You are on page 1of 410

ORTAÖĞRETİM KİMYA

9.SINIF 3.ÜNİTE:
KİMYASAL TÜRLER ARASI
ETKİLEŞİMLER

1
ÜNİTENİN BÖLÜM
BAŞLIKLARI
• 1.BÖLÜM: KİMYASAL TÜRLER
• 2.BÖLÜM: KİMYASAL TÜRLER ARASI
ETKİLEŞİMLERİN SINIFLANDIRILMASI
• 3.BÖLÜM: GÜÇLÜ ETKİLEŞİMLER
• 4.BÖLÜM: ZAYIF ETKİLEŞİMLER
• 5.BÖLÜM: FİZİKSEL VE KİMYASAL
DEĞİŞİMLER

2
1.BÖLÜM: KİMYASAL
TÜRLER

3
• Kuzey ışıkları atmosferin üst
katmanlarında iyonlaşmış azot ve
oksijenin elektronlarının temel enerji
düzeyine dönüşmesi sonucu oluşur. Kuzey
ışıklarındaki pozitif ve negatif iyonlar, uçan
balonlardaki Helyum (He), oksijen
tüplerindeki oksijen gazı (O2), şişedeki su
(H2O), altın külçeleri (Au) gibi maddeler
farklı tür tanecikler içerir. Bu maddeleri
oluşturan farklı taneciklere kimyasal türler
denir.
4
KİMYASAL TÜRLER
• Kimyasal türler atom, molekül ve iyon
olarak sınıflandırılabilir.
• Atom
• Molekül
• İyon
• Formül-birim, iyonik bileşiklerin yapı
taşıdır. Formül-birim, katyon ve anyon
olmak üzere farklı yükte iki çeşit iyondan
oluşur.
5
ATOM
• Bir elementin fiziksel ve kimyasal
özelliklerini gösteren en küçük birimine
atom denir. Atomlar proton, nötron ve
elektron gibi daha küçük taneciklerden
oluşmalarına rağmen fiziksel ve kimyasal
yöntemlerle daha basit birimlerine
ayrıştırılamaz. Ancak nükleer yöntemlerle
ayrıştırılabilir. Proton, nötron gibi tanecikler
çekirdekte; elektronlar ise elektron
bulutunda yer alır.
6
• Atom çapı elektron bulutu da dâhil olmak
üzere yaklaşık 10-8 cm, çekirdeğin çapı ise
yaklaşık 10-12 -10-13 cm kadardır. Atomlar
boyutlarının çok küçük olması nedeniyle
optik mikroskoplarla görüntülenemez
ancak elektron mikroskobu gibi araçlarla
görüntülenebilir. Metaller (K, Fe, Cu, Au,
Na vb. yaklaşık 70 metal) ve soy gazlar
(He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn) tek atomlu hâlde
bulunur. Metal ve soy gazlar tek atomlu
olarak bulundukları için monoatomik
elementler denir.
7
MOLEKÜL
• Aynı veya farklı atomların birbiri ile
etkileşmesi sonucunda oluşan kimyasal
türlere molekül denir (element molekülü,
bileşik molekülü). Moleküller en az iki
atomun birleşmesiyle oluşur.
• Aynı atomlar birleşirse element
molekülünü oluşturur. 10 elementin
kimyasal türü (yapı taşı) moleküldür, atom
değildir.
8
• 10 elementin kimyasal türü moleküldür:
H2, N2, O2, F2, Cl2, Br2, I2, At2, P4, S8.
Bunlardan 3’ünün allotropu vardır:
O2 (oksijen), O3 (ozon)
P4 (beyaz fosfor), P8 (kırmızı fosfor)
S8 (monoklinik kükürt), S4 (rombik kükürt)
• Farklı atomlar birleşirse bileşik molekülünü
oluşturur. CO2, H2O, CH4, N2O, H2SO4,
CH3COOH vb. Bu bileşikler kimyasal
yöntemlerle kendini oluşturan bileşenlere
ayrışabilir.
9
• Moleküller iki atomlu (diatomik), üç atomlu
(triatomik) veya çok atomlu (poliatomik)
olabilir.
• İki atomlu moleküllere F2, HCl örnek
verilebilir.
• Üç atomlu moleküllere O3, H2O örnek
verilebilir.
• Çok atomlu moleküllere H2SO4, C6H12O6
ve polimerler örnek verilebilir.

10
İYON
• Elektron vermiş veya almış atom ya da
atom gruplarına iyon denir.
• Bir atom, elektron verdiğinde verdiği
elektron sayısı kadar pozitif (+) yük,
elektron aldığında aldığı elektron sayısı
kadar negatif (-) yük ile yüklenir.
• Pozitif yüklü iyonlara katyon, negatif yüklü
iyonlara anyon denir. Yüklü atom
gruplarına kök adı verilir.
11
• Na+, Mg2+, Al3+, NH4+ katyona örnek
verilebilir.
• Cl-, O2-, N3- anyona örnek verilebilir.
• NH4+, H3O+, OH-, SO42- köke örnek
verilebilir.
• NH4+, H3O+ pozitif köke örnektir.
• OH-, SO42- negatif köke örnektir.
• Bir atom elektron verip katyonuna
dönüştüğünde çapı küçülür, elektron alıp
anyonuna dönüştüğünde ise çapı büyür.
12
Na atomu Na +hâline (sodyum
iyonu) geçerken çapı küçülür.

13
Cl atomu Cl (klorür iyonu)
-

hâline geçerken çapı büyür.

14
• Na+ ile Cl- iyonu arasında gerçekleşen
kimyasal bağ ile NaCl bileşiği oluşur. NaCl
bileşiği iki atomlu olduğu hâlde, kimyasal
türü molekül değildir, çünkü iyonik
bileşiktir.
• İyonik bileşiklerin kimyasal türüne formül
birim denir, molekül denilmez. NaCl
molekülü bir tane anyon ile bir tane
katyondan meydana gelir, kimyasal türü
(yapı taşı) iki tane iyon içeren formül
birimdir.
15
• İyonik bileşiklerde en küçük yapı taşı olan
formül birimler bir araya gelerek birim
hücreleri, birim hücreler de bir araya
gelerek iyonik kristalleri oluşturur. NaCl,
CsCl, AlCl3, NaNO3 gibi bileşikler iyonik
kristallere örnektir.

16
FORMÜL-BİRİM
• İyonik bileşiklerin yapı taşına molekül
denilmez, formül-birim denilir; örneğin
rafine sofra tuzunun yapı taşı NaCl’dir.
• 1 birim formül 2 adet iyondan meydana
gelir.

17
MOLEKÜL KÜTLESİ
• Kovalent bileşiği oluşturan atomların atom
kütleleri toplamına molekül kütlesi denir.
• Kovalent bileşikler için molekül kütlesine
formül kütlesi de denilebilir.

• Suyun molekül kütlesini bulalım (H:1,


O:16).
H2O: 18
18
FORMÜL KÜTLESİ
• İyonik bileşiği oluşturan atomların atom
kütleleri toplamına formül kütlesi denir,
molekül kütlesi denilmez.

• NaCl’nin formül kütlesini bulalım (Na:23,


Cl:35,5).
NaCl: 58,5

19
A 2017-YGS 9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE

20
2.BÖLÜM: KİMYASAL
TÜRLER ARASI
ETKİLEŞİMLERİN
SINIFLANDIRILMASI

21
Kimyasal bağların tamamı, zıt
değerlerin birbirini çekmesidir.
Her zıt değerin birbirini çekmesi,
kimyasal bağ adını almaz.

22
NE KADAR ŞEY VARSA HEPSİ DE
ÇİFT OLARAK (ZIT KUTUPLU, BAŞKA
BİR İFADEYLE POZİTİF VE NEGATİF)
VAR EDİLMİŞTİR.

FARKLI YÜKLER BİRBİRİNİ ÇEKER.

BU ÇEKİMİN BİR KISMI KİMYASAL


BAĞDIR.
23
HER BİR TANECİĞİN YA POZİTİF
(+) YA DA NEGATİF (–) OLMASI
• Her bir taneciğin + veya – olması gerekir,
olmasaydı evren ve yaşam devam
etmezdi.

24
25
KİMYASAL TÜRLER ARASI
ETKİLEŞİMLER

26
Kimyasal Türler Arasındaki
Etkileşimlerin Sınıflandırılması
• Kimyasal türler arasındaki etkileşimler,
• A) Bağın sağlamlığına göre
• B) Bağlanan türlere göre
sınıflandırılabilir.

27
A) Bağın Sağlamlığına Göre
Sınıflandırma
• Kimyasal türler birbirine yaklaştığında
elektron bulutları ve çekirdekler arasında
elektrostatik itme ve çekme kuvvetleri
meydana gelir. Çekme kuvvetleri itme
kuvvetlerinden büyükse güçlü etkileşim
oluşur.
• Çekme-itme kuvvetlerinin birbirine yakın
olduğu durumlarda ise zayıf etkileşim
meydana gelir.
28
• Güçlü etkileşimlere kimyasal bağ denir.
• Zayıf etkileşimlere de fiziksel bağ denir.

29
KİMYASAL BAĞ
• İki ya da daha fazla atom arasında
elektron alış verişi veya elektronların ortak
kullanılmasıyla oluşan bağlar kimyasal
bağlardır. Metal atomları arasındaki bağa
da kimyasal bağ denir.
• Bir kimyasal bağ oluşurken ısı açığa çıkar.
• Oluşan bu kimyasal bağın kırılması için de
aynı miktar enerji gerekir.

30
• Bu enerjiye kimyasal bağ enerjisi denir.
• Bir moleküldeki kimyasal bağ enerjisinin
toplamı ne kadar büyükse molekül o kadar
kararlıdır.

31
Suyun elektrolizi kimyasal değişimdir, kimyasal
değişimde kimyasal bağlar kopar.

32
FİZİKSEL BAĞ
• Kovalent bileşiklerin hâl değiştirmesinde
görevli olan bağ fiziksel bağdır.
• Kovalent bileşikler hâl değiştirirken
kovalent bağ aynen kalır, moleküller arası
uzaklık değişir.

33
Suyun buharlaşması fiziksel değişimdir, fiziksel
değişimde zayıf etkileşimler (su molekülleri
arasındaki fiziksel bağlar) kopar.

34
Kimyasal Türler Arası Etkileşimlerin
Sınıflandırılması

35
Molekülde güçlü ve zayıf
etkileşimler

36
B) Bağlanan Türlere Göre
Sınıflandırma
• Atomlar arası ve moleküller arası bağlar
olarak sınıflandırılır.

37
a) Atomlar Arası Bağlar
• Aynı veya farklı tür atomlar arasındaki
etkileşimler sonucunda atomlar arası
bağlar oluşur. Örneğin hidroklorik asitteki
H-Cl, sudaki O-H ve flor gazındaki F-F,
demir elementindeki Fe-Fe, helyum
gazındaki He-He gibi. Örneklerin tamamı
atomlar arası bağ olmasına rağmen bu
bağların hepsi güçlü veya hepsi zayıftır
denilemez.
38
HCl bileşiğinde hidrojen ve klor atomları arasındaki
kimyasal bağ güçlü etkileşim olup atomlar arası
bağdır.

39
• Örneğin Fe-Fe ve He-He atomları
arasındaki bağın her ikisi de atomlar arası
bağdır. Tabloda kaynama noktaları
arasındaki farktan anlaşılacağı gibi Fe-Fe
atomları arasındaki bağ güçlü, He-He
atomları arasındaki bağ zayıftır. Fe-Fe
atomları arasındaki çekim güçlü olduğu
için demirin kaynama noktası yüksektir ve
oda koşullarında katıdır. He-He atomları
arasındaki çekim zayıftır, kaynama noktası
çok düşük ve oda koşullarında gazdır.
40
Fe ve He Atomlarının Bağ Türü,
Fiziksel Hâli ve Kaynama
Noktası

41
b) Moleküller Arası Bağlar
• Aynı veya farklı tür moleküller arasındaki
etkileşimler sonucunda moleküller arası
bağlar oluşur. F2…….F2, HCl…….HCl,
H2O…....NH3, CO2…….CO2,
H2O……H2O’da görüldüğü gibi nokta
noktayla gösterilir. Moleküller arası
bağların hepsi zayıf etkileşim olmasına
rağmen etkileşim türlerinde ve çekim
güçlerinde farklılıklar vardır.
42
• Örneğin H2O…….H2O ve CO2……CO2
moleküller arası zayıf etkileşimdir. Ancak
moleküllerin çekim güçleri farklı olduğu için
kaynama noktaları ve fiziksel hâlleri
farklıdır. H H2O…….H2O molekülleri
arasındaki çekim CO2……CO2 molekülleri
arasındaki çekime göre daha fazla olduğu
için H2O’nun kaynama noktası daha
yüksek ve oda koşullarında sıvıdır.
CO2……CO2 molekülleri arasındaki çekim
daha zayıf olduğundan kaynama noktası
çok düşük ve oda koşullarında gazdır.
43
H2O ve CO2 Moleküllerinin Bağ
Türü, Fiziksel Hâli ve Kaynama
Noktası

44
H2O molekülleri arasındaki zayıf
etkileşimin gösterimi (hidrojen
bağı)

45
• Kimyasal türler arasındaki etkileşimleri
bağlanan türlere göre sınıflandırmak,
güçlüklere neden olduğundan bağın
sağlamlığına göre sınıflandırma yapmak
daha doğru olur.

46
GÜÇLÜ ETKİLEŞİMLER ÜÇ
GRUPTA İNCELENİR
TANECİK İÇİ KİMYASAL BAĞ
• 1.İYONİK BAĞ
• 2.KOVALENT BAĞ
OLMAK ÜZERE 2 ÇEŞİTTİR.
• 3. METAL BAĞI (METALİK BAĞ)
Metalik bağ, tanecik içi bağ değildir, metal
atomları arasındadır.
47
TANECİK İÇİ GÜÇLÜ
ETKİLEŞİM
• Tanecik içi güçlü etkileşim (kimyasal bağ)
iki grupta incelenir.
• Tanecik içi kimyasal bağın birincisi
elektron alış verişi sonucu oluşan iyon
yapılı bileşiklerde görülür. İyonik bağ adını
alır. Anyon (–) ile katyonun (+) birbirini
çekimi olarak ortaya çıkar.
• En kuvvetli kimyasal bağdır.

48
• Tanecik içi kimyasal bağın ikincisi;
elektronlarını ortak kullanarak soy gaza
benzeyen kovalent yapılı bileşiklerdeki
kovalent bağ adını alan çekimdir.
Bunlardaki çekim şöyle oluşur: Bağ
elektronları, elektron severliği fazla olan
atoma daha yakındır. Bağ elektronlarının
yakın olduğu atom kısmi negatif, uzak
olduğu atom kısmi pozitif olur. Böylece
kovalent bağlı bileşiği oluşturan atomlar
arasındaki kısmi pozitif ve kısmi
negatiflikten dolayı çekim ortaya çıkar.
49
• Her bir kovalent bağın enerjisi farklıdır.
• Kovalent bağlar ikiye ayrılır: Apolar
kovalent bağ, polar kovalent bağ.
• Apolar kovalent bağ; aynı cins ametal
atomları arasındaki kimyasal bağdır.
• Polar kovalent bağ; farklı cins ametal
atomları arasındaki kimyasal bağdır.

50
TANECİKLER ARASI GÜÇLÜ
ETKİLEŞİM
• Tanecikler arası güçlü etkileşim (kimyasal
bağ) yalnız metalik bağdır.

51
KOVALENT BAĞIN
FORMÜLDEN BELİRLENMESİ
• Aşağıdaki 12 atom arasında olan kimyasal
bağ kovalent bağdır.
• 1A’da H
• 3A’da B
• 4A’da C, Si
• 5A’da N, P
• 6A’da O, S
• 7A’da F, Cl, Br, I
52
İYONİK BAĞIN FORMÜLDEN
BELİRLENMESİ
• Formülde bu 12 element dışında birinci
element olarak başka bir element varsa o
bileşik iyonik bileşiktir.

53
A 2020-TYT (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

54
A 2018-TYT (9.SINIF KİMYA 3.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

55
E 2013-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

56
A 2011-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

57
D 2004-ÖSS/FEN-1 (9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE 2.BÖLÜM)

58
3.BÖLÜM: GÜÇLÜ
ETKİLEŞİMLER

59
LEWİS YAPISININ TANIMI
• Atomlar bileşik oluştururken güçlü
etkileşimler meydana gelir. Güçlü
etkileşimlerde atomların son katmanındaki
elektronları etkileşir. Bu nedenle bağ
oluşumunu göstermek için yalnızca
değerlik elektronlarının gösterildiği yapılar
kullanılır. Bu yapılar Lewis yapısı olarak
adlandırılır.

60
ATOMLARIN LEWİS YAPISI
• Lewis yapısı, bir element sembolü ile son
katman (değerlik) elektronlarının sayısını
gösteren noktalardan oluşur. Bir atomun
Lewis yapısı aşağıdaki şekilde yazılır.
• 1. Elementin katman elektron dizilimi
yazılır.
• 2. Son katmandaki elektron sayısı bulunur.
• 3. Element sembolü yazılır.
61
• 4. Element sembolünün çevresine değerlik
elektron sayısı kadar nokta konur. Bu
noktalar sembolün dört tarafına önce teker
teker yerleştirilir. Eğer dörtten fazla
elektronu varsa sekize (oktete) ulaşıncaya
kadar noktalar ikişerli olacak şekilde
eşleştirilir. Sonuçta sembol etrafında grup
numarası kadar nokta olmalıdır. Noktaların
nereye nasıl konulacağı, yazılış şekli
önemlidir.

