Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

#Direnpipi
#Direnpipi
#Direnpipi
Ebook111 pages1 hour

#Direnpipi

Rating: 3 out of 5 stars

3/5

()

Read preview

About this ebook

Sünnet, bu toprakların sorgulanmadan kabül edilen vahşi uygulamalarından, geleneklerinden biri. Gerek dini, gerekse kültürel nedenlerle toplumda kabül edilegelen, sıradanlaştırılan ve göz ardı edilen erkek sünneti, hala yeterli siyasi ilgiyi göremedi.

Kaan Göktaş’ın çalışması bu ezberi bozuyor. #direnpipi’de yazar, sünnetin din ile ilişkisini ele alarak tartışmaya başlıyor. Ardından, sünnetin insan hakları, hukuk ve en önemlisi de etik yönlerden tartışıp, meselenin sorunlu noktalarını ifşa ediyor. Bunu da sürükleyici ve heyecanlı bir dille yapıyor. Bir çırpıda okunacak, meselenin göz ardı edilmiş noktalarıyla okuru ürkütecek bir çalışma #direnpipi.

LanguageTürkçe
Release dateJun 5, 2014
ISBN9781927893401
#Direnpipi

Related to #Direnpipi

Related ebooks

Related categories

Reviews for #Direnpipi

Rating: 3 out of 5 stars
3/5

2 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    #Direnpipi - Kaan Göktaş

    Okumadan Önce

    Kitabın içindeki Kuran ayetleri, sure numarası–ayet numarası şeklinde verilmiştir (Ör: 4:119; Dördüncü sure – Yüz on dördüncü ayet). Bunun sebebi, hem evrensel olarak, Kuran'da sure ve ayetleri rahatlıkla bulabilmeyi sağlamak hem de sonradan verilen sure isimlerinin (Muhammed Peygamber döneminde surelerin isimleri yoktu, Kuran ayetlerinin kitap olarak derlenmesinden sonra sureler isimlendirilmiştir) çeşitli meal, tefsir ve Kuran nüshalarında farklı isimlendirilmesinden ötürü (Ör: Edip Yüksel’in Mesaj isimli çevirisinde kimi sureler farklı şekilde isimlendirilir. 17. Sure, meal ve tefsirlerin %90'unda İsra Suresi olarak isimlendirilirken, Yüksel'in eserinde Beni İsrail Suresi olarak geçer.  Yine kimi eser sahipleri, sure isimlerini Türkçe karşılıklarıyla vermeyi tercih eder, Nisa Suresi-Kadın Suresi gibi...) Bundan amaç karışıklığa neden olmamaktır. Böylelikle elinizde bulunan herhangi bir Kuran nüshasının fihrist bölümünden rahatlıkla bahse konu sure ve ayeti bulabilirsiniz.

    Kitabın hazırlanması sırasında, Kuran ayetleri bahse konu olduğunda, elimizde bulunan 22 farklı meal, tefsir ve açıklamalı metinden yararlanılmıştır. Ancak aksi belirtilmedikçe, ayet alıntıları Edip Yüksel'in Mesaj isimli Kuran çevirisinden yapılmıştır.

    E-Kitap Baskısına Önsöz

    Bu kitabın ilk baskısı, 2013 Mayıs ayında Oldu da Bitti Maşallah ismiyle yapıldı. Türkiye’de yaklaşık 40 milyon sünnetli erkek varken, sünnet üzerine (akademik yayınlar hariç) popüler bir eser kaleme alınmaması hep garibime gitmiştir. Gerçekten de insanlar bu konuda daha önce hiç düşünmemiş, sorgulamamış olacaklar ki, kitap çıktıktan hemen sonra çeşitli okur kitlelerinden yoğun ilgi gördü. Bir çok gazete ve dergiye, televizyon programlarına konu oldu. Hiç tanımadığım insanlardan Kitabı okuduk, fikrimizi değiştirdik, oğlumuzu sünnet ettirmeyeceğiz. ya da Ben zaten çocuğumu sünnet ettirmemiştim, kitabı okuyunca doğru yaptığımı anladım. türü mesajlar aldım. Elbette her kitap gibi zaman içinde bu kitapta da değişmesi, güncellenmesi gereken kısımlar oldu. Örneğin bazı noktalarda bakış açım keskinleşirken, şimdi tarafsız bir gözle okuyunca kasıtlı bir anti-semitizm gibi duran Yahudi komplosu bölümlerini traşladım. Bu arada, Propaganda Yayınları ile kitabın yeni baskısını e-kitap olarak yayımlamak üzere anlaştık. Yayınevinin kurucusu Can Başkent’in ilk baskıyı okuduktan sonra, kitaba dair bana e-posta ile sorduğu soruları ve verdiğim cevapları da, kitabın sonuna, bir çeşit sonsöz olarak ekledim. Böylece Can’ın yayıncılığı kadar okurluğuna da güvendiğimden, standart okurun kafasında kalabilecek son soru işaretlerini de en aza indirmeyi hedefledim.

