Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Genç Bir Hemşirenin Anıları
Genç Bir Hemşirenin Anıları
Genç Bir Hemşirenin Anıları
Ebook207 pages2 hours

Genç Bir Hemşirenin Anıları

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

‘Genç Bir Hemşirenin Anıları’, İngiltere ve Avustralya’nın çeşitli bölgelerinde mevcut sağlık kurumlarında birbirinden farklı hemşirelik uygulamalarını anlatan hikâyelerin, anekdotların ve yansıtmaların biyografik bir biçimde bir araya getirilmesi sonucu meydana gelen Göçebe Hemşirelerin Hikâyeleri serisinin ilk kitabıdır.

Bu serinin her bir kitabı hemşirelik kariyerimin değişik bir bölümünü temsil edecektir. Umarım bu kitaplar okuyucu kitlesini sadece eğlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm fırsatları keşfetmeleri yönünde cesaretlendirir.

LanguageTürkçe
Release dateAug 25, 2017
ISBN9781507138786
Genç Bir Hemşirenin Anıları

Related to Genç Bir Hemşirenin Anıları

Related ebooks

Reviews for Genç Bir Hemşirenin Anıları

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Genç Bir Hemşirenin Anıları - Sarah Jane Butfield

    Genç Bir Hemşirenin Anıları!

    Yazar

    Sarah Jane Butfield

    Göçebe Hemşirelerin Hayat Hikâyeleri 1. Kitap

    Reed Freely 2015 Yılı Okumaya Değer En İyi 50 Kişisel Yayıncılık Tarzı Kitaplar Birincilik Ödülü

    ve

    2015 Christoph Fischer Mükemmelik Ödülü Sahibi

    İthaf

    Bu kitap hemşirelik mesleğini icra ettiğim yıllarda bana esin kaynağı olan, kariyerimde ve özel hayatımda kendimi geliştirmemi sağlayan pek çok kişiye ithaf edilmiştir. İlaveten kitabımı dünyanın çeşitli yerlerinde farklı şekillerde uygulanmakta olan sağlık sistemlerine olan katkılarından dolayı hemşirelik okulu öğrencilerine ve yardımcı hemşirelere de ithaf etmek isterim. Hemşirelik tek başına yapılacak bir görev değildir, aksine daima yüksek standartlarda sağlık hizmeti verebilmek açısından ekip çalışması gerektirmektedir. Gelecek nesillere yüksek hemşirelik hizmeti verebilmek için gereken koşulları sağlamada hayati öneme sahip, tıbbın bütün uzmanlık dallarında yetişmiş vardiya danışmanlarına ve tüm hemşirelere ithaf edilmiştir. Ayrıca kitabımı sonuncu ve bir o kadar öneme haiz olarak görevlerini en yüksek standartlarda icra etmekle kalmayıp aynı zaman da size daha fazla yardım etmek için daima hazır bekleyen insanlara destek veren yardımcılara da adamak isterim. Deneyimlerime göre bu kişiler sekiz saat boyunca hiç ara vermeksizin çalışmış ve en az dört saat daha görevinin başında olması gerekenlere bir fincan kahve getirenlerdir. Ya da hasta saldırganlaştığında ya da size kötü davranmaya başladığında yardımınıza gelenlerdir.

    Herkese teşekkürler; hepinize minnettarım.

    Aradan geçen yıllarda hemşirelikle ilgili bazı sözler aklımdan hiç çıkmadı ve bu sözleri kendisiyle özdeşleştirenler olabilir düşüncesinden yola çıkarak sizlerle paylaşmak isterim:

    ‘Zaman zaman hastalarıma ilham veririm; daha ziyade onlar bana ilham verir.’ Yazarı bilinmiyor

    ‘İsminizi unutabilirler, ancak onlara kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutmayacaklardır.’ - Maya Angelou

    ‘Hemşireler melek olmayabilirler, ancak meleklerden sonar insanın başına glen en iyi varlıklardır.’ Anonim

    Teşekkür

    İlk olarak editörüm Martin Papworth’e, kendisine ne kadar minnettar olduğumu söylemek isterim. Çalışmalarımı düzenleyen ve bir yazar olarak tanınmamı sağlayan dürüst, sıcakkanlı ve çalışkan bir centilmen...

