You are on page 1of 34

sakarya niversitesi ilahiyat fakltesi dergisi 17 / 2008, s.

125-158 kelam

SNNETULLAH, FITRATULLAH, SIBATULLAH KAVRAMLARININ ANLAMLANDIRILII ZERNE * Mustafa AKAY **

On The Understanding Of The Concepts On Sunnatullah, Fitratullah And Sibgatullah The aim of this study is to interpret the concepts of sunnatullah, ftratullah and sbgatullah in the Islamic literature and to compare these concepts in terms of Muhammad Hamdi Yazr(1878-1942), Omar Rda Dogrul (1893-1952) and Muhammad Asad (1900-1992). These concepts have a relavence from the generality-particularity point of view each others. Morever, they often have similer meanings and synonymous or interpret to each others. The concept Sunnatullah is the most comprehensive one among others. Sunnatulah is a unchanged devine law that regulate the religious life of people as a individual and member of society. Ftratullah and sbgatullah are only cornerned with the religious nature of humanbeings and this two concepts mean its unchange religious characteristic. Key Words: Sunnatullah, Ftrah, Ftratullah, Sbgah, Sbgatullah. Anahtar Kelimeler: Snnetullah, Ftrat, Ftratullah, Sbga, Sbgatullah,.

Bu alma Snnetullah, ftratullah, sbatullah kavramlarnn slam literatrde anlamlandrl ile ada ahsiyet olan (Muhammed Hamdi Yazr (1878-1942), mer Rza Dorul (1893-1952), Muhammed Esedin (19001992) yapm olduklar Kur'an- Kerm meallerinde bu kavramlara verdikleri anlamlarn karlatrlmasn iermektedir.

**

Bu makale, 24-26 Nisan 2003 tarihinde zmirde dzenlenen Kuran Mealleri Sempozyumuna Muhammed Esedin Snnetullah, Ftratullah, Sbgatullah, Bezm-i Elest (Misak) ve Fetret Kavramlarnn Anlamlandrl ve M. Hamdi Yazr ile . Rza Dorul Mealleriyle Karlatrlmas balyla sunulan tebliin makale formatnda ksaltlm eklidir. Do. Dr., Sakarya ., lahiyat F., Kelam Anabilim Dal

125

Bu mellifin seilmesinin sebebi ada olmalaryla birlikte baz ortak ve farkl noktalarnn bulunmasdr. Mesel M. Hamdi Yazr son dnem Osmanl lema snfna mensup kiiliiyle, .Rza Dorul ile M. Esed ise lema kimliinden ziyade gazeteci, yazarlk, aratrmac-entelektel kiilikleriyle n plana kmaktadr. de ada olmakla birlikte M. H. Yazr modern ilm gelimelere ak olsa da daha ok geleneki-muhafazakar izgide yer almakta; daha dorusu on drt asrlk slam geleneinin temsilcisi medrese ulmu ile Batllama ve rasyonalizmin temsilcisi mekteb fnunu arasnda bir kpr konumundadr. 1 Dorul ile Esed ise slam selefi-slah izgide yer almaktadr. te yandan Yazr ile Dorul, slam kltr ve anlam dnyasnn iinde doup bym, bizzat bu dnyay oluturan Mslman unsur iken Esed, Yahudi-Hristiyan kltr dnyasndan slam dnyasna sonradan dhil olan bir kiiliktir. Eserleri asndan baklacak olursa ilk sylenebilecek olan ey, Yazrn eseri ncelikle nemli bir tefsir olmakla beraber, meal asndan bakldnda her nn de meal-tefsir zelliine sahip olmalardr. Meal-tefsirlerin bizce en nemli zellii, lafz meallerden daha ziyade kiisel tercihleri gstermesi, bylelikle zel bir sbjektiflie sahip olarak eser sahibinin kanaatlerini birinci elden yanstmalardr. Ele aldmz kavramlara gelince umum-husus ve ncelik-sonralk bakmndan birbirleriyle ilikili olduu gibi anlam bakmndan da bazen e anlamn oluturacak kadar birbirlerini aklamakta veya zt anlamlarn oluturabilmektedir. Nitekim, kanaatimizce kapsam bakmndan bakldnda snnetullah kavram, insann bireysel ve toplumsal din hayatyla ilgili eitli alanlardaki sreklilii ve ilkelilii ile en geni olandr. Ancak insan yaratl asndan bezm-i elest bata gelmekte, ftratullah ile sbgatullah ise Bezm-i Elestin insann derun yapsndaki dnyev tezahrn ifade etmektedir. Her kavramn da insann din yaps ve din hayatndaki ilh ilkelilii ve sreklilii yanstmas noktasnda snnetullah kavram hepsinin ortak noktasn oluturmaktadr.

Mustafa Bilgin, DA., Hak Dini Kuran Dili md., XV, 153.

126

A-MELLFLERN BYOGRAFS 1- Muhammed Hamdi Yazr(1878-1942): Muhammed Hamdi Yazr, 1878de Antalyann Elmal kazasnda domu, 1942de stanbulda vefat etmitir 2 . Baba tarafndan ulema snfna mensup bir aileden gelmi, kltrl mtefekkir bir slm alimi olan Elmall, slm ilimlere vukufiyetinin yan sra zellikle fkh ve usl-i fkh sahasnda derinlemi, ayrca kelm, felsef dnce ve pozitif ilimler alannda da salam bir anlaya ulamtr. 3 Elmall, II. Merutiyetten sonra kurulan Meclis-i mebusana Antalya mebusu olarak girmesi, II. Abdlhamidin hali iin fetva emini Nuri Efendiyi ikna edip fetva msveddesini yazmas, Drl-hikmetil-slmiyye azalk ve bakanlna getirilmesi (1918-1919), Damat Ferit Paann I. ve II. kabinelerinde Evkaf Nazrln stlenmesi, ttihat ve Terakki Cemiyetinin ilim ubesinde grev almas, Damat Ferit Paa kabinelerindeki grevi dolaysyla Mill Mcadele aleyhine bu kabinelerin verdii karardan sorumlu tutulup gyabnda idama mahkum edilip bilahere beraat etmesi gibi, devrinin baz idar ve siyas organizasyonlarnda yer alm renkli bir kiilie sahiptir. Yazr, devrinin slah, ihya veya tecdid olarak da isimlendirilen slamc hareketin nde gelen din ve bilim adamlarnn yer ald Beyanul-hak, Srat- mstakim, Sebilrread dergilerinde ve Alemdar gazetesinde dergi ve gazete yazarl yapm, ancak bu kesimin Seyyid Ahmed Han, Muhammed Abduh, Reit Rza izgisinden daha muhafazakar kanadnda yer almtr. Onun ad geen dergilerde birok makalesi neredilmise de Yazr, zelikle 1925de TBMMnce kararlatrlan ve Diyanet leri Bakanlnn teklifiyle kaleme ald Hak Dini Kuran Dili adl tefsiriyle tannmtr. 4 O, bu eserini kaleme almaya 1926da balam ve ilk cildini 1935de tamamn ise ancak 1938de neredebilmitir. 5

3 4 5

smail Kara, Trkiyede slamclk Dncesi, I,520, nc bask, st., 1997. geni bilgi iin bk. Sadk Albayrak, Son Devir Osmanl Ulemas, III, 251-252,1980; Sleyman Hayri Bolay, Bir Filozof Mfessir M. Hamdi Yazr, s.125-vd. , (Sempozyum teblileri )Trkiye Diyanet Vakf, Ank.,1993. Yusuf evki Yavuz, DA., M. Hamdi Yazr Muhammed Hamdi md., XI,57-58. bk. smail Kara, Trkiyede slamclk Dncesi, I,519-520, I-II, Kitabevi, st., 1997; Yusuf evki Yavuz, DA., a.g.m., XI,57-58. Mustafa Bilgin, DA. a.g.m., XV, 153; Dcane Cndolu, Matbu Trke Kuran evirileri ve Kuran evirilerinde Yntem Sorunu, 2. Kuran Sempozyumu 4-5 Kasm 1995, s. 193-194, Ank., 1996.

127

M. Hamdi Yazr, tefsirinde zamanna gre daha sade ve anlalr bir dil kullanmtr. Bu dorultuda o, meal ve tefsirinde genellikle sade Trke kelimeleri tercih etmi, ancak Trkenin z mal haline gelen Arapa, Farsa ve Bat kaynakl kelimeleri de kullanmaktan ekinmemitir. 6 Ona gre Kuran- Kerm meali mmkn olduunca sade ve veciz olmaldr ve kendisi de bunu tercih etmitir. 7 Yazr, Kuran- Kermin hibir dile hakkyla evirisinin mmkn olmadnn farknda olan bir bilgin olarak Kuran aslndan deil, yabanc bir dildeki tercmelerinden Trkeye evirenlerin bulunduuna dikkat ekerek serzenite bulunmu, bunlarn maksatlarndan da endielenerek yle demitir: Memleketimizde Kuran- Kerm tercmesi namyla yle byle neriyat grld, yleki ilerinde aslndan deil de yabanc tercemanlardan terceme edenler bulundu. Geri bunu yapanlarn maksatlarnn ne olduunu Allah bilir. 8 O, akl bir zaruret olmadka ayetleri mutlaka zahir ilk anlamlar olan mnada anlamay gerekli grm, 9 mefhum tarznda bir meal yapmaya almtr. 10 . 2-mer Rza Dorul(1893-1952): slam slah, tecdidci kanadn muhafazakar izgisinin nde gelen mtefekkir ve airi Mehmet Akif Ersoyun damad olan . Rza Dorul, aslen Burdurlu olup Msra yerlemi bir ailenin ocuu olarak Kahirede domutur. Ezher niversitesi mezunu olan Dorul, din bilgini olmaktan ziyade gazeteci, mtercim, mellif, ansiklopedist ve edebiyat kimliiyle tannm, 1950de Demokrat Partiden Konya milletvekili olarak Trk siyas hayatnda da yer alm, din hrriyetinin salanmasnda ve din eitiminin zorunluluunun siyas evrelere ve kamuoyuna anlatlmasnda, bu dorultuda din derslerinin ilkokullara konulmasnda byk hizmetleri olmu bir kiidir. 11 Dorulun gazete ve dergi yazarl, ansiklopediciliinin yan sra telif ve tercme tarihilii, romancl ve eitimcilii de vardr. 12 O, lkemizde zellikle tercme-telif nitelii tayan Asr- Saadet adl eseri ve 1934de neretmi olduu Tanr Buyruu isimli tefsir-mealiyle tannmtr. Sz konusu eser, 1980de nkilab ve Aka Basm ve yaynevleri irketi tarafndan Ehl-i snnetin
6 7 8 9 10 11 12

M. Hamdi Yazr, a.g.e., I, 17. M. Hamdi Yazr, a.g.e., I, 16. M. Hamdi Yazr, a.g.e., I, 8. M. Hamdi Yazr, a.g.e., V,3731; Yusuf evki Yavuz, DA., a.g.m., XI, 58. M. Hamdi Yazr, a.g.e., I, 9. bk. Mustafa Uzun, DA. .Rza Dorul, mer Rza md., IX,489. bk. Mustafa Uzun, DA. a.g. m., IX,492.

