Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Kadın İsterse...
Kadın İsterse...
Kadın İsterse...
Ebook200 pages2 hours

Kadın İsterse...

Rating: 2 out of 5 stars

2/5

()

Read preview

About this ebook

Sedef ,anne ve babasını trajik bir deniz kazasında kaybetmişti.Büyük bir tekstil imparatorluğunun tek varisiydi, anne babasına, hep istedikleri torun müjdesini onları kaybettiği yerde ;denizde vermek istiyordu.

Ama deniz onu da istiyordu...

KADIN İSTERSE, şehir yaşamının ve iş dünyasının telaşlı ve entrika dolu vahşi ortamından,Ege 'nin küçük cennet adalarından birine uzanan nefes kesici bir aşk ve polisiye romanı.
LanguageTürkçe
Release dateMay 15, 2015
ISBN9786050379785
Kadın İsterse...

Related to Kadın İsterse...

Related ebooks

Reviews for Kadın İsterse...

Rating: 2 out of 5 stars
2/5

2 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Kadın İsterse... - Yeşim Arınmış

    İSTERSE...

    KADIN İSTERSE

    Bavullarını hazırlarken yaşadığı heyecanı ,hayatının herhalde hiçbir döneminde yaşamamıştı Sedef.Yaşamının artık tamamen monotonlaştığı ,artık pek bir şeyden zevk alamaz olduğu şu günlerde yine bir mucize gerçekleşmiş ve onu yeniden yaşama bağlamıştı işte...,hayatına yepyeni bir soluk ,yepyeni bir heyecan gelmişti...

    Uzun zamandır beklediği müjdeli haberi sonunda almıştı. Hayatta hiçbir şeyi bu kadar çok,bu kadar yürekten istememişti ve işte tanrı o özel armağanı sonunda kendisine yollamıştı.

    Mutlulukla içini çekti, yüzüne yayılan kocaman gülümsemeyle kalbi huzurla doldu, karnını sevgiyle okşadı.Kendisini çok mutlu ve çok özel hissediyordu...

    Acaba bütün anne adayları onun gibi mi hissediyordu ,bu anı çok beklemişti,;ANNE OLACAKTI....

    Aynaya yaklaştı,yüzündeki gülümseme bir daha hiç gitmeyecek hep orada kalacakmış gibi hissediyordu.Kendisiyle göz göze geldi.O gözlerde mucizevi bir ışık vardı.Aynada yan döndü,bluzunun içine aceleyle dertop ettiği kazağını koydu.Gülümsemesi artık yüzünden taşıyordu,karnını okşadı,hamilelik ona yakışacaktı.Saçlarını düzeltirken ,bu müthiş haberi duyunca kocasının vereceği tepkiyi düşündü.

    Ne yapacaktı acaba?içi sıcacık oldu,bu konuyu defalarca konuşmuşlardı.

    Sedef kadar Göksel de bunu çok istiyordu.

    Kendini biraz yorgun hissediyordu.Yoğun ve karmakarışık duygular yaşadığı bir gün olmuştu bugün. Heyecan,mutluluk,acı,pişmanlık ,özlem dolu duygular birbirine karışmıştı.

    Pencereye yaklaştı, nefis bir gündü.Bahar tüm haşmetiyle evinin bahçesinde de kendini hissettirmişti.Bu ev, babasının ona düğün hediyesiydi.Özene bezene ,heyecan ve zevkle döşemişti evini. Geniş bir arazi içersinde 4 katlı bir malikaneydi burası.Önceleri babasına çok büyük burası demişti,babası da haklısın ama torunlarım gelene kadar büyük görünecek sana,bu meselenin çözülebilmesi için de derhal torun istiyorum" diyerek Sedef’i her zamanki gibi susturmayı başarmıştı.

    En üst katı olduğu gibi yatak odası ,giyim odası ve banyo yapmıştı.Hala evin birçok bölümünü kullanmıyordu. Bahçıvan çimleri kesiyordu camı açtı,kokuyu ciğerlerine doldurdu.Yeni kesilen çim kokusuna bayılırdı.

    İki yıldır ilk defa, pencereden baktığında; gerçekten gördüğünü hissetti.Üniversite yıllarında psikoloji hocası Bakmak ile görmek çok farklıdırdediğinde o zamanlar gülüp geçmişti,Birgün hocasının sözünü ettiği bu durumu an be an yaşayacağını tahmin bile edemezdi, ama şimdi öğrenmişti.Çok haklıydı , yemyeşil bahçe,renk renk menekşeler,ağaçların dallarından sarkan çiçeklerin uçuşan rengarenk kelebeklerle oynaşması.Bahar ayları onun yüreğini kıpır kıpır eden ,içini yaşama sevinci ve heyecanı ile dolduran bir mevsimdi,tıpkı şu anki gibi...

