Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Hayalet Harekatçı
Hayalet Harekatçı
Hayalet Harekatçı
Ebook192 pages2 hours

Hayalet Harekatçı

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu kitap hayali kahramanımızın ders notlarını içeriyor diyebiliriz ama notlar bize çok şeyi gösteriyor. Bu eser tamamen hayal ürünü olduğu kadar biraz da gerçekleri yansıtmaktadır ve eser tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi kurumlarla ilgisi yoktur ama eser konusunda bir puanlama yoluna gidebiliriz ki, bu eseri bitirdiğiniz zaman özel harekatçı olmanız garantisini vermiyoruz ama özel hayali bir özel harekatçılık fakültesini yaptık da diyebiliyoruz. Bunlar sizin ders notlarınız, tamamını okumanız halinde hiçbir şey anlamayacaksınız diyebilirim, böyle şeyler gayet normal fakat bu durum lehinize olacaktır. Anlamama oranınız geçme notunuzu verecektir, ne kadar anlamazsanız o kadar yüksek alırsınız. Tekrar okursanız yüksek lisans yaparsınız ama size sağ kalma garantisi veriyoruz evet kendi ordunuz olsun ve komutanı olmak istemez misiniz? Eğer cevabınız evetse ölümsüzlük iksirinizi size ikram edeceğiz biz bir orduyuz ama isteyen istediği davanın adamı olacak, yani başınızda komutan olmayacak ama en fazla yirmi milyon askerinizin olmasına izin verilecek. Aslında hayal dünyasının ucu bucağı yok, çünkü yaşadığın yerin vergisini ödemek bazen kanla oluyor ve sayınız arttıkça kanınız damarlarınızdan çekiliyor ve tabi bu da insanları suça bulaştırıyor. Oysa özel harekatçılık suçluyu veya suçu ortadan kaldırmak içindir, meslek sahibi olamadıysanız bir işe yaramadığınızı düşünüyorsanız, ölmek için bile bir sebebiniz yoksa, bu kitabı okuyun derim. Artık ölmemek için bir sebebiniz olmayacak, peki nedir bu özel hayali özel harekat? Bu iş bittiğinde hayalet harekat olacaksınız kimseye bir eyvallahınız olmayacak.


* * *


Uyandılar, yepyeni bir gündü sıcacık nefes alıp verecek kadar birbirlerine sarıldılar frei ve aden. Yine beraber uyanmışlardı, neler yaptıklarından heberleri yoktu ve yine alkol almşlardı, dev kazayı beraber atlattılar. Bu kadar samimilerdi ama sonradan samimiyet hatayı tetikledi ve ikisi de o an bomba gibilerdi ama sanki yolunda gitmeyen bir şeyler vardı, mutlu değildiler. Her şeyleri olduğundan artık ne yapmalıyız diye düşündüler, sanki ölümü de tatmışlardı, ruhlar alemine gidip gelmişlerdi. Malum aksiyon macera can sıkıntısına iyi gelirdi, gelmiş geçmiş zamanların kendilerince en iyi olmalarına karşın, freinin yetenekleri sınırlıydı. Keza onu da tanrı yaratmıştı ama tüm branşlarda en iyisi olma gücünü ona bahşetmişti. Nereden bilecekti ki bunun bir fotoğraf makinesinin tuşunda olduğu, tabi ilgilendikleri branşlarda bu başka boyutlarda da oluyordu. Bu adamlardan öldürünce herşey sanki tekrar yoluna giriyordu, en kötülere yapıştılar ama ikisi de meşguldü. Şu an saniyeler saniyeleri açtı tanıştıklar süre boyunca bir gün bile ayrı uyumadılar ve japon kimliğiyle oğluna verdiği ismiyle, frei yani takashi gidip hayatın tadını çıkarmak istemedi. Bu ilk kez oluyordu, belki tanrı onlara birbilerini bahşetmişti, aşkları onları hayata bağlıyordu. Hayatlarını da nerde nasıl olursa olsun. Birbirlerine hayatlarını atfetmişlerdi sakin sakin durdular birbirlerine tekrar baktılar. Sokaktan bir iki sarhoş çevirdiler tuhaf tuhaf sorular sordular, tuhaf cevaplar aldılar ama öte yandan gidip girdikleri ikinci bir kaosu daha kaldıramayacak durumdaydılar. Neyse dediler aşktan kim sıkılır dediklerine rağmen, beraber başka ülkelere gidip neler yapabilecekleri konusunda hiçbir fikirleri yoktu ama diğer yandan hatalarını gideren şeyler belki de ikisi arasında gizli bir bağdı, belki de aşktı, belki de ortaklık, belki de tüm bu olanlar duruma göre değişiyordu. 