128

grlerine uygun hale getirilerek ve dipnotlarda yer alan aykr grler ayklanarak tekrar baslmtr. 13 Dorul, zellikle 1926da masonlua girmek ve Kadiyan olmakla eletirilmise de din-mill eser ve faaliyetlerinde masonlua dair izlerin tespit edilebilir ekilde aksettiini sylemek pek mmkn deildir. 14 Kadiyanilikle ilgili ona ynelik eletiriler, daha ziyade Lahor Kadiyaniliini kuran Mevlana Muhammed Alinin eserlerini Trkeye evirmesi sebebiyledir. Ancak Dorul, yazd bir makalede bu ithamlara cevap vermi, Mevlana Muhammed Alinin nceleri Kadiyaniliin kurucusu Gulam Ahmedin yannda yer almakla birlikte daha sonra slm akdesine aykr grleri yznden ondan ayrlarak Lahor kolunu kurduunu, slama ve ehl-i snnet akdesine hizmet ettiini belirtmi, kendisinin de Kadiyanilikten uzaklatn vurgulamtr. 15 . Rza Dorul, Tanr Buyruu isimli tefsir-meal yazm, ancak kendisi bu tefsir -mealinin Kadyaniliin liderlerinden Mevlana Muhammed Alinin yazd ve aa-i slam Encmeni tarafndan neredilen ngilizce tefsirli Kuran tercmesinin aynen Trkeye evrilmi bir kopyas olduu eklindeki eletirilerden kurtulamamtr. Nitekim Hasan Basri antay, Dorulun mealinin bu zellikte olduunu ileri srmtr. 16 Ancak Dorulun kendi telifi olarak sunduu meali, Mevlana Muhammed Ali'nin eserinin tamamen Trke evirisi deilse veya ayetlerin Arapa asln dikkate almakszn sadece ngilizceden tercme edilmemise ok nemli mahzuru bulunmayabilir veya Salih Akdemirin de ifade ettii gibi ayetlerin Trkeye evirisinde -ngilizce gibi- bir yabanc dilden yararlanmak faydal da olabilir. 17 Bununla birlikte slamn ina ettii ortak kavram ve anlam dnyasn brakarak ngilizce, Almanca, Franszca, ince, Japonca gibi slamn oluturduu ortak kltr, kavram ve anlam dnyasna yabanc, hatta baz noktalarda aykr olan bir kltr dnyasnn anlamlarn, dolaysyla dnce ve inanlarn yanstan

Dcane Cndolu, Matbu Trke Kuran evirileri ve Kuran evirilerinde Yntem Sorunu, 2. Kuran Sempozyumu 4-5 Kasm 1995, s. 194, Ank., 1996. 14 Mustafa Uzun, DA. a.g.m., IX,490. 15 bk. .Rza Dorul, Kadiyanilikten Teberr Ediyoruz, Seblrread, III/74 (Mart 1950), s. 374-378. 16A.Hamdi Akseki, Kurn- Hakm ve Mel-i Kerm, nsz, s.7, smail Akgn Matbaas, st.,1952. 17 bk. Salih Akdemir, Cumhuriyet Dnemi Kuran Tercmeleri (Eletirel Bir Yaklam), s.4748, Akid Yay.,Ank.,1989.
13

129

diller araclyla Kuran anlamaya almann her zaman nemli bir takm sakncalar tad gz ard edilmemelidir. . R. Dorulun mealine yneltilen bu temel eletirinin yan sra yet meallerinde ve meal notlarnda bir ok hatalar hatta baz tahriflerin bulunduu kimi Kuran evirmenleri ve aratrmaclar tarafndan ileri srlmse de 18 ekil, tertip, tanzim ve zellikle dil bakmndan devrine kadar yaplan Trke evirilerin en baarls kabul edildii kayda deer bir meziyettir. 19 Ancak onun mealinde yet numaralar eldeki yaygn Kurnn yet numaralarn tutmamakta, buna ilaveten eser kendi iinde yet ve meal numaralar da birbirini tutmamaktadr. 3-Muhammed Esed (1900-1992) Asl ad Esed Leopold Weiss 20 olan ve 1926da ei Elsa ile birlikte Mslman olduktan sonra Muhammed Esed ismini alan mellif, imdiki Ukraynada bulunan Lvov ehrinde Yahud bir ailenin ocuu olarak 1900 ylnda domu, bu kltr iinde yetimitir. ocukluunda zel olarak iyi bir din eitimi alm, branice ve Aramiceyi renmi, Viyana niversitesine iki yl sanat tarihi ve felsefe tahsili yapm, bir sre Berlinde edebiyat evrelerinde bulunmutur. Daha sonra Mslman oluncaya kadar gazetecilikle tannmtr. Nitekim o, gazeteci kimliiyle uzun yllar slam lkelerinde ve zellikle Orta Dou Msr corafyasnda bulunmutur. Bu dorultuda gazeteci ve aratrmac olarak 1921-1926 yllarnda Msr, rdn, Suriye, Suud Arabistan, Amman, Pakistan, Trkiye, ran, Afganistan gibi slam lkelerinde; Kuds, am, Kahire, Trablus, Beyrut, Merv, Semerkan, Buhara, Takent, Bursa, stanbul, Sofya, Belgrat, Frankfurt, Moskava gibi belli bal ilim ve kltr merkezlerinde bulunmutur. Bu arada Arapay yllarca Arapa konuulan slam lkelerinde bulunarak hem hayatn iinden hem de akademik anlamda renmitir. Esed, gazeteci ve aratrmac kimlii, Mslman olmu bir Batlnn heyecan, tecesss ve merakyla slam ve slam toplumunu hem dtan hem de bir mmin olarak iten gzlemleme imknn bulmutur.

18 19 20

bk. H. Basri antay, a.g.e., s. 7. ; Salih Akdemir, a.g.e., s.47; Mustafa Uzun, DA., a.g.m., IX,490. bk. Mustafa Uzun, DA., a.g.m., IX,490. Muhammed Esed, Kurn Mesaj Meal-Tefsir, trc. Cahit Koytak, Ahmet Ertrk, Trke eviri nsz, s. XX.

130

Esed, 1927de S.Arabistan Kral Abdlaziz ile tanm, Medineye yerleerek tarih ve tefsir almalarnda bulunmutur. Mslman olduktan sonra Kral Abdlaziz, Cinnah, Emir Abdullah, Mustafa el-Mera, eyh Sens, Muhammed kbal gibi siyas ve din lider ve ilim adamlaryla tanm, onlarn gvenini kazanmtr. O, Pakistan Dileri Bakanl Ortadou Dairesi Bakanl, 1952de Pakistann Birlemi Milletler temsilciliini yapm, Pakistan slm Tecdit Kurumu yeliinde bulunmutur. Esed, zamannn slam dnyasnda yaanan gelimelerden etkilenmi, slam dnyasnda kimilerince modernist olarak isimlendirilen Msr, HindPakistan ve Arabistandaki slah-selef evrelerle ilikileri olmu, onlardan etkilenmi ve etkilemitir. O, slamn zne dnme ve slamn ilk asrn rnek alma asndan selef, dnsel alanda dier slah-tecdidci evreler gibi pozitivist, determinist, byk lde rasyonalisttir. O, 1992 senesinde spanyada vefat etmitir. 21 B-KAVRAMLARIN ANLAMLANDIRILMASI 1- Snnetullah Snnetullah kavram, snnet ve Allah kelimelerinden olumu Arapa bir terkiptir. Snnet, senne den tretilmi mastar isimdir. 22 Senne fiili, kendisiyle kullanlan eitli isimlerle birlikte ba bilemek, mzraa demirini geirmek, ta veya dii cilalayp parlatmak, kanun koymak, yolda yrmek, deve srs gtmek, bir eyi izah ve tasvir etmek, topraa su dkmek, bir eyi biimlendirmek, adet olarak bir ey ortaya karmak gibi eitli anlamlara gelmektedir. 23 oulu snen olan Snnet ise kelime olarak yzn grnen n ksm, tabiat, huy, cibillet, sret, yol, gidiat, davran, durum, eriat anlamlarna gelmektedir. 24 Seyyid erif Crcn ve
21

22 23

24

Hayat iin bk. Muhammed Esed, Kurn Mesaj,Meal-tefsir, trc. Cahit Koytak, Ahmet Ertrk, nsz, s.III-IV; Suat Yldrm,Muhammed Esedin Kurn Mesaj Adl Tefsiri Hakknda Yeni mit D.,2002/4, sy. 58, s.5. bk. Zemaher, Keaf, III,238, Beyrut, ts.; Kurtub, el-Cmiu li ahkmil-Kurn, XIV, 247, Beyrut, ts. bk. Cevher, Sihah, (th. A. Abdulgafur Atar) Msr, ts., III,2139; Murtaza ez-Zebd, Tcul-Ars, Msr, 1306, V, 243; bn Manzur, Lisanuu-Arab, Beyrut, 1991, XIII,220228; Fahreddin er- Rz, Mefthul-gayb, IX,11, II. bask, Tahran, ts. bk. Ragb el-Isfehn, el-Mfredt f garbil-Kurn, Beyrut, ( th.Muhammed Seyyid Geyln) ts., s. 245; bn Esr, en-Nihye f garbil-hads vel-eser, (th. Mahmd Muhammed et-Tenh, Thir Ahmed ez-Zv) , 1383/1963, II, 409; bn Manzur, Lisanuu-Arab, Beyrut, 1991, XIII,224.

131

Tehnev snnetin iyi-kt ayrm olmakszn mutlak/ntr anlamda "yol" demek olduuna dikkat ekmekle birlikte snneti beenilen/marziyye veya beenilmeyen/gayr- marziyye yol/gidiat ve iyi veya kt yol/gidiat olarak tanmlamlardr. 25 Fahreddin er-Razi, Araplarn, suyun topraa dklrken ve develerin gdlmesindeki sreklilik ve devamllndan hareketle Hz. Peygamberin yapmaya devam ettii davranlarna da snnet denildiine dikkat ekmitir. 26 Hz. Peygamberin men senne snneten haseneten/kim iyi bir yol/adet,gidiat aarsa 27 beyannda senne fiili ile snnet kavram birlikte, her ikisi de kelime anlamlarnda kullanlmtr. Keza snn bihim snnete ehlil-Kitap/ onlardan cizyeyi Ehl-i kitabn snnetine/adetine gre aln 28 hadisinde fiil ve mastar birlikte kelime anlamnda kullanlmtr. Razi, snnetin mstakim yol, kendisine tabi olunan rnek, Kurtub ise tark-i mstakim demek olduunu belirtmi; ayrca Kurtub snnet kelimesinin feinne ecelellh letin, 29/5 ayetindeki ecel kelimesi gibi hem Allah; feiz ce eceluhum, 7/34 ayetindeki gibi insan topluluuna nispet edildiini ifade etmitir. 29 Snnet, ncekilerin balatp sonraki nesillerin izledii yol; det ise insanlarn kendi edindikleri alkanlklar olarak birbirinden tefrik edilmi; snnetin zellikle gemi bir rnee dayal bir davran olmas noktasnda detten ayrld vurgulanmtr. 30 Buna gre snnet kelimesi Allaha nispet edildiinde Allahn sregelmekte olan, kendine zg, deimeyen davran tarz ve tutumu anlalmaktadr. 31 Gerek senne fiilinin verilen eitli anlamlarna gerekse snnet kavramnn kelime ve din anlamna bakldnda ferd ve toplumsal planda belli bir dzen ve srekliin bulunduu anlalmaktadr. Dzenli ve sreklilik arz eden bir eyin ise bulunduu hali aynen srdrmesi yani deimemesi gerekir. Nitekim snnetullah kavramnn, snnet kavramndaki sz konusu sreklilik ve dzene vurgu yaplarak orijinal, srekli ve belli bir standarda

25 26 27 28 29 30 31

Crcn, Tarft, Betrut,1983, s. 122; Tehnev, Keafu stlhtil-fnn, Beyrut, 1418/1998, II,423. Fahreddin er-Rz, a.g.e., IX, 11. Mslim, lim,15; Zekat, 69, Nes, Zekat, 64; Ahmed b. Hanbel, Msned, IV,357,359. bk. bn Esr, a.g..e., II,410. bk. Fahreddin er-Rz, a.g.e., IX, 11; Kurtub, a.g.e., IV, 216; XIV, 360. Eb Hilal el-Asker, Kitbul-furk, snnet md., Beyrut, 1994. mer zsoy, Snnetullah, Bir Kurn fadesinin Kavramlamas, s. 53, Ank.,1994.

