You are on page 1of 49

UYGARLIK, TOPLUM ve D N

Sigmund Freud

"UYGARLA MI "C NSEL AHLAK VE A DA

S N R HASTALI I

Uygarla m cinsel ahlak ... kendisine boyun e ilmesi insanlar yo un ve retken kltrel etkinli e sevk eden bir cinsel ahlakt r. Uygarla m bir cinsel ahlak n egemenli i alt nda tek tek bireylerin sa l k ve etkinli inin bozulma e iliminde olabilece ini ve kendilerine dayat lan zverilerin neden oldu u bu yaralanman n sonunda ula abilece i derece nedeniyle, dolayl yoldan sz konusu kltrel hedefin de tehlikeye d ebilece ini varsaymak zor de ildir. ... Von Ehrenfels ... gr ne gre bize egemen olan uygarla m cinsel ahlak niteleyen ey kad nlardan istenenlerin erkeklerin cinsel ya am na aktar lmas ve tek e li evlilik d ndaki tm cinsel ili kilerin yasaklanmas d r. Yine de cinsler aras ndaki do al farklar n gz nne al nmas erkeklerin gnahlar na daha az kat yakla lmas n ve bylece de asl nda onlar iin bir ifte ahlak benimsemeyi gerekli k lm t r. a da zamanlar n ola and ba ar lar , her alandaki ke ifler ve icatlar, artan rekabetin kar s nda geli menin srdrlmesi, tm bunlar yaln zca byk zihinsel abayla elde edilmi tir ve yaln zca onunla korunabilir. ... Ayn zamanda bireyin gereksinimleri ve ya am n zevklerinden beklentileri tm s n flarda artm t r; daha nce grlmemi bir lks toplumun daha nce ona dok unmam katmanlar na dek yay lm t r: geni sosyal evrelerde dinsizlik, ho nutsuzluk ve agzllk geli mi tir. ... ileti imlerin yo un biimde yayg nla mas , ticaret ve al veri ko ullar n tmden de i tirmi tir. "Sinirli" olman n daha belirsiz biimlerini gz ard eder ve sinir hastal n n zel trlerinden sz edersek uygarl n yaralay c etkisinin, uygar insanlar n (ya da s n flar n) cinsel ya am n , o insanlarda hkm sren 'uygarla m " cinsel ahlak arac l yla, o unlukla, zararl bir bask lamaya indirgedi ini grrdk. Dikkatli klinik gzlem iki grup sinir hastal n ay rt etmemize olanak verir: as l nevrozlar ve psiko nevrozlar. ... Birincide, ... kal tsal bir iz olmas gerekmeksizin cinsel ya amdaki belirli yaralay c etkilerin sonucunda ortaya kabilirler. ... as l nevrozlar n nedeni olan cinsel etmeni temel bir etmen sayabiliriz. Psiko nevrozlara gelince kal tsal etki daha belirgindir ve neden daha az saydamd r. ... Ruh zmlemesi ... ruhsal kkenli oldu unu ve bilind (bast r lm ) d nsel yap lara ba l oldu unu fark etmemize olanak vermi tir. ... ok genel olarak konu acak olursak onlar n cinsel bir ieri inin bulundu unu gstermi tir. Onlar insanlar n doyurulmam cinsel isteklerinden f k r rlar ve bir tr yerine geici doyumu temsil ederler. Bu nedenle cinsel ya am sakatlayan, etkinli ini bask layan ya da hedeflerini arp tan tm etmenleri psiko nevrozlarda da hastaland r c etmenler olarak kabul etmemiz gerekir. Genel olarak konu acak olursak uygarl m z igdlerin bask lanmas zerine in a edilmi tir. Her birey sahip olduklar n n bir kesiminden -her eye gc yeterlik 1

duygusunun bir kesiminden ya da ki ili indeki sald rgan veya al c e ilimlerindenvazgemi tir. ... Bu katk lardan uygarl n ortak malvarl maddi ve d nsel zenginlik olarak geli mi tir. ... Uygarl n ilerlemesi iinde zveri de ilerleyici olmu tur. Ondaki tek geli me din taraf ndan kabul edilmi tir; her bir ki inin zveride bulundu u igdsel doyum paras bir kurban olarak Tanr ya sunulmu ve bu biimde edinilen toplumsal malvarl "kutsal" olarak ilan edilmi tir. Vazgeemeyen yap s nedeniyle bu igdy bask lamay kabul edemeyen adam toplumun gz nde bir "sulu", bir "yasad " haline gelir - toplumsal konu mu ya da istisnai yetenekleri kendisini topluma byk bi r adam, bir "kahraman"olarak empoze etmesine olanak vermedike. Cinsel igd, ... olas l kla insanda st dzey o u hayvandan daha gl biimde geli mi tir; kesinlikle ok daha srarl d r nk hayvanlarda ba l oldu u dnemselli in stesinden tmyle gelmi tir. ... Ba lang taki cinsel hedefi art k cinsel olmayan ama ruhsal olarak ilk hedefle ikili ba ka bir hedefle de i tirme yetene ine yceltme yetene i denir. ... Cinsel igdnn zgn gc ol as l kla her bireyde de i iktir: yceltmeye uygun olan oran da kesinlikle de i ir. ... Belirli miktarda do rudan cinsel doyum o u rgtlenmeler iin vazgeilmez gibi grnmektedir ve bu, bireyden bireye de i en, doyum miktar nda bir yetersizlik, i leyi teki zarar verici etkileri ve znel hazs zl k nitelikleri nedeniyle hastal k say lmas gereken grnglere yol aar. nsanda cinsel igdnn ba lang ta hi de reme amalar na hizmet etmedi ini, hedefinin belirli trlerde haz elde etmek oldu unu gz nne ald m zda daha farkl grnmler ortaya kar. nsan n, haz elde etme hedefine yal n zca cinsel organlardan de il bedenin "ba ka kesimlerinden de (erotojen blgeler) ula t ve bu nedenle elveri li olanlar d nda, her nesneyi gz ard etti i ocuklu unda, cinsel igd kendini bu ekilde gsterir. Bu evreye otoe rotizm evresi ad n veriyoruz ve ocu un yeti tirilmesinin bunu k s tlamay ierdi i gr ndeyiz. E er cinsel igdnn bu evrimi ak lda tutulursa uygarla man n evresi ay rt edilir: birinci evre, cinsel igdnn reme hedeflerine ald r etmeksizin z grce uygulanabildi i evredir; ikinci evre, reme hedeflerine hizmet eden d ndaki tm cinsel igdnn bask land evre ve nc evre de cinsel hedef olarak yaln zca yasal remeye izin verilen evredir. Bu nc evre gnmzdeki "uygarla m " cinsel ahlakta yans mas n bulur. Dnmeli e yakalanm insanlar n -e cinsellerin- yap s cinsel igdlerinin kltrel yceltme iin ze l bir fazlal a sahip olmas yla dikkati eker. kinci durumda -cinsel igdnn genelde zay f oldu u durumda- sap klar kendilerini uygarl k evrelerinin ahlaki beklentileriyle at maya sokan e ilimlerini tmyle bask lamay ba ar rlar. Ama ideal bir bak a s ndan bu onlar n ba arabildikleri tek eydir nk cinsel igdlerini bask lamak iin ba ka durumda kltrel etkinl iklerde kullanacaklar gleri tketeceklerdir. gdnn bask lanmas sonucu ortaya kan yerine geici grngler bizim sinir hastal ya da daha do ru olarak psiko nevrozlar dedi imiz dereceye dek ula abilir. ... Nevrozlar sap kl klar n "negatif"i olarak tan mlam t m, nk nevroz larda sap k itkiler bast r ld ktan sonra kendilerini akl n bilind kesiminden ortaya koyarlar - nk 2

nevrozlar bir bast rma durumunda da olsa pozitif sapk nl klar n e ilimlerinin ayn s n ierirler. Deneyimler bize o u insan n, uygarl n beklentilerine uyamayaca , bir s n r oldu unu gstermi tir. Yap lar n n izin verdi inden daha soylu fiki rli olmak isteyenl erin tm nevrozun kurban haline gelirler; daha az iyi olmak onlar iin mmkn olabilseydi daha sa l kl olurlard . ... ok s k olarak bir erkek karde bir cinsel sap kt r. Oysa k z karde i, bir kad n olarak daha zay f cinsel igds oldu u iin, belirtileri cinsel olarak daha etkin erkek karde inin sapk nl klar yla ayn e ilimleri d a vuran bir nevrotiktir. Ve buna uygun olarak o u ailede erkekler sa l kl d r ama toplumsal bak a s ndan istenmeyecek derecede ahlaks zd r, oysa kad nlar yce gnll ve a r incelmi tir ama a r derecede nevrotiktir. Uygarl n standard n n herkesten cinsel ya am na ayn tutumu ... gstermesini beklemesi, her ne kadar haks zl k genelde ahlakl l n istemlerine itaatsizlikle yok edilirse de, apa k bir toplumsal haks zl kt r. Uygarl m z n nc a amas her iki cinsin bireylerinden evleninceye dek yoksunluk uygulamalar n ve yasal bir evlilik szle mesi yapamayanlar n tmnn de ya amlar boyunca yoksun kalmalar n bekler. ... Ona yceltme yoluyla egemen olmak, cinsel igdsel gleri cinsel hedeflerinden daha yce kltrel hede flere sapt rmak bir az nl k taraf ndan o da yaln zca ara s ra ba ar labilir; hele ate li ve gl genlik dne minde hi de kolay de ildir. Geri kalanlar n o u nevrotik hale gelirler ve u ya da bu biimde zarar grrler. ... Cinsel doyumun ruhsal de eri, engellenmesiyle artar. Bu , drt, ya da be y ldan sonra evlilik e er cinsel gereksinimlerin doyurulmas n vaat etmi se bir ba ar s zl a dn ecektir. ... Cinsel ili kinin sonular ndan duyulan korku nce iftin fiziksel sevgilerini son erdirir ve sonra daha ge bir sonu olarak ba lang taki tutkulu a klar n izlemi olan aralar ndaki zihinsel sempatiyi de durdurur. o u evliliklerin bu biimde yazg l oldu u ruhsal d k r kl ve bedensel yoksunluk, her iki e i de bu kez bir yan lsaman n yitimiyle daha da zavall bir durumda evlenmeden nce iinde bulunduklar konuma geri gtrr ve bir kez daha cinsel igdlerine egemen olma ve onu arp tmak iin dayan kl l klar na ba vurmak zorunda kal rlar. Toplumumuzda erkekler , iin geerli olan "ifte" cinsel ahlak toplumu n kendisinin de ortaya att zorlay c beklentilerin gerekle mesi olas l na inanmad n n en yal n itiraf d r. ... Kad nlar evlili in d k r kl klar na maruz kald klar nda kal c biimde ya amlar n karartan a r nevrozlara yakalan rlar. Gnmzde ok belirgin olan bireysel ki ilik farkl la mas n n yaln zca cinsel k s tlaman n varl sayesinde mmkn hal e geldi i kabul edilmelidir. Ama olgular n byk o unlu unda cinselli e kar sava m bir ki ilikte sa lanabilen enerjiyi yiyip bitirir ve bu, tam da gen adam n toplum iindeki pay n ve yerini elde etmek iin tm gl erine gereksinimi oldu u zamanda olur. ... Bu yoksunluk sonradan gl bireylerin gsterdi i ynleri isteksizce izleyen byk halk kitleleri aras nda yitip giden terbiyeli rkekler retmektedir.

Uygar e itim igdy yaln zca geici olarak, evlili e kadar, bask lamaya kalk abilir; niyeti o zaman kullanmak iin evlilikten sonra onu zgr b rakmakt r. Ama igdye kar a r nlemler onu biimlendirme giri imlerinden daha ba ar l d r, bu nedenle bask lama s kl kla ok ileri gider, sonunda da zgr b rak ld nda igdnn kal c biimde sakatlanm olmas gibi istenmeyen bir sonu elde edilir. Bu nedenle genlikte tam yoksunluk gen bir adam iin o unlukla evlili e en iyi haz rl k de ildir. Kad nlar bunu sezerler ve talipleri aras ndan erkekliklerini ba ka kad nlarda kan tlam olanlar ye lerler. ... K z n zihinsel duygulan hala otoriteleri cinselli ini bask lamas na yol am olun ana babas na ili iktir ve fiziksel davran nda kendisini, erke i herhangi bir yksek dzeyde cinsel zevkten yoksun b rakan so uk bir biimde ortaya koyar. ... Sonradan kad n n geli imindeki gecikmenin stesinden gelindi inde ve bir kad n olarak ya am n n zirvesindeyken sevme y etene i uyand nda kocas yla ili kileri oktan tahrip edi lmi olacak ve daha nceki uysall n n dl olarak yat t r lamayan arzu, sadakatsizlik ya da bir nevroz aras nda seim yapmak zorunda kalacakt r. Bir insan n cinsel davran s kl kla onun ya ama tepki veri inin tm di er trlerinin rntsn ortaya koyar. E er adam a k n n nesnesini kazanmada enerjikse ba ka hedefleri de ayn derecede sars lmaz bir enerjiyle izleyece ine gvenebiliriz, ama her ne nedenle olursa, olsun gl cinsel isteklerini doyurmaktan ka n rsa ya am n ba ka evrenlerinde de davran sert de il yat t r c ve ekinik olacakt r. Yoksunluk (mahrumiyet) sorununu sz konusu edince onun ik i tr, -yani ne olursa olsun herhangi bir cinsel etkinli kten ka nmak ile kar cinsle cinsel ili kiden ka nmakaras ndaki ayr m yeterince kesin de ildir. Yoksunlu u ba ard iin vlen insanlar n o u bunu yapabilmeyi ancak erken ocukl u un oto erotik cinsel etkinlikleriyle ili kili mastrbasyon ve benzeri doyumlar n yard m yla ba ar rlar. Ama tam da bu ba lant nedeniyle bylesi yerine ge en trnden cinsel doyum aralar hi de zarars z de ildir. ... lk planda insanlara s k nt ya girmeden ve enerjik bir g harcamas yerine kolay yollardan nemli hedeflere ula may retir - yani davran rntsn cinsellik ortaya koyar ilkesine uyar; ikinci olarak doyuma e lik eden d lemlerde cinsel nesne gereklikte pek de kolay bulunamayacak bir mkemme llik (*) derecesine ula t r l r.
(*) Mastrbasyon d lemindeki partner uygar cinsel ahlak n k s tlamalar ndan etkilenmemi ya da onlara uymayan bir partnerdir. Kad n mastrbasyon d lemlerinde tecavz ve tecavzcye s ka rastlanmas buna ba lanabilir.

Normal ili ki ahlak taraf ndan - ayr ca enfeksiyon o las l klar yznden hijyen taraf ndanbu denli amans zca izlendi i iin iki cins aras nda bedenin ba ka kesimlerinin cinsel organlar n yerini ald ve ili kinin sapk n trleri olarak bilinen eyler ku kusuz, toplumsal nem kazanm t r. ... Normal cinsel ya am n zorluklar n n abart lmas n n ba ka bir sonucu e cinsel doyumun yayg nla mas nda bulunabilir. Yoksunluk gere inin tm bu ka n lmaz ve niyetlenilmemi sonular evlili e haz rlanmay tmyle tahrip etme ortak sonucunda birle ir. Libidosu mastrbasyon ya da sapk n cinsel uygulamalar sonucunda normal olmayan durum ve k o ullardaki doyumlara al kanl k geli tirmi her erkek, evlilikte azalm bir g sergiler. Benzer nlemlerle bekaretlerini koruyabilmi olan kad nlar da evlilikteki normal ili kide kendilerini duyusuz olarak gsterirler. ... Byle bir ift ocuk yapmaktan korunmada da sa l kl iftlerden daha fazla 4

zorluklar ya arlar nk kocan n azalm gc gebelik nlemlerini kull anmaya katlanamaz. Bu kar kl k iinde, tm s k nt lar n n kayna olan cinsel ili kiden k sa srede vazgeilir ve bununla da evlili in temeli terk edilmi olur. Bu ko ullarda en a k sonucun sinir hastal oldu unu daha nce a klam t m. ... Kocas yla doyumsuz nevrotik bir kad n bir anne olarak ocu una kar a r duyarl ve a r kayg l olacak, sevgi gereksinimini ona aktaracak ve onun cinsel olarak erken geli mesine neden olacakt r. Telafi sa lamada benzer bir hata, do rudan cinsel olmayan, uygar l k d man itkilerin bask lanmas ndan sonra da grlecektir. rne in bir adam kabal k ve k y c l a yap sal yatk nl n iddetle bask layarak a r nazik bir hal al rsa s kl kla bunu yapmak iin o kadar ok enerji harcayacakt r ki gerekli tm telafi edi ci itkilerini ortaya karamayacak ve sonuta bask lama olmasayd olaca ndan daha kt ol abilecektir. Bir toplumda cinsel etkinli in k s tlanmas na genellikle ya ama ili kin kayg n n ve lm korkusunun artmas n n e lik etti ini, bunun da bireyin zevk alma yetene ini bozdu unu ve herhangi bir amala lmle yzl e meye haz r olu unu yok etti ini ekleyelim. Sonu, ocuk yapma e iliminde bir azalmad r ve sz konusu toplum ya da insan grubu bylece gelecekteki herhangi bir paydan d talan rlar.

SAVA

VE LM ZAMANLAR I ZER NE D NCELER (1915)


I SAVA IN D KIRIKLI I

Bu devletlerin hepsinde bireyin nne e er uygar bir toplum iinde ye r almak istiyorsa ya am tarz n n boyun e mek zorunda oldu u yksek ahlaki tutum normlar konmu tur. ... Uygar devletler bu ahlaki standartlar varolu lar n n temeli sayarlar. ... Bu nedenle devletin kendisinin de onlara uyaca varsay l r ve bu normlara kar kendi varolu unun temeliyle eli ecek bir ey yapaca d nlmez. Bu sava ta bizim d k r kl duygumuzu iki ey uyarm t r: i ili kilerinde ahlaki standartlar n bekisi gibi grnen devletler taraf ndan d ar da gsterilen d k ahlak ve en st insan uygarl n n yesi olarak insan n byle davran lar gsteremeyece ini d nd bireyler taraf ndan sergilenen ac mas zl k. Ruhbilimsel -ya da daha kesin konu mak gerekirse ruh zmsel- ara t rma, insan do as n n en derin temelinin ilksel do ada, her insanda benzer olan ve belirli ilkel gereksinimleri doyurmay hedefleyen igdsel itkilerden ibaret oldu unu gstermi tir. Bu itkiler kendi ilerinde ne iyi ne de ktdrler. Onlar ve d avurumlar n insan toplumunun gereksinim ve beklentileriyle ili kilerine gre iyi ya da kt diye s n fland r r z. Bu ilkel itkiler eri kinde ortaya kmalar na izin verilmeden nce uzun bir gel i im srecinden geerler. Onlara ket vurulur, ba ka hedef ve alanlara yne ltilirler, kar t r l r, nesneleri de i tirilir ve bir lde sahiplerine geri dnerler. Belirli igdlere kar tepki

olu turmalar ieriklerinde de i iklik gibi aldat c bir biim al rlar; sanki bencillik zgecilli e, k y c l k ac maya dn m tr. Bu tepki olu turmalar, hemen hemen ba lang tan beri baz igdsel itkilerin kendilerini z t iftler halinde -ok dikkate de er ama s radan halk iin yabanc ve "duygular n ifte de erlili i" diye bilinen bir grngortaya koydu u ortamlarda kolayla r. Bunun en kolay gzlemlenebilen ve en anla l r rne i iddetli a k ve iddetli nefretin ayn insanda bu kadar s k olarak bir arada bulunmas d r. Ruh zml emesi iki z t duygunun nesnesinin ayn ki i olmas n n hi de seyrek olmad n ekler. Tm bu "igdsel de i imler"in stesinden gelinmedike bir ki inin, ki ili i dedi imiz ey biimlenemez ve bu ki ilik denen ey, bildi imiz gibi yaln zca "iyi" ya da "kt" diye ok yetersiz biimde s n flanabilir. Bir insano lu nadiren tmyle iyi ya da ktdr; genellikle bir ili kide "iyi" bir ba ka ili kide kt dr. ... ocuklar olarak en belirgin benciller olanlar, pekala toplumun en yard mc ve zverili yeleri haline gelebilirler; duyarl k lar m z n, insanl k dostlar n n ve hayvan koruyucular n o u kk sadistlerden ve hayvan eziyetilerinden evrimle mi tir. "Kt" igdlerin de i imi ayn do rultuda i leyen iki etmen taraf ndan ortaya kar l r: bir isel ve bir d sal etmen. sel etmen, kt (diyelim ki bencil) igdler zerine erotizmin -yani en geni anlamda al nd nda insan n sevgi gereksiniminin - etkisinden ibarettir. Erotik bile enlerin eklenmesiyle bencil igdler toplumsal igdlere dn r. Sevilmeyi, u runa ba ka avantajlar feda edece imiz bir avantaj olarak de erlendirmeyi reniriz. ... Uygarl k igdsel doyumdan vazgeme sayesinde ba ar lm t r ve ayn vazgemeyi s rayla her yeni gelenden ister. Bir bireyin tm ya am boyunca d sal zorlama srekli olarak isel olanla yer de i tirir. ... Bylece insano lu yaln zca yak n ndaki kltrel ortam n bask s na u ramaz atalar n n kltrel tarihinin de etkisi alt ndad r. ... yani insanlar gerekte olduklar ndan "daha iyi" kabul etme yanl na yneltiliriz.

