You are on page 1of 213

M.S.

2150
THEA ALEXANDER
eviren: Nedret anl

AKAA
Dn gece bir baka zamanda - bir baka yerde - bir baka bedende uyandm! Tatl mavi bir gkyznn altnda, kck bir imenliin ortasnda yatyordum. plak bedenim rperiyordu. Ne ho bir zgrlk! Ayaa sradm, kouyordum, hi yorgunluk duymadan kouyor, kouyordum. Yine iki bacam olduunu fark edince gzlerim sevin yalaryla doldu. Drt yl nce Vietnam' da yitirdiim bacam geri gelmiti. Bedenim salamd, kusursuzdu, yara izlerim yok olmutu! D m gryordum? Bir patika boyunca kouyordum, birden nmde lt saan gerek bir kadn belirdi. "Seni uzun sredir bekliyordum Jon Lake" dedi, "Adm Lea." Dile getiremediim dncelerimi yantlayarak "ki Jon Lake var" diye aklad, "biri 1976'da uyuyor, dieri burada M.S. 2150 yl diyebilecein bir zamanda bu kadar holandn bir bedenle -senin o esiz elektronik varln, yani gerek 'sen'i barndran astral ya da ruhsal bedeninle yanmda duruyor." "Burada kalabilir miyim" diye sordum heyecanla, "yoksa o topal bedenime geri mi dnmek zorundaym?" "st dzey Makro farkindala eriecek lde zgrleene kadar" diye yantlad, "yani, u anda var olan, gemite var olmu ve bundan byle var olacak her eyin makrokozmik 'bir'liini fark edene kadar hep 1976'da uyanmak zorundasn..."Kitabn Orijinal
Ad: 2150 A.D.

evirenin Notu
Thea Alexander bu kitabn bir hayal rn deil, bir yaanmlk olduunu sylyor. Neden olmasn? Rana "bir zihnin gelikinlii, kabul edilemez grneni kabul edebilmesiyle llr" diyor. Jon Lake'in deneyimlerini okurken, kendi kendimize en azndan "Neden olmasn?" diye fsldayabilirsek, bak amz birazck esnetmi, birazck, o yllardr iinde ezildiimiz kat kalplarmzn dna km olmaz myz? Hep ayn toprak parasnn stnde, tepemizde hep ayn gk kubbe, yaayp dururken, birden genletiimizi, gerekte snr tanmaz dncelerimizin sonsuzlua uzandn duyumsar da, aynen Jon Lake gibi "Ne ho bir zgrlk!" diye coku dolmaz myz? Okuduklarmz "bir dizi samalk" olarak deerlendirsek bile, sabahtan akama kadar bkp usanmadan yinelediimiz mikro davranlarmzla bu satrlarda bir kez daha yz yze gelince, onlar yadsyabilecek miyiz? Mikro "ben"in kendini savunma yntemleri hangimize yabanc? Bu kitap mikro bak asna tutunma eiliminde olanlarmza bile kendi yaam felsefemizi hi olmazsa bir kez daha gzden geirmemiz gerektiini hatrlatmyor mu? ie yaanan saysz boyutlar zihnimizde canlandrmakta glk ekebiliriz, ama kck bir kuun, bir iein ya da bir bebein gerekte mikro davranlarmzla dnmeden ykverdiimiz dnyalarn, o usuz bucaksz evrenleri yreimize kolayca sdrabiliriz. te o zaman iimizden yle bir sevgi taar ki, belki de bu sevgiyle 'bir' olup tm boyutlar ieren sonsuzlua akabiliriz; belki de mikro dncelerimizin tesine uzanp birbirimizin gzlerinin ta iine bakar da, i 'ben'lerimize ulap, o sonsuzluun gzbebeklerimizde dans ettiini fark edebiliriz. Neden olmasn? 5

'4- Alfa Eleri....................................... 4. Gerein Snanmas..................... 5. Jon'un Alfa'si ve Rana............. 6. Snrsz Ben........................................ 7. Makro Balant.......................... 8. Aynas tir Kiinin......................... 9. Jon'un Gemi Yaamlar............. 10.Neda........................................ 11.On Be Metre Sramak.................... 12.Kayp................................................... 13.Atlm................................................... 14.MikroAdas............................... 15.Karma....................................... 16.Tekml Ama.................................. Sonsz.............................................. Yazarn Sonsz........................

1. Lea........................................... 2. Bu Bir D myd?......................... 3. Carol........................................

nsz

7 11 28 44 52 73 81 104 109 155 169 192 205 223 264 280 315 340 342 349

MD'den zet Bilgiler.......................

351 6

12 Eyll 1948'de doup 2 Mays 1976'da len JON LAKE'in Gnl zerine nsz
Adm Karl Johnson, bu gnl tutan Jon Lake'in oda arkada ve en iyi dostuydum. nsanlar beni, Jon'un allmam davranlar ve bu davranlar izleyen lmyle ilgili sorguladlar, ama ben drst-ce yantlar vermeye korktum. Balangta ne olduunu tam bilmiyordum. Anladmda, inanmak istemedim. Sonunda geregi kabul ettim, ancak, pek ok kiinin -zellikle yetkililerin- buna inanmayacaklarnn bilincindeyim. Polis, niversitedeki memurlar, Jon'un profesrleri bu ykye elbette glecekler. Ama bugn, bu gnlkte ne srlen olaand fikirleri anlayacak lde gelimi zihinler olmal; ben bunlarn herkes tarafndan kabul grmesinin sadece bir zaman meselesi olduuna inanyorum. Siz bu gnl okumaya balamadan nce, yirmi yl akn bir sredir tandm Jon Lake'i ksaca tanmlamak istiyorum. A.B.D.'nin orta batsndaki kk bir kentte 1940'l ve 50'li yllarda birlikte bydk. lkokulda tantk ve yaam boyu dost olduk. Kasaba doktorumuzun tek olu olan Jon'un kenti n zengin ucundaki tepede ve gndeliki bir iinin olu olan benim kenar mahallede oturmamza karn bu byle oldu. Biz yedi yandayken Jon'un annesi lsemiden ld. ki yl sonra babam, annemle beni yanp kl olan evimizden kurtarmaya alrken ciddi bir biimde yand. Dr.Lake, o gece, babamn kavrulmu bedeninde yaam glerini canl tutabilmek iin umutsuzca ura verdi. Gne doduunda, baar7 M.S.2150 szhna alayarak annemle beni evine ald ve lmne kadar on yl sreyle bana kendi olu gibi davrand. Jon ve ben bildiim dier kardelerden birbirimize daha yakn bydk, hemen hi kavga etmedik ve ben zaman zaman birok kiiye kzgnlk duyduum halde, Jon'a pek ender gcendim. O tandm en nazik ve sabrl insand. Jon parlak bir renciydi, ben ise tam tersiydim. Pek ok anlamsz derse gsterdiim sert tepkiye karn, sabrn hi yitirmeden on iki yl boyunca bana retmenlik yapt. Tm lgnca tahminlerin tesinde, lise ve niversiteyi ilk bein iinde bitirmemi salad. Jon kukusuz, snf birincisi olarak mezun oldu; stelik hem lisede hem de niversitede en iyi atlet seilmiti. Orta saha oyuncusu olarak o kadar iyiydi ki sadece verdii mkemmel paslar yakalamak, beni bana ramen niversitede bir futbol yldz yapt. Jon Vietnam Sava'na katlmak zorunda kalmasayd, profesyonel futbol oynayabilirdi. yle anlalyor ki, Jon'un babas askere alma ilemlerini dzenleyen yerel komitenin iki yesinin fkesine hedef olmutu. Onlar da Jon'la beni niversiteden mezun olduktan iki hafta sonra greve ararak lerini aldlar. Orduda kaldmz sre boyunca, mfrezemizin parampara olduu son devriye gezisine kadar birlikteydik ve o gn kendimi millerce uzaniyormu gibi grnen bir ormanda Jon'u tarken buldum. Nasl olduysa, doktorlar bizi buldular ve Jon' un sa bacandan ayrld, benim de sol gzmn grmesinden umudumu kestiim bir s hastanesine gtrdler.

Jon, Vietnam Sava denen o muazzam lgnlkta bacan yitirdii iin asla kin beslemezken, ben fke doluydum. Jon' a gre, o, kendi yaamn kurtarmak iin bile bir bakasn ldremeyeceini, hatta yaralayamayacan rendii deerli bir ders almt. Oysa ben bunu ona Vietnam Sava olmadan da syleyebilirdim 8 nsz

Belki de Jon'la ilgili anlamakta zorlandm tek ey, benim yumuak kalplilik dediim niteliiydi. Hibir eyi ncitmezdi o. Bilerek bir bcein bile stne basmaz veya bir bitkiyi skmezdi, ama bununla birlikte kendi inanlarni hi kimseye va'zetmeye de kalkmazd. Her zaman biri ancak renmeye hazrsa renebilir" derdi. Ona gre, bir insan iin doru olan baka biri iin yanl olabilirdi. Bylece Jon, savan kendisini zmesine asla izin vermedi. Bu savan, katlan herkes iin gerekli bir deneyim olduunu sylerdi. Buna karma derdi. Ne kadar uratysam da sava protesto gsterilerine benimle birlikte katlmasn, hatt sava hakknda benimle tartmaya girmesini bile salayamadm. Jon zaten ok seyrek olarak tartrd. Neye inanyorlarsa, onlar iin onun doru olduunu syleyerek genellikle uzlard herkesle. Pek ok ynden Jon benim iin anlalmazd. 1.78 m. boyunda, 82 kilo arlndayd ve niversitede herkesten daha hzl koard. Yine de futbol sahasnda birini incitirim endiesiyle engelleme yapmak veya top kesmekten holanmazd. Hibir varl ldremezdi, ama bakasnn ldrd hayvann etini yerdi. Derin mavi gzleri, gl, gzel yz hatlaryla kzl a r arasnda pek poplerdi, bu da ara sra sorun yaratrd. Lise yllarnda bir kz hamile brakt. Dr.Lake'in Jon'a gerekten fkelendiini sadece o zaman grdm. Hi kimsenin psikolojik ve maddi adan bir ocua bakabilecek duruma gelmeden, onu dnyaya getirmeye hakk olmadn bararak sylediini hl anmsyorum. Jon niversitede ana dal olarak felsefe, yardmc dal olarak psikoloji ve sosyoloji almt. Ordudan salk nedenleriyle terhis edildiimizde, Jon ihtisas yapmak zere niversiteye dnmemiz konusunda beni kna etti. ikimiz de ana dal olarak psikoloji, yardmc dal olarak sosyoloji aldk. Bireysel davran ve kiiliin gelimesindeki toplumsal etkenler Jon'u bylemi9
M.S. 2150

ti. Onun bu cokusu bende, Vietnam gibi trajik bozgunlarn tekrar yaanmamas iin toplumsal deiimlere nasl etki edilebileceini renmek konusunda gereki bir ilgi uyandrd. Jon gnlne balad sralarda, biz ihtisas iin tm derslerimizi tamamlam, ocuklarda deer llerinin ve kendine saygnn gelimesiyle ilgili sosyo-psikolojik bir tez zerindi: ortaklaa alma yapyorduk. Jon hakknda ok daha fazlasn yazabilirdim, ancak bu benim deil onun yks. Buradaki amacm sadece, gerekten olaand olan bu gnlk iin bir anlay oluturmak ve sizleri: arkadam Jon Lake'i -asla unutamayacanz bir adam-ksaca tanmlamak. Jon bu gnl yaynlanmas amacyla deil, daha ok kendi incelemeleri iin tuttuundan, baz blmleri ortalama okuyucu iin fazla teknik olacakt. Bu yzden en ezoterik, anlalmas zor ve karmak paragraflar kardm. Bir ksm ise ksaltlm olarak bu kitabn arkasndaki "M.D.'den Seilmi Bilgiler" blmnde bulunuyor. Benden baka kii daha gnln tamamn okudu. O zaman Jon henz hayatta ve gnlkteki baz kavramlar aklayabilir ve kantlayabilir durumdayd. Hepimiz ylesine derinden etkilendik ki, yaammz o gnden bu yana bir daha eskisi gibi olmad. Bu nedenle, gerekten ilgili

okuyucuya Jon'un M.D. ile grmelerinden seilmi o blmleri dikkate almasn ve gnl okurken bunlara sk sk bavurmasn neririm. Bu gnlkte okuyacaklarnzdan pek ounu imkansz bulmasanz bile inanmakta glk ekeceksiniz. Yine de Jon, burada ileri srlen allmam dncelerin zamanla herkes tarafndan kabul greceine nanyordu. 10

BOLUM 1

Lea
Aylardr her sabah dncelerim, dlerimde ok yaknmda hissettiim, belli belirsiz alglayp da bir trl eriemediim, tanmlayamadm bir servene takl, gnlszce uyanyordum. Dn gece dileim gerekleti. Bir baka zamanda -bir baka yerde- bir baka bedende uyandm. Gzlerimi tatl mavi bir gkyzne atmda, kk imenli bir alanin ortasnda yatyordum. Pek ok aa dzenli bir biimde gz alabildiine ykseliyordu. Serin sabah esintisi yeni biilmi yoncalarn mis kokusunu bana tayordu. Birbirlerini aran kularn sesi iimi doruluk ve huzur duygularyla doldurdu. plak bedenim, ncecik tyleri hafif rzgrla eildiinde, rperdi. Ne ho bir zgrlk! Ayaa kalkarken tm varlm yeni evremin gzelliiyle dolduran derin bir nefes aldm. Bu sevimli, bol aal parkta br servene atlma duygusuyla dolatm, yrdm, sonra da komaya baladm. Komak bana her zaman fiziksel zgrln st snr gibi gelmitir. imdi hi yorgunluk duymadan, uan plak ayaklarmn altndaki yumuak topran keyfini kararak kouyor, kouyordum. Anszn doal bir kayna evreleyen kk bir alana ktm. Saknmak amacyla yolumu deitirmek isterken, yle bir11

M. S. 2150 denbire durdum ki, neredeyse ayam kayyordu. aknlkla bacaklarma -her ikisine de- bakakaldmda, gzlerim sevin yalaryla buuland. Drt yl nce Vietnam'da sa bacam yitirmi, o zamandan beri, komann keyfinden uzak, takma bir bacan zerinde topallayp durmutum. Bacam nal geri gelmiti? Dikkatle bedenimi incelediimde, niversite gnlerindeki futbol sahalarndan beri onu bylesine mkemmel bir biimde grmediimi kavradm. Ar hareketli gen bir adam olarak, yara izlerinden yeteri kadar pay almtm, ama hibir yerimde onlardan en ufak bir kalnt yoktu. Bu yeni, kusursuz grnen beden iin aknlkla krettim.

Sabah gnei ufka ykseldiinde, havann neredeyse billur duruluunda olduunu fark ettim. Byle berrak bir gk grmeyeli, byle gzel kokan temiz bir hava solumayal ne kadar zaman geti diye dndm. Gerekten nerede olabilirdim? Dn gece Yukar Manhattan'da asansr sz bir binann en iyi arkadam, vey kardeim Karl Johnson'la paylatm yatak odasnda uyumu, ama kesinlikle baka bir yerde uyanmtm. D m gryordum? Yaknda tekrar tek bacakl bedenimdemi uyanacaktm? Bu harika yeni dnya uup giden bir dte erimeden nce iyice grebilmek iin doymaz bir istekle evreme baktm. Bir ku srsnn grltl bir biimde havalanmas beni rktt. Uu ynlerine bakarak mevsimi anlamak istedim. Souk bir ocak gecesinde uykuya dalmtm, ama besbelli baka bir zaman veya yerde uyanmtm ve burada kesinlikle k yoktu. tedeki koruya uzanan, evresi iek tarlalaryla sarl bir patika boyunca ar ar ilerlemeye baladm. 12
Lea

Yalnz olmadm kavradmda, iimde buz gibi bir korku dalgas patlad. Hemen nmde adeta k saan gerek bir kadn duruyordu! Yanar dner mavimsi-yeil renkte, biimli kalalarn rten bir tunik giymiti. Gk mavisi gzleri her eyi bilen, benimseyen baklarla beni kucaklyordu. Ksa altn sars salarndan szlen gne bann evresinde parltl bir hale oluturuyordu. Onu grnce ylesine arm, o gzel duruluuyla ylesine bylenmitim ki, soluk almay gerekten unuttum. "Merhaba, ben Lea'yim" dediinde sanki o her eyi bilen, her eyi kabul eden gzleri dans eden klarla doldu. "Seni uzun sredir bekliyordum Jon. u anda beni hatrlamyorsun, ama hatrlayacaksn." Bu gerek olamaz diye dndm. Lea, "Oh, evet olabilir" diye alak, neredeyse mzikal bir aesle yantlad. Dile getirmediim dncelerime verdii yant beni yattrd. "D grmediimi mi sylemek istiyorsun?" Uzunca bir an dnceli bir ifadeyle bana bakt. "Bir adan evet, bir adan hayr" diye yantlad. "Gryorsun, iki Jon Lake var. Biri senin 1976 diye dndn zamanda uyuyor, dieri burada M.S. 2150 diye adlandracan bir zamanda, bu kadar holandn bir bedenle -astral veya ruhsal bedeninle- yanmda duruyor." "Astral bedenim mi? Hangi yl dedin?" aknlm onu elendirdi. "Evet, astral bedenin. Senin fizik bedeninin hemen hemen ayns. Sadece elektriksel titreimleri fiziksel bedenin gzleriyle alglanamayacak kadar hzl. Astral bedenin zaman ierisinde 174 yllk bir yol alarak 2150 ylma geldi." "Yz yetmi drt yl..." diye haykrdm. "Voov... Ne d! Ve sen iki bedenim olduunu mu sylyorsun?"

13
M.S. 2150

''Gerekte, imdi bedenin var" dedi Lea. "1976'daki tek bacakl bedenin senin u anda yaadklarn dnde gryor. 2150'deki bedenin seni bekliyor. Ve bu beden -senin astral bedenini imdi Jon Lake denen esiz elektronik z barndryor. Ve o kesinlikle d grmyor.

Deltamz'a dndmzde, 1976'ya geri gitmeden nce daha fazlasn reneceksin." fiziksel bedenime dneceim konusunda geliigzel syledii sz beklenmedik biimde sarslmama neden oldu. "Sakat bedenime dnmek zorunda olduumu mu sylemek istiyorsun?'' "Oh evet," diye yantlad. "st dzey Makro farkndala erierek kendini zgrletirinceye kadar hep 1976'da uyanmak zorundasn." "Makro farkndalk m?" armtm. "Makro farkndalk," diye aklad, "ksaca u anda var olan, gemite var olmu ve bundan byle var olacak her eyin makrokozmik birliinin farkna varlmas ve bu farkndaln yasamda kullanlmasdr. Biz burada, 2150 ylnda tam bir Makro farkndala erimi olmaktan uzaz, ancak makrokozmik balangcmz hatrlayacak ve sizin duyu d idrak ya da altnc his dye nitelendirdiiniz baz Makro gleri kullanacak noktaya kadar gelitik." Nasl olduunu anlayamadm bir biimde kafamdaki sorulari alglayarak, "Sonra bu konuda daha fazla bilgi edineceksin," diye ekledi ve elimi tutmak zere uzand. O an imdiye kadar olanlarn en artc ve rktc olan gerekleti -eli tam elimin iinden geti! Elini umutsuzca tutmaya alp, ona dokunmay bir trl beceremezken, "Bana ne oldu?" diye bardm. "Tamam Jon" diyerek beni aceleyle yattrmaya alt. "Fiziksel bedenimde olduumu unuttum. Bu bedenimle doal 14 Lea olarak senin titreimi yksek astral bedenine dokunamam." Ondan ok kendime, "Pekl" dedim, "Ben bir hayaletim!" "O da bu durumu anlatmann bir yolu" diye gld Lea. "Ama ben bir hayaletsem, sen beni nasil gryorsun?" "Seni fiziksel gzlerimle grmyorum Jon, durugr Makro gcmle gryorum ve telepatik olarak da duyuyorum." "Beni gryor ve duyuyorsun, ama dokunamyorsun, yle mi?" "u anda hayr," diye yantlad Lea, "ama yaam srdrme laboratuarna gider gitmez 2150'dek bedenine girmeni salayacaz. Sonra tekrar birbirimize dokunmamz mmkn olacak." "Tekrar m?" diye dndm ve o duydu, "Henz bunu anlamaya hazr deilsin Jon. Haydi gel acele edelim de bir an nce yeni bedenine girebil, bylece birbirimize takrar dokunabilelim." "Tekrar" szc kocaman bir soru iareti gibi zihnime takl, kendimi hi komadm kadar hzl koar buldum; yine de aklmn durmasna neden olan yeni arkadamn o gzel siluetine yeti emiy ordum. Birden aalk bir tepeye vardk ve ortasnda duru mavi bir gln parad, zmrt yeili bir vadiye doru inmeye baladk. Grnm ylesine byleyiciydi ki, gl evreleyen aalar arasna sokulmu on iki byk yap nce gzme arpmad. "te bizim Delta. Oniki yapdan oluuyor ve on bin kii barndryor." Yaklatmzda, gln ilk dndmden ok daha byk olduunu fark ettim, yaplar da yleydi. Her biri en-boyu yaklak yz krkar metrelik bir tabana oturmutu ve on iki katlyd. Parlak ama k geirmeyen, yeil cam benzeri bir maddeden yaplmlard. Kadnlarn da erkeklerin de tpk Lea gibi ksa tunikler giydiklerine dikkat ettim. Sadece bu tuniklerdeki baskn renkler deiikti.
15

M.S. 2150

Byk yapdan ieri girerken baz gen erkek ve kadnlarn yanlarndan getik. Olaanst ekici ve enerjik grnyorlard. Herkes Lea'ya glmsedii halde bazlar beni hi fark etmiyor gibiydiler. Hatta bazen onlarla arpmamak iin byk aba gsteriyordum. Neredeyse stme gelen bir adama kalarm atmak zere dndmde, yaammn en byk okunu deneyimledim gen bir kadn dosdoru iimden geerek yrd! Lea gld; akn yzm ona evirdiimde, "Kayglanma Jon" dedi. "Bazlar seni astral bedeninle gremezler, ama iinden gemeleri de sana zarar vermez." Bu srada duvarn bir blm ald ve Lea geti. Srme kapnn bacamn arasndan geip kapanmasn yadrgayarak onu izledim. Oda, cama benzer bir maddeden eri bir tepesi olan byk bir silindirin evresine yerletirilmi, garip biimli iskemlelerle doluydu. Silindirin ii yataa benziyordu, orada uzanm yatan -kendi!- plak bedenimi grmek beni korkuttu. Grnrde uyuyordu, gsmn ald solukla kalkp indiini izleyebiliyordum. Lea zafer kazanmasina glmsedi ve "Bu senin yeni bedenin Jon" dedi. "Aa .yukar 1976'daki bedeninin ayn, ancak fiziksel eksiklikleri yok." "Aman Tanrm!" diye bardm, "O ben'im - ve - ve ben ben'im!" "Doru Jon. Sen sen'sin, o da sen ve ben de sen'im" diye aklad Lea. Anlalr biimde bir sz syleyebilmek iin dahi kafamdaki pek ok soruya yant bulmam gerekiyordu. "Bu beden elektronik kalbmza ve senin gen kalplarna gre biimlendirildi. Canl, ancak astral bedenin ona girene kadar beklemek zorunda." 16
Lea

Beynim dnyordu. "Zihninde ne varsa alman, zihnini boaltman istiyorum Jon. Astral bedeninle ilgili ilemi yapabilmem iin bana bir iki dakika izin ver" diyordu Lea. "Bana gvenebilir misin Jon?" Bu her eyi bilen gzlere bakarken, zihinsel karmaam yeri n i yavas yava, her hcremin bu Lea isimli kzn iinde erimesi arzusuna brakt. Bamla evetleyerek, "Sana gveniyorum Lea" dedim. Birdenbire onun kadar duru -onun kadar drst, ak ve savunmasz- hale geldim. Aramzda hi engel kalmamt. Birincimizin iinde eridik ve dudaklar oynamad halde sesini duydum. "Bir olduk Jon. Brak, ilerleyelim ve byyelim!" Sonra kendimi, zerimdeki cama benzer kapa aan Lea' nin yzne bakar buldum. Ayaklarma doru szlrken ilk hissettiim, Lea'nin brmden aa belime kayan ellerinin o olaanst dokunuuydu. Onu abucak kollarmn arasna aldm ve adn sayklarken dudaklarmz birleti. Kasklarm keyifli bir arlk sard ve ben durumumu yeni kavrayarak kzardm. plaktm! Lea'nn elendiini belli eden kahkahas bedenim ve zihn i m arasnda patlak veren atmann arasnda yankland. Gerekli yerlerimi abucak nasl rtebilirdim? Neden rtmek zorundaydm k? Ve az nceye dek plaklmla neden hi lgilenmemitim? "Yine fiziksel bir bedendesin Jon" diye Lea dile getirmediim dncelerimi yantlad. "nsan yalnzca fiziksel bedendeyken plaklktan utanr." Bana herkesin stndeki bir rnek tuniklerden birini ve bota benzer bir ift ksa orap uzatrken, "Belki bunlar kendini

daha iyi hissetmeni salar" dedi. Aceleyle giyinirken, kolaylkla okunabilen zihnimi kendi dsnmek istediklerinden uzaklatrp, daha tehlikesiz konu17

M.S. 2150

lara yneltme abasyla odann iindekilerden sz etmeye baladm. Astral bedenimle deneyimlediim o abasz elde edilen zgrlk duygusu artk kaybolmutu; astral bedenim bu fiziksel bedenin younluu ile kuatlmt. Yine de salk ve enerji doluydu, mkemmel bir gce ve uyuma sahipti. Tunik bana kusursuz bir biimde uydu, sanki ikinci bir deri gibi bedenimle birlikle hareket ediyordu. giymeden nce renksiz olmasna karn, stmde mavi-gri bir renge dnt, orasndan burasndan turuncu, pembe, biraz mavi, sar ve yeil yanar dner nlar sayordu. Lea aknlm, bu bir rnek giysinin gerekte renksiz olduunu, ancak birinin yaam alani iine girdiinde renklendiini anlatarak gidermeye alt. Yaam alannn her bireyin kendine zg elektriksel yaps olduunu, birey o anda hangi fiziksel bedende bulunuyorsa o bedenden yayldn syledi ve ekledi: "Bu tunik o kiiliin yaam alannn veya aurasnm renklerini yanstan ve byterek gsteren milyonlarca minik mercekten olumu gihidir." Tuniklerin yanstt baskn renklerin on tane olduunu ve bu renklerin, kiilerin o anda bulunduklar bilin dzeyini (farkndalk dzeyini) belirttiklerini de anlatt. Benim tuniimden baskn olarak yansyan grilik Makro bilincin (farkndaln) balang dzeyinde olduumu gsteriyordu. Beynimde dnp duran yzlerce sorudan birini bile soramadan, Lea, M.D.'nin tm sorularm yantlayacan, zamanm snrl olduu iin bir an nce oraya gitmemizin iyi olacan syledi. Bu kocaman binann stndeki son alt kat M.D.'ye ayrlmt. Aa yukar 110 cm. apnda bir n demeti grnmnde, Lea'nin boluk dedii bir yere girdik. Hafif bir sramayla neredeyse ayn anda birinci kattan on ikinci kata k18
Lea

verdik. Bu allmam tama aracna uyum salamam zaman alacakt. M.D.'nn metrekare byklnde bin tane ses geirmez odas vard; her biri duvar boyunca -hangi konuda olursa olsun hor soruyu yantlamak zere- video teyp olmas gereken bir dzenekle donatlmt. Kendiliinden bedenlerimize gre ayarlanan, byk rahat Koltuklara oturduk. Lea koltuunun altnda bulunan kk beyaz halkaya dokundu ve tatl bir kadn sesi "Merkez Danma. Yardmc olabilirmiyim?" dedi. "Delta 927 Gl'nn boyutlar ne?" diye sordu Lea. Duvarda goln byk bir haritas belirdi ve bize Delta 927 glnn yaklak sekiz kilometre uzunluunda, be kilometre genisliginde ve ortalama on metre derinliinde olduu anlatld. Aklmdan hesap yaptm hisseden Lea bu boyutlarn mil ve yarda olarak edeerlerini istedi. Yant geldikten sonra da, "imdi seni brakmak zorundaym" dedi. '"Brakmak m?" diye sorarken ayaa frladm, duyduuma inanamyordum. " Evet Jon. imdi gitmem gerek," dedi sakin bir biimde. Bir anda kendimi onun yannda buldum.

"Seninle geliyorum." "Hayr, bu mmkn deil Jon. Senin burada M.D. ile kalman ve renebildiin kadarn mmkn olduunca abuk grenmen son derece nemli. M.D. sana benden ok daha fazla yardmc olabilir." "peki, ne zaman geri dnersin?" diye sordum. "'geri dnmeyeceim Jon." "Ne demek istiyorsun? Daha yeni bir araya geldik, hemen byle kalkp gidemezsin. Seninle geliyorum," diye direndim. Lea, "Bunu ben de senin kadar isterdim, ama hem uygun olmaz, hem de mmkn deil," dedi.
19

M.S.2150 "Anlamyorum Lea, neden seninle gelemiyorum?" "Senin burada kalman ve becerebildiin kadar hzl gelismen son derece nemli. Benim varlm dikkatini databilir ve biz bu tehlikeyi gze alamayz. Brak, acklamaya alaym Jon, ama ok ksa konumalym; dier ayrintlar iin -gerekleirse- gelecek bulumam?.! beklemek zorundasn." " Gerekleirse diye ne demek istedin?" diye szn kestim. "Ltfen Jon, bana gven. Zamanmzi elimizden geldiince en iyi biimde kullanmak zorundayz dediimde bana inan. Ben de seninle, senin benimle kalmak islediin kadar ok kalmak istiyorum, ama bu hi uygun deil. .Seni yine grp gremeyeceimi, grebileceksem zamann bilmiyorum. Zaman nakli ilemini ileride yine tekrarlayacaz, ancak baarl olup olmayacan bilmiyoruz. Bu yzden yine burada buluup bulumayacamz sana syleyebilmem mmkn deil." Acele ile ekledi: "Ancak benimle konuarak geirdiin sre uzadka, M.D. ile olan vaktinin ksaldn ok iyi biliyorum; bu da bundan sonraki nakil ileminin basari ile tamamlanma olasln azaltyor." "Bu konuda nasl hu kadar soukkanl olabilirsin?" dedim. "Ola ki, tekrar bir araya gelemeyebiliriz, bunu bile bile nasl sadece hoa kal der ve yryp gidersin?" "Biz her zaman birlikteyiz Jon. Ben senden hi uzak kalmadm. Benimle ilgili dlerin gerek, -salam bir gerek- hayal rn veya bir dilein dte yaanmas deil. nan bana Jon, ben her zaman seninle birlikteyim. Doru, senin dokunuunu, sesini, fiziksel dzeyde paylalan zevkleri zlyorum ama bunlar yaayacaz; bu yaam sresinde olmazsa baka bir yaam sresinde, herey kendi zamannda ve yerinde mkemmeldir. Bunu sevinle kabul et Jon ve dileine doru ilerlemenin keyfini kar." 20
Lea

"Ama hayr..." diye baladm. Beni susturmak iin parman dudana gtrd. ''Sen burada uykuya dalnca, 1976'dak bedenin uyanacak; umarm 2150'de yaadn her eyi hatrlar ve gerekliine, gvenilirliine inanrsn." "Ama Lea..." "Ltfen Jon! Sadece M.D.'ye sor" dedi aceleyle. ''Birbirimizi tekrar bu zamanda grme ansmz olsun istiyorsak, her dakikay hesaplamalyz." Sonra y/me hafife dokunurken o akl almaz gzleri benim gzlerimdeki sevgi, ac, haz, trajedi, kabulleni ve huzurla birleirken bir an duraksad.

Scak bir tonla, daha ok kendine syler gibi, "imdilik hoca kal" dedi ve beni M.D. ile yalnz brakt. Kendimi ona gvenmeye, inanmaya, syledii gibi davranm a y a zorlayarak sorular sormaya baladm. Ama her sorunun y a n i t i beni baka bir soru sormaya yneltiyordu. Giderek bu grkemli renme teknii ile bylenmeye balamtm. Yantlar ayn anda grerek ve duyarak alabilmek ok byk yarar salyordu; bu sistemi 1976'nn olaan aratrma ileml e r i ile kyasladm. stenen kaynaklar kitap raflarndan getiril si n diye beklemeyle geen uzun sreleri, ilgili kitaplarn o anda bakalar tarafndan incelendii veya olmalar gereken yerde bulunmadklar sylendiinde duyulan d krklklarn hatrladm. Ciltlerce akademik saman ynn kartrmak, bilgicce laf kalabalnda yzen ie yarar tanecii bulup karmak sonu gelmez saatler alrd. saat boyunca bylenmi gibi oturup, 2150 yl hakkndaki bilgileri neredeyse itim. Tm yaammda olmad kadar ok ve hzl reniyordum. M.D. bana, insann deneyimledii tm konular ieren, sinirsz denebilecek bir bilgi bankasna sahip olduklarn anlatt bunun nasl mmkn olduunu sorduumda, M.D. tek21 M.S.2150

nolojik sreci tanmlamaya balad; bunlar benim iin ylesine ileri ve karmakt ki kstl zamanm harcamamak iin yarda kestim. M.D. anlamam kolaylatrmak in kendi balangcnn 1970'lerde kullanlmak zere yaplm Bilgisayarla Eitim (B.E.) denen bir renme aygtna kadar dayandn anlatt. lgim artt. B.E.'yi duymu ama hi grmemitim. Bylece M.D.'nin yeterliliini, ok iyi bildiim bir konuda -kendim hakknda- sorular sorarak snamaya karar verdim. M.D. anlatmaya balad; "Sen 12 Eyll 1948'de Ben ve Jessica Lake'in tek ocuu olarak bu yaamna baladn. Baban kasaba doktoru, annen ise Dr.Lake ile evlenmeden nce ktphane memuruydu. Okuldaki ilk gnnde, sonradan en iyi arkadan olan Karl Johnson ile tantn. Sen ikinci snftayken annen ld, iki yl sonra da Karl'n babas lnce, orta okula balamadan nceki yaz Karl senin vey kardein oldu. Okul yllarnda Karl'n derslerine yardmc oluyordun, o da sen ban derde soktuka -ki buna eilimli grnyordun-seni skntdan kurtararak karlk veriyordu. rnein son snf mezuniyet balosunu hatrla. Futbol takmnn en deerli oyuncusu sfatyla bile -ki o yl sen seilmitin- hem Jan' hem de Valerie'yi kendi damn olarak ayn baloya gtremezdin ve sen her ikisine de sz vermitin. Yine Karl'n yardmyla kurtuldun." M.D. devam etti: "Baz eyler vard ki, Karl bile zm getiremezdi; rnein Valerie'nin hamilelii gibi. Babann sana svp sayd tek olayd o. Hamilelie son verme dncesinden holanmyordu ama hi kimsenin psikolojik ve parasal adan bir ocua bakacak duruma gelmeden onu dnyaya getirmeye hakk olmadna kuvvetle inanyordu. Cinsel konulardaki bu sorumluluk dersi, hem sana hem Valerie'ye hem de babana olduka pahalya mal oldu. Allahtan sen bu dersi iyi rendin. Bu ve aldn dier ar dersler, hem sana hem Karl'a niversite yllar boyunca yardm eden, olduka etkili bir yaam 22
Lea

felsefesi edinmene neden oldu. Hatrlarsan, Kari ok dik balyd, her eye kar koyard, 'pek ok anlamsz derse' veya 'Vietnam Sava denen muazzam lgnla' isyan edii gibi. Sen ona sakinletirici bir etkiyle, biri iin yanl olann, bir bakas iin tamamen doru olabileceini hatrlatrdn. Ve ancak renmeye hazr olann renebileceini sylerdin. Profesrlerin kendi psikolojik gereksinmelerinin ve snrl inanlarnn kurbanlar olduklar

yolundaki grn Karl'a hi uymazd. Ona gre kurban olanlar rencilerdi. Biriniz felsefe, dieriniz psikoloji eitimini tamamladktan sonra askere alndnz ve birka ay iinde Vietnam'a gittiniz. Orduda kaldnz sre boyunca, mfrezenizin parampara olduu son devriye gezisine kadar birlikte hizmet verdiniz. Karl senin sa bacan yitirmi baygn bedenini srtnda tayarak, millerce uzanan bir ormanda ona kalan tek gzyle dn yolunu arad. Karl senin kaybn iin kendi kayb iin duyduu kadar, belki de daha fazla ac duyuyordu. Oysa sen bunun karma'n olduunu, zc de olsa o hayattaki gelimen iin gerekli olduunu sezdin. Vietnam Sava'nn batan beri bir hata olduunu sen de hissettiin halde, o zaman, 'doru'nun znel olduu, insan neye inanyorsa kendisi iin onun doru olduu dncesini tasiyan bir felsefe benimsemitin. Bu felsefe sana, neye inanrlarsa inansnlar, herkesin dorusuna sayg duymay retti. Kimseyi, sana uymayan inanlarna gre davrand iin knayamyordun. Seni, bakasna zarar vermektense kendi bacan feda etmeye ynelten de ite bu felsefeydi. Karl ile birlikte ihtisas tezi iin srdrdnz, ocuklarda deer llerinin ve kendine saygnn gelimesiyle ilgili ylmann nedeni de yine bu felsefe oldu. Yine bu felsefe seni buraya, 2150 ylna getirmek iin zaman iinde yolculuu mm-

23
M.S.2150

kn klan ilk balantnn kurulmasn salad. Bu yntemle baka zamanlara da gidilebilir. Ama bundan sz etmek, uygulamaktan daha kolaydr Jon. Bilgi bankamzn doruluuna inandysan, nem tayan dier yaamlarm incelemeye geebiliriz; inanmadysan bu yaamnn zelliklerine daha ayrntl biimde girebiliriz -rnein-" "Bekle bir dakika!" diye kestim. "Tekrardou hakknda bir eyler okumutum ama 'nem tayan dier yaamlar' szyle ne demek istiyorsun?" "Evet, senin ann tekrardou kuram dye adlandrd ve zaman anlaynza gre 'gemi yaamlar' olarak nitelendirdiiniz kavrama yabanc olmadn biliyoruz. Ama artk 2150 ylnda bu bir kuram deil, gerein ta kendisi. Ancak sizin kuramnz zamanla ilgili ok snrl bir temel varsayma dayal. Dilersen, hatrlamak isteyecein 'gemi' yaamlarnn ou hakknda sana bilgi verebiliriz, yine de bu aratrmay nem tayan yaamlarnla snrl tutman neririz; yani imdiki yaamnda gsterdiin tepkilerle ilgili dersler aldn yaamlarnla. Akln kartrmak istemeyiz ama, btn bu yaamlar, geni bir adan bakldnda ayn anda yaanr." ncelikle renmek istediklerimi daha sonraya brakarak, 2150'deki zaman kavramn sordum. Ne var ki M.D.'nin metrik zaman sistemleri hakknda kukusuz mkemmel, ama bana ok karmak gelen ayrntl anlatm iyice aklm kartrd. Byle olunca, anlayabileceimi umduum yantlar alabilmek iin konuyu deitirdim. "u andaki yaamm, bu yetmiyormu gibi gemi yaamlarm, stelik seni doru anladysam gelecek yaamlarmdan bazlar hakknda bana nasl bilgi verebiliyorsun, anlayamyorum" diye aknlm dile getirdim. "Senin hakknda iki kaynaktan bilgi edindik" diye aklad M.D. "Birincisi senin kendi bilinaltn, ikincisi senin lm-

24 Lea

sz zihninin deneyimlemekte olduu, gemite deneyimledii ve ileride deneyimleyecei her eyin kaytl olduu evrensel zihin. Bu sistem bizim M.D. bilgi bankasnda kullanlan sistemin ok benzeri. Bilgilerin ou elimizde, ama hl baz bilgileri edinmek iin elektromolekler -senin telepatik diye dnebilecein- balantlar kurmaktayz." "yi de, benim lmsz zihnime nasl ulaabiliyorsunuz?" diye sordum "Oturduun iskemle, tm anlarnla olduu kadar, bedeninde atomalt paracklar dzeyinde bile var olan tm duygusal, zihinsel ve fiziksel bilgilerle elektromolekler bir balant kurmamz salyor. Yine de, ikiz ruhlarndan biri olan Lea' nn zihin yaps seninkiyle ayndr; ikinizle ilgili her ey hem senin hem onun zihnine kaydoluyor. Makro toplumda her yenin zihniyle byle telepatik balantmz var. Bu da o lde makrokozmosla balant kurmamz salyor." "Yeter" dedim, "yine aklm kartrdn. Ben her zaman herkesin sadece bir tek kiz ruhu olduunu dnrdm. Bu szn ettiin Makro toplum da ne? Ayrca bana makrokozmos hakknda daha fazla bilgi verebilir misin?" Azmdan dklenler sormak istediim yzlerce sorudan sadece birkayd. renmeye yle can atyordum ki, nce hangi soruyu soracam bilemiyordum. M.D. "Makrokozmosun temel kavramlarn anlatmakla balayalm" dedi. M.D.'nin daha sonraki saatlerde anlatt her eyi yazmaya kalkmayacam, ama bir iki nokta ok nemli ve bunlardan mutlaka sz etmek gerek. M.D. konuya yle girdi: "nsann ruhu, kusursuz biimde dengeli makrokozmosun ayrlmaz bir parasdr. Bu nedenle balangta, her insann ruhu kendi iinde kusursuz bir dengeyle erkek ve dii zelliklerini tayan pozitif ve negatif kutuplardan olumu bir ana ruhun parasyd. Sz konusu dengeye
25
M.S.2150

karn, her ana ruh, dk farkndalk dzeyine geii ve mikrokozmik anlayi deneyimlemek amacyla kendini, zihinsel olarak bu dnya gezegeninde belirli aralklarla insan biiminde cisimlenen ve erkek veya dii olarak ilev yapan. gya bireysel varlklara bld. Jon lake diye dndn varlk, ana ruhtan kaynaklanan dierleri gibi. hem btn bu varlklarla u anda, gemite ve gelecekte b i r olduunu, hem de makrokozmik kkenini geici olarak unuttu. Ama sen mikro-kozmik devrini tamamladndan ve tekrar makrokozmik farkndalig kazanmaya basladndan beri. senin ana ruhundan kaynaklanan varlklar -senin ikiz ruhlarn- birbirlerini bulmaya alyorlar." M.D.'nin verdii byleyici bilgileri kavramaya urarken, btn bunlarn gerek olduunu hissetmeye baladm, hu i ac bir duyguydu. Sanki sylenen szler iimde derinlerde bir yerde gizli baz anlara dokunuyorlar, onlarn yava yava bilince ykselmesine neden oluyorlard. "Ltfen devam et" dedim. "Nasl olduunu bilmiyorum ama, anlattklarn bana ok doru geliyor, oysa btn bunlar gereklen anladmdan bile {'inin deilim." "Hatrlyorsun" diye yantlad M.D. "Zamanla dier yaamlarndan blmler de hatrlamaya halayacaksn. Bunlar sk sk dlerinde gryorsun. Doduumdan beri, Lea seni ast rai alemde; (dzeyde) ziyaret ediyor; ama sen o zaman dlerinin nemini renmemi olduun iin bunlar hatrlamyorsun." "Yani"' diye kekeledim, "yani ou kere coku dolu uyanp da, hemen parmaklarmn ucunda grnen, ama b i r trl eriemediim bir eyi umut etmemin nedeni bu mu?"

"Evet'" diye yantlad M.D. "Bunlar Lea ile astral dzeyde kurduun balantlardan aklnda kalanlard. Lea sana gerekte bir okluunuzu anmsatmaya ve semi 2150 ylna getirmeye, alyordu." Dikkatle dinlediim haldi?, M.D.'nin .sesi giderek zayflamaya balad. 26
Lea

"Senin zaman yolculuun, yaamn sreklilii ile ilgili calismamzn en ileri projesi. Galaksimizdeki en gelimi zihinlerin ortaklaa abas ve senin iinde tomurcuklanmaya balayan makrokozmik birlik inancnn katksyla baarld; bu inancn oynad rol..."
27

BOLUM 2

Bu Bir D myd?
Canlandrc bir yryten henz dnmcesine enerji dolu, dipdiri uyandm. Byk yuvarlak alar saatim 7.41'i gsteriyordu. Nerelerdeydim? Neler dinlemitim? Bir kadn sesi eni dlerime geri gtryor gibiydi. Bir t,r yntem... veya bir ilem... Yarm kalm bir cmle.. Yast bama ekip grdm d srdrme isteiyle yine uyumay denedim. Sonra hl d gryormuum gibi bir duyguya kapldm Ama grmyordum! M.D."nin bam dndrecek lde arpc, yepyeni dnceleri aklayan yumuak sesini duyabiliyordum. Sonra u kz, Lea... Nasl da aydnlkt! "Aydnlk?" Bu sz de nereden kmt?" "Aydnlk." Ho bir duygu uyandran bu szck imdi yepyeni bir anlam kazanmt, dn akamki de kadar tamad bir anlam.. Lea aydnlkt. Oyun oynamyor, olmasn istediimi sand biimde davranmyordu; yapmac, beklentileri yoktu, kendini savunmaya gerek duymuyordu; sadece ok zeki, yetenekli, drst, ak szl, sevinle yaam deneyimini kazanan, kendine, bakalarna ve yaamn kendisine sayg duyan bir kadnd. Lea'nin gzellii Hollywood yldzlarnn yzeysel, kolayca silinip giden gzellii gibi deildi; sanki ondan derin, nere28
Bu Bir D myd?

deyse ruhsal bir z iiyordu. Apak fiziksel gzelliinin yansra. beni imdiye kadar hi hissetmediim lde bir btnl k duygusuna iten, ok ynl, prl prl, engin bir zihni vard. Yastma sarldm ve zerimde Lea'y scack duyumsad m ve bir kez daha kendi kendimle tartmaya giritim. plak bedenimi neden rtmeli? O durumda utanmamak iin. Niye utanr insan? Eer beden z benliimiz iin sadece bir giysiyse... ste yeni bir szck daha: "z Benlik." Bu szck de imdi yepyeni, daha karmak bir

anlam kazanmt. Grdm dsten, imdiye kadar devam ettiim tm derslerde rendiklerimden ok daha ilgi ekici bilgiler edinmitim. Neden? Bu soru zihnimi gelecein fantezi dnyasndan alp, yavan bulduum imdiki zamana getirdi. Akln yeni gne balad Fiziksel olarak -yoksa ruhsal olarak m?- varlmn derinliklerindeki z 2150'ye uzand ve orada kald. Yatakta oturup takma bacamn kaylarn balarken, eksikliimi kuvvetle hissettim. Karl sabah saat sekizde hazrlk siniflarna psikoloji dersi verdii iin evde deildi. Hazrladmz tez zerinde btn gn alabilmek amacyla hu dnem yardimci retmenlik yapmyordum ve bu yzden memnundum steim dorultusunda kullanabileceim zamanm vard, be n de gnlk ilerle urarken bu inanlmaz d uzun uzadiya gzden geirme frsat bulabildim. Sadece bir d myd? Belki 'sadece' yanl bir szckt. Bir ara grdm bir kitaplkta -ak kahverengi bir kitapk-i r i - kendi gereklerini ifade eden ok nemli dlerin olabilecei hakknda baz eyler yazlyd. Ad neydi? Belki tekrar bulabilirdim. Kck bir kitapkt hu. "Dlerinizin Bir ey... Yardmyla Yorumu" gibi veya benzer bir isim hatrlyordum. Kahvaltm bitirip, kk mutfa temizledim. Kafam karmakarkt. Bylesine akl almaz olaylarn bu kadar ak, can29
M.S.2150

l ve ayrntl bir biimde yaand bir d hi grmemitim. Ancak bu yky ciddiye almak saygn bir psikolog olmay unutmak demekti. Benim alanmda, zamanda yolculuk, astral bedenler, parapsikoloji veya dnya d varlklarla iliki kurmaktan sz eden biri, meslektalar tarafndan dlanrd. Yine de anmsayabildiklerimi yazmaya karar verdim ve bu garip deneyimi kaydederken sanki yeniden yaamaya baladm. M.D.'nin son anlattklarm -benm inanlarmla ilgili szlerini- zmeye alrken, kap ald. Karl, "Hey, benim karnm a!" diye bararak girdi ieri. Br yandan kabark siyah saclarndaki kar silkeliyor, bir yandan da krk taklidi paltosunu ve botlarn karyordu. Yazmaya yeni baladm sanyordum, oysa saat 13.30 olmutu bile. "Bu stndeki paltoyla Koca Ayaa benziyorsun" dedim. Karl kk bir adam deildi. Ben takmda yarrken Karl yolu aard, ben de rahata boluk bulur, koardm. Sanki bu i iin yaratlmt. "Koca Ayak gibi de yiyebilirim!" diye yantlad. "Haydi yemek yiyelim!" Sonra, "Ne yapyorsun?" diye ekledi. "Dn gece grdm dten kaynaklanan baz dnceleri not ediyorum." "Ne?" "Dn gece grdm dten kaynaklanan baz dnceleri not ettiimi syledim." "Ben de bunu sylediini dnmtm. Neden sz ediyorsun Allah akna?" Karl keskin, yeil gzn bana dikmi bakyordu. Bazen Karl'n gznn, ara sra ne srd gibi onu proKoca Ayak: (Bigfoot! Amerika ue Kanada'nn balta girmemi ormanlarnda yaad varsaylan Kar Adam.

30 Bu Bir D myd?

fe syonel futboldan uzak tutmak iin deil, ama gzn dikip baktg insanlar korumak iin kazaya uratldni dnrm. Yine de salam tek gz, hem yitirdiinin hem de daha birka gzn yerini tutacak kadar glyd! Baklarnda yldrc bir anlam ve sorusunda ince bir alayy sezdiim iin anlatmaya baladm; "Dn gece yaammm I L K gerek dn grdm." "Eminim slak bir dt." "Allah kahretsin, Karl! Ben ciddiyim!" "Ve ben alktan lmek zereyim. Ya beni bir dakika beklersin, ya da sylevini l bir dinleyiciye verirsin' Mutfakta kayboldu, ksa sre sonra sol elinde yarm litreli k bir ie havu suyu; sa elinde gereinden byk iki dilim ekmek arasina ereti yerletirilmi fndk ezmesi, reel, salam, pe ynir ve kvrck salatadan olumu sandvii ve gsyle kolu arasna bir kat peetenin iine sktrd yeni ykanm bir havula ortaya kt. Havuca baylyordu. "Tamam" dedi, "haydi anlat bakalm." i kauuk kpg dolu koltuu Karl'n 109 kiloluk arlna boyun emeden nce bir an korkuyla bzld. Odada bir aa bir yukar dolaarak, topu topu yedi saat evvel yaadm o inanlmaz zgrlk duygusunu anlattm. K a r l ' n keli yz konutuum srece kaytsz kald, ama szlerimi bitirir bitirmez byk bir srtmayla geniledi. "Eh" diye kkrdad. "Uyanmann seni niye bu kadar zdgn imdi anlayabiliyorum; sana imdiye kadar grlen en mkemmel d grdn iin baar belgesi vermem gerek!" Yavaa bam sallayarak, "Ama ben, Jon Lake olarak byle bir d retebileceimi sanmyorum" dedim. "Gerekten Karl... yani yeni szckler... bu ayrntlar... Deil dte grmek, ben bunlar hayal bile edemem." 'Tamam Jon. Belki 1976'daki sakat bir Jon Lake'in istekleri dorultusunda mkemmel dler reten 2150'deki Jon
31
M.S.2150

Lake'di. Sonuta dndeki kiz, Lea da bunu sylemiyor mu?" Hazr aklma gelmiken, d bilgisayarna sadece yz yetmi bilmem ka ylda 2150 gibi bir topya yaratmay nasl baarabildiklerini sormay dndn m? rnein rekabetin, uyumazlklarn, gvensizligin, dmanlklarn, nfus patlamasinin, evre kirliliinin, cehaletin ve olaanst bencilliin egemen olduu bir dnyadan ibirlii bilincinin, sevginin ve bilgeliin yaand bir dnyaya nasl gecilebildi? Bu soruyu sormay dndn m Jon? Bunun srrn renmek ho olurdu." Sonra, "Belki tezimizin konusunu deitirebiliriz; bir veya iki haftalk bir uykuya dal ve u senin M.D.'den tezi bizim iin yazmasn iste." diye; gld. "Ciddi ol Karl, ben bunlardan bazlarn sordum. M.D. mikro toplum diye adlandrd bizim toplumumuzun birbirleriyle ibirlii yapmay beceremeyen dnyadaki pek ok mikro toplumla birlikte yaklak 2000 ylnda yok olacan syledi:" "Bylece sorun zmlenmi oluyor" diye yorum getirdi Karl. "Alama, szlama yok, sadece bir patlama..." "Hayr, M.D. mikro toplumun yok oluunu hazrlayan etkenlerin uzun b i r srete yava yava olutuunu syledi. Birden olmam." Aklma gelen bir dnceyle irkildim. "Kahretsin! Olayn tam ortasndayz! M.D. Makro toplumun balangcnn 1970' tere dayandm syledi. imdi tam zaman Karl!" "Aman, ne kadar iyi." diye alay etti Karl. "Artk her an bekleyebiliriz. Peki,

btn bunlar nasl olacakm?" "Bilmiyorum Karl. Yumurta m tavuktan, tavuk mu yumurtadan kar bilmiyorum. Ama hangisi nce olursa olsun 2150'deki insan davranlar ile ilgili kuramlarla bizim 1976' daki kuramlar balayan zincirin bir halkas hat. boyunca bir yerlerde kopmu olmal ki, aramzda bylesine fark olumu. M.D. bizim, insann pek ok davran biiminin ocukluunun i l k birka ylndan kaynakland yolundaki kuramm 32
Bu Bir D myd?

za kar kt. Erken yalardaki beslenme yetersizliinin ya da saglksz zihinsel, duygusal veya bedensel etkenlerin byk zararlara neden olabilecei ve bunlarn, snrlayc inan sistemlerimizle de desteklenerek daha sonraki nemli gelimeleri etkileyebilecei grne katld. Ancak M.D.'ye gre, ocukluumuzda aldmz eitimin yanllna baladmz tm korku ve saplantlarmz deimez deil; kendilerini baka trl ifade edebilir, niteliklerini deitirebilir ve yeniden biimlenebilirler; gerekli olan sadece bu deiimi isteyen bir dnce sistemi kurmak ve bunu uygulamakta kararl olmak. Aldmz eitimin piyonlar olmaktan kurtulmak bizim elimizde. Bunun mmkn olduuna inandmz ve gerekli aba ve disiplini gstermeye istekli olduumuz srece, nasl karar verirsek, nasl olmay dilersek yle olmakta zgrz." Karl bir slk koyuverdi. " Bu olduka ar bir anlatm Jon, grdn d de yle ya..." rendiim tn yeni bilgileri bir kez daha gzden geirmenin verdii cokuyla, "Hepsi bu kadar deil. Karl" diye srdrdm konumam. "M.D. bize, 1970'lerin insanlarna 'mik adam' dedi. Yaam ve gerei bir mikroskobun snrl g-r alanyla grdmz, oysa bizim snrl gr alanmzn hemen tesinde bulunan birletirici, uyum salayc makrokoz- n i k gerekleri neredeyse tamamen gz ard ettiimizi syledi." "'Mkro adam, hiiim!" diye Karl yksek sesle dnd. "Ve bunlar... 'bar getiren gerekler' denebilecek bu gerekler hemen orackta, ama yine de eriilemeyecek kadar uzakta, yle mi?" Karl' "gelecein" felsefesi ile bu kadar ilgili grmekten pek honuttum. "Ben eriilemeyecek kadar uzakta olduu kansnda deilim, Karl" dedim. "Bu daha ok at gzl takmaya benziyor. Nasl atlara, grdklerinden rkmemeleri iin mein gzl k takp onlarn gr alanlarn daraltyorsak, kendimize de ayn eyi yapyoruz. At gzlklerimizi, alk olduklarmzn di33

M.S.2150 indaki her eye kar kendimizi kapayacak veya bunlari dlayacak bicimde dar tutuyoruz. Sonuta kendimizin, bakalarnn ve evrenle olan ilikimizin snrsz, ama aba gerektiren makrokozmik gereini grmek yerine, bu gerein son derece kstl, ama bize pek rahat gelen mikroskobik bir parasyla yetiniyoruz." "Senin bu tanmna gre Jon, mikro adam 1970'lerin ortalama idrakini ifade ediyor, senin ve benim gibi insanlarn.." "Sanrm yle." Karl devam etti: "Bu yaklam insann kendini yek dierinden ayr hissettii oranda zihinsel hastalklarn ortaya kt kuramn destekliyor. Bildiin gibi, at gzlkleri bizi dier insanlardan ayryor -gya bizi korktuumuz eylerden koruyor. Ha!" Karl vard bu sonutan memnun, ekledi: "Bylece kendimizi gerekte kendi zihnimizden koruyoruz! Anlat bana, "dlerin ulu bycs!' Gelecekte hangi din geerli?" "Anladm kadaryla Karl, bizim dndmz anlamda bir din sz konusu deil.

Biliyorsun, lkeyi? yaylm kiliseler, yoldan sapanlar parman sallayarak tehdit etmek veya zerlerine yldrmlar yadrmak zere her eyi gkyznden dikkatle gzleyen ve yarglayan bir tanrya tapinmaktalar." "Gelecekte din daha ok bir yaam biimi" diye anlatmay srdrdm. "Buna Makro felsefe diyorlar ve sanrm Lao-Tzu' nun Taoizminin, Siddhartha Gautama'nin Budizmi'nin ve Nasral sa'nn Hristiyanlk anlaynn ana izgilerini ieriyor." "Harika! Bizim gibi 'mikro adamlar'in asla anlayamadklar, gelmi gemi mistiklerin en bykleri... Peki kiileri, bu Makro felsefeyi kavrayacak lde byk birer mistik flozof haline getirecek eitimi nasl veriyorlar?" Karl'in sesinde hafif bir kuku vard. "Bu. Makro toplumun eritii dzeyi gsteriyor. Grdn gibi, Makro felsefenin temel metafiziksel nermesi u: Her ey mkemmel, makrokozmik, blnmez bir btndr. Eski 34
Bu Bir D myd?

idealist felsefenin dayand kavram da bu; her ey mkemmeld i r ve her eyin kayna zihin, tek bir evrensel zihindir. Ancak 2150'de -M.D.'ye gre- konu sadece zerinde konuulan bir kavram olmaktan km, toplumlarn bu anlaya gre dzenleyerek, Makro felsefeyi yaamlarna aktarmlar." Karl'n szm kesmesini geciktirmek iin elimi kaldrdm. "Belli ki Makro toplum, ancak nsanlar Makro felsefenin her eyin bir btn olduu' temel nermesini kabul ettikleri s rece var olabilir. Bylece, Makro toplum ocuklarn, sa'nn birbirinizi seviniz' buyruunun uygulamasn ieren Makro bak asna gre eitiyor." "sa akna! Jon, insan bir hayvandr! Hemen hemen tm davran biimlerini koullandrabilir, glendirebilir ve programlayabiliriz, ama insann doasnda bulunan hayvansal g-lusn deitireni eyiz. Hepsi kk salar'dan olumu yepyeni bir nesil ortaya karamayz!" "Bu doru Karl" dedim yattrc hir tonda. "Onlar da bu konuda seninle ayn fikirdeler. M.D., snrl bak as, snrl inanlar olan mikro adam neredeyse tmyle yok olmadan Makro toplumun var olamayacan zellikle vurgulad. Mikro adaml a r hayvan, nk kendisini bir hayvan olarak gryor. Bu, insan n kendi kendini mahkum ettii bir durum. Ne olduumuza inanrsak, o oluyoruz. nanlarmz, fiziksel bedenimizin dogumu ve lm arasndaki sreyle, kaltmsal ve evresel mirasmzn geliigzel getirdikleriyle yetinmemize neden oluyor. Oysa Makro adam kendini bir hayvan olarak grmyor. O. rettiimiz her dnceyle kendimizi srekli olarak yarattigmz anlyor. Her hcresinin, rettii her dnceye yant verdiini, bylece onu olduuna inand biime dntrdn biliyor. Makro adam koullarn kurban olmadn, kendi kaderinin, kendi gereinin yaratcs olduunu biliyor. Yaamnn sadece kendi gelimesi iin kendi setii deneyimleri ierdiini biliyor ve...."
35
M.S.2150

Karl eliyle yavalamam iaret, ederek, "Bekle bir dakika," diye szm kesti. "Makro adam kimdir, sorabilir miyim? 2150' deki adamla ayn adam mdr?" "Hayr, yle dnebileceimizi sanmyorum. Bir insan bakalarna zen gstermeye, yekdierinden kendisini ayran nyarg ve korku duvarlarn ykmaya baladnda duygusal ve ruhsal acdan Makro adam olmaya da balyor. Kendi kkeninin Makro benlik iinde -makrokozmosda- lmsz bir ruh olduunu hatrlayacak dzeyde hr farkndala eritiinde ise, zihinsel olarak Makro adam olmaya balyor. Sonra, mikrokozmik-Makrokozmik sre diye

adlandrdklar gei rasnda, larkn-dalktan unutkanla veya daha az farkndalk haline inerken pek ok yaam yaam olduunu idrak ediyor. Bylece simdi, gemite ve gelecekte var olan her -eyle her zaman makrokoz-mik birlik iinde olduunu giderek daha fazla idrak ettii evrimsel dnne balyor." "Allah akna Jon, neden bir ruh unutkanla giden yolu sesin? Yoksa seim hakk yok mu?" "Var'' dedim. "M.D. her ruhun zgrce seim hakk olduunu kesinlikle syledi, yine de senin birinci sorunu sorduumda birka yant aldm, ama ak sylemek gerekirse, aklm bu konuda hemen hemen seninki kadar kark." "Yantn biri suydu," diye devam ettim. "Karkndaln azalmas, sonra tekrar tekml yoluyla kazanlmas sreci iinde makrokozmosun kendisi deneyim kazanyor. (Kendisini dene-yinliyor.) Bu srece girilmesinin bir baka nedeni ise. sadece baz ruhlarn -hepsinin deil- korkudan titremeyi, kukuyu, kendini ayr hissetmeyi, atma heyecann ve tabii tm fiziksel zevk ve aclar dereyimlemek iin bu yolu kendilerinin semi olmalar." "Mkemmelliin ok skc olabileceini anlatan u eski zdeyiten n sz ediyorsun?" diye Kari araya girdi. "Belki" diye yantladm. "nsann, sevinci, dayanabilecei 36
Bu Bir D myd?

a c orannda kabul edebileceini biliyoruz, nk bunlardan birini reddetmek tekini de yok eder. Mikro Hristiyan'n huzur ve zevk dolu deimez cennet kavram gerekte cehennem olurdu. Makrokozmos btn ztlklarn mkemmel bir dengesi: tm aclarn ve sevinlerin nefretin ve sevginin, tm irkinliklerin ve gzelliklerin, korku ve atmalarla dinginlik ve barn birlikte bir btn olarak kabul. Baka bir anlatmla, heyecanda, zevkte, eitlilikte ve yaratclkta varlacak en st dzey -gerek cennet." Kari alayc bir tavrla, "Kimin iin cennet?" diye sordu. "Sanrm Makro'nun kendisi iin. Ancak Makro'nun kendisi olduumuzu fark edecek kadar gelitiimizde, imdi, gemite ve gelecekte var olan her eyin mkemmelliini kabul ve idrak edebiliriz." Karl'm keskin zeksnn var gcyle ilediini neredeyse gzmle izleyebiliyordum. "Yani sen Makro'nun kendisine gre her eyin mkemmel olduunu mu sylyorsun? Yoksulluk, hastalk, adaletsizlik, lm gihi eylerin, hatta bizim gibi bencil mikro adamlarn?" "Evet" diye bam salladm, "nk hepsi mkemmel bir biimde dengelenmi; bir pozitif ve bir negatif birbirlerini karslkli geersiz klyorlar. Yoksulluk, hastalk, adaletsizlik, lm gibi eyler sadece mikro dzeylerde var -Makro farkndalk dzeyinde bunlar asla yok. Mistikler, her eyin aldatc bir g-nnt (illzyon) veya maya olduunu sylediklerinde, anlatmak istedikleri buydu." "Ama bu bizler, mikro varlklar iin kahrolas gerek bir illzyon!" diye Karl serte karlk verdi. "Elbette" diye yantladm. "Amac elendirmek olan bir yazar tarafndan yazlm rolleri oynayan aktr ve aktrisleri izleyen biri, salt izleyici olduunu unutmad srece bu oyundan holanabilir, verdii heyecan hissedebilir mi?" "O halde sen Shakespeare ile ayn fikirdesin" diye araya
M.S.2150

37

girdi Karl. "Tm dnya bir sahne ve erkeklerle kadnlar yaamlar boyunca eitli rolleri oynayan oyuncular. yle mi?" "Evet, ayn fikirdeyim" dedim. "Bir aktrn ne kadar iyi olduu, kendini o anda yapt

role ne kadar kaptrdna baldr. Ayn ey mikro adam iin de geerli. Geici olarak oynad role gerek benliini yitirecek kadar dalm ve o rol seenin sadece kendisi olduunu unutmutur! Geni adan bakldnda ortada herhangi bir adaletsizliin sz konusu olmamasnn nedeni bu; nk her ruh oynad her rol kendisi semitir." "Sonunda herkesin bu uykudan uyanp, gerekte Tanr'yla ya da senin dediin gibi makrokozmos veya Makro'nun kendisiyle bir olduunu idrak edeceine inanyor musun Jon?" "Eh, elimizdeki ilk tarihi kaytlardan tu yana, btn mistikler hep byle sylyorlar." "'Ve sen bu tr hr felsefeye gerekten inanyor musun?'' diye sordu Kari. Baklar endieli ve zgnd. "Gereki olalm Jon! Tekrardoua, astral bedenlere ve zaman iinde yolculua inanyorsan, nasl toplum psikologu olacaksn? Profesrlerimiz b lgnca dnceleri hi kukusuz onaylamayacaklardr." "Tamam, bu sorulan yantlayacam," derken yine oday admlamakta olduumu fark ettim. "Birincisi, Makro felsefenin temel kavramlar benim iin yeni deil, bu kavramlar her zaman ilgimi ekti. Yaama uygulanabileceini sanmadm mikro felsefeler bana hep ters geldi. u anda, Makro felsefenin imdiye kadar duyduum en gereki felsefe olabileceini, eninde Konumla yaama uygulanabileceini dnyorum. Psikolog olmaya gelince insann kaltmsal ve evresel etkilerle tamamen kstlanm, ok gelimi simgelerle dnen bir hayvan olduuyla ilgili mikro bak asnn geerliliini ka-hul etmiyor deilim. Ama mikro hoyutlar da ieren, ancak bu boyutlara ruh, karma, tekrardou kavramlarn ve her eyi 38
Bu Bir D myd?

b l n m e z tek bir evrensel zihin olarak gren en geni makrokozmik bak asn ekleyen bir Makro boyutu da reddedemem. Profesrlerime ve davran uzman arkadalarma gelince, -Makro felsefeye inanan birini gerek bir bilim adam saymayacaklarn kabul ediyorum. Byle olunca, bu kavramlar dikkate aldm anlarlarsa, onlara gre psikolog olamam, ancak s a n r i ve gerei birbirinden ayramayan mistik bir kak olurum." "Ama" dedi Karl, ''tekrardou ve Makro felsefe gibi dsncelerle uratn kimseye sylemek zorunda deilsin. Neredeyse aralksz yldr kitaplarla bouuyorsun ve hi tatil yapmadn. Bu kadar ykten ka anlamna gelebilecek bir d grmende alacak bir ey yok." " O halde sen grdm dn ar almadan kaynaklana n zihinsel yorgunluun bir paras olduunu dnyorsun . enemi kapar da delice fikirlerimden kimseye sz etmezsem, bana psikoterapi uygulayacaksn, yle mi?" Karl, "imdi Jon, kendini benim yerime koy," (ye savunmaya geti. "Sana geldiimi ve bugn bana anlattn her eyi benim sana anlattm, stelik bunlarn bir gece evvel grdgm dten kaynaklandn da kabul ettiimi dn. Drst ol jon. Nasl tepki gsterirdin:" Karl' benim anlattklarm anlatrken dnnce glmekte n kendimi alamadm. "Tamam Karl" dedim, "hakl olduunu kantladn. Sen bana ayn yk ile gelseydin, sana birka tahtas eksik bir kak olduunu sylerdim. Ama sen her zaman dik bal bir gereki oldun, ben de filozof. Ayrca dler beni eskiden beri byler, sense seninkileri hatrlama zahmetine bile katlanmazsn."

"yleyse" dedi Karl, "sen davranlarni hep byle lgn dlere gre ayarlayan biri olduunu sylyorsun. Jon, doktoran tamamlamaya buna benzer eyleri gze alamayacak kadar yaknsn. Hangi konudan sz edersen et, seni memnuni39 M.S. 2150 yelle dinlerim, ama bunlar bir bakasyla konuma, tamam m?" "Olur" dedim, "belki sen haklsn. Belki btn bunlar sadece lgn bir dt. Gece uyuduumda bu varsaymn doru olup olmadn anlayacam." Karl inanla. "te bu mantkl" dedi. "Bak, gitmek zorundaym. rencilerimden biriyle buluacam, akam iin de Cindy'ye sz verdim. Eer eve dndmde uyumu olursan seni uyandrmam." "Ne yaparsan yap, beni uyandrma! Ne olacan grmek iin bu akam erken yatacam." "Aklma gelmiken" diye devam ettim, "dmle lgili ayrntlarn ounu not ettim. Makro toplumun rgtsel yapsnn seni ilgilendirebileceini dndm. Hepsi alma masamn stndeki not defterimde yazl. ok ge gelmezsen, gz gezdirebilirsin." "Okurum" dedi Karl, sonra da brosuna gitmek zere yola kt. Darda uuan karn kar koyamadm bir ekicilii vard. Kardan nefret ederim ve onu severim. yice sarndm ve niversitenin ktphanesine kadar sren bir yrye ktm. Yorgunluktan ka anlamndaki bir dten daha ok grdklerimi gerekten yaadm umudunu destekleyecek kitaplar arayarak ktphanede birka saat geirdim. Bulamadm. Lea'y, sadece dte bile olsa yeniden grmek iin duyduum, neredeyse sknt verecek kadar kuvvetli istee kar koyamayarak dokuz buua doru yattm. Uyumay beklerken kendimi, d bilgisayarmn Makro toplumun yaps ve deiik metrik zaman sistemi* hakknda verdii ayrntlar dnerek oyaladm. *M.D. 'den Seilmi Bilgiler blmne bakn.
40
Bu Bir D myd?

Ne kadar dnrsem, Karl'n hakl olabilecei konusundaki endiem o kadar artyordu. nsanlarn, yaadklar gerei kaldramaz hale geldiklerinde, kendilerine; dsel bir dnya yarattiklarn okumutum. Belki de gerekten bir tatile kmalydm. Ne tarafma yatarsam yataym, bir trl uyuyamyordum. Gece yarsna doru Karl ve Cindy sessizce ieri szldler Duvara dndm, onlar rahatsz etmemek iin uyuyormu gibi yaptm. Ksa sre sonra uykuya daldm ama Cindy'nin bastrmaya calt glyle uyandm. "Allah kahretsin!" diye dndm. yastg bama ekerken Karl'n ksk sesle, "Sessiz ol tatlm" dedigini duydum. Odann br tarafndaki yataktan gelen gcrtya aldrmamak ok zordu, ama becerdim ve bir kez daha uykunun derinliklerine daldm. Birden yatamn iinde korkuyla dimdik oturdum. Cindy Keskin bir lk salvermiti. Orada anadan doma plaktlar. Karl Cindy'nin bacaklarn i n hassas i ksmlarn hafif hafif sryordu, benimle ayn odada, orackta. "Allah kahretsin Karl!" diye kfrettim. "Senin aka saygn yok mu?" En az benim kadar korkmu, bakt. Ancak Cindy battaniy e y i zerine ekerken, Karl'n yzndeki aknlk, yerini, durumu elenceli bulan bir ifadeye brakmt. Cindy'yi. battaniyeyi ve her eyi toparlamaya alarak akac bir tavrla, "Takma

kafana" dedi, "eleniyoruz, kilisede degiliz!" Cindy'nin zr szcklerini iimdeki atmann sesi bast r d . Gelikin ben'im "Karl hakl, biliyorsun" diyordu. "Sevdigin biriyle ak yaptnda hazz ve neeyi paylarsn. Bu yararldr, salkldr, iyidir."
41

M.S.2150

Sonra yarglamaya alk gelimemi ben'im gelip gelimi benime kar kyordu: "Evlenmeyi hi dnmedii biriyle! burada rlplak bulunmasnn Karl'a bir yarar yok veya Karl'n nnde, -hayr bizim yatak odamzda- byle soyunmasnn Cindy'ye. Ne biim bir kz bu?" Gelimi ben'im "Ooo, brak Jon" diyordu. "O stn biri; zeki. dnceli ve neeli. Bunu biliyorsun. Holanma ve paylama duygusunun hyle mkemmel bir doallkla birlikte yaanmasnda yanl olan bir ey yok. Gerekte dndn kadar anlayl olsaydn, onlar yaplamazdn, unlarn adna sadece mutlu olurdun." "Onlarn adna mutlu olmak, yle mi! Ben byle bir eyi asla yapmazdm," diye sryordu iimdeki tartma. "Yapmaz miydin ha?" Belki Karl'in yasaklari deliini, kendini ifade etmekteki zgrln biraz kskanyorsun." Onlar daha sessiz olana veya ben uyuyakalana kadar, ya da hem onlar seslerini ksana hem de ben uykuya dalana kadar kendimle atmam byle srp gitti, Her neyse, Perembe .sabah alk olduum saatte uyandmda aklmda kalm ufack bir d krnts bile yoktu. NewYork'ta Ocak ay berbat souk geer; bu yl da dier yllardan farkl deildi. O garip d grdmden bu yana on bir karl ve amurlu gn yaamtk; arada birka d grmtm ama hibiri 2150 yl ile ilgili dm andrmyordu bile. Bu durum Karl'm "skntlardan ka anlamndaki dler" tezini destekliyor muydu, yoksa rtyor muydu? Kari balangta endieliydi ve lk birka gn evde benimle allmtan biraz daha fazla kald. Gecelerim hyle garip yantlar retemez hale gelince. Karl'n grdm dn gerekte tedavi edici bir ka yntemi olduu sonucuna vardn anladm. te yandan ben btn bunlar aklmdan karmakta zor42
Bu Bir D myd?

....laniyordum. Gnlk allm ilerimle uratm halde rahat degildim. Bir param

bu olaand deneyimden kopamyor, ona dnmek isteiyle yanp tutuuyordu. Dler ve d grme konusunda kk bir aratrma yapmaya karar verdim. Keskin soua kar iyice sarnarak kitapciya yollandm. Orada da dosdoru dlerle ilgili kitaplarn buunduu blme yneldim. Raflar incelerken gzlerim tek br szce takld: Makro! Gzlerim yerinden urayacak gibiydi! te oradayd. Daha n c e grdm ince kahverengi kitapk. Adndaki hatrlayamadiim szck Mukro`ydu. "nanlmaz!" diye dndm. "Dlerinizi Makro Bak Asndan Yorumlayn." Kitab abucak satn aldm ve akam saatlerini yazlanlari okuyarak ve hatrladm dlere uygulayarak geirdim. On buukta, 2150 ylnn ve Lea'nin gerekten var olduklarina inanarak yatmaya gittim.

Belki de o gerek bizim gercegimize paralel bir gerekti veya buna benzer bir ey. 'Tam anlayamamtm, ama yine de bu gerein evrenimizin -bizim Makro evrenimizin- bir yerinde var olduundan imdi kukum yoktu

43

BOLUM 3 Car ol

Uyandmda 2150 ylndaki ktphaneme geri dnm olduumu sevinle grdm, -yoksa ileri gitmi olduumu mu grdm demeliydim? Merkez Danma'nn o tatl kadn sesi kulama doldu. Uykuya dalmadan evvelki son sorumu yantlamakla olduunu fark ettim. 1976'da on bir gn gecirmi olmama ramen, 2150 ylna gre ayrldmdan bu yana sadece birka saniye gemiti. M.D. bana ne olduunu biliyor muydu? "zr dilerim" diye kestim. "Ne kadar uyuduumu ve bana ne olduunu anlatabilir misin?" " saniye nce uykuya daldn" diye yantlad. M.D. 2150' nin metrik zaman lsne gre aa yukar on saniye. Yine de bu saniye iinde 1976'da yaklak on bir gn geirdin." Aklm karm ve biraz da tedirgin, sordum: "Bunu nasl biliyorsun?" "Koltuun," diye yantladi M.D., "sendeki nemli fizyolojik deiimleri kontrol ediyor. Lea 7-927 ve dierleri de bu bilgisayar senin zaman yolculuunla ilgili hesaplamalar yapmakta kullanyorlar. "Neden 7-927?" diye sordum. "nk Delta 927'de domu.. Lea ad verilen yedinci bebekti." yice artan bir ilgiyle, "Adlar neye gre seiyorsunuz?" diye sordum. 44
Carol

"Makro toplumda ruhlarn belirgin zelliklerine veya titresimlerine uyan otuz bin ad var. Bir ruh burada yeniden fiz i k s e l beden edindiinde, titreimi belirlenir ve bu titreime en uygun ad seilir." Biraz dndkten sonra sordum: Syleyebilir misin, Jon a d i benim titreimime ne kadar uyuyor?" "Gerekten ok uygun" dedi M.D. "Ama bu bir rastlant d e gi l, nk annen uygun ad semekte yetenekliydi. Olduka geliskindi. yle olanlara 1976'da medyum diyorsunuz." Annem ben kkken ld iin onu pek iyi hatrlayamyordum. Ne sahip olduu duyular asndan ne de baka konularda. Lea -aklmda kaldndan ok daha gzel- birdenbire ieri girdiinde, M.D.'ye annem hakknda bu kadar bilgiyi nasl rendiini sormaya hazrlanyordum. Lea daha azn bile aam a da n, szckler dudaklarmdan dkld: "Neden geri gelemedim? Seni zledim." "Her uyuduunda denedik Jon. Birinci gece Karl'a duydugun fke nakil (aktarm) ilemini engelledi. Sonra da bu aksam a kadar yaadklarnn gerek olduuna inancn nakli salamaya yetecek lde gl deildi."

"Pekl, nasl 1976'da on bir gn geirip, buraya ayrldktan, SADECE saniye sonra geri dnebildim?" "Gerekte bir yerden bir yere gitmedin Jon. ki yerde de varli gi ni srdryordun. Ama ayn anda yaanan, yine de herkese gre deiken bir zaman kavramnn senin bugnk idrakinin tesinde olduu nu sanyorum." "Zamandan sz etmiken, ka yandasn Lea?" "Hmm" dedi, "en azndan Merkez Danma'ya sormay unuttuun bir soru. Yantlamadan nce sen syle, ka yanda olduumu dnyorsun?" "Eh" dedim, "emin deilim ama on sekizle yirmi be aras , yirmibirin stnde olduunu umuyorum."
45 M.S.2150

"Umudun gerekleecek, hem de biraz daha fazlas." Sonra afacan bir ocuk glsyle bilgisayara "Ltfen bize ka yanda olduumu syle" dedi. M.D. hemen yantlad: "Jor'un kavrayabilecei anlamdaki zamana gre Lea 7-927 hafta gn sonra krk yln dolduracak." "O halde 2110 ylnda dodun!" diye haykrdm kukuyla. Lea'nn yaklak krk yanda olduuna inanamyordum. Veya Makro toplumda sylendii birimde -onlar yaadklar yllardan: bizim okul yllarmzdan sz ettiimiz gibi sz ediyorlard- neredeyse krk yln dolduracakt. "Bu doru" diye yantlad Lea. "Fiziksel yalanmay dur-: durmay rendik. Makro toplumda yal grnml sadece bir-j ka kiiyle karlaacaksn. Onlar da 2000 ylndan nce domular." "Dur bir dakika" diye kestim, "Sen burada yz elli yann zerinde insanlar bulunduunu mu sylemek istiyorsun?" "Evet. Kuramsal olarak onuncu bilin dzeyine ulaan her kes istedii kadar yl fiziksel bedende geirebilir. drak ne kadar ykselirse, fiziksel beden de o kadar kolay denetim altna alnabilir. Mikro adamn aksine, bizim st dzeydeki Makro varlklarmz dilediklerinde fiziksel, dilediklerinde astral bedenlerini kullanabilirler. Sadece fiziksel dzeyde almalar gereken ders varsa, bu dersi renene kadar fiziksel bedende kalrlar. Amacmz kendimizi snrl, dk titreimli fiziksel varlmzdan tamamen zgrletirmektir." "Ama fiziksel bedenim haz verici. Bana acdan ok zevk verecek kadar gen kald srece onu brakmak stemem" diye yakndm. "Doal olarak kimse istemez" dedi Lea. "Fiziksel bedenlerimizde bulunmamzn en nemli nedeni bu, onu istiyoruz Ama btn ocuklar gibi sonuta byyoruz. ocuka davranslarmzdan usanyor ve bize daha fazla doyum salayacak 46 Carol yeni deneyimler aryoruz. Bylece btn ruhlar kanlmaz olarak daha st idraklere doru geliiyorlar." "Ama ben..," "Biliyorum" diye kesti Lea. "Henz buna hazr deilsin. yinede Alfa rencilerimizden biri olmay denemeye hazrsn. Gel kalacan Gama binasna gidelim, sorularn yolda yantl a r m." El ele gln evresinde yrrken bir sre hi konumad m . Lea sessizliime sayg gsterdi. M.D.'nin Makro'nun toplumsal yaps hakknda anlattklarn dnyordum. "Eer herkes yaamnn ilk otuz yln renci olarak Alfa, Beta ve Gama'da geirmek zorunda kalyorsa, bu toplum c o k sk denetim altnda ve olaanst plnl olmal" dedim. 1970'li yllarn sorunlarndan biri sanayi toplumlarnda genlerin ounun renimlerinin gereinden uzun srmesi, bylece toplumun retken olmayan yeleri durumunda kalmalar." "Evet bu doru. Ama bizim rencilerimiz nasl doyurucu ve retken bir biimde yaanacan renirler. Gnlk yalmlarnda kullanmayacaklar iin unutacaklar ilgisiz konu ve

olaylar ezberleyerek zamanlarn harcamazlar. rnein tarihi ve corafi ayrntlar ezberlemek ve sizin toplumunuzda ok n e m verilen yabana dil, cebir, geometri gibi ou insann hi kullanmad konulari renmek zorunda kalmazlar." "Varlmz srdrebilmek iin" diye devam etti Lea, "mikro adamn nemsiz ve blc uralarn yaammzdan karip atmak gerektiini rendik. Mikro aile, ekonomik snf, d i n , ulusallk, kltrel ve rksal blnmeler gibi." ' te szn ettiim kat denetim bu" dedim. "zgrlk yok!" "Kendini bakalarndan ayr ve stn hissetmenin zgrlgndenmi sz ediyorsun? Bencil olma ve kendi mutluluuna bakalarninkinden daha fazla nem verme, rekabet, sava, baskalarn yok etme, ari tketimle kirlilik yaratma, ar re-

47 M.S.2150

me ve ibirliini reddetme zgrlklerinden mi?" Bir iki saniye beni dikkatle szd, sonra devam etti; "Gryorsun Jon, bu gezegende bu bedenlerde var olmak isteyen biri ibirliini renmek zorunda, bu da mikro zgrlklerinden vazgemesi anlamna gelir. Toplumumuzu ar denetim altnda, ar sistematik hale getirilmi buluyorsun, biliyorum, ama bir sre burada yaa ve Makro toplumumuzun senin mikro toplumunun, asla gvence veremeyecei konulardaki zgrlkleri salayp salamadn gr. Korkulardan, hastalklardan, alktan ve yalnzlktan, sinir bozucu gerilimlerden ve kendi kendinden nefret duygusundan zgrlemek gibi." "Eer Makro toplum btn bunlar salay ab iliyorsa, elbette bu sistemin nasl altn grmek isterim!'1 Gne klaryla dolu bir gnn tm gzellikleriyle kuatlmtk... Prl prl mavi bir gl, serin ve hafif bir rzgr, aalarn glgeledii sevimli bir park.. "Bu cenneti korumak iin gerekli ileri kini yapyor?" diye sordum. "Senin robotlar diye adi andra bilecein hizmet mekanizmas btn can skc, tekdze ilerimizi yapar. Yine de bitki lerin bymesine yardm etmek pek ok insana keyif veriyor. Houmuza giden ileri yaparz, bu yzden aramzdan bazlarn bahede alrken grebilirdin." ilk byk binaya yaklatmzda, Lea burasnn benim kalacam Gama renci yurdu olduunu syledi, '"Seni Alfa einle tantrdktan sonra kendi iimin bana dnmeliyim" dedi. "2150 hakknda bilgi edineceksin, sonra burada kalmak iin aba gsterip gstermemeye karar verebilirsin." "Dur bir dakika" eledim. "Benim gerekten bir Alfa'da yaayacam ve baka bir kzla ayn yatak odasn paylaacam m sylemek istiyorsun?" "Tabii Jon, Makro toplumumuzdaki yaam reneceksen, o yaam deneyimlemelisin." 48
Carol

"Evet ama, ben seninle yaayacam dnmtm" diye kar ktm. "En azndan yedinci bilin dzeyine erimeden ve onuncu renim basaman tamamlamadan benimle yaayamazsn." "Tanrm!" diye haykrdm. "Bu yllar srer Lea!" Lea gld ve "Carol'la, Alfa einle tanana kadar bekle, dedi, "birka yl sreyle onunla ayn yata paylama dncesinin yaknda hounu gideceine eminim."

"Ama... ama" diye fkeyle kekeledim. "Ciddi olamazsn. Ben seni seviyorum. Baka bir kadnla yatmak istemiyorum." "Sevgiyi," dedi Lea, "belirleyen ey, kiinin bilin dzeyidir Mikro bilin dzeyinde ak kskan bir sahiplenme duygusuyl a kendini gsteren kuku ve kuruntu dolu bir bamllktir " Oo, mkemmel!" diye homurdandm. "Serbest ak yada her nne gelenle sevimeyi savunmak iin kullanlan u klasik bahane!" "Senin mikro toplumunda kabul edilenin tersine, 2150'de ci n s el l i k irkin bir szck deil. Basit bir orgazm duygusundan ok daha fazlasn paylatmz fark edeceksin. Ve biz bir bakasn asla bir seks arac olarak kullanmayz. Ltfen Jon, ahlki deerlerimizin yozlam olduuna karar vermeden nce bizi tan. Bir aratrma yapar gibi bize tarafsiz ve nyargsz bir gzle bak. imdi Alfa einle tanmaya hazr msn?" Yaptmz konuma yznden zihnm o kadar doluydu k i , binaya girdiimizi, birka ocuun nnden geip abucak y e d i n c i kata ktmz ve camla kapatlm uzun br koridor boyunca yrdmz hayal meyal fark ettim. Koridor hem g n e s hem de tavann her tarafndan yaylyormu gibi grnen br k sistemiyle aydnlatlyordu. tarafa dnen baska bir koridora sapp, byk mavi bir kapnn nnde durduk. Getiimiz dier btn girilerin de ayn elik mavisi renM.S.2150

ginde olduklarn anmsadm, oysa duvarlar gze bo gelen bir yeildi. Yedinci katta olduumuzu, bu katn Beta'nm yedinci renim basamandaki rencilerine ayrldni, yeilin de yedinci bilin dzeyini ifade eden renk olduunu hatrladm. Lea'nn Alfa eimle karlamaya hazr olup olmadm konusundaki sorusunu yantlamay geciktirmek amacyla, ona mavi kaplari sordum. "Mavi sekizinci bilin dzeyinin rengidir" diye aklad Lea. "Ve yedinci bilinc, dzeyi sekizinci dzeye alan kap olduu iin, yedinci renim basamana ayrlan blmlerde kullanlan kaplar mavi. Tabii renim basamandakiler henz, renci, bulunduklar basamak farkndalik dzeylerini ifade etmiyor, ama rengini paylayorlar." "Bu renklerin kendilerinin zel bir anlamlar var m?" Lea insanda d krkl yaralan afacanvari glyle "Carol btn bunlar sana seve seve anlatr" dedi. nmzdeki kap birden kayarak alnca korktum. aknlm hisseden Lea dikkatimi kapnn yanndaki dmeye ekti. "oumuz elektrii devreye sokmak iin psikokinetik (PK) Makro gcmz kullanrz. Sen PK'ni gelitirene kadar dmeye basmak zorundasn." sa'nn sylediklerini dnmek istiyordum, ama nmzde uzanan allmn dndaki oda btn dikkatimi datt. eri girdik. Ortak kullanlan bu Alfa salonu dokuz metre eninde, yirmi alt metre boyunda ve hal kaplyd. Duvarlara yaplm boyutlu resimler ok etkileyiciydi. Ak hava manzaralar yle gereki resmedilmilerdi ki pencereden bakyormuum gibi bir duyguya kapldm. Odada eya bulunmamas da bu duyguyu glendiriyordu. Sanki ierisi darsnn bir devamyd. Bu dev boyutlu salonun sadece bir kesine on geni oturma birimi, halka olu50
Carol

tura ca k biimde yerletirilmiti. Pek iskemleye benzemiyorlardi ama, ayn amala kullanldklar belliydi. Drt buuk metre yksekliindeki tavan gizli bir k kaynayla aydiniatlyordu, gne na bu kadar benzeyen baka hibir k grmemistim! Odann bo olmas bana

yedinci kata geldiimizden beri hi kimseyle karlamadmz hatrlatt. ''Herkes nerede?'' diye sordum "yle gzel gn ki" diye yantlad Lea. "Hemen herkes dsarida. Biz renmek iin snflara kapanmyoruz, siz yle yapiyorsunuz." O srada odann ucundaki bir kap ald ve gen bir kz i c e r i doru kotu. Bu Carol'du. zerinde o tek tip tuniklerden v a r d ; Lea ve ben oraba benzer botlar giymitik, ama Carol' un ayaklar plakt. Sa elini Lea'nn yzne koydu, Lea da ayn eyi yapt ve birbirlerinin gzlerinin iine o kadar uzun sre baktlar ki, kon ben olduum iin artan bir utanma duygusuna kapldm. carol sonra hibir ey sylemeden benim yzme dokundu ve glmseme dolu, ama sessiz bakma balad. O muhteem gzlerinde boguluyormusum gibi bir duyguya kapldm, bu simdiye kadar grdm en sevimli yzd. Bedeninin dev bir rmermerden yontulmu hissini veren gzelliini grebilmek iin gzlerimi gzlerinden zorla ayrdm. Carol benim kadar uzun ve ben 1.78m. boyundaydm!
Psikokinez: Zihnin dorudan maddeyi etkileme gc.

