Hz. Nuhta toplanmtr.544 smail Hakk-i Bursev, Hz. Nuh (a.s.)un zalimlerin helkini artr diye dua etmesinin, din gayretinin (kskanlnn) fazla oluundan kaynaklandn belirtir.545
537 538

Nuh, 71/28. smail Hakk-i Bursev, Nuh (a.s.)un zalimlerin helkini artr diye dua etmesinin, din gayretinin (kskanlnn) fazla oluundan kaynaklandn belirtir. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 323. 539 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 296-297. 540 Ayn eser, c. XI, s. 298. Konuyla ilgili baz rivayetler yledir: Allahtan daha kskan kimse yoktur. Bu sebeptendir ki fevhiin (taknln) an da kapalsn da haram kld. Medihten Allah kadar holanan bir kimse de yoktur. Bu sebeptendir ki nefsini methetmitir. Bkz: Buhar, Nikh 107; Mslim, Tevbe 33, 34. Allah kskantr, mmin de kskantr. Allahn kskanmas, mminin Allahn haram ettii eyi yapmasdr. Bkz: Buhar, Nikh 107; Mslim, Tevbe 36; Tirmiz, Rad 14. 541 Araf, 7/33. 542 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 296-297. 543 Ayn eser,.c. XI, s. 298-299. 544 Ayn eser, c. XI, s. 299-300. 545 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 323.

114

Buradan yola karak bir yorum yapmak gerekirse, Allahn haram kld eyleri yaparak, gnahta ve inkrda srar ederek, Allahtan uzaklaan Nuh kavminin bu davranlar karsnda, din konusunda gayret (kskanlk) makamnda bulunan Hz. Nuh (a.s.) dua etmi ve Allahtan onlar helk etmesini istemitir. Dolaysyla Hz. Nuhun kavminin tfanda boulmas bir de bu adan deerlendirilebilir.

12) Selamet makamndaki ricl (brahimin kalbi zerindeki veliler) Halil brahim (a.s.)in kalbi zerinde bulunan ricl, bnl-Arabye gre her zamanda yedi kiidir. Onlarn saylar artmaz ve eksilmez. bnl-Arab, Hz. Peygamberden gelen bir haberde buna iaret edildiini syler.546 Ancak hadisler asndan bakldnda, Hz. brahimin kalbi zerinde olan riclin says ile ilgili rivayetlerde farkllklar grlmektedir. Bu rivayetlerde, onlarn says; yedi, otuz ve krk olarak ifade edilmektedir.547 Ancak bnl-Arabnin onlarn saysn kesin bir ekilde yedi olarak zikretmesi, kef bilgiyle ilgili olmaldr. nk kendisi, bir gn onlarla karlam olduunu yle anlatr: Bir gn onlarla karlatm. Onlarn sahip olduu tavr ve slptan daha gzelini kimsede grmemitim: lim, halm, karlkl dekler zerinde doruluun (sdkn) kardeleriydi hepsi. Kalplerinde ruhan-manev cennetler bu dnyaya getirilmi gibiydi.548

546 547

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 300-301; Bursev, a.g.e., s. 323. Konuyla ilgili baz rivayetler yledir: Allahn, halk iinde, kalpleri Hz. demin (a.s.) kalbi zerinde olan yz, Hz. Musann kalbi zerinde olan krk, Hz. brahimin kalbi zerinde yedi,kulu vardr. Bkz: Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. I, s. 8-9; evkn, el-Fevidul-Mecma s. 222; bn Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, c. V, s. 404-405; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247; Zeheb, Mizanul-tidl, c. III, s. 50. Bu mmette abdl otuz kiidir. Hepsinin kalbi Hz. brahimin kalbi zerinedir. Onlardan biri ldnde Allah onun yerine baka birini koyar. Ahmed b. Hanbel, el-Msned, Tahk. Muhammed Abdulkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 2008, c. IX, s. 341 (hadis no: 23394); Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 246; Elbn, Silsiletl-EhdsidDafe, c. II, s. 339-340 (hadis no: 936); Nuruddn Ali b. Ebbekr el-Heysem, Mecmauz-zevid ve Menbeul-Fevid, Tahk. Abdullah Muhammed ed-Derv, Darul-Fikr, Beyrut, 1414/1994, c. X, s. 45 (hadis no: 16672); Dervi el-Ht, Esnel-Metlib f Ehdsi Muhtelifetil-Mertib, Drul-KitbilArab, kinci Bask, Beyrut, 1403/1983, s. 99 (hadis no: 422); Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 25. mmetimden kalpleri Hz. brahim (a.s.)in kalbi zerinde olan krk kii bulunur Tabern, elMucemul-Kebr, Tahk. Hamd Abdlmecd es-Selef, Mektebet bn Teymiyye, Kahire, ts., c. X, s. 224 (hadis no: 10390); Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 26; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247; Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. III, s. 669 (hadis no: 1478); Heysem, Mecmauz-zevid, c. X, s. 46 (hadis no: 16675); Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. IV, s. 173. 548 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 301-302.

115

Onlar, Hz. brahim gibi, Rabbim! Bana hikmet ver ve beni salih kimseler arasna kat549 diye dua ederler. Onlarn makamlar, her trl kuku ve pheden selmettir. Allah bu dnya hayatnda, onlarn kalbinden kini skp atmtr, insanlar onlarn kt zanlarndan kurtarmtr. nk onlarn hibir kt zanlar yoktur, hatta zanlar bile yoktur. nk onlar, sahih ilim ehlidirler. Zan, tercihte bulunacak ekilde, herhangi bir konuda kesin bilgisi bulunmayan insandan kar. Onlar, sadece insanlarn grnteki iyiliklerini bilir. Allah, onlar ile insanlarn yaptklar ktlkler arasna bir perde ekmi, Allah ile kullar arasndaki gizli ilere muttali etmitir. Allah, rahmetle var ettii kullarna rahmetle nazar eder. Yaratklarda

bulunan her trl hayr da sz konusu rahmetin bir parasdr. te onlar, Allahn kullarnda bunu grr. Onlar, hkmn kendisine ilimesi ynnden deil, varlk olmas ynnden yaratklarda Hakkn ynetiini grrler.550 Hakm-i Tirmiz, Hz. brahimin kalbi zerinde olan kimseleri, dnya ve ahiret ileri hususunda kalplerinde Allahtan baka bir ey bulunmayan kimseler olarak vasflandrmaktadr.551 Bir ayette Allah, Hz. brahim (a.s.) hakknda brahim ok h edendi (evvh) ve yumuak huylu (halm) idi552 buyurur. Hz. brahim, kavminin yonttuklarna taptklarn grnce vahlanm, ancak hilm gstermi, beddua etme gc varken acele ederek onlar cezalandrmamt. Allah, Hz. brahime onlar cezalandrma imknn vermemiti.553 Dolaysyla evvh ve halm olan Hz. brahim ve Onun kalbi zerinde bulunan ve Onun sfatlaryla vasflanan ricl, herkes hakknda iyi dnr, sadece grnteki iyiliklere bakar, halka yumuaklkla ve kardee muamele eder ve kimseye kar kin tutmazlar. Bunlarn gnl geni olduundan, insanlar onlarn kt zannndan selamet bulmutur.

13) Mlkt-tarikat (Cebrlin kalbi zerindeki veliler) bnl-Arabye gre, Cebrailin kalbi zerinde bulunan ricl, be kiidir, hibir dnemde onlarn saylar artmaz ve eksilmez. O, Hz. Peygamberden rivayet

549 550

uara, 26/83. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 301-302; Kr: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 323-324. 551 Hakm-i Tirmiz, Nevdirul-Usl, c. I, s. 168. 552 Tevbe, 9/114. 553 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 463-464.

116

edilen bir hadisin konuyla ilgili olduunu belirtir. Konuyla ilgili bu rivayette yle denilmektedir: Allahn, halk iinde kalpleri Hz. Ademin (a.s) kalbi zerinde olan yz, Hz. Musann kalbi zerinde olan krk, Hz. brahimin kalbi zerinde olan yedi, Cebrailin kalbi zerinde olan be, Mikilin kalbi zerinde , srfilin kalbi zerinde bir kulu vardr554 Bu hadisle ilgili deerlendirmeler tezimizin ilgili blmnde ele alnacaktr. Cebrlin kalbi zerindeki ricl, bu yolun ehlinin hkmdarlardr. Onlar, Cebrailin sahip olduu kuvvet saysnca, ilme sahiptirler. Bu kuvvetler, Cebrailin kendisiyle ykseldii ve indii kanatlar diye ifade edilir.555 Bu be kiinin ilimleri, Cebrailin makamn aamaz. Cebrail, gaybten onlara yardm eden kimsedir. Onlar, kyamet gn hairde de Cebrail ile beraber duracaklardr.556 Hulsa; Cebrlin kalbi zerinde bulunan ve saylar be olan ricl, tarikat ehlinin melikleri ve sultanlardr (Mlkut-tarkat). Onlarn ilmi, Cebrlin kuvvetleri saysncadr. Onlar, ilim ve makam olarak Cebrli aamazlar. Cebril vesilesiyle gaybten yardma mazhar olan bu kimseler, maherde Cebrlin yannda yer alacaklardr.

14) Ricll-hayril-mahz (Miklin kalbi zerindeki veliler) Mikailin kalbi zerinde bulunan ricl, her dnemde kiidir. Onlar, mutlak iyilik, rahmet, sevgi ve ilgi sahibidir. Bu kiiye galip olan zellikler; bast (aklk), tebessm, yumuaklk, ar efkat ve efkati gerektiren mahededir. Hibir dnemde saylar artmaz ve eksilmez. Onlarn ilimleri, Mikailin sahip olduu kuvvetler lsndedir.557 Mikilin tasarrufu yznden hsl olan rzk, nice

mmin ve kfiri kapsad gibi, Mikilin kalbi zerinde olan kimselerin de gzel

554

Bkz: Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. I, s. 8-9; evkn, el-Fevidul-Mecma, s. 222; bn Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, c. V, s. 404-405; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247; Zeheb, Mizanul-tidl, c. III, s. 50. 555 Cebrail, ruhlarn meliklerinin meliidir. Nefesinden ve ilminin feyzinden kalpler dirilir. Cebrailin kalbi zerindeki veliler, tarikat ehlinin melikleri ve sultanlardr. Onlarn ilimleri Cebrailin kuvvetleri saysncadr. Bu kuvvetler kanat diye tabir edilir. Kuranda ikier, er, drder kanatllar diye geer. smail Hakk-i Bursev, Kitabul-Hitab, s. 324. 556 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 302; Kr: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 324-325. 557 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 302-303.

117

ahlk, ltuf ve keremleri itaat edenleri ve isyan edenleri kapsamaktadr.558 Konuyla ilgili rivayet edilmi olan hadis daha nce getii iin burada tekrar zikretmiyoruz. Anlaldna gre, Miklin kalbi zerindeki velilerin ilmi, Onun sahip olduu gler lsndedir. Onlarn ilmi, Miklin ilmini aamaz. Mikl vesilesiyle btn canllara ulaan rzk559, mminleri kapsad gibi, kfirleri de kapsamaktadr. Bunun gibi Miklin kalbi zerinde bulunan riclin gzel ahlk, ltuf ve keremleri de itaat ve isyan edenleri kapsamaktadr. nk saylar olan bu riclde; bast, yumuaklk, ar efkat ve merhamet gibi nitelikler bulunmaktadr. Bu yzden kendilerine mutlak iyilik ricli (riclul-hayril-mahz) denilmitir.

15) srafilin kalbi zerindeki veliler srafilin kalbi zerinde bulunan ricl, her dnemde bir kiidir. Emir ve onun zdd (yasaklama), bu kiiye aittir ve o, iki taraf da kendinde toplar. O, srafilin ilmine sahip olan bir kimsedir. bnl-Arab, Hz. Peygamber (a.s.)den bu konuda gelen bir rivayet olduunu560 ifade etmektedir.561 bnl-Arabnin belirttiine gre, Eb Yezd el-Bestam (. 243/848), srafilin kalbi zerinde bulunan kiilerdendi. Peygamberlerden ise Hz. sa, srafilin kalbi zerinde bulunmaktadr. sa (a.s.)nn kalbi zerinde bulunan herkes, ayn zamanda srafilin kalbi zerindedir. Fakat srafilin kalbi zerinde bulunan herkes, sann kalbi zerinde deildir. bnl-Arab, her ne kadar ismini zikretmese de eyhlerinden birisinin Hz. sann kalbi zerinde olduunu ve onun byklerden birisi olduunu beyan etmektedir.562 smail Hakk-i Bursev, srafilin kalbi zerinde bulunanlarn saysnn az oluunu yle deerlendirmektedir:

558 559

Bursev, a.g.e., s. 325. Mikil (a.s.)in, tm insanlarn ve dier canllarn rzklar, yamurlarn yamas, bitkilerin bitmesi gibi ilerle grevli olduu belirtilmitir. Bkz: Ltfullah Cebeci, Kurna Gre Melek, Cin, eytan, ule Yay., stanbul 1998, s. 109. 560 Daha nce de zikrettiimiz bu rivayet yledir: Allahn, halk iinde kalpleri Hz. demin (a.s) kalbi zerinde olan yz, Hz. Musann kalbi zerinde olan krk, Hz. brahimin kalbi zerinde olan yedi, Cebrailin kalbi zerinde olan be, Mikilin kalbi zerinde , srfilin kalbi zerinde bir kulu vardr Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. I, s. 8-9; evkn, el-Fevidul-Mecma, s. 222; bn Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, c. V, s. 404-405; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247; Zeheb, Mizanul-tidl, c. III, s. 50. 561 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 303. 562 Ayn eser, c. XI, s. 303-304.

118

srfil, Mikilden ve Mikil dah Cebrilden efdal olduu gibi, Halil, Nuhtan ve Nuh dah demden efdaldir. Onun iin mereb-i srfil ve Halil zerine olan az, mereb-i Mkil ve Nuh zerine gelen orta ve mereb-i Cebril ve dem zerine bulunan ok oldu.563 Bu ifadelerden anlalan, melekler arasnda bir hiyerarinin varldr. Buna gre en byk melek srfl, daha sonra srasyla Mikl ve Cebrldir. Erzurumlu brahim Hakk (. 1194/1780) da srflin Allah katnda dier meleklerden daha aziz ve kerim olduunu ifade eder. kendilerine ulatrmaktadr.564 srfl, Levh-i Mahfzdan, Cebrl, Mikl ve

Azrlin ilerini, durumlarn ve amellerini aklamakta, haber vermekte ve

16) Riclu lemil-enfs Riclu lemil-enfs, nefesler leminin adamlardr. Onlar, Davudun (a.s.) kalbi zerindeki kimselerdir. Hibir dnemde saylar artmaz ve eksilmez. Onlarda tek tek ortaya kan hl, ilim ve mertebelerin hepsi Davud (a.s.)da toplanmtr. bnl-Arab, Hz. Davud (a.s.)un kalbi zerinde bulunan nefesler leminin ricli ile karlatn, onlarla arkadalk yaptn, kendilerinden yararlandn ve onlarn aamadklar bir takm mertebelerde artmayan ve eksilmeyen saylarla bulunduklarn ifade etmektedir.565 Hz. Davud (a.s.)un kalbi zerinde bulunan ricl, deiik gruplara ayrlmaktadr. Daha nce zikrettiimiz gibi ad geen peygamberlerin kalbi zerinde, riclul-gaybten tek bir zmre bulunurken, Hz. Davud (a.s.)un kalbiyle ilikilendirilen yirmi zmre bulunmaktadr. imdi bunlar srasyla inceleyelim.

16.1 Riclul-gayb Riclul-gayb (gayb adamlar), on kiidir, saylar artmaz ve eksilmez. Onlar, hu ehlidir, dolaysyla sadece fsltyla konuurlar. Bunun nedeni, hallerinde devaml olarak Rahmann tecellisinin etkisi altnda olmalardr. Allah Tel yle

563 564

Bursev, Kitabul-Hitab, s. 326. Erzurumlu brahim Hakk, Mrifetnme, Sadeletiren: M. Fuad Baar, Kit-San Neriyat, stanbul 1984, s. 27. 565 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 305.

119

buyurur:

Rahmann

heybetinden

sesler

kslmtr,

artk

sadece

fslt

iitebilirsin.566 Bu kiileri, bilinmeyen gizliler olarak vasflandran bnl-Arabye gre Hakk, onlar yerinde ve gnde gizlemitir.567 Dolaysyla Hakktan bakasyla konumadklar gibi Ondan bakasn da grmezler. Onlar, yeryznde vakar ve tevazu ile yrrler. Cahiller onlara laf att zaman selam der (geer)ler.568 Onlarn kaps, haydr. Konuurken sesini ykselten birini iittiklerinde rkerler ve arrlar. Bunun sebebi, hlin onlar etkisi altna alm olmasdr. Onlar, kendilerinde hu ve hay duygusunu meydana getiren tecellinin herkes tarafndan grldn tahayyl ederler. Onlar, Allah Telnn, kullarna Hz. Peygamberin yanndayken seslerini ksmalarn emrettiini grrler. Allah yle buyurmutur: Ey iman edenler! Sesinizi Peygamberin sesinden fazla ykseltmeyiniz. Onunla birbirinizle konutuunuz gibi yksek sesle konumaynz. Yoksa siz farkna varmadan amelleriniz boa gider.569 bnl-Arab bu ayeti zikrettikten sonra yle der: Peygamber, Allahn vahyini bildiren bir tebliciyken, O konuurken Onun sesinin karsnda seslerimizi ykseltmemiz yasakland ve byle bir davrann amellerimizi geersiz klaca bize bildirildi. yleyse Kuran tilvetini iittiimizde seslerimizi ksmamz daha da nemlidir. Allah yle der: Kuran okunduu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin570 te bu, riclul-gaybn makam ve zikretmi olduumuz halleridir.571 bnl-Arab, riclul-gayb teriminin Allah ehlinin stlahnda kullanldn ve bu terimle zikredilen kimselerin kastedildiini belirtir. Ona gre bu terim, bazen insanlarn gzlerinden gizlenmi kimseleri kastetmek iin, bazen cinlerden salih ve mmin bir grubu anlatmak iin, bazen de herhangi bir bilgi ya da maddi rzk almayan, bilakis gaybden rzklanan bir grubu belirtmek iin kullanlr.572 smail Hakk-i Bursev, riclul-gayb teriminin ihtiva ettii bu manalar yle aklar:
566 567

Th, 20/108; bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 306; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 326. smail Hakk-i Bursevye gre de riclul-gayb gizlidir, onlar Allahtan baka kimse bilmez, onlar da Hakktan bakasn bilmezler, Hakka mnct ile meguldrler. Ancak onlarn halkn gznden gizlenmeleri gerekmez. nk gizli olan, riclul-gaybn halleridir. Bursev, a.g.e., s. 326-327. 568 Furkan, 25/63. 569 Hucurat, 49/2. 570 Araf, 7/204. 571 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 306-307. 572 Ayn eser, c. XI, s. 308.

120

Bazen gze grnmeyen, gzlerden gizlenen insanlara da riclul-gayb derler. Zira bir ksm evliy vardr ki, letfetleri fazla olduundan gzlerden gizlenmeye gleri yeter. Hatta kfir lkelerine gider, kiliselere girer, namaz klarlar ve kfirlerden hi kimse onlar grmez. Bazen mmin cinlerin slihlerine de riclulgayb derler. Zira insanlarn gzlerinden giblerdir. Yine ilimleri herhangi bir staddan, kitaplardan ve hislerden almayp, gayb leminden alanlara da bazen riclul-gayb denir. Zira bunlar, ehdet lemindeki maddi sebeplere yapmayp, cisman ve ruhan gda hususunda arada sebep olmakszn gayba bakar, Hakkn feyiz ve imdadn beklerler.573 Daha nce deindiimiz gibi riclul-gayb, genel anlamda, tezimizin de konusu olan gizli veller topluluunu ifade eden bir terim olmakla birlikte, zel anlamda bu gizli veliler hiyerarisinde Hz. Dvud (a.s.)n kalbi zerinde bulunan ve on kiiden oluan bir grubun ad olmaktadr. Riclul-gaybn zelliklerini u ekilde sralayabiliriz: Hallerinde daima Rahmnn tecellisi glip olduundan hafif sesle konuurlar. Peygamber yannda ve Kuran tilvetinde susmann ehemmiyetini bilirler. Kendilerinde hu ve hay hkimdir. Yeryznde seknet ve vakr ile yrrler. Kendilerine kt sz sylendiinde karlk vermezler. Onlar bilinmeyen gizlilerdir. Fakat gizli olan bunlarn kendileri deil, halleridir.

16.2 Ricluz-zhir Ricluz-zhir, on sekiz kiidir. Onlar, Allahn emriyle Allahn emrinden zuhr edenlerdir. Saylar hibir dnemde artmaz ve eksilmez. Onlarn zuhru, Allah iledir. Allahn haklarn yerine getirir, sebepleri kabul ederler. Alkanlklar amak, baka bir deyile harikulde eyler gstermek onlara gre normaldir. Allah de, sonra onlar brak574 ve Ben onlar aka davet ettim575 ayetleri, onlara iaret etmektedir.576 eyh Eb Medyenin bu gruptan olduunu haber veren bnl-Arab yle der:

573 574

Bursev, Kitabul-Hitab, s. 327. Enam, 6/91. 575 Nuh, 71/8. 576 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 308-309.

121

eyhimiz Ebu Medyen (ra.) onlardand. Arkadalarna yle derdi: nsanlar size muhalefet etseler de, siz insanlara muvafakat gsteriniz. Onlara Allahn size verdii zhir ve btn nimetleri gsteriniz. Burada zhir nimet ile kastedilen, harikulde eyler, btn nimetlerden kastedilen ise marifetlerdir. nk Allah yle der: Rabbinin nimetine gelirsek, onu anlat577 Hz. Peygamber ise yle der: Nimetleri sylemek bir krdr. eyhimiz, bu makamn ehli olan kimselerin lisanyla, Doru szlyseniz, Allahtan bakasna m dua edersiniz. Bilakis sadece Ona dua edersiniz578 derdi.579 Velilerden bu on sekiz kii, nebilerin ve resullerin derecelerindedir. Onlar, zahirde ve batnda Allahtan bakasn tanmazlar.580 Allahn emriyle zuhr eden bu kimseler, varlklarda Allahtan bakasn grmezler. Onlara gre var olan eyler, Hakkn mazharlardr. Onlar, ak ve alen kimselerdir.581 Bu tabakaya zuhr ismi tahsis edildi. nk onlar, ehadet leminde zuhr etmilerdir. ehadet leminde zuhr eden kimse ise, hi phesiz, btn lemlerde zuhr etmi demektir. Bu yzden onlar, bu lakab almaya bakalarndan daha layktrlar.582 smail Hakk-i Bursevye gre, on sekizlerin bir zellii de kendilerinden kevn kerametlerin zuhr etmesidir. Ona gre batda, on sekizlerden biri olan eyh Eb Medyen kadar fazla keramet gsteren olmamtr. Nitekim douda da eyh Abdlkadir Geylanden ortaya kan keramet bakalarnda grlmemitir.583 Hulsa; on sekiz kiiden oluan ricluz-zhir, Allahn hukkunu ve emrini icr ederler. Kendileri ve bakalar hakknda ilah emri yerine getirirler ve emre uymaya bal kalrlar, sebeplere riyet ederler. Onlara gre mevcdat, Hakkn mazharlardr, varlklarda Hakktan bakasn grmezler. Kendilerinde harikulde eyler, kevn kerametler (tayy-i mekn, suda yrmek vb.) ok grlr. Bunlar peygamberlerin derecelerine ulamlardr.

577 578

Duha, 93/11. Enam, 6/40-41. 579 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 309. 580 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 310. 581 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 311. 582 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 310. 583 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 328.

122

16.3 Riclul-kuvvetil-ilhiyye/Riclul-kahr Riclul-kuvvetil-ilhiyye (ilah gcn adamlar), sekiz kiidir. Onlarn Allahn kitabndan ayetleri, Kafirlere kar iddetlidirler584 ayetidir. Esm-i ilhiyyeden isimleri ise, Zl-kuvvetil-metin (g ve metanet sahibi)585dir. Onlar, mahiyeti bakmndan varl zorunlu zat hakknda bilinmesi gereken ilim ile ilah olmas bakmndan bilinmesi gereken ilmi birletirmilerdir. Onlarn marifetlerdeki ncelii pek ycedir. Hibir knaycnn knamas onlar Allah yolundan alkoymaz. Onlar, kahr ricli (adamlar) diye de isimlendirilebilir. Nefslerdeki himmetler onlara aittir ve bununla tannrlar. bnl-Arab, Fas ehrinde ad Ebu Abdullah ed-Dekkk olan ve bu sekiz kii iinde yer alan bir zattan bahseder ve onun Kimseden gizlenmediim gibi benim yanmda da kimse gizlenmemitir. szn nakleder. Yine bnl-Arab, Endls ehirlerinde onlardan bir ksmyla karlatn, onlarn garip bir etkilerinin olduunu ve kendi eyhlerinden bir ksmnn da bu ricl iinde yer aldn belirtir.586 Bu sekiz kiiden bei, her zamanda bulunur, saylar artmaz ve eksilmez. Onlar, kuvvet bakmndan bu sekiz kiinin kademi zerindedir. Fakat onlarda sekiz kiiye ait olmayan bir yumuaklk vardr. Onlar, bu makamda peygamberlerin kademi zerindedir. Allah Tel yle buyurur: Onlara yumuak sz syleyiniz.587 Baka bir ayette ise Allahn rahmetiyle onlara yumuak davrandn588 buyurur. Bu insanlar, gl olmann gerektii yerlerde sekiz ricalin gcne sahiptirler. Onlar, belirtilen yumuaklk zelliine sahip olmakla o sekiz kiiden ayrlrlar. bnlArab, onlardan bir ksmyla karlatn ve kendilerinden yararlanm olduunu haber vermektedir.589 Ayrca bu be kii, dnyev ynetimi stlenebilecek bir tifedir. Yani onlar, zahir velyete sahip olabilirler. Fakat riclul-kuvvet ise zahir velyete sahip deillerdir.590 smail Hakk-i Bursev, bu sekiz kiinin tasarruf ehli olduunu ifade etmektedir. Ona gre, bu kiiler himmet ve tevecch etseler nefislerde tesiri zuhur eder ve onlar bu mana ile halk arasnda hret sahibidirler. Yani ehl-i tasarruf
584 585

Fetih, 48/29. Zriyt, 51/58. 586 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 312-313. 587 Th, 20/44. 588 l-i mran, 3/159. 589 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 313. 590 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 314-315.

123

olmakla tannrlar. Zira murad ettikleri nesneyi vcda getirirler ve tevecchlerinin semeresi vcud bulur. Bu mutasarrflar, kuvvetli meczupturlar. Onlara sayg gsterilir fakat kendilerine yaklamaktan ekinmek gerekir. Geri fenfillh ehlinde bu gibi iler grlmez. Zira hakik mutasarrf, ldren ve dirilten Allahtr. En iyisi ve kuvvetlisi Hakk vekil ittihaz edip tasarruf etmemektir.591 Hulsa; sekiz kiiden oluan riclul-kuvvetil-ilhiyye, riclul-kahr diye de isimlendirilir. Bunlar, himmet sahibidirler ve ehl-i tasarruf olarak bilinirler. Diledikleri nesneyi meydana getirirler. Baka bir deyile, zihinlerinde tasavvur ettikleri bir nesneyi, d dnyada vcda getirebilirler. Ynetme ve yarg gibi dnyev bir idareye (zahir velyet) sahip deillerdir. Onlar, halkn hrmet ettii fakat yaklamaktan da ekindii kuvvetli meczuplardr. Hibir knayann

knamasndan ekinmediklerine gre melmet niteliine de sahip olduklarn syleyebiliriz. Zikrettiimiz sekiz kiiden be tanesi, dierlerinde bulunmayan yumuaklk vasfyla ne kar. Bu be kii, stn bir gce sahip olmakla birlikte, baz durumlarda yumuaklk ve rfk ile muamele ederler. Bunlar, zahir velyete de sahip olabilirler.

16.4 Riclul-hannn vel-atfl-ilh Riclul-hannn vel-atfl-ilh (ilahi sevgi ve yumuakln ricali), on be kiidir. Allahn kitabndan ayetleri Sleymann rzgrn dile getiren Rzgr onun emrine verdik. Onun emriyle istedii yne yumaack akard.592 ayetidir. Onlar, mmin olsun kfir olsun, Allahn kullarna kar efkat sahibidirler. Onlar, yaratklara hkm ve yarg gzyle deil, varlk ve cmertlik (cd) gzyle bakarlar. Allah, onlardan hibirisine ynetme ve yarg gibi dnyev bir idare (zahir velyet) grevi vermez. nk onlarn tecrbe ve makamlar, yaratklarn iini yerine getirmeyi kaldrmaz. yleyse onlar, mutlak rahmette Hak ile beraberdir. Allah bu rahmet hakknda Rahmetim her eyi kuatt.593 demektedir.594 bnl-Arab, onlardan bir grup ile karlatn, bu kadem zerinde kendileriyle yrdn ve daha sonra onlardan ayrlp daha nce zikrettiimiz be

591 592

Bursev, Kitabul-Hitab, s. 328. Sd, 38/36. 593 Araf, 7/156. 594 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 313-314; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 329.

124

kiiye intikal ettiini sylemektedir. O be kiinin makam, riclul-kuvve (sekiz kii) ile riclul-hannn (on be kii) arasnda olduundan onlar, iki tarafn arasn birletirmi ve balama vastas haline gelmilerdir. Onlar (be kii), dnyev ynetimi stlenebilecek tifedir. Riclul-kuvve ve riclul-hannn ise kullarn ilerini hibir zaman ynetmez, onlardan hibirisi adna bir grev stlenmezler.595 Anlaldna gre, riclul-hannn tifesi, mmin ya da kfir Allahn kullarna kar efkat ve merhamet gsterirler. Mutlak rahmette Hakk ile beraberdirler. Bulunduklar makam itibaryla bunlara zahir velyet (dnyev ynetim) verilmemitir.

16.5 Riclul-heybet vel-celal Riclul-heybet vel-celal (heybet ve celal ricli), her dnemde drt kiidir, saylar artmaz ve eksilmez. Onlarn Allahn kitabndan ayetleri Allah O yce Yaratcdr ki yedi kat g ve yerden de onlarn benzerini yaratmtr. Allahn emri ve hkm bunlar arasnda iner durur596 ayetidir. Mlk suresindeki ayetleri ise, O, yedi g, birbiri zerinde tabaka tabaka yaratt. Rahmn'n yaratmasnda bir aykrlk, uygunsuzluk gremezsin597 ayetidir.598 Onlar, Evtda yardm eden kimselerdir. Onlarn hallerine glip olan ey, ruhanliktir, kalpleri semavdir, yeryznde bilinmezler, semda ise tannrlar.599 Bunlar, drt evtdn dnda bulunan drt zel velidir.600 Bu yzden drt evtd ile kartrlmamaldr. Bu drt kiiden birincisi, Allah Telnn, Sra flenir ve Allahn diledii kimseler dnda gklerde ve yerde bulunan herkes lr601 ayetinde istisna ettiklerindendir. kincisi ise, sonsuz hakknda ilim sahibidir. Bu, aziz bir makamdr. Sz konusu kii, mcmelde tafsli (btnde ayrnty) bilir. Bize gre ise, onun ilminde bir btnlk (mcmel) yoktur. ncs ise, yaratmada etkin himmet sahibidir, fakat ondan hibir ey meydana gelmez. Drdncden ise, eyler meydana

595 596

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 314-315; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 329. Talak, 65/12. 597 Mlk, 67/3. 598 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 315. 599 Ayn eser, c. XI, s. 316. 600 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 329. 601 Zmer, 39/68.

125

gelir. Fakat onun bu eyler hakknda bir iradesi olmad gibi onlarla ilgili bir himmeti de yoktur. En st lem, onlarn mertebesinin yceliine uygundur.602 Onlardan birisi, Hz. Muhammed (a.s.)in kalbi zerindedir. kincisi uayb (a.s.)n, ncs Slih (a.s.)in, drdncs ise Hud (a.s.)un kalbi zerindedir. Onlardan birisine Mele-i l (Yce Topluluk)dan Azrl bakarken, birisine Cebrl, birisine Mikl dierine ise srfl bakar. Onlardan birisi, Allaha, Amnn kendisiyle ilikisi bakmndan ibadet ederken, ikincisi Arn kendisiyle ilikisi bakmndan ibadet eder. ncs semnn, drdncs ise yeryznn kendisiyle ilikisi bakmndan Allaha ibadet eder. Btn lemin ibadetleri bu drt kiide toplanmtr. Onlarn ileri tuhaf, durumlar gariptir.603 bnl-Arab, bu kiilerle grmesini yle anlatr: Karlatklarm ierisinde onlar gibisi yoktu. Onlarla Dmek ehrinde karlatm ve sz konusu kiiler olduklarn anladm. Onlar daha nce Endls ehirlerinde de grmtm ve benimle bir araya gelmilerdi. Ancak onlarn bu makama sahip olduklarn bilmiyordum, bilakis onlar bana gre, Allahn dier kullarndan bazlaryd. Bunun zerine, onlarn makamlarn bildirdii ve hallerini bana gsterdii iin Allaha krettim.604 Anladmz kadaryla bu drt kii, evtda yardm eden, yeryznde tannmayan, gkte ise tannan ruhan kimselerdir. Onlarn says evtd ile ayn olsa da evtddan farkldrlar. Bu drtlerden birincisi, kyamet annda birinci sra flenip herkes ldnde, Allahn istisna ettii kimselerden olduu iin lmez. kincisi, aziz bir makamda bulunur ve nmtenh (sonsuz) hakknda ilim sahibidir. ncs, himmet ve tasarruf sahibi olsa da kendisinden bir ey meydana gelmez. Drdncs ise himmet sahibi olmasa da, iradesi dnda kendisinde bir eyler meydana gelir. Bu drt kiiden her biri, Hz. Muhammed (a.s.), Hz. uayb (a.s.), Hz. Slih (a.s.), Hz. Hd (a.s.) olmak zere, bu drt peygamberden birinin kalbi zerinde bulunur. Yine drtlerden her birine, srfl (a.s.), Mikl (a.s.), Cebrl (a.s.) ve Azrl (a.s.) olmak zere, bu drt byk melekten biri nazar eder. Bu drt kiide tm lemin ibadetleri toplanmtr.

602 603

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 316; Bursev, a.g.e., s. 330. bn Arab, a.g.e.,, c. XI, s. 316-317. 604 bn Arab, a.g.e., c. XI, s.317.

126

16.6 Riclul-feth Feth, oulu fth olan ve amak anlamna gelen Arapa bir kelimedir.605 oulu ftht606 eklinde de kullanlmaktadr. Tasavvuf bir terim olarak ise; rzk, ibadet, ilim, marifet ve keif gibi zahir ve batn nimetlerin Allah tarafndan kula almas anlamna gelmektedir.607 Kaan, baz fetih eitlerinden bahsetmektedir. Bunlardan Feth-i Karb, nefsin menzillerini geen slik iin alan kalp makam ve bu makamda kalbin ortaya kan sfat ve olgunluklardr. Allahtan bir zafer ve yakn bir fetih608 ayeti bu fethe iaret eder. Feth-i Mbn, ak fetih anlamndadr. Kalbin sfatlar ve kemltn ortaya kmas iin, ilh isimlerin nurlarnn tecelllerine ve velyet makamndan kula alan eylere denir. Muhakkak Biz Sana apak bir fetih nasip ettik609 ayeti bu fethe iaret eder. Feth-i mutlak, mutlak fetih demektir. Fthtn en st ve en mkemmel seviyesidir. Zt- ehadiyyetin tecellsini, ayn- cemde, msivdan tmyle fn klp istirak halinde bulunmay ifade eder. Allahn zaferi ve fethi geldii zaman610 ayeti bu fethe iaret eder.611 Riclul-feth (feth adamlar), her dnemde yirmi drt kiidir. Onlarn saylar artmaz ve eksilmez. Allah, kendi ehlinin kalplerine aaca marifet ve srlar riclulfeth vastasyla aar. Allah onlarn adedini, saatlerin saysnca yapmtr. Her bir saat iin onlardan bir adam vardr. Gece veya gndzn herhangi bir saatinde ilim ve marifetlerle ilgili bir husus bir kimseye alrsa, bunlar o saatin adamna aittir. Onlar, yeryzne dalmlardr, hibir zaman bir araya gelmezler. Onlardan her biri, ikamet ettii yerde bulunur ve asla baka bir yere gitmez.612 bnl-Arab, bu tifeden Yemende iki kii, dou ehirlerinde drt kii, Maribde ise alt kiinin olduundan szetmitir. Dierleri ise baka blgelerdedir. Onlarn Allahn kitabndan olan ayetleri Allah insanlara rahmetinden neyi aarsa, artk onu tutacak, ksacak olan yoktur613 ayetidir. Daha nce zikredilen drt kiinin (Riclul-heybet vel-celal) ayeti ise, bu ayetin kalan ksmdr: Neyi de tutarsa,
605 606

bn Manzr, Lisanul-Arab, c. X, s. 170-173. Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 220. 607 Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 152. 608 Saff, 61/13. 609 Fetih, 48/1. 610 Nasr, 110/1. 611 Kn, a.g.e., s. 152-153; Ethem Cebeciolu, a.g.e., s. 213-214. 612 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 317-318; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 330. 613 Ftr, 35/2.

127

bundan sonra onu gnderecek yoktur. Allah azz ve hakmdir.614 Bununla beraber bu kiilerin kademi O, yedi g tabaka tabaka yaratandr615 ayetindedir.616 Ehlullhn kalplerine gelen marifet ve esrar, bu yirmi drt kii (riclul-feth) vesilesiyle gelir. Onlar, bir gnde bulunan yirmi drt saati temsil ederler. Her bir saat iin bir adam tayin edilmitir. Yirmi drt saatten herhangi birinde, bir kimsede marifet ve srlarla ilgili bir fetih gerekleirse, o fetih o saatin adam vastasyla meydana gelmitir. Onlar, yeryzne dalmlardr. Hibir zaman bir yerde toplanmazlar, bulunduklar yerleri terk etmezler.

16.7 Riclul-mericil-ul Riclul-mericil-ul (yksek miralarn adamlar), yedi kiidir. Kendilerine yksek adamlar denilen bu riclin says, hibir dnemde artmaz ve eksilmez. Onlar, yksek miralarn adamlardr. Onlarn her nefeste bir mirac vardr. Onlar, nefesler leminin en stnleridir. Allahn kitabndan ayetleri, Siz stn olanlarsnz617 ve Allah sizinle beraberdir618 ayetleridir.619 Tasavvuf ehlinden baz insanlar, saylar yedi olduu iin bu kiilerin abdl olduunu zannetmitir. Nitekim baz kimseler de abdl krk saym ve saylar krk olan recebleri, abdl zannetmitir.620 Dolaysyla saylar yedi olan abdl ile yine saylar yedi olan riclul-mericil-ul kartrlmamaldr. Bunlar riclul-gayb hiyerarisinde iki farkl zmredir. bnl-Arab, onlardan bir grup ile karlatn ve hallerine muttali olduunu belirtir. Bu yedi kii, urc (mira, ykseli) ehlidir. Onlarn, Allahtan zel bir ilim tahsil etmek iin, her nefeste Allaha miralar vardr.621 Yedi kiiden oluan riclul-mericil-ul, nefesler leminin yani Hz. Dvud (a.s.)un kalbi zerinde bulunan riclin en stnleridir. Saylar abdl ile ayn olsa da abdldan farkl kimselerdir. Onlarn her nefeste Allaha miralar vardr ve her mirata zel bir ilim sahibi olurlar.
614 615

Ftr, 35/2. Mlk, 67/3. 616 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s.318. 617 l-i mran, 3/139. 618 Muhammed, 47/35. 619 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 319; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 330. 620 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 319; Bursev, a.g.e., s. 330-331. 621 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 320.

128

16.8 Riclut-tahtil-esfel Riclut-tahtil-esfel (alt ve aann adamlar), gdalar ve hayat kaynaklar nefes-i Rahmn olan yirmi bir kiidir.622 Bu insanlar alt ve aann adamlardr. Onlar, Allahtan telakki ettikleri bir nefes sahibidirler ve kendilerinden kan nefes hakknda bir marifetleri yoktur. Bunlarn saylar hibir dnemde artmaz ve azalmaz. Allahn kitabndan ayetleri, Sonra onu aalarn aasna indirdik623 ayetidir. Burada kastedilen, tabiat lemidir, nk ondan daha aas yoktur. Allah, tabiat lemi kendisiyle hayat bulsun diye, insan ona indirmitir. nk tabiat, asl itibaryla ldr. Allah ise, kendisine gnderdii bu Rahman nefes vastasyla onu diriltmitir. Bu sayede hayat, btn varla yaylr. nk Allahtan baka her eyin yaratl amac, Allaha kulluk etmektir. yleyse her eyin varlk bakmndan diri, hkm bakmndan ise l olmas kanlmazdr. Allahn dndaki her ey, hayat ve lm bir araya getirir. Bu yzden Allah, nsan, daha nce hibir ey deil iken kendisini yarattmz dnmez mi624 buyurmutur. Burada Allah, eylik halinde onunla beraber olduu gibi, bu eylik yokken de onunla beraber olduunu ifade eder. Bu nedenle insan, varlk bakmndan diri, hkm bakmndan ldr. Bu adamlar, her nefesle birlikte Allahn katndan gelen eylere bakarlar. Onlar, devaml olarak huzur sahipleridir.625 Anlaldna gre bunlara riclutahtil-esfel (alt ve aann adamlar) denmesinin nedeni, aslnda l olan ve en aa lem olarak kabul edilen tabiat leminin, kendilerine Rahman nefesin nzl ettii bu ricl vesilesiyle hayat bulmas dolaysyladr. Allah, bu kiilere bahettii nefes-i Rahmn ile tabiat lemini diri tutmakta ve bylece hayat btn mevcdta yaylmaktadr.

16.9 Riclul-imddil-ilah vel-kevn Riclul-imddil-ilah vel-kevn, ilah ve kevn yardmn adamlar demektir. Onlar, her dnemde saylar artmayan ve eksilmeyen kiidir. Onlar, Allahtan yardm ister ve halka yardm ederler. Fakat bunu baa kakma, iddet ve zorlamayla
622

smail Hakk-i Bursev, bunlarn saysnn on bir olduunu beyan eder. Onlara Rahman nefes iner ve yaam gdas olur. Kendilerinden kan nefesi fark etmezler, zira giren nefesle ilgilidirler. Onlar, kalem, levh, ar, krs ve yedi sem olmak zere on bir mertebeden feyiz alrlar. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 331. 623 Tin, 95/5. 624 Meryem, 19/67. 625 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 320-322.

129

deil, aksine gzel bir slupla, ltuf, yumuaklk ve rahmet ile yaparlar. Onlar, kendisinden istifade etmek zere Allaha ynelir, faydal olmak iin de halka ynelirler. Onlarn iinde erkekler olduu gibi kadnlar da vardr. Allah, onlar insanlarn ihtiyalar hususunda aba gstermeleri iin ehil yapmtr.626 Bu insanlarn sfat udur ki onlar, Allahn yaratklarna bir ey verdiklerinde, kendilerinde ltuf ve gzellik grlr. yle ki, insanlardan bir ey alann kendileri ve insanlarn onlarn zerinde bir hak sahibi olduu zannedilir. bnl-Arab, insanlara onlardan daha gzel muamele edenini grmediini belirtir. Bu kiiden birisi, srekli ve kesintisiz bir ekilde, fetih halindedir. O, makamdan makama gemeyecek ekilde tek bir kadem zerindedir. Allah ile durur, yaratlmlarla ilgili Allahn emrini yerine getirir. Onun dsturu, Allahtan baka ilh yoktur. O, Hayy ve Kayyumdur627 ilkesidir. kincisi ise mekekt leminin sahibidir, meleklere yardm eder ve onlarla oturur. Onun makam ve halleri deiir. lemin her bir suretinde zuhr eder, dilerse ruhanleir. ncs ise, mlk leminin sahibidir, insanlarla oturur ve yumuak bir sluba sahiptir. Onun makamlar da deiir. Bu kii, insanlara, yani hayvan nefslere yardm eder. Onlarn ileri tuhaf, manalar latiftir.628 Bahsedilen kiiden bir tanesiyle biliyyede karlatn anlatan bnlArab, onun adnn Musa b. mran olduunu nakleder. O, vaktinin efendisi ve karlatklarnn en byklerindendir.629 kiiden oluan ilah ve kevn yardmn adamlar (riclul-imddil-ilah vel-kevn), Hakk Teldan istimdd edip halka yardm ederler. Baka bir deyile Hakktan alp halka verirler. nsanlarn ihtiyalarn gidermeye alrken gzel bir slba sahip olup, halka yumuak davranr, onlar incitmez, efkat ve merhametle muamele ederler. Onlardan birisi, srekli fethe mazhar olup, makam sabittir, deimez. kincisi, melekt leminin sahibi olup meleklerle beraber bulunur, deiik suretlerde zuhr edebilme kabiliyetine sahiptir, makam deikendir. ncs ise, mlk leminin sahibi olup, insanlara yardm eder, makam deikendir.

626 627

Ayn eser, c. XI, s. 322. Bakara, 2/255. 628 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 323-324. 629 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 322.

130

16.10 Riclul-ilah ver-Rahman Bu grup kii olup ilah ve Rahman kimselerdir. Hibir dnemde saylar artmaz ve eksilmez. Baz hallerinde abdla benzeseler bile abdldan deillerdir. Allahn kitabndan ayetleri Onlarn Beyt(ullah) yanndaki namazlar da slk almaktan ve el rpmaktan ibarettir630 ayetidir. Allahn kelam hakknda iki itikat arasnda garip bir itikatlar vardr. Onlar, ilah vahyin ehlidir. Onu kaya zerindeki bir ses gibi veya an sesi gibi duyarlar. Bu kimselerin makam budur.631 smail Hakk-i Bursevye gre, bu kiiye gelen vahy-i ilah, sert bir taa srtnen zincirin kard ses gibi duyulur. Onlar, o iddetli sesten ilah maksudun ne olduunu anlar ve ona gre amel ederler. Bu vahiy tr, en iddetli olandr.632 bnl-Arab, bu kiinin durumlar hakknda herhangi bir ey

renemediini belirtir. Acaba Allah vahiyle konutuunda, bu an sesinde anlama gcn onlara kendilerinden mi vermiti? Yoksa an sesinin getirdii bilgileri anlamada bakalarna m ihtiya duyarlar? Bununla ilgili olarak bnl-Arab yle der: Kimse onlarn durumu ile ilgili bana bilgi vermedi. Bu meseleyi kendilerine sordum, fakat onlarn hibiri bana bir ey sylemedi. Hakk katndan da onlarn durumu hakknda bir bilgi edinemedim.633 Bu kimseler hakknda bilgi edinemediini ifade eden bnl-Arab, yine de onlarn durumu veya bulunabilecekleri konumla ilgili baz yorumlarda bulunur. Nitekim ona gre u ayet onlarn durumuyla ilgili olabilir: Kalplerinden korku gidince Rabbiniz ne demiti? derler. Onlar Hak olan diye cevap verirler.634 Bylece bayldktan sonra sylenen eyi anlarlar. nk Allah vahiyle

konutuunda, sanki o melekleri bayltan bir an sesi gibidir. Ayldklarnda yani kalplerinden korku gidince yle derler: Rabbiniz ne demiti? Acaba bu kii Hakkn kelamn duymada bu konumda m idiler? Yoksa Hz. Peygamber (s.a.v.)e verildii gibi onlara da anlay m verilmiti? Nitekim vahyin gelii ile ilgili rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber Bazen vahiy bana zil sesi gibi gelir ki bu bana ok

630 631

Enfal, 8/35. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 324-325. 632 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 332. 633 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 325-326. 634 Sebe, 34/23.

131

ar gelir. Sonra ses kesilir ve vahyedileni anlarm635 buyurmutur. Bu rivayet de onlarn durumunu aklyor nitelikte olabilir. Bu kiinin durumuyla ilgili yorumlardan sonra bnl-Arab, Allah onlarn bu konudaki durumunu en iyi bilendir636 deerlendirmesini yapmaktadr. Neticede bu kiinin en belirgin zellii, ilah vahye mazhar olmalardr. Fakat onlara gelen vahyi, peygamberlere gelen vahiy gibi deerlendirmemek gerekir. nk vahyin birok mertebelerinin olduu bilinmektedir. Kuran- Kerimden rendiimize gre Allah, bal arsna bile vahyetmitir. Ancak vahyin en stn Peygamberlere gelen vahiydir. Risalet sona erdii iin, artk o vahiyle kimse ereflenmez. Lakin peygamberlerin miraslar olan veli kullarn kalplerine de keif, gerek rya ve hiss-i hayalden yahut da melein sesi tarafndan bir ey atlr ki, buna da mecazen vahiy denilmitir. Aslnda bu durum genelde ilhm olarak adlandrlr.

16.11 Racln vhid Bu kii, her dnemde tek bir adam olduu gibi, bazen kadn da olabilir. bnl-Arab, O, kullarnn stnde mutlak hkimiyet sahibidir637 ayetinin bu kimselere iaret ettiini belirtir. Allahtan baka her eye uzanan bir yetkiye sahip olan bu kii, keskin zekl, cesur, atlgan ve iddia sahibidir. O, doruyu syler ve adaletle hkmeder.638 bnl-Arab bu makamda bulunan kimseler hakknda u bilgileri verir: Bu makamn sahibi, Badatta bulunan eyhimiz Abdlkdir el-Cl idi. O, mahlkat zerinde hakkyla g ve otorite sahibi idi. Onun ii byk, haberleri mehurdu. Kendisiyle karlamadm, ancak bu makamda zamanmzn sahibiyle karlatm. Abdlkdir, benim karlatm bu ahstan birtakm konularda daha yetkin idi. Dier ahs vefat ettikten sonra, gnmzde bu makam kimin stlendiini bilmiyorum.639

635 636

Buhar, Bedl-vahy, 2. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 325-326. 637 Enm, 6/18, 61. 638 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 326. 639 Ayn eser, c. XI, s. 326-327.

132

16.12 Racll-berzah Racll-berzah, berzah adam demektir ve tek bir kiidir. Allah, berzah lemini srekli onunla korur. Hibir dnem byle bir adamdan yoksun deildir. O, iki farkl cinsten meydana geldii iin berzah adam denmitir. Makamnda kendisinden bakas bulunmaz ve Hz. sa (a.s.)ya benzer. Bu kii, bileiktir, karktr. O, ruh ve beer arasnda domutur. Beer bir babaya sahip olduu malum deildir. Nitekim Belksn da cin ve insanlar arasnda doduu anlatlr.640 Onun doumu bu nitelikte gereklemitir. Bu kii, doa bilimcilerinin grlerine aykr olarak, annesinin suyundan yaratlmtr. Doa bilimcilerine gre ise kadnn suyundan ocuk domaz. Halbuki Allah her eye kadirdir.641 Bilindii gibi tabiat kanunlarna gre insan, erkek ve kadn olmak zere iki ayr cinsiyetin birlemesinden meydana gelmektedir. Fakat bu kanunlar yaratan ve evrene koyan Allahtr. Baka bir deyile, sebepler Allahn elindedir. stedii zaman bu sebepleri, kanunlar kaldrma kuvvetine de sahiptir. Nitekim ate yakc olduu halde Allah, atee emretmi ve ate, Hz. brahim (a.s.)i yakmamtr. Dolaysyla Hz. dem (a.s.)i annesiz-babasz, Hz. sa (a.s.)y ise babasz olarak yaratmaya kadir olan Allah, iki farkl cinsten meydana gelen ve ruh ile beer arasnda bulunan berzah adamn da yaratmaya kadirdir.

16.13 Racln vhid Racln vhid, tek bir adamdr, her dnemde sadece bir kiidir. Bazen tek bir kadn da olabilir. O, btn lemlere uzayan ince balara sahiptir. Bu kiinin makam bilinmedii iin, onun halini bilen baz ehl-i tark, kendisini kutup ile kartrarak, kutup olduunu zannetmilerdir, halbuki kutup deildir.642 Zaten kutbun da sadece erkeklerden olabilecei belirtilmitir.643 Racln vhid, makam bilinmeyen fakat lemlere uzanan manev balara sahip olan tek bir adam veya tek bir kadndr. O, kutuptan farkl bir kimse olup, tek olmas itibaryla kutup ile kartrlmamas gerekir.

640

smail Hakk-i Bursevye gre, Belksn annesi insan, babas ise cin idi. Eer tersi olsayd, annesinin yannda doar ve insan suretinde zuhur etmezdi. Bu husustan, insan ve cin arasnda nikh ve alka olabilecei anlalmaktadr. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 332. 641 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 327-328; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 332-333. 642 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 328; Bursev, a.g.e., s. 334. 643 Bursev, a.g.e., s. 332.

133

16.14 Saktr-Refref bin Skitl-Ar Bu kii de, tek bir adamdr ve makamyla isimlendirilir. Makam hasebiyle ona, Saktr-Refref bin Skitl-Ar demilerdir. Onun Allahn kitabndan ayeti Battnda yldza yemin olsun ki644 ayetidir. bnl-Arab, kendi dneminde bu makamda bulunan kiiyi Konyada grdn haber vermekte ve onun halini yle nitelendirmektedir: O, halini aamaz, nefsiyle ve Rabbiyle meguldr. i byk, hali ycedir. Onu grmek, kendisini greni etkiler. Onda inkisar (krklk) vardr. Zaten ben de kendisini krk ve zelil bir halde grdm. Onun nitelii beni artt. Marifetler hakknda konuan bir dile sahipti ve ok hay sahibiydi.645 Netice itibaryla, Saktr-Refref bin Skitl-Ar adnn bnl-Arabde belirli bir makama iaret eden simgesel bir isim olduunu syleyebiliriz.

16.15 Riclul-an billh ki kiiden oluan riclul-an billh, Allah ile zengin adamlar anlamndadr. Onlar, her dnemde nefesler lemindendir. Allah lemlerden zengindir(gandir)646 ayeti, onlara iaret etmektedir. Allah, bu makam onlar vastasyla muhafaza eder. Birisi dierinden daha kmildir. Bu iki kiiden biri, dierinden daha dk mertebede olandr ve kendisine izafe edilir. Dieri ise Allah Telya izafe edilir. Hz. Peygamber, bu makam sahibi hakknda zenginlik mal okluu deil, gnl zenginliidir647 buyurmutur.648 Bu makamn iki adam vardr. lemde gnl zenginleri bulunsa bile onlarn zenginliinde kuku vardr. Bu nedenle zamanda saf zenginlik bu iki adama hastr. Onlarn nihayetleri bidayetlerinde ve bidayetleri nihayetlerindedir. O ikisinden biri ehdet lemine yardm eder. Bu bakmdan ehdet lemindeki her zengin zenginliini bu adamdan alr. Dieri ise, melekt lemine yardm eder. yleyse melekt leminde Allah ile zenginleen herkes, bu adamdan yardm alr. Bu iki adamn kendisinden yardm ald kimse ise, Hak ile mtehakkk olan ulv bir ruhtur. Onun zenginlii, Allahtr, yoksa Allah ile zengin deildir. Zenginlik o ikisine izafe
644 645

Necm, 53/1. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 328-329. 646 l-i mran, 3/97. 647 Buhar, Rikak 15; Mslim, Zekt 120; Tirmiz, Zhd 40. 648 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 329.

134

edilse de, zenginlik adamlar kiidir. Onlarn beerilik ynne baklrsa, zenginlik adamlar iki kii olur. Bazen bunlar, kadn da olabilir. yleyse nefs ile zengin olan, Allah ile zengin olan ve zenginlii Allah olan kimselerden sz edilmektedir.649 Neticede, riclul-an billh normalde iki kii olduu halde bu iki kiinin kendisinden istimdd ettikleri ve zenginlii Allah olan ulv ruhu da sayarsak bunlar kii olmaktadr. Eer iki kiinin beeriyetine ve ulv ruhun da ruhniyetine bakarsak o zaman riclul-an billh iki kii olmaktadr. Allah Tel, gn (zenginlik) makamn onlarla muhafaza eder. Onlardan biri ehadet lemine yardm eder ve orada ne kadar zenginlik varsa onun sebebiyle olur; dieri de melekt lemine yardm eder ve orada ne kadar zenginlik varsa onun sebebiyle olur. Bu tife ierisinde kadn da olabilir.

16.16 ahsun vhid Riclden birisi de tek bir ahstr. Bu ahs, her nefeste farkl hallere girer ve Rabbi hakkndaki ilmiyle Rabbinin zat hakkndaki ilmi arasnda her nefeste bkmadan usanmadan farkl hallere girer. Onu tek bir menzilde grmek, neredeyse mmkn deildir. Ricl iinde hl itibaryla ondan daha garibi yoktur. Allah bilenler ierisinde bu makam sahibinden daha byk marifet sahibi de yoktur. Allahtan korkar ve Ondan saknr. Allahn kitabndan onun ayeti, Onun benzeri hibir ey yoktur, O, iitendir, grendir650 ile Sonra onlara kar size tekrar egemenlik verdik651 ayetleridir. bnl-Arab, bu makamdaki ahs grdn, tandn, onun kendisine bilgi verdiini ve bu ahsn eklemlerinin Allah korkusundan srekli titrediini ifade etmektedir.652 ahsun vhid, her nefeste yenilenen, farkl hallere giren bir kimse olup, Allah hakknda derin bir ilme ve marifete sahiptir. Nitekim Allah bilmekten ve Onun heybetinden kaynaklanan bir hayete sahip olduu anlalmaktadr. Bu hayet, onun vcudunun daima titremesine sebep olmaktadr.

649 650

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 329-330; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 335. ra, 42/11. 651 sra, 17/6. 652 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 330-331; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 336.

135

16.17 Ricl aynit-tahkm vez-zevid Bu kimseler, tahkim ve ilave bilgiler adamlardr. Onlar, her dnemde saylar artmayan ve eksilmeyen on kiidir. Makamlar, duada lisan- inbisata ziyade hususiyetleri yani inbisat ve rec ile dua etmeleridir. Onlarn halleri, gaybe imann artmas ve bu gaybn renilmesinde yaknin artmasdr. Bylelikle onlar iin gayb kalmaz.653 Bir gayb onlar adna ehadet haline geldiinde, baka gaybe imanlar ve onu tahsil etmeye olan inanlar artar. De ki: Rabbim ilmimi artr654, manlaryla beraber imanlar artar655, man etmi olanlara gelince, inen sre onlarn imann artrmtr. Onlar bunu birbirlerine mjdelerler656 ayetleri, bu kimselere iaret etmektedir. Allah Tel baka bir ayette Kullarm beni senden sorarlarsa, (bilsinler ki), gerekten ben (onlara ok) yaknm. Bana dua edince, dua edenin duasna cevap veririm657 buyurur. bnl-Arab, her gaybn onlar iin ehadet, her halin de onlar iin ibadet olduunu bir beyit ile ifade etmektedir.658 On kiiden oluan ricl aynit-tahkm vez-zevid, inbisat ve rec ile dua ederler. Halleri, gayba yaknen iman etmi olanlarn halidir, gayb lemi onlara ehadet lemi gibi grnr. Onlar gayba eritiklerinde onun tesindeki gayba ermek isterler, gnlleri kanmak bilmez. Bu ekilde onlarn hem ilimlerinin hem de imanlarnn artt sylenebilir.

16.18 Bdel Bdel, her dnemde saylar artmayan ve eksilmeyen on iki kiidir. bnlArabye gre bunlar, isimleri bakmndan bazlar tarafndan abdl ile kartrlsa da, abdl ve bdel farkl iki gruptur. Ayn zamanda bdel, say bakmndan da nukab ile benzemektedir. Bdel diye adlandrlmalarnn sebebi udur ki, onlardan birisi bulunmadnda dieri onun yerini alr ve hepsi birden onun yerine getirdii ii yaparlar. Bylece onlarn her biri, hepsinin ayn saylr.659

653 654

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 331-332. Th, 20/114. 655 Feth, 48/4. 656 Tevbe, 9/124. 657 Bakara, 2/186. 658 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 332. 659 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 333; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 336-337.

136

bnl-Arabye gre bu kimselerin Allah Telnn kitabndan ayetleri, Belksn Sanki odur (tpk onun gibidir)660 szdr. Burada Belks, tahtndan sz etmektedir. Belksn grd taht, kendi taht idi, bakas deil. Fakat bu hususta pheye dmesi kendiliindendi. Belksn zihn karkl, allagelmi mesafenin uzaklndan kaynaklanmt. Zaten bu yolda insanlarn bir grubu, alkanlklar yznden sapmtr.661 Hatb el-Badadnin Tarihu Badadnda Kettnye (.322/933) atfedilen en eski rivayetlerden birinde662 bdelnn says, krk olarak ifade edilse de buradaki bdel kelimesi byk bir ihtimalle abdl anlamnda kullanlmtr.663 nk daha nce de ele aldmz gibi abdln saysnn krk olduuna dair yaygn bir anlay da mevcuttur. Abdl ve bdel kelimeleri hadislerde veya baz sfiler tarafndan birbirlerinin yerine kullanlsa da, riclul-gayb hiyerarisinde bunlar farkl tifelerdir. Bunlar saylar itibaryla da farkldrlar. Bdel on iki kiiden olumakta olup, onlardan her biri, dierlerini bulamasa, hemen onlarn yerini alabilir ve hepsinin de ilerini yapabilir. Bylelikle her biri geri kalannn ayn olduundan, baka bir deyile, bunlardan biri dierlerinin tm hkmnde olduundan, bu kimselere bdel denilmitir. Allah Tel, tm lemin kemltn bir ahsta toplayabileceinden, bu, Onun kudreti dnda deildir.

