Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Nasıl Sunucu Olamadım? "Yoksa Oldum mu?"
Nasıl Sunucu Olamadım? "Yoksa Oldum mu?"
Nasıl Sunucu Olamadım? "Yoksa Oldum mu?"
Ebook77 pages33 minutes

Nasıl Sunucu Olamadım? "Yoksa Oldum mu?"

Rating: 0 out of 5 stars

()

Read preview

About this ebook

Neden bilmiyorum, birden sunuculuğa merak sardım. Bu uğurda, ailemden ayrı yaşadım, kurslara gittim, görüşmeden görüşmeye koştum, hatta birçok başka iş tekliflerini reddettim.

Tüm yaşananlar gerçektir. Şahısların gerçek isimlerini kullanmadım (Eşim’inki dışında) ve kurumların adını da tabii ki yazmadım. Bu edebi bir metin değil. Öyle tasvirler, süslü laflar beklemeyin.

Bu kitap, paylaşma isteğimin bir sonucu. Kalbimin sesini dinledim diyelim. Tüm bunları yaşarken de yazarken de büyük keyif aldım. (haliyle yaşarken arada farklı duygular hissettim!) Bazı ayrıntılar kafamda nasıl bu kadar canlı ben bile şaşırdım.

Umarım siz de keyifle okursunuz.
Bir de fikrinizi benimle paylaşır mısınız?
Ben sunucu olmuş muyum? :)
Sevgiler

Kim mezuniyet gecesinin sabahı, balo kıyafetini çıkarıp, yanında annesini, dayısını da sürükleyerek otobüse atlar ve İstanbul’a gider. Hep böyle sabırsızım işte. Aklıma koyduğumu yapmam lazım. Evet sonucu bana zarar verebilir ama illa o riski alacağım ve olmadığını, olamayacağını kendim göreceğim, ki olmadı diyebilirim. Artık
Üniversite bittikten sonra kimi arkadaşım, ailesinin yanına tatil yapmaya gitti. Bir grup beraber tatile çıktı. Bir grup biraz daha kalıp Ankara’nın tadını çıkarmak istedi. Sanırım mezuniyetinden üç hafta sonra çalışmaya başlayan bir ben vardım.
Mezuniyet gecemizde sabaha kadar dans edip eğlendik. Sabahın ilk ışıklarıyla eve girdim. Uyumadım. Çünkü dokuzda binmemiz gereken bir otobüsümüz vardı. Annem ve dayım İstanbul yolculuğunda bana eşlik etmek için bir gün önce Adana’dan gelmişlerdi. O gün dinlenip, ertesi gün yola çıksak ne olur dedilerse de, ben vakit kaybetmek istemediğim için hemen gitmekte ısrar ettim.
İstanbul’a gitmeden önce bandı hızla geriye saralım.
Bu yolculuğun temelleri üç yıl önce atılmıştı.

LanguageTürkçe
Release dateJul 25, 2015
ISBN9781311624475
Nasıl Sunucu Olamadım? "Yoksa Oldum mu?"
Author

Ozlem Menemencioglu Bogahan

1995 yılında üniversiteye girdiğimde, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü çok da bilinçli seçmemiştim aslında. Başarılı, zeki olarak tanımlanan bir öğrenciydim. Kendi kendime düşündüm; ‘Çalışmadan bu sınavda nasıl başarılı olurum?’En iyi olduğum alan dil dedim ve lisede yabancı dil bölümünü seçtim. Tüm öğretmenlerim ilk tercihime gireceğimi düşünürken, ben tüm yılı, çalışmak yerine gezerek geçirdiğim için yanlış hatırlamıyorsam üçüncü tercihime girdim. Hacettepe İngiliz Dili ve Edebiyatı.Harika lise yıllarımın ardından (ki bunun için aileme ve dostlarıma teşekkür borçluyum) harika üniversite yıllarım başladı. Ben hayatı olumlu bir bakış açısıyla yorumlayan biriyim. Mutlaka olumsuzluklar yaşanmıştır ama hep mutlu bir insan oldum.1996’da üniversitenin ikinci yılında, gazetede bir ilan gördüm. “Sunuculuk ve Spikerlik Kursu.” O ana kadar hiç düşünmediğim bir alan. Neden bilmiyorum, içimde o kursa katılmak için inanılmaz bir istek duydum ve hemen ailemi aradım. Gittiğim kursları yarım bırakmakla ünlü bir insan olduğum için (sıkılgan bir ruhum var, ağır ilerliyor ağır!) annem ve babam, “Bunu da yarım bırakma ama”, diyerek bana kurs için gerekli parayı gönderdiler. Kaydoldum.O ana kadar hiç düşünmediğim bir alan dedim ama aslında küçüklüğümden beri gösterilerde hep sunucu olmak isterdim.

Related to Nasıl Sunucu Olamadım? "Yoksa Oldum mu?"

Related ebooks

Reviews for Nasıl Sunucu Olamadım? "Yoksa Oldum mu?"

