Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Okul Da Vampir Hayatı :Türk
Okul Da Vampir Hayatı :Türk
Okul Da Vampir Hayatı :Türk
Ebook672 pages6 hours

Okul Da Vampir Hayatı :Türk

Rating: 5 out of 5 stars

5/5

()

Read preview

About this ebook

On altı yaşımda öldüm ben.Yaşarken adeta bir ölüye döndüm , hayallerim düştü yanaklarımdan.Düşünemedim hiç bir şeyi.Daha doğrusu düşünmeye gerek duymadım.Ve bir gece sabaha devrolurken öğrenmiştim ; Ben bir vampirdim. Kirli sayfalarım silinecekti ve temiz bir sayfaya yol açacaktım .İstemiyordum.Normal bir yaşantım varken aksiyona ne gerek vardı ki ?Ama kabullenmem ve üstesinden gelmem lazımdı.Hayal kurmayı bırakıp gerçek yaşantıya dönmüştüm.Yada dönecektim , ama bu hiç kolay değildi.Unutturmam lazımdı artık , beynime kazınmış kötü anıları.Geçmişimiz her ne kadar silinse de gelecekte gelecekti tekrar karşımıza.Ve tekrar silmeye gücümüz olmayacaktı.Ama ben bunu başarmak zorundaydım,her ne kadar kötü şeyler yaşayacak olsam da dik durup üstesinden gelmem lazımdı.Ve yapacaktım bunu.Hava yavaş yavaş aydınlamaya başlıyordu.Ay yok oluyor ve güneş doğuyordu.Birlikte asla duramazlardı.Güneş batarken ay yerini alıyordu , ay batarken ise güneş.Bende kendim gibileriyle birlikte olabilirdim normal insanlarla değil. Her şeyin bir düzeni vardı .Normal insanlar varken benim gibiler onların yanında yaşayamazdı. Ve ben bu düzeni öğrenene kadar kendim gibi olanlarla kalacaktım.
LanguageTürkçe
Release dateDec 31, 2015
ISBN9788892535213
Okul Da Vampir Hayatı :Türk

Read more from Leonard Clever

Related to Okul Da Vampir Hayatı :Türk

Related ebooks

Related categories

Reviews for Okul Da Vampir Hayatı :Türk

Rating: 5 out of 5 stars
5/5

1 rating0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Okul Da Vampir Hayatı :Türk - Leonard Clever

    Copyright 2015 by Leonard & Clever.com

    Third Edition, License Notes

    Copyright Info:

    Yayın hakları: ©  By Leonard & Clever.com

    Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.

    Bu eserin bütün hakları saklıdır. Yayınevinden yazılı izin alınmadan kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz, hiçbir şekilde kopya edilemez, çoğaltılamaz ve yayımlanamaz.

    Çeviren: Doğan Leon

    Yayın hakları: ©  By Leonard & Clever.com

    Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.

    Kreatif direktör: Ahmet Kanat

    Sanat yönetmeni: Doğukan Akcan

    Fotoğraf sanatçısı: Doğan Leon

    Prodüksiyon: PPR NEWYORK

    Yayın hakları: ©  By Leonard & Clever

    Benim Okul Da Vampir Hayatım

    On altı yaşımda öldüm ben.Yaşarken adeta bir ölüye döndüm , hayallerim düştü yanaklarımdan.Düşünemedim hiç bir şeyi.Daha doğrusu düşünmeye gerek duymadım.Ve bir gece sabaha devrolurken öğrenmiştim ; Ben bir vampirdim. Kirli sayfalarım silinecekti ve temiz bir sayfaya yol açacaktım .İstemiyordum.Normal bir yaşantım varken aksiyona ne gerek vardı ki ?Ama kabullenmem ve üstesinden gelmem lazımdı.Hayal kurmayı bırakıp gerçek yaşantıya dönmüştüm.Yada dönecektim , ama bu hiç kolay değildi.Unutturmam lazımdı artık , beynime kazınmış kötü anıları.Geçmişimiz her ne kadar silinse de gelecekte gelecekti tekrar karşımıza.Ve tekrar silmeye gücümüz olmayacaktı.Ama ben bunu başarmak zorundaydım,her ne kadar kötü şeyler yaşayacak olsam da dik durup üstesinden gelmem lazımdı.Ve yapacaktım bunu.Hava yavaş yavaş aydınlamaya başlıyordu.Ay yok oluyor ve güneş doğuyordu.Birlikte asla duramazlardı.Güneş batarken ay yerini alıyordu , ay batarken ise güneş.Bende kendim gibileriyle birlikte olabilirdim normal insanlarla değil. Her şeyin bir düzeni vardı .Normal insanlar varken benim gibiler onların yanında yaşayamazdı. Ve ben bu düzeni öğrenene kadar kendim gibi olanlarla kalacaktım.

    bölüm 1

    Çok acı çektim. Çok kızdım, canımı acıtmaya çalışanlardan çok canımı acıtmaya çalıştım. Kendimi suçladım, şansıma küfrettim, Tanrıya sitem ettim. Şimdi gözlerimi kapatıyorum, yaşadıklarımı bir kenara koyuyorum. Ve yaşayacaklarıma hazırlanıyorum.

    ***********

    Geçmişime gidiyorum tekrardan; Dört yaşında geçirdiğim rüya karışımı kabusa.... Geçirdiğim korku dolu ana. Ailemin ihanetine... Doğum günümde ki kötü geceye.

    Odam ayrıydı her insanın olduğu gibi, gece iki veya üç civarları açmıştım gözlerimi. Garip bir huzursuzluk vardı içimde. Yağmurluydu ve fazlasıyla soğuktu. Titriyordum; hem korkudan hem üşümekten. Pencere açıktı ve dışarıdan odaya serin rüzgar giriyordu. Üzerimde ki örtüyü başıma kadar çektiğimde zorla da olsa gözlerimi kapatıyordum, gözlerimi sımsıkı kapatmaya devam ederken odamda birinin olduğunu fark etmiştim. Ama kıpırtıların olduğu yöne doğru bakmaya cesaretim yoktu. Plan yapıyordum artık kafamda, nasıl hızlı kalkarım da annemlerin odasına giderim diye. Kalkmaya hazır bir pozisyon da dururken omzumda bir el hissetmiştim. Eli hissetmemle çığlık atmam bir olmuştu zaten. Çocuktum işte; ne yapabilirdim ki başka? Korkudan ağlayacak duruma geldiğimde ise annemin sesini duyarak rahat bir nefes almıştım.

    Korkma, yanındayım. diyerek fısıldıyordu bana. Niye fısıldadığını anlayamamıştım, belki de babamı uyandırmak istemiyordu. Üzerimde ki örtüyü çekerek anneme döndüğümde şok olmuş bir biçimde ona bakıyordum. Yüzü kanlar içindeydi ve bana gülerek bakıyordu.

    Korkma benden, annenim ben senin. diyerek kıkırdadığın da ondan uzaklaşmaya çalışıyordum.

    Korkuyorum ama. demiştim kalbimin ritmini duyarak. Senden korkuyorum anne. Annem gülerek bakmaya devam ettiğinde birden bire kaşlarını çatmıştı. Ve üstüme yürümeye devam etti.

    Ben senin annenim. diyerek sivri dişlerini gösterdikten sonra hiç bir şey hatırlayamıyordum. Sabah kalktığımda ise her şey normaldi kötü bir rüya görmüştüm sadece. Kötü bir kabus... 