16.19 Ricll-itiyak tiyak kelimesi lgatte, nefsin bir eyi arzulayp ona meyletmesi anlamna gelmektedir.664 Tasavvuf bir stlah olarak ise, muhibbin (sevenin) iinin lezzete ve onun devamna visalden dolay, vuslat yani kavuma halinde mahbba doru ekilmesi665 anlamndadr. evk, mahbba kavumakla zil olur, itiyk ise mahbbun hsn-i cemlini mtlaa ettike kuvvet bulur.666
660 661

Neml, 27/42. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 333. 662 Hatb el-Badad, Tarihu Badad, c.III, ss. 75-76. 663 smil Hakk-i Bursev de bdelnn saysnn krk olarak verildii rivyetle ilgili u deerlendirmeyi yapmaktadr: Bu rivyet, erbb- hakyik yanlarnda sahh deildir, meer ki tevl ile takrb oluna. Mesel, bdely abdl manasna almak gibi. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 336337. 664 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VII, s. 239. 665 Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 326. 666 Bursev, a.g.e., s. 337.

137

Ricll-itiyak, itiyak adamlar demektir. bnl-Arabye gre, saylar be olan bu kimseler, zdrap sahipleridir.667 evkler (arzular), mahede iinde olan kimseleri huzursuz eder. Bu adamlarn halini betimleyen bir beyitte yle denilmitir: Gecemin uzayp uzamayacan bilmiyorum Uyumayan kii bunu nasl idrak edebilir ki?668 Riclus-salavt (namaz adamlar) olarak da adlandrlan669 ricllitiyak, Allah ehlinin meliklerinden olup, be vakit namazn adamlardr. Onlardan her biri, farz namazlardan birinin hakikatine tahsis edilmitir. Hz. Peygamberin Gz aydnlm namazdadr670 hadisi, bu makama yorumlanr. Allah, lemin varln onlarla muhafaza eder. Allahn kitabndan ayetleri, Namazlar ve orta namaz koruyun671 ayetidir. Onlar, gece ve gndz namazdan bkmazlar. Kef sahiplerinden bazlar, her namazn onlar adna cesetlendiini tahayyl etmitir. Halbuki onlar somut eyler deildir ve i yle deildir.672 bnl-Arab, ricll-itiyak zmresinden ad Salih el-Berr olan bir kiiyle karlatn, kendisinden yararlandn ve onunla lnceye kadar arkadalk ettiini sylemektedir. Ayn ekilde Fas ehrinden ad Eb Abdullah el-Mehdev olan kiinin de bu zmreden olduunu ve onunla da arkadalk ettiini bildirmektedir.673 Be kiiden oluan riclul-itiyk, daim evk ve itiyk halinde bulunurlar. Onlar, be vakit namazn adamlardr. Her biri farz namazlardan birine mahsus olup, gece ve gndz namaz klmaktan usanmazlar, hibir namazda geveklik ve tembellik gstermezler. Nitekim gerek namaz klanlar, yerde ve gkte btn mevcudatn yapm olduu ibadetlerin cmlesine mil bir ibadet yapm olduklarndan derun tecellilere nil olur ve ibadetlerden byk zevk alrlar. Dolaysyla namaz ile Allaha vuslat arasnda bir iliki olduu muhakkaktr. Namaz Allaha vuslat mertebesidir ve mminlere bir mira olarak ikram edilmitir. Gerek namazda btn masiv, dnyev her ey aradan kar, kul ile Allah, buluma meclisinde beraber olurlar. Namaz, tm

667

smail Hakk-i Bursev, onlarn halini yle vasfeder: Onlar ayn- mhedede iken, itiyk onlar muzdarip klm ve harret-i dil, cierlerini kebap eylemitir. Bkz: Bursev, a.g.e., s. 337. 668 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 334. 669 Bursev, a.g.e., s. 337. 670 Nes, retun-Nis, 1. 671 Bakara, 2/238. 672 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 334-335; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 337. 673 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 334-335.

138

ibadetlerin, makam ve hallerin kilidi ve temeli, Allaha vuslat yolunun teminat ve manev bir miratr.

16.20 Ricll-eyymis-sitte Ricll-eyymis-sitte, alt gn adamlar demektir. Onlar, her dnemde saylar artmayan ve eksilmeyen alt kiidir. Bu alt gn, kendisinde Allahn lemi yaratt gnlerdir. Onlarn dsturlar Andolsun, gkleri, yeri ve ikisinin arasnda bulunanlar alt gnde yarattk. Bize bir yorgunluk da dokunmad674 ayetidir. nsann varl ile zuhr eden alt ynn (ciht- sitte) sultanl bu alt gn adamlarna verilmitir.675 bnl-Arab, alt gn adamlarnn kendisine tantldn bildirmekte ve onlardan bazlar ile ilgili bilgiler vermektedir. Onun bildirdiine gre, Harun erReid (.193/809)in olu es-Sebt onlardand.676 bnl-Arab onunla karlamasn yle anlatr: 599 (1202-03 M.) ylnda Cuma gn namazdan sonra tavaf esnasnda onunla karlatm. O da Kbeyi tavaf ediyordu. Birlikte tavaf yaparken kendisine soru sordum, o da bana cevap verdi. Onun ruhu tavaf srasnda, Cebrailin bir bedev suretinde cesetlenip (tecessd) grnmesi gibi, duyusal bir ekilde benim iin cesetlendi.677 Anlatlanlara baklrsa bnl-Arab, Harun er-Reidin olu es-Sebtnin ruhunun Kbeyi tavaf ettiini grmtr. Sebtnin ruhu, kukuya yer brakmayacak bir ekilde tecessd etmi, baka bir deyile sz konusu kiinin ruhu, bedene brnerek somut bir ekilde bnl-Arab tarafndan grlmtr.678 Yine bnl-Arab, alt gn adamlarndan olduu kendisine bildirilen, tand ve arkadalk ettii, aslen Erzenir-rm (Erzurum)lu bir ahs ile ilgili unlar nakletmektedir: O ahs bizzat tanrm ve kendisiyle arkadalk yaptm. Bana ok sayg gsterir ve deer verirdi. Dmekte, Sivasta, Malatyada ve Kayseride kendisiyle
674 675

Kaf, 50/38. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 335-336. smail Hakk-i Bursevye gre de, insann varlyla alt yn ortaya km, onun iin Allah Tel alt yn ve alt gn karlnda alt ricl yaratp her birini bir yn ve bir gn zerine vazifelendirmitir. Bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 339. 676 Bursev, bu kiinin daha sonra kutub olduunu belirtir. Bkz: Bursev, a.g.e., s. 339. 677 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 335. 678 Nihat Keklik, Muhyiddin bni Arabi Hayat ve evresi, Sufi Kitap, stanbul 2008, s. 189-190.

139

bir araya geldim. Bir mddet bana hizmet etti. Onun iyilik yapt bir annesi vard. Harran (eski Urfa) ehrinde annesine hizmet ederken onunla bir araya geldim. Onun gibi annesine iyilik edeni grmemitim. Bu adam servet sahibiydi, uzun senelerdir kendisini kaybettim, imdi yaayp yaamadn bilmiyorum.679 Ksaca lemde sayyla snrl olan her bir eye ait birtakm Allah adamlar vardr. Bu adamlar da her dnemde sayyla snrldr. Allah onlar vastasyla sz konusu eyi korur ve onlar her dnemde belirli sayyla snrl ve zamann kendilerinden yoksun kalmad adamlardr.680 Buraya kadar saylar belli olan riclul-adedi tamamlam olduk. imdi de saylar belli olmayan, her dnemde artp eksilebilen riclul-mertibi yani mertebe adamlarn ele alacaz.

II. Riclul-mertib (Mertebe Adamlar)

Her dnemde belirli bir sayyla snrlanmayan Allah adamlar vardr ki onlar bnl-Arabnin riclul-gayb hiyerarisinde riclul-mertib adn almaktadr. Onlarn says artar ve eksilir. Bu kiilere zg birtakm sr ve ilimler vardr.681 imdi saylar artp azalabilen bu riclul-gayb zmrelerini inceleyelim.

1) Melmiyye Melmet kelime olarak ayplamak, knamak anlamndadr.682 Tasavvuf bir stlah olarak ise yapt iyilikleri riy olur endiesiyle gizlemek, ktlkleri ve iledii gnahlar ise nefsiyle mcadele etmek iin aa vurmaktr.683 Melmiler, btnlarnda olanlar zhirlerine yanstmayan kimseler olarak tannmaktadrlar.684 Onlar, riydan saknan, hretten uzak duran685, baka insanlarla deil kendileriyle

679 680

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 336. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 337. 681 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 337-338. 682 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. 12, s. 360; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 1159. 683 Shreverdi, Avrifl-Marif, c. I, s. 39. 684 Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 1004; Crcn, Kitbut-Tarift, s. 248. 685 Slem, Risletl-Melmetiyye, haz. Ebul-Al Afifi, Mecelletl-Klliyetil-Adab, Kahire 1942, c. VI, s. 86.

140

megul

olan

kimselerdir.686

Kuran-

Kermde

geen

hibir

knayann

knamasndan korkmazlar687 ifadesi melmilere ilham kayna olmutur.688 bnl-Arabye gre melmiyye, ilerindeki hallerini dlarna yanstmayan kimselerdir ve onlar taifenin en stnleridirler.689 Melmiler, Allah yolunun mensuplarnn efendileri ve imamlardr. lemin efendisi Hz. Muhammed (a.s.) de onlarn iindedir ve onlardan biridir. Onlar, ileri yerine koyan ve onlar zenerek, iyi bir ekilde yapan hikmet sahipleridir. Onlar, sebepleri yerine getirir, almalar gereken yerde ise onlar aarlar. Onlar, Allahn yaratt varlklardaki nizamn kendi anlaylarna gre ihlal etmezler. Dnyann gerektirdii eyi dnyaya, ahiret yurdunun gerektirdii eyi de ahiret yurduna brakrlar. Onlar, Allahn kendilerine bakt gzle eyaya bakarlar, hakikatleri kartrmazlar. nk Allahn koymu olduu yerden bir sebebi kaldran kii, hi phesiz, onu koyana saygszlk yapm, onun kymetini bilememi demektir. Sebebe itimat eden ise, hi phesiz sebebi koyana ortak komu, doru yoldan sapm, tabiat lemine bel balam demektir.690 Melmiler sebepleri kabul eder, yerine getirir, fakat onlara itimat ve istinat etmezler. Onlarn drst talebeleri, adamlk (racliyyet) tavrlarnda farkl derecelerde bulunur. Bakalarnn talebeleri ise, nefs kaynakl duygularda farkl mertebelerdedir. Melmiler, kymetleri bilinmeyen kimselerdir. Onlar sadece kendilerini gizleyen ve bu makam kendilerine tahsis eden efendileri bilebilir. Onlar snrlayan bir say yoktur, saylar artar ve azalr.691 Melmiler, hallerini da yanstmadklar iin, dier mminlerden ayrt edilemezler. Onlar, arlarda dolar, insanlarla konuur, farzlar insanlarla birlikte eda ederler. Her beldeye, o beldeye ait insanlarn kyafetleriyle girer, mescitleri mesken edinmez, insanlarn dikkatini ekmemek iin Cuma namaznn klnd mescitlerdeki yerlerini srekli deitirirler. Konutuklar zaman Allah murakabe ederler, insanlar tarafndan fark edilmemek iin, komularn dndakilerle pek hairneir olmazlar, btn ihtiyalarn kendileri karlarlar. Allahn raz olaca ekilde oluk ocuuyla akalar ve haktan bakasn sylemezler. Ancak kalpleri ile

686 687

Slem, a.g.e., s. 73. Mide, 5/54. 688 Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 424. 689 bn Arab, Kitabu Istlahs-Sufiyye, s. 4-5. 690 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 340-341. 691 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 341-342.

141

insanlardan ayrlp, Allahla beraber bulunurlar, ilimde rsh sahibi olup, Allaha bir an bile kulluktan geri durmazlar. Kalplerini rubbiyyet sultan istil ettii ve Onun karsnda zell bulunduklar iin riysete tama etmezler, her makamn gerektirdii ekilde amel ederler ve halktan gizlenirler. Onlarn oturmalar, kalkmalar konumalar ksaca btn yaantlar Allah iledir, devaml olarak Allah mhede ederler. Onlar, riclin en yksei, talebeleri de en stn olan kimselerdir.692 bnl-Arab, melmiyye kavramn, yaygn manada inziv (halvet) halinde iken, aralarnda gizli bir zhd terbiye uygulayarak genellikle bakalarnn eletirisini ya da ayplamasn davet eden d davranlar sebebiyle kendilerine melmiyye ad verilen bir dervi frkasnn ad olarak kullanmayp, batn doktrinlerini kendilerine saklayan, srlarn halka, hatta birbirlerine bile asla aklamayan, riclin en stn tifesi anlamnda kullanmaktadr.693 bnl-Arabnin ortaya koyduu melmet dncesinin tarihsel melmetilik ile kark mefkrev bir telakk olduu ve Fthttaki konuyla ilgili metinlerin, tarihsel melmetlikten nisbeten bamsz olarak ele alnp deerlendirilmesi gerektii dnlebilir. Bununla birlikte bnl-Arabden sonra melm dnce, vahdet-i vcd merkezli bir geliim gstermitir.694

2) Fukar Fukar, fakr kelimesinin ouludur. Bu kelimelerin kk olan fakr lgatte, zenginliin zdd olan yoksulluk, fakirlik, muhta olmak gibi manalara gelmektedir. Fakr ise omurgas krlm kimse demektir. Bu durumda, bir ie g yetirememesi, bakasna muhta olmas nedeniyle maddi bakmdan sknt iinde olan kimseye fakir denilmektir.695 Crcan, fakr, birisinin ihtiya duyduu eyin yokluu olarak tarif eder.696 Tasavvuf bir stlah olarak ise fakr, kiinin mevhm olan varlndan kurtulmas ve

692 693

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. I, s. 182; Ayn eser (Msr), c. III, s. 35. Affi, Muhyiddin bnl-Arabde Tasavvuf Felsefesi, s. 102. bnl-Arabnin melmilik anlay ile ilgili daha geni bilgi iin bkz: Ali Bolat, Muhyiddin bnl-Arabde Melmet Tasavvuru, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 457-469. 694 Ali Bolat, a.g.m., s.468. 695 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. X, s. 299-300; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 457. 696 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 175.

142

fenfillha mazhar olmas anlamnda kullanlan bir tabirdir.697 Nazar olan mevhm varln terk eden, (efl, sfat ve ztn) Hakkta fni klan kimse hakk fakra ulam kiidir. Fakrn hakkati, kulun Allahtan baka hibir eye ihtiya duymamasdr.698 Zamanla bu kavram, Allahtan baka herkesten ve her eyden mstan olmak ve sadece Allaha muhta hale gelmek eklinde yorumlanmtr.699 Fakr; evliynn ir, asfiynn ss ve Hakkn, has dostlar olan enbiy ve takva sahipleri iin tercih ettii bir haslettir. Fukar, Azz ve Cell olan Allahn kullar arasndan setii ve szd safderun insanlardr. Allahn srlarnn halk arasndaki mahalleri bunlardr. Hakk, halk bunlar vastasyla korur, bunlarn hrmetine ve bereketine insanlarn rzkn bollatrr.700 Yahy b. Muza fakr hakknda sorulunca yle cevap vermitir: Fakrn hakikati, kulun Allahtan baka bir eyle mstani olmamasdr. Fakrn resmi (tarifi) ve ekli ise, tm sebepleri yok etmektir.701 Yani Allahtan bakasna ve zellikle sebeplere itimat ve istinat etmemektir. ibl, fakrn en aa almetini yle aklamaktadr: Bir kul btn dnyaya sahip olsa, sonra mlkn bir gnde infak etse, sonra keke bir gnlk rzkm alkosaydm diye aklna gelse, o kimse fakrnda sdk olmam olur.702 Ebbekr b. Thir, fakirin vasf ve dnyaya rabeti ile ilgili yle demektedir: Dnyaya rabet etmemek fakirin vasf ve hkmdr. Eer dnyaya rabet etmesi zaruri ise bunun kifyet miktarn (asgariyi) amamas gerekir.703 Ebul-Huseyn Ahmed en-Nr ise fakirin vasf hakknda yle der: Fakirin vasf, bulamad zaman skn iinde olmak, bulduu zaman da elde olan tercihen bakalarna ihsan ve ikram eylemektir (sr).704 bnl-Arabye gre, says belli olmayan riclden bir grup da fukardr, onlarn saylar artar ve azalr. Allah, onlar hakknda bir ahitlik yaparak, btn varlklar ereflendirmek zere yle buyurmutur: Ey insanlar! Siz Allaha

697

Selim Krm, Burhnul-rifin, Sleymaniye Ktphanesi, Hac Mahmud Efendi, No: 2679, vr. 11b. 698 Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 204. 699 Abdulmunm Hfni, Mucemu Mustalahts-Sfiyye, Beyrut 1987, s. 207. 700 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 452-453. 701 Ayn eser, s. 453. 702 Ayn eser, s. 456. 703 Ayn eser, s. 460. 704 Ayn eser, s. 461.

143

muhtasnz705 Fukar, Allahn isimlendirmesi bakmndan her eye muhta kimselerdir. nk hakikat, Allahtan bakasna ihtiya duyulmasn kabul etmez. Allah, tm insanlarn Allaha muhta olduunu bildirmitir. Fakirlik ise onlardan hsl olur. Buradan Hakkn muhta olunan her eyin suretinde zuhr ettii anlalr. Bu ayetin gsterdiine gre, hibir ey Allaha muhta olan yoksullara muhta deildir. Onlar ise her eye muhtatr. Dolaysyla bnl-Arabye gre fakir, her eye ve kendine muhta olduu halde hibir eyin ona muhta olmad kimsedir, hallerin en stn budur.706 nsanlar, Allahtan eya vastasyla perdelenmilerdir. Bu efendiler ise, eyaya Hakkn mazharlar olarak nazar ederler. Allah, kullarna bu mazharlarda hatta onlarn hakikatlerinde tecell etmitir. yleyse insan duyma ve grme gcne, zahir ve batn olarak btn organ ve idrak vastalarna muhtatr. Fakir, kulana ve gzne muhta iken, gerekte Allaha muhtatr. yleyse kulun duymas ve grmesi, Hakkn mazhar ve tecellighdr. Btn eya da bu konumdadr. Dolaysyla Hakkn mevcdatta sirayeti, son derece latif olduu gibi, mevcdtn birbirine sirayeti de yledir. Bu durum Onlara ufuklarda ve kendi nefislerinde ayetlerimizi gstereceiz707 ayetinde belirtilir. Burada ayetler, Hakka ait mazharlar olduunu gsteren delillerdir. Allaha muhta olanlarn (fukar) hali budur.708

3)Sfiyye Sfi, yn elbise giyen anlamna gelen bir kelimedir. Bu kelimenin hangi kkten geldiine dair deiik grler varsa da, bu grlerden en ok tutulan ve dilbilgisi kaidelerine de en uygun olan sfi kelimesinin sf kknden geldiidir. Buna gre sfi tek bir kiiyi, sfiyye ise sfiler topluluunu ifade eder. Sf kelimesinden Arapa gramere gre tasavvuf ve mutasavvf kelimelerini de elde

705

Fatr, 35/15. Yaratklar iinde Allaha ihtiyac en ok olan fakirler, sadece insanlardr. nsan zayf olarak yaratlmtr (Nis, 4/28) ifadesince zayf olarak yaratlm olmakla insan, hangi mertebeden olursa olsun, hibir zaman Allaha ihtiyatan kurtulamayaca gibi, emaneti yklenmi olan insan ruhunun duyduu ihtiya o kadar oktur ki, onun yannda dier yaratklara fakir bile denmez. nsann bu ihtiyacn tatmin etmek iin de Allahtan baka ilh ve tanr bulunmaz. O, sizin ibadetinize muhta olmad gibi, btn ihtiyalarnz tatmin edebilecek kudrete de sahiptir. Bkz: Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, c. VI, s. 151-152. 706 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 342-343. 707 Fussilet, 41/53. 708 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 343.

144

etmek mmkndr. Nitekim Araplar, kams (gmlek) giyen iin tekammese dedikleri gibi, sf giyen iin de tesavvefe derler.709 Sfi, nefsinden fni olan ve Hakk ile bki olandr. Sfi, tabiatlarn ve beer arzularn penesinden kurtulmu ve hakikatlerin hakikatine vsl olmutur. Sz konusu dereceyi mcahede ile talep eden ve kendini onlarn muameleleri zerinde doru bir ekilde bulunduran ise mutasavvftr. Baka bir deyile, Hakka vasl olan kiiye sfi, yolda slka devam edene de mutasavvf denir. Sf vusl, mutasavvf ise usl ehlidir.710 Sfilerin yaadklar hal, iinde bulunduklar makam ve nem verdikleri ynler farkllk arzettii iin sfi kelimesinin ok eitli tanmlar yaplmtr711. bnl-Arabde sfiyye, tasavvuftaki sfi anlayna ilaveten riclul-gayb hiyerarisinde bir grubun addr. Onlar belirleyen bir say yoktur, aksine saylar artar ve eksilir. Onlar, gzel ahlk sahipleridir. yle denilir: Ahlkta senden nde olan kimse, tasavvufta da senden ndedir. Onlarn makamlar, tek bir kalp zerinde toplanmtr. Onlar, Arapada iyelik anlam tayan u kelimedeki yy ortadan kaldrmlardr. Bu yzden; l (benim iin), ind (bende), meta (benim malm) demezler. Dolaysyla onlar, kendilerine bir ey izafe etmezler. Yani, Allahn yaratklarna kar, hibir mlke sahip deillerdir. Onlar, sahip olduklar eyler hususunda Allahn dndaki her ey ile eittir. Halkn sahip olduu eyleri halk iin kabul etmekle birlikte, bu makamda onlardan bir ey talep etmezler.712 Bu tabaka, zaruri yerlerde dini ve dinin doruluunu tasdik etmek zere delil getirmek amacyla, kendi iradeleriyle harikulade eyleri gerekletiren kimselerdir. bnl-Arab, bir filozofla tartrken bu gruptan byle birisini grdn belirtir. Onlardan bazlar ise, tpk allagelmi dier eyler gibi, bu ii alkanlk haline geldii iin yapar. Harikulde, bunlar iin harikulde deildir, bu sadece sradan insanlar iin harikuldedir. Bu insanlar, bizim ve tm canllarn yeryznde yrd gibi, su zerinde ve havada yrrler. Onlar, bunu yaparken ummiyetle bir niyete ve huzura ihtiya duymazlar. Melmyye ile fukar tifesi ise byle deildir,

709 710

Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 464. Ali b. Osman el-Cllb el-Hucvir, Keful-Mahcb, Terc. sd Abdulhd Kandl, Mektebetlskenderiyye, 1394/1974, s. 231; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 581. 711 Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 24. 712 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 344-345.

145

onlar, niyet ve huzur olmakszn yrmez, adm atmaz ve oturmazlar. Zira onlar, Allahn kullarn nereden cezalandracan bilemezler.713 Sfiyye, gzel ahlka sahip olan kimselerdir. Onlar, dnya hayatnn, bir kimsenin kendi ahlkyla Allahn tm kullarn honut etmesine imkn vermediini bilirler. nk bir insan honut edildiinde, bir bakas sinirlenebilir. Dolaysyla onlar, tm insanlara kar gzel ahlk gerekletirmenin imknsz olduunu grnce, gzel ahlkla muamele edilmeye daha layk kimseleri dikkate almlar ve gzel ahlkn fkelendirdii kimseyi nemsememilerdir. Nitekim onlar, Allah ve Onun sevgilileri olan melekleri, temiz insanlar bulmulardr. Temiz insanlar; resuller, nebler ve insan ile cinlerden evliynn bykleridir. Bunun zerine, onlara kar gzel ahlk sahibi olmaya srarla devam etmiler, ardndan gzel ahlk genel olarak insan ve cinlerin ktlerinin dndaki tm hayvan ve bitkilere yaymlardr. Bununla birlikte, insan ve cinlerin ktlerine de gzel ahlk uygulama imkn bulmu ve buna gayret gstermilerdir. Sz konusu olan yerine getirmelerine izin verilen gzel ahlktr ve hakikatte bu davran da Allah karsnda gzel ahlk saylr. Ancak hkim olduklarnda veya gerekli bir durumda ahitlik ederken ceza sz konusu ise, zerlerine deni yapmlardr.714

4) Ubbd (bidler) Ubbd, bid kelimesinin ouludur. bid, Rabbine boyun een, teslim olan ve emrine itaat eden kiidir.715 bnl-Arabye gre ubbd (bidler), zellikle farz ibadetlerin ehli olan kimselerdir. Allah, bu insanlar hakknda Onlar bize ibadet edenlerdi716 buyurur. Onlar, farzlardan baka bir eyi yerine getirmezler. Bazlar, dalara, vadilere, sahillere ve maaralara ekilmilerdir ki seyahat edenler diye adlandrlrlar. Bazlar ise, evinde kalm ve cemaat namazyla kendisini snrlam, sadece kendisiyle megul olmutur. Bir ksm sebepleri yerine getirir, bir ksm da terk eder. Bunlar, zhir ve btnn slihleridir. Onlar, kin, haset, hrs ve agzllkten korunmulardr. Btn bu vasflar ise, vlen cihetlere ynlendirmilerdir.717
713 714

Ayn eser, c. XI, s. 345. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 346-347. 715 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IX, s. 12. 716 Enbiya, 21/73. 717 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 347-348.

146

Onlarda ilah marifetlerden, srlardan, melektu mtl etmekten ve okunduu zaman Allahn ayetlerini, Allahtan anlamaktan bir korku bulunmaz. Onlar sadece sevab grrler. Kyamet ve korkular, cennet ve cehennem onlara grnr. Onlarn gzyalar, secde yerlerine akar: Onlarn yanlar yataklardan uzaklar, korkarak ve arzulayarak Allaha dua ederler.718 Cahiller onlara laf attklar zaman selam der (geer)ler.719 Bo sz ve ilere rastladklarnda vakarla oradan geip giderler.720 Gecelerini Rablerine secde ederek ve Onun divannda durarak geirirler.721 Ahiret korkusu sebebiyle onlar uykudan uzak kalrlar. Kurtulu yarnda ne gemek iin, orula batnlarn gizlerler. nfak ettikleri zaman, israf etmezler, cimri davranmazlar, bu ikisi arasnda orta bir yol tutarlar.722 Onlar, gnah ve btl olan amellerden uzak durur, Hakk yceltir ve tazim ederler.723 bidler zmresinden bazlarnn ismini zikreden bnl-Arab, amcas Eb Mslim el-Havlnyi de bidlerin byklerinden saymaktadr. Onun bildirdiine gre, amcas geceleyin kalkar, uykusu geldiinde yannda bulunan bir sopayla vurduu ayaklarna yle derdi: Siz, dvlmeye bineimden daha ok layksnz! Muhammed (a.s.)in ashb, Muhammed (a.s.) sayesinde bizi getiklerini mi sanr? Vallahi, kendilerinden sonra da adamlar geldiini renmeleri iin onlarla yaracam. Yine bnl-Arab, bidlerden byk bir grupla karlatn ve onlarn hallerinden kitaplara smayacak eyler grdn de ifade etmektedir.724

5) Zuhhd (Zahitler) Zuhhd, zhid kelimesinin ouludur. Bu kelimelerin kk olan zhd, lgatte bir eye meyletmemek, rabet etmemek, yz evirmek, ilgisiz davranmak ve terk etmek manalarna gelir.725 Tasavvuf bir stlah olarak zhd ile ilgili, elde bulunmayan eyin gnlde de bulunmamas, dnyay terk etmek, kimin eline geerse gesin ona aldrmamak, nefsin zorlanmadan dnyadan yz evirmesi, zevl gzyle dnyaya bakmak,
718 719

Secde, 32/16. Furkan, 25/63. 720 Furkan, 25/72. 721 Furkan, 25/64. 722 Furkan, 25/67. 723 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 348-349. 724 Ayn eser, c. XI, s. 349-351. 725 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VI, s. 97-98; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 286; Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 216.

147

dnyay olduu gibi brakmak, insan Allahn zikrinden gfil edeni terk etmek, dnyay kmsemek ve eserini kalpten silmek, Allahtan baka her ne varsa hepsinden zhid olmak gibi eitli tanmlar ve yorumlar yaplmtr.726 Dolaysyla kendisinde bu gibi nitelikler bulunan kimseye de zhid denilmitir. bnl-Arabye gre, riclul-gaybden bir grup da zuhhd yani zhidlerdir. Bunlar, kendi istek ve iradeleriyle dnyay terk edenlerdir.727 Zahidler, Hakk, leme ve kendilerine tercih edenlerdir. Rz ve sarn (dierkmlk) bulunduu Allaha ait her ii yerine getirirler ve Ona ynelirler. Hak bir eyden yz evirmi ise, ondan yz evirirler ve oa rabet ederek az brakrlar.728 Zhidler, zhdde bu makamn dna kmazlar, eer karlarsa, zhidlik deil, baka bir makam nedeniyle karlar.729 Sufilerin stlhnda zhd kelimesinin, dnya ve ahirette Allahtan baka her eyi brakmaya denildiini belirten bnl-Arab, Ebu Yezidin zhd hakkndaki szlerinden de bahsetmektedir. Ebu Yezd yle demitir: Bana gre zhd, g yaplabilir bir ey deildir. Ben gnden baka zhid olmadm. Birinci gn dnyadan, ikinci gn ahiretten, nc gn ise Allahn dndaki her eyden yz evirdim. Bunun zerine bana, ne istiyorsun? diye nida edildi. Ben de istememeyi istiyorum dedim. nk ben istenilen, sen ise isteyensin. Dolaysyla Ebu Yezd, Allahtan baka her eyi terketmeyi zhd olarak nitelendirmitir.730 brahim b. Edhemi zhidlerin nderlerinden birisi olarak kabul eden bnlArab, amcas Yahy b. Yun da zhidlerden saymakta ve onun nasl zhid olduunu da yle anlatmaktadr: Amcam Tilimsan ehrinin yneticisiydi, ad Yahya b. Yun idi. Onun zamannda fakh, bid ve zhid Tunuslu Eb Abdullah b. et-Tuns adnda bir adam vard. Ubbd denilen Tilimsann dnda bir yerde bulunurdu. badet iin bir mescide ekilmi ve sonradan kabri de orada ziyaret edilen mehur bir yer olmutur.
726

Bu ve benzer tanmlar iin bkz: Ebul-Ksm el-Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, Thk. Abdulhalm Mahmd-Mahmud b. e-erf, 1409/1989, s. 218-223. 727 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 351. 728 Burada oa rabet etmek ve az brakmak ifadesi, zhd anlayna ters gibi grnyor. nk zhdn temelinde azla yetinme anlamnn olduu malumdur. Belki de bnl-Arab bu ifadeyle, geici ve az olan dnya zevkini brakmay, srekli olan ahiret yaamna ynelmeyi baka bir deyile dnyadan ok ahirete arlk vermeyi kastediyor olabilir. Nitekim bir ayette, Dnya zevki ne de olsa azdr, ahiret Allaha kar gelmekten saknan iin daha hayrldr (Nis, 4/77) buyurulmaktadr. 729 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 354-355. 730 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 355.

148

Bu salih adam, Ekdr ve Orta ehir denen iki ehir arasndaki Tilimsanda yrrken, amcamz ehrin yneticisi Yahya b. Yuan onunla karlam. Kendisine Bu adam Ebu Abdullah et-Tunsdir, devrinin bididir denilmi. Amcam atnn gemini tutarak, eyhe selam vermi, eyh de onun selamn alm. zerinde kymetli bir elbise bulunan vali eyhe dnerek, Ey eyh! Giymi olduum bu elbiseyle namaz klmak caiz midir? diye sormu. eyh glm. Amcam, niin glyorsun? diye sorunca, yle cevap vermi: Aklnn zayflna, kendini ve halini bilmeyiine demi ve eklemi: Bence sen, lein kannda dp kalkan, onu ve pisliini yiyen, kk abdesti geldiinde ise, zerine demesin diye ayan kaldran bir kpee benziyorsun. Sen haramla dolu bir kapsn, kullarn haklar boynundayken gelmi, bana giydiin elbiseyi soruyorsun! Rv der ki: Bu cevap zerine vali alam, bineinden inmi, yneticilii brakm ve eyhin hizmetine girmiti. eyh ise, onu gn hizmetinde tutmu, sonra bir ip getirerek yle demitir: Hkmdarm! Misafirlik gnleri bitti, kalk ve odun topla! Amcam bann zerinde odun tar, onlarla arya girer, insanlar ise ona bakar ve alarlard. O, odunlar satar, azn alr, kalann da tasadduk ederdi. lnceye kadar kendi beldesinde byle yaam, lnce de eyhin trbesinin yaknna defnedilmitir. Kabri imdi orada, ziyaret edilir. nsanlar eyhe gelip kendilerine dua etmesini istediklerinde, eyh yle derdi: Duay Yahya b. Yuandan isteyiniz, nk o hkmdard, zhid oldu. Ben onun gibi hkmdarlkla imtihan edilseydim, belki de zhid olamazdm.731 Ksaca, zuhhd, kendi istek ve iradeleriyle dnyay terk eden, Hakk leme ve kendilerine tercih eden, Allahn honutluunu kazandracak amelleri ileyen, Hakkn yz evirdii, yasaklad eylerden yz eviren, kalplerini masivdan, Allahn zikrinden gaflete drecek olan her eyden arndran, dnya ve ahirette Allahtan baka her eyi brakan kimselerdir. Anlaldna gre zhdde aslolan, dnyann insann gnlne girmemesi ve ama haline getirilmemesidir. Burada dnyadan kast, zerinde yaadmz yerkre deil, insan Allahtan uzaklatran, gaflete dren her eydir. Dolaysyla zhdn; dnyev, nefsan, ehev ve baya arzular terketmek, manev deerlerin madd deerlerden stn ve nemli olduunun bilincine ulamak anlamna geldiini
731

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 352-354.

149

syleyebiliriz.

Bu

balamda

zhd,

insan

kalbinin

nefsin

ve

maddenin

egemenliinden kurtulmas, maddenin ruhun tasarrufuna verilmesi ve gnln ayrdan arndrlp muhabbetullah ile doldurulmas ameliyesidir.

6) Ricll-m Ricll-m (Su adamlar), su ve nehir kenarlarnda Allaha ibadet eden ve herkesin kendilerini tanmad kimselerdir. bnl-Arab, gvenilir, doru szl, neyi aktardn bilen, hafzas salam birisi olarak nitelendirdii Ebul-Bedr etTemuk el-Badadnin, yine tasavvuf yolunda vaktin imam olarak vasfettii eyh Ebus-Sud b. e-iblden aktard bir olay anlatmaktadr. Buna gre, eyh EbusSud, Badatta Dicle kenarndayken iinden, acaba su iinde Allaha ibadet eden kullar var mdr diye geirir. Bu dnceyi aklndan geirirken, bir anda nehir yarlr, iinden bir adam kar ve ona selam vererek yle der: Evet, ey Ebus-Sud! Allaha su iinde ibadet eden adamlar vardr ve ben de onlardanm. Tikritliyim, oradan ktm, nk u kadar sre sonra orada yle yle olaylar olacaktr. Adam orada gerekleecek bir olay zikrettikten sonra tekrar suda kaybolur. On be gn getikten sonra adamn Ebus-Suda syledii ey, syledii ekilde gerekleir. 732

7) Efrd Efrd (Tekler), ferd kelimesinin ouludur.733 Tasavvuf bir kavram olarak, kutbun nazarnn dnda kalan kimselere efrd denilmektedir.734 Kutup, efrd zerinde tasarruf edemedii gibi, onlara hkm de geiremez; nk kendisi de, onlardandr. Efrd, velilerin gzdeleri olup veliler iindeki zel kimselerdir. Onlar, insan trnde, melekler iindeki byk melekler gibidir.735 bnl-Arabye gre, mertebe riclinden bir grup da efrddr. Onlar snrlayan bir say yoktur. Onlar, eriat lisanyla mukarrebn (yaknlar) denilen kimselerdir. Onlar, kutbun dairesinin dndaki kimselerdir ki, Hzr (a.s.) da onlardandr. Abdlkdir el-Clnin arkadalarndan biri olan ve bn Kid diye

732

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 355-356; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 343; Gelibolulu Mustafa l, Hilyetr-Ricl, Sleymaniye Ktp.,Reit Efendi, No: 1146, vr. 42b-43a. 733 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. X, s. 215. 734 Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 56; Gmhanev, Cmiul-usl, s. 5; bn Arab, Kitabu IstlahsSufiyye, s. 4; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri,, s.184. 735 Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, s. 876-877.

150

tannan Muhammed el-Evnnin de efrddan olduu bildirilmitir.736 Meleklerden onlara benzeyenler, Allahn heybetinden kendilerinden gemi ruhlardr. Onlar, Kerbiyyn737 melekleridir ve Hakkn mertebesinde ibadete ekilmilerdir. Bu melekler, Hakktan bakasn tanmadklar gibi tandklarndan bakasn da grmezler. Onlarn kendi nefsleri hakknda da bir bilgileri yoktur.738 Efrdn makamlar, sddklk ve eriat getiren Peygamberlik arasndadr. Bu makam, tasavvuf ehlinin ounun bilemedii yce bir makamdr. nk bu makam tecrbe etmek gtr. O, eriat getirmeyle snrl olmayan mutlak nbvvet makamdr. Bazen ona tahsis yoluyla ulalabilirken bazen mer amellerle ulalr. Bazen ise Hakk tevhd etmek ve Onun karsnda zell olmakla ulalr. Bununla birlikte, yaratmayla nimet vereni yceltip tazim etmek ve Onu tevhd etmek gerekir. Bunlarn tm ilim cihetindendir. Efrda ait zel bir keif vardr ki kendilerinden bakas bu kefe ulaamaz. Bu kefe ulaanlardan birisi efrddan biri olan Hzr (a.s.)dr. Hz. Muhammed (a.s.) ise peygamber olarak gnderilmeden nce efrddan biriydi. Onlar Hakk tevht ederek, ann ycelterek ve kendisine ynelerek bu mertebeyi elde etmilerdir.739

8)men (Eminler) Emn kelimesinin oulu olan men; bir eyi koruyan, gvenilen, itimat edilen, hynet sahibi olmayan, gl, kuvvetli, kalbinde korku ve endie olmayan gibi eitli anlamlar ihtiv eder.740 Tasavvuf bir kavram olarak ise men, batn hallerini zhirlerine yanstmayan melmlerdir diye tarif edilmitir. Onlarn talebeleri ftvvet ehlinin makamlarnda dolarlar.741

736

smail Hakk-i Bursev de konuyla ilgili unlar kaydetmektedir: Hz. Hzr, Hz. Ali ve Hz. Abdullah b. Abbas efrddandr. Hz Ali, kendisinden nceki halife gibi, hilafeti zamannda bu mertebeden kutbiyyet-i kbr mertebesine terakk etmitir. Raslullah (a.s.) da nbvvet makamna efrd makamndan terakk etmitir. Bursev, Kitabul-Hitab, s. 343-344. 737 Ar yklenen meleklerin, mukarrebndan yani Allaha en yakn olanlardan olduu, Arn etrafndaki meleklere de kerbiyyn ismi verildii sylenmitir. Rz, Cebril (a.s.)in, kerbiyyn meleklerinin bakan olduunu syler. Bir dier gre gre kerbiyyn, Ar yklenen ve onun etrafnda bulunan meleklerin hepsinin addr. Ltfullah Cebeci, Kurna Gre Melek Cin eytan, le Yay., stanbul 1998, s. 128-129. 738 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 357-358. 739 Ayn eser, c. XI, s. 358. 740 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. I, s. 223-228; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 1176; sm Efendi, Kmus Tercemesi, Cemal Efendi Matbaas, stanbul 1305, c. IV, s. 548. 741 Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 56; Gmhanev, Cmiul-usl, s. 5.

151

bnl-Arabye gre men, melmlerden bir tifedir. Onlar, melmlerin bykleri ve havssdr. Onlarn halleri bilinemez. nk onlar, tpk sradan insanlar gibi imann gereklerini yerine getirirler. Farz olmas cihetiyle, Allahn emirlerini yerine getirir, yasak ettii eylerden kanrlar. Kyamet gn onlarn makamlar dier insanlara grnr. Dnyada ise onlar, insanlar arasnda tannmayan kimselerdir. bnl-Arab konuyla ilgili olarak Hz. Peygamberden rivayet edilen Her mmetin bir emni vardr. Bizim emnimiz, ey mmet, Eb Ubeyde bnlCerrhtr.742 hadisini de zikretmektedir.743 Allah, Hzra, Musaya gsterdiklerini gstermeyi emretmeseydi, Hzr, Musaya hibir ey gstermezdi.744 nk Hzr, men tifesindendir. Allah, emaneti insana arzettiinde, insan onu kabul etmiti. Bu bakmdan insan, asl ynyle zalim ve bilgisizdir. nk insan emaneti tamaya zorlanmam, sadece bu ona sunulmutu. Zorla tatlsayd, bu kimseler gibi yardm grrd. yleyse men, emaneti bir arz olarak deil, cebren yklenmilerdir. nk onlara kef gelmi, dolaysyla bildiklerini bilmemeye g yetirememi, halktan ayrlmay da istememilerdir. Onlara, verilen bu emaneti aklayn ya da aklamayn denilmemiti. Bylelikle onlar bu snrda durmu ve men diye

isimlendirilmilerdir. Onlar, dier tabakalardan farkldrlar. Onlar, birbirlerinin sahip olduu halleri bilmezler. Bu sebeple her biri, arkadann mminlerin genelinden olduunu zanneder. Bu durum, riclin dierlerinde deil, zellikle bu tifede ortaya kan bir durumdur.745

9) Kurr Kurr, kri kelimesinin ouludur.746 Kri, okuyucu anlamnda kullanlmaktadr.747 bnl-Arabye gre kurr, Allahn ehli ve sekinleri (hssa) olan kimselerdir. Onlar snrlayan bir say yoktur. Hz. Peygamber (s.a.v.), Kuran ehli
742 743

Buhr, Fezilul-Ashb, 21, Megz, 72; Mslim, Fezilul-Sahebe, 53-54. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 362-363. 744 Hz. Hzr ve Hz. Musnn bir yolculua kmalar, bu yolculukta yaadklar olaylar ve Hz. Hzrn bu olaylarn i yzn Hz. Musaya aklamas Kuran- Kerimde anlatlmaktadr. Bkz: Kehf, 18/60-82. 745 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 363-364. 746 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XI, s. 79. 747 Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri,, s. 353.

152

olan kimseler, ehlullh ve Onun zel dostlardr748 buyurur. Kuran ehli, Kuran ile amel eden ve harflerini ezberleyenlerdir. Bylelikle hem ezber hem de amel olarak Kuran kendilerinde tamak isterler. Ahlak Kuran olan kimse, Kuran ehlidir. Kurann ehli olan ise, Allahn ehlidir. nk Kuran, Allahn kelam, Allahn kelam ise Onun ilmidir. bnl-Arab, Ebu Yezid el-Bestamnin kurr tifesinden olduunu ifade eder.749 Yine bnl-Arab, Sehl b. Abdullah et-Tsternin henz alt yandayken bu makama nil olduunu ve onun bu yoldaki ilk halinin kalp secdesi olduunu belirtir. Halbuki byk hal sahibi, uzun mrl nice Allah velisi vardr ki, kalp secdesi yapamadan, kalbin bir secdesi olduunu da renemeden lmtr. Bununla birlikte o, velyet makamna ulam ve onda derinlemitir. Kalp secdesi hsl olduunda, sahibi ban secdeden hi kaldrmaz. Kalp secdesi, baka pek ok kademin kendisinden kt tek kadem zerinde sabit kalmaktr. Bu secdeyi yapan kii o kadem zerindedir. Evliynn ou, kalbin bir halden bir hale dntn grr. Zaten kalp de bu nedenle kalp diye isimlendirilir. Bu makam sahibi ise, halleri deise bile, tek bir ynden onun zerinde sabittir. Bu durum kalp secdesi diye isimlendirilir. Bu nedenle Sehl b. Abdullah, Abbdnda bir eyhin huzuruna girdiinde kendisine, kalp secde eder mi? diye sorulduunda yle demitir: Ebediyete kadar. Bunun zerine Sehl, eyhin hizmetine girmitir.750

10) Ahbb Ahbb; seven, sevilen, sevgili, arkada, dost vb. anlamlara gelen hbb kelimesinin ouludur. Dolaysyla ahbb kelimesi dostlar, sevenler vb. anlamda kullanlmaktadr. Bu kelimelerin kk olan hubb kelimesi de buz (kin) kelimesinin zdd olan, sevgi ve muhabbeti ifade etmektedir.751 Riclden bir grup da ahbbtr. Bunlarn bir says yoktur, saylar artar ve azalr. Allah Tel haklarnda yle buyurur: Allah yle bir kavim getirecek ki, Allah onlar sevecek, onlar da Allah sevecekler.752 Allah, onlar sevdii iin imtihan eder, sevildikleri iin de bu dnyada ve kyamette onlar semi ve
748 749

bn Mce, Mukaddime, 16. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 365. 750 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 365-366. 751 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. III, s. 7-12; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 70-72. 752 Maide, 5/54.

153

ayrmtr. Cennette ise, Allah onlara zellikle sevilenler olmalar bakmndan ayrcalkl muamele edecek ve sadece bu makamda kendilerine tecell edecektir.753 Ahbb taifesi iki ksma ayrlr: Bir ksm (mahbbun), ilk nce Allahn kendilerini sevdii kimselerdir. kinci ksm (muhibbn) oluturanlar ise Cenb- Hak, Allaha itaat olarak peygamberine itaate sevk etmitir. Neticede bu itaat, Allahn onlara olan sevgisini dourur. nk Allah yle buyurur: Peygambere itaat eden, Allaha itaat etmi olur.754 Hz. Peygambere hitap ederken ise De ki: Eer Allah seviyorsanz, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin.755 te bu, bir netice olarak ortaya kan sevgidir. Bununla beraber, sevilenlerin hepsi ayn zamanda sevenlerdir. Bu nedenle onlarn aralarndaki menzillerde gizlilik yoktur. Onlarn bulunduu her makamda, stn ve daha stn sevenler bulunur.756 Ahbb taifesinin almeti, safdr.757 Dolaysyla onlarn sevgisine hibir kir bulamamtr. Onlar, Allah karsnda bu makamda sabit olarak bulunurlar. Onlar, yaratlmlarla dinin iyi veya kt sayd eye gre birliktedirler ve onlara edebin gerektirdii ekilde muamele ederler. Onlar, Allah yolunda dostluk yapar, Allah yolunda dmanlk yaparlar. Dostluk, Yaratann varl ynnden, dmanlk ve knama ise yaratlan ynndendir. Allah Tel yle buyurur: Ey iman edenler! Benim de dmanm, sizin de dmannz olanlar dost edinmeyin. Siz onlara sevgi gsteriyorsunuz.758 Baka bir ayette ise yle buyurur: Allaha ve ahiret gnne iman eden bir topluluun, babalar, oullar, kardeleri yahut kendi soy-soplar olsalar bile, Allaha ve peygamberine dman olan kimselere sevgi beslediini

753 754

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 367-368. Nisa, 4/80. Znnn el-Msr (.245/859) yle der: Allahn habibine (Raslullaha), ahlk, fiilleri, emirleri ve snnetleri hususunda tbi olmak, Allaha muhabbetin almetlerindendir. Slem, Tabaktus-Sfiyye, s. 30. 755 l-i mran, 3/31. 756 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 368-369. 757 Saf; sf olmak, bulanksz duru olmak manasndadr ve nefsan zelliklerden arnmay ifade eder. Safnn mertebesinden bahsedilir: a) Saf-i ilim: Bu saf, Hz. Peygamber (s)in yolunda gidenin slkunu ssler, sliki Hz. Peygamber (s)in edebiyle edeplendirir. b) Saf-i hl: Bu saf ile hakikat ahitleri grlr, mncat lezzeti tadlr ve cisman lemden geilir. c) Saf-i ittisal: Kulun kendinden fan olarak, Hakk grmesidir ki, bu durumda olan kul, kendi sfat ve fiillerini, Allahn sfat ve fiilerinde mahv ve ifn eder (yok eder). Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, s. 533. Kn, saf ile benzer anlamdaki safvet kelimesini, gayrlk pisliinden arnmay (safy) gerekletirmek eklinde tarif eder. Kn, Istlhtus-Sfiyye, s. 158. 758 Mmtehine, 60/1.

154

gremezsin. te Allah onlarn kalplerine iman yazm ve onlar kendi katndan bir ruh ile desteklemitir.759 yleyse onlar, g sahibi ve desteklenen kimselerdir.760

11) Ahill (Dostlar) Ahill, hall kelimesinin ouludur. Hall ise dost, arkada gibi anlamlara gelmektedir.761 bnl-Arabye gre, riclden bir grup da ahill (dostlar) dr. Bunlarn says artar ve azalr. Allah Tel yle buyurur: Allah, brahimi dost edindi.762 Hz. Peygamber ise yle buyurur: Bir dost edinecek olsaydm, Ebubekri dost edinirdim. Fakat arkadanz (Ebbekr), Allahn dostudur.763 Birbirini dost edinme ancak Allah ile kulu arasnda doru olur ki bu, birlik (ittihd) makamdr. Yaratlmlar arasnda dostluk olmaz. nk eyann hakikatleri birbirinden farkldr. Eyann varl ise, Hakkn varldr. Bir eyin varl, o eyin kendisinden ayrlmaz. Bu nedenle dostluk, ancak Allah ile kullar arasnda gerekleir. Bu hal yaratlmlar arasnda olmaz. nk bir yaratlmtan onun varl elde edilemez. Fakat bazen dost ad mmin ve kfir insanlar iin kullanlabilir. Allah Tel yle buyurur: O gn dostlar (ahill) birbirlerine dmandrlar, ancak takva sahipleri hari.764 Burada dostluk karlkl iliki (mueret) demektir. Nitekim bir rivayette, Kii dostunun dini zeredir765 buyurulur.766 Dostluun artlar mminler arasnda gerekleemeyecei gibi peygamber ile ona tbi olanlar arasnda da gerekleemez. artlar gereklemediinde ise, kendisi de gerekleemez. Ancak bu, ykmllk hayatnda byledir. nk peygamber ve mmin, burada dostunun ya da nefsinin hkmne gre deil, Allahn hkmne gre davranr. Dostluun art ise, dostun hkmne gre davranmaktr. Bu ise, mutlak olarak dnya hayatnda peygamberler ve onlara tabi olanlar arasnda tasavvur edilemeyecei gibi, mminler arasnda da tasavvur edilemez. Mmin ile Allah arasnda dostluk gerekleebilir, fakat insanlar arasnda gerekleemez. nsanlar
759 760

Mcadele, 58/22. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 369-370. 761 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IV, s. 202-203; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 994-995. 762 Nisa, 4/125. 763 Buhr, Salt, 80; Fezil Ashbn-Nebi, 3, 5; Menkbl-Ensr, 45; Feriz, 9; Tirmiz, Menkb, 14; bn Mce, Mukaddime, 11. 764 Zuhruf, 43/67. 765 Tirmiz, Zhd, 45. 766 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 371-372.

155

arasnda glenen karlkl ilikiler (mueret), genellikle dostluk diye adlandrlsa da dostluk bu deildir. O halde peygamberin dostu yoktur ve o peygamberliinden baka kimsenin arkada deildir. Mminin de dostu olmad gibi imanndan baka arkada da yoktur. Bir hkmdarn da mlknden baka arkada yoktur.767 Dolaysyla vahyin hkmne ve ilahi emre gre tasarruf eden bir insann dostu olamayaca gibi arkada da olamaz. Mmin, Allahtan bakasn dost edinirse, dostluk makamn bilemez. Dostluk ve arkadalk makamn biliyor ve otorite sahibi dostunun karsnda onun gereini yapyorsa, imanna zarar vermi demektir. Byle bir davran, Allahn hukukunu geersizletirmeye yol aar. Neticede Allahtan baka dost yoktur. Bu makam byktr ve durumu tehlikelidir.768 Anlaldna gre bnl-Arab, dostluun ancak insan ile Allah arasnda gerekleebileceini kabul etmekte ve insanlar arasnda gelien ve dostluk olarak ifade edilen eyi de muaeret olarak nitelendirmektedir.

12)Muhaddesn Tasavvuf literatrde muhdese, Hak Telnn Hz. Musa ile aa vastasyla konumasnda olduu gibi, diledii kullarna ynelik mlk ve ehdet lemlerindeki hitabn ifade eden kavram olarak kullanlr. Muhaddesn kavramyla, gaybten ilham yoluyla bilgi alabilecek derecedeki Allah dostlar kastedilir.769 Muhaddes; hads (konuma), firset, ilham ve sddkiyet gibi zelliklere sahip olan kiidir. Neb, burada saylanlarn yannda ayrca bir de nbvvete maliktir. Rasl, bunlara ilveten rislet sahibidir. Bunlarn altnda yer alan evliyda ise firset, ilham ve sddkiyet bulunur.770 Hads, Onun ilminden zuhr eden eydir ki, meet annda ortaya kar. Bu, sr gibi nefsin hadsidir. Bu hads, Allahn o kuluna olan muhabbeti neticesinde gerekleir. O, Hakk eliinde kulun kalbine gelir ve kalp onu sekne vastas ile kabul eder. Muhaddeslerin eitli makamlar vardr. Onlardan bir ksmna nbvvetin

767 768

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 372-373. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 373-374. 769 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 217; Abdrrezzk el-Kn, Rehz-Zll f erhil-ElfzilMtedvile beyne Erbbil-Ezvk vel-Ahvl, Tahk. Sad Abdlfetth, el-Mektebetl-Ezheriyye, Kahire 1415/1995, s. 105; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 442. 770 Hakm-i Tirmiz, Kitbu Hatmil-Evliy, s. 357-358.

156

te biri, bazlarna ise yars verilmitir. Bu hususta en byk pay alan, hatmlvelye sahibidir.771 Hakm-i Tirmiz, peygamberler dnda bir insann nbvvetten pay almas hususunda ktisat, rehberlik (ird) ve gzel ahlk sahibi olmak, nbvvetin yirmi drt cznden biridir772 hadisini delil olarak zikretmektedir.773 Nbvvet, Allahtan olduu gibi, hads de Allahtandr. Nbvvet, ruh ve vahiyle korunduu gibi hads de hak ve sekne ile korunmutur. Nbvveti, vahiy getirir ve ruh ona elik eder. Hadsi ise sekne eliinde hak getirir. Sekne, nbvvetin mukaddimesidir. Hads, nebinin kalbindedir. Muhaddes ise sabittir.774 bnl-Arabye gre muhaddesn, iki snftr. Onlardan bir grup, Hakk Tel ile perde ardndan konuur. Allah Tel yle buyurur: Allah bir kimseyle ancak bir vahiyle ya da perde arkasndan konuur.775 Bu snf pek ok tabakadr. Dier snf ise, melek ruhlarn kalplerine bazen kulaklarna bazen de yazl olarak ilham verdii kimselerdir. Onlarn hepsi de sezgi sahibidir (ehl-i hads).776 Ruhlarn ilham verdii snf, nefs riyazetle ve beden mchedeyle ona ular. Bu yntem, her nasl olursa ve kim yaparsa yapsn, birdir. nk nefsler tabiatla bulunmak kirlerinden arndnda, kendisine uygun leme katlr. Bu durumda yce ruhlarn idrak ettii melekt ve sr ilimlerini idrak eder, lemdeki tm manalar kendilerine nakedilir, kendilerine uygun ruhn snfa gre bilinmeyen eyleri renirler. Ruhlar tek bir zellik birletirse bile, her ruhun bilinen bir makam vardr. Onlar, farkl derece ve tabakalardadr, bykleri ve daha bykleri vardr. Sz gelii, Cebrail ruhlarn byklerinden olsa bile, Mikail ondan daha byk, srafil ise, Mikailden daha byktr. yleyse srafilin kalbi zerinde olan kimseye yardm srafilden gelir ve sz konusu kii Mikailin kalbi zerindekilerden stndr.777 Bu durumda srfl, en byk melek konumundadr. Muhaddesn tifesinden olan her kimseye, kendisine uygun bir ruh ilham verir. Nice muhaddes vardr ki, kendisine kimin sezgi verdiini bilemez. Sezgi alma, nefslerin safsnn, doayla kalmaktan kurtulmann, unsurlarn ve rknlerin
771 772

Ayn eser, s. 347. Tirmizi, Birr, 66. 773 Hakm-i Tirmiz, a.g.e., s. 347. 774 Hakm-i Tirmiz, a.g.e., s. 349. 775 ura, 42/51. 776 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 374-375. 777 Ayn eser, c. XI, s. 375-376.

157

tesirlerinden uzaklap ykselmenin neticesidir. Byle bir nefs, bedenin mizacnn stndedir. Bir grup, bu kadarlk sezgi (hads) ile yetinir. Ancak bu, ahiret hayatnda saadetin salanmas iin yeterli deildir, nk o sadece nefsan bir arnmadr. Muhaddes, tabiattan kurtulmann ortaya kartt tm sfatlar, peygambere kesin bir ekilde uyarak ve inanarak yerine getirmi olsa, sezgisine saadet de eklenir. Bu sezgiye Allahtan gelen sezgi de eklenirse, sezgi tabakalarnn ilk snfndan olur.778 bnl-Arab; mer b. el-Hattb, Ebul-Abbas el-Hab ve Eb Zekeriyy elBicnin muhaddesn taifesinden olduunu bildirmektir.
779

mer b. el-Hattabn

muhaddes oluu ile ilgili baz hadisler rivayet edilmitir. Bunlardan biri yledir: Sizden nce srailoullarnda peygamber olmadklar halde kendileriyle konuulan adamlar vard. ayet benim mmetimin iinde de onlardan biri varsa, o, mer (r.a.)dr.780 Hakm-i Tirmiz, burada kastedilenin mer b. Hattb olduunu, kendileriyle konuulandan kastn ise Allahtan kendilerine baz szler gelen kimseler olduunu belirtmitir.781 Yine benzer bir hadis de yledir: Sizden nceki mmetlerde muhaddes olan insanlar vard. ayet benim mmetimde de byle birisi varsa, o, mer (r.a.)dr.782 mm- Gazlnin kaydettiine gre riflerden biri, abdl taifesinden birine bir mesele sormu; o da nce sana bakp: Allah rahmet etsin, ne dersin? demi; sonra soluna ve daha sonra da kendi gsne bakp ayn sz tekrar etmi, sonunda daha nce hi duyulmam garip bir sesle cevap vermiti. Bu davrannn hikmeti sorulduunda ise unlar sylemitir: Sorduun sorunun cevbn bilmiyordum; solumdaki melee sordum, bilemedi. Daha lim olan samdaki melee sordum; o da bilemedi. Bu kez kalbime tevecch ettim ve sana verdiim cevb kalbimden aldm; kalbim her iki melekten de daha lim kt. te bu, Hz. Peygamberin (s.a.v.): Muhakkak ki mmetimden muhaddesler vardr ve mer onlardandr783 hadsinin mns dhilindedir.784 Muhaddesler kt akbetten korkarlar m? sorusuna Hakm-i Tirmiz yle cevap vermitir:
778 779

Ayn eser, c. XI, s. 376. Ayn eser, c. XI, s. 374. 780 Buhar, Fedilus-sahabe, 23; Tirmiz, Menkb, 18. 781 Hakm-i Tirmiz, Kitbu Hatmil-Evliy, s. 356-357. 782 Buhar, Fedil Ashabn-Nebi, 6. 783 Ayn yer. 784 Gazl, hyu Ulmid-Dn, c. III, s. 25.

158

- Evet! Ancak bu, aknlk ve endie eklindeki bir korkudur. Bu bir anlk dnce biiminde olur ve sonra geer. Zira Allah Tel onlara olan ihsann bulandrmay istemez.785 Velilere bahedilen ve vahyin umm anlam ierisinde deerlendirilen ilk, hitb, ilham, muhdese vs. eklindeki btn tecrbeler er anlamda hkm beyan edip mkellefiyeti gerekli klmaz. bnl-Arab, mutlak nbvvetten bir cz olarak grd muhaddesndan (kendisiyle konuulanlar) bahsederken bunu aka ifade eder. Ona gre muhaddesler iin sadece bu manev konumadan bir pay vardr ve bunun sonucu olarak hallerden, makamlardan ve insan kemal derecesine eritirecek fiillerden bahsederler. Nebilerde olduu gibi, kendileriyle Rhul-Emnin kalplerine nzl vastasyla konuulmad iin bunlarn yeni bir er mkellefiyeti gerektirecek tarzda emir ve nehiyden bahsetmeleri mmkn deildir. Zira eyhlEkbere gre, her neb muhaddestir fakat her muhaddes neb deildir.786

13) Smer (Sohbet adamlar) Riclden bir grup da smerdr. Onlar snrlayan bir say yoktur ve onlar, sezgi sahiplerinden oluan zel bir snftr. Allah Tel yle buyurur: konusunda onlarla mvere et.787 Bu snfn ruhlarla konumas (hads) yoktur. Onlar, sadece i dzenler, ayetleri aklar788 ayeti bakmndan Allah ile konuurlar. Dolaysyla smernn muhaddesndan fark, onlarn ruhlar vastasyla deil, dorudan Allah ile konumalardr. Bu kiilerin esm-i ilhiyye asndan bulunduklar yerleri, elMdebbir ve el-Mufassl isimleridir. Onlar, bu makamda ehdet ehlinden deil, gayb ehlindendir.789 Baka bir deyile smer, bu makamda gizli olarak bulunurlar ve tannmazlar.

14) Verese (Vrisler) bnl-Arabye gre verese (vrisler), snftr: Kendisine zulmeden, dengeli giden, iyiliklere koan. Allah Tel yle buyurur: Sonra kitab setiimiz
785 786

Hakm-i Tirmiz, Kitbu Hatmil-Evliy, s. 370. M. Mustafa akmaklolu, bnl-Arabnin Nbvvet-Velyet Hakkndaki Grleri ve bn Teymiyyenin Bu Husustaki Eletirileri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-I), Say: 21, Ocak-Haziran 2008, s. 239. 787 l-i mran, 3/159. 788 Rad, 13/2. 789 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 378-379.