    Kitabın ismine gelince… 2013 Gezi Direnişi esnasında, malum #direnxxx şeklindeki sloganlar bir sosyal medya fenomeni haline gelmişti. İşte o günlerde, muzip okurlardan biri, bir belediyenin toplu sünnet etkinliği afişinin altına Diren Pipi! sloganını konduruvermişti. Sünnet karşıtı bir kitabın, elektronik nüshasına en çok yakışan isim de bu olurdu zaten. Anında sahiplendik. (O isimsiz arkadaşa buradan selam olsun!)

    Kitabı okuduktan sonra aklınıza takılan her konuda bana sosyal medyadan ya da blogumdan ulaşabilirsiniz.

    Silivri, Mayıs 2014.

    Sünnetin Tarihçesi

    Semavi Olmayan Dinlerde ve Diğer Kültürlerde Sünnet

    Sünnetin tarihçesi, çeşitli kaynak ve araştırmalarda, M.Ö. 15.000 yılına kadar dayandırılsa da, kanıtlanabilen en eski örnek bundan altı bin yıl öncesine uzanır. Antropolog Ashley Montagu'nun araştırmalarında, bundan altı bin yıl önce Antik Mısır uygarlıklarında erkeklere sünnet uygulandığından bahsedilir.

    Yine Tarihin Babası diye anılan ünlü Tarihçi Herodot'a göre de, sünnetin altı bin yıllık bir geçmişi vardır. Herodot'un yazdıklarından yola çıkarak sünnet için tarihin en eski ameliyatı denilmiştir.

    Sünnetin bilinen en eski kanıtı, Mısır'da bulunan bir hanedanlık mezarının duvarında yer alır. Sakkara kentinde, 4. Hanedanlık Mezarı isimli tarihi yapının duvarında, M.Ö. 4400 yılında yapıldığı tahmin edilen ve sünnet operasyonunu resmeden bir çizim bulunmaktadır.

    Bundan yaklaşık 17 bin yıl önce, M.Ö. 15 binli yıllarda, sünnetin erkeklerde uygulandığını savunan bilim adamları, kadın-egemen/anaerkil toplumlarda, kimi erkeklerin bereket tanrıçasına penislerini kurban ettiklerini, kökünden kestikleri penislerini, ana tanrıçayı temsil eden heykel, totem, büst gibi nesnelerin dibine gömdüklerini ve bunun toprağa bereket getireceğine inandıklarını iddia ederler.  Bu hikâye, Halikarnas Balıkçısı tarafından da nakledilmiştir.

    Bu iddia doğruysa, anaerkil düzenden ataerkil düzene geçiş sürecinde, penisi kökünden kesme âdeti, yerini aşama aşama günümüzde uygulanan şekline bırakmıştır.

    Gerçekten de günümüzde bazı küçük topluluklarda ve kültürlerde görünen bazı sünnet biçimleri de bu iddiaları doğrulamaktadır. Günümüzde halen Afrika'nın bazı kabilelerinde ve önceki dönemlerde Arabistan Yarımadası'nın güney kesimlerinde uygulandığı tespit edilen penis derisi, erbezleri ve kasıkların derisinin tamamen yüzülmesi ve halen bazı Avustralya yerlileri arasında uygulanan üriner tüpün ve penis gövdesinin tamamen yarılması gibi sünnet biçimleri, sünnet operasyonundaki biçimsel ve cerrahi evrimleşmeyi ortaya koymaktadır.