Yeti tirme ve ortam, sev gi yolunda kazanlar sunmakla kalmaz ba ka yapt r mlar yani dller ve cezalar da kullan r. ... Ama bir bireyle yzeysel bir tan l k iki olguyu birbirinden ay rt etmemize olanak vermez ve bize kesinlikle iyimserli imiz taraf ndan yan lt larak kltrel anlamda de i mi insan say s n byk lde abart r z. yi tutum bekleyen ve bu tutumun igdsel temeliyle ilgilenme zahmetine katlanmayan uygar toplum bylece kendi do alar n izlemeden itaat eden pek ok insan ze rinde egemenlik sa lam t r. ... Bylesi bask lamay gerekle tirmenin en zor oldu u cinsellik alan nda sonu nevrotik hastal klar n tepkisel grnglerinde grlr. Ba ka alanlarda uygarl n bas nc hibir hastal kl sonu ortaya karmaz ama ki ilik bozukluklar yla ve ket vurulmu igdlerin her uygun f rsatta doyum iin y k p gemeye srekli haz r olu lar yla kendini gsterir. Zihinsel hastal n z duygusal y a am n ve i levin daha eski evrelerine geri dn te yatar. Zihinsel ya am n esnekli inin mkemmel bir rne i her gece amac m z olan uyku durumu taraf ndan sa lan r. Sama hatta a rt c d leri bile yorumlamay rendi imizden beri ne zaman uyusak g kaz an lm ahlak m z bir giysi gibi kard m z ve ertesi sabah yenide n giydi imizi biliyoruz . 6

II LME YNEL K TUTUMLARIMIZ Yabanc la ma duygumuzu ykledi im ikinci etmen imdiye dek lme kar oldu umuz tutumda y er alan bozukluktur. benimsemi

Gerekte kendi lmmz imgelemek olanaks zd r ve ne zaman bunu yapmaya kalk sak asl nda kendimizin izleyici olarak hala var oldu umuzu alg layabiliriz. Bu nedenle ruh zmsel okul en teme lde, hi kimsenin kendi lmne inanmad n ya da ayn eyi ba ka bir biimde syleyecek olursak, bilin d nda her birimizin kendi lmszl ne inand n ne srmeye cesaret edebilmi tir. lmn rastlant sal olu nedenlerine -kaza, hastal k, enfeksiyon, il erlemi ya - vurgu yapma al kanl nday zd r; bu ekilde lm bir gereklilikten bir rastlant olay na indirgeme abas n ele veririz. ... Her ey bir yana buna hi de gereksinimi olmayan lye sayg bize hakikatten daha nemli gelir ve kesinlikle o umuz iin ya ayana sayg dan da nemlidir. Ya am oyununda en yksek pey, ya am n kendisi riske edilemeseydi ya am fakirle ir, ilginli ini yitirirdi. Ya amda da i lerin satrantaki gibi olmas gerekten, ok zcdr, te k bir yanl bizi oyunu terk etmey e zorlayabilir; fark ya amda ikinci bir oyuna ba layamamam zdad r; rvan ma yoktur. hamle

nsanl n ilkel tarihi cinayetlerle doludur. Bugn bile ocuklar m z n okulda rendi i dnya tarihi temelde halklar n cinayetler dizisidir. ... E er Tanr n n O lu insanl n ba lang taki gnah n n bedelini demek iin ya am n feda etmek zorundayd ysa o zaman k sas yasas na gre, aynen deme gere i bu gnah n bir ldrme, bir cinayet olmas gerekir. Ba ka hibir ey diyet olarak bir ya am n feda edilmesini gerektirmez di. Ve ba lang taki gnah Tanr Babaya kar bir sald r yd , insanl n ilksel suu babay ldrme olsa gerekti, ilkel hordan n, mnemik imgesi sonradan tanr ya dn m olan ilk babas n n ldrlmesi. Filozoflar lm tablosu taraf ndan ilkel insana sunulan entelektel bilmecenin onu d nmeye zorlad n ve bylece tm speklasyonlar n ba lang noktas n olu turdu unu bildirmi lerdir. ... Benim gr me gre, ilkel adam ldrlm d man n n cesedinin ba nda ya am ve lm bi lmecesi zerinde pek de d ncelere dalmadan zafer kutlamas yapm t . nsanda sorgulama ruhunu ortaya karan entelektel bilmece ve her lm de il sevilen ama yine de yabanc ve nefret edilen ki ilerin lmndeki duygu at mas yd . Bu duygu at mas n n ilk rn ruhbi limdi. nsan art k lm uzakta tu tamad nk lene ili kin ac s nda onu tatm t ama yine de onu benimseme konusunda isteksizdi nk kendini l olarak d nemiyordu. Bylece bir uzla ma geli tirdi: kendi lm olgusunu da kabul etti ama onun yok o lma anlam na geldi ini yads d - d man n n lm sz konu su olunca yads maya hi gerek duymad bir anlam. Ruhlar kat etti i yer sevdi i birinin l bedeninin yan yd ve zntsne kar m doyumun verdi i sululuk duygusu bu yeni do mu ruhlar korkulmas gereken kt eytanlara dn trd. lmn ortaya kard [fiziksel] de i iklikler ona bireyi bir 7

beden ve bir ruha -ba lang ta birok ruha- ay rmay telkin etti. ... lenin kal c an s ba ka varolu biimleri varsayman n temeli haline geldi ve ona g rnr lmden sonra devam eden bir ya am kavram n verdi. Din ancak sonralar bu sonraki ya am daha arzu edilebilir, gerekten do ru bir sonraki ya amla temsil etmey i ve lmle sonlanan ya am yaln zca bir haz rl a indirgemeyi ba arm t r. Bundan sonra ya am geriye, gemi e do ru uzatmak, daha nceki varolu lar, ruhlar n g ve reenkarnasyon kavramlar olu turmak tutarl l ktan ba ka bir ey de ildir; tmnn amac lm ya am n sonlanmas anlam ndan yoksun b rakmakt r. Ku kusuz bunu onlar n bo inanlar na ba lamak kolayd r: yaban l, ldrlenin al c ruhlar n n korkusu iindedir. Ama onun l d man n n ruhlar kendi kan dkme suu iin kt vicdan n n sesinden ba ka bir ey de ildir; bu bo inanc n arkas nda biz uygar insanlar n yitirmi oldu u bir ahlaki duyarl l k damar gizlidir. Bizzat "ldrmeyeceksin" emrine yap lan vurgu, ldrme tutkusunu, belki bizim de bugn ta d m z gibi, kan nda ta yan sonsuz bir katil ku aklar dizisinden tredi imizi kesin k lar. Bilind m z n lm sorununa yakla m nedir diye soruyoruz. Yan t n yle olmas gerekir: neredeyse tmyle ilkel insan nki gibi. Ba ka pek ok bak mdan oldu u gibi bu a dan da tarih ncesi zamanlar n insan de i memi olarak bilind m zda ya ar. O halde bilind m z kendi lmne inanmaz sanki, lmszm gibi davran r. Bizim "bilind "m z dedi imiz ey -akl m z n igdsel itkile rden ibaret olan, en derin katmanlar - olumsuz hibir eyi bilmez ve de hibir reddedi i; onda kar tlar bir arada varolur. ... Kahramanl n mant ksal zemini ki inin kendi ya am n n belirli soyut ve genel yararlar yan nda o kadar da de erli olmad yarg s nda yatar. ... te yandan bize bildi imizden daha s k egemen olan lm korkusu ise ikincil bir eydir ve genellikle bir sululuk duygusunun sonucudur. te yandan yabanc lar ve d manlar iin lm k abul ederiz ve onlar ilkel insan n yapt kadar kolayca ve duraksamas z lme teslim ederiz. ... Bilind m z ldrmeyi gerekle tirmez; o ldrmeyi yaln zca d nr ve ister. Ancak bu ruhsal gerekli i gncel gerekli e gre az msamak tmyle yanl t r. Yeterince nemli v e ciddidir. ... . Asl nda bilind m z, kk nedenler iin bile cinayet i leyebilir; eskil Atina Drakon yasas gibi su iin lmde n ba ka ceza bilmez. Ve bunun belli bir tutarl l vard r, nk her eye kadir ve zorba ynetici egomuza ynelik her yaralama temelde bir lesemajeste (kral yaralama) suudur. Ruh zmlemesi meslek d insanlar aras nda bu trden varsay mlar yznden ra bet grmez. Onlar bilinli ya ant n n reddetti i iftiralar olarak reddederler ve bilind n n kendini bilincin eline vermeye ok yatk n buldu u ince gstergeleri de zekice grmezden gelirler. T pk ilkel insanda oldu u gibi bizim bilind m zda da lme ili kin iki z t tutum,onu ya am n yok olu u olarak tan yan tutumla onu gerekd say p yads yan tutumun arp p at ma iine girdi i bir olgu vard r. Bu olgu ilkel a lardakinin ayn d r: 8

sevdi imiz birinin, bir ana baban n, bir e in, bir erkek ya da k z karde in, bir ocu un ya da sevgili bir arkada n lm ya da lm tehlikesine girmesi. Bu sevilen ki iler bir yandan isel bir mlkiyet, kendi egomuzun bile enleridir; te yandan ise k smen yabanc lar hatta d manlard r. Do a bu z tlar iftini kullanarak a k her zaman canl ve taze tutmaya abalar; yle ki arkas nda yatan nefrete kar onu korumaya al s n. Denebilir ki sevgimizin en narin iekleni lerini iimizde duyumsad m z d manca itkiye kar bir tepkiye borluyuz. Toparlayacak olursak: t pk ilkel insandaki kadar bilin d m z kendi lmmz d ncesine ula amaz; t pk onun kadar yabanc lara canice e ilimleri vard r; sevdiklerimize kar t pk onunki gibi blnm tr (yani ifte de erlidir). Sivis vitam, para mortem. E er ya am glendirmek istiyorsan z kendinizi lme haz rlay n.

GRUP RUHB L M VE EGO ZMLEMES (1921)


I G R Bireysel ruhbilim sadece ender olarak ve belirli istisnai ko ullarda bu bireyin ba kalar yla ili kisini gz ard etme konumunda olur. ... Bylece bireysel ruhbili m en ba ndan beri, szcklerin bu geni letilmi do ru anlam yla, ayn zamanda toplum ruhbilimdir. Toplumsal ve narsisistik ... zihinsel eylemler aras ndaki kar tl k bu nedenle tmyl e bireysel ruhbilimin alan iindedir. II LE BON'UN GRUP AKLI TANIMLAMASI LeBon ... diyor ki: "Bir ruhbilimsel grubun sundu u en arp c gariplik yledir. Onu olu turan bireyler kim olursa olsun, ya am tarzlar , i leri, karakterleri, ya da zek alar ne kadar benzer ya da farkl olursa olsun bir gruba dn m olmalar olgusu onlar , her birinin yal t lm bir haldeyken duyumsad klar , d ndkleri ve davrand klar ndan ok farkl bir, biimde duyumsamalar na, d nmelerine ve davranmalar na yol aan bir tr kolektif ak l sahibi yapar. Bireyler bir grup olu turmad ka ortaya kmayan ya da kendilerini eyleme dn trmeyen belirli d nceler ve duygular vard r. Ruhbilimsel grup, t pk canl bir beden olu turan hcrelerin, birle melerinden her hcrenin tek ba na sahip olduklar ndan ok farkl nitelikler sergileyen yeni bir olu um ortaya karmalar gibi, birbirlerine benzemeyen elerin bir an iin birle mesinden olu mu geici bir olu umdur." E er grup iindeki bireyler bir birlik halinde birle iyorlarsa mutlaka onlar birle tiren bir ey olmal d r ve bu ba kesinlikle grup iin niteleyici olan olsa gerektir.

LeBon bireylerin zel edinimlerinin bir grupta gdk hale geldi ini ve bylece aralar ndaki farkl l n kayboldu unu d nr. Irksal bilind ortaya kar; birbirine, benzemez olan tekdzenin iinde kayna r. Diyebiliriz ki bireylerin iinde geli imi bylesi benzemezlikler gsteren zihinsel styap ortadan kald r l r ve herkeste benzer olan bilind temeller gzler nne serilir. LeBon onlar n ayn zamanda daha nceden sahip olmad klar nitelikler sergilediklerine inan r ve bunun nedenini farkl etmende arar. Birincisi bir grubun bir kesimini olu turan bireyin, salt say sal d ncelerle, tek ba nayken zorunlu olarak denetim alt nda tutaca igdlere boyun e mesine izin veren bir s n rs z g duygusu edinmesidir. Bir grubun ads z, bunun sonucu nda da sorumsuz olmas d ncesiyle bireyleri her zaman kontrol eden sorumluluk duygusunun tmyle yok oldu u d ncesinden kendini al koymaya ok daha e ilimli olacakt r. Bize gre bir grupta bireyin kendisine bilind igdsel itkileri zerindeki bast rmalar f rlat p atma izni veren ko ullar iine girdi ini sylemek yeterlidir. ... Bu ko ullarda vicdan n ya da bir sorumluluk duygusunun ortadan kaybol mas n anlamakta glk ekmeyiz. kinci neden de ... bula mad r. Bula ma, olu turmas kolay ama a klamas zor bir grngdr. ... Bir grupta her duygu ve eylem bula c d r ve ylesine bula c d r ki bir birey kolayca kendi ki isel kar n grubun kar na feda edebilir. Bu kendi do as na ters bir e ilimdir ve bir insan n bir grubun bir kesimi oldu u zaman d nda pek de beceremedi i bir eydir. nc ve en nemli neden, ... telki n edilebilirlik. Bugn e itli srelerle bir bireyin bilinli ki ili ini tmyle yitirerek kendisini bundan yoksun b rakan uygulay c n n tm telkinlerine itaat etti i, karakterine ve al kanl klar na kesinlikle z t olan eylemlere kalk t bir konuma getirilebildi ini biliyoruz. ... Bir sre eylem iindeki bir grubun iinde yer alm bir bireyin ok gemeden kendini hipnotize edilmi ki inin kendini hipnotize edenin ellerinde buldu u bylenme haline ok benzeyen bir hal iinde buldu unu kan tl yor gibidir. Bilinli ki ilik tmyle gzden silinmi tir; isten ve sa duyu yitmi tir. Tm duygular ve d nceler hipnotize edenin belirledi i do rultuda arp lm t r. Telkin gruptaki tm birey ler iin ayn oldu undan kar l kl l k nedeniyle g kazan r. O halde bilinli ki ili in ortadan kaybolmas n n, bilind ki ili in egemenli inin, telkin ve de duygular n ve d ncelerin yay lmas arac l yla ayn yne dnlmesinin, tm bunlar n bir grubun bir kesimini olu turan bireyin temel nitelikleri oldu unu gryoruz. O art k kendisi de ildir; kendi istenci taraf ndan ynetilmekten vazgemi bir otomatt r. Bula ma asl nda telkin edilebilirli in bir grnm gibidir. Sadece rgtl bir grubun bir kesimi olmakla bir insan u ygarl k merdiveninde birka basamak birden a a iner. Bir ba nayken e itilmi bir insan, kalabal k iinde bir barbar 10

-yani igdsyle davranan bir yarat k- olabilir. lkel yarat klar n kendili indenli ine, iddetine, vah ili ine ve ayn zamanda heveslilik ve kahramanl na sahip olur. Bir grup itkisel, de i ken ve uyar lmaya yatk nd r. Neredeyse tmyle bilind taraf ndan ynetilir. Bir grubun itaat etti i itkiler ... her zaman ylesine egemendir ki hibir ki isel kar, hatta kendini koruma bi le, duyumsanamaz. Onun hakk nda hibir ey nceden tasarlanmaz. Bir eyleri tutkuyla arzu edebilmesine kar n bu hibir zaman o kadar uzun srmez nk diretme yetene i yoktur. Arzusuyla arzunun doyumu aras ndaki herhangi bir gecikmeye dayanamaz. Bir her eye gc yetme duygusuna sahiptir, grup iindeki birey iin olanaks zl k kavram ortadan kaybolur. Bir grup ola and derecede safdil ve etkilere a kt r; hibir ele tirel yetene i yoktur ve onun iin olanaks z diye bir ey bulunmaz. ... Bir grubun duygular her zaman ok basit ve ok abart l d r. Dosdo ru ulara gider; e er bir ku ku d a vurulursa ans z n kar dn trlr: bir antipati belirtisi lg n bir nefrete. k lmaz bir kesinli e

zerinde bir etki sa lamak isteyen birisinin argmanlar iin hibir mant ksal uyarlamaya gereksinimi yoktur; en arp c renklere boyamal , abartmal ve ayn eyi durmadan yinelemelidir. Bir grup hakikati ve hatay olu turan ey konusunda hibir ku ku ta mad ndan, dahas , kendi byk gcnn bi lincinde oldu undan otoriteye itaatkar oldu u kadar ho grszdr de. Gce sayg duyar ve salt bir zay fl k biimi sayd nezaketten yaln zca hafife etkilenir. Kahramanlar ndan beklentisi gllk ve hatta iddettir. Efendileri taraf ndan ynetilmeyi ve bask alt nda tutulmay ve de korkutulmay ister. Kkte tmyl e tutucudur; tm yenilik ve ilerlemelere kar derinden bir nefret ve gelene e s n fs z bir sayg duyar. Gruplar n ahlak kurallar hakk nda do ru bir yarg ya varmak iin insan bireylerin bir grup halinde bir araya geldiklerinde tm bireysel ket vurmal ar n n zay flad n ve bireylerde ilkel bir dnemin kal nt s olarak uyuyan tm k y c , kaba ve y k c igdlerin zgrce doyum bulmak zere harekete geti ini gz nnde bulundurmal d r. Ama telkin etkisi alt nda gruplar kendini feda etme, bencil olmama ve bir lkye adanma biiminde yksek ba ar lar da elde edebilirler. Yal t lm bireylerde ki isel karlar neredeyse tek gdc gken, gruplarda bu nadiren belirgindir. Bir bireyin ahlaki standartlar n n bir grup taraf ndan ykseltilmesinden sz etmek m mkndr. Bir grubun entelektel kapasitesi her zaman bir bireyink inden ok a a dayken, ahlaki tutumu bireyinki nin batt derinliklere gre daha yksekte kalabilir. Gruplarda en kar t d nceler aralar ndaki mant ksal z tl ktan herhangi bir at ma kmaks z n yan yana varolabilir ve birbirine ho gr gsterebilir. Ama bu, ruh zmlemesinin uzun sredir i aret etti i gibi, bireylerin, ocuk lar n ve nevrotiklerin bilind zihinsel ya amlar nda da byledir. Ayr ca bir grup, szcklerin gerekten byl gcnn etkisi alt ndad r; szckler grup akl nda en byk f rt nalar koparabilirler ve de onlar kontrol alt na alma yetenekleri de 11

vard r. "Mant k ve argmanlar, belli szckler ve denklemlerle sava mada yetersizdir. Onlar gruplar n huzurunda vakarla sylenir ve telaffuz edilir edilmez her yzde bir sayg ifadesi belirir ve tm ba lar e ilir. o u ki i taraf ndan onlar normal gler ya da do ast kuvvetler olarak grlr." Bununla ili kili olarak ilkel insanlar aras nda adlara yklenen tabular ve ilkelerin adlara ve szcklere ykledikleri bysel gleri an msamak yeterlidir. Ve son olarak asla hak ikatin pe ine tak lmam lard r. ... Israrla gerek olmayana gerek olana gre ncelik tan rlar; hakiki olmayan taraf ndan neredeyse hakiki olan kadar kuvvetle etkilenirler. kisi aras nda ayr m yapmama konusunda a k bir e ilimileri vard r. O, ister bir hayvan srs o lsun isterse bir insan toplulu u, belirli say da bir araya gelir gelmez canl lar n igdsel olarak kendilerini bir efin otoritesinin alt na soktuklar n syler. Bir grup bir efendisi olmaks z n asla ya ayamayan boyun e ici bir srdr. Boyun e me al o derecededir ki kendini efendisi olarak atayan herhangi bir ki iye igdsel olarak boyun e er. Genelde nderlerin kendilerinin fanatik inan c lar olduklar d nceler arac l kendilerini kabul ettirdiklerine inan r. yla

Prestij bir insan, bir i ya da bir d nce taraf ndan bize uygulanan bir egemenliktir. Ele tirel yetene imizi tmyle fel eder ve bizi a k nl k ve sayg yla doldurur. ... Ancak tm prestijler ba ar ya ba ml d r ve ba ar s zl k durumunda yok olu r. III KOLEKT F Z H NSEL YA AM ZER NE BA KA GR LER imdi i in do rusunu, yazar n cmlelerinin hibirinin ortaya yeni bir ey atmad eklememiz gerekir. n

Az nce sz edilmi olan grup akl grnglerinin tmnn do ru biimde gzlemlenmi oldu u konusunda hi ku ku yoktur ama kesinlik le z t ynde i leyen, dolay s yla grup olu umunun ka n lmaz olarak daha yce bir grup akl gr nn ortaya kmas na yol aacak ba ka grnmlerini ay rt etmek de olas d r. Tek tek bireylerde ki isel kar neredeyse tek gdc gtr; gruplarda ise ok nadir olarak egemen olur. (LeBon) Rasgele bir insan kalabal ruhbilimsel anlamda bir gruba benzer bir ey olu turmadan nce bir ko ulun yerine getirilmesi gerekir: bu bireylerin birbiriyle ortak bir eyleri, bir nesneye ortak bir ilgileri, u ya da bu ortamda benzer bir duygusal e ilimleri ve bunun sonucunda bir dereceye kadar kar l kl etkilenmeleri olmal d r. Bu zihinsel homojenlik ne denli yksek derecedeyse bireyler o denli kolay olarak ruhbilimsel bir grup olu tururlar ve grup akl n n grnmleri de o denli arp c olur. Bir grup olu umunun en kayda de er ve ayn zamanda en nemli sonucu, her yesinde retilen duygular n a ka getirilmesi ya da, iddetlendirilmesi dir. McDougall' n gr ne gre insanlar n duygular bir grup iinde, ba ka ko ullarda pek az ula t ya da hi 12

ula mad bir derecede harekete geer ve sz ko nusu insanlar iin kendil erini tutkular na bu denli ekincesi z b rakmak ve bylece bir grup iinde eriyip kendi bireysellik s n rlar n n anlam n yitirmek haz verici bir duygudur. ... Ayn duygu ne denli ok say da insanda e zamanl olarak gzlemlenirse bu otomatik zo rlant o denli gl biimde byr. Birey ele tiri gcn yitirir ve kendinin ayn duyguya kaymas na izin verir. Ama byle yapmakla kendisinde bu sonucu reten teki insanlar n heyecan n artt r r ve bylece bireylerin duygusal yklenmesi, kar l kl etkile imle iddetlenir. tekilerle ayn eyi yapma, o unlukla ahenk iinde kalma zorlant s n n do as nda a maz biimde bir eyler i lemektedir. Duygusal itkiler,ne denli kaba ve ne denli basitse bir grubun iinde bu yolla yay lmalar o denli kolayd r. Bir grup bireyi s n rs z bir g ve stesinden gelinemez bir tehlike olmas yla bask alt na al r. O an iin grup, otoritenin yneticisi olan, cezalar ndan bireyin korktu u, u runa o denli ok ket vurmaya katland tm toplumun yerini al r. Birey iin onun k ar s na kmak a ka tehlikeli, evresindeki rnekleri izlemek hatta belki "sryle avlanmak" daha gvenlidir. Yeni otoriteye bo yun e erken daha nceki "vicdan" n eylem d b rakabilir ve bylece ket vurmalar n kald r lmas yla kesin olarak sa lanacak artm hazz n ekicili ine kap labilir. McDougall ... Daha d k zekal lar n akl n n daha yksek zekal lar kendi dzeylerine ektiklerini syler. kincilerin etkinlikleri engellenmi tir nk genelde bir duygu iddetlenmesi mant kl entelektel al ma iin uygun olmayan ko ullar yarat r, nk bireyler grup taraf ndan rktlm lerdir ve ak llar zgr de ildir ve nk her bireyin kendi eylemlerine kar sorumluluk duygusunda bir azalma vard r. Basit bir rgtlenmemi grup ... a r duygusal, drtsel, iddetli, maymun i tahl , karars z eylemlerinde ikircikli ve a n, yaln zca en kaba duygular ve en az incelikli duyarl l klar sergileyicidir; son derece telkine yatk n kararlar nda zensiz, yarg lar nda aceleci, en basit ve en eksik mant k yrtmeler d nda mant k yrtmede yeteneksizdir; kolayca egemen olunup ynetilebilir, z bilinlilikten yoksundur, kendine sayg ve sorumluluk duygusu kalmam t r ve kendi gcnn bilinlili iyle al n p gtrlmeye yatk nd r, yle ki herhangi bir sorumsuz ve mutlak gten beklemeyi rendi imiz tm eylemleri ortaya koyar. Bu nedenle davran ortalama bir yesinden ok, ba edilmez bir ocu un ya da yabanc bir ortamdaki cahil tutkulu bir yaban l n ve en kt olgularda insandan ok vah i bir hayvan n davran na benzer." McDougall ... kolektif zihinsel ya am daha st bir dzeye ula t rman n be "temel ko ulunu sayar. lk ve kkl ko ul, grubun varolu unda bir dereceye kadar bir sreklilik olmas gere idir. kinci ko ul, yelerin bir btn olarak grupla duygusal bir ili ki kurabilmeleri iin tek tek grup yelerinde grubun do as , olu umu, i levleri ve yetenekleri konusunda belirli bir fikrin olu mas gere idir. ncs, grubun kendisine benzeyen ama pek ok bak mdan farkl olan ba ka gruplarla (belki de rekabet biiminde) etkile im iine sokulmas gere idir.