159

kullarmza miras braktk. Kimi nefsine zulmeder, kimi orta yolda gider, kimi de Allahn izniyle hayrlarda ne geer. te byk ltuf budur.790 Hz. Peygamber limler, peygamberlerin vrisleridir791 demitir. eyh Ebu Medyen, bu makam hakknda yle demitir: radesinde mrdin doruluunun alameti, halktan firar etmesidir. Halktan firar etmesinin doruluk alameti, Hakk bulmasdr. Hakk bulmasnn doruluk alameti ise, tekrar halka dnmesidir. Bu, Peygambere (s.a.v.) vris olan kiinin halidir. nk Hz. Peygamber Hir maarasnda halvete ekilir, yalnz Allaha ynelir, evini ve ailesini terk eder, Rabbine kaard. En sonunda, anszn Hak kendisine gelmi ve sonra onu kullarna rasl ve mrit olarak gndermiti. Bunlar, Allahn, peygamberin mmetinden ilgi gsterdii kimseleri vris yapt haldir ve yle bir insan vris diye isimlendirilir. Kmil vris; ilim, amel ve hal bakmndan Hz. Peygambere vris olabilen kimsedir.792 bnl-Arab, Allah Telnn, Kimi nefsine zulmeder793 ayetinde, EbudDerd ve benzerleri gibi, kendilerine kendileri iin zulmedenleri kastettiini belirtmektedir. Baka bir ifadeyle onlar, ahirette nefslerini mutlu etmek iin kendileri adna bu zulm yapanlardr. nk Hz. Peygamber Nefsinin senin zerinde hakk vardr; gznn de senin zerinde hakk vardr794 buyurur. nsan devaml oru tutup geceyi uyumadan geirdiinde nefsinin hakkn ihlal ettii gibi gznn hakkn da ihlal etmi saylr. te bu, insann kendisi iin kendisine zulmetmesidir. Bu yzden Allah, Kimi nefsine zulmeder795 buyurur.796 kinci grup verese, orta yolu izleyenlerdir. Bu tifede yer alan bir kimse, dnya rahat asndan nefsine hakkn verir. Bylelikle o, ykmllkleri yerine getirmesi ve Rabbine hizmet etmesi iin nefsine yardmc olur. Bu kiiler, azmet ve ruhsat arasnda bulunurlar. Geceleyin kalktnda, orta durumda olan insan teheccde kalkan diye isimlendirilir, nk o kalkar ve daha sonra uyur. Btn fiilleri de byle yerine getirir.797

790 791

Ftr, 35/32. Tirmizi, lim, 19. 792 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 379-380. 793 Ftr, 35/32. 794 Buhr, Savm, 55, 57; Mslim, Sym, 186; Nes, Sym, 76. 795 Ftr, 35/32. 796 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 380-381. 797 Ayn eser, c. XI, s. 381.

160

nc grup verese ise, hayrlarda ne geen, vakti girmeden nce emri aceleyle yerine getirenlerdir. Onlar, vakit girdiinde, vaktin farzn ed etmek iin hazrdrlar, onlara hibir ey engel olamaz. Mesel, vakit girmeden nce abdest alr ve namaz vakti girmeden nce mescitte otururlar. Vakit girdiinde ise Allahn farz kld namaz hemen yerine getirirler. Ayn ekilde, yl art tamamland gece zektn belirleyip ikinci senenin girdii ilk saat onu Rabbi iin sadaka memuruna derler. Tm iyi davranlarda, byle acele hareket ederler. Byle kimseler, hayrlarda ne geenlerdir. Bu hal, genliinde ve yetikinlik dneminde henz eriatle mkellef deilken, mrikler arasnda Hz. Peygamberin haliydi. O, insanlardan uzaklap Rabbine ynelir, inzivaya ekilir, iyiliklere ve gzel ahlaka koard. En sonunda Allah kendisine risalet vermitir.798

15) Evliy (Veliler) Kueyrye gre, velinin iki manas vardr. Birincisi, veli fel vezninde ve ism-i mefl manasndadr. Veli, ilerini grmeyi Hakk Telnn uhdesine ald kimsedir. Allah Tel, O, btn slihlere vellik eder799 buyurur. Allah, velisini bir lahza bile nefsi ile ba baa brakmaz, bilakis velisinin ilerini grmeyi ve gzetmeyi bizzat zerine alr. kincisi, vel fel vezninde ism-i filin mbalaa sgasdr. Bu durumda veli, Allaha ibadet ve tat iini uhdesine alan kiidir. Velinin ibadeti, araya bir isyan hali girmeksizin faslasz devam eder. Bir kimsenin veli olabilmesi iin her iki manadaki velilik vasfna haiz olmas gerekir. Velinin en son haddine varncaya kadar ve en mkemmel ekilde Allah Telnn hukukuna riayet etmesi, Allah Telnn ise gerek emniyette ve gerekse skntda velisini devaml olarak muhafaza etmesi lazm gelir. Peygamberin masum olmas art olduu gibi velinin de mahfz olmas arttr. u halde aleyhinde eriatn itiraz ve ehdette bulunduu bir kimse, aldatlm ve kandrlm bir kimsedir yani veli deildir.800 Veliler hakknda Allah Tel yle buyurur: Bilesiniz ki, Allahn velilerine korku yoktur, onlar zlmeyeceklerdir.801 bnl-Arabye gre ayetteki ifade, geneldir. Burada ahiret denilmediine gre veli, kendi hali hakknda ak bir delile

798 799

Ayn eser, c. XI, s. 381-383. Araf, 7/196. 800 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 436. 801 Yunus, 10/62.

161

sahip kimsedir. Veli, kendisinin de tasdik edecei ekilde Hakkn haber vermesiyle akbeti hakknda bilgi sahibidir. Allahn mjdesi gerektir, sz dorudur, hkm kesindir. Kesinlik, gereklemitir. yleyse veli ile kastedilen, Allah Telnn Dnya hayatnda da, ahirette de onlara mjde vardr. Allahn szlerinde hibir deime yoktur. te bu, byk baardr802 ayetinde buyurduu gibi Allah tarafndan mjdelenen kimsedir. Tevile girmeyen bir haberle gelen mjde ile beraber, korku ve znt kalmaz. te ayette veli ile kastedilen kimse budur.803 Velyet ehlini pek ok ksma ayran bnl-Arab, velyetin ok kapsaml olduunu ve evliynn, daha nce zikredilmi olan saylar belli ve belirsiz kimselere ilave bir takm snflar olduunu beyan etmektedir.804 Buna gre, bnl-Arabnin riclul-gayb hiyerarisinde evliy zmresine dhil ettii snflar unlardr:

15.1-Enbiy (Nebiler) Evliydan bir grup nebilerdir. bnl-Arab, Allahn onlar nebilik greviyle grevlendirdiini belirtir. Onlar, Allahn kendisi iin kulland, hizmeti iin setii ve dier kullarn arasndan kendi huzuruna tahsis ettii kullardr. Allah kendi balarna yapacaklar ibadeti belirlemi, bir ksmna bu ibadetleri mutlaka bakalarna ulatrmalarn emretmemitir. Nbvvet makam, velyette zel bir makamdr. Onlar, Allahtan gelen bir eriate gre davranr. Allah, onlara bir takm eyleri helal, bir takm eyleri haram klm, dier insanlardan farkl olarak onlara bu hususlar snrlamtr. nk lm ve hayat yurdu olan dnya, bunun byle olmasn gerektirir. Allah bir ayette O sizi snamak iin lm ve hayat yaratandr805 buyurur. Teklf (ykmllk) ise, imtihan demektir.806 yleyse velyet, nbvvet-i mme (genel nebilik) dir. eriat getirme hakkna sahip nebilik (teri nbvvet) ise, bu snf iinde bu nitelikteki kimseleri kuatan velilik iindeki nbvvet-i hssa (zel nebilik) dr. Bu makam, mahedede deil, ilah hitapta ykseklik makamdr. Nbvet makam ise, hitapta yksekliktir.807

802 803

Yunus, 10/64. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 388-389. 804 Ayn eser, c. XI, s. 389. 805 Mlk, 67/2. 806 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 390-391. 807 Ayn eser, c. XI, s. 391.

162

15.2- Rusl (Rasller) Velilerden bir grup resullerdir. bnl-Arab, Allahn, onlar risalet greviyle grevlendirdiini ifade eder. Onlar, insanlardan bir gruba ya da genel olarak tm insanlara gnderilmi peygamberlerdir. Btn insanlara grevlendirilmi olmak, sadece Hz. Muhammed (a.s.) iin geerlidir. Bu nedenle Hz. Peygamber, Ey Rasl! Rabbinden sana indirileni tebli et808 ya da Rasln grevi teblidir809 ayetlerinde belirtildii gibi Allahn kendisine emrettii eyleri insanlara tebli etmitir.810 Tebli makamnn, risalet olarak tabir edildiini belirten bnl-Arab devamla yle der: Burada resuln ve eriat sahibi nebinin makamndan sz etmeyiimizin nedeni, tasavvuf ehlinin, bildirdikleri makam ve hallerde zevke dayanmay art komalardr. Halbuki bizim ve bizim dmzda bakalarnn veya eriat sahibi olmayan bir nebinin teri nbvvet (yasa koyucu nebilik) ya da risalet hakknda herhangi bir tecrbesi ve zevki yoktur. yleyse, ulaamadmz bir makam, ya da tadamadmz bir hal hakknda nasl konuabiliriz ki! Bu durum benim iin geerli olduu gibi Allahtan gelen bir eriate sahip olmayan nebi ya da resuller iin de geerlidir. Bu konuda konumak bize haramdr. Biz, tecrbemiz bulunmayan bir konuda konuamayz. Bu iki makam hari, dier makamlar hakknda ise, tecrbeyle konuabiliriz. nk Allah bizi onlardan mahrum brakmamtr.811

15.3- Sddkn (Sddklar) Sdk, sdk kknden gelen bir isimdir. Sddk ise, sikkr (ok sarho), hmmr (ok iki ien) kelimelerinde olduu gibi, sdk kelimesinin mbalaa sgasdr ve ok doru, kendisinde sdk galip olan demektir. Sdkn en aa derecesi, srrn alniyete, baka bir deyile iin da eit olmasdr. Sdk szlerinde doru olan, sddk ise btn szlerinde, fiillerinde ve hallerinde doru olan kimsedir.812

808 809

Maide, 5/67. Ankebut, 29/18. 810 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 391-392. 811 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 392-393. 812 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 366; Seyyid Muhammed Murtaza el-Huseyn ez-Zebd, Tcul-Ars min Cevhiril-Kms, et-Trsl-Arab, Kuveyt 1410/1990, c. XXVI, s. 13.

163

bnl-Arabye gre velilerden bir grup da, Allahn kendilerini sddklk ile grevlendirdii sddklardr. Allaha ve peygamberlerine inanan kimseler hakknda te Onlar sddklardr813 buyurulur. Sddk kalb Arapada tasdik ve doru szllkte arl ifade eden mbalaa kalbdr. Sddk, baka bir delil ile deil, srf kalbinde bulmu olduu iman nuru ile haber verenin szne, Allaha ve raslne iman eden kimsedir. Bu nur, onun tereddde dmesine ya da haber veren rasln sz hakknda pheye dmesine mni olur. Onun kalbindeki bu nur, Allahn gzde yaratt nura benzer. Kulun o nurun olumasnda katks yoktur. Sddkn basiretindeki nur da yledir. Dtan bir delil nedeniyle iman eden ya da Allahn kalbinde bu nuru yaratana kadar tereddtte kalp sonra kabul eden kimse, sddk deil, mmindir. Mminin nuru, De ki Allahtan baka ilah yoktur sznden sonra gerekleir. Bu nur, yaknlk olmas bakmndan tevhit ile ilgili ilmin verdii delili inceledikten sonra meydana gelir. Sddkn nuru ise tasdik edilenin varlndan nce harekete geer.814 Sddklk ve teri nbvvet (eriat getiren nebilik) arasnda, kurbet (yaknlk) makamnn olduunu syleyen bnl-Arabye gre bu makam, efrda aittir. Sddklk mertebesini aan kii, nbvvete ular. Ancak bu, teri nbvvet deil, nbvvet-i mmedir. Bu makam, Allah nezdinde teri nbvvetin altnda, sddkln zerindedir. Ebubekirin gnlnde yerleik diye iaret edilen sr budur. Bu sr sayesinde o, sddklardan stn olmutur. nk sddkln art ve gerei olmayan hususlar da onun adna gereklemitir. u halde Ebubekir (r.a.) ile Hz. Peygamber (a.s.) arasnda hibir adam yoktur. nk o, hem sddk hem sr sahibidir. Bylelikle Hz. Ebubekir, sr sahibi olmas bakmndan sddklk ile teri nbvvet arasnda bulunur.815

15.4- hed (ehdler) Arapa -h-d kknden tremi olan hed, ehd kelimesinin ouludur. Szlkte ehd, bildiini syleyen, kesin bir haberi getiren, bir yerde hazr bulunan, bir olaya ahit olan, ahitlik eden gibi anlamlar tamaktadr.816
813 814

Hadid, 57/19. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 393-398. 815 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 396-398. 816 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 267-269; bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VII, s. 222-226;

164

ehd, hid kelimesinin mbalaa sigasdr. Allah yolunda ldrlen kimseye de ehd denilmitir. Byle isimlendirilmesinin sebebi, rahmet meleklerinin kendisine ahitlik etmesidir.817 Fiilin masdar olan ehdet, kesin haber, heber vermek, bildirmek, ilan etmek, aklamak manalarna gelirken, fiilin dier masdar olanuhd, hazr bulunma manasna gelmektedir. Mhede ise muyene (muttal olma) anlamn tamaktadr.818 Sflerin szleri arasnda en ok geen stlahlardan biri de hid kelimesidir. Falan ilim hidi ile, filn vecd hidi ile, falan hl hidi iledir derler ve hid sz ile, o anda insan kalbinde hazr ve mevcut olan eyi kastederler. Bu ise insann gznden uzak ve gib bile olsa, bir eye bakyormu ve onu gryormu gibi, o eyin zikrinin kalp zerine galip olmasdr Yani gib olan eyi, gz nnde imi gibi kuvvetli bir ekilde hatrlamaktr. u halde zikri, sahibinin kalbini istil eden her ey o kimsenin hididir. Kalbi istil eden ilim ise hid-i ilm, vecd ise hid-i vecd olarak anlr. Bir kimse bir mahlka kalpten bir alka duyarsa, alka duyduu ey onun hididir. Yani bu ey onun kalbinde hazr ve mevcuttur. nk sevgi devaml olarak sevgiliyi zikr ve hatrlamay, sevgilinin istils altnda bulunmay icabettirir.819 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da heddr. Allahn ehdet ile dost edindii bu kimseler, Allaha yaklaan (mukarrabn) kimselerdendir. Allah Tel Allah, melekler ve ilim sahipleri Allahtan baka ilah olmadna ahitlik etmilerdir820 buyurur. Bylece bu insanlar ehdet deinde melekler ile bir araya getirir. Onlar, ezel bir inayet ve ilah huzurdan dolay muvahhid (birleyen) olanlardr. Onlarn ileri tuhaf, durumlar artcdr. man, bu ehadetin bir parasdr. Peygamber gnderilip bu ehitler ona ehadet ederlerse, lim-mminler olurlar ki, kyamet gn tam ecir onlarndr. man etmezlerse, Allahn Onlar Allahn nimet verdii nebiler, sddklar, ehitler ve slihlerle beraberdir. Onlar ne gzel arkadatr!821 ayetinde nimetlendirdii ehitler olamazlar.822 Kuran- Kerim, sddk ehitten nce zikretmi, aralarnda bir vasta olmad iin nebinin paraleline yerletirmitir. Bunun nedeni, iman nurunun risalet nuruyla

817 818

bn Fris, Mucemu Mekayisil-La, c. III, s. 221. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VII, s. 222-226; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 292. 819 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 172-173. Kr: Crcn, Kitbut-Tarift, s. 129. 820 l-i mran, 3/18. 821 Nisa, 4/69. 822 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 398-399.

165

birlemesidir. ehitler ise, peygamber nurunun ardndan gelen ilim nuruna sahiptir. Peygamberin nuru, burada, peygamber olmas bakmndan deil, Allahn birliine ahit olmas bakmndandr. yleyse peygamberden sonra ona denk bir ahidin olmas mmkn deildir ve bu nedenle peygamberin geilmesi imknszdr. Peygamber olduu iin ahidin onunla birlikte olmas da, mmkn deildir, nk ahit peygamber deildir. yleyse ahidin hem peygamber hem de sddktan geri kalmas gerekir. O, ancak sddklktan sonra gelen mertebede bulunabilir.823 Sddk, sddkiyette ehitten daha yetkin bir nura sahiptir. nk o, tevhit ve kurbet (yaknlk) ynnden olmak zere iki adan sddktr. ehit ise, tevhid ynnden deil, zel olarak kurbet ynnden sddktr. nk onun tevhidi imandan deil, ilimden kaynaklanr. Byle bir ehit, iman mertebesinde sddktan sonra gelmitir. O, ilim mertebesinde ise sddkn zerindedir. yleyse ehit, ilim mertebesinde nce gelen iman ve tasdik mertebesinde geride bulunan kiidir. nk limin sddk olmas geerli deildir. nk daha nce ilim, rivayet mertebesini ncelemiti. yleyse ahit, peygamberin Allahn risaletini tebli ederken Allahn birliinde doru sylediini bilir. Sddk ise bunu ancak kalbine yerletirilen iman nuruyla bilebilir. Peygamber kendisine geldiinde ise, zhir bir delil olmakszn, ona ittib eder.824

15.5- Slihn (Slihler) Salh kelimesinin ism-i fil kipi olan slih kelimesi; insana, dier canl ve cansz mahlkata, insann i, sz ve davranlarna, kelime ve kavramlara sfat olabilmektedir. Mesel, salam i, dzgn ve doru sz, iyi durum slih kelimesi ile ifade edildii gibi, ilerini salam, amellerini, dzgn yapan kii de slih sfatyla vasflandrlmaktadr.825 Slih, her fesattan hlis olan kimsedir.826 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da, slihlerdir. Allahn kendilerini iyilik zellii (salh) ile dost edindii bu kimseler; nebiler, sddklar ve ehitlerden sonra drdnc mertebede yer alrlar. Her peygamberin slih olduu ya da nebi olsa bile salihlerden olmaya ard zikredilir. Bu durum, salihlik mertebesinin
823 824

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 400. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 401. 825 Zebd, Tcul-Ars c. VI, s. 547-551; bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VII, s. 384; mer Dumlu, Kurn- Kerimde Salh Meselesi, DB Yay., Ankara 1992, s. 4-5. 826 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 136.

166

nbvvette zel bir mertebe olduunu gsterir. Nebi, sddk ve ehit olmayan kimseler de bu mertebeye ulaabilir.827 Enbiynn salihlii, bidayetlerinde gerekleir ve bu, salihliin onlara atfedilmesidir. Onlar nbvvete uygun olduklar iin enbiy olmulardr. Allah onlara delil olma nitelii vermi, hed olmulardr. Onlara gayb haber vermi, sddk olmulardr. Dolaysyla enbiy, bu makamlarn hepsine uygun hale gelmi ve slih olmulardr. Peygamberler, tm makamlar kendilerinde toplarlar. Sddklar sddklk makamna, hed ise ahitlik makamna uygundur. Her varlk kendisinde varedilmi olana uygundur. Allah burada nebiler ile eriat sahibi raslleri kastetmitir. Onlarn zorunluluk yoluyla gnderilip gnderilmemeleri birdir.828 Slihn, Allah hakkndaki ilimlerine, Allaha imanlarna veya peygamberin Allahtan getirdiklerine inanmalarna bir halel girmemi kimselerdir. Bir halel girseydi, salih olamazlard. Enbiynn tevik ettii salihlik budur. Sddklna halel girmeyen herkes, slihtir; ehdetine halel gelmeyen ya da nebiliine halel gelmeyen herkes, salihtir. nsann hakikati, imkndr, dolaysyla iinde bulunduu makamda ona uygunluu (salahiyet) elde etmeye arlr. Bunun nedeni, bulunduu makamda bir halelin kendisine girme ihtimalidir. nk peygamber z gerei ya da insan olmas nedeniyle nebi olsayd, hi kukusuz, her insan bu konumu elde edebilirdi. nk bu yorumda nebiliin nedeni, insan olmaktr. Nebilik ilh bir tahsis olunca, ona bir halel girmesi mmkn olduu kadar bunun kalkmas da mmkn olmutur. Dolaysyla salih bir insan herhangi bir zamanda salihliklerine halel girmeyen kimselerden olmaya arlabilir. te salih derken kastedilen kimseler bunlardr.829 zetle sylemek gerekirse, evliydan bir grup olan slihn; enbiy (rusl de dhil), sddkn ve heddan sonra drdnc mertebede yer almaktadr. Slihlik nbvvette zel bir mertebedir. Enbiy tm makamlar kendilerinde topladklar iin bir nebi ayn zamanda hem ehit hem sddk hem de slihtir. Dolaysyla buradan yola karak her nebi slihtir, ancak her slih nebi deildir sonucunu karabiliriz. Bununla birlikte nebi, sddk ya da ehit olmayan kimseler de bu mertebeye ulaabilir. Hangi makamda olursa olsun, iinde bulunduu o makamda kendisine herhangi bir halel girmeyen kimseyi slih olarak nitelendirebiliriz.
827 828

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 402-403. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 403-404. 829 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 404-405.

167

15.6- Mslimn (Mslmanlar) bnl-Arabye gre evliydan bir taife de, Mslman erkek ve kadnlardr. Allah, onlar Mslman olmalaryla dost edinmitir. Sz konusu olan, sadece Allah katndan gelen eye zel bir boyun eitir. Kul, btn gerekleri, artlar ve kaideleriyle ykmllklerini yerine getirdiinde Mslman olur. Birisi eksik olduunda ise, ihlal ettii art nedeniyle Mslman olamaz. Hz. Peygamber bir hadisinde: Mslman, Mslmanlarn dilinden ve elinden emin olduu kimsedir830 buyurur. ri, slam (Mslmanlk) ancak Mslmanlarn kendisinden emin olduu kimseler adna kabul etmitir. Bu yzden Mslman niteliine sahip kiilere zarar veren kimse, Mslman deildir. nk bir Mslmanda bulunmayan bir nitelik kendisine izafe edildii ve onunla nitelendiinde, -rnein, kendisine iftira atldnda- sz syleyenine dner. Bu durumda szn sahibi Mslman saylmaz, nk o kii, syledii eyden emin olunmayan kiidir. Byle bir insan, baka bir Mslmana syledii eyin kendisine dnd kimsedir. yleyse Mslman, tm asl ve geici ayplardan uzak kalan kiidir. Byle biri, bir kimse hakknda kt bir ey sylemeyecei gibi, imkn bulduunda da kimseye ktlk yapmaz.831 Dini cezalarn uygulanmas ise, ktlk deil, iyiliktir. Bu, hastaln kaybolup hastann afiyet bulmas iin ila imesi gibidir. lac imek gerekte kerh ise de akbeti gzeldir. Bu nedenle doktor hastaya ktlk olsun diye ila iirmez, ona sala kavumann sebebini verir. Hasta da o esnada ilacn naholuuna tahamml eder. Dolaysyla, Ktln cezas, yine onun gibi bir ktlktr832 diye ayetlerde belirtilen ksas uygulamak, insan slam dna kartmaz. Bilakis dnya hayatnda ksas uygulanarak, o kiiden ahiretteki ceza kaldrlm ve ksas yaplan kiiye bir tr nimet verilmi olur. Bir insan ksas uygulamak yerine balar, bar yolunu seer, suluyu cezalandrmaz ve balarsa, bu daha stn bir makamdr. Onun ecri de, ahirette cezalandrmay brakmak kouluyla, Allaha kalr. Allahn hakk ise onun zerinde kalcdr, nk ksas cezasn hak eden kii, Allahn hakkn ihlal etmi, ihlal ettii lde Mslmanl da zarar grmtr.833

830 831

Buhr, man, 4; Mslim, man, 65; Tirmiz, Kyme, 52, man, 12; Nes, man, 8. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 405-407. 832 r, 42/40. 833 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 407-409.

168

bnl-Arabye gre, bir Mslman, dier bir Mslman zarar grmeksizin, Rabbine kar gnahkr olursa, bu durumda byle bir kimse de Mslman olamaz. nk, kendi zannnda sadece Allaha eziyet ettiini dnen kii, hi kukusuz, Mslmanlara da eziyet etmitir, nk Mslman, Allahn anna yaramayan bir sz iittiinde ac duyar. Byle bir insan Mslmanlarn Allahn anna yaramayan szlerinden dolay eziyet grmesi bakmndan cezalandrlabilir. Belki, Mslmanlar bunu bilmedii srece, bundan ac duymazlar denilebilir. Bu durum, gybete benzetilebilir. Bir insan gybeti yaplan bir kiinin o szden ac duyacan bilirse, gybet ve dedikodusu nedeniyle cezalandrlr. yleyse bu kii, Allaha eziyet etmekle de cezalandrlr. Bir Mslmann bilmeyii durumu deitirmez. te Mslman, bu konumda olan kiidir, mutlak anlamda mutludur ve byle kimselerin says azdr.834 Neticede bnl-Arabye gre, Mslman sfatna sahip olmak kolay grnmemektedir. Ona gre kul, ancak tm ykmllklerini yerine getirdiinde ve hadis-i erifte belirtildii zere dier Mslmanlar kendisinden emin olduu srece Mslman olarak adlandrlmaktadr. Bu kimse, dier Mslmanlarn haklarndan birini ihlal edip zarar verdiinde veya Allahn haklarndan birini ihlal ettiinde Mslman olarak nitelendirilemez. Demek ki Mslman sfatn elde etmek zordur ki zaten bnl-Arab de byle kimselerin az olduunu ifade etmektedir.

15.7- Mminn (Mminler) Velilerden bir grup ise, erkek ve kadn mminlerdir. Allahn onlar sz, amel ve itikat demek olan imanlar nedeniyle dost edindiini ifade eden bnlArabye gre iman, szde ve amelde gerekleir. Mmin, sz ve davran, sylediiyle ilgili inancna uygun den kiidir. Bu sebeple Allah, mminler hakknda Onlarn nuru, nlerinden ve sa yanlarndan koar835 buyurur. Allah, onlarn daha nce yapm olduklar Allah katnda bulunan salih amellerini kasteder. Allah, onlara mafiret ve byk bir mkfat hazrlamtr.836 Hz. Peygamber bir hadisinde Mmin, mallar ve canlar hakknda insanlarn kendinden emin olduu

834 835

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 409-410. Tahrim, 66/8. 836 Ahzab, 33/35.

169

kiidir837 buyurur. Baka bir hadiste ise Mmin, komusunun, skntsndan emin olduu kimsedir838 der. Hz. Peygamber mmin ya da mslman ayrmam, insanlar ve snrlama olmakszn komu demitir. Halbuki Mslmandan sz ederken, Mslmanlarn gvende olmalarn sylemi, birini genel dierini zel zikretmekle mmini ayrt etmitir. Buradan, imann zel bir vasf olduu anlalr. Bu zel vasf, ilim ve iman ayrt edebilmemiz iin, delil olmakszn tasdik etmektir.839 bnl-Arab, Allah ehline gre, mminin iki almeti olduunu belirtir. Bir kulda o iki almet bulunduunda, mminlerden olur. Birincisi, phe tamakszn, gaybn ona ehdet gibi olmasdr. manla ilgili bir konuyu mahede eden kimsede ortaya kan eserler ona iman eden kimsede de aynyla ortaya kar. Byle bir insann gaybe iman ettii bilinir. kincisi ise kendisinden btn leme bir emniyet ve gvenin yaylmasdr. Bylece insanlar, mallar, canlar, aileleri hakknda ondan kesin olarak gven iindedirler. Bu gvene, kendileri hakknda bu ahstan kaynaklanan bir thmet zarar vermedii gibi nefsler de onun gveninden zarar grmez. Byle bir insan hakknda mmin diye tanklk yaplabilir. Bu iki almet kulda bulunmadnda, o kul kendisini mminler arasna katmamaldr. yleyse iman, ancak ifade edilen anlamda olabilir.840 Daha nce belirttiimiz gibi bnl Arab, dier Mslmanlarn kendisinden emin olduu kimseyi Mslman olarak adlandrmt. Mmin ise ona gre, ayrt etmeksizin btn insanlarn kendisinden emin olduu kimsedir. Dolaysyla Mmin kavram daha kapsaml iken Mslman kavram daha snrldr. O halde her Mmin, Mslmandr ama her Mslman, Mmin deildir diyebiliriz. Bir kimsede iki almet -phe tamakszn, gaybn ona ehdet gibi olmas ve kendisinden btn bir leme bir emniyet ve gvenin yaylmas- bulunmad srece o kii mmin olarak nitelendirilemez.

837 838

Tirmizi, man, 12; Nes, man, 8. Buhr, Edeb, 29; Mslim, man, 73. 839 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 410-411. 840 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 411-412.

170

15.8-Knitn Knit (oulu; knitn, knitt) kelimesi; skt etmek, namazda dua etmek anlamna gelen k-n-t fiilinden tremitir. Bu fiilin masdar olan kunt; itaat etmek, hu zere bulunmak, Allaha kar mtevzi olmak, ibadet yapmak, ayakta durmak, susmak, namaz, dua, ibadet, kyam, kyam uzatmak, namazda skt etmek anlamlarna gelir. Kunt kelimesinin asl manas, itaattir.841 Nitekim u yette bu anlamda zikredilmitir. Mslman erkekler ve Mslman kadnlar, mmin erkekler ve mmin kadnlar, itaatkr erkekler (knitn) ve itaatkr kadnlar (knitt)var ya; ite Allah, bunlar iin bir mafiret ve byk bir mkfat hazrlamtr.842 Knit kelimesi ise, taat eden, Allah zikreden, bid anlamlarna gelir.843 u yetlerde de bu manada zikredilmitir. Yoksa o, gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden (knit), ahiretten korkan ve Rabbinin rahmetini uman gibi midir? 844 ffetini korumu olan, mrann kz Meryemi de (Allah rnek gsterdi). Biz, ona ruhumuzdan fledik ve o, Rabbinin szlerini ve kitaplarn tasdik etti. O, gnlden itaat edenlerden (knitn) idi.845 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da, Allaha istekle itaat eden erkekler (knitn) ve kadnlar (knitt)dr. Allah onlar kunt (itaatkrlk) ile dost edinmitir. Bu, emredilen ve nehyedilen her konuda Allaha itaattir. Byle bir ey ise eriatlerin iniinden sonra gerekleebilir. eriatlerin iniinden nce meydana gelen, itaat ya da kunt diye isimlendirilemez, ancak yaplmas gerekli olan iyilik ve gzel ahlk diye isimlendirilir. Allah Tel, Gnlden boyun eerek Allahn huzuruna durun846 demi ve kendisine itaat edilmesini emretmitir. Baka bir ayette ise taat eden erkek ve kadnlar847 buyurur. Baka bir ayette ise Yeryzne slih kullar vris olur848 buyurur. Salih insann yeryznden tevars ettii ey, gkle birlikte kendisine gelin denildiinde, gkle birlikte gnll olarak gelmesidir. Allah Tel

841

bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XI, s. 313-314; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 158. Ayrca bkz: smail Cerraholu, Kuran Tefsirinin Douu ve Buna Hz Veren miller, Ankara niv. lahiyat Fak. Yay., 1968, s. 27. 842 Ahzab, 33/35. 843 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XI, s. 314; Crcn, Kitbut-Tarift, s. 178. 844 Zmer, 39/9. 845 Tahrim, 66/12. 846 Bakara, 2/238. 847 Ahzab, 33/35. 848 Enbiya, 21/105.

171

ge ve yere isteyerek ya da zorla gelin dediinde her ikisi de isteyerek geldik849 demitir. Kullar, Allaha itaat hususunda yeryznn vrisi olmutur ve kunt denilen ey de budur. nk Allaha secde edenler, gnll olarak secde edenler ve zorla secde edenler olmak zere iki ksma ayrlr. Gnll olarak secde edenler, knit olanlardr.850 bnl-Arabye gre knit, Allahn itaat edenlere vadettii sevap ve ecri elde etmek iin deil, Allahn kulu olmas ynnden Allaha itaat etmelidir. Knitin elde ettii ecir ise, onun gnlden itaat etmesini salayan hal bakmndan deil, talep ettii amel bakmndandr. Allah Tel, Raslullah (s.a.v.)n elerinden knit olanlar (knitt) hakknda yle buyurur: inizden kim samimiyetle Allaha ve Raslne itaat eder ve salih bir amel ilerse, ona ecrini iki kat veririz.851 Burada ecir, kadnlarn iledii salih amele aittir ve bu ecir, Allah Telnn haklarnda sylemi olduu Ey peygamberin hanmlar! Sizden kim apak bir irkinlik yaparsa, onun azab iki kat olur852 ayetinin karlnda iki kattr. Bu, Hz. Peygamberin stn konumu ve irkin davran yapmann arlndan kaynaklanr. Bu nedenle ecir de katmerlemitir. Bu ecir, onlarn yapt salih amel ve peygamberin konumundan kaynaklanr.853 yleyse kunt (istekle itaat), ecirden soyutlanmtr, nk o, ecirden daha byktr. Kunut, ykmlle bal deildir, sadece hakikat onu talep eder ve o dnya ve ahirette kula elik eden bir haldir. Bunun iin Allah, Gklerdeki ve yerdeki herkes Rahmana kul olarak gelecektir854 buyurur. Kastedilen, kyamet gndr. yleyse ykmllk leminde kunt, ubdiyetle beraberdir, ecirle beraber deildir. te istenilen kunt budur. Hakk, kendisine itaat ederken kulunu bu itaate neyin sevkettiine bakar. Bunun iin Allah, Gnlden boyun eerek Allahn huzuruna durun855 diye emretmitir. Burada itaatin sebebi olarak ecri dile getirmedii gibi kunutu da ancak kendisinden dolay yapmay emretmitir, baka bir nedenden dolay

849 850

Fussilet, 41/11. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 412-413. 851 Ahzab, 33/31. 852 Ahzab, 33/30. 853 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 414-415. 854 Meryem, 19/93. 855 Bakara, 2/238.

172

deil. te Allaha istekle itaat eden erkek ve kadnlar (knitn ve knitt) bunlardr.856 Anlaldna gre knit olanlarn en nemli nitelii, Allaha isteyerek, gnlden ve samimiyetle itaat etmeleridir. Onlarda bulunan kunt zelliinden dolay kendilerinde herhangi bir sevap veya ecir beklentisi yoktur. nk kunt vasfna sahip olan knitn, ykmllklerini srf Allah emrettii iin gnlden boyun eerek yerine getirirler.

15.9-Sdikn (Sdklar) Sdk (oulu, sdikn, sdikt), s-d-k fiil kknden ism-i fil olup, bu fiilin mastar olan sdk kelimesi gemi-gelecek vaat ya da baka bir hususta sz syleme ve bu szn vkya mutabk olmas manasn ierir.857 Ancak yalanla kurtulmann mmkn olduu bir yerde doruyu sylemek, sdkn hakkt ehli yanndaki tanmdr.858 Bir eyin doru ya da yalan olmas verilen haberle ilgilidir.859 Sdk ise verdii haberde doru kandr.860 Sdkn en aa derecesi, srrn alniyete, baka bir deyile iin da eit olmasdr. Sdk, szlerinde doru olandr.861 Izutsu, sdk n anlam kategorisinde, yaknen balantl olmakla birlikte, birbirinden farkl iki yn sezinlediini, bunlardan birisinin, vaat, anlama yhut ahde sadakat; dierinin ise doru szllk olduunu belirtir.862 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da, doru szl ve doru halli erkek (sdikn) ve kadnlardr (sdikt). Allah, onlar sz ve hallerindeki doruluk nedeniyle dost edinmitir. Allah, Allaha verdikleri szde sadkat gsteren nice erler var863 demitir. Bu, hallerin doruluundan kaynaklanr. Szdeki doruluk ise, malum olduu zere, verilen haberin doru olmasdr. Halin doruluu, balangta yerine getirilen eydir ve vefann zirvesidir. nk bu davran nefse ar gelir. yleyse hal ve szde vefa, gl ve kuvvetli kimselerden, zellikle szde byle olanlardan meydana gelebilir. nk bir insann fe harfiyle dile getirdii bir sz
856 857

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 415. Zebd, Tcul-Ars c. XXVI, s. 5. 858 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 137-138. 859 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VII, s. 307. 860 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 277-278. 861 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 366. 862 smail Cerraholu, Kuran Tefsirinin Douu ve Buna Hz Veren miller, Ankara niv. lahiyat Fak. Yay., 1968, s. 140. 863 Ahzab, 33/23.

173

aktarrken fenin yerine vav harfini koyan kimse, bu tifeden saylmaz. Dolaysyla bu makam, ok gl ve srl bir makamdr.864 Bir kimse bir haberi anlam bakmndan naklettiinde, onu anlam bakmndan naklettiini sylemelidir. Bu durumda, dinleyenin nezdinde anlam asndan nakletmesi ynyle doru szl olurken naklettiini nakletmesi bakmndan doru szl diye isimlendirilemez. nk nakilde bulunduu kiinin szn aktarmamtr. Yalanc diye de isimlendirilemez, nk dinleyene sadece manay naklettiini bildirdi. Byle bir durumda dinleyene, rivayette bulunduu kiinin anlayn deil, kendi anlayn bildirmi olur. yleyse peygamberden ya da szn ait olduu kimseden deil, kendi anlayn nakletmesi ynyle dinleyen nezdinde sdk saylr.865 Szdeki doruluk gerekten zordur ve insanlarn ok az bunun hakkn verebilir. Ancak dinleyiciye sz anlam bakmndan naklettiini bildiren kii bundan istisnadr ki byle bir insan ykmllkten kurtulur. Haldeki doruluk ise daha kolaydr. Ne var ki o, nefslere etin gelir, nk o, kendisine sz verdii kimsede szlemesini yerine getirmeyi gerektirir. Allah, dl dorulua ve onu istemeye bititirmi ve yle buyurmutur: Allah, sdklar doruluklar nedeniyle dllendirir.866 Fakat bu, sdklara doruluklar sorulduktan sonradr. Doru syledikleri sabit olunca, Allah da kendilerini dllendirir.867 Doruluun (sdk) sorulmasna gelince, doruluk, onlara izfe edilmesi asndan sorulacaktr. Nitekim Allah Tel, Onlarn doruluklarndan demi, fakat doruluk dememitir. Kendisine doruluundan sorulduunda sdk, sdkn kendisine deil, Rabbine izafe eder ve bunda da sdk olursa itirazdan kurtulur. Onun bu izfetteki drstl, dnya hayatnda doru sylemesinin Allahtan meydana gelmi olmasndan kaynaklanr. nk sdk, Allahtr ve Allahtan baka g ve kuvvet yoktur. Kuvvet Allaha ait olduunda ki kuvvet doruluk (sdk) demektironun kula izfesi, onda yaratlmas ve bilfiil bulunmas cihetiyledir. Hakk, insana doruluu hakknda sorduunda, o kimse dnyada sznde ve fiilinde doru ise ve bu doruluun Allah sayesinde kendinden ortaya ktn sylerse, soruya verdii

864 865

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 416. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 416-417. 866 Ahzab, 33/24. 867 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 417.

174

cevapta da sdk olmu olur. Bu cevap, Allah katnda fayda salar, o kimse sdklarla beraber haredilir ve onun sdk kantlanm olur.868

15.10-Sbirn (Sabredenler) Sbir (oulu, sbirn, sbirt), s-b-r fiil kknden ism-i fil olup, bu fiilin mastar olan sabr kelimesi szlkte, hapsetmek, tutmak, tahamml etmek, zorluk ve skntlara katlanmak, kefil olmak gibi anlamlara gelmektedir.869 Ayrca insann dine ve slim akla uymayan ilerden saknp nefsine hkim olmasna da sabr denir.870 Tasavvuf stlahnda sabrla ilgili olarak musibetlerin elemini Allahtan bakasna ikyet etmeyi terk etmek,871 yz ekitmeden acy yudum yudum iine sindirmek, muhalif olan davranlardan uzaklamak, musibetin elemlerini yudum yudum ierken skneti muhafaza etmek ve maiet alann fakirlik istil ettii zaman zengin grnmek, musibetler iinde iken en gzel ekilde edebe riayet edebilmek, Kitap ve Snnetin ahkm karsnda gsterilen sebat, kalp skn iinde bulunduu halde nimet ile mihnet arasnda fark grmemek vb. pek ok tanm yaplmtr.872 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da, sabreden erkek (sbirn) ve kadnlar (sbirt)dr. Allah, onlar sabrlar nedeniyle dost edinmitir. Onlar, Allaha itaat ederek herhangi bir zaman snrlamas olmakszn nefislerini hapsetmi, Allah da bu davranlarnn karln zaman snrlamas olmakszn vermitir. Allah, Sabredenlere mkfatlar hesapsz denecektir873 buyurarak onlar adna bir vakit belirlememitir. nk onlar sabrederken bir vakit belirlememiti ve onlarn sabrlar, sabrn gerektirdii btn mertebeleri kapsamtr. O halde, onlar nefislerini emredilen eyi yapmaya hapsettikleri gibi yaplmas nehyedilmi eyi terketmek iin de hapsetmilerdir. Onlar, bir vakit belirlemedii iin, ecirde de onlar iin bir vakit belirlenmemitir. Onlar, bela ve skntlarla karlatklarnda, bu belay kaldrmak iin bakasnn duas ya da efaati ya da belann giderilmesi tbba bal olduunda tp
868 869

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 418. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VII, s. 275-279; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 421-422. 870 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 273. 871 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 136. 872 Bunlar ve daha baka tanmlar iin bkz: Ebul-Ksm el-Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, Thk. Abdulhalm Mahmd-Mahmud b. e-erf, 1409/1989, s. 324-330. Sabr hakknda daha geni bilgi iin ayrca bkz: Yakup Yksel, Tasavvufta Sabr ve kr Anlay, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Ondokuz Mays niv. SBE, Samsun, 2006. 873 Zmer, 39/10.

175

gibi bir yntemle giderilmesinde, Allahtan bakasndan yardm istemekten kendilerini geri tutmulardr.874 Belay kendilerinden kaldrmas iin Allaha ikyette bulunmak, sabra zarar vermez. Nitekim Hz. Eyp (a.s.), kendisine ulaan belay kaldrmasn Rabbinden istemiti: Bana zarar dokundu, sen merhametlilerin en merhametlisisin!875 Bu ifade, sebeplerin ortaya konuluunu kabul etmek anlamna gelir. Hz. Eyp, belay kaldrmas hususunda Rabbine ikyette bulunmu, Rabbi de onun duasn kabul ederek iinde bulunduu gl kaldrm, Biz onun duasn kabul ettik876 ayetiyle de duasnn belann kaldrlmasyla ilgili olduunu ortaya koymutur. Allah onun ektii sknty ortadan kaldrm olsa bile, onun sabrn vm, bu konuda tanklk etmi ve yle buyurmutur: Dorusu biz onu sabrl bulduk. O, ne gzel kuldu! Allaha ok ynelirdi.877 Yani kendisini imtihan ettiimiz hususta, daima Bize ynelirdi. Allah, Eyp ubdiyyeti sebebiyle de vmtr. Zararn ve belann almasnda Allaha dua etmek, bu yolda hedeflenmi meru sabrla eliseydi, Allah Hz. Eyp (a.s.)n sabrn vmezdi. Halbuki Allah onu sabr nedeniyle vmtr.878 Kulun, kendisinden belann kalkmas iin Allaha dua etmemesi, bnlArabye gre, Allah karsnda bir edepsizliktir. nk byle bir davranta insann bulduu sabr ve g karlnda ilahi kahra mukvemet kokusu vardr. rif yle der: Alamam iin beni acktrd. rif, sabr kuvvetini kendisinde bulsa bile zayflk, ubdiyyet ve edep mertebesine koar. nk btn g, Allaha aittir. Bu nedenle kendisinden belann kaldrlmasn Rabbinden ister ya da belann gerekleme imkn varsa kendisini ondan korumasn ister. Bu durum, kadere rza anlayyla elimez. nk bela, kaza deil, takdir edilen eydir. Byle bir kimse kadere raz olurken takdir edilen eyin kaldrlmas hususunda Rabbine dua eder. Bu durumda ise, hem raz olan hem de sabreden olur. te bunlar, Allahn kendilerini vd sabredenlerdir.879

874 875

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 421-422. Enbiya, 21/83. 876 Enbiya, 21/84. 877 Sd, 38/44. 878 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 422-423. 879 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 423.

176

15.11- Hin (Hu Sahipleri) Hu kelimesi lgatte; boyun emek, sknet, gz yere doru dikmek, sesini alaltp ksmak ve itminn, korku gibi manalar tamaktadr. Anlam olarak hud kelimesine yakndr fakat aralarnda fark vardr. Buna gre boyun emeyi kabullenmek anlamyla hud, bedende; hu ise hem beden, hem ses ve hem de gzde olur. Hu baz lehelerde ruk manasna da gelir. O halde hu, boyun emektir ve en ok azalar zerindeki boyun eii gsterir. Kalpteki boyun eii ise tadarru kelimesi ifade eder. 880 Tasavvuf bir terim olarak hu hakknda; Hakka itaat etmek, kalp iin lzumlu olan dim korku, byk bir himmetle kalbin Hakk Telnn huzurunda bulunmas, Hakkn huzurunda edebe riayet artyla srren (ruhen) boyun emek, Rabbn tecellleri karsnda kalbin soluu veya hakikat sultan olan Allahn tecellisi karsnda kalbin erimesi ve geri ekilerek saklanmas veya Hakkn heybetlerinin mukaddimeleri veya aniden ilah bir hakikatin kefen bilinmesi srasnda birden kalbe gelen bir rperti vb. tanmlar yaplmtr. Sufler, hunun mahallinin kalp olduu hususunda ittifak etmilerdir.881 Hu sahibi (hi) ise Allaha kar kalbiyle ve uzuvlaryla mtevazi olan kimsedir.882 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da, hu sahibi erkekler (hin) ve kadnlar (hit)dr. Allah, onlar kendilerini zell eden ubdiyyetten kaynaklanan hu nedeniyle dost edinmitir. Bu hunun sebebi, dnya hayatnda onlarn kalplerinde rubbiyyetin otoritesinin tecell etmesidir. Onlar, Allahn o esnada kalplerinde yaratt gizli bir utan Hakka bakarlar. Sz konusu u, onu idrak edebilecek herkesin idrakinden gizlidir. Hatta o baka kendileri de deil, sadece Allah hit olabilir. Dnya hayatnda bu haldeki bir erkek ya da kadn, Allahtan hu eden kimsedir. Bu nedenle hu, bir adan kunta (gnlden Allaha itaat) benzer. Ancak kuntta art olan ilah emir iken, huda art, zttan kaynaklanan

880

bn Fris, Mucemu Mekayisil-La, c. II, s. 182; bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IV, s. 100-101; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 713; Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 148; Zebd, Tcul-Ars, c. XX, s. 506-510. Ayrca bkz: Eyp Yaka, Kuran Perspektifinden Mesnevde Mevlnnn Kulluk Anlay, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, Ankara 2006, Say: 16, s. 129. 881 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 264-266. 882 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 101.

177

tecellidir. Her iki sfat da ubdiyyetten kaynaklanr. O halde, bu iki sfat ancak ubdeti ve ubdiyyeti hlis olan bir kul gerekletirebilir.883 Hunun, hareketlerin kendileriyle gerekletii organlarda zhir bir hali, kalplerde ise btn bir hali vardr. Bylece hu zhirde bir dinginlik (skn) meydana getirirken btnda bir sebat meydana getirir. Kunt ise, zhirde emirlerin gerei olan hareket ve sknu ortaya kartr. Kunut sahibi (knit) bir de hu sahibi ise emir, hareket etmeyi gerektirdiinde bile, zorunlu olarak onun hareketi skndadr. Bylece kunt, btnda nefeslerden daha gizli bir takm deimeler oluturur. Bu deimeler btn leminde ortaya kan ilah emirlere gre ardktr. Btnda kunut halindeki hu sahibi, kendisini hu sahibine grnen halinden kartmayacak ekilde, kalbe gelen emirleri kabul edici olarak sabit halde durur. Hu ve kunt, Allahn muvaffak ettii kullarndaki iki karde haldir.884

15.12- Mtesaddikn (Sadaka verenler) Mtesaddik (oulu, mtesaddikn/mtesaddikt) kelimesi sdk (doruluk) kknden tremi olup lgatte, ok ve isteyerek sadaka veren anlamna gelmektedir.885 Sadaka terimi hem zekt, hem de nafile tasadduklar ve hayrlar iin kullanlmakla beraber, genelde nafileleri gsterir.886 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da, sadaka veren erkekler (mtesaddikn) ve kadnlar (mtesaddikt) dr. Allah, bakalarnn muhta olduu eyleri cmerte versinler diye, onlar cmertliiyle dost edinmitir. Onlar, Allah ile zengin olduklar iin, Allah, yarattklarn onlara muhta etti. Onlar almak iin deil, vermek iin alan kimselerdir. Bu durum, onlarn kazan elde eden kimseler olduklarn gsterir. Onlar, bu cmertliin kendilerine deil, Allaha ait olduuna bakar ve sahip olduklar eyler hususunda bir iddiada bulunmazlar. Dolaysyla Allahn yaratt insanlara, btn hayvanlara veya beslenen herhangi bir eye ulatrdklar nimeti baa kakmazlar. Onlar, sadece ellerindeki bir emaneti hak sahibine ulatrrlar. Verdikleri nedeniyle de, kendilerinde bir fazilet grmez ve bu hal ile vnmezler. Her durumda bunu srekli yapar ve bunu dstr edinirler.887
883 884

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 424. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 425. 885 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VII, s. 309. 886 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 278. 887 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 425-426.

178

Bu sfattaki rifler iki tabakadr. Onlardan bir tabaka, verdikleri eyin kimin hakk olduunu grerek verir. nk Allah, faydalanlan eyleri kendisi iin yaratmam, yaratlmlar yaratlmlar iin yaratmtr. Hak ediin (istihkk) manas budur. Dier tabaka ise, nimeti yaratann, seiminde hr olduunu grrler. Bunlarn katnda istihkk (hak edi), geersizdir. Onlar, tm halkn sadece Allaha kulluk iin yaratldn grrler. Bunun iin Allah, Onu hamd ile tesbih etmeyen hibir ey yoktur888 buyurur. Her ey Ona secde eder.889 Allahn sadaka verenlerden (mtesaddikn) baz kullar vardr ki Hakk, onlar bu iki tabaka arasnda yerletirmitir. Onlar, sadaka verirken sadaka verilenin d varlnn baki olmas iin hak edie bakarlar. Bu sayede o yaratlm olan, yaratlnn sebebi olan Rabbine vg ve tesbihini devaml yapabilir. Lakin bu, bekas yeme ve imeye bal bir kimse sz konusu olduunda, onun yiyen ve ien olmas bakmndan deildir. Bu durum hak etmeyle olmaz. Hak etme, bekann nedenidir ve onun sebepleri oktur. Sonra bu birinci ve ikinci tabakadan ortaya kan nc tabaka, iki gzle birlikte nazar eder. Bu ise, ztnn gerei ynnden Hakka bakmaktr. Bylece onlarda seim ortadan kalkar. Onlar, ilahi mazharlar tesbih eden olduklarn grrler. Dolaysyla Allah ancak Allah tesbih eder ve Onu ancak O ver. Bu vg, vg kazanmak iin yoksunluktan kaynaklanan bir vg deil, ztndan kaynaklanan bir vgdr. Bunlar, mtesaddik ismine dierlerinden daha layktr.890

15.13-Simn (Oru tutanlar) bnl-Arabye gre evliydan bir grup da, oru tutan erkek (simn) ve kadnlar (simt)dr. Allah, kendi katnda ykseklik salayan imsk (kendilerini tutma) zelliiyle onlar dost edinmitir. Onlar, Hakkn uzak tutmalarn emrettii her eyden nefslerini ve organlarn uzak tutarlar. Bu tutma emrinin bir ksm vacip, bir ksm menduptur. Allah Tel, bu tife hakknda Sonra orucu geceye kadar tamamlayn891 buyurur. Bu ifade, ehadet leminde oru tutmann vaktinin belirlenmesine dikkat eker ki, bu vakit gndzdr. Gece, gayb iin verilmi gerek

888 889

sr, 17/44. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 426-427. 890 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 427-428. 891 Bakara, 2/187.

179

misaldir. Gece diye ifade edilen gayb lemine elik etme derecesine ulatklarnda, artk kendini tutma (imsk) ortadan kalkar. nk nefsi ve organlar tutma yasaklanm eylerde olabilir. Bu ise ehadet lemindedir. Gayb lemi ise, yasaksz emirdir ve bu nedenle emir lemi diye isimlendirilmitir. Gayb lemi, soyut akl demektir ve gayb leminde onlar iin ehvet yoktur. Dolaysyla gayb leminde ykmllk adna bir yasak yoktur. yleyse bu insanlar, yce kitabnda Allahn kendilerini vd gibidir. Onlar kendilerine emrettii ilerde Allaha asi olmaz ve kendilerine emredileni yaparlar.892 Allah, herhangi bir konuda onlar adna bir yasaktan sz etmemitir. nk onlarn hakikatleri, bunu gerektirmez.893 nsan oru tutarak beeriyyetinden aklna intikal ettiinde, onun gndz kemle erer, yasaktan ayrld iin de imsk ondan ayrlr, aklyla emir lemine katlr. Bu durumdaki bir insan, kendisinde ehvetin bulunmad srf akldr. Hz. Peygamber onun hakknda yle buyurur: Gece buradan geldiinde, gndz uradan dndnde ve gne battnda, orulu iftar etmitir.894 Dolaysyla gne ehadet leminden batp akl lemine doduunda, orulu iftar eder. Baka bir deyile, artk yasak kalmam ve engel ortadan kalkmtr. nk onun akl, Hakkn uzak durulmasn emrettii eyle beslenmemitir. Beslenme onun doasnn paydr.895 Durum byle olunca insan, tabiatnn hkmnden kurtularak ilh bir ykseli elde eder. Tecelli ise, fikrinin hkmnden onu ykseltir. nk fikir, unsurdan oluan doann bir hkmdr. Bu sebeple, melekler dnmez, fakat unsur kaynakl doadan ve akldan oluan insan dnr. yleyse akl, nefsi bakmndan tecelli sahibidir. Bu durumda insan, hayale elik eden doal dncenin dklnden ykselir. Hayal ise, bilgisini duyudan ve duyulardan alr. Bu imsk (kendini tutma) halinde ykselemeyen kimse, sz edilen ve istenilen orulu deildir. Allah bilenlerin ve Allah ehli olanlarn orucu byledir.896

892 893

Tahrim, 66/6. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 428-429. 894 Tirmizi, Savm, 12. 895 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 429-430. 896 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 430.

180

15.14- Hfizn (Allahn belirledii snrlar koruyanlar) bnl-Arabye gre evliydan bir tife de, Allahn snrlarn koruyan erkek (hfizn)ve kadnlar(hfizt)dr. Allah, hfz- ilh (ilh koruma) ile onlar dost edinmi, onlar da korumalar gereken eyi bu sayede koruyabilmitir. Onlar, Allahn zikrettii iki tabakadr. Birisi, Allahn snrlarn koruyanlardr897 ve Allah bu tabaka hakknda yle buyurur: Sabredenleri mjdele!898 Onlar nefislerini snrlarda hapsedenler ve snrlar amayanlardr. Dieri ise cinsel organlarn koruyanlardr899 ve bunlar hakknda ise Allah yle buyurmutur: Allah onlara bir mafiret hazrlamtr.900 Mafiret, rt demektir. nk cinsel organ, rtlmesi istenen avret yeridir. yleyse bu ifade bir gerei bildirmektedir. Allah Tel yle buyurur: Size ayp yerlerinizi rtecek giysi indirdik.901 Onu kskanarak rter. Ardndan yle buyurur: Takva elbisesi.902 Saknma (vikye), rt demektir, nk onunla saknlmas gereken eyden saknlr. Allahn takvay elbise yapmas, onun bir rt, rtnn de mafiret olduuna dikkat eker. Avret, batn anlamda kendinden ve varln grmekten syrlp, Hakka ynelen demektir. Hakk, kendisiyle ilikilendirilen irkin zellikler nedeniyle, Ona saygnn gerei olarak avret mahallinin rtlmesini emretti ve onu rtl-gizli srlardan yapt. Bu yzden nikh sr diye isimlendirildi. Allah Tel onlarla gizlice szlemeyin903 buyurmutur. Btn bunlar, rtnmeyi dile getirir. O halde, snrlarn korunmasnda sabrl davranp onlar rten kiiyi Allah, bu hakikatin gereiyle rtecektir.904 Allahn snrlarn koruyanlar tabakas da iki ksmdr. Bunlardan bir ksm, zt snrlar bilir ve orada durur. Byle bir insan lim, hakm, mahede eden, mkefe eden ve selm gz sahibidir. Bu makamn sahibi, bazen belirli bir yntem sahibi olmayabilir, nk insanlk bunu gerektirir. Bir ksm ise, resm (belirlenmi) snrlar bilir, zt snrlar bilemez. Bir ksm da, hem resm hem de zt snrlar bilir. Bunlar; nebler, resller ve peygamberin takipilerinden Allaha basiret zere

897 898

Tevbe, 9/112. Bakara, 2/155. 899 Ahzab, 33/35. 900 Ahzab, 33/35. 901 Araf, 7/26. 902 Araf, 7/26. 903 Bakara, 2/235. 904 bn Arab, a.g.e, c. XI, s. 432-433.

181

davet edenlerdir. Onlar, kendilerine Allahn zti ve resm snrlarn koruyanlar isminin verilmesine uygun olan kimselerdir.905 Cinsel organlarn koruyanlar tabakas da iki ksmdr. Bir ksm cinsel organn korunmas emredilen eyden korur ve ilah emirler ve Rabbn hikmetler nedeniyle tevik edilen yerlerde de onu kullanmaz. Sz konusu hikmetlerin en nemlisi, Allaha yaklama amacyla trn korunmasdr. Dier ksm ise akl doasna galip geldii iin kendini korumak amacyla cinsel organn korur. Bu kii det (snnet) sahiplerinin bu konudaki teviklerinden de habersizdir. Ona bir gz alr da cinsel ilikinin tevik edilmesindeki gerek hikmeti renirse, onu iaret edilen ekilde korumaz. eriate gre davranan ise, cinsel organn korur ve dolaysyla ona da bir alma (fetih) meydana gelir. Fakat bunun byle olmas, korumayla birlikte, himmetin de var olmasna baldr. Himmet olmazsa, bazen bu makama ulalrken bazen ulalamaz. Allah her eyi koruyan (Hafz)dr.906

15.15-Zkirn (Zikredenler) Zikir kelimesi szlk anlam itibariyle; bir eyi telaffuz etmek, ezberlemek, muhafaza etmek, ders edinmek, oka okuyarak bir eyin ezberlenmesini kolaylatrmak, bir eye ynelerek onu ezberlemek, okumak, anlamak, gzel bir ekilde vmek veya eletirmek, ayplamak, sylemek, eref ve vn, hret gibi anlamlara gelmektedir.907 Zikir, muhafaza etme, ezberleme anlamn ieren hfzetme kelimesinden daha kapsamldr. yle ki hfz, muhafaza etmek, bir eyi korumaya deer vermektir. Zikir ise, bir eyin zihnimizde mevcut olmasn istemekle birlikte, onun anlamlar zerinde tezekkr etmek yani derinlemesine dnmektir. Bir baka ifadeyle zikir, unutulmu bir eyin yeniden hatrlanmas anlamn ifade ettii gibi, elde edilen bilginin unutulmamak zere hafzada srekli canl tutulmasn da kapsamaktadr.908 Tasavvuf anlamda zikirle ilgili olarak; Allah iddetle sevmek ve korkusunun galibiyeti altnda bulunmak artyla gaflet meydanndan mahede alanna kmaktr, Zikreden kiinin zikirden kaybolmasdr, Allaha giden yolda

905 906

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 434-435. bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 435-436. 907 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. V, s. 48-51; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 396-397. 908 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 179-180.

182

kuvvetli bir esastr, hatta bu yolda temel arttr. Zikre devam edilmezse hi kimse Allaha ulaamaz, Kiinin srekli zikir halinde bulunmas velilie tayin edildiini gsterir. Zikirden mahrum edilen kimse velilikten azledilir vb. baz tanm ve aklamalar yaplmtr. Genellikle dil ile ve kalp ile olmak zere iki eit zikirden bahsedilir. Dil ile olan zikir vastasyla kul, kalbin zikrine ular. Kul, dili ve kalbiyle zikrettiinde vasfnda ve slk halinde kmil bir kimsedir.909 Hasan el- Basr yle der: Halveti (tad) eyde araynz. Bunlar namaz, zikir ve Kuran Okumaktr. Eer bunlardan tatllk duyarsanz ne l! Aksi takdirde biliniz ki kap kapaldr.910 Zikir her ibadette z olarak bulunmaktadr. Zikir btn ibadetlerin ortak paydasdr. deta zikir kaplam, ibadetler ilem konumundadr. badetlerin hepsi, Allah zikretmenin farkl ekilleri gibidir.911 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da Allah ok zikreden erkek (zkirn) ve kadnlar (zkirt)dr. Allah kendilerine zikri ilham etmekle onlar dost edinmitir. Onlar, Allah zikreder, buna kar Allah da onlar zikreder. Bu durum, elhir ismiyle ilgilidir. Allahn kulu zikretmesi, kuluna merhameti demektir. Burada kul ilk, Hakk ikincidir. Allah Tel yle buyurur: Beni zikredin, ben de sizi zikredeyim.912 Kuds bir hadiste de yle denilir: Beni iinden zikredeni, iimden zikrederim, toplulukta zikredeni ondan daha hayrl bir toplulukta zikrederim. Bana bir kar yaklaana, bir arn yaklarm913 buyurur. Bir ayette Allah Tel yle buyurur: Bana uyun ki Allah sizi sevsin.914 yleyse kevn bir makamdan sonra gelen her ilah makam, el-hir isminin tezahrdr. Allah Tel O size salt (merhamet) eder915 buyurur. Burada i, iki ilh isim arasnda gider gelir: el-Evvel ve el-hir. Kulun hakikati, bu iki ismin hkmnn mazhardr.916 Zikir, tm makamlarn en stndr. Zkir ise, dier makam sahiplerine gre stnle sahip bir adamdr.917 Allah oka zikreden erkek ve kadnlar her durumda Allah ok zikrederler. Bunlarn Allah ok zikretmeleri, hem rif hem de
909 910

Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 382-387. Ayn eser, s. 386. 911 Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri, s. 729. Zikir hakknda daha geni bilgi iin bkz: Musa Bilgiz, Kuranda Zikir Kavramnn Anlam Alan, Atatrk niv. lahiyat Fak. Dergisi, Erzurum 2006, Say: 25, s. 209-236. 912 Bakara, 2/152. 913 Buhr, Tevhid 15; Mslim, Zikir 21. 914 l-i mran, 3/31. 915 Ahzab, 33/43. 916 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 436-437. 917 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 438.