Rating: 0 out of 5 stars
0 ratings

0 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Nasıl Sunucu Olamadım? "Yoksa Oldum mu?" - Ozlem Menemencioglu Bogahan

    Neden bilmiyorum, birden sunuculuğa merak sardım. Bu uğurda, ailemden ayrı yaşadım, kurslara gittim, görüşmeden görüşmeye koştum, hatta birçok başka iş tekliflerini reddettim.

    Tüm yaşananlar gerçektir. Şahısların gerçek isimlerini kullanmadım (Eşim’inki dışında) ve kurumların adını da tabii ki yazmadım.

    Bu edebi bir metin değil. Öyle tasvirler, süslü laflar beklemeyin.

    Bu kitap, paylaşma isteğimin bir sonucu. Kalbimin sesini dinledim diyelim.

    Tüm bunları yaşarken de yazarken de büyük keyif aldım. (haliyle yaşarken arada farklı duygular hissettim!) Bazı ayrıntılar kafamda nasıl bu kadar canlı ben bile şaşırdım.

    Umarım siz de keyifle okursunuz.

    Bir de fikrinizi benimle paylaşır mısınız?

    Ben sunucu olmuş muyum? :)

    Sevgiler

    Özlem Menemencioğlu Boğahan

    ÖN SÖZ

    BÖLÜM 1: ACELEN NE!

    BÖLÜM 2: İLK TV TECRÜBESİ

    BÖLÜM 3: BÜYÜYÜNCE NE OLACAKSIN?

    BÖLÜM 4: İSTANBUL YOLLARI

    BÖLÜM 5: 7 – 24 ÇALIŞMA HAYATI

    BÖLÜM 6: YEREL KANAL GÜNLERİ

    BÖLÜM 7: İKNA

    BÖLÜM 8: YİNE, YENİ, YENİDEN İSTANBUL

    BÖLÜM 9: KANDIRILMIŞ HİSSİ

    BÖLÜM 10: KAHRAMANIM

    BÖLÜM 11: İLK KEZ TELEVİZYONDAN PARA KAZANIYORUM

    BÖLÜM 12: BÜYÜK DEĞİŞİKLİK

    BÖLÜM 13: YİNE, YENİ, YENİDEN ADANA

    BÖLÜM 14

    BÖLÜM 15: BUMERANG GİBİYİZ

    BÖLÜM 16

    BÖLÜM 17: YOLA DEVAM

    BÖLÜM 1

    ACELEN NE!

    7.06.1995

    Kim mezuniyet gecesinin sabahı, balo kıyafetini çıkarıp, yanında annesini, dayısını da sürükleyerek otobüse atlar ve İstanbul’a gider. Hep böyle sabırsızım işte. Aklıma koyduğumu yapmam lazım. Evet sonucu bana zarar verebilir ama illa o riski alacağım ve olmadığını, olamayacağını kendim göreceğim, ki olmadı diyebilirim. Artık

    Üniversite bittikten sonra kimi arkadaşım, ailesinin yanına tatil yapmaya gitti. Bir grup beraber tatile çıktı. Bir grup biraz daha kalıp Ankara’nın tadını çıkarmak istedi. Sanırım mezuniyetinden üç hafta sonra çalışmaya başlayan bir ben vardım.

    Mezuniyet gecemizde sabaha kadar dans edip eğlendik. Sabahın ilk ışıklarıyla eve girdim. Uyumadım. Çünkü dokuzda binmemiz gereken bir otobüsümüz vardı. Annem ve dayım İstanbul yolculuğunda bana eşlik etmek için bir gün önce Adana’dan gelmişlerdi. O gün dinlenip, ertesi gün yola çıksak ne olur dedilerse de, ben vakit kaybetmek istemediğim için hemen gitmekte ısrar ettim.

    İstanbul’a gitmeden önce bandı hızla geriye saralım.

    Bu yolculuğun temelleri üç yıl önce atılmıştı.

    1995 yılında üniversiteye girdiğimde, İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü çok da bilinçli seçmemiştim aslında. Başarılı, zeki olarak tanımlanan bir öğrenciydim. Kendi kendime düşündüm; ‘Çalışmadan bu sınavda nasıl başarılı olurum?’

    En iyi olduğum alan dil dedim ve lisede yabancı dil bölümünü seçtim. Tüm öğretmenlerim ilk tercihime gireceğimi düşünürken, ben tüm yılı, çalışmak yerine gezerek geçirdiğim için yanlış hatırlamıyorsam üçüncü tercihime girdim. Hacettepe İngiliz Dili ve Edebiyatı.

    Harika lise yıllarımın ardından (ki bunun için aileme ve dostlarıma teşekkür borçluyum) harika üniversite yıllarım başladı. Ben hayatı olumlu bir bakış açısıyla yorumlayan biriyim. Mutlaka olumsuzluklar yaşanmıştır ama hep mutlu bir insan oldum.

    1996’da üniversitenin ikinci yılında, gazetede bir ilan gördüm. Sunuculuk ve Spikerlik Kursu. O ana kadar hiç düşünmediğim bir alan. Neden bilmiyorum, içimde o kursa katılmak için inanılmaz bir istek duydum ve hemen ailemi aradım. Gittiğim kursları yarım

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1