Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Türkçe Almanca İncİl: Türkçe İncil 1941 - Lutherbibel 1912
Türkçe Almanca İncİl: Türkçe İncil 1941 - Lutherbibel 1912
Türkçe Almanca İncİl: Türkçe İncil 1941 - Lutherbibel 1912
Ebook14,268 pages159 hours

Türkçe Almanca İncİl: Türkçe İncil 1941 - Lutherbibel 1912

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bu kitap Turkish Bible (1878) ve Lutherbibel (1912) İncilini içerir. Kitapta 173,717 referans ve 2 farklı İncil versiyonu bulunur. Bu yaklaşık olarak Turkish Bible (1878) (TUR) kitabından 4 kat büyüktür.


Turkish Bible ve Lutherbibel kitabının ve Konuşma Yazıcı (TTS) teknolojisinin tüm kopyası da mevcuttur.


İncilin asıl navigasyonu nasıl çalışır:



  • Eski Ahit ve Yeni Ahit kitaplarının endeksleri vardır.

  • Eski Ahit'in Yeni Ahid'e referansı vardır.

  • Yeni Ahit Eski Ahid'e referansı vardır.

  • Her kitabın ait olduğu Ahid'e referansı vardır.

  • Her kitap önceki ve öteki kitap için referansı vardır.

  • Her kitapta bölümlerine endeksi vardır.

  • Her kitapta ait olduğu kitaba referansı vardır.

  • Her bölümün önceki ve sonraki bölümler için referansı vardır.

  • Her başlık kendi ayetlerinin endeksini içerir.

  • Her ayedin numarası ve ait olduğu bölüme referansı vardır.

  • Her ayet güzel okunması için yeni satırdan başlanır.

  • Endeksteki herhangi referans Sizi adrese yönlendirir.

  • Menü mevcut olan İncil versiyonlarına referansları vardır.


Biz sağlam işsevliğini istiyorduk ve istediğimize ulaştık. Kitap kolayca ve sezgisel ayarlanır ve herhangi İncil ayetini bir kaç buton basma uzaklığında içerir.


Turkish Bible ve Lutherbibel ve navigasyonu ile kombinasyonu bu elektronik kitabı benzersiz yapar.


Konuşma Yazıcı (TTS) fonksiyonu cihazdan cihaza değişir. Bazı cihazlar bu fonksiyonu desteklememektedir. Bazıları sadece bir dil destekler, ötekileri birden fazla dil desteklemektedir. Kitabın anadili Turkish.

LanguageTürkçe
Release dateJan 14, 2017
Türkçe Almanca İncİl: Türkçe İncil 1941 - Lutherbibel 1912

Related to Türkçe Almanca İncİl

Titles in the series (100)

View More

Related ebooks

Reviews for Türkçe Almanca İncİl

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Türkçe Almanca İncİl - Joern Andre Halseth

    Önsöz

    Bu kitap Turkish Bible (1878) ve Lutherbibel (1912) İncilini içerir. Kitapta 173,771 referans ve 2 farklı İncil versiyonu bulunur. Bu yaklaşık olarak Turkish Bible (1878) (TUR) kitabından 4 kat büyüktür.

    Turkish Bible ve Lutherbibel kitabının ve Konuşma Yazıcı (TTS) teknolojisinin tüm kopyası da mevcuttur.

    İncilin asıl navigasyonu nasıl çalışır:

    Eski Ahit ve Yeni Ahit kitaplarının endeksleri vardır.

    Eski Ahit'in Yeni Ahid'e referansı vardır.

    Yeni Ahit Eski Ahid'e referansı vardır.

    Her kitabın ait olduğu Ahid'e referansı vardır.

    Her kitap önceki ve öteki kitap için referansı vardır.

    Her kitapta bölümlerine endeksi vardır.

    Her kitapta ait olduğu kitaba referansı vardır.

    Her bölümün önceki ve sonraki bölümler için referansı vardır.

    Her başlık kendi ayetlerinin endeksini içerir.

    Her ayedin numarası ve ait olduğu bölüme referansı vardır.

    Her ayet güzel okunması için yeni satırdan başlanır.

    Endeksteki herhangi referans Sizi adrese yönlendirir.

    Menü mevcut olan İncil versiyonlarına referansları vardır.

    Biz sağlam işsevliğini istiyorduk ve istediğimize ulaştık. Kitap kolayca ve sezgisel ayarlanır ve herhangi İncil ayetini bir kaç buton basma uzaklığında içerir.

    Turkish Bible ve Lutherbibelsözlükler, uyum ve navigasyonu ile kombinasyonu bu elektronik kitabı benzersiz yapar.

    Konuşma Yazıcı (TTS) fonksiyonu cihazdan cihaza değişir. Bazı cihazlar bu fonksiyonu desteklememektedir. Bazıları sadece bir dil destekler, ötekileri birden fazla dil desteklemektedir. Kitabın anadili Turkish.

    Bu kitabı herhangi cihazlarda ve herhangi miktarda kullanabilirsiniz.

    Kutsal Kitap

    kitabimukaddes.com adresinden:

    Kutsal Kitap'ın ilk Türkçe çevirisi, Padişah 4. Mehmet'in baş çevirmeni Ali Bey'in de katkısıyla 1666'larda sonuçlandı. Çeviri basılmak üzere Hollanda'daki Leyden Üniversitesi'ne götürüldü; çeşitli nedenlerle üniversitenin kütüphanesinde 160 yıl bekledikten sonra 19. yüzyıl başlarında bir ekip tarafından gözden geçirildi ve nihayet 1827'de o günün Osmanlı yönetiminin onayıyla Paris'te ilk basımı Arapça harflerle yapıldı.

    Çevirisi 17. yüzyılda yapılan, 19. yüzyılın ilk yarısında basılan bir metnin gerek üslup, gerekse dil açısından Osmanlıca'nın etkisinde olması kaçınılmazdı. Bu nedenle 1928'lerde başlayan Harf Devrimi, ardından gelen dildeki özleştirme çalışmaları, Kutsal Kitap çevirisinin gözden geçirilmesini zorunlu kılmıştır. Bu amaçla metin üzerinde yapılan Türkçeleştirme çalışmaları 1941'de sonuçlanmış ve yeni metin aynı yıl ilk kez Latin harfleriyle basılmıştır.

    Gerek Türk yazınındaki gelişmeler, gerekse hız kazanan dildeki özleştirme çalışmaları 1970'lerin sonlarında hem Kitabı Mukaddes Şirketin'i hem de diğer Hıristiyan topluluklarını daha çağdaş bir çeviri yapmaya zorladı. Kutsal Kitap çevirisinde birçok ülkede karşılaşılan durum Türkiye'de de tekrarlandı ve çeviri çabaları önce İncil üzerinde yoğunlaştı. Çeviri Vakfı'nın 1979 yılında başlatıp 1986'da sonuçlandırdığı yeni çeviriyle Kitabı Mukaddes Şirketi'nin 1980'de başlatıp 1988'de sonuçlandırdığı yeni İncil çevirisinin yanı sıra yarım kalan başka çeviri girişimleri de oldu. Bugün elimizde 1941'de gözden geçirilen İncil çevirisinin dışında 1986 ve 1988'de sonuçlanan iki çağdaş Türkçe İncil çevirisi bulunmaktadır.

    Lutherbibel 1912

    Dies ist ein Auszug aus Wikipedia:

    Die Lutherbibel (Abk. LB) ist eine Bibelübersetzung des Alten und Neuen Testaments der Bibel aus der althebräischen, der aramäischen bzw. der altgriechischen Sprache in die deutsche Sprache (Frühneuhochdeutsch). Die Übersetzung wurde von Martin Luther unter Mitarbeit weiterer Theologen (insbesondere Philipp Melanchthon) angefertigt. Im September 1522 war eine erste Auflage des Neuen Testaments fertig (daher auch die Bezeichnung Septembertestament), 1534 eine vollständige Bibel.

    Unter Lutherbibel versteht man daher einerseits ein Druckerzeugnis des 16. Jahrhunderts, mit Einführungen, Randglossen und Illustrationen versehen und durchaus als Gesamtkunstwerk anzusprechen, und andererseits ein für den deutschsprachigen Protestantismus zentrales Buch, das sich aus Luthers „Biblia Deudsch" bis in die Gegenwart entwickelt hat, wobei der Pietismus und die moderne Bibelwissenschaft verändernd und bewahrend ihre Anliegen einbrachten.

    Bizim İncile Giriş

    Tanrı'nın Sözü bütün zamanda insanlığa verilen şüphesiz en mükemmel ve sıra dışı metindir. Sadece detaylı inceleme içerindeki sırları açabilir. Tanrı'nın noktasını sadece bu zamanda anlamak kritiktir. Şimdiki zamanda her şey tam tersi gibi duruyor, iyi kötü olup, ve kötü iyi şeklinde. Bizim yönlendirme ve pusulamız bilimdir. Tanrı Sözün zaman sınavını geçmek için yazdı, çünkü geleceği görerek yazdı, sonun en başında görerek. Nasıl biliyoruz? Biliyoruz, çünkü O çok kere dünyada ve hayatımızda olan olayları gösterdi. Tanrı dünyada olacak olayları şokta bırakan kesinlik ve titizlikle ön görmüştür. Ama daha da yeresel seviyede, her insan seçim yapmak zorundadır ve Tanrı ne derse onu yapması gerekir. Yani biz ip uçlar ve mucizeler arkasında gittiğimizde, hareket yapıp Tanrı'nın Sözüne, İncile güvendiğimizde. Hazreti Isa gerçekten bizim inancımızın yazarıdır, ve biz başka neyi talep edebiliriz ki. Ben insanların HIV gibi hastalıklardan kurtardıklarını görmüştüm. Hazreti İsa isteği ile ben ilbislerin kovmasını gördüm, düşünerek bedenimden çıkıp daha sağlam kemiklere değiştirmiştim. İnsanları küçük hastalıklardan başlayıp çok büyük hastalıklardan boşaltmıştım ve savaştan sonra gerçek sevinme geldiğine garanti verebilirim! Tanrı yolunu seçen ve o hakkında konuşan her biri mucizelere tanık olur. Tabi ki, İsa Bedeni aktif ve kuvvetlidir ve Tanrı kendi çocuklarına merhametlidir! Ama Onun sözüne dikkat etmek ve O bize veren bilimi aramak lazım. Sadece söz arasından değil, ama Tanrı'nın yanında olup ve kardeşlerimizle beraber aktif toplum aracılığıyla. Kutsal Ruh daima Nasıralı İsa bizimle paylaşmak istediği gerçeği teyit etmektedir.