132

oturmu davran biimi ifade ettiini belirtilmitir. 32 Burada dzen ve srekliliin yan sra ne ekilde olursa olsun benimsenmi bir davran biimini yani eylemin de sz konusu olduu da ihmal edilmemesi gerekir. Snnetullah terkibi Kur'an bir kavramdr ve Kuranda be yette toplam sekiz kere zikredilmitir. Kavram ilk olarak Ahzab suresinde iki kez kullanlmtr. Bu kullanmlarn getii ( 33/62, 35/43, 48/23) yerde snnetullahda hibir tebdil ve tayirin bulunmad vurgulanmtr. Allahn snnetinde tebdilin olmad, tayirin olmad, yani Allahn kafirlere olan azabn, (azap etmemek veya sevap gibi) bir baka eyle deitirmeyecei; tahvilin olmad ise intikal, yani azabn tekzip ve hak edenlerden tekzip ve hak etmeyenlere eklinde bir bakasna intikal ettirmeyecei 33 ya da azabnn vaktini deitirmeyecei 34 demek olduu ifade edilmitir. lgili birinci yet yledir: M kne alen-nebiyyi min haracin fm farazallhu leh, snnetel-lhi fil-lezne halev min kabl, ve kne emrul-lhi kaderen makdr.( el-Ahzb,33/38) Ayetin konu btnl 37-39. yetlerle salanmaktadr. Bu ayetlerde Hz. Peygamberin ahsyla alakal Hz. Zeyneple olan evliliiyle ilgili hkmden bahsedilmekte ve bunun sadece Resululllaha has olmayp peygamberlerin ahslaryla alakal teden beri sregelen bir kanun olduu vurgulanmaktadr. Mfessirler buradaki snnetullah n ittifakla nikah ve dier konularda gemi peygamberler hakknda Allahn koyduu snneti/kanun veya hkm olduunu bildirmilerdir. 35 yetin mfessirlerimiz tarafndan yaplan tercmeleri yledir: Yazr: Peygambere Allahn takdir ettii, mbah kld eyde bir darlk yoktur. Bundan evvel geen btn peygamberler hakknda Allahn snneti byle ve Allahn emri biilmi bir kader bulunuyor. 36 Dorul: Peygamberin Allah tarafndan emrolunan yapmasndan dolay Peygambere hibir vebal tevecch etmez. Daha evvel gelip geenler hakkn32 33 34 35 36

mer zsoy, a.g.e., s. 53. Fahreddin er-Rz, a.g.e., XXVI, 35; Beydav, Envru't-tenzl (Mecmut-tefsr iinde), V, 193; Hazin, Lubbu't-te'vl(Mecmut-tefsr iinde), V, 193. Nesef, Medrik, (Mecmut-tefsr iinde), V, 193. bk. Zemaher, a.g.e., III, 238; Fahreddin er-Raz, a.g.e., XXO, 213; Beydv, a.g.e., V, 122; Kurtub, a.g.e., XIV, 195; bn Kesr, Tefsru'l-Kur'ni'l-azm, III, 492. M. Hamdi Yazr, a.g.e., V, 3896.

133

da da Allahn adeti byle idi. Allahn emri olup bitmi kat bir fermandr.(yet, 39;meal, 38) 37 Esed: [O halde] Allahn kendisi iin takdir ettii eyi [yapmasndan dolay] Peygambere hibir sual isnad edilemez. [Gerekte bu] sizden nce gelip geenler iinde Allahn bir uygulamasyd ve [unu unutma ki] Alllahn iradesi mutlaka tecelli eder. 38 Burada kanaatimizce snnetullah, Dorulun yapt gibi adetullah olarak, fil-lezne halev min kabl ifadesini de Yazrn vurgulad gibi nceki peygamberler hakkndaki eklinde daha nce yaam peygamberlere vurgu yaparak evirmek daha dorudur. Zira buradaki ncekilerden maksat gemi toplumlar deil, gemi peygamberdir. Ayn suredeki ikinci yet ise yledir: Snnetel-lhi fil-lezne halev min kabl, ve len tecide li snnetil-lhi tebdl. (el-Ahzb,33/62) yetin konu btnl 57-62. yetleri iermektedir. Burada Hz. Peygamberi (s.a.v) bilerek incitenlerin bir ilke olarak dnya ve ahirette feci akbete maruz kalacaklarndan; mminlere iftira atanlarn, mnafklarn, kalplerinde hastalk bulunanlarn, yalan haber yayanlarn her iki dnyadaki akbetlerinden bahsedilmi; 62. yette de bylesi insanlara kar Allahn ortaya koyduu ceza nitelikli tutumu ve bunun deimezlii vurgulanmtr. Snnetullahn burada mnafklarn akbetleriyle ilgili Allahn hkm veya kanunu 39 , nev zuhur bir ey olmayp teden beri yrrlkte olan ilh bir snnet/snnetn criyetn ve srekli bir ilh adet/adetn mstemirretn, yani Allahn snneti 40 olduu ifade edilmitir. yetin mfessirlerimiz tarafndan yaplan tercmeleri yledir:

37 38

39 40

. Rza Dorul, a.g.e., II,666-667. M. Esed, a.g.e., s. 859; kr: [ndeed, such was] Gods way with those that have passed away aforetime and [remember that] Gods will is always destiny absolute. ( Mohammed Asad, The Message of The Qurn, p. 646, Dar al-Andalus, Gibraltar, 1980). Snnetullah kavram, Suud Arabistan Hac-Evkaf Bakanlnn The Holy Qurn adl nerettii ngilizce evirisinde t was the practice (approved) of Allah amongst those of old that have passed away ( The Holy Qurn, p.1255, Al-Medinah Al-Munavvarah, h.1410) olarak, Picthallun evirisinde ise Thas was Allahs way with those who passed away of old (Mohammed Marmaduke Picthall, The Meaning of the Glarious Qurn, Hyderabat, 1930) olarak tercme edilmitir. Zemaher, a.g.e., III, 247; Kurtub, a.g.e., XIV, 247. Fahreddin er-Raz, a.g.e., XXO, 231; bn Kesr, a.g.e., III, 519.

134

Yazr: Allahn bundan evvel geenler hakkndaki kanunu ki Allahn kanununu tebdile are bulamazsn. 41 Dorul: Daha evvel gelip gemiler hakknda Allahn yolu bu idi. Allahn yolunda hibir deiiklik gremezsin.(yet,63;meal, 62). 42 Esed: Daha nce gelip geen bu tr gnahkarlar iin Allahn tatbik ettii yol budur ve sen Allahn tatbikatnda bir deiiklik gremezsin 43 Bu ayette, kanaatimizce sibak gz nne alarak Esedin yapt gibi, daha nce yaayan bu tr gnahkarlar eklinde gnahkarlara vurgu yaparak, snnetullah da adetulah olarak evirmek daha uygundur. Snnetullah kavram sadece Ftr suresinde snnetl-evveln terkibiyle birlikte zikredilmitir. lgili yet yledir: fehel yenzurne ill snnetelevveln, felen tecide li snnetil-lhi tebdl, felen tecide li snnetil-lhi tahvl.( Ftr,35/43.) Burada snnetl-evveln ile snnetullah terkiplerinin ayn yerde birlikte kullanlmas ikisi arasnda tam bir iliki olduunu ve birbirlerini akladklarn gstermektedir. Rznin ifadesine gre, ayet mriklerin haliyle ilgili olduu iin Allah Teala, snneti snnetl-evveln eklinde mriklere nispet etmitir. Buradaki helak etme ise evvelkilerin snneti deil, aksine evvelki gnahkarlar hakkndaki Allahn snnetidir. 44 Mfessirlere gre yetteki snnetullah terkibi, peygamberlerini tekzip edenlere azap edilecei hakknda Allahn adeti, kanunu 45 veya Allahn cezalandrmas/ukbeti 46 demektir. laveten yette snnet ifadesi nce insanlara, sonra da iki kere Allah nispet edilmitir. Ancak birincide insanlara nispet edilse de burada kastedilen bizzat insanlarn tuttuklar yol ve yaam tarzlarnn kendisini deil,
41 42 43

44 45 46

M. Hamdi Yazr, a.g.e., V,3926. . Rza Dorul, a.g.e., II,671. M. Esed, a.g.e., s. 865.; kr. Such has been Gods way with those who [sinned in like manner and] passed away aforetime and never wilt thou find any change in Gods way. ( Asad, a.g.e., p.652.) Esedin mealini kr. That was the way of Allah in the case of those who passed away of old; thou wilt not find for the way of Allah aught of power to change.( Picthall, The Meaniing of the Glarious Qurn, p. 306) ve (Such was) the practice (approved) of Allah among those who lived aforetime: No change wilt thou find in the practice (approved) of Allah. (The Holy Qurn, p.1266.) Fahreddin er-Rz, a.g.e., XXVI, 35. Zemaher, a.g.e., III, 278; Fahreddin er-Rz, a.g.e., XXVI, 35; Kurtub, a.g.e., XIV, 360; Beydav, a.g.e., V, 193. bn Kesr, a.g.e., III, 562.

135

onlarn bu tutumlaryla ilgili Allahn ortaya koyduu ilh tavrdr. Baka bir ifade ile burada sz konusu olan mastarn failine deil, mefulne izafetidir. Binaenaleyh nispet gerekte Allahn iradesi ve fiiline yaplm olmaktadr. Gz nnde bulundurulmas gereken bir dier husus da Allahn gsterdii bu ilh tavrn ilm-i ezeliye nispetle ezelde bilinen bir gerek olmakla birlikte iradesine nispetle mnkirlerin peygamberlerine kar ortaya koyduklar kt fiillerinin bir sonucu olarak tezahr etmekte oluudur. nk insan iradesine konu olan Allahn fiilleri, insann fiillerine baldr. yetin mfessirlerimiz tarafndan yaplan tercmeleri yledir: Yazr: o halde evvelkilerin snnetinden baka ne gzetirler. O halde Allahn snnetine bir tebdil bulamazsn, Allahn snnetine bir tahvil de bulamazsn. 47 Dorul: Onlar daha evvelkilerin uradklar akbetten baka bir ey mi bekliyorlar? nk sen Allahn kanununda bir deiiklik, sen Allahn hkmnde bir dneklik gremezsin.(yet,44;meal,43). 48 Esed: yoksa onlar, nceki [gnahkar] larn srklendikleri yoldan baka bir ey mi bekliyorlar? Sen Allahn tuttuu yol ve yntemde hibir deiiklik gremezsin; evet sen Allahn yolunda ve ynteminde bir sapma gremezsin 49 Yazr, Hz. Peygambere suikast teebbsnde bulunanlarn dnyada da kt akbetlerle karlaacaklarn, nitekim onlarn hilelerinin Bedirde aleyhlerine sonulanm olduunu, Mekkeli mriklerin de yaptklaryla nceki tekzip eden mmetlerin balarna gelen snnetullah, yani kanun-u ilhnin adeta kendi balarna da gelmesi iin davetiye kardklarn ifade etmi; sz konusu deimez nitelikli ilh kanunun hakk tekzip eden ve ktlk yapan47 48 49

M.Hamdi Yazr, a.g.e., V, 3996. .Rza Dorul, a.g.e., II,688. Esed, a.g.e., s. 892; kr. Yet [in the end] such evil scheming wiil engulf none but its authors;and can they expect anything but [to be made to go] the way of those [sinners] of olden times. Thus [it is]: n chande wilt thou ever find in Gods way; yea, no deviation wilt thou ever find in Gods way. , (Asad, a.g.e., p. 672) Esedin mealini kr. Then, can they expect aught save the treatment of the folk of old? Thou wilt not find for Allahs way of treatment any substitute, nor wilt thou find for Allahs way of treatment aught of power to chande.(Picthall, a.g.e., p.314) ve Now are they but looking for the way the ancients were dealt with? But no change wilt thou find in Allahs way (of dealing): no turning off wilt thou find in Allahs way (of dealing) .(The Holy Qurn, p.1313-1314.)

136

larn dnyada cezalandrlmalaryla ilgili azap kanunu olduunu sylemitir. 50 Esed ise nceki gnahkarlarn srklendikleri yol eklinde anlamlandrd snnetl-evveln terkibinin Allahn onlar cezalandrma tarz(snneti) olduunu ifade etmitir. 51 Kanaatimizce burada snnetlevvelni, ncekilere uygulanan kanun veya adet olarak evirmek daha dorudur. Snnetullah kavram Mmin, 40/85 yle gemektedir: Felem yeku yenfauhum mnuhum lemm reev besen, snnetel-lhi ellet kad halet f ibdih, ve hasire hunlikel-kfirn." yetin konu btnl 82-85. yetlerle salanmaktadr. Burada gemiten ders alnabilmesi iin yeryznde gezip dolalmas tavsiye edilmi, bylece gemite cereyan eden belli olaylarn sebep ve sonularna iaret edilmitir. Nitekim 83. yette gemi mmetlerin balarna gelenlerin peygamberlerine kar takndklar olumsuz tutum ve tavrdan dolay olduu belirtilmi ve bylece zihinler gemi canl rneklerle din sosyal hayatla ilgili sebep-sonu ilikisi trnden ilh ilkelerin bulunduuna hazrlanm ve uyarlmtr. 8485. yetlerde yaptklar sebebiyle balarna gelmekte olan ilh azab grdklerinde iman etmenin fayda vermeyeceine dair ilh bir prensibin mevcudiyetine vurgu yaplmtr. Zemaherye gre buradaki snnetullah, Allahn vadi 52 , ounlua gre ise azab grdklerinde iman etmenin kendilerine fayda vermeyeceine dair sregelen Allahn koyduu kanun, Allahn hkm, Allahn adeti 53 demektir. yetin mfessirlerimiz tarafndan yaplan tercmeleri yledir: Yazr:Hmmz grdkleri vakit ki imanlar kendilerine faide verecek deildi. Allahn kullarnda gee gelen snneti... 54 Dorul: Onlarn ceza ve azabmz grnce bylece iman etmeleri onlara bir fayda vermedi. Allahn, kullar arasnda teden beri kanunu, hkm budur...(yet,86; meal, 85). 55
50 51 52 53 54 55

M. Hamdi Yazr, a.g.e., V,4000. M. Esed, a.g.e., s. 892, not:34. Zemaher, a.g.e., III, 381. bk. Fahreddin er-Rz, a.g.e., XXVII, 92; Kurtub ,a.g.e., XV, 336; Beydav, a.g.e., V, 370; bn Kesr, a.g.e., V, 370. M. Hamdi Yazr, a.g.e., V,4183. .Rza Dorul, a.g.e., II,740.