62
2He, 12Mg, 13Al
ve 8O
Elementlerinin Lewis Yapılarını
Yazılması
• Helyum, magnezyum, alüminyum ve
oksijen atomlarının Lewis yapısını
yazabilmek için öncelikle her birinin
katman elektron dizilimi yazılır.

63
• Değerlik elektron sayıları helyumun 2,
magnezyumun 2, alüminyumun 3,
oksijenin 6’dır. Magnezyumun 2 elektronu,
alüminyumun 3 elektronu, oksijenin 6
elektronu element sembollerinin etrafına
sıra ile yerleştirilir. Helyum soy gaz
olduğundan helyumun iki elektronunu yan
yana yazmak daha doğru olur.

64
A TYT-YKS 2022 9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE

65
İYONLARIN LEWİS YAPISI
• Magnezyum iyonunun, alüminyum
iyonunun ve oksijen iyonunun Lewis
yapısını yazalım. Katyonların Lewis
yapısında nokta yoktur, iyonunun yazılışı
ile aynıdır. Anyonların Lewis yapısında 8
ya da 2 nokta vardır.

66
İYONİK BAĞLARIN OLUŞUMU

67
İYONİK BAĞ TANIMI
• İyonik bağ anyonlarla katyonlar arasında
meydana gelir. Genelde metal atomu son
yörünge elektronlarını vererek katyon,
bunu alan ametal atomu da anyon
oluşturur. Bu iyonlar bir kristal yapı
oluşturmak üzere elektriksel çekim kuvveti
ile birbirlerini çekerler. Bu etkileşimden
iyonik bağ oluşur.

68
İYONİK BİLEŞİK TANIMI
• İyonik bileşikler anyonlarla katyonlar
arasında meydana gelir. Genelde metal
atomu son yörünge elektronlarını vererek
katyon, bunu alan ametal atomu da anyon
oluşturur. Bu iyonlar bir kristal yapı
oluşturmak üzere elektriksel çekim kuvveti
ile birbirlerini çekerler. Bu etkileşimden
iyonik bileşikler oluşur.

69
YEMEK TUZUNUN OLUŞUMU
• Yemek tuzunun sistematik adı sodyum
klorürdür. Sodyum klorür, sodyum ve klor
iyonlarının güçlü etkileşimlerle bir araya
gelmesi sonucunda deniz, tuz gölü, kaya
vb. yerlerde canlılar yaratılmadan
oluşturulmuştur. Sodyum aktif metaldir,
hava ve suyla şiddetle tepkimeye girer,
laboratuvarda gaz yağı içerisinde saklanır,
element olarak doğada yoktur.
70
• Klor da zehirli bir gazdır, element olarak
doğada yoktur. Yemek tuzu ilk başta bizim
için var edilirken patlayıcı ve zehirli bu iki
madde kullanılmıştır.
• Doğal tuz yalnız NaCl değildir, 80 küsur
bileşik içerir. Denizleri, tuz gölünü ve
toprağı kirlettiğimizden rafine ederek 80
bileşiği 1 bileşiğe düşürüp sağlığımızı
bozuyoruz.
• Sodyum klorür iyonik bağlı bir bileşiktir.

71
• İyonik bağ, zıt yüklü iyonların birbirini
elektrostatik çekim kuvveti ile çekmesi
sonucunda oluşur.
• Sodyum atomu (11Na (k)) son katmanındaki
1 elektronunu, klor atomuna (17Cl (g)) verir.
Na+1(k) iyonu ile Cl–1(k) iyonunun
çekiminden iyonik NaCl bileşiği oluşur.
Na+1(k) iyonu katman elektron dizilimi soy
gazlardan 10Ne (neon) atomuna, Cl–1(k)
iyonu katman elektron dizilimi de soy
gazlardan 18Ar (argon) atomuna benzer.
72
İYONİK BİLEŞİKLERİN
OLUŞUMUNUN LEWİS
YAPISIYLA GÖSTERİMİ

73
20Ca ile 8O elementlerinin ve
oluşturdukları CaO bileşiğinin
Lewis yapısını gösteriniz.

74
11Na ile 16S elementlerinin ve
oluşturdukları Na2S bileşiğinin
Lewis yapısını gösteriniz.

75
E 2014-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

76
İYONİK BİLEŞİKLERİN ÖRGÜ
YAPISI
İyonik bileşiklerin örgü yapısı onlara bazı
özellikler kazandırır:
• Oda koşullarında katı hâlde bulunurlar.
• Erime ve kaynama noktaları yüksektir.
• Katı hâlde elektriği iletmezler,
çözeltilerinde ve erimiş hâlde iyonlarına
ayrışarak elektrik akımını iletirler.
• Sert ve kırılgandırlar, zorlamada kırılırlar.
77
• Kimyasal yöntemlerle (elektroliz)
ayrıştırılabilirler.
• İyonik bileşiklerin örgü yapısına kristal yapı
da denir.
• Kristal yapı saydam görünüm kazandırır.
• Aktif bir metal ile aktif bir ametal arasında
oluşan bileşik kuvvetli iyonik karakter
gösterir.
• En kararlı iyonik bileşikler iyonlaşma
enerjisi düşük element ile, elektron ilgisi
yüksek elementler arasında oluşur.
78
NaCl’ün kristal örgü yapısı
gösterimi

79
BİRİM HÜCRE
(TEKRARLANAN BİRİM)
• NaCl’ün birim hücresinde 4Na+ ve 4Cl–
olduğu görülür.
• NaCl kristali küp şeklindedir. Küpte 8 köşe
vardır. Küpün her bir köşesine 1 tane
Na+1(k) iyonu 1 tane Cl–1(k) iyonu olmak
üzere art arda 8 köşeye dizilmişlerdir.
Böyle bir düzenlemeyle birim hücre
meydana getirilmiştir.
80
• Görselde 4 yukarıda 4 aşağıda toplam 8
köşe olduğu görülür. Her bir köşede yeşil
ve mor küreler ardışık dizilir. Yeşil küreler
Cl–, mor küreler ise Na+ iyonudur.
• Aynı hizadaki renklerin farklı, çaprazdaki
renklerin aynı olması gerekirken, birim
hücre görselini internette ararken yüzlerce
görselin içinde ancak bir tane doğru
bulabilmemiz dizilişte sonsuz ilmin
varlığını bize apaçık gösteriyor.

81
NaCl’de birim hücre (1 tane
birim hücredeki 8 iyonun 7’si
görülüyor, 1’i arkada kalıyor)

82
KOORDİNASAYON SAYISI
• Her bir iyonik bileşiğin koordinasyon sayısı
farklıdır. NaCl’nin koordinasyon sayısı
6’dır.
• Nasıl ki sağ, sol, ön, arka, yukarı ve aşağı
olmak üzere 6 yön vardır; aynen onu gibi
NaCl(k)’da 1 tane Na+1(k) iyonu 6 tane Cl–1(k)
iyonu ile, 1 tane Cl–1(k) iyonu da 6 tane
Na+1(k) iyonu ile çevrilidir.
• Böylece kristal yapı oluşmuştur.
83
• Kristal yapının formülü, Na6Cl6 şeklinde
gösterilir.
• En yakın komşu iyon sayısıdır.
• Yemek tuzunda koordinasyon sayısı NaCl
(6 : 6) şeklinde de yazılır.
• Birinci rakam katyon için, ikinci rakam ise
anyon içindir.
• Görselde 1 tane yeşil küre etrafında 6 tane
mor küre, 1 tane mor küre etrafında da 6
tane yeşil küre olduğu görülür.

84
NaCl’de koordinasyon sayısı
(en yakın komşu iyonlardan 4’ü
görülüyor, 2’si görülemiyor)

85
Her Bir İyonik Bileşiğin Örgü Yapısı Farklıdır

• Binlerce iyonik bileşiğin her birinin örgü


yapısı kendine özeldir. Burada yalnız NaCl
örnek verildi. NaCl gibi tüm kristaller,
geometrik ölçüler içerisinde var edilmiştir.
Bu konu iradeye, kudrete dayanmakta
olup ilimle şekillenmektedir. Yemeklerin
tuzu gibi her bir güzelliği hayatımızın her
saniyesinde hissetmeliyiz, böylece tüm
tasa ve kederlerimiz gidecektir; hayattaki
hüzün yemeklerin tuzu gibidir.
86
İYONİK BAĞLI BİLEŞİKLERDE
NİÇİN MOLEKÜL
FORMÜLÜNDEN SÖZ
EDİLEMEZ?
• İyonik bağlı bileşiklerin erimiş hâllerinde ve
çözeltilerinde, molekül formülünden söz
edilemez; çünkü iyonlar serbest hâle
geçmişlerdir. Katı hâlde zaten molekül
yoktur; formül-birim vardır.
87
• Molekül, kovalent bağlı bileşiklerin yapı
taşıdır. İyonik bağlı bileşiklerin yapı taşına
molekül denilmez; formül-birim denilir.

88
BİLEŞİKLERİN SİSTEMATİK
ADLANDIRILMASI
• 1) İYONİK BİLEŞİKLERİN SİSTEMATİK
ADLANDIRILMASI
• 2) KOVALENT BİLEŞİKLERİN
SİSTEMATİK ADLANDIRILMASI
• 3) BAZI KOVALENT BİLEŞİKLERİN
YALNIZ ÖZEL SİSTEMATİK ADLARI
VARDIR. KOVALENT BİLEŞİKLERİN
ADLANDIRMA KURALINA GÖRE
ADLANDIRILMAZ.
89
Bileşikler adlandırılırken
öncelikle bileşiğin iyonik mi,
kovalent mi olduğu
belirlenmelidir:
• Bunun için 10 ametalin (H, C, N, P, O, S,
F, Cl, Br, I) ve 2 yarı metalin (B, Si) toplam
12 elementin ezberlenmesi yeterlidir.
• İyonik bileşikler metal ile ametal arasında,
kovalent bileşikler ametal ile ametal
arasında oluşur.
90
• Dolayısıyla bileşik yukarıdaki 12 elementin
2’sini içeriyorsa, kovalent bileşiklerin
adlandırılma kuralına göre adlandırılır.
• Bileşik 12 elementten biri ile 12 elementin
dışında başka bir elementi içeriyorsa,
iyonik bileşiklerin adlandırılma kuralına
göre adlandırılır.

91
İYONİK BİLEŞİKLERİN
SİSTEMATİK
ADLANDIRILMASI

92
İYONİK BİLEŞİKLERİN
ADLANDIRILMASINDA EN BAŞTA
KATYON İLE ANYONLARIN
SEMBOL VE ADLARI
BİLİNMELİDİR
• İyonik bileşikler katyon ve anyondan
oluşur. İyonik bileşikler adlandırılırken
bileşikteki iyonların sembol, ad ve yükleri
bilinmelidir. Tablolarda bazı katyon ve
anyonun sembol, ad ve yükleri verilmiştir.
93
Sık Kullanılan Katyonların
Sembol, Yük ve Adı

94
Sık Kullanılan Anyonların
Sembol, Yük ve Adı

95
İYONİK BİLEŞİKLERİN
FORMÜLLERİNİN YAZILMASI
• İyonik bileşiklerin formülleri yazılırken
aşağıdaki sıra izlenir:
• 1) Önce pozitif yüklü iyon (katyon), sonra
negatif yüklü iyon (anyon) yazılır.
• 2) İyonik bileşiklerde alınan elektron
sayısı, verilen elektron sayısına eşittir ve
toplam yük sıfırdır. Formülü yazılırken
yükler toplamının sıfır olması için anyon ve
katyonlar en küçük sayı ile çarpılır.
96
• Al3+ O2-’den oluşacak bileşikte yükler
toplamının sıfır olması için 2 Al3+ iyonu ile
3 O2- iyonunun bir araya gelmesi gerekir.
Bileşiğin formülü Al2O3 şeklinde
yazıldığında 2 (+3) + 3 (-2) = +6 + (-6) =0
olur. Böylece Al2O3 bileşiğinde yükler
toplamı sıfır olur.
• Bu işlemde pratik yöntem, iyon yüklerinin
mutlak değerlerini element sembollerinin
sağ alt köşelerine çapraz olarak yazmaktır
(ÇAPRAZLAMA KURALI).
97
• 3) İyonların yükleri eşitse çaprazlanan
sayılar sadeleştirilir. Ca2+ O2- CaO şeklinde
yazılır. Ca2O2 şeklinde yazılmaz.
• 4) İyon yüklerinin sayısal değeri birbirinin
katıysa formül sadeleştirilir. Sn4+O2- SnO2
şeklinde yazılır, Sn2O4 şeklinde yazılmaz.
• 5) Katyon ve kökten oluşan bileşikte,
kökün altına sayı yazılacaksa kök
parantez içine alınır. Cr3+ ve SO42-
iyonlarından oluşan bileşiğin doğru
formülü Cr3+ SO42- Cr2(SO4)3 şeklindedir.
98
• 6) Al3+ ve OH1- iyonlarından oluşan
bileşiğin doğru formülü Al(OH)3
şeklindedir, AlOH3 şeklinde değildir. Kökün
sağ altına rakam yazılacaksa kök parantez
içerisine alındıktan sonra sağ altına rakam
yazılmalıdır,
• 7) Na1+ ve (SO4)2- iyonlarından oluşan
bileşiğin doğru formülü Na2SO4
şeklindedir, Na2(SO4) şeklinde değildir;
kökün sağ altına rakam yazılamayacaksa
kökü paranteze almak gerekmez.
99
• 8) Sembollerin ikinci harflerinin küçük harf
olduğunu söylemek zannedersem
fazladan bilgi olur.
• 9) IUPAC kuralına göre formül yazarken
bileşik iyonik bileşik ise üzerlerine yük
yazılır, bileşik kovalent bileşik ise
üzerlerine yük yazılmaz (Ca2+O2- iyonik,
H2O kovalent); ancak bu kurala dikkat
edilmez, iyonik bileşiklerde de genelde
üzerlerine yük yazılmıyor, Ca2+O2- veya
CaO her ikisi de doğru olur.
100
B 2014-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

101
D 2012-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

102
D 2011-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

103
A 2007-ÖSS/FEN-1 (9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

104
D 2005-ÖSS/FEN-1 (9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

105
İYONİK BİLEŞİKLERİN
SİSTEMATİK
ADLANDIRILMASI
• Önce katyon adı sonra anyon adı yazılır:
• Katyon adı + Anyon adı → Bileşik adı
• Na+ + Br- → NaBr
sodyum bromür sodyum bromür
• Ca2+ + O2- → CaO
kalsiyum oksit kalsiyum oksit
106
• Mg2+ + PO43- → Mg3(PO4)2
magnezyum fosfat magnezyum fosfat

107
Değişken Yük Alan Metal
Katyonlarının Oluşturduğu
Bileşiklerin Adlandırılması
• Bazı metaller farklı bileşiklerinde farklı
yüke (yükseltgenme basamağına) sahip
olabilir. Metal birden fazla yüke sahipse
adlandırma yapılırken metalin adının
yanına, o bileşikte aldığı yükün mutlak
değeri parantez içinde roma rakamıyla
belirtilir.
108
YÜKSELTGENME BASAMAĞI
İLE İYON YÜKÜ FARKI
• İyon yükü sadece iyonik bileşikte bulunan
iyonların yükü için kullanılabilir.
• Yükseltgenme basamağı ise tüm
elementlerin, iyonik bileşiklerdeki iyonların
ve moleküler yapıdaki atomların yükleri
için kullanılabilen daha geniş bir
kavramdır.

109
DEĞERLİK İLE
YÜKSELTGENME
BASAMAĞI(YÜK) FARKI
• Yükseltgenme basamağı ile yük aynı
şeydir, değerlik ise farklı bir şeydir
• Değerlik, yükseltgenme basamağının
mutlak değeridir. Değerlikte + ve – söz
konusu değildir, rakamsal değerdir, yükün
mutlak değeridir. Yükseltgenme basamağı
(yük) ise taneciğin elektriksel yüküdür.
110
• Nötr atom, verdiği elektron sayısı kadar
pozitif (+) yükseltgenme basamağı; aldığı
elektron sayısı kadar da negatif (–)
yükseltgenme basamağı kazanır.
• Örneğin; sodyum iyonunun değerliği 1’dir,
yükseltgenme basamağı ise +1’dir.
• Bu farka çok dikkat edilmemekte, değerlik
de yükseltgenme basamağı yerine
kullanılmaktadır.

111
Değişken Değerlikli* Metal
Katyonlarının Sembol, Yük ve Adı
*Değerlik yerine yük ya da yükseltgenme basamağı tabirlerinin
kullanılması daha doğrudur, değerlik farklı bir şeydir.

112
Bu tür bileşiklerin adlandırılması
aşağıda verildiği şekilde yapılır:

113
Aşağıdaki tabloda katyon ve anyonlardan oluşan
bileşiklerin formüllerini ve adlarını yazınız. Mg3N2
(magnezyum nitrür) örnek olarak verilmiştir.

114
Cu(I) ve Hg(I) bileşikleri iki farklı
şekilde yazılabilir:
• Bakır (I) klorür CuCl ya da Cu2Cl2, aynı
şekilde cıva (I) klorür de HgCl ya da
Hg2Cl2 şeklinde yazılabilir.