    Ensemde garip bir iz taşıyorum, ailem bu izin doğum izi olduğunu söyler bana. Tuhaf olan şey ise her doğum günümde ensemde ki doğum izi garip bir ağrı ve acı hissettiriyor. 

    ************************

    Sabah annemin sesiyle açmıştım yorgun gözlerimi. Daha doğrusu açmaya çalışıyordum, hala kapalı gibiydi gözlerim.

    Kalkmayı düşünmüyor musun acaba? diyerek sitem ediyordu annem. Ben ise yatış şeklimi değiştirerek ağzımdan kelimeleri zorla çıkarıyordum.

    Uykum var. annemin ayakkabı tıkırtısından yanıma geldiğini anlayabiliyordum. İyice yanıma sokulduğunda yastığımı hızla çekerek tek kaşını kaldırmış bir vaziyette bana bakıyordu.

    Ne yaptığını sanıyorsun, uyuyorum farkındaysan.diyerek sesimi yükseltiyordum anneme. Annem ise elinde ki yastığı bana fırlatarak kapıya doğru gidiyordu.

    Ayıldığını anlayabiliyorum, o yüzden aşağı iniyorum. Ve sende üzerini değiştirdikten sonra aşağı geliyorsun. dedikten sonra tam gidecekken kapının arasından tekrar konuşmaya başladı.

    Sanki bugün doğum günü çocuğu olan benim.

    Doğruya, doğum günümdü bugün benim. On altı yaşıma giriyorum sonunda. Derin bir nefes alarak yataktan zar zor kalktığımda banyoda yüzümü yıkıyordum. Yıkadıktan sonra ise hazırlanarak aşağı indiğimde klasik ailemi görüyordum. Babam Henry masanın bir ucuna telefonunu koymuş bir eliyle  içeceğini içiyor diğer eliyle ise serçe parmağıyla telefonuyla oyalanıyordu. Annem Mary ise dergileri karıştırarak kahvaltısını yapıyordu. Sandalyemi çekerek masaya oturduğumda tabağımda ki fıstık ezmeli sandviç ime bir süre baktığımda yememeye karar vererek su içiyordum. Boğazım kuru gibiydi ve canım bir şey istemiyordu. Suyu içtiğimde boğazımda ki kuruluğu azda olsa gidermeyi başarmıştım. Annem ise tedirgin bir şekilde bana bakıyordu.

    İyi misin?

    Kafamı onaylar bir şekilde sallamıştım.

    İyiyim, sadece boğazım kurudu. Annem derin bir nefes alarak babama baktığında babamda anneme o şekilde bakıyordu. 

    Aç değilsen zorlama.demişti babam. Ben ise tabağımı benden uzaklaştırarak ittiğimde konuşmaya başladım.

    Galiba yemeyeceğim. diyerek masadan kalktığımda tekrar odama çıkacakken ensemde ki doğum lekesinin olduğu yerde büyük bir acı hissetmiştim. Bu her doğum günümde olan bir şeydi.  Ensemi bir elimle tuttuğumda diğer elimle duvara tutunuyordum. Bir kaç saniye sonra ise acı geçtiğinde odama geçerek doğum günümde ne giyeceğimi kararlaştırdıktan sonra tabletime oyalanmaya çalışırken ensemde yine büyük bir acı hissetmiştim. Bir kaç saniye sonra ise geçmişti. 

    Bir kaç dakika sonra telefonuma bakarken Chole den mesaj geldiğini fark etmiştim.

    Doğum günü kızı evine geliyorum.diyerek gülücüklü bir mesaj göndermişti. Gülerek mesajı okuduğumda ise elimden bırakarak Chole yu bekliyordum. Yaklaşık on dakika sonra kapımı tıklatarak odama girmişti. Odaya girdiği anda boynuma yapışarak yanağıma bir öpücük kondurmuştu.

    Bak sana ne aldım.diyerek elinde ki hediye paketini gösteriyordu. Heyecanlı bir şekilde paketi açtığımda büyük bir sevinçli şok yaşamıştım.

    Sayın Emıly Miller on altı yaşınıza girdiğiniz için ehliyet kursu almaya hak kazandınız.diyerek notu sesli bir şekilde okumuştum. Sevinçle Chole nun boynuna sarıldığımda tebessümle konuşmaya başladım.

    Bunu ailemin alması gerekirdi ama, sen harikasın ya.dediğimde ikimizde kahkaha atıyorduk. Sonrada saate baktığımda zamanın geçtiğini fark ederek üstümü değiştirecekken saçımı yukarıdan topuz yapmıştım. Dolaptan ise kıyafetlerimi çıkarırken Chole tedirgin bir şekilde konuşuyordu.

    Hey! doğum lekende kahverengi bir sıvı var.

    Elimi telaşlı bir şekilde enseme götürdüğümde değişik bir sıvı gelmişti elime. Hızla çekmecelerin birinden peçete çıkardığımda doğum izine koyuyordum.

    Her doğum günümde oluyor bu.

    Tuhaf. diyebilmişti tedirgin bir şekilde Chole.

    Alıştım.diyerek burun kıvırmıştım. Chole şaşırmış bir şekilde bana bakmaya devam ederken bende üzerimi değiştiriyordum. Hazırlandıktan sonra aşağı indiğimizde annem telaşlı bir şekilde babamla konuşuyordu.

    Nasıl söyleyeceğiz ona? Babam tam bir şey söyleyecekken oturuşunu düzelterek konuşmaya başladı.

    Hadi kızlar hazırlıklara başlayalın artık. dediğimde kafamı onaylar şekilde sallamıştım. Benden bir şey saklıyorlardı, ama ne olduğunu bilmiyorum. Hazırlıklar bir saat içinde bittiğinde herkes teker teker gelmeye başlamıştı.

    =================

    bölüm 2

    Yandaki fotoğraf emılyı canlandırıyor .ARKADAŞLAR SONLARINI BİRAZ DÜZELTMEYE ÇALIŞTIM.UMARIM BEĞENİRSİNİZ :)

    BU BÖLÜMLERİ DAHA DÜZELTEMEDİM ASLINDA DÜZELTTİM AMA HEPSİNİ DÜZELTTİKTEN SONRA YAYINLAYACAĞIM. DAHA 1. BÖLÜMÜ DÜZELTEBİLDİM O YÜZDEN ÇOĞU YERİ SAÇMA OLABİLİR

    Her şey yolunda gidiyordu,bazı arkadaşlarım oynuyor bazıları ise kahkahalarıyla birlikte sohbet ediyordu.Ama birileri haricinde herkes halinden memnunmuş gibiydi,o da ailem.Yanlarına anlam veremeyerek gittiğimde annem babamın kolunu sıkıca tutuyordu.

    Bir sorun mu var?dedim meraklı ifademle.

    Yok bir şey eğlenmene bak sen.diyerek çıkışmıştı babam.

    Peki.diyerek oradan uzaklaştığımda arkadaşlarım yanına giderek tekrar eğlenmeye devam ettim.Herkes gittiğinde ise odama çıkarak üzerimi değiştiriyordum,üzerimi değiştirdikten sonra annemlerin yanına giderek koltuğa oturmuştum.

    Bir şey söylemediniz ama yüz ifadeniz öyle söylemiyor

    Diyerek kaşlarımı çatıyordum.

    Seninle konuşmamız gereken bir konu var.diyerek yere bakıyordu.