51

BLM 4

Alfa Eleri
Birden Lea'nin gitmi olduunu fark etlim, Carol'la yalnz kalmtm. Neden byle sinirli ve gergindim? Lea ile birlikteyken kendimi byle hissetmiyordum. Niye Carol'um yannda ilk bulumasn yaayan saf bir delikanl gihiydim? Aniden Carol'un telepati yeteneiyle zihnimi okuyabileceini hatrladm. Yzmn kzardn hissettim. Utanmam gerektirecek eyleri aklma getirmemek iin gsterdiim umutsuzca aba. zerine ok uyan pembe tuniinin gizleyemedii o muhteem bedenini daha fazla dnmeme neden oluyordu. "Anlamaya balyorsun" dedi Carol. "Bir eyi dnmemeye almakla o eyi dnmekten kurtulmak mmkn deil. Gerekte bedenimi dnmekten ne kadar kanrsan, onu o kadar ok dnrsn." "Ah... zr dilerim" dedim bouk bir sesle, ''inan ki zr dilemene gerek yok. Bedenlerimizi gzel bulmaman zc olurdu!" Carol bunlar sylerken tuniinin stn ekti ve giysisi yere kayarak onu tm gzelligiyle rlplak brakt. "Carol!" derken soluum kesiliyordu. "Ltfen Jon, bedenime bak" dedi, sanki baka bir eye bakabilirmiim gibi! "Bunun senin in zor ve utandrc olduunu biliyorum. Baak burcundan -Zodyak'm bakir burcundan olman da iin52

Alfa esleri deki, seksi gnah sayan 20. yzyla zg duyguyu krklyor; eger 22. yzyln Alfas'nda rahat yaamak isliyorsan, bu duygunun imdi aresine bakmalyz. Greceksin, birlikte banyo yapmak baak burcundan biri in iyi bir balang olacak." Tehlikesiz bulduum bu konuya utangalm azalr umuduyla balklama daldm: "O halde sen astrolojiye inanyorsun, yle mi?" "Sadece etkisine Jon, yoksa yaamlarmz belirlediine inanmyorum. imdi banyoya!" Elimi tuttu ve o ana kadar grdm en geni yatak odasna girdik. Oda yaklak seksen metrekare byklndeydi. bir ksede otuz santim yksekliinde, eni ve boyu ikier buuk metre olan kocaman bir ilte, kar kede metre eninde, drt metre boyunda gmme bir havuz bulunuyordu. Ortaya, kenarlar seksen be santim olan bir video ekrann grecek bicimde birka yumuak yastk yerletirilmiti. Carol beni gmme havuza gtrd, elimi brakarak s suya dald. Gelimi servenci benim ksa srede stn geldi ve abucak tuniimi karp Carol'un ardndan havuza girmemi salad . Su scak ve berrakt. Zemin havuzun br ucuna doru t a t l bir meyille derinleiyordu. Hemen o yana gittim; derinl i k yaklak 2.25 metreydi. Grne gre Carol PK gcn kullanyordu, nk saydam bir plastik blme duvardan kar a k havuz biimindeki banyomuzun evresini tamamen sard. bana dnerek "te" dedi, "artk iimizden geldii gibi davranabiliriz. Gel, birbirimizi ykayalm!" Carol bunlar sylerken beni tekrar PK gcyle artt. Altimizdaki zemin yava yava ykselmeye balad. Su zar zor dizlerimizi rter hale gelince durdu. Kendimi ok plak hissettim. Bir duvar panosu ald ve ortaya ieri ekilebilen iki hortum ckt. Birinden parldayan kaygan kpkler, dierinden duru su geliyordu. Carol havuzun s tarafndan kan bir ilteye
53

M.S.2150 uzanmam istedi. Sonra bir eliyle stme kpk pskrtrken dier eliyle beni yavaa sabunlamaya halad. Byk bir zenle bedenimin her noktasn kpkle kaplad. Bir kez daha cinsellii dnmemeye, cinsel istek duymamaya altm ama bouna, uyarlmtm. elleri zerimde kayarken, Alfa eimle banyo yapmanin verecei keyfi anlatan yumuack sesini dinliyordum. Omuzlarm ve sk karn kaslarm ok beenmiti. Sra erkeklik organma geldiinde, onu gzel bulduu ve belirgin biimde uyarlm olduu hakknda geliigzel bir iki sz syledi. Artk bu ok fazlayd, uzun sredir koruduum sessizliimi bozdum. "Allah akna Carol, yardm et!" diye yalvardm. "Cinsel adan uyarlmak istemiyorum." Carol hemen "Neden istemiyorsun?" diye sordu. "nk" dedim zayf bir tonda, "bu durum, kendini kontrol edemeyen bir ocuk gibi hissetmeme neden oluyor. Ayrca Lea'y aldatmak istemiyorum." "eer Lea iin endie ediyorsan, o dokuzuncu bilin dzeyinde," dedi yattrc bir tonla; sanki bu aklamann beni hemen sakinletirmesini bekler gibiydi, "Yani" diye; devam etti, "senin herhangi bir parana sahip olmak gibi hastalkl duygular tamayacak kadar

gelikin; sen ne yaparsan yap onu inci- temezsin veya kskanlk duymasna neden olamazsn." "Ama, ben..." Carol szm kesti: "Lea benden becerebildiim her konuda sana yardmc olmam istedi, buna senin cinsel konulardaki nevrozun da dahil." "Ben sinir hastas deilim!" diye kendimi iddetle savundum. "Tamamen normalim!" Carol sknetle "Belki 1976 standartlarna gre" diye yantlad. "Ama gzel bedenlerimizin sana verdii haz nedeniyle, btnyle normal ve shhatli olan bu duygu yznden kendini yetersiz hissetmen veya kendi kendinle atma iine gir54

Alfa Eleri

men 22. yzyl Alfa's iin normal deil." "Pekla" dedim drstlkle, "1976'da sadece be dakika nce tantm kzlarla birlikte banyo yapmazdm." Biz konuurken Carol beni ykamt, dier hortumla durulad. Sonra hortumu hana verdi ve kollarn bann stne kaldrarak batan karc bir tavrla hafif hafif dnmeye balad. Derin bir soluk aldm ve parldayan kpkleri zerine pskrtmeye haladm, bu arada hortumu iki elimle tutuyordum. Carol eytanca glmsedi. "Ben seni byle ykamadm Jon. bana dokunursan kontroln kaybedeceinden korkuyor musun gerekten?" "Cehennemin dibi!" diye patladm ve kpkleri saten gibi yumuak cildine cokuyla srmeye baladm. Carol glerek "Hi de cehennem deil!" dedi. "Bana daha cok 20. yzylda szn ettikleri cennet buymu gibi geliyor." Haklyd. Sululuk duygusuna binmi yarglayc ben'imin bana doru tehdit, edercesine parmak salladn sezdim; ama Kara tahtann stne izilmi beyaz bir izgi gibi yle snrl, yle tek ynlyd ki. Ve ben o izgiyi sildim, gerek cennet yaamnn keyfini karmaya baladm. Onu kpklerle kapladm, sonra her iki elimle o gzelim kavis ve vadileri sevgiyle kefettim. hi acele etmiyordum, eer Carol bir sre sonra zemini indirip bizi tekrar suyun iine brakmasayd, btn gn banyoda geirebilirdim. Ksa b i r sre birbirimize su sratarak neeli hr biimde gretikten .sonra Carol beni havuzdan kard, baka bir devreyi harekete geirerek plastik siperi kaldrd ve tekrar taze suyla doldurmak zere havuzu boaltt. Sicak hava akm bedenlerimizi abucak kuruttu. Sonra beni elimden ekerek kotu ve kendini kar kedeki byk iltenin stne brakt. Bir saat boyunca Carol'la fiziksel, zihinsel ve duygusal acidan tam anlamyla birlemenin, gerekten bir olmann verdigi hazla kendimden getim.
55
M.S.2150

Bu bir saat sona erdiinde, cinsel ilikinin zihinsel ve duygusal ilikiyle bylesine iice olduu zaman, iki insan daha evvel mmkn olabileceini hi dnmediim bir br`lie ulatrdn renmitim. Birbirimizin kollarnda yatarken Carol'a hamilelikle ilgili sululuk duygumdan ve korkumdan sz ettim. Bu yzden lise gnlerimden bu yana hibir cinsel ilikinin zgrce

tadna varamadm syledim. Valerie ile ilgili sululuk duygumu anlatrken, babamn beni fkeyle "hayvanca bencilliim" yznden iddetle knadnda yaadm, son on yln en kt deneyimini yeniden yaadm. Bunun zerine Curol bana Makro toplumda hibir kadnn zel olarak duygusal ve zihinsel hir hazrlk yapmadka ocuk sahibi olmayacan syledi. O zaman bile Deltar'dan izin alnyormu. Carol'un kadnn reme devrelerinde hamile kalmak isteyene kadar adet grmesini engelleyecek deiikliklerin nasl yapld hakkndaki teknik aklamalarn anlamadm; yine de 20. yzyln kadn ve erkeklerinin ou bu uygulamay seve seve kabul ederlerdi, biliyordum. Ynetimin Makro toplumun sadece fiziksel, zihinsel ve ruhsal adan en stn yelerine ocuk yapma izni vermesi konusunu konutuk. Doumlar snrlyorlar, bylece renci nfusu toplam nfus icinde yaklak yzde onu oluturuyordu. Ne kadar az, kadnn hamile kalmaya yeterli koullara sahip olduunu anladmda ok geirdim. "Carol, on kiiden dokuzuna ana olma hakkn tanmamann gerekten adaletli olduunu mu dnyorsun?" Carol. '"Adaletli mi?" diye sordu, sonra gld. "'Senin 1970' lerden olduunu bir an iin unuttum Jon. Bir ocuu meydana getirmek ve dourmak bir kadnn baard en etin snavd ama fiziksel olarak ykcyd. Artk bu snav gerekli deil; iftlerin, dnyann kendi kk kopyalarna gereksinimi olduu yolundaki akl almaz kanlar, mikro adamn snrl gr a56
Alfa Eleri

sinin zc bir rnyd." "Mikro adamn tarihini okudum" diye Carol konumasn srdrd. "Binlerce yl her isteyen ocuk sahibi olabildi ve cocuklar ana-habann malym gibi deerlendirildi. 20. yzylda, senin lkende kk yalardaki ocuklarn altrlmas engellen d i , bylece mikro aile ocuklar nemsememeye balad, se. . .nin zamannda uyuturucu ilalara eilim ve genliin bakaldirmasi ksmen, mikro adamn veya kadnn yetitirebileceginden daha fazla ocuk yapmasndan ve onlarla yeteri kadar ilgilenememesinden kaynaklanyordu." "Ve szin zmnz" dedim, "nfusunuzun yzde doksan n a ocuk sahibi olma konusunda seim hakk tanmamak." Carol ban sallayarak, "Oh Jon" dedi, dudaklarnda ac bir glmseme vard; "anlamyorsun! Kendini bu amaca hazirlayan herkes ocuk sahibi olabilir. Belki bazlar iin birka yasam gerekebilir ama, biz Makro toplumda, mikro toplumda inanildiginin aksine, tek yaama hapsedilmi deiliz. Mikro adamn slogan yleydi: 'Bir kere dnyaya geliyorsun, o halde ye, ic ve pislet, nk yarn lebilirsin!" Ve tabii lgnca bencilligiyl e sadece kendini yok etmekle kalmad, neredeyse tm gezegeni ortadan kaldryordu." 1976"da gllerimizin ve rmaklarmzn byk bir ksmni ciddi biimde kirletmi olduumuzu, okyanuslar bile etkiledigimizi kabul etmek zorunda kaldm. Benim "zamanm"la Carol'un "zaman a r a s i n d a i s l e r i n n a s i l bu kadar kt gittiine atm. besbelli dncelerimi alglad ve bir an sustu; gzleri tatsiz b i r eyi hatrlamasna hznlendi, sonra anlatmaya devam etti: "Btn hayvanlar ve balklar yok olana kadar okyanuslarniz, havanz ve topranz kirlettiniz. Bylece dnyanin jeofizik dengesini bozarak yle ykc depremlere ve gel-git dalgalarina neden oldunuz ki, bugnk dnyanzn haritasina baktnda onu tanyamayacaksin."

57

M.S.2150 "Pekl" dedim hafife, Felketin bykln tam kavrayamamtm. "Sanrm bu felaketler ari nfus sorunumuzu zmtr. 2150 ylnn dnyasnda ka kii yayor peki'.'" "Yaklak 303 milyon" dedi Carol. Doa felketlerine ramen mikro adam yine de ibirlii yapm ve yekdierine yardm etmi olsayd, bugn cok daha fazla insan yaard. Ne yazk ki o. ulus, rk, dn. dil eitimsel ve sosyoekonomik dzeyler gibi geleneksel blnmeleri daha da abartt ve harabeye evrilmi gezegenin hzla azalan kaynaklarn ele geirme kavgasna giriti." "Gerekten mikro adamn dinozor veya dodo kuu gibi nesli MI tkendi? diye sordum. "Hemen hemen" diye yantlad Carol. "Bugn milyon kadar varlk hayatta, hepsi Mikro Adas diye adlandrdmz bir adada yayor. Makro toplum yelerinden herhangi biri de bizim yaam biimimize ayak uyduramama Mikro Adasi'na gidip bencilce ve mikro komularnn korkularn paylaarak yaayabilir -20.yzyldaki toplumunuzun yaad biimde." "Yani sen Makro toplumun milyon insani bir hapishane adasnda tuttuunu mu sylemek istiyorsun?" dedim. Carol ban sallad. "Makro toplumda Makro standartlarmza gre yaamaya istekli hi kimse Mikro Adas'nda yaamak zorunda deildir. Mikro Adas'nda yaayan herkesin orada yaamay kendisinin setiini anlamalsn." ocuklar da mi? diye sordum. "Evet." diye Carol bayla onaylad. "Her ocuun ana-babasn ve iinde byyecei evreyi doumundan nce. kendisinin setiini biliyoruz." "Sen de mi tekrar doua inandn sylemek istiyorsun?" diye ekledim. "evet, inanyorum" diye karlk verdi Carol. "Hepimiz inanyoruz. Dnyann kefi, onun yuvarlak olduu kuramni nasl kantladysa, zihnin kefi de tekrardou kuramn kantlad. 58
Alfa Eleri

Bilinaltn kefettiimizde, ruhu ve onun belleini de kefetmi olduk. Bu bellek hem bu gezegende hem de baka boyutlarda geirmi olduu yaamlarn anlarn tayordu. Bu gezegene gelen i l k insan ruhlarnn eitli hayvanlarn bedenlerin e girdiklerini ve bylece bu bedenlere tutsak olduklarn rendik. Sonra dier insan ruhlar, kardelerine, onlar bu hayvan yaamndan kurtaracak bir yol bularak yardmc olmaya karar vermiler. Bu amaca ulamak iin maymunlarn zerinde uuarak, Makro gleriyle bu hayvanlarn salg merkezlerini etkilemi, evrimsel deiime uramalarn salamlar. Dnyann deiik yerlerinde yaklak ayn zamanda siyah, kahverengi, krmz, sari ve beyaz tenli be insan rknn ortaya k nedeni bu. Maymunlarn bedenleri giderek daha fazla insan bedenine benzedike, bunlar insan ruhlar tarafndan bu fiziksel boyutu deneyimlemek ve hayvan bedeni iindeki insan ruhlarna insan b e d e n i salamak iin ara olarak kullanlmlar." "Hl hayvan bedeni kullanan insan ruhlar var m'.'" diye sordum. "Yani 1976'da kentimizdeki hayvanat bahesinde d e m i r parmaklklarn ardnda tutsak hemcinsim bir insan ruhuna rastlam olabilir miyim?". Sorum Carol'u elendirdi. "Hayr. Artk deil. Burada ruhlarin tekml sz konusu; insan ruhuna yaklam bir ksm ruhl a r hl baka yaam biimlerinde bedenleniyorlar; bir

ksm ise belirli insanlarn algladklar zihinsel gler kullanyorlar. Ama hayvan bedeninde tutsak olmu gerek insan ruhlar . bilinen tarihin balangcndan ok nce insan bedenlerine gi r m e k t e zgr oldular. Ancak bu yine de insan bedenlerinde t u t s a k olmadklar anlamna gelmiyor." "Ne demek istiyorsun?" diye kukuyla sordum. "Ruhlarn ounun insan bedeninde -fiziksel varoluun sn r l alan iinde- sadece zevki dnebildiklerini sylemek istiyorum. bu zevkten vazgeme veya bu zevki kaybetme korku59
M.S.2150

suyla kendi isteklerinin -kendi snrl gr alarnn- kurban oldular ve tekrar tekrar bedenlenme durumunda kaldlar. Karma Yasas'dan kanma abasyla gemilerini unutmaya altlar. Bylece aldatc bir unutkanlk iinde yaadlar." "Karma kavram bana yabanci deil" dedim. "Hristiyanlarn "ne ekersen om biersin' deyilerindeki anlayla ayn, Doru mu?" " Esas olarak evet" diye yantlad Carol, sonra aklamaya giriti: "Gryorsun karma, her eyin bir btn olduunu ortaya koyan Makro gerei yanstyor; buna gre, bakalarna .yaptmz herhangi bir eyi kendimize yapm saylrz. Tabii bu snrl mikro gr asyla grlemiyor; bu yzden ruhlar kendi gemi eylem ve dncelerinin ac veren sonularndan saknma abasyla mikro yaamlarna sndlar. Szn ettiim aldatc unutkanlk bu. yice dar bir mikro gr alannda karma yok, nk karma burada bir varlk olarak alglanmaz. Evrimin ortalarnda karma, iyi ve kt talihin mantksal bir aklamas olarak kabul edilir, gerek olduuna inanlr ve bu yzden zamann srp giden grnm iinde neden-sonu prensibi olarak gerektir. Oysa ok daha kapsaml bir Makro gr alannda gemi, imdi ve gelecek ayn an'dadr ve karma snrl bir zaman anlaynn ilkesi olarak deerlendirilir. yi ve kt talih, geni adan bakldnda neden ve sonu deildir, ama her ruh tarafndan kendi geliimi iin zellikle ve dikkatle seilmi ders alnacak frsatlardr."' "Bekle bir dakika" diye kestim. "'Brak, biraz, geriye dneyim. Baz ruhlarn kendi eylem ve dncelerinin sonularndan saknma amacyla gemilerini unutmaya altklarnmi syledin. Dnceler derken anlatmak istediin neydi?" "Bildiin gibi dnce maddedir ve eylem kadar nemlidir" diye Carol ekledi. "Dnme biimin seni sen yapar ve 60
Alfa Eleri

cevrendeki dnyay derinden etkiler." "Yani" dedim, "birini soysam veya ldrsem, hatta birinden nefret bile etsem, btn bunlarn sonularnn bana geri dnebileceini mi sylemek istiyorsun?" "Tamamen yle, diye yantlad. "Ama bu olayn sadece yars. Sabrl, yardmseversen veya bakalarn gnlden zmyorsan, bunlarn sonular da sana geri dnecektir. Makro anlayn byk filozofu isa yle demiti: 'Bakalarini hangi lyle lersen, karlnda sana da ayn l uygulanacaktr.' 'Bakalarna sana davranlmasn istediin gibi davran' altn kuralnn, snrl mikro bak asndan nemi olmad halde, Makro bak asndan anlam tamasnn nedeni bu. Karma Yasas'nn bir baka anlatm Newton'n nc esasdr: 'Her etki, eit

gte kart, bir tepki dourur.' bu yasa tm yaamlarmz boyunca iler, sonularndan kurtulmak icin sadece bir tek yol vardr, o da Makro bak asna erierek bu anlay yaama aktarabilmek, yaamda kullanabilmek." "Anladmdan kukuluyum" diye duraksadm. "Demek istediim Jon, btn yaamlara uygulanan hep a y n yasa, ama bak asnn geniliine gre farkl anlalyor, farkl yorumlanyor. Makro bak asna gre senin bilinli amacn bedeninin her hcresini etkiliyor, ayrca evre koullarna da etki yapyor. Bu yzden yaamn ve yaamnn getirdikleri iin senin, sadece senin sorumlu olduunu anlamalsn. te 1970'li yllara zg ocuksu kltrn yaknda olgunlamasn salayacak byk gerek bu -bu her eyin sevinle ve yepyeni umutlarla i d r a k edilmesidir. Bizler koullarmzn kurbanlar deil, yasamlarmzn mimarlaryz. Bilinli zihnimiz yaammz, kendimiz, duygularmz hakknda bir resim yapyor ve bilinaltmiz bu resmi hakim bilincimizin inanlaryla mkemmel bir uyum icinde madde dnyasna aktaryor. Grdn gibi bu yasa, yaadmz tm yaamlar iin
61

M.S. 2150

geerli- Ancak, deneyimlemekte olduumuz yaamdaki gelikinlik dzeyimize gre farkl yorumluyoruz:" "Pekl, ama biz pek ok kere yeniden douyorsak gemi yaamlarmz neden hatrlamyoruz?" diye sordum. "Sadece hatrlamak istemediimiz iin mi diyorsun?" "Bu doru," diye yantlad. "nsanlar gemilerini unutuyorlar, nk irkin, bencilce davranlarn hatrlamak istemiyorlar; aksi halde gururlar zedelenecek ve kendilerini bakalarndan stn hissetmeleri mmkn olmayacakt. Ancak gemi baarszlklarmz unutursak gururlu olabiliriz. Yine de, gemiteki hatasn unutan onu tekrarlamak zorunda kalr. nsan ruhlar yaadklar deneyimlerden sadece kendi zihinlerinin sorumlu olduunu kabul etmedike, ayn ac verici sonular getirecek ayn bencilce davranlar tekrarlamak durumundalar. Eer evrimlerini kolaylatrmak istiyorlarsa, nce btn yaam sreleriyle ilgili sorumluluun kendilerine ait olduunu kabul etmek zorundalar, sonra sevinle diledikleri yaam yaratabilirler." Carol glmseyerek elimi tuttu. "Btn bunlar hakknda ileride daha ayrntl konuuruz. imdi toparlanalm ve yemee gidelim." Giyindikten sonra Alfa'nn yemek salonunda nefis bir yemek yedik. Mutfaklar olaanstyd. stediiniz herhangi bir yiyecei almak in yapacanz btn i kadranda bir numara evirmek ve bir dmeye basmaktan ibaretti. Bir iki saniye iinde setiiniz yemek scak veya souk -nasl istemiseniz yle- duvardan kan bir tabla zerinde size sunuluyordu. Kararnda pimi, duman stnde gelen, bir kiloya yakn olduunu sandm bifteimi yedikten ve alklarn bol keseden vdkten sonra, bu arada havu suyunu bitiren Carol, biftein yksek protein ieren deniz yosunu ile baka bitkilerin bileiminden sentetik olarak elde edildiini syledi. rendiime gre a da bilgisayarla ileyen bir hizmet mekanizmasym. 62
Alfa Eleri

Carol karmak besin retim teknolojilerini anlatmaya alt ama, ben bifteklerin gerek biftek olmadn unutmaya altm iin ona zahmet etmemesini syledim. Carol da beni, hoa gitmeyen gerei yok saymak iin aldatc unutkanl kullanmakla sulad; hatam kabul etmek zorunda kaldm. O halde bifteimin nefis tadn hatrlayabilirdim ama yine de, an-

cak nereden geldiklerini unutursam 2150'de yiyeceim yemeklerin keyfini karabilirdim. Vejetaryen beslenmeye karydm, nk etin hem tadn seviyor hem de onun bildiim en zengin protein kayna olduuna nanyordum. Eer 2150'deki bilimsel gelimeler bu sorunlar zmlemise, tartmaya girmenin anlam yoktu. Ca-rol'un hayvanlar yemek iin ldrmenin yanl olduu dncesine katlmasam bile. Carol'a, onun ve Makro toplumun dier yelerinin mikro adam ve alkanlklar konusunda olduka kat olduklarn dndm syledim. Ama Carol bunu kabul etmedi. Mikro adam knamadn, nasl altnc snftaki bir ocuk birinci snftaki bir ocuktan stn tutulmazsa, kendisini de aslnda mikro adamdan stn saymadn, btn meselenin m-M (mikrokozmik-Makrokozmik) sreci boyunca giderek artan bir farknda-lk kazanarak her eyin bir olduu bilincine varmak olduunu anlatt. Ayrca, erkek ve kadn mikro varlklar olarak bencilce yaad pek ok gemi yaamn da hatrladn ne srd. Farkl cinsiyetlerin yaand gemi yaamlar beni artt, ama bu konuyu daha sonra amaya karar verdim. Paylatmz odaya dndmzde -imdi bu odann bizim odamz olduunu dnyordum- Carol bana tuvaleti gstermek iin bir devreyi harekete geirince, duvarn bir blm ve bitiik zemin garip ama ok kullanl grnen bir tuvalet haline dnt, ama zel blmesi yoktu. Skntyla baktm gren Carol glmsedi ve yakndaki bir dmeye basmam nerdi. Saydam olmayan plastie benzer bir perde kayarak tuvale63
M.S.2150

n evresini tamamen rtt. "Grdn m Jon" diye takld, "utan verici olduum dndn bir paran Haklamak iin bir yntem. Bu perdeyi zellikli? senin geliin iin hazrladk Burada, 2150 ylnda dnmek iin yalnz kalrz, gizlenmek iin deil. Ama sizin 20. yzylda insan bedeni ve bu bedenin temel ve gerekli ilevleri hakknda eliik duygular iinde olduunuzu biliyorum." 2150 standartlarna gre belki de nevrotik olduum konusunda Grol'a bak verebilirdim ama, yine do perdeyi kullandm ve ondan da ayn eyi yapmasn rica ettim. steime kar koymamas houma gitti. Kolay kabul eden, uyumlu br insand. Bu, ayn fikirde olmadmz bir konuda kendi grn aklamaktan kanyor anlamnda deildi, ama sabrn yitirmiyor veya benim mikro nevrotik tarzma ya da 2150 hakkndaki doymak bilmez merakma sinirlenmiyordu. Duvardaki video ekrann sorduumda, bunun M.D.'n odasndaki gibi Merkez Danma ile balantl olduunu syledi. Sonra bana onu kullanmann deriik yollann gsterdi. Ekrann karsndaki iskemleleri: oturduk ve Carol Merkez umma'dan bize 1970 ylna ait baz dergileri gstermesini istedi. Olduka ksa bir sre sonra kendimizi Time ve Newsweek dergilerinin mikrofilme kaydedilmi sayfalarn evirirken bulduk. Carol .sayfalardan birinde M.D.'yi durdurdu ve benden onu okuyup yorumlamam rica etti. yle diyordu: Time Dergisi, 13,7.1970 "1970"te milyonlarca Amerikal sava, enflasyon veya ekonomik durgunluktan kaynaklanmayan -ama bu sorunlar kadar nem tayan- bir endienin penesinde. Zorba caniler ve kt amal yabanclarn -silahl soyguncularn, gangster srlerinin, yaam eroinle deitirmeye her an hazr uyuturucu tutkunu hrszlarn Birleik Amerika'nn her yanna saldklar korku, halkn deimez yolda oldu. Bu kendini kaybetmi
64

Alfa esleri

bir zorbann buhranl anna rastlayp, birka peni uruna, b i r hi uruna lmenin souk korkusu. Ve hl Amerikalilar'in tecavze uramak, soyulmak veya ldrlmekle kyaslandnda, araba kazalarnda ve evlerindeki kazalarda yaralanma oranlar birka kat daha yksek. Soygun kurbanlarnn sadece yzde onu ar yaral, ldrlenler ise yzde birin altnda. Ote yandan lkenin mutluluu, gangsterler ve araba hrszlarndan ok daha fazla zimmetine para geirenler, fiyatlar belirleyenler (Mikro politikaclar) ve organize kapkalar tarafndan sinsice baltalanyor. Ciddi sularn yaklak yars hi bildirilmiyor, nk ou kez korkudan uyumu, hissizlemi kurbanlar ii bandan akn polisin yardmc olabileceine inanmyorlar. Polis gcnn yzde 70 il 80'i ar sularn peine dmek yerine, baran radyolar susturmak, kendilerini kurtarmak ve ilk yardm uygulamakla harcanyor. Saysz ek mesai saati sarholuk, kumar, pornografi, yasak seks ilikileri gibi gerek kurbanlar olmayan sularla urald iin boa gidiyor. Hatta polisin yapt iyi iler bile ok youn mahkemeler ve cezalandrma yntemleriyle suu besleyen hapishaneler yznden sonusuz kalyor." Carol'a baktm ve "70'li yllarn dnyasnn blnm olduunu, insanlarn birleemediini, en nemli toplumsal sorunlarn zmeye yetecek ibirliini salayamadklarn sylemekten baka ne diyebilirim ki..." dedim. "Senin toplumun" dedi Carol, "sadece becerebildii biimde davrand; yaam mikro adan grd iin baka trlsn yapamazd, insanlar kendilerini ve evrelerindeki dnyay nasl alglyorlarsa, ancak yle davranabilirler. Ve bu alglar tamamen inanlarna ve yaam felsefelerine gre belirlenir; 21. yzyldan evvelki inanlar ve yaam felsefeleri de genelde farkndalktan yoksundu."
65
M.S. 2150

"Tamam" diye kabul ettim. "Daha geni bir zemini grmek iin daha geni bir aya ihtiyacmz vard; en gereki d veren 'Dadaki Vaiz'i ve 'Altn Kural' anlamaya yetecek kadar geni bir aya -bir Makro bak asna." Carol glmsedi ve sa'nn altn dn tekrarlad: "Bakalarni hangi lyle lersen, karlnda sana da ayn lc uygulanacaktr." "Evet" diye yantladm, "ama insanlar makrokozmik bir' ligi idrak etmedike, bunun anlamn kavrayp, gndelik ilikilerine uygulayamazlar." "1970'lerde" diye Carol ekledi, ''en az kiiden birinin yoksullumun penesinde kvrand bir dnyada yayordun ve siz insanlar o marur Birleik Devletlerinizde -gerekten de birleik mi, o da ayr bir konu- yle bozuk ve yetersiz sosyoekonomik bir dzen kurmutunuz ki, bu sistem bireylerin ihmal edilmiliini ve yoksulluunu sadece grmezden gelmekle kalmyor, gerekte bu yoksulluk ve aldrmazln kuaktan kuaa aktarlarak srdrlmesine neden oluyordu." "Ayn zamanda" diye devam etti, "ulusal enerjinizin ve kaynaklarnzn en nemli blmn sava ve paranoyak sava hazrlklar iin harcadniz. 1960'li ve 70'li yllarda ayn miktarda para ve ulusal abay Vietnam'da halk ikiye blen sava yrtmek yerine kendi sosyal sorunlarnza ayrsaydnz, yoksulluk emberini sonsuza dek krar ve

lkenizin dier sosyal sorunlarini zmlemekte hayli yol alrdnz." "Biliyorum" dedim, "ama yneticilerimiz ya ahlki deerlerden yoksundular ya da gerekli bilinten." Carol ban sallad, "Her ulus lyk olduu kiiler tarafndan ynetilir" dedi. "Sen kusuru bakalarnn stne atarak kendi sorumluluundan kamaya alyorsun. Ltfen Jon, benim burada seni veya mkro toplumunu yargladm sanma. Mikro adam, mikro adam gibi davrand iin suluyor veya knyor deilim. Bu becerebildii tek davran biimiydi,
66 Alfa Eleri

nk sadece byle davranmay renmiti. Ben yalnzca senin bak ann genilemesine yardmc olmak zorundaym." "Ama" diye kar ktn, "bir bakasna yneltilen bencilce, acmaszca, hatta iddet ieren bir davran nasl olur da ki namazsn; hele iddet ieren bir davran neredeyse tm gezegeni yok edecek kadar ego dolu ve sagrden yoksun olursa?" "nsann kendi eylemlerinin getirecei sonular renebilmesi iin tek yol buydu" diye yantlad Carol. "renme sreci iinde mutlaka hatalar olmaldr. Ayrca Jon, hu sadece ksa vadeli mikro bak asndan korkun grnyor; oysa Makro bak asna gre her ey mkemmeldir. Her eyin bir amac vardr ve her ey mutlu sona ular; nk her ey mkemmel Makro farktdala doru gelimektedir." "biliyorum" dedim, "senin Makro bak ana gre yaadmz her deneyimden tamamen biz sorumluyuz. Ama bunu yoksulluk veya hastalk eken ya da hakszlklara urayan birini? ani atsana." Carol glmsedi ve "Ben ocuklarla anlamaya hazr olmadklar konular konumam" dedi. Yine de zamanla her ocuun bir yetikin olacan ve herkesin her eyi anlar hale gelebileceini de unutmuyorum." Bu konuya bu kadar derinlemesine girmeye kendimi henz hazr hissetmediime karar vererek, Carol'a dier Alfa yeleriyle ne zaman tanacam sordum. Carol da hemen M.D.' den Alfar'm -yoksa artk bizim Alfarimiz' m demeliyim- aramasn ve sormasn rica etti. Yaklak on be saniye iinde Alfa yneticimizin sesini duyduk, Carol'a dier Alfa yelerinin i k i saat iinde geri dneceklerini bildirdi. Carol verdii bilgi iin Alfar'a teekkr ettikten sonra grmeyi kesti ve bana M.D.'nin Makro toplumun yeleriyle, herkesin koluna takt bir bilezikte bulunan haberleme birimi araclyla nasl balant kurduunu anlatt. Sonra makib (Makro kimlik bilezii) diye adlandrd kendinin kini gster67

M. S. 2150 di. Bilezikte bir saat, bir haberleme birimi, biyonik bir monitr ve bir beslenme blm bulunuyordu. Makro toplumda yaayan herkesin kalbinin ve beyninin durumunun annda bu bilezikler araclyla M.D.'ye aktarlabilmesine hayran olmutum. Bylece herhangi bir tehlike annda, ba dertte olan kii kendinden gemi ve yardm aracak halde olmasa bile, durum M.D. araclyla en yakndaki yardm edebilecek kiilere bildirilebiliyordu. Carol yaknda benim de kendi makib'imi alacam syledi. Sonra dier Alfa yelerinin fotoraflarn grmek isteyip istemediimi sordu. Elbette grmek istiyordum; Carol M.D.'den dier yeleri bana tantmasn rica etti. Birden kendimi biraz nce sesini duyduum Alfa yneticimizin, Alan'n resmine bakar buldum. Bu arada M.D. onun hakknda bilgi veriyordu.

"Alfamiz'n yneticisi olan Alan 20.6 yanda, 1.83 m. boyunda ve 109 kilo arlnda olup halen Delta 927'nin rencilere ayrlm Gama binasnda kalyor." Carol burada keserek, M.D.'nin alfamz'n her yesi hakknda biriktirdii bilgiyi dinlemenin gnler alabileceini, nk bu bilgilerin gemi yaamlar da ierdiini anlatt. Ama yeler hakknda bu kadar bilgi edinmeye henz hazr olmadm kansndayd. Ancak btn bu bilgilerin Makro toplumda yaayan herkese ak olduunu zellikle belirtti. Gizli, sakl veya sr niteliinde kabul edilen hibir bilgi yoktu. Oysa benim 1976'daki hkmetimin kalin bir sr perdesi ekmeden alabileceini sanmadm syledim. Sonra Alan' bir tartma grubunu ynetirken, koarken, yrrken, yzerken, oyun oynarken ve uyurken gsteren bir video bant izledim. Son derece yaam dolu ve zeki grnyordu. Bunu sylediimde Carol, bu yant her eyi akliyormu gibi Alan'n altinc bilin dzeyinde olduunu belirtti.
68 Alfa Eleri

Ardndan, Alan'in Alfa'daki kz arkada Bonnie'nin resimlerini grdk. 1.75 m. boyunda ve 72 kilo arlndayd. Sonra 1.87 m. boyundaki Adam'la 1.77 boyundaki Nancy'yi, 1.72 m. boyundaki Diane ile 1.82 m. boyundaki David'i izledik. Onlarn ardndan ekranda, hepsinden uzun olan Steve belirdi, 1.92m. boyundayd, kz arkada Joyce se 1.77 m. idi. M.D. en son Carol'un ve Jon'un resimlerini gsterdi; benim resimlerimin ktphanede ve Lea ile yrrken ekilmi olduunu fark ettim. Alfa'daki arkadalarmn fiziksel llerinin mkemmellii ve gzellikleri beni ok etkilemiti. Ama salarnn ok ksa olmasna da armtm. Be erkek iinde salar en uzun olan bendim; oysa benim salarm 1976 standartlarna gre ksayd. Kzlarn arasnda ise en uzun sal olan Carol'du; onun salarnn uzunluu da on santimi gemiyordu. Bu durumun nedenini Carola sorduumda, saa nem vermediklerini, nk gsterile uramadklarini anlatt. Ksa san ok daha rahat olduu konusunda bana inandrc szler syledi. "Makro toplumda hi iman veya irkin insan yok mu Carol, sylesene!" dedim. Gld. "Btn ocuklarmzn genetik, fiziksel ve zihinsel gelimelerini tamamen kontrol edebilirken, nasl olabilir?" dedi. "Pekl, o halde neden farkl bilin dzeylerine sahipsiniz? Niye herkesin onuncu dzeyde olmasn salayamyorsu-nuz?" "nk" diye yantlad Carol, "gemi yaamlarda alnan dersleri deitiremeyiz. Yine de Makro potansiyel tamayan hibir ruh Makro toplumda doamaz." "Ben de mi?" Carol glmsedi. "Oh Jon, eer Makro potansiyele sahip olmasaydin, en aklllarmz bile Lea'ya seni buraya getirme konusunda yardmc olamazlard." 69
M.S.2150

"Brak, bu bilin dzeylerini kavramaya alaym" dedim. "Ben birinci dzeydeyim, nk Makro farkndala giden yolun daha bandaym." "Doru Jon. sen imdi her ey olan, her ey olmu olan ve her ey olacak olanla bir olduunu tekrar idrak etmeye doru yol alyorsun." "Ve Adam'la Nancy ikinci bilin dzc-yindeler" diye devam ettim. "Sen Steve ile birlikte nc bilin dzeyindesin, Bonnie ve Joyce drdnc dzeydeler. Sonra Diane ve David, onlar da beinci dzeydeler ve Alan, nderimiz, altnc bilin dzeyinde. imdi bana

bu dzeyler arasndaki farkn ne olduunu anlat!" "Bunu M.D, yantlasn" dedi Carol. "Sen sorularna yant bulurken, ben de gidip ynetim binasndan senin makib'ini alaym." M.D.'nin gstermi olduu Delta haritas aklmdayd, birden Carol'un on millik bir gidi geliten sz ettiini kavradm. "Yani on mil mi yryeceksin?" diye sordum. "Oh, pnmatik (hava basnc ile ileyen) yeralt borusuyla Alfamz'a gnderilmesini salayabilirdim ama, bugnk egzersizimi yapmadm iin koacam. Bir saatten nce dnm olurum." inanamayarak sordum: "Yani bir saatten daha ksa bir sre ierisinde on mil mi koacaksn?" "Merak etme Jon, Makro gcmz mikro adamn hi deneyimlemedii kadar hafif, hzl, uzun ve keyifle komamza yardmc olur." "Yrede herhangi bir tama arac yok mu?" diye kukuyla sordum. "Zorunluluk olmadka Delta iinde her yere, hatta bazen bir Delta'dan dierine bile yryerek veya koarak gideriz. Elbette bizi bu gezegen zerinde istediimiz her yere ok abuk ulatran hava aralarmz var, ama sizin mikro toplu70
Alfa Eleri

munuzdaki hastalkl acelecilikten uzak dengeli bir yasama inanyoruz. Yine inanyoruz ki, bedenin, zihnin ve ruhun eit biimde altrlmalar gerek, bylece birbirleriyle uyumlu kalabilirler." Szlerini bitirirken bana bir pck gnderdi ve gerek anlamyla odadan frlad. Aceleyle deil, sadece son derece salkl bir bedeni altrmann verdii cokuyla... Koma zevkimi paylamas beni mutlu etti, bu enerjik toplumda neden hi kimsenin imanlamadn da daha iyi anladm. Video ekranna dnerek bilin dzeyleri hakkndaki sorulanna baladm ve M.D.'nin Makro toplumda yaayan herkesle ilgili doumdan lme dek, neredeyse tm ayrntlar ieren kaytlar tuttuunu grdm. Bu Makro kimlik bilezii ve M.D. tarafndan yaplan yllk deerlendirme vastasyla salanyordu. Bir insann tuniinin rengi onun bilin dzeyini gsteriyordu. rendiime gre tunik, insann aurasn amaz br dorulukla yanstyordu; aura ise zihinsel, duygusal, ruhsal ve fiziksel durumun yanlma/ bir gstergesiydi. Birinci bilin dzeyinin temel rengi griydi, enerjiyi ifade eden ikinci dzey turuncu, bu enerjinin kontrolnn kazanldn gsteren nc dzey pembe, bir bakasnn duygularni anlayabilme ve yneticilik yeteneinin kazanld drdnc dzey mor, her eyi olduu gibi sevinle; kabul edebilme bilincinin kazanld beinci dzey efltun, sevginin gerek anlamnn idrak edildii altnc dzey sar, ifa verme yeteneine eriilen yedinci dzey yeil, akln denge iinde kullanlabildii sekizinci dzey mavi. bilgeliin kazanld dokuzuncu dzey mavimsi yeildi. nderlii ifade eden onuncu dzey se kendini beyazla aa vuruyor ve dier t m bilin dzeylerinin mkemmel bir dengesini ieriyordu. M.D.'ye gre Makro toplumda Makro farkindaln onuncu dzeyine eriecek kadar gelimi sadece yz yirm yedi kii
71 M.S.2150

vard. yz milyonluk Makro toplumun sadece yz yirmi yedi yesi bu anlaya ulaabilmiti.

Bir insann bulunduu bilin dzeyi, sahip olduu makro zelliin, nem .srasyla sevgi, bilgelik ve nderlik niteliklerinin gelikinliine ve yedi Makro gcn -durugr, telepati, nceden bilme, gemi yaamlarn hatrlama, psikokinezi (zihnin dorudan maddeyi etkileme gc), telekinezi (nesneleri dokunmadan hareket ettirme) ve astral projeksiyon- kullanmaktaki ustalna gre belirleniyordu. (M.D.'den Seilmi Bilgiler blmne bakn.) M.D. nasl bilin aamas yapld konusunda olduka karmak bilgileri vermeyi srdrrken uykumun geldiini hissettim; gzlerimi ak tutmakta zorlanyordum. Sonuta dayanamadm ve gzlerimi kapadm, ok gemeden uyuya kalmtm. 72

BOLUM 5

Gerein Snanmas
Bir baka souk, kasvetli ocak sabahna gzlerimi atmda ayn 17'siydi ve gnlerden cumartesiydi. M.D.'nin 2150'nin denetim altnda tutulabilen iklim koullar konusunda anlattklarn anmsadm. Her ey gerek olamayacak kadar iyi diye dndm Btn bu akl almaz toplumsal ve bilimsel deiiklikler sadece 174 ylda nasl meydana gelmiti? Ama ben 1976'da 174 yl geriye gtren bir zaman yolculuu yapm olsam, 1802 ylndan 1976'nn dnyas da gereklemesi kesinlikle olanak d bir d olarak grnrd, bunu kabul etmek zorundaydm. Huxley ve Orwell gibi kiilerin gelecek hakknda ne srdkleri kehanetleri dndm. Onlar insann geleceine byk bir kukuyla bakmlard. Szn ettikleri insan elbette rnikro adamd ve M.D.'ye gre mikro adam hl kendini yok etmekle urayordu. Orwell ve fluxley Makro adam hayal edebilecek kadar geni bir bak asna sahip olsalard, acaba yazdklar bundan nasl etkilenirdi diye merak ettim. Sonra 2150'nin dnyasnn kendi d gcmn rn olmadn syleyebilmek iin ortada elle tutulur en ufak bir kant bulunmad aklma geldi. ite o an birden, burada gerekten var olup olmadmi anlamaya, bana varlm dorulayacak bir eye dokunmaya, biriyle konumaya, bir ses iitmeye iddetle gereksinme duydum.
73
M.S.2150

Odann br tarafna baktmda, Karl'n her zamanki gibi zenle yaplm yatan grdm, gnlm yastnn stnde duruyordu. Yataktan frladm ve dengemi kaybettim, az kalsn yere dyordum. Takma bacamn kaylarn balamay unutmutum. Bu olay burada, bu anda gerekten var olduumu dorulamaya yetti. Buradaydm, tamamen uyanktm ve 1976 ylindaydm -tek bacakla. Sekerek Karl'n yatana gittim, gnlm aldm ve Karl'in notunu grdm: "leyin konuuruz." Saatime gre neredeyse 9.00 olmutu ve ben yine olduka ge uyanmtm. 2150 ylndan veya d dnyamdan -ya da her neyse ondan- hatrlayabildiim yeni deneyimlerimi Karl dnmeden kda geirmek stiyordum. Aceleyle giyindim, abucak kahvalt ettim ve cokuyla yazmaya giritim.

Karl 12'yi eyrek gee geldiinde ben hemen hemen bitirmitim. Yazl sayfalar gnlmden kararak ona uzattm, bylece ben yazacaklarm tamamlarken, Karl da dmde yaadklarm gecikmeden renebilecekti. Aa yukar ayn zamanda bitirdik ve bir iki saniye birbirimize baktk. Sonra Karl sessizlii bozdu. "Hey" diye srtt. "Olaanst bir d kurucu oldun. stelik gzel, insanst bir kadnla ak yapmakla da yetinmiyorsun hayr, iki tane mkemmel sevgili... biri sarn, biri esmer... ama salar ksaym, ne fark eder?" "Tamam" dedim, "syleyecein baka ey var m? Buradaki sreklilik seni hi mi etkilemiyor? Yeni dn, bir evvelki dn tam bittii yerden balamasna ne diyorsun? Ya da gelecein toplumu ile ilgili ayrntl bilgilerin mantk erevesinde birbirini izleyerek zenginlemesine?" Karl alay brakt ve kalarn att. "Evet Jon" dedi, "etkilendim. Ama drste sylemem gerekirse ne dneceimi bilmiyorum; ancak, bu olay ciddiye alrsak her ikimiz de ti74

GereinSnanmas

marhanelik oluruz. Bunu dn Jon. u bal gznn nne getir: Gayretli iki gen psikolog, ihtisaslarn tamamlamaya sadece bir yl kala, ar almann getirdii yke dayanamayp Eyalet Akl Hastanesi'ne kaldrldlar." te bu elendiriciydi, ama rahatsz edecek kadar akla yakn grnyordu. "Tamam, tamam -dikkatli olacam Karl, sz veriyorum" dedim. "Gizli tutmann bile sorunu ortadan kaldracandan emin deilim Jon. Bu d senin iin bir sabit fikir haline geldi." Dndm ve hakl olduunu kabul etmek zorunda kaldm, "Sanrm hakkn var Karl. Tm yaamm boyunca bylesine doyum veren, mkemmel ve kar koyulmaz biimde ekici baka hibir eyle karlamadm." "Ama hl gereklii konusunda biraz kukuluyum" diye ekledim. "Doru olup olmadn snamay tasarlyorum, aynen dier varsaymlarn snand gibi. Mikro varlmdan kurtulmay renip, 2150'nin Makro dnyasnda srekli yaamay baarabilirsem ki Lea yapabileceim kansnda bu da son snav olur." "Aman Tanrm, Jon!" Karl iskemlesinin ucuna kadar geldi, duyduu korkuyla sesi buz gibiydi. "Sen ne dediini biliyor musun? Eer bu d zihinsel yanlgysa, hoa gitmeyen gereklerden bir kasa, sonun ot gibi yaamak olur. Sen srekli d dnyandayken, 1976'nin gerek dnyasnda bir hastane kesinde damardan beslenir hale gelirsin. Al, d ortamla ilikisini kesmi bir izofren daha!" Karl ayaa kalkt ve oday admlamaya balad. Aramzdaki sessizlik yle uzad ki, gerekten hastalanyor olmam ihtimalini ciddi biimde dndm. Sonuta d ortamla ilikisiz siizofrenlerin bitkisel yaamn srdrmek durumunda kalr mydm? 2150 ylnn dnyasnda srekli kalmay baarrsam, 1976' daki bedenime ne olurdu? Bitkisel yasamam girerdi, yoksa sadece ortadan yok olur ya da lr myd? 75
M.S. 2150

Bunlar benim yantlayamayacam sorulard; "keke M.D.' ye sorabilsem..." diye

dndm fark ettim. "Buldum Kari" dedim. "2150'de srekli kalrsam 1976'da-ki bedenime ne olacan dndmde M.D.'ye soracam." "Oh, ite bu harika!" dedi Karl ac bir alayla. "Gnah i- I lemekten kurtulmak iin eytandan yardm isteyelim!" "Ama Karl, ben..." "Beni dinle Jon" diye kesti. "Kendini dev bir bilgisayarn ynetimine brakm bir toplum, gerek bir toplum bile olsa, hasta bir toplumdur. Hasta! HASTA! Bunu kavramak zorundasn." "Burada bir dakika dur Kari!" diye yantladm. "Drst olalm! Elde ettikleri baary deerlendirelim. Gel, sonular kyaslayalm. 1976'dak mikro toplumumuz ksa sreli maddi zevkler uruna bencilce bir smr dzeni yayor. Bu karc davranlar zgrlk, aile, ehir, devlet, millet din ya da komnizm, ! sosyalizm, kapitalizm ve birtakm baka lanet olas izm'ler ad- j na sahnelenip srdrlyor ve inanlmaz sayda insann byk aclar ekmesine neden oluyor. 1976'nn dnyas kukuyu besleyen karc ayrlklarn, gvensizliin, dmanln ve hem lke iinde hem de lkeler aras sonu gelmez atmalarn dnyas. Bu ylesine blnm ve ibirliinden uzak bir dnya ki, sonunda kendi topran, suyunu, hayvan yaamn, hatta soluduumuz havay, gezegenimizin varln tehlikeye sokacak lde bozdu. nsanlarmza gelince, her kiiden biri yoksulluk inde, hasta ve yar a yar tok yayor. stelik bu gezegende yaayan herkese, tek tek her insana yetecek yiyecek, giyecek, ba- i rnak, tbbi bakm ve eitim salayacak kaynaklarmz ve teknolojimiz varken. Sorum u Karl, btn bunlar neden yapmyoruz?" "Galiba kahrolas karclmz yznden Jon" diye ya76
Gerein Snanmas

ntlad Karl. "Ama tm sorularmzn zmn Allahn cezas bir makineye devredemeyiz. te bu tam bir sorumluluktan ka olur." fkeyle, "2150'de kimse sorumluluktan kamyor" dedim ve birden Karl' -belki de kendimi- allmam deneyimlerimin gerekliine, deerine, hak ve adalete uygunluuna inandrmak iin son derece byk bir gereksinme duyduumu fark ettim. "Tamam Kari" dedim, sakin olmaya alarak, "becerebil-diin kadar ak fikirli olmaya al ve ben yle dinle, nk duygularmza kaplrsak gerekten bamz derde girer. 2150'nin toplumu hakknda rendiim her ey, insanlarn birbirlerini nemsediklerini ve birbirlerine yardmc olmak [cin byk aba iinde olduklarn gsteriyor. Bunu sorumluluktan kama olarak deerlendiremezsin." "Ayrca" diye ekledim, "bir yaam felsefesi gelitirmiler; ni felsefe ylesine geni bir bak as salyor ki, bencilce davranlarn uzun vadedeki ykc sonularn grebiliyorlar. Baka bir anlatmla, Makro bak asndan hepimizin birbirimize bal tek bir btn olduumuzu grebiliyorlar ve bu yz-nen en nemsiz grnen bir bireyin mutluluu bile herkesi ilgilendiriyor, herkesin mutluluu oluyor. 'Birbirinizi seviniz', 'sen krdenin koruyucususun', 'ne ekersen onu biersin' veya 'ba-llliirna sana davranlmasn istediin gibi davran' gibi szler idece bu geni bak asndan anlam kazanyor." "Ama u Allahn cezas makineye ne diyorsun?" diye bal Kari.

"Rahat brak u makineyi!" diye bardm. "Makro felsefe ya da gelikin ruhlarn yaamaya deer bulduklar Makro toplumu yaratan M.D. deil. Sevgiyi, sabr incelikle davranmayi-yaayan her varla anlayla yaklamay salayan da M.D. degil! Hayr! Bunlar yapanlar, bencilce olmayan Makro yaam bicimini semi Makro toplumun insanlar."
M.S.2150

77

"Ya elde edilen sonular?" diye devam ettim, "300 milyon insan savatan, kirlilikten, yoksulluktan, bencillikten ve dsel mantktan uzak yayor; her biri eitim grm ve salkl, balarnin zerinde bir dam var ve gnde n doyurucu yemek yiyorlar." "Eer byle yaamak hastalksa, evet eer hastalksa, HASTALIKSA" diye bardm, yumruumu masaya indirirken, "Tanr akna, ben hasta olmay seiyorum!" Karl bana inanmaz gzlerle bakyordu. Sonra "Jon, seni hibir eyi bylesine... tutkuyla savunurken grmemitim" dedi, "Baryorsun, kar kyorsun, yumruunu vuruyorsun, kfrediyorsun. Btn bunlar benim iin yeni. Ne dneceimi bilmiyorum." "Benim u ana kadar bu yaama katlmam bir seyirci olduum gereini anlamaya ne dersin? Her zaman serinkanl olmakla ndm, ama aslnda sorumluluktan kayordum, imdi -hele kr- ilgiliyim, yaama katlyorum, sorumluluu ykleniyorum ve ne olursa olsun, eski halime dnmeyeceim. Gelecein dnyasn renmek ve kefetmek iin btn gcm ortaya koyacam." Karl yavaa ban sallad, yzndeki gerginlii grebiliyordum. "Korkuyorum" dedi. "Kendimi sana dnyadaki herkesten daha yakn hissettiimi biliyorsun. yle ki, sana yardm etmek in hayatm verirdim." "Hatrlyorum," diye devam etti, "baz felsefi anlaylara gre, eer birinin yaamn kurtarrsan, o yaamdan sorumlu olursun. Eh, Vietnam'da senin yaamn ben kurtarmtm ve imdi birtakm hastalkl sanrlarla o yaam mahvetmene izin veremen." "Ama karl," diye baladm. "Hayr, kahretsin, imdi sen beni dinle!" diye direndi; bir yandan da g kullanarak aklm bama getirmek istercesine yumruunu bana doru sallyordu. "Kiilikteki ani ve nemli 78
Gerein Snanmas

deiikliklerin akl hastalklarnn klsik belirtileri olduunu benim kadar iyi biliyorsun ve sen bunu bile bile az nce, btnyle yeni bir kiilik kazanm olduunu kabul ettin!" Szlerine ara vererek beni dikkatle szd; frlatt bombann zerimde brakt etkiyi grmek istiyordu. Beni keye sktrm olmaktan aka memnun, devam etti: "imdi Jon, iinde yaadmz gerei senin d dnyann erdemlerine kar savunacak deilim. Ben de iyilikten, merhametten, herkese adil davranlmasmdan yanaym; bencillie, aalk davranlara ve her eit ktle karym. Btn bunlara ramen, yine de gelecein d dnyasna snmak yerine, 1976'nin hoa gitmeyen gerekleri ile savamay gze alyorum..." Aramzda bir sessizlik oldu; Karl sylediklerini dnmem iin beni kendi halime brakmt. Ani kiilik deiimleri ve hoa gitmeyen gereklerden ka hakknda ne srd varsaymlarn beni biraz korkuttu-jtunu kabullenmek zorunda kaldm. Yine de hl 2150 ile ilgili dleri grmeye balamadan nce var olan Jon Lake'e geri dnmemin mmkn

olmadna inanyordum. Sonu ne olursa ol-iun, d dnyamn gerekten gelecein dnyas olup olmad-k aratrmak zorundaydm. Peki, Karl'n bunu onaylamasn niHil salayacaktm? "Tamam Kari" dedim sonunda, "zerinde durduun noktalari kabul ediyorum. Belki deliriyorum, belki de doktoram uruna ar almaktan kaynaklananbir ka iindeyim. Ama gerek er ge ortaya kacaktr. Eer durugr, telepati ve benzeri Makro gleri kullanmay renirsem, bunlar sana burada 1976 ylnda da gsterebilir durumda olmalym, deil mi?" Karl aknlkla bakt. "Yani" dedi, "bu gleri kullanabildigini dnde grp de bana uyankken kantlayamazsan, art k byle hastalkl kuruntularla uramaktan vazgeeceini MI sylyorsun?"
79
M.S.2150

"Evet Karl," diye yantladm, "aynen yle sylyorum. D dnyam snamak istiyorum, bu deneme baarl olmazsa, gerisine bo veririz." Karl rahatlam bir glmsemeyle omzumu okayarak, "imdi akla yakn konuuyorsun" dedi. "Gerein belirlenmesi konusunda son karar bana braktna gre, u garip dlere duyduun ilgiyi srdrmene imdilik kar kamam; yine de bu denemenin dlerinin gerek d olduunu ortaya koymasnn uzun sre almayacana inanyorum." Aramzda sessizce anlaarak bu konudan sz etmeyi braktk. Gnn kalan saatlerini baka eylerden konuarak geirdik. Akam yemeini darda yedik, sonra da genlerde uyuturucu alkanl ile ilgili bir filmi izlemeye gittik. Eve dnerken bizim kuamzda giderek artan uyuturucu kullanmn tarttk ve bu durumun darack ereveli mikro toplumumuzun irkin gereklerinden lgnca bir ka abasndan veya daha iyi bir eyler bulma umudundan kaynakland konusunda fikir birliine vardk. Daha sonra, yatakta uykumun gelip beni gelecee gtrmesini umutla beklerken, birden, gzel bir gelecei dlemeye itilmemdeki nedenlerle uyuturucu kullananlarn nedenlerinin benzer olup olmadn merak ettim. Bu dnce beni tedirgin etti, odann br tarafnda yatan Karl'a seslenerek, deneme baarsz olursa dlerimdeki dnyay unutacam konusunda verdiim sz bir kez daha tekrarladm. Karl, sorunu zmlemi olduumuzu syleyerek aramzdaki anlamadan kaynaklanan memnuniyetini dile getirdi.Oysa ben uykuya dalarken hl kendimi rahatlatmaya alyordum. 80 BLM 6

Jon 'un Alfas ve Rana


Bir kez daha Merkez Danma'nm sesiyle uyandm. Uykuda geirdiim sreyi renmek iin hemen araya girdim. Ama bu kez M.D., Alfa odasndaki iskemlenin ktphanedekiler gibi bir zihin-beden izleyicisi ile donatlm olmad iin bana bu konuda bilgi veremeyeceini syledi. Yine de Carol'un henz dnmediine baklrsa, bu defa da 2150'nin zaman lsne

gre bir iki saniye iinde geri gelmi olmalydm. M.D.'ye beni huzursuz klan baz konular sormaya karar verdim. "Biliyorsun M.D., zaman iindeki btn bu gidi ve geliler 1976'daki yaantma zarar veriyor. Kardeim bir eit akl hastalna yakalanmak zere olduumu dnyor. Tartrken ne srd kantlarn olduka salam olduunu kabullenmek zorunda kalyorum. Sorunu zebilmek iin 2150'nin gerek olup olmadn ortaya koyacak tek bir deneme yapmay tasarladk. Eer senin tanmladn Makro glerden birka tanesini gelitirebilir ve bunlar kullanabildiimi 1976'da Karl'a kantlayabilirsem, Kari da ben de 2150'nin gerek olduunu kabul edeceiz. Aksi halde "dlerimi" sadece, yllarca ara vermeden almann getir-dii zihinsel yorgunluu bastrmak iin oluturduum kuvvetli bir sanr olarak nitelendireceiz.
81

M.S.2150 Syle bana, bu Makro glerden bazlarn gelitirmem ve eer becerebilirsem, bu yeteneklerimi 1976'ya geri dndmde korumam mmkn m?" M.D. tek bir szckle yantlad: "Evet." "2150'de srekli kalmam mmkn m?" diye sordum ardndan. M.D.'nin yant, "Evet, nc bilin dzeyine ulatnda 2150'de srekli kalabilirsin" oldu. "Bu ne zaman olacak?" "Bu tamamen senin isteine ve olabilirlii konusundaki inancna bal." "Peki, baz Makro gleri gelitirmem ne kadar srer?" M.D.'nin yant, sanki bir evvelkinin bant kaydym gibi aynyd: Tamamen senin isteine ve olabilirlii konusundaki inancna bal." Yantn yinelenmesinin mekanik bir aksaklktan kaynaklanm olabileceini dnerek, bandn taklp taklmadm anlamak iin M.D.'ye adm sordum. "1976'daki adn Jon Lake" dedi. 2150'deki adn Jon 8- 927, nk Delta 927'de domu yedi Jon daha var." "Baz Makro gleri gelitirmek ne kadar srer?" diye steledim. Yant hl aynyd; "Tamamen senin isteine ve olabilirlii konusundaki inancna bal." Bir yandan Makro glerimin ne zaman aa kacan renemediim iin d krklna urarken, dier yandan bu gleri 1976'da da kullanabileceim iin sevindim. 2150'deki kimliimi duymaksa iimde ho bir duygu uyandrmt. nc bilin dzeyine ularsam 2150'de srekli kalabileceimi bilmek benim iin byk sevin kayna olmu, rahatlamtm. Ancak henz canm skan bir ey daha vard. O da 1976'daki bedenimle ilgili kaygmd. M.D.'ye "nc bilin dzeyine eriir de srekli 2150'de 82 Jon'un Alfas ve Rana kalrsam, 1976'daki bedenime ne olacak?" diye sordum. Az ve z konumay seven M.D. dmdz yantlad: " 1 e c e k." Carol Makro kimlik bileziimle geri dndnde, ben ayn anda hem lmenin hem de yaamann nasl olabileceini kavramaya alyordum. Carol glmseyerek bilezii bileime geirdi ve "te senin kendi kiisel makib'in" dedi.

eitli ilevleri olan bu bileziin saat, dengeli beslenme aygt, kalp ve beyin dalgalar izleyicisi ve haberleme birimi (telepatik gc snrl olanlar iin) tad halde, bu kadar hafif olmasna atm; 1976'daki kol saatim bundan epey ard. Carol Bileziin su geirmediini, bozulmasnn da hemen hemen olanaksz olduunu syledi. G kaynan sorduumda, makib'den tutun da en byk tama aralar ve hizmet mekanizmasna dek, kullandklar tm aygt ve aralarn glerini, Merkez Danma'ya bal G Yayma Santral diye adlandrd bir birimden aldklarm syledi. Bunun atom enerjisiyle ileyen bir santral olup olmadn sorduumda, Carol iddetle kar kt ve nkleer artklarn mikro adamn dnya kirlilii sorununu byk lde artrm olduunu syledi. Oysa kendilerinin kozmik malar dnyann hareketi nedeniyle aa kan glerle nasl birletirdiklerini anlatt. Bunlar bir kristal tarafndan yakalanyor, tekrar etkin hale getiriliyor, yanstlyor ve ykseltiliyordu. Sonra da bylece oluturulan enerji santralndan her yne gnderiliyordu. Birimlerde kullanlan g ise santraln yayn frekansna ayarl elektro-akustik bir yntemle salanyordu. Bu enerji kayna bulununca, insann artk baka bir enerji kaynana bamll kalmad iin dnyann yaktla ilgili kirlilik sorunu da ortadan kalkmt. Sz konusu kristal hakknda ayrntl sorular sorup, nasl altn renmek istediimde, Carol, giydiimiz tuniklerde
M.S. 2150

83

de benzer bir ilemle hazrlanm ok benzer yapda minyatr kristaller bulunduunu syledi. Artklar deerlendirerek tekrar kullanlr duruma getirmeyi nasl rendiklerini anlatarak szlerini srdrd; yle ki, dnya gezegeni bilinen tarihi boyunca hi bylesine temiz olmamt. 2150'nin prl prl ak, tatl havasn hatrladm. p ve artklardan arnm rmaklar, glleri ve okyanuslar gzmn nne getirdim. Carol M.D.'den bize dnyann 2150' deki halini resimlerle gstermesini istedi. Bundan sonraki birka dakikay cennet bahesine dnm bir dnyay seyrederek geirdim. Artk sularmz kaplayan irkin petrol birikintileri yoktu; pis sar bir hava veya atmosferimizi dolduran gzle grlmeyen ldrc gazlar da yoktu; gezegenin lm olan irkin biimde yaylm kentler de. Mik-ro adamn tm iren dkntleri ortadan kalkmt. "Her eyi byle nasl temizleyebildik?" diye sordum Carol'a Glmsedi, "Makro adam iin g olmad " dedi. "Mikro adamn bu dnyay ak bir lm ukuruna evirmesinin kanlmaz olmas gibi, Makro adamn ayn dnyay bir yeryz cennetine dntrmesi de kanlmazd." "Gryorsun" diye devam etti, "mikro adamn ruhu gelierek Makro adamn ruhu oldu. Sonra yetikinler ocuklarn dkntlerini topladlar. Hepimizin bir zamanlar ocuk olduumuzu -bir zamanlar dven, kirleten, kendimiz dahil her eyi yok eden mikro varlklar olduumuzu- unutmamalyz. Mikro adam knamyoruz, bu kendi ocukluumuzu knamak olur; knamak da bizi o gemiten, onu unutarak kurtulmaya zorlar. Oysa gemiimizi unutmak istemiyoruz, nk onu yeniden yaamak zorunda kalmak istemiyoruz." Carol'un kiisel sorumlulukla ilgili gl inanlarna deer veriyordum, yine de sordum: "Gemi yaamlarn gerekten hatrlayabiliyor musun?" 84
Jon'un Alfas ve Rana

"Evet, tabii" dedi sakin bir tavrla, "Senin 20. yzylnda erkek olarak yaadm

hatrlayabiliyorum. Gezegenin kirlenmesinden byk lde etkilenerek 90'l yllarda ldm." Bir ey sylemek istedim ama Carol kesti. Gemi yaamlarm hatrlamaya hazr olduum zaman gerekli yardm greceimi, ondan sonra tekrardou ve karma gereini ok daha iyi anlayacam aklad. . Ardndan da, makib 'imdeki saatin metrik sisteme gre nasl altn bilip bilmediimi sorarak konuyu deitirdi. M.D.'nin bir sorumu yantlarken metrik zaman sistemi ile ilgili bilgi de verdiini, ancak bunun yeterli olduunu sanmadm syledim. Bylece bir sre metrik zaman gzden geirdik. M.D. de bize rnek ve grafiklerle yardmc oldu. Olduka karmak metrik zaman sisteminin tm ayrntlarn burada aklamayacam, sadece bir fikir vermek istiyorum: 2150'de takvim yl ilkbaharda gndnmyle balyor ve yzer gnlk on aydan oluuyordu. Bir metrik gn, 1976' daki saat birimi gz nne alndnda, yaklak 8.6 saat sryor ve yine yaklak 51.8'er dakikalk on metrik saate blnyordu. (M.D.'den Seilmi Bilgiler blmne bakn.) Bir saatte 100 dakika ve bir dakikada 100 saniye bulunmasna almaya alrken, Carol dier Alfa yeleriyle tanma zamannn geldiini syledi. Onlar Alfa'nn ortak kullanlan salonunda bulduk; bizim de yerlerimizi almamzla tam bir ember oluacak biimde oturmulard. Makro telepatik gcm olmad iin en ok sinirlerimi bozan ey, embere katldmzda derin bir sessizlikle selmlanmamz oldu. Sekiz zihin benim bu hale dayanacak gten yoksun zihnimi aratryordu. Baklarna karlk vermeye altm, ama her defasnda utanarak gzlerimi yere indiriyordum. Alfannz olan Alan, sol elimi tuttu ve sa elini skca yanama bastrd. Gzleri bir iki saniye sessizce gzlerime takl 85
M.S.2150

kald; sonra, "Alfamz'a ho geldin Jon;" dedi. "Ben Alan Alt' ym. Daha evvel konumaya balamadmz iin bala. Geleneklerimize gre nce gzlerimiz ve zihnimizle tanrz, sonra dokunur, ardndan da istersek sesimizi kullanrz. Yaknda Makro telepatik gcn gelitiinde btn bunlar senin iin kolaylaacak. Yine de, geleneksel sevgi gsterimizden rahatszlk duymamak iin nemli baka bir sorunun ncelikle stesinden gelmelisin." "Sana dokunduumda aurann geri ekildiini fark ettim" diye devam etti. "Tabii bu, senin dokunma eylemini paylamaktan tedirgin olduunu gsteriyor. Duyduun tedirginlik, erkeklerin birbirine dokunmasn ho karlamayan kltrnden edindiin modas gemi bir tabudan kaynaklanyor olabilir, ama astrolojik etkilere fazla ak olduunu da gsteriyor olabilir. Baak burcundan olanlarn ounun insanlarla yakn temastan holanmadklarn bilecek kadar astroloji okudun. Eer yleyse, bu ayrc, zararl bir astrolojik etki. Bu durumun zihinsel kontrol ve doru uygulama ile stesinden gelebilirsin. Bu geri ekilme tepkisine neden olan her neyse yaknda etkisini yitirmeli, bunu baarmanda biz hepimiz sana yardmc olacaz. Kendimizi tanttmzda, kt bir maksat tamadmz bil ve bu selma sen de kendinden bir eyler katmaya al. Varlni meydana getiren atomlarn sevgiyle, cokuyla selmladn insana doru aktn gznn nne getir. Bylece elektromolekler bir yol oluacak, bu da sana ulamamz

kolaylatracaktr. e Alfa eimle tanmakla bala; yalnz nce sylemem gereken bir ey daha var Jon. Biz kendimizi, nc bir kinin tantrmasn beklemek yerine, dorudan tantrz. Bylece davranmay daha drst, daha ak ve kolay buluyoruz. Belkide en nemlisi, bu yolun, insanlarn modas gemi ekilci davranlarn skc ykn tamakszn diledikleri her zaman,! 86
Jon'un Alfas ve Rana

her yerde ve her nedenle karlkl iletiim iine girmelerini mmkn klmas. Sadece birbirimizin gzlerinin iine bakar, ellerimizi uzatr, admz syler ve dndklerimizi telepatiyle veya konuarak karmzdakine aktarrz." Szlerini bitirdikten sonra dnd ve eliyle yannda oturan gzel kz gsterdi. Kzn tatl yznde, gzlerindeki parltda yansyan bir glmseme belirdi. "Ben Bonnie'yim" dedi. "Alfamz'a ho geldin Jon." Yanma diz kerek sol eliyle benimkini tuttu, sa elini de itenlikle yanama bastrd. Ben kendimi toparlayana dek o iskemlesine geri dnmt bile. Sonra da yannda oturan yakkl, koyu renk gzl gen devi gsterdi. Gen adam yanma yaklarken ayaa kalkmaya hazrlandm. Bonnie'ye byle incelikle davranma frsat bulamadm iin utanmtm. "Ltfen kalkma Jon. Benim adm Adam. 2150 ylnda birinin dierine duyduu sayg veya verdii deeri gereksiz toplum kullarna uyarak gstermek zorunda olmadn, yaammiz byle yklerle skntya sokmadmz greceksin. Hepimiz kendi deerimizi biliyoruz ve bunu aa vuracak ekilci davranlar olmakszn da karlkl saygmz olduunu kabul ediyoruz." Ne syleyeceimi armtm. En emin yolu seerek sadece "Teekkr ederim" dedim. embere katldmzdan beri ilk kez sesim kyordu. "ok iyisiniz. renecek pek ok e-l y i m olduu anlalyor." Gsterdii sevgiye ll bir biimde karlk verdim. Ardndan Adam'in Alfa ei Nancy nmde diz km kendini tantrken, ben de kendimi onun parlak kahverengi gzlerinin derinliklerine braktm.Nancy'yi bir Herkl'n geni omuzlarna sahip, srekli glmseyen David ve Alfa ei Diana izlediler. Aralarnda 1.72 m boyuyla en ksa olan Diana'yd, ama fiziksel lleri ola87 M. S. 2150

anst gzel ve kadnsyd. Sonra Alfa'mzm Calt'* 1.92 m. Boyundaki Steve ile tantm. Dev bedeni, ocuksu bir afacanlkla sabrl bir sevecenliin elikili ifadesini tayan bir yzle dengelenmiti. Son ye sevimli yeil gzleriyle nee saan Joyce'du Koyu kumral salar, keke 2150'de kzlarn salar uzun olsayd diye dnmeme neden oldu. nsann iine ileyen o her eyi bilen gzleri, ksa salar, ok uzun boylar -ki 1.78m.lik boyuma ramen erkeklerin en ksasndan be santim daha ksaydm ve olaanst gzellikleri belki de en arpc fiziksel zellikleriydi. Kadnlar kusursuz llere sahip Yunan heykelleri gibiydiler. Erkekler ise olaanst yakklydlar. Ama gzelliin ender bulunduu ve peinden koulduu 20. yzyln tersine burada hi kimse d grnyle fazla ilgilenmiyordu. Carol bedenden ok zihnin gzelliine ve gcne deer verdiklerini anlatmt. Yine de M.D.'nin bedenin zihni, zihnin de ruhu yansttn sylediini hatrladm. Bu nedenle fiziksel sal ve gzellii gzard etmediklerini ve hafife

almadklarn biliyordum. Onlarn beni ve benim de onlar bylesine scak ve olumlu duygularla karlam olmamza ardm. Dokunmaya kar 1970'lerden kaynaklanan tipik nefretim de giderek azalyordu. Belki de bu insanlardan, 20. yzyldaki tanmalarda gsterilmesi adet olan saygda genelde algladm yzeysellikle deil, gerekten itenlikle holandm iin byle hissediyorum diye dndm. Teker teker hepsine derin bir kiisel ballk duymu olmam artcyd. Nasl olduunu bilmiyordum ama, yaydklar olumlulukla yle bir gven ve gerek anlamda sayg ortam yaratyorlard ki, bu durumda kendimi onlardan ayr ya da savunmada hissetmem zaten olas deildi. On88
Jon'un Alfas ve Rana

larla huzurluydum, nk artk onlar benim dostlarmd -en iyi dostlarm... Odaya biri girdi, bakmak iin dndmde son derece mkemmel, heykel gibi gzel bir adam grdm. Yunan heykellerine kadnlar benzetmitim ama, imdi karmda o gzellikte bir erkek vard ve heykel deildi, capcanlyd. Tunii parlak beyazd, orasnda burasnda belli belirsiz gkkua renkleri yanp snyordu. Sadece ona bakmak ve o inanlmaz etkisini, o inanlmaz gcn hissetmek bile yreimi yle bir sevinle doldurdu ki, iim iime smad. Elimi tuttu ve kendi kocaman ama yumuak elini yzme koyarak, "Dncelerini alglyorum Jon" dedi. "Ben de ayn sevinci duyuyorum. En sonunda seni aramzda grmek ne gzel!" Elimi sevgiyle skt. "Mutlulukla ilerle Jon! Biz bir' iz!" Ben yant bulana kadar gitmiti bile. "Ne oldu? Nereye gitti? Kim o?" Sorularm adeta st ste ylyordu. "Eli'ydi, bizim Ktarmz. Dier onuncu bilin dzeyinde olanlar gibi dnceyle yolculuk yapar. Senin Urans dediin gezegene geri dnmek zorundayd, manyetik alanlarndaki baz sorunlarn giderilmesi konusundaki youn almalara katlyor. Bu yzden dnyaya gelmeye pek vakti yok, ama seni selamlamay ve 2150'ye ho geldin demeyi ok istedi." Zihnimde bu sylenenleri oturtabileceim bir ereve, kavramama yarayacak bir n bilgi aradm. "Yani sadece bir gezegenden dierine gitmeyi dnyor ve gitmi oluyor, bunu mu demek istiyorsunuz?" "Doru" diye yantlad Joyce. "Onuncu bilin dzeyindekiler zamanlarnn ounu bakalarna yardmc olmak ve on-lurm gelimelerine katkda bulunmak iin dnyann dnda geirirler; dier gezegenlerin gelimi varlklar da bize yardm j etmek iin dnyaya gelirler."
* Calt (Goliath): Hz. Davud'un ldrd dev adam. 89

M.S.2150

Alan nce yanl duyduumu sandm bir ey nerdi, nk bana "Haydi dans edelim!" demi gibi geldi. nerisi kabul sesleriyle hemen onayland. Alan elimi tuttu ve dierlerinin ardndan uzun oturma odas boyunca komaya baladk. Bundan sonraki on be veya yirmi dakika iinde olanlar benim iin inanlr gibi deildi. Birden salonu imdiye kadar duyduum en heyecan verici mzik doldurdu. Canl bir polkaya benzer yorucu bir folk dansn veya Of-fenbach'm Gaite Parisienne figrlerini dnn, ya da iftlerin karlkl gelerek oynadklar Virjinya Halk dansna Mev-

levi dervilerinin dnlerini ekleyin, buna akrobasi ve bir de bayrak yar yapan koucular katn, yine de Makro dans dedikleri bu dans hakknda pek az fikir edinebilirsiniz. Hopladlar, zpladlar, dz taklalar attlar, kotular, birletiler, ayrldlar, tekrar birletiler, frl frl dndler, yanlamasna taklalar attlar, piramitler oluturdular ve kalbim balyoz gibi gm gm vurana, nefesim kesilip soluk solua kalana kadar btn bunlara katlmam iin bana yardm ettiler. Sonra tuniklerimizi karp Alfa'mzn kapsndan plak, dar frladk ve koridorlardan geip Beta'mzm alt kattaki yzme havuzuna doru kotuk. 28 m. eninde, 83 m. boyundaki havuza glerek atladk. Havuzun neden bu kadar byk olduunu merak ettim, ama biraz sonra kendi Alfalar'ndaki danslarn yeni bitirmi, Beta-mz'n yedinci renim basamandaki dier yelerin -18, 19 ve 20 yalarnda 90 plak gencin- de glerek bize katlmalaryla sessiz sorum yantlanm oldu.Fiziksel gzellikleri, neeleri ve itenlikleri beni yine ok etkilemiti. Bu havuz uca doru slamad iin hepimiz metre derinliindeki suyun kh altnda kh stnde yzdk. Suda kendi yuvalarnda hareket eden bir aybal srs kadar ra90

Jon'un Alfas ve Rana

hat grnyorlard. Ancak birka dakika gemiti ki, Carol bana gitme zamannn geldiini syledi. Havuzdan dar trmandk ve ben birden sadece bizim sudan ktmz! fark ettim. Betamz'in dier yelerinin de bize katlp katlmayacaklarn grmek iin dndmde, bardklarn duydum: "Ho geldin Jon, ho geldin!" Koyu renk gzleri insann iine ileyen, srm gibi ancak kaslar son derece gelimi bir dev sudan frlad ve elimi tuttu, dier elini yanama skca ama sevecenlikle bastrd. Birden derin bir sessizlik oldu. Benden alt ya kk olmasna ramen en az on-on iki santim daha uzun ve otuz kilo daha ard. Gzlerimin iine bakt, bu kez rahatsz olmadm, gvenle ve gerekten byk bir sevin duyarak baklarna karlk verdim. imdiye kadar duyduum en derin sesle "Betamz'in yedinci renim basamana ho geldin Jon" dedi "adm Leo ve bizim katn Betarym. Aramza katldn iin sevinliyiz. Bunu herkesin adna sylyorum." "Teekkr ederim" diye yantladm, sonra sesimi herkesin duyaca kadar ykselterek, "Hepinize bu harika karlama iin teekkr ederim" dedim. "Burada olmaktan duyduum mutluluu zihinsel olarak alglayabilirsiniz nk cokum szcklerle anlatlamaz." Sonra benim alfa grubumdaki dier arkadalarm yanma geldiler ve hep beraber temiz tunikler giymek zere odalarmza kotuk, ardndan da akam yemei iin yemek salonunda bulutuk. Konuarak, glerek yava yava yedik yemeimizi. Bylece hepsinin olaanst zeklarn, geni bilgilerini, deiik ilgi alanlarn deerlendirme frsat buldum. Ayrca gerekten beendiim baz yeni besinleri de tattm, ama neden yapldklarn sormadm. Yediim yemein kaynan dnmeye zorlanmazsam, o yemekten daha fazla keyif alacam herkes his91
M.S.2150

setmi grnyordu. Belki de beni en fazla mutlu eden, 1976'ya dnlerimde duyduum akl dengemle ilgili korkularma anlay gstermeleri ve beni bu konuda rahatlatmalaryd. Onlara

Karl'la konumamz ve 2150'deki yaantmn gerekliini hangi yolla snamaya karar verdiimizi anlattm. Bu denemeyi hep birlikte onayladlar. Alan benim zaman yolculuumun Makro toplumda herkes tarafndan bilindiini ve 2150'de srekli kalmay renip renemeyeceim konusundaki gelimelerin de byk bir ilgiyle izlendiini syledi. Sonra Joyce, gzel yeil gzl, ksa kumral sal Joyce, burada dnyaca nl olduum halde zel yaantmda rahatsz edilmeyeceimi, 20.yzyl nllerinin ektikleri sknty ekmeyeceimi anlatt. Ana paras olduum bu deneyle ve benimle ilgili tm bilgiler M.D.'de kaytl olduu iin, dileyen herkes benimle veya deneyle ilgili bilgi almak istediinde dorudan M.D.'ye sorabilirdi. Bunun houma gittiini syledim, eer bu kolayl 1976' daki nllere de nerebilseydim, ksa srede zengin olurdum diye ekledim. Alan "Bir sakncas yoksa, sana sormak istediimiz dzinelerce soru var" dedi. "Hi sakncas yok," diye yantladm. "Ben de sizlere baz sorular sormak istiyordum." Steve onlar iin tabu olabilecek herhangi bir sorunun bulunmadn, 1976'da insanlarn pek ok konudan kanmalarnn nedeninin, bu konularla balantl sululuk duygularndan kaynaklandn anlatt. Syledikleri zerinde biraz dndm, sonra "Bana istediiniz her konuda rahata soru sorun" dedim. "Beni rahatsz edecek olsa da nemli deil, nk sizin Makro toplumunuzun srekli yesi olmak istiyorum; bu yzden kendimi sizin kadar 92
Jon'un Alfas ve Rana

iyi tanmay ve o denli ak olmay renmem gerekiyor." zleyen birka dakika boyunca 20. yzyldaki yaantm, anne-babama, retmenlerime, hkmetime ve pek ok kilise ve dine kar hissettiklerim konusunda soru yamuruna tutuldum. Kltr, ekonomi, rk, din, ayr diller gibi mikro adam blen her eyle ilgili duygularm merak ediyorlard. Bu sorular yantlarken herhangi bir ekingenlik duymadm, ama o ana kadar onlarn da beni rahatsz edecek bir soru sormam olduklarn fark ettim. Byle sorulara geilmeden, David, imdi baz sorular sorma srasnn bende olduunu syledi. Ona teekkr ettim ve Makro toplum hakknda onlarn duygular ile ilgili genel sorulara baladm. Toplumlarnn ar denetim altnda ve kstlayc olduunu dnmeme gerekten atlar. Alan bu konudaki yantlar herkesin adna zetlemek istedi. "Makro toplumda kendimizi ve evremizdeki dnyay tanmak asndan insanolunun bugne kadar hi sahip olmad kadar geni bir zgrlmz var. Ar denetim altndaki toplumlar konusuna gelince, bizim polisimiz, askeri glerimiz ve insanlarn uymak istemedikleri yasalar koyan hkmetlerimiz yok." "Ne demek istiyorsun?" diye sordum. Alan, "Hemen hemen herkes tarafndan inenen yasalarmz yok demek istiyorum" diye yantlad, "rnein alkoll ikilere, kumara, deiik cinsel eylemlere ya da uyuturuculara kar yasalarmz... 1976'da birbiriyle atan ve karklk yaratan yle ok yasanz vard ki, insanlarnz kendi komularndan, hatta kendi hkmetlerinden korunmak iin avukatlar tutmak zorunda kalyorlard. Evlenmeyi, boanmay ve vergileri dzenleyen iinden klamayacak kadar aprak yasalar dn. Eer hukukularnzn bu yasalar yapmakta ve korumakta kendi karlar olmasayd, tm bu dzenlemeler
93

M.S. 2150

varlklarn elbette srdremezlerdi." "Ama yasalarnz olmak zorunda, aksi halde her ey bir kaosa dnr," dedim. "Bizim yasalarmz, bizim hukukularmz yok" diye karlk verdi Nancy, "hibir ey de kaosa dnm deil." "Ama yasa koymak zorundasnz" diye direndim. "Yasalarnz olmal, rnein hrszla kar! Size ait bir eyi alarsam ne yaparsnz?" Hepsi gldler; 1.72 m.lik boyuyla en ufak tefekleri olan sevimli Diane, "Haydi" dedi, "bize ait olan herhangi bir eyi al. Herkes dilediini zgrce alabilir ve biz sana istediin bir eyi vermekle ancak mutlu oluruz. Gryorsun ya, hrszlk yapmaya gerek yok." "Pekl" dedim, "ama cinayete ne diyorsunuz? Cinayete kar yasalarnz olmal." Bu noktada onlar mat ettiimi dnrken, Bonnie yzndeki kck byleyici ukurlar, gamzelerini gstererek glmsedi. "Sizin 20. yzylnzda yldzlara yolculukla ilgili bir yasa yoktu, nk bunun mmkn olabileceine kimse inanmyordu." Biraz durdu, yeniden sze baladnda derin mavi gzlerinde beni etkilemek ister gibi bir anlam belirmiti. "Biz de, 22. yzylda Makro adam iin birini ldrmenin mmkn olabileceine inanmyoruz, bu yzden ilgili bir yasamz yok." Bonnie beni yle artmt ki, o an yasalardan sz etmeyi unuttum ve 2150 ylnda bilimin, henz onuncu bilin dzeyine gelmemi insanlarn da baka gezegenlere yolculuk etmelerini salayacak lde gelimi olup olmadn sordum. Bonnie Makro adamn evreni aratrmak iin sadece astral projeksiyon yntemini kullandn syledi. Bu arada bana astral bedenimin 2150'ye yapt yolculuk hatrlatld, sonra da sekizinci ve dokuzuncu bilin dzeyindeki baz insanlarla onuncu dzeydeki herkesin astral yolculuk yapabildikleri, hem de yalnzca boyutlu evrenimizde de94

il drdnc boyut olan zamann da tesine geebildikleri anlatld. Bu kadarn kavramam ok zordu, onun iin yasa konusuna gen dndm. "Peki" dedim, "eitim yasalarnza ne diyorsunuz? 18, 19 ve 20 yandaki herkes Beta'nn yedinci renim basaman-dak bir grupla yaamak zorunda ve 30 yama gelene kadar Gama ogrenc yurdunda kalmanz gerekiyor. Buna ne dersiniz?" Tekrar gldler, koyu renkli yak1kh Adam, "Ama bizi hi kimse Gama rena yurdunda yaamaya zorlamyor" dedi Makro toplum arkadahk, sevgi, bilgi, jimnastik, elence gibi gereksinim duyduumuz her eyi bize en uygun yolla salayacak biimde duzenlemmtir. Istediimiz her an buradan ayrlmakta zgrz. Ama mazoist deiliz, genelde bizim iin yararl olana pek kar kmayz." Alan uzun yemek masasndan kalkarak "Makro toplum tek bir kurala -sevgiyle kabullenme- kuralna gre yaad iin elbirliiyle alyoruz" dedi, "bu nedenle herhangi bir uyumazlk sz konusu olamaz. Yine de hl Mikro Adas'nda yaamlarn Makro birlii unutmaya adam mikro insanlar mz var. Ancak byle isteyerek Makro kkenimizi unutursak bakalarna ve kenemize zarar veren mikro bencilliiyle davranablrz. "Gzel" dedim, "en azndan onlar bir hapishane adasnda kalmaya zorlamakla mikro adama kar yasa uyguluyorsunuz "lgisi yok diye yantlad Alan. "Onlar orada tutan sadece gelimeye ynelik istek ve inanlarnn olmamas. Gerekte adada, Makro kkenini hatrlamak ve bylece Makro topluma

Jon'un Alfas ve Rana

dnmek isteyen herkese ak eitim almalar yapyoruz. Ancak Mikro Adas'ndaki davransna ne kstlayc, ne cezalandrc- hibir biimde karmiyoruz. Bize sorarsan, diledikleri her eyi yapmakta zgrler. Ama onlar yalnzca yasalar koymak ve bunlar zorla uygulamakla uramay yeli95
M.S.2150

yorlar; bylece ekimeye dayal bencilce yaamlarn srdrm oluyorlar." Bu noktada taktiimi deitirip, ok kiisel bir soru sormaya karar verdim. "Alan' Alfar ve Leo'yu Betar seerken yneticilik niteliklerinin stnln m gz nne aldnz, yoksa M.D. altnc ve yedinci bilin dzeylerinde olduklarn syledii iin mi onlara oy verdiniz?" O ana kadar benim Carol'um sze karmayarak, dierlerine bana soru sormak ve sorularma karlk vermek iin frsat tanmt. Ama bu kez dorudan ona bakarak, ondan yant istedim. nce arkadalarna bir gz att, belli ki onlar adna konumak iin onay ald; sonra "Biz Alan' ve Leo'yu onlar tandmz srece, yani birinci ve ikinci basamaklardaki eitim yllarmzdan bu yana hep stn Makro nitelikleri gsterdikleri iin setik" dedi. "M.D. bizim zaten bildiimizi bir kere daha sylyor. Hi kimse baka birinin bilin dzeyi hakknda yanlgya decek kadar aptal olamaz, nk tuniklerimizin renkleri gerei yanlsz ortaya koyar. M.D. tuniklerimizin bize oktan anlatm olduu gerei sadece biimsel adan dorular." "Anlyorum" dedim ve konuyu deitirdim. "Peki, kskanlk hakknda ne dnyorsunuz? Birinin Alfa eiyle se-viseniz ne olur?" Dev Steve sorumu grup adna yantlarken onlarn yine neeyle gldklerini duydum. "Cinsel iliki mikro adam iin en heyecan verici ve cesaret isteyen elencelerden biri olmu olmal. u nl 'gece on bir sendromu,' yani, bir kadnn direncini azaltp tabularn yenebilmeniz iin hafif mzik ve yumuak szlerle yeteri kadar geveyecei ge saati beklemek gibi eyler 2150'de geerli deil. Bizim tabularmz yok, gizli karanlk kelerimiz yok ve bu yzden bakalarn kendi bencil mikro amalarmz iin sahiplenme isteimiz de yok." 96
Jon'un Alfas ve Rana

"Yani Adam veya David senin Joyce'unla sevimeye balarsa kskanmayacan m sylemek istiyorsun?" Steve sevecenlik ve sabrla glmsedi. "Her eyden nce, o kesinlikle benim Joyce'um deil, sadece kendisinin Joyce'u. kincisi, Adam ve David Joyce ile sevimek isteselerdi bu artc olurdu, nk yaam biimlerine tamamen ters derdi. Ama yine de kskanlk duymazdm, eer bu onlar mutlu etmise beni de ederdi; etmemise, deerli bir ders alm olurlard ki, bu dersin yardmyla yaptklar yeni bilin aamas hepimizi sevindirirdi." "Ama neden arrdn?" diye sordum, buray pek anlamamtm. "arrd" diye Joyce yantlad, "nk yedinci renim basamana geldiimizde, Alfa elerimizle ok daha derin bir birliktelii paylaacak olgunlua da erimi oluyoruz. lk be renim basama boyunca eitli elerle cinsel ilikileri tandk, ama artk yedinci renim basamanda byle ocuksu eylemlerle ilgilenmiyoruz. O ilikileri kt ve gnah saydmz iin deil, sadece bu tr davranlar tamamen atmz dnyoruz." "Yani birbirinizi cinsel olarak ekmeyi mi atnz?" diye sordum inanamayarak. "Oh, kesinlikle yle deil!" Gldler; sonra Joyce bir benzetme ile anlatmaya alt.