137

Esed: Fakat cezamzn farkna vardktan sonra iman etmi olmalar kendilerine bir fayda salamayacaktr. Allahn kullar iin her zaman uygulad yol, yntem budur... 56 yette nirengi noktasn snnetulah ile ellet kad halet f ibadih ifadeleri oluturmaktadr. Birincisini yine adetullah olarak, ikincisini de kullar hakknda sregelen olarak evirmek daha uygun olur. Bu takdirde anlam Allahn kullar hakknda sregelen adeti... eklinde olmaktadr. Burada mutlaklk ve sreklilik ifade edebilecek tarzda bir iaret ismi olarak te Allahn ifadesi de kullanlabilir. Her kanun hkm ierdii iin Dorulun yukarda ve burada yapt gibi hem kanun hem de hkm kelimesini birlikte kullanmaya gerek yoktur. Tercih edilecekse sadece Allahn kanunu veya Allahn hkm demek yeterlidir. Snnetullah terkibi son olarak Fetih, 48/23de yle zikredilmitir: Snnetel-lhi ellet kad halet min kabl, ve len tecide li snnetil-lhi tebdl. Konu btnl asndan nceki yete bakldnda burada kafirlerin peygamberlerine kar sava atklarnda baaramayacaklar ve bu durumda kendilerine yanda da bulamayacaklarndan bahsedilmi, sonraki yette de byle bir akbetin teden beri sre gelmekte olan ilh bir ilke olduu vurgulanmtr. Snnetullah burada mfessirler tarafndan genellikle Allahn peygamberlerini galip getirecei eklinde koyduu hkm veya adeti olarak anlalmtr. 57 M. Hamdi Yazr da, bu ilh adetin konusunun peygamberlerin galebesi olduunu ifade etmitir. 58 yet mfessirlerimiz tarafndan yle tercme edilmitir: Yazr: Allahn teden beri cereyan edegelen snneti, Allahn o snnetine bir tebdil de bulamazsn. 59 Dorul: Allahn adeti(kanunu) nceden beri hep byle idi. Allahn kanununda hibir deiiklik bulamazsn.(yet,24; meal,23). 60
56

57 58 59 60

Esed, a.g.e., s. 968; kr. Such being the way of God that has always obtained for His creatures: and so, then and there, lost were they who had denied the truth., Asad, a.g.e., p. 729. Esedin mealini kr. This is Allahs law which hath ever taken course for his Bondsmen. (Picthall, a.g.e., p.340.) ve (such has been) Allahs way of dealing with His servants (from the most ancient times). (The Holy Qurn, p. 1451.) bk. Zemaher, a.g.e, III, 466; bn Kesr, a.g.e., IV, 192. M. Hamdi Yazr, a.g.e., V,4426. M. Hamdi Yazr, a.g.e., V,4421. .Rza Dorul, a.g.e., II,794.

138

Esed: Allahn yntemi teden beri hep byledir ve siz Allahn ynteminde hibir deime bulamazsnz. 61 yette snnetullah tamlayan olarak geen ellet kad halet min kabl cmlesini Yazrn yapt gibi teden beri cereyan ede gelen eklinde evirmek daha uygun grlmektedir. Sz konu yetlerde geen snnetullahn hepsinin de kafirlerin akbetleriyle ilgili tehdit ve uyar, dier yandan mminleri tebir ve teselli nitelikli olduu; Allahn ilh ilkeli tutumunun asla deimeyecei; tabiat kanunlar deil, aksine din ierikli insann bireysel veya sosyal hayatyla ilgili ilh prensipleri ifade ettii aka grlmektedir. Zira snnet kavramnn getii hibir kullanmda tabiatla ilgili herhangi bir hususa deinilmemi, daima insan iradesine konu olan hususlarda insann eylemlerinin bir sonucu olarak tezahr eden din ierikli fert, grup veya toplum apndaki ilh prensipler vurgulanmtr. Buna ilaveten snnetullah kavramna Yazrn Allahn snneti, Allahn kanunu eklinde iki trl anlam verdii; Dorulun Allahn adeti, Allahn yolu, Allahn kanunu, Allahn hkm anlamlarn verdii; Esedin ise Allahn uygulamas, Allahn takip ettii yol, Allahn tatbikat, Allahn yolu ve yntemi gibi anlamlar verdii grlmektedir. Halbuki bir btnlk ve uyum arzetmesi asndan snnetullah terkibi iin tercih edilecek en uygun anlam, ilgili dier yetlerde de ayn ekilde evrilmeli, deiik ifadeler kullanlmamaldr. Srf bu adan bakldnda Esed ve Dorulda bu tr farkl kullanmlar daha ok grlmektedir. 2-Ftratullah oulu ftar olan ftrat, yaratl, tynet, tabiat ve huy manlarna gelmektedir. 62 . Ftrat, bir isim veya nevi mastardr 63 . bnl-Esr ftratn fatrdan tretilmi bir hal olduunu yani yaratma ve yaratl biimi, hali, manasn ifade ettiini sylemektedir. 64 . Buna gre ftratn anlam, bir tr
61

62 63 64

M. Esed, a.g.e., s. 1048; kr. Such being Gods way which has ever obtained in the past and never wilt thou find any change in Gods way.( Asad, a.g.e., p. 788.). Esedin mealini kr. t is the law of Allah which hath taken course aforetime. Thou wilt not find for the law of Allah aught of power to change. (Picthall, a.g.e., p.366.) ve (Such has been) the practice of Allah already in the past: no change wilt thou find in the practice of Allah. (The Holy Qurn, p. 1582.) bn Manzr, Lisnl-Arab, ftr md; Rgb el-Isfahn, a.g.e.,ftr md.; Asm Ef., Kamus Tercemesi,, ftr md. Asm Ef., a.g.e., ftr md; bk. M. Hamdi Yazr, a.g.e., III, 1889. bn'l-Esr, en-Nihye, III, 457

139

yaratma, bir eit yarat, yaratma ve yaratl hali/biimi olmaktadr. M. Hamdi Yazr ise ftratn yaratln ilk tarz ve heyetini ifade ettiini sylemitir 65 . Osmanlca-Trke szlklerimizde ftrat 1-yaratmak, yaratl, hilkat; 2tnet, tabiat, miza, ahlk, maya, huy, yaratltan gelen ruh veya vcud nitelii, cibilliyet; 3- din, millet eklinde temel anlamnn olduu ifade edilmitir. 66 Bireyin doutan sahip olduu fizyolojik ve ruh zelliklerin tamam anlamnda ftrat kelimesinin kart anlam mktesep, edinik, sonradan kazanlan 67 demektir. Trkede ftraten, denildiinde yaratltan, doutan sahip olunan biyolojik, fizyolojik ve psikolojik nitelikler kastedilmekte, 68 ftr ise yaratlla ilgili, yaratltan, doutan anlamna gelmektedir. Trkede ftraten kelimesi zaman zaman en kapsaml haliyle hem lemin bir btn olarak Tanr tarafndan yaratl gibi fizik evrenle, hem de insan, hayvan ve bitkilerle ilgili canl-cansz btn varlklarn yaratl, onlarn yaratlyla ilgili nitelikler, anlamnda kullanlr. Ftrat, ftr ve ftraten kelimelerinde biri Allahla ilgili Ona ait bir zellii ve fiilini ifade etmesi bakmnda Allah'n yaratma tarz; dieri Allahn bu yaratma tarz sonucu ortaya kan varln sahip olduu zellikler anlamnn bulunduu gzden karlmamaldr. Ftrat kelimesi bundan baka din, millet 69 anlamna gelmekte olup, on ey ftrattandr 70 ve be ey ftrattandr 71 eklinde rivayet edilen hadislerde bu manada kullanlmtr. Ftrat kavramnn terim anlamna gelince genel kabul grecek ekilde net bir terim tarifi yaplamamtr. Ftrat yeti (er-Rm 30/30) ile hadislerde geen ftrat kelimesinden hareketle kavramn tanm yaplmaya allm, bu sadette eitli tanm ve izahlar ortaya kmtr. Bu erevede ftratn slm zere yaratl, Elestteki marifetullah zere yaratl, iman ve kfr

65 66

67 68 69 70 71

M. Hamdi Yazr, a.g.e., V, 3822. bk. Seyyid Hseyin Remzi, Lugat- Remzi, II, 66.; Ferit Develiolu, Osmanlca-Trke Ansiklopodik Lgat, s. 317, 6. Bask, Ank., 1984; Pars Tulac, Okyanus Ansiklopedik Szlk, ftrat md, Cem Yay., bs. Yok, 1978; evket Rado, Byk Trk Szl, ftrat md., Hayat Yay.,st.,ts. Pars Tulac, a.g.e., a.y. Pars Tulac, a.g.e., a.y. Zebd, a.g.e., ftr md; Asm Ef., a.g.e., ftr md. Mslim, "Tahret, 56-57; Eb Dvd, Tahret, 29; Tirmiz, Edeb, 14; Nesa, Znet, 1. Buhr, Libas, 63-64; Mslim, Tahret, 49-50; Eb Dvd, Tereccl, 16; Tirmiz, Edeb, 14.

140

zere yaratl ve doutan slam dinine yetenekli yaratl hali gibi tarifleri yaplmtr. 72 a) slm/Tevhid nanc zere Yaratl Sahabe, tabiin, mezhep imamlar ve mutasavvflar kapsayan slam limlerinin byk ounluunun benimsediine gre gre ftrattan maksat slmdr. ster kfir ister mmin ebeveynden dosun her ocuk, Allahn Elest Bezminde btn insan zrriyetlerinden ald misak zere, yani hak din olan slm zere doar. ocuklar buludan nce ldkleri takdirde bu ftrat zere yani slm zere lm olur. 73 mam Mtrdnin (. 333/944) yapm olduu aklamalardan onun da bu grte olduu anlalmaktadr. 74 Gazzl (.505/1111) de ftratla ilgili yet ve hadislerin yan sra msak yeti 75 , ayrca Allaha ortak koanlara kendilerini kimin yaratt sorulacak olsa elbette Allah diyeceklerini bildiren yeti 76 delil gstererek, ftratn slm dan ibaret olduunu, bunun da insanlarn yaratllarnda mevcut bulunan Rububiyet uuru anlamna geldiini belirtmitir. 77 Ftrat(ftratullah) hak dinle yani slmla yorumlayanlar, onun Haniflik ve slmla birebir ilikisi olduunu kabul etmilerdir. Byle kabul edenlerin delillerinin banda ftratullah kavramnn bizzat kullanld ftrat yeti (30/30) gelmektedir ki yet mealen yledir: "Sen yzn Hanif olarak dine, Allah'n ftratna evir ki Allah insanlar o ftrat zere yaratmtr. Allah'n yaratnda deime yoktur. te dosdoru din budur. Fakat insanlarn ou bilmezler." Bu grte olanlarn dier delillerinden biri ftrat hadisi olarak isimlendirdiimiz muhtelif tariklerle Eb Hreyreden (. 58/678) baz lafz farkllklaryla rivayet edilen hadistir. Bu hadiste Hz. Peygamber Dnyaya gelen hibir ocuk yoktur ki ftrat zere domasn. Daha sonra ebeveyni onu Yahudi, Hristiyan veya Mecus yapar. Tpk hayvann yavrusunu sapa salam, organlar yerli yerinde dourmas gibi. Siz onda herhangi bir eksiklik gryor
72 73

74 75 76 77

Ftrat hakknda geni bilgi iin bk. Mustafa Akay, mann Oluumunda Ftratn Rol SA.lahiyat Faklyesi D.,sy.1, 1996, s.273-294. bk. Taber, Cmi'u'l-beyn, XXI, 40; Kurtub, el-Cmi' li ahkmi'l-Kur'n, XIV, 25; bn Kesr, Tefsru'l-Kur'ni'l-azm, III, 432; bn Teymiyye, Der'u te'rz, VIII, 502; Ayn, Umdet'l-kr, VIII, 179; XIX, 111. Mtrd, Te'vilt'l-Kur'n, vr. 563b, Hac Selim Aa Ktp. No. 40. el-Araf 7/172. ez-Zuhruf 43/87. Gazzl, hy, I, 147-148; Kimyaus-sade, s. 138.

