Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Tokatçı: Çocuk romanı
Tokatçı: Çocuk romanı
Tokatçı: Çocuk romanı
Ebook124 pages3 hours

Tokatçı: Çocuk romanı

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Bir çocuğun, yaşadığı şehirden kırsalda yaşayan babaannesinin yanında gidip yaz tatilini geçirirken yaşadığı macerayı anlatır Tokatçı.


85 yaşındaki babaannesinin diktiği ağaçlarla nasıl yaşama bağlandığını, kendi kedine emeğiyle nasıl ayakta kaldığını anlatan, çocukların ayağını yere bastıracak gerçekliğin romandır. Tokatçı karakteriyle görevi kötüye kullanmanın sonuçlarını yaşayarak gören Barış bir atla ve bağ bekçisi kız arkadaşıyla geçirdikleri unutulmaz bir yaz macerasının yanında bilgiye ulaşmayı, bilimselliği araştırma sonunda öğrenen çocukların öyküsüdür Tokatçı.


ÇAM KARDEŞLİĞİ


 


Nisan sonlarıydı. Hava çoktan ısınmış, börtü böcek hareketlenmişti. Toprakta bin bir tohum canlanmış, yeryüzünü yeşile boyamıştı. Bademler, şeftaliler, elma ağaçları, bütün doğa tomurcuk patlamasıyla baş döndürücü bir güzelliğe bürünmüştü. Ağaçlar duvağını takmış gelin gibiydi.


23 Nisan coşkusu bütün çocukların içindeydi. Okullarda bayraklar, fenerler, çeşit çeşit el işi süslemeler okul pencerelerinde çocuklara, gençlere; hatta bütün ulusa kıvançla bakıyordu.


Zil çaldı. Çocuklar koşullanmış zil sesiyle bahçeyi boşaltıp sınıflara girdi. Çocukların sesleriyle yankılanan boşluk, ayak izlerini taşıyan bahçe, dışarıda kaldı.


Sınıfa giren öğretmen:


—Çocuklar, size güzel bir haberim var, Pamukkale’ye bir gezi yapacağız, dedi.


Sınıftaki bütün öğrenciler bir ağızdan:


—Oley! diye sevinç çığlığı attılar. Planlama ve hazırlıklar yapıldı. Yola çıkıldı. Mayıs ayının ilk haftasıydı. Otobüs Antalya’dan çıkıp yükseklere doğru yol aldıkça, çocuklar havanın serinlediğini fark ettiler.


    Denizli’ye girmeden mola verip piknik yapmak istiyorlardı. Her çocuğun geziden beklentileri ayrı ayrıydı. Kimi çiçeklerin içinde oyunlar kuracaktı. Kimi ağaçlara tırmanacaktı. Kimi de belgesellerde gördüğü canlılarla karşılaşabileceklerini hayal ediyordu. Şimdilik onlara dört duvarlı sınıftan çıkmak bile yetmişti.


    Otobüs, derin bir vadide bir süre ilerledikten sonra çayırı çimeni bol, hoş bir düzlükte durdu. Öğretmen kapı açılmadan gerekli uyarıları yaptı. Kapı açıldı. Çocuklar sırayla indiler. Hava sıcaktı. Kuşların, börtü böceklerin güzel sesleri bitmeyen bir şarkı gibiydi. Yaban çilekleri, böğürtlenler, alıçlar, dağ elması, kuşburnular hepsi ama hepsi çiçeklerini çoktan açmış, yaprakları tomurcuklanmıştı.


    Çocuklar, çimenin yumuşaklığını hissedince, koşmaktan kendini alamıyordu. Kızlar çiçekten başlarına taç yapıyor, arılar o çiçekten ötekine uçuşurken, onlarla yarışırcasına hoplayıp zıplıyorlardı.


    Barış, gözüne kestirdiği bir çam ağacına yönelip tırmanmaya başladı. Barış’ı gören çocuklar öğretmene gösterdiler. Öğretmen çam ağacına baktı:



HALİL ERDEM


 


1961 Dirmil-Burdur doğumlu. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliğini bitirdi. Türkçe Bölümünde lisans tamamladı.


Kar Aydınlığı         (Roman)       Fam Yayınları 2014


Dirmil Ömürcüsü (Roman)       Fam Yayınları2006- 2014


Goca Meryem      (Roman)       Fam Yayınları 2014


Tokatçı                     (Çocuk Romanı) Kendi Yayını 2013


Teke Yöresi Halk İnançları (Araştırma - inceleme) Kendi Yayını 2008


Karacaoğlan Geleneğinde Dirmil Güzellemeleri ve Öyküler (Araştırma inceleme) 2011 Alter Yay.


