You are on page 1of 182

STANBUL TCARET ODASI

HERKES N "EKONOM"

HAZIRLAYAN Prof. Dr. Erdoan ALKN

YAYIN NO: 2009-21 stanbul, 2009

Copyright TO Tm haklar sakldr. Bu yaynn hi bir blm, yazarn ve TO'nun nceden yazl izni olmakszn mekanik olarak, fotokopi yoluyla veya baka herhangi bir ekilde oaltlamaz. Eserin baz blmleri veya paragraflar, sadece aratrma veya zel almalar amacyla, yazarn ad ve TO belirtilmek suretiyle kullanlabilir.

ISBN 978-9944-60-460-4 (Basl) ISBN 978-9944-60-461-1 (Elektronik)

TO ARI MERKEZ Tel: (212) 444 0 486

TO yaynlar iin ayrntl bilgi Bilgi ve Dokman Ynetimi ubesi Dokmantasyon Servisi'nden alnabilir. Tel Faks E-posta nternet :(212)455 63 29 : (212)512 06 41 : ito.yayin@ito.org.tr : www.ito.org.tr

Odamz yaynlarna tam metin ve cretsiz olarak internetten ulaabilirsiniz. YAYINA HAZIRLIK, BASKI, CLT AN OFSET Cendere yolu No:23 Ayazaa - ili Tel: 0212 289 24 24 e-mail:info@sanofset.com

NSZ Deiimin hzland ve younlat amzda, yadsnamaz bir gerek olan kresellemeyle birlikte ekonominin ve onun hayatmzdaki yerinin nemi giderek daha iyi anlalmaktadr. Bundan yaklak 30 sene kadar nce dnyadaki herhangi bir lkede, blgede ya da ktada grlen ekonomik olumsuzluklar kendi lkemizde bizleri, ekonomik davranlarmz, tketim ve harcama eilimlerimizi etkilemezken kresellemenin ve bunun sonucunda ulusal snrlarn yava yava ortadan kalkmasyla dnyann dier ucundaki en kk bir olay bile bugn btn lke ekonomilerini etkileyebilmekte ve bu olumsuz dalgalarn piyasalarca da hissedilmesi sonucu yabanc sermayeler lkeleri terk ederek kimi zaman derin kriz ortamlarna sokmaktadr. 2001 ylnda yaadmz kriz bunun en somut rneidir. Bir sosyal bilim olarak ekonomi bireylerin ve lkelerin varolu mcadelelerinde nemli rol oynamaktadr. Bugn dnyada kimi lkeler yoksulluktan ve alktan nfuslarnn bir blmn kaybetme talihsizliini yaarken dier yandan doal kaynaklarnn zenginliiyle ekonomilerini salamlatrp bolluk iinde yaayan devletler gze arpmaktadr. Gnmzde ise iktisat hayatmzn vazgeilmez bir paras haline gelmi ve her alanda kendisine duyulan ihtiya sonucu artk gnlk hayatta da bilimsel ekonomi bilgisi zorunlu hale gelmitir. 2008 ylnda Amerika'da ortaya kan ve tm dnyay olumsuz etkileyen kresel fmans krizi lkemiz piyasalarnda da hissedilmektedir. Ekonomi biliminin karmaklat ve yaanan krizlerle inandrclnn sorguland bir dnemde gereken analizleri doru bir ekilde yapmak da giderek zorlamtr. Byle bir ortamda iktisad sadece grafikler, tablolar ve rakamlardan ibaret grmek ve yzyllar boyunca onun oluumunu temellendirmi doktrinleri, ideolojileri, ekolleri gz ard etmek byk bir hakszlk olacaktr. Ayn zamanda iktisat bilgimiz de daima bir ynyle eksik kalacaktr.

Bu itibarla, ekonomi biliminin temel kavramlar ve bizzat yaayarak rendiimiz ekonomik olaylarn doru bir ekilde yorumlanabilmesi ve herkes tarafndan anlalabilmesi amacyla sade bir dille anlatlan "Herkes in Ekonomi" isimli yaynmzn konuya ilgi duyan tm ekonomik birimlere ve evrelere zellikle de yelerimize faydal olmasn diler, yayn Odamz adna hazrlayan Prof. Dr. Erdoan Alkin'e teekkr ederim.

Dr. Cengiz Ersun Genel Sekreter

NDEKLER
GR EKONOM BLMNN KONUSU VE TANIMI TEMEL KAVRAMLAR VE KONULAR 13 13 14

BRNC BLM - MAL FYATLARI NASIL BELRLENR ?

17

1. TEMEL KAVRAMLAR 1.1. Azalan Marjinal Fayda 1.2. Azalan Marjinal rn 1.3. Anlatmda Kullanlacak Kavramlar ve zlenecek Metot 2. TALEP VE ARZ 2.1. TALEP 2.2. ARZ

17 19 20 22 24 24 25

2.3. TAM REKABET PYASASINDA FYATIN BELRLENMES .... 26 2.4. TALEP VE ARZ ZERNDE FYAT DIINDAK ETKLER 2.5. ELASTKLK 2.5.1. Talep Elastiklii ve klar 2.5.2. apraz Elastiklik 2.5.3. Gelir Elastiklii 2.5.4. Arz Elastiklii ve klar 2.5.5. Tarm Kesiminde Fiyatlarn Belirlenmesi 2.5.6. Karaborsa Nasl Oluur? 28 29 30 30 30 31 31 32

2.6. MALYETLER 2.7. FRMA GELRLER 2.7.1.Tam Rekabet Piyasasnda Firma Gelirleri 2.8. TAM REKABET PYASASINDA FRMA DENGES 2.8.1. Ksa Dnem 2.8.2. Arz-Talep Deimeleri ve Firma Dengesi 2.8.3. Deiik Maliyetli Firmalar 2.8.4. Uzun Dnem 2.8.5. Uzun Dnemde Maliyetler 2.9. MONOPOL (TEKEL) 2.9.1. Monopolc Firmann Gelirleri 2.9.2. Monopolde Firma ile Piyasa Dengesi 2.9.3. Monopolde Fiyat Farkllamas 2.9.4. Kamu Monopol 2.10. DUOPOL VE OLGOPOL 2.10.1. Firmalar Aras Anlamalar 2.11. MONOPSON, DUOPSON, OLGOPSON 2.11.1. Monopson Dengesi 2.11.2. Duopson ve Oligopson 2.12. BLATERAL (K YANLI) MONOPOL 2.13. MONOPOLL REKABET 2.14. BALI RETM KNC BLM - MLL GELR NASIL OLUUR? 3. MAKRO EKONOM NEDR? 4. MLL GELR HESAPLARI 4.1. Nominal Milli Gelir - Reel Milli Gelir 4.2. Kii Bana Milli Gelir 5. MLL GELRN BELRLENMES 5.1. Tketim Harcamalar 5.2. Tasarruflar 5.3. Yatrm Harcamalar 5.4. Milli Gelirin Belirlenmesi

32 35 35 37 37 38 39 39 40 41 41 42 43 43 44 44 45 45 46 46 47 47 49 49 53 54 55 56 58 59 59 60

NC BLM - KTSAD BYME 6. KTSAD BYMENN ANLAMI, TANIMI, LLMES 7. KTMSER BYME GR 8. KURUMSAL AIKLAMALAR 8.1. Schumpeter'in "Yenilik" Gr 8.2. Rostow ve Bymenin Aamalar 9. MAKRO - EKONOMK GSTERGELERE DAYANAN GR VE KALKINMANIN PLANLANMASI 9.1. Trk Planlamas EK 1 : KONJONKTR TEORLER EK 2 : KTSAD SSTEMLER DRDNC BLM - PARA 10. PARANIN TANIMI, LEVLER, DOUU, ETLER 10.1. Para Trleri ve Para Arz 11. BANKALARIN KAYD PARA YARATMALARI 12. BANKACILIK 12.1. Banka Trleri 12.2. Banka lemleri 13. MERKEZ BANKACILII 13.1. Merkez Bankalarnn lemleri 13.2. Trkiye'de Merkez Bankacl 14. PARA SSTEMLER TARHES 15. PARANIN DEER VE RETM ZERNDEK ETKS BENC BLM - ULUSLARARASI EKONOMK LKLER 16. DEMELER DENGES 16.1. demeler Dengesinin Tanm ve Anlam 16.2. Otomatik Denge Gr 17. DVZ PYASASI 17.1. Deiken (Fleksibl) Dviz Kuru ve D Denge 17.2. Satn Alma Gc Paritesi 17.3. Uluslararas deme ekilleri 17.4. Arbitraj ve Speklasyon 17.5. Para Alanlar

61 61 63 63 63 64 66 68 69 71 75 75 76 77 78 80 80 81 82 83 83 87 89 91 91 98 99 99 99 100 101 102

18. ULUSLARARASI BLM 18.1. Mutlak stnlk ve Mukayeseli Maliyetler 18.2. Mutlak stnlk Gr 18.3. Mukayeseli stnlk Gr 19. ULUSLARARASI EKONOMK BRLEME VE BTNLEMELER 19.1. Ba Harfler Ekonomisi 20. KORUMACILIK AKIMLARI 20.1. Liberalizm Karsnda Korumaclk 20.2. Klasiklerin Bilimsel Yntemlerine Kar Tarihi Okul 21. ULUSLARARASI PARA SSTEM VE SORUNLARI 21.1. Sava Sonras Uluslararas Para Sistemi 21.2. Gelimekte Olan lkeler 22. DI TCARET POLTKASI 22.1 .Tarifeler ve Kotalar 22.2. zel Gmrk Rejimleri 22.3. thalat Kota Sistemi 22.4. Kambiyo Kontrol 22.5. Kambiyo stikrar Fonu 22.6. Takas Sistemi 22.7. Kliring Rejimi 22.8. Devalasyon 22.9. Prim Sistemi 22.10. hracatta Vergi adesi 23. ULUSLARARASI SERMAYE HAREKETLER 23.1. Portfy Yatrmlar 23.2. Dolaysz Yatrmlar 23.3. Kalknma Kredileri 23.4. Teknoloji Transferi 24. ULUSLARARASI EMEK HAREKETLER 24.1. gc hracnn Saknca ve Yararlar

103 103 103 104 105 106 110 111 112 113 115 116 118 119 120 121 122 124 125 127 128 128 129 129 130 130 132 133 134 134

ALTINCI BLM - KTSAT POLTKALARI 25. KTSAT POLTKALARININ ANLAMI 26. KEYNESGL - PARACI YAKLAIMLAR VEYA MALYE-PARA POLTKASI TARTIMASI 27. ARZ YANLI POLTKALAR 28. RASYONEL BEKLEYLER (TAHMNLER) YAKLAIMI

137 137 139 140 141

YEDNC BLM - KTSAD DNCE TARH 29. LK GRLER.... 29.1. Eski Yunan'da ktisadi Dnce 29.2. Eski Roma'da ktisadi Dnce 29.3. Orta a 30. KLASK KTSADIN DOUU VE GELM 30.1. Merkantilist Doktrin 30.2. Fizyokratlar 30.3. Klasik ktisadi Dnce 30.4. Ktmser Klasik ktisatlar 30.5. yimser Klasik Fransz Okulu 30.6. Klasik Grlerin Sentezi 31. KLASK OKULA KARI AKIMLAR 31.1. Liberal Doktrine Kar Sosyalizm 32. NEO-KLASK OKUL 33. KLASK OTOMATK TAM STHDAM DENGESNE KARI KEYNESGL TEOR 33.1. Keynesgil Devrim 33.2. Dinamik Keynesgil Yaklam 33.3. Bak Srt Denge Karsnda Ayn Karar Byme 34. NCEL (KANTTATF) KTSAT

145 145 146 147 147 148 148 149 150 152 153 154 155 155 158 160 160 161 163 164

SEKZNC BLM - GENEL DENGE VE REFAH KAVRAMI 35. GENEL DENGE 35.1. Genel Dengenin Tanm ve Anlam 36. GRD-IKTI ANALZLER 36.1. Girdi-kt Analizinin Tanm, Anlam ve Varsaymlar 36.2. Saysal rnek 37. REFAH KAVRAMI

167 167 167 168 168 170 171

10

SUNU Ekonomi ile ilgili konulara ilgi artarken, ekonomi bilimi de giderek karmaklamaktadr. Son dnya krizi bu karmakl giderek arttrm ve ekonomi eitimi almam kiilerin, temel kavramlar dahi izleyememelerine neden olmutur. Akademik veya bilimsel amal kitaplardaki grafiklerle, diyagramlarla, formllerle bezenmi anlatmlar anlamlandrmak, eitimli kiiler iin bile adeta imknsz hale gelmitir. Bu nedenlerden yola karak balca ekonomik konular ve kavramlar herkesin anlayaca bir dille ele alan bir ekonomi kitabnn, byle bir dnemde yararl olaca dnlmektedir.

11

12

GR EKONOM BLMNN KONUSU VE TANIMI


nsan ihtiyalar sonsuz, fakat bu ihtiyalar karlayacak olan mal ve hizmet miktar snrldr. Mal ve hizmet miktarnn snrl oluu ise bunlarn retimine tahsis edilecek kaynaklarn snrl oluundan domaktadr. u halde kaynaklarn kullanmnda bir seim yapmak ve hangi mallarn, nasl ve ne miktarda retilip kimlere datlaca hakknda bir karara varmak gerekmektedir. Bu konularla dorudan doruya ilgilenen ve her dzeyde snrl imknlarn sonsuz ihtiyalara maksimumu salayacak ekilde datlmas yollarn aratran bilime iktisat denir. Kii iin sorun, snrl gelirini ihtiyac olan mal ve hizmetlere maksimum tatmini salayacak ekilde datmaktr. Kiinin ihtiya duyduu mal ve hizmetleri reten firmalar ise maliyet artlar ile sat hslatlarn karlatrarak maksimum kr peinde koarlar. Toplumun amac ise en yksek maddi refah dzeyine varmaktr. htiyalar gibi mal ve hizmet miktar da, daha dorusu bunlarn retimine tahsis edilecek kaynaklar da sonsuz olsayd iktisat bilimi ve iktisadi analiz gereksiz bulunacakt. Toplumun maksimum refah dzeyine ulamas iin gerekli yollar gstermek zere oluan sosyal organizasyona iktisadi sistem ad verilir. Kapitalist sistemde nelerin ne kadar retilip nasl datlacan fiyat mekanizmas ile piyasalar kendiliinden ayarlar. Sosyalist sistemde ise merkezi otoritenin kararlar veya merkezi planlamann zmleri fiyat mekanizmasnn ve piyasann yerini almaktadr. ktisat biliminin temeli rasyonellik, eitli biimlerde yorumlanmtr. Bu yorumlar iinde iktisat bilimine en uygun deni insanlar ekonomik davranlarnda tutarl kabul eden grtr. Tutarllk kavramn biraz daha aalm. Bir tketici gelirinin byk ksmn harcayarak bir televizyon cihaz satn almsa tutarl davranmtr. nk bahis konusu tketicinin tercihler dizisinde televizyon mutlaka bata gelmekte ve salayaca fayday maksimize etmesine yardmc olmaktadr. Tketicinin maksimum tatmini aramas gibi reticinin de maksimum kr peinde komas tutarllk saylr.

13

TEMEL KAVRAMLAR VE KONULAR


ktisat biliminin terimleri gnlk konumalarda sk kullanlan kelimelerdir. Anlamlarndaki aklk, tanmlanmalarnn gereksiz olduu izlenimini yaratmaktadr. Oysa bu kelimeler bir bilimin terimleri olarak dnldnde basit de olsa tanmlarn yapmak ve yersiz tartmalar nceden nlemek zorunludur. Yukarda defalarca kullanlan ihtiya, mal ve hizmet kavramlar yle tanmlanabilir: Tatmin edilmediinde elem, edildiinde haz veren duygulara ihtiya denir. htiyalar tatmin eden hereye mal, mallarn ihtiyalar karlama zelliine fayda ad verilir. Bu tanmlar sayesinde mesela kumarda kullanlan zarlarn ekonomik adan faydal olup olmad hakknda alabilecek gereksiz bir tartma nlenebilir. Kumar oynamaktan holananlar asndan belli bir ihtiyac karlama zelliine sahip olan iskambil kd faydaldr ve bir mal trdr. Bu sebepten de bir piyasas ve bu piyasada oluan fiyat vardr. imdi de fiyatn tanmn yapmaya alalm. Fiyat bir maln deerinin para ile ifadesidir. Burada karmza deer ad verilen yeni bir kavram kt. Deeri de mal ve hizmetlere verilen nem olarak tanmlamak mmkndr. Bir mal veya hizmetin deerini veya fiyatn belirleyen, o mal talep eden tketiciler ile ad geen mal retip arz edenlerin karlkl davranlardr. Alc ve satclarn kar karya geldii ortama piyasa denir. eitli mal ve hizmet piyasalarnda fiyatlarn nasl olutuunu analiz eden iktisat dalma fiyat teorisi ad verilir. Toprak, emek ve sermaye gibi retim faktrlerinin fiyatlar de benzer koullar iinde belirlenir. Bununla birlikte faktr fiyatlarnn belirlenmesi genellikle gelir dalm bal altnda incelenir. Tketicilerin ihtiya duyduu mal ve hizmetleri retip ilgili piyasalara arz eden iktisadi birimlere firma ad verilir. Firmalar yklendikleri maliyet koullar ile arz ettikleri mallardan elde ettikleri sat hslatlarn dikkate alarak krlarn maksimize etmeye alrlar. Maksimum kr veren retim dzeyinin nasl belirlendii de yine fiyat teorisi iinde incelenir.

14

Fiyat teorisinin kapsam iindeki dier bir konu da, tketicilerin snrl gelirleri ile nasl maksimum tatmin dzeyine vardklardr. Bir yanda eitli mal ve hizmetlerin kendi piyasalarnda oluan fiyatlar, te yanda snrl bir gelir dzeyi, tketiciyi tercihler dizisinden seimler yapmaya zorlar. Tercihlerin amac ise en yksek toplam fayday elde etmektir. ktisat bilimi bize bu tercihlerin teorik analizini vermektedir. Piyasa dengesi, firma dengesi ve tketici dengesi diye anlan bu konunun teorik analizine mikro-ekonomik analiz ad verilir. Mikro-ekonomik analiz, fiyat teorisi erevesi iinde yalnzca mallarn fiyatlanma mekanizmasn deil, retim faktrlerinin piyasalarn da ele alr. Birinci konuyu mal piyasas, ikinci konuyu faktr piyasas olarak adlandrmak mmkndr. ktisadi hayatn bu mikro birimleri ile ilgili analizlere verilen ada bakarak, makro birimlerle ilgili tahlillere de makro-ekonomik analiz denebilir. Belli bir dnem iinde bir ekonomide denge milli gelir ve istihdam dzeyinin nasl belirlendii, yldan yla milli gelirin art hznn hangi koullara bal olarak deitii, fiyatlar genel dzeyinin nasl dalgaland makro-ekonomik analiz erevesinde ele alnr.

15

16

BRNC BLM MAL FYATLARI NASIL BELRLENR ?


1. TEMEL KAVRAMLAR
Enflasyon, yani fiyatlarn devaml ykselmesi son yllarda yine en ok tartlan konulardan biri. Ancak fiyat artlarnn yalnzca son yllarda kiilerin, dnrlerin, iktisatlarn, politikaclarn ve yneticilerin ilgisini ekmedii ak. Gemi yllar ve hatta yzyllar boyu sren ilgi, nmzdeki yllar boyunca da srecek. nk fiyat hareketleri bir yandan fertlerin tketim harcamalarn ve kiisel refah dzeyini belirlerken, te yandan gelir dalm, retim ve istihdam seviyesi, d ekonomik ilikiler gibi kiisel kavramlarn stnde milletin karlarn topyekn ilgilendiren olaylar da etkilemektedir. Bunun tesinde fiyat hareketleri tm dnrlere meydan da okumaktadr, nk ok zor ve o da ancak belli bir oranda denetlenebilmektedir. Tannm bir yazara gre, insanlar bir gn mutlaka yldzlara ulaacaklardr ama o dnemde dahi fiyat artlarna nelerin neden olduunu ve bu artlar nasl denetim altna alabileceklerini dnmeye devam edeceklerdir. Fiyat, "deer" kavramnn para birimleriyle ifadesi olarak tanmlanabilir. Uygarlk tarihi boyunca insanlar mallarn ve hizmetlerin deerlerinin kkenlerini ve deerlerin birbirlerinden farkl olularnn nedenlerini merak etmilerdir. Baz dnrler bu konuda birtakm aklamalar getirmilerdir ama bugn bir maln deerinin veya fiyatnn nasl olutuu incelenirken kullanlan metotlar en ok nceki yzyln sonunda ortaya konmutur. nsanlar mallarn deerini, nceleri bu mallarn toplam faydalaryla, kt veya bol olmalaryla, retim maliyetleri ile aklamaya almlardr. Oysa uzun bir dnem boyunca ekonomik faaliyet genileyip retilen mal trleri ve dolaysyla ihtiyalar eitlendike bu aklamalarn tek balarna yetersiz kaldklar grlmtr. Mesela toplam faydas elmasn toplam faydasndan

17

ok yksek olan suyun deerinin (fiyatnn) elmasa gre ok dk olumas, ktlk kavramnn nispi bir kavram oluu, maliyetlerin stnde fiyatlarla satlan mallar vs. dnrleri devaml yeni aklamalara itmitir. Sonunda, 19. yzyln yeni bilimlerinden psikoloji, kendi gibi yeni bir bilim olan iktisat bilimine yardmc olmutur. Psikoloji ile uraan dnrlerin tanmlad doygunluk (iba) kavram ile fayda arasnda kurulan iliki, sorunu bir ynden zm saylabilir. Kiiler, tkettikleri veya tketime hazr tuttuklar mal birimleri artp fizyolojik veya psikolojik doygunluk noktasna yaklatka tkettikleri veya ellerindeki stoka ekledikleri her yeni mal birimine, bir ncekine gre daha az nem verirler; nk doygunlua yaklama, her yeni mal biriminin getirdii (ve toptan faydaya ekledii) ek fayday (marjinal fayda) giderek azaltmaktadr. Doygunlua ulaldnda, kiiyi bu noktaya ulatran snrdaki (marjinal) mal biriminin toplam faydaya katks sfr olmutur. u halde kiinin gznde tkettii maln deeri, doygunluk noktasna uzak veya yakn bir noktada tketim ve stok miktarna bal olacaktr. Sonu olarak bir maln deeri o maln rengi, ekli, younluu vs. gibi objektif bir nitelii deil, tketilen miktarna ve tketen kiinin eilimlerine bal bir sbjektif (deyim yerinde ise psikolojik) niteliidir. Dikkat edilecek olursa btn aklamalarda, konunun ya fayda yn ya da miktar yn ele alnmaktadr. Aslnda fayda ynn ele alan grlerin miktar, miktar ynnden yryenlerin fayda kavramn btnyle ihmal ettikleri ileri srlemez; ancak, bu bir arlk verme sorunudur ve aklamalarda konunun iki ayr ynne ayn arlk verilmemitir. 19. yzyln sonlarnda konunun iki ynne de ayn arl veren analizler gelitirilmeye balanmtr. Bu analizler, mal satn alma isteini (talep) faydaya, mal satma eilimini (arz) maliyetlere dayandrarak, bir maln deerinin ya da fiyatnn, o maldan satn alnmak istenen miktarla, satlmak istenen miktar eitleyen fiyat eklinde oluacan ileri srmlerdir. Fiyatn olumasnda arz kavramnn arl kabul edilince, satlmak istenen miktar ile maliyetler arasndaki ilikinin de zlmesi gerekmitir. nk fiyat veri iken maliyetler derse retici daha ok mal retip satabilecei gibi, maliyetler dmese bile fiyatlar ykselirse yine retim ve arz genileyebilir. u halde nce, retici bir firmann retiminin hangi unsurlardan doduunu bilmek gerekir. Firma retimini arttrmak istediinde kulland retim unsurlarnn tmn geniletme imknn bulamazsa ne yapar? Kendisi iin

18

uygun ve ucuz bir unsura arlk verip; dierlerinin kullanmnda daha yava bir tempo uygularsa, arlk verdii ve kullanmn giderek arttrd unsurun verimi hep ayn kalr m? Yoksa verimin dmesi ihtimali var mdr? Bu durum firma maliyetlerini ve dolaysyla mal arzn ne ynde etkiler? imdi, nce talep kavramnn temelinde yatan azalan marjinal fayda eilimi ile arz kavramnn esasn oluturan azalan marjinal rn eilimlerini aklamaya alalm.

1.1. AZALAN MARJNAL FAYDA


Herhangi bir maldan tketildike (veya sz konusu maln eldeki stoku geniledike) elde edilen toplam fayda nce artar, doygunluk noktasnda maksimuma varr, sonra azalmaya yz tutar. Dier bir deyile, tketim devam ettike toplam faydann art hz gitgide azalmakta, doygunluk halinde sfr olmakta ve daha sonra da negatif deer almaktadr. Fayday llebilir varsayarak, toplam ve marjinal faydann seyrini bir tablo ile gsterelim: Tketilen mal miktar 0 1 2 3 4 5 6

Toplam fayda 0 4 7 9 10 10 9 -

Marjinal fayda

4 3 2 1 0 1

Marjinal fayda kavram insanlarn neden bir maldan yksek fiyatta az, dk fiyatta ok tkettiini bize gtr olarak gsteriyor. Az tketimde fayda yksek olduundan yksek fiyat denebilir; oysa ok tketimde fayda dktr; u halde kiiyi ok tketime ancak dk fiyat yneltebilir. Satn alnmak istenen mal miktar ile fiyatlar arasndaki ilikiyi ileriki sayfalarda talep bal altnda daha ayrntl olarak ele alacaz.

19

1.2 AZALAN MARJNAL RN


Satlmak istenen mal miktarn belirleyen, firmalarn retim kararlardr. Firmalar belli bir retim tekniine gre retimde bulunabilmek iin retim faktrlerinin nasl bir araya getirildiine karar verme durumundadr. nce retim faktr kavramndan ne anlaldn gzden geirelim. retim faktr, retimde kullanlan her trl unsura verilen isimdir. Faktrleri drt grupta toplamak mmkndr: doal kaynaklar, emek, sermaye ve giriim (teebbs). *Doal kaynaklar, insan eliyle yaratlmam faktrleri iine almaktadr. Toprak, denizler, akarsular, gller vs. gibi. ktisat biliminde genellikle doal kaynaklar iinde belli birimlerle llebilen ve en byk nemi tayan toprak unsuru ele alnmaktadr. *Emek, her trl insan abasna verilen addr. Emeini retim iin arz eden kiiye ii denir. *Sermaye, insan eliyle yaratlm retim unsuru demektir. Makineler, fabrikalar, yollar, kprler, barajlar, binalar vs. gibi. Bu retim unsurlarna sahip olan kiilere sermayedar denir. * Giriim, dier faktr retim srecinde bir araya getiren unsurdur. retimi organize eden kiiye giriimci ad verilir. retim tekniinin deimesi, retim unsurlarnn bileimini de deitirecektir. Mesela emek-youn bir retim tekniinden sermaye-youn bir retim tekniine geildiinde, bir nceki duruma gre daha az emek, daha ok sermaye kullanlacak demektir. Sonu olarak faktrler arasndaki oranlar de deiecektir. Firma belli bir retim tekniine gre retimde bulunurken retim seviyesini ykseltmek isterse ya btn faktrleri ayn oranda arttracak veya kendisi iin elde edilmesi kolay ve ucuz olan baz faktrlere arlk vererek faktr bileim oranlarn bozacaktr. Bu durumda optimum ( en uygun) faktr bileim oranna varncaya kadar deien faktrlerin verimi artacaktr. Optimal dzeye varldktan sonra baz faktrlerin kullanlan miktarlar sabit tutulup, dierlerinden kullanlan miktarlar arttka deiken faktrlerin verimi

20

azalmaya balayacaktr. Bu duruma iktisatta azalan verim kanunu ad verilmektedir. Azalan verim hali basit olarak yle aklanabilir. Baz faktrler sabit tutulup dierlerinden kullanlan miktarlarn artmas, deien faktrlerin her birimi bana den sabit faktr miktarnn gitgide azalmas sonucunu dourur. Bylece, belli retim tekniinin gerektirdii optimum faktr bileim noktasndan sonra deien faktrlerden her yeni birimin verimi de devaml decektir. Durumu bir rnekle gsterebiliriz. Kolaylk salamak zere sadece sermaye ve emein dikkate alnd bir retim ekli dnelim. rnek olarak kullanacamz firma, su testisi reten bir imalathane olsun. Bu testi imalathanesinde sermaye sabit tutulup kullanlan ii says arttka, optimum faktr bileim oranna varncaya kadar, almaya balayan her yeni iinin toplam rne katks (marjinal rn) bir ncekine gre daha yksek olacaktr (artan verim hali). i bana retilen testi says da (ortalama rn) paralel bir seyir gsterecektir. Optimum faktr bileim oran geildikten sonra alan ii says arttka marjinal rn ve ortalama rn devaml decektir. Aadaki tabloda toplam rn, marjinal rn ve ortalama rnn seyri gsterilmektedir. i says Toplam rn Ortalama rn Marjinal rn

0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

0 3 8 15 20 22 22 20 15 8 0

0.0 3.0 4.0 5.0 5.0 4.4 3.6 2.8 1.9 0.9 0.0

0 3 5 7 5 2 0 -1 -5 -7 -8

Tabloya dikkat edilecek olursa alan ii says 3 oluncaya kadar ortalama ve marjinal rn ykselmektedir. Sabit tutulan sermaye ile optimum faktr

21

bileim orann belirleyen bu noktadan sonra hem ortalama hem de marjinal rn devaml azalmakta, hatta 6 iiden sonra ie girenlerin toplam rne katks negatif bile olmaktadr. Artan ve azalan marjinal rn hallerine, ileride firma maliyetlerini incelerken, tekrar deineceiz.

1.3. ANLATIMDA KULLANILACAK KAVRAMLAR VE ZLENECEK METOT


Bir maln alc ve satclarnn kar karya geldii ortama piyasa ad verilir. Piyasada ilgili maln fiyatn belirleyen, alc ve satclarn karlkl davranlardr. Alclarn davranlarna talep, satclarn davranlarna arz diyoruz. Daha ak bir deyile talep ve arz kavramlar, alclarn ve satclarn, eitli etkenlerin deiik durumlarnda, satn almak ve satmak istedikleri mal miktarn belirtir. Gerek yaammzda eitli piyasa trlerine rastlarz. Bu piyasa trlerini birbirinden kesin izgilerle ayrt etmek ok gtr. Ancak, alc ve satclarn saylar l olarak alnarak belli oranda tutarl bir snflama yaplabilir. Mesela bir maln tek satcs, fakat ok alcs varsa, bu maln alnp satld piyasaya monopol piyasas denir; "ok sayda alc" kavramn da aklamak gerekir. "ok sayda alc" derken, herhangi bir gerek say vermenin ne imkan vardr, ne de anlam. Burada alclarn ok sayda olmalar, herhangi birinin tek bana fiyat etkileyememesi anlamna gelmektedir. ok sayda alc karsnda iki satc varsa piyasa duopol adn, ikiden ok satc varsa oligopol adn alr. Oligopol piyasasnda satc says ikiden oktur ama bu durum satclarn fiyatlar etkileyemeyecek kadar ok sayda olduklar anlamna gelmez. Alclarn gl olduu, baka bir deyile ok sayda satc karsnda tek, iki tane veya ikiden ok alcnn bulunduu piyasalara srasyla monopson, duopson ve oligopson denir. ok sayda satc, tek balarna fiyatlar etkileyemeyecek sayda satc demektir.

22

Tek bir satc ile tek bir alcnn kar karya geldii piyasaya iki yanl monopol ad verilir. Hem alclarn hem de satclarn tek balarna fiyatlar etkileyemeyecek kadar ok sayda olduu bir mal veya faktr piyasasna rastlamak imkn var mdr? Aslnda artlarn deimesiyle gerek dnyadan izleri silinen byle bir piyasa artk yoktur. Bununla birlikte, tam rekabet piyasas adn verebileceimiz byle sanal bir piyasa tr, mallarn fiyatlarnn nasl olutuu incelenirken, adeta bir soyut laboratuarn gerek dnyadan yaltlm koullar da yaktrlarak kullanl bir analiz ortam haline getirilebilir. Tam rekabet koullar ad da verilen bu koullarn balcalar mal piyasalar iin yle sralanabilir: * Alc ve satclar, tek balarna fiyatlar etkileyemeyecek kadar ok saydadr. *Mallar trde (homojen) dir. *Mallar blnebilir nitelie sahiptir. * Piyasa saydamdr. Birinci koulun anlamn biliyoruz. kinci koul mal birimlerinin birbirinden ekil ve kalitece farkl olmamas, nc koul en kk para birimiyle dahi sz konusu maldan bir miktar satn alnabilmesi, drdnc koul ise alc ve satclarn piyasadaki btn ilemlerden haberdar olmalar anlamna gelir. Reklam, ambalajlama, paketleme ve byk maazacln hzla gelimesi, piyasann artk eskisi gibi yerel bir kavram olmaktan kp yerleim merkezlerinin her yerine dalm bir ortam anlamn almas, vs. gibi deiimler bu koullarn gerekliini yok etmi ve onlar birer soyut koul, tam rekabet piyasasn da ulalmas imkansz bir topya haline getirmitir. Fiyat oluturan, alc ve satclarn karlkl davranlar olduuna gre bu davranlarn bakaca bir deyile talep ve arzn hangi etkenlere bal olduu aratrlacaktr. Daha sonra laboratuar olarak kullanacamz tam rekabet piyasasnda fiyat olumas ile ilgili prensibi elde edeceiz. Bir maln fiyat o maln satlmak istenen miktar (arz) ile satn alnmak istenen miktar (talep) eitleyen fiyattr. Bu prensibi gerek dnyann piyasalarna uygulamak iin mal reten firmann retim ve maliyet koullarn bilmek gerekir. Yine tam rekabet piyasas kavram yardmyla, bir firmann maksimum kr elde edebilmek iin, iinde bulunduu koullar dikkate alarak hangi retim seviyesinde karar klmas

23

gerektii aratrlacaktr. Bu aratrma sonucu ikinci prensibi elde edeceiz. Bir firmann krn maksimize eden retim seviyesi, gelirine eklenen (marjinal gelir) ile maliyetine ekleneni (marjinal maliyet) eitleyen retim dzeyidir. Elde edilen iki prensip yardmyla ksa ve uzun dnemlerde her tr piyasada mal fiyatlarnn nasl olutuu aratrlacaktr. Bu arada, uzun dnemde krlarn azalarak sfra gitme eilimi ortaya konacaktr.

2. TALEP VE ARZ
Mallarn fiyatlar, alc ve satclarn karlkl davranlar sonunda belirlenir. Alc ve satclarn kar karya geldii ortama piyasa dendiini, balca trlerini, belli prensip ve eilimleri elde etmek iin kullanlacak olan soyut tam rekabet piyasasnn yine soyut olan koullarn giri ksmnda inceledik. Piyasa ad verilen ortamda alclarn davranlarna talep, satclarn davranlarna arz denir. u halde mal fiyatlarnn nasl belirlendii incelenirken ie nce talep ve arz kavramlarnn tanmlanmasndan, talep ve arz edilen miktarlar nelerin etkileyebileceinin aratrlmasndan balamak gerekir.

2.1. TALEP
Piyasada alclarn davranlarna talep ad verilmektedir. Baka bir deyile talep, satn alma gcyle desteklenmi satn alma isteidir. Bu istek, miktar lleriyle tanmlanr. Bir alcnn talebini, yani bir maldan satn almak istedii miktar belirleyen etkenler ilgili maln fiyat, tamamlayc ve rakip mallarn fiyatlar, alcnn geliri ile beeni ve alkanlklardr. imdi her bir etkenin dier deikenleri srasyla deimez varsayarak, talep edilen miktar zerindeki etkilerini izleyelim. Dier deikenler deimez varsayldnda, maln fiyatndaki art, talep edilen miktar azaltr; fiyattaki dme talep edilen miktar arttrr. Bunun iki nedeni vardr. Mesela maln fiyat dtnde tketicinin satn alma gcnde adeta bir art meydana gelmekte ve ayrca tketicide fiyat den mal nispi olarak pahalya gelen rakip mallar yerine ikame etme eilimi domaktadr. Bu eilimlerden birincisine gelir etkisi, ikincisine ikame etkisi denmektedir.

24

Tamamlayc mallarn fiyatlarnn talep zerindeki etkisi negatiftir. Mesela sz konusu mal otomobil, tamamlayc mal da benzin ise, benzin fiyatnn ykselmesi benzin talebi ile birlikte otomobil talebini de azaltabilir. Rakip mallarn fiyatlar ile talep arasnda ise dorusuna bir iliki vardr. Mesela sz konusu mal kaar peyniri, rakip mal da beyaz peynir ise, beyaz peynir fiyatnn ykselmesi tketiciyi beyaz peynir yerine nispi olarak ucuzlam bulunan kaar peyniri ikame etmeye itecek ve kaar peynir talebi genileyecektir. Gelirin talep edilen miktar zerindeki etkisi pozitiftir. Geliri ykselen fertte de, sz konusu maldan daha fazla satn alma eilimi belirecektir. Zevk ve alkanlklarn belli bir birimle llmesi imknszdr. Bununla birlikte, zevk ve alkanlklarda mal lehine bir deiikliin (mesela bir moda veya mevsim deiikliinin) satn alnacak miktar arttraca sylenebilir. Yukarda ele alman ilikilerin istisnalar da olabilir. Mesela bir maln fiyat derken talebi daralabilir. zellikle mal bir gsteri iin tketim mal ise, fiyatnn dmesi talebini daraltr, fiyatnn ykselmesi talebini arttrr. Srekli ve hzl bir enflasyon, bunalm, sava, ktlk vs. gibi olaanst dnemlerde baz mallarn fiyatlar ykseldii halde talepleri genileyebilir. Aalk (inferior) olarak nitelenen baz mallarn talepleri zerinde de gelir art olumsuz etki yaratabilir.

2.2. ARZ
Piyasada satclarn davranlarna arz ad verilir. Bir satcnn arz, belli bir zaman sresi iinde elinde bulundurduu maldan, deiik artlarda satmaya raz olduu miktardr. Satcnn arzn belirleyen etkenler sz konusu maln fiyat, retim teknii ve maliyeti ile hava koullar, grevler vs. gibi hususlardr. Dier mallarn fiyatlarnn ve hatta satcnn sz konusu maln fiyatyla ilgili ileriye ait tahminlerinin arz etkileyecei aktr. Bununla birlikte bunlarn arz zerindeki etkilerinin, talep konusunda olduu gibi belirli bir ekilde tespiti ok gtr.

25

Sz konusu maln kendi fiyatnn arz zerindeki etkisi pozitiftir. Fiyat arttka arz da artar, fiyat azaldka arz da azalr. Bu pozitif etki basit olarak ykselen fiyatlarn arz daha ekici klmas ile aklanabilir. Veya ykselen fiyatlarn daha yksek maliyetlerle alan firmalar cesaretlendirerek piyasaya girmeye tevik ettii sylenebilir. Maliyetlerin arz zerindeki etkisi negatiftir. Maliyetlerin veya daha ak bir deyile sz konusu maln retiminde kullanlan girdilerin fiyatlarnn ykselmesi arz olumsuz ynde etkiler. retim tekniinin gelimesinin arz zerindeki etkisi olumludur. Yeni teknolojiler bulunduka emein verimi artmakta, maliyetler dmekte ve sonu olarak da arz artmaktadr. Hava koullarnn zellikle tarmsal mallar zerindeki etkisi aktr. Grev, lokavt gibi uyumazlklarn piyasa arzn daraltaca, kolektif pazarlk sisteminin dzgn ilemesinin arz zerinde olumlu etkiler yarataca sylenebilir.

2.3. TAM REKABET PYASASINDA FYATIN BELRLENMES


Alc ve satclarn karlkl davranlarnn hangi faktrlerin etkisi altnda bulunduu incelenmi oldu. Bu incelemelerin sonunda tam rekabet piyasasnda mal fiyatnn nasl belirleneceini aratrmaya yetecek kadar bilgi sahibi olduk. Bununla birlikte talep ve arz zerinde paralellik gstermeyen etkenler varl bu analizi son derece gletirmektedir. Aslnda her iki denklemde ortak olan tek bir bamsz etken vardr; maln kendi fiyat. u halde hem talep hem de arz zerinde fiyattan baka btn etkenler deimez varsaylarak belli bir zme varlabilir. imdi saysal bir rnek yardmyla tam rekabet piyasasnda denge fiyatnn nasl belirlendiini incelemeye alalm. Bunun iin bir A malnn deien fiyatlar karsnda bu maldan talep ve arz edilen miktarlar birer tablo ile

26

gstereceiz. Bu tablolara dayanarak ve talep ve arz tablolarn birletirerek denge fiyatn bulacaz. Bir A malnn deien fiyatlar karsnda piyasada talep ve arz olunan mal miktarlar aadaki tablolarda belirtilmitir.

TABLO 1 TALEP TABLOSU Fiyat (TL) 1 2 3 4 5 Miktar (Ton) 110 70 40 20 10

TABLO 2 ARZ TABLOSU Fiyat (TL) 1 2 3 4 5 Miktar (Ton) 0 25 40 60 75

Talep tablosu fiyat ile talep edilen miktarlar arasndaki tersine ilikiyi, arz tablosu ise fiyat ile arz edilen miktarlar arasndaki ayn yndeki ilikiyi belirten ekilde dzenlenmitir. Talep ve arz tablolar birletirilip tek bir tablo haline getirilirse tam rekabet piyasasnda A malnn denge fiyat dzeyinin nasl belirlendii gsterilmi olur. Tablo 3 incelendiinde 3 TL'lik fiyat dzeyinde talep ve arz edilen miktarlarn eit olduu grlr. u halde, A malnn piyasada belirtilen fiyat 3 TL olacaktr. nk ancak bu fiyatta alclarn talep ettikleri miktarla satclarn arz ettikleri miktar birbirine eit olmaktadr.

27

TABLO 3 Fiyat (TL) 1 2 3 4 5 Talep (Ton) 110 70 40 20 10 Arz (Ton) 0 25 40 60 75

3 TL'lik fiyatn kararl bir denge dzeyi olduu da anlalmaktadr. Yani fiyat 3 TL'den az veya ok olduka alc ve satclarn birbiriyle rekabeti fiyat yine denge seviyesine itecektir. Mesela fiyat 4 TL. olsayd, arz olunan miktar 60 ton, talep edilen miktar 20 ton olacak ve piyasada 40 tonluk bir arz fazlal belirecekti. Bu arz fazlal satclar fiyat krma yolunda birbirleriyle rekabete itecek, fiyat dtke arz azalp talep artacak ve tekrar arz ve talebin eit olduu 3 TL'lik fiyat dzeyine inilecekti. Fiyat 2 TL olsayd bu kez talep 70 ton, arz 25 ton olarak belireceinden piyasada 45 tonluk bir talep fazlal ortaya kacakt. Bu talep fazlal alclar fiyat arttrma yolunda birbirleriyle rekabete itecek, fiyat ykseldike arz artp talep azalacak ve yine arz ile talebin eit olduu 3 TL'lik fiyat dzeyine klacakt.

2.4. TALEP VE ARZ ZERNDE FYAT DIINDAK ETKLER


Tam rekabet piyasasnda denge fiyatnn nasl belirlendii incelenirken, talep ve arz zerinde maln kendi fiyat dndaki etkenlerin deimez kald varsaylmt. imdi bu varsaymdan vazgeip, dier mallarn fiyatlar, tketicilerin gelirleri, zevk ve alkanlklar, maliyet koullar, teknolojik dzey vs. deitiinde talep ve arz zerinde ne gibi etkiler meydana gelebileceini inceleyelim.

28

Tamamlayc mallarn fiyatlarnn dmesi, rakip mallarn fiyatlarnn ykselmesi, tketicilerin gelirlerinin artmas, zevk ve alkanlklarn sz konusu mal lehine deimesi sz konusu maln talebinin her fiyat seviyesinde artmasna neden olacaktr. Tamamlayc mallarn fiyatlarnn ykselmesi, rakip mallarn fiyatlarnn dmesi, tketicilerin gelirlerinin azalmas, zevk ve alkanlklarn sz konusu mal aleyhine deimesi ise talebi azaltacaktr. Maliyetlerde bir dme, yeni teknolojilerin retime uygulanmas, hava koullarnn elverili olmas vs. her fiyattan arz edilen miktarlar arttrr. Maliyetlerde meydana gelecek bir art; teknolojik dzeyin gerilemesi, grev ve lokavt gibi uyumazlklar vs. ise arz daraltr. Talep ve arz erilerinde meydana gelen bu deiikliklerin tam rekabet piyasasnda beliren dengeyi deitirecei aktr. Arz deimezken, talebin artmas denge fiyat dzeyi ile alnp satlan miktarlar arttracak, azalmas ile denge fiyat dzeyini drp, alm satm hacmini daraltacaktr. Talep deimezken arzn artmas denge fiyat dzeyini drp alnp satlan miktarlar arttracaktr. Arzn azalmas ise denge fiyat dzeyini ykseltecek, fakat alm satm hacmini daraltacaktr.

2.5. ELASTKLK
Talep ve arz etkileyen unsurlarn deimesi, talep ve arz olunan miktarlarn artmasna veya azalmasna neden oluyordu. likilerin ne ynde deiecei yukarda etraflca incelenmiti. Bununla birlikte bu unsurlarn talep ve arz yalnzca ne ynde deil ne lde deitireceinin de bilinmesi gereklidir. Elastiklik kavram, bu konuda yardmc olmaktadr. Mesela, fiyatta % 1 azalma talebi % 2 arttryorsa, talebin fiyata gre elastiklii yaklak olarak % 2 - % 1 = -2 dr. Fiyat ile talep arasndaki tersine iliki, elastikliin negatif iaret tamasna neden olmaktadr. imdi talep ve arz zerinde etki yapan baz unsurlar ele alarak balca elastiklik trlerini gzden geirelim.

29

2.5.1. TALEP ELASTKL VE IKLARI Talebin sz konusu maln kendi fiyatna gre elastikliine ksaca talep elastiklii denir. Genellikle tketicinin her zaman kullanma durumunda olduu mallara "zorunlu mal" denir ve bu mallarn talep elastikliinin 1 den kk olduu dnlr. Baka bir deyile, bu mallarn fiyatlarna belli oranda bir zam geldiinde, talepteki durulmann fiyat zamm oranndan dk kalaca varsaylr. Mesela tiryakilik yaratan sigara-iki gibi mallar ve ekmeksu gibi ihtiya maddelerinin talep elastikliinin 1 den kk olduu varsaylr. Talep elastiklii 1 den byk mallara genellikle "lks mal" denmesi yaygndr. Bu mallarn fiyatlarna zam yapldnda, satlarnda fiyat zammndan daha yksek oranda daralma olur. Elastiklik klar ile alclarn yaptklar toplam harcamalar arasnda yakn bir iliki vardr. Talebin fiyat elastiklii nite ise fiyat deimeleri karsnda harcamalar ayn kalr. Talebin elastiklii 1 den kkse, toplam harcamalar fiyat dtke azalr, fiyat ykseldike artar. Talep elastiklii 1 den bykse, toplam harcamalar fiyat dtke artar, fiyat ykseldike azalr. 2.5.2. APRAZ ELASTKLK Bir maln talebini yalnzca kendi fiyatnn deil, tamamlayc ve rakip fiyatlarnn da etkilediini yukardaki sayfalarda grmtk. Sz konusu maln talebinin tamamlayc veya rakip mallarn fiyatlarna gre elastikliine apraz elastiklik ad verilir. 2.5.3. GELR ELASTKL Piyasadaki alclarn gelirlerindeki deimelerin bir maln talebinde ayn ynde etkiler yarattn yukardaki sayfalarda grdk. u halde talebin gelire gre elastiklii pozitif iaret tar.