    Ama ben bunu elbetteki gibi kabul etmiyorum. Tanrı'nın Sözü, tabi ki, derinleştirilip, test edilip, doğrulatıp ve değeri ölçülebilir. Ama bunu hayatta kullanmak için Size inanç gerekecektir. Yaşayan inanç, ölü değil. Kalbin her vuruşunda, günden gün geçerken, Tanrı'nın Sözü ve Ruh ile beslenerek. Biz gerçeği bulmak için Tanrı'ya sorduğumuzda, O sözsüz bize zamanında cevap verir. Bu sizi hiç bir şeyliğe getireceğini düşünmeyin, çünkü öyle olmayacak. Bu inanmayanlar olmayan mucizeleri anlatabileceği gibi sadece anlamsız bir aşırı haz değil. Bundan da fazla. Bunu tekrar tekrar görmüştük. Gerçek birdir ve bizim yaratanımız bir ve Ben tekdir. Birden fazla Tanrı yoktur, o şeytandan yalandır. Tanrı aynı zamanda yüzen kendini tanıyan ve her bir canlı varlıktan oluşan bir esas değildir. Dünya veya çoğu insan söylediği gibi Gaia, masal ve kurgudur. Biz geri çekilip, düşüp ve etrafımızda ölümü gördük, ama bu bizi hiç bir zaman aydınlatmamıştı, Nazareli Hazreti İsa gelip sadece gerçeği göstermeyince. O aslında yol, gerçek ve hayattır. İnsan Tanrı biliminden düşmene kadar, o rüyada gezmeyi sonuna kadar devam eder. Böyle bir son çok üzgün olurdu, en azını söylersek. Şimdi uyanın ve Tanrı'nın iyiliğini şimdi görün ve O size de yakın olur! Artık uyandıysanız, ama rüyada gibi yürüyorsanız, tekrardan uykuya dalmamak için, Baba'yı bütün kalbiniz, bilinciniz ve canınız ile arayın ve bunda dikkatli olun! Bu şekilde de, Tanrı İncili bu şekilde nasıl bire topladığına dair bilgim yok. Benim zekam için İncil kusurları ile birlikte, doğru olamayan ve masallar ile doluydu. Ama bu ben Hazreti İsa'nı Tanrı ve Kurtaran olarak ve Tanrı'nın kuvvetini İncili harfi harfine misyoner aracılığı ile görüp kabul etmeden önceydi. Mucizeler ve harikalar o zamandan itibaren durmadı. Benim için değil, ama çünkü Tanrı hiç bir zaman değişmez, ve herkesi kurtarmak istediğini açıkça gösterdi! Şüphesiz bu duyduğum veya öğrendiğim en iyi haberdi! Tanrı'yı bütün kalbinizle sevin, bütün iradenizle ve size gelen her şeyi sözsüz türde geçersiniz, sorun ne kadar büyük veya ciddi olursa. Tanrı sizin kalbinizi, dikkatinizi ve sevginizi aramakta. Onun aracılığıyla bu dünyanın isteklerinden uzak durup hayatınızı bol bol sonsuza kadar yaşarsınız.

    Lütfen, beni keskin ve düz olmam için affediniz. Size Tanrı'dan olan nimeti almanızı dilerim. Bazılarınız çöl diye adlandırılan yerlerde geziyorsunuz, ama hatırlayın ki, Tanrı sevdiği insanları engellir. Sizden nefret ettiği için değil, ama tam tersi için. O bizim Babamızdır, eğer Ona izin versek ve O daima bunu görür, biz dinleyip ve korktuğumuza kadar, çünkü Tanrı şüphesiz sizin tarafınızda olacaktır, siz onu bütün kalbinizle aradığınızda. Şüphesiz türde bizim cennetteki Babamızla imkansız olan hiç bir şey yoktur. O söylediyse, olacaktır! Tüm Zafer Tanrı'nın!!!

    ≡ Yakub'Un 1:22-25

    22   Tanrı sözünü yalnız duymakla kalmayın, sözün uygulayıcıları da olun. Yoksa kendinizi aldatmış olursunuz. 23   Çünkü sözün dinleyicisi olup da uygulayıcısı olmayan kişi, aynada kendi doğal yüzüne bakan kişiye benzer. 24   Kendini görür, sonra gider ve nasıl bir kişi olduğunu hemen unutur. 25   Oysa mükemmel yasaya, özgürlük yasasına yakından bakıp ona bağlı kalan, unutkan dinleyici değil de etkin uygulayıcı olan kişi, yaptıklarıyla mutlu olacaktır. ○-○

    Teşekkür ederiz!

    Herhangi bir sorularınız ve düzeltmeleriniz varsa, veya bizimle irtibata geçmek istiyorsanız bu e-mail adresine telluz@gmail.com mesajınızı gönderebilirsiniz. Eğer biz yaptıklarımızı seviyorsanız, ve bizden haberleri duymak istiyorsanız, lütfen, aşağıdaki linki kullanarak http://eepurl.com/b9q2SL üye olunuz! Bizim papazlığımıza bağışlı para göndermek istiyorsanız aşağıdaki linki kullanabilirsinizpaypal.me/JHalseth.

    Tanrı Sizi korusun!

    TruthBeTold Ministry

    Norveç 2012-2016

    Eski Ahit (navi)

    Turkish Bible (1878) ve Lutherbibel (1912)

    Yeni Ahit

    Kitap endeksi:

    01: Yaratılış (navi)

    02: Mısır'Dan Çıkış (navi)

    03: Levililer (navi)

    04: Çölde Sayım (navi)

    05: Yasa'Nın Tekrar (navi)

    06: Yeşu (navi)

    07: Hakimler (navi)

    08: Rut (navi)

    09: 1 Samuel (navi)

    10: 2 Samuel (navi)

    11: 1. Krallar (navi)

    12: 2. Krallar (navi)

    13: 1. Tarihler (navi)

    14: 2. Tarihler (navi)

    15: Ezra (navi)

    16: Nehemya (navi)

    17: Ester (navi)

    18: Eyüp (navi)

    19: Mezmurlar (navi)

    20: Süleyman'In Özdeyişleri (navi)

    21: Vaiz (navi)

    22: Ezgiler Ezgisi (navi)

    23: Yeşaya (navi)

    24: Yeremya (navi)

    25: Ağıtlar (navi)

    26: Hezekiel (navi)

    27: Daniel (navi)

    28: Hoşea (navi)

    29: Yoel (navi)

    30: Amos (navi)

    31: Ovadya (navi)

    32: Yunus (navi)

    33: Mika (navi)

    34: Nahum (navi)

    35: Habakkuk (navi)

    36: Sefanya (navi)

    37: Hagay (navi)

    38: Zekeriya (navi)

    39: Malaki (navi)

    Yaratılış

    Numara 1/66

    Eski Ahit

    Mısır'Dan Çıkış

    Bölüm endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50

    Yaratılış 1

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 2

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31

    Yaratılış 1 :1

    tur Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı.

    lut Am Anfang schuf Gott Himmel und Erde.

    Yaratılış 1 :2

    tur Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı'nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu.

    lut Und die Erde war wüst und leer, und es war finster auf der Tiefe; und der Geist Gottes schwebte auf dem Wasser.

    Yaratılış 1 :3

    tur Tanrı, Işık olsun diye buyurdu ve ışık oldu.

    lut Und Gott sprach: Es werde Licht! und es ward Licht.

    Yaratılış 1 :4

    tur Tanrı ışığın iyi olduğunu gördü ve onu karanlıktan ayırdı.

    lut Und Gott sah, daß das Licht gut war. Da schied Gott das Licht von der Finsternis

    Yaratılış 1 :5

    tur Işığa Gündüz, karanlığa Gece adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ilk gün oluştu.

    lut und nannte das Licht Tag und die Finsternis Nacht. Da ward aus Abend und Morgen der erste Tag.

    Yaratılış 1 :6

    tur Tanrı, Suların ortasında bir kubbe olsun, suları birbirinden ayırsın diye buyurdu.

    lut Und Gott sprach: Es werde eine Feste zwischen den Wassern, und die sei ein Unterschied zwischen den Wassern.

    Yaratılış 1 :7

    tur Ve öyle oldu. Tanrı gökkubbeyi yarattı. Kubbenin altındaki suları üstündeki sulardan ayırdı.

    lut Da machte Gott die Feste und schied das Wasser unter der Feste von dem Wasser über der Feste. Und es geschah also.

    Yaratılış 1 :8

    tur Kubbeye Gök adını verdi. Akşam oldu, sabah oldu ve ikinci gün oluştu.

    lut Und Gott nannte die Feste Himmel. Da ward aus Abend und Morgen der andere Tag.

    Yaratılış 1 :9

    tur Tanrı, Göğün altındaki sular bir yere toplansın, kuru toprak görünsün diye buyurdu ve öyle oldu.

    lut Und Gott sprach: Es sammle sich das Wasser unter dem Himmel an besondere Örter, daß man das Trockene sehe. Und es geschah also.

    Yaratılış 1 :10

    tur Kuru alana Kara, toplanan sulara Deniz adını verdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    lut Und Gott nannte das Trockene Erde, und die Sammlung der Wasser nannte er Meer. Und Gott sah, daß es gut war.

    Yaratılış 1 :11

    tur Tanrı, Yeryüzü bitkiler, tohum veren otlar, türüne göre tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları üretsin diye buyurdu ve öyle oldu.

    lut Und Gott sprach: Es lasse die Erde aufgehen Gras und Kraut, das sich besame, und fruchtbare Bäume, da ein jeglicher nach seiner Art Frucht trage und habe seinen eigenen Samen bei sich selbst auf Erden. Und es geschah also.