183

zevk sahibi olmalarndan kaynaklanr. rif olduunu iddia eden bir kimse, kendinde grd izzet ve stnlkleri nedeniyle hemcinslerine kar gururlanyorsa byle bir insan rif olmad gibi zevk sahibi de deildir. nk zikir hali insanlarn bir ksmnda belirli vakitlerde ortaya karken sonra perdelenir. Bu perdelenme, onlarn bu marifetinin zevkten kaynaklanmadna dellet eder. Bu marifet, tam bir bilme deil, hayal, vehim ve taklitten kaynaklanr.918 Demek ki bnl-Arabye gre, zikreden erkek ve kadnlarn en nemli zellii her zaman ve her durumda Allah oka zikretmeleri ve bundan zevk almalardr ki aslnda bu durum onlarn Allah hibir zaman hatrdan karmamalar manasna da yorumlanabilir.

15.16- Tibn ve Tevvbn (Tevbe edenler) Tevbe kelimesi tbe fiilinin mastardr. Rcu etmek, geri dnmek, piman olmak, iledii gnah terk ederek Allaha dn ve yneli anlamlarna gelir. Tevbe, gnahtan /masiyetten Allaha dnme manas ile yaygn olarak kullanlr. Ayn kkten treyen tib, tevbe eden; tevvb ise oka tevbe eden anlamlarn tamaktadr. Yine Allahn isimlerinden biri olan et-Tevvb, tevbeleri oka kabul eden anlamna gelmektedir.919 Tasavvuf adan tevbe, yaplan gnah terk edip Allaha dnmek, piman olmak manasna gelmektedir. Fakat tasavvuf dncede tevbenin fonksiyonu daha geneldir. Tevbe, Allah unutmamay ifade eder. Bu duruma, Allah unutanlar gibi olmayn920 ayetinde iaret edilmitir.921 Seyyid erif Crcn tevbeyi, kalpten srar dmn zmek suretiyleAllaha dnmek sonra da Allahn btn hukukuna riayet etmektir eklinde tanmlamtr.922 Tevbe, sliklerin vuslata ulancaya kadar uradklar menzillerin ve makamlarn ilki olarak kabul edilmitir. Tevbe, eriatn beenmeyip yerdii eylerden onun vd eylere dnmektir. Gerek tevbe, pimanlk duygularnn ortaya kmasdr. Eb Hseyin en-Nriye gre tevbe, Allahtan baka her varlktan tevbe etmektir. Cneyd-i Badd (.298/910) gnah unutmaya tevbe
918 919

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 440-441. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. II, s. 61-62; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 62. 920 Har, 59/19. 921 Bkz: Gazl, Mkefetl-Kulb, Thk. Abdullah Ahmed Ebu Zne, Kahire,1392/1972, s. 22. 922 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 74.

184

derken, Sevr de Allahtan baka her eyden yz evirmeye tevbe ismini vermitir. Sehl b. Abdullah da tevbeyi, geciktirmeyi (oyalanma ve ihmalkrlklar) terk etmek olarak tanmlamtr. Bir baka tanma gre ise tevbe, tevbe etmekten tevbedir eklinde aklanmtr.923 Mutasavvflar, tevbenin derecesinden sz etmilerdir. Bunlar; tevbe, inbe ve evbedir. Buna gre tevbe, Allahn azabndan korkularak yaplan tevbedir. nabe, sevap arzu ve tamah ile yaplan tevbedir. Evbe ise, sevap midi ve azap korkusundan deil, yalnzca Allahn emirlerini gzetmek iin yaplan tevbedir. Bu tevbedeki ama yalnzca Allahn rzasn kazanma arzusudur. Tasavvufi dncede tevbe, mminlerin; inbe, evliy ve mukarrabnin (Allaha yakn olanlarn); evbe ise, nebi ve resullerin sfatdr.924 bnl-Arabye gre evliydan bir grup da tevbe eden erkekler (tibn), tevbe eden kadnlar (tibt) ve tevvbndur. Allah, her durumda veya btn makamlara yaylan tek bir halde kendisine tevbe etmeleriyle onlar dost edinmitir. Allah kendisini et-Tib diye deil, et-Tevvb diye isimlendirmi, tevbe edenlere duyduu sevgiyi zikrederek yle buyurmutur: Allah ok tevbe edenleri (tevvbn) sever.925 Onlar, Allahtan Allaha dnenlerdir. Bakasndan Allaha dnen ise, zel anlamda tibdir. nk bu zellikteki bir insan bakasndan tek bir hakikate dnmtr. Kendisinden kendisine dnen ise, tek bir hakikatteki mteaddit isimlere dner. Sevilen de budur. Bir kimse Allah severse, Allah da onun kula, gz, eli, aya ve dili olur.926 Dolaysyla Allah, byle bir kimsede bulunan tm kuvvetlerin hakikatidir. yleyse kulunu severken Allah, gerekte kendisini sevmitir. Bu ise, bakasn sevmekten daha gl bir sevgidir. nk burada bakasn sevmek, kendini sevmekten kaynaklanrken, kendini sevmek bakasn sevmekten kaynaklanmaz. O halde asl sevgi, bir eyin kendisini sevmesidir.927 Allah, tevbe edenleri (tevvbn) sever ve Allah, et-Tevvbdr. Tevvbn (tevbe edenler), et-Tevvb isminin tecelli ettii yerdir. Bu isim, kendisini grr ve kendisini sever. nk O, gzeldir ve gzellii sever. lem, Onun mazhardr. O
923 924

Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 178-186. Kueyr, a.g.e., s. 182. Tevbe hakknda daha geni bilgi iin bkz: Selim zarslan, Kuranda Tevbe Kavramna Kelam Asndan Bir Yaklam, Frat niv. Sosyal Bilimler Dergisi, c. 12, Say: 1, Elaz 2002, ss. 353-382. 925 Bakara, 2/222. 926 Buhari, Rikak 38. 927 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 441-442.

185

halde Allahn sevgisi, sadece kendisine ilimitir. nk suretler Ondan ortaya kmtr. Kulun hakikati ise, ilahi inayette boulmutur. Tib, emre muhalefetten Allaha dnmtr. Her gn bin kere bile dnse, muhalefetten yine tek bir hakikate dner. Kul, tevbeyi kabul edicidir. Tevvb ise, her an ve her nefes, emrine uyarak Allahtan Allaha dner. Hatta tevbe gerekte ancak byle olabilir. Bu nitelikteki birinden zhirde bir itaatsizlik zuhr etse bile, bu durum, kendisini pheye dren ekle bakan insann bilgisizliinden kaynaklanr.928 Tevvb, sevilen olduu iin, yaratklar iinde bilinmeyendir. Seven, sevdiini kskanr ve bu nedenle onu halkn gzlerinden gizler. nk Hakk, bu insan kullarna gsterseydi, kullar onun iinde bulunan gzellik nedeniyle ona bakar ve onu severlerdi. Onu sevdiklerinde ise, himmetlerini ona yneltir, onun da kendilerine ynelmesine yol aarlard. Bu durum u ilah huydan kaynaklanr. Allah Tel Beni zikredin ki, sizi zikredeyim929, Bana uyun ki Allah da sizi sevsin930 buyurur. Hakkn kula ynelmesinin sebebi, kulun Hakkn emrine ynelmesidir. Yaratanda byle ise, yaratlm, insanlara daha hzl ynelir. nk o, etkiye ak bir mahaldir. Kendilerinden kan bu kabul nedeniyle, insanlar onlar sevebilir diye Hakk onlar gizlemi, bylece onlar tannmamlardr. Onlar, gayret (kskanlk) perdesi altnda gizlenmi gelinlerdir. Onlar hakknda gnahkrlar denilse de, onlar gnahkr deil, bilakis masn ve mahfz kimselerdir.931 Bu makam tevbeden tevbe makamdr. Baka bir ifadeyle, sahibine tevvb denilen bir tevbeyle tevbe eden diye hkm verilen tevbeden tevbe makamdr. yleyse tevvbn, hakikati syleyen Kitabn szleriyle Allahn sevgilileridir.932 O halde bnl-Arabye gre gerek tevbe, tevvb olanlarn (tevvbn) yapm olduu tevbedir ki bu kimseler, her an Allahn emrine itaat ederek Allahtan Allaha dnerler. Onlarn makam tevbeden tevbe makamdr. Allah tarafndan sevilen kimseler olduklar iin, onlarn gerek halleri gayret perdesi altnda dier insanlardan gizlenmitir.

928 929

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 442-443. Bakara, 2/152. 930 l-i mrn, 3/31. 931 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 443-444. 932 Ayn eser, c. XI, s. 444-445.

186

15.17-Mtetahhirn (Temizlenenler) Mtetahhirn, tetahhara fiilinin ism-i fili olan mtetahhir kelimesinin ouludur. Fiilin masdar olan tetahhur, temizlenmek, pisliklerden uzaklamak, gnahlardan vazgemek vb. anlamlara gelmektedir.933 Mtetahhir kelimesi de, temizlenen, gnahlar terk eden ve slih amel ileyen vb. manalara gelmektedir.934 Muhammed Hamdi Yazr, Allah, temizlenenleri (mtetahhirn) sever935 ayetini, tertemiz olmaya alanlar, fuhiyattan ve pislikten syrlp pampk olanlar sever anlamnda tefsir etmektedir.936 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, erkek ve kadnlardan oluan mtetahhirndur. Kudds olan Allah, temizlikleri nedeniyle onlar dost edinmitir. Onlarn temizlenii fiil deil, zt temizliktir. Bu bir tenzih sfatdr ve temizlik iin almayla ortaya kar. Gerekte ise bu temizlik abayla gereklemez. Bu nedenle Allah onlar sevmitir. nk temizlik, el-Kudds ismine delalet eden Allaha ait zat bir sfattr. Bu nedenle Allah, temiz kullarn severken gerekte kendisini sevmitir. Bu durum, tevvb olanlarnki ile ayndr. Bu nedenle tek bir ayette bu iki grup birletirilerek yle buyurulur: Allah tevbe edenleri (tevvbn) ve temizlenenleri (mtetahhirn) sever.937 Burada Allah, tevbe sfatnn, tathr (temizleme) sfat olmad bilinsin diye, sevgisini aka dile getirmitir. Bununla birlikte, her iki grup hakknda Allahn davran bir olduu iin, bunlar birbirine bititirilmitir. nk her ikisinde de Allah, tevbe edenleri ve temizlenenleri severken, kendisini sever.938 Allahn vel kullarndan olan mtetahhir, kendisiyle Rabbi arasnda engel olan her sfat temizleyen kimsedir. Bu nedenle, namazda temizlik (tahret) emredilmitir. Namaz, yakarmak zere Rabbin huzuruna girmek demektir. Kul ile Rabbi arasnda engel olan sfatlar, sadece Allaha ait Rabbn sfatlardr. Kulu, Rabbine ulatran ve kendisiyle kulun temizlenebilecei her sfat, sadece kulun hak ettii sfatlardr ve bunlar sadece kula ait olabilir. Allah, kuluna kendisine has tm sfatlar kazandrsa bile ki bu kanlmazdr- yine de Rabbin tecellisi bakmndan kulun varl kendisine ait sfatlarla nitelenmeyi srdrr. Tecell zhir olduunda,

933 934

bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VIII, s. 211; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 432. Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 307. 935 Bakara, 2/222. 936 Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, c. II, s. 74. 937 Bakara, 2/222. 938 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 445-446.

187

kulun zerindeki sfatlarn hkm de zhir olur. Bu duruma rnek olarak hu, hud, organlarn skneti gibi halleri verebiliriz. Tecelli btn olarak kalbine olursa, sfatlarnn hkm de btnnda ortaya kar. Kulun bu durumda zhirinde Rabbn bir sfatla nitelenip nitelenmemesi veya baka bir deyile onun hkmnn kulun zhirinde ortaya kp kmamas nemli deildir. Bunlara rnek olarak kahr, istl, kabz, at, sevgi, ilgi gibi durumlar verebiliriz.939 Btnda ubdet sfatyla tecelli, zorunludur ve mtetahhir olan kimsenin btn bundan hibir zaman ayrlmaz. nk kalbin temizlii, kalbin secdesine benzer. Bir kez temizlenip temizlik geerli olduunda, onun temizlii hi bozulmaz. Kalbin temizliinin yenilenmesi gerektiini ve temizliini bozacak eylerin kalbe girebileceini ki sz konusu ey hads-i nefs (i konumas)dir ve kalbin temizliini bozar- kabul edenlerde kalp temizlenmi deildir. Binaenaleyh kalbin temizlii ebeddir. Bunlar Allahn sevdii temiz kimseler (mtetahhirn)dir. Bu temizlik, insann alarak elde ettii bir haldir. nk tefaul bab (taamml) bir fiilin gayretle ve zorlanarak yapln ifade eder.940

15.18-Hmidn (Hamd edenler) Hamd kelimesi, h-m-d fiilinin masdar olup, lgatte zemm kelimesinin zdddr ve kr kelimesinden daha kapsamldr.941 Hamd, ltuf ve ihsana kar vgde bulunmaktr. kr ise, elde edilen bir nimete kar gerek szl gerekse fiil olarak mukabelede bulunmak manasna gelmektedir. Neticede nimet de bir ltuf olduundan dolay hamd, kr manasn da kapsamaktadr. Dolaysyla her kr ayn zamanda bir hamddir. Ama her hamd, bir kr deildir.942 Yine hamd ve kr arasndaki fark ile ilgili olarak, Hamd, nefesler iin, kr ise organlara ve hislere ait nimetler iin olur, Hamd ondan bir balang, kr ise senden bir tbi olutur. (Yani hamd, balang itibariyle Allahn bahettii hayat ve tabi ltuflar sebebiyle Hakk Telya hamd sen etmektir, kr ise verilen nimete mukabele yoluyla

939 940

Ayn eser, c. XI, s. 446-447. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 447-448. 941 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. III, s. 314. 942 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 131.

188

teekkr etmektir), Hamd, defedilen (bel, musibet vb.) iin, kr ise yaplan (ihsan vb.) karlnda yaplr vb. deerlendirmeleri grebiliriz.943 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, erkek ve kadnlardan oluan hmidndur. Allah, onlar hamd sfatnn gereiyle dost edinmitir. Onlar, ilerin sonucunun ehlidir. Allah yle der: lerin sonu Allaha aittir.944 O halde Allahn kullar arasnda hamd eden kii (hmid), lemin tm dilleriyle gerekleen mutlak hamdin Allaha ait olduunu gren kiidir. Hamd edenlerin (hmidn), Allah ehli olup olmamas ya da hamd edilenin Allah veya insanlarn birbirini vmesi gibi baka bir ey olmas, durumu deitirmez. Gerekte btn vglerin sonular, bakasna deil, Allaha dner. O halde hamd, hangi trde olursa olsun, bilhassa Allaha aittir. Allahn Kuranda vd hmidn, daha balangta ilerin sonlarn dikkate alanlardr. Onlar ne geenlerdir. Bylelikle perdeli olan kimselerin hamdederek nihayette ulatklar eye bunlar daha balangta ulamlardr. te bunlar, Hakkn lisanyla, mahede zere hamd edenlerdir.945

15.19-Sihn (Seyahat edenler) Suyun yerin stnde srekli akmas manasndaki s-y-h kknden masdar olan seyahat (siyhat), lgatte gitme, yrme, ibadet edip ruhbanca yaamak iin yeryznde gezip dolama gibi anlamlar tamakta, suyun yerin stnde akp durmas gibi yolculuk eden kii de yeryznde gezip dolat iin ona da sih veya seyyh denilmektedir.946 Kuran- Kerimde seyahat kavram farkl kelime kalplaryla ayette gemektedir.947 ok seyahat ettiklerinden dolay sfilere seyyhn de denilmitir.948 Kelbznin naklettiine gre Ebul-Hasan Muhammed b. Ahmed el-Fris, tasavvufun on erknndan birinin de dnyann eitli blgelerini gezerek grdklerinden dersler karmak amacyla bol bol seyahat etmek olduunu belirtmitir.949 Kueyr, Tevbe suresinde geen sihn kelimesini950 ibret almak
943 944

Bkz: Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 315. Hac, 22/41. 945 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 448-449. 946 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VI, s. 451-453; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 225; Rgb elIsfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 246. 947 Bkz: Tevbe, 9/2, 112; Tahrim, 66/5. 948 Kelbz, et-Taarruf, s. 11. 949 Ayn eser, s. 103-104.

189

amacyla yeryznde seyahate kanlar veya varln srlarn kavramak iin kalp dnyalarnda seyahat edenler eklinde aklayanlarn da bulunduunu ifade eder.951 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, sihndur. Onlar, Allah yolunda cihat eden erkek ve kadnlardr. Hz. Peygamber yle buyurur: mmetimin seyahati, Allah yolunda cihattr.952 Allah yle buyurur: Tevbe edenler, hamd edenler, seyahat edenler953 Seyahat, gemi toplumlarn ve helk edilmi eski mmetlerin izlerini ibretle grmek iin dolamaktr.954 Bunun sebebi udur: Allah bilenler, yeryznn, zerinde Allahn zikredilmesiyle iftihar ettiini ve vndn bilirler. Onlar, bakasn tercih eden ve bakasnn yarar iin alan kimselerdir. Onlar, yeryznn yaanlabilen ksmndaki insanlarn genelinin Allah zikreden birisinden yoksun kalamayacan grmlerdir. Yaanabilir olmaktan km helak olmu blgelerde ise, Allah zikreden bir insan yoktur. Bu nedenle baz rifler, sadece kendileri gibi olan insanlarn gidebilecei llere, deniz sahillerine, vadi ilerine, da tepelerine ve yamalarna, kendilerinden bir sadaka olmak zere seyahati alkanlk edinmilerdir. Ayrca onlar, tevhd inancnn olmad ve ilerinde Allahtan bakalarna taplan inanszlarn topraklarna cihad det edinmilerdir. Bu nedenle Hz. Peygamber, bu mmetin seyahatini cihat yapmtr. nk inanszln olmad fakat iinde herhangi bir insann Allah zikretmedii bir yer, inanszln olduu, Allahtan bakasna taplan, kfir ve mriklerin yurdu olan bir yerden daha az hzn vericidir. Bylece cihad iin seyahat etmek, baka bir amala seyahat etmekten stndr. Bunun art Allahn seyahat esnasnda zikredilmesidir. nk Allahn cihatta zikredilmesi, dmanla karlap mminlerin onlarn, onlarn ise mminlerin boyunlarn vurmasndan daha stndr. Cihattan maksat ise, Allahtan baka taplanlarn zikrinin yceltildii yerlerde, Allahn kelimesini yceltmektir.955 bnl-Arab, sihn tifesinin byklerinden olduunu syledii Yusuf elMuavir el-Cell isimli bir zt ile karlatn ve bu kiinin dman toprana yirmi yl mcahit olarak seyahat ettiini bildirmektedir. Yine bnl-Arab, arkadalarndan

950 951

Tevbe, 9/112. Kueyr, Letiful-rt, Kahire 1981, c. II, s. 67. 952 Eb Dvud, Cihad, 6. 953 Tevbe, 9/112. 954 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 449. 955 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 450-451.

190

dman kalelerine cihat eden (rbit), Allaha ibadet ederek yetimi, Ahmed b. Hmam e-ekkk denilen bir genten bahsetmektedir. Bu kimse, yann kklne ramen, riclin byklerinden olup, henz bl ana ermeden kendisini bu yolda Allaha vermi, lnceye kadar da bu hal zere devam etmitir.956

15.20-Rkin (Rk edenler) Rk kelimesi szlkte r-k-a fiilinin masdar olup, boyun emek (hud), iki bklm olmak, zenginlikten sonra fakir dmek, putlara tapmayp Allaha boyun emek gibi manalara gelmektedir. Cahiliye dneminde Araplar, putlara tapmayp Allaha tapan Hanf kiiyi de Rki (rk eden) diye isimlendirmiler ve bu kimseler iin rakea illlah yani Allaha rk etti demilerdir.957 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, erkek ve kadnlardan rkin (rk edenler) dur. Allah onlar Kuranda rk edenler diye nitelemitir. Rk, hviyyeti ynnden, izzet ve byklnn zuhr ettii her yerde Allah iin boyun emek (hud) ve tevazu gstermektir. nk rif leme, onun d varl ynnden deil, Hakkn sfatlarnn mazhar olmas ynnden bakar.958 Allah Tel yle buyurur: Allah, her kibirli zorbann kalbini byle mhrler.959 Baka bir ayette ise Tat bakalm! Hani sen glydn, erefliydin!960 der. Kuds bir hadiste yle denilir: Byklk rtm, azamet gmleimdir. Kim bunlardan birisi hakknda benimle mnakaaya girerse ona azap ederim.961 D varlk (ayn) helk olucudur, sfat ise kalcdr. Rk edenler d varla deil, sfata rk ederler. Onlar, bykln kendi sfatlar deil, Hakkn sfat olduunu renmilerdir. Byklk, cebert, azamet ve izzet gerekte kendi sfatlar olsayd, Hakk onlar knamaz ve cezalandrmazd. Nitekim Allah, zell, hu sahibi, hakr ve klm iken onlar cezalandrmaz. nk hakr olma, zillet ve kklk, Hakkn deil, kullarn niteliidir.962 Allah kendi sfatyla zuhr edeni, hakk olan bir eyle ortaya kan cezalandrmaz. Onlar, cebert gibi bir zellikleri yok iken, onunla zuhr ettiklerinde,
956 957

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 451. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. V, s. 303; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 723. 958 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 451-452. 959 Mmin, 40/35. 960 Duhan, 44/49. 961 Mslim, Birr, 136; bn-i Mce, Zhd, 16; Eb Dvud, Libs, 29. 962 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 452-453.

191

Allah kendilerini helk eder. Bylelikle rifler, onun Hakkn sfat olduunu ve Allahn bedbaht yapmak istedii kimselerde ortaya ktn kesin olarak renmilerdir. Buna karn rifler, lemdeki kibirli ve zorbalara, onlarn d varlklar bakmndan deil, kendilerinde ortaya kan sfat nedeniyle tevazu gstermilerdir. nk onlar, her eyde Hakk mahede ederler. Hatta karlama esnasnda selamlamada eilirken de durum byledir. Bazen rifler, selamlarken kardelerine eilirler ve nnde eilinen ahs da buna sevinir. Mutluluu ise, kendini bilmeyiinden kaynaklanr. nk bu cahil insan, kendisiyle karlaan arifin, nnde eilmesinin ve rk etmesinin kendisinin hak ettii ykseklikten kaynaklandn zanneder. Yabanclarn geneli ise, farknda olmakszn, bilgisizlie bilgisizlikle mukabele ederek, det ve rf olarak bu davran yapar. rifler ise, karsnda eilmek gereken ilh cebertu mahede ederek bunu yaparlar. nk onlar sadece Allah grrler.963

15.21-Scidn (Secde edenler) Secde kelimesi lgatte s-c-d fiilinin masdar olup boyun eme, itaat etme, ba ne eme, sayg gsterme, selemlama, aln yere koyma, ibadet kastyla eilme, teslim olma, bir kimsenin hkmranl altna girme gibi manalara gelmektedir.964 Ragb el-Isfahn (502/1108), secde kelimesinin szlkte, eilmek, kendini kk grmek, son derece itaatkr olmak manalarna geldiini ve sz konusu bu kelimenin Allah karsnda kendini kk grerek (tezelll), ona boyun eip ibadet etmeyi, kulluk yapmay ifade etmek iin kullanldn belirtmektedir.965 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, scidn (secde eden erkek ve kadnlar)dur. Allah, onlar kalp secdesiyle dost edinmitir. Onlar, dnya ve ahirette balarn kaldrmaz. Bu hal, yaknlk (kurbet) hali iken ayn zamanda Hakka yakn kimselerin (mukarrabn) bir sfatdr. Secde ancak bir tecellden ve mahededen kaynaklanr. Bu nedenle Allah, secde et ve yakla966 dedi. Yani bu secde, bir ikram, iyilik ve hediye yaknldr. Bir hkmdar, huzuruna girip nnde secde ederek kendisine yaklaana yakla, yakla der ve istedii lde yaklamasn
963 964

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 453-454. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VI, s. 175-177; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 287; Cevher, smail b. Hammd, es-Shh, Thk. Ahmed Abdulaffar Attar, Beyrut 1984, c. II, s. 483. 965 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 223. 966 Alak, 96/19.

192

salar. Bu secde halinde Allahn yakla demesinin anlam budur. Bu durum, kime secde edildiini ve kimin huzurunda olduunu bildirmeyi amalar. Huzurunda olunan kimse, yaknln katmerletirmek iin, kula yakla demektedir. Kuds hadiste Allah: Bana bir kar yaklaana bir arn yaklarm967 der. Kulun Hakka yaklamas ilahi bir emir nedeniyle olursa, bu onun iyilik ve ikramnda daha byk ve yetkin bir davran olur. nk bu esnada kul, kefe dayal olarak, Efendisinin emrine uymaktadr.968 Bu, Allahn peygamberine kendileri ve benzerleri iin evini temizlemeyi emrettii riflerin secdesidir. Allah, Evimi; tavaf edenler, itikfa girenler, rk ve secde edenler iin temiz tutun969 buyurur. Hz. Peygamber (a.s.)e ise O halde Rabbini hamd ile tesbih et ve secde edenlerden ol970 buyurdu. Burada, balarn hi kaldrmayan kimseler kastedilir ki, byle bir ey ancak kalbin secdesinde971 olabilir. Secde edenlerden ol sznn ardndan ise szn tamamlayarak, Sana yakn (lm ve kesin inan) gelinceye kadar Rabbine ibadet et972 demitir. Yakn vastasyla senden kimin secde ettiini, kime secde ettiini rendiin gibi senin her eye g yetiren Hakkn elinde mde bir ara olduunu da renirsin. O, seni semi, temizlemi, sfatlaryla sslemitir. Onun sfatlar, bu secde esnasnda Onun ztna secdeyi ve Ona nispet edilmeyi talep etmitir. nk nispetler ya da sfatlar ya da isimler, z gerei kendi balarna var olamazlar. Onlar kendilerinden kaynaklanan bir arzuyla, kendilerinde var olacaklar bir varl isterler. Bylece onlarn hkm, sz konusu d varln (ayn) kendileriyle nitelenmesiyle ya da onlarla isimlenmekle ya da ona nispet edilmekle zuhr eder. 973 O Allah ki (namaza) kalktn vakit seni gryor. Secde edenler iinde dolaman da (gryor)974 ayetinde de, kendisine halel gelecek ekilde ban kaldrmakszn, secde halinde insann halden hale girmesine iaret vardr. nsan ban kaldrr, ayaa kalkar, secdesini ikiler. Namazn herhangi bir halinde secdeden
967 968

Buhr, Tevhid 15; Mslim, Zikir 20-22. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 456-457. 969 Bakara, 2/125. 970 Hicr, 15/98. 971 Kn, kalp secdesi tabirini yle aklamaktadr: hd srasnda Hakkta fani olmaktr. Kii bu halde iken vcut uzuvlarn kullanamaz. Abdrrezzk el-Kn, Istlhtus-Sfiyye, Tahk. Abdul-l hn, Drul-Menr, Birinci Bask, Kahire 1413/1992, s. 120. 972 Hicr, 15/99. 973 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 457-458. 974 uara, 26/218-219.

193

baka iki kez yaplan bir eylem yoktur. Bunun nedeni, secdenin kul iin olan deeridir. Bu nedenle vacip, farz ve ancak yerine getirilmekle gerekleen bir rkn olarak secde, her rekatta iki kez yaplarak pekitirilir.975

15.22- el-mirne bil-Marf (yilii Emredenler) Maruf szlkte, mnker kelimesinin zdddr ve bilinen, tannan, benimsenen ey manalarna gelmektedir. nsanlara iyilik etme, Allaha yaklama, itaat vb. tavrlar kapsayan bir kavramdr. Terim olarak maruf, aklen ve dinen iyi olduu bilinen her eylemin addr; inkrn, reddolunann zdddr. Nefsin, hayrdan olduunu bildii her eydir ve kendisiyle mutmain olunan eydir.976 Crcn, maruf kelimesini, dinin iyi, gzel grd her ey olarak tanmlarken977, Ragb el-Isfahn de, akl ve din ile iyi, gzel olduu bilinen her fiil ve ayrca hayr hasenatta orta yolu takip etme (iktisat) olarak tanmlamaktadr.978 Kuran- Kerimde insanlarn birok tutum ve davranlar maruf kapsam iinde yer alrken yine Kuran- Kerimde maruf, insanlarn aklen kabul edip reddetmedikleri ey olarak kabul edilmektedir.979 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, marufu emreden erkek ve kadnlar (el-mirne bil-Mrf)dr. Allah, onlar insanlara Allah emretmeleri nedeniyle dost edinmitir. nk Allah, maruftur ve Allah emredenler demek ile marufu emredenler demek arasnda bir fark yoktur. Allah, inkr edilemeyen maruftur. Hatta mrikler de Allah inkr etmemektedirler. Onlara kendilerini kimin yarattn sorsan elbette Allah derler.980 Sz konusu kimseler, Bu ilahlara bizi Allaha daha ok yaklatrsnlar diye ibadet ediyoruz981 derler. Btn yol, mezhep ve akl sahipleri arasnda gr ayrl olmakszn, Allah onlarn nezdinde maruf (bilinen, tannan) olan kimsedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) yle der: Kendini bilen Rabbini bilir.982 Allah, maruftur. Kim Onu emrederse, marufu emretmi iken, kim Onu nehyederse marufu bilmekten nehyetmi olur. Binaenaleyh marufu emredenler, gerekte Allah emredenlerdir. Allah bir kulu sevdiinde, onun
975 976

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 458. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IX, s. 155. 977 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 237. 978 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 331. 979 mer Dumlu, Kuran- Kerimde Maruf ve Mnker, Anadolu Yay., zmir 1999, s. 21. 980 Zuhruf, 43/87. 981 Zmer, 39/3. 982 Aclun, Keful-Haf, c. II, s. 262.

194

kendisiyle konutuu dili olur. Emir, kelmn ksmlarndan biridir. Onlar, Onu emretmektedir, nk Allah onlarn lisandr. Bu kiiler, marufu emretmede en stn tabakadr. Marufun her emri, bu emrin ihatas altndadr.983

15.23- en-Nhne anil-Mnker (Mnkerden Alkoyanlar) Maruf kelimesinin zdd olan mnker, lgatte tasvip edilmeyen, yadrganan, sknt duyulan ey demektir. Terim olarak ise dinin irkin sayd ve haram kld her ey olarak tarif edilmitir.984 Crcnye gre mnker, marufun zdd olup, Allahn rzasnn bulunmad her trl sz veya fiildir.985 Ragb elIsfahn ise mnker kavramn, sahh akln irkinliine hkmettii ya da akln irkin veya gzel saymakta tereddt ettii her fiil olarak tanmlamtr.986 bnl-Arabye gre, evliydan bir grup, mnkerden alkoyan erkek ve kadnlar (en-Nhne anil-Mnker)dr. Allah, onlar maruf vastasyla (Allah ile ya da Allah tantarak) mnkerden alkoymak zelliiyle dost edindi. Tannmayan (mnker), mriklerin kendi gayretleriyle var ettii ortaktr. yleyse ilahi ve irfan esasl tevhit, bunu kabul etmez ve yadrgar (mnker). Bylece o, irkin ve yalan olan bir sze987 dnr. Binaenaleyh dta varl olan bir ortak yoktur. Bilakis ortaklk, mutlak yokluun altnda ortaya km bir lafzdr. Bu nedenle Allahn varln birleme (tevhit) ile ilgili marifet, onu inkr eder ve mnker sz diye adlandrlr. nk sz, mevcuttur ve inkr edilen, var olan bir ey deildir. Halbuki ortan bir d varl yoktur, nk lemde gerekte ortak yoktur. Sz olarak ya da sylem (nutuk) olarak bulunursa, onlar mnkerden alkoyar. Bu, zel olarak szn ta kendisidir. O halde herhangi bir mnkerin d varl yoktur. Bu yzden Allah, onlar mnkerden alkoyanlar diye vasflandrmtr. Ancak sz konusu olan, onlarn bu konuda Maruf vastasyla alkoymalardr.988

983 984

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 459-460. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XIV, s. 282. 985 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 254. 986 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 505. 987 Mcadele, 58/2. 988 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 460-461.

195

15.24-Hulem (Hilm sahipleri) Hulem, halm kelimesinin ouludur. Bu kelimelerin kk olan hilm kelimesi szlkte, z itibariyle cehalet anlamna gelen sefeh kelimesinin zdddr.989 slm ncesi dnemde hilm, cehl kelimesinin zdd olarak kullanlmtr. Cahiliye dnemi airlerinden Zheyr el-Abs, bir iirinde cehl ve hilm kartln yle ifade etmektedir: yle sanyorum ki bendeki hilmi grdkleri iin adamlarm bana bu ktlkleri yapyorlar. Fakat bazen halm dahi chil olmak durumunda kalabilir.990 Hilm kelimesine; temkinli ve arbal olmak,991 fke duygusunun cokusundan nefsi korumak,992 fkenin kabarmas durumunda itidalli davranarak skneti muhafaza etmek993 gibi anlamlar verilmitir. Gazalye gre hilm, fkeyi yutmaktan daha stndr. nk fkeyi yutmak, olmayan halmlik sfatn kazanmaya almaktr. Oysa fkeyi yutmaya ancak fkesi kabaran bir kimse muhta olur ve bu hususta iddetli bir mcahedeye muhtatr. Fakat bunu bir mddet det edindii zaman kendisine alkanlk olur ve artk bir daha fkesi kabarmaz. Kabarsa da onu yutmakta herhangi bir zorluk szkonusu deildir. Bu tabi halmliktir. Bu, akln kemle ermesi ve bedeni kontrol altna almasnn delletidir. fke kuvvetinin krlmas ve akla teslim olmasdr. Fakat bunun balangc, kendini hilme zorlamak, zoraki bir ekilde fkeyi yutmaktr.994 Hilm, stn bir akl gcdr. Bu gcn olmad yerde hilmin varlndan sz edilemez. Hilm bakalar tarafndan idare edilenlerin deil, bakalarn idare edenlerin vasfdr. Yaratl bakmndan zayf ve gsz olan bir kiiye, kzdrld takdirde, ne kadar sakin durursa dursun halm denmez. O sadece zayf bir kimsedir. Halm, istedii zaman her eyi yapabilecek gc ve kudreti olduu halde fkesini dizginleyen ve ona hkim olan bir kimsedir.995 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, erkek ve kadnlardan oluan hulemdr. Erkeklere ait her sfatta kadnlarn bir merebi vardr. Allah onlar hilim zelliiyle dost edinmitir. Bu, kudret var iken, o esnada sutan dolay
989 990

bn Manzr, Lisanul-Arab, c. III, s. 305. Yusuf es-Sentemer, erhu Hamset-i Eb Temmm, Thk. Ali Mufaddal Hammdn, Beyrut 1992, c. I, s. 342. 991 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. III, s. 304-307. 992 Ragb el-Isfahn, Ez-Zera il Mekrimis-era, Msr 1973, s. 178. 993 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 98. 994 Gazl, hyu Ulmid-Dn, c. III, s. 172. 995 Toshihiko Izutsu, Kuranda Allah ve nsan, ev. Sleyman Ate, stanbul, ts., s. 263.

196

cezalandrmay

terketmek

ve

acele

etmemek

demektir.

Suun

ardndan

cezalandrmada acele, fkeye delildir. Hkm ise, iradeye balayandadr. Halm (hilm sahibi), gc olduu ve engel ortadan kalkm iken, cezalandrmada acele etmeyendir. Ezel ilim bir engeldir ve hilm sfatyla nitelenmezden nce kuldan perdelenmitir. yleyse kullar, imkn bulduklar halde, suun hemen ardndan cezalandrmak iin acele etmediklerinde hilm sahibi olurlar. Bu durumda onlarn, cezalandrmann gereklemesini engelleyecek gerekte deil ama- ezel ilimleri yoktur. Kulun hilm sahibi olmas da ezel-ilah ilimdendir, fakat kul hilm sfatyla niteleninceye kadar bunu idrak edemez. Bu esnada Allahn ilminin onun hkmndeki etkisini renir. Dolaysyla bu konuda ilim onun nne geerse, ereflendirme cihetiyle halm diye adlandrlamaz.996 Hakk, cezalandrmad iin ereflendirme yoluyla olmakszn- hilim sfatyla nitelenir. Kul da cezalandrmad iin halm diye nitelenir, fakat bu nitelendirme, ereflendirme amac tar. nk kul, hilm zelliiyle nitelenmezden ve ihmal olmakszn cezalandrmay geciktirmeden nce Allahn ilminde bu konuda neyin bulunduunu bilmemektedir. yleyse Hakkn erefi, hilm gstermesinden deil, ilimden kaynaklanrken kulun erefi gerei bilmedii iin- ilimden deil, hilmden kaynaklanr. Kendisinde hilm sfat bilfiil bulunmazdan nce kul, Allahn ilminde bu konuyla ilgili eyi bilirse, hilm onun iin bir ereflendirme olmazd. Bu halde kulun hilmdeki durumu, seiminde mecbur kimseye benzer. nk bilgi, cezalandrmann olmayn zorunlu klmaktadr. Bir insann zgr diye vlebilmesi iin seimindeki zorlamayla ilgili bilginin ortadan kalkmas gerekir. Hilm ile zgrlk bu noktada eittir. nk seim, zorlamayla ve cebirle eliir. Bu esnada insan, seim derken neyin kastedildiini bilir ve iki varlkta da bir isteksizlik (ikrah) olmakszn- cebir bulunduunu grr. yleyse kul, mecburdur, fakat isteksiz deildir. Bu, marifetler alanndaki en kapal meselelerden biridir. Gemite ve gnmzde nice insanlar bu meselede helk olmutur.997

15.25-Evvhn (oka ah edenler) Evvhn, evvh kelimesinin ouludur. Evvh; ok hznl, ok h eden, ok dua eden, samimiyet ve hu iinde ok dua edip yalvaran, ok alayan,
996 997

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 461-462. Ayn eser, c. XI, s. 462-463.

197

merhametli, rikkatli, fakh, tesbih eden vb. anlamlara gelmektedir.998 Rgb elIsfahnye gre evvh, ok teevvh eden kimsedir ki teevvh, hzne delalet eden her kelma denir. Yine Allah korkusunu (hayet) zhr eden kimseye de evvh denir.999 Kuran- Kerimde evvh kelimesi iki yerde Hz. brahim (a.s.)in vasf olarak zikredilmitir.1000 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, erkek ve kadnlardan oluan evvhndur. Allah bu snf, nfz ve keml karsndaki noksanlklar nedeniyle gnllerinde bulduklar redde kar vahlanmalar nedeniyle dost edindi. Vahlanma (teevvh), bir bilinten ya da kaybolan hakkndaki bir bilincin varlndan kaynaklanr. Allah, dostu brahim (a.s.)i bu zellikle verek yle der: brahim (a.s.), halm ve evvh idi.1001 Baka bir ayette ise evvh ve halm1002 demitir. Hz. brahim, kavminin yonttuklarna taptklarn grdnde vahlanm, fakat hilm gstermi, beddua etme kudreti varken acele ederek onlar cezalandrmamt. Bu nedenle de halm diye isimlendirildi. Allah, Hz. brahime onlar cezalandrma imknn vermemi ve o, buna g yetirmemi olsayd, onu halm diye isimlendirmezdi. Ancak Hz. brahim, imtizc ve bir halden bir hale tahavvl dnyasnda bulunduunu biliyor, onlarn gelecekte iman sahibi olmalarn umuyordu. Bu, onun hilminin sebebiydi. Buras, kulda deiim ve Allahtan kabul ummay gerektiren bir yerdir. Kavmi hakknda Nuhun Onlar ancak fcir ve kfir dourur1003 demesine yol aan durumu bilseydi, onlara hilm gstermezdi. yleyse evvh, skntlara, kendisini zen, grd ve tank olduu eylere kar vahlanmay artran kiidir. Bu da, gayret ve hayret kapsamndadr. Vahlanma, doal bir eylemdir ve doa gerei karmdan (imtizc) soyut olmas asndan ruhlara girmesi sz konusu deildir.1004 Evvhn tifesinden bir kadn ile Endlsn Mirnetz-Zeytn ehrinde karlatn syleyen bnl-Arab, bu kadnn ems Msinne diye arldn da ifade etmektedir.1005
998 999

bn Manzr, Lisanul-Arab, c. I, s. 274; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 1242. Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 32. 1000 Bkz: Tevbe, 9/114; Hd, 11/75. 1001 Hd, 11/75. 1002 Tevbe, 9/114. 1003 Nuh, 71/27. 1004 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 463-464. 1005 Ayn eser, c. XI, s. 463.

198

15.26-el-Ecndl-lhiyyn (lah askerler) bnl-Arabye gre evliydan bir grup da, ilahi askerler (el-ecndllhiyyn) dir. Onlar, dmanlara galip gelen erkek ve kadnlardr. Allah Tel yle buyurur: phesiz ordularmz galip gelecektir.1006 Allah, onlar el-Melik ismi ynnden kendisine izafe etmitir. Dolaysyla onlar, el-Melikin kullardr. Burada bir sr vardr. lem, -bazlarn dierlerine musallat ettii- Onun ordulardr. Rabbinin ordularn ancak kendisi bilir.1007 Yani, saylarn ancak O sayabilir. Allah onlardan bir tifeyi ilah inayetiyle dost edinmi, ztn ifade eden zamirle onlar kendisine izafe etmi, hakknda nas bulunan muayyen ilah bir ismi aklamakszn asker diye isimlendirmekle yetinmitir. Ordular ise ancak hkmdarn olabilir. Bylelikle onlarn silah sahibi olduklarn beyan etmitir. nk silah, dmana kar galibiyet salayan ordularda bulunmas gereken aratr. Sz konusu ordunun karsnda bulunan dmanlar ise, hevlar, eytanlar ve btn kt eylemlerdir. Bunlarn sultan ise hevdr. Askerlerin silahlar takv, murkabe hay, sabr, hayet ve iftikrdr. atma ve kar karya gelmenin gerekleme yeri, baka bir ifadeyle iki grup bir araya geldiinde dmanla arpma yeri ise, baz ordular hakknda bilgi, bazlar hakknda ise imandr. Bu ordularn nc bir tabakas hakknda ise hem bilgi hem de imandr.1008 Benim ordularm denilenler, tabakaya kar da galip gelen, yce ve zel bir tabakadr. Onlar, Allahn birliini bilen ve kesin akl delilden Allahn peygamberinin ilminin ehli olanlardr. Ayrca onlar, bu ilmin dayana olduu imann ehlidirler. kinci tabaka ise Allahn birliini nazar aratrma ynnden kesin bir delilden bilenlerdir. Onlar, ilerinde bulduklar zaruri bir ilimden bunu bilmezler. nk onlar, askerdir, dolaysyla onlarn savatklar dman kendisiyle defedecekleri bir aralar olmas gerekir. Zaruri ilim sahibi ise, dman defedemez, nk o, bir delile sahip olmakszn bu ynden meseleyi bilmektedir. Dman, delil ile ve o delilin tertip edilmesiyle uzaklatrlr. Zaruret cihetinden Allah bilenler ise, baka bir tifedir. Onlar, ordular iinde ayrmaz ya da zararl bir phe dmann defetmekle ilgilenmezler. nc tabaka ise, ilim ehli deil, iman ehlidir. Onlar, harikulade olaylarn kendilerinden meydana geldii iman ehlidir.
1006 1007

Bunlar, onlar

Saffat, 37/ 173. Mddessir, 74/31. 1008 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 464-466.

199

adna, bilenler iin deliller yerini alr. Bylelikle harikulade iler ile delil sahibinin dman defetmesi gibi, Allah dmanlarn ve kendi dmanlarn defederler. Byle bir tabaka ordu diye adlandrlan kimselerdir.1009 Bir dman kovmak iin keramete sahip olmayan mminler ise, mmin olsalar bile, ordu deildirler. Bu tabakay tamamlayan ey udur: Kendinde bulunan bir ara ile dman defetmeye g yetirebilen her ahs, baskn ve galip gelen Allahn ordusundandr. Bu, onlarn dmanlara galip gelmesini salayan ilah yardmdr. Allah, bununla ilgili olarak Biz, iman edenleri dmanlarna kar destekledik ve onlar da stn geldiler1010 buyurur.1011

15.27-Ahyr Ahyr, hayr kelimesinin oulu olup hayrllar anlamna gelmektedir.1012 sim olarak er kelimesinin zdd olan hayr, herkesin elde etmek istedii akl, adalet, fazilet ve faydal ey gibi arzu edilen, rabet edilen eylerdir. sm-i tafdl olarak kullanldnda ise daha hayrl, en iyi, en faydal demektir.1013 Kuran- Kerimde ahyr kelimesi phesiz onlar, bizim katmzda hayrl (ahyr), sekin kimselerdendir1014 ve smail, Elyesa ve Zlkifli de an. Hepsi hayrllardan (ahyr) idi1015 ayetlerinde olmak zere iki yerde gemi ve hayrllar manasnda peygamberlerin sfat olarak kullanlmtr. Kettnye atfedilen en eski rivayetlerden birinde ahyrn says yedi olarak zikredilmitir.1016 Hucvr ise ahyrn saysn yz olarak belirtmitir.1017 Ancak bnl-Arab, riclul-gayb hiyerarisi iinde ahyr tifesini, says belli olmayan gruplar arasnda ele almaktadr. Dolaysyla da ahyr ile ilgili herhangi bir say vermemektedir. brahim b. Edhem (.161/777), devrinin skenderiyeli sfilerinden Eslem b. Yezd el-Chennin u szn nakleder:

1009 1010

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 466-467. Sf, 61/14. 1011 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 467. 1012 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IV, s. 257. 1013 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 160-161. 1014 Sd, 38/47. 1015 Sd, 38/48. 1016 Hatb el-Badad, Tarihu Badad, c.III, ss. 75-76. 1017 Hucvir, Keful-Mahcb, s. 329-330.

200

Ahyr ile sohbet ederken sakn onlar kzdrma! nk onlarn gazapland eye Allah da gazaplanr ve onlarn raz olduu eyden, O da raz olur.1018 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, erkek ve kadnlardan oluan ahyrdr. Allah Tel yle buyurur: Onlar bizim katmzda hayrl, sekin kimselerdendir.1019 Allah, onlar hayrl olmak ile dost edinmitir. Allah Tel yle buyurur: Onlar iin hayrlar (hayrt) vardr.1020 Hayrt, hayrn ouludur ve her eyin en faziletlisi demektir. Ayette geen Onlarda hayrl, huyu gzel kadnlar vardr1021 ifadesi buradan gelir. Fazilet, o cinsten olmayanlarn itirak etmedii bir hususta ortakln gerekletii eyi, fazlal gerektirir. yleyse ahyr, kendi cinsinin dndakilerde bulunmayan Allah bilgisiyle, btn cinslerden fazla ilim elde edenlerdir. Onlar, bilgiyi sadece o cinstekilerin elde edebildii zel yoldan elde eder. O cins iinde bu zel bilgiyi bilip ahyr diye isimlendirilenlerin bir ksmna kendiliinden bildiini aklama gc verilmi iken bir ksmna bildiini aklama gc verilmemitir. Aklama gc verilen, dier kiiden daha hayrldr ve bu ismi almaya daha hak sahibidir. nk ayn kkten tretilmi hyer kelimesi, sz demektir. Falancada kerem ve hyer vardr denilir. Kerem ve fesahat sahibidir demektir. Elde ettii bilgiyi aklama gc verilen kii, kendisini duyana rehberlik eder. Bylelikle, ondan yararlanlabilir ve bakasndan daha faziletli olur. Byle biri, en-Nfi ismine benzemeye daha yakndr. Bu nedenle peygamberlerin vasflar arasnda hyer de gemitir. Peygamber nutuk gcyle desteklenmi olmaldr ki, gnderildii kimselere getirdiini aklayabilsin. Onlar, ahyrdr yani bu faziletin sahibidirler.1022

15.28-Evvbn Evvbn, evvb kelimesinin ouludur. Evvb szlkte; tevbe eden, ok rc eden (dnen), Allah ok tesbih eden, her iinde Allaha itaat eden, her gnahtan sonra tevbe eden, yeni bir gnah ilediinde tekrar tevbe eden ve gnahlarn unutmayan, kimsenin olmad yerlerde gnahn itiraf edip tevbe ve istifar eden,

1018

Slem, Tabaktus-Sfiyye, Tahk. Mustafa Abdlkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, kinci Bask, Beyrut 1424/2003, s. 38. 1019 Sd, 38/47. 1020 Tevbe, 9/88. 1021 Rahman, 55/70. 1022 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 468-469.

201

ok merhametli olan vb. anlamlara gelmektedir.1023 Ragb el-Isfahn bu kavram, gnahlarn terk edip itaat ederek Allah Telya rc eden, irade ve seime dayal dn yapan kimse olarak aklamaktadr.1024 Evvb kelimesinin kk olan evbe kelimesine, zellikle tasavvuf ehli tarafndan tevbenin zirvesi gibi bir mana verilmi ve konu yle aklanmtr: Cezaya maruz kalma endiesiyle yaplan, tevbe; sevap arzu ve tamah ile yaplan, inbe; sevap midi ve azap korkusundan deil, yalnzca Allahn emirlerini gzetmek iin yaplan ise, evbedir ve bu evbedeki ama yalnzca Allahn rzasn kazanma arzusudur. Tasavvufi dncede tevbe, btn mminlerin halidir ve Ey mminler! Hep birlikte Allaha tevbe ediniz1025 ayetinde; inbe, evliy ve mukarrabnin (Allaha yakn olanlarn) vasf olup Ona ynelmi (mnb) bir kalp ile gelen1026 ayetinde; evbe ise, nebi ve resullerin sfat olup O ne gzel kuldu! phesiz o, Allaha ok ynelen bir kimseydi1027 ayetinde dile getirilmitir.1028 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, erkek ve kadnlardan oluan evvbndur. Allah, onlar hallerindeki evbe nedeniyle dost edindi. Allah yle buyurur: Allah, ok tevbe edenleri (evvbn) balaycdr1029 yle denilir: Abet e-ems. Gne gizlendi demektir. Bu adamlar, Allah nezdinde gizlenenlerdir. Allah karsndaki hallerini Allahn hibir yarat grmemitir. nk Allah, kendisini onlara kar gafur olmakla, yani rten, baka bir deyile, onlarn makamlarn kendisinin dnda herkesten rten olmakla vasflandrmtr. nk onlar, Hakktan bakasnn kendilerine grnmemesi iin, Allahn nezdinde gaybeti yani gizlenmeyi talep etmilerdir. Bu kelimenin ism-i faili olan ib, tpk gece yldz gibi, geceleyin kavme gelen kii demektir. Gece rtdr. Onlar, her ynden ve her durumda Allaha dnerler. yle denilir: Her evbeden, yani her ynden geldiler. O halde evvb, blisin insana geldii drt ynden Allaha dnen kiidir. eytann insana geldii drt yn, nleri, arkalar, salar ve sollardr. Onlar, vlen ve knanan her durumda iin banda ve sonunda Allaha dner. Edep, Allahn
1023 1024

bn Manzr, Lisanul-Arab, c. I, s. 258. Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 30. 1025 Nur, 24/31. 1026 Zmer, 39/54. 1027 Sd, 38/30, 44. 1028 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 182. Tevbe hakknda daha geni bilgi iin bkz: Selim zarslan, Kuranda Tevbe Kavramna Kelam Asndan Bir Yaklam, Frat niv. Sosyal Bilimler Dergisi, c. 12, Say: 1, Elaz 2002, ss. 353-382. 1029 sra, 17/25.

202

knad eylerde Allaha dnmemelerini gerektirir. Bu durum, sz konusu kimseler iin, o halde de Allaha dnmesini gerektirir. Bu nedenle Allah, Ona dnenler iin kendisini el-Gafr diye isimlendirdi. Yani, baka bir makamdan kendilerine elik eden s-i edebin bu kadarn rter. Bu konumdaki ve bu sfattaki ricl, evvabndur.1030

15.29-Muhbitn H-b-t kknden tremi olan muhbitn, muhbit kelimesinin ouludur. Habt szlkte genilemi olan yeryzne denmektedir. Bu kelimenin alak ve geni olan yeryz iin kullanld ifade edilmitir. Ahbete fiiline, tevzu gstermek, hu iinde olmak manalar verilirken bu fiilin masdar olan ihbt kelimesine ise, hu ve tevzu anlamlar verilmitir. Ayn fiilin ism-i faili olan muhbit kelimesi de mutmain olan, mtevzi olan, itaat eden, hu sahibi (hi) vb. anlamlara gelmektedir.1031 Habt kknden treyen kelimeler Kuran- Kerimde yerde gemektedir.1032 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, kadn ve erkeklerden oluan muhbitndur. Allah onlar itminan anlamndaki ihbt nedeniyle dost edindi. brahim (a.s.) yle der: Kalbimin tatmin olmas iin.1033 Yani skn bulmas iin. Habt, geni ve alak yer demektir. Kullardan Allah ile tatmin bulan, kalpleri itminan duyduklar ey nedeniyle dinginleen, Refiud-derect (dereceleri ykselten) ismi altnda tevazu gsterenler, Onun izzeti karsnda zelil olanlar, muhbitn denilenlerdir. Onlar, Allah Telnn, Muhbit olanlar (muhbitn) mjdele!1034 ayetinde ifade edildii gibi, peygamberine kendilerini mjdelemesini emrettii kimselerdir. Onlar, Allah zikredildiinde kalpleri titreyen, balarna gelene sabredenler, namaz klanlar ve rzklandrdmz eylerden infak edenlerdir1035 ayeti, onlarn niteliklerini aklamaktadr. Muhbitn, skin iken, Allahn zikri, -zikirde ortaya kan eye gre- onlar harekete geirdi. Onlar, sabretmilerdir, yani bu konuda nefslerini kendilerine isabet
1030 1031

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 469-471. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IV, s. 9; Frzabd, el-Kmsul-Muht, s. 150; Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 141. 1032 Bkz: Hd, 11/23; Hac, 22/34, 54. 1033 Bakara, 2/260. 1034 Hac, 22/34. 1035 Hac, 22/35. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 471-472.

203

eden eye kar hapsetmilerdir. Bu korku ve halin galebesi, onlar namaz klmaktan alkoymamtr. Namaz vakti geldiinde, Allahn kendilerine verdii g sayesinde en yetkin ekilde namaz klarlar. Kendilerine ulaan gle sabretmelerine ramen, bu konumdayken bir insan, aln kapatmak veya bir aybn rtmek iin ondan bilgi veya maddi rzk ister. O ise, istenilen eyi kendisine verir ve herhangi bir i kendisini dierinden alkoymaz. Allahn kendilerini vd muhbitunun zellii budur. Onlar, kaderlerin zerlerinde ak altnda sakindir ve bundan razdrlar. Bu ifade, alevi sndnde habet en-nar, ate snd kelimesinden gelir.1036

15.30-Mnbn (Ynelenler) Enbe fiilinden tremi olan mnbn, mnb kelimesinin ouludur. Enbe kelimesi Allaha izfe edildiinde, ynelmek, tevbe etmek, tevbe ve ihlsla amel ederek Allaha dnmek anlamnda kullanlr. Fiilin masdar olan inbe, tevbeyle ve ihlsla amel ederek Allaha dnmek manasna gelir. Mnb ise; inbe sahibi olan yani Allaha ynelen, tate dn yapan, tevbe eden kimse anlamn tamaktadr.1037 Kuran- Kerimde inbe ile ilgili baz ayetler unlardr: Yalnz Ona ynelin (mnbn) ve Ondan korkun1038, Tta kulluk etmekten kanan ve Allaha ynelenlere (enb) mjde var. Mjdele kullarm!1039, De ki: Allah, dilediini saptrr. Hakka yneleni (enbe) de kendisine iletir.1040, nsana bir zarar dokunduunda, hemen itenlikle Rabbine ynelerek (mnben) Ona dua eder1041, Grmeden Rahmna sayg gsteren ve Allaha dnk bir kalp getiren (mnb) herkesin mkfat budur!1042 nbeyi tevbenin bir eidi olarak ele alan Eb Ali ed-Dekkka gre inbe, sevap kazanma arzusundan kaynaklanan bir tevbedir ve inbe, velilerin ve mukarrabnin (Allaha yakn olanlarn) tevbesidir. Bu gre gre tevbe bidayette, evbe nihayette, inbe ise ikisinin ortasnda gerekleir. bn At da tevbenin bir eidi
1036 1037

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 472. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XIV, s. 319; Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 507-508. 1038 Rm, 30/31. 1039 Zmer, 39/17. 1040 Rad, 13/27. 1041 Zmer, 39/8. 1042 Kf, 50/33.

204

olarak zikrettii inbeyi, kulun cezadan korkarak tevbe etmesi eklinde tanmlamaktadr.1043 Yine benzer bir tanma gre inbe tevbesi, Allahn her eyi yapmaya gc yettii iin, kulun Ondan korkmasdr.1044 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, erkek ve kadnlardan oluan mnbndur. Allah kendisine ynelmekle (inbe) onlar dost edinmi ve yle buyurmutur: phesiz brahim halm, evvh ve mnbtir.1045 Allaha ynelen adamlar (mnb), Allahn dnmelerini emrettii her eyden Allaha dnenlerdir. Bununla beraber onlar, o esnada bu dnlerinde Allahn vekili olduklarn bilirler. Kefe gre dn, yaratklarn peremlerini elinde tutan ve onlar diledii gibi ekip eviren Allaha ait olabilir. Bir insan, tpk namaz klann Allah hamd edeni duydu sznde ve ayetleri okurken Allahn vekili olmas gibi, btn hallerinde Ona dnerken kendisini Allahn vekili olarak grrse, mnb diye adlandrlr. yleyse onlar, bu vasfn sahibidirler.1046

15.31-Mubsirn (Grenler) Mubsirn, mubsir kelimesinin ouludur. Mubsir, darr (kr) kelimesinin zdd olup gren
1047

anlamndadr.

Basr

kelimesi

de

ayn

manada

kullanlmaktadr.

Ayn kkten gelen basar kelimesi ise hem grme organ olan

gz iin, hem de gzn grme kuvveti iin kullanlr.1048 Renkleri, ekilleri ve kavramamza yardmc olan kuvvete basar denir.1049 Basret kelimesi de idrak eden kalp iin kullanlr.1050 Kudsiyet nuru ile nurlanm bir kalbin kuvveti olan basiret sayesinde kii, eyann hakikatini ve i yzn kavrar.1051 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, gren erkek ve kadnlar (mubsirn)dr. Allah, onlar grme (ibsr) ile dost edinmitir. Bu ise takva sahiplerinin zel sfatlarndan biridir. Allah Tel yle buyurur: Allahtan korkanlar, kendilerine eytandan gelen bir vesvese dokunduu zaman dnr,
1043 1044

Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 182, 185. Kelbz, et-Taarruf s. 108. nbe kavram hakknda daha geni bilgi iin bkz: Abdurrahman Kasapolu, Kuranda nbe Kavram: Din Tecrbe Asndan Bir Yaklam, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, Ankara 2008, Say: 22, ss. 137-159. 1045 Hud, 11/75. 1046 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 472-473. 1047 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. I, s. 418. 1048 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 49. 1049 Crcn, Kitbut-Tarift, s. 46. 1050 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 49. 1051 Crcn, a.g.e., s. 47.

205

(gerei) grrler.1052 Onlar, takva ehlinin limleridir. Esas eytan kaynakl olan bir dnce (htr) kendilerine iliir ve ancak eytandan olduunda kendisini bulabildikleri zel bir zevk bulurlar. Bu zevk, onlara o dncenin (htr) eytandan olduunu hatrlatr ve bir anda grrler. Yani onu zevk yoluyla mahede ederler. lim, o dnceyi almay ve eytan zmek iin varln deitirmeyi gerektirirse, mubsir onu alr ve ondan yz evirmez. Bu durumda da onlar grenlerden (mubsirn) saylr. Byle bir kii, o dnceden neyi ve nasl alacan bildii gibi almas gereken ile terketmesi gerekeni ayrt eder.1053 Hz. sa (a.s.) ile tanmad bir surette kendisine grnen blis arasnda yle bir diyalog geer: blis, Ey Allahn Ruhu! Allahtan baka ilah yoktur de. blis, kendi szne uymas iin ondan bunu istemektedir ki bu durumda herhangi bir ekilde sa (a.s.)kendisine itaat etmi olacakt. Bu da, imandr. Hz. sa ise yle der: Ben, sen sylediin iin deil, kendiliimden Allahtan baka ilah yoktur derim. Hz. sa, sylemek ile eytann maksadna muhalefet etmeyi bir araya getirerek eytann emrine uymamt.1054 Eyay nasl alacan bilen kimseye, Allahn sz konusu eyi ona kimin eliyle getirdii zarar vermez. lim, bu dnceyi yzne atmay gerektirirse, onu atar. te bu hatrlarlar ayetinin manasdr. Hatrlama (tezekkr), unutulan bilgi iin olabilir. Bir anda grrler.1055 Yani kendilerinden gitmi olan dnceleri, hatrlamayla (tezekkr) onlara geri dner.1056

15.32-Muhcirn (Hicret edenler) Hicret szlkte, terk etmek, ayrlmak, bir yerden bir yere gitmek, g etmek manalarna gelir. Muhcir ise hicret eden kimse demektir. Hz. Peygamber (s.a.v.) ile birlikte Medineye hicret edenlere muhcirn (hicret edenler) denilmitir. slm tarihinde bu sfatla anlan mminlerin ayr bir yeri vardr. ki hicretten sz edilir. Birisi Habeitana yaplan hicret dieri ise Medineye yaplan hicrettir.1057 Tasavvuf manada hicret, beden lkesini terk edip, ruhlar lemine g anlatan bir

1052 1053

Araf, 7/201. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 473-474. 1054 Ayn eser, c. XI, s. 474-475. 1055 Araf, 7/201. 1056 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 475. 1057 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XV, s. 31-32.