30

2.5.4. ARZ ELASTKL VE IKLARI Bir maln arznn, maln kendi fiyatna gre elastiklii arz elastiklii olarak tanmlanr. Arz ile maln kendi fiyat arasndaki ayn ynde iliki dolaysyla, arz elastiklii pozitif iaret tar. Ksa dnemde, arzn fiyat deimelerine byk lde cevap vermesi gtr. Mesela bir motor, bir a ve 10 adam ile alan bir balknn avlayp balkhaneye getirecei balk miktar snrldr. Ksa dnemde, mesela bir gnde meydana gelen fiyat artlarna bakp daha fazla balk arz etmesi imknszdr. Dnem uzadka, mesela a saysn 2 ye ve altrd adam saysn 15'e kararak arzn arttrmas mmkndr. u halde arzn zelliklerinde, zaman iinde bir deiiklik meydana gelebilir. Yani ksa dnemde arz erisi, belli fiyat deimelerinde dk bir elastiklik gsterirken, uzun dnemde ayn fiyat deimelerinde daha yksek bir elastiklie sahip olan bir ekil alr.
5

2.5.5. TARIM KESMNDE FYATLARIN BELRLENMES Tarm rnlerinin arz ksa dnemde hemen hi deitirilemez. Dier bir deyile ksa dnemde tarmsal mal arz elastiklii yaklak olarak sfra eittir. Tarm rnleri talebi ise, gerek besin maddeleri gerek tarmsal ham maddeler yaygn kullanm olan mallar olduu iin dk bir elastiklie sahiptir. Bu durumda arzdaki deimeler tarmsal mal fiyatlarn ve tarmsal mal reticilerinin gelirlerini geni apta etkiler. Mesela baz hallerde retimi oalrken fiyatlar der. Bu durumda reticinin urad kayb gidermek iin devlet tarmsal mal piyasasna mdahale edebilir. Bu mdahale ekilde olur: Arzn snrlanmas, destekleme almlar, sbvansiyon. Devlet, tarmsal retimi denetleyerek arz artlarnn nne geip, fiyat ve gelir dmelerini nleyebilir. Bu tr mdahale zellikle gelimi lkelerde uygulanmaktadr. Ekim alanlarnn daraltlmas yoluyla arzn kslmas amacn gden tarmsal politikada baar kazanmak bir hayli gtr. Gelimekte olan lkelerde daha kolay uygulanan bir yol destekleme almlardr. Devlet, arz art halinde fiyat dmelerini nlemek iin yksek fiyattan destekleme almna giriebilir. Bu durumda dier alclar da devletin

31

uygulad fiyata uymak zorunda kalacaklardr. hrac mmkn mallarn retimini tevik iin de destekleme almlarna bavurulur. Devletin sat fiyatna mdahale etmeyip, tarmsal mal reticisine birim bana belirli bir dzeyde parasal yardmda bulunmasna prim veya sbvansiyon politikas ad verilir. zellikle stok yaplmas g olan tarmsal mallarda destekleme almlar yerine sbvansiyon politikasna bavurulur. Bununla birlikte sbvansiyon politikasnn destekleme almlarndan daha g bir uygulama olduu da aktr. 2.5.6. KARABORSA NASIL OLUUR? Karaborsa, genellikle herhangi bir devlet otoritesinin (hkmet, bakanlk, belediye vs.), bir maln fiyatnn piyasada belirlenmesine izin vermemesi sonucu oluur. ounlukla iyi niyetle de olsa, piyasa fiyatn yksek bulan kamu otoritesi maln daha dk fiyatla satlmasn zorunlu klan bir tahdit koyar. Bu tahdide "narh" ad verilir. Ancak byle bir durumda o mal arz edenlerin bir ksm tespit edilen dk fiyattan (eitli nedenlerle) mal satmaktan vazgetiinde, ortaya kan arz daralmas (yani mal ktl) dolaysyla, hedeflenenin tam tersine ayn mal tezgh altnda, nceki piyasada belirlenen fiyatnda stnde satlmaya balanr. Fiyatn gerekten dmesi isteniyorsa, mal bollatrmak iin gayret gstermekten baka are yoktur. Geri olaanst dnemlerde vesika veya karne usul ile talebi daraltarak da fiyat drmek mmkndr ama olaan dnemlerde bu zorlama usulnn yersiz olaca aktr.

2.6. MALYETLER
Blmn giriinde, rnek olarak bir su testisi firmas dnmtk. Bu firmann, retimini geniletmek istediinde, zorluklar karsnda kalp kulland sermayeyi geniletme imkn bulunmadn da varsaymtk. u halde retimini geniletmek isteyen bu firmann nnde tek bir yol kalmtr. Kulland emei, ya da kabaca, ii saysn arttrmak. Sermaye deimez kalp yalnz kullanlan emek arttnda, optimum faktr bileim oranna (en uygun sermaye/emek bileimine veya ibirliine) kadar,

32

almaya katlan her yeni iinin toplam rne (TP) katks (marjinal rn), bir nceki iiye gre daha yksek olacaktr (artan verim hali). i bana retilen testi says da (ortalama rn) paralel bir seyir izleyecektir. Optimum faktr bileim oran geildikten sonra alan ii says arttka marjinal rn (MP) ve ortalama rn (AP) devaml decektir. Azalan randman kanunu ad verilen bu durumu, varsaylm saysal bir rnek yardmyla inceleyebiliriz. Bu saysal rnei bir daha tablo halinde dzenleyelim. TABLO 4 TP AP

i says

MP

_ _ 0 0 1 3 3.0 3 2 8 4.0 5 3 15 5.0 7 4 20 5.0 5 22 4.4 5 2 6 22 3.6 0 20 2.8 -2 7 8 15 -5 1.9 9 8 0.9 -7 10 0 0.0 -8 alan ii says 3 oluncaya (optimum sermaye/emek oranna varlmcaya) kadar ortalama ve marjinal rn ykselmekte, sonra devaml dmektedir.

imdi testi reten bu firmada maliyetlerin seyrini grmeye alalm. rn analizinde olduu gibi maliyet analizinde de toplam maliyet (TC), ortalama maliyet (AC) ve marjinal maliyet (MC) sz konusudur. Yalnz burada deien emek deil, retilen mal birimleridir. u halde toplam maliyet, retilen btn mal birimleri iin firmann yklendii maliyettir. Ortalama maliyet her bir mal birimi bana den maliyeti; marjinal maliyet de retilen her yeni mal biriminin toplam maliyete getirdii ek yk belirtmektedir. Hesaplamada kolaylk olsun diye cret haddinin 10 para birimi olduunu varsayp bir nceki tablodan yararlanarak bir maliyet tablosu dzenleyelim.

33

TABLO 5 AC TC 0 10 20 30 40 50 60 70 80 90 100 MC (=TC/TP)


_

i says 0 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

TP 0 3 8 15 20 22 22 20 15 8 0

(=10/MP)
_

3.3 2.4 2.0 2.0 2.2 2.7 3.5 5.3 11.2

3.3 2.0 1.3 2.0 5.0 -

Bir ii altnda toplam maliyet 10 para birimi olmaktadr. retim 3 birim olduuna gre birim bana maliyet veya ortalama maliyet 10/3 = 3.3 dr. retim sfrdan 3'e karken TC de sfrdan 10'a ktna gre MC = 10/3 = 3.3 olacaktr. ki ii altnda TP = 8 birim, TC = 20, AP = 20/8 = 2.4 dr. retim 8 birime karken yani 5 birim artarken, TC de 10'a ykselmekte ve MC = 10/5 = 2 olmaktadr. Bu ekilde devam edildiinde azalan randman kanununun ilemeye balad noktaya (TP = 15 birim) kadar MC dmektedir. Azalan randman kanunu ileyince MC ve hemen arkasndan, AC ykselmeye balamaktadr. Ayrca MC nin, ykselirken, AC ye minimum noktasnda eit olduuna dikkat edelim. retim geniledike TC devaml artmaktadr. Bununla birlikte TC deki art, MC dtke yava olmakta, MC ykselirken hzlanmaktadr. Tabloda TC stunundaki dzgn art bizi yanltmamaldr. Bu dzgn art ii saysna gredir. Birinci stundaki TP art dikkate alndnda TC nin seyrinin, yukarda anlatld gibi olduu aktr.

34

2.7. FRMA GELRLER


Firma hangi tr piyasaya mal arz ederse etsin maliyet yaps yukarda anlatld gibi olacaktr. Aadaki sayfalarda firma dengesi incelenirken bu noktaya tekrar geleceiz. Bununla birlikte firma dengesi konusu ele alnmadan nce firma geliri kavramnn da anlatm gerekli olmaktadr. Firma geliri, bir firmann arz ettii mallarn satndan elde ettii haslattr. Sat demek aslnda ad geen mallarn talep edilebilmesi demektir. Yalnz burada tek bir firmann arz ettii mallarn talep edilmesi ile piyasa talebinin birbirinden ayrt edilmesi gerekmektedir. Mesela tam rekabet piyasasnda firma, ok sayda satclardan yalnzca bir tanesidir. u halde arz ettii mallara olan talep toplam piyasa talebi iinde kk bir zerreden ibarettir. Oysa monopol piyasasnda tek bir satc ile ok sayda alc kar karya bulunduuna gre, tek (monopolc) firmann arz ettii mallara olan talep ile piyasa talebi ayn anlama gelir. Firmann satlarndan elde ettii haslata toplam gelir (TR) denir. Mal birimi bana haslat, daha dorusu maln tek bir nitesi iin alman bedel yani fiyat, ortalama gelir (AR) adn tar. Satlan her yeni mal birimi karlnda toplam gelire eklenen haslat parasna ise marjinal gelir (MR) ad verilir.

2.7.1. TAM REKABET PYASASINDA FRMA GELRLER Tam rekabet piyasasnda satclarn tek balarna fiyatlar etkileyemeyecek kadar ok sayda olduklarn varsaymtk. Yukardaki sayfalarda tam rekabet piyasasnda denge fiyatnn oluumunu incelerken ele aldmz saysal rnekte A malnn fiyat 3 TL olarak beliriyordu. Bu piyasada A maln reten bir firma iin bu 3 TL Tik fiyat varsaym gerei veridir; yani bu firma fiyat deitiremez. Buna gre ad geen firmann gelirlerini bir tabloda incelemeye alalm.

35

TABLO 6 (3) TR 3 3 3 3 3 3 6 9 12 15 (4) AR 3 3 3 3 3 (5) MR 3 3 3 3 3

2 3 4 5

Birinci stunda deimeyen fiyat yer almaktadr, ikinci stunda, gsterilen sat miktarlar ile fiyat arpldnda nc stundaki toplam gelir rakamlarna varlmaktadr. Ortalama gelir satlan mal birimi bana elde edilen haslat olduuna gre, drdnc stundaki rakamlar elde etmek iin TR rakamlar ilgili sat miktarlarna blnmtr. Satlan her yeni birimin toplam gelire katt haslat paylar, yani MR ise beinci stunda yer almaktadr. Tablonun incelenmesinden u sonuca varyoruz: Tam rekabet piyasasnda bir firmann ortalama ve marjinal geliri ile fiyat arasnda bir paralellik vardr. Firma maliyetleri ile firma gelirlerini incelemekteki amacmz, firma dengesi analizine varmakt. zellikle monopol, duopol ve oligopol piyasalarnda fiyat oluumunu incelemek iin firma dengesi kavramnn aklanmasnn gerekli olduunu sylemitik. nk mesela monopol piyasasnda firma dengesi ile piyasa dengesi ayn anlama geliyordu. Bu noktaya ileride tekrar geleceiz. imdi elimizdeki bilgilerle tam rekabet piyasasndaki bir firmann denge retim ve arz miktarna (maksimum kr salayan retim seviyesine) nasl varacan ele alacaz. Bu analiz sonunda elde ettiimiz firma dengesi ile ilgili ilkeleri dier piyasalarn analizinde kullanabiliriz.

36

2.8. TAM REKABET PYASASINDA FRMA DENGES


2.8.1. KISA DNEM retim faaliyeti srasnda firmalar krlarn maksimize etmeye alacaklardr. Kr maksimize etmek iin akla gelen ilk are retimi arttrmaktr. Oysa belli bir retim dzeyinden sonra baz retim faktrlerini tedarik etmek gleecektir. Bu durumda, retim arttka optimal (en uygun faktr) bileim oran bozulacak ve azalan randman kanunu ilemeye balayacaktr. Belli bir noktadan balayarak firmann ortalama maliyetleri ykselen bir seyir izleyecektir. Ayrca retilen her yeni mal biriminin toplam maliyete ekledii yk anlamna gelen marjinal maliyet de artacaktr. u halde firmann retimini snrsz olarak arttrma imkn yoktur. Bir noktada retilen yeni birimlerin maliyeti bu mal birimlerinin sat gelirlerine eit olacaktr. Bu noktadan sonra retilen birimler kr getireceklerine zarara neden olacaklar ve daha nceki satlardan elde edilen toplam krn bir ksmn yontmaya balayacaklardr. Krn maksimize etmek isteyen firma retimini ad geen kritik nokta ile smrlamaldr. Bu nokta firmann dengeye varaca retim dzeyini belirtir. Piyasada beliren fiyat firma iin veridir. Bu fiyat kendisi iin ayn zamanda ortalama ve marjinal gelirdir. Ortalama ve marjinal maliyetler de nce azalp sonra ykselmektedir. Durumu varsaylm bir rnekle Tablo 7'den izleyelim.
TABLO 7

(i)
p 3 3 3 3 3 3 3

(2) Q 1 2 3 4 5 6 7

(3) TR (PXQ) 2 6 9 12 15 18 21

(4) AR 3 3 3 3 3 3 3

(5) MR 3 3 3 3 3 3 3

(6) TC 3 5 6 8 11 15 20

(7) AC 3.0 2.5 2.0 2.0 2.2 2.5 2.8

(8) MC 3 2 1 2 3 4 5

(9) TPR (TR-TC) 0 1 3 4 4 3 1

37

Tablo 7'de birinci ve ikinci stunlarda, srasyla veri fiyat dzeyi ve satlan mal birimleri yer almaktadr. , drt ve beinci stunlarda ise fiyat ve miktar rakamlarna gre elde edilen toplam, ortalama ve marjinal firma gelirleri gsterilmektedir. Alt, yedi ve sekizinci stunlar firma maliyetlerinin seyrini, dokuzuncu stun toplam gelir ile toplam maliyet arasndaki fark, yani toplam kr belirtmektedir. Firma 1 birim mal arz ettiinde bir yandan sat geliri 3 TL olmakta, te yandan 3 TL Tik toplam maiyet yk altna girmekte, yani toplam kr sfr olmaktadr. Arz geniledike toplam gelir ve maliyet ykselmektedir. retilip satlan her yeni mal biriminin getirdii gelir (MR) deimez kalrken, firmann yklendii ek maliyet (MC) nce azalmakta, sonra azalan verim kanunu dolaysyla artmaktadr. Marjinal maliyet ykseldike sata arz edilen her yeni mal biriminin toplam kra ekledii ksm ve toplam krn art hz azalmaktadr. Sonunda firma beinci birimi arz edip sattnda bu birimin yaratt maliyet art salad gelir artna eit olmakta (MC = MR) ve toplam krdaki art sfra, dolaysyla toplam kr maksimum dzeyine varmaktadr. Altnc ve yedinci birimlerin yarattklar maliyet artlar saladklar gelir artlarn atndan firmann toplam krnda tekrar azalma meydana gelmektedir. u halde firma marjinal maliyet ile marjinal gelirin eit olduu noktada maksimum kr elde edecek, yani denge retim ve arz dzeyine varacaktr. Dikkat edilecek olursa bu 5 birimlik denge dzeyinde ortalama gelir ile ortalama maliyet arasndaki fark 0.8 TL olmaktadr. Birim bana kr (veya ortalama kr) gsteren bu rakam 5 ile arpldnda yine 4 TL Tik toplam kr deerine varlmaktadr. Marjinal maliyet ile marjinal gelir 1 birimlik retim dzeyinde de eit olmakla birlikte bu retim dzeyi maksimum kr salamamaktadr. 2.8.2. ARZ-TALEP DETRMELER VE FRMA DENGES Tam rekabet piyasasnda, sz konusu maln arz ve talebi tarafndan oluturulan fiyatn veri alan firmann, krn maksimize eden retim dzeyini nasl belirlediini grdk. Bu piyasada arz ve talebin daha nce renmi olduumuz nedenlerle daralmas ya da genilemesi maln fiyatn ve dolaysyla, bu mal reten herhangi bir firmann -veri maliyet koullar altnda- denge retim dzeyini ve krlln etkileyecektir. Mesela maln

38

talebine gre arznn daha hzl genilemesi fiyat drp tek firmann krlln azaltr. Tersine maln arzna gre talebinin daha hzl artmas, bu mal reten firmalarn krlln olumlu ynde etkileyecektir. Sonu olarak, tam rekabet koullar altnda arzda ve talepte fiyatlar ykseltici etkiler firma retiminin ve krllnn ykselmesine neden olmaktadr. Fiyatlar drc etkiler ise firma retimini ve krlln azaltmaktadr.

2.8.3. DEK MALYETL FRMALAR Tam rekabet analizlerinde ounlukla ayn mal reten firmalarn maliyet koullarnn, dolaysyla maliyetlerinin birbirinin ayn olduu varsaylr. Durum byle deilse, baka bir deyile ayn mal reten firmalarn maliyetlerinin farkl olduu varsaylrsa firma dengesi analizi ne gibi sonular verebilir? Ayn mal reten firmalardan, veri fiyat dzeyinde, maliyeti daha dk bulunan daha geni bir kra sahip olmaktadr. Sonu olarak eitli nedenlerden (mesela firma yneticisinin daha baarl olmasndan) dolay dk maliyetle alan firmalarn, fiyat veri bile olsa dier firmalara gre avantajl bulunacaklar sylenebilir. 2.8.4. UZUN DNEM Ksa dnemde tam rekabet piyasasnda elde edilen krlar hem piyasadaki firmalar retim kapasitelerini arttrma yolunda tevik edecek, hem de yeni firmalarn piyasaya girmesine neden olacaktr. Bylece toplam arz artarak, piyasa fiyat decek ve krlar azalarak sfra yaklaacaktr. Arz daha da genilerse krdan zarara geilecek, sonu olarak baz firmalar arzlarn azaltacak, dier bazlar da piyasay terk etmeye balayacaktr. Bu kez de arz azal fiyatlarn ykselmesine ve zararlarn azalmasna yol aacaktr. Sonunda yle bir denge noktasna varlacaktr ki, bu noktada artk piyasadaki firmalar ne kr ne zarar etmektedirler. Baka bir deyile firmalarn hem marjinal hem de ortalama maliyet ve gelirleri birbirine eit olacaktr.

39

Ksa dnemde maliyetlerin seyrini azalan randman kanunu belirlerken, uzun dnemde kapasite veya lek deiimi belirleyecektir. retimde azalan verim halinin ortaya kmasna neden olan sabit faktr varsaym uzun dnemde geerli deildir. nk aslnda uzun dnemde firmalar, kullandklar btn retim faktrlerini deitirerek kapasitelerini arttrma imkn elde edebilirler. Bununla birlikte kapasite deiiklii uzun dnemde azalan verim haline benzer sonular yaratan birtakm etkiler meydana getirebilir. imdi bu etkilerin neler olabileceini inceleyelim. 2.8.5. UZUN DNEMDE MALYETLER Kapasite ve retim genilerken uzun dnemde maliyetlerin seyrini belirleyen etkiler iktisatta isel ekonomiler, dsal ekonomiler ve isel eksi ekonomiler, dsal eksi ekonomiler olarak adlandrlr. Buradaki ekonomi kelimesinin bir tr istifade anlamna geldiine, iktisat bilimi yerine kullanlmadna dikkat edelim. Firma byrken blnmez faktrlerden daha fazla istifade salanmas, uzmanlamann ortaya kmas vs. gibi olumlu etkiler isel ekonomilere yol aar. Firmann iinde bulunduu endstrinin genilemesinden doan ve hammaddeler ile yar mamullerin fiyatlarnn dmesine yol aan, enerji temininde kolaylklar salayan, ulatrma imknlarn arttran vs. gibi etkiler de dsal ekonomileri oluturur. Firmann retim kapasitesi artarken belli bir snrdan sonra ynetim kapasitesi dier faktrlerdeki deimelere ayak uyduramaz hale gelebilir; firma ynetiminde yetersizlik balar, firma ii brokrasi younlar ve sonu olarak isel eksi ekonomiler belirir. Ayrca firmann iinde bulunduu endstrinin fazla genilemesi de retim faktrleri fiyatlarnn ykselmesine, enerji teminin ve ulatrma glklerinin ortaya kmasna yol aabilir. Firma dnda meydana gelen bu olumsuz etkilere de dsal eksi ekonomiler diyeceiz. Grlyor ki firmalar kapasitelerini geniletirken nce isel ve dsal ekonomiler etkilerini gstermektedir. Kapasite genilemesi devam ettike etkisini gsteren isel ve dsal eksi ekonomiler ise ksa dnem maliyetlerinin ykselmesine neden olmaktadr.

40

2.9. MONOPOL (TEKEL)


Monopol piyasasnda, fiyatlar tek bana etkileyemeyecek kadar ok sayda alc karsnda tek bir satc vardr. Buna gre fiyat belirleyen, tek bir firmann arz ile piyasa talebi veya toplam taleptir. Yani monopolc firmann krn maksimize eden retim veya arz miktar ile piyasa talebinin eitlendii noktada piyasa denge fiyat olumaktadr. Tam rekabette firma dengesi analizinde varlan sonular yardmyla tekelci firmann denge retim veya arz dzeyinin nasl belirlendii incelenebilir. Buradan da tekel piyasasnda fiyat oluumu sorunu kendiliinden zmlenmi olacaktr.

2.9.1. MONOPOLC FRMANIN GELRLER Tam rekabet piyasasnda mal arz eden bir firma iin fiyat, tanm gerei veri idi. Firmann arz ettii mallara olan talep ile piyasa talebi arasnda da fark vard. Monopol piyasasnda tek bir satc sz konusu olduuna gre bu firmann arz ettii mallara olan talep ile piyasa talebi ayn anlama gelmektedir. Yani monopolc firma btn piyasa talebini karsna alan tek bir satc durumundadr. Sonu olarak da piyasa fiyat kendisi iin veri deildir; tersine fiyat etkilemek imknna sahiptir. Bununla birlikte hem sataca mal miktarn hem de sz konusu maln birim fiyatn ayn anda belirleyemez. Sat miktarn belirlemek isterse, bu miktarn satlmas iin piyasa talebinin belirleyecei fiyata boyun eecektir. Fiyat belirlemek isterse, bu fiyattan ne kadar satlacan kendisi deil yine piyasa talebi belirleyecektir. Grlyor ki monopolc firmann sat haslatn, yani gelirini belirleyen piyasa talebidir. Herhangi bir B malnn piyasasnda monopol koullar bulunduunda piyasa talebinin monopolc firmann gelirlerini nasl belirlediini Tablo 8 yardmyla incelemeye alalm.

41

TABLO 8 (1) Fiyat (TL) 6 5 4 3 2 1 (2) Talep (Ton) 10 20 30 40 50 60 (3) TR 1x2 (Bin TL) 60 100 120 120 100 60 (4) AR 3/2 (TL) 6 5 4 3 2 1 (5) MR (TL)

4 2 0 -2 -4

Tablo 8'de birinci ve ikinci stunlar fiyata gre talep dzeyini belirtmektedir. nc stun, bir ve ikinci stunlarn arpmndan elde edilmi olup monopolc firmann toplam gelirini gstermektedir. Ortalama gelir deerini elde etmek iin TR stununu sat miktarna blmek gerekir. Sonu olarak elde edilen, birinci stunun eidir. Yani ortalama gelir ile talep ayn anlama gelmektedir. Marjinal gelir stununu elde etmek iin toplam gelirdeki artlar sat miktarndaki artlara blmek gerekmektedir. Mesela fiyat 6 TL'den, 5 TL'ye indiinde TR 40.000 TL sat miktar 10 ton artmaktadr. u halde MR = 40/10 = 4 TL olacaktr. Dikkat edilecek olursa marjinal gelir, TR nin maksimuma ulat seviyeden balayarak negatif deer almaktadr. nk bu noktadan sonra sat miktar artt halde TR dmektedir. 2.9.2. MONOPOLDE FRMA VE PYASA DENGES Monopolc firmann krn maksimize eden denge retim veya arz dzeyini yine marjinal maliyet - marjinal gelir eitlii belirlemektedir. Firma hangi piyasaya mal arz ederse etsin maliyet yapsnn deimeyeceine yukarda iaret etmitik.

42

2.9.3. MONOPOLDE FYAT FARKLILAMASI Herhangi bir mal, denge piyasa fiyatnn stndeki fiyatlardan satn almaya raz olan alclar bulunabilir. Bunlarn, demeye raz olduklar bedelden daha dk fiyata mal satn almalar tketici rant ad verilen bir avantajn domasna yol aar. Piyasa talebini tek bana karsna alan monopolc firmann, byle bir avantajn btnyle gereklemesine izin vermeyecei aktr. Monopolc, satt maln farkl kalitesini deiik fiyatlardan sata arz ederek her fiyattan mal satn almaya raz olanlar harcama yapmaya yneltir. Tren, vapur ve uaklardaki mevki farklar; deiik kalite ve fiyattaki sigaralar gibi... Gerek hayatta birok monopolcnn denedii bu yolun firma asndan baarl olmas iin baz koullarn varl gerekir. Mesela kalite farkllatrlrken ortaya kacak maliyet ykselmeleri, fiyat deiikliklerinin yarataca avantaj silecek kadar byk olmamaldr. Baarnn ikinci koulu her kalite iin talep elastikliinin farkl olmasdr. Elastikliin ayn olmas, kalite ve fiyat farkllatran monopolcnn btn abalarn bouna karp toplam krn deitirememesi sonucunu yaratr. 2.9.4. KAMU MONOPOL Monopol piyasas, gl bir firmann piyasadaki dier firmalar zorlamasyla, firmalar aras bir anlamayla, doal nedenlerle vs. gibi meydana gelebilecei gibi yasal olarak da doabilir. Kamu karnn sz konusu olduu durumlarda ya kamu tarafndan geni apta denetlenen bir zel firmann kurulmasna izin verilir ya da genellikle bir kamu kuruluu oluturulur. Ama, kamu kar iin byk apta retimden tam yararlanmay salamak ve hizmeti minimum bir gerekli kr dzeyi ile srdrmektir. Hatta retilip satlacak maln fiyat, kullanlan sermayenin faizini de kapsayan ortalama maliyete eit olarak da belirlenebilir, kamuya hizmet iin kr koulu aranmayabilir. Herhangi bir zel firmann bunu kabul etmeyecei aktr. Ancak bir kamu kuruluu bu koulu kabul edebilir. zel bir firmann byle bir koulu kabul edebilmesi, kamudan elde edebilecei kr haddi kadar bir prim alabilmesine

43

baldr. Oysa bu durumda kamu kesimi kamu kar iin kullanabilecei fonlardan bir ksmn ad geen firmaya aktarm olacaktr. u halde kamu kesiminin bu piyasay zel bir firmaya deil bir kamu kuruluuna brakmas doaldr. Yalnz, bu kez de kamu fonlarnn rasyonel kullanlp kullanlmad eklinde bir tartmann ortaya kaca aktr. Bu tartmada rasyonellik kavramnn kamu kar asndan yeniden tanmlanmas da gereklidir.

2.10. DUOPOL VE OLGOPOL


ok sayda alc karsnda mal arz eden iki satc duopol piyasasn meydana getirir. Oligopol piyasalarnda ise satc ikiden oktur. Burada sz konusu olan okluk, tam rekabet piyasasnn ana varsaym ile kartrlmamaldr. Tam rekabet piyasasnda satclar tek balarna fiyatlar etkilemeyecek kadar ok saydadrlar ve bu nedenle birbirlerinden bamsz olarak hareket ederler. Oligopolde ise firmalarn tek balarna fiyatlar etkileyebilecekleri aktr. Bu yzden de hareketlerinde bamsz deildirler; tersine firmalarn fiyat ve miktar deiikliine neden olan faaliyetleri birbirlerinin kararlarn etkiler. Firma says arttka bu karlkl ballk azalr. Fakat hangi noktada oligopoln bitip tam rekabetin balayacan kesin olarak belirlemek imknszdr. Bu yzden basit olarak, oligopolde firma says oktur ama tek balarna fiyat etkileyemeyecek kadar da ok deildir diyeceiz. Duopol ve oligopolde firmalarn kararlar birbirlerine bal olduuna gre, toplam piyasa talebi veri olsa bile, tek firmann arz ettii mala olan talep ve dolaysyla ad geen firmann faaliyeti piyasadaki dier firmalarn kararlarndan etkilenecektir. Dolaysyla bu piyasalar iin tam rekabet ve monopol piyasas analizine benzer genel bir fikir sreci kurmak imkanszdr. 2.10.1. FRMALAR ARASI ANLAMALAR Firmalarn arz ettikleri mallar homojen ise piyasa tam oligopol adn alr. Tam oligopol piyasasnda kr maksimizasyonunu salamak amacyla firmalar ak veya gizli anlamalar yapabilirler. Kartel ad da verilen ak anlamalarda firmalarn toplam krnn maksimize edilmesine allr. Daha sonra kr

44

firmalar arasnda karlkl g derecelerine, pazarlktaki ustala vs. ye gre dalr. Ak anlamay engelleyen durumlarda gizli anlamalara gidilir. En dk maliyetle retim yapan firma hakim duruma gelir. Dier firmalar, hakim firmann fiyat politikasn izleyerek, iinde bulunduklar koullarn imkan verdii en yksek avantaj salamaya alrlar. Hkim firma dndaki firmalar, fiyatlar etkileyemeyecek kadar gsz iseler, ad geen firmann belirleyecei fiyat veri olarak kabul etmek zorundadrlar. Bu fiyatn stne karlarsa satlarnn byk ksmn kaybederler. Daha dk bir fiyat uygulamak ise anlamsz olacaktr. nk nasl olsa hkim firmann tespit ve kendilerinin kabul ettikleri fiyattan btn mallarn satabileceklerdir. Arz edilen mallarn homojen olmamas eksik oligopol piyasalarn dourur. Firmalar farkl nitelikte mallar piyasaya arz edeceklerinden aralarndaki fiyat mcadelesi yumuayabilir. Hatta bu durumda firmalarn kendilerini balayan ciddi anlamalara gitmeleri bile gereksiz olabilir. Fiyat mcadelesinin yerini reklam mcadelesi alr ve sonu olarak sat maliyeti ykselebilir.

2.11. MONOPSON, DUOPSON, OLGOPSON


ok sayda satcnn karsnda tek bir alcnn bulunduu piyasalara monopson piyasas denir. Satclarn ok olmas, tek balarna fiyat etkileyememeleri anlamna gelmektedir. 2.11.1. MONOPSON DENGES Monopolcnn satt maln fiyatn belirleme gcne sahip olmas gibi, monopsoncu da satn ald mal miktar yoluyla fiyat etkileyebilir. Tipik bir rnek olarak baka bir piyasada sataca maln tel alcs olan bir firmay ele alalm. Ad geen alc piyasasnda monopsoncu olan bu firmann, ayn mal tam rekabet piyasasna sunduunu da varsayalm. Bu durumda monopson piyasasnda arz, monopsoncu firmann birim bana deyecei fiyat, yani ortalama maliyetini belirleyecektir. Alm arttka, satn alman her yeni birim iin katlanlan maliyeti belirten marjinal maliyet ise ortalama maliyetin stnde seyredecektir. Monopsoncu firma rettii maln tam rekabet piyasasna arz ettiine gre, bu piyasada arz ve talep tarafndan belirlenen fiyat kendisi iin veridir. Firmann

45

krn maksimize eden denge retim dzeyini marjinal maliyet ile marjinal gelir eitlii belirleyecektir. 2.11.2. DUOPSON VE OLGOPSON Piyasada iki alc firmann bulunmas duopson, ikiden ok alcnn bulunmas oligopson piyasasn meydana getirir. Satclarn says yine fiyatlar etkileyemeyecek kadar fazladr. Gerek duopson, gerek oligopson piyasasnda alclar bir anlamaya gitmilerse monopsoncu gcn kazanrlar. Aralarnda anlama yoksa firmalar arasnda fiyat rekabeti balayacaktr. Ancak fiyat krarken satc firmalarn maliyetlerini de dikkate almak zorundadrlar. Ksa dnemde dk fiyatlar arz pek etkileyemeyebilir. Fakat uzun dnemde satc firmalarn ortalama maliyetleri dahi karlanmazsa arz hzla debilir.

2.12. BLATERAL (K YANLI) MONOPOL


Piyasada maln tek alcs karsnda tek bir satcnn bulunmas iki yanl (bilateral) monopol durumunu yaratr. Burada genellikle iki taraf ayn gce sahip deildir. Hem alc hem de satc krn maksimize etmeye ve dolaysyla kendine uygun gelen fiyat-miktar kombinezonunu kar tarafa kabul ettirmeye alacaktr. Sonu, karlkl pazarlk gcne, pazarl idare edenlerin yeteneklerine, firmalarla ilgili istihbaratn salamlna vs. dayanr. Bu nedenle de, bilateral monopol piyasasnda fiyat oluumu hakknda kesin bir analiz yapmak imkanszdr. imdi, tek bir firmann retip satt mal, hammadde olarak kullanan yine tek bir firmann bulunduunu varsayalm ve bu iki firma arasndaki fiyat pazarln tartalm. Pazarlk srasnda fiyatn, tartma konusu olamayacak bir alt ve st snr olacaktr. Alt snr, satc firmann minimum ortalama maliyetidir. Tek satcnn bu fiyattan aasn kabul etmesine imkn yoktur; nk byle bir durumda zarar edecektir. Pazarln st snrn ise satcnn sat fiyat ile hammadde dndaki ortalama maliyetleri arasndaki fark belirleyecektir. Mesela anamaln fiyat 15 TL ve hammadde dndaki ortalama maliyet 10 TL. ise, hammadde iin verilebilecek en yksek fiyat 5 TL'dir (hammaddenin bir biriminin, bitmi maln bir birimi iinde olduu gibi kullanld varsaylmaktadr). Hammaddenin fiyat 6 TL olsa, ortalama maliyet 16 TL'ye

46

kp fiyat amakta ve firmay zarara sokmaktadr. u halde, tek satc ve tek alc, bu alt ve st snrlar arasnda pazarla oturacaklardr.

2.13. MONOPOLL REKABET


Monopoll rekabet gerek hayata en ok uygun piyasa modellerinden biridir. Genellikle oligopole benzeyen bu piyasa eklinin koullar yle sralanabilir. Firma says oktur ve firmalar piyasaya gre kk cesamettedir, mallar homojen deil farkldr, piyasaya giri serbesttir. Firmalarn piyasaya gre kk cesamette bulunmalar, piyasa iindeki paylarnn kk olmas anlamna gelir. Bu firmalarn sattklar mallar birbirine benzer; fakat ayn deildir. Bir firmann fiyatn ykseltmesi, lml ller iinde kaldka, mterilerinin tmn kaybetmesine yol amaz. nk tketici gznde sz konusu mal farkl bir maldr. Bu durum piyasaya girileri tevik etmektedir. Firmalar arasndaki rekabet bir fiyat rekabeti deil, farkllk rekabetidir. Tketiciler zerinde bu izlenimi yaratmak iin de reklam yaptrmaya, farkl ambalaj ekillerine vs. gidilebilir. Monopoll rekabette firma dengesi analizi ile monopol dengesi arasnda fark yoktur. Firma zarara gese bile, fiyat deiir maliyetleri karlyorsa retim belli bir sre devam edebilir. Ortalama deiir maliyetler fiyatn stne karsa firma retimi durdurup piyasadan ekilecektir.

2.14. BALI RETM


imdiye kadar yaptmz piyasa analizlerinde, firmalarn tek tr mal rettikleri varsayld. Oysa gerek dnyada firmalar, retim kapasitelerini eitli nedenlerle tam olarak kullanamamakta ve bu nedenle farkl mallar reterek kullanlamayan kapasiteden en ok avantaj salayacak biimde yararlanma yolunu semektedirler. Fiyat ve kalite farkllatrmas da bir tr farkl retim srecidir. Ancak, firmalar tarafndan izlenebilen bu yolun analizi teorik bir glk yaratmaz. Mesela monopol piyasasn incelerken, ou monopolc firma tarafndan uygulanan fiyat ve kalite farkllatrlmasm da analiz ettik. Burada zerinde duracamz konu, bir firmann btnyle birbirinden farkl mallar retmesi durumudur.

47

Ayn firmann birbirinden farkl ok sayda mal retmesine en tipik rnek; bal retim ad verilen srecdir. Adndan da anlalaca gibi, bal retim sreci, retimleri teknik olarak birbirine bal mallar kapsar. Mesela kuma retimi, iplik retimine baldr.

48

KNC BLM MLL GELR NASIL OLUUR?


3. MAKRO EKONOM NEDR?
ktisatnn gerek amac ekonominin btnn aklamaktr. Toplum hayatndaki herhangi tek bir ferdin veya zmrenin karlar onu ilgilendirmez. Bununla birlikte btnle ilgili aklamalarn yaplabilmesi iin, btn oluturan mikro nitelerin, yani tketici ile reticilerin davranlarn da bilmek gerekir. Ekonominin btn ile deil de, bu btn oluturan mikro nitelerin sorunlar ile uraan analizlere mikro-ekonomi adn vermitik. u halde, ekonominin btnn ele alan analizlere de makro-ekonomik analiz denebilir. Makro-ekonomi, milli ekonominin nemli unsurlarnn birbirlerini nasl etkilediini, bunlardan bir ksmnn dengeyi salarken nasl belirlendiini ele alr. lgilendii tek tek mal ve hizmet piyasalar deil, ekonominin tm dengesidir. Belli bir dnem iinde bir ekonomide denge milli gelir ve istihdam seviyesinin nasl belirlendii, yldan yla milli gelir art hznn hangi koullara bal olarak deitii, fiyatlar genel seviyesinin nasl ve neden dalgaland makro-ekonomik analiz erevesi iinde gzden geirilir. Sonu olarak makro-ekonomik deikenlerin ekonominin btnn ilgilendiren ve etkileyen deikenler olduu sylenebilir. Geri bunlarn mikro niteleri etkiledikleri de aktr ama mikro-ekonomik analiz genellikle makro deikenleri veri olarak ele alr. imdi balca makro-ekonomik deikenleri tanmlamaya alalm. Gayrisaf Milli Hasla: Belirli bir dnem (genellikle 1 yl) iinde ulusal bir ekonominin yaratt (nihai) mal ve hizmetler toplamnn para ile ifadesidir.

49

Amortisman: Ekonomide her yl retim faaliyeti sonucunda mal ve hizmetler yaratlrken, geen yllardan devralman sermaye tehizatnda (makineler, binalar, yollar, kprler, barajlar vs.) bir miktar anma ve eskime meydana gelir. Bu anma ve eskimenin para ile ifadesine veya anma ve eskimeyi gidermek iin gayrisaf milli hasladan ayrlan ve harcanan ksma amortisman ad verilir. Saf Milli Hasla: lkenin o yl iinde vard refah dzeyini doru olarak belirtmek iin gayrisaf milli hasladan, sermaye tehizatmdaki anma ve eskimeyi karlayacak ve giderecek kadar bir tutar (amortisman) indirmek gerekir. Bu karma ilemi sonunda safi milli haslaya varlr. Ancak gerek amortisman deerini tespit etmek ok g olduundan, bugn genellikle gayrisaf milli hasla rakamlarna itibar edilmektedir. Vastal Vergiler: Saf milli hsladan, fertlerin elinde kalmayp hazineye giden bir ksm vardr. Kiiler bu tutar dorudan deil de, retilen mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlarndan sat srasnda dolayl olarak verdiinden, bu tr vergiye vastal vergi ad verilir. Katma deer vergisi gibi. Milli gelir: Saf milli hasladan fertlerin elinde kalmayp hazineye giden vastal vergiler karlacak olursa, geriye retim faktrlerinin (emek, sermaye, toprak, teebbs) hizmetleri karl elde ettikleri gelirlerin toplam, yani milli gelir kalr. Dikkat edilecek olursa gerek gayrisaf milli hasla, gerek safi milli hasla retilen mal ve hizmetlerin piyasa fiyatlaryla ifade edilen deerlerinin toplamdr. Bu yzden de istatistiklerde ve metinlerde piyasa fiyatlaryla gayrisaf milli hasla ve piyasa fiyatlaryla saf milli hasla ad ile geerler. Milli gelir ise saf milli haslann faktr gelirleri toplam olarak ifadesidir. u halde milli gelire faktr fiyatlaryla (yani cret, faiz, rant ve krlarn toplam olarak) safi milli hasla denebilir. ahsi gelir: lkedeki kiilerin bir ksm (mesela emekliler) retim faaliyetlerine katlmadklar halde gelir elde ederler. Bu kiilere yaplan toplam gelir demelerine transfer demeleri ad verilir. Milli gelire transfer demeleri eklenerek varlan tutara ahsi gelir denir.

50

Vastasz Vergiler: lkedeki kiiler, ellerine geen ahsi gelirlerinden bir ksmn dorudan devlete vergi olarak derler. Araya hibir arac girmeksizin, kiilerin kendi beyanna gre yaplan bu demelere vastasz vergi ad verilir. Vastasz vergilerin en ak rnei gelir vergisidir. Kullanlabilir Gelir: Kiisel gelirden vastasz vergiler ktktan sonra kalan ksma kullanlabilir gelir denir. Baka bir deyile kullanlabilir gelir fertlerin kiisel amalar iin kullanabilecekleri nihai gelir tutardr. Tketim: Kiilerin, gnlk ihtiyalarn dorudan karlayacak olan mal ve hizmetlere yaptklar harcamalarn toplam tketim harcamalarn oluturur. Tketime istihlak da denilmektedir. Tasarruf: Gelirden, tketim harcamalar iin kullanlmayp arta kalan ksma tasarruf ad verilir. Yatrm: retim aralarna yaplan harcamalara veya ekonomideki kapital stokuna belirli bir dnem iinde yaplm olan eklemelere yatrm denir. Fiyatlar Genel Seviyesi: Fiyatlar genel seviyesi teorik olarak ekonomideki, btn mal ve hizmet fiyatlarnn belli bir dnemdeki tartl ortalamasn gstermektedir. Fiyatlar genel seviyesi bir endeksle belirtilir. Bunun iin nce herhangi bir yln fiyat seviyesi temel kabul edilip 100 ile gsterilir. Sonra dier yllara ait seviyeler basit bir orant hesabi ile bu 100 deerine gre deerlendirilir. Bylece eitli yllardaki fiyat seviyelerinin, temel yln seviyesine gre yzde ka alalp ykseldii aklanm olur. Temel yl geliigzel seilmez, seim srasnda eitli ekonomik, siyasal ve sosyal olaylar ve etkiler dikkate alnr. Her yl meydana gelen deiiklikler bir nceki yla gre hesaplanacak olursa meydana gelen seriye zincirleme endeks ad verilir. stihdam Seviyesi: alma ve gelir salama kararnda olan fertlerin, hizmetlerinden yararlanmak zere altrlmalarna istihdam denilmektedir. Buradaki altrma kelimesi zorla deil, gnll alma anlamn tamaktadr. Bir ekonomide alanlarla i arayanlarn toplam, igcn oluturur. gc rakamna varmak iin dier bir yol alabilir yataki nfustan bedenen ve zihnen yetersiz olanlarla, cari cret haddinde almak

51

istemeyenlerin toplamn karmaktr. Burada isizlik kavramnn ak tanmn yapmak gerekmektedir. Cari cret haddinde alma ve gelir salama isteinde olmayanlarn durumu isizlik olarak nitelenebilir mi? Bu soruya olumlu cevap vermek gtr. nk iktisat biliminde yalnzca, alma isteine ve yeteneine sahip olup cari cret haddi ile alma saatlerini kabul ettii halde i bulamayan kimseye isiz denir. sizlik trleri, ksmi ve yaygn, geici ve srekli olmak zere eitli bakmlardan tasnif edilebilir. Olumsuz etkisi en az isizlik tr ksmi ve geici olan friksiyonel (arzi) isizlik olup yer ve meslek deitirme srasnda belirir. Geici fakat yaygn isizlik trlerinden en tipik olan ikisi konjonktrel ve mevsimlik isizliktir. Konjonktrel isizlik, iktisadi yaamda zaman zaman beliren daralmalarn yaratt isizliktir. Tarmsal yapl lkelerde en ok rastlanan isizlik tr mevsimlik isizliktir. Ksmi fakat srekli olan balca iki isizlik tr blge veya sektr isizlii ile teknolojik isizlik olarak bilinir. Belli bir sektrn veya blgenin ekici bir alan olmaktan kmas, o blge veya sektrde retimi daraltr ve dolaysyla isizlik yaratr. Uzun sre emekyoun retim metodu uygulanm bir alanda sermaye-youn tekniklere geilmesi, kullanlan emein bir ksmn gereksiz hale getirir ve teknolojik isizlik doar. Yapsal sorunlar ve srekli durgunluk hem yaygn hem de srekli isizlik trlerinin ortaya kmasna yol aar. Ekonominin btn kollar ile toplu ve devaml olarak durgun bir dzeyde karar kld dnemlerde yapsal isizlik belirir. Gelimi bir ekonominin eitli nedenlerden dolay ekonomik durgunluk iine girmesi byk kitleleri isiz ve gelirsiz brakm olabilir. Bu tr isizlie, srekli durgunluun yaratt isizlik ad verilmektedir. Bu isizlik trlerinden baka bir de gizli isizlik denilen durum vardr. Belli bir retim kolunda istihdam edilenlerden bir ksm faaliyetten ekildii zaman retim hacminde bir daralma meydana gelmiyorsa, faaliyetten alman kimseler ad geen retim kolunda gizli isiz durumundadrlar demektir. Gelimekte olan lkelerin ounda, zellikle tarmsal retim alannda gizli isizlik hayli yaygndr.

52

4. MLL GELR HESAPLARI


Gayrisaf milli haslann (GSMH), yaratlan, kazanlan ve harcanan gelir olarak trl grn vardr. Burada, GSMH ile gayrisaf yurtii hasla (GSYIH) ve milli gelir (MG) arasndaki anma eskime pay ile dolayl vergiler ihmal edilecektir. Milli gelir bir yl zarfnda yaratlan btn mal ve hizmetleri belirttii gibi, bu mal ve hizmetlerin retimine katlan retim faktrlerine denen cret, faiz, rant ve krlarn toplamn da ifade eder. te yandan faktrlerin elde ettikleri bu gelirden bir ksmn tketim harcamalarnda kullanacaklar ve geri kalan da tasarruf edecekleri aktr. u halde, ekonomideki tketim harcamalar ile tasarruflarn toplam da milli gelire eit olacaktr. Milli gelir, yukarda ksaca gzden geirilen trl grnne paralel olarak yine yoldan hesaplanabilir. 1- retim kesimlerinin yaratt mal ve hizmetler toplam alnarak 2- Gelir oluumu ynnden 3- Tketim ve tasarruf (yatrm) halinde kullanlna gre. retim kesimlerine gre gayrisaf milli hasla ve milli gelir, kesimlerden her birinin kaynana kadar gidip bir yl iinde yaratlan deerlerin toplamn almakla hesaplanabilir. Bu retim kesimleri mesela tarm, sanayi, ulatrma, ticaret, devlet hizmetleri, serbest meslekler, mali kurumlar vs. olabilir. Milli geliri, gelir oluumu veya gelir dalm ynnden hesaplarken tutulacak yol, gelirlerin ayr ayr tespiti ve toplamnn alnmasdr. Bunun iinde ii, memur ve dier hizmetlilerin bordrolarda grlen maa ve cretlerinin, i yerlerinde denen cret gelirlerini ve dier gelir gruplarnn gelir vergisi beyannamelerinde gsterilen gelirleri bilmek gerekir. Vergi alkanl zayf, aratrma ve istatistiklerin yetersiz olduu bir lkede milli geliri, gelir oluumu ynnden hesaplamak ok gtr. Bununla birlikte Trkiye statistik Kurumunun milli geliri, gelir oluumu ynnden hesaplama giriimleri vardr.