    Son iki senedir gözlerine inen kara perde bugün açılmıştı ve nihayet hayata bakar ve de görür olmuştu.

    Çevresine şöyle bir göz gezdirdi,aslında her şey iki sene önceki gibiydi.Aynı ev ,aynı bahçe,aynı hayat,aynı ağır havalı monotonluk...Sedef iki yıldır sadece yaşıyordu,öylesine...,kabullenerek....,bakmadan...,sorgulamadan...,hiçbir değişik duyguya yer vermeden...Yatıyor,kalkıyor,günlük rutinlerini yapıyor,akşam olup hava kararınca da yatağına gitmek için muhakkak geçerli bir sebep bularak kendini uykunun teskin edici kollarına atıyordu.

    Son iki yıl, hayatının en kötü ve en korkunç günlerini yaşamış,neredeyse tüm yaşamı altüst olmuştu.Anne ve babasını hatırlayınca içinde tarif edemediği bir acı oluşuyordu:yüreği alev alev yanıyor gibi,kalbinde garip bir ağrı duyuyordu .O lanet günden nefret ediyordu, 5 Mayıs annesiyle babasının onu ebediyyen yalnız bıraktığı gündü.

    Ve kaderin cilvesine bakın ki ;karnında bir bebek taşıdığını da işte tam da bugün; 5 Mayıs’da öğrenmişti.

    Bu nasıl bir rastlantıydı bilmiyordu ama bunun Allah ve onun melekleri tarafından gönderilen bir işaret olduğunu içinde çok güçlü bir şekilde hissediyordu.

    ***

    Annesi ve babası birbirine aşık ve aşkları yıllarca hiç azalmadan sürmüş ender çiftlerden biriydi:her fırsatta öpüşmekten çekinmeyen ,birbirlerine sevgi sözcükleriyle hitap eden bir çifti,kavgaları bile komikti:onları hiç tanımayan biri kavgalarına şahit olsa artık dönüş yok bunlar kesinlikle ayrılırlar derdi Ama kavga ne denli ciddi olsa da; kırgınlık ,gerginlik hemen hemen bir saate kalmadan azalır ve barış bulutu ufak ufak tatlı sözlerle etrafı sarar ve sevgi dolu öpücüklerle sonuçlanırdı.Her ne olursa olsun anne ve babasının asla ayrı yattıklarına tanık olmamıştı Sedef.

    Gözleri doldu...Ne kadar güzel günlerdi, onlara çok şey borçluydu,sevgiyle dolu bir çocukluk yaşamıştı.

    Babası Kerem bey, Sedef’in gözünde bir ilahtı.Sevgisiyle,ilgisiyle,onunla konuşurken ses tonunun belirgin bir şekilde yumuşamasıyla,kızının çocukluğundan beri hayatında yaşadığı kırgınlıkları,sorunları çözmedeki başarısıyla,naifliği ile ve kokusuyla...Sedef’in burnunun direği sızladı.Hiçkimse onun babası gibi kokamazdı.Kendine has bir ten kokusu vardı ,kıyafetlerinde,arabasında,ofisinde kendini belli eden Sedef’e göre gücün,sevginin,anlayışın birleştiği duygular uyandıran bir koku...Tarifi imkansız erkeksi bir koku.

    K&K imparatorluğunu kurmak için çok çalışmış,çok emek vermişti Kerem bey.Belki çoğuna göre bu bir imparatorluk olmayabilirdi ama sosyetenin ve ülkenin önde gelen starlarının giyindiği bir mağazalar zinciri olması, Sedef’in gözünde imparatorlukla eş anlama geliyordu.

    Kerem bey , ufak bir terzi dükkanıyla başlamış, sipariş üzerine dikiş yaptığı insanların sayısı, onun yaratıcılığı sayesinde giderek artmış, küçük atölyesini kurmuş daha sonra ilk mağazasını açmış ve şöhreti arttıkça büyüyerek mağazalar zincirini geliştirmeye başlamıştı. Ülkenin önde gelen moda otoritelerinden biriydi babası.

    Yaptığı defile ve organizasyonlara katılmak ,insanlar için çok önemliydi.Bu davetlere katılabilenler sanki toplumda daha özel bir statü kazanıyordu.

    Kerem bey iki yıl önce bu imparatorluğu İtalyan bir gruba ,herkesin yüreğini hop ettiren çok yüksek bir fiyata satmıştı.Bu satış sektörde, içinde takdir duygusunu da barındırmasına rağmen yoğun kıskançlık duygusunun harman olduğu bir dalga yaratmış, günlerce basında bu ani gelişen satışın sebepleri ve rekor fiyat konuşulmuştu.