115
İYONİK BİLEŞİK ADLANDIRMA
ÖRNEKLERİ
• 1- METAL + AMETAL
• NaCl: Sodyum klorür
• CaF2: Kalsiyum florür
• MgO: Magnezyum oksit
• AlN: Alüminyum nitrür
• K2S: Potasyum sülfür
• Ba3P2: Baryum fosfür
116
• 2- METAL + KÖK
• LiNO3: Lityum nitrat
• Mg3(PO4)2: Magnezyum fosfat
• 3- KÖK + AMETAL
• NH4Cl: Amonyum klorür
• (NH4)2S: Amonyum sülfür
• 4- KÖK + KÖK
• NH4OH: Amonyum hidroksit
• (NH4)2CO3: Amonyum karbonat
117
• 5- YÜKSELTGENME BASAMAĞI
DEĞİŞKEN METAL KAYONLARININ
BİLEŞİKLERİ
• FeO: Demir (II) oksit
• Fe2O3: Demir (III) oksit
• PbCl2: Kurşun (II) klorür
• PbCl4: Kurşun (IV) klorür
• Bileşiklerinde yükü değişkenlik gösteren
kitaptaki tablo dışındaki metaller: Mn, Cr,
As, Sb.
118
BİLEŞİKLERİNDE DEĞİŞKEN
YÜK ALAN GEÇİŞ METALİ
KATYONLARININ ÖZEL
İSİMLERİ
• Hg (I) bileşikleri: Merküro
• Hg (II) bileşikleri: Merküri
• Cu (I) bileşikleri: Kupro
• Cu (II) bileşikleri: Kupri

119
• Fe (II) bileşikleri: Ferro
• Fe (III) bileşikleri: Ferri
adıyla bilinir.

120
B 2016-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

121
D 2016-LYS2 (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

122
E 2015-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

123
C 2013-YGS (9.SINIF KİMYA 3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

124
D 2013-YGS (9.SINIF KİMYA 3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

125
E 2004-ÖSS/FEN-1 (9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

126
İYONİK BİLEŞİKLERİN ERİME
VE KAYNAMA NOKTASI

127
İYONİK BİLEŞİKLERİN ERİME
NOKTASI
• İyonik bileşiklerin erime noktası aynı grupta
yukarıdan aşağıya doğru genelde artar:
• MgCl2 erime noktası: 714 ºC
• CaCl2 erime noktası: 772 ºC

• Aynı periyotta soldan sağa doğru genelde azalır:


• NaCl erime noktası: 801 ºC
• MgCl2 erime noktası: 714 ºC

128
KATI, SIVI, GAZ ÜÇ FARKLI
MADDENİN KAYNAMA
NOKTASI
• Oda sıcaklığında 3 farklı madde
düşünelim, birisi katı, birisi sıvı, diğeri de
katı olsun. Katı maddenin kaynama
noktası en yüksektir, sonra sıvı madde
gelir, en düşük kaynama noktası ise gaz
maddenindir.

129
KOVALENT BAĞLARIN
OLUŞUMU

130
KOVALENT BİLEŞİKLERİN
LEWİS YAPISI
• Sembol etrafına grup numarası kadar
nokta konur, noktaların yazılış şekli
element hâlinden farklı olabilir.
• Yazım sonunda hem her bir sembol
etrafında 2 ya da 8 nokta olmalı hem de
bu yazım grupların bağ sayısı ile
örtüşmelidir.

131
• KOVALENT BAĞ: Ametal-ametal atomları
arasında iki veya daha fazla elektronunun
ortaklaşa kullanılması ile kovalent bağ
oluşur. Kovalent bağ oluşumu Lewis yapısı
ile gösterilebilir.
• Lewis yapısında ortaklaşa kullanılan
elektron çiftlerine bağlayıcı elektron çifti
(ortaklanmış elektron çifti), bağ
oluşumuna katılmayan elektron çiftlerine
ortaklanmamış elektron çifti denir. Ortak
kullanılan bir çift elektron, bir kovalent bağ
yapar ve (––) çizgi ile gösterilir.
132
H2 MOLEKÜLÜNÜN
OLUŞUMUNUN LEWİS
YAPIYLA GÖSTERİLMESİ
• H2 molekülünde ortak kullanılan elektron
çifti (bağlayıcı elektron çifti) bir tane olduğu
için hidrojen atomları arasında tekli bağ
oluşur.

133
HCl MOLEKÜLÜNÜN
OLUŞUMUNUN LEWİS
YAPIYLA GÖSTERİLMESİ
• Ortaklanmamış elektron çiftlerini de HCl
örneğinde görebiliriz.

134
• HCI molekülünün Lewis yapısını
incelediğinizde hidrojen ve klor atomları
arasında ortak kullanılan 1 çift bağlayıcı
elektron, klor atomunda ise ortaklanmamış
3 çift elektron bulunur. HCI molekülünde
ortak kullanılan elektron çifti bir tane
olduğu için hidrojen ve klor atomları
arasında tekli bağ oluşur.

135
KOVALENT BAĞ ÇEŞİTLERİ

136
• Kovalent bağ H2 molekülü gibi aynı ametal
atomları arasında veya HCI gibi farklı
ametal atomlar arasında gerçekleşebilir.
• Aynı atomlar arasındaki kovalent bağ
apolar kovalent bağ (kutupsuz kovalent
bağ) (apolar bağ) olarak sınıflandırılır.
• Farklı atomlar arasındaki kovalent bağ
polar kovalent bağ (kutuplu kovalent
bağ) (polar bağ) olarak sınıflandırılır.
• Belirtildiği gibi her iki kovalent bağın da 3
farklı ismi vardır.
137
POLAR KOVALENT BAĞ
• HCl gibi farklı ametal atomları arasında
elektronların ortaklaşa kullanılması ile
oluşur. Farklı ametal atomlarının
elektronegatiflik değerleri de farklıdır. Bu
nedenle ortak kullanılan elektronlar
elektonegatifliği fazla olan atom tarafından
daha çok çekilir.
• Elektronegatifliği daha fazla olan atom
tarafı kalıcı kısmi negatif (-δ) yükle yüklenir
(klorür iyonu tarafı).
138
• Elektronegatifliği daha az olan diğer atom
tarafı kalıcı kısmi pozitif (+δ) yükle yüklenir
(hidrojen iyonu tarafı) .
• Böylece kalıcı olarak (+) ve (-) iki kutup
oluşur. Bu tür bağa polar kovalent bağ
(kutuplu kovalent bağ) denir.
• Açık formül H–Cl şeklinde gösterilir.
• Molekül doğrusaldır.
• Polar kovalent bağ içeren moleküllere;
H2O, BH3, NH3, CH4, CO2, HF, HCI, CO,
NO örnek verilebilir.
139
• Polar kovalent bağlı bileşiği oluşturan iki
atomun elektronegatiflikleri arasındaki fark
ne kadar büyükse, kimyasal bağ da o
derece polar olur (Bir sonraki slaytta örnek
var.).
• Polar kovalent bağda elektron yük
yoğunluğu elektronegatifliği fazla olan
atoma daha yakın olduğundan kimyasal
bağda kutuplaşma meydana gelir.

140
KİMYASAL BAĞIN
POLARLIĞININ
KARŞILAŞTIRILMASI
• Elektronegatiflik farkı arttıkça kimyasal
bağın polarlığı artar.
• Aşağıda bağ polaritesindeki artışla ilgili bir
örnek verilmiştir:
• B-C ‹ N-F ‹ C-F ‹ B-F ‹ Al-F
• 3A-4A ‹ 5A-7A ‹ 4A-7A ‹ 3A-7A ‹ 3A-7A
141
APOLAR KOVALENT BAĞ
• H2 gibi aynı ametal atomları arasında ortak
kullanılan elektronların eşit olarak
çekilmesiyle oluşan bağa apolar
(kutupsuz) kovalent bağ denir.
• Aynı tür atomların elektronegatiflik
değerleri aynı olduğundan ortak kullanılan
elektronlar her iki atom tarafından eşit
çekilir.

142
• Elektron yük yoğunluğu eşit dağıldığı için
kutup oluşmaz bu nedenle kutupsuz yani
apolar kovalent bağ denir.
• Hidrojen molekülünün Lewis yapısı H..H
şeklinde gösterilir.
• Apolar kovalent bağ içeren moleküllere H2,
N2, O2, F2, Cl2, Br2, I2, At2, P4 ve S8 olmak
üzere 10 tane element molekülü ve
organik bileşiklerdeki apolar kovalent bağ
örnek verilebilir.

143
ORGANİK BİLEŞİKLERDE POLAR
KOVALENT BAĞ VE POLAR KOVALENT
BAĞ SAYISININ BELİRLENMESİ
• Organik bileşikte apolar kovalent bağ
vardır. Aşağıdaki bileşikte apolar kovalent
bağ ve polar kovalent bağ sayısı kaçtır?

• Apolar kovalent bağ 2 tane, polar kovalent


bağ 9 tanedir.
144
MOLEKÜLLERİN LEWİS
YAPISI, POLARLIK VE
APOLARLIK

145
• Molekülün Lewis yapısı; o molekülün polar mı,
apolar mı olduğunu anlamamızı sağlar.
• Apolar kovalent bağ içeren bir molekülde ortak
kullanılan elektronlar her iki atom tarafından eşit
olarak çekildiğinden elektron yük yoğunluğu
dengeli dağılır ve moleküldeki atomlar arasında
kalıcı pozitif ve negatif kutuplar oluşmaz. Bu
nedenle molekül apolardır. Eğer molekülde
elektron yük dağılımı dengeli değilse ve bir atom
üzerinde yoğunlaşmışsa bu durumda elektron
yük yoğunluğunun çok olduğu tarafta kalıcı
negatif kutup, diğer tarafta da kalıcı pozitif kutup
oluşacağı için molekül polar olur.
146
• Polar kovalent bağ içeren her molekül
polar diye bir kural yoktur. Molekül polar
kovalent bağ içerdiği hâlde elektron yük
dağılımı dengeli (simetrik) bir şekilde
gerçekleşmişse apolar olabilir. Bir
molekülün polar mı, apolar mı
olduğunu anlamak için aşağıdaki
basamaklar takip edilebilir:
• 1. Atom numaralarından yararlanarak
molekülün Lewis yapısı çizilir.

147
• 2. Lewis yapısına bakılarak molekül içi
bağlar polar mı, apolar mı belirlenir.
• 3. Molekülde polar kovalent bağ yoksa
molekül apolardır.
• 4. Molekülde polar kovalent bağ varsa
moleküldeki elektron yoğunluğunun
dengeli dağılıp dağılmadığına bakılır.
Elektron yoğunluğu dengeli dağılmış ise
molekül apolar, dengeli dağılmamış ise
molekül polardır.

148
• 5. Molekülde çok bağ yapan ve merkezde
yer alan atoma merkez atomu denir.
Merkez atomun üstünde ortaklanmamış
elektron çifti varsa molekül her zaman
polar, ortaklanmamış elektron çifti yoksa
molekül genelde apolar olur.
• 6. Merkez atomun olmadığı moleküllerin
varlığı unutulmamalıdır; örneğin XY
molekülünde merkez olamaz, çünkü her iki
atomun da bağ sayısı aynıdır. XY
molekülü her zaman polardır.
149
• 7. Merkez atomun üstünde ortaklanmamış
elektron çifti olmamasına rağmen
molekülün polar olduğu moleküle CH3Cl
molekülü örnek verilebilir. CH4 molekülü
apolardır, CH3Cl molekülü polardır.

150
LEWİS YAPISI, BAĞIN
POLARLIĞI, MOLEKÜLÜN
POLARLIĞI
• Aşağıdaki 4 adım takip edilerek sırasıyla CI2, O2,
N2, H2O, BH3, NH3, CH4, CO2 moleküllerinin;
• 1. Lewis yapıları yazılacak.
• 2. Bağın polar kovalent bağ mı yoksa apolar
kovalent bağ mı olduğu belirtilecek.
• 3. Molekülde polar kovalent bağın olup
olmadığına bakılacak, yok ise molekül apolardır.
Molekülde polar kovalent bağ var ise 4.adıma
geçilecek.
151
• 4. Polar kovalent bağ içeren molekülün
polar mı apolar mı olduğu belirlenecek.

152
CI2 (17Cl)
• 1.

• 2. Cl2 molekülündeki bağlar apolar kovalent


bağdır. Bağ yapan elektron çifti 1 tane olduğu
için klor atomları arasında tek bağ oluşur.
• 3. Molekülde polar kovalent bağ yoktur. Molekül
apolardır.
153
O2 (8O)
• 1.

• 2. O2 molekülündeki bağlar apolar


kovalent bağdır. Bağ yapan elektron çifti 2
tane olduğu için oksijen atomları arasında
ikili bağ oluşur.
• 3. Molekülde polar kovalent bağ yoktur.
Molekül apolardır.
154
N2 (7N)
• 1.

• 2. N2 molekülündeki bağlar apolar


kovalent bağdır. Bağ yapan elektron çifti 3
tane olduğu için azot atomları arasında
üçlü bağ oluşur.
• 3. Molekülde polar kovalent bağ yoktur.
Molekül apolardır.
155
H2O (1H, 8O)
• 1.

• 2. Oksijen ve hidrojen atomları arasındaki


bağ polar kovalent bağdır. H2O
molekülünde bağ yapan elektron çifti iki
tane olduğu için oksijen ve hidrojen
atomları arasında iki tane tekli bağ oluşur.
156
• 3. Molekülde polar kovalent bağ vardır. Bu
nedenle 4. adıma geçilir.
• 4. Elektron yoğunluğunun fazla olduğu
oksijen tarafı kalıcı negatif, elektron
yoğunluğunun daha az olduğu hidrojen
tarafı da kalıcı pozitif yükle yüklenir.
Molekülde kutup oluştuğu ve elektron
yoğunluğu dengeli dağılmadığı için
molekül polardır.

157
BH3 (1H, 5B)

• 2. Bor ve hidrojen atomları arasındaki bağ


polar kovalent bağdır. BH3 molekülünde
bağ yapan elektron çifti üç tane olduğu için
bor ve hidrojen atomları arasında üç tane
tekli bağ oluşur.
158
• 3. Molekülde polar kovalent bağ vardır. Bu
nedenle 4. adıma geçilir.
• 4. Moleküldeki elektron yoğunluğu dengeli
dağıldığı için molekül apolardır.

159
NH3 (1H, 7N)

• 2. Azot ve hidrojen atomları arasındaki


bağ polar kovalent bağdır. NH3
molekülünde bağ yapan elektron çifti üç
tane olduğu için azot ve hidrojen atomları
arasında üç tane tekli bağ oluşur.
160
• 3. Molekülde polar kovalent bağ vardır. Bu
nedenle 4. adıma geçilir.
• 4. Moleküldeki elektron yoğunluğu dengeli
dağılmadığı için molekül polardır. Elektron
yoğunluğunun fazla olduğu azot tarafı
kalıcı negatif, elektron yoğunluğunun daha
az olduğu hidrojen tarafları da kalıcı pozitif
yükle yüklenir. Molekülde kutup oluştuğu
için molekül polardır.

161
CH4 (1H, 6C)

• 2. Karbon ve hidrojen atomları arasındaki


bağ, polar kovalent bağdır. Molekülde bağ
yapan elektron çifti dört tane olduğu için
karbon ve hidrojen atomları arasında dört
tane tekli bağ oluşur. 162
• 3. Molekülde polar kovalent bağ vardır. Bu
nedenle 4. adıma geçilir.
• 4. Moleküldeki elektron yoğunluğu dengeli
dağıldığı için molekül apolardır.

163
CO2 (6C, 8O )
• 1.

• 2. Karbon ve oksijen atomları arasındaki


bağ, polar kovalent bağdır. CO2
molekülünde bağ yapan elektron çifti dört
tane olduğu için oksijen ve karbon atomları
arasında iki tane ikili bağ oluşur.
164
• 3. Molekülde polar kovalent bağ vardır. Bu
nedenle 4. adıma geçilir.
• 4. Moleküldeki elektron yoğunluğu dengeli
dağıldığı için molekül apolardır.

165
TYT SINAVINDA ÇIKMIŞ
LEWİS YAPISI SORULARI

166
D 2017-YGS 12.SINIF KİMYA 2.ÜNİTE

167
E 2015-YGS 12.SINIF KİMYA
2.ÜNİTE

168
D 2015-YGS 12.SINIF KİMYA 2.ÜNİTE

169
E 2008-ÖSS/FEN-1 (9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

170
GRUPLARIN KOVALENT BAĞ
SAYISI
• Kovalent bağ sayısı en çok dörttür.
• 1A’dan 8A’ya kadar grupların kovalent bağ
sayısı sırasıyla 1, 2, 3, 4, 3, 2, 1, 0’dır.