13

Drdncs, grubun, zellikle de yelerinin birbiriyle ili kilerini belirleyen, gelenek, grenek ve al kanl klara sahip olmas gere idir. Be incisi, grubun bile enlerinin i levlerinin zglle mesi ve farkl la mas yla ifade edilen belirli bir yap s n n olmas gere idir. McDougall a gre e er bu ko ullar yerine getirilirse grup olu umlar n n ruhbilimsel dezavantajlar ortadan kalkar. IV TELK N VE L B DO Libido, co kular kuram ndan al nm bir ifadedir. ... Sevgi ile kastedilen eyin ekirde i, (ki bu yayg n olarak a k denen ve airlerin ark s n syledi i eydir) hedefi cinsel birle me olan cinsel se vgiden ibarettir. ... cinsler aras ndaki ili kilerde bu itkiler yollar n cinsel birle me do rultusunda zorlar ama di er ko ullarda bu hedeften saparlar ya da ona ula maktan al konulurlar. Ruhzmlemesi bu sevgi igdlerine ... kkenleri nedeniyle cinsel igdler ad n vermektedir. nsan bu yolun ke ndisini nereye gtrece ini bilemez; nce szcklerde izin verirsiniz sonra yava yava esasta da. Cinsellikten utanmakla hibir yarar grmyorum. V K YAPAY GRUP: K L SE VE ORDU Kilise ve ordu y apay gruplard r - yani, onlar ayr maktan korumak ve yap lar ndaki de i imleri denetlemek iin bir d g grevlendirilmi tir. Genellikle bir ki inin byle bir gruba girmeyi isteyip istemedi i konusunda kendisine dan lmaz ya da ona seim hakk tan nmaz; grubu terk etmeye ynelik herhangi bir giri im genellikle d manl kla ya da a r bir cezayla kar la r veya ok zel ko ullara ba lan r. Bir Kilisede ... orduda oldu u gibi gruptaki tm bireyleri e it bir sevgiyle seven bi r ba n -Katolik Kilisesinde sa, bir orduda Ba komutan- bulundu u yan lsamas hi gzden d mez. Her ey bu yan lsamaya dayan r; e er o yok olsayd , d g bunu yapmalar na izin verirse, hem Kilise hem de ordu da l rd . ... Her bireyi sa'ya ba layan ba n her birini di erine ba layan ba da olu turdu una hi ku ku yoktur. Bir orduyu da bir arada tutan ayn eydir. Ba komutan tm askerleri e it olarak seven bir babad r, bu nedenle de onlar kendi aralar nda yolda t rlar. Ordu yap sal olarak Kiliseden byle bir dizi gruptan olu mas yla ayr l r. Sz geli i her yzba kendi birli inin Ba komutan ve babas d r; ayn ekilde her astsubay kendi mangas n n. Kilisede de benzer bir hiyerar i kurulmu oldu u do rudur ama ekonomi k olarak onun iinde ayn rol oynamaz; nk sa'ya bireyler hakk nda bir insan komutandan daha fazla bilgi ve koruma atfedilir. Sanki grup ruhbiliminin temel grngsnn -bireyin grup iindeki zgrlk yoksunlu unun- bir a klamas na gtren do ru yoldaym z gibi grnmektedir. E er her birey iki ynden byle iddetli bir duygusal ba la ba l ysa onun ki ili inde 14

gzlemlenen sapma ve k s tlanmay bu ortama yormakta hibir zorlu umuz olmayacakt r. Panik korku iindeki bir birey yaln zca kendi kar n d nmeye ba larsa, byle yapmakla o ana dek tehli keyi kendisine kk gste ren duygusal ba lar n yok oldu una tan k olur. imdi tehlikeyle kar la mada tek ba na oldu undan ku kusuz tehlikenin daha byk oldu unu d necektir. Bir gruptaki korkunun endksiyonl a (bula ma) devasa boyutlara ula t tart mas bu szlerle hi de sona ermez. McDougall' n gr tehlike gerekten byk oldu u ve grubun gl duygusal ba lar bulunmad nda -rne in bir tiyatroda ya da e lence yerinde bir yang n kt nda ko ullar gerekle ir- duruma tmyle uygun d er. ... Bir bireydeki korku ya bir tehlikenin bykl ya da duygusal ba lar n (libidinal ykler) kesintiye u ramas yla k k rt l r; ikincisine nevrotik korku ya da anksiyete diyoruz. T pk ayn biimde panik de ya ortak tehlik ede bir art yada grubu bir arada tutan duygusal ba lar n kaybolu u yznden kar ve bu ikinci durum nevrotik ank siyeteye benzer. nderin u ya da bu biimde yitimi, ona ili kin ku ku do mas , tehlike ayn kald halde pani in kmas na neden olur; grup yeleri aras ndaki kar l kl ba , genellikle ndere olan ba la ayn zamanda yok olur. Dinsel bir grubun zlmesini gzlemlemek o kadar kolay de ildir. Bir din, kendini sevgi dini diye de adland rsa, kendisine ait olmayanlara sert ve sevgisiz olmak zorundad r. Asl nda temelinde her din kucaklad klar iin ayn biimde sevginin dinidir; oysa ona ait olmayanlara kar k y c l k ve ho grszlk her dinde do ald r. E er gnmzde ho grszlk kendini nceki yzy llara gre o denli iddetli ve k y c bir biimde gstermiyorsa bundan insan n tav rlar nda bir yumu ama oldu u sonucunu pek de karamay z. Bunun nedeni dinsel duygulardaki ve onlara ba ml libidinal ba lardaki yads namaz zay flamada aranmal d r. E er bir ba ka grup ba dinsel olan n yerini alacak olursa -ki toplumsal ba bunu ba aracak gibi grnmektedir- d ar da kalanlara ynelik olarak Din Sava lar a ndaki kadar ho grszlk olacakt r; e er bilimsel gr ler aras ndaki farkl l klar gruplar iin benzer bir nem kazanabilse ydi ayn sonu bu yeni gdlenme iin de yinelenirdi. VI DAHA BA KA SORUNLAR VE ALI MA ALANLARI Schopenhauer'in nl donan kirpiler benz etmesine gre hi kimse kom usuna ok fazl a yak nl a katlanamaz. ... S cakl k gereksinimi onlar yeniden bir araya getirirken ikinci ktlk bir kez daha ortaya kar. Bylece bir dertten tekine bir ileri bir geri gidip gelirler ta ki en katlan labilir biimde varolacaklar ortalama bir uzakl ke fedinceye kadar. Ruhzmlemesinin kan tlar , iki insan aras nda bir sre devam eden hemen her yak n duygusal ili kinin -evlilik, arkada l k, ana babalarla ocuklar aras ndaki ili kiler - alg dan 15

yaln zca bast rma sonucu kurtulan bir tiksinti ve d manl k duygular kal nt s ierdi ini gstermi tir. ... Ayn ey insanlar daha byk gruplar halinde bir araya geldiklerinde de olur. ... ki kom u kasabadan her biri tekinin en k skan rakibidir. ... Yak ndan ili kili rklar birbirlerini bir kol boyu uzakta tutarlar. Bu d manl k ba ka ko ullarda sevilen insanlara yneldi inde onu duygunun ifte de erlili i diye tan mlar ve olguyu, belki de fazla mant kl bir tav rla, byle yak n ili kilerde ortaya kan kar at malar na pek ok f rsat olmas yla a klar z. nsanlar n ili kide olduklar yabanc lara ynelik gizlenmemi antipati ve nefretlerini be nlik-sevgisi narsisizm- ifadesi sayabiliriz. Ama bir grup olu tu unda tm bu ho grszlk geici ya da kal c olarak grup iinde yok olur. Bir grup olu umu srdke ya da geni ledike gruptaki bireyler tekdzeymi ler gibi davran rlar, grubun teki yelerinin garipliklerine ho gr gsterirler, kendilerini onlarla e it sayarlar ve onlardan hibir ayr l k duyumsamazlar. Narsisizmde byle bir k s tlama bizim kuramsal gr lerimize gre yaln zca bir etmen taraf ndan retilebilir, di er insanlarla libidinal bir ba taraf ndan. Kendine ynelik sevgi tek bir engel tan r: ba kalar n sevmeyi, nesne sev gisini. Libido kendini byk ya amsal gereksinimlerin doyumuna ili tirir ve kendisine ilk nesne olarak bu srete bir pay olan ki ileri seer.Ve bir btn olarak i nsanl n geli iminde bencillikten zgecili e bir de i im olu turma anlam nda uygarla t r c etmen olarak yaln zca sevgi rol oynar. Ve bu gerek kad nlar iin, de erli hibir eyi zedelememeyi ieren zorunluluklar yla kad nlara ynelik cinsel sevgi, gerekse di er erkeklere ynelik, ortak al madan do an cinselli i bozulmu , yceltilmi e cinsel sevgi iin geerlidir. Bu nedenle e er gruplarda narsisistik benlik-sevgisi gruplar n d nda i lemeyen k s tlamalara u ruyorsa bu, bir grup olu umunun temelinin grup yeleri aras nda yeni tr libidinal ba lardan ibaret oldu unun gl bir kan t d r. Gruplarda bu trden cinsel amalar n sz konusu olmayaca a kt r. Burada, her ne kadar bu ba lamda enerjisi daha az olmasa da, zgn hedefle rinden sapt r lm sevgi igdlerinden sz ediyoruz. VII ZDE LE ME zde le me, ruhzmlemesi taraf ndan ba ka bir duygusal bir ba n en erken ifadesi olarak bilinir. Babayla bu zde le meyle ayn zamanda ya da biraz sonra o lan annesine ynelik olarak ba lanma [anaklitik] trne uyan gerek bi r nesne-yk geli tirmeye ba lam t r. Bu nedenle ocuk o zaman ruhbilimsel olarak farkl iki ba geli tirir: annesine ynelik do rudan bir cinsel nesne-yk ve babas yla onu kendisine rnek alan bir zde le me. kisi bir sre herhangi bir kar l kl etkileme ya da giri im olmaks z n yan yana var olurlar. Zihinsel ya amda bir tekle meye do ru kar konulmaz bir ilerlemeyle sonunda bir araya gelirler ve etkile imlerinden normal Oidipus at man do ar. ... Libido 16

rgtlenmesinin ilk evresi, oral evrenin bir trevi gibi davran r; orada da zledi imiz nesne ve dl yeni sindirilir ve bylece de yok edilmi olur. Bildi imiz gibi yamyam bu noktada kalm t r; d manlar iin yutucu bir duygusu vard r ve yaln zca sevdi i insanlar yiyip yutar. zde le menin duygusal ba n en eski ve en zgn tr oldu unu renmi olduk; s kl kla, belirtilerin yap land , yani bast rman n bulundu u ve bilind dzeneklerinin egemen oldu u ko ullarda, nesne seimi geriye, zde le meye dner - ego nesnenin niteliklerini kendi zerine al r. Bu zde le melerde egonun bazen sevilmeyen bazen de sevilen ki iyi kopya etmesi dikkate de er. Her iki olguda da, zde le menin yaln zca k smi ve son derece k s tl bir zde le me olmas ve yaln zca nesnesi olan ki inin tek bir izgisini dn almas , bizim iin arp c d r. Bu kaynaktan rendiklerimiz a a daki gibi zetlenebilir. Birincisi, zde le me bir nesneyle duygusal ba n ba lang taki biimidir; ikincisi, gerileyici bir biimde, deyim yerindeyse nesnenin egoya ie al m yla, libidinal bir nesne ba n n yerine-geeni haline gelebilir: ncs, cinsel igd nesnesi olmayan baz ba ka insanlarla payla lan ortak bir niteli in her yeni alg lan nda ortaya kabilir. Bu ortak nitelik ne denli nemliyse bu k smi zde le me o denli ba ar l olur ve bylece yeni bir ba n ba lang c n temsil edebilir. zde le me sorununu bitirmekten ok uzak oldu umuzu ve ruhbilimin "empati" ad n verdi i ve ba ka insanlar n iindeki, do am z gere i bizim egomuza yabanc eyleri anlamam zda en byk rol oynayan srele kar kar ya oldu umuzu bize syleyebilir. Geni bir olgu s n f nda erkek e cinselli inin do u u yledir. Gen bir erkek Oidipus karma as anlam nda annesine al lmad k derecede uzun sre ve yo un biimde kilitlenmi tir. Ama sonunda erinli in bitmesinden sonra annesini baz ba ka cinsel nesnelerle de i tirme zaman gelmi tir. Her ey ans z n tersine dner: gen adam annesini terk etmez, kendini onunla zde le tirir; kendini ona dn trr ve imdi egosunu onun iin yer de i tirebilece i ve annesinden grd sevgi ve zeni uygulayabilece i nesneler arar. Nesnenin byle ie al m n n bir ba ka rne i melankolinin (Freud "melankoli" terimini al kanl kla imdi "depresyon" olarak tan mlanabilecek durumlar iin kullan r.) ilgin nedenleri aras nda kayda de er olan sevilen bir nesnenin gerek ya da duygusal yitimi bulunan bir duygulan m n analizi taraf ndan sa lanm t r. Bu olgular n nde gelen niteli i durmak bilmez bir zele tiri ve ac bir kendine kusur bulmayla birle mi egonun k y c bir kendini de ersizle tirilmesidir. Ama bu melankoliler ... Bize egonun blnd n, iki paraya ayr ld n , bunlardan birinin di erine fkelendi ini gsterirler. Bu ikinci para ie al mla de i mi ve yitik nesneyi ieren parad r. ocuksu egonun kendine yeterli in keyfini ya ad zgn narsisizmin miras s oldu unu sylemi tik; giderek evrenin etkileriyle evrenin egoya dayatt ve egonun her zaman ula amad istemlerini bir araya getirir; yle ki bir insan kendi e gosuyla doyum sa layamazsa egodan farkl la m olan ego lksnden de doyum elde edebilir. 17

(Ba ka eylerin yan nda, ki inin kendini zde le tirdi i ki ilere ynelik olarak sald rganl n k s tlama ve onlar koruyup yard m etme sonucun u do urur. Klan duygusunun temelinde yatanlar gibi byle zde le melerin incelenmesi Robertson Smith'i (Akrabal k ve Evlilik, 1885) bu zde le melerin [klan yelerinin] ortak bir ze sahip olduklar n bilmelerine dayand hatta bu nedenle ortak yenmi bir yemek taraf ndan yarat lm olabildi i biimindeki a rt c bulu u yapmaya yneltmi tir.) VIII A IK OLMA VE H PNOZ Genellikle ocuk be ya na geldi inde sona eren ilk evresinde ocuk ilk sevgi nesnesini ana babas n n birinde ya da tekinde bulmu tur ve tm cinsel igdleri doy um istemleriyle bu nesnede birle mi tir. Daha sonra ba layan bast rma, ocu u bu ocuksu cinsel hedeflerin pek o undan vazgemeye zorlar ve geride ana babas yla ili kisinde derin bir de i iklik b rak r. Bildi imiz gibi erinlikte do rudan cinsel amalara ynelik yeni ve ok gl itkiler olu ur. Onu kendi egomuzun ula maya abalad ve imdi kendi narsisizmimizi doyurmak iin bu dolambal yoldan elde edece imiz mkemmellikler yznden severiz. Her a k olma olgusunda alakgnlllk, narsisizmin k s tlanmas ve kendini yaralama izgileri ortaya kar; u rneklerde onlar yaln zca iddetlendirilmi olur ve ksnl istemlerin geri ekilmi olmas n n sonucunda tek ba lar na bir stnlk iinde kal rlar. Bu zellikle mutsuz ve doyurulamayan sevgile rde kolayl kla ortaya kar; nk her eye kar n her cinsel doyum her zaman cinsel a r de erlendirmede bir azalmay da ierir. Egonun nesneye bu, art k soyut bir d nceye yceltilmi bir adanmadan ay rt edilemeyen adanma s yla ayn zamanda ego lksne ayr lm i levler tmyle al maz olur. Bu enin uygulad ele tiri sessizdir; nesnenin yapt ve istedi i her ey do ru ve kusursuzdur. Nesne u runa yap lan hibir eye vicdan uygulanamaz; sevginin krl iinde insafs zl k, k y c l k derecesine ula r. Tm durum bir formlde tam olarak zetlenebilir: Nesne ego lksnn yerine konmu tur. imdi zde le me ile a k olman n hayranl k ya da klelik" diye betimlenebilecek bu u geli imleri aras ndaki fark kolayca tan mlayabiliriz. Birinci durumda ego kendisini nesnenin nitelikleriyle zenginle tirmi , nesneyi Ferenczi'nin [1909] ifadesiyle "iealm "t r. kinci durumda ego fakirle mi , kendini nesneye teslim etmi , nesneyi kendisinin en nemli bile eninin yerine geirmi tir. Ancak biraz daha derinlemesine d nnce bu tr bir zetlemenin asl nda var olmayan kar tla t rmalar yaratt ortaya kar. Ekonomik olarak hibir fakirle me ya da zenginle me sorunu yoktur: hatta u bir a k olma olgusunu egonun nesneyi ie ald bir durum olarak tan mlamak olas d r. A k olmadan hipnoz a do al olarak yaln zca k sa bir ad m vard r. kisinin uzla t noktalar a kt r. Sevilen nesneye yneltilenin ayn aciz boyun e me, ayn itaat, ayn ele tiri yoksunlu u hipnozcuya da yneltilir. znenin kendi inisiyatifinin ayn kertilmesi 18

grlr. ... Hipnozcu tek nesnedir ve ondan ba ka hi kimseye dikkat edilmez. ... Hipnotik ili ki sevilen birine cinsel doyum hari s n rs z bir ba lanmad r: oysa gerek a k olma olgusunda bu tr doyum yaln zca geici olarak geride b rak l r ve daha ileri bir zamanda olas bir ama olarak geri planda kal r. nsanlar aras nda bu kal c ba lar gerekle tirenin kesinlikle u amalar na ket vurulmu cinsel itkiler oldu unu grmek ilgintir. Ama bu, onlar n tam doyum elde edememesi olgusundan kolayca anla labilir; oysa amalar na ket vurulmam cinsel itkiler cinsel amaca her ula ld nda enerji de arj sayesinde ola and bir indirgemeye u rarlar. Doyuruldu u zaman snmek ksnl (cinsel) sevginin yazg s d r; kal c olabilmesi iin ba lang tan itibaren salt sevecen elerle -yani amalar na ket vurulmu elerle kar t r lmal ya da kendisi bu trden bir de i ime u ramal d r. Gruplar n ya da en az ndan buraya kadar sz edilen gruplar n -yani bir nderi olan ve ok fazla rgtlenme arac l yla ikincil olarak bir bireyin z elliklerini edinememi gruplar n- libidinal yap lar iin bir denklem verebilecek bir konumday z. Bu tr bir birincil grup bir ve ayn nesneyi ego lklerinin yerine geirmi ve bunun sonucunda kendilerini birbirlerinin egolar nda birbirleriyle zde le tirmi bireyler toplulu udur. IX SR GDS Baz zellikleri ... tm bu ve be nzeri, Le Bon'da o denli etkileyici biimde tan mland n grd mz zellikler, yaban llarda ve ocuklarda grsek a rmayaca m z bir zihinsel etkinlik evresine gerilemenin kusursuz bir tablosunu sergilerler. Bu tr bir gerileme zellikle yayg n gruplar n temel niteli idir oysa grm oldu umuz gibi rgtl ve yapay gruplarda byk lde de netlenebilir. Bylece, bir bireyin zel duygusal itkilerinin ve entelektel eylemlerinin kendi ba lar na herhangi bir ey yapabilmek iin ok z ay f ve bunun iin grubun di er iyelerinde benzer bir biimde yinelenerek peki tirilmeye tmyle ba ml olduklar bir durumun izlenimini ediniriz. Trotter gruplarda ortaya kt betimlenen z ihinsel grngleri insanlarda da t pk di er hayvan trlerindeki gibi do u tan var olan bir sr igdsnden tretir. Biyolojik olarak der, bu sr halinde olu ok hcrelili e benzer ve sanki onun bir devam d r. ... Birey yaln zsa kendini eksik hisseder. Kk ocuklar n gsterdi i korku zaten bu sr igdsnn bir d avurumu gibidir. Srye kar tl k ondan ayr lmak gibidir; bu nedenle de endi eyle ondan ka n l r. Ama sr yeni ya da al lmad k olan her eyden uzakla r. Sr igds birincil bir ey gibidir: something which cannot be split up. Trotter zn ko ruma, beslenme, cinsellik ve sr igds gibi birincil sayd igdlerin listesini verir. ... Sululuk ve grev duygular sr halinde ya ayan bir hayvan n garip mlkleridir. ... Konu ma, nemini, sr de kar l kl anla may kolayla t rmas na borludur ve bireylerin birbirleriyle zde le meleri byk lde ona dayan r.