    Yaratılış 1 :12

    tur Yeryüzü bitkiler, türüne göre tohum veren otlar, tohumu meyvesinde bulunan meyve ağaçları yetiştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    lut Und die Erde ließ aufgehen Gras und Kraut, das sich besamte, ein jegliches nach seiner Art, und Bäume, die da Frucht trugen und ihren eigenen Samen bei sich selbst hatten, ein jeglicher nach seiner Art. Und Gott sah, daß es gut war.

    Yaratılış 1 :13

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve üçüncü gün oluştu.

    lut Da ward aus Abend und Morgen der dritte Tag.

    Yaratılış 1 :14

    tur Tanrı şöyle buyurdu: Gökkubbede gündüzü geceden ayıracak, yeryüzünü aydınlatacak ışıklar olsun. Belirtileri, mevsimleri, günleri, yılları göstersin. Ve öyle oldu.

    lut Und Gott sprach: Es werden Lichter an der Feste des Himmels, die da scheiden Tag und Nacht und geben Zeichen, Zeiten, Tage und Jahre

    Yaratılış 1 :15

    tur (Görmek 1:14)

    lut und seien Lichter an der Feste des Himmels, daß sie scheinen auf Erden. Und es geschah also.

    Yaratılış 1 :16

    tur Tanrı büyüğü gündüze, küçüğü geceye egemen olacak iki büyük ışığı ve yıldızları yarattı.

    lut Und Gott machte zwei große Lichter: ein großes Licht, das den Tag regiere, und ein kleines Licht, das die Nacht regiere, dazu auch Sterne.

    Yaratılış 1 :17

    tur Yeryüzünü aydınlatmak, gündüze ve geceye egemen olmak, ışığı karanlıktan ayırmak için onları gökkubbeye yerleştirdi. Tanrı bunun iyi olduğunu gördü.

    lut Und Gott setzte sie an die Feste des Himmels, daß sie schienen auf die Erde

    Yaratılış 1 :18

    tur (Görmek 1:17)

    lut und den Tag und die Nacht regierten und schieden Licht und Finsternis. Und Gott sah, daß es gut war.

    Yaratılış 1 :19

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve dördüncü gün oluştu.

    lut Da ward aus Abend und Morgen der vierte Tag.

    Yaratılış 1 :20

    tur Tanrı, Sular canlı yaratıklarla dolup taşsın, yeryüzünün üzerinde, gökte kuşlar uçuşsun diye buyurdu.

    lut Und Gott sprach: Es errege sich das Wasser mit webenden und lebendigen Tieren, und Gevögel fliege auf Erden unter der Feste des Himmels.

    Yaratılış 1 :21

    tur Tanrı büyük deniz canavarlarını, sularda kaynaşan canlıları ve uçan çeşitli varlıkları yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

    lut Und Gott schuf große Walfische und allerlei Getier, daß da lebt und webt, davon das Wasser sich erregte, ein jegliches nach seiner Art, und allerlei gefiedertes Gevögel, ein jegliches nach seiner Art. Und Gott sah, daß es gut war.

    Yaratılış 1 :22

    tur Tanrı, Verimli olun, çoğalın, denizleri doldurun, yeryüzünde kuşlar çoğalsın diyerek onları kutsadı.

    lut Und Gott segnete sie und sprach: Seid fruchtbar und mehrt euch und erfüllt das Wasser im Meer; und das Gefieder mehre sich auf Erden.

    Yaratılış 1 :23

    tur Akşam oldu, sabah oldu ve beşinci gün oluştu.

    lut Da ward aus Abend und Morgen der fünfte Tag.

    Yaratılış 1 :24

    tur Tanrı, Yeryüzü çeşit çeşit canlı yaratık, evcil ve yabanıl hayvan, sürüngen türetsin diye buyurdu. Ve öyle oldu.

    lut Und Gott sprach: Die Erde bringe hervor lebendige Tiere, ein jegliches nach seiner Art: Vieh, Gewürm und Tiere auf Erden, ein jegliches nach seiner Art. Und es geschah also.

    Yaratılış 1 :25

    tur Tanrı çeşit çeşit yabanıl hayvan, evcil hayvan, sürüngen yarattı. Bunun iyi olduğunu gördü.

    lut Und Gott machte die Tiere auf Erden, ein jegliches nach seiner Art, und das Vieh nach seiner Art, und allerlei Gewürm auf Erden nach seiner Art. Und Gott sah, daß es gut war.

    Yaratılış 1 :26

    tur Tanrı, İnsanı kendi suretimizde, kendimize benzer yaratalım dedi, Denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, evcil hayvanlara, sürüngenlere, yeryüzünün tümüne egemen olsun.

    lut Und Gott sprach: Laßt uns Menschen machen, ein Bild, das uns gleich sei, die da herrschen über die Fische im Meer und über die Vögel unter dem Himmel und über das Vieh und über die ganze Erde und über alles Gewürm, das auf Erden kriecht.

    Yaratılış 1 :27

    tur Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı.

    lut Und Gott schuf den Menschen ihm zum Bilde, zum Bilde Gottes schuf er ihn; und schuf sie einen Mann und ein Weib.

    Yaratılış 1 :28

    tur Onları kutsayarak, Verimli olun, çoğalın dedi, "Yeryüzünü doldurun ve denetiminize alın; denizdeki balıklara, gökteki kuşlara, yeryüzünde yaşayan bütün canlılara egemen olun.

    lut Und Gott segnete sie und sprach zu ihnen: Seid fruchtbar und mehrt euch und füllt die Erde und macht sie euch untertan und herrscht über die Fische im Meer und über die Vögel unter dem Himmel und über alles Getier, das auf Erden kriecht.

    Yaratılış 1 :29

    tur İşte yeryüzünde tohum veren her otu, tohumu meyvesinde bulunan her meyve ağacını size veriyorum. Bunlar size yiyecek olacak.

    lut Und Gott sprach: Seht da, ich habe euch gegeben allerlei Kraut, das sich besamt, auf der ganzen Erde und allerlei fruchtbare Bäume, die sich besamen, zu eurer Speise,

    Yaratılış 1 :30

    tur Yabanıl hayvanlara, gökteki kuşlara, sürüngenlere -soluk alıp veren bütün hayvanlara- yiyecek olarak yeşil otları veriyorum." Ve öyle oldu.

    lut und allem Getier auf Erden und allen Vögeln unter dem Himmel und allem Gewürm, das da lebt auf Erden, daß sie allerlei grünes Kraut essen. Und es geschah also.

    Yaratılış 1 :31

    tur Tanrı yarattıklarına baktı ve her şeyin çok iyi olduğunu gördü. Akşam oldu, sabah oldu ve altıncı gün oluştu.

    lut Und Gott sah alles an, was er gemacht hatte; und siehe da, es war sehr gut. Da ward aus Abend und Morgen der sechste Tag.

    Yaratılış 2

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 1

    Yaratılış 3

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25

    Yaratılış 2 :1

    tur Gök ve yer bütün öğeleriyle tamamlandı.

    lut Also ward vollendet Himmel und Erde mit ihrem ganzen Heer.

    Yaratılış 2 :2

    tur Yedinci güne gelindiğinde Tanrı yapmakta olduğu işi bitirdi. Yaptığı işten o gün dinlendi.

    lut Und also vollendete Gott am siebenten Tage seine Werke, die er machte, und ruhte am siebenten Tage von allen seinen Werken, die er machte.

    Yaratılış 2 :3

    tur Yedinci günü kutsadı. Onu kutsal bir gün olarak belirledi. Çünkü Tanrı o gün yaptığı, Yarattığı bütün işi bitirip dinlendi.

    lut Und Gott segnete den siebenten Tag und heiligte ihn, darum daß er an demselben geruht hatte von allen seinen Werken, die Gott schuf und machte.

    Yaratılış 2 :4

    tur Göğün ve yerin Yar.atılış öyküsü: RAB Tanrı göğü ve yeri Yarattığında,

    lut Also ist Himmel und Erde geworden, da sie geschaffen sind, zu der Zeit, da Gott der HERR Erde und Himmel machte.

    Yaratılış 2 :5

    tur yeryüzünde yabanıl bir fidan, bir ot bile bitmemişti. Çünkü RAB Tanrı henüz yeryüzüne yağmur göndermemişti. Toprağı işleyecek insan da yoktu.

    lut Und allerlei Bäume auf dem Felde waren noch nicht auf Erden, und allerlei Kraut auf dem Felde war noch nicht gewachsen; denn Gott der HERR hatte noch nicht regnen lassen auf Erden, und es war kein Mensch, der das Land baute.

    Yaratılış 2 :6

    tur Yerden yükselen buhar bütün toprakları suluyordu.

    lut Aber ein Nebel ging auf von der Erde und feuchtete alles Land.

    Yaratılış 2 :7

    tur RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu.

    lut Und Gott der HERR machte den Menschen aus einem Erdenkloß, uns blies ihm ein den lebendigen Odem in seine Nase. Und also ward der Mensch eine lebendige Seele.

    Yaratılış 2 :8

    tur RAB Tanrı doğuda, Aden'de bir bahçe dikti. Yarattığı Adem'i oraya koydu.

    lut Und Gott der HERR pflanzte einen Garten in Eden gegen Morgen und setzte den Menschen hinein, den er gemacht hatte.

    Yaratılış 2 :9

    tur Bahçede iyi meyve veren türlü türlü güzel ağaç yetiştirdi. Bahçenin ortasında yaşam ağacıyla iyiyle kötüyü bilme ağacı vardı.

    lut Und Gott der HERR ließ aufwachsen aus der Erde allerlei Bäume, lustig anzusehen und gut zu essen, und den Baum des Lebens mitten im Garten und den Baum der Erkenntnis des Guten und Bösen.

    Yaratılış 2 :10

    tur Aden'den bir ırmak doğuyor, bahçeyi sulayıp orada dört kola ayrılıyordu.

    lut Und es ging aus von Eden ein Strom, zu wässern den Garten, und er teilte sich von da in vier Hauptwasser.

    Yaratılış 2 :11

    tur İlk ırmağın adı Pişon'dur. Altın kaynakları olan Havila sınırları boyunca akar.

    lut Das erste heißt Pison, das fließt um das ganze Land Hevila; und daselbst findet man Gold.