    Konuşun o zaman.diyerek dalga geçiyordum.Aslında bu halleri beni korkutuyordu.

    Babam ayağa kalktı ve tedirgin bir şekilde nefes alıp veriyordu.

    On altı yıldır senden bunu saklıyoruz,ama artık söylemenin zamanı geldi.

    Neyi söylemenin zamanı geldi.derin nefes aldım.Korkuyorsunuz beni.

    Anlatmaya çalıştığı şey beni ürkütüyordu . Aklıma her saçmalık gelmeye başlıyordu.Babam derin bir nefes aldı ve yanıma gelerek ensemde ki doğum lekesinden bahsetti.

    Bu doğum lekesi sadece sende yok.diyerek annemin saçlarını kaldırdı.Annem ensesini gösterdiğinde bir tesadüf diye düşünerek normal karşılıyordum.Ama sonra aynısından babamda da olunca korkmaya başlamıştım.

    Ve senin gibilerinin hepsinde var bu iz.

    Bu ne demek oluyor.diyerek kaşlarımı çatıyordum.

    Babam koltuğa tekrar oturduğunda konuşmayarak susmayı tercih etmişti.

    Tanrı aşkına bunca yıldır benden sakladığınız şey ne?diyerek sesimi yükseltiyordum.Beni gerçekten bu hareketleri ürkütmeye başlamıştı.

    Söyleyemedik çünkü kurallar böyle eğer kurallara uymasaydık seni tehlikeye atmış olurduk.

    Korkuyla ayağa kalktığımda önüme gelen saçlarımı arkaya atmıştım.

    Benden ne saklıyorsunuz!dediğimde sesim oldukça yüksek çıkmıştı.Babam ise koltuğun kenarına hızla vurduğunda annem elinden tutarak onu sakinleştiriyordu.Babam derin bir nefes aldığında konuşacakken annem babamı susturup konuşmaya başladı.

    Ben anlatmaya devam edeyim Henry.

    Babam kafasını onaylar şekilde salladığında annem konuşmaya başladı.

    Bunu söylemesi zor,çok zor.Ama artık söylemenin zamanı geldi.diyerek derin nefes aldı."

    Belkide bizden nefret edeceksin,ama bu senin hayatından önemli değil.

    Tepkisizce annemi dinliyordum.

    Söyle artık.dedim hareket etmeyerek.

    Her ne olursa olsun güçlü olmanı istiyorum..

    Anlat.diyerek sözünü kesmiştim.Annem ise telaşlı gözleriyle bana baktığında gözlerimin içine bakarak konuşmaya başladı.

    Kan emicisin.

    Kafamın içinde ki sesleri susturduğum da kendimi büyük bir boşlukta hissettim.Yumuşak ve kasvetli bir hiçlik örtüsü dünyamın kıyılarını çevreledi ve benliğime işledi; ilk önce ayı aldı, ardından geceyi, sonra bedenimi ve son olarak da hayallerimi.Boğazım düğümlenmişti,konuşamıyordum.Çığlık atmak, hayır! diye haykırmak istiyordum,ama bir şey engel oluyordu.Sanki bir şey kalbime batıyormuş gibi içim acıyordu.

    Şaka.diyebildim kendimi buna inandırarak.Doğum günü şakası,hadi onu boş verin de hediyemi verin bana.diye gülüyordum.Ama bu gülüşüm korku dolu bir gülüştü.Annem babama baktığında titrek sesiyle konuşmaya başladı.

    Gerçeklerle yüzleşmenin vakti gelmişti,sen normal bir insan değilsin Em.Farklısın,bizim gibisin.

    İçim ağlıyordu,ama dışıma vuramıyordum.Hayır bu şaka olmalıydı.

    Hayatımı bitirdiniz.Diyerek yere bakıyordum.Bitirmişlerdi beni,yaşayan bir ölüydüm artık.Ben bile kendimi tanımazken başka insanları nasıl tanıyabilirdim ki.Annem gözleri dolu bir şekilde ayağa kalktığında elimi tutmaya çalışmıştı,ama ben geriye giderek konuşmaya başladım.

    Uzak durun benden.diyerek odama koşarak gitmiştim.Bu bir rüya olmalıydı,doğum günümdü bugün benim.Hediye almam gerekirken gerçek kimliğimi öğrenmiştim.Ben insan değildim ben bir  vampirdim.Ama bunca yıldır sıradan bir insan gibi yaşamıştım.

    =================

    bölüm 3

    ARKADAŞLAR BU BÖLÜMÜDE DÜZELTTİM UMARIM BEĞENİRSİNİZ :)

    Odama geçtiğimde kapıyı kilitleyerek kapının arkasında delicesine ağlamaya başladım.Sessizde.Nefes almak acı veriyordu.Derin bir nefes aldım,derin bir nefes alınca kendimi daha da güçlü hissettim.Ya da öyle sandım.Her şey yolunda giderken birden bire bu şekilde olayların olması hayatımın en acı noktası olmuştu.Kendimi tuhaf hissediyordum.Buğulu ve cansız.Nefesim benden bağımsızdı.Tekrar zorla olsa derin bir nefes alarak ayağa kalkmıştım.Zorla kendimi yatağa attığımda yastığı yanıma alarak ellerimle sıkıyordum.Göz yaşlarım ise yastığı ıslatıyordu.

    ***********

    Sabah kalktığımda başım delicesine ağrıyordu .Yataktan kalkıp banyoya doğru gidecekken annem merdivenlerden ikişer ikişer çıkarak yanıma geldi.

    Aşağı gel,konuşmamız lazım.diyerek kolumu tuttu.

    Konuşmak istemiyorum.dedim ciddiliğimi koruyarak.

    Annem bana bir kaç saniye boyunca baktıktan sonra gözleri dolarak konuşmaya başladı.

    Alışmak zorundasın.derin bir nefes aldı.Biz alıştık ve sende alışmak zorundasın.

    Değilim.dedim sesimi yükselterek.Alışmak zorunda değilim.

    Annem duvara elini koyarak ayakta durmaya çalışıyordu.

    İşleri zorlaştırma,gel artık ve konuşalım.diyerek bağırmıştı bana.

    Geliyorum.diyerek bende bağırmıştım.Sonrada annemle daha fazla konuşmayarak banyoya girip hızla kapıyı çarpmıştım.Bir insanın kendisinden korkması kadar kötü bir şey yok mudur bu hayatta.Acı çektirir kendinden nefret ettiğin için aynaya bakmamak daha doğrusu bakamamak.Çünkü o kadar cesaretin yoktur,o kadar güçlü birisi değilsindir.Yüzümü yıkayıp banyodan çıktığımda üzerime rahat bir şeyler giyerek aşağı annemlerin yanına inmiştim.Koltuğa oturup onlara baktığımda ise ellerimle oyalanarak ciddi bir şekilde konuşmaya başladım.

    Bu güne kadar normal bir insan gibi yaşadım,yaşadınız.Arkadaşlarımız insan,insanlar gibi yemek yiyoruz uyuyoruz.Ben,ben anlam veremiyorum,inanmak istemiyorum buna.diyerek konuşmakta güçlük çekiyordum.Babam ise bana baktığında derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

    Peki bilmen gereken her şeyi anlatayım o zaman.

    Tepkisizce babamı dinliyordum.

    Sadece çok yorgun olduğumuzda uyuruz biz,geceleri ise avlanmaya çıkarız.Ama sen eğitimin boyunca normal uyuyacaksın..