206

terimdir. Kt huylar terk edip, vlen huylar elde etmek de hicret olarak tanmlanmtr.1058 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, hicret eden erkek (muhcirn) ve kadnlar (muhcirt)dr. Allah, onlar, kendilerine ilham ettii ve ulamalarn salad hicret nedeniyle dost edinmitir. Allah yle buyurur: Kim Allaha ve Peygamberine hicret etmek amacyla evinden kar da sonra kendisine lm yetiirse, phesiz onun mkfat Allaha der.1059 Muhcir, Allahn ve peygamberinin terk etmesini istediini terk eden, bu terkte ise her trl pheden uzaklaarak gnl rahatl ve arzusuyla mbalaayla hareket eden kimsedir. Yoksa istemeden ya da zorlanarak ya da bir karlk bekleyerek terk eden deildir. Aksine muhcir, bu konuda kendisine kar kanlarn verdii zorlu skntlara ve ona duyurduklar doal olarak naho szlere gs gererek, gnl holuuyla hicret eder. O, insanlarn syledii szleri duyduunda ise, hli deiir. Btn bunlar, ilimde genilii ve byle bir sfat dstur edinmekten, btn bu durumlar karsnda nefsinin arzularyla deil, dinin belirledii ekilde kendini snrlamaktan kaynaklanr. Bu sayede makam kemle erer. Bu sfatlar bir kimsede toplandnda, o kii muhacirdir. Bunlardan bir fasl ve nitelii kaybeden kii ise, o hali kaybettii lde bu makamdan yoksun kalr. Muhcir lafznn altna girip de kula ait olan ve hicret sahibinin kendisiyle isimlendirilmesi gereken her trl gzel vasfn muhacirde bulunmas arttr. Her eyi bilen Allah, sz konusu kimseleri muhacir diye isimlendirmitir.1060

15.33-Mfikn (Mfikler) Mfikn, mfik kelimesinin ouludur. Bu kelimelerin kk olan efk, korku, incelik, acma, efkat etme, saknma gibi anlamlara gelir. efik kelimesi de mfik anlamndadr.1061 fk ise korkuyla kark ilgidir. Zira mfik kii, ilgilendii eyi sever ve onun bana gelecek eylerden korkar.1062 fk, acma hissi

1058 1059

Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri,, s. 275. Nisa, 4/100. 1060 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 475-477. 1061 bn Manzr, Lisanul-Arab, c. VII, s. 154-155. 1062 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 263-264.

207

ile birlikte devaml tedirgin olmak, ihtiyatl davranmaktr.1063 Baka bir tanma gre ifk, ince bir korkudur. Korkann merhameti nedeniyle kendisi hakknda korkulan kimse iin korkmaktr.1064 Evliydan bir grup ise efkatli ve endieli erkek ve kadnlar (mfikn)dr. Allah onlar Rabblerinin hayetinden dolay endieli olmalar (ifk) nedeniyle dost edinmitir. Allah Tel yle buyurur: Onlar, Rablerinin hayetinden mfiktirler (mfikn).1065 Efakt min, ene mfik denilir. Kastedilen bir eyden saknmaktr. Allah yle buyurur: Onlar, Rabblerinin azabndan korkan kimselerdir. nk Rabblerinin azabndan emin olunamaz.1066 Yani Rabblerinin azabndan ekinirler, emin olmazlar. Baka bir ifadeyle onlara ulamasndan emin deillerdir. Efakt minhu (ondan ekindim), sadece ekinme durumunda sylenebilir. Efakt aleyhi ifkan (ona efkat gsterdim) ise, efkate iaret eder. Her ikisi de ayn kktendir. Bu durumda efkatin anlam, ona titredim olur. O halde evliydan mfikn, nefsi hakknda deime ve bakalamadan korkanlardr. Allah mjdeleyerek onu emin klarsa, endiesi (ifk) bu kez Allahn yaratklarna dner. Bu ise, peygamberlerin mmetleri ve mjdelenen mminler hakkndaki endielerine (ifk) benzer.1067 Mfikn, ya bir cier sahibi olan merhametli ve sevecen kimselerdir. Bir kimsenin ilah emre muhalefet ettiini grdklerinde, o kiiye gkten bir bela iner endiesiyle, eklemleri yerlerinden oynar. Byle bir durumdaki kiiye galip olan hal, fiillerinde mahfz olmasdr. Dolaysyla ifak sfatna sahip olduu iin, emre muhalefet etmesi tasavvur edilemez. fkn semeresi, Allaha itaatte istikamet zere olmaktr. Allah, onlar mfikn olmalar sebebiyle vmtr. Bunun nedeni, kendisini gerektiren bir nedeni grdklerinde, nefslerindeki bakalamadr. Bu kelime, gne battnda nn kalan kzll ya da gnein doarkenki kzll anlamndaki afaktan tretilmitir.1068

1063

Eb smail el-Herev, Menzils-Sirn ill-Hakkil-Mubn, erhu Affiddn et-Tilmisn, nr. Abdulhafz Mansr, Drut-Trk lin-Ner, 1989, c. I, s. 127. 1064 bn Kayyim el-Cevziyye, Medrics-Slikn Beyne Menzili yyke Nabd ve yyke Nesten, Thk. Ahmed Fahr er-Ruf ve sm Fris el-Horosn, Drul-Cl, Beyrut, ts., c. I, s. 571. 1065 Mminun, 23/57. 1066 Mearic, 70/27-28. 1067 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 477. 1068 Ayn eser, c. XI, s. 478.

208

15.34-el-Mfne bi-ahdillh (Allahn ahdini yerine getirenler) Velilerden bir grup, Allaha verdikleri sz yerine getiren erkek ve kadnlardr. Allah onlar vefalaryla dost edinmitir: Allah yle buyurur: Antlama yaptklarnda szlerini yerine getirenler.1069 Baka bir ayette de yle denilir: Onlar, Allahn ahdini yerine getirenler ve verdikleri sz bozmayanlardr.1070 Bizans mparatoru Kayserin, Ebu Sfyan b. Harba, Hz. Peygamberin vasflar hakknda sorduu sorulardan biri de Verdii sz bozar m? eklindeydi. Vefa, Allahn sekin kullarnn dsturlarndan biridir. Allahn tam olarak yerine getirmeyle ykml tuttuu ileri yerine getiren ve tm hallerinde bunu oaltan kii vefaldr ve vefa gstermitir. Allah yle buyurur: Ahdine vefa gsteren brahim1071 Baka bir ayette ise Kim de Allaha verdii ahde vefa gsterirse Allah ona byk bir mkfat verecektir1072 denilir.1073 Bir ey oaldnda ve tamam olduunda veff e-ey denilir. Onlar, gizli ilah srlar renen kimselerdir. Bu nedenle bir eye tank olduunda evf al e-ey denilir. Allahn ykml tuttuu ilerde byle bir vefaya sahip olan ve Allahn, kullarnn oundan gizledii bilgileri renen kimse, vefaldr. Allah, bir kimseyi dnya hayatnda ldrrse, -ki vefa ile ayn kkten tremi olan vefat lmn gelmesidir- bu kimseye, can ekime srasnda len adama gelen kefi verir ve kul bu mertebeyi renirse, Allahn kendisinden ald szleri yerine getirmesi vaciptir. Bazen vefa, bu sfat sahipleri iin kefin sebebi olabilirken belirli bir taife hakknda ise kef, vefann sebebi olabilir.1074

15.35- Vsln (Birletirenler) Evliydan bir grup, Allahn birletirilmesini emrettii eyi birletiren (vsln) erkek ve kadnlardr. Allah, onlar, birletirilmesini emrettii eyi birletirdikleri iin dost edinmitir. Allah yle buyurur: Allahn birletirilmesini emrettii eyi birletirirler.1075 Burada kastedilen, sla-i rahim, baka bir ifadeyle yakn akraba ziyaretidir. Ayrca onlar, kendileriyle ilikiyi kesen mminlerle de
1069 1070

Bakara, 2/177. Rad, 13/20. 1071 Necm, 53/37. 1072 Feth, 48/10. 1073 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 478-479. 1074 Ayn eser, c. XI, s. 479-480. 1075 Rad, 13/21.

209

selamlar ve bunun zerindeki ihsan davranyla ilikiyi srdrrler. Onlar, gz ard edilebilecek ve balanabilecek suu da cezalandrmaz, Hakkn kesmeyi emrettiinin dnda kimseyle ilikiyi kesmezler. Hakkn emri sebebiyle ise, ztlarnn kesilmesini deil, niteliin kesilmesine inanarak onu keserler. nk nitelik, bu kimseler hakknda srekli kesilmitir. Onunla nitelenen nitelenmitir. Onlar, bununla Allahn rahmetinin kendilerini kuatmasn beklerler.1076 Vcd (varlk), vasl (bitiiklik, bititirme) zerine bin edilmitir. Bunun iin lem, Allaha dellet eder ve Allaha ait varlkla nitelenmitir. yleyse vasl, asl iken, kesme (kat) geici bir durumdur. Bunun iin Allah onu kendisiyle kullar arasnda kendisinden onlara uzanan bir ip yapmtr. Allah ile aralarndaki ba geerli olsun diye, kullar bu ipe sarlr ve balanr. nk Hz. Peygamber yle buyurur: Rahim, Rahmandan bir daldr.1077 Yani bu lafz, d yn ve grnmeyen ksm bakmndan Rahmandan alnmtr. Onu birletiren kimseyi Allah birletirirken, onu keseni de Allah keser. Hakkn onu kesmesi ise, kulun o ba kesmesinin aynsdr, yoksa ilave bir durum deildir. Sz konusu insanlar unu renmilerdir: Hakkn onlar kendisine davetinin ve kendisine ulatran bir yol belirlemesinin yegne amac, Ona ulamayla mutlu olmalarn salamaktr. yleyse onlar, nsiyet ve vuslat ehli olan vslndur.1078 Bir rivayette yle denilir: Hasetlemeyiniz, birbirinize srt dnmeyiniz, ilikilerinizi kesmeyiniz, Allahn kullar karde olunuz.1079 Bylelikle mminlere ilikileri kesmek yasaklanmtr. eri giren ve kan nefeslerin birbirine bitimeleri, beka ve hayata imkn verir. ki nefes arasndaki bu bitime ve kavuma kesilip ieri giren nefes dar kar da ieriye girecek bir nefesi arar ve bulamazsa, iki nefes arasndaki bu ardklk kesildii iin insan lr. yleyse Allahn birletirilmesini emrettii eyi birletiren insanlarn bu ii, Allaha ermelerinin ta kendisidir. Allah da onlar vmtr.1080

1076 1077

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 480-481. Bu hadisin devam yledir: Rahim, Rahmandan bir daldr. Allah ona (hitaben) buyurmutur ki, sla-i rahim edene ben de rahmetimi eritiririm, sla-i rahimi kesenden ben de rahmetimi keserim. Buhr, Edeb, 13. 1078 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 481-482. 1079 Buhr, Edeb, 57,58, 62; Mslim, Birr, 23, 24, 28, 30-32; Tirmiz, Birr, 24. 1080 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 482.

210

15.36- Hifn (Korkanlar) Hifn, hif kelimesinin ouludur. Kormak anlamn tayan havf kknden ism-i fail olan hif, korkan anlamna gelmektedir.1081 Rgb elIsfahnye gre havf, varsaylan veya bilinen bir emre sebebiyle ho olmayan eyden endie duymaktr. Emn kelimesinin zdddr. Dnyev ve uhrev durumlarda kullanlr. Allahtan korkmak ile kastedilen, aslandan korku hissetmek gibi akla gelen bir korku deildir. Bilakis bununla gnahlardan kanmak ve tati semek kastedilir. Bu nedenle, gnahlar terk etmeyen kimse Allahtan korkan (hif) kimselerden saylmaz. Allahtan sdr olan korkutma, saknmaya tevik etmektir denilmitir. te Allah, kullarn bununla korkutur1082 ayeti bu manay ierir.1083 Tasavvufta bir makam olan havf, gelecekteki bir eyle ilgilidir. nk insan, holanmad bir eyin bana gelmesinden veya sevdii bir eyi elde edememekten korkar. Bu ise gelecekte meydana gelecek olan bir husustan baka bir ey deildir. Hlihazrda var olan bir eyle korkunun bir ilgisi bulunmaz. Kiinin Allahtan korkmas ise, dnyada veya ahirette Allahn onu cezalandrmasndan korkmasdr. Allah, kullarna kendisinden korkmay farz klmtr. Nitekim Eer mmin iseniz benden korkunuz1084, Sadece benden korkunuz1085 buyurmu ve stlerindeki Rabblerinden korkarlar1086 ayetiyle korku sahibi olan mminleri methetmitir.1087 Tasavvuf bir terim olarak havf ile ilgili Havf, kalbin lambasdr, kalpte bulunan hayr ve er bu lamba ile grlr, Hif, alayan ve gzyan silen deil, azap grmeye vesile ve sebep olan eyleri terk eden kimsedir, Havfn almeti, daim hzndr, Bir eyden korkan o eyden kaar, Allahtan korkan Allaha kaar, Havfn doruluu, zahirde ve batnda gnahlardan uzak bulunmaktr, Her eyin bir ss vardr. badetin ss, havftr. Havfn alameti de emeli ksaltmaktr, Havf, Rabbin cellinden dolay kalbin hareket etmesidir vb. baz deerlendirmeler yaplmtr.1088
1081 1082

bn Manzr, Lisanul-Arab, c. IV, s. 248. Zmer, 39/16. 1083 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 161-162. 1084 l-i mrn, 3/175. 1085 Nahl, 16/51. 1086 Nahl, 16/50. 1087 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 234-235. 1088 Ayn eser, s. 235-238.

211

Eb Ali ed-Dekkka gre havf mertebeye ayrlr. Bunlar; havf, hayet ve heybettir. Havf, imann artndan ve gereindendir. Allahu Tel Eer mmin iseniz benden korkunuz buyurmutur. Hayet, ilmin artndandr. Allah, Allahn kullarndan ancak limler (hakkyla) korkarlar1089 buyurur. Heybet ise marifetin artndandr ve Allah sizi kendisinden korkutur1090 ayeti de buna iaret eder. Yine baka bir snflardrmaya gre havf, rahbet ve hayet olmak zere iki ksmdr. Rahbet sahibi korktuunda kamaya snr. Hayet sahibi ise Rabbine snr.1091 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, korkan erkek ve kadnlardr (hifn). Allah, kendisinden veya emrine uymalar iin korkuttuu eylerden korkmalar (havf) nedeniyle onlar dost edinmitir. Allah yle buyurur: Eer mmin iseniz benden korkunuz.1092 Ayrca Allah kalplerin ve gzlerin dnecei gnden korkmalar1093 nedeniyle de onlar vmtr. Onlar, kt hesaptan korkarlar.1094 Ondan korktuklarnda ise, bu sfatla mele-i alya1095 katlrlar. nk Allah, onlarn hakknda yle der: stlerindeki Rabblerinden korkar ve emredileni yaparlar.1096 Bu konumdaki kimse, mele-i al ile birlikte farkllar.1097 Onlarn Allah karsndaki edeplerinin bir yn, kendisinde gerekleecek iler nedeniyle Gnden korkmalardr. nk Allah onlar bu gnden korkutmutur. Bu edebi edindiklerinde ise, Allah onlar kalplerin ve gzlerin dnecei gnden korkmalar nedeniyle vmtr. Bu ise, zaman korkusudur. Hal korkusu ise u ayette dile getirilir: Kt hesaptan korkarlar.1098 Onlar, Allah karsnda edep sahibi olan kimselerdir. Kendilerini nerede durdurmusa, orada Onun iin durmulardr. nk Allah ehlinin ou, bu edebi kavrayamazlar ve kendisiyle korkutulduklar varlklarn korkusuna ulaamaz, ilerini Allaha balarlar. yleyse bunlarn hif (korkan)den

1089 1090

Ftr, 35/28. l-i mrn, 3/28. 1091 Kueyr, a.g.e., s. 235. 1092 l-i mran, 3/175. 1093 Nur, 24/37. 1094 Rad, 13/21. 1095 Mele-i l: Topluluk, bir toplumun sekin kiileri, huy, ahlk, meveret vs. gibi anlamlar ihtiv eden bir szcktr. Mele-i l, soyut akllar ve kll nefislerdir. Bkz: Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri,, s. 424. 1096 Nahl, 16/50. 1097 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 483. 1098 Rad, 13/21.

212

baka bir lakaplar daha vardr. Bu ismi hak eden hifn, gerekte deb (edepliler)dr.1099 Allah, rasl Musa (a.s.)ya Ey Musa! Benden kork, nefsinden kork! diye vahyetmitir. Burada kastedilen hevdr. Ve benden korkmayandan kork! Burada kastedilen de Allah dmanlardr. Allah, kendisinden korkmayandan korkmay emretmitir. Edepliler (deb) de Allahn emrine uymu ve bu diyarda onlardan korkmulardr. Bu durum, Allahn emriyle yoksa onlarn elleriyle nimetlerin kendilerine ulatrlmas asndan deil- Allah dnda kendilerine iyilik eden kimselere teekkr etmeye benzer. Onlar bu havf ve teekkr esnasnda, ilh bir ibadet iindedirler. Bu ise, ince ve riflere bile gizli bir kprdr. Sradan insanlar hakknda (mme) ne dnlebilir ki! Orta hal sahipleri ise, hallerinin otoritesi altnda olduklar iin bunu bilmezler.1100

15.37-Muridn (Yz evirenler) bnl-Arabye gre evliydan bir grup, Allahn yz evirmeyi emrettii eyden yz eviren erkek ve kadnlar (muridn) dr. Allah, bu yz evirmeleri sebebiyle onlar dost edinmitir. yle buyurur: Onlar bo eylerden yz evirirler.1101 Baka bir ayette ise Zikrimizden yz evirenden yz evir1102 buyrulur. Bu tabaka, Allahtan baka kimse olmadn bilir. Bu nedenle Onun emriyle Onun fiilinden yz evirirler. Bylelikle onlar zamanlarnn edeplileri olmulardr. Onlar kendi nefsleriyle kendi balarna yz evirmezler, nk mminin nefsi yoktur. Allah, mminlerden nefislerini ve mallarn satn almtr.1103 man iddiasnda bulunup da sahip olduu bir nefsi olduunu zanneden kimse, gerekte mmin deildir. Allah bu sfattaki birisine yle der: Bu nefisten yz evir. Yani senden satn aldmz nefisten yz evirmelisin. Onunla zikrimizden yz evirenden sen de yz evir. Kastedilen, mmin olmad iin, nefsi Allah tarafndan satn alnmayan kiidir. Allah Tel Onlar bo eylerden yz evirirler1104 buyurur. Yani, yz eviren olmaktan Allahn kendisini drd

1099 1100

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 483-484. Ayn eser, c. XI, s. 484-485. 1101 Mminun, 23/3. 1102 Necm, 53/29. 1103 Tevbe, 9/111. 1104 Mminun, 23/3.

213

kimselerden yz evirirler, nk onu Allah drmtr. Borta dikkate alnan bir deeri olmayan miktar olarak deve yavrusuna lav denilir. Yani, bortan dmtr. Yeminin lav diye isimlendirilmesinin nedeni, kefaret ve

cezalandrmaya uygun olmadndadr. Allah onlar yz evirmekle vmtr. Bununla beraber onlar, Allahtan baka kimsenin olmadn hakkal-yakn bilirler.1105

15.38-Krem (Kerimler). Krem, kerm kelimesinin ouludur. el-Kerm, Allahn isim ve sfatlarndan biri olup, hayr ok ve bol, ba sonsuz olan, her trl eref, hayr ve fazileti ztnda toplayan anlamlarna gelmektedir.1106 Kerem kelimesi Allaha nispet edildiinde; ihsan, nimet ve bol ltuf manasnda kullanlmtr. Kuran- Kermde Rabbim her bakmdan snrsz zengin(an)dir, cmert(kerm)tir1107 buyurulur. nsana izfe edildiinde, gzel ahlkl ve gzel davranlara sahip kii anlamn ifade etmektedir. Kendisinde bu davranlar ortaya kncaya kadar o kimseye kerm denilmez.1108 bnl-Arabye gre evliydan bir grup, kerem sahibi erkek ve kadnlardr (krem). Allah, onlar nefislerinin keremiyle dost edinerek yle buyurmutur: Faydasz, bo bir eyle karlatklar zaman, keremle geip giderler.1109 Yani onlar, Allahn baklabilir olmaktan drd eylere bakmazlar ve onunla herhangi bir ekilde kirlenmezler. Bylelikle kendisine ynelmeksizin keremle onun yanndan geerler ve sz konusu ey onlar etkilemez. Halbuki o ey, nefislerin kendisinden haz ald ve nefsin yaratl zellii olan itaatsizlik nedeniyle kendisine yneldii eydir. Yz evirenler ise, direnli nefislerdir. Baka bir ifadeyle onlar, erdemsizlikleri kabul etmeyen nefislerdir. Binaenaleyh onlar, Allahn kullarndan saygnlarn nefisleridir. Bu sfatla ise Allahn haklarnda O ok erefli, yce, tertemiz sayfalardadr. Kerm ve itaatkr ktiplerin elleriyle yazlmtr1110 denilen

1105 1106

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 485-486. bn Manzr, Lisanul-Arab, c. XII, s. 75. 1107 Neml, 27/40. 1108 Rgb el-Isfahn, el-Mfredt f Garbil-Kurn, s. 428-429. 1109 Furkan, 25/72. 1110 Abese, 80/13-16.

214

mele-i alya katlrlar. Allah onlar kerm (saygn) olmakla betimlemitir. yleyse bir kimseyi mele-i alya katan her vasf, onun adna bir ereftir.1111 Evliy bal altnda ele aldmz gruplarla birlikte riclul-gayb hiyerarisi tamamlanm bulunmaktadr. Ancak bnl-Arab, zelliklerini anlatt bu veli gruplarnn dnda baka gruplarn da olduu izlenimini vermekte fakat onlarla ilgili aklamalar yapmamaktadr. nk ona gre, Allahn, velilerinin sfatlar hakknda kitabnda zikrettii tm hususlar ele almak ve onlara tahsis edilen zellikleri aklamak iin vakit yeterli olmayacaktr.1112

F. Riclul-Gaybn Evren zerindeki Tasarruflar Manev bir devletin yneticileri olmalar sebebiyle riclul-gaybn, daha nce belirttiimiz gibi, kozmik yetki de diyebileceimiz birtakm tasarruflar

bulunmaktadr. Riclul-gayb hiyerarisi ierisinde yer alan kimselerin; lemdeki manev ve ruhan dzenin korunmas, hayrlarn temini, ktlklerin giderilmesi, bol yamur yamas, bereketin artmas, zalimlerin cezalandrlmas, belalarn

kaldrlmas, yaratklarn ihtiyalarnn karlanmas gibi konularda lemdeki tasarruflar dikkat ekmektedir. Ksacas onlar, evrenin kozmik ileyiinde tasarruf etmektedirler. Ancak bu tasarruf yetkisi ile ilgili akla baz sorular gelmektedir. Acaba riclul-gaybn varlklar zerinde tasarruf ediini nasl anlamak gerekir? Onlar bu tasarruf yetkisini her zaman her yerde kendi istedikleri gibi mi kullanmaktadrlar? Onlarn bu yetkileri snrsz mdr? Yoksa onlar bu tasarruf konusunda bir vasta mdrlar? Bu sorularn cevabn bulabilmek iin suflerin bu konudaki

deerlendirmelerini ele almak gerekir. Tabii bu konunun, insann Allahn halifesi oluu veya insan- kmil gibi konularla da balants bulunmaktadr. bnl-Arab ve takipileri, insann halifelii meselesi zerinde nemle durmulardr. Bu yzden halfe kavram, tasavvuf terminolojisinin temel kavramlarndan biri haline gelmitir.1113 bnl-Arabye gre, insan- kmilin hilafet

1111 1112

bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 486-487. Bkz: Ayn eser, c. XI, s. 488-491. 1113 Sleyman Uluda, Halfe, TDVA, stanbul 1997, c. 15, s. 300.

215

nvanna sahip olmas, cemiyyet1114 niteliinden kaynaklanmaktadr.

1115

Cemiyyet

kavram, bnl-Arabnin varlk dncesinin insandaki bir yansmasdr ve insann lemde tasarruf etmesinin de temelini oluturur. lemde tasarrufta bulunacak olan insann, tasarruf etme imknna sahip olabilmesi iin, btn lemi kendinde cem etmesi, bir araya getirmesi gerekir.1116 bnl-Arab, Hakkn lemde insan yoluyla tasarruf ediini, yzk ka (fass) benzetmesi ile aklamakta ve bu benzetme yoluyla insann hilafetini

vurgulamaktadr. Buna gre, onun leme nispeti, mhrn, zerinde bulunduu yzk kana nispeti gibidir. Sultann hazineleri zerine nakettii mhr, yzk kann zerindedir. Nasl ki padiah, hazinelerini mhryle muhafaza ediyorsa, Allah da mahlkatn halifesiyle muhafaza eder. zerinde sultann mhr olduka hi kimse, sultann izni olmadan bu hazineleri amaya cret edemez. Bylece Allah, lemin korunmasnda insan kendisine halife kld ve lem, ierisinde insan- kmil bulunduu mddete muhafaza edilecektir.1117 smail Hakk-i Bursev de lemin riclul-gayb vastasyla korunmas hususunda yle demektedir: Kutb-i vcd mazhar- ulhiyyettir veyhut kinatn kutbu Allah Teldr ki, cem-i eyya medrdr. Zr, cem-i ey Kayym ism-i tahtnda dhildir. Eeri insn- kmil dah bu isim ile muttasftr. Onun iin lemin mlk ve melekt ve cem-i cihtna aktb vaz olunmu ve ricl konulmutur, t ki lem bunlarla mahfz ola. Kutb ve immn ve evtd- erbaa ve abdl-i seba ve emsli gibi.1118 Manev derecesi byk, veli bir kul olan kutub, lemin ruhu olarak deerlendirilir. Allah, emaneti varlklar iinde sadece insana vermi ve buna bal olarak kinatn tmn de onun emrine boyun edirmitir. Emaneti tahakkuk ettirebilen, yani onu kuvveden fiile karabilen kmil veli, bu niteliiyle btn
1114

Cemiyyet, Hz. demin Allahn suretinde yaratlmasna bal olarak tm ilah isimleri toplayan Allah isminin tezahr olduunu gstermekte ve lemde var olan tm hususlarn insanda topland gereini ifade etmektedir. Zafer Erginli, bn Arabye Gre Hz. demde Temel nsan Nitelikleri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ankara 2008, say: 21, s. 193. 1115 bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, s. 49-50, 55; Ahmed Avni Konuk, FussulHikem Tercme ve erhi, c. I, s. 128, 165. Ayrca bkz: Toshihiko zutsu, bn Arabnin Fussundaki Anahtar Kavramlar, s. 297-311. 1116 Zafer Erginli, a.g.m., s. 194. 1117 bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, s. 50; Ahmed Avni Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, c. I, s. 130-134. 1118 Bursev, Kitbn-Netce, c. II, s. 83.

216

kinatn zerinde, onun mahkmu deil hkimi gibidir. Ancak kutub, Allahn izniyle hareket eder, kendi kafasna gre davranmaz. nk mutlak tasaruf ve g sadece Allaha aittir, Allah mlknde diledii gibi tasarruf eder. Emr leminden halk lemine doru meydana gelen tenezzl olaylar, kutub zerinden cereyan ederek, onun vastasyla meydana gelir. Huls, kutub lem zerinde tasarruf eder fakat bunu Allahn izni ve iradesi dnda kullanamaz, onun tasarruflar ilah takdire uygundur.1119 Yakub- erhnin de riclul-gaybn tasarrufu ile ilgili baz deerlendirmeleri vardr. Daha nce de belirtildii gibi ona gre; ricl arasnda kutbul-abdl ve kutbul-ird olmak zere iki kutub bulunmaktadr. Buna gre, kutbul-abdl, uzlete ekilen riclin kutbu olup bunlara uzlete ekilenler anlamnda uzletiyn da denmektedir. Kutbul-ird, halka karan riclin kutbu olup bu gruba girenler iin de iretiyn tabiri kullanlmaktadr.1120 Yakub- erh, bu iki grup arasndaki farkl niteliklere de deinmektedir. Uzlete ekilenler, tamamyla teslimiyet ierisindedirler. Bunlar ne kendileri iin ne de bakalar iin Allaha niyazda bulunmaz, Onun her hkmne raz olurlar. retiyn ise dua ile tedbire bavurarak, ihtiya ve sknt ierisinde bulunan insanlar iin Allah Teldan yardm isterler. Bununla birlikte kendi ileri sz konusu olduunda, duada bulunmayp teslimiyet gsterirler ve ilerini Allaha havale ederler.1121 erhnin Mesnevden naklettii eyh Dekki kssasnn da, uzletiyn ve iretiynn niteliklerine iaret ettii belirtilmektedir.1122 Bu kssada ricalul-gaybn evren zerindeki etki ve yetkileri veya hadiseler karsndaki tutumlar ile ilgili baz ipular elde etmek mmkndr. Dolaysyla Dekk hikyesini riclul-gaybn tasarruflar balamnda da deerlendirebiliriz. Mesnevde anlatldna gre Dekk, gzel bir ehresi olan, keramet sahibi ve ok seyahat eden bir kimseydi. Halka efkatli ve su gibi yararlyd. Gzel bir efaatiydi ve duas kabul olunurdu. Takva, dua ve ibadetle srekli Hakka yakn

1119

Muhammed b. Ala b. Ali el-Faruk et-Tehnev, Kefu Istlhatil-Fnn, Daru Sadr, Beyrut, ts., c. III, s. 1166-1167; Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri,, s. 385-386. 1120 Ahmed Cahid Haksever, 15. Yzyl Bir Trk Sfisi: Yakub- erh, Baslmam Doktora Tezi, Ankara niv. SBE, Ankara 2005, s. 266. 1121 Ayn eser, s. 268. 1122 Ayn yer.

217

kullar arard. Dekk, seyahatlerinden birinde, bir akam vakti yaya olarak bir sahile vardnda artc hallere ve birtakm kerametlere sahip olan yedi kiiyle karlar. Hi kimse onlar grmemektedir. Bu yedi kii, eyh Dekknin kendilerini grebildiini anlaynca, ondan kendilerine namaz kldrmasn isterler. Hikyenin devam zetle yledir: O Dekk imamla niyet etti, o kyda namaza balad. O Cemaat onun arkasnda kyamdayd. te gzel bir topluluk ve sekin bir imam! Deniz tarafndan mdat, mdat! sesi duyunca, gz anszn denize doru kayd. Dalgalar arasnda kaza, bela ve musibet iinde bir gemi grd. Gemidekiler korkuyla klm, vaveyllarn sesi ykselmiti. Dekk o kyameti grnce, merhameti cotu ve gzyalar akt. Dedi ki: Y Rabbi! Onlarn yaptklarna bakma, ellerinden tut. Ey gzel sfatl padiah! Ey, eli denize ve karaya ulaan! Onlar gzel salkla tekrar karaya ulatr. O pehlivann nefesiyle gemi kurtuldu, ama gemidekiler kendi abalaryla sand. O gemi kurtulup murada kavutuunda, o cemaatin namaz da tamamland. Birbirleriyle Ey baba! Bizden bu bo konuan kimdir? diye fsldatlar. Her biri Dekknin arkasnda ona grnmez halde dierine sr syledi. Her biri Ben imdi bu duay, ne iten ne de dtan sylemedim dedi. Biri dedi: Benzer ki bu imammz dertlenerek boboazlkla bir yakarta bulundu. Dieri dedi: Ey yakn arkada! Bana da byle grnyor. O bo konuan biriymi, gnl darlyla mutlak irade sahibine itiraz etti. Dekk dedi: Daha sonra o kerem sahipleri ne diyorlar diye grmek iin baktmda, onlardan birini yerinde gremedim, yerlerinden tamamen gitmilerdi.1123 Bu hikyede Dekk, iretiyn tifesinden birini, Dekknin grd yedi kii ise uzletiyn tifesinden kimseleri sembolize etmektedir. Uzletiyn, iretiyna
1123

Bkz: Mevlana Celleddn Rm, Mesnev (I-II), haz. Adnan Karaismailolu, Yeni afak, 2004, c. I, s. 347-359.

218

tb olduu iin Dekknin namazda kendilerine imam olmasn istemilerdir. Halkn ileri ve irad, iretiynn grevi olduu iin Dekk, denizde boulmak zere olan insanlarn kurtulmas iin dua etmi ve bylelikle tasarruf yetkisini kullanmtr. Uzletiyn ise tamamen teslimiyet ierisinde, iradelerini Hakkn iradesinde erittikleri iin dua etmemilerdir. Buradan iretiynn kendi iradeleriyle duada bulunduklar ya da iradelerini Hakkta eritmedikleri gibi bir durum sz konusu deildir. retiynn dua etmesi de Hakkn bu yndeki iradesinden kaynaklanmaktadr.1124 Hz. Mevlnnn u ifadeleri de bu tr kimselerin, dualarn Hakkn iradesiyle yaptklarn aklayc mahiyettedir: Kendinde bulunmayanlarn o duas bizatihi bakadr. O dua ondan deildir, Hakkn szdr. O duay Hakk yapyor, nk o, yok olma halindedir. O dua ve kabul etme, Hakktandr.1125 Dolaysyla riclul-gaybn lemde tasarruf etmesi Hakkn iradesiyle gereklemektedir. Kinatn btnyle Allahn kudret ve iradesiyle idare edildii ve Allahn riclul-gayb da dhil olmak zere hi kimseye ve hibir vastaya asla ihtiyacnn olmad eklinde bir dnce akla gelebilir. Elbette slam inancna gre, Allah hibir eye muhta deildir. Dolaysyla O, hibir ekilde; insanlarn cann almak iin Azraile, peygamberlerine vahyini ulatrmak ve onlarla iletiim kurmak iin Cebraile, kullarn sorguya ekmek iin Mnker ve Nekire, insanlarn amellerinin yazlp tespit edilmesi iin Kirmen Ktibn meleklerine, mminlere emir ve yasaklarn ulatrmak iin peygamberlere, slihleri dllendirmek iin cennete muhta deildir. Fakat bu durum, slam inancna gre szkonusu unsurlarn mevcut olmadna kesinlikle delil olamaz. Binaenaleyh Allahn ricalul-gayba ihtiyacnn olmamas bu kimselerin var olmamas manasna gelmez ve slam inanc da kesinlikle byle bir eyi ngrmez.1126 slam limlerinin tamamna gre, varlkta mutlak tasarruf Allaha aittir. Mutlak tasarruf iki anlamda anlalabilir. Birincisi, Allah Tel, hibir vasta ve yardmcya ihtiya duymadan ve snrsz bir ekilde yaratt varlklar zerinde her trl tasarrufta bulunabilir. radesi taalluk ederse bunu yapmaya kadirdir ve kimse

1124 1125

Ahmed Cahid Haksever, a.g.e., s. 270. Mevln, a.g.e., c. I, s. 357. 1126 Mehmet Sami Sayar, Tasavvufa Gayr-i slam ve Gayr-i Snn Kaynak Arama almalar, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Seluk niv. SBE, Konya 2005, s. 30.

219

engel olamaz. nk O, kll irade sahibidir, her eyi diledii gibi, diledii ekilde yapabilir. Ancak Allah Tel, lsz ekilde de tasarrufta bulunmamaktadr, nk O, adalet, hikmet gibi sfatlara sahiptir ve iradesi bu sfatlara uygun olarak tecelli etmektedir.1127 kincisi, her trl tasarrufun gerek sahibi olmakla birlikte Allah Tel, bu tasarruflar iin melek ve insan dhil eitli vastalar kullanr. i bir dzen iinde evirip evirenler1128, Derken ileri taksim edenlere andolsun1129, Onlar siz ldrmediniz, fakat Allah ldrd. Attn zaman sen atmadn Allah att.1130 Sen sevdiini hidayete erdiremezsin fakat Allah dilediini doru yola iletir1131 gibi ayetler bu hakikati vurgulamaktadr. Btn varlklar arasnda tasarruf iin sadece insana, ksmen de cinlere, sorumluluun temelini oluturan bir irade ve meyelan veya kesb verilmitir. limler, bu ikinci tasarruf konusunda baz farkl grler dile getirmi olsalar da, Mutezile dnda kimse tarafndan, insann kendi fiillerinin yaratcs olduu ifade edilmemitir. Tasavvuf ehli, Allah Telnn insan vastasyla tasarruf etmesini, maa ile sobadan ate alan adama benzetirler. Sobadan ate alan maa mdr, yoksa adam mdr? Bu benzetmede, gerek failin Allah, insann ise maa konumunda olduu belirtilmitir.1132 Mutasavvflar, insann tasarruf yetkisini, Allahn halifesi olmasna

balamaktadrlar. Abdlkerim el-Cl, bu balamda unlar sylemektedir: Halife, halifesi olduu varln btn g ve yetkilerini tar. u halde sonsuz g ve kudret sahibi Allah, varlkta diledii gibi tasarrufta bulunduuna gre onun halifesi olan velinin de ayn zellie sahip olmas gerekmez mi? Eer veli, mutlak bilgiye, iradeye ve kudrete sahip deilse, nasl tasarrufta bulunacak ve halife olabilecektir?1133 Bu durumda Cl (.1428); varlkta tasarrufta bulunamayan halifenin, gerek halife olamayacan belirtmektedir. Ona gre mutlak anlamda insan- kmil, hakikat- Muhammediyye olduu gibi mutlak hilafet de onun hakkdr. Nebi ve
1127

Abdulhakim Yce, Kozmik Yetki: Tasarruf, Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, yl:6, say:15, Temmuz-Aralk 2005, s. 39. 1128 Nazit, 79/5. 1129 Zriyt, 51/4. 1130 Enfal, 8/17. 1131 Kasas, 48/56. 1132 Abdulhakim Yce, a.g.m., s. 39. 1133 Abdullah Kartal, Abdlkerim Cl, Hayat, Eserleri, Tasavvuf Felsefesi, stanbul 2003, s. 260-262.

220

velinin halife olmalar, onun suretine sahip olmalarndan kaynaklanr. Bu deerlendirmeye gre, hakikat- Muhammediyye Allahn halifesi, nebi ve veliler de hakikat- Muhammediyyenin halifesi konumundadrlar.1134 bnl-Arabye gre, her insan, yalnz kendi hayal gcnde varl olabilen eyi vehimle yaratr. Arif ise bunu himmetiyle kendi zihninin dnda da yaratr. Fakat arifin himmeti o eyin varln ancak bu himmet devam ettii srece korur. Yaratlm olan eyin korunmas da ona ar gelmez. Ama arif yaratt eyi koruma konusunda gaflete derse, yaratt bu ey de yok olur.1135 Dolaysyla bir rif, istedii takdirde, tm rhan enerjisini zerine younlatrmak suretiyle herhangi bir nesneye etki edebilir, hatta hlihazrda mevcut olmayan bir nesneyi bile varla brndrebilir. Ksacas bir rif herhangi bir eyi kendi iradesine mahkm klabilir. nk onda teshr kudreti bulunmaktadr. nk bir rif olarak insan- kmilin, olaanst manev bir gc vardr. Bu bakmdan onun idrkinin de fevkalde bir faaliyet iinde olmas doaldr.1136 Aff, sfilerdeki yaratma kuvvetinin iki ekilde anlalabileceini

belirtmektedir. Birincisi; sufi, fen hali olarak adlandrlan zel bir halde, d lemde istedii herhangi bir eyi yaratabilir ve meydana getirebilir. Bu, Allah Telnn, sfinin istedii eyi yine onun vastasyla yaratmas anlamndadr. Bu durumda fiilin gerek sahibi Allah Teldr, fakat beeri sfatlarndan fani olup, ilah sfatlarla baki olan ve onlar ile tahakkuk eden rifin vastasyla gereklemektedir. Bu anlaya gre rif, Allah katndaki yaratma kuvvetinin zuhr etmesinde ara konumundadr. Bunun manas udur: Btn fiiller gerekte Allaha aittir, fakat bu fiiller, ister insanla ilgili isterse insan dnda olsun, belirli artlar gerekletiinde zuhr eder. Bu durumda, fiilleri bu artlarn yaratt zannedilir, gerekte ise onlar yaratan sadece Allahtr.1137 Aff, sz konusu zelliin bnl-Arabnin nazariyesinde niin rife tahsis edildii hususunu ise yle izah etmektedir: nsana ait yaratma, cem-i himmete muhtatr; cem-i himmet, en ulv ve en saf hallerinde insann ruhi kuvvetleriyle

1134 1135

Ayn eser, s. 261. bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, s. 88-89. 1136 Toshihiko zutsu, bn Arabnin Fussundaki Anahtar Kavramlar, s. 361. 1137 Ebul-Al Aff, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, ev. Ekrem Demirli, z Yay., stanbul 2000, s. 167.

221

yaratmak ve deitirmek istedii eye btnyle ynelmesidir. Bu da, ancak arif veya insan- kmil iin mmkn olabilir.1138 bnl-Arabye gre bu mesele ancak zevk yoluyla bilinebilir. O, bu duruma Byezid-i Bestmnin karncay diriltmesini rnek olarak verir. Zr, Byezid-i Bestm ldrm olduu bir karncay fleyerek diriltmi ve tabi ki fleyenin kim olduunu bilerek flemitir.1139 Yani burada diriltme fiilinin gerek faili Allahtr, rif veya insan- kmil ise bu olayda bir vastadr. Aff, rifin yaratmasn anlamann ikinci ynnn ise, bnl-Arabnin hazart- hams ile ilgili aklamalar olduunu ve bu aklamalarda ayn zamanda rifin yaratlm eyleri nasl koruyacann da izah edildiini belirtmektedir. Buna gre her ey, be mertebenin birinde veya birkanda var olmaktadr. Baz alardan Platonik feyizlere benzetilen bu mertebeler, yukardan aaya doru tertip edilmitir. yle ki, her herhangi bir mertebeye kendi stndeki mertebede bulunan eyler yansd gibi, kendisinde bulunan eyler de bir altndaki mertebeye yansr. Bazen eyann, sadece ulv mertebelerde varl bulunur, aa mertebelerde varl bulunmaz; bazen de herhangi bir eyin btn mertebelerde varl bulunabilir. rif, himmetiyle herhangi bir eyi yaratr cmlesi, rifin daha st bir lemde bilfiil varl olan bir eyi his leminde izhar etmesi anlamn gelir, yoksa daha nce var olmayan bir eyi varla brndrmesi anlamn tamaz. O halde rif, himmetini herhangi bir mertebede eyann suretinde younlatrp, o nesneyi d lemde somut olarak varlk sahasna kartabilir. Herhangi bir eyin suretini herhangi bir st mertebede korumakla da, daha aa mertebelerde onun suretini muhafaza etmi olur, bunun aksi de dorudur.1140 Baz arifler muktedir olduklar halde tasarruf etmeyi terk ederler. Bunun baz sebepleri yle izah edilebilir: rif, kendisinde var olan kuvvetin mutlak anlamda gl olana yani Allaha ait olduunu bilir. Ayrca, bu kuvveti kullanmann Allah karsnda bir cehalet ve edepsizlik olduunu idrk ederek, tasarrufu kuvvetin gerek sahibine brakr ve kendisi mutlak acziyet haline dner. Bu, bn'l-Arab'nin "Allah sizi zayflktan

1138 1139

Ayn eser, s. 167-168. bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, s. 142. 1140 Ebul-Al Aff, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, s. 168-169.

222

yaratt, sonra size zayfln ardndan kuvvet verdi, sonra da kuvvetin ardndan tekrar zayflk ve yallk verdi"1141 yetine getirdii felsef-sf yorumdur.1142 rifin marifeti arttka himmet yoluyla bakalar zerindeki tasarrufu azalr. Bu da iki sebepten kaynaklanr: Birisi rifin, ubdiyyet makamnda tahakkuk etmi olmas ve yaratlndaki asl kulluk ynne bakmasdr. Dieri ise, tasarruf eden ile tasarruf edilenin birliidir. Dolaysyla rif, himmetiyle tasarruf edecei bir ey gremez. Bu da kendisini tasarrufta bulunmaktan alkoyar.1143 bnl-Arabnin bildirdiine gre eyh Eb Abdillh Muhammed bin Kid, eyh Ebus-Sud bin e-iblye yle sordu: Niin tasarrufta bulunmuyorsun? Bunun zerine e-ibl yle cevap verdi: Ben tasarrufu, Hakkn zerimde dilediince tasarrufta bulunmas iin terk ettim. Burada, Allah Telnn, Onu vekil kl!1144 emrine gndermede bulunur ki vekil, tasarrufta bulunandr. EbusSud, Allah Telnn u emrini iitmitir: Allahn sizi zerine halife kld eylerden sarfedin!1145 Dolaysyla Ebus-Sud ve rifler, ellerinde olann kendilerine ait olmayp, kendilerinin bu mlke halife klndklarn bilirler. imdi, buna benzer eyleri mahede eden bir kimsede, bakalar zerinde tasarrufta bulunabilecei bir himmet nasl kalabilir ki? Himmet ancak zerinde tasarruf edilecek ey zerinde younlap dier eylerin gz ard edilmesiyle etkisini gsterebilir. te bunun bilgisidir ki, rif kiiyi bylesi bir younlamadan alkoyar. Dolaysyla, marifeti eksiksiz olan rif, son derece acz ve zaaf ierisinde zahir olur.1146 Yine bnl-Arab konuyla ilgili olarak Ebus-Sudun, On be yldan beri Allah bana tasarruf verdi ve ben incelik gstererek tasarrufta bulunmadm szn nakleder. bnl-Arab ise tasarrufu incelik gstermek iin brakmadn, kendisinin tasarrufta bulunmaynn sebebinin, marifetinin kemalinden kaynaklandn belirtir. Ona gre marifet, tasarrufta bulunma iini tercihe brakmaz. Binaenaleyh rif,

1141 1142

Rum, 30/54. Ebul-Al Aff, a.g.e., s. 264. 1143 bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, s. 128. 1144 Mzzemmil, 73/9. 1145 Hadd, 57/7. 1146 bn Arab, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, s. 128-129.

223

himmetiyle lemde tasarrufta bulunduunda, bunu kiisel tercihiyle deil, ilah emirle ve zorunda kalarak yapar.1147 Ariflerin varlktaki her eyin ezelde sabit olduu hale gre zuhr ettiini idrak etmeleri, tasarrufu terk etmelerinin baka bir sebebidir. Baka bir deyile onlar, Allah Telnn meydana gelecek her eyi ezel ilmiyle takdir edip belirlediini ve kudret elinin yazm olduu bir tek kelimeyi ortadan kaldrabilecek hibir varln bulunmadn idrak etmilerdir. O halde nede ve niin tasarruf edeceklerdir?1148

1147 1148

bn Arab, a.g.e., s. 129. Ebul-Al Aff, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, s. 265.

224

KNC BLM RCLUL-GAYB ANLAYIININ TASAVVUF LMNDEK YER

A) Tasavvufun Temel Kaynaklarnda Riclul-Gayb Tasavvufun temel kaynaklarnda ricalul-gayb konusu fazla yer almamtr. Ahmet gke, bunun sebebini, tasavvufun nde gelen melliflerinin, tasavvufun henz er bir ilim olup olmadnn tartld teekkl dneminde, ricalul-gayb gibi anlalmas olduka g ve farkl bir konuyu eserlerinde ilemeyi uygun grmemeleri olabileceini belirtmektedir. Ona gre, bu adan bakldnda, tasavvufun eriata uygunluunu ortaya koymak zere telif edilmi pek ok klasik eserde bu konunun ksaca geitirilmi olmas tabi karlanmaldr. Ancak bu demek deildir ki, o dnemde ricalul-gayb telkkisi tasavvuf ilminin konular arasnda yer almamtr. Muhtemelen bu anlay, mutasavvflar arasnda yaygn olmakla birlikte, ksaca temas edilen eitli sebeplerden dolay tasavvuf kitaplarnda yazl olarak yerini almam olmaldr.1149 bnl-Arab ncesi tasavvuf ilmi hakkndaki u deerlendirmeler de, riclulgayb konusunun ilk dnem tasavvuf kaynaklarnda niin yeterince yer almad hususunda bir fikir verebilir: bnl-Arab ncesi tasavvufu, temelde zhir-btn, eriat-hakikat ekseninde olup fkh ve kelm gibi bir ilim olduu esasna dayanmaktayd. lk dnem sufileri, kendi gr ve yntemlerini belirlerken, daima zahirin snrlar ierisinde bir meruiyet aray ierisinde olmulard. bnl-Arab asndan bakldnda, onlarn bu tavr mazur grlebilirdi. Zira ilk dnem sufileri, bnl-Arabnin ekilci olarak tanmlad zhir ulemasnn basks altnda hareket ediyorlard. bnl-Arab ile meriyetini, fkh ve kelam gibi ilimlerden alan tasavvuf anlay, yerini, meriyetini bizzat Hz. Peygamberden alan, bizzat dier ilimlere meriyet kazandran st bir ilim olan tasavvufa brakmt. bnl-Arab ile deien ey, tasavvufun, slam bir ilim olmasnn tesinde, bir metafizik ve ilm-i ilh olmasyd.1150

1149 1150

Ahmet gke, a.g.m., s. 168. Abdullah Kartal, Metafizik Dnemden Geriye Bakmak-bnl-Arabnin lk Sufilerin Baz Grleri Hakkndaki Eletirileri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23, s. 365. bnl-Arabnin, kendinden nceki sufilerin, ekilci

225

Tasavvufun ilk kaynaklarnn mellifleri arasnda riclul-gayb ile ilgili ilk defa geni bilgiler veren Hucvir (.470/1077), drtbin kiilik gizli bir veliler topluluundan bahsetmektedir. Ona gre hi kimse onlar tanmaz, hallerindeki gzellii de bilmez. Bunlar her halkrda hem kendilerinden hem de halktan gizlidirler. Baka bir deyile, veli olduklarn halk da kendileri de bilmezler. Hucvir, bu konuya dair haberlerin ve hadislerin nakledildiini, bu konuda evliynn szleri bulunduunu ve neticede bu meselenin ak seik bir hale geldiini ifade eder.1151 Yce Allahn derghnda bulunan ve ehl-i hal ve akd yani bir iin yaplmasna veya yaplmamasna karar veren kurmay ve komutan velilere gelince; bunlarn says yzdr. Bunlara ahyr (hayrllar) ad verilir. Saylar krk olan veliler topluluuna abdl, yedi tanesine ebrr, drt tanesine evtd, tanesine nkab ve bir tanesine de kutub veya gavs adlar verilmitir. Bunlar birbirlerini tanrlar ve yaplacak iler hususunda birbirlerinin iznine ihtiya duyarlar. Nakledilen haberlerin bu hususu ifade ettiini syleyen Hucvir, ayrca bunlarn shhat zerinde Ehl-i snnetin icm olduunu da iddia eder.1152 Hakk Tel velileri leme vli klmtr. Bylece bu sekin insanlar, sadece Onun szn sylemekte ve Onun hkmn icr etmektedirler. Allah, nefse tbi olma yolunu onlar iin kapatmtr. Bunun iin semadan yamur, onlar vesilesiyle, onlarn bereketine, yz suyu hrmetine yaar. Yerden bitkiler onlarn hallerindeki safa sebebiyle biter. Mslmanlar, onlarn himmeti ile kfirlere kar galip gelirler, zafer elde ederler.1153 Yine Hucvirye gre, bu yolun mensuplar arasnda mehurdur ki; evtd denilen velilerin, lemi her gece dolamalar gerekmektedir. ayet gzlerinin dmedii ve grmedii bir yer mevcut olur ve orada bir aksaklk meydana gelirse, o zaman kutba dnerler. Bu aksakln giderilmesi iin kutbun himmetini celbetmek ve harekete geirmek iin ona bavururlar, kutbun bereketleri ile Allah Tel bu aksakl ortadan kaldrncaya kadar ona mracaat etmeye devam ederler.1154

limlerin basks altnda hareket ettiklerini ileri srmesi ile ilgili olarak bkz. bn Arab, el-FthtlMekkiyye, c. IV, s. 262-277. 1151 Hucvir, Keful-Mahcb, s. 329-330. 1152 Ayn eser, s. 330. 1153 Ayn eser, s. 329-330. 1154 Ayn eser, s. 346.

226

Muhammed b. Hseyin es-Slem (.412/1021)nin, Tabakatus-Sfiyye adl eserinde yer aldna gre, Eb Abdillh el-Marib (299/911), riclul-gaybn bulunduu yerler ile ilgili olarak, abdln amda, ncebnn Yemende ve ahyrn da Irakta bulunduunu bildirmitir.1155 Bu ifadeler hadislerden yola klarak sylenmi olabilir. nk ilgili blmde de grlecei zere konumuz hakkndaki hadislerde riclul-gaybn bulunduu yerlerle ilgili rivayetler bulunmaktadr. Seriyys-Sekat (257/870), abdln drt ahlk niteliinden bahseder. Bunlar; vera hussunda tam bir titizlik, salam irde, i dnyy ahlk sorunlardan arndrmak ve ahlk konularda samm olup ilkeli davranmaktr.1156 Tasavvuf mahiyetteki tefsirinden anlaldna gre Slem (412/1021), velilerin stnde evtd, evtdn stnde revsnin bulunduunu, bir felaket zamannda kullarn dua mercinin evtd olduunu sylemi, revsyi kutbun altnda yer alan Allah dostlarnn havss kabul etmitir.1157 Abdlkerim el-Kueyr (465/1073), vel kavramn tanmlarken ricalul-gayb anlayn yanstan baz temel ipular vermektedir. Ona gre, fal vezninde fakat ism-i mefl anlamnda olmak zere vel, durumu Allah Tel tarafndan sevk ve idare edilen kimsedir ki, O, btn slih kullarn grp gzetir1158 melindeki ayet bunlar nitelendirmektedir. Allah Tel veli kulunu bir an bile nefsiyle ba baa brakmaz; onun ilerini grmeyi ve onu koruyup gzetmeyi bizzat zerine alr.1159 O halde devaml Allahn korumas altnda bulunan evliy zmresinin birer ferdi olan gayb erenleri, Cenb- Hakkn kendilerine yklemi olduu her trl vazifeyi yerine getirirken onun gzetim ve denetiminden bir an dahi olsa uzak kalmamaktadrlar.1160 Kueyr Rislesinde yer alan bir rivayete gre, Bill Havvs bandan geen bir olay yle anlatmaktadr: Ben srail lnde bulunuyordum. niden bir zatn yanmda yrdn fark ettim ve hayrete dtm. Sonra onun Hzr (a.s.) olabilecei kalbime ilham
1155 1156

Slem, Tabaktus-Sfiyye, s. 194. Slem, Tabaktus-Sfiyye, s. 54. Sadakay gizli vermenin de Allahn abdala tahsis ettii yce makama ulamak iin art olduu ileri srlmtr. bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, Thk. Osman Yahya-brahim Medkur, el-Mektebetl-Arabiyye, Kahire, 1403/1983, c. VIII, s. 420. 1157 Sleyman Ate, Slemi ve Tasavvuf Tefsiri, Snmez Neriyat, stanbul 1969, s. 199-200. 1158 Araf, 7/196. 1159 Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 436. 1160 Ahmet gke, a.g.m., s. 169.

227

edildi. Bu zata, Hakk Telnn hakk iin syle, sen kimsin diye sordum. Ben, kardein Hzrm dedi. Sana birka sualim var, dedim. stediini sor, dedi. mm- fi (. 204/819) hakknda ne dersin dedim. O, evtddandr, dedi. Ahmed b. Hanbel (.241/855) hakknda ne dersin, dedim. O, sddk olan bir zattr, dedi. Bir b. el-Hris el-Haf (. 227/841) iin ne dersin, dedim. Ondan sonra onun gibisi yaratlmamtr, dedi.1161 Yine Kueyr Risalesinde yer aldna gre Feth-i Mevsl yle demektedir: Her biri abdl saylan otuz eyhin sohbetinde bulunmutum. Kendilerinden ayrlrken hepsi de bana, Olanlarla sohbet etmekten ve onlarla dp kalkmaktan sakn diye tavsiyede bulunmulard.1162 Grld gibi bu rivayetlerde evtd ve abdl kavramlar gemektedir. Aslnda Kueyr Risalesinde, aka ifade edilmese de, riclul-gaybn niteliklerine dair baz iaretlere de rastlamak mmkndr. Mesel, fakr kavram ele alnrken, fukar zmresinin, Allahn kullar arasndan setii ve szd safderun insanlar olduu, onlarn Allahn srlarnn halk arasndaki mahalleri olduu, Hakkn, halk onlar vastasyla koruduu ve onlarn hrmetine ve bereketine insanlarn rzkn bollatrd ifade edilir.1163 Daha nce de zikrettiimiz gibi riclul-gayb; lemin korunmas, insanlara rzk verilmesi, belalarn defedilmesi gibi hususlarda bir vastadrlar. mm- Gazl (.505/1111)nin hyu Ulmid-Dn adl eserinde abdl denilen kimselerin vasflar yle anlatlmtr: Onlarn yemeleri ancak iddetle acktklarnda, uyumalar ancak uykunun iddetle baskn gelmesi annda, konumalar da ancak zaruret halindedir. Yani onlar, iyice ackmadan bir ey yemezler; uykular iyice bastrmadan uyumazlar; mecbriyet olmadka konumazlar ve sorulmadka cevap vermezler. Herhangi bir soru sorulduunda, cevap verecek baka bir kimse varsa skt ederler; o da yoksa o zaman cevap verirler. Zira onlar, sorulmadan sze balamay, sz iin gizli ehvet sayarlar.1164 Yine ayn eserde sahabeden Ebud-Derd (31/651) abdl denilen kimseleri yle tantr: Allahu Telnn kendilerine abdl denen baz kullar vardr ki; bunlar

1161 1162

Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, s. 55. Ayn eser, s. 628. 1163 Ayn eser, s. 452-453. 1164 Gazl, hyu Ulmid-Dn, c. I, s. 69. Ayrca bkz: Gazl, a.g.e., c. III, s. 74.

228

peygamberlerin halefleri ve yeryznn direkleri (evtd)dir. Nbvvet sona erince Cenb- Hak, Hz. Muhammedin (s.a.v) mmetinden bir kavmi onlarn yerine koymutur. Onlar fazla namaz, ok oru ve ibadetlerinden deil; ancak ciddi vera ve samimi niyet sahibi olup herkese iyilik dnmelerinden ve Allah iin nasihat etmelerinden dolay bu makama ermilerdir. Onlar, korkakla varmayan sabr, zillete dmeyen tevzu sahibidirler. Otuz veya krk kii olan bu kimseleri Cenb- Hak semi olup bunlar brahim (a.s) kalbi zeredirler. Onlardan birisi vefat ettii takdirde, Allah onun yerine bakasn koyar.1165 Onlar kimseyi lanetlemez, kimseye hakaret etmez, kimseye dil uzatmaz, kimseye haset etmez ve dnyaya kar hrsl olmazlar. yilik bakmndan insanlarn en temizi, en yumuak ahlakls ve en cmertleridir. Alametleri eli ak olmak, seciyeleri gler yz, sfatlar ise selamettir. Bugnleri iin korkmayp yarnlar iin de gaflette kalmazlar ve zahirlerini muhafaza ederler. Allahla ilgili kesin bilgilerinde (yakn) ve hayrl ilerde yarta onlara rzgr bile yetiemez. Allaha olan evkleri bakmndan gnlleri ona doru ykselir. te onlar Allahn ordusudur (hizb); muhakkak galip gelecek olan da Allahn ordusudur1166 ayeti, bu kimseleri tasvir etmektedir.1167 Bu niteliklere nasl ulalabilecei konusunda kendisine sorulan bir soruya Ebd-Derd (r.a.) yle cevap vermektedir: Dnyay terk ile bu seviyeye ulaabilirsin, zira sen (dnyaya) buz ettiin vakit, ahirete ynelirsin. Ahireti sevdiin nispette dnyadan yz evirirsin. Dnyadan yz evirdiin nispette de sana faydal olan grr, bulursun. Allahu Tel kulunun iyi talebine karlk ona doru yolu gsterir, onu korur. unu da bil ki, bu anlattm Kuran- Kerimdedir. Nitekim Allah Tel : Muhakkak ki Allah saknanlarla ve iyilik edenlerle beraberdir buyurmutur.1168 Sehl b. Abdullah et-Tster (283/896)nin u sz de hyda yer almtr: Abdl, ancak u drt haslet ile abdl olmutur. Bunlar da alk, uykusuzluk, skt ve uzlettir.1169

1165 1166

Gazl, hyu Ulmid-Dn, c. III, s. 347. Mcadele, 58/22. 1167 Gazl, a.g.e., c. III, s. 347-348. 1168 Gazl, a.g.e., c. III, s. 348. 1169 Gazl, a.g.e., c. III, s. 73.