"Bir resmi veya bir heykeli beenmek baka ey, onu alp eve gtrmeyi, kimsenin gremeyecei bir yere gizlemeyi ve sadece kendisi iin saklamay istemek baka ey" dedi. Bu benzetmenin bana pek bir ey ifade etmediini dnrken, Diane, benim onlarn geirdikleri eitim dnemlerini geirmediimi hatrladklarn, bu yzden herhangi bir cinsel sorunum olduunda Alfa veya Beta'mzdaki her kzn bana yardmc olabileceini syledi. Afallamtm. "Yani bana, bu katta herhangi bir kzn beM.S.2150

97

nimle cinsel ilikiye girebileceini mi anlatmak istiyorsunuz?" "Bu doru" diye yantlad Carol. "Eer 2150'de birine yaklatnda, o birlikte olmann her ikiniz iin de yararl olmayacan hissederse, sadece "Teekkr ederim. sterdim ama uyum salayacamz sanmyorum," diyecektir. Yine de btn Gama'da hatta Delta'da seni geri evirecek hibir kz yok; demek ki, reddedilme korkusuyla byle bir istekte bulunmaktan kanman gereksiz. Ve inan, ne Lea ne de ben bu yzden kskanlk duyarz." Duygu ve dncelerimdeki elikiyi gidermek istercesine bam salladm; sonra tm cinsel tabularm yznden benimle birlikte olmann onlar iin ok kt bir deneyim olacan, kendilerini tecavze uruyormu gibi hissedebileceklerini syledim. Ama Bonnie'nin anlattna gre Makro toplumda tecavz olaynn grlmesi mmkn deildi. Hem hi kimse cinsel ilikiye kar kmad, hem de Makro adam mikro dzeydeki cinsel alkanlklardan zevk almad iin Makro toplum mikro adamn arpk cinsel gereksinmelerini karlayamazd. "20. yzylda insanlarn cinsel davranlarna dayal antaj olaylarnn ve siyasi skandallarn bu kadar sk grlmesi inanlr gibi deil," diye Bonnie dncesini belirtti. "Homoseksellie ve evlilik d cinsel ilikilere kar anlamsz tutumunuz bu tr davranlar ortadan kaldrmak yerine daha da krkledi." "Yani sizin insanlarnz homoseksellie -erkein erkekle, kadnn kadnla cinsel iliki kurmasna- kar deil mi?" diye aarak sordum. "Elbette kar deiliz. Ama yine de 2150'de homoseksellik orannn ok dk olduunu greceksin. Bunun birinci nedeni, insan genelde homoseksellie iten yalnzlk duygusu, duyumsuzluk, seninle ayn cinsten olan birine dokunmaktan holanman homoseksellik olarak nitelen98
Jon'un Alfas ve Rana

diren ykc yaktrmalar gibi toplumsal etkileri ortadan kaldrm olmamz. kincisi, eer bir ruh erkek veya kadn bedeninde doduu halde, duygusal, ruhsal ya da zihinsel adan kar cinsin baskn zelliklerini tayorsa, ar basan cinsiyetini aa vurmasn doal karlamalsm. Bu ne anormal ne de saknlmas gereken bir durumdur; gerektir, doaya ve manta uygundur. ncs, bilin dzeylerimiz ykseldike iimizdeki erkek ve dii gler giderek daha mkemmel bir biimde dengelenir, yle ki sonunda duygusal, ruhsal ve zihinsel olarak yeniden ift cinsiyetli oluruz. Sanrm senin mikro toplumun ayrc dnce yaps ve cehaletiyle, bu 'bir olma hali'ni hastalk olarak kabul ederdi." "ift cinsiyet konusunda pek bir ey bilmiyorum, ama homoseksellik hastalk deil mi?" diye sordum. Steve "Bazen evet, bazen hayr" diye aklad. "Kar cinse duyulan ilgiden pek

fark yok. O ilgiyi de bazen salkl, ama baz hallerde tamamen hastalkl olarak niteleyebilirsin. Her konuda olduu gibi, bu da insann hangi drtyle davrandna bal." Bir sre daha mikro toplumumuzun sorunlarndan ve bu sorunlara Makro toplumun bulduu zmlerden sz ettik. Sonra Alan, kiisel tekmlne yardm eden zel rehberi ile grmeye gitmesi gerektiini syledi. Carol da makib'ine bakarak genelde Kiisel Tekml almas dedikleri Makro danma vaktinin geldiini belirtti. Birbirimize hoa kal diyerek, kendi zel rehberlerimizle bulumak zere hep birlikte Alfa'dan ayrldk. Carol'a Kiisel Tekml almas hakknda sorular sordum. M.D. bana bu yntemin Makro toplumun eitim yapsnn z olduunu sylemiti, ama bu benim iin pek bir ey ifade etmemiti. Carol K.T. almasnn, daha geni bak asna ya da
M.S.2150

99

yaam anlayna sahip bir kiinin, bak as dar olan, ama bu ay geniletmeyi renmek isteyen bir renciye rehberlik etmesi yoluyla uygulanan bir eitim yntemi olduunu anlatt. Yedinci eitim basamandan balayarak onuncu eitim basamann sonuna kadar btn rencilerin, Makro toplumun en az yedinci bilin dzeyine ulam en bilge kiileri arasndan seilmi K.T. rehberleri vard. Bu durum da rehberlerden ounun 50 yan stnde olmalarn gerektiriyordu. Gama renci binasnn on birinci ve on ikinci katlar, hem kiisel hem de grup almalar yaplabilecek kadar geni ve konforlu eitim odalarna blnmt. Ayrca burada jimnastik salonlar ve tm Gama'y alacak byklkte bir toplant salonu da vard. Parltl beyaz kaplarn nnden rengrenk koridorlar boyunca yryerek Kiisel Tekml almas yapacamz odaya vardk. Carol kapy amak iin uzand, ama o daha dmeye basmadan kap sessizce kayarak ald. Girdiimiz odann halya benzer koyu mavi demesi, tatl sar renkteki duvarlar ve iindeki byk orman yeili koltukla tam bir tezat halindeydi. Odann eni-boyu en az yedi metre vard ve ortada baka eya bulunmad iin olduundan byk grnyordu. Koltuklardan birinde 2150'de grdm en ufak tefek kadn oturuyordu. Ona doru yrdmzde ayaa kalkt ve kollarn bizden yana uzatt. Carol hemen bu kollarn arasna kayd ve sessizce kucaklatlar. Sonra Carol geri ekildi, rehberimizin ilk dndmden de ksa olduunu grdm; boyu en fazla 1.60 m. kadard. ne doru gelip elimi tuttuunda, yann farkna vardm. Krk be yalarnda, tamamen salkl ve son derece ekici bir kadnn yzne ve bedenine sahipti, ama her nedense uuk mavi gzleri bana ok daha yal olduu duygusunu verdi. 100
Jon'un Alfas ve Rana

Yzme dokundu ve "Makro topluma ho geldin Jon" dedi. "Benim adm Rana, bu bedeni 125 yldr tadm syleyerek sorunu yantlamak istiyorum." Ben bu geree uyum salamaya alrken, Carol, "Ve kapnn kendi kendine almasyla ilgili soruna gelince" dedi. "Rana'nn nce telepati, sonra da psikokinezi (PK) gcn grdn." Rana'nn tunii Eli'ninki gibi prltl beyazd. Onuncu bilin dzeyinde olanlar yle gelikin hale gelmilerdi ki, tunikleri tm renklerin tam bir dengesini yanstyordu, bu denge de insann gzne, sanki ierdii renk yokmuasna beyaz grnyordu. Makro toplumda sadece 127 kiinin onuncu bilin dzeyine ulam olduunu

hatrladmda, saygyla kark bir korku duydum ve bana zel davranlp davranlmadn merak ettim. Rana glmsedi ve "Hayr, sana zel davranlmyor" dedi. "Sen gelmeden ok nce ben Carol'un zel rehberiydim. Sen onun Alfa ei olduun iin beni rehberin olarak seebilirsin ya da baka birini isteyebilirsin." "Ben... ben sanrm sizi seerdim" diye kekeledim. "O halde oturalm ve byyelim!" diye karlk verdi neeyle. nsann bedenine gre ekillenen yumuak koltuklara oturduk ve ben benden beklenenin ne olduunu dnmeye baladm. Carol imdadma yetierek Rana'ya, gelecee bakp benim ne zaman Makro toplumun srekli yesi olacam sylemesinin mmkn olup olmadn sordu. Rana Carol'u bir an dikkatle szd, sonra ciddi baklarn bana evirdi. En sonunda, "Jon ile ilgili gelecek konusunda zorlanyorum" dedi, "nk ortada Jon'un vermesi gereken ok nemli bir karar varm gibi grnyor, yle ki bu karar
101

M.S.2150

geri kalan yaamn btnyle belirleyecek. Jon 1976'nm mikro yaam ile 2150'nin Makro yaam arasnda bir seim yapmak zorunda." "Ben bu seimi oktan yaptm" diye kar ktm. "2150' deki Makro yaam setim." Rana bana bakt, gsterdii sabr, anlay ve cesaretteki olaanst gc hissettim. Birden, odaya girdiim ilk andan beri tm zihnim ve bedenimle varlndan kaynaklanan gcn etkisine tutulmu olduumu fark ettim. Bu olay yazarken Ra-na'y tanmlayacak szck bulamamann skntsn ekiyorum. Belki yayd elektrik dalgalar beni, kendimi bylesine etkilenmi hissedecek kadar uyarmt. Sessizlii Carol bozdu. Rana'ya, "Yani henz seimini tam anlamyla yapmam olduunu mu dnyorsun?" diye sordu. Rana Carol'a bakt, sonra gzlerini yine bana evirdi. "Jon' un henz kendi durumunu gerei kadar gzden geirecek zaman bulamad kansndaym" dedi. "aknlk ve byk korku iinde, bizleri kendisi iin eriilemeyecek kadar mkemmel varlklar olarak grme eiliminde." Sylediklerini dndmde hakl olduunu anladm. 2150'de tantm herkesin benim ulaamayacam lde mkemmel olduunu aka hissettim. Gerekte onlarda en kk bir zayflk ve kusur grmemitim. Bam zntyle sallayarak Rana'y doruladm. "Haklsn" dedim. "Kendimi kazara yedinci snfa gelmi birinci snf ocuu gibi hissediyorum. Bu dersler bana eriilmez grnyor. Snf arkadalarm beni kmsyor olmallar, nk benden ok daha gen olmalarna ramen, gelimilik asndan millerce nmdeler." "Oh Jon, bu doru deil," dedi Carol yalvaran bir tonda. "Hepimiz seni seviyor ve olduun gibi kabul ediyoruz. Seni birbirimizi yargladmzdan fazla yarglamyoruz. Hepimiz eit 102
Jon'un Alfas ve Rana

deerdeyiz ve herkes ikinci veya daha st bilin dzeylerine kmadan nce birinci dzeyde olmak zorunda." Ben Carol'un szlerini yantlamaynca, Rana "Gryorsun Carol" dedi. "Jon senin onu koruduunu dnyor. Devlerin arasnda bir cce olarak kabul grmek istemiyor. Bir dev olmak istiyor, ama bunun mmkn olabileceine de inanmyor."

"Nasl mmkn olabilir? Sizin eitim sisteminiz gelimekte olan Makro adam iin tamamen zendirici, sevgi ve anlay dolu mkemmel koullar hazrlyor; te yandan ben nasl mik-ro adam olunacan renmek iin tam yirmi yedi yl harcadm." Szlerimin korkunluunu fark ederek sustum. Lea bir yana, Alfa eimle veya dier Alfa yelerinden biriyle bile ayn bilin dzeyine gelmemin mmkn olmadn kendi kendime kabul ve itiraf etmekteydim. 2150'de srekli kalma gibi tatl dlerden uyanp, bunun tamamen imknsz olduu gereini kavramak enerjimi damla damla tketti. Bedenim kendi arlyla ezildi. Boazmda bir sz duydum. Birden yzm gz yalarmla sland. Artk Ca-rol'u ve Rana'y bulank gryordum. Rana, "Ne zaman merhamet deil de gerekten yardm istersen, o yardm mutlaka alacaksn" diyordu. Ama yorgundum, ok yorgun...
103

BLM 7

Snrsz "Ben'
Pien domuz etinin kokusu, ekmek kzartma makinemizin kzarm dilimleri atarken kard ses, pencere kenarlarna birikmi kar... son derece sradan bir sabah. O halde kendimi neden bylesine kederli ve mutsuz hissediyorum? Sonra hatrladm ve hatrlamam olmay yeledim. Bir iki saniye Rana'yla konumam aklmdan karp atabilmek iin lgnca bir aba gsterdim; beceremeyince, bir sre de beni 2150'de kalmaya uramann bo bir umut olduu sonucuna vardran nedenler ve onulmaz yetersizliimle ilgili duygularmda yanlm olabileceimi gsteren bir k aradm. Makro toplumun eitim sistemi ve bu sistemle kendi eitimim arasnda yapm olduum kyas aklmdayd. Alfa arkadalarmn gsterdii o inanlmaz canll, cokuyu, gzellii, zeky, olaanst farkmdalk halini, sevgiyi, anlay, sevecenlii ve sabr anmsadm ve ben... onlarn en yalsndan yedi ya daha byktm. Lea bir yanllk yapt diye dndm. Bana yeni domu bir bebek bedeni vermeliydi. Bylece birinci eitim basamandan balar, on sekiz yl sonra dierleriyle eit dzeyde yedinci eitim basamana ulardm. Dokuzuncu bilin dzeyinde olduu halde byle bir yanlgya nasl dm olabilirdi? Kendimi kaybetmeden hemen nce Rana'nn syledii neydi? Yardm istemekle ilgili bir eydi; sanrm yleydi: ne zaman mer104
Snrsz "Ben"

hamet deil de gerekten yardm istersem o yardm mutlaka alacaktm. Makro toplumun en st bilin dzeyindeki Rana, 2150'de srekli kalacak aamay yapmamn imknsz olmadn bana aka anlatmaya almt. Rana ve Lea bu kadar yanlm olabilirler miydi? Onlardan sadece merhamet mi

istemitim? Eer umut yoksa, isteyebileceiniz tek ey merhamettir! Ama nasl umudum olabilirdi? Onlar yle mkemmeldiler ve ben yle kusur doluydum ki, badamamz asla mmkn deildi. ylesine garip bir kmaza girmitim ki, kendime hafiften glmeye baladm. Snrl ve yetersiz olduuna, sonunda baarsz olacana inanm tam bir mikro adam rneiydim. Bir umut , bir k yolu bulabilmek iin enine boyuna dndm. Kiisel tekml konusunda gelmi gemi en byk rehberlerden biri, "steyin, o size verilecektir; arayn, bulacaksnz; kapy alm, size alacaktr" demiti. Bunu daha etkili biimde syleyemezdi ve ayrca, "kck bir hardal tohumu kadar inancn varsa, dalan yerinden oynatabilirsin" de demiti. Bu, Makro devler iin doru diye dndm, ama kr eytan, benim gibi mikro cceler, deil dalan oynatmak, dilekte bulunmaya yetecek inanc bile nasl edineceklerdi? Yine de... yardm istersem -gerekten yardm istersem-Makro toplumdan daha uygun bir ortam seemezdim. Belli ki, benim bildiimden ve anladmdan ok daha fazlasn biliyor ve anlyorlard. Belki benim de bir dev olmam salayacak yardm nasl yapacaklarn biliyorlard, bylece onlarla eit dzeyde yaayabilirdim... belki... Karl'n bama dikilip beni kahvaltya armasyla dncelerim blnd. Saate baktm, neredeyse sekiz buuk olmutu. "Hey Kari!"
105

M.S.2150

diye seslendim, "Neden bu sabah derse gitmedin?" Kap aralnda yznden nce kabark siyah salar grnd -salarn hep doal biiminde brakrd. "Her gece 174 yl ileri geri gide gele gerekten her eyle balantn yitirdin. Bugn burada, 1976'da gnlerden Pazar ve eer aba gsterir de hatrlarsan, mikro toplum sakinlerinden mikro oda arkadan Pazar gnleri almaz, btn gn sadece vakit ldrr." "Tamam, tamam" dedim. "Bu sabah pek alak gnll olduumu greceksin. Ben de dmde gerekte ne kadar mikro olduumu gryordum. Seninle farkmz yok." Birka dakika sonra kahvalt masasnda Kari'in karsnda oturmu, ona 2150'de bamdan geen yeni olaylar anlatyordum. Nasl olduunu bilmiyorum ama, Karl'la konuurken can skntm geti ve iim yeniden umut doldu. Uzun bir kahvalt oldu, nk Karl'a aktaracak pek ok eyim vard ve Kari da allm sorularndan fazlasn sormak ister gibiydi. Dier Alfa yeleriyle ve Rana hakknda anlattklarmla inceden inceye ilgilendi. Benden her eyi ok daha ayrintl biimde tanmlamam istedi. Yantlarken, bildiim en stn nitelikleri ifade eden szckleri kullandm halde, yine de 2150'de tandm insanlar anlatacak fazla bir ey syleyememi olduumu fark ettim. Sonunda Karl, "Biliyor musun Jon" dedi, "sen bana tanrlar ve tanralardan sz eder gibisin, stelik bunlar eski Yunan ve Roma tanrlar deil, nk onlarn da zayflklar ve kusurlar vard. Senin anlattn tanrlarla tanralar onlara benzemiyor. Syle bana, bu insanlar gerekten bylesine mkemmel mi, yoksa sen sadece Makro farkndal yaamadn iin mi onlar yle gryorsun?" "Haklsn Karl" diye kabullendim. "Benim sorunum bu. yle mkemmel, yle insanst grnyorlar ki, onlara benzeyebileceimi dnemiyorum. Bundan sonraki yaamm da devlerin arasnda bir cce olarak geirmek beni ne kadar mut106
Snrsz "Ben"

lu edebilir, bilemiyorum." "Bir baka anlatmla, cennet bahende bir ylan buldun... ve bu ylan da sensin Jon!" "Pekl" dedim isteksizce, "tam bu biimde dnmemitim, ama sanrm haklsn, Beni 2150'den ve orada sonusuz kalacana inandm abadan kamaya iten neden, kendime duyduum gvensizliin zehriydi." "D dnyandan vazgemeye hazr olduunu mu sylemek istiyorsun?" diye sordu Karl. Bu sorudan kanmak istediimi fark ettim. Yantlamak istemiyordum. "u anda ne yant vereceimi bilmiyorum" dedim. "Gerekten yapmak istediim tek ey sarho olmak ve her eyi unutmak." "Nee!" Karl'n yz endieyle krt. "O kadar kt m Jon?" Karl tm yaamm boyunca sadece bir kez sarho olduumu biliyordu, o da Vietnam dnndeydi. "Hayr, gerekte deil Karl. Hibir ey kadnlarn, yal insanlarn ve ocuklarn vatan hizmeti ad altnda ldrld bir dnyada yaamak kadar kt olamaz. Hayr, sarho olmayacam, btn bu anlattklarm kda dkeceim, belki yazmak zihnimi toparlamama yardmc olur, sonra da oturup dneceim." Gnn geri kalan saatlerinde Karl beni kendi halime brakt, her eyi gnlme geirdim ve zerinde uzun uzun dndm. Akamn ilerlemi saatlerinde mikro ben'imin ne kadar gl olduunu daha iyi anladm; bir arknn davulla alnan nakarat gibi, "yapamam, yapamam, yapamam" diye gm gm tekrarlayp duruyordu. Bu eski, allm, kstlayc dnce kalplarn maskelemek, bilmezden gelmek veya bunlara balatc neden bulmak ok kolayd. Ama imdi, bunalmdaki mikro adam (yani ben) bu snrl inanlarnn ektiini baarszlk olarak bimek zorundayd.
M.S.2150

107

Garip olan, kendi kendimle drste yzlemeye ynelik abalarmn iimde her eye ramen bir umut uyandrm olmasyd. Gelecein Makro toplumuna dnmeyi yine cokuyla bekliyordum. Eer kendime kar drst olur, kendimle yzlemenin glnden kamazsam, er ge n ve karanln dengelendii bir resim greceimi bir kere daha anlamtm. Tek ynl mikro bak asyla bir parann iki yzn ayn anda grmek kolay deildi. Ben yatmaya hazrlanrken, Karl gnlm okumay bitirdi ve tek szck etmeden bana doru yrd. Gzleri yalarla buulanmt, bu beni ok artt, nk erkeklerin alamas gibi duygusal zayflklardan ne kadar nefret ettiini biliyordum. Sonra -belli ki konuamayacak kadar etkilenmiti- sol elimi tuttu, bir an duraksad ve sa elini yavaa yanama koydu. Ben kendimi toparlayana kadar Karl banyoya girip aramzdaki kapy kapatm ve suyu grltl bir biimde aktmaya balamt bile. Mikro toplumumuzda dncelerimiz ve duygularmz konusunda ak ve drst davranmann ne kadar zor olduunu tekrar dndm. Bize isteklerimizin byk bir blmnden utanmamz gerektii retilmiti, yle ki yaammz bu istekleri yok saymaya adyorduk, bylece kendimizi insann eriebilecei en byk zevklerden yoksun brakm oluyorduk. Daha sonra tam uykuya dalmak zereyken, Karl karanlk odamzn te yanndan seslendi: "yi anslar!" Bir an durakladktan sonra, "Sana inanyorum Jon" dedi. Teekkr mrldanrken, mikro adam iin en zor eyin kendine inanmak olduu sonucuna vardm. Ama insan kendinde knayacak bu kadar ok ey bulurken, byle bir inanc nasl tayabilirdi ki? Uykuya dalmadan evvel, yardm istemeden nce baarnn mmkn olacana

inanmam gerektii sonucuna varmtm. Yani, kendime inan duymal ve beni kendi dncelerimden baka hibir eyin kstlayamayacan kabul etmeliydim. 108

BOLUM 8

Makro Balant
Yine 2150'de uyandm, yzm gz yalarmla slanmt ve Rana'nm "Geri dnyor" diyen sesini duydum. Gzlerimi atmda, Carol'un yzndeki endie ve merak fark edip ardm. Ama baklarm Rana'ya evirince, o olaanst sakin ve gvenli ifadeyi yeniden buldum; bu ifade ondan yaylyormu gibi grnen neredeyse elektriksel bir coku ya da neeyle garip bir eliki yaratyordu. Bana glmsedi-inde, gzleri daha da parlad. "Gryorsun" dedi, "en azndan Alfa einin mkemmel olmadn anladn. Merak ve endie duyuyor, bu da her zaman, henz tam bir makro farkmdala eriilmemi olduunun gstergesidir." Uzandm ve Rana szlerini srdrrken Carol'un yzne dokundum. "Adetlerimizden bazlarn ok abuk reniyorsun. Alfa'nm geri kalan yelerinin de arada bir kusurlu olduklarn grmen uzun srmeyecek." "Byle kusurlar sende grmem mmkn m?" diye sordum. Gld ve "Beni endieyle bakarken veya senin u anda uratn sorunlar iin zlrken gremezsin" dedi. "Yine de tam bir Makrokozmik farkmdala ulaana kadar her zaman almam gereken daha byk dersler olacak." "Seni de dndren sorunlar olduunu mu sylemek istiyorsun?" dedim.
109
M.S.2150

"Bir yanda bir ocuk iin sorun olan, ocuk yaina geldiinde artk sorun deildir" diye yantlad. "Ama yaindakinin kendi sorunlar vardr ve bu sorunlardan ounu bir yandaki ocuk kavrayamaz. Bu byle srp gider, yedi ya sorunlar yandaki ocuk iin anlalr deildir. nan, bu nedenle her bilin dzeyinin uramas gereken kendi konular var. Bunlar sorun olarak grlrse, giderek daha karmak olur, daha gleirler. Gelimek iin seilmi frsatlar olarak kabul edilirlerse, zmlerini bulmak, onlarla gerekten uramak ve bu yaam oyunuyla bymek keyiftir." "Ama sonuta tam bir makro farkindala eriince btn bunlar bitecek, deil mi?" diye sordum. Gld. "Tam bir Makro farkindalk tm sorunlarn, tm zntlerin, d krklklarnn, aclarn, cehaletin, irkinliklerin, hastalklarn, tm zamanlardaki ve her yerdeki btn dier olumsuzluklarn deneyimlenmesidir. Bu durum tamamen Makro bilince ulamam biri iin cehennemdir. Ama gerek bir Makro farkndalkla bakldnda, hep var olmu veya hep var olacak tm olumlu niteliklerle kurulmu tam bir dengedir; d krkl ve sknt iindeki verimsiz mikro varoluun tersine, mkemmel olan budur."

"Peki" dedim, "sylediklerine inanyorum. Ama ben bu ok snrl mikro dzeyimle mmkn olduu kadar hzl gelimeyi nasl renebileceim?" "Biz yaparak, tehlikeleri gze alarak, baarszlklara urayarak, ancak ondan sonra baararak reniriz" dedi. "Hatalarmzn ve baarszlklarmzn yardmyla geliir, ilerleriz. Baarszln, baarnn br nemli yars olduunu gremezsek, baarszlktan saknmaya alrz ve byle yaparken baary da yitiririz." "O halde sanrm" dedim, "becerebildiim lde herkesle ok yakn ilikiye girmem gerek, bu da birok risk ve baarszl birlikte getirecek demektir." Tylerim rperdi. "Sy110
Makro Balant

lemesi bile olduka rktc." "Gerek anlamda tek bir korku var" dedi, "o da baarszlk korkusu ki bu da yapmak istediin herhangi bir ey konusunda kendini yetersiz hissetmen demektir." "Ama snrsz Ben'inden yardm istemelisin" dedi Carol. "O zaman daha geni bir bak asndan baar ve baarszln 'bir' olduunu grebilirsin." Sylenenleri dnrken, dalgn bir ifadeyle, "Snrsz Ben' ime dnmek, 1976'daki tanmlamalara gre Tanr'ya dnmek olmal" diye yantladm. "Bu da dua yoluyla olsa gerek, oysa ben gerek anlamda dua etmeyi hi beceremedim." "Bunda aacak bir ey yok Jon! Senin zamannda bilinli olarak edilen dualar, insann gerekte hak etmediini hissettii veya elde edememekten korktuu bir ey iin kuvvetle yakarmas biimindeydi. Gereimizi baskn dncelerimiz biimlendirdii iin, insanlar genelde dua ederek diledikleri bir eye eriemezler; nk baskn dnceleri onu elde etmeyecekleri veya edemeyecekleri yolundadr! Yine de baka bir bak asndan, aklmzdan geen her dnce bir duadr; nk bir kez dnldnde, o dnce evrenin srekli bir paras haline gelir ve makrokozmik birlie ynelir." "Btn dualar" diye szn srdrd Rana, "gerekte btn dnceler, istekleri dile getirir. Buna ister dua, ister dnce de, hepsi bir; sonuta bu deneyimlediimiz her eyi yarattmz bir aratr. Senin zihnin o tek olan zihnin blnmez bir paras olduu iin, isteklerini yerine getirecek tm gce sahipsin. Ne istersen onu alrsn, ancak alacana 'inan'. Hatta ktan, Makro farkndalktan kap, unutkanln karanlna, mikro far-kndala inmek istersen, bu dilein de yerine gelir. Grdn gibi Jon, dua -daha geni bir bak asndan- ilevini yapar. Dualar kesinlikle hi durmadan yantlanr. Ancak biz her zaman bu yantlardan holanmayabiliriz!"
M.S.2150

111

"Baka bir anlatmla" dedim, "zihinlerimiz tm gce sahip olduu iin, sorunumuz bu zihni nasl daha ok olumlu biimde kullanacamz renmek." "Tam deil Jon," diye yantlad Rana. "Olumsuzluk olmadan olumluya ulaamazsn; aynen aas olmadan yukarsnn da olamayaca gibi. Bu nedenle sorun, zihinlerimizi mkemmel bir dengeyle kullanmay renmek. Bu da her eyi bir btn olarak kabul etmekle, her eyi btnyle kabullenmekle, her baarszln baarya giden bir yol olduunu bilerek, baar ve baarszl birlikte kabullenmekle mmkn." "Bunu nasl yapyorsun?" diye sordum. "renilmesi gereken her ders" diye aklad Rana, "hata ve baarszlk gerektirir. Bu her insan iin tm bedenli ve be-densiz hallerinde ve ok boyutlu deneyimlerinde rendikle-

rinin birikimine gre deiir." akn ifademi grnce ekledi: "Bu, ruhsal zihin veya bilinalt hibir deneyimi unutmad iin byledir. Deneyimler st ste birikir. Eer bir ocuun yrmeyi renmesi iin on bin kez baarsz olmas gerekiyorsa, ocuk ne kadar erken bu baarszlklar deneyimlerle, o kadar erken yrmeyi renir. Mikro adam deneyim birikiminin etkisini bilmedii iin, cesaretini kolayca yitirir ve sk sk 9999 kez baarsz olduktan sonra bile, sorunun zmne onuncu baarszlmdaki kadar, hatta daha da uzak olduunu dnr." "Elbette bu doru bir dnme biimi deil" diye Carol araya girdi, "nk 9999'uncu baarszlktan sonraki ilk denemesi sorunun ieriini kavramasn ve baarya ulamasn salayabilir." "Ama her baarszln bir baar getirdiini sylediinizi sanmtm" dedim kukuyla, "oysa imdi 9999 baarszln yan sra 9999 kez de baarya ulamaktan sz etmiyorsunuz. Bu nasl oluyor?" "nk" diye yantlad Rana, "mikro adam baardan de112
Makro Balant

il, sadece baarszlktan kayg duyar. Deneyim birikiminin (birikerek oalma etkisinin) sonularndan habersiz olduu iin, her baarszln sorunun ieriini tam olarak kavramaya (igrye) giden gerekli ve baarl bir adm olduunu fark etmez. Baka bir anlatmla, her baarszlk insan sorunun btnn kavramaya (tam bir igrye) daha da yaklatrmas asndan kk bir baardr." "Hmmm, bunun zerinde dneceim" dedim. "Ama Makro glerimi gelitirmeyi nasl reneceim?" Rana, "e Makro glerini gelitirmekle balamayacaksn" dedi, "nce Makro farkndalm artrmaya al. Farkn-dalm arttka Makro gler de geliir." "Bununla birlikte" diye ekledi Carol, "her konudaki renim iin iki etkenin gerekli olduunu hatrlamak zorundasn: yeterli istek ve yeterli inan." "rnein" dedi Rana, "yzmeyi renmek isteyen, ama boulmaktan korkan birinin yeterli inanc olmad iin yzmeyi renemeyecei gn gibi ortada." "Veya tam tersi" diye Carol devam etti, "yzmeyi baaryla reneceine inand halde, daha ok tenis oynarsa, bu kez de yeterli istei olmad iin yzme renemeyecektir." "O halde" diye ekledi Rana, "yeterli istek ve yeterli inan ancak birlikte olduklarnda her ey mmkn." "Olduka basit grnyor" dedim. kisi de gldler. Rana, "Evet, basit geliyor Jon" dedi, "nk gelitin -grn genilettin- daha geni bir bak as edindin. Evren ve onun alma biimi temelsel nitelikte ve inanlmayacak kadar basittir. Onu karmak gsteren insann snrl bak asdr. AMA! Ama insan bir eyi, onun hakknda konuurken deil, onu uygularken gerek anlamda renir. O halde neden gelime isteinizi artrmak ve tm deneyimlerinizi gelimeniz iin sunulan seilmi frsatlar olarak deerlendirmek zere Alfanza geri dnmyorsunuz?" Yumuak
M.S.2150

113

bir tonda eklerken glmsedi, "Eer biri daha imdiden yz yetmi drt yl baaryla am ve yeni bir beden edinmise, herhangi bir eyden -hele gelecekteki baarlardan- kuku

duymas gerekten zor!" Ayrlmadan evvel birka dakika boyunca Carol ve Rana akl almaz konulardan sz ettiler; bu arada zihnim, Rana'mn anlattklarn sabrszca kavramaya alyordu. Carol omzuma dokundu, hep beraber sessizce kapya doru yrdk. Eie ulatmzda, Rana'nin elini tuttum ve minnetle yumuak bir biimde yanana dokundum. Sonra, Rana' nn zihnimin derinliklerinde bir eyleri uyandran, o insan rperten gzlerinin ansyla oradan uzaklatk. Alfa'ya dndmzde Carol'a, Rana'nin bedenini her biime sokabilecek bir zihinsel gce sahip olduunu dndm, bu yzden neden orta ya grnmn semi olduunu sordum. Carol bu soruyu Rana'ya sormu olsa, alaca yantn tek bir szck olacan syledi: eitlilik. Alfa'daki odamza geldiimizde, Carol akam saatlerim Makro eitimle geirmemizin ardndan, uykudan nceki son bir saatin de Makro Balant'ya ayrlmas gerektiini belirtti. Makro Balant'nin, tm mikro kimliklerden arnp, tam bir makrokozmik bir'lik bilincini deneyimlemek olduunu anlatt. Gevetici bir banyodan sonra yataklarmza plak uzandk ve Carol M.D.'den Makro Balant iin drt vermesini istedi. Video ekrann birden srekli alan ve yaylan geometrik desenler kaplad. Odann iini de sanki tm zihnimi ve bedenimi yaylan ve byyen desenlerle birlikte titretiren yattrc bir tnlama sesi doldurdu. nce kuku duydum, bu inanlmaz grsel ve iitsel drtnn neden olduu yabanc duygulara kar durmaya altm. Ama Carol mrldanmay srdryordu: "ste ve inan... deneyimle ve kabul et... ilerleyelim ve byyelim!" Sonuta direnmekten vazgetim ve kendimi eitli duygulardan olu114
Makro Balant

mu yumuack bir rmak boyunca akar buldum, ta ki -hayal edilebilecek en byk ruhsal doyumu salayan bir uyum duygusu iinde- tanm mmkn olmayan sonsuz bir birleme, bir olma ve denge okyanusuna dalana kadar... Olaan snrl bilincim diye dndm hale geri dndmde, Carol'un sabah olduunu ve benim ilk Makro Balantm deneyimlemi olduumu sylediini duydum. Yanmda uzanan gzel plak bedenine bakmak iin dndmde, hl uyuyormuasma gzleri kapal, sessizce yattn fark ettim. Gerekten konuup konumadn merak ettim ve birden dudaklarn oynatmad halde sesini duydum: "Gnaydn Jon! Yeni telepatik Makro gcn deneyimliyorsun." "Tanrm!" diye bardm. "D gryor olmalym!" Artk iyice uyank grnen ve birden kendini kollarmn arama atan Carol'dan ortal nlatan bir kahkaha ykseldi. Bu kez, benimkilere bastrd dudaklaryla, "D grmyorsun" dedi. "Makro glerini henz deneyimlemeye balyorsun. imdi st dmeye bas da, gn n grelim!" Kalkmaya altm, ama "Zihninle yap Jon, bedeninle deil" diyerek beni brakmak istemedi. "Nasl?" diye atm. Yant, "Hayal ettiin bir parmakla uzan ve dmeye dokun" oldu. Bunu yaptm ve stmze k akt. Carol cokuyla, "te, ilk psikokinezi denemeni baardn grdn" dedi. "imdi dmeye tekrar bas." Tekrar yaptm, oda karanla gmld. Sabah nn geri gelmesi iin yine dmeye dokunurken "Doru!" dedim,

"Yapabiliyorum. Ama nasl?" "Hi daha nce Makro Balant'yi deneyimlemi miydin?" diye sordu Carol yant bilerek. Sonra ekledi: "te olan bu. Asla bir daha eskisi kadar snrl olmayacaksn." "Yani dn akam mikro kimliimden syrlabildiim iin
M.S.2150

115

mi, imdi Makro glerimi kullanmaya balayabiliyorum?" "Evet" diye yantlad Carol. "Herkes Makro Balant kuruyor, ama kendi koyduu snrlarla kendini makrokozmosdan soyutlayan ve buna katlanmak zorunda kalan mikro adam, Makro Balant srasndaki deneyimlerini bilinli bir biimde hatrlamyor; bu yzden de bundan pek yarar salayamyor. Sen her eyle 'bir' olduun hali, yani Makro Balant srasndaki deneyimlerini hatrlamay setin. Makro kkeninle kurduun balanty hatrladn lde Makro farkndalk kazanrsn, tm Makro gler de ayn lde geliir." "Kendimi bir dev gibi hissediyorum!" diyerek Carol'u pcklere bodum ve bu pckler ok gemeden bedenlerimizi tam bir birlemeye srkledi. O zaman Carol'un, M.D.'den ruhsal tnlarmz (notalarmz) yeniden vermesini istediini duydum. Dn gece Makro Balant'ya hazrlandmzda odamzda yanklanan tnlar bir kez daha evremizi doldurdu. "M.D.'den istediin neydi? Kiisel ruh tnlarmz m?" diye sorduumda, tnlar sesimin iinde silikleip yok oldu. "Evet" diye yantlad Carol. "Her ruhun kendine zg bir titreimi vardr. Senin ve Lea'nm ruhsal titreimleriniz tpatp ayn. Benimki seninkine ok benziyor. Senin ilk alfa ein olarak seilmemdeki nedenlerden biri bu. M.D. herkesin ruhsal tnlarn veya titreimlerini bilir ve ikimizinkini de ayn anda vererek, bize, birbirimizle tam bir uyuma ulamamz ve u anda, gemite ve gelecekte her zaman her eyle bir olduumuzu idrak etmemiz konusunda yardm edebilir." "Bu Makro Balant'yla ayn ey mi?" Yant "Hayr" oldu. "Makro Balant'ya sadece bedenlerin deil, zihinlerin de btnyle birbiri iinde erircesine birlemesi yoluyla eriilir. Cinsel iliki, Makro drtler kullanldnda, birbirimizle kaynaarak Makro Uyum'a veya makrokozmosla kaynaarak Makro Balant'ya ulamamz konusunda bize yardmc ola116
Makro Balant

bilir. Ama mikro drtlerle birlikte olduunda, mikro dzeydeki cinsel ilikinin dourabilecei tm mikro blnmeleri ve aclar yaarsn." "O halde cinsel iliki ne mikro ne de Makro, yle mi?" diye sordum. "Bu sendeki gdye bal" diye yantlad Carol. "Cinsel iliki makrokozmosdaki her ey gibi doal ritmin bir paras. Her yataki insana ynelik pek ok olumlu ilevi var. Gevemek, gerilimi gidermek, ak ifade etmek veya sadece elenmek iin kullanldnda yaam zenginletirir. stnlk salamak, bask kurmak, rza gemek iin veya einin isteklerine kar kullanldnda, dengelenmesi son derece g olumsuz titreimler yaratr. Cinsel ilikinin, baka herhangi bir dnce ve eylem gibi, daha ok Makro mu yoksa mikro olarak m deerlendirileceini, o zaman ve yerdeki insann gdleri belirler." Sonra Carol M.D.'den Makro drt salamasn istedi. Odamz tekrar o heyecan verici tnlamalarla doldu. Bu kez grkemli bir tn, bedenim ve zihnim keskin bir hazla birleip, birlikte titreene dein gittike younlaarak art arda yinelenip durdu; yle ki

sonunda kendimi yine gl bir rmak gibi algladm. Ama, iki byk rman "bir" olmak iin karp kaynat bir rmakt bu defaki. Sonsuz okyanusla birlemediimiz halde, bu coku veren deneyimi tanmlayacak szckleri bulmakta hl glk ekiyorum. Irmaklarmz kocaman, grltl bir dalgann zirvesine trmanp sonra te yana akarken onu ylesine sk tuttum ve kendimden geerek inledim ki, Carol haykrd. Ruhsal tnlarmzn gc ve younluu giderek hafifledi, sonunda odamz bir kere daha sessizlie gmld. kimiz de dinginlik iinde birlemi yatarken, bundan byle Makro iliki dzeyinde olmayan bir cinsel ilikiye girmek istemeyeceimi fark ettim. Zihnimde Carol'un sesini duydum,
M.S.2150

117

artk sadece ruhsal titreimi benimkiyle ayn veya benzer olanlarla birlikte olabileceimi sandn sylyordu; nk dier tm cinsel birlemeler gerek olann bo birer kopyas olmaktan teye gidemezlerdi. "Bu szn ettiin tanma daha ka kii uyuyor?" diye sordum. "Tm Makro toplumda yaklak bin kii seninle birlikte Makro Balant kurabilir. Be bin kadn bulunan bizim Deltamz'da ise, ruhsal titreimleri seninle ayn olan ikiz ruhlarndan Lea'nn yan sra, ruhsal tnlarmz seninkine, birlikte Makro Balant'ya ulamamza yetecek kadar benzeyen benim dmda, yedi kadn ve iki erkek var." "ki erkek mi?" Bu 2150 kltrnde, bana Carol'un ve Lea'nn hissettirdiklerini hissettiren bir adamla karlarsam ne yapacam konusunda kafam karmt. "Elbette Jon! Ruh varlklar olarak ister kadn isterse erkek olarak bedenlenebildiimizi biliyorsun. Bu ruhsal titreimlerimizi deitirmez ki. M.D. Alfa elerini ruhsal tn benzerliklerini gz nne alarak zenle belirler ve nerir; son karar birlikte olacak eler verir. Eruhunu veya ikiz ruhunu titreimlerinizdeki uyumdan tanyabilirsin. Yine de her zaman ancak ikiz ruhlarnla en uyumlu dengeyi kurabilirsin." "Senin burada bir ikiz ruhun yok mu?" diye kukuyla sordum. Carol glmsedi ve "Endielenme" dedi. "Sen, bir ikiz eten yoksun kalmama neden olmuyorsun. Gerekte, ikiz ruhlar ok seyrek olarak ayn zaman ve yerde bedenlenirler. Genelde bu boyutta ayr ayr daha hzl aama yapabileceklerine karar verirler. Bu durum onlar, ksa srede tekrar bir araya gelebilmek iin renmeye ynelik byk abalar gstermeye zendirir." 118
Makro Balant

Carol'un anlattklarna gre bu bizim iin uygun deilse, Lea'nn, kendi ikiz ruhumun, beni neden kendi zamanna getirdiini merak ettim. "Elbette sizin iin uygun" diye yantlad Carol. "Bir araya geldiniz, nk senin renmem ancak bu yolla dier btn yollarla olduundan daha fazla hzlandrlabilirdi. Onunla karlatn ve Makro toplumun ngrd eitimi tamamlayana kadar onun Alfa ei olamayacan biliyorsun. 1976 ile zi-hin-beden balantn tamamen kesebilmek iin nc bilin dzeyine erimek zorundasn ve bunu 1976 zaman birimiyle ay iinde yapmalsn." " ay! Bu mmkn deil!" "Olmasn umuyoruz" diye yantlad Carol. "Ama ok sk alp, aylk bir sre iinde bu aamaya gelmeyi baarmalsn." "Neden?" diye sordum. "Ve neden kimse bunu bana daha nce anlatmad?"

"lk Makro Balant'n deneyimlemeden nce bunu renseydin, tamamen imknsz olduunu dnecektin. kinci sorunun yant bu" dedi Carol. "Neden yalnzca ay? Bu sorunun yantna gelince, o da Lea'nm seni sadece buraya getirmek iin deil, seni burada tutmak iin de byk enerji harcamak zorunda kalmas. Sen buraya geldiinden beri ilk defa dn gece dinlenebildi. Makro Balant'da kaldn srece tm zaman-uzay (mekn) kstlamalarndan zgrdn ve bu yzden zaman-uzay iindeki aktarm ilemlerinin srdrlmesi iin yardma gereksinim duymuyordun. "Yani nc bilin dzeyine ulaabilirsem, Lea'ya beni burada tutmas iin yardmc olabileceimi mi sylemek istiyorsun?" "Bu doru, M.D. Lea'nn zaman ve mekndan kaynaklanan engellemelerle senin yardmn olmakszn ancak ay baa kabileceini hesaplad."
M.S.2150

119

"Tanrm! Bu nasl i? ay iinde nc bilin dzeyine eriemezsem ne olacak?" diye sordum. "Bu yaamnn geri kalan blmn srdrmek iin kendi zamanna dneceksin. Lea, o zamana kadar tm yaam enerjisini bedenini terk etme snrna dek tketmi olacak. Ama kendi bana zaman-mekn engellerini kaldrmay srdrr veya daha sonra aktarma ilemini tekrar denerse, lebilir de." "Ama dokuzuncu, hatta onuncu bilin dzeyinden bakalar da ona yardm edemezler mi?" diye sordum "Yardm ediyorlar" diye yantlad Carol. "Bu gezegende, hatta baz komu gezegenlerde yaayan dokuzuncu ve onuncu dzeydeki herkes, hatta baz bedensiz varlklar da yardm ediyorlar." Yine de ikiz ruhundan baka hi kimse kesin balant enerjisini salayamaz; fiziksel bedene sahip olduun srece de, salayabilecei enerji snrldr. nc bilin dzeyine erimek iin ayn var, hepsi bu." "Bunu daha nce renmediim iin memnunum" dedim. "lk tepkim nmde duran iin imknszlna svmek olacakt, oysa bu sabahki deneyimimden sonra hibir eyin imknsz olmadn anlyorum." "imdi seni neden buraya getirdiimizi biliyorsun" dedi Carol. "Biz hibir eyin imknsz olmad kansndayz." Makib'ine gz att ve Alfamz'in dier yeleriyle kahvaltda bulumak iin (metrik zaman biriminden evirerek) on be dakikamz kaldn syledi. Banyo yaptk ve giyindik, dierleri kahvaltya balamak zereyken yemek odasna vardk. eriye girince bize baktlar ve konumakszn, "Makro glerin dnyasna ho geldin Jon" dediler. Kahvalt ederken Carol'a, Makro glerle ilgili deneyimimi nereden bildiklerini sordum. Carol onlara sormam nerdi. Ancak ben daha sorumu dile getiremeden, sekiz ift gzn bana baktn ve zihnimde bir yantn nlamakta olduunu fark 120
Makro Balant

ettim: "Hepimiz telepatik iliki iindeyiz ve sen imdi gerekten aramza katldn." Sonra nc dzeyin gerektirdii bilinci ay iinde kazanabilmem iin, bana tm gleriyle yardmc olacaklarn syleyerek cesaret verdiler. Bilincime ivme kazandrmak zere, alnacak derslerin saysn ve hzn artrmaya ynelik zm yollarndan sz ettik. Bu da sohbeti, yedinci renim basama-ndaki rencilerin olaan deneyimlerinin Makro Balant deneyimleriyle nasl zenginletirilebildii konusuna getirdi. Alan mikro dnyay amak iin gerekli baz koullar aklad.

renmeyi salayan iki etkenin, istek ve inancn, baarszlk ve baar deneyimlendike glendiini, bu nedenle ne kadar ok deneyim biriktirebilirsem, o kadar hzl renebileceimi anlatarak sze balad. Ancak yeni Makro Balant kurmaya balayan renciler iin bir sorun ortaya kyordu; Makro Balant mutluluk veren bir deneyim olduu iin, renciler hoa gitmeyen mikro deneyimlerden kamak amacyla Makro Balant'ya tutunma eiliminde oluyorlard. Bu da st dzey balantlar hemen sona erdiriyordu; nk bu balantlar kurmak ancak renmek iin gerekli deneyimleri ve sonularn sevinle yaamaya almakla mmknd, yoksa bunlardan kanarak deil. Hepsi kendi Makro Balantlarnn -bu en yksek deneyim sadece olumluluklarn deil, olumsuzluklarn da gerek anlamda birlikte kabuln gerektirdii iin- son derece snrl olduunu aka sylediler. Konu buraya geldiinde Carol, son Makro Balantmz'in bu bilin dzeyine eriene dek tm yaam boyunca deneyim-ledii beinci Makro Balant olduunu, oysa ikinci renim basamana balad yandan bu yana bunu her gn denediini anlatt. Alan, altnc bilin dzeyinin zelliklerini gstermesine ve Alfa'mzda bulunan herkesten fazla Makro Balant kurmu olmasna karn, bu hale sadece on kez ulamt.
121
M.S.2150

Sorun inanta deil, istekteydi. Hepsi en az bir kere Makro Balant'y deneyimlemi olduklar iin, bu balantnn olabilirlii konusunda artk kuku duymuyorlard. Yine de, Makro Balant'mn n koulu her eyin ayrmsz kabul olduu halde, bu balanty baarmak iin duyulan istek snr getirmeyi, seicilii kendi doasnda ieriyordu. Durum byle olunca eliki balyor, ne kadar sk bu balanty kurmaya alrlarsa, baar salamalar da o kadar gleiyordu. Ayrca, bilin dzeyinin dkl orannda, makrokozmosun bir parasna zorla tutunma -srekli orada kalma- gibi olmayacak bir i peinde koma, bu amaca sarlma eilimi artyordu. Kimi kez byk bir baarya ulamak iin kk kk pek ok baarszlk gerekiyordu. "O halde" dedim, "eer nc bilin aamasna erimek iin bin kere baarsz ve baarl olmak gerekiyorsa ve ben bunu bugne kadar sadece be yz kez deneyimlediysem, zm bir an evvel be yz kere daha baarsz ve baarl olabilmekte." "Kesinlikle" dedi Carol, "ama baarszlk/baar olgusunun da bin eidi (derecesi) var; yani ok nemli bir baarszlk/baar deneyimi bu konudaki yz kk deneyime edeer olabilir." "Bu bana savama ans veriyor. aylk srenin be yz kk baarszl deneyimlemeye yeteceini sanmyorum. Ama bu sre bitene dek her an heybetli bir baarszln gelip kontenjanm tamamen doldurmasn umabilirim." Gldler ve aka yapabilmenin her zaman farkmdalk dzeyinin genilemekte olduunu gsterdiim sylediler. Sonra; Alan, genellikle sabah saatlerini bilgisayar merkezinde veya odalarnda M.D. ile alarak geirdiklerini anlatt. leden sonra dier renim basamaklarmdaki rencilerle eitici oyunlar oynuyorlar, akamlar da kiisel gelimelerine yardmc olan rehberleriyle birlikte oluyorlard. 122
Makro Balant

rendiime gre gnlk programlar deimez deildi, ancak tm renim basamaklarnda geni apta uygulanyordu. Yine de sekiz, dokuz ve onuncu basamaklar bata olmak zere, daha byk basamaklardaki renciler kklerle -zellikle birinci ve ikinci basamaktakilerle- daha fazla vakit gei-riyorlard. Doumdan sonraki ilk yllarn ok nemli olduunu dnyorlar, bu yzden bu dnemler iin renme asndan dnm

noktas olabilecek ok sayda deneyim ve gelimeye ynelik ders ngryorlard. Steve, "Bina ne kadar yksekse, temelinin o oranda gl olmas gerekir" benzetmesini yapt. Bu nedenle temel bir kere atldnda, zerinde kurulacak binann en st snrlar ancak bu temelin gcne gre hesaplanabilirdi. Joyce, mikro ailelerde domay semi mikro ruhlara dikkatimizi ekti ve onlarn kk yalarda edindikleri deneyimlerin ileriki yalardaki renimlerini ar biimde kstladn anlatarak konuyu srdrd. Bu yzden, mikro adan bakan mikro adam iin gerekten umut yoktu. Sadece, yaammzda var olan her eyin btn sorumluluunu sevinle stlenmeyi ieren Makro bak as, en yksek baary ve umudu sunuyordu. Kahvaltdan sonra Carol bilgisayar merkezine kadar yrmemizi nerdi, orada kendi sorumlarmz zerinde ayr ayr alabileceimiz zel odalar vard. Gama'dan dar knca, havann yine ok gzel olduunu fark ettim ve M.D.'nin bana hava koullarn denetim altnda tutabildiklerini anlattn hatrladm. Ne zaman yamur veya kar yadn merak etmeye baladm, bu arada bulunduumuz yerin corafi durumuyla, hatta 2150'nin yeni dnya haritasyla ilgili pek az ey bildiim aklma geldi. Soracak o kadar ok soru, renecek o kadar ok ey vard ki... Makro toplumda bym ve M.D.'yi yllardr kullanan Carol'a imrendim. M.D.'nin blmne gelince yine gle bakan odaya girdim,
123
M.S. 2150

Carol da bitiik oday seti. Sonra drt saat boyunca, gr alanm mmkn olduunca geniletmek amacyla, M.D.'ye sorduum coku dolu sorularn dnda her eyi unuttum. Corafya ile baladm ve 2150'nin dnya haritasnn bu kadar byk lde deimesinin nedenlerinden birinin kutuplarn konumunun deiiminden kaynaklandn kefettim. M.D.'ye gre, mikro adamn dnyann ekolojik ve jeolojik dengesine mdahale etmesi, ok sayda zincirleme basn tepkimelerine neden olmu, yle ki byk kara ktleleri okyanuslara gmlm ve daha nce sular altnda bulunan geni alanlar su stne ykselmiti. Sonu olarak kuzey ve gney kutuplarnn konumlar deimi, bu olgu da ok byk iklim deiikliklerine neden olmutu. Benim yaadm Delta 927 eskiden Kuzey Kanada'nn bulunduu blgede yer alyordu ve yar tropikal iklimi denetim altnda tutulmakla birlikte, s geceleri altm, gndzleri de en fazla seksen derece Fahrenhayt arasnda deiiyordu. Lea, 2150'nin dnya haritasn tanyamayacam sylerken haklym. Ana karalar btnyle deimiti, u anda biri Kuzey Atlantik, dieri Gney Pasifik okyanuslarnn bulunduu yerde Avustralya byklnde iki tane ana kara vard. Btn bu olaanst toprak deiiklikleri 21. yzyln balarnda gereklemi olduu iin, dnya nfusunun nasl birden byle azalp, 2150'de sadece yz milyon insana indiini anlayabildim. Yine de bir toplum psikologu olarak, sorularmn byk ounluu sosyal konularla ilgiliydi. 1976'daki anlamda bir almann (o zamanki ilerin) burada sz konusu olmamas beni byledi. Makro toplum zihinsel gelimeye son derece deer verdii iin, birka yz marka sabun, eit eit tuvalet kd veya di macunu ya da evcil hayvan yiyecei gibi gsterie ynelik malzeme retmiyordu. (Evcil hayvanlardan sz etmiken, konuyu datmamak amacyla sadece burada altmz biim124
Makro Balant

de evcil hayvan bulunmadna deinmekle yetineceim. Makro adam tm hayvanlarla uyum iinde yaadndan, onlar beslemek, korumak veya onlarla arkadalk etmek adma, hibir hayvan ieri kapatp tutsak etmiyordu.) Rekabete ve ar tketime dayanan, at bol

bir ekonomi uygulanmad iin satclara ve reklmlara gerek duyulmuyordu. Ve tm retim hizmet mekanizmas tarafndan yrtldnden, ii-ynetici snf ve sendikalar yoktu. Uyumazlklarla ilgili yasalar olmadndan, avukatlar ve mahkemeler de yoktu. Makro zihin gleriyle denetim altna alnamayan hibir hastalk bulunmad iin doktorlara ve hastanelere gerek duyulmuyordu. Makro toplum sevgi ve ibirlii deerlerine dayanan evrensel bir uyum iinde yayordu, bu yzden burada devletin brokratik kurallar da gereksizdi. Mikro toplumda devletin stlendii grevlere Makro toplumun gerekten hi gereksinimi olmadn kavrayana kadar, bir hkmetin yokluu dncesini akl almaz buluyordum. Polis ve benzeri gler yoktu, nk mikro blnmeler ve hakszlklar yoktu. Tm fiziksel gereksinimler karlksz saland iin kimse para kullanmyor, kiisel mal edinmiyordu. Vergiler yoktu, nk her ey herkesin kullanmna akt ve herkes bu ortak yaama gerektii lde katkda bulunuyordu. Burada ne mikro ekime veya umursamazlklarn kurban olan insanlar gzetmeye ynelik yardm kurulularna, ne de yasama kurullarna ve sonu gelmez mikro nyarglaryla sert tartmalar iindeki yasa koyuculara gerek vard. Byk i sahiplerinin ya da ii snfnn karlarn korumaya ynelik kulis etkinliklerine de, politikaclara, C.I.A.'ye veya F.B.I.'a da gerek yoktu. Burada mikro dnyaya zgn brokratik kurallarn hibirine gereksinim duyulmuyordu. Sonra birbirleriyle ekime halindeki dinlerin etkin olduu bir dnyay, Hristiyanl savunan ama mikro ayrmlar uygulayan kendi lkemi, 1976'mn Amerika Birleik Devletleri'
125
M.S.2150

ni dndm. Olaanst byk paralarla ina edilmi on binlerce kilise binasyla birlikte mikro adamn baz dar grl dinsel tarikatlara katlmasn salayarak Tanr tarafndan balanmasna ve toplum tarafndan kabul grmesine yardmc olmaya alan on binlerce kilise grevlisini hatrladm. 2150 ylnn dnyasnda ne kilise, ne rahip, ne de papaz veya haham vard. Dine dayal fanatik ve blclerin artk bulunmad bir zaman gerekten gelmi olabilir miydi? Artk hibir grup Tan-r'nn "seilmi" kullar olduklar savn ne srmyor muydu? yle grnyordu ki, mikro blnmeler uzun mrl olmuyordu, zellikle de insann inanlar ve yaam felsefesi zerinde ok nemli etkileri olan dinsel konularda... Ancak makrokozmik bir'liin her eyi bir btn olarak kabul eden felsefesi kalc deerlere sahipti. M.D.'nin rksal ayrlklarn nasl ortadan kalkt konusunda anlattklarnn Karl' byleyeceini biliyordum. 2150 ylma doru dnyada gerekleen kkl fiziksel deiimler, kkl iklim deiimlerine neden olmulard. En sonunda neredeyse tm rklar birbirine karm ve zihinsel ve fiziksel adan daha salkl, gl ve gzel bir kuak ortaya kmt. Artk rksal blnmeler sz konusu deildi; nk derilerinin rengi dahil, insanlar arasnda ar fiziksel ayrlklar kalmamt. Makro adam, tm rklarn en nitelikli genlerini kendinde toplamt, bu olgu da tek bir rkn -Makro adamn- olumasna yol amt. Biraz deiime uram bir ngilizce'nin Makro toplumun ortak dili olduunu rendiimde ok armadm; nk, 1976'da bile ngilizce ana dil veya ikinci dil olarak dnyann her tarafnda, renim grm insanlarn byk ounluu tarafndan konuuluyordu. Makro toplumun kkeni, daha ok ngilizce konuulan 20. yzyl sonu Kuzey Amerikas'na dayanyordu. Bu yzden, 20. yzyln sonu ve 21. yzyln ban126
Makro Balant

da dnyay altst eden afetlerden kurtulanlarn ounun -ikinci dilleri bile olsa- biraz ngilizce bilmeleri doald.

Makro toplumun bu kadar baarl bir yol izlemesinin iki nedeni vard: Makro potansiyele sahip olduka gelimi ruhlar ekmesi ve ibirliine yanamayan mikro adamn neslinin hemen hemen tkenmi olmas. Makro toplum ilk balarda ttn, alkol, hatta uyuturucu kullananlar dlamakla birlikte, byle alkanlklar olan kiiler tek bir bilinli Makro balant kurup, bylece en azndan biraz daha yksek bir Makro bilince ulatklarnda, bir daha asla byle maddelere ynelmemilerdi. Bu durumda, sadece birinci bilin dzeyinde olup da, Makro Balant'y hi de-neyimlememi olanlar kimyevi uyarclara veya yattrclara gereksinim duymulard. Amalar tm fiziksel bamllklardan kurtulmakt. Yine de, Makro toplumda ikinci bilin dzeyi stnde olup da, mikro bamllklar knayan veya dierlerine Makro felsefeyi kabul ettirmeye alan hi kimse yoktu. Onlar ilgilendiren topluma katlanlarn says deil, nitelikleriydi. Tasarlanm tm topik toplumlar ve amalarna ulamaktaki baarszlklarn dndm, Makro toplumun insan hayran brakan baarsna bir kez daha atm. Bu durumda M.D.'nin bana, her eyin bir zaman olduunu hatrlatmas gerekti -Makro adamn bile. Makro topluma gre, insan ruhlar yeniden tam bir Makro farkndalk kazanmak zere tekml halindeydiler. Tekmln mikro dzeyinde sevgi ve ibirliine dayal bir toplumdan sz etmek mmkn deildi. Ama sonuta ruhlar Makro toplumu oluturabilecek Makro potansiyeli kazanacak lde tekml etmilerdi. Henz tekmlleri mikro dzeyde olan ruhlara gelince, bunlarn deneyim kazanabilmeleri iin hem fiziktesi evrende baka boyutlar, hem de fiziksel dnyaya benzer baka gezegenler vard. Artk fiziksel evrenin Makro adama yaratabilecei byk
M.S.2150

127

sorunlar kalmamt, ama fiziktesi evrenin eitli boyutlaryla ilgili zmlenmesi gereken nemli sorunlar vard. M.D. bana dier boyutlarla ilgili pek ok bilgi verdii halde, ben bunlarn ounun idrakimin zerinde olduunu dnerek, iinde bulunduum g durumla ilgili sorular sormaya baladm. M.D.'ye ay iinde nc bilin dzeyine nasl ulaabileceimi sormaya karar verdim ama M.D.'nin bile yantn bilmedii bir soruydu bu. Daha nce hi kimsenin sadece aylk bir sre iinde farkndaln, birinci bilin dzeyinden nc bilin dzeyine ulaacak biimde artramadn renmek cesaret krcyd. Yine de M.D.'ye gre, kimsenin baaramam olmas bunun imknsz olduu anlamna gelmiyordu; nk burada imdiye kadar hi denenmemi yepyeni bir etken devreye girmiti; M.D. bu yeni etkeni 'ikiz ruh yardmyla zaman-mekan nakli' diye adlandryordu. M.D.'ye gre, astral bedenimin 2150 ylma getirilmesi ve zel olarak retilmi fiziksel bir bedene yerletirilmesi ileminin gerekletirilebilmesi benim Makro potansiyelimi gsteriyordu. Baka bir anlatmla, eer ben m-M (mikrokozmik-Mak-rokozmik) tekml sreci boyunca yeteri kadar yol almam olsaydm, bunlarn gereklemesi mmkn olmazd. Ayrca Lea benim ikiz ruhum olduu ve dokuzuncu bilin dzeyine erimi bulunduu iin, yaknda benim de en azndan nc bilin dzeyine ulamam olaslnn yksek olduu dnlmt. Sorun, bana tannan srenin ok ksa oluuydu. Ve bu sreyi uzatabilmek iin M.D.'nin yapabilecei hibir ey yoktu. Ama benim Lea'ya bal oluum, Lea'nn da dokuzuncu ve onuncu bilin dzeyindeki herkesin zihinsel gleriyle iliki iinde bulunuunun Makro Balant kurma isteimin ve inancmn kuvvetlenmesi dorultusunda saysz yarar salayaca hesaplanmt. Sonra, ilk Makro Balant'y bu kadar erken deneyimle128
Makro Balant

mi olmam gerei de vard. M.D., bu yzden nc bilin dzeyine hzla ulaabilme olaslmn nemli lde arttm vurgulayarak, bir an evvel Makro Balant kurmak zere yeni bir deneme yapmam nerdi. "imdi mi?" diye sorduumda, M.D. evetledi. O srada Carol ieri girdi. Carol'a M.D.'nin nerisinden sz etmeye gerek kalmadan, o dncelerimi telepatik olarak alglam ve bana yardma gelmiti. Yanma oturdu ve hemen Makro Balant kurmak zere bana katlmak istediini belirtti. M.D.'den Makro drt vermesini rica ettim. Video ekran yeniden ipnotize edici izgi ve renklerle doldu. Bunun yan sra, inanlmaz lde heyecan veren, ama elikili biimde ayn anda insan geveten tnlar bedenimin tm hcrelerinin ve zihnimin her noktasnn iine iliyor ve onlar genletiriyor gibiydi. Biraz sonra kendimi byk huzur, sevin ve honutluk duygular iinde gl bir rmak olmu akarken buldum. Anszn rmak gcn yitirdi, sular kendi stnden geriye akmaya balad ve karard. Tnlar, sanki geriye akan sular beni ondan uzaklatryormu gibi, giderek hafifliyordu. Birden korkuyla buz gibi ter iinde kaldm, lgn gibi tnlara ulamaya alyordum. Oysa telam arttka, tnlar daha da silikleiyorlar di. Zihnimin gerilerinden bir yerden Konfys'n sevgiyle ilgili bir tanmlamas kopup geldi -kk bir gldeki iki balkla ilgili bir eydi. Gl kurumaktaym. Balklar dayanma iinde engin l ap, baka bir gle ulamlar. Buraya gelince birbirlerinden ayrlmlar ve kendi yollarna gitmiler. Birbirlerini brakmalar konusundaki sezgilerinin sevgi olduu sylenir. Bunu neden dnmtm? Benim u andaki durumumla ne ilgisi vard? zgr brakma, olan neyse onun mkemmel olduunun -ki bu anlayn tam idrakine ancak onuncu bilin dzeyinde varlabiliyordu- bir tr kabul anlamna m geliyor129
M.S. 2150

du? Makro Balant'y engelleyen benim ona ulama telam myd? O kadar hzl geri dnyordum ki, neredeyse balant kopmak zereydi. Bedenime, zihnime ve duygularma gevemek iin aba gstermekten vazgeip, imdi, gemite ve gelecekte, her zaman 'olmakta olann' mutlak mkemmelliini fark etmelerini emrederek, tm umudumu 'her eyi kabul' ilkesine baladm. Zihnimde gizli bir ke bu elikiyi komik buldu ve bir eye lgnca tutunarak onu elimde tutabileceimi sanmaktaki aptalca cesaretime gld. Bu gl beni rahatlatt. Geri aka kar koymaktan vazgeip, bu akn gcnn ve gzelliinin farkna varmaya baladm. O zaman sular beni frl frl dndrd, en tepeye ykseltti ve hzla ileri frlatt. Irmak berraklat, parlad ve glendi. Yolu bu muydu? Hep bu yolla m baarlmt? Zihnim bana oyun mu oynuyordu? Deiiklik gerekten sadece benim zihnimin iinde miydi, kendi endiemin rn myd? imdeki gl byd, tm varlm doldurdu. Felsefi bilmeceleri hep sevmiimdir, ama bu olaanstyd! Kendimi btnyle bu duygusal ve zihinsel devinime brakarak, sonu gelmez gibi grnen bir boyuttan dierine sevinle akp durdum; ardndan da usuz bucaksz okyanusa ulaarak Makro Balant'nn o dile gelmez cokusunu yaadm. En sonunda gzlerimi tekrar atmda, Carol mutluluktan parlayan baklaryla bana glmsyordu. "Makro Balant'ya ikinci kez ulatn Jon" dedi sevin saarak, "hem de aradan bir gn bile gemeden."

"Ama az kalsn ulaamyordum, bana yle geldi" derken Carol'un baaramadm kavradm. Benim adma duyduu mutluluk iime iledi. "Her ey kendine uygun zamanda gerekleir Jon. Bunu anlamay ve kabul etmeyi renmek zorundayz. Irma doa130
Makro Balant

sndan hzl aktamazsm. Haydi gel, alktan lyorum!" Makib'inden kk bir tablet kararak, birini bana uzatt. "Bu ne?" diye sordum. "le yemeimiz!" "Neyimiz?" diye sordum inanamayarak. Bu arada Carol duvara doru gitmi; saydam, arl yokmu gibi grnen su dolu iki kupayla geri dnmt. "te bu sihir!" dedi. "Eer tableti yutar ve bardaktaki btn suyu iersen, akama kadar ackmayacan konusunda sana gvence veririm." Sonra kendi hapn yutup, suyunu bir dikite iti. Onun gibi yaptm, bir iki saniye iinde doyurucu bir yemekten yeni kalkm gibi kendimi tok hissettim. Ayrca Carol bana bu hapn bedenimin alt saat boyunca gereksinme duyaca tm besin deerlerini dengeli bir biimde ierdiini syledi. Ona pek beendiim, lezzetli yosun biftei gibi kat yiyecekleri neden zahmet edip de gelitirdiklerini sorduumda, Al-fa'da hep birlikte yemek yerken yiyeceklerden tat almaktan holandklarn, ama baka ilerle urarken tabletleri kullandklarn anlatt. "Baka ilerden sz etmiken" dedi, "senin iin dier renim basamaklarmdaki rencileri grmeye gitme zaman geldi." Ktphane aratrma binasndan ayrlp, leden sonra gneinin keyif verici scaklnda yava yava yrdk. Yolu brakp, ulu aalarn glgesinde rencilerin elence alanlarna doru ilerledik. Tatl taze havay soluyup, bylesine bir gzellii, dinginlii ve sevinci deneyimleme frsatn bulduum iin inanlmaz lde ansl olduumu dndm. Carol, Alan'a nce hangi elence alann ziyaret etmemizin uygun olacan danmak iin makib'ini kulland. Bu davran bende merak uyandrd. "Telepati gcn olduu halde, dierleriyle konumak iin neden makib'ini kullanyorsun?" Glerek, "Snrl telepati gcmle ancak ok genel mesajM.S. 2150

131

lan alabilir veya gnderebilirim." diye yantlad. "Eer bir insan yaknmda deilse, gcm mesajn btnln iletim sresince korumaya yetecek kadar net deil." "Yani bu, televizyon veya radyoda kanal aramaya m benziyor?" diye sordum. "Evet, bu iyi bir benzetme. Alnan mesajn anlalrl gndericinin gcne ve alcnn duyarllna bal." Bir an sustu, sonra ekledi: "Gerekte sadece dokuzuncu ve onuncu bilin dzeyindekiler birbirleriyle tamamen telepatik olarak haberleebilirler." "Peki, durugr, gelecei ve gemii bilme, PK (psikokinezi) gibi dier Makro gler iin de bu byle mi?" "Kural olarak" diye yantlad, "Makro gler dk far-kmdalk dzeylerinde bir lde snrldr. Gerekte nc ve drdnc dzeydekiler bile yedi Makro gce kyasla ok daha fazla Makro nitelii -sevgi, yneticilik ve bilgelik niteliklerini- edinme asndan gelikinlik gsterirler." "O halde" dedim, "Makro glerini mkemmel bir biimde kullanabilmek iin

dokuzuncu veya onuncu farkndalk dzeyine erimeyi beklemek zorundasn." "Bu doru" diye yantlad. "Biraz evvel kullandmz su dolu kupalar neden zihin gcmle almadm imdi anlayabilirsin. Sadece kupalar fazla aba harcamadan getirebilirdim, ama onlar suyla doldurmak ve dkmeden hareket ettirmek iin gerekten uramak zorunda kalacaktm. Bu da hem uzun srecek, hem de beni yorgun drecekti." "Bunun seni yoraca aklma gelmemiti" dedim ararak. "Gerek gcn, ancak her eyi olduu gibi kabul edip, istek ve inan duyarak kazanldn imdiden renmeye baladn. Biz Makro glerimizi ilk kullanmaya baladmzda, hemen hemen hepimiz ne kadar ok denersek o kadar etkili sonu alabileceimiz kansna vardk. Ama bu almalar neredeyse dayanlmayacak kadar byk enerji istiyor."
132
Makro Balant

"O halde, bunun sadece bir uygulama, yani pratik yapma meselesi olduunu mu sylemek istiyorsun?" dedim. Glmsedi ve "Evet yle" dedi, "ayn zamanda duygusal ve zihinsel bir disiplin meselesi. Bizim sorunumuz ise, yaamlarmzn bylesine mutlu ve huzur dolu olmasnn verdii rahatlkla, uygulama yapmak iin gerekli istei pek sk duymamamzdan kaynaklanyor." "Hmm" dedim, "belki bu Makro toplumda bym, amacna ulamak iin sonsuza dek zaman olan senin gibi biri iin dorudur, ama benim sadece aym var; ya bu sre iinde kendi amacma ulaacam, ya da yaammn geri kalan blmn geirmek zere 20. yzyla dneceim." "Kesinlikle yle" diye yantlad Carol, "dokuzuncu ve onuncu bilin dzeyindekilerin seni buraya getirmekte istekli olmalarnn nedeni de bu. Senin yitirecek daha ok eyin olaca iin Makro toplumda imdiye kadar hi kimsenin sahip olmad lde byk bir drt seni harekete geirecekti." "Tamam!" dedim. "alma yapmaya hazrm. Nereden balyorum?" "ok gzel! Benim de beklediim buydu. Senin istemen gerekiyordu, biz seni almaya zorlayamazdk." Kollaryla beni sararak, yzme abucak pckler kondurdu. "Tamam, tamam" diye aka yollu takldm. "Bahse girerim ki, dll koullandrma yntemi ile nl u yal B.F. Skin-ner bile senin davran ynlendirme tekniklerini onaylard." "Skinner'i tanmyorum" dedi, "ama kendini dllendirilmi hissettiin iin memnunum. imdi ie balayalm ve biraz PK denemeleri yapalm. Bakalm u akl tan ayamn dibine getirebilecek misin?"
Burrhus Frederic Skinner: 1904 doumlu ABD'li ruhbilimci. dllendirme yoluyla koullandrma kavramna dayal bir renme yntemini inceledi. 133
M.S.2150

Gsterdii taa baktm ve kk olduu iin kolay bir balang olacana karar verdim. Yerinden kaldrmak iin hayali parmaklarm uzattm, ama kmldatamadm bile. Carol, "Sert davranyorsun. Makro Balant deneyimini hatrlayarak geve" diye neride bulundu. Makro Balant'yi az daha nasl yitirecek gibi olduumu hatrlaynca, becerebildiim lde kendimi zorlamay braktm, ardndan da zihnimi mutluluk dolu bir dinginlik iinde buldum. Yavaa taa yneldim ve onu kolayca gz hizasna dek kaldrdm. Sonra bamzn stnde havada oynatp, zikzaklar izdirdim. Bir iki dakika boyunca, baaryla PK

uygulayabilmenin o alk olmadm sevincini yaadm. Hzla artan ve tm bedenime yaylyormu gibi grnen bir yorgunluk hissetmemi olsaydm, belki de hemen daha byk cisimlerle deneme yapmak isteyecektim. akl tan drdm. Carol dnceli bir ifadeyle glmsedi. "Yorgunluktan sz ettiimde ne demek istediimi imdi biliyorsun. Ama Makro Balant'y ok yeni deneyimlemi olduun iin, ola ki yorgunluun etkisini zihninde bu deneyimi yeniden canlandrarak giderebilirsin. Haydi bir dene." Ayakta bile duramayacak kadar yorgun olduuma karar verip, yumuak, mis kokulu otlarn zerine uzandm ve Carol' un nerisine uymaya altm. Yorgunluum hatrlamama engel oluyor gibiydi; zgrce akma duygusunu iimde yeniden canlandrana, Makro Balant'nn etkisinin enerjimi olduka yenilediini kabul edene dek bir sre geti. Yavaa ayaa kalktm. "Pekl" dedim, "dersimi aldm: Makro gleri uygulama konusunda arya kama!" Carol bir an bana bakt, sonra "Naslsn?" diye sordu. "Enerjin byk lde yenilendi, biraz daha denemek ister misin 134
Makro Balant

"Hayr" diye yantladm. "Bir sre beklemenin daha iyi olacan dnyorum." Bunu syler sylemez gerei fark ettim, Makro Balant'y hatrlamak ylesine ho ve yattrc bir duygu yaratmt ki, iimde Makro gleri uygulamaya ynelik bir istek kalmamt. "Bu doru" dedi Carol. Belli ki telepati gcn kullanmt. "Makro Balant'y zihninde tekrar canlandrmak enerjini yenileyebilir, ama ayn zamanda seni yle haz dolu bir doyuma ulatrr ki Makro almalar iin gerekli abay srdrme istein byk lde azalr." "Tanrm!" diye haykrdm. "Ne kadar ok Makro Balant deneyimler seniz, byme ve deime isteinizin de o oranda azaldn sylerken, hepinizin anlatmaya alt buydu!" "Evet, doru" diye yantlad Carol. "Ama bu sadece dk Makro bilin dzeyleri iin geerli. Bir kere dokuzuncu dzeye eritin mi, bu duyguyu hemen hemen hi yaamazsn; onuncu bilin dzeyinde ise gerekte her trl gelime ve renmenin gerei olan baarszlk/baar olgusunu deneyimle-mekten kanmaya ynelik tm mikro isteklerden tamamen zgrleirsin." akl tan yeniden oynatarak almay srdrmek iin kendimi zorladm ve biz yrrken onu da nmz sra zplatmaya baladm. Carol elimi tuttu ve hafife pt. "Gryorsun, onlar haklym! Senin herkesten fazla istein var." Sonra gld ve "zerimde o kadar iyi bir etki braktn ki, sana yardmc olacam, bylece abucak yorulmazsn" dedi. Bunu sylerken benimle birlikte srayla nmzdeki ta zplatmaya balad. Birka dakika boyunca bu rahatlatc ve basit PK kullanmn srdrdk; bu srada yine biraz yorgunluk duyduysam da bu az nceki tketici yorgunluktan ok farklyd. PK deneyimini, geni yaprakl allklardan oluan bir itle evrili bir akla ulanca sona erdirdik. Buras, Gamma binamzn eyM.S.2150

135

rek mil tesinde yer alan, birinci snflara ait bir oyun alanyd. Kocaman oyun alan, bir kenar yz seksen metre uzunluunda olan bir kare biimindeydi ve zerinde alayanlar, geni kumsall glckler bulunan bir akarsuyla evrelenmiti. Birka engel adyla bildiim alete benzeyen bir sr jimnastik ve oyun

aleti, alan benek benek kaplyordu. Onlar grnce iimden, drtte bir boyumda olup da, tnel kaydraktan kayabilmenin veya on be metrelik yatay merdivenin bir ucundan dier ucuna tutuna tutuna gidebilmenin cokusunu yaama istei geldi. Carol bedensel oyunlarn yetikinler iin de nemli ve elendirici olduunu vurgulayarak, her Gama'da byklere ynelik benzer oyun alanlarnn bulunduunu syleyip beni artt. Ortada toplar, tahta kutular, eitli boy ve biimde oyuncaklar ve imdiye kadar hi grmediim eitici oyunlar vard. Alt haftalk ile ya arasnda yz kadar ocuun yan sra ocuklardan fazla yetikin grmek de artcyd, neredeyse bir ocua iki byk dyordu. aknlm hisseden Carol, ilk drt renim basamanda bulunan herkesin daha byk basamaklardaki rencilerden seilmi aabey ve ablalar olduunu hatrlatt. nc ve drdnc basamaklardaki Alfa eleri, genelde yine Alfa ifti olan bir aabey ve bir abla tarafndan gzetiliyorlard. Ancak birinci ve ikinci basamaklardaki her ocuun, sadece sekiz, dokuz ve onuncu basamaklardaki renciler arasndan seilmi veya renimini bitirmi gnlllerden oluan be aabey ve be ablas vard. Oyun alannda yrrken, psikologlarn ta 20. yzyln ortalarnda bile- ocuklarn zihinsel veya fiziksel adan beklenen lde geliebilmeleri iin yalnz yeterli beslenmeye deil, bunun yan sra pek ok eye de gereksinme duyduklarn bildikleri aklma geldi. Oysa 20. yzylda sadece yetersiz beslenme nedeniyle her ocuktan biri kalc biimde zarar gr136
Makro Balant

yordu. Beslenmenin tesinde psikolojik gereksinim sz konusuydu: Sevgiyle benimsenme, daha bilgili byk ocuklarla veya yetikinlerle szcklerle kurulan iletiim ve snrsz aratrma olanaklar. Son ikisi ou kez yle zetleniyordu: "Zengin bir eitlilikteki zihinsel ve fiziksel drtler." "Evet" diye dndm, Makro bymenin bilgisi 20. yzylda hazrd, ama mikro adam bu bilgiyi gelitirme konusunda ne istek ne de inan duydu. Psikologlar ve psikiyatristler bile kendi z ocuklarna, onlar sevgiyle benimsediklerini her zaman hissettiremiyorlard. Bu durum byk lde, yetikinler olarak bizim kendimizi, erken yalardaki deneyimlerimizin piyonlar saymamz gibi snrl bir mikro kuram hi irdelemeden kabullenmemizden kaynaklanyordu. niversitelerde pek yaygn olan bir yorumu hatrlaynca glmsedim. Doktora yapm birinin, tm bu samalklarla uramak zorunda kalaca iin kendinden gerekten nefret edecei sylenirdi. Eer doktorasn kazanabilmi biri salkl ve dengeli bir yaamla ilgili kuramlar uygulamaya nasl geireceini hl bilemiyorsa, bu kesinlikle doruydu. Ayrca yaamnn geri kalan blmn de, tedaviye ynelik zihin sal kavramlarn bakalarna retmenin ardna gizlenerek geirip, bunlar kendi yaamna aktarmaya almaktan kurtulabilirdi. nl bir deyii hatrladm, yle diyordu: 'Becerebilen yapar, beceremeyen retir.' Yirmi ksur yl mikro dnyaya zg biimde eitim grdkten sonra, bu szde gerek pay olduuna inanma eilimindeydim. Oyun alannda dolarken, yetikin btn aabey ve ablalardan telepatik olarak "ho geldin" mesajlar aldm. Birinci basamaktaki kklerin zeklarna ve bedensel becerilerine hayran olmutum. Carol'a, "Bu ocuklarn hibirinin henz yan bile doldurmam olduuna inanmak ok g" dedim. "Evet" diye bayla onaylad, "yeterli beslenmenin yan s-

137
M.S.2150

ra senin biraz evvel zerinde dndn ruhsal gereksinim de geni biimde yant bulduunda, hem zihinsel hem fiziksel gelimenin, mikro adamn eriebileceini hi ummad llerin kat kat stnde hzlanabildiim kantladk." "Ama imdi gel de, ikinci renim basamandaki rencilerin eitim-oyun alanna gidelim" diye nerdi. Birinci basaman eitim-oyun alann evreleyen, dallar birbirine girecek biimde bym itteki bir aralktan karak, geit vermez grnen bir baka ite varana kadar yaklak yz metre yrdk. Bir aklk bulup, ikinci basaman oyun alanna girdiimizde, bunun birinci basaman eitim-oyun alanndan en az iki kat daha byk olduunu fark ettim. Bu byk elence alanna dalm eitici aralarn eitlilii karsnda bir kez daha akna dndm. Elbette bunlar ok daha karmakt ve ilerinde yapm son derece g bebeklerle tamamlanan, minyatr Gama birimleri kurmaya ynelik yap malzemeleri de vard. ok sayda engel tipi trmanma ve sallanma aletleri, labirent grnmndeki salncak ubuklarnn yardmyla havaya on be metre ykselerek, maymun e-vikliiyle sallanan kk ocuklarla doluydu. Bir kenar en az iki yz elli metre uzunluundaki kare biimindeki alan, ikinci basaman yz rencisiyle iki yz aabey ve abla iin hi de dar saylmazd. Bu kez dolarken, kendimi sadece yetikin renciler deil, kkler tarafndan da sk sk telepatik olarak selmlanr bulunca ardm. Bilgi edinmek iin Carol'a dndm. "Nasl oluyor da, bylesine ok ocuk telepatik g kullanabiliyor?" diye sordum; bu becerikli ocuklara kyasla geri kalmm gibi bir duyguya kaplmtm. "Son on yl iinde, sadece nc renim basamann sonunda en az ikinci bilin dzeyine ulaabilecek yetenekteki ruhlar Makro toplumda domay setiler." "Vay be!" diye dndm. Bu ayrm yapmakszn tm do138
Makro Balant

kuz yamdakilerin benden daha ileri bir bilin dzeyinde olduklar anlamna geliyordu. "Sen ne zaman nc bilin dzeyine eritin?" diye Carol'a sordum. "Beinci renim basaman bitirmeden" diye yantlad. Sonra afacan bir ifadeyle glmseyerek, "Endielenme" diye ekledi, "senin Alfa ein olmamn renmemi hzlandracana ve ok yaknda drdnc bilin dzeyine ulaacama eminim." "Tm yaam boyunca ikinci bilin dzeyinde kalan kimse var m?" diye sordum. "Gerekte," diye yantlad, "elli yl akn bir sreden beri, onuncu renim basaman tamamlam olup da nc bilin dzeyinin altnda bulunan hi kimse yok." "Bu da olduka gelimi ruhlar ekiyorsunuz anlamna geliyor" dedim. Carol bayla onaylarken, benim dikkatim, hem bireysel hem de gruplar halinde, aka yarmaya dayal spor karlamalarna katlan birka grup ocua yneldi. "Anlamyorum" dedim. "Ben Makro toplumun yarmaya ynelik etkinliklere kar olduunu dnyordum." "Biz sadece birilerinin mutluluunu zedeleyen yarmalara karyz." "Ama oyunlarda kaybetmek, kaybedenin benliini zedelemiyor mu?" diye sordum. "Hibir zaman" diye yantlad. "Gerekte, 'Makro benlik' anlayna ulamak iin

baarszlk-baar olgusunun nasl kabul edileceini renmek asndan bu kesinlikle gerekli." "Yine de" diye szlerini srdrd, "dnya nfusunun ounluu en temel gereksinmelerini karlayamamann acsn ekerken birka kiinin gsteri iinde yaamasna izin veren, 20. yzylnz kirleten ve yamalayan mikro rekabet tr, ykc bir yarma biimidir. Bu, toplumunuzu yok etmi ve daha iyi bir toplum -Makro toplumkurma istei uyandrm, bencilce bir mikro davran eididir." st basamaklardaki rencilerin oyunlarda kazananlara 139
M.S. 2150

gsterdikleri tepkileri inceledim. Sonuta hem kazanan hem kaybedenlerin ayn sevgiyle kabullenildiklerine karar verdim; kazananlar sadece psikolojik adan olumlu biimde destekleniyordu. Carol, "Biz, baarszla urama korkusuyla tm baarlardan da uzak durursak, yaamn lesiye skc olacan kabul ederiz" diye ekledi. "Baarszlk korkusu yalnzca mikro adamn sorunu -Makro toplumun deil." Carol'un son syledikleri zerinde dnrken, byk bir yzme havuzu boyunca yryorduk. Birden havuzdaki btn ocuklarn mkemmel yzcler olduklarn fark ettim. Bu gzlemimi dile getirdim. Carol "Birinci renim basamandaki tm ocuklar" diye aklad, "iki yanda yzmeyi renirler ve ikinci renim basamana geldiklerinde hemen hemen hepsi suyun iinde karada olduu kadar rahat hareket edebilirler. Tabii herkes yl boyunca gnde en az bir kez yzer, bylece pek ok altrma yapm oluyoruz." "Ve biz altrmayla reniyoruz" diye ekledim. "Altrmadan sz etmiken, zerinde almaya balayabileceim dier Makro gler hangileri?" "Sorduuna gre," diye Carol yantlad, "Makro grn -durugrn- gelitirmeye balamann tam zaman. ocuklara bak ve bana kk plak bedenlerini evreleyen auralarndaki renkleri grp grmediini syle." Alglarm kontrol ederek dikkatle baktm. "Byle olacan sanmyorum" dedim, "ama belki de neye bakacam bilmiyorum." "nsan aurasm, onu kuvvetlendirerek yanstan tunikler olmadan gremeyebilirsin" diye yantlad Carol, "ama belki de bu gerekli inanc salayacak n bilgilerden yoksun olduun iindir. Brak da sana bu konuda baz eyler anlataym." "Her eyden nce" diye balad, "aura, insan ruhunun elek140
Makro Balant

triksel masyla oluur ve durugryle renk olarak alglanr. Bir insann aurasmdaki renkleri inceleyerek herhangi bir zamandaki bilin dzeyini ve duygusal dengesini syleyebiliriz. rnein, mikro bak asna sahip birinin aura renkleri birbirine karma eilimdedir ve bu yzden bulanktr. Eer fkelenirse auras kpkrmz olur. Kskanlk duyduunda hastalkl bir yeil-sarya dnr; bu da bencilce amalar yznden yalan syleyen insann aura renkleriyle benzerdir." "Aka aura grdne gre, benimkini tanmlamaya ne dersin?" diye nerdim. "Peki Jon" diye yantlad. "Auran bedeninden yaklak otuz santimlik bir mesafeye kadar yaylyor -ki bu mesafe farkmdalk dzeyin gelitike artacak- ve u andaki baskn rengi, iinde mor, sar ve yeiller bulunan yeilimsi ho bir mavi. Seninle ilk karlatmzda birinci Makro Balant'ndan nce bu renkler byle duru ve belirgin

deildi, daha ok gri tonlar ve turuncuya alan pembeler vard. Ayrca auranda, onuncu bilin dzeyinin hakim rengi olan ve kusursuz dengeyi yanstan beyaz renk de yer yer grlyor." "Kendime senin gzlerinle bakmak ilgi ekici. Teekkrler! imdi auralar, onlar yanstan bir tuniin yardm olmakszn grmeyi nasl renebilirim?" diye sordum. "nce, son Makro Balant deneyimini tekrar hatrlamaya al, bu titreimini ya da farkmdalk dzeyini ykseltecek, bylece eski mistiklerin dedii gibi nc gzn kullanabilirsin. Bu, dk titreimli fiziksel bedenlerimizde hapisken st dzey titreimleri grmemizi salayan beyin epifzi ile ilikilidir." "Sonra" diye szlerini srdrd, "insanlara dorudan bakmak yerine, onlarn evrelerine bakmay denersen, belki de balarndan ve omuzlarndan yaylan renkleri grmeye balayabilirsin." Aklma pek ok soru geliyordu; ama ben daha soramadan
141
M.S.2150

Carol, ayrntlar daha sonra M.D.'den renmemi, imdi zamanm altrma yaparak kullanmam nerdi, ben de bunun zerine yine son Makro Balant'm hatrlamaya altm. Bir dakika bile gemeden kendimi aura grmek iin alma yapmaya hazr hissettim. Carol'a dndm ve dorudan ona bakmak yerine evresine bakmay denedim. nce her ey biraz flu gibi geldi, ama baklarm ayarladmda, bann stnde parlayan sevimli parlak renkleri grmeye baladm. "Haklsn" dedim, "ban ve omuzlarn evreleyen renkleri gryorum, ama ie ve da doru silikleiyorlar. Sen de byle mi gryorsun?" "Hayr Jon" diye yantlarken, gsterdiim baar nedeniyle mutluydu. "Ama biraz daha altktan sonra renkleri ok daha belirgin greceksin." "Gzel, o halde devam ediyorum" dedim. Kklerden biriyle yzen daha byk bir renciyi setim ve baklarm onun aurasma ynelttim. Aurasmdaki renklerin ounu olduka belirgin biimde ayrabildim. Sonra gzlerimi ke evirerek bu kez onun aurasn, ok net gryormuum gibi tanmladm. Carol "ok iyi gidiyorsun" dedi. "Ama hemen imdi baka bir ey denemeni istiyorum. nne doru yaklak be alt metre uzana bak ve ne grdn bana syle!" Gzlerimi evirdim ve dikkatle baktm, ama iimde scack, mutlu bir coku hissetmeme ramen, hibir ey grmedim. "Biraz daha Makro Balant'n hatrlamay dene" diye nerdi Carol, "ama bakmay srdr!" Yaklak otuz saniye sreyle Carol'un nerisini denedim, sonra birden aklm yerinden oynuyormu gibi geldi ve yakkl, gl bir adamn bedenini evreleyen gz kamatrc beyaz fark ettim. "Onu gryorum!" dedim heyecanla. "O, Eli! Onu neden normal biimde gremedim?" 142
Makro Balant

Carol normal szcn kullanmama gld ve "nk u anda Kton'unun bin Deltasn dolamak iin astral bedenini kullanyor" diye yantlad. "Hatrlarsan, sen de buraya ilk geldiinde sadece astral bedenini tayordun. Sonra senin iin hazrlanm fiziksel bedenine girdin." "Evet" dedim sylediklerini dnerek. "Ve rencilerden bazlar beni bu fiziksel bedene girene kadar grememilerdi." "Gerekte," dedi Carol, "sadece dokuzuncu ve onuncu bilin dzeyindekiler durugr asndan srekli farkndalk iindedirler, bu yzden Alfa'mzda herkes bir astral yolcuyu

bazen gzden karabilir." "Astral bedende dolamann yarar ne?" diye sordum. "Eh," diye yantlad Carol, "Fiziktesi boyutlardan birine yolculuk yapabilmenin tek yolu bu. Ama st bilin dzeyinde bulunanlarn bu yolu sk sk kullanmalarnn nedeni, fiziksel bedeni oraya buraya tamaktan ok daha az enerji gerektirmesi. Astral yolculuk, pek ok yere yorgunluk duymadan annda ulamay mmkn klar." "Ne demek istiyorsun, Carol?" diye sordum. "Ben buraya ilk geldiimde, yle hibir yere 'annda' gidebildiimi hatrlamyorum, aslnda Lea'yla aratrma merkezine koarken ona yetiememitim bile!" Carol gld. "Bu senin o zaman fiziksel bedende olduunu dnmenden kaynaklanyordu. Seni kstlayan inancnd. Fiziksel bedeninin daha hzl koamayacan dnyordun ve bu yzden de koamadn. Olay bu kadar basit." "Yani sadece astral bedenimi kullandm bilseydim, daha hzl m yol alrdm?" "Dorusu ok daha hzl!" oldu yant. "Iktan da hzl. Elbette bu ancak, sen bunun olabilirliine inansaydm gerekleirdi. Gryorsun, astral bedenin ktlesi yok, bu yzden k hzyla snrl deil. Baka bir anlatmla, astral dzeyde zihnin hantal, youn bir fiziksel madde tarafndan engellenmez, by143
M.S.2150

lece bir dnce, sonularn hemen tezahr ettirir. Sen sadece gznde canlandrrsn ve o olur. Onuncu bilin dzeyinde-kiler ayn eyi fiziksel bedenleriyle de yapabiliyorlar, ama bu daha yksek dnce enerjisi gerektiriyor." Bam salladm ve Carol'a dnerek bardm: "alacak ey! Bunu yapmay renmeyi gerekten isterdim." Carol, Eli'nin durduu yere bakarak "Biz en iyisi nce telepatik adan ustalmz artralm" diye yantlad, sonra tekrar bana bakt. Ben de onun ardndan Ktarmz'n durduu noktaya baktm, ama o oktan gitmiti. "Bu kadar abuk nereye gitti? Baka bir Deltaya m?" "Daha ok alman gerek Jon" diye uyard Carol. "Hem bize gnderdii selm hem de Lea'y grmek zere bizden ayrlaca konusunda sylediklerini kardn." Eli'nin mesajni alamadm iin utanmtm. Oysa telepati gcm olduka iyi kullandm dnyordum, ama bu olay beni kendime getirdi. "Onunla ben de gerekten konumak istemitim. Sanrm daha ok almam gerek." Vardm zc sonu bu oldu. Aklma birden bir baka soru geldi. "Sylesene, onun bir Ktar olduundan sz ettin. Merak ediyorum, btn yneticilerimiz onuncu bilin dzeyinde mi?" "En sttekiler evet," diye Carol yantlad. "100'er milyon Muton yesinin nderleri olan Mutarmzla 10'ar milyon Kton yesinin nderleri olan otuz Ktar'n hepsi onuncu bilin dzeyinde. u anda onuncu bilin dzeyinde bulunan 127 kiiden Mutar ve Ktar olanlarn dndakiler ise Ztar olarak grev yapyorlar." "Bu da" diye kestim, M.D.'nin rettiklerini hatrlayarak, "onlarn birer milyon yesi olan Ztonlar'm nderleri olduklar anlamna geliyor." Carol bayla onayladnda, ekledim: "Ve sizin 300 Ztonunuz olduuna gre, dier Ztarlar'm dokuzun144
Makro Balant

cu bilin dzeyinde bulunduklarn sanyorum." "Doru" diye bayla evetledi, "u anda dokuzuncu bilin dzeyine erimi 3306 kii

bulunduu iin, 100'er bin kiiye nderlik eden 3000 Atar konumu da bu dzeydekiler tarafndan dolduruluyor." "O halde mantksal srayla, dokuzuncu bilin dzeyinden Atar olmayan birka kiiyle sekizinci bilin dzeyindekiler Del-tar oluyor." "Evet" dedi, "39.000 kii sekizinci bilin dzeyinde olduuna gre, 30.000 Deltar konumu iin bu dzeyde gereinden fazla insan var; geri kalanlar ise Gama nderleri olarak grev yapyorlar." "Ama 300.000 Gamar konumu olduu iin," diye tahmin yrttm, "geri kalan konumlar yedinci bilin dzeyinde olanlar tarafndan dolduruluyor olmal." Aklm kurcalayan bir soruyu belirgin hale getirmek iin bir an sustum. "Pekl" diye devam ettim, "belki sen bana dokuzuncu ve onuncu bilin dzeylerine bugne kadar en erken hangi yata ulalm olduunu syleyebilirsin." "Bunu M.D.'ye sormalym" diye yantlad Carol ve makib'i araclyla konumaya balad. Ksa bir sre sonra "Onuncu bilin dzeyinin niteliklerini en erken gsteren kii otuz dokuz yandaym, bugnk onuncu dzey ya ortalamas ise 107 imi. Dokuzuncu bilin dzeyi nitelikleri en erken otuz yanda gsterilmi, bugnk dokuzuncu dzey ya ortalamas doksan . Sekizinci bilin dzeyine en erken erime ya yirmi yedi ve sekizinci dzeydekilerin ya ortalamas yetmi yedi" diye rendiklerini aktard. "Bu" dedim, "eer ay iinde nc bilin dzeyine eriirsem, doru yolda olacam anlamna gelir." "Yeni balayan biri iin kt saylmaz Jon, hi kt saylmaz" diye takld Carol; sonra "yimser olduunu grmek beni sevindiriyor, nk bunu baarabileceine nce kendin inan145
M.S. 2150

madka gereklemesi kesinlikle mmkn olmaz" dedi. "En iyisi imdi 3. ve 4. renim basamaklarna gidelim ki sen de kendi kk erkek ve kz kardeinle tanabil" diye szlerini srdrd. "Bir bakasnn yerini mi alacam? Yani onlarn zaten bir aabeyleri yok muydu?" diye sordum. "u anda yok" diye Carol gvence verdi. "Aabeyleri benim senden nceki Alfa esimdi, ama bir baka Delta'daki Alfa' yi tamamlamak zere oraya gitti." Carol'a daha nceki Alfa ei hakknda hi soru sormam olduumu fark ettim, nk bir bakasnn yerini alma olasl kendimi sulu hissetmeme neden olmutu. Sonra, Carol'u daha iyi tandka, benden nce baka birinin onun ei olduunu dndmde, biraz kskanlk duymutum. imdi dncelerimi zenle gzden geirince, iimde hl bu sululuk ve kskanlk duygularndan krntlar buldum. Carol'a onu z-leyip zlemediini sordum. "Pek deil" diye yantlad. "Biliyorsun, biz ok benzer ruhsal tnlar tayoruz, bu yzden ona dilediim her zaman telepatik olarak eriebilirim. Onun da yeni Alfa eiyle benim seninle olduum kadar mutlu olduunu bilmek beni sevindiriyor." Bir baka Delta'ya anlalr biimde ulaacak kadar yetenekli olmasna aarak, "Ama senin telepati gcnn ok snrl olduunu sanyordum" dedim. "Ruhsal tnlar seninkine ok yakn olanlarla telepatik olarak haberlemenin her zaman ok daha kolay olduunu anlayacaksn Jon. rnein Steve'i ele al. Ruhsal tns benimkinden ok farkl; bu yzden gln br yannda bile olsa ondan mesaj alabilmek iin ok uramam gerek. Oysa ruhsal tnlar birbirine ne kadar yaknsa, haberleme o kadar kolay olur ve mesaj kiiye iletebilecek mesafe de o kadar uzayabilir." "Kulaa mantkl geliyor" diye karlk verdim, sonra ekledim: "Syle bana, nasl oldu

da tam ben geldiim srada ba146


Makro Balant

ka bir Alfa'da yer ald? Biri mi ld?" "Oh hayr," diye gvence verdi Carol. " yl akn bir sredir yedinci renim basamanda hi lm olmad. Yine de sk sk biri birka aylna Mikro Adas'nda almak zere gnll olur. Bu da ou kez bir Alfa'nn bir ya da iki kii eksik kalmasna neden olur." "Orada ne tr bir ie gnll oluyorlar?" "Kiisel tekml konusunda eitim hizmeti veriyoruz. ocuklarndan bazlar ve birka yetikin bu hizmetlerimize gereksinim duyuyorlar." "Eer Mikro Adas'ndakiler de 20. yzyln mikro adamna benziyorlarsa, oraya gitmekle baz tehlikeleri gze almyor musunuz?" Carol, "Evet alyoruz" diye kabul etti, "en azndan henz st bilin dzeyine erimemi olanlarmz gze alyor. Demek istediim, dokuzuncu ve onuncu bilin dzeyindeki biri iin bir saldrgan, soyguncu veya katille baa kmak sorun deil, nk gelecei bilme ve telepatiyle ilgili Makro gleri onlar uyarr, PK gleri de onlar rahatsz eden herhangi birini gz ap kapayncaya kadar gerekirse adann ta br yanma yollayverir." "te bir ba belas byle defedilir" diye gldm. Rehberlerine ok sk m saldrrlar?" "Oh evet" diye yantlad Carol. "Makro toplumun bir yesini ldren kii, Mikro Adas'nda yaayanlarn byk ounluu iin hemen bir kahraman haline gelir." "Peki, buna kar sizin tutumunuz ne oluyor?" diye sordum. "Onlar nasl cezalandryorsunuz? Niye ncelikle sizleri ldrmek istiyorlar?" "Son sorunun yantndan balarsak" dedi, "onlardan ok farkl yaadmz iin bizden nefret ediyorlar. Cezalandrma konusuna gelince, onlar elbette cezalandrmyoruz. Sadece dikkatli davranyoruz, bu yzden de en az ikinci bilin dzeyine erimi olanlarn Mikro Adas'na gitmelerine izin veriyoruz, hat147
M.S. 2150

ta onlar bile dokuzuncu ve onuncu bilin dzeyinden biri tarafndan telepatik haberlemeyle korunma altnda tutuluyorlar." "Yedinci renim basamandaki en son lmden bu yana yl getiini syledin. Bu son lm burada m yoksa Mik-ro Adas'nda m oldu?" "Mikro Adas'nda diye yantlad. "Bu ara sra oluyor, ama ou zaman koruma istemeyen byk rencilerin bana geliyor." "Aman Tanrm!" diye bardm. "Neden koruma istemesinler ki?" "Makro felsefenin byk filozofu ve reticisi sa, kendisinin armha gerilmesine hangi nedenle izin verdiyse o nedenden -mikro adama, ruhun bedenden stn olduunu gstermek iin," diye aklad. Bam salladm. "Sadece bakalarna lmden korkmadn gstermek iin ldrlmeyi veya armha gerilmeyi kabullenmeyi asla anlayamam." Carol, "O kadar basit olmadn dnyorum" dedi, "ama imdi en iyisi kk erkek ve kz kardeini bulalm." nc ve drdnc eitim basamaklarnn oyun-eitim alanna giden ksa yolda yrrken, neden bir ocuu gzetmek zere daha byk renciler arasndan zel olarak bir aabeyin ve ablann grevlendirilmesi gerektiini merak ettim. Carol dncelerimi alglad. "Bu imdi belki de eskisi kadar nemli deil, nk zel olarak grevlendirilmesek bile biz bu ilgiyi gsteririz. Ama Makro toplumun balangcnda,

bakalarnn gereksinmelerini telepatik olarak alglayacak kadar gelikin ruhlar fazla deildi, bu yzden hi kimsenin ihmal edilmemesi iin tm rencilerle ilgilenmek zere aabey ve ablalar grevlendirildi. Sonra Kiisel Tekml Rehberlii sistemi gelitirilince, sadece ilk drt eitim basamandaki rencilerin aabey ve ablalar olmas yeterli oldu." "Rehberlikten sz etmiken" dedim, "bu sistem nasl alyor? retmenlikle rehberlik arasndaki fark ne?" 148
Makro Balant