53

Milli geliri hesaplamada nc yol, tketim harcamalar ile tasarruf edilen tutarlar ayr ayr tespit temeline dayanr. Bu hesaplama yolunun baar derecesi de istatistiklerin yeterli olup olmamasna baldr. Tketim harcamalar aile btesi anketlerine dayanlarak hesaplanr. Tasarruf miktarn hesaplamak iin de bankalardaki cari hesaplarda, alacak ve pay senetleri alm satmnda tasarruf hareketlerini belirtecek bilgilere ihtiya vardr. Bu bilgiler ne kadar yetersiz ise elde edilen sonular gereklerden o kadar uzaklar. Mkerrer Hesaplamadan Kanma: Bir mal hammadde halinde retiminden mamul mal haline gelinceye kadar getii btn retim aamalarnda milli gelir hesaplarna alnrsa sonu olarak elde edilen gayrisaf milli hasla rakam gereinden byk kar. Bu nedenle, her giriimin kendi retimi sonucunda milli haslaya net olarak katt deeri bulmak ve toplama gitmek gerekir. Durumu bir rnekle aklamaya alalm. Bir adet ekmek retmek iin kullanlan buday nce tarlada retilir; sonra srasyla un ve hamur haline getirilir ve nihayet frnda pierek ekmek olur. Milli haslay hesaplarken bir adet ekmek retmek iin kullanlan budayn, unun ve hamurun deerlerini de sonu olarak elde edilen ekmein deeriyle birlikte ele alp toplarsak iirilmi hasla rakam elde ederiz. Oysa budayn, unun ve hamurun kullanlmasndan elde edilen nihai hasla 1 adet ekmein deeri olan fiyattr. u halde milli haslann gerek deeriyle hesaplanmas isteniyorsa yalnzca nihai maln yani ekmein deeri dikkate alnmaldr. Hesaplamada dier bir yol her retim aamasnn bir nceki aamaya nazaran milli hslaya katt deerlerin toplamn almaktr.

4.1. NOMNAL MLL GELR - REEL MLL GELR


Milli gelir rakamna varmak iin gayrisaf milli hasla rakamndan hareket edilmelidir. Gayrisaf milli hasla ise bir yl zarfnda retilen mal ve hizmetler toplamnn para ile ifadesidir. Para ile ifade edilen deeri elde etmek iin mal ve hizmetlerin o yl iinde retilen miktarlar, sz konusu yln cari fiyatlaryla arplr ve toplam alnr. Bu ekilde hesaplanan gayrisaf milli hasladan gerekli indirimler yaplarak varlan milli gelir rakamna nominal milli gelir denir. Daha ak bir deyile herhangi bir yln nominal gayrisaf milli haslas

54

veya milli geliri, o yl cari olan fiyatlarla ifade edilen bir tutardr. Nominal milli gelire nakdi milli gelir ad da verilmektedir. Milli gelirdeki artlar bir refah ls olarak kullanlmak isteniyorsa nominal milli gelir rakamlar, yaplan karlatrmalar yanl sonulara gtrebilir. nk herhangi bir yln nominal milli gelirinde meydana gelen artn nedeni yalnzca retilen mal ve hizmet miktarndaki artlar deil, bu mal ve hizmetlerin fiyatlarndaki ykselmeler de olabilir. Bu takdirde herhangi bir temel yla gre sz konusu yln gerek milli gelir art hesaplanmak isteniyorsa retilen mal ve hizmetlere, o yln cari fiyatlar deil, temel yln fiyatlar uygulanmaldr. Byle bir ilem sonucunda varlan milli gelir rakamna reel milli gelir ad verilmektedir. Sabit fiyatlarla milli gelir de denen reel milli geliri hesaplamak iin kullanlan en uygun metod, hesaplama yaplacak yln nominal milli gelirini, temel yln fiyatlar genel dzeyini balang olarak kabul eden fiyat endeksinde sz konusu yla rastlayan rakama blmektir.

4.2. KII BAINA MLL GELR


Bir lkede yaayanlarn ortalama refah dzeyini, toplam gayrisaf milli hasla veya milli gelir rakam ile lmek anlamszdr. Bu nedenle yeni bir kavramla almak gerekmektedir. Bu yeni kavram da kii bana gayrisaf milli hasla veya gelir kavramdr. Kii bana gayrisaf milli hasla veya milli geliri bulmak iin toplam rakamlar nfusa blnr. Ortalama refah dzeyindeki gerek art hesaplamak iin ise nfusa blnen toplam rakamlar reel gayrisaf milli hasla ve reel milli gelir olacaktr. eitli lkelerde yaayan fertlerin ortalama refah dzeylerini karlatrmak iin kii bana milli gelir rakamlar kullanlr. Bunun iin ulusal para birimleri ile hesaplanan rakamlar nce ortak bir para ls ile ifade edilir. Bugn dnyada en yaygn usul, toplam ve kii bana gelir rakamlarn dolara evirmektir. Fakat bu yolun da gerei tam anlamyla yanstt kesinlikle savunulamaz. nk btn lkelerin milli gelir hesaplama metotlar ayn deildir. Bu yzden dier ekonomilerle yaplan karlatrmalar yanltc olabilir. te yandan gelimi lkelerde hesaplamalarn salam bilgi kaynaklarna dayanmas; ehir ii ulatrma harcamalar, sat masraflar vs. gibi gitgide nemi byyen unsurlarn milli gelir hesabna girmesi gelir

55

rakamlarn gelimekte olan lkelerin rakamlarna gre gereinden fazla kabartmaktadr. Tersine gelimekte olan lkelerde mal ve hizmetlerin byk ksmnn piyasalaamamas milli gelire olduundan dk dzeyde bir grn vermektedir. Ayrca uluslararas para piyasasndaki son gelimeler dolarn ortak l olma nitelii zerinde yeni dncelere yol amtr.

5. MLL GELRN BELRLENMES


Bir firmann denge retim dzeyi, marjinal maliyeti ile marjinal gelirinin eitlendii noktada oluur. Marjinal maliyetin arz ile ilikili bulunduunu grdk. Alc ve satclarn kar karya geldii bir piyasada da denge, arz ve talebin eit olduu noktada oluuyordu. Bu denge anlayna paralel olarak makro-ekonomik dengenin (milli gelirin denge seviyesinin) toplam talep ile toplam arzn eit olduu noktada oluacan syleyebiliriz. Yukardaki sayfalarda milli gelirin yaratlan, kazanlan ve kullanlan gelir olarak grn bulunduunu sylemitik. Toplam arz anlamna gelen gayrisaf milli hasla, belli bir dnemde yaratlan mal ve hizmetlerin para ile ifadesidir. Bir ekonomide yaratlan mallar iki kategoride toplamak mmkndr: htiyalar dorudan karlayan tketim mallar ve dolayl bir ekilde salayan yatrm mallar. Bu mallarn para ile ifadesi demek, aslnda sat deerlerinin toplamn almak demektir. Tketim ve yatrm mallarnn sat onlarn talep edilmesi veya ad geen mallar iin harcamalar yaplmas anlamna gelmektedir. Bu harcamalar veya dier grnyle satlar sonunda, retim faaliyetine katlan emek, sermaye, toprak ve teebbs unsurlarnn cret, faiz, rant ve kr gelirleri de olumu bulunacaktr. te yandan fertler retime katlmalar dolaysyla elde ettikleri gelirlerin byk bir ksmn ihtiyalarn dorudan karlayan tketim mallarn satn almak iin kullanacaklar ve gelirlerinden arta kalan ksm da tasarruf etmi olacaklardr. Mteebbisler de bu tasarruflar kullanarak yatrm mallarn satn alacaklardr. u halde bir ekonomide dengenin kurulmas iin toplam arz ile toplam talep veya tasarruf ile yatrm mallarna yaplan harcamalar eit olmaldr. te yandan kazanlan gelir grnnde olan milli gelirin ekonomideki tketim harcamalaryla tasarruflarn toplamna eit olmas da gerekmektedir. Bir ekonomide retim faktrlerinin tmnn kullanld snra kadar toplam arz elastiklii sonsuz varsaylabilir. Dier bir deyile tam istihdam ad da

56

verilen tam kullanm snrna kadar talepteki her art arz da peinden srkleyecektir. u halde milli gelirin denge seviyesini belirleyen stratejik etken, toplam talep veya makro analizlerde yer alan deyile efektif taleptir. Efektif kelimesi burada, denge gelir dzeyini belirlemede etkili anlamna gelmektedir. Milli gelir, tketim harcamalar, yatrm harcamalar ve tasarruflar srasyla Y,C,I,S ile gstererek yukarda anlatlanlar bir makro-denge modelinin eitlikleri halinde yazmaya alalm. nce arz-talep eitliini yazalm: Y=C+I Bu eitlik denge koulu olan toplam arz - toplam talep eitliini belirtmektedir. Ayrca bir milli gelirden yaplan tketim harcamalaryla tasarruflarn toplam da sz konusu gelire eittir Y-C +S Birinci ve ikinci denklemlerde yer alan gelir seviyeleri ve tketim harcamalarnn zdelii, dengede yatrmlarla tasarruflarn da birbirine eit olduu sonucunu dourur : I=S Yatrm-tasarruf eitliinin de, birinci denklemin ifade ettii toplam arz toplam talep eitlii gibi bir denge koulu olduuna dikkat edelim. leride milli gelir denge dzeyinin nasl olutuu incelenirken bu noktaya tekrar geleceiz. Denge milli gelir dzeyini belirlemede efektif talep stratejik bir role sahip olduuna gre, efektif talebi yaratan unsurlarn ayrntl bir ekilde analizi gerekecektir. Bu analizler yardmyla tketim harcamalarnn milli gelir seviyesine bal olduu, yatrm harcamalarnn ise nce milli gelirden bamsz sonra milli gelir deimelerinden etkilenen kararlar sonunda gerekletii sonucuna varlacaktr.

57

5.1. TKETM HARCAMALARI


Tketim kavram yukarda tanmlanmt. Fertlerin ihtiyalarn dorudan karlayacak mal ve hizmetlere yaptklar parasal harcamalar, tketim harcamalarn oluturur. Doal olarak makro-ekonomik adan nemli olan tek kiinin deil, btn toplumun yapt harcamalardr. Milli gelir ykseldike tketim artar, milli gelir azaldka tketim daralr. Gelirle tketim arasndaki bu iliki olduka dzgn bir ilikidir. Yani, belli bir dnem iinde gelir ayn aralklarla arttka, tketim de dzgn bir hzla ykselir. Bu demektir ki, gelir art ile bu gelir artndan yaplan tketim harcamalar ( tketimdeki artlar) arasnda, belli bir dnemde deimez bir oran vardr. Durum bir tablo yardmyla izlenebilir.

Milli Gelir (milyar TL)

Milli gelirdeki Artlar

Tketim Harcamalar (milyar TL) 90 98 106 114 122

Tketim Harcamalarndaki Artlar

100 110 120 130 140

10 10 10 10

8 8 8 8

Yukardaki tabloya gre gelirdeki 10'ar milyarlk artlar tketim harcamalarnda da 8'er milyarlk ykselmelere neden olmaktadr. Yukardaki tabloya gre 8/10 = 0.8 deerini tayan deimez orana marjinal tketim eilimi ad verilir. Belli bir gelir dzeyinde (Y) gerekleen tketim harcamalarnn o gelir dzeyine oran da ortalama tketim eilimi adn tar. u halde tabloya gre gelir 110 milyar iken bu gelirin 98 milyar tketim harcamalarna kullanlmakta ve ortalama tketim eilimi 98/110 = 0.89 olmaktadr. Gelir 120 milyara ktnda tketim harcamalar 106 milyar olarak gerekleeceinden ortalama tketim eilimi 106/120 = 0.88 dzeyine decektir. Oysa her aamada marjinal tketim eilimi hep ayn deeri tamaktadr.

58

5.2. TASARRUFLAR
Efektif talebi yaratan unsurlardan yatrm harcamalarna gemeden nce, bir bakma tketmemek anlamna da gelen tasarruflar zerinde duralm. Belli bir dnem iinde gelir arttka tasarruflar da dzgn bir hzla ykselir. Tasarruflarla gelir arasndaki iliki, aadaki tablo yardmyla izlenebilir.

Milli Gelir

Milli Gelirdeki Artlar 10 10 10 10

Tketim Harcamalar 90 98 106 114 122

Tasarruflar

Tasarruflardaki Artlar 2 2 2 2

100 110 120 130 140

10 12 14 16 18

Tabloya gre gelirdeki 10'ar milyarlk artlar tasarruflar 2'er milyar ykseltmektedir. Tabloya gre 2/10 = 0.2 deerini tayan deimez orana marjinal tasarruf eilimi ad verilir. Belli bir gelir seviyesinde, gerekleen tasarruflarn gelire oran ortalama tasarruf eilimi adn tar. Tabloya gre gelir 110 milyar iken bu gelirin 98 milyar tketim harcamalarnda kullanlmakta ve geri kalan 12 milyar tasarruf edilmektedir. u halde bu gelir seviyesinde ortalama tasarruf eilimi yaklak olarak 12/110 = 0.11 Mir. Gelir 120 milyara ktnda tasarruflar 14 milyar, ortalama tasarruf eilimi de yaklak 12/120 = 0.12'yi bulmaktadr. Dikkat edilecek olursa gelir arttka ortalama tasarruf eilimi ykselmekte, fakat marjinal tasarruf eilimi hep ayn deeri tamaktadr.

5.3. YATIRIM HARCAMALARI


Tketim harcamalar yannda, efektif talebi belirleyen unsurlardan biri de yatrm harcamalardr. Yatrm, herhangi bir tutarn belirli retim aralarna harcanmas olarak tanmlanabilir. Daha ak bir deyile yatrm harcamalar, retim aralarna yaplan harcamalardr.

59

Yatrm harcamalar milli gelir deimelerinden bamsz veya milli gelire bal olarak ele alnabilir. Bamsz yatrmlarda milli gelirin yatrm kararlarnda ve dolaysyla yatrm harcamalarnda bir etkisi yoktur. Mteebbisler yatrm kararlarn milli gelir seviyesini ve deimelerini dikkate almadan verirler.

5.4. MLL GELRN BELRLENMES


Milli gelirin denge seviyesinin toplam talep tarafndan belirlendiine iaret etmitik. Daha ak bir ifade ile denge milli gelir seviyesinde toplam arz ile toplam talep birbirine eittir. Bu gelir seviyesi kararl bir dengeye iaret etmektedir. Baka bir deyile ekonomide gelirin bu seviyenin stnde veya altnda bulunmasna imkn yoktur. Varsayalm ki gelir daha yksek bir noktadadr. Bu durumda, toplam arz toplam talebi aacak ve ekonomide bir arz fazlas oluacaktr. Bu durumda mteebbislerin elinde satlmayan mal stoklar birikir. Sonu olarak mteebbisler retimlerini, dolaysyla faktr taleplerini ve istihdam ksarlar. Milli gelir azalmaya, arz fazlal daralmaya balar. Sonunda arz fazlasnn sfr olduu (yani toplam arz ile toplam talebin birbirine eit olduu) noktaya gelinir ve bu noktada mteebbisler retimi daraltma ilemlerini durdururlar. Gelir dzeyi daha dk olsayd bu kez ekonomide bir talep fazlas oluacakt. Bu durumda mteebbisler retimlerini geniletip istihdam arttrmaya balayacaklard. Bu durumda talep fazlal klmeye balayacakt. Mteebbislerin bu tutumu talep fazlasnn sfr olduu gelir seviyesine kadar devam edecek ve bu noktada retim ve istihdam geniletme ilemleri duracakt.

60

UUNCU BOLUM KTSAD BYME


6. KTSAD BYMENN ANLAMI, TANIMI, LLMES
Ulusal ekonomiler de canllar gibi byr. Her lkede nfus, igc, kaynaklar, sermaye tehizat vs. yldan yla deiik oranlarda bymektedir. retimi arttrmak iin yatrm harcamalar yapldka, istihdam seviyesi ykselmekte, sermaye stoku genilemekte, ilenmemi topraklar retime almakta ve sonu olarak ulusal hasla oalmaktadr. Byme srasnda iktisadi unsurlarda meydana gelen deiikliklerin yannda toplumsal sorunlarn grn de deimektedir. Eitim talebi artmakta, kylerden ehirlere g hzlanmakta, salk hizmetlerinin gelimesi gerekmekte, siyasal yapda dalgalanmalar meydana gelmektedir. Bu kadar karmak olayn bir arada olutuu byme srecinde, kesin sonucu belirtecek lnn bulunmas ok gtr. Daha ak bir deyile, bymeyi nasl leceiz. ktisadi unsurlarn oundaki deimeleri rakamlandrmak nispeten kolaydr. Oysa toplumsal deiiklikleri istatistik seriler halinde dzenleyip yorumlamalara gitmek olduka gtr. Rakamlarla ifade edilebilen iktisadi unsurlarda da byme srasnda meydana gelen dalgalanmalar deiik oranlarda olmaktadr. u halde sorun, bu eitli iktisadi unsurlarda en iyi gsterge olabilecek birini semek ve temel l olarak kullanmaktr. Uluslararas alanda en yaygn olarak kullanlan unsur retim hacmi ve milli gelirdir. Yalnz, milli gelir artlarnn ulusal bir ekonominin topluca bymesini yansttn, fakat kii bana refah artna bir l oluturmadn da belirtmek gerekir. nk nfus art ykselen milli gelirin bir ksmn yutmaktadr. u halde bymeyi kii bana milli gelir rakamlaryla da lmek gerekecektir. Burada unutulmamas gereken bir nokta, milli gelirdeki artlarn bymenin sonucunu belirtmekte olmasdr. Aslnda milli gelir endeksinin altnda nemli iktisadi, toplumsal ve siyasi olaylar yatmaktadr.

61

l olarak milli gelir dzeyini setiimize gre bymenin tanmn yle yapacaz: ktisadi byme, milli gelirde bir yldan tekine meydana gelen artlardr. Byme hz ise milli gelirdeki art oranndan ibarettir. Yaz ve konuma dilinde, byme terimi yerine bazen gelime ve kalknma gibi szcklerin de kullanld grlmektedir. Byme, gelime ve kalknma terimlerinin anlamlar arasnda fark grenler bu tutumu hatal bulmaktadrlar. Bunlara gre byme yalnzca bir gvde genilemesini ifade etmekte, gelime ve kalknma ise ulusun iktisadi, sosyal ve siyasal hayatndaki toptan ilerlemeleri belirtmektedir. ktisadi byme sorunu, zellikle kinci Dnya Savandan sonra yaygn bir ekilde ele alnmtr. nceleri savatan zarar grm olan Bat lkelerinin ekonomilerini yeniden dzenlemeleri iin gsterilen abalar ksa srede gelimekte olan lkelere de ynelmitir. Son yllarda bu sorunun daha da youn olarak tartld gze arpmaktadr. Bununla birlikte byme yalnzca bugnn sorunu deildir. ktisat biliminin kurulmaya balad yllarda, hatta daha nceki dnemlerde dahi byme ile ilgili fikirlerin tartld grlmektedir. Fakat 1950'lere kadar bu tartmalar, yalnzca gelimi ekonomilerin nasl gelimi olduklar ve bundan byle bunalmz nasl byyebilecekleri noktalar zerinde sregelmiti. Sonralar az gelimilerin byme sorunlarnn ele alnd teorik modeller yaygnlat. Gnmzn dinamik dnyasnda az gelimilerin hzla yap deitirerek gelien ekonomiler niteliini kazanmalar sonunda az gelimiler iin kurulan modellerin de ayn hzla varsaymlarn ve erevelerini deitirdikleri gze arpmaktadr. Aada zellikle gelimi ekonomilerin sorunlarn analiz etmek iin kurulmu balca modeller ksaca ele alnacaktr. Bunlarn ilki, varsaymlarnn bir ksmnn hala geerli olduu baz fakir saylan lkeler iin de snrl aklama imkn salamaktadr. Sanayilemi lkelerin bunalmz byme koullarn ele alan model ise, ileride grlecei gibi, ekonomik hesaba elverili bir ereve izdiinden, bugn kalknmasn planlayan birok gelimekte olan lke tarafndan da kullanlmaktadr.

62

7. KTMSER BYME GR
Ktmser byme gr ok sayda klasik dnrn fikirlerini yanstmaktadr. Ktmser grnl bu modelin arkasnda zellikle ngiltere'nin 19.yzyl balarndaki sorunlar yer almaktadr. Sanayi devriminin balang aamalarnda, tasarruflar ve sermaye birikimi hzl bir tempo ile artmakta, ayrca sanayi kesiminde teknik ilerlemeler devaml olarak retime uygulanmakta idi. Tarm kesiminde ise verim dkt. cretler en az geim dzeyinde kararlanm olup, emein hemen tamam istihdam edilmi durumdayd. Bu noktadan hareket edilerek, nfus artnn tahl talebini ve dolaysyla tarmsal faaliyeti arttraca ileri srlmtr. Bylece, nce youn tarm metotlarna, sonra giderek daha kt nitelikte topraklara bavurularak, tarmsal mallar daha g ve daha yksek maliyetle elde edilebilecek ve sonu olarak da besin maddelerinin fiyatlar ykselecektir. Bu durumda, doal cret haddi de ykselerek rant artlaryla birlikte, hem tarm hem de sanayi kesiminde, krlar drecektir. Krlarn azalarak sermaye birikimini imknsz klacak seviyeye kadar dmesi, net yatrmlar durdurup ekonomiyi durgun bir hale getirecektir. Sistemin ulat bu durgunluk halinde cretler, doal cret haddi, dzeyindedir; nfus artk artmamaktadr; net yatrm sfrdr; byme durmutur.

8. KURUMSAL AIKLAMALAR
Bymeyi iktisadi deikenler yannda toplumdaki kurumsal ilikilere de balayan grlere kurumsal aklamalar denilmektedir. Aada bu aklamalardan en tannm ikisinin zeti verilecektir.

8.1. SCHUMPETER'N "YENLK" GR


Schumpeter, kapitalist sistemin bymesinde mteebbislerin roln ve teknik ilerlemelerin mteebbisler tarafndan retime uygulanmasn, yani kendi deyimi ile yenilikleri (innovations) en nemli etken olarak grmtr. Yazar, be deiik tr yenilik olduunu sylemektedir.

63

Piyasaya yeni bir maln, yeni bir tipin veya kalitenin srlmesi, retime yeni bir tekniin uygulanmas, Yeni piyasalarn bulunmas ve yaratlmas, Yeni bir hammadde veya yar mamul kaynann bulunmas,

Endstrinin reorganizasyonu (trst ve kartelleme, monopolleme veya aksine trst, kartel ve monopollerin engellenmesi), Kapitalist sistemin bymesiyle azalan kr haddini yeniden canlandracak olan, yukarda saylan yeniliklerdir. Schumpeter bu gr ile, kapitalist mteebbisin elde ettii krlarn da bir eit izahn yapmaktadr. Yukardaki aklamalardan anlald zere, bymenin devam, mteebbislerin oalmasna elverili sosyal ve ekonomik koullara baldr. Bununla birlikte bymenin sosyal ve ekonomik koullarla aklanmas bir bakma eliki iine dlmesine neden olmaktadr. Gelimi bir lke hakknda hkm verirken kolayca, ad geen lke sosyal ve ekonomik koullar elverili olduu iin gelimitir denebilir. Oysa nce bymenin olutuu ekonomilerde bymeyi yaratan sosyal ve ekonomik etkenlerin neler olduklar belirlenmeli ve daha sonra bymenin sosyal ve ekonomik koullar hakknda genellemelere gidilmelidir. Ayrca Schumpeter'in ileri srd grleri tahkik etmek de ok gtr. Buna karn, Schumpeter'in tezi baz gelimekte olan lkelerin iine dtkleri ksr emberi aklamakta yardmc olmaktadr. Az gelimilik mteebbislerin oalmasna elverili ortamn belirmesine engel olmakta, bu durum ise yine dnp dolap az gelimilikten kurtulma srecini yavalatmaktadr.

8.2. ROSTOW VE BYMENN AAMALARI


Amerikal iktisat W.W.Rostow'a gre bir ekonominin byme hz, retimde kullanlan igcne, sermayeye ve teknolojiye baldr. Bunlardan baka siyasal rejim, iktisadi kurumlar, sosyal dzen, halkn yeni teknolojilere

64

uyum becerisi, mteebbislerin dinamizmi, nfus art vs. gibi siyasal ve toplumsal faktrler de byme hzn etkiler. Yazara gre, yukarda saylan faktrlerin hz verdii byme, be aamadan geer. Birinci aama toplumda geleneklerin ve tutuculuun egemen olduu dnemdir. Bu dnemde nfusun en az yzde yetmi bei geimini tarmsal faaliyet sonucunda elde eder. Milli gelirden en yksek pay, byk toprak sahipleri ve dier egemen snflar alr. Kltr dzeyi genellikle ok dktr. kinci aama uyum dnemidir. Dardan gelen bask ve etkiler dolaysyla tevekkl zihniyeti terk edilmi, yeni i alanlar belirmi ve kyden ehre akn balamtr. Uyum dneminin zellii inaat faaliyetidir. Bu dnemde zellikle kprler, barajlar, demiryollar, karayollar, limanlar, sulama tesisleri gibi alt yap yatrmlarnn artt grlr. Bymenin devam birikim hzna baldr. Toplumda sekin bir aydn snf belirmi, ulusal uur uyanm ve bamszlk mcadelesi balamtr. nc aama kalknma aamasdr. retimde verimlilik artm, toprak ve tarm reformlarna girilmi, sermaye birikimi hzlanmtr. Bu arada uluslararas ekonomik ilikilerin de geniledii gze arpmaktadr. Drdnc aama olan olgunluk dnemine geii bir yandan kolaylatran, te yandan gletiren faktrler belirmitir. Teknolojik gelime ve sermaye birikimi byme hzn ykseltmektedir. Buna karlk nfus artnn hzlanmas, yatrm kararlarnda dlen hatalar, tketimin genilemesi dolaysyla ihracatn daralmas byme hz zerinde olumsuz etkiler yaratmaktadr. Birok lke bu yzden kalknmasn tamamlayamam ve dardan yardm beklemek durumunda kalmtr. ktisadi olgunlamay, ileri ve yaygn refah dnemi izlemektedir. Bu duruma gelmi lkelerin nnde eitli alternatifler sralanmtr. Ya silahlanarak ve iktisadi yardmlar dzenleyerek dnya politikasnda g ve etki sahibi olunacak veya mali gce ve yksek retim seviyesine dayanlarak sosyal adalet ve gvenliin tam anlamyla gereklemesine allacaktr. Bu arada

65

halkn refah dzeyini ykseltmek ve alma sresini ksarak iten ayrlacak bo zaman arttrmak gibi amalar da ele alnabilir. Rostow'un teorisi, baz lkelerde kalknmann neden hzla gerekletirilemediini ve hatta niin bir geriye dn tehlikesi ile karlaldn aklamada yardmc olmaktadr. Modelin en byk eksiklii, Schumpeter'in izahnda olduu gibi, lmeye tabi tutulacak bir yapya sahip olmamasdr. Aslnda bu eksiklik iktisadi bymeyi, iktisadi etkenler dndaki faktrlere de balayan btn byme grleri iin yaygndr. Siyasal rejim, sosyal dzen, halkn yeniliklere uyum becerisi vs. gibi hususlar rakamlandrlamamakta ve bu yzden iktisadi byme zerindeki etkileri kesinlikle llememektedir.

9. MAKRO EKONOMK GSTERGELERE DAYANAN GR VE KALKINMANIN PLANLANMASI


Bu byme modeli yukarda ksaca zetlenen kurumsal byme teorilerine gre deiik bir yapya sahiptir. Sz konusu modelde yalnzca, bymeyi etkileyen ekonomik faktrler ele alnmtr. Bu izah tarz devaml bymeyi incelerken, yatrmlarn talep ve kapasite arttrc etkileri arasnda belli bir dengenin bulunmas gerektiini ortaya koymaktadr. Bu modelin dier bir stn yan, Schumpeter ve Rostow'un modelleri gibi llemez deil, btn llebilir kavramlarla almasdr. Btn bu stnlkleri modele evrensel bir nitelik kazandrmtr. Onun iin sosyalist ekonomiler de dahil olmak zere birok lke byme sorunlarn zmek iin bu modeli bir planlama arac olarak kullanmlardr. Trk planlamasnn makro-ekonomik modeli buna rnek gsterilebilir. Gelimekte olan ekonomilerin kt kaynaklarn en uygun ekilde kullanmalar gerekmektedir. Kalknma veya byme srasnda beliren eitli sorunlar uygun kaynak kullanmn karmak bir problem haline getirmektedir. Ayrca hzl byme, gelir dalmn dzeltmek, d dengeyi salamak, isizlii azaltmak vs. gibi bazen birbiriyle eliebilen amalarn bir arada gerekletirilmek istenmesi ii daha da gletirmektedir. Bir yandan sanayilemeyi hzlandrmak, verimli yatrmlara ncelik vermek, te yandan mesela konut

66

sorununu zmek ve dviz darboazn dikkate almak, dier bir adan hem ihracat tevik etmek hem de ithalat ikame eden yatrmlar desteklemek gibi bir arada halledilmesi gereken bir sra problemin zlmesi kolay deildir. Bu nedenlerden dolay gelimekte olan lkelerin ou ellerindeki imknlar en iyi ekilde kullanabilmek amacyla kalknmalarn planl bir ekilde yrtmektedirler. Planlama trleri ok eitlidir. Bununla birlikte zellikle kinci Dnya Savandan sonra en yaygn uygulanan planlama tr ok aamal planlamadr. Bu planlama uygulamasnda aama vardr. Birinci aamada ekonominin makro-ekonomik deikenleri bir makroekonomik byme modeli erevesinde ele alnp, mesela hedef byme hzna varmak iin gerekli yatrm, tasarruf, d bor oranlar hesaplanr. Bu hesaplara devletin vergi gelirleri ile harcamalar, yatrmlar iin gerekli ham madde ve tehizat ithalat, ihracat projeksiyonlar vs. de sokulur. kinci aamada ekonomi eitli retim kesimlerine blnerek ele alnr. Her kesimin, retimde bulunabilmek iin dier kesimlerden almas gerektii hammadde ve yardmc mallar hesaplanr. Bylece yine her kesimin dier kesimlere verdii ham maddeler ve yardmc mallar da hesaplanm olur. Girdi-kt modeli denilen bu aamada retim kesimlerinin nihai mal olarak katklar ortaya kar. Sonu olarak yatrmlarn kesimler arasnda nasl dalaca, her kesim iin gerekli hammadde, emek, sermaye vs. hesaplanm olur. Ayrca tketim, yatrm ve ihracat vs. mal olarak kesim retimleri tahmin olunur. Her kesim iin ayr ayr hesaplanan deerler toplanarak makromodel ile tutarllklar tahkik edilir; gerekirse dzeltmeler yaplr. nc aama proje deerlendirme aamasdr. Her kesimde gerekletirilecek yatrm projelerinin uygulanabilirlii bu aamada ele alnr. eitli metotlara ve amalara gre en uygun yatrm projelerine ncelik verilir. Ksaca zetlenen planlama faaliyetlerinin gerekletirilebilmesi iin zel bir rgtn kurulmas gerekmektedir. Karma ekonomilerde bu rgtn hazrlad ve eitli organlarn onaylad plan ve programlar kamu kesimi iin emredici, zel kesim iin yol gsterici niteliktedir.

67

9.1. TRK PLANLAMASI


Trk planlamasnda ok fazl plan yntemi uygulanmaktadr. nce bir makroekonomik byme modeli yardmyla makro-denge kurulmakta, daha sonra eitli retim kesimleri arasndaki ilikiler ele alnmaktadr. Son aamada ise, her kesimde gerekletirilecek projelerin deerlendirilmesi yaplmaktadr. Trkiye'de planlama ile ilgili ileri yrten Devlet Planlama Tekilatdr. Ad geen rgt 30 Eyll 1960 tarihinde yrrle giren 91 sayl kanunla kurulmutur. Kanuna gre, Devlet Planlama tekilat, iktisadi ve sosyal hedeflerin belirlenmesinde hkmete yardm eden, uzun ve ksa vadeli plan ve programlar hazrlayan ve plann baaryla uygulanmas iin gerekli nlemleri neren bir Anayasa kuruluudur. Devlet Planlama Tekilatnn iki ana organ vardr: Yksek Planlama Kurulu ve Planlama Merkez Tekilat. Yksek Planlama Kurulu, Babakan veya Babakan Yardmcsnn bakanlk ettii, kabinenin setii bakanlar ile DPT mstear ve Planlama Merkez Tekilatnn daire bakanlarndan oluan bir kuruldur. Grevi, iktisadi ve sosyal hedefleri ve yaplacak planlarn stratejilerini belirlemektir. Teknisyenler eitli alternatifleri Yksek Planlama Kuruluna getirirler. Alman kararlar bakanlar tarafndan kabineye gtrlr. Son karar burada alnr. Planlama Merkez Tekilatnn hazrlad uzun ve ksa vadeli planlar da Yksek Planlama Kurulunda incelenir. Yine bakanlar tarafndan bu planlar Bakanlar Kuruluna gtrlr. Bakanlar Kurulunda yaplan grmelerden sonra planlar Byk Millet Meclisinin onayna sunulur. Onaylanan planlar da kapsadklar dnemin balangcndan itibaren yrrle girer. Planlama Merkez Tekilat, Babakanla bal bir mstearlk ile daire bakanlklar ve genel sekreterlikten oluur. Ad geen daireler mesela ktisadi Planlama Dairesi, Sosyal Planlama Dairesi ve Koordinasyon dairesi isimlerini tar. Planlama Merkez Tekilatnn grevi, rgtteki uzmanlarn ve uzman yardmclarnn yaptklar alma ve aratrmalar bir plan ve program kalbna dkmektir. ktisadi plan ve programlar ile ilgili almalar ktisadi Planlama Dairesinde, sosyal planlar ile ilgili almalar da Sosyal Planlama Dairesinde yaplr. Koordinasyon Dairesinin grevi, plann bu iki yann birbiriyle uzlar hale getirmektir.

68

EK 1 : KONJONKTR TEORLER
ktisadi yaamda meydana gelen dalgalanmalara konjonktr ad verilir. ktisadi bunalmlarla canllk dnemlerinin birbirini izlemesi, zellikle 19.yzylm ikinci yarsndan bu yana birok dnrn dikkatini ekmitir. Bu dalgalanmalar srasnda yatrm retim, istihdam vs. gibi ekonomik gstergeler, birtakm gecikmelerle de olsa, ayn ynde gelime eilimindedirler. nceleri bu dalgalanmalarn yaklak olarak on yllk bir uzunlua sahip olduu gzlemlenmi ve bu periyodik sanlan eilimin nedenleri zerinde durulurken, gneteki lekelerin etkisini bile ileri sren ilgin teoriler ortaya konmutur. Sonralar konjonktr dalgalanmalarnn dzgn ve ayn periyotlu olmad anlalmtr. Bugn ynetimler sz konusu dalgalanmalarn sakncalarn hafifletmek iin eitli ekonomik aralara sahiptirler. Fakat bu noktaya gelinceye kadar konjonktr dalgalanmalarnn nedenlerinin ayrntl bir ekilde aklanmas gerekmitir. Konjonktr dalgalanmalarnn nedenlerini aklamaya alan konjonktr teorileri iki ana grupta toplanabilir: Konjonktr iktisat d nedenlerle aklayanlar ve iktisadi nedenlerle aklayanlar. Konjonktr dalgalanmalarn iktisat d nedenlerle aklamaya alan teorilerden birine, dalgalanmalar gneteki lekelere balayana yukarda deindik. Jevons'un bu ilgin grnden baka, Moore'un yalarla ve Pigou'nun psikolojik etkenlerle ilgili fikirleri de bu grup iine sokulabilir. Konjonktr dalgalanmalarn iktisadi nedenlerle aklayanlara gre, yukardaki grler yanl deildir. Yalnz, iktisat d etkenler dalgalanmalarn gerek nedeni deil, onlarn iddetini ve boyunu etkileyen faktrlerdir. Konjonktr dalgalanmalarn iktisadi nedenlerle aklamaya alan teoriler eitlidir. Bunlar arasnda en nemli olanlarn gzden geirelim. Eksik tketim veya ar retim teorileri, konjonktr teorilerinin banda gelir. Bu teoriye gre hzla gelien sanayilemi lkelerde tketim harcamalarnn retim artna ayak uyduramay iktisadi hayatta daralmalara, isizliin artmasna vs. neden olur. Baz dnrler ise, konjonktr dalgalanmalarn ar yatrm teorileri ile aklamaktadrlar. Bu dnrlere gre, yatrlabilir fonlarn art bir noktaya

69

kadar ekonomik faaliyeti geniletir. Fakat ekonomi bu fon artn massedemez duruma gelirken son aamalarda faiz haddi de hzla ykselir. Bylece, nce yatrm mal reten sanayilerde, sonralar da ekonominin dier kesimlerinde daralma balar. Parasal konjonktr teorileri, iktisadi hayatta dalgalanmalar faiz haddi, para ve kredi hacmi gibi parasal nedenlerle aklamaya alr. Bunlara gre ekonomide iki tr faiz haddi dnlebilir. Klasik, tasarruf arz - yatrm talebi eitliiyle kararlanan piyasa faiz haddi, uzun dnemli grne sahip gerek veya doal faiz haddi. Piyasa faiz haddinin, doal faiz haddinin altnda olmas giriimcileri yatrmlar arttrmaya iter. Sonu olarak ekonomi geniler. Fakat piyasa faiz haddi, doal faiz haddini aarsa tam tersi bir eilim doar. Yatrm, retim, istihdam daralr; fiyatlar ve krlar der. u halde ekonomide ancak piyasa faiz haddi ile doal faiz haddi eit ise denge vardr. Tersi durumda genileme veya daralmalar ekonomiyi bu dengeye iter. Parasal bir grne sahip olan fakat dalgalanmalar tketim mallar-yatrm mallar arz-talep dengeleri arasndaki ilikiyle aklamaya alan teoriler parasal ar yatrm teorileri adn tar. Bu teorilere gre, sz konusu denge durumunda tketimde yatrmlar aleyhine veya yatrmlarda tketim aleyhine bir deiiklik meydana gelme eilimi kendiliinden var olamaz. Fakat bu dengeyi, para arzmdaki deimeler tasarruf-yatrm ilikileri aracl ile bozabilir. Mesela nce tketim azalp tasarruflar artarsa, yatrmlar da geniler. Bununla beraber sonu olarak gelir ve istihdamda bir deiiklik olmaz. nk tketim harcamalarndaki daralmay yatrm art kapatmtr. Fakat banka kredilerindeki bir genileme, tasarruflar ykselmeden de yatrmlarn artmasna neden olur. Oysa tketimde bir daralma meydana gelmemitir. Bu yzden ekonomide bir genileme balar. Yatrm mallar sanayileri geliir. Fakat tketim mallar sanayileri olduu yerde sayar. Yatrmlarn artp, tketimin de daralmamas ve yatrmlarn banka kredilerince finanse edilmesi halinde para arznda net bir art meydana gelmi demektir. Bu durumda genilemeyen tketim mallar sanayileri rnlerinin fiyatlar ykselecektir. Tketim mallar fiyatlarndaki ykselme, cebri tasarruf artna yol aacak ve bylece yatrmlarda krediler yoluyla meydana gelen genilemeyi parasal tketim harcamalarndaki daralma gidermeye balayacaktr. Ayrca tketim mallarnn fiyatlarnn ykselmesi bu kesimde krlarn da genilemesine ve kaynaklarn bir ksmnn yatrm mallar

70

sanayilerinden, tketim mallan sanayilerine kaymasna neden olacaktr. Sonu olarak ekonomide daralma balayacak ve tekrar tketim mallar- yatrm mallar arz-talep dengesi kuruluncaya kadar daralma ve kaynaklarn yer deitirmesi devam edecektir. Konjonktr dalgalanmalarnn nedenlerinin ne yalnzca reel ne de yalnzca parasal faktrlere (ve hatta ekonomik deikenlere) balanabileceini savunan iktisatlar da olmutur. Bu arada psikolojik konjonktr teorisi ile Schumpeter'in birinci blmde incelenen ve konjonktr modeli olarak da yorumlanabilen yenilik teorisini anmak gerekir. Konjonktr dalgalanmalarnn aklanmas iin harcanan abalara Keynesyen analiz aralar byk imknlar getirmitir. Bu aralar kullanan dnrler dalgalanmalar ada makro-ekonomik teori iinde kolaylkla aklayabilmilerdir. Konjonktrn teorik aklamas yakn yllara kadar geni ilgi uyandrmaktayd. zellikle 1929 dnya bunalmnn yaratt byk sarsnt, iddetli dalgalanmalarn nedenlerinin aklamas ve bu dalgalanmalara kar nlem aranmas yolunda harcanan abalar younlatrmt. Hatta bu abalarda eski teorilerin yeniden yorumlanmasna bile gidildii grld. Ancak byk bunalmn yaratt bu tedirginlik, gerek iddetli dalgalanmalarla son dnemlere kadar karlalmamas ve gerek Keynesgil politika aralaryla nispeten kk dalgalanmalara kar etkin nlemler alnabilmesi, konjonktr teorileri zerindeki tartmalar arka planda brakmtr. Ayrca son krizin nedenlerini aklamada ve gerekli nlemleri almada bilinen konjonktr teorilerinin yetersiz kalmas da bilimsel abalar baka ynlerde younlatrmtr.

EK 2: KTSAD SSTEMLER
ktisadi sistem, ulusal ekonomide gereksinimlerle retim arasndaki dengeyi en etkin ekilde salad savunulan bir mekanizmann btndr. u halde sistemler arasnda ama asndan deil, bu amaca varmak iin nerilen yntem ve aralar asndan farklar vardr.

71

ktisadi sistemler eitli ynlerden snflanabilir. Geni bir tanmlama ile kapal ekonomi sistemleri ve mbadele ekonomisi sistemleri olarak iki grupta toplamak mmkndr. Kapal ekonomi sisteminde reticiler yalnz kendi gereksinmeleri iin retimde bulunurlar. htiya-retim dengesi da kapal bir grup iinde kurulur; dardan mal almak veya darya mal satmak yollar aranmaz. Hiyerarik bir sosyal bnyeye sahip olan kapal ekonomilerde, retim faaliyetini ve rnlerin fertlere dalmn, btn iktidarn ve haklarn tek sahibi olan ef, senyr, reis vs. ayarlar. Gereksinmeler basit olduundan retim teknii de ilkeldir. Gven duygusu, bamszlk tutkusundan nce gelir. Daha dorusu, artk genellikle tarihte kalm bu sistemde, bamszln iktisadi gven yannda pek nemi yoktur. Mbadele ekonomisi sistemlerinde, her fert kendi gereksinmesinden daha ounu retip bu fazlay dier gereksinmelerini retemedii mallarla mbadele eder. Bu sonucu yaratan i blm ve uzmanlamadr. Mbadele ekonomisinde, gereksinme-retim dengesini en etkin salamak iin kullanlan aralar ve yntemler bakmndan balca iki sistemden sz edilebilir. Kapitalizm ve Sosyalizm. Kapitalizmde iktisadi denge piyasa mekanizmas yoluyla kendiliinden gerekleir. Bu otomatik mekanizmann ilemesi iin, retim aralar zel mlkiyete bal olmaldr. retim aralarnn sahibi olan giriimciler veya giriimci-kapitalistler retimi organize ederler. retimi gerekletirebilmek iin gerekli olan insan emeini de emekiler veya iiler salar. Toplumda giriimci-kapitalist snf ile ii-emeki snf arasndaki ilikiler ok nemlidir. Devlet ilke olarak, iktisadi hayata katlmaz ve karmaz. Kapitalist sistemin dinamik unsuru giriimci-kapitalistin kr motifidir. Giriimci bu sistemin ilemesinde birinci derecede role sahiptir. retim faktrlerini faktr piyasalarndan salayan giriimci, faktrleri organize ederek rettii mallar mal piyasalarnda satar. Piyasalar bir yandan mallarn, te yandan faktrlerin fiyatlarn ve dolaysyla faktrlerin toplam rnden alacaklar paylar belirler. Giriimciler arasndaki rekabet, ekonomide etkinlii arttrr. Bu nedenle uygulanan retim teknii ileridir. Giriimciler hem gitgide byyen ve younlaan talebi karlamak, hem de yeni gereksinmeler yaratmak iin teknik yenilikleri retime uygulayarak, retim tekniinin devaml ilerlemesini salarlar.

72

Sosyalist sistemde iktisadi denge, merkezi otorite ve plan aracl ile gerekletirilmek istenir. retim aralar zel mlkiyete konu deildir. retim aralarnn sahibi kamu adna devlettir. retimin ynetimi ve gelir dalmnn belirlenmesi merkezden yaplr. Ekonomide giriimci-kapitalist bulunmadna, lkede hem ynetenler hem de ynetilenler emeki olduuna gre, grnm tek snfl bir toplumdur. Bununla birlikte piyasa mekanizmasnn olmamas, tm iktisadi ilemleri planlayacak, dzenleyecek ve uygulayacak bir teknokrat ve brokrat kitlenin, emekilerin n saflarnda grlmesinde de neden olacaktr. ktisadi faaliyet emredici nitelie sahip merkezi plan aracl ile yrtlr. retim teknii sosyalist sistemde de ileri dzeyde olabilir. Kr motifi yerini kamuya, hizmet motifine brakmtr. Gerek kapitalist gerek sosyalist sistemin tm yapsal zellikleriyle uygulanmasna bugn rastlamak imknszdr. nk 19.yzylda, yukarda saylan zelliklere az ok sahip olan kapitalist sistem uygulamas, sonralar emeki snfn rgtlenmesi, tam rekabet koullarnn bozulmas, uygarlk kavramlarnn deimesi ve devletin yalnz polis-devlet olmaktan kp bir takm toplumsal grevler yklenmesi vs. nedeniyle bugnk aamaya kadar varan deiiklikler geirmitir. Bugn zel giriimci-kapitalist ile birlikte kamunun, iktisadi hayata katld, kart ve ekonomiyi ksmen ynettii ve kontrol ettii bir karma ekonomi uygulamasna varm bulunuyoruz. Sosyalist sistem de hibir zaman btn zellikleriyle tam uygulama alan bulamamtr. Sosyalist sistemi uygulayan lkelerin bir ksm retim arac olarak nitelenebilecek baz deerleri zel mlkiyete teslim etmek zorunda kalmlardr. retimi hzlandrmak iin zaman zaman kr motifine benzeyen baz motifler uygulamaya koymutur. Bu belirtilere bakarak iki sistem arasnda zaten ama fark olmadndan, bir yaknlama eiliminin ortaya ktn savunanlar giderek artmaktadr.