    İkinci olarak 1983-1986 ila 2012-2015 yılları arasında Essex’te verilen hemşirelik eğitimlerinin karşılaştırmasını yaparak kitabıma katkıda bulunması nedeniyle üvey kızım, aynı zamanda pediyatri dalında eğitimini yeni tamamlamış bir hemşire olan Clair Victoria Butfield’a teşekkür etmek isterim.

    Ayrıca bugüne kadar yazarlık yolculuğumda bana yardımcı olan, hemşirelik deneyimlerimi ve tıbbi anılarımı da dâhil ederek hatıratlarıma yeni bir yön verme ihtiyacını gidermemde beni cesaretlendiren ve desteklerini esirgemeyen kişi ve gruplara da teşekkürlerimi sunmak isterim. Yazma yeteneğine güvenen insanların varlığını hissetmek bir yazarın en çok ihtiyaç duyduğu şeydir.

    Sosyal medya dostlarıma ve başta liderleri Nigel Butfield, Samantha Parker ve Shontae Brewster dâhil olmak üzere Rukia Publishing sosyal medya tweet ekibinde yer alan meslektaşlarıma da teşekkür ederim.

    http://www.rukiapublishing.com/

    ‘We Love Memoirs’ Facebook Grubu’na, özellikle de kitabın kapak sayfasının tasarımını yapan ve WLM yazarlarını bitmeyen enerjisiyle destekleyen Julie Haigh’e teşekkür ederim. Julie hem bana hem de Goodreads’da yer alan WLM yazarlarının çoğuna büyük yardımlarda bulunmuştur. Kendisine minnettarım.

    https://www.facebook.com/groups/welovememoirs/

    Başta Tom Winton’un kendisi ve Mark Williams olmak üzere ‘Tom Winton Authors Helping Authors’ Facebook Grubuna teşekkürü bir borç bilirim.

    https://www.facebook.com/groups/495847367109155/

    ASMSG-Author Social Media Support Group’un tweet ekibine ve ilham kaynağı Christoph Fischer’a teşekkür ederim.

    https://www.facebook.com/groups/389343847782037/

    Telif Hakkı

    ©2015 Sarah Jane Butfield ©2015 Clair Victoria Butfield – On ikinci bölüm Günümüzde hemşirelik eğitimi.

    Kapak tasarımı Nigel Butfield

    Editör: Martin Papworth

    Birinci e-kitap baskısı: Ağustost 2015

    Yazarın hakları teyit edilmiştir. Bütün hakları saklıdır. Kitapta yer alan bölümlerden hiçbiri yazarın ve yayınevinin yazılı izni olmaksızın elektronik, mekanik yollarla veya fotokopi gibi yöntemlerle hiçbir şekilde yeniden basılamaz, saklanamaz veya gönderilemez.

    Bu kitapta resmedilen insanlar ve olaylar Sarah Jane Butfield’in hatıralarından alınmıştır. Ancak bazı isimler ve yer adları kişisel ve yasal nedenlerden ötürü değiştirilmiştir. Yazar üçüncü partiler tarafından aktarılmış olan hikâyelerin ve konuşmaların doğruluğundan sorumlu değildir.

    Kitapta yer alan fotoğraflar, çoğunun orijinalleri Avustralya’da yaşanan seller nedeniyle kaybedilmiş olduğundan taranarak görüntüsü iyileştirilmiş kopyalar içermektedir. Diğerleri ise Samantha Parker ve Richard Klein başta olmak üzere aile bireylerinin ve arkadaşların izinleri alınarak elde edilmiş ve kullanılmıştır.