19

Trotter sr igdsnn izini geriye do ru srmek iin hibir gereksinim duymaz nk onu birincil ve daha fazla indirgenemez, olarak niteler. Ama Trotter' n sunumu bir grupta nderin roln ok az hesaba katt iin di erlerinden biraz daha adil bir kar k a a kt r; oysa biz daha ok kar t d nceye, nder gz ard edildi inde grubun do as n kavraman n olanaks z oldu u gr ne e ilimliyiz. Sr igds nder iin hi yer b rakmaz; nder neredeyse rastlant sal olarak srnn iine f rlat lm t r; bu igdden bir Tanr gereksinimine gtren hibir yolu da iz lemez; sr, obans zd r. Ama bunun yan nda Trotter' n sunumu ruhbili msel olarak zay flat labilir; yani, sr igdsnn indirgenemez olmad , kendini koruma ve cinsel igdlerle ayn anlamda birincil olmad her durumda olas k l nabilir. ocu un yaln zken ki korkusu rasgele bir sr yesinin grnmesiyle yat maz; tersine bu trden bir yabanc n n yakla m yla ortaya kar. O halde ocuklarda uzun bir sre sr igds ya da grup duygusu do as nda hibir ey gzlemlenemez . ... Bylece ocuk gruhu aras nda, daha sonra okulda daha da geli en bir topluluk ya da grup duygusu geli ir. Bu tepki olu umunun ilk istemi adalet, herkese e it davran lmas d r. ... Yaln zca bir ark c ya da piyanistin ev resini gsterisinden sonra sarm tm de hararetlice duyarl bir biimde sevgi dolu bir kad nlar ve k zlar grubunu d nmemiz yeterlidir. Her birinin di erini k skanmas kesinlikle ok kolay olurdu ama say lar ve bunun sonucunda a klar n n amac na ula malar n n olanaks zl kar s nda ondan vazgeerler ve birbirlerinin salar n yolacak yerde birle mi bir grup gibi davran rlar, olay n kahraman na ortak eylemlerle tap n rlar ve belki de onun uu an salar n payla man n ho nutlu unu ya arlard . Ba lang ta rakip olanlar ayn nesneye duyduklar benzer sevgiyle birbirleriyle zde le meyi ba arm lard r. Toplumda sonradan ... grup ruhu vb. halinde ortaya kan ey ba lang ta k skanl k olan eyden treyi ini yalanlamaz. Hi kimse kendini ne karmay istememeli, herkes ayn olmal ve ayn eye sahip olmal d r. Sosyal adalet, kendimizde pek ok, eyi ba kalar n n da onlarla ilgisi olmayabilece i ya da onlar isteyemeyebilece i iin yads makt r. Bu e itlik istemi toplumsal vicdan n ve grev duygusunun k kdr. ... E er bir kad n n ocu u lm se tekinin de canl bir ocu u olmamal d r. Ac l anne bu istekle tan n r. Toplumsal duygu nce d manca bir duygu olan eyin zde le me do as nda pozitif olarak renklendirilmi bir ba a dn trlmesine dayan r. ... Ancak unutmayal m ki bir grupta e itlik istemi yaln zca onun yel erine uyar nderine de il. Tm yeler birbirleriyle e it olmal d r ama tm bir ki i taraf ndan ynetilmek ister. ... O zaman Trotter n insan n bir sr hayvan oldu u szc n, onun daha ok bi r horda (Gebe ya ayan insan toplulu u. Szck ngilizce ye Trke ordu, orda szcklerinde n gemi ) hayvan , bir efin ynetti i bir kabilede tek bir yarat k oldu u biiminde de i tirmeye kalk al m.

20

X GRUP VE LKSEL HORDA Dinin, ahlak n ve toplumsal rgtlenmenin ba lang c n bar nd ran totemizmin geli mesinin efin iddetle ldrlmesi ve babasal hordan n erkek karde ler toplulu una dn mesiyle ili kili oldu unu gstermeye al m t m. Ku kusuz bu yaln zca bir hipotezdir. nsan gruplar bir kez daha e it yolda lardan olu an bir topluluk aras nda stn gl bir birey biimindeki tan d k tabloyu, bizim ilksel horda d ncemizi de kapsayan bir tabloyu sergiler. Grup bize ilksel hordan n bir yeniden canlan gibi grnr.

Bugn bile bir grubun yeleri, nderleri taraf ndan e it olarak ve adil biimde sevildikleri yan lsamas na gereksinim duyarlar ama nderin ken disi ba ka hi kimsenin sevgisine gereksinim duymaz; buyurgan bir do ada mutlak biimde narsisistik, z-gvenli ve ba ms zd r. Hordan n ilksel babas henz tanr la t r lma ile daha sonra oldu u gibi lmsz de ildi. ... nsan tek bir olas l k imgeleyebilir: ilksel baba, o ullar n n do rudan cinsel itkil erini doyurmalar n engellemi ti; onlar yoksunlu a ve bunun sonucunda cinsel hedefin e ket vurulmu itkilerinden do abilen duygusal ba lara zorlam t . Denebilir ki onlar grup ruhuna zorlam t . insel k skanl ve ho grszl , son tahlilde grup ruhunun nedenleri haline gelmi ti. Kim onun izleyicisi haline gelirse cinsel doyum olas l n da ediniyordu ve bu ekilde kendisine grup ruhunun ko ullar ndan k yolu da sunuluy ordu. Ama bu basit olarak tm o ullar n ilksel baban n onlara e it olarak eziyet etti ini ve onlardan e it olarak korktu unu bildi i ilksel hordada olanlar n lksel bir rneklenmesidir. zerine tm toplumsal grevl erin in a edildi i bu ayn yeniden kal ba dkme, insan toplumunun bir sonraki biiminde, totemik klanda da vard r. Do al bir grup olu umu olarak ailenin tahrip edilmez gc, baban n e it sevgisi biimindeki gerekli varsay m n ailede gerek bir uygulama bulabilece i olgusunda yatar. Hipnozcu dene in kendi istencini gasp edecek gizemli bir gce sahip oldu unu ne srer ya da (ki bu da ayn eydir) denek onun byle bir gc oldu una inan r. Bu gizemli g (ki imdi bile popler olarak hayvansal manyetizma diye tan mlanmaktad r) ilkel insanlar n tabunun kayna olarak grd gcn, krallardan ve reislerden yay lan ve onlara yakla may tehlikeli k lan gcn (mana) ayn s d r. O zaman hipnozcunun bu gce sahip oldu u varsay l r; peki bu gc nas l sergiler? Dene e gzlerinin iine bakmas n syleyerek; en tipik hipnotiz e etme yntemi bak d r. Ama ilkel insanlar iin de tehlikeli ve dayan lmaz olan reisin grnmdr; t pk daha sonra lmlle r iin Tanr n n oldu u gibi.

21

Grubun nderi hala korkulan ilksel babad r; grup hala s n fs z gle ynetilmek ister; otorite iin u derecede bi r tutkusu vard r. ... lksel baba, ego lk s yerine egoyu yneten grup lksdr. Hipnoz,iki ki ilik bir grup olarak betimlenmeyi hak eder.

XI EGO'DA FARKLILA TIRICI B R A AMA Bu mucizeyi bireyin kendi ego lksn terk etmesi ve onun yerine nderde bedenle en grup lksn geirmesi diye yorumlam t k. Ve dzeltme ad na bu mucizenin her olguda e it lde byk olmad n eklememiz gerekir. ... ego s kl kla erken narsisistik kendinden ho nutlu unu korumu tur. nderin seimi bu ko ul taraf ndan ok kolayla t r l r. D lerde ve nevrozlarda bylece d talanan ey kabul edilmek iin kap n n al nmas yine de direnlerle engellenmesidir; uyan kl k ya am m zda ise bast r lm olan n direnleri aldatmas na izin vermek ve hazz m z artt rmak zere onu, geici olarak, egomuzun iine almak iin zel hileler kulland rt r z. Espriler ve mizah ve bir lye kadar genel olarak gln bu a dan ele al nabilir. Tm vazgemelerde v e egoya uygulanan t m k s tlamalarda yasa n periyodik olarak bozulmas kurald r; asl nda bu, kkende yasayla sa lanan a r l klardan ba ka bir ey olmayan ve ne eli niteliklerini getirdikleri serbest b rakmaya borlu olan festivaller kurumunda gsterilebilir. Romal lar n Saturnalia's ve bizim a da karnavallar m z bu temel nitelik a s ndan ilkel insanlar n genellikle her tr sefahat ve ba ka zamanlarda en kutsal olan, emirlerin i nenmesiyle sonlanan festivalleriyle uyum iindedir. Ego iinde bir ey ego lksyle rt rse her zaman bir zafer duygusu bulunur. Sululuk duygusu ise (ayn zamanda a a l k duygusu da) ego ile ego lks aras nda bir gerilimin ifadesi olarak anla labilir. Mizalar n n rengi periyodik olarak a r bir depresyondan bir tr ara dnemden geerek co kulu bir iyilik haline sal nan insanlar oldu u iyi bilinir. ... Bu dnemsel depresyonun tipik olgular nda tetikleyici isel gdler a s ndan bu hastalarda di erlerinden daha fazla ya da daha ba ka hibir ey bulunmaz. Ego lkleri nceden egolar n zeli bir kat l kla ynettikten sonra geici olarak egolar n n iinde eriyor olabilir. A k olana devam edelim: Ego zmlememiz temelinde mani olgular nda ego ve ego lksnn birbirine kayna t ndan, bylece de ki inin bir zafer ve z-doyum duygusu iinde, hibir zele tiri taraf ndan rahats z edilmeden ket vurmalar n n ba kalar na ald r etme duygular n n ve kendini sulamalar n n yok olmas n n tad n karabildi inden ku ku duyulamaz. Bu denli a k olmamakla birlikte, ok olas d r ki melankoli in zavall l da egosunun iki esinin ras nda keskin bir at man n, lknn, bir duyarl l k a r l yla, durup dinlenmeksizin a a l k sanr lar ve kendini a a lama iinde egoyu lanetlemesini sergiledi i bir at man n ifadesidir. 22

te yandan tetikleyici nedenin a ka bir neden bilimsel rol oy nad melankoliler de vard r. Bunlar, lm ya da libidonun nesneden geri ekilmesini gerektiren ko ullar sonucu, sevilen bir nesnenin yitiminden sonra ortaya kan melankolilerdir.

XII SONSZ Egonun bir nesneyle zde le mesiyle ego lksnn bir nesneyle yer de i tirmesi aras ndaki ayr m incelemeye ba lad m z iki yapay grupta, ordu ile H ristiyan Kilisesinde ilgin bir anlat m bulur. Bir askerin,kendini e itleriyle zde le tir ve egolar n n bu toplulu undan yolda l n gerektirdi i kar l kl yard m ve malvarl klar n payla ma gereklili ini tretirken, stn, yani asl nda ordu nderini, lk olarak ald a kt r. Katolik Kilisesinde durum farkl d r. Her H ristiyan sa y lks olarak sever ve k endini tm di er H ristiyanlarla zde le me ba yla birle mi hisseder. lksel hordan n babas daha sonra dnyan n yarat c s na yceltildi ve bu do ruydu nk ilk grubu olu turan tm o ullar o retmi ti. O, her birinin nce korkulan ve sayg duyulan bir lksyd; daha sonra tabu d ncesine ynelten bir olgu. Bu pek ok birey sonunda birle tiler onu ldrdler ve paralara ay rd lar. Yenenlerin hibiri onun yerini alamad ya da biri bunu yapt nda sava lar yenilendi ta ki tmnn babalar n n kal t ndan vazgemeleri gerekti ini anlay ncaya kadar. Ondan sonra erkek karde lerin totemik toplumunu kurdular; tm e it haklarla ve cinayetin an s n koruyan ve onaran totem yasaklar yla birle tiler. Ama elde edilmi olan eyden doyumsuzluk srd ve yeni geli imlerin kayna n olu turdu. Bu erkek karde ler grubunda birle mi olan ki iler olaylar n eski biimini ye ni bir dzeyde yeniden canland rma noktas na geldiler. Erkek bir kez daha bir ailenin ba kan oldu ve babas z dnemde kurulmu olan kad nerkilli in yetkilerini ortadan kald rd . Buna bir telafi olarak baba, ilksel hordan n babas n n rne ine uygun olarak, rahipleri annenin korunmas iin i di edilmi anne tanr lar n tan d . Bylece yeni aile eskinin yaln zca bir glgesiydi; pek ok baba vard ve her biri di erlerinin haklar taraf ndan k s tlanm t . Kahramanl k mitini icat etti. Kahraman kendi ba na babay ldren adamd -mitte hala totemik bir canavar olarak ortaya kan babay . Ama Rank' n gzlemledi i gibi masallar reddedilmi olgunun a k izlerini korumu tur. nk masallarda s kl kla baz g i leri ba armas gereken kahraman n (genellikle en kk o ul ve de hi de seyrek olmayarak kendini baba vekiline aptal, yani zarars z olarak sunan o ul) grevini ancak ar lar ya da kar ncalar gibi bir sr kk hayvan n yard m yla gerekle tirdi ini grrz. O halde mit, bireyin grup ruhbiliminden do du u basamakt r. lk mit kesinlikle ruhbilimsel kahraman mitidir; a klay c do a miti ok daha so nra ortaya ksa gerektir. 23

Kahramanl k mitinin yalan kahraman n tanr la t r lmas yla doru a ula r. Belki de tanr la m kahraman Baba Tanr dan daha nce geliyordur ve ilksel baban n bir rahip olarak geri dn nn habercisi olmu olabilir. O halde tanr lar dizisi zamandizinsel olarak yledir: Ana Tanr a - Kahraman - Baba Tanr . Ama ancak asla unutulmayan ilksel baban n kalk nd r lmas yla tanr , onda bugn hala ay rt etti imiz zellikleri edinir. Bir ocu un ana babas na ve kendisine bakanlara yne ltti i tm duygular ocu un cinsel itkilerine anlat m kazand ran isteklere kolayca gei yapar. ocuk, sevgisinin bu nesnelerinden bildi i tm duygu belirtilerini bekler; onlar pmek, onlara dokunmak ve bakmak ister; onlar n cinsel organlar n grmek ve en gizli bo alt m i levlerini gerekle tirirlerken onlarla birlikte olmak ilgi ekicidir. ... ocukluk kal nt lar n n daha sonraki zmsel ara t r lmas kadar do rudan gzlemler de nazik ve k skana duygularla cinsel niyetlerin tam bir i ie ge i i konusunda hibir ku kuya yer b rakmaz ve bize ocu un sevdi i ki iyi nas l da kkten bir yolla henz uy gun biimde merkezile memi cinsel e ilimlerinin nesnesi yapt n gsterir. Bu amalarla ket vurulmu cinsel igdler ket vurulmam olanlar zerinde byk bir i levsel avantaja sahiptir., Gerekten tam doyum ol anaklar bulunmad ndan kal c ba lar yaratmaya zel olarak uyum sa lam lard r; oysa do rudan cinsel olan igdler her doyurulduklar nda bir enerji yitimine u rarlar ve cinsel libidonun ye ni bir birikimiyle yenilenmeyi beklemeleri gerekir ki bu arada nesne de i mi olabilir. Pfister, ... gl bir dinsel ba n bile ate li bir cinsel heyecana dn ebildi inin son derece a k ama kesinlikle tek olmayan bir rne ini verir. te yandan kendileri k sa mrl olan do rudan cinsel itkilerin kal c ve salt sevecen bir ba a dn mesi ok ola and r ve tutkulu bi r a k evlili inin sa lamla mas byk lde bu srece dayal d r. Amalar na ket vurulmu cinsel itkilerin, isel ve d sal engeller cinsel amalar ula lamaz k ld nda do rudan cinsel itkilerden do du unu i itmek do al olarak bizi a rtmazd . ... lksel hordan n babas n n cinsel ho grszl nedeniyle tm o ullar n yoksunlu a, bylece de amalar na ket vurulmu ba lara zorlad n varsaym t k; oysa kendisinin cinsel ho nutluk zgrl n korumu ve bu yolla da ba s z kalm t . Bir grubun ba l oldu u ba lar n tm amalar na ket vurulmu igdler niteli indedir. Ailenin geli im tarihinde de cinsel sevginin grup ili kileri (grup evlilikleri) var; olmu tur, ama daha nemli cinsel sevgi ego iin neden nemli hale geldi ve ne denli a k olma niteli ini kazand ysa o denli ivedilikle cinsel organ amac n n dayatt gibi iki ki iyle s n rl olmay gerektirmi tir. oke li e ilimler, birbirini izleyen de i en nesnelerle doyum bulmakla yetinmek zorunda kalm t r. Cinsel doyum amac yla bir araya gelen iki ki i, yaln zl arad klar srece sr igdsne, grup duygusuna kar bir gsteri yap yorlard r. Ne denli a k iindeyseler o denli tam olarak birbirleriyle yetinirler. Grubun etkisini reddetmeleri bir utan duygusu biiminde ifade edilir. Cinsel nesne seiminin bir grup ba taraf ndan sald r ya u ramamas iin en u dzey de iddet ieren k skanl k duygulan davet edilir. Bir sevgi ili kisinin duygusal yani ki isel etmeni yerini tmyle ksnl etmene b rakmad ka ya da

24

bir cinsel alemde oldu u grup iinde e zamanl olarak cinsel ili kide bulunulmad ka iki insan iin ba kalar n n nnde cinsel ili kide bulunmak olanaks zd r. A k olman n erkeklerle kad nlar aras ndaki cinsel ili kilerde kendini ancak ge olarak gsterdi ine ili kin pek ok gsterge bulunmaktad r, bu yzden cinsel sevgiyle grup ba lar aras ndaki kar tl k da ge bir geli medir. ... Baba ldrmeye tepkilerden bir tanesi totemik d evlili in kurulmas , ocukluktan beri duyarl bir biimde sevilmi aile iindeki kad nlarla herhangi bir cinsel ili kinin yasaklanmas d r. Bu yolla bir erke in sevecen ve ksnl duygular aras nda bugn bile erotik ya am nda hkm sren bir s n r izilmi tir. Bu d evlili in bir sonucu olarak erke klerin ksnl gereksinmelerinin yabanc ve sevilmeyen kad nlarla doyurulmas zorunlu olmu tur. E cinsel sevgi, ket vurulmam cinsel itkiler biimini al sa bile, grup ba lar yla ok daha uyumlu gibi grnmektedir - a klamas bizi uzaklara gtrecek olan dikkate de er bir olgu. Bu, bir nevrozun, kurban n asosyal hale getirmesi ve onu ola an grup rgtlenmelerinden uzakla t rmas olgusunu a klar. ... Gnmzn uygar dnyas ndan dinsel yan lsamalar n yok olmu olmas na zlmeyenler bile onlar n gl olduklar srece kendileri sayesinde birbirine ba l olanlara nevroz a kar en gl savunmay sa lam oldu unu teslim edeceklerdir. nsanlar mistik-dinsel ya da felsefi-dinsel mezheplere ve topluluklara ba layan ba lar n her tr nevrozun hileli sa alt mlar n n ifadesi oldu unu duyumsamak da zor de ildir. Tm bunlar do rudan cinsel itkiler ile amalar ketlenmi olanlar aras ndaki z tl kla ili kilidir. A k olma, do rudan cinsel itkilerle amalar na ket vurulmu cinsel itkilerin e zamanl var olu una dayan r ve burada nesne, znenin narsisistik ego libidosunun bir k sm n kendine eker. inde yaln zca ego ve nesneye yer olan bir durumdur. Hipnoz, iki insanla s n rl olmak a s ndan a k olmaya benzer ama tmyle amalar yla ket vurulmu cinsel itkilere dayan r ve nesneyi ego lksnn yerine koyar. Grup, bu sreci o alt r; hipnozla onu bir arada tutan igdlerin do as ve ego lksnn yerine nesnenin geirilmesi bak mlar ndan uzla r ama buna ba ka bireylerle zde le meyi ekler ki bu ba lang ta belki de nesneyle ayn ili ki iinde olmakla mmkn olmu tur. Nevroz bu dizinin d nda kal r. O da insan libidosunun geli iminde bir garipli e do rudan cinsel i leyin, iki kez yinelenen ba lat lmas ve araya giren bir gizlilik dnemidayan r. ... Ne zaman do rudan cinsel igdlerden amalar na ket vurulmu cinsel igdlere ilerleme tmyle ba ar l olmazsa nevroz kendini gsterir ve bu geli meden getikten sonra egoya kabul edilen igd kesimleriyle . bast r lm bilind ndan f rlay p -teki tmyle bast r lm igdsel itkilerin yapt gibi- do rudan doyum sa lamaya abalayan igd kesimleri aras nda bir al may temsil eder.