229

Yine hyda kaydedildiine gre, Kbe-i Muazzamay her akam bir abdal ve her sabah da bir evtd tavaf eder. Bu durumun sona ermesi, Kbenin yerden ref olunmasna sebeptir.1170 Eb Talib el-Mekk (.386/996)nin Kutl-Kulb adl eserinde bildirildiine gre, abdllar yeryznn en cra kelerine ekilmiler ve insanlarn gznden gizlenmilerdir. Bunun nedeni ise udur: Onlar bu zamann limlerine bakp onlarla grmeye g yetiremez ve onlarn szlerini dinlemeye sabredemezler. nk onlar, abdllar yannda, Allah Tely bilmeyen kimselerdir.1171 Shreverd (.632/1234)nin Avarifl-Maarif adl eserinde nakledildiine gre, Sehl b. Abdullah et-Tster (283/896)ye hl ilminin ne olduu sorulduunda yle cevap vermitir: Tedbiri terktir hl ilmi. Bu sfat kendisinde bulunan evtddandr.1172 Avarifl-Maarifte, kt sfatlarn gzel ahlka tebdil etmelerinden dolay abdllara abdl isminin verildii yle ifade edilmitir: Nefsin kalbe tesir eden cihetinin nurlanmas, incinin parlakl sayesinde dndaki sedefin bir yannn (i yzeyinin) parlamasna benzer. Nefiste bir zulmet eserinin kalmas, nefsin tabiat ve karakterine ait bir cihetinin bulunmasndandr. Nitekim sedefin d ksm, iinin aksine, deniz suyunun arpmas ve benzeri d tesirler sebebiyle siyahln kaybetmez. ki ynnden biri nurlannca nefs, ahlakn gzelletirmeye ve sfatlarn tebdil etmeye meyleder. Nefislerindeki bu tebdil yznden abdllara abdl ad verilmitir. Bu iin en byk srr, sufinin kalbinin devaml surette Allaha ynelik olmas ve dilinin zikr-i ilahiye bal olarak zt- ilahi zikrine ykselmesidir.1173 Tevbeyi; makamlarn ilki, btn makamlarn asl ve z, tm hallerin anahtar ve yine btn makam ve hlleri, tevbenin bir neticesi ve semeresi olarak kabul eden Shreverd, drt eyi elde eden kimsenin abdl olma vasfn kazanacan syler. Bu drt eyden ilki, iman; ikincisi, tevbe-i nash; ncs, dnyaya kar deer vermemek ve zahid olmak; drdncs de, kalp ve kalbe ait amelleri, zahiren ve batnen kusursuz ve eksiksiz yaparak yalnzca Allah iin amel etmeye devam

1170 1171

Gazl, hyu Ulmid-Dn, c. I, s. 243. Eb Talib el-Mekk, Kutl-Kulb, Daru Sadr, yy.-ts., c. I, s. 175. 1172 Shreverdi, Avrifl-Marif, c. I, s. 82. 1173 Ayn eser, c. I, s. 125.

230

ederek, ubdiyet makamn gerekletirmektir. Bunlar gerekletiren kimseye bundan sonra bu drt ey zerine dier drt eyi btn ile tamamlamas konusunda yardm edilir. Sz konusu eyler de az konumak, az yemek, az uyumak ve insanlardan uzaklamaktr. Zahid limler ve eyhler, ancak bu drt husus ile btn makamlarn yerleecei ve hallerin doru olaca konusunda ittifak etmilerdir. Bu drt esas gerekletirmek ve Cenab- Hakkn teydi ve Onun gzel tevfiki ile abdllar abdl olma vasfn kazanrlar. Bu drt eyin hakikatna kim sahip olursa, semalarn melektuna ykselir. Kaderin ve yt- ilahiyyenin srrna erebilir. Allah tarafndan indirilmi ilahi kelam anlayabilir, onlarn zevkine varabilir. Yine o kimse, bu drt eyden kan, bunlarla var olup, bunlarla yerleik hale gelen makam ve hallerin hepsine sahip olabilir.1174 Kelbz (.385/995)nin, et-Taarruf adl eserinde Cneyd-i Badd (.297/909)nin konumuzla ilgili u sz yer almaktadr: Bdeldan otuz kii, Halk Ulu ve Yce Allaha davet etme ehliyetine sahipsin diye iarette bulununcaya kadar nasihat etme faaliyetine girimedim.1175 Eb Nasr es-Serrc (.378/988) el-Luma isimli eserinde; eriat ilimlerini drt ksma ayrm ve bu ilimlerin her birini zerinde toplayan bir kimsenin imam- kmil olacan ve o kiinin kutub, hccet saylp insanlar doru yola aracan ifade etmitir.1176 Yine el-Luma adl eserde bn Slimden u sz nakledilmitir: Altm yl kadar Sehl b. Abdullahn sohbetinde bulundum. Bir gn kendisine dedim ki: Sana altm yl hizmet ettim. Ama bir gn olsun bana, sana gelip giden bdel ve evliy taifesini gstermedin. Bana u karl verdi: Onlar her gn bana takdim eden sen deil misin? Dn seninle konuan, misvkl ve petemall zt grmedin mi? te o, onlardand.1177 Hakm-i Tirmiz (.320/932), Hatml-Evliy adl eserinde konuyla ilgili u grleri ortaya atmtr: Aziz ve Celil olan Allah, nebisinin (s.a.v) ruhunu kabzettiinde, onun mmetinden krk sddk ortaya kar. Yeryz onlarla ayakta durur ve onlar onun ev halkdr (l-i beyt). Onlardan biri ldnde onun makamna
1174 1175

Ayn eser, c. II, s. 96. Kelbz, et-Taarruf, s. 163. 1176 Eb Nasr es-Serrc et-Ts, el-Luma, Tahk. Abdlhalm Mahmd-Abdlbk Srr, DrulKtbil-Hadse, Msr, 1380/1960, s. 456-458. 1177 Ayn eser, s. 235.

231

bir bakas geer. Onlarn says tkenip dnyann zevl vakti geldiinde Allah bir vel gnderir. Allah onu semi, ayrm, kendisine yaklatrm, yaknlatrm, evliyya verdiini ona da vermi ve ona zel olarak htemul-velyeyi ihsan etmitir. Bylece o, sir evliyya kyamet gn Allahn hcceti olur. Hz. Muhammed (s.a.v)de sdkun-nbvvet bulunduu gibi onda da bu mhr (hatm) sebebiyle sdkul-velyet bulunur. Ne eytan ona yaklaabilir, ne de nefs bu velayetten kendi payna deni alabilir.1178 Kyamet gn evliya huzura kp da kendilerine sdkul-velayet ve ubdiyyet hakknda sorulduunda, hatm- velayet kendisinde tam olarak bulunan kiide bunun mevcut olduu grlr. Bu sayede o; onlara, dier muvahhidlere ve sonrakilere Allahn hcceti olmutur, kyamet gnnde de onlarn efaatisidir. Ayrca o, onlarn efendisidir. Hz. Muhammed (s.a.v) nasl enbiyann efendisi olmusa, o da evliyaya efendi olmutur. efaat makam ona tahsis edilir ve o, Allaha yle bir hamd ve senda bulunur ki btn evliya, onun, Allah hakkndaki ilmi hususunda kendilerinden stn olduunu itiraf ederler.1179 Yaratln balangcnda zikredilmi olan bu vel, zikirde ve ilimde ilk olduu gibi yine meette, ilahi takdirde, levh-i mahfuzda, msakda, maherde, hitapta, huzura kta, efaatte, srat geite, cennete girite ve ziyarette de ilktir. Hz. Muhammed (s.a.v), nasl peygamberlerin nnde bulunuyorsa, o da her meknda evliyann ncs durumundadr. Muhammede (s.a.v) nazaran o, kulak hizasnda iken dier evliya ense hizasnda bulunmaktadr.1180 O, makam Mlkl-mlkte olan bir kuldur. O, en byk mecliste (meclislazam) Allah ile sohbet eder. O, Allahn avucunda bulunmaktadr. Evliya onun arkasnda ve derece derece aasnda yer alrlar. Enbiynn menzilleri ise onun nndedir.1181 Sz edilen bu krk kii, her zaman onun ehl-i beytidirler. Bununla nesep olarak aile efrad deil, zikir ehli kastedilmektedir. Rasulullah (s.a.v) Allahn zikrini ikame etmek ve ona belli bir yer tespit etmek iin gnderilmitir. Bu halis ve saf olan zikirdir. Bu yere (eve) snan herkes Onun ehli (ev halk) olur. Rasulullahn u

1178 1179

Hakm-i Tirmiz, Kitbu Hatmil-Evliy, s. 344. Ayn eser, s. 344-345. 1180 Ayn eser, s. 345. 1181 Ayn yer.

232

sz bununla ilgilidir: Ehl-i beytim mmetim iin emandr (teminattr). Onlar gittiinde (geride kalanlara) tehdit edildikleri ey gelir (korkutulduklar ey balarna gelir). Bu krk kii bu mmet iin emandr. nk yeryz onlarla ayakta durmakta ve insanlar onlar vesile klarak yamur duasna kmaktadrlar. Bundan dolay onlar ldnde tehdit edildikleri ey balarna gelir. ayet peygamberin ehl-i beytten kast kendi nesebinden gelenler olsayd, onlardan tek bir kimse kalmayncaya dek hepsinin lmesi imknsz olurdu. Halbuki Allah, onlar saylamayacak kadar oaltmtr.1182 Mevln Celaleddin Rm (.672/1273) de mehur eseri Mesnevsinde yer yer abdl, kutub gibi ricalul-gayb ile ilgili kavramlara deinir ve bu konuda aklamalar yapar. Bir yerde kutbu aslana benzetir ve yle der: Kutub aslandr ve onun ii avlanmaktr; geri kalan halk, onun artn yer. Gcn yettiince kutbu memnun etmeye al; bylece glenir, vahileri avlar. ncinirse halk yiyeceksiz kalr; nk boazn btn rzk akl avucuyladr. nk halkn bulduu, onun yediinin geri kalandr. Gnln av aryorsa buna dikkat et. O, akl gibidir; halk da organlar ve beden gibi; bedenin tedbiri akla baldr. Kutbun zayfl bedenden olur, ruhtan deil. Zayflk gemide olur, Nuhta deil. Kutub kendi evresinde dnendir; feleklerin dn onun evresindedir. Yakn adam ve kulu olduysan, gemisini tamir etmede ona yardm et. Yardmn sana yarar, ona deil. Hakk Tel: Allaha yardm ederseniz, O da size yardm eder1183 buyurmutur.1184 Yine Mevlanaya gre cihan bir kiiden ibarettir. Geri kalanlar hep onun tabileridir, hep onun yznden geinenlerdir.1185 Onun kutub ile ilgili dier baz ifadeleri ise yledir: Hayret, nder olmak iin bata koan nice bilgiler vardr da bizzat onunla ba gider. Bann gitmesini istemiyorsan sen, ayak ol; gr sahibi kutba sn. Padiahsan da kendini onun stnde grme; bal olsan da onun bitkisinden bakasn toplama. Senin dncen surettir, onunkiyse candr; senin paran kalptr, onun paras maden.1186 Hasta ziyaretine gitmekte fayda vardr; onun

1182 1183

Hakm-i Tirmiz, Kitbu Hatmil-Evliy, s. 345-346. Muhammed, 47/7. 1184 Mevlana, Mesnev (I-II), haz. Adnan Karaismailolu, Yeni afak, 2004, c. II, s. 226. 1185 Mevlana, Mesnev (I-VI), ev. Veled zbudak, MEB Yay., stanbul, 2001, c. I, s. 235. 1186 Mevlana, Mesnev, haz. Adnan Karaismailolu, c. 1, s. 226.

233

faydas yine sana aittir. lk faydas udur: Ola ki, o hasta ahs bir kutub ve ulu bir padiahtr.1187 Mevlanann abdl ile ilgili baz ifadeleri de yledir: Konuma, gz ve kulak ruhun dr. Sudaki kaynama, atein dr. Cann nn bedende bulunduu gibi abdaln benim canmdadr. Cann can, candan ayak ekince; bil ki can, cansz beden gibi olur.1188 Gayb leminin baka bir bulutu ve suyu vardr; baka bir gk ve gnei vardr. O ancak mukarreblere grnr. Geri kalanlar yeni yarattan phe iindedir. Yetitirmek iin yamur vardr, soldurmak iin yamur vardr. Bahar yamurunun faydas ok artc! Sonbahar yamuru baheye stma gibi! O bahar yamuru, baheyi nazla besler; bu sonbahar yamuru naho yapar, sarartr. Ayn ekilde souk, rzgr ve gnei farkllk zere bil ve ipucunu bul. Ayn ekilde gizli lemde bu trler vardr; zararl, yararl; krl ve ziyanl. Abdln u nefesi o bahardandr, gnl ve canda ondan yeillik yeerir. Bahar yamurunun aaca yapt, onlarn nefeslerinden talihli kiiye olur.1189 Cebrailin gc mutfaktan deildir; varl yaratan grmektendir. Ayn ekilde bu Hakk abdlnn gcn, yine Hakktan bil; yemekten ve tabaktan deil. Cisimleri de nurla yoruldu, bylece ruhu ve melei getiler.1190 Abdllarn akl, Cebrailin kanad gibidir; mil mil Sidrenin glgesine kadar uar.1191 Abdal kavramn ele ald makalesinde Sleyman Uluda, konuyla ilgili deerlendirmesinde; Abdullah b. Mbarek, Hris el-Muhsib, Eb Talib el-Mekk, Serrc, Kelbz, Slem, Kueyr, Gazl, Hucvir gibi tasavvufun ilk ve en byk melliflerinin eserlerinde abdl konusunun ya hi yer almam veya pek az ilgi grm olduunu, Eb Nuaymn Hilyetl-Evliy adl eserinde ise sadece hadis olduu iddia edilen baz ibarelerin nakledildiini1192 belirterek, abdl telakkisinin, eitli melliflerce az ok farkl ekillerde aklanm olsa da, btn tasavvuf zmreleri arasnda benimsenmi ve ayn ekilde deer kazanan ricalul-gayb telkkisiyle de btnletirilmi olduunu ifade etmektedir.1193

1187 1188

Ayn eser, c. I, s. 232. Ayn eser, c. I, s. 142. 1189 Ayn eser, c. I, s. 102. 1190 Ayn eser, c. I, s. 287. 1191 Ayn eser, c. II. s. 426. 1192 Bkz: Eb Nuaym, Hilyetl-Evliy c. I, s. 8-9. 1193 Sleyman Uluda, Abdal, c.I, s. 59.

234

Netice itibaryla tasavvufun ilk kaynaklarnda baz mellifler ricll-gayb anlayna yer verirken bazlar da yer vermemitir. Bununla birlikte bu anlayn izlerinin grld veya bu konuyla ilgili baz bilgilerin yer ald bu ilk kaynaklarda riclul-gayb telakkisi hiyerarik ve sistematik bir grnme sahip deildir. Ancak bnl-Arab ile birlikte bu anlay hiyerarik ve sistematik bir yapya brndrlmtr.

B) Sfilerin Riclul-Gaybla lgili Kulland Naslar Konuyla ilgili ayetler ve bunlarn deerlendirmelerine gemeden evvel konunun daha iyi anlalabilmesi iin iar tefsir anlayndan bahsetmenin yerinde olaca kanaatindeyiz.

a) ar Tefsir ar tefsir; tefekkr, riyzet ve mcahede neticesinde nefsini tezkiye etmi ve belli manev makamlara erimi olan slk erbabnn kalplerine doan ilham ve iaretlere dayanr. ar tefsir, Kuran- Kerimi, onun zahir anlam ile badatrlmas mmkn olan birtakm gizli anlamlara gre tefsir etmektir. Sufiler, ulatklar makama, yaadklar manev zevk ve tecrbeye gre, ayetlerden mana karmlardr. lk dnemlerde nazar denilen, sahabe ve tabin aklamalarndan ibaret olan tefsire, zamanla rey tefsiri de eklenmi, frkalarn grlerini yanstan tefsir ekolleri ortaya kmtr. te bu oluum safhasnda mutasavvflar da kendi grlerine uygun den tefsirleri toplamlar, yaadklar manev tecrbeye, kalplerine doan ilham ve iaretlere gre Kuran yorumlamlardr. ar tefsirin mutasavvflarla birlikte ortaya ktn dnmek yanl olur. Bu uygulama Hz. Peygamberin nbvvetinden beri bilinmektedir.1194 Mutasavvflarn Kuran ile ilgili yorum ve deerlendirmelerinin temelini, iretler anlay tekil etmektedir. Hareket noktas ise Kehf suresinde zikredilen Allah tarafndan insana ltfedilen lednn ilimdir. Sz konusu ayet yledir: Ve ona katmzdan bir ilim retmitik1195 Buradan yle bir neticeye ulalmaktadr: Allahn varlk lemindeki kelimeleri tkenmez ve snrszdr. Dolaysyla, z
1194

Muhammed Hseyin ez-Zeheb, et-Tefsir vel-Mfessirn, Mektebet Vehbe, Kahire, 2000, c.II, s. 261; Sleyman Ate, Slem ve Tasavvuf Tefsiri, s. 16-24. 1195 Kehf, 18/65.

235

itibaryla snrl saydaki Kuran kelimeleri de snrsz anlama iaret eder. Bunun nedeni ise mutasavvflarn, dilin zahirinden hitabn bnyesindeki ilahi dinin btnna nfuz edebilmeleridir. Sufiler, manev tecrbe yoluyla ulatklar bu bilgileri, herkesin anlayamamas ve hazmedememesi nedeniyle iaret ve sembollerle ifade etme yoluna bavurmular ve bu tr yorum ve deerlendirmelere de iret adn vermilerdir.1196 smail Hakk-i Bursev, sfilerin Kurandan anladklar mana ve iaretleri, zhir limlerinin anlayamadn yle dile getirir: Onlarn Kurandan fehm ettikleri man ve irt ulem-i zhir fehm etmezler. Zr, hakika duhln baka bb vardr. Ol bb ise onlara mefth olmamtr. Zr, tark- zerine gitmemilerdir ki, evvel hsn-i itikd ve sniyen esbbna teebbsdr. Ve vcdlar tlsm zerine / kalp mnhall olmamtr. Pes, kenz-i mahfnin hakik onlara hafdir. Ve ilm-i zhir geri f-nefsil-emr kemldir, yani ibrt ve suverdir ki ondan man ve hakika udl vk olup miber yani kpr- gibi olmutur. Velkin eer zanniyyt deil ise fyidesi olur, ve ill netcesi cehl ve tebdldir.1197 Kuran- Kerimin birok ayetinin tasavvuf izah ve yorumlara msait olmas, iar tefsir anlaynn ilk sebeplerinden biridir. Biz ona ah damarndan daha yaknz1198, Evvel de Odur, hir de. Zhir de Odur, Btn da1199, Allah yerlerin ve gklerin nurudur1200, Nereye dnerseniz ite Allahn yz oradadr1201 gibi bir ok ayet, sfileri iar tefsire doru srkleyen bir g olmutur.1202 Mutasavvflarn ir tefsirini, Btnlerin dinin hkmlerine yaklam ile kartrmamak gerekir. Zira, sfinin manev tecrbeye dayal olarak ortaya koyduu batn mana, Kurann zahir manas ile balantldr. Mutasavvflar ayetlere batn mana vermekle birlikte, zahir manay gz ard etmezler. nk eriat iin zahir manalar gerekli grlr. Batnler ise dinin hkmlerini bertaraf iin tefsirden kast, zahir deil batn olandr derler. Mutasavvflarn hkm bildiren ayetleri genelde
1196

Sleyman Ate, r Tefsir Okulu, Ankara niv. lahiyat Fak. Yay., Ankara 1974, s. 19; Nasr Hamid Eb Zeyd, Sfi Dncede Hakikat-Dil likisi zerine: bn Arabde Dil, Varlk ve Kuran, slmiyt, Ankara 1999, c.II, Say: 3, s. 18. 1197 Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 298-299. 1198 Kaf, 50/16. 1199 Hadd, 57/3. 1200 Nur, 24/35. 1201 Bakara, 2/115. 1202 Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 46.

236

tefsir etmeden gemelerinin nedeni budur. r tefsirin makbul saylabilmesi iin gereken baz artlar vardr. Bunlar; batn manann zahir anlama aykr dmemesi, verilen manann doruluuna Kurann baka bir yerinde delilin olmas, bu manaya er ve akl bir muarzn bulunmamas ve btn manann tek mana olduunun ileri srlmemesidir.1203 Als de iari tefsiri baz artlarla kabul etmektedir. Ona gre iar tefsir, slk erbabna alan ve zahir mana ile telif edilmesi, badatrlmas mmkn olan birtakm gizli manalardr. Bu manalara erienler, imann kemaline ulam ve irfan sahibi olmu kimselerdir. nk onlar, Batnler gibi zahir manay inkr etmemilerdir. Zira Batnler zahir manay inkr etmekle eriat tamamen yok etmek istemilerdir. Halbuki zahire ulamadan batna ulamak isteyen, kapy gemeden nce odann ba kesine geip oturduunu iddia eden kimse gibidir.1204 Nefislerini terbiye ederek herkesin ulaamad hal ve makamlara ulaarak Kurann birtakm srlarna vakf olan birok sufi, Kurann baz ayet ve surelerini yorumlayarak tefsirler hazrlam, gnl dnyalarna yansyan keif ve ilhamla ilahi kitab tefsir etmilerdir. Baz sufiler de Kuran- Kerimin tamamn veya byk bir blmn bu usl ve yolla tefsir etmilerdir. Esasen sufiler, Kurann srlarn kefedebilmek iin nefis tezkiyesini gerekli grrler.1205 Sleyman Ate, iar tefsir konusunda u tespitleri yapmaktadr: Balangta ifah ananeye dayanan bu tefsir zamanla eserlere geti. lk tasavvufi tefsiri yazanlar da Sehl bn Abdillah, Vast, Slem, Saleb ve Kueyr oldu. Bidayette ruhan nee ve hallere gre yaplan bu tefsire zamanla felsefe kart. lk tasavvufi tefsiri yazan Slem, Kueyr gibi mfessirler, nceki byk sufilerden nakledilen szlere kendi ruhani yaantlarn da ekleyerek yazyorlard. Sonradan srf ilhama ve vahye dayanarak yazma iddias ortaya kt. Bu konuda en ileri giden mfessir de Muhyiddin bnl-Arab oldu.1206

1203

smail Cerraholu, Kuran Tefsirinin Douu ve Buna Hz Veren miller, AF Yay., Ankara 1968, s. 125; Sleyman Ate, Slem ve Tasavvuf Tefsiri, s. 25; Sleyman Ate, ar Tefsir Okulu, s. 21. 1204 Ebus-Sen ihbuddn Mahmud el-ls, Rhul-Men f Tefsril-Kurnil-Azm ves-SeblMesn, Dru hyit-Trsil-Arab, Drdnc Bask, Beyrut 1985, c. I, s. 7. Ayrca bkz: Ahmet elik, El-lsnin Rhul-Men simli Eserinde ar Tefsir, Atatrk niv. SBE, Baslmam Doktora Tezi, Erzurum 1996, s. 39. 1205 Mustafa Kara, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, s. 47. 1206 Sleyman Ate, ar Tefsir Okulu, s. 330.

237

Yine Sleyman Ate, tasavvuf-iar tefsir alannda en nemli simnn, Muhyiddin bnl-Arab olduunu, onunla birlikte iar tefsirin, tamamen vahdet-i vcud felsefesinin etkisi altna girdiini ve ok ar teviller yaplmaya balandn belirtmektedir. Ona gre bnl-Arab, geni ihatasyla tasavvufta ve iar tefsirde bir r am, onunla birlikte basit anlamda zhd tefsirler yerine gayet kompleks felsef tefsirler, vahdet-i vcud ynnde nazar teviller dnemi balamtr.1207 En okun devrine bnl-Arab, Konev, Kn ve Simnn gibi byk mfessirlerde ulaan iar tefsirde, daha sonra orijinalite kaybolmu ve orijinal bir mfessir yetimemitir.1208 u yorum ve deerlendirmeler de iar tefsirin yerini aklayc mahiyettedir: r yorum, btn Mslmanlar iin balayc olan tefsirin mukabilinde, herhangi bir balaycl olmayan ve mevcut bilgiyi destekleyen zenginletirici bir yorum olarak ortaya kmt. Bu husus, ncelikle sufilerin kendilerini tamamlayc bir ilim olarak grdklerini ve geleneksel din ilimlerinin otoritelerini kabul ettiklerini gsteren bir kant saylabilir.1209 Hulas olarak diyebiliriz ki, Kurann zahir anlamnn yannda bir de batn anlam vardr. Kuran- Kerimdeki birok ayet, sufileri iar tefsire srkleyen bir g olmutur. Snrl saydaki Kuran kelimeleri, snrsz anlamlara iaret ederler. Ancak herkesin bu iaretleri elde etmesi, baka bir deyile Kurandan batn manalar karmas mmkn deildir. Bu yzden iar tefsir; tefekkr, riyazet ve mchede neticesinde, nefsini tezkiye etmi ve belli manev makamlara ulam slk erbabnn kalplerine doan ilham ve iaretlere dayanr. Sufiler, edindikleri bu batn bilgileri herkesin hazmedememesi nedeniyle remiz ve iaretlerle anlatmlardr. Ancak kalbe doan ve iaretlerle ifade edilen bu yorumlar, eriatn zahirine aykr olamaz.

b) Ayetler ve Deerlendirmeleri Mutasavvflar, tasavvuf gr, yaay ve dncelerini desteklemek amacyla Kuran ve hadisten deliller aramlardr. Onlar, kendi grlerine uygun tefsirleri toplamlar, yaadklar manev tecrbeye, ulatklar derece ve makamlara
1207 1208

Ayn eser, s. 167. Ayn eser, s. 211. 1209 Abdullah Kartal, Abdullah Kartal, bnl-Arabnin Yorum Yntemi ve Muhammed Fassnda Bu Yntemin Tatbiki: Her Varlk Bir Ayettir, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnlArab zel Says-1), Ankara, Ocak-Haziran 2008, yl: 9, say: 21, s. 261.

238

gre Kuran yorumlamlardr. Eer dncelerini teyit iin kullandklar ayet ve hadislerde anlam yoksa, naslar o gr istikametinde, manev tecrbelerini de katarak kendilerine zg yntemlerle yorumlamlar, hatta bu durumlar dikkatten kamam ve dinin zahirinden uzak ve garip olarak nitelendirilmitir.1210 Bununla birlikte iar anlamda baz Kuran ayetlerinin riclul-gayb telkksini destekledii dile getirilmektedir: ar adan bakldnda pek ok Kuran ayetinin ve hadis-i eriflerin bu anlay aka veya zmnen kabul ettii anlalacaktr. Zira sz konusu ayet ve hadis metinleri, insana Cenb- Hakkn baka hibir mahlka yklemedii grev ve sorumluluklar yklemektedir.1211 imdi bu balamda sfilerin ricalul-gaybla ilgili kullandklar baz ayetlere gz atalm: 1) Yeryzn de yaydk ve orada sabit dalar (revs) yerletirdik.1212 Bu ayetle ilgili olarak Slem, u deerlendirmeleri nakleder: Baz sfilere gre manas: Arz serdi, onu zahiren yksek dalarla tuttu. Hakikatta arz, mahlkat; dalar da velilerdir. Allah velilerle yaratklarn tutar, onlarn bereketiyle belay defeder. Velilerin stnde evtd, evtadn stnde de errevs vardr. Bir felaket zamannda kullarn mercii evtd, evtdn mercii de revsdir. Revs, Allah velilerinin havassdr.1213 2) O, yeryzne sabit dalar (revs) yerletirdi.1214 Slem, bu ayetle ilgili unlar nakleder: Kasma gre revs, halk idare eden sekin velilerdi. Bu sz bunlarn umum velilerin stnde, onlar idare eden kimseler olduklarn gsterir. Bunlar sadece kutub idare eder. Kutub btn evliyann kvamdr. Revs, kutubtan aa olan veliler olduunu belirtir.1215
1210

bn Rd, Muhammed b. Ahmed, Felsefe-Din likileri, haz. Sleyman Uluda, stanbul-1985, s. 363. 1211 Ahmet gke, a.g.m., s. 161. 1212 Kf, 50/7. 1213 Slem, Hakaikut-Tefsir, varak 121a,b (Nakleden: Sleyman Ate, Slem ve Tasavvuf Tefsiri, s. 199.) 1214 Fusssilet, 41/10. 1215 Slem, a.g.e., varak 225a (Nakleden: Sleyman Ate, a.g.e., s.199.)

239

3) Allah srail oullarndan sz almt ve ilerinden on iki reis (nakb) gndermitik.1216 Ebbekir el-Verrk diyor ki: Her mmette ahyr, bdel, evtd vs. bulunur. Nitekim Allah Onlardan on iki reis gndermitik buyurmutur. htiya ve zaruret halinde onlara bavurulur.1217 4) Rabbinin ordularn Kendisinden baka kimse bilemez.1218 Riclul-gaybn Allah dostluunun gizliliinden kinaye olduu belirtilerek, bu ayetin ifade ettii anlam da budur, denilmitir.1219

5) Ey iman edenler, Allaha itaat ediniz, Rasle ve ull-emrinize itaat ediniz.1220 Bu ayetteki ull-emr tabiriyle kastedilenin; kutublar, halifeler ve veliler olduu ifade edilmitir.1221

6) Biz yeryzn bir beik ve dalar (cibl) da birer kazk (evtd) olarak yaratmadk m?1222 Bu ayetteki dalarn evtda iaret ettii ifade edilmitir. bnl-Arabye gre; saylar her zaman drt olan evtddan biri bat, biri dou, biri kuzey ve biri de gney tarafta tasarrufta bulunurlar. Yani nasl ki dalar yerin ivileri konumunda ise bu evtd da lemin ivileri konumundadr. Bir baka deyile, yeryz dalarla sakin durduu gibi lem de bunlarla sakin olur.1223

7) Sonra (onlarn) nlerinden, arkalarndan, salarndan, sollarndan onlara sokulacam1224


1216 1217

Maide, 5/12. Slem, a.g.e., varak 67a (Nakleden: Sleyman Ate, a.g.e., s. 199-200) 1218 Mddessir, 74/31. 1219 H. Kamil Ylmaz, Sorular Cevaplar (el-Luma Tercmesi slm Tasavvufu sonunda), stanbul 1996, s. 541. 1220 Nisa, 4/59. 1221 smail Hakk-i Bursev, Kitabul-Hitab, yy., 1192 H., s. 278. 1222 Nebe, 78/6-7. 1223 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 269-273, 276-278; c. II, s. 400-404. 1224 Araf, 7/17.

240

blisin azndan dklen szlerin yer ald bu ayetin de evtdla ilgili olarak onlarn makamlarna iaret ettii ifade edilmitir. Yani blis, demi saptrmak iin bu drt taraftan yol bulur. te evtd bu drt yn koruma altna alrsa bls buna yol bulamaz. Allah Tel, bu drt ciheti drt evtd ile hfzeder.1225 8) Kukusuz biz, senin zerine ar bir sz brakacaz.1226 Bu ayette istirak haline atfta bulunan kavl-i sakl (ar sz) tabiriyle, ricalul-gayb hiyerarisinden recebiyyn denilen velilere iaret edilmektedir. Bunlar her zaman krk kii olup Hak Telnn azametinde mstarak olarak kalm haldedirler. Bu kimselere recebiyyn denmesinin sebebi, bunlarn sz edilen istirak hallerinin Receb aynda meydana gelmesidir.1227 9) Onlar bizim katmzda sekinlerden, hayrllar(el-ahyr)dandr.1228 Ahyr kelimesi, Arapa, hayrllar manasna gelen ve saylar eitli kaynaklara gre alt ile yz arasnda deien, ricalul-gaybten olan sekin insanlardr.1229 rnein, daha nce de belirttiimiz gibi Kettnye gre ahyrn says yedi1230, Hucvirye gre ise yzdr.1231 Bu ayeti ahyr ile ilgili grlerine delil olarak gsteren bnl-Arabye gre ahyr, riclul-gayb hiyerarisinde saylar belli olmayan zmreler arasnda yer almaktadr.1232 Dolaysyla bnl-Arabde ahyr iin herhangi bir say szkonusu deildir. 10) Rabbin meleklere demiti ki: Ben yeryznde bir halife yaratacam.1233 Bu ayetin tefsirinde smail Hakk-i Bursev yle demektedir: Bil ki Allah Tel hazinelerini hatm ile koruduu gibi lemi de halife ile korur. Hatm, her asrda

1225

bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 269-273, 276-278; c.II, s.400-404. Ayrca bkz: Bursev, Kitabul-Hitab, s. 309. 1226 Mzzemmil, 73/5. 1227 bn Arab, a.g.e., c. XI, s. 285-289; Bursev, a.g.e., s. 319. 1228 Sd, 38/47. 1229 Ethem Cebeciolu, Tasavvuf Terimleri,, s. 43. 1230 Ebubekr Ahmed b. Ali el-Hatb el-Badad, Tarihu Badad, Mektebetl-Hanc, Kahire, M.1931/H.1349, c.III, ss. 75-76. 1231 Hucvir, Keful-Mahcb (Hakikat Bilgisi), s. 329-330. 1232 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye, c. XI, s. 468-469. 1233 Bakara, 2/30.

241

bir tane olan kutubtur. Balang dem aleyhisselam, hitam ise sa aleyhisselam iledir.1234 11) nsan zayf yaratlmtr.1235 smail Hakk-i Bursev, kutbun niteliklerinden bahsederken bu ayetin kutba iaret ettiini ifade etmektedir. Ona gre; kutubtan kudretli ve kuvvetli yoktur, ubdiyet (kulluk) sfat bakmndan ise kutubtan daha aciz ve daha zayf yoktur.1236

12) Allahn kulu Ona ibadet etmek iin kalktnda neredeyse onun etrafnda kee gibi birbirlerine geeceklerdi .1237 Bu ayetin kutba iaret ettii ifade edilmitir. bnl-Arab, belli isimlerle adlandrlm olsalar bile kutublarn, kutbiyyet mertebesindeki mterek isimlerinin Abdullah olduunu belirtir. Kutublar ve salihler, belli isimlerle adlandrlm olsalar bile, bu mertebede ancak kulluk (ubdiyyet) ile kendilerini yneten isme arlrlar. Bylelikle, babas kendisini Muhammed veya Ahmed diye adlandrm olsa bile, onun Allah katndaki ismi, Abdullah (Allahn kulu)tr. yleyse kutub, her zaman bu birletirici isme tahsis edilmitir. Bu ynyle o, bu mertebede Allah isminin kuludur.1238 Nitekim bu ayette Abdullah (Allahn kulu) kelimesi getii iin olsa gerek bu ayet-i kerme kutba bir iaret saylmtr. 13) Rabbin-ns, Melikin-ns ve lhin-ns1239 Ns suresinde geen bu ayetler ricalul-gayb telakkisine gre, kutba ve onun sanda ve solunda bulunan iki yardmcsna bir iaret saylmtr. Bu iki yardmcya hiyeraride imman denilmektedir. Bunlardan kutbun solundaki Abdl-Melik, sandaki ise Abdur-Rabb olarak adlandrlmtr.1240

1234 1235

smail Hakk-i Bursev, Ruhul-Beyan, yy., 1926, c. I, s. 93. Nis 4/28. 1236 Bursev, Kitabul-Hitab, s. 300. 1237 Cin, 72/19. 1238 bn Arab, el-Fthtl-Mekkiyye (Msr), c. II, s. 571; Bursev, Kitabul-Hitab, s. 300, 307. 1239 Ns, 114/1-3. 1240 Bursev, a.g.e., s. 307.

242

14) Ashbul-yemn1241, Ashbu-iml1242 Vka suresinde geen bu ifadeler, ricalul-gayb anlayna gre, kutbun yardmclar olan iki imama ve kutub vefat ve intikal ettiinde sol yanndaki AbdlMelik isimli imamn kutbun yerine gemesine iaret saylmtr. Nitekim mihraptaki imam, namaz sonunda cemaate dndnde solu sa olur ki bu manaya iaret eder.1243

15) Sizi sarsmamas iin yeryznde salam dalar (revs), yolunuzu bulmanz iin de rmaklar ve yollar yaratt.1244 Bu ayetin tefsirinde ls, bu ayette geen ve dalar anlamna gelen revs kelimesini, temkin makamna ulam olan evtda yorumlamtr.1245 16) Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor1246 lsnin belirttiine gre, bazlar kutbun ehl-i beytten olmas artn ileri srmlerdir. lsye gre bu ayet-i kerme, ehl-i beytin Allahn emirlerini yerine getirip, yasaklarndan kanmalar durumunda en gzel ekilde temizleneceklerini ve amellerinin kabul greceini ifade etmektedir. yleyse kutbiyyet makamna en layk olanlar bunlardr. Fakat her dnemde ehl-i beyt imamlarndan birini bulmak mmkn mdr? Bu soruya ls, mm- Rabbnden yapt bir nakille cevap vermektedir: mm- Rabbnye gre; ehl-i beyt, kutubluk grevini asaleten yrtm, onlardan sonra gelenler ise niyabeten yrtmlerdir. Sra Abdlkadir-i Geylnye geldiinde o, bu grevi tekrar asaleten stlenmi ve vefat edinceye kadar da grevine devam etmitir. Ondan sonra gelenler ise vekleten bu grevi yrtmlerdir. Mehd gelinceye kadar da bu byle devam edecek ve Mehd geldiinde tekrar asaleten bu grevi stlenecektir.1247

1241 1242

Vka, 56/27. Vka, 56/41. 1243 Bursev, a.g.e., s. 307-308. 1244 Nahl, 16/15. 1245 Ebus-Sen ihbuddn Mahmud el-ls, Rhul-Men f Tefsril-Kurnil-Azm ves-SeblMesn, Dru hyit-Trsil-Arab, Beyrut 1985, Drdnc Bask, c. XIV, s. 160. Ayrca bkz: Ahmet elik, El-lsnin Rhul-Men simli Eserinde ar Tefsir, Atatrk niv. SBE, Baslmam Doktora Tezi, Erzurum 1996, s. 124. 1246 Ahzab, 33/33. 1247 ls, a.g.e., c. XXII, s. 19-20. Ayrca bkz: Ahmet elik, a.g.e., s. 105-106.

243

Bununla birlikte ls, kutbun ehl-i beytin dndaki kimselerden de olabileceini fakat kutbul-aktbn ehl-i beytten olmas gerektiini ifade eder. nk onlar, aslet itibariyle insanlarn en zeki ve en faziletli olanlardr.1248 O, gkleri grebildiiniz bir direk (amed) olmakszn yaratt.1249 lsnin belirttiine gre, bu ayet-i kermenin tefsirinde baz mutasavvflar, ayette geen direin (amed), her dnemde yaayan insan- kmil olduunu sylemiler ve dnyann beksn da buna balamlardr. Buna gre insan- kmil inktya urad an, yazl ktlarn tomarnn drld gibi gk drlr. Bu da insanolunun sonunun gelmesi demektir.1250 ls, baz mutasavvflarn dile getirdii bu grn Kitap ve Snnetteki dayanan bilmediini sylemesine ramen, Her ilim sahibinin stnde daha iyi bir bilen vardr1251 ayetini zikreder.1252 Riclul-gayba iaret ettii belirtilen ayetlerden baz rnekler sunduktan sonra bu konudaki hadislere geebiliriz.

18.

c) Hadisler ve Deerlendirmeleri 1) urayh b. Ubeyd el-Hms yle demitir: Hz. Ali Irakta iken yannda am ehlinden bahsedildi. Ona Ey mminlerin emiri! Onlara lanet et! denilince u cevab verdi: Hayr! Ben Raslullhn (s.a.v.) yle buyurduunu iittim: Abdl krk kiidir ve amda bulunurlar. lerinden birisi ldnde Allah onun yerine bir bakasn koyar. Yamura onlar vastasyla kavuulur, dmanlara onlar vastasyla galip gelinir, onlar vesilesiyle am ehlinden bel (baka bir rivayette azap), uzak tutulur. urayhtan dier bir rivayette bu son ksm yer ehlinden bela ve boulma onlarn (dualar) sebebi ile kaldrlr eklindedir. El-Msned adl eserinde Ahmed b. Hanbel bu hadisi urayh b. Ubeydden rivayet etmitir.1253 Heysem, bu rivayetin isnad ile ilgili olarak riclinin urayh b.

1248 1249

ls, a.g.e., c. XXII, s. 20. Ayrca bkz: Ahmet elik, a.g.e., s. 106. Lokman, 31/10. 1250 ls, a.g.e., c. XXI, s. 81. Ayrca bkz: Ahmet elik, a.g.e., s. 103. 1251 Yusuf, 12/76. 1252 ls, a.g.e., c. XXI, s. 81. Ayrca bkz: Ahmet elik, a.g.e., s. 103-104. 1253 Ahmed b. Hanbel, el-Msned, Tahk. Muhammed Abdulkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 2008, c. I, s. 320 (hadis no: 908).

244

Ubeyd dnda Buhar ve Mslimin ricalinden olduunu sylemi1254, Acln de bu gre katlmtr.1255 Bu tarikn munkat olduu, nk urayhn Hz. Ali ile karlamad da ifade edilmitir.1256 Suyt ise el-Lelil-Masna ve el-CmiusSar adl eserlerinde hadisin senedinin hasen olduunu sylemitir.1257 Bu hadiste am abdllarnn be zelliinden bahsedildiini syleyebiliriz: a) Onlar amda bulunmaktadrlar ve krk kiidirler. b) Birisi vefat ettiinde onun yeri hemen doldurulmakta ve krk saysnn sreklilii salanmaktadr. c) Yamur onlarn vesilesiyle yamaktadr. d) Dmanlara kar zafer onlar vesilesiyle kazanlmaktadr. e) nsanlarn balarna gelmesi muhtemel bela ve musibetler onlarn vesilesiyle kaldrlmaktadr. bn Ebid-Dny, el-Evliysnda, Abdurrezzk ise el-Musannefinde bu hadisi Abdullah b. Safvandan u ekilde nakletmilerdir: Sffn gn bir kii, Allahm! amllara lanet et!, deyince, Hz. Ali ona yle dedi: amllarn hepsine toptan lanet etme! nk onlarn iinde abdl var, onlarn iinde abdl var, onlarn iinde abdl var.1258 Ziy el-Makdis, Safvn b. Abdullahn Hz. Aliden yapm olduu rivayetin merf olmadn sylemitir.1259 Benzer bir rivayet Taberninin, el-Mucemul-Evsatnda Ali b. Eb Talibden u ekilde nakledilmitir:

1254 1255

Heysem, Mecmauz-zevid, c. X, s. 45 (hadis no: 16671). Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 27. 1256 Bkz: Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, el-Msned, erh: Ahmed Muhammed akir, Drul-Hads, Birinci Bask, Kahire, 1416/1995, c. I, s. 550 (896 numaral dipnot). 1257 Suyt, el-Lelil-Masna fl-Ehdsil-Mevda, Drul-Marife, Beyrut, ts., c. II, s. 332; Ayn mellif, el-Cmius-sar f Ehdsil-Berin-Nezr, Beyrut, 1981, c. I, s. 470 (hadis no: 3035). Ayrca bkz: Muhammed Abdurraf el-Munv, Feyzul-Kadr erhul-Cmius-Sar, Drul-Marife, kinci Bask, Beyrut, 1391/1972, c. III, s. 169 (hadis no: 3035). 1258 Ebbekr Abdullah b. Muhammed b. Ubeyd b. Sfyn el-Kura bn Ebid-Duny, el-Evliy, Tahk. Eb Hcir Muhammed es-Sad b. Besyon Zalol, Messesetl-Ktbis-Sekfiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1413/1993, s. 30 (hadis no: 70); Ebbekr Abdurrezzk b. Hemmm es-Sann, el-Musannef, Tahk. Habburrahmn el-Azam, el-Mektebl-slm, kinci Bask, 1403/1983, c. XI, s. 249 (hadis no: 20455). 1259 Sehv, el-Meksdul-Hasene, s. 9; Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 27.

245

hir zamanda bir fitne olacak. nsanlar, altnn madenden kartld gibi kartlacak. am ehline svmeyiniz, sadece erlilerine svnz. nk onlarn ilerinde abdl vardr1260 Yine Ali b. Eb Tlibden benzer bir rivayet u ekildedir: Raslullah (a.s.) yle buyurdu: am ehline svmeyiniz! nk ilerinde abdl vardr. Sadece zulmlerine svnz. Suyt bu hadisi el-Haberud-dl adl risalesinde zikretmitir.1261 Hkim enNeysbr, el-Mstedrek adl eserinde hadisin isnadnn sahih olduunu sylemitir.1262

2) Raslullah (s.a) yle buyurdu: Bu mmetin iinde, Halil brahimin (a.s) kalbi zerinde olan bir ksm insanlar bulunur ki onlar abdl snfndandrlar. Hakm Tirmiz bu hadisi Nevdirul-Usl adl eserinde sahab ad belirtmeden rivayet etmitir.1263 Bu hadiste, ricle ait brahim bir zellik anlatlmaktadr. Daha nce bahsetmi olduumuz gibi, riclul-gayb hiyerarisinde peygamberlerden veya meleklerden birinin kalbi zerinde bulunan tifeler vardr. Hiyararide ele aldmz selmet makamndaki ricl, Hz. brahim (a.s.)in kalbi zerinde bulunmaktadr. Yine daha nce ilgili blmde ele aldmz ahill, evvhn, Allahn ahdini yerine getirenler, munbn ve hulem gibi riclul-gayb gruplarnn, brahim niteliklere sahip olduklar grlmektedir.

3) Huzeyfe b. El-Yemndan: Abdl amdadr ve onlar Hz. brahim (a.s.)in yolu zerinde otuz kiidirler. lerinden biri ldnde, Allah onun yerine bir bakasn koyar. Onlardan yirmi tanesi sa b. Meryemin yolu zerindedir, yirmi tanesine de Dvud ailesinin mizmarlar verilmitir. Suytnin el-Haberud-dl adl risalesinde zikrettii bu rivayeti, Hakm Tirmiz de Nevdirul-uslde zikretmitir.1264

1260

Ebul-Ksm Sleyman b. Ahmed et-Tabern, el-Mucemul-Evsat, Tahk. Eb Muz Trk-EbulFadl Abdulmuhsin, Drul-Haremeyn, Kahire, 1415/1995, c. IV, s. 176 (3905). 1261 Suyt, el-Hv lil-Fetv, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1403/1993, c. II, s. 243. 1262 Hkim en-Neysbr, el-Mstedrek ales-Sahhayn, Thk. Mustafa Abdulkadir At, Beyrut 1992, c. IV, s. 553. 1263 Hakm-i Tirmiz, Nevdirul-Usl, c. I, s. 339.

246

4) Eb Sad el-Hudrden: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: mmetimin abdl amelleriyle cennete girmeyeceklerdir. Lkin onlar cennete Allahn rahmeti, nefislerinin cmertlii (sehvet), gnllerinin selameti ve tm Mslmanlara rahmet etmeleri nedeniyle gireceklerdir. Beyhaknin eserine ald bu hadisin isnad, eserin muhakkk tarafndan cidden zayf olarak ifade edilmitir.1265 Ayn ekilde Elban de, bu hadisi cidden zayf olarak nitelendirmitir.1266 Acln, Keful-Haf adl eserine1267, Suyt ise elHaberud-dl adl risalesine almtr.1268 Riclul-gayb hadisleri ile ilgili bir alma yapan Ahmet Yldrm ise hadisi zayf olarak deerlendirmitir.1269 Bu hadisin metninde, abdln amelleriyle cennete giremeyecekleri

belirtilmektedir. Aslnda bu, sadece abdl veya riclul-gayb iin deil, peygamberler de dhil olmak zere tm inananlar iin geerli bir durumdur. Hz. Peygamber (a.s.) bir baka hadisinde de bu hususu dile getirmitir. O, Hi kimse ameliyle cennete giremez buyurduunda, Ya Raslallah, sen de mi? diye sormular, Hz. Peygamber (a.s.) de, Evet, Rabbimin rahmeti ve mafireti olmazsa ben de giremem buyurmutur.1270 Abdln cennete girmesine vesile olan dier amellerinin ise cmertlik, kalplerini msivdan arndrmalar ve tm Mslmanlara efkat ve merhamet etmeleri gibi ahlk nitelikler olduu grlmektedir.

5) Abdullah bn Mesuddan: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: mmetimden kalpleri Hz. brahim (a.s.)in kalbi zerinde olan krk kii bulunur. Onlarn vesilesiyle Allah, yer ehlinden (bellar) defeder. Bunlara abdl denilir. Onlar bu dereceye ne namazlar ne orular ne de sadakalar sebebiyle ulamlardr. Ey Allahn Rasl! Onlar bu dereceye nasl ulamlardr? diye sorduklarnda Raslullah yle buyurmutur: Cmertlikleri ve Mslmanlara nasihat etmeleri nedeniyle.

1264 1265

Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 246; Hakm-i Tirmiz, Nevdirul-Usl, c. I, s. 166. Ebbekr Ahmed b. el-Huseyn el-Beyhak, el-Cmiu li-uabil-mn, Tahk. Muhtr Ahmed enNedv, Mektebetr-Rd, Birinci Bask, 1423/2003, c. XIII, s. 317 (hadis no: 10394). 1266 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. III, s. 668 (hadis no: 1477). 1267 Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 26. 1268 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 248. 1269 Ahmet Yldrm, Tasavvufun Temel retilerinin Hadislerdeki Dayanaklar, TDV Yay., Ankara 2000, s. 161. 1270 Buhar, Rikak, 18; Mslim, Sftl-Mnfikn, 71-78.

247

Tabern rivayete el-Mucemul-Kebr adl eserinde yer vermitir.1271 Acln eserine, Suyt ise risalesine almtr.1272 Eb Nuaym eserinde bu hadisin iki tarikinin olduunu ifade ederken, rivayetlerden Amein Zeydden olan tarikini garip olarak deerlendirmi, kendisi ise Eb Rec hadisini nakletmitir.1273 Heysem ise, Tabernnin hadisi Sbit b. Ayytan, o da Eb Rec el-Kelbden rivayet ettiini fakat bu iki kimseyi de tanmadn sylemektedir. Heysem ayrca hadisin dier riclinin Buhr ve Mslimin riclinden olduunu da ifade etmektedir.1274 Zerke, Hanbileden Mun sahibi bn Kudmenin rivayet hakkndaki garib grn nakletmektedir.1275 Elban rivayeti cidden zayf olarak deerlendirmitir.1276 Bu rivayette, abdllarn ulatklar makamlara namaz, oru, sadaka gibi amellerle deil, cmert olmalar ve Mslmanlara nasihat etmeleri neticesinde eritikleri vurgulanmaktadr. Bilindii gibi pek ok ayet ve hadiste cmertlik vlm, cimrilik ise yerilmitir. Allah Tel bir ayette, Sevdiiniz eylerden infak etmedike asla iyilie eriemezsiniz. Ne infak ederseniz Allah onu bilir1277 buyururken, baka bir ayette ise, Kim nefsinin cimriliinden korunursa, ite onlar kurtulua erenlerdir1278 buyurmaktadr. Hz. Peygamber ise bir hadiste, Cmert; Allaha, cennete, insanlara yakn, ateten ise uzaktr. Cimri ise, Allahtan, cennetten ve insanlardan uzaktr, atee ise yakndr. Muhakkak cmert bir cahil, Allah Telya cimri bir bidden daha sevimlidir1279 buyurmaktadr. Tasavvufun ilk kaynaklarndan biri olan Kueyr Rislesinde, cmertliin mertebesinden sz edilmektedir. Buna gre, kiinin, imknlarnn ounu kendisine ayrarak azn hayr yolunda kullanmasna sehvet, azn kendisine ayrarak ounu bakasna ikram etmesine cd, gerektiinde kendisini tamamen mahrum brakarak imknlarn bakas iin kullanmasna da sr denir.1280 Cmertlik, slm ahlknda

1271 1272

Tabern, el-Mucemul-Kebr, c. X, s. 224 (hadis no: 10390). Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 26; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247. 1273 Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. IV, s. 173. 1274 Heysem, Mecmauz-zevid, c. X, s. 46 (hadis no: 16675). 1275 Bedruddn Eb Abdillah Muhammed b. Abdillah ez-Zerke, et-Tezkire fil-ehdisil-mutehire, Thk. Mustafa Abdulkadir At, Beyrut 1986, s. 144. 1276 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe c. III, s. 669 (hadis no: 1478). 1277 l-i mrn, 3/92. 1278 Har, 59/9. 1279 Tirmiz, Birr, 40. 1280 Ebul-Ksm el-Kueyr, er-Risletl-Kueyriyye, Thk. Abdulhalm Mahmd-Mahmud b. eerf, 1409/1989, s. 418.

248

ok nem verilen faziletlerden biridir. nk cmertlik, ilah bir sfattr; insan yce makamlara ulatran niteliklerden biridir. Mslmanlara nasihat etme niteliinin de, abdln bulunduu makama ulamasnda nemli bir vasf olduu anlalmaktadr. Demek ki onlar, Mslmanlara t vermekte, onlar iyi ve hayrl ilere davet etmekte, kt ve er olan eylerden de sakndrmaktadrlar. Kuran- Kerimde, Sizden hayra aran, iyilii emreden ve ktlkten meneden bir topluluk bulunsun. te kurtulua erenler onlardr1281 buyurulmaktadr. Yine ilgili ayetlerde, peygamberlerin insanlara tebli yaptklarn ve nasihat ettiklerini grmekteyiz.1282 Hz. Peygamber (a.s.) de, Din, nasihattir1283 buyurmutur. Aslnda malum olduu zere, her Mslman, gc yettiince tebli yapmak ve nasihat etmekle ykmldr. Bununla birlikte abdl gibi sekin kimselerin cmertlik, Mslmanlara nasihat etmek vb. nitelikleri kmil manada temsil ettiklerini, dolaysyla tadklar bu vasflarn, onlar bulunduklar makama ycelttiini syleyebiliriz. Riclul-gayb hiyerarisinde, yilii emredenler ve Mnkerden alkoyanlar olmak zere iki ayr tifenin bulunmas da bu balamda ok manidardr.

6) Abdullah b. Mesddan: Rasulullah (a.s.) yle buyurdu: Allahn halk iinde, kalpleri Hz. dem (a.s.)in kalbi zerinde olan yz, kalpleri Hz. Musa (a.s.)nn kalbi zerinde olan krk, kalpleri Hz. brahim (a.s.)in kalbi zerinde olan yedi, kalpleri Cebrail (a.s.)in kalbi zerinde olan be, kalpleri Mikil (a.s.)in kalbi zerinde olan , kalbi srfil (a.s.)in kalbi zerinde olan bir kulu vardr. Bunlardan tek olan ldnde Allah onun yerine lerden, lerden biri ldnde belerden, belerden biri ldnde yedilerden, yedilerden biri ldnde krklardan, krklardan biri ldnde yzlerden, yzlerden biri ldnde de halktan birini yerletirir. Onlarn vesilesiyle Allah Tel diriltir, ldrr, yamur yadrr, bitkileri bitirir ve belalar defeder. Abdullah b. Mesda, Allahn onlarn vesilesiyle diriltmesi ve ldrmesi nasl olabilir diye sorulduunda o, yle demitir:

1281 1282

l-i mrn, 3/104. rnekler iin bkz: Araf, 7/62, 79, 93; Hd, 11/34. 1283 Mslim, man, 95.

249

nk onlar mmetlerin oalmas iin Allaha dua ederler ve bylelikle mmetler oalr. Zulmedenlere beddua ederler, Allah Tel da onlarn boyunlarn krar. Yamur yamas iin dua ederler ve yamur yaar. Dua ederler ve onlarn dualar sebebiyle yeryznde bitkiler biter. Dua ederler ve onlarn dualar sebebiyle her trl bela yeryznden kalkar. bnul-Cevz bu hadisi Kitbul-Mevdat adl eserinin evliynn says (adedl-evliy) blmnde zikretmi,1284 Eb Nuaym, rivayete Hilyetul-Evliy adl eserinde yer vermitir.1285 bn Askir ve bn Manzr eserlerinde rivayet etmilerdir.1286 evkn hadisin isnadnda mehul kimseler bulunduunu sylemitir.1287 Zeheb, Mzanul-tidl adl eserinde rivayet etmi ve Bu yalan uydurann Allah cann alsn! demitir.1288 bn Hacer de ayn sz sylemi ve rivayetin yalan olduunu ifade etmitir.1289 Suyt de el-Haberud-dl adl risalesinde1290, el-Lelil-Masna adl eserinde1291 ve el-Hasisul-Kbr adl eserinde1292 zikretmitir. Elbn rivayetin uydurma olduunu belirtmitir.1293 bn Arrak ve Acln de rivayeti eserlerine alanlar arasndadr.1294

7) Bekr b. Hansten: mmetimin abdlnn alametidir ki onlar, hibir zaman bir eye lanet etmezler. bn Ebid-Duny bu hadisi merf olarak rivayet etmitir.1295 Suyt risalesinde zikretmitir.1296 Elbn rivayeti mevz olarak deerlendirmektedir.1297 Ahmet Yldrm da rivayetin mevz olma ihtimalinin yksek olduunu ifade etmektedir.1298
1284 1285

bnul-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 397-398 (hadis no: 1637). Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. I, s. 8-9. 1286 bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 303; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 116-117. 1287 evkn, el-Fevidul-Mecma, s. 222. 1288 Zeheb, Mizanul-tidl, c. III, s. 50. 1289 bn Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, c. V, s. 404-405. 1290 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247. 1291 Suyt, el-Lelil-Masna, c. II, s. 331. 1292 Suyt, el-Hasisul-Kbr, Tahk. Muhammed Hall Herrs, Drul-Ktbil-Hadisiyye, yy.,ts., c. III, s. 213-214. 1293 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe,c. III, s. 670-671 (hadis no: 1479). 1294 bn Arrk, Tenzh-eratil-Merfa, c. II, s. 306 (hadis no: 76); Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 26. 1295 bn Ebid-Duny, el-Evliy, s. 28 (hadis no: 59). 1296 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 250. 1297 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. III, s. 666 (hadis no: 1475). 1298 Ahmet Yldrm, age, s. 162.

250

Hz. Peygamber (a.s.), birok hadiste lanet ve bedduay yasaklam, bu ekilde davrann mmine yakmayacan bildirmitir. Bu hadislerden bazlar yledir: Kmil bir mmin kimseyi ktlemez, lanetlemez, ar gitmez ve hayszlk etmez.1299, Allahn laneti, gazab ve cehennemi ile lanetlemeyin.1300, Mmine lanet etmek, onu ldrmek gibidir.1301 Peygamberimize, Ya Raslallah! Mriklere beddua edin! denildiinde, Raslullah (a.s.) yle buyurmutur: Ben laneti olarak gnderilmedim. Ben ancak rahmet olarak gnderildim.1302 Lanet, lanet edilen canlnn hem dnya hem de ahirette Allahn rahmetinden uzak kalmasn dilemek demektir. Dolaysyla abdl gibi ahslarn, lanet etmek ve benzeri kt niteliklere sahip olmas dnlemez. bnl-Arab de kendisine lanet eden bir dmanna kar merhametle muamele etmitir. Anlatldna gre, bnl-Arabnin amda bir dman vard. Dmanlnn iddetinden dolay namazlarn akabinde bnl-Arabye lanet ederdi. Bir gn bu kii vefat ettiinde bnl-Arab kefen onu kt bir halde grd. Merhamet ve acma duygusunun kemlinden dolay o gn yetmi bin kelime-i tevhd ekip dergh- izzetten o kiinin affn rica etti ve efaati kabul edildikten sonra o kii baland.1303 Dolaysyla bnl-Arabnin kendisine lanet edene rahmetle muamele etmesi, sfilerin merhametinin geniliine rnek olarak gsterilebilir.

8) Abdullah b. merden: Rasulullah (a.s.) yle buyurdu: mmetimin en hayrllar her asrda beyz kiidir. Abdal krk kiidir. Abdldan birisi lrse Allah onun yerine beyzlerden birisini getirir. Beyzlerden ve krklardan hibir eksilme olmaz. Ashap: Ey Allahn Rasulu! Bunlarn amellerini bize haber verir misin? dediler. Rasulullah (s.a.v): Onlar kendilerine zulmedeni affederler. Kendilerine kt davrananlara iyi davranrlar. Allahn kendilerine verdii eylerde bakalarna pek cmert davranrlar. Suyt bu rivayeti el-Lelil-Masna adl eserine1304 ve el-Haberud-dl adl risalesine1305 almtr. Eb Nuaym, bn Asakir ve bn Manzrun eserlerinde

1299 1300

Tirmiz, Birr, 48. Tirmiz, Birr, 48. 1301 Buhar, Edeb, 44, 73; Eymn, 7. 1302 Mslim, Birr, 87. 1303 Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 226. 1304 Suyt, el-Lelil-Masna, c. II, s. 330-331.

251

zikrettii rivayeti1306, bnul-Cevz, Kitbul-Mevdat adl eserinin evliynn says (adedl-evliy) blmnde zikretmi ve mevz olduuna hkmetmitir.1307 Acln ve bn Arrk rivayete eserlerinde yer vermilerdir.1308 evkn, el-Fevidul-Mecma adl eserinde bu rivayetin sahih olmadn, isnadnda mehul kimselerin bulunduunu belirtmitir.1309 Elbn ise hadisi uydurma olarak nitelendirmitir.1310 Bu hadiste; affedici olmak, ktle kar iyilik etmek ve cmert olmak gibi riclul-gaybn niteliklerinden zikredilmitir. Kuran- Kerimde, inananlarda bulunmas gereken ahlak vasflar arasnda bu zellii de grmekteyiz. Baz ayetlerde Allah Tel yle buyurmaktadr: Onlar, bollukta ve darlkta Allah yolunda harcayanlar, fkelerini yenenler, insanlar affedenlerdir. Allah, iyilik edenleri sever.1311 Bir ktln karl, onun gibi bir ktlktr. Ama kim affeder ve aray dzeltirse, onun mkft Allaha aittir. phesiz O, zalimleri sevmez.1312 Ama affeder, ho grp vazgeer ve balarsanz phe yok ki Allah ok balayandr, ok merhamet edendir.1313 Affetmek, cezalandrmaya muktedir olduu halde bir kimsenin suluyu balayabilmesidir. Allahn gzel isimlerinden birisi de affedici anlamna gelen elAfvv ismidir. Mahlkta Hlkn nazar ile bakmak, affn zeminini hazrlar. Affetmek, Allah sevip Onun ahlk ile ahlklanmann tabi bir neticesidir. Cmertlik ise, affedici olmann, yaratlmlara kar efkat ve merhamet gibi duygulara sahip olmann en nemli gstergelerinden biridir.