    Yaratılış 2 :12

    tur Orada iyi altın, reçine ve oniks bulunur.

    lut Und das Gold des Landes ist köstlich; und da findet man Bedellion und den Edelstein Onyx.

    Yaratılış 2 :13

    tur İkinci ırmağın adı Gihon'dur, Kûş* sınırları boyunca akar.

    lut Das andere Wasser heißt Gihon, das fließt um um das ganze Mohrenland.

    Yaratılış 2 :14

    tur Üçüncü ırmağın adı Dicle'dir, Asur'un doğusundan akar. Dördüncü ırmak ise Fırat'tır.

    lut Das dritte Wasser heißt Hiddekel, das fließt vor Assyrien. Das vierte Wasser ist der Euphrat.

    Yaratılış 2 :15

    tur RAB Tanrı Aden bahçesine bakması, onu işlemesi için Adem'i oraya koydu.

    lut Und Gott der HERR nahm den Menschen und setzte ihn in den Garten Eden, daß er ihn baute und bewahrte.

    Yaratılış 2 :16

    tur Ona, Bahçede istediğin ağacın meyvesini yiyebilirsin diye buyurdu,

    lut Und Gott der HERR gebot dem Menschen und sprach: Du sollst essen von allerlei Bäumen im Garten;

    Yaratılış 2 :17

    tur Ama iyiyle kötüyü bilme ağacından yeme. Çünkü ondan yediğin gün kesinlikle ölürsün.

    lut aber von dem Baum der Erkenntnis des Guten und des Bösen sollst du nicht essen; denn welches Tages du davon ißt, wirst du des Todes sterben.

    Yaratılış 2 :18

    tur Sonra, Adem'in yalnız kalması iyi değil dedi, Ona uygun bir Yardımcı Yaratacağım.

    lut Und Gott der HERR sprach: Es ist nicht gut, daß der Mensch allein sei; ich will ihm eine Gehilfin machen, die um ihn sei.

    Yaratılış 2 :19

    tur RAB Tanrı yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümünü topraktan Yar.atmıştı. Onlara ne ad vereceğini görmek için hepsini Adem'e getirdi. Adem her birine ne ad verdiyse, o canlı o adla anıldı.

    lut Denn als Gott der HERR gemacht hatte von der Erde allerlei Tiere auf dem Felde und allerlei Vögel unter dem Himmel, brachte er sie zu dem Menschen, daß er sähe, wie er sie nennte; denn der wie Mensch allerlei lebendige Tiere nennen würde, so sollten sie heißen.

    Yaratılış 2 :20

    tur Adem bütün evcil ve yabanıl hayvanlara, gökte uçan kuşlara ad koydu. Ama kendisi için uygun bir Yardımcı bulunmadı.

    lut Und der Mensch gab einem jeglichen Vieh und Vogel unter dem Himmel und Tier auf dem Felde seinen Namen; aber für den Menschen ward keine Gehilfin gefunden, die um ihn wäre.

    Yaratılış 2 :21

    tur RAB Tanrı Adem'e derin bir uyku verdi. Adem uyurken, RAB Tanrı onun kaburga kemiklerinden birini alıp yerini etle kapadı.

    lut Da ließ Gott der HERR einen tiefen Schlaf fallen auf den Menschen, und er schlief ein. Und er nahm seiner Rippen eine und schloß die Stätte zu mit Fleisch.

    Yaratılış 2 :22

    tur Adem'den aldığı kaburga kemiğinden bir kadın Yar.atarak onu Adem'e getirdi.

    lut Und Gott der HERR baute ein Weib aus der Rippe, die er vom Menschen nahm, und brachte sie zu ihm.

    Yaratılış 2 :23

    tur Adem, İşte, bu benim kemiklerimden alınmış kemik, Etimden alınmış ettir dedi, Ona 'Kadın denilecek, Çünkü o adamdan alındı.

    lut Da sprach der Mensch: Das ist doch Bein von meinem Bein und Fleisch von meinem Fleisch; man wird sie Männin heißen, darum daß sie vom Manne genommen ist.

    Yaratılış 2 :24

    tur Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.

    lut Darum wird ein Mann Vater und Mutter verlassen und an seinem Weibe hangen, und sie werden sein ein Fleisch.

    Yaratılış 2 :25

    tur Adem de karısı da çıplaktılar, henüz utanç nedir bilmiyorlardı.

    lut Und sie waren beide nackt, der Mensch und das Weib, und schämten sich nicht.

    Yaratılış 3

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 2

    Yaratılış 4

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

    Yaratılış 3 :1

    tur RAB Tanrı'nın yarattığı yabanıl hayvanların en kurnazı yılandı. Yılan kadına, Tanrı gerçekten, 'Bahçedeki ağaçların hiçbirinin meyvesini yemeyin' dedi mi? diye sordu.

    lut Und die Schlange war listiger denn alle Tiere auf dem Felde, die Gott der HERR gemacht hatte, und sprach zu dem Weibe: Ja, sollte Gott gesagt haben: Ihr sollt nicht essen von den Früchten der Bäume im Garten?

    Yaratılış 3 :2

    tur Kadın, Bahçedeki ağaçların meyvelerinden yiyebiliriz diye yanıtladı,

    lut Da sprach das Weib zu der Schlange: Wir essen von den Früchten der Bäume im Garten;

    Yaratılış 3 :3

    tur Ama Tanrı, 'Bahçenin ortasındaki ağacın meyvesini yemeyin, ona dokunmayın; yoksa ölürsünüz' dedi.

    lut aber von den Früchten des Baumes mitten im Garten hat Gott gesagt: Eßt nicht davon, rührt's auch nicht an, daß ihr nicht sterbt.

    Yaratılış 3 :4

    tur Yılan, Kesinlikle ölmezsiniz dedi,

    lut Da sprach die Schlange zum Weibe: Ihr werdet mitnichten des Todes sterben;

    Yaratılış 3 :5

    tur Çünkü Tanrı biliyor ki, o ağacın meyvesini yediğinizde gözleriniz açılacak, iyiyle kötüyü bilerek Tanrı gibi olacaksınız.

    lut sondern Gott weiß, daß, welches Tages ihr davon eßt, so werden eure Augen aufgetan, und werdet sein wie Gott und wissen, was gut und böse ist.

    Yaratılış 3 :6

    tur Kadın ağacın güzel, meyvesinin yemek için uygun ve bilgelik kazanmak için çekici olduğunu gördü. Meyveyi koparıp yedi. Yanındaki kocasına verdi, o da yedi.

    lut Und das Weib schaute an, daß von dem Baum gut zu essen wäre und daß er lieblich anzusehen und ein lustiger Baum wäre, weil er klug machte; und sie nahm von der Frucht und aß und gab ihrem Mann auch davon, und er aß.

    Yaratılış 3 :7

    tur İkisinin de gözleri açıldı. Çıplak olduklarını anladılar. Bu yüzden incir yaprakları dikip kendilerine önlük yaptılar.

    lut Da wurden ihrer beiden Augen aufgetan, und sie wurden gewahr, daß sie nackt waren, und flochten Feigenblätter zusammen und machten sich Schürze.

    Yaratılış 3 :8

    tur Derken, günün serinliğinde bahçede yürüyen RAB Tanrı'nın sesini duydular. O'ndan kaçıp ağaçların arasına gizlendiler.

    lut Und sie hörten die Stimme Gottes des HERRN, der im Garten ging, da der Tag kühl geworden war. Und Adam versteckte sich mit seinem Weibe vor dem Angesicht Gottes des HERRN unter die Bäume im Garten.

    Yaratılış 3 :9

    tur RAB Tanrı Adem'e, Neredesin? diye seslendi.

    lut Und Gott der HERR rief Adam und sprach zu ihm: Wo bist du?

    Yaratılış 3 :10

    tur Adem, Bahçede sesini duyunca korktum. Çünkü çıplaktım, bu yüzden gizlendim dedi.

    lut Und er sprach: Ich hörte deine Stimme im Garten und fürchtete mich; denn ich bin nackt, darum versteckte ich mich.

    Yaratılış 3 :11

    tur RAB Tanrı, Çıplak olduğunu sana kim söyledi? diye sordu, Sana meyvesini yeme dediğim ağaçtan mı yedin?

    lut Und er sprach: Wer hat dir's gesagt, daß du nackt bist? Hast du nicht gegessen von dem Baum, davon ich dir gebot, du solltest nicht davon essen?

    Yaratılış 3 :12

    tur Adem, Yanıma koyduğun kadın ağacın meyvesini bana verdi, ben de yedim diye yanıtladı.

    lut Da sprach Adam: Das Weib, das du mir zugesellt hast, gab mir von von dem Baum, und ich aß.

    Yaratılış 3 :13

    tur RAB Tanrı kadına, Nedir bu yaptığın? diye sordu. Kadın, Yılan beni aldattı, o yüzden yedim diye karşılık verdi.

    lut Da sprach Gott der HERR zum Weibe: Warum hast du das getan? Das Weib sprach: Die Schlange betrog mich also, daß ich aß.

    Yaratılış 3 :14

    tur Bunun üzerine RAB Tanrı yılana, Bu yaptığından ötürü Bütün evcil ve yabanıl hayvanların En lanetlisi sen olacaksın dedi, "Karnının üzerinde sürünecek, Yaşamın boyunca toprak yiyeceksin.

    lut Da sprach Gott der HERR zu der Schlange: Weil du solches getan hast, seist du verflucht vor allem Vieh und vor allen Tieren auf dem Felde. Auf deinem Bauche sollst du gehen und Erde essen dein Leben lang.

    Yaratılış 3 :15

    tur Seninle kadını, onun soyuyla senin soyunu Birbirinize düşman edeceğim. Onun soyu senin başını ezecek, Sen onun topuğuna saldıracaksın."

    lut Und ich will Feindschaft setzen zwischen dir und dem Weibe und zwischen deinem Samen und ihrem Samen. Derselbe soll dir den Kopf zertreten, und du wirst ihn in die Ferse stechen.

    Yaratılış 3 :16

    tur RAB Tanrı kadına, Çocuk doğururken sana Çok acı çektireceğim dedi, Ağrı çekerek doğum yapacaksın. Kocana istek duyacaksın, Seni o yönetecek.

    lut Und zum Weibe sprach er: Ich will dir viel Schmerzen schaffen, wenn du schwanger wirst; du sollst mit Schmerzen Kinder gebären; und dein Verlangen soll nach deinem Manne sein, und er soll dein Herr sein.