25

B R YANILSAMANIN GELECE (1927)


I Terim olarak insan ya am n n kendini hayvan konumunun stne kard ve vah i hayvanlar n ya am ndan ayr t tm ynleri k astetti im insan uygarl -ve de kltr ile uygarl k aras nda bir ayr m kmserim- bildi imiz gibi, gzlemciye i ki cephe sunar. Bir yanda insanlar n, do an n glerini kontrol etmek ve insan gereksinimlerinin doyumu iin onun zenginliklerini elde etmek amac yla edindikleri tm bilgi ve yetene kler, te yanda insanlar n ili kilerini birbirlerine uydurmak ve zellikle de sa lanabilir zenginliklerin da l m iin gerekli tm dzenlemeler. Uygarl n iki e ilimi birbirinden ba ms z de ildir: ilk olarak insanlar n kar l kl ili kileri var olan zenginli in olas k ld igdsel doyum miktar ndan derinlemesine etkilendi i iin; ikinci olarak bir di eri ile ili ki iindeki tek bir insan, o ki i kendisinin yetene ini al ma iin kullan r ya da onu bir cinsel nesne olarak seerse, onun zenginli i haline geldi i iin; nc olarak da her ne kadar uygarl k evrensel insan ilgisinin bi r nesnesiyse de, her birey asl nda uygarl n bir d man oldu u iin. nsanlar n yal t lm olarak ya ayabilmeleri pek az mmkn oldu u halde, uygarl n, toplumsal ya am olas k lmak iin, kendilerinden bekledi i zverilerin onlara ok a r bir yk gibi gelmesi kayda de er. Bylece uygarl k bireye kar korunmak zorundad r ve onun dzenle meleri, kurumlar ve komutlar bu greve yneliktir. Yaln zca zenginli in belli bir da l m n sa lamay de il bu da l m korumay da amalarlar; asl nda do an n fethine ve zenginli in retilmesine katk da bulunan her eyi insanlar n d manca itkilerine kar korumak zorundad rlar. nsan yarat c lar kolayca tahrip edilebilir ve onlar in a etmi olan bilim ve teknoloji onlar n yok edilmesi iin de kullan labilir. Belirleyici soru, insanlar n zorunlu olarak kalacak olan zverilerle uzla abilmeleri ve onlar iin bir telafi sa lamalar amac yla insanlara dayat lan igdsel zverilerin yknn azalt l p azalt lamayaca ve azalt lacaksa bunun ne lde olabilece idir. Uygarl k i inde bask dan vazgemek, kitleyi bir az nl k taraf ndan kontrol etmemek kadar olanaks zd r. Kitleler tembel ve e itimsiz oldu u iin igdsel zveriyi hi sevmezler; bunun ka n lmaz oldu u sav yla da yetinmezler ve onlar olu turan bireyler disiplinsizliklerini zgr b rakma konusunda birbirlerini desteklerler. Ancak rnek olu turabilen ve kitlelerin nderleri olarak tan d klar bireyler arac l yla grevi yerine getirmeye ikna edilebilir ve uygarl n var olu unun dayand zveriler gerekle tirilebilir. ... Ama etkilerini yitirmemek iin kitlenin kendini onlara adad ndan daha ok onlar kitleye kendilerini adarlarsa tehlike vard r ve bu yzden gc ellerinin alt nda bulundurarak kitleden ba ms z olmalar gerekli gibidir. K saca sylemek gerekirse, uygarl n dzenlemelerinin ancak belirli derecede bask yla srdrlebilmesi olgusundan sorumlu iki yayg n nitelik vard r: insanlar n kendili inden al maya hevesli olmamas ve onlar n tutkular na kar t szlerin hibir i e yaramamas . Gelecek ku aklar n e iticisi olarak davranacak stn, hedefinden sapmayan ve kar gzetmeyen ok say da nderin nereden gelece i sorulabilir ve bu ni yetler gerekle tirilmeden nce uygulanmas gereken muazzam bask miktar n d nmek irkilticidir.

26

II Her uygarl n bir al ma zorlant s na ve igdden vazgemeye dayal oldu unun, bu nedenle de ka n lmaz olarak bu istemlerin etkiledi i ki ilerin kar tl n k k rtt n n ayr msanmas yla uygarl n temelde ya da yaln zca zenginli in kendisinden ve onu elde etme yollar ndan ve da l m n n dzenlenmesinden ibaret olamayaca ortaya km t r; nk bu eyler uygarl n kat lanlar n n rekabetili inin ve y k c tutkusunun tehdidi alt ndad r. Tek tip bir terminoloji u runa bir igdnn doyurulamamas olgusunu engellenme , bu engellenmeyi olu turan dzenlemeyi "yasaklama" ve yasaklamayla olu an durumu da "yoksunluk" diye tan mlayaca z. ... En eskisi birincisidir; gruplar kuran yasaklamalarla uygarl k insan ba lang taki hayvan ko ular ndan uzakla t rmaya ba lam t . a k nl k iinde bu yasaklamalar n hala i lerlikte oldu unu ve hala uygarl k d manl n n ekirde ini olu turdu unu grrz.Yasaklar n alt nda st rap eken igdsel istekler her ocukla birlikte yeniden do ar; bu engellenmelere zaten toplumd davran la tepki veren bir grup insan vard r: nevrotikler. Bu igdsel istekler aras nda ensest, yamyaml k ve ldrme tutkusu bulunur. Bu en eski igdsel istek lere kar uygarl n tutumu da hibir biimde tekdze de ildir. Yaln zca yamyaml k evrensel olarak yasaklanm gibidir ve tmyle stesi nden gelinmi tir. Ensest isteklerinin gc, ona kar yasaklar n arkas nda hala fark edilebilir ve belli ko ullarda ldrme hala uygulan r hatta asl nda uygarl m z taraf ndan emredilir. nmzde uzanan kltrel geli mede bugn tmyle izin verilebilir olan daha ba ka isteklerin imdi yamyaml n oldu u kadar kabul grmez hale gelmesi pekala olas d r. nsan geli iminin seyrine uygun olarak d sal bask iselle tirilmi tir; nk zel bir zihinsel e, super-ego, onun yerini al r ve iinde onun komutlar n bulundurur. ... Super-egonun bu gleni i ruhbilimsel alanda en de erli kltrel zenginliktir. Onun iinde yer ald ki iler uygarl n d man olmaktan k p onun onun ta tlar haline gelirler. ... Szn etti im en eski kltrel i stemler a s ndan iselle tirme, nevrotiklerin ho olmayan istisnas n hesaba katmazsak, ok kapsaml biimde ba ar lm t r. Ama ba ka igdsel istemlere dnecek olursak durum de i ir. Burada a k nl k ve ilgiyle insanlar n o unlu unun bu noktalardaki kltrel yasaklamaya yaln zca d bask n n etkisi alt nda -yani yaln zca bask kendini duyumsatabildi inde ve ondan korkuldu u srece- uydu unu gzlemleriz. ... Cinayet ya da ensestten bucak bucak kaan ama par a h rs ndan, sald rgan tutkular ndan ya da cinsel ksnllklerinden duyduklar doyumu yads mayan ve bu yzden cezas z kald klar srece ba ka insanlar yalanlar , sahtekarl klar ve iftiralar yla incitmekte duraksamayan say s z insan vard r ve bu hi ku kusuz uygarl n pek ok a boyunca byle olagelmi tir. E er bir kltr, kat lanlar n n bir kesiminin doyumunun bir di er olas l kla da daha byk kesiminin bask lanmas yla sa land bir noktadan teye gidemiyorsa -ki gnmz kltrlerinin tmnde durum budur- bask lanan insanlar n var olu unu al malar yla olas k ld klar ama zenginli inden ok kk bir pay ald klar kltre iddetli bir d manl k geli tirmeleri anla l r bir durumdur. Bylesi ko ullarda bask lanm insanlar aras nda kltrel yasaklamalar n bir iselle tirilmesi beklenmemelidir. Tersine, yasaklamalar tan maya haz r de ildirler, kltrn kendisini tahrip etmeye, hatta bunu olas l kla kltrn dayand postulatlar da ortadan kald rarak yapmaya niyetlenirler. Bu 27

s n flar n uygarl a d manl klar o denli a kt r ki geimini daha iyi sa layan toplumsal katmanlara ynelik daha gizli d manl n gzden kamas na neden olur. lknn, kltrn kat l mc lar na sundu u doyum narsisistik trdendir; kat l mc lar n daha nce ba ar yla gerekle tirilmi olanla gurur duymalar na dayan r. Bu doyumu, tamamlamak farkl ba ar lar hedeflemi ve farkl lkler geli tirmi ba ka kltrlerle bir k yaslamay gerektirir. Bu farkl l klar n gcne dayanarak her kltr geri kalanlar kmseme hakk n kendinde grr. Bu yolla kltrel lkler, farkl kltrel birimler aras nda, en a k olarak uluslar olgusunda grld zere, bir uyu mazl k ve d manl k kayna olurlar. Kltrel lk taraf ndan sa lanan narsisistik doyum kltrel birim iinde k ltre d manl kla sava mda ba ar l olan gler aras ndad r. ... nk kltrn d ndaki insanlar kmseme hakk bu insanlara kendi birimleri iinde ac s n ektikleri yanl l klar a s ndan bir telafi sa lar. III Bir araya gelmemiz ve ba ka eyler aras nda bizim toplumsal ya am m z olas k lmaya da niyetlenen uygarl yaratmam z kesinlikle do an n bizi korkuttu u bu tehlikeler yzndendir. lk ad mla olduka byk bir kazan elde edilir: do an n insanla t r lmas . Ki iliksiz gler ve yazg lara yakla lamaz; sonsuza dek uzak kal rlar. Ama e er elerin bizim kendi ruhlar m zda oldu u gibi iddetle sren tutkular varsa, e er lm kendili inden bir ey de il de kt bir isten in iddet eylemiyse, e er do an n her yerinde evremi zde kendi toplumumuzdan bi ldi imiz Yarat klar varsa, o zaman rahat bir sol uk alabilir, tekinsizli in iinde kendimizi evimizde gibi hissedebilir ve anlams z anksiyetemizle ruhsal yntemlerle ba a kabiliriz. Belki hala savunmas z z ama art k umars zca fel olmam zd r hi de ilse tepki verebiliriz. Asl nda belki de savunmas z bile de ilizdir. D ar daki bu deh etli stn insanlara kendi toplumumuzda uygulad m z yntemlerin ayn s n kullanabiliriz; onlardan kibarca istemeye, onlar yat t rmaya, onlara r vet vermeye u ra abilir ve onlar bu ekilde etkileyerek glerinin bir kesiminden yoksun b rakabiliriz. Do al bilimin ruhbilimle bylesi bir yer de i tirmesi yaln zca ivedi rahatlama sa lamakla kalmaz duruma egemen olman n daha ileri yollar n da gsterir. Bu durumda yeni hibir ey yoktur. Onun asl nda sadece devam oldu u ocuksu bir ilk rne i vard r. nk daha nce bir kez insan kendini benzer bir aresizlik durumunda bulmu tur: kk bir ocuk ol arak ana babas n n kar s nda. Ayn biimde bir insan do an n glerini basite e itleriyle oldu u gibi ili ki kurabilece i ki ilere dn trmez -bu, o glerin kendisinde b rakt a r gl izlenime haks zl k olurdu- onlara bir baban n niteliklerini verir. Onlar tanr lara dn trr. Tanr lar l grevlerini srdrm lerdir: onlar, do an n deh etlerini ar nd rmal , insanlar yazg n n ac mas zl kar s nda, zellikle de lmde gsterildi i gibi avutmal ve uygar bir ya am n genelde onlara dayatt ac lar ve yoksunluklar telafi etmelidirler.

28

imdi uygarl n eksikliklerini ve ktlklerini dengelemek, insanlar n birlikte ya amalar s ras nda birbirlerine ektirdikleri ac lar dindirmek ve uygarl n insanlar n bu denli yetersiz biimde uy du u beklentilerinin doyurulmas n gzetmek tanr lar n grevi ha ine gelmi ti. Bu beklentilerin kendileri de ilahi bir kkene ba lanm lard ; insan toplumunun tesine ykseltilmi ler ve do aya ye evrene yayg nla t r lm lard . Ve bylece insan n aresizli ini katlan labilir k lma gereksiniminden do an ve kendisini n ve de insanl n ocuklu unun aresizli inin an lar n n malzemesinden in a edilen bir d nceler stoku yarat l r. Bu, d ncelere sahip olman n onu iki y nden korudu u a kt r do an n ve yazg n n tehlikelerine kar ve de bizzat insan toplumunun tehdit etti i zedelenmelere kar . te konunun ana fikri budur. Bu dnyada olan her ey, yollar n ve yan yollar n izlemek zor olsa da sonunda her ey iin en iyisini buyuran yani onu bizim iin zevkli hale getiren- bizden stn bir zekan n niyetlerinin bir ifadesidir. Her birimizin zerinde, yaln zca grnrde ac mas z ve bizim do an n a r gl ve ta yrekli glerinin elinde oyuncak olup ac ekmemize izin vermeyecek cmert bir Tanr vard r. lmn kendisi bir yok olu , bir inorganik ya ams zl a geri dn de il daha stn bir geli menin nnde uzand yeni bir var olu tur. Sonunda tm iy iler dllendirilecek ve tm ktler cezaland r lacakt r, e er gerekten bu ya am biiminde olmasa bile lmden sonra ba layan daha sonraki var olu larda. Bu yolla ya am n tm deh etleri, ac lar ve zorluklar gdkle tirilmeye al l r. Ve imdi soru ortaya kar: ruhbilimin nda bu d nceler nedir? Ta d klar sayg nl nereden tretmi lerdir? Ve rkek bir ad m atmak gerekirse, onlar n gerek de erleri nedir? IV Dinsel d ncelerin uygarl n, tm teki ba ar lar n n da sahip oldu u gereksinimden do du unu gstermeye al t m: ki inin kendisini do an n ezici derecede stn gcne kar korumas gereksiniminden. Buna ikinci bir gd eklenmi tir - uygarl n kendisini ac verici bir biimde duyumsatan eksiklik lerini dzeltmek. Dahas , uygarl n bu d nceleri bireye verdi ini sylemek zellikle do rudur nk insan onlar haz r olarak bulur; bu d nceler ona haz r olarak sunulur, zaten kendi ba na onlar ke fedemezdi. Do an n insanla t r lmas n n insan n do an n rktc gleri kar s ndaki a k nl na ve aresizli ine bir son verme, onlarla bir ili kiye girme ve sonunda on lar etkileme gereksiniminden tredi ini savundunuz. Ben daha ok insan n do an n glerini ki ile tirmesi s ras nda yeniden ocuksu bir modeli izledi ine inan yorum. En eski evresindeki ki ilerden onlar etkileme yolunun onlarla ili ki kurmak oldu unu renmi tir ve bylece daha sonra, ayn sonu gz nnde tutarak kar la t her eye o ki ilere davrand gibi davran r. Totem ve Tabu'da Her ey o ul-baba ili kisiydi. Tanr yceltilmi babayd ve baba zlemi din gereksiniminin kkyd. O zamandan bu yana genelde dinin olu umunda ana roln verildi i insan zay fl ve aresizli i etmenini ke fetmi gibi grnyorsunuz ve imdi bir zamanlar baba karma as olan her eyi aresizlik terimlerine dn tryorsunuz. Bu dn m a klaman z rica edebilir miyim?

29

Totem ve Tabu da benim amac m dinlerin de il totemcili in kkenini a klamakt . Totemcilikte o lan tam da budur. ve en eski ama en kkten ah laksal k s tlamalar cinayet ve ensest yasaklar - totemcilikten do ar. ocu un al n doyuran ve onu d dnyan n tm tan mlanmam tehlikelerine kar koruyan bunun anksiyetey e kar ilk koruma oldu unu syleyebiliriz- anne, onun ilk sevgi nesnesi haline gelir. Bu koruma i levi nedeniyle annenin yerine hemen bu konuma ocuklu un geri kalan kesiminde koruyan daha gl baba geer. Ama ocu un babaya kar tutumu garip bir ifte de erlilikle renklenir. Bizzat baba belki de ocu un anneyle en erken ili kisi yznden ocuk iin bir tehlike olu turur. Bu nedenle onu zleyi inden ve ona hayranl ndan hi de daha az olmayan miktarda ondan korkar. Bymekte olan birey sonsuza dek bir ocuk olarak kalmaya, yabanc stn glere kar korunmas z ya ayamamaya yazg l oldu unu grnce, bu glere babas n n tipine ait zellikleri dn verir; kendisi iin korktu u, yat t rmaya al t ama yine de kendi korunmas a s ndan gvendi i tanr lar yarat r. V nan lmas n istedikleri eylerin neye dayand n sordu umuzda birbirleriyle kt bir uyum iinde bulunan yan t al r z: Birinci olarak bu retimler inan lmay hak ederler nk bizim ilksel atalar m z onlara inanm lard ; ikinci olarak bize ayn ilksel zamanlardan gelen kan tlar m z vard r; nc olarak da onlar n do rulu unu, sorgulamak yasakt r. Bu nc noktan n bizim en gl ku kular m z uyand raca kesin gibidir. Her ey bir yana, byle bir yasaklama tek bir neden yzn den olabilir toplumun dinsel doktrinleri ad na iddia ettiklerinin sa lam olmad n n pekala fark nda olmas yznden. Aksi halde gerekli verileri kan ta ula mak isteyen herkesin emrine sunmaya ok haz r olurdu. imdi sorundan kurtulmak iin yap lm iki giri imden -ki her ikisi de umutsuz abalar oldu u izlenimini iletir- sz etmeliyim. Biri iddet do as nda olup eskildir; di eri zarif ve a c l. Birincisi Kilisenin eski Babas n n dinsel doktrinlerin mant n yarg lamas n n d nda oldu unu -mant n zerinde oldu unu- ne srer. Onlar n gereklikleri ie do ru duyumsanmal d r ve kavranmalar gerekmez. Ama bu Credo yaln zca bir kendine itiraf olarak ilgi eker. Buyurgan bir sz olarak hibir ba lay c gc yoktur. Her samal a inanmak zorunda m y m? E er de ilse neden bu zel samal a? E er bir insan kendisini derinden etkilemi bir co ku durumunda dinsel doktrinlerin as l gerekli ine sars lmaz bir inan geli tirmi se onun di erleri iin ne nemi vard r? kinci giri im Sanki felsefesiyle y ap land r. Bu bizim d nce etkinli imizin temelsizli inin hatta samal n n tamamen ay rd nda oldu umuz pek ok say da hipotezler ierdi ini ne srer. Onlara "kurgular" denir ama pek ok pratik nede nle "sanki" bu kurgulara inan yormu gibi davranmam z gerekir. Dinsel doktrinlerle, onlar n insan toplumunu srdrmek a s ndan k yas kabul etmez ne mi nedeniyle, olan durum budur. nsanlar n, "Sanki nin avukatl na kar n dinin masallar na kar ok gemeden ayn biimde davranaca n umabiliriz.

30

Ama u anda hala olduka farkl davran yorlar Bu doktrinlerin isel gcnn nerede bulundu unu ve mant n tan mas ndan ba ms z olan etkinliklerini neye borlu olduklar n sormal y z. VI E er dikkatimizi dinsel d ncelerin ruhsal kkenine evirecek olursak yol bul unacakt r. Bize retimler olarak verilen bu d nceler deneyimlerin kal nt lar ya da d nmenin son rnleri de ildir: onlar yan lsamalard r, insano lunun en eski, en gl, ve en iv edi isteklerinin doyurulmas d r. Onlar n gcnn s rr bu isteklerin gcnde yatar. nceden bildi imiz gibi, ocuklu un deh ete d rc aresizli i Baba taraf ndan sa lanan korunma -sevgi yoluyla korunma- gereksinimini do urur; bu aresizli in ya am boyu srece inin fark edilmesi ise bir baban n, ama bu kez dana gl bir baban n, varl na sar lmay gerekli k lar. Bir yan lsama, bir yanl la ayn ey de ildir; bir yanl olmas da gerekmez. Yan lsamalar iin niteleyici olan ey onlar n insan isteklerinden tremi olmalar d r. Bu a dan ruh hekimli indeki sanr lara yak nd rlar. Ama onlardan sanr lar n ok karma k yap lar bak m ndan ayr l rlar. Sanr lar iin temel olarak o nlar n gereklikle eli mesini vurgular z. Yan lsamalar n yanl -yani gerekle tirilemez ya da gereklikle eli kiliolmalar gerekmez. Gerekten neden olmas n? T pk hi kimsenin inanmaya z orlanamayaca gibi, kimse inanmamaya da zorlanamaz. Ama bunu n gibi savlar n bizi do ru d nme yoluna gtrece iyle kendimizi kand rman n bize doyum vermesine izin vermeyelim. E er kabul edilemez tek zr varsa o da budur. Cahillik cahilliktir, ondan inan lacak hibir do ru treyemez. Ba ka konularda akl ba nda hi kimse bylesine sorumsuzca davranmayacak ya da gr leri ve tuttu u yol iin bylesine zay f dayanaklarla yetinmeyecektir. Ke ndine bu izni yaln zca en yce ve en k utsal eyler iin vermektedir. Gerekte bunlar yaln zca ki i oktand r dinle ba lar n gev etti i halde kendine ya da ba kalar na hala dine s k ca ba l ym taklidi yapmakt r. Dine ili kin sorular sz konusu oldu unda insanlar olas her tr drst olmama ve entelek tel kt davran ta bulunma suunu i lerler. Filozoflar szcklerin anlam n zgn anlamlar yla pek de bir ili kileri kalmay ncaya dek eki tirirler. Kendileri iin yaratt klar baz bulan k soyutlamalara "Tanr " ad n verirler; byle yaparak tm dnyan n nnde kendilerine tanr c , Tanr ya inanan ss verebilirler ve hatta daha yksek, daha ar bir Tanr kavram n tan d klar n , yine de onlar n Tanr lar n n art k dinsel doktrinlerin kudretli ki ili i de il, hayali bir glgeden ba ka bir ey olmad n syleyerek vnebilirler bile. Ele tirmenler, evrenin kar s nda insan n nemsizli i ya da gszl duygusunu benimseyen birini koyu dindar diye tan mlarlar. Daha ileriye, gitmeyen ama byk dnyada insano lunun oynad kk rol alakg nlllkle kabullenen adam ise, tersine szc n en do ru anlam yla dinsizdir. Biz dinsel doktrinlerin yakla k olarak hangi evrelerde ve hangi insanlar taraf ndan yarat ld n biliyoruz. E er ek olarak buna ynelten gdleri de ke federsek din sorununa ili kin tutumumuz belirgin bir yer de i tirmeye u rayacakt r. VII Ama imdi kar t m z n yksek sesi bizi duraklat r. Yanl m z a klamaya a r l r z: 31