    Sarah Jane’in kitaplarına ulaşmak ve röportajlara, kamera arkası fotoğraflara göz atmak amacıyla kişisel erişim listesine dâhil olmak için Sarah Jane’s author website sitesini ziyaret edebilirsiniz.

    İthaf

    Teşekkür

    Telif Hakkı

    Giriş

    Birinci Bölüm: Büyüdüğünüzde ne olmak istersiniz?

    İkinci Bölüm: Hemşirelik Okulu Öğrencisi McDonald

    Üçüncü Bölüm: Muzlu Banshee Kokteyl Saati

    Dördüncü Bölüm: Sırtınıza dikkat edin!

    Beşinci Bölüm: Yaz güneşi

    Altıncı Bölüm: Delicesine koşuşturmalar ve üzgün ifadeler

    Yedinci Bölüm: Gerçekten hemşire olmak istiyor musunuz?

    Sekizinci Bölüm: Kadınlığın inişleri ve çıkışları

    Dokuzuncu Bölüm: Düşünceler Önemlidir

    Onuncu Bölüm: Şakalar ve bal tuzakları

    Onbirinci Bölüm: Kraliyet ailesiyle tanışma.

    Onikinci Bölüm: Günümüzde hemşirelik eğitimi

    Onüçüncü Bölüm: Kaza ve Acil Durum İşaretleri

    Ondördüncü Bölüm: Kalifiye hemşireliğin anatomisi

    Onbeşinci Bölüm: Kadrolu hemşire Parker

    Tıbbi Terimler Sözlüğü

    Geçmişe yolculuk

    Yazar hakkında

    Sarah Jane Butfield’in Seyahat Anıları

    ––––––––

    Sarah Jane Butfield’in Diğer Kitapları

    Hasta Yataklarından Toplantı Salonlarına!

    Baş Hemşirem!

    Giriş

    ‘Baş Hemşirem’, İngiltere ve Avustralya’nın çeşitli bölgelerinde mevcut sağlık kurumlarında birbirinden farklı hemşirelik uygulamalarını anlatan hikâyelerin, anekdotların ve yansıtmaların biyografik bir biçimde bir araya getirilmesi sonucu meydana gelen Göçebe Hemşirelerin Hikâyeleri serisinin ilk kitabıdır.

    Bu serinin her bir kitabı hemşirelik kariyerimin değişik bir bölümünü temsil edecektir. Umarım bu kitaplar okuyucu kitlesini sadece eğlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda tüm fırsatları keşfetmeleri yönünde cesaretlendirir.

    Sarah Jane herhangi bir alanda kariyer edinmek gibi bir hedefe sahip değildi; tüm istediği okuldan ayrılıp Woolworths’ta kasiyer olarak çalışmak ve evlenmekti. Bir gün herşey değişti ve kendisini parlak pembe üniformasını giymiş Hemşirelik Okulu’na giderken buldu. Bu ani değişikliğe neden olan şey neydi? Evi terkedip tam bir eğlence düşkünü olan ev arkadaşı ile bir garnizonda yaşamaya başladığında nelerle karşı karşıya olacaktı? En önemli soru ise, hemşire olmak için uygun biri miydi?

    Sarah Jane biraz eski kafalı, ancak aniden hemşire olmaya karar verecek derecede ele avuca sığmaz bir mizah anlayışına sahip on altı yaşında bir genç kızdı.

    Beta okuyucu görüşü

    Bu komik, ancak son derece dokunaklı hatırat, Sarah Jane’in markası haline gelen ve tüm hikâyelerinde açıkça kendini gösteren dürüst ifade tarzına sahip... Essex’teki hemşirelik eğitimiyle başlayıp hastalarla yaşadığı mutlu, üzüntülü ve insanı derinden sarsan anılarla devam eden bir seri... 1980’li yıllarda hemşirelik mesleğine adım atan genç bir kadının bakış açısını aktarmakta... Beni kimi zaman kahkahalara kimi zaman da duygudaşlığın gözyaşlarına boğan oldukça eğlenceli ve bilgilendirici bir hatırat... S. Brewster

    Neden ‘Baş Hemşirem’ ve bu ifade size neyi çağrıştırıyor?