73

74

DRDNC BLM
PARA 10. PARANIN TANIMI, LEVLER, DOUU, ETLER
Para herkes tarafndan kabul edilen bir al-veri aracdr. Bu tanma gre, parann ilevlerinden biri al veri arac olmasdr. Dierlerini de ortak deer ls olma, deer saklama ve bor deme ilevleri olarak sralayabiliriz. imdi bu ilevleri veya grevleri teker teker gzden geirerek para tanmn geniletmeye alalm. Para bir al-veri aracdr. ada paral ekonomilere gelinmeden ok nce fertler gereksinme duyduklar mallar, ellerindeki dier mallarla deitirerek elde edebiliyorlard. Trampa ad verilen bu dei toku ileminin gerekleebilmesi iin baz artlarn varl gerekiyordu. Mesela elindeki bir mal dier bir mal ile deitirecek kiinin ayn ihtiyac ters ynde duyan bir baka kiiyi bulmas gerekiyordu. Ayrca dei toku edilecek mallarn deerlerinin de eit olmas aranyordu. Bu artlar gereklemedii taktirde trampa ancak aamal bir ekilde ileyebiliyordu. Yani eldeki mallar aama aama dierleriyle deitirilerek esas ihtiya duyulan maln salanmasna doru adm adm ilerleniyordu. Aradaki aamalar azaltmak iin tek are eldeki mal nce herkes tarafndan istenen bir mal ile takas etmek ve sonra da bu mal ihtiya duyulan mal ile deitirmekti. Kademeli trampann iki aamas arasna giren ve herkes tarafndan kabul edilme zelliine sahip olan mal modern parann balangc olmutur. Bugn al-verilerin paral olduunu, yani ihtiya duyulan mallar elde edebilmek iin nce eldeki mallarn paraya evrildiini, sonra da bu parann nihai gaye iin kullanldn biliyoruz. Para bir deer lsdr. Kademeli trampada mallar birbirleriyle deitirilirken her aamada bir deer eitlii sorunu ortaya kyordu. Ekonomideki btn trampa ilemleri dikkate alnrsa mallarn birbirlerine gre

75

mukayeseli deerlerini veren mbadele oranlarnn eitlilii karsnda al verileri hzla gerekletirmenin ve ihtiyalar ksa srede salamann gl ortaya kar. Oysa mallardan birinin ortak deer ls olarak kabul mbadele oranlarnn saysn hayli azaltacaktr. Para, bu ortak deer ls olma ilevini tam bir ekilde yerine getirmektedir. Para bir deer saklama aracdr. Parann iki aamal mal al veriinde mbadele arac ve ortak deer ls olarak kullanlmas al verileri kolaylatrr ve hzlandrr. Bununla birlikte bir aamadan dierine gidilirken yine de belli bir sre geecektir. Fertlerin gelirleri ile harcamalar arasndaki bu zaman fark parann ilerideki ilemler iin elde tutulmasna yol aacaktr. Ayrca, beklenmeyen ihtiyalar iin ve deer deimelerinden baz parasal avantajlar salamak amacyla de elde para tutulabilir. Para bir bor deme aracdr. Kiiler ihtiyalarn gidermek iin ileride demek zere bor alabilirler. Borlarn belli vadeler sonunda denmesi ve vadeye gre faiz yrtlmesi ancak para sayesinde mmkn olabilir. Daha ak bir deyile para borlar ve ileride denecek tutarlar belirleyen bir ara ilevini de grmektedir. Yukardaki ilevleri yerine getirmek zere tarih boyunca deiik toplumlarda eitli mallar para olarak kullanlmtr. Bunlar arasnda tuz, ttn, ay gibi tketim mallar ile boynuz, deniz kabuu, boncuk, bak vs. gibi dorudan tketilmeyen mallar saylabilir. Al verilerin genilemesi sonucunda kolay tanabilir, dayankl, kk paralara blnebilir, homojenlie sahip ve kendi deeri nispeten istikrarl olan mallar aranmtr. Bu niteliklerin altn ve gm gibi deerli madenlerde bulunmasyla, ad geen madenlerin para olarak kullanld dneme geilmitir. Yukarda saylan mallara ve metal paralara mal-para da denilmektedir. Daha sonralar yzde yz altn karl olmayan banknot ve kat paraya temsili para veya kredi paras ad verilmektedir.

10.1. PARA TRLER VE PARA ARZI


Para trleri tarihsel adan ele alnarak incelenebilir. Yukarda zet olarak anlatlan bu konu ilerideki sayfalarda para sistemleri incelenirken ayrntl olarak bir kez daha gzden geirilecektir. Burada para eitlerini Trkiye'yi rnek alarak yalnzca analitik adan ve para arz ynnden snflandracaz.

76

Merkez Bankas tarafndan karlan kat paralar ile Hazine tarafndan karlan ufaklk paralar toplamna asli para ad verilir. Asli para yannda, parann ilevlerini ayn nitelikle yerine getiren bir ksm banka mevduatna da kaydi para denir. Dier baz mevduat trleri ile tanabilir deerler ise asli para kadar mkemmel olmamakla birlikte yine de para ilevini grebilirler. Bunlara da para benzeri likiditeler diyoruz. Para benzeri likiditeler arasnda hazine bonolar, devlet tahvilleri, bankalardaki vadeli mevduat vs. saylabilir. Hangi tip mevduatn kaydi para, hangilerinin para benzeri likidite saylaca ise tartmal bir konudur. Bir gre gre eke tabi vadesiz mevduat bilfiil tedavl ettiinden kaydi para saylr. Vadeli mevduat, likidite esasna gre ele alndnda para benzeri likiditeler arasna girmektedir. Yazarlarn ou ve uluslararas mali kurumlar tarafndan dzenlenen baz resmi para istatistikleri bu ayrm tercih etmektedir. Bununla birlikte bugn, vadeli mevduatn da belli miktarda faizden feragat edilerek vadesinden nce bankadan ekilebilmesi ve hesaptan hesaba nakil olunabilmesi ad geen ayrmn kesinliini azaltmaktadr.

11. BANKALARIN KAYD PARA YARATMALARI


Kaydi paraya mevduat paras veya banka paras da denmektedir. Mevduatn kayt yoluyla dolanmm salayan araca ek ad verilir. ek bankadaki bir alacak zerine ekilmi deme emridir. zerinde ismi yazl kimseye veya hamiline belli bir miktar parann denmesini bankaya emreder. eki alan kimse zerinde yazl tutar ya hemen paraya evirir ya da sz konusu bankada veya baka bir bankadaki hesabna geirtir. eklerin hemen paraya evrilmesi sonunda halkn eline geen parann bir ksmnn bankalar sistemine yine mevduat olarak dneceini unutmayalm. Bankalar kendilerine yatrlm mevduata dayanarak kredi verirler. Bu krediler de eke tabi vadesiz mevduat hesab alarak dzenlenir. Ancak bankalarn bu ekilde para yaratma imknlar snrsz deildir. Mevduat ile ilgili gnlk kasa giri ve klarn karlayabilmek zere mevduatn belirli orannda bir tutarnn kasada ihtiyat olarak saklanmas zorunluu vardr. Bankalarn mevduatlar ile atklar toplam krediler arasndaki bu ihtiyat oran, ou lkelerde yasa ile belirlenmitir. Bu ihtiyat oran bankalar sisteminin toplam

77

mevduat limitini belirler. nce mevduat sahiplerini bu mevduatn belirli orann para olarak ekmedii (yani mevduat zerine ekilen eklerin bir ksmnn paraya evrilmedii) bir durumda bankalar sistemine yatrlan mesela 1000 TL Tik bir mevduatn kendisinin ka kat mevduat yaratacan inceleyelim. Kanuni ihtiyat oran % 20 olsun. Sisteme yatrlan 1000 TL'nin 200 liras ihtiyat olarak saklanp 800 liras kredi olarak verilebilecektir. Bu 800 lira er ge mevduat olarak yine bankalar sistemine dnecektir. 800 liralk mevduat karlnda bu kez 160 lira ihtiyat braklacak ve 640 liralk kredi alacaktr. nc aamada sisteme dnen 640 lirann, 128 liras ihtiyat braklp geri kalan ksm kredi olarak verilebilecektir. Aamalar uzadka verilebilecek ek krediler sfra yaklaacak ve sonunda zincirleme sre duracaktr. rnekten anlald zere bankalar sistemine yatrlan mevduat yasal ihtiyat oranna bal olarak kendisinin 5 kat toplam mevduata ve 4 kat toplam krediye yol amtr. Trkiye'de bankalar minimum ihtiyari karlk yannda, Trkiye Cumhuriyet Merkez Bankas tarafndan genel ekonomik duruma gre belirlenen yasal karlk bulundurmak zorundadrlar. Yasal karlklar T.C. Merkez Bankasnda zel hesaplara yatrlr. Ayrca ihtiyari karlk olarak yalnzca kasa karl deil T.C. Merkez Bankasnda Hazine Bonolar, Devlet Tahvilleri vs. de bulundurulabilir. Bu bono ve tahviller istendii anda paraya evrilebilme nitelii tar. Trk bankaclk terminolojisinde ihtiyari karlklar umumi disponibilit, yasal karlklar munzam karlk olarak geer.

12. BANKACILIK
Bankalar kredi ticareti yapan, bor para vermek isteyenlerle almak isteyenler arasnda araclk grevini yklenen kurumlardr. Ayrca mterilerine eitli hizmetler de grrler. Bankalarn ilevlerini anlatmaya gemeden nce kredi kavramn aklamaya alalm. Kredi, bir maln bedelinin ileride denecei anlamn tar. Ayn ekilde deme koulu ile bor para verilmesi de kredi saylr. Bankalar atklar kredi karlnda faiz alrlar. Krediler vadeleri bakmndan ksa, orta ve uzun vadeli olmak zere grupta toplanabilirler. Sanayi ve tarm kesiminin genellikle iletme sermayesi

78

ihtiyacn karlayan ksa vadeli kredilerdir. Ayrca kredili satlar ve taksitli satlar da ksa vadeli kredileri kullanrlar. 3-5 yllk orta vadeli krediler, retim srecinin uzun srmesi durumunda sermaye ihtiyacn karlar. 5 yldan fazla sreli uzun vadeli krediler sabit sermaye finansmannda kullanlr. Krediler teminatl ve teminatsz olarak da ikiye ayrlr. Teminat olarak gsterilen deer bir menkul veya gayrimenkul olabilir. Buna gre krediler srasyla rehinli kredi ve ipotekli kredi olarak adlandrlr. Ayrca ticari senetlere dayanan senet mukabili kredi tr de vardr. Teminatsz krediye, ak kredi de denir. Kredi zerinden yrtlen faiz, vadeye ve teminata bal olarak deiebilir.Vade uzadka faiz haddi ykselebilir; teminat arttka faiz haddi debilir. Kullanlma ekillerine gre krediler, retim kredisi ve tketim kredisi olarak da iki grupta toplanabilir. Ayrca krediyi alan kesimlere gre kamu kesimi kredisi, zel kesim kredisi, ticari krediler, sna krediler, tarmsal krediler, esnaf kredileri vs. gibi ayrmlar da yapabilir. Bankalar kredileri topladklar mevduata dayanarak aarlar. Aslnda vadesiz ve ksmen vadeli tasarruf mevduat yannda bankalar ticari, resmi ve bankalar aras mevduat da yaratrlar. Bununla birlikte kredilerin esas kayna tasarruf mevduat ile ticari mevduattr. Bor para vermek isteyenlerle almak isteyenlerin tek tek miktar ve vade bakmndan uyuabilecekleri kiileri bulmalar gtr. Bankalar araclk ilevleri ile bu gl yok eder. Ayrca bankalar bor veren bakmndan bir gven unsuru olutururlar. Bankalarn kredi ticareti ilkeye dayanr. Likidite, gven ve krllk. Aslnda bu ilke arasnda bir eliki vardr. Likidite ve gvene fazla nem verilmesi krll azaltabilir. Veya tam tersine krlln n planda dnlmesi gven ve likiditeden bir miktar zveride bulunulmas demektir. Bugnn krllk ilkesine dayanan bankaclk ilemleri bu nedenle sk bir devlet denetimini altnda bulunmaktadr.

79

12.1. BANKA TRLER


Bankalar faaliyet alanlarna gre yle snflandrlabilirler: Merkez Bankalar emisyon yetkisine sahip, para arzn kontrol eden kurumlardr. Ticaret Bankalarnn kredi kayna mevduat olup ticaret kesimi ile i yaparlar. Kredi ticareti yannda kambiyo ilemleri, borsa ilemleri, emanet braklan pay senetleri ve tahvillerin ynetimi, havale ileri, istihbarat hizmetleri gibi ilevleri de vardr. Bankalar kendi sermayelerini ve tahvil karmak suretiyle elde ettikleri sermayeleri kullanarak eitli giriimler kurup iletirler. Bu arada baz kurulmu giriimlere de itirak ederler. Uygulamada Ticaret Bankalar ile Bankalarnn birbirlerinin ilevlerini de grdkleri gze arpmaktadr. Ziraat Bankalar tarm kesimine eitli vadelerle kredi aarken, Emlak Bankalar ipotek karl uzun vadeli fakat dk faizli konut kredisi verirler. Sanayi Bankalar veya Yatrm Bankalar imalat kesimine orta ve uzun vadeli kredi salarlar. Bunun yannda baz sanayi giriimlerine bizzat itirak etmeleri de mmkndr. Maden Bankalar madencilik kesiminde uzmanlam i bankalardr. Halk Bankalar veya Esnaf Bankalar genellikle esnafa ve kk sanatkrlara kredi salar. Bu banka trlerinin yannda halka ipotek ve rehin karl ksa vadeli kredi salayan Emniyet Sand tipinde banka trleri de vardr. Bankalar faaliyetlerine gre smflandrlabildii gibi z sermayeyi salayan kiiler asndan Kamu Bankalar, zel Bankalar ve Karma Bankalar olarak da tasnif edilebilirler. Ayn zamanda sermayenin de milli ve yabanc oluuna gre Milli Bankalar ve Yabanc Sermaye ile Kurulmu Bankalar eklinde de bir snflama yaplabilir.

12.2. BANKA LEMLER


Bankalarn temel ilevleri mevduat kabul edip kredi vermektir. Bunun iindir ki bankalara para ticareti yapan kurumlar denmektedir. Mevduat ve kredi ile ilgili kavramlar yukarda gzden geirdik. Burada banka ilemlerini daha yakndan ve daha ayrntl bir ekilde ele alacaz. Bankalar skonto suretiyle kredi aabilirler. Iskonto tccar senetlerinin bankaya krdrlmasdr. Alaca iin kendisine bono verilmi bir kimse, derhal

80

likit paraya ihtiyac varsa bu bonoyu bankaya krdrr ve yaklak olarak bono zerinde yazl tutar vadesinden nce elde etmi olur. Bankalarn dorudan atklar kredilere genel olarak avans ad verilir. En basit avans ekli ak kredidir. Bankalar gvendikleri mterilerine ak kredi verebilirler. Avans bir teminata karlk da alabilir. Borlunun borcunu deyebileceinin banka tarafndan kabul ve taahht edilmesine kabul denir. Burada banka mterisinin kredisi yerine kendi kredisini koymaktadr. Kabul veya akseptasyon ilemine zellikle uluslararas ticaret alannda rastlanmaktadr. Kefalet ilemlerinde ise banka dorudan mterisine kefil olmaktadr. Kabul ileminde borcun denememesi halinde bankann bu borcu yklenmesi zorunlu deildir. Kefalet halinde bankann borcu zerine almas zorunludur. Bankalar, uluslararas demelerin tasfiyesi ile ilgili ilemlere de giriirler. Kambiyo ilemleri ad verilen bu ilemler srasnda bankalar uluslararas borlarn denmesinde araclk grevini yklenirler. Dviz alm satm da kambiyo ilemleri iine girer. Sermaye piyasasnn gelimi olduu lkelerde bankalar pay senetleri ve tahvil satlarnda arac olabilirler. Burada banka ya yalnzca satn kendi servislerinde yaplmasna izin verir veya karlacak menkul kymetlerin plasmann zerine alr, hatta sat garanti eder. Bankalar bu ilemleri dnda mterilerine baz hizmetlerde de bulunabilirler. Mesela senet, fatura ve kuponlarn tahsili ve denmesi, kasa kiralanmas, menkul kymetlerin ynetimi, itibar mektuplar ve seyahat eklerinin dzenlenmesi, ticari ve mali bilgi verme gibi hizmetler bankalarn ilevleri arasnda saylr.

13. MERKEZ BANKACILII


Banknot karma yetkisinin tek bir bankaya veriliiyle birlikte 18. ve 19. yzyllarda merkez bankacl balamtr. Balangta zel giriime ait olan veya karma giriim niteliinde bulunan merkez bankalar sonradan ounlukla

81

devletletirilmitir. Bugnk anlamyla merkez bankalar kat para karma (emisyon) yetkisine sahip, dier bankalarn mevduat ve kredilerini miktar ve dalm ynnden etkileyip kontrol edebilen, kamu kesimine dorudan kredi aabilen mali kurululardr. Merkez bankalarnn ou, para politikasnn dzenlenmesinde hkmetten bamsz bir gre sahip olmakla birlikte bu bamszlk birok adan tartlabilecek bir konudur.

13.1. MERKEZ BANKALARININ LEMLER


Merkez bankalarnn ilemlerinin banda emisyon gelmektedir. Emisyon kat para karlmas demektir. Kredi hacmini kontrol etmek iin ise balca drt araca sahiptirler: Reeskont haddi, ak piyasa ilemleri, kanuni karlk oranlar, kredi plafonu. imdi bu aralar srasyla aklamaya alalm. Bankalarn kanuni karlklar merkez bankalarnda saklanr. Bu karlklarda bir azalma olduu taktirde bankalar merkez bankasna bavurarak krm olduklar senetlerin yeniden iskontosunu (reeskont) isteyebilirler. Merkez bankalar yeniden iskonto arasnda bir faiz yrtrler. Bu faiz haddine reeskont oran ad verilir. Reeskont haddi ne kadar dk olursa bankalarn ellerindeki senetleri yeniden krdrmaya eilimleri o kadar yksek olacak ve dolaysyla kredi hacmi genileyecektir. Reeskont haddinin ykseltilmesi ise kredi hacmini daraltc ynde etki yaratacaktr. u halde reeskont haddi kredi hacminin belirlenmesinde etkin bir role sahiptir. Merkez bankalar bu oran deitirerek kredi hacmini etkileyebilirler. Ak piyasa ilemleri pay senedi ve tahvil alm satm demektir. Merkez bankalar kredi hacmini ksmak istediklerinde ellerindeki tahvilleri sata karrlar. Bunlar satn alanlar demelerini bankalardaki mevduatlarna dayanarak ekle yaparlar. Merkez bankalar ekte yazl tutar, ekin ait olduu bankann yasal karlk hesabndan derler. Kanuni karlklar azald iin de banka kredi hacmini ksmak zorunda kalr. Kredi hacmi geniletilmek isteniyorsa merkez bankalar bu kez de mesela tahvil satn alr ve mekanizma tersine iler. Ak piyasa ilemleri pay senedi ve tahvil piyasalar geni, ekle demelerin yaygn olduu gelimi ekonomilerde etkili olabilir. Reeskont politikas ve ak piyasa ilemleri ounlukla birlikte uygulanr. Ak piyasa ilemleri dorudan bankalar ile de yaplabilir.

82

Kredi hacminin kontrolnde kullanlan dier bir ara kanuni karlk orandr. Bu orann ykseltilmesi kredi hacmini daraltr. Orann azalmas ise ters ynde etki yaratr. Kanuni karlk oran ak piyasa ilemleri kadar elastik ve gnlk ayarlamalara elverili deildir. Kredi plafonu kredilerin genilemesini engellemek iin belirlenen bir tavandr. Gelimekte olan lkelerde en etkin kredi kontrol arac kredi plafonudur.

13.2. TRKYE'DE MERKEZ BANKACILII


Trkiye'de merkez bankas niteliini tayan ilk banka 1865'de kurulan Osmanl Bankasdr. Osmanl Bankasna verilen otuz yllk imtiyaz sresi nce yirmi yl, sonra da on iki yl daha uzatld. Sre dolmadan bir yl nce 1924'de Cumhuriyet hkmeti temsilcileri ile Osmanl Bankas arasnda on yllk bir anlama daha yapld. Ayrca, Trkiye Cumhuriyeti ileride emisyon yetkisine sahip bir banka kurduu taktirde Osmanl Bankasnn buna itiraz etmeyecei ilkesi kabul olundu. 1931 ylnda Trkiye Cumhuriyeti Merkez Bankas kuruldu ve Osmanl Bankas merkez bankas niteliini kaybetti. 1933 ve 1953'de yaplan iki anlama ile Osmanl Bankasnn faaliyet sresi nce 1952'ye sonra da 1975'e kadar uzatld. Messese zorunlu dolanma tabi banknotlarn 1946 ylma kadar btnyle toplad ve bylece lkemizde faaliyette bulunan herhangi bir yabanc bankadan fark kalmad. Bugn kt para karma yetkisine yalnz T.C.Merkez Bankas sahiptir. Hkmetin yalnzca ufaklk madeni para karma yetkisi vardr. Merkez Bankas ticari ve zirai senetlerin yeniden iskontosu, devlet tahvillerinin skontosu, hazine bonosu mukabili avans vs. karlnda kt para ihra etmeye yetkilidir.

14. PARA SSTEMLER TARHES


Parann douunu ok eskilere kadar gtrmek mmkndr. Bununla birlikte para arznn belirli kurallara balanmas yakn zamanlarda gerekletirilebilmitir. lk para sistemleri deerli madenlere dayanmtr. Daha sonralar banknot ad verilen temsili paralar dolanma km ve sonunda ada kt paraya kadar gelinmitir.

83

18.yzyla kadar gm sikkeler Avrupa para sisteminin temelini oluturmutur. Afrika, Asya ve Latin Amerika'nn baz lkelerinde ise bu sistem 20.yzyla kadar devam etmitir. Ad geen sistemde para deerinin ls gm olmu ve altn sikkeler yalnzca kle deerleri zerinden ilem grmtr. Gm ile altn arasndaki deer oran serbeste dalgalanmaya braklmtr. Devlet yalnzca kendisine ait veya imtiyaz verdii darphanelerde baslm gm sikkelerin kabuln zorunlu klmtr. Gm sisteminde sikkelerin arln ve ayarn devlet tespit etmekle birlikte zel kiilere de tura resmi ad verilen bir bedel karlnda ellerindeki klelerden sikke kestirmek hakk tannmtr. Gmn altna gre daha fazla yer kaplamas ekonomik ilemler gelitike tutar ykselen demelerde glkler yaratmaya balamtr. Ayrca Amerika ktasnn kefinden sonra Avrupa'daki altn stoklar hzla genilemi, altnn deeri arz ve talebine bal olarak srekli olarak dalgalanmaya balamtr. Bu durumda gm ile altn arasndaki deer orann kararl klmak glemitir. Sonu olarak gm esasndan vazgeilerek altn ve ift maden sistemlerine gidilmitir. Altn sikke sisteminde para ls altnd. Darphanelerde zel kiiler yalnzca altn sikke kestirebilmi, gm sikkeler ancak devlet tarafndan dolanma karlmtr. Gm sikkeler kle deerleriyle deil devletin belirledii deere gre tedavl etmitir. Altn sikke sisteminde d ticaret serbest ise demeler dengesinde belirecek ak ve fazlalklarn kendiliinden ortadan kalkacan savunan bir gr ileri srlmtr. Otomatik altn standard teoremi ad verilen bu gr yle zetlenebilir. Karlkl d ticarette bulunan A ve B lkelerinden birincisinde bir ithalat fazlall (ak), dierinde ihracat fazlal meydana gelmi olsun. A lkesinin ithalat fazlal B ye altn demek suretiyle denecektir. Bu ekilde A da para hacmi daralacak, B de genileyecektir. Sonu olarak da A lkesinin mallar B ye gre ucuzlam olacandan, A nm ihracat artp ithalat azalacak ve demeler dengesindeki ak kapanacaktr. B lkesinde ise ihracat azalp ithalat artacandan demeler dengesi fazlal eriyecektir. Yukarda gm sisteminden vazgeilerek altn sikke ve ift metal sistemlerine gidildiini sylemitik. Altn sikke sistemini ksaca aklam olduk. imdi ift metal sistemini aklamaya alalm. Bu sistemde hem gm hem de altn, para deerine temel oluturmutur. zel kiiler her iki

84

madenden de sikke kestirmek hakkna sahipti. Her iki tr sikkenin de demelerde kabul zorunluydu. Altn ve gm sikkeler arasndaki deer oran piyasaya braklmam ve kanun koyucu tarafndan tespit edilmitir. nceleri arzasz ileyen bu sistemde bir ara altn retiminin sonra da gm retiminin artmas iki maden arasndaki paritenin bozulmasna yol amtr. zellikle gm retimindeki art gmn piyasa deerini para deerinin altna drmtr. Bu durumda gm ucuza alp darphanede sikke kestirerek demelerde kullanmak yaygn hale gelmi ve altn sikkeler adeta ortadan kaybolmutur. Tedavlde deer ve kalite itibariyle farkl deme aralar olduu zaman ortaya kan bu olay en iyi ekilde Gresham kanunu aklamaktadr. Bu kanuna gre "piyasada deer itibariyle birbirinden farkl iki deme arac bulunduu zaman, kt para iyi paray kovar, tedavlde yalnz kt para kalr" . 19. yzyln ikinci yarsndan balayarak ift metal sistemini ayakta tutabilmek iin baz nlemler alnmtr. Mesela gm sikkelerin ayar drlm ve serbeste bastrlmas durdurulmutur. Ayrca kk birimli gm sikkelere kabul snr belirlenmi, ksaca gmn para ls olarak grd ilevler snrlandrlmtr. Sonu olarak da ortaya topal mikyas ad verilen sistem kmtr. Madeni para sistemleri yaygn bir ekilde uygulanrken 17.yzyldan itibaren temsili paralarn da tedavl etmeye balad gze arpmaktadr. Aslnda madeni sikkelerin yerini tutmak zere karlan temsili paralara eski alarda dahi rastlanmaktadr. Bununla birlikte, ada banknot sistemlerine nc saylabilecek ilk temsili para, ngiltere'de 17.yzylda deerli madenleri saklayan sarraflarn tevdiat sahiplerine verdikleri makbuzlardr. Goldsmith's notes ad verilen bu makbuz hamilleri, zerinde yazl deerde altn veya gm kle almak hakkna sahiptir. Zamanla bu makbuzlar para gibi tedavl etmeye balamtr. Daha sonralar sarraflar kendilerine tevdi edilen deerli madenlerin, zellikle altnn hepsinin ayn anda ekilmediini fark etmilerdir. Bunun zerine kendilerine ait olmayan bu altn stokunun bir ksmn kasa karl olarak tutmular, geri kalann ihtiya sahiplerine faiz karl bor olarak vermilerdir. Daha ileri aamada bor verdikleri kimselere altn sikke yerine artk banknot adn tayan temsili paralar vermeye balamlardr. Sarraflar bir ara atklar kredileri, deme imknlarnn stne karmlar ve mevduat sahiplerini zarara sokmaya balamlardr. Bunun zerine 17. yzyln sonlarnda faaliyetleri durdurulmu, fakat bu kez de ayn nitelikleri

85

tayan bankalar kurulmutur. Altn sikke sistemine gvenin azalmas ve uluslararas ticarette arac kurumlara ihtiya duyulmas banka sistemini yaygn hale getirmitir. Fakat baz bankalar da banknot karma yetkilerini ktye kullanmlardr. Sonunda 19. yzyln balarndan itibaren banknot hacminin kontrolne gidilmitir. Altn standard veya ift maden sisteminde banknotlarn madeni karlna emisyon kurumu kefil olmutur. Banknotlar emisyon kurumuna ibraz edildiinde karlklar olan deerli madenin denmesine konvertibilite denir. Uygulamada trl konvertibilite esasna rastlanmtr. En eski ve en basit konvertibilite esas altn sikke sistemidir. Bu sistemde madeni paralar ve banknotlar hukuken eit deme kabiliyetine sahip olmulardr. Altn kle sisteminde ise, altn sikkeler tedavlden kaldrlm ve yurtii demeler temsili paralarla yaplmtr. Konvertibilite esas yalnz yksek meblalar iin uygulanmtr. Altn kle sistemi Birinci Dnya Savandan sonra bir ara baz Avrupa lkelerinde uygulanmtr. Tedavl hacmini karlayabilecek kadar geni altn stokuna sahip olmayan lkelerde ulusal para ile altn arasndaki ba altn standardna bal dvizler yardmyla kurulmutur. Altn kambiyo sistemi ad verilen bu sistemde emisyon kurumunun kard banknotlarn altn sikke ve altn kleye konvertibilitesi tannmamtr. Ancak yurtdna deme yapmak isteyenler altn standardna bal yabanc paralar serbeste elde edebilmilerdir. Ad geen sistemi 19.yzyl sonlarnda mesela Rusya uygulam ve rubleyi altna balarken Alman markn esas almtr. 19.yzyl boyunca zellikle sava dnemlerinde halkn elindeki banknotlar altn sikkeye evirme eilimi artmtr. Merkez bankalar altna evirme taleplerini karlayamaz hale gelmi ve banknotlarn altna evrilebilme kabiliyeti geici bir sre iin kaldrlarak kt para rejimine geilmitir. Kt para rejiminde Devlet veya Merkez Bankas tarafndan karlan paralarn altna evrilebilme imkn yoktur. Bununla birlikte kt para sistemi devaml olamam ve ekonomik durum dzeldike yeniden altn sikke sistemine dnlmtr. Ayn tecrbeler Birinci Dnya Sava srasnda da geirilmi ve sonunda 1929 byk bunalmn izleyen dnemde devaml olarak kt para rejimine geilmitir. Kt parann altna evrilebilme nitelii yoktur. Bununla birlikte bugn kt paraya yine banknot denmektedir. Kt parann altna evrilme zelliinin bulunmamas para arzna geni bir elastiklik kazandrmtr. Bu elastiklik

86

sayesinde ad geen sistem para arznn bir ekonomi politikas arac olarak kullanlmasn salamtr. Kt para rejiminin uygulanmasyla altnn deme arac ilevi tamamen ortadan kalkm deildir, zellikle uluslararas demelerde bu ilev hala nemini korumaktadr.

15. PARANIN DEER VE RETM ZERNDEK ETKS


Parann, deer ls ilevini baarabilmesi iin kendi deerinin kararl olmas gerekir. Bununla beraber eitli nedenler yznden parann deeri zamanla deimektedir. Parann deeri para biriminin satn alaca mal ve hizmetler toplamyla llebilir. u halde parann deeri fiyatlar genel dzeyi ile ters orantldr. Mesela fiyatlar genel seviyesi iki katma ykselmise parann deeri yarya dm demektir. Parann deerindeki deimelerin nedenlerini aklamaya alan klasik iktisatlarn grlerine miktar teorisi ad verilmitir. Miktar teorisi, para miktarndaki deimelerle fiyatlar ve dolaysyla parann deeri arasnda iliki kurmaktr. Klasik iktisatlara gre retim zerinde parann etkisi yoktur. Ekonomi tam kullanm halinde dengede bulunduuna gre para miktarndaki artlar harcamalar uyararak yalnzca fiyatlar ykseltir. Birinci Dnya Sava sonras dnemde ve zellikle 1929 byk dnya bunalm srasnda Bat lkelerinde beliren isizlik sorunu klasiklerin otomatik tam istihdam gr hakknda tereddtler uyandrmtr. Bu ara ngiliz iktisats John Maynard Keynes 1936 ylnda yaynlad "stihdam, Faiz ve Parann genel Teorisi" adl kitabnda klasik otomatik tam istihdam dengesini reddetmi ve klasik dnce sisteminin temel ilkelerini sarsmtr. Ekonomide milli gelir ve istihdam dengesinin toplam talep tarafndan belirlendii grne dayanan Keynes'yen dnce sistemine gre ekonomiyi eksik istihdam dengesinden tam istihdam dengesine gtrmek iin toplam talebin, yani tketim ve yatrm harcamalarnn artmas gerekir. Ekonominin eksik istihdamda da dengede bulunabilecei kabul edilince parann artk yalnzca fiyatlar genel seviyesini etkileyecei gr savunulamaz. Para

87

miktarndaki artlar bir yandan fertlerin gelirlerini etkileyerek tketim harcamalarn geniletecek, te yandan faiz haddini drerek yatrmlar ykseltecektir. Sonu olarak toplam talep artacak ve milli gelir-istihdam dengesi daha yukar bir dzeyde gerekleecektir. Ancak tam istihdam noktas aldnda veya darboazlar belirdiinde para miktarndaki artlar fiyatlar etkilemeye balayacaktr.

88

BEINCI B L M ULUSLARARAS EKONOMIK ILIKILER


Gelimekte olan bir lkede, hedef olarak alman kalknma hzna eriebilmek iin planlanan yatrmlarn gereklemesi gerekir. Yatrmlarn gerekleebilme imknlar u darboaz ile snrlanmtr: Tasarruf, nitelikli emek ve dviz darboazlar. Tasarruf, planlanan yatrmlarn kaynan olutururken, yurtiinde retilemeyen makine ve donanm ile hammadde vs. nin ithali, kayna bulunan yatrmlarn gerekletirilebilmesini kolaylatr. Gerekli projelerin hazrlanmas, yatrmlarn yrtlmesi ve yaratlan sermaye stokunun amalara uygun ve verimli bir ekilde kullanlmasn da nitelikli emek salar. Hemen hemen btn gelimekte olan lkelerde tasarruf yetersizlii vardr. Bunun yannda dviz gelirleri de ekonomik gelimeyi yakndan izleyememekte ve srkleyici deil de snrlayc bir nitelik gstermektedir. Yaplan yatrmlar, yatrm mallar ve hammadde ithalatn arttrrken, ykselen gelir dzeyi de d tketim mallarna talebi uyarmaktadr. Artan ithal talebini karlamak iin gerekli dvizin balca kayna mal ve hizmet ihracat ile d finansmandr. D finansman kaynaklar ya da baka bir deyile d borlar ve yabanc sermaye, bir yandan tasarruf yetersizliini giderirken te yandan kalknma iin gerekli ithalatn yaplabilmesine imkn vermektedir. Tasarruf yetersizliinin d kaynaklara gerek duyulmakszm giderilmesi, i tasarruflarn ykselmesine baldr. Dikkatli uygulanan bir iktisat politikas ile bu sorun zlebilir. Dviz yetersizliinin giderilmesi ise geni apta ihracat imknlarna dayanmaktadr. Gelimekte olan lkelerin bu konuda karlatklar glkler byktr. Bu yzden gelimekte olan btn lkeler ihracatla ilgili sorunlarn zmeye ve dviz gelirleri ile giderlerini yksek bir d ticaret hacminde dengeye getirmeye almaktadrlar. D ticaret politikalarnn temel ilkesi ise uluslararas uzmanlama ve iblmnn salad imknlardan geni lde faydalanmak biiminde dile getirilebilir.

89

D ticaretin yalnzca gelimekte olan lkeler asndan deil, gelimi lkeler bakmndan da nemi byktr. Birok gelimi ekonominin canll uluslararas iktisadi ilikilere bal olduu gibi, da en az bal Bat lkelerinde bile d ticaret salad piyasa genilii aracl ile nemli bir rol oynamaktadr. u halde gelimi ekonomiler asndan uluslararas uzmanlama ve iblmnn nemi daha da byk olmaktadr. imdi, uluslararas iblmnn ne olduunu aklamaya alalm. Ne tr olursa olsun ticaretin amac alm satm sonunda her iki yann da bir fayda elde etmesidir. Zaten byle bir ama olmasayd kimse mal ve hizmet alm satmna girimezdi. Elindeki mal stokunun bir ksmn dier bir tr mal ile deitirebilen kimsenin nnde yeni bir yol belirmitir. Stok yapabildii maln retim ve arznda uzmanlap dier ihtiyalarn, uzmanlama sonucu eskisinden ok retebildii maln bir ksmn dier mallarla deitirerek fazlasyla salamak. Bundan 2400 yl nce Sokrat rencilerine, insanlar arasnda kabiliyet ve ehliyet farklar bulunduunu ve bundan dolay herkesin kabiliyetine ve ehliyetine uygun bir alanda almas gerektiini tlyordu. Toplumsal bilimlere iblm ad ile geen bu dnce, insanlk tarihinde retimin hzla artmasnn balca nedenidir. Sorunun iktisadi z yle anlatlabilir. Ekonomik yaamda her birey en az maliyetle (en ok) retimde bulunabilecei alanlarda aba gsterip kendine yetenden fazla rettii miktar, ihtiyac olan mallarla deitirmelidir. Bu ekilde kii, hem kendi ihtiyalarn giderecek hem da bakalarnn ihtiyalarnn tatminine yardmc olacak, ksaca sosyal refah arttracaktr. Kiinin srf kendi retimi ile maksimum tatmin elde etmesine imkn yoktur. Bir saatlik danmas hayli yksek olan tannm avukat ok iyi yemek piirebilir, marangozluktan anlayp on parmakla sratli daktilo da yazabilir. Fakat kendi ii olan avukatlktan zaman zaman ayrlp gn eitli saatlerinde yemeini hazrlar, mobilyasn cilalar ve davalar ile ilgili yazlar kendi makinede yazmaya kalkarsa, kaybedecei her saatin kendisine neye mal olacan unutmamas gerekir. Burada tannm avukat iki durumla kar karyadr. Ya btn zamann avukatla verecek ve bir a ile sekreter tutup cilasn mobilyacya yaptracak veya gnde bir iki saatini avukatlktan baka ilere ayrp belirli miktarda gelirden yoksun kalacaktr. Birinci durumun daha rasyonel olduu aktr.

90

Kiisel analiz erevesinden ayrlp toplumlarn veya aka uluslarn ve ulusal ekonomilerin durumunu aklamaya gelince, pek deiik bir durumla karlalmamaktadr. Her ulusun veya lkenin eitli nedenlerle daha elverili koullar altnda rettii mallar ve mal gruplar vardr. Fakat yine bir ulusal ekonominin veya bir lkenin ihtiyalar bu mal gruplarnn snrlar dna tamaktadr. Bu durumda d ticaretten faydalanmak istenmiyorsa, en elverili koullarla retilen mallarn bir ksmndan vazgeip o alandan ekilen retim faktrlerini ihtiya duyulan dier mallarn retimine kaydrmak gerekir. Yalnz bu durumda dikkat edilecek nokta udur. htiya duyduu her maldan retimde bulunan byle bir ulusal ekonomi, elindeki imknlarla maksimum refah elde etmi bulunmakta mdr? Bir lke, ihtiyac olan btn mallar retmeye kalkacana en elverili koullar altnda rettii mallarn bir ksmn baka lkelere satarak ihtiya duyduu dier mallar satn alrsa maksimum refaha doru bir adm atm olur. Yani, her lke elverili koullar altnda rettii mallar ihra edip, elverisiz koullar altnda retmek durumunda bulunduu mallar ithal ederek ihtiyalarn gidermelidir. Bu elverili koullar terimi ile ne kastedildii tartlacaktr.

16. DEMELER DENGES


16.1. DEMELER DENGESNN TANIMI VE ANLAMI
Uluslararas iblmnden yararlanmak iin dier lkelerle ekonomik ilikiler kuran bir lkenin bu ilikiler asndan kesin durumunu demeler dengesi gsterir. demeler dengesi, bir lkenin bir yl iinde dier lkelere eitli nedenlerle yapt demelerle, d lkelerden salad dvizleri (ya da dviz karl ulusal paray) gsteren bir tr bilanodur. Dviz salayan ve dviz gerektiren ilemlerin banda da d ticaret gelmektedir. Ayrca bir lkeye hizmet satlarndan da dviz girebilir. Dardan satn alman hizmetler de dviz kn gerektirecektir. Dvizle denmesi gereken almlar, mal ve hizmet satlarndan elde edilen dviz

91

gelirlerini aarsa, bir dviz a belirmi demektir. demeler dengesi, bu an sermaye hareketleri ile nasl kapatldn da ayrntl olarak gsterir. Buna gre demeler dengesi iki ana blmden olumaktadr. Birinci blm, mal ve hizmet hareketlerini ve bu hareketlerin neden olduu dviz girii ve klarn gstermektedir. kinci blm ise, birinci blmdeki mal ve hizmet hareketlerinin neden olduu dviz giri klarnda meydana gelen dengesizliklerin aklanmas amacn tar. Aada genel bir demeler dengesi emas verilmitir. DEMELER DENGES I. MAL VE HZMET HAREKETLER, (CAR LEMLER) A- MAL HAREKETLER (DI TCARET) 1. thalat 2.hracat Denge B- HZMET HAREKETLER (GRNMEYEN LEMLER) 1. Faiz a) Yabanc lkelere verilen borlarn bahis konusu lkeye denen faizleri b) Yabanc lkelerden alman borlarn o lkelere denen faizleri 2. Turizm ve Seyahat a) lkeye gelen turist ve gezginlerin getirdii dviz b) lkeden kan turist ve gezginlerin gtrd dviz 3. Faktr Gelirleri a) Bahis konusu lke iilerinin yada mteebbislerinin yabanc lkelerde kazandklarndan dviz olarak getirdikleri b) Bahis konusu lkedeki yabanc iilerin ya da mteebbislerin kazandklarndan dviz olarak gtrdkleri

92

4. Dier Grnmeyenler a) Baka lkelere salanan dier hizmetlerin getirdii dvizler b) Baka lkelerden salanan dier hizmetlere denen dvizler Denge C- CAR LEMLER DENGES II. SERMAYE H A R E K E T L E R 1. D bor demeleri 2. zel yabanc sermaye 3. Orta ve uzun dnemli borlar (Proje ve Program Kredileri) 4. Dier sermaye hareketleri Sermaye hareketleri dengesi GENEL DENGE

III. R E Z E R V H A R E K E T L E R IV.NET YANLI VE EKSK imdi demeler dengesi ilemlerini aklamaya alalm. Yukardaki demeler dengesi tablosundan da anlalaca zere, demeler dengesi balca iki ana blmden olumaktadr: Cari ilemler ve sermaye hareketleri. Cari ilemler, mal ve hizmet alm satm sonunda yurda giren ve dar denen dvizleri ve bu dviz giri kma neden olan ilemleri gsterir. Dviz geliri, harcamalarn ayorsa cari ilemler fazlalk gsterir; aksine dviz geliri, giderinin altnda ise cari ilemler ak verir. Sermaye hareketleri ise, genel olarak fazlalklarn nasl kullanldn ve aklarn nasl giderildiini ilgili ilemlerle birlikte aklar. demeler dengesi kalemlerinin veya ilemlerinin aklamasna gemeden nce burada bir noktay daha akla kavuturmak gerekecektir. Dikkat

93

edilecek olursa, demeler dengesi bir bilano olmakla birlikte kalemler aktif ve pasif olarak ayrlmamakta, alt alta yazlmaktadr. demeler dengesinin genellikle kullanlan standart formu budur. Aktif kalemleri pasif kalemlerden ayrmak iin dviz kma sebep olan kalemlerin karsndaki saylarn bana negatif iaret konmaktadr. A. Cari ilemler: Cari ilemler, mal ve hizmet alm satm kalemlerini, bu kalemlerin neden olduu dviz giri kn bir araya toplamaktadr. 1- D Ticaret: Mal alm satmna genellikle d ticaret ad verilmektedir. Bu gruba grnen ilemler de denilmektedir. nk lke snrlarndan mal giri ve klar, grnrde olmakta ve kaytlar yaplmaktadr. a) thalat: Bir lkedeki alclarn baka lkelerde retilmi mallar satn almalarna ithalat denmektedir. Burada dikkat edilecek nokta ithalat yapanlarn zel ve tzel kiiler, kamu iktisadi kurulular, zel kurulular ve bazen da devler oluudur. Son durumda ithalat yine devlet adna bir kamu kurumu yapmaktadr. thalat, d ticaret istatistiklerinde baz hallerde CF olarak yer alr. CF terimi, ngilizcede cost, insurance andfreight kelimelerinin ba harflerinden meydana gelmi olup maln sat fiyatna sigorta ve navlun bedellerinin eklendiini gsterir. Yani istatistiklerdeki ithalat deerleri yalnzca maln mene lkedeki sat fiyatn deil, alcnn bulunduu lkeye kadarki navlun ve sigorta bedelini de kapsar. b) hracat: Bir lkenin rettii mallarn dier lkelerdeki alclara satlmasna ihracat ad verilmektedir. Burada dikkat edilecek nokta ihracat yapann devlet deil, zel veya tzel kiiler olduudur. Karma ekonomilerde kamu iktisadi kurulular da zel ahslar gibi ihracat yaparlar. D ticaret istatistiklerinde ihracat baz hallerde FOB olarak gsterilir. Bunun anlam udur: hra edilecek mal, retildii yerden yabanc lkeye yollanaca ulatrma aracna kadar getirilir ve orada teslim edilir. hra malnn birim fiyat araca kadar yaplan ulatrma vs. masraflarn da kapsar ekilde hesaplanr. ngilizcede free on board kelimelerinin ba harflerinden meydana gelen FOB terimi de mesela "geminin gvertesine kadar teslim" anlamna gelmektedir. FOB satta navlun ve sigorta masraflar alcya aittir. Bir lkenin cari ilemleri iinde yer alan ithalat, ihracat deerini ayorsa d ticaret ak veriyor denir. Bu ak genellikle d ticaret kalemlerinin altnda

94

yer alan bir "denge " kelimesinin karsna ak tutar negatif olarak yazlarak belirtilir. Fazlalk halinde ise "denge" kaleminin pozitif olaca bellidir. 2- Grnmeyen lemler: Grnmeyenler veya grnmeyen ilemler hizmet alm satmn gsteren kalemlerdir. Hizmetler, alm satmlar srasnda lke snrlarndan ve gmrklerden grnr bir ekilde geip kesin olarak tespit edilemediinden bu ad tar. Grnmeyen ilemlerin en nemlileri retim faktrlerinin (emek ve sermaye) sebep olduu dviz giri ve klardr. Bunlar srasyla gzden geirelim. a) Bor faizi demeleri: Dar bor verilen sermayeler iin denen faizler hizmet satm karlnda giren dviz olarak demeler dengesine kaydedilir. Dardan bor alman sermayelere denen faiz tutar ise hizmet alm karlnda denen dviz olarak yorumlanr ve grnmeyen ilemler iine negatif olarak kaydedilir. b) Turizm ve d seyahat: Turizm ve seyahat kalemi, yurda turist ve seyyah olarak gelenlerin getirip harcad dvizlerle, yurtdna turizm, seyahat, hac vs. nedenlerle kanlarn darda harcamak zere aldklar dvizleri gsterir. Turizm yoluyla yurda gelen ve yurtdna kan dviz miktar, bazen bunlar arasndaki net fark olarak da -aleyhte ise negatif iaret tayarak- tek kalem halinde gsterilebilir. c) i dvizleri veya ii gelirleri: Klasik iktisat teorisi emek faktrnn uluslararas alanda immobil -hareketsiz- olduunu varsaymt. ada ekonomilerde ise emek sahiplerinin kendi lkeleri dnda alt, yani emein uluslararas alanda seyyal olduu gze arpmaktadr. Bu ekilde kendi lkeleri dnda alanlar, kazandklar cret ve maa gelirlerinin genellikle tmn harcamamakta ve bir ksmn tasarruf etmektedirler. Bu tasarruflardan yine bir ksmn da vatanda bulunduklar lkelere eitli amalarla transfer etmektedirler. Bu transfer edilen dvize ii geliri veya ii dvizi ad verilmektedir. Deyimin ad geen kalemin anlamn tam yanstt sylenemez. Bununla birlikte demeler dengesi yaznna bu ekilde yerlemi bulunmaktadr. i gelirleri, Bat Avrupa lkelerine byk apta emeki yollayan lkeler iin nemli bir dviz kayna olagelmektedir. zellikle Trkiye'nin bu kalemden elde ettii dvizler, ticaret kalemlerinin yaratt a kapatmakta byk apta yardmc olmutur.