LanguageTürkçe
Release dateMar 27, 2018
ISBN9786052259658
Hayalet Harekatçı

Related to Hayalet Harekatçı

Related ebooks

Reviews for Hayalet Harekatçı

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Hayalet Harekatçı - İzzet Durmuş

    Hayalet Harekatçı

    Kurgu Roman

    İzzet Durmuş

    ISBN: 978-605-2259-65-8

    © Copyright, All Right Reserved

    E-Kitap Projesi, 2018

    ISTANBUL

    Kitap edinme & İsteme adresi:

    www.ekitaprojesi.com/books/hayalet-harekatci

    İçindekiler

    ÖNSÖZ

    BÖLÜM 1

    BÖLÜM 2

    BÖLÜM 3

    BÖLÜM 4

    BÖLÜM 5

    BÖLÜM 6

    BÖLÜM 7

    BÖLÜM 8

    BÖLÜM 9

    BÖLÜM 10

    BÖLÜM 11

    BÖLÜM 12

    BÖLÜM 13

    BÖLÜM 14

    BÖLÜM 15

    BÖLÜM 16

    BÖLÜM 17

    BÖLÜM 18

    BÖLÜM 19

    BÖLÜM 20

    BÖLÜM 21

    BÖLÜM 22

    BÖLÜM 23

    ÖNSÖZ

    Bu kitap hayali kahramanımızın ders notlarını içeriyor diyebiliriz ama notlar bize çok şeyi gösteriyor. Terörist kimdir, neye denir, nasıl yöntemleri vardır gibi kafanızdaki sorulara cevap verecek olan bu eser tamamen hayal ürünü olduğu kadar biraz da gerçekleri yansıtmaktadır ve eser tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi kurumlarla ilgisi yoktur ama eser konusunda bir puanlama yoluna gidebiliriz ki, bu eseri bitirdiğiniz zaman özel harekatçı olmanız garantisini vermiyoruz ama özel hayali bir özel harekatçılık fakültesini yaptık da diyebiliyoruz. Bunlar sizin ders notlarınız, tamamını okumanız halinde hiçbir şey anlamayacaksınız diyebilirim, böyle şeyler gayet normal fakat bu durum lehinize olacaktır. Anlamama oranınız geçme notunuzu verecektir, ne kadar anlamazsanız o kadar yüksek alırsınız. Tekrar okursanız yüksek lisans yaparsınız ama size sağ kalma garantisi veriyoruz evet kendi ordunuz olsun ve komutanı olmak istemez misiniz? Eğer cevabınız evetse ölümsüzlük iksirinizi size ikram edeceğiz biz bir orduyuz ama isteyen istediği davanın adamı olacak, yani başınızda komutan olmayacak ama en fazla yirmi milyon askerinizin olmasına izin verilecek. Aslında hayal dünyasının ucu bucağı yok, çünkü yaşadığın yerin vergisini ödemek bazen kanla oluyor ve sayınız arttıkça kanınız damarlarınızdan çekiliyor ve tabi bu da insanları suça bulaştırıyor. Oysa özel harekatçılık suçluyu veya suçu ortadan kaldırmak içindir, meslek sahibi olamadıysanız bir işe yaramadığınızı düşünüyorsanız, ölmek için bile bir sebebiniz yoksa, bu kitabı okuyun derim. Artık ölmemek için bir sebebiniz olmayacak, peki nedir bu özel hayali özel harekat? Bu iş bittiğinde hayalet harekat olacaksınız kimseye bir eyvallahınız olmayacak.