    Belli bir yaş grubuna ait okuyucu kitlesi muhtemelen 1960, 70 ve 80’li yıllarda yayınlanan ‘Carry On’ adlı dizideki muzip espri anlayışını anımsayacaktır.

    Filmde Kenneth Williams, Barbara Windsor, Norman Wisdom, Jim Dale, Frankie Howerd ve Hattie Jaques gibi tüm zamanların usta komedi oyuncuları rol aldı. Annem serinin hayranı olduğundan ben de bu dizilerle büyümüştüm. Etrafında bulunan herkese bulaştırdığı hafif muzipçe ve harika bir kahkahaya sahip olması onun bu tarz bir mizah anlayışını sevmesinin nedenini izah ediyordu. Annemin Hattie Jacques için hissettiği sevgi ve tutkunun kaynağı böylesine mütevazı bir başlangıçtı. Hattie’nin göründüğü tüm filmleri, özellikle de en beğendiği ‘Carry On Matron’ ile ‘Carry On Doctor’ bölümlerini defalarca izlemiştir.

    Anne mile Hattie Jacques arasında fiziksel benzerlikler vardı; ne var ki maalesef kişiliklerinde, ilişkileri ve kiloları ile ilgili sorunlarında da benzerlikler mevcuttu.

    Annem, ben ve iki kız kardeşim

    Soldan sağa Susie, ben, annem ve Sally

    Annem, sene 1990

    Bana bakacak iyi bir adam varken neden kariyer yapmak istediğimi anlamamasına rağmen final sınavlarını verdiğimi ve artık kalifiye bir hemşire olduğumu anneme söylediğim o anlar hayatımın en gurur dolu anlarıydı. Onun da benimle gurur duyduğunu biliyordum ve eğer bugün hayatta olsaydı ve 28 yıllık meslek hayatım boyunca yaşadığım iniş çıkışlara şahit olsaydı, sanırım sürekli üstün nitelikli evlatlarından bahsedip duran o sıkıcı komşulardan birine dönüşürdü. Aradan geçen yıllar boyunca başarmış olduğum her şeyi çocukluğumda hem fiziksel hem de ruhsal açıdan yapmış olduğu fedakârlıklara borçluyum. Umarım bu öz verilerinin değdiğini ve neticede sahip olduğum hemşirelik vasfı sayesinde çocuklarımı güven içinde büyütmeyi başardığımı biliyordur.

    O zaman hikâyemize hemşirelik okulu öğrencisinin Essex Colchester’daki ilk günleriyle başlayalım! Biraz eski kafalı, ancak ele avuca sığmaz bir mizah anlayışına sahip on altı yaşında köylü bir genç kızın nasıl ve niçin aniden hemşire olmaya karar verdiğini öğrenelim. 

    Birinci bölüm: Büyüdüğünüzde ne olmak istersiniz?

    1981 yılında Suffolk Debenham’da bulunan liseden mezun olmaya az kalmıştı ve benim herhangi bir konuda kariyer yapmak gibi bir düşüncem yoktu. Paraya ihtiyacımız olacağı için ve annemin artık fazla çalışmasına gönlüm el vermediğinden mezun olur olmaz hemen bir iş bulmam gerektiğini de biliyordum.

    Ancak herhangi bir kariyer planım yoktu; hangi konuda ne kariyer yapacağımı ve bunun ileride beni nereye götüreceğini hiç bilmiyordum. Geleneksel, hatta bazılarına göre tüm değerlerin anne tarafından aşılandığı eski kafalı bir ortamda yetişmiş genç bir köylü kızı olarak kendimi daima okuldan ayrılmış, Woolworths’da ya da bize yakın bir kasaba olan Ipswich’deki mağazalarda kasiyer olarak çalışan biri olarak hayal ederdim. Bunun devamında elbetteki evlenip kendi yuvamı kurmak vardı. Herhangi bir konuda kariyer yapmam asla söz konusu bile olmamıştı ve önümde bana ilham verecek kariyer sahibi bir örnek olmadığından benim de bu konuda derinlerden gelen bir arzum ya da hedefim de olmamış, kaderim bu şekilde belirlenmemişti.