95

d) Kar transferleri: Emek yannda sermaye faktrnn de, giriim halinde bulunduu lkelerden mene lkeye kazandnn bir ksmn transfer edecei aktr. zellikle gelimekte olan lkelerde yabanc sermaye itirakleri olarak adlandrlan bu giriimler eitli mevzuatn da desteiyle elde edilen krlarn bir ksmn yurtdna transfer hakkna sahiptirler. Bu dviz klar, yabanc sermayenin bulunduu lkenin demeler dengesine negatif bir kalem, transferin yapld lkenin demeler dengesine ise pozitif bir kalem halinde ilenir. Gelimi lkelerin ounda ise bu kalem hem giri (pozitif) hem de k (negatif) olarak mevcuttur. nk bu lkelerin giriimcilerinin yabanc lkelerde yatrmlar olduu gibi, yabanc lke giriimcilerinin de sz konusu lkelerde yatrmlar vardr. e) Dier grnmeyenler (net): Navlun, limanlama, gei, klavuz, fener vs. gelir, resim, har ve bedelleri de yaplan hizmetler karlmdaki demeleri belirtmektedir. Bu bedeller yabanc lke gemilerine, liman ve havaalanlarna vs. deniyorsa hizmet alm bedeli dviz k biiminde demeler dengesine negatif bir kalem olarak kaydedilir. Yabanclarn ayn nitelikteki hizmetler iin dedikleri dvizler ise grnmeyen ilemlere pozitif olarak girerler. Dier grnmeyenler arasnda yurda resmi grevle gelenlerin getirdikleri dvizler; yine yurtdna grev, tahsil, tedavi vs. iin gidenlerin kardklar dvizler de kaydedilir. Gruplamaya girmeyen btn hizmet alm satm ilemlerine ait dvizler de grnmeyen ilemlere, genellikle tek tek gsterilmeden toplam bir kalem olarak (giriler pozitif, klar negatif olmak zere) kaydedilir. Grnmeyen ilemlerin sonunda da, d ticaret grubunda olduu gibi bir denge hesab yer alr. Hizmet satlarndan salanan dviz, hizmet almlarna harcanan dvizi ayorsa bu denge hesab pozitif, aksi halde negatif iaret tar. imdi d ticaret ile grnmeyen ilemler dengesini bir arada ele alalm. ki rakam da pozitifse, cari ilemlerin tm rakamlarn toplam kadar fazlalk salam demektir. Rakamlardan biri pozitif, dieri negatifse ve pozitif olan negatif olandan bykse cari ilemler yine fazlalk salamtr. Her iki halde de mal ve hizmet satlarndan salanan dviz, mal ve hizmet almlarna harcanan dvizden fazla olmaktadr. Ad geen rakamlar negatifse veya biri pozitif dieri negatif olmakla birlikte negatif olan pozitifi ayorsa sonu da negatif iaret tar. Yani bu durumda mal ve hizmet alm iin harcanan dviz, mal ve hizmet satndan salanan dvizi ayor demektir. Byle bir durumla karlanca, cari ilemler ve hatta demeler dengesi ak veriyor denir.

96

B. Sermaye Hareketleri: Sermaye hareketleri genellikle cari ilemlerdeki fazlalklarn nasl eritildiini veya kullanldn yahut cari ilemlerdeki an nasl kapatldn, st kapal da olsa gsteren kalemlerdir. Mesela bir lkenin cari ilemler dengesi fazlalk gsteriyorsa, bu fazlalk genellikle bir sermaye kma neden olacaktr. Cari ilemlerde ak varsa bu an sz konusu hesap ylnda mutlaka kapatlm olmas gerekir. Bu an kapatlmas veya baka bir deyile ak kadar beliren fazla dviz gereinin finansman bir sermaye giriini gerektirecektir. imdi balca sermaye k ve girilerini grelim: 1- D Bor demeleri: lkenin dardan ald borlara ait dvizle yapt demelerdir. Bor demeleri veya bor taksitleri, ak veya fazlalklarn dorudan neden olmad sermaye hareketleri kalemleridir. Tersine, bor demeleri dviz kan lke iin a arttran ya da fazlal eriten, dviz giren lke iin ise a kapatan veya fazlal arttran kalemlerdir. Bu yzden aslnda bor demelerinin, alan veya deyen lke asndan cari ilemler dengesi ile birlikte dnlmesi gerekir. Yakn tarihlere kadar Trkiye'de demeler dengesi uygulamas bu ynde idi. Cari ilemler dengesinin negatif rakam altna bor demeleri de yazlr ve bu iki kalemin toplam d ak olarak belirtildikten sonra, sermaye hareketleri blmne geilirdi. Daha sonralar bor demelerinin de bir sermaye k (alan asndan sermaye girii) olduu dnlm ve bu kalem, sermaye hareketlerinin iine sokulmutur. 2- zel Yabanc Sermaye: lkeye yatrm yapmak zere gelen yabanc sermayeyi gstermektedir. 3- Uzun Vadeli Krediler: Genellikle byk projelerin yapm iin uluslararas kurululardan, devletlerden ve uluslararas bankalardan salanan, ounluk 5 yl aan vadeli kredilerdir. 4- Ksa Vadeli Krediler: Ksa dnemli krediler genellikle olaan sermaye hareketleri iinde yer alan orta ve uzun dnemli borlanmaya gre ok daha ksa dnemli borlanmalar kapsar. 5- Portfy Yatrmlar: Devlet ve zel sektr tahvillerinin, hisse senetlerinin alm iin yurda giren ve lkeden kan dvizleri kapsar.

97

C. Rezerv Hareketleri: azallar gsterir.

Merkez Bankas dviz rezervlerindeki art ve

D. Net Yanl ve Eksik: Bir tr bilano zelliini tayan demeler dengesinin bor ve alacak ksmlarnn genel muhasebe anlamnda daima birbirine eit olmas gerekeceinden, eksik kalan ksma net yanl ve noksan adn tayan bir kalem daha eklenir. demeler dengesinin bor ve alacak ksmlarnn genel muhasebe anlamnda birbirine eit olmas bizi artmamaldr. Bu durum, demeler dengesinde hibir zaman ak olmayaca anlamna gelmez. Yukarda da akladmz gibi, mesela cari ilemler ak veriyorsa bu ak ile denmesi gereken bor taksidinin toplam bahis konusu yln d kredi ihtiyacn tekil etmektedir.

16.2. OTOMATK DENGE GR


demeler dengesindeki ak ve fazlalklarn kendiliinden eriyeceini ileri srenlere gre mal ve hizmet ithal ve ihracatnda bir dengesizlik meydana geldii zaman, ekonomideki gler dengeyi otomatik olarak salarlar. eitli otomatik denge grleri, srasyla aada incelenmitir. Herhangi bir nedenle (talep veya arz koullarndaki deimeler, tek yanl sermaye hareketleri, sava tazminat vs.) d demelerinde ak veren bir lkede yabanc para talebi arzndan ok olacandan, ulusal parann dier paralara gre deeri decektir. Bu durum dolaysyla fiyatlar genel dzeyinin dmesine neden olacaktr. Kar lkede ise ieri giren dviz, para miktarn arttrp fiyatlar genel dzeyini ykseltecektir. Sonu olarak, ak veren lkenin mallar dierlerininkine gre ucuzlam olacandan, hem ithalatnn demeler dengesi zerindeki basks hafifleyecek hem de ihracat artacak ve bylece tekrar dengeye ulalacaktr.

98

17. DVZ PYASASI


17.1. DEKEN (FLEKSIBL) DVZ KURU VE DI DENGE
Dviz kuru ya da baka bir deyile yabanc lke paralarn temsil eden herhangi bir para biriminin (mesela dolarn) yerli para birimi trnden fiyat, tm fiyatlar gibi alc ve satclarn isteklerinin denklemesiyle belirlenebilir. Bununla birlikte dviz gelirleri kt olan lkelerde, dviz talebinin dviz arzndan daha hzl genilemesi sonunda dviz kurunun ar ykselmesini nlemek amacyla, kamu otoritesi ounlukla dviz piyasasna mdahale eder. Bu mdahale, dviz alm satmnn belli kurumlarca yrtlmesi, dviz talebinin kontenjana balanmas, hatta bunlarla birlikte dviz kurunun sabit tutulmas gibi nlemlerle gerekletirilmeye allr. Dviz kurunun sabit tutulmas bir tr maksimum narh demektir. Herhangi bir fiyata st snr konulduu zaman arz ve talebin bu snrda denklemesi salanamazsa ortaya karaborsa fiyatnn kacan biliyoruz. Dviz kurunu kontrol etmeye alan lkelerin ounda dviz arzmdaki yava fakat dviz talebindeki hzl art kronik ve yapsal bir sorun olduundan, kontrol baarl sonu vermez. Bu nedenle baz dnrler dviz kurunun arz ve talep tarafndan serbeste belirlenmeye braklmas ve bu konuda kamu mdahalesinin gereksiz olduunu savunurlar. Bunlarla gre serbeste belirlenen deiken dviz kuru, dviz arz ve talebini devaml denk tutar ve dolaysyla d dengenin devaml korunmasn salar.

17.2. SATIN ALMA GC PARTES


kinci Dnya Savandan sonra uygulanan uluslararas para sistemi, 1944 ylnda toplanan Bretton Woods Konferansnda kabul edilen ilkelere dayanr. Bu ilkelere gre sistem iindeki her lke, parasnn d deerini dolar trnden tanmlam ve A.B.D. de dolar deimez bir fiyattan altna balayarak bu deimez fiyattan dier lkelerin merkez bankalarna altn satmay kabul etmitir. Bylece sistem iindeki her ulusal para dolarn aracl ile adeta altna balanm oluyordu. Sistem aslnda bir deimez kur dzenidir. Ancak eitli nedenlerle lkeler ulusal paralarnn dolar karsndaki deerini zaman zaman ayarlayabilirler.

99

Burada akla yle bir soru gelebilir. Parasn dolar trnden tanmlayacak lkeler bu tanm hangi temele dayandracaklardr? Neden bir lkenin paras u kadar dolar olarak tanmlanacaktr da dierininki bu kadar dolar olacaktr? Aslnda bu sorun yalnzca Bretton Woods sisteminin getirdii bir sorun deildir. Sava ncesi dnemde da dviz kurlarnn tespitinde benzer sorunlar ve eitli zmler tartla gelmitir. zmlerden en ilgin olan ve en ok tartlan satn alma gc paritesi diye anlan grtr. Birinci Dnya Savandan sonra tekrar altn standardna dnme giriimleri srasnda ulusal paralarn altn karlklarnn tespiti srasnda ortaya atlan bu gre gre zet olarak dviz kurundaki deimeler ulusal paralarn yurtii satn alma gcndeki deimeleri yanstmaldr. Bu gre yneltilebilecek en nemli sorular unlar olabilir: Ulusal paralarn yurtii satn alma gcndeki deimeler toptan eya fiyatlar endeksi, geinme endeksi, gayrisaf milli hasla deflatr gibi eitli gstergelerle llebilir. Satn alma gcndeki deimeler hangi gstergeye gre belirlenecektir? lkeler arasnda nispi fiyatlar, tketici tercihleri, d ticarete konu olan mallar vs. asndan nemli farklar varsa satn alma gcndeki deimeler kur deimelerine nasl l olabilecektir? Dviz yalnzca mal hareketleri nedeniyle arz ve talep edilmediine gre satn alma gcndeki deimelerle dviz kurunu belirleme eksik bir yntem olmayacak mdr?

17.3, ULUSLARARASI DEME EKLLER


Uluslararas demelere genellikle bankalar araclk ederler. Ancak eitli zorunluklar nedeniyle demeler hep ayn biimde yaplmaz, baz farkllklar gsterir. Mesela demeler pein olabilecei gibi, mal karlnda da gerekleebilir. Bunun yannda vadeli ve kredili deme biimleri de vardr. Bunlar ksaca zetlemeye alalm. Pein deme halinde ithalat, ithal edilecek maln bedelini kendi lkesindeki bir bankaya yatrr. Banka, bahis konusu maln ihracatsnn bulunduu lkedeki muhabirinden bu bedelin ihracatya denmesini ister. deme yapldktan sonra ihracat gerekleir. thalatnn mal kendine ulatktan sonra deme yapmasna, mal karl (mukabil) deme denir. Bu deme biiminde, ihracat ykleme ile ilgili

100

belgelerin bankas tarafndan kar lkedeki muhabire yollanmasn ister. Mal imalatnn lkesine varnca, muhabir banka bu belgeleri ithalatya ibraz ederek demenin yaplmasn talep eder. hracat ykleme ile ilgili belgeleri, kendi lkesinde ithalatnn bankasnn muhabirine ibraz ederek de deme isteyebilir. Ya da belgeleri, kendi bankas aracl ile ithalatnn lkesindeki muhabirine yollanmasndan sonra deme talep edebilir. Bu tr demeye belge karl deme ad verilir. thalatnn lkesindeki banka, eer bu tr bir deme biiminde anlama varsa, maln bedeli denmeden bahis konusu belgeleri ithalatya teslim etmez. Baz durumlarda ithalat ithal ettii mallar i piyasada sattktan sonra bedelini ihracatya demeyi teklif eder. Teklif kabul edilirse ilemler buna uygun yrr. Bu tr deme kouluyla yaplan uluslararas alm satm ilemlerine konsinye sat denir. thalat ve ihracat aralarnda anlamlarsa demeler akreditif ile de yaplabilir. Akreditif, bir bankann ithalatya am olduu kredidir. Banka, bu akreditifi ihracatnn lkesindeki muhabiri olan bankaya bildirir. hracat mal ykler ve ilgili belgelerle birlikte ithalatya ektii bir polieyi lkesindeki ad geen muhabir bankaya ibraz ederek ihra ettii maln bedelini tahsil eder. Muhabir banka bu belgeleri ithalatnn lkesindeki muhabir olduu bankaya yollar. hra edilen mal, ithalatnn lkesine geldiinde ithalat maln bedelini deyerek belgeleri bankadan alr. thalatnn, ihracat tarafndan ekilecek polieyi kabul etme koulu altnda uluslararas alm satmlar vadeli ya da kredili olarak da gerekleebilir.

17.4. ARBTRAJ VE SPEKLASYON


Arbitraj, bir lke parasnn deiik dviz piyasalarnda farkl deerler tamas sonucu ortaya kan bir ilemdir. Bu ilemin amac bahis konusu deer farklarndan net yarar salamaktr. Ancak arbitraj ileminin gerekleebilmesi iin dviz piyasalarnn snrl bir denetime tabi ya da serbest olmas gerekir. Dviz speklasyonunun arbitrajdan fark, speklatrlerin gelecee ait tahminler yaparak belli bir risk yklenmeleridir.

101

17.5. PARA ALANLARI


Bir lke d ekonomik ilikilerinde ok sayda lke ile ilem yapmaktadr. Dvizle yaplan bu ilemleri yrtmekte bankalar arac olmaktadr. Her lkenin ulusal paras farkl olduuna gre eer ilemler tm ulusal paralarla yaplacak olsa bankalarn iliki kurulan her lkede birer muhabir bulundurmak gibi gereklemesi imknsz bir durumla kar karya kalacaklar aktr. Tm ulusal paralarn kullanld bir ilemler sisteminin karmakl sorunun boyutlarn daha da geniletecektir. Btn bu nedenlerle d ekonomik ilikilerinde geerli ve gl paralardan yalnzca birini kullanan baz lkeler adeta kendiliinden para alanlarn oluturmulardr. Her alann da genellikle kullanlan parann ait olduu lkede birer mali merkezi vardr. Yakn zamanlara kadar dnyada balca para alanlar dolar alan, sterlin alan, frank alan ve eskudo alan olarak drt tane idi. Dolar alann oluturan A.B.D., Kanada, Meksika, Panama, Nikaragua, Ekvator, Kosta Rika, Haiti, Honduras, Guatemala, Bolivya, Venezuela, El Salvador, Dominik, Filipinler, Japonya, Liberya, srail ve Trkiye d demelerinde genellikle Amerikan dolar kullanrlard. Mali merkez New York idi. Sterlin alann oluturan ngiltere, Avustralya, Yeni Zelanda, Burma, Seylan, Hindistan, Singapur, Malezya, Kbrs, Kuveyt, rdn, Libya, Nijerya, Bat Samao, Gney Bat Afrika, Rodezya, Malawi, Sierra Leone, Gney Afrika Cumhuriyeti ve zlanda uluslararas demelerinde sterlin kullanrlard. Mali merkez Londra idi. Frank alan Fransa yannda Cezayir, Fas, Yukar Volta, Senegal, Martinik, Gine, Saint Pierre, Yeni Kaledonya, ad, Kamerun, Fildii sahili, Malagasi, Mali vs. gibi genellikle Fransa'nn eski smrgelerinden olumutu. Merkez Paris idi. Eskudo alan da Portekiz ve nfuzu altnda olan Azur Adalar, Angola, Mozambik, Portekiz Ginesi vs. den olumutu. Merkez Lizbon idi.

102

18. ULUSLARARASI BLM


18.1. MUTLAK STNLK VE MUKAYESEL MALYETLER
Klasik iktisatlar uluslararas ticaretin, nedenlerini ve sonularn aklamaya alrken en ok serbest ticaretin taraflara neler kazandraca noktas zerinde durmulardr. Btn bu aklamalarn temeli, klasik emek-deer teorisidir. Emek-deer teorisi basit olarak yle aklanabilir. retimlerinde farkl emek kullanm gereken mallar farkl deer tarlar; bir maln deeri retimi iin gerekli emek miktar ile orantldr; emek girdisi ile kt arasndaki oran deimez. Burada dikkat edilecek nokta klasiklerin dier retim faktrlerini bu analizin dnda brakmalardr. Klasiklere gre, bir anlamda birikmi emek niteliinde olan sermaye, emek ile deimez bir oranda kullanlmaktadr.

18.2. MUTLAK STNLK GR


Mutlak stnlk grn aklayabilmek iin iki lke ve iki maln ele alnd bir rnek ile alacaz. A ve B lkelerinin birer haftalk alma sonunda elde edebildikleri kuma ve arap miktarlar aadaki tabloda gsterilmitir: Bir haftalk alma sonunda elde edilen kuma (metre) A lkesi B lkesi 100 20 Bir haftalk alma sonunda elde edilen arap (litre) 100 150

Yukardaki tabloya gre A lkesi kuma retiminde, B lkesi ise arap retiminde kar lkeye nazaran mutlak bir stnle sahiptir. u halde A lkesi bir hafta kuma retip, ikinci hafta arap retmeye alacana iki hafta st ste kuma retmeli, yani arap retimini B lkesine brakp kuma retiminde uzmanlamaldr. Ayn durum B lkesi iin arap retimi

103

bakmndan sz konusudur. Uzmanlama sonucunda A lkesi, rettii kuman kendi ihtiyacndan fazla olan ksmn B lkesine ihra ederek karlnda yine ihtiyac kadar arap ithal edebilir. B lkesi de arap ihrac sayesinde kuma gereksinmesini giderecektir. ki lke aralarnda iblmne ve uzmanlamaya gitmemi olsalard, ikier haftalk alma sonucunda toplam 120 metre kuma, 250 litre arap retilmi olacakt. Oysa A lkesi iki hafta kuma, B lkesi de iki hafta arap retimi iin aba gsterirlerse uluslararas retim 200 metre kuma ve 300 litre araba ykselmektedir. Uluslararas iblm ve uzmanlamann, uluslararas retim dzeyini nasl etkiledii yukardaki rnekte aka ortaya kmaktadr. Uzmanlama sonucunda kuma A lkesinde, arap da B lkesinde daha ucuza mal edilmi olacaktr. Bylece, lkeler arasndaki d ticaret, her lkenin kendi abas ile greli olarak daha pahalya retebilecei mallarn elverili koullarla salanmasna yol aacaktr.

18.3- MUKAYESEL STNLK GR


Herhangi bir nedenle B lkesinin arap retimi haftada 80 litreye dm olsun. Bu durumda ad geen lke, arap retimindeki mutlak stnln kaybedecektir. A ve B lkelerinin birer haftalk alma sonucunda elde edebildikleri kuma ve arap miktar aadaki tabloda gsterilmitir:

Bir haftalk alma sonunda elde edilen kuma (metre) A lkesi B lkesi 100 20

Bir haftalk alma sonunda elde edilen arap (litre) 100 80

Yukardaki tabloya gre her iki malda da A lkesi stn duruma gemi bulunmaktadr. u halde ilk bakta A ile B arasnda bir iblmnn ve

104

dolaysyla d ticaretin domas gereksizdir. nk A lkesi hem kuma hem de arab birer haftalk alma ile, B lkesine nazaran daha ok miktarda ve dolaysyla daha ucuza retebilmektedir. Soruna daha yakndan baklnca yukardaki yorumun eksik olduu anlalmaktadr. Geri A lkesi her iki malda da stnle sahiptir ama bu stnl mukayeseli olarak kuma retiminde daha yksektir. B lkesi de her iki malda da dezavantajl durumdadr; fakat arap retimindeki dezavantajl durumu kumaa nazaran daha az sakncal gzkmektedir. u halde bu iki lke arasnda yine iblmne ve uzmanlamaya gitmekte yarar vardr. A lkesi kuma retiminde uzmanlaacak, arap retimini B lkesine brakacaktr. nk kendi imknlar ile arap retimi iin aba gsterdiinde, bir haftalk alma sonucunda elde ettii 100 litre arap iin ayn srede elde edebilecei 100 metre kumatan vazgemektedir. Yani, A lkesinde retilen 1 litre arabn bedeli (arabn kuma cinsinden maliyeti) 1 metre kuma olmaktadr. Oysa B lkesi arap retiminde uzmanlamakla 80 litre arap elde etmek iin 20 metre kumatan vazgemektedir. u halde B lkesinde 1 litre arabn kuma cinsinden maliyeti 20/80 veya 1/4 metre kumatr. arabn kuma cinsinden maliyeti B lkesinde daha dk olduundan, A lkesinin arab kendi abas ile retmek yerine daha elverili koullarla B lkesinden ithal etmekte avantaj vardr. Ayn durum B lkesi asndan kuma iin ileri srlebilir. Grlyor ki mutlak stnln bulunmad durumlarda, mukayeseli stnlk hali de uluslararas iblm ve uzmanlama eilimi yaratabilecektir.

19. ULUSLARARASI EKONOMK BRLEME VE BTNLEMELER


Uluslararas ekonomik birlemeleri tek ve yaln bir tanmla aklayabilmek imknszdr. nk ekonomik entegrasyon, yakn tarihlerde deiik aamalara varmtr ve tasarlanan yeni aamalar da deiikliin devam edeceini belli etmektedir. Bu nedenle tanmlardan ok aamalar zerinde durmak daha anlaml olacaktr. ktisadi entegrasyon dncesinin 19.yzylda, siyasal birliini henz tam anlamyla salayamam Almanya gibi lkelerde i ekonomik ilikilerde bile

105

savunulduu gze arpar. O dnemlerde Almanya'da mallar bir eyaletten dierine geerken alman gmrk vergilerinin kaldrlmas iin ileriye srlen gmrk birlii dncesinin bir lke ii entegrasyon dncesi olsa da amzn iktisadi birlemelerine balang olarak gsterilmesi yaygndr. nk ama ve etkiler ayn idi: Yani ticari faaliyet yaratlmas ve ticaretin en olumlu ynde gelimesi (ticaret yaratc ve ticaretin ynn deitirici etkiler). Bugn uluslararas iktisadi entegrasyon, birlik d lkelere ortak gmrk tarifesi uygulayan, kendi aralarnda ticareti kstlayc nlemleri kaldrmay amalayan, lkeleraras faktr hareketlerini de ayn anlayla ele alan bir Ortak Pazar aamasna varmtr. Ortak Pazar halinde gelien gmrk birliinin salad net avantaj tartabilmek iin ticaret yaratc etkinin olumlu sonular ile ticaretin ynn deitirici etkinin olumsuz sonularn karlatrmak gerekir. Karlatrma iin ise lkelerin sz konusu mal arz artlarn kesin olarak belirlemek zorunludur. Oysa bu noktay saptamann hi de kolay olmad aktr. Ayrca gmrk birliinin veya daha genel bir deyile, uluslararas iktisadi entegrasyonun ticaret yaratc ve ticaretin ynn deitirici etkilerinin olumlu ve olumsuz sonularndan baka nitelikte de olumlu ve olumsuz sonular sz konusu olabilir. Tartmalarn tutarl olmas iin btn sonularn bir arada ele alnmas gerekir. zellikle gelimi lkelerin kurmu olduu gmrk birliklerine gelimekte olan lkelerin de girme giriimlerinde bulunmas durumunda, bu tartmalar daha da younluk kazanmaktadr. Bunun en ak rnei Avrupa Birliidir.

19.1. BA HARFLER EKONOMS


kinci Dnya Sava sona ererken, dnya ekonomisinde sava sonu dnemde belirebilecek sorunlarn boyutlar aka belli olmutu. Bu boyutlardaki sorunlar zellikle -yenik ya da yenmi- bat lkelerinin tek balarna zemeyecekleri de anlalmt. Bu nedenle hzla uluslararas rgtlenmelere gidildi ve ba harfler ekonomisi diye anlan eitli uluslararas rgtler ve kurulular oluturuldu. Bunlara ba harfler ekonomisi denilmesinin nedeni, uzun adlaryla deil, yalnzca adlarn oluturan szcklerin ba harfleriyle anlmalar ve tannmalardr. Bu rgtlerin balcalar, kurulu amalar ve belli bal organlaryla aada zet olarak tantlacaktr.

106

UNO (Birlemi Milletler rgt) 24 Ekim 1945 de kurulmutur. Balca amac tm uluslarn iktisadi ve toplumsal kalknmasn desteklemektir. rgte ye lkelerin temsilcilerinin oluturduu genel kurul yukardaki amacn gerekletirilmesinde en yetkili organ olan Ekonomik ve Sosyal Konseyi seer. Konsey dier uzman kurulularn abalarn koordine eder, blgesel komisyonlar kurar. ILO (Uluslararas alma rgt) lk kez Milletler Cemiyetine bal olarak 1919 ylnda kurulan rgt, 1946 dan bu yana Birlemi Milletlerin bir organ olarak alma koullarnn uluslararas alanda gelitirilmesi amacna ynelik abalar srdrmektedir.

FAO (Beslenme ve Tarm rgt) Birlemi Milletlere bal, tarm ve beslenme alannda uzmanlam bu rgt 1945 ylnda oluturulmutur. Uzmanl alanna giren konularda teknik yardm yapar ve eitli alt uzmanlk komisyonlar araclyla bilimsel aratrmalar yrtr.

IMF (Uluslararas Para Fonu) 1946 da kurulan fonun balca amalar, ulusal paralarn kararlln salamak, d ticaret kstlamalarn ve demeler dengesinde yapay dzelme ilemlerini engellemek, demeler bilanolar geici aklarnn kapatlmasnda yardmc olmaktr. rgtn ye lkelerce -eitli formllere gre hesaplanan paylar orannda- oluturulan bir fonu vardr. ye lkeler gereksinme belirdiinde -eitli adlar altnda- fondan yine paylar orannda yararlanrlar. IBRD (Uluslararas mar ve Kalknma Bankas, ya da Dnya Bankas) Bu rgt, yelerinin uzun dnemli kredi gereksinmelerini karlar. Amac uluslararas yatrmlar gelitirmek ve byk ulusal projeleri desteklemektir.

107

Banka, merkez bankas garantisiyle gelimekte giriimcilere de parasal ynden yardmc olur. WTO (Dnya Ticaret rgt)

olan lkelerdeki

zel

21 Ekim 1947 de 56 lke Havana'da toplanarak bir uluslararas ticaret anlamas ilkesi zerinde durdular. 30 Ekim 1947 de de Cenevre'de 18 lke uluslararas ticareti gelitirmek iin gmrk tarifelerinin aamal olarak drlmesini ve miktar kstlamalarnn (tarmsal mallar dnda) kaldrlmasn amalayan Genel Ticaret ve Tarife Anlamasn imzaladlar (GATT). ye says imdi ok artm olan ve ad son yllarda Dnya Ticaret rgt (WTO) olarak deitirilen bu kurum, d ticarette lkelerin birbirlerine farkl ilem yapmalarn nlemek iin de eitli nlemler alr (mesela en ok kayrmak lke kaydn ilke olarak kabul eder). Ticari konularda anlamazlk ktnda, taraf lkeler WTO'na zm iin bavurabilirler (Trkiye 1953 ylnda GATT'a katlmtr.) OECD (Ekonomik birlii ve Kalknma rgt) Savatan sonra, A.B.D. Dileri Bakan G. Marshall 5 Temmuz 1947 de verdii bir sylev srasnda A.B.D.'nin savata yklm Avrupa ekonomilerinin kalknmasn salamak iin lkelere tek tek deil ama byk boyutlu kolektif bir yardm yapmaya hazr olduunu syledi. Ancak bu yardmn koulu Avrupa lkelerinin kendi aralarnda bir ortak kalknma ve yardmlama rgt kurmalaryd. Bylece, bilinen Marshall plan (Marshall yardm) ve 1948 de Paris'te Avrupa ktisadi birlii rgt (OECE) dodu. 1 Ekim 1961 de ilerinde Trkiye'nin de bulunduu 18 Avrupa lkesinin yanma A.B.D., Kanada, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda da katlarak rgt, amalarn Avrupa dna taran ktisadi birlii ve Kalknma rgt'ne dntrdler. EMA (Avrupa Para Anlamas) Avrupa ktisadi birlii rgt (OECE) 1948 de kurulduktan sonra rgte bal iki yan rgt daha oluturuldu. Bunlardan biri Avrupa Prodktivite Ajans, dieri Avrupa deme Birlii (EPU) idi. 7 Temmuz 1950 de kurulan EPU nun amac ye lkeler arasnda para ve d demeler karkln bir dzene koymakt. 1959 da son bulan bu rgt yerine Avrupa lkeleri arasnda

108

deme ve konvertibilite koullarn daha etkin biimde dzenleyecek Avrupa Para Anlamasna gidildi. Daha sonra da, baz istisnalar dnda Avrupa Birlii lkeleri Euro blgesini oluturdular. CECA (Avrupa Kmr ve elik Birlii) 18 Nisan 1951 de Bat Almanya, Lksemburg, Hollanda, talya ve Fransa aralarnda kmr ve elik alm satmn tam bir serbestlie kavuturacak Avrupa Kmr ve elik Birlii anlamasn imzaladlar. Avrupa'da iktisadi entegrasyon hareketinin bu anlamayla balad sylenir. Anlamann zellii, supranasyonal yetkilerle donatlm bir yksek otoriteye sreli yrtme organ grevi verilmi olmasdr. BENELUX (Belika, Hollanda ve Lksemburg) 5 Eyll 1944 de Belika, Hollanda ve Lksemburg aralarnda bir gmrk birlii anlamas imzaladlar. Anlama 1948 de yrrle girdi. Aamal olarak 1957 sonuna kadar karlkl ticaretin % 97 si libere edildi. 3 ubat 1958 de imzalanp, lEkim 1960 da yrrle giren anlama sonunda da lke tam bir ekonomik entegrasyon iine girdiler. EC (Avrupa Topluluu - Ortak Pazar) Avrupa Kmr ve elik Birliini oluturan alt lke 25 Mart 1957 Roma anlamasyla iki topluluk kurdular. Bunlardan birincisi nceleri Ortak Pazar adyla da anlan Avrupa Topluluudur. Son hedefi siyasal birlie bir ekonomik entegrasyondan geerek ulamay amalayan Ortak Pazar aslnda bir gmrk birliidir. yeler arasnda gmrk tarifelerini aamal olarak sfra indirmeyi ve da kar tek bir tarife uygulamay ngren bu ortaklkla Trkiye'nin ilikileri hep youn biimde tartlmtr. Kurulan ikinci rgt Euratom (Avrupa Atom) ye lkeler arasnda nkleer enerji konusunda ibirliini ve bu enerjinin bar amalarla kullanlmasn ngrmektedir. EFT A (Avrupa Serbest Ticaret Blgesi) eitli ekonomik ve siyasal nedenlerle Kmr-elik Birliine ve Ortak Pazara katlmayan ngiltere, sve ile birlikte baka bir ekonomik birlik oluturdu. 20 Kasm 1959 da imzalanan bir anlamayla oluturulan ve Avrupa Serbest

109

Ticaret Blgesi ad verilen bu birliin amac adndan bellidir. yeleri ngiltere ve sve yannda, Avusturya, Danimarka, Norve, Portekiz ve svire'dir. O zamanlar Ortak Pazar lkelerine Altlar denirken, EFTA lkelerine de Yediler denmekteydi. Bu birlik EC kadar baarl olamam ve sonradan 1973 de ngiltere, rlanda ve Danimarka Ortak Pazara katlmlardr. RCD (Kalknma iin Blgesel birlii) Kalknma iin Blgesel birlii Trkiye, ran ve Pakistan arasnda 1964 ylnda kurulmutur. Amac, ortak yatrm projelerinin gerekletirilmesidir. Bu grnyle bir gmrk birlii olmad aktr. rgtn kurulu amacna tam uygun baar salad sylenemez. COMECON (Karlkl Ekonomik Yardm Kurulu) Dou Avrupa'nn sosyalist lkeleri arasnda kurulan bir iktisadi ibirlii rgtdr. Balca amac, ye lkelerin ulusal kalknma abalar arasnda koordinasyon kurarak kalknmay hzlandrmakt. Dou Avrupa'daki son gelimeler karsnda feshedilmitir. Ba harfler ekonomisi tanmna girebilecek baka birok uluslararas rgt vardr. Ancak burada yalnzca bazlarn zet olarak tantmakla yetindik.

20. KORUMACILIK AKIMLARI


Klasik iktisatlarn toplumun ekonomik konular dndaki sorunlar karsnda tarafsz kalmas ve oluturduu dnce sisteminin evrenselliini savunmas, etkili kar akmlarn domasna yol amtr. Bunlarn bir ksm ulusal ekonomilerini d rekabetten korumak isteyen lkelerden gelen ve serbest d ticaret grne kar akmlard. Klasiklerin bilimsel yntemlerine kar kan akmlarn arkasnda dahi ksmen bu motif yatar. Klasik liberal doktrine en arpc tepki sosyalist akmlardr. Bu akmlarn, ideoloji olarak klasik okul ncesinde de var olduu aktr. Bununla birlikte, bir yandan sosyalist akmlarn hedef ald toplumsal sorunlarn liberal kapitalizmin uygulanmas ile nceden dnlmeyen bir hzla ok byk boyutlara varmas, te yandan klasik dnce sisteminin sosyalist doktrine ok kullanl bilimsel aralar

110

vermesi nedeniyle bu akmlarn klasik okulla birlikte glendiini kabul etmek gerekir. Burada, konumuz gerei sosyalist doktrin ele alnmayacaktr.

20.1. LBERALZM KARISINDA KORUMACILIK


Klasiklerin serbest d ticaret grne kar kendi sanayilerini zellikle ngiltere'nin rekabetinden korumak isteyen Alman ve Amerikal dnrler ulusal iktisat doktrini ad da verilen bir akm gelitirmilerdir. Ulusal ekonomi doktrininin balangcn merkantilistlere kadar gtrmek mmkndr. Bununla birlikte 1815 Viyana Kongresinde 38 bamsz devletie ayrlan Almanya'da bu devletikler arasnda tarife uyguland halde da kar tarifelerin kaldrlm olmas Alman dnrleri arasnda bu doktrinin hzla taraftar kazanmasna neden olmutu. nk byle bir d ticaret rejimiyle Alman sanayiini ngiltere'nin rekabetinden korumann imkn yoktu. Bu dnrler iinde en etkili olanlardan biri Friedrich List, ulusal sanayi korumak iin tam aksi bir d ticaret rejimi neriyordu. lke iinde serbest ticaret, d lkelere kar tarife uygulamas. List (1789-1846), klasik okulun teorilerinin evrenselliine kar km, her lkenin kendi ulusal ekonomisinin koullarna ve gelime srecinde vard aamalara uygun aklama biimlerinin ortaya konmas gerektiini savunmutur. List'in korumaclnn nitelii dinamik ve selektif olmaktr. Daha ak bir deyile koruma, ulusal sanayi d rekabette eit koullara kavuuncaya kadar devam edecek ve sonra serbest d ticarete dnlecektir. Bu nedenle bandan beri, yalnzca serbest d ticarete dnldnde rekabet edebilecek sanayilerin korunmas arttr. Aslnda bu dnce yeni deildir. Fransa'da snai merkantilizminin kurucusu Colbert de ayn gr savunmutu. Ulusal ekonomi doktrininin ve korumacln Amerika'daki temsilcisi Henri Carey'dir. Carey (1793-1879), ann Amerika'snn koullarndan etkilenmi ve klasik okulun salt Avrupa'nn koullarndan doan birok kavram ve teorisini reddetmitir. Mesela Carey'e gre Malthus'yen nfus kanunu yanltr. Nfus geniledike fakirlik artmaz, aksine lke ekonomisinin durumu dzelir. Nfusuna gre geni topraklara sahip Amerika'da bu fikrin savunulmu olmas kolaylkla anlalr. Ayn ekilde Carey, rantn gitgide daha kt nitelikli topraklara gidilmesi nedeniyle doduunu da kabul etmez. nk Amerika Birleik Devletlerinde, Avrupa'nn tersine greli kt

111

topraklardan iyi nitelikli topraklara gidilmi ve bu nedenle de tarmda azalan verim yerine artan verim hali geerli olmutur. u halde byme sonunda ekonominin srekli durgunlua girmesi sz konusu deildir; yeter ki sanayileme srecinde yeni doan sanayiler ve hatta tarm kesimi d rekabetten korunabilsin. ktisadi liberalizmin ba savunucusu Adam Smith bile ngiltere'nin karlar bahis konusu olduunda korumadan bahsetmiti.

20.2. KLASKLERN BLMSEL YNTEMLERNE KARI TARH OKUL


Alman Tarihi Okulun geliimini birbirini izleyen drt ayr dneme ayrarak incelemek alkanl yaygndr. Bununla beraber drt dnemin de esasta ayn dnceleri tad, yalnzca yaanan aa uyumlu olmak iin gerekli baz dnce deiikliklerine urad sylenebilir. Alman Tarihi Okula gre klasikler iktisat biliminin teorik atsn kurarken genellikle tmdengelim (dedksiyon) yntemini kullanmlar, soyutlamalara gitmiler ve aklcla fazla arlk vermilerdir. Bu suretle ortaya salam ve mantkl bir ereve kmtr ama, bu ereve gereklere uymamaktadr. nk tmdengelim, soyutlama ve aklclkla her zaman ve her lke iin geerli iktisat ilkelerinin ortaya konmasna imkn yoktur. Toplumlar srekli bir deiim ve yenilenme iindedirler. Bu nedenle iktisat bilimi tarihi bir yaklamla ve dier bilimlerle ibirlii yaparak bu deiim ve yenilenmeyi incelemelidir. Bylece klasik okulun teorileri gibi mutlak olmayan, greli nitelie sahip teoriler ileri srlebilecektir. ktisat teorisi greli olmaldr, nk btn toplumsal kurumlarn zaman ve konum iersinde deiik olmas dolaysyla toplumlar da eitli zaman ve konumlarda deiik aamalarda bulunmaktadrlar. ktisatta mutlak nitelikte evrensel kanunlar yoksa klasiklerin evrensel kanunlara dayandrd doal dzen de yoktur. u halde toplumu optimum refaha iktisadi liberalizm deil, yerine gre yaplacak kamu mdahaleleri gtrebilir. lkeler arasnda da liberalizm sz konusu deildir. Ulusal ekonominin korunmas iin srekli gmrk korumas gereklidir. Grlyor ki k noktas farkl da olsa Alman Tarihi Okulu da Ulusal Ekonomi Doktrini gibi eninde sonunda korumacla gelmektedir. Hem tarihi

112

okulun genel dnde sisteminde hem de sonunda korumaclk noktasna gelinmesinde geleneksel Alman romantizminin etkilerini grmemek imkanszdr. Sanayilemede ngiltere ve Fransa'nn gerisinde kalnmas, bu lkenin dnrleri arasnda bir az gelimilik kompleksi ve klasik liberal doktrine bir tepki yaratmtr. Sonu olarak da lkeyi hzla sanayiletirmede birey yerine devlete grev verilmek istenmitir. Bununla birlikte devletin ekonomik yaamda arlnn arttrlmak istenmesine ve klasik liberal doktrinin eletirilmesine karn, tarihi okul hibir zaman tam bir kapitalizm kart nitelie sahip olmamtr. Daha dorusu Alman Tarihi Okul, klasik iktisatlar kadar bile kapitalist sistemin geleceiyle ilgilenmemitir. Alman Tarihi Okul iktisadi yaama kamu mdahalesinin ncln yapmakla Bat Avrupa lkelerinde devletin toplumsal nitelik kazanmasnda etkili olmutur. Ayrca iktisat tarihi aratrmalarna geni ilgi uyandrmtr.

21. ULUSLARARASI PARA SSTEM VE SORUNLARI


Bugnk uluslararas para sistemini yaratan sorunlar kinci Dnya Savama ve sava sonras skntl dneme balamak genel bir eilim haline gelmitir. Aslnda daha gerilere baktmzda iki sava aras sorunlarn da byk glkler yarattn kolayca grmekteyiz. yle ki ikinci sava olmasayd dahi bugnk sisteme benzer bir ortamn yaratlmasnn yine de zorunlu bulunacan sylemek kolay olmaktadr. Birinci Dnya Savann bitiminde, altn standardnn basit ve kesin mekanizmasna olan zlem tutku derecesine varmt. Bu zlem -ksa bir sre iin olsa bile- gerekletirildi de. Ne var ki, i iten gemi, savan yaratt ulusuluk akmlar altn standardnn belkemii olan serbest d ticaret, para birlii ve tek bir borsa merkezi dlerini bir daha geri gelmeyecek biimde gemie itmiti. Geri A.B.D. daha o gnlerde bile sarslan sterlin yerine dolar ileri srerek yeni bir uluslararas para sisteminin kurulmasna nclk edebilecek gl ekonomik yapya sahipti. Kald ki dolar kendiliinden, sterline rakip ikinci anahtar para haline gelmiti. Fakat nce yeni varlm stn refah dzeyinin tadna varlmas istei, sonra da bu istei elmeleyen 1929 krizi, Amerikan ulusunun dikkatini i sorunlara ekti.

113

Byk dnya bunalmndan sonra ou lkede demeler dengesi ak vermeye ve dviz darboazlar belirmeye balad. Artk uluslararas demelerde iki para sz sahibiydi; sterlin ve dolar. stelik bu iki parann birbirine evrilmesi de salam ve kesin esaslara balanamyordu. Altn, ayarlayc grevini yitirmiti. Avrupa bankalarndaki ksa vadeli dviz hesaplar siyasal ve mali nedenlerden dolay gl ekonomilere kayyordu. Hatta Londra bankalarndaki ksa dnemli sterlin hesaplar bile, ngiltere 1931 de altn standardndan ayrlncaya dek altn halinde dar kamt. Ayrca A.B.D. ithalatnn ve d yardmlarnn kslmas dolar arzn da daraltmt. Bylece uluslararas deme aralarnn cari ticarete ayak uyduramad bir dnem balyordu. Bu karmakark uluslararas ortamda kinci Dnya Savama girildi ve savatan kld. Barn ilk yl 1947 de, Avrupa'nn ithalat ihracatnn iki katn amt ve bu ithalat da dnya ithalatnn ancak % 20 si dolayndayd. Sava yaam ktann 1950 ye kadar toplam cari ilemler a 24.4 trilyon dolar buldu. Bu an drtte A.B.D. ile olan ilikilerden domutu. Sonu olarak, bilinen dolar ktl sorunu ortaya kt. An bir nedeni ar tketim-yatrm mallar talebinden doan hzl ithalat art, dier nedeni ise retim kapasitesindeki daralma ve denizar pazarlarn A.B.D. ile Kanada'ya kaptrlmas sonunda ihracat hacmindeki byk azalma idi. Avrupa'nn d a nceleri A.B.D. ve Kanada gibi lkelerle, Birlemi Milletler, Dnya Bankas, Ex-im Bank ve Uluslararas Para Fonu gibi lkelerst-lkeleraras kurulular tarafndan gerekletirilen hibe ve yardmlarla finanse edildi. Fakat dolar ktl sorunu o kadar bykt ve alnan ilk demeler o kadar yetersiz kalmt ki, Avrupa ekonomisinin yeniden douu iin daha etkili yollar nerildi. Marshall Plan, Avrupa ktisadi birlii Tekilat vs. gibi. Bu abalarn amac retimi hzla arttrmak, enflasyonu denetim altna almak, Avrupa ii ticareti gelitirmek, d dengeyi salamakt. Bu arada parasal bir nlem olarak ar deerlenmi paralarn devalasyonuna da bavuruldu. Ne var ki yeni ve salam bir uluslararas para sistemi kurulmadan bu amalarn gereklemesi imknszd. Savan sonunda dnyada gl iki para kalmt; Amerikan dolar ve svire frank. Geri sterlin alan iinde demeler Londra rezervlerinin kullanm yoluyla serbeste salanabiliyordu ama, alan dndaki lkelerle ilikilerde kambiyo kontrol ve ithalat kstlamalar da devam ediyordu. Dier baz

114

lkeler ise tek tek kendi karlarna uygun yollar aryorlard. Mesela Bat Avrupa lkeleri d ticaret ve demelere eitli kontrol ve snrlamalar koymulard. Dier lkelerin durumlar da pek farkl deildi. Zorunlu ithalatn salanmas iin iki yanl anlamalar da yaygnlamt.

21.1. SAVA SONRASI ULUSLARARASI PARA SSTEM


Aslnda daha sava srasnda barn ilk yllarnn getirecei uluslararas ticaret ve deme sorunlar tahmin ediliyor, Amerikan ve ngiliz iktisat ve teknisyenleri sava sonras uluslararas parasal ibirlii planlarn hazrlyorlard. Bu hazrlklar nce birbirlerinden bamsz sonra da beraberce yrtld. Sonunda Bretton Woods konferansnda Uluslararas Para Fonu dodu. Fonun douu ile uluslararas parasal ibirliinde yepyeni bir adm atlm oldu. Geri Birinci Dnya Savandan nce ve iki sava arasndaki dnemde de bir ibirliinin varlndan bahsetmek mmkndr. Fakat bu ibirlii gayri resmi, gevek ve piyasa mekanizmasna dayanan bir sistemdi. Uluslararas Para Fonu ile ilk kez ayr bir rgt, personel ve resmi nitelie sahip ibirlii rgt kurulmu oluyordu. Fonun kurulmasndaki ana ama yle zetlenebilir: 1- Kambiyo kontrol rejimlerinin kaldrlmas ve bylece konvertibilitenin, ok yanl deme sisteminin ve uluslararas uzmanlamadan tam yararn salanmas 2- Kambiyo kurlarnda kararllk salayarak uluslararas pazarlarda haksz rekabet koullar yaratacak gereksiz devalasyonlarn engellenmesi 3- Kararl kur badatrlmas politikas ile ulusal para ve maliye politikalarnn

Amalar iinde gerekletirilmesi en g olan sonuncusu idi. Fakat bu noktay Fon uzun sre kabul etmez grnd. Bir yandan gelimi lkelerde tam istihdam veya tam kapasiteyi hedef tutan i denge giriimleri ile d dengeyi tutarl klma byk aba gerektirirken, te yandan az gelimilerin enflasyonist kalknma sreci eilimlerini disiplin altna sokma gayretleri devaml ekonomik ve zellikle politik sarsntlar yaratyordu. lk iki amacn

115

salanmasnda karlalan glkler de zaman zaman ciddi sorunlarn ortaya kma yol amtr. Uluslararas Para Fonunun tarihesi aslnda bu amacn salanmasnda ortaya kan glklerin, tutarszlklarn ve sonunda reform adn da alan zorunlu deiikliklerin hikyesidir. Trkiye ekonomisi bunun en iyi rneklerinden biridir. imdi de uluslararas para sistemi iinde o gnk deyile, az gelimilerin yerine ksaca gz gezdirelim. Hammadde ve tarmsal mal reten az gelimi lkelerde demeler dengesi sorunlar 1929 dan itibaren bymeye balad. Bu durumun balca nedeni zellikle hammadde ihra fiyatlarndaki devaml dt. Sonu olarak devalasyona ve kambiyo kontrolne gidildi. Yalnzca Sterlin Bloku ve Bat Avrupa lkeleri ile sk ekonomik ve mali balar kurmu baz Dou Avrupa lkeleri kambiyo kontrolnden kandlar.