    Yaratılış 3 :17

    tur RAB Tanrı Adem'e, Karının sözünü dinlediğin ve sana, Meyvesini yeme dediğim ağaçtan yediğin için Toprak senin yüzünden lanetlendi dedi, "Yaşam boyu emek vermeden yiyecekbulamayacaksın.

    lut Und zu Adam sprach er: Dieweil du hast gehorcht der Stimme deines Weibes und hast gegessen von dem Baum, davon ich dir gebot und sprach: Du sollst nicht davon essen, verflucht sei der Acker um deinetwillen, mit Kummer sollst du dich darauf nähren dein Leben lang.

    Yaratılış 3 :18

    tur Toprak sana diken ve çalı verecek, Yaban otu yiyeceksin.

    lut Dornen und Disteln soll er dir tragen, und sollst das Kraut auf dem Felde essen.

    Yaratılış 3 :19

    tur Toprağa dönünceye dek Ekmeğini alın teri dökerek kazanacaksın. Çünkü topraksın, topraktan yaratıldın Ve yine toprağa döneceksin."

    lut Im Schweiße deines Angesichts sollst du dein Brot essen, bis daß du wieder zu Erde werdest, davon du genommen bist. Denn du bist Erde und sollst zu Erde werden.

    Yaratılış 3 :20

    tur Adem karısına Havva adını verdi. Çünkü o bütün insanların annesiydi.

    lut Und Adam hieß sein Weib Eva, darum daß sie eine Mutter ist aller Lebendigen.

    Yaratılış 3 :21

    tur RAB Tanrı Adem'le karısı için deriden giysiler yaptı, onları giydirdi.

    lut Und Gott der HERR machte Adam und seinem Weibe Röcke von Fellen und kleidete sie.

    Yaratılış 3 :22

    tur Sonra, Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu dedi, Artık yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli.

    lut Und Gott der HERR sprach: Siehe, Adam ist geworden wie unsereiner und weiß, was gut und böse ist. Nun aber, daß er nicht ausstrecke seine Hand und breche auch von dem Baum des Lebens und esse und lebe ewiglich!

    Yaratılış 3 :23

    tur Böylece RAB Tanrı, yaratılmış olduğu toprağı işlemek üzere Adem'i Aden bahçesinden çıkardı.

    lut Da wies ihn Gott der HERR aus dem Garten Eden, daß er das Feld baute, davon er genommen ist,

    Yaratılış 3 :24

    tur Onu kovdu. Yaşam ağacının yolunu denetlemek için de Aden bahçesinin doğusuna Keruvlar ve her yana dönen alevli bir kılıç yerleştirdi.

    lut und trieb Adam aus und lagerte vor den Garten Eden die Cherubim mit dem bloßen, hauenden Schwert, zu bewahren den Weg zu dem Baum des Lebens.

    Yaratılış 4

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 3

    Yaratılış 5

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26

    Yaratılış 4 :1

    tur Adem karısı Havva ile yattı. Havva hamile kaldı ve Kayin'i doğurdu. RAB'bin yardımıyla bir oğul dünyaya getirdim dedi.

    lut Und Adam erkannte sein Weib Eva, und sie ward schwanger und gebar den Kain und sprach: Ich habe einen Mann gewonnen mit dem HERRN.

    Yaratılış 4 :2

    tur Daha sonra Kayin'in kardeşi Habil'i doğurdu. Habil çoban oldu, Kayin ise çiftçi.

    lut Und sie fuhr fort und gebar Abel, seinen Bruder. Und Abel ward ein Schäfer; Kain aber ward ein Ackermann.

    Yaratılış 4 :3

    tur Günler geçti. Bir gün Kayin toprağın ürünlerinden RAB'be sunu getirdi.

    lut Es begab sich nach etlicher Zeit, daß Kain dem HERRN Opfer brachte von den Früchten des Feldes;

    Yaratılış 4 :4

    tur Habil de sürüsünde ilk doğan hayvanlardan bazılarını, özellikle de yağlarını getirdi. RAB Habil'i ve sunusunu kabul etti.

    lut und Abel brachte auch von den Erstlingen seiner Herde und von ihrem Fett. Und der HERR sah gnädig an Abel und sein Opfer;

    Yaratılış 4 :5

    tur Kayin'le sunusunu ise reddetti. Kayin çok öfkelendi, suratını astı.

    lut aber Kain und sein Opfer sah er nicht gnädig an. Da ergrimmte Kain sehr, und seine Gebärde verstellte sich.

    Yaratılış 4 :6

    tur RAB Kayin'e, Niçin öfkelendin? diye sordu, "Niçin surat astın?

    lut Da sprach der HERR zu Kain: Warum ergrimmst du? und warum verstellt sich deine Gebärde?

    Yaratılış 4 :7

    tur Doğru olanı yapsan, seni kabul etmez miyim? Ancak doğru olanı yapmazsan, günah kapıda pusuya yatmış, seni bekliyor. Ona egemen olmalısın."

    lut Ist's nicht also? Wenn du fromm bist, so bist du angenehm; bist du aber nicht fromm, so ruht die Sünde vor der Tür, und nach dir hat sie Verlangen; du aber herrsche über sie.

    Yaratılış 4 :8

    tur Kayin kardeşi Habil'e, "Haydi, tarlaya gidelim dedi. Tarlada birlikteyken kardeşine saldırıp onu öldürdü.

    lut Da redete Kain mit seinem Bruder Abel. Und es begab sich, da sie auf dem Felde waren, erhob sich Kain wider seinen Bruder Abel und schlug ihn tot.

    Yaratılış 4 :9

    tur RAB Kayin'e, Kardeşin Habil nerede? diye sordu. Kayin, Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben? diye karşılık verdi.

    lut Da sprach der HERR zu Kain: Wo ist dein Bruder Abel? Er sprach: Ich weiß nicht; soll ich meines Bruders Hüter sein?

    Yaratılış 4 :10

    tur RAB, Ne yaptın? dedi, "Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor.

    lut Er aber sprach: Was hast du getan? Die Stimme des Bluts deines Bruders schreit zu mir von der Erde.

    Yaratılış 4 :11

    tur Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın.

    lut Und nun verflucht seist du auf der Erde, die ihr Maul hat aufgetan und deines Bruders Blut von deinen Händen empfangen.

    Yaratılış 4 :12

    tur İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın."

    lut Wenn du den Acker bauen wirst, soll er dir hinfort sein Vermögen nicht geben. Unstet und flüchtig sollst du sein auf Erden.

    Yaratılış 4 :13

    tur Kayin, Cezam kaldıramayacağım kadar ağır diye karşılık verdi,

    lut Kain aber sprach zu dem HERRN: Meine Sünde ist größer, denn daß sie mir vergeben werden möge.

    Yaratılış 4 :14

    tur Bugün beni bu topraklardan kovdun. Artık huzurundan uzak kalacak, yeryüzünde aylak aylak dolaşacağım. Kim bulsa öldürecek beni.

    lut Siehe, du treibst mich heute aus dem Lande, und ich muß mich vor deinem Angesicht verbergen und muß unstet und flüchtig sein auf Erden. So wird mir's gehen, daß mich totschlage, wer mich findet.

    Yaratılış 4 :15

    tur Bunun üzerine RAB, Seni kim öldürürse, ondan yedi kez öç alınacak dedi. Kimse bulup öldürmesin diye Kayin'in üzerine bir nişan koydu.

    lut Aber der HERR sprach zu ihm: Nein; sondern wer Kain totschlägt, das soll siebenfältig gerächt werden. Und der HERR machte ein Zeichen an Kain, daß ihn niemand erschlüge, wer ihn fände.

    Yaratılış 4 :16

    tur Kayin RAB'bin huzurundan ayrıldı. Aden bahçesinin doğusunda, Nod topraklarına yerleşti.

    lut Also ging Kain von dem Angesicht des HERRN und wohnte im Lande Nod, jenseit Eden, gegen Morgen.

    Yaratılış 4 :17

    tur Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi.

    lut Und Kain erkannte sein Weib, die ward schwanger und gebar den Henoch. Und er baute eine Stadt, die nannte er nach seines Sohnes Namen Henoch.

    Yaratılış 4 :18

    tur Hanok'tan İrat oldu. İrat'tan Mehuyael, Mehuyael'den Metuşael, Metuşael'den Lemek oldu.

    lut Henoch aber zeugte Irad, Irad zeugte Mahujael, Mahujael zeugte Methusael, Methusael zeugte Lamech.

    Yaratılış 4 :19

    tur Lemek iki kadınla evlendi. Birinin adı Âda, öbürünün ise Silla'ydı.

    lut Lamech aber nahm zwei Weiber; eine hieß Ada, die andere Zilla.

    Yaratılış 4 :20

    tur Âda Yaval'ı doğurdu. Yaval sürü sahibi göçebelerin atasıydı.

    lut Und Ada gebar Jabal; von dem sind hergekommen, die in Hütten wohnten und Vieh zogen.

    Yaratılış 4 :21

    tur Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve ney çalanların atasıydı.

    lut Und sein Bruder hieß Jubal; von dem sind hergekommen die Geiger und Pfeifer.

    Yaratılış 4 :22

    tur Silla Tuval-Kayin'i doğurdu. Tuval-Kayin tunç* ve demirden çeşitli kesici aletler yapardı. Tuval-Kayin'in kızkardeşi Naama'ydı.

    lut Die Zilla aber gebar auch, nämlich den Thubalkain, den Meister in allerlei Erz-und Eisenwerk. Und die Schwester des Thubalkain war Naema.

    Yaratılış 4 :23

    tur Lemek karılarına şöyle dedi: "Ey Âda ve Silla, beni dinleyin, Ey Lemek'in karıları, sözlerime kulak verin. Beni yaraladığı için Bir adam öldürdüm, Beni hırpaladığı için Bir genci öldürdüm.

    lut Und Lamech sprach zu seinen Weibern Ada und Zilla: Ihr Weiber Lamechs, hört meine Rede und merkt, was ich sage: Ich habe einen Mann erschlagen für meine Wunde und einen Jüngling für meine Beule;

    Yaratılış 4 :24

    tur Kayin'in yedi kez öcü alınacaksa, Lemek'in yetmiş yedi kez öcü alınmalı."

    lut Kain soll siebenmal gerächt werden, aber Lamech siebenundsiebzigmal.