171
TEKLİ BAĞ, İKİLİ BAĞ (ÇİFT
BAĞ), ÜÇLÜ BAĞ
• İKİ BAĞ İKİ ÇEŞİTTİR: 1 tane ikili bağ ya
da 2 tane tekli bağ olabilir. O2 molekülü
birinciye, H2O molekülünde oksijen
atomunun bağları ikinciye örnektir.
• ÜÇ BAĞ ÜÇ ÇEŞİTTİR: 1 tane üçlü bağ
(N2 molekülü), 3 tane tekli bağ (NH3
molekülünde azot atomunun bağları) ya da
1 tane ikili bağ ile 1 tane tekli bağ olabilir.
172
• DÖRT BAĞ DÖRT ÇEŞİTTİR
1.çeşit: 1 tane üçlü bağ ile 1 tane üçlü bağ
ile 3 tane tekli bağ (HCN molekülünde C
atomunun bağları),
2.çeşit: 4 tane tekli bağ (CH4 molekülünde
C atomunun bağları),
3.çeşit: 2 tane ikili bağ (CO2 molekülünde C
atomunun bağları),
4.çeşit: 2 tane tekli bağ ile 1 tane ikili bağ
(CH3COOH molekülünde ikinci C atomunun
bağları) olabilir.
173
TYT SINAVINDA ÇIKMIŞ
KOVALENT BAĞ SAYISI
SORULARI

174
E 2015-LYS2 (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

175
MOLEKÜLÜN LEWİS YAPISI
İLE POLARLIK-APOLARLIK
İLİŞKİSİ

176
MOLEKÜLÜN POLARLIĞI
• Molekülün polarlığı, bağın polarlığı ile
karıştırılmamalıdır. Bağın polarlığı, bağın
polar kovalent bağ mı yoksa apolar
kovalent bağ mı olduğudur.
• Molekülün polarlığı ise molekülün dışa
karşı elektriksel yüklü davranıp
davranmadığı konusudur.
• Dışa karşı elektriksel yüklü davranan
moleküller polardır.
177
• İyonik bileşiklerin tamamı polardır.
• Apolar kovalent bağlı moleküller, apolardır
(polar değildir).
• Polar kovalent bağlı bileşiklerin bir kısmı
polardır, bir kısmı ise apolardır.
• Polar moleküllere kalıcı dipol, apolar
moleküllere geçici dipol denir.
• Apolar molekülleri indüklenmiş dipol denir.
• Polar çözücüler, polar çözüneni çözer,
homojen karışım (çözelti) oluşur.
178
• Moleküldeki oluşturan atomların
arasındaki elektronegatiflik farkı hangi
bileşikte daha fazla ise o bileşik daha
polardır.

179
Aşağıdaki tabloda moleküllerle
ilgili istenen bilgileri yazınız.

180
II. PERİYOT ELEMENTLERİNİN
HİDROJENLE YAPTIĞI BAĞLAR
VE MOLEKÜL ŞEKİLLERİ
• Periyodik cetveldeki II. periyottaki
elementler Li, Be, B, C, N, O, F ve Ne’dur.
Bunların hidrojenle oluşturdukları
molekülün şeklini, kimyasal bağın
polarlığını ve molekülün polarlığını
inceleyelim:
• Hidrojenin; 1 elektronu ve 1 yarı dolu
orbitali vardır ve 1 tane kimyasal bağ
yapabilir. 181
1A grubu (Li ile H arasındaki bileşik)
• LiH iyonik bileşiği oluşur.
• Hidrojen, bileşiklerinde -1 yükseltgenme
basamağında ise bu bileşiklere hidrür
bileşikleri denir.
• Hidrürler, yüksek sıcaklık ve yüksek
basınçta oluşur.
• 1A grubunun hidrürleri iyonik bileşiktir.
• LiH iyonik bileşik olduğundan molekül
geometrisi söz konusu değildir.
182
2A grubu (Be ile H arasındaki bileşik)
• 2A grubunun hidrürleri BeH2 hariç iyonik
bileşiktir; BeH2 kovalent bileşiktir.
• BeH2 molekülü doğrusaldır. BeH2
molekülü apolar özellik gösterir (vektörel
toplam sıfır olduğundan), başka bir
açıklama şekliyle merkez atom
ortaklanmamış elektron çifti
içermediğinden molekül apolardır.

183
• BeH2 molekülünde H yerine 7A ve Be
yerine diğer 2A grubu elementlerinin
getirilmesiyle oluşan bileşikler iyonik
bileşiktir.

184
3A grubu (B ile H arasındaki bileşik)
• Borun elektron dizilişi 5B: 2e, 3e
şeklindedir. 3A grubu 3 bağ yapar.
• Oluşan BH3 molekülünün şekli düzlem
üçgendir. Bağ açısı 120°’dir.
• Bağlar polardır (3 adet polar kovalent
bağ).
• BH3 molekülü apolardır, çünkü merkez
atom ortaklanmamış elektron çifti
içermemektedir.

185
• Benzer moleküller: BF3, BCl3, BBr3, BI3,
AlH3
• AlH3 bileşiğinde H yerine 7A grubu
elementlerinin getirilmesiyle oluşan
bileşikler iyonik bileşiktir.

186
4A grubu (C ile H arasındaki bileşik)
• Karbonun elektron dizilişi 6C: 2e, 4e
şeklindedir. 4A grubu 4 bağ yapar.
• CH4 molekülü meydana gelir. Molekül şekli
düzgün dörtyüzlüdür. Hidrojen atomları
düzgün dörtyüzlünün 4 köşesine
yerleşmiştir, ağırlık merkezinde C atomu
vardır. C — H kimyasal bağları polardır (4
adet polar kovalent bağ).
• Merkez atom ortaklanmamış elektron çifti
içermediğinden molekül apolardır.
187
• Benzer moleküller: SiH4, CF4, CCl4, CBr4,
CI4, SiF4, SiCl4, SiBr4, SiI4

188
5A grubu (N ile H arasındaki bileşik)
• Azotun elektron dizilişi 7N: 2e, 5e
şeklindedir. 5A grubu 3 bağ yapar.
• H ile birleşince NH3 molekülü oluşur.
Amonyağın Lewis formülünü yazarsak 1
adet elektron çifti kimyasal bağ yapımına
katılmaz. Molekül ortaklanmamış elektron
çifti içerdiğinden polardır.
• Molekülün geometrisi üçgen piramit
şeklindedir.
189
• N — H kimyasal bağları polardır (3 adet
polar kovalent bağ).
• Azotun elektron severliği hidrojenden
büyük olduğundan azot kısmen negatif,
hidrojenler kısmen pozitif yüklüdür.
• Benzer moleküller: NF3, NCl3, NBr3, NI3,
PH3, PF3, PCl3, PBr3, PI3

190
6A grubu (O ile H arasındaki bileşik)
• Oksijenin elektron dizilişi 8O: 2e, 6e
şeklindedir. 6A grubu 2 bağ yapar.
• Su molekülünün Lewis yapısında oksijenin
üzerinde kimyasal bağ yapmamış 2 adet
ortaklanmamış elektron çifti
bulunduğundan molekül polardır.
• Molekülün geometrisi kırık doğrudur.
• O — H kimyasal bağları polardır (2 adet
polar kovalent bağ).
191
• Bağ açısı 104,5 derecedir.
• Benzer moleküller: H2O, H2S, H2Se, H2Te,
Cl2O

192
7A grubu (F ile H arasındaki bileşik)
• Florun elektron dizilişi 9F: 2e, 7e
şeklindedir. 7A grubu 1 bağ yapar.
• Hidrojenle HF molekülünü oluşturur.
• H..F veya H—F şeklinde gösterilir.
• Molekül doğrusaldır.
• Bağ, polar bağdır.
• Bir adet vektörün değeri sıfırdan büyük
olduğundan molekül polardır.
• Benzer moleküller: HCl, HBr, HI
193
TYT SINAVINDA ÇIKMIŞ
MOLEKÜLÜN POLAR YA DA
APOLAR OLMASI İLE İLGİLİ
SORULAR

194
D 2012-YGS 12.SINIF KİMYA
2.ÜNİTE

195
A 2016-YGS/KİMYA

196
A 2016-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

197
C 2015-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

198
D 2013-LYS2 (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

199
KOVALENT BİLEŞİKLERİN
SİSTEMATİK
ADLANDIRILMASI

200
• Ametal-ametal atomları, elektronlarını
ortaklaşa kullanarak kovalent bileşikleri
oluşturur. Bir C atomu, bir O atomu ile
elektronlarını ortak kullanırsa CO (karbon
monoksit) molekülü; bir C atomu, iki O
atomu ile bir araya geldiğinde CO2 (karbon
dioksit) molekülü oluşur. Aynı atomlar
farklı sayılarda bir araya geldiğinde farklı
bileşikler oluşur. Bu nedenle bileşikte, her
bir atomun o molekül içindeki sayısını
belirtmek gerekir. Bu sayılar Latince ön ek
şeklinde belirtilir.
201
LATİNCE RAKAMLAR
• 1– mono
• 2– di
• 3– tri
• 4– tetra
• 5– penta
• 6– hegza
• 7– hepta
• 8– okta
• 9– nona
• 10– deka
202
• Kovalent bileşiklerin sistematik
adlandırması aşağıdaki kurallara göre
yapılır:
• 1. Formül yazılırken önce elektronegatifliği
az olan (periyodik sistemin solundaki)
atom daha sonra elektronegatifliği çok
olan (periyodik sistemin sağındaki) atom
yazılır. Örneğin karbon monoksit bileşiği
CO şeklinde yazılmalıdır. OC şeklinde
yazılmamasının nedeni karbonun
elektronegatifliğinin daha az olmasıdır.
203
• 2. Bileşik formülü yazılırken atomun o
moleküldeki sayısı, element sembolünün
sağ alt köşesine yazılır. Atomun sayısı bir
ise sayı yazılmaz. Örneğin bir karbon
atomu iki oksijen atomu karbon dioksit
bileşiğini oluşturur. Bileşiğin formülü CO2
şeklinde yazılır.
• 3. Formül adlandırılırken ilk atomun adı
(sembolünün adıyla aynı), ikinci atomun
ise anyon adı (sembolünün adından farklı)
okunur.
204
• 3 (devam). Her atomun önünde o atomun
molekülündeki sayısı Latince ön eklerle
belirtilir. İlk atomun sayısı 1 ise Latince ön
ek kullanılmaz, ikinci atomun sayısı 1 ise
Latince ön ek kullanılır. Örneğin CO
karbon monoksit diye okunur.

205
Yaygın Olarak Kullanılan Bazı
Kovalent Bağlı Bileşiklerin
Sistematik Adları

206
BAZI KOVALENT
BİLEŞİKLERİN YALNIZ ÖZEL
SİSTEMATİK ADLARI VARDIR
(KOVALENT BİLEŞİKLERİN
ADLANDIRMA KURALINA
GÖRE ADLANDIRILMAZ).

207
• CH3COOH (ASETİK ASİT)
• C6H12O6 (GLİKOZ)
• C12H22O11 (ŞEKER)
• CH4 (METAN)
• C2H2 (ASETİLEN)
• C3H8 (PROPAN)
• C4H10 (BÜTAN)
• C8H18 (OKTAN)
• C2H5OH (ETİL ALKOL)
208
• C2H4 (ETİLEN)
• COCl2 (FOSGEN)

209
AYNI KİMYASAL BAĞ HEM
İYONİK HEM DE KOVALENT
KARAKTERDE OLUR
• Kimyasal bağların iyonik ve kovalent
karakteri birbirini %100’e tamamlar.
• Her bir bileşiğin iyonik ve kovalent
karakteri birbirinden farklıdır.
• Na2SO4 vb. bileşiklerde zaten hem iyonik
bağ hem de kovalent bağ zaten vardır; bu,
farklı bir meseledir.
210
A 2021-TYT (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 3.BÖLÜM)

211
METALİK BAĞ

212
Elektron Denizi Modeli (Metalik
Bağ Modeli)

213
• Metallerin erime ve kaynama noktalarının
yüksek olmasının nedeni metal atomları
arasındaki etkileşimin güçlü olmasıdır.
• Metallerin önemli özelliklerinden biri düşük
iyonlaşma enerjileri diğeri ise değerlik
elektron sayısının değerlik orbital
sayısından az olmasıdır.
• Atomun son katmanındaki orbitallere
değerlik orbitalleri, değerlik orbitalindeki
elektronlara da değerlik elektronları
denir.
214
• İyonlaşma enerjilerinin düşük olması,
değerlik elektronlarının çekirdek tarafından
zayıf çekildiğini gösterir. Bu nedenle metal
atomları bir arada bulunduğunda değerlik
elektronları hem kendi orbitallerinde hem
de komşu atomların boş değerlik
orbitallerinde rahatlıkla dolaşabilir. Böylece
elektronlar sadece kendi atomunun
çekirdeği tarafından değil komşu atomların
çekirdekleri tarafından da çekilerek metal
atomları bir arada tutunur.
215
• Metal atomları bir araya geldiğinde
değerlik elektronunu vermiş gibi davranan
metal katyonu ve ortamda serbest dolaşan
değerlik elektronları bulunur.
• Serbest dolaşan elektronlar adeta bir
elektron denizi oluşturur.
• Elektronların oluşturduğu elektron
denizi ile pozitif metal iyonları
arasındaki elektrostatik çekime metalik
bağ denir.

216
• Metalik bağın metallere kazandırdığı
bazı özellikler aşağıda verilmiştir:
• 1. Isı ve elektriği iletirler.
• 2. Yüzeyleri parlaktır.
• 3. Tel ve levha hâline getirilebilirler.
• 4. Esnektirler, dövülebilir ve
şekillendirilebilirler.

217
METALLERİN ERİME NOKTASI
• Metallerin erime noktasının periyodik
değişiminde, metalik aktifliğin
(elektropozitifliğin) tersi periyodik değişim
vardır. Metalik bağın kuvveti aynı grupta
yukarıdan aşağıya doğru azalır, aynı
periyotta soldan sağa doğru artar. Buna
bağlı olarak metallerin erime noktası aynı
grupta yukarıdan aşağıya doğru azalır,
aynı periyotta soldan sağa doğru artar.
218
METALLERİN ERİME NOKTASI
İLE İLGİLİ İKİ ÖRNEK
• 11Na, 19K
• Na erime noktası: 97 ºC
• K erime noktası: 64 ºC

• 11Na, 12Mg, 13Al


• Na erime noktası: 97 ºC
• Mg erime noktası: 650 ºC
• Al erime noktası: 660 ºC
219
• Periyodik değişim metal ile ametal
arasında zıddına çalışır. Ametallerin erime
noktasının periyodik değişimi, metallerin
erime noktasının periyodik değişiminin
tersidir.
• Ametallerin erime noktası aynı grupta
yukarıdan aşağıya doğru artar, aynı
periyotta soldan sağa doğru azalır.

220
D TYT-YKS 2021 9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE

221
4.BÖLÜM: ZAYIF
ETKİLEŞİMLER

222
BAĞ ENERJİSİNE GÖRE
ZAYIF VE GÜÇLÜ
ETKİLEŞİMLER

223
BAĞ ENERJİSİ
• Atomlarda kimyasal bağ enerjisi söz
konusu değildir.
• Moleküllerin atomlardan meydana geldiğini
biliyoruz. Moleküldeki atomları bir arada
tutan görevli kuvvet kimyasal bağlardır.
Kimyasal bağ enerjisinden söz etmek için
molekülün olması lazımdır.
• Element moleküllerinin kimyasal bağ
enerjisi vardır.
224
• Bütün kimyasal reaksiyonlar, kimyasal
bağların kırılması veya oluşması ile
meydana gelir.
• Doğal kimyasal reaksiyonlarda, kimyasal
bağ oluşurken enerji açığa çıkar.
• Doğal bir bileşiğin kimyasal bağlarını
kırmak için de enerji vermek gerekir.
• Bir kimyasal bağın meydana gelmesi
sırasında açığa çıkan enerjiye veya
kimyasal bağın kırılması için gereken
enerjiye bağ enerjisi denir.
225
• Bir kimyasal bağ kırılırken ne kadar enerji
veriliyorsa, aynı kimyasal bağ oluşurken
de o kadar enerji açığa çıkar.
• Molekülü oluşturan atomlar arasındaki
kimyasal bağların enerjilerinin sayısal
değerini gösteren tablolarda, kimyasal bağ
enerjisi kcal/mol veya kJ/mol cinsindendir.
Bu konu 11.sınıf 4.ünite konusudur.

226
MgO bileşiğini oluşturan güçlü etkileşimlerdir. Magnezyum ve oksijen
atomları arasındaki bağı kırmak için gerekli olan enerji 3850 kJ/mol’dür.

227
CH3OH moleküllerini bir arada tutan zayıf
etkileşimlerdir, CH3OH molekülleri
arasındaki bağı kırmak için ise 35,3 kJ/mol
enerji gerekir.

228
Magnezyum ve oksijen atomları
arasındaki bağı kırmak için
gerekli olan enerji, CH3OH
molekülleri arasındaki bağı
kırmak için gerekli olan
enerjiden niçin daha yüksektir?
• Çünkü magnezyum ve oksijen atomları
arasındaki etkileşim güçlü, CH3OH
molekülleri arasındaki etkileşim zayıftır.
229
• Kimyasal türleri birbirinden ayırmak için
gereken bağ enerjisi yaklaşık olarak 40
kJ/mol veya daha yüksek ise türler
arasında güçlü etkileşim (kimyasal bağ)
oluştuğu kabul edilir.
• Zayıf etkileşimleri yenmek için gereken
bağ enerjisi ise yaklaşık 40 kJ/mol’den
daha azdır.
• Moleküller arası etkileşimlerin gücü aynı
zamanda maddenin fiziksel hâlini belirler.

230
• Kimyasal bağlar oluştuğunda veya
koptuğunda yeni kimyasal türler meydana
geldiği için maddenin kimliği değişir.
• Fiziksel bağlar oluştuğunda veya
koptuğunda ise maddenin fiziksel hâlinde
değişiklik olmasına rağmen kimliğinde
herhangi bir değişiklik olmaz.