9) bn merden: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: Yeryznde srekli krk kii bulunur ve onlar vesilesiyle Allah yeryzn korur. Onlardan biri ldnde Allah onun yerine baka birisini koyar. Onlarn hepsi yeryzndedir.

1305 1306

Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 246. Eb Nuaym, Hilyetul-Evliy, c. I, s. 8; bn Askir, a.g.e, c. I, s. 302-303; bn Manzr, a.g.e, c. I, s. 116. 1307 bnul-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 398 (hadis no: 1638). 1308 Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 25; bn Arrk, Tenzh-eratil-Merfa, c. II, s. 306 (hadis no: 74). 1309 evkn, el-Fevidul-Mecma, s. 222. 1310 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. II, s. 339 (hadis no: 935). 1311 l-i mrn, 3/134. 1312 r, 42/40. 1313 Tebun, 64/14.

252

Rivayeti Suyt, el-Haberud-dl adl risalesinde zikretmitir.1314 Muhammed el-Helll da rivayete Kermtul-Evliy adl eserinde yer vermitir.1315 Ahmet Yldrm bu hadisin deerlendirmesinde, muteber kaynaklarda yer almayan bu rivayete son derece ihtiyatla yaklalmas gerektiini belirtmektedir.1316

10) Ubde b. Smitten: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: Bu mmette abdl, Hz. brahim Halilurrahman gibi otuz kiidir. Onlardan biri ldnde Allah Tel onun yerine baka birini koyar. Bu hadisi Suyt, el-Haberud-dl adl risalesinde ve el-Hasisul-Kbr adl eserinde zikretmi1317, el-Cmius-Sar adl eserinde de rivayete sahih demitir.1318 Acln ise Keful-Haf adl eserine almtr.1319 Hakm Tirmiz, rivayeti Nevdiruluslde1320, Muhammed el-Helll, Kermtul-Evliysnda rivayet etmitir.1321 Hadisi merf olarak rivayet eden Ahmed b. Hanbel hadisin ravilerinden Hasan b. Zekvann munkerul-hadis olduunu ifade etmitir.1322 bn Kesr, Buhrnin Hasan b. Zekvan sika kabul ettiini, dierlerinin onu zayf kabul ettiklerini, Ahmed b. Hanbel ise Hasann hadislerinin batl olduunu sylemitir.1323 Heysem, bu hadisin ricalinin Abdulvhid b. Kays dnda Buhr ve Mslimin riclinden olduunu sylemi, cl ve Eb Zura Abdulvhid b. Kays sika, bu ikisinin dndakiler ise onu zayf kabul etmitir.1324 Zerke, ricalinin ihtilafl olduunu ve rivayetin cumhura gre hasen olduunu ifade etmitir.1325 Dervi el-Ht bu hadisi eserinde zikretmi ve abdal hadislerinin pek ok tariklerinin bulunduunu ve hepsinin zayf olduunu belirtmitir.1326 Elbn ise bu rivayet hakknda mnker

1314 1315

Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247. Muhammed el-Helll, Kermetul-evliy, Dmak, 1992, s. 33. 1316 Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 163. 1317 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 246; Suyt, el-Hasisul-Kbr, c. III, s. 214. 1318 Suyt, el-Cmius-sar, c. I, s. 470 (h.no: 3032); Munv, Feyzul-Kadr, c. III, s. 167-168 (hadis no: 3032) 1319 Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 25. 1320 Hakm-i Tirmiz, Nevdirul-usl, c. I, s. 165. 1321 Muhammed el-Helll, Kermetul-evliy, s. 32. 1322 Ahmed b. Hanbel, el-Msned, Tahk. Muhammed Abdulkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 2008, c. IX, s. 341 (hadis no: 23394). 1323 Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 25; Zerke, et-Tezkire, s.143. 1324 Heysem, Mecmauz-zevid ve Menbeul-Fevid, Tahk. Abdullah Muhammed ed-Derv, DarulFikr, Beyrut, 1414/1994, c. X, s. 45 (hadis no: 16672). 1325 Zerke, et-Tezkire, s. 142-144. 1326 Dervi el-Ht, Esnel-Metlib, s. 99 (hadis no: 422).

253

hkmn vermitir.1327 Ahmet Yldrm hadisin deerlendirmesinde isnad salam olmayan rivayete hasen ve sahih demenin ok zor olduunu, hasen ve zayf diyenlerin mtesahil olduklarnn bilindiini ve rivayete mnker demenin daha uygun olacan belirtmektedir.1328

11) Ubde b. Smitten: Rasulullah (a.s.) yle buyurdu: mmetimde abdl otuz tanedir. Yeryz onlar sebebiyle ayaktadr, onlar sebebiyle yamura mazharsnz, onlar sebebiyle size yardm edilir. Suyt bu hadise el-Haberud-dl adl risalesinde yer vermi,1329 el-CmiusSar adl eserinde de rivayet hakknda sahih hkmn vermitir.1330 Tabern ise bu rivayeti Amrul-Bezzrdan, o da Anbesetl-Havvstan nakletmi ancak Heysem, her ikisini de tanmadn, dier ravilerin ise Buhr ve Mslimin riclinden olduunu belirtmitir.1331

12) Enes b. Malikten: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: Yeryz Hz. brahim Hallurrahmn gibi krk kiiden bo kalmayacaktr. Yeryznde yaayanlar onlarn dualar sebebiyle yamura ve ilah yardma eriirler. Onlardan her ne zaman biri lrse Allah bir bakasn onun yerine geirir. Sulem, bu rivayeti Tabakatus-Sfiyye adl eserinde nakletmitir.1332 Suyt ise el-Haberud-dl adl risalesine ve el-Hasisul-Kbr adl eserine almtr.1333 Bu hadisi Tabern, el-Mucemul-Evsatnda rivayet etmi, senedindeki ravilerden shkn teferrd ettiini (tek kaldn) sylemitir.1334 Heysem de hadisin isnadnn hasen olduunu ifade bu etmitir.1335 rivayete Ahmet hasen Yldrm demenin hadis mmkn hakkndaki olduunu

deerlendirmesinde, belirtmektedir.1336

1327 1328

Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. II, s. 339-340 (hadis no: 936). Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 164. 1329 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 246. 1330 Suyt, el-Cmius-sar, c. I, s. 470; Munv, Feyzul-Kadr, c. III, s. 168 (hadis no: 3033). 1331 Heysem, Mecmauz-zevid, c. X, s. 45-46 (hadis no: 16673). 1332 Slem, Tabaktus-Sfiyye, s. 21. 1333 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 245; Suyt, el-Hasisul-Kbr, c. III, s. 214. 1334 Tabern, el-Mucemul-Evsat, c. IV, s. 247 (hadis no: 4101). 1335 Heysem, Mecmauz-zevid, c. X, s. 46 (hadis no: 16674). 1336 Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 165.

254

13) Enes b. Mlikten: Rasulullah (a.s.) yle buyurdu: Abdl/bdel krk erkek ve krk kadndr. Erkeklerden her ne zaman biri lrse Allah bir bakasn onun yerine geirir. Kadnlardan her ne zaman biri lrse Allah bir bakasn onun yerine geirir. Suyt bu hadisi el-Lelil-Masna ve el-Cmius-Sar adl eserlerinde zikretmitir.1337 Bu hadisi bnul-Cevz, Kitbul-Mevdat adl eserinin evliynn says (adedl-evliy) blmnde zikretmitir.1338 Muhammed el-Helll, Kermtul-Evliyda,1339 Deylem, Kitbu Firdevsil-Ahbrda1340 bn Arrk, Tenzh-eratil-Merfada1341 ve Acln de Keful-Hafda1342 rivayet etmilerdir. Bu rivayetin senedinde mehul ravilerin bulunduu da belirtilmitir.1343 Ahmet Yldrma ge rivayetin muteber kabul edilen eserlerde deil de daha ok zayf ve mevzu hadisleri toplayan eserlerde yer almas mevzu olduunu gstermektedir.1344

14) Enes b. Mlikten: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: Abdl/bdel krk kiidir. Yirmi ikisi amdadr. On sekizi Iraktadr. Her ne zaman onlardan biri lrse bir bakas onun yerine geer. Allahn emri gelince hepsi de vefat ederler. O vakit kyamet de kopar. Suyt bu hadisi el-Lelil-Masna adl eserinde1345, Sulem de KitabulErban fit-Tasavvuf adl eserinde1346 zikretmilerdir. bnul-Cevz, Kitbul-Mevdat adl eserinin evliynn says (adedl-evliy) blmnde1347, Acln ve bn Arrk eserlerinde bu rivayete yer vermilerdir.1348 Yine bn Askr ve bn Manzr

1337

Suyt, el-Lelil-Masna, c. II, s. 332; Suyt, el-Cmius-sar, c. I, s. 471 (h.no: 3036). Ayrca bkz: Munv, Feyzul-Kadr, c. III, s. 169-170 (hadis no: 3036). 1338 bnul-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 399-400 (hadis no: 1641). 1339 Muhammed el-Helll, Kermetul-evliy,, s. 29. 1340 ruveyh b. ehredr b. raveyh ed-Deylem, Kitabu Firdevsil-Ahbr, Tahk. Fevvz Ahmed ezZemrel-Muhammed el-Mutasm Billh el-Badd, Drul-Kitbil-Arab, Birinci Bask, 1407/1987, c. I, s. 154-155 (hadis no: 404). 1341 bn Arrk, Tenzh-eratil-Merfa, c. II, s. 307 (hadis no: 78). 1342 Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 25. 1343 bnul-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 401. 1344 Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 166. 1345 Suyt, el-Lelil-Masna, c. II, s. 331-332. 1346 Sehv, Tahricul-Erbane fit-Tasavvuf, Tahk. Ali Hasan Ali Abdulhamd, el-Mekteblslm/Beyrut- Dru Ammr/Ammn, 1408/1988, s. 102. 1347 bnul-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 399 (hadis no: 1640). 1348 Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 27; bn Arrk, Tenzh-eratil-Merfa, c. II, s. 307 (hadis no: 77).

255

eserlerinde1349 rivayet etmilerdir. bnl-Cevz, hadisin senedinde yer alan Al b. Zeydelin hadis uydurucusu olduuna dair bnl-Mednnin szn nakleder.1350 Makdis, sz konusu ravinin bu hadisi mevz bir nshadan naklettiini belirtir.1351 Yine ayn ekilde Fetten, Tezkiratl-Mevdt adl eserinde1352, evkn ise elFevidul-Mecma adl eserinde1353 bu hadisin mevz bir nshadan rivayet edildiini ifade ederler. bn Ad bu isnadla pek ok rivayet olduunu, onlar bize bnuzZubeyrin rivayet ettiini ve mnker olduklarn belirtmektedir.1354 Hakm Tirmiz ise bu hadis hakknda ihtilaf olmadn ifade etmitir.1355 Ahmet Yldrm hadisin deerlendirmesinde bu rivayetin muteber kabul edilen eserlerde deil de daha ok zayf ve mevzu hadisleri toplayan eserlerde yer almasnn, mevz olduunu gsterdiini belirtmektedir.1356

15) Enes b. Mlikten: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: mmetimin direkleri Yemenin salihleridir. amda ise abdallardan krk kii bulunur. Her ne zaman onlardan biri lrse Allah bir bakasn onun yerine geirir. Onlar bu dereceye ne ok namazlar ne de orularyla ulam deillerdir. Fakat onlar bu dereceye nefislerinin cmert, gnllerinin kt duygu ve dncelerden selamette olmalar ve Mslmanlara nasihat etmelerinden dolay ulamlardr. Bu rivayeti Suyt, Muhammed el-Helll, bn Askr ve bn Manzr eserlerinde zikretmilerdir.1357 Ahmet Yldrm, hadisin deerlendirmesinde muteber kabul edilen eserlerde yer almamas nedeniyle rivayete son derece ihtiyatla yaklalmas gerektiini belirtmitir.1358

1349

bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 291; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 113. 1350 bnul-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 401. 1351 Ebul-Fadl Muhammed b. Thir b. Ahmed el-Makdisi, Kitbu Tezkiratil-Mevdt, 1323 H., s. 114. 1352 Muhammed Thir b. Ali el-Hind el-Fetten, Tezkiratl-Mevdt, 1343 H., s. 194. 1353 evkn, el-Fevidul-Mecma, s. 222. 1354 bn d, el-Kmil f Duafir-Ricl, Thk. Suheyl Zekkr, Yahy Muhtar Gazzv, Beyrut 1988, c. V, s. 220-221. 1355 Hakm-i Tirmiz, Nevdirul-Usl, c. I, s. 165. 1356 Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 166. 1357 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 245: Muhammed el-Helll, Kermetul-evliy, s. 33; bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 299; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 113. 1358 Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 167.

256

16) Enes b. Mlikten, Rasulullah (s.a) yle buyurdu: mmetimin abdl bdel- ne ok namaz klmakla ne ok oru tutmakla ne de ok sadaka vermekle cennete gireceklerdir. Onlar cennete Allahn rahmeti, nefislerinin sehaveti ve gnllerinin selametiyle gireceklerdir. bn Hacer el-Askaln, bu hadisi ne de ok sadaka vermekle ksm olmakszn ve hadisin sonunda Mslmanlara nasihat etmeleri nedeniyle ilavesi ile birlikte eserine almtr.1359 bn Ebid-Dunya hadisin Hasan- Basrden olan rivayetini zikretmitir.1360 Beyhak de hadisi Hasan- Basrden ne de ok sadaka vermekle blm olmakszn eserine alm ve eserin muhakkk tarafndan hadisin isnadnn zayf olduu ifade edilmitir.1361 Suyt ise hadisi el-Haberud-dl adl risalesine almtr.1362

17) Eb Hureyreden: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: Yeryz Hz. brahim Hallurrahmn (a.s.) gibi otuz kiiden bo kalmayacaktr. Onlarn vesilesiyle affa mazhar olunur, onlarn vesilesiyle rzk verilir ve onlarn vesilesiyle yamur yadrlr. Elbnnin mevz kabul ettii1363, bnul-Cevznin, Kitbul-Mevdat adl eserinin evliynn says (adedl-evliy) blmnde zikrettii
1364

, bn Arrkn

eserine ald1365 rivayet hakknda evkn, hadisin isnadnda hadis uyduran kimseler bulunduunu sylemitir.1366 bn Hacer el-Askaln, Lisnul-Mzn adl eserinde1367 Suyt de el-Haberud-dl adl risalesinde1368 ve el-Lelil-Masna adl eserinde1369 zikretmitir.

18) Eb Hureyreden: Rasulullahn (a.s.) huzuruna girdim. Bana: Ey Eb Hureyre! u an kapdan, Allahn arz ehlinden kendileri vesilesiyle belalar defettii
1359 1360

bn Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, c. VII, s. 307. bn Ebid-Duny, el-Evliy, s. 28 (hadis no: 58). 1361 Beyhak, el-Cmiu li-uabil-mn, c. XIII, s. 316-317 (hadis no: 10393). 1362 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 245. 1363 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe c. III, s. 575 (hadis no: 1392). 1364 bnul-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 398-399 (hadis no: 1639). 1365 bn Arrk, Tenzh-eratil-Merfa, c. II, s. 306 (hadis no: 75). 1366 evkn, el-Fevidul-Mecma, s. 222. 1367 bn Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, c. V, s. 134. 1368 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 248. 1369 Celluddn Abdurrahmn es-Suyt, el-Lelil-Masna fl-Ehdsil-Mevda, Drul-Marife, Beyrut, ts., c. II, s. 331.

257

yedi kiiden biri giriyor dedi. Ben bir de baktm ki banda su testisi bulunan, olak ve ba kel olan bir Habe kageldi. Rasulullah (a.s.) Eb Hureyreye: te bu zat yedi kiiden birisidir dedi. Bu rivayeti Suyt, el-Haberud-dl adl risalesinde zikretmitir.1370 Ahmet Yldrm hadisle ilgili deerlendirmesinde, muteber kabul edilen eserlerde yer almamas sebebiyle rivayete son derece ihtiyatla yaklalmas gerektiini belirtmektedir.1371 Bu hadisin metninden riclin, d grn bakmndan hi ummadmz bir tipte olabilecei anlalmaktadr. rnein, smail Hakk-i Bursev, aktbn genellikle eskici suretinde grndn belirtir.1372 Dolaysyla tasavvuf tecrbeye sahip kimselerin bu tr ifadeleri de riclul-gaybn umulmadk bir tipte olabilecei hususunu destekler mahiyettedir.

19) bn Abbastan: Nuhtan (a.s) sonra yeryz yedi kiiden bo kalmaz. Allah onlarn vesilesiyle yeryznden (belalar) defeder. Suyt, zikretmitir.1373 bn Ebid-Dny da benzer bir rivayete, el-Evliy adl eserinde yer vermitir. Slim b. Ebil-Cadn, Kabdan nakletmi olduu bu rivayet yledir: Nuh kavminden sonra yeryzne bir kavim gelmemitir ki ilerinde Allahn kendileri vesilesiyle azab def ettii on drt kii bulunmasn.1374 Bu rivayetlerin Hz. Peygamberin sz olmad grlmektedir. mevkf olan bu rivayeti el-Haberud-dl adl risalesinde

20) ehr b. Haveb anlatyor: Msr fethedilince ( baka bir rivayette Muaviye b. Eb Sufyn Msr fethedince) Msrllar, am ehline svdler. Bunun zerine Avf b. Mlik ban kaftanndan kararak yle dedi: Ey Msr ehli! Ben Avf b. Mlikim. am ehline svmeyiniz. nk Rasulullahn (s.a) yle dediini iittim: Onlarn ilerinde abdl vardr. Onlar vesilesiyle size yardm edilir ve onlar vesilesiyle rzklanrsnz.
1370 1371

Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 248-249. Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 168. 1372 Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 227. 1373 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 246. 1374 bn Ebid-Duny, el-Evliy, s. 28.

258

Bu rivayete Suyti, el-Haberud-dl adl eserinde yer vermi1375, el-Cmiussar adl eserinde ise rivayetin hasen olduunu sylemitir.1376 bn Askr ve bn Manzr da eserlerinde nakletmilerdir.1377 Heysem, Tabernnin rivayet ettiini belirttii hadisin senedinde Amr b. Vkidin bulunduunu, ulemnn ounluunun onu zayf kabul ettiini, Muhammed b. Mubrek es-Srnin ise onu sika kabul ettiini, ehr b. Haveb hakknda da ulemnn ihtilaf ettiini, geri kalan riclin ise sika olduunu ifade etmektedir.1378 Ahmet Yldrm hadisin deerlendirmesinde, Suytnin hasen demesinin l olmadn, nk hadis deerlendirme konusunda Suytnin tesahlnn bilindiini ifade etmektedir.1379

21) Muaz b. Cebelden: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: Kendisinde u ey bulunan kimse, dnyann ve ehlinin ayakta durduu abdldan olur: Kazya rza, Allahn haramlarna kar sabr ve Allah iin kzma. Abdln almetlerinden bahseden bu hadisi Suyt, el-Haberud-dl adl rislesinde zikretmitir.1380 Deylem bu rivayete Kitabu Firdevsil-Ahbr adl eserinde yer vermi,1381 Acln, Keful-Haf adl eserinde hadisi merf olarak nitelendirmitir.1382 Elbn ise hadisin senedinde bulunan Meysere b. Abdirabbihin yalanc ve hadis uydurucusu olarak mehur olmas sebebiyle rivayeti mevz olarak nitelendirmitir.1383 Abdlmecd-i Sivs (.1049/1639)den aktarldna gre, o, bu hadiste geen abdln niteliklerini yle aklamaktadr: Birincisi, kazya iman getirip, muhtelif unsurlarn tek bir asla rci olduunu ve her eyde tasarruf sahibinin Allah olduunu bilip, vastayla veya vastasz gelen, hayr olsun, er olsun, kaz ve belda tenzu, gazap ve infiali brakp Fil-i Mutlaktan raz olmaktr. kincisi, Allahn haram kldklarndan uzak durma
1375 1376

Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 247-248. Suyt, el-Cmius-sar, c. I, s. 470 (h.no: 3034). Munv, Feyzul-Kadr, c. III, s. 168 (hadis no: 3034). 1377 bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 290; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 113. 1378 Heysem, Mecmauz-zevid, c. X, s. 47 (hadis no: 16676). Ayrca bkz: Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 248. 1379 Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 168-169. 1380 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 248. 1381 Deylem, Kitabu Firdevsil-Ahbr, c. II, s. 133-134 (hadis no: 2276). 1382 Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 28. 1383 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. III, s. 666 (hadis no: 1474).

259

hususunda sabrdr. ncs, Ztullhta gazaptr. Yani Cenb- Hakkn zt, sfat ve esms hakknda gereksiz szlerden kanmayp, hatal davranan, Ona zulm, zaaf, tebh ve temsl nispet edenlere gazaptr. Veya emir-nehiy, hell-haram hususunda Allah iin gazap etmektir. nk Allah iin sevmek ve Allah iin gazap etmek evliynn irdr.1384

22) Abdl mevlidendir. Mevli olanlara ancak mnafklar buzeder. bn Hacer el-Askaln, hadisin isnadnda bulunan Ricl b. Slimin kim olduunun bilinmemesinden dolay bu rivayetin mnker olduunu ifade etmektedir.1385 Zeheb, Mizanul-tidl adl eserinde1386 Elbn ise SilsiletlEhdsid-Dafe adl eserinde ayn gr paylamaktadrlar.1387 Suyt de hadisin zayf olduunu ifade etmektedir.1388

23) mm Selemeden: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: Bir halifenin lm srasnda ihtilaf olacak. O srada Medine ehlinden bir adam kaarak Mekkeye gidecek. Mekke halkndan bir ksm insanlar ona gelecek ve onu istemedii halde (evinden) karacaklar. Rkn ile Makam arasnda ona biat edecekler. Onlara amdan bir ordu gnderilecek. Bu ordu, Mekke ile Medine arasnda Beyd denilen yerde yere batrlacak. nsanlar bu durumu grnce am halknn abdl ve Irak halknn velileri (asib) ona gelip biat ederler. Sonra Kureyten, daylar Kelb kabilesinden olan bir adam zuhur eder ve kar bir ordu gnderir Bu hadisi Ahmed b. Hanbel, Eb Davud ve Eb Yala, Ummu Selemeden merf olarak rivayet etmilerdir.1389 Abdurrezzk ise Katdeden merf olarak rivayet etmitir.1390 bn Askr ve bn Manzr rivayete eserlerinde yer
1384

Cengiz Gndodu, Abdulmecd-i Sivs Hayat, Eserleri ve Tasavvuf Grleri, Baslmam Doktora Tezi, Atatrk niv. SBE, Erzurum 1997, s. 227. 1385 bn Hacer el-Askaln, Lisanul-Mzn, c. III, s. 467-468. 1386 Zeheb, Mizanul-tidl, c. II, s. 47. 1387 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. III, s. 667 (hadis no: 1476). 1388 Suyt, el-Cmius-sar, c. I, s. 471 (h.no: 3037); Munv, Feyzul-Kadr, c. III, s. 170 (hadis no: 3037). 1389 Ahmed b. Hanbel, el-Msned, Tahk. Muhammed Abdulkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 2008, c. XI, s. 78 (hadis no: 27446); Eb Davud, Mehd, 1; Ahmed b. Ali b. el-Msenn etTemm, Msned Eb Yala el-Mevsl, Tahk. Hseyin Selm Esed, Drul-Memun lit-Trs, Beyrut, Birinci Bask, 1408/1988, c. XII, s. 370 (hadis no: 6940). Ayrca bkz: Ebut-Tayyib Muhammed emsul-Hak el-Azmbd, Avnul-Mabud erhu Snen-i Eb Dvud, Tahk. Abdurrahmn Muhammed Osmn, kinci Bask, 1389/1969, c. XI, s. 375-379 (hadis no: 4366). 1390 Abdurrezzk, el-Musannef, , c. XI, s. 371(hadis no:20769).

260

vermilerdir.1391 Heysem, ricalinin Buhr ve Muslimin ricalinden olduunu belirtmitir.1392 Eb Dvud rihi Azmbd, Avnul-Mabud adl eserinde, Suytnin Mirktus-Sudda Ktb-i Sittede Eb Dvudun bu rivayeti dnda abdldan sz eden hibir hadis varid deildir dediini nakleder.1393 Ayrca bu hadisi aklarken abdl ile ilgili baz rivayetleri ele alan Azmbd bu tr hadislerin mutemed olduunu sylemitir.1394 Eb Yalann Msnedinde, eserin muhakkk tarafndan hadisin senedinde Eb Him er-Rifnin bulunmas nedeniyle Mchid tarikiyle gelen isnadn hasen olduu ifade edilmitir.1395 Hadisin nsanlar bu durumu grnce amn abdal ve Irak halknn velileri (asib) ona gelip biat ederler dndaki blm benzer ifadelerle Mslimde yer almaktadr.1396 Ahmet Yldrm hadisin deerlendirmesinde bu son ksmn Mslimin hadisine idrac edilmi gibi olduunu, ayrca slm tarihinde byle bir eyin vuk bulduunun bilinmediini, dolaysyla da rivayeti son derece ihtiyatla karlamak gerektiini belirtmektedir.1397

24) Vsle b. el-Eska demitir ki: Rasulullah (s.a) yle buyurdu: Dmak ahir zamanda halk ok olan bir ehir olacak. Onun halknn ou abdl olacak ve orada mescitler ok olacak. Ekserisi zahid olacak. Mal ok olacak, adamlar (ricl) ok olacak. Kfirleri az olacak. Onlarda ehli iin bir numune olacak. Suyt rivayeti el-Haberud-dl adl risalesinde zikretmitir.1398 stisnalar dnda ehirlerin faziletiyle ilgili hadislerin genelde uydurma olduu ifade edilir.1399

25) Ebud-Derddan: Peygamberler arzn direkleri (evtd) idiler. Nbvvet sona erince Allah onlarn yerine mmet-i Muhammedden abdal denilen bir grubu getirmitir. Onlar, insanlara ne ok namaz klarak ne ok oru tutarak ne de ok
1391

bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 292-293; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 113. 1392 Heysem, Mecmauz-zevid, c. VII, s. 613 (hadis no: 12399). Ayrca bkz: Ayn eser, c. VII, s. 612 (hadis no: 12397). 1393 Azmbd, Avnul-Mabud, c. XI, s. 376. 1394 Ayn eser, c. XI, s. 377-378. 1395 Ahmed b. Ali b. el-Msenn et-Temm, Msned Eb Yala, c.XII, s. 370. 1396 Mslim, Fiten, 6, 7, 8. 1397 Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 170. 1398 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 248. 1399 ehirlerin vlmesi veya yerilmesi hakkndaki deerlendirmeler iin bkz: Dervi el-Ht, EsnelMetlib, s. 373; Eb Abdillh Muhammed b. Ebbekr bn Kayyim el-Cevziyye, el-Menrul-Munf fis-Sahhi ved-Daf, Tahk. Abdulfetth Eb Gudde, Mektebetul-Matbatil-slmiyye, Birinci Bask, 1390/1970, s. 117.

261

tesbih ekerek stn olmulardr. Fakat onlar dier insanlardan stn klan husus; gzel ahlk, verda sdk, gzel niyet, btn Mslmanlar iin sahip olduklar gnl selameti ve Allah iin nasihat gibi meziyetlere sahip olmalardr. Hakm Tirmiznin Nevdirul-Usl adl eserine ald rivayeti1400, Suyt de el-Haberud-dl adl eserinde zikretmitir.1401 Buna benzer bir rivayeti deiik lafzlarla bn Ebid-Duny, el-Evliy adl eserinde Ebuz-Zinddan1402, ayn ekilde Suyt de el-Hasisul-Kbr adl eserinde yine Ebuz-Zinddan1403 rivayet etmilerdir. Mevkf olan bu rivayetin hadis olmad anlalmaktadr.

26) Abdl, evliydandr. Aliyyl-Kr, bu rivayeti El-Esrrul-Merfa adl eserinde zikretmi ve zayf olarak nitelendirmitir.1404

27) Riclin himmeti, dalar yok eder. Bu rivayete hadis olarak vakf olmadn belirten Aclnnin kaydettiine gre, bazlar Ahmed el-Gazzlnin bu sz Rasulullaha (a.s.) nisbet ederek rivayet ettiini nakletmilerdir.1405 Elbn tarafndan da bu szn hadis olmad belirtilmitir.1406

28) Eb Klbeden: Hz. Peygamber (s.a.v.) yle buyurmutur: mmetim iinde yedi kii srekli bulunur. Onlar bir ey hakknda Allaha dua ettiklerinde, Allah onlarn duasna icabet eder. Onlar vesilesiyle size yardm edilir, onlar vesilesiyle yamura mazhar olursunuz ve onlar vesilesiyle sizden (belalar) defedilir. Abdurrezzkn el-Musannef adl eserinde zikrettii bu hadisi1407, bn EbidDny da el-Evliy adl eserinde zikretmitir.1408

1400 1401

Hakim-i Tirmiz, Nevdirul-Usl, c. I, s. 165. Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 249. 1402 bn Ebid-Duny, el-Evliy, s. 27 (hadis no: 57). 1403 Suyt, el-Hasisul-Kbr, c. III, s. 214. 1404 Nruddn Ali b. Muhammed b. Sultan Aliyyl-Kr, El-Esrrul-Merfa fil-Ahbril-Mevda, Tahk. Muhammed b. Lutf es-Sabb, el-Mektebl-slm, kinci Bask, Beyrut, 1406/1986, s. 101. 1405 Aclun, Keful-Haf, c. II, s. 333-334. 1406 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. I, s. 59-60 (hadis no: 3). 1407 Abdurrezzk, el-Musannef, c. XI, s. 250 (hadis no: 20457). 1408 bn Ebid-Duny, el-Evliy, s. 30 (hadis no: 69).

262

29) Hz. Ali demitir ki: Raslullah (a.s.)a abdl hakknda sordum. Buyurdu ki: Onlar altm kiidir. Ey Allahn Rasl! Onlar bana akla, dedim. Buyurdu ki: Onlar, fasih ve ince konumak iin kendilerini zorlamazlar, bidati deildirler ve yaptklarnda fazla derine dalmazlar. Onlar ulatklar makama ne ok namaz klmakla, ne ok oru tutmakla ne de ok sadaka vermekle deil, nefislerinin cmerlii, kalplerinin selameti ve imamlarna nasihat etmeleri sebebiyle

ulamlardr. Ey Ali! Onlar mmetimde kibrt-i ahmerden daha azdrlar. Bu hadisi bn Ebid-Dny, el-Evliy adl eserinde zikretmitir.1409 Suyut ise el-Haberud-dl adl risalesine almtr.1410 Ayrca ele aldmz bu rivayetlerden baka abdaln says ve bulunduklar yerler ile ilgili baz zatlarn eitli szleri bulunmaktadr. Bunlardan bazlarn zikredebiliriz: Kettn: Nkab yz, nceb yetmi, bdel krk, ahyr yedi, umed drt ve gavs bir kiidir. Nkab Maribde, nceb Msrda, abdl amda, ahyr yeryznde seyahat etmekte, umed yerin drt yannda (kuzey, gney, dou, bat), gavs ise Mekkededir. Halkn ihtiyac ortaya ktnda nce nkab, sonra nceb, sonra abdl, sonra ahyr, sonra umed Allaha niyazda bulunur ve duasna icabet edilinceye kadar istemeye devam eder.1411 Fadl b. Fedle: Abdl amdadr. Yirmi bei Humusta on Dmakta, ikisi Beysanda bulunur.1412 Hasan b. Yahy: Dmakta abdldan on yedi nefs, Beysanda drt nefs bulunur.1413 Ebuz-Zahiriyye: Abdl, amda bulunan otuz adamdr. Onlar vesilesiyle rzklanrsnz. Onlardan biri ldnde Allah onun yerine baka birisini koyar.1414 bn evzeb: Abdl yetmi kiidir. Altm tanesi amda, on tanesi de yeryznn dier yerlerinde bulunur.1415

1409 1410

bn Ebid-Duny, el-Evliy, s. 12 (hadis no: 8). Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 242. 1411 Hatb el-Badad, Tarihu Badad, c.III, ss. 75-76. Ayrca bkz: Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 250-251. 1412 bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 299; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 115; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 250. 1413 bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 299; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 115; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 250. 1414 bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 298; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 250.

263

Eb Abdillah el-Marib: Abdl amda, nceb Yemende, ahyr Irakta bulunur.1416 Osman b. Atnn babasndan yapt bir rivayete gre babas yle demitir: Abdl krk insandr. Ben de kendisine: Krk erkek deil mi diye sorunca o; Krk erkek deme, krk insan de. nk ilerinde kadnlar da olabilir.1417 Riclul-gayb ile ilgili bu szler daha nce de ifade ettiimiz gibi hadis deildir. Bunlar eser olarak ifade edilen baz zatlarn szleridir. Bu szler arasnda da abdaln says ve bulunduklar yerler ile ilgili farkllklar grlmektedir. Mutasavvflar bata olmak zere riclul-gayb anlayn benimseyenlerin dayanak olarak kabul ettikleri hadisler, Suytnin el-Haberud-dl adl risalesinde de belirttii gibi Enes b. Malik, Ubde b. Samit, Abdullah b. mer, Ali b. Eb Tlib, Abdullah b. Mesd, Avf b. Malik, Eb Said el-Hudr, Vsile b. el-Eska, mm Seleme, Eb Hureyre, Huzeyfe b. El-Yemn ve Muaz b. Cebel gibi sahabilerden merf olarak; Hz. mer, Hz. Ali ve Ebud-Derddan mevkf olarak rivayet edilmitir. Konuyla ilgili rivayetlerin bir ksm da tbinden ve onlardan sonra gelen pek ok kimseden eser olarak rivayet edilmitir.1418 Ahmed b. Hanbelin Msnedinde yer alan iki ve Eb Davudda yer alan bir rivayet dnda bu konudaki rivayetlerin hibiri gvenilir hadis kitaplarnda yer almamtr. Bununla birlikte Msneddeki hadisler de senedlerinde zayf ravi bulunmasndan dolay tenkide uramtr. Dier rivayetlerin getii kaynaklar ise gvenirlik asndan balca be tabakaya ayrlan kaynaklarn1419 ancak nc, drdnc ve beinci tabakalarnda yer almaktadr.1420 Suytnin riclul-gayb ile ilgili rivayetlere geni bir biimde yer verdii elHaberud-dl adl risalesine baklacak olursa bu husustaki rivayetlerin krk iki raviden geldii grlmektedir. Bu rivayetlerin; onbei merf veya mevkf olarak

1415

bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 299; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 115; Suyt, el-Hv lil-Fetv,c. II, s. 250. 1416 Sulem, Tabaktus-Sfiyye, s. 243. 1417 bn Askir, Tarihu Medinet-i Dmak, c. I, s. 299; bn Manzr, Muhtasar Tarihu Dmak, c. I, s. 115; Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 250. 1418 Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 241. 1419 ah Veliyyullah hadis kitaplarn gvenirlik bakmndan derecelendirmi ve be tabakaya ayrmtr. Geni bilgi iin bkz. ah Veliyyullah ed-Dihlev, Huccetullahil-Blia, haz. Muhammed erif Sukker, Beyrut 1992, c. I, s. 383-390. 1420 Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 174.

264

sahabeden, mrsel olarak tbinden, yirmi seleften eser olarak nakledilmi ve neticede bu rivayetlerin says altm bulmutur.1421 Bununla birlikte riclul-gayb hakkndaki rivayetlerin byk bir ksm veya tamam baz muhaddisler tarafndan sened ve metin tenkidine tabi tutulmu ve rivayetlerin shhat durumlar ile ilgili olarak deiik grler ortaya kmtr. Konuyla alakal hadisler zerindeki tartmalar yaklak olarak hicri VI. yzyldan itibaren balam ve gnmze kadar uzanmtr. Ahmet Yldrmn tespitine gre, bu konuda ilk tenkidi yapan bnl-Cevz (. 597/1201)dir.1422 bnl-Cevz (. 597/1201) riclul-gayb ile ilgili eserine ald rivayetleri inceledikten sonra bir ayrm yapmakszn bu rivayetlerin uydurma olduu neticesine ulamtr.1423 Riclul-gayb konusunda en sert eletirilerde bulunanlardan biri olan bn Teymiyye (.728/1328), iinde abdl, aktb, avs, velilerin says ve benzeri ifadelerin zikredildii hadislerin, hadis limleri tarafndan da bilindii gibi yalan olduunu sylemektedir.1424 Yine bn Teymiyye; gavs, kutub, evtd, nceb ve dier lafzlar hakknda Raslullh (a.s.)tan ve onun ashabndan maruf bir isnadla herhangi bir rivayetin nakledilmediini, ancak abdl hakknda seleften bazlarnn konumu olduklarn ve bu konuda Hz. Peygamber (a.s.)den zayf bir hadisin de rivayet edildiini ifade etmektedir.1425 bn Teymiyye, Ahmed b. Hanbelin Msnedinde Hz. Aliden nakledilen Abdl krk kiidir ve amda bulunurlar1426 hadisinin isnadnn munkat olduunu belirtmektedir.1427 Riclul-gayb konusunda sert bir tavr sergileyen bn Teymiyye bu hadisi reddetmemitir. Bunun nedeni ise bu rivayetin eriatn zahirine sk skya bal bir hadis ve fkh limi olan Ahmed b. Hanbelin eserinde yer almasdr.1428 Bununla birlikte bn Teymiyye, bu rivayeti metin tenkidine tabi tutar. Hz. Ali ve onunla beraber bulunan sahabiler, Hz. Muaviyenin yannda bulunanlardan daha
1421 1422

Bu rivayetler iin bkz: Suyt, el-Hv lil-Fetv, c. II, s. 241-255. Ahmet Yldrm, a.g.e, s. 174. 1423 bnul-Cevz, Kitabul-Mevdt, c. III, s. 397-401. 1424 Ebul-Abbs Takiyyddn Ahmed b. Abdlhalm bn Teymiyye, Minhcs-Snnetin-Nebeviyye, Tahk. Muhammed Red Slim,1406/1986, c. VII, s. 431. 1425 bn Teymiyye, a.g.e., c. I, s. 93-94. 1426 Ahmed b. Hanbel, el-Msned, Tahk. Muhammed Abdulkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 2008, c. I, s. 320 (hadis no: 908). 1427 bn Teymiyye, Mecmatl-Fetv, Drul-Vef, nc Bask, 1426/2005, c. XI, s. 237. 1428 Sleyman Uluda, Abdl, c. I, s. 60.

265

faziletli iken, yaratlmlarn en faziletlileri olan abdln Hz. Alinin tarafnda deil de niin amda Hz. Muaviyenin tarafnda olduu sorusunu ynelterek meseleye mantk izahlar getirmeye alr.1429 bn Kayym el-Cevziyye (.751/1350), el-Menrul-Munf adl eserinde genel bir kaide olarak; abdl, aktb, evs, nkab, nceb ve evtd ile ilgili hadislerin hepsinin isnadnn btl olduunu sylemi, bu hadislerin iinde sahihe en yakn olan rivayetin ise Ahmed b. Hanbelin, urayh b. Ubeydden munkat olarak rivayet ettii am halkna svmeyin, nk orada abdl vardr... hadisi olduunu belirtmitir.1430 Tesahl ile bilinen1431 Hafz bn Hacer (.852/1448) ise, abdl hakknda sahih olan ve sahih olmayan birok haberin varid olduunu, kutub konusunun ise baz eserlerde varid olduunu, sfiler arasnda gavs sfatyla nitelenen kimseler ile ilgili herhangi bir eyin sabit olmadn ifade etmitir.1432 bnus-Salh (.643/1245) bu meselede u deerlendirmeyi yapar: Abdl ile ilgili rivayet ettiklerimiz ierisinde en kuvvetlisi Hz. Alinin Abdl amda bulunur szdr. Evtd, nceb, nkabya gelince bunlar baz tarikat eyhleri zikretmitir. Fakat bu konuda hadis sabit olmamtr. Bu mmette kyamete kadar hak zere zahir olan bir taife srekli bulunur, onlar da limlerdir.1433 Sehv (.902/1496), abdl hadislerinin Enesten merf olarak muhtelif lafzlarla ok tariklerinin bulunduunu, fakat hepsinin de zayf olduunu sylemektedir.1434 Aliyyl-Kr (.1014/1605) de ayn gr paylamtr.1435 bn Arrk (.963/1556) da eserinde yer verdii dier abdl hadisleriyle birlikte Enesten gelen be tariki de deerlendirmi ve ilerinde sahih bir rivayet bulunmadn belirterek sened bakmndan durumlarn aklamtr.1436

1429 1430

bn Teymiyye, Mecmatl-Fetv, c. XI, s. 241. bn Kayyim el-Cevziyye, el-Menrul-Munf, s.136. 1431 Ebul-Hasent Muhammed Abdulhayy el-Leknev, el-Ecvibetul-Fdla lil-Esiletil-AeretilKmile, Talik: Abdulfetth Eb Gudde, Mektebetl-Matbtil-slmiyye, kinci Bask, Kahire, 1404/1984, s. 125. 1432 Kettn, Nazmul-Mutenasir, s. 220-221. 1433 Eb Amr bnus-Salh, Fetv bnis-Salh, Tahk. Sad Muhammed es-Senr, Drul-Hads, Kahire, 1428/2007, s. 69. 1434 Sehv, el-Maksdul-Hasene, s. 8. 1435 Aliyyl-Kr, el-Esrrul-Merfa, s. 101. 1436 bn Arrk, Tenzh-eratil-Merfa, c. II, s. 307.

266

Acln (.1162/1652), ricalul-gaybla ilgili hadislerin tariklerinin ok olmas sebebiyle kuvvet kazandn sylemitir.1437 Dervi el-Ht (.1276/1859) ise, bu konuda rivayetlerin bulunduunu ve bunlarn tariklerinin zayf olduunu belirtmitir.1438 Yine Dervi el-Ht, aktb, evs, nkab, nceb ve evtd hadislerinde sahih olan bir ey olmadn ifade etmektedir.1439 Kettn (.1346/1927) de bu rivayetlerin, tariklerinin ok olmas nedeniyle manev mtevatir derecesine ktn belirtmitir.1440 Eb Davud rihi Azimabad de bu tr hadislerin mutemed olduunu sylemitir.1441 Elbn de abdl hadislerinin tmnn zayf olduunu, bu hadislerin iinde sahih olan bir rivayet olmadn, hatta bunlardan bir ksmnn dierlerinden ok daha zayf olduunu savunmaktadr.1442 Ayrca Elbn, kutubla ilgili herhangi bir hadisin bulunmadn, kutub, gavs, evtd, nceb gibi terimlerin sufiler tarafndan ortaya konduunu, abdal dnda selef tarafndan bu gibi terimlerin bilinmediini ve bu terimlerle ilgili merf bir hadisin bulunmadn da ifade etmektedir.1443 Eref Ali Tnev (. 1943), Ahmed b. Hanbelin urayh b. Ubeydden rivayet ettii Abdl krk kiidir ve amda bulunur hadisinden yola karak u neticeye ulamaktadr: Sfilerin sz ve mektuplarnda abdl, aktb, evtd ve gavs gibi lafzlar ve onlarn dellet ettii sfat, berekt ve tasarruft bulunmaktadr. Hadise gre ricalulgaybn bir ksmnn varl ispat olunca, dier ksmlarnn ispat olmas uzak deildir. Bir rnekle dier rneklerin teyid olmas malum ve kabul edilen bir kaidedir. Berekt ise bu hadiste vardr. Riclul-gaybn kinat zerindeki tasarruft Kurandaki Hz. Hzr kssas1444 ile sabittir.1445 ls de riclul-gayb ile ilgili hadisler konusunda u yorumu yapmaktadr: Bu hadisler sahabe ve tbin tarafndan ok kiiden rivayet edilmitir. Fakat bazlar bunu inkr etmi bazlar da kabul etmitir. Kabul edenlerin gr daha
1437 1438

Aclun, Keful-Haf, c. I, s. 25. Dervi el-Ht, Esnel-Metlib, s. 99. 1439 Ayn eser, s. 372. 1440 Kettn, Nazmul-Mutenasir, s. 220. 1441 Azmbd, Avnul-Mabud, c. XI, s. 378. 1442 Elbn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe, c. III, s. 577. Ayrca bkz: Ayn eser, c. II, s. 339. 1443 Ayn eser, c. III, s. 671. 1444 Bkz: Kehf 18/60-82. 1445 Eref Ali Tnev, Hadislerle Tasavvuf, haz. H. Zaferullah Dvd, Ahmed Yldrm, Umran Yay., stanbul 1995, s. 281.

267

dorudur.

Ben

de

bu

iin

esasn

henz

renmemekle

birlikte

kabul

edenlerdenim.1446 Dolaysyla ls, konunun esasna vkf olamadn belirtmekle beraber kiisel grn ortaya koymutur. Buraya kadar incelemi olduumuz abdl hadislerinden baka, lafz olarak ierisinde kutub, abdl ve gavs gibi riclul-gayb ile ilgili tabirler gemese de, aada zikredeceimiz hadislerin de mana olarak riclul-gayba iaret ettiini syleyebiliriz. Bu hadislerde yle denilmektedir: Nice sa ba dank, pejmrde ve kaplardan kovulmu kimseler vardr ki, eer bir ey hakknda Allaha yemin etseler, Allah onlar yeminlerinde yalanc karmaz.1447 Allah Telnn nice pejmrde, salar dank ve eski elbiseleri olan yle kullar vardr ki, kendileriyle ilgilenilmez. Fakat bu tip kimseler Allaha yemin etseler Allah onlar yeminlerinde yalanc karmaz. Ber b. Mlik onlardandr.1448 Size cennetlikleri bildireyim mi? Onlar hem zayf olduklar hem de halk tarafndan zayf grldkleri iin kimsenin nemsemedii fakat yle olacak diye yemin etseler, isteklerini Allahn gerekletirecei kimselerdir1449 Abdlmecd-i Sivs (.1049/1639), sz konusu kimseler hakknda rihlerin yle dediini nakletmektedir: Bahsedilen kimseler, bir aaca vallahi tatr deseler, Allah o aac taa dntrr. nk veliler Onunla iitme, Onunla grme, Onunla tutma srrna eritikleri iin, nefesleri Rahmnn nefesinin nurundan bir nur olmutur.1450 Bu hadislerde, riclul-gayb ile ilgili kavramlardan hibiri yer almam olsa da, zel birilerinden bahsedildii muhakkaktr. Bunlar, d grn olarak insanlarn nemsemedii, iltifat etmedii kimseler olsalar da, Allah katnda kendilerine deer verilen, dualar makbul olan, istekleri geri evrilmeyen zel kullardr. Allah Telnn, onlarn yeminlerini boa karmad net bir ekilde ifade edilmektedir. Hadisin anlamndan yola karak bir rnekle bunu aklamak gerekirse; szgelimi, onlardan biri elini kaldrp yarn yamur yasn dese, Allah yamur yadrmak
1446 1447

ls, Rhul-Men, c. XI, s. 178. Ayrca bkz: Ahmet elik, a.g.e., s. 107. Mslim, Birr, 138; Cennet, 48. 1448 Tirmiz, Menkb, 54. 1449 Buhar, Eymn, 9; Tefsru Sure (68), 1; Edeb, 61; Mslim, Cennet, 46, 47; Tirmiz, Cehennem, 13. 1450 Abdlmecd b. Muharrem es-Sivs, Letifl-Ezhr ve Lezizl-Esmr, Sleymaniye Ktp., Mihriah Sultan, No: 255, vr. 87a.

268

istemedii halde, o zat yalanc kmasn diye yamur yadrr. Dolaysyla bu tr kimseler, duas makbul adamlardr. Nitekim riclul-gaybn geneline baktmz zaman, onlarn da duas makbul adamlar olduu grlecektir. Netice itibaryla riclul-gayb ile ilgili hadisler hakknda farkl

deerlendirmeler olsa da, sfilerin eserlerinde, yalan sylemeleri dnlemeyen pek ok insandan riclul-gaybn ruhuna uygun szler ve onlarla ilgili balarndan geen hadiseler anlatlmaktadr.

C) Riclul-Gayb le lgili Eletiriler Ricll-gayb dncesinin slmdaki yeri gemiten gnmze hep tartla gelmitir. Bu konunun Kuranda yer almamas ve konuyla ilgili rivyet edilen hadislerin gvenirlii hakkndaki tartmalar, baz mellifleri bu dncenin kaynan ehl-i snnet dnda aramaya yneltmitir. Tasavvufun herkes tarafndan idrak edilmesi mmkn olmayan birtakm konular ile baz mutasavvflara ynelttii sert eletiri ve ithamlaryla tannan bn Teymiyye (.728/1328)1451 ile bn Haldun (.808/1406), riclul-gayb telkksini eletirenlerin ve bu dncenin kkenini gayr Snn kaynaklarda arayanlarn banda gelmektedirler.1452 bn Teymiyye, halkn ve sfilerden birounun dillerinde dolaan; Mekkedeki gavs, drt evtd, yedi aktb, krk abdl, yz nceb ve benzeri isimlerin Allah Telnn kitabnda mevcut olmadn ve Hz. Peygamberden de bu konuda sahih isnadla nakledilen bir hadisin bulunmadn belirttikten sonra abdl terimi dnda selefin szlerinde ve mmet tarafndan genel kabul grm saygn meyih arasnda da bu tr terimlere rastlanmadn sadece baz mutavasst eyhler tarafndan konuyla ilgili rivayetlerin nakledildiini ileri srmektedir.1453 bn Teymiyye, ihtiyalarn riclul-gayba arzedenlerle, Allahn rahmetinin nce yzlere, yzlerden yetmilere, yetmilerden krklara, krklardan yedilere, yedilerden drtlere ve drtlerden de gavsa indiini iddia eden kimseleri yalanc,

1451

bn Teymiyyenin tasavvufa bak ile ilgili olarak bkz: Mustafa Kara, bn Teymiyyenin Tasavvuf Istlahlarna, lk Sflere ve Tasavvuf Klasiklerine Bak, Yusuf & Afin Matbaas, Ankara, 1997; Sleyman Uluda, Tasavvuf Kart Akmlar ve bn Teymiyyenin Tasavvuf Felsefesi, slmiyt, c. II, say: 3, Temmuz-Eyll 1999, s. 36-66. 1452 Ahmet gke, a.g.m., s. 162-163. 1453 bn Teymiyye, Mecmatl-Fetv, Drul-Vef, nc Bask, 1426/2005, c. XI, s. 237.

269

sapk ve mrik olarak nitelendirmektedir.1454 Ayrca bn Teymiyye, riclul-gayb olarak adlandrlan ve salih kimseler olduklarna inanlan kimselerin cinlerden ibaret olduunu iddia etmektedir.1455 Riclul-gayb olduu belirtilen birtakm kimselere, onlar Allaha ortak gsterir gibi olaanst gler ve yetkiler atfetmenin slm inancyla

badatrlamayacan benimseyen bn Teymiyye, riclul-gayb telakksinin daha ok Rfiziliin, smiliyye ve Nusayriyye gibi ar i frkalarn ve Hristiyanlarn inan biimlerini yansttn iddia etmektedir.1456 Bununla birlikte u nemli hususu vurgulamak gerekmektedir ki, bn Teymiyye tasavvuf alannda uzman bir kimse deildir. Dolaysyla aland bir kii olarak riclul-gayb anlayn benimseyen kiilere acmaszca eletiriler yneltmesi, hatta onlar irk ile sulamas haksz ve ok ar bir tutumdur. Geri bilindii gibi sfilerin en sert, en kat ve en acmasz muhalifleri rusm veya zhir ulems olarak adlandrlan hadis, fkh ve kelm limleridir. Bunlardan pek ou, mutasavvflarn bidat, ehl-i dallet, fsk, hatta kfir ve zndk olduu yolunda beyanlarda bulunmular, fetvalar vermiler; baz sfilerin idam fermanlarn gnl rahatl ile onaylamlardr. Bunun bir nedeni de, fakhlerin/hukukularn genelde tutucu, ekilci ve kuralc olmalardr. Byle bir mentaliteye sahip olan fkhlarn, tasavvuf hayattaki ruh ve fikr gelimeleri doru bir biimde deerlendirmeleri ok zordur. nk tasavvuf tecrb bir ilimdir ve bu manev tecrbeye sahip olamayanlarn tasavvuf ve sufiler hakknda acmasz eletiriler yapmas hakszlktr. Dolaysyla Kuranda ve hadiste byle bir ey yok, sahabe ve tbin bu konuda bir ey sylemedi gibi dncelere sahip olan zhir ulems, batan beri en lml ve en kabul edilebilir tasavvuf hareketlere bile kuku ile bakmlar ve bunlar en hafif tabir ile bidat olarak grmlerdir.1457 bn Haldun (.808/1405), kutub ve abdl anlaynn ilk defa Irak sfilerinde smiliyye gibi ar i frkalarn ve Rfizliin etkisiyle ortaya ktn, sfilerin i

1454 1455

Ayn eser, c. XI, s. 239. bn Teymiyye, Mecmatr-Resilil-Kbr, Dru hyit-Trsil-Arab, kinci Bask, Beyrut, 1392/1972, c. I, s. 59-60. 1456 Bkz: bn Teymiyye, Mecmatl-Fetv, c. XI, s. 237-243. 1457 Sleyman Uluda, Tasavvuf Kart Akmlar ve bn Teymiyyenin Tasavvuf Felsefesi, slmiyt, c. II, Temmuz-Eyll 1999, say: 3, s. 43-44.

270

frkalardaki imama karlk kutbu, nkabya karlk abdl benimsemek suretiyle i mezhebini taklit ettiklerini ileri srmtr.1458 Ancak Fuad Kprl bu anlayn daha mild X. asrda, ehl-i snnetten Slimiyye ve Hanbeliyye frkalar arasnda yerlemi olduuna iaret ederek bn Teymiyye ve bn Haldunun, abdl anlaynn ia ve Rfiziyye kaynakl olduu eklindeki iddialarn isabetli bulmamtr.1459 Nitekim Ahmed b. Hanbel (.241/855) gibi bir hadis ve fkh liminin abdl ile ilgili rivayetlerde bulunmas da bu iddialar geersiz klmaktadr. Seyyid Haydar mulye gre, Sufilikteki kutub, iilikteki masum imama tekabl etmektedir. Ona gre sufilerin kutub olarak adlandrdklar kii, mamiyyede masum imam olarak adlandrlan kiidir ve bunlarn ikisi de birdir. Kutub veya masum imam her dnemde bulunur ve zamann bunlardan yoksun kalmas dnlemez.1460 Dolaysyla mulnin anlaynda, kutub ve imam ayn anlama sahip olan ve ayn ahsa atfedilen iki kavramdr. Velilik nazariyesinin, beraberinde bir de koruyucu veliler hiyerarisi nazariyesini ortaya kardn ifade eden Fazlurrahmn, bu nazariyenin byk bir ihtimalle iann mamet grnn sfilikteki benzeri olduunu ileri srmektedir. Ona gre bu reti, III/IX. yzylda ortaya kmasna ramen, ancak daha sonraki yzyllarda tasavvufun kesin bir nazariyesi haline gelmitir.1461 Riclul-gayb anlaynn ortaya knda iann tesirini kabul edenlerden biri de Erol Gngrdr. O, bu anlayn, slm tasavvufunun ayrlmaz bir paras olmaktan ziyade, tasavvufa yabanc kaynaklardan yamanm bir ilave hkmnde olduunu ileri srerek yle der: Aka ilerin imamet telkklerini aksettiren bu doktrin, Snn Mslman kitleleri arasnda da ok yaygndr. O kadar ki, tasavvufla pek ilgisi bulunmayan kimseler bile, kaynandan hi haberdar olmakszn, byle bir veliler hiyerarisinin

1458

Abdurrahmn bn Haldn, el-Mukaddime, Tahk. Abdusselm e-eddd, ed-Drul-Beyd, Birinci Bask, 2005, c. III, s. 59-60. 1459 M. Fuad Kprl, Abdl, Trk Halk Edebiyat Ansiklopedisi, stanbul 1935, c. I, s. 25. 1460 Seyyid Haydar mul, Kitabu Nassn-Nuss, Tashh: Henry Corbin-Osman smail Yahya, Tahran 1353/1975, s. 264. 1461 Fazlurrahman, slm, ev. Mehmet Da - Mehmet Aydn, Ankara Okulu Yay., Ankara, 1999, s. 203.

271

varlna inanmlardr. Bylece kutub telkksi Mslmanlar arasnda en ok rastlanan hurfelerden biri halinde yaamaktadr.1462 Bu anlay hurfe olarak nitelendiren Erol Gngr, kutub ve onunla birlikte giden mertibin smailiyye mezhebinden tasavvufa gemi olduu hakknda genel bir kanatn olduunu ileri srer ve bu hususu ilk olarak ortaya atanlardan birinin de bn-i Haldun olduunu belirtir.1463 Ancak bu konuda genel bir kanaatin olduuna dair kesin hkmlerde bulunmann isabetli olmadn dnyoruz. nk pek ok konuda olduu gibi bu meselede de farkl grler bulunmaktadr. Anlalan o ki Erol Gngr bu konuda bn Teymiyye ve bn Haldun gibi melliflerin grlerini benimsemi grnyor. Kutub fikrinin Sflik kadar eski olduunu belirten Ebul-Al Afifi, bu konuda unlar sylemektedir: lk sfler ortak bir ilham ve vahiy kaynana inanarak, bu kaynan Muhammed (s.a.v.) ve varisleri ile ayn olduuna inandlar. Fakat bnl-Arabden nce, hibir devirde, Muhammed (Muhammedin nuru, Ruhu ya da Hakikati)in bir hayat, yaratma, ilham ilkesi ve hatta Allahn Kendisi ile ayn olduu bylesine srarla kabul edilmemitir. bnl-Arab tamamyla sf yazlarda grdmz kutub fikrini artk muhafaza etmemektedir. Onun kutbu bir veli ya da peygamber deil, kozmik bir ilkedir. smillerin ve Karmatlerin masum imam slam kaynaklarnda bu gre en yakn olandr.1464 Afifi, zellikle Karmatlerin gr ile bnl-Arabnin gr arasndaki en nemli benzerliin, mertebeler zinciri konusunda olduunu ifade ederek u deerlendirmelerde bulunmaktadr: Kll akln tezahrleri saylan Karmatilerin ntklar (akll varlklar), bnl-Arabnin nazariyesinde peygamber ve velilere (logoi) olduka uygun dmektedir. Karmatlerin 6nc devir natklar (akll varlklar) mertebesinin ba, her iki sralamada da (bnl-Arab ve Karmatlerin sralamasnda) ayndr; baka bir deyile o, Hz. Muhammed (a.s.)dir. Bu iki nazariye arasndaki esasl fark ise udur: Karmatler, batn bilgilerin kaynan 6nc devrin (burada Muhammed kaynaktr)

1462 1463

Erol Gngr, slam Tasavvufunun Meseleleri, tken Yay.,stanbul 2004, s. 84-85. Ayn eser, s. 84. 1464 Ebul-la Afifi, Muhyiddin bnl-Arabde Tasavvuf Felsefesi, ev. Mehmet Da, Krkambar Yay., stanbul, 1999, s. 98-99.

272

tesine, Plotinosun lk Aklna gtrdkleri halde, bnl-Arab bu lk Akl Muhammedle (Muhammedin Rhu ile) ayn saymaktadr. Karmatlerin ve smillerin, imamlar hakknda vermi olduklar bilgileri btn ayrntlar ile kabul etmedii gibi, baz smillerin tersine, herhangi bir hull, tensh (ruh g) ya da birlenme (ittihd) nazariyesine de inanmaz. Elbette, smillere, Karmatlere ve daha baka birok filozoflara pek ok ey borludur; fakat ne birincilere ne de ikincilere mensuptur. bnl-Arabnin kutub nazariyesinin, eklektik (derleme) olmakla birlikte, dier nazariyeleri gibi, makul ller iinde kendisine ait olduu sylenebilir.1465 Seyyid Hseyin Nasr, iilikteki imamet anlay ile Sfilikteki kutub anlaynn hemen hemen ayn olduu grn ileri srmekte ve bu konudaki fikirlerini u ekilde dile getirmektedir: Gerekten de, tpk Sfilikte her std kendi ann kutbu ile iliki halindeyse, iilikte de btn manev grevler, her ada, iten ie imm ile irtibatldr. Tpk Seyyid Haydar Amlnin de aadaki ifadelerinde belirttii gibi, evrenin kutbu olarak imam fikri, Sfilikteki kutub fikriyle hemen hemen ayndr: Kutub ve imam, ayn anlama sahip olan ve ayn ahsa atfedilen iki deyimdirler.1466 bnl-Arab tarafndan akland ekliyle, evrensel veya kmil insan (el-insnulkmil) retisi, i kutub ve imm doktrinine olduu gibi, yine ok sonralar sfi stadlar tarafndan gelitirilmi olan Mehd retisine de ok benzemektedir. Btn bu retiler, kaynak bakmndan, esas ve niha olarak ayn dern gereklie, ilik ve Sfilikte mevcut olduu ekliyle, hakikat- Muhammediyyeye dayanmaktadrlar. Bu retinin dile getirilii ile ilgili olarak da, sonraki sfi deerlendirmeler zerinde bu durumda, baz dorudan i etkiler olmu olabilir.1467 Abdulbaki Glpnarl ise, ricalul-gaybn miktarn bildiren saylar hakknda u iddial szleri nakleder: Bu saylarda eski dinlerin, Fisagorilerin hatta Msr ve Hint inanlarnn tesiri aka grnmektedir. Kutba, abdala, dierlerine ve bunlarn bulunduklar

1465

Ebul-la Affifi, Muhyiddin bnul-Arabde Tasavvuf Felsefesi, ev. Mehmet Da, Krkambar Yay., stanbul, 1999, s. 99. 1466 Seyyid Haydar mul, Kitabu Nassn-Nuss, s. 264. 1467 Seyyid Hseyin Nasr, Tasavvuf Makaleler, ev. Sadk Kl, nsan Yay., Birinci Bask, stanbul 2002, s. 124.