    Yaratılış 4 :25

    tur Adem karısıyla yine yattı. Havva bir erkek çocuk doğurdu. Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı diyerek çocuğa Şit adını verdi.

    lut Adam erkannte abermals sein Weib, und sie gebar einen Sohn, den hieß sie Seth; denn Gott hat mir, sprach sie, einen andern Samen gesetzt für Abel, den Kain erwürgt hat.

    Yaratılış 4 :26

    tur Şit'in de bir oğlu oldu, adını Enoş koydu.

    lut Und Seth zeugte auch einen Sohn und hieß ihn Enos. Zu der Zeit fing man an, zu predigen von des HERRN Namen.

    Yaratılış 5

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 4

    Yaratılış 6

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32

    Yaratılış 5 :1

    tur Adem soyunun öyküsü: Tanrı insanı yarattığında onu kendine benzer kıldı.

    lut Dies ist das Buch von des Menschen Geschlecht. Da Gott den Menschen schuf, machte er ihn nach dem Bilde Gottes;

    Yaratılış 5 :2

    tur Onları erkek ve dişi olarak yarattı ve kutsadı. Yaratıldıkları gün onlara İnsan adını verdi.

    lut und schuf sie einen Mann und ein Weib und segnete sie und hieß ihren Namen Mensch zur Zeit, da sie geschaffen wurden.

    Yaratılış 5 :3

    tur Adem 130 yaşındayken kendi suretinde, kendisine benzer bir oğlu oldu. Ona Şit adını verdi.

    lut Und Adam war hundertunddreißig Jahre alt und zeugte einen Sohn, der seinem Bild ähnlich war und hieß ihn Seth

    Yaratılış 5 :4

    tur Şit'in doğumundan sonra Adem 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut und lebte darnach achthundert Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :5

    tur Adem toplam 930 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    lut daß sein ganzes Alter ward neunhundertunddreißig Jahre, und starb.

    Yaratılış 5 :6

    tur Şit 105 yaşındayken oğlu Enoş doğdu.

    lut Seth war hundertundfünf Jahre alt und zeugte Enos

    Yaratılış 5 :7

    tur Enoş'un doğumundan sonra Şit 807 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut und lebte darnach achthundertundsieben Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :8

    tur Şit toplam 912 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    lut daß sein ganzes Alter ward neunhundertundzwölf Jahre, und starb.

    Yaratılış 5 :9

    tur Enoş 90 yaşındayken oğlu Kenan doğdu.

    lut Enos war neunzig Jahre alt und zeugte Kenan

    Yaratılış 5 :10

    tur Kenan'ın doğumundan sonra Enoş 815 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut und lebte darnach achthundertundfünzig Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :11

    tur Enoş toplam 905 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    lut daß sein ganzes Alter ward neunhundertundfünf Jahre, und starb.

    Yaratılış 5 :12

    tur Kenan 70 yaşındayken oğlu Mahalalel doğdu.

    lut Kenan war siebzig Jahre alt und zeugte Mahalaleel

    Yaratılış 5 :13

    tur Mahalalel'in doğumundan sonra Kenan 840 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut und lebte darnach achthundertundvierzig Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :14

    tur Kenan toplam 910 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    lut daß sein ganzes Alter ward neunhundertundzehn Jahre, und starb.

    Yaratılış 5 :15

    tur Mahalalel 65 yaşındayken oğlu Yeret doğdu.

    lut Mahalaleel war fünfundsechzig Jahre und zeugte Jared

    Yaratılış 5 :16

    tur Yeret'in doğumundan sonra Mahalalel 830 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut und lebte darnach achthundertunddreißig Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :17

    tur Mahalalel toplam 895 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    lut daß sein ganzes Alter ward achthundert und fünfundneunzig Jahre, und starb.

    Yaratılış 5 :18

    tur Yeret 162 yaşındayken oğlu Hanok doğdu.

    lut Jared war hundertzweiundsechzig Jahre alt und zeugte Henoch

    Yaratılış 5 :19

    tur Hanok'un doğumundan sonra Yeret 800 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut und er lebte darnach achthundert Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :20

    tur Yeret toplam 962 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    lut daß sein ganzes Alter ward neunhundert und zweiundsechzig Jahre, und starb.

    Yaratılış 5 :21

    tur Hanok 65 yaşındayken oğlu Metuşelah doğdu.

    lut Henoch war fünfundsechzig Jahre alt und zeugte Methusalah.

    Yaratılış 5 :22

    tur Metuşelah'ın doğumundan sonra Hanok 300 yıl Tanrı yolunda yürüdü. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut Und nachdem er Methusalah gezeugt hatte, blieb er in einem göttlichen Leben dreihundert Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :23

    tur Hanok toplam 365 yıl yaşadı.

    lut daß sein ganzes Alter ward dreihundertfünfundsechzig Jahre.

    Yaratılış 5 :24

    tur Tanrı yolunda yürüdü, sonra ortadan kayboldu; çünkü Tanrı onu yanına almıştı.

    lut Und dieweil er ein göttliches Leben führte, nahm ihn Gott hinweg, und er ward nicht mehr gesehen.

    Yaratılış 5 :25

    tur Metuşelah 187 yaşındayken oğlu Lemek doğdu.

    lut Methusalah war hundertsiebenundachtzig Jahre alt und zeugte Lamech

    Yaratılış 5 :26

    tur Lemek'in doğumundan sonra Metuşelah 782 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut und lebte darnach siebenhundert und zweiundachtzig Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :27

    tur Metuşelah toplam 969 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    lut daß sein ganzes Alter ward neunhundert und neunundsechzig Jahre, und starb.

    Yaratılış 5 :28

    tur Lemek 182 yaşındayken bir oğlu oldu.

    lut Lamech war hundertzweiundachtzig Jahre alt und zeugte einen Sohn

    Yaratılış 5 :29

    tur RAB'bin lanetlediği bu toprak yüzünden çektiğimiz eziyeti, harcadığımız emeği bu çocuk hafifletip bizi rahatlatacak diyerek çocuğa Nuh adını verdi.

    lut und hieß ihn Noah und sprach: Der wird uns trösten in unsrer Mühe und Arbeit auf der Erde, die der HERR verflucht hat.

    Yaratılış 5 :30

    tur Nuh'un doğumundan sonra Lemek 595 yıl daha yaşadı. Başka oğulları, kızları oldu.

    lut Darnach lebte er fünfhundert und fünfundneunzig Jahre und zeugte Söhne und Töchter;

    Yaratılış 5 :31

    tur Lemek toplam 777 yıl yaşadıktan sonra öldü.

    lut daß sein ganzes Alter ward siebenhundert siebenundsiebzig Jahre, und starb.

    Yaratılış 5 :32

    tur Nuh 500 yıl yaşadıktan sonra Sam, Ham, Yafet adlı oğulları doğdu.

    lut Noah war fünfhundert Jahre alt und zeugte Sem, Ham und Japheth.

    Yaratılış 6

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 5

    Yaratılış 7

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

    Yaratılış 6 :1

    tur Yeryüzünde insanlar çoğalmaya başladı, kızlar doğdu.

    lut Da sich aber die Menschen begannen zu mehren auf Erden und ihnen Töchter geboren wurden,

    Yaratılış 6 :2

    tur İlahi varlıklar insan kızlarının güzelliğini görünce beğendikleriyle evlendiler.

    lut da sahen die Kinder Gottes nach den Töchtern der Menschen, wie sie schön waren, und nahmen zu Weibern, welche sie wollten.

    Yaratılış 6 :3

    tur RAB, Ruhum insanda sonsuza dek kalmayacak, çünkü o ölümlüdür dedi, İnsanın ömrü yüz yirmi yıl olacak.

    lut Da sprach der HERR: Die Menschen wollen sich von meinem Geist nicht mehr strafen lassen; denn sie sind Fleisch. Ich will ihnen noch Frist geben hundertundzwanzig Jahre.

    Yaratılış 6 :4

    tur İlahi varlıkların insan kızlarıyla evlenip çocuk sahibi oldukları günlerde ve daha sonra yeryüzünde Nefiller vardı. Bunlar eski çağ kahramanları, ünlü kişilerdi.

    lut Es waren auch zu den Zeiten Tyrannen auf Erden; denn da die Kinder Gottes zu den Töchtern der Menschen eingingen und sie ihnen Kinder gebaren, wurden daraus Gewaltige in der Welt und berühmte Männer.

    Yaratılış 6 :5

    tur RAB baktı, yeryüzünde insanın yaptığı kötülük çok, aklı fikri hep kötülükte.

    lut Da aber der HERR sah, daß der Menschen Bosheit groß war auf Erden und alles Dichten und Trachten ihres Herzens nur böse war immerdar,

    Yaratılış 6 :6

    tur İnsanı yarattığına pişman oldu. Yüreği sızladı.

    lut da reute es ihn, daß er die Menschen gemacht hatte auf Erden, und es bekümmerte ihn in seinem Herzen,

    Yaratılış 6 :7

    tur Yarattığım insanları, hayvanları, sürüngenleri*, kuşları yeryüzünden silip atacağım dedi, Çünkü onları yarattığıma pişman oldum.

    lut und er sprach: Ich will die Menschen, die ich gemacht habe, vertilgen von der Erde, vom Menschen an bis auf das Vieh und bis auf das Gewürm und bis auf die Vögel unter dem Himmel; denn es reut mich, daß ich sie gemacht habe.

    Yaratılış 6 :8

    tur Ama Nuh RAB'bin gözünde lütuf buldu.

    lut Aber Noah fand Gnade vor dem HERRN.

    Yaratılış 6 :9

    tur Nuh'un öyküsü şöyledir: Nuh doğru bir insandı. Çağdaşları arasında kusursuz biriydi. Tanrı yolunda yürüdü.

    lut Dies ist das Geschlecht Noahs. Noah war ein frommer Mann und ohne Tadel und führte ein göttliches Leben zu seinen Zeiten.