    Babamın sözünü keserek konuşmaya başladım.

    Ne eğitiminden bahsediyorsunuz?demiştim tedirgin bir şekilde.Babam anneme baktığında derin bir nefes alarak konuşmasına devam etti.

    Dört yıllık bir eğitim görmelisin,ve o okula gitmek zorundasın.

    Sinirden gülerek yere bakıyordum.Bu kadarı da fazlaydı artık.

    O okula gitmiyorum.dedim emin bir ses tonuyla.

    Gitmek zorundasın!diyerek sesini yükseltmişti babam.Sesini yükseltmesine ve bu yaşadıklarıma artık dayanamıyordum.

    Hayatımı mahvettiğiniz yetmedi?Canımı acıtmak için niye bu kadar çok çabalıyorsunuz.

    Dedikten sonra ağlamaya başlamıştım.Göz yaşlarımı elimin tersiyle sildiğim de sakinleşerek derin nefes alıyordum.Ortamı bir kaç saniye sessizlik kapladığında annem bu sessizliği bozarak konuşmaya başladı.

    "Okula gitmeyip evden çıkmamayı mı düşünüyorsun?Hapis hayatımı yaşayacaksın.Nereye kadar yapacaksın ki bunu?Bir kaç ay veya bir kaç yıl..Ondan sonra n'apmayı düşünüyorsun?Senin hayatın bu Em.Hayatımızı biz seçemiyoruz.

    Hiç bir şey demeye gerek duymayarak susuyordum.Annem ise derin bir nefes aldığında konuşmaya başladı.

    Dört yıl dayanacaksın.Sadece dört yıl,ondan sonra istediğini yap.Ama yeter ki o okula git.

    N'apacağımı bilmiyordum,kafam o kadar doluydu ki düşünecek yerim kalmamıştı.Gözlerimi bir kaç saniye kapattıktan sonra tekrar açarak titrek sesimle konuşmaya başladım.

    Yalnız kalıp düşünmek istiyorum.diyerek ayağa kalktığımda koşarak odama gitmiştim.

    =================

    bölüm 4

    ARKADAŞLAR BU BÖLÜMÜN BAŞLARINI BİRAZ DÜZELTTİM SONLARI AYNI UMARIM BEĞENİRSİNİZ :)

    Ağlamaktan hissetmiyordum yanaklarımı.Yada korkudan bir şey hissetmiyordum.Bir insanın kendisinden korkması kadar kötü bir şey var mıdır ki bu hayatta.Ama ben korkuyordum, korkudan aynaya bakamıyordum.İstemediğim manzarayı görmek istemiyordum.Hayallerim vardı benim, liseyi bitirdikten sonra iyi bir üniversitede okumak.Ama bu hayallerim hiç bir zaman gerçekleşemeyecekti.Hayatım aksiyon filmine dönecekti .Savaşlar,kavgalar.Yada sadece ben öyle sanıyordum.Belkide tahmin ettiğim kadar kötü olmayacaktı , belkide her şey daha iyi olacaktı.Bir şans vermem lazımdı , hem aileme hemde kendime.Güçlü durup hayatın tadını çıkarmam lazımdı,yaşayan bir ölüyken hayat ne kadar yaşanılırsa artık.Cesaretime yenik düşüp aynaya bakmıştım tekrardan.Gözlerim kan çanağına dönmüştü.Ağlamaktan gözlerim suratım şişmişti.Aynalı dolabın çekmecesinden kapatıcıyı çıkarak yüzüme sürmeye başlamıştım.En azından bir şeyleri saklamayı başarıyordu.Yüzüme güzelce sürdükten sonra kızarıklığı azda olsa gidermiştim.Sonrada saçlarımı düzelterek üzerime düzgün kıyafetler geçirmiştim.Günlerce geçmeyen günün ardından okul zamanı gelmişti.Bu zaman boyunca ya bir gün,yada bir kaç gün çıkmıştım odadan.Çıktığım günlerde ise kimseye görünmeden ya banyo yapıyor yada bir şeyler atıştırıyordum.Üzerimi değiştirdikten sonra merdivenlerden yavaş yavaş inerek annemlerin yanına gitmiştim.Beni gördüklerinde istemeden de olsa yüzlerinde tebessüm oluşmuştu.Babam elinde ki gazetesini masaya koyarak konuşmaya başladı.

    -İyi misin.

    Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra sandalyemi çekerek oturmuştum.Sonrada yüzüme zorla bir gülümseme takarak konuşmaya başladım.

    -İyiyim. 

    Annem gamzelerini gösterecek şekilde gülümseme yaymıştı suratına.Annem tabağıma bir şeyler koyarken dalıp gidiyordum.Düşünüyordum,aklımdan çıkarmak istesem de çıkaramıyordum.Babam benim gerildiğimi anladığında beni güldürmek için elinden gelini yapıyordu.

    -Annenle orada tanışmıştık .

    Ve başarmıştı da.Yüzümde istemediğim bir tebessüm oluşmuştu.

    -Kaç yıldır size yalvarıyordum.Bunu öğrenmek için.

    Babam ağzına bir şeyler sokuşturduğun da ortamı istemeden de olsa germişti.

    -Her şeyi zamanında öğrenirsin.

    Annem ayağıyla babamın bacağına vurduğunda babam ne yaptığını anlayarak gözlerini büyütmüştü.

    -Ben,ben çok özür dilerim.

    Belkide günler sonra dişlerimi göstererek gülümsüyordum.

    -Sorun yok,her şey zamanında güzel.

    Babam son bir kez bana gülümsediğinde kahvaltısına devam etmişti.Buna annemde dahildi.Ben bir şey yemeyerek onları izliyordum.En sonunda dayanamayarak konuşmaya başladım.

    -Orası tam olarak nasıl bir yer.

    Babam konuşmadan önce anneme bakmıştı.Annem ise gülerek babama baktığında bakışlarını bana çevirerek konuşmaya başladı

    -Farklı bir yer.Dört ay eğitimi var,ondan sonra okul.Oda arkadaşın oluyor.Senden üst sınıflar var birde.Ama korkma bizim zamanımızda o üst sınıflar çok tatlı kişilerdi.Eminim ki hala öyledir.

    Umarım öyledir.Kahvaltımı annemin zoruyla yaptıktan sonra valizimi hazırlamak için odama gitmiştim.Bir valize kıyafetlerimi koyarken,diğer valize ise fotoğrafları ve lazım olacak eşyaları koyuyordum.Yarım saate sonra aşağı indiğimde annemle babam dışarıya çıkarak beni bekliyordu.Valizlerimi odanın kapısının önüne koyduğumda evde ki çalışanlardan biri arkamdan gelerek valizleri arabanın bagajına koymuştu.Babam benim için arabayı kendi sürecekti bugün.Dört saatlik bir yolun ardından okula gelerek arabayı park etmişti babam. Pencereden okula bakıyordum.Normal bir okula benzemiyordu , tuhaf bir havası vardı.Ve oldukça da kalabalıktı.Annemlerin zorlamasıyla arabadan indiğimde ayaklarım sanki beni geriye götürüyordu. Okula korku dolu gözlerimle bakarken annemin bana seslenmesiyle bakışlarımı okuldan çevirip anneme bakmıştım .

    -Hadi git artık .