141

musunuz? buyurmutur. Eb Hreyre bu hadisi rivayet ettikten sonra mezkr "ftrat ayetini" (30/30) okuyordu. 78 Ebu Hreyrenin bu tutumundan en azndan baz sahabenin ftrat yeti ile ftrat hadisi arasnda birbirini aklayacak ekilde iliki kurduklar ve ftrat, Haniflik ve slm olarak algladklar anlalmaktadr. Hanifliin rfte Hz. brahimin milletine/dinine alem olduu bilinmekle birlikte 79 ilgili dier deliller 80 ve Kur'n- Kermde Hanfliin her getii yerde irkin nefyedilmesiyle birlikte kullanlmas 81 onun tevhid dini olan slmla paralelliini gsterir. Mfessirlerin byk ounluu da bu kanaattedir. 82 Mfessirlerin ou mezkr ftrat ayetinin amm olduunu, buradaki ennas kelimesinin btn insanlar kapsadn belirtmitir. 83 bn Teymiyye Allahn, ftrat kendi zatna nispet etmi olmas bir medih ve vg ifadesidir. Binaenaleyh bu ftrat vlm olup, knanm deildir. stelik Allah, Resuln bu ftrata sarlmaya tevik etmitir. O halde Allah ftrata tutunmay emretmesine ramen, ftrata nispetle iman ve kfr nasl eit olabilir? diyerek ftratn slm olduunu vurgulamtr. 84 Halim de Hz. Peygamberin dnyaya gelen ocuk hakknda Ebeveyni onu Yahudi, Hristiyan veya Mecus yapar. dedii halde, Ebeveyni onu Mslman yapar. dememi olmas, ftrattan maksadn slm olduuna delildir. Ftrat zere domak, btn dinlerden hli olarak domak ve ebeveyni onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar. demek de dnyev hkmler bakmndan ocuk dinde anababaya tabi klnr, ocuun zat itibariyle herhangi bir dini yoktur, demek olsayd, elbette Hz. Peygamber baz batl dinleri aka zikrettii gibi ebeveyni onu Mslman yapar diye slm dinini de aka sylerdi... 85 demektedir. Btn bunlara ramen ftratla ilgili Mslimin kaydettii benzer rivayet78 79 80

81 82 83 84 85

er-Rm 30/30; Buhr, "Ceniz, 80, 93; Tefsr, 10/35; Mslim, Kader, 6; Ahmed b. Hanbel, Msned, II, 275, 393, 410. bn'l-Esr, a.g.e., I, 451; M. Hamdi Yazr, a.g.e., V, 3821. l-i imrn 3/67; Mslim, Cennet, 16; Ahmed b. Hanbel, a.g.e., IV, 162-163; bn'l-Esr, en-Nihye, I, 451; bn Kesr, a.g.e., III, 433.Ahmed b. Hanbel, a.g.e., III, 406-407; V, 123; Darim, stizan, 54. bk. el-Bakara 2/135; l-i imrn 3/67, 95; el-En'm 6/79,161; Ynus 10/105; en-Nahl 16/120, 123; el-Hac 22/31. bk. Zemaher, a.g.e., I, 203. ls, Rhu'l-me'n, XXI, 40. bn Teymiyye, a.g.e., VIII, 371-372, 426. Halim, el-Minhc, I, 152-153.

142

lerin birinde eer ana-baba Mslmansa ocuk da Mslmandr. 86 ifadesinin bulunduu gz ard edilmemelidir. Ftratn slm-tevhit inanc zere domak olduu grn benimseyenler, bununla messes din anlamndaki slm kastetmemilerdir. Zira bu anlamdaki slmn sonradan renildii phe gtrmez bir gerektir. Onlar bu grleriyle btn insanlarda yaratltan gelen Allah'n varlnn birlii uuru, Ona ballk ve teslimiyet duygusunu kastetmilerdir. b) Elestteki Marifetullah zere Yaratl Bata Eb Hanife (. 150/767) olmak zere dier baz slm limleri ftrat Elest-bezminde gerekleen marifetullah ve iman hali, tevhid zere yaratl 87 ya da tevhid uuru zere yaratl 88 olarak tanmlamlardr. Buna gre Allah, Elest-bezminde insan zrriyetlerini Ademin sulbnden karm, onlara Ben sizin Rabbiniz deil miyim diye hitap etmi, onlar da evet demiler ve bylece kendilerinde Allah hakknda hasl olan bilgiden dolay, Onun Rubbiyetini tasdik etmilerdir. Allah insanlarn yaratln bu marifet (apriori bilgi) ve ikrar/iman zere belirlemi ve gerekletirmitir. Her insan bu n bilgi ve iman zere dnyaya gelmektedir. Ancak insanolunun bu ftr irfan ve iman hakiki/teklif iman deildir. Bu ancak insann varlk yapsnda bulunan Rabbini ve yaratcsn tanma sonucu hasl olan uur ve O'nu kabulden ibarettir. 89 Nazar dikkate alnan ve eriat tarafndan emrolunan insann akl ve iradesi ile elde ettii teklif imandr; ftr iman ise bu konuda yeterli deildir. 90 Nitekim Hz. Peygamber, ocukta ftr iman mevcut olmakla beraber Ebeveyni onu Yahudi, Hristiyan veya Mecus yapar. buyurmakla dnyev hkm asndan ocua ana-babann hkmnn verildiine ve ftr imana itibar edilmediine iaret etmitir. 91 Bu sebepledir ki Allah, insanlarda doutan mevcut olan bu imanla yetinmemi onlara gerekleri bildirecekhatrlatacak peygamberler gndermitir. 92 Allah kendi zatn hibir ekilde tantp bildirmeden insanlar imana davet etmi deildir. Eer byle olsayd
Mslim, Kader, 6. Fahreddin er-Rz, a.g.e., XXV, 119-120. bnl-Arab, el-Fthtl-mekkiyye, I, 257. bk. bn Teymiyye, a.g.e., VIII, 437-438; Ayn, Umdet'l-kr, VIII, 179; Kastalln, rd's-sr, II, 439; VII, 275. Fahreddin er-Rz, a.g.e., XXV, 120; Kastalln, a.g.e., VII, 275. bk. Hazin, a.g.e., III, 433. bn Kayyim, Kitbu'r-rh, s. 167.

86 87 88 89 90 91 92

143

onlara hi bilmedikleri bir eye inanmalarn teklif etmi olurdu. 93 Halbuki Allah Elest bezminde Adem ve zrriyetini varlk sahasna kararak kendi ilah zatn tantm, onlar da bunun irfanna varp, Allahn rububiyetini itiraf ettikten sonra, Allah bu uur ve ikrar onlarn varlk yaplarna yerletirmitir/kodlamtr. 94 c) man ve Kfr zere Yaratl Bir ksm slm limleri de ftrat insanlarn yaratlndaki iman ve kfrle ilgili ana ilkeler olarak anlamlar ve bununla da insanlarn saadet veya ekavet, marifet veya inkr, iman veya kfr zere yaratln kastetmilerdir. Buna gre Allahn, Elest bezmindeki hitabna saadet ehli/mminler isteyerek; ekavet ehli/kfirler de istemeyerek evet demilerdir. 95 Bu grte olanlara gre Allahn Mslman olacan bildii kii ftrat zere (mmin olarak), kfir olacan bildii de ftrat d bir halde yani kfir olarak doar. 96 Binaenaleyh ftrat ayet ve hadisi umum ifade etmemekte ve sz konusu peygamber beyan dnyaya gelen btn ocuklarn ftrat zere olduu anlamna gelmemektedir. Bilakis kfir ebeveynin evlad mmin olarak ftrat zere, Mslman ebeveynin ocuu da (Hzrn ldrd ocuk misalinde olduu gibi) ftrat d olarak kfr zere doabilmektedir. Ancak daha sonra ocua, bulu ana kadar ebeveynin hkm, bulua erip kendi dnce ve kanaatini bizzat beyan ettikten sonra ise kendine has bir hkm verilir. 97 Bu gr bn Kuteybe, Nevev, bn Teymiyye ve ls gibi limler tarafndan eletirilerek zayf grlmtr. 98 Elest bezminde alnan msakn kiminden isteyerek kiminden de zoraki alndna ilikin rivayet ise seleften Sddden baka kimse tarafndan rivayet edilmemitir. 99

93 94 95 96 97 98 99

bn Teymiyye, a.g.e., VIII, 438. bk. Ali el-Kr, erhul-Fkhil-ekber, s. 46; Muhammed b. Bahuddin, el-Kavlul-fasl, s. 239 bk. Kurtub, el-Cmi' li ahkmi'l-Kur'n, XIV, 25; Hazin, a.g.e., V, 45; bn Teymiyye, Der'u te'rz, VIII, 390, 413-419; Ayn, a.g.e., VIII, 178-179; Kastalln, a.g.e., VII, 275. Kurtub, a.g.e., a.y.; erif el-Murtaza, el-Emal, s. 82.; Nevev, erhul-Mslim, X, 97; Kastalln, a.g.e., VII, 225. Ayn, a.g.e., VIII, 178. bk. erif el-Murtaza, el-Emal, s. 83; Nevev, a.g.e., X, 96; ls, Rhu'l-me'n, XXI, 40. bn Teymiyye, a.g.e., VIII, 417, 421.

144

d) Doutan slam Dinini Kabule Yetenekli/Yatkn Yaratl Hali Baz slm limlerine gre kelime anlamndan hareketle ftrat, hilkat, ilk yaratl hali demektir. Bundan maksat da her insann yaratl itibariyle selm bir halde bulunmas ve slm kabule doutan kabiliyetli-yatkn olmasdr. 100 Bu gr benimseyenler Kur'n- Kermde fatara ve ftr kelimelerinin yer ald baz yetlerdeki 101 kullanm biimlerinden ve ftrat yetinde geen halkillah tabirinden istidll ederek ftratn hilkat anlamna geldiini ifade etmilerdir. 102 Onlar buradan hareketle Allahn btn insanlar Hanf olarak yarattn bildiren kuds hadis ile ftrat hadisini birlikte mtalaa etmiler ve ftrat bu ekilde yorumlamlardr. Mesel Zemaherye gre ftrat, Allahn btn insanlar tevhid ve slm dinini kabul edecek, ondan uzaklap kamayacak, onu inkr etmeyecek bir halde yaratmasdr. Ne var ki insanlar, cinlerden ve insanlardan oluan eytanlarn aldatmasyla bu ftrat halinden sonradan uzaklamaktadrlar. 103 Bu gre gre dnyaya gelen ocuk kfr veya iman, marifet veya inkr vasfna doutan sahip deildir. Zira her insan yap olarak sadece selm/temiz bir halde yani ntr bir halde domaktadr. Ne var ki ocuk, ksa zamanda ebeveynine tbi olmakta ve onlarn dinine inandrlmaktadr. nsan iman veya kfre ancak temyiz ana (mmeyyiz) ulatktan sonra irad olarak sahip olur. 104 nk din, kesb edilen/elde edilen bir eydir; kesb ise akl ve hr iradeye bal olarak gerekleir. Allah da buna gre ceza veya mkfat verir. O halde kfir bir aile iinde doan ocuk, kendisi henz hak dini elde etmemi, ebeveyni de ona bunu kazandrmam olduu iin onun doutan Mslman olmas mmkn deildir. 105 Buna gre Hz. Peygamber ftrat hadisinde deta yle demi gibidir: Her doan ocuk marifet/bilgi elde edebilecek yani akl yrtebilecek bir aa ulatnda Rabbini bilecei bir

100

101 102 103 104 105

bk. bn Kuteybe, Tefsru garbil-Kurn, s. 341; Zemaher, a.g.e., III, 204; Kurtub, a.g.e., XIV, 26; Beyzv, a.g.e., V, 44-45; Nevev, a.g.e., X, 96-97; Ayn, a.g.e., VIII, 177; Kastalln, a.g.e., II, 438, IX, 332; Takiyyddin es-Subk, Kll mevldin yledu alelftra, s. 16; Rfat Fevzi Abdlmuttalib, Sahfet Hemmam b. Mnebbih, s. 265. bk. el-isr 17/51; el-Ftr 35/1; Ysin 36/22. bk. Kurtub, a.g.e., XIV, 17; bn Teymiyye, Der'u te'rz, VIII, 385. Zemaher, a.g.e., III, 204. bk. Halim, el-Minhc, I, 152; bn Teymiyye, a.g.e., VIII, 442; Ayn, a.g.e., VIII, 178. Halim, a.g.e., I, 153; el-Enbr, Kitabl-ezdd, s. 248.