"Her eyden nce" diye yantlad Carol, "biz burada 2150' de, bir retmenin ar bilgi yklemeye almasyla rencileri eylemsiz ya da tamamen bilgi alamaz hale getiren eski retim biimine inanmyoruz. Bu nedenle bizim retmenlerimiz yok. Biz renmeyi, rencinin, iletiim iinde bulunduu bir aratrmacnn zendirmesiyle aba gsterip o bilgiyi kendisinin edindii, aktif bir sre olarak gryoruz." "O halde sen bilginin verilemeyecei, sadece alnabilecei kansndasm" diye zetledim. "Evet. imdi sorunun yantna gelince, aratrmaclar rnein tarm, ekoloji, biyofizik gibi bilim dallarnn uzmanlardr; oysa Kiisel Tekml rehberleri btn bilimsel konularla ve insann tm sorunlaryla urarlar." "Szlerinden aratrmaclarn sadece bir konuda bilgi sahibi olduklarn, ama K.T. rehberlerinizin her konuda her eyi bildiklerini dnyorsun gibi bir anlam kardm. Bunun mmkn olabileceine gerekten inanyor musun?" diye sordum. Kukuculuum Carol'u elendirmiti. "Bu 'her eyi bilmek' ten ne anladna bal. Rehberlerimiz Makro Balant'yla ulaabildikleri Makro farkndalk orannda her eyi biliyorlar. Ama btn sorularn yantlarn bilmekle bu yantlar yaayabilmek farkl eyler." "Bir Makro insan bile Makro yaam mkemmel bir denge iinde yaayamaz" diye ekledi, "nk henz Makro farkn-dala srekli bu farkmdalk iinde kalacak biimde ulam deiliz. yle bir tekml dzeyine eritiimizde -bu bir Makro beden bile olsafiziksel beden gereksinmemizi am olacaz." "Pekl" dedim, "senin sylediine gre, tm sorulara yant verebilen rehberleriniz var, ancak gerek sorun sorulara yant bulabilmek deil, bu yantlar hayata geirebilmek -onlar yaayabilmek. Bu zaten yzyllardr sregelen bir sorun." Ardndan, "Sadece 127 kii onuncu ve 3306 kii de doku149
M.S.2150

zuncu bilin dzeyinde bulunduuna ve bunlar da ynetici olarak hizmet verdiklerine gre, nemli bir rehber anz var demektir," diye srdrdm konumam. Carol "Oh, hayr" diye gvence verdi, "rehber amz yok; nk altnc ve daha st bilin dzeylerinde bulunan herkes K.T. rehberi olarak grev yapar. Bu da otuz milyon altnc, milyon yedinci ve 3900 sekizinci bilin dzeyinden rehber demektir." (bkz. M.D.'den Seilmi Bilgiler blm) Aklmdan abucak baz hesaplar yaptm. "Hepsi 33.003.900 rehber eder. Bir rehbere ona yakn renci dyor. Yine de herkes her gn Kiisel Tekml Rehberi'ne danmaya giderse, altnc yedinci ve sekizinci dzeydekilerin rehberlik dnda baka bir ey yapmaya zamanlar kalmyor demektir. Bu da pek ho bir yaam gibi grnmyor. Rehberler bu

iten bkknlk duymuyorlar m?" "ylesinin skc bir yaam biimi olacan kabul ediyorum" diye yantlad, "ama Allahtan iler hi de dediin gibi kt deil. Demek istediim, sadece renciler rehberlerini her gn ziyaret ederler, ayrca onlar bile buna zorunlu deiller. Makro toplum yelerinin byk ounluu ise K.T. rehberlerini haftada birden fazla grmeye gitmezler." Carol szlerini bitirdiinde, nc ve drdnc renim basamaklarna ayrlm bir kenar dokuz yz metre uzunluundaki kare biimli elence-eitim alanna gelmitik. Burada srdrlen olaanst etkinliklerden grebildiim kadar bile beni etkilemiti. En az otuz tenis kortu, futbol sahas ve her tr jimnastik aleti vard. Kou pistleri, yzme havuzlar da vard ve her alanda yarmalar yaplmaktayd. Carol'a dndm ve "Burada nc ve drdnc basamak rencilerinden ok daha fazla sayda renci var" diye dncemi syledim. "nk beinci ve yedinci basamak rencileri nc ba-samaktakilerle, altnc basamak rencileri ise drdnc basa150
Makro Balant

maktakilerle ilgileniyorlar" diye aklad. "Oh, bu doru, aabey ve abla yntemi!" diye karlk verdim. "Ama nc basamak iin niye iki basamak birden grevlendirilmi? Baz nedenlerden tr zel ilgiye mi gereksinmeleri var?" "Gerekte," diye Carol yantlad, "en fazla ilgi ilk iki basamaktaki rencilere gsterilir. Ama be, alt ve yedinci basa-maklardaki rencilerin ve drdnc basamaklardaki kklere yardmc olmay srdrmeleri, byklerin bu konudaki becerilerini uygulamayla gelitirmelerini salyor." "Makro toplumda birine yardm etmek en saygn i gibi grnyor," diye dncemi akladm. Carol bayla onaylayarak "K.T. rehberlerimizin en ok sayg duyulan sosyal konumlarda bulunmalarnn ve st dzey ynetimde hizmet vermelerinin nedeni bu," dedi. "20. yzylda" dedim, "biz elendirmeye ynelik mesleklere dierlerinden fazla deer bierdik sanrm; nk para ve n gibi en kymetli dllerimizi sinema veya TV'de bizi elendiren kiilere ya da spor yldzlarna verirdik." Carol, "nk mikro adam yle mutsuzdu ki, her trl elenceyi ka yolu olarak kullanyordu" diye aklad, "doal olarak, elendiren kiilere de dierlerinden fazla para deniyordu." "Eitime bitiimiz deerin de pek fazla olduu sylenemez, biliyorsun deil mi?" diye dncemi srdrdm. "retmenlik en dk cretli ilerden biriydi." "Bu doru Jon" diye yantlad Carol. "Mikro adam eitime ok az nem verdi. Bu yzden okullarnz genelde, rencilerine nasl yaratc biimde dneceklerini retmek yerine, onlara olaylar ve ayrntlarn nasl ezberleyeceklerini reten yetersiz retmenlerle dolduruldu. Yabanc dil, cebir ve yksek matematik gibi ortalama insann ok az kullanaca konular iin byk zaman harcanrken, insan davran ve ya151
M.S.2150

am felsefesi gibi en nemli konulara eitim programlarnda ya ok az yer verildi ya da bunlara hi deinilmedi. Ben bu ikisini birlikte deerlendiriyorum, nk insann davran her zaman inanlarnn rndr, inanlar da yaam felsefesini oluturur." Carol szlerini bitirirken, bir olan ve bir kz ocuk koarak gelip ona sarldlar. Gl ve salkl grnyorlard, Mak-ro toplumun btn dier ocuklar gibi fiziksel yaplar son

derece gzeldi. Yaklak on yllarn doldurmu olmalar gerektiini dnrken, Carol telepatik yolla her ikisinin de sadece yedi yanda olduklarn syledi. Bu arada yine telepatik yolla artk 2150'nin deyimleriyle dnmeye baladma iaret ederek bana takld. Sonra beni yeni Alfa ei olarak tantrd, bu yzden ocuklarn da yeni aabeyleriydim. Gzleri benimkileri bulduunda, Makro toplumun yelerinin birbirlerini sessizce selmlamalarnn baka bir nedenini de anladm. Bu sessizlii, telepatik biimde iliki kurmann insana haz veren ince ayrntlar zerinde younlaabilmek amacyla kullanyorlard; bu da her trl korku ve gvensizlik duygusunu ortadan kaldryordu. Olann adnn Neal, kznkinin de Jean olduunu rendim, ama bu selamlama srasnda fark ettiim en nemli ey, onlarla tanmamn iimde -sanki uzun sre nce yitirdiim dostlarmla tekrar bulumuum gibi- coku dolu bir mutluluk uyandrm olmasyd. Carol, onlar birbirimize ok yakn olduumuz baka yaamlardan tandm sylediinde hi armadm. Jean, tenisin bacam yitirmeden nce en sevdiim sporlardan biri olduunu anlayarak bilin dzeyinin gelikinliini gsterdi ve benimle birlikte Carol ve Neal'e kar bir ma nerdi. Fikir kulaa ho geliyordu ama, ben daha nce hi ocuklarla tenis oynamamtm ve oynay biimimin onlara fazla sert geleceinden korktum. Yine de aabeyliin sorumluluunu kabullenerek, bunun ok gzel bir neri olduunu syle152
Makro Balant

dim ve hepimiz raket semek zere bo olan en yakn kortun yaknndaki raflara doru yneldik. Oyuna baladmzda sert vurular yapmaktan kandm, ama imdiye kadar grdm en sert ve en iyi oynanan tenis mann ilk be dakikas sona ererken, Carol'un ve ocuklarn bu oyunda benden ok daha iyi olduklarna inanmtm. Sonra ocuklarn PK glerini kullandklarn fark ettim, pek az vuru karmalarnn nedeni buydu. Eer oyun eim olarak Jean'e yardm edeceksem, benim de bu ii PK gcm kullanarak yapmam gerekiyordu. Otuz dakika sonra ocuklarn PK glerini de benden ok daha iyi kullandklarna inandm. Hl oyuna baladmz zamanki kadar din grnyorlard. Dinlenmek istediimi sylemeye karar verdim. Yakndaki bir mee aacnn glgesinde otururken, ocuklar yaknda tekrar benimle tenis oynamaya davet ettim, nk belli ki epey egzersiz yapmam gerekiyordu. Her ikisi de kabul ettiler. Neal bana dilerini gstererek neeyle gld ve "Tenisin Makro glerimizi, zellikle PK gcmz uygulama isteimizi glendirdiini kefettik" dedi. "nce senin PK yeteneini henz gelitirmemi olman nedeniyle bunun adil bir oyun olmayacan dndk" diye ekledi Jean. "PK glerini henz gelitirmemi olanlarla tenis oynarken bu gcmz kullanmyoruz." Szlerini yantlarken gldm: "Ben de teniste size gre fazla iyi olmaktan korkmutum, ama PK glerinizi kullanarak benim iin bu oyunu hayatmn en ekimeli oyunu haline getirdiniz. Bana sadece tenis egzersizi deil, ayn zamanda da PK egzersizi yapma frsat verdiiniz iin size teekkr etmek istiyorum." Carol ayaa frlad ve "Yzmeye gidiyorum Jon" dedi, "ama sen neden burada kalp dinlenmiyorsun, bylece Makro dans iin zamannda Alfa'ya dnecek gcn olur.''
M.S.2150

153

"Teekkr ler" dedim, "gerekten dinlenmeliyim. O dans da PK kullanarak tenis oynamak kadar yorucu!" Carol ve ocuklar en yakn havuza vardklarnda, benim gzlerim kapanmt.
154

BLM 9

Aynas tir Kiinin


Uyandmda kendimi son derece canl hissettim ve yaklak on saat uyumu olduumu fark ettim. Kari, le yemeine gelemeyeceini, ama akamst her zamankinden erken dneceini bildiren bir not brakmt. Ben de bir an nce gnlme son gelimeleri yazmaya karar verdim ve ie koyuldum. Kari, saat drde doru geldi ve ilk ii bana grdm son dle ilgili sorular sormak oldu. Ona gnlmden okuyabileceini syledim, nk btn gn evde kapal kaldktan sonra biraz temiz hava almak iin dar kyordum. Kari bunun salk asndan yerinde bir fikir olduunu syledi ve ben yapacam yrye hazrlk olarak paltomu, botlarm, krkl apkam giyip boyun atkm takarken, o da gnlmn bana oturdu. Yirmi santim kalnlndaki yeni yam karda zorlukla yrrken ve saatte otuz mil hzla esen rzgrn etkisini daha da artrd neredeyse sfr dereceyi bulan soukta titrerken, 2150'de hi kimsenin iklimi denetim altnda tutabilmenin deerini benim kadar anlayamayacan fark ettim. nsann yiyecek, barnak bulmak veya hayvan -ya da hemcinsinin- saldrlarndan korunmak iin doa koullaryla boutuu nice alar aklmdan geirdim. Bu sorunu bile ortadan kaldrmak iin insann yeterli ibirliini renmesinin ne kadar uzun zaman aldn dndm. zm her zaman ibirlii getirmiti -ya155
M.S.2150

nt ibirliiydi. Ama ibirliinin yararlarn grmek iin uzun vadeli bir bak as -Makro bak as- gerekiyordu. Ksa vadeli adan -mikro bak asndan- insan istedii eyleri sadece bakalaryla ekierek elde ediyordu, bylece kendisi kazanan olurken hemcinsi de

kaybeden oluyordu. Bu ekime, bu rekabet, bu ibirliinden yoksunluk, hem kiileri hem de uluslar her zaman iki ayr gruba ayryordu -sahip olanlar ve olmayanlar. evreme baknca renci birliine dndmden daha abuk geldiimi, kafeteryaya bir bloktan daha az kalm olduunu fark ettim. Karya geip birlik binasna girdim; bir yandan snrken, bir yandan da burada toplanm yzden fazla rencinin iinde bulunduu kt durumu dndm. Yalar genelde 18'le 22 arasndayd, ama benim yamda ve benden biraz daha byk olanlar da vard. Bu rencilerin 2150'dekilerden ne kadar farkl olduklarn dnmekten kendimi alamadm. Boy ve grnm gibi fiziksel farkllklar apak ortadayd, ama beni asl etkileyen psikolojik farkllklaryd. 1976'daki bu renciler korku, kuku ve endielerini, kavga eilimlerini, nyarglarn, yabanclamlklarn ve kendilerini yetitiren kltrn bilinsizliini yanstyorlard. Yine de hemen hemen hepsi ana-babalarndan daha dosta ve ak bir biimde davranacak dzeye gelmilerdi, auralar da onlarn-kinden daha parlak ve temizdi. "Hey!" diye dndm zafer ka-zanmasma, "Aura gryorum!" Ama, 20. yzyla zg nyarg ve endielerimi yanstan kendi auramm 2150'deki insanlara nasl grnd konusu birden aklma gelince, byklenme duygum hemen snd. Bu dncenin verdii skntyla dilerimi sktm ve scak binadan ayrlarak eve doru yola koyuldum. Tuzlanm domuz eti ve yumurta almak iin bir spermarkete uradm. Tipiye ramen maaza orta yal kadnlarla doluydu, birka da yal adam vard. rencilerde grdm canllk ve 156 Aynas tir Kiinin coku burada yoktu. Bu insanlar, rencilerde dengeyi salayan nee ve dostluk gibi duygular barndrmakszn, onlarn btn korku ve kukularn tayorlard. Kk, aptalca fikir ve alkanlklara saplanp, bu saplantlar kendileri iin bir mezar haline getirene kadar her geen yl biraz daha kazp derinletiren, tekdze, kullanm d kalm otomatlara benziyorlar di. Mikro adamn dar, kat yaam kalplar baarszlktan kanmak amacyla kendisi tarafndan tasarlanmt. Oysa bu kalplar onu zamanla, kendi kurduu kk hapishanesinin dndaki dnyayla ba etmekte yetersiz olduuna inandrmaya yarad. Bunlar dnerek raflarn arasnda yrrken, drt-be yalarnda kk bir ocuk koarak keyi dnd, kayd ve ayaklarmn dibine serildi. Hkrarak alayan ocuu hi dnmeden kaldrdm ve onu rahatlatmak iin kollarmn arasna aldm. Hkrklar hemen sona erdi ve ben kaim izmelerle kar elbisesi giymi kk bir kz tutmakta olduumu fark ettim. Gzleri fkeyle kslm, ince dudakl tela iindeki bir kadn tarafndan kollarmn arasndan kabaca ekildiinde ocuk, benim geni glmsememe ekinerek karlk vermek zereydi. Kadn lk la "Pis ellerini benim kk kzma srmeye nasl cesaret edersin!" diye baryordu. "ren hayvan!" "Ama Madam" diye baladm, "ben sadece..." ocuunu skca kavrayarak, "Senin 'sadece' ne yaptn biliyorum!" diye yksek sesle sulad. "Kzma sarkntlk etmeye yelteniyordun. Seni grdm ve senin gibi insanlarla ilgilenecek yasalar olduunu bilmeni istiyorum!" Azgn bir kedi gibi barmas dkknda bulunan pek ok insann bana pheyle bakmasna neden oldu. Kk kzn annesi yle beddua ediyor ve tehditler savuruyordu ki, kendimi savunmaya ynelik inandrc bir sz sy-

157
M.S.2150

lemenin mmkn olmadn hissettim. Ona ve evresini sarm berbat aurasna bakakalmamn dnda baka bir ey ya-pamyordum. Aura sarms yeil hastalkl renklerle lekeli, alevler saan krmz bir ate gibiydi. O srada maazann yneticisi grnd, kar koymam engellemek iin abucak kollarm tutarak beni binann arkasna doru srklemeye balad. Bu arada alveri edenlere benimle gerei gibi ilgileneceini ve yetkililere teslim edilmemi salayacan sylyordu. Ona brosunda renci kimlik kartm gsterip, amacmn sadece ocuu sakinletirmek olduunu nc kez anlatmaya urarken, o hl bana kukuyla bakmay srdryordu. Sonunda -belli ki polisle urama zahmetine katlanmamak iin- beni bir daha asla maazasnda grmek istemedii konusunda uyararak gitmeme izin verdi. 1976 ile 2150 arasndaki farklar arpc bir olay yardmyla grmek isteseydim, ancak bu kadar olurdu. 1976'nm mik-ro dnyasnda her yabanc hrszlk, tecavz, cinayet veya baka bir felakete ynelik olas bir tehlike kaynayd. Kendi drtlerinin ounun farknda bile olmayan mikro adam, bakalarnn da hangi nedenle davrandm gremeyecek kadar krd. Eer auram grebilir veya zihnimi okuyabilir durumda olsalard, ne maksadmdan kukulanr, ne de benden korkarlard diye dndm. Ama byle byk bir farkmdalk iinde olmadklarna gre, bakalarn d grne bakarak, kendi korku, endie ve sululuk duygularnn yaratt sisin ardndan yarglamak zorundaydlar. Eer baz renci arkadalarm arasnda yaygn olduu gibi, uzun sal, sakall ve ypranm grnml giysiler iinde olsaydm bana ne yaparlard diye merak ettim. Belki de imdi, orta yal bir yargc veya jriyi bir cinsel sapk, ayn zamanda da bir anarist ya da komnist olmadma inandrmay umut ederek, bir tutukevinde bekliyor olacaktm. 158
Aynas tir Kiinin

Takma bacamn beni tayabildii kadar hzl, apartmanmza doru yrdm. Mikro adam ve onun spermarketle-riyle bugn yeteri kadar uramtm. Kt hava koullarn mikro adamn vahi paranoyasna yeledim. Eve girer girmez kendimi mekanik bir hareketle kapy kapatp kilitlerken buldum. "Aman Tanrm!" diye dndm. "Ben mikro adamn paranoyak olduunu kantlayan en iyi rneklerden biriyim!" Bu doruydu. Kendimi 1976'da gvencede hissetmiyordum. Sadece 174 yl ileride olan Delta 927'nin temiz, sevimli krlarn, oradaki mutlu dinginlii ve sevecenlii iddetle zledim. Sert arkalkl iskemleme oturduumda, Kari gnlm getirip masaya koydu ve ters gidenin ne olduunu sordu. renci birliinde ve spermarkette bama gelenleri anlatnca, acmasz bir tavrla glmsedi ve "Anlalan yeni Makro glerin sana burada 1976'da, 2150'deki gibi yararl olamyor" dedi, "ya da," durdu ve dncelerini tartarak beni szd, "belki bu gler 1976'da hi ie yaramyor." 2150'nin gerek olup olmadn snamak iin kararlatrdmz deney buydu. Dlerimdeki gelecein dnyasnda kullanmay rendiim Makro glerimi 1976'da uyankken de gsterebilir miydim? Geri aura grmtm ama, biriyle telepatik deney yapmay her naslsa unutmutum, ya da bundan kanmtm.

Masada Kari'in yannda duran gnlme baktm. Yeni gelitirdiim PK gcm kullanarak onu havaya kaldrp yanma getirebilir miydim? "Belki daha kk bir cisimle deneme yapmalym" diye dndm. Ama hayr, deneyi kolaylatrmak istemedim. Btn yapabileceim gnl masadan yere drmek bile olsa, PK gcm yine de kantlanm olacakt. Gnlm kaldrmak iin hayali ellerle uzandm -hibir ey olmad. Yanl olan neydi? renci birlii ve spermarkette gr159
M.S.2150

dm sandm auralar sadece hayal rn myd? Bakalar tarafndan gzle grlebilecek tek Makro g olan PK gcm kantlayamaz durumda mydm? Zihnimle lgnlar gibi uzanmaya altm, masadan drmek amacyla gnl ekmeye, itmeye, drtmeye ynelik abam iki katma kardm; ama artan telamn tersine, gnlk kmldamad bile. "Yava ol!" dedi Kari. "2150'deki glerini 1976'nn souk, kat gereinde kullanamadn yzne baknca belli oluyor." "Ama aura gryorum" diye savundum kendimi, "senin-kinibile!" "Samalama Jon, benim aura grmediimi biliyorsun, ayrca ne sen aura gryorsun ne de tandmz baka biri. ne srdn sanrlar kant olarak kabul etmek ok g." "Ama Kari" diye kar ktm, "bu drst bir deneme olmad -belki biraz daha zaman gerek. Yani yedi Makro gten ancak n ve henz kullanmaya baladm demek istiyorum. Belki sana baaryla gsterebilir hale gelmeden nce almak ve bu gleri gelitirmek zorundaym." "Sadece gereklii kantlanabilir ikisini" diye Kari yantlad. Bu da nceden bilme ve PK olabilir, en abuk ve en iyi kant ise sonuncusuyla elde edilebilir. 1976'daki deneyi neren sendin Jon. imdi gerei ortaya karacak kendi nerdiin denemeyi kabule gnlsz grnyorsun." "Ama bu gce sahip olduumu biliyorum! Onu defalarca kullandm! Tenis man grmeliydin Kari." "Biliyorum, biliyorum" diye Kari karlk verdi. "Hepsi gnlnde yazl. Sorun bunlarn senin d dnyanda olmas... benim yaadm yerin gereinde deil." "Biraz daha zaman gerek" diye tekrarladm. "Gzel" diye Kari onaylad. "Mantksz olmak istemiyorum, ama bu senin deneyin olduu kadar benim de. Kurallar 160
Aynas tir Kiinin

sen koydun. Ben sadece yargcm. Zaman istiyorsan, kabul!" Kari uradm d krkln ve cesaretimin ne kadar azaldn hissetti, gnl oynatamadma gerekten ardm da anlad. Bana yardm etme abasyla, PK'y uygularken yanl bir ey yapp yapmadm sordu, belki ilem srasnda ok nemli bir ilk adm atlyordum. "Hayr, hayr hayr" diye yantladm. "Allah kahretsin Kari! Daha evvel ne yaptysam imdi de aynn yapyorum. Sadece ie yaramyor." Kari gld. "Bana bak kaln kafal! Ben de neredeyse senin kadar bu iin iine girdim." Eli enesinde, oday arnlamaya balad, sonra dnd ve iaret parman bana dorultarak "Ne yapacamz yemin ederim ki buldum!" dedi. "Gel, 'suun ilendii sahneyi' batan canlandralm, bakalm yaptn hatay saptayabilecek miyiz? imdi grelim, senin PK gcn ilk kantlaman, u akl tan Carol'la birlikte nnz sra zplattnz zamand ve..." Kari

szn yarm brakarak kendini pat diye yatan zerine att, glmekten krlyordu. "Kendimi tam bir budala gibi hissediyorum Jon! Bizim profesrlerden birinin burada olup da u sahneyi grmediine ne kadar sevinsek azdr." Bu manzara gzmzn nne gelince ikimiz de glmeye baladk. yice gldkten sonra, "Haydi imdi iimize bakalm" dedim. "Senin fikrin iyiydi! Gel, ilk kez PK kullandm zamana dnelim!" "Pekl, diyordum ki, Carol ve sen srayla zplatmaya..." Szn kestim. "Hayr Kari. O, PK'y ilk denemem deildi, o zaman oyunu renmitim. lk denemem nmzdeki akl tan havaya kaldrmaya almakt. Yapamadm. Carol son Makro Balant deneyimini zihnimde yeniden canlandrmam syledi, canlandrdm; ondan sonraki denemem baarl oldu." Kari hemen sordu "u Makro Balant samal -ne derM.S.2150

161

sin, pf noktas o olabilir mi? Burada da ie yarar m? Hem o gerekten nedir?" "O nedir? Karl'a bunu tanmlamak iin bir yol bulmaya altm. "Pekl, eer bir sre durup da, kendini tamamen ve mkemmel bir biimde evrendeki hava ve baka her eyle en kk moleklne kadar bir olmu hayal edersen, bu Makro Balant'yi tanmlayabileceim en ksa yol olabilir. Sadece, havay bedenini oluturan atomlarn arasnda hisset ve her eyin mkemmel, her eyin 'bir' olduunu fark et. Bunun ok iyi bir tanmlama olmadn biliyorum, ama yapabileceimin en iyisi bu." Kari parman sallayarak odann iinde drt dnp dans ederken, "sanrm buna Makro ruh halini deneyimlemek diyebiliriz" diye satat. "2150'ye zg yeni bir deyim yaammza ancak zenginlik katar." ki farkl dnyann paralarn birletirme ii Karl' ikna etmeyi dndm konuyu ayordu, bu yzden konumak yerine eyleme gemeye karar verdim. "Bilmiyorum Kari. Birka dakika brak da deneyeyim! Sen gzlerini gnlmden ayrma, nk Makro Balant'y hatrlamak ie yararsa, defteri yanndaki masadan kaldrp iskemlenin stne doru getireceim." Kari glmsedi ve "Eer bu bir 'nceden haber verme' ise, o gcn kantlamak iin PK gcn de kantlamak zorundasn" dedi. Szlerinin gerisini belli belirsiz duydum, nk son Makro Balant'mla ilgili anlarm zihnimde gl bir biimde canlanm, iim yattrc bir dinginlikle dolmutu. Maazada bama gelenlerin ve Karl'a Makro gleri gstermekteki baarszlmn neden olduu korku ve skntm bir okyanus tarafndan ykanmaya balamt; bu okyanus korkularm tamamen eritti, iimi bir kez daha cokulu bir umut ve sevgi dolu bir kabulleni sard. Hayal ettiim ellerle uzandm ve gnlm yavaa ma162
Aynas tir Kiinin

sann stnden be-alt santim yksee kaldrdm. Kari aknlkla haykrd: "Yapyorsun Jon! Tanr hakk iin, yapyorsun!" Gnl masadan yarm metre kadar kaldrdm ve kendime doru getirmeye baladm. Birka saniye sonra, gnlk Kari'in yanndaki masadan iskemleme kadar sren yolculuunu yaklak iki buuk metre yol alarak tamamlam, imdi kucamda duruyordu. Karl'n kuram btnyle rmt. Sevin ve aknlkla boanan gzyalarn engellemeye alarak omuzlarm kavrad ve bard: "Yaptn Jon! Tanr akna, yaptn! Drst olmam gerekirse Jon, dengenin bozulduunu, byle lgn dlere inanarak akln falan karmakta olduunu dnyordum. Ama sen bunu kuku brakmayacak bir biimde

yaptn!" "En sonunda ikna oldun mu Kari?" diye azm kulaklarma vararak sordum. Kari da bana srtarak karlk verdi ve omuzlarm brakt. Ama ayaa kalktnda yzndeki gl silinmiti. Dnceli bir tavrla enesini ovalayarak "Bekle bir dakika" dedi. "Belki ben de olmayan bir eyler gryorum, sadece onlar grmeyi ok istediim iin. Yani, belki senin aklnn banda olmasn yle kuvvetle istiyorum ki, ar gidiyor ve senin gerekte ortaya koymadn kantlar ortaya konmu sanyorum. Belki sanr gryorum. Belki u gnlk tamamen olaan bir yolla sana ulat da, ben her naslsa farkna varamadm. Veya sen beni hipnotize ettin -ya da belki ben kendi kendimi Jon..." "Deneyimiz konusunda kuku duyma sras imdi bende" diye takldm. "Belki profesrlerimizden birinin btn bunlar grmesi o kadar kt bir fikir deildi. Kk bir gsteri iin birka arkada davet etmek ister misin?" Kari ban sallayarak "Hayr, pek istemem" dedi. "Eer baaramazsan herkes ldrdn renir, ben de kardein olarak seninle ibirlii yapmaktan ayrca sulanrm. Dier yan163
M.S. 2150

dan eer baarrsan, birden ift bal olmuasna dile dersin. stelik hl insanlar hipnotize etmekle sulanabilirsin. Hayr, zm bu deil!" "O halde ne neriyorsun?" diye sordum. "Ben anlamamzn stme den blmn yerine getirdim. PK gcm gsterdim, hatta bunu tanklar nnde tekrarlamaya bile gnll oldum. Baka ne yapabilirim?" "Brak da dneyim" dedi Kari. "Aklma bir ey geliyor -geliyor..." Yirmi saniye kadar sonra bard, "Evreka! Buldum! Fotoraf ekeceim! Evet baym, her adan fotoraf ekeceim, sonra yukar koup Snuffy Baldvvin'den karanlk odasn kullanmak iin izin isteyeceim ve filmi banyo edeceim. Bu plna ne dersin ha?" Sylediklerini dnerek "Hmmm" dedim. "Snuffy'nin, senin birdenbire ortaya kan bir hevesle banyo edecein bu pek nemli resimleri grmek istemeyeceinden emin misin? Ayrca senin ona, bundan byle deerli vaktini fotoraf banyo ederek harcamayacan sylediini hatrlar gibiyim." Kari kendine gvenen bir tavrla "Snuffy'yi pekl idare edebilirim" dedi. "Sen sadece, kameramn aldanmaz gznn nnde baka bir PK gsterisi yapmaya hazr olmak iin bataryalarn yeniden arj et veya her ne yapyorsan onu yap." Kari konuurken dolaba doru yrd ve okyanus tesinde olduumuz srada satn ald fotoraf makinesini kard. Bir ara sonsuza dek her trl samal resimleyecekmi gibi grnyordu; filmleri kendi banyo ediyor, fotoraflar bytyor, bazen devasa boyutlarda basyordu. Tm bunlarla, sol gznn kaybn bir biimde telafi ettiini dndm hatrlyorum. Bu fotoraf tutkusu yava yava azald, yine de getiimiz alt ay iinde bir iki resim ekti, ama agrandizrn satt ve elindeki kimyasal maddelerle kvetleri de Snuffy'ye verdi. imdi bu kamera dknl geri gelmi gibi grnyordu. 164
Aynas tir Kiinin

Kari makinesini hazrlarken, ben de onun dne kulak verip, zihnimi en harikulade deneyimim -Makro Balantm-zerinde toplayarak yeni bir PK gsterisine hazrlanyordum. Yorgunluumun her eye gc yeten, her eyi bilen o evrensel zihnin sonsuz okyanusunda yok olduunu hissettim. Ksa srede dinlenmitim ve gnlm yine dokunmadan hareket ettirmeye hazrdm. Kari fla makineye takarken "Pekl" dedi. "Ben resim ekmeye hazrm, sen de hazr

olduun zaman kaldrmaya bala." Kucamda duran gnlme baktm, sonra zihinsel ellerimle uzandm ve gnlk birdenbire neredeyse tavana dek ykseldi. Kari mmkn olan her adan resim ekebilmek iin lgn gibi hoplayp zrlarken, flalar akp duruyordu. Gnl odann eitli yerlerine tadm. Kari da kullanlm fla ampullerini kuyruk gibi ardnda brakarak defteri alttan, yandan ve stten resimlemeye alt. En sonunda devam edemeyecek kadar yorulduumu fark edince, gnl masadaki ilk yerine doru ynelttim. Sanrm yzeye yirmi be santim kala drdm, nk defter belirgin bir arpma sesiyle indi. skemlemin arkasna yaslandm, o anda 2150'de akl tan ilk hareket ettirdiim zamana kyasla ok daha yorgundum. Artk resimlerin, PK yeteneimi ve buna bal olarak da dlerimdeki 2150'nin Makro toplumuyla ilgili deneyimlerimi kesin biimde dorulamaya yetecek kadar iyi kmasn ummaktan baka yapabileceim bir ey yoktu. "Sen en iyisi dinlen" dedi Kari, "Sonra da bir eyler yersin. Ben resimleri basmak iin yukar kata, Snuffy'ye kyorum." Kari bunlar syler sylemez dar frlad, ben de ondan sonraki yarm saati Makro Balant ile ilgili anlarmn yardmyla gcm yava yava yeniden kazanmaya almakla geirdim. Daha sonra hazrladm birka sandvii acele etmeden
165
M.S.2150

yerken, PK gsterimin Karl'n dsel deneyimlerime ilikin tutumunu nasl etkileyeceini merak ettim. ektii btn bu resimler iyice yerlemi kukularn giderebilecek miydi? Sonu olarak, diye dndm, eer bu kantn 2150'deki deneyimlerimi doruladn kabul ederse, insan doas ve mutlak gerek hakkndaki mikro inanlar temelinden yklacak. nsan sadece, davranlarn iinde bulunduu kaltmsal ve evresel koullarn belirledii ok karmak bir hayvan sayan psikolojik, sosyolojik ve antropolojik grlerden vazgemek kolay olmayabilirdi. Sandvilerimi bitirirken 1976'daki en son deneyimlerimi de gnlme geirmeye karar verdim. Yazarken sk sk durup, kendilerini ve evrelerindeki dnyay bir mikro bak as iine hapsedenlere yardm edebilir miyim diye merak ettim. Baz psikoloji ve sosyoloji profesrlerimizi dndm ve onlarn bilimsel yanszlklaryla nasl vndklerini anmsadm. Oysa durugr, telepati, PK ve nceden bilme gibi fziktesi olaylarn varlm -1976'nm davran bilimlerine ters den bu yeni dnceleri- savunan parapsikoloji ile ilgili herhangi bir kantn zerinde biraz dnmeyi bile kabul etmiyorlard. Onlar ne ikna edebilirdi, bunu merak ettim. Yoksa lp de, yerlerini, bu dnyada enkarne olacak ok daha gelikin ruhlara brakmalar m gerekiyordu? M.D. byle yantlamt, ama yine de bana btn bir kuan lmesini beklemeyi kabullenmek fazla soukkanllkm gibi geldi. Yazmay en sonunda tamamladmda, neredeyse yeniden yatma vakti gelmiti. Acaba Kari neden gecikmiti? Filmin banyosunda bir terslik mi olmutu? Kari avu dolusu resmi sallayarak kapy atnda ben Snuffy'nin odasna telefon etmeye hazrlanyordum. "te kant" dedi bam sallayarak, "PK yeteneinin somut kantlar ite burada, sanrm bunlar ayn zamanda da dlerinde yaadn olaylarn gerek olduklarn destekleyen deliller." 166
Aynas tir Kiinin

"Neden o kadar uzun srd?" diye sordum. "Eh" dedi, "ben resimleri basarken Snuffy dar kmt, bylece rahatsz

edilmeden biraz dnebilmem iin ev tamamen bana kald. Ayrca bir para tavuk kzartmt, onu bi-tirebileceimi syledi. Ben de bir yandan kzarm tavuk yerken, bir yandan da bu resimleri dikkatle inceleyip, u gnlne yazdklarndan hl kuku duymamn drste olup olmadn anlamaya altm." "Neye karar verdin?" diye sordum. "Bu bugne dek verdiim en zor karar oldu" diye yantlad. "Eer 2150'nin ve onun Makro toplumumun gerek olduunu kabul edersem, ya yeni bir meslek aramak ya da yeni inanlarm davran uzman arkadalarmdan kahrolas bir zenle saklamak zorunda kalrm." "Makro glerimi dier davran uzmanlarna da kantla-yamayacam m sanyorsun?" diye sordum., "Ha!" dedi Kari, "Ben baz lgnca fikirler edinmeyi dnebilirim, ama bakalarnn da bunlara sahip kacaklarn zannedecek kadar lgn deilim. rnein, son yirmi be yl iinde olduka saygn kiiler UFO fenomeni zerine ayrntl deliller sundular ama ok 'saygdeer' bilim kurulular bu delilleri ciddiye almay kabul etmediler. Ve ite imdi henz bir doktora rencisi olan ben, UFO'larmkiyle kyaslanamayacak ykleri ciddiye alyorum. Oh, Tanrm, Jon, batankara gidiyorum!" "Tebrikler Jon" dedim, "u anda bir Makro filozof yaratyorsun!" Kari "Makro filozof olmak hemen hemen herkesin lgnca bulduu eylere inanmak anlamna m geliyor?" diye sordu. "Bazen" diye yantladm, "ama daha nemli olan u ki, Makro filozof zihnini hibir eye kapatmaz. Gerein her zaman bak asnn geniliine gre belirleneceini idrak eder. Yani bak an ne kadar genise, kavrayabilecein gerekler de o kadar fazladr."
M.S.2150

167

"Yatmaya gidiyorum" diye karlk verdi Kari, "sylediklerini ve resimlerin ne anlama geldiklerini dneceim. Zor bir gn geirdim. Yaam felsefem kknden sarsld -belki de btnyle yok oldu." 2150'ye dnmeyi iple ekerek, ben de yatmaya gittim. Bir kez daha yatamdaydm, ama o gn olanlar, zellikle spermarkette bama gelenleri dnmekten kendimi alamyordum. fke iindeki kadnn ve maaza yneticisinin karsnda duyduum korku, d krkl ve tel kendimi byle zorlayarak unutmam mmkn deildi. Gerekte, Makro adan bakabilseydim bu olumsuz duygular yaamazdm, bunu itiraf etmek zorunda kaldm. Her eyi sevgiyle kabul edebilir durumda olurdum. Tehditlere leden sonraki gibi tepki gs-terirsem, nc bilin dzeyine nasl ulaabilirdim? Makro toplumun yelerini sevgiyle kabul etmenin st dzey Makro bilincin gstergesi olmadn anlaynca bam zntyle salladm; bu kolayd, asl i mikro adam sevgiyle kabul etmekteydi. zmlemem gereken en byk sorun buydu. Rehber-filozof sa'nn "birbirinizi seviniz -dmanlarnz bile" buyruu bana her zaman anlamsz ve uygulanamaz gelmiti. Mikro adamn bu buyrua uymas gerekten de mmkn deildi -sadece st dzey Makro bilince sahip olanlar mikro adamlarn arasndayken srekli byle hissedebilirlerdi. Makro toplumun pek ok yesinin Mikro Adas'nda eitici ve rehber olarak almaya neden gnll olduklarn imdi anlamtm. Acaba benim de byle bir ey yapmam gerekecek miydi? Zihnim geveyip uykuyu kabul ederken, o konuyu ileride dnrm diye aklmdan geirdim. 168

BOLUM 10

Jon'un Gemi Yaamlar


Uyandmda Carol iki ocukla birlikte havuza girmek zereydi. Ben 1976'da sabahtan akama kadar btn bir gn yaarken, 2150'de yine sadece birka saniyenin gemi olduunu biliyordum. Ayn anda yaanan, ama herkese gre deiken bir zaman kavramn acaba hi kavrayabilecek miydim, merak ettim. 2150'deki birka saniyelik uyku yorgunluumu alacak biimde gidermiti. Carol'a ve ocuklara havuzda katlmaya karar verdim. Havuzun kenarna varmadan, tuniimi karp bu amala hazrlanm bir delikten aa attm. Tunik oradan yerin altndaki temizleme tesisine inecek, ykanp, elence alanna geri gnderilecekti. Havuzun kenarnda plak ayakta dururken, bu plaklktan ocuklarn nnde bile rahatsz olmadm fark edip memnun oldum. Herkes plak yzd, havuzun evresinde plak dolat iin giyinik olsaydm rahatsz olacaktm. Carol'un havuzun br ucuna doru, yaklak doksan metre uzamda olduunu grdm. Suya dalarak ona doru yzdm. Yzmekten hibir zaman komak kadar zevk almamtm, ama bacam yitirdikten ve artk koamaz hale geldikten sonra yzmeyi de ok keyifli bulmaya balamtm. ki gl bacakla yzmekse ok daha keyifliydi. Carol'a ulatmda kendimi suya girdiim andan daha canl hissediyordum.
169
M.S.2150

Neal ve Jean'le elim sende oynadk. ocuklarn sudaki eviklikleri dikkat ekiciydi. Gen foklar gibi suyun stnde ya da altnda ayn derecede rahat grnyorlard, Carol'un yardm olmasayd byle bir mata taraf bile olamayacaktm. Bu ho ama yorucu oyunu on be dakika kadar oynadktan sonra havuzdan dar trmandm ve hemen kenarndaki yumuak hasrn zerine uzandm. Biraz sonra Carol da bana katld ve yorulmak bilmeyen ocuklarn oyunu srdrmelerini seyrederek, scak gnein altnda yan yana yattk. Birden Makro kimlik bileziimden gelen bir nlama iittim. nce bilezie, sonra Carol'a baktm. Carol "M.D. seni aryor" dedi. Bilezii kulama gtrdm, M.D. onunla alma yaptm gle bakan odada Lea'yla bulumam rica ediyordu. Sonra Lea'nm, M.D.'nin blmnde olduunu ve beni beklediini syleyen yumuack sesini duydum. "Hemen oraya geliyorum Lea" dedim ve aratrma binasna doru komak zere yerimden frladm. Carol yetierek beni durdurdu. "Daha hzl bir yol var" dedi, "benimle gel!" Giysilerin bulunduu rafn nnde durduk, Carol kendisi ve benim iin yeni temizlenmi birer tunik ald. Bunlar giyince Carol beni elence alannn kma doru gtrd. Biz koarken ocuklarn telepatik olarak bizi uurladklarn algladm; dnerek onlarla tanm olmaktan duyduum mutluluu ve yaknda onlar yeniden grme umudumu dile getirdim. Carol genelde her leden sonra onlarla birlikte olacamz syledi. Bu arada kn yaknma gelmitik ve Carol yerde duran eni-boyu metreye yakm metale benzer krmz bir eyi gsteriyordu. Ortasna bastk, Carol PK gcyle zerinde durduumuz karenin kenarnda bulunan bir dmeye basnca zeminin altna iniverdik.

170
Jon'un Gemi Yaamlar

Binalarn hibirinde metal veya imento kullanlmamt. Metal, imento ya da mermere benzeyen her ey hemen hemen her biimde ve muazzam arlklar tayabilecek gte dkm yaplabilen baz sentetik maddelerden retilmiti. Krmz karemizin bizi yerin seksen be metre altndaki ulam ana gtren baka bir boluk olduu ortaya kt. abucak aaya inerken Carol, aratrma binasna giden millik yolu iki dakikadan az bir sre iinde alabilen yer alt arabalarndan birini kullanacamz syledi. ki geni, rahat koltuu olan torpil biiminde, hava kabarcn andran bir araca doru yrdk, iine girince ara bizi sard. Carol bir kadran M.D. yazan konuma getirdi ve ieri itti. Kabarca benzer arabamz sanki az zerimizde bulunan bir hava stununa girer gibi ykseldi. Koyu karanlk iinde bir an muazzam bir hz, ardndan hzl bir yavalama hissettim. Sonra aratan indik. Baka bir krmz platformun ortasna basarak renim merkezi giriinin hemen nnde, yzeye ktk. Her ey o kadar abuk olup bitmiti ki, doru dzgn bir izlenim edinememitim. Carol, beni daha sonra Alfa'da greceini syleyerek ayrld. Binaya doru kotum, hzla artk benim M.D. odam diye dndm odaya ktm. Kapy atmda pencerenin nnde duran gzel ikiz eimi grdm, glmseyerek bana doru dnd. Kalbim duracak gibiydi, soluum hzlanmt, yalar gzlerimi actyordu. "Lea" dedim, "sen dnyann en tatl, en heyecan verici kadnsn. Seninle ilgili duygularm anlatacak szck bulamyorum." "Sen ben'sin Jon" diye yantlad, "benim ikiz ruhumsun, nasl hissettiini bana anlatmak zorunda deilsin, nk onlar ayn zamanda benim de duygularm." Sessizce durduk, sonra birbirimize zihinlerimizle uzan171
M.S. 2150

dik ve zihinsel dokunuun o allagelmi zevkli heyecann yaadk. Derin zihinsel balantmz yavaa zerken, Lea'nm ak renkli cildiyle sarn gzelliini Carol'un esmer sevimliliiyle kyaslamaktan kendimi alamadm. Lea'y gnee, Carol'u aya benzettim. Onlar da gne ve ay kadar birbirlerinden farklydlar, ama her ikisini de sevdiimi biliyordum. Karmdaki mavi gzlerde dans eden klara bakarken, dncelerimin okunduunu da biliyordum. Lea "Makro sevginin tek bir insana duyulan sevgiyle snrl olamayacan rendiine sevindim" dedi. "Her ikinizi de nasl byle benzer ama yine farkl bir biimde sevebildiimi hl anlam deilim, Lea" dedim. "stelik senin fiziksel ve zihinsel zelliklerini Carol'unkilerle kyasladmda bile -o andaki duygularn dorudan algladm iin- gerekten kskanlk hissetmediini fark ettim." Lea gzel sarn ban sallad. "Biliyorum" dedi, "eer telepati gcn kazanmam olsaydn, kskanlk duymadma inanamazdn. Ayrca ikiz ruhlar iin bu ok daha kolay, nk kendi kendimi kskanmam mmkn deil." "Oh Lea!" diye haykrdm onu kollarmn arasna ekerek, "Bu ii nasl becereceim? Sadece aym var. Seni yitirme olaslna dayanamyorum. Yeniden senden

ayr yaamak istemiyorum." "Ama Jon" diye gld tatllkla, "sevip de sevdiini yitirmenin hi sevememekten daha iyi olduunu hi duymadn m sen?" "Nasl bu kadar hafife alabiliyorsun?" diye sordum. "nk Jon" diye yantlad, "ayrln sadece mikro dzeylerde var olduunu biliyorum, Makro dzeyde asla ayrlk yok. Zaman ve uzay bizi ayrabilir, ama zihinlerimizin Makro derinliinde ayr olmamz mmkn deil." "Pekl" dedim, "beni Makro farkmdala ulamaya iten 172
Jon'un Gemi Yaamlar

en byk neden bu -asla kendimi senden tekrar ayr dm hissetmek istemiyorum." "Seni bugn buraya armamn nedeni" dedi, "hem Ra-na'nm hem de benim gemi yaamlarndan birkan hatrlamaya hazr olduunu dnmemiz." "Harika!" dedim "Ne zaman balyoruz?" "Hemen" diye yantlad. "Otur da, M.D.'den Makro Balant iin drt vermesini isteyelim!" Dncelerimi alglayarak, "Makro Balant'ya cinsel birleme olmakszn, hatta birbirine dokunmakszm da ulalabilir" dedi. "yi ki bu byle, nk benimle cinsel birlikteliin Makro Balant isteini yle azaltr ki, saptanan srede nc bilin dzeyine erimen belki de imknsz hale gelir." "Yani" dedim, "ben nc bilin dzeyine ulaana kadar seninle Makro Uyum'u paylaamayacak myz?" "Bizi imdi ayran zaman engelini tamamen ortadan kaldrana kadar hayr" dedi, "ama bu sadece aydan daha ksa bir sre beklememiz ve sonra Makro toplumda bir yaam boyu birlikte olmamz anlamna geliyor." Lea szlerini bitirirken M.D. de zihnin genlemesine yardm eden o tandk grsel ve iitsel drtleri vermeye balamt. ok gemeden kendimi sonsuz uzayda bir rmak gibi akarken buldum, sonunda Lea'yla birletik ve yine tek zihin ve tek ruh olduk. Sonra zihnimde Lea'nm, tarih ncesi bir in dnemindeki yaantma ulancaya kadar zaman iinde geri gitmekte olduumuzu syleyen sesini duydum. Birden kendimi otuz yalarnda inli bir esir tccar olarak, hem de ayn anda bu bedeni dardan gzlemlerken buldum. Sahip olduum ve ticaretini yaptm klelere kt davranmaktan keyif duyan acmasz ve ahlksz biri olduumu biliyordum. Bakalarna gaddarca, alaka davrandm sahneler gzlerimin nnden ard ardna getike, utan ve kendime
173
M.S.2150

duyduum nefretten midem buland. Sonra ldm ve Msr'da ilk hanedanlardan birinin egemen olduu bir dnemde tekrar doana kadar, bana benzeyen ahlksz kiiliklerle dk astral dzeyleri paylaarak sefil varlm srdrdm. Kendimi dev siyahi bir Nbyeli kle olarak Firavun'un ta ocaklarnda alrken grp, yine ayn anda o yaam deneyimleyince, bunun bir sonraki yaamm olduunu anladm. Yazk ki fiziksel gcm olaanst yksekti ve bu yzden, krbalarn heybetli srtma ve omuzlarma yaptrmaktan zevk duyuyor grnen zalim altrclarla birlikte uzun yllar yaadm. En sonunda, krler olsun ki, ldm. Arada baka yaam sreleri geirdiimi hissetmeme karn, bilinli olarak algladm daha sonraki yaam Msr'n yakn dnemlerinden birine rastlyordu. Saltanat srasnda lkesindeki klelere zgrlk vermeyi baarm bir firavundum. Kendimi akll ve

iyi bir ynetici olmaya alrken grdm, ama rvet alan, kt amal din adamlar tarafndan srekli engelleniyordum. Sonuta olaanst byk fkemi daha fazla kontrol edemeyip, iman, zppe barahibi elime geirebildiim yandalarndan ouyla birlikte ldrdm. Ama kanl eylemlerim lkemi bld ve ben de uzun bir i savan sonunda ldrldm. Kendimi Rnesans'n balarnda bir Roma kilisesinde kardinal cppesiyle grp algladmda, yine arada pek ok yaam geirmi olduum izlenimi iindeydim. nsanlarn bedenlerine ikence edilerek gnahlarndan arndrlabilecekleri savnda direnen bir fanatiktim. Cokuyla ve "kutsal " adna, kurbanlarmn kol ve bacaklarn her defasnda bir para kesmek gibi -aman Tanrm!- yeni ve daha iyi ileyen ikence yntemleri buldum. Kaza balayp yakma yntemini de sk sk kullandm, ama bunu genelde benimle cinsel ilikiye girmek istemeyen kadnlara uyguluyordum. Dorusu iki yzl, iren biriydim. Papa gsz, ben de zengin ve acmasz olduum 174
Jon'un Gemi Yaamlar

iin, topluluun en kudretli rahibi haline geldim. Benim saldm korkuyla yaayan italyan halknn yazgs yine de iyiymi ki, veba vaktinden nce canm alarak onlara yardmc oldu. Bu lm en dk astral dzeylerde geirdiim korkun bir dnem izledi. Bencilce arzularm beni daha st dzeylere kmaktan alkoyuyordu. En iren ve arpk kiiliklerle birlikte olmak zorunda kaldm. Sonra yine baka yaam srelerinin yldrm hzyla getiini algladm, ta ki spanya'da Engizisyon'un ar basks altnda titreyerek yaayan yoksul bir ta ustasnn kz olduumu aka fark edene dek... ok yoksul ama geni bir ailenin sekiz kzndan en byydm. Yal ana-babama ve kz kardelerime destek olmak iin uzun saatler boyu alyordum ve genel inanlara aykr bir saplantm olmasayd, byk olaslkla kle gibi alarak geireceim uzun bir mrm olabilirdi; ebedi cehennem fikrini kabule yanamyordum. Kz kardelerim zavall ruhumu kurtarmak amacyla Engizisyon grevlilerini en sonunda yardma arana dek, ailem beni bu uygunsuz dnceden vazgeirmek iin uzun yllar urat. Saplantm ustaca uygulanan eit eit ikencenin verdii acdan daha glyd, bu yzden ruhumu kurtarmaya ynelik son bir aba gsterdiler ve evremde durmu, hl gnahlarmdan arnmam iin dua etmeyi srdren kardelerimin gzleri nnde beni kaza balayarak yaktlar. Alevler iindeki bu gemi lmmn artrd ac ve korku, lk atarak 1976'da uyanmama neden oldu. Saat sabaha kar drtt ve Karl iyi olup olmadm soruyordu. Onu iyi olduuma inandrdktan sonra tekrar uykuya daldm ve 2150'de M.D.'nin odasndaki koltuumda uyandm. Lea zerime eilmi, slak bir bezle yzmdeki terleri siliyor du. Gzlerimin aldn grnce, yzn benimkine yaklatrd ve yavaa dudaklarmdan pt. Sonra "imdi mikro adamn gemi yaamlarn hatrlamak istememesinin neden175
M.S.2150

lerinden birini biliyorsun" dedi. "Tanrm!" diye haykrdm. "Eer herkesin gemi yaamlar benimkiler kadar korkunsa, kimseyi o yaamlar hatrlamak istemiyor diye knamam." "Oh, hepsi korkun deil" diye Lea gvence verdi. "Olduka huzurlu ve olaysz geen pek ok yaamn daha oldu. Ama oundan fazla bir ey renmedin. Biraz evvel yeniden algladn be yaamn, sana bakalarna acmaszca davranmann sonularn

rneklemek asndan eitici olmutu. Ruhun gelimeni salamak iin uygun bir koul seiyor. Bu frsat bir yaamnda deerlendiremezsen, ruhun bir baka yaamnda kart bir frsatla dengeyi kuruyor." "Bu renmek iin etin bir yol" diye yakndm. "Herkes bu kadar ac verici bir biimde mi renmek zorunda?" Yant, "Makrokozmik farkmdalm azaltmay semi her ruh gemii konusunda btnyle aldatc bir unutkanlk iine girer, bu yzden renmeyi salayacak koullar yine kendisinin semesi yoluyla srdrlen mkemmel dzenin Makro bilincinde deildir. Eer her eyle 'bir' olduun o makrokozmik 'birlik'i hatrlayamyorsan, yalnzlk ve zayflk duygularndan kaynaklanan korkularn hafifletmek iin mikro gler edinmek istersin. Mikro adam kendini daha gl, yeterli ve gvenlikte hissetmek iin bakalarna bencilce ve acmaszca davranyor" oldu. "Tamam Lea" dedim, "o korkun deneyimlerden elbette bir eyler renmi olmay umuyorum. Ama houma gidecek bir iki yaamm da hatrlayamaz mym?" "Kesinlikle" diye yantlad, "bunun iin tekrar M.D.'den yardm istememize gerek yok. Senin gemiine bir yol atk. leride derin meditasyon yaptnda, pek ok yaamndan kesitler alglayabilecek durumda olacaksn. Ama yine de imdi arkana dayan da, sana 'gemii bilme' almalarnda yardmc olaym." 176
Jon'un Gemi Yaamlar

nerisine uydum ve zihninin gevememe ve bilincimdeki mikro kayglar bir yana itmeme yardmc olmasna izin verdim. Ksa sre sonra -Lea'nn yardmyla- tekrar zaman iine akyordum. Ard ardna yanp snen baka yaam srelerinin ve deneyimlerin iinden geiyordum, ama bunlar Lea'nn ayrntlarn alglamama gerek grmedii yaantlard ve bu yzden zamann gl rma boyunca yolculuumuzu srdrdk. ok gemeden tropikal Gney Pasifik Adalar'ndan birindeki bir yaam ak biimde algladm. Bu kendimi kk bir Polinezya topluluunda ufak bir ocuktan byyp gl bir adam olana dek izlediim, ho sakin bir yaamd. Esmer, sevimli bir kzla evlendim; fiziksel grnm 2150'dekine benzememesine karn birden onun Carol olduunu anladm. Aralarnda Neal'le Jean'i de fark ettiim pek ok ocuumuz oldu. Pasifik adasndaki yaammz sevgi ve ibirliine dayalyd. efimiz ok akll ve sabrl bir yneticiydi; insanlarn sorunlarnn, doabilecek byk zararlara frsat tannmadan, batan nasl zmleneceini biliyor grnyordu. Ben orta yaa geldiimde o ok yal bir adam olmutu ve imdi onda Rana' nm ruhunu tanyordum. lmnden sonra herkes beni ynetici olarak kabul etti, ben de beyaz tacirler gelene kadar mutluluk dolu uzun yllar geirdim. Acmasz, ehvet dkn beyaz adamlar tayan byk gemiler geldiinde ben ok yalanmtm. Bu yabanclarda algladm iddet eilimi konusunda kendi insanlarm uyarmaya altm, ama merakl ocuklar gibi, bu yabanc varlklarn ekiciliine ve yarattklar heyecan dolu havaya kar koyamadlar. Beyaz adamlar giderken bizim gen erkek ve kadnlarmz da birlikte gtrmeye balaynca, bu by ksa srede yok oldu. Artk ne zaman adamza yaklaan byk beyaz yelkenli gemiler grsek, saklanmaya alyorduk. Ama adamz kkt ve gemiler saklananlar bulup yakalamak iin arama ekipM.S.2150

177

leri karyorlard. Bu durumda bir baka adaya kamay tasarladm, ama plnlarmz ortaya kt ve ben nder olmam nedeniyle idam edildim.

Bu yaamdan sonra pek keyifli st astral dzeylere (katlara) konuk olduum anlalyordu. Bu katlarda birok eski arkadamla yeniden karlatk ve Lea'yla da ksa bir sre iin yeniden bir araya geldik. Birbirimizden ayr kalmamza neden olan mikro isteklerimizi daha da amay renebileceimiz yeni yaam srelerini birlikte tasarladk. nce Lea, 18. yzyl sonlarnda ngiliz soylular snfnda bir erkek olarak domak iin geici dinlenme yerimizden ayrld. Ben de az sonra, 19. yzyln balarnda bir Kuzey Amerika Kzlderili kabilesinde erkek olarak dnyaya gelmek zere astral alemi braktm. Bu kez yaamm felsefeye ve ifacla adayarak, sayg duyulan bir sihirbaz-doktor oldum. Orta ya getiim yllarda, neredeyse btn zamanm daha sevgi dolu ve kabul edici bir yaam biimini aratrp, bunu kk ocuklara reterek geirmeye baladm. Kabilemin daha ok sava yanls yelerinin rettiklerimi onaylamadklarn biliyordum, ama ifac olarak nm yle bykt ki, kimse bana aka kar kamyordu. nsanlarm iin tarihin akn en sonunda deitirebileceime inanmtm, ama bir kez daha beyaz saldrganlar tarafndan engellendim. Gnn birinde, erkeklerimizin hemen hemen hepsi avdayken beyaz askerler kampmza saldrdlar; kadnlar, ocuklar ve bulabildikleri herkesi ldrdler. Ben okulumdaki kk ocuklar -bazlarnn 2150'deki Alfam'n yeleri olduklarn fark ettim- korumaya alrken ldm. M.D.'ye bal odamzda kendime geldiimde, Lea'ya, neden hep byle znt ve d krklklar yaamak zorunda kaldm sordum. Yantlamadan nce bir an durdu, sonra bir baka soruyla karlk verdi. "Biraz evvel yeniden gzden geirdiin yedi yaamdan al178
Jon'un Gemi Yaamlar

dn en nemli ders neydi Jon?" "Emin deilim Lea" diye yantladm. "Umutlarm ve amalarm -er ya da ge- hep engellendi ve ben hep d krklklar iinde doyuma ulaamadan ldm." "D krkl iinde olan ve doyuma ulaamayan sadece 'mikro ben'indi" dedi Lea, "ve sadece mikro isteklerin ve amalarn gereklemedi. Baka bir anlatmla, ektiin olumsuz tohumlar rn olarak d krkl ve ac verdi, ama olumlu tohumlar her zaman mutlu, doyurucu deneyimler retti." "Ama bu son iki yaamda bakalarn korumaya alrken ldrldm" diye kar ktm. "Hayr" diye yantlad Lea, "d krklna mikro direnme duygun neden oldu. nsanlarn bana gelenlerin haksz ve kt olduu kansmdaydn. Bunun, kendi zaman ve yeri iin mkemmel, bymeye ynelik bir deneyim olduunu ve dene-yimleyen her ruh tarafndan zenle seilmi bulunduunu kabul etmedin." "Yani insanlarmn o yaamlarda yok edilmelerini ho mu karlanmalydm, onu mu demek istiyorsun?" "Sadece" diye yantlad, "eer Makro farkndalk iinde olsaydn mikro zulm, ehvet ve hrsa dayal davran biimlerine anlay gsterebilir, byle davrananlar sevecenlikle kabul etmi olurdun." "Ama eer iyi bir insansan, hakszla kar abalamak zorunda kalrsn. Ama Makro bak asndan hakszlk yoktur, sadece kendi yaratm olduumuz olaylar deneyimleriz. Durum byle olunca, neye kar direnecek veya savaacaksn?" Yantm, "Sanrm, gelimemi salayan deneyimlere kar" oldu. "Bu doru!" diye bayla onaylayarak glmsedi. "Kozmik Birlik'in Makro bak asndan, tm direnmelerimizin gerekte kendimize kar olduunu aka grebiliriz; olumlu ve olumsuz tm dnce ve eylemlerimizin sonularn bimek zorun-

179 M.S.2150

da olduumuzu kavrayabiliriz. Sadece mikro bak asndan herhangi bir eyi hakszlk, ya da kendinden baka birini dmann olarak alglayabilirsin." "Sanrm bunu kabul etmeyi renmek iin pek ok yaam sresi gerekiyor" diye yorum getirdim. "Evet, bu insan iin zor" diye yantlad, "ama renmek iin gerektii kadar yaam sresi kullanabiliriz. Mikro dinlerin tersine, gerekte, bitmez tkenmez ama gelitike tekrarlanmayacak hatalarn cezalandrlaca sonu gelmez, ebedi bir cehennem yok. Dorusu yle olsayd, bu korkun bir hakszlk olurdu." "Bana yle geliyor ki" dedim, "dier mikro varlklardan uzak durduum srece sorunum yok." Lea "Can skntsndan baka" diye karlk verdi. "Ama dierlerinden tamamen uzak durursan, kendi eksiklerini gremeyecein iin abuk renemezsin." "Ne demek istiyorsun?" diye sordum. "Demek istediim u" dedi, "bakalaryla birlikteyken, kendini onlarla ilikilerinde yetersiz bulduunda rahatsz olur ve honutsuzluk duyarsn; bu da sadece onlarn senin iin bir tehlike oluturduklarn hissettiinde olur. rnein, gemi iki yaamnda dmanlarn uzaklatrabilseydin, ya da insanlarnn onlardan kamalarna yardm edebilseydin, kendinden honut olacaktn. Ama mikro dzeyde duyacan bu keyif, er ge almak zorunda olduun dersleri ve buna bal gelimeni sadece ertelemi olacakt." "Demek ki bunu o yaamda deneyimlemeseydim, dene-yimlemek iin hl bir sonraki yaamm bekliyor olacaktm" dedim. Lea "Bu yaamda Jon" diye aklad, "bakalarna kt davranldn grmekten nefret ediyorsun ve bakalarna ac veren insanlardan holanmyorsun. Gelitike anlayacaksn ki, insanlar bakalarnda ancak kendi olumsuz gemilerini gr180
Jon'un Gemi Yaamlar

dklerinde en byk korku ve nefreti duyarlar. rnein sen gemi yaamlarnda klelere ve dier insanlara acmaszca davrandn -ve bu yaamnda bakalarnda byle davranlar grmeye dayanamyorsun." "Yani" diye yorumladm, "insanlarda kendi gemiimizi grdmz oranda onlarla birlikte olmaktan rahatszlk duyduumuzu, onlardan korktuumuzu ya da nefret ettiimizi sylyorsun." Lea beni perek, "abuk reniyorsun Jon" dedi. "Ahh" diye mrldandm, "eer Makro adan bakabilsey-din, dnyann en yava reneni bile olsam yine mutlu olurdun." Lea birden kahkahalarla glmeye balad, sonunda "Haklsn Jon" dedi. "Makro adan bakabilmeyi srdrebildiim anlar ok ksa, ama bu anlar hatrlayabiliyorum; hatrlamak da beni ac ve mutsuzluk getirebilecek mikro bak alarna ok uzun sre kaplmaktan koruyor." "O halde" dedim, "mikro adam ve Makro adam arasndaki farklardan biri de, gemii bilme ya da hatrlama dzeylerinden kaynaklanyor." "Kesinlikle yle" diye yantlad Lea. "Gemii unuttuumuz oranda korku, d krkl ve yetersizlik hissettiimiz yaamlar yaarz. Bu kendimizi kandrarak oluturduumuz bellek kayb her zaman, gemite baarsz olduumuz dersleri -renme frsatlarn- tekrarlamay ertelemeye ynelik umutsuz abalarmzn sonucudur." "O zaman zm, her eyi hatrlamak" dedim.

"Ve -birbirimizden ayr olduumuzu sandmz dnyann bir aldatmaca olduu dahil- her eyi hatrladmzda" dedi Lea, "tam bir Makro farkndalk iinde olacaz." "Bu durumda Makro felsefeye gre, renmek sadece hatrlamak oluyor" savn ne srdm. Lea "Bu doru" diye karlk verdi, "ama ancak Makro
181 M.S.2150

bak asndan -mikro bak asndan byle olmad kesin. Yine de bugn pek ok ey hatrladn. imdi Alfan'a dnme zaman geldi." "Seni ne zaman greceim?" diye sordum. Glmsedi, gzlerinde klar dans ederken "Yine hazr olduumuzda, birbirimizi tekrar greceiz" dedi. Bu kez verdii yant kabullenebilecek durumdaydm. Lea' yi M.D.'nin blmnde brakarak Alfam'a doru yrdm. Bir an yer alt yolunu kullanmay dnmtm ama yle gzel bir akam balyordu ki, yrmeye karar verdim. Ayrca yrmek bana, biraz evvel yaadklarm iyice dnme frsat verecekti. Alfa'ya dndmde dier yeler akam yemeklerini bitirmek zereydiler, bu yzden Makro dans ve yzmeyi karm oldum. Beni itenlikle selmladlar, ama deneyimlerimle ilgili herhangi bir merak gstermediler ve bana soru sormadlar. abucak yemeimi setim ve Mikro Adas'yla ilgili sohbetlerini keyifle dinlemeye baladm. Bir sre sonra, hepsinin er ya da ge adada hizmet vermeye gnll olacaklarn anladm. Konumalar nelerin renilebilecei ve bunlarn hangi renim basama ya da farkmdalk dzeyinde en iyi biimde renilebilecei konusunda younlayordu. Ben de yeni batan algladm yedi yaammdan sz ettim ve algladm son yaamda ders vermeye altm ocuklarn arasnda onlardan birkan nasl fark ettiimi anlattm. O yaam ve birbirimizi tandmz, ama benim henz hatrlayamadm daha pek ok yaam hatrladklarn sylediler. Bu yaamlardan bazlarndan sz ederlerken ve "gemii bilme" ile ilgili Makro glerini, gemite aldklar derslerin salad birikimi grebilecek ve bilin dzeylerinin bu birikimle yava ama kararl bir biimde ykseliini izleyebilecek noktaya kadar nasl gelitirmi olduklarn anlatrlarken, onlar hayranlkla dinledim. 182
Jon'un Gemi Yaamlar

Bana "renme erisi"ni hatrlattlar; tpk bir dalga gibi yukar aa, yukar aa kp iniyordu ve her yukar k renmedeki birikimin etkisiyle bir evvelkini ayor, her ini de bir evvelki initen biraz daha yksekte kalyordu (M.D.'den Seilmi Bilgiler blmne bakn). Mikro adam o andaki snrl bak asyla bu birikimin renmeye etkisini gremiyor, bylece yaamndaki pek ok baarszlktan ve d krklndan kaynaklanan grnrdeki boluk duygusu ve umutsuzluun altnda eziliyor ve sk sk cesaretini yitiriyordu. Alfa arkadalarm yemek yediim srece bana arkadalk etmek iin masada oturdular, ama sonra herkes kendi K.T. rehberiyle bulumak zere alfa'dan ayrld. Bu arada zellikle szn etmek istediim bir konu var. Her yemekten sonra azmz suya benzer zel bir eriyikle alkalyorduk. Bu eriyik sadece dilerimizi temizlemekle kalmyor, ayn zamanda di rmesini kesinlikle nlyordu. Makro toplumda di doktoru yoktu, tpk tp doktoru da olmad gibi. Sk sk hastalanmann ve giderek bozulan bir bedenin verdii skntdan kurtulmu olmak, bana gre Makro toplumun en byk baarlarndan biriydi. Hi kimsenin -kendi uygun grene kadar- lmediini dnmek

olaanstyd. Dierleri gittikten sonra Carol, bu akam Rana'y grmeyeceimizi, onun yerine baka bir rehberle, Victor'la buluacamz syledi. On birinci kattaki alma odalarna karken, Carol Rana'y drt akamda bir grdn anlatt. Dier Kiisel Tekml saatlerini Victor'la ya da bazen daha nce hi grmedii, sonra da pek ender karlat baka Makro rehberlerle geiriyordu. Victor'un dev gibi grntsne hazrlkl deildim. 2150' de grdm en uzun insand. Boyu iki metreden uzundu, arl 135 kiloyu buluyordu. Victor etkileyici baklar olan bir adamd. Yeilin derin, yattrc tonlar tuniinin ana rengini oluturuyordu. Son derece biimli bir bedeni vard ve Makro
M.S.2150

183

toplumun btn dier yeleri gibi gzeldi. Yan sorduumda, 71 yln doldurmu olduunu rendim, ama 30'dan fazla gstermiyordu. lk yarm saat boyunca Carol ve Victor, Carol'un Makro Balant'yla ilgili sorunlar zerinde konutular. Konutuklar srece bu gl devden yaylan olaanst sabr, nee ve sevecenliin etkisi altnda kaldm. Neden baarl bir Makro danman olduunu anlayabiliyordum, onunla konumak yle kolayd ki... Her zaman, zihinleri yeni anlaylar, "grler" edinecek biimde almaya yneltecek doru szckleri ya da eylemi biliyor grnyordu. Carol ve Victor saf istek ve endie ykl istek arasndaki farktan sz ettiler. Saf istek, olmas ok istenen bir eyin olaca gereini sevin ve sknetle kabul etmek anlamna gelirken, endie ykl istek olmas ok istenen bir eyin gereklemeyecei korkusu olarak tanmland. Sonra ben vardm bir sonucu dile getirdim. Mikro gemiimden Makro bir gelecee doru nasl gelieceimi renmek durumundaysam, yaknda Mikro Adas'na gitmeliydim. Victor beni onaylad, ama Mikro Adallar arasnda aratrma grevlisi ya da rehber olarak almak zere gnll olmadan nce Makro glerimi daha iyi gelitirmem gerektiini syledi. Bunu baarmann eitli yollar zerinde konutuk. Carol' un bana Mikro Adas'nda elik etmesinin mi yoksa etmemesinin mi daha doru olacan merak ettim. Sonuta onun varlnn, yalnz gitmemle kyaslandnda, byme hzma ok daha fazla katkda bulunabileceine karar verdik. Carol benimle birlikte gelmesini istediim iin sevin duydu. Ayrlrken Victor'a onu daha nceden tandma emin olduumu syledim. Gld ve banaz bir talyan kardinal olduum sralarda ona ldrnceye kadar ikence ettiimi hatrladn syledi. Yine de, birlikte hoa gidecek baka yaam sreleri geirmi olduumuz konusunda bana gvence verdi. 184
Jon'un Gemi Yaamlar

Alfa'daki odamza dnnce Carol'la birlikte banyo yaptk, sonra kocaman yatamza uzandk. Geirdiimiz gn tarttk, rastlant sonucu zaman iinde, gemi yaamlarmdaki dost ve dmanlarmdan ounun bulunduu bir noktaya getirilmemin ne kadar ilgin olduundan sz ettim. Carol beni, bunun rastlantyla ilgisi olmadna inandrd. Btn ruhlarn gruplar halinde yolculuk ettiklerini, deiik rollerde birbirleriyle tekrar tekrar deneyim kazandklarn anlatarak szlerini srdrd. Szlemeleri sona erene kadar pek ok

deiik kentte, pek ok deiik oyunda deiik roller alan gezginci tiyatro topluluklarna benziyorlard, ancak temelde hep ayn oyuncular etkileim iindeydiler. Carol'a eer onunla ayn tiyatro topluluunda oynuyor-sak, bu topluluun izledii yolda sonsuza kadar kalabileceimi syleyerek takldm. Att kahkahalarn ritmine uyarak yatakta yuvarlandk. Zihnimizi tm mikro dncelerden arndrp, her eyin makrokozmik birliini kabul etmeye alrken, Carol M.D.' den Makro Balant iin drt vermesini istedi. Bir kez daha her eyin balangcna ve sonuna doru -ba sonu olmayan o makrokozmik okyanusa doru- akan byk rman bir paras oldum. Akmay srdryordum, ama bu kez hareketlerimi kstlayan bir ey vard. Giderek daha geni bir kanaldan akmak yerine daralyor gibiydim ve bu iimde gerilim ve huzursuzluk yaratyordu. Skmann neden olduu basky gidermek iin kar koydum, ama ben ne kadar aba gsterirsem bask da o kadar artyordu, yle ki beynim acyla doldu. En sonunda haykrdm ve Makro drt zihnimdeki skmann yaratt baskyla birlikte sona erdi. Carol'a baktm, gzlerinin kapal ama yznn yalarla slanm olduunu grdm, benim gzlerimin de slak olduunu fark ettim.
185
M.S.2150

"Ne oldu?" diye sordum. "Ters giden neydi?" Carol gzlerini at ve bana bakt. Sonra kederli ve duyarl bir glmsemeyle "Sana yardm edemediim iin zgnm Jon" dedi. "Yine yolumuza benim Makro Balant ile ilgili kayglarm kt." Onu neelendirmek amacyla, "Eskiden tandm biri bana bir keresinde her eyin kendine uygun zamanda gerekletiini sylemiti" diye takldm. "Irma tersine aktamazsm." Carol "Bilmek ve yapmak farkl eyler!" diye yantlad; ardndan da "Bugn leden sonra rendiklerimizi uygulayabilmek iin" diye ekledi, "mikro egolarmz srdrmek amacyla sarldmz tm mikro isteklerimizden vazgemeliyiz." Bam iki yana sallayarak "Bu imknsz gibi grnyor" dedim, "yle ki bir tek Makro Balant'ya bile nasl ulatm anlamyorum, hele ikincisine hi!" "O zaman kaybedecein fazla bir ey yoktu Jon" dedi Carol, "vazgemek zorunda olduun fazla bir ey yoktu. imdi mikro zevklerin artt ve bunlar Makro Balant'dan alacan keyiften ve Makro Balant isteinden daha ar basyor gibi grnyor, ama ayn anda da Makro Balant'y gerekletire-meme korkunu artryor!" "Ne ikilem!" diye szlandm. "Sende ve Makro toplumda bulduum mutluluk arttka, bu mutluluktan vazgeme isteim azalyor. te yandan vazgeme isteim ne kadar azalrsa, "Makro Balant'ya ulamam da o kadar gleiyor. Ve eer daha fazla sayda Makro Balant kuramazsam, bu kez de bilin dzeyim ykselmeyecek ve her eyi tmyle yitireceim!" Bir anda sarma dola olduk, zc bir ayrlk ve kayp getirme olasl bulunan bir gelecei yolumuzdan lgnca bir abayla ekmek istercesine, birbirimizi pcklere boduk. M.D.'den Makro drt vermesini istedim ve oday ruhsal titreimlerimizin giderek ykselen tnlar doldurdu. imdi zihinlerimizi ve bedenlerimizi Makro uyuma (birlemeye) ynelte186
Jon'un Gemi Yaamlar

bilirdik. Makro Balant'nm tersine, imdi her eyden vazgememiz ve her eyi kabul etmemiz gerekmiyordu; o halde birbirimize duyduumuz arzudan kaynaklanan, kabarp yrek gibi atan iki rma huzur dolu bir btnln ve doygunluun byk rmanda buluturmak zere younlaabilirdik. Bunu grkemli bir biimde baardk. Huzur iinde, yan yana yatm dinlenirken, kendi kendime Carol'la ulatmz Makro uyumun, deneyimlediim btn fiziksel birlemelerden ok daha doyurucu olduunu dndm. Byle bir doyuma bir kere eritikten sonra, imdi bundan asla isteyerek vazgeemezdim. Ben byle dnrken, Carol'un sesini zihnimde duydum: "Ama Jon, zevk aldmz eyin, birka dakika ya da birka saat srse bile, yine de geici olduunu biliyorsun. Oysa bizim erimek istediimiz ey, tam bir makro farkndalm sonsuz, zamana bal olmayan hazz. Paylatmz yitirme kaygmz sadece ilerlememizi engeller. Yarnn da mutlaka ayn eyleri getirmesini beklemeksizin, bugnden tam anlamyla yararlanma becerisini edinme yolunda kararllkla ilerlemeliyiz. Merdivenin bir st basamann salayaca gvenlie ulaabilmek iin nce bir alt basaman salad gvenlikten vazgemek gerekir." "Hakl olduunu biliyorum Carol" diye iimi ektim. "Her kk kz gnn birinde byyp bebeklerle oynamaktan vazgeeceini bilir. Ama yine de bebeklerinden ayrlmak isteyebileceini dnmek ona hep g gelir." "in ince noktas bu, Jon! Vazgemek istemediin hibir eyden vazgemek zorunda deilsin. Vazgemek istediin ya da korumak istediin eyler, eritiin her yeni dzeyde deiir. rnein, artk ruhsal titreimi seninkine ok yakn olanlarn dnda kimseyle cinsel ilikiye girmek istemediini biliyorum; ama birisi sana yle ilikilerden vazgemek zorunda olduunu syledii iin byle hissetmiyorsun, bu duygu ruhun doal ve
187
M.S.2150

kanlmaz biimde tekmlnden kaynaklanyor; ancak mik-ro ykmzn bu gelimeye uyum gsteremeyen paralarn atarak bir st basamaa kabiliriz." Byk bir arzu ve biraz da zntyle tekrar ptk. Sonra Carol'u yavaa ittim ve aramzda yarm metrelik bir mesafe brakacak kadar ondan uzaklatm. Sadece birbirimize bakarak bir sre ylece yattk. Sonunda "Carol" dedim, "seninle ilgili duygularmdan vazgemeye hazr deilim. Sana hem sahip olmak hem de bal kalmak istiyorum ve bunlarn Makro deil, mikro duygular olduunun farkndaym." "Ayn duygular iindeyim" dedi. "Bu yaammda baka hi kimse iin byle gl duygular duymamtm, ama bunlar da tekmle ynelik duygular. Eer yaadmz srece tekrar tekrar sevmenin tehlikesini gze almaya gnll olacak kadar tekml etmisek, paylatmz her sevgi bizi gelecekte daha gzelini daha mkemmel bir biimde deneyimlemeye hazrlar." "ki yaam sresi nce Gney Pasifik'teki adada birlikte yaam ve birbirimizi imdiki gibi sevmitik" diye hatrlattm. Carol, "O gemi yaam hatrlamam olsaydn, benimle ilgili duygularn bu kadar glenmeyecekti, yle dnyorsun deil mi?" dedi. "Evet" dedim, "ama seni hatrladm iin ok mutluyum, ackl sonuna karn o yaam yeniden alglayabildiklerimin arasnda en keyifli olanyd." "Oh Jon" dedi, "seni ok seviyorum, ama ben pek ok yaam sresi nce ikiz ruhumla paylam olduum bir yaam da hatrlyorum ve gnn birinde senin Lea'yla yeniden birleecein gibi, benim de onunla yine birlikte olacam biliyorum." Sylediklerini dndm, sonra glmsedim. "Her zamanki gibi haklsn" dedim. "Lea'yla birlikteyken

ben de onun beni tam anlamyla tamamladn biliyorum, yine biliyorum ki onu ruhumun, zihnimin ve bedenimin tek tek her titreimi ile seviyorum. Ama Carol, seni de nitelii asm188
Jon'un Gemi Yaamlar

dan eriilecek en byk sevgiyle olmasa bile, edeer byklkte bir akla seviyorum." "te asl sorun bu" diye Carol yantlad. "st bilin dzeylerine kabilmek iin bunu zmlemek gerek." "Yani" dedim, "sen Lea'mn byle sorunlar zmlemi olduunu mu sylemek istiyorsun?" "Elbette" diye ban sallad. "ou kez mikro isteklerinden tmyle vazgeebilecek durumda olmasayd, ifade ettii renk akuamarin (mavimsi yeil) olmazd. Makro uyuma ve Makro balantya onunla deil de benimle ulaman kabul edip seni bana brakabilmesi, ok gelimi bir bilin dzeyine ve dengeye sahip olduunu gsterir." Carol imdi aramzdaki mesafeyi kapatm, yine kollarmn arasna sokulmutu. "Lea" diye devam etti, "seninle birlikte geirdii, ama senin henz hatrlayamadn yaam dilimlerini de hatrlyor. Seni Akaik kaytlarnn -yani belleinin kaytlarnn- sayfalar arasnda dolatrrken, birlikte paylatnz bir yaam sememi olmas ok anlaml." "Neden semedi?" diye sordum. Carol "Sana sadece ikinizin btnletii mutlu anlar gstermi olsayd, stesinden gelinmesi gereken yeni mikro sorunlar ortaya kmaz myd, ne dersin?" diye yant verdi. "Yani" dedim, "seninle ilgili isteklerimden vazgemem gibi sorunlar m?" "Evet" diye yantlad. "Btn bunlarn yan sra, eer sadece onunla paylatn anlar yeniden yaamana yardm etmi olsayd, benimle geirdiin yaam hatrlamam olacaktn ve bana kar bu direnemediin arzuyu duymayacaktn." "Tanrm!" diye bardm. "Sana ynelik arzularm glendirdiini biliyordu. Bu sorunu bile bile yaratt." Dorusunu sylemek gerekirse, bu sorunu mikro durumlar ve ilikileri brakmakta ektiin gl yenmene yardmc olsun diye sen kendin yarattn" diye yantlad Carol. "Lea 189
M.S.2150

sana bu konunun zmnde yardm etmezse, nc bilin dzeyine ulaamayacan ve en azndan baka bir yaama kadar ayrlmak durumunda kalacanz biliyordu. Ayrca unutma, seninle bir ikiz ruhla eriilebilen Makro uyumun zevkini yeniden yaayabilecei halde, o, senin daha byk bir amac gerekletirebilmen -bu yaam srenin geri kalann onunla ve Makro toplumla birlikte geirebilmen- iin bu zevkten vazgemeyi seti." "Eer nc bilin dzeyine ulaamazsam" diye karlk verdim, "kendini hi uruna feda etmi olacak." "Hi uruna deil Jon, tekml uruna. Ayrca kendini de feda etmiyor, sadece bir yaam diliminin birka gnn, haftasn ya da birka ayn kullanyor. Ve daha pek ok gnn, haftann, ayn ve yaam sresinin varln biliyor -ya da bizim e zaman kavrammzla deil de sizin lineer zaman kavramnzla ifade edersek- daha pek ok yaam sresinin var olacan biliyor. Btn bunlarn yan sra, her baarszlk gerekte bir baardr ve ben Lea'nm bunu pek unutmayacana eminim."