    Gözlerim dolu bir şekilde anneme baktığımda ona sımsıkı sarılmıştım.Ağlamamak için kendimi zor tutuyordu.Eğer annem beni ağlarken görseydi,belkide o bakışlarım onun aklından hiç bir zaman çıkmayacaktı.Anneme sarılmayı bıraktığımda zar zor konuşmaya çalışmıştım.

    -Korkuyorum .

    Annem bana tebessümle baktığında ise çantasından bir kolye çıkarıp elime sıkıştırmıştı.

    -Bunu hiç bir zaman kaybetme.

    Anlamını tam soracakken görevlinin konuşması yüzünden soramamıştım.

    -Hazırsanız odanıza götüreyim sizi.

    Kolyeyi boynuma taktığımda ucunu içime sokmuştum.Babama da son bir kez sarıldıktan sonra görevli valizlerimi alarak götürmeye başlamıştı.Annemlere son bir kez baktığımda okulun başka bir bölümüne giriyorlardı . Sanırım kayıt işlemlerini halledecekti.Odaya girdiğimde bir kız yatakta bacaklarını uzatmış bir şekilde tabletiyle oynuyordu.Bizi gördüğünde elinde ki tabletini saklamaya çalışıyordu.Görevli kızın yanına gittiğinde tabletini alıp odadan çıkmıştı .Kız ise arkasından bir şeyler söylerken görevlinin umurunda bile değildi. Çekinerek içeriye girdiğimde kız söylenmeyi bırakıp gülerek konuşmaya başladı.

    -Sen Emıl sin öyle değil mi ?

    Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra konuşmaya başladım.

    -Evet de nereden biliyorsun ?

    Güldü ve kapıyı göstererek konuşmaya başladı.

    -Kapıda isimlerimiz yazıyor .

    Kapıya baktıktan sonra o kıza dönerek konuşmaya başladım.

    -Sen ne zaman geldin ? Ve o adam niye tabletini aldı.

    Kız tekrar yatağına oturduğunda tebessüm ederek konuşmaya başladı.

    -Yaklaşık on dakika önce.Burada teknolojik aletler yasak.

    Dediği şeyin şaka olmasını dilemiştim.Etrafıma bakındığımda salonda bir televizyonun olduğunu fark etmiştim.Anlam veremeyerek kıza baktığımda koltuğa oturarak konuşmaya başladım.

    -Televizyon var.

    Kız televizyona baktığında eline dergisini alıp konuşmaya başladı.

    -Onların ürettiği bir televizyon.Yani insanlarla iletişim kuramıyoruz.Sadece buradakilerle .

    Derin bir nefes alıp ayağa kalktığımda odayı incelemeye başladım . Orta büyüklükte ev şeklindeydi . Valizlerimi elime aldığımda iki tane olan dolaba baktım . Biri benim diğeri ise o kızındı. Valizimi açarak kıyafetlerimi yerleştirirken kıza merak ettiğim bir şeyi sordum.

    -Bu arada ismin ne ?

    Kız bakışlarını dergisinden çekip bana baktığında konuşmaya başladı.

    -Belinda.

    -Değişik bir isimmiş.

    Belinda büyük bir iç geçirip dalga geçercesine konuşmaya başladı.

    -Annemin ilk atının ismi Belinda ymış .Sonra atı ölünce hatıra kalması için benim ismimi Belinda koymuş.

    Kaşlarımı anlam veremediğim bir şekilde kaldırarak ona baktığımda bakışlarımı çekip kıyafetlerimi yerleştirmeye devam ettim.Tuhaf bir olaydı , daha doğrusu gülünç.Hangi anne kızının ismini hayvan ismi koyar ki.Eşyalarımı yerleştirmeyi bırakıp valizleri yatağın altına koyduktan sonra dinlenmek için koltuğa oturacaktım ki , bir adamın anons sesiyle dışarıya çıkmak zorunda kalmıştık.Okulun meydanına geldiğimizde fazlasıyla bir kalabalık vardı.Arkalarda durup adamı dinlemeye başlamıştım.

    -Ben müdür yardımcısı Banner . Lafı çok uzatmayı düşünmüyorum . Grup olarak eğitim göreceksiniz , ayrıca buradan çıkamazsınız . Kalkan gücünde koruma var. Dedikten sonra konuştuğu yerden uzaklaşmıştı . Yanıma baktığımda Belinda yı göremiyordum . Etrafta onu aramaya devam ederken sert bir şeye çarpmıştım . Kafamı kaldırdığımda çarptığım şeyin kas yığını olduğunu fark ederek kafamı tutmayı bırakıp tam konuşacakken onun alaycı sesiyle irkilmiştim .

    -Önüne bakmadan mı yürüyorsun sen ?

    -Yanlışlıkla oldu . 

    -Dikkatli yürü. Anlam veremeyerek ona baktığımda dişlerini gülerek gösterdi ve yanımdan uzaklaştı . Gözlerimi devirerek Belinda yı aramaya devam ettiğimde kolumu birinin tuttuğunda korkuyla çığlık atacaktım ki , kolumu tutanın Belinda olduğunu fark etmiştim . Merdivenin yanında ki banka oturarak dinlendiğimizde , merdivenden bana çarpan çocuk ve kızlı erkekli grubu inerken yanımızdan geçerken dalga geçercesine konuşmaya başladı.

    -Depresyon güzelleri .

    Derin bir nefes alarak sakinleşmeye çalışıyordum . Zaten sinirliydim , bunlar iyice sinirimi bozuyordu.Gözlerimi devirerek başka bir yöne baktığımda sarışın bir kızın gülerek yanımıza geldiğini fark ettim . Dikkatli bakınca bu kızın daha demin ki dalga geçercesine konuştuğu kız olduğunu fark etmiştim.

    -Üzüldüm size .

    Anlam veremeyerek kıza baktığımda hiç bir şey demeyerek etrafa bakınıyordum. Kız bir kaç adım daha atarak bize yaklaştığında dalga geçerek tekrar konuşmaya başladı.

    -Bu okula gelmekle hata yaptınız.

    Dayanamayıp sinirden yüzüm gülmüştü . Kafamı hafif kaldırıp ona baktığımda kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım .

    -Seni takmadığımızın farkında mısın ?

    Kız yüzünde ki gülümsemesini yok edip kaşlarını çatmıştı.Sonra da derin bir nefes alarak konuşmaya başladı.

    -Sizi uyardım sadece.Bu okuldan koşarak gitmek isteyeceksin.

    Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra gülerek konuşmaya başladım.

    -Bu okuldan gitmek istiyorum zaten.

    =================

    bölüm 5

    Arkadaşlar yandaki kız      Belinda rolünde okursanız sevinirim :)

    İnsanların hayatını dağıtmak kolaydır.Tek bir hareket,tek bir söz,tek bir davranış...O her şeyi yerle bir eden sözler,bütün hayallerimizi silip atmaktır.Ve benimde öyle oldu,hayal kuramıyorum artık.Gülemiyorum bile.Sahte bir gülümseme oluyor yüzümde,içten bir gülümseme değil.Tek düşünebildiğim şey şimdi ne yapacağım.Bugün ki sorunlarımdan nasıl kurtulacağım.Çünkü ileriyi düşündüğümde hiç bir zaman olmayacak ki artık.Normal bir yaşantım yokken nasıl normal düşüne bilirdim ki.Ne kadar düşünsem de istediğim şeyi elde edemeyecektim.Artık niye boşuna zaman kaybı yaşayayım ki.