145

yaratl hali zere doar. 106 Ancak ftrat hakknda ileri srlen bu yoruma kar bn Teymiyye ciddi eletirilerde bulunmutur. 107 Esasen -bn Teymiyye gibi- ftrata ait ilk gr telif etmek mmkndr. 108 Byle anlaldnda ftratn anlalmasyla ilgili iki temel anlay ortaya kmaktadr: a) ftrat, Allah'n varlk ve birliiyle ilgili doutan sahip olunan-ftr irfan ve imandr; b) slam' yani Allah'n varlk ve birliini kabul etmeye uygun olarak yaratlm olmakla birlikte ftrat, iman veya kfrden uzakbir tabula rasa gibi- ntr hale yaratl halidir. Ehli snnet limleri ile ia bilginlerinin ounun benimsedii birinci ftrat anlaynda dikkati eken nokta ftratn, btn semav dinlerin ortak noktasn oluturan Allahn varlk ve birlii inanc anlamnda slm dininin yani Hanfliin kendisi oluu ve buna da her insann psiko-genetik bir kodlama gibi Elest gnnden beri sahip bulunuudur. Bu durumda her iki yaklam arasnda bariz bir farklln olduu aktr. Zira birisinde ftrat mevzuunu tam olarak bulamam, iman ve kfr kabul edebilen ntr haldeki din kabiliyet ve potansiyel g; dierinde ise mevzuunu tamamen bulmu, ii doldurulmu ve temel muhtevasn kazanm ulhiyet ve tevhid uurudur. Psikoloji ve din psikolojisi gibi bilimlerin temel yaklamlarnn pozitivist, pragmatist ve empirist olduu gz nne alnrsa, onlarn insanolunun dnyadaki varlndan nceki durumunu dikkate almamas, onun bir Elest bezmi tecrbesi geirip geirmediiyle ilgilenmemesi ve buna bal olarak insann slm ftrat/tevhid uur ve duygusu zere domasn kabullenmemesi hakl grlebilir. Ancak tecrbenin dnda kalan veya mahiyeti henz tam anlalamayan her eyin aklen imknsz olduunu iddia etmenin mmkn grlmedii de yine akln ortaya koyduu bir gerektir. Bu sebeple fiilen dnyaya gelmeden nce dnya st bir evrende vuku bulmu din bir tecrbenin yaanm olmas, bu tecrbenin tesirinin insann akl ve ruhuna yerletirilmi bulunmas ve onun bu hal zere dnyaya gelmesi akl d grlemez. Burada psikolojinin yapt, ftratn sadece belli bir ynn tespit etmekten ibarettir ki o da insanda genel mnada din yetenein bulunduunu, insann yaratl itibariyle dine yabanc olmadn, bilakis ona hazr bir durum arz ettiini tespitten te bir ey deildir. Naslarn ifade ettii, slm limlerinin byk ounluunun benimsedii ftrat ise bundan daha ileri bir keyfiyettir. Bu sebeple ftrat,
106 107 108

Kurtub, a.g.e., XIV, 26; bn Teymiyye, a.g.e., VIII, 384. bk. bn Teymiyye, a.g.e., VIII, 385, 445-447. bn Teymiyye, a.g.e., VIII, 453-454.

146

psikolojinin ve aznlkta kalan baz slm bilginlerinin kabul ettii ekilde anlamak onu tam anlamamak demektir. Bu itibarla ftrat hakknda yaplan tanmlar birlikte ele almak ve onlar i ie gemi iki daire eklinde mlahaza etmek daha uygun grnmektedir. Buna gre dta ve genel anlamda btn insan trn kapsayan mutlak-ntr inanma kabiliyeti ve tevhide eilimli din istidat bulunmaktadr. Bu anlamda ftrat her trl d mdahalelere ve telkinlere ak, eitli din muhtevalar kazanabilen, zaman ierisinde gelitirilebilen, tezahr engellenebilse bile hibir zaman yok edilemeyen, doutan mevcut potansiyel inanma ve balanma gcdr. Bu haliyle o deta henz ii bo bir ereve gibi muhtevas ekillenmemi 109 bir haldedir. Bu noktada insan doru-yanl, hak-batl her hangi bir eye inanan bir varlktan ibarettir ve onun bu inanan varlk olmas yaratltan getirdii temel bir niteliktir. dairede ise bir nceki geni halkay ifade eden mutlak inanma kabiliyeti ile mnasebet halinde bulunan, insann ftr dinini oluturan, slm-tevhid uur ve duygusu anlamndaki ftrat yer almaktadr. Bu mnadaki ftrat da bir nceki gibi insann gelimesiyle birlikte zamanla geliip olgunlaan, tevik edilmeye muhta bulunan, tezahr iin ifsat edici engellerin kaldrlmas gerekli olan bir yapdadr. Ancak o, hibir zaman tamamen yok edilemez, ulhiyet ve tevhid uuruna kilitlenmi istikameti asla aksine ynlendirilemez, sadece olumsuz artlarda uuraltna itilebilir ve etkisi snkletirilerek insann dikkatinden karlabilir. Btn bu aklamalardan sonra Ftratullah kavramnn getii yete gelince o yledir: Feekm vecheke lid-dni hanf, ftratellhil-let fataran-nse aleyh, l tebdle li halkil-lh, zliked-dnul-kayyim, vel kinne ekseren-nsi l yalemn./ (Resulm) sen yzn hanif olarak dine, Allahn ftratna evir ki Allah insanlar o ftrat zere yaratmtr. Allahn yaratnda deime yoktur. te dosdoru din budur; fakat insanlarn ou bilmezler. 110 Sz konusu ayetlerde, din, Hanif, ftrat, halk, kelimeleri birbirini tamamlar ve aklar tarzda birlikte kullanlmtr. Burada ftrat ve halk kelimeleri Allaa nispet edilerek Ona zgnl vurgulanm, din ve hanif kelimesi kaplam-ilem ilikisi iinde birbirlerini nitelemi, Allahn yaratmas ve ftrat da bu ikisini niteleyerek buradaki yaratmann insann din nitelikli yaratl olduu aka belirtilmitir. Bu tarz yaratmann Allah tarafndan baka bir mdaheleyle deitirilmeyecei, bunun insann din yaratlyla ilgili ilh
109 110

Hayati Hkelekli, Din Psikolojisi, s. 131. er-Rm 30/30.

147

bir prensip olduu ifade edilmitir. Bylece insann din yaratlnn deitirilmemesi prensibinin bir snnetullah olduu dolayl olarak aklanmtr. Nitekim ftratullah tamlamasn aydnlatan unsurlar mevcuttur. 111 yle ki: Yzn hanif olarak dine ynelt ifadesiyle Hz. Peygambere ve onun ahsnda btn inananlara tevhid dinine ynelmeleri emredilmekte, daha sonra da Allahn yaratnda deime yoktur denilmektedir. slam limlerine gre bu ilh beyan Allahn dininde deime yoktur.demektir. 112 Sz konusu yetlerde devamla ite dosdoru din budur...Ona ynelerek, Ona kar gelmekten saknn, namaz kln, mriklerden olmayn. buyrulmaktadr. Bu ifadelerden anlaldna gre ftratullah, insann doutan sahip olduu btn bio-psiik zelliklerine deil, doutan sahip olduu temel zelliklerden sadece birine, din nitelikli olan yapsna iaret etmektedir. Bir baka deyile yette ifade edilen ftrat, insanda doutan var olan bir ok yeteneklerden sadece din muhteval olanna has olup, onun addr. Sz konusu yetlerin btnnde kullanlan ifadelerin hepsinin din ve inanla ilgili muhtevada oluu, ftratn bu din karakterini ortaya koymaktadr. O halde yette btn semv dinlerin ortak noktasn oluturan Hanf inancnn Allah tarafndan insan trnn yaratl zelliklerinden biri klnd ve bunun asla deitirilemeyecei haber verilmitir. Ftrat yetinin konu btnl 10-32. yetlerdir. Burada enfs, fak ve sosyal hayattan deliller serdedilerek Allahn varlk ve birlii, bata kudreti olmak zere esma ve sfatlar, hair ve ahiret inanc vurgulanm, tabiat ve insanda ftr olarak cereyan eden hususlara dikkat ekilmi, daha sonra mriklerin inanc knanmtr. Kt arzu ve eylemleri sonucu Allahn saptrd kimseler gibi olmamas zmnen ifade edilerek Hz. Peygambere ve Onun ahsnda insanla irkten uzaklam bir muvahhid/hanif olarak kendisini dine yneltmesi emredilmi, bu irkten r tevhid inancnn insann yaratltan sahip olduu evrensel/ortak din zellii olduu vurgulanmtr. Yukardan beri zikredilenlerden sonra insanoluna byle bir ontolojik iman birliine ynelme tavsiyesi konu btnlne tam uymaktadr. Ftrat yetinin emir kipiyle en geni anlam ifade edecek tarzda kullanlmas da kendisine

111 112

bk. Sadk Kl, Ftratullahn Engellenmesi ve Yabanclama, Yeni mid D., s. 26-27, sy. 10, 1990; kr. a. mlf., Ftratn Dirilii, s. 14-15. bk. Taber, a.g.e., XXI, s. 40; Halim, el-Minhc, I, 152; Kurtub, el-Cmi' li ahkmi'lKur'n, XIV, 25; Ayn, a.g.e., VIII, 177.

148

yaplmas emredilen ftratn srekliliini ve salamln ayrca gstermektedir. M. Hamdi Yazr ftratellah terkibinin yetteki ed-din veya hanf ile ilgili olup onlardan birini akladn belirtmise 113 de netice pek deiiklik olmamaktadr. Zira hak din de, haniflik de irkten uzak bir tevhidi ifade etmektedir. Yazr, ftratullah terkibini ftrat olan Allahn dini, Allahn o yarat 114 olarak aklamtr. O, ftratla, ftratullahn btn insanlarn ortak yaratl hali olmas ve buna ynelip smsk sarlmann emredilmesinden hareketle Elest bezmi arasnda Esed gibi dorudan iliki kurmusa da Esedden farkl sonuca ulamtr. Bu ilikiyi kuran Yazr, ftrat olan Allah dinine, Allahn o ftratna, o yaratlna sarl ki insanlar onun zerinde yaratmtr. Hepsi ftrat misaknda elest birabbikum hitabna bel demitir. eklinde aklamaktadr. 115 Yazr, yette geen din, hanif, ftrat arasnda tam bir iliki kurarak bunlarn hepsini slam ile eletirerek ftrat dini, Allah dini, haniflik, slamdr. 116 demitir. Bylece o, ftrat, hak dinle, dini de haniflikle, zdeletirerek ve onun Elest bezminde olan ahd ve misakn bir tezahr olduunu syleyerek slam limlerinin ounluunun grn benimsemitir. mer Rza Dorul, yetten hareketle ftrat hakknda yle aklama yapmtr: Mslmanlk insann ftr dinidir. Mslmanlk, insan ftratnn doruluunu kabul ettii bir dindir. Mslmanln balca esaslar olan Allahn birlii, ilh vahyin cihan mull, insann btn hareketlerinden mesuliyeti, btn dinlerin kabul ettikleri en esasl hakikatlerdir. Btn bu umum, evrensel esaslarn kabule mahzar olmas, insan ftratnn bunlar kabul ettiine, bunlarn hak olduuna inandna delildir. 117 mer Rzann ifadelerinden onun ftrat biri, ftr din; dieri, insann genel dindar yaratl zellii/din yetenei eklinde iki farkl anlamda kulland anlalmaktadr. Halbuki bu ikisi arasnda kkl bir fark bulunmaktadr. Geri her ikisi de kendi iinde doru olmakla birlikte birbirinin yerine kullanldnda bir iltibas ortaya kmaktadr.