Gece Mavisinde Aşk     (Şiir)       Kendi Yayını 1998


Ve Alışıldı Ölüme           (Şiir )      Temmuz Yayınları 1990


Kardan Adam        (Çocuk şiirleri) Kendi Yayını 1998


Işık Avcıları            (Çocuk şiirleri) Kendi Yayını) 2013


Ç

LanguageTürkçe
Release dateDec 1, 2015
ISBN9786059285551
Tokatçı: Çocuk romanı

Read more from Halil Erdem

Related to Tokatçı

Related ebooks

Reviews for Tokatçı

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Tokatçı - Halil Erdem

    HALİL ERDEM

    1961 Dirmil-Burdur doğumlu. Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliğini bitirdi. Türkçe Bölümünde lisans tamamladı.

    Kar Aydınlığı              (Roman) Fam Yayınları 2014

    Dirmil Ömürcüsü              (Roman) Fam Yayınları2006- 2014

    Goca Meryem              (Roman) Fam Yayınları 2014

    Tokatçı              (Çocuk Romanı) Kendi Yayını 2013

    Teke Yöresi Halk İnançları (Araştırma - inceleme) Kendi Yayını 2008

    Karacaoğlan Geleneğinde Dirmil Güzellemeleri ve Öyküler (Araştırma inceleme) 2011 Alter Yay.

    Gece Mavisinde Aşk              (Şiir) Kendi Yayını 1998

    Ve Alışıldı Ölüme              (Şiir ) Temmuz Yayınları 1990

    Kardan Adam              (Çocuk şiirleri) Kendi Yayını 1998

    Işık Avcıları              (Çocuk şiirleri) Kendi Yayını) 2013

    Çöpten Öğrendiğim Hayat Çocuk Kitabı 2015

    Göl Hikayeleri (Öykü) 2015

    Şiir ve yazılarını Bahçe, Mavi Umut, Bahar, Çalı, Öğretmen Dünyası, Dirmil, Noktam, Bezuvar, süje, Kar dergilerinde yayınladı. Beykonak Eğitim ve Kültür Vakfı Yirce Şiir Yarışmasında. Ne-Var Yok şiiriyle Birincilik aldı.(2004) Resim çalışmalarını da yürüten Halil ERDEM 3 kişisel, 25 karma resim sergi etkinliğinde bulundu.

    İÇİNDEKİLER

    Bölüm 1

    ÇAM KARDEŞLİĞİ

    Bölüm 2

    BARIŞ PAMUKKALE’DE

    Bölüm 3

    BARIŞ YAZ TATİLİNDE

    Bölüm 4

    NENESİYLE KARŞILAŞMA

    Bölüm 5

    VİŞNE

    Bölüm 6

    BARIŞ VE AT

    Bölüm 7

    BAĞCI KIZ

    Bölüm 8

    NENE VE TORUN

    Bölüm 9

    KÖYLERE ULAŞAN KAYGI

    Bölüm 10

    AT VE ATALARIMIZ

    Bölüm 11

    YEMEKTE ÖNCELİK

    Bölüm 12

    GÜÇSÜZÜ DOĞA ELEDİ

    Bölüm 13

    KUŞBAKIŞI KÖY

    Bölüm 14

    ÇALIŞKAN NENEM

    Bölüm 15

    TOKATÇI

    Bölüm 16

    AT YARDIM GETİRİYOR

    Bölüm 17

    DANANIN KUYRUĞU KOPACAK

    Bölüm 18

    BİLİRKİŞİ RAPORU

    Bölüm 19

    AT YARIŞI

    Bölüm 20

    ATLA VEDALAŞMA


    TOKATÇI

    Halil ERDEM

    Çocuk Romanı


    Bölüm 1

    ÇAM KARDEŞLİĞİ

    Nisan sonlarıydı. Hava çoktan ısınmış, börtü böcek hareketlenmişti. Toprakta bin bir tohum canlanmış, yeryüzünü yeşile boyamıştı. Bademler, şeftaliler, elma ağaçları, bütün doğa tomurcuk patlamasıyla baş döndürücü bir güzelliğe bürünmüştü. Ağaçlar duvağını takmış gelin gibiydi.

    23 Nisan coşkusu bütün çocukların içindeydi. Okullarda bayraklar, fenerler, çeşit çeşit el işi süslemeler okul pencerelerinde çocuklara, gençlere; hatta bütün ulusa kıvançla bakıyordu.

    Zil çaldı. Çocuklar koşullanmış zil sesiyle bahçeyi boşaltıp sınıflara girdi. Çocukların sesleriyle yankılanan boşluk, ayak izlerini taşıyan bahçe, dışarıda kaldı.