    BÖLÜM 1

    Örgütün bir numarası şu adammış. Tanrının işine bak cehennem oduncusunun eline düşürdük oysa biz onları kurtarmak için canımızı verdik, o adamı cehennem oduncusunun özelliği. Adamını hiç şaşırmaz hem de hiç şaşırmaz dedi julie bu hayat böyle nasıl? Altısı birden saçma muhabbetin içine düştü bir de melez taklidi yapmış diye devam etti said. Tabi öyle aden adam öldürmekten saçmalıyorsun dedi aden bir de bana artık yolun sonuna geldiklerini söylediler. Tanrı bizimle zaten, bu özellikler olmasa bu avantajlar bende olacaktı dedi. Bu avantajlar İsviçrelilerde de var niye bu kadar büyütüyorsun dedi aden. Bu özellik sadece bende var bir de safları kendine inandırmış kendine aşık, işte hayat böyle ne yaparsın bir de teröristlerin de planı sağlammış. Aden devam etti o adam insanmıymış? -tahminen hayır ama gerçeği söylemem-örgütün maskesi düşmüş, öyle hepsi profesyonel kötü… Bir görsen hepsi birden Avrupalısı, Asyalısı, Amerikalısı bir görsen tüm dünyaya yayılmışlar, o daha hiçbirşey. Yine konu değiştiriceğim ama mevzu şu İsviçre askerisin diye aralarına girmelerine rağmen onları öldürmedin sen, öyle en iyi ordulardan biri de bizde ayrıca mevzu bu değil. Tanrıya sen kimsin bizi yaratacaksın diyorlar yani kendine aşıklar. Tanrıya karşı olanlar var dedi, sen diğer konuya bir atla dediler kendi aralarında hem de altısı birden… Bana da aralarında lakap takmışlar oysa krallarının lakabı kamikaze. İyi de senin lakabın varya dedi. Deangeaurs İnternational service birimindekiler bana bu lakabı taktı zaten, artık gücümü kullanırım, zaten sang he lee ile boşandık neyse konu bu değilse konu bu değil. Konuyu sana söyleyeyim dedi annesi. Chai biliyorsun hayat BÖYLE ama bırak böyle olsun SANA BİR SIRRIMI SÖYLEYEYİM Mİ? İSRAİL NEYSE İSVİÇREDE O askeri şifeler aynı. YANİ, JOSES İSHAK NEYSE FREİ DE O. Ama biz senin KİMLİĞİNİ BULACAĞIZ DEDİ ADEN BİZ AMERİKALIYIZ DEDİ FRAİ. Şifrelerin aynı olması BİLİYORUM DEDİ, BİZİ BİLİRİM biz alman değiliz, İsviçreliyiz. KEŞKE HEP BÖYLE KONUŞSAN DEDİ ADEN, BİLMİYORUM DEDİ BİLMİYORUM, NE DİYECEĞİMİ BİLMİYORUM…

    Gizemli çok gizemli dedi said. Öyle işte dragonla çöl kaplanının ortak noktası ortaya çık, işi bitir git. Galiba onlarda da öyle dedi, sen beyaz kaplansın aden ne oldu ki, sadece iş dedi ben işime bakarım dalga geçerek. Kazanırsın iranlı ismiyle saidin annesiyle adaş karısı julie öyle musallat olmuşsun diye ekledi, evet dedi said evet kısmen, peki ben isviçrenin gizli servis elemanıyım, kainat krallığı amerikanın da SIS’iyim. Amerikalılar bize güvenerek doğru olanı yaptı, bize ait gizli servisimiz var ama başkanı bizden seçmemeleri hata oldu. İkisinin de bir numarasıyım denge politikası iziyorum kim daha iyiyse arabalara geri vites denen bir şey koymuşlar anne, julie değil mi tıpkı onun gibi. Öyle dedi annesi geri vites ama ilginç olansa isviçrenin kainat krallığının gizli servisisi DİS’isin. Öyle, bir adımda frei benim zaten kainat krallığı vatandaşlığı öyle bir şey ki ihtiyacın olduğunda başka boyutlarda yansıma oluyor sen bana karışamazsın, isviçrenin yeri bende ayrıdır. Anne demek keyfin bozuluyor yuri oluyorsun. Bu saçmalama nöbetleriyse ara sıra gidip geliyordu ama ne zamandır uzaylılara tebelleş olmamışlardı. Aden, merkez olan neptüne bir gideyim bakalım acaba son durumları neymiş dedi ve yardımcısı çöl kaplanı uzaylılara tebelleş olmuşlardı bile, neyse ben zaten bunlar musallat olur diye onlara musallat oldum. Onlar musallat olacaktı ama galiba biz musallat olduk ki, neyse dört dörtlük ama italyan gidip de bir baksın insan ırkını papatya desenli kapri pantolonla temsil edecek elmizde bu güç olduktan sonra, elimizde jokerimiz var. O milletten oluveriyorum koskoca hayatın yönetimi bir deliye kalmıştı ve hep öyleydi ve kıyamete kadar da öyle kalacaktı.