Bamla onayladm. "Eer baaramazsam, Lea bu denemenin beni baarya daha da yaklatrdn kabul edebilecek durumda. Ama ben olduka yksek bir farkndalk dzeyine erimedike, baarszlm kabul etmem gerektiini bildiim halde, kabul etmeyi beceremeyeceim." Carol "Bu akam uyumadan nce, tekmle ynelik tasarlarmz tekrarlayarak, bunlar duygularmzla ve zihnimizle kabul edelim" dedi. "Peki" dedim. "Gerekten itenlikle istediimiz eyleri elde edeceimizi biliyorum; sanrm, izlemeyi dndmz yollar aka saptamakta yarar var." "Birincisi" diye balad Carol, "olan neyse onun kendi mkemmel eserimiz olduunu bilerek, bunu sevinle kabul edeceiz. 190
Jon'un Gemi Yaamlar

kincisi, gnlk yaantmzda hibir eye skca tutunma-yacaz -yani hibir eyi vazgeilmez bir tutku haline getirmeyeceiz. ncs, gelimeye ynelik her frsat kabul edeceiz ve bu frsatn sunduu dersi almak iin elimizden geleni yapacaz. Drdncs, her eyle makrokozmik 'bir'liimizin -ya da senin zaman kavramnla ifade edilirse, u anda, gemite ve gelecekte her zaman her eyle bir oluumuzun- srekli hazzn duyarak yaayacaz. imdi uykuya dalarken, bu dnceleri, bu yaam biimini endie barndrmadan ve sevinle iimize sindirelim." Kendimi uykuya brakrken, sorunumuzu zmek iin gerekli gce ve anlaya sahip olduumuza kendimizi inandrmakta Carol'un benden daha baarl olduunu umuyordum. Sorunun zmlenmesini istiyordum, ama bedelini demek istemiyordum. Kendimle ne kadar savarsam savaaym, Carol'u yitirmekten korkuyor, bu kaygy iimden skp atamyordum. Sonuta, gsterdiim abadan bitkin derek uyuyakal-dm.
191

BOLUM 11

Neda
Karl'n, snfna gitmek zere karken kapy arpmasyla uyandm. Erkendi, saat sadece 7.45'ti. Yatakta srt st yatp, Carol'un yanmda olmasn arzuladm. Onu zaman iinde 174 yl geriye ekerek, oturduum daireye getirecek gce sahip olmay istedim. Carol'u renci Birlii'ne gtrebilseydim orada nasl bir tepki yapard diye dnnce glmsedim. 1.78 metrelik muhteem endam, yznn o inanlmaz klsik gzellii, olaanst neesi ve canll ortal gerekten kartrrd. Kargaadan sz etmiken... mikro adam -srf Carol'a yaklaabilmek iin- vahice savarken grebiliyordum. Peki, ben neler hissederdim? Benim snrl mikro bak amdan diye dndm, onu kimseyle paylamak istemeyecektim; bylece evden dar adm atmasna bile

izin vermeyecektim! Sonuta Carol'u 1976'ya getirecek gce sahip olmaymn iyi bir ey olduuna karar verdim, nk 1976 ona hazr deildi ve ben de 1976'da yaarken byk olaslkla onun buradaki varlna hazr deildim. Bu son dnce, Carol'la birlikte Mikro Adas'na gidince ne olacan dnmeme yol at. Geri ada sakinleri Makro toplum yelerini grmeye alktlar, ama sk sk da ziyaretilerini ldrmeye kalkyorlard. Biri Carol'u ldrmeyi de192
Neda

nee, acaba nasl tepki gsterirdim? Bu sorunun yant zerinde fazla dnmeme gerek yoktu -onu korumak iin savar, hatta zorunlu olursam ldrrdm. "Oh, ite bu harika!" diye dndm, "imdi gzel hanmnn yaamn ve onurunu korumak iin savaan bir Ortaa valyesi gibi davranmak zere Mikro Adas'na gidiyorum." Gln bir d krkl iinde bam salladm. Carol sz konusu olduunda, baz mikro duygular retmeden duram-yordum. "En dorusu" diye karar verdim, "Makro glerimi gelitirmek iin bugn mikro insanlarla almal ve spermar-kette yaptmdan daha iyisini becerip beceremeyeceimi grmeliyim." Belki Mikro Adas'na gitmeden nce mikro insanlarla nasl daha rahat koullar iinde iliki kurabileceimi renebilirdim. Ne de olsa, 1976 bana geni bir egzersiz alan sunuyordu! Kahvalt ederken, son deneyimlerimi gnlme geirir geirmez dar kp tehdit edici durumlarla baa kp kamayacam grmeye karar verdim. saat sonra, her zaman kalabalk grnen renci Birlii kafeteryasnda bir masaya oturmu, scak ikolatam iiyor ve evremdeki insanlarla telepatik ba kurmaya alyordum. nce, dnem snavlarnda duyulan korku, akamki basketbol mann ya da bulumann heyecan, paraszln dourduu skntlar ya da bakalaryla ilikilerde baarl olamamann d krklklar gibi allm mikro kayglar algladm. Fark ettiim bu d krkl genelde cinsel isteklerle ilgiliydi, zellikle de gelip geen kzlara arzuyla gz szen erkeklerin oturduu yanmdaki masada belirgindi. Geen kzlardan birine ynelttikleri kmseme dolu alay bu saygszla hedef olan grmek iin bam kaldrp bakmama neden oldu. nce, uzun bir kzd, yanaklarnn kkl onu olduka sska gsteriyordu. Salar uzun ve dzd, zensiz bir biimde
M.S.2150

193

karmakark omuzlarna dklyordu. Kemikli bir burun tayan yz imdiye kadar grdm en albenisiz yzd. Giysisi fazla bol, fazla uzundu ve zerinde uval gibi asl durmas ok garip grnyordu. Uzanp zihniyle balant kurdum, ama abucak geri ekildim. Bylesine znty, bylesine mutsuzluu, byle ac bir umutsuzluu hi deneyimlememitim. Onu itme isteimden kurtulmak iin bam salladm, sonra yeniden ona baktm. Kederli bir tavrla, dierlerinden uzak olabilecei bo bir masa aryordu. Vakit lene yaknda ve benim kk masamda karmdaki bo iskemleyi gstererek glmsedim. Baka birine iaret edip etmediimi anlamak iin evresine baknd; sonra akn, insann iine dokunacak kadar kararsz bir ifadeyle gzlerini bana dikti. Ona scak, gven veren, kabullenil-diini gsteren bir dnce seli gnderdim, ifadesi yava yava deimeye balad, ama deitiinde gzlerinde inanama-d bir umudun balangcn

grdm. Masaya yaklatnda ayaa kalktm, bir kse orba ve bir bardak st tehlikeli bir biimde tad tepsiyi dengelemesine yardm ettim. Bana fsltyla teekkr etti ve abucak oturdu, sonra orbasyla oyalanmaya balad, orbay adeta ardna gizlenecek bir duvar gibi kullanyordu. Zihnini retebildiim en sevecen ve kabul edici dncelerle bombardman etmeye devam ettim. Umutsuzluunu ve srp gelen kukularn amak iin be dakika kadar youn aba gsterdikten sonra baarl olmaya baladm. Kendini benim yanmda ok daha rahat hissediyordu ve ara sra gz ucuyla yzme bakmaya balamt. Bu durumda onunla konumay denemeye karar verdim. "Adm Jon Lake" dedim. "Psikoloji dalnda doktora yapyorum." Bana akn bir ifadeyle bakt. Nasl yant vereceini kes-tiremediini hissediyordum. En ekici glmsememle glm194
Neda

sedim ve "Sanrm daha evvel tanmadmz iin seninle konumam nasl karlayacan bilemiyorsun" dedim. "Senin yalnz olduunu dnmekten kendimi alamadm, kendi benzer duygularm da hatrlayabiliyorum." Bana ban sallad, sonra gzlerini bo orba ksesine dikerek dikkatle bakmaya balad. Zihninin derinliklerine ulatm ve bana karlk vermeye can attn kefettim, ama reddedilmekten ya da aptalca grnmekten de ayn derecede korkuyordu -mikro adama zg o iki yaygn korkuyu tayordu. Ona olumlu, gven veren, ka-bullenildiini gsteren dnceler yollamay srdrdm. Admn ne olduunu merak ettim ve sylemesini istedim. Ksa bir sre uratm, sonra konutu. "Adm Neda Cricksley" diye yle hafif bir sesle fsldad ki, telepatik olarak alglamam olsaydm, ismini tekrarlamasn isteyecektim. "Neda" dedim, "bu isimden de senden de holandm." Bunu syler sylemez baz nedenlerle bu kzdan holandm fark ettim. ekici olmayan d grntsnn tesine ulam ve ruhunun bir blmyle balant kurmutum ve karlatm ey houma gitmiti. Dnmeden uzanp zayf, kemikli ellerinden birini yakaladm. Yine yznde o akn ifadeyi grdm, ama davranm sevecenliimin ve iten ilgimin bir belirtisi olarak kabul etmesini istedim. Kolundaki ve bedenindeki gerginliin yava yava hafiflediini hissedebiliyordum. Bir sonraki adm atma zamannn geldiine karar verdim. "Bana kendinden sz et Neda" diye rica ettim. "Senin hakknda her eyi bilmek istiyorum. "Neden onun hakknda her eyi bilmek istiyordum? aknlm hissettim. Bu dile getirmedii dncesine, "nk senden holandm" diye yant verdim. "Ve sanyorum ki, cann skan baz sorunlarn zmekte sana yardm edebilirim."
M.S.2150

195

"Yardm edebilecein sorunlarm olduunu nereden biliyorsun?" diye fsldarcasma sordu. "Eh" diye yantladm, "herkesin baz sorunlar var ve benim yaamdaki amalarmdan biri mmkn olduunca ok insana sorunlarn zmekte yardmc olmak." Bir an sylediklerimi dnd, sonra "Bana kar bu kadar nazik olduun iin sana

teekkr etmek istiyorum" dedi. "Daha nce sana benzeyen birine hi rastlamamtm. Nasl ve niin olduunu bilmiyorum ama, benden her naslsa holandna ve bana yardm etmek istediine inandm. Ben... ben sana teekkr borluyum." "O halde benden, sana bir tatl smarlamann zevkini esirgeme" dedim. "ikolatal ya da belki ilekli bir pemelbaya ne dersin?" ekinerek glmsedi ve yant vermedi, ama ben ilekli bir pemelbann ne kadar houna gideceini algladm. "Pekl" dedim, "Sana srpriz yapacam. Senin de tek yapacan ey, benim yerimi korumak." Masadan kalkarken, dondurma tezghndaki kza becere-bildiim kadar gl bir dnce gnderdim. Ben kza ulatmda o, biri ilekli dieri ikolatal iki pemelbay hazrlamaya balamt bile. Bitirene kadar bekledim, zihnimi okuduu iin o teekkr ederek dondurmalarn parasn dedim. Ben masama dnerken yol boyunca kzn donmu ifadesini grebiliyor, her naslsa gerekten zihnimi okumu olabileceini dnmenin yaratt garip aknlm hissedebiliyordum. ilekli pemelba, Neda'mn bana kar ekingenliini yendiini gsteren son adm oldu. Kendinden sz etmeye balad. Yirmi yandayd ve sosyal bilimler fakltesinde renciydi. niversite kampusunun dnda, annesi ve vey babas ile birlikte kalyordu. Dile getiremedii halde, kendisinden irkinlii yznden nefret eden acmasz annesinden ve ona grn nedeniyle kaba alaylaryla eziyet etmekten holanan vey ba196
Neda

basndan kap kurtulmay umutsuzca istediini algladm. niversiteyi bitirdikten sonra ne yapmak istediini bilmiyordu. Notlarnn mkemmel olmasna karn, ekingenlii yznden derslere girmek onun iin bir ikenceydi. Ana ders dal ngiliz edebiyat ve kompozisyonuydu, okumay ve yaz yazmay ise sorunlarndan ka olarak kullanyordu. Ksa ykler yazmaktan duyduu mutluluu anlatrken onu dikkatle dinliyordum. Yaamnn bu blmnden sz ettike yzne renk geliyor, koyu gzleri canlanyor ve sesi fslt halinden kolayca iitilebilir bir tona ykseliyordu. Zihninden, yaam boyunca yazlar hakknda konuabildii ikinci kii olduumu rendim. Birincisi lisedeki edebiyat retmeniydi, yal bir hanmd ve Neda mezun olduktan ksa bir sre sonra lmt. Bu yal hanm onun tek dostu olduu iin, kayb Neda'y katlanabileceinden fazla zmt. Annesine gre Neda'nn onlarn yaamn etkileyen bir irkinlik olduunu ve Neda'nn da annesinin bu grn btnyle kabullendiini fark ettim. Sonuta deersizliine ve yetersizliine kuvvetle inanm, kendine kar nefretle dolmutu. Onu gren herkesin grnnden tiksinti duyacana inand iin, bakalaryla iliki kurmaktan iddetle kanmasnda alacak bir ey yoktu. imdi Neda'ya nasl yardmc olabilirdim? Her gece Mak-ro toplumun Merkez Danmas'nm tm bilgilerini kullanabiliyordum. Makro glerim Neda'mn yaamn nasl deitirebilirdi? Yapmak istediim neydi? "Pekl" diye dndm, "ona kendinden ve evresindeki dnyadan honut olmay renecei yeni bir yaam biimi bulmas iin yardm etmek istiyorum. "Ama byle bir mucizeyi baarmak iin Rana'nn sahip olduu tm gce ve bilgelie sahip olmam gerekmez miydi? Neda'nn yzn ve grnn dikkatle, ama fark ettirmeden gzden geirdim. Acaba onuncu bilin dzeyi bile Neda'nn kendi hakkndaki dncele197

M.S.2150

rini deitirme konusunda yeterli olabilir miydi, merak ettim. Yine de denemeye kar af verdim. Daktilo bilip bilmediini sorup, ok iyi yazdn rendikten sonra ona, Karl'la benim hazrlamakta olduumuz ve halen Karl'm zerinde alt inceleme tezimizle ilgili notlar daktilo etmesini nerdim. Gerekten yardmna gereksinme duyduumu ve ii kabul etmekle bana byk bir iyilik yapacan syleyerek en sonunda onu ikna edebildim ve... bylece esasl bir riski gze alm oldum. "Neda" dedim, "annenin evinden ayrlp, benim oturduum binadaki bir daireye tanman istiyorum." Reddetmesini engellemek iin "Evet" dedim, "fazla paran olmadn biliyorum, ama oturduumuz bina Karl'la bana ait olduu iin aylk cretinin bir blmn kirana sayabiliriz. Kari ve ben sana yakn oturacamzdan, gerekte sadece daktilo olarak deil, bizim iin bir eit aratrma yardmcs olarak da alabilirsin." abuk abuk konuuyor, aklma geleni sylyordum, ama sonra Neda'mn tepkisini lmek iin durdum. ylesine etkim altnda kalmt ki, direnecek gibi grnmyordu. Birlikte geirdiimiz son bir saat iinde ona srekli gnderdiim kabul edici, sevecen dncelere fark etmediim bir anda kendini btnyle brakm olduunu hissettim. Ayrca, cehennemde ryen biri cennete yaplan ary nasl geri evirebilirdi? Yeni dairesine hemen tanabilmesi iin ona yardmc olacam syledim. Bir taksiye atlayarak on be dakika iinde evine ulatk. Ev, hzla harap olan bir mahallede iki katl, kire sval, khne bir binayd. Taksi ofrne bizi beklemesini syleyerek Neda' ya kapya kadar elik ettim. Ama o duraksaymca, sakin ama kararl bir tavrla kapy aarak onu ieri soktum. Hi karlamadm kadar korkun grnl, huysuz yal bir kocakar mutfaktan kp saldrrcasna stmze hamle yapnca, 198
Neda

Neda'mn neden bu kadar ekindiini hemen anladm. Bu kadn Neda'mn annesiydi ve ge kald iin Neda'ya kkrerken beni de kukuyla szyordu. Annesine yant vermeye alan Neda, kadnn barmasyla susmak zorunda kalnca, ie el koymaya karar verdim. Neda'ya odasna gidip eyalarn toplamasn syledim, sonra onu hafife drterek harekete gemesini saladm. Barp aran annesini de gl bir PK ile iterek geriye sendeletip, pat diye kanepeye oturttum. "Sakin olun Bayan Cricksley" dedim, "syleyeceklerimi dinlemenizi istiyorum!" Az ak kalmt, ama sesi kmyordu, en sonunda soluk alabilir hale geldiinde gzleri iri iri olmutu. "Sen beni ittin!" dedi. "Aslnda size dokunmadm biliyorsunuz Bayan Cricksley" diye yantladm. "imdi bana dikkatle kulak verin. Kznza benimle arkadam iin daktilo yazmak ve aratrmalarmza yardmc olmak zere i nerdim. Biz niversitede psikoloji konusunda inceleme yapyoruz. Ondan iine daha yakn olabilmesi iin niversite civarndaki bir apartmana tanmasn rica ettim. deyeceim cret kirasn ve kiisel masraflarn rahata karlamasna yetecek. imdi baka sorunuz var m?" Belli ki Bayan Cricksley stnl karsndakine brakmaya ve ona byle buyurucu kesin bir tavrla davranlmasma alk deildi. Tpk yeni kumsala vurmu irkin bir dilbal gibi azm at ve kapad. Tekrar suya atlamasn engellemek iin yaptm basky srdrmeye karar verdim. "Elbette bu durum" diye devam ettim, "sizi kznz ve eitimi iin yapmanz gereken ykl masraflardan kurtaracak. Ayrca alaca cret kukusuz, geri kalan niversite yllarnda da renim giderlerini rahata karlayacak dzeyde olacak." Btn yollar denemeye karar vermitim. Karl'la ben otur-

199
M.S.2150

duumuz binay bize kalan mirasla satn alm olduumuz iin, gelirimiz, olduka snrl gereksinmelerimiz iin harcadmz parann ok stndeydi, bu nedenle Neda ile ilgili tasarlarm fazla zorlanmadan gerekletirebilecek durumdaydk. Bayan Cricksley akn bir tavrla ban sallyordu. Olaylar kavrayabileceinden daha hzl geliiyordu.. Gerekten kznn irkin varlndan kurtulmak zere miydi? Byle dnyordu ve ben bu dncelerini kolayca algladm. Ama yal kadnn zihnini okumak bana ac verdi. Hibir fiziksel irkinlik dncelerdeki irkinlikle boy lemezdi. Zihni kin, hrs, kskanlk ve nefretin kaynad bir kazan gibiydi. Duyduum tiksinti yznden iddetle rpererek, kadnla olan zihinsel balantm kestim. O srada Neda, elinde dnyada sahip olduu her eyi sdrd kk, ypranm bir bavulla ieri gerdi. Annesi o bavulun kendisine ait olduu konusunda direnince, kadna yirmi dolarlk bir kat para uzatp, bunun zararn karlamaya bol bol yeteceinden emin olduumu syledim. Ben bavulu Neda' dan alarak onu hzla evden dar karp bekleyen taksiye gtrrken, kadn hl agzllkle elinde tuttuu paraya bakyordu. Bir saat kadar sonra bir spermarkette (baka bir sper-markette!) durmu, Neda'nn yeni dairesinde buzdolabn doldurmak iin krk dolar deerinde yiyecek satn alyordum. Dairesi geniti, yatak odas, oturma odas ve mutfaktan olumutu. Neda sersemlemi ama mutlu bir halde odalar dolayor ve srekli "Ne syleyeceimi bilmiyorum" diyordu, "Size nasl teekkr edeceimi bilmiyorum Bay Lake." Ben de "Ltfen bana Jon de" diyordum, aldklarm yerletirirken. "Ve unutma, bir eye gereksinmen olursa, sadece bir kat stnde 303 numaral dairede oturuyorum. Yarn telefonu balatacam, bylece beni dilediin her zaman arayabilirsin."
200

Neda Neda, iinde bulunduu sersemlikten ksmen syrlarak, "Ama ne zaman almaya balayacam ve nerede?" diye sordu. "Yarn" dedim. "Burada, kendi dairende alabilirsin. Bu akam yaz makinesini getirip sana brakacam. Kk, tanabilir, elektrikli bir makinedir ve kullanmas kolaydr." Sonra onu biraz benimle birlikte yeni rahat oturma odasnda oturmaya ikna ettim. Yarm saat boyunca bana, yazd yklerden sz etmesini saladm ve yeni iini bahane ederek niversitedeki dersleri brakmay dndn hissedince, istedii btn dersleri almay srdrebilecei konusunda ona gvence verdim. Orada bulunduum srece kararl bir biimde en olumlu ve en gven verici telepatik mesajlar ona aktmaya devam ettim. Yanndan ayrlrken neredeyse mutluluktan uuyordu ve artk yz de o ilk grdm irkin yze hi benzemiyordu. Daireme geri dnnce dinlenmek istedim. Yeni glerimle ilgili btn bu uygulamalarn yorgunluunu duyuyordum, oturmak iyi geldi. Birka dakika dinlendikten sonra gnlm alp son olaylar yazdm. Kari gelince gnlm ona uzatp, bir ift biftek piirmek zere mutfaa yneldim.

Yemek hazrlarken 2150'nin bu konudaki rahatln zlediimi fark ettim. Neda'dan ayrldmdan beri her on be ya da yirmi dakikada bir ona sevgiyle kabul edildiini ifade eden ve kendine gven duymasn salayacak dnceler gnderiyordum. Ve bu ie yaryor gibiydi. Yemek boyunca Karl'a Neda ile ilgili tasarlarmdan sz ettim ve ondan yardm istedim. Neda'ya yardmc olma konusundaki isteimi tamamen uygun bulan Kari, bundan byle niversitenin daktilo servisine baml olmaktan kurtulaca iin sevin duyduunu syledi. Ama ona Neda'ya tmyle yeni bir 201
M.S.2150

kiilik kazandrmaya ynelik uzun vadeli plnlarm anlatmadm. Karl' nce Neda'yla tantrmaya karar vermitim, sonra onunla bu konuyu daha ayrntl biimde konuacaktm. Akam sekize doru, elimizde yaz makinesi, Neda'nm alt kattaki dairesine indik. Bizi biraz ekinerek karlad, ama sonra olduka rahat bir tavrla Karl'la inceleme tezimizin nasl daktilo edilecei konusunu grt. Ben sze hemen hemen hi karmayarak konumay Kari'a braktm. Yaklak bir saat sonra oradan ayrlrken, Neda'da saladm gelime yznden kendimi kutluyordum. Ama Kari beni geree dndrd. Kendi dairemize ktmzda, "Gerekten Jon" dedi, "irkin olduunu sylerken aka yapmamsn." "Bundan pek etkilenmi grnmyordun" diye yorum yaptm. Karl gld ve "Yeteri kadar etkilendim" dedi. "Hadi Jon! ok iyi bir insan olabilir, ama ona hi bakmadn m? Tanrm! Sanki yryen bir yknt gibi." "Hmm" diye karlk verdim. "Gerekten o kadar kt grndn m dnyorsun, ha?" Kari ban sallad. "Biliyor musun, eer onun iin yiyecek al verii yapabiliyor ve ona kalaca bir daire salayabiliyorsan, en azndan giyebilecei birka uygun giysi de alabilirdin gibime geliyor" dedi. "Evet, biliyorum Kari" diye kabul ettim, "stndekiler ok kt. Ona biraz eki dzen vermek isterdim, ama kadn giysilerinden hi anlamam. Belki senin kz arkadalarndan biri Neda iin birka gzel giysi semene yardm edebilir." Karl akn bir ifadeyle, "Bunu benim yapmam m istiyorsun?" diye sordu. "Elbette" diye akladm, "erkek olarak ona ne kadar olumlu yaklar ve ne kadar ok ilgi gsterirsek, kendine duyduu nefretin o kadar abuk kendine gvene dnmesini salayabiliriz." 202
Neda

"Ama... ama Jon" dedi Karl dili dolaarak, "ona yeni yz ve beden veremezsin, onu kandrmak kesinlikle doru olmaz." "Onu kandrmyorum" diye karlk verdim. "Grn nasl olursa olsun, o deerli ve ilgiyi hak eden bir insan en azndan senin ve benim byle dndmz bilmesini salayacam." "Evet ama, ya bakalar?" diye Kari kar koydu. "Herkes onu eski irkin haliyle grmeye devam edeceine gre, bu sorunu zmekte ona nasl yardm edeceksin? Kendisiyle ilgili birbiriyle atan dnceleri yznden benlii yaad srece bir sava alan

durumunda olacak." "Fiziksel adan ekici hale gelebileceini sanyorum" dedim. "Her ey bir yana, dokuzon kilo kadar imanlarsa bu kadar sska grnmeyecektir." "una en az yirmi kilo desen daha iyi olur!" diye yantlad Kar. "nk boyu 1.62 metre kadar olmal, ama onu stndekilerle slatp tartsak bile ancak krk kilo eker. peki bicim kazanacak kadar imanlayacan varsaysak dahi, yzndeki o burnu nasl gizleyeceksin?" "Hmm" diye uzun uzadya dndm, "burnu konusunda haklsn. Ama kk bir plastik ameliyatn bu sorunu zeceinden kukum yok. Bunu karlayabiliriz, karlayamazmyz?" Karl bana akn bir bak frlatt, sonra "Olum" dedi "sen izmeyi iyice atn. Bu ameliyatn giderlerini elbette karlayabiliriz, ama Jon, sen neden sz ettiini biliyor musun1? Senin bu kk projenin bize sonuta kaa patlayacandan haberin var m? Brak, sana anlataym... bu i bir servete ma] olacak!" "Bu paray daha iyi kullanacak bir yol bulamadm Karl" dedim. "Ayrca Makro toplumda kalmay baarrsar^ u av sonra paraya gereksinme duymayacam."
203 M.S.2150

"Ama baaramazsan" diye Kari homurdand, "sadece hesabn tamtakr hale getirmi olacaksn." Karl'n karamsar tavr beni gldrd. "Keyfine bak!" dedim. "Eer mikro adam kendi kar iin bir milyon kazanabi-liyorsa, ben kendi karlarm gzetmediim iin bu milyonu Makro glerimin yardmyla daha kolay kazanabilirim, bundan hi kukum yok." Kari, biraz da alayla, "Aklnda baka hangi tasarlar var?" diye sordu. "Kesin olarak bilmiyorum" dedim. "Belki de bir dierine balamadan nce bunun nasl yrdn grsem daha iyi olur." "te bu salkl bir fikir!" dedi Kari rahatlayarak. Bir sre 2150 hakknda konutuk, sonra Karl'a M.D.'ye dnmek ve ona baz sorular sormak iin sabrszlandm syledim, zellikle de gerekletirmeye kalktm bu mucize konusunda neler yapabileceimi sormak istiyordum; erkenden yatmaya gittim.
204

BLM 12

On Be Metre Sramak
Dudaklarma kapanm scack dudaklarn yumuak basks ve ruhsal titreimlerimizin zihnimde yanklanmaya balayan tmlaryla uyandm. Byk bir istekle karlk verdim; ok gemeden Carol'la fiziksel, duygusal ve zihinsel dzeyde kurduumuz balantnn o kendimizi yitirdiimiz cokusunda bulutuk. Younluu giderek artan bu hazzm giderek

daha ok farkmda-lma vararak, sonunda Makro Uyum'da birlemenin keyfine ulatk. Sakin ama mutlu, birbirimize sarlm yatarken, Carol'la yaadm cinsel beraberliklerin mikro gemiimdekilerden ne kadar farkl olduunu bir kez daha dndm. Carol'u ve Makro Uyum'u tanmadan nce, cinsel iliki kurduumda ya sululuk veya korku duyar, ya da en azndan doyumsuzluk hissederdim. Makro toplumdan nce acaba Makro Uyum'a ulam olan var myd, merak ettim. "Pek ender" diye Carol dncelerimi yantlad, "bu da genellikle ikiz ruhlar arasnda gerekleirdi." "kiz ruhlar da ender olarak ayn zamanda bedenlendik-lerine gre" dedim, "bu durum mikro adamn cinsel d krklklarnn nedenini ksmen aklyor." "Makro Uyum'a ulamayan cinsel iliki sadece yzeysel bir doyum salar" diye aklad Carol. "Dur bir dakika" dedim. "Bu, Makro toplumdan nce ya205 M.S.2150

sanan cinsel beraberliklerin byk ounluunda gerek doyuma ulalamad anlamna geliyor." "Doru" diye Carol bayla onaylad. "Genellikle o ilikilerde, eler gerek zlemlerini giderememi olduklar iin, elde ettikleri yzeysel doyumun altnda hep yeni batan denemeye ynelik gl bir istek kalyordu." "O halde sen, seninle ben de cinsel beraberliimiz srasnda Makro Uyum'a ulaamazsak, bunun doyurucu olmayacan sylemek istiyorsun." "Bu doru" diye yantlad Carol. "Eer Alfamz'm dier kzlaryla cinsel iliki kurmak isteseydin, senin bu isteine olumlu yant vermekle ne kadar zverili davranm olacaklarn imdi anlayabilirsin." "Ruhsal tnlarnn benimkinden ok farkl olduunu ve birlikte Makro Uyum'a ulaamayacamz bilecekler, yine de benim bunu renmemi salamak iin honut olmayacaklar bir beraberlie gnll olacaklard" dedim. "Ama" diye ekledi Carol, "kendini kar gzetmeden bir bakasna verirsen, bu o kadar da tatsz bir deneyim olmaz." Bam salladm. Bu durum" dedim, "mikro adamn kendisini cinsel adan neden bylesine sulu, endieli ve d krkl iinde hissettiini iyice aklyor. Neredeyse cinsellii hemen her zaman kendi bencil amalar dorultusunda kullanyor, bu yzden de tam bir doyuma ulamas mmkn olmuyor." Carol "Haklsn" diye yantlad, "ayrca, sadece ocuk yapmaya ynelik cinsel ilikiyi uygun bulan mikro bak as da yanl, nk mikro adam ocuklarn kendi mal gibi gryor ve bu nedenle onlar bencilce amalar iin kullanyor." "Mikro adam en ok da, ocuklar araclyla lmszle erime umudunu tayor olmal" diye fikir yrttm. "Evet" diye Carol hafife gld. "nsan yzyllar boyu, elinde harp, yznde mutlu bir glmsemeyle buluttan buluta dolaarak sonsuza dek yaayabilecei, lmszlk dedii u gk206
On Be Metre Sramak

lerdeki cenneti arad. Ancak henz gemi yaamlarn hatrlamaya yetecek kadar m-M sreci boyunca yol almamt ve eer insan gemi yaamlarm hatrlayamyorsa, ondan

lmszln gerek anlamn idrak etmesi beklenemez. Tpk, doutan kr olan birinden renklerin ne ifade ettiini kavramasnn beklenemeyecei gibi." "nandnz dinlerin ou bu sorunun bymesine neden oldu" diye devam etti. "nsan ruhunun lmsz gemiini yadsyan bir din lmsz bir gelecei retmekte glk eker." Syledikleri zerinde biraz dndm, sonra "imdi Hristiyanln nemli amazlarndan birini grebiliyorum" dedim. "Doru" diye onaylad Carol. "Gereklerini papazlarn yardmyla belirleyen bir din 'mikro'dur. Makro adam gerekleri, 'gemii bilme' ile ilgili Makro gcnn yardmyla, olan her eyi ieren evrensel akaik kaytlar okuyarak renir." "Yani" diye sordum, "senin kendi gemiinle ilgili kiisel akaik kaytlarnda bulamadn herhangi bir eyi evrensel akaik kaytlarda bulabileceini mi sylemek istiyorsun?" "Evet" diye aklad, "bu sistem, olan her eyin video bandna sahip evrensel bir M.D. gibi dnlebilir." "O halde" dedim, "herhangi bir eyi renmek iin kimsenin o konudaki yorumuna baml deilsin. Lao-Tzu, Buda ya da sa, neler sylediler ya da sylemediler diye tartmak yerine, sadece evrensel akaik kaytlar aratrp, yaamlarndaki her olay gznle grp, kulanla duyabilirsin." Carol bayla evetledi ve "Kesinlikle yle" dedi. "Tarihteki btn byk filozoflar bu yolla izledik." "Tanrm, kulaa byleyici geliyor! Bunun nasl yapldn bana gsterebilir misin Carol? Bugn olabilir mi?" diye sordum, bu akl almaz yeni kaynakla balant kurmaya can atyordum. "Bu sana bal Jon" dedi, "ama seni uyarmalym, her ne kadar akaik kaytlar kullanmak eitim yntemi olarak ok
207 M.S.2150

nemliyse de, bilin dzeyini ykseltmek asndan o kadar yararl deil. Makro farkndala ancak, btn zamanlarn byk filozoflarn beslemi olan tm bilgeliin ve sevginin kaynayla, makrokozmosla -ya da baka bir anlatmla evrensel zihinle- balant kurma ve bu balantdan renilenleri gnlk yaama uygulama yoluyla ulalabilir." Girimeye can attm bu yeni, olaanst deneyimin, nc bilin dzeyine erime abalarm kolaylatracak etkisi olmadn duymak beni d krklna uratt. stemeye istemeye de olsa ok daha nemli olan gerek hedefime ulancaya dek, kstl zamanm bu yeni beceriyi renmek iin har-camamaya karar verdim. Carol iimdeki atmay hissetti ve telepatik yolla, kararm akllca bulduunu syledi; sonra da kahvalt iin Alfa'da-ki dier arkadalarmza katlmadan nce birlikte canlandrc bir banyo yapmay nerdi. Kahvaltdan sonra Carol, kendisi Merkez'deki M.D. ayg-tyla alaca iin bana da odamzdakini kullanmay nerdi, ama ben ona Merkez'e kadar bir yry yapp, bu kirletilmemi dnyann berrak mavi gnn altndaki o gzelim gln, aalarn ve ieklerin keyfini karmay yelediimi syledim. "Sizin kirletilmi dnyanzla ilgili kaytlar okuyabilir, tm bu gaddarl gsteren video bantlar izleyebilirim" dedi, "ama ancak o dnemdeki gemi yaamm hatrladmda, bizim u andaki dnyamzn gzelliini gerekten takdir edebiliyorum." "Hey bu doru!" diye hatrladm. "Sen bundan nce en son 20. yzylda yaamtn, deil mi? 1990'larda da ldn sylemitin." "Evet" diye yantlad, "1970'lerde renciydim, gezegenimizin byle kyasya kirletilmesine kar kmak iin her frsat deerlendirdim. Yaygn protestolara karn, kar

evreleri bildiklerini okudular ve kirlilii 80'lerde o dereceye vardrdlar 208


On Be Metre Sramak

ki 70'lerin evre kirlilii yannda hafif kald." "Ondan sonra da durum giderek ktlemi" dedim, "ve bunu dzeltmek iin de hibir ey yaplmam." "Oh, ufak tefek pek ok ey yapld" diye yantlad, "ama artk yarm yamalak nlemlerle soruna zm bulmak iin ok ge kalnmt. Dnya apnda bir ibirlii salayacak, dnya apnda bir hkmet gerekiyordu ve mikro yaam felsefesine sahip mikro adamn bunu gerekletirmesi mmkn deildi. Birleik bir dnya hkmeti, salk, gvenlik ve refah asndan tm insanlara eit ilgi gstermeyi ieren bir Makro bak as gerektirir. Mikro adam bu hedefe erimek iin gerekli olan zveriyi gstermeye istekli deildi." "Sanrm" dedim, "mikro adamn aclar iindeki sefil lmne zlrken mikro adan bakm oluyorum, oysa kendi bencil mikro tutumunun sonularn renmesi iin bunun tek yol olduunu biliyorum, ama yine de kendimi bu ackl lmlerden sorumlu hissediyorum." Carol "Mikro adam Makro adamn doabilmesi iin yok olmak zorundayd" diye karlk verdi. "lm sadece, ruhun tekml ve Makro birikimin etkisi gz nne alnmadnda kt bir olaydr." Konuurken Gama binasndan km, gl boyunca Merkez'e doru yryorduk, birden durdum ve parmamla gln stndeki bir karalty gsterdim. "Baksana Carol!" dedim aknlkla, "gerekten gln stnde yryen biri mi var?" "Evet" diye yantlad, "herhalde sekizinci veya dokuzuncu bilin dzeyinde olan biri havada kalma (levitasyon) almas yapyor." "Neden onuncu bilin dzeyinde olan biri deil?" diye sordum. "nk" diye yantlad Carol, "onlarn alma yapmalarna gerek yok."
209
M.S.2150

Karalt, havada kaln iyice gzleyemeyeceim kadar uza-mdayd, ok gemeden de suya dalarak gzden kayboldu. "Her kimse, sanrm yoruldu" diye fikir yrttm, "imdi de biraz yzmek zorunda!" "Belki" diye yantlad Carol, "ama belki can biraz da yzmek istemi olabilir. Neden biz de biraz almyoruz? Bylece sen de havada durmay renebilirsin." Carol bunlar syler sylemez havaya srad ve yumuak bir biimde yere inmeden nce on saniye kadar, topraktan seksen be santim ykseklikte yzer gibi kald. "Bu kadar ilerlemi olduunu bilmiyordum" dedim. "Ne tr bir dnce rettin?" "Sadece" diye karlk verdi, "gzmde kendimi havada yzerken canlandrdm." "Hmtn!" diye mrldandm. "Sanrm, en azndan deneyebilirim." Denedim, ama hemen yere indim. Carol aknlm grp "Makro Balant'n -her eyle mak-rokozmik birlik iinde olduun o hali- zihninde canlandrp titreimlerini ykseltmeyi unuttun" dedi. Haz dolu bir dinginlik ve byk bir hafiflik hissedene dek Carol'un nerisini uyguladm. Sonra kendimi yerden bir buuk metre kadar ykselmi dledim ve kolayca bu ykseklie ulatm. stme yorgunluk kmeden nce be saniye kadar o ykseklikte kaldm, sonra yumuak bir biimde aa inmeye baladm, ama topraa yarm metre kala PK gcm tkendi ve gm diye dtm.

Bu inanlmaz baarm yznden heyecan iinde kalmtm; yani kendimi, Jon Lake'i havada dururken dnmek bile... Vauv! Hemen aa inmek kouluyla, yerden sekiz-dokuz metre, hatta daha da yksee km bir grntm de kolaylkla zihnimde oluturabileceime karar verdim. Ama ilk gsterdiim 210
On Be Metre Sramak

aba beni yorgun drmt, bu yzden bir sonraki denemeyi iyice dinlenene dek ertelemeyi uygun buldum. "Eer istersem, 1976'da yeni bir dnya yksek atlama rekoru krabileceimden hi kukum yok" dedim. "Aman Tanrm, Olimpiyat oyunlarna bile katlabilirim!" Carol "Bu yeni bir dnya srkla atlama rekoru da olabilir" diye yantlad, "stelik srk kullanmana da gerek kalmaz! Ama mikro adam olaand eyler yapan birinden rker, bu yzden dikkatli olman neririm." "Evet" dedim, "mikro adam korktu mu, saknmak gerek. Dorusu garip bir yaratk diye, ya da ulusal savunma arac olarak kilit altnda tutulmak istemezdim." Carol bayla onaylad. "Mikro adam, yannda aalk duygusuna kapld birinden nefret etme eilimi iindedir. te bu nedenle Makro gleri yeterince gelimemi olanlarmzn Mikro Adas'n ziyaret etmeleri tehlikeli oluyor." "Mikro Adas'ndan sz etmiken" dedim, "sen, ikimizin toplam Makro gcnn bizi korumaya yetecei kansna varr varmaz oraya gitmek istiyorum." "Tamam" diye yantlad Carol, bu arada Danma Merkezi'ndeki odamn nne gelmitik. "Hazr olduumuzu dndmde sana haber veririm." Sonra sevgiyle elimi skarak "le yemeinde grrz" dedi, ardndan da uzun koridor boyunca yryp gitti. Danma Merkezi'ndeki gle bakan o ok sevdiim odamda koltuuma oturur oturmaz M.D.'ye, Makro glerin mikro adama yardma ynelik nasl kullanlabilecei konusunda sorular sormaya baladm. M.D. bana mikro adam istemedike ve hazr olmadka ona kimsenin yardm edemeyeceini defalarca anlatmaya alt. Bunun yeterli istek ve inanca sahip olmakla ayn ey olduunu syledi. zellikle Neda'ya nasl yardm edebileceimi sorduumda, PK'nn bedendeki yedi salg merkezini etkilemek iin kul211 M.S.2150

lanlabileceini ve bylece fiziksel grnmde deiiklikler yaplabileceini rendim. Sabahn geri kalan saatlerini salg sisteminin diyagramlarn inceleyerek ve Neda'nn fiziksel grnmn ok ekici bir hale getirmek iin PK'y nasl kullanabileceimi elimden geldiince renerek geirdim. Balangta btn bunlar insan bunaltacak kadar karmak ve anlalmaz grnyordu ama M.D. sonu gelmez bir sabrla bilgi sunan, gelmi gemi en byk kaynakt. leye doru Neda'nn grnmn dzeltmeye ynelik olanaklar konusunda umutlanmtm. Carol bana katlnca, nce biraz suyla beslenme tabletlerimizi yuttuk, sonra elence alanlarna doru yola ktk. Yol boyunca yine akl talaryla PK almas yaptk ve ben Ca-rol'a 1976'daki Neda ile ilgili umutlarmdan sz ettim. Carol da bu konuda yapacaklarmn Makro glerimi gelitirmek asndan benim iin iyi bir uygulama olacan syledi. Bu arada tam bir sonraki adm atacakken, ayam havada kald. nmde yaklak 170 santim uzunluunda, gne banyosu yapan bir ylan vard. Belli ki Carol ylan

grmemiti, nk stne doru yryordu. Kolunu yakaladm ve Carol'u kendime ektim. ararak bana bakt, sonra btn bunlarn benim iin ne kadar yeni olduunu hatrlayp, "Tamam Jon" diyerek iimi rahatlatmaya alt, "korkmuyorum; korkmadn iin de ylan bana zarar vermez." Sonra elimi tuttu ve ben -az ok ikircikli- Carol'un beni ylana biraz daha yaklatrmasna izin verdim, yle ki ylann kuyruundaki ngra ak seik grebildim. Hemen durdum ve "Belki ngrakl bir ylan sana zarar vermez Carol, nk sen korkmuyorsun, ama ben -kahretsin- korkuyorum!" dedim. "O halde burada dur" diye nerdi Carol, "sana bir ey gstereceim." Bana gre ldrc bir ngrakl ylan olan nesneye do212
On Be Metre Sramak

ru yrd, zerine eildi, ellerini altndan geirerek onu yumuak bir biimde kollarna ald ve bana doru yrmeye balad. Azm kurumutu, bedenimdeki her gzenekten ter fkryor gibiydi, kalbim sistemimin dayanma gcnn zerinde salglanan adrenalinin etkisiyle gmbr gmbr atyordu. Ylandan oldum olas korkardm ve Carol'un kollarndaki de benim iin ayrcalkl deildi. Sonra ilk kez o uursuz ngran sesini duydum, ylann ban arpc biimde geriye ektiini de grdm, gzleri lmle tehdit edercesine zerime dikilmiti. Kendimi geriye atarak "Ltfen Carol" diye kekeledim, "daha fazla yaklama!" Carol durdu ve kollarnda ok kzgn grnen ylana yattrc szler sylemeye balad. Bir iki saniye geti gemedi, o lgn ngrak sesi alacak biimde kesildi ve ylann smsk kvrlm bedeninin gevemeye baladn grdm. nmde gerekleen bu mucizevi olay izlerken, Carol'a, ylan eline ald ilk andan beri -hatta bu ldrc srngen kzgnken bile -zarar gelmeyeceine inanm olduumu fark ettim. Sadece kendim iin korkmutum. Utan ve sknt iinde kaldm. "Korktuun iin seni knamyorum" dedi Carol. "Belli ki, gemi yaamlarnda ylanlar yznden byk ac ektin, belki de ldn. Sonra bunun yaratt korku yle glendi ki, hep iinde kald." "Buna inanabilirim" diye yantladm, "nk kendimi bildim bileli ylanlardan hep korkarm. Besbelli bu ylan korkumu sezdi ve tepki gsterdi." Carol "Doru Jon" diye onaylad. "Hibir hayvan Makro sevgi gsteren bir insana saldrmaz." "Kabul" diye itiraf ettim, "Makro adam korkmaz, ama belli ki ben bu konuda pek Makro deilim. Yapabileceim bir ey var m?" "Elbette" diye yantlad Carol, "Makro Balant deneyimin olduuna gre, yapman gereken tek i tm korkularndan kur
213 M.S.2150

tulana dek her eyle bir olduun o hali zihninde yeniden canlandrmak. Kendi kendinden de korkamazsn ya!" Yant kukularm gidermemiti, ama sonuta Carol'un telepatik yardmyla Makro Balant deneyimimi zihnime geri getirmeyi baardm. Kurduumuz bu ok gl telepatik ba Makro Balant anlarmn canlanmasn salayana dek srdrdk; ancak, yaklak krk be dakika sonra ylana yaklaabilir hale geldim, ona dokunabildim, hatta ylan elime bile alabildim. Beni bu kadar g duruma sokan elbette sadece kendi kukularm olmutu. Ylan gnelendii yere geri braktk ve yrymz srdrdk. Carol'a

ylanlardan kaynaklanan korkum hakknda ne dndn sordum, acaba bu korkuyu yenmi olabilir miydim? Carol gld ve bunun o kadar kolay olmayacan syledi, ama bu korkuyla bylesine baarl bir biimde yz yze geldikten sonra, nemli lde azalm olmalyd. Biraz evvel yaptmz almay yinelersek, bu sorunumdan ksa srede tamamen kurtulabilirdim. Canl bir zehirli ylan korkmadan elimde tutabileceim dncesini o gne kadar aklmn kesinden bile geirmemi olduumu itiraf etmeliydim. Sonra Carol'a dier vahi hayvanlarn durumunu sordum. Gezegenin kirlenmesine ve nfus patlamasna bal olarak pek ok hayvan trnn yok olduunu syledi. Yine de, Makro toplum kurulunca mmkn olduunca ok tr koruma altna alnmt. Bylece insan hayvana ve onun beslenme zincirine kyasya zarar vermekten en sonunda vazgetii iin, neredeyse soyu tkenmi hayvanlardan byk bir ksmnn yaama dnmesi mmkn olmutu. Leopar, kaplan ve aslan gibi byk kedi trlerinin varlklarn srdrdklerini duymak houma gitti. "Ama saylar ok artarsa ne yapacaksnz?" diye sordum. "Oh" dedi, "biz gezegenimizin tm ekolojik dengesini denetim altnda tutuyoruz, ama ldrerek deil, sadece doada
214 On Be Metre Sramak

zaten var olan bu dengeyi koruyarak... bylece hibir tr gereinden fazla yavrularnyor." "Nfus patlamasndan sz etmiken" dedim, "Danma Merkezi'ne ya da elence alanlarna giderken pek kimseyi grmyorum ve buna gerekten ayorum. Neden?" Carol "Toplu halde olmaya gerek duymuyoruz" diye yantlad, "nk yalnz olmaktan korkmuyoruz. Aslnda telepatik gcmz olduuna gre hibir zaman yalnz kalmayz, ama hi kimsenin de izni olmadan zihinsel ve fiziksel dokunulmazln zedelemeyiz. Ayrca sen Deltamz'm byk bir blmn henz grmedin, sadece Gama renci alann biliyorsun." "Bu doru" diye kabul ettim, "geri ilk geldiimde baheleriniz ve korularnz arasnda biraz dolamtm, ama grdm tek insan Lea oldu." Carol "Unutma" diye hatrlatt, "her Delta'nm, byk blm aal parklara ayrlm 100 mil karelik bir yaam alan var. Makro davran biimine sahip olan on bin kii burada kalabalk bir ortam yaratmakszn rahata yaayabilir." "Bir gn" dedim, "gln evresi boyunca yrmeli ve dier Gama binalarn grmeliyim." "Neden bunu imdi yapmyoruz?" diye sordu Carol. "yi de" diye yantladm, "eer doru hatrlyorsam, gl be mil uzunluunda ve iki mil geniliinde; bulunduumuz yerden baklrsa olduka uzun bir yol -on be milden fazla... oysa bugn ben Neal ve Jean'la bulumak istiyordum." Carol "Makro Balant'dan kaynaklanan enerjiyi kullanp yolun byk blmn koarak alrsak, her ikisini de yapabiliriz" dedi. "Yani" diye sordum, "kendimizi her yorgun hissediimizde son Makro Balantmz' zihnimizde canlandrp enerjimizi tazeleyeceiz, bylece yorgunluumuz da giderilmi olacak, yle mi?" "Bir bakma" diye yantlard. "Gerekte yapacamz ey
215
M.S.2150

Makro Balant anmz srekli olarak canl tutmak, bylece biraz PK kullanarak kendimizi hafiflemi hissedebilecek ve ok hzl koabileceiz. Bedenin sadece birka kilo arlnda

olduunu dn, sonra da yerekiminin ok az, rnein bilinen gcnn onda biri kadar olduunu..." nce btn bunlar bana ok karmak geldi ve Carol'un sylediklerinin mmkn olabileceine inanmakta byk glk ektim. Pek gln grnen bir k yaptm, ama komaya baladktan sonra, aramzdaki telepatik ban yardmyla Carol'un zihnini kullanma biimini anlamaya baladm. Ayn telepatik ba sonuta ylanla ilgili korkunun stesinden gelmemi mmkn klmt, imdi de -Lea'nn 2150'ye ilk geldiimde kotuu gibi- komay renmemi salad. Komaktan her zaman holanm birine gre, byle muazzam admlarla havada uuyormuasma, arada sevinten en az on be metre srayarak komak, bedenin kendini en mkemmel ifade edi biimiydi. Dier Gama binalar gibi ilgimizi eken yerlerin nnden geerken admlarmz yavalatyorduk. Buralarda eskiye oranla daha ok insan gryordum. Yolumuzu Gama binalarn dolanarak srdryorduk. nce, Makro toplumun gzel insanlarnn gnein altnda rlplak oyunlar oynayp yzdkleri o canm plaja hayran olarak, gl kys boyunca kotuk. Bizi telepatik olarak selmladlar ve bana "2150'ye ho geldin" dediler. Sonra Gama binalarnn arkasndaki parklardaki fundalklar ve iek bahelerini geerek, bakm btn Gamalarca ortaklaa stlenilen geni sebze bahelerine ulatk. Burada yaayanlarla kyaslanrsa yine de fazla insan grmemitik. Biner kii barndrdn bildiim geni Gama binalarnn nnden geerken bile evrede bir avu insanla karlamtk. Ancak, ikier Gama tarafndan paylalyor grnen byk elence alanlarna geldiimizde grdmz insan says artmt, ama onlar bile kalabalk oluturmuyorlard, ko216
On Be Metre Sramak

caman alanlarda ta atlasa yzer kii vard. Makro adamn, zamannda ar insan younluundan patlayacak hale gelmi bir gezegende bugn dengeli bir nfus dalmn gerekletirmi olmas beni mutlu etti. Ama bu dengeye karn yine de mik-ro adamn "her aileye ayr bir ev" isteinden tamamen vazgeilmiti. Gln ucundaki ynetim binasna geldiimizde, en azndan alt mil komu olduumuzu kavradm, ancak kendimi hi de yorgun hissetmiyordum, tersine her zamankinden daha canlydm. Bu binay evreleyen dizi dizi yksek aalara hayranlkla baktm. Sonra ana kapdan, 2150'de karlatm en ufak tefek adamn ktn grdm. Boyu 1.70 metreden uzun deildi, ona yaklatmzda yznde yalln belirtilerini fark ettim. Rana 45 yanda grnyordu, ama bu adam en azndan 55'inde vard. nnde durduumuzda, Carol sol elini tuttu ve adam sevgiyle selmlad. Sonra adam da beni ayn geleneksel biimde selmlad ve "Delta 927'ye ho geldin" dedi. "Adm Hugo, sizin Deltarnzm." Onu hemen sevdim, Delta'nn bylesine scak ama ayn anda da gl bir adam nder olarak semi olmasna hi amamtm. "Teekkr ederim" dedim. "Burada olmaktan ne kadar mutluluk duyduumu anlatamam." Carol, Delta glnn evresindeki gezimizden sz etti, sonra Hugo yayla ilgili dile getirmediim sorumu yantlad. "197 ylm doldurdum" diye aklad. "1953 ylnda Brezilya'da domutum. Haklsn, daha gen grnebilirdim, ama ben insanlarn yalandklar bir devirde bydm, ayrca yaknda tekml-aacam iin bedenimin de yalanmasna izin veriyorum." "lmeyi tasarladnz m sylemek istiyorsunuz?" diye sordum aknlkla. M.D.'nin bana bir ara bu konuda vermi olduu bilgiyi hatrlamtm. Makro toplumun yeleri o

yaamM.S. 2150

217

larnda renebilecekleri her eyi rendiklerine karar verdiklerinde, astral ve fiziksel bedenleri arasndaki ba koparyorlar, bylece fiziksel beden lrken, ruh m-M sreci boyunca bir st dzeye kmakta zgr kalyordu. Bu ileme tekml-ama diyorlard. Kendini ldrme gemiten kama anlamna gelirken, tekml-ama -tekml etme ve aama yapma szcklerinin 2150'ye zg ksaltmas- gelecei kucaklamay ifade ediyordu. "Evet, bir baka boyutta ikiz ruhlarmla bulumak istiyorum" diye yantlad Hugo. "Ayrca, bu yaam sremde yapabileceim her eyi yerine getirdim, artk ayrlma zaman geldi." Kararsz ifademe gld, sonra "Endielenmene gerek yok Jon" diye szlerini srdrd. "Hemen tekml-amay dnmyorum. Aslnda, benden sonraki nder seilene kadar birka ay geer, sonra da elbette yeni Deltar grevi stlenmeye hazr olana dek buradan ayrlamam." Onu bu yaamda tekrar grmeyi umut ettiimi syledim. Sonra Carol'la ben koumuza devam ettik. Gln br yakasnda yzen ve kumsalda elenen daha ok sayda insan grdk. Carol leden sonrann bu saatlerinin darda geirilecek en gzel zaman olduunu syledi. Sonra Neal ve Jean ile bulumak zere hzm artrmak isteyip istemediimi sordu. "Daha ne kadar hzlanabiliriz?" diye karlk verdim. "ok daha fazla" diye yantlad. "Sadece hafif ve hzl olduunu dn." yle yaptk ve gl kysndan ayrlarak Gama binalarnn arkasndaki pek az insann bulunduu parklara yneldik. ok gemeden koumuz bir tr alaktan uua dnt. Ne kadar hzla yol aldmz bilmiyordum, ama inanlmayacak kadar ksa bir sre iinde gln tm evresini dolam ve nc renim basamann elence alanna varmtk. Kouya baladmzdan bu yana bir saatten az zaman gemiti ve ben imdi 218
On Be Metre Sramak

biraz yorgunluk hissetmeye balamtm, ama bundan hi rahatszlk duymuyordum. Hatta birka dakika Neal ve Jean'in futbol oyunlarn bitirmelerini bekledikten sonra onlarla tenis oynamaya baladk. Bu kez birinci sette PK kullanmamay kararlatrmtk. PK kullanmadmz bu seti Jean ve ben kazandk, ama ancak ucu ucuna. Daha sonraki PK kullandmz iki seti kaybettiimiz halde, aramzdaki fark bir nceki gne kyasla daha az olduu iin sevindim. Umduumdan ok daha abuk ilerliyordum. Tenisten sonra yine havuza girdik ve takm halinde oynanan, boyutlu satranca benzer, insan hayran brakan ama ok karmak bir oyun oynadk. Ben deneyimsiz olduum iin ocuklara kar Carol'la birlik olduk, yedi yandaki bu kklerin olaanst zeklar beni bir kez daha artmt. oyunda bizi aka yendiler, ama hi olmazsa sonuncu oyunda iinden klmas olduka g ayrntlarn bir ksmn kavradm ve bylece az kald yeniyorduk. Bu arada Makro dansa katlmak zere Gama'ya ve kendi Alfalarmza dnme vakti gelmiti. Yine komaya baladk, ama imdi Jean benim yanmda, Neal ise hemen Carol'un nnde, hep birlikte kouyorduk. Hi byle hzl koan ocuklar grmemitim. Kukusuz, 7 yandaki bu kkler benim 20. yzylmn tm atletizm rekorlarn kolayca krabilirlerdi. Gama binasnn giriinde birbirimize "hoa kaim" diye el salladk ve hepimiz kendi Alfa'larmza yneldik, bu arada telepatik olarak da birbirimize ertesi gn birlikte neler

yapacamz hatrlatyorduk. Alfa'ya dnnce kendimi ikinci kez Makro dans denen bu bale, folk dans ve jimnastik karm ho ve canl hareketlerin iinde buldum. M.D. bize elik eden heyecan verici mzii, odann her yanndan geliyormu hissini uyandracak biimde dzenlenmi bir hoparlr sistemi ile yayyordu. Telepati konu219
M.S.2150

sundaki becerim artt iin, odadakilerin imek gibi gelip gitmelerine ve insann ban dndrecek hzdaki dier hareketlerine imdi daha iyi ayak uydurabiliyordum. Joyce'u omuzlarmda bulmak veya Alan'm beni havaya frlatmas ya da dzenli biimde birbirimizin stnden ve altndan takla atarak gemek beni artk artmyordu. Aramzdaki telepatik balanty kullanarak ne yaplacan nceden biliyor ve kendimi az ok o hareketi karlamaya hazrlyordum, oysa balangta byle dnlerin insan bedenini aan hareketler olduunu dnmtm. lk Makro dans deneyimim beni aknlk iinde brakmt, kendi gzlerimle grdklerime inanamamtm, oysa imdi Makro glerin -heyecan ve aknlk uyandrsalar da mucize olmadklarn kabul edebilir durumdaydm. Yine de gn boyu PK kullanmak bana ar gelmiti, bu yzden on be dakika sonra kendimi ok yorgun hissettim ve yorgunluuma anlay gsteren Alfam'a dans erken bitirdikleri iin minnet duydum. Ksa sre sonra Betamz'm havuzunda rahata yzyor, byk bir honutlukla Betam'in geri kalan 99 yesinin suyun iindeki canl hareketlerini seyretmekle yetiniyordum. nsan rknn yetitirdii en byk atletleri izlemekte olduumdan en ufak bir kukum yoktu ve yine inanyordum ki, arkadalarm bedensel inceliin, becerinin ve stn insana zg dayanma gcnn doruuna erimilerdi. Birka ift kendilerini, birlemi bedenlerini kaldran suyun ritmine brakmlar, oyun oynar gibi ak yapyorlard. Suya dalan Carol'un slak gsleri kalalarm dolanarak gsm buldu, bacaklar bedenimi sard ve biz hazla birbirimizin olduk. Aka ve zgrce ifade edilen akn dizginlenmemi cokusunu yaarken, ilk frsatta Kari ve Cindy'den zr dilemeye karar verdim. Havuzdan ayrlmadan nce Leo, Betannz, bir tr su balesi dzenledi. zlerken insann soluu kesiliyordu. Ertesi gn bu oyuna katlmaya yemin ettim. 220
On Be Metre Sramak

Akam yemeinden sonra Alfa arkadalarmn muhteem arklarn dinledim, Nancy ve Steve'in 20. yzyln en byk opera sanatlarn kskandracak kadar gzel sesleri olduunu fark ettim. Mzik eliinde sylemek iin M.D.'ye bavurmalar yeterliydi, nk M.D.'de akla gelebilecek her trl mziin band vard. Carol, akam yemeklerinden sonra genelde ark sylediklerini anlatt. Benim geliim nedeniyle yaptmz uzun sohbetler yznden o akama kadar arklarn dinleyememitim. Btn gece bu arklar dinleyebilirdim, hatta telepati gcmn yardmyla bir ksmna katlabileceimi fark ettim. Ama Alan -bu keyfin bitmesini hi istemediim bir anda- danma saatinin geldiini, benim de Rana'y grmeye gitmem gerektiini syledi. O akam Rana'yla buluacamz iin sevindim, nk ondan tm Makro gleri kullanp, nc kez Makro Ba-lant'ya ulamam salamasn rica edecektim.

Rana niyetimi hemen anlad -ya da belki nceden biliyordu- nk 'Makro Balant kurmakta sana nasl yardmc olabileceimi dnyorsun?" diye sordu. "ey... ben... bilmiyorum" diye karlk verdim, sorusu beni olduka artmt. "Ama, ne de olsa sen onuncu bilin d-zeyindesin, eer bana nasl yardm edileceini bilen biri varsa o da sensin." "Evet" diye yantlad Rana, "ama son bulutuumuzda sana her eyi istek ve inancn belirlediini sylemitim. Bu ikisini sana hi kimse veremez." "Tamam" dedim, "ama ben seninle gl bir telepatik ba kurarsam, sen Makro Balant salandnda ben de benimkine ok daha kolay ulaabilir duruma gelebilirim diye dnmtm." Rana ban sallad. "Bu seninle benim aramda ie yaramaz, nk ruhsal tnlarmz birbirinden ok farkl. Ama sen tm direnmelerinden tamamen arnabilsen, belki Lea'yla bu221

M.S. 2150

nu baarabilirsin. Yine istek ve inan noktasna geliyoruz. Lea' yla telepatik balant iinde olsan da, yeterli istek ve inancn olmadka Makro Balant'ya ulaamazsn. Ayrca ikiz ruhunun Makro Balant kurmasn da engelleyebilirsin. Ve tabii, Lea Makro glerini senin uzay-zaman aktarmm srdrmeye ynelik kulland iin, u anda kendisi bile gerek anlamda Makro Balant kuramyor olabilir." Rana dncelerimi alglayarak, "Hayr Jon" dedi, "bunun kolay bir yolu yok, en azndan benim bildiim kadaryla yok. Ben de, kendi kiisel gelimemin ya da gelimememin sorumluluunu yklenmek yerine, kolay yollar arayarak pek ok yaam sresi geirdim." Rana'yla grmemizin bundan sonraki blmnde neler konuulduunu pek hatrlamyorum. Biraz utanm, ama daha ok d krklna uramtm. Akamn ge saatlerinde yatmaya hazrlanrken, Rana bana istediim biimde yardm edemeyeceini sylediinden beri bunalm iinde olduumu fark ettim. Carol elbette bu halimi alglad ve btn bunalmlarn bastrlm isteklerden kaynakland konusunda bir eyler syledi. Onu pek dinleyemedim, nk aklm yine ay iinde nc bilin dzeyine erimek gibi olanak d grnen bu iin altndan nasl kalkacam konusuna taklp kalmt. Makro Balant'ya ulamakta bir kez daha baarsz oldum, bu durum beni yle d ykmna uratt ki, Makro Uyum bile salayamadm. Baarszlklarm ve nmde duran grevi dnerek uzun sre uyank yattm. 222

BOLUM 13

Kayp

Neredeyse iki aydr bu gnle hibir ey yazmamtm. Daha nceki tm yllarm boyunca elde ettiim baarlardan ve uradm baarszlklardan ok daha fazlasn bu iki ay iinde yaadm. ok dolu olduum iin yazmaya vakit bulamadm syleyebilirdim, ama bu ksmen doru olurdu. Gerek u ki, baarszlklarm yazmak istemedim, sadece baarlarm anlatmak istedim; oysa vicdanm birine deinmeden dierinden sz etmemi engelliyordu. Sonunda yine vicdanm beni bugne kadar olanlar yazmaya zorlad. Ayrca nc bilin dzeyine erimek iin bana verilen srenin bitimine bir ay kala gemi iki ay yeniden gzden geirmek yararl olabilir. Herkesinki gibi benim sorunlarm da, btn baarszlklarn baarya, btn baarlarn da baarszla giden yollar olduu Makro gereini kabule yanamamaktan kaynaklanyordu. Bu ikincisi henz grmediimiz bir ders olduu iin, baarszla dnen baary anlatmakla sze balayacam. Neda'ya gsterdiim ilgi ve onu sevgi grmesini engelleyen irkinliinden kurtarp, en azndan biraz hoa gidecek kadar ekici hale getirme isteim byle bir sonu verdi. Kari, rica ettiim gibi, Neda'ya kz arkadalarndan birinin yardmyla birka yeni giysi ald, ayrca ona aratrma notlarmz vererek vaktini daktilo ii ile deerlendirmesini salad. Bu arada ben de telepati ve PK glerimi kullanarak Neda'
223
M.S.2150

yi etkilemeye alyordum. Mutluluunu ve gelecee ynelik umudunu canl tutmak iin zihnini olumlu ve onu benimseyen dncelerle bombardman etmeyi srdrdm. yle ki, 1976'da neredeyse uyank olduum her saati onun zihnine odaklanarak geirdim. Sadece olumlu, g verici dnceler gndermekle kalmyor, ayn zamanda neleri yemesi ya da hangi jimnastik hareketlerini uygulamas gerektii konusunda neriler yolluyordum. Fiziksel grnmn mmkn olduunca ksa sre iinde dzeltmeye kararlydm ve her trl ifay vermekte kullanlan PK'nn bu konuda tek bana yeterli olamayacan da biliyordum. Yine de dikkatle bedenin salg bezleri ve sinir sistemi merkezlerine uygulandnda, PK'nn ne kadar ok i yapabildiini sevinerek ve aarak grdm. Ayrca 2150'de gnn bir blmn M.D.'den, duygu ve dncelere dayal baz ifa ve gelime yntemlerini renerek geiriyordum. Makro toplumun aratrmalar sonucu bulunmu bu yntemler insana mucize gibi geliyordu. Dnce ve duygularn fiziksel bedenimize ve bu bedendeki btn deiimlere biim verdiini rendim. M.D. bu ilemi, hcresel yant diye adlandrlan bir tr otomatik tepki olarak tanmlad. Varlmzn her hcresi dnce ve duygularmzdan ald komutu sadakatle yerine getiriyordu. M.D.'nin ve bu yeni bilginin yardmyla, giderek gelien PK gcm, zihnimi ve duygularm Neda'nm fiziksel yapsn deitirmek ve iinde sevin dolu hcresel yantlar uyandrmak amacyla kullanmaya baladm. PK d gzellik salarken, bu yntem de isel bir gzellik yaratyordu. Saladm gelime balangta olduka yavat, yle ki cesaretimi yitiriyor ve ayn Neda'nm yznde nemli deiiklikler yaratmaya yetip yetmeyecei konusunda kukuya kaplyordum. Ama sonra, drdnc haftann sonuna doru, duru-gr yeteneimi sadece aurasn deil, ayn zamanda bedenin224
Kayp

deki yedi salg merkezini ve her sinir an grebilecek kadar gelitirdim. imdi PK

gcm nereye ynelteceimi ve abalarmn o andaki sonucunu aka gryordum. Bundan sonra saladm gelime yle hzland ki, Kari ortalkla ban sallaya sallaya homurdanarak dolamaya balad. Beinci haftann sonunda Neda'nm fiziksel deiimini tamamlamtm. Boyu 1.62 metreydi, imdi 1.67 metre olmutu. 48 kilo arlndayd, imdi 63 kilo arlnda heyecan uyandran biimli bir kadn bedenine sahipti. Onu deitirirken Lea'mn, Ca-rol'un ve Alfamdaki Diane'nin bir bileimini dnmtm. Onlardaki mkemmellie eriemesem bile, yine de en iyimser umutlarmn stne kmay baarmtm. Kari iin de bu kadar fazlayd. Birka akam sonra, ben Neda'ya ynelik almalarm bitirdiimde, gen kzn dairesine yapt giderek uzayan ziyaretlerinden birinden dnen Kari benimle konumak istediini syledi. "Artk senin akl almaz Makro glerin ve 2150'deki toplumunla ilgili herhangi bir kuku beslemiyorum" dedi, "ama Neda'ya ne yaptnn gerekten farknda msn?" "Ne demek istiyorsun?" diye sordum. "Ne yaptm biliyorsun. Fiziksel ve psikolojik bir yknt alp, bunu gzelliin ve i barn zaferine dntrdm." "Fiziksel gzellii konusunda" diye yantlad Kari, "syleyecek szm yok. Aman Tanrm, o yz, burnu ve bedenindeki her eyi byle gzelletirmeyi nasl becerebildin, hibir zaman anlayamayacam. Ona bakmak insana byk keyif veriyor. Etkisine kaplmamak iin zorlanyorum." Dncelerini alglayarak araya girdim, "Ama psikolojik deiimi seni mutlu etmiyor." Kari yantlamadan nce beni sorgulayan biimde uzun uzun bakt. "Seni anlamyorum Jon" dedi. "Onu sadece fiziksel deil, ayn zamanda zihinsel olarak da yeniden yarattn fark edemiyor musun? Sadece senin dnmesini istediin bi225 M.S.2150

imde dnyor ve bu konuda sen ona pek geni bir alan brakmyorsun. rnein, gelecekle ilgili kuku ya da endie duyma hakkn elinden alyorsun." "Bir dakika Kari" diye kestim, "ona geleceinden gven duymay alamann neresi yanl?" "Lanet olsun!" diye patlad. "O bir kukla deil, ama sen kendini onun kuklacs olarak gryor gibisin. Oysa onun kendi gcn kendi hatalarn yaparak oluturmaya hakk var. Kendi huzurunu korumak iin ocuunun hata yapmasna frsat vermeyen ar baskc ana-babalar gibisin. Peki, byle davranmak nasl sonu veriyor? Benim kadar iyi biliyorsun ki, bu mikro dnyann sorunlaryla baa kmay renmesine izin verilmeyen ocuk ailesine fkeyle baml kalyor; bylece kendine olan saygsn tmyle yitiriyor. Tanr akma Jon! Bu kadar ay aratrmalarmz zerinde altktan sonra, kimse bunu bizden iyi bilemez! Onu aalk, iren, mutsuzluk veren aile ilikilerinden kurtarp, senin aileyi oynadn baka bir iliki iine hapsettin." Karl'n szleri nce beni incitti; bu nemli ve kendi karlarma ynelik olmayan almam deerlendiremedii iin ona kzdm. Neda'ya bizim daireye gelmesi iin telepatik bir komut gnderdim, bylece Karl'n sulamalarn rtmekte bana yardmc olabilirdi. Geen sre boyunca Neda'nm zihnini benimkine yle altrmtm ki, biraz sonra bizimle birlikte olacandan hi kukum yoktu. Neda'yla ilgili sadece tek bir d krklm olmutu, o da herhangi bir Makro gcn harekete geirememi olmamdan kaynaklanyordu. Geri benim telepatik nerilerime tepki veriyordu ama, bunlarn benden geldiini anlamyordu; bu yzden de aramzda gerek anlamda bir telepatik iletiim kurulamyordu. Neda'nm bize katlmasn beklerken, Karl'n sulamalarn elimden geldiince

drst bir biimde deerlendirmeye 226


Kayp

altm. "Belki de" diye dndm, "Neda'y mutsuzluktan korumak isterken biraz ar gitmi olabilirim. "Ama onu kukla yerine koymadmdan emindim. Bu sulamay gereinden fazla heyecan ykl ve abartl buldum. Ayrca btn bunlar sadece Neda iin yapmtm. Karl'a egoma ynelik olmayan baka Makro etkinliklerimden de sz etmeye karar verdim. "Kari" dedim, "geen hafta niversitenin hastanesine giderek ifa verici PK glerimi son dnemlerini yaayan iki kanser hastasna baaryla uyguladm. Bu hastalar, benim abalarmdan habersiz olduklar iin, kanserin etkisiyle ryerek yava yava lmek yerine operatrn ba altnda abucak lme olaslndan yararlanmay yeleyip ameliyat olmulard. Tahmin et bakalm! kisi de mucizevi bir ekilde iyileti. Yine de baz kukucu doktorlar, hi kimse byle bir kanserden bu kadar ksa srede tamamen iyileemeyecei iin, bu hastalarla ilgili daha evvelki muayene sonularnn yanl olduunu ileri sryorlar." Kari yavaa ban sallayarak bana yorgun bir ifadeyle glmsedi. "Beni sadece bakalarna iyilik yaptna inandrmaya alyorsun" dedi. "Sanrm, Makro glerinle iyiletire-meyecein hastalk olmadn dnyorsun." "Haklsn Kari" dedim. "Hastanedeki tm koular dolatm ve durumu tehlikeli dzinelerce hastaya ifa verdim. Bir gece nce akcierinden ve bbreinden vurulmu birini bile birka dakika iinde iyiletirebildim. Onu bulduumda ameliyat olmay bekliyordu, ama lmek zereydi. Ayrca eker, verem, mafsal iltihab, zatrree, sara, kalp hastalklar, oklu skleroz, frengi, fel, bbrek yetmezliinin yan sra olduka ok sayda kr neredeyse tamamen iyiletirdim." "Tamam, tamam" diye Kari araya girdi. "Sana inanyorum, ama Neda burada, kapnn nnde duruyor, sanrm onu ieriye davet etmeliyiz." Kari Neda'ya doru yrd ve onu buyur etti. Sonra ona
M.S.2150

227

yukarya geli nedenini sordu, daktilo etmek zere baka yaz m istiyordu? "Oh, hayr" diye yantlad Neda. "Elimde bol bol i var, ayrca sen saat ba gelip yenisini getiriyorsun, bu durumda hafta sonuna kadar yeterince doluyum." "Evet" diye gldm, "sanrm bizim sevgili koca Karlmz yeni bir tutku edindi," biraz sustum ve sonra devam ettim, "... yani aratrmalarmzla ilgili en azndan ya da drt kitap karmak gibi bir tutkuya kapld." Kari bir para telala "Biliyorsun" dedi, "daktilo ii yznden almalarmza byk sekte vurulmutu, imdi birinin tm mesaisini bize ayrmas beni ok sevindiriyor." Yine gldm. "Giderek artan sevincinin farkndaym" dedim. "tiraf etmeliyim ki, seni pek az u son birka gnk kadar keyifli grdm." "Evet, sahi, ben... ben..." Kari kekelemeye balamt, sonra Neda'ya bakt ve ne syleyeceini tamamen unuttu. Hemen hatrlattm, "Yukarya neden geldiini sormak istiyordun?" "Oh, evet" diye onaylad Kari minnettarlkla, "bu doru Neda. Sana yardmc olmak iin yapabileceimiz bir ey var m?" Neda "Oh, hayr" diye yantlad, yznde onun iin yeniden biim verdiim bembeyaz kusursuz dilerim gsteren sevimli bir glmseme belirmiti, "sadece birden Jon'un benimle konumak istedii gibi bir duyguya kapldm." "Oh, demek yle, huh" dedi Kari, bana kuku dolu bir bak frlatarak. "Yani tam

daktilo yazarken birdenbire byle bir dnceye kapldn." Baka bir gz kamatrc glmsemeyle "Bu doru Kari" diye yantlad Neda. "Dikkatimi daktiloya veremedim, hemen yukar kp Jon'un ne istediini renmem gerektiini dndm." 228
Kayp

"Taman Svengali"" dedi Kari fkeyle bana bakarak, "ortaya biraz nceki dncelerimi destekleyecek kantlar koyduun iin sana teekkr etmek istiyorum. Bu konudaki deneyimini de esir tccar olarak yaadn o gemi hayatnda edinmi olmalsn!" "te imdi hakszlk ediyorsun Kari" dedim. "Ben sadece Neda'nm yeni yaam hakkndaki duygularn sana kendi azyla anlatmasn salamak istemitim." Neda "Oh Jon" diye haykrd, "biliyorsun, bylesine mutlu olabileceimi asla hayal bile etmemitim. Yeni grnm, seninle ve Karl'la olan yaantm bana hl gerek d geliyor. Kendimi hep btn bunlarn, seninle karlamadan nceki o kbusa benzeyen yaammdaki irkin halimle uyanp da sona erecek bir d olmadna inandrmaya alyorum." "Pekl" diye karlk verdi Kari, "madem bu kadar mutlusun, neden geldiinden beri hi apartmandan dar kmadn? Derslerine devam etmekten neden vazgetin? Kendini insan rkndan tamamen soyutlam durumdasn." "Ama dar kmak iin istek duymadm ki" diye yantlad Neda. "Gereksinmem olan her eyi sen ve Jon bana getirdiniz. Derslerime gelince, sizin tezinizle ilgili almamn u anda ok daha eitici ve nemli olduunu dndm." "Her ey bir yana Kari" diye ekledim, "ona yirmi drt saat boyunca almasn gerektiren ii ykleyen sensin." "Tamam" diye kabul etti Kari, "bunun iin zr dilerim ve her ikinizin nnde itiraf ederim ki Neda, sana ou kez i getirdiimde asl amacm seni grmekti. yle bir gzellie eritin ki, bu gzellikte baka hi kimseye rastlamadm. Sadece senden uzak duramaz hale gelmitim. Ama imdi bunu aka sylediime gre, artk kendini btn gn daktilo yazmak zorunSvengali: Bakalarn hipnotizmayla etkisi altna alan roman kahraman (George du Maurier'in Trilby adl romanndan). 229
M.S. 2150

da hissetmene gerek yok. Dar kp biraz hareket edebilirsin." "Ama yeteri kadar hareket ediyorum" diye yantlad Ne-da. "zellikle de Jon btn bu jimnastik aletlerini getirdiinden ve beni bunlar dzenli bir biimde kullanmaya zendirdiinden beri." "Evet, biliyorum" dedi Kari, "ama Neda, Jon'un ve benim dmda bakalarn da grme istei hi duymuyor musun?" "Bakalarn da grmem gerektiini mi sylemek istiyorsun?" diye sordu. "Madem sen ve Jon dar kp bakalarn grmemi istiyorsunuz, ben de bunu sevinerek yaparm." "Oh Tanrm!" diye inledi Kari. "Bunu duyuyor musun Jon? Senin ve benim sylediklerimi yapmaktan baka bir dilei yok, zellikle de senin telepatik yolla ya da szck kullanarak yapmasn istediklerinden baka." Birden tm bedenimin rperdiini hissettim, "Neda" dedim, "ben uzaklara gidip bir daha hi dnmeyebilirim, peki o zaman ne yapacaksn?" Kari ve ben o gzel yznn yava yava korkudan donduunu grdk, gzlerini

dolduran deheti fark ettik. Ban sallamaya ve kuku iinde alamaya balad. Karl'n bana sulayan bir bak frlattn grdm, onu kollarna alm, yumuak bir biimde yattrc szler mrldanyordu. ri yalar Ne-da'nn abanoz yanaklarn lekeliyordu, ban ne arkaya sallayarak, gnn birinde yaamndan kabileceim dncesinden kurtulmaya alyordu. Ona olumlu, mutluluk verecek dnceler yollamay denedim, ama zihnim uyumu gibiydi, onunla telepatik balant kurmaya bouna uratm fark etmeye baladm. Kendi zihnimi denetim altnda tutamayacak kadar altst olmutum. Ne yapmtm? Bu dnce beynimde yanklanyordu. Ben ne yapmtm? Karl'la birlikte Neda'y sakinletirmeyi baarana dek bir 230
Kayp

sre geti, ancak ondan sonra Kari onu dairesine geri gtrebildi. Yaklak bir saat sonra dndnde, ben olay iyice dnm ve baz ac veren sonulara varmtm. eri girer girmez Karl'n ilk syledii ey, benimle biraz daha konumak istedii oldu. "Ben de seninle konumak istiyorum Kari" diye yantladm. "Beni kuklac ya da esirci olarak nitelediinde bu doruydu, ne demek istediini imdi anlyorum. Neda'y mutlu etmekte baarszla urama dncesine katlanamadn iin, zihnini neredeyse tamamen denetim altna aldm. Ben... ben bu akama dek onun bana ne kadar baml hale geldiini fark edememitim. Hayr, bana ne kadar baml hale geldii ifadesi doru deil! Dorusu, benim onu kendime ne kadar baml hale getirdiim!" Karl yavaa ban sallad. "Tann'y oynamaktan keyif duydun" dedi. "u eski deyii bilirsin: g batan karcdr. 2150 ile ilgili anlattklarn dnlrse g Makro adam batan karmyor, ama mikro adam batan kard kesin ve bu mik-ro adam biziz Jon, sen ve ben mikro adamn birer rneiyiz." "Evet" diye kabul ettim. "Makro glerimi gelitirirken, bunlar egoma ynelik kullanmamay renememitim. Rana beni yeni glerimi karc bir biimde kullanrsam mutsuz olacam konusunda uyarmt. Bunlar karc bir biimde kullanmadka -ya da karc bir biimde kullanmadm sandka- korkacak bir ey olmadndan emindim. Rana'nm ne demek istediini imdi anlyorum." "O halde" diye Kari sordu, "hastanede iyiletirdiin insanlar bana anlatrken, gerekte bu konuda kendini vdn de anlayabiliyor musun? Aslnda o insanlara deil de kendi gururuna hizmet ettiini fark edebiliyor musun?" Bana ac veren bir kabulle bam edim ve "eski bir sz daha vardr" dedim, "kendini ycelten kii aalanr." "Tamam" dedi Karl, "ben de birden Makro glerimi ge231 M.S.2150

litirmi olsaydm, hi kukusuz ben de onlar yanl kullanrdm. Byk olaslkla dnya nfusunun yarsn imdiden yok ederdim, zellikle de gezegenimizi kirlettiklerini bilen, ama mik-ro ceplerini doldurmak iin byle davranmay kendilerine hak sayan u pileri ortadan kaldr'rdm. Belki de bbrlenme gdsyle insanlar iyiletirmez, ama duyduum nefret yznden onlar ldrrdm. Yine de u andaki sorunumuz bu deil, imdi Neda'ya verdiin zarar nasl gidereceiz, ona bakalm." "Son derece zgnm" diye zr diledim. "Onu incitmek gibi bir niyetim yoktu." Sonra biraz daha dnerek "Ben tehlikeli olabilirim Kari" diye ekledim. "Byle bir endiem yok Jon" dedi. "Ama sen yeni plnlar yapmadan nce Neda'nn durumunu zlmeyelim." Sonraki birka gn Neda'ya Makro felsefenin ilkelerini retmekle geirdim.

Kavramlar bu denli abuk rendiini grmek beni sevindiriyordu, nk biliyordum ki, kendine ve bakalarna Makro adan bakabilirse, korku, yalnzlk duymayacak ya da herhangi bir deneyimden kaynaklanan honutsuzluu yaamayacakt. Bir hafta sreyle Neda'ya Kiisel Tekml rehberlii yaptktan sonra, okumas iin ona bu gnl verdim. Konuyu daha nce Karl'la tartmtk, Neda'nn gnlkte ortaya konan yabanc kavramlarla bu kadar abuk yz yze gelmesine Kari balangta kar kt halde, sonunda gereinden fazla koruyucu bir rol stlenmek istemediimiz iin defteri verme konusunda anlatk. Neda'nn Makro toplumla ilgili kavramlar cokuyla karlamas ve benim 1976'nn dnyasn brakma ve yaam boyu Makro toplumun yesi olma yolundaki isteimi benimsemesi, verdiimiz kararn doru olduunu kantlad. Makro felsefe ve K.T. rehberliim Neda iin geri yararl oldu ama, eer Kari ona srlsklam ak olmasayd, aramzdaki salksz bamlln tamamen ortadan kalkmas ok daha uzun zaman alrd. Kari uyumad ve ders vermedii her da232
Kayp

kikasm Neda'ya adamt. Onu evden karp, bir erkekle gezmenin keyfine vardran da yine Kari oldu. Ama derslerine geri dnmesini salayamamt, neden ok mantklyd, nk niversite rencisi olan ve kaydn Neda Cricksley olarak yaptran kz artk ortada yoktu. O sralarda bir akam Kari Neda'nn yanndan ayrldktan sonra odamza gelerek, Neda'nn kimlii ile ilgili yasal sorunu nasl zeceini bilmediini syledi. "Neden sz ediyorsun?" diye sordum. "Yani" diye yantlad Kari, "eski snfna dnmesini sa-layamyoruz, nk profesrleri ve snf arkadalar onu tanmayacaklar ya da baka bir anlatmla Neda Cricksley olduunu kabul etmeyecekler. Uydurma bir adla gelecek dnem iin kayt yaptrmay dndk, ama gemi okul kaytlar olmakszn renci kabul etmeyecekleri aklmza geldi. Kabul edilebilir dzmece okul kaytlarn nasl bulabileceimizi de bilemiyoruz." "Haydi" dedim, "bir zm bulacanzdan hi kukum yok! Bu o kadar da zor grnmyor." "Evet" dedi Kari arpk bir srtla, "sana henz her eyi anlatmadm. Grne gre Neda'nn annesi niversiteyi aram, Neda'nn derslere devam etmediini ve psikoloji blmnde de kznn blme bal bir aratrmay daktilo ettii konusunda herhangi bir kayt bulunmadn renmi." "Btn bunlar sen nasl rendin?" diye sordum. "Blmn ilan tahtasnda bir not vard" diye aklad, "Neda'nn kayp olduu belirtiliyor ve bulunduu yer hakknda bilgisi olann kampus polisi ile balant kurmas isteniyordu." "Hmm" dedim, "belki de annesini arayp durumu aklamam iyi olur." Karl ban sallad. "Bunu salk vermem" dedi. "Neda'yla bu konuda konutum. u anda bir ii var ve annesinin onu bu yzden para szdrmak iin aradn dnyor. Ayrca kadn
233
M.S.2150

Neda'y grmek isteyecek, oysa biz Neda Cricksley'in eski bedenini ortaya karamayacaz, bu kesinlikle byle!" "Baka bir anlatmla" dedim, "annesinin beni kzn karmakla -belki de cinayetlesulayacan dnyorsun." Kari "Tamamen yle" diye bayla dorulad, "ne o, ne polis ne de seni yarglayacak jri anlattklarna inanr, yine de deli olduunu savunmak iine yarayabilir."

Sonraki birka saati Bayan Cricksley'le konumann gerekip gerekmediini tartarak geirdik, Kari buna iddetle karyd ve beni srekli Neda'ya yeni bir kimlik bulup, eski Neda' yi zlememi bir kayp olay olarak brakmak konusunda ikna etmeye alyordu. Neda'nm adnn apartmann giriindeki posta kutusunda bulunduuna, ayrca telefonun da onun adna kaytl olduuna iaret ettim; Neda'y ciddi bir biimde aramaya baladklarnda, bunlar polisin iini mutlaka kolaylatracakt. Kari hl kar koyuyor, ben de sabahleyin Bayan Cricksley'le grmem gerektii konusunda direniyordum. Kzn grmesi mmkn olmasa bile, onu Neda'nm gvenlikte olduuna inandrmaya alacaktm. O gece yatmaya giderken, Neda'nn annesini nasl ikna edebileceimi dnp durdum. 2150'ye dndmde Rana'yla grme srasnda ilk "nceden bilme" deneyimimi yaadm. Gemi yaamlarm gzden geirme almas yapyordum, birden bilinli zihnimde iki polis tarafndan sorguya ekildiim grnts belirdi. Gl bir biimde, bu olayn ok yaknda gerekleecei duygusuna kapldm. Rana da benimle ayn dnceyi paylanca, ona 1976'daki Neda'nn kimlii ile ilgili sorunumdan sz ettim. Bu konudaki zm yollarn olas sonularyla birlikte tarttk. Bilge bir K.T. rehberi insanlara hibir zaman dorudan zm nermez, ama sorunlarna Makro adan bakmalarna, bylece seenekler bulup, bu seeneklerin sonularn grmelerine yardmc olur. Ben de Rana'dan somut bir zm alamamtm
234

Kayp

ama, bir dizi yol arasndan Kari ve Neda iin uzun vadede en iyi sonular getirecek gibi grnen bir tanesine karar vermitim. Hemen orada, rehberlik odasnda 1976'da erkenden kalkma isteiyle uyudum. Saat 5'te uyanp Neda'ya telefon ettim, mmkn olduu kadar abuk giyinip yukar gelmesini rica ettim. Sonra Karl' uyandrarak biraz sonra polisin hem bizi hem de Neda'y grmeye geleceini haber verdim. Kari nereden bildiimi sormad, sadece ziyaretilerimiz gelmeden nce ne kadar vaktimiz olduunu renmek istedi. "ki saatten biraz fazla" diye tahminimi syledim, Neda'nm da az sonra bize kahvaltda katlacan ekledim. Neda geldiinde Karl'la ben tra olup giyinmitik. abuk kahvaltmz yaparken, plnmn ana hatlarn belirledim. nce Neda'nm btn eyalarn Karl'm pikabna tayacaktk. Al-lahtan henz fazla eyas yoktu, bu yzden arabay yerletirmek kolay olacakt. Sonra Karl'a kendisi iin de bir bavul hazrlamasn ve hemen evlenip ksa bir balay yolculuuna balayabilecekleri yakn bir eyalete gitmek zere Neda ile birlikte yola kmalarn nerdim. Kari dilerini gstererek gld ve "te imdiye dek duyduum en iyi pln, Jon" dedi. Sonra Neda'nm elini tutarak, "Umarm Neda da byle dnyordur" diye ekledi. Neda her ikimize de utanga ama sevimli bir glmsemeyle bakarak, plnmn onu da sevindirdiini itiraf etti. Bu ilk blmde anlanca, daha sonraki admlar plnlamaya baladm. nce rencilerine Karl'm gzel kz arkadayla katn syleyerek derslerini stlenecektim. Neda da Neda Dailey diye dzmece bir adla evlenecek ve geri kalan yaamnda Neda Johnson olacakt. Kari balangta, Neda uydurma bir ad kullanrsa bu evliliin yasal olmayacandan endie etti, ama Neda Kari onu sevdii srece bunun bir sakncas olmadn syledi.