Arkeolojik ilgiler hi ku kusuz vlmeye de erdir ama hi kimse bunu yapt nda ya ayanlar n evlerinin temellerini y kacak ve evlerin kp insanlar y k nt lar n alt nda b rakacak bir kaz gerekle tirmez. Din doktrinleri ba ka herhangi bir ey gibi tart ma konusu yap labilecek bir konu de ildir. Uygarl m z onlar n zerine kurulmu tur ve insan toplumunun srmesi insanlar n o unlu unun bu doktrinlerin do rulu una inanmas na dayanmaktad r. E er insanlara her eye gc yeten ve her zaman adil bir Tanr n n, kutsal bir dnya dzeni v e teki dnya olmad retilirse uygarl n emirlerine uymak iin her trl ykmllklerinden muaf oldukl ar n d neceklerdir. Herkes ket vurma ya da korku olmaks z n toplum d , bencil, igdlerinin pe ine tak lacak ve gcn uygulamaya kalk acakt r; uygarl n binlerce y ll k u ra yla uzakla t rd m z Kaos geri gelecektir. Dinin gere e sahip olmad n bilsek, hatta kan tlasak bile gere i saklamak ve "Sanki" felsefesinin emretti i biimde davranmal y z; bu tmmzn korunmas yarar nad r. Ve giri imin tehlikesinden te amas z bir ac mas zl k olacakt r. Say s z insan tek avuntular n dinsel doktrinlerde bulur ve ya am ancak onlar n yard m yla ta yabilir. Onlar desteklerinden yoksun b rakacaks n z, hem de elinizde kar l k olarak verecek daha iyi bir ey olmaks z n. Bilimin imdiye dek ok fazla ey ba armad itiraf ediliyor ama ok daha fazla ilerleseydi de bu insan iin yeterli olmayacakt . nsan n so uk bilimin asla doyuramayaca ba ka zorunlu gereksinimleri vard r ve i in en garip yan -asl nda bu tutars zl n en st noktas d r- her zaman insan ya ant s nda igdsel ya ama k yasla zekan n ne denli kk bir rol oynad konusunda srar eden bir ruhbilimci imdi insanl de erli bir istek doyurmadan yoksun b rakmaya al yor ve onlar entelektel beslenme ile telafi etmeyi neriyor. Ne ok sulama bir arada! Yine de tmn kan tlarla rtmeye haz r m ve daha da fazlas dine kar imdiki tutumumuzu srdrrsek uygarl n dini terk edersek girece inden daha byk riske girece ini de ne srece im. Din, insan uygarl iin byk hiz metler gerekle tirmi tir. Toplum d igdleri evcille tirmeye katk da bulunmu tur. Ama yeterince de il. nsan toplumunu bi nlerce y l ynetmi ve neyi ba arabilece ini gstermek iin zaman olmu tur. E er insano lunun o unlu unu mutlu etmeyi, rahatlatmay , ya amla bar t rmay ve uygarl n ta t haline getirmeyi ba arsayd hi kimse var olan ko ullar de i tirmeyi hayal bile etmezdi. Ama bunun yerine ne gryoruz? Deh ete d rc derecede ok say da insan n uygarl ktan doyumsuz ve onun iinde mutsuz oldu unu. nsanlar n, dinsel doktrinlerin k s tlanmam biimde egemen olduklar bir zamanda genelde daha mutlu olup olmad klar ku kuludur; daha ahlakl olmad klar kesin. Rus i gzlemcili i gnah n kutsal inayetin tm kutsamalar n n ayr lmaz bir paras oldu unu, yle ki en temelde Tanr n n gnahtan ho land n ne srecek kadar ileri gitmi tir. Rahiplerin, insan n igdsel do as na bu tr byk ayr cal klar tan yarak kitlelerin dine boyun e mesini sa layabildikleri bir s r de ildir. u konuda gr birli ine var lm t r: yaln zca Tanr gl ve iyidir, insan zay f ve gnahkard r. Her a da ahlaks zl k, dinde, ahlaktan hi de daha az destek grmemi tir. E er dinin insan n mutlulu u, kltre duyarl l ve ahlaksal kontrol a s ndan ba ar lar bundan hi de daha iyi de ilse, onun insano lu iin gereklili ine a r de er verip vermedi imiz ve kltrel istemlerimiz i ona dayand rmakla ak ll ca davran p davranmad m z sorusunun ortaya kmas ndan ka n lamaz.

32

yleyse ya bu tehlikeli kitleler a r bir bask alt na al nmal ve herhangi bir entelektel uyanmadan uzak tutulmal ya da uygarl kla din aras ndaki ili ki kkten bir revizyondan geirilmelidir. VIII Uygarl k; bir insan n nefret etti i ya da yolunu kesen veya mal varl na gz dikti i kom usunu ldremeyece i emrini ortaya koy arken bunu a k olarak insan n ba ka trl uygulanabilirli i olmayacak toplumsal var olu u iin yapm t r. nk katil ldrlen adam n akrabalar n n alma duygular n ve ba kalar n n gizli k skanl n zerine ekecektir ve bu insanlar byle iddet eylemlerine fiilen e ilimi kendi ilerinde katil kadar ta maktad rlar. Herkes iin e it bir tehlike olan ya am n gvensizli i, imdi insanlar , bireyin ldrmesini yasaklayan ve yasa i neyen herhangi bir ki iyi toplumsal olarak ldrme hakk n sakl tutan bir toplum halinde birle tirir. Demek ki burada, adalet ve ceza vard r. Kendi iste imiz olan eyi art k Tanr n n iste i diye gstermez ve toplumsal nedeni vermekle yetinirsek, o zaman evet kl trel yasa a yeterince bir nitelik k azand rmaktan vazgeece iz ama onu riske atmaktan da ka naca z. IX Gnmz ocuk e itimi program nda iki ana noktan n, cinsel geli im gerili i ve erken dinsel etki oldu u, do ru de il mi? Bylece ocu un zekas n n uyand s rada dinsel doktrinler zaten do rulu undan ku ku duyulmaz hale gelmi tir. Dini zorla ve tek vuru ta yok etmeyle ba lamak kesinlikle anlams z. Her ey bir yana umutsuz olaca iin. nanan, inanc n n ne savlarla ne de yasaklamalarla kendisinden sklp at lmas na izin vermeyecektir. Kendilerine aresizliklerinin tm kapsam n ve evrenin dzene i iindeki nemsizliklerini itiraf etmek zorunda kalacaklard r; art k yarat l n merkezi olamazlar, art k cmert bir Tanr n n zenli bir gzetiminde de ildirler. O denli s cak ve rahat duyumsad ana baba evini terk etmi bir ocukla ayn durumdad rlar. Ama ku kusuz ocuksuluk a lmaya yazg l d r. nsanlar sonsuza dek ocuk kalamazlar; sonunda d ar ya "d man dnya"ya kmak zorundad rlar. Buna "gerekli e e itilme" diyebiliriz. X E er bizim Avrupal uygarl m zdan dini kovmak istiy orsan z bunu ancak ba ka bir doktrinler sistemi arac l yla yapabilirsiniz ve byle bir sistem de ba lang tan itibaren kendini savunmak iin dinin tm ruhbilimsel niteli ini alacakt r -ayn kutsall k, kat l k ve ho grszlk, ayn d nce yasa . Zekan n sesi yumu ak bir sestir ama kendini i ittirinceye kadar durmaz. Sonunda ard ard na say s z geri pskrtlmeden sonra ba ar r. Bilimin, dinsel inanc zay flatt ve onu bir kenara f rlatmakla tehdit etti i iin onu ba layamayanlar aras nda pek ok a k ve onlardan daha fazla gizli d man vard r.

33

Hay r bizim bilimimiz hi de yan lsama de ildir. Ama bilimin bize veremediklerini ba ka bir yerden elde edebilece imizi sanmak bir yan lsamad r. UYGARLIK VE HO NUTSUZLUKLARI (l930~[l929]) I Duygularla bilimsel olarak u ra mak kolay de ildir. nsan onlar n fizyolojik belirtilerini tan mlamaya kalk r. Normal olarak kendi zmz, kendi egomuzu duyumsamaktan daha ok emin oldu umuz hibir ey yoktur. Bu ego bize ba ka her eyden keskince ayr lm zerk ve tek para bir ey gibi gelir. Byle bir grnmn aldat c oldu u ve tersine egonu n ieriye do ru herhangi bir keskin s n rlanma olmaks z n id diye adland rd m z ve egonun ona bir cephe olarak hizmet verdi i bilind bir zihinsel olu umla devam etti i ilk kez, bize ego ile idin ili kisi hakk nda hala syleyecek ok eyi olmas gereken, ruh zmsel ara t rma taraf ndan ke fedilmi tir. Dinsel tutumun kkeni apa k izgilerle ocuksu aresizli e dek geriye do ru izlenebilir. II S radan insan bu Tanr y devasa derecede abart lm bir babadan ba ka trl imgeleyemez. Yaln zca byle bir varl k insanlar n ocuklar n n gereksinimlerini anlayabilir ve onlar n dualar yla yumu at l p onlar n pi manl k belirtileriyle yat t r labilir. nsan ya am n n aman sorusu say s z kez ortaya at lm t r; imdiye dek hibir zaman doyurucu bir yan t almam ve belki de bir yan ta olanak vermemi tir. Kim ki bilim ve sanata sahiptir dini de vard ri; ama kim ki bunlar n hibirine sahip de ildir b rak n dini olsun ! Goethe Ya am n bir amac oldu u d ncesinin dinsel sistemle birlikte ayakta durdu u ve y k ld sonucuna var rsa insan pek de yanl yapm olmaz. Ya amdan ne beklerler ve neyi elde etmek isterler? Bu sorunun yan t n n ku kulu olmas ok zor. Mutlulu un pe inde abalarlar; mutlu olmak ve mutlu kal mak isterler. Bu aban n iki yn vard r: bir olumlu, bir de olumsuz hedef. Bir yanda ac ve hazs zl n yoklu unu amalar; te yandan da gl haz duy gular ya amay . Ya am n anlam n belirleyen ey basit olarak haz ilke sidir. Mutsuzlu u ya amak ok daha kolayd r. ynden ac ekmeyle tehdit ediliriz: rme ve ayr maya mahkum olan ve uyar sinyali olarak a r ve anksiyetesiz olamayan ke ndi bedenimizden; bo ucu ve ac mas z y k c gleriyle zerimize sald ran d dnyadan ve son olarak bizim ba ka insanlarla ili kilerimizden.

34

Bir insan yaln zca mutsuzluktan kurtuldu u ya da ac s na kar n sa kald iin kendisinin mutlu oldu unu d nyorsa ve genelde ac dan ka nma grevi haz elde etme grevini geri plana itiyorsa, bu hi de a rt c de il. nsana insan ili kilerinden gelen ac ya kar en haz r korunma istenli yal t m, ki inin kendini di er insanlardan uzak tutmas d r. Bu yoldan elde edilecek mutluluk, grd mz gibi, dinginli in mutlulu udur. Son zmlemede tm ac duyumsamadan ba ka bir ey de ildir; yaln zca biz onu duydu umuz srece var olur ve biz onu yaln zca organizmam z n dzenledi i belli yollar n sonucunda duyar z. Ama kendi bedenimizin kimyas nda da benzer etkileri olan maddeler olsa gerek nk herhangi bir zehirleyici ila uygulanmadan zehirlenmeye benzer bir durumun orta ya kt en az ndan bir hastal kl durumu, maniyi biliyoruz. Mutlulu u gvence alt na alma konusuna zel bir nem ili tirilir ve gerekli i sanr sal biimde yeniden biimlendirerek ac ya kar bir korunma sa lama giri imi kayda de er say da insan taraf ndan yayg n olarak yap l r. nsanl n dinleri bu trden kitle sanr lar olarak s n fland r lmal d r. Sylemeye gerek yok, bir sanr y bu biimde payla an hi kimse ona sanr demez. Gzellikten zevk alman n garip, hafife zehirleyici bir duygu niteli i vard r. Gzelli in grnr bir kullan m yoktur; onun iin belirgin bir kltrel gereklilik de yoktur. Yine de uygarl k onsuz olamaz. Ne yaz k ki ruh zmlemesi de gz ellik hakk nda pek bir ey syleyememi tir. Kesin gibi grnen tek ey cinsel duygu alan ndan tredi idir. Gzellik sevgisi amac na ket vurulmu bir itkiye mkemmel bir rnektir. "Gzellik" ve "al ml l k" zgn olarak cinsel nesnenin nitelikleridir. Yine de grnts her zaman uyanc olan cinsel organlar n kendilerinin pek de gzel bulunmad klar n belirtmeye de er; gzellik niteli i onlar n yerine belirli ikincil cinsel zelliklere ili tirilmi gibidir. Din bu seim ve uyum oyunu nu k s tlar nk e it olarak herkese mutluluk elde etme ve ac dan korunma iin kendi yolunu empoze eder. Onun tekni i ya am de erini d rmek ve gerek dnyan n resmini sanr sal biimde arp tmakt r ki bu da zekan n y ld r lmas n gerektirir. Bu ekilde din, o u insan zorla ruhsal bir ocuksuluk durumuna kilitleyerek ve bir kitle sanr s na iterek bireysel bir nevrozdan korur. III Ac m z n geldi i kayna gstererek yan t daha nce vermi tik: do an n stn gc, kendi bedenimizin gszl ve aile, devlet ve toplum iindeki insanlarla kar l kl ili kileri ayarlayan dzenlemelerin yetersizli i. E er yeterince geriye gidersek uygarl n ilk evrelerinin aletlerin kullan m , ate in denetim alt na al nmas ve konut in as oldu unu grrz. Elimizdeki sylenceler yukar ya do ru ykselirken al ev dillerinin zgn olarak fallik bir grnm ald klar konusunda hibir ku kuya yer b rakmaz. Ate i i eyerek sndrmek bu nedenle bir erkekle bir tr cinsel eylem, e cinsel bir rekabette cinsel gcnden z evk almakt r.

35

Yazma, kkeninde var olmayan bir ki inin sesiydi ve ev, ana rahminin, her olas l kta insan n hala zledi i ve iinde kendini gvende hissedip iinin rahat etti i ilk konutun bir yerine geeniydi. Uygarl n ilk gere i adalettir -yani bir kez yap lan bir yasan n bir birey lehine hibir zaman y k lmayaca gvencesi. Bireyin zgrl uygarl n arma an de ildir. Her ne kadar o zaman birey pe k de onu savunma durumunda kalmad iin byk kesimiyle hibir de eri yoktuysa da herhangi bir uygarl k var olmadan nce zgrlk en fazlayd . Bu igdlerin birka yle bir biimde kullan l r ki yerlerinde bir bireyde ki ilik izgileri diye tan mlad m z bir eyler kal r: Byle bir srecin en kayda de er rne i gen insano ullar n n anal erotizminde grlr. D k lama i levine onun organlar na ve rnlerine ynelik ba lang ilgisi bymeleri s ras nda cimrilik, bir dzen ve temizlik duygusu biiminde -de erli ve kendi ilerinde ho kar land halde belirgin biimde egemen hale gelene dek iddetlenebilen ve anal ki ilik denen eyi reten nitelikler- bize, tan d k, gelen bir grup izgiye de i ir. Bunun nas l oldu unu bilmiyoruz ama bulgunun do rulu u konusunda hibir ku ku yoktur. IV Ailelerin kurulu unun, ,cinsel doyum gereksiniminin art k kendini ans z n gelip gittikten sonra uzun sre haber al nmayan, bir misafir gibi de il de kal c bir kirac gibi mesken edinmeye ba lad bir an n gelmesiyle ili kili oldu u varsay labilir. Bu gerekle ti i zaman erkek di iyi ya da daha genel konu mak gerekirse cinsel nesnelerini y an nda tutmak iin bir gd edindi; aresiz yavrusundan ayr lmak istemeyen di i ise kendilerinin yarar iin daha gl olan erke in yan nda kalmak zorunayd . Bu ilkel ailede uygarl n bir temel yn hala yoktu. Onun ba n n, baban n, keyfi istenci k s tlanmam t . Totem ve Tabu da bu aileden onu izleyen erkek karde ler tak m halinde komnal ya am evresine gtren yo lu gstermeye al m t m. Babalar n n stesinden gelmekle, o ullar bir birli in tek bir bireyden daha gl oldu unu ke fetmi lerdi. Totemci kltr, o ullar n yeni durumu korumak iin birbirlerine dayatmak zorunda olduklar k s tlamalara dayan r. Tabu treleri ik do ru ya da yasa yd . Bu nedenle insano lunun komnal ya am n n iki katl bir kurulu u vard : d sal gereklilik taraf ndan yarat lm al ma zorlant s ve erke i cinsel nesnesinden kad n- kad n da kendisinin bir ke siminden, kendisinden ayr lm olandan ocu undan- yoksun kalmaya isteksiz k lan a k n gc. Eros ve Ananke [A k ve Gereksinim] insan uygarl n n da ana babas haline gelmi lerdi. Uygarl n ilk sonucu, ol duka ok say da insan n bile imdi bir topluluk iinde bir arada ya ayabilmesiydi. Kokusal uyaranlar n azalmas , insan n kendisini zeminden ykseltmesi, dik bir biimde yrmeye ba lamas n n bir sonucu gibi grnmektedi r; bu, daha nce sakl olan cinsel organlar n grnr ve korunmas gerekli hale getirmi ve bylece utanma duygusunu k k rtm t . Yazg sal uygarl k sreci bylece insan n dik bir duru u benimsemesiyle ba lam t . Temizli e yenlik bir yreklendirme duyusal alg lar iin kabul edilemez hale gelmi olan d k lardan kurtulma iste inden kken alm t r. nsan n hayvanlar alemindeki en sad k arkada n n kpek- ad n bir svg szc olarak kullanmas e er bu' yarat k iki zelli i nedeniyle onun a a lamas n hak etmeseydi anla lmaz olurdu: 36

egemen duyusu koku alma olan v e d k dan hi deh ete kap lmayan bir hayvan olmas ve cinsel i levlerinden utanmamas . nsan iin dik bir duru ve koku duyusunun de erinin azalmas varsay m yla sadece anal erotizmi de il tm cinselli i bir organik bast rma kurban olma tehdidi alt na girmi tir; yle ki o zamandan beri cinsel i levine, daha fazla sorumlu olamayacak, onun tam doyumunu nleyen ve onu cinse l amatan yceltmelere ve libidinal yer de i tirmelerine zorlayan bir tiksinti e lik etmi tir. Tm nevrotikle r ve o u ba kalar idrarla gaita aras nda do ar z olgusuna k zarlar. Cinsel organlar da o u insan n katlanamad ve onlar iin cinsel ili kiyi bozan gl koku duy ular ortaya kar rlar. Dahas kad nlar - u ba lang ta a klar n n istemleriyle uy garl n temellerini atan kad nlar- k sa srede uygarl kla z tla rlar ve yava lat c ve al koyucu etkilerini sergilerler. Kad nlar ailenin ve cinsel ya am n ilgilerini temsil ederler. Uygarl k ise giderek artan biimde erkeklerin i i haline gelir, bu onlar daha da zor grevlerle yzle tirir ve kad nlar n daha az yetenekli olduklar igdsel yceltmeleri ge rekle tirmeye zorlar. Bir adam n emrinde s n rs z miktarlarda ruhsal enerji olmad iin grevlerini libidosunda elveri li bir da l mla gerekle tirmek zorundad r. Kltrel amalar iin kulland klar n byk lde kad nlardan ve cinsel ya amdan geri eker. Erkeklerle srekli birlikteli i ve onlarla ili kilere ba ml l onu bir koca ve bir baba olarak grev lerine yabanc la t r r bile. Bylece kad n kendini uygarl n istemleri taraf ndan zorla geri plana itilmi hisseder ve uygarl a kar d manca bir tutum benimser. Ama yasad olmaktan muaf tutulmu heteroseksel cinsel organsal a k yasall k ve tek e lilikte srar edilerek daha ileri k s tlamalara u rat lm t r. Gnmz uygarl , cinsel ili kilere yaln zca bir adamla bir kad n aras nda tek bir zlmez ba olmas halinde izin verece ini ve cinselli in kendi iinde bir haz kayna olmas n istemedi ini ve de u an iin insan trnn remesi iin yerine geecek bir yntem olmad ndan ona ho gr gsterdi ini ortaya koyar. V Ruh zmsel al ma, nevrotik diye bilinen in sanlar n katlanamad klar eyin kesinlikle cinsel hayat n bu engellemeleri oldu unu bize gstermi tir. Uygarl k cinsel doyum d nda ba ka zveriler de ister. Benim sevgim benim iin d nmeden savurup atmamam gereken de erli bir eydir. Bana gerekle tirilmesi iin baz zverilerde bulunmaya haz r olmam gereken grevler dayat r. Birini seversem ayn biimde o da bunu hak etmelidi r. O beni ondaki kendimi sevebilece im kadar nemli biimlerde be enirse sevgiyi hak eder ve de o kendi benli imin lksn sevebilece im kdar benden daha mkemmel olursa sevgiyi hak eder. Ama e er bir yabanc ysa ve kendisinin herhangi bir de eriyle ya da benim duygusal ya am m iin daha nceden edi ndi i herhangi bir nemle beni ekemiyorsa benim iin onu sevmek zor olacakt r. Asl nda seversem yanl olacakt r nk benim sevgim kendi insanlar m n tm iin beni m onlar ye leyi imin bir i aretidir ve e er bir yabanc y onlarla e it de ere getirirsem bu onlara kar haks zl k olur. Uygarl k, kt olmaya art prim vermektedir.