    O kız yanımızdan gittiğinde saçlarımı düzelterek etrafıma bakınmaya başlamıştım.Annemin anlattığı gibi ne sevimli kişilerdi.İlk günden beni tehdit edercesine konuşması..

    Buraya geleli daha iki saat kırk beş dakika olmuştu.Ama sanki zaman geçmek bilmiyordu.Sebepsiz yere şimdiden bile olay olmuştu.Ve kim bilir daha neler olacaktı.Düşünmeye devam ederken müdür yardımcısının anons sesiyle meydan yerine gitmiştik.Bir kaç saniye boyunca müdür yardımcısı geldiğinde sesini düzelterek konuşmaya başladı.

    -Eğitim yerleriniz belli oldu.Grup olarak dört aylık bir eğitim göreceksiniz.Panoya bakıp öğrenebilirsiniz.

    Dedikten sonra konuşmasını yapıp oradan uzaklaşmıştı.Belinda yıda alıp panolara doğru baktığımızda ikimizde kırmızı gruptaydık.Grup başkanımız ise Dael Grande ydi. Panoya baktıktan sonra masalardan birinde bir kaç saat boyunca daha sohbet ettikten sonra odaya gitmiştik.Odaya geldiğimizde ise üzerimi değiştirerek salonun balkonuna geçmiştim.Sandalyeyi çekip oturduğumda boşa bakarak düşünüyordum.Yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı.Yarın eğitim görecektik,belki zorlanacaktım,belkide tam benlik bir iş yapacaktım.Ama içimden bir his zorlanacağım anlamına geliyor,ve zaten öyle olacak.Ne olduğumu bilmeden zayıf noktamdan vuruldum.Yaşayacaklarım karşısında sadece ağlamak ve susmakla yetindim.Konuşmaya çalışmadım,çünkü biliyordum ki konuşmaya çalıştığımda her şey daha kötüye gidecekti.Keşke hiç bir şey hissetmeme gibi bir yeteneğim olsaydı.İşte o zaman hayatımı yaşar en mutlu kişi olurdum.

    ******

    Gözlerimi zorla açarak kalktığımda bedenim yorgundu.Tekrar uyuyup uyanmamak istiyordum.Bu düşündüğüme gülerek kendime cevap vermiştim.Sen zaten bir rüyadasın ve bu rüyadan hiç bir zaman çıkmayacaksın.Belinda ya baktığımda yatağında yoktu,banyodan ise su sesi geliyordu.Yüzümü yıkadıktan sonra giyinmek için dolabı açtığımda ne giyeceğimi düşünüyordum.Sıradan kot pantolon ve üzerine tişört çıkardıktan sonra nazikçe giymeye başlamıştım.O sırada Belinda bornozlu bir şekilde saçlarını havluyla kurulayarak içeriye girmişti.

    -Erkencisin.

    Dedim gülerek aynadan bakarken. Belinda ise elinde ki havluyu yatağın üzerine bırakarak konuşmaya başladı.

    -Banyo etmeyi özledim.Öğrendiğimden bu yana odamdan çıkmadığım için banyo etmemiştim.

    Ben ondan biraz da olsa iyiydim.Banyo etmeyi eksik etmiyordum. Belinda kıyafetlerini alarak başka bir odaya geçmişti.Ben ise saçlarımı tararken bir yandan da Belinda ya bakıyordum.Saate baktığımda ise buraya geleli ön üç saat yirmi iki dakika geçmişti.Saatleri bu kadar iyi takip etmemin sebebi ne buraya ne kadar dayanabileceğimdi.Belinda bir kaç dakika sonra odaya geldiğinde son hazırlıklarını yapıyordu.Ben ise onu hala bekliyorum.

    -Bugün çıkabilecek miyiz acaba?

    Belinda daha da hızlanarak son hazırlıklarını koşuşturarak yapmıştı.Onun bu haline gülerek ayakkabılarımı giymeye gitmiştim.Oda benim yaptığımı yaptıktan sonra odadan çıkarak eğitim yerine doğru gidiyorduk .Odadan çıktığımızda yaklaşık on , on beş dakika boyunca yürüdükten sonra geldiğimizde yoğun bir kalabalık vardı.Kendi grubumuza aramaya başladığımızda arkadan birinin sesini duyduğumuzda duraksayarak sesin geldiği yöne bakmıştım.Dün ki çarpıştığımız çocuktu bu.

    -Bakar mısınız ?

    Anlam veremeyerek bakıyordum.Konuşmasını beklerken bize daha da yaklaşıp konuşmaya başladı.

    -Kırmızı gruptaysanız gelin.

    Belinda ya baktığımda göz işaretiyle hadi işaretini yapmıştı.Çocuğu takip ettiğimizde ise bizi bir grubun yanına götürerek isimlerimizi söylemişti.

    -Belinda hanginiz?

    -Benim.Dedi Belinda öne çıkarak .Çocuk bana baktığında sinsi gülüşünü yüzüne takarak konuşmaya başladı.

    -Sende Emıly olmalısın.

    Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra konuşmaya başladım.

    -Evet.

    Kafasını aşağı eğdikten sonra sıramızı oluşturmuştu .En önde o onun arkasında ben , benim arkamda ise Belinda vardı.Dael bir kaç saniye boyunca elinde ki kağıda bakmıştı,sonrada kafasını bize doğru çevirerek konuşmaya başladı.

    -Beni takip edin.

    Şunu yapın,bunu yapın.Ne güzel kölesi gibi kullanıyordu.Nasıl dayanacaktım ben bu çocuğa,sonuçta benimle dalga geçenlerin arasındaydı.Dael ı zorunluluktan takip ettiğimde bizi bir odaya getirmişti.İçeriye girdiğimizde ise bizimle konuşmaya başladı.

    -Dört aylık bir süre için grup başkanınızım.Sizden bir yaş büyüğüm sonra zaten bende okula devam edeceğim.Her neyse,kan emici olduğumuza göre normal beslenmeyi bırakıp kana alışmak zorundasınız.

    Yüzümü buruşturmuştum.O şeyi asla içmeyecektim.Dael etrafına bir kaç saniye boyunca baktıktan sonra konuşmasına devam etti.

    -Herkes bir sandalyeye otursun.

    Boş bir sandalyeye oturduğumda yere bakarak düşünüyordum.Biraz sonra kan içecektim.Ve bunu nasıl başaracaktım bilmiyorum.Herkese bir bardak içinde kan dağıttıklarında elimde ki bardağa bakıyordum.Burnuma yaklaştırdığımda ise kokusundan rahatsız olmam gerekirken tuhaf bir koku geliyordu burnuma.Dael hepimize teker teker baktığında herkesin surat ifadesi aynıydı.Hiç biri içmek istemiyordu.Sıranın başında ben olduğum için ilk ben başlayacaktım.Kokusu kötü olmadığı için burnuma tıkamak zorunda kalmadım.Ama Dael ın bakışlarından rahatsız oluyordum.Bir kaç dakika boyunca bardağa baktığımda Dael dayanamayıp konuşmaya başladı.

    -Bugün içecek misin?

    Kafamı kaldırıp Dael a baktığımda kaşlarımı çatarak konuşmaya başladım.

    -O kadar kolay değil.

    Dael gözlerini devirdikten sonra tekrar konuşmaya başladı.

    -Hadi.