    Öte yandan bu kalabalık dost grubuna herkes imreniyordu, aynı zamanda isviçreli freinin bu garip grubuna sarhoşlar da eklendi, uzaylılar sinirliydi ama bu hayat böyleydi. Kimin elinde ne varsa başkasına zarar vermeden de kullanabilirdi. Öte yandan kainatta çıkmayan savaşlara baktı, her şeyi kendi kendine çekip açıklama ihtiyacı duyuluyordu… Gidip bir bakalım, dünyadaki soğuk savaşa döndüler şavaşın acı boyutlarına baktılar ama soğuk savaşı adı gibi soğuk kanlı olan kazanıyordu. Aden: bunlar tüm dünyaya yayılmış, bu bağlantıyı adam öldürmek için kullanıyorlar, aralarında özel bir bağlantı var. Ben de yeni öğrendim, ben aslında sadece güçlü bir şekilde savaşırdım da çok araştırma yaptım. Mesela dedi ve sonra sustu adamlar.

    Terörist ben uzaylı sandım da mars ajanları da var ama dediğim gibi marslıların bir sorunu yokmuş gibi duruyor evet yalanları ortaya çıktığından. Terör büyük bir yalan. Aden: desene en başından beri terörle mücadele ediyoruz. Said: evet bunlar bir terör örgütü ve artık faal değiller kablosuz bağlantılarına virüs bulaştırdım yalanlarını tüm dünya konuşacak deyince tüm dünyanın şöyle önüne çıkıca yanlış cevabı verdim. Virüs bulaştı, ajanların işini bu yüzden mi imzaladın diye sordu aden, anlaşma iki taraflıdır şu kesin götüreninden yüzde yüz öldüreninden. Aden: sen aynı virüs gibisin. Said: Aden sende öyle virüs diye lakab da takmışlar… Üçüncü boyutta bir müzik video klibinde yansıladın biliyorum dedi, duydum öyle aynı zamanda o kadar çok kimlik var ki mecbur ben ne olucam diye sorucam… Nasıl istersen ofis, patron yok, yüzlükler ajandır, binlikler sis, on binliklerde dis olurlar. Bu garip soruları sorduğunda adenin içine doğanlardan habersizdi, aklına gelmeyen başına gelecekti… Safir: ya paran? Said: bu kadar ülkeden gelen paran paradır sorun değil dedi. Rai zaten istemediğimiz kadar paramız var. Rai: ya biterse? Said: çalışmadan yapamayız bilmiyor musun? Safir: öyle, merak ettim Amerikalı mısın? Said: sen de öyle, nereliysen ona göre davranmalısın hayatını nerede kuracaksan oralısın ama kendin yarı rus yarı amerikalısın yarı japon yarı isviçeli olarak ne olup bittiğine bakacaksın. Yani dışarıdaki yarı japon yarı isviçreli aden işten ayrılmış frei işine bakmıştı. Said: mossad sorun yok dedi oğlum onlar iyiler ama kötülük yapınca da malum. Babana sarıl bakayım takashi sarıldı babasına mutluydular. Babası o an japondu ama keyfi bozulunca gerisin geri isviçreli oluyordu bu da takashiyi deli ediyordu. Elektronik kimliğin canı ceheneneme diyordu ama bu kimliklerin dünyayı yönetmek için kullanılan bir araç olduğunu hatırladıkça, oralı çıkma arzusunun önüne geçemiyordu. Takashi dışında bu duruma itiraz eden yoktu.

    HÜZÜNLÜ BİR VEDALAŞMA OLDU ZOR OLAN KOLLARIN BİRBİRİNDEN AYRILAMAMASI MIYDI? YOKSA, O SON BAKIŞTA MI GİZLİYDİ? HERŞEY DERİN DÜŞÜNCELERE DALINDIĞINDA, HERŞEYİ TEK KELİME İLE İFADE EDİYORDU: YALNIZLIK. ÜZERİNE ÖLÜ TOPRAĞI ÖRTÜLÜ GECELERDE DERİN NEFES ALIP VEREN, NEFES ANTREMANLARI YAPAN BU ADAM UZANDIĞI SOĞUK SU KÜVETİNDEN DUYDUĞU UĞULTULARLA UYANDI... HÜZÜNLÜ BİR RESMİN ÖLÜNESİ GÖZYAŞLARINDAYDI, RESİM YAPMASINI BİLMİYORDU AMA HAYATI RESİMLEMESİNİ İYİ BİLİYORDU..