113 114 115 116 117

M. Hamdi Yazr, a.g.e., V, 3822. M. Hamdi Yazr, a.g.e., V, 3822. M. Hamdi Yazr, a.g.e., a.y. M. Hamdi Yazr, a.g.e., V, 3823. .Rza Dorul, a.g.e., II, 642-643, not:4.

149

Muhammed Esed ftrat yetini aklarken Elest bezmine atfta bulunarak bu ikisi arasnda iliki kurmu ve ftrat hadisini de buna delil getirmitir. Ona gre ftrat, insann doru ile yanl, gerek ile sahte arasnda ayrm yapabilmesine ve bylece Allahn varln ve birliini kavrayabilmesine imkn veren doutan edindii sezgisel yetenei 118 anlamndadr. Esedin Elest bezmi yetini aklarken yapt u izah da onun ftrat anlayn ortaya koymaktadr: Kurna gre mteal kudretin varln sezme, alglama yatknl insanda yaratltan (ftrat) var olan bir hususiyettir. Sonradan kendini beenmilik ve nefsine dknlk gibi arz duygularla ya da yoldan karc evresel etkilerle zeri rtlebilir, bulandrlabilir olsa da byle isel ve sezgisel bir idrak imknnn varldr ki akl sahibi her insan Allahn nnde kendi hakknda tanklk yapmaya yneltmektedir. 119 O, bu anlayyla ftrat hakknda zikrettiimiz grlerden slam kabule doutan yetenekli olarak yaratlma ya yakn olduu grlmektedir. Halbuki ftrat, slam benimseme ve bir iman etme yeteneinden te hem entelektel hem duygusal olarak Allahn varlk ve birlii uuruna sahip olarak yaratlmak demektir. Esedin ftrat, ftrat ayet ve hadisiyle delillendirii isabetli olsa da zellikle ftrat tasavvuru ksmen doru, yani eksiktir. Ancak tercmesine bu anlay dahi yansmamtr. Esed, ftrat ksmen terim anlamnn dnda ve kelime anlamna yakn olarak da kullanmtr. Nitekim o, Araf,7/199. yetteki huzil-affe ifadesini sen, insan ftratnn kabule yakn olduu yolu tut eklinde evirmitir. Esedin bununla ilgili yapt aklama ftrat, insann psikolojik genel yaratl olarak anladn gstermektedir. 120 Btn bunlardan sonra mfessirlerimizin ftrat yetini (30/30-31) tercme etmelerine gelince onlarn tercmeleri yledir: Yazr: O halde yzn dine bir hanif olarak tut: O Allah ftratna ki insanlar onun zerinde yaratmtr., Allah yaratna bedel bulunmaz. Doru, sabit din odur, velakin nasn ekserisi bilmezler.. 121

118 119 120 121

M. Esed, a.g.e., s. 825, not: 27. M. Esed, a.g.e., 310, not: 139. bk. M. Esed, a.g.e., s. 315, not: 162. M. Hamdi Yazr, a.g.e., V, 3819.

150

Dorul: Sen yzn dosdoru dine, tam bir ihlas ile evir. (Bu din) Allahn o ftratdr ki insanlar onun zerinde yaratmtr. Allahn yaratt deitirilemez. En doru din budur. Fakat insanlarn ou bilmezler...(yet,31-33; meal, 30-32) 122 Esed: Bylece Sen, batl olan her eyden uzaklaarak yzn kararl bir ekilde [hak olan] dine evir ve Allahn insan bnyesine nakettii ftrata uygun davran [ki] Allahn yarattnda bir bozulma ve rmeye meydan verilmesin: bu, sahih [bir] din[in gayesi] dir; ama ou insanlar onu bilmezler 123 3- Sbatullah: Sbgatullah kavram sadece bir ayette (2/138) Sbatellah eklinde gemektedir. Sbatellah terkibindeki sbga, fiil olarak elbise veya kuma boyamak, vaftiz etmek demektir. 124 bn Manzur, bu kelimenin aslnn bir eyi deitirmek demek olduunu, Araplarn buradan hareketle elbise ve kuman renginin deimesini subias-sevbu eklinde ifade ettiklerini belirtmektedir. 125 Ragb ise kelimenin vaftiz etmek anlamna iaret etmi; 126 Zemaher de sbann mastar olduunu ve zerinde boyann ortaya kt hal 127 yani boya/boyal, renk/renkli anlamna geldiini sylemitir. Terim anlamnda sbatullahn ne olduu hakknda slam limleri farkl aklamalar yapmlarsa da burada zellikle ikisi zerinde durulmutur. Buna gre, bn Abbas, Katade, Mcahid, Sdd, krime, Dahhak, Taber, Mtrd, Zeccac, Raz, bn Kesr gibi mfessirlerin ounluuna gre yette geen sbatullah dinullah yani slm demektir. 128 Matrd, sbatullahla
122 123

124 125 126 127 128

.Rza Dorul, a.g.e., II, 642-643. M. Esed, a.g.e., s. 825; And So, set thy face steadfastly towards the [one ever-true] faith, turning away from all that is false, in accordance with the natural disposition which God has instilled into man: [for] not to allow any change to corrupt what God has thus created this is the [purpose of the one] ever-true faith; but most people know it not.(Asad, a.g.e., p. 621.) Esedin mealini kr. So set thy purpose (O Muhammed) for religion as a man by nature upright the nature (framed) of Allah, in which He hath created man. There is no altering ( the laws of) Allahs creation. That is the religion, but most men know not. (Picthall, a.g.e., p. 292.) ve So set thou thy face truly to the religion being upright, the naturein which Allah has made mankind: No change (there is) in the work (wrought) by Allah: that is the true religion: But most among mankind know not. (The Holy Qurn, p. 1186-1187) Cevher, es-Sihah, IV, 1322, II. bask, Kahire, 1979; bn Manzur, Lisanul-arab, VIII, 437. bn Manzur, a.g.e., VIII, 438. Ragb el-Isfehn, el-Mferedt, s. 274, Beyrut, ts. Zemaher, a.g.e., I, 97. bk. Taber, Tefsr, I, 570-571; Matrd, Teviltul-Kurn, v.26b, Hac Selim Aa ktp. no: 40; Kurtub, a.g.e., II,144;Fahreddin er-Rz, a.g.e., IV, 86-87; bn Kesr, a.g.e., I, 188.

151

ilgili grleri zikrederek, kavramn dinullah, ftratullah, Allahn Yahudi ve Hristiyanlara kar getirdii hccetullah ve snnetullah eklinde anlaldn syleyerek tercih edilenin dinullah olarak ifade olunan slam olduunu aklamtr. 129 yet mecaz ifade etmektedir ve Kurtubnin de vurgulad zere boyann zellii kuma zerinde ortaya kt gibi slam dininin almet ve tesirleri de mmin zerinde tezahr etmesine binaen burada din, boyaya benzetilmi, mecaz ve istiare olarak slama sba denilmitir. 130 Mfessirler Sbatellah terkibini nceki yette geen kl menn billhive nahnu leh muslimn (2/136) beyanyla ilikilendirmilerdir. Buna gre Allah, mminlerin imann sbatullah/Allah'n boyas olarak nitelemi ve bunu, tpk renkler arasndaki farklln apak alglanmas gibi, Allahn setii din ile Yahudi ve Hristiyanlarn tercih ettikleri din arasndaki ayrln ak seik olduunu belirtmek iin yapmtr. 131 Nitekim Zemaher, Hristiyanlarn ocuklarn vaftiz suyuna daldrp karmalaryla gerek bir Hristiyan olduklarn zannetmelerine karlk sbatullahn tathrullah/Allahn temizlemesi demek olduunu, nk imann nefisleri temizleyip pakladn belirtmitir. 132 O, sbatullah terkibinin nceki yette geen kl menn billhi ifadesiyle alakal bu anlam tekit eden bir mastar olduunu, bu iliki iinde adeta Allahn mminlere biz Allaha iman ettik, Allah bizi imanla mkemmel olarak boyad, bizim boyamzn bir misli yoktur, O bizi mkemmel olarak temizledi ve bizim temizlenmemizin bir benzeri de yoktur. veya Allah bizi iman boyasyla boyad, sizin boyanzla boyanmayz. demelerini emretmi gibidir. Allahn temizlemesiyle alakal bu aklama, bu temizlemenin fiziksel olmaktan ziyade imanla ilgili manev ve ruh-psikolojik bir keyfiyet olduu anlalmaktadr. Ancak bu ruh-iman arndrmann yaratltan m yoksa mktesep mi olduu noktasnda ikincisinin yani mktesep olduu grnn ar bast dnlmtr. Ayrca sbatullahn slam olduunu dnenlerin bu grleriyle ftr din anlamnda slam m yoksa mktesep ve messes din anlamnda slam' m kastettikleri pek net deilse de ikincisini kaydettikleri arlk kazanmtr. Sbatullah slam dini olarak anlayanlarn yan sra onu Ftratullah olarak anlayanlar da bulunmaktadr. Nitekim Mcahide nispet edilen dier
129 130 131 132

Matrd, a.g.e., v. 26b. Kurtub, a.g.e., II145. Fahreddin er-Rz, a.g.e., IV, 86. Zemaher, a.g.e., I, 97.

152

bir gre gre o, sbay ftrat, sbatullah da Allahn insanlar yaratt ftrat/ftratullah diye anlamtr. 133 Zeccac, Mcahidin bu gr neticede slam dinine dner. nk ftrat, ibtidul-halk/yaratln balangc demektir. nsanlarn yaratl balanglar ise slam'dr. diyerek bu iki gr arasndaki farklln lafz olduunu belirtmitir. 134 bn Hazm (.456/1064) ftratellah 135 ile sbatellah 136 deyimleri arasnda dorudan iliki kurarak her ikisini de iman olarak aklam ve insanlarn Elest Bezminden beri bu iman zere doduklarn ifade etmitir. 137 Bunun yan sra Ragb, sbatullahn Allahn insanlarda yaratt onu hayvanlardan ayran akla iaret ettiini ifade etmi ve sbatullahn ftrat gibi olduunu sylemitir. 138 Rzye gre de sbatullah, ftratullah eklinde anlayanlarn bu izah, sbatullah dinullah olarak aklayanlara anlam bakmndan yakndr. Zira insanlarn kendisine sarlmakla emrolunduklar ftrat, akl ve er delillerin gerektirdii eydir ki bu da zaten din demektir. Ancak sbatullahn dinullah olarak anlalmas, terkibin daha nce geen kl menn beyan ile ilgili olmas ve mminlerin bu yette getii ekilde vasflanmalarna binaen daha uygundur. 139 Sbatellah eklinde Allahn fiiline nispet edilen bir eyin yaratla ait bir nitelik olmas gerektii ak olduu gibi, yaratlla ilgili bu niteliin burada zellikle din ierikli, hatta itikada dair olduu da anlalmaktadr. Bu takdirde sbatullahn ftratullaha e deerde olduu her ikisinin de Allahn insan trnn yaratlna derc ettii din temel bir nitelik olduu anlalr. Nitekim sibak-siyak dikkate alndnda burada sbatellah denilerek Allahn din yaratma tarzna vurgu yaplm ve yaygn olarak bilinen inan tarz rnek gsterilerek Yahud, Hristiyan ve mriklerin boyas yani onlarn din inan ve kimlikleri reddedilmi, Hz. brahimin dininin de ad olan Hanifliin/irkten ar tevhid inancnn Allahn insanlara doutan ihsan ettii din kimlik olduu Alllahn boyas, insan renklendirmesine benzetilmitir. Mslmanln da zahiren sonradan kazanlan bir din kimlik olduu dnldnde aradaki fark nedir? muhtemel sorusu tam da bu noktada
133 134 135 136 137 138 139

bk. Taber, a.g.e., I, 571; Kurtub, a.g.e., II, 144. Kurtub, a.g.e., a.y. er-Rm 30/30. el-Bakara 2/138. bn Hazm, el-Fasl fil-milel vel-ehvi ven-nihal, IV, 77-78. Ragb el-Isfehn, a.g.e., a.y.. Fahreddin er-Rz, a.g.e., IV, 86-87.