21.2. GELMEKTE OLAN LKELER


Sterlin alan iindeki lkelerin pek nemli demeler dengesi sorunu yoktu. ngiltere, ithalat ve d yatrmlaryla bu lkelere yeterli dviz salyordu. Hemen sadece A.B.D. ile ticaret yapan Orta Amerika lkeleri ile Karaib blgesinin deme sorunlarndan sz etmek gt. nk blgede ulusal para birimleri ya dorudan dolar ve altn veya % 100 dolar karlna sahipti. Bat Avrupa'nn az gelimilerinden Portekiz ve Finlandiya sterlin alan iinde idiler ve serbest kambiyoyu kk kstlamalarla devam ettiriyorlard. Gney Amerika lkelerinin sorunlar ise bykt. Bu lkelerin ticaretlerinin nemli ksm Bat Avrupa lkeleri ile idi. Oysa Bat Avrupa lkelerinde 1930 lardan balayarak demeler dengesi glkleri belirmiti. Ve bu yzden hammadde ve tarmsal mal ithalatlarna dk fiyat uygulama abasmdaydlar. Ayrca yine hammadde ve tarmsal mal ihracats Dou Avrupa lkelerinin ihracatlarna talep daralm ve ticaret hadleri aleyhlerine dnmt. Durumlarn dzeltmek iin nce devalasyona bavurdular ve elastikler elvermediinden yeterli sonu alamadlar. Sonra da 1938 lardan balayarak kambiyo kontrolne, miktar kstlamalarna ve Bat Avrupa lkeleri ile ikili anlamalara gittiler. Hammadde ve tarmsal mal ihracats Dou Avrupa lkeleri devalasyonun olumsuz psikolojik etkisinden ekinmiler ve kur deiikliinden

116

kanmlard. Bu yzden, demelerde glkler balaynca sert kambiyo kontrol nlemlerine gittiler. Ayrca sermaye klarn da dorudan kontrole bal tuttuklarndan bloke edilmi dviz hesaplar kabarmaya balad. Sonunda bu lkelerin serbest dvizle ticaret yapma imknlar bsbtn darald. demeler dengesindeki basklar biraz olsun hafifletebilmek iin bir sra iki yanl ticaret ve deme anlamalarna, kat ve ayrc kur uygulamalarna gidildi. kinci Dnya Sava dnemine az gelimiler bu durumda girdiler. Eyll 1939 dan itibaren sterlin alannda kambiyo kontrol balad. Tm Latin Amerika lkeleri hem dolar, hem de sterlinle ticaret yapma imknlar peine dtler. Dier az gelimilerin bir ksm ngiltere ile ikili anlamalar yapmak zorunda kald. Bu arada -deyim yerindeyse- bir de Mark ve Yen alan dodu. Birok az gelimi lkenin Almanya ile de ikili anlamalara gittii grld. Dnya ticaretinin eitli ulam ve deme glkleri yznden ok zor koullar altnda devam ettirdii bu dnemde hkmetlerin d ticarete mdahalesi en yksek dereceye vard. Bununla birlikte baz hammadde ve tarmsal mal fiyatlarndaki ykselmeler bu mallarn ihracats olan lkelere greli avantajlar da salamad deil. Mesela Trkiye'nin ihracat hacmi 1939 dan balayarak 1945 e kadar devaml azald halde, fiyat artlar 1940 dan itibaren dviz gelirlerinde genileme bile salamtr. Bununla birlikte demeler dengesinde salanan avantajn gerisinde ithalat kstlamalarnn da yer aldn ve bu durumun da yatrm mal ithal etme zorunda bulunan az gelimi lkelerin kalknma srecini duraklattn unutmamak gerekir. Sava sonras dnemde zellikle Uluslararas Para Fonu tarafndan oluturulan uluslararas para sisteminin Fonun kuruluunda byle bir amac olmasa bile, az gelimi veya gelimekte olan lkelere de birtakm imknlar getirmesi beklenirdi. Geri Fonun bu lkelerin sorunlarna hibir olumlu katkda bulunmadn ileri srmek ar bir niteleme olacaktr. Fakat salanan imknlar o kadar snrl kalm ve Fonun "istikrarl kalknma" tezi o kadar banazca savunulmutur ki az gelimilerin sistemden devaml ikyeti olmalarn hakl grmek gerekmektedir. Uluslararas Para Fonu gelimekte olan lkelere dorudan ve dolayl olmak zere iki tr imkn yaratabilirdi. Dorudan yaratlacak imkn, bu lkelerin Fon kaynaklarndan faydalanmas eklinde ortaya konabilir. Ne var ki az gelimi lkelerin Fondaki kotalarnn kk oluu ve Fonun izledii politika

117

nedeniyle bu imknlar snrl kalmtr. Kotalarn hesaplanmasnda kullanlan Bretton Woods formlnde balangta en byk arlk milli gelire verilmiti. Bu durumda, milli gelirleri dk olan az gelimilerin kotalarnn kk kalaca akt. Fona sonradan ye olan az gelimilerin kotalarnn belirlenmesinde de ayn ilke uygulanmtr. Geri 1963'ten sonra formlde arlk d ticarete kaymtr, ama bu durumun byk bir deiiklik salad sylenemez. Mesela kota toplam iinde A.B.D.'nin pay % 23, ngiltere'nin ki % 10, dier gelimi 24 lkenin pay % 40 ve 90 dan fazla, az gelimilerin pay yalnzca % 27 idi. Gelimekte olan lkeler uluslararas para sisteminden baz dolayl yararlar da salayabilirlerdi. yimser bir adan dnlecek olursa gelimi lkelerde az gelimilerin sorunlarna dikkatli bir ilgi uyanmamasmm nedeni kendi dertlerinin de byk olmasna balanabilir. yi ileyen bir uluslararas para sistemi, Fonun kurulu amacna da uygun olarak gelimi lkelerin d denge sorunlarna zm getirseydi belki de az gelimilerin ihracat mallarna yneltilen kstlayc tarife, fiyat ve miktar politikalarna gerek duyulmayabilirdi. Ayrca d yardmlarn da bugne kadarki yetersiz ve iyi ynlendirilmemi ak da nlenebilirdi. Uzak veya yakn her uluslararas sorunun ortaya knda ekonomik temelleri pek salam atlmam zengin lkelerin kar karya kaldklar sorunlar, ister istemez dikkatlerin az gelimilerden uzaa kaymasna neden olmaktadr. Her bunalmn uluslararas dayanmay tahmin edilemeyecek kadar uzaklara gtrmesi gibi. Gelimiler arasndaki sorunlarn zlemeyecek duruma geldii dnemlerde, az gelimilerin btnyle devre d kalmas son derece doaldr. Son kriz bunun en iyi rneidir.

22. DI TCARET POLTKASI


demeler dengesi an kapatmak ve deme glklerini gidermek iin alman nlemlerin ve yaplan mdahalelerin btnne d ticaret politikas ad verilir. Bunlarn bir ouna daha nceki konularda deindik. Ancak, bu nlemlerin belli ballarnn bir arada zetlenmesinde yarar olduu aktr. D ticaret ile ilgili nlemlerin uygulanmasnda demeler dengesi amac yannda i sanayii koruma, retimi tevik, talep yapsn deitirme vs. gibi amalar da gdlebilir. Bu blmde nce fiyat etkisi yaratan tarifeler ile bir

118

miktar kstlamas olan kotalar ayn balk altnda paralel bir analizle ele alnp, aralarndaki fark ve benzerlikler incelenmitir. Daha sonra kambiyo kontrol bal altnda, dviz piyasasnn kamuca nasl denetlendii, kambiyo istikrar fonu, anlamal ticaret (takas ve kliring) ele alnmtr. Devalasyon ise zerinde zet olarak durulan nc konudur. hracatn zerinde ayn etkiyi yaratabilen prim sistemi ve vergi iadesi de yine ok ksa olarak zetlenmitir.

22.1. TARFELER VE KOTALAR


Tarife kelimesi gmrk tarifesi deyiminin ksaltlmdr. Gmrk tarifeleri eitli mallar ithal ve ihra edilirken, belli lkelere gre bahis konusu mallar zerinden alman vergi oranlarn gsteren cetvellerdir. Fakat bu kelime iktisat yaznnda anlam deitirmi ve dorudan gmrk vergisi yerine kullanlmaya balanmtr. Ayrca zamanmzda ihracattan alman gmrk vergilerinin nemini yitirdiini ve tarife kelimesinin genellikle sadece ithal vergisi anlamna geldiini de biliyoruz. hracattan alman vergilerin amac ounlukla d denge salamak deildir. Mesela baz stratejik mallarn, eski eserlerin vs. yurtdna satlmasn nlemek veya hi olmazsa gletirmek iin ihracat vergisi uygulanabilir. Ayrca bir lkede mesela tarmsal kesimin vergilendirilmesinde matrah tespiti ynnden byk glkler varsa, bu mallar ihra edilirken alman vergiler, dolaysyla tarm kesimini vergilendirmi olur. nk tarmsal mallarn arz ve talep elastiklikleri elverili ise ihracat bu verginin bir ksmn reticiye yanstmaya alacaktr. thal gmrk vergileri, ihracat gmrk vergilerinin tersine, d ticaret ilikilerini dzenlemek ve demeler dengesi aklarn kapatmak iin yaygn olarak kullanlan bir ara olma niteliini korumaktadr. Bununla birlikte uygulanan en eski ticaret politikas arac olan tarifelerin ilk amalar arasnda d dengeyi salamak arka planda kalyordu. nk o alarda klasik otomatik mekanizma, genellikle ilemekteydi. Tarifelerin ilk uygulamalarnda amalar, lkeden altn kn engellemek, hazineye varidat salamak ve yerli sanayii yabanc mallarn ykc rekabetine kar korumakt. Bugn bile bu amalarn, d denge amacyla birlikte ve bir arada izlendii gze arpmaktadr.

119

Tarifelerin ithal talebini ksmak ve bu yoldan ticaret dengesindeki a kapatmak amacyla kullanlmas yle aklanabilir: Tarifelerin ykselmesi ithal mallar fiyatlarn ykseltir. Ykselen fiyatlar karsnda halk ithal mal talebini ksar ve yerli mal tercih etmeye balar. Bylece ar ithal talebinden doan d ak da daralmaya yz tutar. Burada dikkat edilecek nokta, tarife artnn hangi tr mallara uygulanacadr. Mesela, talep elastiklii dk olan (yani halkn ok rabet ettii veya kullanm zorunlu olan) mallara uygulanan yksek tarifeler, yalnzca vergi varidat art salar, ithal talebini ksmaz. Bu durumda zellikle bu mallar hammadde, ara mallar ve yatrm mallar niteliinde ise, fiyatlarndaki ykselme bir maliyet enflasyonuna bile neden olabilir. Sonu olarak ierde imal edilen mallarn da fiyatlar ykselecek ve tarife artnn salayaca avantaj silinecektir. Gmrk vergileri ad valorem ya da spesifik olabilir. Ad valorem tarifeler mallarn deeri zerine uygulanr. Spesifik tarifelerde ise vergi hesaplanrken ithal edilen mallarn deeri deil miktar dikkate alnr. Bugn Trkiye de dahil olmak zere hemen btn lkeler ad valorem tarife uygulamaktadr. Genileyen d ticaret hacmi ksa zamanda spesifik tarifelerin sakncalarn arttrm ve bu tr tarifelerin yrrlkten kaldrlmasna yol amtr. thalde alman gmrk vergisi oran, genellikle maln CF deeri zerine uygulanr. Yani, vergi hesaplanrken maln sadece mene lkedeki al fiyat (cost) deil, yurda gelirken yaplan sigorta (insurance) ve navlun (freight) masraflar da dikkate alnr.

22.2. ZEL GMRK REJMLER


Baz zel durumlarda birtakm mallarn lke snrlarndan ieri girii dorudan i tketim amacna ynelmemi olabilir. Bu tr girilere olaan gmrk rejimlerinin uygulanamayaca da aktr. Aada balca zel gmrk rejimleri ksaca zetlenecektir. thalinden belli bir sre sonra aynen ya da belli oranda nitelik deitirerek ihra edilecek mallara uygulanacak gmrk rejimine geici kabul rejimi ad verilir. Bu ilemin tersine, yani ihra edildikten belli bir sre sonra aynen ya da belli oranda nitelik deitirerek ithal edilen mallara geici ihra rejimi uygulanr.

120

thal edildikten sonra ilgili vergi, resim ve harlar denmeden kamu denetimi altnda belli sre depolanarak saklanan mallara antrepo rejimi uygulanr. Burada antrepo kelimesi zellikle ithal mallarnn sakland depolar anlamna gelmektedir. Antrepo rejiminde mallara lkeye girdikleri anda deil, parti parti antrepolardan karken tarife ve dier vergi, resim harlar vs. uygulanr. Sistemin ithalat ve sanayicilere zellikle fon kullanm asndan byk kolaylklar salad aktr. Gmrk idarelerinin izni ile zel iyerlerinde kurulan antrepolara itibari ya da fktif antrepo denir. Mesela bir sanayi kuruluu ithal ettii mal, tarife ve dier vergi, resim harlar vs. uygulanmadan kendi ambarna yerletirip, izinle bu ambar fktif antrepo olarak kullanabilir. Ancak ihtiyac olduu mallar ambarndan ekip kullandka ilgili demeleri yapar. Mallar bir lkenin snrlarndan gelip geerken bu mallara transit rejimi uygulanr ve genellikle girilerde tarife vs. uygulanmaz. Ulatrma arac deitirme, belli sre antrepolama, aktarma gibi ilemler bu uygulamay genellikle etkilemez. Transit rejimi ulusal yasalarla konabilecei gibi uluslararas anlamalarla da kurulabilir ya da konabilir. Uluslararas transit anlamalarna rnek olarak, Trkiye'nin son yllarda yapt TIR anlamalar gsterilebilir. Bir lkenin siyasal snrlar iinde olmakla birlikte gmrk snrlar iine alnmayan yerlere serbest blge, serbest ehir, serbest liman gibi isimler verilir. ktisadi faaliyetin belli yrelerde canlanmas iin kurulan bu sistem son yllarda zellikle gelimekte olan lkelerin ilgisini ekmektedir.

22.3. THALAT KOTA SSTEM


demeler dengesi aklar kronikletii zaman alnabilecek nlemlerden biri de ithalatn kota veya kontenjan sistemine balanmasdr. Bu sistem sayesinde eldeki snrl dviz imknlar, nceden programlanan ithalata belli bir ynteme gre tahsis edilir ve bylece d demelerde denge salanmaya allr. Kota ve kontenjan sistemi ithalatn snrlanmas anlamna gelmektedir. Kota, belirli bir sre iinde ithaline izin verilen mal miktarn tespit ve her mal iin tavan belirler. Her ithalatnn hangi mallarn ithali ile ilgili olduu ve ne

121

kadar ithal etmek istedii de belirlenir. Kendisine snrlama orannda kotadan yararlanma hakk verilir. Kota sistemi kanun karlmasna gerek gstermeden ynetimsel kararlarla yrtlebildii iin d ticaret politikasnn uygulanmasnda byk kolaylk salar. Ayrca reticiler yurda girecek ithal mallar miktarn kesinlikle bilebilirler. Tarife ayarlamasnn g olduu durumlarda kotalar etkin bir korumaclk nlemi olarak kullanlabilirler. Bundan baka kotalarn lkeler arasndaki datmnda en ok kayrmak lke ilkesi (en ziyade mazhar msaade millet kayd) sz konusu olmaz. Bu kolaylk ve avantajlarna karn kota sisteminin yaratt baz glkler vardr. Mesela bu sistem brokrasiyi arttrabilir ve uluslararas piyasada misillemelere neden olabilir. Kotalarn, ithal mallarnn fiyatlarn ykseltici ve i sanayin retimleri tevik edici etkileri tarife arttrlmas ile ayndr. Fakat artk varidat artndan bahsetmek imknszdr. Fiyat ykseliinden byk apta yarar salayan ithalatdr. Trkiye zellikle 1960 ncesi dnemde kota sistemini youn biimde uygulamtr.

22.4. KAMBYO KONTROL


Kambiyo kontrol sistemi geni bir ekilde byk dnya bunalm srasnda uygulamaya konmutur. Bugn birok lkede uygulanan bu sistem, dviz piyasasna dier mdahalelerden ok daha yaygn ve etkilidir. Balangta geici nlem olarak uygulanmaya balanan bu yntem, zamanla birok lkede yaygn bir iktisat politikas haline gelmitir. Kambiyo ve dviz kontrolnn (veya dviz kuru kontrolnn) amac dviz kurunu sabit tutmak ve bylece parann d deerinin dmesini (ya da ykselmesini) nlemeye almaktr. Bir lkenin demeler dengesi ak verdii zaman hibir nlem alnmadan kambiyo kuru sabit tutulacak olursa dviz talebi daha da geniler ve resmi dviz kuru yannda ikinci bir kur (serbest piyasa kuru veya karaborsa kuru) oluur. Kambiyo kontrol, dviz talep artn snrlamak, dviz arzn geniletmek ve bu ekilde resmi dviz kuru yannda ikinci bir kurun belirmesine yol amamak amacn gder.

122

Aslnda bu sistem arz edilen dvizlere devlet adna el koyar. eitli yollardan dviz elde edenler, bu dvizleri deimez bir kur zerinden devlete ya da devletin gsterecei kurululara satmak zorundadrlar. Devlet, bu ekilde el koyduu dvizleri gereksinme orannda datma yetkisine sahiptir. Yani btn arz yetersizliklerinde olduu gibi burada da bir eit vesika yntemi uygulanmaktadr. Bu suretle dviz arz ve zellikle talebi kontrol edilerek dviz kuru sabit tutulmaya allmaktadr. Kambiyo kontrol sisteminde, dviz al ve satndaki serbestlik, eitli derecelerde olmakla beraber, kaldrlmtr. Herkes elde ettii dvizleri, belli bir sre iinde kamunun gsterdii bankalara satmak zorundadr. Bu zorunlua uymayanlara eitli cezai meyyideler uygulanabilir. Dviz satlar da kamunun iznine baldr. Kamu otoritesi dviz taleplerini gerek kullanlma amac, gerekse miktar asndan kontrol edebilir ve dviz dalmn bu ilkelere gre yapabilir. Dviz kontrol, uygulamada basit bir izin formalitesinden son derece karmak ve kat kontrol sistemlerine kadar deien eitlerde grlebilmektedir. Dviz kontrolnn en kark ekli katl kur sistemidir. Bu sistemde ayn dvizin birok fiyat vardr. Kambiyo kontrolnn fazla karmak olmayan ekilleri uygulandklar lkelerde gerekten belli bir kur istikrar salayabilirler. Bununla birlikte sistemin ounlukla en karmak eitlerinin uyguland gelimekte olan lkelerde beklenen istikrar salanamamaktadr. nk bu lkelerde demeler dengesi devaml ak vermekte, dviz talebi her zaman arzndan hzl artmakta ve resmi dviz kuru yannda karaborsa kurlar belirmektedir. Sonu olarak da parann d deeri devaml dmektedir. Aslnda kambiyo kontrolnn dviz kuru istikrarn salayabilmesi iin, demeler dengesindeki an kronik bir nitelik tamamas gerekir. Eer ak, ekonominin yapsndaki darboazlardan douyorsa, bu darboazlar giderilmedike kambiyo kontrol yardmyla devaml kur istikrar salamann imkn yoktur. Gelimekte olan bir lkede, tketim amacyla yaplan ithalat geni apta kslsa bile, dviz talebini belli bir snrdan aada tutmaya imkn yoktur. nk kalknmann gerektirdii yatrmlar gerekletirmek ve iletmek iin gerekli olan makine ve tehizat ile hammaddeleri ithal etmek zorunludur. Dviz talebi bu zorunluluun altna demez. Sz konusu

123

lkelerde dviz arznn balca kayna da ihracattr. Oysa ihracat bu lkelerin belki de en g baardklar iktisadi operasyondur. Bu bakmdan dviz arz imknlarn ok geniletmek mmkn deildir. u halde bahis konusu lkelerin d aklar doal bir sonu olarak kroniktir ve bu nedenle kambiyo kontrolnn baar ans ok azdr. Bununla birlikte bu sistemin piyasann serbest braklmasyla ortaya kabilecek sorunlar bir sre erteleyebilecei aktr.

22.5. KAMBYO STKRAR FONU


Kambiyo kelimesinin szlk anlam yabanc para, yani dvizdir. Fakat uygulamada dviz alm satmnn yapld yer ya da dviz kuru (kambiyo kuru) anlamnda da kullanlmaktadr. Kambiyo istikrar fonu deyiminde kambiyo kelimesi, dviz kuru anlamn tamaktadr. Deyimden anlaldna gre, dviz kurunu deimez ya da kararl tutmak iin oluturulan bir fon sz konusudur. Bir lkenin demeler dengesi ak verirken dviz fiyatlar da ykselmeye balar. Bu ykselmede speklasyonun rol byktr. Speklasyon hareketleri geniledike dviz k (dviz talebi art) da hzlanmaya balar. Bu ise an artmasna ve dviz kurunun daha da ykselmesine neden olur. A daha da genileten bu mekanizmay durdurmak iin kamu mdahalesiyle dviz kuru deimez tutulabilir. Byle bir durumda sz konusu lkenin ekonomik yaps bakmndan d demelerinde ksa dnemde denklik salanabilecei anlalrsa, kambiyo kuru deimelerini bir istikrar fonu yardmyla nlemek mmkndr. Bu amala nce lke parasnn o andaki d deeri belirlenir. Daha sonra bir kamu mali kuruluu ya da ounlukla Merkez Bankas niteliindeki bir kurulu yahut da eitli bankalarn katlmasyla kurulan bir konsorsiyum tarafndan ulusal para ve yabanc paralardan (dvizlerden) meydana gelen bir fon kurulur. Dviz talepleri, nceden belirlenen deimez kur zerinden bu fondan karlanr ve arz edilen dvizler de yine bu fon tarafndan ayn kurdan satn alnr. Bu ekilde fon, kambiyo kurunu ksa dnemlerde kararl bir dzeyde tutar. stikrar fonu zellikle 1929 Byk Dnya Bunalm srasnda

124

eitli lkelerde ve bu arada Trkiye'de de kurulmu ve olduka da yarar salamtr. Kambiyo istikrar fonu geici ya da ksa dnemli dengesizliklerin zmnde yardmc olabilir. Bir sre sonra denge normal etki ve ilemlerle gerekleemezse, uzun bir dnem boyunca hem ticaret ve demeleri serbest brakmak, hem de btn dviz taleplerini deimez bir kur zerinden bu fondan karlanmak imknsz hale gelir.

22.6. TAKAS SSTEM


Yukarda ksaca gzden geirilen politika nlemleri ve aralar yalnz balarna istenilen amac salayamazlar. demelerde denge salamak iin ayn zamanda ihracat tevik edecek ve ithalat gereklere gre az ok snrlayacak nlemler de gerekir. Bu nlemlerden biri de ithalat dorudan ihracatla karlayan takas yntemidir. Ama, dviz demek zorunda kalnmakszn dardan gerekli mallar salamaktr. Bu arada baz ihra mallarnn srm de salanmaktadr. Takas sisteminin ana ilkesi, ihracatnn ihra ettii mal bedeli kadar ithal hakkna sahip olmas ve ithalatnn da ithal ettii mal deerince mal ihra etmek zorunda bulunmasdr. Fakat genellikle bir kimsenin ayn zamanda hem ithalat hem da ihracat olmas ok gtr. Bu iki faaliyet dal ayr bilgi ve uzmanla gerek gstermektedir. u halde gerek teorik takas modelinde gerekse uygulamada karlkl iki lke ve bu lkelerde birer ithalat ile birer ihracat ele alnmaktadr. A lkesinde, B lkesinden fndk ithal etmek isteyen bir ithalatnn bu mal takasla getirecei ve karlkl ihracat iin de bir makine ihracats ile anlat varsaylsn. Bu ithalat ve ihracatya B lkesinde de fndk satacak bir ihracat ile makine alacak bir ithalat kar dmektedir. A lkesindeki makine ihracats, B lkesindeki makine ithalatsna mal satarak elde ettii ithal hakkn kendi lkesindeki fndk ithalatsna bedeli karlnda devreder. B lkesindeki fndk ihracats da, A lkesindeki fndk ithalatsna mal satarak elde ettii ithal hakkn kendi lkesindeki makine ithalatsna bedeli karlnda devreder. Bylece, karlkl ithal ve ihra deerleri ayn

125

ise dviz transferi gerekmeksizin d ticaret gereklemi olur. Durum aadaki emada aka grlmektedir.

A lkesi Mal Fndk ithalats Para Makine ihracats

B lkesi Fndk ihracats Para Makine ithalats

Mal

Takas yntemi ya bir devletin kendiliinden ald kararla ya da iki lke arasnda yaplan anlamalarla gerekleebilir. Kendiliinden alman kararlarla kurulan takas sistemi eitli ekillerde olabilir. Bu ekillerin en genii mal ve lke belirlenmeksizin ithalata, ancak karlnda ihracat yapmak kouluyla izin verilmesidir. Mallarn uluslararas piyasaya satmakta glklerle karlaan lkelerin bavurduklar bu genel yolun amac ithalat iin dviz transferi gereini azaltmaktr. Belirli mallarn ithali iin belirli mallarn ihracn zorunlu klan veya belirli lke ya da lkelerden yaplacak ihracatn ancak belirli mallarn ihrac yoluyla yaplmasna izin veren takas yntemleri de vardr. ki lke arasnda yaplan anlamalara dayanan takas sistemlerinin eitli ekilleri olabilir. Takas sistemi, glemi olan uluslararas ilikilerin kurulmasn kolaylatrr. Ayn zamanda ihrac g mallarn srmn salar. Bununla birlikte takas, trampann btn sakncalarn tar. Mesela, karlkl olarak belirli mallar veya deitirilmesi istenen mallar alacak ya da satacak ithalat ve ihracatlar her zaman bulmak kolay olmayabilir. Ayrca alm satm istekleri karlkl birbirini tutan ithalat ve ihracatlar bulunsa bile, satlmak ve satn alnmak istenen mal bedelleri birbirini tutmayabilir. Bu nedenlerle ksa srede ilkel takas sisteminden vazgeilmi ve daha esnek bir sistem olan kliring rejimine gidilmitir.

126

22.7. KILIRING REJM


Kliring, takas sisteminin daha geni anlamda uygulanmasndan baka bir ey deildir. Kliring rejiminde ithal edilen maln bedeli, kliring mekanizmasn iletme ii ile grevlendirilmi bir kuruma (kliring ofisleri ya da merkez bankalar) ulusal para ile denmekte, ihracatn bedeli de yine ad geen kurumdan alnmaktadr. Kliring mekanizmas aadaki ema ile gsterilebilir.

A lkesi Mal thalatlar Para Kliring ofisi Para Mal hracatlar

B lkesi hracatlar Para Kliring ofisi Para thalatlar

Burada ithalat ve ihracatlar ikier ikier kar karya gelmemekte, bir lkenin tm ihracatlar kar lkenin tm ithalatlar ile ilikiler kurmaktadr. demeler kliring ofisine yaplmakta ve ihracatlar da sattklar mallarn bedellerini bu kurumdan almaktadrlar. thalat maln alamad veya mal bedelini kliring ofisine deyemedii srece kar lkedeki ihracat alacan tahsil edemez. Ayn ekilde ihracat maln gndermedike kar lkedeki ithalatlar ulusal para ile kliring kurumuna demede bulunmazlar. Yani kliringle mbadele yapan ithalat ve ihracatlar birbirlerine sk bir ekilde baldrlar. Bilateral kliring anlamalarnn uygulanmasnda ortaya kan en nemli saknca, zayf durumda bulunan lkelerdeki ithalatlarn borlarn deyememeleri nedeniyle "donmu alacaklar" m olumasdr. Ayrca kliring (ve takas) sistemi zayf paral lkelerde i fiyatlarn ykselmesine, d ticaret hadlerinin aleyhe dnmesine ve parann d deerinin dmesine neden olur.

127

22.8. DEVALASYON
D dengeyi salamak iin bavurulacak yollardan biri de ulusal parann d deerinin drlmesidir. Devalasyonun amac, ithalat pahallandrp ihracat ucuzlatmak ve bylece dviz giriini, kma gre hzlandrmaktr. D demelerinde ak veren yani ihracat ithalatndan az olan bir lke ulusal parann d deerini indirerek ihracatn arttrp, ithalatn azaltabilir. Sonu olarak da d denge salanr ve ak kapanr. Devalasyonun uygulamada her zaman bu sonular salamad sk sk gze arpar. nk devalasyonun dvizle ifade edilen deer olarak ihracat arttrp, ithalat daraltmas iin baz koullarn varl gereklidir. Bu koullar aklayalm: Devalasyon yaplan lkede ihra mallar arz elastik deilse (yani ihra mallar retimi ve arz, fiyatlar ykselse de kolaylkla arttrlamyorsa) kur ayarlamasnn ihracat arttrc etkisi domaz. lkenin ihra mallarna olan d talep elastiklii uygun deilse (yani yabanclar iin sz konusu lkenin ihra mallar fiyatlarnn dmesi fazla bir anlam ifade etmiyorsa) ihracat miktar olarak genilese de ihracattan elde edilen dvizde bir art beklenemez. Sz konusu lkenin ithal mallar talep elastiklii dkse (yani ithal mallar zorunlu ihtiya mallar ise veya halkn yabanc mallara kar zel bir gveni, rabeti ve tutkusu varsa) fiyatlar ykseldii zaman ithalat miktar olarak daralsa da ithalat iin harcanan dviz azalmaz.

22.9. PRM SSTEM


Prim, retici ve ihracaty tevik ve koruma amacyla ad geen kiilere yaplan demelerdir. hracat tevik iin reticiye ya da ihracatya prim verilebilir. retici prim miktarn tatmin edici bulursa retimini arttrabilir. retim art fiyatlar drr. Fiyatlar den ve arz genileyen mallar ihra etmek daha kolaydr.

128

hracatya dorudan verilen primler ise ihra edilecek mallarn fiyatlarnn dk tutulmasna yardmc olmaktadr. Hatta bu primler araclyla ihra mallarn, maliyetlerinden dk fiyatlarla satmak bile mmkn olmaktadr. Damping (dunping) ad verilen bu mekanizma yardmyla uluslararas piyasalarda sz sahibi olmak imkn domaktadr.

22.10. HRACATTA VERG ADES


Bu uygulamada ihracatya prim eklinde dorudan bir yardm yaplmayp, ihra malnn retilmesi ve yurtiinde satlmas srasnda alman baz vergiler geri verilmektedir.

23. ULUSLARARASI SERMAYE HAREKETLER


demeler dengesi ile ilgili blmde sermaye hareketlerinin, cari ilemler ann nasl kapatldn ya da fazlaln nasl eritildiini aklamada yardmc olduunu grmtk. Ancak uluslararas sermaye hareketlerinin yalnzca cari ilemler aklarn kapatma ya da fazlalklarn datma amac gtmediini, hareketleri uyaran baka etkilerin de bulunduu unutulmamaldr. Cari ilemler dengesi, Trkiye gibi ounluk ak veren gelimekte olan lkelerin uluslararas ilikiler asndan tek sorunu dviz yetersizlii deildir. Bu lkelerde dviz yetersizlii sorunu kadar nemli dier bir sorun tasarruf ve dolaysyla finansman yetersizliidir. Baka bir deyile, gelimekte olan bir lke yalnzca dviz yetersizlii sorununu zebilmek iin deil, i tasarruf ve finansman yetersizliine are bulmak iin de sermaye ithal eder ya da d bor alr. demeler dengesine baktmzda lkemize zel yabanc sermayenin yatrm itiraklerinde bulunmak zere girmi olduunu grrz. Bunun yannda Uluslararas Para Fonundan salanan imknlar da bir bakma sermaye hareketi saylabilir. Ayrca, grnmeyen ilemler iinde yer alan faiz demelerinin istatistiklerde net kalnt olarak gzkmesi, Trkiye'nin dedii faizler yannda d plasmanlarndan zaman zaman faiz geliri de elde etmi olduunu gstermektedir. Uluslararas sermaye hareketlerinin, yalnzca Trkiye'nin demeler dengesi bile dikkate alndnda karmak bir yapya sahip olduu anlalmaktadr. lkeler arasnda plasmanlar yaplmakta, yatrm amacyla zel sermaye

129

hareketleri olumakta, uluslararas kurumlar ya da genellikle sanayilemi lkeler ihtiyac olan lkelere bor vermekte, bor verme ilemleri bazen zel kurulularca da gerekletirilmekte, olaan ya da normal olarak adlandrlan uzun ve orta dnemli borlar yannda ksa dnemli borlar da alnp verilmektedir. Btn bu ilemleri ksa ve z bir biimde ele alabilmek iin uluslararas sermaye akmlarn amalarna gre snflamak gerekecektir.

23.1. PORTFY YATIRIMLARI


Aslnda nemli bir blm yatrm tanmna pek uymayan portfy yatrmlar kii ya da kurulularn baka lkelerdeki yatrmlara ait pay senetlerini, ya da tahvillerini satn almalardr. Uzun ve orta vadeli bu ilemler yannda ticari senetler satn alnmas ya da baka lkelerin bankalarna mevduat yatrlmas gibi ksa dnemli ilemler de gze arpmaktadr. Bu tr ilemlerde speklasyon amacnn da rol oynayaca aktr. Portfy yatrmlarnn amacnn faiz, pay ya da speklasyon geliri elde etmek olduu aktr. Bu tr yatrmlar genellikle faiz ve kr oranlarnn dk olduu lkelerden, zellikle speklasyon imknlarnn, faizin yksek olduu lkelere ynelir. Birinci Dnya Savama kadar uluslararas sermaye hareketleri iinde nemli bir yer tutan portfy yatrmlar, savatan sonra nemini giderek yitirdi. kinci Dnya Savandan sonra ise uluslararas sermaye hareketlerinin btnyle nitelik deitirdiini gryoruz. Ancak son yllarda, Trkiye gibi ivedi dviz sorunuyla karlaan ve bu sorunu zebilmek iin olaann stnde zveride bulunmaya hazr lkelerin varl bu tr sermaye hareketlerini yeniden hzlandrmtr.

23.2. DOLAYSIZ YATIRIMLAR


Portfy yatrmlarnda, yatrm ya da plasman yapan kii veya kurulu, senetlerini satn ald yabanc kuruluta ynetim yetkisi aramaz. Oysa dolaysz yabanc sermaye yatrmlar, bir firmann yabanc lkelerde dorudan ya da itirak halinde yatrm yapp bu yatrmn ynetimine de katlmas demektir. Bu tr yatrmlar yukarda belirtildii gibi yabanc lkelerde ube ama, yerli irketlerle ortaklk kurma eklinde oluabilecei gibi bir lisans anlamas eklinde de grlebilir.

130

ok uluslu irketler genellikle ube ama biimini yelerler. Ancak mevzuatn elverili olmad lkelerde ve retim dallarnda, zorunlu olarak itiraklere de giriirler. Lisans anlamalarnda ise bir sermaye itiraki yoktur. Yerli firma, yabanc firmann retim tekniini belli bir sre iin kullanr; bu kullanmann karln da yabanc firmaya der. zel yabanc sermaye ad da verilen dolaysz yatrmlarda n sralar A.B.D., Japonya, Bat Almanya gibi sanayilemi lkeler almaktadr. Bu lkeler hem birbirleriyle hem de gelimekte olan lkelerle bu tr bir sermaye ilikisi iine girmilerdir. in de son yllarda bu lkeler arasna katlmitr. Dolaysz yatrmlarn amac, ana lkedekinden daha yksek kr geliri elde etmek ve mal olarak geemedii gmrk duvarlarnn arkasna sermaye olarak gemektir. Bu nedenle dorudan yatrmclar, gidecekleri lkelerin maliyet koullarn (cret, faiz, enerji, alt yap, hammadde, mevzuat vs.) ve Pazar geniliini dikkate alrlar. zel yabanc sermaye yatrmlarnn, yneldikleri lkeye salad yararlar btnyle ve ayrntlaryla lmek imknszdr. Bu tr sermaye hareketlerinin geldikleri lkeye u yararlar saladklar dnlebilir: Net Gelir Katks: Bu katk, dorudan yatrmn ktsndan girdiler dlerek bulunur. Ancak, yararn llmesinde yabanc sermayenin kulland i girdilerin alternatif maliyetlerini de dikkate almak gerekir. Ayn ekilde yabanc sermayenin yaratt dsal ekonomiler de hesaba katlmaldr. Bu ekilde bulunacak net gelir katks fayda", d girdilere yaplan demeler de "masraf olarak tanmlanp bir fayda/masraf oran kurulabilir. Bu oran niteden bykse dorudan yatrmlar, yatrmn yapld lke asndan yararldr.
u

demeler Dengesi Katks: Dorudan yatrmlarda kullanlan d girdiler, kr transferleri vs. demeler dengesini olumsuz ynde etkilerken, retilen mal ve hizmetlerin ihrac ve yatrmn salad ithal ikamesi olumlu ynde etkileyecektir. Olumsuz etkiler arasnda, yabanc sermaye yatrmlarnn yaratt gelir artnn uyard ithal talebi genilemesi, tasfiye ya da btnyle yerli firmaya dnme durumunda ortaya kan bir defalk sermaye transferleri de saylabilir. Burada da olumlu katklar "fayda", olumsuz katklar "masraf olarak yorumlanp, bir fayda/masraf oran kurularak ayn yntem kullanlabilir.

131

2 3 3 . KALKINMA KREDLER
Kalknma kredilerinin amac genellikle ekonomik olma yannda bir miktar da politiktir. Baka bir deyile bu tr kredi veren lkeler ya da kurulular kr veya faiz geliri elde etmek gibi bir ama peinde komazlar. Bu niteliinden dolay kalknma kredilerine zaman zaman d yardm denmi ve krediler ile hibe ilemleri yanl bir yorumla ayn anlamda ele alnmtr. Oysa kalknma kredileri genellikle geri denmesi gereken bir bortur ve belli bir faiz ykne balanmtr. Ancak bor taksitleri kk, vadeler olduka uzun ve faizleri dktr. Baz durumlarda borlarn denmesinde, demesiz bir sre de konulabilir. Taksitlerin ertelenmesi mmkndr. Bu tr krediler zellikle gelimekte olan lkelerin hem dviz hem de finansman yetersizlii sorunlarnn zmne belli lde yardmc olmaktadrlar. Trkiye'nin ald proje ve program kredileri genellikle bu nitelikte borlardr. Kalknma kredileri hkmetlerden hkmetlere, hkmetlerden kiilere, zel kurululardan hkmetlere ve zel kurululardan kiilere olmak zere snflandrlabilir. Hkmetlerden hkmetlere verilen kredilerin bir ksmna ait olan taksit ve faizler, borcu alan lkede genellikle merkez bankas grevini yklenen bir bankada ulusal para birimiyle atrlan bir hesaba yatrlabilir. Yumuak kredi denen bu borlara ait yklerin yatrldklar hesaba, karlk fonlar ad verilir. Bu karlk fonu, mesela borcu veren lkenin alan lkedeki temsilcilerinin cari harcamalar iin kullanlabilir. Proje kredilerinde bor, belli bir projenin ya da ithalatn finansman iin verilir. Program kredilerinde ise byle bir snrlama yoktur. Kalknma kredilerinde asl nemli bir snrlama bor veren lkenin mal ve hizmetlerinin satn alnmas kouludur. Mesela belli bir proje iin kredi veren lke, bahis konusu proje iin gerekli tehizat ve malzemenin kendi lkesinden alnmasn ve kendi ulatrma aralaryla tanmasn koul olarak ileri srebilir. Bu durumun, maliyet ve teknoloji asndan borcu alan lkelerce sakncal olabilecei aktr. htiyac olan lkelere kredi veren uluslararas kurulularn banda da Dnya Bankas (Uluslararas mar ve kalknma Bankas) gelir. Ayrca gelimekte olan lkelerde zel kesime kredi salayan Uluslararas Finansman Kurumu (IFC) da Dnya Bankasna bal bir kurulutur. Kalknma kredisi veren dier

132

nemli kurulular arasnda Avrupa Yatrm Bankas, Amerikallar aras Kalknma Bankas, Afrika Yatrm Bankas, slam Kalknma Bankas vs. saylabilir. Bu kurulular, adlarndan da anlalaca gibi belli blgelerde yer alan lkelere kredi salamak amacyla kurulmulardr.

23.4. TEKNOLOJ TRANSFER


Bugn gelimekte olan lkelerin en nemli sorunlarndan biri de teknolojidir. retimde verimi ve etkinlii arttran teknolojik yenilikler ancak sanayilemi ve zengin lkelerce retilebilmektedirler. Oysa gelimekte olan lkelerin hemen hepsi kalknmalarn hzlandrmak iin bu teknolojik yeniliklere gereksinme duymaktadrlar. Ancak teknolojik yenilikleri retme eylemi yukarda da akland gibi stesinden ancak zengin lkelerin gelebilecei masrafl yntemleri gerektirir. Bu nedenle yeni teknolojilerin dorudan ithali de son derece pahaldr. Sonu olarak gelimekte olan lkelerin ounluu yeni teknolojileri ne retebilmekte ne de kendi imknlaryla ithal edebilmektedirler. Sonu olarak bu lkelere sanayilemi lkelerin belli boyutlarda yardm biiminde teknoloji transfer etmeleri zorunlu hale gelmektedir. Teknoloji transferi dorudan sermaye mallar yollanmas ve yatrmlar araclyla olabilecei gibi lisans anlamalar, teknik yardm programlar, teknik eleman yollama vs. gibi yollarla da gerekletirilebilir. Ancak, teknoloji transferlerinde en nemli sorun bu teknolojilerin genellikle sermaye youn olmas ama gelimekte olan lkelerde sermayenin kt emein ise bol bulunmasdr. Bu ikilem, gelimekte olan lkelerin zlemez nitelik gsteren sorunlarndan biridir. Sermaye youn yeni teknikler retimde etkinlii bir dereceye kadar salayabilmekte, fakat istihdam sorununun zmn de gletirmektedir. ou gelimekte olan lke bu nedenle istihdam sorununun zmn devaml ertelemekte ve retimde etkinlie ncelik vermektedir. Bu arada gelimekte olan lkelerin kendi yaplarna uygun teknoloji retme abalar, emek-youn retim teknii uygulama istekleri ve sanayilemi lkelerden demode teknoloji almama kararlar devaml birbiriyle elien, sorun yaratan ve bugne kadar pek baarl olmayan gayretler olarak gze arpmaktadr.

133

24. ULUSLARARASI EMEK HAREKETLER


gcnn, bir lkeden dierine g etmesindeki amacn uluslararas sermaye hareketlerindeki amatan pek fark yoktur. Bir emeki ancak cretler ve dier yaam koullar kendi lkesinden daha elverili olduunda baka bir lkede alma istei gsterecektir. Ancak, emein uluslararas hareketlilii lke ii hareketliliine gre bir lde snrlanmtr. Mesela, emek genellikle kendi lkesi iinde diledii kesime ya da blgeye gidebildii halde, lkeler arasnda bu tr bir tam zgrlkten yoksundur. Hemen her lkenin mevzuatnda emek g ile ilgili kanunlar, yerleme ve oturma izinleri, yabanclar iin alma izin sreleri vs. gibi emein uluslararas hareketliliini snrlayan blmler yer alr. Bunun yannda gidilecek lkenin sosyo-ekonomik yaps da, cret farklar ekici olduu halde emei uluslararas hareketlilikte ekingen yapabilir.

24.1. GC HRACATININ SAKINCA VE YARARLARI


Uluslararas igc akmlar genellikle kinci Dnya Savandan sonra nem kazanmtr. Geri 19.yzylda Avrupa'dan zellikle Amerika'ya ve dnyann dier blgelerine emek g, ayn dnemde ve daha sonra ngiliz Uluslar Topluluu iinde zellikle merkeze doru emek hareketleri, 20.yzylda Latin Amerika ve Avrupa'dan yine Amerika'ya emek g, Birinci ve kinci Dnya Savann neden olduu emek gleri vs. de nemli uluslararas emek hareketleridir. Ancak, mesela uluslararas emek hareketlerini belli sisteme balayan, ekonomik ve toplumsal etki ve sonularn bir lde dikkate alan, gerekli nlemleri dnen ve uygulayan ve en nemlisi kendi emek miktar yetersiz kald iin gerek bir emek ithaline gereksinme duyarak btn bu eylemleri ilk kez ciddi biimde yapan Avrupa Ekonomik Topluluu olmutur. Teorik dzeyde uluslararas igc akmnn dnya refahn ykseltecei aktr; aynen uluslararas mal hareketlerinde olduu gibi. Bir lkede emek bol, cretler dk ve isizlik yaygndr. Dier bir lkede ise emek tam istihdam snrna dayanmtr; cretler yksektir ve -teknolojik yenilikler ne boyutta olursa olsun- artk emek ithal etmeden ekonomik bymeyi srdrmenin imkn kalmamtr. Bu durumda birinci lkeden ikinciye emek g, iki lke iin de yararl olacaktr. Ancak, gelimekte olan lkeler asndan bu tr emek gleri trl belirsizlik ve riskler de tamaktadr. Mesela bu tr bir igc ihracnda istihdam imknlarnn kararl olmas gidilen

134

lkenin konjonktr koullarna bal olacaktr. Emek ithal eden lkede isizlik belirtileri ortaya ktnda, durumlar ilk gzden geirilecek emekiler yabanc iilerdir. Bundan baka gelimekte olan lkelerden giden emekilerin, gittikleri lkenin zellikle toplumsal yaantsna ayak uyduramamas da istihdam koullarnn kararlln bozmaktadr. te yandan bu riskler belirdiinde, dnen emekilerin nasl ve nerede tekrar istihdam edilecei nemli bir sorun yaratabilir. G eden emek, nitelikli emek ise igc ihra eden lkenin bu bakmdan da belli lde kayb olaca aktr. gc ihrac, Trkiye gibi devaml dviz darboaz olan lkelere istihdam vs. yannda yeni bir imkn daha getirmitir. Yurtdnda alan iiler, orada kazandklar gelirlerin bir ksmn tasarruf edip dviz halinde lkelerine yollamaktadrlar. Bu nemli dviz imkn, son yllarda Trkiye'nin demeler dengesine nemli katkda bulunmaktadr. Sz konusu imkn yerinde ve zamannda kullanlabilirse yalnz dviz katks deil, finansman katks da yaratabilir. Emek ihra eden lkenin baka tr yararlar da salayaca genellikle ileri srlmektedir. Bu grlere gre genellikle gelimekte olan lkelerden gelimi lkelere olan emek g, bu yararlar elde eder. Gelimi lkelere gelen emek, kendi lkesinde bulamayaca eitim, bilgi ve grg edinme, kltr dzeyini ykseltme imkn bulur. alma ve yaama disiplini kazanr. Bu grlerin pek salam kantlara ve gzlemlere dayanmad ksa srede anlalmtr. Bugn zellikle gelimi lkelerde alan gelimekte olan lke insanlar, o lkelerin imknlarndan bir lde faydalanmakla birlikte, adeta kendi lkelerinin koullarn da zorunlu olarak devam ettirmektedirler. Baka bir deyile bir tr gecekondu semti denebilecek blgelerde ynlar halinde oturmakta, altklar lkenin toplumsal yaamna katlamamakta, ocuklarn okutamamakta ve giderek sorunlar arlamaktadr. Emek ithal eden lkenin, bymeyi devam ettirme yarar yannda baka yararlar da salayaca aktr. Mesela igc ithali, genellikle cretlerin yksek olduu bu lkelerde cret artlarn snrlar. Sonu olarak lkenin uluslararas alanda rekabet gc artabilir. Bunun yannda, cretler ne kadar yksek olursa olsun zengin lke emekilerinin itibar etmeyecekleri ama zorunlu olarak yaplmas gereken iler vardr. Emek ithali bu sorunu da zmektedir.