    BÖLÜM 2

    Uyandılar, yepyeni bir gündü sıcacık nefes alıp verecek kadar birbirlerine sarıldılar frei ve aden. Yine beraber uyanmışlardı, neler yaptıklarından heberleri yoktu ve yine alkol almşlardı, dev kazayı beraber atlattılar. Bu kadar samimilerdi ama sonradan samimiyet hatayı tetikledi ve ikisi de o an bomba gibilerdi ama sanki yolunda gitmeyen bir şeyler vardı, mutlu değildiler. Her şeyleri olduğundan artık ne yapmalıyız diye düşündüler, sanki ölümü de tatmışlardı, ruhlar alemine gidip gelmişlerdi. Malum aksiyon macera can sıkıntısına iyi gelirdi, gelmiş geçmiş zamanların kendilerince en iyi olmalarına karşın, freinin yetenekleri sınırlıydı. Keza onu da tanrı yaratmıştı ama tüm branşlarda en iyisi olma gücünü ona bahşetmişti. Nereden bilecekti ki bunun bir fotoğraf makinesinin tuşunda olduğu, tabi ilgilendikleri branşlarda bu başka boyutlarda da oluyordu. Bu adamlardan öldürünce herşey sanki tekrar yoluna giriyordu, en kötülere yapıştılar ama ikisi de meşguldü. Şu an saniyeler saniyeleri açtı tanıştıklar süre boyunca bir gün bile ayrı uyumadılar ve japon kimliğiyle oğluna verdiği ismiyle, frei yani takashi gidip hayatın tadını çıkarmak istemedi. Bu ilk kez oluyordu, belki tanrı onlara birbilerini bahşetmişti, aşkları onları hayata bağlıyordu. Hayatlarını da nerde nasıl olursa olsun. Birbirlerine hayatlarını atfetmişlerdi sakin sakin durdular birbirlerine tekrar baktılar. Sokaktan bir iki sarhoş çevirdiler tuhaf tuhaf sorular sordular, tuhaf cevaplar aldılar ama öte yandan gidip girdikleri ikinci bir kaosu daha kaldıramayacak durumdaydılar. Neyse dediler aşktan kim sıkılır dediklerine rağmen, beraber başka ülkelere gidip neler yapabilecekleri konusunda hiçbir fikirleri yoktu ama diğer yandan hatalarını gideren şeyler belki de ikisi arasında gizli bir bağdı, belki de aşktı, belki de ortaklık, belki de tüm bu olanlar duruma göre değişiyordu. Gidip kendilerine bir yeni bir gezegende yeni bir dünya kurdular, ne yapabiliriz ne yapamayız diye düşünüyorken, her günkü gibi kahvaltı yetmedi. Takashi gidip kendisine bir bardak kahve aldı, içti. Etrafı seyrediyordu, planları vardı neler yapması gerektiği konusundaki planları vardı. Belki bir ara yeni pehdahlanmış bir erör örgütünü çökertmeyi düşündüler ama bu çökerttiğinin insanlığın başına bela olmuş olduğunu düşünemedi. Halkının başına böyle birşey geldiğinin düşüncesi bile onu yakıyordu, bir ara yeni kıyafetler almalıydılar gidip kendilerine yeni kıyafetler aldılar. Yeni kıyafet kokusunu seviyorlardı, siyah elbiselerine kırmızı tonu beğenmediler. Soğukkanlılık da üzerlerine yoktu ama neler yapabilecekleri konusunda hiç kimsenin hiçbir fikri de yoktu. Neyse dediler, başlayalım bu kadar tatil yeter! Dostları şansı aradılar, kendileri ise Neptünde kurdukları devletin ikinci başkanı yine bir İtalyan lunetta oldu.