231
İYONİK BİLEŞİKLERİN HȂL DEĞİŞTİRMESİNDE GEREKEN ENERJİ
KOVALENT BİLEŞİKLERE GÖRE ÇOK DAHA FAZLADIR

• I. CH3OH(g) → CH3OH(s)+ 35,3 kJ/mol


• II. MgO(k)+ 3850 kJ/mol → Mg2+(g) + O2-(g)
• Tepkimeler incelendiğinde I. tepkimede
metil alkol gaz hâlden sıvı hâle geçerken
35,3 kJ/mol’lük enerji açığa çıktığı görülür.
Açığa çıkan değer 40 kJ/mol’den küçüktür
ve tepkimeye giren maddenin kimliği
değişmez. I. tepkimede zayıf etkileşimler
koptuğu için fiziksel değişim gerçekleşir.
232
• II. Tepkime, magnezyum oksit katısının
gaz magnezyum oksit değiştirmesi, gaz
hâline geçmesi tepkimesidir. İyonik
bileşiklerin erimesi iyonlaşarak olur, iyonik
bağ kırılır, bu sebeple yüksek enerji
gerekir.
• II. tepkime incelendiğinde magnezyum
oksit bileşiğinin kaynama noktasında gaza
dönüştüğünde iyonlarına ayrışması için
3850 kJ/mol’lük enerji verilmesi gerekir. Bu
değer 40 kJ/mol’den büyüktür.
233
• II. tepkimede güçlü etkileşimler (iyonik
bağ) koparak kimyasal değişim
gerçekleşir.
• Bu durum tüm iyonik bileşiklerde görülür.

234
Sadece alınan veya verilen enerji
değerine bakılarak bir tepkimenin güçlü
ya da zayıf etkileşim sonucunda
gerçekleştiğini söylemek doğru mudur?
• Doğru değildir, örneğin aşağıdaki
tepkimede 43,9 kJ/mol’lük enerji
verilmiştir. Bu değer 40 kJ/mol’den büyük
olduğu hâlde suyun hâl değişimi sırasında
zayıf etkileşimler kopar ve fiziksel değişim
gerçekleşir.
H2O(s) + 43,9 kJ/mol → H2O(g)
235
REAKSİYON DENKLEMİNDE
ETKİLEŞİMİN KOPTUĞU
VEYA OLUŞTUĞU NEREDEN
ANLAŞILIR?
• Ekzotermik tepkimede etkileşim oluşur.
CH3OH(g) → CH3OH(s)+ 35,3 kJ/mol

• Endotermik tepkimede etkileşim kopar.


MgO(k)+ 3850 kJ/mol → Mg2+(g) + O2-(g)
236
ZAYIF ETKİLEŞİMDE
SINIFLANDIRMA
• Zayıf etkileşimler ikiye ayrılır:
• 1. Van der Waals etkileşimleri
• 2. Hidrojen bağları
• Van der Waals etkileşimleri de ikiye
ayrılır:
a) London kuvvetleri (indüklenmiş dipol
- indüklenmiş dipol etkileşimleri)
b) Dipol–dipol etkileşimleri
237
VAN DER WAALS
ETKİLEŞİMLERİ

a) London kuvvetleri
(indüklenmiş dipol - indüklenmiş
dipol etkileşimleri)

b) Dipol–dipol etkileşimleri
238
DİPOL-DİPOL ETKİLEŞİMLERİ

239
HCl gibi polar moleküller arasında
dipol-dipol etkileşimleri bulunur.

240
• Polar moleküller arasında oluşan
fiziksel bağlardır.
• Bir molekülün pozitif kısmı ile diğer bir
molekülün negatif kısmı etkileşir.
• Hidrojen klorür molekülü polar bir
moleküldür.
• Dipol-dipol etkileşmesi iki kutuplu bir
molekülün, hem başka iki kutuplu bir
molekülü çekmesi hem de o molekül
tarafından çekilmesidir; iki kutuplu iki
molekülün etkileşmesidir.
241
• Hidrojen kısmı kalıcı pozitif, klor kısmı ise
kalıcı negatif yükle yüklüdür.
• Molekülde kalıcı pozitif ve kalıcı negatif
yüklerin oluşmasına kalıcı dipol denir.
• HCl molekülleri, birbirine yaklaştığında
birinin pozitif kutbu ile diğerinin negatif
kutbu arasında elektrostatik bir çekim
kuvveti oluşur.
• Di, iki; pol, kutup demektir. Dipol, iki
kutuplu anlamındadır.
242
• HCl moleküllerinde olduğu gibi polar
moleküllerin kalıcı dipolleri arasında
oluşan etkileşimlere dipol-dipol kuvvetleri
denir (Görsel).
• Dipol-dipol etkileşimleri polar
moleküllerdeki kalıcı dipollerden
kaynaklandığı için zıt yüklü kutuplar
arasında gerçekleşir.
• Örneğin; HCl, NH3, H2O, CO, NO, SO2,
C2H5OH vb. tüm polar moleküllerde dipol-
dipol etkileşimleri vardır.
243
C 2016-LYS2 (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 4.BÖLÜM)

244
LONDON KUVVETLERİ

(İNDÜKLENMİŞ DİPOL-
İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ)
(GEÇİCİ DİPOL-GEÇİCİ DİPOL
ETKİLEŞİMİ)

245
• Donmuş karbon dioksite kuru buz denir.
Kuru buzun kaynama noktası -78 santigrat
derece olup oda koşullarında katı hâlden
sıvı hâle geçmeden gaz hâle geçer
(süblimleşir).
• Oda koşullarında gaz hâlinde olan CO2
kuru buz hâline nasıl getirilir?
• CO2 apolar bir moleküldür. Apolar
moleküllerin sahip olduğu elektronlar
herhangi bir anda molekülün bir
bölgesinde anlık olarak yoğunlaşabilir.
246
• Elektronların bir bölgede yoğunlaşmasına
komşu taneciklerin yükleri, elektriksel alan
uygulanması veya taneciklerin çarpışması
neden olabilir. Elektronların yoğunlaştığı
bölge geçici olarak negatif, diğer bölge ise
geçici olarak pozitif yükle yüklenir. Bu
durumda molekülde geçici dipol yapı
oluşur. Geçici dipollere indüklenmiş dipol
de denir. İndüklenmiş dipoller arasında
olan etkileşime de indüklenmiş dipol-
indüklenmiş dipol veya London kuvvetleri
denir.
247
• London kuvvetlerini elektron sayısı ve
molekülün şekli etkiler.
• London kuvvetleri elektronların, molekülün
bir bölgesinde yoğunlaşmasından
kaynaklandığı için elektron sayısı arttıkça
molekülün kutuplanabilirliği
(polarlanabilirliği) artar. Soy gazlar apolar
oldukları için molekülleri arasında London
kuvvetleri bulunur. Bir sonraki slaytta VIII
A grubu elementlerinin elektron sayıları ve
kaynama noktaları grafiği verilmiştir.
248
VIII A grubu elementlerinin
elektron sayıları ve kaynama
noktaları

249
• Grafikten de anlaşılacağı üzere elektron
sayısı arttıkça kaynama noktası da
artmıştır. Bunun nedeni elektron sayısı
arttıkça molekülün kutuplanabilirliğinin ve
London kuvvetlerinin artmasıdır.
• Tabloda VII A grubu moleküllerinin
elektron sayısı ve kaynama noktası
verilmiştir. Tablo incelendiğinde elektron
sayısı arttıkça kaynama noktasının arttığı
görülür.

250
VII A Grubu Molekülleri Elektron
Sayısı ve Kaynama Noktası

251
• Tablodan da anlaşılacağı üzere London
kuvvetlerinin etkisi nedeniyle oda
koşullarında F2 ve Cl2 gaz, Br2 sıvı, I2 ise
katı hâlde bulunur.
• London kuvvetleri moleküller arası
etkileşimlerin en zayıfıdır. London kuvveti
elektronların geçici kutuplanmasından
kaynaklandığı için polar moleküller
arasında da London kuvvetleri vardır.
Zayıf etkileşimlerin en güçlüsü hidrojen
bağı, en zayıfı ise London kuvvetleridir.
252
LONDON KUVVETLERİ (İNDÜKLENMİŞ
DİPOL-İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ) 3 YERDE GÖRÜLÜR
• 1-Soy gaz (He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn)
atomları arasında görülür.
• 2-Apolar yapılı polar kovalent bağlı (BeH2,
BH3, CH4, CO2 vb.) bileşiklerin molekülleri
arasında görülür.
• 3-Apolar yapılı apolar kovalent bağlı 10
elementin (H2, N2, O2, F2, Cl2, Br2, l2, At2,
S8, P4) molekülleri arasında görülür.
253
• Molekülün büyüklüğünün ve elektron
sayısının artmasıyla London kuvvetinin
çekimi de artar.
• Bunun sonucu olarak molekülün erime
noktası ve kaynama noktası artar; örneğin
halojenlerde F2, Cl2, Br2, I2 sırasında
London kuvveti çekimleri artarken erime
ve kaynama noktası da artar.
• Soy gazlarda He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn
sırasında da London kuvveti çekimleri
artarken erime ve kaynama noktası artar.
254
YALNIZ LONDON KUVVETLERİ
İÇEREN MOLEKÜLLERİN
KAYNAMA NOKTALARININ
KENDİ ARALARINDA
SIRALANIŞI
• Molekül ağırlığı yüksek olanın kaynama
noktası yüksektir.
• Molekül ağırlıkları aynıysa temas yüzeyi
yüksek olanın kaynama noktası yüksektir.
255
SOY GAZLARIN KAYNAMA
NOKTASI
• Hepsi de yalnız London kuvveti içerir.
London kuvvetinin gücü aynı grupta
yukarıdan aşağıya doğru artar.
• Bunun nedeni molekül ağırlığının
artmasıdır. Molekül ağırlığı artınca
tanecikler birbirine daha yakın olduğundan
pozitif ile negatifin çekimi fazlalaşır,
ayırmak zorlaşır. Hâl değiştirme
taneciklerin birbirinden ayrılması demektir.
256
• Buna bağlı olarak 8A grubunda kaynama
noktası da düşükten yükseğe doğru He,
Ne, Ar, Kr, Xe, Rn olarak sıralanır.
• Örneğin He ve Ne soy gazlarından
kaynama noktası yüksek olan Ne’dur (2He,
10Ne).
• He kaynama noktası: -269 ºC
• Ne kaynama noktası: -246 ºC

257
AMETALLERİN KAYNAMA
NOKTASI
• Ametal molekülleri arasındaki London
kuvvetinin gücü aynı grupta yukarıdan
aşağıya doğru artar, aynı periyotta soldan
sağa doğru genelde azalır.
• Buna bağlı olarak ametallerin kaynama
noktası da aynı grupta yukarıdan aşağıya
doğru artar, aynı periyotta soldan sağa
doğru istisnalar olmakla beraber genelde
azalır.
258
• Ametalik aktifliğin/elektronegatitifliğin
genellikle tersi bir periyodik değişim vardır.
• Molekül hacmi arttıkça kaynama noktası
da artmaktadır.
• 7A grubunun kaynama noktasını düşükten
yükseğe doğru şöyle sıralanır: F2, Cl2, Br2,
I2

259
D 2019-TYT (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 4.BÖLÜM)

260
ÇÖZÜNME OLAYI

261
• Karışımların oluşturulması sırasında bazı
maddeler birbiri içinde çözünürken bazıları
çözünmemektedir.
• Maddelerin birbirleri ile çözelti oluşturup
oluşturmamaları maddeler arasındaki
etkileşimlere bağlıdır.
• Çözücü ve çözünen arasında oluşacak
etkileşim, çözünenin kendi molekülleri
arasındaki etkileşimden daha büyükse
çözünme olayı gerçekleşir.

262
• Maddelerin birbiri içinde çözünmeleri
“Benzer, benzeri çözer.” ilkesi ile de
açıklanır. Bu ilkede anlatılmak istenen
benzerlik moleküllerin polar ya da apolar
veya organik ya da inorganik olmasıdır.
Polar maddeler polar çözücülerde, apolar
maddeler apolar çözücülerde; organik
maddeler organik çözücülerde, inorganik
maddeler inorganik çözücülerde çözünür.
• Önce çözücü ve çözünen polar mı apolar
mı olduğu belirlenir.
263
• Çözücü ve çözünen her ikisi de polarsa
veya her ikisi de apolarsa genelde
çözünme olur.
• Biri polar diğeri apolarsa genelde çözünme
olmaz.
• İstisnalar vardır. Ezberlemeniz gerekmez,
siz onlardan sorumlu olmazsınız.
İstisnaların hem bilimsel açıklaması hem
de yaşam için bir gerekliliği vardır.

264
• İkisi de polar ya da ikisi de apolar olsa da
çözünmenin gerçekleşmesi için çözücünün
polarlık gücünün çözünenin polarlık
gücünden yüksek olması gerekir, aksi
durumda çözünme olmaz. Çok sayıda
iyonik bileşiğin suda çözünmemesi buna
örnektir.
• Her bir çözünme olayının özel bir adı
vardır (6 çeşit).

265
ÇÖZÜNME OLAYINDA 6
FARKLI ETKİLEŞİM VARDIR; 5
TANESİ VAN DER WAALS
KUVVETLERİ, 1 TANESİ DE
HİDROJEN BAĞI İLE İLGİLİDİR

266
• 1. DİPOL-DİPOL ETKİLEŞİMİ
• 2. İYON-DİPOL ETKİLEŞİMİ
• 3. DİPOL-İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ
• 4. İYON–İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ
• 5. LONDON KUVVETLERİ
(İNDÜKLENMİŞ DİPOL–İNDÜKLENMİŞ
DİPOL ETKİLEŞİMİ)
• 6. HİDROJEN BAĞI
267
VAN DER WAALS
KUVVETLERİ İLE İLGİLİ OLAN
5 ÇEŞİT ÇÖZÜNME OLAYI

268
1.DİPOL-DİPOL ETKİLEŞİMİ
(Çözünme genelde gerçekleşir.)

269
HER İKİSİNİN DE HİDROJEN
BAĞI İÇERMEDİĞİ VEYA
BİRİNİN İÇERİP DİĞERİNİN
İÇERMEDİĞİ İKİ POLAR
MOLEKÜL ARASINDA
CEREYAN EDER
• 1.ÖRNEK: H2S – HCl
2.ÖRNEK: H2O – HCl

270
2.İYON-DİPOL ETKİLEŞİMİ
(İYON–KALICI DİPOL
ETKİLEŞİMİ) (Çözünme genelde
gerçekleşir.)

271
İYON–KALICI DİPOL
ETKİLEŞİMİ
• İyonik bileşiklerin suda çözünmeleri, iyon-
kalıcı dipol etkileşimine örnektir.

• NaCl çözünürken Na ve Cl ile H2O
+

arasındaki çekimdir.
• İyonik bileşikler polar bileşiklerdir, su da
polar bileşiktir. Benzer benzerini
çözdüğünden dolayı iyonik bileşikler
genelde suda çözünür.
272
• Suyun polarlığı, yemek tuzunun polarlığına
göre çok azdır.

• Na Cl (k) örgü yapısındaki iyonlar
+

arasındaki çekim, en güçlü çekimdir.


• H2O molekülleri arasında dipol–dipol
etkileşimi vardır. İyonik bağın kuvveti 250
birim, dipol–dipol bağının kuvveti ise 2
birimdir.
• Yemek tuzunun suda çözünmesi,
reaksiyon denklemiyle şöyle gösterilir:
– –
• Na Cl (k) + su → Na (suda) + Cl (suda)
+ +
273
• H2O’nun polarlığı 2 birim derecesinde
olduğu hâlde, polarlığı 250 birim

derecesinde olan Na Cl (k)’nin örgü
+

yapısındaki iyonlarını birbirinden ayırıp


yapısını bozarak suda çözünmesini
sağlamıştır.
• H2O molekülü dipol yapıdadır.
• Bundan dolayı H2O’nun pozitif ve negatif
ucu vardır.

274

• H2O’nun pozitif ucu Cl ile H2O’nun negatif
ucu ise Na+ ile etkileşir.

• Böylece Na Cl ’de iyonlar arasındaki
+

iyonik çekim ortadan kalkar.


• Burada düşünülmesi gereken; tuza kıyasla
zayıf polarlığa sahip suyun, bunu nasıl
başarabildiğidir.
• Birlikten kuvvet doğmuş, çözünme olayı
gerçekleşmiştir.

275
• 1 tane Na+ iyonu, en az 125 tane H2O

molekülünün negatif ucu ile; 1 tane Cl
iyonu da, çok sayıda (en az 125 tane) H2O
molekülünün pozitif ucu ile sarılır. Böylece
çözünme olayı gerçekleşir.

276
3. DİPOL-İNDÜKLENMİŞ
DİPOL ETKİLEŞİMİ (Çözünme
genelde gerçekleşmez.)

277
OKSİJENİN SUDA ÇÖZÜNMESİ,
DİPOL-İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİNE ÖRNEK
VERİLEBİLİR
• Apolar molekülün polar çözücüde
çözünmesi olayıdır. Oksijen gazının suda
çözünmesini buna örnek verilebiliriz.
• Oksijen gazı moleküleri apolar molekül, su
molekülleri ise polar moleküldür.
• Su molekülleri arasında dipol-dipol bağı
etkindir.
278
• Oksijen molekülleri arasında London
kuvvetleri (indüklenmiş dipol etkileşimi)
vardır.
• Dipol-indüklenmiş dipol etkileşimi polar ve
apolar maddeler arasında oluşan etkileşim
sonucu çözünmedir.
• Suyun artısı ile oksijen molekülünün eksisi
veya tersi olarak aralarında çekim kuvveti
oluşur ve böylece oksijen suda çözünür.