153

Elest bezmi ile Ftratullah' hatrlatmaktadr. Allahn varlk ve birlii uuru/irfan anlamnda slam, yaratl zellii olarak insanolunun genetik yapsna kotlanan psikolojik din bir niteliktir. Bu keyfiyet bir boyaya benzetilecek olursa bu renk/boya insan doasnda bulunan ve sadece Allah tarafndan verilebilen bir boyadr; insann psiik yapsnn temel zelliklerinden biridir ve dier renklendirmelerin aksine iten da doru tezahr eder. teki doal din renk/din kimlik kiinin messes din anlamndaki slam kabulyle dta da belirgin hale gelir. Kii, slam kabul etmediinde insan dernunda varln korumakla birlikte dta tezahr edemez olarak kalr; uuraltna itilir; sosyo-kltrel faktrlere bal olarak ftrat-haniflik-slam izgisinin dndaki boyalarla farkl din kimlik kazanr. yle anlalmaktadr ki sbatullah ftratullah olarak aklayanlar, anlam benzerliinin yan sra iki terkibin de Kurndaki sbatellah ve ftratellah eklinde ayn vezinde, mansub olarak isim tamlamasyla kullanlm olmas gibi zahir bir uyumun bulunmasn da dikkate almlardr. Nitekim Rz, sbatullah ile ilgili rivayetleri naklederken sbatullah ftratullah olarak anlayanlarn Rum suresi 30. yeti delil getirdiklerine iaret etmi, Zemaheri, bn Kesir, sbatellah n ftratellah gibi ira olmak zere mansub olduunu syleyerek bu ilikiyi aka ortaya koymutur. 140 Sbatullah hccetulah olarak kabul edildiinde bu, insanlarn doutan edindikleri din nitelikleriyle ilgili Allahn kendi din yarat tarzn ehl-i Kitaba delil olarak ileri srmesi eklinde anlalmaldr. Bu takdirde Allah, kendi yarat tarzn ve bunun sonucu boyalama ilemi sonucu kumata boyann renginin belirmesi ve o kuman temel bir zellii olmas gibi- mminde ortaya kan din zellii Ehl-i Kitaba kar delil getirmekte, sz konusu Allahn yarat tarz olan slama boya tebihiyle vurgu yaplmaktadr. Sbatullah snnetullah olarak anlaldnda ise burada vurgulanan, Allahn ilh bir ilkesini ifade etmektedir. Bu ilah ilke ise Allahn insanolunu daima ayn din zellie sahip olarak yaratltan verdii bir boya/renk ile renklendirmesidir ki bu renk de ftrat olarak da anlalan ftr din anlamnda slam olmaktadr. Bylece sonuta sbatullahla ilgili ifade edilen grler arasnda detaylardaki inceliklerden baka kkl bir farkllk bulunmamaktadr.

140

Zemaher, a.g.e., I,97; Fahreddin er-Rz, a.g.e., IV, 86; bn Kesr, a.g.e., 188.

154

Kavramsal ereve ile ilgili bu aklamalardan sonra Sbatellah kavramnn getii ayet yledir: Sbatellah, ve men ahsenu minel-lhi sbaten, ve nehnu leh bidn. 141 yetin konu btnl 135-140. yetlerdir. Burada inan-iman bakmndan Yahudiler ve Hristiyanlar deil, doru yolda olanlarn Hz. brahim ve dier tm peygamberler ile onlara tabi olanlar olduu vurgulanmakta; bu peygamberlerin hi birisinin mevcut muharref din mensubu Yahudi, Hristiyan ve mrik olmadklar, aksine hepsinin Hz. brahim gibi irkten uzak muvahid/Hanif olduklarna; mminlerin peygamberlere hibir ayrm yapmadan iman ettiklerine dikkat ekilmektedir. Akabinde ve nahnu leh muslimn/biz yalnz Allaha teslim olduk denilerek Hanif olmann bunu gerektirdii tlenmekte; ardndan sbatellah denilerek terkip mutlak braklmak suretiyle ancak bylesi inancn Allaha ait bir renk ve makbuliyet ifade ettii, Hz. brahimden beri gelen bu zelliin peygamberlerin ve mensuplarnn temel rengi olduu tebihle ifade edilmektedir. 136, 138, 139. ayetlerin sonundaki ve nehnu leh muslimn/biz yalnz Ona teslim olmuuz., ve nehnu leh bidn/biz yalnz Ona ibadet etmekteyiz. ve ve nehnu leh muhlisn/biz yalnz Ona gnl balamaktayz. ifadeleri sbatullah ile irkten ar tevhid inanc olan Haniflik ilikisini ve ikisinin ayn din ierie sahip olduunu teyit etmektedir. M. Hamdi Yazr, yette Hristiyanlarn vaftizle ocuun Hristiyan yaplmasna atfta bulunulup buna benzetilerek gerek din ve imann Allahn boyamas olduunu belirtmi, sbatellah ile ftratellah arasnda ak bir iliki kurarak bu boyann ftr iman bir boya olduunu yle ifade etmitir: Biz Allah boyas olan iman ftr ile iman ettik. Sudan imana, sun boyaya tenezzl etmeyiz 142 . R. Dorul da sbatellah ifadesiyle ftratellah arasnda zihinsel bir irtibat kurmu, bu ikisinin birbirleriyle e deerde olduklarn Allahn bu boyamas veya vaftizinin Allahn insanlara verdii ilah yaratl tarz/ftrat ve asl ruhan renk 143 olduunu ifade etmitir. M. Esede gelince sbatullah ile ilgili her hangi bir aklama yapmad gibi, onu Elest bezmi veya ftratullah ile de ilikilendirmemitir. O,
141 142 143

el-Bakara,2/138. M. Hamdi Yazr, a.g.e., I, 515-516. .Rza Dorul, a.g.e. ,I,53, not:125.

155

sbatullah insan bir din nitelik olarak deil, hayatla ilgili bir zellik olarak tasavvur etmitir. Nitekim mealdeki onun hayatmz Allahn rengi ile renklenir ve kim hayata Allahtan daha gzel renk verebilir eklindeki ifadesinden bu aka anlalmaktadr. Halbuki burada asl vurgulanan hayatn renklendirilii deil, insann din mahiyetli niteliinin insanlarn renkleri gibi Allah tarafndan doutan verilmekte oluudur. stelik hayatn Allah tarafndan renklendirilmesi ifadesinde anlam mulklamakta, din nitelik ise tamamen belirsizlemektedir. Btn bunlardan sonra mfessirlerimizin yete verdikleri mealler yledir: Yazr Allah boyasna bak (vaftiz ne olacak). Allahtan gzel boya vuran kim? Biz ite Ona ibadet edenleriz. 144 Dorul: Allahn verdii rengi alnz. Allahn verdii renkten daha gzel renk var mdr? Biz de yalnz Allaha ibadet ederiz. 145 Esed: [De ki: Hayatmz] Allahn rengi [ile renklenir.] Kim [hayata] Allahtan daha gzel renk verebilir, eer geekten Ona kulluk ediyorsak? 146 SONU Sonu olarak Kur'an kavramlarnn anlamlandrlmas zerinde konu erevesinde unlar sylenebilir: Her eyden nce Kur'an kavramlar arasnda hibir ekilde eliki sz konusu olmaz/olamaz; aksine birbirleriyle son derece ilikilidir. Birbirlerini tasdik, tahsis, takyit, mcmel, beyan-tefsir,nesh gibi ilikiler iinde tamamlar. Allah Tealann lah beyannda tutarszlk olduunu ifade etmek vahyin sahibi Mtekellim-i ezeli'nin dorudan zatna ynelik bir acz ve noksanl gerektirir ki Zat- z'l-Celal bundan mnezzeh ve mukaddestir. stelik Zat- Akdes "Rahman olan Allah'n yaratnda hibir uygunsuzluk gremezsin. Gzn evir de bir bak bir noksan ve bozukluk grebiliyor musun? Sonra gzn tekrar be tekrar evir de bak, gz aciz ve bitkin halde sana dne-

144 145 146

M. Hamdi Yazr, a.g.e., I, 513. .Rza Dorul, a.g.e., I, 53. M. Esed, a.g.e., s. 37; kr. [Say: our life takes its] hue from God! And who could give a better hue [to life] than God, if we but truly worship Him., Asad, a.g.e., p. 29; Esedin mealini kr. (our religion) takes its hue from Allah And who can give a beter hue than Allah. t is He whom we worship. (The holy Qurn, p.55)

156

cektir." 147 anlamndaki beyannda kendi zatna ve btn esma-sfatlarna delil olan evreni hibir eksiklik, noksanlk olmayacak ekilde mkemmel olarak yarattna dikkatleri ekmi; buna ilaveten Eer bu Kuran Allahtan bakasna ait olsayd elbette onda bir ok tutarszlklar bulacaklard. 148 anlamndaki beyanyla hem Kurann kendine ait olduunu hem de iinde hibir ekilde tutarszlk olmadn/olamayacan inkarclara meydan okuyarak ilan etmitir. Bylece alem ve ilah kelam birbiriyle ilikilendirerek kendi mukaddes zatnn eseri olmas asndan ne lemde ne de ilah kelamnda hibir eksiklik, dzensizlik ve elikinin olmadn/olamayacan aka belirtmitir. Din-Kuran dilinin otantiklii ve cevmiul-kelm oluu Kuran kavramlarnn anlalmasnda ok nemli yere sahip olduu daima gz nnde bulundurulmaldr. Bu nitelikler, lh beyann kyamete dek mkellef varlklar olarak her dzeydeki btn insan ve cinlere hitap etmekte oluunun bir tezahrdr. lah dil ve beyann sadece aklamak ve anlalmak iin deil, buna ilaveten benzerini getirmekten insanlar aciz brakmak iin gnderilmi olmas da onun otantikliinin bir boyutudur. Buna ilaveten Kuran, Allahn zat ile var olan kelm- nefsden Allahn irade ettii kadarnn tm mkellef varlklara duyurulmasn ifade eden mukaddes beyan olmas da onun otantikliinin bir baka ynn tekil etmektedir. Bu ilah bildirimde mkelleflerin tm nitelikleri Allah Teala tarafndan gzetilmi olduu iin de kelamullah ile mkellef varlklar arasnda ontolojik/yapsal ve fonksiyonel adan bir ilikisizlik veya ztlk sz konusu deildir. Btn bu hususlar gz nnde bulundurulduunda Kuran kavramlar arasnda eliki olmad/olamayaca zorunlu olarak ortaya kmaktadr. Ne var ki kavramlar arasnda eliki olmamas, tm ayetlerin (hurf-u mukataa gibi) anlalr olmasn gerektirmedii gibi ve anlalr olanlarn da (dil zellikleri ve edeb sanatlara bal olarak) birok anlam tabakalar olmamasn gerektirmez. Snnetullah, ftratullah ve sbgatullah kavramlar her eyden nce Kuran birer terimdir ve bu sebeple ilah kelamn btnl iinde ele alnmaldrlar. Bu btnlk iinde ele alndklarnda birbirleriyle ilikili olduklar ve birbirlerini tamamladklar grlr. Buna gre snnetullah kavram, bireysel ve toplumsal din hayatla ilgili sreklilii ve ilkelilii ifade etmekte ve bu zellii ile en kapsaml olandr. Her kavramn da insann din yaps ve din hayatndaki ilh ilkelilii ve sreklilii yanstmas noktasnda snnetullah
147 148

el-Mlk, 67/3-4. en-Nisa, 4/82.

157

kavram hepsinin ortak noktasn oluturmaktadr. Ftratullah ile sbgatullah kavramlar ise Elest Bezminde insann derun yapsna/ entelektel ve psikolojik yapsna kotlanan din uur ve duygunun dnyev tezahrn ifade etmekte; ontolojik tanr uur ve duygusunun dnya hayatnda insan tarafndan iradeli olarak gn yzne kartlmasn n grmektedir.

158

You might also like