    Annem bizleri tek başına büyütmüştü; nedeni ise erkekler konusunda yaptığı yanlış tercihlerdi. Sosyal güvenliğin az bazen de hiç ödenmediği günlerde üç işte birden çalışmıştı. Temizliğe, düzenli aralıklarla meyve ve sebze toplamaya, Noel öncesi yerel bir çiftlikte hindi kesimine gider, aynı zamanda evde bakım hizmeti de verirdi.

    Tüm bunları ben ve üç kız kardeşim ihtiyacımız olan herşeye sahip olalım diye yapmıştı. Komşu köyde yaşayan büyükannemizden başka güvenebileceğimiz geniş bir akraba kitlemiz yoktu. Kronik bacak ülserinden muzdarip olması nedeniyle hareket kısıtlılığı çekmesine ve çift bastonla yürmesine rağmen, Cumartesi öğleden sonraları benimle televizyonda güreş müsabakaları izlemeyi severdi.

    Okulun son yılının son günlerine doğru kariyer konuşmaları yapılmaktaydı ve meslek danışmanlarıyla yaptığım ilk görüşmelerden sonra şöyle düşündüm: Belki de mağazada çalışmaktan fazlası vardır! Müzakerelerden birinde bana Suffolk Koleji’nin gelecek yıl programını veren bir öğretim görevlisiyle görüştüm. Ne aradığımı bilmeden sayfaları çevirdim. Eski kafalı bir yaklaşımla kadınlara uygun işleri düşünürken doğrudan sekreterlik becerileri bölümüne ilerledim. Bu, ofis işleri öğretmenim Bayan Sibley’nin sen daktilodan ziyade dosyalama ve dizinleme becerileri edinsen iyi olur, böylelikle yazı sürati ve doğruluk testi konusunda endişe etmene gerek kalmaz dediğini anımsamadan evveldi.

    Arkadaşlarımdan bazıları kuaförlük kurslarını seçmişlerdi; ancak her zaman bir Erkek Fatma misali taranmamış veya sadece atkuyruğu yapılmış saçlarım, rahat giyim tarzımla son derece mutlu biri olduğum için bu tarz konulara pek fazla ilgi duymamıştım.

    ‘Erkek Fatma’ kime denir’:

    Tıpkı bir erkek gibi davranan ve/ veya erkek gibi giyinip erkek gibi hareket eden, zorlu doğa sporlarını seven kızlardır.

    Alıntıdır: http://www.thefreedictionary.com/tomboy

    Ve bu tanım dogma büyüme köylü bir kız olan beni işaret etmektedir.

    Sayfaları çevirirken bir fotoğraf gördüm; üzerinde oldukça açık ve parlak, pembe renkli bir üniforma taşıyan ön hemşirelik okulu öğrencisi, yaşlı bir adama çoraplarını giydiriyordu. Aklıma takılan bir şey vardı. Bu, kesinlikle pembe renkli üniforma değildi. Bir anlığına bu fotoğraf karesi bacak ülseri olan büyükannemi aklıma getirmişti; aynı bölgede yaşayan bir hemşire her hafta kendisini ziyarete gelir, zaman zaman yanında yardımcısını da getirirdi. Aynı zamanda nasır bantlarını yapıştırmak veya control etmek amacıyla haftada birkaç defa ziyaret ettiğim yaşlı koşumuz Bay Forsyth’ı da düşünmüştüm. Dizlerinde ve kalçalarında artrit olduğundan veya kendi deyimiyle savaş yaralarından dolayı bunu kendi başına yapamıyordu. Annem arada sırada evde bakım işi de yapmıştı; belki de bu sebepten ötürü kursu bitirdikten sonra ben de buna benzer bir işte çalışabilirdim.

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1