279
4. İYON–İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ (Çözünme genelde
gerçekleşmez.)

280
İYON–İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ
• İyonik bir maddenin polar olmayan bir
çözücüde çözünmesi iyon–indüklenmiş
dipol etkileşimidir. CCl4 gibi apolar olan
maddelerde yalnızca indüklenmiş dipoller
oluşabileceğinden ve iyon–indüklenmiş
dipol etkileşimleri oldukça zayıf
olduğundan bu sıvılarda polar moleküllerin
çözünürlüğü yok denecek kadar azdır.

281
• Yok denilecek kadar az dediğimiz bu
etkileşim; örneğin NaCl ile apolar bir
çözücü olan CCl4 gibi sıvılar arasındaki
etkileşimdir.

282
5. LONDON KUVVETLERİ
(İNDÜKLENMİŞ DİPOL–
İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİ) (Çözünme genelde
gerçekleşir.)

283
APOLAR ÇÖZÜCÜNÜN APOLAR
MADDEYİ ÇÖZMESİ,
İNDÜKLENMİŞ DİPOL–
İNDÜKLENMİŞ DİPOL
ETKİLEŞİMİNE ÖRNEK
VERİLEBİLİR
• Karbon tetraklorür sıvısında iyot
moleküllerinin (I2) çözünmesi, indüklenmiş
dipol–indüklenmiş dipol etkileşimi ile
çözünmeye örnektir.
284
• İyot molekülleri de karbon tetraklorür
molekülleri de apolar yapıya sahiptir.
• Her iki molekülde de London etkileşimi
etkindir.
• İyot molekülünün artısı ile karbon
tetraklorür molekülünün eksisi veya tersi
olarak aralarında çekim kuvveti oluşur ve
böylece iyot karbon tetraklorürde
çözünür.

285
HİDROJEN BAĞI

286
HİDROJEN BAĞI TANIMI
• Bu kimyasal bağ yapısında hidrojene bağlı
flor, oksijen veya azot atomu bulunduran
moleküllerde moleküller arasında görülür.
• Moleküldeki hidrojen atomu, karbon, klor,
kükürt vb. atomlara bağlı ise hidrojen bağı
o bileşikte görülmez.
• Bir molekülün hidrojeni ile diğer bir
molekülün flor, oksijen veya azot atomu
arasındaki kimyasal bağdır.
287
HİDROJEN BAĞI, AYNI YA DA
FARKLI MOLEKÜLLER
ARASINDA OLABİLİR
• 1. H2O - H2O (Saf su)
• 2. H2O - NH3 (Amonyak çözeltisi)

288
• Hidrojen bağı, zayıf etkileşimlerdendir
(zayıf bağdır). Diğer iki zayıf bağ olan
London kuvveti ve dipol-dipol etkileşimine
göre ise daha kuvvetlidir.
• Hidrojen bağı sayesinde su moleküllerinin
arasındaki uzaklık milimi milimine eşit olur.
• Suyun kaldırma gücü, hidrojen bağından
kaynaklanır. Hidrojen bağı vesilesiyle çok
büyük gemiler batmadan yüzerler, hidrojen
bağındaki sürekli yıkılıp yapılma özelliği,
suya cisimleri kaldırma özelliği kazandırır.
289
• Hücremizin çekirdeğinde bulunan genetik
şifre molekülümüz DNA’nın dönerek
yükselen minare merdiveni gibi çift spiralli
bir suret verilmesinde hidrojen bağı
kullanılır.
• Amino asit molekülleri arasında da
hidrojen bağı vardır, başka bir ifadeyle
hidrojen bağları sayesinde amino
asitlerden protein meydana gelir,
dolayısıyla proteinin fonksiyonunu yerine
getirmesinde hidrojen bağı görevli kılınır.
290
• Sıvı hâldeki suyun sıçrama, akma,
damlama, birikme şeklindeki davranışı bir
düzenin işaretidir. Suyun bu özellikleri
kazanmasında hidrojen bağı görev alır.
• Hidrojen bağı, protein molekülünün amino
asitlerden oluşumunda görev alır. Bir
amino asitteki hidrojen (H) ile diğer amino
asitteki hidroksi (OH) grubundan su
çıkışında hidrojen bağı görev alır, dipeptit,
sonunda da protein molekülü meydana
getirilir.
291
• Hava sıcaklığı hızla değişse de suyun sıcaklığı
yavaş yavaş artar ya da azalır. Suyun sıcaklığı
havadaki sıcaklık değişimi kadar hızlı değişseydi
insan vücudunun yaklaşık % 70’i su olduğu için
bu değişim tüm canlıları en çok da insanları
etkilerdi. Hava ısındığında vücut sıcaklığı
yükselir, hava soğuduğunda da vücut donardı.
• Suya verilen bu özelliğin yanında, sıvı hâlinin
katıya göre daha yoğun olması, iyi bir çözücü
olması, akıcılığının yüksek olması gibi
özelliklerinin oluşumunda da hidrojen bağı
istihdam edilir. Bunlarla Rabbimiz kendini
tanıttırmayı ve sevdirmeyi ister.
292
• Su polar bir moleküldür. Oksijen atomunun
elektronegatifliği yüksek olduğu için
hidrojen atomlarının elektronları oksijen
atomunun etrafında daha çok vakit geçirir.
Bu nedenle oksijen tarafı kısmi negatiftir
(δ-). Elektronsuz kalmış gibi davranan
hidrojen atomları ise kısmi pozitiftir (δ+).
Birden fazla su molekülü bir araya
geldiğinde pozitif yüklü hidrojen ile komşu
su molekülünün oksijen atomları köprü
oluşturur.
293
• Bir molekülün pozitif yüklü hidrojeni ile
diğer molekülün negatif yüklü atomu
arasında moleküller arası elektrostatik
çekim kuvveti ile oluşan etkileşime
hidrojen bağı denir.
• Hidrojen bağı H atomunun
elektronegatifliği yüksek F, O, ve N
atomlarıyla oluşturduğu moleküllerde
bulunur (NH3, H2O, HF, CH3OH gibi.).
• Hidrojen bağı, iki molekül arasında
noktalarla gösterilir.
294
• Örneğin HF molekülleri arasındaki hidrojen
bağı H F...H F şeklindedir. Hidrojen bağları
zayıf etkileşimler arasında en kuvvetlisidir.
• Hidrojen bağı aynı iki molekül arasında
(Görsel) oluşabildiği gibi farklı iki molekül
arasında da oluşabilir.

295
ÇÖZÜNME OLAYINDA
HİDROJEN BAĞI

296
6.HİDROJEN BAĞI (Çözünme
genelde gerçekleşir.)

297
HİDROJEN BAĞI ETKİLEŞİMİ
İLE ÇÖZÜNME OLAYI
• Hem çözücü hem de çözünen hidrojen
bağı içeriyorsa bu tür çözünmeden söz
edilebilir: H2O – NH3 (Amonyak çözeltisi)

298
Etil alkol (C2H5OH) suda
çözünebilir mi?
• Etil alkol molekülü su molekülü gibi polar
yapıya sahiptir.
• Aynı zamanda etil alkol ve su
moleküllerinde oksijen atomuna hidrojen
atomu doğrudan bağlı olduğu için her
ikisinin molekülleri arasında da hidrojen
bağı etkindir.
• Bu nedenle etil alkol suda çözünür.

299
Aşağıda bazı kimyasal tür çiftleri verilmiştir.
Bunlar arasındaki etkileşimleri belirleyerek
çiftlerin birbiri içinde çözünüp
çözünmeyeceklerini yazınız.

KİMYASAL TÜR ÇİFTİ ETKİLEŞİM TÜRÜNÜN ADI ÇÖZÜNÜR VEYA ÇÖZÜNMEZ

KF – H2O İyon–dipol Çözünür

CCl4 – I2 İndüklenmiş dipol–indüklenmiş dipol (London) Çözünür

C2H5OH – H2O Hidrojen bağı Çözünür

O2 – H2O İndüklenmiş dipol–dipol Çözünmez

H2O – HCl Dipol–dipol Çözünür

Na+ – BH3 İyon– indüklenmiş dipol Çözünmez

300
ÇÖZÜNMENİN
GERÇEKLEŞTİĞİ ETKİLEŞİM
ÇEŞİTLERİ
• İyon–kalıcı dipol etkileşimi: NaCl(k) - H2O(s)
arasında
• İndüklenmiş dipol–indüklenmiş dipol
etkileşimi: I2(k) - CCl4(s)
• Dipol–dipol etkileşimi: HCl(g) - H2O(s)
• Hidrojen bağı: C2H5OH(s) - H2O(s)

301
ÇÖZÜNMENİN
GERÇEKLEŞMEDİĞİ
ETKİLEŞİM ÇEŞİTLERİ
• İyon-geçici dipol (İyon-indüklenmiş dipol)
etkileşimi
• İndüklenmiş dipol-dipol (Geçici dipol-dipol)
etkileşimi

302
HİDROJEN BAĞININ
KAYNAMA NOKTASINA
ETKİSİ

303
• Moleküller arası çekim kuvvetleri bir
maddenin fiziksel özelliklerini belirler. Katı
bir maddeyi sıvı hâle getirmek veya bir
sıvıyı buharlaştırmak için moleküller arası
(zayıf etkileşim) çekim kuvvetini yenmek
gerekir. Bu çekim kuvvetini yenmek onları
bir arada tutan kuvvetten daha büyük bir
enerji vermekle mümkün olur. Moleküller
arası çekim kuvveti ne kadar büyük olursa
verilmesi gereken enerji de o kadar fazla
olur.
304
H2O’DA ÖZEL OLARAK
BULUNAN KİMYASAL BAĞ:
HİDROJEN BAĞI
• Aşağıda 6A grubu elementlerinin
hidrojenle yaptığı bileşiklerin kaynama
noktaları verilmiştir.
• 6 A grubu elementleri, hidrojenle
birleşerek sırasıyla H2O, H2S, H2Se, H2Te
bileşikleri oluşur.
305
• Bu bileşiklerin hepsi de polar olduğundan
molekülleri arasında dipol–dipol etkileşimi ve
London kuvvetleri vardır.
• Molekül kütlesi arttıkça, fiziksel bağın
kuvveti de artar.
• H2O’nun molekül kütlesi en düşük
olduğundan kaynama noktasının da en
düşük olması beklenirdi.
• Ancak öyle olmamıştır. Bu durum tabloda
görülmektedir.

306
HİDROJENİN VI A GRUBU ELEMENTLERİ İLE YAPTIĞI
BİLEŞİKLERİN FORMÜLÜ, KAYNAMA NOKTASI VE
MOLEKÜL KÜTLESİ

VI A HİDROJEN KAYNAMA MOLEKÜL


GRUBU İLE NOKTASI KÜTLESİ
ELEMENTİ YAPTIĞI (oC)
SEMBOLÜ BİLEŞİĞİN
FORMÜLÜ
O H2O +100 18

S H2S –60 34

Se H2Se –41,25 81
Te H2Te –2,2 130 307
• H2Te’ün molekül kütlesi en büyük
olduğundan, kaynama noktası da en
yüksektir. Molekül kütlesi azaldıkça,
moleküller arası kimyasal bağ
zayıfladığından, kaynama noktası da
azalır. Suyun kaynama noktasının -80 °C
olması beklenirken +100 °C olmuştur.
• Suyun benzeri olan moleküllerde hidrojen
bağından hiç söz edilmezken, suda ayrıca
bir de hidrojen bağı vardır. Bu sebeple
kaynama noktasının +100 °C olması
sağlanmıştır.
308
• Hidrojen bağı, su molekülleri arasına
konulmasaydı; su -80 °C’ta kaynayacaktı.
Bu kaynama noktasından ötürü de
yeryüzündeki suların tamamı su buharı
olacaktı. Bu durumda içeceğimiz,
kullanacağımız suyu nasıl bulacaktık?
Canlılar hayatlarını nasıl devam
ettireceklerdi?

309
Periyodik Sistemin 5A, 6A ve 7A
Grubunun Hidrojenli Bileşiklerinin
Kaynama Noktaları

310
• 5A grubundaki atomların hidrojenle
oluşturduğu NH3, PH3, AsH3, SbH3
bileşiklerinin kaynama noktası
incelendiğinde NH3 molekülünün kaynama
noktasının yüksek olduğu görülür.
• 7A grubu elementlerinden HF’nin kaynama
noktası da grubundaki elementlerin
hidrojenli bileşiklerinden daha yüksektir.
• H2O, NH3 ve HF’nin kaynama noktasının
yüksek olmasında hidrojen bağı görev alır.

311
• Moleküller arası etkileşimler içinde dipol-
dipol ve London kuvvetlerine göre en
güçlü olan bağ hidrojen bağıdır.

312
C 2014-LYS-2 9.SINIF KİMYA 3.ÜNİTE

313
KİMYASAL BAĞLARIN BAĞIL
NİCEL KUVVETLİLİK DERECESİ*
KİMYASAL BAĞIN ADI BAĞIL KUVVETLİLİK
DERECESİ

İyonik bağ 250


Hidrojen bağı 20
Dipol–dipol bağı 2
London kuvvetleri 0,1

314
* Bu gruba kovalent bağı dâhil etmek için
asimetrik yapıda olanlarının olması
lazımdır; o zaman 2. sıraya gelirdi; çünkü
tanecik içi kimyasal bağ, moleküller arası
kimyasal bağdan daha kuvvetlidir. Apolar
kovalent bağlı maddelerin ve polar
kovalent bağlı olup da apolar olan
maddelerin kuvvetliliğini 2. sıraya
yazmamak gerekir.

315
* Diğer bir husus; bağların kuvvetlilik
derecesi fikir vermek içindir. Kıyaslama
aynı türden olanlar arasında olursa tablo
geçerlidir; farklı türden maddeler arasında
yapılan kıyaslamada istisnalar çoktur.

316
20 KİLOGRAMI KALDIRAN 2
KİLOGRAMI VE 0,1 KİLOGRAMI
DA KALDIRIR
• Bu mantık iyonik bileşikler için geçerli
değildir. İyonik bileşikler, yalnız iyonik bağ
içerirler.
• Hidrojen bağı içeren bileşikler, hem dipol–
dipol bağı hem de London kuvvetlerini
içerirler.
• En güçlü zayıf etkileşim olarak dipol–dipol
içeren bileşikler, mutlaka London
kuvvetlerini de içerirler.
317
• En güçlü zayıf etkileşim olarak London
kuvveti içerenler, yalnız London kuvveti
içerirler başka fiziksel bağ içermezler.

318
C 2014-LYS2/9.SINIF KİMYA 3.ÜNİTE

319
E 2009-ÖSS/FEN-1 (9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE 4.BÖLÜM)

320
FİZİKSEL BAĞDAN
YARARLANARAK KAYNAMA
NOKTASININ SIRALANIŞI
Maddenin kaynama noktası yüksekten
düşüğe doğru şöyle sıralanır:
• İyonik bileşiklerin en yüksektir.
• Hidrojen bağı içerenler ikinci sırada gelir.
• Dipol–dipol bağı içerip hidrojen bağı
içermeyenler moleküller sonra gelir.
• Yalnız London kuvvetleri içerenlerin
(apolar madde) en düşüktür.
321
FARKLI BAĞ İÇEREN
BİLEŞİKLERİN KAYNAMA
NOKTASININ SIRALAMASI
• CH4, NaCl ve H2O bileşiklerinin
kaynama noktalarını düşükten yükseğe
sıralayınız (6C, 1H, 11Na, 17Cl, 8O).
• CH4, H2O, NaCl
• CH4’te yalnız London kuvveti vardır.
H2O’da hidrojen bağı vardır. NaCl’de ise
iyonik bağ vardır.
322
SORU: HF, HCl ve CH4 bileşiklerinin
kaynama noktasını en yüksek olandan en
düşük olana doğru sıralayınız.
• CEVAP: HF, HBr, CH4
• HF’de hidrojen bağı vardır. HBr’de dipol-
dipol etkileşimi vardır. CH4’te ise yalnız
London kuvveti vardır.
• HF kaynama noktası: 19,5 ºC
• HCl kaynama noktası: -85 ºC
• CH4 kaynama noktası: -161,5 ºC
323
SORU: HF, HCl ve HBr bileşiklerinin
kaynama noktasını en yüksek olandan en
düşük olana doğru sıralayınız.

• CEVAP: HF, HBr, HCl


• HF’de hidrojen bağı vardır. HBr ve HCl’de
ise dipol-dipol etkileşimi vardır, HBr’nin
molekül ağırlığı daha fazladır.
• HF kaynama noktası: 19,5 ºC
• HBr kaynama noktası: -66 ºC
• HCl kaynama noktası: -85 ºC
324
KALICI DİPOL, GEÇİCİ DİPOL
• Kalıcı dipol karakter hem dipol–dipol
bağında hem de hidrojen bağında görülür.
Polar moleküllerin arasındaki çekimdir;
örneğin HF, HCl, H2O vb. moleküllerde
görülür.
• Geçici dipol, indüklenmiş dipol ya da
anlık dipol adıyla da bilinir. Geçici dipol,
apolar moleküllerde başka bir ifadeyle
yalnız London kuvveti içerenlerde görülür.

325
HÂL DEĞİŞTİRME ANINDA
KIRILAN KİMYASAL BAĞIN
CİNSİ, İYONİK BİLEŞİKLERDE
VE KOVALENT BİLEŞİKLERDE
FARKLIDIR
• Hâl değişikliğinde tanecikler arası
mesafenin değişmesi, kovalent bileşikler
için geçerlidir; burada kırılan tanecikler
arası fiziksel bağdır.