37

Tm bunlar n arkas ndaki, insanlar n tan mamaya bu denli haz r oldu u hakikat esi insanlar n sevilmek isteyen kibar yarat klar de il, en fazla kendilerine sald r l rsa kendilerini koruyabilen, hatta tam tersine do u tan gelen igdsel yap lar iinde, gl bir sald rganl k pay n n hesaba kat lmas gereken yarat klar olduklar d r. Bunun sonucunda kom ular onlar iin yaln zca potansiyel bir yard mc ya da cinsel nesne de il ayn zamanda onlar sald rganl klar n zerinde doyurmaya, onun i gcn kar l ks z olarak smrmeye, onu cinsel olarak onun onay , olmaks z n kullanmaya, malv arl na sald rmaya, onu a a lamaya, ona ac vermeye, i kence etmeye ve ldrmeye k k rtan biridir. Homo homini lupus (insan insan n kurdudur-Plautus). Kendimizde, ke fedebildi imiz ve hakl olarak ba kalar nda bulundu unu varsayd m z bu sald rganl k e iliminin varl kom umla ili kimizi bozan ve uygarl bylesine yksek bir enerji harcamaya zorlayan etmendir. Ortak al ma kar onu bir arada tutamaz. gdsel tutkular ussal ilgilerden daha gldr. Uygarl k, insan n sald rgan igdlerine s n rlamalar koymak ve onun d avurumlar n tepki olu turmalarla kontrol alt nda tutmak iin en st dzeyde aba harcamak zorundad r. Dolay s yla insanlar zde le melere ve amac na ket vurulmu a k ili kilerine k k rtman n, yani cinsel ya am k s tlaman n ve de lknn insan n kom usunu kendisi kadar sevmesi yolun daki emrin insan n kkendeki do as na ba ka hibir eyin bu denli z t olmad olgusuyla gerekten hakl l k kazanan bir emir- nedeni budur. Ama kar tl n d manl k olmas gerekmez, yaln zca ktye k ullan labilir ve d manl a f rsat yarat r. Komnistler bizi ktlklerimizden kurtarman n yolunu bulmu olduklar na inan rlar. Onlara gre insan tmyle iyidir ve kom usuna kar iyi niyetlidir ama zel mlkiyet kurumu onun do as n yozla t rm t r. zel servetin sahipli i bireye g verir ve bu gle onu kom usuna kar kt davranmaya k k rt r; oysa mlkiyetten ar nd r lm insan kendisini ezene kar d manl n ayakland racakt r. E er zel mlkiyet yok edilebilseydi tm malvarl ortak olsayd herkes onu payla man n tad n karabilseydi insanlar n aras nda kt niyet ve d manl k yok olurdu. Herkesin gereksinimi doy urulaca iin kimsenin bir ba kas n d man saymas iin herhangi bir nedeni olmazd ; herkes gerekli olan i i istekle gerekle tirirdi. Ama sistemin dayand ruhbilimsel ncllerin savunulmaz bir yan lsama oldu unu ay rt edebilirim. zetle mlkiyeti kald rarak insan n sald rganl k sevgisini ayg tlar ndan birinden yoksun b rakm oluruz, kesinlik le gl ama en gl olmayan ayg ttan; ama ne sald rganl k taraf ndan ktye kullan lan g ve etkide ne de onun do as nda herhangi bir de i ilik yapm olmay z. Sald rganl k mlkiyet taraf ndan yarat lmam t r. Mlkiyetin henz pek az oldu u ilkel zamanlarda neredeyse s n rs zca hkm srm tr ve bellek odas nda mlkiyet henz ilksel, anal biimini almadan nce de ken disini gsterir; insanlar aras ndaki her tr sevecenlik ve a k ili kisinin temelini olu turur (belki de bunun tek istisnas annenin o luyla olan ili kisidir). Maddi zenginlik zerindeki ki isel haklar ortadan kald rsak bile cinsel ili kiler alan ndaki, ba ka a lardan e it olabilen insanlar aras nda en gl be enmezlik ve iddetli d manl k kayna olabilen ayr cal k devam edecektir. nsanlar iin bu sald rganl k e iliminin doyumundan vazge mek kolay de ildir. Onsuz kendilerini rahat hissetmezler. Kayda de er say da insan sevgide birbirine ba lamak her zaman olas d r yeter ki geriye onlar n sald rganl klar n n gsterilerini alacak kadar ba ka insanlar da kals n. Bu a dan her yere da lm Yahudi halk , ev sahipleri olan lkelerin uygarl klar na ok yararl hizmetler sunmu tur; ama ne yaz k ki Orta a 'daki 38

tm Yahudi soyk r mlar o dnemi H ristiyan yeleri iin daha bar l ve gvenli k lmaya yetmemi tir. Bir kez Havari Paul insanlar aras ndaki evrensel sevgiyi kendi H ristiyan toplulu unun temeli olarak ortaya koyunca, H ristiyan aleminde, d ar da kalanlara ynelik a r bir ho grszlk ka n lmaz hale gelmi tir. Alman dnya egemenli i d nn tamamlay c s olarak Yahudi d manl n gereksinmesi de anla lmaz bir rastlant de ildir. E er uygarl k insan n yaln zca cinselli ine de il sald rganl na da bylesine byk zverilerde bulunmay dayat yorsa insan n bu uygarl kta mutlu olmas n n neden zor oldu unu daha iyi anlayabiliriz. Uygar insan mutluluk olas l klar n n bir kesimini bir gvenlik kesimiyle de i toku etmi tir. Ancak unu unutmamal y z ki ilksel ailede yaln zca ailenin ba bu igdsel zgrlkten yararlanm t r; geri kalanlar klece bir bask lanma alt nda ya am lard r. VI Schiller'in bir deyi ini ald m: "dnyay devindiren al k ve a kt r." Al k bireyi korumay amalayan igdleri temsil etmek zere al nabilirdi; oysa a k nesnelerin pe inde abalar ve temel i levi do an n tm yntemleriy le desteklendi i gibi tr korumak t r. Bylece ba lang ta ego igdleriyle nesne igdleri birbiriyle kar la t . kincinin ve yaln zca ikincinin ene rjisini belirtmek iin libido terimini ortaya att m. Bylece kar sav ego igdleriyle bir nesneye yneltilen "libidinal" sevgi (en geni anlam yla) igdleri aras ndayd . Nevroz, kendini koruma kar ile libidonun istemleri aras ndaki bir sava m n, egonun a r st raplar ve vazgemeler u runa utku kazand bir sava m n, sonucu say ld . leriye do ru belirleyici ad m, narsisizm kavram n n getirilmesiydi yani egonun kendisinin libidoyla yklenmi oldu unun, egonun asl nda libidonun ba lang taki yuvas oldu u ve bir lde onun k arargah olarak kald n n ke fi. Bu narsisistik libido nesnelere dner ve bylece nesne libidosu haline gelir ve de tekrar narsisistik libidoya geri dnebilir. Narsisizm kavram zedelenme nevrozlar n n ve psikozlar n n s n r ndaki o u bozukluklar n ve de bizzat psikozlar n zmsel olarak kavranmas na olanak vermi tir. Sadizm ve mazo izmde her zaman nmzde erotizmle gl biimde ala m yapm igdnn (ie ynelmi ya da d a ynelmi ) gsterilerini grm zdr ama erotik olmayan sald rganl k ve y k c l n her yerde bulunu unu nas l gz ard edebildi imizi ve ya am yorumumuzda hak etti i yeri vermeyebildi imizi art k anlayamam. (Y k m arzusu ie yneltildi inde byk lde alg m z atlat r - ku kusuz biraz erotizme kat lmad ka). imdiki bak a m z libidonun he m igdsel gsteride bir paya sahip oldu u ama o gsterideki her eyin libido olmad biiminde kabaca ifade edilebilir. Tm a a dakilerde sald rganl k e iliminin insanda zgn, kendini besleyen igdsel bir yatk nl k oldu u bak a s n benimsedim ve onun uygarl k iin en byk engeli olu turdu u gr me geri dndm. Bu sorgulaman n gidi inde bir noktada uygarl n insanl n ba na gelen zel bir sre oldu u d ncesine ynl endirildim ve hala bu d ncenin etkisi alt nday m. imdi uygarl n, amac tek tek insan bireyl erini bir araya getirmek ve bundan sonra aileleri, sonra rklar , halklar , uluslar tek byk bir birlikte, 39

insanl k birli inde birle tirmek olan Eros'un hizmetinde oldu unu ekleyebilirim. Tek ba na gereksinim, birlikte al man n avantaj , onlar bir arada tutmayacakt r. Ama insan n do al sald rgan igds, her birinin tmne ve tmn n her birine d manl uygarl n bu program na kar gelir. Bu sald rgan igd, Eros'un yan nda buldu umuz ve onunla dnya egemenli ini payla an lm igdsnn trevi ve ana temsil cisidir. Eros ile lm aras ndaki ya am i gdsyle y k m igds aras ndaki sava m temsil ediyor olsa gerek, t pk insan trnn ii nde olu tu u gibi. Bu sava m tm ya am n temelde ibaret oldu u eydir ve uygarl n evrimi bu nedenle basite insan trnn ya am iin sava m diye betimlenebilir. Ve bebek bak c lar m z n cennete ili kin ninnileriyle yat t rmaya al t klar bu devler sava d r. VII Neden akrabalar m z olan hayvanlar byle herhangi bir kltrel sava m sergilemezler? Bilmiyoruz. ok olas d r ki baz lar -ar lar, kar ncalar, tahta kurtlar - Devlet kurumla malar na, bugn hayran oldu umuz i levlerin da l m ve birey zerindeki k s tlamalara ula madan nce binlerce y l abalam lard r. Bu hayvan Devletlerinden herhangi birinde ya da onlardan birinde herhangi bir bireye atanan rolde mutlu olaca m z d nemeyece imizi kendi duygular m zdan bilmemiz u andaki konumumuzun bir gstergesidir. Bir ba ka soru bizi daha yak ndan ilgilendirir. Sald rganl k arzusunu zarars z hale getirmek iin onun iinde neler olup bitmektedir? Sald rganl ie al nm , i elle tirilmi tir; asl nda o, geriye geldi i yere gnderilmi tir yani kendi egosuna yneltilmi tir. Orada kendisini egonun geri kalan na kar sper ego olarak rgtleyen ve imdi vicdan ad alt nda, egoya kar onun di er, d sal bireyler zerinde doyurmaktan ho land ac mas z sald rganl eyleme sokan bir ego kesimi taraf ndan ele geirilir. Ac mas z sper ego ile buna muhatap olan ego aras ndaki gerilim bizim taraf m zdan sululuk duygusu diye adland r l r: kendini bir cezaland r lma gereksinimi olarak d a vurur. Kkensel, sanki do al bir iyiyi ktden ay rma yetene inin varl n reddedebiliriz. Kt olan s kl kla ego iin hi de zedeleyici ya da tehlikeli olan de ildir, tersine ego iin arzu edilebilir ya da zevkli bir ey de olabilir. Bu nedenle burada d sal bir etki sz konusu olsa gerek ve de neyin iyi neyin kt oldu una da o karar vermektedir. Bir ki inin kendi duygular onu bu yolu tutmaya yneltmeyece i iin bu d sal etkiye boyun e mesine yol aan bir gds olmal d r. Byle bir gd onun aresizli inde ve ba kalar na ba ml l nda kolayca ke fedilebilir ve en iyi sevgi yitimi korkusu olarak gsterilebilir. Bu nedenle ba lang ta kt olan insan sevgi yitimiyle tehdit eden neyse odur. Bu yitim korkusu yz nden insan ondan ka nmal d r. Bu da insan n kt olan eyi yapm olmas yla yaln zca yapmaya niyetlenmi olmas aras nda pek az fark olmas n n nedenidir. Her iki durumda da tehlike yaln zca otorite onu k e federse ve ke fetti i zaman ortaya kar ve her iki durumda da otoritenin davran ayn biimde olacakt r. Yaln zca bir sper ego olu mas yoluyla otorite isel le tirildi inde byk bir de i iklik ortaya kar. Vicdan grngleri o z aman yksek bir evreye ula r. Asl nda o ana dek bir vicdandan ya da sululuk duygusundan sz etmememiz ge rekir. Bu noktada ise renilme korkusu sona erer; dahas , kt bir eyi yapmakla yapmay istemek aras ndaki ayr m tmyle yo k olur nk sper egodan hibir ey gizlenemez, 40

d nceler bile. Sper ego gnahkar egoya ayn anksiyete duygusu yla eziyet eder ve d dnya taraf ndan cezaland r lmas na da gz-kulak olur. Geli imin bu ikinci evresinde vicdan, ilk evrede bulunmayan ve art k hesaba kat lmas kolay olmayan bir gariplik sergiler. nk insan ne denli erdemliyse vicdan n davran o denli ciddi ve gvenilmezdir; yle ki u noktada e n kt gnahkarlar olarak kendilerinden yak nanlar tam da azizli i en ileri noktaya gtren insanlard r. yi bilindi i zere ba tan kartmalar yaln zca srekli engellenmeler taraf ndan artt r l r, oysa igdlerin ara s ra doyurulmalar onlar n hi de ilse o an iin azalmalar n sa lar. Sorunlarla dolu ahlak alan bize bir ba ka olgu sunar: yani anss zl n -yani d engellenmelerin- sper ego iindeki vicdan n gcn ne denli artt rd n . Bir adam n i leri iyi giderken vicdan yumu akt r ve egonun her eyi yapmas na izin verir ama anss zl k zerine aband nda ruhunu ara t r r gnahkarl n fark eder, vicdan n n istemlerini artt r r, kendine yoksunluklar dayat r ve kendini kefaretlerle cezaland r r. Tm insanlar byle davranm lard r ve hala davranmaktad rlar. srail halk kendilerinin Tanr n n gzde ocu u olduklar na inan rlar ve ulu Baba bu hal n n zerine anss zl klar arka arkaya ya mur gibi ya d rd nda onun kendileriyle ili kileri konusundaki inanlar n hi sarsmad lar ya da onun gcn veya hakl l n sorgulamad lar. Bunun yerine gnahkarl klar n onlar n nne seren peygamberler rettiler ve sululuk duygular ndan dinlerinin a r kat emirlerini yaratt lar. lkel bir insan n ne denli farkl davrand dikkate de er. Bir anss zl a u rarsa laneti kendine de il grevini yerine getirmedi i belli olan feti ine yneltir ve kendini cezaland raca na onu pataklar. Bylece sululuk duygusunun iki kkenini biliyoruz: bir otoritenin korkusundan treyen biri ve daha sonra sper ego korkusundan treyen di eri. Birincisi igdsel doyumlardan bir vazgeme zerinde srar eder; ikincisi, bunu yapt ktan ba ka, ceza iin de bask yapar, nk yasaklanm isteklerin sregitmesi sper egodan gizlenemez. Ba lang ta igdden vazgeilmesi bir d otoriteden korkunun sonucuydu: insan doyumlar ndan birinin sevgisini yitirmemek iin vazgeiyordu. E er insan bu vazgemeyi gerekle tirirse sanki otoriteyi durdurmu olur ve hibir sululuk duy gusu kalmaz. Ama sper ego korkusuyla olanda durum farkl d r. Burada igdsel vazgeme yetmez nk istek sebat eder ve sper egodan gizlenemez. Bylece yap lm olan vazgemeye k ar n bir sululuk duygusu ortaya kar. Bu, bir st-ben in ortaya kmas nda ya da bir bilincin olu mas nda byk bir engeldir. gdnn reddedilmesi art k zgrle tirici bir etki olu turmaz; erdemli z-denetim art k sevgi gvencesiyle dllendirilmez. Tehdit edici bir d sal mutsuzluk -sevgi yitimi ve d otorite kesiminde cezaland r lma- kal c bir isel mutsuzlukla, sululuk duygusunun gerilimiyle de i toku edilmi tir. O zaman zamandizinsel ak a a daki gibi olacakt r. nce d otoritenin sald rganl korkusu yz nden igdden vazgeme yer al r. (Do al olarak bu, sevgiyi yitirme korkusunun ula t miktardad r nk sevgi, cezaland r c sald rganl a kar bir korumad r.) Bundan sonra bir isel otoritenin in as gelir ve igdden vazgeilmesi onun korkusu sayesindedir - vicdan korkusu sayesinde. Bu ikinci konumda kt niyetler kt eylemlerle e itlenir ve bylece bir sululuk duygusu ve cezaland r lma gereksinimi ortaya kar. Vicdan n sald rganl otoritenin sald rganl n devam ettirir. Bu d nce bizim konunun neden bu denli karma k ve karanl k grnmek zorunda oldu unu 41

anlamam za olanak veren trden bir d ncedir, nk bize vicdan n (ya da daha do rusu sonradan vicdan haline gelen anksiyetenin) asl nda ba lang ta igdden vazgemenin nedeni oldu unu ama sonradan ili kinin tersine dnd n syler. gdden her vazgei imdi vicdan n dinamik bir kayna haline gelir ve her yeni vazgei vicdan n kat l n ve ho grszl n artt r r. E er onu vicdan n kkeninin tarihi hakk nda daha nceden bildiklerimizle kayna t rabilseydik vicdan n igdden vazgei in sonucu oldu u ya da (bize d ar dan dayat lan) igdsel vazgei in sonradan daha ileri igdsel vazgei isteyen vicdan yaratt biimindeki paradoksal ifadeleri savunmaya k k rt lacakt k. ocukta, kendisinden istenen igdsel yok sunlu un tr ne olursa olsun onu il k, ama yine de en nemli doyuml ar n almaktan al koyan otoriteye kar kayda de er miktarda sald rganl k geli mi olsa gerek; ama bu al c sald rganl n doyumundan vazgemek zorundad r. Bu ekonomik olarak zor ko ullardan kman n yolunu bildik dzeneklerle bulur. zde le me yoluyla sald r lamayan otoriteyi ke ndi iine al r. Otorite, imdi onun sper egosuna dn m tr ve bir ocu un ona kar uygulamaktan ho lanaca tm sald rganl sahiplenmeye giri ir. ocu un egosu kendini bu ekilde a a lanm otoritenin -baban n- mutsuz rolyle ho nut etmek zorundad r. Burada ok s k oldu u zere [gerek] konum tersine dnm tr: "E er ben baba olsayd m sen de ocuk, sana ok kt davran rd m." Sper ego ile ego aras ndaki ili ki, henz blnmemi ego ile d nesne aras ndaki gerek ili kilerin bir istekle arp t lm bir geriye dn dr. Bu da tipiktir. E er bu do ruysa ba lang ta vicdan n bir sald rgan itkinin bask lanmas ndan do du unu ve sonradan ayn trden yeni bask lamalarla peki tirildi ini hakl olarak ne srebiliriz. nk ocu un al c sald rganl k smen babas ndan bekledi i cezaland r c sald rganl n miktar taraf ndan belirlenecektir. Ancak deneyimler gstermi tir ki bir ocu un geli tirdi i sper egonun sertli i hibir biimde kendisinin kar la t davran n sertli iyle denk de ildir. Birincinin sertli i ikinciden ba ms z gibi grnmektedir. ok yumu ak biimde yeti tirilmi bir ocuk ok kat bir vicdan edinebilir. Sper ego olu umunda ve bir vicdan n ortaya k nda do u tan yap sal etmenlerle gerek evrenin etkileri birlikte davran rlar. nsan n sululuk duygusunun Oidipus karma as ndan tredi i ve bir araya gelmi o lan karde ler taraf ndan baban n ldrlmesinde edinildi i varsay m ndan vazgeemeyiz. O olayda bir sald rganl k eylemi bask lanmam , tam tersine gerekle tirilmi tir ama bu, ocukta bask lanmas n n onun sululuk duygusunun kayna oldu u varsay lan sald rganl k eyleminin ayn s d r. A r yumu ak ve ho grl baba, ocuklar n a r kat bir sper ego geli tirmelerinin nedenidir nk ald klar sevginin etkisiyle sald rganl klar n ie dndrmekten ba ka k bulamazlar. Sevgisiz bytlm sulu ocukta ego ile sper ego aras ndaki gerilim yoktur ve tm sald rganl klar d a yneltilebilir. Bu nedenle varoldu u varsay labilecek yap sal bir etmenin d nda kat vicdan n u iki etmenin ortak i leminden do du u sylenebilir: sald rganl serbest b rakan igd engellenmesi ve sald rganl ie yneltip onu sper egoya devreden sevilme ya ant s .