    Kızı yoyonun annesi olmaktan gurur duyuyordu yarı İtalyan görünümlü genç ermeni asıllı lunetta ve gizli polis biriminin aldıkları gezegen olan satürne göz diktiler. Şeytanın diyarıydı, diğer yandan ona acı çektiren şey iyi olmasıydı, daha iyi olacaktı. Kim bu adamların polislerin arasına sızdığını düşünebilirdi ki? İsimler aynıydı çünkü frei taktik gereği bu durumu kullanmalıydı, böyle bir adamlara Satürn elbette başka boyutlarda başka hayatlar, başka hayatlarda başka bedenler suretler olmalıydı. Nasıl mı geçiyorlardı doğuştan yetenekliydiler evlatlık verilişi umrunda bile değildi. O da herkes gibi Uzakdoğuluları severdi yalnız çektiği acının boyutlarına bakacak olsak yasa dışı suçlara katılmak ona göre değildi, profesyoneldi o. Doğuştan askerdi ama tıp fakültesini bitirmesi orduya girişini daha da kolaylaştırmıştı. Ordu ise ona hiç acımadan görevlere yollayacaktı, acıya dayanırdı. Öte yandan kendisine ilk defa melez olarak baktığında yarıda isviçreli oluşunu anladılar yarıda nereli olduğu konusunda ise hiç kimsenin hiçbir fikri yoktu ama garip bir durumdaydı. Kendisi dışardan yarı kürt yarıda türktü. Bu iki devletin yaşam görüşleri aynı olsa da yaşam biçimleri ona göre ters değildi. Kendisi durumu iki taraflı idare ederdi. Zaten, kimsenin kimseye bir garezi yoktu. Savaşların tamamı kaynakların kıtlığındandı, barış ortamını da çok severdi fakat bu onu evlatlık veren kadındı ve annesi uzakdoğuluydu başka diyecek söyliyecek hiçbir şeyi yoktu… Tarihteki en yetenekli kişiydiler ama zincir evlilik bağıyla artıyordu da artıyordu ama kralın emir şekli evlilikti ve onlardan da yetenekli bir kişi ve onun sevgilisi rai uzakdoğudan doğan güneş, en batıdan batıcaktı çünkü kendisi kore asıllı bir amerikalıydı ama dünya döndükçe yaşam var oldukça peki baba takashi kaybedermiydi. Elbette ama hiç bir branşta hiç kimseye kaybetmemişti. Bir çakmakla yaktıkları gezegen hani sıradan bir marketten sıradan bir çakmakla baba dedi beşinci seviyede ne var direksiyona geçmek yerine arabayı çalmak gibi düşün dedi, peki ya diğer durumlar adını sen koy. Ödünç almak, el koymak artık nasıl istersen…

    Başka boyutlarda olan aşkın sonucu kendi boyutundaki hediyeyi kabul ettiğinde freiye göre aşk adendi, gizli bir anlaşma ihtimali üzerinde duruyordu. Baba takashi ise kızı rai’ye aşıktı japonyaya gidip rai’yi bulma kararı aldığında, babasının onun sevdiği kızına zamanda geri dönüp müdahele ettiği aklına bile gelmemişti. Bu kız da ilk göz ağrısıydı. Ketie, dördüncü büyük meleğin bunları yapabildiğinden haberi bile yoktu, kapılar hep islamiyete çıksa da bir türlü kabul etmiyordu. Hepsinin isminin aynı olmasının çok can sıkıcı olması, aynı gün aynı haberi alan aden için dinler kültür çatışmasına dayalı ayrılığı tetikleyen bir unsurdu. O bir yahudiydi ama o da garip bir acı çekiyordu. Frei aldırmadı, çünkü buna mecburdu bu acıları hesaba katmazdı. Her şeyi kabul ederdi ama ezilmeyi hazmedemedi, durum kontolden çıktı ve artık yollar ayrıldı. Belki de herkes öyle sanıyordu baba takashi ingiliz adıyla stain, adenin kendisini sevdiğine de gerçekten inanmıştı onu seviyorsa da ona alınır hatta memleketine dönerdi. Ama her anne çocuğunu severdi oysa aden hediyesini kabul etmişti. Bu ne kadar karışık bir durum olsa da freiyi belli ki güç için aşıktı adenin niyeti de farklı değildi. Mesele, gücü elinde bulundurmaktı. Stain ona inanmıştı ama bitti dedi buraya kadar ve adenin yüzünü bir daha görmek istemiyordu. Baba beşinci boyutta ne var dedi beşte de başkasına başkasının bedeninde ne yaptığını da uzaktan görüyorsun. Altıda başkasının başkasının bedenini başkasına ele

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1