Ardn235

M.S.2150

dan da, eer 2150'de yasal evlilie hi gerek duyulmadan birlikte yaanabiliyorsa, onlarn da yasall biraz tartmal bir evlilii pekla srdrebileceklerini ekledi. Kahvaltdan sonra Neda'ya eyalarn arabaya tamakta yardm ettim, bu arada Kari da kendine bir iki hafta yetecek kadar giysiyi bavuluna yerletiriyordu. Beni hafta sonu telefonla aramas iin Karl'la anlatk, eer bana eriemezse benden haber alabilmek iin Snuffy'yi arayacakt. Saat 7'den birka dakika nce Kari ve Neda el sallayp, sabahn alacakaranlnda uzaklatlar. 7'yi eyrek gee iki polis dairenin kapsn ald. Bana niversiteden aldklar bir fotorafm gstererek, Bayan Cricksley' in beni bu resimden kzn karan adam olarak tehis ettiini sylediler. Onlara geri Neda Cricksley'i daktilo olarak ie aldm, ama onun ii beenmeyip birka gn nce hem ii hem de daireyi brakp gittiini anlattm. Sonra memurlar Neda' nm yeni boaltt daireyi gzden geirmeye davet ettim. Sadece Neda'nnkini deil, benim dairemi de aradlar. 1976' nn polisi, 2150'deki arkadalarm gibi durugr sahibi olmad iin krettim, nk yatakta Neda'nm beden ssnn brakt elektron izleri hl duruyordu ve polis durugr sahibi olsayd bu izleri grecekti! Onlara oda arkadamn bir gn nce yeni eiyle birlikte halayna ktn syleyince, nce Karl' bulmak iin byk bir istek gsterdiler, ama Karl'la Neda'nm yeni ektiim bir fotorafn ortaya karnca, yeni gelinle kayp kz arasnda en ufak bir benzerlik bulunmadn grdler. ki memuru beni tutuklamalarna gerek olmad konusunda ikna etmek iin tm Makro glerimi kullandm, nk leden sonra karakola gidip, tm sylediklerimin kontrol edilmesini salamak ve baka sormak istedikleri ne varsa onlar da yantlamak zere yalan makinesine balanmaya hazrdm. Onlar inandrmakta yle baarl oldum ki, beni Karl'n der236

Kayp

sine gecikmemem iin niversiteye arabalaryla gtrmeye bile raz oldular. Karl'm snfyla da ders yaptm ve rencilerle Karl'm kamas konusunda akalatm. Daha sonra karakola gittim. ki polisin ba efleriyle dertteydi, beni sabahleyin neden salverdiklerini aklayamyorlard bir trl. Tam zamannda ieri girdim, ef onlar beni bulup getirmeleri iin tekrar gndermek zereydi. Neda hakknda sabah uydurduum masal bir kez daha anlattm, ama bu defa yalan makinesine balydm ve polis efi ile iki sert ifadeli dedektif tarafndan sorgulanyordum. Zihnimi ve dolaysyla bedenimi kontrol yeteneim doal olarak yalan makinesinin hikyemi desteklemesini salad. Sonra Bayan Cricksley'le yzletirildim, ama olaanst Makro ikna gcmn yardmyla bu tatsz grmeden de temize ktm; bu arada da polislere eer Neda'ya bir zarar geldiyse bunda Bayan Cricksley'in pay olabilecei dncesini kuvvetle aladm. Ben karakoldan ayrlrken, yalan makinesine balanma sras Bayan

Cricksley'e gelmiti. Ondan sonraki hafta iinde yerel gazete Neda'nm bir fotorafn da ekleyerek, kayp niversite rencileriyle ilgili bir yaz yaynlad. Ksa sre nce iki kz renci daha kaybolmutu. Tecavze uram cesetleri iki hafta evvel kampusun yaknndaki korulua gml olarak bulunmutu; ilk akla gelen Ne-da'nn da ayn katilin kurban olma olaslyd. Yine de Neda' nm eski resmine bir bak bile, onun seks cinayetine kurban gittiini dnmeyi gletiriyordu. Ayrca ailesi son derece yoksul olduuna gre, para iin de karlmad aka belliydi. Karakola bir kez daha gittim ve hakkmda ayrntl bir aratrma yapm olduklarn rendim; aldklar sonular insan karabilecek ya da cinayet ileyebilecek biri olmadm destekliyordu. Sakat bir Vietnam Sava emeklisi ya da almalar ve doktora tezi aratrmalaryla kzlardan, kampus ii
237

M.S.2150

hareketlerden ve renci elencelerinden daha fazla ilgilenen saygdeer bir doktora rencisi olarak, kafalarndaki sulu tipi kavramna hi uymuyordum. Kari hafta sonuna doru telefon ettiinde, polisle ilikilerim konusunda yle iyimserdim ki, ona sorunlarmzn ortadan kalktn, halaynn keyfini karmasn syledim. Ama o, snfndaki dersleri tamamlamak zere Neda'yla birlikte hemen geri dnmek istiyordu. Pazar gn dndler ve Bay ve Bayan Kari Johnson olarak Neda'mn dairesine yerletiler. Ertesi gn Kari niversitedeki hocalna yeniden balad. Neda da daktilosunun bana geti. Polis her ikisiyle de grmek istediinde sorgular srasnda onlarla birlikte olmay baardm ve polisi, bu iki insanla Neda Cricksley'in kayboluu arasnda herhangi bir balant olamayacana ikna ettim. Neda Cricksley olay da bylece sona ermi oldu. Bir rencisin kayboluu, iki rencinin de cesetlerinin bulunuu niversite evresindeki korku ve gerilimi yle yksek bir dzeye vardrmt ki, bu durum ikinci kez gelecei grmemi salad. Bir Pazar sabahyd, Kari ve Neda dneli tam bir hafta olmutu. Central Park'm 109. Cadde'deki giri kapsnn yaknndaki bir yerin grntsyle uyandm. ki haydut klkl adamn gen bir kz kovaladn aka grmtm ve d srasnda geenlerde cesetleri bulunan iki rencinin tecavz edilerek ldrlmesinden de bu iki adamn sorumlu olduunu biliyordum. Acele etmem gerektii duygusuyla uyanmtm, hemen parka gitmeliydim. Gelecei gsteren dmn somut bir geree dnmesi an meselesiydi. On dakika sonra parkn yaknma gelmitim, bir yandan da "keke imdi 2150'deki mkemmel bedenime sahip olsaydm" diye dnyordum. Saat 7'ye yaklayordu ve park bombotu. Gnn bu saatinde kimseleri grmeden uzun sre parkta dolap vakit kaybedebilirdim. 238 Telepati gcm bol aal park nm sra tarayan bir radar gibi kullanmaya baladm. Beton yol boyunca on dakika yrdkten sonra gen bir kzn dncelerini yakaladm, aramzdaki tepecik yznden onu gremiyordum. Zihnimi onunkine iyice yneltince, parkn yollarnda bisiklete binmekte olduunu anladm. Geenlerde on nc doum gn armaan olarak bu bisikleti almt ve o gnden beri sabah-akam, okuldan nce ve sonra burada bisiklete biniyordu. Tm enerjimi kzla kurduum telepatik balantda youn-latrabilmek iin yrmekten

vazgetim. Bulunduum yerde bekledim, nk kzn bayr karak gr alanma gireceini hissetmitim. Aalar karaltlar halinde sabahn bu donuk gkyzne doru uzanyordu. Ykselmeye balayan s karn byk blmn eritmi, al kmelerinin evresinde ve yol kenarlarnda kirli birikintiler brakmt. Birden zihnimin kk kza bal olmas nedeniyle kemiklerime kadar rperdim, nk kz iki motosikletli tarafndan rahatsz ediliyordu. Bedenimin ty kadar hafif olduunu hayal ettim ve garip bir topal kousu tutturup bayrn tepesine ulatm. Patikadan aa baknca, kzn aalarn arasnda kotuunu ve tpk dmdeki gibi kirli motosiklet ceketleri giymi, psteki sal iki gen adamn da onu kovaladn grdm. Kk kz bisikletini brakm, korunmak umuduyla aalarn arasna dalmt, ama peindekiler de motorlarn brakmlard ve ona yetimek zereydiler. Adamlarn zihinlerine ulamaya altm, sarkk bykl ve daha boylu olan kzn uzun sar salarn avuladnda, iindeki ehveti ve korkutmaktan duyduu zevki algladm. Bu esmer adamn kz yere arptn, sonra iki eliyle belinden kavrayarak onu bir bayrak gibi havaya kaldrdn giderek artan bir dehetle gzledim. iko arkada kz zorla kapt ve koca239 M.S.2150

man, et paras gibi elleriyle tokatlamaya balad, bu arada her ikisi de kzn giysilerini yrtyorlard. Birden beynimde dalga dalga fke ykseldi. Zamanda geri kaydm ve bir kez daha kabilemin kadn ve ocuklarna tecavz eden, onlar ldren beyaz askerlere kar savaan k-zlderili byc oldum. Kendimi bu iren saldrganlara doru koar buldum, kotuka hzlanyordum. Bir anda dirseklerim slak topraa sapland, kfrettim, sakat bedenim beni engelliyordu. Hl dmandan otuz metre kadar uzaktaydm. Kk kzn ac ve korkuyla att yrek paralayc lklar beni gemiten koparp o ana getirdi ve ayamn stnde durmaya abalarken kza saldranlara bardm. Bana ararak baktlar. iko olan, her ikisiyle atmay gze alan tek bacakl adamn kstahlna gld. Ona yneldim. Aramzda metrelik bir mesafe kalnca, yere devirmek amacyla ayaklarna atldm. Topran stnde yuvarlanmaya baladk. Bu arada ablak suratl gen adam yumruunu indirebilmek iin benden uzaklamaya alyordu. Ben bir yandan ona bu frsat vermemek iin abalarken, bir yandan da orduda aldm gs gse sava eitimini hatrlamaya urayordum. Kocaman yumruunun bamn yanna arptn hissettim. Yine de anslydm ki, o birka dakika boyunca kar koymay srdrebildim. Duyduum fke beni hantallatr-mt, ama sonra soukkanl bir kzgnln vahetiyle yzne ve grtlana ksa, gl karate darbeleri indirmeye baladm. Engellenmilik duygusu ve ac iinde bir lk atarak benden kopup ayaklar stne frlad. Ar, ldrc grnen botlar giymiti. Telepatik olarak, beni bu ar botlarla ezerek ldrme dncesini alglaynca gerekli zaman da kazanm oldum. Bot yzm yalayarak yldrm gibi geerken bacan yakaladm ve iddetle bkerek adam yere devirdim. O daha ne olduunu anlayamadan, ben fkemin verdii byk bir g240
Kayp

le enesini yumruklamaya balamtm. Bunu ne kadar srdrdm, bilemiyorum, ama bu arada kzn tekrar lk atmas aklm bama getirdi ve bilinsiz bir surata vurmakta olduumu fark ettim. Bam kaldrnca uzun boylu herifi kzn zerinde grdm, bir eliyle ocuun

kck gslerini eziyor, dier eliyle de giysisinden artakalanlar koparyordu. Kalktm ve srayarak ona doru gittim, cierlerimi para-larcasma deli gibi hay kryordum. Ayaklarnn zerine frlad, ak sak szlerle bararak stme saldrd. Tekrar biriyle gs gse gelmitim, ikimiz de yere dtk, ama bu kez hasmm benim iin fazla hzlyd, kendimi yere bastrlm buldum. Bana fkeyle bakan bykl surat zerime eilmiti, iki gl eliyle grtlam skyor ve bam tekrar tekrar yere vuruyordu. Kurtulmak iin iki misli aba harcadm, ama elleri kska, kollar elik gibiydi. evrem bulanklat... hava alamyordum. Sadece tek bir umudum kalmt. Bedenimi tamamen gevettim. Boynumdaki demir pene basksn bir an srdrd, bir kez daha actarak skt, sonra gevedi. Kendimi biraz toparlamaya alrken, adamn kzgn suratn benimkinin zerinde hissediyordum. Baparmaklarm hzla gzlerine uzattm ve cann iyice yakacak biimde iki hedefi de vurdum. Keskin bir lkla srt st dt, acyla birleen d y-kmyla kendinden geerek yerde yuvarlanmaya balad. Mmkn olduunca glenebilmek iin derin derin soluk almaya altm, sonra adam bana doru yuvarlannca her iki kolumu da kaldrarak umutsuzluun verdii tm gle bileklerimi ensesine indirdim. iddetli bir atrt duyuldu ve bedeni gevedi. Sendeleyerek ayaa kalktm ve kzn souk slak toprakta rlplak yatt yere doru topalladm, ok yorgundum. ocuk kendinden gemiti ya da dvlerek bayltlmt, ama tecavze uramamt.
M.S.2150

241

Paralanm giysilerini giydirdim, sonra da onu paltoma sardm ve bilinsiz zihnine erime abasna giritim. Duyduu korku ve deheti saptaynca, her eyin getii, u anda tamamen gvenlikte olduu konusunda gl bir telkinde bulundum. PK ve durugry ayn anda kullanarak, bedenindeki yara-berenin hzla iyilemesi iin uratm. Ksa sre sonra gz kapaklar titremeye balad. Gzlerini anca, onunla yumuak ama kararl bir biimde konumaya baladm. Kendini imdi iyi hissedip hissetmediini, evine kadar bisikletiyle gidebilecek durumda olup olmadm sordum. Ayaa kalkmasna yardm ettim ve kendi paltomu geri almadan nce onunkinin nnn kalan dmeleriy-le mmkn olduunca kapanmasn saladm. Hem konuarak hem de telepatik yolla verdiim gvenle bisikletine bindi ve bana teekkr ederek abucak evine yolland. nce kzdan durumu polise bildirmesini ve karakolda saldrganlarla yzlemesini istemeyi dnmtm, ama sonra onu byle bir skntya sokmaktan vazgetim. Saldrganlarla kendim uramaya karar verdim. Onlara ne yapacam bilmiyordum, yine de adamlar apartmanmzn drdnc katndaki bo daireye gtrmeye karar verdim. Bir sonuca varana kadar onlar orada kilit altnda tutabilirdim. Ama nce saldrganlar iyiletirmeli ve bana boyun emeleri iin davranlarn hip-notik etkim altna almalydm. Son hasmmn yaylp yatt yere geri dndm ve duru-gryle yaralarn incelemeye baladm. Boynunun krldn ve bu yzden lmek zere olduunu anlamam fazla zaman almad. ok ge olmadan boynunu onarmak iin almaya koyuldum. M.D.'den, stn zihnin Makro ifa gcnn -eer doru biimde kullanlrsa- snrsz olduunu renmitim. Buradaki sorun hastann mikro ben'inin abalarn susturabilmekteydi, verilen ifann olumlu sonuca ulamas buna balyd. Yarm saatten daha ksa bir sre iinde boynu tamamen iyile242

Kayip tirmeyi baarabildim. Bunun 2150'nin llerine kyasla ok uzun bir sre olduu dnlebilir, ama ben honuttum, elimden gelenin en iyisini yapmtm. Yeniden bilincine kavumasna izin vermeden nce bilinaltna bana boyun emesi iin gl bir telkinde bulundum. Bu arada adnn Griff olduunu algladm. Ablak suratl arkada Judd, krk enesiyle hl baygn yatyordu, ifa almalarma yeniden baladm. Onun da zihninin derinliklerine inip, bilinsiz abalarn susturabildim. Sonra salg bezleri ve sinir sistemi merkezleri zerinde altm, bylece bedende iyilemeyi salayan byk gleri aa karm oldum. enesi ksa srede iyileti, zihni de davranlarn hipnotik denetimime brakmay kabul etti. Judd bu kabuln sessizce ayaa kalkp motosikletinin yanna giderek kantlad. Kendine gelen Griff den de motosikletini altrmasn istedim, arkasna bindim ve verdiim emirler uyarnca eve doru yola koyulduk. Judd ise yanmz sra geliyordu. Ender olarak kullanlan arka kapdan girdik ve drdnc kata grnmeden ktk. Daireye girince, benim iznim olmadan darya kmamalarn syledim, ayrca ben uyandrana kadar da uyumaya devam etmelerini telkin ettim. Sonra nc kattaki kendi daireme indim ve bitkin bedenimi yataa braktm. Yaklak iki aydan bu yana ilk kez uyuyup da, 2150'de uyanamadm. Sadece bir d grdm. Lea yatamn ayak ucunda duruyor ve zgn bir yzle bana bakyordu. "Neden yle zgn grnyorsun?" diye sordum. "nk bu defa seni 2150'ye getiremiyorum" diye yantlad. "fken zaman-uzay aktarmndaki halkay krd." "Ne demek istiyorsun?" dedim. Lea "Bu sabah o iki adama uyguladn iddet titreimlerini yle drd ki" diye aklad, "imdi bu dk titreimleri bizim zaman boyutumuza aktarmak mmkn olmuyor." "Yani, sadece kk bir kz tecavze uramaktan, belki
M.S. 2150

243

de cinayete kurban gitmekten koruduum iin mi sana ve Mak-ro aileme dnemiyorum? Olamaz! Bu byk bir hakszlk!" diye kar ktm, bir yerde yanllk yaptklarndan kukum yoktu. "Doru Jon" diye yantlad, "sadece ocuu korumak aktarm engelleseydi, bu elbette hakszlk olurdu, ama olay o kadar basit deil. Sen kz Makro bak asnn gerektirdii sevgi ve kabullenmeyle deil de, daha ok mikro ben'inden kaynaklanan nefret ve fkeyle korudun." "Ama onlarla Makro dzeyde savaamazdm. Bundan baka ne yapabilirdim?" diye sordum. "Makro dzeyde" diye yantlad, "onlarla kavga etmeye gerek duymazdn, sadece zihinlerindeki dengesizlii giderirdin." "Ama o bozuk zihinleri dengeye getirmem mmkn deildi. Onlar birer canavar!" diye kendimi savundum. Lea "Snrl inanlarnla uyumlu davrandm" dedi. "Onlar mikro zorbalklar yznden knadn, sonra da ayn mikro zorbal gstererek onlarla dvtn." Birden enemde ve ensemde iddetli bir ac hissettim. Krlm olduklarn anlaynca dehete dtm! Sonra zihnimde Rana'nn sesini duydum. "Yarglama ki, yarglanmayasn, nk hangi yargyla yarglarsan, onunla yarglanacaksn. Hangi lyle lersen, ayn

l sana da uygulanacaktr. Neden kardeinin gzndeki p grrsn de, kendi gzndeki mertei grmezden gelirsin?" "Taman" dedim, "bu sabah verdiim acy imdi ben de ekiyorum. Ama onlar bunu hak etmilerdi." "Elbette" diye Lea yantlad, "ama sadece mikro adam cezalandrr. Mikro yaam biimini istediin srece kendini bu mikro dnyada yaamaya mahkm ediyorsun." "Makro toplumda yaama ansm yitirdiimi mi sylemek istiyorsun?" diye sordum. "z benliinde yarattn olumsuz titreimleri dengeye ge244
Kayp

tirene kadar 2150'ye dnemeyeceksin" diye aklad. "Eer bir ay iinde bugnk olumsuz eylemini olumlulukla dengelemeyi baarrsan, nc bilin dzeyine erime abalarn srdrmek zere 2150'ye geri gelebilirsin. Yine de uzay-zaman akta-rmndaki halkay krm olduun iin bunu yeniden salamak byk enerji gerektirecek. Ayrca bu durum belki de, sana 2150'de tannm olan sreyi ksaltacak..." "yle zgnm ki Lea" dedim. "leri bu hale getirmeyi hi dnmemitim. Sadece kendimi tutamadm. stelik byle bir durumla tekrar karlaabilirim... ama hayr, kendimi tutmalym, gelimek zorundaym. En iyisi, neden olduum bu olumsuz titreimlerin etkisini bir an nce gidermeye balamak." Sonra "Bunu nasl yapacam Lea?" diye sordum. zntyle glmsedi. "Bu sorunun karln hl bilmiyorsan Jon" dedi, "bu yaamnda tekrar 2150'ye dnme umudundan vazgemelisin." Verdii yant kulaklarmda nlayarak uyandm, enemde ve ensemde dayanlmaz bir ac vard. Kurbanlarm iyiletirmi olduum iin anslydm, bylece ektikleri ac uzun srmemiti. Karma yasasna gre benim acmn da yaknda gemesi gerektiini dndm. Sonra bak amn korkun bir darbe yemi olduunu fark ettim. 2150'de geirdiim ilk haftadan sonra karmaya gre hibir dnce retmemitim, yani karmann Makro'dan daha dar bak alar iin bir deer ifade ettiini rendiimden bu yana. Son dnceler zihnimde belirince, sancm azalmaya balad ve ok gemeden de kendi kendime ektirdiim bu acdan tamamen kurtuldum. Duyduum bu somut ac sona erince, yeni dnyamdan sonsuza dek ayr kalma dncesinin uzun vadede verecei acnn ok daha youn olacan anladm. Olumsuz titreimlerimi dengelemenin bir yolunu bulmalydm ve bu konudaki en byk ansmn yakaladm ve u anda yukarda yatan serseri245
M.S.2150

ler olduundan kukum yoktu. Onlar polise gidip itirafta bulunmaya zorlarsam -ki zihinlerini aratrdmda iki rencinin tecavze urayp ldrlmesinden gerekten sorumlu olduklarn renmitim- belki bu tutumum iime yarard. Adamlar elektrikli sandalyeden kurtulsalar bile, mr boyu bir hapishanede kilit altnda tutularak cezalandrlacaklard... Ama bu tr bir al genelde kurbanlarnn iindeki kini artryordu ve ben Makro adan biliyordum ki, dmanlk duygusu tayarak lenler de kar alma isteiyle ksa sre iinde tekrar domay seiyorlard. Bylece, mikro adamn snrl bak asyla gremedii bir olgu ortaya kyor, kin ve alma istei srekli daha fazla kin ve daha fazla alma istei retmi oluyordu. Hayr, mikro adamn soruna yaklam biimini kullanarak olumsuzluumu dengeleyemezdim. zm bu deildi. Peki ama neydi?

Mikro adama Makro filozoflarca her eyin zmnn gsterilmi olduunu hatrlaynca kendi kendime zntyle glmsedim. Kendilerini Hristiyan sayan uluslara zm byk rehberlerinin tek bir buyruuyla bildirilmiti: "Birbirinizi seviniz, tpk benim sizleri sevdiim gibi." Bam sallayarak, bu buyrua mikro bak asyla pek kolay uyulamayaca gereini kabul ettim. Ama bana daha geni bir bak as -Makro bak as- sunulmutu ve ben sorunu bu bak asyla zmlemek zorundaydm. 2150'deki sevgili Lea'ma ancak byle geri dnebilirdim. Tutsaklarm bu koullar altnda polise teslim edemezdim, ama onlar kanl eylemlerini srdrsnler diye serbest de brakamazdm. Acaba adamlar gerekten yola getirebilir miydim? Makro glerimi kullanarak onlar iyiletirmeyi ve kazasz belasz eve getirmeyi baarabildiini gibi sapk zihinlerini de dzeltmem mmkn myd? Zihinlerini denetim altnda tutabileceimi ve buyruklarm dorultusunda davranmalarn salayabileceimi biliyordum, ama beyinlerinin iinde gardi246
Kayp

yan gibi oturarak onlar salkl biimde dnr hale getiremezdim. Bir yolunu bulup, mikro yaamlarnn uzun vadede getirecei acy ve doyumsuzluu imdiden grebilmeleri iin onlara yardmc olmalydm. Bu mucizeyi nasl gerekletirebileceimi dnrken, bir yandan da bir tepsiye kse, kak, bir kutu st ve biraz da kepek ekmei koyup yukarki daireye yollandm. Odaya girdiimde hl hipnotik etki altnda uyuyorlard. Onlar abucak uyandrp mutfaa gtrdm ve hepimiz mutfak masasnn evresine oturduk. Balangta gzlerinde korku vard, ama benim konuum olduklarn, bedenlerini iyiletirdiim gibi onlar zihinsel olarak da salkl hale getirmeye alacam syleyince, korkular kukulu bir aknla dnt. "Eer" dedim, "bunu baarrsak, polis korkusu olmakszn yepyeni bir yaamn keyfini karmakta zgr olacaksnz. Ama baaramazsak -zellikle 'biz' diyordum, nk en azndan eit sorumluluk yklenecekleri bir ibirlii fikrini alamak istiyordum- ac ve mutsuzluk getirecek bir gelecek dnda hibir ey iin sz veremem." Griff, uzun olan, ban kad, sonra da byklarn ekitirmeye balad. En sonunda da "Hey baksana" dedi, "ne oluyor, anlamyorum. Bizi buraya nasl getirdin? Hem neden polis armadn?" Bu iki soruyu nasl yantlamam gerektiini pek bilemiyordum, bu yzden biraz dndm, sonra "Sizi buraya getirebilmek iin hipnotize ettim" dedim. "Sizi neden polise teslim etmediime gelince, bu konu biraz daha karmak. Anladnz gibi, o iki renci kzn tecavze urayp ldrlmesinden sizin sorumlu olduunuzu biliyorum. Sadece cezalandrlmanz istemi olsaydm, polis arrdm. Ama bir kumar oynamaya karar verdim, size ok daha ekici bulacanz umduum bir yaam biimi gstereceim, yle ki bir daha asla bakalarna zarar vermek istemeyeceksiniz."
247

M.S. 2150

"Hey" diye bard Judd "yoksa sen o dindar kaklardan biri misin? Bizi gnahlarmzdan arndrmaya falan m alacaksn?" Bam sallayarak "Hayr" diye gvence verdim. "Sadece size baz eyler anlatacam. Eer bu anlatacaklarmdan etkilenmezseniz sizi salvereceim, bylece istediinizi yapmakta zgr olacaksnz." Bana kukuyla baktlar, sonra Griff "imdi kp gitmekten bizi alkoyan ne?" diye sordu.

"Koridora alan kap ate gibi kzgn" dedim. "Amay denerseniz yanarsnz. Ayn eyin pencereler iin de geerli olduunu greceksiniz." Bana inanmadklar belliydi. Her ikisi de ayaa kalktlar ve Griff "Sen tam bir kaksn" dedi. "Kapda hibir ey yok. Belki de bizim seni tedavi etmemiz gerek." Kapya ilk ulaan Judd oldu, kapy amak iin uzand, ama kap koluna dokunur dokunmaz bir lk atarak hzla geriye ekildi. Elini serinletmek iin lgnca havada sallayarak "Vaayy!" diye haykrd. "Allah kahretsin! Bu deli pi hakl! Elime baksana!" Kzarm elini grsn diye Griff e uzatt. Griff, belli ki, Judd'un gerekten cannn yandn kabul etmiti, nk bana dnerek ac bir alayla "Pekl" dedi, "bu kk numaray nasl evirdin?" "Her ikinizi de kapnn ate gibi olduuna inanmanz iin hipnotize ettim" diye akladm, "ama sizin buna kar yapabileceiniz hibir ey yoktu, nk bilinli zihninizi deil, bilin-altmz etkiledim. Binaltnz benim telkinlerimi tad srece bu kapdan dar adm atamayacaksnz." Judd, hl elini tutarak bana fkeyle bakt ve "Peki" dedi, "her ey sadece benim zihnimdeyse, bu Allahn cezas kabarcklar nasl ortaya kt?" 248
Kayp

"nk bedenin, zihnin ne emrederse yalnzca onu yapar" diye yantladm. "Zihnin elinin yandna inand iin sinir sistemini yank acsnn alglanmasn salamak ve salg sistemini de bu kabarcklar retmek dorultusunda harekete geirdi." "Tamam" diye Griff bayla onaylad, "verdiin bilimsel konferans iin teekkrler... imdi zihinlerimizle uramay brakmaya ne dersin? Bu sabah anslydn. kimize de ayn anda kar kmay dnmyorsun, yle deil mi? Seni iki paraya ayrabiliriz." "Bu sabah bir hata yaptm" diye itiraf ettim, "imdi bunu dyorum. Ama sizinle tekrar dvmeyeceim." Judd "Yani sadece orada durup seni paralamamza izin mi vereceksin?" diye alay etti. Bunu grmeliyim. ylece durursun haa! Haayr baym! Sen deliler gibi dvyorsun. Bunu bu sabah gsterdin, imdi de yumruumuz havaya kalkar kalkmaz yine ayn eyi yapacaksn." "Hayr, dvmeyeceim" diye yantladm. "Dvmek zorunda deilim. Eer bundan byle birine zarar vermeye kalkrsanz, sadece kendinize zarar vermi olursunuz." Bana kukuyla baktlar. "Eer bana inanmay renme-diyseniz" dedim, "deneyip kendiniz grebilirsiniz. Ama yine de sizi uyaryorum, sadece kendi kendinizi incitmi olacaksnz." Judd "aksana bir yumruk, Griff diye kkrtt, "blfn gr!" "O da tpk senin gibi yaralansn m?" diye sordum. Bu arada Griff saknarak bana yaklat, belli ki kararszd. Sonunda vurabilecek kadar yaknma sokuldu ve korkutucu olduunu umduu bir ifadeyle bana bakmaya balad. Ben ayakta duruyor ve glmsyordum." "Unutma" dedim, "seni uyardm, bakasna zarar vermeye kalkrsan sadece kendin incineceksin." "Tamam" dedi Griff, "sana inanyorum, seni incitmeyi
M.S.2150

249

dnmyorum."

Sonra geri dnyormu gibi yapt, ama birden durup eneme doru aadan yukarya bir yumruk kard. Griff in de biraz sonra anlad gibi, bu ok gl bir yumruktu, nk benimkini yalayarak bir bumerang gibi kendi enesine arpt ve dengesini bozarak hzla yere dmesine neden oldu. Judd "Bu ne biim i!" diye bard. "Sen yerinden bile kmldamadn, ama Griff kendini yere devirdi. Kahretsin! Ne oluyor?" "Size sylemitim" dedim, "ama inanmak istemediniz. Bana inanmaya balamak iin daha ne kadar yaralanmanz gerekiyor?" Griff ayaa kalkt ve yavaa yaral enesine dokundu. Sonra vahi bir tavrla zerime gelip hemen nmde durdu. Gzlerinden fkeyle birleen kukulu bir aknlk okunuyordu. Yumruunu kaldrd, bir an durdu, ardndan gsm drtmek iin iaret parman uzatt. Ama sadece artan bir aknlk iinde kendi gsn drtm oldu. Beni dnceli baklarla szd. Szlerime kulak verecek hale gelmeye baladn hissettim. "Gerek olduuna inandnz bir eyin somut sonular dourduunu grdnz" dedim. "Size bamza gelen her eyin dnme biimimizden kaynaklandn gstermeye alyorum. Olumsuz dncelerimiz bizim iin olumsuz sonular, olumlu dncelerimiz ise olumlu sonular yaratr." Judd "Sama!" diye bard. "imdi de olumlu dnme konusunda bir vaaz dinleyeceiz, yle mi?" "Hayr" dedim, "sadece bunu aka kantlayacam. Bundan byle rettiiniz her fke dolu dnce -neyle ilgili olursa olsun, ya da neden kaynaklanrsa kaynaklansn- iddetli bir ba ars oluturacak ve bu ary olumsuz dnceyi barndrdnz srece ekeceksiniz." "Oooff! sa akna!" diye bard Judd, eliyle skca alnn tutmutu. 250
Kayp

Griff "Ne oluyor?" diye sordu. "u pi kurusu bamn iine baklar batryor" diye bard Judd. "Ooof, bu beni ldrecek! Durdur! Durdur unu!" "Bunu durdurabilecek tek kii sensin Judd" diye akladm. "Benim hakkmda olumsuz dnmekten vazgeersen ar da sona erer." "Dediini yap Judd" diye Griff akl vei'di. "Bu alak bize by yapt. Sanrm, dediini yapmak en iyisi." Belli ki Judd ardan baka hibir ey dnemez hale gelmiti ve kt dnceler bu ardan kurtulma yollarn arayan dncelerin arasnda yok olmutu. Acyla arplan yz imdi giderek geviyordu. Gmleinin koluyla alnn silerken ardan kurtulmann verdii rahatlamayla i geirdi. "te" dedim, "yapman gereken tek ey buydu, fkeyle dnmekten vazgeince ba arn da geti. imdi sizi yalnz brakacam, bylece sylediklerimi dnebilirsiniz ve hl anlattklarmla ilgili kukunuz varsa snayabilirsiniz. Sorusu olan var m?" "Hey!" dedi Griff. "Bizi burada ne kadar alkoymay tasarlyorsun?" "Sizi yarn sabaha kadar idare edecek ekmek ve stnz var" diye yantladm. "Sonra tekrar geleceim." Griff "Bizi burada alkoyarak, insanlar kodese tkan aynaszlar gibi davranyorsun" diye kar kt ve bana doru tkrd. Birden eliyle yzn svazlamaya balad, dier eliyle de zonklayan alnn tutuyordu. "Bunu demek istemedim" diye uludu. "zr dilerim... kahretsin! zr dilerim dedim!" "Beni ikna etmek zorunda deilsin" diye yantladm. "fkeli olmadna kendini inandrmalsn, ba arn ancak yle geer. Pekl, yarn grrz. Size sevgi dolu,

mutlu dnceler dilerim." Sonra onlar brakarak Kari ve Neda'nn dairesine indim. Vakit leyi epey gemiti, ama Neda'nm ge saatte hazrla251
M.S.2150

yaca hafif bir le yemeine arlydm ve tam zamannda orada oldum. Sabahtan beri azma bir lokma koymadm iin sofrada daha ok Kari ve Neda konuurken ben alktan szlayan midemle ilgilendim. Yemekten sonra onlara bu iki gn iinde yaadklarm anlattm. Kari, tam beklediim gibi, tutsaklarm polise teslim etmekten yanayd. Kadnlara saldran iki adamn yeni eiyle ayn binada bulunmasndan hi holanmamt. skemlesini Neda' nmkine yaklatrarak, kolunu korumak istercesine onun omuzlarna dolad. Ama Neda, bu adamlar zihinsel salklarna kavuturma konusunda benim fikirlerimi destekliyordu. "Her ey bir yana" diye steledi, "Jon'un benim iin yaptklarna baksana! Eer, aynen benim durumumda olduu gibi, irkin bir domuz kulandan ipek bir kese yapabiliyorsa, neden bu serseriler iin de bir mucize yaratmasn?" "Oh, evet" diye yantlad Kari, "ama ben de Jon'un Mak-ro felsefesiyle ilgili bir eyler rendim ve Jon'un da kabul edecei gibi, yardm istemeyen birine yardm edilemeyeceini biliyorum; nk ancak etkin bir biimde ibirlii yapan birine yardmc olunabilir. Eer senin yeterli istek ve inancn olmasayd, Jon sana yardm edemezdi." "Bu doru" diye onayladm. "Neda kalc biimde deimeyi istedi ve bunun olabileceine inand." "te gryorsun" dedi Kari kan havada sallayarak, "daha bu serserilerle ie balamadan kaybettin, nk birdenbire rnek vatandalar olmay istemeyecekleri kesin... hele byle olabileceklerine inanmalar daha da kk bir olaslk." Bu noktada haklsn Kari" diye itiraf ettim. "imdilik gerekli istek ve inanca sahip olmadklar doru, ama yarndan itibaren, sylediklerime kar kmadan nce biraz dnmeye balayacaklar. Ben de onlara yarn Makro felsefeyi retmeye balayacam." "te bu anlamsz" diye kar kt Kari, "nk bunlar 252
Kayp

bu dnyadaki mikro ayaktakmmn en dk rnekleri, oysa sen Makro bak asnn mikro adam iin bile anlalr olmadn defalarca syledin. Ayrca mikro bak asndan 'her eyin bir oluu' tamamen gerek d bir kavram. Neden vaktini boa harcyorsun Jon?" Neden onlar dorudan polise teslim etmiyorsun? Sen byle insanlarla uramaktan holanmazdn. Bunlar son derece iren ve son derece tehlikeli insanlar. Bunlar hak etmiyorlar..." "Bu gen adamlarn yardma demediklerini mi sylemek zeresin?" diye szn kestim. "Eer yleyse seni uyaryorum, bakalarn nasl yargladna dikkat et. Rana'nm aktard tleri hatrla, onlarn yardma demediine karar verirken, nce kendini ayn yargyla mahkm ettiini bilerek iyice dn." Kari yant vermek iin azn at, ama Neda yumuak bir tavrla parman onun dudaklarnn zerine koydu. "Ltfen Kari" diye rica etti, "Jon'un sylediklerini bir kere dn. Her ey bir yana, srf byle yarglayc dnceler nedeniyle Jon' un 2150 ile olan ba koptu. Sadece bu durum bile yeteri kadar zc." Neda'nn Kari zerinde benim hi sahip olmadm kadar doal bir ikna etkisi vard, bu yzden bayla onaylayp Neda' mn bak asn kabul ettiini grnce armadm. "Sras gelmiken Kari" dedim, "Neda'nn gnlm daktilo ile temize ekmesine kar

kmazsn, deil mi? nk evimizdeki yeni konuklarn hafta sonuna doru gnlmde yazl olanlarn zerinde dnebilecek hale geleceklerini umuyorum, belki ondan sonra Makro yaam biimini renmeye balamak isteyebilirler." Neda hemen ie koyulmak istedi, ama konumamz sona erdiinde gn bitmi, akam olmutu. Onlardan ayrlrken, Neda'nn Karl'a Makro toplumun ve Makro felsefenin ana ilkelerini benden ok daha kolay kabul ettirebildiine inanmtm.
253 M.S.2150

Akam erken yattm, geri 2150'de uyanmayacam biliyordum ama Griff ve Judd'la sabah erkenden almaya balamak istiyordum. Sonraki gn o zamana dek hi yaamadm younlukta bir gerginlik iinde geirdim. Grne gre tutsaklarm devaml ba ars ekiyorlard, bu onlar kzdryor, kzgnlk ba ars yapyor, bu onlar yine kzdryor, kzgnlk daha fazla ba ars yapyor ve bu byle srp gidiyordu. O fkeyle saysz kere bana saldrmaya kalktlar ve tabii her defasnda kendi kendilerini yaralam oldular. Hatta birka kez de yine kapy tutup ellerini yaktlar. Balangta, verdiim basit dersleri renmektense kendilerine bu kadar ac ektirmeyi yelemelerine amtm. Ama sonra anladm ki, insan kendi yaam biiminin sorumluluunu stlenmekten mr boyu kammsa, edindii bu alkanlktan yle abucak kurtulamyor. Hem Griff hem de Judd holarna gitmeyen ayrntlar unutma konusunda birer uzmand, ba arlarna kendi fkelerinin neden olduunu, kapnn yakacan ya da bana vurmaya kalktklarnda kendilerine vurmu olacaklarn srekli unutuyorlard. Eer kamay beceremedikleri iin bu kadar fkelenmese-lerdi, kukusuz ok daha hzl reneceklerdi. Ama bir keresinde Rana'mn aklad gibi, insan fkeyi gerekte kendine kar duyuyordu ve bu fke bir eyi nce kt diye nitelemekten, sonra da "kt" ya da "istenmeyen" bu durumu deitirmekte yetersiz kaldn hissetmekten kaynaklanyordu. Ayrca Rana mikro adamn genellikle, holanmad deneyimlerinin sorumluluunu kabul etmeyi reddettiini ve farknda olmadan suu bakalarna yneltince de kendini aklanm hissettiini anlatmt. Bu "gerei yok sayma" teknikleri geici bir sre etki yaratt ve mikro adam da bu rahatlamann geici olduunu unuttuu iin, sz edilen davran biimi srdrlyor ve giderek vazgeilmesi son derece g bir alkanla dnyordu. 254 Kayp Griff ve Judd da ayn tehlikeli "bu benim hatam deil" ksrdngs iindeydiler. Kendi yaamma baktmda bile bu davran kalbnn defalarca tekrarlandn grebiliyordum. Sadece imdiki yaamm deil, daha pek ok gemi yaamm gzden geirdiimde, almam gereken ders hep ayn oluyordu: Tm sorunlarm Mak-ro gerei kabul etmeyi reddettiim iin kendim yaratmtm, nk Makro geree gre insan ancak kendi hatalarndan ald dersi hatrlad (hatalarn kabul ettii) zaman renebiliyordu. Bir kez daha u bilinen gerek ortaya kyordu: Gemiini unutan, onu tekrarlamaya mahkmdur. Kari, tutsaklarm iin ngrdm koullar ben de aynen deneyimlersem, baarmn artabilecei konusunda beni daha ilk gnn akamnda uyarmt. Mikro alkanln verdii fkeye kendimi her kaptrdmda ba ars ekmeye hazr olduumu ona aka syledim. Ama bunu sylerken geni bir bak asna sahip olduum iin kzgnlk duymann benim iin mmkn olmad inanandaydm. Ancak btn honutsuzluklarn biraz kzgnlk yarattn o anda bilmiyordum. Baka bir anlatmla, herhangi bir eyi iyiye kyaslayp kt diye nitelediimde fke duydum ve ikinci gn ben de ba arlar

ekmeye baladm. Makro bak asndan her eyin ayn anda iyi ve kt, irkin ve gzel olduunu, hem baarszl hem baary birlikte barndrdn biliyordum. Ama parann iki yzn de grmekte ya da bu dengeyi ieren Makro adan bakmakta uygulamada ne kadar yetersiz olduumdan haberim yoktu. Tutsaklarm olumlu dnme biimini renmeye yneltmek zere muhteem bulduum bu pln tasarlayan ben, imdi kendi oyunuma dmtm. nc gnn sonuna doru Griff ve Judd'la birlikte hangimizin daha iddetli ar ektii konusunda baa ba yaryorduk ve ben bir ba (ars!) ileride oldu255
M.S. 2150

umdan emindim. Allahtan drdnc gn iler dzelmeye balad. Bunun pek ok nedeni vard ama en nemli etken Neda oldu. nc gnn akamnda ne kadar perian olduumu gren Neda, Karl'dan ve benden Griff ve Judd'u grmek iin izin istedi, bu gnln daktiloya ekilmi sayfalar elindeydi. Hem Kari hem de ben kar ktk, ama Neda ona verebilecekleri herhangi bir zararn gerekte kendilerine dneceini, bu yzden yaralanmasnn mmkn olmadn syleyerek direndi. Bunun bir risk olduunu ve benim de henz byle bir riski gze alamayacam ne srdm. Ama aksi gibi Neda'yla tartmak sadece ba arm artryordu, bu yzden hakl olabileceini dnmeye baladm. Bylece, onu korumak zere yannda bulunmak kouluyla isteine boyun edim. Kari biraz daha direndi, ama Neda'nm onu ikna etmeye ynelik sevimli tavrna pek kar koyamadn fark edebiliyordum. Sonuta Neda'yla birlikte tutsaklarm grmeye gittik. Neda'dan dairenin kapsn amasm rica ettim, nk kendi yargmla kendimi yle balamtm ki, kap kolu imdi benim de elimi yakyordu. Neda onlar ekiciliiyle hemen byledi, bylece ok gemeden Griff ve Judd'un ba arlar sona erdi. Neda da bu frsat gnl okumaya balamak iin kulland. Griff in ve Judd' un gnlkte anlatlanlara sadece anlamsz bir fantezi olarak bakacaklarndan, bunun tesinde bir kabule hazr olmadklarndan emindim. Ama Neda okuduka ve arada keserek yorumlar yapp sorularna aklayc yantlar verdike, her ikisi de gnlmde yazl deneyimlerimle yle ilgilenmeye baladlar ki, Neda'nn okumaya ara vermesini istemez oldular. Saatin ilerlediini hatrlattm, ama ancak Neda ertesi gn gelip kald yerden devam etmeye sz verince gitmesine raz oldular. Neda bir sonraki gn Griff ve Judd'la yaklak alt saat ge256
Kayp

irdii halde gnl okumay bitirememiti, nk srekli onunla ve geirdii deiimlerle ilgili sorular soruyorlard. Fazla kukuya dmemelerine amtm, yine de Neda onlara baz Makro glerimi gstermemi istedi. Kanepenin yastklarn PK ile kaldrarak odann iinde dolatrmamdan ok etkilendiler, ayrca onlar yaraladmda bu yaralar nasl iyiletirdiimi hatrladlar. Neda'nm nerisiyle ellerindeki yanklar da geirdim ve ondan sonra kapyla ilgili sorunumuz olmad, nk oraya yaklamadlar. Bylece benim elim de kapda yanmaktan kurtuldu. Drdnc gn sona ererken, Griff ve Judd'a ulaabilmeyi Neda'nn olaanst yardmyla baarabilmi olduumuza iyice inanmtm. Gen kadnn kiiliindeki bu byk deiiklie hl ayordum. Kendine gveniyordu, da dnk, sabrl ve sevecendi, daha

da artc olan akac, coku dolu ve srekli glen biri haline gelmiti. Ondaki bu ruhsal deiiklikleri sorduumda "Ben gelecein Makro felsefesinin tm sorunlarla ba edebildiini gsteren canl, soluk alan bir kantm" diye karlk verdi. "Ama Griff in ve Judd'un yaptklarn bile bile, onlardan korkmuyor musun?" diye sordum. Neda gld. "Gemiimi hatrladm srece, gelecekte beni o kadar zebilecek baka bir ey olabileceini dnemiyorum..." "Bir dakika" diye kestim, "tecavze uramak ya da ldrlmek olaslna ne diyorsun?" akac bir tavrla ban sallad, "Korkmamam seni ve Karl' endielendiriyorsa zr dilerim" dedi, "ama delice bir ataklk gstermiyorum, sadece evrenin mkemmel olduunu ve neyi semisek yalnzca onu deneyimleyebileceimizi syleyen Makro felsefeye inanyorum. Er ge herkes 'her eyin bir olduu' gereini renecek. Bylece gelecek giderek daha iyi, daha bilinli ve sevgi dolu olacak. imdiden sonra gelimek iin
257
M.S.2150

kendi setiklerimin dnda bama baka hibir ey gelemez. Bunda korkacak ne var?" Bam sallayarak "Makro bak asn yaamna uygulamay bu kadar abuk nasl rendiini hl anlayamyorum" diye karlk verdim. "nsanlarn tm sorunlarnn yaamlarndaki kanlmaz deiikliklere direnmekten ve bunlara kar sava vermekten kaynaklandn sen sylememi miydin?" diye hatrlatt. "Evet" diye yantladm, "yine de ben..." "O halde anlamaya al" diye kesti, "benim yaammda o kadar ok deiiklik oldu ki, bu deiikliklerden holanmay rendim." "Bir kaza geirsen" diye varsaydm, "ve yeni elde ettiin fiziksel gzelliini yitirsen, bu deiiklii de kabul edebilir miydin?" "Evet" diye yantlad, "sanrm kabul edebilirdim, nk imdi gzelliimin ne olduunu biliyorum -o bir ara. Neden gzelletiimi de biliyorum -bu gzellii 'birlik' felsefesi iinde senin ve benim inancmla yarattk. Ama gzelliim elimden alnrsa bunun nedeni de yine kendim olacam, kendi seimim olacak! Bu bedeni istediim srece ona sahip olacama tamamen inanyorum Jon." "Szlerin inancnn ne kadar salam olduunu gsteriyor, ayrca yeterli isteinin de olduu belli" diye gzlemimi belirttim. "Bu istek ve inanc tadn, bunlar zt bir istek ya da inanla geersiz klmadn srece dilediin her eye ulaabilirsin." "Eskiden gzel ve mutlu olmak iin byk istek duyuyordum" dedi, "ama bunun mmkn olabileceine inanam-yordum. Onun iin de ne kadar irkin olduumu grmesinler diye bakalarndan uzak durmak, aralarna karmayarak da reddedilmekten kurtulmak istiyordum ve bu isteim yle g258
Kayp

lyd ki, gzel ve mutlu olma isteimi geersiz klyordu." "Btn bunlar szcklere vurduumuzda yle karmak grnyor ki, Griff ve Judd'a nasl aklayacamz bilemiyorum" diye iimi ektim. Neda "nk yeterli inanc tamyorsun" diye takld. "Ben bunun mmkn olduuna inanyorum ve baarmay istiyorum, onun iin baaracam." Gldm, "Beni kendi oyunumla yendin Neda" dedim. "nmzdeki gnlerde uygulayacan yntemin izleyicisi olacam. Belki de u gerginlik dolu gn boyunca yardm isteyen sesime verilen yant sensin. 'Dileyin, o size verilecektir,' hmm. Diledim ve sen

buradasn Neda. En iyisi yolundan ekilmeli ve ii sana brakmalym." Tutsaklarmda bilin aamas belirtileri grmek iin en az bir hafta gerekli diyordum, ama gerekte pek arpc bir deiiklik de beklemiyordum. Oysa Pazar gnne doru -onlar yakaladmdan bu yana sadece bir hafta gemiti- Griff ve Judd o kadar farkl davranr hale gelmilerdi ki, kza saldrp ikisini tecavz ederek ldren adamlarla ayn kiiler olduklarna inanmakta glk ekiyordum. Bu byk fark Neda yaratmt. Onu dinlemelerini ve kabul etmelerini salamt, ardndan da beni kabul etmeleri iin onlar ikna etmeyi baard. Anlattklarmdan Griff in ve Judd'un Makro dzeyde yaamaya hazr olduklar anlam karlmamal, nk renmek ancak uygulamayla mmkndr ve onlar da son derece youn ve atma dolu bir hafta geirmi olsalar bile, gemi yllarn dengelemeye yetecek kadar uygulama yapmaya frsat bulamamlard. Yine de yepyeni bir dnme biimini renmeye balamlard ve ortadaki sonular artcyd. Griff yeniden douu ve deneyimlediimiz her eyi alnacak dersleri dengeleyecek biimde kendi ruhlarmzn setiini ilk rendiinde fena halde tasaland. "Gelecekten ne umabiliriz ki?" dedi isteksizce. "Eer bize
259 M.S.2150

anlattklarnz doruysa, bir sonraki yaamda byk olaslkla kz olarak doup, tecavze urayarak ldrleceiz." Genelde karma diye adlandrlan bu yasann, sadece iinde byle bir yasay barndrmayan daha geni bir Makro bak as edinecek dzeyde gelimeyi reddederlerse, onlarn gerei olacan akladm. "Yani" diye sordu Judd, "bu Allann cezas karma denen nesneden kurtulmann bir yolu mu var?" "Eh" diye yantladm, "karma yasas sadece mikro adamn sorunu, nk olumlu, sevgi dolu dnce ve eylemlerden ok nefret ya da olumsuz dnce ve eylemleri yeliyor. Makro dzeyin insanlar sevgi yasas uyarnca yaarlar, bu yasa da cezalandrmay iermez; temel ilkesi, olan neyse onun sevinle kabul edilmesidir, nk bu 'olan' ruhun kendisi tarafndan kendi gelimesini salamak iin zenle seilmitir." Griff ve Judd sevgi yasasyla ilgili daha pek ok soru sordular, sonunda Neda "Eer banza gelen her eyi sevgiyle kabul edebilirseniz, geleceinizde kt ya da sevimsiz olarak niteleyebileceiniz hibir ey olamaz" dedi. Griff "Yahu, insan byle davranmay nasl renebilir?" diye sordu. "renmeyi isteyerek" diye yantlad Neda "ve renebileceine inanarak." Griff sorularn srdrd, Neda'yla ben de yantlamaya altk, ta ki Griff baz dnceleri not edebilmek iin bir defterle kalem isteyerek bizi artana dek... Bir kez yazmaya balaynca da, geceleri bile sk sk kalkp Makro felsefe ve bu felsefeyi yaamn yeni batan kurmaya ynelik nasl kullanabilecei konusunda kendi gnln oluturmaya koyuldu. Haftann son gnlerinde hemen hemen hi ba ars ekmedik. Griff de Judd da byk aama iindeydiler, ama Kari hl itenlikle davrandklarndan kukuluydu. "Ne de olsa" diye uyarda bulundu, "btn yapmalar gereken eyin sizin sy260 Kayip

lediklerinizi dinler gibi grnmek olduunu biliyorlar, sonra da yaamlarn onlardan beklediiniz biimde srdrmeye sz verecekler ve siz de onlar salvereceksiniz." Neda "Ama gerekten iyi niyetliler" diye Karl' inandrmaya alt. "Nereden biliyorsun?" dedi Kari. "Unutma, bu herifler yalanclkta yle usta olabilirler ki, kafalarna bile vursanz azlarndan gerei atamayabilirsiniz." "Oh Kari, sen de Jon'la benim yaptm gibi onlarla uzun saatler geirmi olsaydn, byle kuku duymazdn. Ayrca Jon auralarm grebildiine gre kaydettikleri gelimeyi her zaman kesinlikle bilebilecek durumdayz." "Bu doru mu Jon?" "Eh" diye yantladm, "onlar ilk grdmden bu yana auralarna bakmadm, nk bunalm iindeydiler, ama yarn denerim. Sadece telepatik olarak alacak kadar ilerlediklerini alglyorum. Yine de auralar yalan sylediklerini gsterirse, onlar burada tutarm." "Ama eer auralannda ho renkler grrsen, onlar yarn salvereceksin, yle mi?" "Kesinlikle yle! Tabii ikisini de bir sre iin haftada en azndan birka kez Kiisel Tekml almalarn srdrebilmeleri iin buraya aracam." "Olur ey deil" dedim, "ben..." o anda aknlkla fark etmitim, "ben bir Kiisel Tekml rehberiyim! Buna inanabiliyor musun Kari? Ve Neda -o da yle! Bu ok artc -gerekten artc!" Hem Neda hem de Kari Pazar gnnn byk bir ksmn Griff ve Judd'la konuarak geirdiler, bu arada ben de btn dikkatimi auralarna yneltmitim. leden sonrann ileri saatlerine kadar, Karl'n bitmez tkenmez grnen sorularn yantlarlarken onlar gzledim. Ara sra fkelendikleri oluyordu, ama Kari onlar zaman zaman fazla sktrd halde yine
261

M.S.2150 de bu kzgnlklar uzun srmyordu. Sadece yedi gn ncesine kyasla auralar ok daha temiz ve belirgindi. Sonunda en nemli soruyu sordum. "Bir hafta daha burada kalmak ister miydiniz?" Uzun bir sessizlik oldu, birbirlerine, sonra Neda'ya, Karl'a ve bana baktlar. En sonunda Judd grtlan temizleyerek, "Bu hafta bir yn ey rendim" dedi. "Eer bir sakncas yoksa, sanrm biraz daha burada kalmak houma gidecek." Hep birlikte Griff e dndk, gzlerini yere dikmiti. Bu arada Kari bir ey sylemek istedi, ama Neda'nm baklarn yakalaynca fikrini deitirdi. Hepimiz bekliyorduk. Sonra Griff ban kaldrd, gzlerimin iine dikkatle bakarak, "Ben gitmek istiyorum" dedi. "Gnlme insann uygulayarak -yaparak- rendiini not etmitim, bu byle olduuna gre geen hafta gerekten ne rendiimi ancak buradan ktmda anlayabilirim. Bu binann drdnc katnda oturup da dnyann geri kalann kefedemem." Neda nce Griff i, sonra da Judd'u pt, ben Karl'm tepki gstermesini bekliyordum, ama bir ey sylemedi. Bunun zerine "Size, sylemem gereken eyleri dinledikten sonra gidebileceinize dair sz vermitim ve szm tutuyorum" dedim, "Ama Griff, umarm bir sre iin haftada birka kez Ne-da'yla ve benimle konumaya gelirsin, bu elbette senin isteine bal." Judd bu ary duyup, kendisi iin de geerli olduuna inannca Griff le birlikte

gitmeye karar verdi. Her ikisi de sk sk gelip, bizimle ok daha ayrntl biimde konumaya istekliydiler. Byle olunca zerlerindeki fkeyi ba arsna, kap kolunu atee dntren hipnotik telkinleri kaldrdm ve onlar uurladk. Ned'e ve Karl'a dairelerine kadar elik ettim, orada akamn ge saatlerine dek oturup konutuk, geirdiimiz haftadan aldmz dersleri sindirmeye alp, gelecekte olabilecek262 Kayp leri dndk. O gece yatmaya giderken, Neda'nn bu haftaya ilikin szlerine tamamen katldm fark ettim: Yaammn en etkili dersini deneyimlemitim, nk en byk riskleri gze alm, en byk hatalar yapm ve baz nemli baarlar elde etmitim. O halde 2150'nin geleneine uymal ve gn, gelimem iin gerekli olan risklerle karlatm iin krederek ve setiim yaam biiminin bu gelimeyi gelecekte de srdrmeye ynelik olduunu bir kez daha kabul ederek bitirmeliydim.
263

BOLUM 14

Atlm
Alfa'daki odamzda bulunan kocaman yatakta uyandmda sabaht. Carol ve dier Alfa arkadalarm bana bakyorlard. Carol boynuma sarlarak "Ho geldin Jon" dedi. Sonra herkes beni kutlad. Lea ve Rana br dokuzuncu ve onuncu bilin dzeyinde olanlarla birlikte 1976'da geirdiim hafta iinde yaptklarm izleyebilmilerdi. En sonunda baz Makro gleri kullanabilmenin yan sra sevgi gsterebildiimi, ynetme yeteneimi gelitirebildiimi ve bilgece davra-nabildiimi ( Makro erdemi kazanabildiimi) gzlemlemilerdi; yle ki imdi auramn yayd renk pembe, mor, yeil, mavi ve beyaz parltl tertemiz bir limoni turuncuydu, ikinci bilin dzeyine erimitim. Sabahn ilerleyen saatlerinde Danma Merkezi'ndeki gle bakan odamda, M.D.'den bana bilin dzeyleri ile ilgili daha ayrntl bilgi vermesini rica ettim. Bu ok genel bir soru olduu iin, ok gemeden kullanabileceimin ya da anlayabileceimin ok stnde bilgiler almakta olduumu fark ettim. Yine de zaman zaman M.D.'yi kesip, belirli sorular sorarak unlar renebildim: 1- Makro toplumun ta balarndan beri (ki bu balang 1970'lere dayanyordu) genelde on bilin (farkndalk) dzeyi olduu bilinmesine karn, 2025 ylna kadar hi kimse nc dzeyin zerine kamamt. Sekizinci, dokuzuncu ve onuncu

264
Atlm

dzeye ise 2100 ylna kadar eriilememiti -bu dzeylere ulalmas Makro toplum iin de olduka yeni bir gelimeydi. 17.Makro toplumun ilk yllarnda bilin dzeyleri nispeten dk olduu iin, eriilen dzeyin zaman zaman yitirilmesi de sz konusuydu. Bu duruma genelde, Makro glerin yada ynetim gcnn ktye kullanlmas neden oluyordu. Yine de son otuz yl iinde ikinci bilin dzeyini am hi kimse gerilememiti. 18.st dzeyde Makro g kullanabilen biri henz ikincibilin dzeyine bile eriememi olabilirdi, nk bilin dzeyibir insann Makro gleri kullanabilmekteki becerisine gredeil, kiisel tekmlne ya da baka bir anlatmla iinde bulunduu Makro farkndala gre belirleniyordu. 19.lk yedi bilin dzeyinden birinde olup da, farkndaln hzla artrma abas iinde bulunanlara, bu atlm yapabilmek iin en elverili deneyimleri Mik- ro Adas sunuyordu; o halde nc bilin dzeyine bir an nce ulaabilme frsatn ancak oraya giderek yakalayabilirdim. Ama M.D., Mikro Adas'nda ayn zamanda ikinci bilin dzeyini kolayca yitirme ve birinci dzeye geri dnme olaslyla da kar karya kalabileceim konusunda beni uyard. Oraya ne kadar erken gidersem o kadar iyi olacan dnerek, Mikro Adas ile ilgili aklma gelen her soruyu sormaya baladm. Bylece karlaabileceim tehlikeler konusunda baz nemli bilgiler edindim. 20.Makro toplumdan gelen bir ziyareti Makro glerle ko runmadka ldrlme tehlikesi altndayd. Makro ziyaretile ri ldren ya da onlar Mikro Adas'nda srekli yaamak zere Makro toplum yeliinden ayrlmaya ikna edenler, Mikro Adas'nn en byk kahramanlar saylyorlard. 21.Mikro Adas'nm imdiki yneticilerinin hepsi zamann da Makro toplumun kurucu yelerinden olduklar iin baz Makro gler gelitirmilerdi, ancak sahip olduklar gleri kiisel
M.S.2150

265

n ve servet kazanma yolunda kullanyorlard, bu durum da Ada halkna hkmetmelerine frsat veriyordu. Glerini kendilerine n getirecek ve pohpohlanmalarn salayacak biimde kullanma istekleri onlar batan karmt. Bir baka anlatmla, ruhun daha st bilin dzeylerine doru gelime sreci iinde amas gereken en son ve en byk engel benlik duygusuydu. 3- ok zor vazgeebildii iin en son alabilen bu mikro niteliin -benlik duygusununstesinden gelebilecek lde bir kiisel gelime iinde olmalydm, nc bilin dzeyine ancak byle eriebilirdim. Bunu baarmak iin de Makro topluma ve Makro toplumun Lea ile Rana dahil tm st dzey yelerine srtm dayamaktan gnll olarak vazgemeliydim. M.D.'den bu son anlattklarn aklamasn istedim, o da bir benzetmeyle, eer yzmede ustalk kazanmak istiyorsam can yeleini brakmam gerektiini syledi. Ben de bundan, benlik duygumun stesinden gelmek iin bakasndan yardm alrsam nc bilin dzeyine ulaamayacam sonucunu kardm. Mikro Adas sakinleri tarafndan saldrya urama dncesi, Griff ve Judd'la olan deneyimim nedeniyle imdi o kadar korkutucu grnmyordu. Yine de Makro glerini benim kadar ya da benden daha fazla gelitirmi birinin saldrsna uramam sorun yaratabilirdi. O akam Carol ve Rana ile bu olaslk zerinde konutuk ve baz son derece tedirgin

edici bilgiler aldm. Anlalan, Mikro Adas yneticileri benim oraya gitmemi bekliyorlard. "Ama beni nasl bekliyor olabilirler?" diye sordum Rana' ya. "Ben daha nce Mikro Adas'na hi gitmedim ki!" Rana "Mikro Adas'nm yneticileri Makro toplumun kurucu yelerinden olduklar ve bazlar da olduka yksek dzeyde Makro g kullanabildikleri iin senden haberleri oldu" diye yantlad. "Telepati, durugr ve nceden bilme (gelecei grme) yoluyla seninle ilgili pek ok ey rendiler." 266
Atlm

"Ve" diye Carol ekledi, "seni ldrmeye ya da Makro yaam biiminden vazgeirmeye karar verdiler." "Ama neden benimle zellikle ilgileniyorlar?" diye sordum. "nk" diye Rana yantlad, "Lea'nm dokuzuncu ve onuncu bilin dzeyindeki dier yelerimizin yardmyla ilk zaman-uzay aktarm projemizi ynettiini ve senin de Lea'nm ikiz ruhu olduunu biliyorlar. Seni ldrerek, ya da daha iyisi, seni Makro toplumu aka sulamaya ikna edip Mikro Adas' nda onlarla kalman salayarak projemizi bozmak istiyorlar." "Ama bu anlamsz" dedim. "Eer onlara katlrsam nc bilin dzeyine eriemeyeceimi ve bu nedenle zaman iindeki aktarmda sreklilii koruma ansm yitireceimi bilmeleri gerek." Rana yant vermeden evvel beni aratrc bir ifadeyle uzun uzun szd. En sonunda "Burada srekli kalmann bir baka yolu daha var" dedi. "Lea, dier yelerimizin yardmyla zaman iindeki aktarm balatt iin, 2150'de kaldn srece eer adadakilerle ibirlii yaparsan, onlar bu ilemi tamamlayabilirler." "Ama... ama... bu mmkn deil!" diye bardm. "M.D. bana, bugne kadar yedinci bilin dzeyinin stnde bulunan hi kimsenin Mikro Adas'na iltica amacyla gitmediini syledi. Oradakilerin Makro gleri yeterli olamaz." Rana ve Carol'un szlerime katlmadklarn belirtir biimde balarn salladklarn grnce akna dndm. Sonra Rana "Mikro Adas'nda Makro toplumun eitli dzeylerde Makro g kullanabilen 1000'den fazla eski yesi var" dedi. "Hepsi zihinlerini birletirir de zihinsel bir a olutururlarsa, senin de yardmnla zaman-uzay iindeki aktarm tamamlamaya yetecek fiziksel gc ortaya koyabilirler. Bylece ikiz ruhunun yardm olmakszn ve sen henz nc bilin dzeyinin fiziksel dengesine erimeden 2150'nin srekli yesi haline gelebilirsin." "Tanrm!" diye bardm. "O halde onlar bana 2150'yi n267
M.S.2150

c bilin dzeyine ulama kouluna bal olmakszn sunabilecek durumdalar!" Rana bayla evetledi. "Ayrca sana sadece 2150'de srekli kalmay deil, ayn zamanda ynetici snfta yer vererek, Mik-ro Adas'nn en gl nc kiisi olabilecein bir konumu nermeyi tasarlyorlar." "Evet" diye Carol ekledi, "o durumda sen bakanlar El-gon ve bakan yardmclar Sela'nm hemen ardndan geleceksin. Elgon, Makro toplumda yedinci bilin dzeyine kadar ykselmeyi baardktan sonra gerileyen tek kii. Bu onu o kadar kzdrm ki, seksen yl kadar nce Makro toplumdan ayrlma yolunu seip, Mikro Adas'nn ynetimini ele geirmi. On yl sonra eski alfa ei Sela'y da kandrarak -ki Sela o zaman altnc bilin dzeyindeymi- bakan yardmcs olarak yanma gelmesini salam." "Peki ama" diye sordum, "burada ve yakn gezegenlerde yaayan dokuzuncu ve

onuncu bilin dzeylerine erimi herkes ortaklaa aba gsterdii halde, aktarma ilemi beni 2150' de srekli tutacak biimde sonulandrlamazken, nasl oluyor da onlar bunu becerebiliyorlar?" "Oh, dokuzuncu ve onuncu dzeydekiler bunu pekl yapabilirler" diye Carol sakince yantlad "ama sen nc bilin dzeyine ulaana kadar ilemi tamamlamamay uygun grdler." "Dur bir dakika!" dedim. "Eer doru anladysam, Makro toplumun beni imdi de burada tutmaya yetecek gc var, ama iinde bulunduum farkmdahk dzeyini beenmedikleri iin bunu yapmak istemiyorlar, yle mi?" Rana "Evet, yle," diye yantlad. "Ama senin u anda dndn gibi, bilin dzeyleri konusunda zppece bir tavr iinde olduumuz iin byle davranyor deiliz." Biraz ksknce "O halde" dedim, "neden nc bilin dzeyine ulamadan Makro toplumun srekli yesi olmama izin 268
Atlm

vermiyorsunuz?" Rana "Sen en azndan nc bilin dzeyinin ruhsal dengesini kazanmadan zamanda aktarm ilemini tamamlarsak" dedi, "mikro basklara dayanamayp ksa srede gerileyerek birinci dzeye ineceini, hatta belki de srekli olarak Mikro Adas'nda yaamay seeceini sanyoruz." "Bundan emin misiniz?" diye sordum. "Hayr" diye yantlad Rana itenlikle, "ama te yandan nc bilin dzeyine ulasan bile gerileyip Makro toplumdan ayrlma yolunu seebilirsin, ondan da emin deiliz, yine de hepimiz bu kumar gze alma konusunda anlatk." Carol "M.D.'den rendiime gre" diye ekledi, "onuncu bilin dzeyindekilerin neredeyse te biri sen yedinci bilin dzeyine erimeden zamanda aktarm ilemini tamamlamamay salk vermiler. Ama o zaman Lea'nm seni burada ilemi tamamlamadan sadece ay tutabilecek durumda olduunu bilmiyorlarm." Ayn anda hem d krkl iinde olmann hem de durumu anlayla karlamann verdii kark duygularla, yap yap bir soukluk hissettim. "Zamann kstl olduunu renmeden nce hepinizin fikir birliine vard en dk bilin dzeyi hangisiydi?" diye sordum. "Beinci dzey" diye yantlad Carol. Bir an ikisine de bakakaldm, bu rpertici bilgiyi enine boyuna kavramaya alyordum. "Yani nc bilin dzeyine erisem bile, 2150'de daha st bilin dzeylerine kama-yabilirim ve siz imdi bana byle bir olaslktan sz ediyorsunuz, yle mi?" "Bu doru Jon" diye Rana yantlad. "Pek ou senin Makro toplumdaki geleceine bu ada doup bymediin iin kukuyla bakyor. 1976'nm zaman kavramna gre aylk bir srenin mikro gemiinin ekiminden kurtulmana yetmeyecei kansndalar. Ama biz aramzda oyladk ve eer kiisel geli269 M.S.2150

men nc bilin dzeyine ykselirse, sana bir frsat tanmaya karar verdik." Rana'y aratran bir bakla uzun uzun szme sras bana gelmiti. Sonunda "Onuncu bilin dzeyine zg bilgeliinle ve ilerisini bilme gcnle geleceimde neler gryorsun?"

diye sordum. Glmsedi ve "Gelecekle ilgili eyler sadece olaslk olarak bilinebilir ya da tahmin edilebilir" diye yantlad, "nk istek ve inanlar deitike bunlar da deiirler. Bu noktada geleceini tahmin etmek akllca olmaz. Yine de olaslklar aratrma konusunda sana yardmc olmaktan mutluluk duyarm." Bam sallayarak, "kiz ruhum Lea'dan, Carol'dan Alfa'm-dan, senden ve tm Makro toplumdan mikro bir toplumda srekli yaamak uruna vazgeebileceim nasl dnlebilir, hl anlayamyorum" dedim. "Her ey bir yana, 1976'dan geriye doru tam yirmi yedi yl mikro bir toplumda yaadm ve yle bir toplumun ne kadar hastalkl ve bencil olduunu yakndan biliyorum." Rana "Mikro bir toplum ekicidir, nk bencilce isteklerin doyurulmasna veya baz abalar gsterenlerin yurtsever, devlet adam ya da kahraman olarak alklanmalarna frsat verir" diye yantlad. Carol elimi tuttu. Sonra byk bir duygu younluu iinde bana bakarak "Ama ben sana gveniyorum Jon" dedi. Mikro ben'inin stesinden gelebileceini biliyorum." "Ve ben de sana gveniyorum" diye Rana ekledi. "Onuncu bilin dzeyindekilerin oluturduu meclis karsnda da sana gvenilmesi gerektiini savundum, onlar ilemin tamamlanmas iin nc bilin dzeyini yeterli grmeye ikna eden sav da bu oldu." Sonra Lea'nm telepatik sesini duyunca ardm., "Ve ben de sana gveniyorum Jon -her zaman ve sonsuza kadar!" Carol ve Rana bana glmsediler, her ikisinin de Lea'nin 270
Atlm

mesajn algladklarn biliyordum. Rana "Seni en iyi tanyan biz mz mikro kukularn yenmekte sana elbette inancmzla destek olmalyz" dedi. "Kukuya dsem bile" diye yantladm, "sizlerle aramdaki ba koruma isteim bana o anda gerekli olan olumlu drty mutlaka verecektir." "ok iyi" dedi Carol, "o halde ortada tek bir soru kalyor, Mikro Adas'na ne zaman gidiyoruz?" "Yarn" diye yantladm. Rana elini bana doru uzatt ve "Bir hafta daha beklemenizi zellikle neririm" dedi, "bu sre iinde Makro glerini daha da gelitirirsin. Gelitirebilecein tm gce gereksinme duyacan kansndaym." "Bunu gelecei grdn iin mi sylyorsun?" diye sordum. "Hayr" diye gld, "mantm yle sylyor." "Pekl diye kabul ettim. "Bir hafta daha bekleriz ve ben Makro glerimi gelitirmek iin elimden geleni yaparm, ama bu durumda nc bilin dzeyine erimek ya da 2150'ye veda etmek zere sadece iki haftalk bir srem kalyor." Ondan sonraki hafta boyunca Carol, Neal ve Jean'le birlikte PK kullanarak bitmez tkenmez tenis malar yaptk. Ayca 2150'ye zg satranla, Makro glerimi gelitirmekte son derece yararl olan "aynlama" adl yeni rendiim bir oyunu oynadk. Bu yeni oyunda ama bir nesne, hayvan, insan ya da eylemle "bir" olmak, onun hissettiini onun hissettii biimde hissetmek, onun farkna vardklarn fark etmek, onun gibi hareket etmek, onun bildiklerini bilmek, onunla karp birlemek ve bir sre "o"

olmakt. Farkndalg ne kadar artrc bir deneyim ve ne byk bir keyif! Ama kendi kiiliimden vazgemekte her defasnda zorlandm.
271 M.S. 2150

ok alarak ve gerekli riskleri gze alarak en sonunda, kiiliimin sadece mikro adan bakldnda var olduunu, gerekte hibir zaman ayr bir birey olmadm rendim. Yine rendim ki, nceden sahip olmadnz bir eyi -kiiliinizi- yitirmenizden zaten sz edilemezdi. Bireyselliiniz sadece yaptnz seimin oluturduu bir illzyon olduu iin, siz ayr olmay istediiniz veya buna gereksinme duyduunuz her zaman kiiliiniz yine var olacakt, nk bir dn yitirilmesi ya da elinizden alnmas mmkn olamazd. insanlarla aynlamak byleyiciydi ve ok eiticiydi, ama ayn zamanda ok zordu ve ok ac verebiliyordu. Nesnelerle aynlamak ise yetikinler iin tehlikeli olabiliyordu. ocuklar maceradan maceraya atlrken yaam heyecan verici buluyorlard, oysa bykler bazen yaamn getirdii mcadelelerden ve risklerden bkknlk duyabiliyorlard. Byle bezgin bir hal iindeyken, rnein byk bir mee aacyla ya da kmldamadan duran kocaman sevimli bir kayayla aynla-ldnda, yle kalma istei ar basabiliyordu. Bir eylemi yapabilmenin n koulu o eylemi yapmay istemek olduuna gre, aatan ayrlp tekrar tam bir insan olmay mee aac olmaya yelemek gerekiyordu. 1976'da ise ifa verme almalarm srdrmek iin hastaneleri dolayordum. Sadece PK deil, ayn zamanda duru-g-r, telepati ve yeni gelitirdiim 'aynlama' yeteneimi kullanyor, gelecei grmeyi reniyordum. Hastane koridorlarnda dolarken bir hastann yaknda leceini nceden hissedersem, bu olasl ortadan kaldrmaya alyordum. Ama byle bir aba iindeyken "zgr seim" gereini kefetmem ilgin oldu. Bir leden sonra (hatr saylr bir telepatik g kullanarak) bahemireyi ve iki stajyer doktoru youn bakm blmne girmeme izin vermeleri iin ikna ettim. Orada Bruno'yu buldum. Krk be yanda ufak tefek bir adamd ve o sabah bir kalp krizi geirmiti. Onu muayene eden stajyerlere gre du272 rum dzelmekteydi. Ama durugryle incelediimde, auras-mn son derece zayf olduunu grdm. Geleceine baknca da onu cenaze arabasnn iinde bir tabuta uzanm giderken algladm. Bunlar lm simgeledii iin, vakit geirmeden Bru-no zerinde almam gerektii kansna vardm. Ama onunla balant kurar kurmaz beklenmedik bir durumla karlatm. Ben onu durugryle incelerken, Bruno hareketsiz yatm uyuyordu, ama uzanp zihnine eritiimde "Merhaba Azar" dediini duydum, "Yollarmz kesitiinden bu yana epey uzun bir sre geti." Azar yaklak 50.000 yl nce Atlantis'te yaarken tadm isimdi. O zaman ifa datmakla grevli bir tapmak rahibiydim. Bu eskilerde kalm ad duyunca, imdi balant kurduum zihnin Atlantis'te tad bedenine ifa vermi olduum konusunda gl bir sezgiye kapldm. "Seni birlikte yaadmz Atlantis dneminden tanyor gibiyim" dedim, "peki nasl oldu da beni bu kadar kolay hatrlayabildin?" Bruno'nun bilinli zihni hl uyuyordu, ama bilinaltnn "Eer uyank olsaydm, bilinli zihnimle seni hatrlayamazdm" dediini iittim. "Bilinli zihnim uykuda olduu iin,

bilinaltn zgrd, bu yzden senin koua girer girmez asistan doktoru ieride kalmana ses karmamas iin hipnotize etmeye baladn gzleyebildim. Sonra seni baz hastalar durugryle incelerken izledim ve zihninin bir zamanlar Azar diye arlan bir beden tadn ve beni iyiletirmi olduunu hatrladm" "Gzlendiimi fark etmemitim" dedim. Bruno "Biliyorum" diye yantlad. "Bilinli zihnin henz aa kmam Makro glerinle kyaslanrsa hl ok snrl." "yi ama" diye sordum aknlkla, "Makro gleri sen nereden biliyorsun?" "nk, sevgili ve eski dostum" diye devam etti, "ruhumun bir paras u anda senin sk sk gittiin 2150'yi deneyim-liyor. Dier bir paras Mikro Adas'nda ayr bir kltrn olu273 M.S.2150

masna alyor. Gc tanmak ve bu gc sonuna kadar kullanmak istiyor, yine de 2085 ylma doru lecek..." "Bekle bir dakika!" diye onu durdurdum, "Sen burada 1976'dasm. Henz 2000'i bile grmemiken tesini hi tahmin edemezsin." "Hayr Azar, tesini dnemeyen sensin! Sanrm, ezamanllk kavramm kafandaki tekml modeline henz tam olarak oturtamadn. Yeri gelmiken, zihninden tekml-amam engellemeyi tasarladm algladm, buna izin vermeyeceim. Geen defa yardmn minnetle karlamtm, ama bu kez istemiyorum." "Yani daha fazla yaamak istemediini ve lmeyi setiini mi sylemek istiyorsun?" "Doru" diye yantlad. "Ayrca bu hastanede bedenlerini brakmaya hazr birka zihin daha bulacaksn." "Ama neden?" diye sordum. "Greceli olmakla birlikte, olduka ksa bir sre yaadn. Seni zleyecek bir ailen olmal." Gldn duydum, "Krk be yl nce fiziksel beden edindiimde, amacm mmkn olduunca abuk gerekletirmek ve sonra tekml-amak iin kendi kendime sz vermitim. Burada tasarladmdan uzun kaldm." "Amacn neydi, sorabilir miyim?" dedim. "Titreimlerimi dengelemek istiyordum" diye yantlad. "ncelikle 21. yzyldaki yaammda byk olaslkla evlenip, sonra da terk edeceim bir kadnn, bu yaamda olu olarak domay setim. Ona sevgi ve yaknlk gsterdim ve kocasnn lmnden bu yana yirmi yl boyunca baktm, alt ay evvel de ld." "Elli yl sonra oluturacan olumsuz titreimleri imdiden nasl dengeleyebilirsin ki?" Acaba bedeniyle birlikte zihni de mi bozuluyordu, merak ettim. "Gemi, imdi, gelecek gibi kavramlarn sadece birer mik-ro illzyon olduunu anlayacaksn Azar. Makro bak asin274
Atlm

dan byle kavramlar yok. Olan her ey ezamanldr. Birinci soruna geri dnersek, ben kskan ve bask kurmak isteyen bir kadn da oldum ve kocamn yaamn cehenneme evirdim. imdi yirmi be yldr bana ayn eyleri yapan bir kadnla evliyim. ki ocuum byyp evlendiler, karm parasal adan iyi durumda brakyorum, artk tekml-aabi-lirim, beni gelitireceini ngrdm deneyimlerimi tamamladm." "Amalarn gerekletirdiine gre" dedim, "neden biraz daha kalp yaamn keyfini karmyorsun?"

Zihnimde yine kahkahas yankland. "Bu dnyann olabileceinden ok daha iyi bir yere gidiyorum" dedi. "Astral bedeninle baz fzik-tesi boyutlara geebilecek duruma geldiinde, beni ziyaret etmeni isterim. imdilik hoa kal!" Bruno'nun bedeni iddetle sarsld, gzkapaklar serte ald. Sadece lm sonras titremeleri sryordu. Tekml-amt. Tm varlmla bir an dondurucu bir boluk duygusuna kapldm, nk Bruno'nun cansz yznden bana bakan Nancy'nin parlak kahverengi gzleriydi. Daha sonra 2150'de, Rana her insann lecei zaman kendisinin setiini anlatt. Bu seim genelde bilinli zihinle deil, ama bilinaltyla ya da ruhsal dzeyde yaplyordu. Bruno'nun baka pek ok zihnin yardm nerimi kabul etmeyeceini sylerken hakl olduunu haftann geri kalan gnlerinde anladm. Ac ekmenin deerine inanan bu kadar ok insan grmek beni artt. Orta yal bir kadn hatrlyorum, mafsal iltihab vard ve durumu ciddiydi. Yardm nerdiimde bilinalt "Ltfen acm giderme" dedi, "nk bu ac mikro benliime gerekli drty verip, onun evresindekerde psikolojik sakatlklar yaratan ve imdi de bedenimin sakatlanmasna neden olan o dar grl, bencilce alkanlklarndan en sonunda vazgemesini salayacaktr. Eer acm giderirsen, btn bu dersleri yeni batan al275

M.S.2150 mam gerekir, oysa ben imdi bymeyi yelerim." Uyank olsa, bilinli zihninin bu tr dnceleri hibir zaman kabul etmeyeceini fark ettim. Bilinaltnn bana sylediklerini duyabilseydi, konuann kendi "Yksek Ben"i olduunu yadsrd. Bu dersleri daha az ac ekerek renebilecei baka bir yol olup olmadn sorduumda, "Bakalarna verdiim zararn sorumluluunu yklenmeyi bugne kadar renemedim" diye yantlad, "bu yzden hep ayn dersleri alp duruyorum. Ac eninde sonunda beni 'bu benim hatam deil' ksr dngsn krmaya zorlayacak. Ancak ondan sonra yetersizliimi kabul edebilir, balayabilir, bundan ders alabilir ve stesinden gelebilirim. Bu sava uzun sryor, ama zafer mutlaka gelecek." Rana'ya kendini balamann ne anlama geldiini sorduumda, bunun kendini kabul etmekle ayn ey olduunu syledi. "Eer kendini balarsan, hatalarn olumlu bir biimde kabul eder, bylece onlar baarya dntrmeyi ve gerekli dersi alarak gelimeyi renebilirsin" dedi. Ama olumsuz biimde kabullenme, hatalara boyun eme insan yle bir sululuk duygusu iine itiyordu ki, sonuta bu duygudan unutkanla snarak kurtulmak kanlmaz oluyordu. Unutkanlk ise ayn hatalarn defalarca tekrarlanmasna yol ayordu. Rana, karma yasasn geersiz klan sevgi yasasndan sz etti. Kendimizi sevgiyle tamamen kabul edebiliyorsak, ancak o zaman -yalnz mikro 'benimiz'i deil, ayn zamanda Makro 'benimiz'i de ierecek biimde- benliimizin tmne bakabilirdik. Ve bakalarnda -henz aa kmam olsa bile- sadece kendimizde olan grebilir ve bakalarn sadece kendimizi sevdiimiz (kabul edebildiimiz) oranda sevebilirdik (kabul edebilirdik). Rana "insan ektii btn hastalklar ve urad btn zararlar, hakszlklar gerekte kendisi yaratr" der. niversi276 Atlm te hastanesindeki her hastay tek tek inceleyene dek dorusu bu sze pek inanmamtm.

Ama nce onlar kendilerini balamaya ikna edemezsem, hibirini iyiletiremediimi fark ettim. Yine de kendini balamaya hazr birka hasta buldum. Bu hastalar rekor denecek bir sre iinde iyiletiler ve hastane alanlar arasnda byk bir aknla neden oldular. Anladm ki, insann aknl ve duyduu dehet de kendisini hep rkten o bo inanlarndan kaynaklanyordu. Olan biteni gn gnne yazdm iin, Kari ve Neda Mikro Adas'na yaknda yapacam ziyaret yznden giderek daha fazla kayglanyorlard. Kari ortaya kabilecek tehlikeler konusundaki uyarlarn destekleyen blmleri srekli dile getiriyor, ben de buna karlk oraya gitme kararm destekleyen blmleri tekrarlayp duruyordum. Neda baarl olacam, bu yzden benim iin endie etmeye gerek olmadn savunuyordu. Ama en sonunda o bile, baarm konusundaki deimez inancnn gerekte duyduu korkuyu bastrmaya ynelik olduunu aka anlad. Allahtan Griff ve Judd bizi dzenli aralklarla ziyaret ediyor ve onu oyalyorlard. Her ikisi de itenlikle yaam biimlerini deitirme abas iindeydiler. Motosikletliler etesinden ayrlmlar ve ie girmilerdi. Judd bir oto tamirhanesinde alyordu, Griff de inaat irketindeydi. 2150'deki geleceimle yakndan ilgileniyorlard. Bylece o hafta sona erdi ve bir sabah erkenden Carol ve ben Alfa'mza, Beta'mza ve Gama'mzda yaayanlarn ouna "hoa kal" diyerek, gln ucundaki binaya doru komaya baladk. Gama binalarnn nnden geerken, o gne kadar 2150' de grmediim kadar ok insanla karlatk. Hemen hemen herkes dardayd ve bizi telepatik olarak ya da seslenerek yreklendiriyorlard. Byk ynetim binasna yaklatmzda, Deltamz'm ge277 M.S.2150

ri kalan yelerinin hava gemimizin evresine toplanm olduklarn grdk. Makro dzeydeki bu sayda insann birlikte rettii ve bize doru akan o olaanst sevgi seli beni duygulan-drmt. Araca doru ynelince, Rana, Eli ve sevgili Lea'mm orada durduklarn grdm. Lea'y kucaklamak iin kotum. Sessizce kar karya durduk, biz zihinlerimizi sadece ikiz ruhlarn eriebildii bir uyum iinde birletirirken, kalabalktan t kmyordu. Benim iin o gelmi gemi en gzel, en sevimli ve en doyurucu kadnd. Duygularma kaplarak, yzmde yalarla onu yavaa ptm. O da benim yzm ellerinin arasna ald ve pt. Bu, ruhumun madde dnyasnda bedenlenmesinden bu yana tand en aydnlatc pckt. Lea sonra dnd, Carol'un yzne dokundu ve kalabala kararak kayboldu. Deltannz Hugo'nun ve Ktarmz Eli' nin ellerini sktm. Eli'yi ilk defa Alfa'daki arkadalarmla tantmda grmtm, sonra da astral bedeniyle Kton'unu dolarken hatrlyordum. ok istediim halde onunla daha fazla birlikte olamamtm. Bu kadar yakkl ve baklar bylesine bilgelik dolu baka bir adam grmediimden emindim. Elimi tuttu, sonra beni skca kucaklad. Bir sre gzlerimin ta iine bakt ve "Sen bugne kadar hi sormadn" dedi, "Rana istemedii iin de sana hi kimse sylemedi, ama K.T. rehberin olan kadn ayn zamanda bizim Mutarmz, bu nedenle de ler Meclisi'nin yesi." Biraz garip bir hale girmi olmalydm, nk M.D.'nin anlattklar aklma gelince soluksuz kaldm hatrlyorum. Mutar'dan (100'er milyon kiinin nderleri) oluan ler Meclisi'nin iki erkek ve bir kadn yesi vard ve bu meclisin ald kararlar Makro toplumun btn yeleri iin balaycyd. ok zel rehberimin, Rana'nm o kadm olduunu renmek beni akna evirdi. Bu

durumda Makro topluma nc bilin dzeyiyle kabul edilmemi salayabilmesi son derece do278
Atlm

al oluyordu. Ona huu iinde ve ilk kez ekinerek baktm. Bana doru geldi ve elimi tuttu. "imdi dier grevlerimi renmeni neden istemediimi biliyorsun" dedi. "Makro toplumda bym bizler birbirimizden ya da yneticilerimizden ekinmeyiz, aramzda bir mesafe alglamayz. Ama senin farkl yetitirildiini biliyorum." Syleyecek sz bulmakta zorlandm, ancak kekeleyerek "Mikro Adas'ndan dndmde de hl benim rehberim olacak msn?" diye sorabildim. Glmseyerek "Her ikiniz de istediiniz ve buna inandnz srece sizin rehberiniz olacam" dedi. Carol'la birlikte hava gemisine bindik, kaplar kapanmalar iin harekete geirdik. Eli kalabaln nne kt. Gr sesi beynimde kocaman bir salonda yanklanyormuasma nlyordu. "Bana verdiin deer iin teekkr ederim Jon. Bil ki, bu duygun karlkl. Ayrca bilmen gereken bir ey daha var. Bir ruh 30 yl gibi ksa bir sre iin 20. yzyla konuk oldu, tek amac bir ocuk dourmakt. Yerine getirmesi gereken pek ok baka grevi vard, bu yzden orada ancak kk olunu senin Kari Johnson diye tandn ruhun sevgi dolu ilgisine gvenle emanet edebilecek kadar kald." Karlkl kaplar birbirine yaklap birletiler, havalandmzda Eli'nin dile getiremediim sorumu yantladn duydum. "Bu sana g versin sevgili olum... ben senin annenim."
279

BLM 15

Mikro Adas
saat sonra 3700 mil kadar yol almtk ve Mikro Ada-s'nn kuzeydou kylarna yaklayorduk. Bu kocaman, yar tropikal Pasifik adas 20. yzyln sonlarndaki afetlerin oluturduu deiiklikler srasnda okyanusun yzeyine kmt. Bykl 1976'nm Avusturalyas'nm yaklak yars kadard. Makro toplum bu dou kysnda ok iyi korunan bir sse sahipti ve adann i ksmlaryla olan ilikilerini genelde buradan yrtyordu. Carol, inmeyi dndmz bu ssn gzle grnmeyen bir g alan tarafndan korunduunu ve g alannn sse saldrmaya ynelik tm giriimlere kar kesinlikle dayankl olduunu syledi. Makro topluma ait bu blge gzlerimizin nnde belirince, kara tarafndaki snrnda binlerce insann birikmi olduunu grmek beni akna evirdi.

"Ne muazzam bir kalabalk!" diye bardm. "Mikro Adas sakinleri ssn snrnda genelde byle olaanst bir kalabalk olutururlar m?" "Duyduum kadaryla hayr" diye yantlad Carol. "Gerekte Mikro Adas'nda ssmze on milden fazla yaklamak yasayla yasaklanmtr. Bu blgeyi devriye polisleri ve kpeklerle gzetim altnda tutarlar." "yi de" dedim, "ya yasay kaldrdlar, ya da bugn burada korkun sayda insan yasaya kar davranyor." G alan araland ve biz iinde byk yzme havuzlar
280 Mikro Adas

ve elence alanlarnn da bulunduu olaanst gzellikteki baheler ve parklardan olumu 1000 dnmlk bir arazinin ortasndaki Gama binasnn yanna indik. Hava gemimiz yere dokunduunda, ok uzun boylu bir adamn binadan kp bize doru kotuunu grdm. Biz topraa ayak basana kadar o da bize ulamt. Carol beni ssn Gamar' Orion'la tantrd. Getiimiz hafta boyunca M.D.'nin videosu araclyla sk sk konutuklar iin, imdi eski birer dost gibiydiler. "Bu kalabalk da niye?" diye sordum. Orion "Bakan Elgon On sizin geliiniz onuruna adada bayram ilan etmi grnyor" diye yantlad. "Bakan yardmcs Sela Dokuz'la birlikte sizi selmlamak iin hemen snrn dnda bekliyor. u anda burada Makro toplumdan baka hi kimse bulunmad iin zr dilerim, ama bu tatil gnn frsat bilerek, halk eitmek amacyla hepsi adann i blgelerine gittiler." Carol "sse on milden fazla yaklamay yasaklayan yasaya ne oldu?" diye sordu. "Geliiniz onuruna" diye Orion aklad, "Elgon yasay bugnlk kaldrd." "Byle bir yasa karmaktaki asl amac ne olabilir?" diye sordum. "Bu sorunu yantlamak kolay" dedi Orion. "Elgon ve yardmclar halk etkileyeceimizden korkuyorlar. Hi kimseyi Makro topluma kaptrmak istemiyorlar, bu yzden Makro toplum yeleriyle konumaya kalkan bir adal iddetle cezalandrlr." "Peki, Makro topluma yeni yeler kazandrmakta bu s baarl olabiliyor mu?" diye sordum. "Eer sz konusu yasa engellemeseydi, daha baarl olabilirdik" diye yantlad. "Yine de her yl anakaraya gitmeye hazr yzn stnde insan buluyoruz." Gzle fark edilmeyen g alannn dnda toplanm in281
M.S.2150

sanlara baknca, aralarnda o kadar kk ocuk grmek ve bunlarn ana-babalarmn gzetimi olmakszn kalabala karmalarna izin verilmesi beni artt. "Btn bu kklerin ana-babalar nerede?" diye sordum Orion'a. "ocuklaryla neden ilgilenmiyorlar?" "Hepsi orada Jon, ana-babalar ocuklarnn yannda" diye yantlad. "Sadece sen bu kadar geni aileler grmeye alk deilsin. Mikro Adas'nda doum kontrol kat bir biimde yasaklanmtr. Burada on be ya da yirmi be ocuklu aileler grmek garip deildir. Bir iftin ocuk says ne kadar oksa, grd sayg da o kadar fazladr." "Ama neden ailelerini belli sayda ocuk dourarak snrlamyorlar? Bylece ocuklarna daha iyi bakabilirler" diye fikrimi syledim. "Bazlarm grnce..." Orion "Evet, biliyorum" diye karlk verdi. "Onlar doum kontroln balanmaz bir gnah sayan dinlerinin kurban. Gerekte ise, Elgon ocuk saysn

snrlamann amalarna hizmet edeceini dnse bu anlay deitirir, ama tam tersine, aka belirttii gibi onun amac mikro toplumu Makro toplumdan ok daha kalabalk hale getirmek, bunu baarrsa anakara topraklarn da istemeye hak kazanabilir." Carol "Kadnlar srekli hamile olmaktan yorulmuyorlar m?" diye sordu. "Evet, gerekten yorgunlar" diye yantlad Orion. "Elgon ve yardmclaryla aramzdaki en byk sorunlardan biri bu. steyenlere doum kontrol hap vermemizi engelliyorlar. Biliyorsunuz, Elgon'la yardmclar olduka gelimi dzeyde telepati ve durugr kullanabiliyorlar; eer bir erkek ya da kadn onlarn da alglayabilecei bir ortamda doum kontrol hap isterse bunu fark ediyor ve Makro toplumun bir yesiyle konumu gibi onu ayn yasa maddesiyle cezalandryorlar. Bizim doum kontrol haplarmzn -kullanlan hapn trne gre- insan bir yldan be yla kadar ksrlatrdn herhalde biliyorsunuz." 282
Mikro Adas

Carol "Byle bir kltrde bedensel yetersizlik nedeniyle ocuk douramamak doann bir armaan olmal!" diye fikrini syledi. Orion "O i pek yle deil Carol" diye aklad. "ocuk douramayan bir kadn fahie olarak kullanlr ve evlenmesi yasaktr. Evlenmesinin yasak oluu da onu gerekten lekeler, nk burada evlilie byk sayg gsterilir. Kabul edilen tek boanma nedeni kadnn ocuk douramamasdr." "Sanrm, boanmak isteyen bir kadnn amacna ulamas iin bir tek hap almas yeterli!" diye yorum getirdim. "Ama eer hem makro toplum yeleriyle konumak hem de doum kontrol hap almak yasaya aykrysa, bu haplar nasl elde ediyorlar?" Orion "Telepatik gcmz biliyorlar" diye yantlad, "yapmalar gereken tek ey sokaklarda yanmzdan geerken isteklerini zihinsel olarak belirtmek, biz de hi kimsenin gzleme-dii bir anda setikleri hap onlara iletiyoruz. Ancak burada bir sorun ortaya kyor, Elgon'un bin yardmcsndan biri bazen bize gnderilen bir mesaj alglyor. O zaman da mesaj gnderen hemen en yakn ceza merkezine gtrlyor ve... neyse, size gaddarlklarn anlatmama gerek yok, naslsa kendiniz greceksiniz." Dikkatim tekrar snrn tesindeki kalabala kayd ve orada bizi bekleyen bakan Elgon'la bakan yardmcs Sela'y hatrladm. "Dar kp bakanlaryla tanmak Carol'la benim iin tehlikeli olur mu, ne dnyorsun?" diye sordum. "imdilik olmaz" diye yantlad. "Seni grkemli bir biimde karlamay ve Mikro Adas'nda yaam biiminin kendi inanlar dorultusunda ne kadar erdemli olduunu sana kantlamay tasarlyorlar; sonra da, zamanda aktarm ileminin onlarn yardmyla tamamlanmasna izin vermen iin seni ikna etmeye alacaklar." "Herhalde" dedim, "benim de onlara sonsuza dek arala283
M.S.2150

rnda kalmay isteyecek kadar kran duyacam dnyorlar, yle mi?" Orion beni bir an dikkatle szd, sonra "Bunlar ok kurnaz" dedi, "zamanda aktarm ileminin tamamlanmasna izin vermeni salamak iin akllarna gelen her hileyi deneyecekler. Eer amalarna sen nc bilin dzeyine erimeden ulaabi-lirlerse, bu farkmdalm yitirmen anlamna gelecei iin, artk ondan sonra Makro toplumda mutlu olamayacana inanyorlar." "Tamam" dedim, "o halde durum ancak zamanda aktarm ilemini tamamlamaya beni ikna edemeyeceklerini fark ettiklerinde tehlikeli olacak. Biz de onlar bunu anlamadan hemen nce buraya dneriz." Birden Orion'un bunu becerebileceime inanmadn kavradm, adallar

karsndaki baarmdan duyduu kukuyu bo yere gizlemeye alyordu. Ben de onun bu kukularn paylamaya baladm hissettim, ama yrekli bir glmseme taknmaya alarak, "Belki de iler senin dndn kadar kt gitmeyecek Orion" dedim. "Ama ne olursa olsun bu riski gze almal ve getirdii sonulardan gelimek iin yararlanmalym. Ltfen imdi dar karak Bakan Elgon ve kalabalkla yz yze gelebilmemiz iin g alann aralar msn?" Bayla yavaa onaylad, sonra bizimle birlikte snra doru yrmeye balad, orada durup bize dnd, "Tadklar sayy soyad gibi kullanmay unutmayn" dedi. "Bu say szde iinde bulunduklar farkmdalk dzeyini simgeliyor, bu yzden onlar iin pek nemli." Carol'un gzlerinin ta iine bakarak ellerini tuttu ve dudaklarna gtrp pt. Sonra dnp beni de ayn scak sevgiyle uurlaymca biraz ardm. Orion, korunmu blgenin dna kabilmemiz iin g perdesini aralad. te yana ayak bastmzda, Carol da ben de perdenin ardmzdan tekrar kapandn durugryle algladk. 284
Mikro Adas

Mikro Adas'nm sanki btn halk karmzdayd ve her ikimiz de bu kalabaln nnde imdi korunmasz olduumuzu biliyorduk, bizi koruyabilecek tek ey kendi zihinlerimizdi. nce kararszlk iinde durup, karmzdaki muazzam insan ynna bakarken, byk bir alk koptu ve kalabalk yarlarak ancak rock konserlerinde grlebilecek gz kamatrc klktaki iki insana yol verdi. Yaklatklarnda, adamn en azndan 1.85m. boyunda ve ok gl bir yapya sahip olduunu grdm. Yakkl yz sanki granitten oyulmu gibi sertti. Mavi, sar, yeil talarla ve le gneinde prl prl yanan payete benzer binlerce pulcukla ilenmi beyaz bir kaftan giymiti. "Bu adam Mikro Adas'nm bakan Elgon On olmal" diye dndm. "Makro toplumun 80 yl kadar nce yedinci bilin dzeyinde bulunan eski yesi." Farkmdalk dzeyini yitirmi, sonra da adnn sonuna "On" saysn ekleyerek, kendini onuncu bilin dzeyinde ilan etmiti. Aura yanstan tunik giymeye de o sralarda son vermiti. Dikkatim Elgon'un yanndaki Sela "Dokuz" diye bildiim kadna evrildi, eritii altnc bilin dzeyini yitiren bu kadn Elgon'un Makro toplumdaki alfa eiydi. Oradan 70 yl nce ayrldn bildiim iin, imdi yz yan am olmas gerektii aklma geldi, ama yirmi be yandan bir gn bile almam gibi grnyordu. Bir film yldznn insan cinsel adan uyaran gsterili gzelliine sahipti. yle gl bir ekicilii vard ki, onun baklarna yant verirken tm bedenimin titrediini hissettim. Giysisi insan afallatan ve ehvet uyandran izgiler tayordu, olaanst byklkteki dipdiri gsleri akta braklmt ve yukar kalkk meme ular prl prl krmz bir maddeyle kaplanmt. Giysisinin askdan biraz daha geni olan bu st paras zerinde, orasna burasna yeil zmrtler serpitirilmi ermin benzeri bir krk vard. Aa dklen krmz kadife etei her iki yandan beline kadar yrtmalyd ve imdiye kadar grdm en
285

M.S. 2150 heyecan verici bacaklar gzler nne seriyordu. Birden beynimde Carol'un yumuak kahkahas yankland ve "Lea'y ve beni daha imdiden unutmadm umarm" diyen zihinsel sesini duydum. Baklarm Sela'dan ayrp Carol'a yneltmek ve zihnimi onun tertemiz gzelliiyle ykamak iin sandmdan da fazla aba gstermek zorunda kaldm. En sonunda ac bir ifadeyle de olsa glmsemeyi baardm. "Beni boulmadan geri ektiin iin teekkr ederim" dedim.

"Ben de Elgon'un ekiciliine kaplmak zereydim" diye itiraf etti Carol. "Ama sonra bu kalabaln arasnda bizi bu ikisinin verecei cinsel haz olmadan yaayamayacamza inandrmak iin telepatik yolla hipnotize etmeye alan Elgon'un yzlerce yardmcsnn da olabilecei aklma geldi." "Demek ki bu nedenle..." Carol dncelerimi keserek, "Zihnini saldrlara kar uyank tut ve son Makro Balant'n hatrla" diyerek uyarda bulundu. Makro Balant anlarm canlandrmaya ancak vakit bulmutum ki, Sela'nn benimkine bastrd bedeninin o tatl arln hissettim, slak dilinin dudaklarma dokunmas, sonra da azmn iine kaymas inanlmaz lde heyecan verici bir duyguydu. Belli belirsiz Carol'un sesini duydum. "Ltfen beni brak Elgon" diyordu, "senin de ok iyi bildiin gibi, daha ok cinsel istekleri uyarmaya ynelik byle bir selmlama biimi bizim trelerimize uygun deil!" Zihnimin derinliklerinde bir yerlerden topladm gle Se-la'y yumuak ama kararl bir tavrla kendimden uzaklatrdm. Alayc bir ifadeyle glmsedi, parlak gzlerinde beni hipnotize etmek isteyen tehlikeli klarn dans ettiini grdm. Bu klar cehennemin en karanlk gecesinden daha karanlkt. Ve ayn anda zengin, zarif dalgalar halinde beline kadar inen o muhteem, prl prl parlayan maun rengi salar gzme arpt. 286

Mikro Adas Elgon derinden gelen bir sesle "Mikro Adas'na ho geldiniz" dedi, bu sesin de gl bir hipnotik etki yarattn hemen fark ettim. "Adm Elgon On, Mikro Adas'nn bakanym." Becerebildiim kadar sakin bir tonda karlk vermeye alarak "Teekkr ederiz" dedim. "Ama imdi geri dnp g perdesinin ardna snmamz istemiyorsanz, hipnotik engelleme yapmaktan vazgein!" Elgon gzlerini benimkilere kilitledi. Birden sanki tehlikeli bir uurumun kenarnda ne arkaya sallanyormuum gibi bir duyguya kapldm, iimden aaya, derinliklere dme istei geliyordu; bu ldrc istei yenebilmek iin zihnimin tm gcn kullandm. Gzlerimi gzlerinden zorla ayrdmda, grleyen bir sesle gldn duydum. Ben Carol'a doru dnerken, Elgon "Korkma Jon On" dedi, "sen sadece Sela Dokuz'dan ve benden deil, ayn zamanda sana ynelik bin adet beyinden kaynaklanan telepatik telkinlere de kar koyarak onuncu bilin dzeyinin zelliklerine sahip olduunu kantladn. Her trl tahminimizin tesinde baar gsterdin. Sz veriyorum, bundan byle hibirimiz bo yere zihnini kontrol etmeye kalkmayacaz. Sen Jon On'sun ve gerekten benim kadar byksn!" Sela "Efendim" diye bararak nmde diz kt, "izin ver de sana adamz gsterelim ve sorularna gerei yanstan yantlar verelim; bylece M.D.'nin zihnine alad yanl kavramlar en sonunda 'doru olan'la dengelenmi olsun!" Elgon'a dndm ve "Pekl" dedim, "bize adan gster." Sela bu arada ayaa kalkmt, ban sallayarak "Adamz ziyaretle ilgili armz sadece senin iin geerli Jon On" dedi. "zgnm" dedim, "gittiim her yere Carol'u da gtrme konusunda direnmek zorundaym." Bilerek Sela'y grmezden gelmi ve szlerimi Elgon'a yneltmitim. Elgon gl omuzlarn silkti ve "Sana olan hayranlmz o kadar byk ki" dedi,

"isteklerine boyun eeceiz."