135

Ancak yabanc emek kullanan lkelerin bu kullanm dolaysyla baz sorunlar da yklendikleri aktr. Mesela gelimekte olan lkelerden gelen emekiler arasnda doum oran yksektir. Bu durum emek ithal eden lkeye hem kendi nfus art hznn gerektirdiinden daha yksek toplumsal yatrm (okul, hastane, ulam vs.) yk ykleyecek hem de ilerde beklenmeyecek bir i emek arz art yaratacaktr. Bundan baka yabanc iilerin rgtlenmeleri ya da kurulmu ii rgtlerine girmeleri dk cret almalarn nleyebilir. Yerli ii sendikalarnn da iine gelen bu sonu, emek ithalinin ekiciliini nemli lde azaltr.

136

ALTNC BLM IKTISAT POLITIKALAR


25. KTSAT POLTKASININ ANLAMI
Daha nceki blmlerde tarttmz gibi, 1929 Byk Dnya Bunalmnn talep yetersizliinden kaynaklandn ve ekonominin eksik istihdam da dengede olabileceini savunan Keynes, hkmetlerin eline kullanl politika aralar vermitir. Durgunluk ve isizlik yaratan talep yetersizliini gidermek iin bte andan ekinmeden para harcayan hkmetler, faizlerin dmesini de salayarak zel kesimin yatrm harcamalarn da uyarabilirler. Bylece kamu kesimi ile zel kesimin birlikte yapaca harcamalarla toplam talep (efektif talep) genileyerek retim ve istihdamn artmasn salar. Enflasyon halinde ise kamu harcamalarn ksarak toplam talebi daraltmaya alan hkmetler, fiyatlar kontrol altna alabilirler. Bu arada para hacmi de daralacamdan faizler ykselir ve bylece zel kesim de harcamalarn ksar. Kamu harcamalar geniletilirken veya kslrken hkmetler maliye politikasna bavurmak zorundadrlar. Yani harcamalar yannda vergileme de Keynesgil politikann nemli aralarmdandr. Vergileri arttrarak veya azaltarak da harcamalar kontrol etmek mmkndr. ktisat politikalar doal olarak Keynes ile birlikte balamad. Tarihin en eski alarnda bile devletin kamu dzenini salamak amacyla ekonomiye mdahale ettii grlmtr. Liberal klasiklerin dahi, kendi dnce sistemlerine uyan ortamn oluturulmas iin devleti greve ardklar olmutur. Alman himayecilerinin ise yerli sanayinin kurulup gelimesi iin nasl bir gmrk politikas nerdiklerini de daha nce tartmtk. Bununla birlikte, yakn zamanlarn en byk iktisadi bunalmnn nedenlerini ve tedavi arelerini tartan Keynes'in, iktisat politikas teorisinde ve uygulamasnda bir r at yadsnamaz bir gerektir. Bunda, Keynesgil

137

politikalarn 1974 birinci petrol okuna kadar uzun bir dnem boyunca baarl olmasnn da nemli rol oynad aktr. Ancak arka arkaya gelen iki petrol oku, Keynesgil politikalarn biraz da telala, ar kullanmna yol atndan zellikle Bat ekonomileri stagflasyon denilen ve daha nceleri hi rastlanmayan bir "durgunluk iinde enflasyon" bunalmna girince Keynesgil politikalarn evrensel uygulanabilirlii hakknda tartmalar younlat. Bylece vaktiyle yalnzca akademik dzeyde kalan bir "monetarist Keynesgil" tartmas, gncel hayata giriverdi. Bu arada enflasyonu uyarmadan retimi canlandrmak iin "arz yanl politikalar" ad verilen neriler, A.B.D. ve ngiltere'de yneticilerin adlarndan esinlenerek "Reaganomics" ve "Thatcherism" denilen uygulamalar, bireylerin gelecee ynelik tahminlerini esas alan ve "Rasyonel Bekleyiler" ad verilen teorik izahlar, kamuoyunda birden youn biimde tartlmaya baland. Son krizde yine Keynes'in ileri srd politikalara dn eilimi gze arpmaktadr. Aada bu tartmalarn aklanmasna gemeden nce iktisat politikasnn ne anlama geldiini bir kez daha hatrlatmaya alalm. ktisat politikas, ekonomide belli hedefleri gerekletirmek iin teoriye (veya teorilere) uygun olarak retilecek aralarn kullanlmasdr. Mesela teori enflasyonun nedeni olarak ekonomideki parasal genilemeyi vurguluyorsa, bu genilemeyi durdurmak iin yine teorinin nerdii para ve maliye politikas aralar kullanlacaktr. Yani kamu harcamalar frenlenirken vergi gelirlerini arttrmaya ynelik nlemler yrrle konacak, para basmnn hz kesilip faizler ve karlk oranlar ykseltilecek, ak piyasa ilemleriyle ekonomideki fazla para ekilecektir. nk teori, enflasyonun frenlenmesi iin toplam talepteki genilemenin durdurulmasn, bunu iin de vergilerin ve faizlerin ykseltilerek bireylerin ve kurumlarn tketim ve yatrm harcamalarndan caydrlmasn nermektedir. Bu arada kamu harcamalarnn frenlenmesi de talep daraltc politikalara yardmc olacaktr. Karlk oranlarnn ykseltilmesi bankalarn kredi imknlarn daraltacak, ak piyasa ilemleri de benzer bir etki yaratacaktr. Durgunluk ve isizlik yaygnlarken de bu politikalarn tam ters ynde kullanlmas gerekesi de aktr.

138

Ancak konu bu kadar basit deil. Zaten basit olsayd ekonomik sorunlar daha belirirken kontrol altna alnabilir ve bunalmlar nlenebilirdi. Uygulamann siyasi ve toplumsal snrlamalar bir yana, iktisat politikas her zaman ve her ekonomide beklenen sonular vermiyor. Bu yzden de ayn sorunun nedenlerini ve tedavi arelerini aklamaya alan farkl teoriler oluuyor. Politikalar da bu farkl teorilere gre deiik olabiliyor.

26. KEYNESGL-PARACI YAKLAIMLAR VEYA MALYE-PARA POLTKASI TARTIMASI


Bir lde yapay grnml bu tartmann balangc hayli eskilere dayanr. Yapay grnm Keynesgil para teorisinin toplam talebi denetleyici zelliklerinin bazen kasten gz ard edilmesinden domaktadr. Paraclar veya monetaristler (zellikle bu grn ncln yapan Milton Friedman) parasal genilemeyle enflasyon arasnda dorudan iliki olduunu savunmaktadrlar. nk, hzl parasal genileme toplam talebi de (monetarzm trlerine gre bazen ayn oranda, bazen ayn ynde) genileteceinden ve toplam arzn bu hza ayak uydurmas mmkn olmadndan fiyatlarn ykselmesi kanlmazdr. Keynesgil para teorisi de parasal genilemenin toplam talebi genileteceini kabul eder. Ancak eksik istihdam varsaym altnda bu talep genilemesi fiyatlar deil, retimi ve istihdam uyarr. Ancak tam istihdama ulaldktan sonra retimi ksa dnemde arttrmak mmkn olamayacandan, parasal genilemeden kaynaklanan talep genilemesi enflasyona neden olur. Grlyor ki, tartmann kilit noktas parasal genilemenin toplam talebi geniletmesi deil, eksik istihdam - tam istihdam varsaymdr. Fazla teorik ayrntya girmeden, basit Keynesgil yaklamn ancak tam istihdama ulaldktan sonra parasal genilemenin enflasyonun neden olacan savunduunu, monetaristlerin ise ekonomideki reel bymenin stndeki her parasal genilemenin retimden nce fiyat artlarn uyaracan ileri srd sylenebilir. Bylece enflasyonun kontrol altna alnmasnda para-maliye politikas tartmas da gndeme gelmektedir. Keynesciler enflasyonun kontrol altna alnmas iin para politikasnn tek bana yeterli olamayacan, daraltc maliye politikasnn da gerekli olduunu savunuyorlar. Akll monetaristler ise daraltc maliye politikasyla dar para politikasnn ayn anlama geldiini ileri

139

srerek nce parasal genilemenin durdurulmas ynnde bir politik iradenin oluturulmas gerektiini sylyorlar. Doal olarak bu noktada tartma ekonomiden politikaya kayyor. Monetaristler, hkmetlerin bilerek ve isteyerek kamu kesiminin ekonomideki arln ykselttiklerini ve bu yzden enflasyonla mcadelede baarsz olduklarn savunurken, Keynesciler maliye politikalar kamu aklarn daraltma amacna ynelmediinden, enflasyondan klamadn sylyorlar. Dikkat edilecek olursa iki yaklam arasnda nemli bir teorik eliki bulunmuyor. eliki her iki politikay, yani para ve maliye politikalarn devlet organlarn, yani hkmet ve Merkez Bankasnn yrttnn adeta unutulmasndan douyor. Bunun yannda kendilerini Keynesci sayan bir grup, teorik yanllarnn farkna varmadan maliye politikas yardmyla enflasyonun denetiminde talepten nce retimin uyarlmas gerektiini savunarak, kendi yanllarndan doru ve mantkl bir yaklam domasn saladlar.

27. ARZ YANLI POLTKALAR


1970 li yllarda zellikle birinci petrol okunun etkisiyle A.B.D.'de byme yavalarken enflasyonun hzlanmas makro-ekonomik teori ve politikalara yenilik getirme eilimi yaratt. Bylece bymeyi hzlandrmak iin uzun yllar uygulanan toplam talebi canlandrc politikalar yerine, dorudan retim kapasitesini ve verimlilii arttrmaya ynelik politikalar zerinde durulmaya baland. Bakan Reagan'n seilmesiyle 1980 den itibaren uygulamaya konan bu politikalara genellikle arz yanl politikalar ve hatta politik bir vurguyla "Reagonomics" denmeye baland. Arz yanl politikalarn teorik kkeni nl Fransz dnr J.B.Say'a kadar uzanr. Say "her arz kendi talebini yaratr" diyerek, dorudan arz artnn, retimde kullanlan faktrlere yaplan ek demeler dolaysyla kendini satn alacak talebi de yaratacan ve bylece bunalma girmeden ekonominin srekli byyeceini savunmutu. Arz tanl politikalarn teorik aklamas karmak olmamakla birlikte, retimin hangi aralarla uyarlabilecei tartmas o lde basit deildir.

140

Bu tr politikalar Reagan dneminde A.B.D.'de baarl sonular vermi, ayn baarl sonular benzer politikalar uygulayan ngiltere'de de salanmtr. Hatta bu nedenle arz yanl politikalara yukardaki sayfalarda da deinildii gibi dnemin babakannn adyla Thatcherism de denmektedir. Doal olarak arz yanl makro-ekonomik teoriye ve politikalara youn eletiriler yneltilmitir. zellikle Reagan dneminde A.B.D. bte ann olaanst boyutlara ulamas, vergilerdeki kesintilere balanarak iddetle eletirilmitir. Ayrca verimliliin yeteri lde artmad, enflasyonun etkin biimde kontrol altna alnamad da ileri srlmtr. Politikalar bu younlukta eletirilirken arz yanl yeterli biimde eletirilmedii gze arpmaktadr. Birinci neden, baz iktisatlarn teoriyi basit ama ikinci neden ise ayn iktisatlarn birinci neden biimde eletirilmeye deer grmemesidir. makro-ekonomik teorinin Bunun iki nedeni olabilir. ak ve kesin bulmamas, dolaysyla teoriyi youn

Bununla birlikte arz yanl politikalarn zellikle 1980 sonrasnda arlkl biimde etkili olduu ve yadsmamayacak baarl sonular salad da ak bir gerektir.

28. RASYONEL BEKLEYLER (TAHMNLER) YAKLAIMI


Klasik teorinin fiyat fleksibilitesi gryle, bireylerin gelecee ait bekleyileri (tahminleri) arasnda iliki kuran baz iktisatlar yeni bir neoklasik makro-ekonomi teorisi gelitirmilerdir. Bu teoriye rasyonel bekleyiler (tahminler) teorisi denmektedir. lk teorinin savunucular, monetaristler gibi ekonomideki dengesizlikleri kendiliinden giderecek otomatik maksimizmalarm varlna inanmaktadrlar. Ancak monetaristlerden farkl olarak, para arznda nceden tahmin edilen sistematik deimelerin retim ve istihdam zerinde herhangi bir etkiye sahip olmadn da ileri srmektedirler.

141

Bylece farkl bir ynden yaklaarak, monetaristler gibi onlar da hkmetlerin iktisadi hayattaki dalgalanmalar nlemek iin nlemler almasna kar kmaktadrlar. Bu grn arkasndaki temel varsaym, bireylerin ve iletmelerin gelecee ait rasyonel bekleyiler iinde olmalardr. nk eldeki verileri doru biimde deerlendirebilmektedirler. Mesela halk, elindeki verilere bakarak gelecein enflasyon oranlar hakknda ar yksek veya ar dk tahminler yapmaz. nk bireyler gemite yaptklar hatalardan ders alarak gelecekte de ayn hatalar yapmamaya alrlar. Bunun anlam udur; Rasyonel bekleyiler teorisini savunanlara gre bireyler ve iletmeler ekonominin ileyii hakknda ayrntl ve incelikli bilgiye her zaman sahiptirler. Mesela para arzmdaki genileme ile enflasyon ve faiz hadleri arasnda kolaylkla iliki kurabilmektedirler. Seim dnemlerinde ekonominin snacan, hzl enflasyon veya yksek isizlik halinde hkmetin ne gibi politikalar uygulayacan ok iyi bilmektedirler. Yani ksacas ekonominin gidiini uzmanlar dzeyinde yakndan ve doru olarak izleyebilmektedirler. Mesela enflasyonun srekli dmekte olduu bir dnemde, ileride enflasyonu yeniden hzlandrabilecek nedenleri vaktinde gzlemleyip enflasyonun dmeye devam edeceini deil, ykselmeye balayacan doru tahmin edebilmektedirler. Bylece mal ve faktr piyasalarndaki arz ve talep deimelerini de doru tahmin edebilmekte, ona gre karar vererek de piyasalardaki dengelerin tahminlerine gre gereklemesine katkda bulunmaktadrlar. Sonu olarak hkmet ancak nceden tahmin edilemeyen ve srpriz niteliindeki politikalarla retim, yatrm ve istihdam etkileyip enflasyonu kontrol altna alabilir. Makro-ekonomik politikalarn uygulamasnda bu gerek gz nne alnmazsa, hkmetlerin ekonomiyi ynlendirmek iin harcadklar abalar bouna olacaktr. Bu teorinin saylamayacak kadar ok zayf yn olduu ilk bakta grlyor. Kiilerin ve iletmelerin uzmanlar kadar doru ekonomik analiz yapabilmelerinden, hkmetlerin srpriz politikalar nasl ve hangi amala icat

142

edeceklerine kadar uzanan inandrcln azaltmaktadr.

bir

dize

varsaym

ve

boluk,

teorinin

Bununla birlikte halkn, ekonominin gidiinden btnyle habersiz olduunu, ileriye ait hibir salkl tahmin yapamadn varsayan ve ekonomi politikalarn buna gre belirleyen hkmetlere de yeni bir ikaz iareti verdii iin, rasyonel bekleyiler teorisini yine de kutlamak gerekir. nk, halkn ou ekonomik olaylar uzmanlar dzeyinde analiz edemese dahi, eskisinden ok daha iyi biimde gzlemleyebilmekte ve olduka doru tahmin yapabilmektedir. Bu nedenle de hkmetlerin, saduyuya ve akla aykr politikalar uygulamalar giderek glemektedir.

143

144

YEDINCI B L M IKTISADI DNCE TARIHI


nsanlk tarihinin en eski alarnda bile ihtiyalarn snrsz, fakat imknlarn snrl olmadn savunmak gtr. Daha ak bir deyile, en ilkel toplumlarda bile snrl kaynaklarn snrsz ihtiyalara datm, zlmesi gereken bir sorun olmutur. Bununla birlikte iktisadi sorunlar yaratan nedenlerin ve sorunlarn zm yollarnn sistemli bir ekilde tartlmas olduka yakn tarihlerin alkanldr. Aslnda iktisadn bir bilim olarak tanmlanmas en ok iki yzyl ncesine gider. Yalnz bu bilimi oluturan da yzyllar boyunca tartla gelmi ayrntlardr. Aada iktisadi dncenin evrimi kaba hatlaryla belli dnemler iinde verilmeye allacaktr.

29. LK GRLER
Tarihin en eski uygarlklarnda ynetici ve dnrlerin iktisadi sorunlarn farknda olduklarn ve bu sorunlar zme yollarn aradklarn biliyoruz. Eski Amerika uygarlklarnda retim ve datm sorunlarnn bir tr ilkel kolektivizm uygulamasyla zldn tarihiler iler sryorlar. Eski Msr uygarlnda, mesela piramitlerin yapm srasnda altn madenlerinde retimin arttrldn, fakat gereki bir grle aslnda cretin besin maddeleriyle dendiinin kabul edilip tahl retiminin geniletilmesine de aba harcandn okuyoruz. Ayrca yine Msr'da, depolara emanet braklan tahl karlnda verilen makbuzlarn temsili para gibi tedavl ettiini; hemen ayn dnemlerde Hindistan'da gerek anlamyla temsili parann kullanldn ileri sren iktisat tarihileri vardr. Eski Mezopotamya uygarlklarnda mesela Hamurabi Kanunlarnn, iktisadi ilikilerle ilgili kurallar da gereki bir anlayla ve byk bir ileri grllkle kapsad aktr. Eski in, Orta Asya, Afrika ve Akdeniz uygarlklarnda da iktisadi kapsam ar basan nlemler ve uygulamalarn izleri aratrlmaktadr. Bununla birlikte iktisadi dncenin evrimini dier btn bilimler iin olduu gibi Eski Yunan uygarlyla

145

balatmak, btn ktisadi Doktrinler Tarihi kitaplarnn ortak niteliidir. Bu tutumun balca iki nedeni vardr; ok sayda yazl eser kalan en eski uygarlk Yunan uygarldr ve ada Avrupa uygarl kkenini srarla bu uygarlkta aramaktadr.

29.1- ESK YUNAN'DA KTSAD DNCE


Eski Yunan'da dnce geniliinin yannda iktisadi sorunlara ilginin dar bir erevede tutulmas artc olmaktadr. Bu zayf ilginin nedenleri, bir yandan iktisadi sorunlarn henz arlklarn duyurmamas, te yandan devlet ynetimine ar ilgi gsterilmesi ve felsefi tartmalarn gereinden ok younluk kazanmas idi. Sonu olarak devletin bireyin nne gemesi, aslnda verimsiz topraklarn eit datm ilkesi ve servet sahiplerinin serveti hor grmesi gibi elikili ilkeler belirtilmitir. Eski Yunan uygarl incelenirken ou zaman kmsenen ve sofistler denen dnrler, iktisadi konularda alarnn pek tannm filozoflarna gre artc derecede ileri grl idiler. Mesela devlet yerine bireycilii, otorite ve esaret yerine zgrl, gelenekler yerine yeni durumlara uyan uygulamalar savunmulard. Toplumlar arasnda yaknlama ve karlkl anlay salayan uluslararas ticareti olumlu grmlerdi. Klasik filozoflarn fikirlerini zetlemeye gemeden nce yaygn bir alkanla uyarak, Aristophane'nin ( 448-388) "Kurbaalar" adl eserinde kt parann iyi paray dolanmdan kovduunu syleyerek, Gresham Kanununu yirmi yzyl nce ifade ettiini belirtelim. Bilimimize ekonomi adn veren batllar, Sokrat'm rencisi Xenophon'un ( 430-355) "Oeconomicus" adndaki kitabndan esinlenmilerdir. Yazar, kitabnda ekonomik sorunlarn zm iin bir tr devlet sosyalizmi nermitir. Sofistlerin bireyci fikirlerine kar kan Platon ( 428-347) "Cumhuriyet" ve "Kanunlar" adl kitaplarnda iktisadi gelimeyi, mal ve para ticaretini, serveti olumsuz ynleriyle yorumlar ve reticileri sosyal snflarn en altna yerletirir; bir tr idealist komnizm fikrini savunur.

146

Aristo ( 382-322) olmas gerekeni deil de olan incelediinden Platon'a gre daha gereki grnmekle birlikte, iktisadi yaama ait ar yorumlar Orta an sonuna kadar uzanan olumsuz etkiler yaratmtr. Mesela Aristo, retici ile tketici arasndaki dorudan mbadeleyi doal, retici ile satc arasndaki dolayl mbadeleyi ise ticari olarak nitelemitir. Sonu olarak da doal mbadele ile doal fiyat dnda oluan fiyat, kr ve faizi de reddetmitir. Paray bir mal ve yalnzca mbadele arac olarak nitelemesi de kendi dnce sistemi iinde tutarl olmaktadr. Platon gibi idealist olmasa da devletidir. Esareti kabul eder ve normal bir kurum olarak grr. retim ve mbadeleyi salt ekonomik, gelir dalmn ekonomik-siyasal-ahlaki bir olay olarak niteler. Aristo'nun fikirlerinin bir ksmnn ama gre ok olumlu, ileri ve gereki, bir ksmnn da kendinden sonraki alarda hkm srecek kadar etkili, fakat olumsuz olduu grlmektedir.

29-2. ESK ROMA'DA KTSAD DNCE


Eski Roma, Yunan dncesinden byk apta etkilenmi, fakat bu dnceye ok kk katkda bulunmutur. Roma'nm geliimi daha ok askeri ve siyasal bir nitelik gsterdiinden, iktisadi sorunlardan ok hukuki rejim sorunlar n planda ele alnmtr. Bununla birlikte Roma hukukunun liberal kapsamnn, klasik liberal dncenin temellerini attn unutmamak gerekir. Roma'da toprak rejiminin nemi bykt. Fakat bir yandan topraklar ileyenlere datlan topraklarn ounun yerleme merkezlerine uzak ve verimsiz olmas, te yandan uzun sren savalar nedeniyle kk mlkiyete dayanan tarm, esirler tarafndan ilenen byk iftlik tarmna dnt. Bu ise toplumsal huzursuzluk, siyasal bunalm ve iktisadi dengesizlik demekti. Bu yzden Caton, Varron ve Columella gibi dnrler daima toprak rejiminin ve tarmsal faaliyetin yeniden dzenlenmesi iin aba harcamlar ve hemen hepsi de siyasal suikastlara uramlardr. Eski Roma'nm iktisadi grn kamu mdahalesi ile dzenlenen bireycilik, zel mlkiyet ve liberalizmdir.

2 9 3 . ORTA A
Orta a genellikle eski uygarlklarn yenialara yansmasn geciktiren bir

147

engel olarak nitelenir. Gerekten mesela 13.yzyla kadar Avrupa'da iktisadi yaam kendi kendine yeterli kk nitelerden ibaret kalmtr. Aristo'nun etkisiyle adil cret ve adil fiyat fikri savunulmu, faize iyi gzle baklmamtr. Bununla birlikte Orta an son dnemlerinde gerek faizin daha geni yorumlanmas gerekse kilisenin faiz hakkndaki nerileriyle kendini bal grmeyen gruplarn tutumu nedeniyle oluan ticari sermaye, snai kapitalizmin douuna ve gelimesine nemli katkda bulunmutur. Orta ada slam dnyasnn ekonomik adan daha hareketli ve daha geni grl olduu ileri srlebilir. Bunun bir nedeni slam dininin olaylara bak asnn deiik oluudur. Geri Aristo mant, Orta a slam dncesini de geni apta etkilemitir. Bununla birlikte slam dnyasnda kanaatkrln telkin edilmesi yannda servet olumsuz olarak nitelenmemitir. Faize hibir zaman olumlu gzle baklmam, fakat ticari kredi faizi ile tketici kredisi faizi arasnda ayrm gzetilmi ve birinci tr faiz daha geni bir grle yorumlanmtr.

30. KLASK KTSADIN DOUU VE GELM


Klasik iktisadi dnce sistemini douunu fizyokratlarn fikirlerine balayanlar ounluktadr. Bununla birlikte bu sistemi mutlak olarak liberalizme dayandrmayanlar, teorik kavramlar asndan olmasa bile karmak bir toplumsal ortamn yaratt iktisadi sorunlarn ortaya k ve tartlmas asndan merkantilist eilimlere de nem vermilerdir.

30.1. MERKANTLST DOKTRN


Orta an son dnemlerinde feodalitenin merkezi devletlere dnmesi halinde oluan siyasi gelimeler, yeni ihtiyalarn ortaya kmasna neden olmutur. Bat Avrupa devletlerinde ncelikle dzenli ordu ve donanma kurma eilimleri kamu harcamalarn yeni boyutlara ulatrmt. Kamu harcamalarn karlamak iin salman vergilerin uygulanmas, izlenmesi ve toplanmas yannda siyasal ve toplumsal amalarla da yaygn bir ulam ve haberleme sistemi ile idari rgt kurmak da gerekmitir. Bu gerekler de kamu harcamalarn yeniden geniletmi ve kamu gelirlerinin nemini arttrmtr. an dncesine gre iktisadi imknlarla, altn eanlaml idi. Basit olarak zetlenirse yeni devletlerin yeni gerekleri ancak altn birikimi ile karlanabilirdi. Altn birikimi ise yabanc lkelere altn karlnda mal

148

satn hzlandrmak ve yine yabanc lkelerden altn karlnda mal almn snrlamakla mmkn olabilirdi. Avrupa'da 15.yzyldan, 18.yzyl ortalarna kadar egemen olan ve etkileri daha sonraki dnemlerde de devam eden bu dar al ticari zihniyete, anlamn tam ifade eden Merkantilizm ad verilmitir. Birbirinin ei zihniyetle hareket eden Bat Avrupa lkelerinin, ihracat yoluyla altn birikimini hzlandrmak iin birbirleriyle fiyat rekabetine girecekleri akt. O alarn retim teknolojisinde en nemli maliyet unsurlar hammadde ve cret demeleri idi. Ucuz hammadde temini iin Asya ve Afrika'nn kaynaklarna el uzatlm ve bu suretle balayan smrgecilik Amerika'nn kefi ile yenidnyada da uygun saylabilecek bir ortam bulmutu. Eski dnyann esir niyetine altrlan yerli halklar hammadde retiminde emek maliyeti sorununu zmtr. Snrl nfusu istilalar sonunda daha da azalan Amerika'da, ayn sorun Afrika'dan bu ktaya esir getirilerek halledilmitir. Maliyet sorununun dier yan, yani nihai imalatta ucuz emek salanmas, Aristo'nun fiyat kavramna ve Orta an adil fiyat - adil cret anlayna uygun bir tutumla ele alnd. Merkantilist politikay uygulayan Bat Avrupa lkeleri kendi halklarn boaz tokluuna altrdlar. Sonu olarak retimde verim dt, toplumsal ve siyasal bunalmlar balad. Fakat banaz merkantilizmin sonunu getiren sz konusu bunalmlar deil, amzda ok yaygn grlen bir ekonomik bunalm yani enflasyondur. Bir yandan zaten dk verimli retimin bir ksmnn ihra edilmesi, te yandan "fatih" lerin Amerika'dan aktt tonlarla altnla bsbtn hzlanan altn birikimi, arz ile talep arasndaki dengeyi bozmu ve fiyatlarn hzla ykselmesine neden olmutur. Bylece bata ispanya ve Portekiz olmak zere btn merkantilist lkelerin durumlarn yeniden gzden geirmeleri gereken bir dnem balamtr.

30.2. FZYOKRATLAR
Merkantilizme kar bir akm olarak Fransa'da kan fzyokrasi, tabiatn gc anlamn tar. Bu akm, amac altn birikimi olan ticari faaliyetin milli haslaya katkda bulunabileceini kabul etmemi, ticaretin her trlsn ve hatta snai faaliyeti ksr saym ve ancak topran retim gc olabileceini savunmutur. lahi nitelie sahip doal dzen, bir grnmeyen el, iktisadi

149

faaliyeti optimum dzeyde devam ettirmektedir. Byle bir dzene kamu mdahalesinin gerei yoktur. Liberalizmin temellerini atan fizyokratlar, herkese bilinen slogan da ifade etmilerdir: Braknz yapsnlar, braknz gesinler. Fizyokratlarn retim ve dalm ile ilgili grlerini, yaymland ada ar ilgi uyandran Quesnay'm (1694-1774) ktisadi Tablosu temsil eder. Dr. Quesnay, bir lkede ekonominin eitli kesimleri arasnda bir tr dolanma benzer ilikiler olduunu savunan ilk dnrdr. ktisadi Tablo, emek ile sermayenin bol, topran kt faktr olduunu ve tam rekabeti varsayar. Sonu olarak yalnzca var olan toprak miktar, retimi belirler. Emek ile sermayenin katma deeri sfr olup, sadece en az geim dzeyinde gelir elde ederler. Ekonomide gayrisaf milli hasla, bu en az geim geliri ile (tarm kesiminin yaratt) katma deerin toplamna eittir. Toplam maliyeti bulmak iin gayrisaf milli hasla zerine hammadde ve ara mallarn maliyet bedelleri eklenir. Sermaye bol olduundan yatrm gerei yoktur. Tketim harcamalarn yalnzca rant geliri elde eden toprak sahipleri yapar. Mal fiyatlar, retimde kullanlan kt faktr girdilerine baldr. Fiyatlarn nakdi dzeyini para miktar belirler. Fizyokratlarn tarm kesimine verdikleri bu ar nem, bir ara yalnzca tarm kesiminin vergilendirilmesini savunan tek vergi akmna da neden olmutur.

30.3. KLASK KTSAD DNCE


Fizyokratlarn savunduu fikirler klasik iktisadn douuna elverili ortam hazrlamtr. Mesela iktisadn kurucusu olarak nitelenen Adam Smith (17231790), doal dzeni savunmutur. Fakat ona gre, iktisadi yaam dzenleyen grnmeyen el, ilahi bir nitelie sahip olmayp, bireyin karn maksimum klma abas olarak tanmlanabilen rasyonellik ilkesi idi. Kendi karlarn maksimum klma gayreti iinde bulunan bireyler, toplumun refah dzeyinin ykselmesini de salarlar. Adam Smith, karn en yksek dzeye karma amacn gden bireyleri temsilen bir homo economicus (iktisadi adam) kavramn gelitirmitir. Adam Smith'e gre sermaye, sabit ve deiir olarak ikiye ayrlr. Gayrisafi hsladan sabit ve deiir sermayenin anma - eskime pay karldnda net hslaya varlr. Hslay yaratan yalnzca toprak deildir, emek ve yine emein yaratt sermaye retimde en nemli role sahiptir. Bu nedenle servetin kkeni ne sadece deerli maden stoklardr ne de sadece topran

150

yaratt tarmsal mallardr. Servet, btn retim faktrlerince btn kesimlerde (tarm, sanayi, ticaret) retilen mal miktar ile llr. retimde verimlilii, iblm ve uzmanlama salar. blm ve uzmanlama, yalnzca ulusal alanda deil uluslararas alanda da refah art salar. Mallarn retiminde kullanlan topran rant, emein creti ve sermayenin kr-faizi, sz konusu maln maliyetini ve reel (doal veya normal) fiyatn oluturur. Maln arz edilen miktar ile talebi ise piyasa fiyatn belirler. Talebin arz amas durumunda piyasa fiyat normal fiyatn stne kar. Bu durum retimi uyarp arz arttrarak fiyat yeniden drr. Talebin arzn altnda kalmas ise piyasa fiyatn normal fiyatn altna iter. Sonu olarak retim ve arzn daralmas, fiyat yine ykseltir. Tarm kesiminde arzn iklim koullarnn etkisinde bulunmas tarmsal fiyatlarda devaml dalgalanmalara neden olur. Sanayi kesiminde ise arz ve talep, dolaysyla fiyat daha kararldr. Bir maln iki tr deeri vardr: Faydal olmasndan doan, sbjektif nitelie sahip kullanma deeri ve baka mallarla mbadele edilebilmesinden doan, objektif nitelie sahip mbadele deeri. Mbadele deerini, maln retiminde kullanlan faktr girdileri belirler. cret haddi en az geim dzeyinde kararlanma eilimindedir. Bu eilimi yaratan cret gelirleri ile nfus art arasndaki ilikidir. cret haddinin en az geim dzeyinin stne kmas halinde artan nfus ve emek arz cretlerin tekrar dmesine neden olacaktr. cretlerin en az geim dzeyinin altna inmesi ise nfusu ve emek arzn daraltp, cretleri yine eski dzeyine doru itecektir. Adam Smith'in retim ile ilgili grleri iyimserdir. Smith'e gre retimin ana nitelii artan verim halidir. Artan verim halinin nedeni iblm ve uzmanlamadr. Bununla birlikte iktisadi bymenin de bir snr vardr. Ekonomi gelitike sermaye stokundaki genileme ve nfus art, kr haddini kapitalist giriimcileri yeni yatrmlara itmeyecek dzeye, cret haddini de en az geim dzeyine drr. Ekonomi, ulaabilecei en yksek refah dzeyine varmtr. Bu aamada durgunluk balar. Adam Smith, merkantilistlerin tersine deerli madenlerden meydana gelen paray sadece bir mbadele arac olarak grmekte ve mallar satn alma imknn altn ve gmn deil, emein yarattn savunmaktadr.

151

Tedavldeki altn ve gmn banknotlarla ikame edilmesini de tavsiye etmektedir. Merkantilizme, tacir zihniyeti anlamna gelen bu kmseyici adn taklmasnda Adam Smith'in etkisini de hatrlatalm.

30.4. KTMSER KLASK KTSATILAR


Kapitalist ekonominin, kendi dinamii gerei eninde sonunda srekli bir durgunluk dnemine gireceini ileri sren klasik iktisatlara ktmserler denir. En tannm iki ktmser, Malthus ve Ricardo'dur. ann ngiltere'sinin koullarndan etkilenen Ricardo (1772-1823), tarmdaki azalan verimin btn ekonomiyi etkisi altna aldn, hz gitgide derek byyen haslann toprak sahiplerine oran olarak den ksmnn artmasyla giriimci-sermayedar snfn paynn azaldn, bylece yatrmlarn duraklayp ekonominin genel bir durgunlua gireceini savunur. Ricardo'nun modelindeki deimez en az geim creti haddi, kendisi gibi ktmser olan Robert Malthus'un (1766-1834) nfus teorisinden esinlenerek ileri srlmtr. Malthus'a gre toplumdaki fakirliin nedeni, besin maddeleri retiminin bir aritmetik diziye, nfusun ise bir geometrik diziye bal olarak artmasdr. Bylece besin maddeleri retimi giderek artan nfusa yetiemez duruma gelmektedir. Bu nedenle devlete sosyal bir yn vermek anlamszdr. Sosyal yardmlar besin maddeleri retimini hzlandrmaz ama nfus artn hzlandrr. Srekli durgunlua varlmcaya kadar, artan nfus nedeniyle genileyen besin maddeleri talebi, giderek daha uzak ve daha verimsiz toprak paralarna gidilmesine neden olur. Fiyatlar, en kt nitelikli topraklardaki retim maliyetini karlayacak dzeyde oluacandan, daha verimli ve yerleme merkezlerine daha yakn topraklarda derece derece ykselen hak edilmemi bir gelir, rant geliri doacaktr. Bu tr rant bir maliyet unsuru deildir. Mallarn deerini, saladklar fayda ve retim maliyetlerinin belirlediini syleyen Ricardo, fiyat oluumunda talep ve arz unsurlarnn bir arada rol oynadn ifade etmi oluyordu. Bununla birlikte, mallar yeniden retimi mmkn olmayan ve olan ekilde ikiye ayrarak, birinci tr mallarn deer ve fiyatlarndaki arz ve talebin rolne daha ok arlk vermitir. Yeniden retimi mmkn olan mallarn deerini ise maliyetlere balamtr.

152

Ricardo uluslararas mbadelelerde de serbest rekabet koullarnn, lkeleri iblm ve uzmanlamaya gtreceini savunmutur. Mutlak stnlk grn, mukayeseli stnlk gryle tamamlam ve bir lkenin yalnzca mutlak olarak stn olduu mallarda deil, mukayeseli olarak stn bulunduu mallarda uzmanlaacan ileri srmtr.
30.5. Y I M S E R K L A S K F R A N S I Z O K U L U

Ktmser ngiliz iktisatlarn aksine baz Fransz dnrler, ekonominin durgunlua gtren bir bunalmla karlamasn imkansz grmlerdir. J. Babtiste Say, mallar satn alacak talebin, bu mallarn retiminde kullanlan faktrlere yaplan demelerden doduunu biliyordu. u halde retim arttka talebin veya satlarn, yani krlarn dmesine imkan yoktu. Say (1767 1832), iyimserliini her arz kendi talebini yaratr eklinde ifade etmitir. Bu gre Say Kanunu veya Mahreler Kanunu denir. Say, iktisadi bymeyi hzl sanayilemenin salayacan, sanayilemenin ekonomiyi bir bunalma gtrmesinin imknsz bulunduunu savunmutur. Ona gre Fransa'nn yeterince sanayilememi olmasnn nedeni siyasal otoritenin ekonomik hayata devaml mdahale etmesi idi. ngiltere'de ise bu tr mdahaleler daima asgari dzeyde olmutu ve kapitalistler yannda bir de giriimci snf olumutu. Kapitalistlerden ayr bir giriimci snfn nemini grp bu ayrm ilk yapan dnr Say'dr. Say'a gre para arzna da kamu mdahalesi gereksizdir. nk para miktar mbadele saysn deil, mbadele says gerekli para miktarn belirler. Frederic Bastiat, iktisadi yaama kamu mdahalesinin gereksizlii ve sakncalar hakknda Say ile ayn fikirdeydi. Kaleme ald bir hicvinde, mum ile kandil satlarmdaki daralma yznden herkesin gn nda pencereleri sk sk kapatlm iyerlerinde ve ev ilerinde oturtulmasn hkmetten isteyen bir dilekeyi dile getirmiti. Bastiat (1081-1850), bir maln deerini retim maliyetinden ok, faydasna balamaya eilimlidir. Tarmsal retimde azalan verim halinin devaml olacan kabul etmez. Sanayide olduu gibi tarmda da retimin geni lde arttrlabileceini ileri srer.

153

30.6. K L A S I K G R L E R I N

S E N T E Z I

Ktmser ve iyimser klasik iktisatlarn grlerini en ak bir ekilde btnletiren dnr John Stuart Mill'dir. Mili (1806-1873), bir yandan kiisel kar kavramna, tam rekabet ortamna, en az geim cret haddinin deimezliine, uluslararas ihtisaslamaya inanrken, te yandan gereki bir tutumla, iktisadi yaama kamu mdahalesini savunmutur. tr mal vardr: Yeniden retimi mmkn olmayan ve mmkn olan mallar ile yeniden retimi azalan verim kanununa bal olan mallar. Birinci tr maln fiyatn talep, ikinci tr maln fiyatn maliyet koullar belirler. nc tr mallar genellikle tarmsal mallardr. Mill'e gre retim kanunlar, doa kanunlar gibi evrensel ve deimez bir nitelie sahiptir. Bunlar, kiinin karn maksimize etme abas, tam rekabet koullarnn uyarc ve eitleyici etkisi, Malthus'yen nfus kanunu, arz ve talep kanunu, rant kanunu ve uluslararas mbadele kanunudur. Kiinin karn maksimize etme abas ancak tam rekabet koullar iinde denge ve eitlik salar, retimi uyarr. Emek arz ve talebi cret haddini oluturur. Emek talebi giriimcilerin emee deme yamak iin ayrdklar cret fonuna baldr. Bu fonun ii saysna oran, ortalama cret haddini verir. u halde Mili'in nfus kanunu anlay cret oluumu ynnden deil, nfus artnn snflandrlmas asndandr. Mili, rant Ricardo'dan farkl anlar. Rantn domas iin tarmda azalan verim halinin varl ve iyi topraklardan kt topraklara gidilmesi zorunlu deildir. Rant mutlak bir gelir, topra kullanmak iin toprak sahiplerine denen bir bedeldir de. Mill'e gre piyasalardaki tekelci eilimler de ranta benzer gelirlere neden olabilir. Uluslararas iktisadi ilikilerin nedenleri zerinde dururken Mili, lkeleraras ticareti mukayeseli stnln deil, uluslararas arz ve talep ilikilerinin uyaracan ileri srmtr. Mukayeseli stnl yaratan retim imknlarn, uluslararas mbadele oranlarnn alt ve st snr olarak niteleyen, fiyatlarn bu snrlar arasnda arz ve talebe gre oluacan ileri sren Mill'dir.

154

Mili'e gre parann deeri, mallarn deeri gibi arz ve talebine gre belirlenir. Para talebi deimezken arznn artmas fiyatlar genel dzeyini ykseltir ve parann deerini drr. Mili, para deerinin belirlenmesinde dolanm hznn nemine de iaret etmekle birlikte, dolanm hznn deimez olduunu savunmutur. Byme sreci srasnda rantn artp, krlarn azalmas sermaye birikimini yavalatr. Krlarn, giriimcileri yeni yatrmlara itmeyecek dzeye inmesi ekonomiyi durgunlua sokar. Bu durumda nfus art da sfr olacaktr. Mili, gelir dalm kanunlarn, retim kanunlarndan farkl olarak toplumsal nitelikli grmtr. Dnre gre gelir dalmnda adaletin salanmas iin retim kooperatifleri kurulmal ve gelitirilmeli, toprak rant vergi yoluyla kamuya aktarlmal ve miras hakk snrlandrlmaldr. zel mlkiyet doal bir hak deildir; bu nedenle kanunla meru hale getirilmelidir.

31. KLASK OKULA KARI AKIMLAR


Klasik okulun, toplumun ekonomik konular dndaki sorunlar karsnda yansz kalmas ve oluturduu dnce sisteminin evrenselliini savunmas, etkili kar akmlarn domasna yol amtr. Bunlarn bir ksm ulusal ekonomilerini d rekabetten korumak isteyen lkelerden gelen ve serbest d ticaret grne ynelen gereki akmlard. Klasiklerin bilimsel yntemlerine kar kan akmlarn arkasnda dahi ksmen bu motif yatar. Klasik liberal doktrine en arpc tepki sosyalist akmlardr. Bu akmlarn, ideoloji olarak klasik okul ncesinde de var olduu aktr. Bununla birlikte, bir yandan sosyalist akmlarn hedef ald toplumsal sorunlarn liberal kapitalizmin uygulanmas ile nceden dnlmeyen bir hzla ok byk boyutlara varmas, te yandan klasik dnce sisteminin sosyalist doktrine ok kullanl bilimsel aralar vermesi nedeniyle bu akmlarn klasik okulla birlikte glendiini kabul etmek gerekir.

31.1. LBERAL DOKTRNE KARI SOSYALZM


Sosyalizm klasik liberal doktrine kar 19. yzylda gelimi bir akm olmakla birlikte, bu akmn kkenini uygarlk tarihinin ok eski dnemlerinde aramak yaygn bir alkanlk haline gelmitir. Toplumsal ve ahlaki kayglarla topik ve ideal bir toplum dzeni kurmak isteyen her dnrn fikrini, belki

155

Marx'm msamahasz slubuyla yermek gereksiz olsa da, bilimsel sosyalist dnce niteliinde ele almak tutarsz olacaktr. Tarih iinde ok sayda dnr, filozof, siyaseti, iktisat ve yazar toplumdaki elikilerden rahatsz olmular ve grdkleri sorunlara zm getirmeye almlardr. Bununla birlikte klasik liberal doktrini, kendi bilimsel aralaryla eletiren en tutarl teorik ereveyi kuran Karl Marx'tr. Fakat Marx'm, ann koullar kadar kendinden nceki toplumcu dnrlerin fikirlerinden etkilendiini de unutmamak gerekir. Marx'm (1818-1883) fikirleri ana unsurdan oluur: Marxgil felsefe, Marxgil iktisat teorisi, Devrim teorisi. Marxgil iktisat teorisi olarak adlandrlabilecek ana unsur kapitalizmi analitik yoldan eletirir ve kapitalist sistemin neden eninde sonunda durgunlua gireceini anlatr. Marxgil dnce sisteminin birinci unsuru tm sistemin felsefe temelini yaratr. Marxgil felsefe yaklamdan oluur: Diyalektik felsefe, Diyalektik materyalizm veya tarihsel materyalizm, Aksiyon felsefesi. Hegel'in diyalektik anlayna gre tutarl ve rasyonel dnce, deiimleri aklamakta yetersiz kalmaktadr. Her deiiklik bir takm ztlama ve elikilerin sonucudur. Daha dorusu deime srecinde devaml birbiri ardna gelen aama vardr: Tez, Antitez ve Sentez. nsanlk tarihinde antitez, sava demektir. Marx'm diyalektik yaklam, felsefi temel olarak almasnn nedeni aktr. dealist ve romantik Hegel'de sava anlamna gelen antitez, Marx'ta snf kavgasdr. Tez, insanlk tarihinin ilk dnemlerinde retim aralarnn kamunun ortak mal olduu aamadr. Antitez, retim aralarnn zel mlkiyete konu olduu ve en yksek noktasn kapitalizmde bulan aamay ifade etmektedir. Bu aamadan meydana gelen snf atmas toplumu senteze gtrecek veya Marx terminolojisine gre komnizme eritirecektir. HegePe gre gerek dnya dee'nin (tanrsal akim) yansmasdr; gerek dnyann yaratc dnce srecidir. nsanlk tarihinin evrimi, tanrsal akln yansmas olan dncelerin atmas ile oluur. Bu dnceler veya fikirler yani hukuk, siyaset, ahlak, din, sanat vs. gerek dnyay etkiler ve deitirir. Marx'a gre ise aslnda fikirler ve dnceler gerek dnyann yansmasdr. Toplumlar iki yapdan meydana gelir: Hukuk, ahlak, din gibi kurumlardan oluan st yap, retim koullarnn yaratt iktisadi sistemden oluan ve st yapy belirleyen alt yap (enfrasrktr). Toplumsal ve siyasal kurumlar

156

deitiren, onlara yn veren teknik ve maddi imknlardr. Yeni retim aralar, yeni toplumsal davranlara neden olur. Bir toplumun uygulad retim tekniine bakarak o toplumun kurum ve davranlarn tahmin edebilmek mmkndr. Toplumsal deimeye adalet, ahlak, ebedi gerek gibi fkirlerdeki deimeler deil, retim ve mbadele tarzndaki deimeler neden olur. Daha sonra tabiidir ki fikir ve dnceler de deiecektir. retim aralarnn kamunun mal olduu ilkel toplumlardan bu yana insanlk tarihi, her biri zgrlk ve retim teknii asndan ncekinden stn olan ve daima bir snfsal kar atmas unsuru tayan eitli aamalardan olumutur; esirlie dayanan toplumlar, sertlerin mevcut olduu feodalite ve giriimcikapitalistlerin retim aralar mlkiyetine sahip olduu kapitalizm. Sonuncu aama mutlaka iilerin retim aralarna sahip olaca snfsz sosyalist toplum olacaktr. nsanln eninde sonunda varaca byle bir aama, yzyllar boyunca sregelen antitezden, senteze gei demektir. Toplumlarn bu geliim srecini izlemesini kanlmaz grd iin, diyalektik materyalizm veya tarihsel materyalizm (maddecilik) bir tr iktisadi determinizm unsurunu da tamaktadr. Marxgil dn sisteminde, bu iktisadi determinizm sreci iinde toplumsal davranlar yannda bireysel abalarn pek nemi olmad izlenimi uyanmaktadr. Aslnda insan faaliyeti (aksiyonu), toplumun tarihsel evrimi ile ayn ynde ise bu evrime katkda bulunacak, etkili olacaktr. Nitekim insanlk tarihi insan emei ile yaratlmtr. Marx aksiyon felsefesi ile emei yceltmektedir. Dnyay ekillendiren de, deitiren de emektir. Geri insann, aksiyonu ile kurtulua varn kapitalist sistem nlemektedir. Fakat kapitalizm eninde sonunda kmeye mahkm bir sistemdir. Marxgil iktisat teorisi bu kn nedenlerini aklamaya almaktadr. Ricardo gibi kapitalist ekonomi hakknda ktmser fikirlere sahip olan Marx'a gre toplumdaki kapitalist giriimlerin nemi artp kullandklar sabit sermaye miktar geniledike, sabit sermayenin deiken sermayeye (istihdam edilen iilere fiilen denen cretler toplamna) oran (yani ii bana sabit sermaye) byr. Bu durum kr haddinin dmesine neden olur. Sonu olarak byme hz yavalayarak, ekonomi genel bir bunalmn eiine gelmi olacaktr. Kapitalizmin knden sonra toplumun evrimindeki son aamaya veya baka bir deyile sentezi oluturan snfsz topluma gei iki kademede gerekleecektir. Birinci kademede iiler arasnda snf bilincinin glenmesi

157

ile aksiyona geilecek ve srekli bunalmn sonu gelmeyeceine gre ii snf (proletarya) bir devrimle siyasal iktidar devralacaktr. Sonu olarak burjuvazi, ideolojisi ile birlikte tasfiye edilecektir. retim aralarnn mlkiyeti kamuya maledilecektir. Snfsz toplumda snf atmas olamayacandan, varlnn nedeni bu atmay denetim altnda tutmak olan devlete de gerek kalmayacaktr. Bylece kamu grevlerinin siyasal nitelii toplum yarar niteliine dnecek, devletin yerini komnler alacak ve toplum bir komnler federasyonu haline gelecektir. Komnlerin retimi ihtiyalara gre ayarlamas ile iktisadi demokrasi de salanm olacaktr. rnlerin fiyatlar bu komnist toplumda deerleri tam yanstacandan rasyonellik ilkesi gerekleecek, gelir dalm alma veya retime katk ilkesine gre deil, ihtiya ilkesine gre ileyecek ve artk retim aralarnn yannda tketim mallarnda da zel mlkiyet kalkacaktr. Marx'm komnist toplumu bir topyadr; fakat tam rekabet koullar gibi ekonominin bugnk ileyiini aklayabilmek iin bavurulan bir topya-varsaym deil, toplumun gelecekte varmas muhtemel son aamasnn teorik aklamasdr.