    Yaratılış 6 :10

    tur Üç oğlu vardı: Sam, Ham, Yafet.

    lut und zeugte drei Söhne Sem, Ham und Japheth.

    Yaratılış 6 :11

    tur Tanrı'nın gözünde yeryüzü bozulmuş, zorbalıkla dolmuştu.

    lut Aber die Erde war verderbt vor Gottes Augen und voll Frevels.

    Yaratılış 6 :12

    tur Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı.

    lut Da sah Gott auf die Erde, und siehe, sie war verderbt; denn alles Fleisch hatte seinen Weg verderbt auf Erden.

    Yaratılış 6 :13

    tur Tanrı Nuh'a, İnsanlığa son vereceğim dedi, "Çünkü onlar yüzünden yeryüzü zorbalıkla doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim.

    lut Da sprach Gott zu Noah: Alles Fleisches Ende ist vor mich gekommen; denn die Erde ist voll Frevels von ihnen; und siehe da, ich will sie verderben mit der Erde.

    Yaratılış 6 :14

    tur Kendine gofer ağacından bir gemi yap. İçini dışını ziftle, içeriye kamaralar yap.

    lut Mache dir einen Kasten von Tannenholz und mache Kammern darin und verpiche ihn mit Pech inwendig und auswendig.

    Yaratılış 6 :15

    tur Gemiyi şöyle yapacaksın: Uzunluğu üç yüz, genişliği elli, yüksekliği otuz arşın olacak.

    lut Und mache ihn also: Dreihundert Ellen sei die Länge, fünfzig Ellen die Weite und dreißig Ellen die Höhe.

    Yaratılış 6 :16

    tur Pencere de yap, boyu yukarıya doğru bir arşını bulsun. Kapıyı geminin yan tarafına koy. Alt, orta ve üst güverteler yap.

    lut Ein Fenster sollst du daran machen obenan, eine Elle groß. Die Tür sollst du mitten in seine Seite setzen. Und er soll drei Boden haben: einen unten, den andern in der Mitte, den dritten in der Höhe.

    Yaratılış 6 :17

    tur Yeryüzüne tufan göndereceğim. Göklerin altında soluk alan bütün canlıları yok edeceğim. Yeryüzündeki her canlı ölecek.

    lut Denn siehe, ich will eine Sintflut mit Wasser kommen lassen auf Erden, zu verderben alles Fleisch, darin ein lebendiger Odem ist, unter dem Himmel. Alles, was auf Erden ist, soll untergehen.

    Yaratılış 6 :18

    tur Ama seninle bir antlaşma yapacağım. Oğulların, karın, gelinlerinle birlikte gemiye bin.

    lut Aber mit dir will ich einen Bund aufrichten; und du sollst in den Kasten gehen mit deinen Söhnen, mit deinem Weibe und mit deiner Söhne Weibern.

    Yaratılış 6 :19

    tur Sağ kalabilmeleri için her canlı türünden bir erkek, bir dişi olmak üzere birer çifti gemiye al.

    lut Und du sollst in den Kasten tun allerlei Tiere von allem Fleisch, je ein Paar, Männlein und Weiblein, daß sie lebendig bleiben bei dir.

    Yaratılış 6 :20

    tur Çeşit çeşit kuşlar, hayvanlar, sürüngenler sağ kalmak için çifter çifter sana gelecekler.

    lut Von den Vögeln nach ihrer Art, von dem Vieh nach seiner Art und von allerlei Gewürm auf Erden nach seiner Art: von den allen soll je ein Paar zu dir hineingehen, daß sie leben bleiben.

    Yaratılış 6 :21

    tur Yanına hem kendin, hem onlar için yenebilecek ne varsa al, ilerde yemek üzere depola."

    lut Und du sollst allerlei Speise zu dir nehmen, die man ißt, und sollst sie bei dir sammeln, daß sie dir und ihnen zur Nahrung da sei.

    Yaratılış 6 :22

    tur Nuh Tanrı'nın bütün buyruklarını yerine getirdi.

    lut Und Noah tat alles, was ihm Gott gebot.

    Yaratılış 7

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 6

    Yaratılış 8

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24

    Yaratılış 7 :1

    tur RAB Nuh'a, Bütün ailenle birlikte gemiye bin dedi, "Çünkü bu kuşak içinde yalnız seni doğru buldum.

    lut Und der HERR sprach zu Noah: Gehe in den Kasten, du und dein ganzes Haus; denn ich habe dich gerecht ersehen vor mir zu dieser Zeit.

    Yaratılış 7 :2

    tur Yeryüzünde soyları tükenmesin diye, yanına temiz sayılan hayvanlardan erkek ve dişi olmak üzere yedişer çift, kirli sayılan hayvanlardan birer çift, kuşlardan yedişer çift al.

    lut Aus allerlei reinem Vieh nimm zu dir je sieben und sieben, das Männlein und sein Weiblein; von dem unreinen Vieh aber je ein Paar, das Männlein und sein Weiblein.

    Yaratılış 7 :3

    tur (Görmek 7:2)

    lut Desgleichen von den Vögeln unter dem Himmel je sieben und sieben, das Männlein und sein Weiblein, auf daß Same lebendig bleibe auf dem ganzen Erdboden.

    Yaratılış 7 :4

    tur Çünkü yedi gün sonra yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdıracağım. Yarattığım her canlıyı yeryüzünden silip atacağım."

    lut Denn von nun an über sieben Tage will ich regnen lassen auf Erden vierzig Tage und vierzig Nächte und vertilgen von dem Erdboden alles, was Wesen hat, was ich gemacht habe.

    Yaratılış 7 :5

    tur Nuh RAB'bin bütün buyruklarını yerine getirdi.

    lut Und Noah tat alles, was ihm der HERR gebot.

    Yaratılış 7 :6

    tur Yeryüzünde tufan koptuğunda Nuh altı yüz yaşındaydı.

    lut Er war aber sechshundert Jahre alt, da das Wasser der Sintflut auf Erden kam.

    Yaratılış 7 :7

    tur Nuh, oğulları, karısı, gelinleri tufandan kurtulmak için hep birlikte gemiye bindiler.

    lut Und er ging in den Kasten mit seinen Söhnen, seinem Weibe und seiner Söhne Weibern vor dem Gewässer der Sintflut.

    Yaratılış 7 :8

    tur Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi temiz ve kirli sayılan her tür hayvan, kuş ve sürüngenden* erkek ve dişi olmak üzere birer çift Nuh'a gelip gemiye bindiler.

    lut Von dem reinen Vieh und von dem unreinen, von den Vögeln und von allem Gewürm auf Erden

    Yaratılış 7 :9

    tur (Görmek 7:8)

    lut gingen zu ihm in den Kasten paarweise, je ein Männlein und Weiblein, wie ihm Gott geboten hatte.

    Yaratılış 7 :10

    tur Yedi gün sonra tufan koptu.

    lut Und da die sieben Tage vergangen waren, kam das Gewässer der Sintflut auf Erden.

    Yaratılış 7 :11

    tur Nuh altı yüz yaşındayken, o yılın ikinci ayının* on yedinci günü enginlerin bütün kaynakları fışkırdı, göklerin kapakları açıldı.

    lut In dem sechshundertsten Jahr des Alters Noahs, am siebzehnten Tage des zweiten Monats, das ist der Tag, da aufbrachen alle Brunnen der großen Tiefe, und taten sich auf die Fenster des Himmels,

    Yaratılış 7 :12

    tur Yeryüzüne kırk gün kırk gece yağmur yağdı.

    lut und kam ein Regen auf Erden vierzig Tage und vierzig Nächte.

    Yaratılış 7 :13

    tur Nuh, oğulları Sam, Ham, Yafet, Nuh'un karısıyla üç gelini tam o gün gemiye bindiler.

    lut Eben am selben Tage ging Noah in den Kasten mit Sem, Ham und Japheth, seinen Söhnen, und mit seinem Weibe und seiner Söhne drei Weibern,

    Yaratılış 7 :14

    tur Onlarla birlikte her tür hayvan -evcil hayvanların, sürüngenlerin, kuşların, uçan yaratıkların her türü- gemiye bindi.

    lut dazu allerlei Getier nach seiner Art, allerlei Vieh nach seiner Art, allerlei Gewürm, das auf Erden kriecht, nach seiner Art und allerlei Vögel nach ihrer Art, alles was fliegen konnte, alles, was Fittiche hatte;

    Yaratılış 7 :15

    tur Soluk alan her tür canlı çifter çifter Nuh'un yanına gelip gemiye bindi.

    lut das ging alles zu Noah in den Kasten paarweise, von allem Fleisch, darin ein lebendiger Geist war.

    Yaratılış 7 :16

    tur Gemiye giren hayvanlar Tanrı'nın Nuh'a buyurduğu gibi erkek ve dişiydi. RAB Nuh'un ardından kapıyı kapadı.

    lut Und das waren Männlein und Weiblein von allerlei Fleisch, und gingen hinein, wie denn Gott ihm geboten hatte. Und der HERR schloß hinter ihm zu.

    Yaratılış 7 :17

    tur Tufan kırk gün sürdü. Çoğalan sular gemiyi yerden yukarı kaldırdı.

    lut Da kam die Sintflut vierzig Tage auf Erden, und die Wasser wuchsen und hoben den Kasten auf und trugen ihn empor über die Erde.

    Yaratılış 7 :18

    tur Sular yükseldi, çoğaldıkça çoğaldı; gemi suyun üzerinde yüzmeye başladı.

    lut Also nahm das Gewässer überhand und wuchs sehr auf Erden, daß der Kasten auf dem Gewässer fuhr.

    Yaratılış 7 :19

    tur Sular öyle yükseldi ki, yeryüzündeki bütün yüksek dağlar su altında kaldı.

    lut Und das Gewässer nahm überhand und wuchs so sehr auf Erden, daß alle hohen Berge unter dem ganzen Himmel bedeckt wurden.

    Yaratılış 7 :20

    tur Yükselen sular dağları on beş arşın aştı.

    lut Fünfzehn Ellen hoch ging das Gewässer über die Berge, die bedeckt wurden.