    Bardağı ağzıma yaklaştırdığımda nefes almayarak dikmiştim.Bir kaç saniye boyunca garip olduktan sonra kendime gelmeye başlamıştım.Vücudumda tuhaflıklar hissediyordum. Bardağa baktığımda ise tamamen boşaldığını fark etmiştim.Ne yani ben bu iğrenç şeyi beğenmiş miydim.Dael gülerek bana baktığında dalga geçercesine konuşmaya başladı.

    -O kadar zor değilmiş.

    Hiç bir şey demeyerek Belinda ya baktığımda o da benim verdiğim tepkileri veriyordu.İlk önce bardağa suratını buruştururak baktığında gözlerini kısarak dikmişti.Belinda nın yüz ifadesine bakıyordum.Acaba o da benim gibi hissedecek miydi.Bardakta ki kanı tamamen bitirdiğinde buruşturduğu yüz ifadesini silerek istemeden de olsa yüzünde bir gülümseme oluşmuştu.Herkes o şekilde bardaklarında ki kanı içtikten sonra bardakları bir kenara koyarak Dael ın konuşmasını dinlemeye başlamıştık.Dael ise masanın bir ucuna oturarak konuşmaya başladı.

    Eğer bunu içmeseydiniz açlıktan ölürdünüz.Bir kaç ay sonra normal yiyecekler istemeyecek mideniz.Sadece kanla besleneceksiniz.O yüzden o kanı içmek zorundasınız, zamanı geldiğinde ise avlanmaya başlayacaksınız.Şimdi ise güçlerinizi öğrenme vakti geldi

    Tepkisizce onu dinliyordum.Boş boş ona bakmaya devam ederken Belinda karnımı dürterek konuşmaya başladı.

    -Özel güçlerimizde mi varmış.

    Sahte bir tebessüm yaymıştım suratıma.Aslında bu güç meselesi beni içten içe güçlendiriyordu.Ve merak ediyordum, nasıl bir gücümün olduğunu.Dael ayağa kalktığında kapıya doğru giderek konuşmaya başladı.

    -Kimler hızlı onu göreceğiz.

    Hepimiz ayağa kalktığında Dael ı takip ederek odadan çıkmıştık.Bizi ormanlık tarzı bir yere getirdiğinde koşu parkuru gibi bir şey vardı. Dael ilk önce parkuru gösterip sonra da ne yapacağımızı anlatmaya başladı.

    -Herkesin farklı bir gücü var,bazılarınızın güçleri aynı.Ama eğer hızlı değilseniz çekeceğiniz var.Diyerek dalga geçmişti.Dael koşu parkurunun başına geçtiğinde nasıl olacağını göstererek anlatmaya başlamıştı.Uzun bir parkurdu ama hızlı olduğu için bir kaç saniyede bitirmişti. Dael yanımıza geldiğinde ise kendisini bir şey sanarak konuşmaya başladı.

    -Nasıl olduğunu öğrenmişsinizdir herhalde.Şimdi benden sonra kim varsa o da aynı şekilde devam etsin.

    Ondan sonra ben vardım.Ve bunu yapabilecek miydim bilmiyorum.Parkurun başına geçtiğimde heyecandan kalbim yerinden fırlayacak gibiydi.Derin bir nefes alarak başladığımda nasıl koştuğumu bilmiyordum.Ama Dael ın konuşmasından az çok anlayabiliyordum.

    -Hızlı koşamıyorsun.Hızlı ol biraz.

    Sinirlenerek kafamı ona çevirdiğimde sesimi yükselterek konuşmaya başladı.

    -Konuşmayı keser misin,dikkatimi dağıtıyorsun.

    Ona bakmaya devam ederken Dael kekemeleyerek konuşmaya başladı.

    -Dik,dikkat et.

    Anlam veremeyerek ona baktığımda birden kendimi yerde bulmuştum.Yere hızla yapışarak düştüğümde bir taşa takıldığımı fark ettim.Sinirle ayağımı yere vurduğumda Dael lar yardıma gelerek beni ayağa kaldırmıştı.Dael ın omzuna kolumu koyduğumda bana bakıp gülerek konuşmaya başladı.

    -Yürümeyi bilmediğin gibi koşmayı da bilmiyorsun.

    Gözlerimi devirerek başka bir yöne baktığımda sandalyeye oturarak dinleniyordum.Dael bana son bir kez bakıp kafasını gülerek iki yana salladığında sıra Belinda daydı. Belinda yla , Dael yanımdan gittiğinde Belinda yı izliyordum.Bir kaç saniye sonra koşmaya başladığında ilk önce yavaştı,ama sonradan hızlanarak bir kaç saniye koşuyu bitirmişti.Onun bu başarısını yüksek seste bağırarak alkışlamıştım.

    -Harikasın.

    Tabi o sırada oo lamayıda unutmuyordum.Belinda bana bakarak gülümsediğinde yanıma geliyordu.Sonra kendime gelerek ne yapmaya çalıştığıma anlam vermeye çalışıyordum.İrkilerek kendime geldiğimde herkesin koşusunu izlemeye başlamıştım.Genellikle çoğu kişi başarılıydı,ben hariç.Koşu bittiğinde ayağa kalkarak tekrar dan Dael ı takip etmeye başlamıştım.Bizi başka bir yere getirdiğinde ise tekrar ne yapacağımızı anlatmaya başlamıştı.

    Şimdi ise yapacağın şey düşünce okumak.Bir görevlinin üstünde deneyeceğiz.O kişinin elini tutarak düşüncesini okuyacaksınız"

    İlk sırada olduğum için adamın yanına giderek elini tutmuştum.Bakışlarımı adama sabitlediğimde kendimi zorlayarak düşünmeye çalışıyordum.Adam bana baktığında hafif bir tebessümle bakıyordu.Derin bir nefes alarak kendimi iyice zorladığımda konuşmaya başladı.

    -Kendinden korkma-

    Devamı gelmiyordu.Ama eğer bu kadarını bile düşünebildiysem böyle bir gücümün olduğu anlaşılıyordu.Düşündüğüm şeyi sesli söylediğimde ise adam kafasıyla onayladıktan sonra konuşmaya başladı.

    -Doğru bildin.

    Gülümseyerek elini bıraktığımda yerime geçmiştim.Dael bana dalga geçercesine baktığında onu daha fazla umursamayarak Belinda nın yanına gitmiştim.Herkes denediğinde sadece bir kaç kişi başarılı olabilmişti.İmzalarımızı atıp odadan çıkacağımızı sanıyordum ki Dael konuşmaya başlamıştı.

    -Bu odada devam edeceğiz.Şimdi ise çok fazla kişide olmayan bir güç var.Ve eğer bu güç kimdeyse o kişi çok şanslı.

    Niyeyse o şanslı kişi olmak istemiyordum.

    Geleceği görmeyi kim istemez ki, eğer öyle bir gücüm olsaydı yapabileceklerimi hayal bile edemiyorum

    Dael bir an kendinden geçip saçma bir şekilde konuşuyordu.Sonra yaptığının farkına vararak konuşmasını düzgünleştirmişti.