    Bütün sektörün ve medyanın konuştuğu,fikir yürüttüğü,kah alkışlayıp takdir ederken kah yerden yere vurdukları haberlerle çalkalanırken onların hayatlarında da bir ilk yaşanıyordu.

    Bu satıştan sonra; annesi ilk defa babasıyla bir hafta hiç konuşmamıştı.

    Kamuran hanım için her zaman önce ailesi gelmişti ve bundan sonra da öyle olacaktı.Satış,para,mevkii,başarı hiç umurunda olmamıştı ama bu konuyla ilgili hissettiği ve korktuğu çok önemli bir şey vardı.Büyük resime bakanların gözünden kaçan küçük resimi görebiliyor ve ileride ne kadar geri dönülmeyecek felaketler yaratabileceğini hissedebiliyordu ve bu duygunun içten içe onu kemirmesine engel olamıyordu.

    Kamuran hanım , kısaca ve net olarak bu satışın eşini yavaş yavaş öldüreceğini düşünüyordu.

    Kerem Bey işi olmadan yaşayamazdı,üstelik bu kadar çalışıp bir imparatorluk meydana getirdikten sonra bunu başkalarına devretmek, çocuğunu satmak gibi bir şeydi annesinin gözünde, ve bunu bir türlü kabul edemiyordu.

    Annesini en çok inciten ve üzen de;her önemli karar aşamasında, eni boyu karısıyla tartışan,konuşan Kerem bey’in; tüm ailenin geçmişini ve geleceğini ilgilendiren böylesine önemli bir konuda, ona danışmak şöyle dursun tek kelime bile etmemesiydi. Kamuran hanım kırılmıştı.Ama esas olan o kırgınlık kisvesinde saklanan işte bu korkuydu.Kocasının böyle radikal bir karar almasına anlam veremiyordu.

    Durup dururken bir gün babası eve gelip herşeyi sattığını söylemişti ve artık geriye dönüş yoktu ama Sedef babasının gözlerine bakınca;onun, bunu çok uzun zamandır düşündüğünü, bu kararı verirken çok zorlandığını fakat artık mutlu olduğunu anlamıştı.

    59 yıllık zorlu bir hayattan sonra bu denli yoğun çalışmaya ara verip karısıyla beraber hayatın tadını çıkarmak istemişti Kerem bey. Ve Sedef onu çok iyi anlıyordu .

    Annesi de bir müddet sonra siniri geçince aslında kocasının çok zor bir karar verdiğini ama bu kararı ailesi için ve en çok ta ikisi için verdiğini anlamıştı.

    Hayatları boyunca hep bir şeylerin peşinden koşmuşlardı artık sıra hayatı doyasıya yaşamaya gelmişti yoksa yarın çok geç kalabilirlerdi.

    Üstelik mali durumları ,ölene kadar hayat standartlarını aynı şekilde devam ettirecek ve hatta iyi yönetilirse ;Sedef in, torunlarının çocuklarını geçindirebilecek düzeydeydi.

    Yani gözü arkada kalmayacaktı.

    Kerem bey ,herşeyi düşünmüş ve Sedef’in adına bankada çok yüklü özel bir hesap açtırmış.Servetin diğer kısmını ise yine nakit olarak üçünün de kullanımına açık bir hesaptan yönetmeye karar vermişti.

    Artık karısı ile birlikte dünya turuna çıkmak için herşey hazırdı.Kamuran hanım her zaman hayalindeki yolculuğun bir gemi seyahati olduğunu söyler dururdu.Tabii onun amacı kocası ile gerçek anlamda yalnız kalmaktı çünkü hayatları boyunca adamakıllı sadece birbirleriyle oldukları bir tatil geçirmemişlerdi.Sanki gemi ile seyahat ederlerse Kerem bey bir telefonla tatili yarıda kesemezmiş,işine dönemezmiş gibi gelirdi annesine.İşte, Kerem bey yolculuğa karısının bu isteği doğrultusunda başlamaya karar vererek ona çok güzel bir sürpriz yapmıştı.Avrupa’nın en lüks ve en büyük gemisiyle yaklaşık bir ay süren bir seyahat hazırlamıştı.Son durak İspanya olacaktı ve İspanya’dan tekrar bir program yaparak iklim şartlarının elverdiği en güzel yerlere doğru yolculuğa devam edecekti.Canları nerede, ne kadar kalmak isterse,o kadar kalacaklardı.Sedef te ne zaman isterse onlara katılabilecekti.

    Sedef ,babası ve annesi adına çok mutluydu ama ilk defa bu kadar uzun süreli bir ayrılık yaşayacakları için de çok huzursuzdu.