32. NEO-KLASK OKUL


Neo-klasik dnce sistemi klasik okulun uzantsdr. Neo-klasik iktisatlar, klasik varsaymlarn ve eilimlerin byk bir ksmn srdrmekle birlikte, zellikle deer ve gelir dalm teorilerine nemli katklarda bulunmulardr. zellikle tketim arttka tketilen her yeni mal biriminin faydasnn ve retim geniledike kullanlan her yeni faktr birimi rnnn giderek azaldn savunarak mal ve faktr arz ve talebini belirleyen etkenleri kesin ve ak bir ekilde ortaya koymulardr. Klasik iktisatlar toplumun iktisadi sorunlarn tartrken sanayi kapitalizminin balang dnemindeki koullar dolaysyla toplum dzenini btnyle ele almamlard. Daha dorusu dzenin iktisadi mekanizmas dndaki sorunlar karsnda yansz kalmlard. Fakat yukarda da grdmz gibi bu yanszlk nemli kart akmlara neden olmutur. Ayrca bu kart akmlar klasik okulun aralarndan yararlanarak bizzat klasik okulu eletirebilmilerdir. Mesela Marxgil teori klasik okulun objektif deer kavramn alp kapitalizmi yermek iin kullanmtr. Bu nedenle deer ve gelir dalm teorilerinin yeniden ele alnmas ve reddolunmaz bir bilimsel mantkla ilenmesi gerekiyordu. Neo-klasik okul bu ilevi yerine getirmitir.

158

Deerin belirlenmesinde psikolojik etkenlere arlk veren sbjektif deer teorisinin kkenini Bernouilli'nin gelirin azalan marjinal faydas kavramna kadar indirmek mmkndr (1713). te yandan Von Thnen azalan verim halini ve tam rekabet emek piyasasnda cret haddinin emein marjinal rnne eit olma eilimini incelemiti. Ayrca Say'm, Condillac'm deeri fayda ile aklayan grnden esinlendiini, Ricardo ve Mili'in tarmda azalan verimden sz ederek marjinal analiz yaptklarn da biliyoruz. Faydac filozof Gossen rasyonel tketicinin dengesini incelerken, tketilen mal birimleri arttka her yeni birimin tketiciye daha az fayda saladn ileri srerek ak bir ekilde azalan marjinal fayda kavramn iliyordu. Cournot, kr maksimizasyonu koulu olan marjinal gelir - marjinal maliyet eitliini ifade etmiti. Bu rnekleri daha da uzatmak mmkndr. Neo-klasik iktisatlar be okul etrafnda toplanabilir: Avusturya okulu, Lozan okulu, ingiliz neo-klasikleri, sve okulu ve A.B.D. marjinalistleri. Avusturya okulunun tannm dnr Menger (1840-1921), bireysel talep fiyatnn, parann marjinal faydas veri iken, sz konusu maln marjinal faydasna eit olduunu belirtmi, fakat bu noktadan hareketle talep ilevine geememiti. Menger'in tketim mallar - retim mallar ayrm yapmas ve retim mallarnn deerini ters ileyen bir tr marjinal verime balamas ilgintir. Dier retim mallarnn miktar deimezken herhangi bir retim malnn kullanlan miktar bir birim azaldnda, toplam rnde meydana gelen daralma sonucunda ortaya kan fayda kayb sz konusu retim mal biriminin deerini belirler. Bu kavram aka azalan marjinal rn ilkesi eklinde ifade eden Wieser'dir. Faizi beklemenin bedeli olarak aklayan Bhm-Bawerk, iktisadi istikrarszl para-kredi mekanizmasna balayan Mises ve Hayek, yenilik teorisinin kurucusu Schumpeter, Avusturya okulunun dier tannm iktisatlardr. Lozan okulunun tannm mensubu Walras (1843-1910) bireysel fayda ilevinden talep ilevine geebilmi ve tam rekabet koullar altnda ekonominin genel dengesini matematik bir model yardmyla tanmlamaya almtr. Ayn okuldan Pareto (1848-1923), sbjektif faydann llemeyeceinden hareketle saysal fayda yerine srasal fayda kavramn nermitir. Jevons (1835-1882), Menger ve WalrasTa birlikte marjinalizmin kurucularndandr. Fayda yaratma abasnda olan kiinin katland zahmeti

159

eksi fayda (disutility) olarak tanmlayan Jevons'a gre emek, eksi fayday temsil eder. Marjinal fayda ve marjinal rn teorilerini arz-talep analizi halinde birletiren, elastiktik kavramn gelitiren, tannm iktisat ise Alfred Marshal (1842-1924) dr. Neo-klasik okul hakknda burada fazla ayrntya girmek gereksizdir. nk birinci blmde Fiyat Oluumu bal altnda incelediimiz tm konular, yukarda bazlarnn adlarn andmz neo-klasik iktisatlarn fikirlerinin ayrntlardr.

33. KLASK OTOMATK TAM STHDAM DENGESNE KARI KEYNESGL TEOR


Neo-klasik emek piyasas analizinde cret haddi, emek arz ile talebini eitleyen bir fiyat olarak tanmlanr. stihdam ise cari cret haddinde almak isteyenlerin altrlmas olarak tanmlanmt. Cari cret haddi neo-klasik emek piyasas analizinde, tanm gerei emek arz ile emek talebini eitleyen cret haddi olacana gre, almak isteyenlerin (emek arz) tamamnn altrld bir durum kendiliinden ortaya konmu oluyordu. Tm klasik ve neo-klasik modellere otomatik tam istihdam dengesi varsaym adyla giren bu fikir daha nce Say Kanunu ile de ifade edilmiti. Talebi yaratan arz olduuna, yani mallar retime katlan faktrlerin gelirleri ile satn alnacana gre ekonomide eksik emek kullanm olmasna imkn yoktur.

33.1. KEYNESGL DEVRM


Birinci Dnya Savann balarna kadar klasik sistemin otomatik dengelerinden kuku duyulmamt. nk meydana gelen ksa dnemli bunalmlar geici arz-talep uyumsuzluklar ile veya konjonktr dalgalanmalaryla aklanyordu. Ancak ilk kez otomatik d dengenin salanmasndaki mkemmellik ve abukluk, miktar teorisiyle aklanan fiyat hareketlerinin denge salayc ilevi hakknda tereddtler uyandrd. Birinci Dnya Savan izleyen dnemde, zellikle 1929 da balayan byk dnya bunalmnn etkisiyle, gelimi Bat lkelerinde srekli ve yaygn bir nitelik alan isizlik ile otomatik tam istihdam grn badatrmann artk imkn kalmamt. Bu ara Keynes (1883-1946), isizliin nedenini 1936 da yaymlanan stihdam Faiz ve Parann Genel Teorisi adl kitabnda talep

160

yetersizlii ile aklayarak klasik teoriyi esasl noktalarda eletirmitir. Keynes'e gre ksa dnemde, yani arz arttrmann bir sorun olmad bir durumda, talebi belirleyen arz deil, arz belirleyen taleptir. Bylece yetersiz bir talep hacmi, kendine eit dk bir arz ve dolaysyla tam istihdam noktasndan geride dk bir istihdam yaratacaktr. 1929 Dnya Bunalm byle bir duruma neden olmutur. Keynes'in para ve faiz teorisi, para talebinin saiklerini ada koullara gre yorumlar. Parann, bireyler ve firmalar tarafndan ilem ve ihtiyat saikiyle talep edilmesi yannda, tahvil speklasyonu amacyla da talep edilmesi, tahvil fiyatlaryla tahvil arz arasndaki tersine iliki yoluyla para talebi ile faiz haddi arasnda da tersine bir mnasebet kurar. Bu suretle, ekonominin parasal ileyiinin reel ilikileri etkileyemeyeceini savunan klasik miktar teorisi bir kenara itilip, para arzmdaki deiikliin retim-gelir-istihdam dzeyini etkileyeceini savunan bir para teorisi kurulmu olmaktadr. Son dnya krizine zm getirme abalar, Keynesgil yorumlar tekrar gndemin stne yerletirmitir.

33-2. DNAMK KEYNESGL YAKLAIM


Keynes'in makro-ekonomik denge modeliyle, yeniden klasiklerin terk edilen makro analiz tekniine dnlmtr. Bununla birlikte klasik makro analizin ileriye dnk dinamik yapsnn tersine Keynesgil model, getirdii btn yeniliklere ramen statik bir yapya sahiptir. Bu modelle uzun dnemli ekonomik sorunlar incelemek gtr. Modeli dinamize edip uzun dnemli byme sorunlarn inceleyebilecek hale sokan iki nl iktisat Harrod ve Domar olmutur. Statik Keynes modelinde yatrm harcamalar toplam, talebin bir unsuru olarak ele alnm fakat yatrm harcamalarnn ksa dnem dnda yarataca yeni kapasiteler zerinde durulmamtr. Oysa bu ek kapasite art gelecekte ksa dnemli talebin stnde veya altnda bir arz oluturuyorsa Keynesgil denge tutturulamam olur. Harrod ve Domar'a gre byle bir durumda artk dengeye dnmenin imkn da kalmamtr. nk arzn, talebin altnda kald durumda giriimcilerin arz arttrmak iin kapasite geniletme yolunda yapacaklar yatrm harcamalar ksa dnemde talebin daha da ykselmesine

161

ve arz ile talep arasndaki farkn genilemesine neden olacaktr. Bu fark geniledike giriimciler yatrm harcamalarn arttracaklar, yatrm harcamalar arttka arz-talep fark daha da genileyecek ve bylece dengeden giderek uzaklalacaktr. Tersine arz, talebin stne karsa, satlmayan mal stoklar giriimcileri yatrm harcamalarn ksmaya itecek, yatrm harcamalarnn kslmas ksa dnemli talebi daraltp satlar daha da drecektir. Bylece yine giderek dengeden uzaklalacaktr. u halde arz-talep veya yatrm-tasarruf dengesini uzun dnemde de salayacak yatrm art karar ne olmaldr? Bir ekonomide sermayenin marjinal verimi veya sermaye-hsla oran, yani bir birim hsla art iin gerekli sermaye art (yatrm) biliniyorsa; ayrca toplumun artan gelirinden ne oranda tasarruf yapaca veri ise, arz-talep dengesini uzun dnemde salayacak yatrm oran hesaplanabilir. Mesela sermaye / hasla oran 3 olan, yani bir birim hasla art iin birim yatrm yaplmas gereken bir ekonomide tasarruf oran 0.21 ise ve arz-talep dengesini salayacak tasarrufyatrm eitliini tutturmak iin tasarruf oranna eit yatrm oran gerekiyorsa, yatrmlarn bir dnemden tekine 0.21 / 3 = 0.07 artmas gerekir. Bu taktirde yatrm oran 0.21 ve sermaye hsla oran 3 olduuna gre gayrisaf milli hasla byme hz da yine 0.21 / 3 = 0.07 yani % 7 olarak gerekleecektir. Giriimcilerin % 7 den fazla arz art iin % 7 den fazla yatrm art karar vermeleri yukarda aklanan srece gre, tersine bir talep fazlal veya arz yetersizlii yaratacaktr. Bu sonu ise giriimcilerin yatrm art kararlarn ve dolaysyla dengesizlii arttrc bir sonu yaratacaktr. Tersine, giriimcilerin % 7 den dk arz art iin % 7 den az yatrm art kararnda olmalar, bir talep yetersizliine veya arz fazlalna neden olacaktr. u halde denge iin gerekli yatrm art oran veya byme hz veri tasarruf oran ile sermaye / hsla oran arasndaki nisbetle belirlenecektir. Bu gerekli byme hzndan yksek veya dk kararlar dengeden gitgide uzaklalmasma neden olacaktr. Harrod-Domar modelinin ileri srd bu srece bak srt denge denmesinin nedeni budur. Gereinden ok retim art kararnn arz yetersizliine, gereinden dk retim art kararnn ise arz fazlalna neden olmas ilk bakta eliik ve artc bir sonutur. Ne var ki Harrod-Domar modelinin dinamii dikkatle incelendiinde, sonucun hi de eliik olmad anlalmaktadr.

162

333- BIAK SIRTI DENGE KARISINDA AYNI KARAR BYME


ada neo-klasik iktisatlar dinamik Keynesgil modelin bak srt denge kavramna kar kmlardr. Neo-klasikler, retimin deimez getiri ve deien faktr oranlarna gre gereklemesi halinde ayn karar bymenin tutturulabileceini savunmaktadrlar. Bu dncelere gre, ekonomi byrken sermaye birikim hz ve nfus art hz birbirine eitse, yatrm-tasarruf denklii devaml salanp ayn karar byme devam edecektir. Ekonomi sermaye birikim hz ile nfus art hznn birbirine eit olduu duruma uyan sermaye / emek oranna ulatnda sermaye ile emein ayn hzla artt ayn karar byme noktasna varlacaktr. Fiilen gerekleen sermaye / emek oran, sermaye birikim hz ile nfus art hznn birbirine eit olduu duruma uyan sermaye / emek oranndan bykse, sermaye birikimi gerekenden ok olacandan, yeniden kararl denge haline dnlr. Tersi halde ise sre tersine iler. u halde bymenin balangcnda emek birimi bana sermaye ne olursa olsun, ekonomi ayn karar dengeyle byd bir noktaya ulaacaktr. Bu noktadan ayrlmdmda, kararllk koullar ekonomiyi tekrar ayn karar byme noktasna getirir. Ayn karar byme gr, varsaymlar ve kulland aralar asndan kendi iinde tutarldr. Bununla birlikte bu varsaymlar ve aralar, tartlabilecek nitelikler tamaktadr. Neo-klasik yaklamn karlat en nemli glk sermayenin bir retim faktr olarak tanm ve anlamndan domaktadr. Sermaye faktrn, sermaye mallarndan ayr bir kavram olarak fizik birimlerle lmenin imkn yoktur. Sermaye mallarnn ise bir deiken olarak retim analizine sokulmalar tutarszdr; nk bu taktirde sermaye mallar hem baml, hem de bamsz unsur olmaktadr. Sermaye faktrnn yaratt bu tereddtler son yllarda sermaye teorisi zerine tartmalarn younlamasna ve birbirinden olduka kesin izgilerle ayrlan grlerin ortaya kmasna neden olmutur.

163

34. NCEL (KANTTATF) KTSAT


ktisat teorisi bugn vard aama ile sorunlarn zmne bir lde yardmc olacak duruma gelmitir. Makro-ekonomik politika genellikle Keynesgil aralarla dzenlenirken, kalknma planlar dorudan Harrod-Domar byme modellerini kullanmaktadr. Zaman zaman neo-klasik aralarn da geici bir sre iin olsa bile, kullanldn ve olumlu sonular saladn da reddetmek imknszdr. Bununla birlikte iktisadi sorunlar aklayan tm teori ve modellerin, llebilir nitelie sahip deikenlerle alt sylenemez. Neo-klasik teori, iktisadi deikenler arasndaki ilikileri sarslmaz bir mantkla kesin matematik modeller halinde verme eilimindeydi. Bunda ayn nitelie sahip Newton fiziinin zellikle 19. yzylda srdrd ar itibarnn da etkisi vard. Bylece Cournot, Walras ve Pareto'dan balayarak bir matematiksel iktisat disiplini kurulmu oldu. Bu disiplin son an byme sorunlarna kadar tm iktisadi olay ve sorunlar matematik modelle halinde aklayabilmitir. Ayrca baz neo-klasik kavramlar, kullanlan teknikler tartlabilir nitelikte olsa bile, hesaplanabilir hale konulmutur. Bunun yannda birtakm mallarn talep ve arz ilevlerinin hesaplandn, ayrca hesaplamalarla ilgili istatistik yntemlerin giderek derli toplu bir biimde sunulduunu gryoruz. Bylece matematik yannda istatistiin de iktisada hzla uyguland bir dnem balamtr. Ayn dnemlerde bilimler arasnda toplumsal bilimlerin bile katld bir llebilme yarnn srdrld gze arpmaktadr. Biyometri, sosyo-metri vs. gibi yeni disiplinler belirirken bu ara Ragnar Frisch'in de llebilir deikenlerle alan ekonomik modeller ve aklamalar iin ekonometri terimini kulland gze arpar. Byk bir kabul gren bu terim, ksa zamanda skandinavya'da, Hollanda'da ve A.B.D.'de hzla gelien bir disiplin ad olmutur. ktisat, istatistik ve matematiin, iktisadi olaylar salt matematiin kesinlii yannda ihtimalleri de dikkate alarak incelemesi eklinde gelien ekonometri disiplinine en byk katkda bulunanlardan biri de Devlet Planlama Tekilatnn mavirliini yapm J.Tinbergen'dir. Ekonometri yalnzca neo-klasik ilikilere llebilir nitelik kazandrmakla yetinmemi ve zellikle Keynesgil yaklam da geni apta ele almtr. Aslnda Keynesgil teori, teknik ilikileri gereki bir yaklamla dikkate almadndan llebilirlie daha yatkndr. Teknik ilikiler bir retim

164

ilikileri halinde ortaya konduunda en byk glk, sermayenin bir bamsz unsur olarak yorumlanmasndan domutur. Bu konuda yaplan teorik tartmalar gitgide younlaarak devam etmektedir. Neo-klasik mantn salaml gerek hayatn karmak yapsna uymamakta ve analizleri bu karmakla uydurmak iin harcanan abalar modelleri bsbtn girift, tutarsz ve uygulama imkn bulunmayan aklamalar haline sokmaktadr. Bundan kanmak iin yaplan basitletirmeler ise bu kez gereklerin yalnzca bir yann veya yarattklar sonucu gstermekle kalmakta ve olaylarn nedenlerini hep arka planda brakmaktadr. Statik Keynesgil yaklamda ksa dnemde arzn sonsuz elastik varsaylmas veya bu varsaym tutarsz hale sokacak gereklerin bir darboaz analizi yardmyla geitirilmesi byk kolaylk salamaktadr. Dinamik Keynesgil yaklamda ise retimle ilgili sorunlar, sermayenin potansiyel verimlilii veya sermaye hasla katsays gibi kavramlarla, teknik ilikilerin karmaklndan uzak tutulmaya allmtr. Bu sayede yatrm kararlar ksa dnemde faiz haddi sermayenin etkinlii karlatrlmasna, uzun dnemde ise retim planlarna balanarak sermaye birikimi adeta bir davran deikeni olarak yorumlanmak istenmektedir. Bununla birlikte Keynesgil yaklamn da teknik sorunlar tam anlamyla bertaraf ettii sylenemez. Nicel (kantitatif) iktisat, bugn gerek nicel iktisat teorisi ve gerek nicel politika teorisi olarak hayli ileri aamalara varmtr. amzda firmalarn cesametinin ar bym olmas mikro dzeyde de model yapmn yaygmlatrmtr. Nicel iktisat, 20.yzylm ortalarndan itibaren yeni bir "evrensellik" sorunu yaratma eilimindedir. Baz dnrlere gre, kantitatif tekniklerin her sistemin iktisadi sorunlarna zm getirebilmesi, doktrinlerin nemini ve dolaysyla sistem ayrln ortadan kaldrabilir. Fakat burada dikkat edilecek nokta udur: Nicel iktisat, sorunlar yalnzca bir ekonometri veya matematik model iinde zde hale getirmektedir. Bu nedenle nicel iktisada doktrinsiz iktisat denmesi uygulama asndan doru, ama asndan yanltr.

165

166

SEKIZINCI B L M GENEL DENGE VE REFAH KAVRAM


35. GENEL DENGE
Birinci blmde mal fiyatlarnn koullar deiik eitli piyasalarda nasl belirlendii incelendi. Elde edilen ilkeler ve eilimler, herhangi bir maln alc ve satclarnn kar karya geldii piyasasnda hangi fiyattan alnp satlaca, maln kendi fiyatndan baka ekonomik deikenler deimez varsaylarak analiz edildi. Geri zaman zaman dier deikenleri de dikkate aldk. Bununla birlikte, hangi deiken zerinde durulduysa, maln kendi fiyatnn da dahil olduu dier deikenler yine deimez varsayld. Bu tr analize, ksmi denge analizi dendiini biliyoruz.

35.1. GENEL DENGENN TANIMI VE ANLAMI


Aslnda bir ekonomide bir maln alc ve satclarnn davranlarn etkileyen btn unsurlarn bir arada deitii aktr. Bu bakmdan ekonomik sistemin bir btn halinde ileyiini izleyebilmek iin btn mal ve hizmetlerin arz, talep ve fiyatlaryla bu mal ve hizmetlerin retiminde kullanlan faktrlerin arz, talep ve fiyatlar arasndaki ilikileri bir arada ele alan bir analize gereksinme vardr. Byle bir analiz ilk olarak Walras tarafndan gelitirildiinden, JValrasgil Genel Denge adn tar. Bir tketim malnn fiyatndaki deime dier mallarn talebini ve belki de arzlarn deitirecektir. Mesela beyaz peynirin fiyat ykseldiinde kaar, gravyer, tulum peyniri vs. gibi rakip mallarn talepleri genileyerek ve tam

167

rekabet koullar iinde bu mallarn da fiyatlar ve arzlar artacaktr. Tamamlayc mallarn talep, fiyat ve arzlar da baka ynlerde olmak zere etkilenebilecektir. Beyaz peynir fiyatnn ykselmesiyle mesela tamamlayc bir mal olan sandvi ekmeine olan talep de daralacak ve sonu olarak ekmein fiyat decektir. te yandan dier mallarn arzlar ve retim miktarlar deitiinde ekmein retiminde kullanlan retim faktrlerinin tedarik koullar ve dolaysyla ekmein retim maliyeti ve arz da etkilenecektir. Yine sz konusu dier mallarn fiyatlarndaki deimeler bir yandan da ekmein talebini etkileyecektir. Beyaz peynirin rakip ve tamamlayc mallarn fiyatlarnda ve retimlerinde meydana gelen bu deimelerin sonu olarak dier mallarn fiyat ve retimlerini etkileyecei aktr. u halde btn mallarn fiyat, talep ve arzlarnn birbirini etkiledii byle bir sistemde yine btn fiyat, talep ve arzlarn birbirleriyle tutarl olduu bir genel dengeden sz edilebilir mi? Tketicilerin gelirleri ile beeni ve alkanlklar, retim faktrlerinin fiyatlar, mallarn retim koullar ve piyasalardaki rekabet koullarnn veri sayld bir durumda, gerekten tm tketim mallarnn arz, talep ve fiyatlarnn birbirleriyle tutarl olduu bir genel denge sistemi kurulabilir. Tketim mallar iin genel denge sistemi kurulurken faktr fiyatlar nasl veri olarak almyorsa, retim faktrleri iin bir genel denge analizi yaplrken bu kez tketim mallar veri saylr. Fakat doaldr ki tketim mallarnn denge fiyatlar ile retim faktrlerinin denge fiyatlar karlkl olarak birbirlerine baldr. Mesela tketim mallarnn retiminde yer alan emein creti ykselirse mal fiyatlar etkilenecei gibi, mal fiyatlarndaki deime de giriimcilerin emek talebini ve dolaysyla cret haddini etkileyecektir. Fakat genel denge analizinde mal fiyatlaryla faktr fiyatlar arasndaki ilikiler bir etki-tepki mekanizmas halinde bir arada ele alnmaz, mal fiyatlaryla faktr fiyatlarnn zorunlu olarak birbirleriyle tutarl dzeylerde belirlenmi bulunduu kabul edilir. Byle bir duruma varncaya kadar fiyatlarn karlkl devaml deiecei varsaylr. Bununla birlikte gerek bu noktada gerekse sistemin tmnde, genel denge analizinin dengeye geli srecini deil, dengenin kendisini akladn unutmayalm. Denge srecinin analizi, dinamik bir analiz olarak konumuzun dnda kalmaktadr.

168

36. GRD-IKTI ANALZLER


36.1. GRD-IKTI ANALZNN TANIMI, ANLAMI VE VARSAYIMLARI
Girdi-kt analizinin konusu, birbirlerinin rettii mallar kendi retim srelerinde hammadde veya ara mal olarak kullanan eitli sektrlerin birbirleriyle ilikisidir. Mesela tarm kesimi kendi rettii baz mallar hammadde veya ara mal olarak kulland gibi, imalat sanayii rn olan baz mallar da hammadde veya ara mal olarak kullanr. retimini nihai alcya gtrebilmek iin ticaret ve ulatrma kesimlerinin hizmetlerinden yaralanlr. Baka bir deyile her retim kesimi, rettii mallarn bir ksmn baka kesimlere, bir ksmn da dorudan nihai alcya satmaktadr. u halde bir retim kesiminin toplam kts (output), dier kesimlere satt mal ve hizmetlerle nihai alcya satt mal ve hizmetlerin toplamndan ibarettir. Satlamayan mallar varsa, bunlar da stok hesab olarak ktya eklenir. te yandan tanm gerei yine her retim kesimi, retimde bulunabilmek iin kendi rettii baz mallar kullanmakta, dier kesimlerden mal ve hizmet satn almakta, retim faktrlerinin retken hizmetlerinden hatta yabanc lkelerden ithal edilen mallardan yararlanmaktadr. Bir retim kesiminin retimde bulunmak iin satn almak ve kullanmak zorunda bulunduu bu mal ve hizmetler de o kesimin girdisini oluturur. Girdi-kt analizi, her retim kesiminin kts ile bu kty retmek iin alman girdiler arasnda deimez ilikiler olduunu varsayar. Belli bir dnem boyunca deimeyecei varsaylan bu ilikiler, girdi katsaylar adn tar. Mesela herhangi bir dnemde tarm kesiminin toplam kts 120 trilyon para nitesi ve bu kty retmek iin imalat sanayimden alman girdi 60 trilyon ise, tarm kesiminin imalat sanayii kesiminden girdi katsays 60 / 120 = 0.50 dir. Bu teknik katsaynn belli bir dnem deimez kalaca varsaylmaktadr. Tanm gerei her kesimin toplam kts ile toplam girdisi birbirine eit olacaktr. Yukarda ad geen teknik katsay terimi bize Walrasgil genel denge analizini hatrlatmaktadr. Gerekten de girdi-kt analizini ilk gelitiren iktisat Leontief, kesimler aras ilikilerle ilgili almalarda Walras'm deimez teknik katsaylar varsaymndan yararlanmtr. Bununla birlikte Walrasgil genel analizi talep ilevlerini de kapsarken, girdi-kt analizi yalnz retim ile ilgilenir. Girdi-kt analizinde yer alan kesimler aras talep veya ara mal talebi

169

kavram, btnyle retimle ilgili teknolojik bir kavramdr. Ayrca bu analiz bir ampirik inceleme teknii olarak da teorik Walrasgil analizinden ayrlr. Bundan baka Walrasgil analiz, mal piyasalarnda arz ve talep dengelerini, yani arz ile birlikte talebi de zme soktuundan, gerekten bir genel denge analizidir. Oysa girdi-kt analizinde nihai talep veridir ve bu bakmdan analiz bir genel denge analizi deildir; yalnzca genel bir analizdir. Bununla birlikte girdi-kt analizini gelitiren Leontief ve onu izleyenlere yine de NeoWalrasgil ad verilmektedir. Girdi-kt analizinin ampirik yan, zellikle verilerin toplanmas ve deerlendirilmesi asndan baz glklerin nlenmesi amacyla bir takm basitletirici varsaymlar yaplmasn zorunlu klmtr. Mesela herhangi bir retim kolunda tek ve trde bir maln veya belirli oranlarda paralardan oluan bir bileik maln retildii varsaylmaktadr. kinci bir varsaym olarak girdiler arasnda ksa dnemde ikame olmad kabul edilmektedir.

36-2. SAYISAL RNEK


Herhangi bir ekonomide, herhangi bir dnemde kesimler aras ilikiler aadaki tabloda gsterildii gibi olsun.

Tarm

Sanayi

Hizmetler Toplam talep Ara 25 50 25 100 25 5 120 150 250 80 130 75 285 60 21 384 465 750

Toplam talep Nihai 220 70 175 465


_

kt topi;

Tarm Sanayi Hizmetler

30 30 25 85

25 50 25 100 20 10 70 100 200

300 200 250 750


_

(thalat) Vastal vergi Katma deer

15 6 194 215 300

_____

170

Bu tabloda ilk stun, kesimlerin retimde bulunmak iin dier kesimlerden aldklar ara mallar ile retim iin gerekli ithalat, dolayl vergileri ve retim faktrlerine yaplan demeleri gstermektedir. Mesela tarm kesimi retimini yrtebilmek iin 30 trilyonluk tarmsal hammadde ve ara mal kullanmakta, sanayi kesiminden 30 trilyonluk hizmetler kesiminden 25 trilyonluk hizmet satn almaktadr. Bylece ara mal olarak 85 trilyon talepte bulunmaktadr. Bunun yannda 15 trilyonluk ithal mal kullanmakta, hazineye 6 trilyonluk dolayl vergi varidat akmasna arac olmakta ve retim faktrlerinden 194 trilyonluk prodktif hizmet satn almaktadr. Bylece btn girdilerin toplam 300 trilyon olmaktadr. Tablodaki ilk sra ise kesimlerin dier kesimlere ve nihai alclara sattklarn gstermektedir. Mesela tarm kesimi kendine 30 trilyonluk, sanayi kesimine 25 trilyonluk ve hizmetler kesimine 25 trilyonluk tarmsal ara mal satmaktadr. Tarm mallarna ara talep bylece toplam 80 trilyonu bulmaktadr. Bunun stne, tarm kesimini nihai alclara yapt satlar veya baka bir deyile nihai talep eklenince de sz konusu kesimin 300 trilyonluk ktsna varlmaktadr. Dikkat edilecek olursa tarm kesiminin girdileri toplam ile ktlar toplam birbirine eittir. Bu noktay biraz daha akla kavuturalm. Tarm kesiminde giriimciler 300 trilyonluk mal retip satmlardr. Bu retim ve sat yapabilmek iin dier kesimlerden 85 trilyonluk, yurtdndan da 15 trilyonluk mal ve hizmet satn almlardr. Satlardan 6 trilyonu devlet hazinesine dolayl vergi olarak aktarmlar ve sonra kullandklar emein cretini, sermayenin faizini, doal kaynaklarn rantn deyip geri kalann da kr olarak kendileri almlardr. u halde katma deer olarak gsterdiimiz 194 trilyon, tarm kesiminde prodktif hizmet arz eden drt retim faktrnn toplam geliridir. Tarm kesimi iin yaplan aklamalar sanayi ve hizmetler kesimine de uygulanrsa, bu kesimin mallarna ara talebin srasyla 130 ve 75 trilyon, nihai talebin 70 ve 175 trilyon olduunu, toplam ktlarn da, yine srasyla 200 ve 250 trilyona vardn grrz. u halde ekonomide toplam ara talep 285 trilyon, toplam nihai talep 465 trilyon ve toplam kt da 750 trilyondur. Son satrn toplam alndnda da toplam 60 trilyonluk ithalat yapld, 21 trilyon dolayl vergi dendii ve 384 trilyonluk faktr geliri olutuu grlr. Bu 384 trilyonluk tutarn bilinen milli gelir tanmlarna gre faktr fiyatlaryla milli hasla olduunu hatrlayalm. Bu tutarn stne 60 trilyonluk ithalat ve

171

21 trilyonluk dolayl vergiler rakamlar eklenirse 465 trilyonluk toplam nihai talep, yani tketim ve yatrm harcamalar ile ihracat toplamna varrz.

37. REFAH KAVRAMI


Kitabn nceki blmlerinde fiyatlarn nasl olutuu incelenirken sistemin tmnn etkinlii hakknda hibir tartma yaplmad. Mesela gelir dalm ile ilgili mikro analizler gzden geirilirken, dalm belirleyen mekanizmann optimum sonu verip vermeyecei noktas zerinde durulmad. Aslnda optimum kavramndan ne anlaldn bile tartmak gerekmektedir. Bu faslda sz konusu noktalar ele alan refah kavram zerinde durulacaktr. Refah, toplumla ilgili bir kavram olmakla birlikte bireysel refahn tanmlanmas toplumsal refahn anlamna da aklk getirecektir. Tabiidir ki bu tanm iktisadi adan yaplacaktr. Bireysel refah, tketilen mal ve hizmetlerin toplam faydas ile llr. Tketim dzeyinin ykselmesi toplam fayday ve dolaysyla bireysel refah arttrr. Toplumsal refah kavram ise bireysel refah kavramndan farkl olarak iktisat d unsurlar da kapsamaya eilimlidir. Mesela ayr toplumsal amatan bahsedilebilir: Dier bireylerin haklaryla elimeyen maksimum tercih zgrl, toplumda her aile iin dier ailelerin yaam standartlar ile tutarl optimum yaa standard, toplumun standartlarna uygun adil gelir dalm. Bu ama tanmlarnda yer alan optimum ve standart gibi kavramlarn hayli kaypak olduu, refah analizini pozitif bilimin llerinden dar kaydraca aktr. Bu nedenle analizde, bireyler aras karlatrmalara kalkmadan, var olan gelir dalmn veri kabul etmek gerekmektedir. ktisat Pareto, kendi refah anlayn anlatrken bu noktalar kesin bir akla kavuturmutur. Pareto'ya gre mesela retim tercihleri siyasal bir sorundur. Bu siyasal sorunu zmek iktisatnn grevi deildir. ktisat, karar verilen retimi en etkin ekilde gerekletirmeye alr. Gelir dalmn deitirmek de iktisatnn grevleri arasna girmez. Dalm veri kabul edip tek bir kiinin refahn azaltmadan dierlerinin refahn arttrma yollarn aratrmaldr.

172

Bu dncelerine bal olarak optimum refah yle tanmlamaktadr: Toplumdaki bireylerden en az birinin refahn azaltmadan dier birinin bile refahn arttrmak imkn yoksa toplumun refah optimumdur. Gelir dalmn veri alan bu tanma Pareto optimumu ad verilir. Pareto optimumunun gereklemesi iin hem retimde hem de tketimde etkinliin varl gereklidir. Bir maln retim miktar azalmadan en az bir dier maln retimini arttrma imkn yoksa retimde etkinlie ulalm demektir. nl iktisatlar Kaldor ve Hicks, Pareto optimumu kavramn daha kullanl hale getirmilerdir. Bu iktisatlara gre mesela iktisat politikasnda meydana gelen bir deiiklik sonucunda bir takm bireylerin refah, dier bazlarnn refahlarmdaki azalma pahasna artmsa fakat refah artlar, azalmalarndan daha yksekse toplumsal refah artndan sz edilebilir. Dier bir iktisat Scitovsky ise, bu tanmn yaratabilecei teorik karkl nlemek iin tanma iki kriter eklemitir: Kaldor'un deindii deiiklik srasnda kazananlar kaybedenleri bu deimeye raz edebilirken, kaybedenler kazananlar bu deimeden vazgemeye ikna edemiyorlarsa refah art meydana gelmitir. Bununla beraber her iki tanmda da gelir dalmnn veri alnmasna imkn kalmamtr; gelir dalmnda deiiklik olduu st kapal olarak varsaylmakta, sonu olarak da pozitif llerden deer yarglarna kaytmaktadr.

173

TRKIYE'NIN EKONOMIK GSTERGELERI 2000 GSYIH MILYAR TL MILYAR $ KII BANA $ BYME HZ % TARM SANAYI HIZMETLER SANAYI RETIM ART KAPASITE KULLANM ORAN 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008

240.2 196.7 3936 2878 -5.7 -8.1 -7.3 -4.5 -8.7 71.6

350.5 230.5 3326 6.2 9.3 2.7 7.0 9.5 76.2

454.8 304.9 4341 5.3 -2.2 7.8 5.7 8.7 78.5

559.0 390.4 5487 9.4 2.7 11.3 9.8 9.9 81.5

648.9 431.5 6681 8.4 6.6 8.6 8.6 5.3 80.3

758.4 526.4 7224 6.9 1.3 8.3 7.2 5.8 81.0

853.6 656.9 9306 4.6 -7.2 5.8 5.9 5.4 81.8 -0.9 78.1

ENFLASYON TKETICI FIYATLAR RETICI FIYATLAR

-68.5 88.6

29.7 30.8

18.4 13.9

9.4 15.3

7.7 2.7

9.7 11.6

8.4 5.9

10.1 8.1

D DENGE I H R A C A T ( M I L Y A R $) I T H A L A T ( M I L Y A R $) DENGE CARI DENGE CARI DENGE/GSYIH

31.3 41.4 -10.1 3.8 1.9

36.1 51.6 -15.5 -0.6 -0.3

47.3 69.3 -22.1 -7.5 -2.5

63.2 97.5 -34.4 -14.4 -3.7

73.5 116.8 -43.3 -27.1 -4.6

85.5 139.6 -54.0 -31.9 -6.1

103.2 170.1 -62.8 -38.2 -5.8

132.0 201.8 -69.8 -41.4 -5.7

BTE FAIZ D FAZLA/GSYIH BTE DENGESI/GSYIH N E T K A M U B O R C U ( M I L Y A R $) NET KAMU BORCU/GSYIH % YL SONU DOLAR KURU

5.2 -11.9 159.4 66.3 1225

3.3 -11.5 215.3 61.4 1506

4.0 -8.8 250.6 55.1 1497

4.9 -5.2 274.2 48.0 1423

6.0 -1.1 270.3 41.6 1341

5.4 -0.6 258.2 34.0 1430

4.1 -1.6 248.3 29.1 1300

3.5 -1.8 241.7 25.4 1522

174

TO YAYINLARI (2008)
2008-1 Trkiye'nin Kresellemesi Frsatlar ve Tehditler (3 cilt) 2008-2 nternet zerinde Hukuki Ykmllkler Biliim Sular 2008-3 Avrupa Birlii'ne Uyum Srecinde Otomotiv Sektr Rehberi 2008-4 Trkiye'de KOBTerin BASEL H'ye Uyum Sreci ve neriler 2008-5 Orta Asya'da Giriimcilik: Frsatlar, Sorunlar ve zm nerileri 2008-6 Lonca'dan Oda'ya Nadir Eserler Katalogu 2008-7 Organik Pamuk ve Tekstil Sanayii 2008-8 Dnyasna Ynelik Bilgi Merkezleri 2008-9 stanbul Ticaret Odas Grev ve Hizmetler 2008-10 Uluslararas Hizmet Ticaretinde Gelimekte Olan lkeler ve Trkiye 2008-11 stanbul'da iddet ve iddetin Sosyolojik Arka Plan 2008-12 hracat Ynelimli Yabanc Yatrm Ortam: Karlatrmal Bir Analiz ve Politika nerileri 2008-13 AB ve Dier Uluslararas Birlikler ile likilerde Trkiye'nin Seenekleri (2 cilt) 2008-14 Yneticilerin Toplant Ynetimi Becerileri ve alanlarn Kararlara Katlma Dzeyleri Arasndaki likinin Deerlendirilmesi 2008-15 Yneticilerin Liderlik Stilleri, Deiim Ynetimi ve Ekip almas Arasndaki likilerin ok Ynl Olarak Deerlendirilmesi 2008-16 Kozmetik, Gzellik ve Itriyat Sektrnn Sorunlar, zm nerileri ve Gelecei 2008-17 Fiyat ndeksleri 2008-18 renci Ynetmelii 2008-19 Yeni Balayanlar in Tccarln Prensipleri 2008-20 Dersaadet / stanbul Ticaret ve Sanayi Odas'nda Kaytl Olan Banker, Tccar ve Komisyoncularn simleri 2008-21 stanbul Ticaret ve Sanayi Odas Mecmuas 2008-22 Sigortaclk Yasas, Yeni Ynetmelikler, Yeterlilik Belgesi ve Levhalar 2008-23 Kk ve Orta lekli letmelere Ynelik Vergi Tevik Politikas 2008-24 Kreselleme Srecinde Rekabet Gcnn Artrlmas ve Trkiye'de KOBTer

175

2008-25 Sigorta Sektrnn, Sigorta Dzenleme ve Denetleme Yasasndan Beklentileri ve Vergi Problemleri 2008-26 Trkiye'de Snr Ticaretinin Geliimi ve Mevcut Durumu 2008-27 Tketicinin Korunmas Hakknda Kanunun Eksik ve Aksak Ynleri ile Tadiline likin zm nerileri 2008-28 Teknik Eitim Faklteleri Aratrmas 2008-29 Meslek Yksek Okullar Aratrmas 2008-30 Solvent ve Baz Yalarn Kullanmna Ynelik Karlalan Sektr Sorunlar 2008-31 Enerji ve evre Uyumu 2008-32 Dnyada Trkiye ve stanbul (Bror) 2008-33 Turkey & stanbul in the World (bror) 2008-34 Trkiye'de Kongre Turizmini Gelitirme mkanlar 2008-35 Sahra Alt lkeleri Pazar Aratrmas: Senegal, Mali, Fildii Sahili, Gana 2008-36 Avrupa Birlii Vergi Sisteminde Gelimeler 2008-37 Osmanl Misafirperverlii ve Avrupa'daki Yanklar (2.bask) 2008-38 20 Soruda Reach: AB'nin Yeni Kimyasallar Stratejisi 2008-39 Mikroenerji Santralleri 2008-40 AB ve Trkiye'de Sosyal Diyalogun Geliimi 2008-41 Makinas Tescil Belgesi lemleri 2008-42 Milano Ulusal ve Uluslararas Tahkim Odas Tahkim Kurallar 2008-43 Makro Ekonomik Gstergeler 2008-44 Kamu hale Kanunu'na Gre Salk ve naat Sektrlerinde Teklif Hazrlama ve Szleme Ynetimi 2008-45 Rakamlarla stanbul Ekonomisi 2008-46 istanbul in Figures 2008-47 Rakamlarla stanbul Ekonomisi (Arapa) 2008-48 Rakamlarla stanbul Ekonomisi (Rusa) 2008-49 Trk Yan Sanayi Borsas ye Profili Aratrmas 2008-50 Trk Bankaclk Sektrnde Yabanclama: Risk mi, Frsat m? 2008-51 Uluslararas Finans Merkezi Olarak stanbul'un Yaplanmas ve Finans Kmelenmesi 2008-52 Tanmaz Kltrel Miras Ynetimi ve Mali Tevikler 2008-53 Uluslararas Ticarette Risk Ynetimi 2008-54 Bavul Ticareti ile Balayan Tekstil D Ticaretinin Sorunlar ve zme Ynelik Beklentileri 2008-55 stanbul'da Gayrimenkul Pazar

176

2008-56 Trkiye Ekonomisinde Son Yllarda Yaanan Yksek Oranl Byme Rakamlarnn Piyasa zerindeki Etkileri 2008-57 Trkiye'de Katlm Bankacl 2008-58 Sorularla Aklamal Gncel Kambiyo Mevzuat 2008-59 Trkiye'de Yayn Hayat (Trke) 2008-60 Trkiye'de Yayn Hayat (ngilizce) 2008-61 Trkiye'de Yayn Hayat (Almanca) 2008-62 Triko Sektrndeki Mevcut Durum ve Gelimeler ile Kayt D Ekonominin,Vergi ve Sigorta Denetimlerinin Sektre Etkileri 2008-63 Rakamlarla Trkiye Ekonomisi (Trke) 2008-64 Rakamlarla Trkiye Ekonomisi (ngilizce) 2008-65 Yer-Yzey, Havuz Suyu Kimyasallar Mevzuat, Sorunlar ve zm nerileri 2008-66 2007 Yl stanbul Kk Sanayi Kapasite Kullanm Aratrmas 2008-67 Trk Tekstilinin Altyapsnn Yaamas iin Alnmas Gereken nlem ve zmler 2008-68 Trafik Kaza Tutanaklar ile lgili Uygulamada Karlalan Sorunlar ve zm nerileri 2008-69 Sosyal Gvenlikte Yeni Dnem ve stihdam Paketinin Getirdikleri 2008-70 Bir Zamanlar stanbul: ehir Mektuplar 2008-71 Yargtay Kararlar Inda Sorularla 4857 Sayl Yasas (gncl.2.bs) 2008-72 Hamdm.. .izdim...:Mesnevi'den izgiler 2008-73 Trkiye'de Tarmsal Kooperatifilik ve AB Modeli 2008-74 stanbul'un Esnaf Lokantalar 2008-75 Baarl Vergi Mkellefleri' 2007 (kitap-cd) 2008-76 2023 in 13 Gen Fikir 2008-77 Elektronik Ticaretin Vergilendirilmesi 2008-78 Ottoman Hospitality and Its Impact on Europe 2008-79 Baarl hracatlar'2007 (kitap-cd) 2008-80 stanbul'un Ekonomik ve Sosyal Gstergeleri 2008-81 stanbul'un Ekonomik ve Sosyal Gstergeleri (ng) 2008-82 Trk El Halcl Sektr Aratrmas 2008-83 Ekonomik Rapor: 2008 2008-84 Economic Report:2008

177

TO YAYINLARI (2009)
2009-1 Zccaciye-Turizm Sektrleri Ekonomik Etkileimi 2009-2 Zccaciye-Turizm Sektrleri Ekonomik Etkileimi (zet) 2009-3 Organik Tarm Bakmndan Trkiye'nin Potansiyeli, Bugnk Durumu ve Gelecei 2009-4 Sosyal Gvenlik ve Vergi Mevzuatndaki Dzenlemelerin Etkileri 2009-5 Profesyonel Mutfak ve Ekipmanlar in Avrupa Direktifleri ve Standartlarnn Uygulama Rehberi 2009-6 Haberlerden Yansyan TO 2009-10 Trkiye'de Optometrik rnler Sektr 2009-12 Fiyat ndeksleri 2009-13 stanbul Balk Hali'nin Pazarlama ve Sat Durumu 2009-14 Trkiye'de ve Dnyada Tarmsal Destekleme Politikas

* Nisan itibariyle

Not: 2004 Yl ve Sonras kan Btn Yaynlarmza Internet Sitemizden Tam Metin Olarak cretsiz Ulailabilmektedir.

178

179

180

You might also like