    En basit özetle, erkeklerde sünnetin kökeninin, yazının icadından da öncesine, semavi dinlerin mitlerinde anlatılanlardan en az 10 bin yıl öncesine dayandığını söyleyebiliriz.

    Konuyla ilgili çeşitli bilimsel kaynaklar, tarihçe ve köken hakkında farklı bilgiler de verir. Örneğin James De Meo'nun, Erkek ve Kadın Jenital Yaralamalarının Coğrafyası başlıklı makalesinde, sünnetin M.Ö. 5000 yılında, Sahara'nın çölleşmesi sonucu ortaya çıktığı ve ataerkillikle beraber buradan dünyanın diğer bölgelerine yayıldığı anlatılır. Aynı eserde, Mısırlıların da bu uygulamayı kendi başlarına keşfetmedikleri, işgalci bedevi kabilelerden bu âdeti görüp öğrendikleri iddiasından bahsedilir. Kimi kaynaklar, Babil ve Aztek uygarlıklarında da sünnetin bulunduğunu iddia ederler. Eski Hint uygarlıklarında da erkek bireylerin sünnet derisini kutsal bir armağan olarak tanrılara sundukları belirtilir, ancak günümüzde Hint toplumunda sünnet geleneği yoktur.

    Günümüzde sünnet, sadece ortak kökenleri İbrahim Peygamber'e dayanan Hıristiyanlık, Müslümanlık ve Yahudilik dinlerinin mensuplarında değil, bu dinlere mensup toplumların zaman içinde egemenlik kurduğu ve karşılıklı kültür alışverişinde bulundukları coğrafyalarda da uygulanmaktadır. Ancak ilginç olan, balta girmemiş tabir edilen ilkel kimi Afrika kabileleri ve kimi Avustralya yerlilerinde de sünnet operasyonunun görülmesidir.

    Sonuç olarak, sünnet operasyonunun toplumlarda görülmesinin sosyal, teolojik ve sözde tıbbi gerekçeleri arasında, tanrılara insan kurban etme geleneğinin uzuv kurban etmeye, bunun da yumuşatılarak uzvun bir parçasını kurban etmeye dönüştürülmesi, bir topluluğa, dine vs. ait olma işareti olması, çocukluktan erkekliğe-kadınlığa geçiş işareti olması, erkek sünnetinde, kadının aylık regl periyodunun taklit edilmeye çalışılması, her iki cins için cinsiyet organlarını açığa çıkaracak bir operasyon olması, üremeyi engellemeyen ama cinsel ilişkiden alınacak zevki minimuma indirmek için yapılan bir operasyon olması ve kimi zaman da savaşta yenilen düşmanı aşağılama yolu olması sayılabilir.

    İbrahim Peygamber ve Sünnet

    Tek tanrılı dinlerin atası olarak kabul edilen İbrahim Peygamber, erkeklerde uygulanan sünnet operasyonunun dinsel temellerinin de dayandığı isim olarak kabul edilir.

    Gerek Tevrat'ta, gerekse (İslam’daki hadis kavramının karşılığı olan) sözlü Yahudi efsanelerinde, Tanrı'nın İbrahim Peygamber'le anlaşma yaptığı ve bu anlaşmanın işareti olarak, İbrahim Peygamber’in ve soyundan gelen tüm erkeklerin sünnet edilmelerinin emredildiğinden bahsedilir. Yahudi kaynaklarında, İbrahim Peygamber'in bu anlaşmanın yapıldığı zamanda oldukça ileri bir yaşta olduğu (Tevrat'ın belirttiğine göre 99) ve çakmaktaşından imal ettiği bir baltayla kendi kendini sünnet ettiği, aynı gün oğlu ve beraberinde bulunan tüm adamlarını da sünnet ettirdiği anlatılır.

    Tevrat'ta Tanrı ile İbrahim Peygamber'in sünnet anlaşması şu şekilde geçer:

    "Sen ve senden sonra zürriyetinle benim aramda tutacağınız ahdim budur, aranızda her erkek

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1