287

Bunlar sylerken iaret etti ve kalabalk ikiye ayrlarak, bize st ak byk bir hava aracnn yanma gidebilmemiz iin yol at. Carol ve ben Elgon'la Sela'nm ardndan tatn arka blmne bindik, iki kiilik grnen pilot kabini, iinde alt dner koltuk bulunan yolcu blmnden cama benzer bir blme ile ayrlmt. Elgon'un dnda hepimiz oturduk, o aracmz yava yava uzaklaana kadar ayakta durup, lgnca tezahrat yapan kalabal selamlamay srdrd. Kalabal ardmzda braknca, hava aracmz seksen be metre kadar ykseldi ve adann i blgelerine doru son derece dk -ancak saatte elli millik- bir hzla ilerlemeye balad. Elgon uzakta kalan kalabala son bir kez el sallad, sonra yz bize dnk bir biimde oturarak Mikro Adas hakknda bilgi vermeye balad. Anlattklarn ana izgileriyle zetleyeceim. Mikro Adas'nn nfusu milyonun biraz zerindeydi ve Ada be eyalete ayrlmt. Her eyaletin kendi dili, dini ve rengi vard. Elgon kendine bakanlk grevini yaktrdnda, stn Makro glerinden kaynaklanan yetkiyle bu be eyaletin snrlarn kat bir biimde belirlemiti. Ada kabaca daire grnmndeydi ve Elgon onu -ortada ember iinde 75 mil karelik bir alan kapsayan ve en byk ynetici sfatyla kendisine ait olan bir genel merkez oluturacak biimde- turta keser gibi be adet gene ayrmt. Bu blgeleri neden dinleri, rklar, dilleri ayr eyaletler haline getirdiini sorduumda, "Dnya tarihi insanolunun blnmlk iinde daha hzl gelitiini gsteriyor" diye yantlad, "atma ve rekabet byme isteini kamlar." Bir an aka yaptn dndm, ama gzlerindeki banaz parlty grnce son derece ciddi olduunu anladm. "Oh biliyorum" diye devam etti, "Makro toplum birlik ve sevgi gibi sofuca dnceleri kabul etmen iin beynini ykad, bunlar iinde olduumuz mikro dzeyde sadece birer aldatma288
Mikro Adas

ca. Eer Tanr Makro birlii mikro dzeylerde var etmek isteseydi, bunu yle yapard. Mikro dzeyde yaadmz bu gezegende geerli olan evrensel yasalar ekime ve rekabettir. Bu yasalar yadsyan Makro adamn burada yeri yok, eninde sonunda baka boyutlara gemeye zorlanacaktr." "Makro filozoflara gre" diye yantladm, "bu gezegen mikro olmaktan kp Makro hale doru geliirken, baka boyutlara gemeye zorlanan mikro adam olmu." "Bunlar kendileri kmekte olan Makro varlklarn mikro adamn yaam ve dayanma gcn yok etmek iin ileri srdkleri yalanlar" dedi. "Ama brak da sana insanlarmzn yaamlarnn ne kadar heyecan verici ve ilgi ekici olduunu gstereyim, bylece buradaki yaanty Makro toplumun kmekte olan yaam biimiyle kyaslayabilirsin." Elgon pilota telepatik bir mesaj yollam olmalyd, nk birden topraa yaklatk ve Elgon da bize tarlalarda ve yakndaki fabrikalarda alan insanlar gsterebildi. ster fabrikada ya da tarlada ister hizmet ilerinde olsun, mikro adam gnde sekiz saat, haftada alt gn alyordu, bu da Elgon'un vnerek anlattna gre mikro adam Makro toplumun tembel yaantsndan uzak tutuyordu. Kendisinin ulusal bayram diye ilan ettii bir gnde bu insanlarn neden tarlalarda ve fabrikalarda altklarn sordum. Eer istersek yaptklar ileri denetleyebilmemiz iin sadece bu blgedeki insanlarn altklarn syledi, kabul etmedim. Tarlalarda alan insanlara yaklatmzda derilerinin sapsar olduunu grdm,

oysa hatrladma gre ssn dndaki kalabalk beyaz tenli insanlardan olumutu. Nedenini El-gon'a sorduumda, rklarn birbirine gnahkrca karmas sonucunda ten renklerinin safln yitirdiini syledi; siyah, kahverengi, krmz, sar ve beyazdan oluan be temel ten rengini yapay da olsa srdrmek iin boya kullanyorlard. Eyaletler de bu renklere gre adlandrlmt.
289
M.S.2150

Hava aracmz, bana 1900'lerin ortasnda krsal bir yerleim alann hatrlatan kk bir kasabann yaknma indi. El-gon kapy bizim iin aarak, "Bu kyn veya dilediiniz herhangi bir kyn insanlaryla konumanz istiyoruz" dedi. "Biz sizinle gelmeyeceiz, bylece insanlarn bizi honut etmek iin size yalan sylemediklerinden emin olabileceksiniz." nsanlarn bizimle ne dereceye kadar zgrce konuabilecekleri konusunda kukularm olmakla birlikte, nerisini hemen kabul ettik. ok gemeden de yerleim blgesinin giriindeki ilk kaplardan birini alyorduk. Kapy yetmi yalarnda grnen yal bir kadn at. Yaklatmz televizyonda grdn ve ilk ziyaret ettiimiz kii olmaktan gurur duyduunu syledi. Bizi kk ve iinde fazla eya bulunmayan bir odaya ald, sert metalden yaplm iskemlelere oturunca da kendisine ne istersem sorabileceimi syledi. "Bana nasl yaadnz anlat" dedim. irkin, eri br dilerini gsteren geni bir glmsemeyle, "Drst, saygdeer, dindar biimde yayoruz" dedi. "Kadnlarmz ve erkeklerimiz evleniyorlar ve evli kalyorlar, pek ok ocuklar oluyor, kendi evlerinde oturuyorlar, anakaradaki gibi kocaman, ktlk dolu otellerde yaamyorlar." "Cildini neden sarya boyuyorsun?" diye sordum. "nk" diye aklad, "atalarm, Makro toplum saflmz rklar aras evliliklerle bozana kadar sar tenliydi. Irkmzn grkemli mirasn unutmamak iin derilerimizi boyamak zorundayz. Sar eyaletimizin, sar dini ve sar diliyle adamzn en gzel eyaleti olduunu greceksiniz." "Dur bir dakika" dedim, "sen Makro toplumun evrensel dilini konuuyorsun, sar dili deil!" "Bakanmzn dilini okullarda ve televizyondan oren-r/" diye yantlad gururla, "ama e\lirimizde kendi aramzda konuurken ve o>aletteki lerm/ yrtrken sadece sar dili kullanrz." 290

Mikro Adas

"Neden ikinci bir dile gerek duyuyorsunuz?" diye sordum, "insanlar atalarnn dilini unuturlarsa onurlarn da yitirirler ve balarn artk dik tutamazlar" diye karlk verdi. "Bizim sar dilimiz, sar eyaletimizin sar dine inanm sar halkn dnyada esiz klar." "Sar din hakknda bilgi verir misin?" diye istekte bulundum. Frlak dilerini gsteren baka bir glmsemeyle "Sar dinimize gre" dedi, "Tanr insanolunu yaratrken, insanlar be deiik tre ayrmak istemi ve bu yzden be renk kullanm. Sar insan Tanr'nn en son ve en zenerek yaratt rk olduu iin, Tanr onu kendi yolunda nasl yaanacan dier rklara rneklesin diye semi." Carol soru sormay o ana kadar zellikle bana brakmt, ama imdi "Sylediklerine itenlikle inandn anlyorum" diye sze kart, "ve bize kar derin bir

nefret duyduunu hissediyorum." Kadn Carol'a hor gren bir tavrla bakarak, "Sadece Makro toplumdan olan sana kar" dedi, "bu adama kar deil. O, mikro adamn sar rkn btn dier rklardan daha yaygn olduu soylu andan geldi. Bakanmz Elgon On, Makro toplumdan olan sizlerin, Jon'u kurtarlamayacak kadar batan karamam olduunuzu umuyor. Biz ona gerei gstermekle sorumluyuz." Carol'a tiksinti dolu bir bak frlatarak bana dnd ve ocuuyla konuan bir anne gibi glmseyerek konumasn srdrd, "Din, rk, dil gibi eski erdemlere ve mikro ailenin edepli, saygn ahlk llerine bal kalyoruz." Sonra boumlu parmayla Carol'u gstererek, "te orada sadece ahlakszca zevkleri iin yaayan eski Babil fahiesi duruyor" dedi "Tanrs, ocuu, anas-babas yok, ama evliligin kutsal temizliini ve kendi ocuklarn yetitirmenin ne demek olduunu asla renmemeye mahkm olmu O ve onun 291
M.S.2150

tr bu dnyay pisletiyor. Tanr yaknda bu gnahkr kfirleri yok edecek!" "Bizimle konutuun iin teekkr ederiz" dedim, "ama artk gitsek iyi olur. Bakannz darda ve biz onu bekletmek istemiyoruz." Kapya kadar geirerek bana mutluluk diledi, doru yolu bulacam umuyordu, Carol'u ise grmezden geldi. Hava aracna dnnce baka bir eyalete gitmek istediimi syledim. ok gemeden havalanmtk. Tatn st saydam bir kapakla kapand, bylece ok daha hzl yolculuk yapabilmemiz mmkn oldu. Bu kez Mikro Adas'nn harikalarn anlatarak bizi arlama sras Sela'ya gelmiti. Herkesin ocuk sahibi olma hakknn bulunduuna ve kadnlarn kocalarna sadk kalmalar gerektiine dikkatimi ekerek sze balad. "Sylesene Sela Dokuz" dedim, "sen Elgon On'a sadk msn?" Gld ve "Ben evli deilim" dedi, "nk Makro toplum ocuk dourma yeteneimi yok etti." "M.D.'nin anlattna gre Sela Dokuz" diye Carol araya girdi, "sen srekli ksrl semisin, oysa baka bir seim yapabilirdin. Ayrca M.D. bebek douramayan ya da dourmayan kadnlarn Mikro Adas'nda fahie olarak kullanldn syledi." Sela'nn Carol'a bakan gzleri nefretle doldu, ama bana dndnde glmsyordu. "Makro toplum tarihin en byk yalan arivini oluturdu" dedi, "sonra da bu yalanlar yaymak iin M.D. adn verdikleri bir makine yaptlar." "O halde sizin toplumunuzda fahie yok, yle mi?" diye sordum. "Kukusuz var" diye yantlad. "Mikro adam her zaman cinsel adan deiiklie gereksinme duymutur. Fahielik ise kadnn bilinen en eski mesleidir. Mikro alkanlklara bal292
Mikro Adas

yz, buna gre de mikro adam karln dedii her eye sahip olur. Zevk veren baka pek ok konuda olduu gibi, bir fahienin mterisi olmak da elbette yasal deil." '"Zevk veren baka pek ok konuda olduu gibi' derken ne demek istedin?" diye sordum Sela" Zevk veren pek ok eyi yasaklayan yasalarmz var" diye yantlad, "Bylece bunlarn deeri artyor ve insanlar da satn alacak paray kazanabilmek iin daha ok alyorlar." "Yani delineceini bildiiniz yasalar kararak insanlar su ilemeye mi

itiyorsunuz?" diye sordum, inanamyordum. "Elbette" diye yantlad, "hep yle olmam mdr? stelik bu en iyi gelir kaynaklarmzdan biri. Ayrca dnya tarihine bir bak, su mikro yaamda her zaman nemli bir yer tutmutur. Yaam heyecanl ve ilgin bir hale getirir. Yine de yasalar uygun deilse atma ve rekabet olmaz." "Sen ve Elgon yandalarnzla birlikte yararlanabilmek iin sulan rgtl hale getirmisiniz gibi konuuyorsunuz" diye dncemi syledim. Diri, plak gslerini hafife titretecek biimde omuzlarn silkti, yle ki grmezden gelmekte zorlandm; bu arada "Doru Jon" diye yantlad, "bu hep byle yaplagelmitir, ama herkesin iine yarar, nk rgtl hale gelmesini saladmz sular, karln demeye hazr herkese tadna doyulmaz zevkler sunar, zellikle de bir yasaya aykr davranmann verdii ba kaldrma ve kafa tutma zevkini. Mikro adam bu konuda her zaman baarl olmutur." "Siz ikinizin Makro toplumda yetiip, st dzey Makro far-kmdalklara eritikten sonra, u anlattklarnz uruna her eyden vazgetiinize inanmak bana zor geliyor" dedim. "Ama Jon On" diye bard Sela, "biz farkndalmz artrmaktan vazgemedik ki, bilin dzeyimizi daha da ykselttik. Ben imdi dokuzuncu dzeydeyim, Elgon'da onuncu. Anlamyorsun! Geride braktmz tek ey can sknts! Burada,
293
M.S.2150

urunda kavga verilerek gl ve yrekli olanlar tarafndan elde edilen yasak meyvelerin o tatl heyecan var. Sana sylyorum Jon On, gurur ve atma olmazsa yaam lesiye skc olur, yle ki yaamaya demez." "Unutmu olmalsnz" dedim, "ben atma ve rekabet yznden kirlenen ve yklmakta olan 1976'nm dnyasndan geldim." "Rekabet ve atmann zgrce kol gezmesine izin verilen dnemlerde evre kirlilii ve ar nfus younluu tehlikesi olmadm biliyoruz, bunu da unutmu deiliz" diye yantlad, "nk gl olan ayakta kalyor, zayf olan ise ya yok oluyor ya da en dk tketimle en az kirleterek yayordu." "Ama" dedim, "Makro glere sahip btn bu yardmclarnza denetiler denmiyor mu? atma ve rekabeti kendi karlarnz dorultusunda snrlamyor ve denetlemiyor musunuz?" "Elbette yle yapyoruz" diye dobra dobra yantlad, "nk gl olan biziz ve eer gller sevgi, eitlik ve birlik gibi bo inanlara kaplmamlarsa gszleri her zaman denetim altnda tutarlar." "Sizin mikro toplumunuz dahil hibir toplumsal kurulu ibirlii iinde deilse varln srdremez, bunu kabul etmek zorundasnz" dedim. "Evet" diye onaylad, "atma ve rekabetin meyvelerinden daha iyi yararlanmak iin ibirlii yapyoruz." Konuurken Krmz Eyalet'in kk bir yerleim merkezinin yaknma indiimiz iin konu burada kesildi. Carol'la birlikte dar ktk ve bu kez kentin btn sokaklarn dolatk, evler genelde kk ve gsterisizdi. Yine de birka byk ev vard ve biz en byk ve en gzalc olan evlerden birini setik. Bu arada Carol darda ne kadar az insan grdmzden sz etti, sokaklar hemen hemen sszd. Ben daha almadan ksa boylu,

gbekli bir adam kapy at, teni parlak krmzyd. Bizi 294

Mikro Adas

byk, savurganca denmi bir oturma odasna buyur ederek, herkesin televizyon banda olduunu ve bakent Elgon-ya'dan yaynlanan gladyatr oyunlaryla dnml olarak bizim geliimizi izlediini syledi. Bedeni saran, rahat ama ar ssl koltuklara yerleirken "Eh" dedim, "bu da darda neden pek az insan olduunu aklyor. Szn ettiin gladyatr oyunlar hakknda bize bilgi verir misin?" Yz aydnland, az kulaklarna vararak srtt, takma olduu aka belli olan inci gibi dileri ortaya kt. "Oyunlar olaanst!" dedi. "Biz de eyaletimizin gladyatrleri ile temsil ediliyoruz. Bu bize stnlmz kantlamak iin frsat veriyor." "Yani krmz gladyatrlerin dier renklerin gladyatrle-riyle mi dvtn sylemek istiyorsun?" diye sordum. "Evet" diye yantlad, "ama oyunlarmz ok eitlidir, kiisel yarmalarda gladyatrler eskiden olduu gibi klla veya yumrukla dvrler ya da greirler. Ayrca futbol, beysbol ve basketbol gibi takm karlamalar yaparz, bir de bayrak kapma gibi daha zor karlamalarmz var." "Ya" dedim, "ocukken ad byle bir oyun oynadmz hatrlyorum. Siz nasl uyarlyorsunuz?" "Eyalet ii oyunlar az sayda gladyatrle oynanyor" diye aklad, ama eyaletler aras yarmalarda takmlar yzer kiiden oluuyor ve oyunlar sekiz yz metre karelik standart B.K. (Bayrak Kapma) sahalarnda oynanyor. Karlamann amac kar eyaletin bayran kapmak. Hem kl hem de plak elle dven ekipler kullanyoruz." "Yani bu karlamalarda birbirinizi gerekten ldryor musunuz?" diye sordum. "Elbette" diye yantlad, "ama gladyatrlerin kll karlamalarda zrh giymelerine izin verildikten sonra artk eskisi kadar lm olmuyor, haftada sadece on ya da on iki kii l295 M.S.2150

yor, yine de bu karlamalar dzenlediimiz en heyecan verici oyunlar olma niteliini koruyor." Carol "Bu oyunlar ne kadar sk izliyorsunuz?" diye sordu. "Haftada alt gn altmz ve Pazar sabahlan da kiliseye gittiimiz iin, oyunlar ancak akamlar ve Pazar gnleri leden sonra izleyebiliyoruz" diye yantlad. "Tanrm!" diye bardm, "Bu kadar dv seyretmekten bkmyor musunuz?" Gld ve "Biz krmz adamlarn hibir zaman bkmadklar tek bir ey var, o da dv" dedi. "Ama bu tr bir vahet dininize aykr deil mi?" diye sordum. "Krmz dine gre " diye aklad, "Tanr drt insan rk yaratm, ama bunlar grnce d krklna uram ve kendi grkemi adna savasnlar diye krmz rk yaratm. Biz Tanr vergisi cesaretimizle ve kendi rkmza ve Tanr'ya duyduumuz ballkla dierlerine nderlik etmek zere seilmi rkz." Carol bana yavaa "Kulaa alacak kadar tandk geliyor" dedi. Adam kzarak, "stersen alay et, aalk kadn" diye karlk verdi, "ama bizim

kadnlarmz bize savalar dourmaktan gurur duyarlar ve hepsi de edepli bir biimde evlidir." Konuyu deitirmenin daha akllca olacan sezerek, "Seilmi krmz rkn bir temsilcisi olarak teni kesinlikle krmz olmayan Elgon gibi birini bakan diye nasl kabul edebiliyorsun?" diye sordum. "Ondaki krmzln gzle grlmedii doru" diye aklad, ama bakanmzn ruhu krmz. Beyaz rkn zayflna kar duyduu sevecenlii simgelemek iin beyaz bir ten tayor." "Gremediine gre, ruhunun krmz olduunu nereden biliyorsun?" diye sordum. "nk kendisine sorduumuzda, bunu hibir zaman yad296
Mikro Adas

smayacan syledi" diye karlk verdi. Kendi kendime "u Elgon ne kadar kurnaz biri" diye dndm. Ayrlmadan nce bir soru daha sormaya karar verdim: "Byle byk bir evde gsterili bir yaam srebilmek iin ne i yapyorsun?" Gururla srtarak, "Bunu sorman bekliyordum" dedi. "Grdn gibi Mikro Adas'nda cesaret, ok almak ve iyi bir i kafasna sahip olmak dllendirilir. Ben genken adann en nl gladyatrydm ve ok para kazandm, param da topraa ve risk tayan eitli ilere yatrdm. imdi kydeki evlerin yarsna ve evredeki arazinin ouna sahibim." Carol odadaki deerli eyalara gz gezdirerek, "Hi soyu-labileceini dnp korkmuyor musun?" diye sordu. Adam Carol'u olduka kmseyen bir tavrla, "Biz kiisel mal varlnn nemine inanrz" dedi, "bu yzden de yasalarmz ve kurallarmz var. Adamzdaki on kiiden biri polis memurudur ve sularla mcadele konusundaki yeteneimizle byk gurur duyuyoruz. rnein ben Krmz Eyaletimiz'de en yetkili on polis grevlisinden biriyim ve dorudan Bakan Elgon tarafndan atandm." Carol kendini tutamayp araya girdi, "Mikro Adas dnyada polise gereksinme duyulan tek yer" dedi, "nk buras dnyada su ilenen tek yer. Eer kiisel mal varlna bu kadar deer vermeseydiniz, gvenlii salamak iin onca insan gcn harcamanza gerek kalmazd." Carol konuurken ev sahibimiz ona fkeyle bakyor ve iman krmz yz daha da kzaryordu. "Her zaman sadece riskleri gze almaya hazr, heyecan verici ve dller sunan yaamlar isteyen gl, cesur ve becerikli insanlar byk para sahibi olmulardr" dedi. Artk Carol'u aka aalyordu, "Sizin Makro toplumunuz akla gelebilecek her trl ahlkszl zendirerek ve cesaret, rksal ballk, kiisel mal edinme gibi erdemleri yads297
M.S.2150

yarak yelerinin iinde namus ve gurur duygularn btnyle yok etti." Ayaa kalkarak odann iinde kzgnlkla rdek gibi yrmeye balad, bir yandan da baryordu, "Dnya tarihi boyunca gnahkrln, ktln, tanrszln bu kadar yaylmasna hi frsat verilmemiti. Ama Tanr'yla sonsuza kadar oynanmaz! Sen ve senin Tanr tanmaz, dlek soyun ok yaknda yeryznden silinip gideceksiniz." Ev sahibinin fkeyle bir tarafna inme inmeden oradan ayrlmamzn daha iyi

olacan dndm. Bize vakit ayrd iin teekkr ettim ve aceleyle izin isteyerek kalktk. Ev sahibimizden iittiklerimiz nedeniyle olduka zgn bir halde hava aracna geri dndk. Bize anlattklarna cokuyla inand konusunda en ufak bir kuku beslemiyorduk. Ayrca hi kimse bize onun evini seelim diye bask yapmamt. Bir kez daha havadaydk, Elgon o ana kadarki izlenimlerimi sordu. Ona drste grdklerimden ac duyduumu syleyince, gerekten can sklm bir ifadeyle kvrck uzun siyah sal kocaman ban birka kere arkaya ne sallad ve sonra "Makro toplumun seni bize kar bylesine zehirlemi olduunu duymak beni zd" dedi, "yle ki insanlarmzn ne kadar gurur dolu ve mutlu olduklarn, yaamlarn ne kadar zgrce ve temiz bir biimde srdrdklerim gremiyorsun." "Elgon On" diye sordum, "herkesin -yoksul ve salksz olanlarn bileburada Mikro Adas'nda gerekten mutlu yaadna m inanyorsun?" Elgon sorumu olduka iten ve ikna edici bir tavrla yantlad. "Sen insanlar iin en nemli eyin zenginlik, salk ya da n deil, ama kiisel gurur olduunu anlayamyorsun Jon On. nemli olan bakasndan stn olduun duygusunu tamaktr." Bu sylediini beynime yerletirmem iin biraz bekledi, sonra devam etti, "Biz burada Mikro Adas'nda insanlar ken298

Mikro Adas

dileriyle gururlansnlar diye pek ok frsat yarattk; kendi aileleri, kendi rklar, kendi dinleri, kendi dilleri, kendi mal varlklar, kendi eyaletleri var. Makro toplum btn bunlar yelerinden esirgedi ve byle yaparak insanlarnn yaamn byk bir can skntsna dntrd, yle ki artk yaamak ya da lmek umurlarnda deil. Mikro Adas'na gelip yasalarmz de-liyorlar, bylece heyecan verici bir biimde yaamay becereme-seler de, heyecan verici bir biimde lmenin tadna varyorlar." imdi ba sallama sras bendeydi. "zr dilerim" dedim, "ama ben durumu byle gremiyorum Elgon." "Senden sylediklerime inanman istemiyorum" diye yantlad, "sadece gzlerinin ve kulaklarnn sana anlattna inan! Daha ok insanla konu! Yoksul olanlarla konu! Bizim sistemimiz iinde kaybedenler diye nitelediklerinle konu! Sana, bu dzende kaybetmi saylabilecek en korkak insann bile Makro toplumda rastlayacan herhangi birine kyasla kendisiyle daha ok gururlandn ve yaamn daha byk bir cokuyla srdrdn sylyorum. Ama yine de sen bana gvenme, kendin gr, kendin iit!" Elgon'un nerisine uyup, daha ok insanla konumaya karar verdim. O da bizi Kahverengi Eyalet'teki kylerden birinin yaknma indirdi. Carol'la birlikte on sekiz ocuklu bir ana-babayla grtk. Anne sadece otuz alt yandayd, on iki yanda evlenmi, ilk ocuunu on drt yanda kucana alm, sonra da her yl dourmaya devam etmiti; bu ocuklardan on sekiz tanesi yayordu. Aile ok yoksuldu, evleri kkt ve bir yatakta yedi kii uyuyorlard. Yine de aileleriyle ve gladyatr olmak zere eitim gren be byk oullaryla pek gururlanyorlard. Yarc olarak bir iftlikte alyorlar, ama kazandklar para geinmelerine yetmiyordu; bu yzden iki byk kzlar aile btesine katkda bulunmak iin fahielik yapyordu ve bu kzlar btn aile iin gurur kaynayd.

299
M.S.2150

Salk durumlar -Makro toplumdaki llerle kyaslanrsa- pek ktyd. Anne, memelerine yapm iki bebekle solgun ve hastalkl, elli yalarnda bir kadn grnmndeydi, bana dndmden on drt ya daha gen olduunu gururla syledi. Otuz dokuz yandaki baba anneden geri daha gen grnyordu ama, azndaki diler rm, sadece kkleri kalmt ve bedeni hastalkl bir biimde ya toplam gibiydi. Ortalkta kaynaan ocuklarn ou tam tersine pek sskayd ve imdiden ana-babalar kadar solgun grnyorlard. Evlerine ilk girdiimizde, hepsi TV'de neeyle gladyatr dvlerini izliyorlard. Her ailenin -baka eye ayracak paras olmasa bile- mutlaka bir televizyon edindiini rendim. Kahverengi boyal tenleri, kahverengi dinleri, kahverengi dilleri ve onlara gre dnyann en yiit ve en gl gladyatrlerini yetitiren kahverengi eyaletleriyle cokulu bir biimde gururlanyorlard. Bir kez daha ayn yky dinledik. Tanr nce drt insan rk yaratm, ama d krklna uramt; sonra dierlerine sadk, cesur ve dindar bir biimde yaama konusunda rnek olsunlar diye kahverengi insanlar yaratmt. Buna inanyorlar ve Tanr tarafndan seilmi insanlar olarak domak gibi byk bir ksmete sahip olduklar iin cokulu bir mutluluk duyuyorlard. Bu ailenin yeleri Carol'u kmsemek yerine, onun adna Makro toplumda domasna neden olan kr talihi yznden itenlikle znt duydular, bu gzel ve salkl kza gerekten acdlar. Yoksulluklarnn onlar mutsuz edip etmediini sorduumda, baba "Biz zenginler iin zlyoruz" dedi, "nk artk zengin olma umudunu -bu grkemli duyguyu- tamyorlar. Biz para kazanmay zendiren o heyecan verici drty hissedebiliyoruz, ayrca yaknda oullarmz oyunlara kabul edilince pa300
Mikro Adas

ra da akmaya balayacak. Gryorsunuz ya, mutlu olmak iin her nedene sahibiz." Carol'la ben oradan ayrldk, duyduklarmz yznden yine znt iindeydik, ama Elgon mmkn olduunca ok insanla konumamz neden istiyor diye artk amyorduk; nk aka ortaya kmt ki, Elgon bize bugne kadar oluturulmu en baarl propaganda rgtnn ald sonularla gsteri yapmak istiyordu. Daha sonra Siyah Eyalet'e doru uarken Elgon'a Mikro Adas'ndaki ortalama insan mr hakknda bir fikri olup olmadn sordum. "Evet" dedi, "erkekler ortalama elli , kadnlar da elli iki yl yayorlar. Elbette bu imdi sana korkun gelecek, ama Jon On, tekrar hatrlatmama izin ver, ne kadar uzun ya da ne kadar rahat ve gvende yaadn nemli deil, sonuta nemli olan yaadn srece ne kadar gurur ve heyecan duyduun." "Halkn, sen ne sylyorsan onun doru olduuna inandrmak konusundaki baarn yadsmyorum" dedim, "ama bu baarma karn hl ylda ortalama yz kiinin adadan ayrlmak istemesine ayorum." Elgon "Onlar, Sela Dokuz'un, benim ve bin denetimizin getiimiz otuz yl boyunca saladmz gelimelerden yararlanamayacak durumda olan yallar" diye aklad. "lk krk yl btn bunlar hazrlamak iin harcadm, ama mikro toplumumuz imdi herkes iin ok daha heyecan verici ve ilgin." "Anladm kadaryla sen, herkesi senin istediin biimde dnmeye ikna eden, neredeyse mkemmel bir propaganda rgt kurmann yetmi yln aldn sylemek

istiyorsun" dedim. Elgon sadece o buyurucu tavryla glmsedi ve daha ok insan ziyaret etmemi nerdi. yle yaptk, ama grtmz biri siyah, dieri beyaz derili iki aile de bize ayn eski yky anlatt. Tenlerinin rengiyle, dinleriyle, dilleriyle, aileleriyle ve 301
M.S. 2150

grkemli eyaletleriyle gururlanyorlard. Ve elbette Tanr'nn seilmi kullar olduklar iin pek mutluydular ve rklar zenginlesin diye mmkn olduunca ok ocuk dourmay amalyorlard. Siyahi ailenin on sekiz ocuu vard, ama rekor -bir defada birden ok ocuk dnyaya getirmenin de etkisiyle- elli ocukla beyaz bir ailenin elindeydi. Akl almaz biimde dourgan olan beyaz anne, Elgon On' un bilgeliini kabul etmeyen ve Makro toplumun Tanr tanmaz fikirlerini benimseyen toplum d insanlardan sz etti; sorun giderek byyordu, ama yine de (elbette!) dier eyaletler bu konuda daha byk sknt iindeydiler. Elgon'un bizi hep beyinleri yeterince ykanm insanlarn oturduklar yrelere indirdiinden kuku duymaya baladm. Makro toplumun dnce biimini renmeye alan insanlarn byk sorun yarattn duymak beni mutlu etmiti. Yine de siyahi aileden olduka ilgin eyler rendim. Avukat olan baba, Mikro Adas'nda avukatln da gladyatrlk kadar saygn ve bol para getiren bir i olduunu anlatt, nk birbiriyle atan bir sr yasa vard. Ayrca bu yasalarn pek ok yaam alanm kapsadn kabul etti, yle ki herkes gnde en azndan iki ya da yasay delmek zorunda kalyordu. Elbette, eer akll bir avukatnz varsa, ortada sorun kalmyordu. Ama her eyaletin farkl yasalar olduu iin, baka eyaletlere yolculuk yapmak son derece tehlikeliydi. Avukatnz kendi eyaletinin dnda grev yapamyordu ve siz bir baka eyalete gittiinizde kesinlikle birka yasaya aykr davranmak durumundaydmz; bylece derinizin farkl renkte olmas sizi ok byk bir skntya sokmu oluyordu. Bu avukatn, zenginin avukat tutarak kendine yasalar karsnda dokunulmazlk salad, yoksulun da kendini yasalar karsnda temsil ettirememenin acsn ektii byle bir hukuk sistemini savunduunu duyunca donup kaldm. Ama o konutuka bu sistemin 1976'nm hukuk sisteminden o kadar
302 Mikro Adas

da deiik olmadn fark ettim. 1976'da da hapse atlan yoksullar zenginlerden belki de yz kat daha oktu ve byk cezalara arptrlanlar da hep onlar oluyordu. Avukat, zenginin eyaletin gznde yoksuldan belirgin bir biimde daha deerli olduunu, bu yzden daha byk haklar satn alabilmesini de doal karlamak gerektiini syledi. Yine de yasann kendisinin byle bir ayrm yapmadm altn izerek belirtti, ayrm kesinlikle iyi bir avukat tutabilme gcnden ve bylece ynetimle iyi geinir hale gelmekten kaynaklanyordu. Benim 1976'daki hkmetim de kylarndan binlerce mil uzaktaki bozuk ynetimleri desteklemek amacyla milyarlar harcayabilirken -ki o ynetimler de birbirlerinin ekim gcne kaplm gibi baka bozuk ynetimleri destekleme eilimi iindeydiler- lke iinde enflasyonla ba etmek iin yoksullar arasnda isizlik yaratyor, bylece halknn te birini yoklua mahkm etmi oluyordu. Ve bu dorultudaki uygulamalar 2150'nin mikro ynetimi herhalde alka deer bulurdu. Eyaletlerin hepsini ziyaret ettikten sonra, Elgon artk bakente gitmeye hazr olduumuzu syledi. Kent adann tam merkezinde bulunduu iin btn eyaletlerle ortak snr vard. Uu srasnda Elgon'a adada uygulanan eitim sistemini sordum. ocuklarn yzde doksannn be yanda okula baladm anlatt, zorunlu eitim on iki yanda sona

eriyor ve ayn yl tarlalarda, fabrikalarda ya da dkknlarda tam gnlk alma balyordu. Yine bu yata evlenmek ve oluk ocua karmaya hazrlanmak da onlar iin evrensel bir ykmllk oluyordu. Yeterlilik snavlar baarlrsa gladyatr, hukuku ya da doktor olmak zere okula devam edilebiliyordu. Bu okullarda geceleri eitim yaplyordu, bylece yeterlilik snavlarn baaran genler gndz alp, gece okuyabiliyorlard. Zenginler iin ortada sorun yoktu, nk gladyatr yetitiren okullar hari, dierlerinin giri snavlarnda yeterli baary salayabilmek iin zel retmenler tutabiliyorlard.
303
M.S. 2150

Merkezi ve yerel ynetimlerle ilgili sorular sorduumda, yerel hkmetlerde sadece avukatlarn yer alabildiklerini fark ettim; bazen drt-be avukat ayn anda grev yapyordu. El-gon'un merkez ulusal hkmetine gelince, burada alan on bin grevli ya Elgon ya da Sela tarafndan atanmt, ancak bu grevlerden en nemlilerine -1000'in zerinde- Makro toplumun eski yeleri getirilmiti. Durumu yorumlayarak, "Belli ki, Makro toplumun deerini kabul ediyorsun" dedim, "nk en iyi ve en gvendiin yneticileri o ortam yetitirmi. Ama bu sonu Mikro Adas hakknda sylediklerine ters dmyor mu? Her ey bir yana, buradaki yaam o kadar mkemmelse, en iyi yneticilerinizi de bu ortamn yetitirmesi gerekir." Szlerim Elgon'u gldrd, "Makro toplum Makro glere sahip insanlar yetitirdii ve bu insanlar da daha sonra o yaamdan bkp usanarak bana katlmak istedikleri srece" dedi, "rehberlik yntemleri oluturup, buradaki insanlarn Makro glerini gelitirmeyi gereksiz buluyorum." "yi de" dedim, "Makro toplumdan gelip sana katlan insanlarn Makro glerinin fazla gelimemi olduu aka belli, yoksa gerekte ikinci bilin dzeyinde olduumu bile bile onuncu bilin dzeyindeymiim gibi davranmazdn." Elgon yant vermek yerine, nmzde beliren bakent El-gonya'y gstererek konuyu deitirdi. "yle bir bak" dedi, "ve onun dnyadaki tek byk kent olduunu gr, nk Makro toplum kendi yelerinden byk kentlerde yaama keyfini esirger." Aaya baknca, 1976 llerine gre olduka kk saylabilecek bir kent grdm, tm nfusu sadece otuz bin kiiydi ve bu nfusun drtte biri Elgon'un hkmetinde grev yapyordu. Elgonya'da alan insan says yz binin zerinde olmasna karn, Bakann yaklak on mil apndaki topraklan herhangi bir eyalete bal olmad iin, bu insanlarn byk bir ksm akamlar kendi eyaletlerine ve toplumlarna dnme304
Mikro Adas

yi yeliyordu. Kentin tam ortasna Hindistan'daki Ta Mahal'e benzeyen muhteem bir bakanlk saray yaplmt, sarayn evresine de ok sayda ynetim binas sralanmt. Belli ki Elgon On bakentiyle pek gururlanyordu, bir sre gl merkezi ynetimin ne kadar etkin olduundan sz etti. abuk abuk konuarak, hkmetini oluturan rgtler konusunda ayrntl bilgiler verdi; rnein tarm, ticaret, alma, oyunlar, hukuk, eitim ve haber alma bakanlklar gibi. zellikle de halkyla ilgili bilgiler toplamak zere dokuz deiik rgt kurmu olmas dikkatimi ekti. Bunlarn ilevlerini sorduumda, haber alma rgtlerinin ancak gizlilik iinde alrlarsa en iyi biimde grev yapabileceklerini, bu yzden ilevleri konusunda benimle bile konuamayacan syledi. Sonra da "Ama Jon On" diye ekleyerek beni artt, "Sen ynetime katlnca ben de seni bakan yardmcs olarak atayacam ve ite o zaman sana haber alma rgtlerinin alma biimini ayrntl olarak anlatacam."

arsn geri evirmek amacyla "Teekkr ederim Elgon On" dedim, "ama ben Makro toplumda kalmay tasarlyorum." Grltl bir kahkaha atarak, "Sen hl yirminci yzyln mikro toplumunda yetimi birinin Makro toplumda mutlu olabileceini mi sanyorsun" dedi. "nan bana Jon On, benim gibi ilk elli yln Makro toplumda geirmi biri bile buna dayanamad, sen hi dayanamazsn." Carol "Senin Makro topluma ynelttiin nefret kendi iindeki byklenme duygusundan ve bakalar zerinde egemenlik kurma isteinden kaynaklanyor" dedi. "Jon byle bir g edinme peinde deil, bu yzden senin hkmetindeki st dzey grevler de onu hi ilgilendirmiyor." Elgon'un yz gerilerek o granit sertliine brnd, au-rasnm giderek kzardn fark ettim, ama yant verirken sesi sakindi, Carol'un mikro yaamn verdii hazz kavrayamayaM.S.2150

305

cak kadar gen olduunu syledi. Hava aracmz bakanlk saraynn o gzelim avlusuna indi. Elgon bize prl prl parlayan sarayn ve bahelerini zellikle kendisi gstermek istedi. Gn boyu beslenme yetersizlii eken dzinelerce ocuk grmtk, baheler arasnda yrrken bu ocuklarn yzleri gzlerimin nne geliyor ve evremdeki gzelliklerin keyfine varamyordum. Sonunda dayanamayp Elgon'u durdurdum ve insanlarn nasl bu kadar ok ocuk yapmay becerebildiklerini sordum. Bir defada birden ok ocuk edinmeyi mmkn klan dourganl artrc haplar satn alabileceklerini syledi. Geni bir aile hem byk bir gurur kaynayd, hem de insanlar ok ocuk yaparak bir yandan dinsel grevlerini ve yurttalk grevlerini yerine getirirlerken, dier yandan bu yolla parasal stnlk salyorlard; nk on iki ya ve zerindeki ocuklar gladyatr ya da fahie olarak para kazanabiliyorlard. Bir saat kadar sonra ender bulunan pek deerli eyalarla savurganca denmi odalar, koridorlar ve avlular yeterince grdm dnyordum; btn bu eyalar Elgon ve Sela iin son derece nemliydi. Giderek daha da skldm fark eden Elgon, bize pek tantanal odalardan olumu bir daireye kadar elik etti ve dilediimiz srece orada kalabileceimizi syledi. Sonra da akam yemeinde greceimizi hatrlatarak Sela' yla birlikte yanmzdan ayrldlar. Carol'la yalnz kalnca, kendimi zeri tenteli kocaman yataa atarak "Mikro Adas'ndan imdiden bktm" dedim, "zellikle de Elgon On ve Sela Dokuz'dan. Gel, biraz uyuyalm da akama katlanabilecek duruma geleyim." Carol hemen yant vermedi, dalgn dalgn alt dudan inediini grdm. Aurasmda ilk kez pembe parltlar belirmiti ve bu parltlar kaygy yanstan krmzla dnmekteydi. Zihinsel balant kurmak iin uzandm ve endie iinde kvrandm algladm, nedenini benden gizlemeye alyordu. 306
Mikro Adas

"Ltfen Carol" diye yalvardm, "seni neyin zdn bana syle. Dncelerini benden gizlemeye altna daha nce hi tank olmamtm." Ban yavaa sallad, en sonunda isteime boyun een bir i ekile "Rana'nm dndnden daha abuk balayacak" dedi. Sonra da baklarn benden kard. "Haydi Carol" diye steledim, "beni merak iinde brakma! Rana'nm

dndnden daha abuk balayacak olan ne?" Elimi tutarak "Emin deilim" diye yantlad, "Rana, sana iddetli bask uygulamadan nce iki- gn bekleyeceklerini dnyordu, ama benim iimde ok yaknda kt bir eyler olacan syleyen gl bir nsezi var." Carol'un "gelecei grme" gcnn benimkinden ok daha duyarl olduunu bildiim iin, "Ne gibi tatszlklarla karlaabileceimiz konusunda hibir fikrin olmadndan emin misin?" diye sordum. Carol uzun bir sre bana bakt, sonra hafif bir lk atarak yzn omzuma gmd. Bir anda birbirimizi pcklere boduk. ok gemeden bir olmak iin duyduumuz istek kar koyamayacamz kadar byd ve tuniklerimizden syrlarak, ancak birbiriyle bylesine uyumlu iki ruhun deneyimleyebile-cei coku dolu ak oyunlarna baladk. Birden zihnimde ruhsal tnlarmzn yanklandn duydum; bedenlerimiz ve zihinlerimiz bir olmak zere birbirlerine giderek daha da yaklatka tnlarn younluu artyordu, yle ki sonunda Makro Uyum iinde kendimizden getik. Daha sonra banyodaki kocaman gmme havuzda tembel tembel yzerken, Carol'un nseziyle ilgili sorumu yantlamadn hatrladm. Eer bana anlatmak istemiyorsa ona bask yapmamaya karar verdim. Bu karara varr varmaz da telepatik teekkrn algladm. Yatak odasna dndmzde aura yanstan tuniklerimizin deitirildiini fark ettik. Carol iin ldayan mcevherlerM.S.2150

307

le ssl altn sars bir tunik braklmt, benim tuniim ise parltl beyaz bir kumatan yaplmt. Carol her zamanki neeli haline dnm gibiydi, abucak yeni tuniini giydi, tam bu giysinin alk olmad kadar ar olduundan yaknyordu ki, ieriye bizi yemee gtrmek zere mikro eyaletlerdeki rklar simgeleyen be uak girdi. Elgon'un sarayndaki yemek salonu olaan llerdeki iki futbol sahasn yan yana alacak byklkteydi ve ok k niformalar giymi erkeklerle ar pahal giysiler iindeki kadnlar tarafndan neredeyse tamamen doldurulmutu. Salonun bir ucuna ykseke bir yer yaplmt, bizi oraya gtrdler, Elgon ve Sela buraya konmu kk bir masada oturuyorlard, yzleri bu kocaman salona yerletirilmi upuzun masalara dnkt. lk girdiimizde ieride bu kadar ok insann konumasndan kaynaklanan youn bir uultu vard, ama imdi ortalk giderek sessizleiyordu. Elgon ve Sela Carol'la beni aralarna oturturlarken bu byk salon tam bir lm sessizliine gmld ve ayn anda da -nasl olduysa- beynim sanki dev bir mengeneyle acmaszca yava yava sklyormu gibi hissettim, mengene giderek daha ok, daha ok skyordu. Elgon'un benim geliim onuruna bir konuma yaptn fark ettim, ama elik eritler bam ezmeye devam ediyordu. Carol'un da beyninde ayn basnc hissettiini belli belirsiz algladm. Akamn geri kalan saatlerini hayal meyal hatrlyorum; sofraya eitli ieceklerle birlikte tanmadm yiyeceklerle dolu ard arkas kesilmeyen tabaklar getirildi, bunlardan pek azn tattm. Elgon'la Sela' nn bana bir eyler sylediklerini fark edebiliyordum, belli ki onlara uygun yantlar veriyordum, nk her ikisi de pek honut grnyorlard, ama neler konuulduunu u anda hi hatrlamyorum. O akamla ilgili aklmda kalan son ey, be uan ard sra odamza geri dnp, kendimizi giysilerimizi bile karmadan yatan zerine brakmz oldu. 308
Mikro Adas

1976'da uyandm ve el yordamyla gece lambasn aramakta olduumu fark ettim; yaknca saatin sabaha kar olduunu grdm. Youn bir korku iindeydim ve bu duygudan kurtulamyordum. Neden bu kadar korkuyordum, merak ettim. Carol'a ya da bana kt bir ey olmamt, o halde hissettiim bu garip korku ve kaygnn aklamas yoktu. Rahatlamak amacyla bam sallaynca, Elgon'la yediimiz yemek boyunca beynimde hissettiim byk basnc hatrladm. Beni farkmdalmn byk bir blmnden yoksun brakan bu ikence edici duygu hangi etkenle olumutu? Soru zerinde dnrken, yantn zihnimin derinliklerinde bir yerden bilincime doru ykselmeye baladn fark ettim. Zihnimde yemek salonunun bir resmi oluana kadar bekledim. Bu resim, sadece alnlarnda bana dikili parlak bir gz bulunan azsz burunsuz yzlerce suratla doluydu. Grnt Elgon'un yine zerimde odaklanmasn salad telepatik a simgeliyordu. Ama neden hl kayg ve korkudan kaynaklanan o ezici duygu iindeydim? Birden 2150'ye dnp, Carol'un iyi olup olmadn grmek iin dayanlmaz bir istek duydum. Ama kendimi uyumak iin zorladka doal olarak uykum kayordu. En sonunda olan neyse onun mkemmel olduunu kabul ederek zihnimi dengeleyip sakinlemem gerektiini anladm. Bunu da baaramaynca, Makro Balant anlarm canlandrmaya altm. Bu kez baarl oldum ve birka dakika sonra yumuak bir biimde uykuya getim. 2150'de uyandmda tenteli kocaman yatakta -hl giysilerim zerimde- tek bama yatyordum. Hemen ayaa kalktm, Carol'a seslenerek dairenm be koca odasn da koarak dolatm, ama hibir yerden yant alamadm. Elgon'u bulup aklama istemeye karar verdim. Koridora frladmda Makro toplumun en az otuz eski yesiyle yz yze geldim, iri yaplar nedeniyle onlar ayrt etmek ok kolayd. Elgon'u nerede bulabileceimi sorduumda, hibiri karlk vermedi, sadece dikkatle gzlerimin iine baktlar. Yine kafa ta309
M.S.2150

sma uygulanan o byk mengenenin neredeyse gzlerimi kr eden basncn hissettim. Aceleyle odama doru sendeledim ve dehet iinde bu delici gzlerle aramdaki kapy kapattm. Beynimdeki basn hl artyordu, bilincimi korumakta glk ekiyordum. Sendeleyerek yataa doru geriledim ve iltenin zerine boylu boyunca serildim. Birden beynimle bedenim arasndaki ilikinin koptuunu anladm, btn bedenim fel olmu gibiydi. Odada bakalarnn olduunu ve giysimi kardklarn fark ettim. Sonra beni banyoya tadklarn ve kocaman gmme havuzun derin tarafndaki suya frlattklarn hissettim. abucak dibe battm, bir yandan soluumu tutabileceim sreyi hesaplamaya alrken, dier yandan o garip fel halinden kurtulmaya abalyordum. Bu yararsz abay ne kadar srdrdm bilemiyorum, ama sonuta yzm suyun zerine karabilmek iin PK glerimi kullanmam gerektiini kavradm. Bu ynde aba gstermek zere dikkatimi toplamaya balaynca da, fel halinden hzla kurtulmakta olduumu algladm. Bam suyu yararak dar kt. Elgon telepatik a m zmt, bilemiyorum, ama bedenimi felce uratan o hal tamamen ortadan kalkmt. Kolayca yzebildim, derin derin soluk alarak o deerli havay cierlerime ektim. Yatak odasna dndmde, Sela'y yatamn zerine rlplak uzanm buldum. Belli ki, akn ifadem onu pek e-lendirmiti; glerek "yle ararak bakma Jon On" dedi. "Elgon On ve ben, eer Mikro Adas'nn esiz niteliklerinin deerini anlamay reneceksen, burada sana sunabileceimiz en byk zevki de tatman -yani beni tanman- gerektiine karar verdik." Bunlar syler sylemez plak krpe bedenini yay gibi gerdi, kocaman sert memeleri arrcasma bana doru dikildi. Pembe dilinin ucunu kpkrmz dudaklarnda gezdirerek,

zerlerin310
Mikro Adas

de prl prl titreen bir parlaklk yaratt. Sonra karnn hafif hafif dalgalandrmaya balad, bu arada kesik kesik soluk alyordu. Birden beynim yine, bin adet zihnin telepatik gcyle rlen ve Elgon'un zerimde odaklanmasn salad o an oluturduu ezici mengenenin etkisi altna girdi. Bedenim hzla denetimimden kt ve dehetle onun -ayr bir yaam varma-sma- kendi bana davrandn gzledim. Yataa doru yryp Sela'nm kollarnn arasna sokuldu ve onu pp okamaya balad. Tam o anda bedenimi tekrar denetleyebilir hale geldim ve tutku dolu ateli bir kucaklama ile bana sarlm bu kadife gibi yumuack, ehvetli bedenin insann duygularn korkun biimde etkileyen gcn aka fark ettim. Uzun bir an btn dier isteklerimi silmi gibi grnen bu ehvet duygusuyla yandm. Sanki koyu krmz dalgalardan olumu dipsiz bir denizin derinliklerine batyordum. Eer Makro Uyum'u hi deneyimlememi olsaydm, ya da ikiz ruhum Lea'yla sonsuz mkemmellikteki kucaklamamz hatrlayamasaydm, kukusuz Sela kazanabilirdi. O andan sonra ona kzgnlk dnemindeki bir kpein diisine davrand gibi davranm olmalym. Ama bu ehvet denizinin kenarnda yalpalarken bile zihnim sevgili Lea'mm hayali ile dopdoluydu. Deli gibi haykran Sela'y kendimden uzaklatrdm ve yataktan kalktm; oday batan baa geerek yksek arkalkl ssl psl koltuklardan birine oturdum. Lea'yla birlikte ilk raundu kazanmtk. Sela birka dakika boyunca kendini yatakta oradan oraya att, barp ararak fkesini aa vurdu, sonra birden bu frtna dindi ve dorulup oturdu. Yznde bir glmsemeyle "Gelecek defa Jon On" dedi, "kazanma sras bana gelecek ve hi kukun olmasn, mutlaka bir 'gelecek defa' olacak!" Bam salladm. "Hayr Sela" dedim, "Elgon'un bin adet beynin telepatik gcn kullanarak oluturduu zihinsel a bedenimi etkileyip onu sana dokunmaya zorlad, ama unu iyi
M.S. 2150

311

bil ki zihnim asla senin bana sunabilecein trden mikro zevkler iinde debelenmek gibi bir seim yapmayacaktr." Gzlerinde bir an karanlk parltlar belirdi, sonra baklarn kararak, "Benim adm Sela Dokuz" dedi. "Sen kendi alkanlklarn unutmu grnyorsun, bu arada alfa ein Carol ' de unuttun mu?" "Hayr unutmadm" dedim. "Elgon on'la birlikte ona ne yaptnz sylemek ister misin? Sela'nm zihninden telepatik olarak Carol'un sadece ilala uyutulduunu ve sarayda bir yerlerde tutulduunu algladm, ama bunu rendiimi belli etmedim. Sela'nm yant vermesine vakit kalmadan kap ald ve Elgon hizmeti ile birlikte ieri girdi. Kadnlar hemen Sela'nm yanma giderek mcevherlerle kapl bir tunik giymesi iin ona yardm etmeye baladlar. Ben hl plaktm, Elgon'dan kendi tuniimin bana geri verilmesini istedim, ama o glmsemekle yetindi ve "Sadece mikro adam plaklktan sknt duyar" dedi, "yoksa bunu daha imdiden unuttun mu?" Szlerini duymazlktan gelip, Carol'u ne zaman grebileceimi sordum. Elgon "Bu senin zamanda aktarm ilemini tamamlamamza ne zaman izin vereceine bal" diye yantlad.

"Aktarm ilemini tamamlamak sizin iin neden bu kadar nemli?" diye sordum. Elgon gld ve "Hem zaman aan hem de akln yaratt fiziksel bir beden tayan ilk insansn" dedi, "bunun sana kazandrd byk n biliyor olmalsn. Ayrca Makro toplum, nc bilin dzeyine eriemezsen zaman iinde srekli biimde aktarlman kabul etmiyor, bundan haberimiz var, oysa sana tannan srede o dzeye ulaman mmkn deil. Bu durumda rkdalar bir mikro varl korumak Mikro Adas halkn honut edecek." "Ve siz de Makro toplumun almalarn engellediiniz 312
Mikro Adas

iin mutlu olacaksnz" diye karlk verdim. "Elbette" diye yantlad, "ama imdi seni yalnz brakyoruz, bylece Mikro Adas'nda srekli kalabilmek iin bizden ne zaman yardm isteyeceini enine boyuna dnebilirsin." "Hibir zaman" diye yantladm. Tekrar gld ve "Ben bundan o kadar emin olmazdm Jon On" dedi. "ki hafta gemeden bu dnceni deitirecekmi-sin gibi bir nsezim var." Dnd ve kapya doru yrd, Sela'yla hizmetisi de ona katldlar. Elgon odadan karken omzunun stnden geriye bakarak "Odandaki video ekranna bir gz atver Jon On" dedi, "vakit geirmene yardm eder." Kap ardndan kapand. Yatan karsndaki duvarda bulunan, bir kenar yz yetmi santim uzunluundaki kare ekrann devreye sokulduunu fark ettim. Ekranda bombo bir odann demesinde yatan Carol'u grdm. Grnty daha yakndan inceleyebilmek iin bir srayta odann br yanna ulatm. Carol giyinikti ve zerinde bir nceki akam yemeinde giydii tunik vard. Bilincinin yerinde olmad belliydi, gsnde kavuturulmu elleriyle ve grntnn de siyah-beyaz oluunun etkisiyle sanki lm gibi bir izlenim veriyordu. nce resme elik eden bir ses yoktu, ama sonra Elgon'un sesi duyuldu. "Arkadan Carol " diyordu, "verilen ila yznden d ortamla ban yitirmi durumda. Sen bizimle ibirlii yapmay kabul edene kadar da yle kalacak, ya da lmle karlaana dek..." Ses bu mesaj verince sustu, ama resim Elgon'un tehdidini srekli hatrlatmak amacyla asl kald. Btn gn boyunca dairenin be odasn da arnlayp durdum, Carol'u kurtarp Makro topluma geri dnebilmek iin bir yol bulmaya alyordum. Carol'un bilinaltyla balant kurmay denedim, ama Elgon'un telepatik a beni her defasnda durdurdu, iki kez de
M.S.2150

313

koridora kmak istedim, yine ayn biimde engellendim. Btn olanlara karn umutsuz deildim, nk Makro toplumdan yardm istersem stn Makro gleriyle her ikimizi de El-gon'un etkisinden kurtaracaklarna inanmtm. Akam ilerledike video ekrannda Carol'un bilinsiz bedenini grmek beni zmeye balad. O gn iki yiyecek hap almtm, bu yzden a deildim, yine de iim oyuluyormu gibi bir duyguya kapldm; bu duygu sanki lmle ilgili bir nseziydi, ama kimin lm -Carol'unki mi yoksa benimki miydi, ya da her ikimizin lm myd? En sonunda uyumaya karar verdim, bylece 1976'ya dnebilir, durumu "koruyucum" Karl'la ve Neda'yla tartabilirdim. Yattm, ama 1976'da uyanmadm. Bir d grdm. Dmde o bo odada Carol'un yannda yatyordum. Felce uram gibiydim, nk ne

kadar urarsam uraaym hibir yanm kprdatamyordum. En sonunda gsterdiim abadan yorgun dtm, ylece srt st yattm ve zerimde yzyormu gibi grnen Lea'nm yzne baktm. Telepatik olarak ondan yardm diledim, ama o ban sallayarak "Yardm istemeden nce iyice dn Jon" dedi. "Eer biz yardm edersek, aktarma ilemini tamamlamak iin ngrdmz srede nc bilin dzeyine ulaman mmkn olmaz, bunu sana hatrlatmak zorundaym." "Pekl" dedim, "o halde Carol'a yardm et. Onu ana karaya geri gtr." Lea yine ban sallad. "O istemedike bunu yapamam" dedi, "ayrca u ana kadar da -bu onun iin lm anlamna bile gelse- seninle birlikte kalmay yeledi." Sonra birden kendimi 1976'da uyanm buldum, haykr-yordum: "Onun lmesine izin verme Lea! lmesine izin verme!" 314

BLM 16

Karma
Giyinip kahvalt ettim, uzun bir sre oday arnladm, ama saat hl 6.45'ti, yine de Karl'a telefon etmeye karar verdim. Kari genelde sabahlar 7'de kalkard, oysa bugn telefonu ilk alnda at. Neredeyse bir saattir uyank olduunu ve beni aramas gerektii gibi bir duyguyla boutuunu syledi. Be dakika sonra Karl ve Neda'yla mutfak masalarnda oturuyor ve Karl'n havu suyunu paylayordum. Onlara Eli' nin yapt aklamay aktardm. Karl "Sana her zaman szlerime daha fazla kulak vermelisin dememi miydim? diye gld. Sonra dnceli bir ifadeyle, "Byle bir ey olabileceine inanyor musun Jon?" diye ekledi. Kolumu omuzlarna atarken "Benim ok sevgili ve sadk dostum" dedim. "Eli'nin gerei sylediinden hi kukum yok. "Grtlama bir yumru tkand, bastrmaya altm sevgimin iddetiyle iim szlad ve bir an gzlerim yand. Onlara 2150'de karlatm glkleri anlattm. Lea'yla dmdeki telepatik balantm anlatnca, Kari masadan frlad ve "Eer senin u Makro toplumun" dedi, Carol'u kolayca kurtarabilecekken lmesine izin verirse, Elgon'a kyasla daha byk bir su ilemi olur?" "Ama Kari" dedi Neda, "onlar lme senin baktn biimde bakmyorlar. Ayrca Makro adan ortada bir sorun da yok,
315
M.S.2150

nk evren her haliyle mkemmel ve hi kimsenin kendisinin semedii bir deneyimi yaamas mmkn deil." "Ya Elgon'un tasarlad nfus patlamasna ne demeli? Tanrm, her aile otuzla elli arasnda ocuk yaparsa, bunlar ok gemeden dnyann ynetimini ele geirecek kadar oalrlar."

"Evet" diye yantladm, "ayn eyi ben de dndm, ama Makro toplumun kimsenin zgr iradesine karmak istemediini biliyorum." "Ama insanlar Mikro Adas'nda kalmaya zorluyorlar" diye Kari kar kt. Neda "Bu doru deil Kari" diye tepki gsterdi. "Nereden biliyorsun Allah akna!" diye patlad Kari. Neda yerinden kalkt ve Kari'm fkesini gidermek iin glmseyerek ona sarlrken "nk bu konuyu Jon bana anlatt" diye yantlad. "Neda hakl" dedim. "M.D.'nin sylediine gre balangta Makro toplum, dnyada meydana gelen deiikliklerin neden olduu salgn, ykm ve afetlerden sa kurtulan mikro varlklar geri bir araya toplayp Mikro Adas'na yerletirmi, ama bunu yaparken amac cezalandrmak deil, yardm etmekmi." Kari "Bunu nasl yapacakm?" diye sordu. "Mikro Adas'm Makro felsefenin kavramlarn herkese retebilecekleri bir tr ilkokul haline getirmeyi tasarlamlar" diye akladm. "Oraya ilk giden grevlilerin arasnda El-gon ve Sela da varm, ancak onlar Makro glerini ktye kullanp, rencilerini kendi etkileri altna almak istemiler, bu davranlar da bilin dzeylerinin dmesine neden olmu. Elgon Makro farkndala ulamak iin sadece tek bir yol var diye tutturmu, bu da elbette kendi uygun grd yolmu. Bylece alak gnll bir rehber olmaktan vazgeip, byklk taslayan bir retmen haline gelmi ve bu arada da Makro farkmdal ancak kendisinin bildiini, bu konudaki tek yetkili kiinin kendisi olduunu ilan etmi. 316
Karma

Sonra da baskyla, korkutarak, hipnotize ederek ya da sadece kandrc szlerle etkileyebilecei trden ruhsal yapya sahip olanlar evresine toplayarak kk 'aile'sini kurmaya balam. Amac Makro toplumu yola getirmekmi; bunu salamak iin de kat yaam kurallarna, bu kurallara uyulmasna yardmc olsun diye polis gcne, insanlarn bilgelik ve yol gstericilik asndan bel balayabilecekleri tanrsal yetenekte byk bir yneticiye -yani kendisine- gerek olduunu dnyormu. rencileri onun dediklerini yapt srece onlar pek ok 'seviyor', 'ailesi'nden sayarak vyormu, ama isteklerine uymayanlar aalk olduklarn syleyerek 'ailesi'nden atyormu; yandalarna da onlara ayn biimde davranmalarn bu-yuruyormu. Ancak Elgon'un btn bilgilere sahip olduunu kabul eden, aileye geri dnebiliyormu." "O halde" diye sordu Kari, "eer Makro toplum bu insanlar Mikro Adas'nda kalmaya zorlamyorsa, neden oradan ayrlmyorlar?" "Elgon'un propagandas ounu mmkn olan en iyi dnyada yaadklarna inandrm. Honut olmayanlarn da adadan ayrlmalarna izin verilmiyor. Elgon, eer Makro yaam biimini tanrlarsa, kendisinden artk korkmayacaklarn ve bu yzden zerlerindeki gcn yitireceini biliyor." "Ama Jon, eer sen ve Makro toplum bu durumun far-kmdaysanz, neden Elgon'u ve bin denetisini yakalayp, kimsenin yaamn ynlendiremeyecekleri baka bir adaya gtrmyor sunuz?" "nk" diye Neda yantlad, "bu da Elgon'la yandalarnn yaamlarn ynetmek anlamna gelir ki, sonuta sorun yine capcanl ortada kalr." Kari "Nasl byle dnebiliyorsun?" diye sordu. "Bu, hastalktan alnmas gereken btn dersleri henz renememi birini iyiletirmeye benzer" diye akladm. "O zaM.S. 2150

317

man her eyi yeni batan deneyimlemek zorunda kalacaktr. Eer o ruhlar da mikro bak asnn yardmyla gelimek is-temeselerdi, Elgon'un kurallarnn egemen olduu bir yerde domay semezlerdi ve biz onlarn bu deneyimine son verirsek, ayn dersi renebilecekleri baka bir deneyim tasarlamak zorunda kalrlar. Ama gerekeni rendilerse, o zaman da kendi deneyimlerine son vermek yine kendilerine der." "O halde hi umut yok!" diye bard Kari. "Herkesin stne pislik atmasna izin vermek zorunda kalyor ve bu durumu da glmseyerek kabulleniyorsun. Byle bir samala boyun eersem Allah beni kahretsin!" "Haklsn Kari" dedi Neda, "kendi olumsuzluun seni kahreder; cehennem ya da Tanr'nn laneti de zaten bundan baka bir ey deil. Kendi eylemlerimizin sonularm hep bu mikro ret'ler yznden kabul edemiyoruz" "Dur bir dakika" diye Kari araya girdi. "Sen bana Makro toplumun sonsuz cehennem ya da Tanr'nn laneti gibi kavramlara inanmadn sylememi miydin Jon?" "Doru" diye yantladm, "ama bilinaltmzm gemi dnce ve eylemlerimizin ansn tadn unutma. Gemi deneyimlerimizden aldmz dersleri yaama uygulamaktan kandmz lde onlar bilinsizce tekrarlamak zorunda kalrz. Baka bir anlatmla, bilinli zihnimizle neyi knyorsak, kesinlikle o deneyimi kendimize doru ekiyoruz." Neda "Bir eyden nefret edebilmemiz ya da holanmamamz iin onun kendi benliimizde de var olmas gerektiini ve yine ancak iimizde olan bir eyi sevebileceimizi ya da ondan holanabileceimizi renmek beni bylemiti" diye ekledi. Kari ban sallayarak "Bunlar bir sr bo laf' dedi, "nk ben bir rz dman ya da bir katilden kendi benliim byle davran biimlerini iermedii halde pekl nefret edebilirim." "Ben de bam salladm. "Makro filozoflara gre" dedim, "kalben saf ve temiz olana her ey saf ve temiz gelir. O halde, 318
Karma

bir eyden nefret ettiini veya bir eyi knadn fark edersen, bu sadece gemite ayn eylemi yapm olduun anlamna gelmez, ama bu eylemi kuvvetle knamak seni yaknda tekrar ayn davran biimi iine sokar -belki hemen bu yaamda ya da bazen bir baka yaamda." Kari inatla "Ben buna inanmyorum" diye yantlad. "Nedenini anlayabiliyorum" diye karlk verdim, "ben de ancak gemi yaamlarm teker teker hatrlayp, ierdikleri gerei grebilir hale gelince buna inanabildim." Neda Kari'm sabah derslerine yetimek iin gitmesi gerektiini hatrlatt, ben de "sonra grrz" diyerek daireme dndm ve oturup, u ana kadar olanlar gnlme geirdim." Sonra btn gn Carol'a nasl ulaabileceimi dndm, onu Mikro Adas'ndan karmak iin areler aradm, ama akam olduunda ben hl Elgon'un beni Mikro Adas'nda srekli tutma isteine boyun emeksizin Carol'u kurtarabileceim ie yarar bir yol bulamamtm. Akam yemeini Kari ve Neda'yla birlikte yedim ve onlara Elgon'un bin yandann kurduu telepatik ala baetme-nin benim gcm ok atm syledim. "Bir baka anlatmla" dedi Karl, "senin btn giriimlerini beynine bask uygulayarak engelleyecek durumdalar." "Byle bir deneyimi yaamann nedeni de, eski Atlantis' te Makro glere sahip bir rahipken, senin de bakalarnn zihinlerini ynlendirerek onlar engellemi olman, doru mu?" diye sordu Neda.

"Doru" diye onayladm, "ama baarsz olduum dersleri hatrlayabilmem, onlar tekrarlamaktan holandm anlamna gelmiyor." "Pekl" dedi Kari, "o halde Carol'u kurtarmann olduka kolay bir yolu var. Btn yapacan i Elgon'la ibirliine girmek." Neda "Btn yapaca iin Elgon'a ruhunu satmak olduM.S.2150

319

unu sylyorsun" diye ekledi. "Hayr, bu doru deil" diye Kari kar kt, "nk El-gon'a ve yardaklarna zaman iindeki aktarm ileminin tamamlanmas iin izin verirse, Carol'u kurtarm ve srekli 2150'de kalm olacak. Ondan sonra da -Makro toplum yardm etse de etmese de- bir mr boyu Mikro Adas'ndan kamay deneyebilir." "Bir eyi unutuyorsun Kari" diye Neda hatrlatt, "Makro toplumun en bilge kiileri Jon'a, eer nc bilin dzeyine erimeden zamanda aktarm ilemi tamamlanrsa, ksa srede gerileyeceini ve Makro farkmdaln yitireceini sylemilerdi." "Ama Makro glerimi yitirmeyebilirim" diye ekledim, "bu da bama gerekten sorun aar, nk Makro farkmda-lkla birlikte olmayan Makro g her zaman mikro amalar iin kullanlmtr." Kari "Kahretsin!" diye yaknd. "Siz ikiniz ne kadar ok konuursanz, durum o kadar umutsuz hale geliyor." Neda "Durum gerekten grnd kadar umutsuz mu Jon?" diye sordu. Bam salladm. "k yolu gremiyorum" dedim. "Bu tam bir kmaz -yle de yapsam, byle de yapsam beladan kurtulamyorum." "Ama Jon" dedi Neda, "Makro toplum senin zm olmayan bir duruma girmene izin vermezdi. Her ey bir yana, Rana sana inandn sylemiti, bu da geleceinin umutsuz olmadn bildiini gsterir." "O, mikro bak asndan anlam olmayan baka bir eye de inanr" diye hatrlattm Neda'ya, "Rana'ya gre baarszlk ne kadar bykse getirecei baar da o kadar byktr." "Dur bir dakika!" diye Kari araya girdi. "nmzdeki iki hafta iinde nc bilin dzeyine eriebilirsen, Makro Toplum bunu fark edip zaman iindeki aktarm ilemini tamamla320

Karma yacaktr, doru mu?" "Bunu da dndm" dedim, "ama ikinci bilin dzeyinden nc bilin dzeyine kmak, birinci snftan dokuzuncu snfa atlamaya benziyor; M.D.'ye gre de bugne dek hi kimse bir ay iinde byle bir baar gsterememi." "yi" diye yantlad Kari, "o halde sen bunu baaran ilk kii olabilirsin! Ayrca Makro toplum da bugne kadar hi kimseyi zaman iinde aktarmamt." "Hayr Kari" diye karlk verdim, "bu ok basit bir zm olur. 2150'deki deneyimlerimin hibirinde -tek bir olayda bile- bu kadar kolay zme ulaamadm. in kolay yann ne zaman aramaya kalksam, sonunda hep kendi cehaletim yznden utan duydum. Her defasnda kafam kullanmak, her defasnda snrlarm zorlamak durumunda kaldm. Ve bunun hi istisnas yok. Mikro dnme biiminden vazgemeden, sadece parmaklarm aklatarak aama yapp nc bilin dzeyine erie-mem. Anahtar da bu Kari, anahtar mikro dnme

biiminden vazgemek. Eer durumu Makro bak asndan grebilseydim, zm byk olaslkla kendiliinden nme gelirdi. Bilmiyorum Kari, yukar kacam ve imdilik bu dnceleri bir kenara koyup uyuyacam, 2150'de uyandmda belki bir yol bulmu olurum." Ancak kapya ulanca zerimdeki sersemlikten syrldm ve geriye dnerek "Hey..." dedim, "teekkrler! Her ikinize de teekkr ederim. Yarn grrz." Bylece akam sona erdi ve yukar kar kmaz onlara sylediim gibi yattm. Ama 2150'de uyandmda aklma hl yeni bir ey gelmemiti. Haftann geri kalan gnlerinde Carol'la balant kurmak veya 2150'deki dairemden kamak amacyla hepsi de sonusuz kalan bir sr giriimde bulundum, 1976'daki vaktimi ise ya
321 M.S.2150

oday arnlayarak ya da Kari ve Neda'yla bu insan ldrtan bilmeceyi tartarak geirdim. Ama dnerek ve konuarak geen onca saate karn, duruma bir zm bulamadm. Sonra bir akam Neda, Elgon'un telepatik ann Makro glerimin tamamn engelleyip engellemediini sordu. Ona engellediini syledim ve konu ylece kapand. Ama ayn akam ge saatlerde 2150'deki hapishanemde uyanmay geciktirmek amacyla uykuya direnirken, Neda'nm sorusunu hatrladm ve yedi Makro gc tekrar gzden geirmeye baladm. Durugr, telepati ve gelecei grme glerinden birincisini kullanabiliyordum. Ama bana bir yarar yoktu, ikincisi engelleniyordu. ncsn ise zaten fazla gelitirebilmi deildim. Ayrca gelecei bilseydim bile bunun sorunu zmekte yardmc olacandan kukuluydum. Ondan sonraki Makro g -gemii bilme, PK (psikokinezi) ve telekinezi zerinde dnnce de bir sonuca ulaamadm, geri birincisini kullanabiliyordum ama, bana yine yarar yoktu, dier ikisi ise engelleniyordu. Geriye sadece yedinci Makro g, yani astral projeksiyon kalmt. Acaba o engelleniyor muydu? Bilmiyordum, nk bana kolayca yaplabilir gibi gelmedii iin bilinli olarak hi denememitim. Ama yine de bir tutsak iin astral projeksiyonla fiziksel bedenden ve onun getirdii snrlamalardan syrlp, astral bir bedende hibir fiziksel kstlama olmakszn hareket edebilmek kesinlikle yararl olurdu. Carol'u, Makro toplumu ve Lea'y ziyaret edebilirdim. Bu insanlarla konumak istiyordum ve bunu yapabilmenin tek yolu da astral projeksiyondu. Ya da yle miydi? Astral projeksiyonu becerebilir miydim? Ve eer baa-rrsam telepatik a araya girip beni engeller miydi? Bu sorulara yant bulmann tek aresi denemekti ben de hemen fiziksel bedenden ayrlmak iin denemeler yapmaya baladm. Baarl olamadm. Astral bedenimi fiziksel bedenimden ayrmak iin yarm 322
Karma

saat kadar bou bouna uratktan sonra durdum ve M.D.' nin bana yedinci Makro g hakknda anlattklarn hatrlamaya altm. O anda kendi zaman yolculuklarmn da astral bedenim araclyla gerekletii aklma geldi. Astral bedenim 1976'da-ki fiziksel bedenime bir tr elektrik enerjisinden oluan sonsuz esneklikte bir gbek ba ile balyd. Mistikler yzyllar boyu astral ve fiziksel bedenler arasndaki bu hayat verici ba anlatmak iin ondan gm kordon diye sz etmilerdi. ok hzl elektrik titreimlerinden meydana gelen gm kordon bir kez koptu mu, fiziksel beden de lyordu. 2150'ye ilk gittiimde bana yeni bir fiziksel beden verilmi ve astral bedenimle bu

yeni fiziksel beden arasnda gerekli balanty salamak iin ikinci bir gm kordon oluturulmutu. Bu ba grevini yapmt, nk benimle ayn astral-ruh-sal yapy paylaan ikiz ruhum Makro toplumda yayordu. Fiziksel bedenimi biimlendirmek, gm kordon balantsn hazrlamak ve astral bedenimi zaman ve uzay iinde ekebilecek ruhsal aktarm salamak iin onu rnek olarak kullanmlard. Btn bunlar sadece karmak deil, tamamen anlalmaz gibi de grnebilir -mikro 'ben' iin yledir de. M.D. bana ok daha uzun ve karmak bilgiler aktarmt, ama ben bu Makro konuda her eyi bilmeme gerek olmadna karar vermi ve anlattklarna pek dikkat etmemitim. imdi onu dinlemi olmay lgn gibi istiyordum. Ama yine de renmenin temelini istek \e inan oluturduuna gre, eer ben bunlara sahipsem, astral projeksiyonu u anda da renebilirdim. Astral projeksiyonun mmkn olduuna kesinlikle inanyordum, nk daha nce deneyimlemitim. O halde sorun yeterli istekten kaynaklanyor olmalyd. Makro Dinlenme'yi uyguladm, insann bak asnn Mikro'dan Makro'ya genilemesini salayan bu meditasyonun yardmyla, gerekte astral projeksiyonu baarma istei yerine, her
M.S. 2150

323

zamanki gibi baarszla uramama istei iinde olduumu aka anladm. Bu olumsuz yaklam, zihnimin baardan ok baarszla odaklanmasna neden oluyordu. Gsterdiim abay bir kez de bylece Makro adan deerlendirme frsat bulunca, her baarszln baar olduunu (baarya gtrdn) hatrlayabildim ve kendimi balayarak, beni engelleyen endie ve sululuk duygularn aradan kartp yeni denemelere giritim. 2150'ye ilk gittiimde astral bedenimde uyanmtm, o zaman hissettiklerimi hatrlamaya alarak ie koyuldum. Sonra aama aama astral bedenimin yatamn ayak ucunda durduunu dlemeye baladm ve gerekten orada durmasn istedim. Yatamn ve fiziksel bedenimin yatan ayak ucundan grnn gzmde canlandrana kadar da bu isteim giderek glendi. Birden, sanki bir tr kopula kendimi ayakta buldum, yataa ve uyuyan fiziksel bedenime bakyordum. Fiziksel snrlamalardan ve skntlardan zgrlemenin o olaanst duygusunu yeniden yaadm. imdi, 1976'da olduum halde, iki salkl bacaa sahiptim. M.D. astral dzeydeki giysilerin insann dnd biimde olduunu sylemiti, ben de kendimi 2150'deki aura yanstan tuniimle dle-mitim. Bunun gerek olduundan yeteri kadar emin olmak iin zerimdeki tunii ekitirdim ve kendimi aynen 2150'deki tuniimi giymi gibi hissettim. 2150'deki fiziksel bedenimle yapabildiim gibi, yerden otuz santim ykseklikte yryerek odann her tarafnda dolamaya baladm. Astral bedeni havaya ykseltmek iin gerekli PK gc, 82 kiloluk fiziksel bedenimi kaldrmak iin harcadm gle kyaslanrsa, szn etmeye demeyecek lde dkt. Kapya yaklatmda astral bedenimde olduumu unuttum, uzanp kapy amaya altm, ama elimin kapnn iinde kaybolduunu grnce garip bir duyguya kapldm, elimin ardndan ben de abucak kapnn iinden geip koridora ktm. Son324
Karma

ra Karl'la Neda'nm dairelerine yrmek yerine, kendimi onlarn oturma odalarnda dndm ve ayn anda da orada oldum. Yatak odasnn kapsndan geerek Karl'in uyuduu tarafa yneldim ve onu uyandrmaya altm. Kukusuz beni duymad, omzunu sarsmam da ie yaramad, nk elim

iine geti. Yannda uyuyan Neda'ya baktm ve ondan uyanmasn telepatik olarak rica ettim. Birka saniye iinde gzlerini at ve evresine baknd; hemen PK kullanarak baucundaki komodinin zerindeki lambay yaktm. Bu onu artt, ama korkmu grnmyordu. Sonra yine PK kullanarak kalemi alp, dlerini not etmeyi alkanlk haline getirdii defterine "Jon" diye yazdm. Endielenmeye balad, telepatiyle her eyin yolunda olduunu anlatp, zihninde astral projeksiyon kavramn oluturmaya alarak onu rahatlatmaya uratm. Ama sanrm pek baarl olamadm, nk Karl' uyandrp, "Jon'u bana seslenirken duydum" dedi, "kalkmam sylyordu." Karl, uykunun verdii sersemlikle "Ne zaman?" diye geveledi. "imdi" diye yantlad Neda, "gzlerimi atmda nce hibir ey gremedim, ama sonra lamba yand." "Kendin yakm olmalsn" dedi Karl, "herhalde d gryordun. " Neda "Balangta ben de yle sandm ama d not etmek iin defteri elime alnca bunu grdm" diye karlk verdi ve elindeki defteri Karl'a uzatt. Karl, Neda'nn gsterdii yere bir an bakt, benim el yazmla yazlm adm grd ve birden gzleri fal ta gibi alarak yataktan kalkt. Acele ile terliklerini ve ropdambrn giyerken, "yi olup olmadna bakmak iin yukar kyorum" dedi ve hemen odadan dar frlad. Karl' sakinletirmenin en ksa yolunun fiziksel bedeniM.S.2150

325

me geri dnmek olduuna karar verdim -yle de yaptm. Sonra merdivenlerden inip Karl' yar yolda yakaladm ve astral projeksiyonla ilgili deneyimimi anlattm, uyandrdm iin de zr diledim. Ama Karl, onunla gidip her eyi Neda'ya aklamam konusunda direndi. Ben de dediini mmkn olduunca abuk yaptm, nk bylece onlar bir an evvel tekrar uyuyabilecekler, ben de 2150'ye dnerek bu yeni Makro gcm sorunumu zmeye ynelik kullanmay deneyebilecektim. Daireme knca uyumakta zorluk ekmedim, ok gemeden Elgon'un sarayndaki yatamda tentenin altnda yatyordum. Telepatik a fiziksel bedenimden syrlmam engelleyecek miydi, ya da fiziksel bedenimden kabilirsem beni tekrar o bedene geri girmeye zorlayacak myd, en ok bunu merak ediyordum. Vakit geirmeden zihnimi yatan ayak ucuna ynelttim ve yine fiziksel bedenimden dar kaydm. Bu bedenden tamamen zgrleince de, Alfa'ma geri dnmeyi dledim ve kendimi bir anda -aynen zihnimde canlandrm olduum gibi-Alfa'daki yatak odamzn ortasnda ayakta dururken buldum. Odada Carol'un yokluunun yaratt boluk, onun iinde bulunduu durumun adiliini daha da vurguluyordu; nerilerini sormak iin Alfam'm geri kalan yelerini aradm. Kahvalt vaktiydi, hepsini yemek odasnda oturmu Carol'la benden sz ederken buldum. eri girdiimi nce Steve fark etti ve dierlerinin dikkatini zerime ekti. Kendilerini astral bedenimin titreimlerine ayarlamakta geici bir sre zorluk eken Adam ve Nancy'nin dnda, hepsi orada olduumu hemen anladlar. Ben de onlar kolayca duyabildiimi fark edince sevindim. Carol'la benim bamza gelenlerden btn Makro toplumun haberi olduunu rendim. Yazk ki, Makro toplumun st dzey Makro glere sahip yelerinin yardmlar olmakszn Elgon'dan nasl kap kurtulabileceimizi arkadalarm da bilemiyorlard. 326 Karma

Rana'yla konumaya karar verdim, belki o beni iinde bulunduum amazdan karacak bir neride bulunabilirdi. Ama Alfamdan ayrlmadan nce ok garip bir ey oldu. Adam ve Joyce benimle birlikte Elgon'un sarayna gelip gelemeyeceklerini sordular. steklerini geri evirdim. "Eer Carol'la ben kaamyorsak, siz de ayn durumda kalrsnz" dedim, "sonuta Elgon'un iki tutsa daha olur. "Bunun farkndayz" dedi Joyce, "ama Adam da ben de nmzdeki birka gn boyunca seninle birlikte olmak istiyoruz Jon. Sana yardmc olamasak bile, en azndan arkadalk edebiliriz." Farkndalk dzeyimi ykseltemezsem yada Elgon'la ibirliine girmezsem zaten 2150'de geirecek ancak birka gnm kaldn hatrlattlar sonra. Adam ve Joyce'un bu onlarn da tutsakl anlamna gelse bile benim tutsaklm paylamak istemeleri iimi szlatt. Teekkr ettim, ama Elgon'un ikimizin yerine drdmz birden ele geirdiini bilmenin huzursuzluumu iki katma karacan anlatarak, arkadalklarna gereksinme duyduumda onlar imdi yaptm gibi astral bedenimle grmeye gelebileceimi syledim. Ben durumu byle aklaynca Adam, "Belki bir baka zaman sana yardmc olabiliriz" dedi, "Sana byk bir borcumuz var, nk baka bir yaamda senin bize byk yardmn oldu. O yaamda sen bizi Griff ve Judd adlaryla tanyordun." Soluumun kesildiini, dilimin tutulduunu, sevinle dolduumu sylemek duygularm anlatmaya yetmezdi; nk gzel nee saan Joyce'un ve yakkl, uzun boylu Adam'm 1976' daki Griff ve Judd'la en ufak bir fiziksel benzerlikleri yoktu, ama Makro 'benleri'yle balant kurmak iin uzannca, onlarn gerekten 174 yl nce Griff ve Judd diye arlan bedenleri tayan ayn ruhlar olduklarn anladm ve bylesine bir gelime iimi cokuyla titretti.
M.S.2150

327

Onlar barma basarak teekkr ettim. lgileri beni duygulandrmt. Kendi yaamlarn bile gzden kararak benimle Elgon'un sarayna gelmeye hazr olabildiklerine gre, eer ortada bir bor varsa bile bunun kat kat denmi olduu konusunda onlara gvence verdim. Yanlarndan ayrlmadan nce bana katlmak zere Mikro Adas'na gelmeye kalkmamalar iin her ikisinden de sz aldm. Sonra Alfam'n btn yelerine veda ettim. Gzlerim Nancy'ninkilerle karlanca, iimde bir heyecan dalgas kabard. Acaba biliyor mu diye dndm -acaba Bruno biliyor muydu? Ancak bunu sormaya vaktim yoktu, onu sevgi dolu dncelerimle sardm, sonra hemen Rana'yla bulumak zere rehberlik odasna gittim. Hl sabahn erken saatleriydi, oysa Rana'y hep akamlar grmeye giderdim. Yine de gl bir nsezim vard, Rana beni bekliyordu. Kap her zamanki gibi kendiliinden alnca d krklna uramam oldum. eri girdiimde, onu sakin bir tavrla iskemlelerden birine oturmu bana glmserken buldum, sanki olaan grmelerimizden birini yapyorduk. "Bu saatte buraya astral bedenimle geleceimi nasl bilebildiini sormuyorum" dedim, "nk hem gelecei grme gcnn hem de bana senin de burada olduunu haber veren telepati gcnn mkemmel altndan eminim." Rana bayla onaylad ve "Ayrca" dedi, "Elgon'la olan sorununa bir zm bulacam da umuyorsun. Eer bu zm senin kendi zihninden alglayp sana aktarrsam sevineceksin." "Tanrm! Teekkrler Rana! Teekkrler!" dedim cokulu bir rahatlamayla. Sonra hemen sordum: "zm nedir?" Ban sallad, "Seni d krklna uratacam Jon" dedi, "nk geleceinde grdm davran biimini sana u anda sylemek istemiyorum." "Ne?" diye sordum, durumun bu ekle dnmesi beni son derece sarsmt. "Yani sen imdi zm bildiin halde

328
Karma

bunu bana anlatmayacan m sylemek istiyorsun? Eer bana sylersen, gereklemeyeceinden mi korkuyorsun?" "Hayr" diye yantlad, "sana sylesem de sylemesem de, senin bu aamada yryebilecein sadece tek bir yol var." arm ve sersemlemitim. "O halde" dedim, "eer bu zm gelecekteki davran biimimi etkilemeyecekse bana neden sylemiyorsun, anlayamyorum." "nk" diye yantlad, "eer bunu sana imdi sylersem gelecekteki dncelerin etkilenecek, her ne kadar bu Elgon'a kar davrann deitirmese de, daha sonraki eylemlerinin deimesine neden olur." "Anlamyorum Rana" dedim, "ne demek istiyorsun?" "yi ve kt kavramlarndan sz ediyorum" diye karlk verdi, "yani nc bilin dzeyine eriebilmen iin gemen gereken son snavdan sz ediyorum. Bu kavramlarn da -baka her ey gibi- bak ann geniliine bal olduunu hatrlamalsn. Bir zihnin gelikinlii, kabul edilemez grneni kabul ede-bilmesiyle llr. Mikro dzeyde kabul edilemez grnen bir ey Makro dzeyde her zaman kabul grr." "Evet" diye szlerine katldm, "btnyle Makro olan bir adan her eyin mkemmel grndn de biliyorum, ama bunun benim sorunumun zmyle ne ilgisi var?" Aklamasn srdrerek, "Sylemek istediim" dedi, "Elgon'un tehdidine kar uygun zm fark edemiyorsun, nk bu zm mikro bak asyla aryorsun; oysa zm mikro adan iyi ya da kt, ama kabul edilemez grnyor." "O halde, eer sen bana bu zm gsterirsen ben onu kullanacam, ama yanl nedenlerle, nk onu bana sen sylediin, ben kendim kefetmediim iin iime sindirememi olacam, doru mu?" "Kesinlikle doru Jon" diye yantlad, "ve bu yakn geleceini etkilemeyecek, ama buradan sonraki on bin yln etkiM.S.2150

329

leyip Lea'yla senin fiziksel ve astral dzeylerde tekrar bir araya gelmek iin beklemeniz gereken sreyi uzatacak." "Bunu sylemekten nefret ediyorum Rana, ama zm aklamadn iin sana teekkr ederim" dedim isteksizce. "El-gon'un sarayna dnp, yryebileceim tek yolun ulat ve benim de zaten zihnimde olan u zm kefetmeye alaym, bakalm bu i ne kadar srecek." Kalkmaya hazrlanrken Rana beni Lea'y grmeden Mik-ro Adas'na dnmem konusunda uyard, nedenini sordum. "nk" diye aklad, "ikiz ruhun olarak, aradn zm senden gizlemekte zorluk ekebilir, bilgiyi benden de ondan da alsan sonuca yapaca etki ayn olacaktr." Rana'ya bir kez daha teekkr ettim ve dne uyacam syledim. Sonra Lea'yla balant kurmak iin bir giriimde bulunmadan Elgon'un sarayna dndm. Carol'un bo odadaki resmi ekranda srekli asl kald halde, bu odann nerede olduunu bilmediimi fark ettim. Bulmak iin saray aramam gerekiyordu. Sonra byk bir hata yaptm. Elgon'un odamn dnda telepatik gce sahip bir sr insan grevlendirdiini unutmutum, bu yzden duvarn iinden koridora getim; elbette beni hemen grdler ve durdurmaya altlar. Kendimi o kocaman yemek salonunda dleyip, gr alanlarnn

dna ktm, ama telepatik an olumasnda katks olan herkese astral bedenimle katm annda bildirdiler. Kendimi birden yemek salonunda bulunca gerekten dnce hzyla komaya baladm; odadan odaya geiyor, sarayn alt katlarna inen merdivenleri aryordum, nk Carol'un aada olduunu hissediyordum. Doru merdivenleri saptayp tam Carol'un tutsak edildii kata inmek zereydim ki, Elgon' un yandalar yerimi belirlediler. Bir kez daha beynimi ezen mengenenin giderek artan ba330
Karma

smcn hissettim. Ama bu kez direnmek yerine sevgi dolu bir kabulle karlk verdim. Ayn anda da Carol'u aramay srdryordum. Elgon'un saraynn mahzenleri gerek bir odalar labirenti gibiydi, ama en sonunda doru kapdan getim ve kendimi Carol'un ortasnda l gibi yatt odada buldum. Ona doru atldmda, Elgon'un yan taraftaki glgelerden geliyormu hissini veren bouk kahkahasn duydum. Hemen hemen ayn anda da beynimdeki mengenenin basks iki katma kt ve bin kiinin Makro gcyle retilen telepatik a zerime beni ezecek biimde yneltenin bu kez zellikle Elgon'un kendisi olduunu anladm. Rana'nm ya da Lea' nn byle lgnca bir telepatik saldryla ba edebileceklerinden kukum yoktu, ama benim ikinci bilin dzeyiyle sahip olduum g bu zihinsel ala boy lecek durumda deildi. Bask beni abucak etkisi altna ald, artk bu sknty daha fazla kabul edemiyordum, kar koymak iin abalamaya balaynca da her ey birdenbire sona erdi. Bilincimi yitirdim ve 1976'da uyandm. Odam karanlkt, saat henz sabaha kar 4't. Hemen uyuyup, 2150'de bama ne geldiini anlamaya karar verdim. O ezici mengenenin canl ansn zihnimden atmak biraz zaman ald, ama sonunda uyumay baardm ve tenteli yatakta uyandm. Sela zerime eilmiti. Gzlerimi aar amaz "Sen bir aptalsn Jon ki" dedi. Ona Karl'n o alayc tavryla glmsedim. "Bakyorum" dedim, "artk onuncu bilin dzeyinde olduum aldatmacasn srdrmeye gerek grmyorsun." "Bu doru" diye yantlad, "Makro glerinin ok snrl olduunu rendik. Sen nmzdeki birka gn iinde nc bilin dzeyine biraz zor ularsn. Ama sana aptal deyiimin nedeni bu deil. Astral dzeye getiinde fiziksel bedeni korumasz brakrsan, nasl yaplacan bilen biri -rnein ben- gm kordonu koparp, seni ebedi331 M.S.2150

yen fiziksel bedeninden ayrabilir, bunun farknda deil misin?" "Evet" dedim, "biliyorum, ama siz benim srekli olarak Mikro Adas'nda kalmam istiyorsunuz lmemi deil. Eer lrsem propaganda deerim sfr olur." Sela yantlamadan nce diliyle pck veriyormu gibi dudaklarna dokunarak, kkrtan bir ifadeyle bana bakt. "Seni l istemiyorum Jon" dedi, "senin benim am olman istiyorum. Ama zamanda aktarm ilemini tamamlamamz iin bize yardmc olmazsan, bu muhteem bedenin yaknda leceini biliyorum, zihnin de 174 yl gerilerde bir yere gidecek." "Sela" dedim, "artk mikro bir yaant istemiyorum." "Ama baka aren yok" diye karlk verdi, "ya 2150'nin Mikro Adas'nm dzen iindeki mikro toplumunda yaarsn, ya da 1976'nn kaos iindeki mikro toplumunda." Ben yant vermeyince derin derin iini ekti; benimle uramaktan vazgemiti. "Bize

Carol'u Makro topluma kendi abasyla dnmesi iin salvermekten baka bir yol brakmyorsun" dedi, "tabii o da yasalarmza boyun emeyecei, bu arada birok yasay ineyecei iin lme mahkm edilecektir." "Bu cinayet olur!" dedim. "Hayr, cinayet olmaz!" diye yantlad. "Eer biri lmle cezalandrlacan bile bile yasalara kar gelirse bu intihar olur! Ama Mikro Adas'nda srekli kalmay kabul edersen onu kurtarabilirsin." "Bana biraz daha zaman tan" dedim. "zin ver de bunun zerinde dneyim." "ok zamann oldu Jon" dedi, "ama yine de ne kadar yce gnll olduumuzu gstermek iin sana bir gnlk sre daha veriyoruz. Eer yarn sabaha kadar bizimle ibirlii yapmaya karar vermezsen Carol'u serbest brakacaz ve sen de onun kendi lmne yol an izleyebileceksin." Uzun bir sessizlik oldu, sonra Sela gitti, ben de hapishane dairemi arnlamaya baladm, Rana'nm zaten zihnimde var
332

Karma olduunu syledii zm kefetmeye alyordum. Acaba bu zm neydi? Bana en ar gelebilecek karar hangisiydi? Bir adan bakarsam, bu karar Elgon'a meydan okuyup, onunla anlamay reddetmek olabilirdi. O zaman byk zveride bulunmu olacaktm, nk sadece Carol'u yitirmekle kalmayacak, 2150'de yaama frsatn da tepecektim. Evet, kukusuz bana en fazla Carol'u Mikro Adallar tarafndan idam edilirken grmek ar gelirdi -stelik bunu engelleyecek durumda olduumu bile bile. Rana'nm szlerini hatrladm. "Ama Makro bak asndan hibir ey dehet verici grnmez" demiti. "nsan korkutan eyler sadece mikro adan bakldnda vardr; nk sadece kendi setiklerimizi deneyimlediimiz, her haliyle mkemmel, adil ve dengeli bir makrokozmosda yaadmz bu snrl adan pek gremeyiz." O halde, eer Carol lrse diye dndm, bunu kendi semi olacak, ama ben onu sahiplendiim iin kaybetmekten znt duyacam. Makro filozoflar, yeteri kadar istediimiz ve inandmz her eyi elde edebileceimizi sylerler; her ruhun da zgr iradesi ve sonsuz Makro gc olduuna gre ortada sorun yoktu. Evet, kabul ediyordum. Makro adan ortada sorun yoktu -ama ben o dzeyde yaamyordum ki! Yaadm dzeyde bir sr sorun vard ve u anda en nemlisi de Carol'u lmden kurtarmak ve 2150'de kalmay baarmakt. Sadece Elgon'la ibirlii yapmak bu sorunu zmeye yetecekti. Sonra yaammn geri kalann Makro topluma dnmek iin are aramaya adayabilirdim. Acaba gerekten Makro topluma geri dnmeye alr mydm? O uzun gn ve akam boyunca tamamen yalnz brakldm, sabahleyin Elgon'a ne syleyeceim diye kvranp durdum. Akam iyice bastrdnda yorgunluktan bitkin dm, ama bir karara varmtm. Carol iin yaam, bylece kendim iin
333 M.S.2150

de Mikro Adas'n semitim. En sonunda gelen uyku korkun bir karabasan da birlikte getirdi. Dmde zerimde uzun, siyah bir cppeyle kocaman bir ln ortasnda oturuyordum; yargtm ve nmde yarglamak zorunda olduum insanlardan olumu gz alabildiine uzanan bir sra vard. Yanmda duran mbaire gre hepsi de lm cezas gerektiren sular ilemilerdi. Ama aklamalarm teker teker dinlerken, savunmalarn tm de bana yle dokunakl ve yrekler acs geldi ki, sonuta hibirine lm cezas vermedim.