42

nsan kt bir ey yapmaya kalk t nda ve o kt ey yznden sululuk duydu unda duyguya pi manl k demek daha do ru olur. O yaln zca gerekle tirilmi bir eylemle ili kilidir ve do al olarak eylem gerekle meden nce var olan bir vicdan -sululuk duyumsamaya haz r olu u- n grr. Bu trden bir pi manl k bu nedenle genelde sululuk duygusunun kkenini ke fetmede bize hi yard mc olmaz. Gndelik olaylarda olup biten genellikle udur: bir igdsel gereksinim sonuta gc s n rl olan vicdana kar n doyuma ula acak derecede g edinir ve doyurulmas sayesinde gereksinimin do al zay flamas yla nceki gler dengesi yeniden kurulur. Ama e er insan n sululuk duygusu ilksel baban n ldrlmesine dek geriye gidiyorsa o yine de bir "pi manl k" olgusudur. Bu pi manl k babaya ynelik ba tan beri var olan ifte de erli duygular n bir sonucudur. O ullar ondan nefret etti ler ama onu sevdiler de. Sald rganl k eylemiyle nefretleri doyurulduktan sonra sevgileri eylemden duyduklar pi manl kta ne kt . Babayla zde le meyle sper egoyu kurdu; bu eye sanki ona kar i lenen sald rganl k eyleminin cezas olarak baban n gcn verdi ve o da eylemin yinelenmesini nlemeyi amalayan k s tlamalar yaratt . imdi san r m en sonunda i ki eyi mkemmel bir a kl kta kavrayabiliriz: vicdan n kkeninde sevginin oynad rol ve sululuk duygusunun lmcl ka n lmazl . nsan n babas n ldrm olmas ya da bunu yapmaktan ka nmas bylece gerekten belirleyici de ildir. Her iki durumda da insan sululuk duyacakt r nk sululuk duygusu ifte de erlili in yol at bir at man n, Eros ile y k m ya da lm igds aras ndaki ebedi sava m n bir ifadesidir. Bu at ma insanlar birlikte ya ama greviyle yz yze gelir gelmez ba lar. Topluluk aile d nda hibir biimi kabul etmedi i srece at ma kendini Oidipus at mas biiminde d a vurmak, vicdan kurmak ve ilk sululuk duygusunu yaratmak zorundad r. VIII Sululuk duygusunu uygarl n geli iminin en nemli problemi olarak sunma ve uygarl kta ilerlemek iin dedi imiz fiyat n sululuk duygusunun ykselmesiyle bir mutluluk yitimi oldu unu gstermek niyetime tam anlam yla uygundur. Anksiyete her zaman bir yerlerde ya da her belirtinin arkas nda vard r ama bir an tm bilinci grltl biimde ele geirir oysa ba ka bir anda kendini o denli iyi gizler ki biz bilind anksiyeteden ya da ilk rnekte anksiyete basit bir duygu oldu u iin ruhbilimsel olarak daha bir vicdan rahatl istiyorsak anksiyete olas l klar ndan sz etmemiz gerekir. Dolay s yla uygarl k taraf ndan retilen sululuk duygusunun hi de byl e alg lanmad ve byk lde bilind olarak kald ya da bir tr malaise, insanlar n ba ka gdlenmeler arad bir doyumsuzluk olarak grnd ok akla yak nd r. Dinler her nas lsa uygarl kta bir sululuk duygusunun oy nad rol gz ard etmemi lerdir. Dahas insano lunu gnah dedikleri bu sululuk duygusundan kurtaracaklar n iddia etmi lerdir. Byk nemi olmayabilse de "sper ego," "Vicdan," "sululuk duygusu," "cezaland r lma gereksinimi" ve "pi manl k" gibi s kl kla ok gev ek bir biimde ve birbirinin yerine kulland m z birka szc n anlam n ayd nlatmak gereksiz ol mayabilir. Onlar n tm de ayn olaylar n anlat m yla ili kilidir ama de i ik ynlerini vurgularlar. Sper ego bizim taraf m zdan nerilmi bir edir, vicdan ba ka i levler aras nda bizim sper egoya ykledi imiz bir i levdir. Bu i lev egonun eylemleri ve niyetlerine gz kulak olmak ve bir sansr uygulayarak onlar yarg lamakt r. Sululuk duygusu, sper egonun ac mas zl , 43

bylece vicdan n kat l yla ayn eydir. Egonun kendi abalar yla sper egonun istemleri aras ndaki gerilimi de erlendirmesi onun bu ekilde gz kulak olundu unu alg lamas d r. Bu ele tirel eden korku (tm ili kinin temelinde bulunan korku), cezaland r lma gereksinimi, bir sper egonun etkisi alt nda mazo istik hale gelmi olan ego kesiminde igdsel bir sergilemedir; yani o, egoda var olan, isel y k ma ynelik ve sper egoyla erotik bir ba lant kurmak iin kullan lan bir igd kesimidir. Sululuk duygusuna gelince onun sper egodan, dolay s yla vicdandan da nce var oldu unu kabul etmemiz gerekir. Bu kez d sal otoriteden korkunun ani ifadesi, ego ile bu otorite aras ndaki gerilimin ayr msanmas d r. Otoritenin sevgisine gereksinim ile ket vurulmas sald rganl k e ilimini reten igdsel doyu m arzusu aras ndaki at man n do rudan trevidir. Pi manl k bir sululuk duygusu olgusunda egonun tepkisi iin genel bir terimdir. Kendisi bir cezad r ve cezaland r lma gereksinimini ierebil ir. Bylece pi manl k da vicdandan eski olabilir. sel otoritenin, sper egonun kurulmas durumu kkten biimde de i tirdi. Bundan nce sululuk duygusu pi manl kla ayn zamana denk geliyordu. (Bu arada "pi manl k" teriminin bir sald rganl k eyleminin gerekle tirilmesinden sonraki tepk i iin kullan lmas gerekti ini syleyebiliriz.) Bundan sonra sper egonun her eyi bilmesi sayesinde niyetlenilen sald rganl k ile gerekle tirilen sald rganl k aras ndaki fark, gcn yitirir. Bu andan sonra bir sululuk duygusu yaln zca gerekten gerekle tirilmi bir sald rganl k eylemi taraf ndan (tm dnyan n bildi i gibi) retilmez, niyetlenilen bir eylem taraf ndan da retilir (ruhzmlemesinin ke fetti i zere). kinci eli ki sper egoya bah edildi ini varsayd m z sald rgan enerjiye ili kindir. Bir gr e gre bu enerji yaln zca d otoritenin cezaland r c enerjisini srdrr ve onu zihnin iinde canl tutar; oysa ba ka bir gr e gre tersine o, insan n kendi kullan lmam ve imdi ket vurucu otoriteye y neltilen sald rgan enerjisinden ibarettir. Temel ve ortak etmen ol arak kalan ey her olguda bizim ie do ru yer de i tirmi sald rganl kla u ra t m zd . En yeni zmsel literatrde, herhangi bir trden enge llenmenin her hangi bir kar gelinmi igdsel doyumun sululuk duygusu nda bir art a yol at ya da aabilece i d ncesi iin bir ye leme ne srlm tr. San r m bunu yaln zca sald rgan igdlere uygularsak byk kuramsal basitle tirme sa layaca z ve bu varsay mla eli en pek az ey bulunacakt r. renmi oldu umuz zere, nevrotik belirtiler, zde, doyurulmam cinsel isteklerin yerine geen trnden doyumlar d r. neredeyse her nevroz trnn bilind bir sululuk duygusu kotas gizledi ini ve bunun belirtilerini bir ceza olarak kullanarak onlar iddetlendirdi ini a k nl k iinde ke fettik. gdsel bir e ilim bast rmaya u rad nda onun libidinal eleri belirtilere, sald rgan eleri ise bir sululuk duygusuna dn r. Ba ka bir biimde sylene cek olursa bireyin geli imi bize iki iddetli arzu, genellikle "bencil" diye adland rd m z mutluluk arzusuyla zgecil diye adland rd m z ba kalar yla bir topluluk iinde bir araya gelme arzusu aras ndaki etkile imin bir rnym gibi grnmektedir. Bireysel geli im srecinde ana vurgu en ok bencil arzuya (ya da mutluluk arzusuna) yap l r oysa "Kltrel" diye tan mlanabilecek teki arzu 44

genellikle heybetli k s tlamalar rolyle ho nuttur. Ama uygarl k srecinde durum farkl d r. Burada her eyden nemli olan tek tek insanlardan bir birlik yaratma amac d r. Mutluluk amac n n hala orada oldu u do rudur ama geri plana itilmi tir. Neredeyse byk insan toplulu unun yarat lmas sadece bireyin mutlu lu una hi dikkat yneltilmezsen iyi biimde ba ar lacakm gibi grnr. T pk bir gezegenin kendi ekseni evresinde dnd gibi merkezdeki bir cismin de evresinde dolanmas gibi insan bireyi de kendi ya am izgisini izlerken ayn zamanda insanl n geli im seyrinde de yer al r. Ama kr gzlerimize gklerdeki gler asla de i meyen bir dzende sabitlenmi gibi grnr. Bylece iki arzu daki isel mutluluk iin olan arzuyla di er insano ullar yla birle mek iin olan arz u da her bireyde birbiriyle sava mak zorundad r ve bylece bireysel ve kltrel geli me srecinin de birbirine d manca bir kar duru u bulunmas ve kar l kl olarak bir alan kapma yar nda olmalar gerekir. Kltrel sper ego lklerini geli tirmi ve istemlerini olu turmu tur. Bu istemler aras nda insano ullar n n birbiriyle ili kisiyle ilgili olanlar ahlak ba l alt nda toplan r. nsanlar her zaman ahlaka sanki onu n zellikle nemli sonular do urmas n beklermi gibi en byk de eri vermi lerdir. Bu nedenle ahlak bir sa alt msal giri im -sper egonun emriyle ba ka herhangi bir kltrel etkinlikle o gne dek gerekle tirilememi bir eyleri gerekle tirme abas d r. Nevroz ara t rma ye sa alt m m zda bireyin sper egosundan iki yak nmada bulunmaya yneltiliriz. Emirlerinin ve yasaklar n n kat l iinde egonun mutlulu unu pek az dert eder; o emir ve yasaklara boyun e meye kar direnleri -idin igdsel gcn [ilk planda] ve gerek d ortamdan sunulan zorluklar [ikinci planda]- pek az hesaba katar. Bunun sonucunda o k s k olarak, sa alt msal amalarla, sper egoya kar kmak ve onun istemlerini azaltmak zorunda kal r z. Kltrel sper egonun ah laksal istemlerine de tmyle ayn kar k lar yap labilir. O da insanlar n zihinsel yap lar n n gere ini pek az dert eder. Bir emir verir ve halk n buna boyun e mesinin olanakl olup olmad n sormaz. Tersine insan n egosunun kendisinden istenen her eyi yapabilecek ruhbilimsel ye tenekte oldu unu, onun egosunun idi zerinde s n rs z egemenli i bulundu unu varsayar. Bu bir yanl t r ve normal insan diye bilinenlerde bile id belli s n rlar n tesinde kontrol edilemez. E er bir insandan fazlas istenirse iinde bir isyan retilecektir ya da bir nevroz ve ya mutsuz olacakt r. Kom unu kendin gibi sev emri insan sald rganl na kar en gl savunma ve kltrel sper egonun ruhbilimsel olmayan ilerle mesinin mkemmel bir rne idir. Emrin gerekle tirilmesi olanaks zd r; bylesine byk bir sevgi enflasyonu yaln zca onun de erini d rr, gl ortadan kald rmaz. Uygarl k bunlar n hibirine ald rmaz; yaln zca buyru a uymak ne denli zorsa bunu yapman n o denli vgye de er oldu u konusunda bizi uyar r. Adland r ld gibi Do al ahlak burada kendisinin ba kalar ndan daha iyi oldu unu d nebilmenin narsisistik doyumu d nda hibir ey sunmaz. Bu noktada dine dayal ahlak daha iyi bir sonraki ya am vaatlerini sunar. E er uygarl n geli mesi bireyin geli mesiyle byle kapsaml bir benzerlik ta yor ve ayn yntemleri kullan yorsa kltrel arzular n etkisi alt nda baz uygarl klar n ya da uygarl n baz dnemlerinin -olas l kla insano lunun uygarl n n tmnn- nevrotik bir hale gelmi oldu u tan s n koymakta hakl olmaz m y z?

45

Yaln zca bildi im bir tek ey kesindi ve o da insan n de er yarg lar n n do rudan do ruya mutluluk isteklerini izledi iydi dolay s yla bunlar n argmanlarla insan n yan lsamalar n destekleme abalar oldu u. En temelde tmnn istedi i avuntudur - en vah i devrimciler bunu en erdemli inanl lardan daha az tutkuyla i stemezler. nsan tr iin yazg sal soru bana onlar n kltrel geli imlerinin topluluk halinde ya amalar n n sald rganl k ve z-y k m gibi insan igdleri taraf ndan bozulmas na egemen olmay ba ar p ba aramayaca ve ne lde ba arabilece idir. Bu a dan tam da gnmz zel bir ilgiyi hak etmektedir. nsanlar do an n gleri zerinde ylesine bir kontrol sa lam lard ki onlar n yard m yla birbirlerini son insana kadar yok etmede hi de glk ekmezlerdi. Bunu biliyorlar ve u andaki huzursuzluk, mutsuzluk ve anksiyetelerinin byk k sm buradan geliyor. NEDEN SAVAS? (1933 [1932]) (EINSTEIN ve FREUD) Neden Sava ? 30 Temmuz 1932 Say n Profesr Freud, Nasyonalist e ilimlerden ar nm biri olan ben, ki isel olarak, sorunun yzeysel (yani ynetimsel) ynyle u ra man n basit bir yolunu gryorum: uluslararas uzla mayla devletler aras nda kan her at may yat t racak yasa koyucu ve yar g lay c bir kurul olu turmak. Bir kurul emrindeki, gle orant l olarak emirlerini zorlamada yetersiz kalacak, bu emirlerin yarg d bask lar taraf ndan sapt r lmaya u ramas na e ilimli olacak bir insan kurulu udur. Bu gz nne almak zorunda oldu umuz bir olgu; yasa ve g ka n lmaz biimde el ele gider ve toplulu un adalet lksne sayg ya zorlayacak etkin gc oldu u srece yasal kararlar toplulu k taraf ndan istenen lksel adalete (bu emirler kimin ad na ve ilgisiyle dile getirilirse getirilsin) giderek daha yakl a rlar. Uluslararas gvenli in aranmas her ulus taraf ndan belli bir lde eylem zgrl nden yani egemenli inden ko ulsuz vazgemeyi ierir ve ba ka hibir yolun byle bir gvenli e ula t ramayaca hibir ku kuya yer b rakmayacak kadar a kt r. Her ulusta ynetici s n f niteleyen g h rs ulusal egemenli in herhangi bir k s tlanmas na d mand r. Bu siyasal g al , esinlenmeleri salt karc , ekonomik izgide olan bir diger grubun etkinliklerinin zerini rtme al kanl ndand r. zellikle de akl nda her ulusta etkin konu mda olan, toplumsal d ncelere ve s n rlamalara kay ts z, sava silah imalat ve sat , basite kendi ki isel karlar n koruyan ve otoritele rini peki tiren bir f rsat sayan bireylerden olu an kk ama belirleyici grup var. Bir ba ka soru hemen onu izler: bu kk klik nas l oluyor da sava n yitimlerine ve ac lar na katlanan o unlu un istencini kendi h rslar n n hizmetine sokabiliyor? (o unluk derken rklar n n en yce karlar n savunmaya hizmet etme ve sald r n n en iyi savunma oldu u inanc yla sava meslek olarak semi olan her rtbeden askeri d talam yorum.) Bu sorunun apa k bir yan t az nl n, imdiki ynetici s n f n, okullar , bas n , genellikle

46

Kiliseyi de elinin alt nda bulundurdu u biiminde olurdu. Bu ona kitlelerin duygular n rgtleyip ynlendirme ve onlar kendisinin aleti haline getirme olana verir. Bu ayg tlar nas l olur da insanlarda ya amlar n bile feda edecek kadar vah i bir heveslilik uyarmay ba arabilir? Olas tek yan t var. nk insan n iinde bir nefret ve y k m tutkusu var. Ve bylece son sorumuza geliyoruz. nsan n zihinsel evrimini onu nefret ve y k c l k psikozlar na kar koruyacak biimde kon trol etmek olana var m d r? Burada asla kltrsz denen kitleleri d nmyorum. Deneyimler gstermi tir ki bu felaket getirici toplu nerileri daha "Intelligentzia" getirmektedir nk entele kteller gncel ya amla hibir ekilde do rudan ili ki iinde de ildir; onunla daha ok yapay biimde -bas l ka tlar zerinde- kar la rlar. A. EINSTEIN Eyll 1932 Say n Profesr Einstein, Ba lang ta, kk bir insan hordas nda [Freud "horda" terimini olduka kk gruplar iin kullan r.] bir eylere kimin sahip olaca n ya da kimin istencinin stn gelmesi gerekti ini belirleyen stn kas gcyd. Kas gc k sa srede aletlerin kullan m yla tamamland ve aletler kas gcnn yerine geti: galip daha iyi silahlara sahip olan y a da onlar daha beceriklice kullanand . Silahlar n sahneye kt andan ba layarak zeka stnl de kaba kas gcnn yerini almaya ba lam t ama dv n temel amac ayn kald - bir yan n ya da di erinin kendisine uygulanan hasarla ve gcnn sakatlanmas yla iddias ndan ya da kar k ndan vazgemeye zorlanmas gerekmekteydi. Bu ama en tam olarak e er galip hasm n kal c olarak saf d ederse -yani onu ld rrsegerekle tirilirdi. Bunun iki avantaj vard : kar tl n yenileyemezdi ve yazg s di erlerini onu izlemekten cayd r rd . O halde olaylar n ba lang taki durumu yleydi: kim daha kudretliyse onun egemenli i kaba iddetin ya da zekayla desteklenmi iddetin egemenli i. iddetten hak ya da hukuka gtren bir yol bul unuyordu. Bu yol ne ydi? Benim inanc ma gre tek bir yol vard : tek bir bireyin stn gcyle z ay f olanlar n birli inin rekabete girebilece i gere inin yolu. iddet birlikle k r labilirdi ve birle enlerin gc imdi tek bireyin iddetine kar hukuku temsil etmekteydi. Bylece hakk n bir toplulu un kudreti oldu unu gryoruz. O hala iddettir, ona direnen herhangi bir bireye ynelmeye haz rd r; ayn yntemlerle al r ve ayn amalar izler. Tek gerek fark egemen olan n art k bir bireyin de il toplulu un iddeti olmas gere idir. o unlu un birli i kararl ve kal c olmal d r. E er yaln zca tek bir egemen bireyle arp mak amac yla bir araya gelse ve onun yenilmesinden sonra da lsayd hibir ey ba ar lamazd . Topluluk kal c olarak srmeli, rgtlenmeli, isyan riskini tahmin etmek zere dzenlemeler getirmeli ve bu dzenlemelere yasalara- sayg gsterildi ini grmek ve yasal iddet eylemlerinin uygulanm s n denetlemek zere otoriteler olu turmal d r. Bylesi bir karlar toplulu unun ayr msanmas birle mi bir insanlar grubunun yeleri aras nda duygusal ba lar geli t rir- onun gcnn gerek kayn a olan topluluksal duygular.

47

Gcn, yeleri aras ndaki duygusal ba la bir arada tutulan daha byk bir birli e aktar lmas yla iddetin stesinden gelinir. Topluluk e it derecede gl bireylerden olu tu u srece durum basittir. Ama byle bir huzur devleti ancak kuramsal olarak tasarlanabilir. Gerekte ta ba tan toplulu un e it olmayan gte elerden -erkekler ve kad nlar, ana babalar ve ocuklar- olu mas ve k sa srede, sava ve fethin sonucunda, efendiler ve kl elere dn en galip ve ma luplar iermesi durumu karma kla t r r. Toplulu un adaleti o zaman onun iinde sa lanan e it olmayan derecelerdeki gcn ifadesi haline gelir; yasalar yneten yeler taraf ndan ve onlar iin yap l r ve vatanda lar n haklar na pek az yer kal r. Belirli yneticiler kendilerini herkese uygulanan yasaklar n zerine karma giri imlerinde bulunurlar -yani, geriye do ru, hukukun stnl nden iddetin stnl ne gitmeye al rlar. kinci olarak grubun bask lanm yeleri daha fazla g edinmeye ve yasalarda tan nm bu yndeki her de i ikli e sahip olmaya srekli bir aba harcarlar-yani e itliksiz adaletten ileriye, herkes iin e it adalete do ru bask yaparlar. Bu durumda hak giderek kendini yeni g da l m na uydurur ya da daha s k olarak grld gibi, ynetici s n f de i imi tan maya isteksizdir, isyan ve i ava kar, hukuk geici olarak ask ya al n r ve iddet yoluyla zm iin yeni giri imlerde bulunulur, sonunda da yeni bir hukuk ynetimi kurulur. Hukukun de i iminin do aca ve d avurumun her zaman bar olaca bir ba ka kaynak da vard r: o, toplulu un yelerinin kltrel de i imine dayan r. Bylece kar at malar n n iddetli zmlerinden bir topluluk iinde bi le ka n lamayaca n gryoruz. Fetih sava lar zerine kapsaml bir yarg da bulunulmas olanaks zd r. Mo ollar n ve Trklerinki gibi baz lar ktlkten ba ka bir ey getirmemi tir. Sava n, hevesle arzu edilen srekli bar n kurulmas iin uygunsuz bir ara olmayabilece i kula a eli kili gibi gelebilir, nk sava , iinde daha gl merkezi bir ynetimin daha sonraki sava lar olanaks z k ld daha byk birlikler olu turma gcndedir. Yine de bu amac gerekle tirmeyi ba aramaz nk fethin sonular genellikle k sa mrldr: yeni yarat lan birlikler bir kez daha da l r, genellikle de iddetle birlik haline getirilen kesimler aras nda bir uyum olmad iin. Hukukun ba lang ta kaba iddet oldu unu ve bugn bile iddetin deste i olmadan bir ey yapamayaca n gz ard edersek yanl bir hesap yapm olaca z. Bizim hipotezimize gre, insan igdleri yaln zca iki trdr: korumaya ve birle tirmeye al an igdler -ki bunlara kesinlikle Platon un len'inde kulland "Eros" szc anlam nda "erotik" ya da popler "cinse llik" kavram n n bilerek geni letilmesiyle "cinsel" igdler diyoruz- ve de tahrip etmeye ve ldrmeye al an ve bizim sald rgan ya da y k c igdler olarak ayn gruba ald m z igdler. Bu igdlerin hibiri di erinden daha az temel de ildir; ya am grngleri her ikisinin de ayn zamana denk d en ya da kar l kl z tla an eyleminden do ar. imdi sanki bir tr igd pek de yal t lm olarak i lemiyor gibi grnmektedir; ona her zaman di er yandan onun hedefini de i tiren ya da baz olgularda bu hedefe ula mas n sa layan belirli bir miktar e lik etmektedir ya da bizim dedi imiz gibi onunla ala m yapmaktad r. Bylece rne in kendini koruma igds kesinlikle erotik bir igddr ama e er bu amac n gerekle tirecekse sald rganl emrinde bulundurmal d r. Bylece a k igds 48

de bir nesneye yneltildi inde e er bu nesnenin mlkiyetini elde etmek istiyorsa egemen olma igdsnn katk s na gereksinim duyacakt r. ki igd s n f n tan mam z bu kadar uzun sre engelleyen ey, gerekten onlar gerek gsterileri iinde birbirinden yal tman n gl dr. Y k c igdmz her canl yarat kta al t n ve onu harabeye dn trmeye ve ya am ba lang taki cans z madde haline indirgemeye abalad n varsaymaya ba lad k. Bylece o ok ciddi olarak bir lm igds diye an lmay hak etti oysa erotik igdler ya ama abas n temsil ediyordu. lm igds zel organlar n yard m yla d ar ya, nesnelere yneltildi inde y k c igdye dn r. Diyebiliriz ki organizma bir d organizmay yok ederek kendi ya am n korur. Ancak lm igdsnn bir kesimi organizman n iinde i levsel kal r ve y k c igdnn bu iselle tirilmesinin normal ve hastal kl pek ok grnglerinin izlerini srm zdr. Vicdan n kkenini bu sald rganl n ie sapmas na ykleme gibi bir yoldan kman n da sulusuyduk. E itimsiz rklar ve toplumun geriye dnk katmanlar ileri derecede e itimli olanlara gre daha h zl ryor. Sre belki belli tr hayvanlar n evcille tirilmesiyle k yaslanabilir ve hi ku kusuz ona fiziksel de i imler de e lik etmektedir ama uygarl n evriminin bu tr bir organik sre oldu u kavram yla hala tan de iliz. SIGMUND FREUD

49

You might also like