    Sınıfa giren öğretmen:

    —Çocuklar, size güzel bir haberim var, Pamukkale’ye bir gezi yapacağız, dedi.

    Sınıftaki bütün öğrenciler bir ağızdan:

    —Oley! diye sevinç çığlığı attılar. Planlama ve hazırlıklar yapıldı. Yola çıkıldı. Mayıs ayının ilk haftasıydı. Otobüs Antalya’dan çıkıp yükseklere doğru yol aldıkça, çocuklar havanın serinlediğini fark ettiler.

    Denizli’ye girmeden mola verip piknik yapmak istiyorlardı. Her çocuğun geziden beklentileri ayrı ayrıydı. Kimi çiçeklerin içinde oyunlar kuracaktı. Kimi ağaçlara tırmanacaktı. Kimi de belgesellerde gördüğü canlılarla karşılaşabileceklerini hayal ediyordu. Şimdilik onlara dört duvarlı sınıftan çıkmak bile yetmişti.

    Otobüs, derin bir vadide bir süre ilerledikten sonra çayırı çimeni bol, hoş bir düzlükte durdu. Öğretmen kapı açılmadan gerekli uyarıları yaptı. Kapı açıldı. Çocuklar sırayla indiler. Hava sıcaktı. Kuşların, börtü böceklerin güzel sesleri bitmeyen bir şarkı gibiydi. Yaban çilekleri, böğürtlenler, alıçlar, dağ elması, kuşburnular hepsi ama hepsi çiçeklerini çoktan açmış, yaprakları tomurcuklanmıştı.

    Çocuklar, çimenin yumuşaklığını hissedince, koşmaktan kendini alamıyordu. Kızlar çiçekten başlarına taç yapıyor, arılar o çiçekten ötekine uçuşurken, onlarla yarışırcasına hoplayıp zıplıyorlardı.

    Barış, gözüne kestirdiği bir çam ağacına yönelip tırmanmaya başladı. Barış’ı gören çocuklar öğretmene gösterdiler. Öğretmen çam ağacına baktı:

    —A! Bak ne güzel bir çam ağacı! Çocuklar ben sizin yaşlarınızda iken yazın yaylaya çıkardık. Orada çam ağaçlarıyla kardeş olurduk. Her çocuğun bir çam kardeşi vardı.

    —Öğretmenim nasıl yani? dedi Barış.

    —Her çocuk kendi seçtiği çam ağacının dalına kendine ait bir kumaş parçasını bağlar, böylece bu çamla kardeş olurdu. Bütün yaz kardeş olduğumuz çamın başında oyunlar oynardık. Güzün çam kardeşimizle vedalaşırdık. Ertesi yıl yine yaylaya göçüldüğünde herkes kendi çam kardeşine koşardı.

    Öyküyü dinleyen çocuklar çamlara tırmanmaya başladı. Bazıları da Barış’ın çıktığı çam ağacına çıkmaya çalışınca,

    —O halde bu çam benim kardeşim olacak! Dedi Barış:

    —Çocuklar hepinize yetecek kadar çam ağacı var, lütfen! Ama tırmanması kolay olsun, dedi Öğretmen

    Bunun üzerine çocuklar, bir anda çevredeki çam ağaçlarına koşup tırmandılar. Birbirine yakın çamlardan diğerine geçip arkadaşlarına konuk oldular.

    Barış, çam kardeşliği için çamın dalına mendilini bağladı ve:

    —Benim kardeşim bu çamdır, haberiniz olsun! diye ilan etti.

    Diğer çocukların elinde bez mendil olmadığı için geleneğin duygusuyla yetindiler. Barış çamıyla vedalaştı. Şehirden uzak gittiği bu doğal ortamda yeni şeyler göreceği ümidiyle bakınıp gezinmeye başladı. Kaldırabildiği taşların altında bakıyordu. Aha! Bir kırkayak toprağa saklanmaya çalışıyor. Solucanların korunma içgüdüsüyle yaptığı hareketleri izlerken Yakınındaki çalının içinden bir çıtırtı geldi. Barış, ürkerek sesin geldiği yöne baktı. Sesi yapan şeyin bir kertenkele olduğunu gördü. Bu kez kertenkeleyi göz hapsine aldı: Kertenkele düz, açık bir alandan geçip yakın bir çalılığa varmadan durdu. Kertenkelenin bir başı, bir kuyruğu görünüyordu. Tam olarak ne yaptığını göremeyen Barış, biraz daha yaklaşıp izlemeye koyuldu.

    Kertenkele, ölü bir yılanın etinden parça koparmaya çalışıyordu. Tamam, işte ilk lokmasını kopardı ve

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1