Beni alkladlar, teekkr ettiler, gklere kardlar; nk nme gelen herkes iin yaam semitim. Sonra sahne deiti, kendimi ln baka bir yerindeki muazzam bir hapishane avlusunda yanmda mbairle yrrken buldum. lmden kurtardm btn insanlar burada ayaklarndan kocaman birer glleye zincirlenmilerdi, yle ki hepsi de zar zor hareket edebiliyorlard. Beni venler, bana teekkr edenler imdi yzme kar lanetler okuyorlard. Hepsinin de korkun bir hastala tutulmu olduklarn grmek beni dehete drd: bu uursuz hastalk kemikleri zerindeki etleri eriterek bedenlerini yava yava yok ediyordu. Her nedense kendimi bu tutsaklara teker teker bakmak zorunda hissettim; yaamlarn kurtarmtm, ama imdi ac vererek yava yava bedenlerini kemiren bir vebann biimsiz, korkun kurbanlar haline gelmilerdi. Birinin bana seslendiini iittim, ona doru dnnce tylerim diken diken oldu ve yle dehet duydum ki, gzyalar iinde 1976'da uyandm; nk, yaamn kurtardm ama imdi bana lanet okuyan son tutuklu Karl'd. Karl'a -dlerimde bile olsa- zarar verebildiimi dnmek kendimden nefret etmeme neden oldu, midemin bulandn hissettim. Neden byle bir d grmtm? Anlam ne olabilirdi? Kendime bu soruyu sorunca, Rana'nn szleri aklma geldi: 334
Karma

"Tm aclar, mutsuzluklar ve hastalklar kanlmaz olana -yani gelimek amacyla gerekte kendi yapm olduumuz seimlere- kar koymaktan kaynaklanr." O halde zm neydi? Yine Rana'nm sesini duyar gibi oldum: "Olumsuz eylemleri dengelemenin tek yolu olumlu eylemler yapmaktr. Bu yzden sevgiyle kabul etmek her eyi dengeler. lenebilecek tek gnah, olan neyse onun mkemmel olduunu kabul etmemektir." "Demek ki" diye karar verdim, "grdm d reten Yksek Ben'di; olan neyse onun mkemmel ve gerekli olduunu kabul etmemenin douraca sonular gsterilmek istendi." O halde bu d br yolu seip, Carol'un lmesine izin vermem gerektii anlamna m geliyordu? Gemite Karl'n da m lmesine izin vermitim? O yzden mi imdi dme girmiti? Zihnimin derinliklerinden bilincime bir eyler szd ve gzlerimin nnde ard ardna iki sahne belirdi; birinde Kari yarm litrelik bir ie havu suyunu bana dikmiti, ikincisinde Carol kafeteryadaki mekanizmadan her zaman olduu gibi havu suyu alyordu. Sonra aklma baka bir kyaslama geldi; Carol 1976'daki "gemi" yaamnda kendini evre kirliliine kar kan koyu tenli bir renci olarak tanmlamt, Kari ise durmadan sanayi artklarnn neden olduu kirlilik konusunda atp tutard. Zihnimde dnceler birbirleriyle yaryorlard. Ama o bir kzd -sevdiim kz, e ruhum, Alfa eim! Ve Karl! O bir erkekti -en sevdiim erkek, en iyi dostum, vey kardeim, oda arkadam! "Oh Tanrm!" diye dndm yksek sesle, "Oh sevgi dolu Tanrm!" Ellerimle gsm smsk tuttum ve iimdeki szy, atmay, heyecan, korkuyu ve cokuyu dengeleyene kadar ne arkaya sallanp durdum.
335
M.S.2150

En sonunda bu dengeyi kurup, yeni fark ettiim gerein mkemmelliini

kabul edebilir hale gelince, aa koup Kari ve Neda'ya durumu akladm. Onlar da benim kadar sarsldlar, sonuta, hepimiz yaamlarmzdan olumu o sonsuza dek akan desenin mkemmellii karsnda duyduumuz coku ve aknlkla gzyalar iinde kaldk. Ama en nemli soru yine ortadayd. Carol'un -Karl'n lmesine izin vermeli miydim? Gnn geri kalan blmn bu soruya bir yant bulmaya alarak geirdim; akama doru Kari ve Neda'ya Carol'u kurtarabilecekken onun lmesine seyirci kalmann benim iin dayanamayacam kadar byk bir yk olduunu itiraf ettim. Gecenin ge saatlerine kadar tarttk, Karl'a gre Carol'u ve kendimi kurtarma dorultusundaki ilk kararm uygulamam yerinde ve akllca olurdu, Neda ise soruyu Yksek Ben'e sarmam ve bana ne kadar zor gelirse gelsin, alacam yant uyarnca davranmam neriyordu. Sadece bam salladm, sonra daireme dndm. Yattm halde, Elgon'la ilgili kesin bir karar verene kadar uyumak istemiyordum; yatakta bir o yana bir bu yana dnp durdum. aresizlik iinde kvranrken Carol'un d aklma geldi; ne zaman biraz d krklna urasam, Makro Balant anm zihnimde tekrar canlandrmam sylerdi. Zihnimi Makro Ben'le kurduum son balantya yneltince, endie ve gerginliin bedenimden akp gittiini hissettim. Aldm soluklarn derinlii ve ritmi deiti; bir kez daha tm ztlklarn bir olduu o dile gelmez hal beni zamann, uzayn ve szcklerin tesindeki en yce deneyime ulatrd. Uyuyakalm olmalydm, nk gzlerimi atmda Sela' mu ve Elgon'un zerime eildiklerini grdm. Sonra Elgon'un "En sonunda uyanabildiin iin sevindim" dediini duydum, "kararn bekliyoruz." 336 Karma Hi dnmeden yantladm, "Ben buraya ne renmek iin geldiysem onu renmeye, Carol'a da ayn frsat tanmaya karar verdim." "Sen" dedi Sela, "gerekten onun lmn seyretmeye hazr olduunu mu sylemek istiyorsun?" Buna karlk vermeyince Sela video ekrann gstererek "Bu kararla yaayabileceinden emin misin?" diye sordu. Kar taraftaki dev video ekranna baktm. Carol'un grnts deimiti. Artk bo bir odann tabannda yatmyordu, avludaki bir duvara, kollan ve bacaklar gerilmi durumda, bileklerinden kelepelenmiti. plakt ve belli ki bilinci yerindeydi, nk ac duyuyor gibiydi. Yzn gsteren bir yakn ekim gerekten kendine gelmi olduunu kantlad, gzleri akt ve baklar nndeki bir eye dikilmiti. Sonra resim deiti ve neye baktn grdm -adal bir gruh lgnlar gibi baryor, lklar atyordu. elikten yaplma benzeyen yksek bir a perde onlar engelliyordu. Elgon "Eer perdeyi kaldrrsak" dedi, "bu kalabalk, doum kontroln savunduu ve hamile kalmak istemedii iin onu ldrnceye kadar talayacak. Carol bir yabanc ve byle sular yabanclar ilerse cezas lmdr. Bizimle ibirlii yapmak istemediine emin misin Jon?" Bam salladm, kendime gvenemediim iin azm amadm. Elgon'la Sela bana dikkatle baktlar, ikisi de konumuyorlard; aramzdaki sessizlik giderek uzad, sonunda Elgon birden bir onay iareti verircesine ban edi ve ekrandan gelen sesler ykseldi. Bakmamaya altm, ama gzlerim beni dinlemiyordu, baklarm kalabala taklp kalmt. Perde kalkmt, insanlar ieri akyor, Carol'un ayaklarnn biraz ilerisine ylm kk, keskin, kuvarsa benzeyen talara doru kouyorlard. Ondan sonraki yarm saat boyunca erkeklerden, kadn-

M.S.2150

337

lardan ve ocuklardan meydana gelen bu gruhun Carol'un ac eken bedenine kk keskin talar frlattklarna tank oldum. Bu kanl olay batan sona izlemek durumunda kaldm; nce o gzel bacaklarnda, kollarnda, gsnde ve yznde ince kesikler olutu, sonra btn bedeni geni, kanl yaralarla kapland, en sonunda bir gz grmez oldu, dier gz ise bir doku parasyla yuvasndan ve yanandan aa doru sarkt. Talar ok kk olduu iin Carol son ana kadar bilincini yitirmedi. Olay bittiinde, gzelim bedeni kemiklerinden sarkan et paralarna dnmt. Zihnimin yeni Makro Balantm'n taze anlaryla dolu olmasna karn, yine de bu son yarm saat tm yaamm boyunca ektiim en byk ikence oldu. Sessizlii Elgon bozdu. "Byle bir lm seyretmek baka, yaamak baka ey Jon" dedi. Ve ieriye ard yandalar beni saraydan karp ayn avlu duvarna gtrdler; sevgili Carolum'dan geri kalanlar bana yer alsn diye toplanyordu. Hzla ne doru itilince, Carol'un kanyla krmzya boyanm kk beyaz talar ayaklarma batt. Kalabalk yeniden toplanmt, ben kanla slanm o lm duvarna doru srklenirken, onlar da aza alnmayacak szler ve sulamalarla barp aryorlard. Kanl kelepeler el ve ayak bileklerim zerine grltyle kapanrken, zihnim bulank anlarla doldu -Lea ve birlikte geirdiimiz ksa anlar- Ra-na ve renmem gereken onca ders... renmi miydim?., renecek miydim? -Neda ve akl almaz deiimi- Kari, benim sadk dostum ve geen birka ay boyunca yaamna getirdiim sarsntlar- ve Karl'n benliinin dier paras, beni arkamdaki duvarn kaba tulasndan scak kanyla ayran sevgili Carol'um. Elgon'la Sela'nn kalabal yararak bana doru yaklatklarn grdm. Hemen nmde durdular, ama neden bilmem, bana sanki binlerce mil uzaktalarm gibi geldi. Elgon 338
Karma

parmaklarnn ucunu altmdaki krmz kan havuzuna daldrd, sonra parmaklarn gsme sildi ve beni aalayan bir ifadeyle kararm yeni batan dnmek isteyip istemediimi sordu. Azm amadm, nk gzlerim sorusunu sert bir biimde yantlyordu. Elgon srtn bana dnerek eildi ve iki tane kanl ta ald, ardndan da talar kalabalk grsn diye havaya kaldrd, sonra yine bana dnerken birini Sela'ya verdi, yzme bakt ve ilk ta att. Zihnimin derinliklerinde Rana'nm sesinin yanklandn duydum: "Carol ve sen Jon, ok eskiden Filistin'in gneyinde pek kibirli ve iddet yanls bir ailede domay semitiniz. Gzel ama gsterie dkn ve kendini beenmi ocuklar olarak bydnz. Bakalarn ok kolay suluyordunuz. Birka kez de suladnz insanlar talanarak ldrlrken, kendinizi hakl grerek bu eyleme katldnz." imdi bamza gelenlerin nedenini biliyordum, ama gzlerim ve beynim hl Elgon'a duyduum nefretle dolup tayordu. Rana szlerini srdryordu: "Bir zihnin gelikinlii, kabul edilemez grneni kabul edebilmesiyle llr." Makro Dinlenme'yi uygulamaya altm, sevgiyle kabul ieren Makro bir adan bakabilmek iin aba gsterdim. Elgon'u sevmeye ve kabul etmeye altm, olan neyse onun mkemmel olduunu kabullenmeye altm, btn bunlar denedim - ama ie yaramad. Kabul edilemez grneni kabul etmek son snavm bu idi ve ben baaramadm. Elgon'u sevgiyle kabul edemedim. Her eyin bir snr var -acnn bile- ama yzlerce sivri ta bedenimi paralarken, iime

akan ac yle ykseldi ki, bundan byle bir saniye daha yaamaya dayanamayacam dndm. Gzlerim artk grmyordu, ama zihnimde Lea belirdi. "Hatrla Jon, bir zihnin gelikinlii kabul edilemez grneni kabul edebilmesiyle llr." Kulaklarmda bu szler nlarken 1976'da uyandm.
339

BLM 17

Tekml-ama
2150'deki lmmden bu yana bir ay geti ve Makro toplumdan bu kadar uzun bir sre ayr kalmaya katlanmak benim iin g oldu. Ama imdi, kk balkonumda lk ilkbahar gnei altnda otururken, bu ayrl, hatta gelecein dnyasnda o son bir saat boyunca yaadm dehet ve acy iime sindirebiliyor, kabul edebiliyorum. Elgon'u, Sela'y ya da baka birini artk sulamyorum, onlara kzgnlk duymuyorum, nk deneyimlerimin tmn gerekte kendim setim. Kzgnlk da, iddete ynelik btn dier duygular gibi, mikro varlklarn kendi yaadklarnn sorumluluunu stlenmekten kanmak iin suu son bir rpnla bakalarnn stne atmaya almalarndan kaynaklanr. Bu yzden fke ve iddet, insanolu yaamndaki her olayn tm sorumluluunu yklenmeyi renene kadar var olmaya devam edecektir. Ruhsal tekmlmde bu aamaya gelmi olduumu umut ediyorum. Ve imdi Karl, annemin beni sana emanet ettii gibi, ben de sana bu gnl emanet ediyorum, nasl uygun grrsen yle kullan. Biraz sonra aaya gelip, seninle ve Neda'yla son yemeimi yiyeceim. Akam sona erince de her ikinizi pp, yaknda tekrar grmeyi umduumu syleyeceim. 340
Tekml-ama

Karlkl konumak yerine yazarak sana veda ettiim iin beni bala. Sen benim iin szcklerle anlatamayacam kadar deerlisin. Btn baarszlklarn gerekte baar, lmlerin de doum olduunu renmek uzun zamanm ald. Bu gece tekml-aacam. Demek istediim, dn gece ok inandrc bir baka d grdm. Bu bir vizyondu. Seninle Neda iin arka sayfaya kabaca bir taslan izdim. Sana "teekkr etmek" her eyin bittii anlamna gelmiyor Kari. Dlerini aklnda tut. Ben o dlerde olacam. Her zaman senin yanndaym. Seni seviyorum. Biz biriz.

imdilik hoa kal,


341

Sonsz
Jon Lake'in bedenini yakp, kllerini birlikte bydmz evin yaknndaki bir korulua serptik ve o gnden bu yana ay geti. Balangta Jon'un intiharn kabullenmenin benim iin ok g olduunu itiraf etmek zorundaym. Bunun bir ka olduunu ve Makro felsefesine yakmadn sylyordum, ama geen haftalar boyunca Neda benim mikro felsefemi olduka inceltti, Jon'un eylemini bugn artk ok farkl bir kta gryorum. Bak amn deimesinde belki de en nemli etken, Jon bizden ayrlmadan birka gece nce yaptmz bir konuma oldu. Jon bu konumay gnlne geirmemi, oysa geirmi olmasn isterdim, nk bana Makro toplumun yaam ve lm hakkndaki grn hatrlatm olurdu. Neda'yla birlikte Jon'la aramzda geen konumann ayrntlarn defalarca gzden geirdik. Hatrladmz kadaryla, ben bir akam bizim blmdeki bir rencinin intihar ettiinden sz etmi ve bunu sorumluluklardan ka olarak nitelemitim, Jon da yle bir yant vermiti: "Bilinli bir intihar eylemini knyor musun Kari. Bu, iinde bulunulan durumun sorumluluunu stlenmekten kanma abas olabilir de olmayabilir de! Mikro yaamn btnnn bilinsiz bir intihar olduunu unutmuyor musun? Bu yaam ldrc bir kazayla abucak sona erebilir, ya da bedenin yaamsal organlar tamamen tkenene kadar zaman iinde bozulup rmesi anlamna gelen mikro yalanmayla yava yava bitebilir. Bedenin bozulmas, insann kendi seimi olan 342 Sonsz yaam biiminin getirdiklerine ve bunun sorumluluunu kabul etmeye yine kendisinin diren gstermesinin doal sonucudur. Dr. Hans Selye'nin Yaamdaki Gerilimler adl kitabnda deindii btn gerilimlere bu diren neden oluyor." "Tamam" demitim, "bilinsiz intihan ya da Dr. Selye' nin gerilim kuramn tartacak deilim; ama szn ettiimiz renci bilerek intihar etmi, nk ana-babasma bir not brakarak kendisini balamalarn istemi. imdi ben bunun korkaka bir yol olduunu sylyorum." Jon dilerim gstererek glm ve "Biliyorsun" demiti, "u incelediimiz Fransz sosyolog Emile Durkheim'a gre iki intihar nedeni var: Bunalm, amaszlk ve umutsuzluk (ano-mik intihar) ve zveri (altruistik intihar). Birinci, yani anomik intihar, insann kendine, bakalarna yabanclamasndan ve baa kmakta kendini tamamen yetersiz hissettii bunalm dolu bir hayattan kurtulma arzusundan kaynaklanyor. Benim szn ettiim bilinli mikro intihar bu. Sonu da mikro 'ben'i hibir zaman honut etmiyor; nk astral bedeninde uyandnda hl kendini sorumluluk tamadna inanan bir zihne skp kalm buluyor. Bu zihin, mikro ben baarszlkla karlatnda balayamad iin kendinden nefret etmeyi srdrecektir."

Neda burada onun szn keserek "Ama Jon" diye sormutu, "Makro bak asndan btn eylemlerin mkemmel olduunu sylememi miydin? Bir intihar nasl mkemmel olabilir?" Jon "Makro dzeyde" diye karlk vermiti, "her olumsuz eylem olumlu bir eylemle dengelenir, bylece onlar birbirini etkisiz hale getirirken, ortada mkemmel bir denge kalr. Makro adan her baarszln zamanla baarya dnt grlebilir, nk baarszlk renme iin gerekli olan ig-rye ulatrr. Eer bir ruhun, iinde bulunduu durumun sorumluluundan kaamayacan renmesi iin bir ya da bin kez intihar etmesi gerekiyorsa o zaman intihar da bu ruh iin
343 M.S.2150

gerekli ve mkemmeldir." Neda "Anlyorum" diye bayla onaylamt. "Peki, zveriden kaynaklanan intihar nasl tanmlyorsun?" "Bunun iyi bir rnei" diye aklamt Jon, "Titanik batarken yaand. Baz insanlar, dierlerine zaten az sayda olan cankurtaran sandallarnda yer kalsn diye gemiyle birlikte batmay yelediler. Tarih, bakalarnn yaam ya da yarar uruna kendi yaamlarndan bilinli olarak vazgeen byle zveriye dayal ders alnacak intihar rnekleriyle dolu." "ntiharla bakalarna ders vermek..." diye duraksamt Neda; sonra "Makro toplum yeleri de Mikro Adas'nda yaayanlarn onlar ldrmelerine izin verdiklerinde bu tr bir davran m sergilemi oluyorlar?" diye sormutu. "Belki de fiziksel yaamn en yce ama olmadn gstermek istiyorlar." "Bir bakma" diye Jon yantlamt. "Bunun en nl rnei dnyann gelmi gemi en byk Makro filozoflarndan biri olan Nasral sa'nn intihardr. O, Makro ben'in mikro fiziksel ben'in efendisi olduunu ve bu yzden ldrlm olsa bile onu yeniden yaratabileceini ya da onu diriltebileceini gstermek iin kendisini ldrmelerine izin vermiti. Ben sa'nn ayn zamanda -mikro adam iin gerekli olsa bile, fiziksel bedenin m-M sreci boyunca son derece kstl bir grnm olduu yolundaki inancn da gstermek istediini dnyorum." "Bylece tekml" diye eklemiti Neda, "sadece mikrofi-ziksel dzeyde skp kalmyor, her ruh makrokozmik kaynann tm farkndahna ulaana kadar, hep daha st bilin dzeylerine doru srp gidiyor." "Doru" demiti Jon, "bu dnce de bizi henz mikro adamn bilmedii nc bir intihar kavramna gtryor tekmle ynelik bu intihara Makro toplum 'tekml-ama diyor." "Sanrm, sen bundan bize daha nce sz etmitin Jon" demitim. "Evet, hastanede yaam kurtarmaya alrken, baz has344 Sonsz talarn beni engellediklerini hatrlayacaksnz; bilinaltlar lmeye karar vermiti. Bruno'nun bana sadece titreimlerini dengelemek iin dnyaya geldiini sylediini de hatrlayacaksnz. Amacna ulat iin bu dnyadan ayrlyor, gelimesini srdrmek zere bir baka boyuta geiyordu. Biliyorsunuz, Del-tarmz Hugo da bilinli olarak fiziksel bedeninin yaamna son verip, tekml-amay tasarlyordu. Hi kimse Makro dzeyde veya bilinaltnda bu yaam parasnda renebilecei ya da renmek istedii her eyi rendiine inanmadka lmez. Bu, anlalmaz grnen bebek lmlerinden tutun da deprem gibi ykmlar ya da toplumsal olaylarn neden olduu btn lmler iin geerlidir."

Neda "Bilinaltlarmm gelecekte olacak her eyi bildiini ve bu yzden isterse bana gelebilecek herhangi bir kazay da nleyebileceini mi sylemek istiyorsun?" diye sormutu. "Sylemek istediim tamamen buydu" diye onaylamt Jon hevesle. "Makro bak asndan kaza diye bir ey yoktur." "Kabul, ama u tekmle ynelik intihar konusuna geri dnersek" demitim, "bu anomik intihar gibi sorumluluklardan ka deil mi? Eer biri renecei dersi rendiyse, yaama devam edip, bu dersi henz renmemi olanlara yardm etmeli." "Bu herkesin her zaman birinci snfta kalp, sadece buradaki derslerin renilmesine katkda bulunmas gerektiini sylemekle ayn ey oluyor" diye yantlamt Jon. "Ama birinin retmesi gerek" diye kar kmtm. Jon "Evrenin tarihi boyunca hi retmen sknts ekilmedi" diye aklamt, "yeter ki renmeye hazr renci olsun. Makro filozoflar renci hazrsa retmenin ortaya kacan sylerler. 'Dileyin, o size verilecektir' sz bu Makro gerein baka bir anlatmdr. Konu tekrar gl istek ve nceden inanmaya geliyor. Eer baka bir eyi renmekten daha ok istiyorsan veya renebileceine inanmyorsan, baarya ulamak iin istek ve inancnn glenmesini beklemek zorundasn."
345 M.S.2150

Ben bam sallayarak "Ka anlamndaki intiharla tekmle dnk intihar arasndaki fark hl anlayamyorum" demitim. Jon "Bu bir drt meselesi" diye aklamt. "lme iten drt gemiten kamaya m, yoksa gelecei kucaklamaya m ynelik? Anomik intihar gemiten ve/veya u andan kurtulma abasdr; oysa tekmle dnk intihar gelecei kucaklamaktr." "Bu drty ayrt etmek son derece g" diye szlanmtm. "nsan yaamdan kama konusunda kendi kendini aldatma eiliminde olamaz m?" "Elbette" diye yantlamt Jon, "sk sk da yle oluyor. Her yaamdan alnmas gereken dersler var, ama eer sen birinci snfta renileceklerin hepsini rendiin konusunda kendine yalan syleyip intihar edersen, uyandnda yine birinci snfta olduunu grrsn. Demek ki, bu dnya snfnda derslerden uzun sre kamak mmkn deil. Kendi Yksek Beninden kaamazsn! Mikro adam bu gezegendeki fiziksel yaam son basamak olarak gryor, Bunun sadece bir sonraki boyutun hazrlk dnemi olduunu fark edemiyor. Ve o tr bir yaam felsefesiyle de doal olarak intiharn her eye son vereceini dnyor. Bylece mikro adam kendi mikro felsefesinin kurban oluyor." Neda "O halde intihar etmenin gnah olduunu syleyebilir miyiz, syleyemez miyiz?" diye sormutu. Jon dnceli bir ifadeyle "Genelleme yapmak ok zor Neda" diye yantlamt, "nk btn lmler -bilinli ya da bilinsiz- birer intihar. Gnah kavramna gelince, ortada sadece tek bir gnah var; o da imdi, gemite ve gelecekte, her zaman, her eyle mkemmel bir makrokozmik birlik iinde olduumuzu kabul etmemek. Ama bu bile sadece mikro bak asndan gnah saylabilir. Makro bak asndan hibir ey gnah deil, nk her ey amal ve tekmle ynelik, bu yzden de mkemmel. O halde anahtar her eyi sevgiyle kabul etmek ve
346
Sonsz

bylece insan fiziksel yaama tutunmak durumunda brakan btn endie korku ve sulamalardan zgrlemek. te ancak ondan sonra, sadece ondan sonra tekml-amak

mmkndr." "Tamam! Eer Makro olsaydm, sevgi dolu bir kabul ieren anlaya ulam olanlarla olmayanlar ayrt edebilir ve yaamlarna hangi drtyle son verdiklerini bilebilirdim. O zaman da bunun genel olarak intihar diye nitelediimiz eylem mi, yoksa tekml-amak m olduunu syleyebilirdim. Ama sorun u ki, ben Makro deilim ve bu yzden aradaki farkn nasl anlalacam hl bilmiyorum" diye kar kmtm. Jon da "Kltrel Antropoloji'de okuduumuz o incelemeyi hatrlyor musun?" diye sormutu. "Hani bir Kzlderili kabilesinde lmeye hazr olduklarn dnen yallar sadece herkese 'hoa kaim' deyip bir tepeye kyor ve orada lyorlard." "Evet, bu tam senin Hugo'nun tasarlad gibi..." diye balamtm. Ama Jon "Doru, kesinlikle yle Kari" diye szm kesmiti. "Eer lmek iin u veya bu iimde herhangi bir yola bavurursan, sorumluluklarndan kamak iin intihar ediyorsun demektir; te yandan yaamndaki tm ayrntlarla bar-ksan, sadece srt st yatarsn ve lrsn -ite tekml-amak da budur." Neda'yla birlikte o akamki konumadan hatrlayabildiklerim bu kadar. Jon, tekml-ama'y byle yorumlamt. Onun syledikleriyle Neda'nn ve benim grdmz dleri birletirince bak am olduka geniledi ve Jon'un lmyle ilgili dncelerim en sonunda deiti. Onu hl korkun zlyorum, ama Neda bana Makro bak asndan hibir eyin korkun grnmediini hatrlatyor, ben de bylece hangi dzeyde olduumun bilincine varyorum. Yine de Jon'un farkmdalk dzeylerimizin srekli deitiini,, benim gibi bir mikro adamn yirmi drt saat iinde hem
347 M.S. 2150

daha dk mikro dzeylere hem de st bilin dzeylerine -hatta Makro farkmdala- pek ok giri-k yaptn sylediini hatrlyorum. Makro farkmdala sramalarn da genelde uykuda d grrken gerekletiini anlatmt. Szlerimi byle bir d aktararak bitirmek istiyorum. Bu, Jon'la ilgili grdm bir dizi dn sonuncusu oldu. Dierlerinde onunla hep alk olduumuz biimde konumalar yapyorduk, ama bu son d tamamen farklyd. Neda'yla ben grntnn simgesel olduunu biliyoruz, nk Jon bize 2150'de mezar da mezarta da bulunmadn sylemiti, artk kullanlmayan bedenler buharlatrlyordu. Dmde Neda ve ben Jon'la birlikte, Jon'un bize son notunda resmini izdii ayn byk mezar tann nnde ayakta duruyorduk: Makro Toplum Delta 927
yeleri

Jon

ve Carol

8-927

3-927

ldler 1976

2150

Makro Toplum Delta 927 yeleri Jon ve Carol 9-927 4-927 yeniden dogdular 2150 348

Yazarin son sz Sonu olarak, bu kitabn -gerekte tm yaynlarmn- en byk amac, dnya Kova Burcu'na (Altn a'a) girerken insanln birlik ve uyum iinde bir toplum oluturmasna katkda bulunmaktr. Sizi imdiye dek sylenmi en umut verici zdeyile ba baa brakyorum: "Dileyin, size verilecektir; arayn bulacaksnz; kapy aln, size alacaktr." (Matta 7:7) Makro sevgilerle... Sevinle ! Thea Alexander

349 M.D.'DEN ZET BLGLER M.D.'ye Gre Makro Felsefe


Makro felsefe en kkten (mikro) en bye (makro) kadar her eyi birbirine balayan bir sistemdir. Temel retisi, her eyin sadece birbirine bal olduu deil, ayn zamanda mak-rokozmik bir btn oluturduu yolundadr ve bu oluan her neyse o mkemmeldir. Ancak mikro adan bakldnda her ey birbirinden ayr ve blnebilir grnr. Makro felsefe, mikrokozmik-Makrokozmik bir sre (m-M sreci) varsayar; bu sre iinde ntronlar, protonlar ve elektronlar insan bedeni gibi daha byk fiziksel bedenlerin blnmez paralardr. Dnmeyi srdrrsek, insann da Dnya denen nc gezegenin blnmez bir paras olduunu kavrarz. Bu sra ile dndmzde, gne sistemi bir galaksinin blnmez parasdr; galaksi de... ve bu hep byle srp gider. nsan, 1) kendini kendinden, bakalarndan, evrenden ve Tanr'dan (Makrokozmos'dan) ayr ve blnm hissettii, 2) olan neyse onun mkemmelliini yadsd, 3) bana gelenlerden sadece kendisinin sorumlu olduu gereini kabulden kand lde ac ve yalnzlk duyar, hastalk ve lm deneyimler. Farkllk (ayrlk) duygusu neden kayg uyandrr? nk bizden ayr, yabanc ya da farkl olarak algladmz her hangi bir ey veya kimse bizim iin olas bir tehlike, olas bir endie kaynadr. Bir eyle ya da bir kimseyle kendimizi ne kadar birlik ve btnlk iinde hissedebiliyorsak, o lde endieden
351 M.S.2150

uzaklaabilir, rahatlama, kabullenme ve sevgi duyabiliriz. Makro bak asndan tm aclar, korkular, nefret, strap ve hastalklar her eyin

bir olduunu -her eyin sevgi olduunu- her eyin Tanr'y oluturduunu ve her eyin mkemmel olduunu bilmemenin sonucu olarak grlr. Bu, olumsuz dnce, duygu ve eylemlerin var olmad anlamna gelmez, ancak olumsuzluklarn dengesiz mikro dncenin rn olduunu gsterir. Dnyadaki tm byk dinler "Ne ekersen onu biersin" derler. Makro felsefeye gre bu deyiin anlam olumlu ve olumsuz dnce kalplarnn yaratt sonularda aranmaldr. Eer gereklemesinden korktuunuz bir ey varsa, genelde gerekleir; nk, dnce enerjinizi bu korkulu olaya harcar, dolaysyla da onu kendi dncenizin enerjisiyle yaratm olursunuz. ki bin yl akn bir sre nce, bilge kii, mesellerinin 23:7'nci blmnde "Bir insann yreinde ne varsa, kendisi 'o'dur" demi. Makro felsefeye gre olumsuz dnce, olumsuz duygu ve olumsuz deneyim retir; oysa, olumlu dnce olumlu duygu ve olumlu deneyime kaynak olur. Tek bir dnce bile kaybolmaz. Dncelerimizin tm, eskilerin yreimiz dedikleri bilinaltmza kaydolur ve burada her olumsuz dnce ayn younlukta veya gte olumlu bir dnceyle dengelenene ya da yok edilene kadar olumsuz duygular retmeyi srdrr ( + ve - = 0). Olumsuz dnceler korku, fke, d krkl, sululuk duygusu, bunalm, znt ve benzeri huzursuzluklar retir. Olumsuz duygularmz, onlar yadsyarak gidermeye alrz. Yani, olumsuz duygularmz kendi olumsuz dncelerimizle yarattmz kabul etmek yerine, bu duygulardan onlar bastrmak, bakalarna yanstmak ya da mantkl klacak bahaneler bulmak gibi psikolojik savunma yntemlerini devreye so352
M.D.'den zet Bilgiler

karak kurtulmaya alrz. Bu savunma yntemlerinin tamam, bizi rahatsz eden duygularla ilgili farkndalmz azaltma ya da ortadan kaldrma yoluyla psikolojik acy azaltacak ya da ortadan kaldracak biimde dzenlenmitir. Bylece kendi farkndalmz kendimiz azaltyor, bak amz daraltarak mikro bak as dzeyine indiriyoruz. inde bulunduumuz rahatszln sorumluluunu stlenmek yerine bu sorumluluu baka birine ya da baka bir eye yklemek de ok allm tekniklerden biridir. MKRO BEN'N KENDN SAVUNMA YNTEMLER Szle Aa Vurma Uygunsuz istekleri onlardan srekli sz ederek bastrmaya alma. Dengeleme abas Bir konudaki d krkln baka bir konudan ar zevk alarak dengelemeye (telfi etmeye), ya da bir zayfln etkisini gl bir yan abartarak azaltmaya alma. Gerein Yadsnmas Genelde "hastalanarak" veya ie ya da hobilere ar kendini vererek Mikro ben'i gerein istenmeyen sonularndan, o gerei yadsyarak (gerei grmezden gelerek) koruma.

Baska seye bosalma

Duygular (genellikle fkeyi) o duyguyu uyandran kii ya da nesnelerden daha az tehlikeli kii veya nesnelere boaltma. Hrsn baka birinden veya eyden karma.
353

M.S.2150

Duygusallktan Kanma : 'Ben'i acdan korumak iin duygusal ballklardan kanma. D Kurma : Ulalamam isteklerin gereklemi olduunu dleyerek doyum salama. Kimlik Edinme : nl kii ya da kurulularla zdelik kurarak, bu sayede kendini daha deerli ve nemli hissetme. Kendini Baka Biri Gibi Grme : Reddedilmemek iin bakalarnn deerlerini benimseme. Kendini soyutlama : 'Ben'e ac verebilecek koullardan uzak durmak ya da baz davranlarn sonularndan kanmak iin onlar uygunsuz olarak niteleme. Yanstma : Kendi uygunsuz isteklerini bakalarna ykleme ya da karlalan glkler konusunda bakalarn sulama. Akla Uydurma : Bir davrann haklln ve onaylanmas gerektiini akla uygun biimde kantlamaya alma. Tepki Oluturma : Tehlikeli (toplumsal adan kabul grmeyen) istekleri bunlarn kartlarndan ar sz ederek bastrmaya alma.

354
M.D.'den zet Bilgiler

Gerileme : Daha az olgun davran isteyen ve/ veya daha dk nitelikte amalar olan, gerekte alm bilin dzeylerine tekrar geri dnme. Bilindna tme : Ac veren ya da tehlikeli dnceleri bilindna itme. Uygunsuz gdleri toplumca kabul edilir bicime sokma : Ulalamayan cinsel istekler davranlarla doyum salama. Sevimli olma cabasi : Kendine verdii deeri desteklemek iin bakalarnn beenisini kazanmaya alma. Kendini hirpalama veya cezalandirma : Ahlak d istek ve davranlar 'ben'e ac ektirerek deme. nsann kendini yadsyan bu teknikleri kullanarak psikolojik acsn hafifletme abalar, ksa vadeli (mikro) bak asndan baarl sonular verir. Baka bir anlatmla, bu teknikler ie yarar. Onlar kullanma nedenimiz de zaten ie yarar olmalardr. Ancak salanan bu baar geicidir, nk bu teknikler farkndalmz yle azaltrlar ki, geni (Makro) bak asndan grnen gerei -tm duygularmz, asla bir bakasnn deil, sadece kendi dncelerimizin yaratt gereini-kolayca unutabiliriz. Belki de psikolojik savunma yntemlerinin sonunda ulat en nemli nokta, psikolojik gerilimin kanlmaz biimde artarak bedeni hastalanmasna, yalanmasna hatta lmesine
M.S. 2150

yerine

cinsellik

grnen

355

neden olabilecek kadar hrpalamas, ypratmasdr. Bu konudaki ilk aratrma 1930'lu yllarda tp doktoru Hans Selye ynetiminde yapld. Dr. Selye'nin vard sonuca gre, gerilim veya direnme (ve bu durumun yaratt srtnme) olmasayd, hastalk, ac veya lm de olmazd. Kendini yadsyan bu teknikleri kullanmak insan sonuta ok daha byk aclara (psikolojik gerilimlere) gtrr, nk bu teknikler aclarn nedenlerim (olumsuz dnceleri) asla ortadan kaldrmaz, sadece sonular, yani olumsuz duygulan geici olarak hafifletirler. 20. yzyln ikinci yarsnda pek sk grlen alkol ve uyuturucu bamllarnn durumu bu anlattklarma arpc bir rnek olabilir. Psikolojik acy hafifletmek iin bilinlerinin byk bir blmn farkmdalk d brakp (yadsyp), kendilerini rahatsz edici duygulardan geici olarak kurtaryorlard, bylece geriye keyif verici duygular kalyordu. Ama skntlarn gerek nedenleri ortadan kalkmam olduu iin, alkoln ve uyuturucunun etkisi getiinde, psikolojik ac hep artarak geri dnyordu. Kendi rahatszlklarnn sorumluluunu stlenmekten kandklar srece bamllklarndan kurtulmalar mmkn

olmuyordu, ama bu arada psikolojik ac hibir ey tarafndan dindirilemeyecek lde byyordu. Sonra, ancak o noktadan sonra, kendi olumsuz dncelerinin sorumluluunu kabullenmeye, yardm dilemeye, daha geni bir bak as edinip aclarnn tesinde yeni bir yaam felsefesine, Makro bak asna yaklaan yeni bir geree doru ilerlemeye hazr oluyorlard. Peki, gerek nedir? Bu kimin bak asn kullandnza bal. Bir adan doruyanl, iyi-kt, ac-sevin, irkin-gzel gibi kavramlar gerekte deil, sadece dncede var. Hipnoz uygulamas buna arpc bir rnek olarak gsterilebilir. Bir kolun ya da bacan yavaa kesilmesi dayanlmaz aclar verir. Oysa 20. yzyln doktor ve diilerinden bir ksm 356
M.D.'den zet Bilgiler

hipnozla her trl ameliyat yaptlar. yle ki, hasta derin hip-notik telkini kabullendii srece ac sz konusu deildi, hasta ac hissetmiyordu. Gerekte binlerce olay, bir eyi hangi younlukta hissedebileceimize ya da yaayabileceimize inanyorsak, onu ancak o younlukta hissedebileceimizi veya yaayabileceimizi gstermitir. Mikro bak asndan, dnme biiminiz ve dolaysyla hissettikleriniz kaltmsal ve evresel koullarla belirlenir, bu koullar denetlemeniz sz konusu deildir. O yzden bilim adamlarnz insann zgr iradesi olmadn savunmular, tm davranlar tamamen kr talihe balamlardr. Ve bu, mikro bak asndan dorudur. Yazk ki, mikro bak as daha geni bir bak asnn varln yadsr. "Eer bir budala dnyay ancak dz grebili-yorsa, dnya onun iin dzdr." O halde snrl bir mikro bak asndan dnya dzdr, ya da bir vadiden bakldnda ibkeydir, bir tepenin stnden ise dbkeydir. Grlyor ki, gerei belirleyen sizin bak anzn geniliidir ve bu gerei kendi kaynaklar erevesinde tanmlar. Sizin bilim adamlarnzn ou tekrar dou, ruh ve mak-rokozmik dzeyleri ieren Makro bak as gibi daha geni bak alarnn varln ve yaama aktarlabileceini yadsdlar. Psikolojinin -sizin zamannzda genellikle retildii gibi-ruhun (zihnin ya da can'in) varln yadsmas ve bu bilim dalnn, psikologlarn sadece fiziksel ve duyusal verileri tanyabilecekleri savnda direnmesi tuhaf! Bu yzden Makro felsefenin kavramlar, mikro bak asnn ynlendirdii bilim adamlarnza gre btnyle kabul edilemez kavramlar oldu. Makro bak as insan zaman ve uzayla snrlandrlmam byk bir zihin olarak grr. Bazen lmsz ruh diye de adlandrlan zihin, geici olarak belirli aralarla, mkemmelliini srekli artrma (birlik bilincine ulama) abas iinde daha kapsaml bir farkndal deneyimlemek ve renmek iin
357
M.S.2150

beden denen eitli aralar seer. Btn ruhlarn tm bu deneyimlerle varmak istedikleri son nokta, imdi, gemite ve gelecekte, her zaman her eyle bir btn oluturduklarn (ki bu 'bir'lii bazlar Tanr diye de nitelendirebilir) idrak edecekleri makrokozmik farkndala erimektir. Bu bilin dzeylerine yle de bakabiliriz:

22.Mikro 'ben' bireyin bedeni, kiilii ve bireyin tm bunlardan ibaret olduuna 23.Gelimekte olan 'ben' ya da bilinalt, kendisinin bir ruhun sadece kck bir
inanan snrl zihnidir.

24.Makro Ben ya da evrensel zihin her eyin 'bir' olduunu bilir; bu yzden
tm boyutlarn pozitif ve negatif kutbiyetinin mkemmel bir dengesini ierdiinin farkndadr. Bireysel ruhlar, Makro anlaya erimemi olduklar iin geici bir dengesizlik iinde olmakla birlikte, Makro adan bakldnda bu kiisel dengesizlikler mkemmel biimde dengelenmi makrokozmosun doal yaam ritimleri olarak grnr. Bir baka anlatmla, Makro dzeyde sorun yoktur. Sonuta ruhlarn tm gerek farkmdaln bu mkemmel dzeyine ulaacaklar. Gecenin ne kadar karanlk olduu hi nemli deil. Er ge gn mak, gne domak zorunda. Her ada mistikler sonuta varlacak bu Makro anlay tanmlamlardr. Makro bak asnn belki de en iyi bilinen ifadesi Yuhanna'nn ncili'nin 17. blmndedir, kolayca bavurulabilir. Byk Makro filozof (sa) bu blmde btn ruhlarn Makro amacn yle dile getirmitir: "...biz bir olduumuz gibi onlar da bir olsunlar; ben onlardaym ve sen (Tanr) bendesin, onlar da bir olmak zere tamamlanm olsunlar." nsan ruhu ve bilinalt, btn zihinlerle 'bir' olduunu (akin bilin, evrensel zihin, makrokozmos ya da Tanr) idrak ettii bu Makro bak asyla, artk onu tehdit edebilecek ya 358
M.D.'den zet Bilgiler

paras olduunu bilir.

da korkutabilecek hibir eyin olmadn grr, nk her ey 'bir'dir. Ruh, ancak bu bak asn kazandnda en yce buyrua, Makro buyrua uyabilir: "Birbirinizi benim sizi sevdiim gibi seviniz." (Yuhanna 15:12) Makro felsefe bir kimse iin doru ve yanln onun bavurduu kaynaklara, bir baka anlatmla bak asnn geniliine bal olduunu retir. rnein, Hristiyanlar iin domuz eti yemek 'doru'yken, Mslmanlar iin 'yanl't. Barta bakalarn ldrmek yanlken, savata doruydu. Bu biimde doru ve yanl, toplumsal yasa ve trelerin ortaya koyduu koullara baldr ve tamamen bak asnn geniliine gre belirlenir. Sizin zamannzda insanlarn ou, iman ya da zayf, salkl veya salksz ve hepsinden nemlisi mutlu ya da mutsuz olmalarnn kiisel yaam anlaylarna bal olduunun farknda deillerdi. Kendi yaam anlaynzn ya da bak anzn snrlarn (u andaki boyutlarn) gzden geirirseniz, seimlerinizin sonularndan ancak bu bak anzn izin verdii lde haberdar olduunuzu greceksiniz. rnein, eer balca hedefiniz yaamn ana amacn zevk kabul edip ona ulamaksa ve u andaki bak anzn kapsad alan darsa, ar tutkularnzn (dknlklerinizin) uzun vadeli sonularn hesaplayamazsmz. Fazla yemek yerseniz imanlarsnz, sonuta hastalanrsnz. aba isteyen fiziksel ve zihinsel etkinliklerden kanrsanz, fiziksel ve zihinsel olarak giderek gever ve sonuta hem salksz hem de mutsuz olursunuz. Herkes mutluluk aray iinde olduuna gre, bak anzn boyutlarn bilmeniz son derece nemli; ou kere ksa vadeli mutluluklar uzun vadede aclara neden olurlar. Eer yaamnzdan geni anlamda honut olmak istiyorsanz, yaam anlaynzn ve bu anlayn belirledii seimlerin uzun vadedeki sonularn (zevk-ac) bilebilmeniz iin bak anz geM.S.2150

359

niletmek zorundasnz. Mikro snrlar iinde olanlar, bir insann fiziksel grnmnn tesinde var olanlar

doru biimde idrak edemezler. Bilinalt, ruh ya da birlik-kardelik gibi kavramlar mikro adam iin sadece soyut dncelerdir. Bir baka anlatmla, byle biri kendini kimseye uzun sre bal hissedemez, kardee duygular besleyemez, sevecen olamaz. Gerekte kendisiyle yabanclamtr, kendini kendinden (bilinaltmdan) ayr hisseder; bu yzden kendini bakalarna kar da yabanc, bakalarndan da ayr hissetmek zorundadr. mparator Marcus Aurelius "Olan herhangi bir eye zlmek ya da kzmak, kendimizi doadan ayrmaktr" demiti. imparator, her eyin 'bir'liini ieren Makro gr dile getiriyordu ve bu Makro bak asndan var olan o tek ey mkemmel olduu iin, gerekte gcenecek ya da kzacak baka bir ey bulunmadn ifade ediyordu. nsan ancak Makro mkemmellikte olduunu ve gcnn her eye yettiini unuttuunda kendini yetersiz, tehdit ediliyor, incinmi, korku dolu, d krklna uram, kzgn ya da zgn hisseder. Gemiini unutan, o gemii tekrarlamaya mahkmdur. nsan gemiiyle ilgili farkmdaln artrd oranda onu tekrarlamaktan kurtulur. rnein, fazla yemenin ve imenin gemite hastalanmasna neden olduunu hatrlayamayan, bunu hatrlayana kadar tekrar ve tekrar ayn davranlar yineleyecek ve sonularn deyecektir. Tm renme, gemii hatrlamak ve alnan dersleri yaama aktarmaktr. Her eyi hatrlayabilseydiniz, makrokozmik kkeninizi idrak edebilecektiniz. Bir zamanlar ruh, tm ruhlarla, her eyle, Tanr'yla 'bir' olduunun bilincindeydi. Baz ruhlar skldlar. Mkemmellie erimemi bir hal... heyecan, korku, zevk, ac, ehvet veren bedensel bir hal yaamak istediler. Bunu yapabilmek iin ruh, bilincini ya da farkmdaln, kim olduunu, nereden geldiini veya nereye gittiini unutacak kadar azalt360
M.D.'den zet Bilgiler

may seti -bylesini yeledi. te bundan sonra kendisini zi-insel olarak hcrelere bld ve bu hcrelerin her biri kendini dierlerinden ayr bir btn olarak grd. Kendi kendine yaratt bu unutkanlk ve blnme iinde, ruh gururu ve kendini dierlerinden stn grme duygusunu deneyimledi; nk her eyle 'bir' olduunu unutmutu. Kendi e ruhlarn (dzenli olarak birlikte enkarne olan ruhlar) ve ikiz ruhlarn (ayn ana ruhun hcreleri olan ve bu yzden titreimleri de ayn olan ruhlar) bile unutmutu. Bu unutkanlk hali iinde ruh dierlerini dmanlar olarak alglad, nk kendini onlardan ayr gryordu. Parmaklarnn -onlar kendisinin ynettiini unuttuu iin boazn skacandan korkan paranoyak gibi, ruhlar da her eye glerinin yettiini, Makro bak asndan tm kararlar kendilerinin vermi, tm sonular kendilerinin semi olduklarn unuttular. Kendi byk glerini unutmu olduklar iin kendi yarattklar dengesi bozuk, mkemmel olmayan bir mikro dnyada yaamaya mahkm oldular; burada hi kimse gemiini hatrlayamyordu, bu yzden kimse gelecei de gremiyordu. Btn bir yolculuun sadece ufack bir blmn gznde canlandrabilen, yolculuun sonunu kestiremez. Paral bulmacann milyonlarca parasndan sadece birkan grebilen, tamamna akl erdiremez. Tm zamanlar ayn anda yaandndan, bulmacann paralarn oluturan "gemi" ve "gelecek" kendi zihinlerimizde gizlidir. Yine de sadece sezgileri yksek ruhlar, gemii ve gelecei daha fazla hatrlayabilmek ve bylece kozmik bulmacann daha fazla parasn grebilmek iin bilinlerini, ya da baka bir deyile farkmdalklarn artrmay yeniden rendiler. nsanln byk sorunu, deneyimlenen her eyin tm sorumluluunu kabul edebilecek noktaya kadar geliebilmektir. Bu noktaya ulaldnda, artk varlmak istenen en yce

M.S.2150

361

amaca -imdi, gemite ve gelecekte her zaman her eyin bir olduunu ve olan her eyin mutlak mkemmelliini sevinle kabul eden anlaya- giden yol alm olur. Ondan sonra, bir zihnin gelikinliinin kabul edilemez grneni kabul edebilmesiyle lldn anlayabilirsiniz. M.D. YE GRE MAKRO TOPLUM 2150 ylnda hemen hemen tm dnyada doumla balayan, biimsel olarak 30 yan doldurulduu gn sona eren genel bir eitim sistemi uygulanmaktadr. Bu tek tip eitim sistemi, be toplumsal kurumdan -aile, eitim, din, i ve ynetim kurumlarndan- Makro toplum denen birbirine bal bir btn oluturmutur. 20. yzylda, insanln gelecei hakknda korkun kehanetlerde bulunan Orwell ve Huxley gibi khinler de adalarnn ou gibi o yzyln snrl mikro bak asna hapsol-mu durumdalard. Bu mikro bak as, insan; bencillii, ykc aralar gelitirmeye yarayan teknik becerileri ve evreyi youn biimde kirletmesiyle temelinden dengesiz bir hayvan olarak gryordu. 20. yzylda egemen olan mikro dnceydi; bu yzyln belirleyici nitelii ise insanlarn anlk zevk aray iinde olmalaryd. Kendi seim blgesindeki sanayi kurulular evreyi kirletmemek iin alnacak nlemleri pahal bulduklar iin evre kirlilii ile mcadeleye kar oy veren politikac buna arpc bir rnektir; nk kendi geici refah ve mutluluunu, ocuklar dahil tm insanlarn uzun vadedeki refah ve mutluluklarndan nde tutmutur. Bencilce, ksa vadeli mikro dnceye daha pek ok rnek verilebilir, savaa hakl gerekeler bulmak gibi... Bylece her yl silahlara milyarlarca dolar harcanyor ve insanlarn birbirlerini ldrmek iin aralar retmeleri, atmalarn ne362
M.D.'den zet Bilgiler

deni olan cehaleti ortadan kaldrmaktan daha soylu bir vatan hizmeti saylyordu. Herkese eit eitim frsat salanmyordu; bazen zel (mikro) karlarla da snrlandrlm bu frsat pek ok kiinin zararna birka kiiye tannyordu. Mikro toplumun temel kurumu olan aile, geleneksel biimde her yeni kuaa rk stnlne dayal dar anlamda (mikro) ballk duygular ve n yarglar alyordu. Bylece kuaktan kuaa, bu konuda bir birikim ve toplumsal kopu oluturan sosyal kalplar srdrlm oluyordu. Mikro ailenin yeni kuaklara ruhsal birlikten ok biyolojik bir aileye ar ball retmesi insanlar arasndaki bu ayrm besliyordu. Sonuta tm insanlarn evrensel kardelii yadsnm oluyordu. Dar anlamda mikro ballklar benimseyen bu mikro felsefeyle ayrlk ve atma kanlmaz hale geldi. En sonunda, silahlarn gelimesiyle neredeyse snrsz lde ykc gce sahip olan insan rk yok olmak ya da tm insanln evrensel kardeliine ball ieren daha geni bir Makro felsefe edinmek arasnda bir seim yapmak zorunda kald. 25.yzyln sonlarna doru, mikro dncenin yarattevre kirlilii, ar nfus art ve insanlar arasndaki atmalar yle boyutlara ulat ki, mikro aile gerekten kendini neredeyse tamamen yok etti. nsan rknn varln srdrebilmesi iin mikro ailenin kmesi zorunlu hale gelmiti. 26.yzyln banda sa kalan insanlar Lao-tzu, Buda veIsa gibi devlerin ok nceden ileri srdkleri Makro felsefenin uygulamadaki yararlarn kabul ettiler.

nsanln bu Makro bak as, herkes iin tek bir ruhsal (makrokozmik) babann (Tanr'mn) varln -"Yeryznde kimseyi babanz diye armayn" (Matta 23:9)- ve uyulmas gereken tek bir kesin buyruun -"Birbirinizi seviniz" (Yuhan-na 15:17)bulunduunu ortaya koydu. Makro kavramlar konusundaki bilgisizliin ve bu kavramlarn yadsnma halinin srp gitmesinin nedeni mikro dzeyM.S.2150

363

deki kurumlar olduu iin, bu mikro kurumlar Makro toplum denen tek bir at altnda birletirildi. Oluturulan bu genel sosyal sistem, eitim, ynetim, din, alma ve nfus plnlamasna ilikin ilevleri, bunlar bir btn olarak deerlendirerek stlendi. Makro toplumun gelimesi ve var olmas, Makro ballk ve Makro kimlik anlayn oluturan Makro felsefeyi tm yelerine retebilmekteki becerisine balyd. Bu felsefe bencilce mikro davranlar en alt dzeye indirirken, bencillik iermeyen (Makro) davranlar en geni biimiyle aa karabildi. Makro toplumda dmanca, fke dolu tm davranlar mikro dncenin rn olarak deerlendirilir; nk bu davranlar mikro 'ben'i ya da mikro grubu yabanc kabul edilenlere kar korumaya yneliktir. Makro adan bakldnda yabanc yoktur. Makro toplumun elbette en byk stnl tek dil, tek kltr, tek din (Makro felsefe), tek ynetim ve tek rk -insan rkn- ngrmesindedir. Mikro adam ailesine, dinine, ynetimine, derisinin rengine, diline ve kltrne duyduu mikro ballklardan kolay kolay vazgeemedi; insan rkn birlemekten alkoyan, korkudan, dmanlklardan ve bilgisizlikten arnmasn engelleyen blnmeleri korumak iin verdii mcadelenin iinde gerek anlamda yok oldu. Mikro adamn a hemen hemen sona erdi; bugn hl yaamlarn bu dnyada srdrenlerden daha geni bir ball, daha geni bir bak asn -Makro bak asnrenmeye ve deneyimlemeye istei ve yetenei olanlarn tm yaknda Makro varlklar haline gelecekler. Bu olduka gelimi varlklar enerji ve olanaklarnn byk blmn, ben/bakas/ makrokozmos arasndaki ilikinin giderek daha geni anlamda hissedilmesini ve farkna varlmasn salayacak bir eitim sisteminin gelitirilmesi ynnde kullanacaklar. Bu eitim sis364

teminin hedefi her zaman Makro ballk ve Makro kimlik anlayn oluturmak olacak. 20. yzyl psikologlar, yaamn ana kiilik kalplarnn, ilk bilgilerin alnd erken yalarda biimlendiine inanyorlard. Mikro ailede bir ocuk alt yam doldururken, ailesinin alad ve toplumun pekitirdii kendini kendine yabanc klan paranoyak kalplar da edinmi oluyordu. nsanlar ne olmak istiyorlarsa ve ne olacaklarna inanyorlarsa, her zaman o olabilecekleri bilgisinden yoksun, kendilerini kk yalarda geirdikleri deneyimlerinin piyonlar sanyorlard. 2150'de ocuklar bu dnyaya artk mikro rastlantlar sonucu gelmek ve salk, beslenme ve eitim koullan asndan ocuklarna frsat eitlii salamaktan kaman bir toplumda bymek zorunda deiller. ocuklar imdi, onlar hem isteyen hem seven Makro topluma katlma olanana sahipler. Her yeni ye, sadece insana zg bir ykmllk olan szckleri ustalkla kullanmay kefetmek ve bu konuda baarl olmak iin gerekli zgrln kendisine en

M.D.'den zet Bilgiler

geni anlamda tannd bir ortamla karlar. Her ocuk, toplumunun dier yelerinin sunduu koulsuz sevgiyi deneyimler; bylece kendine/bakalarna deer vermeyi, kendine/bakalarna gvenmeyi ve renmekten zevk almay renir. ocuklarda, bencillik iermeyen 'ben' kavramlar byle olumlu 'ben' anlayna sahip yetikinlerle srekli iletiim iinde bulunmalarnn etkisiyle geliir, onlara kendi yaam deneyimlerini yaratma sanat ve sorumluluu retilir. Makro toplum evrensel anlamda ruhsal kardelii gerekletirdii iin, kurulu yaps mikro aileninkinden ok farkldr. Makro toplumun ana kavramlarndan biri kart (allma ters ileyen) ballk yasasdr: birim kldke yelerinin ballk borcu azalr. Bu yzden ballk duygusu snandnda, her zaman Tanr/makrokozmos/evrensel zihin ar basacaktr -burada "Tanr'ya duyulan ballk" kavramyla anlatmak
365 M.S. 2150

istediim, zel bir gruba ya da bireye duyulann tersine, var olan o 'btn'e duyulan ballktr. Makro toplumun rgtsel yapsnn, en k 10 kiiden oluan ve 10'un katlar halinde artarak (10, 100, 1000 v.b.), en by Makro farkndalk dzeyine erimeye alan tm insanl kapsayan, i ie birimlerden meydana geldii renildiinde, kart ballk kavramnn ne kadar nemli olduu anlalr. te btn Makro toplum bu biimde olumutur ve insanolunun "herkese bar ve iyilikler" dileyebilme anlayna gelebilmek iin gsterdii uzun abalarnn sonucunda ulat en st dzeyi ifade eder. Bu evrensel anlamdaki ruhsal kardelii mikro adamn yaamnda uygulayabilmesi olanak ddr; nk snrl bak asyla kendisi/bakalar/makrokozmos/Tanr arasndaki ilikiyi gerek anlamyla idrak edebilecek durumda deildir. Makro toplumun tm rgtsel yaps aadaki emada gsterilmitir. MAKRO TOPLUMUN TEMEL KURULU EMASI Birim ALFA BETA GAMA DELTA ATON ZTON KTON MUTON MAKSON MAKRO TOPLUM Birim Yaps Nfus 10 10 Kii 10 Alfa 10 Beta 10 Gama 10 Delta 10 Aton 10 Zton 10 Kton 10 Muton
Tm 100

nder Alfar Betar Gamar Deltar Atar Ztar Ktar Mutar Maksar
Tm

Maksonlar

1.000 10.000 100.000 1.000.000 10.000.000 100.000.00 0 1.000.000.0 Tm 00 nsanlk

Maksarl

M.D.'den zet Bilgiler

Makro toplumun ana birimine Alfa denir. 5 erkek ve 5 kadn olmak zere toplam 10 kiiden oluur. Alfa yelerinden biri Alfar adyla grup nderi olarak grev yapar. Bu

nder gruptaki btn yeler tarafndan her yl yaplan seimle belirlenir ve grup uyumunu ve ibirliini artrmak zere kendi aralarnda kabilecek tm uyumazlklar zmlemeye yetkilidir. Alfa yeleri, 7 blme ayrlm bir yaam alann paylarlar; bu alan bir kenar 9 metre uzunluunda kare biimindeki 6 odadan ve ortaklaa kullanlan 9 metre eninde, 27 metre boyunda bir salondan meydana gelir. Odalardan be tanesi, her zaman bir erkek ve bir kadndan oluan Alfa eleri tarafndan paylalr, altncs ise mutfak ve yemek odas olarak kullanlr. Makro toplumdaki btn birimler 10'un katlar olarak artt iin, Beta ad verilen bir sonraki birim 10 Alfa'dan oluur ve 50 erkek, 50 kadn olmak zere toplam 100 yeyi kapsar. Beta yeleri de her yl kendilerine bir nder seerler. Betar adyla anlan bu nder, Alfar'm kendi kk biriminde yrtt grevleri daha geni bir birim olan Beta iin stlenir. Oylar eit olduu takdirde, bir byk birimin nderi eitlii bozacak oyu verir. Beta btn bir kata yerlemitir; kare biimindeki bu alan on Alfa birimini ierir. Daha sonraki birimler kkten bye doru Gama (10 Beta birimi veya 1000 kii), Delta (10 Gama birimi veya 10.000 kii) ve Aton (10 Delta birimi veya 100.000 kii) diye sralanr. Gamar ad verilen Gama'nn nderi de her yl seilir. Delta ve Aton'un nderleri Deltar ve Atar ise, sorumluluu kk birimlerin nderlerine kyasla yksek olan bu konumlarda daha kapsaml deneyim kazanabilmeleri iin ylda bir seilirler. Her Gama, bir kenar 135 metre uzunluunda kare biimindeki bir alanda ykselen on iki katl bir binaya yerlemitir. Binann on kat Beta birimlerine, bir kat bakm-ona367
M.S. 2150

rm blmne ayrlmtr. Bir katta da dinlenme salonu, toplant odalar ve elence salonu bulunur. On Gama binasndan oluan Delta, 5 mil uzunluunda, iki mil geniliinde, ortalama derinlii dokuz metre olan yapay bir gln evresine sralanmtr. On Gama binas gln her iki yanma birer mil ara ile dizilmitir. Gln bir ucunda bakn-onarm blmlerini de ieren ynetim binas, dier ucunda Merkez Danma bilgisayarnn ve Aratrma Merke-zi'nin bulunduu bina vardr. Delta'daki on iki bina da 12'er katldr ve her biri bir kenar 135 metre olan kare biimindeki bir alana oturtulmutur. Bu binalar ve gl, iinde bakml parklar ve Delta blgesi denen iftlik arazileri bulunan yz mil karelik bir alann merkezindedir. Aton'dan byk birimlerin nderleri, srasyla Ztar, Ktar, Mutar ve Maksar her alt ylda bir, bir nceki birimlerin nderleri tarafndan seilirler. rnein on milyon kiinin nderi olan Ktar on Ztar tarafndan seilir. Ktar seilebilmek iin daha evvel Atar ve Ztar konumlarnda deneyim kazanm olmak gerekir. Bir milyar nfuslu bir Makson'un nderi olarak dnlen Maksar (erkek veya kadn), seilebilmek iin daha kk birimlerde, Atar, Ztar, Ktar ve Mutar olarak en az 21 yl hizmet vermi ve kendi dzeyindekiler arasnda drt kez en bilge kii seilmi olmak zorundadr. 300 milyon nfuslu Mak-ro toplumda Maksar yoktur. Makro toplumun balang evrelerinde yelerinin alma biimi kiisel tekmle olanak tanyacak ve destek verecek dorultuda dzenlenmiti. alma srelerinin, mikro honutsuzluk yaratmamas veya kiiyi gelitirmeye ynelik baka uralardan ka olarak kullanlmamas iin, tm alanlar gnde sadece alt saat ve haftada sadece be gn alyorlard. On be yanda veya on be yan zerinde olan herkes her ayda bir, bir hafta tatil yapyordu. imdi 22. yzyln ortasnda, st dzey Makro varlklar

368
M.D.'den zet Bilgiler

yaamlarn i ve dinlence diye ayrmadklar iin o zamanki alma kurallar bugn artk gerekli deil. Makro varlklar insan yaratcl ve verimliliinin, Yksek Ben'lerinden gelen sese uyduklarnda en yksek dzeyine ulatn idrak etmi durumdalar. Bu anlayn getirdii sonular, dnyann tarihi boyunca yaratclk ve verimlilik asndan erimi olduu en parlak a gerekletiren Makro topluma bakldnda grlebilir. Makro toplumun en nemli hedefi kiisel tekml salamak olduu iin, ngrlen eitimini tamamlayan herkes bu hedefe doru ilerlemek zere diledii zaman alr. renmeye her yata byk deer verilmekle birlikte, biimsel renim doumla balar ve otuz yanda sona erer. Bu ilk otuz yl er yllk on basamaa ayrlmtr. Birinci basamak doumla balar ve nc ya gnnde sona erer. kinci basamak nc ya gnnde balar ve altnc ya gnnde sona erer. Bylece bir basaman sonu her zaman bir sonraki basaman balangcdr. Bu olgu, herhangi bir deneyimin sonunun hep bir baka deneyimin balangc olduu anlayn destekler. RENM BASAMAKLARI Basamakl Ya
1. 2. 03 3-

Deneyimler renim basamaklarnn tmnde sevgi, aratrma ve sosyal etkileim asndan rencilere deneyim kazanmalarn salayacak ortam hazrlanmakla birlikte, ilk iki basamakta bulunan her kk 21 ya ve zerindeki abla ve aabeylerden oluan on kiilik bir grubun gzetimi altndadr.
369
M.S.2150

3. 4. 5.

9-12 12-15

6-9

nc basamaa balayan renciler kendi Alfarlarn seerler. 3. ve 6. basamaklar arasndaki Alfa yelerinin 15-30 ya grubundan sadece birer abla ve aabeyleri vardr. 15-18
6.

Altnc basamaa gelen renciler kendi Betarlarm seerler ve meslek renimine balarlar.
7. 8. 9. 10

182124 2427 27-

7. ve 10. basamaklar arasndaki Alfa yelerinin, Makro toplumun 30 ve zerindeki ya grubunun en bilge yelerinden birer abla ve aabeyleri vardr. Bu basamak sistemi, rencilerin, yaamlarnn (er yllk on renim basaman kapsayan) ilk otuz yl iin ngrlen kiisel gelimelerini salayacak almalar zerinde younlamalarn kolaylatrr. Her basamak kendi iinde, byk ocuklarn kklere rehberlik yapmalarna zellikle olanak tannacak ekilde dzenlenmitir. Bykler rendikleri konular kklere uygulamal aktarrken kendi bilgilerini de gelitirmi olurlar. Bu sistem ayrca kendine/bakalarna kar gl bir sorumluluk duygusu alar. Yaamn ilk yl insann gelimesi asndan ok byk nem tar, nk bu ilk yl bilgi edinme aamasndaki en duyarl dnemleri ierir. Gelimeye ynelik alma biimleri uygun dnemlerde renilmezse, ileride renilmesi ok daha g olacaktr. Bu nedenle ancak sabr, sevgi ve bilgelik asndan sekin niteliklerini kantlam kiiler birinci basamaktaki ocuklarla almaya hak kazanrlar. Her yeni domu bebek, birinci basamaktaki ocuklarla ilgilenmek zere ayrlm bir Alfa'da be aabey ve be ablann gzetimine verilir. Bu 370
M.D.'den zet Bilgiler

aabey ve ablalar sekizinci, dokuzuncu ve onuncu renim ba-samaklaryla (21-30 ya aras) daha byk ya gruplar arasndan byk zenle seilirler. Mikro ana-babamn sorunlarndan biri, ocuklaryla uzun saatler ve gnler boyu uramak durumunda kalmann getirdii yorgunluk ve gerginlik olmutur. Bu sorunu ortadan kaldrmak iin aabey ve ablalar -Makro toplumun dier alanlar gibi- gnde ortalama drder saat eitimini stlendikleri ocukla ilgilenirler; bu saatleri de onunla hem uyurken hem de uyankken eit biimde birlikte olabilmek amacyla aralarnda dndrerek sraya koyarlar. -alt ya arasndaki yaamn ikinci yl da bir baka nemli renme dnemidir. Bu nedenle ikinci basamaktaki her ocukla ilgilenmek zere yine ancak sabr, sevgi ve bilgelik asndan sekin niteliklerini kantlam olan be aabey ve be abla grevlendirilir. renim basamaklarmdaki ocuklarla, sadece onlarla en iyi biimde ilgilenebilecek kiisel niteliklere sahip aabey ve ablalar alabilirler. kinci basamak ocuklaryla almak isteyenlerin en az yirmi bir yanda olmalar gerekir. Ancak, kendinden kk ocuklarla alma konusunda zel yetenei olanlar, bu yetenei uygulamaya geirme ve gsterme frsat bulurlar. kinci basamaktaki ocuklarla alrken sabr, sevgi ve bilgelik asndan sekin niteliklere sahip olduklarn gsterenler, birinci basamaktaki kkler iin de yararl olacaklarn kantlarlarsa, almalarn bu kklerle srdrebilirler. nc ve drdnc basamaklardaki her Alfa iftiyle yine Alfa ifti olan bir aabey ve bir abla ilgilenir. Bu aabey ve ablalar altnc ve onuncu basamaklar arasndaki gruplardan seilirler. nc ve drdnc basamaklardaki her Alfa iftiyle yine alfa ifti olan bir aabey ve bir abla ilgilenir. Bu aabey ve ablalar altnc ve onuncu basamaklar arasndaki gruplardan seilirler. nc ve altnc basamaklar arasndaki rencilerin ise
371
M.S.2150

ayrca, bu basamaklardaki ocuklara rehberlik yapmak zere uzmanlam Kiisel Tekml rehberleri bulunur. Srekli etkileim ve karlkl kabul nedeniyle kuaklar arasnda gr farkndan doan bir kopukluk sz konusu deildir. Tm renciler haftada en

az be saat K.T. rehberleriyle birlikte olurlar. Bu sre rencinin kendini/bakalarm/makrokozmosu ve kendisi ile bunlar arasndaki ilikiyi anlamasna ynelik almalara ayrlmtr. Yaam deneyimlerini yaratmaktaki sorumluluu renmek, bu deneyimlerin kendi, sadece kendi seimimiz olduunu kabul etmek, her deneyimin sunduu dersleri idrak edebilmek ve bunlar gnlk yaama uygulayabilmek, gelimek iin gerekli riskleri gze almak ve her eyin oluunu, zamann ve yerini mkemmel olarak kabul etmek, Kiisel Tekml rehberiyle yaplan almalarda renilen konulardan birkadr. Yedinci ve onuncu basamaklar arasndaki rencilerin (18-30 ya aras) de K.T. rehberleri vardr. Bu rehberler tm Mak-ro toplumun otuz ya ve stndeki en akll ve olgun kiileri arasndan seilirler. Yedinci ve onuncu basamaklar arasndaki renciler de haftada en az be saat rehberleriyle birlikte olurlar. nc ve beinci basamaklar arasndaki rencilerin allm gnlk program: Saat 7-9 Makro anlamda dnceye dalma ve meditasyon; herkesin kendi gelimesi iin ngrd yaam biimini kendine tanmlamas (ya da kabul etmesi) ve Alfa'daki arkadalaryla kahvalt. 9-10 10-12 M.D.'nin yardmyla yaamla ilgili konular aratrma. Makro Gelime: M.D. ile yaplan almalarn onar kiilik gruplar halinde uzman rehberlerle tartlmas.
372 M.D.'den zet Bilgiler

12-13 Alfa'daki arkadalarla le yemei ve dinlenme. 13-14 14-17 17-19 M.D. ile alma. Elence-renme. Makro dans, yzme, akam yemei.

19-21 Kiisel Tekml rehberi ile alma, Makro anlamda dnceye dalma ve meditasyon, herkesin kendi gelimesi iin ngrd yaam biimini kendine yeniden tanmlamas. (Gn boyunca gereksinim duyulan her zaman, bak asnn hemen genilemesini salayan Makro Dinlenme uygulanabilir.) Altnc ve onuncu basamaklar arasndaki renciler de benzer bir gnlk program uygularlar, ancak bu renciler gnde en az saatlerini mesleki almalara ayrrlar. Sz konusu almalar rehberlik, ziraat ve dier uygulamal sanat ve bilim alanlarnda yaplr. Ayrca yaa byk olan bu rencilere, tek balarna dnceye dalabilmeleri ve meditasyon yapabilmeleri iin -genellikle parkta- daha fazla vakit braklr. nc basamaa balayan renciler (6-9 ya aras) kendi Alfarlarm kendileri seerler. Bir beta renci birimi birinci ve onuncu basamaklar ieren (0-30 ya grubu) on Alfa biriminden oluur, ancak renci Betar sadece son alt basaman (12-30 ya aras) rencileri tarafndan seilir. Otuz yan altndaki nfus, toplam nfusun onda biri orannda tutulduu iin, Makro toplumda her Delta birimi rencilerden oluan bir, yetikinlerden oluan dokuz Gama birimini ierir. nsan bilinen tarih boyunca almaktan bezdiren tm tekdze ve ar iler

2100 yl dolaylarnda bilgisayarlar ve hizmet mekanizmalar tarafndan stlenildi. 373


M.S.2150

Makro toplumda insanlarn birlikte olmak kadar yalnz kalmaya da gereksinme duyduklar kabul edilir. Herkese her gn tek bana dncelere dalabilmesi ve meditasyon yapabilmesi iin vakit braklr. Ayrca herkesin iinde yalnz kalabilecei bir alma ve meditasyon odas vardr. nsan isterse alma odasnda yalnz kalabilecei gibi, isterse binalar evreleyen aa dolu byk parkta da doayla ba baa gzel yryler yapabilir. 2150'nin Makro toplumunda artk kimse yalnz kalmaktan korkmuyor. Yine de tek bana uyuyan hi kimse yok, her Alfa biriminde her zaman bir kadnla bir erkek tarafndan paylalan be yatak odas bulunur. Makro toplumda cinsellik bir savunma ya da ka yntemi olarak kullanlamaz, onun iin Makro zihinler cinsellikle ilgili gizli kapakl, korku verici dnceler barndrmazlar. Herkesin birlikte byyecei, gerei alglay biimini tartaca, iten sevip sevilecei ve bylece tekmlne ivme kazandrabilecek bir ee gereksinimi olduu kabul edilmitir. Alfa'da bir e dierine u sz verir: "Tekmlmze yararl olduu srece birlikte yaayalm, yardmlaalm ve birbirimizi yceltelim!" Makro toplumun hedefi her zaman dengeli ve uyumlu bir birliktelii salamak olmutur. Geleneksel mikro ailenin baskl birliktelii ve hastalkl ball bugn artk tarihi bir gariplik ve karabasan olarak deerlendiriliyor. Makro adam yaamn her eyin gerekte 'bir' olduunu idrak edecek farkndala erimeye adamakta zgrdr. O, nemlinemsiz her eyi sevebilecek yetenektedir. renim, biimsel eitimin tarihi boyunca ilk defa srekli dllendirici, uygulamal oldu, korkutma ya da baskdan uzak hale geldi. Artk olaylarn bezdirici, anlamsz bir biimde bellenerek, bilgilerin yarma havasmdaki snavlarda sindirileme-den kusulmas sz konusu deil. Makro toplumda rencinin herhangi bir alanda eritii yeterlilik ve beceri dzeyi ortaya koyduu ile kantlanr. Her renci aratrmaclarn, rehber374 M.D.'den zet Bilgiler

lerin ve M.D. denen eitici makinenin yardmyla, szel ve matematiksel alandaki becerisini kendi zel yetenek ya da eilimleri dorultusunda zgrce gelitirir. Makro farkmdalk arttka, mikro adamn son byk korkusunun -lm korkusununda stesinden gelindi. nk Makro adamn farkndal dier yaamlarndan bazlarn hatrlayacak kadar geniledi. Bylece tekrardou (ruhun pek ok insan yaamn deneyimleyerek tekml) ve kiisel sorumluluk (ne ekersen onu biersin) kavramlar bugn artk birer kuram olmaktan kt, yaamn idrak edilmi gerekleri haline geldi. Sizin zamannzda Makro bak asna sahip olanlar bunu zaten biliyorlard. Makro toplumun amac sonsuza dek genileyen farkmdalk olduu iin, en byk kltrel dller, nemli lde bilgelik ve dierlerine sevgi gsteren kiilere verilir. Oysa, 20. yzyl sporcularna ve elence dnyasndaki insanlarna akll ve sevecen insanlarndan ok daha fazla deer vermi ve bylece bir kaos yaratmtr. 22. yzyln Makro toplumu bu dersi unutmaz. 2150'nin Makro Toplumunda Bilin Dzeylerine GreNfus Dalm
Kii

Onuncu bilin dzeyinde Dokuzuncu bilin dzeyinde Sekizinci bilin dzeyinde Yedinci bilin dzeyinde Altnc bilin dzeyinde Beinci bilin dzeyinde Drdnc bilin dzeyinde nc bilin dzeyinde kinci bilin dzeyinde Birinci bilin dzeyinde

127 3.306 39.710 3.000.000 30.000.000 97.000.000 78.000.000 62.000.000 20.000.000 10.000.000
375

M.S.2150

Makro Toplumda Birimlere Gre Nfus Dalm Birim Ad______Her Birimin ye Says 10 Alfa 100 Beta Gama 1000 Delta 10.000 Aton 100.000 Zton 1.000.000 Kton 10.000.000 Muton 100.000.000 Makro Dplum 300.000.000 Birim Says 30.000.00 0 3.000.000 300.000 30.000 3.000
300 30 3 1

M.D. 'ye gre Mikro Adam


Mikro adam, alar boyu, kendisi hakkndaki son derece kstl bilgisiyle, "Kim gemiini unutursa, onu tekrarlamaya mahkm olur" sznn gerek olduunu kantlayp durdu. Mak-rokozmosun/evrensel zihnin/Tanr'nm znden, bu evrensel zihnin tasarm ya da biimlendirmesiyle yaratlm bir lmsz ruhun paras olduunu unuttu; fiziksel bedeniyle birlikte bir de titreimi ok yksek olan ve bu yzden aynen X-mlar gibi gzle grlemeyen ruhsal bir bedeni (astral bedeni) olduunu unuttu; belirli aralarla ruhu, zihni ve astral bedeni iin daha youn bir maddeden oluan bedenler setiini de unuttu. Ve bu fiziksel bedeni mikro bakla grebildii iin, onu tek bedeni sand. nsan ruhlar farkndalklarn ok uzun zaman nce mak-rokozmik dzeyden mikroskobik dzeye indirip snrladlar. Giderek daha fazla snrl bak asn deneyimledikleri iin, okyanusun karanlk derinliklerinde yaayan balklarn grme yeteneklerini yitirmeleri gibi, onlar da st bilin dzeyindeyken sahip olduklar glerini yitirdiler. Bu neden byle oldu? nk ruhlar benliki (ben-merkezci) mikro dnyalar deneyimle-mek istediler.
376 M.D.'den zet Bilgiler

Mikro adam gemiini ve bylece yaam biimini semekteki sorumluluun kendisine ait olduunu hatrlayamad iin korku, fke, atma, bedensel ac ve zevkle dolu pek ok yaama mahkm oldu. Srekli lm korkusu altnda, bu korkuyu anlk unutturmaya

ynelik eylemlerle umutsuzca yok saymaya, bastrmaya alt. Alkol, uyuturucu, sava, hatta i, spor ve cinsellik mikro adamn yaknda lmle "sonsuza dek" sona erecek yalnz, yabanclam varln unutabilmesi amacyla kullanld. Mikro adam yetersizlik duygusunu ve korkularm yok saymaya yardmc olsun diye uydurma tanrlar, cennetler ve cehennemler bile yaratt. Ne mutlu ki, her zaman bilin dzeyi yksek ve bu yzden dierlerinden daha fazlasn hatrlayabilen birka varlk oldu. Bu varlklar da ou kez iddetle ikence grdler, hapsedildiler, yakldlar, armha gerildiler. Yine de mikro bak asndan kurtulmaya ynelik, gerek olan tek umut yolunu gsterdiler. Etkileri alar boyu giderek byd. Mikro adam mikro deneyimlerden usand, kaynandaki makrokozmik farkmdala geri dnmeye alyor. Kendine fizik beden edinmi her ruh, imdi, gemite ve gelecekte, her zaman her eyle 'bir' olduunu en sonunda hatrladnda, bakalarn kendi bana gelenlerden tr artk sulayamayacak. Ac eken mikro adam, dnyaya gelmeyi isteyip istemediinin kendine asla sorulmadndan yaknarak bu konuda sorumluluk tamadn belirtti hep. Oysa farkmdal kendi Makro gemiini hatrlayabilecek kadar arttnda, yaam biimini kendi seimiyle tek bana yaratm olduunu bilecek. Bylece tm deneyimlerinden sadece kendisinin sorumlu olduunu idrak edecek. Bu makrokozmik farkmdala erien insan kanlmaz biimde ektiini bieceini de bilecek; bylece bireyler, rklar ve uluslar arasndaki atmalar ortadan kalkm olacak.
377

M.S.2150

M.D. 'ye gre Akaik Kaytlar


Akaik kaytlar makrokozmik bellei tanmlayan eski bir kavramdr. Makro bak asndan her ey sonsuz bir zihindir ve tm deneyimler srekli olarak ve sonsuza dek bu zihne kaydedilir. Bylece tam bir Makro farkmdaha ulatnzda, gemi ve gelecekte olan her eyi bilecek ve deneyimleyeceksiniz. Akaik kaytlar, bilin dzeyiniz yeterli olduu takdirde gemiteki olaylar deneyimleyebileceiniz bir boyutudur zihnin. Onuncu bilin dzeyinin altnda bulunanlarn kiisel akaik kaytlar daha ok gemi olaylarn resim ve seslerini gsteren bir dizi video bant gibidir. Her ruhun yaratlndan bu yana, Makro farkndalktan uzaklamasyla balayarak tm deneyimlerinin kaydedildii bir akaik kayd vardr. Bu nedenle, ruhunuzun veya Makro zihnin anlarnzn bulunduu blmn incelerseniz, kendi kiisel akaik kaytlarnza bakyor olursunuz. Ruhunuzun dene-yimlemi olduu herhangi bir gemi olay akaik kaytlarnz hatrladnz (akaik kaytlarnzla balant kurduunuz) lde yeniden yaayabilirsiniz. Onuncu bilin dzeyinde bulunanlar genelde evrensel akaik kaytlar kullanrlar, bylece tam bir Makro bak as elde edebilirler. Yine de bir ruhun bu evrensel akaik kaytlarla balant kurma yetenei, iinde bulunduu bilin dzeyi ile snrldr.

M.D. 'ye gre Dler


Makro felsefe rencisini farkmdahm Makro dzeylerine gtren en hzl ve en kolay yol dlerden geer. Mikro adamn uyankken iinde bulunduu bilin dzeyi ne kadar snrl

olursa olsun uyku srasnda ynetimi bilinalt veya ruhsal zihin ele alr. O dleri deneyimlerinizi artrmak iin sorunlara 378
M.D/den zet Bilgiler

zm bulmak, zihinsel gerilimi gidererek bedeni gevetip dinlendirmek, bugn idrak etmeyi salayarak sizi yarma hazrlamak iin kullanr. nsan, dlerini Makro bak asndan hatrlamay ve yorumlamay rendiinde, tm sorunlara zm getirecek bir bilgelik dzeyine eritiren yola girmi demektir. Ama insan kendi yaam biiminin sorumluluunu kabul etmezse, ne dleri ne de baka bir ey gerekte yine kendi kendine ektirdii acdan kurtulmasna yardm edebilir.

Yntemleri

M.D. 'ye gre Farkndalk Dzeyini Ykseltme

nsann farkndalk dzeyini ykseltmek iin genelde bavurduu zihinsel teknik vardr: 27.Makro Dinlenme (ksa meditasyon) 28.Makro Uyum 29.Makro Balant (1) Tarihte bugnk Makro Dinlenme'ye kaynak olan almalar, Makro farkmdaha erimek amacyla zihnin bilinli denetimine ynelik atlan ilk admlardr. Atalarmz Makro Ben'i ya da evrensel zihni yeniden kefettiklerinde, idrak aamas yapmak iin gerekli istek ve inanc gelitirmek amacyla almalara baladlar. drak aamas yapmaktan sz ederken, idrakin, fiziksel beden ve zihnin zaman ve uzayla snrl mikro dzeyinden makrokozmik 'bir'liin zaman ve uzayla snrl olmayan Makro dzeyine bilinli almalarla ykseltilmesi olgusunu ifade etmek istiyoruz. Makro toplum oluunca, herkes Makro Dinlenme diye adlandrlan bu idrak almasn dzenli biimde uygulamaya balad. Makro Dinlenme'den baarl sonu almann srr, uygulamaya mmkn olduunca erken yata balamakta sakldr. Yine de bu, zihne aadaki halleri kazandrmaya istekli olmak kaydyla, daha yal insanlarn Makro Dinlenme'den yararlanma379
M.S.2150

yi renemeyecekleri anlamna gelmez: a.Yaam felsefesi olarak Makro felsefeyi benimseme. b.Gerekli istek ve inanca sahip olma. c. Kendinin/bakalarnn ve iinde bulunulan koullarn mutlak mkemmelliini sevinle kabul etme. lk iki hale bir kere eriildi mi, mikro bak as bir sorun yaratt ya da bir sorunu zmlemekte baarsz olduu her zaman Makro Dinlenme'ye ulamak iin nc hal uygulanabilir. Zihni mikro bak asndan kurtaran ve ona daha geni bir bak as edinmek zere esneklik kazandran hal zihnin bu nc halidir. Bu hale eriilince, herhangi bir eyi rktc bulmak mmkn deildir. Korku, fke, d krkl gibi duygulardan henz zgrle-ememi olanlar iin en uygun yol Makro Dinlenme uygulamaktr. (2) Makro Dinlenme gelitirilip, Makro toplumun btn yeleri tarafndan uygulanmaya balandktan sonra, Makro Uyum kefedildi. Ruhun titreim frekans sadece

Makro bak asyla fark edilebilir. kiz ruhlarn ayn zamanda fiziksel beden edinmeleri ok ender grlmekle birlikte, benzer titreimlere sahip (ancak ayn deil) eruhlar daha sk ayn dnemlerde enkarne olurlar. Her zaman Makro gelimeye ak ruhlar iin ekici olan Makro toplumda, bir ruhun birlikte enkarne olabildii eruhlannm says her on bin kiide on bir kiiye ulat. Bu durum, M.D.'nin iitilebilir ruhsal titreim kayrtla-rnn da yardmyla, Makro Uyum'un nndeki son engelleri ortadan kaldrm oldu. Makro uyum'a erimek iin u n koullar gereklidir. a.Yaam felsefesi olarak Makro felsefeyi benimseme. b.Gerekli istek ve inanca sahip olma. c. Kendinin/bakalarnn ve iinde bulunulan koullarn mutlak mkemmelliini sevinle kabul etme (lerleyelim ve byyelim!) 380
M.D.'den zet Bilgiler

d. Ruhsal tnlarn (titreimlerin) benzer olmas. e.Elerin ruhsal tnlarnn fiziksel ya da telepatik olarak karlkl alglanmas. Makro Uyum, titreimleri birbirine ok yakn olan eruh-larm birlemeleri, 'bir' olmalardr. Bu hal fiziksel beden ve zihnin astral beden ve ruhsal zihin gibi birlemesini, bylece cinsel ilikinin btn mikro kstlamalardan zgrlemesini mmkn klar. Srekli doyum ve mutluluk duygulan Makro Uyum'un dourduu nemli sonulardr. Makro Uyum, Makro toplumun cinsellii mikro savunma arac olarak kullanma gdsn tamamen ortadan kaldrd, nk bir kez Makro Uyum'a ulaldnda, artk baka trl bir cinsel deneyim doyurucu olamaz. (3) Makro Balant, insan bilincinin genileme srecindeki son adm oldu; Makro adamn her eyin Makrokozmik 'bir' ligini daha uzun sre deneyimleyebilecek bilince erimesini salad. Makro Dinlenme veya Makro Uyum'u hi uygulamam olanlarn Makro Balant kurmalar, ancak Makro Balant'y deneyimlemi eruhlarmm telepatik yardmyla mmkn olur. Bu tr bir yardm, gerekli istek ve inancn yerlememi olmasnn yarataca sorunlar nedeniyle, Makro Balant'y sadece balatmak iin etkili olabilir. Yine de Makro Balant'ya ulamak iin genelde gerekli n koullar unlardr: a.Makro felsefeyi benimseme. b.Gerekli istek ve inanca sahip olma. c. Kendinin/bakalarnn ve iinde bulunulan koullarn mutlak mkemmelliini sevinle kabul etme (lerleyelim ve byyelim!) d.Evrenin kendinin/bakalarmm/Tanr'nm/makrokozmo-sun- olumlu ve olumsuz tm grnmn sevinle kabul etme. e. Makro Balant'y yeni kurmaya balayanlar iin grsel ve/veya iitsel bir drt gerekli olabilir.
381
M.S.2150

2100 ylma kadar Makro toplumun sadece birka yesi, bir iki saniyede kolayca yi tirili veren Makro Balant'yi biraz daha uzatmay baarabiliyordu. Ama getiimiz elli ylda, genelde bir saat veya bir saatin stnde sren Makro Balant Makro toplum yelerinin ounluu tarafndan uygulanabilir hale geldi. Bu durum, 2100 ylndan bu yana tekmln nasl bu kadar hzlandn ve onuncu bilin dzeyine nasl adm atlabildiini aklyor.

Ancak burada nemli bir sorun ortaya kyor. Bir iki kere baaryla Makro Balant kurulduktan sonra, insan her eyi sevinle kabul edebilir hale geldii iin yle bir huzur iinde oluyor ki, ou kez tekrar Makro Balant kurma isteini pek duymuyor. Ama yine de bu sorun sadece daha dk Makro bilin dzeyleri iin sz konusu. 382

M.D.'den zet Bilgiler MAKRO RENME ERS

Bu eri herhangi bir sreyi ierir -1 saat, 1 gn, 1 hafta, 1 ay, 1 yl, 10 yl, 1 yaam sresi, birok yaam sresi, 1 kozmik gn ve gece v.b. gibi.

M.D. 'ye gre Metrik Zaman


Metrik M-yl M-ay M-hafta M-gn M-saat M-dakika M-saniye
10 10 10 10 100 100

Metrik Edeerler

1976'dak edeerler M-ay lyl M-hafta (.1 M-yl) 36 gn M-gn(.01 M-yl) 3.6 gn M-saat(.001 M-yl) 8.64 saat M-dakika(.l M-gn) 51.84 dakika M-saniye (.001 M- 31.104 gn) saniye .3104 M-gn

1976'nm zamanna gre 360 gne edeer olan, 10 met-rik-ay (M-ay)'dan oluan her metrik-yl (M-yl)'m sonunda be, her yln ardndan gelen drdnc yln sonunda alt yl d gn vardr. Makro yl, ilkbaharda gndnm ile balar (1976 zamanna gre 21 Mart). Aylarn eski adlar birinci ay (M-l), ikinci ay (M-2), nc ay (M-3) v.b. olarak deitirilmitir.
383

M.S.2150

(Zaman birimleri, 1976'da yaayan okuyucularn rahata anlayabilmeleri iin, Jon Lake'in gnlnde 1976'daki edeerleri ile anlmtr.)

Makro Dzeyler-lt-Renkler lt ( makro nitelik ok nemlidir) Makro nitelikler Sevgi Bilgelik Yneticilik Makro gler Telepati Durugr nceden Bilme (Gelecei Grme) Bilme Gemii Psikokinezi (PK) Telekinezi Astral Projeksiyon

Renkler Onuncu bilin Beyaz dzeyi Dokuzuncu bilin dzeyi Akuamarin Sekizinci bilin dzeyi Mavi Yedinci bilin Yeil dzeyi bilin dzeyi Sar Altnc Beinci bilin dzeyi Efltun Drdnc bilin dzeyi Mor nc bilin Pembe dzeyi bilin dzeyi Turuncu ikinci Birinci (en dk) bilin dzeyi Gri

384

Jon'un Alfas
Ad Jon Carol Alan Bilin dzeyi Bir Alt (Alfar) Boyu Sa rengi 1.78 sarisin 1.78 1.83 1.75 1.87 1.77 esmer sarisin sarisin kahverengi esmer esmer zellikleri jon,un alfa esi canli zeki gamzeli srekli glmsyor sevimli parlak kahverengi gzl srekli glmseyen bir herkl ufak tefek cok bicimli bir bedene sahip sevecen sabirli bir yz ifadesi var

Bonnie Drt Adam ki Nancy iki David Diane Steve Be Be

1.82 1.72 1.92

sarisin sarisin

Joyce

Drt

1.77

kumral

canli neseli

385

You might also like