    Kimin böyle bir gücü varsa şimdilik sadece bir dakika sonrasını görecek.Eğer kendini geliştirirse daha fazlasını.Gözlerini kapatıp düşünmeye başlayacak.Ama bu gücü bazenleri istemeyerek de olsa yaşanılacak olaylar gözünüzün önüne gelecek.Belkide sadece hissedeceksiniz.Şimdi başlayalım artık

    Heyecanlanıyordum, biraz önce böyle bir gücümün olmasını istemiyordum.Daha doğrusu gücü bilmeden önce.Ama eğer bu güç bende olsaydı gerçekten çok güzel olacaktı.Bir sandalyeye oturup gözlerimi kapatarak düşünüyordum.Gözlerimi kapatmaya devam ederken aniden gözlerimi açıp gözümün önüne bir şeyler geçmişti.Dael bunu anlamış olacak ki şok olmuş bir şekilde bana bakıyordu.Gördüğüm şey ise Dael ın sevgilisinin kapının önüne gelmesiydi.Ve daha fazlasını göremiyordum.Gözlerimi kırpıp kendime geldiğimde bizim grubun bana şaşkın bakışlarını yollamasına bakıyordum.Gülerek yerime geçtiğimde ise tuhaf bir duygu hissetmiştim.Bu grupta sadece ben vardım geleceği görebilen.Bütün güçleri denediğimizde benim düşünceleri okuyabilmek ve geleceği görmek.Belinda nın ise uzağı duyabilmek ve hızlı olabilmekti.Bugünlük eğitimi sonlandırdığımız da dışarıya çıktığımda o kız dışarıda kapının önünde bekliyordu.Dayanamıp mutluluktan Belinda ya gülümsediğim de o kız yanlış anlayarak konuşmaya başladı.

    -Gülünecek bir durum mu oldu?

    Kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.Ben ise kafamı iki yana sallayarak konuşmaya başladım.

    -Sana gülmedim.

    Dael arkamızdan geldiğinde o kızın kolundan tutarak konuşmaya başladı.

    -Uğraşma artık şu kızla.

    O kız tam konuşacakken Dael onu susturarak konuşmaya başladı.

    -Bessy !

    Kızın ismini sonunda öğrenebilmiştim.Gereksiz bir şey öğrendim ,ama ismini bilmeden o kız deyip durmam komik oluyordu.

    =================

    bölüm 6

    ARKADAŞLAR BİRAZ GEÇ YAZDIM ÖZÜR DİLERİM AMA YANDAKİ FOTOĞRAFTAKİ DAEL OKURSANIZ SEVİNİRİM

    Dael,Bessy i götürdüğünde,bizde biraz yürüyerek başka bir yere oturmuştuk.Konuşmayarak düşünmeye başladım.Yaşanan her an geçer,bu yaşadıklarımda geçecekti.Benim ruhum bedenimdeyken intihar etti.Ya yok olacağım; ya da zorla emanet olarak aldığım bu bedene,ruhumu iyice yerleştirip ben olacağım.Ve olmak zorundaydım da.Eğer ben olmazsam,başka biri olursam güçlü olmanın ne anlamı kalacaktı ki.Etrafa boş boş bakınmaya devam ederken Belinda nın bana seslenmesiyle düşünmeyi bırakıp Belinda ya bakmıştım.

    Gitsek mi ki?

    Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra konuşmaya başladım.

    -Olur.

    Ayağa kalktığımızda odaya doğru yürüyorduk.Odaya geldiğimizde balkona geçip düşünmeye başlamıştım.Bu ara ne çok düşünüyordum öyle.Balkona geçip havanın ılıklığını hissederken Belinda yanıma gelerek sandalyesini çekmişti.

    -Evimi özledim.

    Belinda ya baktığımda tebessüm ederek konuşmaya başladım.

    -Bende.

    Belinda derin bir nefes aldı ve ayağa kalkarak konuşmaya başladı.

    -Hep böyle suskun mu olacağız?Hadi kalk dışarıya çıkıp gezelim biraz.

    Aslında gezmek bana biraz da olsa iyi gelirdi.Tabi burada en fazla nereye kadar gideceksem.Ayağa kalktığımda emin olarak konuşmaya başlamıştım.

    -Hadi çıkalım da eğlenelim biraz.

    Belinda gülerek içeriye gittiğinde onun arkasından gidiyordum.Dışarıya çıktığımızda ise küçük ve yavaş adımlarımızla ilerliyorduk.Nereye gittiğimizi bilmiyorduk ama gezmek iyi geliyordu.Büyük bir ağaç bulduğumuzda onun altına oturarak sohbet etmeye başlamıştık.

    -Nasıl öğrendin ?Dedi Belinda tebessüm ederek.

    Biraz düşündükten sonra o güne gitmiştim.Doğum günüm harika geçtiğine rağmen sonunda hayatımın en büyük hayal kırıklığını yaşamıştım.Belinda ya baktığımda ise benden cevap bekliyor gibiydi.

    -Doğum günümü kutladıktan sonra anlatmışlardı.Sen nasıl öğrendin?

    Belinda bana bakıp dayanamayıp kahkaha atmıştı.

    -Hepimiz aynı şekilde öğrendik Em.On altıncı yaş günümüzden sonra.

    Doğruydu.Farklı şekilde öğrenmemiştik.Belinda yla sohbet etmeye devam ederken uzaktan bağırış sesleri duyuluyordu.Ne olduğunu anlamak için ayağa kalktığımızda Belinda kolumdan tutarak seslerin geldiği yöne götürüyordu.Biraz yürüdükten sonra sesleri daha net bir şekilde duyuyorduk.

    -Nasıl yapabildin bunu!

    -Yapmadım .İki kız kavga ediyor izleyenlerde onların etrafını sarıyordu.Önümüzde ki kişilerin arasından az da olsa görürken arkadan beni hızla birisi ittirmişti.Kafamı arkama çevirdiğimde ise bu kişinin Bessy olduğunu fark etmiştim.Hiç bir şey demeyerek Belinda ya baktığımda kolumdan tutarak konuşmaya başladı.

    -Boş ver.

    Kafamı olumlu anlamda salladıktan sonra giderken yanımda ki Bessy e bakıp hızla onu beni ittirdiği gibi ittirmiştim.Bessy ittirilmenin sarsıntısıyla Dael ın üzerine düştüğünde,Belinda yla biz oradan uzaklaşıyorduk.Arkamızdan ise Bessy delicesine bağırıyordu.

    -Ne yaptığını sanıyorsun sen!

    Hiç bir demeden yürümeye devam ediyordum.Belinda ise bana baktığında dayanamayıp bir kahkaha atmıştı.Onun gülmesine dayanamayıp bende gülümsemiştim.Odaya geldiğimizde ise günün yorgunluğundan dolayı uykumuz gelmişti.Üzerimizi değiştirip yattığımızda,kafama kadar örtüyü çektiğimde biraz önce ki olayı düşünüyordum.Doğrumu yaptım bilmiyorum ama yaptığımdan pişman değildim.O istediğini yapamazdı bana.Göz kapaklarım ağırlaşmaya başladığında daha fazla direnmeyip kapatmıştım gözlerimi.

    ****************

    Sabah uyandığımda üzerimde feci bir yorgunluk vardı. Belinda ya baktığımda ise hala uyuyordu.Yataktan kalkıp onu uyandırmaya çalıştığımda yaklaşık beş dakikamı onu uyandırmak için harcamıştım.En sonunda Belinda da pes edip kalktığında üzerimi değiştirmeye başlamıştım.Oda değiştirdiğinde hazır olup evden çıkmıştık.Eğitim yerine geldiğimizde ise Bessy ve Dael bizim duracağımız yerde sohbet ediyorlardı.Onların yanına gittiğimizde Bessy

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1