    ***

    Kazadan bir hafta sonra def’in işleri halledilince ,aile dostları ve avukatları Ali Bey eve gelmiş ve babasının yolculuğa çıkmadan evvel bir vasiyetname düzenlediğini söylemişti,bu Sedef için ikinci bir şoktu.

    Sanki babası bunun son yolculukları olduğunu biliyordu.Bir insan başka türlü nasıl bu kadar santim santim içersinde varolmayacağı bir geleceği planlayabilirdi ki...

    Tüm servetini kızına bırakmıştı.Genç yaşından beri ilmek ilmek dokuduğu hayatının para ve servet olarak adlandırılan kısmı artık olduğu gibi Sedef’in di.Yalnız ilginç bir madde vardı vasiyetnamede , Sedef’in kocası Göksel bu paradan,kalan mirasdan tek bir kuruş bile alamayacaktı.

    Kendisini her konuda destekleyen,yaptığı yanlışlara,hatalara rağmen her zaman yanında olduğunu hissettiren ,kızının özgür iradesiyle hayatını devam ettirebilmesi için elinden her geleni yapan babası; hayatında ilk kez ve de son kez bir müdahalede bulunmuş; Sedef ‘in bilerek ve isteyerek olsa bile Göksel’e maddi hiçbir aktarımda bulunamayacağını kesin ve katı maddelerle vasiyetnamesinde sabitlemişti.

    Üstüne üstlük vasiyetini hazırladıktan sonra ,ölümü halinde kızını hiçbir şekilde zorlamaması için Göksel’den de kendi isteği ve rızası ile evliyken veya boşandıktan sonra maddi hiçbir bir talepte bulunmayacağına dair imzalı bir belge almıştı .

    Avukat, Kerem bey’in isteği doğrultusunda Göksel’in servete gidebilmesi muhtemel olan tüm yollarını kapatmıştı. Kerem bey paranın çarçur olup damadı tarafından harcanmasını istemiyordu.Mali bakımdan parayı yönlendirecek, güvendiği bir finans grubuna yetki vermişti.Bu grup, Sedef’in onayı doğrultusunda yatırım yapacak ,kalan parayı değerlendirerek kızının ve torunlarının rahat bir hayat geçirmelerini sağlayacaktı.

    Tabii bunların en başında da çok güvendiği ve Sedef’in de amca gibi sevdiği avukatları ve aile dostları Ali Bey olacak,her şeyi kontrol ederek,kızının haklarını koruyacaktı.

    Çünkü babası ,Sedef’in mali işlerden hiç anlamadığını biliyor ve aldatılmasını istemiyordu.Hele de baştan beri hiç ısınamadığı damadı Göksel tarafından aldatılma riskine karşı alabileceği tüm önlemleri ölmeden evvel almıştı.

    Babası Göksel’e karşı her zaman mesafeli olmuştu ama Sedef , babasının aslında Göksel’i hiç affetmemiş olduğunu vasiyet okununca anladı.Acıdan,pişmanlıktan içi kavruldu,yüreği sanki bir ateş parçasına dönmüş gibiydi.Sadece ruhen değildi bu acı artık fiziken de hissediyordu, gözlerinden sicim gibi yaşlar inmeye başladı.

    ***

    Kerem’ in üzerine titrediği bir tanecik güzel kızı Sedef, bir gün kolunda bir erkekle gelmiş ve;

    -baba biz evlendik,deyivermişti.

    Kerem bey’in hayattaki tek zaafı Sedef’ti o yüzden kızına asla kızmamış ,ama bunun acısını Göksel’den her fırsatta çıkartmıştı.

    Kerem bey’e göre;bir erkek olarak, ailelere haber vermeden evlenmelerinin yanlış olacağı konusunda Sedef’i uyarması ve ikna etmesi gereklen kişi Göksel’di.Aile sorumluluğunu bilmeyen bir erkeğin kurduğu ailenin de uzun ömürlü olmayacağını ve ona hiçbir zaman güvenilmeyeceğini söyleyerek onu olgunlaşmamış olmakla ve sorumsuzlukla suçlamıştı.

    Göksel’in haber vermesi gereken bir ailesi yoktu aslında ,

    çocukken bir trafik kazasında onları kaybetmiş ve teyzesinin himayesinde yetişmişti.Ama ne olursa olsun ,Kerem bey’e göre; Göksel böyle yapmışsa bir art niyet söz konusu olmalıydı ve onu asla affetmeyecekti.

    Kızının mutluluğu için damadını seviyor gibi görünse de , araştırmalar yapıp Göksel’in geçmişinde veya o anki hayatında herhangi kötü birşey bulamasa da...,

    bu Kerem

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1