    Yaratılış 7 :21

    tur Yeryüzünde yaşayan bütün canlılar yok oldu; kuşlar, evcil ve yabanıl hayvanlar, sürüngenler, insanlar, soluk alan bütün canlılar öldü.

    lut Da ging alles Fleisch unter, das auf Erden kriecht, an Vögeln, an Vieh, an Tieren und an allem, was sich regt auf Erden, und alle Menschen.

    Yaratılış 7 :22

    tur (Görmek 7:21)

    lut Alles, was einen lebendigen Odem hatte auf dem Trockenen, das starb.

    Yaratılış 7 :23

    tur RAB insanlardan evcil hayvanlara, sürüngenlerden kuşlara dek bütün canlıları yok etti, yeryüzündeki her şey silinip gitti. Yalnız Nuh'la gemidekiler kaldı.

    lut Also ward vertilgt alles, was auf dem Erdboden war, vom Menschen an bis auf das Vieh und das Gewürm und auf die Vögel unter dem Himmel; das ward alles von der Erde vertilgt. Allein Noah blieb übrig und was mit ihm in dem Kasten war.

    Yaratılış 7 :24

    tur Sular yüz elli gün boyunca yeryüzünü kapladı.

    lut Und das Gewässer stand auf Erden hundertundfünfzig Tage.

    Yaratılış 8

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 7

    Yaratılış 9

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22

    Yaratılış 8 :1

    tur Sonra Tanrı Nuh'u ve gemideki evcil ve yabanıl hayvanları anımsadı. Yeryüzünde bir rüzgar estirdi, sular alçalmaya başladı.

    lut Da gedachte Gott an Noah und an alle Tiere und an alles Vieh, das mit ihm in dem Kasten war, und ließ Wind auf Erden kommen, und die Wasser fielen;

    Yaratılış 8 :2

    tur Enginlerin kaynakları, göklerin kapakları kapandı. Yağmur dindi.

    lut und die Brunnen der Tiefe wurden verstopft samt den Fenstern des Himmels, und dem Regen vom Himmel ward gewehrt;

    Yaratılış 8 :3

    tur Sular yeryüzünden çekilmeye başladı. Yüz elli gün geçtikten sonra sular azaldı.

    lut und das Gewässer verlief sich von der Erde immer mehr und nahm ab nach hundertfünfzig Tagen.

    Yaratılış 8 :4

    tur Gemi yedinci ayın* on yedinci günü Ararat dağlarına oturdu.

    lut Am siebzehnten Tage des siebenten Monats ließ sich der Kasten nieder auf das Gebirge Ararat.

    Yaratılış 8 :5

    tur Sular onuncu aya kadar sürekli azaldı. Onuncu ayın birinde dağların doruğu göründü.

    lut Es nahm aber das Gewässer immer mehr ab bis auf den zehnten Monat. Am ersten Tage des zehnten Monats sahen der Berge Spitzen hervor.

    Yaratılış 8 :6

    tur Kırk gün sonra Nuh yapmış olduğu geminin penceresini açtı.

    lut Nach vierzig Tagen tat Noah das Fenster auf an dem Kasten, das er gemacht hatte,

    Yaratılış 8 :7

    tur Kuzgunu dışarı gönderdi. Kuzgun sular kuruyuncaya kadar dönmedi, uçup durdu.

    lut und ließ einen Raben ausfliegen; der flog immer hin und wieder her, bis das Gewässer vertrocknete auf Erden.

    Yaratılış 8 :8

    tur Bunun üzerine Nuh suların yeryüzünden çekilip çekilmediğini anlamak için güvercini gönderdi.

    lut Darnach ließ er eine Taube von sich ausfliegen, auf daß er erführe, ob das Gewässer gefallen wäre auf Erden.

    Yaratılış 8 :9

    tur Güvercin konacak bir yer bulamadı, çünkü her yer suyla kaplıydı. Gemiye, Nuh'un yanına döndü. Nuh uzanıp güvercini tuttu ve gemiye, yanına aldı.

    lut Da aber die Taube nicht fand, da ihr Fuß ruhen konnte, kam sie wieder zu ihm in den Kasten; denn das Gewässer war noch auf dem ganzen Erdboden. Da tat er die Hand heraus und nahm sie zu sich in den Kasten.

    Yaratılış 8 :10

    tur Yedi gün daha bekledi, sonra güvercini yine dışarı saldı.

    lut Da harrte er noch weitere sieben Tage und ließ abermals eine Taube fliegen aus dem Kasten.

    Yaratılış 8 :11

    tur Güvercin gagasında yeni kopmuş bir zeytin yaprağıyla akşamleyin geri döndü. O zaman Nuh suların yeryüzünden çekilmiş olduğunu anladı.

    lut Die kam zu ihm zur Abendzeit, und siehe, ein Ölblatt hatte sie abgebrochen und trug's in ihrem Munde. Da merkte Noah, daß das Gewässer gefallen wäre auf Erden.

    Yaratılış 8 :12

    tur Yedi gün daha bekledikten sonra güvercini yine gönderdi. Bu kez güvercin geri dönmedi.

    lut Aber er harrte noch weiter sieben Tage und ließ eine Taube ausfliegen; die kam nicht wieder zu ihm.

    Yaratılış 8 :13

    tur Nuh altı yüz bir yaşındayken, birinci ayın birinde yeryüzündeki sular kurudu. Nuh geminin üstündeki kapağı kaldırınca toprağın kurumuş olduğunu gördü.

    lut Im sechshundertundersten Jahr des Alters Noahs, am ersten Tage des ersten Monats vertrocknete das Gewässer auf Erden. Da tat Noah das Dach von dem Kasten und sah, daß der Erdboden trocken war.

    Yaratılış 8 :14

    tur İkinci ayın yirmi yedinci günü toprak tümüyle kurumuştu.

    lut Also ward die Erde ganz trocken am siebenundzwanzigsten Tage des zweiten Monats.

    Yaratılış 8 :15

    tur Tanrı Nuh'a, Karın, oğulların ve gelinlerinle birlikte gemiden çık dedi,

    lut Da redete Gott mit Noah und sprach:

    Yaratılış 8 :16

    tur (Görmek 8:15)

    lut Gehe aus dem Kasten, du und dein Weib, deine Söhne und deiner Söhne Weiber mit dir.

    Yaratılış 8 :17

    tur Kendinle birlikte bütün canlıları, kuşları, hayvanları, sürüngenleri* de çıkar. Üresinler, verimli olsunlar, yeryüzünde çoğalsınlar.

    lut Allerlei Getier, das bei dir ist, von allerlei Fleisch, an Vögeln, an Vieh und an allerlei Gewürm, das auf Erden kriecht, das gehe heraus mit dir, daß sie sich regen auf Erden und fruchtbar seien und sich mehren auf Erden.

    Yaratılış 8 :18

    tur Nuh karısı, oğulları ve gelinleriyle birlikte gemiden çıktı.

    lut Also ging Noah heraus mit seinen Söhnen und seinem Weibe und seiner Söhne Weibern,

    Yaratılış 8 :19

    tur Bütün hayvanlar, sürüngenler, kuşlar, yeryüzünde yaşayan her tür canlı da gemiyi terk etti.

    lut dazu allerlei Getier, allerlei Gewürm, allerlei Vögel und alles, was auf Erden kriecht; das ging aus dem Kasten, ein jegliches mit seinesgleichen.

    Yaratılış 8 :20

    tur Nuh RAB'be bir sunak yaptı. Orada bütün temiz sayılan hayvanlarla kuşlardan yakmalık sunular* sundu.

    lut Noah aber baute dem HERRN einen Altar und nahm von allerlei reinem Vieh und von allerlei reinem Geflügel und opferte Brandopfer auf dem Altar.

    Yaratılış 8 :21

    tur Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: "İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insan yüreğindeki eğilimler çocukluğundan beri kötüdür. Şimdi yaptığım gibibütün canlıları bir daha yok etmeyeceğim.

    lut Und der HERR roch den lieblichen Geruch und sprach in seinem Herzen: Ich will hinfort nicht mehr die Erde verfluchen um der Menschen willen; denn das Dichten des menschlichen Herzens ist böse von Jugend auf. Und ich will hinfort nicht mehr schlagen alles, was da lebt, wie ich getan habe.

    Yaratılış 8 :22

    tur Dünya durdukça Ekin ekmek, biçmek, Sıcak, soğuk, Yaz, kış, Gece, gündüz hep var olacaktır.

    lut Solange die Erde steht, soll nicht aufhören Saat und Ernte, Frost und Hitze, Sommer und Winter, Tag und Nacht.

    Yaratılış 9

    Eski Ahit

    Yaratılış

    Yaratılış 8

    Yaratılış 10

    Ayet endeksi:

    01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29

    Yaratılış 9 :1

    tur Tanrı, Nuh'u ve oğullarını kutsayarak, Verimli olun, çoğalıp yeryüzünü doldurun dedi,

    lut Und Gott segnete Noah und seine Söhne und sprach: Seid fruchtbar und mehrt euch und erfüllt die Erde.

    Yaratılış 9 :2

    tur "Yerdeki hayvanların, gökteki kuşların tümü sizden korkup ürkecek. Yeryüzündeki bütün canlılar, denizdeki bütün balıklar sizin yönetiminize verilmiştir.

    lut Furcht und Schrecken vor euch sei über alle Tiere auf Erden und über alle Vögel unter dem Himmel, über alles, was auf dem Erdboden kriecht, und über alle Fische im Meer; in eure Hände seien sie gegeben.

    Yaratılış 9 :3

    tur Bütün canlılar size yiyecek olacak. Yeşil bitkiler gibi, hepsini size veriyorum.

    lut Alles, was sich regt und lebt, das sei eure Speise; wie das grüne Kraut habe ich's euch alles gegeben.

    Yaratılış 9 :4

    tur "Yalnız kanlı et yemeyeceksiniz, çünkü kan canı içerir.

    lut Allein eßt das Fleisch nicht, das noch lebt in seinem Blut.

    Yaratılış 9 :5

    tur Sizin de kanınız dökülürse, hakkınızı kesinlikle arayacağım. Her hayvandan hesabını soracağım. Her insandan, kardeşinin canına kıyan herkesten hakkınızı arayacağım.

    lut Auch

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1