273

yerlere, mazhar olduklar eylere dair peygambere isnad edilen hadisler uydurmadr.1468 Riclul-gaybn tasarruflarn, lem zerindeki etki ve yetkilerini eletirmek anlamnda kimi zaman u dnceler de dile getirilir: Kinat tmyle Allahn kudret ve iradesiyle ynetilir ve Allahn hi kimseye, bu kullara da asla ihtiyac yoktur.1469 slam inancna gre Allahn hibir eye ihtiyacnn olmad muhakkaktr. Dolaysyla O, hibir ekilde; insanlarn cann almak iin Azraile, peygamberlerine vahyini ulatrmak ve onlarla iletiim kurmak iin Cebraile, kullarn sorguya ekmek iin Mnker ve Nekire, insanlarn amellerinin yazlp tespit edilmesi iin Kirmen Ktibn meleklerine, mminlere emir ve yasaklarn ulatrmak iin peygamberlere, slihleri dllendirmek iin cennete muhta deildir. Fakat bu durum, slam inancna gre szkonusu unsurlarn mevcut olmadna kesinlikle delil olamaz. Binaenaleyh Allahn ricalul-gayba ihtiyacnn olmamas bu kimselerin var olmamas manasna gelmez ve slam inanc da kesinlikle byle bir eyi ngrmez.1470 Bu konuda en sert eletirilerden birisi de Ahmed Emin (.1954) tarafndan yaplmtr. Ona gre tasavvuftaki kutub anlay, idaki mehd-i muntazar dncesinden1471 domutur. nk sfiler, ilik ile irtibat kurmular ve ondan Mehd fikrini alarak yeniden ekillendirmiler ve buna da kutub adn

vermilerdir. Dolaysyla hayal leminde bir memleket oluturup bu memleketin bana da kutbu oturtmulardr. Kutub, iilikteki imam veya Mehdnin benzeridir. Sfiler, bu kutbun, her asrda ileri idare ettiine, semnn onunla ayakta durduuna ve ayet o olmazsa semnn yeryznn stne deceine inanmlardr. te bu gibi dnceler Mslmanlarn dnya ilerinde mantkl hareket etmelerine engel olmu ve
1468 1469

onlar

hayal

lemine

srklemitir.1472

Ahmed

Eminin,

riclul-gayb

Abdulbaki Glpnarl, Mevln Celaleddin, nklap Kitabevi, stanbul 1951, s. 151. mil slm Ansiklopedisi, Ricalul-gayb, stanbul 2000, c.VII, s. 39. 1470 Mehmet Sami Sayar, Tasavvufa Gayr-i slam ve Gayr-i Snn Kaynak Arama almalar, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Seluk niv. SBE, Konya 2005, s. 30. 1471 Bu dnce ida gizli imam manasn tar. inn anlayna gre bu imam, grnen imamlarda bulunan tm dini vasflar kendisinde bulundurmaktadr. Bu gizlilik bir gn mutlaka son bulacak ve bu gizli imam dnyay zulm ve hakszlklardan kurtaracaktr. Ayrca hakszlklara uratlan l-i Beyti de zafere ulatracaktr. Geni bilgi iin bkz: Avni lhan, Mehdilik, Beyan Yay., stanbul 1993, s. 65. 1472 Ahmed Emin, Duhal-slm, Drul-Ktbil-Arab, Beyrut, ts., c. III, s. 245-246.

274

dncesinin Mslmanlar hayal lemine srklemesi ve onlarn dnyev ilerde mantkl hareket etmelerine mani olmas eklindeki yorumunun, ok abartl olduu kanaatindeyiz. Riclul-gayb telkksini reddeden ok ar yorumlara da rastlamaktayz. Bu yorumlardan birinde riclul-gayb dncesi mitolojik bir masal olarak

nitelendirilmekte, bu anlayn Yce Allah rubbiyyet ve ulhiyetten soyutlama anlamna geldii, felsefede Akl- evvel, Hristiyanlkta Kelime ve tasavvufta Kutub olarak adlandrlan btl bir kuruntuya giydirilen bir uydurma olduu iddia edilmektedir.1473 Bu tr ar yorumlar tasavvufun baz meselelerini

kavrayamamaktan veya meselelere nyargl yaklamaktan kaynaklanm olabilir. Nitekim tasavvufta uzman olmayan ve sfi tecrbeye sahip olamayan insanlarn manev lemin kendine has kanunlar erevesinde meydana gelen, ilm ve irfan bir aba gerektiren bu tr tasavvuf meseleleri idrak etmeleri zordur. Bu yzden manev dnyaya ait bilgi ve tecrbeleri yetersiz olan kimselere riclul-gayb konusu karmak gibi grnebilir. Dolaysyla birtakm nyarglar ve yanl anlamalar neticesinde bu konuya yneltilen eletirilere rastlamak mmkndr.1474 Bununla ilgili olarak Ahmed Avni Konuk, Fuss erhinde riclul-gayb hakknda zerinde nemle durulmas gereken bir hususu dile getirmektedir. Buna gre, Hz. Muhammed (s.a.v.)n halfesi konumunda olan evliy ve aktb gibi riclul-gayb hiyerarisi iinde yer alan kimseler, ancak Raslllh (s.a.v.)n uygulad er-i erf ile hkmederler ve kesinlikle eratin hkmnden dar kmazlar. Ancak bu tr kimselerin hl ve davranlarnda birtakm incelikler vardr ki, bu incelikleri, tecrbe ederek tatmayanlar, hl, ilim ve mertebe bakmndan onlarn seviyesine ykselemeyenler, idrak edemezler.1475 Mceddid-i elf-i sn olarak bilinen mm- Rabbn (.1034/1624), riclulgayb anlayn savunur ve kutbu inkr edenlerin urayacaklar mahrumiyetleri, ona ynelenlerin ise elde edecekleri faydalar dile getirir. Ona gre; kutbul-ird, ahs tm stnlkleri bnyesinde toplad iin, gerekten ok deerli bir varlktr. Birok asrlardan ve uzun vakitlerden sonra, bir cevher gibi ortaya kar. Karanlk dnya,
1473

brahim Sarm, Teorik ve Pratik Adan Tasavvuf ve slam, Ekin Yay., 2. bask, stanbul 1997, s. 312. 1474 Ahmet gke, a.g.m., s. 198. 1475 Ahmed Avni Konuk, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, haz.: Mustafa Tahral-Seluk Eraydn, Marmara niversitesi lhiyat Fakltesi Vakf Yay., stanbul 2005, c. III, s. 269.

275

onun nurunun ortaya kyla aydnlanr. Onun hidayet ve ird nuru, btn lemi kaplar. Bir kimseyi; olgunluk, hidayet, iman ve marifet, Arn evresinden yerin dibine kadar kuatrsa, bu ancak onun yoluna girmekle ve ondan istifade etmekle mmkn olur. Onun, bir okyanus gibi tm lemi kuatan nurunun aracl olmadan, hibir kimseye bu devlete erimek myesser olmamtr. Bir talib ona ihlsla yneldiinde, ya da o, talibe yneldiinde, bu tevecch annda sanki talibin kalbinde bir pencere alr. Dolaysyla bu yolla talib, tevecch ve ihls kadar o denizden kana kana ier. Anlatlan faydalar, Allaha ynelerek onu zikreden, kutbu inkr ettii iin deil de, hi tanmad iin ona ynelememi olanlara da gelir. Ancak kutba ynelen kiilerin elde ettii faydalar, ona ynelemeyenlerin elde edecei faydalardan daha fazladr.1476 Kutbu inkr eden ve ktleyen bir kimseye gelince o, her ne kadar Allahn zikri ile megul olsa dahi, rd ve hidayet hakikatlerinden mahrum kalr. Onun bu inkr ve eziyeti, kendisine gelebilecek feyzin nn kesen bir settir. Hakik hidayet, an byk bir kutba ynelmeden, ona balanmadan mmkn olmaz. sterse bu byk kutub, onun faydalanmamas hatta zarara uramas iin tevecch etmemi olsun. O kii yine de mahrum kalr. Bu tip insanlarda, rde eriebilmenin sadece sureti bulunur. Halbuki manadan yana bo kalan suretlerin, ok az faydas olur. Bu kutublara sevgi ve sayg ierisinde olanlara gelince, anlatlan tevecchten ayr kalsalar ve Allahn zikrinden hli olsalar bile, sadece kutublara olan muhabbetlerinden dolay hidayet ve rd nuruna ularlar.1477 smil Hakk-i Bursev (.1137/1725) ricll-gayb anlay hakknda olumsuz dncelere ship olan kimselerle ilgili olarak kendine has slbuyla yle demektedir: Genellikle aktb, eskici sretinde grnrler. Zr halkn zhir ve btn slklerinde olan halleri slh ederler. Ve mnkirler bu mndan gafildirler. Yni, vcudlarnn bekas ve nizm- halleri riclullh yznden iken, yine onlara mukabil gelirler ve sebb ederler. Zr onlar ehl-i kfrndr. Ve riclullh yznden olduu budur ki, insan- kmil Hakkn halfesidir ki, mlk ve melektun tasarrufu onlara verilmitir. Pes hakkatte onlarn yznden mutasarrf olan Allh Teldr. Nazar
1476

mam- Rabbn, Mektubt- Rabbn, ev. Kasm Yayla, Merve Yay., stanbul 1999, c. I, s. 533534. 1477 Ayn eser, c. I, s. 534.

276

eyle sultn- azam ile vekl-i mutlaka ki, sultnn cem-i umru vekil yznden vcud bulur ve bundan saltanatta itirak lzm gelmez. Belki saltanat birdir ve umra mdhale edenler sultnn esmsnn tertb zerine mezhiridir.1478 mer Ziyuddn-i Dastn (.1920), riclul-gaybn varln inkr eden kimselerin, onlarn bereketinden mahrum olacaklarn ve yine onlarn dostu olma derecesinden olduka uzak kalacaklarn ifade etmektedir.1479 Mustafa Fevz Efendi (.1925) ise, her grhun nurunu kutbundan, o kutbun da nurunu kutbul-aktbdan aldn belirttikten sonra, bu cilveyi bilmeyenlerin inkr yoluna gittiklerini sylemektedir. Ona gre bir eyin bilinmemesi, o eyin olmamasn gerektirmez. Merbt olmayan, bir reise ihtiyac olmayan tek bir kii bile yoktur. O kii ister kutbunu bilsin, isterse bilmesin; Allah onu kutba tbi eylemitir.1480 Netice itibariyle riclul-gayb dncesini mdafa edenler olduu gibi tenkit edenler de olmutur. Fakat burada nemli olan husus, zellikle tasavvufun baz ince meselelerinde olduu gibi, kiinin anlayp kavrayamad konularda aceleci veya nyargl bir tavrla hemen yanl hkm ve sonulara varmaktan kendini alkoymas gerektiidir. Aksine bir tutum kiinin kendisine bir ey kazandrmad gibi, kendileri hakknda yanl hkm verilen kimselere de bir ey kaybettirmez. Yine riclul-gayb hakkndaki deerlendirmelere baktmzda zellikle bu dncenin i kaynakl olduuna dair eletirilerin daha ok dile getirildiini grmekteyiz. Tabi ki riclul-gayb anlay ile ilikteki imamet anlay arasnda birtakm benzerlikler olabilir. Hatta dier inan sistemlerinde de bu anlayn benzer motiflerine rastlanabilir. Ancak riclul-gayb anlaynn ortaya knda ne iilik tesirine ne de dier yabanc kaynaklarn etkisine dair tatmin edici ipularna rastlanmaz. Dolaysyla bu telkknin tasavvufa ilikten gemi olduuna dair yorumlar, bn Teymiyye ve bn Haldun gibi melliflerin grlerinin tekrar gibi grnmektedir. Allah Telnn, evrenin ynetimi ile ilgili olarak mdebbir meleklere birtakm grevler verdii gibi, meleklemi, kuds, saf ve temiz ruhlara da grevler
1478 1479

Bursev, Kitbn-Netce, c. I, s. 227. mer Ziyuddn Dastn, Tasavvuf ve Tarikatlarla lgili Fetvalar, ev. rfan Gndz-Yakup iek, Seh Neriyt, 1986, s. 188. 1480 Fikri Akbulut, Ktib Mustafa Fevzi b. Numan Efendinin Hayat, Eserleri ve Tasavvuf Grleri, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Yznc Yl niv. SBE, Van 2006, s. 71.

277

verdiini belirten Ethem Cebeciolu, riclul-gaybn lem zerindeki tasarruflarn idrak edemeyenlerin ve bu anlay eletirenlerin problemleri hakknda unlar dile getirmektedir: Esasen yneten Allahtr, mdebbirlik vasfna haiz melek veya insan da, robototik, maa konumunda alet varlklardr. Tasavuftaki kutub kavramna bakarak, Allah'a yedek ilhlar yamamaya almak iddiasn, disiplindeki speklatif anlama zorluu asndan yersiz bulduumuzu ifade etmek isteriz. Hibir varlk ister nebi, ister veli, ister kutub, isterse melek ve dier tm mahlkt, asla Allah olamazlar. Ve tasavvufta da bu trden bir iddia asla grlmemitir. Problem, tasavvuf uzman olmayanlarn, alann terminolojisini bilmemelerinden, yarm anlayl zihinsel bulanklklarndandr. Bu bulanklk, tasavvufa dair speklatif
1481

bilgi

retiminden/yorumundan mahrumiyete sebep olur. Ve sonu, yanlla biter.

1481

Ethem Cebeciolu, Akemseddinde Baz Tasavvuf Kavramlar-I, Ankara niv. lahiyat Fak. Dergisi, 2001, c. XLII, s. 95.

278

SONU

Riclullah, gayb erenleri veya bilinmeyen Hakk dostlar diye de isimlendirilen ricalul-gayb kavram, tasavvuftaki Allah dostluunun gizliliine iaret etmektedir. Ancak gizli olan, riclul-gaybn ahslar deil, manev halleridir. Onlarn halleri gizli olduu iin yapp ettikleri herkes tarafndan kolaylkla anlalmaz. Maddi varlklar bakmndan insanlar arasnda bulunsalar da manev ynden sradan insanlarn idrak edemeyecei tasarruf ve yetkilere, lemin ileyii ve dzeninin devam etmesinde etkin bir role sahiptirler. Onlar, dier insanlar tarafndan kolayca tannmazlar. Bununla birlikte riclul-gayb, birbirini tanmaktadr.

Dolaysyla bunlara ricalul-gayb denilmesinin sebebi srlarnn gizli olmasndandr. Yoksa gayb leminde bulunduklarndan dolay deildir. Dnyann siyas ve madd yneticileri olan insanlar arasnda veya dnyann melek manev yneticileri olan melekler arasnda bir vazife taksimi ve hiyerari olduu gibi, dnyann insan man yneticileri olan riclul-gayb arasnda da bir vazife taksimi ve hiyerari mevcuttur. Kutbul-aktb bu manev hkmet iinde devlet bakanna benzetirsek dier kutublarn, bakan ve valiler statsnde olduunu dnebiliriz. Bu kiiler, Allahn yeryzn kendilerine musahhar kld, hilfet srrna mazhar olmu kimselerdir. Onlar, evrenin ileyii ve dzeninin salanmasnda vasta olan, Allah katnda yce hallere ve makamlara sahip olan sekin ahsiyetlerdir. Tasavvuftaki riclul-gayb telakksinin temel dayanan, abdl hadisleri olarak ifade edilen birtakm rivayetler oluturmaktadr. Ancak bu hadislerin shhat dereceleriyle ilgili farkl grler dile getirilmi, bazlar genel bir kaide olarak bu konudaki hadisleri mevz olarak deerlendirmi, bazlar da bu hadislerin tariklerinin ok olmas nedeniyle kuvvet kazandn hatta manev mtevatir derecesine ktn belirtmilerdir. Riclul-gayb telakkisi, Hakm-i Tirmiz (.285/898)den itibaren velyet kavramnn ortaya kmasyla beraber zuhr etmi, ilk dnemlerde ehl-i snnet kelamclarndan ayr dnmeyen sfiler, Tirmiz ile birlikte meseleye deiik adan yaklamlardr. Daha sonra bnl-Arab tarafndan snrlar izilen, gelitirilen ve onun fikirleri nda sistematik hale gelen bu telakki, klasikleerek hemen pek ok mutasavvfn kabul ettii bir nazariye halini almtr. Dolaysyla riclul-gayb

279

dncesini, bnl-Arab ncesi ve bnl-Arab sonras olmak zere iki evreye ayrmann yanl olmayaca kanaatindeyiz. Bu telkknin ortaya kmasnda u iki anlayn tesiri olduunu dnmek mmkndr. Birincisi, slm dininde kinattaki baz ilerin Allah adna baz melekler tarafndan tedvir edildii inanc vardr. Kurandaki Mdebbir Melekler tabiri bunun alt yapsn fikr olarak hazrlayan bir kavramdr. Ricalul-gayb meydana getiren manev varlklara da byle bir grev yklenmitir. kincisi, slm tarihi geleneinde devlet hkimiyet ve otoritesinin Allahn otorite ve hkimiyetini temsil ettii kabul edilir. Ayn ekilde onlara gre bu temsil yetkisi lemi manen veya hakikaten idare ettiklerine inanlan riclul-gayba verilmitir. Riclul-Gayb telkkisinin, tasavvuf ilminin dikkat ekici, anlalmas g konularndan biri olduu muhakkaktr. Bu nedenledir ki bu anlayn dindeki yeri bugne kadar hep tartla gelmitir. Manev lemin kendine has yasalar erevesinde mtlaa edilen riclul-gayb anlay, ou kimsenin tasavvufla ilgili nazar ya da amel olarak ihtisas sahibi olmamalar nedeniyle, anlama ve okuma hatalarna dtkleri etrefilli bir konudur. Dolaysyla tasavvuf ilminin konu edindii birok alanda grld gibi riclul-gayb anlay zerinde de gemiten gnmze bu tr yzeysel deerlendirmeler ve bunlarn sonucunda ortaya kan yorumlama hatalar grlmektedir. Her ne kadar tasavvuf alannda uzman olmayan kiiler tarafndan riclulgayb anlayna birtakm eletiriler getirilse de, tasavvuf alannda nder olan, Gazl, bnl-Arab, Mevln, mm- Rabbn, smail Hakk-i Bursev, Ahmed Ziyuddn-i Gmhnev gibi sfi mellifler bata olmak zere riclul-gayb telkksinin sfi ve mutasavvflar tarafndan benimsendii ve savunulduu grlmektedir. zellikle riclul-gaybn varlklar zerinde tasarruf edii, iyi anlalmas gereken temel noktalardan biridir. Tasavvufta uzman olmayan aland kiiler, tasavvuftaki kozmik yetki ya da tasarruf konusunu tam olarak anlayamadklar iin, bata kutub olmak zere riclul-gayb ilh olarak alglama yanlna dmekte ve bylelikle de riclul-gayb telkksine kar kmaktadrlar. Hatta bazen de eletirilerin dozunu karmaktadrlar. Halbuki varlkta mutlak tasarruf sadece Allaha ait olup, ister melek ister kutub olsun, hibir mahlkt ilh olamaz. Zaten tasavvufta da byle bir iddia asla grlmemitir. Fakat Allah, tasarruf iin melek ve insan dhil

280

eitli vastalar kullanr. Dolaysyla riclul-gayb, evrendeki dzenin ileyiinde vasta konumundadrlar. Tasavvufun ilk kaynaklarnda bu konu yeterince ele alnmamtr. Yaplan yorum ve deerlendirmelerden anlaldna gre; tasavvufun teekkl dneminde bu meselenin geitirilmesinin makul sebepleri olduu dnlebilir. nk zellikle ilk dnemlerde tasavvufun, er bir ilim olup olmad tartlmakta, sufiler grlerini ve manev tecrbelerini ortaya koyarken daima zahirin snrlar ierisinde hareket etmeye zen gstermekte, tasavvufun eriata uygunluunu ortaya koymak zere eserler telif edilmektedir. Dolaysyla mellifler, byle bir dnemde, muhtemelen sufler arasnda yaygn olsa bile, ricalul-gayb gibi dikkat eken, herkes tarafndan kolayca idrak edilemeyen, ilm ve irfn bir aba gerektiren olduka farkl bir konuyu eserlerinde ilemeyi uygun grmemi olabilirler. Bununla birlikte bu konuya yer veren Slem, Kueyr, Hucvir, Gazl gibi ilk sfi melliflerin tasavvuf anlaynda ricalul-gayb telakkisi mevcut olmakla beraber bu anlay hiyerarik ve sistematik bir yapya sahip deildir. Bu anlay daha ziyade Muhyiddin bnl-Arabden sonra yaygnlk kazanm ve etki alan genilemitir. bnl-Arabden sonra ricalul-gaybten bahseden mutasavvflar, ummiyetle onun bu konuya dair snflandrmasn esas almlardr. bnl-Arab, riclul-gayb saylar belli olanlar ve saylar artp eksilenler olmak zere iki ksmda incelemitir. Riclul-gayb zmrelerini genel olarak deerlendirirsek, onlarn kendileri deil, halleri gizlidir yani halk tabakas onlarn riclul-gaybten olduunu bilmezler. Bunlardan birisi vefat ettiinde, onun yeri alt gruplardan birisiyle doldurulur ve bu ekilde hiyerarinin devamll salanr. Bu zmreler sadece erkeklerden olumaz, bu hiyeraride kadnlar da olabilir. Riclulgayb tifelerinin ou birden fazla kiiden oluurken, baz zmreler de sadece tek kiiden olumaktadr. Onlar gzel ahlk temsil eden rnek ahsiyetlerdir. Riclulgaybn merkez noktasn Hz. Muhammed (a.s.)in tekil ettii sylenebilir. Riclul-gaybn sahip olduu ahlak niteliklerin, aslnda her Mslmanda bulunmas gereken niteliklerden olutuu anlalmaktadr. Ancak riclul-gayb, dier insanlara gre gzel ahlk kmil manada temsil eden sekin ve rnek ahsiyetlerdir. Onlar, yksek ahlk ve irfan sahipleri olup, herkes hakknda iyi dnr, kimseyi lanetlemez, kimseye hakaret etmez, kimseyi incitmez, kimseye haset etmez ve

281

dnyaya kar hrsl olmazlar. nsanlara gzel muamele eder, halka faydal olmak iin alrlar. yilik bakmndan insanlarn en temizi, en yumuak ahlkls ve en cmertleri olup, gzel bir slba sahiptirler. Onlar, kalbe ve kalba ait amelleri zahiren ve batnen kusursuz ve eksiksiz yaparak yalnzca Allah iin amel ederler. Bunlar riclul-gaybn gzel ahlkndan bazlardr ki, herhangi bir Mslman da prensip olarak bu nitelikleri elde etmeye almaldr. Anlalan o ki, riclul-gayb ve benzeri konularn tam olarak idrak edilebilmesi, ancak akln ve duyularn tesinde birtakm manev mertebelere ulamakla ve tasavvuf tecrbeye sahip olmakla mmkndr. Dolaysyla konunun en doru ekilde anlalmas, bu manev tecrbeleri bizzat yaamaya baldr. Bu yzden bu konuda yorum ve deerlendirmeler yaparken, meseleye ksr bir bak asyla yaklamak yerine daha geni bir perspektiften baklmas gerektii kanaatindeyiz.

282

ZET Atl, Ahmet, Tasavvufta Riclul-Gayb, Doktora Tezi, Danman: Prof. Dr. Ethem Cebeciolu, 298 s. Riclul-gayb, her devirde bulunan herkes tarafndan kolayca tannmayan, gizli olan Hakk dostlardr. Ancak onlarn ahslar deil, manev halleri gizlidir. Maddi varlklar bakmndan insanlar arasnda bulunsalar da manev ynden sradan insanlarn idrak edemeyecei fonksiyonlara sahiptirler. Allah bu kimseleri lemdeki manev ve ruhan dzenin korunmas, hayrlarn temini, ktlklerin giderilmesi, bol yamur yamas, bereketin artmas, zalimlerin cezalandrlmas, gibi belalarn konularda

kaldrlmas,

yaratklarn

ihtiyalarnn

karlanmas

grevlendirmitir. Dolaysyla Allahn izniyle varlklar zerinde tasarruf ederler. Riclul-gayb arasnda bir hiyerari mevcuttur. Dnya yneticileri arasnda bir hiyerari olduu gibi, manev devletin yneticileri olarak nitelendirebileceimiz riclul-gayb arasnda da bir hiyerari bulunmaktadr. Buna gre, riclul-gaybn en banda kutub bulunur. Kutubdan sonra yukardan aaya doru; immn, evtd, abdl, nceb, nkab vs. pek ok grup hiyeraride yerini almaktadr. Riclul-gayb anlayn, sistematik bir btnle kavuturan bnlArabdir. O, bu konudaki dncelerini ve manev tecrbelerini geni bir biimde aklam, riclul-gayb, saylar belli olanlar ve saylar artp eksilenler olmak zere iki ksmda ele almtr. Kendisinden sonra gelen birok mellif de onun bu konudaki dncelerinin takipisi olmutur. Riclul-gayb ile ilgili kavramlar lafz olarak Kuranda yer almazken, iar anlamda baz ayetler sfiler tarafndan riclul-gaybn varlna delil olarak zikredilmi, abdl hadisleri olarak bilinen birtakm hadisler de bu anlayn temelini oluturmutur. Ancak bu hadislerin gvenirlii ile ilgili tartmalar, bir ksm mellifleri bu dncenin kaynan ehl-i snnet dnda aramaya yneltmitir. Riclul-gayb dncesi, zellikle tasavvuf alannn dnda olan baz mellifler tarafndan sert bir ekilde eletirilmitir. Mutasavvflar ise bu anlay

savunmulardr.

283

SUMMARY Atl, Ahmet, The men of the Unseen in Sufism, Doctorate Thesis, Advisor: Prof. Dr. Ethem Cebeciolu, 298 p. The men of the unseen (Ricalul-gayb) are the ones who are hidden Gods saints and available in every era but not known by everyone easily. Indeed, their physical appearences are not hidden but their spiritual attitudes are. Although they live in society physically they have got extraordinary skills that cannot be perceived by ordinary people. God charges these people with duties such as; to maintain spritual system, to get kindness, to take badness away, to rain heavily, to increase abundancy, to punish oppressors, to get rid of disasters, to meet needs of creatures etc Consequently, they have right to lead creatures in permission of God. There is an hierarchy among the men of the unseen. There is an hierarchy among the administrators likewise, there is an hierarchy among the men of the unseen that can be called as administrators of spiritual government. Accordingly, the submit of the men of the unseen Qutb (Pole). After the Qutb respectively, Imaman (Guide), Evtd (Pegs), Abdl (Substitutes), Nukab ( Chiefs), Nuceb (Nobles) are in hierarchy. Ibn Arabi is the one who systematizes the understanding of the men of the unseen. He explains of his thoughts and spiritual experiences about this topic comprehensively. He examines the men of the unseen as the ones whose numbers are known and not. Many of author follows his ideas after his era. Though the terms of the men of the unseen are not available in Quran as a word, some Quranic verses are shown as a sign of the men of the unseens existence by sufis and some hadiths known as Abdal (Substitutes) hadiths constitute basic of this understanding. However, arguments about reliability of these hadiths leads some authors to search the source of this understanding except Ehl-i Sunne. On one hand, the understanding of the men of the unseen is sharply criticized especially the authors who are out of the branch of sufism, on the other hand sufis support of this understanding.

284

KAYNAKA bidn, Muhammed Ebul-Ysr, Hikys-Sfiyye, Drul-Beir, Dimak, 1993. Aclun, smail b. Muhammed, Keful-Haf ve Muzlul-lbs Amm tehera minel-Ehdsi al Elsinetin-Ns, Mektebetl-Kuds, 1351. Aff, Ebul-Al, Fussul-Hikem Okumalar in Anahtar, ev. Ekrem Demirli, z Yay., stanbul 2000. --------------, Muhyiddin bnl-Arabde Tasavvuf Felsefesi, ev. Mehmet Da, Krkambar Yay., stanbul, 1999. Ahmed b. Hanbel, el-Msned, erh: Ahmed Muhammed akir, Drul-Hads, Birinci Bask, Kahire, 1416/1995. --------------, el-Msned, Tahk. Muhammed Abdulkdir At, Drul-Ktbillmiyye, Beyrut, 2008. Akbulut, Fikri, Ktib Mustafa Fevzi b. Numan Efendinin Hayat, Eserleri ve Tasavvuf Grleri, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Yznc Yl niv. SBE, Van 2006. Akkaya, Veysel, eyh-i Ekber bn Arabde drs Peygamber, Erkam Yay., stanbul 2010. Aliyyl-Kr, Nruddn Ali b. Muhammed b. Sultan, El-Esrrul-Merfa fil-Ahbril-Mevda, Tahk. Muhammed b. Lutf es-Sabb, el-Mektebl-slm, kinci Bask, Beyrut, 1406/1986. Ali Harzm bnl-Arab el-Marib, Cevhirl-Man ve Bulil-Emn f Feyzi Seyyid Ebil-Abbs et-Ticn, Tashh: Abdllatf Abdurrahmn, DrulKtbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1417/1997. Altnta, Hayrani, Tasavvuf Tarihi, Aka Yay., Ankara, ts. ls, Ebus-Sen ihbuddn Mahmud, Rhul-Men f Tefsril-KurnilAzm ves-Sebl-Mesn, Dru hyit-Trsil-Arab, Drdnc Bask, Beyrut 1985. mul, Seyyid Haydar, Kitabu Nassn-Nuss, Tashh: Henry Corbin-Osman smail Yahya, Tahran 1353/1975. sm Efendi, Kmus Tercemesi, Cemal Efendi Matbaas, stanbul 1305.

285

Askaln, Ahmed b. Ali b. Hacer, Lisanul-Mzn, Mektebetl-Matbtilslmiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1423/2002. Atay, Hseyin, lmi Bir Tenkid rnei Olarak bn Kemal Paann, Muhyiddin bn Arab Hakkndaki Fetvas, (eyhlislam bn Kemal Sempozyumu inde), Ankara 1986. Ate, Sleyman, Kutub, TDVA, Ankara 2002, c. 26. --------------, Cneyd-i Badd, Hayat, Eserleri ve Mektuplar, Snmez Neriyt, stanbul 1969. --------------, r Tefsir Okulu, Ankara niv. lahiyat Fak. Yay., Ankara 1974. --------------, Slemi ve Tasavvuf Tefsiri, Snmez Neriyat, stanbul 1969. Aydn, Mehmet S., nsn- Kmil, TDVA, stanbul 2000, c. 22. Azmbd, Ebut-Tayyib Muhammed emsul-Hak, Avnul-Mabud erhu Snen-i Eb Dvud, Tahk. Abdurrahmn Muhammed Osmn, kinci Bask, 1389/1969. Beyhak, Ebbekr Ahmed b. el-Huseyn, el-Cmiu li-uabil-mn, Tahk. Muhtr Ahmed en-Nedv, Mektebetr-Rd, Birinci Bask, 1423/2003. Bilgiz, Musa, Kuranda Zikir Kavramnn Anlam Alan, Atatrk niv. lahiyat Fak. Dergisi, Erzurum 2006, Say: 25. Bolat, Ali, Muhyiddin bnl-Arabde Melmet Tasavvuru, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23. Buhr, Eb Abdillah Muhammed b. smail, Sahhul-Buhr, Dru bn-i Kesr, Birinci Bask, Dmak-Beyrut, 1423/2002. Burckhardt, Titus, Mistical Astrology According to bn Arabi, Beshera Publications, Abingdon 1989. Bursev, smail Hakk, Kitabul-Hitab, yy., 1192 H. --------------, Kitbn-Netce, I-II, haz. Ali Naml-mdat Yava, nsan Yay.,stanbul 1997. --------------, Ruhul-Beyan, yy., 1926. Cebeci, Ltfullah, Kurana Gre Melek, Cin, eytan, ule Yay., stanbul 1998.

286

Cebeciolu, Ethem, Akemseddinde Baz Tasavvuf Kavramlar-I, Ankara niv. lahiyat Fak. Dergisi, c. XLII, 2001. -------------- , Muhyiddin bnl-Arabnin Hayat ve Eserleri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ocak-Haziran 2008, say: 21. --------------, Psiko-Tarih Asndan Farkl Rh Tekml Mertebelerinin Mevlnnn Anlalmasndaki Rol Metodolojik Bir Yaklam- Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 6, say: 14, Ocak-Haziran 2005. --------------, atahat barelerinin Anlalmasna Doru: Metodik Bir Deneme, Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 7, say: 17, TemmuzAralk 2006. --------------, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, Anka Yay., 3. basm, stanbul 2005. Celeyned, Muhammed es-Seyyid, Min Kadyt-Tasavvuf f Davil-Kitbi ves-Snne, Daru Kab, Drdnc Bask, Kahire 2001. Cevher, smail b. Hammd, es-Shh, Thk. Ahmed Abdulaffar Attar, Beyrut 1984. Chittick, William, Varolmann Boyutlar, ev. Turan Ko, nsan Yay., stanbul 2007. Chodkiewicz, Michel, Sahilsiz Bir Umman, ev. Atila Ataman, Gelenek Yaynclk, stanbul 2003. Cilac, Osman, Havr, TDVA, stanbul 1997, c. XVI. Cl, Abdlkerim b. brahim, el-nsnl-Kmil f Marifetil-Evhir velEvil, Tahk. Eb Abdirrahmn Salh b. Muhammed b. Avda, Drul-Ktbillmiyye, Birinci Bask, Beyrut 1418/1997. Crcn, Ali b. Muhammed e-erf, Kitbut-Tarift, Mektebet Lbnan, Beyrut 1985. akmaklolu, M. Mustafa, bnl-Arabnin Nbvvet-Velyet Hakkndaki Grleri ve bn Teymiyyenin Bu Husustaki Eletirileri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-I), Say: 21, Ocak-Haziran 2008.

287

--------------, el-Fthtl-Mekkiyye, Tasavvuf Klasikleri, ed. Ethem Cebeciolu, stanbul 2010. elik, Ahmet, El-lsnin Rhul-Men simli Eserinde ar Tefsir, Atatrk niv. SBE, Baslmam Doktora Tezi, Erzurum 1996. elik, sa, mam Rabbn Perspektifinden bnl-Arabye Tenkid Bir Yaklam, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel SaysII), Ocak-Haziran 2009, say: 23. --------------, Tasavvuf Dncede nsn- Kmil, Kakns Yay., stanbul 2010. etinkaya, Bayram Ali, hvn- Saf Felsefesinin bnl-Arab

Dncesindeki zdmleri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23. Dastn, mer Ziyuddin, Tasavvuf ve Tarikatlarla ilgili Fetvalar, ev. rfan Gndz-Yakup iek, Seh Neriyat, 1986. Debb, Abdlazz, el-brz, Drul-Ktbil-lmiyye, nc Bask, Beyrut 1423/2002. Demirci, Mehmet, Hakkat-i Muhammediyye, TDVA, stanbul 1997, c. XV. --------------, Nur-i Muhammed, Dokuz Eyll niv. lahiyat Fak. Dergisi, say: 1, zmir 1983. Dervi el-Ht, Esnel-Metlib f Ehdsi Muhtelifetil-Mertib, DrulKitbil-Arab, kinci Bask, Beyrut, 1403/1983. Deylem, ruveyh b. ehredr b. raveyh, Kitabu Firdevsil-Ahbr, Tahk. Fevvz Ahmed ez-Zemrel-Muhammed el-Mutasm Billh el-Badd, DrulKitbil-Arab, Birinci Bask, 1407/1987. Dihlev, ah Veliyullah, Huccetullahil-Blia, haz. Muhammed erif Sukker, Beyrut 1992. Dumlu, mer, Kuran- Kerimde Maruf ve Mnker, Anadolu Yay., zmir 1999. --------------, Kurn- Kerimde Salh Meselesi, DB Yay., Ankara 1992.

288

Eb Dvd, Sleyman b. el-Eas, Snen Eb Dvd, Thk. uayb elArnavt-Muhammed Kmil Karabelli, Drur-Risletil-lemiyye, Birinci Bask, 1430/2009. Eb Nuaym Ahmed b. Abdillh el-Isfahn, Hilyetul-Evliy ve TabaktulAsfiy, Drul-Ktbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1409/1988. Eb Tlib el-Mekk, lmul-Kulb, Thk.. Abdulkdir Ahmed At, Kahire, ts. --------------, Kutl-Kulb, Daru Sadr, yy.-ts. Elbn, Muhammed Nsruddn, Silsiletl-Ehdsid-Dafe vel-Mevda ve Eseruhas-Seyyiu fil-mme, Mektebetl-Marif, kinci Bask, Riyad, 1408/1988. Emin, Ahmed, Duhal-slm, Drul-Ktbil-Arab, Beyrut, ts. Erginli, Zafer, bn Arabye Gre Hz. demde Temel nsan Nitelikleri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), OcakHaziran 2008, say: 21. Fazlurrahman, slm, ev. Mehmet Da-Mehmet Aydn, Ankara Okulu Yay., Ankara, 1999. Fetten, Muhammed Thir b. Ali el-Hind, Tezkiratl-Mevdt, 1343 H. Frzabd, el-Kmsul-Muht, Messesetr-Risle, Sekizinci Bask, Beyrut 1426/2005. Gazl, Eb Hmid Muhammed b. Muhammed, Mkefetl-Kulb, Thk. Abdullah Ahmed Ebu Zne, Kahire,1392/1972. --------------, hyu Ulmid-Dn, Mektebet Kiryata, Endonezya, ts. Gelibolulu Mustafa l, Hilyetr-Ricl, Sleymaniye Ktp.,Reit Efendi, No: 1146. Geyln, Abdulkadir, Risleler, haz. Dilaver Grer, nsan Yay., stanbul 2007. Goldziher, Ignaz, Ebdl, A, stanbul 1988, c. IV. Glpnarl, Abdulbaki, Mevln Celaleddin, nklap Kitabevi, stanbul 1951. --------------, eyh Galip Divanndan Semeler, M.E.B. Yay., Ankara 2001. Gmhanev, Ahmed Ziyuddin, Cmiul-usl fil-evliy ve envihim ve evsfihim, 1298 H. Gndodu, Cengiz, Abdulmecd-i Sivs Hayat, Eserleri ve Tasavvuf Grleri, Baslmam Doktora Tezi, Atatrk niv. SBE, Erzurum 1997.

289

Gngr, Erol, slam Tasavvufunun Meseleleri, tken Yay.,stanbul 2004. Grer, Dilaver, Hz. Yusufun Grd Ryann Fussul-Hikemdeki Yorumu, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says1), Ocak-Haziran 2008, say: 21. Grgen, Gndz, Din iirler Antolojisi, Yeni Kitap Basmevi, Konya 1966. Hkim en-Neysbr, el-Mstedrek ales-Sahhayn, Thk. Mustafa Abdulkadir At, Beyrut 1992. Hakm et-Tirmiz, Eb Abdillah Muhammed b. Ali b. El-Hasen, Kitbu Hatmil-Evliy, Tahk. Osman smail Yahya, el-Matbaatl-Kslikiyye, Beyrut 1965. --------------, Eb Abdillah Muhammed, Nevdirul-Usl f Marifeti Ehdsir-Rasl, Tahk. Mustafa Abdulkdir At, Beyrut, 1992. Hakk, Erzurumlu brahim, Mrifetnme, Sadeletiren: M. Fuad Baar, KitSan Neriyat, stanbul 1984. Haksever, Ahmed Cahid, 15. Yzyl Bir Trk Sfisi: Yakub- erh, Baslmam Doktora Tezi, Ankara niv. SBE, Ankara 2005. Halcolu, smail, Mustafa Rm Efendi Dvnnda Din ve Tasavvuf Unsurlar, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Sakarya niv. SBE, 2006. Hamami, Erdal, Rm Dvn, Kltr Bakanl Yay., Ankara 2001. Hatb el-Badad, Ebubekr Ahmed b. Ali, Tarihu Badad, MektebetlHanc, Kahire, M.1931/H.1349. Herev, Eb smail, Menzils-Sirn ill-Hakkil-Mubn, erhu Affiddn et-Tilmisn, nr. Abdulhafz Mansr, Drut-Trk lin-Ner, 1989. Heysem, Nruddn Ali b. Ebbekr, Mecmauz-zevid ve Menbeul-Fevid, Tahk. Abdullah Muhammed ed-Derv, Darul-Fikr, Beyrut, 1414/1994. Hfni, Abdulmunm, Mucemu Mustalahts-Sfiyye, Beyrut 1987. Hind, Aluddn Ali el-Mttak, Beyrut, 1405/1985. Hucvir, Ali b. Osman Cllb, Keful-Mahcb (Hakikat Bilgisi), Haz: Sleyman Uluda, Dergh Yay., stanbul, 1982. --------------, Keful-Mahcb, Terc. sd Abdulhd Kandl, Mektebetlskenderiyye, 1394/1974. Kenzl-Umml, Messesetr-Risle,

290

Izutsu, Toshihiko, Kuranda Allah ve nsan, ev. Sleyman Ate, stanbul, ts. --------------, bn Arabnin Fussundaki Anahtar-Kavramlar, ev. Ahmed Yksel zemre, Kakns Yay., 4. Basm, stanbul 2005. bn bidin, es-Seyyid Muhammed Emin, cbetl-gavs bi-beyni hlinnukab ven-nceb vel-abdl vel-evtd vel-gavs (Mecmat Resil-i bn bidin iinde), stanbul, 1325. bn d, Eb Ahmed el-Crcn, el-Kmil f Duafir-Ricl, Thk. Suheyl Zekkr, Yahy Muhtar Gazzv, Beyrut 1988. bn Arab, Ahadiyyet Risalesi ve Ftht- Mekkiyyeden Seilmi Tasavvufa Dair Blmler, ev. Mahmut Saadettin Bilginer, Sen Matbaas, stanbul 1983. --------------, Dvn, nr.: Muhammed Rikb er-Red, Drr-Rikb, Kahire 1992. --------------, el-Fthtl-Mekkiyye, Drul-Ktbil-Arabiyyetil-Kbr, IIV, Msr, ts. --------------, el-Fthtl-Mekkiyye, Thk. Osman Yahya-brahim Medkur, El-Mektebetl-Arabiyye, I-XIV, Kahire, 1405-1412/1985-1992. --------------, Fussul-Hikem, Talik: Ebul-Al Aff, Dru hyil-KtbilArabiyye, 1365/1946. --------------, Kitabu Hilyetil-Abdl (Resailu bnil-Arab, c. II iinde), Dairetl-Maarifil-Osmaniyye, Haydarabad, H.1367/M.1948. --------------, Kitabu Istlahs-Sufiyye, (Resailu bnil-Arab, c. II iinde) Dairatl-Marifil-Osmniyye, Haydarabad, H.1367/M.1948. --------------, Kitabu Menzilil-Kutb ve Maklih ve Hlih (Resailu bnilArab, c. II iinde), Dairetl-Maarifil-Osmaniyye, Haydarabad, H.1367/M.1948. --------------, Tedbrt- lhiye, Tercme ve erh: Ahmed Avni Konuk, haz. Mustafa Tahral, z Yaynclk, stanbul, 1992. --------------, Ukletl-Mstevfiz, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 2005. bn Arrk el-Kinn, Ebul-Hasan Ali b. Muhammed, Tenzh-eratilMerfa anil-Ehdsi-enatil-Mevda, Tahk. Abdulvehhb Abdullatf-Abdullah Muhammed es-Sddk, Drul-Ktbil-lmiyye, kinci Bask, Beyrut 1401/1981.

291

bn Askir, Ebul-Kasm Ali b. Huseyn, Tarihu Medineti Dmak, Thk. Muhibbeddin Eb Sad, Beyrut 1995. bn Ebid-Duny, Ebbekr Abdullah b. Muhammed b. Ubeyd b. Sfyn elKura, el-Evliy, Tahk. Eb Hcir Muhammed es-Sad b. Besyon Zalol, Messesetl-Ktbis-Sekfiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1413/1993. bn Fris b. Zekeriyy, Ebul-Huseyn Ahmed, Mucemu Mekayisil-La, Tahk: Abdusselam Muhammed Harun, Drul-Fikr, 1399/1979. bn Haldn, Abdurrahmn, el-Mukaddime, Tahk. Abdusselm e-eddd, edDrul-Beyd, Birinci Bask, 2005. bn Kayyim el-Cevziyye, Eb Abdillh Muhammed b. Ebbekr, el-MenrulMunf fis-Sahhi ved-Daf, Tahk. Abdulfetth Eb Gudde, Mektebetul-Matbatilslmiyye, Birinci Bask, 1390/1970. --------------, Medrics-Slikn Beyne Menzili yyke Nabd ve yyke Nesten, Thk. Ahmed Fahr er-Ruf ve sm Fris el-Horosn, Drul-Cl, Beyrut, ts. bn Mce, Eb Abdillah Muhammed b. Yezd el-Kazvin, Snenu bn-i Mce, Thk. Muhammed Fud Abdlbki, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut, ts. bn Manzr, Ebul-Fadl Muhammed b. Mkerrem, Muhtasar Tarihu Dmak libni Askir, Tahk. Rhiyye en-Nehhs ve dierleri, Beyrut 1984. --------------, Lisanul-Arab, Dru hyit-Trsil-Arab, nc Bask, Beyrut, 1419/1999. bn Rd, Muhammed b. Ahmed, Felsefe-Din likileri, haz. Sleyman Uluda, stanbul-1985. bn Teymiyye, Ebul-Abbs Takiyyddn Ahmed b. Abdlhalm, MinhcsSnnetin-Nebeviyye, Tahk. Muhammed Red Slim,1406/1986. --------------, Mecmatr-Resilil-Kbr, Dru hyit-Trsil-Arab,

kinci Bask, Beyrut, 1392/1972. --------------, Mecmatl-Fetv, Drul-Vef, nc Bask, 1426/2005. bnul-Cevz, Ebul-Ferec Abdurrahmn b. Ali b. Muhammed b. Cafer, Kitabul-Mevdt minel-Ehdsil-Merft, Tahk. Nruddn b. kr b. Ali Boyaclar, Mektebet Edvus-Selef, Birinci Bask, Riyad, 1418/1997.

292

bnus-Salh, Eb Amr, Fetv bnis-Salh, Tahk. Sad Muhammed esSenr, Drul-Hads, Kahire, 1428/2007. hvn- Saf, Resil, Dru Uveydatid-Devliyye, Beyrut 1995. lhan, Avni, Mehdilik, Beyan Yay., stanbul 1993. mam- Rabbn, Mektubt- Rabbn, ev. Kasm Yayla, Merve Yay., stanbul 1999. smail Cerraholu, Kuran Tefsirinin Douu ve Buna Hz Veren miller, Ankara niv. lahiyat Fak. Yay., 1968. Kara, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, Dergh Yay., stanbul 2003. --------------, bn Teymiyyenin Tasavvuf Istlahlarna, lk Sflere ve Tasavvuf Klasiklerine Bak, Yusuf & Afin Matbaas, Ankara, 1997. Karada, Cafer, Muhyiddin bn Arabnin tikd, Tasavvuf ilm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Say: 21, Ocak-Haziran 2008. Kartal, Abdullah, bnl-Arabnin Yorum Yntemi ve Muhammed Fassnda Bu Yntemin Tatbiki: Her Varlk Bir Ayettir, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ankara 2008, say:21. --------------, Metafizik Dnemden Geriye Bakmak - bnl-Arabnin lk Sufilerin Baz Grleri Hakkndaki Eletirileri, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23. --------------, Abdlkerim Cl, Hayat, Eserleri, Tasavvuf Felsefesi, stanbul 2003. Kasapolu, Abdurrahman, Kuranda nbe Kavram: Din Tecrbe Asndan Bir Yaklam, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, Ankara 2008, Say: 22. Kn, Abdrrezzk, Istlhtus-Sfiyye, Tahk. Abdul-l hn, DrulMenr, Birinci Bask, Kahire 1413/1992. --------------, Rehz-Zll f erhil-Elfzil-Mtedvile beyne ErbbilEzvk vel-Ahvl, Tahk. Sad Abdlfetth, el-Mektebetl-Ezheriyye, Kahire 1415/1995.

293

Keklik, Nihat, el-Fthtl-Mekkiyye, stanbul niv. Edebiyat Fak. Yay., stanbul 1974. --------------, Muhyiddin bni Arabi Hayat ve evresi, Sufi Kitap, stanbul 2008. Kelbz, Eb Bekr Muhammed b. shk, et-Taarruf li Mezhebi EhlitTasavvuf, Drul-Ktbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut 1413/1993. Kettn, Eb Abdillah Muhammed b. Cafer, Nazmul-Mutenasir minelHadisil-Mutevtir, Drul-Ktbis-Selefiyye, kinci Bask, Msr, ts. Kl, Mahmud Erol, bn-i Arabyle Zamann Ruhunu Okumak, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arabi zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23. Krm, Selim, Burhnul-rifin, Sleymaniye Ktphanesi, Hac Mahmud Efendi, No: 2679. Kocatrk, Vasfi Mahir, Tekke iiri Antolojisi, Edebiyat Yaynevi, kinci basm, Ankara 1968. Konuk, Ahmed Avni, Fussul-Hikem Tercme ve erhi, haz.: Mustafa Tahral-Seluk Eraydn, Marmara niv. lhiyat Fak. Vakf Yay., stanbul 2005. Kprl, Fuad, Trk Edebiyatnda lk Mutasavvflar, DB. Yay., Ankara 1984. --------------, Abdal, Trk Halk Edebiyat Ansiklopedisi, c. I, stanbul 1935. Kprl, Orhan F., Abdal, TDVA, stanbul 1988, c. I. Kurt, A. Vasfi, Ricalul-Gayb ve Abdl Hadisleri, Baslmam Doktora Semineri, Ankara 1990. Kueyr, Ebul-Ksm, er-Risletl-Kueyriyye, Thk. Abdulhalm MahmdMahmud b. e-erf, Dru-ab, Kahire, 1409/1989. --------------, Letiful-rt, Kahire 1981. Kk, Hlya, Anne Nr El-Ensriyyeden lime-i Hicaz Fahrun-Nis Bint Rsteme: Muhyiddn bn Arabnin evresindeki Hanmlar, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23.

294

Leknev, Ebul-Hasent Muhammed Abdulhayy, el-Ecvibetul-Fdla lilEsiletil-Aeretil-Kmile, Talik: Abdulfetth Eb Gudde, Mektebetl-Matbtilslmiyye, kinci Bask, Kahire, 1404/1984. Makdisi, Ebul-Fadl Muhammed b. Thir b. Ahmed, Kitbu TezkiratilMevdt, 1323 H. Mevlana Celleddn Rm, Mesnev (I-II), haz. Adnan Karaismailolu, Yeni afak, 2004. --------------, Mesnev (I-VI), ev. Veled zbudak, MEB Yay., stanbul, 2001. Muhammed el-Helll, Kermetul-evliy, Dmak, 1992. Munv, Muhammed Abdurraf, Feyzul-Kadr erhul-Cmius-Sar, Drul-Marife, kinci Bask, Beyrut, 1391/1972. Muslu, Ramazan, Vahdet-i Vcd zerine Yazlm Bir Risale: Erbilnin Mirat-hd F Beyni Vahdetil-Vcdu, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel Says-II), Ocak-Haziran 2009, say: 23. Mslim, Ebul-Huseyn b. el-Haccc el-Kueyr, Sahh-i Mslim, DrulKtbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut 1412/1991. Nasr Hamid Eb Zeyd, Sfi Dncede Hakikat-Dil likisi zerine: bn Arabde Dil, Varlk ve Kuran, slmiyt, Ankara 1999. Nasr, Seyyid Hseyin, An ntroduction to slamic Cosmological Doctrines, Sunny Press, 1993. --------------, Tasavvuf Makaleler, ev. Sadk Kl, nsan Yay., Birinci Bask, stanbul 2002. Nes, Eb Abdirrahmn Ahmed b. uayb b. Ali, Snenun-Nes, Mektebetl-Merif, Riyd, ts. Olgun, Tahir, ilehane Mektuplar, haz. Cemal Kurnaz-Glgn Erien, Aka Yay., Ankara 1995. gke, Ahmet, Bir Tasavvuf Terimi Olarak Ricalul-Gayb bn Arabnin Grleri-, Tasavvuf ilm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl:2, say: 5, Ocak 2001. zarslan, Selim, Kuranda Tevbe Kavramna Kelam Asndan Bir Yaklam, Frat niv. Sosyal Bilimler Dergisi, c. 12, Say: 1, Elaz 2002. Rgb el-Isfahn, Ebul-Ksm el-Hseyin b. Muhammed, el-Mfredt f Garbil-Kurn, Tahk. Muhammed Seyyid Keyln, Drul-Marife, Beyrut, ts.

295

--------------, Ez-Zera il Mekrimis-era, Msr 1973. Rz, Muhammed Fahruddn, et-Tefsrul-Kebr (Mefthul-Gayb), DrulFikr, Beyrut, 1401/1981. Sann, Ebbekr Abdurrezzk b. Hemmm, el-Musannef, Tahk.

Habburrahmn el-Azam, el-Mektebl-slm, kinci Bask, 1403/1983. Sarm, brahim, Teorik ve Pratik Adan Tasavvuf ve slam, Ekin Yay., 2. bask, stanbul 1997. Sayar, Mehmet Sami, Tasavvufa Gayr-i slam ve Gayr-i Snn Kaynak Arama almalar, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Seluk niv. SBE, Konya 2005. Schimmel, Annemarie, slamn Mistik Boyutlar ev. Ergun Kocabyk, Kabalc Yay,, stanbul 2004. Sehv, Ebul-Hayr Muhammed b. Abdirrahmn, Tahricul-Erbane fit-

Tasavvuf, Tahk. Ali Hasan Ali Abdulhamd, el-Mektebl-slm/Beyrut- Dru Ammr/Ammn, 1408/1988. --------------, el-Meksdul-Hasene f Beyni Kesrin minel-EhdsilMutehira alel-Elsine, Drul-Ktbil-lmiyye, Birinci Bask, Beyrut, 1399/1979. Sentemer, Yusuf, erhu Hamset-i Eb Temmm, Thk. Ali Mufaddal Hammdn, Beyrut 1992. Sivs, Abdulmecd b. Muharrem, Tefsr-i Sure-i Ftiha, Sleymaniye Ktp., Mihriah Sultan, No: 300/2. --------------, Letifl-Ezhr ve Lezizl-Esmr, Sleymaniye Ktp., Mihriah Sultan, No: 255. Suad el-Hakm, el-Mucemus-Sf, Dendele, Birinci Bask, Beyrut, 1401/1981. Suyt, Celluddn Abdurrahmn b. Ebbekr b. Muhammed, el-Hv lilFetv, Drul-Ktbil-lmiyye, Beyrut 1403/1993. --------------, el-Cmius-sar f Ehdsil-Berin-Nezr, Beyrut, 1981. --------------, el-Hasisul-Kbr, Tahk. Muhammed Hall Herrs, DrulKtbil-Hadisiyye, yy., ts. --------------, Beyrut, ts. el-Lelil-Masna fl-Ehdsil-Mevda, Drul-Marife,

296

Shreverdi, ihbuddn Eb Hafs mer b. Muhammed b. Abdullah, AvriflMarif fit-Tasavvuf, Matbaatl-Vehbiyye, 1292 H. Slem, Eb Abdirrahmn Muhammed b. el-Huseyn, Tabaktus-Sfiyye, Tahk. Mustafa Abdlkdir At, Drul-Ktbil-lmiyye, kinci Bask, Beyrut 1424/2003. --------------, Risletl-Melmetiyye, haz. Ebul-Al Afifi, MecelletlKlliyetil-Adab, Kahire 1942. arn, Abdlvehhb b. Ahmed b. Ali, el-Yevkt vel-Cevhir f Beyni Akidil-Ekbir, Dru hyit-Trsil-Arab, Beyrut, ts. mil slm Ansiklopedisi, Ricalul-gayb, stanbul 2000, c.VII. emseddin, Mehmed Nuri, Miftahul-Kulb, haz. Abdulkadir Akiek, Huzur Yay., stanbul, ts. evkn, Muhammed b. Ali, el-Fevidul-Mecma fil-Ehdsil-Mevda, Tahk. Abdurrahmn el-Muallim, el-Mektebl-slm, nc Bask, Beyrut, 1407/1987. Tabern, Ebul-Ksm Sleyman b. Ahmed, el-Mucemul-Evsat, Tahk. Eb Muz Trk-Ebul-Fadl Abdulmuhsin, Drul-Haremeyn, Kahire, 1415/1995. --------------, el-Mucemul-Kebr, Tahk. Hamd Abdlmecd es-Selef, Mektebet bn Teymiyye, Kahire, ts. Tnev, Eref Ali, Hadislerle Tasavvuf, haz. H. Zaferullah Dvd, Ahmed Yldrm, Umran Yay., stanbul 1995. Tarlan, Ali Nihat, Ahmet Paa Divan, M.E.B. Yay., stanbul 2005. Tatc, Mustafa, ir Nbnin Muhyiddin-i Arabye Bir Medhiyesi, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel Says-II), Ankara 2009, say: 23. Tehnev, Muhammed b. Ala b. Ali el-Faruk, Kefu Istlhatil-Fnn, Daru Sadr, Beyrut, ts. Tek, Abdurrezzak, bnl-Arabyi Mdfaa Amacyla Kaleme Alnan Fetvalar, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, (bnl-Arab zel SaysII), Ocak-Haziran 2009, say: 23.

297

--------------, bnl-Arabyi Savunan Afrikal Bir Sf: Ali b. Meymn ElMarib, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says1), Ocak-Haziran 2008, say: 21. Temm, Ahmed b. Ali b. el-Msenn, Msned Eb Yala el-Mevsl, Tahk. Hseyin Selm Esed, Drul-Memun lit-Trs, Beyrut, Birinci Bask, 1408/1988. Tirmiz, Eb s Muhammed b. s, el-Cmiul-Kebr, Thk. Ber Avvd, Drul-Garbil-slm, Birinci Bask, Beyrut 1996. Tuna, Takn, Ol Dedi Oldu Big Bangin Nefes Kesen yks -I, ule Yay., Yedinci Bask, stanbul 2010. Ts, Eb Nasr es-Serrc, el-Luma, Tahk. Abdlhalm Mahmd-Abdlbk Srr, Drul-Ktbil-Hadse, Msr, 1380/1960. Trer, Osman, Tasavvuf Dncede nsan, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, yl: 2 say: 5, Ocak 2001. Uluda, Sleyman, Abdl, TDVA, stanbul 1988, c. I. --------------, Halife, TDVA, stanbul 1997, c. XV. --------------, Ricalul-Gayb, TDVA, stanbul 2008, c. 35. --------------, Riclullah, TDVA, stanbul 2008, c. 35. --------------, Tasavvuf Kart Akmlar ve bn Teymiyyenin Tasavvuf Felsefesi, slmiyt, c. II, say: 3, Temmuz-Eyll 1999. Uysal, Muhittin, Tasavvuf Kitaplarnda Bulunan htilafl Haberler,

Baslmam Doktora Tezi, Seluk niv. SBE, Konya 1999. stner, Kaplan, Divan iirinde Tasavvuf, Baslmam Doktora Tezi, Gazi niv. SBE, Ankara 2007. Yaka, Eyp, Kuran Perspektifinden Mesnevde Mevlnnn Kulluk Anlay, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi, Ankara 2006, Say: 16. Yalnta, Nevzat, Nfs Planlamasnda Olumsuz Uygulamalar, III. Aile uras Teblileri, T.C. Babakanlk Aile Aratrma Kurumu Yay., Ankara 1998. Yazr, Elmall Hamdi, Hak Dini Kuran Dili, Aka Yay., Ankara 1995. Yldrm, Ahmet, Tasavvufta Ricalul-Gayb Telakkisi ve Konuyla lgili Baz Rivayetler, Sleyman Demirel niv. lahiyat Fak. Dergisi, 1997. --------------, Tasavvufun Temel retilerinin Hadislerdeki Dayanaklar, TDV Yay., Ankara 2000.

298

Ylmaz, H. Kamil, Ana Hatlaryla Tasavvuf ve Tarikatler, Ensar Neriyat, stanbul 2010. --------------, slm Tasavvufu, (el-Lma Tercmesi iinde), Altnoluk Yay., stanbul 1996. Ylmaz, mer, bnl-Arab Hakknda Yaplan Eletirilere brahim Krnnin Yaklam, Tasavvuf lm ve Akademik Aratrma Dergisi (bnl-Arab zel Says-1), Ocak-Haziran 2008, say: 21. Yce, Abdlhakim, Kozmik Yetki: Tasarruf, Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi, yl:6, say:15, Temmuz-Aralk 2005. --------------, Tasavvufta nsan- Kamil ve Mevlna, Tasavvuf lmi ve Akademik Aratrma Dergisi (Mevlana zel Says), Ocak-Haziran 2005, say: 14. Yksel, Yakup, Tasavvufta Sabr ve kr Anlay, Baslmam Yksek Lisans Tezi, Ondokuz Mays niv. SBE, Samsun, 2006. Zebd, Seyyid Muhammed Murtaza el-Huseyn, Tcul-Ars min CevhirilKms, et-Trsl-Arab, Kuveyt 1965. Zeheb, Eb Abdillh Muhammed b. Ahmed b. Osmn, Mizanul-tidl f Nakdir-Ricl, Thk. Ali Muhammed el-Becv, Darul-Marife, Beyrut, ts. Zeheb, Muhammed Hseyin, et-Tefsir vel-Mfessirn, Mektebet Vehbe, Kahire, 2000. Zerke, Bedruddn Eb Abdillah Muhammed b. Abdillah, et-Tezkire filehdisil-mutehire, Thk. Mustafa Abdulkadir At, Beyrut 1986.

You might also like