326
• SORU: Elementler, elementel hâlde iken
atomları arasında hangi kimyasal bağ
vardır?

• CEVAP
• Metal atomları arasında metal bağı
• Soy gaz atomları arasında London
kuvvetleri
• Karbon atomları arasında kovalent bağı
vardır.

327
ELEMENT ATOMLARI
ARASINDA ÜÇ FARKLI BAĞ
• SORU: Elementler, elementel hâlde iken
atomları arasında hangi kimyasal bağ
vardır?
• CEVAP
• Metal atomları arasında metal bağı
• Soy gaz atomları arasında London
kuvvetleri
• Karbon atomları (elmas, grafit) arasında
kovalent bağ vardır.
328
MOLEKÜLLER ARASI
FİZİKSEL BAĞ
• SORU: Moleküller arası fiziksel bağın kaç
çeşit olduğunu ve nerelerde bulunduğunu
birkaç cümleyle özetleyiniz.
• CEVAP
• Yapı taşı molekül olan elementlerde
element molekülleri arasında London
kuvvetleri vardır.
• Farklı ametal atomlarından oluşan polar
kovalent bağlı apolar moleküller arasında
London kuvvetleri vardır.
329
• Polar moleküllerin hepsinde moleküller
arasında dipol–dipol etkileşimi vardır.
• Polar moleküllerin bir kısmında ise
moleküller arasında hem dipol–dipol
etkileşimi hem de hidrojen bağı vardır.

330
5.BÖLÜM: FİZİKSEL VE
KİMYASAL DEĞİŞİMLER

331
FİZİKSEL DEĞİŞME

332
• Dış yapıda olan değişmedir.
• Maddenin kimlik özelliği değişmeden
boyutu, şekli, fiziksel hâli (katı, sıvı, gaz)
ve fiziksel özelliklerinin değişmesidir.
Fiziksel değişimde maddenin kimyasal
yapısı değişmediği için formülü de
değişmez.
• Fiziksel değişimler gerçekleşirken zayıf
etkileşimler kopar veya oluşur, bu nedenle
fiziksel değişimlerin gerçekleşmesi için
daha az enerji gerekir.
333
• Aşağıdaki tepkimelerde olduğu gibi kopan
veya oluşan bağın enerjisi genellikle 40
kJ/mol’den küçüktür ve fiziksel değişimdir.

• C6H6(g) → C6H6(s) + 33,8 kJ/mol


• H2O(s) + 43,9 kJ/mol → H2O(g)
• C2H5OH(g) → C2H5OH(s) + 6,4 kJ/ mol
• Ar(s) + 6,4 kJ/mol → Ar(g)

334
Fiziksel Değişim Örnekleri
• Parçalanma, kırılma, yırtılma olayları
(buğdayın öğütülmesi, camın kırılması,
kâğıdın yırtılması)
• Hâl değişim olayları (erime, donma,
buharlaşma, yoğuşma, süblimleşme,
kırağılaşma)
• Tuzun, şekerin suda çözünmesi
• Elektron hareketiyle iletkenlik (bakır tel gibi
metallerin elektriği iletmesi)
335
KİMYASAL DEĞİŞME

336
• İç yapıda olan değişmedir.
• Maddenin kimlik özelliğinin değişerek,
farklı maddelere ayrışması veya farklı
maddelerle etkileşerek yeni maddeleri
oluşturmasıdır. Kimyasal değişim
maddenin iç yapısının yani elektron
düzeninin ve bağ yapısının değişmesidir.
Bu olaylar sırasında hem kimyasal hem de
fiziksel özellikler değiştiği için maddenin
kimyasal formülü de değişir.

337
• Kimyasal değişimler gerçekleşirken güçlü
ve zayıf etkileşimler kopar veya oluşur.
• 2H2(g) + O2(g) 2H2O(g)
• Kimyasal değişim gerçekleşmesi için daha
fazla enerji gereklidir.
• Aşağıdaki tepkimelerde olduğu gibi kopan
veya oluşan bağın enerjisi genellikle 40
kJ/mol’den daha büyük ise kimyasal
değişimdir.
• I2(k) + 151 kJ/mol → 2I(g)
338
• NaCl(k) + 787 kJ/mol → Na+(g) + Cl-(g)
• MgO(k) + 3850 kJ/mol → Mg2+(g) + O2-(g)
• Na+(g) + I-(g) → NaI(k) + 700 kJ/mol

339
Kimyasal Değişimlere Örnekleri
• Oksijenle tepkime (paslanma, metallerin
kararması, yanma, meyvenin kararması,
solunum)
• Metallerin asitle tepkimesi
• İyon hareketi ile iletkenlik (çözeltilerin
elektriği iletmesi)
• Mayalanma olayları (sütten yoğurt elde
edilmesi, üzümden sirke elde edilmesi)
340
• Elektroliz (elektrik enerjisi kullanılarak
bileşiklerin kendisini oluşturan bileşenlere
ayrılması)
• Asit-baz tepkimesi
• Küflenme, çürüme, besinlerin ekşimesi
besinlerin pişirilmesi
• Fotosentez
• Sindirim
• Betonun donması (sertleşmesi)
• Yağlı boyanın kuruması
341
• Kimyasal değişimlere kimyasal tepkime
(reaksiyon) adı verilir. Kimyasal
tepkimelerde gaz çıkışı, çökelek oluşumu,
renk, koku, iletkenlik, pH, sıcaklık ve enerji
değişimi görülebilir.

342
C 2023-TYT (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 5.BÖLÜM)

343
E 2017-YGS 9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE

344
C 2016-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 5.BÖLÜM)

345
C 2010-YGS (9.SINIF KİMYA
3.ÜNİTE 5.BÖLÜM)

346
A 2005-ÖSS/FEN-1 9(9.SINIF KİMYA 3.ÜNİTE 5.BÖLÜM)

347
A 2005-ÖSS/FEN-1 (9.SINIF KİMYA 3.ÜNİTE 5.BÖLÜM)

348
B 2004-ÖSS/FEN-1 (9.SINIF
KİMYA 3.ÜNİTE 5.BÖLÜM)

349
İLİM ATÖLYESİ

350
KOVALENT BİLEŞİKLERDE
SİGMA BAĞI, Pİ BAĞI
• KOVALENT BAĞLAR SİGMA BAĞI VE Pİ
BAĞI OLMAK ÜZERE DE İKİYE AYRILIR.
• Tekli bağ sigma bağıdır.
• İkili bağın biri sigma bağı diğeri pi bağıdır.
• Üçlü bağın biri sigma bağı diğer ikisi pi
bağıdır.

351
KOVALENT BİLEŞİKLERDE
İSKELET YAPISI
• C ve H yazılmaz.
• Köşelerde ve uçta C vardır.
• Köşe ve uçtaki C’lar alacağı kadar H alır.
• C ve H dışında tüm elementler yazılır.
• Uçta veya köşede bir atom varsa, orada C
yoktur.
352
HÜSNÜNİYET ÖYLE BİR
KİMYADIR Kİ; KÖMÜRÜ
ELMAS YAPAR
• HÜSNÜNİYET ÖYLE BİR KİMYADIR Kİ;
KÖMÜRÜ ELMAS YAPAR (Kömür ile
elmas allotroptur. Aralarındaki fark
kitaptaki bilgilere göre fizikseldir. Ancak iç
yapıda kovalent ağ örgü bağından dolayı
değişiklik olmaktadır. Bu nedenle olaya
kimyasal olarak da bakabiliriz).
353
KÖMÜR İLE ELMAS
• Madenlerin en düşüğü kömürdür; en
kıymetlisi ise elmastır.
• Kömür ile elmas arasında tek basamaklı
çok basit bir fark vardır.

354
YAĞMUR TANECİKLERİNDE
DİPOL-DİPOL KUVVETLERİ
• Su, polar bir moleküldür.
• Polar moleküllerde moleküller arası
kimyasal bağ, dipol-dipol bağıdır.
• Bu kimyasal bağı daha iyi anlamak için
yağan yağmurdaki her bir su taneciğinin
dipol-dipol özelliğini açıklayalım:
• Yan yana olan yağmur damlacıkları, farklı
kutuptur. Kütleleri eşittir.
355
• Her bir yağmur taneciği birbirini eşit
derecede çeker ve başka bir tanecik
tarafından da çekilir. Böylece tanecikler
arası mesafe korunarak, bütün taneciklerin
birbirlerine eşit uzaklıkta olması sağlanır.
Âdeta balıkçı ağı gibi bir görünüm
meydana gelir.
• Yağmur ve dolu tanecikleri birleşerek
zararlı cisimler olarak düşmez; şiddetli
rüzgâr ve fırtınaya rağmen tane tane
düşerler.
356
METAL BAĞI KUSURU!
• Metalik bağın görevi metal atomlarının
belirli geometrik şekilleri oluşturacak
şekilde dizilmesini sağlamaktır.
• Metallerde hacim merkezli kübik yapı,
yüzey merkezli kübik yapı ve hegzagonal
sistem olmak üzere üç tip kristal yapı
görülür.

357
• Metal atomlarının dizilişi bazen tam
olmamaktadır. İdeal gibi görünen bu dizilişi
bozan bu duruma kimyada metal bağı
kusuru denir.
• Metal bağı kusuru şu şekillerde ortaya
çıkar: Geometrik şekillerin köşelerindeki
bazı atom yerleri boş kalmakta, bir atom
fazladan araya sıkışmakta, bazı yabancı
atomlar ara yerlere girmekte veya
atomların dizilişi belirli bir yerde
kesilmektedir.
358
METAL BAĞI KUSURUNUN NE
GİBİ FAYDALARI VARDIR?
• Hata ve kusur kelimeleri bir eksikliği akla
getirse de metal bağı hatası diye bilinen
bu konu, bir eksiklik değil; mükemmelliktir.
• Bir metalin kırılmadan şekil
değiştirebilmesi, atomlarının kusur
dediğimiz mükemmel yerleşmesiyle
olmaktadır.

359
METALİN ATOMLARI
KUSURSUZ DİZİLSEYDİ NE
OLURDU?
• Metal içindeki bu kusurlu yapılaşma
olmasaydı, o metali; eğerek, bükerek,
döverek şekillendirme mümkün
olmayacaktı; mesela bir inşaat demirini
kıvıramayacaktık.

360
• Metalin 1 mm2’si, 37 kg kuvvet
taşıyabilecekti. 3,5 tonluk bir ağırlık,
yaklaşık 1 mm çapında bir tel ile
kaldırılabilecekti. Bu, çok iyi bir özellik
olarak görünebilir. Fakat bu kadar
mukavemetli bir metalin kullanılabilmesi,
başka bir ifadeyle tel ve levha hâline
getirilebilmesi mümkün olmayacaktı. Böyle
bir metal de faydasız, işe yaramaz bir
madde olacağından; esas kusur, kusursuz
atom dizilişine sahip olmakta olacaktı.
361
METAL ATOMLARI ARASINDA
OLUŞAN KOVALENT BAĞ
• İki metal atomu arasında olur; metal bağı
değildir.
• Geçiş elementleri arasında, örneğin; Co’ta
görülür. Kobalt atomları arasında
moleküler bir yapı oluşur. Oluşan kimyasal
bağ kovalent bağdır.

362
MOLEKÜLÜN GEOMETRİSİ,
KİMYASAL BAĞ AÇILARI VE
KİMYASAL BAĞ
UZUNLUKLARININ
BELİRLENMESİ
• X ışınlarının absorbsiyon (soğurma veya
emilim) özelliğinin kullanılması suretiyle
geliştirilen aletler yardımı ile bu tespit
deneysel olarak günümüzde
yapılabilmektedir.
363
EVRENİN SİNESİNDEKİ CİDDİ
VE HAKİKİ AŞKIN BİR ÇEŞİDİ:
KİMYASAL BAĞLAR

(KİMYASAL BAĞLARIN
FARKLI BAKIŞ AÇISIYLA
OKUNMASI)
364
CANLILARDAKİ MUHABBET
TANECİKLER ARASINDAKİ
KİMYASAL BAĞDIR
• Ağacın mahiyetinde olmayan bir şey, esaslı
bir surette meyvesinde bulunmaz. Evren
(kâinat) ağaca benzetilirse meyvesi insan
olur. İnsan meyvesindeki ciddi aşk gösterir
ki; evren ağacında –fakat başka başka
şekillerde– hakiki aşk ve muhabbet
bulunuyor.
• Evrenin sinesindeki şu hakiki muhabbet ve
aşk, çekim kuvveti adıyla karşımıza çıkıyor.
365
• Evren ağacı mikro, normo ve makro
âlemden oluşur.
• Mikro âlemdeki çekim kuvvetinin bir
kısmına kimyasal bağ adını veriyoruz.
Mikro âlemde bir de proton ile nötron
arasındaki çekim vardır.
• Mikro âlemdeki varlıklarda çok suretlerde
tezahür eden kimyasal bağ adını
verdiğimiz çekimler ile normo ve makro
âlemdeki diğer incizaplar, cezbeler,
cazibeler; uyanık olan akıl ve kalplere
insaniyete layık bir surette yükselmeyi,
hakiki insan olmayı gösterir.
366
• Gezegenler arasında da kütleyle doğru
orantılı, aradaki uzaklığın karesiyle ters
orantılı olan Newton kanunu olarak
adlandırılan çekim vardır.
• Daha bunlar gibi çift olan bilmediğimiz nice
şeyler vardır.
• Kimyasal bağ, insanı gerçek aşkın
derinliklerine çeker; çünkü kendi kalbinde
olduğu gibi sonsuz evrende de her şeyin
aşk etrafında cereyan ettiğini bilimsel
olarak öğrenmiş olur.

367
ATOM BAŞIBOŞ DEĞİLDİR
• “Bir tek atom bile başıboş değildir.”
sözünde atomlar arasındaki sımsıkı ilişki
ve çekimden, mükemmel ahenkten, belli
gayelere yönelik, çok sayıda hikmet ve
maslahatı içeren davranış ve hareketten
söz edilmektedir ki bütün bu faaliyetlerde
kimyasal bağ görev yapmaktadır.
• Molekül ve molekülü teşkil eden
atomlardaki bu faaliyetin gösterdiği işaret
vardır.
368
• Her bir insan da atom gibi olmalıdır. Zaten
insanlığı tam yaşayan gerçek insanlar,
atom parçası gibidir; başıboş değildirler.
• Aile, bütün fertleriyle bir moleküldür.
Akrabalık, milliyet vb. irtibatlar vardır.
• Medeniyet, insan sevgisi doğurur. Rus ve
Ermeni ile olan hürriyet tanıma bağımız
bile, hakiki dünya birliği şuurunun temelini
oluşturmaktadır.

369
ZITLIK VEYA ZAYIFLARIN
BİRLEŞMESİNDEKİ KUVVET
• Kovalent bağlar; tekli bağ, ikili bağ ve üçlü
bağ olmak üzere üçe ayrılır. Dörtlü bağ
yoktur.
• N2 molekülünde N atomları arasında üçlü
bağ vardır. Üçlü bağ, en zayıf kimyasal
bağdır. Üçlü bağ içeren bileşikler, kolayca
kimyasal reaksiyona girer. N2 gazı ise üçlü
bağ içerdiği hâlde; tepkimeye girmez. N2
gazı, inert gazdır. İnert gaz, reaksiyonlara
karşı ilgisiz gaz demektir.
370
• Bütün kimyasal reaksiyonlarda olduğu gibi,
N2 molekülünün kimyasal reaksiyonlarında
da, önce N2 molekülünün atomlarına
ayrışması gerekir. N2 molekülüne mahsus
özel bir durum vardır. Yüksek enerji verilse
bile N2 molekülü atomlarına ayrıştırılamaz.
• Zayıf olan üçlü bağın, her bir tanesi de çok
zayıftır.
• Ancak üçünün birleşmesinden kuvvet
doğuyor ve ayrılmayan bir birlik oluşuyor.
• Zayıfların bir araya gelmesi, kuvveti
doğuruyor.
371
• Kadınlar zayıf, yumuşak huylu, nazik,
halim, selim olduklarından birleşerek etkili,
kuvvetli cemiyet kurarlar. Kadın hakları,
kadın hukuku, kadın hürriyeti gibi
kadınlıkla ilgili güçlü dernekler çoktur.
• Ermeniler az ve zayıftır. Birleşerek büyük
kuvvet kazanırlar. Seslerini dünyaya
duyururlar (Ermeni soykırımı konusu).
• Kadınlar, erkek artikel alır; çünkü kadın
cemiyetleri serttir ve şiddetlidir, bu nedenle
bir nevi erkeklik kazanır.
372
• Erkekler, dişi artikel alır; çünkü kendilerine
güvenirler. Her bir fert kendi gücüne
güvendiğinden, cemiyetleri zayıf olur.
Özellikle kendine güvenen Arap milletinde
buna çokça rastlanır.
• Bütün yanma reaksiyonları ekzotermik
olduğu hâlde azotun yanması
endotermiktir. Endotermik reaksiyonlar,
kendiliğinden gerçekleşmez.
• Havadaki N2 ile O2 arasında kimyasal
reaksiyon olmamasının en başta gelen
sebebi; N2 molekülünün atomlarına
ayrılmamasıdır.
373
N2 + 2,5O2 + yüksek sıcaklık ⇌ N2O5
• Reaksiyonun olmamasında başka şu
sebepler de vardır:
• Şimşek çaktığında bile genelde gerekli
olan yüksek aktivasyon enerjisi
sağlanamaz.
• Nadiren sağlandığında da ileri reaksiyonun
cereyan yüzdesi çok düşük olduğundan,
şimşek çaktığında bile nadiren
yükseklerde az miktarda azot oksitleri
oluşur.
374
• Azot oksitlerin suyla birleşmesine ait
reaksiyon da çift yönlü olup ileri
reaksiyonun hızı çok yavaştır.
N2O5 + H2O ⇌ 2HNO3
• Bu nedenle oluşan HNO3 çok az olur.
Yağmurlu ortamda çok seyreltiktir.
Yağmurla toprağa düşer.
• Azot döngüsünde, toprak için gerekli olan
azot ihtiyacı başka şekillerde karşılanır.
• Yukarıdaki gibi karşılanan azot çok azdır.
375
• Her şimşek çakışında HNO3 (kezzap)
oluşması için şartlar hazır olduğu hâlde;
kezzap oluşmamakta, hayat devam
etmektedir.

376
İYONİK BİLEŞİKLERİN SUDA
ÇÖZÜNMELERİ (BİRLİKTEN
KUVVET DOĞUYOR,
ÇÖZÜNME OLAYI
GERÇEKLEŞİYOR)
• Zayıfların bir araya gelmesi, kuvveti
doğurur.
• Kadınlar zayıf, yumuşak huylu, nazik,
halim, selim olduklarından birleşerek etkili,
kuvvetli cemiyet kurarlar.
377
• Kadın hakları, kadın hukuku ve kadın
hürriyeti gibi kadınlıkla ilgili güçlü dernekler
çoktur. Kadınlar, erkek artikel alır; çünkü
kadın cemiyetleri serttir ve şiddetlidir, bu
nedenle bir nevi erkeklik kazanırlar.
Erkekler ise, dişi artikel alır; çünkü
kendilerine güvenirler. Her bir fert kendi
gücüne güvendiğinden, cemiyetleri zayıf
olur. Özellikle kendine güvenen Arap
milletinde buna çokça rastlanmaktadır.

378
• İkinci örnek; Ermeniler ile ilgilidir.
Ermeniler dünyada azdırlar ve zayıftırlar.
Ancak birleşerek büyük bir kuvvet kazanıp
seslerini tüm dünyaya duyurabildikleri
bilinen bir husustur (Ermeni soykırımı
konusu).
• Diğer bir örnek; Kurtuluş savaşında
güçsüz olan Kuvayı Milliyenin, güçlü olan
İngilizleri yenmesidir.
• Yemek tuzu ve su; her ikisi de polardır.
Suyun polarlığı, yemek tuzunun polarlığına
göre çok azdır.
379

• +
Na Cl (k) örgü
yapısındaki iyonlar
arasındaki çekim, en güçlü çekimdir.
• H2O molekülleri arasında dipol–dipol
etkileşimi vardır. İyonik bağın kuvveti 250
birim, dipol–dipol bağının kuvveti ise 2
birimdir.
• Yemek tuzunun suda çözünmesi,
reaksiyon denklemiyle şöyle gösterilir:
– –
• Na Cl (k) + su → Na (suda) + Cl (suda)
+ +

380
• H2O’nun polarlığı 2 birim derecesinde
olduğu hâlde, nasıl oluyor da polarlığı 250

birim derecesinde olan Na Cl (k)’nin örgü
+

yapısındaki iyonlarını birbirinden ayırıp


yapısını bozarak suda çözünmesini
sağlıyor?
• H2O molekülü dipol yapıdadır.
• Bundan dolayı H2O’nun pozitif ve negatif
ucu vardır.

381

• H2O’nun pozitif ucu Cl ile H2O’nun negatif
ucu ise Na+ ile etkileşir.

• Böylece Na Cl ’de iyonlar arasındaki
+

iyonik çekim ortadan kalkar.


• Burada düşünülmesi gereken; tuza kıyasla
zayıf polarlığa sahip suyun, bunu nasıl
başarabildiğidir.
• Birlikten kuvvet doğuyor, çözünme olayı
gerçekleşiyor.

382
• 1 tane Na+ iyonu, en az 125 tane H2O

molekülünün negatif ucu ile; 1 tane Cl
iyonu da, çok sayıda (en az 125 tane) H2O
molekülünün pozitif ucu ile sarılır. Böylece
çözünme olayı gerçekleşir.
• Zayıflar; birliğe / birleşmeye mecburdur.
• Koyun ve keçiler sürü hâlinde yaşayarak
kurtlardan korunurlar.
• “Kurdun olduğu yerde koyun olunmaz.”
denir. İttifak olursa kurt zarar veremez.
383
NE KADAR ŞEY VARSA HEPSİ DE
ÇİFT OLARAK (ZIT KUTUPLU, BAŞKA
BİR İFADEYLE POZİTİF VE NEGATİF)
VAR EDİLMİŞTİR.

FARKLI YÜKLER BİRBİRİNİ ÇEKER.

BU ÇEKİMLERİN BİR KISMI


KİMYASAL BAĞDIR.
384
HER BİR BAĞDA ZIT
KUTUPLARIN NASIL
OLUŞTUĞU
• Üç grup elementte zıt kutup nasıl oluşur?
• Dipol-dipol bağında zıt kutup nasıl oluşur?
• Hidrojen bağında zıt kutup nasıl oluşur?
• Ağ örgülü katılarda zıt kutup nasıl oluşur?

385
• Yan yana olan iki metal atomunun birinde
elektron verme isteği öne çıkar, diğerinde
ise boş değerlik orbitalinin bulunması etkili
olur. Böylece metal atomlarının biri pozitif,
diğeri negatif gibi davranarak birbirini
çekerler. Aslında nötrdürler. Yük oluşumu,
düzenliliğin gereği olan çekim içindir. Bu
çekim, metal bağı olarak tanımlanır. Metal
bağının bir görevi de metal kristalinin
oluşumudur. Metal kristali, metal
atomlarının düzenli dizilişiyle ortaya çıkar.
386
• Örneğin; 1A grubunu ele alalım. 1A
grubunda en üstteki metal lityumun metal
bağı, en kuvvetlidir; çünkü 1A grubunda
çapı en küçük olan metal, lityumdur.
Bundan dolayı da lityum atomları
arasındaki mesafe, gruptaki diğer metal
atomları arasındaki mesafeye göre daha
fazladır. Bu nedenle elektronun gideceği
yol, gruptaki diğer elektronların gideceği
yola göre daha uzundur.

387
• Bir diğer konu da lityum atomunun çapı
küçük olduğundan, aksi yönde çekim
güçlü olmasına rağmen elektronun dışa
doğru hareket etmesidir.
• Aksi yönde çekim güçlü ve gideceği
mesafe fazla olmasına rağmen lityum
atomunun elektronunun hareket etmesi,
lityumdaki metal bağını kuvvetli kılmıştır.
• Mesafelere rağmen kurulan kimyasal bağ,
bağın gücünü arttırmıştır.
388
• Ametaller, yapı taşı genelde molekül olan
elementlerdir. Ametal molekülünün birinde
elektronun dışarıya doğru, diğerinde
içeriye doğru hafif kayması sonucu simetri
bozulması dediğimiz bir düzenlilik ortaya
çıkar. Dışarıya doğru kayan elektronun
bulunduğu ametal molekülü pozitif, içeriye
doğru kayan elektronun bulunduğu ametal
molekülü negatif olur. Görüldüğü gibi
ametallerde de iki zıt değer– molekül nötr
kaldığı hâlde– birbirini çekmektedir. Bu
kimyasal bağa London (Landın) kuvvetleri
denir.
389
• Soy gaz atomları arasındaki çekim de
ametal molekülleri arasındaki çekim gibi
açıklanır. Soy gaz atomunun birinde
elektronun dışa doğru, diğerinde ise içe
doğru hafif kayması sonucu simetri
bozulması dediğimiz bir düzenlilik ortaya
çıkar. Dışarıya doğru kayan elektronun
bulunduğu soy gaz atomu pozitif, içeriye
doğru kayan elektronun bulunduğu soy
gaz atomu negatif olur. Görüldüğü gibi soy
gazlarda da de zıt kutuplar birbirini çeker,
kimyasal bağ yine London kuvvetleri adını
alır.
390
• Polar moleküllerin hepsinde moleküller
arası kimyasal bağ olarak dipol–dipol bağı
vardır.
• Polar moleküllerin bir kısmında tanecikler
arası kimyasal bağın en kuvvetlisi olan
hidrojen bağı vardır. Bu kimyasal bağ;
karbon atomuna bağlı olmayan bir hidrojen
atomu içeren polar moleküllerde bu
molekülün hidrojeni ile diğer bir molekülün
flor, oksijen veya azot atomu arasındaki
kimyasal bağdır.
391
• Allotropu olan metallerde atomlar arasında
kovalent kristal oluşturan kovalent bağ
vardır. Bu kovalent bağ, molekül içi
kovalent bağdan farklıdır.
• Bunlara kovalent kristaller veya ağ örgülü
katılar denir. Kristal yapıları farklı farklıdır.
Bu farklılık atomların dizilişinden
kaynaklanır.
• IV A grubu elementlerinden C (karbon), Si
(silisyum), Ge (germanyum) ve Sn (kalay)
elementlerinde bu tür kimyasal bağ vardır.
• SiC (silisyum karbür) ve SiO2 (silisyum
dioksit) gibi bileşikler de ağ örgülü katıdır.392
• Allotrop konusunu daha iyi anlamak için
karbonun allotroplarını inceleyelim.
• Üç çeşit C vardır: Kömür, elmas ve grafit.
• Kömür amorf yapıdadır. Amorf yapı; opak
(saydamın zıddı), şekilsiz ve düzensizdir.
• Elmas ve grafit ise kristal yapıdadır.
• Elmasta her C atomu, düzgün dört
yüzlünün köşelerinde ve ağırlık
merkezinde yer alır. Her bir C atomu 4
tane sigma bağı yaparak, diğer 4 C
atomuna bağlanmıştır.
393
• C elementinin kristal şekillerinden biri de
grafittir. Grafitte C atomları sp2 hibrit
orbitalleri ile 3 tane sigma bağı yaparak,
diğer 3 C atomuna bağlanmıştır.
Hibritleşmeye katılmayan p orbitalleri, pi
bağlarını yapar. C atomları böylece altıgen
oluşturur; altıgende C atomları arasında
sırasıyla bir tek bağ, bir çift bağ vardır.
Grafitteki C atomları, bu nedenle polardır.
Grafitin elektriği iletmesi bundan dolayıdır.
Bağların 120 0’lik açı yapacak şekilde
yönlenmiş olması ağ örgüsünün bir
düzlemde kalmasını sağlar.
394
• Apolar moleküller ve nötr atomlarda da
(metal, ametal, yarı metal ve soy gaz
atomları) zıt iki kutup varsa, demek ki
kimyasal bağsız madde yoktur.

395
YAĞMUR TANECİKLERİNDE
DİPOL–DİPOL KUVVETLERİ
• Yağan yağmurdaki her bir su taneciğinin
dipol–dipol özelliğini açıklayalım: Yan yana
olan yağmur damlacıkları, farklı kutuptur.
Kütleleri eşittir. Her bir yağmur taneciği
birbirini eşit derecede çeker ve başka bir
tanecik tarafından da çekilir. Böylece
tanecikler arası mesafe korunarak, bütün
taneciklerin birbirlerine eşit uzaklıkta
olması sağlanır.
396
• Âdeta balıkçı ağı gibi bir görünüm
meydana gelir. Yağmur taneciklerinin
birleşerek zararlı cisimler olarak düşmesi
problemi ortadan kalkar. Şiddetli rüzgâr ve
fırtınaya rağmen yağmur damlaları tane
tane düşer.

397
RİBOZOMDA PROTEİN
OLUŞUMUNDA HİDROJEN BAĞI
İSTİHDAM EDİLİR
• Amino asitler proteinlerin yapı taşıdır,
ribozomda n tane amino asit
molekülünden (n-1) tane su molekülü
çıkmasıyla 1 tane protein molekülü
meydana gelir; n sayısı on binlerdir,
protein molekülünün molekül kütlesi de
milyonları bulur.

398
AMİNO ASİT MOLEKÜLÜ

399
DİPEPTİT MOLEKÜLÜ
OLUŞUMU
• 2 tane amino asit molekülünden 1 tane su
molekülü çıkmasıyla 1 tane dipeptit
molekülü meydana gelir.

400
• Hidrojen bağının kullanılmasıyla hem on
binlerce amino asit yan yana dizilir hem de
her birinin arasından su çıkar.
• Hücrede protein molekülünün meydana
gelmesinde aminoasidin sayısı ve istenilen
şekilde dizilmesi önem taşır.
• Bir tane protein molekülü 100 adet
aminoasitten meydana gelmişse, bir zincir
üzerine dizilmiş 100 aminoasit kabul
etmek lazım gelir ve bu zincir üzerinde
aminoasitler sırayla dizilmişlerdir.
401
• Mesela; 1. olarak glisin aminoasidi, 2.
olarak serin, 3. olarak yine serin, 4. sırada
triptofan, …….10. sırada valin,…….50.
sırada aspartik asit,…….100. sırada tirozin
yerleşmiş olsun. Bu sıranın değişmemiş
olması lazımdır. 1. sıradaki glisin yerine
başka bir aminoasit gelirse başka bir
protein meydana gelmiş olur.
• Canlı organizmada hücrenin ribozomunda
her saniye binlerce protein molekülü
sentezi olmaktadır.
402
• Buradan çıkarılacak sonuç şudur: 100
tane aminoasitten meydana gelecek bir
protein molekülünde aminoasitlerin doğru
yerleştirilme ihtimali 21100’ de 1’dir; çünkü
21 çeşit aminoasit vardır. Aminoasitlerin
değişik sıralarda yerleştirilmesiyle farklı
protein meydana geleceğinden trilyonlarca
çeşit protein meydana gelebilir.
• Cansız bir tek protein molekülünün
rastlantıyla oluşması için bile dünyanın
yaşını kat kat aşan seneler gerekir.
403
“Dünyanın en mükemmel kimya
laboratuvarlarında dahi
elementlerden canlı hücre
yapmak mümkün değildir.”
Alexander Ivanovich Oparin (1894–1980)*

*Rusya'da mükemmel bir kimya laboratuvarında


canlı hücre meydana getirmek için 20 yıl süreyle
çalışma yapan ve sonunda canlılıkta maddi sebep
olmadığını belirten Rus bilim insanı, biyokimya
profesörü.
404
"Bir tane protein molekülü ortalama,
40000 tane atomdan meydana geliyor.
Dolayısıyla bir protein molekülü, ancak
10 üstü 60 rakamıyla ifade edilen
korkunç ihtimalden ancak bir ihtimalle
kendi kendine oluşabilir."

Charles Eugenie Guye (1866–1942)*

* İsveçli meşhur ilim adamı.


405
Protein Dizisinin Tesadüfen
Meydana Gelebilmesi İçin
• Canlı varlıklarda bir tek protein molekülü
yoktur. Sonsuza yakın tane
diyebileceğimiz protein molekülü söz
konusudur. Protein molekülleri de kendi
arlarında bir dizi protein molekülü
oluştururlar. Bir dizi protein molekülünün
tesadüfen meydana gelmesi olasılık
hesapları açısından imkânsızdır. Bunu
Sorbonne (Sorbon) Üniversitesi’nden bir
bilim adamlarından şöyle açıklar: 406
"10 üstü 243 rakamıyla ifade
edilecek korkunç bir rakamdan
ancak bir ihtimalle bir protein
dizisi tesadüfen meydana
gelebilir."
Dr. Pierre Lecomte du Noüy (1883–1947)*

*Fransız bilim adamıdır. Paris’te doğmuş ve


yaşamıştır. Fen bilimleri ve fizyoloji dalında
çalışmaları ile meşhurdur.
407
• İnsan bir protein dizisi veya bir hücre
değildir. İnsan, 60 trilyon hücreden
meydana gelmiştir. Bazen bu hücrelerden
birinin sisteminin bozulmasıyla bile insan
ölebilir. Tüm atomlar birbirleriyle
mükemmel bir ilişki içindedirler. İnsan
hayatı, bu hassas ilişki ve işbirliği içinde
devam etmektedir.
• Aminoasit moleküllerinin uygun
dizilmesiyle de bir protein molekülü
meydana gelir.
408
• Yanlış anlaşılmasın; meydana gelen
protein molekülü canlı değildir.
Proteinlerden canlı bir hücrenin meydana
gelebilmesi için de daha başka birçok şeye
ihtiyaç vardır. Bu sebepler, ayrı bir bilin
dalı olarak incelenmektedir.
• Her bir canlı, belli bir plan dâhilinde
organize edilmiş bir atomlar ve moleküller
sistemidir. Bu atomlar ve moleküller, hem
oluşumlarında hem de oluştuktan sonra
varlıklarını devam ettirebilmek için hem
enerjiye hem de beslenmeye muhtaçtırlar.
409
• İhtimal hesapları içinde bir protein
molekülünün bırakın canlı olmasını, cansız
bir protein molekülünün bile oluşması
imkânsızdır.
• Bir adet aminoasit veya bir adet protein
molekülünün bile tesadüfen meydana
gelmesi için ihtimal hesapları yetmezken,
evrendeki bu muazzam cansız sistemlerin
ve yeryüzündeki canlı sistemlerin
kurulması, oluşması, gelişmesi nasıl
tesadüflere verilebilir? Bazıları böyle bir
skandala bilim adını takmaktadırlar!
410

You might also like